Giriş
(6)

besiktastan emniyet duragina

in vino veritas
nasil gidebilirim? metro tercihim olur. emniyet duragi fatihteymis sanirim ama ben hic bilmiyorum oralari.
nasil gidebilirim? metro tercihim olur. emniyet duragi fatihteymis sanirim ama ben hic bilmiyorum oralari.
0
in vino veritas
(18.02.22)
Emniyet-Fatih —M1 metro istasyonuna ulaşmak istiyorsunuz sanırım. Gitmek istediğiniz yer istasyonun kendisi mi? Yoksa çevresinde bir yer mi?

İlginçtir, uzak olmamasına rağmen Beşiktaş'tan doğrudan bu noktaya tek vasıtayla ulaşım bulunmaz :)
{En azından bir süre öncesine kadar yoktu}

Metro tercihinizse, Taksim'den Yenikapı metrosuna binip, oradan da aktarma yapıp M1 metrosuna binerek Emniyet-Fatih istasyonunda inebilirsiniz.

Otobüs bir nebze daha kolay olabilir, 28T'ye binip, Yusufpaşa durağına indikten sonra yürüyebilir ya da Aksaray'dan bir durak için yine M1 metrosuna binebilirsiniz.
0
kaptankedi
(18.02.22)
evet oraya ulasmak istiyorum, isadem varmis yakininda isadem'e gidecegim ama oralari hic bilmiyorum.

evet besiktas'tan yakin sayilabilecek bir uzaklikta hatta yurusem dedim ama bebek arabasiyla olacagim cok zor olur mu bilemedigim icin garanti olsun istedim. otobusten indikten sonra yurume mesafesi ne kadardir acaba metroya bin in bebek arabasiyla 1 durak icin yurumekten daha zor olabilir mi bilemedim.

kabatasa gelip oradan bir seylere binerek ulasabilir miyim ki?
0
🌸in vino veritas
(18.02.22)
O zaman otobüsten sonra metro ile devam etmeniz daha iyi olur
0
kaptankedi
(18.02.22)
direkt söz konusu emniyet müdürlüğü durağından geçen otobüsler

taksime çıkarsan
32t
79t
89t

eminönü peronlardan
33te
78
79ge
97ge
146b

eminönü kantarcılar durağından kalkan(yolun kıyıdan öteki tarafı)
336
0
comp
(18.02.22)
kapntankedi +1

oyle bir mesafe ki taksiye binseniz trip atar (atmadiklari bi mesafe yok gerci)

otobus olarak 28 bir ust caddesinden, 28T de bir alt caddesinden gecer.

Isadem icin baktim simdi 28 daha uygun gibi gorunuyor: goo.gl

Yavuz Selim duraginda inip asagi yuruyeceksiniz 700 metre


2. secenek de yusufpasa'ya otobusle gidip aksaray metrosuna binmek ama ben olsam ilkini yapardim cunku metro sadece bir durak olmasina ragmen yusufpasadan alt gecitle karsiya gececeksiniz bi daha metro in cik, yani bebek arabasiyla yorucu olabilir.
0
supergirl
(18.02.22)
28 e binip gitsen daha iyi olur
0
ala09
(18.02.22)
(2)

spordan dolayı her yerimin ağrıması

duyurukullanıcısı
bir ay oldu düzenli gidiyorum da her yerim feci ağrımaya başladı, hap falan kesmiyorsauna işe yarar mı?
bir ay oldu düzenli gidiyorum da her yerim feci ağrımaya başladı, hap falan kesmiyor

sauna işe yarar mı?
0
duyurukullanıcısı
(18.02.22)
magnezyum işinize yarayabilir. bir de muz yiyin arada, mümkünse spordan önce. potasyum da iyi gelir. günde en az 1 adet Beypazarı sodası da minerallerinizi tamamlamanıza yardımcı olur.

sauna yaramayabilir, eğer mineral eksikliği çekiyorsanız terleyerek daha fazlasını kaybedersiniz.
0
kaptankedi
(18.02.22)
Soda ve muz +1

Ağırlıkları düzenli artırıyorsan hafif bi ağrı hep olur, orası normal de dayanılmayacak kadar olmaması lazım.

Acaba fazla tekrar ya da "yanlış hareket" yapıyor olabilir misin?

Bir de egzersiz esnasında su iç, mesela 1 saat spor yapıyorsan 1-1,5 litre su içmen iyi olur.
0
plutongezegendegilmi
(18.02.22)
(15)

Alkolü kolayca içmek

tamam sakinim
Alkolün verdiği rahatlamayı ve çakır keyif olmayı çok seviyorum fakat bu sonuçtan önceki süreç kısmı tam bir işkence. Yaklaşık 7-8 yıldır belli aralıklarla tüm alkol çeşitlerini denemiş olmama rağmen tadına asla alışamıyorum ve sevmiyorum, aseton içmek gibi geliyor bana 0 keyif. Denediklerim arasınd
Alkolün verdiği rahatlamayı ve çakır keyif olmayı çok seviyorum fakat bu sonuçtan önceki süreç kısmı tam bir işkence. Yaklaşık 7-8 yıldır belli aralıklarla tüm alkol çeşitlerini denemiş olmama rağmen tadına asla alışamıyorum ve sevmiyorum, aseton içmek gibi geliyor bana 0 keyif. Denediklerim arasında en rahat vodkayı içebiliyorum, o da farklı aromatik içeceklerle karıştırıp tadını bastırabildiğim için. Kolay içiminin püf noktaları var mıdır? Ağzımda fazla mı tutuyorum, tadını bastıracak neler yapabilirim? Bu çirkin şeye nasıl alışabiliyorsunuz? :(
0
tamam sakinim
(17.02.22)
Baileys sheridans fln da mı naynı sorunu yaşatıyor?
Kokteyl yapabilirsin. Meyve suyu tadında kokteyller var.
0
saturn
(17.02.22)
Cin tonik ve cin ile hazırlanmış meyveli kokteyller

Bunun da kötü yanı çarptığını ayağa kalkana kadar anlamazsın
0
freebird5406_2
(17.02.22)
Içe içe damak tadı oluşuyor. Nasıl ilk içildiğinde sade kahve sevilmezse, alkol da sevilmez. İlk aşamada tatlı alkolleri seviyordum. Cardinal melon veya fındık votka gibi. Bunlarla başlayıp sonra diğer alkollere geçilebilir.
0
hayley williams ile evlenecek genc
(17.02.22)
ben fazla alkol tüketimi sebebiyle karaciğer rahatsızlığı yaşayan bir insanım. alkolün tadına alışmak diye bir şey olduğuna inanmıyorum. insanların da çakırkeyiflik eşiğini geçene kadar tadına 'katlandığı' kanaatindeyim.

vodka müthiş midesiz bir insan değilseniz sek içilmez zaten, onun yerine kolonya için daha güzel tadı vardır. vodkayı meyve sularıyla içmek en mantıklısı, ben vişne suyu yerine karışık meyve suyu tercih ediyordum. belki fındık aromalı vodkayı sütle deneyebilirsiniz, benim favorimdi. viski için bitter çikolata veya kola önerebilirim. rakıyı sodayla karıştırıp yanında acısız şalgam suyuyla deneyebilirsiniz. biranın yanında midye ve patates kızartmasının faydası olur ama biraya da tek başına katlanamıyorsanız bence alkol tüketmemeyi ciddi şekilde masaya yatırabilirsiniz.

bence sek halde tadına en çok katlanılabilen içki çeşidi tekila. shot'ları küçük ama etkili olduğu için sarhoşluğu da hızlı oluyor. amacınız çakırkeyif moduna kısa ve kolay yoldan ulaşmaksa limon-tuz eşliğinde tekila deneyin.
0
coldegezenkutupayisi
(17.02.22)
Ek olarak, alkolü iyice soğutunca da tadı yumuşar.
0
heritage
(17.02.22)
shot atarak alışacaksın. viski, vodka, rakı, cin aklına ne geliyorsa klasik shot bardağında shotlaya shotlaya alışırsın.
0
makarnavodka
(17.02.22)
Bira, tekila ve viskiyi gerçekten seviyorum ama bu tatlarıyla alakalı değil galiba; o anki durum, susamışlık ve ruh haliyle de bağlantılı. Sevmemek çok normal bu arada. Kokteylden devam. Meselaa güzel bir cinin içine biraz tonik,buz, bir ince dilim salatalık ve taze mandalina suyu :v
0
lüzumsuz adam
(17.02.22)
Öncelikle alkol içmiyorsunuz içtiğiniz şey içki.

Damak tadı zamanla ve farklı çeşitte aromalar, tatlar kullanarak, damak hafızasında iz bırakarak gelişen bişey. Sadece içeceklerde değil yiyeceklerde de böyle bu. Bu nedenle çoğu insan çocukken sevmediği asla yiyemediği şeyleri ileri yaşlarında çok sevebiliyor.

Düşük alkol oranına sahip içkilerle başlayabilirsiniz veya daha gündelik seçeneklerden gidebilirsiniz. Bira gibi veya şampanya gibi. Ne aç karna ne de tam tok karna tüketin, doğru içkiyi doğru eşlikçiyle almak lazım. Hepsi başka başka ama genellikle yağlı ürünler daha iyidir. Birayla fındık fıstık tüketilmesi, kırmızı şarap kırmızı et kombinasyonu veya şarap peynir gibi.

Votka sevdiyseniz hafif kokteyllerden gidebilirsiniz. Yanında pek bişey tüketmeyin ama kıtlama usulü iyi bir çikolata fena olmaz.

Bir de sevmiyorsanız sevmiyorsunuzdur :)) iyi birşey değil zaten, zorlamaya da gerek yok.
0
rewlack
(17.02.22)
Meyve şarapları epey leziz ve tatlı, oradan başlayıp beyaz şarap, rose, kırmızı şaraba doğru ilerleyebilirsiniz.
0
kaptankedi
(17.02.22)
Cardinal melon +1
Kavun tadına odaklandığında geçmeyeceğini boğaz yoktur.
0
Jux
(17.02.22)
Kokteyl iceceksin. Cin cok guzel alternatif.

Mesela benim hep yaptigim kokteyl: vodka archers limon suyu cok az seker nar suyu ustunu de maden suyu ile tamamla.

Bunu kim icse sever bence
0
floydian
(17.02.22)
Limoncello, Xuxu, kirsch gibi meyveli içkilerin tadı çok güzel bence, denk gelirse bunlardan da deneyin :)
0
kobuzchu kiz
(18.02.22)
Uzun yıllar ben de öyleydim. Arkadaşlarım ve çevrem genelde alkol kullanan kişiler olduğu için ben de alışmaya sevmeye çalışıyordum. Üniversite zamanlarında bara gittiğimizde bir birayı ağzım yüzüm ekşiyerek zorlanarak bitirirdim. Hatta bazen bitiremeyip arkadaşlarıma verdiğim olurdu.

Birayı sevemeyince kırmızı şaraba yöneldim. Elma veya peynirle birlikte kırmızı şarap içmeye başladım. Çok hoşuma gitti. Ben o şekilde alıştırdım kendimi. Şimdi 1-2 ayda bir toplandığımız bir grup var genelde bir şişe şarap tüketiyorum o akşamlarda.

Bunun yanında biraya da alıştım zaman geçtikçe. Ama pek aklıma da gelmez yazın en sıcak gününde bile "hadi bir buz gibi bira içeyim" demem yani. Ama daha kolay geliyor artık içmek. Alışıyor insan.

Son olarak rakıyı da tavsiye ederim. Alışana kadar su oranını biraz fazla koyarsanız güzel bir tadı oluyor. (En kötü tatlı içkilerden biri olarak bilirdim onu, bu şekilde deneyip beğenince şaşırmıştım) ben rakıyı içerken büyük bir yudumun hemen ardından bir yudum da su içiyorum. Öyle hoşuma gidiyor.

Sabah sabah uzun uzun yazmak istedim. "Aaa aynı ben!" demek hoşuma gitti sanırım.
0
pispinti
(18.02.22)
Kahveye jack daniels honey ekleyip icmeyi dene. Icimi rahat oluyor
0
nax
(18.02.22)
çok güzel kokteyller var da türkiye'de pek bilinmez çünkü kokteyl pahalıdır, herkes bir vişne suyu bir votka alıp içmeye başlar.

pina colada falan deneyin bence siz. farkı görürsünüz. kendinize uygun kokteyli bulduğunuzda içerken alkol aldığınızı unutursunuz. sonra bir bakmışsınız kafa gitmiş.
0
bohr atom modeli
(18.02.22)
(8)

anadolu yakasinda kahvalti (ama full kahvalti degil) tavsiyesi

mr.goodcat
Cumartesi sabahi anadolu yakasinda kahvalti olarak yemek yenebilecek yer tavsiyesi istiyorum. Ancak istedigim boyle acik bufe, serpme vs tarzinda set menu kahvalti degil. Ornegin surada borek yiyebilirsin diyebilirsiniz. Veya suranin gozlemesi cok guzel oluyor kahvalti icin ideal diyebilirsiniz. Bu
Cumartesi sabahi anadolu yakasinda kahvalti olarak yemek yenebilecek yer tavsiyesi istiyorum. Ancak istedigim boyle acik bufe, serpme vs tarzinda set menu kahvalti degil. Ornegin surada borek yiyebilirsin diyebilirsiniz. Veya suranin gozlemesi cok guzel oluyor kahvalti icin ideal diyebilirsiniz. Bu sekilde.

Tesekkurler.
0
mr.goodcat
(17.02.22)
son dönemde kruvasan furyası var. çeşit çeşit yapılıyor. brekkie, lilbake, moda chocolateandbreakfast aklıma gelenler, güzel mi bilmiyorum ama aklınızda bulunabilir.

bir de "neli pide".. burada da karadeniz mutfağına özgü tatlar var. belki burayı da düşünebilirsiniz.

afiyet olsun şimdiden :)
0
elma
(17.02.22)
Pendik’e kadar giderseniz GaziBurma’da şahane börek yiyebilirsiniz.
0
kaptankedi
(17.02.22)
Maltepe, Bağdat caddesi Altıntepe 63'te no.94 "Sarıyer Börek" baya iyi (Maps'e girip baktım). Bence civarın en iyisi.
0
prole
(17.02.22)
kadikoy'de menemenci var rihtimdan bogaya cikarken sag tarafta carsiyi gecince yokusu tirmanip gidebileceginiz. carsinin icinden miydi yoksa gidisi hatirlayamadim. 4 sene falan oldu en son gidsimin ustunden sanirim.
0
reavelyn
(18.02.22)
beyaz fırın'da keçi peynirli cevizli menemen var, baya hoşuma gidiyor. ara ara onu yemek için gidiyorum. hamur işleri de güzel oluyor bence. ataşehir, akasya, suadiye'de var benim bildiğim.
0
contavolta
(18.02.22)
Gaziburma börek +1
0
axl
(18.02.22)
beyaz firin +1

ben ozellike domates soslu sucuklu pose yumurtali tabagi seviyorum :)
0
lemmiwinks
(18.02.22)
Anadolu Yakası geniş bir mekan.

Beyaz Fırın güzeldir, Caddebostan sahildeki IBB cafeleri de güzel ama tabii yenecek seçenekleri çok fazla değil. Öte yandan biraz daha boğaz yönüne ilerlerseniz Kanlıca'da güzel mekanlar var.Kanlıca'da vapur iskelesinin karşısında bir börekçi vardı diye hatırlıyorum.
0
SiyamkedisiZorro
(18.02.22)
(10)

Babamla baglarimizi koparalim mi?

Olric
Çok uzun bir hikayesi var tabii ki fakat kısaca özet geçeceğim daha önce de babamla ilgili birçok soru sormuştum buraya. Şimdi şöyle biz iki kardeşiz, babamla zaten hiçbir zaman iyi bir iletişimimiz olmadı. Biz küçükken o hem çok çalıştı hem de başkalarıyla harcamayı tercih etti parasını. Babamın ka
Çok uzun bir hikayesi var tabii ki fakat kısaca özet geçeceğim daha önce de babamla ilgili birçok soru sormuştum buraya. Şimdi şöyle biz iki kardeşiz, babamla zaten hiçbir zaman iyi bir iletişimimiz olmadı. Biz küçükken o hem çok çalıştı hem de başkalarıyla harcamayı tercih etti parasını. Babamın karakteri çok sorunlu, alkolik, bencil, düşüncesiz, sinirli bir insan bir de bipolar bozukluğu var. Ama hastalığını kabul etmiyor ve tedavi olmuyor, daha önce bir süre hastanede yattı ama bir katkısı olmadı. Annemi aldattı, dövdü, bize sadece maddi olarak destek oldu. Buraya kadar nasıl bir insan olduğu zaten belli olmuştur.

Biz üniversiteye başladığımızda annem babamdan ayrıldı boşanmadılar ama o zamandan beri ayrı yaşıyorlar. Annemle ayrıldıklarında annemi senelerce taciz, tehdit etti, evini bile bastı. benimle de kavga etti bana etmediği küfür kalmadı, öldürmekle bile tehdit etti ve biz 6-7 ay küs kaldık ama sonra bir şekilde iletişime geçtik ve normale döndük. Fakat şimdi babam iki senedir siroz, geçen sene hastanede yattı tedavi gördü ama alkol almaya devam ediyor.

Şu ana gelecek olursak normalde annem eskişehirde yaşıyor, babam yalovada, biz kardeşimle istanbulda. 2021 Haziran‘da babam yürüyememeye başladı ve bizim yanımıza geldi. Bizim hayatımız altüst oldu, tüm hayatımız değişti, dediğim gibi bencil olduğu için hiçbir şeyi istediğimiz gibi yapamıyoruz, dokuz aydır ne istediğimiz şeyi yiyebiliyoruz ne istediğimizi giyebiliyoruz, istediğimiz gibi eve girip çıkamıyoruz, arkadaslarımızla sevgilimizle görüşemiyoruz. Evde sürekli gergin bir hava var. Hem bize yaşattığı travmalardan dolayı biz sürekli bir olay çıkacak diye çok korkuyoruz hem de herkesle kavga ediyor bütün gün. Biz her dediğini yapmaya çalışıyoruz ama yapamadığımız en küçük bir şeyde kızıyor olay çıkarıyor. Neyse çekilmez bir insan yani kısacası ve hayatımız tamamen alt üst oldu. Daha da bir sür şey var da anlatıp okumayı zorlaştırmak istemiyorum.

Neyse hastalığına gelirsek hazirandan beri bir sürü doktora gittik, önceleri neden yürüyemediği bulunamadı. Fakat geçtiğimiz hafta kalçasının kırık olduğunu ve ameliyat olması gerektiğini öğrendik. En son olay şu şekilde çıktı, babam yürüyemediği halde bazı akşamları içmek için dışarı çıkmak istiyor, bizim evimizde asansörlü ama asansöre kadar merdiven var, çıktığımızda biz kız kardeşimle kaldırarak yukarı çıkartıyoruz. Dün tekrar dışarı çıkmak istedi ben de eve çıkarmanın zor olduğunu söyledim. Sonra kavga başladı. Babamın tartışma anlayışı da olmadığı için o saatlerce mesaj attı biz cevap vermedik. Yani bu olaydan girip daha önce içinde biriktirdiği her şeyi söylüyor çok kindar bir insan. Biz ona bu kadar zamandır bakıyoruz bir teşekkür bile etmiyor en küçük olayda ağzına geleni söylüyor. Biz bu olayin uzerine dun aksam eve gitmedik ve daha da kuruldu tabi ki

Şimdi biz bu adamla bir daha görüşmek istemiyoruz bağlarımızı koparmak istiyoruz ama hem çok zor bir süreç hem de çok korkuyoruz. Çünkü daha önce de bu süreçleri yaşadığımız için yine yaşayacağımız şeyler belli. Rahatsız bir tip olduğu için sürekli taciz, tehdit edecek. Biz evimizi değiştirsek annem ananemle kalıyor gidip onu rahatsız edecek. Kardesim benden daha cesaretli gorusmeyelim diyor ama babam zaten beni daha cok muhatap aldigi icin bu surecte ben daha cok yipranacagim. Ama bunu yapmasam da cok yipraniyorum zaten, 9 aydir hayattan hic keyif almiyorum, antidepresan kullaniyorum, terapi aliyorum ama nafile. Simdi burda bir daha gorusme bir sey yapamaz diyecek destege ihtiyacim oldugu icin yaziyorum sanirim. Ama tabi her goruse acigim.

Ayrica babama bakacak baska kimse de yok. Kardesleri var, halam bakar aslinda ama onlarin hepsiyle de kavgali onlarla da gorusmuyor. Herkese boyle davrandigi icin yapayalniz kaliyor zaten. Ben de ne yapacagim bilmiyorum
0
Olric
(17.02.22)
Annenin babana hiçbir vefa borcu yok ama tehdit küfür bikaç kavga dışında babana karşı sen ve kardeşinin hissettiği sorumluluk geriye kalan sevgiden mi yoksa sizi buna mecbur bıraktı da üstünüze mi kaldı bu iş bunu anlamak lazım. Terkedin gitsin demek anlattığın şeylerden sonra çok kolay ama işin vicdani boyutu var ve sadece sen yüzleşeceksin bununla.

Duymak istediğin sadece "korkma baban bir şey yapamaz" ise eğer baban bu durumuyla ancak kendine bela olur. Kimse böyle birinin kahrını çekmez. Ya yola gelir ya da muhtaç duruma düşer.

Korkutabilirsiniz. Ya kendine çeki düzen ver ya da bu evden git dersiniz. Ya da "biz bu evden gideriz" hangisi daha uygunsa artık.
0
IncredibleMau
(17.02.22)
sizi çok iyi anlıyorum. ilk paragrafta anlattığınız karakter birebir babam... kendileri bizim onları düşündüğümüz kadar bizleri düşünmemiştir ve düşünmüyordur da. bence yaşattıkları onca şeyden sonra yüzüne bile bakmamak gerek. ebeveynlik böyle bir şey değil. bizler iyi olduğumuz sürece onlar bizlere daha kötü olmaya devam edecek ki ediyor da. düşmanlık besliyorlar sadece. hastalık durumu sizi bağlıyor olmalı, bunun için farklı bir alternatif bulunabilir belki, bakıcı vs gibi. nasıl olur bilmiyorum ama mümkün olduğunca uzak olmanızı öneririm. bu tavırlara o kadar nefretle doluyum ki acıma duygumu yitirdim bu tavırları gösterenlere.
0
the man with no name
(17.02.22)
Ne kadar erken o kadar iyi
0
freebird5406_2
(17.02.22)
Ben olsam ne yapardım diye düşündüm okurken.
Önce annemin hattını ve ev anahtarlarını değiştirirdim.
Sonra babamın eşyalarını toplayıp şöförlü bir araç ayarlar onu evine gönderirdim.

Anladığım kadarıyla kendisine hiçbir borcunuz yok, sokakta bırakmayın o ayrı.Ama madem evi var, madem gidip içecek kadar da enerjisi var, gitsin evinde yaşasın. Gerçekten alkol almaya gidebilecek kadar yürüyebilen ve kendisini taşımadığınız için kavga eden bir canlıyı çekmek zorunda değilsiniz. Çok isterse bakıcı tutarsınız, ya da her akşam yemek gönderirsiniz. olur biter.
0
lcha
(17.02.22)
@incredible Sevgi hissetmiyoruz kesinlikle ama ben vicdan azabı hisaediyorum biraz hiç hak etmediği halde. Ona ya düzelirsin ya da biz gideriz demek hiç etki etmez. Çünkü adam kendini çok iyi görüyor. Ona göre o iyi bi kötüyüz. Zaten öyle oturulup konusulcak bi insan değil

Geliri var biraz. Bakıcı huzur evi bizim ayarlamamızla olacak bir şey değil malesef. Çok değişik bir insan ya anlatamam. Huzur evinde hayatta kalmaz mesela. Yaşı da çok değil daha 55 yaşında. Yani biz bağları koparıp o ne yaparsa yapsın diyeceğiz ona alternatif üretmektense.

