dnznc
dil bilimci var mi acaba?ona su sarkiyi armagan edecegim eger bir sorumu cevaplar isehttps://www.youtube.com/watch?v=wvUQcnfwUUM
dil bilimci var mi acaba?
ona su sarkiyi armagan edecegim eger bir sorumu cevaplar ise
www.youtube.com
ona su sarkiyi armagan edecegim eger bir sorumu cevaplar ise
www.youtube.com
0
@mezzosprite
ses dizimi ile ilgili bir soru, ama cevabini aldim. tesekkur ederim ilginiz icin. yine de soruyu sorayim tabii:
/rp pf lp/ siralamasi, harflerin ardarda gelmesi, /pr fr pl pj/ dizimine gore daha az rastlanir bir olgu. neden?
bu asimetrinin aciklamasi nedir?
ses dizimi ile ilgili bir soru, ama cevabini aldim. tesekkur ederim ilginiz icin. yine de soruyu sorayim tabii:
/rp pf lp/ siralamasi, harflerin ardarda gelmesi, /pr fr pl pj/ dizimine gore daha az rastlanir bir olgu. neden?
bu asimetrinin aciklamasi nedir?
0
sesi çıkarmanın daha çok efor sarfedilmesine neden olduğu içindir. dil zamanla insanların daha kolay telaffuz edebileceği şekle evrilir; ya da dil ve ağız yapısı dile göre evrilir. pr harfi dudak ve sert damağa sırayla vurgu yapılmasını gerektirirken rp harfi çıkarmak dilin yer değiştirmesini gerektirmez. gibi.
0
naughtyfisherman
Malum yılbaşı hayallerine kapılıp bilet aldık, amorti vurdu, haydan gelen huya gider dedik amorti parası ile yine bilet aldık.9 Ocak bileti var elimde bugün de 9 ocak. Ne milli piyango'nun sitesinden ne de başka bir kaynaktan çekilişle ilgili bir bilgi alamadım. Yapılıp yapılmadığını, yapılacaksa sa
Malum yılbaşı hayallerine kapılıp bilet aldık, amorti vurdu, haydan gelen huya gider dedik amorti parası ile yine bilet aldık.
9 Ocak bileti var elimde bugün de 9 ocak. Ne milli piyango'nun sitesinden ne de başka bir kaynaktan çekilişle ilgili bir bilgi alamadım. Yapılıp yapılmadığını, yapılacaksa saat kaçta nerede yapılacağı ile bir bilgi de yok.
İlk sorum çekilişle ilgili bilgisi olan var mı?
İkinci sorum hukuki olarak bu çeklişin bugün yapılmaması ve çekilişin yapılacağı yer saat bilgisinin bir şekilde kamuya açıklanmaması hukuken aykırı bir durum değil midir?
Birileri bir yerde bir çekiliş yapıyor nerde nasıl yapılıyor haberimiz yok sonra da yarın kazanan numaralar ahanda budur dicekler biz de tüh çıkmadı deyip hayatımıza devam edicez. Bu mudur yani?
9 Ocak bileti var elimde bugün de 9 ocak. Ne milli piyango'nun sitesinden ne de başka bir kaynaktan çekilişle ilgili bir bilgi alamadım. Yapılıp yapılmadığını, yapılacaksa saat kaçta nerede yapılacağı ile bir bilgi de yok.
İlk sorum çekilişle ilgili bilgisi olan var mı?
İkinci sorum hukuki olarak bu çeklişin bugün yapılmaması ve çekilişin yapılacağı yer saat bilgisinin bir şekilde kamuya açıklanmaması hukuken aykırı bir durum değil midir?
Birileri bir yerde bir çekiliş yapıyor nerde nasıl yapılıyor haberimiz yok sonra da yarın kazanan numaralar ahanda budur dicekler biz de tüh çıkmadı deyip hayatımıza devam edicez. Bu mudur yani?
0
fenerbasket
uzun süredir gün içinde yorgunluk belirtilerim var. ağır bir iş yapmamama rağmen gün ortasında enerjimin bittiğini hissediyorum, sık esniyorum. bir doktora görünmem gerekiyormu acaba? birisi belki kanda demir eksikliği olabilir dedi. hangi doktora başvurmalıyım?
uzun süredir gün içinde yorgunluk belirtilerim var. ağır bir iş yapmamama rağmen gün ortasında enerjimin bittiğini hissediyorum, sık esniyorum. bir doktora görünmem gerekiyormu acaba? birisi belki kanda demir eksikliği olabilir dedi. hangi doktora başvurmalıyım?
0
masa başı işin var mı ? varsa işin zor spora gitmen gerek oturduğum yerden yoruluyorum öyle bir sorunum var bir ara solgarın ginseng tabletlerini aldım yine bişey olmamıştı.
0
Yeterince uyumamaktan olabilir. Bende ayni sey kendimi 7 saat uykuyla idare etmeye zorladigim bir donemde olmustu. 8-9 saat uyuyunca yorgunluk hissi gidiyor. Doktora git ama baska sikayetin yoksa ilgilenirler mi bilmem. Kan degerlerine baktirmak iyi fikir ama, onu ihmal etme.
0
mezzosprite
bir kitabın birkaç paragrafını aynen yazmış, kendi fikriymiş gibi görünsün diye de başına "bilgim sınırlı ama açıklamaya çalışacağım" falan yazmış. referans belirtmiyor hiçbir şekilde. hiç etik değil bence ama sözlük bazında legal mi? yoksa ispiyonlayabilir miyim? ispiyonlayabilirsem hangi kategorid
bir kitabın birkaç paragrafını aynen yazmış, kendi fikriymiş gibi görünsün diye de başına "bilgim sınırlı ama açıklamaya çalışacağım" falan yazmış. referans belirtmiyor hiçbir şekilde. hiç etik değil bence ama sözlük bazında legal mi? yoksa ispiyonlayabilir miyim? ispiyonlayabilirsem hangi kategoride ispiyonlamalıyım, gg mi?
0
ifşa et.
hırsızı bi kere yakalayınca affediyor muyuz? ikincisini yapmasını mı bekliyoruz?
hırsızı bi kere yakalayınca affediyor muyuz? ikincisini yapmasını mı bekliyoruz?
0
diğer entrylerine baktım hep mi öyle yapıyor diye ama başka bi şey yakalayamadım, o yüzden ifşa etmeye gerek yok gibi geliyor, var mı yoksa?
affetmiyoruz tabi ama hırsız olduğunu ilan da etmiyoruz. gerçi ekmek çalmış değil yani çok gereksiz bi hırsızlık yapmış ama yine de cezası bu mu bilemedim. ispiyonlamak yetmez mi? ya da mesaj atıp uyarsam mı?
affetmiyoruz tabi ama hırsız olduğunu ilan da etmiyoruz. gerçi ekmek çalmış değil yani çok gereksiz bi hırsızlık yapmış ama yine de cezası bu mu bilemedim. ispiyonlamak yetmez mi? ya da mesaj atıp uyarsam mı?
0
uyarın düzeltsin +1
düzeltmezse ifşa et +1
yine de düzeltmezse ağız burun dalalım +100
düzeltmezse ifşa et +1
yine de düzeltmezse ağız burun dalalım +100
0
dieselsingle2
Dişleri düzenli fırcalamaya başladım. Hepsi mis gibi bembeyaz oldu. Alt ön dişler hariç. Özellikle köpek disinde sekilsel sebeplerden dolayı ulaşılması güç bir bölüm sarı kalıyor. Bu arada sigara kahve çay 0. Oral B'nin döner başlıklı pahalı dis fırcalari mi paklar o sarı yerleri? Ne yapmalı? Özenle
Dişleri düzenli fırcalamaya başladım. Hepsi mis gibi bembeyaz oldu. Alt ön dişler hariç. Özellikle köpek disinde sekilsel sebeplerden dolayı ulaşılması güç bir bölüm sarı kalıyor. Bu arada sigara kahve çay 0.
Oral B'nin döner başlıklı pahalı dis fırcalari mi paklar o sarı yerleri? Ne yapmalı? Özenle o kısmı fırcalamak istesem dis eti acıyor
Oral B'nin döner başlıklı pahalı dis fırcalari mi paklar o sarı yerleri? Ne yapmalı? Özenle o kısmı fırcalamak istesem dis eti acıyor
0
bende gargara işe yarıyordu o sarılıkların geçmesinde. gerçi bende sarı olan yerler böyle leke şeklindeydi.
0
Disleri duzenli fircalayinca beyazliyor muymus? Hangi dis macununu kullaniyorsun?
0
fırçanın ulaşamadığı yerler için diş ipi şart, o sarılıklar çürüğe de dönüşebilir
0
0
vodianova
hiç başıma gelmedi merak ediyorum.toplu taşıma araçlarında biri kusunca kim temizliyor?kusan kişi ne yapıyor sonra?üzerine kusulan kişi varsa o ne yapıyor?
hiç başıma gelmedi merak ediyorum.
toplu taşıma araçlarında biri kusunca kim temizliyor?
kusan kişi ne yapıyor sonra?
üzerine kusulan kişi varsa o ne yapıyor?
toplu taşıma araçlarında biri kusunca kim temizliyor?
kusan kişi ne yapıyor sonra?
üzerine kusulan kişi varsa o ne yapıyor?
0
bi kere gördüm öylece duruyordu üzerini gazeteyle örtmeye çalışmışlardı.
kusan kişiyi görmedim daha önce inmiş.
kusan kişiyi görmedim daha önce inmiş.
0
geçen sene yılbaşında şoför azarlamakla kaldı valla kadıköy'e gittikten sonra ne oldu bilmem şoför temizlemiştir yüksek ihtimal.birininde pantalonuna kusmuş çocuk adam birader pantalonun anasını siktin nerenizle içtiğiniz belli değil vs. söyleniyordu :D benim gördüğüm bu müdür.
0
Ustume kusani doverim ben. Hele sarhossa daha pis doverim. Hasta oldugum zamanlar cebimde poset tasiyorum. Metrobuste sictilar afedersin caps leri var. Kusmak ne kelime. Temizlemiyorlar.
0
metrobuste bir kadın gordum kusacağı mecidiyeköyden bindiginde belliydi,altunizade de çıkardı iki koltuk arasına boghhhhh diye..bir durak sonra da indi o leş kusmukla kadıköye zor girdik..
be a.k mun karısı madem kusacan in de kussana.yanındaki kocası seninde ebeni.
be a.k mun karısı madem kusacan in de kussana.yanındaki kocası seninde ebeni.
0
Bugun bu soru aklima geldi benimde.
Biri otobuste,trende ustume kussa naparim diye..
Azarlardim kusani ve montumu cikarir bunu temizlet derdim. Hakediyor.
Belki o montu kafasina bile gecirebilirim, o anki psikolojiyle.
Not:lutfen cantanizda kucuk torba tasiyin boyle zamanlarda gerekli.
Biri otobuste,trende ustume kussa naparim diye..
Azarlardim kusani ve montumu cikarir bunu temizlet derdim. Hakediyor.
Belki o montu kafasina bile gecirebilirim, o anki psikolojiyle.
Not:lutfen cantanizda kucuk torba tasiyin boyle zamanlarda gerekli.
0
yıllar önce bi kere görmüştüm, adam tramvayda yere kustu, bir sonraki durakta indi, gitti. daha sonraki durakta temizlikçi geldi (nerden haber aldıysa) paspasla sildi orayı. daha da sonraki durakta o da indi :)
0
seneler önce babamın üzerine bi cocuk kusmus, cocuklu babaya isterseniz siz oturun kizi da kucaginiza alirsiniz demis, ancak baba zahmet etmeyin ama kiz hasta siz alirsaniz yorulmasin ayakta demis.. her neyse 5 dk kadar sonra minik kiz babamin üzerine kusmus.. babam eve geldi üzerini cikardi dus aldi.. ve cevabi su oldu "hastalik bu kizim ne yapacaksin isteyerek yapmadi ya"
simdi biri benim üzerime kussa sanirim ayni tepkiyi veririm, napalim yani dikkatli olunmasi gerek ama olunamadiysa dünyanın sonu degil ya, hastalik..
simdi biri benim üzerime kussa sanirim ayni tepkiyi veririm, napalim yani dikkatli olunmasi gerek ama olunamadiysa dünyanın sonu degil ya, hastalik..
0
2011 26 Haziran'ın daha ilk saatleriydi 1-2 falan gece. Eve dönmek için taksim'den bostancı dolmuşuna bindim ve o gece yanımda oturan kız zaten sallanıyodu kafa böyle tam dolmabahçe'de kusmaya başladı. bu da yetmedi o dolmuşta bi sapık vardı köşede oturan ablamız sapık için şikayette bulundu arada kusanın da lafı geçti dolmuş şöförü sallamadı sapık kısmını döndü
KİM KUSUYOOOO?!?!?!? şeklinde benim pantolonuma kustu bi şey demedim durdum öyle tiksinerek ki zil zurna sarhoş bi şey desem de yapcak bi şey yok yani sinirlenmenin manası yoktu. sonra akıllara kazınmış bi gece yaşadık böyle bi macerayla :) hatırlayıp güleriz ama temizleyen kusanın sevgilisiydi bizde :D
KİM KUSUYOOOO?!?!?!? şeklinde benim pantolonuma kustu bi şey demedim durdum öyle tiksinerek ki zil zurna sarhoş bi şey desem de yapcak bi şey yok yani sinirlenmenin manası yoktu. sonra akıllara kazınmış bi gece yaşadık böyle bi macerayla :) hatırlayıp güleriz ama temizleyen kusanın sevgilisiydi bizde :D
0
son bir yılda birkaç kez başıma geldi. yaşadığım yerin fiziki durumu nedeniyle (dağ, dolayısıyla virajlar virajlar) başka hiçbir neden yokken bile dolmuşta midem sık sık bulanır. bulantılı hastalık da işin içine girince kusmak kaçınılmaz oluyor. olacakları bildiğim için yanıma poşet alıyorum böyle durumlarda, kusacağımı anlayınca hemen hazırlıyorum, böylece kimsenin dolmuşuna ya da üstüne kusmuyorum. ama mesela dolmuş şoförü sesimi duyuyor ama görmüyor poşete kustuğumu, belki de dolmuşa kusuyorum falan ama yine de hiçbiri gıkını çıkartmadı şimdiye kadar. yanımda oturan da tanımadığım biriyse bile "iyi misin" falan diyor, mendil uzatıyor. burda azarlayanları, dövmek isteyenleri okuyunca şaşırdım, insanlığınızı seveyim. sarhoş da olsa hasta da olsa kusuyor olmak yeterince kötü zaten, agresif davranmanıza kimsenin ihtiyacı yok.
0
in vino veritas
arkadaş kafam karıştı pelte oldum şu düşünceyi bi netleştiremedim, yardım edin hele.şimdi elimizde bi soru var, atıyorum mesela diyorum ki, "kar mı yağıyor yağmur mu?" dışarda ya kesin kar yağıyor ya da kesin yağmur. şimdi karın veya yağmurun yağma olasılığı eşit %50, ama bunlardan birinin kesin yağ
arkadaş kafam karıştı pelte oldum şu düşünceyi bi netleştiremedim, yardım edin hele.
şimdi elimizde bi soru var, atıyorum mesela diyorum ki, "kar mı yağıyor yağmur mu?" dışarda ya kesin kar yağıyor ya da kesin yağmur. şimdi karın veya yağmurun yağma olasılığı eşit %50, ama bunlardan birinin kesin yağma olasılığı %100. yani şimdi %50 mi %100 mü?
ben derdimi anlatamadım ama siz anlamış olabilirsiniz belki. bi yardım edin hele kafam karıştı, çıkamadım işin içinden.
şimdi elimizde bi soru var, atıyorum mesela diyorum ki, "kar mı yağıyor yağmur mu?" dışarda ya kesin kar yağıyor ya da kesin yağmur. şimdi karın veya yağmurun yağma olasılığı eşit %50, ama bunlardan birinin kesin yağma olasılığı %100. yani şimdi %50 mi %100 mü?
ben derdimi anlatamadım ama siz anlamış olabilirsiniz belki. bi yardım edin hele kafam karıştı, çıkamadım işin içinden.
0
dışarda kesinlikle kar ya da yağmur yağıyor demişsin. ama hangisi bilmiyoruz.
kar yağma olasılığı %50
yağmur yağma olasılığı %50
kar ya da yağmur yağma olasılığı %100
bunda kafan karışacak ne var?
kar yağma olasılığı %50
yağmur yağma olasılığı %50
kar ya da yağmur yağma olasılığı %100
bunda kafan karışacak ne var?
0
@ikiniz, aynısını düşündüm, ama çok saçma geldi aynı soruya ayrı cevap mı verdim yoksa farklı iki şeye mi cevap verdim algılayamadım. tamam net oldu şimdi teyit alınca :) sağolun var olun.
0
yule
zeka, zekanın tanımı ve etnik farklılıklara göre zeka konuları hakkında türkçe akademik makale(ler), kaynaklar arıyorum. Google'dan bir kaç tane buldum ama yetersiz. Referans olarak gösterebileceğim kaynaklar değil. Yardım lütfen.
zeka, zekanın tanımı ve etnik farklılıklara göre zeka konuları hakkında türkçe akademik makale(ler), kaynaklar arıyorum. Google'dan bir kaç tane buldum ama yetersiz. Referans olarak gösterebileceğim kaynaklar değil. Yardım lütfen.
0
don mike
Alt katimda oturan ciftin iki tane kedisi var. birkac ay once 4 tane idiler, bir tanesi hastalanip ölmus digeri de kacmis. kadin ve erkek arkadasi sorunlu tipler, cok ileri olmamakla beraber zeka engelliler sanirim, konusmalari falan normal ama en kucuk problemde olay cikariyorlar. tasindigimdan be
Alt katimda oturan ciftin iki tane kedisi var. birkac ay once 4 tane idiler, bir tanesi hastalanip ölmus digeri de kacmis. kadin ve erkek arkadasi sorunlu tipler, cok ileri olmamakla beraber zeka engelliler sanirim, konusmalari falan normal ama en kucuk problemde olay cikariyorlar. tasindigimdan beri (3 4 aydir) kedileriyle ilgili surekli tartisma cikiyor. anladigim kadariyla kedilerini cocuklari gibi sahiplenmis kadin. butun gun evde temizlik yapiyor hatta bu temizlik problemi o kadar ileri ki ilk tasindigimda bana surekli kapimin onunu temizlemem icin istekte bulunuyordu, bir keresinde vaktim olmadigini soyleyince baya bagirismali, kufurlu kavga etmisti.
neyse bu olayi anlatmamin nedeni bu temizlik hastaliginin boyutunu gosterebilmek icindi. sorun su ki, kedilerin evde kullandigi tek bir kum sepeti var ve sanirim o kumu hergun temizlemiyorlar. malum kediler de bir sure sonra temizlenmeyince kum evin baska bir yerine yapiyor ihtiyacini sanirim ya da kuma yapinca cok koku cikartiyorlar bu da kadini deli ediyor. ancak hergun alt katta kadinin kedileri dovmesine icim razi olmuyor. bugun ogleden sonra eve geldim biraz uzanayim dedim, 5 dakika sonra alt kattan pat pat (yastiga vurunca cikan sesler gibi) sesler duydum hemen akabinde kedi ciyaklamaya basladi, kadin da arkasindan kediye bagirmaya. kedileri kurtarmak icin hayvan barinagini aramayi dusundum ancak bu sefer de gelen gorevliler once komsulari sorustuyorumus malum apartmanda bir ben, bir onlar, bir de butun gun icip uyuyan bir komsu var. yani sonuc olarak kedileri almazlar. ben de bu kavga durumlarinda bazen kacabilen kediyi eve alip bir sure sonra cantada disari cikarip bir yere salmayi dusundum ancak bu sogukta yasayamaz hayvan telef olur. kendim de besleyemiyorum zira evde kendi kedim var ona zor bakiyorum. ancak baya kotu bir hal almaya basladi alt komsumun kedilere siddeti. bu durumda buraya gelip fikir almak istedim bir sey yapilabilir mi diye?
neyse bu olayi anlatmamin nedeni bu temizlik hastaliginin boyutunu gosterebilmek icindi. sorun su ki, kedilerin evde kullandigi tek bir kum sepeti var ve sanirim o kumu hergun temizlemiyorlar. malum kediler de bir sure sonra temizlenmeyince kum evin baska bir yerine yapiyor ihtiyacini sanirim ya da kuma yapinca cok koku cikartiyorlar bu da kadini deli ediyor. ancak hergun alt katta kadinin kedileri dovmesine icim razi olmuyor. bugun ogleden sonra eve geldim biraz uzanayim dedim, 5 dakika sonra alt kattan pat pat (yastiga vurunca cikan sesler gibi) sesler duydum hemen akabinde kedi ciyaklamaya basladi, kadin da arkasindan kediye bagirmaya. kedileri kurtarmak icin hayvan barinagini aramayi dusundum ancak bu sefer de gelen gorevliler once komsulari sorustuyorumus malum apartmanda bir ben, bir onlar, bir de butun gun icip uyuyan bir komsu var. yani sonuc olarak kedileri almazlar. ben de bu kavga durumlarinda bazen kacabilen kediyi eve alip bir sure sonra cantada disari cikarip bir yere salmayi dusundum ancak bu sogukta yasayamaz hayvan telef olur. kendim de besleyemiyorum zira evde kendi kedim var ona zor bakiyorum. ancak baya kotu bir hal almaya basladi alt komsumun kedilere siddeti. bu durumda buraya gelip fikir almak istedim bir sey yapilabilir mi diye?
0
kedi sahiplendiren veteriner klinikleri var onlardan bul bir tane. kediyi de bahsettiğin gibi kaçır götür sahiplendirsinler. derim ben.
0
öncelikle kedi soğuktan ölmez.
yani soğuğu dert etme.
açlıktan da ölmez.
sadece araba ezerse ölür.
kediyi al böyle lokantaların ne bilim tavuk döner satan büfelerin ya da balıkçıların olduğu bir yere sal gitsin.
yani soğuğu dert etme.
açlıktan da ölmez.
sadece araba ezerse ölür.
kediyi al böyle lokantaların ne bilim tavuk döner satan büfelerin ya da balıkçıların olduğu bir yere sal gitsin.
