kat kat hız kampanyası olarak bak, 24mbit limitsiz internet 100 lira gibi bir şey olması gerekli. ben 35mbir limitsiz kullanıyorum, 32-34 görüyorum hız testinde ama bağlantıda hiç kesilme, paket kaybı falan yok.

vodafone net fiber 100mbit sınırsız 105tl ödüyorum. geçen ocak şubat gibi geçtim buna bulduğum en uygun olanı buydu.

türksat kablo. akşam 7 ile gece 12 arası 20 mbit diğer saatler 100 mbit ve sabit 5 mbit upload. artı olarak televizyon paketi toplam 89 lira.

2 senelik sözleşmeyi yeni imzaladım 110 TL aylık yani seneye de 110 lira olacak.Superonline 35 Mbps Bir de tablet hediye ettiler

Taşındığım için yeni bağlattım. 18-06 arası 100 mbit 06-18 arası 25 mbit 99 lira, Superonline. Bence iyi.

kablonet internet + tv = 39 TL

hız ve kotayı bilmiyorum, şimdiye kadar hiç kota sorunu yaşamadım. eski abone olduğum için uygun olabilir.

Türksat 100 mbit akşamları 20 mbit: 90 lira

Turk.net yaklaşık 60-70 mbit limitsiz 88 TL.

Mobilden biraz hatalı yazmışım. Kusura bakmayın bilgisayara geçince düzeltirim.

ev sahibi olarak hep ben odedim boyle seyleri. sonucta bu senden kaynakli bisi degil. atiyorum evdeki kapiyi sen kirsan, kiraci olarak ode, ama bu su kacirma wear & tear (turkcesini hatirlamadim) kapsaminda bence ve ev sahibi odemeli bence..

Hayır hocam, tamamen ona ait. Daha önce de benzer bir soru sorulmuştu. Silikon dediğimiz zımbırtı doğru düzgün detayı olmayan, nokta detayları çalışılmamış veya ucuz/kısa ömürlü olması hedeflenmiş imalatlar için kullanılır. Ben inşaatçı olarak, bir imalatı tamamlamak için silikon getirdiklerinde tüylerim diken diken olur. Duşakabin de bunlardan biri. Silikon neden bırakmıştır? Örneğin duş teknesinin ayarını iyi yapamamışlardır, altını iyi takozlamamışlardır ve siz her tekneye çıkıp inidiğinizde o silikon yavaş yavaş duvardan veya tekneden ayrılmaya başlar. Veya malzeme kötüdür, iyi çekmemişlerdir. İyi duşakabin veya tekne yok zaten abicim, hepsi *oktan imalatlar. Vitra'nın kabini için, camlarını sadece suyla temizleyin diyor. Temizlik maddesi kullanınca garanti kapsamı oluyormuş. Abi mantığa gel, imalatım .oktan demiyor da, temizlemeden kullan diyor. Düşün, bu bir de Vitra yani, merdiven altı firma değil...

silikon kac kurus ki neyi bolusecek :)

Reddi miras kişisel bir olay,tek başına gidip yapabilirsin.3 ay süresi var.tavsiyem gerçekten ne kadar borcu var,ne kadar varlığı var tam öğrenin öyle yaptırın.

3 ay vakti var. asliye hukuk mahkemesine dilekçe verip reddi miras yapabilirsiniz. herhangi bir aksaklığa karşı avukata danışın derim. mirasın %25'i eş, %75'inden çocuklar sorumludur. tek çocuksanız %75'inden, kaç kardeş iseniz ona göre 75'i bölün. o kadar mal ya da borçtan mesulsünüz. mirasçılar bireysel olarak reddi miras yapabilir. eş yapmazsa borçların tamamı, o yapar siz yapmazsanız onun hakları (alacak, borç vs.) size kalır.

Teşekkür ederim. Öğrendiğime göre Antalyadan, Alanya Sulh hukuk'a zaten dilekçe ile de başvurabiliyormuşuz. Gidilmesine gerek dahi yok.

Babanın ikametinin bulunduğu yerde açmana gerek yok, kendi bulunduğun yerden de açabilirsin. nüfus kaydını alıp mahkemeye dilekçe vermen yeterli.

Reddi miras yaptıktan sonra bile alacaklılardan size ödeme/borç tebligatları (şimdi tam hukuki adını hatırlayamadım) gelebilir. Size bunları göndermelerine engel değil diye biliyorum. O yüzden tebligat adresinizi mutlaka zaman zaman kontrol edin.

@malheiros

Reddi miras yaptığım halde Borç sebebiyle tebligat gelirse hukuki bir yaptırımı olabilir mi ? Her gelen tebligata cevap vermem mi gerekir ?

her gelen tebligata süresi içerisinde ilgili icra dairesi nezdinde itiraz etmen gerekli. yoksa kesinleşir. itiraz ediyorum dersin, reddi miras kararını eklersin, o kadar.

@lostys şaunda siz yazınca bir bakayım diye arattırdım

e-tebligat diye bir şey çıkmış. ( ki müthiş mantıklı) Oradan yapsam edevlet üzerinden de cevaplayabilirim sanırım..?

e-tebligat için PTT UETS'ye kayıt olacaksınız (elektronik imzanız varsa site üzerinden yapabiliyorsunuz), daha sonra da UYAP Vatandaş portalına girip, elektronik tebligat bölümlerini (elektronik tebligat adresinizi falan) dolduruyorsunuz. Ancak UYAP'tan o kısmı da doldurunca, PTT UETS'ye tebligatlarınız düşmeye başlar.

Ve hayır, e-devlet üzerinden cevap veremiyorsunuz bildiğim kadarıyla. Ama UYAP üzerinden olabilir belki de, siz avukatsız iş yapmayın zaten. Öyle tebligat gelirse direkt avukata...

@malheiro Teşekkür ederim.

get ile alınca karşı tarafın kartından çekiyor. ilana fotoğraflarını koy ve açık açık özelliklerini yaz. göndermeden önce de videoya çek mesela. get ile macbook pro sattım, ipad, iphone vb. çok şey sattım ve sorun olmadı.

asıl get olmadan koyunca, ilana çok dolandırıcı dadanır. yine de sahibinden.com'un moderasyonu da çok iyi değil elbette. satın alan kişinin hesaptaki adı soyadı ile kargo yapacağınız kişinin adı farklı olabiliyor ve sahibinden.com buna göz yumuyor nedense. veya ismini ADEM BEY yazmış. Bey soyadı değil. Kime gönderiyorsun belli değil. Böyle şeylerden süphelenirsen de kargo süresi içinde mutlaka müşteri temsilcisini arayıp durumu ilet ve destek kısmından da talep oluştur vb. Hepsi senin lehine olur.

@malheiros Sağlam yolladığım bilgisayarı düşürüp bozup geri yollarsa örneğin ne yapabilirim?

kargoyu teslim etmeden önce çalıştığına dair video çek. eğer geri dönerse teslim alırken de cihazın çalışır olduğundan emin olmadan kargocuyu gönderme. eğer cihaz açılmazsa veya sıkıntı varsa hemen tutanak tutum kargocuya imzalatıyorsun. sorun kargodan dolayı da olabilir. iyi niyetli olmayan davranışlarda sahibinden alıcının IP bilgilerinden kolaylıkla şahısın adresini ve kimliğini tespit edebilir ve hakkında dolandıcılıktan suç duyurusu bile açılabilir. böyle bir durum çok düşük bir ihtimal bence.

aynı şey başıma geldi. bir laptop satıyorum alıcı get aç diye ısrar etti.
açmam dedim.
gelip elden alacaksa alsın ya da güvenecekse güvensin. satıcı benim alıcı o sonuçta. içinden alacağım bir şey yok ki neden açmıyorsun get falan diyor daha da huylanıyorum. en basiti ram i alsa bu çalışmıyor dese yollasa ne yapacağım? sahibinden e mi güveneceğim? peh.

Yeni makine alana kadar servis çağırsanız? Belki de bozulmamıştır. Ankastre makineniz dolaba bağlanmış olabilir zaten, prize ulaşsanız bile makineyi çıkartamayabilirsiniz.

yeni makineyi ev sahibim ödüyor ve servis geldiğinde yenisinin daha mantıklı olacağını söylediler. çıkartmak için de aldığım yerin montaj servisi olduğundan dolayı uğraşacağım bir kısmı yok ancak o gün geldiğinde neler yapacaklar onu az çok bilmek istiyorum ki ev sahibine yazabileyim.

Öylese fotoğraflarını çekin ve aldığınız yerde gösterin. Onlar bilirler zaten nasıl demonte edilir. Zaten kapağında ahşap panel varsa, onu söküp yenisine de takmaları gerekecek. Büyük ihtimalle hallederler. Bir de eski makinenin de indirim pazarlığını yapın.

Ev sahibiniz süpermiş bu arada. Kıymetini bilin.

Google'a "ankastre bulaşık makinesi nasıl sökülür" yazınca çıkan videoları izleyerek fikir edinebilirsiniz bence.

ankastre dediğimiz ürünler, dolapla birlikte imal edilip sökülemez şekilde dolaba yapıştırılmış cihazlar değil ki. niye dolabı parçalara ayırasınız?

muhtemelen makine ile dolabın birbirine birleştiği noktada, mesela kapağı açınca dolaba yaslanan yerinde sağda ve solda birer vida vardır. o vidaları çıkarıp makineyi kendinize çektiğinizde hop diye geliverecektir.

Makineyi öne çektikten sonra arkada üstte prizi görürsünüz, bi ihtimal yan modülün arkasında kalmış olabilir priz.

Yani önce prizler duvara monte edildi, sonra dolaplar monte edildi, prize denk gelen yerler kesildi.

En son fırın/bulaşık vs monte edildi, bir sıkıntı yok yani.

Geçmiş olsun. Madem SGK'si var, Ankara'da eski adıyla Göz Bankası, yeni adıyla Ankara Üniversitesi Vehbi Koç Göz Hastanesi'ne bir gitmiyorsunuz? Çok iyi doktorlar var. Türkiye'nin her yerinden ameliyat için hasta geliyor.

@malheiros Teşekkür ederim. İlk muayeneye gideceğimde "Ankara'da X, İstanbul'da Y" diye iki tavsiye almıştım. İstanbul'da yaşadığımdan Y ile devam ettim 5 yıldır. Ameliyat gerekirse tekrar araştırırım veya üniversite hastanesinden randevu almaya da çalışabilirim belki ama hiçbir şey yapamazsam bu durumda nasıl bir hesap çıkar bir önbilgim olsun diye sordum. Dediğiniz hastaneye de bakacağım. Tekrar teşekkür ederim.

