Çok ciddi iltihap var agzinda, antibiyotik tedavisi görmesi gerekecek muhtemelen, bir süredir yemek yiyemiyor olabilir umarım buna bağlı başka bir sıkıntısı çıkmaz.

Calisivirüs olma ihtimali var. Mutlaka veterinere götür. Hatta teşhisi bana da söylersen mutlu olurum.

salya akıyor ağzından çok değil ama dudak etrafında ıslaklık var. sureklı yemek ıstıyor. yanı iştahı yerınde. fakat dişleri mi ağzımı ne bu ozellıkle o beyaz kur gıbı olan salkımsı sey ndır anlamıyorum. o nedenle sormak ıstedım.

Agzinda salya olmasi hayra alamet degil. Veterinerde kuduz asisini da yaptirt mutlaka.

Yaşlanmak?

Bende de var. 2 yıldır gerilediğimi hissediyorum. Yaşlanma, yorgunluk +1

Sağlıklı beslen, tek yönlü uzun süreli vitamin desteği alma, şekeri minimuma indir, egzersiz yap.

Yaş ilerledikçe ve sağlıksız beslenme sonucu bdnf salgı proteini beyinde azalır. Sağlıklı beslenerek ve şeker kullanmayarak bdnf düzeyini arttırabilirsin. Günlük ihtiyacın olan tüm vitaminleri, vücudunun üretemediği amino asitleri yemek yiyerek vücuduna al.

Misal; sağlıklı beslenmediğin sürece, bağırsak mikrobiyomun gamma aminobütirikasit üretemeyecek avuç avuç omega 3 takviyesi de alsan bir işe yaramayacak.

Formül basit: şekeri/tatlıyı kes, sağlıklı beslen, egzersiz yap bdnf düzeyin artsın veya en azından gerilemesin.

-konuşma sırasında kelimeleri hatırlamada yavaşlama.

-sosyal etkileşimlerde de hantallaşma, insanlara karşı meraksızlık ve isteksizlik

-sosyal etkileşim olarak small talk yeteneğinin gerilemesi

bende de var bunlar bir kaç yıldır,cidden yaslanıyoruz. bırde nbenım fark ettıgım iş stresı arttıkca bunlar sıddetlenıyor

Bi kismi bende de var
Yaslaniyoruz +1

Telefon bağımlılığı varsa bu da bunlara sebep oluyor. Mide bağırsak kanaması vs gecmisiniz yoksa coraspin 100 mg kullanın düzenli olarak. Hem unutkanlığı azaltır hem beyin kanaması felç kalp krizi riskini azaltan bir ilaçtır hayat boyu kullanılabilir. Kanama ameliyat vs durumlarında ara vermek şartıyla.

Digital detox yapın, en az 2 gün mesela haftasonu.

Simon Sinek'in ilgili sunumunu izleyin, başlığı hatırlamıyorum ama (digital) müptelalık ve dopamin konusunda olan sunum.

Ben iyiyim, gerileme yok, gelişme bile var. Yaş 39

Sudoku işe yaradı bende.

depresyon'da olabilirsin farkında olmadan,
arka planda zihnini meşgul eden şeyler varsa o da yapabilir,
zamanında fazla alkol yada madde kullanımı varsa, yada arada sırada madde kullanımı varsa hatta kimi maddeler tek kullanımda dahi geri dönüşü olmayan hasar bırakıyor daha önce denemişsen bişiyler onlarında etkisi olabilir.

beslenme demişler zaten çok önemli, zihinsel rahatsızlıkların etkisini dahi azaltabiliyor beslenme.

haraketsiz yaşam da benzer etkilere neden olabiliyor.

yaşlanma da büyük etken.

Ozel derken/ozelden kasit herkesin sahip oldugu kamu sigortasi karsilamiyor da cebinden mi oduyorsun tedavi masraflarini? oyleyse ucaga atla turkiye'ye git orada yaptir isini simdilik.

Hayir kamu sigortasi oduyor baya bildiginiz zahnartz praxis ozel muayenehanede yapiliyor islemler.

Hocam Kanada'da aynisi basima geldi. Buradaki doktorlara pek guvenmiyorum ama discim iyidir. Turkiye'deki discim elemanin yaptigi dolgulari falan cok begeniyor, neyse..

ben de inanilmaz bir dis iltihabiyla elemana gittim, yuzumun yarisi sismisti taninmayacak haldeydim agridan butun haftasonu uyuyamadim. Pazartesi sabah 7'de gittim. Eleman disi deldi direk. Simdi deligi kapatmiyorum dedi bir antibiyotik yazdi. Bu ilaci cumaya kadar yutacaksin, o zamana kadar iltihap iyice aksin gitsin. Cuma gunu kapatirim dedi. Cuma gunu gittim kanal tedavisi yapti kapatti.

Uzerinden 12 sene gecti, sikinti yok.

Ozetle, delik birakmak dogru gibi. Ama sen bir ara antibiyotik yazmaniz gerekmiyor mu diye bir sor istersen. Ben antibiyotigi cakinca agri falan kalmamisti, aninda kesti.

Yakın arkadaşım iş arama vizesiyle iş buldu. Soru yöneltirsen cevaplar.
youtu.be

Anmeldung yapmadan o bölgenin yabancılar dairesi kayıtlarında bulunmayacağın için sana maalesef randevu vermeyeceklerdir

yabancılar şubesi online termin başvurusu yapmamıza izin veriyor ve orada adres bilgisi satırıda var. anmeldung için 3 temmuzda randevum var. fakat oturum izni için verilen randevu genelde 2 ay sonrası için bildiriliyor. ben şimdiden bu başvuruyu yaparsam 20-25 gün kadar daha az bekleyeceğim. merak ettiğim şu sözleşmemedeki adres çalışacağım yerin adresi bu şekilde de vizeyi aldım. ben oturum için randevu talebinde bulunduğumda geçici adres bildirsem, randevuya gittiğimde o geçiciydi bakın ben 3 temmuzda anmeldung yaptım buyrun adresim bu desem değişiklik yapmada sorun olur mu? oturumu yeni bildirdiğim adrese göre verirler mi?

ev bulundu sokağın adına kadar biliyorum ama patronum olacak insan geldiğinde hallederiz yaaaa kafasında biri adama guvenemıyorum. oturumu bır an evvel alıp kontrolu elıme gecırmek ıstıyorum.

tekrar arayın ve ses kaydı yapın konustuklarınızı kaydettıkten sonra onları mahkemeye erecegınızı soyleyın bır sey olmaz falan derlerse siciliniz lekenenince anlarsınız bir şey olup olmadıgını benım vaktım var madem sız benı memur olarak tehtid edebiliyorsunuz mahkeme yoluyla bu işin sonuna kadar ugrasacagım sosyal medyada yayacagım ağaç kesmek ne demek anlayacaksınız. ağaç sayısını kasti olarak az gösterip aradaki farkı kendinize mi alıyorsunuz falan diye yardırın bu memur tayfası korkaktır.

komple kökünden mi kesmişler? eğer kökler duruyorsa mahkeme aracılığıyla delil tespiti yaptırın. sonra dava açın ve şikayetçi olun

çay çeşitli bitkilerin, meyvelerin gövdesi, çekirdekleri, kabukları, çiçekleri gibi kısımlarının kaynatılması/haşlanmasıyla elde ediliyor. yani sadece çay bitkisinden yapılmıyor, dolayısıyla şeftaliden de çay yapılabiliyor.

ama ilave şeker olmadan üretilmişi var mı bilmiyorum, evde hazırlanabilir tabii.

şekersiz ice tea var. ama şekerli kadar çok satılmıyor

Bildiğimiz çayın soğutulmuşuna istediğin meyvenin hoşafını karıştırarak evde sen de yapabilirsin.

Bildiğin colanın bir değişik çeşidi ve şeker bombası

Uzun yıllar önce Türkiye'ye getirildi. İçecek firmaları tarafından marketlere biraz eşantiyon, biraz dayatmayla pazarlanmaya çalışıldı. Çok büyük reklam harcaması yapıldı ama bir türlü Türk'ün ağız tadına uymuyor derken birden patladı.

Benim 'uzak durulacak içecekler' listemde Cola'dan sonra ikinci sırada.

Verdiğim tarifle evde çok rahat yapabilirsiniz.

EK: Tarif de buldum :)
www.youtube.com

Haklı isyanınıza katılıyorum. Aşırı şekerli buruk meyve suyu içmek istesem meyve suyu içerim. Ben bazı otellerde, kokteyllerde rastladığım çeşmeli karışımlar harici böyle bir şey görmedim ama çay seven biri olarak olsa, temiz içeriği de olursa litrelerce tüketirim o ürünü.

@mirket ben de deneyeceğim teşekkürler.

Avrupa'da markete git, sade yogurdu zor bulursun ama onlarca cesit meyveli yogurt vardir marketlerde. Bu da onun gibi iste rengi, tadi, sekeri cezbetsin coluk, cocuk, millet alsin, satislar artsin diye. Danone, Lipton gibi gida tekelleri ne isterse o oluyor

Kötü fikir olabilir çünkü dünyada sekersiz siyah çay içen insan sayisi sinirli. Misal Fransa'da sıfır market.
Onun dışında ben siyah sekersiz kahve severim ama soğuğunu sevmem.
Siyah sekersiz çay severim ama soğuğunu sevmem. Ice tea severim.

Kısacası siyah çay içenin bile beğenmediği bir tat olabiliyor soğuk çay. Ondan sınırlı bir market var.

Kahveci milyonlarca kutu üretip, kutunun tasarimini yapip, üretileceği fabrikayi secmekle ugrasmiyor. Böyle bir şeye girmeleri için halkta ciddi kitlenin "allah aşkına bize dümdüz çayi soğutup satin" demesi lazım. Aradaki fark o.

Dubai'de her restoran kendi şekersiz, limonlu soğuk çayını yapıyor (bir yerde bile Lipton getirdiklerini görmedim). Yanında minik sütlük gibi bir şeyde sıvı şeker (mısır şurubu olma ihtimali yüksek) getiriyorlar, istediğimiz kadar tatlandırıp içiyoruz.

O kadar iyi fikir ki ben artık yazları soğuk demleme soğuk çay yapıyorum, siyah çay, meyve çayı, hepsinden oluyor. Yalnız gerçekten (edit: şekersiz) soğuk siyah çay çok çirkin bi şey, her türlü sıcak içeceği ve soğuk kahveyi şekersiz içerim ama soğuk çay illa şeker istiyor. O yüzden balla ya da toz şekerden simple syrup yapıp onunla tatlandırıyorum. Müthiş fikir aslında, birkaç butik kahveci buradan yürüse belki yayılırdı :/

Edit: Ne zamandır çay yapmamıştım, bu soruyla aklıma düştü, az önce bir sürahi çayı demlenmek üzere balkona bıraktım. Teşekkürler kibritsuyu.

şeker olsa gene bir nebze iyi çoğu şeker şurupları ihtiva ediyor malesef.

ayrıcabşekersiz olanlar var. pin marka ice tea. çeşitleri mevcut ve şekersiz.
pindrinks.com.tr bakabilirsiniz.

Meyve suları ve ice tea tat olarak çok farklılar ki... Yani sizce de şimdi şeftali suyu ve şeftalili ice tea arasında fark bariz değil mi :D

Ürünler piyasaya sürülmeden önce deneme süreçlerinden geçiyor genelde. Bir ürünü beğenen bir avuç insanken beğenmeyen çok sayıda kişi varsa seri üretiminine girişmiyorlar haliyle.

Siz bunu istemişsiniz mesela ama zannediyorum birçok kişi "buz gibi olmuş çaya niye para vereyim ki" diye düşünür.

İce tea çay olsa da çay niyetine içilen bir şey değil sonuçta. Yani ben hayatımda hiç canım çay istedi ama hava sıcak en güzeli ice tea içeyim diyen bir kişi bile görmedim. İce tea, ice teadir.

abd de marketlerde bildiğin demlenmiş soğutulmuş soğuk çay satılıyor fabrikasyon ve ben hiç sevmiyorum. liptonlarda ne avrupa ne türkiye kalitesindeydi.

7800tl'nin 1 aylık faizi artı ana para şeklinde.

11 ayın faizini de ödeyeceksin. Zaten kredi kartında defaten ödeme diye bir şey yok. Günü gelip parayı çekene kadar ödediğin para kartında + bakiye olarak durur.

ikinizde farklı cevap vermişsiniz :) hangisi doğru?

Bu yalnızca talep dilekçesi, bunu gidip icra memuruna yaptıracaksanız, haciz fekki için masraf gerekir bu arada, tebligat başına 10 lira falan olması lazım eğer alacaklı yatirmadiysa tabi

sanguine bir evrak daha var onda da "Tahsil Harcı (Vazgeçme %4.55) Toplam 107,74" yazıyor. bu dosya dusmeyecek mı sımdı bırde ben mı pesınden kosacagım ıcra daıresınde?

