Bu evde bir süredir yaşıyorum, daha önce parkelerden ses filan gelmiyordu.

Ama 10 gündür çıtır çıtır, bir şey parkeleri kemiriyormuş gibi sesler geliyor ara ara.

Parkeler eski tip, araları boşalmış . Tahtakurusudur herhalde diyordum ki, tahtakurularının insanları ısırdığını öğrendim. Beni ısıran eden yok şimdilik.

Ne bu? Bir de ne yapmak lazım? Sesten kafayı yiyeceğim çünkü, en azından benim odamı yemesinler, salonu yesinler ya.

merhabalar. Cuma günü 13 yaşlarındaki öğrencileri sinemaya götüreceğim.Film önerisi istiyorum sizden. Tabi ki ilk şart çocukların yaşlarına uygun olmalı. Düğün Dernek düşündüm ama bel altı çok espri var dediler. onu eledik. Animasyona da çocuklar biz çocuk muyuz diyorlar:) Ergen psikolojisi işte...Ne olabilir? Patron Mutlu Son İstiyor uygun mudur? Var mı izleyen????

Merhaba ekşiduyuru ahalisi. Bu aralar kız konusunda hiç olmadığım kadar yalnızım. Üniversitede bölümüm geregi cok az kız var .( makina mhds.) Arada sırada kesiştigimiz kızlar oluyor ama tam olarak anlayamıyorum ne dusunduklerini. İletişim kuramıyorum , nasıl iletisim kurmam gerektiginide bilmiyorum.. facebooktan ekleyip abaza ggibi yardirmak istemiyorum.. bu konuda fikirleri olan ustadlardan mesaj bekliyorum . Sagolun simdiden duyuru ahalisi.

Herkesin mübarek mevlid kandili şimdiden mübarek olsun..

Okul santranç takımındayım ama şu dini blog'da satranç ve tavla oynamak islamca haramdır, müslüman butür düşünmeye sevkeden, zihin açan küfür şeylerle vakit harcamaz...müslüman sadece atını yetiştirmesi ve ok atması doğru olur diyor...

eğer caiz değilse hemen okulun santranç takımından çıkmak istiyorum. görüşlerinizi bekliyorum..

şu blog sitesi;

hadincennete.blogspot.com

Sizde de var mı bu durum? Özellikle tadından emin olmadığım, daha önce yemediğim, yemekte tereddüt ettiğim yiyecekleri uzun süre koklayarak tadını anlamaya çalışıyorum, anlayamıyorum tabii ama engel olamadığım bir durum..
Bunu yaşayan başkaları var mı merak ettim..

Çevremde sadece kedimde gördüğüm bir özellik bu, başka kimsede görmeyince şüpheye düşmüştüm, yalnız değilmişim teşekkürler..

Safak 102

Hakkari merkezde kisa donem jandarma erim.

Canim sıkılıyor ya ne yapmali?

çıkarttırmayı düşünüyorum. Aslında İnternetten alışverişte de zaten havale kullandım şimdiye kadar ama steam'in yanında sinema biletlerini internetten alabilmek gibi şeyler için de istiyorum biraz.

Bir tek maaş kartım var Denizbank'tan. Kredi kartı çıkarttırmaktan başka alternatif var mı?

Bonus soru: Bu hesap kartları(visa olanlar) da internette kullanılabilecek diyorlardı o noldu?

Bonus: yeni yılınız çok güzelmiş güle güle kullanın :v

İşyerinde işim olan herkesle arkadaş olmaya çalışıyorum. Herkese düzgün davranıyorum. Herkesi adam yerine koyuyorum, herkesin derdini dinliyorum. Adamlara iş yaptırırken abi diyorum, bi el atıver. Üstleri olduğum halde yap demiyorum, ters laflar geliyor sesimi çıkarmıyorum, sürekli normal davranıyorum zira yükselişimi çekemiyorlar. Benim görevimdeki en genç adam 29 yaşında ben 23. İşyerinde zaten herkes mutsuzluktan ölüyor.

Şimdi bi şirket aracı daha alındı, araç sorumlusu olarak ben ve 29 yaşındaki bi herif geçiyor. Araç bizim yani. Adam evimin dibinde oturuyor, bu araç bize verilene kadar zaten başkasının aracında beraber gidiyorduk aynı yere. Ona araba verilmesi için lobi yaptım, destekledim, uğraştım, ona özel araç almak yerine ikimize bir araba atadılar. Sonra her şey değişti.