Ama işte asla yakamızı bırakmaz o yüzden çok korkuyorum
0
🌸Olric
(17.02.22)
Gerçekten aşırı zor bir durum. Bahsettiğiniz ilk paragraf tam benim babam. Ama neyseki biz yetişkin olduktan sonra biraz yola geldi, yüz yüze bakabilir seviyede kaldık.

Ben olsam evine gitmesini söylerim. Bir bakıcı ayarlarım ona, ilk ay maaşını da ben verirdim. Sonra gönderirdim gitsin. Zaten ilk başta evinize kabul etmeniz çok yanlış olmuş. Burada biraz mantıklı davranılabilseydi babanınız hastaneden çıktığı anda bakıcısı ayarlanır evine gönderilirdi.

Bu işler karşılıklı aslında. Babanınız sizinle olan ilişkisine, sevgisine, saygısına hiç yatırım yapmamış gençliğinde, şuanda da meyvesini toplayamıyor bu nedenle. İlgi, bakım beklemesi tam bencillik, vefa değil yani.

Bana adamın kendine hayrı yok gibi geliyor. Yakanızı bırakmaması için sağlığının biraz daha iyi olması lazım gibi. Gerekirse verirsiniz savcılığa, uzaklaştırma kararı vs çıkartırsınız, bilemedim. Ondan sonra hala iletişime geçmeye devam eder mi o haliyle?
0
zimbirik
(17.02.22)
Kendiniz için bir rahatlık olması adına, net (ve belki sertçe);

— Bak böyle davranacaksan kendi başına kalacaksın biz bu oyunda yokuz. Aması, fakatı, esnetmesi yok. Ya adam gibi saygılı olacaksın ya da bu oyun burda biter. Tek yanlışında çeker gideriz, senin eziyetini çeken insanlara böyle davranamazsın.

şeklinde kendinizi ifade edin. Elbet sizi konuşturmayacak, sesini yükseltmeye çalışacak bilmem ne. Siz de sesinizi yükseltirsiniz gerekirse. Ama net ve açık olarak kendinizi ifade etmelisiniz.

Kendi iç dünyanız için böyle bir kapanış daha rahat olabilir.

"Ha tamam o zaman ben biraz düzgün davranayım" derse ve sonra yeniden zıvanadan çıkarsa da kesinlikle göz yummayın.
0
kaptankedi
(17.02.22)
@zimbirik biz hiç bu kadar kalacağını tahmin etmedik. En fazla birkaç ay kalır gider diye düşündük ama tedavi olamadı. Olsaydı da gider miydi bilmiyorum.

Kendine hayrı yok şu an yürüyemiyor zaten ama o bizi rahatsız etmek için saçma sapan arkadaşlarına kendini taşıtır kapımıza dayanır. Daha önce annem ve bizi tehdit ettiğinde uzaklaştırma kararı almıştık ama onun da sürekliliği yok malesef. O polisler gelince hiçbir şey yapmamış gibi davranıyor polisler gidince kavga gürültü. Bize ulaşamayıp anname gitmesinden ve annemin ona bir şey yapmasından da korkuyorum açıkcası. Babama bir şey oldugundan degil de annem için
0
🌸Olric
(17.02.22)
polisi çağırmak dahi çözüm olmadıysa aile büyükleriyle konuşmak da bi çözüm olmaz diye varsayıyorum. bu işi tatlı bi şekilde çözmenin yolu yok belli ki. teselli ya da cesaret arıyorsanız eğer bu zahmete bugün ya da yarın gireceksiniz. o sizin canınızı mı sıkacak, siz de öyle yapın. vakit kaybetmeden başlamak en iyisi. olabilecek şeylerden korkmanız normal. korkuya teslim olmak da doğal bir şey. ama rasyonel düşünüp bu gerekli ve yapılması gerekiyor diyerek her ne yapacaksanız yapın.
0
IncredibleMau
(17.02.22)
@incredible evet aile büyüklerini falan bırakın dinlemeyi adam kimseyle görüşmüyor zaten tam sorunlu bir tip yani.

Herkese destekleri için çok tesşekkürler. Bugun de gitmeyeceğiz eve bakalım neler olacak. Umarım bu süreç bizim için kolay geçer ve başarabiliriz.
0
🌸Olric
(17.02.22)
(7)

intermittent fasting ile ilgili

karayel
Bu orucu bir gün 18 saat bir gün 14 saat tutsam bir zararı olur mu?
Bu orucu bir gün 18 saat bir gün 14 saat tutsam bir zararı olur mu?
0
karayel
(17.02.22)
Allah kelamı değil abi bu ne zararı olacak, zaten amaç seni besinden uzak tutup kalori açığı verdirmek yoksa 18 saat aç kalınca bi mucize olmuyor.
0
Zaman Tamircisi
(17.02.22)
zarari olmaz elbet. ustteki arkadasin bahsettigi kadar basit bir durum da yok ama. saglikli yasama, uzun yasamanin anahtari da bu diyette. biraz arastirirsaniz alti ustu basit bir diyet olmadigini goreceksiniz.
0
buenosdias
(17.02.22)
bir not: düşük bağışıklığınız, kalp ve sinir gibi problemleriniz, tansiyon, şeker gibi kronik hastalıklarınız vs varsa internetten size yap yap bir şey olmaz diyenleri ciddiye almayın.

yoksa eğer yeterli besinleri, ihtiyacınız olacak proteini, karbonhidratı, yağı, vitamini alıyorsanız çok sorun olmaz.
0
patronaj1
(17.02.22)
IF ile ilgili bazı yanlış bilinenler var amaç aç kalıp kalori açığı oluşturmak değil.
Birinci dikkat etmeniz gereken durum son öğününüzü yatmadan en az 4 saat önce yemiş olmanız gerekir. saat 20'de yemek yiyip saat 22'de yatmaya gidiyorsan olmaz.
İkincisi yine uyandıktan sonra min. 2 saat üzeri açlık olması gerekir (Yağ yakımının daha efektif olduğu süre 3-4 saat üzeri)

şayet 14 saat açlığı bu 4+4 sistemine adepte edebiliyorsan bir sorun olmaz.
0
catamenia
(17.02.22)
ben 20-4 22-2 civarı tyapıyordum hatta aç aç spor yapıyordum. sıkıntı olmadı. bazı günler 18-6ya düşürüyordum.
bende olmadı bir şey
0
ShadowOfMoon
(17.02.22)
Dişi bireyseniz 18-6 yapmak pek önerilmiyor, regl düzensizliği hatta hiç olmama olabilir.
0
kaptankedi
(17.02.22)
if'in amacı sadece kalori açığı verdirmek değil, vücudun açlık modunda yaşadığı pek çok değişim söz konusu. 18 saat oruç tuttuktan sonra 6 saat içinde iki tane pizza gömsen if'nin bir anlamı kalmaz.

14 saat hiç yoktan yine iyidir tabii ama if'in faydalarını elde etmek için genelde en azından 16 saat yapılması tavsiye ediliyor. yapabiliyorsan 18-14 dene, zor geliyorsa 14 olanı hiç yapmayıp biraz daha erkene çekebilirsin belki ama düzenli olarak yapmak istiyorsan 18'i hiç karıştırmayıp her gün (ya da olduğu kadar) 16 yapmanı tavsiye ederim.

kısacası 14 de 8-9'dan iyidir her türlü ama IF denen olayın faydalarını görmek, daha iyi sonuç almak için genelde en az 16 tavsiye edilir.
0
der meister
(17.02.22)
(2)

Eski BES'lerimde param kaldı

hikaye mesture
Merhabalar,Daha önce çalıştığım iki işyeri de BES için farklı kurumla çalışıyordu.O nedenle bu iki kurumda da ayrı ayrı bir miktar param duruyor hala.1) Bunları kayıpsız çekebilir miyim?2) Bu parayı şu anki üçüncü güncel BES kurumuma yatırsam, aylık yatan ödeme niyetine kabul edilip bakiyeme dahil e
Merhabalar,
Daha önce çalıştığım iki işyeri de BES için farklı kurumla çalışıyordu.

O nedenle bu iki kurumda da ayrı ayrı bir miktar param duruyor hala.

1) Bunları kayıpsız çekebilir miyim?
2) Bu parayı şu anki üçüncü güncel BES kurumuma yatırsam, aylık yatan ödeme niyetine kabul edilip bakiyeme dahil ederler mi?

Teşekkürler
0
hikaye mesture
(17.02.22)
Evet, devlet desteği haricindeki kısmı kayıpsız çekebilirsiniz.
Bes, siz istemiyorum, iptal edilsin demediğiniz müddetçe otomatik olarak devam eder. Hatta her girdiğiniz yeni işte ayrıca iptal etmeniz gerekir.
0
rewlack
(17.02.22)
Yamulmuyorsam diğer kuruma aktarırsanız devlet destekleri de aktarılıyor.
0
kaptankedi
(17.02.22)
(2)

Aşı olmalı mıyım?

top_secret
Milyonlarca aşı sorusundan bir tane de ben sormak isterim.Hastalık Geçirme + 2 Sinovac + 2 Biontech oldum. Son Biontech eylül ayında idi.Şimdi bir hak daha tanımışlar.Bir biontech daha olalım mı? Yoksa olmayalım mı?
Milyonlarca aşı sorusundan bir tane de ben sormak isterim.

Hastalık Geçirme + 2 Sinovac + 2 Biontech oldum. Son Biontech eylül ayında idi.

Şimdi bir hak daha tanımışlar.

Bir biontech daha olalım mı? Yoksa olmayalım mı?
0
top_secret
(16.02.22)
Yurtdışına gidecekseniz evet. Değilse hayır.
0
kaptankedi
(16.02.22)
5 ay olmuş son aşınızı olalı. ben yerinizde olsam olurdum. bu hastalık tamamen yok oluncaya, ya da tek seferlik bir aşı bulunana kadar tıpta güvenip, antikor yüklenmeye devam edeceğim.
0
lovemyself
(17.02.22)
(9)

Laptop ile yatakta film izleme?

bi anlatabilsem dunya degisir valla bak
Macbook aldık nihayet ama bu yatakta film izleme işi sıkıntılı :) siz nasıl yapıyorsunuz yani uzanıp kucağınıza falan mı alıyorsunuz? Bu şekilde ısınır herhalde. Yan tarafta sehpaya koysam bu sefer boynum ağrıyor uzun süre öyle bakınca
Macbook aldık nihayet ama bu yatakta film izleme işi sıkıntılı :) siz nasıl yapıyorsunuz yani uzanıp kucağınıza falan mı alıyorsunuz? Bu şekilde ısınır herhalde. Yan tarafta sehpaya koysam bu sefer boynum ağrıyor uzun süre öyle bakınca
0
bi anlatabilsem dunya degisir valla bak
(16.02.22)
M1 ise ısınmaz, zaten fanı da yok, hava çıkışı da yok. Yine de alüminyum gövdeyi serin tutmak için yatağa olabildiğince az temas etse daha iyi.

büdüt: pro’da fan varmış pardon.
0
orient blue
(16.02.22)
son 7 yılda 2 farklı Mac modeli kullanan biri olarak bir sefer dahi yatakta film izlemedim.

bunun nedeni Mac olduğundan falan değil kesinlikle. yatakta laptoptan film izlemenin bana tamamen bana ters gelen bir eylem olmasından. 2 saat cidden aleti nereye nasıl koycaksın ki?

çekincelerinize gelince; eğer öyle bir alışkanlığınız var ise izleyin bir şey olmaz ısınma falan olmaz.

üzerine devrilip kırmayın yeter :)

MacBook Pro M1'lerde fan var bu arada.(*2020)
0
AlsterWasser
(16.02.22)
Kucağınıza, yatağın üstüne, yüksek olsun diye birkaç yastık üstüne nasıl isterseniz koyun. Film izlerken arkada işlemciyi yoran abartılı şeyler açık değilse cok ısınmıyor ve hicbirsey olmuyor.

Fanli Intel MacBook kullanıyorum, o bile fan çalıştırmıyor. Yazın hava 27 derece üzerinde olunca durum biraz değişiyor.
0
kaptankedi
(16.02.22)
yatıyorum alıyorum kucağıma mis. hep yaparım
bazen de sıkılır yana dönerim, yatağın ya da masanın üstüne koyar öyle izlerim. yatarak laptop kullanmanın keyfi başka ama boyun ağrısı da getiriyor.

bi şey olmaz yani nesi sıkıntılı?
0
jelly bear
(17.02.22)
Laptop sehpası olarak internette aratırsanız karşınıza birçok seçenek çıkacaktır. Uygun bir tane seçerek alabilirsiniz. Ya da yazın yatakta ısınma problemi olabilir diyorsanız fanlı soğutucu alıp onu stand gibi kullanabilirsiniz.
0
jools leno
(17.02.22)
kucağımda Mac, film izlemeden önce duyuruya bakıyordum.

jelly bear +1
0
lovemyself
(17.02.22)
size bu yanıtı macbook pro'dan, yatakta yatar pozisyonda ve laptop kucağımda yazıyorum. intel işlemci ise araya yorgan almanızı ve garantisi bittikten sonra 2-3 ayda bir fanlarını temizlemenizi öneririm. m1 işlemci ise yorgana ve temizliğe gerek yok, devamke.
0
kent sakini
(17.02.22)
Hocam adı her ne kadar laptop olsada bu cihazlar düz sabit yüzeylerde yani masada kullanmak için tasarlanıp üretilir.
0
eksisozlukokuryazari
(17.02.22)
bir sürü yatak / koltuk için notebook sehpası satılıyor her yerde. Rahat edersiniz
0
anten
(17.02.22)
(12)

Monogami

tamam sakinim
Tek eşliliğin insan doğasına uygun olmayışı bir taraftan doğru gelirken, bir taraftan da doğamız ve içgüdülerimiz dışında, insanın doğal olmayan bir çok şeye de uyum sağlayıp benimseyebilme özelliği konuyu tartışmalı hale getiriyor. Bu tarz konularda insanlarla sohbet ettiğimde yeterince objektif ce
Tek eşliliğin insan doğasına uygun olmayışı bir taraftan doğru gelirken, bir taraftan da doğamız ve içgüdülerimiz dışında, insanın doğal olmayan bir çok şeye de uyum sağlayıp benimseyebilme özelliği konuyu tartışmalı hale getiriyor. Bu tarz konularda insanlarla sohbet ettiğimde yeterince objektif cevap alamıyormuşum gibi geliyor, özellikle ilişkisi olan insanlar bu konu hakkında tartışma açılmasından bile haz etmiyorlar. Ancak ben merak ediyorum, uzun soluklu bir sadakat ne kadar mümkün? Siz buna ne kadar yatkın olduğunuza inanıyorsunuz? İlişki içerisindeyken başkasını arzulama durumu hiç yaşamıyor musunuz? Neden evli erkekler evlilikten ciddi şekilde yakınıyor, büyük sebeplerden biri bu olabilir mi sizce?

Kafama takılan başka bir şey, türkiyede kadınların evlenme yaşı ortalaması 25 erkeklerin 27. 25-30 yaşında toplumun da baskısıyla insanlar aşık oldukları anlaştıkları kişileri aramaktansa elindekiyle yetinip evlilik adımı atıyor gibi. Bu yaş aralığında ciddi yığılmanın olması düşündürüyor, kararların ne kadar sağlıklı ve düşünerek verilmiş olabileceğine dair.
0
tamam sakinim
(16.02.22)
Benim gözlemim şöyle. Erkekler de erken evlenebiliyor. 20 ile 25 yaş arasında. Yaş 30 40 arası olunca da erken evlenmiş olduklarını fark edip maddi durum düzelmişken serbest olamamanın rahatsızlığını yaşıyorlar. Hayat boyu sadakat mümkün.
0
dissendium
(16.02.22)
İnsanın doğasına uygun olmayışı geçerli bir argüman değil bence. İnsanın doğasından kasıt neslini sürdürmek için olabildiğince fazla yavru yapmak ise bulduğumuz her karşı cinsle çiftleşmeye çalışmamız lazım. Ciftlesmekten kastım disiyi hamile bırakmaya yönelik seks. Bunu yapmayacak kadar gelişmiş canlılariz ama tek bir insana sadık kalacak kadar gelişmiş degiliz düşüncesi çok saçma. Kimse hareketlerine insan doğası bu diye bahane bulmasın bence. Kimi insan sadık değildir, kimi insan sadıktır. Ömür boyu da sadık kalır. İki seçenek de mümkündür, biri diğerinden üstün değildir.
0
sckxyss
(16.02.22)
sizin oneriniz ne burda? evlenmemek mi yoksa ciftlerin birbirine haber verip baskalariyla iliski kurabilmesi mi? cok evliliklik mi? evliliksizlik mi?

ben duzenli iliski yasadigimda ilgimi ceken insanlar olsa dahi alistigim seye daha bagli hissediyorum kendimi. cunku duygusuz sadece seks icin seks yaptigimda bir doyum hissetmiyorum hemen puf kaybolup gidiyor ama paylasimim olan, duygusal baglilik ve sadakat besledigim kisiyle beraber yatmak bile daha fazla tatmin sagliyor.

erkeklerin mevzusu su bircok temel ihtiyaclari ve bireysel karsilanmasi gereken isleri kadina yikiyor kadin da canim kocam diyerek sirtliyo bu gorevi. sonra onla ugras bunla ugras derken kocasiyla ilgilenecek enerji ve motivasyon kalmiyor. he bi de toplum var ona da bir seyler kanitliyo kadin. doguruyo falan. erkege olan ilgisi sevgililik donemi gibi olamiyor erkek de karsisinda amele gibi calisan bi insan nasil olursa oyle birini goruyo ve hayal kirikligi yasiyor. nacizane fikrim de duzenli hayata basliyosun evlenince aksam
ayni saatte yemek, tv(netflix falan ne diyosaniz artik tvye) bu biraz libidokillerlik yapiyo insanda. isten gelip yiyosun ve tv karsisinda siziyosun. bekarkenki bos kafan ve rahatligin yok. her an sevisebilirim diye cikiyosun disari, bara, konsere. evdeyken o heyecani bulamiyosun vs.. sebepler cogaltilabilinir.

hayat boyu sadakat %90 mumkun olabilir ama olmasi icin biraz da ruhunu hafiften öldurmen lazim
0
ala09
(16.02.22)
2. bir eş ihtiyacı arap şeyhleri, aileden zenginler, part-time çalışanlar gibi bol vakti olanlar filan için bi şey ifade eder

daha çok dargınlık ya da yaşlanma kilo alma sağlık vs. gibi vicdansız sebeplere dayanıyor başkası da olsun

fiziksel olarak uslu durmak zor bir mesele değil

zihinsel olarak uslu durmak ya da sosyal medya başkalarına ilgi duymamak ise çok büyük irade
eşler arasında karşılıklı fedakarlık ve özveri bağları sağlam tutuyor
arada bastırılmış duygu patlamaları olur
en basitinden bir ünlünün fotoğraflarına bakar geçer
ya da random biriyle dertleşir
tabi bunlar da hoş değil
0
bir soru sorcam
(16.02.22)
Mevzuya olabildiğince objektif yaklaşmaya çalışıyorum ve ben de merak ediyorum bunu.

Tek eşliliğin insanlara uygun olmayışı, özellikle de erkekler için; çoklukla erkeklerin tohumlarını olabildiğince saçarak daha çok çocuk sahibi olarak nesli devam ettirme iç güdüsünün bir sonucu olduğu savunuluyor.

Avcı toplayıcı zamanlarda, insan ömrü çok kısa ve hayat tehlikelerle doluyken fena da olmayan bir (içgüdüsel) strateji olabilir.

Şimdilerde genel olarak insan ırkının çok artmış olması, belki bazı insanlar için (içkin) türü sürdürme iç güdüsünü biraz törpülemiş, yoluna koymuş olabilir. Bazıları için de hala daha çok üreyip, genlerini sonraki nesillere aktarmak ve “kaybolup gitmemek” motivasyonu sürüyor olabilir.

Bu, en ilkel nesli sürdürme tarafından bakışım.

Öbür yandan, artık eskiye göre çok ama çok daha fazla hazcı insanoğlu. Çok büyük tehlikeler yok ve en basitinden yaralandığımızda bir ambülans gelip hastaneye götürüyor ve sorgusuz sualsiz tedavi ediyorlar!?

Haz ve deneyimler çağında pek çokları da deneyim ve hazlarını çeşitlendirmek istiyor. Bu da başka bir tarafı.


— Kendi bakış açım ve ne hissettiğime geçmeden önce; evli erkeklerin neden yakındığına geçeyim: Erken yaşta aile baskısı, ya da genel bağlam içinde bir şekilde evlenmeye kendini zorunlu hissetme; daha iyisini nasılsa bulamam, zaten kör-topalım, diğer yandan hormonlar derken birden bire, çok olgunlaşmadan, etraflıca düşünmeden kendilerini evliliğin içinde bulabiliyorlar.

Biraz “büyüyüp” de maddi olarak da rahatladıktan sonra; acaba doğru mu yaptım, bir sürü de seçenek varmış niye kendimi kapana kıstırdım ki vs. vs. gibi bir takım ah-vahlar oluşabiliyor.

Bunu etrafımda birkaç kadında da gözlemledim. Aman bu sünepeyle mi uğraşacağım, çocuk da peydahladım ele gelir oldu sepetleyeyim diyip (benim çıkarımım değil, kendilerinden dinlediğim) herifi boşayıp, çocuğun babasında kaldığı günler keyif çatan özgür ruhlu kadınlar da olabiliyor.

Herkesin şeysine kimse karışamaz :)



Kendi adıma kararsızım. Bir ilişki içine girdiğimde genelde gözüm başka bir şey görmez oluyor. Yani nebleyim, bildiğiniz bütün güzel kadınlardan oluşan bir karmayı evime doldursanız çıkın dışarı manyak mısınız diye kovalarım.

O duygusal yoğunluk pek iyi pek hoş. O sırada tek eşliyim ve sadakat sorgulamaya bile gerek yok.

Fakat “ilişki” ile “aşk” başka şeyler. Bir noktada “cepte bu” fikri oluştuysa ilişki içinde, merak ve yoğunluk duyguları kaybolmaya başlıyor. Çözdüm ben bu adamı/kadını duruşu işleri çok bozuyor.

Oradan sonra benim için yokuş aşağı gidiyor işler. Ama bunu çok eşlilikle çözmek de pek hoşuma gitmiyor. Aldatmaktan bahsetmiyorum, mesela bunu karşımdaki insanla konuşsam vesaire vesaire. I-Ih.

Ama mesela üç kişilik bir duygusal ilişkiyi merak ediyorum. Mümkün mü? Mümkünse nasıl? Bu fikri ilk kafama sokan da meşhur Vicky-Cristina-Barcelona filmi olmuştu.

Çok eşliliği daha çok bu bağlamda düşünüyor ve irdeliyorum.



Ömür boyu sadakat olur mu? Bahsettiğim merak/ilgi bitmezse, taraflar bunu besleyecek şekilde farkındalık sahibi olursa neden olmasın diyorum.

Diğer yandan, “zorunda mıyım”!? Ya da “zorunda mıyız” (insanlık olarak) —neden bir ömrü tek eşle geçirmek, katolik nikahıyla evlenip mezara kadar diye yeminler etmek zorundayız diye de düşünüyorum.

Yani insan değişiyor, bir yerden sonra iki kişi de başka insan olmuş oluyor. Başka yollarda, başka insanlarla devam etmek ve ‘no-hard-feelings’ pozisyonunda olmak da mantıklı geliyor.

