Tansiyondan tabikide dikkat etmek zorunda ilaçlarını düzenli alması lazım

kalp, şeker ve tansiyon hastası için çözümü burada aramamanız en sağlıklısı. hastaneye gidip detaylı testlerini yaptırmanızı öneririm. öbür türlü "kaynımda da aynı böyleydi"den öteye geçmez.

geçmiş olsun.

Hocam aşırı tansiyon durumlarında burun kanaması çok büyük şans der sağlıkçı tanıdıklarım. O nedenle bence kesinlikle doktor kontrolünde olmalı. Bu işin şakası yok, çok geçmiş olsun.

Çok teşekkür ederim, beyin kanaması ya da kalp krizi gibi bir sonucu olabilir mi bunun?

Burun kanaması size bir mesaj beyin kanamasıda geçirebilirdi çok dikkat edin

Babamda aynı şey olmuştu burnuna bir şey damlatıp damarları büzüştürüyorlar o zamandan beri kanamadı
Ayrıca tansiyon haplarını değiştirdiler

Acilde yapilacak mudahaleyle klinikte teshis konulmasi aynj sey degil.

Hastaneye gidin bence tekrarlamasini beklemeden.

öncelikle sabah uyanınca doktora git. birilerinin birşey yazması iyi gelir belki diye yazıyorum çünkü içinde bulunduğun durumla ilgili birşey bilmiyorum.

hastalıktan vücut yorgun düşmüştür diye uyduracağım, ben olsam o durumda yatmaz kalkar ışığı açar seveceğim birşeyler(kahve, yemek v.s gibi) dış besinler alır ve gün doğana kadar dizi/film yahut internette makale taramak gibi şeylerle vakit geçirirdim.

güneşin doğması bana iyi geliyor. Belki sana da iyi gelir.

@mete kudur, uzun zamandır gün doğmadan yatağa girmiyordum ama hastalıktan beri yataktan kalkacak halim yok, her yerim kırılıyor. Bir de sabah erken kalkmam gerekiyor.

Tansiyonunuzu ölçün. Belki düşmüş olabilir.

@tulumba, tansiyon aletim yok :/

İki gündür bendede böyle bir his başladı geceleri. Yalnız değilim neyseki yoksa gece televizyon bilgisayar açık geçerdi.
Gece uyumamak en büyük etken oluyor.
Saat 11 gibi uyumaya çalış.
Doktora danış passiflora ve bitki çayları deneyebilirsin.

Bedenin yorgun düştüğü zamanlarda örneğin hastalık zamanlarında, üzerine eklenen bazı etkilerle (açlık, yorgunluk, psikolojik sebepler, kafanın bir şeyle aşırı meşgul olması vb.) uyku-uyanıklık esnasında beyin bir yanılsamaya düşüyor sanırım. çok defa deneyimledim ve artık gripken uyumaya korkuyorum.

kedimle uyumak/oynamak
sevdiğim insanlarla vakit geçirmek
parka gidip çimenlere yayılıp şarap içmek
bale, müzikal,opera izlemek(özellikle sevdiğim bir eserse iki kat fazla mutlu ediyor)
alışveriş maalesef

orman yuruyusleri beni mutlu ediyor. ukulele ogreniyorum, calip soyledikce mutlu oluyorum. mutfakta yiyecek bir seyler hazirlamak da mutlu ediyor.

gerçekten komik olan videolar
ailemin komik anıları
sevdiğim birinin konseri
arkadaşlarım
yemek/ tuvalet/ sigara ihtiyacımın olmadığı minik pencere dönemleri.
Lunapark

Motosiklet :)

beypazarı maden suyu.

vücutsal hazlar ve karşımdaki insanı güldürebilmek dışında beni mutlu eden hiçbirşey yok.
2.sini de bırakmaya niyetliyim zaten az kaldı.

araba sürmek,yeni şeyler öğrenmek,bisiklet sürmek,spor yapmak,kahve içmek,bir iş yapabilmek,bir konuda bir soru işaretini giderebilmek,iltifat almak,gelecekle ilgili olumlu hayal kurabilmek,güzel bir kitap okumak,güzel bir film veya dizi izlemek,deniz kenarında çimlerde otururken etrafındaki hayatları izlemek,enerjik olmamı sağlayan bir motivasyon,sevdiğim bir kokunun burnuma gelmesi,hamakta yatmak,

Lezzetli bir yemek temek yapmak yemek,çikolata yemek,bir dönem antidepresan,sade maden suyu,

sevdiğim bilgisayar oyunlarının steam achievementlerini yapabilmek.

sadece bu değil tabii ama aklıma bu geldi şimdi

Netflix'teki kaliteli stand-uplar
Koşmak ve tenis oynamak, spor yapmak
Bir işin hallolması
Maaş günleri
İşe giderken giyeceğim şeylere, yiyeceğim şeylere vs pat diye karar verebilmek

kediler köpekler kuşlar ve sevgilim.

Sokaktaki kediler ve köpeklerle oynamak kadar mutlu eden başka bir şey yok sanırım.
Bunun dışında;
Tiyatro sezonu.
Zorlu psm etkinlikleri ve bu etkinliklere gidebilmek elbette :)
Para.
Sessizlik.
Yeşil alan ve deniz manzarası.
Taze fıstıklı tatlı.

Şu sıralar köpeğim, Moda sahil ve yemek yemek var sadece.

güzel film ya da dizi izlemek, bira, yemek yemek, yolda olmak ya da seyahat, sarılıp uyumak, sevdiklerimle yaptığım uzun kahvaltılar..

Sevgilim, guzel sutle yapılmış dondurma, deniz manzarasi olan yerler, evreni cozmeye yönelik calismalari okumak ve bittabi yavru kediler.

Mutsuzluk ve mahrumiyet bi açıdan insanın yaratıcılığını arttırıyor, motivasyon oluyor fakat bi seviyenin altına düşünce insanı hareketsiz ve amaçsız kılıyor, tabi ki antidepresanlar tek başına her şeyi çözmüyor diye düşünüyorum.

antidepresanlar mutsuzluk durumunda değil, depresyon durumunda kullanılır, depresyon durumunda da motivasyon ve enerji çok düşük olur, buna bağlı olarak kendini geliştirmek gibi bir durum söz konusu bile olamaz. ayrıca mutlu insan daha yaratıcıdır, daha girişkendir, daha başarılıdır.

bana dr umun dediği beyin de mide kalp gibi bir organ ve yıllar içinde ondan da giden bir çok şey var.
miden ağrıdığında nasıl ilacını içiyorsan kendini kötü hisettiğinde çıkmaza girip çözüm bulamadığında da bunu içeceksin.depresan eksik olan maddeyi tamamlıyor beyindeki.

İçinde bulunduğumuz ve genel olarak dünyayı sarmalamış kültür, whatever personality'i arttırma üzerine kurulu. İnsanları buraya doğru evrilten, bu hale getirmesi kaçınılmaz bir kültürün inşası hızla sürüyor... Bu da lüzumlu lüzumsuz, bu ilaçları kullanan insanların sayısını arttırıyor. Zira psikanaliz, hasta ile birebir ilgilenmek, kişisel sorunların üstüne yürümek, savaşmak, kullandığın tabirle "stresi yönetmek ve çabalamak", uzun vadeli ve iyi bir organizasyon gerektiren bir savaşım.

Yeni dünyada kimsenin bunlara vakti yok -sanrısı yaratıldı en azından-, insanların bir kısmı mefhumlara ve hatta şahıslara açılıp tüketilecek bir cips gibi bakmayı adet haline getirdi bile.

Yunus Emre şu an yaşasaydı düzenli bir klinik hastası olacak, seansı 600 TL'lik danışmanlıklar almak zorunda kalacak ve en nihayetinde antidepresan ile tanışacaktı. Çünkü kültür değişti, hele Türkiye gibi bir ülkede; kendini ara hizmet ülkesi gören ve bununla övünen bir yönetimin ülkeyi takribi 20 yıldır yönettiği bir ülkede, sanata, sanatçıya, farklı olmaya, aykırı olmaya da müsaade kalmadı. Burada aykırılıktan kastım, yeni dünyanın aykırı etiketi vurulmasına izin verdiği şekli aykırılıklar (yeşil saç, valknut dövmesi, kılık kıyafet vb.) değildir.

Özetlersek: dünyanın evrildiği kültür, her şeyin hızlı çözülmesine yönelik algı, psikanalizin her anlamda daha teferruatlı ve zahmetli olması, insan nüfusunun geometrik bir hızla çoğalmaya devam etmesi (korelatif etki, kulağa sığ gelse de denebilir ki bireyin önemini azaltıyor) bunları bir anlamda, haliyle tetikledi.

Son olarak da şunu söyleyeyim, ilaç gerekliyse gereklidir. Yakın çevremde sevdiğim birinin bu ilaçları kullanmadığı zaman, nasıl çöküşe geçtiğini biliyorum zira tespit edilmiş hormon problemleri var. Bu tip durumları tenzih ediyorum. "O ilaçları çöpe atın ve çıkın koşu yapın" gibi romantik ve aptalca cümleleri de desteklemiyorum yani. Gerekliyse gereklidir ama insanların artık bu ilaçları şeker yutar gibi aldığı da malum. Ve yarı cahil bir toplum olduğumuz için, biliyorsunuz cahilden daha tehlikelidir yarı cahil, işler daha da sarpa sarıyor bence. İnsanlar kendi kafalarına göre antidepresan kullanıp, canı isteyince bırakıyor, 3 gün sonra tekrar alıyor, iyi hissettim tamam bırakayım diyor, ertesi hafta bütünüyle depresif geçiriyor vs. vs. Görüyorum bunları, çevremde. Engelleyemiyorsunuz da...

depresyon hastaligi sevgilimden ayrildim kendimi cok kotu hissediyorum :( degildir. intihara Kadar gidebilen ciddi bir hastaliktir. dolayisiyla bu antidepresanlar da mutsuz olan insanlara degil, asla mutlu olamayan depresyon hastalarina verilir, verilmesi gerekir. ama malesef türkiyede isler böyle islemiyor. psikiyatristlerin isi basindan askin oldugu icin 3 dakikalik muayene antidepresan recete edilmesiyle sonuclaniyor.