Haricen tahsil edilse bile harc ayrı tebligat masrafı ayrı. İcra dairesi tensip olustursa bile fekleri bankalara göndermek gerekir o da masraf, küçük bir ilde sakin bir icra dairesi değilse asla başında durmadan yapmazlar kısa sürede

evet kredi kartıyla ödedim borcu uyapa bu ilk iki mesajımdaki belgeler yüklenmiş.

Takipte Kesinlesen Miktar ₺2.660,23
Toplam Faiz Miktari ₺3.615,10
Vekalet Ücreti ₺1.800,00
Masraf Miktari ₺330,20
Tahsil Harcı ₺242,08
Toplam Alacak ₺8.647,61
Yatan Para ₺0,00
Bakiye Borç Miktari ₺8.647,61

daha ne kadar odeyecegım?

pil işlemci kamera yı karşılştırın.

buradan karsilastirabilirsin

www.gsmarena.com

gordugum kadariyla aralarinda cok fark yok. mesela 11'de super amoled ekran var 12'de oled ekran. yine 11'de sdcard var 12'de yok (zaten cok muhim degil). yurtdisinda fiyatlari arasindaki fark 50 dolarmis yani zaten aslinda 11 subat'ta cikmis 12 ise kasim'da. ama sonuc olarak 12 daha iyi.

Kamera önemliyse 11.
Hız önemliyse 12 gibi duruyor.

Ben 10 kullanıyorum, bir daha sevseler telefonda xiaomi tercih etmem. İlk aldığımda çok iyi gelmişti, kamerası hala hoşuma gidiyor ama xiaomi mevcut sıkıntıları :

1) Kafasına göre telefon kapanıyor ve geri açılmıyor, haliyle alarm çalmadı ve yurtdışındayken uçak kaçırıyordum az daha.

2) saçma sapan bir zamanda, örneğin acil fotoğraf çekmeniz lazım, çat diye kilitlenebiliyor.

3) arabanın ön camına bir yere koyduğunuzda "telefon aşırı ısındı" diyip navigasyon vs ne varsa kapatıyor. hatta geçen hafta instagramda gezerken güneşin altında aynı uyarıyı verdi.

4) yurdışında roaming en lazım olan yerde çalışmayabiliyor, aynı hat iphone'da çalışıyor, benim telefonda çalışmıyor. 2 hafta önce rotterdam'ın ortasında bağlantı bir koptu ta belçika sınırına kadar geri gelmedi.

5) yerel saatleri yanlış gösterebiliyor, geçen hafta mısır'da saati 1 saat erken gösterdi, fark ettiğimde neye uğradığımı şaşırdım, neyse ki havaalanı 5dk mesafedeydi uçağı kaçırmadım.

Özellikle yurdışına sık çıkıyorsanız ve sadece telefon alarmına güveniyorsanız istediği kadar über bir telefon olsun, çok can sıkıyor.

bizde her iki cihazdan da var. ben note11 pro kullanıyorum, kız arkadaşım note 12 pro aldı. gündelik kullanımda en ufak bir fark yok. zaten antutu skorları da birbirlerine çok yakın. ekran kaliteleri de tamamen aynı diyebilirim.

note 11pro trendyolda xiaomi türkiye garantili 8800tl, note 12 pro da 9500 civarı.

note 11 pro: mediatek helio96 işlemci 8/128 gb hafıza
note 12 pro: snapdragn 732G - 8/256gb hafıza ile geliyor.

aslına bakarsan garip biçimde note 12 pro 2 yıl eski note 10 pro ile aynı işlemciyi kullanıyor. ama note10 pro ile note 11-12 pro arasında ciddi bir ekran kalitesi farkı var.

yukarda verilen gsmarena kıyaslamasında bir hata var. türkiyede satılan note12 prolarda dimensity 1080 yok snapdragon 732G var. dimesity 1080 hız olarak 732G'den epey üstün. ayrıca kamera olarak bize gelen 11/12 her iki cihazda da 108mp kamera var.

dosyanın durumu hakkında dosyayı görmeden yorum yapmak zor. mirası ölümden sonra 3 ay içinde reddetmediyseniz alacaklar ve borçlarla kabul etmişsinizdir. o yüzden borca da mirasçısınız.

demek istediğim o değildi, mirasçı olarak borçlarınada elbette ortağız ancak mahkeme bize tebligat yapmadı kendimizi savunma hakkımız olmadı bölge adliyeye gitmiş orda onaylanmış bize savunma hakkı bile tanınmamış . bor. bu ödeyin diyen tebligata kadar bir şeyden haberimiz yok. suçtan doğduğunu iddia ettikleri bir borcu bize savunma hakkı tanımadan ödememiz isteniyor.

ileride merak eden olursa itiraz edin;

“Mahkemece, öncelikle yargılama sırasında vefat eden davalının mirasçılık belgesi
getirtilerek, mirasçılarına usulüne uygun tebligat yapılıp, mirası reddetmeyen
mirasçılarının mecburi dava arkadaşı olarak yöntemince davaya katılımı sağlanmak,
mirasçılar davayı birlikte takip etmekten kaçınırlarsa terekeye temsilci tayin ettirmek
suretiyle, taraf teşkili sağlandıktan sonra, hasıl olacak sonuca göre esas hakkında bir
karar verilmesi gerekirken; taraf teşkili sağlanmaksızın, yazılı şekilde hüküm tesisinin
usul ve yasaya aykırı olduğu...”

Yargıtay 3.HD. 05.10.2022 T.5891/7383

diyelim ki 2 eylül 2023 seçtiniz genelde o tarih vizenin başlangıç tarihidir. eğer 1 haftalık vize verilirse 9 eylüle kadar geçerli vizeniz olur o tarihler arası gidip gelmenizde sorun olmaz. illa söylediğiniz tarihte gitmenize gerek yok ancak vize başlangıç tarihi ile kısıtlanmış olursunuz.

Tam onu sormuyorum. Vize başvurusu randevusu alırken seyahat başlangıç tarihi sekmesi çıktı. Eylül'ün başlarından bir gün seçtim. Sonradan aklıma geldi o tarihlerde muhmetemelen izin almam ama Eylül'ün ikinci haftasında alabilirim.

Problem olmaz muhtemelen. Başvuru onay formunda herhangi gibi bir bilgi gözükmüyor.

uçak bileti/rezervasyonu göstermediniz mi başvuruda? gidiş biletinin tarihinde başlatırlar. vize çıktıktan sonra değiştirebilirsiniz isterseniz sonraki bir tarihe problem olmaz.

23-25 direk yazdım

mhp'ye su sartlar altinda oy veren insanlarin aksener'in adayina oy verecegini dusunmek pek mumkun degil diye dusunuyorum. cunku, mhp politikasini begenmeyen icin direk alternatifi de var (aksener) buna ragmen parti olarak 10% oy almis, bunun azalacagina ihtimal vermiyorum ya da ne gibi bir nedeni olabilir bilemedim.

ayrica cb adayligi ile meclis secimini karistirmissiniz sanki, cunku mhp'ye ya da diger partilere oy veren kisinin kendi alternatifi var zaten, mhp ya da kendi partisi, neden mecliste aksenerin partisine oy versin ki? cb ve meclis icin ayri ayri oy verdigimiz dusunuldugunde mecliste sonucun degisecegine, mhp/iyi parti icin, pek inanmiyorum.

bence bu secimin en sasirtici unsurlarindan biri, hdp'nin ve iyi parti'nin oy potansiyellerini ne kadar fazla pazarladiklarini gormus olmamiz oldu.

@kassiopeia

cb ve mv seçimlerini karıştırmadım fakat desteklenen cb adayı ister istemez mvde parti seçimini de etkiliyor.

Kassiopeia +1
Ben resmen çevremde falan iyip diyen kişilere ne zaman baksam akp hayatta oy vermeyecek insanlar. Yani iyip olmasa chp verirler.
Iyip ve HDP gördük ki akp ve mhpden oy olacak potansiyelleri yok. Iyip milliyetci chpliler partisi gibi.
Ben 17-20 derim anca.

anladim ben de onun icin yazdim, etkiliyor mu acaba? yani mesela iyi parti mansur'u cikarsa, mhp secmeni iyi partiye verir miydi? neden cb olarak mansur'a mecliste mhp'ye vermesin? ne kaybedecek? su anda mhp politikasini destekleyen icin mhp'nin onu temsil etmesi onemli, iyi parti'nin mansur'u cikartmasi onun temsili icin neyi degistirecek, onun icin dedim. yani ben etkiledigini dusunmuyorum acikcasi. cunku ayni mhp'linin su anda da o imkani var, erdogan'i istemeyen mesela muhmemelen sinan'a verdi, ama yine kendi partisine verdi mecliste. dolayisiyla bence mhp'nin kemik oyu asagi yukari belli oldu gibi. ama bilemiyorum elbette. siz neden degisecegini dusunuyorsunuz? gercekten merak ettim ben hic dusunmemistim cunku.

bence kaldıraç etkisini ve bir araya gelme sinerjisini gözden kaçırmamak lazım. memleket 0.9 zafer 2.3 aldı. ancak bu ikisi bir araya geldiğinde oluşan sinerji 7-9 arasındaydı. memleket yamuk yapınca büyü bzuldu ufalandılar. akşener ve mansur yürekli olsaydı(akşenerin hakkını yemeyelim denedi) olay başka olurdu.

bu iş o kadar iki ucu bklu değnek ki. ülkücüleri yanına alsan kürt oyları yok, kütleri alsan ülkücüler kopuyor. bence en mantıklısı muhalefet yavaşı aday gösterecek, ysp kendi adayını çıkaracak ve ikinci tura kalınacak. mansurla rteyi koycan muhafazakar seçmene o zaman kazanmasan bile zorlardın.

mutlaka yazılı bir belge alın. ödeme sürecinde faiz işlenmeyeceğini ya da borcun sabit olarak kalacağını bu belgeye ekletin.

borç ödendi yazısı verecekler, anladığım 12 ye bölüp bizi bankaya devredecekler diye düşünüyorum yoksa borç ödendi yazısını veririz demezlerdi diye düşünüyorum. banka 12 ye bölünen paraya faiz ekler mi onu bilmiyorum.

Son 1-2 yıl içerisinden bir trafik kazası yaşadıysanız karşı taraf göndermiş olabilir, yakın zamanda bir arkadaşımızın başına geldi. "Bu araç ticari bir araçtı ve ben aracın tamir gördüğü süre içerisinde bu araçla kazanacağım paraları kazanamadım" diyerek bir para isteyebiliyorlar. Belki o tanımadığınız kişiler de kazaya karışan diğer kişilerdir.

Diğer ihtimaller için ben de başlığı takip edeceğim çünkü bu aralar sıklıkla duymaya başladım bu tür şeyleri, insanlar para koparabilmek için yeni yeni şeyler icat ediyor. Dolandırıcılık tarzı bir şey de olabilir, hukukçular açıklar diye umuyorum.

Hrskrs, teşekkür ediyorum dönüşünüz için.
Bazı bilgilere ulaştım,

Faydası olabilir diye düşünerek güncellemek istedim;

Maalesef birisi mesaj olarak gelen bir linke tıklayıp bilgilerini girmiş, sonra da bankadan bunu düzeltmek için arıyoruz diyerek benim numaramdan aranmış ve hesabından para transfer edilmiş.

Ben o bahsedilen tarihte yine yurtdışındaydım ve TR hattım kaplıydı, bu nasıl olabiliyor? Ve asıl sorum bu arama dökümüne nasıl ulaşabilirim. Teşekkür ediyorum.

e devletten uyap vatandas portalına gırdınız mı? icra evraklarını ınceeyebılır sebebını ogrenebılırsınız

Bir avukata danışmak en kesin ve doğru çözüm
Hak kaybı yaşamamak için hukuki danışmanlık alınız

Bir hafta içinde itiraz etmen lazım.