0
yok artık, hasta o kadın.
bence nereye olursa olsun kaçırmaya bak, soğukta bile sokakta daha iyi bi yaşamı olabilir. tabii ki mümkünse sahiplendirilmesi daha iyi.
bence nereye olursa olsun kaçırmaya bak, soğukta bile sokakta daha iyi bi yaşamı olabilir. tabii ki mümkünse sahiplendirilmesi daha iyi.
0
facebook'ta haysev'in sayfalarında iletişim numarası var, onlara bir danışabilir misin? ben de açıkçası çok şaşırdım bu duruma, tabi hayvanlara eziyet eden insanlar çok ne yazık ki, ama böyle evde hapis tutup da bir de saldırmaları kediciklere çok garip. yazık biri de ölmüş, belki de ilgilenmediklerinden öldü. diğeri kaçmış kurtarmış canını bence, kedi dövülür mü yav?
0
Sabah sabah çok sinirlendim. Hangi şehir bu? Ankara'ysa belediye ekipleri, polis vs. ayağa kaldırıp gidip alalım hayvanları yazıktır.
Ankara değilse HAYTAP veya HAYSEV'e başvurun, onlar prosedürü biliyordur.
Ankara değilse HAYTAP veya HAYSEV'e başvurun, onlar prosedürü biliyordur.
0
oncelikle kedimi goturdugum veterinere danisacagim olumsuz yanit alirsam bir baska veterinere. en son olarak bu derneklere basvurmayi dusunuyorum zira soyledigim gibi, hayvana el konulmasi ozellikle engelli insanlarda daha zor oldugunu duydum onun icin pek guvenemiyorum.
0
verilen fikirler icin hem kendi adima hem de kurtulan kediler adina size tesekkur ederim. sonucu merak ediyorsaniz; eksisozluk.com
0
ontheroad
babamın arkadaşının reklam ajansında part time olarak vakit değerlendirme-tecrübe amaçlı çalışıyorum ve haftada 15-20 saatimi orada geçiriyorum. yaptığım işe göre iyi para alıyorum ve sürekli hediyeler geliyor(kozmetik, kıyafet, ayakkabı albüm falan). neyse ben durumdan çok memnunum, diğer çalışanla
babamın arkadaşının reklam ajansında part time olarak vakit değerlendirme-tecrübe amaçlı çalışıyorum ve haftada 15-20 saatimi orada geçiriyorum. yaptığım işe göre iyi para alıyorum ve sürekli hediyeler geliyor(kozmetik, kıyafet, ayakkabı albüm falan). neyse ben durumdan çok memnunum, diğer çalışanlar, patron falan da memnun benden. yılbaşı ve ikramiye amaçlı çalışanların bir kısmına hediye telefon alıyorlarmış (iphone 5s). işte bunun için renk tercih eden olur falan diye liste yapmışlar. listede benim adım da geçiyor yani bana da telefon alacaklarmış. ama ben kesinlikle böyle bir şey istemiyorum. kullandığım telefon yeni durumda, ihtiyacım olsa gider ailemden ister yada kendim alırdım zaten. şimdi adama yok ben istemiyorum desem kötü olacak, hediye veriyoruz beğenmiyor, istemiyor falan diye düşünecek. e kabul etsem başta babam kızacak sonra telefon hediye edilmeyen kişilere karşı kötü olucam. ne yapıyım ben?
0
çalışanlardan sizinle de patronla da muhabbeti olan bir iş arkadaşınız varsa ve samimiyseniz ona söyleyin derim.
0
@gibson satsam adama ayıp olur. zaten ben en uygun şekilde hediyeyi geri çevirmeyi istiyorum.
0
nuvomed
Merhaba,Acilen bir psikolog bulmam lazım ama maddi olarak zor durumdayım. Bildiğiniz ucuz bana yardım edebilecek bir psikolog var mı acaba? İstanbul'da oturuyorum
Merhaba,
Acilen bir psikolog bulmam lazım ama maddi olarak zor durumdayım. Bildiğiniz ucuz bana yardım edebilecek bir psikolog var mı acaba? İstanbul'da oturuyorum
Acilen bir psikolog bulmam lazım ama maddi olarak zor durumdayım. Bildiğiniz ucuz bana yardım edebilecek bir psikolog var mı acaba? İstanbul'da oturuyorum
0
odiyus
bu durumu 1-2 kere yaşamış olsam önemsemeyeceğim ama 9-10 defadan fazladır yaşıyorum.arkadaşımla, annemle, çevremdeki insanlar ile sanki rüyayı gerçekten yaşamış gibi konuşuyorum. örneğin arkadaşımla baban istanbul'a kaçta gidecek? ona göre plan yapalım dedim. Ne İstanbul'u cevabını alınca şaşırdım
bu durumu 1-2 kere yaşamış olsam önemsemeyeceğim ama 9-10 defadan fazladır yaşıyorum.
arkadaşımla, annemle, çevremdeki insanlar ile sanki rüyayı gerçekten yaşamış gibi konuşuyorum. örneğin arkadaşımla baban istanbul'a kaçta gidecek? ona göre plan yapalım dedim. Ne İstanbul'u cevabını alınca şaşırdım tabi. lan sen demedin mi pazar günü gidiyor pazartesi gelecek diye? -Ben öyle bir şey demedim diyor. Yeminler ediyorum telefonda konuştuk diye kayıtlara bakıyoruz sonra öyle bir şey yok. Bu ve benzer durumu çoktur yaşıyorum herhangi bir fikri olan var mıdır?
arkadaşımla, annemle, çevremdeki insanlar ile sanki rüyayı gerçekten yaşamış gibi konuşuyorum. örneğin arkadaşımla baban istanbul'a kaçta gidecek? ona göre plan yapalım dedim. Ne İstanbul'u cevabını alınca şaşırdım tabi. lan sen demedin mi pazar günü gidiyor pazartesi gelecek diye? -Ben öyle bir şey demedim diyor. Yeminler ediyorum telefonda konuştuk diye kayıtlara bakıyoruz sonra öyle bir şey yok. Bu ve benzer durumu çoktur yaşıyorum herhangi bir fikri olan var mıdır?
0
bu durumu bi yakınım yaşamıştı, şizofreni başlangıcı demiş doktor. kafanda çok fazla şeyin olmasının sonucu da olabilirmiş. yani onun durumunda mesela birini araması gerektiğini düşünüp aramayınca beyin rahatlamak için rüyada arıyormuş ve bir nevi "görev tamamlandı" duygusu yaşamasını sağlıyormuş gibi şeyler.
0
yakınınızın sonrası nedir özel değilse yazar mısınız? mesaj yoluyla da olabilir. bana tavsiyeniz nedir bu durum da? ilgi alaka için teşekkür ederim :)
0
rica ederim :) bu konuda tekrar konuşmadık, hala aynı şeyler oluyor mu bilmiyorum ama olsaydı söylerdi herhalde. ama gözlemlediğim kadarıyla şizofren değil şu an :) bence bi ruh sağlığı uzmanıyla görüşebilirsiniz siz de. stresli zamanlarda böyle şeyler yaşanabiliyor ve önemli olmayabiliyor ama 9-10 defadan fazla olduğuna göre ciddiye alma zamanı gelmiş.
0
joehigashi
Çok merak ettim, sözlükte ve internet ortamında bakıyorum psikiyatriye sallayanlardan tutta senelerdir rahatsızlıklarından kurtulamayan doktorlara ve verilen antidepresanlara veryansın eden sayısız insan var.. Demin "psikiyatrist" başlığını okdum fenalık geldi moralim bozuldu okuduklarınızdan yola
Çok merak ettim, sözlükte ve internet ortamında bakıyorum psikiyatriye sallayanlardan tutta senelerdir rahatsızlıklarından kurtulamayan doktorlara ve verilen antidepresanlara veryansın eden sayısız insan var.. Demin "psikiyatrist" başlığını okdum fenalık geldi moralim bozuldu okuduklarınızdan yola çıkıp bi kanıya varırsanız psikiyatristler hiçbir işe yaramayıp paranızı vaktinizi boş yere harcayan ve sizi antidepresanlara mahkum eden başında "doktor" unvanı olan kişiler.. üstelik ne oluyor verdikleri ilaçları da öyle kolay kolay bırakamıyorsunuz hayatınız daha beter zından oluyor bu da cabası.. Bazı sıkıntılar yaşıyorum aylardır ilaçsız çözmeyi denedim uğraştım ama başaramıyorum artık.. Son dönemlerde içinde bulunduğum karamsar ruh hali beni hayatımı çok etkilemeye başladı..ancak bakıyorum ki internette yazılan şeyler neredeyse koskoca tıp bilimini inkar edecek nitelikte.. Gerçekten psikolojik rahatsızlıklarda ilaç tedavisi psikiyatri doktorlarının tedavileri yetersiz mi kalıyor ? İlaç tedavisi uygulayıp rahatsızlığından kurtulan tanıdığınız bir insanoğlu yok mu ?
0
psikiatrinin aslında "aaay hayat beni neden yoruyosun" tarzı hastalarla ilgilenmediğini göz önünde bulundurursak (burada gerçek depresyon hastalarını tenzih ederek konuşuyorum)
katotoniz şizofren, bipolar bozukluk manik dönem, okb, post travmatik stres bozukluğunun ilaç ile tedavisini birebir görmüş insanım
katotoniz şizofren, bipolar bozukluk manik dönem, okb, post travmatik stres bozukluğunun ilaç ile tedavisini birebir görmüş insanım
0
hayır.
var. benim. kendimi asmaya çalıştım, vücudumun sağ tarafı sürekli tik halinde kasılıyordu. odamdan dışarı çıkmıyordum. panik atak vardı. uzun süreli ilaç tedavisiyle atlattım.
var. benim. kendimi asmaya çalıştım, vücudumun sağ tarafı sürekli tik halinde kasılıyordu. odamdan dışarı çıkmıyordum. panik atak vardı. uzun süreli ilaç tedavisiyle atlattım.
0
bence antidepresanlara olan güveninizi yitirmeyin ama neyi neden kullandığınızı sorgulayın ve terapi seçeneğini de düşünün.
psikolojik rahatsızlıklar türlü türlü. bazılarında ilaç kullanmamak intihar etmek gibi bir şeyken bazılarında ilaç kullanmak ise nezle olup penisilin iğnesi olmak gibi geliyor bana. ilaç gerektirmeyen, terapi gerektiren rahatsızlıklar da var ama çoğu rahatsızlıkta terapi ile ilacın birlikte olması gerek. türkiye'de böyle değil maalesef.
antidepresanlara olan güveni azaltan unsurlardan biri de alakasız doktorların vitamin yazar gibi antidepresan yazabilmeleri. antidepresan c vitamini değildir. kullanmadan önce kişinin öyküsü çok ciddi bir şekilde tahlil edilmeli ve çok dikkatli bir şekilde kar / zarar hesabı yapılmalıdır. (aslında bu çoğu ilaç için geçerli.)
tabii en alakasız doktorların bile kutu kutu antidepresan yazmasında ilaç sektörünün gücü de çok önemli.
bir de "tıp bilimi"nin antidepresanlarla ilgili kısmı ne kadar güvenilir? antidepresanların işe yaramadığını gösteren araştırmalar yayınlanıyor mu? bu yöndeki araştırmalar fon bulabiliyor mu?" gibi sorular var..
psikolojik rahatsızlıklar türlü türlü. bazılarında ilaç kullanmamak intihar etmek gibi bir şeyken bazılarında ilaç kullanmak ise nezle olup penisilin iğnesi olmak gibi geliyor bana. ilaç gerektirmeyen, terapi gerektiren rahatsızlıklar da var ama çoğu rahatsızlıkta terapi ile ilacın birlikte olması gerek. türkiye'de böyle değil maalesef.
antidepresanlara olan güveni azaltan unsurlardan biri de alakasız doktorların vitamin yazar gibi antidepresan yazabilmeleri. antidepresan c vitamini değildir. kullanmadan önce kişinin öyküsü çok ciddi bir şekilde tahlil edilmeli ve çok dikkatli bir şekilde kar / zarar hesabı yapılmalıdır. (aslında bu çoğu ilaç için geçerli.)
tabii en alakasız doktorların bile kutu kutu antidepresan yazmasında ilaç sektörünün gücü de çok önemli.
bir de "tıp bilimi"nin antidepresanlarla ilgili kısmı ne kadar güvenilir? antidepresanların işe yaramadığını gösteren araştırmalar yayınlanıyor mu? bu yöndeki araştırmalar fon bulabiliyor mu?" gibi sorular var..
0
ilaçların yapabileceği ve yapamayacağı şeyler var ve insanlar bunu göremeyip ilaçlardan mucize bekliyor. psikiyatristlerin de bu konuda çok duyarlı olduğu söylenemez.
0
@la noix, mezzosprite +1
psikiyatri kendi hastalıklarına karşı etkili ilaçlara sahip. daha iyi olabilir tabi. onu tartışmıyorum. ama sağda solda atıp tutanlar çoğunlukla aslında psikiyatri hastası olmayanlar.
mesela adamın babası ölüyor, sevgilisinden ayrılıyor, hayatı çok kötü gidiyor vs vs tedavi için psikiyatriye gidiyor. iyi de sevgili kardeşim sen hasta değilsin ki. üzülmen, yıkılman son derece doğal. sana verilecek tek tedavi zaman. verilen ilacı da düzgün kullanmıyor bunlar çoğu zaman. özellikle antidepresanların ilk 15-20 gün hiç etkisi yoktur. bir ilaç atıp moral düzeltmezler yani. ilaç etkisini 2. haftadan sonra göstermeye başlar. bizim hasta zaten almaması gereken ilacı 2 gün içip bu ne lan bir etki etmedi diye bir kenara atıyor.
esas sıkıntı buradan doğuyor zaten. yoksa şizofreniler, okb'ler, bipolarlar falan psikiyatrinin gerçek hastaları. bunlar da oldukça fayda görüyorlar.
psikiyatri kendi hastalıklarına karşı etkili ilaçlara sahip. daha iyi olabilir tabi. onu tartışmıyorum. ama sağda solda atıp tutanlar çoğunlukla aslında psikiyatri hastası olmayanlar.
mesela adamın babası ölüyor, sevgilisinden ayrılıyor, hayatı çok kötü gidiyor vs vs tedavi için psikiyatriye gidiyor. iyi de sevgili kardeşim sen hasta değilsin ki. üzülmen, yıkılman son derece doğal. sana verilecek tek tedavi zaman. verilen ilacı da düzgün kullanmıyor bunlar çoğu zaman. özellikle antidepresanların ilk 15-20 gün hiç etkisi yoktur. bir ilaç atıp moral düzeltmezler yani. ilaç etkisini 2. haftadan sonra göstermeye başlar. bizim hasta zaten almaması gereken ilacı 2 gün içip bu ne lan bir etki etmedi diye bir kenara atıyor.
esas sıkıntı buradan doğuyor zaten. yoksa şizofreniler, okb'ler, bipolarlar falan psikiyatrinin gerçek hastaları. bunlar da oldukça fayda görüyorlar.
0
Kamyoncunun vitesi
Insan normalde gordugu ruyalari hemen unutur diye biliyorum, hatta bana da oldu bu cok fazla, bi ruya goruyorum baskalarina anlaticam alan sonra hemen unutuyorum. Ama gordugum bi ruyayi yaklasik 1 senedir unutmadim. Kimseye de anlatmadim henuz.Bu normal bisey mi ?
Insan normalde gordugu ruyalari hemen unutur diye biliyorum, hatta bana da oldu bu cok fazla, bi ruya goruyorum baskalarina anlaticam alan sonra hemen unutuyorum. Ama gordugum bi ruyayi yaklasik 1 senedir unutmadim. Kimseye de anlatmadim henuz.Bu normal bisey mi ?
0
çok etkilenmişsen belki ondandır.benim de hep aynı rüyalarım vardır.hergün mutlaka görürüm onları onun yanına değişikleri ekleniyor.
0
6 sene once gordugum ruyayi hatirliyorum? Bence normal.
0
elloweeth
selamlaryaklaşık 2.5 yıl önce bipolar bozukluk teşhisiyle ilaç kullanmaya başladım. buna eşlik eden majör depresyon da var.aslında depersonalizasyon ve derealizasyondan muzdaripim bunu doktor da onayladı. ilaçlarım abizol ve wellbutrin xl. yalnız ben bipolar olduğuma inanmıyorum çünkü etrafımda bika
selamlar
yaklaşık 2.5 yıl önce bipolar bozukluk teşhisiyle ilaç kullanmaya başladım. buna eşlik eden majör depresyon da var.aslında depersonalizasyon ve derealizasyondan muzdaripim bunu doktor da onayladı. ilaçlarım abizol ve wellbutrin xl. yalnız ben bipolar olduğuma inanmıyorum çünkü etrafımda bikaç tanıdığım var bu hastalığa sahip olan onlar bildiğin mani dönemini dolu dolu yaşıyorlar.ben bugüne kadar hiç mani dönemine girmedim. mani döneminde görülen davranışlarım olmadı diyebilirm. kendimi bildim bileli depresyondayım. acaba doktor bu bahsettiğim diğer durum için abizol'u veriyor( çünkü iyi geliyor) da ilacı yazabilmek için bipolar teşhisi mi yazıyor reçeteye? Bipolar hastalarının mutlaka lityum kullanması lazımmış mesela ben kullanmıyorum.Sizce durum nedir, en sağlıklısı doktora sormak biliyorum ama koyduğu teşhisi sorgular gibi olmak istemiyorum da.
yaklaşık 2.5 yıl önce bipolar bozukluk teşhisiyle ilaç kullanmaya başladım. buna eşlik eden majör depresyon da var.aslında depersonalizasyon ve derealizasyondan muzdaripim bunu doktor da onayladı. ilaçlarım abizol ve wellbutrin xl. yalnız ben bipolar olduğuma inanmıyorum çünkü etrafımda bikaç tanıdığım var bu hastalığa sahip olan onlar bildiğin mani dönemini dolu dolu yaşıyorlar.ben bugüne kadar hiç mani dönemine girmedim. mani döneminde görülen davranışlarım olmadı diyebilirm. kendimi bildim bileli depresyondayım. acaba doktor bu bahsettiğim diğer durum için abizol'u veriyor( çünkü iyi geliyor) da ilacı yazabilmek için bipolar teşhisi mi yazıyor reçeteye? Bipolar hastalarının mutlaka lityum kullanması lazımmış mesela ben kullanmıyorum.Sizce durum nedir, en sağlıklısı doktora sormak biliyorum ama koyduğu teşhisi sorgular gibi olmak istemiyorum da.
0
muhtemelen ilacı yazabilmek içindir ama yine de kendisine sormak en doğrusu. sorgulamak hakkınız.
0
uzunuzunilgi
atatürk bu aralar o kadar çok tartışılıyor ki..sakinliğimi koruyamıyorum böyle olunca da dinlemiyorum bile artık atatürk le dalga geçenleri vs.atatürk ü putlaştırmıyorum.evet insan evet hataları var tabi.kim mükemmel ki değil mi ? yanlış politikalar olmamış mı elbet olmuş ama şöyle bir bakınca kesin
atatürk bu aralar o kadar çok tartışılıyor ki..sakinliğimi koruyamıyorum böyle olunca da dinlemiyorum bile artık atatürk le dalga geçenleri vs.atatürk ü putlaştırmıyorum.evet insan evet hataları var tabi.kim mükemmel ki değil mi ? yanlış politikalar olmamış mı elbet olmuş ama şöyle bir bakınca kesinlikle ama kesinlikle saygı duyulması gerekildiğini düşünüyorum.
atatürk ü sevmiyorum demek dillere dolandı ya da benim çevreme birikti bu adamlar bilmiyorum.
şimdi soruya gelince,
1-bu aralar atatürk neden bu kadar gündemde ? neden sevilmeme oranı arttı ? millet zaten sevmiyordu da şimdi mi açığa çıkarmaya başladılar bunu ?
2-sevmeme daha doğrusu saygı göstermeyip tamamen kötüleme gerekçeleri neler ?
3-atatürk-din konusunda fikirlerinizi de alabilir miyim ?
bu arada herkes atatürk ü sevmeli demiyorum,kızdığım şey direkt dalga geçmeleri nefret ediyorum modunda olmaları falan.bu duyuruyu okuyup da atatürk e karşı soğuk olanlar yazarsa cevaplarıma daha sağlıklı cevaplar bulabilirim hatta.
şimdiden herkese teşekkürler.
iyi geceler
atatürk ü sevmiyorum demek dillere dolandı ya da benim çevreme birikti bu adamlar bilmiyorum.
şimdi soruya gelince,
1-bu aralar atatürk neden bu kadar gündemde ? neden sevilmeme oranı arttı ? millet zaten sevmiyordu da şimdi mi açığa çıkarmaya başladılar bunu ?
2-sevmeme daha doğrusu saygı göstermeyip tamamen kötüleme gerekçeleri neler ?
3-atatürk-din konusunda fikirlerinizi de alabilir miyim ?
bu arada herkes atatürk ü sevmeli demiyorum,kızdığım şey direkt dalga geçmeleri nefret ediyorum modunda olmaları falan.bu duyuruyu okuyup da atatürk e karşı soğuk olanlar yazarsa cevaplarıma daha sağlıklı cevaplar bulabilirim hatta.
şimdiden herkese teşekkürler.
iyi geceler
0
1- atatürk'e laf etmek artık kolaylaştı. eskiden adamın şeyinden kan alırlardı afedersiniz.
2- tamamen kötülemenin sebebi, birincisi cehaletten, ikincisi de iktidar olan atatürkçülük düşüncesinin yobazlığına karşı bir tepki olarak. (türkiyedeki ateistlerin daha "aşırı" ateist olmaları gibi, çünkü burada çok yobazlık var ve doğal olarak tepki gelişiyor bu yobazlığa)
3- atatürk "din vardır ve lazımdır" demiştir. :))))))))))))))
şaka bir yana, atatürk dindar olmadığı gibi din ile pek ilgisi olan bir insan da değildi benim bildiğim kadarıyla. müslüman olmasaydım, doğrudan "atatürk müslüman değildi" derdim. ama müslümansa, bu durumda benim inancıma göre bu iftira olacağı için bunu demekten sakınırım.