1-Diyemeyiz, mutsuzluk 1 gelişime neden oluyorsa en az 10 ona engel oluyor.
2-Evet, mutlu insan her şeyden kolayca keyif alırken mutsuz insan büyük zevklerden bile keyif alamayabilir.
3-Tam tersi, pozitif şeyler pozitif şeylere, negatif şeyler de negatif şeylere yol açar.

Cevaplar için teşekkür ederim.
Biraz kendimle ilgili sorunları ve aklımdaki sorulara fikirler almaktayım.
Bir anlamda o zaman diyebiliriz ki mutluluk daha iyi motive eder ve insanı geliştirir.

Bir işe başlama ve devam ettirme enerjisi-motivasyonu yani ataletli durumdan hareket ettiğimiz bir şeyler gerçekleştirdiğimiz duruma geçişi neler etkiliyor.
İçsel olarak hayallerimiz umutlarımız geleceğimiz
Dışsal olarak dış uyarıcılar hayatta geri kalma korkusu barınma ve yemekten mahrum kalmama bunlar mıdır motivasyonu sağlayan şeyler her şey irade diyerek zorlamak mı gerek

Bir insanın aç değilken gelecekte acıkacağı için buğday yetiştirmesini emek vermesini sağlayan şey nedir en temelinden ?

antidepresan içmeyin. mide ilacı da içmeyin. itiraz edeceksiniz belki ama doktorların da görüşü bu yönde aslında. sadece bunu size söyleyemiyorlar çünkü öyle güzel bir ilaç satışı var ki, herkes öyle tatlı paralar kazanıyor ki..

günümüzde ilaçların çoğu "tedavi edici" değil, hele ki antidepresan hiç değil. kullandığınız sürece iyisiniz. işin kötüsü de; kullandığınız sürece vücut ona alışıyor ve kullanmadığınız zaman ihtiyaç duyuyor. mide ilacı denilmiş, her miden ağrıdığında bir rennie atarsan habire miden ağrır ve sonunda ülser olursun çünkü miden kolay yola alışmış bir kere, sürekli asit üretiyor; nasıl olsa rennie gelecek silip süpürecek. inanmayana denemesi bedava. antidepresan da aynı. bunu görebilmek kolay bir şey aslında ama nedense insanlar bunu anlamak istemiyor. çünkü televizyonda internette doktorlar çıkıp hayır efendim öyle değil antidepresan tedavi edici diyorlar. ancak biz gene de her duyduğumuza inanmayalım, temkinli olalım bence.

şunu söylemek istiyorum ben de yeni öğrendim çünkü; serotoninin 95%'i bağırsaklarda salgılanıyor 5%'i ise beyinde. (ben yakın zamana kadar sadece beyinde olduğunu sanıyordum) bu durumda serotonin etkinliğini artırmak, dolayısıyla mutlu hissetmek doğrudan bağırsaklarla, yani yediğimiz besinlerle alakalı. bağırsakları iyi çalıştıran besinler yiyeceksin ki bağırsak hareketlerin artsın, serotoninin artsın, mutlu ol. doktor olan babamın bu konuda söylediği gibi; "günde 2 kere sıçan insan mutludur." :D

antidepresan ise beyindeki serotonin etkinliğiyle ilgileniyor. neydi? 5%. bravo.

şu an uzun uzun anlatmaya üşenmiyorum aslında ama yazınca olay oluyor, o yüzden yazmak istemiyorum. sanki babamızın hayrına ilaç kullanmayın diyoruz. "ilaç kullanın" diyenler de ilaç firmalarında mümessil o zaman :D neyse. geçenlerde uzunca yazdım, sorunun sahibi sorusunu silmiş sanırım, bulamıyorum yoksa direk onu kopyalayıp yapıştırırdım. işte bu yüzden ekşi duyuruda yazdığın şeyleri arşivlemek gerek.

gerçi zaten konu da antidepresan içeyim mi içmeyeyim mi değilmiş ama olsun ben gene de tavsiyemi söyleyeyim, bence içmeyin :)

mutlu insanın daha yaratıcı olduğuna da katılıyorum. mutsuzluk yüzünden değil, ihityaçlarımız arttığı için daha çok üretiyoruz.

Limonu sıkıp suyunu ic, posasini da ye. Bol bol da sicak icecek tuket. Bende bazen ise yarayip baslamadan kesiyo gribi.

Geçmiş olsun.

dişlerinizi ve dilinizi çokça fırçalamak.

Bir bardak ılık suya yarım limonu sıkmak, bir yemek kaşığı tuzu ekleyip karıştırarak bardak bitene dek gargara yapmak.

bir kaşık bal üstüne limon sıkıp yiyin.

kaynamış ılımış suya bal limon yapıp içmek de iyi geliyor. ama kaynar suya bal limon atmayın vitamini ölüyor.

level 4 bir durum ise zencefil birebir. tozu da olur tazesi de.

yukaridski hepsini uygula

bir limonu sik
bir bardak soguk su ile karistir ve ic

karbonatli su yap, gargara yap
yine karbonatli suyu burnuna cek sumkur

yapabiliyorsan tavuk suyuna sehriye corbasi icine bol limon ve bol karabiber, icerken karabiber bogazini yaksin

ilik bir dus sonra usutmeden dogru yataga

gecmis olsun

Tantum verde pastil

Umca

hangi alanda mühendis acaba? hepsi o ortalamaya ulaşamaz.

@himmet dayı onu bende buldum.Sektör farketmez bildiklerinizi söyleyebilirsiniz.

Almanya'da 3-4 bin euro gibi.

10 sene tecrübeli Türkiyede şef pozisyonu eşdeğeri bir pozisyonda arkadaşım Amerika'da yıllık 120 bin dolar brut alıyor.

Ben saatte 99 kusur dollar aliyordum engineering yaparken. Haftada 30 saat calisiyordum

Türkiyede başlangıç maaşı 2bin.
Daha yüksek alanlar var mı acaba merak etmekteyim.

alana ve sektore gore degisir. Kanada'da 5 senelik muhendis ortalamna 70-80k kazaniyordur senede oda saatte $40 civari eder, vergiler kesilmeden. $65/saat 5 senelik adamin kolay kolay alacagi para degil, petrol firmasinda calisiyorsa belki. obur taraftan buralarda saatine $65 de buyuk para degil, turk lirasina vurdugun zaman cok gozuksede.

Sorunuza cevap değil ancak ben çiğ fıstık alıp 6-7 dakika fırınlıyorum böylece nem kaptıysa filan aflatoksini de gidiyor. Hep bu şekilde yapıyorum tadı daha güzel oluyor. Fırınlayınca kabukları da çok kolay soyuluyor. Kavurma işleminin zararına dair net bir bilgim yok ama çiğden yapmaya değer bence.

Çiğ fıstık bal ve zeytin yağıyla yapmıştım gayet güzeldi

Ben kavrulmuşuyla tercih ederim. Öbürü daha lezzetsiz oluyor, homojen olmuyor.

Erkekleeer oooo içim sıkılıyorrr.. Sezen Aksu iyi bilmiş.

Yeni nesil erkek modeli böyle.. Gelir buluşur seninleyken aşırı eğleniyo görünür sonra sittin sene aramaz. Sonra ararsın zorla buluşur gibi zahmet eder gelir, ay bi ilgi alaka, sanırsın zorla çağrılan sensin.
Sonra bir ortama girersin köpek gibi yazar, sonra aramaz sormaz. Bir ara aklına gelir arar sorar sonra yine arazi.

Takma boşver.. Beğendiysen düş peşine. Beğenmediysen sal gitsin.

Ek not: Çevremdeki arkadaşlarım da bu model. "Erkek seçmez, seçilir" diyorlar.

Peki senin şu dengesizliğe takılma amacın nedir?

İlişkiler için bu kadar takılma, kafana da takma.

Cok da istemiyor demek.

biri düş peşine demiş de. ablacım sen bu oğlanla buluşmuşsun ve yeteri kadar ilgili değilse o iş bitmiştir. erkeklerden bahsediyoruz ne diyorsunuz :D atlaması lazımdı.

çok istemiyor demek oluyor. sal gitsin. o sana geldikçe ilgilen.

Niye erkekler atlıyor olsun belki sen soğuk davranıyorsundur o da karşılık olarak böyle davranıyordur.

Başka birini bulmuştur.

Senden iyisini bulmuş. Sende ceptesin.

evet

Arkadaşımın 1.8in altında kalıyor diye kayıt yapmamıştı bir çok sorun yaşadı diğer dönem kayıt yapana kadar

i.hizliresim.com

English Grammar in Use alabilirsin.