Malikin kendi taşınmazı üzerine diktiği ağaçların dalları ve kökleri komşunun taşınmazına geçip zarar verdiği takdirde, ikaz üzerine münasip bir müddet içerisinde bu dal ve köklerin kesilmesi gerektiği; malik tarafından kesilmediği takdirde, komşunun bu dal ve kökleri kesip zaptetme hakkı doğacağı- davalının kendi taşınmazı içerisine diktiği ağaçların, ileride büyüyüp davacının taşınmazına gölge yapıp zarar vereceği iddiası ile açılan davaların, "uzun zaman sonra doğacak muhtemel zararlar için mülkiyet hakkının kısıtlanması mülkiyetin genel kurallarına ters düşeceğinden" reddedilmesi gerektiği- TMK. mad. 737' nin uygulamasında doğrudan bir tecavüz olduğundan katlanma sınırını aşan bir zararın bulunup bulunmadığını, mülkiyetin taşkın kullanılıp kullanılmadığını araştırmaya gerek olmadığı

Komşuluk ilkelerine aykırı olarak başkasının mülküne geçip zarar veren dal ve köklerin zarar gören mülk sahibi
tarafından kesilebileceği TMK.m.740' ta öngörülmüş olup, bu hususta davacının talebi aşılarak hüküm kurulmasının bozmayı gerektireceği

Davalıya ait ağaçların dalları ve kökleriyle komşuluk hukukunun öngördüğü sınırları aşan biçimde zarar verdiği bilirkişice saptandığından, zararlı davranışın ağaçların kesilmesi suretiyle önlenmesine karar verilmesinin gerekeceği

Komşu sınırda yer alan ağaçlara ait gölgenin neden olduğu verim kaybının ağaçların dalları kesilmek suretiyle giderilmesi mümkün iken ağaçların kökünden kesilmesine yönelik karar verilmesinin kanuna aykırı olacağı–

Ağaç, dal ve köklerinin başkasının taşınmazına geçmesi ve zarar vermesi halinde ağaç sahibi bunları kaldırmadığı takdirde, ağaç dal ve kökleri kesilip enkazı zaptedilebileceği-





14.hukuk dairesi bakıyor bu işlere anladığım kadarıyla, yukarıdaki her bir paragraf ayrı bir karar (hukukçu değilim)

mülkiyet sadece yeryüzü ile sınırlı değil, -belli sınırlar dahilinde- yer yüzünün altını ve üstünü de kapsar. dolayısıyla olay anlattığınız gibiyse haklısınız. bu konularda ehil bir avukat ile çalışmanızı öneririm.

kız arkadaşımın sakız adası için söylediği tek şey, çeşmenin sadece getir götürünü yapar sakız (lidl dan ucuz alışveriş/peynir vs ve sahilde deniz ürünleri+uzo lu masa hariç) ben gitmedim bilmiyorum. ancak tatil şansınız varsa belgrad adalardan daha iyi olur.

midilli soğuk olur dediler o tarihler için.
samos güzel olur gittik hayran kaldık.
bu bayram kos için plan yaptık. bedavadan biraz pahalı.

diğerlerini henüz bilmiyorum ama bir daha türkiye'de deniz tatiline para kaptırmam.

@haskoylu
Sakız düşündüğünüzden epey büyük bir ada. Dört tarafında süper denize girme ve yemek yeme yerleri var. Sakızı sadece şehir merkezi olarak düşünmeyin, araba kiralayıp gezmek şart.

araba ile çanakkale köprüsünden geliboluya geçip 30 km ileride ipsala kapısından yunan a giriş oradan da thasos adası..cennetten bir köşe.

yemekten daha önemlisi uyku. uyku düzgün değilse sporunda yemeğinde önemi yok.

bir ölçek protein tozundaki protein 100 gram ete falan denk geliyor. ben yurtdışındayım protein tozu etten daha pahalıya geldiği için pek kullanmıyorum. sana kalmış.

gereken prootein miktarı kiloya göre falan hesaplanabiliyor. ona göre bakıp yersin. bence şu an önemli olan disiplinli bir şekilde devam edebilmen. iki ayda istediğini ye pek bir şey olmayacak zaten.

Uyku çok önemliymiş diyorlar +1

Kişi yeterli proteini alıyorsa takviye almaya gerek yok. Bunu da normal biri için 1.2 x kg olarak hesaplayabilirsiniz. Ben misal 1.5 civarı almaya çalışırım ama 1.2 çok kasmayan biri için ideal.

Onun dışında dışarıdan takviyesi en mantıklı creatine ama onu da herkesin kullanmasina gerek yok.

Almaniz gereken macrolari hesaplayip günlük yediklerinize göre bakın.

Evet gerekli besin maddelerini almazsaniz istediğiniz yere ulaşmak zor. Cimento olmadan bina yapmaya calismak gibi.

Önemli olan ağırlık bence ya yağsız vücut kasmıyorsan ne yediğin cok fark etmiyt. Aç gezmiyorsan çok da sorun değil bence. Ne zaman ki bent over row yapmaya başladım o zaman ya hak dedi sırtım. Deadlift ile aynı kiloda yapıyorum genelde, abartı genişletiyor sırtı.

Bu işe gönül verdiysen motton şöyle olacak.

-Train like an animal
-Eat like a king
-Sleep like a baby

Ayrıca, 3 yumurta yedim, bir porsiyon da pilav, bir kaşık da protein tozu gibi hesapsız kitapsız, kulaktan dolma bilgiyle olmaz o.

Şu sayfayı oku, anla, otur bir kalori hesabı yap, makroları dengele. Sağlam başla işe.

www.agirsaglam.com

İlk başta mutlaka bir diyetistyene gitmek lazım.
Diyetisyene nasıl antrenman yaptığınızı anlatın, o da size uygun beslenme programı çıkartsın. Çünkü günde 3-4 yumurta falan kaşık kaşık tavuk pilav yaramaz:)

günlük protein ihtiyacını karşılıyorsan şu aşamada hiçbir takviyeye ihtiyacın yok zaten vücudunun günlük sentezleyebileceği bir protein sınırı var, gerisi yağ olarak depolanıyor/ atılıyor vücuttan.

vew bu protein ihtiyacını da öğünlere bölmen lazım, tek öğünde yaptığın alımın da bir sentez sınırı var.

uyku +1 en önemlisi uykunu düzgün almalısın.

Protein sadece kas inşa ederken kullanılmıyor tırnağının uzamasından tut da mide içyüzeyinin kaplaması değişirken bile her aşamada proteinlere ihtiyaç vardır, o nedenle günlük 500 gram falan protein almıyorsan yağa dönüşmez aldığın her proteini vücut kullanır.

İkinci olarak vücudun sentezleyebildiği protein de sınırsızdır tek öğünde 100 gram protein verirsen vücut onu sentezler ve kullanır ama kas hipertrofisi için hepsini kullanmaz ihtiyacı kadarını kullanır.

Bir de bu uyku mevzusu çok abartılıyor, eğer uykuda deli gibi growth hormon salgıladığın pre-ergenlik döneminde değilsen o kadar da önemli bir mevzu değil günlük normal uykunu uyu geç işte.

zaten kastedilen günlük düzenli uyku, git 15 saat uyu değil. eksik uyursan kaldıracak enerjin de olmaz motivasyonun da.

proteinin sınırsız sentezlenmesi söz konusu değil.

hiyerarşik olarak: uyku(8-10 saat deliksiz gece), stres, protein alımı(kilo başı x2), idman şeklinde düşün.

uykuyu çözmezsen hiçbirinden randıman alamazsın. stresli bir hayatın varsa yine olmaz. ama idman da stresi ve uykuyu olumlu anlamda etkiler. o yüzden bir iki ay düzene sokmaya çalış. elinden geleni yap. uyku ve stres rayına girecektir. baktın sokamıyorsun yine konuşuruz.

not sure beyefendi sanırım kas inşası ile protein sentezini karıştırıyor.

elbette başkanın etkisi vardır ama üyeler de o yönde eğilimli olmasalar bu şekilde çalışamazlardı. kadın hakları konusunda bu kadar ilerleme kaydetmiş bir daire de başkan değişti diye terse dönmez bence

bunca yıllık emek yok olur mu diye insan düşünmeden edemiyor maalesef.

ben yaptım ve aldım vizemi. 22 martta başvurdum 18 nisanda onaylandı ama 14 nisanda konsolosluk arayıp seyahat sağlık sigortamı yenilememi istedi. 22 mart -14 nisan diyebiliriz. bu konuda hangi şehire başvurduğunuz önemli. berlinle ufak bir şehir aynı değil. izmirden başvuru ile istanbul aynı değil.

randevuya gelince. ben nitelikli göç vizesine başvurdum aralık sonunda başvurdum marta verildi. ama yüksek lisans için yapılan başvuru için ekim 2022 de beri bekliyor millet. telegramda gruplar var girip bakabilirsiniz.

İmkan varsa alınır.
Kredi vs olmayacaksa mantıklı bir yatırım bile olabilir.

zeytinden anlayan biriyle gidin görün yılda ne kadar yağ elde edersiniz onu 3 aşağı 5 yukarı kafanızda oturtun. yengemler ellerindeki son parayla zeytinlik aldılar kafa dinleriz diyerek şimdi zeytinyağı satıp baya güzel para yapıyorlar.

Alınır.

evcil hayvan gibi düşünün, ilgilenebileceksiniz alın. dalları budaması var, yabani otları temizlemesi var, toprağı sürmesi var, ağacı ilaçlaması var, gübresi var, otları düzenli kesmesi var, dip toplaması ayrı, ağaçtan toplaması ayrı beden gücü istiyor, toplanan zeytinin nakliyesi var. bunlar hep para. ve uzaktan köylüye yaptırırım denirse belki 1,5 kat artacak masraflar. bütün bunların yanında yağın kilosunu 100-150 liradan ancak satabiliyorsunuz. biz yağhaneden aldığımız bidonu tekrar sızdırıp veriyoruz eşe dosta. inci gibi oluyor yağ, yıllar sonra bile içsen aynı lezzet ve tortusuzluk, ama ona rağmen kilosunu 100 liradan veriyoruz, fazlasına utanıyor insan. bahçeye bir pikap veya 4x4 ile gitsek yakıtın 20+ liralık litre fiyatı totalde neredeyse zarara sokacak o derece. sırf bunun için scooter'la gidip gelinildi. oturup hesap yapınca da işi gücü bırakıp sadece bahçeye bakayım bile desen yılın sadece 3 ayı seni geçindirebilecek kadar trajikomik rakamlar çıkıyor ortaya. tarımı bitirdiler.

alınır tabi, önüne yol geliyor mu, gelmiyorsa başvur masrafı neyse yol getirt falan, 15-20 dönüm güzel bir rakam.

Al geç
Hatta link at komşu tarla varsa onu da ben alayım

29'a girmek uzereyken geldim amerika'ya mba yapmaya. okulu bitirdim simdi calisiyorum.

amerika dunya uzerinde manevi hicbir degerin olmadigi ama maddiyati da sonuna kadar yasatan bir ulke. buradaki amerikalilarla gonul iliskilerim de oldu ama hepsi asiri bencil insanlar. kultur tamamen boyle. bu bencili bizdeki karakteri bencil olan insan anlaminda kullanmiyorum. en gonlu genis olan bile ister istemez bencil cunku icinde yetistigi kultur boyle.

bu yuzden ciddi iliski dusunemiyorum. hem cocugumun amerikali olmasini da istemiyorum. burada turk de bulamiyorum, zaten havuz cok dar. o yuzden simdilik rafa kaldirdim gonul islerini. cok parasi olan ama yalniz ve mutsuz olan adami oynuyorum bir suredir.

hayat kurulur da tatmin eder mi bilmiyorum. 30 yas farkli bir kulture entegre olmak icin cok gec bence. mumkunse universite yillarinda bu is bitirilmeli. benim gordugum cut-off universite. universiteyi burada okuyanlar adapte olabiliyor. ama expat olarak yalniz gelenler cogunlukla dertli. evli gelenler esiyle vakit geciriyor.

bir de mesela 30 yasinda doktoraya gelip burada birileriyle evlenen de var. yani yolunu bulan her yerde buluyor orasi da ayri. ama bu tipler de yine sosyal cevre yapamiyor, esiyle takiliyor hep. bunun sebebi de universitede ister istemez sosyal bir cevrenin icinde sosyalizasyona tabi tutuluyorsun. butun egitim surecleri boyle. ama is hayatina gelirsen boyle bir sey yok.

gibi gibi.

36 gibi geldim. Ucuncu senem bitiyor. Tek basima geldim.
Expat olarak yasiyorum. Hicbir seye gec kalmis oldugumu dusunmuyorum.
Tasinma sebebinize bagli olarak kolayligi zorlugu degisiyor. Benim calistigim yer calisma izni, oturma izni gibi seyleri ayarliyor, o yuzden burokrasiyle kendi basima savasmam gerekmiyor. Buranin dilini konusmuyorum, onlar da benim konustugum dilleri konusmuyor. Ogrenmem de mumkun degil, on onbes sene kalsam belki. Ama ne bileyim, online alisveris, Google Translate, app ile taksi hizmeti (bitaksi gibi) vs gibi seyler oldugu icin gunluk hayatimi ve ihtiyaclarimi sorun olmadan giderebiliyorum.
Buranin kulturune entegre olmak vs gibi bir ihtiyacim yok. Cevreme zarar vermeyecek sekilde hassasiyetlerini ogrendim ve bunlara dikkat ediyorum (misal yasadigim ulkede hukumeti elestiremezsiniz, dolayisiyla lokal kisilerle konusurken bundan kaciniyorum vs). Burdan bikinca baska bir ulkeye tasinirim diyorum, boyle boyle hayat gecer.

