bende 2-3 sene önce aldığım kalitelilerinden var gayet güzel ama yarı fiyatına hatta daha da azına yerli markalardan iyi olanlardan da var neredeyse aynıya yakın. alacağın çok spesifik özel değilse iyi yerliler daha performanslı oluyor.

Ben 10 yılı aşkındır kullanıyorum bir tane model. kendiminkini de tarz olarak çok sevdiğimi söyleyemem ama pratik (bol cepli, su geçirmez vs.), nispeten her şeye uyan bir tarzı var. Sıcak da tutuyor tabi, dolayısıyla kışlarımın vazgeçilmezi diyebilirim. Bendekinin tek sorunu çok ağır olması. Belki yenilerde bu sorun giderilmiştir ama kaz tüyüne geçince baya rahatlıyorum mesela. Bugün alsam columbia yerine patagonia alabilirdim belki, bu tarz outdoor montta.

alacağım çok spesifik özel değil. Düz boyner'e gideyim o zaman.

Beden ortalamadan farklıysa, S veya XXL gibi, outlet mağazalarına bir bakmanızı öneririm aynı montu yarı fiyatına bulabiliyorsunuz.

decathlon fiyat konusunda 8 de 1 fark var. columbiada kalite süper değil sonuçta. düzgün temizlenirse makinada dışını yıkamazsanız decathlonda 5 sene idare eder.

Abd’den almıştım bir mevsimlik columbia 20 dolara 3 yıldır giyiyorum hiç eskimedi, su geçirmez, sağlam ve şık. Ama aynı dönemde aldığım decathlon için de aynılarını söyleyebilirim. Columbia TR’de ve Avrupa’da çok pahalı, bence o kadar para vermeye değmez. Decathlon da aynı işlevi görüyor.

Amazonda güzel indirimler oluyor. En az yarı fiyatına hatta 3te 1 fiyatına alabilirsiniz. Almanyadan gönderiyorlar.

valla dostum eğer Erzincan'da falan yaşıyorsan belki evet ama istanbul sakini birisi olarak bir monta 5-6 bin lira vermeyi gereksiz buluyorum. decathlon'daki montlar fazlasıyla işimi görüyor. 5 sene idare etmezse de gider yenisini alırım. 10 sene idare etsin gibi bir takıntım yok, modası da geçiyor zaten, 10 senelik montla gezmek de istemem.

Euro 3 lirayken 25 euroya bir Columbia termal yelek almıştım. Hala kullanıyorum ve taş gibi.

Mont bilmem ama benim geçen sene asgari 3500 falan iken 1600 lira gibi bi para verip aldığım bot 3 ay gibi basit şehir kullanımında yırtıldı, bildiğin yırtıldı yani. Normalde doğa sporları ile uğraşan insanların aldığı bir ürün. Geri gönderdim kontrole ama yapabileceğimiz bir şey yok diyerek bana geri yolladılar. Bana göre pişmanlık

Ben almadım, nedenini anlatayım.

Askında geçen sene gözümü karartıp alacaktım bi denemek için ama ısınamadığım iki şey var. Birincisi günlük kullanım için tasarımlarını hiç beğenmiyorum. Marka zaten outdoor üretiyor, haliyle o tasarımlar da daha çok doğa yürüyüşlerine falan uygun.

İkincisi çok üşüyen bir insanım ve o incecik şeyler hiç beni korur gibi gelmiyor hala. Ama insanlar kaz tüyü hiç üşütmüyor vs. diyordu hep ancak almaya gittiğim gün mango man'de tam istediğim gibi baya kalın, kapüşonu ve içi yünlü baya güzel bir mont gördüm hem de bu da kaz tüyü :D kaz tüyü olunca da kapkalın olabilen mont oluyormuş demek ki dedim ve baktım ki fiyatı da 900 lira. O sırada columbia montlar 3.500-4.000 arasındaydı.

Mangodan aldım çıktım, mutluyum. :D

illa columbia alıcam diyosan metro marketlerde de indirimler oluyo. 1000 liraya dün kadın kışlık mont vardı.
bence değmez bu arada. kuzey avrupa ülkelerinde yaşamıyoruz sonuçta. hem o kdr sert kış yaşamıyoruz hem de gelir düzeyimiz aynı değil:)

değmez.

son zamanlarda aldığım Columbia ayakkabı polar filan eskisi gibi kaliteli değil. onun yerine craighoopers alıyorum.

