Giriş
(9)

Yeni Şoför Yardım

akhenaten
Selam, ehliyetimi yeni aldım. Kurs sürecinde de şimdi araç kullanmayı bilen insanlarla giderken de herkes ortaklaşmış gibi sağa çok yakın sürdüğümü hatta duran araçlara sıfır gittiğimi söylüyor. Bundan başka yaptığım ele avuca gelir kronik bir hata da yok ama buna çözüm bulamadım. İnsanlara göre nor
Selam, ehliyetimi yeni aldım. Kurs sürecinde de şimdi araç kullanmayı bilen insanlarla giderken de herkes ortaklaşmış gibi sağa çok yakın sürdüğümü hatta duran araçlara sıfır gittiğimi söylüyor. Bundan başka yaptığım ele avuca gelir kronik bir hata da yok ama buna çözüm bulamadım. İnsanlara göre normal olan nokta bana sanki solumdaki şeride girecekmişim gibi hissettiriyor. Bu sorunu nasıl hallederim? Benzer şeyler yaşayan oldu mu?
0
akhenaten
(15.04.21)
Önünde zaten şerit çizgileri var onlara göre ortada durmaya çalış yok yine olmuyorsa arada yan aynalardan bak hangi şeride yaklaşmışsan ondan uzaklaş ama bunlar hep pratik eksikliğinden, zamanla oturur.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(15.04.21)
Aynadan arkayı kontrol et. Oradan ne kadar yakın geçtiğini görme şansın daha yüksek. Ona göre hafif sağa kayarsın. Söyledikleri önemli. Hele bir de trafiğe bakmadan kapı açanlar var sorun yaşarsınız.
0
ykyt
(15.04.21)
Herkes ortaklaşmamıştır da sen çok sağa yanaşıyorsundur :) Yapman gereken düzgün seyrettiğin bir durumda gözünü yolda ileride bir noktaya sabitlemek ve o şekilde ilerlemek. Yani çizgileri değil ama önünü kontrol edeceksin. Misal sana ayrılan şeridin iki çizgisinin ilerisindeki ufuk çizgisinin biraz solunu gözüne kestirip oraya gideceksin.
0
prole
(15.04.21)
aracın kaputunun ucuna değilde daha ileri bak, 300 mt sonrasına gözünü sabitleyip kullan muhtemelen düzelir
0
firemanjonny
(15.04.21)
aynı şeyi ben de ilk başladığımda defalarca duydum. bana da hiç öyle gibi gemiyordu ama bir kere yolun sağından yürüyen bir adamın dibinden geçmiş olmalıym ki, adamın bana el kol yapıp bağırdığını görmüştüm dikiz aynasından.

şoför arabanın solunda oturduğu için şeridi ortaladım sanıyor ama aslında sağda kalmış oluyor. ama beyin buna çabuk alışıyor bence. ben hiç bir çaba göstermedim düzeltmek için. kendiliğinden kısa sürede oturdu.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(15.04.21)
Üstte bi Arkadas 300 mt öteden bahsetmiş, umarım ciddi değildir, ilk başlarda ben de öyleydim sonradan ileri doğru bakmaya başlayınca düzeldi.
0
m orak
(15.04.21)
arada sağ aynadan kontrol et mesafeni.
0
marla is in my head
(15.04.21)
bende de aynı şey var hocam :) bunu ancak çok uzun süre kullanarak aşarsın, yoksa olmaz o iş dediler.
0
lcha
(15.04.21)
Bence de sağa çok yaklaşıyor olabilirsiniz. Bana da öyle diyorlardı ama pek anlamıyordum. Sonra park etmiş bir aracın yan aynasına çarpınca harbiden sağa biraz fazla yanaştığımı anladım.
0
havadakarada
(15.04.21)
(4)

eski laptop için yeni batarya nasıl bulunur ve performans nasıl arttırılır?

i think therefore i am
7-8 yıllık eski bir casper nirvana'm var model cn.hby3230d imiş arkasından baktığıma göre. ilk birkaç yılı dışında hep prize bağlı kullanıldı çünkü bataryası yok hükmünde, sarjdan çekildiği anda kapanıyor. ufak google aramaları yaptım ama sonuca ulaşamadım. bu kadar eski bi makineye batarya bulunur
7-8 yıllık eski bir casper nirvana'm var model cn.hby3230d imiş arkasından baktığıma göre. ilk birkaç yılı dışında hep prize bağlı kullanıldı çünkü bataryası yok hükmünde, sarjdan çekildiği anda kapanıyor. ufak google aramaları yaptım ama sonuca ulaşamadım. bu kadar eski bi makineye batarya bulunur mu? bulunursa nasıl?

bir de gelmişken performans arttırmak için ufak tefek önerileriniz olur mu? bu dinozorun ömrü nasıl uzatılır?
0
i think therefore i am
(15.04.21)
eski cihazlara çok elzem değilse batarya almak pek mantıklı değil. orjinal olmayan bataryalar zaten kısa ömürlü. orjinalleri üretilmiyordur. eski orjinal bulsan da raf ömrü var. durduğu yerde ömrü azalmıştır.
ben olsam pirizde kullanmaya devam
0
efruz
(15.04.21)
aynı durumda 11 yıllık bilgisayarım var. perpa'da 200 tl civarına batarya bulabileceğimi söylemişlerdi, ama orjinal olmaması bilgisayara daha çok zarar verir diye düşündüm ve almadım açıkçası.

yavaştı benimki de. bilgisayardan anlayan arkadaşıma verdim. format attı, güncel windowsu yükledi. başka neler yaptı bilmiyorum ama şu an hiç performans sorunu yaşamıyorum.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(15.04.21)
Laptop bataryaları, aslında şarj edilebilir batarya bloklarından oluşurlar. Ve eğer diğer ekipmanlarında sorun yok ise bu batarya blokları bir elektronikçi veya kendiniz tarafından aynı özellikteki yeni batarya blokları ile değiştirilebilir.

Örnek olarak şurada görebilirsiniz.
www.instructables.com
0
cursor
(15.04.21)
şimdi merak edip baktım, 2009 model laptopuma 2018 yılında pilburada.com dan almışım bataryayı, orijinal olmamasına rağmen sorun yaratmadı, hala %70 e yakın performansla kullanıyorum bakabilirsiniz sizde. Retro marka. (o zaman 95 tl - şimdi 158 tl)
0
sixth
(15.04.21)
(6)

yaşanabilecek güzel bir kasaba

qua56
ege ve akdenizde, mümkünse deniz veya göl kenarı, onlar yoksa da doğası güzel, müstakil ev alabileceğim güzel bir yer arıyorum. fazla ortalığa düşmemiş olursa iyi olur. öneride bulunabilir misiniz acaba? teşekkürler
ege ve akdenizde, mümkünse deniz veya göl kenarı, onlar yoksa da doğası güzel, müstakil ev alabileceğim güzel bir yer arıyorum. fazla ortalığa düşmemiş olursa iyi olur. öneride bulunabilir misiniz acaba? teşekkürler
0
qua56
(15.04.21)
izmir tarafında karaburun son zamanlarda çok popüler oldu ama hala güzel köyleri var.
muğla tarafında marmaris datça arasını ben çok beğeniyorum.

bence izmir muğla arasında o arayı gezip uygun yerleri keşfedin çünkü çok güzel gizli saklı kalmış yerler var mesela küçükbahçe-ıldır arasını da çok severim.
0
windymimas
(15.04.21)
eski foça.
0
rewlack
(15.04.21)
İzmir Karaburun'da Sarpıncık ile Salman köyü arası bölgede denize yakın sakin kasabalar var. Benimde hep gözüm kalmıştır o bölgede.
0
nhtzmc
(15.04.21)
youtu.be

:)

söğüt var benim de aklıma gelen. (marmaris)
0
istanbul kanatlarimin altinda
(15.04.21)
Marmaris Söğüt
0
baal
(15.04.21)
Seferihisar - yavaş şehir (Cittaslow)
www.atlasdergisi.com
0
ankara06
(15.04.21)
(4)

Kedi doğurdu acil

işimdeyim gücümdeyim
İş yerimizin iki kedisinden biri Xray cihazının içinde doğurmuş yavrulardan biri buz gibi ve tamamen hareketsiz sanırım ölü diğer yavru hareket etmekte zorlanıyor ve annesine ulaşamıyor annesinin yakınına koyduk ama yavruyu çekip müdahale etmiyor ekte fotoğrafını gönderiyorum fotoğrafta size yakın o
İş yerimizin iki kedisinden biri Xray cihazının içinde doğurmuş yavrulardan biri buz gibi ve tamamen hareketsiz sanırım ölü diğer yavru hareket etmekte zorlanıyor ve annesine ulaşamıyor annesinin yakınına koyduk ama yavruyu çekip müdahale etmiyor ekte fotoğrafını gönderiyorum fotoğrafta size yakın olan hala canlı ama hiç gücü yok buna ne yapabiliriz onu yaşatabilir Miyiz?

ibb.co
0
işimdeyim gücümdeyim
(15.04.21)
dokunmamanız lazım, ilk doğumuysa anne şaşkınlık yaşıyor ya da sizin varlığınızdan dolayı streste olabilir.

biraz bekleyip kendi haline bırakın ve müdahale etmeyin.

ama ne kadar beklemeniz gerektiğini, ne zaman ve nasıl müdahale edebileceğinizi bilemiyorum.
bir veterinere danışın acilen.
internetten yakınlardaki bir veterineri bulup telefonla bilgi alın, gerekirse götürürsünüz.
0
blatta hiberna
(15.04.21)
Anne kediler zayıf ya da öleceğini düşündükleri yavrularını beslemiyorlar. Hareketsiz olan muhtemelen ölü doğmuş ya da ölmüştür. Diğeri de çok zayıf olduğundan anne bakmamayı tercih etmiş. Bunlar benim tecrübelerim. Yani durum normal zira annenin altında diğer yavruları var gördüğüm kadarıyla. Elbette zayıf yavruyu kabul ettirebilecek öneriler gelirse ben de merakla bekliyorum. Sadece annenin bu seçimi içgüdüsel olarak yapmış olma ihtimalinin yüksek olduğunu belirtmek istedim.
0
prole
(15.04.21)
kedim doğumda ters doğan bir yavruyu bıraktı, ne kadar ısrar ettiysek de pek emzirmeye yanaşmadı. biz de onu yaşatmayı başaramadık.

1/2 çay bardağı süt, 1 çay kaşığı tereyağı, 1/2 çay bardağı su ve yarım küp şeker karışımı var, o verilebiliyor yavruya. ya da aptamil bebek maması. ama annesinin bakmadığı yeni doğan bir kediyi yaşatmak bir mucize. ama başarabilenler var. komşum bu konuda uzman mesela. ama onun yaşattığı yavrular da anne sütü içmediğinden kemikleri güçsüz olabiliyor, yürümekte zorlanıyorlar. vitamin desteği falan da gerekiyor sanırım.

sıcak tutmaya çalışın, termofor koyun mutlaka kedilerin yanına. normalden çok daha sıcağa ihtiyaçları var şu an.

ek. anne ve yavruların uzağına, ama aynı odaya bir kedi kumu ayarlayabilirseniz anne çok rahat edecektir.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(15.04.21)
Durum nedir? Veterinerlerde Royal Canin kedi sütü var. İçinden biberon da çıkıyor. Eğer bunla besleyip uğraşırsanız bir ihtimal canlı yavruyu yaşatabilirsiniz.
0
prole
(15.04.21)
(8)

covid, yoğun bakim, çaresiz bekleyis

tunaktunaktun
ayni konuyu yazip duruyorum ancak bu bir iç dökmedir.babam dun acile kaldirilmisti.bugun oksj. maskesi ile saturasyon 80 in altina dustugu icin yogun bakima alindi.yogun bakimda entube degil ancak maksimumdestekle saturasyon 88.babam 83 yasinda. talihsizlik gece kalca kemigini de kırmış. boyle bir d
ayni konuyu yazip duruyorum ancak bu bir iç dökmedir.
babam dun acile kaldirilmisti.
bugun oksj. maskesi ile saturasyon
80 in altina dustugu
icin yogun bakima alindi.
yogun bakimda entube degil ancak maksimum
destekle saturasyon 88.
babam 83 yasinda. talihsizlik gece kalca
kemigini de kırmış. boyle bir durumda olup
hayata donebilme ihtimali var midir ?
hiç duydunuz mu ? malesef seker ve tansiyon hasta
si annem ve ablam da evde perisan. test
sonucu bekliyorlar.
ben onlardan uzaktayim. ama dunden beri
uzuntuden
sıtma geçirmiş gibi titriyorum. usuyorum.
yanlarina gidemiyorum. babama sarilmak istiyorum.
cok yoruldum. agliyorum. ne yapayim bilemiyorum.
hersey bir ruya olsun. uyanayim ne olur ...
0
tunaktunaktun
(14.04.21)
hayata dönebilme ihtimali elbette var. o nasıl söz. güzel şeyler düşünmeyi ve umut etmeyi en bırakmaman gereken zaman bu.

arkadaşımın +70 yaşında koah hastası babası hastanede 2 haftaya yakın süre kalıdı. entübe olmadı ama ciğerleri çok kötüydü, sesi çıkmıyordu. arkadaşım üzülmekten de öte, öleceğini kabullenmeye başlamıştı. iyileşti ama sonra babası.

çok çok geçmiş olsun.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(14.04.21)
85 yaşında dedem de bir süre yatıp iyileşti. Ümitsizliğe kapılmayın. Allah şifa versin.
0
kaptan maydanoz
(14.04.21)
Bu sekilde ileri yaslarda olup hastaneden iyileserek donen arkadaslarimin anne-baba-buyukanne-buyukbabalari cok var...

Sizin babaniz neden iyilesmesin? Hem bakin entube dahi edilmemis.

Moralinizin bozuk olmasi cok normal anliyorum ama umutlu ve guclu durmaya calisin. İyi dusunun. Her sey guzel olacak :)

Babam iyilesti haberini bekliyor olacagim, iyilesince yeni duyuru acmayi unutma! :))
0
invictae
(14.04.21)
@gabe h coud, yanitiniz icin tesekkur ederim. babami ozel hastanelere yatirmak istedim ama hicbirinde yer yoktu.istanbul şişli etfalde bu tip bir uygulama olur mu acaba ? bilginiz var midir ? sizi sevgiyle kucakliyorum. iyi ki varsiniz.
@e bana nick birakmamissiniz zalimler
@istanbul kanatlarimin altinda
@kaptan maydanoz
@invictae
@playing star again
yanitlariniz icin cok tesekkur eder, sizleri sevgiyle kucaklarim.
iyi ki varsiniz, sagolun var olun.
0
🌸tunaktunaktun
(15.04.21)
Neden iyileşmesin? Ben de güzel bir örnek vereyim: Akciğer kanseri tedavisi olan ve tek akciğeri olan yaşlı komşumuz dahi atlattı covidi. İnşallah güzel haberlerinizi bekliyor olacağız.
0
ozgurluk savascisi
(15.04.21)
birkac saat once aradim. durumu kritik. cpap diye bir alete baglamislar. umidimi kaybetmiyorum.
0
🌸tunaktunaktun
(16.04.21)
entube edilmis.
0
🌸tunaktunaktun
(16.04.21)
entübeden dönen ve iyileşen hastalar çok. moralinizi bozmayın. geçmiş olsun.
0
false pretension
(16.04.21)
(4)

Sokağa Çıkma Yasağı Cezaları Ne Kadar Ciddiyetle Uygulanıyor?

yanqoue
Akşam 21:00 sularında 5 dakikalık yürüme mesafesindeki bir yere gitmem gerekiyor. Ceza yazarlar mı bunun için? Geçerli bir bahane var mıdır veya?
Akşam 21:00 sularında 5 dakikalık yürüme mesafesindeki bir yere gitmem gerekiyor. Ceza yazarlar mı bunun için? Geçerli bir bahane var mıdır veya?
0
yanqoue
(14.04.21)
tamamen şans. o an yoldan geçen polise denk gelirsiniz, bekçiye denk gelirsiniz, durduk yere uğraşırsınız.
0
trajikomix
(14.04.21)
saçları yeşil bir dişiyseniz, yol kenarında ya da tezgahta evinize bir şeyler götürmek için ekmek parası peşinde koşuyorsanız ceza yazarlar.
göbek atarak maskesiz şekilde konvoylarla reyizin kongresine gidecekseniz kimse tek kelime etmez.

Geçerli bahane her zaman vardır. Yeter ki kimden yana olduğunu söyle.
0
rakicandir
(14.04.21)
fırınlar hep açık değil mi? fırına gidiyorum denebilir. makul bir saat üstelik.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(14.04.21)
Bizi cuma aksam 9.30da çevirmişlerdi ama sahil yolundan arabayla gidiyorduk.
0
instant crush
(15.04.21)
(10)

saçma/değişik/garip türk/anadolu gelenekleri ve adetleri...

sanat guresi
çok da abartıya kaçmadan, yabancılara gösterilebilecek (hatta suratlarda bir tebessüm bıraktırabilecek), aklınıza neler geliyor? yağlı güreşi ve bazı yörelerde düğün öncesi damada yapılan unlu, yumurtalı işkenceleri düşündüm ben.
çok da abartıya kaçmadan, yabancılara gösterilebilecek (hatta suratlarda bir tebessüm bıraktırabilecek), aklınıza neler geliyor? yağlı güreşi ve bazı yörelerde düğün öncesi damada yapılan unlu, yumurtalı işkenceleri düşündüm ben.
0
sanat guresi
(14.04.21)
Nevroz ateşi.

not : değişik olduğu için.
0
IncredibleMau
(14.04.21)
başlı başına kız isteme merasimi. bilmem size normal mi gelior ama bence aşırı garip. hangi yabancıya anlatsam çok gülüyorlar. bir de üstüne after every party I die klibini açıyorum.

bazıları da atla falan gidip alıyor kızı
0
istanbul kanatlarimin altinda
(14.04.21)
Güney bölgesine yağlı direk üzerinde yürünerek yapılan bir yarışma mı ne vardı.
0
evimin paspasi
(14.04.21)
Sünnet düğünü de aşırı saçma değil mi? Çocuğun pipisindeki deri kesildi diye neden millet eğleniyor? Çocuğa abuk subuk bir şeyler giydirip dolaştırıyolat bir de üf. Freak show gibi.
0
suicides underground
(14.04.21)
Bizim capon yenge, kız isteme olayının herseyine çok güldü. Çok eğlendi. Hatta bizim yüzükler kesilirken makas kesmiyor bile dedi.
0
allah yazdiysa bozsun
(14.04.21)
Kurşun dökme var. Çocukken başımıza çarşaf gerip cozz diye döküyolardı. Dökerken de neyse halin çıksın falin mi ne diyolardı. Nazar çıksın diye de yapılabilir. Ayy "göz var çocukta Nurten göz!" diyolardı sonra.

Nazar demişken nazar duası var. Ninelerimiz yüzümüze karşı okurken esnerlerse yine üf amba nazar yapmış çocuk diyolardı. Sonra püpüpü ye suratımıza tükürüp telaşla dışarı bak dışarı diyolardı.

Bunları gece karanlığında yabancıya izletsen korkudan altına işer.
0
onemoremile
(14.04.21)
Kına gecesi. Zamanında erasmuslu arkadaşlar öğrenince bu gelenekleri bizi kınaya götür düğün yok mu diye bana soruyorlardı. Bir kaç tanesini arkadaşım götürdü bayıla bayıla kına yaktılar.
0
jazzabel
(14.04.21)
köçek havası
hokka oyunu
bu göbeğe kaş göz çizip oynanan garip oyun
topal havası

bunların hepsi bir yabancıya aşırı weird gelecek şeyler.
0
roket adam
(14.04.21)
"düdüklemece" benzeri bir oyunda birbirine kerkinen çorum-çankırılı kıllı, bıyıklı adamlar.
0
filteria
(14.04.21)
Civciv çıkarma oyunu

www.hurriyet.com.tr
0
Mirket
(14.04.21)
(10)

ing. layık olmadığı yer

rewlack
ya bunu türkçede de çok karıştırıyorum."Ali layık olmadığı bir yerde yaşadığını biliyordu." cümlesinin ingilizcesi ne?(anlam: yer kötü, Ali iyi. Ali daha iyi yerlerde olmayı hak ediyor)
ya bunu türkçede de çok karıştırıyorum.

"Ali layık olmadığı bir yerde yaşadığını biliyordu." cümlesinin ingilizcesi ne?


(anlam: yer kötü, Ali iyi. Ali daha iyi yerlerde olmayı hak ediyor)
0
rewlack
(14.04.21)
tam karşılığı değil ama,
Ali knows that he deserves to live in a better place.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(14.04.21)
"ali knew he lived in a place where he wasn't belong" dersen aynı anlamı verirsin. oraya ait olmamak demek oradan daha iyisini hak ediyor anlamını taşıyabilir bağlam içinde.
0
Jux
(14.04.21)
wasn't belong olmayacak tabii, didn't belong olacak
0
bir garip melek
(14.04.21)
Ali lives in a place he knows there'is not worthy of him.

gibi saçma bişey desem? : /
0
🌸rewlack
(14.04.21)
Ali knew the place he lives in he didn't deserve
0
Amory Lorch
(14.04.21)
@Amory öyle söyleyince,
Ali hak etmiyormuş gibi oluyor. sanki :/ yani orası güzelmiş de ali hak etmiyormuş gibi ben tam tersini kastediyorum.
0
🌸rewlack
(14.04.21)
Ali knew the place he lives in wasn't the one he is worthy of
0
Amory Lorch
(14.04.21)
cümlenin türkçesinde bir hata yok mu? yani "layık olmadığı bir yerde yaşıyordu" dediğiniz zaman yer iyi, ali kötü anlamı verir gibi geldi bana. ali layık olmadığı bir yerde yaşıyorsa ali orayı haketmiyordur henüz anlamı çıkıyor benim için. "ben buna layık değilim" dediğimizde kendimizi aşağıya koyarız. "Bu bana layık değil" dediğimizde kendimizi yukarı koyarız gibi hissettim düşününce. Yanlış mı düşündüm acaba?

"ali, kendisine layık olmayan bir yerde yaşadığını biliyordu" derseniz ali iyi, yer kötü anlamı verir. yani türkçe yazdığınız cümle verdiğiniz anlama uymuyor gibi hissediyorum. o yüzden bazı cevaplar ali kötü yer iyi gibi çeviri vermiş.

cümleyi benim kurduğum gibi kurunca da şöyle bir çevirisi olabiliyor "ali knew he lived in a place not worthy of him"
0
nimberjack
(14.04.21)
Nimberjaxk doğrusunu demiş, asıl hata Türkçesinde.

Jux da uydurmuş.

Not: Türkçe ve Ingilizce öğretmeni
0
howfaristhesky
(14.04.21)
ali knew that he was working in a place that he does not deserve(worthy).

burada deserve worty hikaye ye göre değişir.
0
duyurukullanıcısı
(14.04.21)
(2)

ismi hatırlanamayan komedyen/standupçı

ctesigecesivdeoturaninsan
kadın erkek ilişkilerini eleştirerek standup yapan ve kız arkadaşına diz çökerek evlenme teklif ettiği için eleştirilen yabancı komedyenin adını hatırlayan varsa ve yazarsa çok sevinirim.bir kaç ay önce ekşisözlükte başlık açılmıştı ama bulamadım .teşekkürler.
kadın erkek ilişkilerini eleştirerek standup yapan ve kız arkadaşına diz çökerek evlenme teklif ettiği için eleştirilen yabancı komedyenin adını hatırlayan varsa ve yazarsa çok sevinirim.bir kaç ay önce ekşisözlükte başlık açılmıştı ama bulamadım .teşekkürler.
0
ctesigecesivdeoturaninsan
(13.04.21)
evlilik teklifi muhabbetini bilmiyorum ama kadın erkek ilişkilerini eleştiren stand upçı deyince daniel sloss geldi aklıma. ayırdığı çiftlerle övünüyor hatta twitter'da
0
semaforo de medianoche
(14.04.21)
seyler.eksisozluk.com

evet daniel sloss. son paragrafta diyor diz çökme muhabbetini.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(14.04.21)
(13)

Beceriksiz biri en basit ve sağlıklı ne yiyebilir

Vse budet horosho
Merhaba. Ben yalnız yaşayan, klasik iş çıkışı ya da eve gelince paket söyleyen biriyim. Hareket ettiğim bi işim olmasına rağmen, genel olarak zayıf ama göbek iri vücut yapım nedeniyle diyetisyene gittim. Karbonhidratı azaltacağım. Liste verdi ama fantastik bi liste. Yakınımda o ürünleri bulacağım ma
Merhaba. Ben yalnız yaşayan, klasik iş çıkışı ya da eve gelince paket söyleyen biriyim. Hareket ettiğim bi işim olmasına rağmen, genel olarak zayıf ama göbek iri vücut yapım nedeniyle diyetisyene gittim. Karbonhidratı azaltacağım. Liste verdi ama fantastik bi liste. Yakınımda o ürünleri bulacağım market bile yok.

Siz tavsiye verseniz? Hiç mutfak tecrübem yok desem yeridir. Ne yapabilirim?
0
Vse budet horosho
(13.04.21)
bence fırın yemekleri en kolayı. bir fırın tepsisine istediğin sebzeyi ve eti dizip üstüne zeytinyağı gezdirip fırına atabilirsin. balık, tavuk, et, kıyma..hepsi olur.

bu kolay ama ben buna bile üşeniyorum. o yüzden akşam yemeği yemiyorum. hem de akşam yemeyin diyorlar. çoğunlukla akşamları fındık fıstık kuru incir ceviz vb. yiyorum. hem yemekle uğraşmamış hem de akşam akşam midemi doldurmamış oluyorum.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(13.04.21)
Tavuk göğsü haşlayabilirsiniz.
0
ruhen hastayim ben
(13.04.21)
Bulunabilir ürünler yazan bir diyetisyene gidin. Avakado mango nedir.
0
baal
(13.04.21)
Tavuk göğsü: baharatlayip teflonda izgara ya da firinda.
Haslayan da var ama ben firinda seviyorum; brokoli, havuc vs gibi sebzeleri dogranmis halde koyup üstüne kekik vs baharat ve zeytin yağı.
Sonuçta az kalorili, karbonhidratı az yemek ve bunlari toplu yapip kaba koyarsaniz 3 günlük yemek çıkar, isitip yersiniz.
0
logisticsmanager
(13.04.21)
@baal, avakado olsa yine iyi. yaban mersini, glutensiz ekmek falan diyor. Yaban mersini macro center'da bile olmuyor bazen :)
0
🌸Vse budet horosho
(13.04.21)
Çölyak hastası değilseniz ya da gluten hassasiyetiniz yoksa gerçekten başka bir diyetistene gidin. Karbonhidratı azaltmak için glutensiz ekmek önermek saçmalık.
0
kobuzchu kiz
(13.04.21)
Sağlıklı bir diyet uygulayabilmek için en azından minimal bir mutfak bilgisine sahip olmalısınız. Çok zor bir şey değil. Mesela tavuk göğsünü haşlama düşüncesi pişirmeden daha kolay gelebilir ama tadının çok kötü olacağını tahmin ediyorum. Onun yerine azıcık bir baharat ve zeytinyağı ile tavada pişirebilirsiniz. Brokoli, havuç gibi sebzeleri haşlayabilir ya da çiğ olarak tüketebilirsiniz. Havucu, kırmızı lahanayı rendeleyerek mesela salata yapabilirsiniz. Sadece kol gücü gerektiren bir eylem. Çeşitli çiğ sebze ve otları doğrayıp mesela haşlanmış nohut, fasulye, mercimek gibi şeylerle karıştırıp üzerine biraz da zeytinyağı ve baharat ekleyerek güzel salatalar oluşturmanız mümkün. Nohut gibi sert baklagilleri pişirirken püf noktası içine biraz karbonat eklemek. Aksi takdirde zor pişebiliyor.

Tavuğa alternatif mesela biftek ya da dilimlenmiş somon alabilirsiniz, aynı şekilde pişirmeniz mümkün. Sadece kırmızı et içi pembe yenebilirken tavuk yenemiyor, böyle şeyleri aklınızda tutmalısınız.
0
isabella was a ginger
(14.04.21)
Çok uğraşmak istemediğim ama güzel şeyler yemek istediğim zaman yaptığım bir yemek var:

İki tencere lazım. Birine zeytinyağı koyup üstüne kuşbaşı sebze (patates, havuç, kabak, bezelye vs.) doğruyorum. Tuz döküyorum, kapağını kapatıp orta-kısık açıyorum.

İkinci tencereye tavuk göğsü koyuyorum (bunu kasaplardan kuşbaşı kesilmiş şekilde alabiliyorsunuz). Üzerini dolduracak kadar yoğurtlu su karışımı ekliyorum. Yine kapağını kapatıp orta-kısık açıyorum.

İkisinin de pişme süresi 15 dakika. Hazırlama süresi de o kadar. Totalde 30 dakikada yemek hazır oluyor. Besin değerleri de dengeli. Daha az karbonhidrat isterseniz sebzeyi patates yerine patlıcanla falan da yapabilirsiniz. Fazla yaparsanız ertesi gün de yeniyor.
0
plutongezegendegilmi
(14.04.21)
Diyet sürdürebilir olmalı. Sağlıklı beslenme alışkanlığı edinip sonrasında da devam ettirebilmeniz gerekli. Farkı diyetisyene gidin. Bu diyetisyen ile hedefinize ulaşsanız da orada kalmayacaksınız. Zor tariflerle, zor bulunan yemeklerle olmaz.