32 yasinda tasindim. Bu biraz hayata nasil bakmanizla alakali bence.

Kimisi hayat kurmak icin birisine ihtiyac duyar, tek basina mutsuz olur. Benim gibi kimisi ise tek basina hayat kurar, sonra hayatina birisini almayi degerlendirir.

Ben tek basina mutlu olamayan bir insanin baskasiyla da mutlu olamayacagini dusunuyorum. Mutlulugu, hayati baskalarine endekslerseniz gercek hayati kacirirsiniz. Siz tek basiniza hayat kurup mutlu olursaniz, hayatiniza kabul ettiginiz kisi mevcut mutlulugunuzu artirabilir, ama gene her seyi baskasina baglamamis olursunuz.

29'da geldim, en kötü ihtimalle yapamazsam dönerim ve kaybedecek hiçbir şeyim yok mantığıyla geldim aslında. Türkiye'deki tüm sosyal çevreyi ve aileyi bırakmak, buradaki kültüre hava durumlarına uyum sağlamak başlangıçta zor ama ilk 6 ay hatta 1 yıl adaptasyon süreci ile geçiyor bence. Tek başıma kimseyi tanımadan geldim, bu zor oldu ama ilk başta iş yerindekilerle arkadaş oluyoruz zaten. Benim bulunduğum ülkede ingilizce ana dil değil ve ben dillerini bilmiyorum ama translate ile halletmeye çalışıyorum.
Bence gidilen yaşın önemi yok ama türkiyeye tekrar dönülecekse asıl o zaman zor, çünkü yeni baştan düzen kurmak lazım. Ben ne kadar süre burada kalmak istediğimi hala bilmiyorum bu belirsizlik gelecek kaygısı yaratıyor :/
Sosyalleşmek dil bilmeyince zor ama artık buna takılmıyorum tek başıma spora, yürüyüşe veya cafelere gidiyorum. Yakında kursa da başlamayı düşünüyorum hatta.
Burada birini bulacağımı veya evleneceğimi sanmıyorum, hem kültür farkından hem de ömrümün sonuna kadar bu ülkede yaşamak istemediğimden, hem de birini zaten bulamadığımdan :D o yüzden yalnız takılmaya devam, bunun da bir avantajı var aslında kimseye bağlı olmadan özgürce yaşayabiliyorum. Başka ülkede güzel iş fırsatı olursa oraya giderim hatta. Her şeye rağmen de iyi ki gelmişim diyorum çünkü çok büyük tecrübe. Yaş ilerledikçe radikal kararlar almak zorlaşıyor bence, aklımızda kalacağına denemeliyiz

bence günümüzde bu konu biraz abartılıyor. internetten dolayı kültürel etkileşim daha az. o yüzden ileri yaşta da göç edilse bizim nesil için eskiye göre kültür şoku daha az olacaktır. ben mesela o kültür şokunu türkiye'de de yaşıyorum. ilgi alanlarımla ilgilenen insanların türkiye'de sayısı çok az mesela.

Cebindeki paraya bağlı olarak değişir. Paran varsa işin olmasa bile 6-8 ay eğitimini alırsın, dil lazımsa dilini öğrenirsin. Parasız ya da kısıtlı parayla sıfırdan başlıyorsan zor. Kültür şokundan ziyade 30'lu yaşlarda off herkesin villası var diye trigger olabilirsin. Avrupanın orta ve biraz orta üstünün işi düzeni kurulu, yaşıyor bu hayatı.

nereye gittiğiniz o kadar önemli ki.

mesela abd ye gittiğimde sanki 20 yıldır orada yaşıyormuş gibi hissettim, ten renginiz açıksa dışlanmak zor ancak abd o kadar uzak ki bir noktada yalnızlık sizi delirtmeye başlıyor.

avrupa da mesela almanyaya gitmek ile isveçe gitmek ya da yunanistanda gitmek bambaşka şeyler. almanyada doğma büyüme yunanlar almnayadan yunanistana kaçıyor?! sonradan almanyaya giden türkler her tatil fırsatında uçağa atlayıp türkiyeye geliyorlar. londrada arkadaşım var kız yılın yarısında türkiyede neredeyse. tek derdi sınırsız oturumu alıp 6 ay uk 6 ay türkiyede yaşamak. başka bir arkadaşım var anadili gibi ingilizce konuşuyor londranın baya kallavi bir restorantında çalışıyor vatandaş olmak üzere tek hayali yılın 4 5 ayı uk de çalışıp elindeki parayla kalan aylarda türkiyede kafa dinlemek.

bu örneklerdeki herkes 30 yaş üstü.

almanyada ikamet ediyorsa vergi iadesi alamaz ki. vergi iadesi turistler için.

turist vizesi ile almanyada olan birinin adına fatura kestirmen ona tax refund formu verılmesı gerekıyor o formlada paranın bır kısmını ıade alabılıyor. pro max için 160 euro iade cıkıyor ama 130 dolar oduyorlar. hem dolar kurundaki farkı hemde komısyonu 30 euro tutuyor, havalımanında yapmayın ıslemı 150 euro falan ıade alırsınız.

arkadaşının almanyada oturumu vs ya da alman pasaportu varsa vergi iadesi alamaz zaten. kendi adına kestirirsen de fatura sahibi gümrükten geçmediği için yine vergi iadesi alamaz. özetle alamazsınız.

vergi iadesi alabilmek için almanya'da yaşamayan birinin kendi adına olan faturayla almanya'dan çıkıyor olması lazım. arkadaşın vergi iadesi alamaz.

google --- yabancılar için konut kredisi

sonuç

www.garantibbvamortgage.com

bence ihtiyaç kresisi kullanamaz, konutta ise konuta peşinat alıp(bildiğim kadarıyla %25 ve 50 arası peşiant istiyorlar. üzerine ipote koydukları için kendileri için çok garantili bir yöntem olacağından verebilirler.

ilk defa böyle birşey görüyorum; yani çalışandan ücret kesen aracı.
siz emin misiniz gerçekten işe başlayacağınıza? ki'yi falan da ayrı yazmış, enterasan bir aracı.

şuan vize bekliyorum o konuda sorun yok. sadece yapılmayan masrafı da bana ödetiyorlar diğerlerinin eğitim durumu nedeniyle 1000 euro daha fazla masraf yapmaları gerekiyor benim diplomama sayesind ebuna gerek yok. ödemek istemiyorum bu fazla parayı olay bu. adamlarda da sizi şutlarız havası var. onu yapamazlar ama davalarla uğraştırabilirler. o nedenle bu konu gabin kavramının içine giriyor mu merak ettim.

bu sözleşme gabin nedeniyle geçersiz olsa ne olacak onu anlamadım.

siz zaten ayda 100 euroyu almanyadaki işvereninize ödeyeceksiniz. bu sözleşme geçerli olsa da olmasa da oradaki işverenininiz "benim paramı ver, gabin varsa git türkiyede o adama dava aç diyecektir"
açacağınız davadan da sonuç alamazsınız. açıklaması çok uzun o yüzden yazmak istemiyorum.

resimdeki sözleşmeyi imzaladığınız firma parasını almanyadaki işverenden değil de sizden isteseydi ödemeyin derdim çünkü o da bu sözleşmeye dayanarak sizden para alamazdı.

merhaba de jure,

aslında ben almanyadaki iş verene parayı ödemezsem iş veren parayı aracıdan geri alacak çünkü onlarda kendi aralarında bir hizmet sözleşmesi yapmış. ben parayı ödemiyorum dersem aracı parayı patrona geri ödeyecek. patron parasını kurtaracak. sonra bu gördüğünüz sözleşmeye dayanarak aracı benden para isteyecek. sözleşme gabin nedeniyle geçersizse ya da bu sözleşmede geçersizliği sağlayan bir duurm varsa en azından benim için yapmadıkları masrafı ödemiyorum deme gücüm olur. ne yazık ki aracı olan ve sözleşmeyi hazırlatan vatandaşta sizi türkiye bataklığındna çekip çkartıyoruz ne dersek he diyeceksiniz kafası var. ben ahlaksız bir adam değilim sadece 1000 euroya itiraz ediyorum. kalanı haklarıdır. fakat diğerlerine harcadıkları para ile benim için harcadıkları arasında 1000 euro fark olduğunu söylediğimde banane vermemem öde bu parayı diyecekler işte o zaman bu sözleşmeye dayanarak bana zorluk yaşatamasınlar istiyorum.

firma parayı beni almanyaya götürmesi karşılığında gittiğim şirketten tahsil edecek ya da etti bilemiyorum. ben çalışamay gittiğim şriekete para ödemezsem bu sözleşemeye dayanarak benden parayı aracı şirket isteyecek. yani sözleşmeyi hazırlayan kurum almanyadaki şirketten benim orada 3 sene kesintisiz çelışmam karşılığında ödemeyi alacak ben 3 sene içinde işten çıkarsam iş verenim aracı şirkete getirdiğin adam artık yok bana paramın kalanını geri öde diyecek. aracıda ödediği parayı bu sözleşmeye dayanarak benden istemeye kalkacak.

borcun net bir sayı olarak yazılmış ve bunu imzalamışsın. giderlerin içeriği de muallakta bırakılmış ("Ve süreçte oluşabilecek tüm masraflar" vs diyerek) adam "evet denklik harcaması yapılmadı ama 3 elemanım bu belgeleri hazırladı, konsoloslukta sıra bekledi, adama laf anlattı, "danışmanlık masrafı" olarak 1000 euro yazdık diyebilir, dolayısıyla senin yaptığın bu "ama denklik belgesine para harcamadılar" şeklindeki küçük hesabın da yalan olur.

ayrıca bunu imzalarken dile getirmeyip, işin olduktan sonra bir yol arayıp sözleşmeden kısmen de olsa caymaya çalışman ne kadar etik orası da tartışılır.

Roket adam dile getirmedigimi nereden biliyorsun? On kere benim denklik almqma gerek yok diplomam denk denildi hayir deyip kestirip attilar cunku ilk defa lisans mezunu biri icin bu islemleri yapiyorlarmis. Adamlara defalarca yurtdisina almanyaya gittim dedigim halde vize formlarinda hic yurtdisina cikmadim diye isaretlemisler, cep telefonum yerine referanslarimdan birinin numarasini yazmislar. Basvuru formunu yeniden ben doldurdum. Sozlesmeden kismen de olsa cayma diye bir durum yok sadece baskalarinin islemleri için 2200 euro harcanirken benim icin 1000 euro civarinda harcama yapilacak, adam parmagini oynatmadan uzerimden zaten 25oo euro kazaniyor. Bu kisinin muglak ifadelerle kafasina gore rakamlari yukseltebilme firsatini kendisine yaratmasi etik mi? Araci olan kisi vize basvurusuna giderken 10 kere sakin benden bahsetmeyin isi kendiniz buldunuz unutmayin benim adim gecmesin demesi ne olacak mesela?

başlıkta adı geçen gabin ne demek, neden hukukta kendisine yer bulmuş inceleyin isterseniz. danışmanlık masrafı olarak 2 kere ücret aldık mı diyecekler? zaten o parayı bir kere alıyorlar. bu 1000 euroyu aslında harcayacaklarını düşünerek gözden çıkartıp hesapları buna göre yapmışlar herkesten en az 2500 euro kazanmak üzerine çalışan bir sistem kurmuşlar, fakat ilk defa lisans mezunu için iş yapınca ortada fazladan 1000 euro kalıyor onu vermek istemiyorum . adamların aracılık parasına ya da benim için yaptıkalrı harcamaları ödemem dediğim bir yer var mı? aynı şey başınıza gelirse siz verin ama ben hakları olmadığı halde fazladan aldıkları bu parayı vermek istemiyorum. ve hukuk içinde hakkımı soruşturuyorum avukatım vermeyebilirsin diyor, başkalarınınd afikrini öğrenmek istedim olay bu.

aynı kişinin almanayay gidene kadar bütün masraflar bize ait deyip sınav ücretlerini (para sizden çıkmadan ciddiye almıyorsunuz siz ödeyin geçenlerin parasını iade edeceğiz) insanlara ödetmesi sonra geçenlere bakın paranızı iade ediyorum demesi gibi durumlarda oldu. ne var vermiş parasını diyeceksin, işte o öyle değil imza attıkları 4500 euro içind eo sınav paraları zaten mevcut ve iş verenlerden alıyorlar , çalışırkende işverene geri ödeniyor bu para. adam sınav arasını ödetip geçenlere kendi parasını iade ediyor ama zaten 4500 içinde bu parayı aldığı için sınav ücretiden dolayı kişi başı 200 euro daha cebine indiriyor. 10 kişi için 1 ayda 2000 euro yapar. almanyada ortalaa maaş 2000 civarında. küçük hesap dediğin o para için 15 gün ter döküyor insanlar, izin verde emeğimin peşinde olayım.
adam iyi niyetli değil etik sözkonusuysa bu adamla olan işlerde gözardı ediyorum.