Şimdi araç benden daha geride oturduğu halde onda kalıyor. İki üç sefer istedim, ki araç onun olduğu kadar benim de, kendi aracımı istiyorum adamdan sırf saygıda kusur etmeyelim diye. Garip garip suratlar, yaa işim var, öyle tatil günlerinde alamazsın, anca hafta içi onda da napıcaksan ahahah falan filan. Amına koyim illa genel müdürden kağıt mı getirtmek gerekiyor? İlla sike sike mi yaptırtmak gerekiyor bu koduğum yerinde, neden anlayışlı olamıyor bu siktiğim insanları?

İlla zorla mı yaptırmak lazım duyuru cevap ver bana. Yeni yıl planlarımın amına koyuldu. Herif de inancı gereği yeni yıl kutlamayan ve bunu bas bas bağıran bi herif. İki dakika önce boş bulunup öyle dedi. Şimdi bana araba lazım ahahha hafta içi anca.

Böyle tepeden inme bir biçimde işlerimi yaptıra yaptıra yalnız kalacağım şirkette, kimseyi üzmek istemiyorum ama beni buna mecbur bırakıyorlar. Benim nazım tüm yönetime geçiyor, biraz daha zorlasam yönetim kurulu üyeleriyle toplantıya girecem. Bir sürü kıyak geçiyorum hepsine. Yeri geliyo bu salak herifleri savunuyorum. Ama bakıyosun sonuç sik sik laflar, artislik. Hepinizin ta amına koyayım. Valla gidip istifa edecem. Şartlarım falan da gayet iyi ama siktir edip gidicem alayını. Neden böyle insanlar ya. Neden böylesiniz lan.

pazar gecesinden halsizliğim başlayıp, özellikle pazartesi neredeyse bayılacak kadar salı da hafif olmak üzere ateşim vardı. Bugün ateş geçti, halsizlik de hemen hemen geçmek üzere ama lanet bir boğaz ağrım var her yutkunuşta canım acıyor ve burun boğaz yolumda aşırı derecede balgam var nefes alırken zorlanıyorum, ağızdan almak zorundayım sürekli zaten ayrıca kafam da kazan gibi hissediyorum. 4 gündür yataktan çıkmadım sürünüyorum resmen

Almanya'dayım christmas tatilinde diye her yer kapanmış burda ev arkadaşım söyledi. yarın açılır mı bilmiyorum ama açılırsa ne ilacı almam gerekir. ilk günler paracetamol(thylolhot benzeri terleten bir ilaç) kullanmıştım ama halsizlik bitti artık. balgamı sökmek için de acetylcystein 200mg kullan dedi arkadaş ama pek işe yaradığı söylenemez . şu boğaz yarasını geçirecek ne önerebilirsiniz, at-11 dışında sigortam olmadığı için gidip de 100 euro felan baymak istemiyorum açıkcası.ama illaki antibiyotiğe ihtiyacım varsa mecburen giderim.
ilaçların latince ismini söylerseniz bulabilirim sanırım. teşekkürler :)

bugün sabah 50 lirama çökmüş iş bankası, artık öğrenci de değilim, geri almanın bir yolu var mı ki?

bugun bir polis memuru aradi. bir suredir aranan bir suclunun benim kimligimle telefon hatlari actigini soyledi. polis memurunun telefonunu kimligini 155'ten dogrulattim. edevlet sitesini actigimda polisin verdigi numaralarin dogru oldugunu gordum. ilk hatti 5 kasimda actirmis. sahsin ne suctan arandigini sordum. "neyden aranmiyor ki" dedi. bir suru seye bulasmis. sizce bu adam actigi bu hatlarla nasil bi dolandiricilik yapmistir ? kimlik bilgilerimle baska ne yapmis olabilir? neyi arastirmaliyim.

iyi pazarlar. çok çok garip bir olay, siz olsanız ne yapardınız çok merak ediyorum ve başlıyorum;