Grammer in use üç kitap halinde var oldukça güzel hatta içindeki cd de sorular konu anlatımları filan da var.
Cambridge sözlük öneririm onunda cd içeriğinde sözlük oldukça yararlı

merhabalar, benim de bu konuda tecrübem yok ama sıkı geçmenin ölçüleri olduğunu biliyorum araştırabilirsin belki diye söylüyorum.

toleransları olması lazım şuradan bak bir;

www.muhendislikbilgileri.com

web.itu.edu.tr

sıkı geçme tolerans tablosundan belirttigin ölçüleri çakıştırarak bulabilirsin. Tolerans sınıfını malzeme ve koşula göre seçiyorsun. internette sıkı geçme diye arattır aradıgını bulacaksın.

tatlı bir sıkışıklık isteniyor ne güç bela giren ne de sallanan bunun icin hangi h'li kodu seçiyoruz.Ayrıca tabloyu nasıl okuyorsunuz? mesela linkte 1.6dan büyük 3mmye kadar olan h5 kodlu toleransa göre 0 -4 yazıyor. 0.4mm mi demek oluyor anlamadım www.konikkilit.com

abs plastikten olacak kapak. sıkı geçecek çokta zorlanmadan

kalıp çekmesini bilmeden bir kerede doğru yapmanız çok zor. deneyerek yapardım ben olsam. öncelikle sıfır ölçü verir çıkan sonuca göre rev. ederdim. veya kapağın iç yüzeylerini açılı yapabilirsiniz, dolayısıyla vurunca tak diye oturur. pahın en altında da +.3mm gibi büyük yaparsınız.

Genişlik dediğin delik çapı olarak düşün birim delik sistemi hesabı yap delik için H olur.
Ona göre kalite sınıfı var Smax Smin ne kadar isteniyor ona göre hesap yapacan.
Makine elemanları 1 veya makina tasarımı 1 diye kitap bul boyut ve toleranslar ünitesinde aradığın cevaplar bulunur.
Ayrıca tablo gerekecek.

Merhaba, öncelikle alüminyum profilin iç ölçülerinin toleransı da önemlidir. Kapağın gireceği derinlik belli değil. Fakat kapağın gireceği uzantıları açılı yapacaksın. Zaten kalıptan çıkması içinde bu açı şart ve en az 3 derecelik bir koniklik olmalı.Bu kapak az malzeme gitsin diye et kalınlığı 3 mm geçmez çogunlukla. Plastiğin türüne göre yumuşaklığı değişir. Benim tavsiyem kapağın profile oturduğu yerdeki son ölçü profilin iç ölçüsünden yaklaşık 0,3 mm buyuk olursa sorunsuz bir şekilde oturur. yani yuvaya giren kapağın on ölçüsü 2,2 mm ve 10,9 mm olacak. bundan sonra açı ile ölçü küçülecek. Eğer kapak bol olursa düzeltme sansın var kalıpta ufak bir revizyon işini çözer. Fakat kapak büyük gelirse işin zor. Onu hesaba katarsan iyi olur.

dr ya da konunun uzmanıı değilim ama annen ve teyzem meme kanseri ayni ilaci en az 5 sene ve üzeri kullanıyorlar. değiştirmeden. muhtemelen degişritmek gerekmeyebilir. ama kısıden kısıye de degisiyor olabilir.

İdame dozları var ayrıca bazen iki farklı ilaç kullanıp diğer kullandığının dozunu azaltabilir.
1-2sene kullanılıyor antidepresanlar yinede doktoruna danış etkisi az çok olduğu zamanlarıda belirtmek lazım

doktorun bunu dönem dönem kan tahlili ile kontrol etmesi lazım. Belli bir süre sonra kandaki miktarı azalıyorsa ya da etkisi azalıyorsa doktor doz ayarlaması yapıyor

acilden giriş yapın. doktora durumu anlatın. eşek değillerdir hallederler bir şekilde. çok geçmiş olsun.

gss olayına bakın derim bir de. ayrıca kan verin. kan verince bu kaşınmaların azaldığını biliyorum.

Acile gidemiyorsanız, geçici bir çözüm olarak, bu durumunuzun alerjik bir reaksiyon olduğu düşüncesiyle, eczaneden bir antihistamin (Zyrtec, Zaditen vs gibi) alabilirsiniz. Fenistil Jel de, kaşıntılara dışardan çözüm olarak iyi geliyor.

ben de şekerinizi ölçtürmenizi tavsiye edeceğim.

Doktora ve eczaneye atarax ı sorabilirsin.
Passifloranında etkisi olabilir onuda danış.
Tek bölge oluyorsa kalmosan krem
Polenler,ciltte kuruluk,ter,stres, sakal çıkması, sivilce gibi baya etken sebebiyle oluyor.
Krem sürülecek tek bölge olmadığı için krem pek işe yaramıyor.
Cildim benimde her şeye tepki veriyor henüz bir çözüm bulamadım dönem dönem azalıp artıyor.
Alerji testi de yaptır son zamanda içtiğin ilaçlardan yediğin farklı şeylerden de olabilir

uyuzmuşum sonradan aynı sorunla bunu aratanlar için yazıyorum. özellikle gece şiddetleniyorsa büyük ihtimalle uyuz. doktorunuz şüphelenmese dahi başka bir doktordan randevu alın (benim ilk doktorum alakasız şeyler vermişti). geçmiş olsun.

aha ikizim. hatta ben daha beterim.
sevgiliye gösteremiyorum o derece.
ve sevgili olayını nasl yaptın merak ediyorum.

Ben bu konularda karsidan nasil gorursem oyleyim sanirim.

Mesela 7-8 sene oncesine kadar hic opme sarilma aliskanligi olan biri degildim. Sonra o zamanlar su anki en yakin arkadasimla tanistim. Kendisi opmeyi, sarilmayi cok seven biri. Durup dururken sarilir, oper. O zamandan sonra ben de ona karsi hep oyle oldum. Ama baska bu sekilde oldugum arkadasim yok. Annemle mesela hic oyle degildik ama son 1-2 senedir hep durup durup opup sarildigi icin bazen ben de gider operim. Ama ornegin babamla hic oyle bir iliskim yok, opmek sarilmak asla icimden gelmez.

Ama genel olarak ben de dokunmayi seven bir insanim, buna bagli olarak, cok fazla opmesem de yanimda biri oturuyorsa hep bi ellesirim. Kolumu atarim, bacagimi atarim, bir sey yaparim yani. Ornegin ders dinlerken genelde yanimdaki arkadasin omzuna elimi kolumu koymus olurum, ya da saciyla oynarim vs. Eger yolda bir sey bekleniyorsa fln sarilarak beklemeyi tercih ederim.

Ek olarak sevgi dolu bir cocukluk da gecirmedim. Bunlar hep en yakin arkadastan bulasan seyler muhtemelen. Onceden sevgimi gostermeyi hic bilmezdim, yeni yeni ogreniyorum.

Bazı insanların karakteri midir baskıladığı başka şeyler mi var nedir duygularını değişik değişik anlatıyorlar bağıra bağıra.
Bende genelde aynı seviyede olmadığından hatta daha soğuk olduğumdan ufak gülümsemeyle karşılık veriyorum.
Sonra adınız soğuk nevaleye çıkıyor tabi .
İnsanın karakterinde olcak yoksa olmuyor

ikisi de tansiyonu yükseltiyor. kalbine güveniyorsan yapıştır.

normalde bile hamama saunaya girerken temkinli olmak lazım. yemekten hemen sonra girilmez.

ben yemekten sonra banyoya bile gitmem.

Yemekten sonra mide kasları çalışıp sindirim olayı gerçekleşeceğinden dolayı kan akışı o bölgede toplanır.
Hamam sauna duş ise bütün her yerini uyarır ve sindirim yarım kalır kaldı ki tıkanırsın tok karnına o kadar sıcakta.
Benim bildiğim bu doktor filan değilim ayrıca.

Maddi durumuna göre kapasiteyi belirle.
Windowsu ssd ye kur.
Yer olmayınca dvd sürücüsünü çıkarıp bir aparat ile oraya yerleştirebilirsin.
Yetenek yoksunuysan bilgisayar konusunda yapma yada video izleye izleye yap.

gecen hafta yaptim bunu, sandiginizdan cok basit aslinda.

1. belli basli markalari alabilirsiniz korkmadan. ben sandisk 240 gb aldim amazondan 85€ ya.

2. 120 elbette alinabilir ama en az 240 olsun bence, para varsa 500 oldu daha güzel.

3. eski harddiski cikarip yerine ssd koyacaksiniz cok basit.

4. cok basit bir islem. 2 youtube videosu ile yapabilirsiniz.

Bolca fasulye ve diger baklagiller, pirinc, bulgur ve cesitli corba, etsiz tum sulu yemekler, zeytinyagli mezeler, humus, cesitli makarnalar, patatesli ispanakli borekler, sebze ve meyveler. Buraya kadar yazdiklarim dogal ve Turk kulturunde olanlar.

Tofu, soya sutu, sebze koftesi, falafel gibi seyler de tuketebilirsin ama gerek de yok bence.

Ayrica B12 de disaridan alman gerekebilir. Bir de o kadar sagliksiz yemek yiyen insan sana B12 almak zararli diyecek. Eminim disaridan aldigin icin bir B12 hapinin bir hamburger kadar zarari yok.