Ben kursa giderken bir özel ders ücreti ve bir sınav ücreti ödemiştim. Ücretler ne durumda bilmiyorum ama 400 500 gider. Zor bir süreç.

bir sonraki sınava ne kadar zaman sonra girdiniz? 1 ay falan mı atıyor yoksa daha kısa daha uzun süre?

Bölgedeki kursiyer yoğunluğuna bağlı. Belli sayıya ulaşınca sınav oluyor.

Dert etme dostum, zamana bırak. Heyecandan kalmak normal bir şey, gerizekalı değilsen eğer ehliyeti cebine koyduğun günler de gelecek emin ol.

Ben kursta en birinciydim, herkes beni överdi. Sınav günü sıra bana gelince, herkes bana bakmak için arabanın yanına geldi. Ablaların, teyzelerin, 'bu çocuk çok güzel kullanıyor' lafları eşliğinde arabaya bindim. Ulan onlar öyle deyince heyecan yaptım, bildiğimi unutturdular bana:) kalkışta gaz veriyorum araba kalkmıyor ve bağırıyor, meğer o heyecanla el frenini indirmeyi unutmuşum. Kalmadım tabi, ama heyecan yaptırdıkları için ufak aksilik oldu.

Ayrıca yolda ilerlerken önümüzde kaza oldu. Sınav yetkilisi frene bas diye bağırdı, ben frene basmak yerine gaza basıp öndeki dar bir aradan aracı kurtardım. Niye frene basmıyorsun diye üste çıkmaya çalışınca, sert bir şekilde, frene bassaydım arkadaki bana vurabilirdi diye cevap verdim. Baya tartıştık adamla. Kesin kaldım dedim. Teyzelere söverek eve döndüm. Sınav açıklandı, geçmişim. Darısı başına.

Ben 3.'de geçmiştim. Bir tanesinde çok beklemiştim. Yalan olmasın ama 3 hafta olabilir. Hafta sonu Ösym sınavı varsa direksiyon sınavı olmayabilir. Hafta sonunun sınav için uygun olması gerekiyor.

yarın sürücü kurusunu arayacağım ama umarım 15 gün içinde araya sıkıştırabilirler.

evet yapabilirsin. rayiç değerden ödeyebilirsin.

Belediyeden rayiç değer yazısı alacaksınız, orada yazan tutardan daha düşük satış olamaz.

Rayiç değeri bi tık yukarı yuvarlar ve satışı o şekilde yaparsınız. İleride bu durumdan rahatsız olup miras için dava açacak birileri varsa farklı önlemler de almak gerekir?

Var mı öyle birileri?

var 3 kardeş daha var ama onlar evi aldı. ileride sorun çıkmaması adına noterden mirastan feragat yazısı yaptıracağız.

yazıda xxxx adresdekı babamız xyz adına kayıtlı taşınmazdan doğan/doğacak haklarımızı yalnızca bu taşınmaz özelinde olmak kaydı ile biz asağıda adı geçen kardeşler 1 2 3 daha önce haklarımızı aldığımız için kardeşimiz y lehine vazgeçiyoruz. benzeri olacak.

ama öneriniz varsa onuda yapabiliriz.

jely bear belediyenin rayiç bedel sayfasında arsa bedeli diyor ama bu ev. 106 lira yazıyor. bu nasıl hesaplanır ki onuda bilmiyoruz. beldıyeyı aradık ulasılmıyor sag olsunlar.

Belediyeye başvurup (hemen giriş kattaki beyaz masa vezne vs oralarda) ıslak imzalı ya da elektronik olarak imzalanmış rayiç değer yazsını almanız lazım. Hatta belgeye "tapuya verilmek üzere" üretildiği de yazılıyor.

Bazı belediyelerde "e belediye" işlemleriyle de yapılıyor olabilir ama genelde gidip geçmişteki borçları (varsa) ödenip rayiç bedel öyle alınır.

Emlak vergisi ödenen bir ev olduğu için ona göre ev bedeli çıkar, ruhsat iskan vs yoksa arsa payından da rayiç değer çıkar.

ben buna bir güncelleme yazayım. rayiç bedelden ödeme yapıldı toplamda %4 gibi bir şey. döner sermayede %1 gibi bir şey çıktı. yani rayiç bedelin %5 lik kısmını devlete haraç olarak ödüyoruz.

açıkçası bir yaş sınırım yok, her yaşta giderim gibime geliyor. sonuçta bizim kuşak ile şuan ki yaşlıların beklentileri ve yaşam tarzları çok farklı. önceki nesillere göre ayak uydurabilme yeteneğimizin her yaşta daha fazla olduğunu düşünüyorum.

e tabi, burada torun torba vs olursa ilerde, gitmek de o ölçü de zorlaşır.

yuvarlak bir cevap 50 diyeyim ben.

40'dan sonra cikmak mantiksiz.
40'a kadar duzenini oturtamamis adami zaten marsa da yollasan kolay kolay bir cacik olmaz o elemandan.

hocam o kadar emin konuşmayalım, örnek için www.youtube.com

41 yaşındayım, giderim. bi cacık olmasa da daha rahat yaşarım :-)

Heralde 45 den sonra gitmem, 35 yaşındayım artık hevesim de kalmadı

43 yaşında türkiyede hiç bir işi becerememiş(karısının evi döndürdüğü) tanıdığıma çıktı tek eklime ingilizce bilmeden gitti(eşi kredi çekti 10 bin dolar verdi 2018 de) 4 ay süründü sonra eyaletler arası mercedes sprinter araçla mal taşımaya başladı, ilk yılın sonunda morgage ile 230 bin dolara evini aldı 5 oda 1 salon 400 m2 evi volvo xc90 ve mercedes ml550 iki adet suv sahibi, 3.yılın sonunda cdl aldı ayda 11 bin dolar civarı para kazanıyor. ve bu adam dünyanın en uyumsuz sorunlu insanlarından biri.

yer houston texas


diyeceğim o ki yaş maş hikaye.

35'ten sonra gitmem. şu an 27yim.

35 yaşındayım ve hiç hevesim kalmadı, burda iyi sayılabilecek bir düzenim de var belki ondan. Ama diyebilirim ki fikirler gerçekten değişebiliyormuş.

Kendimi yorgun hissediyorum…

kırk küsurda çıkıp da gideni gördüm. takdir edilesi, çocuğu için gitmişti. ingilizcesi, azıcık geliri ve girişkenliği vardı. yapan yapıyor. zaten zirvelerde veya iyi yerlere gelenler radikal kararlar alabilir.

Yaş 47, evli ve 2 çocukluyum. Arkama bile bakmam.

60

düzen kurmak sadece kişiyle ilgili bir şey değil. Türkiye öyle hale geldi ki şu an Y kuşağının büyükleri (80'liler) çocuklarını da alıp farklı ülkelere göç ediyorlar. (düzenleri bozuldu çünkü) Onların genelde evi arabası da var mesela. Benim gibi 90'lılar pek bir şey elde edemediler o yüzden zaten gitmek istiyorlar.

Bu arada son yıllarda dünya karıştığı için atıyorum İngiliz de Amerika'ya gitmek istiyor, Amerikan İngiltere'ye gitmek istiyor :D Herkes kafasına göre olan ülkeye gitme peşinde.

her yaşta giderim. ne yapayım 30 yaşına geldim hala iş bulamadım. burada asgari ücrete çalışmaktan iyidir heralde orda kalifiye işlerde çalışmak.

Düzen kurma gerekliliğine inanmıyorum. 10 senede bir ülke değiştiren bir çok 60 yaşında insan da var. Onların hayattan daha çok zevk aldığını ve daha sağlıklı olduklarını düşünüyorum.

Bu nedenle 50 koyardım sınırı.

anca esim/sevgilim falan isterse gitmek isterim onda da yas sinirim yok. onun disinda tr benim icin avantajli sayilir su anlik

Bu işler evli, çocuklu hatta sevgilili kişilere göre falan değil. Onun dışında zamanı yok. Yeni ülke demek yeni bir iş ve yeni bir eş demek. Olayın heyecanı burada zaten.

yine arabalara/evlere bakarak "ama adam yirtti" yorumu yapiliyor.
kuzey amerika'nin bu arac/ev aldatmacasina kapilmamayi ogrenemediniz gitti :)

ornek vereyim, duzensiz geliri olan bir arkadas butcesini zorlayarak gitti bir tane bmw aldi. Arac 6 ay bir bozuluyor, garaja cekiyor cunku hem aylik taksidini odeyecek hem de tamiri yaptiracak para yok. Arac 6 ay yatiyor, bu sirada para biriktiriyor, 6 ay sonra cikartiyor. 2 tane arabasi var, bmw bozulunca kulusturle geziyor. Ama instagrama baksaniz her haftasonu bmw ile yarislara katiliyor gibi bir havasi var. Kaldigi evde mustakil, zira cogunluk zaten bu bolgede mustakil evde yasiyor, aparman daireleri cogunlukla sehir merkezinde ve dairelerin ortalama kirasi, mustakil ev kiralarindan fazla konumdan oturu.

ozetle yasanilan ulkenin dinamiklerini bilmeden "adam yirtti" yorumu yapmak yersiz.

amerika kitasinda orta direk net aylik 10k ile baslar, o da senede burut $160k demek. Oyle bir parayida paket dagitarak yapamazsiniz. falan filan..

Bu dişte vertikal kırık yoksa dolgu yapılır sadece.

hocam vertikalden kastınız nedir bilmiyorum ama röntgendeki gorunen iki diş var kırılan yer iki dişin arasında görünen boşluk kısmının ust ucunda. fakat dişi çekmek isteme sebebi kökleri iltahaplıymış napılırsa yapılsın düzelmez bu dedi. üsttede 20 lik dişin damağa bakan iç kısmında aşınma var daha önce ki dişçi beyaz dolgu yapmıştı çok küçük bir kırık var demişti. sıfır ağrı sızlama hassasiyet var ama onuda çekmemiz lazım dedi dişçi. anlamıyorum yani. başka dişçiye gitmende gereksiz iş gücü onlarda aynısını diyecek dedi kestirdi attı.

Ağız içi görüntüsünü de görmek lazım ama bence bu dişe çekim gerekmiyor

Kök ucu izlenmiyor. Panoramik ve ağız içi görüntüsünü de görmek gerek. Sırf bu filme bakınca dolguyla kurtarılır diyebiliriz.

kaliteli restoran ve manzara önemli=>>>>>>> (bkz: mikla ) bahsettıgınız paraya ıkı kişi tadım menusu ve şarapla baya keyıflı vakıt gecırırler zaten pek türkte olmaz etraflarında. manzarası çok ıyı vs vs. arastırırsınız.

mikla +1 hediye çeki uygulamasına site üzerinden ulaşabiliyorsunuz.

www.miklarestaurant.com

restoran, yemek kalitesi, hizmet ve iç dekor olarak turk fatih tutak'ı öneririm. hediye çeki kısmını iletişime geçip sorabilirsiniz. manzarasını bilemiyorum.

Sur Balık

2 üniye kayıtlıysan harç çıkar evet

27.07.2022 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 31905 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’nın 10-(3) maddesine göre; “Öğrencinin kayıtlı olduğu sadece bir programın öğrenci katkı payı Devletçe karşılanır. Devlet Yükseköğretim kurumlarında bir yükseköğretim programına kayıtlı iken ikinci bir Yükseköğretim programına (çift ana dal programları hariç olmak üzere) kayıt yaptırılması halinde, ikinci programa ait öğrenci katkı payları öğrencilerin kendileri tarafından karşılanır” denildiğinden; 2022-2023 Eğitim Öğretim Yılında bu kapsamda olan tüm öğrencilerimiz Güz Dönemine ait katkı paylarını ödeyeceklerdir.

diye bir şey var. benden ikisinide ödememi istiyor bu okullar? devlet birini öderim diyorsa ikincisini ben öderim elbette.

ikinci öğretim veya uzaktan öğretim mi biri? ya da açık öğretim mi

böyle abuk hareketler yaparak programlara çıkmak istiyor

programlarda da extreme bir kaç şey söyleyip sesini duyurmak istiyor

siyasetin kuralı belli, extreme şeyler söyle kendini duyur sonra mevzuyu yumuşat.

Hareketleri hiç normal değil. Dozunda bırakılmalı bazı şeyler.

Abartılacak bir şey yok sadece kendisini biraz fazla kaptırmış o kadar

sosyal medya onu da maymun etti.

deli takliti yapıyordur oğlununda kendininda hakkında çok garip iddialar mevcut.

Böyle davranmasa burada bu başlık açılmazdı mesela!