şimdi üniversite yıllarında aşık olduğunuz bir hanım kız var. sevgilisi olmadığını biliyorsunuz bu arada. kızla samimiyeti artırmaya çalışıyosunuz; fakat kız size hiç yüz vermiyor, hatta yüz vermediği gibi sizinle aynı ortamda bulunmamaya çalışıyor. misal; kantinde sıra beklerken arkasına hiç bakmayıp bir an önce dışarı çıkması vs. neyse siz de buna çok kızıyorsunuz tabi ulan bu kadar mı tipsizlik var amk falan diyorsunuz ve olay bitiyor ama bir yara kalmış yani.

aradan 7 yıl geçiyor, erkek tarafı iyi bir işe girmiş, yükselme yolunda olan biri hatta yükselmiş. sonra bir bakıyor ki çalıştığı departmana bu kız da atanmış, baştan bir şok hali tabi, merhaba merhaba sadece ama bir süre sonra kızın garip bir ilgisi oluyor çocuğa, o okul yıllarında götü kalkık kız gitmiş çocuğun dibinden ayrılmayan bir kız gelmiş. şunu yapalım falan diye mesajlar gelmeye başlamış.

soru şu; neyin kafası bu ?

Arkadaslar haziran da mezunum bir aksilik çıkmassa ama bu yaz değişik bir şeyler yapmak istiyorum.Hep tatilimi yurt için de geçirdim.Yurt dısı deneyimi için ya work and travel yapıcam ya da interrail ya da ucuza bir tatil yurtdısında olan..Şimdi work and travel için öğrenci olmak gerekiyor fakat öğrenci değilim artık o yüzden bu zor interraillede pek bilgim yok ,bütçem de 5000 6000 tl bu civarda nerede tatil yapabilirim .Ya da iyi bir avrupa ülkesinde ya da amerikaya nasıl gidebilirim..Neler yapılabilir ..

bana metrobüsle git dediler.. metrobüs yolunu tarif eder misiniz.. nerde inicem nereden metroya geçicem..

aynı şekilde bi de tramvayla gidecek olursam nerde inicem nasıl metroya geçicem.

akşam 18:45 olan uçağa saat kaçta hangi araçla gideyim..

valla çok makble geçicek cevaplarınız..

Bir excel dummy'si olarak yardiminiz lazim :)

Simdi ben bi hucreye metin girdim ama yan hucreye tasmasin, ben rahatlikla hucrenin icine yazmaya devam edeyim istiyorum; nasil yaparim?

bugün bir avmde yürüyen merdivenden çıkarken önümde harika kalçalı bir kız vardı.ama yok böyle bir kalça :)) tanrı özenerek yaratmış sanki.biraz takip ettim iç çamaşırı satan bir dükkana girdi oraya bile girdim ama tanışamadım :( cesaret edemiyorum yani.ne tepki verir bilemeyeceğim için biraz korkuyorum.

ya direk gidip konuşsak mesela çok şaşırır mı ya da sapık deyip çantayı kafaya geçirir mi ?

şu an size güzin teyzecilik oynamak zorunda bırakacağım ama bir sürü kafadan ses çıkmasına ve bir yerlerde duyulduğumu hissetmeye ihtiyacım var. Çünkü hayatımda her zaman olduğu gibi yine kimselere bir bok anlatamıyorum ve kapana kısılmış gibi hissediyorum.

Neyse yaklaşık iki aylık nişanlıyım. Nişanlımla şu ana kadar ciddi bir şekilde hiç tartışmadık, arada küçük şeyler oldu ama hiç beş dakika bile dargın kalamadık.

neyse bu adam 31 yaşında bir insan. Benden önce hayatında bir sürü kadın olmuş falan filan. ama ciddi ilişkileri az. uzun süreli daha az ve darılmalı barışmalı bir sürü şey. hep bana beni bulduğu için çok şanslı olduğunu ve daha önce başka hiçbir kadınla böyle olamadığını söyler falan. ben henüz 24 yaşındayım. benim de benzer bir hayatım oldu bu yüzden geçmişi üzerinde hiç düşünmedim.

nişanlım ailesi ile aynı şehirde, ki ailesi de çok tatlı insanlar, hiç hoşlanmadığım bir arkadaşıyla kaldığı bir ev daha var bu arkadaş bana karşı çok kaba, onun önceki hayatını bir fiil devam ettirmekte. bu arkadaşına da çok takılmıyorum çünkü çok tatlı bir sürü daha da arkadaşı var. ama bu adam ve çevresi ona benziyor.