2- tamamen kötülemenin sebebi, birincisi cehaletten, ikincisi de iktidar olan atatürkçülük düşüncesinin yobazlığına karşı bir tepki olarak. (türkiyedeki ateistlerin daha "aşırı" ateist olmaları gibi, çünkü burada çok yobazlık var ve doğal olarak tepki gelişiyor bu yobazlığa)
3- atatürk "din vardır ve lazımdır" demiştir. :))))))))))))))
şaka bir yana, atatürk dindar olmadığı gibi din ile pek ilgisi olan bir insan da değildi benim bildiğim kadarıyla. müslüman olmasaydım, doğrudan "atatürk müslüman değildi" derdim. ama müslümansa, bu durumda benim inancıma göre bu iftira olacağı için bunu demekten sakınırım.
0
1-) 10 kasım için koç holding ''olmasaydın olmazdık'' şeklinde bir reklam yayınlamıştı. bunun üzerine de sancaktar dergisi akit gazetesine ''olmasaydı da olurduk'' şeklinde ilan verdi. bu sıralar bu yüzden bu kadar gündemde. bu ilandan cesaret alan, gaza gelen sevmeyenler de internet ortamında saygısızca nefret söylemlerinde bulunmaya başladı.
kesinlikle anlarım, elbette eleştirilecek yanları vardır ki kendisi putlaştırılmak istememiştir sonuçta. ancak saygı duymamak ayrı bir şey.
eleştirebilirsin, sevmeyebilirsin ancak alenen insanları kutuplaştırarak, tahrik ederek böyle ilanlar vermek saygısızlığa girer diye düşünüyorum.
2-) saygı duymadan kin kusma gerekçeleri tamamen dini sebepler. dini olguları ve kitleyi arkalarına alarak atatürk ve kitlesini bu yönden vurmak istiyorlar anlayacağınız.
3-) atatürk-din konusuna gelince insanlar daha doğrusu kendisini sevmeyenler insanlar bunu bir ayrışma aracı olarak kullanıyorlar. günümüzde tamamen ''atatürk'ü seviyorsan dinsizsin'' gibi alenen bir düşünce ortamı oluşturuldu.
benim düşüncem ise atatürk'ü sevmek veya sevmemenin dine bağlanması manasız. tamamen kutuplaştırma derdinde olan aşırı muhafazakar kesim dini, atatürk'e karşı bir koz olarak kullanma gibi manasız bir girişim içindeler.
kesinlikle anlarım, elbette eleştirilecek yanları vardır ki kendisi putlaştırılmak istememiştir sonuçta. ancak saygı duymamak ayrı bir şey.
eleştirebilirsin, sevmeyebilirsin ancak alenen insanları kutuplaştırarak, tahrik ederek böyle ilanlar vermek saygısızlığa girer diye düşünüyorum.
2-) saygı duymadan kin kusma gerekçeleri tamamen dini sebepler. dini olguları ve kitleyi arkalarına alarak atatürk ve kitlesini bu yönden vurmak istiyorlar anlayacağınız.
3-) atatürk-din konusuna gelince insanlar daha doğrusu kendisini sevmeyenler insanlar bunu bir ayrışma aracı olarak kullanıyorlar. günümüzde tamamen ''atatürk'ü seviyorsan dinsizsin'' gibi alenen bir düşünce ortamı oluşturuldu.
benim düşüncem ise atatürk'ü sevmek veya sevmemenin dine bağlanması manasız. tamamen kutuplaştırma derdinde olan aşırı muhafazakar kesim dini, atatürk'e karşı bir koz olarak kullanma gibi manasız bir girişim içindeler.
0
bir de 3. soruya mühim bir cevabı unutmuşum. atatürk, "islam terakkiye manidir" düşüncesinde bir insandı bence.
0
yanlış şeyleri şimdiye kadar insanlar asla ve asla dillendiremediği için, özgürlük olunca hepsi bir anda ortaya çıkmaya başladı. bir süre daha böyle devam eder, bi 20 yıl sonra normalleşiriz. "kim mükemmel değil ki.s" diye basitçe geçiştirilecek şeyler değil yalnız.
0
1) Ben bu konunun bu aralar fazla konuşulmasını reklamla bağdaştırmıyorum çünkü son birkaç yıldır var bu olay. Popüler oldu gibi bişey. Bir aralar nasıl millet ateist olduğunu söyleyip vs marjinal olduğunu sanıyorduysa (lafım marjinal olduğunu düşündüğü için ateist olduğunu söyleyenlere.) şimdi de Atatürk'ü sevmiyorum demek marjinallik gibi bişey.
2) Saygı subjektif bi kavram. Yani kimse kesinlikle Atatürk'e saygı duymak zorunda diye bişey yok. Yaptığı şeylerle senin saygını kazanmış olabilir ama bir başkasının nefretini kazanmış olabilir. Bu normal bir şey. Ama önemli olan, Atatürk'e değer veren, saygı duyan insanların görüp / duyabileceği yerlerde ağır, hakarete varan, dalga geçen vb. şeyler söylenmemeli. Bu da diğer insanlara saygıdan olması gereken bir şeydir. Diğer insanlara saygı duymayan biri de zaten kendi gibilerle bir arada olur sadece. (Sevmediğini belirtmeyi saymıyorum buna, Atatürk'ü sevmediğini söylemek saygısızlık olmaz.)
3) Ben kendisinin dini inancı olmadığını veya olsa bile öyle lafta sözde olduğunu düşünüyorum. Ama her siyasi, dinin gerekli olduğunu düşünür.
Kendimin Atatürk hakkındaki düşüncelerine gelecek olursam, ben seviyorum bireysel özelliklerini. Yani dinlediği müzikler, rakı ve sigara ile olan ilişkisi aramızda bir samimiyet kuruyor sanki. Beraber oturup içmek istediğim adamlardan biri. Giyim kuşamı, karizması, hitabet sanatı vs. ile de gayet saygı duyduğum bir insan.
Siyasi yönüne gelecek olursak tam olarak seviyorum veya tam olarak sevmiyorum diyemem. Dönem şartlarına göre çok yerinde ve akıllıca kararlar aldığı kadar, Dersim olayları ve radyolarda Türkçe müziğin yasaklanması gibi olaylara anlam veremiyorum. Bu nedenle katıksız savunduğum ve sevdiğim birisi değil Atatürk.
Ancak dediğim gibi, öyle bir dönemde elini taşın altına koyma cesaretini gösterip -belki de kapasitesi doğrultusunda- yapabileceği en uygun adımları atmış olmasıyla şahsi olarak son derece saygı duyduğum ve bu yönüyle de çok sevdiğim bir devlet adamıdır kendisi.
Ekleme: Atatürk'ün ciddi psikolojik bunalıma girdiğini düşünüyorum özellikle ömrünün son zamanlarında. Yaşadığı şeylerin ağırlığı, çevresinde güvenebileceği kimselerle arasının birer birer açılması ve en son her şeyi bırakıp gemisiyle gitme isteğini dillendirmesi bunu düşündürtüyor bana. Zaten, yaverlerinden birinin söylediğine göre koca sarayda tek başına sabaha kadar öylece oturup rakı içme olayı ciddi bunalımlar yaşadığının göstergesi. Ve bu adamın destek alacağı bir ailesi de yoktu. Kalabalıklar içinde yalnız dediğimiz adamlardandı Mustafa Kemal Atatürk.
2) Saygı subjektif bi kavram. Yani kimse kesinlikle Atatürk'e saygı duymak zorunda diye bişey yok. Yaptığı şeylerle senin saygını kazanmış olabilir ama bir başkasının nefretini kazanmış olabilir. Bu normal bir şey. Ama önemli olan, Atatürk'e değer veren, saygı duyan insanların görüp / duyabileceği yerlerde ağır, hakarete varan, dalga geçen vb. şeyler söylenmemeli. Bu da diğer insanlara saygıdan olması gereken bir şeydir. Diğer insanlara saygı duymayan biri de zaten kendi gibilerle bir arada olur sadece. (Sevmediğini belirtmeyi saymıyorum buna, Atatürk'ü sevmediğini söylemek saygısızlık olmaz.)
3) Ben kendisinin dini inancı olmadığını veya olsa bile öyle lafta sözde olduğunu düşünüyorum. Ama her siyasi, dinin gerekli olduğunu düşünür.
Kendimin Atatürk hakkındaki düşüncelerine gelecek olursam, ben seviyorum bireysel özelliklerini. Yani dinlediği müzikler, rakı ve sigara ile olan ilişkisi aramızda bir samimiyet kuruyor sanki. Beraber oturup içmek istediğim adamlardan biri. Giyim kuşamı, karizması, hitabet sanatı vs. ile de gayet saygı duyduğum bir insan.
Siyasi yönüne gelecek olursak tam olarak seviyorum veya tam olarak sevmiyorum diyemem. Dönem şartlarına göre çok yerinde ve akıllıca kararlar aldığı kadar, Dersim olayları ve radyolarda Türkçe müziğin yasaklanması gibi olaylara anlam veremiyorum. Bu nedenle katıksız savunduğum ve sevdiğim birisi değil Atatürk.
Ancak dediğim gibi, öyle bir dönemde elini taşın altına koyma cesaretini gösterip -belki de kapasitesi doğrultusunda- yapabileceği en uygun adımları atmış olmasıyla şahsi olarak son derece saygı duyduğum ve bu yönüyle de çok sevdiğim bir devlet adamıdır kendisi.
Ekleme: Atatürk'ün ciddi psikolojik bunalıma girdiğini düşünüyorum özellikle ömrünün son zamanlarında. Yaşadığı şeylerin ağırlığı, çevresinde güvenebileceği kimselerle arasının birer birer açılması ve en son her şeyi bırakıp gemisiyle gitme isteğini dillendirmesi bunu düşündürtüyor bana. Zaten, yaverlerinden birinin söylediğine göre koca sarayda tek başına sabaha kadar öylece oturup rakı içme olayı ciddi bunalımlar yaşadığının göstergesi. Ve bu adamın destek alacağı bir ailesi de yoktu. Kalabalıklar içinde yalnız dediğimiz adamlardandı Mustafa Kemal Atatürk.
0
atatürke karşı soğuk duygularım var :)
takdir edilesi şeyler yaptığını inkar etmiyorum ama soğukluğumun başlıca kaynağı milliyetçiliğidir. çok daha birleştirici olabilirdi.
ayrıca "olmasaydı da olurduk" reklamını iğrenç buluyorum, gerçekten. bu kadar saldırgan, saygısız ve pişkin olabildikleri için iğrenç buluyorum. ama "olmasaydın olmazdık" fikrini de saçma buluyorum. olmasaydı da olurduk ki. tamam farklı olurduk ama bi şekilde bu coğrafyada birileri olarak olunacaktı yani. bi duyuru vardı geçenlerde "atatürk olmasaydı ingiliz piçi olurdunuz" diyen bi öğretmenle ilgili. iyi de o zaman da ingiliz olduğunuz için gurur duyacaktınız? koloni değiliz diyeyse bu sevinç, koloninin dibiyiz.
takdir edilesi şeyler yaptığını inkar etmiyorum ama soğukluğumun başlıca kaynağı milliyetçiliğidir. çok daha birleştirici olabilirdi.
ayrıca "olmasaydı da olurduk" reklamını iğrenç buluyorum, gerçekten. bu kadar saldırgan, saygısız ve pişkin olabildikleri için iğrenç buluyorum. ama "olmasaydın olmazdık" fikrini de saçma buluyorum. olmasaydı da olurduk ki. tamam farklı olurduk ama bi şekilde bu coğrafyada birileri olarak olunacaktı yani. bi duyuru vardı geçenlerde "atatürk olmasaydı ingiliz piçi olurdunuz" diyen bi öğretmenle ilgili. iyi de o zaman da ingiliz olduğunuz için gurur duyacaktınız? koloni değiliz diyeyse bu sevinç, koloninin dibiyiz.
0
1- Aslında tarihte çok basit bir kural var. Bu dünyada kötüleyen kötülenir. Atatürk de vakti zamanında kendinden önceki yönetimi bir manada kötüledi (ki o günün şartlarında ulus devlete sağlıklı bir geçiş için bu kötüleme gayet normaldi) Neticede bugüne baktığımızda halk içinde muhafazakar demokratlar, liberaller ve islami hassasiyet taşıyan kesim de şuanda bu zihniyeti kötülüyorlar. Bütün bu gruplar Atatürk'ten nefret ediyor anlamında söyleyemeyiz ama bu ülkede herkesin Atatürk'ü "olma" sebebi olarak görmediği aşikar..
2- Gerekçesi ise tabiki dünya görüşüdür. Doğuyu benimseyen, kendini batılı gibi görmek istemeyen halk kendisine tepeden inme dayatılan ilke ve inkılapları benimsemedi.
2- Gerekçesi ise tabiki dünya görüşüdür. Doğuyu benimseyen, kendini batılı gibi görmek istemeyen halk kendisine tepeden inme dayatılan ilke ve inkılapları benimsemedi.
0
1- Yaşadığımız ülkede, Atatürk, bir siyasetçi, devlet adamı vb. olmaktan öte bir yere kondu. Çocukların ilk öğrendiği kelimeler arasına girdi, küçücük çocuklar onun adına yemin etti, adına "manevi şahsına hakaret" adında özel yasalar çıkarıldı, neredeyse her 100 kişiye 1 heykeli/büstü dikildi ve nihayetinde darbeler vesilesiyle "aldığın nefesi ona borçlusun" diye bir şey türetildi.
Bu durum, ilk defa kemalist bir gelenekten gelmeyen bir hükümet döneminde yavaşça ortadan kaldırılıyor. Ben iktidarı destekliyor falan değilim ama yaşadığımız sürecin sağlıklı olduğunu düşünüyorum.
2- Atatürkü sevmek, saygı duymak zorunda değiliz. Atatürk, ulvi falan değildir. Bir insandır. Kendi adıma Atatürk'e saygı duymuyorum, saygı duymak zorunda değilim, sevgi de beslemiyorum. Neden mi?
Öncelikle, Atatürk, bu Atatürk mitini yaratan kişinin kendisidir. 1919'da Samsun'a padişahın emriyle yola çıktığı halde, bunun aksini anlatmaktadır. Kurtuluş Savaşı neredeyse baştan aşağı bir efsanedir. Yola çıktığı önce İttihatçılar başta olmak üzere sonradan Kazım Karabekir vb. bütün arkadaşlarını kendine rakip olarak görmüş ve sürekli tasfiye etmiştir. Bu tasfiyelerde bazen "ihtimaldir ki bazı kelleler" uçmuştur.
Topal Osman başlığına bir bakın. Acımasız bir katliamcı olan bu adamı korumuş kollamış, kendisine "koruma" yapmıştır.
İdeolojik olarak ulus devlet inşasını ırka dayandırmıştır. Nüfusun hatırı sayılır bir kısmı olan müslüman olmayan veya müslüman olup türk olmayan nüfusa yönelik sürgün, baskı politikalarının mimarıdır.
Daha da basit ve önemli neden, Atatürk, diktatördür. Şaşırmayınız. Atatürk'ün yaşadığı dönemde çok kısa bir aralık dışında tek parti diktatörlüğü mevcuttur. Atatürk'ün genel başkanı olduğu parti dışında siyasi faaliyetler yasaklanmıştır. Adı Cumhuriyet olan ama gerçekte, tek bir kişi tarafından yönetilen bir ülkede, gerçekten cumhuriyetten, demokrasiden bahsetmek mümkün olabilir mi?
Tarihi resmi kaynaklardan değil de, bilimsel araştırmalardan önyargısız okur, tartışırsanız, bir anda kendinizi inanılmaz bir yalan denizinde yıllar boyu kalmış olarak bulursunuz.
3- Şahsi kanaatim Atatürk'ün politik strateji ve taktikler konusunda başarılı olduğudur. Atatürk'ün din ile ilişkisi de tam da bu eksendedir. Yeri gelip fetva çıkarttıran, islami söylemi kullanan, yeri geldiğinde de sekülerleşen bir yapısı vardır. Dönemin hemen bütün ulusçu siyasetçileri gibi, kişisel olarak seküler ama tanrısal inancı olan biri olduğunu düşünüyorum. Ama öyle namaz niyazla işi olduğunu sanmıyorum. Ateist olduğuna da inanmıyorum.
Bu durum, ilk defa kemalist bir gelenekten gelmeyen bir hükümet döneminde yavaşça ortadan kaldırılıyor. Ben iktidarı destekliyor falan değilim ama yaşadığımız sürecin sağlıklı olduğunu düşünüyorum.
2- Atatürkü sevmek, saygı duymak zorunda değiliz. Atatürk, ulvi falan değildir. Bir insandır. Kendi adıma Atatürk'e saygı duymuyorum, saygı duymak zorunda değilim, sevgi de beslemiyorum. Neden mi?
Öncelikle, Atatürk, bu Atatürk mitini yaratan kişinin kendisidir. 1919'da Samsun'a padişahın emriyle yola çıktığı halde, bunun aksini anlatmaktadır. Kurtuluş Savaşı neredeyse baştan aşağı bir efsanedir. Yola çıktığı önce İttihatçılar başta olmak üzere sonradan Kazım Karabekir vb. bütün arkadaşlarını kendine rakip olarak görmüş ve sürekli tasfiye etmiştir. Bu tasfiyelerde bazen "ihtimaldir ki bazı kelleler" uçmuştur.
Topal Osman başlığına bir bakın. Acımasız bir katliamcı olan bu adamı korumuş kollamış, kendisine "koruma" yapmıştır.
İdeolojik olarak ulus devlet inşasını ırka dayandırmıştır. Nüfusun hatırı sayılır bir kısmı olan müslüman olmayan veya müslüman olup türk olmayan nüfusa yönelik sürgün, baskı politikalarının mimarıdır.
Daha da basit ve önemli neden, Atatürk, diktatördür. Şaşırmayınız. Atatürk'ün yaşadığı dönemde çok kısa bir aralık dışında tek parti diktatörlüğü mevcuttur. Atatürk'ün genel başkanı olduğu parti dışında siyasi faaliyetler yasaklanmıştır. Adı Cumhuriyet olan ama gerçekte, tek bir kişi tarafından yönetilen bir ülkede, gerçekten cumhuriyetten, demokrasiden bahsetmek mümkün olabilir mi?
Tarihi resmi kaynaklardan değil de, bilimsel araştırmalardan önyargısız okur, tartışırsanız, bir anda kendinizi inanılmaz bir yalan denizinde yıllar boyu kalmış olarak bulursunuz.
3- Şahsi kanaatim Atatürk'ün politik strateji ve taktikler konusunda başarılı olduğudur. Atatürk'ün din ile ilişkisi de tam da bu eksendedir. Yeri gelip fetva çıkarttıran, islami söylemi kullanan, yeri geldiğinde de sekülerleşen bir yapısı vardır. Dönemin hemen bütün ulusçu siyasetçileri gibi, kişisel olarak seküler ama tanrısal inancı olan biri olduğunu düşünüyorum. Ama öyle namaz niyazla işi olduğunu sanmıyorum. Ateist olduğuna da inanmıyorum.
0
1- gündem değiştirme ve kendi pisliklerini örtme. gücenme lütfen, sen gibi anlamsızca sinirlenen insanları oyalıyorlar işte böyle.
2- 24-38 dönemini okuman yeterli, görebilirsin. Sen "elbette hataları olmuş" diye geçebilirsin ama o hatalar kanından canından insanların zulüm görmesine neden olduysa tepkin bu kadar basit olamıyor; gerçi buna da gerek yok biraz vicdan yeterli. ayrıca saygı gösterme zorunluluğu da çok saçma. zaten bu "son dönemlerde..."ki tepkinin sebebi de o, bastırılmışlık. Eskiden bu kadar rahat yazılıp çizilemiyordu, şimdi birden serbestleşince, ki bunda interneti kontrol mekanizmasının pek etkili olmaması da bir etken, "acısını çıkarmak" misali bokunu çıkaran da oluyor elbette.
3- hiçbir önemi yok benim için.
2- 24-38 dönemini okuman yeterli, görebilirsin. Sen "elbette hataları olmuş" diye geçebilirsin ama o hatalar kanından canından insanların zulüm görmesine neden olduysa tepkin bu kadar basit olamıyor; gerçi buna da gerek yok biraz vicdan yeterli. ayrıca saygı gösterme zorunluluğu da çok saçma. zaten bu "son dönemlerde..."ki tepkinin sebebi de o, bastırılmışlık. Eskiden bu kadar rahat yazılıp çizilemiyordu, şimdi birden serbestleşince, ki bunda interneti kontrol mekanizmasının pek etkili olmaması da bir etken, "acısını çıkarmak" misali bokunu çıkaran da oluyor elbette.
3- hiçbir önemi yok benim için.
0
efendilik dizboyu
sb.
sb.
0
Bence bu soruyu bir uzmana sorsanız daha sağlıklı olur, ama şuan ki teknoloji ile kalmaz.
0
cildiyeye görünmeniz lazım.Bilse bilse doktor bilir.Küçükse belirgin bir izkalmayabilir ama çok çeşitli benler var yani.
0
bi arkadaşım 2 yıl önce yüzünden et beni aldırmış, hala sivilce gibi bir kızarıklık var.
ben de 3-4 ay önce yine yüzümden ben aldırdım, çok az bi iz var şu an. doktorun dediğine göre 1 sene içinde hiç izi kalmazmış. benimki de et beniydi galiba, çok büyük değildi ama hafif kabarıktı.
ben de 3-4 ay önce yine yüzümden ben aldırdım, çok az bi iz var şu an. doktorun dediğine göre 1 sene içinde hiç izi kalmazmış. benimki de et beniydi galiba, çok büyük değildi ama hafif kabarıktı.
0
benin derinliğine, çapına, büyüklüğüne, ve nerden aldırdığına bağlı. tabi bide doktorun nasıl dikiş attığına da bağlı
mesela bel kemiğinin oralarda hafif kalıyor ama 3-4 seneye cilt kendini yenilediği için geçer
mesela bel kemiğinin oralarda hafif kalıyor ama 3-4 seneye cilt kendini yenilediği için geçer
0
4 ben aldirdim, evet, hepsinin izi kaliyor. butun yontemlerde boyle. dikis atsa da kaliyor, atmasa da. ve ayrica bazen benleri derin almadiklari icin benin daha kucuk bir versiyonu yeniden orada bitiyor. ama kanser ihtimali varsa kesinlikle aldirin ve test ettirin. sakin iz kalacak diye ihmal etmeyin.