Böyle.
0
kaptankedi
(16.02.22)
"25-30 yaşında toplumun da baskısıyla"
buu toplumun baskısından azadelik yaşı kaç acaba 68 mi?
kaç yaşında bu sosyolog/psikolog modern söylem insanları olgunlaşmış saymaya başlayacak
0
comp
(16.02.22)
Bu konularda asla objektif cevaplar alamazsın evet. Hatta herkesin anonim oldugu bunun gibi sitelerde bile. Bu konularda insanlar daha kendine karsi objektif değil ki sana objektif fikirlerini sunabilsinler zaten. Gercegi kendine bile itiraf etmez bazı konularda insanlar, kendini kandirirlar. Sen de ben de.

Uzun soluklu sadakat ne kadar mumkun? Bana sorarsan pek de mumkun değil.
Soyle bir durum var, gozu disari kayan aldatan insanlar ve yıllarca sadik kalan insanlar var. En azından bildigimiz kadariyla sadık olanlar diyelim. Burada direkt sonuca bakıyorz adam/kadin sadık kalmis mi kalmamis mi. Ama hayatinin geri kalanjna bakmıyoruz. Sadakatsiz olanin hayatinda neler oldu bitti kimlerle hangi ortamlarla karşılaştı, sadik olanda durum nasıl? 8milyar kusur farkli hayst var dunyada, bir tanesi bir tanesiyle aynı değil. Bir takım sartlar olustugunda veya bir takim firsatlar olustugunda durum degisebilir. Demek istedigim 30yil boyunca hic aldatmamis ama sadece firsatini bulamadigi icin yapamamış olan milyonlarca insan da vardir.

Ben sahsen kimsenin ama hiçkimsenin uzun soluklu sadakat sahibi olacaginin garantisi olmadigina inaniyorum. Evet buna tanıdığım tanimadigim herkesi ailemi esi dostu hatta kendimi de katiyorum. Herkes yapar değil, herkes yapabilir yani bu herkes için mumkun. Ahmet asla yapmaz Mehmet asla yapmaz Ayşe Fatma kesinlikle yapmaz falan boyle bir sey yok.

Uzun soluklu sadakat bazi sartlar gerceklesmemesi sayesinde oluyor biraz da. Yoksa kime sorsan onun kocasi asla yapmaz, onun karisi asla yapmaz, öbürünün anne babasi icin boyle sey soz konusu bile olamaz ama eminim bu talihsizligi yasayanlarin da hemen hepsi esleri icin ayni düşünüyordu.

İnsan dogasi bana sorarsan gozu disari kaymaya yatkin ama buna etki eden milyon tane değişken var. Kisinin is hayati, kariyeri, cevresi, toplumun kulturu, yetistigi ailede benimsediği ogretiler, dini inanci, eşinin kiskanclik ve kontrolculuk seviyesi, fiziksel cekiciligi, milyon tane değişken var kisinin sadakatsizlik yapmasina imkan veren veya mani olan. Atıyorum kadinin is ortaminda birilerone gozu kayiyordur ama kariyeri tehlikeye gireceginden hamle yapmaya cesaret edemiyordur bu sayede sadakatini bozamamistir. Yeryüzünde kimse de bu insanin aklini okuyamayacsgi icin bu kisi de sadakat sahibi olan veya "en azından bildigimiz kadarıyla sadakat sahibi olan" sinifina girer.

"Tek eslilik insan doğasına uygun degil"den ziyade "tek esle yetinmemeye egilimli olmak" insan doğası diyorum ben.

Ve bu gozler neler gordu. Neler gordu. Asla dusunmeyeceginiz, konduramayacaginiz, hatta yapacagini dusunmek bir tarafa dursun gozunuzle gorseniz ulan ben yanlış görmüşümdür diyip kendizi sorgulayip gordugunuze bile inanmayacaginiz insanlar neler yapıyor.
Ve gercekten esini seven ve sevmeye devam eden, onunla yasamaya devam etmek isteyen ondan ayri kalmak istemeyen ama gozu de disari kayip baskalariyla bir seyler yasamaktan da geri durmayan milyonlarca insan var. Olay sevmemek deger vermemek veya size gerçekten değer vermeyen sizi gercekten sevmeyen biriyle hayatini birlestirmek de değil. İnsanlarin filmlerden romanlardan ogrenip gercek hayata uyarladigi ve gercek olduğuna inandigi bir ideal sevgi sadakat olgusu var. Buna gore "gercekten" biririni sevdiğinde gercekten deger verdiginde boyle seyler olmaz, yapmazsin böyle seyler. Sadakatsizlik oluyorsa gercekten sevmemistir, deger vermemiştir, ahlaki degerlerini kaybetmistir soyledir boyledir. Yani normalde boyle seyler olmaz, o iliskide o insanlarda sorun vardir cunku idealimizdeki iliski boyle değil. Belki de idealimizdeki gercek değildir? Gercek dunya, gerçek insanlar oyle degil belki.

Gercek hayat su ki 15 senedir hergun gordugun beraber yatip kalktigin aynı sofrada yiyip kalktigin tuvalette isini yaparken zatirt diye cikardigi gazin sesini duydugun kisiye kiyasla isyerine 1 ay once giren eli yuzu duzgun vatandasin daha cekici gelmesi isten bile değil.
Ve bana sorarsan insanin konusmaya başladığı andan itibaren öğrendiği ahlaki degerler ve/veya dini inancinin getirdigi sorumluluklar, toplumun bu konudaki bakis acisi ve diger degiskenler ne olursa olsun nefsine tatlı gelen karşı konmasi zor yasak elma karsisinda bir istisna yapıp kendine bir takim mazeretler uretme ve tum bu ahlaki degerlere kisisel degerlerine karsi olan yasak elmayi yemesini kafasinda kendince kabul edilebilir bir istisnai durum haline getirip nihayetinde onu yeme isinde cok iyidir.


Bu kafayla nasıl evleneceksin sen, yalniz kalacaksin o zaman diyenler olacaktir, oluyor.
E evlenecegim ve bir hayat kuracagim diye kendimi kandiracak değilim, tabiat gerçeklerini kabul ederek ve farkinda olarak yasayacsgim yuva kursam da kurmasam da. Dunyanin en sadik kadinini bulup evlenecegim ve kendimi garantiye alacagim falan yok. Beni deli gibi seven birinin 30 yil sonra da ayni seyleri hissedecegine emin olamam. Evlendigim kişinin omur boyu sadik kalacsginin yüzde yuz garantisi olmadigi gercegiyle yaşayacağım. Bu bilince hayatımi birleştiriyor olacagim ve bu ihtimali dusunup geceleri uykularimi kaçırmayacsgim haliyle.
Ya kaybedersek diye dusunup maca cikmayan futbol takimi olur mu?
0
stavro
(16.02.22)
Evlilik bir kurum ve bir noktada "profesyonel" olarak yaşanması gerekiyor. Evlenmek demek yapısı gereği bazı şeylerden vazgeçmek demek.

İş hayatı gibi düşün, para kazanmak için hayatımızın önemli bir kısmını başkalarına kiralıyoruz. Hadi bundan bağımsız olsun, yaşamın dengesinde trade-off'lar var. Bazı şeylere sahip olmak için bazı şeylerden vazgeçmek gerekir.

Evlilik bu anlamda iş hayatından bir tık daha kolay bir kurumsal yapı çünkü kimse evlenmek zorunda değil. Bunu yapıyorsan da o kurumun kurallarına uyacaksın. Uyumayacağına inanıyorsan evlenmezsin. İş hayatında nasıl ki gereklilikleri yerine getirilmeyince yaptırım oluyor, evlilikte de olmalı. Bu anlamda sosyal yaptırımlar var, aldatmanın çok pis kötü bişey olması da bu yüzden belki de. Çünkü bunu yaptığında kimseye hesap vermeyecek, kimsenin sorgulamayacağı insan daha kolay yapar.

İşin patladığı nokta insanların evliliğe böyle bakmaması. Evliliğin bireyin hayatında zorlaştırdığı şeyler kolaylaştırdıklarından daha fazla. ve bunun gözardı edilebilmesi için süslenip püslenip anlatılıyor; dahası başarı gibi gösteriliyor. Ayrıldığında tazminat ödeyeceğin bir işe başlayıp, tazminat ödememek ama bir yandan da şirketin istediklerini yapmamak için çırpınmak oluyor aldatmak.

Yukarıdaki ruhu öldürmek benzetmesine katılıyorum, evlendiğinde vazgeçeceğin şeylerin senin hayatında pek bir önemi kalmaması lazım ki ruhunu öldürmek fikrine razı olasın. Ya da evlenmek için başka zaruretin varsa da, ruhunu öldüremesen bile canlı canlı gömmelisin, zamanla ölür.
0
Jux
(16.02.22)
1- insan, zihninde tamamen özgürdür. düşünceyi değerlendirmeye başlayacağımız nokta, işin icraate ya da söyleme döküldüğü aşamadır. dürtülerinizin hayatınızı, aldığınız kararları ne kadar etkilediği durumunuzu belirler.

insanı diğer canlılardan ayıran özelliklerinden birisi, dürtülerine ket vurmayı becerebilmesidir. bunu yapabilen var, yapamayan var, bilinçli olarak kendini kısıtlamayı reddeden var. üç durum da gayet doğal ve mümkün. sadece seçiminize uygun sosyal ortamı bulmanız/yaratmanız lazım. yoksa işin sonu yalnızlığa ve/veya mutsuzluğa çıkacaktır.

2- yaştan ziyade boşanma istatistikleri, şiddet vakaları ve terapiye yönelenlerin yüzdesi belirttiğiniz konuda daha çok şey söyler. evlilik dışı cinsel ilişkinin baskılandığı bir toplumda belirttiğiniz yaşlar evlilik için yüksek bile kalıyor.
0
zgrydn
(17.02.22)
Tekesliligi hayat boyunca tek bir es olarak alirsak insan hayatina uygun olmadigi belli tabii ki. Evlilik kurumu asktan sevgiden degil isortakligi ve mal dagilimi gibi kavramlar icin ortaya atilmis bir sey, Eskiden insan omru ortalama 45 yil iken mantikli olabilirmis, fakat gunumuzde olene kadar tek bir kisiyi ayni askla sevmek ve luzumsuz bir cok stresi ustlenmek cok akil kari gelmiyor bana.

Ama tek esliligi tek partnerlilik olarak degerlendiriyorsak dogru oldugunu dusunuyorum. Sadece cinsel yolla bulasan hastaliklar riski bile, hadi kendinize bulasmasina okaysiniz diyelim, baskasina bulastirma riski vs korkunc bir sey bence. Bu sebeple cok yatkinim ve buna yanasmayan biriyle herhangi bir romantik veya cinsel iliski yasama arzum yok. Kimse o kadar kiymetli veya ozel degil bence.
0
sopiro
(17.02.22)
Bahsettiğin konu genel bir kanun net bir denklem olmadığı için objektif cevaplar bulamaman normal ve zaten bu konu çok kişisel. Kişiden kişiye değişir görüşler ve cevaplar.

Uzun soluklu sadakati (40+ yıl vs..) ben de merak ediyorum, etrafımda tanıdığım ve yıllardır gözlemlediğim 65+ yaş ve hala mutlu insanlar, aileler var.
Onların ortak yanı, karı koca olarak kendilerini ciddi anlamda işlerine adamış olmaları. (ki maddi kaynaklı değil, bu insnalar işini iş olarak da görmüyor..) Muhtemelen sevdikleri işe sahip oldukları için iş düşünürken alt beyin farklı bir dürtü üretmiyordur.
Uzun süreli sadakatin ayrıca kişilikle ve daha çok yaşam tarzıyla ilgili olduğunu düşünüyorum. Örneğin ben ev kedisi gibiyimdir, benim yaşam merkezim, rahatlık alanım ve kendimi özgür hissettiğim tek yer evimdir o yüzden biri beni kapıdan kovsa bacadan geri girerim evime. Ama çok yakın arkadaşım ki evlenip boşanmış birisi, beni her zaman garipser. Nasıl oluyor da kendsi gibi dışarı çıkmak, gezmek eğlenmek istemiyorsun vs şeklinde. O benim eğlenmediğimi düşünüyor ancak ben evimde kendimle ve eşimle yaptığım ev içi aktivitelerden gayet keyif alıyorum ve aklımda "yahu şunu da yapmadık.." dediğim bir durum oluşmuyor. Çünkü zamanında onun kastettiği yaşam tarzının içinde çok zaman geçirdim ve öğrenciydim. şimdiki sorumluluklarımla aynı hayata sahip değildim ve belli ki bir doyuma ulaşmışım artık cazip gelmiyor bana. Ama aynı arkadaşım boşandıktan sonra tekrar ciddi bir ilişki yaşayamıyor, sebebiniyse ciddi bir ilişki sırasında başka bir kadını görüp ondan etkilenmesi ve keşke demek durumunda kalması olarak tanımlıyor. Bu da bana garip geliyor haliyle. Bu konuların haricinde sadakat için insanların hayattan beklentileri de çok etkili. Uzun lafın kısası kişilik ve hayat beklentileri bu konunun anahtarı ve ben kendimi sadakate yatkın olarak görüyorum.

Sadece evli erkekler ya da kadınlar yakınmazlar. Henüz kendini keşfedememişken başkası ile evlenip karşı tarafı keşfetmeye çalışan insanlar doğal olarak karşısındaki insandan beklentilerini belirleyemiyor. Güven arıyor ancak yeteri kadar güven veremiyor mesela ya da işin içine çok fazla eşlerin aileleri karıştırılıyor, bir taraf için olmazsa olmaz olan şeylr diğer taraf için gereksizlikten başka bir şey olmuyor vs vs.. bu örneklerle çoğaltılabilir. Bunun çözümü de insanların önce kendilerini tanıması sonra da karşısındaki insana kendini ifade etmesiyle gerçekleşir. Bunun olması için de temelde özgürlük kavramına sahip olmak, kendine saygı duymak ve karşındakine saygı duymak gibi davranışlar var olmalıdır. Diğer toplumları bilmemekle birlikte bizim toplumumuzda bu işler çok kolay değil. Bu yüzden de kadınlar kadınlara, erkekler de erkeklere sürekli yakınır. Evliyken evliliğini, ilşkisi varken ilişkisini, hiç bir şeyi yoksa ailesini ya da çevresini yakınır durur. Zaten az muhabbetleri incelersiniz " o bana bunu dedi", "o bana bunu yaptı" ve maddi mevzular ötesine geçmiyor yakınmak dediğiniz şey.

İlişki içinde başkasını arzulamak diye bir durum olmaz. başkası arzulanıyorsa yaşanılan şey de karşılık bir "hayat birleştirme" ilişkisi değildir zaten..
birisi ile tanışırsınız ve hoş/güzel/yakışıklı vs gibi bir değerlendirmede bulunursunuz ama bu insanlığın doğasıyla alakalı bir durum. hiç ilişkiniz olmasa dahi bu, temelde var olan bir şey. ilişki içinde tam bu noktada alt beyin kocaman bir tampon koyuyor, ilk izlenim ve buna bağlı düşüncenin üstüne sadece karşıdaki insan güvenilir ya da güvenilmez sinyali gönderiyor ve bunun üzerine çıkamıyor. Yani kişisel olarak ben hayatımda hiç yaşamadığım ve hiç sahip olmadığım duyguları vs arzularım ve bana başka bir insanın sağlayacağı duygu yok.

25 yaş dediğin çeyrek asır, kaç yaşında evlenmeli sence insanalar? 40 mı bunun doğalı peki? Kediler de doğdukta 10-12 ay sonra çiftleşmeye başlıyor ve yavruları olabiliyor, o yaştaki kedilerin istatisksel olarak yığılması da mı düşündürücü? Ya da askere giden erkelerin büyük çoğunluğunun 20 yaşında olması?
Eskiden evlilik yaşı daha da küçükmüş çünkü tarım toplumunda daha çok birey daha çok iş gücü demekmiş. Artık şehir ve eğitim hayatı olduğu için yaş ortalaması buralarda. ilerde bambaşka bir yaşam biçimi benimsenir o ortalama tekrar değişir.
İnsanlar hangi kültürden hangi eğitim seviyesine sahip olursa olsun -kendince- hayatı ertelemeyi sevmiyor, bir an önce evleneyim, yoluma bakayım, olacaksa çoluğum çocuğum olsun şeklinde düşünüyor.
0
foolrules
(17.02.22)
tek tip monogami yok onda bi karar vermek lazım
monogaminin 9 türü var şu an sayabildiğim

sabit çokeşli erkek - tekeşli kadın
değişken çokeşli erkek - tekeşli kadın

sabit çokeşli erkek - sabit çokeşli kadın (sabitler, kadın ve erkek için aynı kümeden)
sabit çokeşli erkek - sabit çokeşli kadın (sabitler farklı kümeden)

değişken çokeşli erkek - sabit çokeşli kadın
sabit çokeşli erkek - değişken çokeşli kadın
değişken çokeşli erkek - değişken çokeşli kadın

sabit çokeşli kadın - tekeşli erkek
değişken çokeşli kadın - tekeşli erkek

*sabit çokeşlilikte hivden sözedemeyiz mesela
0
comp
(17.02.22)
(13)

"Sen" diye hitap edene "Siz" hitabıyla devam ediyor musunuz?

jonas
Sizden 10 yaş civarları daha büyük bir karşı cins. Belirli aralıklarla denk gelip konuştuğunuz durumlar oluyor. Samimiyetiniz yok. Abla/abi diyecek bir mevzunuz da yok.O kişi size "sen" formatıyla konuşuyorsa bu durumda karşı hitap tarzınız ne şekilde oluyor?
Sizden 10 yaş civarları daha büyük bir karşı cins. Belirli aralıklarla denk gelip konuştuğunuz durumlar oluyor. Samimiyetiniz yok. Abla/abi diyecek bir mevzunuz da yok.

O kişi size "sen" formatıyla konuşuyorsa bu durumda karşı hitap tarzınız ne şekilde oluyor?
0
jonas
(16.02.22)
Belli belirsiz, çok agresif olmayan bir "pardon tam ne dediğinizi anlamadım?" bakışı atıp bir kere vurgulu şekilde siz diye devam ediyorum konuşmaya. Sonrasında kendini düzeltmeyen birine henüz rastlamadım.
0
akhenaten
(16.02.22)
gözünün içine dik dik baka baka siz demeye devam ediyorum.
inadına daha da resmileşiyorum, samimi olmadığımızı hissettiriyorum.
0
leper messiah
(16.02.22)
Siz diye devam ederim.
0
asteriks
(16.02.22)
Bu arada biraz daha detaylandırayım; benim örnekte bahsettiğim kişi şu an apartman komşum oluyor mesela.

Kadın yeni taşındı, 1 aydır bizim apartmanda oturuyor. Ne zaman denk gelsek laflayacak bir şeyler buluyor ve hep "sen" diye hitap ediyor. Ben ısrarla "siz" diyorum, o ısrarla "sen" diyor :D

Benden minimum 10 yaş civarları daha büyük ve öyle yürüme niyetinde falan olmadığım sınıfta bir kadına hiçbir samimiyetimiz de yokken senli benli konuşmak benim içime sinmiyor doğrusu. Ama bu şekilde de biraz tuhaf bir durum oluştuğunu fark ettiğim için bir duyuru açıp fikirler görebilmek istedim.
0
🌸jonas
(16.02.22)
Oncelikle abla deme isin duser +1.

Senden yasca net buyuk kadinin sana sen demesi normal bence. Ki biraz daha zorlasan oglu yasindasin... Sen de siz demeye devam et. Hem "siz" mesafe barindirir. Mesafeni koru.
0
hot potato
(16.02.22)
yaşça büyüklere "siz" diye hitap edilir diye öğretildi ya küçükken ve büyükler için sen/siz fark etmez diye.. belki onunla alakalıdır yaklaşımı :) hatta yaşça/statüce büyük kişi sana "sen" diye hitap edene kadar sen, "siz" demeye devam etmelisin diye de dayatılmıştı bize küçükken görgü kuralı olarak. o nedenle tutumu çok tuhaf gelmedi.

şahsen bana "sen kendini ne sanıyosun lan??!" diye hitap edilmediği müddetçe senli benli muhabbet daha samimi geliyor :D amca, teyze, abla, abi vs gibi sıfatlar hariç tabii :D
0
e mice
(16.02.22)
Bana nasıl hitap ediyorsa öyle hitap ederim. Senli konuşmadan rahatsız oluyorsan o başka, ben olmuyorum.
0
sckxyss
(16.02.22)
Senli benliye bagliyorum ben de.
0
stavro
(16.02.22)
eğer ben de sen demeyi istersem sen-sen devam eder ancak samimiyeti olmayan biriyse,

sen dediği anda; -"siz derseniz sevinirim" der lafı ağzına tıkar doğru yere çekerim.
0
renegade
(16.02.22)
Bu bahsettiğiniz olay özelinde, aynı apartmandaki 'denk' mukimlersiniz. O halde sen demekte bir zarar yok sanki.
0
kaptankedi
(16.02.22)
Benden yaş ve statü olarak üst biriyse o bana sen dese bile ben ona sen demem. Örneğin müşavir avukatla konuşuyorsam o bana küçük olduğum için adımla hitap eder bense "x bey şu dosyada şöyle oldu"diye devam ederim. Ama aynı işte çalıştığım ve şakalaştığım biriyse yaşça büyük bile olsa adıyla hitap ederim. Samimiyet ve statü meselesi benim için.
0
turuncu tonlarda
(16.02.22)
patron, yonetici, samimi olmak istemedigim insan kaynaklari ve musteri disinda sen diyen herkese sen diye hitap ederim. hatta 80 yasinda bir teyze var rastgeldikce konusuyoruz. abla diyorum kirilmasin diye :))))))
0
nibba
(16.02.22)
sen diyince yürüme mi oluyor?
0
selam
(17.02.22)
(9)

Hangisini tercih ederdiniz? Bi günlüğüne bedava taksi mi bedava ispark mı?

eurhka
Ücretsiz gişeler, boğaz köprüsü...Ya da sizce ne? Yani istanbul trafiğinde ne olsa bir gün iyi hissedersiniz?
Ücretsiz gişeler, boğaz köprüsü...
Ya da sizce ne? Yani istanbul trafiğinde ne olsa bir gün iyi hissedersiniz?
0
eurhka
(16.02.22)
taksi
0
biseysorucam
(16.02.22)
bos park yerleri olsun yeter.
0
lemmiwinks
(16.02.22)
taksi bedava olsa da kısa mesafe diye almaz. park yeri üstüne para verseler de boş yer bulamazsın. ikisi de bi halta yaramaz o yüzden :D
0
mustafakesekci
(16.02.22)
taksi
0
since1907
(16.02.22)
Boğaziçi Köprüsü ve FSM sabah işe gidiş ve akşam dönüş saatlerinde daha pahalı olsun. Herkes keyif için arabayla karşıya geçmesin.

Car-pooling tadında rahat koltuklu, köprüye para ödemeyen minibüsler olsun (Uber araçları gibi) maks 2-3 kişi alsın. Uygun fiyata karşıya geçirsin. Araba kullanmaktan hem daha rahat olsun, hem de daha uyguna gelsin.

bkz: ridewithvia.com

Şehir merkezindeki noktalara (Kadikoy Meydan, Eminönü, Taksim Meydan) eğer o bölgede oturmuyorsanız giriş ücretli olsun. Kafasına esen arabayla gelmesin.