Veganlığın en güzel yanlarından biri dışarda yeme sayısının düşmesi ev daha çok yemek hazırlamak. Türkiye'de sürekli dışardan yiyen vegan olmak zor bazen salata hariç hiçbir şey bulamıyorsun.
Ben beş senedir et yemiyorum vegan olmaya çalıştığım dönemler oldu yoğun çalıştığım için beş ay sonunda süt ve yumurtalı besinlere geri dönmüştüm. Bol kuru yemiş ve meyveyle geçmişti o dönem boyunca günlerim. Şimdi hala evde badem sütü yapıyorum ama peynir de yiyorum.
Bir de ev yemekleri yapan düzgün yer bulursan nohut kuru fasülye türlü de yiyebiliyorsun. Ben o dönem bulamamıştım dağınbaşındaydık yemekleri dışardan getiriyorlardı et yemem dediğimde tavuk döner getiren insanlar olduklarından aç kalmıştım.
Zor yanları var ben yapabildiğim kadarını yapıyorum her şeyin mükemmel olmasını beklemek güç.
Gezen organik tavuk yumurtası yiyorum süt ürünlerinin yerine badem sütü ve türevleri kullanıyorum biraz. Et yemiyorum.
Aldığım makyaj malzemelerim ve cilt bakım malzemelerim vegan, diş macunum vs de. Evde doğayla uyumlu deterjanlar kullanmaya çalışıyorum. Mesela sevgilim gidip pril almış çöpe atmıyorum onu da. Konuştuk bitince yine benim kullandıklarıma döneceğiz.
Mükemmel değilim ama elimden geldiği kadar yapıyorum işte.
Veganlık sadece et yememek değil daha da katmanlı bir şey. Ben vegan değilim ama dikkat etmeye çalışıyorum söylediğim gibi. Bu bir din değil kendi etik kararlarını kendin vereceksin. Umarım gözünü korkutmamışımdır.

Bir de şöyle bir sıkıntı var ev yemekleri yapan yerler pilava çorbaya et suyu koyabiliyorlar, hatta nohuta da bir kemik parçası atabiliyorlar. O yüzden hepsi vegandır diyemiyoruz maalesef. Kendim için egeliyim bizde öyle parça et vs olmadığı için yoğurt konmamış tüm sebze yemekleri vegandır. Sokak simiti vegan, bazı bisküviler vegan. İstersen facebook ta vegan sayfa var ona üye ol türkiye de olan vegan şeyler hakkında bolca bilgi veriyorlar.
Bazı Meyve suları bazı alkollü içecekler vegan değil. Küp şeker mesela vejeteryan bile değil kemik tozu kullanılıyormuş çünkü.
Mobilden yazıyorum affollla :)

Demir seviyeside kontrol edilmeli b vitaminine ek olarak.
Bende sosis salam sucuk tavuk döner gibi ürünleri tüketmemeye çalışıyorum.
Ekmek ve börek çeşitlerini az tüketiyorum
Et ise ya kavurma yada kuşbaşı haşlama bazen adana dürüm ve piliç çevirme yiyorum.
Çoğunlukla yulaf chia tohumu kinoa nohut bezelye bulgur mercimek börülce maş fasulyesi domates biber enginar yemeye çalışıyorum ot çeşitleriyle yemek yapmak lezzeti tutturmak sebebiyle zahmetli olabiliyor.
Bunları sağlık için yapıyorum hazır olarak çok maliyetli olarak satıyorlar malesef.
Hayvanların yediği yemler ortada ayrıca fiyatlar ve içerik açısından yetersiz kalıyor.
Güzel blog siteleri oluyor veganların tarif verdiği yapabiliyorsan evde yapmayı tercih et.

bazı ürünler var. kazara vegan diyorlar. bazı bitter çikolalataar, oneo vs gibi. palm yağı var ama vegan olarak geçiyr

şeker hastaları için olan şeylein de bazıları vegan

çocuk jelibonu var, yeşil. sourlu bir şey. o da.

var böyle ürnler.

kargyla istanbuldsan da alablrsiniz dner sucuk vegan olan ama ankararda da vrdır.

ben yüzlerce vegan görüyorum. b12 dışında bir sıkıntı göremiyorum. vegan olmayanlarda demir vs eksikliğinbden daha az oranda vegankarda oluyor.

b12 dahil tüm vitaminler meyve sebze kuruyemişlerde var,b12 az sadece. o yüzden tkviye gerekebiliyor ona.


kan değerlerine dikkat etmenin veganlıkla ilgisi yok. her gün patates kızartması yemek gibi beslenmeye sahip olarak sağlıklı olmk beklenemez.

biri 4.5 digeri 7 yaksa 100 km'de-> 2000 km'de 90 litreye 140 litre yakarlar. oradan hesaplanabilir.

cedex'e ilaveten.
Dizel 4,70 * 90 = 423 lira
Benzin 5,30 * 140 = 742 lira

kiralamada aradaki farkın nedir?

Sinekten yağ çıkaracaksınız neredeyse
Al içine yatanı çok fark etmez arabanın kilosunu da hesapla bari oldu olacak

lütfen doktora git.

Kronik reflün var ve sebebini öğrenmek istemiyorsun öyle mi? Kendi başına nasıl telafi edeceksin büyülü iksir mi yapacaksın?

Doktora git. Kimse sana zorla endoskopi yapamaz ayrıca, istemezsen yaptırmazsın.

Büyük bir ihtimal endoskopi yapmayacak. Yine çok büyük bir ihtimal bir reflü vakası. Doktora git, muhtemelen stresten uzak dur, kafein ve alkol alma diyecek. Gece yatmadan önce de yemek yememen lazım. 1 aylık basit bir tedavi verecek. Yanında da seni gaviscon denilen ve mide hastalarının hayatını kurtaran çiğneme tableti/şurup ile tanıştıracak. Tarif ettiğin sorunlar, kronik bir mide hastası için oldukça basit.

endoskopi o kadar da korkulacak bişey değil. Birkaç ay önce babam yaptırdı üstelik kolonoskopiyle birlikte yaptılar. Hiçbir sorun yaşamadı, zorlanmadı çünkü tamamen bayıltıp yaptılar(devlet hastanesi idi). Sonrasında da acı hissetmedi. Doktor gerekli derse yaptırılabilir yani korkmayın bence.

aynı problemleri yaşayan bir arkadaşım vardı üniversitede. senin gibi o da doktora gitmemekte ısrar ederdi. üç dört yıl içinde çocuğun ne hallere düştüğünü bizzat izledik. artık uyurken kusup boğulurcasına uyanacak raddeye gelmişti hastalığı. döve döve hastaneye götürdük. hala da çok iyi değil durumu.

niye anlattım bunları. daha fazla ilerlemeden lütfen hastaneye git.

Hemen bir gastro hekime git.gastrit ve reflun var.nasil yemek yiyip yatmakla ilgisi oldugunu sanmiyorum diyebiliyorsun anlayamadim. Refluden korkma asil o asidin ses teli felci girtlak kanserine yol acmasindan kork. Bir senedir konusma guclugu cekiyorum ayni nedenlerle.ultrasonla bile teshis konulabiliyor endoskopi sart degil.endoskopi yapilacaksa bile eziyeti en cok iki saat suruyor her sey dahil. Yillarca sikinti cekmenin esigindesin.yuksek yastikla yat.cig domates, nane, mercimek corbasi, sogan ve beyaz ekmek tuketme.uyumadan 3 saat once yeme icme islerini bitir.kbb uzmanindan da larongoskopi iste.1 dakikalik basit bir islem.

sakın doktora gitme.

büyük ihtimal reflü, lansor tarzı ilaç verir hemen endoskopiye yatıracağını sanmıyorum.
yemek yedikten sonra yatmak, antibiyotik kullanımı, içki kullanımı gibi sebepler nedeniyle olabilir.
doktora gitmekten kaçma, dahiliye doktoru bile ilgilenir zaten gaz içinde ultrason ile 10 dakikada anlıyorlar ilaç veya öneri verip yollarlar.

Aynı sorun geçen yıl bende de vardı. Sigorta olmadığı için çıkamamıştım doktora da. Burada arkadaşların tavsiyeleri doğrultusunda çözmüştüm. Beni en çok korkutan o tıkanıp sıçrama sekanslarıydı. Onu da 2 yastık koyup kafa-vücut eğimini 45 derece yapınca çözüldü. 1 yıldır hiç olmadı. Tabi bu bende böyleydi. O yönteme ek olarak çay, kahve, sigara ve alkol kullanmıyorum, beslenme düzenim de ketojenik beslenmeye çok yakın ek olarak akşam 8 den sonra su dışında hiçbir şey tüketmiyorum.

Yok mu anlayan kimse ??

Kas yağdan daha ağır gelir. Protein tozu tabiiki. Birde kalori hesabı yapmalısın günlük.

Nasıl yanı zamanın varsa biraz daha detaylı yazabilir misin ?

İkisi de. Yani gainer al. Bir arkadaşım kullanıyor muscletech marka, bayağı toparlandı. Ben bu markayı seviyorum ama ürünü kullanmadığım için detayını bilemem. İnternetten araştırabilirsin.

Bende gaiber den yanayım. Hacim kazanmam lazım. Protein tozu için erken diye düşünüyorum.

alabileceğin en kaliteli karbonhidrat kuru incir'dir.
alabileceğin en kaliteli protein, lor'dur.

hiç boşuna diğerlerine para verme. günde 300-400 gram kuru incir, 300-400 gram lor ye yeter. diğerlerinden çok daha doğal ve kaliteli besin almış olursun. lor yemek biraz zordur ama doğal bal ile biraz tatlandırabilirsin. ya da süre karıştır hepsini mikserle, tek seferde götür.

@diskbudur
Loru cidden yemek için her şeyi yaptım ama maalesef hiç bir türlü yiyemedim.mecburen yan ürünleri alman gerekiyor.

Karbonhidrat tozu kullandım bir kova 5 kg civarıydı sanırım. 45 güne böldüm servisleri ve 7 kilo aldım. İçinde protein tozu da var az miktarda.
Her gün spor yapmama rağmen hafif göbek yapmaya başlamıştı bir ara doğru egzersiz ile onu da hallettim. Tek kutu yetti bana başka da kullanmam, tavsiye ederim. Çilekli alırsan da baymadan içebilirsin bence.