0
franz kafka
"April the twenty fourth" denildiğinde1 - The twenty fourth day of the month April2 - Twenty fourth April day3 - Twenty fourth Aprilifadelerinden hangisi gibi İngilizcenin kökeninde? Sanki o ayın günlerinin her birine April denmesi, ya da ayın bütününe April denmesi farklı şeyler.Bilmem anlaşılır so
"April the twenty fourth" denildiğinde
1 - The twenty fourth day of the month April
2 - Twenty fourth April day
3 - Twenty fourth April
ifadelerinden hangisi gibi İngilizcenin kökeninde? Sanki o ayın günlerinin her birine April denmesi, ya da ayın bütününe April denmesi farklı şeyler.
Bilmem anlaşılır sorabildim mi...
(Alfred Hitchcock'un Notorious filminin başlangıcında geçiyor)
1 - The twenty fourth day of the month April
2 - Twenty fourth April day
3 - Twenty fourth April
ifadelerinden hangisi gibi İngilizcenin kökeninde? Sanki o ayın günlerinin her birine April denmesi, ya da ayın bütününe April denmesi farklı şeyler.
Bilmem anlaşılır sorabildim mi...
(Alfred Hitchcock'un Notorious filminin başlangıcında geçiyor)
0
sorunu hiiiiç anlamadım ama april, twenty fourth - twenty fourth of april'a denk gelir.
0
ben anladım galba. cevabım 1.
çıkış noktası "24th of april" sonuçta. bunu alıp ters çevirince başlıktaki ifade oluşuyor. yani "8. henry" demek yerine "henry the 8th" demek gibi. zannetmiyorum ki nisanın her bir günü de nisan olsun ve insanlar buna yirmi dördüncü nisan desin.
çıkış noktası "24th of april" sonuçta. bunu alıp ters çevirince başlıktaki ifade oluşuyor. yani "8. henry" demek yerine "henry the 8th" demek gibi. zannetmiyorum ki nisanın her bir günü de nisan olsun ve insanlar buna yirmi dördüncü nisan desin.
0
eja
fena grip durumları var antibiyotiksiz geçmicek doktora gideyim diyorum ama doktor varmıdır acilemi gitmek gerek pratisyenlermi vardır sadece?
fena grip durumları var antibiyotiksiz geçmicek doktora gideyim diyorum ama doktor varmıdır acilemi gitmek gerek pratisyenlermi vardır sadece?
0
acile gitmek gerek, doktor vardır (galiba sadece pratisyenler oluyor)
şimdi de gidebilirsin
şimdi de gidebilirsin
0
grip için prof dr'un mu bakmasını bekliyosun?
pratisyen dediğin 6 sene tıp fakültesi okumuş DOKTORdur
pratisyen dediğin 6 sene tıp fakültesi okumuş DOKTORdur
0
grip olduysan zaten antibiyotikle geçmez. acili meşgul etme ateşin yoksa. yarın aile hekimine gitersin.
antibiyotik tüm hastalıkların çaresi mucize bir ilaç değil. doktor antibiyotik yazmıyorsa bildiği vardır. insanın kafasını ütülemeyin "antibiyotik de antibiyotik!" diye
antibiyotik tüm hastalıkların çaresi mucize bir ilaç değil. doktor antibiyotik yazmıyorsa bildiği vardır. insanın kafasını ütülemeyin "antibiyotik de antibiyotik!" diye
0
ne çok doktor varmış duyurudaaa :)
astımım her burun akıntısı daha sonra bronşite çeviriyor ne çok biliyorsunuz herşeyi amk. her grip olduğumda antibiyotik kullanırım oh yutuyorum antibiotikleri şeker niyetine sizene ya
astımım her burun akıntısı daha sonra bronşite çeviriyor ne çok biliyorsunuz herşeyi amk. her grip olduğumda antibiyotik kullanırım oh yutuyorum antibiotikleri şeker niyetine sizene ya
0
tabi ya senin gibi bi vakayı daha tıp literatürü görmedi
sen en ordinaryüsüne git, sana bi çare o olur
sen en ordinaryüsüne git, sana bi çare o olur
0
ben yalnızım
öncelikle koca dayağından bahsetmiyorum belirteyim. ya da savunmasız kadınlardan da bahsetmiyorum.nedeni ne olursa olsun kadına el kalkmaz diyenlerden misiniz? sonuçta kadın, ne yaparsa yapsın dokunulmaz. ama ne yaparsa yapsın diyorum bakın! çocuk kaçırıp organ mafyasına pazarlayan kadınlar, uyuştur
öncelikle koca dayağından bahsetmiyorum belirteyim. ya da savunmasız kadınlardan da bahsetmiyorum.
nedeni ne olursa olsun kadına el kalkmaz diyenlerden misiniz? sonuçta kadın, ne yaparsa yapsın dokunulmaz. ama ne yaparsa yapsın diyorum bakın! çocuk kaçırıp organ mafyasına pazarlayan kadınlar, uyuşturucu aracılığı yapıp insanları zehirleyen kadınlar gibi gibi bir sürü pis işlerle uğraşan kadınları kastediyorum aslında, sonuçta onlarda kadın.
ya da hayır arkadaş hak ediyorsa kadın olması onun dokunulmaz olduğunu gerektirmez, döverim diyenlerden misiniz?
yasal yollar var biliyorum ama konu o değil.
nedeni ne olursa olsun kadına el kalkmaz diyenlerden misiniz? sonuçta kadın, ne yaparsa yapsın dokunulmaz. ama ne yaparsa yapsın diyorum bakın! çocuk kaçırıp organ mafyasına pazarlayan kadınlar, uyuşturucu aracılığı yapıp insanları zehirleyen kadınlar gibi gibi bir sürü pis işlerle uğraşan kadınları kastediyorum aslında, sonuçta onlarda kadın.
ya da hayır arkadaş hak ediyorsa kadın olması onun dokunulmaz olduğunu gerektirmez, döverim diyenlerden misiniz?
yasal yollar var biliyorum ama konu o değil.
0
kadınım.
dövülebilir neden olmasın. misal çocuğa işkence eden bi bakıcı görsem döverim. çocuğunu döven bi anne görsem döverim. insanları kandıran parasını organını çalan kadın görsem döverim.
dövülebilir neden olmasın. misal çocuğa işkence eden bi bakıcı görsem döverim. çocuğunu döven bi anne görsem döverim. insanları kandıran parasını organını çalan kadın görsem döverim.
0
verdiğin örnekler çok uç örnekler yalnız. çocuk kaçırıp organ mafyasına pazarlayan kadının anasını bile...
normalde, sosyal hayatta ise kesinlikle hayır. hatta bir kere yolda kız arkadaşını döven birini silkeledik arkadaşımla.
normalde, sosyal hayatta ise kesinlikle hayır. hatta bir kere yolda kız arkadaşını döven birini silkeledik arkadaşımla.
0
bahsettiğin durumlarda elbette dövülür.
ama tabiki ortada suç varsa adelete teslim etmeli, cezasını onlar vermeli. bu bahsettiğim adaletin olduğu ülkeler için geçerli.
ama tabiki ortada suç varsa adelete teslim etmeli, cezasını onlar vermeli. bu bahsettiğim adaletin olduğu ülkeler için geçerli.
0
lisede bir kıza az kalsın saldırıyordum. hayatımda en çok sinirlendiğim anlardan biriydi diyebilirim, çok çok zor tuttum kendimi. döndüm, gittim sınıfın kapısını kırdım sonra başıma bi dünya iş açılmıştı. yapılmaması gerekir ama yapılabilir diyorum ben.
0
Midemi kaldıran çok kadın oldu. Saygısız, içindeki pislik yüzüne yansımış, ahlaksız ama hep gün gelirde döverim diye korktum. Çünkü farklı güç sınıfları olduğu için kendimden utanırdım sonrasında. Şimdi görüşmüyoruz başkaları çekiyordur. Eli sert bir kadın onu dövse seve seve izlerdim.
Not: Kadın kavgası ayrılmaz gençler.
Not: Kadın kavgası ayrılmaz gençler.
0
hatun kişiyim, kadın erkek kimse dövülmemeli evet her türlü durum dahilinde bu böyle, ütopik ama olsun..
0
eski zamanlarda kadınların da savaşçı olduğunu göz önünde bulundurabiliriz, verilen örneklere bakarak. şimdi dayağı hak etme meselesi özneldir, daha doğrusu kalkışmayı düşünen kılıfını uydurabilir.
genel olarak insanın dövülmesi yanlısı değilim.
genel olarak insanın dövülmesi yanlısı değilim.
0
insan dövmeyi doğru bulmuyorum, kadın erkek fark etmez. sorun ne olursa olsun konuşarak çözemeyecek kadar insanların kendini kaybedebilmesi garip bence. çok sevdiğim birine hayati şekilde zarar vermesi dışında herhangi birine kaba kuvvet uygulayabileceğimi düşünmüyorum, bunun yanında fiziki değil ama psikolojik şiddeti fazlasıyla destekliyorum. düşünebilme ve irade gibi yetilerimiz varken kaba kuvvet çok hayvani kalıyor.
0
medeniyet rocks fekat ayıyla da ayı olmak bazen lazım. oturup bir ayıya canım neden böyle yapıyorsun dediğinde anlamayacağı gibi bu tür insanlık dışı örneklerin de anlayacağını sanmıyorum. sananlar da çok iyi niyetli insanlar ya da sadece kendi itibarlarını düşünüyorlar. elbette çamurun içine girmek çamurlaşmak hoş bir şey değil. ama medeniyet de herkesin harcı değil.
0
kadin erkek esitigi varsa eger, erkegi dovebiliyosam kadini da dovebilmeliyim. saka lan saka, agzima sicsa elimi kaldirmam. gercekten agir sucluysa hak var hukuk var onlar da yoksa ilahi adalet var.
0
kadın diye değil, hiçbir insanın başka bir insana vurmaya hakkının olmadığını düşünüyorum. koşullar ne olursa olsun. ama fiziksel olarak daha güçlü olanların özellikle dikkat etmesi gerekiyor, bu yüzden erkeğin kadına ya da yaşça büyüğün yaşça küçüğe vurması daha da aşağılık bi durum.
bu arada hayretler içinde okudum yorumları, hala şiddetten medet uman insanlar ne kadar çok. bkz. öfke kontrolü. bkz. psikolojik yardım.
bu arada hayretler içinde okudum yorumları, hala şiddetten medet uman insanlar ne kadar çok. bkz. öfke kontrolü. bkz. psikolojik yardım.
0
git çocukları da döv o zaman, çok değerli bir şeyler kırdı diyelim, hak mı etmiş olur?
öyle şey olur mu? ne güçleri denk insanların birbirini dövmesinden yanayım ne de ağır suçlar işlemiş bir kadının dövülmesinden yanayım. kimse kimseyi dövmesin, çünkü kimsenin buna hakkı yok.
öyle şey olur mu? ne güçleri denk insanların birbirini dövmesinden yanayım ne de ağır suçlar işlemiş bir kadının dövülmesinden yanayım. kimse kimseyi dövmesin, çünkü kimsenin buna hakkı yok.
0
aldatır, ihanet eder, büyük yalan söyler, önemli ölçütte art niyetli davranış sergilerse dövülür. bu durumlarda erkek de dövülür kadın da. neden dövülmesin.
ama bu bahsettiklerim dışında el kaldırılmamalı bence.
hepi topu 2-3 kere kavga etmiş erkeğim.
ama bu bahsettiklerim dışında el kaldırılmamalı bence.
hepi topu 2-3 kere kavga etmiş erkeğim.
0
Kadınım. Kadınları dövdüm, döverim de. Ama erkek olsaydım dövemezdim.
Dövülecek kadın/erkek ayrımı yok aslında bana göre. Dövülecek insan ve dövülmeyecek insan ayrımı var. Gerçekten hakedene hiç acımam.
Ancak erkek olsaydım, yukarıda bahsettiğiniz gibi aşağılık kadınları evire çevire dövmek değil de en fazla bikaç tokat atmak şeklinde bi eylem gerçekleştirirdim sanıyorum. Çünkü şu anda bi çocuğu evire çevire uzun uzun döverken filan düşünemiyorum kendimi; suçu ne olursa olsun. Erkek olsaydım da kadına yapamazdım bunu. Benden güçsüz olduğu çok belli olan bişeyi dövmek ne hırsımı giderir, ne egomu yüceltir. Bi bok olmaz yani o işten.
Hardcore dayağa hayır, tokatlamaya evet :)
Dövülecek kadın/erkek ayrımı yok aslında bana göre. Dövülecek insan ve dövülmeyecek insan ayrımı var. Gerçekten hakedene hiç acımam.
Ancak erkek olsaydım, yukarıda bahsettiğiniz gibi aşağılık kadınları evire çevire dövmek değil de en fazla bikaç tokat atmak şeklinde bi eylem gerçekleştirirdim sanıyorum. Çünkü şu anda bi çocuğu evire çevire uzun uzun döverken filan düşünemiyorum kendimi; suçu ne olursa olsun. Erkek olsaydım da kadına yapamazdım bunu. Benden güçsüz olduğu çok belli olan bişeyi dövmek ne hırsımı giderir, ne egomu yüceltir. Bi bok olmaz yani o işten.
Hardcore dayağa hayır, tokatlamaya evet :)
0
@rock
nasıl anlamalıydım? aldatan kişi dayaklıktır. kız olsam erkeği, erkek olarak kızı döverim. arada sorun varsa ayrılınır, onun yerine aldatırsa...
nasıl anlamalıydım? aldatan kişi dayaklıktır. kız olsam erkeği, erkek olarak kızı döverim. arada sorun varsa ayrılınır, onun yerine aldatırsa...
0
kimseyi dövmedim dövmem de, öyle bir gereksinimim olmadı, olacağını da sanmıyorum. döverek çözülebilecek problem olduğuna inanmıyorum zira.
kadına el kalkmaz muhabbeti de kadının erkeğe göre fiziken daha zayıf olmasından zayıfı koruma amaçlı söylenegelen bir şey olsagerek.sonuçta kendine vuran bir erkeğe onun kadar sert karşılık veremeyebilir kadın.
mesela çocukları dövmek ne kadar abes ve korkunç, onun gibi.
.
kadına el kalkmaz muhabbeti de kadının erkeğe göre fiziken daha zayıf olmasından zayıfı koruma amaçlı söylenegelen bir şey olsagerek.sonuçta kendine vuran bir erkeğe onun kadar sert karşılık veremeyebilir kadın.
mesela çocukları dövmek ne kadar abes ve korkunç, onun gibi.
.
0
dieselsingle2,dövdüğün zaman aldatılmamış mı oluyosun?ayrıca kimse kimseyi dövmesin.
0
@lilyb verdiğin çocuk örneği çok saçma bence. adı üstünde çocuk. diğer tarafta bilinçlice işlenen bir suç var oysaki.
0
allstar
2-3 gun fethiyede kalicam kiz arkadasimla eglenebilecegim icki fiyatlari pahali olmayan bar-club onerebilir misiniz? Calis plaji civarinda otelimiz
2-3 gun fethiyede kalicam kiz arkadasimla eglenebilecegim icki fiyatlari pahali olmayan bar-club onerebilir misiniz? Calis plaji civarinda otelimiz
0
çalışta değil, galiba çok ucuz da değil ama bu akşam car cemetery'de eğlenebilirsiniz
soruyu tekrar okuduktan sonra ekleme: club da değil. rock bar gibi ama grup dinlenirken club çalıyorlar.
soruyu tekrar okuduktan sonra ekleme: club da değil. rock bar gibi ama grup dinlenirken club çalıyorlar.
0
posthighway
akadaşlar havaşa sadece ulus'tan mı binilebiliyor? yoksa yolcu aldığı duraklar var mı?
akadaşlar havaşa sadece ulus'tan mı binilebiliyor? yoksa yolcu aldığı duraklar var mı?
0
Bildiğim kadarıyla Aydınlıkevler Anadolu Lisesi'nin önünde de yolcu alıp bindiriyorlar. Emin olmamakla birlikte, bahsettiğim yerde Havaş yazan bi durak levhası vardı.
0
hmd
Dostlar merhabalar..Eşimle haziran ayında fethiye çalışa tatile gitmeyi düşünüyoruz. Yer hakkında hiç bir bilgimiz yok. Hakkında bilgisi olan var mı? Sözlükte eski yorumları okuduğumda güzel yazanlarda var beğenmeyenlerde. Siz neler söylebilirsiniz?
Dostlar merhabalar..
Eşimle haziran ayında fethiye çalışa tatile gitmeyi düşünüyoruz. Yer hakkında hiç bir bilgimiz yok. Hakkında bilgisi olan var mı? Sözlükte eski yorumları okuduğumda güzel yazanlarda var beğenmeyenlerde. Siz neler söylebilirsiniz?
Eşimle haziran ayında fethiye çalışa tatile gitmeyi düşünüyoruz. Yer hakkında hiç bir bilgimiz yok. Hakkında bilgisi olan var mı? Sözlükte eski yorumları okuduğumda güzel yazanlarda var beğenmeyenlerde. Siz neler söylebilirsiniz?
0
Çalış'ın denizini sevmiyorum açıkcası ben, oraya gitmişken ölüdeniz'den vazgeçmemenizi öneririm. Ovacık civarından uygun otel bulabilirsiniz, hem gecesi daha canlı olur, sıkılmazsınız.
0
sazz +1 ama çalışta da kötü bi tatil geçirmezsiniz. çalışın denizi biraz kirli ve girerken taşlar ayaklarımı hep acıtır, o yüzden girmek için ideal değil ama girilir, ben sandaletle yüzüyorum rahat oluyor. günbatımını izlemek ya da deniz kenarında yürümek gibi romantik aktiviteler için de çalış iyidir.
yani seçme şansınız varsa ben de ölüdenizi tavsiye ederim, ama yoksa çalış da güzeldir.
yani seçme şansınız varsa ben de ölüdenizi tavsiye ederim, ama yoksa çalış da güzeldir.
0
ben de çalışı sevmeyenlerdenim, harika bi deniz görmek istiyorsanız dalyana gidin mutlaka.
0
Fethiye'ye kadar gidecekseniz Çalışta kalmayın bence arkadaşların söylediği gibi çok daha güzel denizi olan kısımlar var. Çalış çok pis ve dalgalı tavsiye etmem...
0
szazz +1, mezzosprite, ekaterina ve yazbitmesinsipidikterlikdolabagirmesin arkadaşlara öncelikle teşekkürler.
Bize uygun hem sessiz sakin bir yer hemde huzurlu bir ortam bulmak amacımız. deniz konusunda otelin havuzuda var bize yeter. fethiye merkeze uzaklık konusunda ufak bir bilgi verirseniz şu kardeşinizi mutlu edersiniz.
Konu açılmışken fiyat konusunda da cazip geldiği için tercih ettik biraz; doğuş hotel 4 gece 5 gün 720 tl. görüşlerinize açığım arkadaşlar. :)
Bize uygun hem sessiz sakin bir yer hemde huzurlu bir ortam bulmak amacımız. deniz konusunda otelin havuzuda var bize yeter. fethiye merkeze uzaklık konusunda ufak bir bilgi verirseniz şu kardeşinizi mutlu edersiniz.
Konu açılmışken fiyat konusunda da cazip geldiği için tercih ettik biraz; doğuş hotel 4 gece 5 gün 720 tl. görüşlerinize açığım arkadaşlar. :)
0
çalıştan fethiye merkeze arabayla gitmek 10-15 dakika falan sürer galiba.
fiyat konusunu hiç bilmiyorum..
fiyat konusunu hiç bilmiyorum..
0
valla ne yalan söyleyeyim ben oteli beğenmedim zaten otel konusunda fethiye hoş değil hiç, daha düşük profilli müşteriler gittiği için lüks otel bulmak da zor ama bu kötü geldi neden derseniz bi kere havuz çok küçük, böyle yerlerde yemekten de çok şey beklememek gerekiyor, bi kere bu tarz bi yerde kalmak zorunda kalmıştık pek memnun kaldığımızı söylemeyeceğim. Size tavsiyem fethiye'de gezecek görecek çok yer var otele para vermek yerine bi pansiyon tutun, bi gün ölüdenize bi gün dalyana bi gün başka bi yere gidin, köyceğiz var ya bir sürü yer var.
yemekleri de restoranda yiyin o paraya çok daha güzel bi tatil geçirmiş olursunuz böylece ama araba şart tabii. Onun dışında çalış fethiye merkeze aşırı derecede yakın hatta minibüsler var arabanız yoksa da illa burda kalacağız diyorsanız belirteyim dedim.
yemekleri de restoranda yiyin o paraya çok daha güzel bi tatil geçirmiş olursunuz böylece ama araba şart tabii. Onun dışında çalış fethiye merkeze aşırı derecede yakın hatta minibüsler var arabanız yoksa da illa burda kalacağız diyorsanız belirteyim dedim.
0
mecazimursel01
http://ebooks-files.org/download/macroeconomie-olivier-blanchard-french-edition.htmlŞu linkteki kitabı indirmem gerekiyor, okulda olduğumdan download engeli var, 8 mb'lık birşey, lütfen ilgilenir misiniz? Çok sağolun !
ebooks-files.org
Şu linkteki kitabı indirmem gerekiyor, okulda olduğumdan download engeli var, 8 mb'lık birşey, lütfen ilgilenir misiniz?
Çok sağolun !
Şu linkteki kitabı indirmem gerekiyor, okulda olduğumdan download engeli var, 8 mb'lık birşey, lütfen ilgilenir misiniz?
Çok sağolun !
0
önce bi reklama tıkla diyo, orda telefon numarası istiyo, yoksa indiremezsin diyo. spam gibi şeyler sanki. telefon numaranızı verirseniz yazıp indireyim.
0
the kene
"When appropriate, the baseline values of variables were used as `covariates` in the main analyses to adjust for possible differences between the randomized groups and to increase the power of the analyses."cümlede geçen "covariates" ne anlama geliyor. türkçede "kovaryant" olarak yer alıyor fakat on
"When appropriate, the baseline values of variables were used as covariates in the main analyses to adjust for possible differences between the randomized groups and to increase the power of the analyses."
cümlede geçen "covariates" ne anlama geliyor. türkçede "kovaryant" olarak yer alıyor fakat onun anlamını da bulamadım.
not: yardım edenin oğlu spartacus gibi güçlü olsun
cümlede geçen "covariates" ne anlama geliyor. türkçede "kovaryant" olarak yer alıyor fakat onun anlamını da bulamadım.
not: yardım edenin oğlu spartacus gibi güçlü olsun
0
covariate deneyin sonucuna etki eden degiskenlerden biri. baseline degerler de analiz daha gecerli olsun diye degisken olarak kullanilmis.