Gündem olmak için farklı davranıyor, sosyal medyayı etkili kullanmaya çalışıyor. Z kuşağını hedef alıyor olabilir.

Aynılıktan kasıt ne anlamadım ama Türkiye'de de iyi kazanıyorlar. Kaynak işi tüm EA ve sözel mesleklerinden iyi para kazandırıyor Türkiye'de de.

Aynı ücreti alamaz çünkü iki ülkenin emek piyasaları farklı.

Emek piyasasındaki arz talep, regülasyon vs. içsel ve dışsal faktörler farklı.

İki ülke arasında emek tümüyle homojen ve mobil değil vs vs.

İkisinin alım gücünün aynı olmaması yine bağlantılı olarak bu sefer makroekonomik anlamada iki farklı ülkededen bahsediyor olmamızdan haliyle. İki ülkedeki enflasyon, para birimlerinin uluslararası piyasalrdaki değer farkı, tüketim, tasarruf oranları farkı vs vs.

@alsterwasser çok güzel anlatmış. türkçe'ye çevireyim, almanya'dakinin hayatı türkiye'dekinden daha kıymetli olduğu için.

Türkiyede yaptığı işi ucuz işçi gücüyle piyasaya daha uygun fiyata sokuyor patronlar kazandığı kar az oluyor yetmiyor birazda işçiden kısıyor.

Almanyada yasalar daha çok koruyordur ucuza çalışmıyordur kesilen vergi farklıdır.

Arz-talep te önemli bir etken
Bizde kaynakçı çok daha fazladır muhtemelen

aynı iş değil,

made in germany ile
made in turkey

arasında en az %700 fiyat farkı var.

yani almanya'daki üretilen ürünlerin katma değeri daha fazla. o sebeple bir alman katma değeri düşük bir ürün istediğinde türkiye'ye gönderir.

basit aslında.

Bu mavi yaka islerin Avrupa'da aldığı paradan bahsedilirken galiba herkes kendi işi olan adama bakıyor. Misal benim hanimin ailesinin yaşadığı yerde hayvan gibi havuzlu villada yaşayan boyaci var. Şimdi de bmw suv ile taksi yapıyor. Bu örneğe bakarak "boyaci çok iyi kazanir" diyebiliriz. Ama boyacı maaşı diye aratirsaniz hiç de öyle fantastik maaş yok. Aynısı kaynakçı için de yok ama işsiz kalmaz ve işini iyi yapıp çevre yapan kişi kendi yerini acarsa iyi kazanir. Bunun sebeplerinden biri herkesin yapmamasi. Mavi yaka işler kolay isler değil.

Bu arada şunu da söylemek lazım; Türkiye'de canı isteyen herkes her işi yapiyor. Bir ara denk gelmistim biri eve boyacı arıyordu altında yüzlerce kisi numara vermis arayın konuşalım diye. Avrupa'da böyle bir olay yok. Google'a elektrikçi yazınca az insan çıkıyor, öyle mahalle kenarında elektrikçi vs olmuyor.
Misal bir diğer goygoy da araba tamircisi çok kazanıyor. Evet, sahibi. Araba tamir yerinde çalışan adam 3-4 bin euro alıyor sanan üzülür.
Diğer söylenenler+1

logicmanager a katkı olsun,

abd de banyo ya da su tesisatı gibi işleri yapan biri bu işleri yapabileceğine dair sertifika almalı. bu sertifika şu sebeple önemli. diyelim ki su tesisatı yapılması laım ve sertifikan yok(türkiyeden gittin ama 20 yıllık ustasın) tamiri sen 200 dolara yaptın oysa sertifikalı usta 2000 istiyordu. 200 e yaptın ve bir şey oldu tamiratı yaptığın boru patladı evi su bastı, duvar kabardı boya aktı vs vs. evin sigortasının ilk baktığı şey bunu kim tamir etti? yetkinlik belgeleri varmı? yoksa sıkıntı büyük tek kuruş ödeme gelmez sigortadan on binlerce dolarlık zarar.

bizde peynir ekmek gibi kalfalık ustalık belgesi hatta universite belgesi dağıtılıyor o sebeple kimsenin işine güven olmuyor. türkiyede müteahhid(böyle mi yazılıyordu bu kelime ? inşaatçı diyelim) sayısı 80 bin civarındaymış. gelişmiş ülkelerde bu sayı bir kaç bini geçmez.

Emek piyasası farkı. Batılı gelişmiş ülkelerde zanaat kıymetli Türkiye, çin, hindistan, Endonezya gibi ülkelerde işçilik ve zanaat izafi olarak ucuz ancak Türkiye'de de zanaat değerleniyor eskisi gibi çıraklıktan berber veya boyacı yetişmiyor hatta piyasada ciddi eleman açığı var artık herkes okulunu okuyor alaylı yetişmiyor hükümet bu konuda MYK belgesi zorunluluğu getirdi bir kaç yıla MYK belgesi olmadan iş yapanlar ciddi yaptırımlara uğrayacak

@AlsterWasser ve @duyurukullanıcısı +1

Aynı işi aynı kalitede yapsalar bile Türk kaynakçının yaptığı iş Alman kaynakçının yaptığı işten her zaman daha ucuz olur.

Mesela bir örnek, piyasada Alman üretimi ile Güney Afrika üretimi olan C200'e bakış açısı da 2. el fiyatı da farklıdır.

İki ayrı coğrafyada bulunan, toplayıcılık ile geçinen, aynı fiziksel kapasitede iki kişiyi düşünürsek:

Biri yalnızca yabani yemişler toplarken diğeri aynı enerjiyle taze meyveler topluyor.

2 metre dediğiniz çok kısa bir mesafe. 55 inç bile büyük olacaktır. ama daha geniş yere çıkacağım dediğiniz için bütçe el veriyorsa 65 inç alınabilir.

www.eksiduyuru.com

Şu duyuruya bakmanızı tavsiye ediyorum

Salonun bir halısaha büyüklüğünde ise 65 inç al ama değilse metre karesine uygun olan inç boyutunda pişman olursun. Sonra TV'ye bakarken odaklandıgın nokta sadece futbolcunun yatırısı diğer bölgeleri göremezsin

2 metreden 55 inç kullanıyordum, sonra 65'e geçtim. şu anda çok daha iyi ve keyifli.

65 inç al geç

woon onvo vs alacaksan servis sonrası destek vermediklerini malı satana kadar dünyanın en minnoş insanı olduklarını bil sattıktan sonra selam bile vermiyorlar. ben 58 inc aldım aldıgım gune lanet edıyorum.

55 inç doğrudur. Yaklaşık 2 metreden seyredince ... İlk başta yadırgama ihtimali var, ama 2-3 günde alışırsınız.

Daha büyük olduğu zaman çeşitli sorunlar başlıyor, başını çevirmek gerekiyor, ekran curved oluyor ama yandan seyredemezsin, panelin fiyatı dramatik artıyor ve tamir edilmiyor vs.

65 çok büyük 55 ideal. ben de benzer mesafede 55 kullanıyorum ve mükemmel diyebilirim.

@haskoylu deli hasan lg aldım an itibariyle

playstation ın kendi sitesinde 65 inç için 1.2 metre yeterli diyor. 65 inç sipariş verdim arkadaşlar

iyi yapmissiniz hocam, benim 65" tv ile aramda 2 metre civari mesafe var, gayet memnunum. Genel olarak odayi biraz fazla ele geciriyor ama seyir keyfinde bir sikinti yok. daha büyük odaya gectiginizde gayet rahat olur.

Facebookta yardımraile, goygoyraile falan atın hocam. Hem biraz makara yapıyorlar hem baya düzeltiyorlar. Ölmüş insanları torunlarının yanına falan montr ediyorlar. O derece.

otomatik düzeltme programında şunu elde ettim, belki işinize yarar. www.hizliresim.com

kendi imkanlarımla bu kadar oldu. youtube denen nimetten öğrenebildiklerimle bu hale getirebildim ben daha iyisini yaparım diyenlerinde yardımına talibim. ela gözlü kumral bir çocukmuş mesela renklendirilsede çok iyi olur.

www.hizliresim.com

remini app veya şurası üzerinden eski fotoğraflarınızı bir nebze onarabilirsiniz

replicate.com

input görselinin altında drop yazıyor oradan yükleyebilirsiniz fotoğrafı.

@ananiyimioguz

sana nasıl tesekkur edecegımı bılemıyorum

www.hizliresim.com

sonuç bu oldu.

Ölmezsin ama inme inebilir.

Koladan zehirlenen duymadım. Sıkıntı yok bence oyna devam.

içeriği değişik tabi günümüzde ama bakarsan 33 yıllık kola içen bile var ^^ www.youtube.com

hava almayan, ışık almayan sağlam bi ambalajda kolay kolay bozulmaz. tett zaten adı üzerinde tavsiye edilen tüketim tarihi, son kullanım tarihi değil. her içecekte illaki bulunuyor. suda da var maden suyunda da mesela bunlar bozulacak içecekler olmadığı halde ^^ 7 ay değil de 7 yıl geçmiş olsa bi belki derdim ama bişey olmaz.

ben üretildikten sonra 3 ay geçen kolanın tadından bile iğreniyorum. nasıl bir deneyim yaşadığınızıda paylaşsaydınız keşke. kola adamı öldürmez.

-update: ölünmüyormuş

@haskoylu: yaptik bir hata biraz sicak biraz yorgunluk

Baktım sözel bölümlere.

Okul öncesi öğretmenliği

Gastronomi

Özel eğitim öğretmenliği

Bunlar iş yapar.

gastronomi +1
öğretmenliğin bir kıymet-i harbiyesi kalmadı.

sosyal medya için özel okulların medya, yeni medya, iletişim, reklamcılık gibi bölümlerine bakabilirsiniz. ticaretle ilgili bölümler genelde eşit ağırlıktan alıyor bu yüzden sözel puanla alan bölümlerde belki ders varsa alabilirsiniz onda da üniversitelerin programlarına bakmanız gerekir.

gastronomiden uzak dur bro, adamı fena hırplar okul sonrası için. okuması keyıflı ve kolay bır bolum ama sonrası? sana soyle bır sey dıyeyım ısmı lazım degıl gastronomı bolumlerınden bırınden mezun olan 38 kısılık sınıftan 33 u yıyecek ıcecek ogretmenı oldular.

bence birçok alan için diploma önemli değil. özellikle sözel bölümlerde. ancak medya, sosyal medya düşünüyorsan görsel iletişim tasarımı diye bir bölüm var. grafik tasarımın dijital hali. iyi bir okulda hakkını verirsen(bilgi üniversitesi, bahçeşehir, yıldız teknik vs.) o alanda güzel bir eğitim alabilirsin. iş garantisi sağlamaz birçok bölümde olduğu gibi ama iyi bir eğitim alabilirsin. mesela post prodüksiyon, görsel tasarım gibi alanlarda ilerleyebilirsin. sosyal medya alanında işine yarayacak katkılar sağlar.

şu an durum nedir bilmiyorum ancak bilgi üni ve yıldız teknik eskiden yetenek sınavıyla alıyordu. bence sözel okunabilecek ve hakkı verilirse güzel katkı sağlayabilecek bir bölüm.

Hocam ilkokul mu bu eve yakınlık uzaklık kriter olsun. Her atılan ikameti Beşiktaş’a alsın Boğaziçi okusun o zaman.
Okuduğunuz üniversiteye gitmeniz lazım orası kapandı ise garantör üniversiteye gitmeniz gerek.

yatay geçiş için araştırabilirsin ama onun da belli şartları var ve bölüme/üniversiteye göre değişir.

İlkokul mu diyorsunuz da daha önce bu hak verilmişti. İkamet edilen ile veya iş dolayısıyla bulunulan ile alınıyordu. Ancak bu sefer vermediler böyle bir hak. Yatay geçiş var ama ne şartlarda veriyorlar araştırmak lazım

aradığınız sorunun cevabı burada;
oidb.gantep.edu.tr

ikamet edilen ile kayıt alma hakkınız var.

2018 deki öğrenci affında
Ayrıldığı üniversiteye kayıt yaptırıp işi veya ikametinin başka bir ilde bulunduğunu belgeleyenler, üniversiteye giriş yılı itibarıyla geçmek istediği üniversitenin taban puanını sağlamaları ve ikamet ettikleri ildeki yükseköğretim kurumlarının senatolarının da uygun görmesi halinde yaşadıkları ildeki üniversitelerdeki eşdeğer diploma programlarına yatay geçiş yapabilecektir.