Aradığım kişi senden özele attım mesaj

Gainer çok gereksiz geliyor bana yağ da kazanırsın mutlaka çünkü normalde yediklerimizin çoğu karbonhidrat.
Protein tozu alırsanda karaciğer enzimlerini takip et her ay.
Tavsiyem yulaf ezmesi
Peynir
Yağsız laktozsut proteinli süt çeşitleri
Baklagiller
Kuruyemişler
köfte kuşbaşı
Tavuk çeşitleri
Makarna
Çorba seversen mercimek tozu
Uğraşırım dersen kinoa chia toz yapıp meyveyle karıştırabilirsin

sayılır mı bilmem ama bence saatleri ayarlama enstitüsü şahane bir kriz yönetimi liderlik ve insan ilişkileri kitabıdır.

Davranışsal ekonomist ve psikoloji profesörü dan ariely'nin akıldışı ama öngörülebilir isimli kitabını okuyabilirsiniz.

sizin gibi ön yargılı olmama rağmen çok popüler ve kült olan şu kitaptan etkilenmiştim =

Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı - Stephen Covey

How to win friends and influence the people.İnsan ilişkilerinde bana çok şey kattı aldığım notları ayda 1 okuyorum.

Ahmet şerif izgören
Mümin sekman
Üstün dökmen
Kitapları güzeldir çıktıkları programları ve verdikleri seminerleride beğeniyorum

gördüğünün yarısına inan duyduğunun hiçbirine.

Valla tam onu (4s) yazmaya gelmiştim ben de sen yazmışın. Üstüne tanımam, her daim geçerlidir.

Yapmadığın şeyler için pişman olmaktansa yap ve hayallerini gerçekleştir.
Sevdiğin işi yap yaptığın işe tutkuyla bağlan motivasyona ihtiyacın kalmasın

İnsanları fiziksel özelliklerine göre değerlendirmemek.

Önyargılı olmak kendimize koyduğumuz en büyük engel

secrex+1
sonrasında asla geleceğe dair net plan yapma

insanları iplemezsek daha mutlu olacağımız. çoğu kişiye değer vermemek lazım. değer verenler sizi bulur sadece onlara değer verin..

sikine takma (değmeyecek şeyleri).

bağlanmayacaksın öyle körü körüne...devamını biliyorsun. doğru bu.

Yok ki

Kimseye hak ettiğinden fazla değer verme.

Kaybettiklerini unut, aksi halde kaybetmeye devam ediyorsun.

Hayatta her şey tercihten ibarettir. Yani müdahale imkanımızın olduğu her şey.

En değerli hangisi seçmek zor, değerli olanlardan ilk aklıma geleni yazayım:

Nasıl düşünüyorsan öyle varsın.

Mesela bu soruya verilen cevapların bir kısmı olumlu bir kısmı olumsuz nitelikte. Size garanti ederim ki 10 yıl sonra bu başlık altına gelip sonuçlarımızı yazabilirsek düşünceler aynı kalmak ve samimi olmaları koşuluyla vardığımız nokta yazdığımız yani düşündüğümüz yer olacak.

Kimse için uzaktan program verilmez, ben yeri geliyor hazır mıyım değil miyim bilmediğim için kendi programımı bile değiştiremiyorum ama ben compound egzersiz taraftarıyım, 5*5 yapmıyorsan bile her bölge için bir compound hareket seçip düşük ağırlıklarla ve yüksek tekrarlarla çalışabilirsin. 2*10-12 gibi. Bu hem nörolojik hem de kaslarının adaptasyonu için uygun bir çalışma şekli ama senin her şeyden önce temiz bir beslenme rutini oturtman lazım, o daha önemli.

Beslenmeyi de sürekli düşünüp, easy to follow, işe yarar bi beslenme düzeni bulmaya çalışıyorum.

Beslenme tavsiyelerin için ayrı bi soru açmama gerek var mı? :)

Egzersiz önerilerin için teşekkürler

Beslenme için paleo-low carb. tarzı bir beslenmeyi intermittent fasting matematiğiyle uygularsan ilk dönemlerde kas inşa edip yağ yakma süreci daha yüksek oluyor, zamanla düşüyor bu eğri ama seni bir süre götürür bu disiplin, ondan sonra zaten konun mantığını kavramış olursun öyle öyle yürürsün. Sen ilk aşamada günlük ne kadar kalori alman gerekiyor onu hesapla, sonra o miktarı makrolara ayır, başka bir olayı yok zaten bu işin 2000 kalori alacaksan %40 protein %40 yağ %20 karb. gibi bir şablon seni götürür ama bu hesap amaca göre değişir tabii ben örnek olması açısından yazdım bunu.

3*12 gitgide azalıyor 8tekrarda üçüncü set bitiyor bazen benim.
Bölge için temel hareketleri yapıyorum üçer hareket filan ilk ay böyle geçiyor genelde.
Bodyforumtr de baya açıklamalı oluyordu hareketler

Buharlaşan suyu üst kısımda bir haznede topluyor sonra onuda lavobaya döküyorsun diye biliyorum.
Başka oda seçeneğin yoksa havalandırırsın elektrik tesisatını kontrol edersin ikisini birden çalıştırmazsın sorun olmaz.

"Sector" olabilir.

First step ? Part&section&chapter

stage daha uygun olur.

stage bence de.

Stage

oyakinsaat.com.tr

stage, phase karışık kullanmışlar.

Phase de stage de olmaz bence.

Bence de phase ve stage olmaz demeye geldim, section daha uygun gibi sanki.

étape kelimesinin ingilizce karsiligi stage.

phase dersen baska anlam olur.

5 yıllık bellona yatağım resmen krater çukuru gibi oldu. En kısa zamanda değiştirmeyi düşünüyorum. Eğer alacaksan sadece yatak üreten bir marka tercih etmen daha mantıklı.

Visco yu da araştırabilirsin

almadan önce çok araştırdım burada da sordum sonra yataş athletic aldım çok memnunum.

yüksekliğin aynı olmasına gerek yok. yeter ki basınç farkı oluşturabilecek bir düzeneğin olsun.

örneğin pompa. elektriği çekip uygun bir pompayla suyu taşıyabilirsiniz.

sıvıların taşınabilmesi için basınç farkı olmalıdır.

çok düşük açılar (1 derece gibi) vererek uzun mesafeler kat ettirebiliyorlar antik roma'dan beri

Akışkanlar mekaniği
Pompa & boru çapı & boru boyu & eğimiyle oynayarak

Ben de duymustum. Maasini asgariden yatiriyorlar. Kisi maasini cekip kalani patrona iade ediyor.

çok şirket batıyor. eskiden ticaret odasında danışmanlık yapmıştım. oradan biliyorum. aslında sadece bize özgü değik. abd'de yapılan bir araştırma yeni kurulan smelerin 5 sene içinde yarısından fazlasının çöktüğünü vie çoğunun iş planı olmadığını gösteriyor.
bizdeki sorun ise, usta yanında yetişen adamın 2 gün sonra ben de bir iş açayım ne de olsa her şeyi biliyorum diye süper bir özgüvene kavuşması. bu fena değil. kurtuluş girişimcilikte, istihdamda. ama ağbicim işletmecilik, muhasebe, ik, tedarik vs. bunlardan alıycaksın. yani sadece işin çakallığını yaparak bu iş olabilir mi, bir iş sürdürülebilir mi?
bir gün, 5-10 işadamı ile yemek yiyorduk. adam tedarikçisine verdiği çeki nasıl ödemediğini anlatıyordu. neden ödemiyorsun dedim. bize de ödemiyorlar ne var bunda dedi. e iyi de adam sana güvenerek bir plan yapmıştır dedim. ohoo hocam piyasa böyle sen de çok katısın biraz daha esnek (!) olmalısın dedi. ben buna yavşaklık dedim afaddersin. adam ekmek alacak ulan, sen çeki ödemezsen eti butu ne batıyor işte.
yazık valla. emekler, günler, geceler, hep birbirine bağlı. hükumet teşvik veriyor ya, iyi bir şey. ama altyapı sakat olunca ne yaparsan yap. mevzu dönüp dolaşıp batan işletmelere gelmek zorunda.
aklıma geldi. işletmecilere bu kosgeb vs girişimcilik dersleri veriyor ya, okullarda nerede çer-çöp adam var, o veriyor dersleri. adam hayatında bir girişim başlatmamış, okuldan başka işte çalışmamış gelmiş girişimcilik dersi veriyor iyi mi? veya şu: kimin paraya ihtiyacı varsa, kim yöneticiye yakınsa dersi o verir. hahaha :D

Okula, bolume, kisinin kendini gelistirmesine bagli.

Cevremde ortalama baslangic maaslari en azindan 3-4bin lira.

Tabela universitesine gidip kendine hicbir sey katmadan mezun olan kisiye 1000lira bile vermem acikcasi.

edit1; cevremin geneli bogazici mezunu.

edit2: genelde cevap vermem boylelerine de her seye sallamasyon diyenler de bi degisik... he kardesim herkes senin gibi.

Hangi meslek hangi şehirde 3-4 bin ile başlıyor merak ettim.
Benim çevrem 2bin ile zar zor başlıyor

5500,3-4 bin. nasıl bu kadar sallayabiliyosunuz lan:)

ben çalışmaya başladığımda asgari ücretin 2 katından fazla bir rakamdı aldığım. bu yıl çalışmya hayatına başlayan bir arkadaşım 4.200 ile başladı. o para çekip üstünü patrona verme muhabbeti biraz ekstrem olmuş.

edit: rakamları beğenmeyenler olmuş. turkcell'de mühendis maaşı nedir girin bakın.