Ben aylık köfte, soslu tavuk, soslu somon hazırlayıp buzluğa atıyorum. Sonrası çok pratik oluyor. Sebzeleri iki yemeklik pişiyorum.
0
jazzabel
(14.04.21)
yaban mersini, glutensiz ekmek falan nedir ya allasen, böyle diyet mi olur? diyet ulaşılabilir ve pratik olmazsa eğer uygulanmaz asla. bunu bizden önce gittiğin diyetisyenin bilmesi gerekirdi ama neyse.

donmuş sebze alıp zeytinyağlı yap hafta sonu koca bir tencere. fasulye, bamya, barbunya vs. aşırı pratik, ısıtmana bile gerek yok, doyurucu ve besleyici. ben bazı sebzeleri de soteliyorum tavukla ya da tek başına: lahana, brüksel lahanası, havuç, kabak vs. o da çok pratik ve doyurucu oluyor.
0
knight of cydonia
(14.04.21)
diyetin surdurulebilir ve pratik olmasi gerektigi konusunda diger cevaplarla hemfikirim. yalniz ornegin hepsiburada'nin market kismindan tazemasa'dan filan siparis verilebiliyor, ertesi gune teslim yapiyorlar genelde. eger maddi acidan sıkıntı yaratmiyorsa ve tek problem bulunabilirlikse oraya da bir bakin bence. sonraki gidisinizde diyetisyene urunlerin bulunabilir ve hazirlanmasinin pratik olmasini istediginizi iletebilirsiniz. zaten size verdigi listeyi bunu yap diye verdiginde bu bu urunleri bulamam deseydiniz degistirirdi alternatifleriyle bence. elinizde hazir bir liste varken kendi kafaniza gore hareket etmeyin derim ben. iletisiminiz varsa diyetisyene de bulamadiginiz urunleri sorup alternatiflerini ogrenip o sekilde de devam edebilirsiniz diyetinize. yani ben olsam oyle yapardim.
0
in vino veritas
(14.04.21)
bol bol salata malzemesi alın.

yanına güvendiğiniz bir kasaptan köfte alın, tavuk göğsü alın, ton balığı alın. her akşam salata + köfte yesem sıkılmam.
0
co2s2
(14.04.21)
A101'e gidip bir tane kivi marka buharlı pişirici al.
Metro markete gidip donmuş fleto balık, donmuş bezelye, donmuş brokoli, donmuş karnabahar, donmuş havuç al.
Donmamış patates, soğan, sarımsak ve tuz da koy.
Hepsini makul miktarda karıştır. Kalanını buzluğa koy.
30-40 dakikada pişsin.
Ye.

Metro marketten 25 tanesi 75 liradan donmuş enginar al.
Buharlı pişiricide her gün bi tanesini 15 dakika pişir. Tabağa alıp üzerine tuz, biber, zeytinyağı, sirke.
Parçala, karıştır.
Ye.

Bir fırın poşetine iki tane kemiksiz tavuk butu koy.
Kafana göre parçalanmış patates, soğan koy.
Pulbiber, tuz, kekik, seversen kimyon.
Karıştır.
Isınık fırında 180 derece.
40 dakika.
Parmaklarını yememeye gayret et.
0
Mirket
(14.04.21)
(9)

Bugün sigarayı bırakayım mı

mg3929
Artık son bikaç aydır sigaradan nefret etmeye başladım. Artık zevk bile almıyorum sigara içmekten. Sabah ilk yaptığım şey sigara.Dün gece uyurken madem oruç tutup gün boyu içmiyorum akşam iftardan sonra da içmiyim dedim. Yarım paket var kırıp atacağım elim gitmiyor :/ nasıl bırakılır bu
Artık son bikaç aydır sigaradan nefret etmeye başladım. Artık zevk bile almıyorum sigara içmekten. Sabah ilk yaptığım şey sigara.
Dün gece uyurken madem oruç tutup gün boyu içmiyorum akşam iftardan sonra da içmiyim dedim. Yarım paket var kırıp atacağım elim gitmiyor :/ nasıl bırakılır bu
0
mg3929
(13.04.21)
Kesinlikle bırak.

Ciğeri onu bunu geçtim herkesin vücudunun içi kendini ilgilendirir. Ancak çok kötü kokuyor sigara içen insanlar. Kendileri bunu almıyor. İçenler evimde koltuktan oturduktan sonra kalkınca tütün tablası gibi kokuyor koltuk. Küllük gibi değil de sanki beklemiş yapış yapış tütün gibi.

Bundan kurtulursunuz.

Sağlık kısmı zaten bilinen bir şey. Ancak insan sigara içen arkadaşına kötü kokuyorsun diyemediğinden içenler bunu çok duymuyor.
0
tessera
(13.04.21)
Hazir bahane bulmusken, birak gitsin bence :) Yaparsin, aslansin, kaplansin :)
0
e mice
(13.04.21)
Bu noktaya gelmişken bırak bence de. Sigara gerçekten iğrenç bir şey.
0
roket adam
(13.04.21)
bırakın +1

nikotin bandıyla bırakmaya çalışın. yarım paketi de hemen çöpe atın. bu paket bitsin bırakayım düşüncesi sigarayı beyne ödül olarak işlemeye devam ettiği için doğru olmuyor.
0
amugochi
(13.04.21)
Hiç durmayın bırakın kendinize yapacağınız en büyük iyiliklerden olur. Kardeşim de bırakmaya karar verip sigara bırakma hattını aramış sağlık bakanlığının. Ücretsiz ilaç gönderiyorlarmış. Bir arayın isterseniz
0
eatpraylaw
(13.04.21)
belki bin gündür, belki daha da uzun süredir her gün sigara içtiğini varsayıyorum. sigarayı bıraktığında zorluk çekeceğin taş çatlasın 10 gün seni bekliyor. sonrası kolay. kaldı ki bu 10 gün de gün geçtikçe kolaylaşacak.

hiçbirimiz 10 gün boyunca bir şeye dayanamayacak kadar güçsüz değiliz. oruç bile daha uzun. hem ramazan insanın nefsini birçok konuda terbiye etmesi için güzel bir fırsat. bence tam zamanı.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(13.04.21)
bu aşamadaysanız bence bırakmaya hazırsınız demektir. ancak kokudan tiksinmek, sigaradan nefret etmek tek başına bırakmanızda yeterli değildir.
bunlar sadece bir başlangıçtır ama bu duygunun kaybolacağını bilin. öyle anlar gelecek ki gidip sigara almanıza bir adım kalacaktır. bu sizin ne kadar fizyolojik olarak nikotine bağımlı olduğunuzla ilgilidir.
direkt bırakmak bende zor olmuştu. günde teke düşürdüm ben ama o da çok riskli ikiye üçe beşe çıkabilir her an. nikotin bandı vs. deneyebilirsiniz özellikle iftardan sonra bantlar işinize yarar.
sigara bağımlılığı yalnızca psikolojik değildir; dolayısıyla güçlü iradem yok deyip mücadeleyi bırakmayınız.
yardım almayı da deneyebilirsiniz.
yolunuz açık olsun umarım başarırsınız benim 5 yıl oldu her gün şükrediyorum. bağımlılığın her türlüsünden Allah bizleri korusun
0
windymimas
(13.04.21)
Paketi şu an hemen kırın ve ne olursa olsun bir nefes dahi almayın. 1 nefes alırsanız en az 1 yıl daha içersiniz. Kendinize sürekli ben sigara içmeyen birisiyim diyin ve bu kimliğe bürünmeye çalışın. Kolay gelsin.
0
but that was just a dream
(13.04.21)
bırakmayın.
sigara içmenin zevki başka. ayrıca mrna aşılarla kanserinde aşısı 1-2 seneye çıkacak, artık kanser tehlikeside yok varsayabilirsiniz.
zevk almıyorsanız yeniden zevk almak için marka değiştirebilirsiniz.
düzenli seks yapan erkek birisi olduğunuzu varsayıyorum. ömür boyu seks yapmayacaksın ama ömrün 20 sene uzayacak deseler kabul edermisiniz ? oda zevk, buda zevk.
0
aslindasorunumpsikolojik
(14.04.21)
(5)

avukat mı daha etkili ekşi sözlükte ifşa etmek mi?

aeroknight
borcunu ödemeyen birisini şirketiyle birlikte ekşi sözlükte ifşa etsem mi daha yıkıcı olur? avukatla görüşüp yıllarca bekleyip kendimi harap etsem mi?
borcunu ödemeyen birisini şirketiyle birlikte ekşi sözlükte ifşa etsem mi daha yıkıcı olur? avukatla görüşüp yıllarca bekleyip kendimi harap etsem mi?
0
aeroknight
(11.04.21)
Ticari itibarını sevmek lazım. Severken mağdur olmayın.
0
neymis
(11.04.21)
ikisi de yıkıcı olmaz. genel olarak gördüğüm borçlular arsız ve kaşarlanmış insanlar oluyor.
0
trajikomix
(11.04.21)
Eksi sozlugun, sikayet edecegin kisi cok kurumsal bi firma mensubu degilse fayda edecegini sanmiyorum.
0
e mice
(11.04.21)
Ticari itibarini zedeledigi icin sizi dava edebilir.
0
anten
(12.04.21)
başka yollar da mümkün.

biz zamanında bir ev kiraladık ve bir şekilde parasını adamın bireysel hesabına yatırdık. aslında bizim salaklığımız. daha sonra adam evin ve paranın üstüne yattığını açık açık söyledi çünkü elimizden bir şey gelmeyeceğini sanıyordu. biz çünkü o dönemler 20 lerinin başında üniversiteli tipleriz. ben de sen misin gençlerin zar zor kenara ayırdığı parti birikimlerinin üstüne yatan dedim :D facebook profili açıktı, oradan bir sürü arkadaşını, akrabasını falan bulup onlara durumu açıklayan bir mesaj attım.

kısa bir süre içinde beni babası aradı. muhtemelen yaşlı başlı adam. herkese karşı çok mahcup olduklarını falan anlattı. adama çok üzüldüm. ama öyle çocuk yetiştirmeseymiş o da. sonra paramızı babası ödedi.

hukuksal açıdan suç olabilir ama yaptığım. bilmiyorum.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(12.04.21)
(6)

yemek siparişi vermeden duramamak

ahm1
kafayı yiyeceğim artık ya. sipariş vermeden duramıyorum. her gün bir yemek siparişi veriyorum. 1-2 gün vermezsem öbür günü mutlaka sipariş veriyorum.eskiden de sipariş vermeyi çok severdim ama asıl olarak geçen yaz getiryemek'te %50 indirimler başladıktan sonra patladı. sabah kalkıyorum, eğer sağlık
kafayı yiyeceğim artık ya. sipariş vermeden duramıyorum. her gün bir yemek siparişi veriyorum. 1-2 gün vermezsem öbür günü mutlaka sipariş veriyorum.

eskiden de sipariş vermeyi çok severdim ama asıl olarak geçen yaz getiryemek'te %50 indirimler başladıktan sonra patladı. sabah kalkıyorum, eğer sağlıklı bir kahvaltı yapmak istiyorsam tek alternatifim var: iki dilim ekmek kızartması, peynir, yumurta, çay, 1-2 de hurma belki. "offf" diyorum, sıkıldım her gün bunu yemekten. cazip de gözükmüyor artık. sonra gidiyorum sipariş veriyorum. siparişimin içinde illa ki sağlıksız şeyler olmasına gerek yok ama çoğunlukla kahvaltılık bir şey + tatlı siparişi veriyorum. kendimi bu şekilde ödüllendiriyorum sanırım.

"yarın başlayacağım artık sağlıklı beslenmeye, hem sipariş de vermem artık." diye diye seneler geçti.

hem keseye zarar, hem göbeğe zarar ama bir türlü durduramıyorum kendimi, ne yapmam lazım? :((

çok kilolu biri değilim. aslında şu ana kadar hep zayıf geldim ama göbek yavaş yavaş çıkıyor artık. sağlıklı beslenmeye de sipariş vermemeye de yıllardır başlayamadığım için inancım da kalmadı artık kendime :((
0
ahm1
(10.04.21)
Hahah biz günde iki kere veriyoruz neden bu durum üzüyor seni? Sorun yemek sipariş etmen değil çöp yemekler sipariş etmen. Ev yemekçilerinden veya diyet menü satan yerlerden söyle? Balık söyle? Suşi sipariş et?
Biraz Pandemi ve sosyalleşemek etkisi, hepimizde var zaten dert edip büyütme bence, sokakta olsak zaten bi yerlerde yiyecektin.

Alışveriş yapıp sevdiğin yemeklerin tarif videolarıyla işe başlayabilirsin, yemek pişirmek vaktin varsa çok keyifli. Evdeki yemekler her şekilde dışarıdakilerden daha sağlıklı olacak. En azından zeytinyağı farkı var, dışarıda en iyi ihtimalle ayçiçek yağı kullanılır o da enn iyi ihtimal.

Kesin çözüm için de spor diyorum tabiiki. Spor rutininde insanın iştahı da düzenleniyor.
0
rewlack
(10.04.21)
evde yemek yapmaya sarman lazım hocam. verdiğin yemek siparişleri %90 kalitesiz şeyler yemene sebep oluyor. atıyorum dışarıdan hamburger söylemek yerine özene bezene kendi hamburgerini, pizzanı yaparsan farkını anlarsın. bi kere evde pizza yaptık bir daha asla pizza söylemedim dışarıdan öyle diyeyim.
0
roket adam
(10.04.21)
@rewlack: göbeğe de zarar, keseye de zarar. her gün sipariş verince ayda 1000 liraya yakın para gidiyor :)

sipariş vermemek için ayrı ikna etmeye çalışıyorum kendimi, tatlı siparişi vermemek için ayrı :)
0
🌸ahm1
(10.04.21)
bu tamamen alışkanlık meselesi. sen bunu bırakamayacağım diye korkuyorsun ama birkaç gün sipariş vermeden geçirmen, sabretmen lazım sadece. bence maks 3-4 güne alışırsın. aynısı yeniden başlamak için de geçerli ama. bir haftadır dışarıdan yemiyorum diyip bir kerelik sipariş verirsen ertesi gün de kendini durdurman çok zorlaşır.

iradene hakim ol ve yemek söyleme, başka yolu yok. yemek söylediğin o parayla neler alırsın onu düşün. tabiki evde yemek yap ve yemek çok sıkıcı gelirse gözüne diye, evde yiyecek sağlıklı ve güzel şeyler de bulundur. benim için bu kuruyemiş. kuruyemişçiye gidip dükkanı satın alıyorum. gözümü çok doyuruyor karışık bir sürü çerezimsi şey, hatta lokum, pişmaniye, patlamış mısır.. hem aşırı sağlıksız gibi gelmiyor suçluluk duygusu hissetmiyorum, hem de çok doyurucu ve lezzetliler. dışarıdan yemek söylesem o kadar keyif almam.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(10.04.21)
geçen ay sipariş vermekten kredi kartı limitim bitti. üstelik özellikle canımın çektiği bir şey olmadığı hâlde saçma sapan tatlı krep, patates kızartması, donut falan gibi zararlı şeyler söylüyorum ben de. kendime "yapma" dediğim hâlde yapıyorum.

1 yıldır ofise gitmiyorum, evden nadiren çıkıyorum, bunun sıkıntısından olduğunu düşünüyorum. dişimi sıkıp yapmamaya çalışacağım ben de.
0
bir garip melek
(10.04.21)
Sürekli dışarıdan yemeğe başladıktan sonra artık o yemekler güzel gelmemeye başladı. Hiç değeri kalmadı ya. O hamburgerler arada yenince güzel. Bir antrikot alıp evde iki çevirince en ala yemek oluyor. Hem de 5 dakikada. Hiçbir şey sizi durduramıyorsa spora başlayın. Spor yapınca yağlı yemekleri yerken insan kendine ihanet etmiş gibi hissediyor.
0
anarsika
(10.04.21)
(9)

tavada yumurta tarifi

Tochinoshin
İçim dışım yumurta oldu ve farklı şekilde yemem lazım artık.1. Baharat, salça, sos olmayacak.2. Et ürünleri olmayacak bulduğumda yapıyorum zaten.Bu iki şartı sağlayan neler geliyor aklınıza?
İçim dışım yumurta oldu ve farklı şekilde yemem lazım artık.

1. Baharat, salça, sos olmayacak.
2. Et ürünleri olmayacak bulduğumda yapıyorum zaten.

Bu iki şartı sağlayan neler geliyor aklınıza?
0
Tochinoshin
(08.04.21)
Taze Kisnis-yesil sogan karisik yumurta
Ispanakli yumurta
Patatesli yumurta
0
kuehles blondes
(08.04.21)
sarısını ve beyazını ayır. mikserle ikisini de çırp, sonra karıştırıp tavaya dök. sünger gibi pişiyor
0
sttc
(08.04.21)
Peynirli, patatesli, biberli, mantarlı ve bunların her çeşit kombinasyonu.
0
himmet dayi
(08.04.21)
Soğanlı yapıyorum ben. Soğanı karamelize edip, en son üstüne bi tane yumurta kırıp 1 dakika karıştırıyorum.
0
plutongezegendegilmi
(08.04.21)
Yulaf serbestse pankek de yapabilirsin.
0
e mice
(08.04.21)
ohoooo dolu.

benim favorilerim yesil soganli. arada patatesli yapiyorum. arada hem patatesli (kup kup kucuk dogranmis) hem yesil soganli yapiyorum karisik. ama bunu yaptigim zaman yumurtayi dagitmiyorum yoksa ekmek gibi oluyor.

maydonozlu olur. tulum peynirli ya da cokelekli olur (nam nam) hem maydonozlu hem peynirli olur.

pirasali olur. kabakli olur. olur da olur.
0
yoggi
(08.04.21)
karnabaharları haşlıyosun. çiçek çiçek ayırıp tereyağında çeviriyosun sonra üzerine çırpılmış yumurta. karabiber tuz unutma.
0
xrated
(08.04.21)
Tavada sade omlet yapıyorum. Üstü de ıslaklığını kaybedince üstüne kaşar diziyorum. Onun üzerine de varsa "mantar ve füme et" ya da "mantar ve sucuk" kombinasyonu yapıyorum. Sonra üste bir de hazır lavaşlardan atıp tavada ters düz ediyorum. Lavaş yanmaya yakınken tabağa alıyorum. Lavaşı gevrek hale getirmek mühim.

Şunun tam buğdayını kullanıyorum; external-content.duckduckgo.com
0
baal
(08.04.21)
yulafla yapıyorum en çok. tereyağında yulafı biraz çeviriyorsun. üzerine çırpılmış yumurtayı döküyorsun. üstüne istediğin şeyi ekle. kaşar, jambon, ya da yumurtayı çırparken içine maydonoz, dereotu, beyaz peynir vs.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(08.04.21)
(2)

sporda ara vermek gerekir mi

penceredengorunenmorbina
chloe ting'in 25 günlük challenge'ını bitirdim ve ara vermeden 2 haftalık programına devam ettim. O da cuma günü bitecek. Yine ara vermeden bir programa başlamak mantıklı mı? yoksa bu tarz programlarda 1 hafta ara vermek mi gerekir?
chloe ting'in 25 günlük challenge'ını bitirdim ve ara vermeden 2 haftalık programına devam ettim. O da cuma günü bitecek. Yine ara vermeden bir programa başlamak mantıklı mı? yoksa bu tarz programlarda 1 hafta ara vermek mi gerekir?
0
penceredengorunenmorbina
(07.04.21)
ben de chloe'nin 3 programını yaptım geçen sene. hiç ara vermedim. bence zaten gerekli arayı kendisi veriyor boş günlerle.

diğer yandan bu tarz konularda vücudu dinlemek lazım. eğer yorgun hissediyorsan veya bıkkınlık gelmişse ara vermek daha doğru. ben mesela sürekli olarak yoga yapıyorum ve çok iyi geldiğini hissediyorum. ama bazen o kadar da iyi gelmiyor gibi hissediyorum, yaparken bitse de gitsek moduna giriyorum ve öyle olunca bırakıyorum bir süre.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(07.04.21)
Selam. Ara vermeden devam edin. Ağır BB programlarında bile 3 ayda bir 1 hafta ara veriliyor. Bu tip programlar bakımından ise insan vücudunun böyle bir araya ihtiyacı yok. Ara vermeyi gerektirecek bir sakatlık, ağrı vb. yoksa aynen devam.
0
son feci skilacci
(07.04.21)
(6)

İsten erken çıkmak için yalan

Evet arkadaslar benim aklima gElmiyor. Siz soyler misiniz?
Evet arkadaslar benim aklima gElmiyor. Siz soyler misiniz?
0
(07.04.21)
şehir dışından misafirim gelecek, onu almam lazım diyebilirsin.
0
penceredengorunenmorbina
(07.04.21)
koronasal bahaneler olabilir.

kendimi kötü hissediyorum, başım ağrıyor, geçenlerde görüştüğüm arkadaşımın annesi korona olmuş vs.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(07.04.21)
corona bahanesi olmasın bence. git test yaptır diyebilirler.

hastalık bahanesi +1 ama corona testi gerektirecek bir şey olmasın..
0
matilda
(07.04.21)
devlet dairesinde iş. banka, okul, noter
0
ala09
(07.04.21)
Bilgisayara bakmaktan gözüm ağrıyor, yanıyor, numaram ilerledi, hastane randevu saatleri mesai saati içerisinde.
0
jazzabel
(07.04.21)
midemi bozmuşum, migrenim tuttu vs
0
rayde
(07.04.21)
(10)

Filtre Kahve Makinesi

biseysorcaktim
Merhaba,Yıllardır French press ile filtre kahve içiyorum. Arada bir aklıma kahve makinesi almak geliyor, sonra vazgeçiyorum.Bu kahve makineleri 170 liraya da var 900 liraya hatta daha yüksek fiyata da. Suyu buharlaştırıp damla damla filtreden geçiren bir alet değil mi bu temelde? Bu kadar fiyat fark
Merhaba,

Yıllardır French press ile filtre kahve içiyorum. Arada bir aklıma kahve makinesi almak geliyor, sonra vazgeçiyorum.

Bu kahve makineleri 170 liraya da var 900 liraya hatta daha yüksek fiyata da. Suyu buharlaştırıp damla damla filtreden geçiren bir alet değil mi bu temelde? Bu kadar fiyat farkı neden? (Pro versiyonları hariç tutuyorum, evde kullanım için)
0
biseysorcaktim
(07.04.21)
Evet tek mantığı bu, sebepleri malzeme kalitesi ikincisi de suyu kahvenin içinden geçirme sistemi hızının iyi ayarlamış olması

Standart bir filtre kahve makinası al geç çünkü attığın her adım yeni bir karar ve masrafla geliyor :)

Örneğin ben kahvemi çekirdek olarak alıp evde taze öğütecem diyorsun, bu sefer manuel öğütücü mü elektrikli öğütücü mü sorusu çıkıyor, bunlar da değirmenli ve bıçaklı diye ikiye ayrılıyor, bıçaklı alırsan kahvenin %20 si toz oluyor ve miktarda kayıp oluyor vs vs

Moccamaster filtre kahve makinası için oldukça iyi diyorlar fiyatı 2800 lira
0
freebird5406_2
(07.04.21)
Ucuzlarda tek tuş var kahveyi suyu koyup basıyorsun.

Pahalılarda temel fark zamanlayıcı vs var. Bir de sertkik ayarı var, suyun geçiş hızını vs ayarlıyor.
0
Cinfizz
(07.04.21)
bana kalırsa makina alma. filtre kahve makinaları çok kişinin kahve içeceği bir ortamda sürekli sıcak ve "iyi" kahve bulunsun diye varlar. ama iyi derken, gayet içilebilir seviyede normal kahve yapmış olursun.

tek başına kahve içiyorsan her trülü french press'te yapılan kahve daha iyi. bu keyfi artırmak (ya da değiştirmek) istersen mocha pot, V60 ya da aeropress alabilirsin.

tabi herkesin damak zevki farklı ama genel kanı bu yönde.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(07.04.21)
Tek başınaysan ya küçük kahve makinelerinden öneririm ya da V60.

Kahve demlendikten bir süre sonra tazeliğini yitirir. Tadı kaçar. Demlenmesi biter bitmez tüketilince daha lezzetli oluyor.

Bahsettiğim makine: www.hepsiburada.com

Bunda maksimum su koyunca 2 kupa kahve çıkıyor. Kağıt filtre olarak 2 numara kullanırsın. Alttan ısıtma olması önemli. Hemen soğumasını engeller.
0
himmet dayi
(07.04.21)
Mocha pot.
0
hepbiarayisicinde
(07.04.21)
sinbo nun ürününü 100tl ye a101den almıştım. piyasadan 30-50tl altınaydı. 3-5 gün denedim olacak gibi değildi. diyorum kendime karlısın ucuza buldun bir yandan su damlatıyor olması plastik kalitesizliği.. ve sonunda gittim iade yaptım. alacaksanız imkanda varsa 500tl bantlarında olanı tercih edin. sağlam kaliteli tok ürün
0
hunharca ben
(07.04.21)
En küçüklerden en ucuzunu alın, daha sonra isterseniz kaliteli kahve alırsınız
0
howfaristhesky
(07.04.21)
evimde kullanmıyorum ama sağda solda gördüğüm kadarıyla, makinenin çok pahalı olması doğrudan anlaşılabilir bir lezzet farkı yaratmıyor. çok çok ucuz bir makine alıp ağzınıza plastik tadı gelmesi ayrı bir konu. sonuçta filtre kahve makinesinin yapacağı iş çok çok basit ve hepsi de aynı işi yapıyor. espresso makinelerindeki gibi basınç farkı bilmemne yok.

malzeme kalitesine güveneceğiz markalar arasından en ucuz olanı alın. asıl yatırımı daha kaliteli kahve alarak yapın. çok daha fazla fark edecek.
0
co2s2
(07.04.21)
sakın makine alma boşuna, dediğin gibi pro makineler almadığın sürece hepsinin mantığı aynı. ben de sizinle aynı durumdayken makine aldım ve ardından da öğütücü.
tek tavsiyem makine falan uğraşmayın, gidin bir öğütücü aldın. çok daha lezzettli kahveler hazırlarsınız. ben sırf makine aldım diye makinede yapıyorum. tek ve iki kişi için ev kullanımında french candır. 600 küsür para bayıldım ama french'e artı olarak bir noktasını göremedim.
0
ada meltemi
(07.04.21)
Bende arzum ar3046 var, aldığıma biraz pişman oldum. Kahveyi yaptığım anda tamamı içiliyorsa hiç problem yok, ama cezvesinde kalan soğuduysa ısıtamıyor.
0
vatanperver
(07.04.21)
(12)

En son ne için ağladınız?

asaf
sb.
sb.
0
asaf
(05.04.21)
Bazen içince durduk yere ağlarım. En son çok kötü agladigimda bir haksızlığa ugramistim. Hayatımı iki yıl alt üst etti. O zaman yere düşüp ağladım normalde böyle şeyler inanılmaz gelirdi. Duygulu biri değilim aslında.
0
howfaristhesky
(05.04.21)
Doğan Cüceloğlu'nun bir videosunu izlerken hem anlattığı şeylerden etkilendim hem de ne kadar samimi ve ne kadar sevgi dolu biri olduğunu gördükçe ağladım.
0
1bir1bir1
(05.04.21)
işsizliğimden ötürü.
0
rose parks
(05.04.21)
dün sabah, feridun düzağaç'ın beni bırakma şarkısına ağladım. beni bıraktı çünkü :(
0
istanbul kanatlarimin altinda
(05.04.21)
Annemin, geçmişimdeki bazı yaşantıları hata olarak değerlendirmesi ve temcit pilavı gibi tekrar etmesi ve bir hafta önceki son tekrarından sonra bardağın taşması.
Daha önce ya sabır diyordum. Bu defa diyemedim.
0
pro9it9is9
(05.04.21)
Bugün zorla göreve gönderilip şehit olan amcamın doğum günüydü. Faillerine takipsizlik verildi. Buna ağladım.
0
suicides underground
(05.04.21)
Nomadland'in sonundaki yazıyı gördüğümde, 1 saat kadar önce...
0
(05.04.21)
4 sene önce dayım vefat edince çok ağladım. 3 yıl önce baba ölünce gasilhanede çok üzülmüşüm ağlıyor gibi yaptım. Birde 26 sene önce dedem vefat edince ağlamıştım. Ben ağlama özürlü bir öküz olduğumu anladım , diğer arkadaşların yazdıklarını okuyunca.
0
synax
(05.04.21)
Kuş, civciv, hamster gibi küçük canlıları avucuma alınca ve kalplerini hissedince ağlıyorum ben ya. Ama böyle normal duruyorum, gözlerimden yaşlar bosanıyor. Içim gidiyor olm ya, okadar savunmasızlık, güçsüzlük, vallahi deli çıkacağım, çok hüzünleniyorum. Kaldıramıyor ruhum güçsüzlüklerini. Geçen Karla diye bi kedi doğum yapmış. Böyle ziyarete gittik, olm aldım elime ben yine dedim bu kalbin küçüklüğü ne ya, bu nasıl başa çıkacak, yaşlar başladı akmaya. Vallahi dayanmaz kalbim fazla. Daha kendi yok ama kalbi var, atmaya çalışıyor (._.)
0
velvetmorning
(06.04.21)
7 yıl önceydi. Kızım çok hastaydı.
0
tcyx
(06.04.21)
Annem memeyi kestiğinde
0
eksimeksi
(07.04.21)
3 yildir her gun aynı şey için ağladım hala ağlıyorum ama artık tanrinin dualarima cevap vermemesine ağlıyorum...
0
bugunolmadiamayarinkesinolacak
(17.04.21)
(5)

filtre kahve öğütücü

tunaktunaktun
kavrulmuş cekirdegi, en guzel hangi alette ogutup, filtre kahve yaparim. kahve makinemelectrolux kagit filtre kullaniyorum.
kavrulmuş cekirdegi, en guzel hangi alette
ogutup, filtre kahve yaparim. kahve makinem
electrolux kagit filtre kullaniyorum.
0
tunaktunaktun
(03.04.21)
bizde şundan var. memnunuz

www.amazon.com.tr



@kisa'nın dediği gibi espresso inceliği olmuyor. o incelik için 3bin tl'lik alet lazım.
0
lancelot du lac
(03.04.21)
Aynı cihazı kullanıyorum.
Espresso için tam incelikte olmuyor sanırım ama filtre için gönül rahatlığı ile kullanılabilir sanırım.
Not: süper kahve uzmanı gibi biri değilim.
0
kisa
(03.04.21)
Harionun el değirmenleri iyidir. Makinalılardan iyi olanı almak lazım yoksa el değirmeninin gerisinde kari.
0
billythefridge
(03.04.21)
çekirdeği bıçakla kesmesin. seramik dişlileri arasında öğütenler iyi. onlarda da taneleri homojen ve aynı büyüklükte öğütmeyebiliyor.

billythefridge +1
ben de manuel kahve değirmeni öneririm. hario’nun mini slim pro modelini kullanıyorum, şundan
www.amazon.com

çook memnunum. manuel olması benim özellikle istediğim bir şeydi zaten ev dışına- kamplara gittiğimde de kahvemi öğütebilmek için. üstelik işin keyfi de biraz burada bence.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(03.04.21)
Hario Slim Mini kullanıyorum. Memnunun.
0
birdenbire
(03.04.21)
(2)

Basset Hound Yavru Sahiplendirme

70likyenirocky
Merhaba;4 Aylık bir erkek Basset Hound yavru sahiplendik.Masraflı bir sahiplenme oldu ancak şu an gayet sağlıklı ve mutlu ancak maalesef eşimde alerji olduğunu öğrendik. Çok akıllı ve tatlı bir yavru. Türkiye'de Hush Puppy olarak biliniyor ırkı. Uzun kulakları ile anında kendisini sevdiriyor. Kendi
Merhaba;

4 Aylık bir erkek Basset Hound yavru sahiplendik.Masraflı bir sahiplenme oldu ancak şu an gayet sağlıklı ve mutlu ancak maalesef eşimde alerji olduğunu öğrendik. Çok akıllı ve tatlı bir yavru. Türkiye'de Hush Puppy olarak biliniyor ırkı. Uzun kulakları ile anında kendisini sevdiriyor. Kendisi ile layıkıyla ilgilenebilecek birine sahiplendirmek ve arada halini sorabilmek istiyorum. Aşıları yapıldı, karnesi,pasaportu,micro chipi,yatağı,maması,oyuncakları,mama kapları ile birlikte vereceğim.