Ben geçen sene basit bir glokom ameliyatı için fiyat aldım, 20 bin lira dediler. Basit deme sebebim ameliyat 15 dk sürer, yürüyerek çıkar gidersin falan demesiydi doktorun.

Moralinizi bozmak istemem ama biraz pahalı olabilir yani. Bahsettiğim hastane de öyle çok iyi bir yer değil, zincir bir hastaneydi.

Uzun vadede patlamayacaginin garantisi yok hicbir borsanin, bu yuzden borsadan aldiklarinizi kendi cuzdaniniza cekin. borsada durmasinin riski disinda bir getirisi yok zaten. erc-20 tokenlarsa mew uzeridnden paper wallet yapin gecin.

2-3 sene takip etmeyeceksen kendi cüzdanına atman şart. ideal olanı koinin kendi cüzdanına atmandır.

Site değil kendi cüzdanın. Yüklü bir miktarsa ledger nano s al hatta.

Fakat private key veya 12/24 kelimeyi çok iyi sakla. Birkaç farklı kağıda yaz birini ailene bırak vs. Borsa "ay şifremi unuttum kaybettim"ciler için iyi. Kendi cüzdanında priv.keyi kaybettiğin anda o parayı da unutursun.

Crypto’nun 2-3 yil al unutluk olgun bir piyasa olmadigini dusunuyorum. Uzun vade en garanti btc olabilir ama eth bile 1500 dolardan 100 dolarlari gordu. Hodl vs gibi narrative’lerin 2016lardan kalma romantik tavsiyeler oldugunu dusunuyorum kisacasi. Oncelikle bunu belirteyim.

İkinci olarak hicbir borsanin yuzde yuz guvenli olmadigini belirtmek gerek. Daha guvenli olanlardan bahsedebiliriz o nedenle, bana kalirsa binance digerlerine kiyasla daha guvenilir ama al sat yapmayacaksam oradan alip ledger donanim cuzdanima atmayi tercih ediyorum. Tavsiyem de ayni yonde olur, alacaginiz miktar yuksekse ledger kullanin. Ayrica yerli borsalarda uzun sure para tutmanizi onermem.

Uzun uzun sebeplerini anlatmayacağım, tek diyeceğim şu: 2017 sonlarında "abi keşke bitcoin alsaymışız" diyenler 2022 civarında yine aynı hikayeyi anlatmaya başlayacaklar.

Soruna cevap, hiçbir borsa %100 güvenli değildir ancak ben güven sorunu yaşamadım açıkçası tercih ettiğim Türk borsasında. Prensip gereği kendi cüzdanıma çekiyorum. Güvenli-sağlam adres soğuk cüzdanlardır.

Öyle olmaz hocam...

İpotek hangi bankanın, hangi şubesinde ise satıcı ile beraber gidin. Müşteri temsilcisine durumu anlatın. Siz parayı o şubeye yatıracaksınız, şube paraya bloke koyacak veya alıcı banka/şube olmak üzere bloke çek düzenleyip size verecekler.

Satış zamanı, sizinle birlikte müşteri temsilcisi de tapuya gelecek. Siz bloke çeki müşteri temsilcisine vereceksiniz, o ipoteği kaldıracak. Ayrıca satıcıya yapmanız gereken ödeme varsa da imza atılırken yapacaksınız.

Siz şimdi ona para gönderirsiniz diyelim. İpoteği kaldırmaz/kaldıramaz ve satış geldiğinde zaten parayı verdiğiniz için sizi zor durumda bırakır, söz verir, yemin eder ve ipotekli almak zorunda kalırsınız falan. Sonra adamın borcu baki kaldığından sizin ev elinizden gider. Öyle işlere sakın girmeyin...

İşte bilmediğim için sordum. Siz de anneye anlatır gibi cevaplamışsınız. Çok teşekkür ederim. :)

Bankaya canlı parayla gitmek zorunda mıyım? Müşteri temsilcisi bana IBAN verse havale/EFT yapsam oluyor mu?

Orada size hesap açtıracaklar. Siz o şube hesabınıza eft/havale yapacaksınız. Şube paranıza bloke koyacak ve alıcı kendileri olmak üzere bir bloke çek hazırlayacaklar. Ama çeki size verecekler, bankada kalmayacak. Bloke çekin mantığı basit olarak şu şekilde: çeki düzenlersiniz ve alıcı kısmında yazan kişiye verdiğiniz andan itibaren çekte yazan miktar alıcya geçmiş gibi düşünebilirsiniz.

Satış zamanı siz tapuda evrakları vereceksiniz ve satışa engel bir durum yoksa sizi imzaya çağıracaklar, o sıra müşteri temsilcisi de mutlaka tapuya gelmeli ki, satıcı çakallık yapmasın. Demek istediğim şu: Önden çeki bankaya geri vermeyin. Satıcı sizden habersiz ipoteği kaldırtır ve sonra da satışa gelmez. Tam satış ve imzalar atılması öncesinde vereceksiniz, müşteri temsilcisi de telefon edecek bankaya ipoteği kaldıracak.

En kesin yöntem budur. Banka mırın kırın ederse, satıcıya söyleyin ne yapsın etsin o şekilde satılması için bankayı razı etsin. Diğer türlü hepsi sizin riskiniz, gidecek olan sizin zar zor kazandığınız paranız unutmayın.

hocam
kesinlikle
avukatsız ilerlemeyin

basınız yanar

Fotoğrafı ayrı layer'a koyup arkaya at ve o layer'ı kilitle.

Kutucuk içine almıyor ki, mouse'la sürükleyip hepsini birden seçtiği için öyle bi kutucuk çıkıyor. Fotoğraf seçilmesin dersen fotoğrafı seçip "command+2" ile kilitlersin, kilidi açmak için de "command+alt+2"ye basarsın. Böylece fotoğraf seçilebilir bi nesne olmaktan çıkmış olur. Tabi bunlar mac kısayolları.

el becerine güvenemiyorsan kıy paraya artı servis'e ver cillop gibi yapsınlar.

böyle işleri hiç yapmadıysan kasayı açtığına pişman olabilirsin. ama yapılamayacak iş değil. dikkat ve sabır ister. bazı kabloları kasayı ayırmadan çıkarman gerekir mesela, kabloyu çıkarmadan kasayı açarsın kablo kopar vb...

onu çok az sürmen gerekiyor. ben bilgisayarımın yapılış videosunu izleyerek yaptım.

Bence gerek yok, oyle 5-6 yildan eski degilse termal macundan dolayi bir isinma artisi olmaz. Eger icini acacaksan, guzel bir toz temizligi daha etkili olur. Ayrica zaten macbooklarin termal dizaynlari cok etkili degil, genel olarak sicak calisan cihazlar. O yuzden her turlu sicakligin cok dusecegini sanmiyorum.

Decathlon'un yeni sezonunda o tip üstler var. Geçen sezon yoktu.

Under armour

goodgracestattoo.com

10 ve 12 senelik 2 dövmem var. Bir tanesinde metalik bir görüntü elde etmek için mavi, beyaz, siyah kullanıldı. Beyaz renk bir kaç sene içinde uçtu gitti. Siyahlar hafif dağıldı, keskinliğini kaybetti, maviler soldu.

Diğer dövmemde siyah ve turuncu hakim, siyahlar aynen duruyor, tutuncu dolgu rengi aynen duruyor. Hatları keskin olmadığı için bir fark yok.

Bu dövme için tahminim renklerinde hafif bir solma ve renklerde çok ufak kaymalar olur. Seneler sonra ilk yapıldığı gibi canlı kalmaz.

google görsellere "10 year tattoo before and after" yazarsanız kafanızda az çok bir fikir oluşur.

edit : seçmecelerin toplandığı bir site

www.boredpanda.com

edeftere geçemene gerek yok efatura için, muhasebeci başından savmış.

Peki e-defter'e geçmek sıkıntı mı gerçekten?

Siz karşı tarafın e-fatura istemesinden önce mi başvuru yaptınız yoksa istedikten sonra mı,Eğer iki tarafta e-fatura ise e-arşiv kesemezsiniz

E-fatura mükellefi değilseniz karşı taraf e-fatura bile olsa e-arşiv kesebilirdiniz veya 2 farklı güne bölerek kağıt fatura kesebilirdiniz

Birde e-fatura olsanızda e-deftere geçme zorunlulugunuz yok

E-defterde mesela eylül ayı sonunda haziran ayı beratını maliyenin sistemine yüklüyorsunuz ve bir daha hazirana işlem yapamıyorsunuz.Normal zamanda smmm 2021 nisana kadar deftere kayıt girebilecekken,e-defter oldugunuzda sadece 3 ay geriye gidebilir.

- 2 farklı güne bölmek istemiyorum, çünkü sözleşmemiz var ve ona uygun olmasını istiyor karşı taraf (ben de öyle olsun istiyorum).
- "E-fatura mükellefi değilseniz karşı taraf e-fatura bile olsa e-arşiv kesebilirdiniz" bunun için de sistem (e-arşiv portal) hata verdi, "mükellef e-fatura mükellefidir, e-arşiv kesilemez" diye. faturayı oluştur'a basınca bu çıkıyordu.

"mükellef e-fatura mükellefidir, e-arşiv kesilemez" Bu hatada bahsedilen mükellef karşı taraf değilde sizsiniz sanırım.E-fatura mükellefi olmadığınıza emin misiniz

e-arşiv kesmeye çalışırken değilim, yeni oldum ve o hatayı verdiği için baktım benim de e-fatura kesmem gerekiyor, gittim mali mühür aldım, e-fatura açtırdım falan...

Madem mali mühür alıp e-fatura açtırmışsınız bu saatten sonra karşı taraf e-fatura ise e-fatura keseceksiniz,değilse e-arşiv fatura keseceksiniz,bundan sonra kağıt fatura kesemezsiniz

Efatura mukellefi değiliz. 5.000 TL ve üstü faturaları -diğer firma efatura mükellefi olsa bile- earşivden kesiyoruz. Herhangi bir hata almıyoruz.

Bir akrabam fabrikada mekanik bakımcı olarak çalışıyordu. En sonunda bıktı ve kendi işini kurdu. Otomatik şanzıman tamiri yapan bir yer açtı sanayide. Başarılı oldu.