Yine bu yoğun-ve-ücretli bölgelere taksi, dolmuş, vs. toplu taşıma araçlarının girişi ücretsiz olsun.

bkz: tfl.gov.uk
0
kaptankedi
(16.02.22)
Boş park yeri. Trafik olsa da bi şekilde gidiyosun ama park yeri olmayınca sıkıntı.
0
ceketimi alip cikcam
(16.02.22)
Bedava benzin.
0
stavro
(16.02.22)
hayvani insan toplulugu olmasin yether.. her yere gidilir toplu tasimayla
0
nibba
(16.02.22)
Benzin +1
0
hrvl
(16.02.22)
(5)

100x200 cm yatak

MtKrt
10-15 senedir kullandığım, omuz ve sırtımı ağrıtan yatağımı artık değiştirmek istiyorum. 182cm boyunda, 83kg ve yatarken sürekli dönen biriyim.yataşın reklamını gördüm, girip biraz modellere baktım.yıkanabilir pedli(üstünde 2 parmak yüksekliğindeki çıkarılabilen yer) olması gerekli mi? çok büyük ava
10-15 senedir kullandığım, omuz ve sırtımı ağrıtan yatağımı artık değiştirmek istiyorum. 182cm boyunda, 83kg ve yatarken sürekli dönen biriyim.

yataşın reklamını gördüm, girip biraz modellere baktım.

yıkanabilir pedli(üstünde 2 parmak yüksekliğindeki çıkarılabilen yer) olması gerekli mi? çok büyük avantaj sağlıyor mu?

bu modelleri kullanan veya bilen var mı?
hangisini tercih ederdiniz?

www.hepsiburada.com

www.hepsiburada.com

www.hepsiburada.com

www.hepsiburada.com

www.hepsiburada.com

2020 ağustos ayında duchess modelini deneyip beğenmiştim, o zamanki fiyatı 2000Tl idi, şimdi 5500TL olmuş. bu nedenle fazla para vermek de istemiyorum.
0
MtKrt
(16.02.22)
ped aman aman bir avantaj sağlamaz. ama yatağınız tertemiz kalıyor işte mis gibi.

kızıma geçen sene hard&soft serisinden bir yatak aldık. 160*200 olduğu için ben de sıkça kullanıyorum annesiyle uyuduğu zaman. muhteşem rahat bir yatak.
0
teritori
(16.02.22)
Eğer yatakla birlikte karyola (böyle miydi adı?) da değişecekse 120 cm yatak alın, çok daha rahat edersiniz.
0
John Bloor
(16.02.22)
daha geniş de alabilirsiniz, 120*200 boyutu da oluyor. belki geniş olması iyi gelir.

bunun dışında yatakları mağazaya gidip denemenizi öneririm. çok övülen bir yatak, sadece 2dk üzerine uzanınca bile kötü hissettirebiliyor.

ped iyi hoş, ama zorunlu değil. sıvı geçirmez alet ile de temizliği sağlayabilirsiniz.
0
kaptankedi
(16.02.22)
yeriniz musaitse 120*200 ya da 140*200 oneririm. 100 cm. yetersiz.

onun disinda yatas bluestar yatak tavsiye ederim. yillardir kullaniyoruz yatmasi da rahat. en basic modellerinden biri sanirim
0
exlibris
(16.02.22)
Duschess'ten memnun kalmadik, su an isbir frezya var ve iyi cidden.

Yatak konusu cok kisisel. Gidip denemeniz lazim. Internetten olmaz.
0
brkylmz
(16.02.22)
(5)

Halen covid olanlara ilaç getiriliyor mu?

norules
Daha önce covid pozitif çıkanlara ilaç getiriliyordu, halen devam ediyor mu o uygulama acaba?
Daha önce covid pozitif çıkanlara ilaç getiriliyordu, halen devam ediyor mu o uygulama acaba?
0
norules
(16.02.22)
şu an eşim pozitif, getirmediler.
0
dali dili havali korna
(16.02.22)
@anlatamıyorum @dali dili havali korna Teşekkürler.

O zaman hastanelik olmadıkça covid olanın kendi kendine iyileşmesinin beklendiği yeni bir döneme girilmiş anlamına geliyor bu.
0
🌸norules
(16.02.22)
ateş için parol kullanılmasını öneriyorlar. ilacı önermiyorlar.
bir de tavsiye kandaki oksijen miktarını sürekli ölçün (50-60 liraya parmaktan ölçen aletler var). eğer 90'un altına düşerse sağlık ekiplerine haber verin bir ciğer tomografisi çektirin.
0
teritori
(16.02.22)
sanırım yalnızca belli bir yaş üstüne getiriliyor.
0
kaptankedi
(16.02.22)
aslında eksik cevap yazmışım. ilaç getirmediler ama aile hekiminin bizi arayacağı söylenmiş eşime. arayan olmayınca biz aradık, aile hekimi bazı ilaçlar yazdı. ben 3 doz aşılı olduğumdan temaslı sayılmıyormuşum, o yüzden çıkıp ilaçları aldım. ikimiz de pozitif olsak ne olurdu bilemiyorum tabii, herhalde o zaman getirirlerdi ilaçları.
0
dali dili havali korna
(16.02.22)
(10)

çok su içmenin zarar var mıdır?

rahmi pinkfloydoglu
günde 3 litre su içmenin 50 kere tuvalete çıkarması haricinde bir zararı var mı?
günde 3 litre su içmenin 50 kere tuvalete çıkarması haricinde bir zararı var mı?
0
rahmi pinkfloydoglu
(16.02.22)
Böbreklerin de bi efektif çalışma hacmi var, gereksiz alınan miktarlar fazla çalışmasına neden olabiliyor. Yani kalp gibi düşünme mesela sürekli çalışsa ne olur gibi bi durumları yok.
0
Zaman Tamircisi
(16.02.22)
ben çocukken günde 8 litre su içmeli deniyordu, sonra 5 litre şimdide 2.5/3 litre deniyor. doktor değilim tam bir bilgim de yok açıkcası ama zaten tavsiye edilen miktarda tüketiyormuşsunuz.
0
selam
(16.02.22)
fazla su alınmasının yarattığı rahatsızlık hiponatremi olarak adlandırılıyor. kime ve neye göre fazla dersen işte o kişinin böbreklerine ve bünyesine göre değişen bir durum. bana 3 litre çoktur, başkası 5 lt içse bir şey olmaz. asıl olay vucudun elektrolitik (kandaki tuz oranının) bozulmaması. ayrıntılı bilgi için;

tr.wikipedia.org
0
delidir yakalayin
(16.02.22)
3 lotreden hicbi sey olmaz
0
ala09
(16.02.22)
Kilo başına günde 35 ml su içmek gerekir. Mesela 80 kilo bir bireysen günde 2.8 litre hadi 3 diyelim ona normal aslında. Biraz kaç kilo olduğunuzla alakalı bir de vücudun ne kadar su kaybettiği de önemli. Çok spor yapıp terliyorsanız fazla içmek normal.

Bunun dışında fazla su içmek zararlı tabiki. 0.5 litre - 1 litre fazladan belki bişey olmaz ama günde 8 litre falan net zararlı.
0
nuevo
(16.02.22)
su zehirlenmesi olabilir.

www.google.com
0
WithWorth
(16.02.22)
Tuz kaybi olur, o da halsizlik yapar. Cok fazla su icersen tuz kaybini onlemek icin esktra tuz alman gerekir.
0
stavro
(16.02.22)
Ayrica bol su icmenin faydalari ile ilgi etrafta dolasan cogu bilgi efsanedir.
0
stavro
(16.02.22)
Cinsiyetinize, kilonuza, ve günlük aktivite miktarınıza göre değişir. Örneğin, ben 45 dakikalık bir koşu ya da eliptik egzersizinde 700ml sıvı kaybediyorum. O gün, ilave 700ml su içerek telafi etmeye çalışıyorum.

Bunun yanında çok su içen/ya da çok terleyen bireylerde mineraller de eksiliyor. Kalsiyum, potasyum, çinko, demir eksikliği de çekmeye başlayabilirsiniz. (Yine kilonuza ve aktivite miktarınıza göre değişir)

Bu arada, eğer 60 kilonun altında değilseniz; 3 litre çok değil. Başkaca sağlık sorununuz yoksa bir zararı olmaz.
0
kaptankedi
(16.02.22)
Ben de normalde çok su içen biriyimdir, bi sefer 4.5 litre kadar içmiştim ve birden bire ölücek gibi bir his oluştu ve kusmaya başladım. Su zehirlenmesi geçirmişim.
0
esinikaybetmiscorap
(16.02.22)
(6)

Yazıcının bağlı olduğu bilgisayar kapalıyken yazıcı kullanılamıyor

Depik
Ağda kullandığımız bir yazıcı var. Bu yazıcının bağlı olduğu bilgisayar kapalıyken diğer bilgisayarlardan gelen yazdırma işlemlerini yazıcı gerçekleştirmiyor. Bağlı olduğu bilgisayar kapalıyken bu yazıcıyı kullanma imkanımız var mıdır?
Ağda kullandığımız bir yazıcı var. Bu yazıcının bağlı olduğu bilgisayar kapalıyken diğer bilgisayarlardan gelen yazdırma işlemlerini yazıcı gerçekleştirmiyor. Bağlı olduğu bilgisayar kapalıyken bu yazıcıyı kullanma imkanımız var mıdır?
0
Depik
(15.02.22)
yüksek ihtimalle yok.
0
oldz
(15.02.22)
yazıcının arkasında ethernet kablous girişi varsa olabilir veya wifi özelliği.
0
walter white kilikli
(15.02.22)
Bağlı olan bilgisayarı açın, şifresini girmeye gerek yok, en azından biz bu şekilde çalıştırıyoruz.
0
apistogramma
(15.02.22)
yazıcı usb'den o bilgisayara bağlı ise kullanamazsınız. yazıcıda wifi-ethernet o şekilde ağa bağlayıp kullanılır. bazı modemlerim usb girişi oluyor yazıcıyı oraya bağlayıp ağdan kullanmak mümkün ama her yazıcıyı desteklemez. denemek lazım.
0
delidir yakalayin
(15.02.22)
print server cihazları var bu işi yapan, yazıcı üzerinde ethernet portu yoksa bu cihazla yazıcıyı usb portu üzerinden ethernet'e çevirebiliyorsun.

Güncel fiyatlarla pek alınabilirliği kalmamış bana göre.

www.amazon.com.tr

www.hepsiburada.com
0
sealth
(15.02.22)
Yazıcının marka modelini belirtirseniz belki daha çok yardımcı olmak mümkün olabilir.
0
kaptankedi
(15.02.22)
(8)

27 inc 4k UHD monitor almaya deger mi?

lemmiwinks
yoksa 27 inc icin QHD yeterli mi?UHD 360 euroQHD 280 eurocogunlukla is icin kullanilacak ama film, dizi izlenebilir, oyun oynanabilir seyrek olarak.
yoksa 27 inc icin QHD yeterli mi?

UHD 360 euro
QHD 280 euro

cogunlukla is icin kullanilacak ama film, dizi izlenebilir, oyun oynanabilir seyrek olarak.
0
lemmiwinks
(15.02.22)
Para varsa 4K
0
himmet dayi
(15.02.22)
Hocam zamanında çok araştırdım, 27" 4k gerek yok.

İş için daha çok demişsin, oyun olsa tamam da yazılar küçücük kalacak, yazılımsal olarak büyüteceksin kimi bulanık gözükecek kimi saçma gözükecek programların. O yüzden ben gittim 27" 2k aldım çok memnunum.

Parası önemli değil yani benim aldığım monitörün 4k'sı çok daha ucuzdu.
0
chicha_v2
(15.02.22)
hiç gerek yok. ben qhd aldım. tam da sizinle aynı amaçlar için. çok memnunum. 4k şu aşamada manasız.
0
ilgeru
(15.02.22)
27inç boyutu için QHD gayet yeterli, hatta fazla bile.

Bir de IPS panel ise tadından yenmez.
0
kaptankedi
(15.02.22)
27" 4k kullanıyorum ben yazılım için almıştım işime de yaradı. ancak panel kalitesinin çözünürlükten daha önemli olduğunu düşünüyorum.

ofis, web vs gündelik işler için 2k gayet yeterli olur.
0
orpheus
(15.02.22)
Yazılım, oyun, film için 27" 4k kullanıyorum. Herhangi bir sıkıntım olmadı. İkiden fazla pencereyi ekrana yayıyorsan 4k işe yarıyor.
0
reactionic
(15.02.22)
Doğrusu 2K. Nedenleri:

Eğer grafik tasarımcısı değilseniz tabii ki. Grafik tasarımcısı iseniz, 4K ve 27inchden daha büyük ekran kullanmanız geeeleceltir.

4K yayın bulmanız zor, Bulsanız bile korkunç bant genişliği ister. Fiberi bile zorlarsınız.

2K ve 144Hz monitör bulursunuz, fiyatı da makuldür. Ama 4K ve 144Hz bulamazsınız, bulsanız bile fiyatı dramatik pahalıdır.
0
alfired
(15.02.22)
Var bende 27" 4k monitör, mutluyum. İş için kullanacaksanız kesinlikle çok fark ediyor. Çalışma alanınız QHD'ye göre çok çok artmış oluyor. Benim ikinci monitörüm spotify/chat monitörüne dönüştü bunu aldığımdan beri.
0
aguen
(16.02.22)
(6)

Sporda zorlanmak

tamam sakinim
Evde spor yapıyorum. Açtım bir video diyelim, videonun sonlarına doğru bende pil bitiyor, bacaklar tutmayacak hale geliyor. O noktada zorlana zorlana devam etmem şart mı? Başlangıç aşamasındayım, kasları fazla zorlamadan kessem bi sıkıntı olur mu?
Evde spor yapıyorum. Açtım bir video diyelim, videonun sonlarına doğru bende pil bitiyor, bacaklar tutmayacak hale geliyor. O noktada zorlana zorlana devam etmem şart mı? Başlangıç aşamasındayım, kasları fazla zorlamadan kessem bi sıkıntı olur mu?
0
tamam sakinim
(15.02.22)
Geçen bahsettiğim disiplin tam olarak bu noktada devreye giriyor :)
Zorlanman hatta ilk birkaç hafta kas ağrısı çekmen çok normal. Sakatlığa tabi ki mahal vermeden devam!
0
lüzumsuz adam
(15.02.22)
Aşırı zorlamaya gerek yok. Aslında bu noktada iste coaching devreye giriyor çünkü video vs gibi olaylar kişiye göre değil, genel bir hitap var.

Bacaklar tutmayacak hale gelen birinin daha fazla zorlayip failure yapması gereksiz.

Spor bir süreç. 100m koşusu değil maraton gibi düşünmek lazım. Sallıyorum sınav cekmek varsa ve düz sinavda zorlaniyorsaniz dizleri yere koyun ya da duvara karşı çekin vs. Süreç ile güçleneceksiniz ya da kondisyon artacak.

Spordan sonra oluşan ağrı, laktik asit ağrısı/acısı vs normal. Alıştıkça geçer. Ama her spor günü ayakta duramayacak halde kendinizi zorlamaya gerek yok, özellikle ilk başta.
0
logisticsmanager
(15.02.22)
3 setle başlayabilirsin
bir de öncesinde ne zaman ve ne kadar yemek yediğin çok etkili

kilo vermek için yapıyorsan, kalp sorunu yoksa devam
0
bir soru sorcam
(15.02.22)
"sakatlanmayacak kadar" zorlamak gerekiyor. tehlikeli olacağını, kalıcı bir zarar vereceğini düşünüyorsanız orada bırakmalısınız.
0
kaptankedi
(15.02.22)
Acı çekiyorum resmen ama ya işkence gibi geliyor ağırlıklı squat falan özellikle, kilo problemim yok ama çok hareketli ve esnek biri değilim hantallık var vücutta, zamanla daha az mı daha çok mu acı çekicem ben..
0
🌸tamam sakinim
(15.02.22)
hangi programı takip ediyorsunuz? bazı programlarda level 0.5 gibi başlangıç egzersizleri oluyor, onlarda rahat hissetmeye başlayınca daha üstüne geçiyorsunuz.
0
kaptankedi
(15.02.22)
(4)

Tükenmez kalem ne zaman tükenir?

anatomik
Elimde hediye gelen Scrikss Trio 93 bir kalem var. Geldiğinden beri toplamda 10 A4 sayfası dolduracak kadar yazmamışımdır ama sanki ufaktan soluk yazmaya başladı. Gerçi bunu fark ettiğimde üçüncü A4 sayfasının sonundaydım, belki biraz beklesem tekrar düzelirdi ama o da saçma. Elektronik alet mi bu b
Elimde hediye gelen Scrikss Trio 93 bir kalem var. Geldiğinden beri toplamda 10 A4 sayfası dolduracak kadar yazmamışımdır ama sanki ufaktan soluk yazmaya başladı. Gerçi bunu fark ettiğimde üçüncü A4 sayfasının sonundaydım, belki biraz beklesem tekrar düzelirdi ama o da saçma. Elektronik alet mi bu bekletip dinlendirelim.

Bu kalemlerin normalde ömrü ne kadardır? Ve bendeki neden soluk yazmaya başlamış olabilir?
0
anatomik
(15.02.22)
Kalemin topunda mürekkep birikiyor bazen, o da ilk 1-2 kelimede normalden koyu yazmasına sebep oluyor. Kalemi her gün kullanmıyorsan böyle olması normal.

Yazmaya başlamadan önce başka bir kağıda 3-5 bişey çiziktirip öyle yazarak çözüyordum ben bunu.

Ama bundan bağımsız bir silikleşmeyse normal değil, Scrikss kalem var bende, 10 yıldır falan kullanıyorum, bana mısın demiyor.
0
plutongezegendegilmi
(15.02.22)
Bunlarin ici satılıyor bitince rafa kaldirma
0
m orak
(15.02.22)
@pluton
Mürekkep birikip koyu yazma gibi bir şey yok.
Bugün sabah 3 sayfa yazı yazdım mesela. Sonlara doğru soluklaşma olur gibiydi. Önceki 2bucuk sayfa boyunca tek bir kelimede bile koyu yazma ya da soluklasma olmadı.
0
🌸anatomik
(15.02.22)
Bir sebepten mürekkep akışında sıkıntı olmuş olabilir, az beklerseniz kendine gelebilir. Beklerken yazdığınız şekilde ucu aşağı doğru, dik olmasında fayda var.

Bazen hava soğuksa vesaire mürekkep biraz akıcılığını yitirebiliyor. Bu da sebep olabilir.
0
kaptankedi
(15.02.22)
(9)

Kendi otomobilini yapma konusu

Zaman Tamircisi
Bu çok abartılan bir konu değil mi bizim için. Yani yerli otomobil yapacağız yerli uçak yapacağız yerli uzay mekiği yapacağız vs vs. E yaparsın bunlar neticede onlarca yıldır yapılan şeyler otomobili de yaparsın uçağı da, ki zamanında zaten yapmışsın da, önemli olan bunları yapmaktan çok satmak deği
Bu çok abartılan bir konu değil mi bizim için. Yani yerli otomobil yapacağız yerli uçak yapacağız yerli uzay mekiği yapacağız vs vs. E yaparsın bunlar neticede onlarca yıldır yapılan şeyler otomobili de yaparsın uçağı da, ki zamanında zaten yapmışsın da, önemli olan bunları yapmaktan çok satmak değil mi? Yani biz bugün uçak yapsak mesela kime satacaksın kim alır global pazarda, keza otomobil için de öyle. Ha yaptın mesela elindeki birimlere politik gücünü kullanarak sattın, sonra peki? Bu şekilde bu çark döner mi? Bu olaylar çok büyük teknolojik anlamlar yükleniyor gibi geliyor bana sizce de öyle mi? Teşekkür ederim.
0
Zaman Tamircisi
(14.02.22)
Geçmişe bağlı olarak düşünmek lazım bunları ki araba, motor, uçak, roket vb. gibi bir çok alanda maalesef projeler rafa kalktı ya da kaldırıldı Türkiye'de. Konular incelediğinde şaibeli bir çok şey görülecektir. Devleti doğrudan ilgilendiren zaruri hususlarda dışarı bağımlı olmak seferberlik gibi durumlarda ayrıca bir milli güvenlik sorunudur. Geçmişte yaşanan amborgolar şimdilerde çok dillendirilen f35 krizi ortada.

Evet dünyada bunlar yapılalı çok oldu biz maalesef geriden geldik ama sonunda yapılan ve yapılması gereken şeylerdi bunlar.
Doğrusu üretilen araba dışarıya satılmasa bile hiç değilse vatandaşın alması ve kullanması önemli.
Silah sanayiindeki gelişmelerle birlikte bakıldığında mesele sadece araba değil ortaya "geç olsa da" ortaya bir şeyler koyabilmek önemli.
0
Erva
(14.02.22)
evet öyle. bu işler ekosistem istiyor. araba ürettim sattım demekle olmuyor. ülkende otomobil konusunda yetişmiş insan olmalı, ülkede araba üretimine dair know-how olmalı, pazarlama olmalı, başta kendi ülken olmak üzere açılacağın pazarlara gidip servis ve bayilikleri kurman lazım. almanya bile mesela abd gibi yerde bunu çok başaramadı orada abd'liler ve japonlar cirit atıyor. otomobilde saydığım 5-6 şeyden 2 tanesi var bizde. savunma sanayinde mesela ekosistem tamamıyla var neredeyse.

çark döner mi? dönmez. togg meselesinde gördüğüm kadarıyla işler iyi yürüyor ama bütçe çok ama çok az. 1-2 modelle nasıl olur o da meşhul. ancak kilit nokta şu ki, fiyat... eş değerleri 55bin euro civarında iken togg için başta 40bin euro satış fiyatı dediler, sonra da "bunun bile bi tık altı olabilir" deyip 37k€'ya selam verdiler. böyle bir durumda roller çok değişir. teneke dacia avrupanın en çok satanı mesela. neden? fiyatı
0
avatar is back
(14.02.22)
yerli araba konusunda örneğin sadece kurumların kullandığı araçlar için dahi bir zorunluluk getirilse yeterli. yerli alıcıya yönelik teşviklerle birlikte de otomotiv konusunda dışa bağımlılığı azaltır, ekonomi için çok iyi olur.
0
reanarchy
(14.02.22)
Abi dışa bağımlılık azalır derken cumhurbaşkanı Mercedes Maybach değil de Toog mu kullanır diyorsunuz, ya da belediyeler Audi almaktan vaz mı geçerler acaba? Yani envantere illa ki girer de genel olarak devlet otoriteleri bunları gerçek anlamda kullanır mı?
0
🌸Zaman Tamircisi
(14.02.22)
Bunun için şöyle bir öneri de var, aslında derdimiz %100 araç üretimi değil, ülkedeki mühendisler işçiler sektör için teknolojik bilgi transferini hedefliyoruz diye, bana bu da inandırıcı gelmiyor da
0
freebird5406_2
(14.02.22)
Amaç kalifiye personel yetiştirmekse ona saygı duyarım ama bunun elbette daha sürdürülebilir ve gerçekçi yöntemleri de vardır gibi.
0
🌸Zaman Tamircisi
(14.02.22)
cumhurbaşkanı veya yöneticiler kullanmaz ama tüm belediyeler, valilikler, kaymakamlıklar, bakanlıklar vs düşününce tüm orta segment araçlar yerliye dönse on binleri bulur sayı.
0
reanarchy
(14.02.22)
Türkiye aslında otomotiv sanayisi açısından çok gelişmiş bir ülke. Türkiye'de yerli üretim yapan tüm markaları (Fiat, Renault, Toyota, Hyundai ve dahası) destekleyen devasa bir sanayi var. Petrolle çalışan araçlar binlerce farklı parçadan oluşuyor ve büyük kısmı burada üretiliyor.

Ticari araçlar (kamyon-otobüs) daha da geniş bir altyapı var. Mercedes, Man, Ford, BMC, Otokar, Temsa, Isuzu ve benzeri bir çok üretici mevcut. Yine bunları destekleyen korkunç bir ekosistem var.