nişanlım arkadaşlarına çok düşkün ve onlarla senede bazı zamanlar seyahatlere çıkar ve hiç karışmadım buna üzülmedim ve hatta onun adına sevindim. hiç bir zaman ona karışmam, gamsız bir insanım biraz ve bundan tevekkeli hayatımda hiçbir zaman kıskanç da olmadım. telefon konuşmalarımızda hep nereye gideceğini, kimlerle olduğunu söyler. ilişkimizin başında benim biraz benim gamsız biri olduğumu fark ederek kendisi buna benim de dikkat etmemi rica etmişti. biz hep kartlar açık oynadık. hiç birbirimize yalan söylemedik( en azından ben böyle düşünmüştüm.) hatta eski sevgilisini aldatmış olduğunu altındaki sebeplerle anlattı.

sadete geliyorum. 3 hafta önce kadar birlikteyken, işe giderken telefonunu evde unuttu ve ben bir altıncı hisle telefonu elime alıp kurcalamaya başladı. beni güdüleyen ve buna iten ne oldu bilmiyorum. ama kadının birine onu özlediğini söyledğini gördüm. evde yalnız olduğunu özenle belirtmişti. kadın terslemiş ve mesajları bana göstermekle tehdit etmiş. sonra kadının numarasını silmiş ve kadın buna atarlanmış falan. sohbet içeriği bundan ibaret. bir sürü kızdan gelen, saçma sapan selamlar. hepsi cevapsız ama bu mesaj bana yetti diyebilirim.

bir öfke nöbeti geçirdiğimi anlatmama gerek yok sanırım. evi terkedemeden o eve geldi. yalan söyledi, yalanını düzeltti, yalvardı, yakardı, ağladı, özür diledi, öfkelendi beni bir kaşar ve aile terbiyesi almamış biri olarak dahi suçladı... konuştu, alttan aldı tekrar öfkelendi. bu arada işe geri döndü bir ara. aralarda geldiğinde bunlar oldu. nişanı attık. yalvararak geri taktı. sonra bir mesaj yüzünden beni terk mi edeceksin dedi ve bana çok mantıklı göründü.

terk etmedim.

ama paranoyalarım gün geçtikçe artıyor. telefonun şifresi değişti. bu konuyu açmamamı ve kafamı toparlamamı söylüyor. o zamandan bu yana arada bu konuyu açtım ama asla kavga halini almadı.

ve her şey o kadar kötü ki. ailem ayrı, uzun zamandır hiç ailem de olmadı üstelik. senelerdir derin yalnızım. işim kötü ve sürekli baskı altındayım, bunalıyorum ve bunu biliyor. ben onun yanında çok mutluydum ama artık nerde mutlu olabilirim bilmiyorum. bütün bunlardan ona sadece espriler yaparak bahsettim ve bunların hiçbirini ona yansıtmadım. neyi yanlış yaptım bilmiyorum ve elimdeki her şey un ufak oluyor. bunu da kaybetmek istemedim. ve üstüne üstlük bu hafta kıbrısa gidiyor. bu planı yaptığı bir grup vardı ama iptal oldu sonra başka bir arkadaşını buldu ve dahil etmediğini söylememe gerek bile yok sanırım.

böyleyken böyle ve ben çok uzun yazdım. çok yorgunum sizi de yordum ama biraz vakit ayırırsanız beni çok mutlu edersiniz. yoksa kadınlar kulübüne gideceğim :D

Merhaba ekşi duyurunun kültürlü insanları,

Doktorada renklerin nasıl adlandırıldığına dair bir araştırma yapıyorum. Yani kırmızıya neden kırmızı demişler, kökeni ne gibi. Türkçeyle ilgili genel olarak bir şeyler buldum; ama dilin oluşturulma, isim koyma mantığını bulmaya çalıştığımız için diğer dillerdeki renk adlandırmalarıyla da karşılaştırmam lazım. Türkçede de olur; ama özellikle diğer dillerde renk adlandırmalarının hikâyesi veya etimolojisi ile ilgili bilginiz varsa ve paylaşırsanız ayrıca kaynak da gösterirseniz memnun olurum.