22 yaşında kendi firmasını kuran 8 yıldır mühendislik danışmanlık yürüten bir makine mühendisi olarak söyleyeyim ;

10 yıllık süreçte filin sadece hortumunu gördün hocam. kendince bir 10 yıl da verip 2030'da para kazanmaya başlarım diye düşünebiliyorsan başla. hele ki bu ortam da.

başarı hikayelerine çok inanma. sana dertli dertli başarısızlıklarını anlatan insanları dinle. başarı hikayelerinde destek çıkan amca, dayı oluyor hep.

bir excel yap. 5 yıllık olsun. tahsilat kısmına %20'lik bir para alma şansı koy. yani %20 şans ile firma sana ödeme yapıyor. sonra zaten excel sana gerçeği göstericek.

hangi firmalardan para alamadım söylesem iş yerine gider toprağı öpersin öyle diyeyim.

İyi bir mühendis olmakla, iyi bir tahsildar olmak, iyi bir finansçı olmak, iyi bir tüccar olmak, iyi bir satışçı olmak, iyi bir yönetici olmak bunlar bambaşka şeyler. Hele ki çevreniz, amcanız dayınız yoksa kesinlikle yapılacak iş değil.

Ben de sektorde 10 seneyi devirdim. Kendi basina takilmaya calisanlarin yarisindan fazlasi ilk 5 sene icinde batiyor, yurtdisinda durum boyle. Cok riskli bir sektor, iyi muhendislerin coguna bakinca ben bir is adami goremiyorum, cok iyi bir memur goruyorum. Para kazanmak, musteri kovalamak fakli bir olay.

Ben gittim ufak bir sirket actim, havayi kokluyorum su anda..Bir yandan tam zamanli calisirken haftasonlari ya da is cikisi kendime kovaliyorum. Bir iki kucuk is yaptim ama istifa etme noktasina gelebilmem icin daha cok yolum var.

Denemelik ufak bir sirket ac, birkac kucuk is yap, belkide sevmeyeceksin. Duzenini bozmani hele boyle bir piyasada tavsiye etmem. Ama obur taraftan risk almadan da bir bok olmuyor, salla basi al maasi bir yere kadar tatmin ediyor eger memur kafali degilsen..

benim aynı dönem arkadaşlarda firmalarda biraz yükselince böyle bir ben oldum havasına giriyorlar.

bana gelip ya şöyle şöyle bir şey yapsak nasıl olur diyorlar.

elemanlara kdv nedir? gelir vergisi nedir? stopaj nedir? bunlara göre nasıl fiyat belirlenir gibi temel bakkal seviyesinde fiyatlandırmayı öğretmek yaklaşık 2 ayımı alıyor.

çünkü adam firmada altında 10kişi ve 50milyonTL ile sadece bir iş yapıyor.

kendi firman olunca 15 kişilik çalışıp 10kTL toplayamıyorsun.

adama tasarım yap FEM, CFD kas, render at, çizim yap. kendi cebinden prototip yapıp getir herşeyi mükemmel seviyede yap. paranı vermiyor adam.

git diyor dava et. dava sürecek zaten 5 yıl. sen cebinden harcamışsın belki 5000TL avukat saat başı istiyor 300TL. muhasebeci ayda 500TL istiyor. bağkur 800-900TL vs vs.

ya ben diyorum ki iyiki 22 yaşında başlamışım yoksa 30'dan sonra çekilecek dert değil.

Türkiye şartlarında sana yapman gerekeni söyleyeyim.
güvendiğin biraz piyasa tecrübesi olan muhasebe, finans bilen arkadaşına el atından firmalar hakkında tiyo vereceksin.

şu mal şu kadar şu teklif şu kadar vs vs. eleman gidip aynı kalitede daha ucuz teklifi bulacak sende oradan primini alacaksın.

senin için en kebap iş bu.

firma mutlu daha ucuz.
eleman mutlu iş yaptı.
sen mutlusun para geldi.

herkes mutlu.

sakin ha iyi bir muhendisin iyi bir isletmeci olacagini ya da firmayi iyi yonetecegi gibi duz mantik kurmayin.
ikisi cok ayri dunyalar.
google'a turkiye'nin en fazla santiye bitirmis muhendisi yazinca karsiniza turbo sadik cikiyor. ama isi cevirmek sirket sahibi olmak bambaska bir sey hele hele ortak varsa.
cok prensipli olmalisiniz duygusallik sifir gerektigince kimsenin gozunun yasina bakmamali ekonomiyi onceden sezebilmeli kuvvetli baglantilar olmali.
celik gibi de sabir lazim.
ben 4 milyon batirdim sirketimin ise 16 milyon alacagi var.
sindirgi devlet hastanesi ve kirklareli spor salonu hala oyle yarim.yamalak durur. isteyen ibretialem icin gidip baksin.
ha sanilmasin ki ben hata yaptim.yanlis yaptim hesap kitap bilemedim de battik alakasi yok.
dedigim gibi acima duygunuz olmayacak onurunuz gururunuz da olmayacak. is hayatinda oyle erdemler artistlikler vs gecerli degil. adami aliyorlar asagiya.

turbo çok hardcore girmiş.

o kadar da değil ''acima duygunuz olmayacak onurunuz gururunuz da olmayacak'' gibi bir durum yok.

ama girdiğin sektörün dinamikleri var. onlara uyum sağlaman lazım. bazı sektörler mesela çelik işleyen kalıpçılar, plastikçiler vs pazarlık ederken ana bacı söver pazarlıktan sonra da hiç birşey olmamış gibi içmeye giderler.

sen orada hmm ben ana bacı laf yemeyi göze alabilirim diyip ya sektöre gireceksin yada bu sektöre hiç girmeyeceksin. tabi ne kadar küfür yersen o kadar para kazanıyorsun. orantı bu.

bir oxford beyefendisi gibi TR'de kendi firman ile para kazanmak istiyorsan kendi networkünü oluşturup çalışman lazım tabi networkde öpücük ile olmuyor en az 10 yıl. onu da korumak ayrı bir uğraş.

diyelim 6 firmalık bir çember oluşturdunuz.

a firması çizim
b firması imalat
c firması elektronik
d firması pazarlama
e firması destek/aftersales
f firması yurtdışı işlerine bakıyor

ve kimse kimsenin işine karışmıyor. b firması çizimde yapayım accık daha kazanayım veya f firması kendi imalatımı yapayım demiyor.

bu tür iş çemberleri TR'de kazanıyor ama kurmak ve korumak çok zor.

çünkü yasa yok. adalet 8 yılda yerini buluyor ve mutlaka bir aç gözlü çıkıyor.

Makine mühendisliğinin hangi kolundasınız bilmiyorum, ama inşaat-mekanik tesisat işlerinde, çok tecrübeli değil, prezentabl değil, fakat işini gerçekten çok çok iyi bilen, piyasayı sıkı takip eden bir mühendisle birkaç projede çalıştım. Adam tek başına firmalara danışmanlık yapıyor, yani projeleri inceleyip eksikleri, fazlaları veya değişse iyi olabilecek kısımları raporluyor, alternatif ürün-çözüm buluyor ve piyasadan fiyat topluyor, pazarlık yapıyor vb. Adama HEPA filtreyi sorunca, HEPA'nın tarihinden anlatmaya başlıyor. Başka mühendislere sorduğumda "abi işte tozları toplayan ameliyathane filtresi" gibi cevaplar alıyordum.

Bu adamla ben 5-6 sene önce çalıştım ve o zamanlar öyle çok büyük paralar kazanmıyordu. Şimdi iletişimim yok ama hem çok firma ile irtibatı olduğu için, hem de işini çok iyi bildiği için, kesinlikle ekonomik olarak sıkıntıda olduğunu düşünmüyorum. Belki bir 10 sene sonra "zengin" bile olabilir.

Eğer böyle biri iseniz hiç durmayın...

o isler hic de oyle degil. size papaz krizinden ornek vereyim.

kirklarelindeki santiyede daha temel atiliyor. temele 200 kusur ton demir indirdik ve bagladik. bilen bilir temel demiri genelde boy atilir pek kesme bicme isi olmaz.

bu kriz bi patladi, demir fiyatlari uctu. aslinda ucmasi bir sey degil fiyat surekli yukseldigi ve oynadigi icin nakit paranla demir alamiyorsun alamiyordun demir borsasi islem yapmiyor.

biz ihaleye girerken demir 2700 idi o kriz zamani 4700'e kadar karaborsada demir alabiliyordun.

diger arkadasa dedim ki, bak dolar ucuyor kriz oldu. biz bu demirin parasini alsak dahi sonraki imalatlarda cok zorlanacagiz bu isi devam ettirmeyelim. arkadasim da olur mu biz soz vermisiz biz sifirdan geldik deli gibi calisiyoruz agzindan cikani kulagin duyuyor mu isi yarida biraktirdi dedirtmem is ahlaki bunu gerektirir zararina da olsa bu isi bitirecegiz vs sayiyor. sanki isi bitirince madalya takacaklar ake.

dedim ki bak kardesim 200 ton demiri baglamisiz demiri 3000den aldik. bu demiri 20 yevmiye versek gerisi geri sokeriz. 130 liradan 2600'e demiri tekrar temelden sokeriz. ve 200 ton demiri nakite ceviririz. 3000e aldigin demiri 4700 e satariz. ve bu hamle ile 340.000 lira hicbir sey yapmadan karimiz olur. isi devam ettirme riski vs de olmaz.

arkadas eski seylere devam. sagda solda ne derler. biz boyle mi is almaya devam edecegiz. sonra bize isi yarida birakti kacti derler. er kisi lafi etmisiz. bu santiye bitecek. bu arada daire ile konusuyoruz. daire tam gaz devam edin biz size paranizi odeyecegiz diyorlar.

velhasil biz temeli doktuk. bekledigimiz parayi da alamadik. sirket diger santiyenin de aksakliklari ile batti.

sadece biz batsak koyasin dibine.
yemekciye 50.000 borc. kiralar odenmedi. akaryakitciya odenmedi. nalbura odenemedi. iscilere odenemedi. kulevincin kirasi odenemedi. iskele kiralikti odenemedi. arabalar kiralikti odenemedi. jenerator kiralikti o da odenemedi. ve daha akliniza gelen bircok kalem. bizimle beraber onlara da girdi.

bilmem anlatabildim mi sirket yonetmek isveren olmak bambaska meziyetler ister.

U bazlı su bazlı olacaktı.

Duvar boyası. Hiçbir şey olmaz.

Benimki direkt duvar boyası sürüldü 2 senedir sikinti yok

Yarın birgün doğalgaz tesisatıyla ilgili bir durum olur da kontrol vs olursa sıkıntı çıkarırlar.
Ben en son evime taşınırken müteahhit folyo kaplamış, abonelik için gelen ekipler söktürdü hepsini. Boruların çıplak boyasız üzerine herhangi birşey yapıştırılmaması gerekiyor demişlerdi.