Ford, Türkiye'de yerli mühendislerle yerli motor, ve yerli otomatik şanzıman yapmayı başardı.

Bu ekosistem, ciddi bir ihracat da yapıyor. Sadece bitmiş ürün (araç) değil, yedek parça olarak da. Mesela Mercedes otomobillerin bir çok parçası Türkiye'den Bursa ve Konya'daki üreticilerden gidiyor. Maybach'da bile Türk malı ürünler var.

Böyle bir bağlam içinde, dünya elektrikli araçlar yönünde ilerlerken bunun ekosistemini oluşturmak için bir girişimde bulunmak, kendi başına zaten 80 milyon nüfusu olan, sadece yakın coğrafyada bunun iki katına ulaşabilen bir pazar için mantıklı olabilir.

Belki bir milyon araç üretimi olmaz ama içerde bilgi-birikimi olur, insan yetişir, belki başka girişimler için bir baz oluşturur vesaire. Baktığınızda vakti evvelinde Kore'de de benzeri şekilde devlet özel sektörü itelemiş bugün dünya çapında markaları var.

Bizde de olur mu? Bilmiyorum. Ama kötü girişim değil ve pazara belli bir hareket getirir. Sonu çok parlak olmayabilir, bir Tesla çıkmayabilir, ama batacağını ve başarısız olacağını da sanmıyorum.
0
kaptankedi
(14.02.22)
dediğin gibi bunları üretmek sorun değil, türkiye de iyi bir otomobil sanayisi var, pek çok aracın parçası ya orjinal olarak yada yan sanayi yedek parça olarak üretiliyor. dizel motor blokları da üretiliyor.

yine otomobil olmasa bile başka motorlü taşıtlar (gemi, traktör vb.) üretiyoruz,

satış konusunda ise konu ikiye ayrılıyor. iç pazar, dış pazar.

iç pazarda tüketici güvenirliliği yok. her hangi bir ürünü büyük bir kesime bu yerli malı diye satamazsın, onun yerine gider daha kalitesiz olsa dahi ithal ürün alır. bunun birinci sebebi üretilen ürünün arkasında ne kadar durabileceğin. iphone'u düşün, ilk çıktığından sonra tamir yerine direk değiştirme yapıyorlardı, hem apple olması (yılların markası) hemde malının arkasında durması insanları ikna etmeye yetiyordu. bu gün kuracağın bir firma da ne üretirsen üret eskiden kalan yerli malı mı hııı dandiktir bu algısını kırmak çok zor. hadi kırdın diyelim adam razı almaya ama firma daha kaç senelik? ne kadar güvenilirliliği var, dolar tekrar fırlarsa 30 liralara nasıl ayakta duracaksın? nasıl yedek parça sağlayacaksın? yetkili servis ağın gelişmiş mi?

dış pazar ise çok daha kolay kazanılıyor bu güven adamlar daha ön yargısız bir deneyelim diyebiliyorlar, genelde zaten firmalar önce dış pazara, orada kendilerini ispatladıktan sonra iç pazara dönüyorlar bunun en büyük örneklerini de tekstil firmalarında görürsün, önce yurt dışına toplu çalışırlar (hızlı giden bir pazar) daha sonra yurt içine bir iki mağaza açıp bakarlar.

tabii ki verdiğim örneklerde tüketicinin girdiği risk bir uçak/araba ya göre daha az, kıyafet aldın iki günde bozuldu mu bir daha almazsın, 50 euro kaybedersin en fazla ama araba aldın iki günde bozuldu bişi oldu bilmem kaç bin euro gitti, e o adamlarda parayı ağaçtan toplamıyorlar.

yine iç pazarda direk rekabet için (ki rakipler büyük ve köklü) ciddi reklam maliyetlerini kaldırabilmen lazım.

osb de 3-5 kişi bir araya gelip bir şeyler yapabilirler özellikle de ilişkilerini kullanıp ama uzun vadeli bir şeyler için ciddi paralara ihtiyaç var.

para sahibi olanlarda şimdi ne gereği var böyle bir risk'e girmeye diye bakıyor.
0
selam
(14.02.22)
(10)

Narsist sevgiliden ayrılmak

beyaztenlikiz
2 yıllık, evliliğe giden ilişkimi bitirdim. Erkek arkadaşımın narsist olduğunu düşünüyorum. Tüm belirtiler ona işaret ediyor. Onun ve ailesinin yanında kendimi aşırı değersiz, mutsuz hissediyordum. Garip bir şey olduğunu fark ediyordum ama bir türlü ne olduğunu anlayamıyordum. Ben bu 2 yılda mutlulu
2 yıllık, evliliğe giden ilişkimi bitirdim. Erkek arkadaşımın narsist olduğunu düşünüyorum. Tüm belirtiler ona işaret ediyor. Onun ve ailesinin yanında kendimi aşırı değersiz, mutsuz hissediyordum. Garip bir şey olduğunu fark ediyordum ama bir türlü ne olduğunu anlayamıyordum. Ben bu 2 yılda mutluluğumu, huzurumu ve kişiliğimi kaybettim :( Kendimden emin değilim. Artık güçsüz biriyim. Bir şeylere başlama gücüm yok. İşimi küçümseyerek beni işimden bile soğuttu. Şimdi benim gideceğimi bildiği ve alakası olmayan etkinliklere geliyor. Kendini gösterip beni küçük düşürücü şeyler söylüyor herkesin içinde. Gerçekten sıkıldım. Narsistle ilişkisini bitirmeyi başarabilen var mı? Çok kindar ve öfkelendiğinde çok gaddar olabilen biri. Beni korkutuyor:( Tek keyif aldığım yer o etkinliklerdi. Artık onlara da gitmeyi düşünmüyorum:( Karşılaşmak istemiyorum
0
beyaztenlikiz
(13.02.22)
O seni kucuk dusurucu seyler soyluyorsa sen de ona karsiligini ver herkesin icinde. Oyle sinip yaptigini normal karsilarsan daha da gaza gelir. Hatta oyle ciddi bir sey yerine alayci, onun kucuk seylerle ugrasan biri oldugu izlenimini veren seyler soyle. Etkinliklere de git, karsilasirsan da aldirma.
0
j r r tolkien hayrani
(13.02.22)
İletişim kurmayın, kendinizi, ne hissettiğinizi anlatmaya çalışmayın. Sadece uzak durun ve yeni hayatınıza odaklanın. Başka türlüsü zor. Konuyu sündürdükçe sadece canınızı yakacaktır.
0
kaptankedi
(13.02.22)
Ne mutlu ki fark edip ayrılmışınız. Şimdi psikolojinizi düzeltme zamanı. Mümkünse psikoloğa gidin. Değilse de travma iyileştirmeyle alakalı kitaplar, içerikler okuyun çünkü toksik ilişki bilfiil travmadır.

Onun sizi kışkırtmasına izin vermeyin, bir narsistin dayanamadığı şeylerden biri görmezden gelinmektir. Bir süre o etkinliklere gitmeyip ruh sağlığınıza odaklanın. Kendisi sizden istediği geribildirimi alamayınca yavaş yavaş kendine yeni bir kurban bakacaktır muhtemelen.

Aynısını deneyimlemiş biri olarak size garanti ediyorum, özgüveninizi geri kazanabilirsiniz. Sadece zamana ve kendi üstünüzde çalışmaya ihtiyacınız var.
0
inawen
(13.02.22)
var.

17-24 yaş arası yakın arkadaşlık
24-32 yaş arası sevgilik

narsisistik kişilik bozukluğu olduğu da ayrıldıktan sonra dank etti üstelik maalesef.

sonra üzerine çok okudum. bendeki empatlık ve annem ile olan bağlanma sorunlarım, altta yatan değersizlik duygum yol açtı bu kadar yılımım anlamadan geçmesine.

nasıl ayrıldım?

çok sevdiğim bir eğitmen vardı, bir gün bir şey anlattı: çift terapilerinde bazen şöyle bir şey öneriliyormuş: birkaç ay tamamen onun dilediği gibi biri olun, gurur yapmayın, ona uyun, tüm odağınız onu mutlu etmek olsun. başka bir şey düşünmeyin. eğer siz min 3 ay böyle davranmanıza rağmen pek bir şey değişmiyorsa ayrılın.

(bazı şeyler değişebilir veya ilk başlarda değişebilir ama uzun sürmez.)

bunu uyguladım ve benim kurtuluşum oldu. çünkü asla irademle uzaklaşamıyordum. (bkz. travma bağı)

saçma sapan davranmaya devam etti. ben de ondan iğrenene kadar devam ettim. bittiğinde hem içim çok rahattı hem de ondan artık iğreniyordum, hiç ayrılık acısı çekmedim.

tamamen kopmamız 1 yılı buldu çünkü asla vazgeçmezler. 1 yılda geri dönmeyeceğimi ancak anladı. ne demek siz ondan ayrılacaksınız? egosuna asla yediremez. çok deneyecek, hayatta yapmayacağı şeyleri yapacak, değişti sanmayın, sadece avını kaçırmamak için rol yapıyor. aslında o sırada sizden nefret ediyor ve olur da numarası tutar ve geri dönerseniz nasıl intikamlar alacağınının hayalini kuruyor.

geri dönmeyeceğinizi anlayınca da
- ya birdenbire ortadan kaybolarak dikkat çekmeye çalışacak.
- ya da çirkefleşecek. sizi suçlayacak. çok masum bir konuşma yapmak isteyip size psikolojik şiddet uygulayacak. belki sizi çevrenize rezil etmeye çalışacak.

eğer no contact kuralını uygular ve dimdik durabilirseniz eninde sonunda vazgeçecek.
0
la lykia
(14.02.22)
"Çok kindar ve öfkelendiğinde çok gaddar olabilen biri"

bu kısım çok tehlikeli. bu kişiler karşısındakine fiziksel, manevi, psikolojik zarar vermekte hiç tereddüt etmeyecek kişiler.

asla laf dalaşına girmeyin. ona uymayın.

ilk kural no contact ve tepki vermemek.

ona herhangi bir tepki verdiğinizde onun istediğini yapıyorsunuz. sizin dikkatinizi çektiği için tatmin oluyor. siz herkesin içinde ona küfür de etseniz, laf da soksanız mutlu olacak.

konuşmak zorunda kalırsanız asla onu aşağılamayın, dalga geçmeyin, laf sokmayın, suçlamayın. bunlar sizi kısır döngüye sokar ve daha kötüsü ondaki tehlike potansiyelini artırır.

takılmış plak gibi sadece görüşmek istemediğinizi söyleyin. uyumsuz olduğunuzu düşündüğünü söyleyin bu kadar. ama mümkünse konuşmayın.

no contact no contact no contact

etkinliklere en az 6 ay gitmeyin. ortak çevreniz varsa uzaklaşın.
0
la lykia
(14.02.22)
İngilizce "grey rock method" olarak araştırabilirsiniz, narsistlerde tek işe yarayan yöntem. Temelde onun için "sıkıcı" hale gelip,istediğini vermeyeceksiniz la lykia'nın önerdiği gibi. Karşısına çıkmayacak,sizinle ilgili kişisel bilgilere ulaşmasını engelleyecek, gerekirse düz ve kısa cevaplar vereceksiniz. Kavga,dövüş,duygu yoğunluğu, bunlar hep istediği ve beslendiği şeyler,bunu ona vermeyeceksiniz. Hem pozitif hem de negatif enerjinizden besleniyor, öyle düşünün.

Benim de geçmişinde bir narsist sevgili var. İşin ilginci, okuyup öğrendikten sonr çevremdeki diğer narsistlerin farkına vardım, arkadaş kisvesi altında o kadar çok bu tip insan barındırmışım ki. Yavaş yavaş hepsini temizledim. Size de çevrenizin geri kalanına da aynı gözle bir bakmanızı öneririm. Genelde birden fazla narsist sarmış oluyor bizim gibi kişilerin etrafını.
0
gmzo
(14.02.22)
ayrılmayı başararak en önemli adımı atmışsınız zaten. böyle düşünün. güçsüz ve başarısız olsanız bu adımı asla atamazdınız. düşündüğünüz kadar manipüle edememiş demek ki sizi, içinizdeki güçle uzaklaşmayı başarabilmişsiniz.

ama diğer taraftan sanki bu toksik duruma alışmışsınız ve hatta bir miktar beslenmeye başlamışsınız. bununda mutlaka sizin içinizdeki karşılık geldiği noktalar vardır, sevgisiz büyüme, manipüle eden ebeveynlerle büyümüş olma ve benzeri başka nedenler gibi gibi. bunları bulmaya çalışın kendinizde ve gerekiyorsa bunlarla ilgili uzman desteği alın.

tek keyif aldığım yer o etkinliklerdi diyorsunuz ya, hah işte sizin beslendiğiniz alan burda dolaşıyor. bir insanın sadece x tarzı etkinliklerden keyif almasına imkan yok. size iyi gelecek, bu süreçte ruhnuzu ve özgüveninizi onaracak yığınla etkinlik bulabilirsiniz. kendinize karşı dürüst olun, kendi içinizdeki çelişkilerle yüzleşip onları çözmeye odaklanı.

arkadaşlarında dediği gibi no contact ve dik durun, başaracaksınız.+ 1
0
Phoebe
(14.02.22)
merhaba, öncelikle geçmiş olsun. benzer yollardan geçmiş biri olarak sizi çok iyi anlıyorum. kendinizi yalnız hissetmeyin.

önceki cevaplarda da çok güzel anlatılmış. şu an size zor gibi gelebilir ama hiç temas kurmadan uzak durmak ve kendinize odaklanmak kendiniz için yapabileceğiniz en güzel şey. zaten bir süre sonra iyileşmeye başlayacaksınız. kendinize zaman tanıyın ve kendinize karşı şefkatli olun.

bir de instagram kullanıyorsanız dilerseniz "narsisten sonra yaşam", "narsisizme karşı", "narsistle mücadele, "narsist kişilik bozuklugu" gibi hesaplara gözatabilirsiniz.
0
elma
(14.02.22)
@elma + 1 —" kendinizi yalnız hissetmeyin."

burada herkes o kadar güzel yaklaşmış ki, okurken tavsiyeler bana verilmemiş olsa da pamuk gibi oldum. herkese teşekkürler.

kendinizi yalnız hissettiğinizde de buraya ya da size iyi gelen, konuyu anlayabilecek dostlarınıza başvurun. yalnız hissetmeyin, narsist kişiler karşısındaki yalnız bırakmak konusunda oldukça mahirdir ama değilsiniz. her şey güzel olacak.
0
kaptankedi
(14.02.22)
Bana güç verdiniz. Herkese çok çok ama çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız:)
0
🌸beyaztenlikiz
(15.02.22)
(2)

Kazaklarımın şekli bozuluyor

top_secret
Birkaç yıkama sonrasında boğaz kısmı kocaman oluyor kollar kendini salıyor o lastik gibi kısımları kendini bırakıyor. Çeşitli marka ve modeller denedim yüzde 70 i böyle. Ne yapmak lazım?
Birkaç yıkama sonrasında boğaz kısmı kocaman oluyor kollar kendini salıyor o lastik gibi kısımları kendini bırakıyor.

Çeşitli marka ve modeller denedim yüzde 70 i böyle.

Ne yapmak lazım?
0
top_secret
(13.02.22)
kısa ve narin programlarda yıkasanız?
0
kaptankedi
(13.02.22)
Asmayin. Yatak ustune falan yani bir yuzeye sererek kurutun.
0
sopiro
(14.02.22)
(6)

Doğalgaz kombisini tüple çalıştırabilir miyim?

neymis
Doğalgaz kombimiz var, peyekler var ama lokasyonda doğalgaz yok. Başka nasıl çalıştırabilirim.
Doğalgaz kombimiz var, peyekler var ama lokasyonda doğalgaz yok. Başka nasıl çalıştırabilirim.
0
neymis
(13.02.22)
olmaz. en basitinden tüp gazı soluduğumuz havadan ağırdır, doğalgaz hafiftir.
0
do you remember me
(13.02.22)
Bu kombi elektrikli olarak kullanılmaz mı?
0
🌸neymis
(13.02.22)
doğalgaz kombisi ise sanmıyorum elektriği ısıya çevirecek bir yapıda olsun.
0
do you remember me
(13.02.22)
elitmuh.com

Dönüşüm yapılabiliyormuş.
0
inheritance
(13.02.22)
Maliyet 3'e katlıyor anlaşılan. Teşekkürler.
0
🌸neymis
(13.02.22)
Bazı modeller tüple çalışır, tabii normal 12kg tüp çok çabuk tükeneceği için uzun boylu tüplerden kullananlar olabiliyor. Gelgelelim yazdığınız gibi LPG doğalgaza göre oldukça pahalı.
0
kaptankedi
(13.02.22)
(5)

yavru kedimizin bizi sürekli şakalaması :(

theseachange
iyi pazarlar herkese. yakın zamanda bir yavru kedi sahiplendik. 1 ekim doğumlu, 4,5 aylık şu anda. 3 kilo 300 gram, iri ve fit bir sarman erkeği. görseniz 6-7 aylık dersiniz :( son zamanlarda sürekli pipisini dışarı çıkarıyor. kızgınlık belirtisi midir? ne zaman kucağa alsak azcık sevsek hoop dışarı
iyi pazarlar herkese. yakın zamanda bir yavru kedi sahiplendik. 1 ekim doğumlu, 4,5 aylık şu anda. 3 kilo 300 gram, iri ve fit bir sarman erkeği. görseniz 6-7 aylık dersiniz :( son zamanlarda sürekli pipisini dışarı çıkarıyor. kızgınlık belirtisi midir? ne zaman kucağa alsak azcık sevsek hoop dışarı fırlıyor. daha önce de erkek kedimiz vardı ama 2 yaşında kısır şekilde gelmişti evimize, çok nadir yaşadığımız bir durumdu.

bu durum kısırlaştırdıktan sonra azalır mı? elimize geliyo sürekli… :’)
0
theseachange
(13.02.22)
Kısırlaştırın abi tam zamanı şu an, kısırlaştırılınca azalır. Ha hormon üretimi tamamen durmuyor ama en aza iniyor.
0
Zaman Tamircisi
(13.02.22)
8 aydan önce kısırlaştırırsanız böbrek hastalıkları yaşar. aman diyeyim iyice büyümesini bekleyin.
0
neira
(13.02.22)
kisirlasmayan erkek kedilerde de bobrek hastaliklari goruluyor kisirlastirmayla alakali oldugu dusunulmuyir artik. 5 -6 aylikken iyidir bence
0
ala09
(13.02.22)
dişi kediler için kızgınlığı dizginleyen ilaçlar olabiliyor, belki erkekler için de vardır?
0
kaptankedi
(13.02.22)
kızgınlığa girmeden kısırlaştırın, erkek kedide kısırlaştırma operasyonu 10 dakikalık bir işlem. kısırlaştırmadan sonra bu tepkiler %95 oranında kaybolur.
0
orpheus
(14.02.22)
(6)

arapca okumayi bilenler

lamartin
sizce kendi basima arap afabesini ogrenebilir miyim?isim geregi fazlaca arapca/farsca dokumanla muhattap oluyorum. surekli tercumanla calisiyo olsam da, isim, sehir, ulke adlari gibi basit yazilari tek basima okuyabilmek isimi cok kolaylastiracak. transliteration yapacak kadar iyi ogrenmeme gerek yo
sizce kendi basima arap afabesini ogrenebilir miyim?

isim geregi fazlaca arapca/farsca dokumanla muhattap oluyorum. surekli tercumanla calisiyo olsam da, isim, sehir, ulke adlari gibi basit yazilari tek basima okuyabilmek isimi cok kolaylastiracak. transliteration yapacak kadar iyi ogrenmeme gerek yok, ama evrakta bagdat mi, basra mi ya da fatima mi, bushra mu yazdigini anlayacak kadar ogrensem yeter.

velakin, bunu tek basima ogrenebilir miyim bilemiyorum. haftada en fazla 3 - 4 saatimi buna ayirabilirim. ne dersiniz?

kaynak verebilirseniz pek sukela olur
0
lamartin
(13.02.22)
Youtube’da Learn Arabic With Maha
İngilizce olarak çok güzel anlatıyor. Hem okumayı hem de ardından temel Arapçayı öğrenebilirsiniz.

Bir haftada Kuran harflerini okumayı öğreniyor insanlar ki bu daha kolay rahatlıkla öğrenirsiniz.
0
cilekli pasta
(13.02.22)
ogrenebilirsiniz. youtube'da bircok arap alfabesi ogreten kanal, video var. esim 1 ayda falan kendi kendine ogrendi, su an arap ulkesinde reklamlari, evraklari vs yavas yavas okuyabiliyor. yavas yavas okumasinin sebebi de uzerine gidip daha cok pratik yapmamasi.
kuran okumak cok farkli bir sey, onu kimi native araplar da yapamiyor, cok fazla hereke vs var.
lubnanli veya filistinli bir youtuber videosundan gunluk arapca yazimi ve okumasi ogrenebilirsiniz. ben bile marka isimlerinden veya arada insanlara sorarak cogu harfi ogrendim, esim kadar olmasa da cook yavas bi sekilde kimi kelimeleri okuyabiliyorum.
duolingo'ya da bakin, pratik yaparsiniz.
0
orange coffee
(13.02.22)
Öğrenmeniz birkaç saat alır. Okuma hızınızı geliştirmeniz birkaç hafta. Kendi başınıza rahatça öğrenebilirsiniz, zaten eğitmenin yapacağı bir şey pek yok size okumayı öğretmek için.
0
akhenaten
(13.02.22)
öğrenmen birkaç saat almaz da değil, o kadar da değil. önceden eğilmişliğin yoksa bambaşka bir alfabe arapça. almanca öğrenmiyorsun nihayetinde. kiril alfabesi gibi alışık olmadığın bir coğrafyanın harfleri. sağdan sola okuma, şeddeler, esreler, ötreler.. tecvid giriyor ileri seviyede misal. buna, bunlara biraz istidad gerekir.

kaynak veremeyebilirim ama az çok osmanlıca ve arapça bildiğim için bunu söyleyebilirim, öyle çok kolay bir alfabe değil. hele hele matbu değil de rika okumaya çalışırsan iş iyice çığırından çıkar. çok zorlanmazsın ama öyle günde 1-2 saatle öğrenilebilecek bir dil olduğunu düşünmüyorum naçizane. latin dili değil çünkü.
0
mermize
(13.02.22)
Biraz önyargı, biraz da alfabe alıştığımızdan farklı göründüğünden Arapça'nın zor olduğu düşünülüyor ama o kadar zor olmadığını düşünüyorum. Uzman değilim, acemi bile değilim, Arapça konuşamıyorum ama bahsettiğiniz şekilde özel isimleri okuyabilirim, basit kelimeleri tanıyabilirim.