0
letheavendangered
rüyamda çok sevdiğim bir defterimi açtığımda içinden birçok sayfanın yırtılmış olduğunu gördüm. aslında yırtılmak değil de, hani telli değil, ortalı olan defterlerden ortasından sayfa koparmak yerine rastgele bir yerden kopardığımızda karşısına denk gelen sayfa da kopuk olur; işte o şekildeydi hep.
rüyamda çok sevdiğim bir defterimi açtığımda içinden birçok sayfanın yırtılmış olduğunu gördüm. aslında yırtılmak değil de, hani telli değil, ortalı olan defterlerden ortasından sayfa koparmak yerine rastgele bir yerden kopardığımızda karşısına denk gelen sayfa da kopuk olur; işte o şekildeydi hep. bana çok sembolik geldi. rüya tabiri yapan sitelere baktım, genel olarak sadece defter var ama yırtılmak yok. var mı sizin bir yorumunuz?
0
olm öyle cart diye rüya mı anlatılır. bu senin çok zengin olacağına delalet diyeyim de bari.
0
rüyayı yaratan senin bilinçaltın, onu sembolik bulan sensin, anlamını da en iyi sen bilirsin. SENCE yırtılması neyi sembolize ediyor? yırtılan sayfalarda ne vardı? hangi sayfayı yırttın da karşısındaki de yırtıldı? neden? sayfaların kopmuş olması sana ne hissettirdi? neyi kaybetmekten korkuyorsun? aklına ilk gelen cevap aradığın cevap olabilir. ama olmayabilir de.
0
ne olmazsa, gıderse -eksık kalacagını dusunuyorsun bu gunlerde? Belkı bunu dusunmelısın. senı tamamlayan bır seyı kaybetme korkusu sanki...
0
O anda neler hissettiğin veya yanında biri var mıydı veya bir yere mi gidiyordun gibi soruların etrafında dönerek bulabilirsin, kağıt kalem koy yatağın ucuna :)
0
phthalo blue red
merhaba sevgili kedi anne, baba ve tanıdıkları;kedimi şehir dışına götüreceğim, otobüs firmaları oğlumu uyutmadan kabul etmiyorlarmış. veteriner de anestezi veya hapın kedim henüz bebek olduğu için riskli olduğunu söyledi. normal insan dozunun 1/20'si kadar passiflora verirsem rahat rahat uyuyabilir
merhaba sevgili kedi anne, baba ve tanıdıkları;
kedimi şehir dışına götüreceğim, otobüs firmaları oğlumu uyutmadan kabul etmiyorlarmış. veteriner de anestezi veya hapın kedim henüz bebek olduğu için riskli olduğunu söyledi. normal insan dozunun 1/20'si kadar passiflora verirsem rahat rahat uyuyabilirmiş. bu konuda iyice koşturup çocuğu yormak, bir iki yudum vodka içirmek gibi başarı sağlamış farklı deneyimleri olanlar fikirlerini paylaşabilirse çok memnun olurum. hepinizi seviyorum :)
kedimi şehir dışına götüreceğim, otobüs firmaları oğlumu uyutmadan kabul etmiyorlarmış. veteriner de anestezi veya hapın kedim henüz bebek olduğu için riskli olduğunu söyledi. normal insan dozunun 1/20'si kadar passiflora verirsem rahat rahat uyuyabilirmiş. bu konuda iyice koşturup çocuğu yormak, bir iki yudum vodka içirmek gibi başarı sağlamış farklı deneyimleri olanlar fikirlerini paylaşabilirse çok memnun olurum. hepinizi seviyorum :)
0
kaç aylık bu yavru? ben de bu haftasonu 3 aylık bebeğimle 9 saat yolculuk yapacağım da, belki ben de yararlanabilirim cevaplardan..
0
Para sorununuz yok ise uyutmadan evcil hayvan transferi yapan firmalara verin derim ama dedigim gibi biraz tuzlu gecen sene istanbul izmir 250 lira civariydi.
0
sokakta bulduğumuz için hangi ayda doğduğunu bilmiyoruz ama veteriner en fazla 4,5-5 aylıktır dedi :)
0
250 lira çok fazla, ben daha çok uyutmadan ya da doğal yollarla uyutarak otobüse nasıl sokabilirim onun planını yapıyorum :D
0
şimdi bunu zaten bagaja koyuyor. otobüs firmaları. bagaja değil yukarı alacak bir firma bulursun. çok ses çıkaramaz zaten çok minik. olmadı ilaç verdim dersin. uçağa yanına alabilirsin. taşıma kabı ile 5 ya da altı olmasılazım geçmeyen hayvanlar kabine alınıyor. trende de aynı şey geçerli. kilo sınırı da yok. yani direk yanına alıyosun hiçbir şart yok. sadece kedi içine para ödüyorsun.
0
Nereden nereye gidilecek? Eğer uygunsa Doğu Ekspresi'nde kompartımana alabilirsiniz uyutmadan. Ayrıca hayvanlar için ayrı bölmeleri vardı sanırım trende.
0
Kedişi uyutmasınlar, o yolculukta şeker de yiyebilsin.
Sen neredesin bilmiyorum, İstanbul'daysan gideceğin şehir de yakınsa arabayla götürmeyi teklif edesim geldi. Canım sıkılıyor, evet bildiniz.
Sen neredesin bilmiyorum, İstanbul'daysan gideceğin şehir de yakınsa arabayla götürmeyi teklif edesim geldi. Canım sıkılıyor, evet bildiniz.
0
ya ne iyi insansın çok teşekkür ederiz ama zahmet olmasın ankara'ya gidiyoruz
0
@rearaze
onları ankaraya getirsen, sonra bizi ankaradan fethiyeye götürsen, hem tatil yapmış olursun fethiyede? :)
onları ankaraya getirsen, sonra bizi ankaradan fethiyeye götürsen, hem tatil yapmış olursun fethiyede? :)
0
Zahmet değil hem kedişin uyutulmasını istemedim hem de birbirinin aynısı olan günlerime yeni bir soluk getirme hissiyatı taşıyorum.
Tarih uyuyorsa bu koca bir çılgınlık diyorum mezzosprite.
Tarih uyuyorsa bu koca bir çılgınlık diyorum mezzosprite.
0
bu haftasonu gidiyorum ben, bi kaç gün bekleyebilirim de. phthalo blue red?
0
güzel olurdu ehehe :D ancak benim gidiş tarihim net değil. yurtdışından bi belge bekliyorum onu alır almaz gidicem, bugünlerde gelmesi lazım ama ne zaman olur bilmiyorum.
0
Tarihler benimle de uyuşursa ve kediş için başka çözüm bulunamazsa, teklifim geçerlidir. Özel mesajla ulaşabilirsiniz. Muhakkak görürüm. Kalın sağlıcakla.
0
Ne kadar iyi insanlar var. :) Sabah sabah mutlu oldum.
Bir şey sormak istiyorum; ben de muhtemelen o zamanlarda biri 3 aylık, diğeri 4 aylık olacak olan iki kedimle Ankara'dan Balıkesir'e gideceğim Temmuz ortalarında. Şimdi kuşetli vagonda, odada gitseler uyumadan, bu tuvalet işini nasıl hallederiz? Kediler nasıl davranırlar böyle zamanlarda? Uyutmak son çare olsun diyorum hep. Bilgisi olan var mı?
Bir şey sormak istiyorum; ben de muhtemelen o zamanlarda biri 3 aylık, diğeri 4 aylık olacak olan iki kedimle Ankara'dan Balıkesir'e gideceğim Temmuz ortalarında. Şimdi kuşetli vagonda, odada gitseler uyumadan, bu tuvalet işini nasıl hallederiz? Kediler nasıl davranırlar böyle zamanlarda? Uyutmak son çare olsun diyorum hep. Bilgisi olan var mı?
0
tuvaletleri geldiğinde aşırı huysuzlanarak belli ediyorlar. o durumda tuvalete götürürseniz kendilerine göre bi delik bulup oraya yaparlar :)
0
lawist
Yada maddi durumu kötü olan bir erkeğin sevgilisi olmalı mı?Ne bilim tüm aşk filmlerinde zenginler mi oynar ? Bakarsın erkek kızı lüx bir restoranta götürür Kendi arabası vardır vb...Nedir bu iş ?
Yada maddi durumu kötü olan bir erkeğin sevgilisi olmalı mı?Ne bilim tüm aşk filmlerinde zenginler mi oynar ? Bakarsın erkek kızı lüx bir restoranta götürür Kendi arabası vardır vb...Nedir bu iş ?
0
maddiyat önemli tabi sevgililik için ama her kız parası varmı yokmu bakmıyor ona ve etrafına ayak uydurabilecek kadar paran olsun yeterli.
0
niye olmasın? illa restorana mı gitmek lazım yani insanların birbirini sevmesi için?
0
insanın sevgilisiyle geçirdiği en güzel zamanlar bir simidi paylaştığı(zorunda kaldığı) zamanlardır.
0
teoride parasız adamın sevgilisi olmalı, ama pratikte hayat öyle değil maalesef. kız arkadaşınla gezerken masraflar en az üçe katlanıyor. hem normalde haftasonu evde oturacakken çıkıp geziyorsun, hem de çoğunlukla hesabı sen ödüyorsun. eğer aylık masrafının iki katı kadar daha aileden gelirin varsa sevgilinle rahatça yaşayabilirsin. fakat diğer türlü sorun oluyor.
ülkedeki boşanma davalarının yarısına yakınında, ayrılık nedeni maddi mevzular.
ülkedeki boşanma davalarının yarısına yakınında, ayrılık nedeni maddi mevzular.
0
hesabı bölüşecek sevgili bulun o zaman, ne enteresan ilişkiler yaşıyosunuz ya. öyle hem delikanlılık hem fakirlik olmuyo.
0
ikisi de ayrı ayrı kendi masraflarını karşılıyorlarsa neden olmasın? babasının kızı değil yani neticede beslesin yedirsin içirsin.
0
niye olmasın yahu. bu devirde sevgilisiyle parası için birlikte olmayan kızlar da var. illa lüks restaurantlarda takılmanıza gerek yok. alman usulü ödersiniz. ne yani ölsün mü parasız olmayan hayret bişi.
0
olsun, ama ya çok zengin olsun ya da seninle aynı durumda olsun. ortası olmasın. benim durumum ortalama mesela. erkek arkadaşımın çok kötü. beraberliğimizin başından beri zaten kendi masrafımı ödemekle beraber, onunkilerin de yarısını ödüyorum. ilişki bütçesinin üçte ikisi falan benden çıkıyor. çok param olsa hepsini ben ödeyeyim yani, hiç önemli değil, ama o kadar da durumum yok maalesef. bir de üstüne, önceden kendim rahat rahat gidip oturabildiğim mekanlara, şu an hesabı ben ödeyecek dahi olsam oturamıyorum, çünkü hesabı ona ödetsem parası yok, kendim ödesem o kötü hissediyor. zor oluyor yani. ya da bir kıyafet dükkanına girmeye çekiniyorum onun yanında, alacağım hiçbir şeyi onun yanındayken almıyorum... kontörlerini bile ben alıyorum ya, çünkü ben almazsam o da almıyor ve bir msj atacak kontörü bile olmuyor.
bir de arada "sana çiçek alırdım, ama yolda hiç çiçekçi görmedim." ya da "x arkadaşın çok kafa çocuk ya, ona bir bira ısmarlayayım." falan diye konuşuyor, "sen bana bir bira ısmarlayabiliyor musun bakalım?" diyesim geliyor, demiyorum tabi, hayvanlığın lüzumu yok. ilk başta önemsemiyordum, ama bunlar biriktikçe sinirim bozulmaya başladı. ne zamandır biriktirdiğim param da erimeye başladı. hindistan'a, mısır'a gidecektim ben o parayla. ayrılacağım sanırım. (kız tarafıyım ben bu arada.) bu yüzden ya seninle aynı durumda biriyle çık ya da çok parası olan, yani maddi olarak yük olmayacağın biriyle çık derim.
bir de arada "sana çiçek alırdım, ama yolda hiç çiçekçi görmedim." ya da "x arkadaşın çok kafa çocuk ya, ona bir bira ısmarlayayım." falan diye konuşuyor, "sen bana bir bira ısmarlayabiliyor musun bakalım?" diyesim geliyor, demiyorum tabi, hayvanlığın lüzumu yok. ilk başta önemsemiyordum, ama bunlar biriktikçe sinirim bozulmaya başladı. ne zamandır biriktirdiğim param da erimeye başladı. hindistan'a, mısır'a gidecektim ben o parayla. ayrılacağım sanırım. (kız tarafıyım ben bu arada.) bu yüzden ya seninle aynı durumda biriyle çık ya da çok parası olan, yani maddi olarak yük olmayacağın biriyle çık derim.
0
tomber
öncelikle selamlar,iş nedeniyle 15 gün için dalaman'a gideceğim. köyceğiz' de arkadaşım olduğundan burada kalmayı düşünüyorum, köyceğiz' den dalaman' a otobüsle, dolmuşla ulaşım nasıldır, yani köyceğiz' de kalmam sıkıntı olur mu ulaşım açısından, vasıta ve varış süresi açısından bilgi verebilirseniz
öncelikle selamlar,
iş nedeniyle 15 gün için dalaman'a gideceğim. köyceğiz' de arkadaşım olduğundan burada kalmayı düşünüyorum, köyceğiz' den dalaman' a otobüsle, dolmuşla ulaşım nasıldır, yani köyceğiz' de kalmam sıkıntı olur mu ulaşım açısından, vasıta ve varış süresi açısından bilgi verebilirseniz çok sevinirim,
şimdiden teşekkürler.
iş nedeniyle 15 gün için dalaman'a gideceğim. köyceğiz' de arkadaşım olduğundan burada kalmayı düşünüyorum, köyceğiz' den dalaman' a otobüsle, dolmuşla ulaşım nasıldır, yani köyceğiz' de kalmam sıkıntı olur mu ulaşım açısından, vasıta ve varış süresi açısından bilgi verebilirseniz çok sevinirim,
şimdiden teşekkürler.
0
küçük otobüsler oluyo sık sık (yani saat başı diye tahmin ediyorum), yol en çok 1 saat falan sürer. çok sıkıntı olmaz bence..
0
mezzosprite
bu yakınlarda koşmalık, sakin bi yer var mıdır ki? araba sesi falan olmayan. genişçe bi park olabilir, ne bileyim.
bu yakınlarda koşmalık, sakin bi yer var mıdır ki? araba sesi falan olmayan. genişçe bi park olabilir, ne bileyim.
0
anıtkabir'in orası var harikadır ama arabayla gidilir ancak.
tepelere çıkın oran'a...
ama illa orada, bilemiyorum.
tepelere çıkın oran'a...
ama illa orada, bilemiyorum.
0
buralarda olsa fena olmazdı ya. neyse ben cinnah'a doğru falan yürüyeyim en iyisi.
0
e botanik de olur hadi :) dikmen vadisi? bu yokuşlar varken koşmaya gerek yok yürüsen yeter zaten.
0
cizmedin ki kesesin
1) mesela statik kelimesinin eski Türkçe ve yeni Türkçe de karşılığı olarak hangi kelimeler kullanılabilir. 2) Dağınık, sabırsız, sorumsuz, düşüncesiz kelimelerinin hepsi olumsuz anlamda. yine bu 4 kelimenin anlamına yakın ama böyle çok olumsuz bir şeyler ifade etmeyen ve bu kelimelerin anlamlarına
1) mesela statik kelimesinin eski Türkçe ve yeni Türkçe de karşılığı olarak hangi kelimeler kullanılabilir.
2) Dağınık, sabırsız, sorumsuz, düşüncesiz kelimelerinin hepsi olumsuz anlamda. yine bu 4 kelimenin anlamına yakın ama böyle çok olumsuz bir şeyler ifade etmeyen ve bu kelimelerin anlamlarına yakın kelimeler neler olabilir?
2) Dağınık, sabırsız, sorumsuz, düşüncesiz kelimelerinin hepsi olumsuz anlamda. yine bu 4 kelimenin anlamına yakın ama böyle çok olumsuz bir şeyler ifade etmeyen ve bu kelimelerin anlamlarına yakın kelimeler neler olabilir?
0
truvaiti
"all-metal hips had a failure rate of about 12% after seven years, three times that of metal and plastic or ceramic hips."7 yıl sonunda, sırf metal - tamamen metal olan kalça eklemi (protez yani) yüzde 12 başarısızlığa uğruyor.metal plastik karışımı veya metal seramik karışımı olan bunun 3 katı mı y
"all-metal hips had a failure rate of about 12% after seven years, three times that of metal and plastic or ceramic hips."
7 yıl sonunda, sırf metal - tamamen metal olan kalça eklemi (protez yani) yüzde 12 başarısızlığa uğruyor.
metal plastik karışımı veya metal seramik karışımı olan bunun 3 katı mı yoksa bu mu diğerinin üç katı?
yani:
metal plastik karışımı veya metal seramik karışımı::: yüzde 4 mü yüzde 36 mı?
yüzde 4 di mi?
7 yıl sonunda, sırf metal - tamamen metal olan kalça eklemi (protez yani) yüzde 12 başarısızlığa uğruyor.
metal plastik karışımı veya metal seramik karışımı olan bunun 3 katı mı yoksa bu mu diğerinin üç katı?
yani:
metal plastik karışımı veya metal seramik karışımı::: yüzde 4 mü yüzde 36 mı?
yüzde 4 di mi?
0
RuledBySecrecy
İşveren, bir mühendisin çok konuşkan, dışa dönük olmasini ister mi ? Bir mühendisin bu özelliklere sahip olmasi gerekli midir ? Mühendislik okuyanlar genelde (bölümün zorluğundan dolayı) biraz asosyal olmaz mi?
İşveren, bir mühendisin çok konuşkan, dışa dönük olmasini ister mi ? Bir mühendisin bu özelliklere sahip olmasi gerekli midir ? Mühendislik okuyanlar genelde (bölümün zorluğundan dolayı) biraz asosyal olmaz mi?
0
tek başına mühendislik girişkenlik gerektirmez ama toplantılarda sunumlarda falan lazım olabilir. o yüzden avantajdır gibi geldi bana.
0
mühendislik türkiye'de çokta kendi anlamında yapılan bir meslek değil benim eski şirketimin profili şöyleydi, 6 mühendis 5'i satışta çalışıyor ben ise teknik birimdeydim, satıştakiler için belirttiğiniz özellikler elzem ama benim yaptığım işte müşteri muhataplığı istediğinden bu özellikleri istemeselerde olması gereken özelliklerdi yinede fabrikada/şantiyede çalışacaksa işçilerle anlaşabilecek kadar sosyallik şart sonuçta ya satış ya sorumluluk gerektiren işler oluyor mühendislere verilenler.
0
Ne olursan ol senin saydığın o özellikler insanın öne çıkmasını sağlıyor e doğal olarak da şirkete de daha çok öne çıkma şansı sunmuş oluyorsun. Bence çook kapalı kapılar ardında tek çalışacaklar dışında tüm elemanlarımın öyle olmasını isterim. Sadece satış değil, bi toplantıda iki kelimeyi doğru dürüst konuşamayan adamın bence profesyonel dünyada yeri yok pek.
0
cbe
"aşkın sınırı, kanunu, kıyısı yoktur.aşk bir haldir; anlatılamaz, yaşanır.aşk arıdır, durudur, manalara sığmaz.sen sus, aşk kendini anlatsın!"hz. mevlana"there is no boundary, rule or edge to love.love is a state, can not be told but to be lived.it is naive, it is pure, it exceeds senses.you whist,
"aşkın sınırı, kanunu, kıyısı yoktur.
aşk bir haldir; anlatılamaz, yaşanır.
aşk arıdır, durudur, manalara sığmaz.
sen sus, aşk kendini anlatsın!"
hz. mevlana
"there is no boundary, rule or edge to love.
love is a state, can not be told but to be lived.
it is naive, it is pure, it exceeds senses.
you whist, let the love tell itself!"
hz. mevlana
aşk bir haldir; anlatılamaz, yaşanır.
aşk arıdır, durudur, manalara sığmaz.
sen sus, aşk kendini anlatsın!"
hz. mevlana
"there is no boundary, rule or edge to love.
love is a state, can not be told but to be lived.
it is naive, it is pure, it exceeds senses.
you whist, let the love tell itself!"
hz. mevlana
0
traxes
numarasını bilen varsa yazabilirmi güzeltepe mahallesi hoşdere caddesine gideceğimde
numarasını bilen varsa yazabilirmi güzeltepe mahallesi hoşdere caddesine gideceğimde
0
otobüs numarasını bilmiyorum ama çankaya dolmuşları falan gidiyor
otobüsler de güvenparktan kalkmıyor da atatürk bulvarından biniyosun, ulus tarafından geliyolar
otobüsler de güvenparktan kalkmıyor da atatürk bulvarından biniyosun, ulus tarafından geliyolar
0
185, 188, 173, 189 gidiyor, dolmuş olarak da oran, yıldız, oyak gidiyor
edit : pardon, 188 hoşdereden geçmiyor
edit : pardon, 188 hoşdereden geçmiyor
0
mahalle değilde sokak ismi verin ? refik belendir, portakal çiçeğiyse 427ye falanda binebilirsiniz.
0
aa 188 gidiyormu? keçiörenden binebilirim o zaman ama egonun sitasinde 188 için hoşdereden geçtiği yazmmıyor
0
hoşdere caddesi üzerindeyse, dolmuşa binin.
en iyisi dolmuş, dolmuşa binmek istemezseniz, 450-185 çok sık gelir zaten.
en iyisi dolmuş, dolmuşa binmek istemezseniz, 450-185 çok sık gelir zaten.
0
mezzosprite
en kolay nasıl gidilir?
en kolay nasıl gidilir?
0
saat kaçta gideceksin? bende ayrancıdayım, inceğe uğrayacağım. arabayla gitcem ben.
0
konya yolundan; yani ankamall'den gelip, gazi hastanesi,emek, aşti istikametinden incek'e giden gölbaşı dolmuş ile gidilebilir. dolmuşa (minibüse) el edince duracaktır, belli bir durağı yok. yalnız dolmuşun üzerinde "incek" yazıyor olmasına dikkat edilmeli.
ayrancıdan odtü dolmuşu kalkıyordu, onunla armada tarafında inip üst yola çıkılıp dolmuşa binilebilir.
ayrancıdan odtü dolmuşu kalkıyordu, onunla armada tarafında inip üst yola çıkılıp dolmuşa binilebilir.