Yaklaşık %90'ı
Şınavda ise %60-70'i

Barfiks bir itme hareketi değil çekme hareketidir, yani yukarı çıktığında kendini itmiyorsun kaldırmıyorsun çekiyorsun, çekiş hareketlerinde de latissimus dorsi gibi itme hareketlerine nazaran daha büyük kas gruplarını kullandığın için 110 kilo çok yüksek bir skor sayılmaz senin için, o nedenle kendini çekebilirsin. Ha bir itme hareketi olsaydı yine yapardın ama 10 tekrar yapamazdın.

Daha net anlaşılması için şöyle diyeyim: Sıfır deneyimle 110 kiloyla 10 tekrar deadlift yapabilirsin Cem Yılmaz bile yapıyor ama 110 kiloda 10 tekrar bir itme hareketi olan bench press yapamazsın.

Hocam barfiksi kas veya kondisyon için yapıyorsanız yapmayın. Mevcut kilonuzla bu çok gereksiz bir efor olur. 50 kiloluk insanın ayağına 50 kiloluk taş bağlaması gibi... Kilo kaybı şart.

hepsini kaldiriyorsun iste bu ne anlamsiz bir soru:) 109.70 kg kaldiriyorsundur.
ek olarak kaldirmak ve cekmek ayni seyler degil.
ornekler vereyim ufkunuz genislesin.
insanda buzucu yani sikan kaslar once gelisir ve daha gucludur sikismaya programlidir cunku.
mesela yeni dogmus bebek parmaginizi uzattiginizda elini kavrar. cunku kavrayicilari gelismistir bile ama elini esnetemez acma hareketlerinde zorladir.
baska bir ornek vereyim. elektrikciler elektrigi kontrol ederken avuc ici tarafi ile.etmez cunku elektrigi yediginde eli kendisinden kapanir elini kurtaramaz bu yuzden elektrik elinin disi ile kontrol edilir. boyle daha bir suru ornek var.
velhasil cekme isi kolay itme isi zor.

ikea tipi laminat dediğin ikea'da ağaç da var diye biliyorum ben. ben olsam ağaç alırdım herhalde.

Çimstone. Çok fazla renk ve desen seçeneği. Kötü yanı ek yerlerinin (eğer tek parça olmayacaksa) çok iyi yapılması gerekli, yani işi bilen bir mutfakçı veya mobilyacının yapması şart.

Soru daha çok granit istiyorum, sizce yaptırayım mı gibi. Hayır yaptırmayın. Evet uzun vadede sağlığa zararı olduğu soyleniyor. Üstelik pahalı ve artısı da yok.

Ekonomik olarak sıkıntınız yoksa en temizi mermer gibi görünüyor. Çimstone kullanıyoruz biz. Diğerlerinden aşağıda kalır yanını görmedik hem de ekonomik.

mermeri çok dikkatli kullanmak lazım. limon suyu vb. asitli malzemelerde çok kolay bozuluyor. granitte öyle bir tehlike yok. ben yaptırdığım sırada çimstone granitten daha pahalıydı.
2-3 sene önceydi.

Çimstone +1. Oldukça memnunuz. Mermerin kullanimi gerçekten zor, kolay ciziliyor ve asidik gidalar bozuyor. Ne kadar dikkat etseniz de leke kalıcı oluyor. Granitin sagliga zararlı olduğu soyleniyor diye yaptırırken onu düşünmemiştik.

Esim cok arastirdi.

Hatirladigim kadariyla, mermer kullanissiz ve cok cabuk cizilip iz birakiyormus.
Granitte siyah disinda hep alacali bulacali modeller varmis.

Evde hali hazirda ikea vardi, 5 senelik tezgah sokulunce direkt cope gitti oyle anlatayim. Su almis bi cok yerinden, curumus vs.

Velhasili cimstone+1

Bu cimstone selpak gibi bir sey. Bir suru farkli modeli var (bellastone bilmem ne stone falan.)

Biz direkt cimstone aldik, memnunuz.

Cimstone nedir bilmiyorum ama ben ikea olmasa da laminat kullaniyorum 3 yilidr. Mutfaga degisik ve hareketli bir hava verdi, tabi ki tezgahin uzerinde bir sey kesmiyorum (yani kim kesiyor)
Tencereyi ocaktan kaldirip tezgaha da koymuyorum sicak sicak.

Sikinti yasamadim, ustune birkac sey dusurdum vs sikinti olmadi

yoyoyoy egefitness gibi olma sansın yok bu adamların artık neredeyse ikinci işi bu oluyor. o formu korumak imkansız. yemek uyku iş hepsini vucuduna göre planlamak lazım. 70 kg eğer kas ile yağ yer değişsin istiyorsanız yük altına girmeniz gerekli.

bu arada her beden farklı tepki veriyor. bu işler üzerine öyle yapın böyle yapın diye ahkam kesiyoruz ama tutmayabilir.

Hocam ben de düzenli koşu yapıyorum ve evde fitness falan. Boyum seninle aynı ama kilom 63. Üç sene önce 77'lerden düştüm ve zayıfım şu an. Karın kaslarımda damarlar belli oluyor ve göğüslerim arası 2. fotodaki herif gibi dolu değil. Yani sözü şuraya getireceğim, Kilo verirsen öyle olamazsın. Hatta biraz alman bile gerekebilir.

sen bu adamların 7/24 böyle göründüğünü mü düşünüyorsun. dönem dönem kilo alıp yağlanıp veriyorlar. reklam pozları seni aldatmasın. uzun süre çok düşük yağ oranlarında kalamazsın ve kalmamalısın da zaten sağlıklı değil.

ikinci olarak genetik farklılıklar çok büyük etken.

Bence kilo almalı ve karbonhidrat dahi yemelisin, sen şu an zayifsin bile, görünüşün iyi fakat kas oranın az bi 80 ol spor yapıyorsan zaten bi zararı olmaz

Evet mercimek kadar falan. Zaten macunu sık, hafif kaldır bak yeterli mi diye, yetmediyse eklersin.

Aboneliğiniz işyeri aboneliği olabilir mi?

"tek terimli tek zamanlı mesken AG/son kaynak tarifesi serbest tüketicisi" yazıyor

Saat değerlerini karşılaştırdınız mı? Ya evde fazla tüketen bir şeyler var yada birisi sizden elektrik çekti kullanıyor, klima varsa yalan olmasın ama saatte 1 lira gibi bir tüketim hesaplıyorlardı galiba kullanıcılar, günde 8 saat açık olsa fatura anlam kazanır.

Yeterli bilgi vermemişsiniz. Evde sadece buzdolabı açık ve bu rakam mı geldi?

Yoksa 24 binlik 2 klima var ve ortalama 8 saat açıklar mı?

Bunları bilmeden yorum yapmak yanlış olur. Evdeki elektrikli cihazları listeleyin çalışma süreleriyle beraber. Sebil bile mesela ev için ekstra gereksiz ve tüketimi tetikleyen bir ürün. Sebili olan sıcak iklimde yaşıyordur ve evinde en az bir kliması vardır.

evde klima yok, 1 buzdolabı 1 derin dondurucu, ankastre ürünler ve 2 de TV var, evde şofben var kombi yok.

ekleme:çamaşır makinesi ve bulaşık makinesi de var, bu ürünlerin sanırım hepsi a sinifi enerji kullanımına sahip.

kettle, kahve makinesi vb şeyler prizde kaldıkça elektrik çekiyor. kahve makinesi çok çekiyor.
bunun oranını hesaplamışlardı ama ben hala prizden çekerim.
bir de zam yapıldı, hangi şehirdeyseniz zam oranına da bakın

Yüzülür. İşin bitince duşta sabunla yıka.

tuzlu su ve sıcaktan dolayı sıkıntı cıkmasın hocam?

www.decathlon.com.tr

bendeki ürün buna benzer

havuz mayosu ile deniz mayosunun farklı olduğunu ilk defa duyuyorum. 10 yıldır giydiğim Adidas marka düzgün bir mayom var, diğer mayolarımın yanında sürekli benimle havuza denize girer daha hiç su seçtiğini görmedim :)

İnce ise halk plajında taşlanma ihtimalin var.

mayonun ben de tuzlu suda yuzunce "ozelligini kaybedebilecegini" dusunmemistim. Onun haricinde biraz zarar gorsun zaten ne olacak ki? atli ustu mayo mezara mi goturucen :)
giy gitsin. zaten diger turlu deniz icin ayri mayo alman gerekecek.

Özelliğini kaybetmez ama üzerindeki tuz kalıntılarıyla günlerce durursa rengi bozulmaya başlar. Ben de Decathlon nabaji havuz boxer tip mayo ile giriyorum, sonra yıkıyorum... Ayrıca denizde tuz, havuzda klor var biri zararlı olacaksa diğeri de çok farklı olmaz.

mayonun nasil bir ozelligi oluyor ki tuzlu suda kaybolsun? en fazla rengi solar

60m2 taban alanı olacak diye varsayıyorum. Eğer arsanın eğimli değilse bodrum kat yapmayın. Temel ve bodrum kat aynı şey değil. Eğer eğimli olursa bir tarafının komple açık şekilde yapar ve oda-salon vb. Şekilde Kullanırsınız. Diğer türlü kapkaranlık 60m2 yer depo kiler miler yazlıkta ideal değil bence. İnşaat maliyetiniz de artar. Artık insanlar dubleksten de vazgeçiyorlar. Arsa büyükse tek kat, önünde büyükçe bir teras + sundurma + havuz, arka tarafta da mutfak Salon ve odalar...

Siz 120-150m2 yer yaparsınız herhalde ve 500bin'den aşağıya çıkmaz. Site içindeyse daha ucuz olabilir.

insapedia.com

Hocam ben de bisiklet düşünüyorum. Günlük ulaşım için falan. Hibrit dedikleri modellere baktım ama sorduklarım hep yol bisikleti al dediler. Eğer siz de dağa taşa vurmayacaksanız bisikleti yol bisikleti düşünün.

@malheiros Ya evet yol bisikleti de olur ama hangi markalarin guvenilirligi vardir ben onu ogrenmek istiyorum, benim cocuklugumda bir tek Bianchi vardi :)

Evet ama paket fiyatları çok yüksek zaten. Siz sadece bir ev satacaksanız bireyselden verin, arayanlara laf arasında emlakçı olduğunuzu söylersiniz. Eve afiş yapıştırmayı da ihmal etmeyin. Başka emlakçı arayacaktır evi biz satalım müşterim var diye, ilgilenmiyorum dersiniz. Hepsi yalan.