Örnek vermek gerekirse kırmızı rengi önceleri bir böceğin adıymış. Bu böcek ezilince bu rengi ortaya çıkarıyormuş ve bu sebeple böceğin adını renge vermişler. Bordo rengi adını Fransa'da Bordeaux şehrinden almış. Pembe, Farsçada pamuk demekmiş; ama bize renk olarak geçmiş gibi.

Yardımcı olanlara şimdiden çok çok teşekkürler.

Merhaba,

Şimdi durum şöyle: uçak fobim var. binince kalp krizi geçiriyor gibi oluyorum. Şubat gibi yurtdışına erasmusa gidicem. Yavaş yavaş kendimi alıştırmaya çalıştırıyorum. İlk adım olarak uçağa binip o koltuğa oturup kemerimi bağlamak istiyorum ama uçak kalkmadan inmek istiyorum.

Böyle bir şey mümkün mü? Kimseyi madur etmeden en geç ne zaman inebilirim uçaktan?

Teşekkürler.

2 hafta sonra Amerika'dan Kanada va Almanya aktarmalı olarak Türkiye'ye geleceğim. Amma velakin kanada transit vizesi başvurusunu unuttum. Bugün hatırladım. online başvuru yaptım. yaptım ama sitede ortalama bekleme süresi 35 gün diyor. O kadar uzun sürer mi bir transit vize almak? Yanacak mı şimdi benim bilet? Kalksam 10 saat yol çekip new yorka gitsem elden başvursam olur mu? Randevu lazım sanki siteden anladığıma göre ama sözlükte new yorktan 2 saatte turist vizesi aldım diyenler falan var. bir de bu online başvurudan sonra vizeyi nasıl veriyorlar? Pasaportum falan hep bende.

Arkadaslar facebook benzeri olan gerektigine fotoğrafları gizleyebilecegim bir platform lazım. Fotoğraf kalitesini düşürdüğü için facebook u tercih etmiyorum. Fotoğraflarımı arsivleyecegim böyle bis site var mi bildiğiniz, yardımcı olursanız sevinirim.

Durup düşündükçe fena oluyorum. Bundan sonraki 30 seneyi sabah 6 akşam 7 şeklinde yaşayacak olma gerçeği, Ankara ayazı gibi kesiyor bedenimin tüm zerrelerini.

Eminim, çalışan herkes bu tip düşünceler içindedir. Bu düşüncelerin sizi ele geçirmesine nasıl karşı koyabiliyorsunuz?

Yapmak istediğim ama zamansızlıktan yapamadığım o kadar çok şey var ki. Haftasonunda geçirilecek topu topu 2-3 keyifli saat için, tüm ömrü heba etmeye değer mi? Bana para veriyorlar ama en güzel zamanlarımı alıyorlar. Zaman bol olduğunda da genelde para olmuyor.

Biraz iç dökme gibi oldu, moral verin, yüreklendirin biraz duyuru ahalisi. Saygılar.

geçenlrde bi kitap gördüm alamamıştım şimdi almak istiyorum ama kitabı bulamıyorum. erteleme hastalığını yenmekle alakalıydı ve ünlü bir türk yazarındı. üstün dökmen in bir kitabıydı diye hatırlıyorum ama bulamadım onun kitapları arasında.

hata şöyle bi arka kapak sözü vardı sanırım. 'harekete geçmeyeni felaket harekete geçirir' gibisnden bişiydi. bi buldurun be yav

biz, yani en azından ben azerice televizyon kanallarına bakınca % 90 kadarını rahat anlıyorum. onlar da muhakkak bizi anlıyor olmalı bizim kadar. ama doğruya doğru, isterseniz buna kibir diyelim, türkiyede insanlar azericeyi komik buluyor. özellikle azerbaycanda bulunmuş veya birkaç azeri tanımış olanlara soruyorum; türkiye türkçesinin onlara nasıl geldiğini merak ediyorum. mesela yazın ingiltere'de birkaç amerikalıyla konuştuğumda ingilizlerin aksanı onlara garip gelse bile biraz daha doğru ve güzel olduğunu söylemişlerdi. ingilizlerse genelde amerikalıların ingilizcesi için çok da iyi şeyler düşünmüyor. azerilerin bizim türkçeyle arası nasıl?