0
Pukay2
evet?
evet?
0
Kedilerin sadece Ağustos'ta ısındığı rivayet edilir. Genelde üşürler. Ama titreme vs varsa, sorun daha farklı olabilir. Dikkatli olmakta fayda var. Yani kısaca evet.
0
senin siyam kısa tüylü. daha çok üşüyebilir. bi de hareketi azaldı ise (ama uyur gibi değil böyle sarhoş gibi) çok üşüyor hatta sorun yaşıyor demektir. sıcak su torbası yap acilen.
0
dışardaysa kesin, evdeyse genelde bi yerlere girerler zaten, beceremezse sana sokulur...
0
üşür.
benim kedimin patileri bazen buz gibi oluyordu, avucuma alıp ısıtıyordum..
benim kedimin patileri bazen buz gibi oluyordu, avucuma alıp ısıtıyordum..
0
mezzosprite
sonra da inemiyor. ciyak ciyak miyavlıyor yardım edeyim diye, ama ben artık kadının kapısını çalmak istemiyorum, tırmanamıyorum da. bıraksam belki başının çaresine bakar ama yazık da bi yandan. off ne yapsam?
sonra da inemiyor. ciyak ciyak miyavlıyor yardım edeyim diye, ama ben artık kadının kapısını çalmak istemiyorum, tırmanamıyorum da. bıraksam belki başının çaresine bakar ama yazık da bi yandan. off ne yapsam?
0
oraya neden çıkıyor ki?
kendi başına bırakırsanız atlamaya çalışıp düşüp ayaklarını kırabilir.
kendi başına bırakırsanız atlamaya çalışıp düşüp ayaklarını kırabilir.
0
balkon kapısını açmamak bence kesin çözüm. tuvaletini bahçeye vs değil de kuma yapıyorsa kapıya cama dikkat edin yeter.
0
aslında dışarda yaşıyor bir süredir. neden çıkıyo bilmiyorum ya, şapşal biraz.
0
oyun yapıyor. çıktığı yerden gelip indirmeniz filan hoşuna gidiyordur.
dışarı bırakmayın diyeceğim ama dışarı alışmış artık çıldırtır sizi dışarı çıkmak için. ne yapmanız lazım bilemedim ama :(
dışarı bırakmayın diyeceğim ama dışarı alışmış artık çıldırtır sizi dışarı çıkmak için. ne yapmanız lazım bilemedim ama :(
0
kesin çözüm en üst kata taşınman. nasılsa aşağıya inmeye çalışmayacak hiç, hep yukarı hep yukarı zıppıdı zıppıdı
0
o balkonda olumsuz bi şeyler yaşaması lazım yani elektrik filan olacak atıyorum balkona çıkarken bi kaç kez teşebbüsten sonra vazgeçer benim size tavsiyem eğer kediniz su sevmiyorsa bir leğende çıktığı balkonda onu yıkayın sonra leğeni orada kalsın öyle zannediyorum bi daha çıkmayacaktır :)))
benim aklıma gelen bu oldu ama bu da ne kadar yapılabilir bilemiyorum tabi...
benim aklıma gelen bu oldu ama bu da ne kadar yapılabilir bilemiyorum tabi...
0
kirmizi gul demet demet
Artvin'e atandım, kış günü zor olur mu ev bulmak, yerleşmek, ya da geçici kalacak bir yer bulmak. Bir de mutlu olayım mı, çok uzak diye gözüm korkuyor. Sosyal hayat nasıldır, insanlar nasıldır. Kiralar nasıldır. İlçelere ulaşım nasıldır. Var mı bir fikri olan arkadaş?
Artvin'e atandım, kış günü zor olur mu ev bulmak, yerleşmek, ya da geçici kalacak bir yer bulmak. Bir de mutlu olayım mı, çok uzak diye gözüm korkuyor. Sosyal hayat nasıldır, insanlar nasıldır. Kiralar nasıldır. İlçelere ulaşım nasıldır. Var mı bir fikri olan arkadaş?
0
sosyal hayat açısından sıkıntılı bir yer olduğunu biliyorum. göreceli bir konu olmasına rağmen genellikle eğlenmeye, denize falan Hopa'ya gelirler artvindekiler.
0
hiç gitmedim ama oralı arkadaşlarım var. bence insanları çok sıcaktır, açık görüşlüdür. bir de yeşil falan, güzel görünüyor. ben sevinirdim.
0
olun tabi mutlu, kars ya da trabzon havaalanlarından gidebilirsiniz. mesafeyi dert etmeyin. karadeniz'e ulasım cok rahat. artvin ilçeden ilçeye değişir ama genel olarak beklentilerinizin gayet üstünde bir yerle karsılasacagınıza eminim:) insanı cok yardımseverdir, karadeniz sahil hattında pek cok öğretmenevi var kalacak yerin problem olacagını hiç sanmam.
0
bence mis gibin, sağını solunu geçtim, batum tam dibinde. bayağı bayağı eğlence merkezi olma niyetinde orası. ülke ülke gezersin sıkıldıkça.
0
bir artvinli üniversiteden yakın arkadaşım. tüm artvinliler böyle ise, hadi en azından yarısı kafasında ise, seni müthiş fantastik günler bekliyor. çılgın adamdı vesselam.
0
Artvin muhtemelen gördüğün en küçücük yer olucak.
İnsanları iyidir, köylerinde sadece yaşlılar olmasına rağmen, şehir merkezi ortalama bi nüfusa sahip memurlar vs nedeniyle.
Sosyal hayat diye bahsettiğin şey, Artvinde pek yok maalesef.
Gelgelelim insanları iyi niyetli, hoş sohbet, düzgün insanlardır, çoğunluğu yani. İçmeyi severler. Muhafazakar değildirler.
Yağmur oldugunda- ki muhtemelen yılın 250 günü yağmur olucak- ulaşım oldukça problemli olabiliyor ilçelere.
Kiralar hakkında pek bilgi sahibi olmasam da, merkezde Artvin'e göre pahalı sayılabilicek bi rakam oldugunu duymuştum. 100 m2 ev, 400-500 falan gibi. Ama doğruluğundan emin değilim.
Yine daha önce de söylendiği gibi, gördüğün en yeşil yer olucak gerçekten. Bambaşka bi' güzelliği vardır, hani böyle kafa dinlenicek, sakin sakin yaşanıcak biyer. Hayatında muhtemelen tekrar böyle bi zaman geçiremiceksin, tatil gibi düşünüp tadını çıkar, bol bol dolaş bence.
İnsanları iyidir, köylerinde sadece yaşlılar olmasına rağmen, şehir merkezi ortalama bi nüfusa sahip memurlar vs nedeniyle.
Sosyal hayat diye bahsettiğin şey, Artvinde pek yok maalesef.
Gelgelelim insanları iyi niyetli, hoş sohbet, düzgün insanlardır, çoğunluğu yani. İçmeyi severler. Muhafazakar değildirler.
Yağmur oldugunda- ki muhtemelen yılın 250 günü yağmur olucak- ulaşım oldukça problemli olabiliyor ilçelere.
Kiralar hakkında pek bilgi sahibi olmasam da, merkezde Artvin'e göre pahalı sayılabilicek bi rakam oldugunu duymuştum. 100 m2 ev, 400-500 falan gibi. Ama doğruluğundan emin değilim.
Yine daha önce de söylendiği gibi, gördüğün en yeşil yer olucak gerçekten. Bambaşka bi' güzelliği vardır, hani böyle kafa dinlenicek, sakin sakin yaşanıcak biyer. Hayatında muhtemelen tekrar böyle bi zaman geçiremiceksin, tatil gibi düşünüp tadını çıkar, bol bol dolaş bence.
0
pangea
şimdi, aşağıdaki örneklerle anlatmaya çalışayım sorumu; 1- " Galdos has come be recognised as one of the spain's greaters novelist by critics " 2- " Two teenagers yesterday faced being expelded from school after they were found with over a hundred stolen mobile phones " 3- " I was left holding the b
şimdi, aşağıdaki örneklerle anlatmaya çalışayım sorumu;
1- " Galdos has come be recognised as one of the spain's greaters novelist by critics "
2- " Two teenagers yesterday faced being expelded from school after they were found with over a hundred stolen mobile phones "
3- " I was left holding the baby while Karen went to answer the phone "
görüldüğü üzere passive cümlelerimiz var. normalde hiç zorlanmadan bunun anlamını çıkarıyorum çıkarmasına; ama burada asıl sormak istediğim bu tarz passive yapıların mantığı.
özellikle şu "be" nin kullanımı çok kafamı karıştırmış durumda. 1'de olduğu gibi kalırken 2'de ing takısı almış.
3'de ise V2 cinsinden yazılmış.
bu tarz passive cümlelerde "be" neden ve nasıl kullanılıyor acaba? yardım edebilecek var mı?
1- " Galdos has come be recognised as one of the spain's greaters novelist by critics "
2- " Two teenagers yesterday faced being expelded from school after they were found with over a hundred stolen mobile phones "
3- " I was left holding the baby while Karen went to answer the phone "
görüldüğü üzere passive cümlelerimiz var. normalde hiç zorlanmadan bunun anlamını çıkarıyorum çıkarmasına; ama burada asıl sormak istediğim bu tarz passive yapıların mantığı.
özellikle şu "be" nin kullanımı çok kafamı karıştırmış durumda. 1'de olduğu gibi kalırken 2'de ing takısı almış.
3'de ise V2 cinsinden yazılmış.
bu tarz passive cümlelerde "be" neden ve nasıl kullanılıyor acaba? yardım edebilecek var mı?
0
Genel olarak passive cümlelerde hep be yardımcı fiil olarak kullanılır. Mesela Türkçe'de "yapmak" fiilinin edilgen hali "yapılmak". İngilizce'de de "to do", "to be done"'a dönüşüyor. Genel mantık bu. "I did the job." -> "İşi yaptım." / "The job is done." -> "İş yapıldı."
1'de gerçekten bir tuhaflık var, ben de anlam çıkaramadım. Sanki "...has come to be recognised..." olması gerekiyor gibi. Emin olamadığım için geçiyorum bunu.
2'de being, gençler subject değil object olduğu ve passive olarak kullanıldığı için var. Mesela "okuldan atıldım" cümlesi "I am expelled" oluyor, çünkü okulan atılan benim. Aynı şekilde burada da atılmak fiili "be expelled" olarak kullanılmış. -ing almasının sebebi ise "face" fiilinden sonra isim gelmesi gerektiği için. "I faced an enemy", "He faced a lot of competititon." gibi cümlelerdeki gibi. "be expelled" fiilini de isim yapmak için sonuna -ing ekliyoruz.
3'te ilk dediğim kural geçerli. "She left me holding the baby" yerine "I was left holding the baby" olmuş. "holding" fiil değil burada, sıfat. Asıl fiil "leave".
1'de gerçekten bir tuhaflık var, ben de anlam çıkaramadım. Sanki "...has come to be recognised..." olması gerekiyor gibi. Emin olamadığım için geçiyorum bunu.
2'de being, gençler subject değil object olduğu ve passive olarak kullanıldığı için var. Mesela "okuldan atıldım" cümlesi "I am expelled" oluyor, çünkü okulan atılan benim. Aynı şekilde burada da atılmak fiili "be expelled" olarak kullanılmış. -ing almasının sebebi ise "face" fiilinden sonra isim gelmesi gerektiği için. "I faced an enemy", "He faced a lot of competititon." gibi cümlelerdeki gibi. "be expelled" fiilini de isim yapmak için sonuna -ing ekliyoruz.
3'te ilk dediğim kural geçerli. "She left me holding the baby" yerine "I was left holding the baby" olmuş. "holding" fiil değil burada, sıfat. Asıl fiil "leave".
0
1 kesin yanlış. "has come to be recognised" olmalıydı.
abicim senin kafanı karıştıran, "to be" fiilinin çekilmiş halleri.
to be fiilinin halleri şunlar:
passive yapı
simple present ise: am, is, are
future tense ise: be
continuous ise: being
past ise: was, were
perfect tenslerden biriyse: been
2.de şöyle diyor: "okuldan ATILMAYLA karşı karşıya kaldılar" yani "being expelled" ATILMA demek. (Bu arada sen soruda expelled'i yanlış hecelemişin.)
Misal, "To sing" şarkı söylemek
"singing" şarkı söyleme gibi
yani 2. cümlede to be'nin sonundaki ing takısı, singing'in sonundakinin vazifesini yapıyo
yani senin kafanı karıştıran şey, 2. cümlede, asıl fiilin "faced" olmasını farkedememiş olman.
ATILMA ile karşı karşıya kaldılar yerine ATILDILAR demek isteseydi, they were expelled diyecekti ve cümle o zaman passive olacaktı. Halbuki burada cümle değil, sadece expel fiili passive'leştirilmiş. Onun için being expelled diyo.
3. ise past tense olduğu için was diye kullanılmış. bebeği tutar durumda BIRAKILDIM manasına.
abicim senin kafanı karıştıran, "to be" fiilinin çekilmiş halleri.
to be fiilinin halleri şunlar:
passive yapı
simple present ise: am, is, are
future tense ise: be
continuous ise: being
past ise: was, were
perfect tenslerden biriyse: been
2.de şöyle diyor: "okuldan ATILMAYLA karşı karşıya kaldılar" yani "being expelled" ATILMA demek. (Bu arada sen soruda expelled'i yanlış hecelemişin.)
Misal, "To sing" şarkı söylemek
"singing" şarkı söyleme gibi
yani 2. cümlede to be'nin sonundaki ing takısı, singing'in sonundakinin vazifesini yapıyo
yani senin kafanı karıştıran şey, 2. cümlede, asıl fiilin "faced" olmasını farkedememiş olman.
ATILMA ile karşı karşıya kaldılar yerine ATILDILAR demek isteseydi, they were expelled diyecekti ve cümle o zaman passive olacaktı. Halbuki burada cümle değil, sadece expel fiili passive'leştirilmiş. Onun için being expelled diyo.
3. ise past tense olduğu için was diye kullanılmış. bebeği tutar durumda BIRAKILDIM manasına.
0
@compadrito şu linke bakarsan advanced grammar in use kitabında doğru olarak görünüyor. 1 kesin yanlış cümleni bir düşün istersen. araştırmadan önce ben de yanlış mı acaba dedim ama araştırdım üstüne..
books.google.com.tr
books.google.com.tr
0
@ozdek,
hmmm, sağol araştırma önerin için. ben de Google fight yaptım, sonuç şöyle çıktı:
has come be recognised: 9 sonuç (bu 9 sonucun 6 tanesi "Galdos has come be recognised" cümlesi, biri bu yapıyla alakasız bi cümle, iki kere de Advanced Grammer kitabındaki örnekten ve birbirinden bağımsız kaynaklarda geçmiş cümle)
has come to be recognised: 2 milyon 320 bin sonuç
bu durumda ben "has come TO be recognised"i kullanmaya devam edeyim diyorum.
hmmm, sağol araştırma önerin için. ben de Google fight yaptım, sonuç şöyle çıktı:
has come be recognised: 9 sonuç (bu 9 sonucun 6 tanesi "Galdos has come be recognised" cümlesi, biri bu yapıyla alakasız bi cümle, iki kere de Advanced Grammer kitabındaki örnekten ve birbirinden bağımsız kaynaklarda geçmiş cümle)
has come to be recognised: 2 milyon 320 bin sonuç
bu durumda ben "has come TO be recognised"i kullanmaya devam edeyim diyorum.
0
mezzosprite
belgelerime ya da masaüstüne falan hiçbi şey koymadığımız halde C'miz dolu görünüyor. temp falan aradım ama ya yanlış temp'i buldum ya da çok büyük bi şey yok onda. başka nerelere bakayım, ne sileyim? windows kendisi de temizledi kendince, gereksiz dosyaları sileyim mi dedi sil dedim. hala dolu.
belgelerime ya da masaüstüne falan hiçbi şey koymadığımız halde C'miz dolu görünüyor. temp falan aradım ama ya yanlış temp'i buldum ya da çok büyük bi şey yok onda. başka nerelere bakayım, ne sileyim? windows kendisi de temizledi kendince, gereksiz dosyaları sileyim mi dedi sil dedim. hala dolu.
0
ccleaner ile tarayın. o gerçek temp'i bulacaktır eğer yanlış baktıysanız. merak ettim neymiş acaba?
bi de hangi windows? 7 mi xp mi?
bi de hangi windows? 7 mi xp mi?
0
program files toplam 2.90 GB ama C 48 GB. geri kalan 46GB nerde ola ki?
windows 7 galiba
windows 7 galiba
0
yuh 48gb mı? bir yerlere gizlenmiş bir zuladan şüpheleniyorum :)
c'de, gizli dosyaları açarak programData'ya, bir de kullanıcıların içine bak, application data falan onlar şişmiş olabilir mi?
c'de, gizli dosyaları açarak programData'ya, bir de kullanıcıların içine bak, application data falan onlar şişmiş olabilir mi?
0
bilgisayarım'dan c'ye giriyorsunuz, karşınıza çıkan klasörleri tek tek ya da üşeniyorsanız beşer beşer falan seçip sağ tık özellikler diyorsunuz. öncelikle c içindeki hangi klasörün yer kapladığını buluyorsunuz. sonra o klasöre girip alt klasörlere aynı işlemi uyguluyorsunuz. böyle böyle neyin yer kapladığını buluyorsunuz. otomatikçi programlar bulamadıysa en güzel yolu bu.
mesela kullanıcılar klasöründe buldunuz 46 gb'ı. giriyorsunuz, belgelerim!de bir şey yok, resimlerim'de falan yok ama o da ne? karşıdan yüklenenler klasöründe geçen aylarda indirdiğiniz hede dizisi boxset var. harici diske atmışsınız da silmeyi unutmuşsunuz.
mesela kullanıcılar klasöründe buldunuz 46 gb'ı. giriyorsunuz, belgelerim!de bir şey yok, resimlerim'de falan yok ama o da ne? karşıdan yüklenenler klasöründe geçen aylarda indirdiğiniz hede dizisi boxset var. harici diske atmışsınız da silmeyi unutmuşsunuz.
0
tamamdır, Cde Windows.old diye bi klasör buldum, ordaymış zula. format atan kişi eski dosyaları oraya yedeklemiş olsa gerek. teşekkürler!
bir de yüz verdik astar istedi gibi olmasın ama, şuna da baksanız? www.eksiduyuru.com
bir de yüz verdik astar istedi gibi olmasın ama, şuna da baksanız? www.eksiduyuru.com
0
format atan kişi oraya yedeklememiş de, format atmamış, sistemi üstüne kurmuş, eski windows'u da korumuş bence.
(bkz: windows.old)
(bkz: windows.old)
0
mezzosprite
çok sık oluyor bu, öyle kalıyor, mause oynamıyor, hiçbir klavye kısayolu çalışmıyor. tek seçenek açma düğmesinden sağlıksız bi şekilde kapamak oluyor. nedir, ne yapılır?
çok sık oluyor bu, öyle kalıyor, mause oynamıyor, hiçbir klavye kısayolu çalışmıyor. tek seçenek açma düğmesinden sağlıksız bi şekilde kapamak oluyor. nedir, ne yapılır?
0
aynı dertten muzdarip benim bilgisayar da. donma meselesinden sonra da kendi kendine restart etmeye başlamıştı.
çözümü nedir bilmem ama işlemciden deyip işlemciyi değiştirdiler, fayda etmedi.
çözümü nedir bilmem ama işlemciden deyip işlemciyi değiştirdiler, fayda etmedi.
0
kasa yakın zamanda darbeye maruz kaldıysa oynar parçaları ve bağlantıları kontrol edin.
0
böyle olunca çalan müzik de duruyor, o yüzden sadece ekranla ilgili bi sorunmuş gibi gelmedi bana.
0
mezzosprite
bahçede geziyordu, hergün kontrol ediyorduk, birgün bulamadık. bu tür bi şey yaşamış olan var mı, yani kaybolup geri gelmesi gibi?
bahçede geziyordu, hergün kontrol ediyorduk, birgün bulamadık. bu tür bi şey yaşamış olan var mı, yani kaybolup geri gelmesi gibi?
0
geçmiş olsun öncelikle.
arkadaşımın kedisi gittikten sonra yaklaşık 3 hafta sonra falan geri döndü. bahçenize üç beş mamasından serpiştirin. başka kediler de dadanacaktır ama umudu kesmeyin derim...
umarım döner :/
arkadaşımın kedisi gittikten sonra yaklaşık 3 hafta sonra falan geri döndü. bahçenize üç beş mamasından serpiştirin. başka kediler de dadanacaktır ama umudu kesmeyin derim...
umarım döner :/
0
bahçede beslediğim kedi bir kez kaybolmuştu. yanağında iltihap gibi bir şey vardı.
1 hafta sonra başka birinin bahçesinde iltihabı patlamış şekilde buldum. eve götürdüm.
birkaç ay sonra hiçbir hastalığı problemi olmamasına rağmen ortadan kayboldu. bir daha da geri dönmedi.
1 hafta sonra başka birinin bahçesinde iltihabı patlamış şekilde buldum. eve götürdüm.
birkaç ay sonra hiçbir hastalığı problemi olmamasına rağmen ortadan kayboldu. bir daha da geri dönmedi.
0
çok büyük ihtimalle gelir. eger kendi bölgesinde kavgada dayak yediyse bir süre ortadan kaybolurlar. yada alt mahalledeki neclaya aşık olmuş olabilir(kızgınlık) ama kediler genelde yaşadıkları bölgeden pek ayrılmazlar kendi istekleriyle uzaklaşyılarsa geri gelirler.
0
benim kedim de 20 gün sonra falan gelmişti. ama o günden sonra kısırlaştırıp bir daha bahçeye çıkarmamıştım o ayrı. kediye seslenin arada çağırın sesinizi duysun. bir de çevrede kedinin mahsur kalabileceği yerler var mı oralara dikkat et. mesela bi apartman boşluğuna düşmüştür çıkamıyordur. ya da bi deliğe girmiştir çikamıyodur. ama sesini illaki duyarsınız.