2010'da aldığım columbia montumu halen canavar gibi kullanıyorum.
kışın sadece içime bir tişört giyip atıyorum kendimi sokaklara.

bir tane de north face var. o da aynı şekilde.

farklı alternatifleri denemedim ama her ikisi de verdiğim paranın hakkını sonuna kadar veriyor.

shutterstock değil de aracı kurum yüzünden bekliyor diye düşünüyorum. belki kur oynaklığı yüzündendir.

payoneer bekletiyor mu demek istediniz ?

eğer bütçe problemi yoksa (bkz: ninebot kickscooter max)

M365 ile volta birebir aynı gibi gördüm ben. Ben Xiaomi 365 Pro kullanıyorum, çok memnunum. Son hızı çok yüksek geliyor hatta, S modda kullanamıyorum tehlikeli olduğu için.

menzili daha kısa. bir de 365 gibi app ile kilitleme fln göremedim

iyi degil. tekerleri dolgu teker, tas dokersiniz.

kuba ve mondial bakın. modeli pek farketmez tipini beğendiğinizi alabilirsiniz.

sym diğer bahsedilen markalar arasında en seçilebilir olanı. (daha kaliteli yani)

honda today 50 bulursanız değerlendirin. elektrikli de düşünürdüm.

Ben olsam today alırdım. Temizi bütçenizi aşar ama çin malı motorlardan çok daha sağlamdır. Ne yazık ki en yeni 2011 modeli bulunabiliyor.

Sym pahalıdır ama güvenilir. Küba bildiği cin mali çöp.

rks pollo'm var çok seviyorum.

bisiklet alma amacı burada önemli bir kriter.

ulaşım mı spor mu yoksa araç içine bagajına koyulması mı gerekiyor?

ulaşım için gidon yüksek seçmelisiniz. decathlondan seçtiğiniz bisiklet yarış yani spor formasyonunda bolca yatmanız gerekiyor mesela.

şehir içi kulllanacaksan o bütçeye ben de mosso önerisine katılıyorum. muadillerinden daha hafif ve çok tercih ediliyor.

bin sterlin/euro alti bisikletlere su donemde ulasmak mumkun degil gibi. koronadan dolayi millet bisikletcilere saldirdi avrupada, birkac haftada giris seviyesi bisikletleri bitirdiler. em yakin teslim tarihleri agustos ortasi basliyor.

@ubi dubium ibi libertas, sorumdan bagimsiz bir yorum degil mi? zira secenekler bin euro alti degil :)

bisikletforum.com'a sormanızı tavsiye ederim

kogaları ayrı değerlendirmek gerekir. özellikle kadro konusunda çok başarılılar. (4 senedir kullanıyorum) şöyle örnek veriyim;
arada kaldığın modellerin aksesuarları o marka için özel olarak üretilmiyor mesela. koga'nın farkı ışığından selesine kadar en iyisini koga için üretmişler. koga da hercules gibi kaynak izi görmezsin. pürüzsüzdür.

özellikle seçtiğin modeller üst seviye 15 sene kullandıktan sonra çocuğuna verirsin. seni üzmez. sadece bu kadar kıymetli bisikletleri sağlam bir kilit setiyle de korumak gerek. ona da bütçe ayrılabilinir.

baktıklarının şöyle bir eksi tarafı olabilir www.rohloff.de
bunun bakımı çok uzun aralıklarla yapılır. uzun turlar için tasarlanmış kapalı vites sistemi. şuan kullandığın nexus gibi düşünebilirsin ama nexus gibi tamir bakım maliyeti düşük değildir. eğer kendin yapmıyorsan rohloff bakımını ayarını iyi yapan bir bisikletçi şart.

diğer eksi yönlerden biri de sele ve gidon süspansiyonlarını kapatamıyorsun. yokuş yukarı çok esneme yapıp hızını kesiyorlar.

mikro dalga veya fırında kızarıp bozarana kadar döndürebilirsin. başka yöntemi yok.

kaç dakika, kaç derece, çok kızarttığında yenmez çünkü

Ben tavada ısıtıyorum altlı üstlü.

ocağı son ayarda açın, şöyle bi her tarafını döndürün ateşte, bir şey kalmaz.

Unlu mamüller sterilize edilemez, yanacak kadar ısıtılmadıkça.
Ben de çok arıyorum ama bu dönemde sadece paketli ekmeklerden alıyorum.

Ocağı yakip atese tutarak ama yuksek sicakliga gelmeli

acıbadem, cadde üstü olmayan metroya yakın ara sokaklar ve koşuyolu yine aralar.