İstanbul Kadıköydeyim.
0
70likyenirocky
(30.03.21)
"masraflı sahiplenme" nasıl oluyor ben anlamadım.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(30.03.21)
masraflı sahiplenme şöyle oluyor.

kendisini satın alıp bakmayıp ilgilenmeyip çeşitli sorunlara sebep olan birisinden ,nakliye ücretini ödeyerek, yavruyu marmaristen istanbula alıp o sefil hayattan kurtarıyorsunuz. Sonra öğreniyorsunuz ki dışarıdan görünen bakımsızlık halinin haricinde farklı sorunları da varmış. Onları da tedavi ettiriyorsunuz ve sonucunda sağlığına kavuşturuyorsunuz. bunu bedava yapan bir yer yok tabi malesef. yavru kurtulsun diye uğraşıyorsunuz.
0
🌸70likyenirocky
(30.03.21)
(1)

Günlük demir ihtiyacı?

Trafalgar
Günlük demir ihtiyacımızı neyden ne kadar yersek tamamlayabilirsiniz?Günlük ortalama 8-10 mg almamız gerekiyor. Vücut da bu alınanı 2-3 mg kadarını edebiliyor. ama çoğu besinde az görünüyor.
Günlük demir ihtiyacımızı neyden ne kadar yersek tamamlayabilirsiniz?
Günlük ortalama 8-10 mg almamız gerekiyor. Vücut da bu alınanı 2-3 mg kadarını edebiliyor. ama çoğu besinde az görünüyor.
0
Trafalgar
(29.03.21)
öncelikle, demir değerlerin düşük mü?

demir besinlerle vücuda alınır ve kanda depolanır. kan kaybetmediğin sürece alınan demir atılmaz, eksilmez. her besin alımında vücudundaki demir artar. bu yüzden kadınlarda demir eksikliği daha sık oluyor reglden dolayı. kan verdiğinde de demirin düşüyor. ya da kaza geçirip kan kaybedersen. bunun haricinde eksilmez ve bunları yaşamıyorsan demirin büyük ihtimalle olması gereken değerlerdedir.

eğer demirin düşükse şunlara dikkat etmek lazım. kırmızı etten alınan demir vücutta en yüksek oranda emilebilir. baklagillerde bulunan demirin ise daha az bir kısmı emilebiliyor. emilim oranlarını artırmak için yemeklerden 2 saat önce ve sonra süt, çay ve kahve içmemelisin. bunlar demir emilimini düşürür. yemeklerle birlikte yoğurt yememelisin, bu da düşürür. mesela ıspanakta demir var ama yoğurtla yersen pek bir faydası yok. yemeklerle birlikte alınan C vitamini ise demir emilimini artırır. (yemeğin yanında yeşil yapraklı şeyler yemek mesela.)

ciddi bir demir problemi yaşıyorsan demir ilacı önerir zaten doktor. benim çok düşük. feramat kullanıyorum. 100 mg demir içeriyor bir hap. ama demirin düşük değilse bu çok fazla olur muhtemelen.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(29.03.21)
(5)

Kilo verdim, ama sağlıklı bir şekilde değil, yardıma ihtiyacım var

Una mujer
Karantinanın başından beri 7-8 kilo verdim, bugün tartıya çıktığımda 1 kilonun daha gittiğini gördüm, üstelik pmste olmama ve şiş hissetmeme rağmen.Boyum: 1.65 kilom: 51 Aslında şu an ideal kiloda gibi görünüyorum ama sadece yazıda. Sosyal medya, pornolar, modeller çok moralimi bozuyor, kendimi karş
Karantinanın başından beri 7-8 kilo verdim, bugün tartıya çıktığımda 1 kilonun daha gittiğini gördüm, üstelik pmste olmama ve şiş hissetmeme rağmen.

Boyum: 1.65 kilom: 51 Aslında şu an ideal kiloda gibi görünüyorum ama sadece yazıda. Sosyal medya, pornolar, modeller çok moralimi bozuyor, kendimi karşılaştırıyorum. Diğerlerini bir tık aştım ama sosyal medya özellikle çok canımı sıkıyor. Sevdiklerim iyi göründüğümü söylüyor ama lisede ve üniversitenin başında kilo konusunda çok fazla baskıya maruz kaldım,
ağır bir spor yapıyordum ve antrenörüm, arkadaşlarım dahil herkes çok irileştiğimi söylüyordu. Vücudumu o zamandan beri beğenmememin sebebi bu olabilir diye düşünüyorum. Mağazalara gittiğimde bile bana olmayacak kaygısıyla iki beden bol kıyafetlere bakıyorum, çalışanların baskısıyla kendi bedenimi denemeyi kabul ediyorum ama üstüme olacağına inanmıyorum.

Psikolojik yardım almadım hiç, fakat almayı düşünmüyorum yüksek fiyatlar ve covid korkusundan dolayı. Nasıl daha iyi hissedebilirim?
0
Una mujer
(29.03.21)
Sosyal medya uygulamalarını telinden silebilirsin. Online psikiyatri araştırabilirsin. Devlette psikiyatriye gidebilirsin. Terapi olmasa bile minik bir ilaç aslında devamız olabilir.
0
cilekli krep
(29.03.21)
Sizin durumunuz için psikolojik yardım şart gibi görünüyor ama ben birkaç basit şeyden bahsetmek istiyorum:

Öncelikle BDB hakkında bol bol bilgi edinmeye çalışın, elinize ne geçerse okuyun. Ne yazık ki fazla Türkçe kaynak yok ama bu kitap www.eganba.com dilimizdeki nadir kitaplardan ve ilk adımı atmanıza yardımcı olabilir. İngilizce biliyorsanız araştırmalarınızı o tarafa yöneltebilirsiniz.

Devamında yine basit bir adım olarak ''body positivity'' hesaplarını takip edebilirsiniz Instagram'da. Sosyal medyada görünenin gerçekten ne kadar farklı olduğunu ve bir kadın olarak hepimizin sahip olduğu benzer sorunları açıkça ortaya döküyorlar. Şunları önerebilirim kendi takip ettiklerimden;

www.instagram.com
www.instagram.com
www.instagram.com
www.instagram.com
www.instagram.com
www.instagram.com
www.instagram.com
www.instagram.com
www.instagram.com

BDB hayat kalitesini ciddi anlamda düşüren bir bozukluk, lütfen en kısa sürede kendinizi bu hislerden kurtarmaya çalışın.
0
kedimedi
(29.03.21)
Batı dünyasının yediği önünde yemediği arkasında kadınlarının body positivity movement'larına özellikle "erkekler de barbie'lere değil ama he-man'lere süpermen'lere bakarak büyüyor. bu konu erkekleri de etkiliyor fakat bu kadar göze batmıyor. güzel bir vücut zaman, sağlıklı beslenme, kimi zaman para ile mümkün." diye kıl oluyordum. Fakat yazdıklarını görünce gönülden üzüldüm.

İnsanlar kusurludur. Hepimizin mükemmel görünmemizi engelleyecek kusurları var. Kusursuz sayılan binde birlik insanlarda bile kusurlar var ki photoshop'lar uygun ışıklandırmalar makyajlar vs kullanılıyor. Gerçek hayatta insanlar birbirlerinin kusurlarına da aşık oluyorlar kimi zaman. Senin vücudun da büyük olasılıkla kusursuz değil ama güzelliği de buradan geliyordur.

Geçenlerde internet üzerinden terapi veren psikologların çalıştığı bir web sitesi gördüm. Fiyatlar da aşırı yüksek değildi. Kesinlikle bunu araştır derim.
0
twelfth
(29.03.21)
hmmm... atıyorum, small bedensen, small'ın sana olacağına "inanmamak" diye bir şey nasıl olabiliyor? inanma meselesi değil ki bu. small denersin, üstüne olur ve dersin ki "aa ben artık small'mışım." yok efendim hayatta inanmam small olduğuma, kesin large'ım diyip large almazsın ki.

ben olsam psikolojik yardımdan önce kendime güzel kıyafetler alır, veya tüketim çılgınlığına kapılmak istemiyorsam sadece gider mağazalarda dener, aynada kendimi süzerim. tarzına uygun kıyafetler satan markaları dene, hiiç alakan olmayan tarzları dene, ablamın düğünü var de abiye mağazalarına git elbise dene.. hem o elbiselerin içinde hepimiz birer piremses değil miyiz :) bir arkadaşınla git, fotoğraflarını çeksin. o kıyafetlerin içinde neyini beğenmiyorsun bir bunlara bak. alıcı gözle bak ama başkasıymış gibi. ve kendine dürüstçe sor, o kadar mı kötü görünüyorsun gerçekten?

memnun değilsen saç kesimini değiştir. iyi bir kuaföre git, havalı bir kesim yapsın. benim uzun saçlarım var. uçlarından aldırmak için gittiğim kuaförüm sokak arasında uygun fiyatlı biri. kesim için gittiğim kuaförüm ise baya iyi bir kuaför. uçlarından aldırdığım zaman hayatımda hiçbir şey değişmezken, kesim için gittiğim iyi kuaför gene modeli değiştirmiyor ama her ne yapıyorsa çok iyi oluyor, havalı duruyor ve çok iyi hissettiriyor.

o sosyal medyadakilerin, özellikle influencerların doyumsuz birer photoshopçu olduklarını da unutma :) çoğunun vücudunda kusurlar var ama kolaylıkla kapatılabiliyor bunlar. geçen gün çok takipçisi olan bir arkadaşıma birisi yüzün ne kadar parlak ve canlı, hangi ürünleri kullanıyorsun gibi bir soru sormuş instagramda. kız da kullandığı filtreleme app'inin adını ve fotoğrafın filtresiz halini atmış sağolsun :D tahmin edeceğin üzere çok fark var.

ayrıca, strong is the new sexy. 90'larda skinny kadınlar beğenilirken, günümüzde alakası yok. eminim zamanında yaptığın spor "nedeniyle" değil "sayesinde" çok iyi görünüyordur şu an vücudun.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(29.03.21)
kadınlara dayatılan bu ideal vücut, cilt, saç vesaire vesaire olgularının psikolojik şiddet olduğu farkındalığına ulaşmak için okuyun, araştırın, gerekiyorsa da psikolojik destek alın. sağlıklı bir beden, vücut, saç v.b. özbakımdır. oysa bu son derece suni, sizi kendiniz olmaktan çıkaran, pasifize edip her daim "seçilen" pozisyonuna sokan, tüketim odaklı bir çarkın uyguladığı bir şiddet. yenilmemek sizin elinizde. bir kısmını kabul de edebilirsiniz, buna da kimse karışamaz. ama kabul etmediğiniz kısmı için mutsuzluk hissediyorsanız, gündelik yaşamınız etkileniyorsa, tenkit alıyorsanız, gerçekten psikolojik şiddettin etkilerini yaşıyorsunuz demektir.

www.hurriyet.com.tr

çok daha iyi kaynaklar var bu konuyu araştırabileceğiniz.

edit: pek tabii ki erkekler içinde geçerli bu dayatmalar, soruyu soran kadın olduğu için böyle yanıtladım.
0
Phoebe
(29.03.21)
(5)

internet tarifeleriniz ne kadar

iddaaci
merhaba, 50 mbps - 250 gb kota - kablonet - 88 tlduruma göre değiştiririm.
merhaba,

50 mbps - 250 gb kota - kablonet - 88 tl

duruma göre değiştiririm.
0
iddaaci
(28.03.21)
turknet, 100 mbit sınırsız kotasız taahhütsüz 95 tl, 85 mbit civarı sabit alabiliyorum.
0
roket adam
(28.03.21)
vodafone, 100mb, 99tl. kota yok.
0
a darkness coming
(29.03.21)
Ben yeni degistirecegim ama hic ustte yazanlar gibi degil baya kotu paketler en uygunu meshur turknet 35mb 85tl ama sorunlu ve teknik servis sikintisi varmis. Sonrada 16mbt 85tl ile turk telekom var
0
optimistbakunin
(29.03.21)
superonline fiber 100/10 mbit sınırsız 129 tl.
0
orient blue
(29.03.21)
uydunet - 25 Mbps Sınırsız. Yanında kablo tv üyeliği de veriyor. 62 TL.

herhangi bir donma, yavaşlama vb problemi yaşamıyoruz. çok memnunuz.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(29.03.21)
(2)

Şunu excelde nasıl yapıyoruz

condom kurşunu
Bir kolonda birkaç hesap var, ben sadece belli bir hesabın olduğu satırlardan vlookup çekmek şstiyorum. Nasıl yapmam lazım?
Bir kolonda birkaç hesap var, ben sadece belli bir hesabın olduğu satırlardan vlookup çekmek şstiyorum. Nasıl yapmam lazım?
0
condom kurşunu
(24.03.21)
formülleri göster gibi bir seçenek var. formülün sonucu değil, formül yazıldığı şekliyle gözüküyor hücrede. o kolon için bunu seçip sonra istediğin şeyi arayabilirsin diye düşünüyorum.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(24.03.21)
Biraz daha spesifik anlatabilir misin? Ne istediğini anlamadım tam olarak.
0
himmet dayi
(24.03.21)
(13)

Son zamanlarda izlediğiniz en güzel araba reklamı hangisi?

redskull
Benimki bu: https://youtu.be/BNVZmrxXuuU
Benimki bu: youtu.be
0
redskull
(23.03.21)
mercedes ceo'sunun emekliliğini konu alan bmw reklamı çok iyiydi
0
roket adam
(23.03.21)
Ya sanırım geçen sene tv8'de çıkan mavi bir araba farkli pistlerde rampalarda kaykaycilarla, bisikletcilerle birlikte gidiyordu. Araba geçiyor, sonra bisikletci ucuyor, o sorada birine odaklaniyor bir apartmanin icinde, pencereden pisti görüyor, mekan surekli degisip bukuluyor ama. Aradim bulamadim simdi. Senin reklam da cok duzmus :) reklamdan ziyade araba on planda:D
0
prole
(23.03.21)
volvo truck reklamları çok iyi
0
jelly bear
(23.03.21)
senin sevdigin reklamin arka planinda cok buyuk bir tecrube var bir tasarimci olarak bunu farkedebiliyorum; ama umarim tek reklam bu degildir. cunku fazla sade baslik reklami gibi olmus. detaylar icin de baska bir reklam var mi onu merak ettim.
0
buenosdias
(23.03.21)
audi'nin çölün ortasında kahve keyfi temalı reklamı.

www.youtube.com
0
istanbul kanatlarimin altinda
(23.03.21)
tesla 3
youtu.be
0
ankara06
(23.03.21)
volvo'nun güvenlik temalı birkaç reklamı vardı, çocuk/bebek merkezli. onları beğendim sanırım en çok.
0
gkhncnzdgn
(23.03.21)
m.youtube.com
Üstüne tanımam başkan
0
allah yazdiysa bozsun
(23.03.21)
togg

vatoz gibi çarpacak
0
duyurukullanıcısı
(23.03.21)
bence en iyisi bu

www.youtube.com
0
duyurukullanıcısı
(23.03.21)
Valla benim son zamanlarda begendigim, Ford reklami. Hani ralli sampiyonlarinin surdugu...

Nedense gordugum her seferinde suratimda kocaman bir gulumsemeyle zevkle izliyorum :D
0
invictae
(23.03.21)
duyurukullanıcısı
(23.03.21)
mikahakkinen
(23.03.21)
(5)

Pazar günü sokağ çıkma yasağı / havalimanına gidiş

jamiro
Merhaba. Bir tanıdığımı pazar günü Antalya havaalanına bırakmam gerekecek, kendisi biletli olduğu için yasak onu kapsamıyor ama onu bırakacak olan ben, sıkıntı yaşamamak için ne yapmalıyım?
Merhaba.

Bir tanıdığımı pazar günü Antalya havaalanına bırakmam gerekecek, kendisi biletli olduğu için yasak onu kapsamıyor ama onu bırakacak olan ben, sıkıntı yaşamamak için ne yapmalıyım?
0
jamiro
(16.03.21)
daha önce soruldu. malesef siz muaf değilsiniz. çevirme olursa ceza yersiniz. online başvuru yapıp izin talep edebilrsiniz. (edevlet ten diye duydum)
0
sttc
(16.03.21)
Taksiye yanda otobüsü tercih edebilir. Bileti göstermesi yeterli. Olağanüstü şartlardayız bu nedenle fazladan maliyetlere katlanmak zorunda kalıyoruz.
0
cliquot
(16.03.21)
maceracıysanız arkadaşınızın biletini internet tarayıcısı ekranında görüntüleyip adınızı soyadınızı vs. yazabilirsiniz. ama dönüş için de bir bilet ayarlamanız gerekir tabi. gerçi onu da aynı biletteki uçuş saati ve gidiş geliş i değiştirerek yapabilisiniz. çıktı alır gösterirsiniz çevirme olursa
0
kisa bisey olsun istemistim
(16.03.21)
evet sorulmuştu bu daha önce. soran kişi kaymakamlığa gidip izin belgesi istemişti, verdiler.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(16.03.21)
kısıtlamalar içindeki en saçma uygulama bu.
cumartesi günü havaalanına bırakılmam gerekiyor. ancak sadece benim biletim olduğu için benim sokağa çıkma şansım var. bırakacak kişiye ise izin çıkmıyor.

bu saçmalığı çözebilen bi yeşillendirsin lütfen.
0
boyleseyolmaz
(30.03.21)
(9)

Türkiye'deki en ucuz şey?

gameofannen
nedir? tek parça halinde herhangi bir yerden alınabilecek. 3 kuruş 5 kuruş halinde..
nedir? tek parça halinde herhangi bir yerden alınabilecek. 3 kuruş 5 kuruş halinde..
0
gameofannen
(16.03.21)
geçen gün bir adet soğan aldım, 75 kuruştu. cüzdanımda bozukluk ararken bakkala, "abi uzun süredir bu kadar az ödeme yaptığım olmamıştı." dedim.

daha ucuz ürün de vardır muhtemelen.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(16.03.21)
Marketlerde:
Migros cubuk kraker 30 kurus.
Eti cin / eti puf 50 kurus.

Nalburdan tek vida veya somun alsan en ucuz o olur sanirim.
0
fakyoras
(16.03.21)
Bakkallar hala tekli sakızlar satıyorlar, herhalde 10-15 kuruş filandır teki.
0
John Bloor
(16.03.21)
@fayrokes vida gibi kiloyla ya da bir ölçüyle satılan şeyin tekil satışından elde edilen fiyattan bahsetmiyorum. 1 paket makarna gibi ya da bir gömlek

@jobh b. en son 0,25 krş tu
0
🌸gameofannen
(16.03.21)
50lik şişe su sanırım bimde 50 kuruştu. sodanın 6lısı adet başına 1 liraya falan denk geliyor. kibrit 50 kuruş.
0
onkiloversemtamamım
(16.03.21)
O zaman elektronik parça satan yerlerde değersiz küçük parçalar alınabilir.

Direnç çok değersizdir tane istesen para bile almazlar, şu ürün kdv dahil 0,03 TL;

www.direnc.net

Somun, civata tane işi satılır ama sakızdan pahalıdır.
0
John Bloor
(16.03.21)
Yok ki
0
balpolen
(16.03.21)
Evet sjw. Türkiyede en ucuz şey yoktur aynen
0
onkiloversemtamamım
(16.03.21)
Hava bedava
0
rapisa
(17.03.21)
(16)

her şeyi paylaşma zorunluluğu

duyurukullanıcısı
bir yere gittin instagrama story, postgünde iki üç twitişle ilgili makale paylaş milleti ekle linkedinyetmezz medium da yazyoutube'a 3-5 sosyal veya mesleki video atfacebook'tan komikli şeyler paylaşya yoruyor ya. bunları yapmayınca adam geliyor neden sen x'i yapmıyorsun yapmazsan insanlar seni nası
bir yere gittin instagrama story, post
günde iki üç twit
işle ilgili makale paylaş milleti ekle linkedin
yetmezz medium da yaz
youtube'a 3-5 sosyal veya mesleki video at
facebook'tan komikli şeyler paylaş

ya yoruyor ya. bunları yapmayınca adam geliyor neden sen x'i yapmıyorsun yapmazsan insanlar seni nasıl tanıyacak diyor.

bunun nasıl önüne geçebiliyorsunuz?
0
duyurukullanıcısı
(15.03.21)
İhtiyacın yoksa yapma kanka. Sana bir katkısı olacağını düşünmüyorsan hakkaten yorucu işler. Ben de bir köy evinde tüm bunlardan uzak kendi halimde yaşamak isterdim. Ama gel gör ki şartlar el vermiyor.
0
olaylar olaylar
(15.03.21)
Ben yapmıyorum, insanlar da beni tanımıyor. Herhangi bir sorun yaşamadım bu yüzden. Çok tanışmak isteyen gelsin konuşsun.
0
plutongezegendegilmi
(15.03.21)
Yapmıyorum, tanımasınlar.
0
ruhen hastayim ben
(15.03.21)
hiçbirini yapmıyorum, kimse beni tanımıyor. böyle daha güzel değil mi hayat? yalnızca istediklerinle iletişimde kalıyorsun. zorunda kaldıklarınla değil :)
0
sivilceli ergen
(15.03.21)
sosyal medya mefhumu kabaca 2010'da başladı. öncesinde insanlar tanımıyor muymuş birbirlerini? ne kadar sığ düşünce.
0
sanzelize canavari
(15.03.21)
facebooku gruplar dışında kullanmıyorum. instagramdan ve twitterdan birşeyler paylaşmayı bıraktım. hayalet ol, sadece takip et. son 1.5 senem böyle geçti. birşey kaybetmiyor insan.

asıl zor ya da zora giden şey, sen elini kolunu sosyal medyadan çekince arkadaşlarının bile hal hatırı kesmesi. tek olay bu bence.
0
false pretension
(15.03.21)
hiçbir sosyal medya hesabımı kendi adımla açmıyorum, işyerinden gelen "paylaşalım" baskısını hesabım yok diyerek reddediyorum. tamamen anonim kaldığım için bulmalarına imkan yok zaten.

zamanında çok dertli olduğum bir konuydu, bulabildiğim tek çözüm yolu bu oldu. (hesap açın diyen de oldu ama çok ısrarcı olmadılar)
0
south park in kapusonlu uyesi
(15.03.21)
Bunu bir güç gösterisi sananlar var malesef. Deli gibi para harcıyorlar sosyal görünebilmek adına. Borç ödemekle geçen ömürleri var.
0
Cruyff
(16.03.21)
pek story atmam, post daha nadir
twitter ım yok
işle ilgili makale yazarsam paylaşıyorum
medium ne bilmiyorum
youtube a video atmıyorum
facebook ta son gonderim 2018 yılından, cogu insanın da oyle zannediyorum.

evlendiğimi ogrenen universite arkadaşım "e instagram da yok? soyismini de değiştirmemişsin? neden??" diye hesap sorduydu. çok ilgilenmiyorum takmıyorum. keske instagramımı kapatabilsem ama bagımlılık oldu sanırım
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(16.03.21)
birkaç sene önce minibus yolculuğu yaparken bir eleman denk geldi. laflarken aynı kampüste olduğumuz ortaya çıktı. instagrama ekletti kendisini. benim profilime bakıp asosyalmişsin demişti. çok fazla gönderi olmadığı için...
0
Battalgazininintikaml
(16.03.21)
Bana hava atmak gibi geliyor, karakterime uygun değil hayatımı low profile yaşamayı seven biriyim o yüzden kullanmıyorum

Karakter meselesi iyi ya da kötü değil bazı insanlar da dışa dönük paylaşımcı bundan keyif alıyorlar, paylaşsınlar sevdiklerim takip ettiklerim de var
0
freebird5406_2
(16.03.21)
yukarıda yazdıklarını insanlar sanal olarak network kurmak ve/veya bu networku ayakta tutmak için kullanıyorlar. böyle bir amacın varsa ve bu amaçla yapıyorsan sorun yok. hatta ne yazık ki özel sektörün ciddi bir bölümünde olmazsa olmaz gözüyle bakılıyor.

böyle bir amacın yoksa gereksiz
0
yemrem
(16.03.21)
öncelikle (bkz: dopamin detoksu)

bu biraz yaşla ilgili belki de. ben 30 yaşındayım. 25'lerimde öyle bir baskı var gibiydi. sanki çevremde herkes bir şeyler paylaşıyordu ve ben o kadar sosyal olmama rağmen birileri çok daha sosyalmiş ve ben eksikmişim, hayatı kaçırıyormuşum gibi hissediyordum. oysa paylaşılan içeriklerin çoğu bomboş ve ben bir çoğundan daha değişik şeyler yapıyorum. mesela kız eve mcdonalds söylemiş, fotoğraf atmış. büyük başarı, artı gerçekten ilginç bir hobiyle bizi tanıştırdığın için teşekkür ederiz. ha bunu da paylaşsınlar tabi, ben sırf arkadaşımın uzun süredir görmediğim yüzünü, yumuşamış patates kızartmalarıyla dolu ağzını gördüğüm için bile sevinirim ve beğenirim ama bir yandan da acırım, yazık, ilgi görememiş demek ki yeterince ve ilgiyi sosyal medyada arıyor.

aslında bir anlamda haklısın, daha çok şey paylaşan insan daha çok tanınıyor ve unutulmuyor. ama hem kaliteli olup hem tanınmak önemli. gerçekten işe yarar şeyler yapıp paylaşıyorsan kaliteli biri olarak tanınırsın. yoksa boş boş evim, arabam, vücudum, kahvem, kahvaltı sofram, çocuğum, kedim falan paylaşıyorsan bana varoşluk gibi geliyor. mesela pınar diye bir arkadaşım. uzun süredir görmedim ama neler yaptığını paylaşımlarından rahatlıkla takip edebiliyorum. şu dönem "özlemedik mi" temalı bikinili yaz tbt'leri paylaşıyor. kız sürekli aklımda. ama ne şekilde aklımda? "amaan pınar da ne boş beleş biri ya."

ben de çok fazla şey yapıyorum. bazen milletin paylaştıklarını görünce ben yaptıklarımı paylaşsam influencer bile olabilirdim diye düşünüyorum hatta. ama senede belki 2 şey paylaşıyorumdur instagramdan. "bakın bakın, bana bakın, ne kadar değişik bir hayatım var!" demek çok çocukça ve ilgi manyaklığı gibi geliyor çünkü. bunun yanında, aklıma da asla gelmiyor açıkçası bir şey yaparken fotoğrafını paylaşmak. anı yaşıyorum. ne demişler, "karpe diyem başka da bir şey demiyem." hihih.