Alfabe kolay, 1-2 günde öğrenirsiniz. Sonrasında da kısa zaman içinde istediğiniz seviyeye gelirsiniz. Youtube ve Duolingo'dan faydalanabilirsiniz.
0
kaptankedi
(13.02.22)
sadece alfabe ise evet, maksimum birkaç günde öğrenmiş olursunuz
0
Mossy
(13.02.22)
(3)

ik benden neden ikinci dilekçe istiyor?

sorusoranadam
10 şubat'ta işyerimden istifa edip istifa dilekçesi gönderdim.ayın 25inde çıkış yaparlarsa uygun olacağını söyledim. ama onlar çıkışı 28 şubat yapalım diye tutturdular.benden "çıkışın 28inde olmasını istiyorum" yazılı istifa dilekçesi istiyorlar.bunu neden istiyorlar? işin içinde bir bir yeniği olab
10 şubat'ta işyerimden istifa edip istifa dilekçesi gönderdim.
ayın 25inde çıkış yaparlarsa uygun olacağını söyledim. ama onlar çıkışı 28 şubat yapalım diye tutturdular.

benden "çıkışın 28inde olmasını istiyorum" yazılı istifa dilekçesi istiyorlar.
bunu neden istiyorlar? işin içinde bir bir yeniği olabilir mi?bunu kendileri karar alıp uygulamaları gerekmez mi? neden istifa dilekçesinde belirteyim?

geçen sene 18 şubat'ta ise başlamıştım. hesaplara göre dört hafta ihbar sürem var. şu an -7 yıllık izindeyim. bu 18 şubatta 14 gün izin hakkım olacak ve 7 gün gidecek. acaba yıllık izin parasını vermemeye mi çalışıyorlar?

firma, ana sanayi firmalardan birine mühendislik desteği veren bir firma. bir nevi taşeron. oradan alacakları parayı mı etkiliyor acaba?
0
sorusoranadam
(12.02.22)
dilekce istemeleri normal, yani istemeseler de olur da dilekcede yazan tarihte cikisin olursa daha duzenli ilerlemis olur.

18 subattan sonra isi biraktigin herhangi bir gun 7 gun izin parani verirler, ustune yatamazlar. ihbar suresindeyken yillik izin hakedisi oluyor.
0
fakyoras
(12.02.22)
ay sonu diye 28 i diyorlardır. muhasebede işlemler daha az olacak sanırım.
0
al basmadan donu var
(12.02.22)
al basmadan donu var+1 —Muhasebe ve SGK işlemleri için kolaylık sağlıyor.
0
kaptankedi
(12.02.22)
(3)

Nasıl zayıflayacağım

kablelvuku
Yaklaşık iki ay önce sporu bıraktım, bundan önce bir sene boyunca düzenli spor yaptım. Gelişimim yavaş olunca araştırdığım kadarı ile beslenmem tamamen yanlışmış, beslenmeyi düzeltince kısa sürede hızlı gelişim gösterdim bu sırada kilom 74 ten 80 e çıktı. Fakat son iki aydır sporu bırakmamla beraber
Yaklaşık iki ay önce sporu bıraktım, bundan önce bir sene boyunca düzenli spor yaptım. Gelişimim yavaş olunca araştırdığım kadarı ile beslenmem tamamen yanlışmış, beslenmeyi düzeltince kısa sürede hızlı gelişim gösterdim bu sırada kilom 74 ten 80 e çıktı.

Fakat son iki aydır sporu bırakmamla beraber daha az karbonhidratlı beslenmeye başladım, kilo almam ise durmadı şu an 84 kiloyum.

Minimum kas kütlesi kaybı ile nasıl zayıflayabilirim? ıf de denedim bu süreçte fakat herhangi bir işe yaramadı.
0
kablelvuku
(12.02.22)
Çözüm karbonhidratı kısman değil toplam aldığın kaloriden açık vermen, bu şekilde kilo verirsin. Kilo verirken kas kaybını engellemek için de kilo*2 gram gibi protein alıp ağırlık çalışması yapmak gerekiyor. Serkan Yimsel'in paylaşımlarını instagram'dan incelersen o da bu konuya değinmişti; ağırlık çalışılmayıp kasları uyarmayınca proteini ne kadar yüksek alırsan al kas kaybı yaşanıyordu, ağırlık çalışıldığında kas kaybı minimumda kalıyordu.
0
Zaman Tamircisi
(12.02.22)
Boy kac ki 84kg fazla geliyor?
0
stavro
(12.02.22)
herhangi bir bölgede yağlanma varsa, ve bunu IF ile çözmek istiyorsanız (ki gayet iyi bir çözüm) bu kısa sürede olmayacaktır. 8 haftayı bulabilir dilediğiniz sonucu almanız.

diğer yandan kas kütlenizi kaybetmemek için zorlamadan da olsa kasları uyarmalı, size ihtiyacım var demelisiniz. belki günlük ya da gün aşırı vücut ağırlığıyla evde yapılan kısa egzersizlerle bunu yapabilirsiniz.
0
kaptankedi
(12.02.22)
(16)

Çatı dubleksi alınır mı?

fikox
Güney cepheli bir çati dubleksi almak istiyorum. Lokasyon İzmir. Artıları eksileri nedir? Not: 5,5 ve 1,5 yaşında iki erkek çocuğum var.
Güney cepheli bir çati dubleksi almak istiyorum. Lokasyon İzmir. Artıları eksileri nedir? Not: 5,5 ve 1,5 yaşında iki erkek çocuğum var.
0
fikox
(12.02.22)
yeni bina ise (izolasyon vs.) alınır. görece daha geniş balkon/terası olur diye tahmin ediyorum. kışın ısıtma masrafı biraz yüksek olabilir.
0
zgrydn
(12.02.22)
zgrydn teras çok geniş. Bina sıfır. Çatı sandwich panel.
0
🌸fikox
(12.02.22)
sakın almayın. mutlaka su alıyor. sonra daire ile baş başa kalırsınız.

size türlü garanti verirler inanmayın.

çok güvendiğiniz kalitesinden emin oldugunuz bir yerse bilemem.

dizde sorun, bel fıtıgı varsa tavsiye etmem.

üst kat daha soğuk olur kolay ısınmaz.

onun dışında iyidir.
0
kulustur
(12.02.22)
Su alma olayı öyle her evde olmaz ya, 12 senelik binada başıma bir kez geldi o da yoğun yağmurlu karlı bir havada oldu. Yaz gelince de çatıda su sızdıran yere macun çektik bir daha da hiç su almadı. En büyük eksisi kışın soğuk yazın sıcak olması.
0
uvcray
(12.02.22)
Yahu niye alınmasın? Aynı metrekareye sahip 3+1 ya da 4+1 arakat elbette daha avantajlı ama dubleksler de daha uygun fiyatlı. Dezavantajları elbette var ama bunlar göze önüne alınarak alınabilir. Neden olmasın?
0
prole
(12.02.22)
bu yaşlardaki bebeler çok tehlikelidir. mutlaka güvenlik önlemi / önlemleri almalısın.
-İzmir de niye alınmasın. püfür püfür eser.
0
ankarakecisi
(12.02.22)
Yazın üst kat yanabilir
Çocuklar için güvenlik önlemi nasıl almalısınız onu araştırın, öyle karar verin derim
0
kaset
(12.02.22)
Yakıt gideri çok olur, üst kat kışın ısınmaz, yazın soğumaz. Terasın temiz tutulması da zor iş. Ama yaşaması çok keyiflidir. Salıncak, bitkiler, mangal keyfi, arkadaşlarla partiler. çocuklar için minik havuz bile alırsın. Güzel ışıklandırırsın, yaz gecelerinde açık hava sineması yaparsın :) komşular da önemli. terasın sadece seninse harika. komşuyla paylaşıyorsan ya da komşunun da ayrı yan tarafta terası varsa daha dikkatli olunacak mecbur. Benim eskiden vardı. Çatıdan kedi, martı falan gelirdi. Martı bir kez öğrenirse, dışarıda yiyecek bırakırsan, bir daha gitmesi zor. Saçma saatlerde ve bitmeyen martı sesi çok kötü bir tecrübe.

Çocukların güvenliğini sağlayabileceksem ve yakıt gideri derdim olmayacaksa alırdım.
0
gabe h coud
(12.02.22)
Yaşanır, çok da güzel olur. Bir arkadaşım eski bir binada bu şekilde dubleks bir daire aldı, eski olduğu için de çatıyı yeniledi. 10 yılı aşkındır oturuyor, ne aktı, ne koktu. Yalıtımdan dolayı sıcak ya da soğuktan şikayeti de olmadı.

Bunlar olurken, karşı dairesinde oturan ve çatısı yenilenmeyen komşusunda her iki yılda bir çatı akıyordu ve sürekli ısınamamaktan şikayet ediyordu:)

Bu bakımdan çatı uygulamasının kalitesine bilen, ehil birine baktırın derim. Belki küçük eksikleri de siz giderirsiniz.

Evin düzenine göre dubleks dairenin bazı zorlukları olabiliyor. Yaşam alanı ve mutfak nerede? Üst katta da minik de olsa bir mutfak var mı? Ya da minik de olsa bir buzdolabı koyabileceğiniz bir alan var mı? Yazları terasta geçirirseniz bunlar önem arzediyor.

Çocuklar için merdiveni kontrolsüz kullanmamaları için kapı vs. gibi önlemler gerekiyor ki bunları kolayca halledebilirsiniz.
0
kaptankedi
(12.02.22)
Herkes sogukluktan bahsetmis ama izmir gibi yerde esas mesele yazin cok sicak olacak olmasi. yani izolasyon falan mukemmelse bilemem ama normal bir iscilikle elektrik faturasi yuksek gelir yazin klimadan dolayi.
0
hot potato
(12.02.22)
Su almasa da tavanlarda kararma oluyor.
0
OrangeYellow
(12.02.22)
Yılın 6 ayı o terası göbek taşı olmak dışında hiçbir maksatla kullanamazsın.

İzmir'de hem güney cephe ve hem de en üst kat çoook yüksek BTÜ lü klimalar ve çok sağlam elektrik faturaları gerektirir.
0
Mirket
(12.02.22)
Bir başka avantajı şu olur: Böyle güney cepheli bir çatı dubleksi alma imkanım olsa hemen alıp, çatı kullanımı bana ait olduğu için güneş enerjisi panelleri döşer, hem sıcaktan kurtulur, hem de elektriği bedavaya getirirdim :)
0
kaptankedi
(12.02.22)
2 yıl 4+1 dubleks evde yaşadım, Sanırım yeterince tecrübe etmişimdir diye düşünüyorum. Kesinlikle tavsiye etmem. Daha önce çatı dubleks evde yaşamayan insanlara ne hikmetse sempatik geliyor dubleks evler, sanırım insanlar villa algısına kapılıp hevesleniyor; ancak durum göründüğü gibi değil. Ha maddi olarak durumunuz iyidir, çıkacak maliyet kalemlerinin altından kalkarım dersiniz ona karışmam. Örneğin çıplak bir teras kullanışlı değildir. güneşte cayır cayır yanar çıkamazsın, rüzgarda çıkamazsın, yağmurda çamurda çıkamazsın, sürekli silmen temizlemen gerekir. Yoksa kuş pisliği, ot çöp gider borunuzu tıkar, uğraşırsınız.cam balkon sistemleri ile kapatmak icap eder, çok pahalıdır boyutuna göre. çatı. malzemesi hangi malzemeden yapılırsa yapılsın birkaç yılda bir bakım ister. Aksi taktirde akıtır, terasın altındaki odama misafir varken leğen koyduğumu hatırlarım. Çatıda ciddi bir sorun olursa diğer komşulardan para toplamanız gerekir, kimisi yanaşır kimi yanaşmaz, papaz olursunuz. Olur olmadık zamanlarda alt komşular bacaydı, günısıydı, antendi,oluk temizliğiydi kapınızı çalar, rahatsız eder.Kimse rahatsız etmese bile tepede yuva yapan güvercinler ve martıların ayak sesleri bağırışmaları ile uyanırsınız. dubleks evi Isıtmak zordur, iki daire parasına ısınır. merdiven yorar. yatak odasına gece çıkmaya üşenirsiniz, çıksanız uykunuz kaçar. küçük olmasa da çocuklar için tehlike arz eder merdivenler.
dubleks için iki kriterim vardır. Ya ev müstakildir, üçe beşe bakmam alırım, ya da param vardır yukarıdaki sorunları bertaraf edeceğim, o zaman da alırım.
Şu an ara kat kutu gibi evde oturuyorum, çok memnunum.
0
bugisme
(12.02.22)
3 defa cati katinda oturdum, bi tanesi dublexti.

-ust katta komsu olmamasi muthis bi sey. sirf bu yuzden yine ilk tercihim en ust kat olur.

-teras ilk baslarda bana cok keyifli gelse de, 3 - 4 ay sonra usenir cikmaz olmustum.

-asansor motorunun tak tak diye vurmasi beni cildirtirdi (yasadigim evlerde asansor olmadigi icin ben bu sorunu yasamadim)

-ust katta tuvalet ve mutfak yoksa (ki yeni binada vardir diye dusunuyorum), aksam/gece tuvalete gitmek, su almaya inmek baya zor geliyo.

evde panjur varsa ve klimanin harcadigi elektrik seni yormayacaksa bence alinir.
0
lamartin
(13.02.22)
çatı izolasyonuna bakın mutlaka.
0
zgrydn
(13.02.22)
(5)

Yarın sababh lviv'e uçağım var hafta sonu için gidiyorum gitmemeli mi?

alkolik imam
Yarın sabah lviv'e gideceğiz 5 arkadaş. Fakat bu akşam olan olaylardan sonra herkeste bir soru işareti oluştu. Sabah 8 uçağıyız fakat sizce iptal mi etmeli?
Yarın sabah lviv'e gideceğiz 5 arkadaş. Fakat bu akşam olan olaylardan sonra herkeste bir soru işareti oluştu. Sabah 8 uçağıyız fakat sizce iptal mi etmeli?
0
alkolik imam
(11.02.22)
Lviv sıkıntılı bölgelere çok ama çok uzak, iptal etmeyin.
0
kaptankedi
(11.02.22)
lviv'e bir şey olmaz ama oranın doğusuna gitmeyin.
0
der meister
(11.02.22)
gidin tabii ki
sorunlu bölgeye uzak
0
megacracker
(11.02.22)
Ulkedde katliam olsa lvivde farketmezsin. İyi eglenceler.
0
stavro
(12.02.22)
lviv,odessa buralara bişey olmaz kardesim
0
smokee
(12.02.22)
(3)

Vücudun su tutmaması…

redcat
Ben su içince hemen tuvalete gitme ihtiyacı duyuyorum. Bu bir sağlık sorunu mu? Böbrekler iyi çalışıyor demek ki demiştim ama hastaneye git diyen çıktı da kaygılandım azıcık.
Ben su içince hemen tuvalete gitme ihtiyacı duyuyorum. Bu bir sağlık sorunu mu? Böbrekler iyi çalışıyor demek ki demiştim ama hastaneye git diyen çıktı da kaygılandım azıcık.
0
redcat
(11.02.22)
basit karbonhidrat tuket, tutar.
0
darkrocq
(11.02.22)
tuzlu şeyler ye, yine tutar.
0
kaptankedi
(11.02.22)
Kan sekerini ölçtürdün mü ?

10 yildir diyabet hastasiyim ve maalesef ben de artik her sivi aldigimda tuvalete gidiyorum.
0
Avoiding The Puddle
(11.02.22)
(5)

Özel sağlık sigortası check up

regina phalange
Öyle kendi kafamıza göre Check up yaptırabiliyor muyyz? Bedava check up hakkı yok yani limitimden düşün diyerek yaptırabiliyor muyuz?
Öyle kendi kafamıza göre Check up yaptırabiliyor muyyz? Bedava check up hakkı yok yani limitimden düşün diyerek yaptırabiliyor muyuz?
0
regina phalange
(11.02.22)
hayir
tetkik icin doktorun öntani girmesi lazim.
0
darkrocq
(11.02.22)
bazı poliçelerde yılda bir ker olmak sartı ile hediye oluyor
0
mtgs
(11.02.22)
Pek çok poliçede bir checkup ücretsiz geliyor ve fakat sigorta şirketinin gösterdiği yerde yaptırabiliyorsunuz.
0
kaptankedi
(11.02.22)
ücretsiz hakkım yok. İş değişikliği yapacağım, bu sene hiç kullanmadım sağlık sigprtasını yeni yere başlamadan limitine bitireyim diyorum. Nasış bitirebilirim, aklıma ilk check up gelmişti ama o da olmuyor galiba.
0
🌸regina phalange
(12.02.22)
o halde dahiliyeye muayene olup, tüm değerlerinize bakılan bir kan tahlili istetebilirsiniz.
0
kaptankedi
(12.02.22)
(3)

pendik civarı eski daire satın almak

fatihreis
şu anda sıfır daireler uçmuş durumda 250 bin civarı 20 senelik evler var alınır mı yaşamak için ?
şu anda sıfır daireler uçmuş durumda 250 bin civarı 20 senelik evler var alınır mı yaşamak için ?
0
fatihreis
(11.02.22)
Hocam hiç almamak daha iyi sanki. Pendik’te yaşanabilecek bir mahalle var, o da Batı Mahallesi. Fakat deprem bölgesi olması nedeniyle orada kirada bile oturamaz insan.
0
ruhen hastayim ben
(11.02.22)
Deprem sonrası binadan numune alınıp test yapıldıysa neden olmasın?
0
kaptankedi
(11.02.22)
istanbul'da iç anadolu'da yaşar gibi yaşamak istiyorsan alınır. insan profili sorunlu olur o fiyata bulsan da.
0
garylineker
(11.02.22)
(7)

Araç fiyatlarında düzenleme/indirim olacak mı?

mikahakkinen
sb.
sb.
0
mikahakkinen
(11.02.22)
Dolar düşmedikçe olmaz. Ve ekonomi yönetiminin buradan daha asagi inmesi gibi bir derdi yok.

Özet: Hayır düşmez.
0
kaptankedi
(11.02.22)
Hala arz sıkıntısı var ve talep yüksek, yakın zamanda da hammadde ve çip krizi nedeniyle arzda yükselme beklenmiyor.

Neden düşsün? Nasıl düşsün?
0
John Bloor
(11.02.22)
300bin üzerinde hareket çok az. her arabadan 20 sayfa ilan var. yani herkes malım para etsin kar edeyim istiyor. saçma sapan bir piyasa.
0
🌸mikahakkinen
(11.02.22)
2019 yılında burada sormuşum, fiyatlar her gün artmış. Cevap çok açık değil mi?

www.eksiduyuru.com
0
kanlakarisikyagmur
(11.02.22)
ikinci ellerde olur bence satılamıyor araçla. bizim arabayı sahibindende en ucuz fiyatla koydum hala satılamadı.
0
jelly bear
(11.02.22)
devletin düzenli vergi alabildiği yegane kaynak burası
0
duyurukullanıcısı
(11.02.22)
devlet sıfır araçlardan ötv'yi komple kaldırmazsa mümkün değil. bir araç sahibi , aracının 100bin liradan satıldığını gördü (gerçekten satılmasına gerek yok, o fiyata ilan olsa bile yeter) artık o araç sahibi neden 50bin liraya düşsün? paraya ihtiyacı vardır, 80bine düşer ama 50bin olmaz.
0
co2s2
(11.02.22)
(2)

Elektrik Faturası

the man with no name
Aralık ayında 100 TL gelen faturam, zamdan sonra Ocak ayında 137 TL gelmişti. Bu ay ise 160 tl gelmiş.Merak ettiğim konu bir önceki aya göre ben bu faturada daha az kwh harcamışım, nasıl daha yüksek fatura geliyor, kafam karıştı. Faturalar görseldedir. Bu ay 117 kwh geçen ay 131 kwh.6 tl'lik bir ver
Aralık ayında 100 TL gelen faturam, zamdan sonra Ocak ayında 137 TL gelmişti. Bu ay ise 160 tl gelmiş.

Merak ettiğim konu bir önceki aya göre ben bu faturada daha az kwh harcamışım, nasıl daha yüksek fatura geliyor, kafam karıştı. Faturalar görseldedir. Bu ay 117 kwh geçen ay 131 kwh.

6 tl'lik bir vergi artışı yansımış bu ay bu arada.
0
the man with no name
(11.02.22)
İlk faturanın 20 günlük kısmı Aralık ayında. Zam gelmemiş tarifede.

Sayac okuma tarihlerinden ötürü siz zammı bu ay hissedebilmişsiniz.
0
kaptankedi
(11.02.22)
Ocak faturaları sanırım tam zamlı değil, aralık ayındaki zamsız fiyatlar ile bir ortalama ayar çekilmiş olması lazım.

Yani net ve tam zamlı faturalar şubat ve sonraki faturalar olacak, ocak faturası tam anlamıyla zamlı fiyat değil.
0
John Bloor
(11.02.22)
(6)

iphone 13 vs S22 Ultra

samiabi19
Esenler dostlar,Her 2 sene faturali telefon aliyorum. Icindeki hat böylecek daha uyguna geliyor.120Gb internet li hat olacak 5G destekli.2 Telefon secenegim var aylik 50 Euro yu gecmeyecek bütjem ona yetiyor.iphone 13 düz ve 128gb bikere 100 euro ve aylik 45 euro 2 sene.S22 Ultra 128gb 25.02 de cika
Esenler dostlar,

Her 2 sene faturali telefon aliyorum. Icindeki hat böylecek daha uyguna geliyor.
120Gb internet li hat olacak 5G destekli.

2 Telefon secenegim var aylik 50 Euro yu gecmeyecek bütjem ona yetiyor.

iphone 13 düz ve 128gb bikere 100 euro ve aylik 45 euro 2 sene.
S22 Ultra 128gb 25.02 de cikacak piyasaya bikere 50 euro aylik de 50 euro 2 sene. Ve yanina Galaxy Buds Pro verecekler.

(Ikısinde o 120GB 5G hat olacak)

Sizce hangi telefonu almali ?

Ömür boyu iphone ve samsung kulandim
0
samiabi19
(10.02.22)
iphone kesinlikle. 13 harika bi telefon
0
mg3929
(10.02.22)
en ideal senaryodasın.(çünkü ikinci el değeri vs. pek önemli değil anladığım kadarıyla, 2 yıl sonrası da çok önemli değil sanırım. Hani 4-5 yıl kullanayım diye almıyorsun, bu sebepten)

Android seviyorsan çeşitli özellikleri kurcalamak istersen S22 Ultra alabilirsin. Samsung hep daha yenilikçi, ilginç trickleri olan telefonlar yapıyor kimi insana ilginç gelir hoşuna gider. iPhone stabil falan deseler de S22 2 yıldan çok daha uzun süre götürür zaten. Olay biraz ios vs android kararına geliyor.

Türkiye'de olsaydın iphone derdim ama.
0
nhk ni youkosu
(11.02.22)
S22 Ultra. Kağıt üzerinde de fp olarak da daha avantajlı.
0
baldan kaymak
(11.02.22)
iPhone 13 —İşlemcisi her türlü döver ve gerçek hayatta f/p olarak daha avantajlı.
0
kaptankedi
(11.02.22)
Evet ios dan cok memnunum ama android de fena degil artik baya toparlanmis. S22 Ultra da hosuma giden dev ekran ve ekran kalitesi ve kalemini merak ediyorum.
Iphone da 13pro max faturali bütjemi cok yoruyor oyüzden ufak iphone 13 e bakiyorum.
0
🌸samiabi19
(11.02.22)
iPhone candır
0
co2s2
(11.02.22)
(5)

Skeleton Watches iskelet saatler

duyurukullanıcısı
ya bu içi gözüken saatler çok hoşuma gidiyor mühendisim zaten. güzel yani zaten mekanik seviyorumama içimden bir ses bunlar çok kısa sürede patlar diyorgüvenerek avrupa'dan da alabileceğim bir marka var mı?yoksa 3-5 depolayıp sadece aksesuar olarak kullanmalı mıyım? bozulana kadar?
ya bu içi gözüken saatler çok hoşuma gidiyor mühendisim zaten. güzel yani zaten mekanik seviyorum

ama içimden bir ses bunlar çok kısa sürede patlar diyor

güvenerek avrupa'dan da alabileceğim bir marka var mı?

yoksa 3-5 depolayıp sadece aksesuar olarak kullanmalı mıyım? bozulana kadar?
0
duyurukullanıcısı
(10.02.22)
Tourbillon markası güvenilir ve sağlamdır.
0
killerbee
(10.02.22)
Önce şunu bil ki bu saatler pilli değil, otomatiktir yani kurmalı saatlerdir. Çekilecek dert değil, yalnızca özel günlerde takılacak bir saattir.
0
kullanilamayan ruhumuzlar
(10.02.22)
Kurmalı saat ve otomatik saat bambaşka şeyler. Alacağınız saat kurmalı ya da otomatik olabilir.