bugun 322 liralık iç çamaşırı ve çorap alan arkadaşımı gördükten sonra aklıma geldi.(kendisi erkek)

sizin çorap veya iç çamaşırları için ödediğiniz aylık ortalama rakam nedir?

ve cinsiyetiniz?

j-1 vizem var ocakta amerikaya gidiyorum, spring breakte meksikaya gitmeyi düşünüyorum. iyi hoş ama birkaç kişi j-1 vizen varsa amerika dışına çıktığında iptal olur, amerikaya okuluna dönemezsin flaan dedi. doğru mu bu var mı bi bilen? bunu bypass etmenin bir yolu var mı eğer doğruysa?

soru yok aslında, dışarıdan geldim, çok sinirliyim :( dışarıda yürürken yoruluyorum artık. çok dikkat ederek yürüyorum, karşıdan gelen birini görünce daha kasıyorum kendimi ve hafif dönerek geçiyorum çarpışmayalım diye. ama insanlar o kadar rahat ki, kimsenin sikinde değil ya. çarpıp geçiyolar, en ufak bi kenara çekilme yok. yokmuşum gibi geçiyolar resmen. bunu 2-3 kişi yapar, öküzlük deyip geçersin. öyle de değil. insanların % 90'u böyle. "avrupa şöyle güzel, böyle iyi" muhabbetini hiç sevmiyorum ama ingiltere'de uzun zaman kaldım, geçerken rüzgar bile yapsan özür diliyodu lan insanlar. insanların böyle konular dururken saçmasapan şeyleri adet, görgü kuralı, vs. yapması da sinirimi bozuyor. ben de mi omuz atıp geçeyim, napayım?

hayal kurmak bir savunma mekanizması mıdır? hayal kurmanın zararlı veya hastalık olup olmadığı için tek kıstas gerçek ile karıştırılıp karıştırılmadığı mıdır?

hayallerin içeriği de önemli midir, bir kıstas mıdır? örneğin bir kişiye karşı gururu kırılmış biri diyelim ki o hayallerinde sürekli o kişiyi eziyor? veya karşılık bulamamış bir platonik aşık hayalinde kişinin sürekli kendisine hayranlık duymasını düşlüyor? gibi gibi bir sürü benzer örnek var. bu durumlar psikolojik bir sorun, mudur, giderilmemiş bir ihtiyacın yansıması mı? yoksa bu hayallerin ne kadar sürdüğü mü bir kıstasdır? veya hayal kuran insanın bu hayal neticesinde duygu yoğunluğu mu yaşamasıdır sıkıntı?

şu konularda özellikle bilgi içeren yorumlarınızı hele bir yazın.

İş için muğla milasa yerleşme durumum var. Burada yaşayan veya yaşamış arkadaşlar; acaba burada yaşam nasıl? Yani geçinmek kolay mı ? Herhangi bir sıkıntı yaşar mıyım ?

Not: 23, K ve Adanalı

selamlar. 3üncü sınıf lisans öürencisiyim. dil alanından öğrenci alan bu bölüme görece yüksek bir puanla ve bölüm birincisi olarak girmiştim. seneye son sınıf olacağım. durum şu ki, bu bölüm bende hayal kırıklığı yarattı, aradığımı bulamadım.

felsefe ve sosyolojiye her zaman ilgim vardı. açıköğretim felsefe okumayı planlıyordum. fakat şunu farkettim ki istediğim manada, kendi gelişimimi sağlayacak bir üniversite hayatı yaşamadım (akedemik manada).

boğaziçi üniversitesi ingilizce felsefe bölümü nasıldır? bir yandan şimdiki okulumla ve okuduğum açık öğretim ile uğraşırken, biraz çabalasam da buradan mezun olunca sıfırdan boğaziçi (veya galatasaray'da) felsefe (veya sosyoloji) mi okumayı hedeflesem yoksa bu harcayacağım zaman ve eforu iyi bir üniversitede yüksek lisans yapmak için mi harcasam?

sevgili cem uzanlar, benim garanti bankasında içinde 0 tl bulunan bir hesabım var. geçen gün mesaj geldi. hesap kesim ücreti kesilecektir hesaplardan diye. sonra beni borçlu çıkarmasınlar. aydınlatabilecek var mı.