Valla depresyon bi şekilde hayatıma devam ediyorum şükür ara ara çöküşler oluyor ama napalım ilaç almadan yürütmeye çalışıyoruz. Ben bi süre kullandım iyiydi ama kısa vade için oldu bu cunku kendimi iyi hissedince bırakmıştım sonra göt gibi oldum affedersin ama dediğim gibi toparlanıyorsun ya da gidiyor işte tekerlek gibi

Antidepresan sorun cozmez, halinin altina supurur. Doktorlar bol keseden dagitiyor cunku terapi zahmetli is. Bence cok siddetlenmedikce kendin cozmeye calis. Hep olumlu dusun olunlu seyler yap.

@playing star again yani ilaç yardımı alınmalı mı bu süreçte sizce?

@i m sick tired bir süreliğine, süreç bitene ya da en azından hafifleyene kadar halinin altına süpürmesi iyi olmaz mı?

basit spor, spor, spor.

Antidepresan kullanmaya bailayacaksan doktor da uygun gördüyse en az bir yıl civarı kullanmak gerekiyor düzenli şekilde faydasını da gördüm düşüncelerine daha sağlıklı yaklaşabiliyorsun tabi biraz fiziksel olarak insanı yavaşlığa itiyor sonrasında bıraktım. Yine kötü geçsede günlerim hayata karşı bakış açım olsun kendimi değiştirmem olsun sorunlarla mücadele ilaçsız devam ediyorum şimdilik.
Güzel kitaplar var güzel ted konuşmaları var onlardan da yararlan. Hayatta sorunları çözme kabiliyeti tecrübeyle gelişiyor üstüne gitmek lazım

çok da kısa sayılmayacak bir dönem antidepresan ve psikoterapi kombinasyonuyla üstesinden gelmeye gayret ettim.

ben antidepresan kullanırken alışana kadar ilk bi kaç gün dışında uyuşma falan yaşamadım, notlarım yükseldi, tansiyonum ve nabzım düzeldi, özgüvenim arttı.

birçok arkadaşım da kullanıyor. kesinlikle kullanmadan aşmak daha hasarlıdır.

kullanırken olabilecek en can sıkısı hasar bırakırken yarattığı withdrawal effect dışında bir şey yok. o da ben de 1-2 ayda geçmişti. ilaçtan ilaca, kullandığın sürece,dozaja göre değişkenlik gösterebilir tabii.

snri'lara antisiyolitik deniyormuş. ben anti-anksiyete deyip geçiyordum, muhaha dediler, ona antisiyolitik denir. demem o ki bu snri daha ziyade anksiyetenin bir parçası olduğu depresyon vb comorbid psikiyatrik sorunlarda öneriliyor, anladığım kadarıyla. ilaç kategorisi de antidepresan değilmiş yani. (playing'e bir şey demiyorum, o daha iyi biliyordur sanırım zaten, sadece bu ayrımı yapma ihtiyacı hissettim yani belki doktorunuz size snri'ların hiçbir türünü bile vermeyebilir diye)

ben snri kullanıyorum. uzun bir ret döneminden sonra kullanmaya başladım, çok düzen tutturamadım ama artık bir-iki gün atlarsam canavara dönüşebiliyorum, onu gördüm.

o açıdan bana hayatımın şu döneminde elzem geliyor bu. sorunun dönemsel olması bana kendi kendine atlat dedirtiyor ama yeterince tekrar eden dönemsel sorun insanda daha sonradan yerleşik tepkiler yaratmaya başlayabiliyor.

o açıdan da buna istersen kendi kendine karar verme, bir psikiyatr ile bunu enine boyuna görüş, diyesim var ve dedim.

bunu antidepresan kullanımı durumunda da söylerim. bunlar bağımlılık yaptıklarından insan gıcık oluyor ve almak istemiyor ancak yokluğu durumunda oluşan stres mi biyolojik zarar açısından daha fazla, zamanla neurotransmitter üretiminin veya emiliminin(reuptake) -bilemeyeceğim- azalmasına neden olduğu söylenen ssri ve snri grubu ilaçların zararı mı daha fazla onu da mümkünse tartmak lazım.

Uykuda bilgisayar hala çalışıyor ama güç tüketimi çok az ve daha çabuk uyanır. Hibernate'de bilgisayar o anki oturumu kaydedip kendisini tamamen kapatıyor. Tekrar açınca ekran vs her şey en son haliyle açılıyor ama açılması daha uzun sürer.
Otomatik uykuya geçmeyi güç ayarlarından ayarlayabilirsin.
Normalde güç tuşunun uyandırması lazım ama onun da güç ayarlarında bir opsiyonu olabilir.

Kapağı kaldırdığında herhangi bir tuşa basmayı dene power tuşuyla kendine gelmeyebilir

www.youtube.com

Facebook'tan bircok sayfayi takib alarak. Evrim agaci falan hikaye.

stavro +1

Bilimfili var. Bişey daha vardı unuttum onu çok görmüyorum çünkü.

Evrim agaci denmis zaten, geri kalanlari da yazayim da arsiv olsun.

Bilimsol: haber.sol.org.tr/bilim
Evrimsel Antropoloji: www.evrimselantropoloji.org
Bilimfili: bilimfili.com
Arkeofili: arkeofili.com

Bununla birlikte Evrim Agaci Youtube kanali bayagi gelisti. www.youtube.com
Evrimsel Antropoloji de Youtube'da yavas yavas basladi, umarim guzel gider. Kisa videolari bilgi verici gorunuyor. www.youtube.com

psikolog bir arkadaşım var, sağolsun arada makale atıyor ama bu aralar boşladı, cahil hissediyorum kendimi.

i fucking love science

Haftalık yayınlanan bir dergimsi var herkese bilim teknoloji diye fiyatıda 3.5 tl.

(bkz: teknoloji ve bilim notları)
www.youtube.com

türkçe harici; çoğu zaman yoğun teknik terimli yoğun makaleleri anlamaya yetecek rahatlıkta olamadığım için daha basit ve özet bilgi geçen facebook sayfalarını takip ediyorum, aralarında en sık paylaşım yapan i fucking love science. biraz magazinsel haberlere kaydılar bir zamandır ama zaten amacım önce gelişmelere göz atmak, sonrasında ilgimi çekerse direkt kaynaktan ve daha sağlam temelli yerlerden araştırmak olduğu için işimi görüyor.

Bakso kapsul kullandim ama o donem is sebebiyle otelde kaliyordum.probiyotigi en hizli alabilecegin sey hatta hayatin boyunca kullansan cok mutlu olacagin sey ev yapimi yogurt. Ben suan gurbetteyim bir kahvalti salonunun sahibine rica ettim bir litre gunluk sut alip ev yogurdu yapiyor bana.her aksam.ugrayip bir tabak yiyorum.butun probiyotik ihtiyacimi karsiladigim gibi sikayetlerim de hizla azaldi.tursu ve dogal kefir de probiyotik kaynagi ama tursunun yan etkileri oluyor mide sorunu olanlarda.kefir de yogurttan daha zor ulasilan bisey.illa ilacsa bakso kapsul guzel.ama yogurt gibi olmaz.

ntbiotic

o haplar yerine ev yapımı tursu bilhassa lahana, kefir ve şalgam icebilirsin

ve keten tohumu

Probien uygundu fiyatı.
Ayrıca probiyotikli yoğurt activia var

Benim diyetisyenim nbl travel tavsiye etti. 2 günde bir 1 tableti şeker gibi ağzında eriyip bitene kadar emiyosun. Güzel. Bunun yanında kefir yoğurt activia yazdığı da oluyor tabii dönüşümlü olarak. Bir arkadaş activia'ya güvenme kutuda yazdığı kadar probiyotik yok onda demişti. Kaynağı nedir bilemiyorum. Kefir en iyisi bence de.

nbl probiotic gold

Bu gelirle ev almamak çok tuhaf. O ev sahibi hep hayatta mı kalacak?

ufak bir iş kurardım.

ev arsa altın derim.

abi eve cık demişsin ama o kadar gelire bence ev almak en mantıklısı. şu hayatta iş falan kurmadıkça en büyük getiri getiren ev oluyor.

Eve ihtiyacın yoksa bence girmek mantıksız. Kiracı ile uğraşmak falan çok zor işler. Arsa alın hemde evden daha hızlı değerlenir. Yakın zamanda paraya ihtiyacınız yok gibi olsa dahi arsa her zaman satılır.

Hiç evi olmayan biri için ev almak mantıklı kira yerine kredi ödemiş olursun en azından kendi yerin olur.
Herkes kötülüyor ama 15yıllık bir plan düşünüyorsanız bireysel emeklilik ilk zamanlar çok az verirsin çıkmaya yakın yüklenirsin toplu alırsın diye düşünüyorum ayrıntılı bilgi verip teorimi çürütenler bilgi verir şimdi

Anlaşılan ev veya araba derdiniz yok. E aga gidin tatil yapın. Hayatın tadını çıkartın. Git Kamboçya'dan nepal'e kadar ez paranı madem.
Tasarımcı imzalı mobilyalar kullan, iittala'dan bardak çanak al lüks yaşa. Üstüne başına yurtdışından alışveriş yap. Kaliteli şarap iç. Pahalı hobiler edin.

Yardım falan edeceksen de çocuk evlatlık edin yatılı okula gönder. Hayatı kurtulsun. Karadelik gibi verdikçe alan ama hiçbir düzelme göstermeyen insanlara yardım etmekten daha evladır insanların hayatını değiştirmek.