Üsküdar Sultantepe tarafına bakıp, bisiklet ile Haydarpaşa'ya ulaşabilirsiniz. Acıbadem ve Koşuyolu güzel semtler, yeni binalarda bu paraya bulunabilir. Yeldeğirmeni'nde de arada 1 arti 1 yeni bina çıkabiliyor.

ilanıma bakabilirsin, eğer uyarsa detaylı konuşabilirizz.

yemek söyledik

3-5 gunluk yemekler yap rahat et, kavurma olur kuru fasulye olur, Tavuk et sote olur günlerce ısıtıp yersin.

makarna (uzun süre stok ürünü malum)
ton balığı (2 sene dayanabiliyor. mümkünse zeytinyağlı olandan, stoklarsanız baya iş görür)

bu ikisi her şeye oluyor. besleyici 15dk hazır.
domates-biber salça soslu sıcak şekilde baharatlarla akşam yemeği.

ekmek arası soğuk sandviç öğlen yemeği

rende havuç ve domates ile beraber soğuk salata mide kazınması.

plus:
mercimek, domates, zeytinyağı, havuç
haşlama olarak her öğün yiyebilirsiniz protein vitamin deposu.

arada mideyi rahatlatmak ve eforlardan kaçmak için meyve öğünü yapın. muz, elma, portakal falan.

biz de aynı durumdayız

fırın yemekleri güzel ve kolay oluyor, bulaşık da görece az. bugün fırında tavuk ve dünden çorba vardı mesela
geçen bi çılgınlık yapıp youtube tarifiyle pizza yaptık, arada farklı fast food'umsu şeyler de iyi geliyo

Kesinlikle katılıyorum. Ben nefisyemektarifleri uygulamasını kullanıyorum orada bi sürü öneri de oluyor ne pişirsem falan diye.

sabiha ve kurtkot civarinda bir calisma goremiyorum ben

dışardan yolu çektiler. 1 senesi var rahat. pendikten sonra tünel içinden gidicek.

Marmara üni. Hastanesi civarında patlatıyorlar yer altını şu anda. Bu taraf yapılıyor anlayacağın.

marta yetişmese de 2018 içinde açarlar.

Marmara hastanesinin orda ve Ankara Caddesi üzerindeki birkaç noktada aylardır çalışmalar devam ediyor. 2018’in sonlarına doğru açılır muhtemelen.

@fukka senin bahsettiğin tünel bağlantı yolunda. Ordan metro falan geçmeyecek. Tünelin üstünü kapatıp havalimanının alanını genişletecekler. Tünelden araçlar geçecek sadece.

cip'nin orayı aylardır eşeliyorlar ama proje durumunu bilmiyorum hiç

siz bulut hizmeti satin almissiniz, programlari almamissiniz ki (yanlis mi anliyorum)

creative.adobe.com adresinden CC uygulamasını indirip login olunca indirebilirsiniz muhtemelen.

Vallahi ben de aynisini dusunuyorum. Bir de kurumsal olarak onlari almak binlerce dolar.

Aylık 205 lira o, bunu farketmişsinizdir, Yüksek ihtimal CC indirip etkinleştirme bölümünde satın aldığınız hesap bilgileri ile oturum açacaksınız ve etkinleşecek.

zaten eskisi gibi satın alamıyorsunuz. Bulut hizmetini kullandığın kadar öde mantığında çalıştırıyorsunuz.

Planlar sadece photoshop sadece after effects gibi veya hepsi olarak değişiyor. Ondan bazılarında satın al çıkar.

Ek olarak aktif kullanıcı kısmındaki üyeler giriş yapıp programları indirip kullanabilir.

Yardımcı olan arkadaşlara teşekkürler. Önceden crackli kullandığım için bilgisayarın adobe'a bağlantısını hosts dosyası ile kesmiştim, lisans satın alınca o bilgileri silmeyi unuttuğum için lisansa erişememiş bilgisayar. Sıkıntı buymuş çözüldü.