Aradığınız numaranın ilk rakamlarının 0532/0542/0555/0505 olması sizde nasıl bir izlenim oluşturuyor ?

bu güvenilir/ bu öğrenci/ bu .... gibisinden?

yaptıklarımı sayıyorum.
-beyaz ekmek yerine çavdar ekmeğini tercih ediyorum ve günde en fazla 5 dilim yiyorum.
-kola gibi asitli içecekler içmiyorum. onun yerine maden suyu içiyorum, ama bazen günde bir tane meyveli soda içiyorum. her zaman değil ayda yılda bir.
-akşam belli bir saatten sonra(mesela 8-9) yemek yememeye çalışıyorum. eğer acıkırsam atıştırmalık bir şeyler yiyorum. meyve gibi, salatalık, kuruyemiş gibi.
-günde 1-2 fincan yeşil çay içiyorum.(fincan dediğim büyük kupalardan)
-çayı, kahveyi şekersiz içiyorum; ama şekeri tamamen kesemiyorum. tatlı krizim tutuyor. o yüzden genelde haftanın her günü olmasa da en az 4-5 günü günde 1 çikolata ya da kek yiyorum. tek vazgeçemediğim bu galiba.
-haftada 3 gün pilates yapıyorum.
-fırsat buldukça yürümeye çalışıyorum.
-fast food türü yiyecekleri çok çok az yiyorum. bir sene içinde toplamda 5-6 kereyi geçmez belki.

kilo vermek için doğru yolda mıyım? tamamen doğru yolda olmadığımın farkındayım ama ne kadar yanlış yapıyorum? neleri daha düzeltmem ya da değiştirmem gerekiyor? neyi yanlış yapıyorum sizce? şunu da yap bunu da yeme vs. dediğiniz şeyler nelerdir?
bir türlü kilo veremedim, delireceğim. :/
önceden biraz dikkat etsem hemen aldığım kiloyu verirdim hatta yesem de kilo almazdım. ama şimdi ne kadar dikkat edersem edeyim veremiyorum. neden?

edit: bir de maalesef su içmeyi bir türlü alışkanlık haline getiremedim. su içmiyorum yani. büyük kayıp biliyorum da içemiyorum resmen. nasıl alışacağım, bu konuda da yardımcı olursanız sevinirim.

Grip olmusum,iki gundur her neocitran ve a-ferin'e abandim.Bas agrisi,burun tikanikligi vs gecti ama bogaz agrisi bir turlu gecmedi.o kadar a-ferin'le neocitran da icince leyla leyla dolasiyorum ortalikta,hos olmuyor.

Bogaz agrisina ne iyi gelir ki?Bildiginiz dogal yontemler varsa onlari da paylasabilirsiniz,

Selamlar.

Arada soruyorum böyle, kendimle kıyaslamak için falan. Biraz da can sıkıntısından.

Şu an ne derdiniz var? Canınızı sıkan şey ne şu aralar?

magosa'da kısa dönem piyade er'lik çıktı da.
ilk kez piyade olarak aratmak aklıma geldi, millet yapılabilecek en boktan askerlik olduğunu söylemişler. heralde doğru da söylemişlerdir.

boku yedim yani ha? :)

iş değiştirin demeyin nolur. kamudayım, maaşım iyi, buraya girene kadar kpss'ydi kpds'ydi mülakatıydı kurumun sınavıydı çok emek verdim.

sorun şu: ben bir süre önce 4 senedir çalıştığım birimden farklı bir birime verildim. yerine göre asosyal bir yapım var, yani bir ortamda herkes yeniyse iyi kaynaşırım. ama herkesin kaynaşık olduğu bir ortama girersem bir ürkeklik siner içime, rahat olamam.

işte bu yeni birimde aynen öyle oldu. insanlar grup olmuştu. başlarda gruplarına girmeye çalıştım ama olmadı, ben de gurursuzluk yapmadım ve iyice kabuğuma çekildim. resmen arkadaş gurubu olmuşlar, bir sürü faaliyet yapıyorlar, mesela işyerine kek-pasta getirip 5 çayı partisi organize ediyorlar ben çağrılmıyorum. haftasonu bruncha giderler yine ben çağrılmam. ama bunlara ilişkin olarak da utanmadan yanımda konuşup dururlar.