Nasıl kaçınıyor m2 vermekten öyle saçmalık mı olur.sözleşme için plan çıkartıp,size vereceği daireyi orada belirtecek.kaç m2 dir diye.sözleşmeyide bir avukata götürün okuyup size açıklasın.

Öyle saçmalık olmaz. M2 vermeden olur mu?

94 kaks üzerine diye bir ifade kullanilmis. Birincisi tam m² yi tutturamayiz diyor ben.buna inanmıyorum. İkincisi m² yazarsam 94kaks ifadesini kaldırırım seklinde şantaj yapıyor.
Denizin altına onlarca yuzlerce km tünel yapıp fransadan girip ingiltereden çok az sapmayla çıkılabilecek bir teknolojide net m² tutturamayiz ifadesi bence yalandan başka bir şey değil.

Ben bu sözleşmeden şunu anlıyorum: Bina yapacak ve sadece ticari alanları kendine alacak ve arsa sahiplerine de daireler verecek. Ayrıca emsal artışı veya emsal dışı olup da sonradan kullanılabilecek tüm alanları da kendisi alacakmış. Bu belki çok az bir alan olabilir ama çok fazla da olabilir.

Size brüt 94m2 daireler verecek. Arsadaki hisseniz oranında da daire alacaksınız. Tapunuzda yazar hisse oranınız. Mevcut daireleriniz daha büyükse kabul etmeyin.

Özelden mail adresi atarsanız size bir başka sözleşme göndereyim: orada müteahhitin hangi daireleri, arsa sahiplerinin hangi daireleri alacağı falan açıkca belirtilmiş halde. Size fikir verir. Ayrıca yerinizde olsam bir avan proje ister (vaziyet planı, kat planları, kesit ve görünüş) o proje hoşuma giderse imzalayıp sözleşme eki yapardım. Sadece dükkan alacaksa yukarıya sallar geçer, eciş büçüş dairede oturursunuz.

Ayrıca müteahhit kat irtifakı kurulunca hemen tapu devri ve satış yetkisi alıyor. Sizin daireler bitmeden dükkanları satıp kaçabilir o.

@malheiros
Arsada 71 tane daire sahibi var. 14er.katlı üç blok dikecek. İki.blokta arsa sahiplerinin ödemeleri yapılmış olacak. Bütün ticari alanlar ile ucuncu blok daireleri (bize 2+1 kendi satacağı blok 3+1 daireler) satarak bu işten kâr edecek.
Konumumuz bulunduğumuz şehrin en kallavi yerlerinden birisi fakat binalarımız çok eskidi. Otuz yıldır oturanlar var bıkmışlar. Sözleşmeyi okumadan imzalayanlar oldu. Biz de kafa yoruyoruz ki sakata gelmeyelim.
Herkese teşekkürler yanıtlar için.

Kendim müteahhitim, böyle büyük projeler yapmıyorum, 8-10 daireli binalar yapıyorum. Ama küçük görünecek bu işlerimde bile sözleşmelerim ortalama 10 sayfa.

Bu sözleşmeyi bir avukat yazdıysa yazık onun okuduğu okullara, görüdğü Türkçe derslerine. Ama bir avukata yazdırıldığını sanmıyorum, çala kalem müteahhit tarafından yazılmış bir sözleşme.

Onlarca yazım hatası var, bir sürü anlam hatası var, bazı cümlelerde ne dediğini anlayabilmek için bilirkişi atamak lazım.

Belki de sözleşme yazmayı beceremeyen, ama işini iyi yapan güvenilir bir müteahhittir. Fakat yine de sözleşmede net olmayan konular var.

Bir kere hangi dairenin kime verileceğini notere gitmeden belirlenmeli, noterde kat karşılığı sözleşme yapılırken noter her hisse sahibinin hangi daireyi alacağını bilmeli ve arsa sahibinin de alacağı daireyi bildiğinden emin olduğunu bilmek için kroki gibi çizilen listede kendisine ait olacak olan daireye imza attırır arsa sahibine.

Net m2 veremeyebilir eyvallah, çünkü belediyeden imar durumu alıp da avan proje çizilmeden kimse tam olarak bilemez.

"94 m2 kaks kullanılarak" bu çok anlamsız ve çok saçma bir cümle.

Bak şöyle yapın;

müteahhite diyinki sözleşme imzalamadan belediyeden imar durumu alalım, bu imar durumunun 1 sene geçerliliği var. bu imar durumuna göre siz bir avan proje çizin, daireler nasıl oalcak kaç m2 çıkacak bilelim, ondan sonra da sözleşmemizi yapalım.

Ben müteahhit olarak böyle bir sözleşmeyi arsa sahibine götürmeye utanırım, ki genelde arsa sahipleri de bu ayrıntıları okusa da anlamaz, ama olur da bir anlaşmazlık olursa avukatı hakimi savcısı sözleşmeyi okuyunca en azından müteahhitin kötü niyetli olmadığını anlasın diye düşünürüm.

@John Bloor
Çok teşekkürler

ben şok'tan doğa veya bim'den kelly's marka alıyorum. 6.95 sanırım. zaten yulaf rusya'dan falan geliyor türkiye'ye. aynen benzin gibi düşün, shell'i de, bp'si de, po'su da aynı...

kellogs çok kötü bence lifalife göre lapa yaparken daha geç pişiyor ve sert gibi. lifalif alıyorum hala, her gün yemediğim için sıkıntı olmuyor benim için.

kelly's'e de çok laf etmişler sütü çekmiyor diye.

Kellogs daha lezzetli geliyor pişirmiyorum her gün yiyorum şoktaki doğanın menşei ukrayna olmuş diye almıyorum

6'li paketi 40 liraya toptan almaya basladik Mopas'tan, baska yerlerde de bakin isterseniz

Ben olsam benim çocuğumun x konusunda daha farklı bir yaklasimi oldugunu söylerdim. Mesela mülkiyetle ilgili paylaşımlarda izin almayı öğrettik derdim. Belli ki laf sokmaya calisiyor. Çaçaron biriyse ve mücadele etmek istemezseniz sonraki 2-3 tacizini de muhatap olmayarak icinde bırakabilirsiniz. Bir sure sonra kendisi de vazgeçer.

oğlunu sünnet ettirmediğini söyleyerek iyi bir şey yapmamışsın bence. belli ki karşındaki insanlar aşırı cahil ve kapasitesi düşük tipler ama nereden bilebilirdin ki. büyük ihtimal rahat vermeyecekler bundan sonra. mümkün mertebe iletişimi minimumda tutarak uzaklaşmalarını sağlayabilirsiniz zamanla.

siz gereksiz bir diyaloga girmişsiniz. benim zamanımda sünnet geç yaptırılıyordu. arkadaşlarım ilkokul 3-4-5 gibi olmuşlardı hep, iyi hatırlıyorum çünkü ünlü sünnetçiler vardı ve her biri değişik hikayelerini anlatır dururdu. ben de ilkokul 5 yazında olmuştum. karşı tarafı tanımıyorsanız ve öyle denyo şeyler söyleyip çocuğun aklını karıştıracağını kestiremiyorsanız, 2 yaşında çocuk için sünnet oldu mu olmadı mı muhabbetini, "sonra ettireceğiz" diyip keseceksiniz. 2 yaşında çocuğa sünnetsiz demek nedir ya, ben 11-12 yaşımda olmuşum.

çok ciddi bir kültür farkı gördüm arada. yorumların hepsi boş. kırmadan, kırılmadan anlaşmanız mümkün değil. muhattap olmayın.
aksi halde her cümleniz sünnet meselesine verilecek tepki gibi olacak. yani suç sizde, anlamayacak birine kendinizi anlatmanın ne mantığı var ki? hele ki Türkiye gibi bir yerde, hele ki sünnet gibi bir "errrkek oldu" mevzusu ile alakalı.

not: sünnet konusundaki düşüncelerinizi doğru buluyorum.

Sert yapmalısın.

gereksiz bilgi vermişsiniz en başta.

bence de sert yapmalısınız +1

5. Katın üstüne çatı boşluğu yoksa, buna çatı dubleks de diyorlar, yazın acayip sıcak olur. Ayrıca çatıya çıkış sizin evin içinden olur ve anten falan takılacaksa sizi rahatsız ederler. Bizim böyle bir evimiz var ve çatısı biz sahiplendik. Masrafı da bize, kullanımı da bize. Kimseyi çıkarmıyoruz. Gidip çatıyı delerler biz uğraşırız.

Kışın da eğer teras falan varsa, iyi tecrit yapılmadıysa oralardan sizin salona su inebilir. İnşaat kalitesine dikkat edin ve öyle alın.

toplam tutarın yüzde 2'si kadar tapu harcı iki taraf da ödeyecek.
toplam tutarın yüzde 2'si kadar emlakçı komisyonu iki taraf da ödeyecek.

bunları harici tapu sahibi sigortalı çalışan biriyse yıllık emlak vergisi ödeyecek 2 taksitle binde 2 oranında. çalışmıyor, emekli vs. ise ödemeyecek.

bunlar harici yılda bir defa deprem sigortası ve çevre vergisi ödeyecek. (bunlar küçük rakam)

ben böyle biliyorum.

gmail > confidential mode

confidential mode iş görür fakat şunu unutmayın, kafasına koyan biri bunu rahatlıkla (ekran görüntüsü vs. ile) aşar. Bu forwardlamayı, indirmesini falan engelliyor.

yani tek gerçek çözüm dosyayı elinizle götürüp önüne koyup, gösterip, alıp geri dönmek :)

hiçbir şey olmaz. kiraz çekirdeklerini sindiremez köpek ve aynen dışkılar. eğer köpeğe ezilmiş/kırılmış/ufalanmış çekirdek vermiş olsanız ve 10 küsür tane yemiş olsa farklı olabilirdi.

çekirdeği bilmiyorum da o siyanürden bir şey olmaz.

bi şey olacağını sanmıyorum. meyve ağaçlarının bol olduğu bi yerde yaşıyoruz. benim köpeğim epey büyük ama bugüne kadar engellememe rağmen maalesef çok miktarda meyve yedi. beyefendinin dalından üzüm yemek gibi zevkleri var. hatta ben onu çekiştirirken ne yesem kardır diyip çekirdeğiyle yerden erik, kiraz vs yutuyor.

Bu biraz başım ağrıyor diye aratınca beyin kanseri olduğunu öğrenmek gibi bir şey. Bizim kedi ip yediğinde de aynısı başıma gelmişti, oradan biliyorum.