Ev alın diyenler türk kafası bu arada onu da belirteyim. Kronik fakirlik ve fakir kalma evsiz kalma psikolojisi. Ev alacaksan da yurtdışından al mallorca'dan falan 150-200 bin pound civarına mükemmel evler var emeklilik için ideal.

Ev gibi bir mal almak, yakın çevrenin ihtiyaç durumunda sizden para tırtıklamasının da önüne geçer. Kredi ödüyoruz yea diyip kurtulursunuz. Bi arkadaşım sırf bu yüzden ev aldı.

İyi denk getirirseniz arsa olabilir. Ancak en güzeli çoğunluk altın olacak şekilde sepet (altın, dolar, euro) yapmak.


Bence paranızın bir kısmını gezmeye, yemeye vs. zevklerinize ayırın. Yaş gençken yapmak lazım bazı şeyleri...


.

gezmek, (değişik yer ve ülkeleri) bu sırada tabii ki ticaretini yapabileceğiniz işlere bakmak. yok bunlar size göre değilse $, € yatırımları derim.

Gres yağı silah uzun süre (bir yıl civarı) kullanılmayacaksa uygulanır.

Viskozite değerleri farklıdır sonra koruyucu tabaka ortadan kalkar ısınma aşınma olur sonra korozyon pul pul dökülme tabi durum buraya kadar gelmezde mekanik şeylerde böyle olaylar var her yağ birbirinin muadili değildir silahım yok ama can sıkıntısı ve makine mühendisliği bilgim var paylaşayım dedim

çünkü talaşı bir yerde kullanamayacakları atıl parçalardan üretiyorlar. bloklar hala başka işlerde kullanılabilir.

Arz - Talep dengesi.

Korben dallasa katılıyorum.

Arkadaşların da bahsettiği gibi, işçilik masrafları . Parça blok olarak aldığım hurda olsun olmasın malzemeyi daha az işçilik ile kullanabilirim.

Talaş hurdasında ise ergitme vb işlemlerden sonra birtakım işler de yapılarak ancak kullanabilirim. 2x belki 3x işçilik olur yani.

Talaşın içinde soğutma suyu yani yağ filanda olur ergitirken sıkıntı hep bunlar bu yüzden tahminimce staj yaptığım fabrika yağsız hurdaları ergitiyordu talaşı daha kalitesiz çalışan yerlere satıyordu

2 ürün de eritilecek ama!

Hurdaların paslanma durumları var. Talaşların yüzey alanı daha fazladır ve bu yüzden daha çok havayla temas ederler. Blok parçaların iç kısımları havayla temas etmediği için paslanma miktarı daha az olur. İkisini de eritiyorsun ama o sıcaklıkla paslar, kirler gidiyor. Eritme sonucunda daha az kütle elde ediyorsun.

e yeni süpürge de almışsınız sorun ne ki? yeni süpürgeyi kullanın, eski süpürgeyi de gönderi kodu gelince iade edin? bu kadar dert ettiğiniz nedir?

En son müşteri hizmetlerindeki kız isterseniz bu kadar uğraşmayın diyor.
şucevabın üzerine kılımı kıpırdatmazdım.

cliquot +1

uğraşmayın dedilerse niye kendinizi bu kadar yıprattınız? siz elinizden geleni yapmışsınız. şu saatten sonra kimsenin hakkını yemiş olmuyorsunuz bence.

ihtiyaçtan kullandım dersin bir şey olmaz onların hatası

Beyler bunlar birinden bir çalışandan masrafı falan keserlerse üzülürüm. Kutulara yanlış faturaları takmıştır belki eleman ona keserler faturayı . Ya iade için dönmezlerse ne yapıcam elimde iki süpürge olucak. ve zaman geçtikçe mediamarktan aldığım süpürgeyi geri veremeyebilirim. Çifte zarar.

Maaştan kesme falan olmaz.
Büyük şirketlerin böyle hatalar için bütçede belirledikleri pay vardır zaten.
En fazla uyarı alır çalışan (art niyet olmadığı sürece).

Süpürgeyi kullan bence de.

bu senin yaptığın hak gözetmek olmuyor. hatayı kim yaptıysa aradaki farkı ondan alır şirket. almalı da. adamlara o maaşları hatasız iş yapsınlar diye veriyorlar.

başkasının yaptığı hata senin lehine olmuş olabilir orası başka. kimsenin hakkını yemiyorsun. birisi salaklık etmiş faturasını ödeyecek.

Hepsiburadanın sevdiğim yanlarından biri kargo gecikince hediye puan vermişlerdi hatalı iki defa ürün geldi daha yüksek değerli olduğu için letgodan sattım gittim o paraylada ihtiyacım olan şeyi aldım. Hep biz mi kazıklanacaz en azından din iman geçinip milleti kazıklamaya çalışan küçük esnaf çakallıkları yapmıyorum :)

Bir konuşmadaki için konuşmayı e postala seçeneği işe yaramaz mı?

Program olmasın demişsiniz ama Wifi file transferi çok tavsiye ederim. Telefon ve bilgisayarın aynı wifi'ya bağlı olması yeterli.

E-posta
Phone drive
Bulut sürücüler
Cam scanner ile de tarattıklarını

Google fotoğraflar uygulaması kurulur google onları bulut sistemine yükler sizde her yerden erişebilirsiniz.

Ya da yandex disc kur telefona, Otomatik senkronize et.

ben fakirim.

burada makarna:

tr.foursquare.com

ben de fakirim.

www.google.co.uk

burda kumru. canım istedi :/

Pizza venedik restoranında 4 peynirli üstüne bacon attirin. Yanında ev sarabi için. 100 liraya cikar 2 kişi, ama değer yani

friends burger - alsancak - burgerleri çok iyidir.
kokoreççi asım - yeşilova
kokoreççi baki usta - bostanlı
katmercim - üçyol - katmer yiyin.

öğrenci işi olarak villa grilla tavsiye edebilirim.

İzmirin yemekleri beş para etmez. Ben hep aç dönüyorum istanbula

Götür bakalım değiştirirse mutlu mesut dönersin. Başkasına satmaz yine geri geleceğini bilir servisine yollar o kadar ince düşünme türkiye burası sen kendini düşünmezsen kimse seni düşünmez tecrübeyle sabit. Başkasını düşünürsende enayi yerine koyarlar.

Sonradan içine dert olmasın istiyorsan açıkça söyleyeceksin. Ben bunu uğraşırken kırdım kırmasam da iç içe geçmiyor diyeceksin. adam iyi esnafsa muhtemelen geri alacak yada belki iç içe geçmesinin bir yolunu bulurlar. en kötü almıyorum der ekonomik zarara uğrarsın ama gece rahat uyursun.

Ben de yapiyorum. Sanirim alkol bagimliligi boyle basliyor.

Ben de.

Çaresiz stresli güvensiz iş yapacak enerjim olmadığında bir şeylerden kaçtığımda insanların beni yorduğunda oluyor gerçi doktora sorsan depresyon der ve antidepresan verir

(bkz: uykuya kaçış)

Moralim bozuk olduğunda çocukluğumdan beri uyurum ben de.

Bu durum ilkel(immature) savunma mekanizmalarından biri oluyor. Psikolojide normal kabul edilmiyor çünkü çaresizliğinizle baş edebilmeniz gerekirken siz uyumayı tercih ediyorsunuz. Bunun yetişkinlikteki versiyonu genelde uyuşturucu madde (antidepresan dahil) kullanımı oluyor.

biriyle kavga edeyim, sevgilimle ayrılayım veya can sıkacak başka büyük bişey olsun, eve gelir hemen uyurum. klasik bi depresyon şekli sanırım.

Ben de Öyleyim sonra adımız uykucuya çıkıyor .

Beyin uzaklaşmak istiyor diye düşünüyorum ben. Aynı zamanda beyin, uykuda indeksleme işlemi yapıyor ve bu sayede daha net yorumlar oluyoruz olayları.

Vücut her zaman kendini korumak ister, avantajlı çıkmayacağı bir durumun içine kendini sokmaz.

Uykuya kaçmak diyoruz ama kaçmak değil bence, yapılanmak. Ecnebiler 'power nap' diyorlar.

Olmaz.

Spor yaparak da kas kütlesi öyle çok fazla artmıyor, düşün işte spor yapmadan ne olacağını. Beslenmen ne kadar iyi olursa olsun ilk haftadan sonra kas kayıpları eser miktarda da olsa başlar.

sadece steroid kullanırsan oturduğun yerden eser miktarda kas yapabilirsin.

Koş falan sende fitness'a gitmiyorsan.

Sporda kasların yorulacak sonra biz yetmiyoruz diyecek kas lifleri hacimlenelim yediğin proteinler oraya gidecek enerji kaybı artacak yediğin karbonhidratlar enerji olacak hatta yağlar yakılacak enerji sağlanacak.
Spor yapmıyorken kas lifleri hacim kaybedecek yediğin proteinler kullanılmayacak karbonhidratlar yağ olarak depolanacak yağlar yakılmayacak.
Düzenli spor yapıyorsan 2 ayda çok kaybın olmaz spor yapmayan biri için 4yumurta fazla olabilir

Alınan fazla protein de yağ olarak depolanıyor. Beslenmeye spor yaptığın dönemdeki gibi aynen devam etme derim.

bırak kas yapmayı kas kaybına uğrarsın. Ha desen ki kas kaybımı önlemek için ne yapabilirim, o da supplement olan bcaa alarak kas kaybını azaltabilirsin

Su ile calkalanmaz diye biliyorum

Su ile çalkalanmıyor üstünde de yazıyor o şekilde.
Önce fırçalıyorum sonra diş ipi sonra gargara

çalkalamayın yazyor ama listerine çok sert geliyor bana. bi yarım yudum su ile çalkalıyorum valla.

colgate'in var daha rahat listerine'e göre, onda çalkalamadan durabiliyorum.