hadi bunu geçtik, iş konusunda da birbirlerini çok tutuyorlar, gönüllü olarak birbirlerine yardım ediyorlar mesela. zaten yeni gelmişim herkesin işi belli, başta insanların kırıntı işlerini aldım ve durum hala böyle, kendimi gösteremedim.

güzel bir iş var diyelim, örneğin yabancılarla bol temas kurmayı ve yurtdışına seyahati gerektiren bir organizasyon işi. amir bu işi "sen daha önce benzer bişi yaptın" diye x'e veriyor ve x'e yanına 2 kişi al diyor. x de yanına tabi ki beni almıyor, samimi olduğu kişileri alıyor. bunun gibi şeyleri çokça yaşadım ve hala yaşıyorum :(((

Bütün bunlar beni birimden soğuttu açıkçası. şimdi hepsinden nefret ediyorum. bu durum sinir bozucu. zaten hayatımda birsürü dert var, bari tüm günümü geçirdiğim işyerinde huzurlu olsam diyorum olmuyor :(( geçen gün de amirim atıl kapasitede çalıştığımı açıkça yüzüme söyledi iyice fena oldum :((

tavsiyelerinize ihtiyacım var. ben birim değiştirmeyi düşünüyorum, aklımda başka bir birim var. ama kamuda bu işler pek kolay değil yani arkan olacak, denemeye değer mi bilemedim. ayrıca değiştirirsem bu 3. birim olacak, memuriyette bu kötüymüş insanlar geçimsiz diye düşünürmüş diye duydum. yani bir yandan elalem ne der baskısı diğer yandan şahsi huzurum, düşünmekten helak oldum :((

oksimoron ifade için afedersiniz. şu aralar çalıyor, kadın vokal, buldurun lüften

Sizce semra hoca guzel mi ? Biraz garip bi soru oldu ama idare edin.
:)

Facebookta, veganların bir sayfasını gezerken bu videoya denk geldim. Süt, kalsiyum veya protein açısından o kadar önemli değil mi gerçekten? hatta adam direkt olarak yetişkinler için zararlı diyor. ibrahim saraçoğluna ve türevi alternatif tıpçılara güvenmediğimden pek inandırıcı gelmedi söyledikleri. özellikle bir hekimden veya konu hakkında bilgili birinden yanıt alırsam çok iyi olur.

Herkese selamlar, iyi bayramlar.

Kasımda askere gidiyorum ve orada geçireceğim 5 aylık sürede ingilizce çalışılabilirmi merak ediyorum.

Oxford ve penguen'in stage hikaye kitapları var, genelde 20 ile 50 sayfa arası değişiyor, ne bileyim bunları okuyacak vaktim olur mu ?

Bir gramer kitabı götürsem günde 30dk ayırabilir miyim ?

Son olarak, içi full ingilizce podcastlerle dolu olan mp3 çalar götürsem dinleyebilir miyim ?

Bilmiyorum işte, buna benzer işler ..

Yer çok önemli biliyorum, yani nere düştüğüm ve oradaki komutanların tutumu. Ama yani genel olarak şu an durum nedir, bu işe nasıl bakarlar, sizin önerileriniz nedir bilmek istedim.

ailemde kellik çok fazla var, babam kel. Benim alnım kendimi bildim bileli çok açık ama şu an için ilerleme yani dökülme yok. Birkaç sene içinde başlayacağını biliyorum çünkü abimde de böyle oldu. Ne yapayım hangi ilaçları yada bitkileri kullanayım sizce saçlarımın dökülmesini engellemek için? En azından 10 sene falan.

biliyorum sözlükte de başlığı var ama bir de buraya sorayım dedim.

üniversiteden yeni mezun oldum. hemen askere başvurdum. tabi vakit az olduğu için adam akıllı bir yerde çalışmıyorum. kendimi geliştirebileceğim küçük bir şirketteyim.

neyse acaba kısa yapıp bir an önce gelmek mi daha iyi yoksa uzun yapıp para biriktirip gelmek mi önemli :S

uzun dönem gidersem vakti epey fazla. sadece para için gitmiş olacağım. kısa dönem gidersem de millet çok abartıyor yok ezilirsin falan bilemedim siz ne dersiniz bu konuda ?

askerden dönünce garanti bir işim yok. mesleğim itibariyle yedek subaylık çıkabilecek bir mesleğe sahibim.

teşekkürler.