özetle, sosyal medyada habire paylaşım yapanların birçoğundan çok daha hareketli yaşamama rağmen, bunları paylaşıp beğenileri kendime bir dopamin kaynağı haline getirmediğim için mutluyum. aldığım beğenilerden çok o anda onu yapıyor olmak bana keyif verebilmiş demek ki. helal olsun bana.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(16.03.21)
anahtar nokta adam geliyor "sen x i yapmıyorsun" diyor ya, kimsenin böyle şeyler söyleyebileceği bir alan açmayacaksınız. ola ki açtınız eskaza, o zaman zihninizdeki dış seslere diyeceksiniz ki bi kapa çeneni, burası benim zihnim, benim dünyam, ben nasıl mutlu ve huzurluysam öyle yaşama gayreti göstereceğim.

ne kadar az app/uygulama/üyelik, o kadar yüksek iç huzuru. aynı şey bu film gösterim platformları vesaire içinde geçerli, ciddi bir içerik zehirlenmesi var ortada. hiç birine üye olmadım. varsın şu an popüler olan diziyi 6 ay sonra izleyeyim veya hiç izlemeyeyim. ya da varsın insanlar beni tanımasın, so what yani?

işle ilgili paylaşım yapma durumunuzu hariç tutuyorum.
0
Phoebe
(16.03.21)
bu biraz sizin kendiniz nasıl konumlandırdığınızla alakalı.

hatırı sayılır miktarda video ve fotoğraf makinem var. iyi geziyorum fena değil. ama instagram hesabım yok. gittiğim hiçbir yerde hiçbir fotoyu instagrama yükleme ihtiyacı hissetmedim. benim için instagram yok.

twitter'a her gün giriyorum. güncel neler var gündeme bakıyorum. ekşiye her gün yazıyorum. daha bir tweet atmış değilim.

facebook'ta herkes gibi ben de zamanında ilkokul arkadaşımı buldum sonra o da facebook'ta kaldı. şifremi bile hatırlamıyorum.

neredeyse her gün video çekiyorum. youtube hesabım yok. youtube benim için şarkı dinleme ortamı. spotify gereksiz. ilgimi çeken kanalları takip ediyorum. bir gmail hesabıyla mutluyum.

sosyal medya ihtiyacı uydurulmuş ve abartılmış bir ihtiyaç. yani araba kullanmayı seviyorum ama illa kendim araba yapacağım diye bir durum yok. bu da biraz öyle. izle, oku, geç. instagrama foto atmazsan ne kaybedersin. hiçbir şey. kimsenin retweetlerine ya da instagram beğenilerine muhtaç bir yaşam sürmüyorum.
0
elestirman
(17.03.21)
instagramda takipçim takip edilen sayılarım eşit. tek fotoğrafım var. bir de erkek arkadaşımla atakuleye gitmiştik atakuleyi çektiğim sabit bir hikaye var. instagramda düzenli oalrak hikaye paylaşmam. erkek arkadaşımla çok gezeriz ama hiç birlikte fotoğraf koymam. çok nazarcı şerefsiz var bir de cidden ihtiyaç hissetmiyorum. çok asosyalim instagramda

ama twitter öyle mi... anonim bir hesabım var, aşırı eğleniyorum kendimi buluyorum sadece erkek arkadaşım ve kardeşim ekli tanıdık olarak. günüm twitterda geçiyor

sürekli hikaye twit paylaşan fenomen olmaya özenen yavşaklara da gülüyorum.
0
Hallegadola
(17.03.21)
(15)

aylık ne kadar harcıyorsunuz?

superb
harcamalarınızı takip ediyor musunuz?ben (kira dahil) istanbul'da tek başıma aylık 6000-7000 arası harcıyorum
harcamalarınızı takip ediyor musunuz?
ben (kira dahil) istanbul'da tek başıma aylık 6000-7000 arası harcıyorum
0
superb
(15.03.21)
Ben ediyorum. Bir excel var, eşim ve benim maaşlar, kredi kartı tutarları, faturalar vs. işliyorum. Geçen sene aylık ortalama 15bin lira harcamışız ama yeni ev aldık onun masrafları nedeniyle fazlaydı. 2019 yılı ortalama 8.500 lira harcamışız. İki kişi kira yok. Lokasyon Kocaeli.
0
pispinti
(15.03.21)
karı-koca-çocuk
kredi ödememiz dahil ayda rahat 15'lik oluyoruz.
0
teritori
(15.03.21)
tek, ist.
3k kira + fatura.
2-2,5 market, mutfak, yemek.
bunlar direkt ve kesin gidenler.
bir de kıyafet, sağlık, ulaşım, spor, elektronik vs gibi giderleri ekleyebiliriz.
6 gidiyor min.
0
rewlack
(15.03.21)
Bir fakir benim ya da herkes milyoner, müşavir, bakan yardımcısı falan sanırım.

Kira dahil olmadan son üç aydır 2000 liranın üzerine çıkıyorum ki bence çok fazla. Genelde dışarıdan yemek yiyorum. Bu ay ekstre 2700 geldi nakitle beraber 3.000 harcamisim. Normalde geçen sene bu zamanlar 1.000 lira idi. Daha az harcamaya calisicam artık.
0
sanguine
(15.03.21)
15-17k
0
diffarentiationation
(15.03.21)
tek başıma, kira dahil 4000 civarı.

lokasyon istanbul.

lüks tüketime ve gereksiz tüketime karşıyım. böylece otomatik olarak kazandığımdan bayağı bir az harcıyorum ve para biriktiriyorum. çünkü 45 yaşına geldiğimde bir şirkette güzel para kazanan ama kafayı yemiş bir müdür olmak istemiyorum. bırakacağım bu işleri ve gideceğim buralardan. kumarbazlığı, itliği ve serseriliği öğreneceğim :)
0
istanbul kanatlarimin altinda
(15.03.21)
Tek, İstanbul 5000-6000

Ben de lükse ve gereksiz tüketime karşıyım, ona rağmen bu para nereye gidiyor bilmiyorum.
0
ruhen hastayim ben
(15.03.21)
hanımla birlikte 10k oluyoruz ama işin içinde eski hanımın nafakası da var.

etimizden balığımızdan peynirimizden feragat etmiyoruz.

daha geçen gün robot süpürge aldık misal yani eşya vs. de öyle bir kısma durumu yok
0
hosein
(15.03.21)
ben de berlin'den bildireyim madem belki baskalarina yardimci olur. sayilar kusuratli ve esimle beraber:

1200 kira + 80 internet + 70 elektrik + 15 radyo tv vergisi + 10 sigorta
100 euro camasir makinesi ve koltuk taksitleri
15 spotify + 15 netflix
400 market alisverisi
110 kopegimin mamasi + malzemeleri + oyuncaklari
45 telefon (2 kisi)
150 bagis
yaklasik 500 600 o ayki simarikliklarimiz (kosu bandi aldim mesela)
toplamda 2800 gibi bir miktar ediyor.
0
tannen
(15.03.21)
tüm maaş bitiyor. 10bin.
0
mikahakkinen
(15.03.21)
Ankara, çocuk yok. Kredi(ev araba değil, ıvır zıvır) kira dahil aylık 17 harcıyoruz. Paranın ismi kaldı sadece...
0
mirty
(15.03.21)
Kira dahil aylık 12.000 -13.000 civarı, 2 kişi ,İzmir.
0
synax
(15.03.21)
Iki kisi kira, yemek, market alisverisi, icki vs dahil 12000. Bunun 1200 tlsi kira, 400 tlsi aidat. Kiyafet, elektronik gibi alisverisler ve tatiller bu rakama dahil degil. Mesela gecen ay dört günlük bir tatil ucak biletiyle, oteliyle vs +8000 tl olarak yansidi kartlara.
0
feliss
(15.03.21)
takip etmiyorum. biri çaktırmadan hesabıma girip (giremez tabii) para yollasa kendine farkına varmam.

tek yaşıyorum. kira dahil 8-9 bin gidiyordur aylık.
0
himmet dayi
(15.03.21)
ALmanyada 2 kisi ve 1 cocuk ayda kira dahil 2000€ arti her ay TR kredi kartima gelen 4000 TL taksit.

Turkiyede yasayanlarin harcamalari genel olarak bir hayli yuksek geldi bana.Enflasyon tahminimden de yuksek sanirim
0
turkuaz
(15.03.21)
(7)

Rüyaların çıkması

kaptan maydanoz
Rüyaların gerçekleşmesinin bilimsel bir karşılığı var mı? Günlük olaylar değil de mesela daha spesifik olaylar şehre meteor düştüğünü görüyorsun ertesi gün meteor düşüyor. Teyzenin trafik kazasinda öldüğünü görüyorsun, ertesi gün aynı şekilde ölüyor. https://eksisozluk.com/entry/120212616 Ve bu enty
Rüyaların gerçekleşmesinin bilimsel bir karşılığı var mı? Günlük olaylar değil de mesela daha spesifik olaylar şehre meteor düştüğünü görüyorsun ertesi gün meteor düşüyor. Teyzenin trafik kazasinda öldüğünü görüyorsun, ertesi gün aynı şekilde ölüyor. eksisozluk.com Ve bu entymdeki gibi.

Bunu kendimi bildim bileli yaşıyorum. Ve gerçekleşecek rüyalarda tuhaf bir his oluyor o sebeple günlük rüya, gerçekleşecek ruya ayrımı yapılabiliyor.

Bunun bilimsel bir açıklaması olmalı diye düşünüyorum. Bunu açıklayabilecek ve aslında öyle değil böyledir diyebilecek var mı?
0
kaptan maydanoz
(10.03.21)
bu tam olarak rüyanın çıkması değil, geçmişte yaşadığın bir olayın bilinçaltına işlenmesi. bilinçaltın bunu zaten "biliyor"du ve sana rüyada sembollerle gösterdi.

bilinçaltımız anne karnındaki ilk andan itibaren kayıt tutmaya başlar ve bu kayıtların çoğunu bilinçli olan beynimizle bilemeyiz. hatırlamadığımızı düşünürüz. ama aslında bilinçaltımızdan kaybolmaz ve unutulmazlar. bilinçaltımızı etkileyebilecek kadar önemli olaylar da rüyalarda farklı sembollerle çıkmaya devam ederler.

meteor düştüğünü gördüğünde ertesi gün meteor düşmesi gibi olaylar bilimsel olarak açıklanamıyor, ama senin örneğinde kardeşinin orada olduğunu zaten biliyordun. bilinçli beyninle değil ama bilinçaltında biliyordun. rüyanda olan şey gerçekleşmedi, gerçekleşmiş olan şeyi rüyanda gördün.

edit.

"..gerçekleşecek rüyalarda tuhaf bir his oluyor o sebeple günlük rüya, gerçekleşecek ruya ayrımı yapılabiliyor."

bu konu da şöyle. kimi rüyalarda günlük olayları görürüz, kimi rüyalar ise bilinçaltı rüyalarımızdır. bunların arasındaki farkı rüyayı görürken bile rahatça anlarız. gördüğün rüya gündelik yaşadığın maruz kaldığın konularla ilgiliyse onun bir yorumu olmaz. biraz düşündüğünde "geçende şu olmuştu, ben de böyle hissetmiştim, o yüzden bunu gördüm" dersin. bilinçaltı rüyalarında ise akılalmaz, açıklanamayacak şeyler olur. kendini doğurman gibi. bu da bilinçaltının dilinde, yani sembol dilinde bir anlam ifade eder ama bu sembolleri yorumlamak ve anlamlandırmak psikanalistlerin işi. sen ben bu rüyaların ne anlam ifade ettiğini muhtemelen bilemeyiz.

bilimsel olarak cevaplar için psikanaliz hakkında araştırma yapabilirsin.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(10.03.21)
İnsan hafızası yanıltıcıdır, gecede yüzlerce rüya gördüğümüzü varsayarsak olay gerçekleştikten sonra "aa ben bunu rüyamda görmüştüm" diyorsanız orada hafızanız size ufak oyunlar oynuyoeirsur muhtemelen. Rüyalarınızı uyanınca bir yere not aldıktan sonra "işte yazmıştım cıktı" diyebiliyorsanız eğer sizden farklı taleplerim olabilir :)
0
Ezequiel
(10.03.21)
@ezequiel, evet not aldıktan sonra çıkıyor. Yakınlarım da bunu çok kez test etti sizin gibi düşünüp:)
0
🌸kaptan maydanoz
(10.03.21)
Şaka bir yana muhtemelen gerçekleşen şeyler biraz algıda seçicilik biraz da "perşembenin gelişi çarşambadan bellidir" kıvamındaki olaylardandır. Detayları bilmeden yorumlamak zor ama yazdığınız şeyleri biraz incelerseniz geriye dönük bağlantıları kendiniz de kurmanız mümkün olur bence
0
Ezequiel
(10.03.21)
ender görürüm. her gördükten sonra da farklı kaynaklardan anlamına bakarım. çoğu kaynakta rüyamın karşılığı "biri ölecekse" hep biri ölmüştür. bol kazançsa, o hafta çok sağlam para gelmiştir. ayrılıksa, muhakkak ayrılan/boşanan olmuştur.
0
azzlack
(10.03.21)
Onceden bilmek degil de, ruyayi gerceklestirmek ve bunu tezahur ettirmek olabilir. Cunku cok inaniyorsunuz. Kendini dogurmak ve kist iliskisi de ayni.

Bu ruya bir kere geldi ve buna bir anlam yuklemeye calistiniz. Buyuk ihtimal cok spirituel biri degilsiniz ki iste kendimi gerceklestiriyorum tarzi wohoo aciklamalar yapmadiniz bunun yerine beyniniz size daha somut birsey onermek icin cabaladi ve tebrikler nur topu gibi bir kist olusturdunuz!

Dr. Joe Dispenza modern olarak gayet bilimsel acikliyor bu konulari. Asil olay Law of Assumptions (Varsayuim Kanunu diyorum ben) denilen ogretiyi ortaya atan Neville Goddard ogretilerini de okuyabilirsiniz.

Ayni sekilde meteor gordum meteor dustu, oldu gordum harbiden oldu falan filan bunlarin hepsi gorulen ruyanin tezahur ettirilmesi.

Sizin disinizda bir guc yok. Ne dusunurseniz oluyor yani. Hersey kendi varligimiz, kisiligimiz, nasil bir insan oldugumuz, nasil insanlarla karsilastigimiz, deneyimlerimiz hepsi varsayimlarimizdan olusuyor.
0
SevdaliBulut
(11.03.21)
Neville Goddard demeye gelmiştim ama zaten denilmiş. Kendisinin öğretilerini araştırırsanız hem bu tarz ''tesadüf''leri açıklığa kavuşturursunuz hem de hayatınız için çok anlamlı bir yeni bakış açısı kazanırsınız düşüncesindeyim. Ön yargısız bir şekilde araştırmayı ihmal etmeyin mutlaka.
0
kedimedi
(11.03.21)
(1)

Su muzik hangi sarkidan?

speedy
Saglam bir seye benziyor. Tesekkurler. https://twitter.com/9GAG/status/1369317302668247047
Saglam bir seye benziyor. Tesekkurler. twitter.com
0
speedy
(10.03.21)
shazam'ladm.
here come the raindrops - reed mathis
0
istanbul kanatlarimin altinda
(10.03.21)
(17)

Universitede uzaktan eğitim şahane değil mi?

luluki
Birkac bolum disinda yüz yüze eğitim vakit kaybı ve çok zahmetli değil mi?
Birkac bolum disinda yüz yüze eğitim vakit kaybı ve çok zahmetli değil mi?
0
luluki
(10.03.21)
Universite egitimi çöp çunku yoksa boyle olmamali bence
0
Anjelik
(10.03.21)
kesinlikle katılıyorum. bence yüz yüze olabilecek bütün bölümler böyle devam etmeli, bazı mühendislik uygulamalı alanlarda uzaktan kontrollü laboratuvar kurulup sorun da çözülebilir.

herkes için fırsat akademisyen rahat, öğrenci rahat, devletin sırtında kampüs işletme ücreti düşüyor bu bir fırsattır.
0
kraldan cok kralci
(10.03.21)
Üniversite eğitimi akademik çalışmalar dışında insanı sosyal açıdan da geliştiren-değiştiren bir şey. O yüzden iyi değil.
0
mg3929
(10.03.21)
uzaktan eğitimi bilemem ama uzaktan çalışmak kesinlikle şahane.

sadece imza atmam gerekirse işyerine gidiyorum o kadar.

tüm toplantılar, dökümanlar, takipler her şey evden de oluyor. bunu işveren de gördü ve en büyük değişim budur.
0
hosein
(10.03.21)
ben de memnunum. inanılmaz bir okuma yüküm var. yurtta ya da öğrenci evinde yaşıyor olsaydım şu an kendime ayıracak vaktim kalmazdı muhtemelen. şu an her şeyim çok daha düzenli.

evet sosyallik konusunda dezavantajları olsa da.
0
black holes in the sky
(10.03.21)
Değil sosyal anlamda neler kaçırdığınızı bilmiyorsunuz
0
freebird5406_2
(10.03.21)
mg3929 +1

Zahmetli ama vakit kaybı değil. Kulüpleri, sosyal etkinlikleri, sanatı sepeti geçtim, kantinde/çayırda çimende oturup geyik yapmayı ve sosyalleşmeyi bile kaçırıyor çocuklar. Özellikle bu yıl başlayıp hocalarını bile yüz yüze görmeyen gençlere çok üzülüyorum cidden.
0
kobuzchu kiz
(10.03.21)
Soylenilenlere ek olarak mesela mezun olmadan 4 ay once full time calismaya baslamistim bir onceki seneden mezun olup ise giren arkadasim sayesinde. 4 sene evde patates gibi otursaydim oyle bir calisma alaninin oldugundan haberim bile olmazdi, referansi gec.

Veya mesela ortalama liseyi bitirmis 18 yasinda bir birey sifir donanimli oluyor. Benim okudugum universitede bircok kisi nasil mail yazilir, nasil topluluk icinde veya ciddi bir gorusmede konusulur ogrenci kuluplerinde calisarak ogreniyordu.

"vakit kaybi" diyenlerin gercekten vakitlerini nasil doldurgunu merak ediyorum.
0
hot potato
(10.03.21)
Üniversitelerde uzaktan eğitim çok güzel bir şey sosyalleşeceksen başka yerde sosyalleşirsin gerçi bu ortamda artik hiç bir şey eskisi gibi olmayacağı için o sosyalleşme işide whasupdan grup kurarak olur gerekirse toplanılır vs

bana kalirsa Tıp ve Mühendislikte gayet güzel uzaktan eğitim olabilir Laboratuvar olması gerektiği yerde okula gidersin diğer herşey uzaktan gayet güzel olur rahat olur maliyeti düşük olur
0
baknedicem
(10.03.21)
harika. beylikdüzünden taksime gitmekten kurtuldum. 4 saat artıdayım.
0
xrated
(10.03.21)
üniversite eğitimi baştan çöp zaten. tüm dünyada sıfırdan düşünülüyor, üniversite eğitimi 1500'lerden beri aynı teknikle sürüyor düşünebiliyor musun
0
roket adam
(10.03.21)
yüz yüze eğitim sistemimizdeki problemler nedeniyle uzaktan eğitime geçince farklılık yok gibi duruyor.

o halde bugüne kadar yerilen açıköğretim ve diğer uzaktan eğitim kurumlarının yerilmesi boşunaymış.

bir de üniversite kültürü diye bir şey var. okulları sadece bir kaç formül ezberleten ya da bir kaç konuyu ezberleten kurumlar olarak görürseniz yanılırsınız. mesela alakasız ama liselerdeki kılık kıyafet yönetmeliğinin esnetilmesi iyi bir şey değil. öğrencilere bulundukları ortamın gerekliliklerine göre giyinme kültürü veriyor. aynı şekilde üniversitelerde insanlar sosyalleşiyor. çeşitli konularda aktiviteler kovalayabiliyor. üniversite arkadaşları meslekleri boyunca yanlarında oluyor vs vs vs
0
co2s2
(10.03.21)
aga bu kadar seviyorsanız uzaktan eğitim okuyun:)
0
nothing in my way
(10.03.21)
Eğitim olarak daha iyi, tartışmasız bu. Şu anda da üniversitelerin fiziksel olarak açılmasına karşıyım.


AMA

Üniversiteler sadece bir öğretim kurumu değiller. Evet çoğu insan lise gibi okuyor buraları, gelişmemiş bireyler olarak çıkıyorlar. Yine de üniversiteler bireylerin kendilerini keşfettiği, topluma dahil oldukları yerlerdir. Ergen olarak girip sorumluluk bilinci olan, kişiler arası* ilişkiler kurmayı becerebilen yetişkin bireyler olarak çıkıyorlar.

*interpersonal yazacaktım çeviremedim tam
0
aguen
(10.03.21)
üniversite sadece eğitim değil ki, hayatı öğrendiğin bir yer. sosyalleşirsin, insan ilişkilerini öğrenirsin, hocalarınla ve kültür açısından seni geliştirebilecek, belirli kültür seviyesine ulaşmış arkadaşlarınla muhabbet edersin, ufkun açılır. sınıfta sunum yaparsın, topluluklara konuşmayı öğrenirsin.

diğer yandan, okula gidersin, biri müthiş ders notu tutmuştur laf arasında muhabbeti geçer alırsın, ya da proje vardır okul çıkışı kütüphanede toplanıp yapılır gibi şeyler de bence online'da bu kadar kolay yürümüyordur.

işin bir de sosyalleşme boyutu var. kulüpler var. üniversiteye gitmeden samimi arkadaşlıklar kurulabileceğini düşünmüyorum.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(10.03.21)
Süper ya uygulamayı da çağırıyor hoca 2 kişiye 1 profesör 1 günde anlatıyor
0
gatherer
(11.03.21)
hahah herkes sosyalleşme , insan ilişkileri , kültür seviyeni arttırsın felan yazmış süper gerçekten. Üniversite öğrencilerini çoğu boş beleş takılıyor 4 sene ne kültürel anlamda ne sosyal anlamda kendine bişey katıyor. eğer bahsettiğiniz ders çıkışında cafeye gittikten sonra eve dönmekse evet üniversite öğrencileri kendine çok şey katıyor üniversitede. Dersler ve hocalarda ne kadar vasat olabilcekse o kadar vasat.
0
ishak77
(13.03.21)
(21)

En son ne zaman mcdonalds veya burger kingten yediniz

condom kurşunu
Valla özledim tatlarını ya yesem mi yakın zamanda diye düşünüyorum ama bozmuşlar mıdır lezzetlerini.
Valla özledim tatlarını ya yesem mi yakın zamanda diye düşünüyorum ama bozmuşlar mıdır lezzetlerini.
0
condom kurşunu
(07.03.21)
2014tür sanırım en son, belki daha da eskidir.

Hele ki zengin kişilerin felan instagramda yediğini görünce inanamıyorum.
0
esinikaybetmiscorap.
(07.03.21)
Ortalama ayda bir kez. Şubeden şubeye çok fark oluyor. Yakınımdaki AVM'de bulunan Burger King'ten aldığım son menü berbattı. McDonald's biraz daha kaliteli olabiliyor. Kolalar ikisinde de berbat. Şekerli su satıyorlar. Hatta bir kere kola almamak için ayran aldım.
0
dissendium
(07.03.21)
hiçbir zaman lezzetli olmadılar. has burgerciler varken onlardan nasıl yiyorsunuz hiç anlamıyorum.
0
jelly bear
(07.03.21)
ekimde yedim galiba, ben de pek bayılmam ama mcdonaldsın double cheeseburger gibi bir gerçeği de var. bu hafta yine yemeyi planlıyorum.
Burger Kingte ise gurme tavuk mu ne vardı onu baya beğeniyorum.
0
atom karincanin torunu
(07.03.21)
Geçen senenin Şubat ayında sanırım.
0
zoghurt
(07.03.21)
Junk food'un tadı başkadır. Has burgerciler yerini tutamaz :) Senede 3-4 kere yerim, en son 1 ay kadar once yedim Burger King'den, epey de keyif verdi, ozellikle tavuk burgere bayiliyorum.
0
msb
(07.03.21)
Sanırsam 2015 galiba.

Zincir burger'lerden (Carl Jr. da dahil) çok zorda kalmadıkça yemeceğimi sanmıyorum.
0
put it in your appropriate place
(07.03.21)
2012
0
Tochinoshin
(07.03.21)
az önce. mis gibiydi.
0
papuayenigine02561
(07.03.21)
1 sene olmuştur yemeyeli ama junk food severim ben de.
0
jazzabel
(07.03.21)
hala burger king den yiyen adam midesidir. mc donalds o kadar berbat değildi en son. burger king den her yediğimde midem bulanıyordu. uzun zamandır yemiyorum zaten. carls jr bunlara göre çok çok iyidir.
0
ghostinthemech
(07.03.21)
geçen hafta mcdonalds'tan söyleyip yedim, bence aynı (yolda gelirken biraz yumuşuyor tabii).

uzun yıllardır düzgün hamburgercilerden yerim hatta son yıllarda fast foodun 25-30 lira olması ve zaten düzgün 150gr etli hamburgercilerin 40 lira civarında olması insanı oraya yönlendiriyor. Fakat cidden junk foodun tadı da bi ayrı :D insan arada özlüyor. Sanıyorum msg veya çeşitli soslarla ilgili.
0
nhk ni youkosu
(08.03.21)
En az 2-3 yıldır yememiştim. Geçen big mac yemeyi çok özlediğimi farkettim ve söyledim. Ama hayal kırıklığına uğradım. Hem çok pahalıydı hemde eskiden yediğimdeki tadı alamadım. Koskoca big mac i bile çocuk menüsü gibi yapmışlar.

İtiraf etmek gerekirse tadını gurme hamburgercilerden daha çok seviyorum ama sağlıksız diye çok nadir yiyorum.
0
mysticriver
(08.03.21)
geçen ay big mac yedik kardeşimle.o paraya zincir burgerlerin hiçbirisi yenilmez normalde ama canımız çekti 40 yılın başı.tekrar gurme burgercilerden söylenmesi gerektiğinde karar kıldık.:D
0
neoluyokardesimnebutantantana
(08.03.21)
birkaç sene olmuştur. ben de çok canım çektiğinde, senede 1 falan yerdim ama artık kendim yapıyorum. sen de big mac yapabilirsin. birebir aynısı oluyor.

www.refikaninmutfagi.com

burada anlatılan big mac sosunu yapıp hangi etin üstüne koysan big mac lezzetini alıyorsun. mucizevi :) ben sosu bu tariften yapıyorum, hamburger köftesini de şurada anlatıldığı şekilde yapıyorum, daha güzel oluyor.
www.bonappetit.com

taş çatlasın 15 dakikada hazır oluyor hamburger, gerçekten çok basit.

not. bigmac sos tarifinde yazan her şeyin aynısı olmalı. örneğin turşu mutlaka tatlı alman turşusu olacak. ya da sarımsak ve soğan tozu yerine sarımsak ve soğan koyarsan olmuyor. tozlar aktarlarda ve bazı kuruyemişçilerde satılıyor. tuğba kuruyemişten aldım ben.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(08.03.21)
Geçen sene temmuzda McDonald's yedim. İncecik köfteyi çiğ bırakabilmeyi başarmışlardı. Uzun süredir yememiştim, yediğime de pişman oldum.