Otomatik saat kolunuzun hareketiyle kendi kendine kurulur ve kolunuzda olduğu sürece çalışır. Kolunuzdan çıktıktan sonra da marka model ve çeşidine göre 12 saat ile 40 saat arası çalışabilir. Belki daha uzunları da olabilir.

Pek çok sağlam markanın bu türden saatleri öyle kolay kolay bozulmaz.
0
kaptankedi
(10.02.22)
Orient'in FFT00008B0 otomatik semi-skeleton modelini yıllardır kullanıyorum hiçbir sıkıntı yaşamadım. Otomatik saatler pilli saatlere göre biraz daha hassastır. Sürekli kullanmazsanız ve bakımlarını zamamında yaptırırsanız çocuklarınıza bile bırakabilirsiniz.
0
her seye atarlanan adam
(11.02.22)
Skelton saatler, otomatik saat mekanizmalarının kadran üzerinde de görülebilecek şekilde dizayn edilen modelleridir.

Otomatik saatler hakkında bazı yanlış bilinenleri de düzelterek kısa bir özet yapayım;

-Otomatik saatler mekanik harikalarıdır. Öyle çok hassas, nazik, iki günde bozulacak mekanizmalar falan hiç değiller. Öyle aylık ya da yıllık rutin bakımları yoktur.

-Sürekli kullanılmaz sözü otomatik saatler için tam bir safsatadır. Tam tersi, otomatik saatler sürekli kullanım içindir. Mekanizmanın sürekli çalışır halde olması, zemberek ve diğer iç aksam için istenen, talep edilen bir durumdur. Hatta saatler, kullanmadığınız zamanlarda çalışır halde tutan hareketli standlarda bekletilir. Özetle sürekli çalışacak şekilde dizayn edilmişlerdir.

-İlk kullanmaya başladığınızda bir kalibrasyon süresi mevcuttur. ilk birkaç ay saat ileri ya da geri gidebilir. sonrasında kalibre olarak ayda sadece birkaç saniye farkla seyretmeye devam eder.

Benim için saat demek, otomatik saat demektir. Mekanik seviyorsanız zaten olayınız budur. Ancak mevcut kur yüzünden fiyatlar şu an fezaya erdi. Eğer ismi olan, güvenilir bir markanın otomatik saatlerini almak istiyorsanız sanırım en uygun fiyatlı olanları seiko 5 serisidir. İyi bir otomatik saate giriş seviyesi diyebiliriz. Ama skeleton olsun diyorsanız o zaman işler biraz değişiyor. Çünkü skeleton ekstra tarasım ve dizayn demek, genelde her markanın minimum orta ya da prestili modelleri skeleton oluyor. Giriş seviyesi skeleton bulmak pek olası değil. Benim tavsiyem, özellike avrupa'da yaşıyorsanız, Tissot Skeleton olurdu. Hem çok iyi bir mekanizmaya sahip, hem de görünüş muazzam. Tissot markası da pahalı olmayan isviçrelerin en iyilerinden. Ama tabi fiyat da 2k dolar civarında oluyor maalesef.
0
thracia
(11.02.22)
(3)

Personel istemek

dissendium
Merhabalar. Yaptığım işte biraz yoruluyorum ve her şeye yetişemiyorum. Bayağı yoğun geçiyor. Yeni başladım. Personel ihtiyacı bulunduğunu düşünüyorum. Direkt fabrika müdürüne bağlıyım. Sizce işe birinin alınmasını istesem ya da önersem nasıl karşılanır? Yardımcı olacak bir kişi bile olsa yüküm azalı
Merhabalar. Yaptığım işte biraz yoruluyorum ve her şeye yetişemiyorum. Bayağı yoğun geçiyor. Yeni başladım. Personel ihtiyacı bulunduğunu düşünüyorum. Direkt fabrika müdürüne bağlıyım. Sizce işe birinin alınmasını istesem ya da önersem nasıl karşılanır? Yardımcı olacak bir kişi bile olsa yüküm azalır.
0
dissendium
(10.02.22)
working student talep edebilirsin. maliyeti düşük olur, headcount'ta gözükmez diyerek şirketi ve yönetimi de düşündüğünü gösterirsin. böylelikle işin yoğunluğunu da anlatma şansın olur. imkan varsa zaten eleman alırlar.

bu iş daha önce yapılıyordu da neden şimdi ilave personele ihtiyaç var, bunun cevabını beklerler. işim çok yoğun kabul görmez, nasıl bir ilave iş yükü var eskiye göre.

anladım. bunlar güzel sebepler. ama kadroya ilave birini almak aşırı zor bir olay.

ben nasıl yapıyorum? outsource ve geçici personel alıyorum. bu da bir opsiyon.
0
gabe h coud
(10.02.22)
gabe h coud, daha önce sorumlu olan kişi ya da kişiler projelerle yeterince ilgilenmemiş ve devam eden bir sürü proje var.
0
🌸dissendium
(10.02.22)
Bu dediklerini rakamlara döküp gösterirsen isin kolay. Eskiden 6 ayda 3 proje yapılıyordu, şimdi altı ayda 7 proje yapılmakta gibi.
0
kaptankedi
(10.02.22)
(9)

Millet ittifakı

mg3929
Millet kelimesi ak parti tarafından çok sık kullanılıyor bu yüzden millet ittifakı ismini kaçırmaları bana garip geliyor biraz. Bu ittifak isimleri nasıl oluştu akp nasıl millet ittifakı adını alamadı?
Millet kelimesi ak parti tarafından çok sık kullanılıyor bu yüzden millet ittifakı ismini kaçırmaları bana garip geliyor biraz. Bu ittifak isimleri nasıl oluştu akp nasıl millet ittifakı adını alamadı?
0
mg3929
(10.02.22)
İsimler tam tersi olacak şekilde alınmalıydı bence.
0
Zaman Tamircisi
(10.02.22)
Bunu ben de hep düşünüyorum. Zaman tamircisinin dediği gibi tam tersi olmasi gerekirmiş gibi. Hatta öyle ki ilk zamanlar ben zaten bu ikisini karistiriyordum. Bir yerde yanlışlıkla AKP'li sanacaklar beni diye ödüm kopuyordu.
0
fraise
(10.02.22)
kesinlikle isimler tam tersi olmalıydı fakat sanırım ilk akp ve mhp ittifak yapıp isimlerini cunhur olarak belirlediler ondan sonra muhalefet partileri ittifak kurduktan sonra adını millet koymak durumunda kaldı.
0
tabii lan manyak mısın
(10.02.22)
ben hala karıştırıyorum hangisi cumhur hangisi millet. ittifak işine alışamadım zaten çocuk oyuncağı gibi geliyor bana
0
dafuq
(10.02.22)
Cumhur halk demek olduğu gibi çoğunluk da demek aynı zamanda. Dolayısıyla hareket motivasyonu iki parti için burası.
Diğerlerinin saniyorum irticali millet ismini alması. Öbürünün adina nazireten yapıldığını düşünüyorum. Sen cumhursan, biz de millet gibi.
0
fempusay
(10.02.22)
"Cumhur"başkanlığı sistemine geçiş için bir araya geldikleri için sanırım bu ismi sahiplendiler.
0
kaptankedi
(10.02.22)
Cumhurun anlami halkmis falan bunu Turkiye'nin %98i bilmez, Cumhur ittifaki yani cumhurbaskaninin ittifaki diye milyonlarin kafasina oturtabilirsin. Keza 17 temmuz, kimsenin aklinda kalmazdi ama ne hikmetse 15 temmuz oldu da a'dan z'ye herkes hatirlayabiliyor
0
neverletyougodown
(11.02.22)
akp zaten cumhur ismini koydu. cumhurbaşkanlığı sistemine girişte temel motivasyonları "güçlü cumhurbaşkanlığı ve güçlü cumhur" idi. reklamlarda falan full cumhurun reisi falan denirdi.

halk kelimesini akp asla kullanmaz chp'nin açılımında var diye. millet ise heralde o dönem akıllarına gelmedi. daha sonra iyip önderliğinde millet ittifakı ismi ortaya çıkmıştı sanırım
0
avatar is back
(11.02.22)
bahçeli çıktı biz cumhur ittifakıyız dedi. karşı tarafta biz de milletten yanayız dedi olay bu.
0
mikahakkinen
(11.02.22)
(9)

bahçeli ev vs apartman dairesi.

orpheus
şu an yaşadığımız erenköy-suadiye civarında oturulabilir 90 m2 daireler 8-9K civarında. şimdi bu parayı verdikten sonra biraz daha iyi bir yerde oturabilirmiyiz diye araştırıyorum.beykoz civarı bahçeli evler 12.5-20k arası geziyor. aşağıdaki ev 120m2 + 1000m2 bahçe kullanımlı deniz manzaralı (fotola
şu an yaşadığımız erenköy-suadiye civarında oturulabilir 90 m2 daireler 8-9K civarında. şimdi bu parayı verdikten sonra biraz daha iyi bir yerde oturabilirmiyiz diye araştırıyorum.

beykoz civarı bahçeli evler 12.5-20k arası geziyor. aşağıdaki ev 120m2 + 1000m2 bahçe kullanımlı deniz manzaralı (fotolarda yok) bir müstakil ev. fiyatı 11.5k. ben buranın bahçesinde keyif yaparım, marul ekerim, otopark derdim olmaz vs. diye düşünüyorum.

gözden kaçırdığım bir şey mi var yoksa yıllardır kutu gibi apartman dairelerinde boşuna mı ömür tüketiyoruz ?

not: büyük müstakil evin ekstra ısıtma+elektrik vs giderleri olacağını kabul ediyoruz.

www.sahibinden.com
0
orpheus
(10.02.22)
bir kere evin sadece zemin katı kiralık. kaldı ki ev çok yeni bir ev değil. dolayısıyla özellikle yalıtım problemleri olacaktır. ısıtmak yine başka bir maliyet kalemi olacaktır. evin bahçesi çok dağınık ve bakımsız. bu da size ayrı bir masraf kalemi. konum olarak da merkeze uzak bir muhit sayılır. tüm bunları topladığımızda bu evde yaşam maliyetiniz toplamda 15kyı bulacaktır. o evde yaşamak için maksimum 3 bin lira verirdim ben.
0
bugisme
(10.02.22)
Emekliysem dusunurum de sabah cikip aksam girecegim, saga sola uzak, bahcesini sadece haftasonu gorecegim, isitma yalitimi problemli olan bi yere kiraya cikmazdim.

Kagit ustunde hos ama yasayinca sikici gelebilir. Satin almak icin olsa ve komple mustakil olsa (sadece alt kat vs degil) belki dusunurum.
0
brkylmz
(10.02.22)
Bahçeli ev hayal olarak güzel ama Erenköy-Suadiye civarında oturmayı tercih ederdim ben yine de Beykoz'a.
0
dreamnesiac
(10.02.22)
nasil ki suadiye 8k etmez.
bu da 11k etmez.
ama illa firsatci bir ev sahibine para verilecekse suadiyedekine vermeyi tercih ederim.
ayrica ust katta biri olacak bu villada.
0
Kittie
(10.02.22)
evden çalışıyorsanız belki olabilir ama öbür türlü nerede çalıştığınıza göre değişir bu sorunun cevabı.

beykoz dediğiniz yer araçsız ulaşımın güç olduğu, yürüme mesafesinde kafe, restoran ve benzeri tesisler ulaşımın güç olduğu bir yer.

suadiye'de ise neredeyse her şeyi yürüyerek halledebilir, yine yürüyerek sahile ulaşabilir hatta zorlarsanız yüzebilirsiniz bile.
0
kaptankedi
(10.02.22)
"iki katlı dairenin alt bahçe katı kiralıktır"
0
hooiken
(10.02.22)
abi bir tek böcek fare hırsız problemi türkiye'de var sanırım bu sebeple nufusun yüzde 85 i apartman dairesini tercih ediyor. (zenginler dahil)

abd ev tipine bakıyorsun herkes cok mutlu bahceli ve tek katlı evlerinde..

orada böcek fare falan yok galiba
0
kosun lan mevzu var
(10.02.22)
Kışın çok handikapları var, say say bitmez. Bu para çok ayrıca giriş tek kata.

Çalışan biriyseniz, şu an Erenköy Suadiye bölgesinde oturuyorsanız, burada asla yapamazsınız.
0
John Bloor
(11.02.22)
Bir de bu evin aidatı ne diye sorun. Siteler çok fena geçiriyor aidattan.
0
SiyamkedisiZorro
(11.02.22)
(4)

Dünya liderleri neden Putin'e mütekabiliyet göstermiyorlar?

levent bilgen
Macron'a son yaptıkları tüm dünyanın gündeminde. Macron hak ettiği için çoğu insan keyifle izliyor. Ben de öyle. Ama daha öncesinde de Merkel'e yaptığı şu hareket var: https://www.sondakika.com/dunya/haber-putin-in-macron-a-yaptiklari-2007-deki-merkel-14722847/Erdoğan ve heyetine de aynı dozda olmas
Macron'a son yaptıkları tüm dünyanın gündeminde. Macron hak ettiği için çoğu insan keyifle izliyor. Ben de öyle. Ama daha öncesinde de Merkel'e yaptığı şu hareket var:

www.sondakika.com

Erdoğan ve heyetine de aynı dozda olmasa da benzer şeyler yapmıştı. Keza Kraliçe Elizabeth ve Papa'ya da. Yani adamın genel olarak tüm dünya liderlerine racon kesmeye kalkan bir tavrı var.

Hal böyleyken neden bütün liderler bu aşağılamalara boyun eğiyor? Koca Almanya başbakanı iki kelam edemiyor mu? Ya da gündem olmayan daha nicesi?
0
levent bilgen
(10.02.22)
Demokrasilerde iktidarın (başkanın) gücü çok çok sınırlı, o yüzden de genelde ezik büzük tipler başa geliyor. Çünkü güç başka yerde olduğu için, o karaktere sahip insanlar o yerlere kayıyorlar.

Misal bana şu an milletvekili ol deseler olmam, kendi şirketimde yönetici olarak hem daha fazla para kazanıyorum, hem de daha fazla gücüm var, belli kararlar alıp uygulayabiliyorum. Uyuşturucu kaçırmayacaksan, köylüne hava atma derdin yoksa bi anlamı yok. Torpille adam bile aldıramıyorsun artık.

Demek istediğim özel sektör > devlet değil. Ama illa güç isteyen yırtıcı bi kişiliksen istihbarata gir, gazeteci ol, iklim ajansı başkanı ol, devlet başkanından daha çok hareket alanın var.

Rusya'da (kısmen bizde de) işler böyle değil, Putin'in cidden gücü var. Bu da hem karaktere yansıyor, hem de o karakterdeki insanlar o pozisyon için daha çok çabalıyor.

Yoksa Belarus gazeteci kaçırdı, EU başkanı çıkıp anca "şiddetle kınıyoruz" diyebildi. Kınamaktan başka yapacak bişeyi yok çünkü, yapacak olsa birilerinin ayağına basar, sonra ertesi gün kasedi çıkar (ya da kahvaltısını alırken kullandığı kredi kartının puanlarıyla bisiklet lastiği şişirttiği ortaya çıkar), postalarlar.

Benim teorim bu.
0
plutongezegendegilmi
(10.02.22)
Cunku butun gelismis ulkelerin hepsinin halki savas istemiyor putin i zorlarsan savas cikar ama hic bir fransiz sarabini kenara koyup rusyaya savasa gitmek istemez ama putin savasmak isteyen cok rus bulur

dolayisi ile avrupalinin tek caresi yaptirim o sebeple ukrayna da savas istemiyorlar cunku ortadoguda oldugu gibi bir kere savas cikti mi virus gibi saga sola yayilma olasiligi cok yuksek
0
duyurukullanıcısı
(10.02.22)
Emrah Sefa Gürkan'dan alınan bilgiyla yorumlama ancak bu kadar olur.

Merkel'in öz geçmişine bir bakın bakalım.

Emmanuel Macron'un da öz geçmişine bakın bakalım, nereden geliyormuş.

Trump'ı söylemeye gerek yok.

He devlet başkanının eli kolu bağlı, sikko ajanın sınırsız gücü var.

Konu savaş değil zaten. Rusya'ya neden yaptırım yapamıyorlar? Rusya'ya gittim, Rus gençleri Avrupalı gençlerden farkı yok ve gençlik Putin'i istemiyor. Halk sefalet içinde. Asgari ücretle bir insanın yaşaması mümkün değil. Rusya'da saçma sapan bir durum var.
Sanırım Avrupa zaten Rusya'ya yaptığı kadar yapabilmiş. Rusya da kimseyi takmıyor. Avrupa'nın Ukrayna konusunda bir çıkarı, faydası yoksa Ukrayna'yı sikine takmayabilir.
0
kullanilamayan ruhumuzlar
(10.02.22)
Ayı ile ayı olmazsın. Olmuyorlar.
0
kaptankedi
(10.02.22)
(7)

Amazon TR'den yurt dışı siparişi

kendi helvasını kavuran zombi
Elektronik bir ürün için Almanya'dan gönderilecek ürün (gümrük vs dahil) 600 tl daha uygun. Almaya değer mi? Bir sorun yaşar mıyım bilemedim.
Elektronik bir ürün için Almanya'dan gönderilecek ürün (gümrük vs dahil) 600 tl daha uygun. Almaya değer mi? Bir sorun yaşar mıyım bilemedim.
0
kendi helvasını kavuran zombi
(10.02.22)
Değer.
0
nano mercy
(10.02.22)
Değer
0
kablelvuku
(10.02.22)
Elektronikse garantisi 2 yil olmaz.
Bunun disinda deger.
0
darkrocq
(10.02.22)
Bazı ürünlerde yurtdışında da alınsa garanti 2 yıl oluyor. Ürünün linkini paylaşırsanız yorumlayabilirim.
0
lancelot du lac
(10.02.22)
Turkiyede sorun yaşayınca da garanti süreçleri kendi başına büyük bir sorun zaten. Değer.
0
her giriste sifresini unutan adam
(11.02.22)
Sıkıntısız kapıya kadar geliyor, gümrük süreci olursa cozuyorlar. Bazen taşıma şirketi (DHL ya da UPS) size gümrük beyanı icin ulaşıyor ve bir evrak imzalayarak taşıyıcı gümrüklemeyi benim adıma yapabilir diye yetki vermeniz gerekebiliyor.

Amazon’da gördüğünüz fiyat, hersey dahil fiyat. Sizden daha sonra ilave vergi vs talep edilmiyor. Bazen gümrük masrafları planlandığı kadar çok olmuyor, aradaki cüz farkı karta iade ediyorlar.
0
kaptankedi
(11.02.22)
Ürün 2420 tl görünüyor gümrük dahil. Ödeme ekranına geldiğimde 2550 oldu. yine de aldım. bir kısmını geri iade ederler umarım :)
0
🌸kendi helvasını kavuran zombi
(11.02.22)
(5)

Yurtdışına çıkışlarda istenen çift aşı...

olutaklidi
mesela ben çitf aşıyı olalı 1 bibuçuk sene oldu diyelim yine de "tamam sen gel çift aşılısın başımızın üstünde yerin var" diyorlar mı? belli bi süresi yok sanırım.
mesela ben çitf aşıyı olalı 1 bibuçuk sene oldu diyelim yine de "tamam sen gel çift aşılısın başımızın üstünde yerin var" diyorlar mı? belli bi süresi yok sanırım.
0
olutaklidi
(10.02.22)
ulkeden ulkeye degisir. havayollarinin sitelerinden ilgilendiginiz ulkelere bakabilirsiniz. hollanda turkiye'den gelenlerin booster asisi yoksa karantina uyguluyor mesela.
0
lemmiwinks
(10.02.22)
Sanki 1buçuk sene önce olduğunuz aşı, Biontech değildir gibi düşündüm. Bildim mi?

Eğer öyleyse, gideceğiniz ülke 2 doz Çin aşısını hiç dikkate almıyor olabilir. Buna da bir bakın.
0
kaptankedi
(10.02.22)
yok ya misal verdim onu. şimdi çıkmayacağım, olur da yaza çıkarsam 8 9 aylık biyontek iş görür mü diye merak ettim.
0
🌸olutaklidi
(10.02.22)
almanya icin 2. biontech asisinin 1 yildan eski olmamasi gerekiyor.
0
vudin
(10.02.22)
Her ulkenin kurali farkli, kimisi kabul goren asilarin (her asiyi tanimiyorlar) ustunden maksimum 270 gun gecmis olmali diyor.

Su siteden ilgili ulkenin ustunu tiklayip sartlarina bakabilirsiniz: www.iatatravelcentre.com
0
sertac akin
(10.02.22)
(2)

Almanyada sadece oturum hakkı olana miras hakkı doğuyor mu?

Unde bach canim
Ana baba olarak alman vatandaşlığınız yok diyelim ama sınırsız oturum hakkına sahipsiniz. Mülk edinip çocuğunuza miras bırakabiliyor musunuz yoksa mülkler siz ölünce devlete mi kalıyor?
Ana baba olarak alman vatandaşlığınız yok diyelim ama sınırsız oturum hakkına sahipsiniz. Mülk edinip çocuğunuza miras bırakabiliyor musunuz yoksa mülkler siz ölünce devlete mi kalıyor?
0
Unde bach canim
(10.02.22)
Oturumdan bağımsız olarak, özel mülk ne hakla devletin oluyor anlamadım. Mars vatandaşı da olsanız miras hakkımız varsa alırsınız.
0
allah yazdiysa bozsun
(10.02.22)
Oturumunuz olmadan da mülk sahibi olmuş olabilirsiniz. Yatırım vs. gibi sebeplerle. Bu durumda dahî mülkleriniz çocuklarınıza intikal eder.

Ha ama veraset intikal vergisi hangi ülkede tahakkuk eder onu bilemedim :)
0
kaptankedi
(10.02.22)
(2)

İphone ile istanbulkart aylık yapmak

Unde bach canim
İphone 6s te androidler gibi nfc özelliği yok. Gerçi yeni nesil iphonelarda var mı bilmiyorum.Ben bunu kredi kartıyla ödeyip para yükleme cihazlarından aktif edemiyor muyum?
İphone 6s te androidler gibi nfc özelliği yok. Gerçi yeni nesil iphonelarda var mı bilmiyorum.
Ben bunu kredi kartıyla ödeyip para yükleme cihazlarından aktif edemiyor muyum?
0
Unde bach canim
(10.02.22)
7'den sonra gelmiş galiba NFT Write olayı. Ben yeni SE'de yapıyorum.

Sen uygulamadan ödemeyi yapıp metroda vs. sarı para yükleme cihazına dokunduracaksın otomatik yükleyecek. Bazı turnikeler bile geçerken yüklüyor ama hangi tipte olan yapıyor pek çözemedim. Biri yaparken öbürü yapmamıştı bende.
0
nhk ni youkosu
(10.02.22)
Telefondan yükleme yaptıktan sonra para yükleme cihazlarından aktifleştirebilirsiniz.

Bunun dışında, otobüslerde de aktifleştirme oluyor, herkes yapıyormuş ama ben denemedim.

iPhone 7 ve üstü cihazlarda, doğrudan kartı telefona yaklaştırmak suretiyle yapılabiliyor.
0
kaptankedi
(10.02.22)
(12)

99 depreminde yıkılmayan bina aynı şiddette yine yıkılmaz mı?