Sonuç olarak 205 TL'ye (aylık) Adobe'un tüm yazılımlarını almışım bir yanlışlık yokmuş. Bulut hizmeti vs. değil yani.

ben bugune kadar cok tasidim lens solusyonu laf etmediler. ama belli olmuyor isleri. oradaki guvenlik gorevlisinin inisiyatifine bagli biraz da. ama alamayiz derlerse geri donup iade edemezsin. icine sinmiyorsa madem az kaldi dibinde, daha kucuk baska bir siseye aktar solusyonu.

daha dün yurtdışından sırt çantasıyla geldim . çantamda olanları yazayım tek tek buzdolabı poşetlerinin içinde sarmıştım ve büyük kumaş bir makyaj çantasına yerleştirmiştim
küçük boy duş jeli - lens solisyonu - göz makyajı temizleyici - parfüm -cımbız törpü küçük makas tarak makyaj malzemeleri küçük pet şişe su
el bagajı olarak yanımda gitti geldi kimse birşey sormadı .
su için birşey deseler atacaktım demediler .

uçak için sıvı taşıma (lens, sabun vs.) kapları satılıyor marketlerde felan. onlara bakın.

içinde az kalmış da olsa teorik olarak kabine 100ml'den büyük bir kapta sıvı almak yasak ama yurtiçinde veya şengen ülkelerinde şimdiye kadar soran olmadı hiç. hatta bir kaç defa yarım litrelik su şişesiyle binmişliğim bile var yurtiçinde.

sınır olarak parka yürünür yakın baya ama kendi içinde park baya büyük. miting alanını tam hatırlayamadım şu an. yine de 15-20 dakikadan fazla süreceğini sanmıyorum. trafiği kapatmadılarsa sarı dolmuş veya otobüsle 1-2 durak da gidilebilir.

alan bostancıdan itibaren trafiğe kapalı. diğer taraftandan pendikten.
haliyle ulaşım için en kolay yöntem metro-dolmuş. (e5den minibüs caddesine giden dolmuş)

kaynak yapıyorum müsadenle; hotpoint ariston var. aynı sesler mevcut. çatırdamalar grul grul su sesi gibi seler geliyor. 2 seneyi devirdi alet ama hiç problemi yok.

Fare olabilir mi dolabin arkasinda

nofrost dolapların buz kırma sesi, sorun yok

yok eve 2 gun once tasindim fare falan degildir. bir de genlesme sesi degil eminim.

Bizde de indesit var aldığımızdan beri kafasına göre çatırdıyor, depremler oluyor beyninde ama içinde ölen bir yer yok <3 bu sesle yaşamayı öğrendik biz, sorun etmiyoruz.

buzmatik? acik oldugunda o sesleri yapiyor..

Akım atlıyodur kablosu sıyrılmıştır ?

yok akimin havayi delmesi icin cok cok yuksek gerilim gerekli. soylendigi gibi buz kirma diye bir islem varmis sanirim sikinti o. fakat bu boyle surekli tikirti sesi mi cikartacak? yoksa bunu belirli araliklarla mi yapacak? surekliyse neden 2 gundur yapmiyordu kafamda deli sorular.

kapiyi actim ses kesilmedi :) buzlar erisin diye de cekemem ki fisini icindekiler kotu olur diye korkuyorum.

Bendeki samsung da yapıyordu. Servis buz kırma sesi olduğunu söyledi. Buzdolabının soğukluk seviyesini düşürünce ses kesildi.

ben de minimuma aldim alti da ustu de. ama hala devam ediyor ses. nasil kurtulucam bundan. bir kurtulsam kapiyi fazla acik birakmayacagim, ayari minimumda tutucam bi daha yapmasin diye de bu ses ne zaman bitecek? ya da illa servisin gelip onlarin mi yapmasi gerekiyor.

uygulama kullanmam herhalde, çakma mail lazım olursa guerillamail kullanıyorum, projeyi öldür gitsin...seninki bir adım ötesi ama bu işler için de dandirik bir mail adresi alıp sağa sola onu veriyorum.

Soruda da belirttiğim gibi bu bir disposable mail değil. Disposable gerektiğinde ben de guerillamail kullanıyorum. Projenin tıkanmasının en büyük yanı da bu işte en yakın arkadaşıma bile tam anlatamadım hala. Seven çok seviyor ama yaptığı işi anlatması zor. FW2.me'de kendi mail koleksiyonun var. Bu mailleri silemiyorsun. Kullanamk istemezsen bir göndereni veya maili pasif ediyorsun (pasif bile olsa arada girip neler gelmiş diye bakıp istediğini mailine yönlendirebiliyorsun)

Üyelik sistemine çek abi, çok cüzi bir ücretle subscription based olsun. Ayrıca çok kısıtlı bir free tier sun. Conversion'ları takip et, oradan 110 lirayı çıkaracak bir trafiği çıkarırsın diye düşünüyorum. Mantıklı güzel bir fikir çünkü.