Sekiz ay olmuş, hiç aramıyorum. Hem eski tatları yok, hem de memlekette doğru düzgün burger yapan yer sayısı artık çoğaldı. Yoklukta falan anca gider ikisi de.
0
faith no more
(08.03.21)
cheat day vazgeçilmezim texas smokehouse. o da yaklaşık ayda bire tekabül ediyor.
0
onemoremile
(08.03.21)
Geçen ay o da lezzeti için değil acele işim olduğundan çabuk hazırlandığı için.
0
iwasbornonamountainside
(08.03.21)
Ben 5 sene önce cevahir yanındaki Burger King'e gittim.
baya varoş mahallesinde gibiydim
İçerisi freak show gibiydi

araplar, zenciler, fiziksel anomali sahibi 1 2 kişi falan
bir de ultra pis, yağ kokan bir ortam.

ya biz çocukken böyle değildi buralar
ya da biz çok aptaldık.
0
summatinyourteeth
(08.03.21)
Benim pis bir midem var. Butik burgercilerden daha çok seviyorum. Geçen hafta yedim, değişen bir şey yoktu. Dört veya beş ayda bir yiyorum sanırım.
0
ruhen hastayim ben
(08.03.21)
Sordum ben de cevap vereyim :) en son viyana’da yemiştim doublecheese gayet de iyiydi valla. Junk food 4eva
0
🌸condom kurşunu
(08.03.21)
(2)

Kahvaltılık Mekan

taserface
Sevgiliyle galata kulesi civarinda kahvalti yapilacak mekan arıyorum. Nelereler uygundur?
Sevgiliyle galata kulesi civarinda kahvalti yapilacak mekan arıyorum. Nelereler uygundur?
0
taserface
(05.03.21)
konak cafe var. üst katı kocaman bir teras ve bütün deniz manzarası, galata kulesi önünde. kahvaltıya gitmiştik biz de, çok iyiydi bence tüm ürünleri.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(05.03.21)
Arada cafe,lübnan mutfağı. Afiyet olsun
0
kojonotsuki
(05.03.21)
(12)

arkadaş toplanmasında hesap ödeme sorunsalı

roket adam
4-5 kişilik bir arkadaş grubuyuz. herkes artık evlendiği için tabii sayı iki katına çıktı. ara ara birbirimizin ya da tanıdıkların evlerinde buluşuyoruz. takdir edersiniz ki 8-9 kişiye mangal + alkol deyince hesap ciddi rakamlara çıkabiliyor, o yüzden kimseyi üzmemek adına biri alışverişleri yapıyor
4-5 kişilik bir arkadaş grubuyuz. herkes artık evlendiği için tabii sayı iki katına çıktı. ara ara birbirimizin ya da tanıdıkların evlerinde buluşuyoruz. takdir edersiniz ki 8-9 kişiye mangal + alkol deyince hesap ciddi rakamlara çıkabiliyor, o yüzden kimseyi üzmemek adına biri alışverişleri yapıyor, sonra ona para atıyoruz.

siz nasıl yapıyorsunuz bu tarz toplaşmalarda hesabı? tüm hesabı davet eden mi çekiyor? yoksa bizim gibi mi? yoksa liste yapıp herkese bir şeyler al mı diyorsunuz?
0
roket adam
(04.03.21)
temel şeyleri ev sahibi üstleniyor, lüksleri gelenler getiriyor. (yiyecek temel, alkol lükse giriyor). herkesin ne yapacağı belli yani aşağı yukarı. gelemeyecek olan varsa da böylece etkilenmemiş oluyor ortam.
0
nahtoderfahrung
(04.03.21)
bence yaptığınız çok mantıklı. ben olsam ben de bunu ister/karşımdakine teklif ederdim.
0
super kahraman olsaydim baba olurdum
(04.03.21)
alkolü dışardan gelenler getiriyor, yemekleri ev sahibi hallediyor.
0
plutongezegendegilmi
(04.03.21)
yabancı arkadaş grubu ile ;
yemekler ev sahibi içkiler misafirler, ev sahibi içki almaz, misafirlerde meze türü şeyler getirir.

türk arkadaş grubu ile ;
ev sahibi hepsini alır, sonraki ay diğer ev sahibi hepsini alır vb şekilde gider
0
duyurukullanıcısı
(04.03.21)
en güzelini yapıyorsunuz. bizde sırayla ödeme yapıyoruz.
0
sizofren06
(04.03.21)
biz genelde çok kalabalık oluyoruz. malzemeler birileri tarafından alınıyor. alanlar masrafları bir kenara yazıp buluşma sonrasında whatsaptan gruba atıyor. ben oturup excelde millete bölüştürüyorum.

keşke hep 1 kişi yapsa alışverişleri ve bölmesi kolay olsa ama 30 kişiyiz yaklaşık, 10 kişi illa bir şeyler almış oluyor. biraz karışık oluyor hesap.

alkolleri de ayrı hesaplıyoruz genellikle. kimi bira içiyor kimi viski.

bir de bunun uygulaması vardı, splitwise. herkes harcamalarını giriyor. "ali ahmet ben şarap aldık" diye bile girebiliyor. masraflar girilen kişilere otomatik bölüştürülüyor.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(04.03.21)
harcama bölüşülmesi çok komplike hale geldiğinde can sıkıcı hale gelmeye başlıyor. bence en mantıklısı ev sahibinin masrafları üstlenmesi.
0
co2s2
(04.03.21)
Alkol kullanmıyoruz maddiyattan ziyade zaman kısıtlaması sebebiyle herkes tenceresini alır kolunun altına gider bizim grupta. Ana yemeği ev sahibi yapar o da etsin etsin 200 lira etsin t bone steak yemiyoruz toplaşıp da :)
Bir 300-400 liraya kadar tolere edebilir bizim grup sonuçta her hafta aynı insanda toplanmıyoruz ama daha yüksek bir rakama ulaşıyorsanız misafirlerden 2 kişi gider alışveriş yapar kişi sayısına bölersiniz makul olur. Ev sahibinin sizi ağırlamak için 500 liralık alışveriş yaptım kelle başı 50 lira please demesi pek bizim kültüre göre değil misafirin para toplayıp yiyeceğini götürmesi daha güzel olur bence.
0
cilekli pasta
(04.03.21)
Gelen hesap / kisi sayisi.

Alkollu ortamsa - alkol icmeyen varsa alkolu ayri hesapliyoruz onlara sey yapmamak icin.

Disarda alisveris falan yapilan bir seyse her seyi tek bir kisi harciyor, sonra harcamayi boluyoruz.
0
fakyoras
(04.03.21)
Evsahibi ana yemekleri yapar diğerleri ilave yemek & içki getirir.
Dışarıda buluşacaksak herkes ne getireceğini baştan söylüyor. Çok şükür aramızda "ucuza kaçan" ya da "buranın patronu benim" demeye çalışan hödük yok.
0
SiyamkedisiZorro
(04.03.21)
Herkes bir şeyler getiriyor. Örneğin biri diyor ben iki çeşit meze yapıcam. Birisi ben sucuk alırım diyor. Biri ben iki şişe şarap alırım diyor falan. Kimseye girmeden orta yolu buluyoruz.
0
suicides underground
(04.03.21)
dışarıda buluşuluyorsa hesap aile sayısına göre eşit bölüşülüyor. içki içmeyen varsa alkol düşülüp eşit bölüşülüyor, alkol de içenlerin sayısına göre bölüşülüyor. gerçi alkol almayanlar da "amaan boşver yav böl gitsin nolcak" dedikleri için onlar da bizim içkiyi çekmiş oluyor.

ama eve misafirliğe gidiliyorsa ben hayatımda hesap bölüşmek gibi bir şey yapmadım, duymadım da. kime gidiliyorsa hesabı o çekiyor. olsa olsa "ben patlıcan salatası getiririm, tatlıyı ben alırım" şeklinde 1-2 tane ekleme yapılıyor. ana yemek, içki gibi giderleri ev sahibi karşılıyor. tabii aynı şekilde bir dahaki sefere diğerine gidildiğinde de o ev sahibi karşılıyor.

ha belki içkiyi kendisi yapan bazen "çok süper rakı oldu bu sefer, sen alma ben getiririm" diyor ama o da yaptığı rakısını içirtmek için, hesap mesap derdinden değil.
0
kibritsuyu
(04.03.21)
(16)

yemeksepeti siparişine kötü yorum karşılığında aranmam

rewlack
sinirim çok bozuk, tansiyonum çıktı.bu hafta sipariş ettiğim bir yemeğe kötü yorum yazdım. gerçekten berbat gelmişti. çatal yerine kaşık göndermişler onu da yazdım.adam bu saatte: 22:15'te arayıp bana madem beğenmediğiniz bu yemeğin tarifini verir misiniz falan diyor :/ çok gerildim. numaramı paylaş
sinirim çok bozuk, tansiyonum çıktı.
bu hafta sipariş ettiğim bir yemeğe kötü yorum yazdım. gerçekten berbat gelmişti.
çatal yerine kaşık göndermişler onu da yazdım.

adam bu saatte: 22:15'te arayıp bana madem beğenmediğiniz bu yemeğin tarifini verir misiniz falan diyor :/ çok gerildim.
numaramı paylaşmışlar diye yemeksepetine şikayet mi edeyim sizi bir de dedim. yok, geçmişe dönük siparişinizden buldum falan dedi.

bizim telefon numaralarımız nasıl bu kadar kolay ulaşılabilir ya?

gerçekten yemeksepetini arayıp napıyorsunuz siz mi desem? yoksa hiç uzatmasam mı adamlarda numaram var artık nasılsa daha çok bela mı olurlar?

eve değil, iş yerine söylemiştim yani adresim yok ama numaram ellerinde.
0
rewlack
(25.02.21)
ben olsam yemeksepetini arar şikayet ederim.
0
jelly bear
(25.02.21)
kişisel veri ihlali zaten bu. ben olsam yemeksepetini arardım, şikayet edeceğimi de söylerdim.
0
jangbogo
(25.02.21)
ama nereden ihlal işte? nasıl ispatlayacağım?
0
🌸rewlack
(25.02.21)
Verilen her sipariste otomatik olarak musteri telini de goruyor sanirim restoran. Hani kurye adresi bulamazsa arasin yol tarifi alsin diye.
Isletmeci varsa dogrulasin lutfen.
0
neverletyougodown
(25.02.21)
@neverletyougodown evet varsa işletmeciler doğrulasın.
ama bu saçma değil mi öyle olsaydı neden doğrudan aranmıyoruz teslimat sırasında da yemeksepeti üzerinden bir numaradan aranıyoruz? getir'le mi karıştırıyorum yoksa ben :/ (bi de sistemin yapısına ters değil mi zaten? adam arar der ki iptal edin, yemeksepetine komisyon vermeyelim, size direkt getireyim..)
0
🌸rewlack
(25.02.21)
abartmanıza gerek yok. ben de kötü yorum yaptığımda telafi etmek için aramışlardı veya "elmalı içecek şu an yok, vişneli verelim mi?" diye arıyorlardı. size bayağı saçma biri denk gelmiş. bu normalde bayağı düşük ihtimaldir.

yapacağınız şey belli: yemeksepeti'ni arayacaksınız veya mesaj atacaksınız ve bu dükkan böyle böyle yaptı, saçma sapan konuştu diyeceksiniz. olay kapanacak.

veri ihlali konusunda şikayet etmenizin bir yararı olacağını sanmıyorum. çünkü yıllardır böyle gidiyor zaten. sistem bu, tekil bir olay değil ki.

edit: size verdiği fişte adresiniz ve telefonunuz yazıyor zaten, bu doğal ama dükkanın sisteminde (yani onların yemeksepeti arayüzünde) nasıl ve neden duruyor bu bilgiler bilmiyorum. belki aynı fişin bir kopyasını kendilerine basıyorlardır, o duruyordur ya da belki 1-2 gün sonra siliniyordur ama sanmıyorum.

"adam arar der ki iptal edin, yemeksepetine komisyon vermeyelim, size direkt getireyim"

bununla kimse uğraşmaz. kaldı ki o komisyonun yarısını sipariş edene de versin ki benim de her defasında tekrardan adres vs. verip uğraşmak için motivasyonum olsun. ayrıca böyle peş peşe 10 tane iptal edilen sipariş oldu mu yemeksepeti arar ne oluyor der.

abartmayınız :)
0
ahm1
(25.02.21)
telefonunuz görülüyor siparişlerde, veri ihlâli falan değil çünkü kurye adresi bulamayabilir ya da siparişteki bir değişiklik için size ulaşmak gerekebilir.

bence buradaki asıl ihlâl, yorum yapanın kimliğinin tespit edilebilmesi.

ben olsam yemek sepetini arar, bu saçma tavırdan haberdar eder ve şikayet kaydı oluştururdum.
konu telefonun ellerinde olması değil çünkü ahm1'in dediği gibi durumlar da olabilir.
asıl problem böyle bir işletmeyi barındırmaları.
buna benzer bir durum benim de başıma gelmişti, yemeksepeti gerçekten ilgilenmişti sorunla.
bu tip konularla ilgileniyorlar yani, muhakkak şikayet edin.
0
blatta hiberna
(25.02.21)
"numaramı paylaşmışlar diye" değil, seni arayıp bu şekilde konuştukları için şikayet et ama çok bişey çıkmaz o işten.

Ayrıca numarayı biliyorlar bu yeni bişey değil ki ? Hiç mi aramadılar seni "abi aşağıdayım kapıyı açar mısın" diye.

Edit: Ekşiye rezalet başlığı açmak ve açıkça ifşa etmek daha mantıklı ve etkili olabilir.
0
infernalcadre
(26.02.21)
Ekşi sözlük'e yazmadan önce, ilk olarak Yemeksepetine geri dönüş yapabilirsiniz bence. Böyle yorum yaptım, 22.15'de arandım böyle böyle dendi diye.

Ne kadar yaptırım olur, bilmiyorum ama en azından bilgilendirme olur.
0
put it in your appropriate place
(26.02.21)
yemeksepeti gayet ilgileniyor bu tur durumlarla. benim tecrubemde kurye gerizekali oldugu icin pos makinesini getirmemis sonra da sanki evden kacacakmisim gibi gecenin 12 bucugunda ters bi sekilde arayip gelip odeme alicam demisti. ben de yalniz yasayan bir kadin olarak ne kadar rahatsiz oldugumu yorum olarak yazmistim. ertesi gun dukkanin sahibi aradi beni binbir ozur dileyerek. kurye bilememis sizi bu sekilde rahatsiz etmeyi kesinlikle istemezdik ozur mahiyetinde paket gonderelim gonlunuzu alalim yorumu silin, kuryeye gerekli konusmayi yaptik bir daha yasanmayacak size ya da baskasina dedi istemedim paket filan ama adamin samimiyetine inandigim icin yorumu silmek istedim. yorum silmek ancak musteri temsilcisine baglanarak yapilabiliyormus, musteri temsilcisine yorumumu silmek istedigimi soyledigimde tehdit edilip edilmedigimi ya da restorandan herhangi bir kotu muamele gorup gormedigimi sordu hem de birkac kez emin misiniz diyerek. kotu bir durum olmadigina ikna olduktan sonra sildiler yorumumu. amma uzattim ama yemeksepeti bu tur konularla ilgileniyor onu anlatmak istedim :)
0
in vino veritas
(26.02.21)
Aradıklarında hiç muhatap olmayacaktın.

+Buyrun kimsiniz?
-Falanca yerden arıyoruz şikayet etmişsiniz bla bla
+ (çat kapat + engelle)

Yemeksepetine şikayette bulunun.
0
indifferent
(26.02.21)
sipariş verdiğinde adın, adresin, telefonun restoranların sistemlerine kayıt ediliyor. her sipariş verdiğinde bu bilgileri almak ve tekrar girmek gerekmesin diye. yemeksepeti siparişi de versen, telefonla da arayıp sipariş versen kayıt edilirsin. yemeksepetiyle ilgili bir durum değil.

restoranı yemeksepetine şikayet et +1
0
istanbul kanatlarimin altinda
(26.02.21)
Normalde telefonunun verilmemesi lazım, teknolojiyle çok ilgili olmayan birinin "abi telefon olmaz ise kurye nasıl ulaşacak?" diye sorması normal!! fakat uber yada benzeri platformlarda bu işi aplikasyon uzerinden yapıyorlar, yani o siparişini zaman aralığında senin numaranı görmeden sadece arayuzdeki ismine tıklayarak sana ulaşabiliyor.

eğer yemeksepeti hala ilkel usul işletmelerle müşteri bilgilerini paylaşıyorsa bu şirketin kendi altyapı yetersizliği, muhtemelen kullanım koşullarında bunu kabul ettirmiştir ama siz arayın ve geri bildirimde bulunun.

böyle ukala heriflerle muhattap olmak zorunda değilsiniz. işini adam gibi yapmayı öğrensin, ayrıma hiç bir şey yapamaz sıkıntı yapma.
0
bluewhale
(26.02.21)
Bu konu için ilk önce cimer.

Daha sonra da burası sikayet.kvkk.gov.tr

Sonra gör curcunayı.
0
mucoaga
(26.02.21)
yani olayın içeriği bi tarafa;
telefon numaralarının bu kadar açık seçik gösterilmesi çok saçma değil mi?
yani artık getir veya uberde olduğu gibi basit bir uygulamayla çözülecek bişeyken..
bi hamburger söyleyeceğiz diye komisinden kuryesine herkes numaranızı görüyor falan :/
0
🌸rewlack
(26.02.21)
geçici telefon numarası atamak çok büyük bir yatırım olmamalı yemeksepeti için.
0
screamshot
(26.02.21)
(9)

Just Dance

goga
Şimdi bu oyun artık vücut tarama ile skorlandırmayı kaldırmış. Elde tutulan kontrolcü üzerinden skorlama yapılıyor ve bence çok saçma. Sadece sağ kolumu sallayarak 1. olduğum oluyor. Oyun anlamını yitiriyor.Oyunu tüm vücudu takip edecek şekilde oynamak için eski bir konsol, kinect ve eski Just Dance
Şimdi bu oyun artık vücut tarama ile skorlandırmayı kaldırmış. Elde tutulan kontrolcü üzerinden skorlama yapılıyor ve bence çok saçma. Sadece sağ kolumu sallayarak 1. olduğum oluyor. Oyun anlamını yitiriyor.

Oyunu tüm vücudu takip edecek şekilde oynamak için eski bir konsol, kinect ve eski Just Dance sürümü ile almak ne derece mantıklı olur? Olur derseniz hangi konsol ve hangi Just Dance'i almak gerekir?
0
goga
(25.02.21)
Konsolum yok ama arkadaşım bu oyunu oynuyor. Unlimited oynayabilmek için 2020 versiyonunu almıştı. Bunu da araştırmanı öneririm
www.microsoft.com
0
kendi helvasını kavuran zombi
(25.02.21)
Browser üzerinden oynanabilen versiyonunun 1 yıllığını aldık. Ama bu ilettiğin Xbox One sanırım. Xbox One, Just Dance 2021 ve Unlimited Pass almak lazım bu durumda. 3'ü birden. Doğru mu anladım bilemedim. Bu konuda hiçbir yer net bilgi vermiyor.
0
🌸goga
(25.02.21)
Hocam ps4 ve ps camera ile oynayınca oyun anlamını kazanacaktır.
0
giovanne
(25.02.21)
giovanne teşekkür ettim. Yorumlara baktım. PS Camera, PS Move, telefon ve Kinect kullanılabilir demişler. Kamera içlerinde en kötü olanıymış. Galiba bu işin oluru Kinect. O da eski teknoloji:(
0
🌸goga
(25.02.21)
Yok ya ben camera kullandım, çok da memnundum, hangi açıdan kötüymüş acaba?
0
giovanne
(25.02.21)
xbox daha basarılı bence bu tarz oyunlarda. kamerası insan vucudunu algılıyor. herhangi bir alıcı olmadan, daha gercekci bir oyun deneyimi sağlıyor.

playstationda ise dediğiniz gibi eldeki kontol cihazının hareketine göre çalışması gerçekçiliğini kaybetmekte.

xbox 360 jtag'li versiyonunu kullandım. çipli versiyonu olarak piyasada adlandırılmakta.
0
kaiserr76
(25.02.21)
oyun mu vücut taramayı kaldırmış?

xbox one + kinect ile oynuyorum. eline koluna bir şey takmıyorsun, kinect direkt algılıyor hareketlerini. 7 senedir var bende. evet biraz eski teknoloji ama neredeyse sorunsuz diyebilirim. neredeyse dedim, çünkü ayakları o kadar takip etmiyor. ayak hareketlerini sallasan da awesome alabiliyorsun.

bu durum oyunla ilgili ama bence. just dance benzeri bir de dance central oyunu var, orada ayaklar da önemli ve hata kabul etmiyor. iyi puan alabilmek için bayağı bir çalışman gerekiyor.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(26.02.21)
Microsoft Kinect üretimini 2017'de durdurmuş. Yeni çıkan series x|s modelleri kinect desteklemiyor. Eski bir konsol almaktan kastım buydu. 2. el Xbox One ve Kinect alacağım sanırım. 4K televizyonlarda sorunsuz çalışır umarım.
0
🌸goga
(26.02.21)
bu oyunu hem kinect hem nintendo wii ile oynadım, ben kinecti hiç sevmemiştim, kontrolörsüz algılama bana daha problemli gelmişti. Halen wiiden oynamaya devam ediyorum, iki kontrolörü de elimde tutuyorum ben, dengeli güz kullanımı içi, biri aktif sadece... ps4 te move ile de oynamak isterdim, onların bileğe cırtlama aksesuarları var, sanki tutmuyormuş hissi yaşayabilirsiniz onlarla, full body deneyimi vermeyecektir tabi ama kinectin de bacak hareketlerinizi değerlendirmeye ne kadar kattığı muamma..ek olarak sanırım ps4te cep telefonu eşlemesiyle de oynanıyor, onu da bileğe kola cırtlamak mümkün. bacaklara ek tanımlama yapılır mı oraya da kontrolör cırtlasanız olur mu bilmiyorum bi bakmak lazım.
not: wiiyi hdmi dönüştürücü ile gayet rahat kullanıyorum, xbox da kullanılır hiç problem çıkmaz bence
0
ruz
(26.02.21)
(11)

kahve makinesı o kadar da fark eder mi

roket adam
arkadaşlar hiç kahve kültürüm yok. ama bu aralar süper konsantrasyon verdiği için günde 1 tane falan içmeye başladım. en başta 3 ü bir arada içerken şimdi tchibo aldım, hoşuma gitti. genelde latte tarzında yapıyorum, yarım süt yarım kahve şeklinde.sorum şu, diyelim ki gittim starbucks'tan kahve aldı
arkadaşlar hiç kahve kültürüm yok. ama bu aralar süper konsantrasyon verdiği için günde 1 tane falan içmeye başladım. en başta 3 ü bir arada içerken şimdi tchibo aldım, hoşuma gitti. genelde latte tarzında yapıyorum, yarım süt yarım kahve şeklinde.

sorum şu, diyelim ki gittim starbucks'tan kahve aldım çekilmemiş.

1) şu makinada yapsam: www.amazon.com.tr

2) ya da sadece şu öğütme cihazını alıp, öğütüp, bardağa atsam granül kahve gibi: www.amazon.com.tr

3) ya da öğütüp şöyle bir kahve makinasına koysam: www.amazon.com.tr


bu üçü arasında tat farkı olur mu? fiyatına ve pratikliğine bakmadan söyleyin yani, tat olarak merak ediyorum.
0
roket adam
(25.02.21)
tat olarak bilemem de granül kahve gibi olmaz. onu mutlaka süzmen gerekecek. french press alıp onda hazırlayabilirsinç.
0
sutlu nescafe
(25.02.21)
Makine çok farkediyor. Yakın zamanda aynı kahveyi ucuz ve kaliteli makinede denedim. Aşırı fark vardı.

Kombinasyonum şöyle;
1) Makinem; www.amazon.com.tr

2)Filtre(koyarken hafif katlıyorum alttan ve yandan)
www.amazon.com.tr

3)Kahvem; Lavazza rossa öğütülmüş veya çekirdek kahve alıyorum. İsterseniz aldığınız yer de öğütebilir. Kahvem bitince kargo gelene kadar geçici olarak migrostan jacobs almıştım. O bile fena değildi bu makineyle.
0
the coon
(25.02.21)
2. seçenekte anlattığın şekilde çekirdeği öğütüp granül kahve gibi yapamazsın. bu kahveler suda çözünmezler. buna en yakın seçenek, öğütme cihazı alıp çekirdeği öğütmek, bir de french press/moka pot/chemex/aeropress gibi bir alet daha alıp kahveyi onda demlemek. ya da öğütme aletiyle uğraşmayıp, çekilmiş kahve alıp gene french press/moka pot...vb'de demlemek.

bunların en ekonomiği french press. 2. seçeneği french press'te yapacağını varsayarak, 3'ünün arasındaki tat farklarını söyleyeyim.

1'de çok farklı çeşitte kahveler yapabiliyorsun ve çok lezzetli sonuçlar alırsın. kahvecilerde içtiğin kahveler tarzı.

2'de kahvenin tadını güzel alırsın, ama bununla düz sade kahve yapılır sadece. üstüne süt eklersin en fazla.

3'de de aynı 2 gibi sade kahve. tat olarak ise, french press daha yumuşak ve tadı belirgin kahve yapıyor, kahve makinası ise daha sert kahve yapıyor. kahve makinası hem kahveyi yapma kolaylığı, hem de kahveyi sıcak tutması sebebiyle özellikle kalabalık yerlerde en çok tercih edilen yöntem olmakla beraber, lezzet olarak pek de matah değildir. tek başına içeceksen french press/moka pot/chemex/aeropress alternatiflerine yönelmeni tavsiye ederim.

bildiğim kadarıyla kahve tadımları french press ile yapılan kahvelerle yapılıyormuş. kahvenin asıl tadını en belirgin alabildğiin demleme yöntemi buymuş. ama tabi bu demek değil ki french press en güzel demleme yöntemi. herkesin damak tadı farklı. ayrıca önemli olan kahvenin kalitesi burada. starbucks'un kahvesi çok da kaliteli değildir.

kahve öğütücüsü alacaksan da bıçakla kahveyi keserek küçülten öğütücülerden alma, kahveyi seramik dişlerinin arasında sıkıştırarak öğütenlerden al.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(25.02.21)
kahve gurusu olduğum söylenemez, hatta konunun cahiliyim. cahil cahil kendim için araştırma yaparken şuna denk geldim aydınlandım resmen: www.youtube.com

gene cahilce yorumlarım:
1. o espresso makinası, size filtre kahve makinası lazım.
2. filtre kahve çekirdekleri granül kahve gibi erimez, bahsettiğiniz şekilde yapamazsınız ama bu makine ile öğütürek ya da hazır öğütülmüş alarak french press kullanabilirsiniz ki ben öyle yapıyorum.
3. eğer günde bir tane falan içiyorsanız bu tip çok bardaklık makineler yerine taze taze demleyip içebileceğiniz bir bardaklık ürünlerden bakın. geçenlerde BİM'de Fakir Vienna Filtre Kahve Makinesi satılıyordu, yorumları da fena değil, fiyatı da çok uygundu ama kaçırmışık. gurme olmayanların işini görür bence, bir yerde denk gelirsem ben de almayı planlıyorum.

cahil yorumlarım bu kadar, sözü ustalara bırakıyorum.
0
halanne
(25.02.21)
ikisi çok farklı şeyler.
1. cihaz espresso yapıyor. latte seviyorsanız, yada americano içeceğim ben diyorsanız evet 1 doğru tercih. makine de iyi görünüyor. çekirdek kahveyi anlık öğütüp kahvenizi hazır eder. süt köpürtücüsü de var.

2. ve 3. cihazı birlikte alırsanız yapacağınız şey filtre kahve olur. 3. cihaz filre kahve makinesi çünkü. bu aletten aldığınız kahve ile latte yapamazsınız.

şu görseli bırakayım meseleyi anlarsınız sanıyorum: overdosecoffee.com

bunların hepsi espresso tabanlı kahveler.
0
veritaslibertas
(25.02.21)
1) öğütme cihazından çıkan kahveyi bardağa atarak kahve yapamazsın.
2) Kahve kültürün yoksa (Nescafe dediğin için gerçekten de yok) hiç bu işlere girme. Sana tavsiyem (madem latte içiyorsun) Mehmet Efendi espresso çekilmiş kahvesinden al, bir de ucuzundan mokapot al. Espresso hazırlayıp içine sıcak sütünü ekle. Ya da "sütsüz içeceğim" dersen içine sıcak su koy, americano olsun. "Vay efendim ben granül kahve ekolünden geliyorum" dersen french press alacaksın, bir de filtre kahve boyutunda öğütülmüş kahve alacaksın (Tchibo, Starbucks, Nero, Mehmet Efendi gibi yerlerde ya da internette espresso ya da filtre için çekilmiş kahve bulabilirsin), kolayca hazırlayıp ister sütlü ister sütsüz içeceksin. Bu aletler gereksiz. Hele ortadaki aşırı gereksiz. Daha ne içeceğini bilmeden standart çekim (baharat çekme makinesi) alet almak saçma olur.
0
prole
(25.02.21)
bunların hepsi farklı makineler. tchibo'dan aldığınız makine kapsüllü ise, 1 numaradaki cihaz mevcut cihazınıza yakın, hatta daha güzel kahve verecektir.