Önceden çalkalıyordum artık çalkalamıyorum.

Şehir içinde kurallar genellikle normal, want2die'ın dediği gibi uzun yol yapmayan ne çektiğimizi nedrn söylendiğimizi bilemez, kaza yapıyordum daha yeni bi anda yol 110'dan 50ye düşüp karşımda eds olunca zira ben yavaşladım arkamdaki araç duramadı. Böyle de riskli saçma işler.

Ben Türkiye için normal buluyorum. Trafik adabı çok başka bir olay.

Bana kalsa şehir içinde daha çok düzenlemeye giderim egzos sebebiyle gürültü kirliliğini azaltacak gerçek cezalar veririm.
kaldırımlar deseniz araçlarla dolu, yolun karşısına geçeyim deseniz aha bak yaya geçecek diyerek gazı kökleyenler dolu.
Takip mesafesinden haberi olmayan insanlar varken araç sürücüsü olmak bile stresli arkadan devamlı gelen korna sesi bağırışlar.

Dünyayı bilmemde Türkiye de cezalar çok dusuk ve caydırıcı degil, bu yuzden de millet korkmuyo , cok cok " öderim yaparım" kafasında,
Mesela,
Alkollü arac kullanan adamın ehliyetini 6 ay değil en az 3 yıl iptal edeceksin,
Yine alkolluyken kaza yapan adamın ehliyetini 10 yıl iptal edeceksin,
Adamın aracını elinden alıp satacaksin, parasını magdura vereceksin,
Arac kendisinin değilse adamın donuna kadar alıp karşı tarafa vereceksin,
Bak bakayım bir daha cesaret eden oluyor mu!?

@alttaraf

Taksim'de sallandırmayı unutmuşsun : ))

3m scotchbrite'ın böyle bir ürünü vardı migroslarda vs olması lazım.
Rossman'da domol markasına ait olanı da görmüştüm.

Rossmanndan aldım ben de en son en az scotchbrite kadar başarılı.
Ara ara bimde de oluyor sanırım, bi kere göemüştüm ama devamlı olmadığını sanıyorum.

Migroslarda oluyor genellikle

ben yapıyorum bir şey olmuyor

kafein uçucu değil. gece buz dolabında demlenen kahvenin ekstra kafein içerdiğini okumuştum.

Buz süt kahve su koyup termosta gün boyunca kullanıyorum bir şikayetim olmadı şimdiye kadar

Cold press aletleri var, suyu kahveyi dolaba koyuyosun geceden yavas yavas sabaha soguk kahve oluyor

soğuk demleme yap.

İçini açıp prizin gireceği yerleri biraz gevşetebilirsin bence

Açabilirsen aç bak. Anlamam dersen yenisini al. Onun fişiyle bunu götür.

Bunlarda çocuklar için güvenlik amacıyla yaylı bi mekanizma oluyor. Kalitesiz olduğunda da böyle oluyor. Ben benzer bir durumda açıp o yayı atıp rahat etmiştim. Çocuk falan yoksa oynayacak yapabilirsiniz.

Onun doğrusu vajinismus olacak ve benzetmeye koptum.

Bence uğraşma. Bir tane daha al aynısından. Onun fişiyle bunu götür Carrefour'a. Fazla kablodan zarar gelmez, hem bunu da iade etmiş olursun.

ön sevişme?

kaynak yapıyorum müsadenle; hotpoint ariston var. aynı sesler mevcut. çatırdamalar grul grul su sesi gibi seler geliyor. 2 seneyi devirdi alet ama hiç problemi yok.

Fare olabilir mi dolabin arkasinda

nofrost dolapların buz kırma sesi, sorun yok

yok eve 2 gun once tasindim fare falan degildir. bir de genlesme sesi degil eminim.

Bizde de indesit var aldığımızdan beri kafasına göre çatırdıyor, depremler oluyor beyninde ama içinde ölen bir yer yok <3 bu sesle yaşamayı öğrendik biz, sorun etmiyoruz.

buzmatik? acik oldugunda o sesleri yapiyor..

Akım atlıyodur kablosu sıyrılmıştır ?

yok akimin havayi delmesi icin cok cok yuksek gerilim gerekli. soylendigi gibi buz kirma diye bir islem varmis sanirim sikinti o. fakat bu boyle surekli tikirti sesi mi cikartacak? yoksa bunu belirli araliklarla mi yapacak? surekliyse neden 2 gundur yapmiyordu kafamda deli sorular.

kapiyi actim ses kesilmedi :) buzlar erisin diye de cekemem ki fisini icindekiler kotu olur diye korkuyorum.

Bendeki samsung da yapıyordu. Servis buz kırma sesi olduğunu söyledi. Buzdolabının soğukluk seviyesini düşürünce ses kesildi.

ben de minimuma aldim alti da ustu de. ama hala devam ediyor ses. nasil kurtulucam bundan. bir kurtulsam kapiyi fazla acik birakmayacagim, ayari minimumda tutucam bi daha yapmasin diye de bu ses ne zaman bitecek? ya da illa servisin gelip onlarin mi yapmasi gerekiyor.

İngiliz anahtarıyla sabitle. Çeliği demirle kesememen normal.

biraz etli paket lastikleri olur ya, araya onlardan koy.

@dissendium sabitlemek için tutabileceğim bir yer yok.

@jimicik bunu deneyeceğim fakat o kadar aralık olmayabilir tam bilmiyorum.

başka fikir verecek arkadaşlar varsa ihtiyacım var fikirlere. teşekkürler.

Doğalgaz tesisatçısı yada demirciye git ya demir makası yada elektrik ark kaynağıyla ya da oksi gaz kaynağıyla kesin çözüme ulaşabilirsin

arkadaşlar değerli vaktinizi ayırdığınız için teşekkür ederim. aynı problemi yaşayanlar için eldeki imkanları kullanarak sorunu çözmek isteyenler olursa diye sorunumu nasıl çözdüğümü anlatayım. somun ve vida arasındaki pulu demir testeresiyle bir kısmını kestim. bir kısmını da fort pense ile zayıflatarak kopardım. ardından çekiçle ufak ufak vurarak diğer tarafından çıkardım.

ders basi degil de kredi basi olacak sekilde belirleniyor o. yani donem basi 24 kredi gibi. bazi okullarda da son sinifta 36 ya da 38 kredi falan alma hakkin da olabiliyor. yonetmeligi okumalisin.

Genelde ne kadar fazla ders alırsan, dönem sonunda geçtiğin ders sayısı o kadar düşük olur. Okul uzamış artık anladığım kadarıyla. Önündeki derslere odaklan, daha fazla uzamasın.

Okul uzattıysan büyük ihtimalle 9dan fazla alabiliyorsundur akts + 2-3 ders oluyor. Öğrenci işlerinle görüş dönem bitmeden.

dönemlik ders sayısından ziyade kredi oluyor limit. yaz okulu ile kapatılamayacak bir açıksa eğer dilekçe yazıp son sene ekstra kredi isteyenler vs. oluyor, buna da bir bakabilirsiniz.

bence pc toplamanız daha performansa yönelik bir hareket olur. gtx 1070 li bir canavar toplanır o paraya .

ev dışında oynamazsanız masaüstü alın. yoksa da i7 şart, ssd gerekli, 8gb yeterli ama 16 daha iyi olur.

masaüstü +1000

i7 olursa güzeldir ama 16 gb ram artık standart haline geldi gibi bir şey. benim 4 sene önce aldığım laptopumda 16 gb ram var. o zaman için çok iyiydi ama aradan 3 - 4 sene geçti.

yine de tekrar edeyim, performans açısından laptop masaüstünden geri kalır. aradan 2 sene geçtikten sonra masaüstünü upgrade ile bir iki sene daha düzgün şekilde kullanabilirsiniz ama dizüstünde bu imkan neredeyse hiç yok. eğer anakart uygunsa belki ram i yükseltirsiniz o kadar. ayrıca dizüstünde özellikle yazın ısınma sorunları performans kaybına sebep olur. performans kaybı ilk yıl yaşamazsınız ama sonrasında cayır cayır hissedersiniz :) oyun için kesinlikle ya konsol yada masaüstü.

www.sinerji.gen.tr

Bence bundan al geç. Lan partilere gidiyor hafif ve küçük. Estetik. Her türlü götürür seni.

Ssd oldukça bilgisayarın açılış kapanış süresini azalttı.
Dışarıda kullanacaksan laptop ve adaptör ağırlıkları önemli
Almışken i7 olsun
Ekran kartı önemli oyun için

Monster kullanıyorum, 4 sene falan oldu. Kullandığım modelleri oyun için değil de ağır yüklü 3 boyutlu çizim, modelleme vs gibi programlar için kullanıyorum ve gayet memnunum. Kullanıcı desteği, müşteri hizmetleri açısından gayet iyiler, o yüzden tavsiye ederim.

Ben en son alalı bayağı bir zaman geçti, doları falan da hesaba katarsak fiyatları hakkında pek bilgim yok, lakin en az 8 gb, i7 ve gtx950 ekran kartı civarı bir şey olursa sıkıntı çekeceğini zannetmem. Ssd de olsun ayrıca, çok fark ediyor.

Araştırırkwn Dell inspiron 7567 modeli buldum. Fiyat performans bakımından özellikleri daha iyi. Ne dersiniz?