Durum söylediğinden farklı olsaydı anormal olurdu. Çok az oranda insan vardır ki kendini yabancı bir ülkede, hiç kimseyi tanımadığı bir yerde bulunca o an "uoohh cennete düştük be!" diye coşsun. Şimdi gittiğin için ağlamak istiyorsun belki de ağlıyorsun ama erasmus bittiğinde de dönmek istemediğin için ağlarken bulacaksın kendini. Hele bir de döndükten hemen sonraki karanlık dönem var ki... Neyse :)
Ortalama okullarda öğrenim görmüş olduğun önkabulüyle söylüyorum; İngilizce konusunda sorun yaşaman da olası. Bizim memlekette dil eğitimi ÇOK zayıf. Almanya'da İngilizce bilip bilmediğini sorduğum insanların "just a little bit" diye cevap verip de şakır şakır konuştuklarını ve konuştukları seviyeyi gerçekten "just a little bit" bulduklarını gördüğümde çok şaşırmıştım.
Söylendiği gibi, çatada patada diye İngilizce konuşan insanlarla, damdan düşenin halinden anlayacakları için bir arada olma. Senden kat kat daha iyi konuşan insanlarla takılmaya kaynaşmaya çalış. Sessiz kalma. Ucundan bucağından da olsa lafa gir, konuş, anlat sen de meramını, öyle veya böyle, gerektiğine Tarzancayı da kullan. Kimse "ehue godumunun eziği, iki kelimeyi bir araya getiremiyor" diye seni hakir görmeyecek. Zaten yabancılarla takılanlar, senin gibi onlarca insan görüyorlar. Hem alışıklar hem anlayışlılar hem yardımcı olacaklar hem de bu diyaloglardan hoşlandıklarını fark edeceksin. Dil bilgisi kurallarına sıkı sıkı yapışmış, "have'den sonra v3 kullanmak zorundayım ama v3'ü neydi bunun" diye kendini zorlayacak bir dil kullanmaya çalışma. Tamam tabii ki bil, ama konuşurken bunlara takılarak kendini kasma. Türkçe konuşurken çok mu kurallı cümle kuruyoruz? Günlük konuşmada devrik cümlen de olur, yanlış çekimin de "you is ..." dediğin de. Senin kulağına batabilir, karşındakinin umrunda bile olmaz. Önemli olan anlaşmak.
İlk yurtdışı tecrüben olduğunu tahmin ediyorum, dili bu kadar dert etmenden ötürü. Yabancı ortama 1 hafta 10 günde alışırsın, dil de doğrudan pratiğe bağlı bir şey. 1 ay sonraki akıcı konuşmana kendin de şaşıracaksın emin ol. ALTIN KURAL: TÜRKLERDEN UZAK DUR. TÜRKLERDEN UZAK DUR. TÜRKLERDEN UZAK DUR. (Bu söylediğimi Türklere gıcık olmam olarak algılama. Bizim gençlerde -muhtemelen yine dil sorunundan dolayı- gruplaşmaya çok güçlü bir eğilim var. Her yerde sürekli birlikte takılan Türk öğrenci grupları göreceksindir. Sen rahatı tercih edip de o gruplar içinde olma. Tamam tanış, kaynaş, insan tanımak iyidir, ama orada olduğun süreyi onlarla geçirme. Geri döndüğünde kaynaşabileceğin 80 küsur milyon Türk bulacaksın zaten)
Abartıyorsam şerefsizim; markete gidip alışveriş yapabilecek kadar İngilizceden bile yoksun olduğu halde Erasmusa giden insanın, beş ay sonra uykusuna İngilizce sayıkladığına şahidim! Her türlü açılıyorsun.
İsveç'te yerleşik Türk nüfusu ne kadardır bilmiyorum ama illaki orada da Türk kebapçısı, bakkalı kahvesi vs bir şeyler vardır. Bu BİRKAÇ GÜNLÜK "homesick" triplerini, oraları keşfederek de törpüleyebilirsin. Ben mesela altılı ince belli çay bardağı takımımı alıp evime dönerken birden muhiti benimsemiş olduğumu fark etmiştim :)
Derslere gelince; hocaya göre çok şey değişiyor. Kimisi gerçekten insan evladı oluyor, anlayışlı ve yardımsever oluyor, kimisi bildiğin "idare" edip geçiriyor. Bir iki aksi örnek de duymuşluğum var ama genel olarak Erasmusluya tolerans yüksek. Sen yine hocalarınla tek tek ve açık açık konuş. "Erasmusun önemli bir hayat tecrübesi olduğunu düşünerek geldim. Hem dil konusunda hem de derslerin işlenme biçimindeki farklılıklardan dolayı zorluklar yaşıyorum" falan de. Hatta abartmamaya dikkat ederek biraz duygusallık da katabilirsin; "ülkemize bizim (ben ve ailem) gibi ortalama hayatlar süren insanlar için hem dil hem yurtdışı deneyimi açısından bu maddi koşullarda böyle bir fırsat çok önemli" falan filan :)
Diyelim ki hocalar aksi, nalet, nazi kafasında tipler çıktı ve sana Moda'da dilencilik yapan Suriyeli muamelesi yaptılar ve sen derslerden takır takır kaldın, burada da okulun bir dönem yahut bir yıl uzadı. Eğer askerlik, özel okul ücreti vb. gerçekten bağlayıcı sorunlar yoksa HİÇ takma! Orada geçireceğin zaman, hiçbir ders vermesen hiçbir kredi alamasan bile gerçekten ciddi bir kazanç. Tabii gözünün açık olması, etrafta ne oluyor ne bitiyor sürekli meraklı mahalle teyzeleri gibi incelemen, gerekirse yemeğinden bile kısıp, uygun imkanları kollayıp, biraz sağı solu gezmen ve tekrar ediyorum, Türk gruplarından uzak durman şartıyla :)
Gözlerim yanmaya başladığı için devam edemeyeceğim. Erasmus bulunmaz nimet. Hayatın son kıyağı gibi bir şey. Sonrasında tünelin ucu bombok bir yere çıkıyor. Tadını çıkar. Çok da bunalırsan sözlükten yaz, birkaç gün derdini döker sonra zaten sözlüğü mözlüğü bile unutmuş olursun :) Kıymetini bil, tadını çıkar.
erasmus hakkındaki fikirlerimi merak edersen (bkz:
erasmus/@lazor)