Şeklinde net bir madde vardı. Ama bu verilen afta bunun gibi açık bir madde yok. Yatay geçiş var ama şartları nedir bilen yok. Bu kapsamda yatay geçişe izin veren okul var mı ?

neden ısrar ettiğinizi anlamıyorum ama açıklayayım;
Bu maddede yer alan hükümlerden yararlanarak ayrıldığı yükseköğretim kurumuna kayıt yaptıranlardan ÖSYS/YKS puanı giriş yılı itibarıyla aynı veya farklı bir diploma programının aynı türden taban puanına sahip olanlar, bu programlardan birine yatay geçiş talebinde bulunabilecektir

açık ifadeye gerek yok, 2011 de okula girdin ve o sene gıda müh. yazdın fakat aldığın puanla o sene benim okulumda bilg. müh. okuyabilirmişsin o zaman bu afla okulama yatay geçiş yapabilirsin demiş. sınırlama yok bahaneye gerek yok puan var mı? var. o zaman geçiş serbest.

@hasköylü lisans için tamam da yüksek lisans için nasıl olacak taban puan diye bişey yok ki?

taban puana gerek yok yüksek lisans yatay geçişte neredeyse butun dersler yalan olduğu için sıfırdan okuyor gibi olacaksın, ben 1100 km ötedeki okulumu bu nedenle yaşadığım yere almıyorum. bu şartlara bağlı bir durum değil. yuksek lısansa kabul edıldıgınız yıl ki ales vs puanlarınız suan ki gecıs yapmak ıstedıgınzı yerın sartlarını saglıyorsa dıploma vs saglıyorsa sorun kalmaz.

geçiş için hakkınız var ancak şartları sağlamak başka bir durum.

Kayıt yaptırmak istediğim okulu aradım, daha netleşmediğini söylediler. Kesin bilgi alınca buradan paylaşım yapacağım yine.

Cevap yazan herkese teşekkürler.

Güncelleme yapayım, her okulun kendine göre ayrı bir kuralı varmış. Benim gitmek istediğim okul (Kırklareli Üniversitesi) "sen önce geçen sefer gittiğine 1.5 sene git, notların iyiyse 1.5 sene sonra buraya başvuru yapabilirsin" dediler. "İyi de ben zaten İstanbul'a gitmek istemediğim için yakındaki okula gelmek istiyorum, ben okula kayıt yaptırırken buradaki bölüm yoktu" dedim, karar böyle dediler.

İstanbul'a gidip 1.5 yıl harcamak yerine sınava girerim daha iyi, bölüme birinci girebilecek sıralamam var, yine almıyorlar :)))

e devletten belge alıp goturursenız yeterlı olur ogrencılıge daır.

Sistem görürler. Ayda yılda bir de olsa sistem meb’e erişemeyince sizden e devlet belgesi isteyebilirler

yani çocuk için sadece defter parası 180 lira yatırıyorum doğru mu anladım? sonra orada eksik yatırmışsınız muhabbeti olmasın.

25 yaş altı öğrencilere harç yok, doğrudur. Sadece defter bedeli ödeyeceksiniz, gidince sıkıntı yaşamamak için ne olur ne olmaz okuldan imzalı öğrenci belgesi almak sağlamcı adam işi.

Meslektaşlar tam olarak hangi konuda ikilem yaşadı anlayamadım. Çok net söyleyeyim hacizler geçerlidir. Hukuk Genel Kurul kararı da var bu hususta (2004) Tescil işleminden sonra haczin fekkine yönelik dava açılabilir.

ilk görüştüğümüz avukat cebri icra ile mülkiyet bankaya geçmiş durumda tapuda ne yazdığı önemsiz o ev artık bankanın dolayısıyla evin tapuda sahibi olan kişinin adına görünmesi bankayı ilgilendirmez avi alır üzerine dedi.

sonrasında cevap kafamıza yatmayınca başka avukatlara danıştık onlarında biri sizin söylediğinize benzer cevap verdi, diğeride banka evi alır ama haciz geçerli olmadığına dair itirazda bulunur dedi.

o sebeple yeniden sormak istedim.

biraz ölçekli mi atsaydınız fotoyu

Biraz okuyorum ama çözünürlük çok kötü

foto hiç net çekilmemiş ama okuyabildiğim:

orofarenkste:
yumuşak damak yukarı yerleşimli skar izleniyor. uvula sağa yerleşim gösteriyor.

?....>olağan

epiglot erode olmuş posterior kısmından, izlenebildiği kadarı ile pasaj -açık?-. sağ ve sol -kanal?- hareketli ancak epiglotun üstte kalan kısmı -medial?- pasaj değerlendirilmesine izin vermiyor.

Herkese tesekkurler.

Unalun nazofarenks olagan

benim anladigim hoca odev degil de 'assignment' vermis.

bu assignment aslinda literatur taramasi, i.e. teze hazirligin ilk asamasi. hem lisansta hem de yuksek lisansta benim de yaptigim bi assignment.

benden 20 sayfa istenmemisti ama (yuksek lisanta) en az 70 kaynak denmisti. format konusunda ozgurduk, ki anladigim kadariyla arkadasinda da boyle bir kisitlama yok. word'de uc sutunlu bir cizelge yapmistim. 1-kaynak adi, 2-alani, 3- icerigi.

Valla benim anladığım ise kuzeninizin örgütsel adalet temalı bir makale/ ödev hazırlayacağı ve bu çalışmanın da pp sunumunu vereceği oldu.

Ben de nitekim öyle yapmıştım. Ancak bu konu ile ilgili iyi bir literatür taraması ve alan çalışması yapması gerek. Ayrıca başlığı sadece örgütsel adalet değil de bunu bir şey ile ilişkilendirip ele alması daha şık olur. Ne olabilir misal, atıyorum, Devlet Kurumlarında Yöneticilerin Örgütsel Adalet ve Örgütsel Güvene İlişkin Tutumları(tamamen salladım). Ödevde seçtiği spesifik konu ile ilgili yapılan araştırmalara ve varsa istatistiklere de yer vermesi şık olur.

Son olarak da yazma kısmı bittikten sonra ödevin hepsini değil ama ana akışını anlatan güzel hazırlanmış(resim, tablo, grafik ile desteklenmiş) bir sunum hazırlarsınız.

Edit: Makaleyi de okulunuzun tercih ettiği akademik yazım formatına uygun ve kaynakçasıyla yazarsınız(Apa6, Chicago vs)

20 sayfalik bir essay yazacak, hocanın bakacagi zaten icindeki bilgi degil, daha cok düzgün kaynak arastirmasi yapmis mi, essay organizasyonunu basarili ile kurgulayip derdini/argümanını anlatabilmis mi bunlar, iyi bir kaynak arastirmasi ve organizasyon ile zaten kapsamli bilgi vermis olacak.

15 gün yeterli bir süre, hocayi kutluyorum, ödev de nereden cikti yiaaa diyen yüksek lisans ögrencileri beni korkutuyor.

kız yuh artık :D
oldu şlap şlap yapıştırsın geçsin daha neler.

kaynakları inceleyecek, fikir edinecek bu fikirle bir sunum hazırlayacak. "kendi" fikirlerini katmalı ama genel geçer tanımlar için elbette kaynaklardan açıklamaları alabilir.
kabaca örgüt nedir tanımını yaparken kendi fikrine ihtiyaç yok. açsın baksın, kaynak gösterecek nasılsa oradan tanımı alsın. ancak örgüt içi adaletten bahsederken hangi araştırma yöntemleri ya da yaklaşımlar vardır. hangi diğerine göre üstündür, değildir vs bunları kendisi yorumlayacak.
izleyeceğiniz yol şu olsun, ben örgütsel adalet nedir hiç bilmiyorum, bana bunu sunumla anlatabilir misiniz? orada geçen mesleğe has tanımlar vs varsa onları da bilmem, aralarda onlara da parantezler açabilir misiniz?
bir de sunum dışında yazılı ödev istediyse bir litaratür taraması gibi araştırma paper'ı olmalı. 4000kelime civarı bir yazı + sunum iş görür.

ayrıca hocaya da danışın biraz başladıktan sonra. arada feedback almak daha iyi oluyor, iki taraf da hayal kırıklığına uğramaz böylece.

Lamartin ve amanda ursula tesekkurler.

Kuzene kendi fikrinizi sunmanizi isteyorum ya da istemiyorum diye bir cevap yazsalar ona gore davranacagiz. Sadece soyledikleri konu basligi bu, git yok ve google akademikten konuyla alakali makale ve tezleri bul bana odev hazirla diyorlar. Burada isteneni acikca soylemedikleri bizde bu formata uygun odev daha once yaomadigimiz icin kafamiz karisti. 16 kasjma kadar 4 tane yazmamiz lazim nail yetisecek bilmiyorum

hep artar heralde. kimse bilmiyor ki. hükümet bir yandan rekabetçi kur iyidir diyor ertesi gün dolara müdahele için merkez bankası milyarlarca dolarlık müdahale ediyor. ne hükümet, ne mb, ne de bakanlar bilmiyor inan ne yaptığını.

her 2-3 haftada bir, 1-2 gün dolar böyle artacak. sonra duracak sonra yine aynı döngü. bence 1-2 sene böyle gidecek ve rezil hale gelecek. insanların dolarla kurla dalga geçmekten başka çaresi kalmadı.

en erken seçim seneye sonbaharda olur. maybe 2022 baharında. o zamana kadar böyle devam edecek dolar. çok iyi bir koalisyon ve hükümet gelirse durağanlaşır ve 1 yılda toparlanır. içerisinde ali babacan'ın iyip'ten ve chp'den çok iyi ekonomistlerin olmadığı bir sistemde de bu mümkün olur mu sanmıyorum. iyi partinin ekonomi kadrosu iyi, deva'da babacan ve imf'de getirdiği bir kaç kişiyle iyi bir kadroya sahip. chp eli en güçlü parti olması gerekirken üstüne çok düşmüyor bu konuya.

tabi hepsinden önemlisi çok seri şekilde hukukun üstünlüğüne inanan bir hükümetin gelmesi gerekiyor.

yurtdışından yabancı sermeye gelmeden dolar düşmeyecek hep yükselecek. dışarıdan sermaye gelmesi için karısı 50 bin euroluk hermes çannta kullanan birilerinin ona buna gider yapmayıp yandaş inşaatçılara döviz bazında garantili ihaleler vermek gibi iğrençlikleri kesip hukuk sistemine müdahil olmayı kesmesi lazım. bu da imkansız yani döviz hep yükselecek.

twitter.com

10-11 liraya kadar yolu var. su an macron'la ilgilendiğimiz için dolar su an pek önemli değil.

Çok temel bir mantıkla, her sene %20-25 aralığında yükselmesi normal. O yüzden aylık 15 kuruş civarında yükselmesinde zaten ekstra bir durum yok.

@xportant

Ben problem yok demedim, ekstra bir durum yok dedim.

2014 2,1865
2015 2,7191 24,36%
2016 3,0181 11,00%
2017 3,6445 20,75%
2018 4,8301 32,53%
2019 5,6712 17,41%

Yukarıdaki tabloda yıl bazında ortalama dolar kuru ve bir önceki yılın ortalamasına göre artış oranı var. Gördüğünüz üzere son 5 yıldır (isterseniz son 20 yıla kadar gidin, sonuç pek değişmez) paramız yıllık ortalam %21 değer kaybediyor. Eğer bazı senelerde bunu bir şekilde kalıcı olmayan yöntemler ile baskılarsak bir sonraki senelerde bu açık geri kapanıyor.

Siz bu sene neyi daha önceki senelerden daha iyi yaptığımızı düşünüyorsunuzda doların %20 yükselmesini ekstra olarak görüyorsunuz ? İhracatı mı, yerli üretimi mi, turizmi mi artırdık ? İthalatı mı azalttık ? Vergi sistemimizi üretim odaklı olarak mı güncelledik yoksa işsizlik sorununu mu çözdük ? Yada türkiyenin 100 yıllık enerji ihtiyacını karşılayacak doğal kaynak mı bulduk ? Hukuk sistemimiz mi düzeldi ? İhale kanunumuz kamu yararına mı değişti ? Yönetim kadrolarına alanında duayen ne yaptığını bilen kişiler mi getirdik ?

Kısacası ne geçen senelerden daha iyi oldu da paramız geçen senelerden daha az değer kaybetsin ?

Devlet pek siklemiyor, vatandaş kafasına göre herkes..

Limitsiz.

Kafadan tahminlerim 2023 bence 30 lira .bu iyi niyetli tahmin

Tamamen hissiyatıma göre yazıyorum. Bence eriği ayrı enginarı ayrı pişirip son aşamada biraraya getiriyor. Hatta tabaktaki duruşu sanki erik sosunu enginarın üzerine gezdirmiş gibi. Siz mesela enginarın rengi ne kadar dönmüştü hatırlıyor musunuz, resimden tam fark edemiyorum.
Bir de ben yapsam eriği tam olgun değil de biraz ekşisinden seçerim ki enginarı korukla pişirmişim gibi ekşisi gelsin.

bu yemeğin tadı ve dokusu bilinmeden kimse size tarif veremez.