Ama çok merakta kalırsanız ve tiksinmezseniz detaylı olarak kakasını kontrol edebilirsiniz.

hicbir seycikler olmaz.

mahallede pimapenci varsa çağır, mekanizma değiştirip yapar.

bildigim kadariyla her pencereyi cift acilima cevirmek mumkun olmuyor, kasaya oturmuyor o kullanilan mekanizma vs.. ama yine de ona uygun bir mentese vs var mi ya da yapilabilir mi diye gercek bir pencereciye (bu pvc sistemlerden bahsediyorum elbette) danisirsaniz daha dogru sonuc alabilirsiniz..

yaptırınca eskisi gibi sağlam kapanmayacak bilginiz olsun.

şunun gibi mekanizmalardan edinmeniz gerekiyor, civarda mutlaka vardır pimapen işleri yapan. onlardan fiyat alın bence


www.gittigidiyor.com

Dönüşüm yapılabiliyormuş ama ilk yapanlar standartlara uydularsa. Aşağıdaki firmayla alakam yoktur, google'dan buldum.

www.pentamiri.com

Açılın ben doktorum. 3 ay önce eve sıfır tadilat yaptırdık, pencereler de değişti haliyle. Tadilatı yapan gerizekalı arkadaş üstten açılım yerine düz pimapen taktı. Kavga dövüş zorla usta getirttik eve üstten açılım yaptırmak için. Şimdi şöyle söyleyeyim;

Üstten açılım yapılacak pencere kanatları çıkarılıyor, kasa üzerinde kalan menteşeler sökülüyor. Kanat üzerindeki metal kilit aksamları çıkarılıp üstten açılıma uygun olanlar monte ediliyor. Pencere kilit kolu çıkarılıyor ve iç aksamı değişiyor. Kasaya yeni menteşeler takılıyor. (Düz açılım pencere menteşeleri çıkarıldığında aşağıda 3 yukarıda 3 olmak üzere 6 adet vida deliği kabak gibi kalıyor pencere pervazında, üstten açılım menteşeleri farklı yerlere takılıyor)

İyi bir pimapenci bulmanızı öneririm, benimki baya iyiydi herhangi bir sıkıntı yaşamadık şu ana kadar. Ancak iş sandığınızdan daha zor olacak muhtemelen, çoğu pimapenci pencereyi kendisi yapmadığı için kabul etmiyor, kabul edenler de fahiş ücretler istiyor.

kanatli pencereyi ayni zamanda vasistas gibi cift yonlu yapmak da mumkum ancak cok onemli degilse bulasmayin.

Kapatmadıysa evet. İnceltmeden mi vurdunuz?

kutuya 1,5 bardak su ekledik.

Kutuya yüzde 15-20 arası su konulur ve hiç bir zaman tek kat atılmaz. En azından bu işi para karşılığı yapıyorsanız. Renk değişimi olacaksa önce astar sonra iki kat ve ya direkt üç kat atılır.

Bu arada su katmak boyanın rengini açmaz merak etmeyin, sadece boyayı inceltir. Rulo daha kolay yürür. Kaç litrelik boya bilmiyorum ama siz her halükarda çok az su katmışsınız. Muhtemelen epey yorucu olmuştur.

altyapıdan kastınız, bina girişinden sizin daireye kadar gelen kablo ise, elektrikçi size test cihazı ile göstersin kablonun iletim yaptığını, gözlerinizle görün ve sonra telekomu çağırın.

Hocam elektrikçide kontrol cihazı yok. Ahize ile hallederiz dedi. Olur mu öyle?

Evet edebilirsin. Kurulum yapılmadıysa hemen kapatılabiliyor.

Ayrıca sorun varsa elektrikçi yeni hat çeksin eve. Daha kolay bir çözüm olabilir.

Öncelikle başarılarınızın devamını dilerim.

Şirket kurmak 1 günlük iş. Ama şirketin vergileri, smmm ücreti, stopajı, bağ-kur'u sgk'sı, ticaret odası kaydı, belediye işyeri ruhsatı vb. oku püsürü derken eğer iş yapamıyorsanız veya az kazanıyorsanız bunlar can sıkmaya başlıyor. Kazanamadığınız bir dönem olur da şirketi geçici olarak gayrifaal yapayım derseniz de, tekrar faal hale getirirince aradaki vergileri falan yine devlet istiyor.

Siz işinizin bu şekilde gideceğine inanıyorsanız ve iyi gitmesi için de çabalayacaksanız kurun şirketi gitsin. Düşünmeye değmez. Ama ya belki gelecek sene yurtdışına cv yollarım veya maaşlı yere girerim diye planlarınız varsa kurmayın. Kurmak kolay, tasfiye etmek zor.

iyi bir muhasebeciniz olduktan sonra bir şey olmaz.
şirketin ameleliği falan yok, her şeyi muhasebeci yapıyor zaten.
şahıs şirketi kurun, ticaret odası kaydı falan yaptırmanıza gerek yok hemen.
bağkur derdiniz de olmayacak dediğiniz gibi.

şahıs şirketi için 750-1000 arası ilk şirket kurma masrafı, sonra da her ay 180-250 lira civarı muhasebeci ücreti olur.
onun dışında da 50 lira civarı bir vergi var her ay.
başka da bir şey yok.
fatura keseceksiniz, ona göre gelir vergisi zamanını muhasebeci söyleyecek, yatıracaksınız.

bu kadar.
atla deve değil yani.
aylık 4-5 bin lira gelir için zaten limited kurmak lüzumsuz.
eğer işleriniz çok artarsa, 1-2 günde şahıs şirketi limited'e çevriliyor zaten.

Şirket kurmak mesele değil ama sonrasında çıkacak masraf ve vergi yükünü hesaplayıp fiyatlarınızı gözden geçirip hala karlı bir iş modeliniz varsa kurmalısınız. Sorumluluklarınız artacağını da unutmayın.

Discogs

puanlama kısmı için

1) rateyourmusic.com

2) www.progarchives.com

3 kat paranın banka hesabınıza yatması gerekli. Daha sonra fazla kısmı bir şekilde iade edeceksiniz. Bunu eskiden şirketler yapıyordu. Faturasız ödemelerinden dolayı kasaları şişiyordu, yani kasada 100 lira varken, kayıtlarında 500 var görünüyordu. Bunun için tarla alırlar ve metrekaresi 1 lira ise, 5 gösterirler ve kasaya gider olarak eklerlerdi. Artık 7bin ₺ sanırım üzeri banka üzerinden gitmek zorunda. Siz şahıs olduğunuz için birşey olmaz diyemeyiz. Yıllar sonra bu önünüze geri gelebilir.

(bkz: muvazaa)

www.hepsiburada.com

bu ve türevleri

İran yapıştırıcısı. ( Beyaz ve Siyah iki tüpten oluşur ve bunlar karıştırılarak kullanılır.)

Dayson kullanıyoruz biz bu tip işlere. Kuruması zaman alır ama donunca bırakmaz. Yüksek ısıda, güneş altında falan bırakmaz. Araba lastiği gibi oluyor donunca.

valla iki tüp karıştırılan bir şey biliyorum ben de afedersiniz b*k gibi kokuyordu karışınca.

Başkalaşım +1
ceketimi alip cikcam'ın dediği de iran yapıştırıcısı. arap da derler, çelik yapıştırıcısı da.
ama uygulamadan önce dikiz aynasının cama yapışacak olan plastik tabanında artık veya kalıntı varsa onları temizleyin, sökün yada zımparalayın.

Yukarıda dayson demistim. Denenmiştir. Bazı yapıstırıcılar aynayı arkasından bozar. Aynada yavaş yavas bozulma baslatır. Yapışkan olan yerlere denk gelen görüntü bozulur.

ty.gl

Senin çaren bu, demiri demire yapıştırıyorsun, yapışan yerden kırılmıyor bir daha.

Yapıştıktan sonra sertleşen ürünler eninde sonunda bırakacaktır camı, size silikon tarzında olan kuvvetli bir yapıştırıcı lazım, sertleşmeyen ve esnek kalabilen.

Mesela All Fix

Çalışanın o riski alacağını sanmıyorum. Muhtemelen imzaya gerek kalmayan bir olay olduğunu sonradan idrak etti. Gün içinde gelemiyorsanız da adamlar pekala müsait bir zamanda gelin diyebilirlerdi.

öyle şey olmaz. imza gerekse gel at der.

e adam önce "imza lazım" deyip sonra neden çark etti?

Ziraatin formlarını bilmiyorum ama çoğu bankada normal imzaladığınız kağıt üzerine iki tane tik atılacak kutu oluyor. İnternet bankacılığı kullanmak istiyorum / telefon bankacılığı kullanmak istiyorum diye. Bu belge genel müdürlüklere taranır, oradaki personel açar internet bankacılığına. İmza atmasa bile tik atmıştır.
Yerine imza atanların akıbeti genelde iş akdi feshi oluyor. Tik gibi kolay taklit edilebilecek işaretlerde ise, mürekkep ve kalemin kağıda uyguladığı basıyı kıyaslıyoruz. Onda da usulsüzlük tespit edilirse, onda işini kaybeder.
Bu bilgiler ışığında nasıl tepki vereceğiniz size kalmış. Böyle küçük oyunlara giriyorsa, ileride daha büyüklerini yapar.

@irene öyle bir tik yoktu.

bir de dostlar "internet bankacılığını açtırmak için en yakın şubeye gidin" diyor müşteri hizmetleri. imza yoksa neden gidiyoruz en yakın şubeye?

İnternet bankacılığını açtırmanın iki yolu var zaten. Ya şube, ya çağrı merkezi. Şubeye gitmeden yapacağınız her işlemde telefonunuza kod gelir zaten. Kod gelmediyse, siz de gitmediyseniz imza atmış olma olasılığı yüksek. Yani bunu o kadar çok yapıyorlar ki ben şaşırmıyorum bile artık.

banka/şube ismi vermeyeceğim, acil nakit ihtiyacım vardı ve şubeye gittim. tapu alım-satım vergisi ödeyecektim. parayı alıcam, dekontu imzaladım, görevli sizin imzanız bu değil dedi. bu kardeşim diyorum, hadi imza benim değil, kimlik kimin kimliği o zaman falan... ekrandan gösterdi, sizin imza bu diye. hani müşterilerin eksik bilgileri oluyorya, bana mesaj geliyordu, şubeye gelin diye ama başka şehirdeydim ve internet şubesinden tüm işlerimi yapıyorum salla diyordum. benim de imzam eksikmiş herhalde kendi kafalarından bir şey atmışlar. ona benzeterek imza attım. herif iki kere düzelttirdi falan deli etti beni. parayı vermeyecekti...

Benim hatam dediyse yapmış olabilir.

Ne üzerine yoğunlaştığı önemli. Düz üstyapıcı, projeci bulamaz. Altyapıcı, yolcu bulabilir.