Trafalgar
sb
sb
0
Trafalgar
(10.02.22)
Belli olmaz.
0
kisa
(10.02.22)
Kanka bizim bina 99 depreminde yıkılmadı. Şiddetli yağmurda korkuyorum. Travmatik bir durum mu yoksa bina gerçekten çürük mu emin değilim ama az zaman geçmedi. Güven vermiyor. Yeni ev alacak olsam 99 depremini görmüş bina almam.
0
allah yazdiysa bozsun
(10.02.22)
Beton zaman içinde aşınıyor, çelikler küflenebiliyor diyorlar. www.youtube.com
0
nhk ni youkosu
(10.02.22)
Gözle görülür hasar almasa bile, taşıyıcı elemanlarda çatlaklar olmuştur. 23 sene içinde yapı iyice eskidi, beton zamanla dayanım kaybeder. Güçlü bir depremde yıkılmaması/ ağır hasar almaması için hiçbir sebep yok. Yıkılmaması birçok pozitif faktörün beraber olmasına bağlı, yani tamamen şanş. Afad sayfasına girin, deprem risk haritasını açın, evin bulunduğu adresteki deprem riskine bakın. Kırmızıya doğru deprem kuvveti artıyor. Ev eğer kırmızılı alanda ise, beklenti ağır hasar almasıdır.
0
ya volna
(10.02.22)
Bina nerede? 99 depreminde istanbulda yıkılmayan bir binanın hissettiği deprem büyüklüğü ile gerçekleşecek adalar depreminde hissedeceği büyüklük çok farklı olucak. İlk deprem 100 km uzakta iken beklenen depremden 20-30 km uzaklıkta olacak yapı.
0
hayaletimsi
(10.02.22)
99 depreminde bir parça hasar almış ve yeni bir depremde yıkılmaya hazır olabilir.

Bir tanıdığımın oturduğu 40 yıllık binadan belediye karot aldı ve acilen boşaltılması gerektiğine karar verildi. Eğer endişeniz varsa muhakkak baktırın.
0
kaptankedi
(10.02.22)
22 yil olmuş. 22 yılda insan yaşlanıyor. beton mu ayni kalacak. zatenin betonun ömrü 50 yıl diyorlar. 50 yıldan sonra muhakkak yenilenmeli.
0
buenosdias
(10.02.22)
hiç ilgisi yok.
99 istanbul merkezli değildi, beklenen istanbul merkezli bir deprem.
99da yıkılmayan "yepyeni" bina minimum 25 yaşında bir bina anlamına geliyor. aynı zamanda beton kalitesi kötü, şu anki yönetmeliklere çok uzak standartlarda yapılar anlamına geliyor.

ayrıntılar ve uzman yorumu için;
www.youtube.com
0
rewlack
(10.02.22)
deprem bu sefer istanbul merkezli olacak, buradan bir eksi. 22 yılda daha da eskimesi ve aşınması var, ikinci eksi.

bir de naci görür birkaç yıl önce söylemişti, 99 depremini yaşayan binalar 7. 8.raunddaki bir boksör gibi, aldığı darbeler yüksek ve yıkılma ihtimali epey güçlü.
0
furry burns
(10.02.22)
bunu buradan konuşmak boş hareketten başka bir şey değil.

sadece şunu söyleyebilirim ortalama 5 katlı bi bina için zemini uygunsa zaman şartlarına göre üst kalitede yapıldıysa o zaman şansı var. aksi halde pek şanslı değil. bina yoruluyor. çelik ve beton zamanla yorgun düşer.
ben 2008 sonrası binaları oldukça beğeniyorum. güvenli bölge oldukça geniş.
0
turbo sadık
(10.02.22)
asla net bir şey söylenemez, allah bilir yani. ayrıca deprem gölcükte oldu + aradan 23 sene geçti. çok da güvenmeyin.
0
candide
(10.02.22)
Bizim bina veya çevresindeki hiç bir bina 99 ve 01'de yıkılmadı ama tahiminim İstanbul depreminde ayakta kalamazlar ki bu binaların bazıları 30 senden fazla.
0
bartholomew87
(10.02.22)
(14)

arabayla yurt dışı tatili / yunanistan VS bulgaristan

robin crusoe
yerli turist olarak silkelenmek yerine yazın yunan'a ya da bulgar'a gidelim dedik. euro'ya ve leva'ya rağmen üç aşağı beş yukarı aynı maliyet çünkü. profil: 34 yaşında evli çiftçocuk: yokvize: vararaba: benzinlisüre: 5-7 güngit-gel menzil: 1000-1200 kmaraçla yurt dışı tecrübesi: yokbütçe: max 1000 e
yerli turist olarak silkelenmek yerine yazın yunan'a ya da bulgar'a gidelim dedik. euro'ya ve leva'ya rağmen üç aşağı beş yukarı aynı maliyet çünkü.

profil: 34 yaşında evli çift
çocuk: yok
vize: var
araba: benzinli
süre: 5-7 gün
git-gel menzil: 1000-1200 km
araçla yurt dışı tecrübesi: yok
bütçe: max 1000 euro

iki rota var aklımızda;

1) istanbul - dedeağaç - kavala - selanik - istanbul (kavala ya da dedeağaç opsiyonel, üç durak fazla yorar)

2) istanbul - filibe - burgaz - istanbul

daha önce atina, mykonos, santorini ve rodos tecrübemiz var (good old days). yunan tatil kültürünü seviyoruz ancak bir yandan da aynı ülkeye bir daha gideceğimize yeni bir ülke görme fikrini de seviyoruz. bulgaristan'a hiç gitmedik.

denize bir ayaklar sokulsun bir parça güneşte yanılsın isteriz fakat bir hafta boyunca malak gibi yatmayı da sevmeyiz. gittiğimiz şehri karış karış gezeriz. lüks aramayız ama hostelde de kalmayalım artık, eli yüzü düzgün butik pansiyon/otel gayet ok.

bilgiler bu şekilde. tecrübesi olanlardan 1 ya da 2 şeklinde önerilerini bekleriz.

selamlar.
0
robin crusoe
(10.02.22)
Rota-güzergah haricinde başka bir bilgi vermek istiyorum. Aracınızla çıkabilmek için araca da yeşil kart gibi bir belge çıkarttırmanız gerek diye biliyorum. Maliyeti de çok düşük değildi. Onu da bi araştırın. Sınır kapısından geri dönmeyin.

edit : hızlıca bi baktım, 1000-1200 tl gibi bir maliyeti varmış.
0
mustafakesekci
(10.02.22)
Bahsedilen yeşil kart, bir çeşit uluslararası trafik sigortası. Şuradan bakabilirsiniz: www.turing.org.tr
0
kaptankedi
(10.02.22)
@mustafakesekci, @kaptankedi;
yeşil sigortayı biliyorum arkadaşlar. halledilir o sıkıntı değil.
yurt dışı araç tecrübesi yok diye belirtme sebebim aslında sınırdan sonraki yolları bilmediğimi söylemekti. hani belki birisi atıyorum "bulgaristan yolları bok gibi sen yunan'dan devam et" falan demek ister diye...
0
🌸robin crusoe
(10.02.22)
benim hanım Üsküplü, akrabaları karayoluyla gidip geliyorlar sürekli. Yunanistan yollarının daha iyi olduğunu söylerler hep. Bir de Bulgaristan'da ıssız yollarda yol kesme vb durumlar olduğunu söylemişlerdi. Sanırım Yunanistan tarafı daha düzgün o bakımdan.
0
mustafakesekci
(10.02.22)
bulgaristan değişik bi macera ama yurtdışı tatili beklentisini de pek karşılayan bir yer değil. (ben varna - kavarna vs. sahil şeridi için konuşuyorum, ama genel izlenimim bu bulgaristan için.)

turizm cenneti olmadığından hizmet sektörü de pek gelişmiş değil küçük yerlerde bilhassa.
eskilik, kalitesizlik çoğu yerde karşınıza çıkıyor. :)
0
nıç
(10.02.22)
Bulgaristan'da o bahsettiğiniz yerlere gitmedim ama Sofya'ya gitme fırsatım oldu. Şehir içinde dahi yollar şahane değil. Genel olarak bir hayalet şehir havası vardı. Yerlisiyle konuşunca gençler çalışmak için Batı Avrupa'ya gitti, buralar da işte böyle yaşlıların yapabildiği kadar diye bir takım yorumları oldu.

Batı Avrupa'dan araçla gelen gurbetçiler de Bulgaristan ve Balkanları pas geçmek için İtalya'dan Yunan'a geçmeyi tercih edebiliyor.

Ha bir arkadaşım da ailece Bulgaristan üzerinden Romanya-Macaristan-Viyana rotası yaptı ve bir problem de yaşamadı.

Yunanistan ise Türklerin araçla daha sık yaptığı bir rota. Genel olarak yollar, ve diğer şeyler için şikayet eden pek duymadım.

Benim oyum 1 numaradan yana olurdu.
0
kaptankedi
(10.02.22)
varna'da plaj / deniz eh işte ama yunanla kıyaslanamaz tabi. Gece hayatı seviyosanız sofya / varna eğlendirir. onun dışında filibe burgaz rotasına sadık kalıcaz derseniz bulgaristanı eleyin bence buralarda turistik bir hayat oldugunu sanmıyorum.
0
ayin yazari
(10.02.22)
Öncelikle plan cok mantıklı. 5 gece oteller 30-40bin olmuşken bu yaz için, yunan her zaman candır.
Arabayla önce halkidiki peşine thassos yapabilirsiniz. selanik ve dedeağaç da bu tatil planı içerisinde günübirlik gidilebilir şehirler. Sırf thassos bile başlı başına bir tatili doldurur rahatlıkla.
0
blackidom
(10.02.22)
bulgaristan'da yaşıyorum. eğer seçiminiz bulgaristandan yana olursa bizdeki hgs nin karşılığı vignetteyi mutlaka alın.

web.bgtoll.bg

türkçe dil seçeneği var. aradığınız daha çok deniz tatiliyse bulgaristanı pas geçin. denizi ve otelleri biz türkleri mutlu etmez. hizmet sektörü gelişmiş değil. daha kültürel farklı bir gezi arıyorsanız sofya merkezle birlikte nesebar, burgas gidebilirsiniz.

bulgaristan özelinde bir sorunuz olursa beni dürtebilirsiniz. iyi tatiller şimdiden.
0
tuborg yesili
(10.02.22)
yunanistan icin belirttiginiz rota otoban zaten cok rahattir. pandemiden once hep yaptigimiz ir rota idi, yol cok rahat, sikintisiz.
Bulgaristani bilemiyorum hic arabayla gitmedim.
Kaval kucuk bir yer ama denizi guzeldir. selanik baya buyuk ve eglenceli sikilmazsiniz
0
65 derece
(10.02.22)
yunan arkadasim kavala'nin cok güzel oldugunu söylemisti.
0
spherical
(10.02.22)
istanbul - dedeağaç - kavala - selanik - istanbul daha uzun versiyonunu ankara uzerinden yapmistik euro 3,7 filanken, cok guzel olmustu kesinlikle tavsiye ederim cok eglenmistik. o zaman icin icin ilk yurtdisi araba tecrubemiz olmustu bizimde, ama yunanistan cok rahat o acidan. otel filan yazmayacagim cunku uzerinden cok zaman gecti
0
sweetoffice
(10.02.22)
Yunanistan'daki otoyollar kalite olarak bizimkine benzer. Çok da sorun yaşanmaz.

Yeşil kart (uluslararası trafik sigortası) şart. Ancak parasını verince hızlıca alıyorsunuz bir sigorta acentasından.
Bunun dışında kaskonuzu yurtdışında da geçerli olacak şekilde genişletmenizi şiddetle tavsiye ediyorum. Çok fazla bir fark çıkmıyor ve günlük bazda ücret ödeniyor.

Eğer yeni çipli ehliyetiniz varsa problem yok. Eski tip ehliyetiniz varsa yeni ehliyet çıkarttırın, sonra gereksiz ve maliyetli başka belge gerekiyor (beynelminel ehliyet).
0
burfak
(11.02.22)
10 senede 5 kez arabayla balkanlar tatili yaptım. pasport ve vizeler okey ise hemen bir sigorta acentesine gidip aracınızı yeşil sigorta yaptırıyorsunuz. 50 avro falandı galiba. ehliyetinizin de yeni ehliyetlerden olduğunu varsayıyorum. bahsettiğiniz iki rotayı da tecrübe ettim. size yunanistan'ı tavsiye ederim. Selanik gezinizde denize Halkidiki'de girmenizi tavsiye ederim.

sınırdan girdikten sonra ilk dedeağaç geliyor. liman'da sabah frappenizi için sahil kenarında bir yürüyüş sonrası ilk durak kavala olsun. sabah 10 gibi otele / eve girin. Sonra doğruca denize. Akşam yemeği de Kavala'da halledilir. Ertesi gün Kavala'da Osmanlı Mahallesi gezisi, frappe + osmanlı kurabiyesi keyfi, Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın evini gezme sonrası tekrar deniz. 2. günün sabahı kahvaltıyı Drama'da halledin börekçi / sandviç ile. Kavala - Drama arası 15 dakika. Drama sonrası Selanik yolu otobana çıkana kadar tek şerit ama pek zevkli ve güzel.

Selanik'e gün ortası girdiğinizi varsayarsak hafif bir dinlenme sonrası doğrudan Atatürk'ün evine yürüyerek. Airbnb ya da Booking'den şehir merkezinde ev tutmalısınız. Mümkünde otopark ile anlaşmalı olursa süper. Akşam da önce sahilden Beyaz Kule'ye yürürsünüz sonra Ladadika (Restoranlar sokağı)'da uzo + balık + meze.

Ertesi gün Halkidiki'ye gidip denize giriyorsunuz. Muhteşem bir deniz var. Selanik ile arası 40 km. Ayrıca Yunanistan'da otoban için ekstra kart almanıza gerek yok. Saçma sapan aralıklar ile gişeler var 1-2 euro alıyorlar.

İsterseniz Selanik'ten Makedonya'ya geçebilir (3 saat falan) iki gün de oralarda takılabilirsiniz. Eğer nokta atışı mekan tavsiyeleri isterseniz size DM'den konumlarını paylaşabilirim. Ama unutmadan mutlaka sınırdan önceki Shell'de depoyu doldurun. Suları da stoklayın 20 tl bir suya vermek üzebilir.
0
duster
(11.02.22)
(1)

Diyabetten sonra değişen ağız tadı

naksidil
öncelikle kestane diyarı bursa'dan selamlar. 6 ay kadar önce diyabet teşhisim konuldu. o zamandan bu yana ilaç kullanıyorum. ve yine o zamandan bu yana yediğim tuzlu şeylerin hepsinden şeker tadı alıyorum. her şey tatlı geliyor. bu da iştahımı kesiyor ve yemek yemek zulüm haline geliyor. o günden bu
öncelikle kestane diyarı bursa'dan selamlar.

6 ay kadar önce diyabet teşhisim konuldu. o zamandan bu yana ilaç kullanıyorum. ve yine o zamandan bu yana yediğim tuzlu şeylerin hepsinden şeker tadı alıyorum. her şey tatlı geliyor. bu da iştahımı kesiyor ve yemek yemek zulüm haline geliyor. o günden bu güne yaklaşık 10 kilo verdim bu yüzden. önceleri ilaçlar ağzımın tadını bozuyor sanıyordum ama başka şeker hastalarıyla konuştuğumda benim gibi olan yok. kimseden aynı şikayeti almıyorum. ekmek bile şekerli geliyor yani öyle söyleyeyim. acaba bu başka bişeyin belirtisi olabilir mi? ya da başka ne olabilir? benzer durumlar yaşamış/yakınları yaşamış olanlar deneyimlerini paylaşabilir mi?

şimdiden teşekkür ederim.
0
naksidil
(10.02.22)
Sadece protein ve yağla beslendiğinizde de böyle mi? Örneğin, tavuk ızgara, kırmızı et, balık gibi.

Bir de diyabet teşhisi aldıysanız, ekmek ve tüm hamurişlerini tatlı tuzlu farketmeksizin bırakmanız gerekir, en azından doktor önermiştir?

İlaç olarak metformin mi verdiler?
0
kaptankedi
(10.02.22)
(4)

Zeytinyağı içindeki bu şeyler nedir?

erty_ksk
zeytinyağının içinde beyaz pamuk gibi ortasında siyah noktalar görünen şeyler var. bütün şişelerde aynı. bunun ne olduğunu bilen var mı?yağ küflenmez diye okuyorum internette ama sanki salça açık kalmış da üstünde oluşan beyaz küf gibi gördüm ben yakından. daha önce karşılaşan oldu mu böyle bir oluş
zeytinyağının içinde beyaz pamuk gibi ortasında siyah noktalar görünen şeyler var. bütün şişelerde aynı. bunun ne olduğunu bilen var mı?
yağ küflenmez diye okuyorum internette ama sanki salça açık kalmış da üstünde oluşan beyaz küf gibi gördüm ben yakından.
daha önce karşılaşan oldu mu böyle bir oluşumla? nedir bunlar?
0
erty_ksk
(10.02.22)
soğukta mı bekletiyorsunuz? donmuş gibi de duruyor.

bu görsele benzettim:
zeytinyagiblog.wordpress.com

yağınızın hakiki olduğunu gösterirmiş :)
0
nıç
(10.02.22)
Sogukta kalmış gibi
0
kaptankedi
(10.02.22)
Aynen donmaymış, ılık suda biraz bekletince şişeyi hepsi kayboldu. teşekkürler.
0
🌸erty_ksk
(10.02.22)
Doma, ben de çok şaşırmıştım ilk gördüğümde. Oda sıcaklığında normale dönüyor.
0
🌸erty_ksk
(22.07.23)
(14)

Los Angeles mı Edinburgh mu?

nıç
Çok farklı dokulara sahip iki şehir ancak tatil için siz hangisine gitmeyi tercih ederdiniz?
Çok farklı dokulara sahip iki şehir ancak tatil için siz hangisine gitmeyi tercih ederdiniz?
0
nıç
(09.02.22)
Kışın edinburgh yazın los angeles
0
freebird5406_2
(09.02.22)
Edinburgh. Los Angeles yasamak icin ilginc olabilir ama turizm sirasinda fazla yapay ve yuzeysel gelebilir.
0
hot potato
(09.02.22)
Los angeles.
0
garylineker
(09.02.22)
LA
0
esinikaybetmiscorap
(09.02.22)
Mevsim, tatil uzunluğu, bütçe gibi konulara bağlı. İlkbahar yazsa LA, uzunsa LA, para çoksa LA; tersi için edinburgh.
0
baba jo
(10.02.22)
Edinburgh gördüğüm en özel, beni en etkileyen şehirlerden biriydi. Amerika'yı hiç görmedim ama LA bambaşka bir turizm, Edinburgh tarihi turizm olabilir. Daha kısa sürede biter tabii. LA'de bol bol aktivite vardır sanırım.

Harry Potter evreninin aslında dünyanın bir yerlerinde yaşandığını görmek istersen İskoçya'ya git Edinbro'yu gör.

Bu arada, Ağustos gibi Fringe Festival olmalı, Edinburgh'nun her yeri tiyatro sinema vb. ile doluyor. O dönemde gitmeye çalış gidersen.
0
nhk ni youkosu
(10.02.22)
ikisini de gormus biri olarak LA diyorum.
0
fakyoras
(10.02.22)
Valla Edinburgh'yu bilmiyorum ama birkaç ay önce LA'deydim. NY'dan sonra cennet gibi gelmişti bana, cevabım LA. Git Venice Beach'te Santa Monica'da takıl insanın ömrü uzar orada
0
vedatchilipeppers
(10.02.22)
Yazın Los Angeles mı? Tüm yazı heatwave uyarısı ve yangınlarla geçiriyoruz. Şu an hava 28-29 derece. Kış ve bahar ayları daha uygun LA için. Araba kiralayarak gezebilecek ve yüksek harcamaları dert etmeyecekseniz, tarihi ve kültürel etkinlikler çok ilginizi çekmiyorsa LA. Edinburg düşük ve ortalama bütçeyle bile çok keyifli, kaleler, mezarlıklar, müzeler ve yürüyerek gezebilme olanağı da cabası. Ayrıca mesela tatiliniz bir haftaysa ve özellikle ilk kez long haul uçacaksanız birkaç gün kendinize gelmekle geçecek zaten.
0
feliss
(10.02.22)
Şahsen Edinburgh'i tercih ederdim.
0
put it in your appropriate place
(10.02.22)
Havalarin iyi oldugu zamanlarda kesinlikle LA. Araba kiralanip Vegas ve SF yapilirsa unutulmayacak bir tatile dönüsür.
0
VIPCH
(10.02.22)
Yazın LA kadar yanlış bir fikir olamaz. Yerleşik bir arkadaş da yazmış, sıcaktan kavruluyor. LA+SF+Yosemite National Park gibi bir kombo yapabilecek ve buralara iki haftanızı ayirabiliecekseniz LA.

Değilse Edinburgh. Çevredeki diger şehirlere de gidersiniz.
0
kaptankedi
(10.02.22)
yaşamak için edinburgh'u seçerim. tatil için LA.
edinburg kapalı hava, deniz kenarı, sakin bir şehir. edinburgha festival zamanı gidilir. ağustosta bile soğuk yağmurlu oluyor. tatil anlayışına da bağlı.
0
mikahakkinen
(10.02.22)
yazin bile soguk ve yagmurlu bir yer Edinburg. insani sinir eden cisil cisil bir yagumuru var, hava hep kapali. agustos ayinda 1-2 hafta gunesli oluyor denmisti bana. ama guzel sehir, gidilir ama yaz degil kis tatili olarak dusunurum ben :)
0
65 derece
(10.02.22)
(5)

Çamaşır makinesi önerisi

funl
Merhaba, En son seneler önce makine almış birisine 10 litre, kullanımı kolay, uzun yıllar yine kullanabileceği, bol su alabilen, çamaşır makinesi arayışındayız. A enerji ve fiyat/performans olması önemli. Marka ve model önerilerinizi bekliyorum.
Merhaba,

En son seneler önce makine almış birisine 10 litre, kullanımı kolay, uzun yıllar yine kullanabileceği, bol su alabilen, çamaşır makinesi arayışındayız. A enerji ve fiyat/performans olması önemli.

Marka ve model önerilerinizi bekliyorum.
0
funl
(08.02.22)
Bosch, Siemens, Profilo üçlüsünden o an fiyatı uygun olanı. Zaten üçü birbirinin aynı, sadece logosu değişik. Profilo nispeten daha ucuz (sebebi pazarlama bütçesi daha düşük, reklamı vs. pek yok). Ama Siemens'te ya da Bosch'ta özel bir kampanyaya denk gelirseniz daha ucuza bulma ihtimaliniz var.
0
himmet dayi
(08.02.22)
samsung'un bulaşık makinesinden değil ama çamaşır makinesinden çok memnunum.

miele alacak bütçeniz yoksa ya samsung ya da siemens diyorum.
0
blatta hiberna
(08.02.22)
ben 4-5 senedir LG kullanıyorum, çok iyi fiyata almıştım ve şu ana kadar hiç sıkıntı yaşamadım. performansından memnunuz. evde 3 çocuk olduğundan çalışma sıklığı da epey yoğun diyebilirim.
0
mustafakesekci
(08.02.22)
Bosch, Siemens, Profilo üçlüsünden o an fiyatı uygun olanı + 1

Alternatif olarak Arçelik-Beko-Altus üçlüsünden biri.

Her iki marka grubunun Türkiye'de servis hizmetleri çok iyi. İstisnalar dışında memnuniyet yüksek. Zaten ikisi grup da Türkiye'de üretim yapıyor.

Bütçeniz el veriyorsa, Miele'ye de yürüyebilirsiniz.
0
kaptankedi
(08.02.22)
komşum tamirci, servise en az gelen ürün arçelik der.
0
mr sua
(08.02.22)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.