çekirdeği öğütüp suya atmak diye bir şey yok. french press ya da pour-over (chemex, vario vs) lazım. sonuncu cihaz da düz filtre kahve makinesi. french press'e yakın bir kahve verecektir.

içine süt koyuyorsanız, ilk cihazı alacaksınız. kahvenizi de starbucks'tan değil de, taze kavuran bir yerden alacaksınız. taze kavrulmuş kahve ile yapacağınız kahve bir kaç adım yukarı çıkacaktır.
0
co2s2
(25.02.21)
ben bean to cup makine almak istemistim sonra paraya kiymamistim. en iyisi o olabilir tazelik acisindan...
0
camussar
(25.02.21)
üçü de tabii ki farklı. kahvelerin türleri,çekilmesi ve demlenmesi farklı çünkü. öncelikle nasıl kahve içmek istiyorsunuz onu seçmeniz lazım. 1. makine espresso makinesi. yani makineden espresso türünde kahve alıp sıcak suyla birleştirerek americano, sütle birleştirerek latte vs kahveler içebilirsiniz.
2. secenek herkesin dediği gibi granül kahve gibi olmaz.
3. secenekteki makine ise filtre kahve makinesi. kahve kültürünüz hiç yoksa espresso makinesinden ziyade filtre kahve sizin için daha uygun gibi. ilk etapta makine almak yerine frenc press alıp tadına bakıp deneyebilirsiniz, severseniz bu makineden alabilirsiniz. aynı sekilde filtre kahveye de süt ekleyeip içebilirsiniz 3ü 1 arada içiyorsanız normalde. öğütücü de ilk etapta almanıza gerek yok hazır çekilmiş alıp deneyebilirsiniz.
0
Olric
(25.02.21)
Siddetle onerim su: iyi bir ogutucu al. 3-4 bin arasina bulursun. Sonrasi kolay. İstedigin sekilde demleme yapabilirsin cok para harcamadan.
0
Anjelik
(25.02.21)
valla iyi öğütücü en önemli şey demiş miydim? ilk makine çok güzel ama çok kısıtlayıcı. o paraya iyi öğütücü + idare eder espresso makinesi alırsın.

gerisi zaten bi v60 demliğine, bir moka pota bakar. bir bakmışsın her türlü demleme yapabiliyorsun. düz filtre kahve makinesi ofise alınır ev için bence gereksiz bir alet hele hele 1-2 kişiysen.
0
Anjelik
(25.02.21)
(6)

Markete çocukla gitmek.

fikox
Ebeveynle birlikte cocuklar markete gidebiliyor mu?
Ebeveynle birlikte cocuklar markete gidebiliyor mu?
0
fikox
(24.02.21)
Hayır geçen uyardılar çocukla almıyoruz diye
0
freebird5406_2
(24.02.21)
13-16 saatleri haricinde alınmıyorlarmış. bornova migrosa almadılar yeğeni, annesi alışveriş yaparken dışarıda bekledik. ama küçük marketlerde belki alınıyordur.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(24.02.21)
bim - a101 fln sallamıyor artık.

küçük bi migrosa gitmiştim ondan da bir şey demiyorlar. marketler genel olarak ebeveyn yanında çocuga bir şey demiyordu zaten. tek başına giderseniz 20 altını almıyorlar.
0
nuisance
(24.02.21)
carrefour gurmeye giremedim.
0
kenarortay
(24.02.21)
Migros almadı, diğerleri sallamıyor. 2.5 yaşında çocuk.
0
kimlanbu
(24.02.21)
Biz hep gidiyoruz. Kimse de uyarmıyor. Migros, file, mahalle bakkalı vs sorun olmuyor.
0
makarnacanavari
(24.02.21)
(6)

arabayı ben kiralasam almaya gittiğimde başkası sürse?

Anjelik
araba pratiği yapmak için araba kiralasam, ancak bi arkadaşla gitsem ve şoför koltuğuna arkadaş binse daha rahat bir yere götürmek için biraz pratik yapana kadar ben nasıl olur mümkün müdür?
araba pratiği yapmak için araba kiralasam, ancak bi arkadaşla gitsem ve şoför koltuğuna arkadaş binse daha rahat bir yere götürmek için biraz pratik yapana kadar ben nasıl olur mümkün müdür?
0
Anjelik
(24.02.21)
mümkündür, bir şey olmaz.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(24.02.21)
Günlük 7-8 lira yedek şoför ücreti. Risk almaya gerek yok.
0
aynabugusu
(24.02.21)
ehliyet var değil mi? yoksa siz zaten kiralayamazsınız. onun dışında yedek sürücü +1
0
elorelia
(24.02.21)
Ehliyet var tabii. Ekstra sofor olayini ilk kez duydum iyiymis valla. Millet bunu neden yapiyor merak ettim?
0
🌸Anjelik
(24.02.21)
Ekstra şoförü mü neden yapıyor? E mesela arabayı uzun yol için kiralıyor, yolda dönüşümlü kullanıyorlar. Bir kaza olsa bir şey olsa sözleşmede adı olmayan birinin direksiyonda olması sıkıntı.
0
kobuzchu kiz
(24.02.21)
haa şimdi çaktım ya olayı tam da ihtiyacım olan şey buymuş üç kuruş ek bedelle süper valla.
0
🌸Anjelik
(24.02.21)
(3)

Köpek sahiplenmek

black mamba
Ablam çocuğu için köpek sahiplenmek istiyor. Nasıl vazgeçirebilirim? Daha önce balık aldı öldü. Muhabbet kuşu aldılar daha sonra geri götürdüler kuşçuya. Oyuncak değil bu diyorum. Çocuğun ihtiyacı var diyor. Yarın sahiplenip bırakırlarsa yazık olur köpeğe.
Ablam çocuğu için köpek sahiplenmek istiyor. Nasıl vazgeçirebilirim? Daha önce balık aldı öldü. Muhabbet kuşu aldılar daha sonra geri götürdüler kuşçuya. Oyuncak değil bu diyorum. Çocuğun ihtiyacı var diyor. Yarın sahiplenip bırakırlarsa yazık olur köpeğe.
0
black mamba
(24.02.21)
ablan biraz ımmm nasıl desem garip biri sanırım. ben olsam çok ciddi sert çıkarım ne demek çocuğun ihtiyacı var? bakmayacaksa almayacak. öyle kuş bırakmaya benzemez. işin ciddiyetinin farkında değil.
al karşına bence açık açık çok ser dille almaması gerektiğini işte kıl tüy çiş kaka tatil sorunu falan diye anlat bir de travmatik aşırı kuduruk köpekleri göster tırssın.
0
wild honey suckle
(24.02.21)
Önce sahiplenilmiş bir köpeğe geçici yuva olmayı deneyebilirler. Yurtdışına gitmeden önce TR’de yasal olarak 2-3 ay beklemesi gereken köpekler olabiliyor, bir sakatlık sebebiyle ayrı bir evde bakılması gereken köpekler olabiliyor. Öncelikle bunlarla o sorumluluğu gerçekten almak isteyip istemediklerini test edebilirler. Çocuk da eğer ancak köpekle gerçekten ilgilenirse bu geçici köpek gittikten sonra kendi köpeği olmasına izin verileceğini bilecek ve ona göre sorumluluk geliştirecek. Bunu göze alamayan aile hiç sahiplenmesin zaten, en ufak bir sorunda pişman olup vazgeçecekler demektir. Sonuçta çok sağlıklı herhangi bir köpeğin başına da gelebilir bu hastalıklar, sakatlıklar. Herhangi bir plan yapmadan önce köpeği de düşünmeleri gerektiğini, düzenli yürüyüş, oyun vs gibi konuların aile içinde nasıl çatışmalara yol açabileceğini denesinler 2-3 ay.
0
pandispanya
(24.02.21)
ablan "sahiplenelim, olmadı bırakırız" mı diyor? belki de bırakmayacaktır? çocuk sahibi koskoca insan, köpek sahiplenmenin ne gibi sorumlulukları olduğunu, sabahları yürüyüşe çıkarılması gerektiğini vs bilmeden sahiplenmeye kalkmış olmaz diye düşünüyorum. bundan önce balığının ölmesi ve kuşu geri vermeleri köpeğe bakamayacağını çok da göstermiyor sanki. üstelik çocukla köpek arasında bağ oluşacak, madem çocuk için alıyor, köpeği geri vererek çocuğa bu travmayı yaşatmamak için bile bırakmayacaktır diye tahmin ediyorum. ama abla senin, daha iyi tanırsın :D bir köpeğe geçici yuva olmak daha iyi bir çözüm gibi başlangıç için.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(24.02.21)
(1)

Xbox one s gamepad titreşim nasıl kapatılıyor?

0zlem
Bazı oyun seçeneklerinde var ama oynadığım oyunda yok nası kapatabilirim?Çok şarj yiyor kendisiedit: bilgisayar için soruyorum win10 kullanıyorum.
Bazı oyun seçeneklerinde var ama oynadığım oyunda yok nası kapatabilirim?

Çok şarj yiyor kendisi

edit: bilgisayar için soruyorum win10 kullanıyorum.
0
0zlem
(24.02.21)
ayarlar - cihazlar&bağlantıları - aksesuarlar - yapılandır - düzenle (kalem simgesi)

buradan kapatma seçeneği çıkıyor

edit sonrası edit. xbox accessories diye bir app var store'da. onu indiriyorsun ve gamepadi kabloyla bilgisayara bağlıyorsun. buradan sonra yapılandırma çıkıyor.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(24.02.21)
(3)

kamp çadırı ve mat tavsiyesi vs.

evimin paspasi
selamlar herkese. kamp çadırı alacağım ve 4 kişilik uygundur diye düşünmekteyim. içerideki ferahlık açısından dolayı. marka tavsiyesi verecek var mıdır? bir de mat olarak ne tavsiye edersiniz? uyku tulumu tavsiyesi de alabilirim yanına.
selamlar herkese. kamp çadırı alacağım ve 4 kişilik uygundur diye düşünmekteyim. içerideki ferahlık açısından dolayı. marka tavsiyesi verecek var mıdır? bir de mat olarak ne tavsiye edersiniz? uyku tulumu tavsiyesi de alabilirim yanına.
0
evimin paspasi
(23.02.21)
Çadır ve matta bütçen uygunsa husky iyi diyorlar. Ben matı decatondan quechua aldım iyi gayet
0
goodyes
(23.02.21)
merhaba,

fazla detay vermemişsin. kaç kişi kalacaksınız, nerelerde kamp yapacaksın, hangi mevsimde, kampa özel araçla mı gideceksin yoksa toplu taşımayla mı, bütçe..

genel olarak yardımcı olayım. tüm malzemelerini decathlon'dan alırsan gayet memnun kalırsın. ama bütçen daha iyiyse performans açısından kutupayısı gibi outdoor mağazaların sitelerine bakmanı öneririm, özellikle çadır için. çok daha güzel ve dayanıklı ürünleri var.

çadırın kaç kişilik olacağını seçerken, çadırda kalacak kişi sayısı +1 şeklinde düşünebilirsin. decathlon'dan alacaksan 2 seconds dedikleri pop up çadırlardan alma. kendi ayakları üstünde durabilen, standart kamp çadırı al.
*pop up çadır örnek: www.decathlon.com.tr (hiçbir avantajı yok, diğer çadırlar da kısa sürede kurulup toplanıyor. üstelik bunların tavanı alçak. bir de (bence) kampçı ruhuna uymuyor bu çadırlar, biraz çocuk çadırı gibi :))
*kendi ayakları üstünde duramayan çadır örnek: www.decathlon.com.tr (bu tip çadırların ayakta durması için kazıklarını yere sabitlemek zorundasın. kumda ya da kötü zeminlerde kurması çok zor. durmuyor.)
*standart çadır örnek (decathlon'dan alacaksan tavsiye edeceğim çadır): www.decathlon.com.tr

diğer markalardan da şu iki çadıra bakmanı öneririm
husky-bizon. tercihe göre husky'nin diğer modellerini de inceleyebilirsin. bizon modeli bana göre çok kullanışlı geniş ve rahat.
loap-foresta. gene loap'ın türkiye'de sınırlı sayıda bulunan başka modelleri de incelenebilir. husky bizon ile birebir aynı model bu da. ben bunu kullanıyorum binlerce yıldır :)

husky ve loap çadırları fiyat/performans olarak çok iyidir ve decathlon çadırlarına göre biraz daha pahalı olmalarına rağmen çok daha uzun ömürlüler. çadır direkleri (polleri) decathlonun çadırına göre çok daha güçlü, sert rüzgarlarda falan kırılıp bükülmezler.

önerdiğim decathlon çadırının ise fresh&black olması çok avantaj. ciddi oranda güneşi yansıtıyor. böylece yazın sabahın ilk ışıklarıyla ter içinde uyanmıyorsun. tabi deneyimli bir kampçı her zaman çadırını kurmadan önce güneşin nereden doğacağına bakar, ona göre bir ağaç arkası falan seçer ve fresh&black çadıra ihtiyaç duymaz :)

diğer yandan husky/loap tarzı kalite bir çadır alıp üstüne decathlon'dan uv gölgelik alabilirsin. üstüne dedim ama, biz hiç çadırın üstüne kurmuyoruz gölgeliği. daha çok kampta oturma alanlarımızın üstünü kapatmak için, sahillerde güneşi kessin diye vb kullanıyoruz. gölgelik sıcak kamplarda olmazsa olmaz bir malzeme. şu: www.decathlon.com.tr

eğer arabayla gidip geleceksen kamplara, uyku tulumu yerine şişme yatak ve tabi yatak pompası alırsan çok daha rahat edersin. şişme yatak alacaksan da altına mat sermelisin, yatak patlayabiliyor. bu matı decathlon'dan alabilirsin, şu ucuz ve gri olanlardan. yok kampa arabasız gideceksen de, tulum önerisi derya deniz. hangi sıcaklıklarda kamp yapacağın önemli. ama tulum kullanacaksan ve bütçen de iyiyse decathlonun ucuz matı yerine daha iyi bir mat taşımak isteyebilirsin daha rahat etmek açısından. örneğin naturehike markasının çok güzel şişme matları var. bunları inceleyebilirsin. decathlon'un da şişme matları vardı sanki.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(23.02.21)
çok teşekkürler bilgiler için. açıkçası ben içerisinde rahat dolaşmak için bir tane düşündüm ve diğer konuları araştırdığım için dört kişilik dedim. yani 2 veya 3 kişi maksimum yatacak kişi ve motosikletle gezeceğim. detaylı açıklaman için de çok teşekkür ederim.
0
🌸evimin paspasi
(27.02.21)
(5)

Iflah olmaz obur kedi

fakyoras
Selam,Kedimiz iflah olmaz bir obur, surekli ac... kilo aldigi icin mamayi kisitlayalim dedik. Kendisi 2 yasinda disi british shorthair ve su anda 4 kilo 200 gram civarinda. Mamasinin arka tarafinda yazan kilosuna gore olan mamayi veriyoruz, hepsini bir anda verince hepsini bitirme gafletine dustugu
Selam,

Kedimiz iflah olmaz bir obur, surekli ac... kilo aldigi icin mamayi kisitlayalim dedik. Kendisi 2 yasinda disi british shorthair ve su anda 4 kilo 200 gram civarinda.

Mamasinin arka tarafinda yazan kilosuna gore olan mamayi veriyoruz, hepsini bir anda verince hepsini bitirme gafletine dustugu icin sabah ogle aksam 3 taksitte veriyoruz hep. Ayni saatler olmasina dikkat ediyoruz ama disinin kovuguna yetmiyor galiba. Mama dolabinin onunden gececek olsak miyav miyav miyav geliyo hemen yanimiza.

Birkac haftadir boyle, alismadi gitti...

Soru:
Siz mamayi kutusunun arkasinda yazan gramajda mi veriyorsunuz?
Mama degistirince gramaji kutunun arkasinda yazan seye gore guncelliyor musunuz?
Sizinki de surekli ac mi?
Otomatik mama veren aletler var, onlar guzel mi?
0
fakyoras
(23.02.21)
aslında kutuda yazan gramajda vermeye çalışıyoruz ama her seferinde ölçmüyoruz. o yüzden fazla veriyoruz muhtemelen. bir de üst değerden vermiyoruz. ortalamasından veriyoruz.

mamaya karşı tok, başka şeylere karşı aç. yemek yaparken bacağımıza tırmanıyor bişeyler atalım diye. ekmek poşeti ortada ise parçalıyor. sokak kedileri için olan mama ortaya çıkınca çıldırıyor yemek için (sokaktakiler bile o kadar iştahla yemiyor) ama dediğim gibi kendi mamasına saldırmıyo, açken yiyor, hatta iki öğün vermemize rağmen ikinci öğüne kadar mama bitmiyor bile.

alet kullanmadım ama içerisindeki mama hava alıyorsa pek mantıklı değil.

eğer yaş ufaksa açlık normal ama sanki.
0
elorelia
(23.02.21)
benim hayvan da 9 kilo falandi. metabolik diye bi mama verdi veteriner. 7 civari simdi 1 senedir falan onu yiyo. bi veterinere goturun dicem de 4 kilo fena de degil bilemedim.

1- evet ama kendi olcu kabiyla olcuyorum. her mamanin boyu ozkutlesi falan ayni degil kendi olcegiyle olcmek lazim
2- tabi
3- evet
4- yemlebeni diye bisi var bende. gayet memnunum tavsiye ederim. 1-2 gunlugune bi yerlere de gidebiliyosunuz. olcegi de guzel
0
cilgin fantezilerin adami
(23.02.21)
4,2 fena değil ama kedi kısır mı? mamanın markası, tipi nedir?
0
bir garip melek
(23.02.21)
Kisir, royal canin neutrred for female mamasini kullaniyoruz.

@cilgin, biz de yemlebeni gibi bir sey alacagiz ama internet entegrasyonu olmasin diyoruz. Bir iki gun bir yere gidince bir sorun olur filan mamasiz kalmasin. Ne kader eski teknoloji o kadar iyi :D
0
🌸fakyoras
(23.02.21)
merhaba,

mamanın arkasında yazan gramajı vermeye devam edin bence ama 3 taksitte değil, en az günde 5 kere falan vermeniz gerek. 3 kere yediği için doymuyordur. doymadığı için de alışamamıştır ve aç hissediyordur. kediler sık sık yerler.

mama kabı full dolu olarak önüne koy. mesela günde ne kadar yemesi gerekiyorsa o kadar ölçü. önce gözü doysun. yaklaşık 5'te birini yediğinde önünden alırsın. birkaç saat sonra tekrar miyavladığında gene verirsin.

benim iki kedim var. birisi obur ve tombik. yemeğe çok düşkün. diğerinin karaciğer rahatsızlığı dolayısıyla farklı mama yemesi gerektiği için mamalarını ortada bırakmamaya başladım birkaç aydır. her acıktıklarında mamalarını dolabın üstünden indirip veriyorum. tombik olan kedim (aynı mamayı yemeye devam ediyor) biraz zayıfladı bu süreçte. eskisi gibi şişko durmuyor en azından :) gramaja hiç dikkat etmiyorum, ama mama alma sıklığımı düşündüğümde tam da gramaj kadar, hatta biraz daha az yiyor. ama günde 5 kere yiyor. hele kış döneminde daha da arttı yeme sıklıkları. genelde gece 10-11 gibi son kez yiyorlar, sonra sabaha karşı 4-5 gibi illa uyandırıyorlar. o kısım benim açımdan biraz sıkıntılı. ama siz tabi gece yatmadan önce belli bir miktar mamayı ortada bırakabilirsiniz gece de yesin diye.

edit. royal canin (for female??? :)) mama verdiğinizi okudum. female'i bilmem de, royal canin mamaların içeriğinde protein olarak et bulunmuyor. "kurutulmuş hayvan proteini" var. içeriğini okumanızı tavsiye ederim. başka mamaya geçmeyi değerlendirebilirsiniz. içeriğinde yüksek oranda kurutulmuş et + taze et içeren nd, orjen ya da acana mamalarını öneririm, içerikleri çok kalitelidir. bunlardan bir alt segmentte, bunlar kadar fazla olmasa da gene gerçek et içeren mama olarak pro plan var, o da tercih edilebilir. gerçi ben de karaciğer rahatsızlığı için kedime veteriner tavsiyesi olarak royal canin'in özel bir veteriner mamasını veriyorum birkaç aydır ama hasta olmasa tercih etmezdim. benzer özellikte başka bir marka bulup ona geçeceğim bu aralar.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(23.02.21)
(7)

Komşu gürültüsü ve ev tavsiyesi

jepa
şu an oturduğumuz ev yaklaşık 27-28 yıllık.. komşu gürültüsünden o kadar dertliyim ki yeni ev almaktan ve aynı şeyleri orda da yaşamaktan korkuyorum. devamlı eşya çekiyorlar ama devamlı yani.. sabit durmuyor eşyalar. sandalye masa kanepe hepsi.. sabah demeden gece demeden elektrikli süpürge çalışır.
şu an oturduğumuz ev yaklaşık 27-28 yıllık.. komşu gürültüsünden o kadar dertliyim ki yeni ev almaktan ve aynı şeyleri orda da yaşamaktan korkuyorum. devamlı eşya çekiyorlar ama devamlı yani.. sabit durmuyor eşyalar. sandalye masa kanepe hepsi.. sabah demeden gece demeden elektrikli süpürge çalışır.. torunları gelir bütün gün evde koşar. uyarıyorsun yine aynı. konuşulacak medeni insanlar değiller. eski komşu varlıklıydı. paraya ihtiyacı olmadığı için neredeyse 2/3 fiyatına bunlara sattı.. o günden beri ne okuduğum kitaptan bir şey anlıyorum ne de uykumdan. laminat parke üzerinde terlikle yürüme sesi direkt beynimin içinde.. birazcık medeni bir insan yalıtımın olmadığı eski sayılan bir binada o lanet olası laminat parke üzerinde geceleyin tıkır tıkır yürünmeyeceğini bilir değil mi? neyse..

üst katımda asla kimse olmamalı diye düşünerek teraslı ev almaya niyetlendim.. neden teras derseniz o evler dubleks oluyor. eğer alt komşudan da ses gelirse en azından üst kattaki odalarda rahat ederim diye düşünüyorum. o derece bıktım yani.

milyonluk ev alacak durumum yok.. ev satışından gelen 300 bin civarı bir nakit var. çok fazla kredi çekip ödeme yapmak da istemiyorum. ankara için 350ye kadar etimesgut ve keçiören taraflarında evler var sanırım.. muhit olarak sizce nasıldır?

1- şu an oturduğunuz evleriniz yeni mi, yalıtım işi nasıl? üsttekinin kahkahaları, eşya çekmeleri, yürümeleri duyuluyor mu?

2 - kredi çekip daha iyi ev almayı mı tavsiye edersiniz.. ev ne kadar güzel olursa olsun ben gürültüden bıktım.. dolayısıyla sessizlik ilk kriterim evin ve semtin güzelliği ikinci planda. ev güzel de olsa bir şekilde beni bulur bu tipler.

2- teraslı evlerin olumsuz yanları nedir?

3- etimesgut civarı oturulmaz mı dersiniz..muhit olarak nasıldır?

4 - önerebileceğiniz diğer seçenekler var mı?
0
jepa
(22.02.21)
Aynı sebepten dolayı biz de üst kat dublex ev arıyoruz. Geçen yıl aynı sebepten en üst kat bir eve taşındık fakat evimiz kentsel dönüşüme giriyor. Bundan sonraki üst kat dublex olsun diyoruz. Abimler böyle bir evde oturuyorlar çok mutlular sıfır gürültü. Ama teras gündüz çok güneş alıyor akşam da çok esiyor esmeyen günlerde teras keyfi baya iyi oluyor. Hiçbir olumsuz durum yaşamadılar şu güne kadar.
0
suicides underground
(22.02.21)
Aynı sizin gibi nedenlerden ve deprem korkusundan yeni eve taşındık kiracı olarak.Ev yeni yapım(10yıllık) ve ytong denen hafif malzeme kullanılmış.Ama yalıtım inanın eski evden daha kötü.Ev ısınmıyor,böcek sorunu var,fansız balkonlar tüm kış boyunca içten buğlanıyor,günde 3 kez cam siliyoruz.Tüm sesler duyuluyor,bırakın altımdakini üstümdekini,2 kat alttaki çocuğun zıplamalarını duyuyorum.Müteaahhit herşeyinden çalmış.Hadi biz kiracıyız,çok darlanırsak gideriz de satın alıp 10 sene bu evlere taksit ödemek...
İmkanınız varsa (biraz tuhaf gelicek ama) o evde bir hafta on gün yaşamadan satın almayın.
0
arenas
(22.02.21)
1- son 3 yılda 3 ev değiştim Ankara’da (Bağlıca) burada evler hep yeni, en eskisi 2 yıllıktı, hepsinde (şu an oturduğum da dahil) ciddi ses yalıtımı problemi var. Terlik sesi hala geliyor. Düşünün ki şu an oturduğum ev 2020 yılında yapıldı ve aylarca üst kattan çocuk sesi geliyor sanıyordum (koşuşturma sesleri falan), çıktım konuştum ve çocukları bile yoktu. Ses iki üst kattan geliyormuş.

2- teraslı evde ısınma çok ciddi sorun, yaksan bile ısınmayabilir.

3- Aradığın kriterlerde Etimesgut iyi bir seçenek değil. Muhakkak iyi bölgeleri vardır araştırmak gerek..

4- Bence siz komşu alın ev değil, komşular anlayışlı olursa (en azından alt ve üst komşunuz) siz de rahat edersiniz. Öte türlü benim gibi gece 01.00’da çamaşır makinesi sesi eşliğinde uyuyup sabahları çocuk seslerine günaydın dersiniz.

5- mutfaktan gelen koku ve banyodan gelen su seslerini de komşularınıza sorun, bunlar da ciddi sorunlar doğurabilir.
0
giovanne
(22.02.21)
5 yıllık yeni binada oturuyorum. binanın ısı yalıtımı çok iyi, ancak ses yalıtımı çok kötü. bunların ikisi aynı şeyler değillermiş, yeni bilgilendim size de bahsedeyim.

ses yalıtımı için odaların aralarına bondex sünger malzemesi konuluyor.
www.turkishacoustic.com
kalınlığı 38 mm. bunun üzerine de alçıpan kaplanarak ses yalıtımı sağlanmış oluyor. ama yeni binalarda da bundan kaçınabiliyorlar çünkü bu odaların her uygulama yapılan duvarından yaklaşık 4 cm eksilmesi, odanın bayağı bir küçülmesi demek.

komşularım çok tatlı, herkes ses konusunda dikkatli ve kimseden bir şikayetim yok ama evet bizde de eşya çekme sesi, insan sesi vb çok duyuluyor. binayı yapan inşaat şirketine bu ses olayını söylediğimizde evlerimize bu ses yalıtımını yapmamızı önerdi :')
0
istanbul kanatlarimin altinda
(22.02.21)
Ülkemizde yeni evlerde bile ses yalıtımı bulmaz çok zor. Zorunlu olmadığı için neredeyse hiç bir müteahhit firma bu işlere girmiyor. Çoğunlukla ısı yalıtımını bile var diye göstermek için öylesine yapıyorlar, bir işe yaramıyor.

Ve hatta tünel kalıp ile yapılan yeni evlerde, eski evlere oranla ses yalıtımının çok daha kötü olduğunu, sadece yukarıdan değil, diğer postlarda da söylendiği gibi alttan yandan, her yönden ses alabileceğinizi söyleyebilirim.

Bu nedenlerle binanın yeni olması sizi aldatmasın.
0
cursor
(22.02.21)
Dokuz aylık evde oturuyorum. Ara katım. Şöyle söyleyeyim artık hangi daireden geliyorsa ışık açma kapatma sesini bile duyuyorum. Yukarda birileri non stop koşuyor ama non stop. Masalar çekiliyor gece 12de süpürge yapılıyor, apartmanda bir deli var sürekli kop kop müzik yani cidden deli apartmanı gibi.
Bir sonraki evim kesinlikle dubleks üst kat olacak ama sanırım onda da ısınma büyük problem. Hayırlısı bakalım.

Ha bu arada asıl bomba bizim apartmanda şöyle bir mallık var , benim yatak odamın yan dairesindeki bitişik oda salon. Wow cidden.
0
wild honey suckle
(22.02.21)
herkese cevaplar için teşekkürler. anlaşılan çoğu kişi bir şekilde bundan dertli. şu hayatta ev dediğimiz mekanlarda dinlenebilmek bile lüks hale geldi. keşke komşu almak gibi bir seçeneğimiz olsaydı :)

belki gürültücü biri olsaydım, kitap okuma veya sessizlik gerektiren bir iş yapmasaydım, takıntılı olmasaydım, kafayı koyar koymaz uyuyabilen biri olsaydım yaşar giderdim ama maalesef öyle değilim. o yüzden tüm dezavantajlarına rağmen üst kat araştırmalarıma devam etmem lazım.
0
🌸jepa
(22.02.21)
(1)

Compliance Table

co2s2
bir ihaleye teklif veriyoruz. compliance table doldurmamız istendi ama "compliance" kelimesinin tam karşılığı bu değil. biraz daha "work scope" gibi bir tablo aslında.bir sütunda iş tanımı var. yanında info type , onun yanında employer comments, en sonda subcontractor comments var. subcontractor ola
bir ihaleye teklif veriyoruz. compliance table doldurmamız istendi ama "compliance" kelimesinin tam karşılığı bu değil. biraz daha "work scope" gibi bir tablo aslında.

bir sütunda iş tanımı var. yanında info type , onun yanında employer comments, en sonda subcontractor comments var. subcontractor olarak buraya ok ok yes yes diyip geçecek miyiz? yoksa birer ikişer cümle yazmamız mı bekleniyor?
0
co2s2
(22.02.21)
ok/yes değilsen açıklama yaz, aksi halde sadece ok/yes yeterli

biz "confirmed" yazıyoruz compliance'lara. ama work scope tarzı bir şeyse yes daha doğru olabilir.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(22.02.21)
(24)

İş yeri hitap şekli

black mamba
yöneticinizle, üslerinizle aranızda nasıl bir hitap şekli var? Nasıl bir yerde çalıştığınızı da yazarsanız sevinirim. Kurumsal, çokuluslu şirket, kobi, kamu. Bir de yaş farkı çok mu az mı?A- ikimiz de siz diye hitap ediyoruzB- o bana sen diyor, ben siz diyorumC- ikimiz de sen diye hitap ediyoruzD- o
yöneticinizle, üslerinizle aranızda nasıl bir hitap şekli var? Nasıl bir yerde çalıştığınızı da yazarsanız sevinirim. Kurumsal, çokuluslu şirket, kobi, kamu. Bir de yaş farkı çok mu az mı?