Çok bir götürusu yok gibi; özelikle şu mavi kart olaylarından sonra ama Turkiye'de ikamet ediliyorsa durum farklı olabilir. Erkek kardesim yurtdisinda, askerlik nedeniyle önümüzdeki yıllarda mecburen türk vatandaşlığından çıkacak gibi görünüyor; biz araştırınca aşırı negatif şeyler görmedik.

Ama ben de çifte vatandaşım ve Türkiye'de yaşıyorum; o yüzden çıkmak gibi bir niyetim yok. Niye çıkayım ki? Eğer bir zorunluluk yoksa vatandaşlığın kalması daha iyi bence.

@fraise cevabın için teşekkür ederim. Çıkmak için olumlu bir sebep aramıyorum olay o değil. Geçerli Bi sebeple bir süreliğine çıktım. Faydası zararı nedir diye merak ediyorum, bakalım.

bunu ben de düşündüm ama ben Türkiye'de ikamet etmiyorum artık. Vatandaşlıktan çıkmak demek artık bir kimlik numaran olmayacak demek. Yabancı vatandaş numarası falan alıyor galiba. Oturum ve çalışma izni gerekecek muhtemelen. AB vatandaşları vizesiz gelip 3 aya kadar kalabiliyor sanırım. Sağlık ve eğitim hizmetleri artık ne kadar ücretsizse o durumdan çıkacak. Banka işlemleri zorlaşacak, bankada hesap açmak, kredi çekmek dolayısıyla krediyle ev araba alma işleri zor olacak. Hatta kiralıkta bile ev sahipleri yabancılara verme konusunda çekingen olabilir, güvencesi olmazsa. Kamu kurumlarında ve muhtemelen özelde de iş bulmada sıkıntı olur.

Getiri olarak, erkekse askerlik gidiyor.

Ben de sonradan Türkiye'ye dönersem diye vazgeçtim. Hatta bankadan kredi falan çekiyorum, bir nevi daha fazla kredi çekme limitim oluyor iki ülke olarak. Yaşadığım yerde pek çekmiyorum ama, olur da ödeyemezsem sicilim kirlenmesin burada, TR'de kirlensin :)

cevap sonrası edit: geçerli sebeple çıktım diyince aklıma geldi. Üniversite zamanı ben pek düşünmedim de birkaç arkadaş çıkıp üniversite sınavına yabancı sınavıyla girip güzel bölümlere yerleştiler çünkü o sınav daha kolaydı. Bir avantajı da bu eğer bir şeyleri değiştirmedilerse yani 10 yıl önce böyleydi.

Mavi kart olunca ne oturma izni ne de calisma izni sorun oluyor.
Eski tc kimlik no simdi mavi kartimda yaziyor misal.

izinli çıkarsan mavi kartın olurseçme seçilme hariç tıpkı tc vatandaşı hakların olur. askerlikten yırtarsın. yalnız şunu diyeyim akp gelmeden evvel türk vatandaşlığı almak dünyanın en zor işlerinden biriydi bakmayın şimdi ite köpeğe kemik atar gibi saçılıp verildiğine zamanında inanılmaz zordu türk vatandaşı olmak ondan daha zor olansa türkiyede çalışma izni almaktı. old gold days diyorum...

ilginçtir ki benim bazen içine çökmüş gibi oluyordu, parmağımla ittiriyorum düzeliyordu. yutkunmama izin vermeyecek gibiydi, ben de yutkunup zorlamadan düzeltmeye çalışıyordum

hipotiroid, guatr, tiroit iltihaplanması(tiroidit) olabilitesi şeyler.

kalbiniz ara sıra kendini ben buradayım diyorsa tiroidit olabilir.

dahiliyeye gidin, boğazımda yutkunurken bir şey var diyin. kan tahlili ve ultrason yaparlar. kan tahlili temiz ise ultrasonda belli olur.

not: tiroiditspor.

blue eyes white dragon

çok garip ama geçen hafta bu dedıklerının hepsıne bakıldı tsh 4.7 yanı hipotroidi şüphesi vardı. ultrasonla bakıldı bırseyın yok dedıler sımdı yutkunmakta zorlanıyorum bugun tekrar gıdecegım hastaneye madem oyle dahılıyede yenıden baksınlar.

Öncelikle doktor degilim,

Reflu gibi bazı mide problemleri de o hissi yasamaniza neden olabiliyor.

e bunlar aynı ayakkabı? arkasında yeşil renk olsun mu olmasın mı onu seçicez sanırım.
ben düz beyaz ayakkabıları sevmiyorum. gerçi öbürü de yeterince düz beyaz...
yeşil en azından hareket katmış, onu al bence.

barçın sporu duydum ben, merdivenaltı bir satıcı değil. bazen geç kargo yaptığını okudum ama güvenilmeyecek bir durumu yok.

satıcısı izmir ve türkiyenin en güvenilir, en köklü bir veya iki spor mağazasından biridir. o konuda şüpheniz olmasın. yani gidip adidasın kendi sitesinden mağazasından almayacaksam ikinci en güvendiğim adres olur.

"Barçın Spor 1958 yılında Türk sporu için döneminin en önemli değerlerinden birisi olan ve 14 farklı spor branşında yaptığı uluslararası hakemliklerle halen Dünya çapında bir dereceyi elinde bulunduran milli hakem Ali Barçın tarafından İzmirde kuruldu.

O günden beri sporu ve sporcuyu destekleyen Barçın Spor, kısa sürede spor yapanların gözdesi haline geldi. 1980li yılların başında mağaza sayısını arttırmaya başlayan Barçın Spor öncelikle İzmir çapında yaygınlaştı. 1991 yılında Türkiyenin ilk çok katlı spor mağazasını hizmete sokan Barçın Spor toplam 5 kattan oluşan 2.500 metrekarelik yeni konseptiyle Türk spor mağazacılığına damgasını vurdu."

yeşil daha güzel bu arada. diğeri kadar her şeyle olmasa da yüzde 90ıyla giyilir. bir de diğeri kadar basit durmaz.

@bruce yeşil olan comfort taban diğeri normal en büyük fark bu.

comfort iyidir, comfortludan olsun.

barçın izmirde baya ünlü bir spor mağazısıdır. hatta konak şubesine bakarsanız ne demek istediğimi anlarsınız. benim takıldığım tek şey bu adidaslar hangi kafayla bu fiyata satılıyor. abd de bunlara benzeyen ayyakbıları 13 dolara almıştım. 411 nedir yahu oha.

Barçın iyidir +1
Ankarayım Arcadium’da mağazası var biz çok aldık ayakkabı buradan.

işin erbabıyım, pahalı olan doğru seçim ama Stan smith yarın indirimde, yakalarsan ona bir bak.

barçın izmirin en büyük firması en son batıp satıldığını duydum. korayspor yalı gibi bir firma.

Geçen hafta bel mr çekildim. Saat, telefon, kemer olmayacak. Kot pantolon ve tişört vardı, çıkarmaya gerek kalmadı. Düğmesini indirip pantolonu biraz aşağı indirdim. Telli maske vardı, çıkarmaya gerek yokmuş.

Sonuç istediğiniz gibi çıkar umarım, geçmiş olsun.

Üstünü altını çıkarman gerekmiyor fakat şortunun fermuarı, eşofmanının fermuarlı cebi gibi şeyler de olmasın

Pijama gibi dümdüz bir şey giyip git

en büyük tavsiyem, eczanelerde satılan kulak tıkaçlarından alıp gitmeniz. sesi bir haylı rahatsız edici olabiliyor.

pantalonu çıkarttırıp önlük verdiler.

altındaki giysilerde, eşofman, pantolon vb, kot düğmesi, perçin, eşofmanlarda iplerin içinden geçtiği metal halka hiç bişey olmayacak.

Banka kartlarını da çıkarın bozulur.

üç yılda aletler mi değişti ne oldu yahu?

ben lomber mr için (bel mr'ı) don atlet kalacak şekilde soyunup üstüme önlük, ayağıma kağıt terlik giydim.

pantolonu, hem de metal düğmeli, metal çıtçıtlı, fermuarlı falan kot pantolonu bile çıkarmadan açıp sıyırmak mı?

sesi çok dert etmeyin. kulak tırmalayan iç gıcıklayan bir ses değil. dardardardar doooot zaaat zaaat zaaat falan yapıyor. anlamsız bir gürültü. 20 dakika için çekilmeyecek dert değil.

bir de kontrastlı çekeceklerse damar yolu açabilirler.

soyunup önlük giyeceksiniz +1.

metal düğme ve fermuarlı pantolonu düşünemiyorum: (git: www.youtube.com )

geçmiş olsun.

Öncelikle çok geçmiş olsun. Sene başında tüm batın mr çekirdim.
Sütyen dahil metal bulunabilecek her şeyi çıkartmışlardı. Pantolonum metalsizdi sıyırmıştık. Tişörtümü de sıyırmışlardı görüntülenecek yer sınırları dahilince.
Gürültü dayanılmayacak bir gürültü değil, çok kasmayın kendinizi. Mümkün olduğuca bir şeye odaklanmaya çalışın bu süre boyunca. Nefesinize odaklanabilirsiniz, dua edebilirsiniz, şarkı vs söyleyebilirsiniz.

Hayırlı bir sonuç diliyorum.

Daha 10 gün öncesinde ilaçlı çekim yaptırdım yaklaşık 90 dk sürdü. Evet 90 dk bütün sinir sistemin MR ı çekildi. Sizlerin çekimi daha kısa sürecektir. Benden önceki hastanın 30 dk sürmüştü. Üzerinizde metal hiç bir şey olmayacak. Hatta görevli maskenizde tel varsa onu da keselim demişti. Eşorfman giyip gidin metal içerik barındırmasın üzerinize de tişört olursa tamamdır.

ustumu cıkartmadım tshırt ve esoftmanla gırdım ama en ufak metal yoktu. sorun cıkmadan hallettım 10 dk da bıttı iş.

Okcupid hesabı aç, location i bir Amerikan eyaleti olarak ayarla. Çok düşük bir ihtimal ama bir Mürsel olmak kolay değil.

Location i da öyle New York, Los Angeles falan yapma tabii, Texas, Minnesota, Alaska falan yap. Orta alt sınıf tipleri tavlayabilirsin bu şekilde ancak.

abd'de facebook hala yaygın.

epistemic + 1

Nette cocuk sahibi olmak / aile kurmak isteyenlerin cesitli yerlerde gruplari var. Bunlarin personals tarzi kisimlarina bak.

Not: Bu sekilde bulacagin insanlar genelde hafif sikintili cikacaklardir. Ben cok spesifik bir ilgi alanimin +18 sitesinde Californiali biriyle tanismistim ama sonra kadin zir deli cikti. Ucuz kurtarmisim.

hakikaten bende merak ediyorum bu olayı. new yorkta evlilik ajansları olduğunu duymuştum doğru mu bu ? dominikliler falan var demişlerdi.:))

hocam 1-2 saat evvel format atmadan evvelde kullanıyordum spotify o zaman spotify ve spotify webhelper dışında yoktu şimdi sanki 3 tane spotify açık gibi görünüyor.

Norveç'te aylık ortalama gelir 5bin USD civarında. Demek ki öğrenci hayatı gibi bir hayat yaşarsınız.

en.wikipedia.org

@crown'un verdiği linkte yıllık net ortalama Usd 44,366 olarak belirtilmiş. Bunu da 12'ye böldüğümüzde 3.697,1667Usd gibi bir sonuç çıkıyor. Ama bunlara aldanmamak lazım, maaşı NOK üzerinden değerlendirip hangi şehirde/şehrin nasıl bir bölgesinde yaşanacağına göre değişir. Numbeo'da daha detaylı karşılaştırmalar bulabilirsin.

3000 dolar bence Norveç için iyi bir para. Çok fazla değil ama iyi yaşanır diye düşünüyorum. Almanya'da 2500€ ile gayet iyi yaşandığını biliyorum. Karşılaştırınca 3000$ öğrenci hayatı değil, normal hayat için yeterli diye düşündüm.
Norveç'e hiç gitmedim.

brüt mü net mi?

almanyada 2500 le kral gibi yaşar birde kenara para atarsınız ailede sizden başka çalışan varsa.

cevaplar için teşekkürler.

@kurnaz, net.

@tatlar

bunu şirkete tekrar teyit etmenizi önermekle beraber eğer net ise norveçte kılı kılına yeter ama çok bir şey kalmaz elinize. arkadaşıma yine sorarım, bence abartıya kaçmayan bir nevi öğrenci hayatı şeklinde bir şekilde yaşamdan elinize ayda 200$ gibi bir şey kalır maks. bu 500 olmaz ama çok net.

oslo'da 1+1 ev 2500euro,
kahve+kruvasan ort 10euro
para olsada yapacak çok birşey yok.