0
sevgilimki de kaybolmuş aramışlar bulamamışlar falan ama kendisi geri gelmiş sonra;)
0
hayley williams ile evlenecek genc
sevgili duyurucular hazır sizi burada yakalamışken bir şey sorucam. sorun şu ki ben hap içemiyorum! olmuyor ya bir türlü. koskoca adam oldum hala şurup içiyorum, o yoksa da hapı ezip öyle alabiliyorum. böyle sıkıntı ile karşılaşıp sorunu çözmüş birisi var mıdır?bir de maşallah koskoca bir tavuk şiş
sevgili duyurucular hazır sizi burada yakalamışken bir şey sorucam. sorun şu ki ben hap içemiyorum! olmuyor ya bir türlü. koskoca adam oldum hala şurup içiyorum, o yoksa da hapı ezip öyle alabiliyorum. böyle sıkıntı ile karşılaşıp sorunu çözmüş birisi var mıdır?
bir de maşallah koskoca bir tavuk şiş parçasını bile çiğnemeden yutabilirim ama küçücük hapta sorun çıkıyor.
bir de maşallah koskoca bir tavuk şiş parçasını bile çiğnemeden yutabilirim ama küçücük hapta sorun çıkıyor.
0
bende de var.. tek değil ama en iyi çözüm ekmek parçası atıyorum ağzıma tam yutacakken hapıda atıyorum hop.. ama litrelerce su içsem gitmiyor..meyve/sebze sakat bazen zeytinin içine hapı sokardım zeytini yutardım hap ağzımda kalırdı(bildiğin süper güç)
0
Yutulması gereken bazı hapların çiğnenerek ya da ezilerek alınması, içindeki etken maddenin vücuda hızlı yayılması sebebiyle zehirlenmelere yol açabiliyor bunu da göz önünde bulundurmalısınız.
0
ben de içemiyorum :( bir iki yudum su içip sonra hızlıca hapı ağzıma atıp bol suyla yutmaya çalışıyorum. deneye deneye anca yarım hap içebiliyorum...
0
baterist
Selam duyuru sakinleri,çok fazla detaya inmeyeceğim -derdimi dinlemek zorunda olduğunuzu düşünmüyorum- yaklaşık 5 ay önce ikiz gibi büyüdüğüm benden birbuçuk yaş küçük kız kardeşimi ani bir şekilde kaybettim. ortalama 24 saat içinde herşey olup bitti, kardeşimin aort damarı yırtılmış, ameliyata gird
Selam duyuru sakinleri,
çok fazla detaya inmeyeceğim -derdimi dinlemek zorunda olduğunuzu düşünmüyorum- yaklaşık 5 ay önce ikiz gibi büyüdüğüm benden birbuçuk yaş küçük kız kardeşimi ani bir şekilde kaybettim. ortalama 24 saat içinde herşey olup bitti, kardeşimin aort damarı yırtılmış, ameliyata girdi ama kurtulması binde bir ihtimal filan demişti.
Neyse, bu olaydan sonra bütün dünyam değişti, 5 aydır geceleri uyuyamıyorum, 2-3 saatlik uyku ile işe gidiyorum. Sürekli birşeyler yeme isteği, hiçbirşeyden zevk almama durumu, sürekli bir sıkılganlık, yerinde duramama, sürekli başımızdan geçen olayları düşünme vs vs şeyleri yaşıyorum.
Arkadaşlarım bir psikoloğa gitmem için ısrar ediyorlar ama ilaç dayayıp, ohh ne güzel dünya da demek istemiyorum. Psikoloğun ilaç dışında ne gibi faydası olabilir bana?
Şimdiden teşekkür ederim.
çok fazla detaya inmeyeceğim -derdimi dinlemek zorunda olduğunuzu düşünmüyorum- yaklaşık 5 ay önce ikiz gibi büyüdüğüm benden birbuçuk yaş küçük kız kardeşimi ani bir şekilde kaybettim. ortalama 24 saat içinde herşey olup bitti, kardeşimin aort damarı yırtılmış, ameliyata girdi ama kurtulması binde bir ihtimal filan demişti.
Neyse, bu olaydan sonra bütün dünyam değişti, 5 aydır geceleri uyuyamıyorum, 2-3 saatlik uyku ile işe gidiyorum. Sürekli birşeyler yeme isteği, hiçbirşeyden zevk almama durumu, sürekli bir sıkılganlık, yerinde duramama, sürekli başımızdan geçen olayları düşünme vs vs şeyleri yaşıyorum.
Arkadaşlarım bir psikoloğa gitmem için ısrar ediyorlar ama ilaç dayayıp, ohh ne güzel dünya da demek istemiyorum. Psikoloğun ilaç dışında ne gibi faydası olabilir bana?
Şimdiden teşekkür ederim.
0
Profesyonel bir manevi destek gibi de düşünebilirsin. İlaç zaten yan tedavi olarak uygulayacaktır muhtemelen sana.
0
psikologların ilaç verme yetkisi yoktur. öncelikle bir psikoloğa gidin isterseniz, gerekli görürse o sizi bir psikiyatriste yönlendirecektir.
ayrıca ilaç tedavisine çok da önyargılı olmayın lütfen. piyasada çeşit çeşit ilaç ve bunların pek çok farklı kullanım dozu var. ilaçlar size her zaman yapay bir mutluluk sağlamayacaktır. sadece bazı duygu durumlarınızı baskılayıp, size (aslında bir nevi unuttuğunuz için) zor gelen bazı duyguları yeniden yaşamanıza yardımcı olacaktır.
ayrıca ilaç tedavisine çok da önyargılı olmayın lütfen. piyasada çeşit çeşit ilaç ve bunların pek çok farklı kullanım dozu var. ilaçlar size her zaman yapay bir mutluluk sağlamayacaktır. sadece bazı duygu durumlarınızı baskılayıp, size (aslında bir nevi unuttuğunuz için) zor gelen bazı duyguları yeniden yaşamanıza yardımcı olacaktır.
0
kaybınız büyük, dolayısıyla yaşadığınız bunalım da 6 aya kadar normal depresyon olarak sınıflandırılır. daha fazla sürdüğü takdirde nörotik depresyon gözüyle bakılır ve o zaman tedavi edilmesi gereken bir şey olarak değerlendirilir.
psikoloğa gitmenizi ben de tavsiye ederim, emin olun "oh ne güzel dünya" demenizi beklemeyecektir psikolog. acınızı anlar, paylaşır, daha iyi hissetmeniz için elinden geleni yapar.
psikoloğa gitmenizi ben de tavsiye ederim, emin olun "oh ne güzel dünya" demenizi beklemeyecektir psikolog. acınızı anlar, paylaşır, daha iyi hissetmeniz için elinden geleni yapar.
0
Teşekkürler arkadaşlar,
doktorlara karşı bir önyargım var, dişçiye bile giderken 25 kere düşünüyorum kaldı ki psikolog için kaç kere düşüneceğim. bu tür işlere çok uzak bir insanım.
ben istanbul levent civarında oturmaktayım, peki nerededir bu psikologlar?
doktorlara karşı bir önyargım var, dişçiye bile giderken 25 kere düşünüyorum kaldı ki psikolog için kaç kere düşüneceğim. bu tür işlere çok uzak bir insanım.
ben istanbul levent civarında oturmaktayım, peki nerededir bu psikologlar?
0
psikolog hiç bir zaman "oh ne güzel dünya" demez. İçinize atttığınız şeyleri açığa çıkartır anlatırsınız. Acılarınızla, üzüntülerinizle sağlıklı bir şekilde başa çıkma yöntemleri gösterir.
0
Öncelikle başınız sağolsun.
Psikologlar, üniversitelerin 4 yıllık Psikoloji bölümünden mezun olmuş insanlardır, ilaç yazmaya yetkileri yoktur. Giderseniz sizi dinlerler ve konuşarak rahatlamanıza yardımcı olurlar.
Psikiyatristler ise 6 yıllık tıp eğitimi alıp, psikiyatri dalında uzmanlaşmış olan doktorlardır ve ilaç yazma yetkisine sahiptirler.
Dolayısıyla siz isterseniz önce bir psikoloğa gidin, o gerekli görürse psikiyatriste yönlendirir. Ancak ihmal etmeyin, mutlaka gidin. Psikoloji yardım almak içinizi bir nebze rahatlatır.
Psikologlar, üniversitelerin 4 yıllık Psikoloji bölümünden mezun olmuş insanlardır, ilaç yazmaya yetkileri yoktur. Giderseniz sizi dinlerler ve konuşarak rahatlamanıza yardımcı olurlar.
Psikiyatristler ise 6 yıllık tıp eğitimi alıp, psikiyatri dalında uzmanlaşmış olan doktorlardır ve ilaç yazma yetkisine sahiptirler.
Dolayısıyla siz isterseniz önce bir psikoloğa gidin, o gerekli görürse psikiyatriste yönlendirir. Ancak ihmal etmeyin, mutlaka gidin. Psikoloji yardım almak içinizi bir nebze rahatlatır.
0
pikologlar ve psikiyatristler birbirinden farklıdır. bunu bilelim.
ancak psikologlar 4 yıllık okul mezunu diye kestirip atmayın. bir psikoloğun bir klinikte çalışması, terapi yapması için ayrıca eğitim alması gerekir. bunun için 2 yıl yüksek lisans ve klinik çalışma yapmaları zorunludur. yani her 4 yıllık uyduruk okul bitiren terapist olup sizden para alamzz.
ancak psikologlar 4 yıllık okul mezunu diye kestirip atmayın. bir psikoloğun bir klinikte çalışması, terapi yapması için ayrıca eğitim alması gerekir. bunun için 2 yıl yüksek lisans ve klinik çalışma yapmaları zorunludur. yani her 4 yıllık uyduruk okul bitiren terapist olup sizden para alamzz.
0
Yok ben öyle bir düşünceyle söylemedim onu, bir sürü arkadaşım var psikoloji bölümünden mezun olan... Biliyorum klinik psikoloji alanında yüksek lisans yapma zorunlulukları olduğunu. Psikoloji mezunu olmasam da ben de bir sosyal bilimciyim ve öyle küçümser bir tavırla onları yazdığımı düşünmeyin ne olur. Ben sadece aradaki farkı basitçe anlatmak istedim, kötü bir niyetim yoktu...
0
halanne
selam, ebeveynler, öğretmenler, psikolojik danışmanlar, pedagoglar, elimizde 13 yaşında bir erkek çocuğu var. anne baba 2 yaşından beri ayrı. anne yurtdışında, evli, çocuğu var. sık sık telefonlaşıyorlar, yılda 1-2 kere tatillerde görüşüyorlar. bebekliğinden beri babanne ve hala (ben) tarafından büy
selam, ebeveynler, öğretmenler, psikolojik danışmanlar, pedagoglar,
elimizde 13 yaşında bir erkek çocuğu var. anne baba 2 yaşından beri ayrı. anne yurtdışında, evli, çocuğu var. sık sık telefonlaşıyorlar, yılda 1-2 kere tatillerde görüşüyorlar.
bebekliğinden beri babanne ve hala (ben) tarafından büyütüldü. baba ayrı bir şehirde yaşıyor ve haftanın yarısını birlikte geçiriyorlar. birlikte geçirdikleri süre de çoğu zaman kavga-döğüş, inatlaşma şeklinde geçiyor.
ben de başka bi şehire taşındığım için son iki yıldır pek ilgilenemiyorum ama genelde hafta sonları beraberiz.
şubat tatilinde geçirdiği buhranlı bir dönem sonucunda (annesi gelicem dedi gelmedi, sonra sen gel dedi ama vazgeçti, başka yerde bulaşalım dedi gene vazgeçti vs vs vs) dersler ve daha önemlisi psikolojisi daha da bozuldu çocuğun. 18 yaşına gelince gidicem, kurtulucam hepinizden demeye başladı. ingilizcesi iyi olduğu için yurtdışına gidecekmiş ve orda garsonluk bile yapsa burdan daha iyiymiş.
ikinci dönemde okuldaki bütün notları 80-90 lardan 40lara düştü. önceki okulunda (kollejde okuyordu ama babası ne gerek var diyip aldı ve normal okula verdi 5 sınıfta) okul birincisi olan çocuk bu sene nerdeyse sınıfta kalacak. gene babası ne gerek var dediği için dersaneye gitmiyor, sadece hiç değilse ödevlerine yardımcı olsun diye zorla etüde gidiyor.
bilindiği üzere sbs yaklaşıyor ve daha bi tane test çözmüş değil. geçen sınavdan biliyorum, arkadaşlarıyla sonuçları karşılaştırdıklarında acaip üzüldü ve 1 hafta evden dışarıya çıkmadı. eğer bu sene de aynı şey olursa zaten yerlerde olan psikolojiyi hiç toparlayamayacağız.
şimdi sorum şu, bu çocuğu nası toparlarız. sadece ingilizcesine güveniyor ve okumama gerek yok diyor. babasının da etkisi var tabi bunda. okumakla bi bok olunmaz türkiye'de, türkiyede eğitim sisteminin eleştisi, böyle öğretmen mi olur gibi konuşmalar, vs çocuğu iyice okuldan soğuttu. iyice ters tepmeden nası tekrar ısındırırız okula?
ayrıca asosyal ve içine kapanık. 2-3 arkadaşı var sadece onlarla dışarıya çıkar. onun dışında sürekli evde, bilgisayar yada psp oynar, maç izler. bayağı da kilolu. geçen hafta rejime başlamaya ikna ettim en azından. hiç değilse bu bi gelişme. şimdi biraz da tekrar spora yöneltmeye çalışıyorum. (eski okulunda basket takımındaydı lisanslı karateciydi)
sadece okul konusunda değil, her türlü fikre, öneriye, desteğe, kaynağa açığız..
elimizde 13 yaşında bir erkek çocuğu var. anne baba 2 yaşından beri ayrı. anne yurtdışında, evli, çocuğu var. sık sık telefonlaşıyorlar, yılda 1-2 kere tatillerde görüşüyorlar.
bebekliğinden beri babanne ve hala (ben) tarafından büyütüldü. baba ayrı bir şehirde yaşıyor ve haftanın yarısını birlikte geçiriyorlar. birlikte geçirdikleri süre de çoğu zaman kavga-döğüş, inatlaşma şeklinde geçiyor.
ben de başka bi şehire taşındığım için son iki yıldır pek ilgilenemiyorum ama genelde hafta sonları beraberiz.
şubat tatilinde geçirdiği buhranlı bir dönem sonucunda (annesi gelicem dedi gelmedi, sonra sen gel dedi ama vazgeçti, başka yerde bulaşalım dedi gene vazgeçti vs vs vs) dersler ve daha önemlisi psikolojisi daha da bozuldu çocuğun. 18 yaşına gelince gidicem, kurtulucam hepinizden demeye başladı. ingilizcesi iyi olduğu için yurtdışına gidecekmiş ve orda garsonluk bile yapsa burdan daha iyiymiş.
ikinci dönemde okuldaki bütün notları 80-90 lardan 40lara düştü. önceki okulunda (kollejde okuyordu ama babası ne gerek var diyip aldı ve normal okula verdi 5 sınıfta) okul birincisi olan çocuk bu sene nerdeyse sınıfta kalacak. gene babası ne gerek var dediği için dersaneye gitmiyor, sadece hiç değilse ödevlerine yardımcı olsun diye zorla etüde gidiyor.
bilindiği üzere sbs yaklaşıyor ve daha bi tane test çözmüş değil. geçen sınavdan biliyorum, arkadaşlarıyla sonuçları karşılaştırdıklarında acaip üzüldü ve 1 hafta evden dışarıya çıkmadı. eğer bu sene de aynı şey olursa zaten yerlerde olan psikolojiyi hiç toparlayamayacağız.
şimdi sorum şu, bu çocuğu nası toparlarız. sadece ingilizcesine güveniyor ve okumama gerek yok diyor. babasının da etkisi var tabi bunda. okumakla bi bok olunmaz türkiye'de, türkiyede eğitim sisteminin eleştisi, böyle öğretmen mi olur gibi konuşmalar, vs çocuğu iyice okuldan soğuttu. iyice ters tepmeden nası tekrar ısındırırız okula?
ayrıca asosyal ve içine kapanık. 2-3 arkadaşı var sadece onlarla dışarıya çıkar. onun dışında sürekli evde, bilgisayar yada psp oynar, maç izler. bayağı da kilolu. geçen hafta rejime başlamaya ikna ettim en azından. hiç değilse bu bi gelişme. şimdi biraz da tekrar spora yöneltmeye çalışıyorum. (eski okulunda basket takımındaydı lisanslı karateciydi)
sadece okul konusunda değil, her türlü fikre, öneriye, desteğe, kaynağa açığız..
0
bence şu anda okul konusundan çok daha önemli olan onun kendi içinde yaşadıkları, iyi hissetmezse dersleri toparlayabilmesi çok zor. psikolojik destek almasını sağlayabilirsiniz.
0
sorunlu olan çocuk değil,
anne-baba bence onları götürün bi yerlere.
psikoloğa falan.
anne-baba bence onları götürün bi yerlere.
psikoloğa falan.
0
en iyi yol spor yapması veya kültürel aktiviteler yapması. babası ile konuşun bence :( çok mu dediğim dedik bir tip?
0
babayla çok konuştuk, en başta onun gitmesi lazım ben de farkındayım ama o da bize karşılığında bence asıl sizin gitmeniz lazım dedi. onu evden uzaklaştırmak mümkün değil, çünkü her nakadar kavga etselerde babasına çok düşkün. baba evden gittikten 15 dk sonra "ne zaman gelceksin baba" diye aramaya başlıyor.
anne ayrı bi problem, şu anki durum onun iyi hali. allahtan evlendi yurtdışına gitti de biraz rahatladık. yoksa çocuğu çok pencere- kapı önlerinde ağaç etmişti, gelicem diyip de gelmeyip.
dolayısıyla anne-baba üzerinde yapabileceğimiz bişey yok. zaten benim de derdim okuldan ziyade genel durumunu toparlamak. okul aslında bir çeşit sonuç diye düşünüyorum.
dershaneler artık yeni kayıt almıyor bildiğim kadarıyla. zaten iki ay falan kaldı sınava. ancak özel ders olabilir belki. ama onun için de ikna etmek gerek çocuğu. ama nasıl???
anne ayrı bi problem, şu anki durum onun iyi hali. allahtan evlendi yurtdışına gitti de biraz rahatladık. yoksa çocuğu çok pencere- kapı önlerinde ağaç etmişti, gelicem diyip de gelmeyip.
dolayısıyla anne-baba üzerinde yapabileceğimiz bişey yok. zaten benim de derdim okuldan ziyade genel durumunu toparlamak. okul aslında bir çeşit sonuç diye düşünüyorum.
dershaneler artık yeni kayıt almıyor bildiğim kadarıyla. zaten iki ay falan kaldı sınava. ancak özel ders olabilir belki. ama onun için de ikna etmek gerek çocuğu. ama nasıl???
0
mea maxima culpa; ben de onu soruyorum işte. evden çıkmayan birini nasıl spora ikna edersin??
0
okuyarak bi b*k olunmaz diyen babanın ya kafası ya banka hesabı iyidir okucan kardeşim yok öyle beleş para demek istiyorum burdan babaya
sınav şu an en son düşündüğünüz şey olsun ilk önce bu çocugu kazanmak lazım
sınav şu an en son düşündüğünüz şey olsun ilk önce bu çocugu kazanmak lazım
0
Gerçekten çok üzüldüm çocuğun durumuna. Daha bu yaşta hayat ne kadar zor onun için, Kaldıramayacağı kadar yük var omuzlarında. Anne ve babası çok hatalı. Var ya, aslında böyle insanlara çocuk sahibi olmayı yasaklamak lazım. Çünkü bu çocuk onların yüzünden dünyaya gelmiş ve daha sonra da hayatını mahvetmişler. Evet çiftler anlaşamayıp ayrılabilirler, ama bu ayrılma durumu insanın çocuğunun sorumluluklarından kurtulması anlamına gelmez ki. Ayrılsanız da, annesi babası olarak o çocuğa bakmak, onun geleceğini kurmak zorundasınız. Kusura bakmayın ama ben bu ebeveynlerin insanlığından şüphe ettim.
Ayrıca sizin de anne hakkında böyle olumsuz konuşmanız çocuğu çok üzer. Annesinin onu sevmediğini düşünür. Zaten dünyası yıkılmış, doğru düzgün bir anne babası yok, bir de sevilmediğini, önemsenmediğini düşünürse daha kötü olur. Haklı bile olsanız çocuğun yanında böyle konuşmamalısınız.
Psikolojik destek almanız lazım, ama sadece çocuk değil, baba da almalı. Hatta mümkünse anneyi de durumdan haberdar etmelisiniz.
Ayrıca sizin de anne hakkında böyle olumsuz konuşmanız çocuğu çok üzer. Annesinin onu sevmediğini düşünür. Zaten dünyası yıkılmış, doğru düzgün bir anne babası yok, bir de sevilmediğini, önemsenmediğini düşünürse daha kötü olur. Haklı bile olsanız çocuğun yanında böyle konuşmamalısınız.
Psikolojik destek almanız lazım, ama sadece çocuk değil, baba da almalı. Hatta mümkünse anneyi de durumdan haberdar etmelisiniz.