A- ikimiz de siz diye hitap ediyoruz
B- o bana sen diyor, ben siz diyorum
C- ikimiz de sen diye hitap ediyoruz
D- o siz diyor, ben sen diyorum
0
black mamba
(22.02.21)
b
0
reanarchy
(22.02.21)
Eski iş yerim için, kurumsal. Gmy ve üzeri, x bey
Onun dışındakiler sadece isim
Gmy ve üzeri ise diğerlerine sadece isim
0
kisa
(22.02.21)
b kamu
0
ala09
(22.02.21)
Kurumsal olmaya çabalayan patron şirketi, 1000 kişilik fabrika.

C- müdürüm 6 yaş büyük benden. İsmiyle hitap ederim, sen derim. Teknisyenlerim de bana ismimle ve sen diye hitap eder, çünkü ben öyle isterim. Onların yaşı da benden 7 yaş büyükle 10 yaş küçük arasında değişiyor. Ben işe başladığımda müdür olmayıp şimdi müdür olanlara da isimle, sen diye hitap ediyorum.
0
pati
(22.02.21)
b kamu
0
sizofren06
(22.02.21)
b- küçük bi ofis. normal yani:)
0
matilda
(22.02.21)
C - kurumsal, cok uluslu
0
orange coffee
(22.02.21)
b
yaş farkı cok
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(22.02.21)
Yönetici değil fakat kendisine dışardan destek şeklinde çalıştığım bir avukat üstat var 66 yaşında, birbirimize x bey y bey şeklinde hitap ediyoruz. Ben 26 yaşındayım.
0
vedatchilipeppers
(22.02.21)
sen - sen, kurumsal özel sektör.

ha herkese sen demiyorum tabii, direktör ve üstü "siz"dir benim için.
0
piremses
(22.02.21)
A- Siz (ya da Bey/Hanım) diye hitap ediyoruz. Müdürlerden biri sen diyor arada. Ama benimki genel durum değil, istisna. Şıklar yetersiz bence. Kamu kurumu için bir E şıkkı olmalıydı.

E- Müdürüm, Başkanım, Genel müdürüm. Kamuda en çok kullanılan hitap şekli. Son heceye bastıra bastıra söylenir genelde.
0
zihua
(22.02.21)
C, yas farki var baya. Hatta isimle hitap ediyoruz ama sirket kulturumuz bu.
Yurtdisinda calisiyorum, avusturyada. Sirket devlet sirketi, 10000 calisan filan vardir herhalde.

Sadece CEOya siz diye hitap ediyorum ama onda da mesela “saygideger mr x” gibi degil de “hello Mr X, dear mr x” gibi mesela.
0
kuehles blondes
(22.02.21)
yaş farkı olsa da olmasa da insanlarla yüz güz olmaya gerek yok, o yüzden ben herkese siz diye hitap etme taraftarıyım. onlar nasıl rahat ediyorlarsa öyle hitap edebilirler.
0
pigletvsdaisy
(22.02.21)
C
Kurumsal sirket.

Onun ustune b
0
mor oje
(22.02.21)
Kurumsal
B
Kendi yoneticim benden 11 yıl daha kıdemli kurumda. Ben girdiğimde de yöneticiydi.
Ben girdiğimde yönetici pozisyonunda olmayip daha sonra yöneticiliğe yükselenlere ismiyle hitap ediyorum.
0
sckxyss
(22.02.21)
C, startup, yöneticimle aramızda 8 yaş var. Herkes herkesle böyle konuşuyor.
0
plutongezegendegilmi
(22.02.21)
tepe yöneticiyim. patronlara siz diyorum, onlar sen diyor. kalan herkes (50 kişi yaklaşık) siz diyor, ben de sen diyorum.
0
co2s2
(22.02.21)
cokuluslu sirket. arada yirmi yas fark var. ama burada kimse yasi sallamiyor.

ikimiz de sen/siz diyoruz. ingilizce

ben hi ile baslarim. o bazen hi bazen ismimi yazar direk. allahin almani, ama on numara adam. bayagi severim kendisini, workaholic olmasaydi iyi olurdu.
0
camussar
(22.02.21)
C olmayan şirket de ne bileyim.
0
kenarortay
(22.02.21)
Çokuluslu bir şirkette yönetici olarak çalışıyorum. Uzun yıllardır bu şirketteyim. Hem lokalde hem de yurtdışında yöneticim var. Lokal yöneticimle durumumuz (a) benden yaş olarak da büyük, yurtdışı yöneticimle durumumuz (c) - sadece ingilizce sebebiyle değil, yaşı belki benden biraz büyüktür ya da yaşıtızdır, sormak ayıp.
Bana bağlı çalışan 4 kişi var. İkisi ile durumumuz (c) diğer ikisi ile (d). Bu iki kişiye "bana adımla hitap edebilirsin" dedim, onlar kendilerini rahat hissetmediler. Yaş farkı var ancak daha önemlisi sanırım onlar beni yönetici olmamdan önce tanımıyorlardı, sanırım o yüzden. Diğer ikisiyle öteden beri tanışıyorduk, sen olarak kaldı. Bana sen diyenlerden biriyle siz diyenlerden biri aynı yaşta.
0
SiyamkedisiZorro
(22.02.21)
b, kurumsal şirket, yaş farkı 12 civarı.

istesem c de olurmuş aslında. ama bir kadın olarak adama sen demek istemedim. bilmiyorum, yani çekindim biraz. sanki yanlış anlaşılır gibi geldi. niye böyleyim ya. gereksiz bir düşünce bu sanırım. ama böyle başlayınca böyle devam etti. gerçi o da hiç "bana sen diyebilirsin" demedi.

altımdakilerle ise c. başta siz diyenler olur, düzeltirim.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(22.02.21)
Çokuluslu kurumsal şirket, flat hierarchy.
Hanım bey demek yasak, herkes sen ben diyor. 1 günlük elemana da, senior manager'a da ismiyle hitap edilir. Kendine hanım bey dedirten olursa ciddi uyarı alır.
0
Jux
(22.02.21)
Total çalışan sayısı 90bin civarı olan bir Amerikan firmasınin Avrupa ofisinde.
N+1 müdürumle aramda 33 yas var. N+2 ile 23 falan. N+3 de bu civarlar, ustuyle daha oturup normal konusmadim, toplantida falan anca.

C. Ki firmada siz demek yok.
0
logisticsmanager
(22.02.21)
herkese "basgan" diyorum. herkeste bana "basgan" diyor. adimi bilen azdir
yazilimspor
0
foster
(22.02.21)
(16)

moda'nın abartılmış bir balon olması

roket adam
selamlar arkadaşlar, 31 yıllık istanbulluyum, son 3-4 senedir de Kadıköy'e arabayla 10 dk mesafede bi ilçedeyim, e-scooterla da 15 dk falan sürüyor. tüm duyurularda bir moda övgüsü görüyorum da bu bölgenin neden yaşamak için bu kadar övüldüğünü anlayamıyorum. şöyle ki:- evlerin geneli çok eski, sade
selamlar arkadaşlar, 31 yıllık istanbulluyum, son 3-4 senedir de Kadıköy'e arabayla 10 dk mesafede bi ilçedeyim, e-scooterla da 15 dk falan sürüyor.

tüm duyurularda bir moda övgüsü görüyorum da bu bölgenin neden yaşamak için bu kadar övüldüğünü anlayamıyorum. şöyle ki:

- evlerin geneli çok eski, sadece deprem riski değil yapısal problemli bitişik nizam binalar var
- inanılmaz bir otopark sorunu var
- özellikle haftasonları inanılmaz bir yaya kalabalığı oluyor, sokak aralarında içen sıçan bağıran bir sürü garip tip var
- yine haftasonları arabanızı dışarı çıkarmanız olanaksız, ayrıca sokak aralarındaki trafik aşırı gürültü yapıyor. millet son ses müzik açıp geziyor. alkollü araç kullanan çok.
- mekan olarak öyle kendine özgü diyebileceğimiz ilginç pek bir mekanı da yok
- sahili suriyeliler tarafından ele geçirilmiş durumda, sahil desen o da kullanılabilir durumda değil -bence-, çekirdek çitleyip yerlere atan, çimlerde yiyişen, sağda solda bira şişesi kıran tekin olmayan tipler var hep.

yani hem gezilecek görülecek pek bir şey yok, hem de ufacık bi bölge, bütün istanbulun buraya akmak istemesi bana çok ilginç geliyor. bazen Kadıköy'e gidiyorum metroyla falan, bakıyorum millet giyinmiş süslenmiş bi saat isparkta otopark sırası bekliyor. ya da 50 yıllık her tarafı dökülen bitişik nizam karanlık binaya 3 bin tl kira ödüyor insanlar falan. bi tek bana mı ilginç geliyor bu. havalı diye mi acaba diyeceğim bir havası da yok, mütevazi bir semt yani. neyse sizin yorumlarınızı merak ettim, bu huzursuz semtte neden yaşamak istiyorsunuz genel olarak?
0
roket adam
(21.02.21)
yaklaşık 10 senedir moda'da oturuyorum. arabam olmadığı için arabayla ilgili yazdıklarını geçiyorum. ama bu zaten genel olarak istanbul'un bir sorunu olsa gerek.

moda'nın da sakin sokakları var, ben de onlardan birinde oturuyorum. özellikle korona öncesi haftasonları aşırı kalabalık oluyor evet, bu kadar herkesin gelmesini ben de tercih etmezdim.

sahil de aynı şekilde özellikle yazın haftasonları çok kalabalık oluyor etrafta bir sürü çöp oluyor doğrudur. ama sahil herhangi bir zümre tarafından ele geçirilmiş durumda değil ve tekinsiz tipler de olmuyor öyle. yani ben tek tük olaya denk gelmişimdir bu 10 sene içinde. gerçi haftasonları pek gitmiyorum o da var.

semt huzursuz değil ama kesinlikle benim için. özellikle haftaiçi çok daha güzel oluyor. şimdi korona zamanı da az insan olduğu için daha da güzel. 2 dk'da sahile inip yürüyüş yapıp dönebiliyorum. yaşayan insanları da iyidir genelde. ben memnunum ki kalıyorum 10 yıldır :)

edit: bu arada aşağıda yazıldığını görünce aklıma geldi moda sahili deyince benim aklıma doğrudan kalamış'ın karşısına düşen yer geliyor. rıhtımdan moda'ya kadar uzanan sahilde oradan daha farklı bir kitle var bence ve kadıköy'e farklı ilçelerden gelen çoğu kişinin hala kalamış tarafındaki sahilden haberi bile yoktur bence.
0
tepedeki psychedelic adam
(21.02.21)
Bu saatte uyanık olmamın tek sebebi bütün akşam sahibinden’de kadıköy’de ev bakmış olmam :(
Bence insanların övdüğü kısımlar sizin saydığınız noktalar ile örtüşmüyor. Ben çok seviyorum şahsen. Şifa sokakta oturmak isterdim ama param oralara yetmiyor. Sokak var sokak var diyorum o yüzden...
0
irene
(21.02.21)
Ev alma komsu al durumu. Daha gencken pek sallamazdim ama artik cok onemli oldugunu dusunuyorum. Suriyeliler Moda'nin sakin ara sokaklarinda degiller. Guvende olmak gibisi yok.

200 metre yurudukten sonra onlarca kafe, restoran, hayatin kendisi orada. Kadikoy, Turkiye'nin nadir en batili yerlerinden biri.
0
howfaristhesky
(21.02.21)
Ben de Moda'ya 10 dakikalik bi mesafedeyim. Sahil konusunda kismen haklisin, Kadikoy tarafinda kalan bolumu biraz tekinsiz ama Kalamis'a bakan tarafinda gayet nezih tipler var gordugum bildigim kadariyla.

Merkeze cok yakin, Kadikoy'un yani basinda, agaci parki yesilligi bol, denizin dibinde, nispeten duzgun bi kitleye sahip, genel olarak kendine ait kulturu olan bi semt. Elbette sagdan soldan gelen apacisi var ama o kesim bebek'te de var, istanbul'da yasiyoruz tamamen izole olmasi cok zor. Ben seviyorum ya, guzel ara sokaklari var, evinden ciktinmi kadikoy 2 dk falan...
0
msb
(21.02.21)
Son yıllarda farklılaşmış olabilir ama abartılmış balon demek fazla olur bence, huzursuz diye nitelemişsiniz ama Moda benim için huzurun temsiliydi, hala da sabahları Caddebostan civarı ile karşılaştırınca sakin ve huzurlu, kocaman ağaçlar, geniş pencereli evler, artık yeni binalarda hiç kalmamış olan balkonlar, bir yanda Tarihi Yarımada bir yanda Adalar manzarası ve pek çok kişinin belirttiği gibi nezih çevre, benim için Moda bunlardır.

Çok önce değil Gezi sırasında (7 sene olmuş, hiç de az sayılmaz aslında) herkesin Boğaziçi Köprüsü'ne akın ettiği akşam Moda'daydım, hiç kimseler yoktu etrafta, sessizdi, karanlıktı, çıt çıkmıyodu, kimsenin haberi olmadı mı acaba diye şaşırmıştım.

31 yıllık İstanbullu olmanıza rağmen bunu söylemenize şaşırdım, mesela ben yılların Modasını son 3,5 yılı ile değerlendiremem, yoksa sağdan solan yükselen müzik sesi, akın akın sahile giden insan kalabalığı, Ali Usta'nın önünde birikmiş sıra, leş gibi trafik ve korna sesleri benim de hoşuma gitmiyor.
0
(21.02.21)
2012 yılında moda'da ruşenağa sokağında bir yıl yaşamıştım, o zamanlar çok daha güzeldi ama şu an hala çok özel bir yer her şeye rağmen özellikle ist'da yaşayıp da sürekli ege hayali kuran seküler kesim için nimet, benim zamanımda komşuların çoğu sanatla ilgilenen insanlardı, biri oyuncu biri yazar biri ressam vb kültür düzeyi baya yüksekti ve kültür düzeyinin yüksekliği semtin de esas ruhunu oluşturan şeydi, insanlar sıcak ve kibarlar.

nasıl şu an herkes kıyıya, egeye özetle daha seküler insanların yaşadığı yerlere yerleşmek istiyorsa modanın da revaçta olma sebebi biraz da bu, insanlar özgürlük ve 'düzgün' insanlar arıyorlar.

şu an kurtuluş'ta yaşıyorum, her ne kadar deniz hemen yanıbaşımda olmasa da kurtuluş'ta da hafif bir moda havası alıyorum.
0
blue rebel motorcycle club
(21.02.21)
bende bir süre yaşadım. sabah 7.30 - 8 gibi işe giderken bahariyeye kadar mesela yürüyerek yol bomboş olması gibi şeyler.sonra bahariyede bomboş tramvay yolunda yürümek güzel hissettiriyordu. haftasonları- sahilde oturduktan sonra arkadaşlarla 1-2 dakikada evde olmak da güzeldi.
ama mesela haftaiçi iş çıkışı 6-7 gibi geldiğimde kalabalık boğuyordu bazen kadıköyden yürümeye başlıyordum
beşiktaş da aynı hissettiriyor.
bu merkezlere sahillere uzak olmayan bir yerde oturmayı tercih ederim 10-15 dakika yürüyüşte. ben de ev bakıyorum.göztepeyi bile düşünüyorum bir yandan yeni evler var diye
0
ShadowOfMoon
(21.02.21)
Merhaba.
Moda' da hiç ev tutmamış(ev sahibi demiyorum dikkat edersen, tutmamış diyorum zira Moda' da NŞA' da ev almak eşyanın tabiatına aykırıdır. ya çok zengin ya atadan kalmış olması lazım o evin ki genelde atadan dededen kalmıştır evler insanlara);
ama hayatının büyük kısmı(neredeyse yarısı) Küçükyalı- Kadıköy/Moda arasında geçmiş, öte yandan yakın arkadaş/dost/eski sevgili vb. gibi bir sürü insandan dolayı hatırı sayılır süre Moda' da zaman geçirmiş hatta yaşamış, orada çalışmış da birisi olarak yukarıdaki eski/yeni Modalılar gibi birkaç kelam edebilirim sanıyorum.
...
Öncelikle yazarın gözlemlediği olumsuz durumların hemen hepsi Moda' nın son 1-2 senesine ait.
Öncesinde ne bu kadar hafta sonu göçü vardı ne de sahillerine başka semtlerden öyle bir akın. Sahillerin durumunu ve rahatlık skalasını da bir kaç arkadaş hayli güzel belirtmiş.
Bununla birlikte ayrımcılık yapmak istemem ama maalesef gelenler(Suriyeli kitle, barzo/kezban çiftler ve dahi gündelik hayatta Moda' yı gömüp hafta sonu koşup gelen muhafazakar kesim vs.) bu alanların nitelikli/niteliksiz insan profilini ve kalabalığını da belirliyor doğrusu.
Ha, belirtmeliyim ki seküler kesimin kimi gençleri de son dönemde özellikle kalamış' a doğru olan tarafa akın edip, etrafındakilere dikkat etmeden sahili ve çimleri, hem bıraktıkları ile hem de abartılı müzikleri ile kirletmiyor değiller. Sanki iyice C.bostan gibi yapmaya çalışıyorlar -ki yaşadığım yere daha yakın olmasına rağmen zinhar C.bostan tercih eden birisi değilimdir- Hatta arada arkadaşlarım ile Küçükyalı sahili - Suadiye sahili arasına otağ kurmuş ve hayli keyif almışızdır.
Ezcümle, oluşan profil sosyolojik skalaya göre değişen bir durum maalesef.

Öte yandan, kalabalık hali vuku bulmadan önce dahi Moda' ya otomobil ile gitmişliğim sayılıdır, öyle zamanlarda bile örnekse sote yerlerim vardır hala bir park yeri bulunabilir ama gece orada kalınmadıysa başka yerden hafta sonu Kadıköy / Moda' ya araba ile girmek bi nevi intihardır. Kaldı ki bu sadece Moda' nın sorunu değil, şehrin tüm merkezi yerlerinin genel sorunudur takdir edersiniz.
İmkanınız varsa motosiklet ile Moda' ya gitmek çok avantajlı hatta keyiflidir.
...
Mekan konusuna gelecek olursak, üzgünüm ama "Moda' da kendine özgü bir yer yok" demek; Moda' ya pek değil neredeyse hiç gitmemiş birisinin düşüncesi olabilir ancak sevgili dostlar. Burada, son senelerde bir kaç kez o da herhalde hafta sonu yolu düşmek zorunda kalmış birisi izlenimi veriyor başlık sahibi günün sonunda, üzgünüm.

Müzik, meyhane, içki, yemek, bira, kokteyl, tatlı, vegan mutfağı, son senelerde de yabancı ülke mutfakları diğer tarafta; Süreyya operasına, salonlara, sahnelere yakın olmak bir başka tarafta dursun; bir sürü seçenek ve şahsına münhasır mekan bulunmaktadır Moda' da!
Bu kadar deneyimlemeden eleştiri, çıkarım yapmak da ne bileyim..

Son olarak koyu bir BJK taraftarı olup ve bu yüzden Beşiktaş' ı, o semti, köyiçi'ni hayli seven birisi olarak da Moda'yı, Koço' da demlenmeyi, sabah Papatya fırından sıcacık kruvasan almayı, oyun atölyesinde veya başka yerindeki salonda son anda izlenmeye karar verilen bir oyuna dakikalar kala yetişmeyi, mekandan çıkıp yakındaki evde after party ile devam etmeyi, suratsız çalışanları ile tek Büfe'yi, Korkmaz Büfe' de ayak üstü leziz döner yemeyi, motoru sahile çekerek çimenlerdeki dostların yanına gidip sabahlara kadar sohbet etmeyi, akşam üzeri Naan' da Edip Akbayram ile karşılaşıp selamlaşmayı, yürüyüşe çıkıp Barış abinin evinin önünden geçerek bir şarkısını mırıldanmayı, hatta muhalif Yoğurtçu parkı kürsülerini dahi özlüyor ve bu yüzden orada olmayı / yaşamayı seviyorum, genel olarak..
0
oldcosmos
(21.02.21)
Kaotik ve paçoz denilebilecek insanların yoğun yaşadığı bir yer. Özellikle haftasonları bence kötü oluyor.

Evler dediğin gibi eski. Kiralar da pahalı olunca bir evde 3-4 kişi yaşayan çok var. Açıkçası üst katımda böyle birilerinin olmasını istemem. Sahili desen bağımlı ve varoş dolu.

Bence burası batılı falan değil. Ailesinden fonlanan ve kendini sanatçı falan sanan kişilerin mesken tuttuğu yer
0
mj23
(21.02.21)
oldcosmos+1

ayrıca kimse değinmemiş ama modanın en önemli alameti farikası
1. "öteki kimliklere" saygılı şekilde yer açmasıdır.
siz bu duyuruyu muhtemelen genç/orta yaş beyaz erkek olarak açtınız.
kadın olmak, ermeni olmak, musevi olmak, kürt olmak istanbulun her yerinde ne yazıkki pek kolay değil. bakın daha gezilecek görülecek yerler, güzel mekanlar demiyorum bile.

2. toplu taşımanın olmamasıdır.

3. buna benzer bir yeri ; (kuzguncuk, sarıyer, zekeriyaköy, arnavutköy, galata ) bu şartları aynı anda sağlayacak ve bu kadar şehrin merkezinde olup maddi açıdan da bu kadar kolay olacak şekilde bulmak zor.

modayı körü körüne övenlerden değilim de 31 yılda istanbulun neresinde yaşadınız da bunları gözlemleyemediniz bilmiyorum yani, şaşırdım biraz.

yürüyüş yapacak park bahçe, deniz.. bisiklet, tenis, yürüyüş için serbest alanlar.. bu kadar çok tiyatro/konser sahnesi.. kendine özgü mekan yok derken tam ne kastettiniz bilmiyorum ama :/ yine de pek çok seçenek var. başka bir yerde benzer çeşitlilik yok benim bildiğim kadarıyla.

bu kadar merkezde yaşayan biri için araç sahibi olmamak bir problem yaratmıyor.

yukarıda da saydığım sebepden suriyelilere ve pek çok "other" kimliğe daha açık bir yer olduğu için sorun olmuyor sanırım onları görmek.

kira meselesi de her ne kadar şu an çoğu kişinin (ort. bir beyaz yakalının) verebileceği kiralar olduğu için sosyoekonomik seviyede bi standart var diyemesek de; insanlar böyle yerlere zaten kendilerine yakın gelir seviyesinde insanlarla komşuluk yapmak için bu kiraları verirler. bi kahveye 30 lira verilir mi tartışması gibi biraz. midpointte veya fine dining bi yerde kahve içmekle belki aynı kahveyi starbucksta içmek arasında fark olduğu gibi.

abartılmış bir balon değildir.
ist.da yaşanacak çok az yer kalmıştır.
az biledir.


*ayrıca mütavizi değil. mütavazı.
0
rewlack
(21.02.21)
Moda'da Bahariye'de ve tabi ki Kadıköy'de eskiden güzeldi. Halk Eğitim merkezinin yan sokağı olan Halil Ethem sokakta Sauna apartmanında rahmetli babaannemin(bademin) rahmetli büyükbabamın aldığı evde büyüdüm ben bir 90 doğumlu olarak. 2009'da badem gidene kadar 19 yıl boyunca yuvamdı oralar benim. Kışları Modanın ara sokaklarında yalnız başıma gezip kar altında sakince sessizce yürümeye bayılırdım. Bahariye'de havuzlar vardı eskiden ne güzellerdi. Sonradan herkes gelmeye başladı bizim oralara birde utanmadan bizler buralıyız dediler. Zaten bademde gittikten sonra hiç umurumda olmadı oralar ama üzülüyorum hüzünleniyorum eski halini bildiğim için anılarım için izlerim var olduğu için. Birde ''bade'' seni çok özlüyorum...
0
zekicalik
(21.02.21)
teşekkür ederim yorumlarınız için. çok ilginç, çoğunuzla aynı fikri paylaşmıyorum, etrafımda pek paylaşan da yok. gidenler de yaşayanlar da illallah ettiklerini söylüyorlar benim saydığım sebeplerden ötürü. belki hayattan beklentilerle alakalıdır, belli bi yaşı ve gelir grubunu gelince insanın sokakta edip akbayramla karşılaşmaktansa konfor beklentisi oluyor, bununla ilgili olabilir gibi geldi bana. bu arada beşiktaş için de birebir aynı şeyleri düşünüyorum mesela, etiler, akaretler gibi belli bölgeleri dışında yine kaotik, sıkışık, eski, gürültülü ve güvensiz bir bölge benim için. kaosu sevmekle alakalı olabileceğini düşünüyorum. zevk meselesi tabii.

yani atıyorum hafta içi 11'de dışarıda olabiliyorsanız zaten büyük ihtimalle aileden zengin falansınızdır, çalışmak zorunda değilsindir, o zaman modanın keyfini sürersin tabii, bomboş sahile inersin, kafana göre yaşarsın. ama 9-5 çalışan adam, işine gitmek için toplu taşımaya binse dert, binmese araba koyacak yer yok, arabasını sokağa koysa sıkışık tıkışık güvensiz yerler, binanın yalıtımı ısınması zor tadilatı bitmez, akşam evine gelir 2 dk kafa dinleyecek dışarıda bira içip nara atarlar falan. bana sanki bohem takılan aileden zengin tiplerin mekanıymış gibi geliyor daha çok, bu da güzel bir şey tabii kötü değil.

**tüm genellemeler gibi bu başlıktaki tüm genellemelerim de yanlıştır :)***
0
🌸roket adam
(21.02.21)
İlk kez geçen sene uğradığımda Paris Sendromu yaşamıştım. Bence beğenmememizin bir numaralı sebebi moda ve kadıköy övücüler diyorum.

Gittim etrafa bakıyorum: E burası mıydı?! O kadar övüldü?!? Bir şey mi kaçırıyorum acaba??

Şeklinde düşüncelerim olmuştu.