5

herşey ortalamaysa iş bulma derecesi de ortalama olur ve tamamen şansa bakar.

iyi sayılan devlet üniversitelerinden 2016 mezunu 2 inşaat mühendisi arkadaşım işsiz, 1 tanesi de alanı dışında çalışıyor.

şu anda inşaat sektörü durgun. iş bulması 3/10. itü mezunu falan işe girer ama o da komik maaşlara. şu an böyle seneye değişebilir.

bulur hocam. burada sorun iş değil adamlar işi yada maaşı beğenmiyor. hemen bulur. 10/8

eksideki sozde rezaleti okudum, 10 ustunden 0 verdim. insanlar itu gibi belli basli kurumlara bir sekilde kapagi atinca yirttik artik, bundan sonrasi kolay kafasina giriyor, sonra tunelin ucu bombok bir yere cikiyor. mulakatta ikram beklemeler, adamin konusmasina takmalar, bir suru gereksiz afra tafra.

elin adami size padisah muamelesi cekmek zorunda degil yaw. bir de muhendislerin zaten ezici cogunlugunun ciddi "soft skill" problemi var. biraz girdigin kabin seklini alacaksin.

Benim arkadaşların çoğu işsiz. Hepsi de çok yüksek puanla kazanmıştı

tanıdık yoksa 10 üzerinden 1.

Cooperr cok guzel demis

O eleman daha cok issiz kalir. Boyle seylere bu kadar aglayan adamin mizmizligini patron adam saniyede hisseder

Edit: bu arada ulke bok gibi is yok isverenler de kansiz ama sokaga cikip iyy yere tukuruyorlar, iyy dolmusta hep ayakta gidiliyor nasil ulke burasi diye aglamakla ayni seviyede gozumde. boyle rezalet basligi acmak her detayi bu kadar ufak ufak anlatmak o kisinin karakteri hakkinda biraz fikir veriyor. Yani aslında yetenekleri vs. değil bence direkt bizim rezaletçiye gıcık olmuş o patron da bundan önce reddeden patronlar da.

Turbo+1

İş beğensen nolacak, adam şirket zarar ediyor deyip maaşın üstüne yatmaya çalışıyor.

4s gayet hızlı şekilde internete girmenize yardımcı olur. tas gibi telefondur o :)

lte yok, 3g ile kağnı hızında olur internet

5. sezon bile meh.

ben olsam 4. sezonu izler bırakırım. biz 5'e başladık, yarım bıraktık.

İlk uç sezonu gerçekten çok iyi olan bir diziydi. Kevin spacey olayından sonra toparlayamadilar. Final yaptı ama Kevin Spacey kalsaydı çok çok daha iyi bir şekilde devam ettirebilirlerdi diye düşünüyorum.

Yine de izleyin derim kötü bir dizi değildi hiç.

İlk 5 sezonu izle bayağı iyi. 6.yı istesen de izleyemiyorsun zaten çok fena hahah.

İzle pişman olmazsın. Harika bir dizi.

oneri icin geldim: community

eski tip revolverlar single-action: tetik sadece horozu düşürüyor
yeni tip double-action: tetik hem horozu kuruyor, daha çok çekince de düşürüyor

Sr38 toplu tabancam var. Toplu tabancalarda hem horozu kaldırarak hem de kaldırmadan ateş edebilirsin. Horozu kaldırdıp tetiği çektiğinde hem iğne kapsüle daha hızlı vurur, hem de horozu kaldırmak tetiğin boşluğunu alır. Yani tetik ağırlığı düşer. Tetik mesafesi de kısalmış olur. Böyşece kaşdırmadan uygulayacağın kuvvet ve tetiğin çekme mesafesi kısalacağından daha iyi nişan alabilirsin. Horozu kaldırmadan ateş ederken namlu daha fazla oynar.

2.durumda sürgüyü çekince mermiyi dışarı atmaz, atması için şarjörün takılı olmaması lazım. Horozu elinle kaldırabilirsin. Çünkü mermi namludadır zaten.
Pistollerde horozu indirmek için horozu hafifçe geriye bastırıp bi yandan da hafifçe tetiği çekersin ve horozu yavaşça kapatırsın.

toplu tabancanın tetik hareketine bağlı

genel anlamda 2 çeşit tetik var çift ve tek hareketli

tek hareketli tetik mekanizmasını kısaca tetiğe basınca sadece horozu düşüren tetik olarak özetleyebilirim (kovboy filmlerindeki tabancalar aklına gelsin) böyle bir tabancada her atıştan önce horozu elle kurman lazım

çift hareketliyse tetiğe asılmaya bağladığında horozda hareket edip kurulacak, tetiğe tamamen basma hareketi yapıldığında da düşecektir. ama çift tetikli bir mekanizmada da horozu elle kurarsan genel anlamda tetik hareketini kolaylaştırmış olursun yani o hareket hem şekil olsun diye hem de tetiğe tek hamlede hızla basılsın diye yapılıyor

1-bazı tabancalarda horoz düşürme mandalı olur ona basarsın, olmayanlarda genelde parmağı horozla silah gövdesi arasına koyarak veya horozu iki parmakla tutarak kontrollü bir düşürme yapılır. ayrıca glock vs türü silahlar striker fire olarak geçir türkçesini unuttum şimdi, bunlarda horoz olmaz mesela

2-evet bu durumda horozu elle kurmak gerekir, veyahut yine çift hareketli bir tetik söz konusu ise tetik horozu kaldırır vs vs

en mantıklısı bunlarla uğraşmayıp şarjörü söküp güvenli bir alanda yataktaki mermiyi de dışarı atarak silahı güvenli hale getirmek elbette

Hadi ortaya bir de "iğne ateşlemeli" tabancaları atayım da kafan iyice karışsın :)

SA (single action) DA (double action), bundan sonra sık kullanırsak kolay yazalım.

Bazı tabancalar SA, bazıları DA olarak tetik hareketine sahipler. SA olanların tek tetik yolu vardır, yani tetik tabanca kuruluyken veya değilken iki farklı konumda beklemez. Yeni bir çok iğne ateşlemeli tabanca SA tetiktir, eski tip horozlu ve toplu tabancalarda SA var mıydı düşününce aklıma gelmedi.

Horozlu ve yarı otomatik olan klasik tabancaların hemen hepsi DA tetiktir. Yani sürgüyü geri çekip horuzu kurmadan da tetiğe daha sert basarak horozun kurulu pozisyon kadar geri gelip tekrar düşmesini sağlayabiliriz.

DA tetikler horoz kurulu değilken ortalama olarak 5 kg ağırlıktalar, kurulu iken ise 2 kg kadar. Kurulu değilken tetik sağma mesafesi atıyorum 3 cm ise kuruluyken 1 cm filandır.

Aslında sorularına cevap verirsem daha kolay açıklarım;

Bilindik lüferver (Allah rahmet eylesin, Kemal Sunal sayesinde ağzımıza yapıştı bu kelime) toplu tabancalar şöyle çalışır;

mermiler dolu ve horoz kurulu değil iken, tetiğe basarken hem horoz geriye kadar gerilir ve top bir mermi turu kadar döner ve yeni mermi namlu ağzına denk gelince top kurulması durur ve horoz düşer.

Bu DA harekettir, tetik çok ağırdır ve nişan almak ve hedefi vurmak zordur.

Aynı tabancayla önce baş parmak ile horozu kurarsanız, top da bir tur döner ve yerine otorur, tetik DA pozisyondan SA pozisyona geçer ve geriye doğru yaklaşır, horoz tetik tarafından düşmeye hazır hale gelir.

Tetiğe az bir basınç uygulayarak horozu düşürür ve atış gerçekleşir, yarı otomatik tabancalar gibi otomatik kurulma olmadığı için her atışta bu iki yöntemden biri uygulanır.

Şarjörlü yarı otomatik tabanca için tarifin çok güzel ve doğru, sorulara geçelim;

1. Horozu indirmek zorunda değilsiniz, ama güvenlik için indirmek istiyorsanız (ki olması gereken bu) baş parmak ile horoz tutulur, tetiğe basılır ve horozu tutan kilit boşa çıkarılır, tetik parmaktan bırakılmadan baş parmak yavaş yavaş horozu indirir.

Yarı yolda filan parmaktanhoroz kaçar da silah patlar diye korkmayın, tam enerji ile horoz iğneye vurmadıkça patlama çok zor. Bu şekilde atım yatağı mermi dolu ve horoz inikk taşıyabilirsiniz.

2. Bu anda da kas hafızanız devreye giriyor, kendinizi nasıl alıştırıp eğittiyseniz o anda o şekilde davranırsını.

a. Tekrar baş parmak ile horozu kurup atışa hazır hale gelebilirsiniz (aceleniz yoksa)

b. Sürgüyü tekrar kurup patlamamış bir mermiyi feda edebilirsiniz (mantıklı değil)

c. Tetiğe ilk atış için fazla güç ile basarsınız ve horoz kurulup mermiyi patlatırsınız, mermi patladıktan sonra silah otomatik kurulacak ve tetik kurulu ve hafif hale gelecektir.

Panik halinde en mantıklısı (c) olur sanırım.

İstanbul'daysan bir gün gidelim poligona muhtar, ben iğne ateşlemeli tabanca sahibiyim, kafan iyice karışsın :)

rus ruleti, kowboy filmlerinde gördüğün tabancalar için, evet her seferinde bunu yapacaksın, bunu hızlı şekilde yapmanın yolları da var filmlerde görürsün, adam sağ elli ile silahı tutarken sol eli silahın üstünde gider gelir, burada yapılan sağ el ile tetiğe sürekli basılı tutup sol ile sürekli horozu kurmak, böylece daha hızlı atış yapabilmek. bu şekilde hızlı atış yapabilir ama hedefi tutturma olasılığı düşer. www.youtube.com burada her iki atış tekniğini görebilirsin.

1) horozu baş parmağın ile tutup tetiğe basıyorsun, kontrollü şekilde horozu düşürüyorsun, mermi patlamıyor. Bildiğim kadarı ile güvenlik kilidi, horoz kurulu iken de tetiği kitleyerek horozun yanlışlıkla düşmesini engelliyor ama ne gereği var emniyette olmak en mantıklısı.

bu dediklerimiz horozlu otomatik silahlar için geçerli, birde gizli horoz dediğimiz silahlar var, onda yapacak bişi yok, emniyeti açıp kılıfına koyuyorsun silahı. örnek: www.youtube.com

2) horozu elle kaldırman lazım, sürgü ile mermi feda edebilirsin elbette ama konu eğer çatışma vb. bir durum ise o bir mermiye ihtiyacın olacaktır. filmlerde de görürsün, adam ateş ettiği otomatik tabancayı bir iki sahne sonra tekrar kurarak atışa hazır hale getirir bunu yaparken sürgüdeki mermiyi eli ile havada yakalar ki ileride lazım olunca kullanabilsin tabii o mermiyi tekrar sarjör'e taktığını pek göremezsin.