0
ana yok baba yok, hala varmis o da gitmis...
ustune kilolu bir ergen olmak cok cok zor bir istir.
okul degistirmek de zor bir istir. butun arkadaslari mutlu mesut anasinin babasinin dizinin dibinde, tek dertleri ders calismakken, butun bu dertlerin arasinda ders calismak da zor bir istir.
onunde bir tane adam gibi ogutler veren, "role model" olabilecek ebeveyn yokken calisip bir yerlere gelebilmek de zor bir istir.
o yasta icinde bulundugu durumu disaridan gorebilmek, ve dogru adimlari atmak da zor bir istir.
guvendigi, her soyledigine inandigi ve kendisine model olarak belirledigi, ve yakinindaki biri lazim oncelikle. halasi olarak siz bu kisi olabilir misiniz bilmiyorum. rejime ikna olmasi, size kosulsuz inandigi ve gerekli oldugunu dusundugu icin degil, sizi yaninda buyudugu ve sevdigi bir kisi olarak kirmamak istedigi icin olabilir. eger oyleyse bir iki haftaya bozulur o rejim zaten.
spor konusu... basketbola yollayin, karateye yollayin, neye yollarsaniz yollayin ama baslangic kisminda, sevene, isinana, alisana, kendi kendine spor yapmaya gitmeyi isteyerek gitmeye baslayana dek destek olmaniz lazim. yaninda gidin, gitmek icin motive edin, tesvik edin.
bir de bu kadar basibos kalmis bir cocugun, belki okulundan (yeni okulundan degil de eski okulundan) etkilendigi, sevdigi bir hocasi olabilir. bunu arastirin, varsa rica edin o konussun. okumanin onemini, sadece ingilizcenin artik herkeste olan, belirleyici bir ozellik olmadigini, onun icinde bulundugu yasin ve sonrasinin insanin kendine yatirim yapma yaslari oldugunu, 13-25 yaslari arasinda ne ektiyse ileride onu bicecegini, evde cani sikiliyorsa (eminim ki sikiliyor), en mantiklisinin sokaga cikmak oldugunu, spor yapmannn insani canlandirci, mutlu edici etkisini, vs vs anlatsin.
onun birilerine inanmaya ihtiyaci var. ve de duymasi gerekenleri inandigi birinden duymaya ihtiyaci var.
bir de riskli bir kisim var ki, sanirim babasina inaniyor. o da asla bunlari soylemez, degil mi?
inanilir gibi degil, insan nasil cocugu loser olmasin diye bir seyler yapmak istemez, hatta tam tersini yapar...
ustune kilolu bir ergen olmak cok cok zor bir istir.
okul degistirmek de zor bir istir. butun arkadaslari mutlu mesut anasinin babasinin dizinin dibinde, tek dertleri ders calismakken, butun bu dertlerin arasinda ders calismak da zor bir istir.
onunde bir tane adam gibi ogutler veren, "role model" olabilecek ebeveyn yokken calisip bir yerlere gelebilmek de zor bir istir.
o yasta icinde bulundugu durumu disaridan gorebilmek, ve dogru adimlari atmak da zor bir istir.
guvendigi, her soyledigine inandigi ve kendisine model olarak belirledigi, ve yakinindaki biri lazim oncelikle. halasi olarak siz bu kisi olabilir misiniz bilmiyorum. rejime ikna olmasi, size kosulsuz inandigi ve gerekli oldugunu dusundugu icin degil, sizi yaninda buyudugu ve sevdigi bir kisi olarak kirmamak istedigi icin olabilir. eger oyleyse bir iki haftaya bozulur o rejim zaten.
spor konusu... basketbola yollayin, karateye yollayin, neye yollarsaniz yollayin ama baslangic kisminda, sevene, isinana, alisana, kendi kendine spor yapmaya gitmeyi isteyerek gitmeye baslayana dek destek olmaniz lazim. yaninda gidin, gitmek icin motive edin, tesvik edin.
bir de bu kadar basibos kalmis bir cocugun, belki okulundan (yeni okulundan degil de eski okulundan) etkilendigi, sevdigi bir hocasi olabilir. bunu arastirin, varsa rica edin o konussun. okumanin onemini, sadece ingilizcenin artik herkeste olan, belirleyici bir ozellik olmadigini, onun icinde bulundugu yasin ve sonrasinin insanin kendine yatirim yapma yaslari oldugunu, 13-25 yaslari arasinda ne ektiyse ileride onu bicecegini, evde cani sikiliyorsa (eminim ki sikiliyor), en mantiklisinin sokaga cikmak oldugunu, spor yapmannn insani canlandirci, mutlu edici etkisini, vs vs anlatsin.
onun birilerine inanmaya ihtiyaci var. ve de duymasi gerekenleri inandigi birinden duymaya ihtiyaci var.
bir de riskli bir kisim var ki, sanirim babasina inaniyor. o da asla bunlari soylemez, degil mi?
inanilir gibi degil, insan nasil cocugu loser olmasin diye bir seyler yapmak istemez, hatta tam tersini yapar...
0
tabi ki çocuğu kazanmak önemli, okumasını geçtim, allah korusun ya büyüdüğünde divit gibi biri olursa!!!
ama türkiye koşullarında sınav gerçeğini de göz ardı etmek mümkün değil. iyi bi geleceği olsun istiyoruz her ebeveyn gibi, bunun yolu da iyi okullarda okumak ve bu da bizi sınav gerçeğine getiriyor. sbs, öss gibi değil ki, bu yıl olmadı, seneye bi daha girer diyelim.
benim derdim de çocuğu kazanmak, ama nasıl. psikolojik danışmanlığa gitmek için çocuğu ayrı, babayı ayrı ikna etmek gerek. ikisi de bu konuya sıcak bakmıyor.
ama türkiye koşullarında sınav gerçeğini de göz ardı etmek mümkün değil. iyi bi geleceği olsun istiyoruz her ebeveyn gibi, bunun yolu da iyi okullarda okumak ve bu da bizi sınav gerçeğine getiriyor. sbs, öss gibi değil ki, bu yıl olmadı, seneye bi daha girer diyelim.
benim derdim de çocuğu kazanmak, ama nasıl. psikolojik danışmanlığa gitmek için çocuğu ayrı, babayı ayrı ikna etmek gerek. ikisi de bu konuya sıcak bakmıyor.
0
annesi hakkında hiçbir zaman kötü konuşmadık onun yanında. hatta o annesiyle konuşmak istemediği zamanlarda bile biz zorladık. ama şimdi aklı eriyor ve annesinin davranışlarından çok etkileniyor. anne zaten konuşmaktan anlamıyor, anneyle konuşunca ya kavga çıkıyor siz bana karşı kışkırtıyorsunuz diyor yada iyi günündeyse doğru haklısnız diyip 1-2 hafta iyi oluyor sonra gene eski hale dönüyor.
zaten şu andaki arkadaşları hala eski okulundaki arkadaşları. bi tek onlarla görüşüyor. yeni arkadaş edinmedi yeni okulundan. okuldan bu kadar soğumasının bir sebebi de eski okulundaki öğretmenin biraz fazla disiplinli olması. çok fazla ödev verirdi, haftasonları etüt yaparlardı vs. babasının okuldan almasının bir sebebi de o öğretmen ve tempo oldu. her nasılsa bitek bizim oğlan (yada babası) dayanamadı o öğretmene, sınıftaki diğer 19 kişi hiç şikayet etmedi.
zaten şu andaki arkadaşları hala eski okulundaki arkadaşları. bi tek onlarla görüşüyor. yeni arkadaş edinmedi yeni okulundan. okuldan bu kadar soğumasının bir sebebi de eski okulundaki öğretmenin biraz fazla disiplinli olması. çok fazla ödev verirdi, haftasonları etüt yaparlardı vs. babasının okuldan almasının bir sebebi de o öğretmen ve tempo oldu. her nasılsa bitek bizim oğlan (yada babası) dayanamadı o öğretmene, sınıftaki diğer 19 kişi hiç şikayet etmedi.
0
öğretmenlerinin mutlaka olaydan, yani çocuğun durumundan haberleri olmalı ve varsa okuldaki rehber öğretmenle görüşün. o sizi yönlendirir. psikoloğa ya da herhengi başka bir yere başvurmanız gerekiyorsa o söyler, ne de olsa işin uzmanıdır. çocuğu görmeden işin uzmanı bile bir şey söyleyemez buradan.
0
maviklim
Merhaba arkadaslar. Kadın Psikolojisi dersimden ödevim var. konu başlıkları,Kadın ve duyguları,KADIN VE ILISKILER, KADINLARIN ILISKILERE YAKLASIMLARI VE ILISKILERDE YASADIKLARI PROBLEMLERKADINLARIN RUHSAL YAPISI VE PSIKOLOJIK ACIDAN YOGUN YASADIKLARI PROBLEMLERbunlarla ılgılı elınde döküman olanlar
Merhaba arkadaslar.
Kadın Psikolojisi dersimden ödevim var. konu başlıkları,
Kadın ve duyguları,
KADIN VE ILISKILER, KADINLARIN ILISKILERE YAKLASIMLARI VE ILISKILERDE YASADIKLARI PROBLEMLER
KADINLARIN RUHSAL YAPISI VE PSIKOLOJIK ACIDAN YOGUN YASADIKLARI PROBLEMLER
bunlarla ılgılı elınde döküman olanlar yada e-kitap vs tarzında makale yazıya ihtiyacım var. yardımcı olabılecek arkadas var mı?
Kadın Psikolojisi dersimden ödevim var. konu başlıkları,
Kadın ve duyguları,
KADIN VE ILISKILER, KADINLARIN ILISKILERE YAKLASIMLARI VE ILISKILERDE YASADIKLARI PROBLEMLER
KADINLARIN RUHSAL YAPISI VE PSIKOLOJIK ACIDAN YOGUN YASADIKLARI PROBLEMLER
bunlarla ılgılı elınde döküman olanlar yada e-kitap vs tarzında makale yazıya ihtiyacım var. yardımcı olabılecek arkadas var mı?
0
nevzat tarhan'ın bu isimde bi kitabı var ama şahsen önszünü okurken fırlatıp atmıştım. kadınlar içindeki şeytanı dizginlemeli gibi bişi diyodu, şeytandan sonrasını okumadım işte:) bilmem işinize yarar mı, kitapçılarda vardır.
0
İngilizcem makaleyi çevirebilecek kadar ıyı degıl maalesef..
Nevzat tarhanın Evlilik Psikolojisi diye bir kitabı var onu bılıyorum ama içeriği bnm konularıma pek uygun değil..
Nevzat tarhanın Evlilik Psikolojisi diye bir kitabı var onu bılıyorum ama içeriği bnm konularıma pek uygun değil..
0
bunların bilimsel nedenlerini anlatan bir kitap okumuştum. kadın beyni diye.tez için bilemem faydası olur mu ama gerçekten ilginçti, bir göz at istersen faydası olur..
0
dervis devrimci
--uyarı--eğer merak konusunda obsesyon sahibi iseniz lütfen yazıyı okumayınız.--uyarı--arkadaşlar merhabalar,yıllardır merak ettiğim ve adını bir türlü bulamadığım bir durum var. çevremde bazı insanların da bunu yaşadığını öğrendim. bunu anlattığım kişiler -birazdan anlatacağım olayı- eğer yaşamışla
--uyarı--
eğer merak konusunda obsesyon sahibi iseniz lütfen yazıyı okumayınız.
--uyarı--
arkadaşlar merhabalar,
yıllardır merak ettiğim ve adını bir türlü bulamadığım bir durum var. çevremde bazı insanların da bunu yaşadığını öğrendim. bunu anlattığım kişiler -birazdan anlatacağım olayı- eğer yaşamışlarsa gözlerinden yaş gelerek "o ha lan harbi nedir, niçin olur bu şey" deyu tepki verdiler genelde. hiç yaşamamış kimseler ise "la olum halüsülasyon görüyon işteee, eveeeet, aynısı kaynımda da var" tarzı yakışıklı olmayan lakin sempatik tavırlarla yaklaştılar.
olay şudur gençler. zaman zaman uyuduğunuzda ya da ateşli hastalık geçirdiğinizde -ateşli hastalığı duydunya hemen yapıştır halisülas... halüsü.. halüsülasyonu. olum ateşli olmadığım zamanlarda da oluyor. bu da mı halüsülasyon. ben ki house'un 7 sezonunu seyretmiş biriyim. halüsülasyon olsa bilirim. heheeeyt...- insan yarı uykulu yarı gerçek dünyada hissediyor kendini ve şöyle şeyler oluyor;
- bir nesne kafanızdan hiç çıkmaz; kapı, sandalye, masa vb.
- o nesnenin boyutunu boyutlandıramazsın beyninizde. buda sizi çıldırtır. mesela bir kapı 10 cm olarak görürsünüz. siz onu reel boyutlara taşımaya çabalarsınız. lakin taşıyamazsınız.
- gözlerinizi açar ve bu sefer kapattığınızda reel boyutları sağlayacağınızı düşünürsünüz. ama kapandığında değişen bir şey yoktur. yine boyutlar saçma sapandır.
şimdi allah rızası için ya da inandığınız güç adına bana bunun karşılığını söyleyin lütfen.
itiraf: yukardaki uyarıyı daha çok kişi okusun ve bana yardım etsin diye yaptım.
içten dileklerimle
dervis devrimci
eğer merak konusunda obsesyon sahibi iseniz lütfen yazıyı okumayınız.
--uyarı--
arkadaşlar merhabalar,
yıllardır merak ettiğim ve adını bir türlü bulamadığım bir durum var. çevremde bazı insanların da bunu yaşadığını öğrendim. bunu anlattığım kişiler -birazdan anlatacağım olayı- eğer yaşamışlarsa gözlerinden yaş gelerek "o ha lan harbi nedir, niçin olur bu şey" deyu tepki verdiler genelde. hiç yaşamamış kimseler ise "la olum halüsülasyon görüyon işteee, eveeeet, aynısı kaynımda da var" tarzı yakışıklı olmayan lakin sempatik tavırlarla yaklaştılar.
olay şudur gençler. zaman zaman uyuduğunuzda ya da ateşli hastalık geçirdiğinizde -ateşli hastalığı duydunya hemen yapıştır halisülas... halüsü.. halüsülasyonu. olum ateşli olmadığım zamanlarda da oluyor. bu da mı halüsülasyon. ben ki house'un 7 sezonunu seyretmiş biriyim. halüsülasyon olsa bilirim. heheeeyt...- insan yarı uykulu yarı gerçek dünyada hissediyor kendini ve şöyle şeyler oluyor;
- bir nesne kafanızdan hiç çıkmaz; kapı, sandalye, masa vb.
- o nesnenin boyutunu boyutlandıramazsın beyninizde. buda sizi çıldırtır. mesela bir kapı 10 cm olarak görürsünüz. siz onu reel boyutlara taşımaya çabalarsınız. lakin taşıyamazsınız.
- gözlerinizi açar ve bu sefer kapattığınızda reel boyutları sağlayacağınızı düşünürsünüz. ama kapandığında değişen bir şey yoktur. yine boyutlar saçma sapandır.
şimdi allah rızası için ya da inandığınız güç adına bana bunun karşılığını söyleyin lütfen.
itiraf: yukardaki uyarıyı daha çok kişi okusun ve bana yardım etsin diye yaptım.
içten dileklerimle
dervis devrimci
0
Beynimizin biz insanlara oynadığı garip oyunlardan biri gibi görünüyor. Ben mesela zamanında sıklıkla yaşadığım(Allahtan gerişde kaldı) "Karabasan" sorunu için doktora gitmiştim. Karabasan olgusunun aslında neden-nelerden kaynaklandığını öğrendiğimde, sorundan kurtulmam daha da kolay bir hal aldı. Bilmeyenler için kısaca özetleyeyim: Karabasan denilen durum, derin uykuya geçiş ya da uyanma esnasında meydana gelen beyin-vücut bağlantısı sorunudur. Yani beyin, derin uykuya geçen vücudun hareketsiz kalması için tüm sinirleri ve algıları farklı bir evreye geçirir. Eğer beyin hareket yetisini tekrar kazandıracak olan emri siz uyandığınızda hemen veremezse, bilinciniz kısa süreliğine yerine gelir fakat hareket edememekten kaynaklanan bir panik yaşarsınız. İşte bu sırada birinin sizi hareketsiz bıraktığını, üzerinize çullandığını ve hatta sürenin uzaması durumunda hayali bir kişiliğin sizi resmen boğmaya kalkıştığını zannedersiniz.
Halbuki başta da belirttiğim gibi hepsi hepsi beynin kendisinden kaynaklanan bir "shut down" sendromundan öte birşey değildir. Eskiden, yani doktordan işin aslını öğrenmeden önce ne zaman böyle bir durumda olsam feci korkup delicesine panik yapıyor ve sorun geçtiğinde de dakikalarca etkisinden çıkamıyordum. Zira hareket edemediğim sırada beynimin bana oynadığı küçük oyun sayesinde hep beni boğmaya çalışan birini görüyordum üzerimde. İşin aslını öğrendikten sonra ise bu sanrı gitgide azaldı ve azalarak bitti. İnsan olarak vücudumuzun yaşadığı herhangi bir problemi bilinçaltında farklı şekillerde algılayabiliyoruz. İşte sizin anlattığınız olay da bunlara bir örnek gibi görünüyor. Uykusuzluk(insomnia), yorgunluk ve uyku düzeninin bozulması, sinir sistemini doğrudan etkileyen ve kesinlikle hafife alınmaması gereken sorunlardır. Ancak ne yazık ki ülkemizde bu sorun sadece uyuklayan otobüs şoförü ölümlü kazaya sebebiyet verdiğinde dikkat çekiyor.
Size tavsiyem, en kısa zamanda bir doktora ayrıntılı olarak anlatın durumunuzu. Şimdilik önemsiz gibi görünen boyutlarla ilgili problemleriniz, ileri seviyelerde çevrenizdeki insanlarla ve hatta sevdiklerinizle ilgili problemlere dönüşebilir. Bu durumu önemseyin ve muhakkak bir uzman görüşüne başvurun...
Halbuki başta da belirttiğim gibi hepsi hepsi beynin kendisinden kaynaklanan bir "shut down" sendromundan öte birşey değildir. Eskiden, yani doktordan işin aslını öğrenmeden önce ne zaman böyle bir durumda olsam feci korkup delicesine panik yapıyor ve sorun geçtiğinde de dakikalarca etkisinden çıkamıyordum. Zira hareket edemediğim sırada beynimin bana oynadığı küçük oyun sayesinde hep beni boğmaya çalışan birini görüyordum üzerimde. İşin aslını öğrendikten sonra ise bu sanrı gitgide azaldı ve azalarak bitti. İnsan olarak vücudumuzun yaşadığı herhangi bir problemi bilinçaltında farklı şekillerde algılayabiliyoruz. İşte sizin anlattığınız olay da bunlara bir örnek gibi görünüyor. Uykusuzluk(insomnia), yorgunluk ve uyku düzeninin bozulması, sinir sistemini doğrudan etkileyen ve kesinlikle hafife alınmaması gereken sorunlardır. Ancak ne yazık ki ülkemizde bu sorun sadece uyuklayan otobüs şoförü ölümlü kazaya sebebiyet verdiğinde dikkat çekiyor.
Size tavsiyem, en kısa zamanda bir doktora ayrıntılı olarak anlatın durumunuzu. Şimdilik önemsiz gibi görünen boyutlarla ilgili problemleriniz, ileri seviyelerde çevrenizdeki insanlarla ve hatta sevdiklerinizle ilgili problemlere dönüşebilir. Bu durumu önemseyin ve muhakkak bir uzman görüşüne başvurun...
0
hocam yani bu çok farklı bir şey. nesneleri zihninizde boyutlandıramıyorsunuz. yani muhakkak böyle bir şey yaşayanlar vardır lakin olayı ayrıntısı ile anlatamadığım için çok havada kalıyor konu. karabasanla hiç bir alakası yok. ve çok nadir başıma geliyor aslında. belki 3 ayda bir. ama insan az da olsa yaşadığı bir şeyin adını koyamıyorsa kafaya takıyor ister istemez.
0
en.wikipedia.org
bana da olur küçüklüğümden beri. küçükken sırf bu yüzden hastayken evde yalnız kalmaktan çok korkardım.
bana da olur küçüklüğümden beri. küçükken sırf bu yüzden hastayken evde yalnız kalmaktan çok korkardım.
0
tinydancer
İşleri yapmayıp dikkati sürekli başka seylere yoneltme sonucunda procrastination oluyor sanırım. Bunu asmanın yollari var midir? Ve bunu işyerinizdeki işler içinde yapar hale geldiyseniz.:(
İşleri yapmayıp dikkati sürekli başka seylere yoneltme sonucunda procrastination oluyor sanırım. Bunu asmanın yollari var midir? Ve bunu işyerinizdeki işler içinde yapar hale geldiyseniz.:(
0
düşünce tarzını değiştirmek lazım öncelikle; ertelemenin sonucunu değerlendirmek, zararlarının farkına varmak, işi şimdi yapmakla sonra yapmak arasındaki farkı görmek (hem işin kalitesi hem kişiye hissettirdikleri açısından) gibi şeyler zamanında yapmaya motive edebilir. tabi bunları içselleştirmek göründüğü kadar kolay olmayabilir. bunun yanında dikkat eksikliği de yapacağınız işe odaklanamayıp ertelemenize neden olabilir, psikiyatriye görünmek lazım o zaman.
0
nawres
selam panpalar,simdi trafikte gunde 3 saatten fazla geciriyorum, eskiden metroyu kullanirdim, guzel guzel okurdum kitabimi, dergimi. ama simdi otobus, metrobus, minibus, hepsi de dolu dolu. bunlarin birine bindigimde kitap okumayi gectim, disariyi izlemessem bile; tam olarak mide bulantisi degil de,
selam panpalar,
simdi trafikte gunde 3 saatten fazla geciriyorum, eskiden metroyu kullanirdim, guzel guzel okurdum kitabimi, dergimi. ama simdi otobus, metrobus, minibus, hepsi de dolu dolu.
bunlarin birine bindigimde kitap okumayi gectim, disariyi izlemessem bile; tam olarak mide bulantisi degil de, boyle bi bunalma gibi seyler oluyor, daraliyorum, bazen mide bulantisi da oluyor.
caresi nedir? ac karina bir adet kuru fasulye yutmak diye bir sehir efsanesi duymustum, yarar mi ise?
simdi trafikte gunde 3 saatten fazla geciriyorum, eskiden metroyu kullanirdim, guzel guzel okurdum kitabimi, dergimi. ama simdi otobus, metrobus, minibus, hepsi de dolu dolu.
bunlarin birine bindigimde kitap okumayi gectim, disariyi izlemessem bile; tam olarak mide bulantisi degil de, boyle bi bunalma gibi seyler oluyor, daraliyorum, bazen mide bulantisi da oluyor.
caresi nedir? ac karina bir adet kuru fasulye yutmak diye bir sehir efsanesi duymustum, yarar mi ise?
0
@punkinje
fasulye yutuluyor sonucta, ise yarasa cok sasirmam da, gobek deligine aspirin bantlamak fantastik bir yontemmis :)
@g7mor
yolculuk oncesi kahve icmek mi?
fasulye yutuluyor sonucta, ise yarasa cok sasirmam da, gobek deligine aspirin bantlamak fantastik bir yontemmis :)
@g7mor
yolculuk oncesi kahve icmek mi?
0
bunun için haplar var ama benim bildiklerim uyku getirebiliyor, o yüzden işe giderken kullanmak istemeyebilirsiniz. yine de bi eczaneye danışın derim.
0