Güzel yerdir tabii, bir sorununu görememiştim. Bu bile ideal yaşamalık yer yapıyor ama o kadar abartılı övgüden sonra biraz hayal kırıklığı idi.
0
aguen
(22.02.21)
ben de modada yaşıyorum, yıllar yılı değişiyor aynı taksim gibi, çok övülmeye başlayınca oranın övülmesine sebep olan insanlardan farkı gruplar gelip profili değiştiriyor. suriyelilerin geçen moda sokaklarında öğrenci kovaladıkları videoları görmüşsünüzdür malesef artık türkiyenin kaderi böyle.
0
nahtoderfahrung
(22.02.21)
liseden beri moda'dayım. 15 seneyi geçti buraya taşınalı. istanbul'da başka bir semtte oturabileceğimi düşünmek bile istemiyorum. hala istanbul'dan taşınmadıysam moda'da oturduğum içindir.

bir yeri nasıl görmek istiyorsa öyle görüyor insan. ben bunca senedir (kurbağalıdere'nin koktuğu dönem ve fb stadında maçlar olduğu akşamlar hariç) hiç rahatsız olmadım moda'dan ve insanlardan. tam aksine her geçen gün daha yaşanabilir oluyor bence. burasının genel bir güzel enerjisi var. bu enerji insanlara geçiyor. buraya gelip magandalık yapamıyorsun, kedi köpek dövemiyorsun, millete zarar veremiyorsun. çünkü ayıplanıyorsun. medeni insanlar çoğunlukta ve birileri illa karşı çıkıyor, seni sindiriyor. bireyin rahatlığı ön planda burada. kimse huzur kaçıramıyor.

genellemelerine karşı çıkmak için yazayım; aileden zengin değilim. beyaz yaka çalışıyorum. akşam 6ya doğru işten eve geliyorum. hava güzelse hemen dışarı çıkıyorum. yürüyüş ya da moda sahil. akşam bir arkadaşım kadıköydeyim diyor, yürüyerek bara gidip yanına oturuyorum. zaten herkes kadıköye geliyor genelde. benim kalkıp bir yere gitmeme gerek kalmıyor sosyalleşmek için.

sessiz bir sokakta, 5 yıllık binada oturuyorum. kiram < 3000 TL. bir de ev arkadaşım var, dolayısıyla kiram < 1500 TL. yeni bina olduğu için ısı yalıtımı effsane, geçen ay 56 tl doğalgaz geldi. arabam yok, hiç olmadı. çünkü ihtiyacım yok. moda zaten çok merkezi bir yer. 7/24 toplu taşıma ile en tekinsiz saatte bile başıma bir şey gelmeden evime ulaşabiliyorum. toplu taşıma kullanmayı da seviyorum açıkçası. biraz insan görmek, hava almak, 10 dakika yürümek falan insanı canlandıran şeyler bence. illa lazım olursa taksiye bin, tatile çıkacaksan araba kirala. her türlü bir araba masrafı etmez.

moda'nın havalı bir mahalle olduğunu hiç düşünmüyorum. tam aksine çok mütevazı gerçekten de. süslenip kadıköye gelip isparkta sıra bekleyen ekibe yazık, öyle keyif alınmaz. rahat olmalılar. ama onlar da kadıköylü değil zaten. başka semtte yaşayıp kadıköye gelmek de zahmetli genel olarak. yolda trafik oluyor. sonra, insanlar kırk yılda bir kadıköye çıkıyorsa özenmek, güzel giyinmek istiyor. arabayla rahat gelmek istiyor. onlar da haklı kendince. ama bu yüzden burada ya da yakınlarda yaşaması ve rahat gelip gidilebilmesi asıl keyifli olan.

en çok sosyal yönünü seviyorum ben buranın. mahalleden tanıştığım arkadaşlarım var. sırf mekanlarda sık karşılaştığımız için tanıştığımız ve kopmadığımız. apartmanda komşuluk ilişkilerimiz çok iyi. tatile gidiyorum, kedilerim komşulara emanet. anahtar bırakıyorum gelip bakıyorlar. "akşam balık yaptım, gel" diye arayan komşum var. çevredeki esnafların neredeyse hepsiyle tanışıyoruz. bakkalın kızı oldu, geçenlerde hediye götürdüm. pastaneden bir şeyler alsam pastaneci tadımlık bir şeyler ikram ediyor. manav illa birkaç erik, çilek, kiraz bir şeyler atıyor poşete. yerel ürünleri satın alabileceğim kooperatifler var. migros vb yerlerden çook nadir alışveriş yapıyorum artık.

neredeyse her gün yürüyüşe çıkıyorum. günbatımları moda ve kalamış sahilden çok güzel izleniyor. evden çıktığım gibi yürüyebileceğim sakin ve ağaçlı sokakları olmasını seviyorum buranın. caddelerden, arabaların ve insanların gürültüsü içinden yürümek zorunda değilsin. neredeyse bütün sokakları denize çıkıyor. her sokak ayır bir manzara. sadece moda da değil, 10 dakika yürüyorsun boğa'dan aşağı, yeldeğirmeni sokakları da böyle. yürürken kafanı kaldırıp binaları izlediğinde şahane köşkler, eski evler, kiliseler görüyorsun. eskiden çok dikkat etmezdim ama son zamanlarda pandeminin de etkisiyle sokaklar bomboş, etrafıma bakına bakına yolun ortasından yürüyorum ve sokakların güzelliğine dalıyorum.

taksim'in "in", kadıköy'ün ise hafiften "out" olduğu zamanlarını da yaşadım burada. yaşlı nüfusu bol, cafeleri daha azdı. yoktu hatta. barlar vardı bir tek. dutluktu bir de buralar :P çok daha sakindi tabi o zamanlar. ama şimdiki halinden de hiç şikayetçi değilim. kalabalıklaştı evet tek eksisi bu, ama iyi yanları da var bu halinin. sahiller çok güzelleşti. eskiden (10 küsür sene önce) moda sahili diye bir yer yoktu. kimse gitmezdi. it kopuk dolu, düzensiz, tekinsiz bir yerdi. geçen seneye kadar kurbağalıderenin kıyısında yürünmüyordu, yol yoktu. şimdi öyle güzel yaptılar ki amsterdam kanalları gibi oldu. canım ibb.

haftasonları yer gök insan oluyor. evet ama gelenler hep kaliteli, modern, en azından laftan anlayan insanlar. kimse moda sahilde mangal yakmaya kalkmıyor, kimse alkol içenlere laf etmiyor, kimse bikiniyle güneşlendin diye yan gözle bakmıyor, kimse "çekirdeğinin kabuğunu yere atma" dedin diye bunu egosuna hakaret olarak algılayıp kavga çıkarmıyor, seni dövmüyor, gidip çöpe atıyor. çünkü yapamaz. burada yemez :) bu rahatlık güzel. kaldı ki, haftaiçi kadıköy'ün yerlisi insanlarla buraların tadını çıkarıyoruz. haftasonu da bu güzellikler haftaiçi gelemeyen isanbul'lulara kalsın.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(22.02.21)
@istanbul kanatlarimin altinda,

Çok güzel anlatmışsın, +1 diyorum.
0
msb
(22.02.21)
(2)

Seker mi tansiyon mu

meyve parcacikli kadin
Korkunc bir karin ağrısıyla uykumdan uyanıp tuvalete gittim o an midem de asiri bakmaya basladi ve acidan nefes alamıyorum kulaklarim cinliyor, gözlerim karardı ve ter bosaldi, bir sey görmez halde annemin odasına girdim bi de düşmüşüm cunku annem düşme sesi duymuş ve alnim şiş bi halde. Sonra hepsi
Korkunc bir karin ağrısıyla uykumdan uyanıp tuvalete gittim o an midem de asiri bakmaya basladi ve acidan nefes alamıyorum kulaklarim cinliyor, gözlerim karardı ve ter bosaldi, bir sey görmez halde annemin odasına girdim bi de düşmüşüm cunku annem düşme sesi duymuş ve alnim şiş bi halde. Sonra hepsi geçti.seker düşmesi mi tansiyon düşmesi mi nedir bu? Reglimin ilk günü ama hiç böyle olmadim ilgiliyse de
0
meyve parcacikli kadin
(12.02.21)
bana da dediklerinin aynısı olurdu arada. 12 yaşımdayken olmuştu ilk, sonraki senelerde de senede 1 defa falan bunu yaşadım aralıklarla. tansiyon düşmesi bu. özellikle regl dönemlerinde olurdu. vücut kan kaybediyor, üstüne bir de aç kalmışsam ve aniden yerimden kalkmışsam, hele ki ot içmişsem :) ihmal etmeden kan değerlerine baktır, bende ciddi oranda demir eksikliği çıkmıştı.

çok geçmiş olsun.

diğer yandan bir daha olursa aslında bayılıp düşmeden kurtarabilirsin. bir daha bunları hissedersen arkasından neyin geleceğini anlıyorsun zaten. o anda ayaktaysan yat, dışarıda bile olsan yat. (metrobüste bile son bir gayretle pardon diyip yere uzanmmışlığım var :)) ayaklarını yukarı kaldır ve bir yere daya, ayaklarını yukarıda tutmak için güç harcama yani. muhtemenlen yüzün bembeyaz olacak, gene kulakların uğuldayacak, miden bulanacak. bazen kusabilirsin de, ama bunun için ayağa kalkıp tuvalete gidersen düşüp bayılmak garanti. olduğun yerde kafanı çevirip kusmak daha iyi. ter boşalması veya kusma sonrasında maks 1 dk içinde kendine gelirsin.

insanlar o sırada tuzlu ayran, şeker, çikolata vb şeyler yedirmek isteyebilir tansiyonun yükselsin diye, ama bana kalırsa sadece yatmak ve tansiyonu yavaş yavaş toparlamasını beklemek çok daha iyi. bunu kendim araştırmadım aslında ama çok düşmüş bir tansiyonu birden çok yükseltmek doğru gelmiyor. 5 dk yatıp kendime gelince tansiyonumu birden zıplatmayacak hafif bir şeyler yiyorum ben.

bayılmak vücudun kendini yere yatırma refleksi. tansiyonun düşüyor, kalbin kanı daha az basınçla pompalıyor, böylece kanı vücuda dağıtmakta zorlanıyor. ayaktaysan hele ki, yerçekimi etkisiyle kalbinden yukarıya, başına falan yeterince ulaşmıyor kan. gözlerinin kararması, bilincinin (beyninin) kapanması da bundan. vücut oralara da rahatça kan gitsin diye seni yere yatırıyor bayılarak. sen bunların olacağını önceden görüp kendin yatarsan bayılmadan, kafanı aşağıda ayaklarını yukarıda tutarsan; bilincin kapanmadan, gözlerin kararmadan vs atalatabiliyorsun durumu.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(12.02.21)
17 yıllık profesyonel şeker hastası olarak bahsettiğiniz semptomları hiç yaşamadım. Bu şiddette ağrı ve bayılma şekerde ne yaşadım nede duydum, sadece hipoglisemi'ye (düşük şeker) girdiğimizde devriliriz ama onda da şiddetli bir ağrı olmuyor. Şeker ihtimali düşük derim ben.
0
synax
(12.02.21)
(29)

Evden çalışanlar psikolojiniz bozuldu mu?

spacevan
Sabah 9 da geçiyorum bilgisayarın başına akşam kalkıyorum. Akşamd hiç birşey yapmadan TV karşısında uyuyakaliyorum resmen. Haftasonu da bilgisayar TV artık psikolojim bozuldu. Günler o kadar rutin ki. Başlarda spor falan yapıyordum onu da bıraktım. Hergece ulan yine bişey yapmadan günü bitirdim diyo
Sabah 9 da geçiyorum bilgisayarın başına akşam kalkıyorum. Akşamd hiç birşey yapmadan TV karşısında uyuyakaliyorum resmen. Haftasonu da bilgisayar TV artık psikolojim bozuldu. Günler o kadar rutin ki. Başlarda spor falan yapıyordum onu da bıraktım. Hergece ulan yine bişey yapmadan günü bitirdim diyorum.
Siz napiyirsunuz nasıl geçiyor zaman? Lutfen bişey onerin

Bns:m.youtube.com
0
spacevan
(11.02.21)
Çok oldu kafayı kıralı. 1 yıldır evdeyim.
0
Take it away honey
(11.02.21)
var böyle birşey evet, yalnızsan daha kötüdür.
0
nucleon
(11.02.21)
ben evde takılmayı çok seven biriyim. hatta hep şu güzel evimde doya doya takılamadım tek başına derdim hep.

berbat bi haldeyim. sıfıra yakın verimlilik. asla o planladığım gibi güzel vakit falan geçiremiyorum. eve eliptik bisiklet aldım, sadece tozunu alıyorum.
en son spor salonuna gidip üyeliğimi yenilettim, böyle olmayacak korka korka gideceğim napiim. : /
bomboş geçiyor günlerim. ama bommmmmmmmmmmm boş.
0
rewlack
(11.02.21)
hayatım seyahatlerde geçiyordu bu evden çalışma olayından önce. ofis bile değil sürekli dışarıda. korona öncesi bekardım. evlendim ve şimdi full evdeyim istisnasız. inanılmaz radikal bir değişim oldu bende yani spor yapmaya kitap okumaya iş dışı aktiviteler yaparak hayatımı idame ettirmeye ve psikolojimi korumaya çalışıyorum. spor çok işe yarıyor diyebilirim, bırakınca direkt fark ediyor. yoga falan yap. spor yapmadığım günler gece zor uyuyorum açıkçası.
0
roket adam
(11.02.21)
Aynen yanlız yaşıyorum.
Bbende spor salonunu bırakıp evdeki salona yatırım yaptım. Bir sürü ekipman aldım. Ama salon kapısını acmayya çekiniyorum. Birde üstüne peteklerini bile kapattım resmen hiç girmeyeyim diye.
Önceden PS biraz zevk verirdi. Onu da tamamen bıraktım. Ne oalcak böyle artık işte de verimim düşüyor gitgide
0
🌸spacevan
(11.02.21)
Bozuldu. Bozulmadı diyen varsa tebrik ediyorum kendisini.
0
jjimyl
(11.02.21)
Çok oldu kafayı kıralı +1
Yazın idare ediyordum hafta sonu çıkıp ama son yasaklardan beri evden çıkamıyorum çünkü akşama kadar yoğun çalışıyorum.
Evin kendisi hapis gibi geldiği için içinde ne yaparsam yapayım rahatlayamıyorum.
0
Jux
(11.02.21)
Hayvan gibi çalışıyorum. Normalde de cok calisirdim de su an sabah 9da aciyorum arada aralar yemek vs derken bazen gece 1de kapatıyorum. Ya dur sunu da yapayim diye diye bu hale geldi.

Spor salonu, restoran özledim. Maskesizligi özledim.
Evliyim, aliskiniz evde olmaya ama bu kadar da evde olmak sıkıntı.
Spor yapiyorum ama vallaha barbelle siir yazicam özlemimden.
0
logisticsmanager
(11.02.21)
güzel gidiyor. 1 senedir evdeyim. arada ofise gidiyorum, arada arkadaşlarla buluşuyorum. akşamları da programlama öğreniyorum, egzersiz bazen vs. tv yok, dizi film çok nadir.
0
sttc
(11.02.21)
Yok aksine, benim psikolojim düzeldi.

5 senedir aralıksız günde minimum 10 maksimum 18 saat arası çalışıyordum. Şimdi 2,5 aydır hiç çalışmıyorum. Her gün ev temizliyorum bana süper iyi geliyor. Yıllardır içimde kalan bütün detayları, çekmeceleri, kitapları tek tek düzenliyorum.

Gün aşırı dükkana gidip orada da boya, temizlik vs yapıyorum. Evde resim yapıyorum, taş boyuyorum. Yıllar sonra duyuruya döndüm çok uzun uzun yazıyorum. Kedimle köpeğimle oynuyorum.

Kendime, aileme, arkadaşlarıma yemek yapabiliyorum. Senelerdir yaptığım yemeklerin daha ben tadına bakamadan bitmesinden, stok kaygısıyla yiyememekten ve bunları parayla satmak zorunda kalmaktan çok sıkılmıştım. Dur iki porsiyon kalmış şimdi müşteri isterse eksilmesin diye senelerdir her gün 10 saat yemek yapıp kendim peynir ekmekle besleniyordum asjdkah :D

Haftada 2 gün filan misafir geliyor, bizim gibi evden dışarı adım atmayan arkadaşlarımız. Ya da biz gidiyoruz. Oyun oynuyoruz, mangal yakıyoruz. Yalnızken dizi, film vs. Baktığın zaman verimsizlik akıyor üzerimden ama bu da benim kendi iç verimim diye bakıyorum. Yıllardır hayalini kurduğum bir şeydi. Tek kelimeyle kusursuz.
0
pandispanya
(12.02.21)
kafeler açıkken kafeye gidiyordum arada. onlar kapanınca kötü oldu biraz
dizi vs seyretme açısından iyi oluyor. belgesel açıyorum işle birlikte sürekli
0
ShadowOfMoon
(12.02.21)
Pandeminin basindan beri yaklasik 11 ay evden calistim. Cok nadiren ofise gidiyordum bi degisiklik olsun diye. Sabah 8:30 uyan, 9:00 bilgisayari ac, programlanmis bi makine gibi isleri yap ama 15 dk'lik kahvaltiyi bile saat 13-14 gibi yap gibi bi akis.

1 senelik surecte 3 senelik is cikardim. Ama insan yuzu bile goremiyordum, en buyuk aktivitem markete gitmek ve arabayi yikamakti, ki bazen onlara bile vakit kalmiyordu.

Dedim ben istifa edeyim. Maasim falan da iyiydi baya ama yok dedim bu hayat degil.

Simdi daha iyiyim. Hala anlamsiz bi yogunluk var hayatimda ama oteki turlu olacak gibi degildi.

Birak isi.
0
msb
(12.02.21)
Bozulmadı. Yola giden zamana çok acırdım ben. Şimdi yola gitmeyen zamanda sabah spor yapıyorum, akşam resim, heykel, dizi, film geçiyor öyle. Her güne yapacak bir sey buluyorum.
0
turk kizi
(12.02.21)
Eve geçtiğimizden beri o kadar yoğun 7/24 çalışıyoruz ki yöneticim artık yeter dedi ve istifa etti. İki kişi çalışıyorduk ben tek başıma kaldım. Delirdim biraz.
0
jazzabel
(12.02.21)
Bir aralar hep evdeydik, şimdi 50%. Keşke hep evde olsam. Hazırlanma derdi yok, yol derdi yok.

Boş zamanlarda internette boş boş dolanmak veya telefonda oyun oynamak yerine piyanoya sarmıştım, hayalimdeki oyunun prototipini yapmıştım zengin olacaktım, Just Dance oynuyordum, kitap okuyordum, dizi izliyordum vs :(

Keşke hep evde olsam.
0
aguen
(12.02.21)
katiliyorum, ayrica bu evde calismayi yucelten tiplere de ayrica ayarim. linkedin'de falan ilik ilik postlar paylasiyorlar bunla ilgili hepsinin altina doseyesim geliyor canima yetti valla; ki ben 2-3 gun ofise gidiyorum ona ragmen..
0
bay b
(12.02.21)
evdeyim, mutluyum ofise gitmeyi gerek duymuyorum. uzun vadede bu şekilde çalışmaya pozitif bakıyorum mümkünse insanlar istedikleri şehirlerde yaşayabilsinler.
0
prezarlatif
(12.02.21)
İşimden nefret ettiğimi anladım. Çalıştığım yer değil, işin kendisinden. Evde sadece ben ve iş varız başka hiçbir şey yok. Benim için işe giderken yolda geçirilen zaman (bu benim için günün en güzel kısımlarından biriydi mesela, kitap/müzik/podcast dinliyordum, yolun bir kısmını yürüyordum), ofisteki insanlarla muhabbet etmek falanmış günü kurtaran. Başka bir planım olsa işi bırakacağım ama her şey için motivasyonum o kadar düşük ki işi bıraksam da bir şey yapamayacak haldeyim. Zaten bu dönemde nasıl iş değiştireyim, hele de tamamen sektör değiştirmek hiç mümkün değilmiş gibi geliyor. Yaptığım işin de gittikçe kötüye gittiğini görüyorum. İnsan çalıştıkça işinde daha iyi olmaz mı? Ben geriye gidiyorum işte. O da üstüne biniyor senden bir bok olmaz şu haline bak diye iyice kendimden de nefret ettim. Geçen sene hayatım için baya radikal değişiklikler yapma kararlarım vardı ama bu olay dünyayı öyle bir sikip attı ki onları da asla gerçekleştiremeyeceğim ile de yüzleşmem lazım. Bu dönemin benim için görece ne kadar rahat geçtiğinin farkındayım bu arada, onu aklımda tutarak çabalıyorum işte. Tekrar terapiye başlamam lazım sanırım. Bunu da yıllardır diyorum ama onu bile yapamadım peh

Büdüt: Hep evden çalışalımcı veya hep ofisten çalışalımcı değilim. Herkesin nerede verimli çalıştığı farklı. Bence evden çalışılabilecek işlerde insanlara bu seçenek sunulmalı. Ama bizim şirket full evden çalışmaya geçiyoruz, ofisi kapatıyoruz falan derse işi bırakırım direk. Ben bu şekilde çalışamıyorum, benim için çalışma yeri ve yaşama yerinin ayrı olması çok önemli. Öğrenciyken bile evde ders çalışmazdım hep kütüphaneye, ya da bir kafeye vb giderdim. Ben de sinir oluyorum karantinada verimin dibine vurdum, her akşam gurme yemek yapıyorum, 3 dil öğrendim diyenlere ama dediğim gibi herkes farklı.
0
peki madem
(12.02.21)
Yedim kafayı ya , benim kadar gamsız insanı dert sahibi yaptı, terapi falan alıyorum o derece. Sıyırdık valla
0
paramolacak
(12.02.21)
ev hapsi gibi bir şey evden çalışma + haftasonu yasakları.
0
nuisance
(12.02.21)
ben aylardır atlatamadığım bir ayrılığa rağmen psikolojik olarak gayet iyiyim.

etkisi olduğunu düşündüklerim:

-yıllardır düşük olan demir seviyem için demir ilacı almaya başladım. (kan değerlerine baktır. halihazırda düşük olan değerlerin olabilir ya da bu yeni evde oturma düzeninde düşmüş olabilirler. bazıları direkt psikolojini etkiliyor.)
-çok fazla dışarı çıkıyorum. yürüyüş yapıyorum. birilerine gidiyorum. birileri bana geliyor. senelerdir görüşmediğim arkadaşımı aradım, sıkıntıdan ölüyormuş. arayınca çok sevindi hemen gel dedi. herkes baymış, herkes yalnız hissediyor. sosyalleşmek lazım.
-karbonhidrat yemiyorum olabildiğince.
-yoga yapıyorum. zoom üzerinden yapılan online yoga dersleri var, kendi kendine yapmaktan çok daha iyi ve etkili oluyor. yasaklar başlamadan önce de birçok farklı aktivite yapıyordum. kamp, dalış, wakeboard.. bence kafayı yememenin çözümü hareket etmekten geçiyor.
-evde oturacaksam xbox oynuyorum. hafta boyu bir sürü şey yaptığımdan bazen bütün cumartesiyi oyun oynayarak geçirsem de hiçbir şey yapmadan günü bitirdim hissi olmuyor.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(12.02.21)
@nuisance +1

Evden çalışmak iyi güzel de şu düzende tam bir ev hapsi.

Yazılımcıyım, yeni işe başladım Ekim gibi. İş arkadaşlarımın hiçbirini yüz yüze görmedim. Kalabalık bir ekibiz aslında ama bire bir çalıştığım 3-4 kişi var, günlük toplantılarda 3-4 kişi daha ekleniyor bunun haricinde kimseyle tanışmıyor ve işin düşmedikçe iletişim kurmuyorsun. Ama trafik çekmemek, mesaiye beş kala uyanmak vs. bunlar güzel şeyler tabi.

Önceden düzenli spor yapardım. Şu an salon üyeliğim var ama salona gitmek istemiyorum. Havalar 10 derecenin üstüne çıktı mı bisiklet sürüyorum, boş boş yürüyorum evden uzaklaşıp.

Eşimle bazen birlikte bazen ayrı ayrı bir şeyler yapıyoruz da vakit geçiyor. Yoksa yalnız olsam çoktan keçileri kaçırmıştım.

Hasta olmadık, olmuyoruz belki ama bu durum çoğumuzun psikolojisini bozdu. Ben iyiyim, böylesi daha iyi diyen elbette vardır ancak yasaklar devam ederse özellikle yaşlılar vs. ciddi sağlık sorunları yaşayacak fiziksel/psikolojik.
0
chicha_v2
(12.02.21)
Yorumlar için teşekkürler.
En azından yanlız değilmişim çoğu kişi ben gibi kafayı sıyırmış:) Tamamiyle pozitif etkilenen kişilere saygılarımı sunuyorum ve tebrik ediyorum gerçekten.
Ama hayatı aynı kalan kişi pek yok gibi yani ya çok olumsuz etkilemiş ya da pozitif bu durum da ilginç olmuş.
0
🌸spacevan
(12.02.21)
Ben de “yine bir şey yapmadan gün bitti” kısmını anlamıyorum. Diyorum ki ne güzel hayatları varmış pandemiden önce.
Ofise gittiğimiz normal dönemlerde, haftanın 4-5 günü falan yogaya gidiyordum geri kalan 2-3 günde de iş çıkışı yemek, alkol ve sohbet ile geçiyordu. Son bir yılın rutini buydu hatta. Bazen haftasonları 1-2 arkadaşım gelirdi kalmaya. Ama ofise gitmekten, mesaiye ofiste kalmaktan, dedikodulardan nefret ediyordum.
Pandemi ile beraber yoga salonu kapandı onun yerine haftada üç gün özel hoca ile çalışıyorum. Sabahları 15 dakikalık bir akışım var onu yapıyorum. Onun haricinde öğle arasında çamaşır yıkama özgürlüğü var, istediğim müziği dinleyerek çalışabilme özgürlüğüm var mesela bugün ofiste olsam muhtemelen karın ağrısından ağlayarak çalışıyor olurdum ama şu an koltuğa uzandım, sıcak su torbam var. Kapkalın giyindim, topuklu ayakkabı üzerinde ağrıya sabretmeye çalışmıyorum.
Çok stresli bir işim var ama ona rağmen iş arkadaşlarımın yüzünü görmeden çalışabildiğim için her gün şükrediyorum, bu bile yeterli bir sebep mutlu olmam için.
Arkadaşlarımı pek özlemedim sanırım, telefonla görüşüyoruz.
Deniz kenarında yürüyüş yapmayı özledim ama bunu yapamadığım için delirdim, öldüm bittim diyemem.
Sadece daha iyi şartlarda nasıl olabilirdi diyorum. Biraz daha geç yatabilsem daha çok kitap okumak isterdim. Bir de bazen yalnız olmak zorluyor. Mesela geçen haftasonuydu sanırım arayan soran da olmayınca 2 gün konuşmadığımı fark ettim. Garip bir his. Ailesiyle değil ama sevdiği insan ile yaşayanlara özeniyorum. Ben de en azından haftada 3 gün falan sevdiğim bir insanla beraber kalarak birlikte vakit geçirmek isterdim. Sanırım o da olsa, ağzımdan memnuniyetsiz herhangi bir söz çıkmazdı.

Mesela spor yapıyormuşsun, neden bıraktın? Hayat manasız mı geliyor, spor yapmaya mı değmez? ”bir şey yapmak”tan kasıt nedir tam olarak? Kendini geliştirmek mi? Vakti bir şeylerle doldurmak mı?
Mesela ben bu haftasonu resim yapacağım, yazı yazacağım. Temizlik yapacağım mesela, onu bile zevkle bekliyorum. Bu his çok kötü, anlıyorum. Ama öneri verebilmek için en azından normalde sevdiğin şeyleri yapmayı neden bıraktığını anlamamız lazım.
0
irene
(12.02.21)
Evet. Psikoloji bozukluğunun kıstası nedir bilemiyorum ama bir anormallik hali seziyorum ben de.
0
alessandro del pieroglu
(12.02.21)
2020 martindan beri evden calisiyorum, ilk 6 ay turkiyedeydim, son 6 aydir londradayim.

Turkiyedeyken normalde sabah 7.15'te uyanir, eve de 7.30-8 gibi gelirdim. Haftaici pek bir sey yapamazdim haliyle. Evden calismaya baslayinca 6'dan sonra bisiklete binmeye basladim. Esimle duzenli yuruyuse cikmaya basladik.

Ardindan londra'ya geldik, su anda ha istanbul'dayim ha burda. Gunduz calisiyorum, is bitince cevredeki parklara yuruyuse gidiyoruz o kadar. Hayatimda pek degisikligi olmadi.

Koronavirus olmasaydi cok daha farkli olurdu tabi ki ama ofiste olmaktansa evde olmak daha guzel geliyor bana. Hem istedigim gibi calisabiliyorum hem de evde oluyorum (Biraz evci bir insanim).

Eger yalniz olsaydim cok daha kotu gecerdi.
0
fakyoras
(12.02.21)
Evde olmayı aşırı seven ve işe gitmekten nefret eden bir insan olarak bunca zamandır içten içe keşke böyle devam etse diye düşünürken artık dayanamayacak noktaya geldiğimi hissediyorum ne yazık ki

Cafeler, barlar, sinemalar vs. açılsa bu kadar problem olmazdı ama benim için.
0
jacque
(12.02.21)
Her sabah hazırlanıp işe gitmenin kadar iğrenç ve acı verici olduğunu bildiğim için zerre şikayetim yok bu durumdan. Yasaklar bitip de rahat rahat dolaşmaya başladığımız zaman home-office olayı çok daha iyi olacak. Şu an tek sıkıntı akşam işi bitirdikten sonra yapacak bir şeyin, gidecek bir yerin olmaması.
0
synesthesia
(12.02.21)
bozulmaması için bilinçli çaba sarf ediyorum. :) daha doğrusu, bozulma seviyesini asgari seviyede tutmaya çalışıyorum. her ne kadar evde vakit geçirmeyi seven biri olsam da, ben de iş ve ev ortamlarının ayrı olmasını tercih eden insanlardanım. kafeler açık olsa bu kadar zorlanmazdım, bir yandan yiyip içerek saatlerce çalışabiliyordum çünkü. aynı zamanda bir iki insan yüzü görmek, dışarıda hayata karışmış olmak da iyi geliyordu.

bu yeni düzen bakımından, sürekli verimli olmaya çalışmak bana çok yorucu geliyor. buna harcanan çabanın kendisi, işin kendisinden de zorlayıcı. bu açıdan kendimi çok sıkıştırmamaya çalışıyorum ama bir yandan da uzun süreler verimli olmamı gerektiren bir işim var; o yüzden sıkışmışlık hissinden kurtulamıyorum. :) yalnız yaşıyorum ve kendimle keyifli vakit geçirebilen biriyim. düzenli spor yapıyorum, enstrüman çalıyorum, bol bol okuyorum çiziyorum vs. ancak sevgilim olsaydı ve en azından hafta sonlarını onunla birlikte vakit geçirerek ve bir şeyler paylaşarak değerlendirebilseydim, hafta içi iş günleri daha verimli olabilirdi benim açımdan, bir ihtimal. :)

ha şu da var, çok sıkıldığımdan yola çıkarak özellikle sosyal medya bazında abuk subuk insanlarla vakit geçirmeye de çalışmıyorum. enerjimi pozitif ve hayat kalitesini yüksek tutmaya çalışan, buna özen gösteren insanlara yöneltemiyorsam, tek başına vakit geçirmeyi her türlü tercih ediyorum. ötekisi psikolojiyi daha da bozuyor bence. ^^
0
brena
(12.02.21)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.