30dan sonra yokuş aşşa vurdur gitsin zaten ne estetiği?

30 dedin mi kim bakar sana?

yani... o yaştan itibaren bir gözün mezarda olacak. gerek yok.

İroni yapılıyordur diye umuyorum.

Seni rahatsız eden bir şey varsa yapılır.

Kefen paranı estetiğe verme, yazıktır.

Her yaşta yaptırılır.. Kişiyi mutlu edecekse yaşın hiç önemi yok.

gerek yok bence 30dan sonra

E asıl 30 dan sonra yaptıracaksın?
Yukarıdakiler bence de ironi yapmış olmalı.

18e kadar olağandışı görüntüler hariç zaten kimse önermiyor.
E aradaki süreçte de belki koşullar uygun değildi, paran zamanın yoktu vs.

Yaptır tabiili hemen. Ne alaka.
Arkadaşlar ajda pekkan başka bir ülkede mi yaşıyor iyi misiniz hahaha :D

Yani senin sorun muhtemelen bunca yıl taşıdığın bir görüntüyü değiştirmek üzerine ajdayla ilgisi olmayabilir ama yani estetik zaten genç işi bir olay değil yani onu demek istiyorum.

Tam kaportayı toplatma zamanı bence asşldkaş. Param olsa bazı şeyler yaptırırdım ben mesela.

Valla annem 50 yaşında burnuna estetik yaptırdı; niye olmasın ki?

Seni daha iyi hissettirecekse 20'de de yapılır 80'de de. Toplumun göreceli kalıplarına kapılmamak lazım.

jeneratör çok ses yapar, yakıt falan uğraşırsınız bir ton. güneş enerjisi sistemlerini bir düşünün derim. fiyatlar eskiye nazaran daha ucuz şu sıralar.

Kesintisiz güç kaynağı yeter artar,jeneratöre yakıt al,çalıştır,boğulsun falan sadece laptoplar için çekilmez.

sadece laptoplarsa ufak bir akülü-invterterli güneş enerjisi destekli sistem en iyisidir.

Siz 2-3KVA benzinli jeneratör alsanız yeter ve biraz da artar. Belki başka şeyler de bağlarsınız, mesela buzdolabı, televizyon vb. gibi. Yanlz bu şöyle bir senaryo için: Jeneratörü evin dışına koyup, elektrik kesilince manuel olarak jeneratörü çalıştıracaksınız ve jeneratöre bağladığınız uzatma kablosunu pencereden içeri salıp onun üzerinden elektrik alacaksınız. Biraz zahmetli olabilir ama en ucuz böyle çözersiniz.

Bir de evin tüm elektriğini, enerji gittiğinde jeneratörden besleyebilirsiniz. Bunun için daha büyük jeneratör (10kva falan) ve transfer panosu yaptırmanız gerekli. Elektrik gidince otomatik olarak jen devreye girer ve evi besler. elektrik gelince de transfer panosu enerjiyi şebekeden verir falan... Bu biraz pahalı olur ama böyle sık sık git gel oluyorsa ve işiniz de iyi kazandırıyorsa böyle bir şey yaptırırsınız. Bonus olarak da jeneratörden sonra sadece bilgisayar, modem vb. cihazları besleyecek bir ups koyarsınız, ups'ten de evin içinde sadece ups'ten beslenebilecek ups prizleri yerleştirirsiniz. Elektrik gidince, upsten enerjiyi alırsınız, jeneratör devreye girince de ups'i besler. Jeneratör olmadan da sadece ups ile 9 saat beslersiniz ama büyük akü grubu ister ve 2-3 sene sonra o aküleri değiştirmek falan jeneratörden pahalıya çıkabilir.

Mr raporun var mı ? Daha farklı kişilere de danışabilirsin.Raporu bana özelden at.

Babamın kolu kötü kırılmıştı. Özel hastanede doktor ameliyat olmadan iyileşmez sakat kalırsınız dedi, devlette ameliyatsız iyileşti... Eğer devlettekiler ameliyat diyorlarsa dinleyin derim.

2 gün sonra falan düşer. ben özelde mr çektirdim, sonucu e-nabız'a düşüyor mu diye sordum, hayır dediler. o bile düşmüş...

Yazılımcı, grafik tasarımcı veya filmci değilsen salla.

Mac'ten Windows'a gecen birisi ne kadar zorlaniyorsa Windows'tan Mac'e gecen de o kadar zorlaniyor. Ikisi icin de biraz alisma suresi gerekli cunku herkese alistigi kolay ve kullanisli geliyor.

Ben Apple programlari yerine Google programlarini kullaniyorum (Chrome, Docs, Drive vb)

Alışırsın gayet kolay. Crack vs işleri bunda da var. Kullandıkça alışırsın, geri dönmek istemezsin.

Safari kullan evet. Apple için en az enerji harcayan en hızlı en efektif tarayıcıdır.

Aklına takılan her sorunun cevabı nette var zaten.

Alışması zor değil. Alışınca kullanımı Windows'a göre çok daha kolay geliyor. Bir program kurmak ya da kaldırmak Windows'ta daha zor yani öyle diyeyim.

Güvenlik açısından daha iyi olduğu için ben Mac OS öneririm. Ben 5-6 yıldır kullanıyorum. Format vs. atmadan hala sapasağlam çalışıyor. 6 yıl format atılmamış bir Windows bilgisayarı hayal edemiyorum. Evet, windows da son zamanlarda toparladı ama çalışma mantığı olarak bir yerden sonra şişmeye ve yavaşlamaya mahkum bir sistem.

Crack'li program Mac için de mevcut. Arayıp da bulamadığım yazılım çok nadir.

Ben Safari kullandım hep. Ta ki geçen yıl Safari 3. parti eklentileri engelleyene kadar. Şu an adblock ya da ublock gibi en çok kullanılan tarayıcı eklentileri bile doğru dürüst çalışmıyor. Birçok eklenti hiç yok. O yüzden Chrome'a geçtim. Chrome da gayet iyi. Enerji tüketimi daha fazla tabii ama ciddi bir fark yok.

Yillar önce 2 hafta imac de calismak zorunda kaldim, o gün bu gündür mac den sasmam :)

Alismasi bir kac hafta sürüyor ama sonrasinda hayat kaliteniz yükseliyor. Hatalarla ugrasmak yerine isinize odaklaniyorsunuz...

Alismaya calisiyorum fakat usb veri transferine pratik bi cozum bulamadim. Kiz arkadasim windows kullaniyor, aramizda surekli dizi film dosya transferi yapiyoruz usb ile. Simdi ona taktigimi bu tanimiyor, buna taktigimi o tanimiyor. Usb ile surekli iki yonlu veri transferini nasil yapicaz?

kabaca 30bin'e yapılır fakat, yazlık yerlerde iş verdiğinizde çok sıkı takip yapmanız gerekli. anahtar teslim vermeyin mümkünse.

teşekkürler. evet başlangıçta %25-30’unu teklif edip ilerledikçe peyderpey ödeme yapacak şekilde anlaşmaya çalışacağız bakalım.

çoğu yazlık yerde yazın tadilata izin vermiyorlar, riskli olabilir bir şikayete bakar. sezon bitince fiyatlarda değişir.

lokasyon?

lokasyon burhaniye (balıkesir).
inşaat yasağı bitince olacak tadilat bu arada.

30k ya o kadar işi yapan bulabileceğinizi sanmıyorum. Hem dolar kuru yüzünden maliyetler arttı hem yazlık bölgelerde yani lokal yerlerde bu işler daha pahalıdır (usta azlığından) hem de tadilat işi yeni yaptırmaktan daha pahalı bir iş (çünkü bunun başta yıkım söküm işi de var)

Muhtemelen bekediyeden tadilat izni almanız gerekecek. Bu da harcıydı tadilat projesi ücretiydi... olmadan yaparsanız şikayette maliyet daha da artmış olur.

Projelik izinlik bir durum yok sanıyorum. Mevcut planı bozmuyoruz, sadece evin içi yenileniyor, alan değişmiyor, çıkma vs yok yani, boya badana pencere zemin elektrik su gibi düşünün. Yıllardır herkes evini yeniler, inşaat yasağı olmayan zamanlarda izin alındığını, proje çizildiğini hiç duymadım ama hakim olduğum bir konu değil tabii.

Yıkım yapılacak. Söküm yapılacak. Tesisat yenilenecek. Yeni fayanslar. Yeni pencereler. Bence 45-50 civarı tutacak.

Sokak kedilerinin ısırma, tırmalama durumları olur. Hatta sakin durup sevdirirken bile aniden huysuzlaşıp tırmalayabilir, bir de küçük çocuğunuz nasıl davranacağını bilmeden canını acıtırsa kesin bir kaza gelir başınıza. Sonra birsürü sıkıntı, kedi sağlıklı mıydı, değil miydi, belki her ihtimale karşı kuduz aşısı yaptırmak gerekir.

Kedisi olan arkadaşınız var mı? Şöyle sakin ve hatta yaşlıca bir kedi varsa (genç kediler oyuncu olur, oyun oynuyorum diye de ufak ufak ısırabilirler) gidip onunla tanışın, sevsin. Kedi ısırıp tırmalamaya kalkışsa bile aşıları tam bir ev kedisi olduğunu varsayarsak sağlık sorunu olasılığı çok çok azalır.

Hatta baktınız oğlunuz iyi anlaşıyor, belki siz de yetişkin bir kedi sahiplenirsiniz. Bazen evden atılan yetişkin kediler oluyor, çoğunluk yavru kedi istediği için ev bulamadan barınaklarda falan kalıyor bu kediler. Hem oğlunuz için daha az riskli olur hem de bir kediye yuva olursunuz ne güzel.

ısırmaz ama tırmalayabilir. siz oğlunuz yanınızdayken kediyi çağırın, böyle kuyruğunu dikip ve baston gibi kıvırıp yanınıza geliyorsa sevin. sonra kedi tırmalazsa, oğlunuz da sevsin. bazı kediler sevdikten sonra heyecanlanıp oyun yapar gibi pençe atabiliyorlar, o anlamda tırmalamazsa dedim. yanınızda zaten kolonya falan da vardır. tırmalarsa oralara sürersiniz zaten bir şey olmaz.

kene değil