Eyvallah roket adam, projeyi geliştirirken bussiness plan'ım öyleydi lakin sonuç bütün hevesimi kırdı. Maliyeti çıkaracak bir işlem için kolları sıvayasım yok. Farklı projeler peşindeyim.

belki daha güzel bir UI gerekir. güven veren. gerekirse ulaş.
landing page ve uygulama içi kullanım örneği sunan bir klip hazırlanabilir.

dediğim gibi 0 TL den aylık birkaç bin TL ye çıkabileceğini sanmıyorum artık. Yine de yapıcı eleştirin için teşekkürler. Aklımda olsun.

FOTO YOK.

deterjanlı süngeri kullanıyorum genelde spor ayakkabılarımda.

Köpük+sünger satiliyor spor magazalarinda falan ayakkabi temizleme köpüğü. Edinebilirsin.

aynı ayakkabıdan var bende gecen gun yıkadım makınenın devrını en dusuge aldım. az deterjan koydum (sıvı) çıkınca ayakkabı iskeleti yada her neyse adını bilemedim yaylı olan içine koyuyosun şeklini koruyo ya aykkabının ondan koydum 1 gun boyunca kurudu. yeni gibi oldu herhangi bir yıpranma yok

Sneaksup diye mağaza var oradan spor aykkabı için sprey aldım. Sıkıyosun biraz bekliyosun bezle siliyosun birkaç ton açılıyor. 20-30₺ arası bişeydi yanılmıyorsam.

çamaşır makinası soğuk hızlı yıkamayla pırıl pırıl. kuruması için sıcağa koymayın. oda sıcaklığında kurusun.

Ayni ayakkabinin siyahindan var. Bi yastik kilifina koyup attim makineye. Sadece nike amlemi azicik dokulur gibi oldu onun disinda piril piril.

diş fırçası ve diş macunu beyaz olandan

Fiyat sınırın var mı? Tam otomatik mi istiyorsun? Kahve ve espresso demişin , kahve derken filtreyi mi kastettin?

@bir ileti paylastim : evet kahve derken filtre, fiyat sınırı yok. otomatik de olur.

şu modelin eski versiyonunu aldım ben 3-4 ay önce birebir aynı sadece dizaynı farklı.

bu sürede her gün 2 adet double espresso yapıyorum sabahları, hiç bir sıkıntı etc yok. oldukça lezzetli.

filtre ve espresso makineleri farklıdır ama. filtre kahve makineler çok ucuz. espressolar ise 60-70€dan başlar.

www.amazon.de

Gerçek espresso için,

www.lamarzoccoturkey.com

www.morhipo.com

Saeco markasının tam otomatiği var o da çok iyi. Philips satın aldı onu da.

Daha ekonomik için delonghilere yöneleceksin.

En ekonomik, ortalama kalitede için delonghi bco264 öneririm.

Kapsüllülerin akıbeti belli değil düşünmemekte haklısın dostum. Ben Delonghi EC221 kullanıyorum 2 senedir. Şu an Vatan bilgisayarda 200 liraya satılıyor. Fiyatına göre çok iyi iş çıkarıyor. Zaten bu fiyata mükemmel kalite beklemek zor. Espresso'dan türeme bütün kahveleri yapıyorum macchiato,mocha vs. Tek seferde 2 kişilik tek espresso shot alabiliyorsun. İstersen tek kişiye double espresso çıkarabilirsin. 15 bar basıncı var. Kahve soslarıyla çok güzel Starbucks vari kahveler yapabilirsin.

Alet giriş seviyesi türünde olduğu için ömürlük bir şey değil ama seni 4-5 yıl çok iyi idare eder.
www.vatanbilgisayar.com

Kahve ile ilgili (espresso vari) bana mesaj atabilirsin her türlü bilgimi sana iletmekten memnun olurum.

(git: 1052823)

eee bu sistemle yok olur eksisozluk.com

yok maalesef. kaldırılmış. kanzuk duyuruyu kıskanıyor bence.

Yeni temada yok ne yazık ki...

ee burayı kapat git artık o zaman. böyle saçma bir sistem olur mu?

eksisozluk.com

kisayol icin bunu kaydedebilirsiniz,

eksisozluk.com

tema beta asamasinda oldugu cok belli. alta bir yere bunu belirtmeleri gerekirdi.

zarf kutuya girdikten sonra önemi yok. sadece zarfı çok sıkı kapatırsan akşam sayım esnasında malın biri zarfı yırtar açıcam derken oyun heba olur.

acik-kapali fark etmez. kapali olunca bazen pusula da yapisiyor ve acarken yırtılma sorunu oluyor. tabi bir de sayim suresi uzuyor.

nebiliyim abi şüphelendim yani kalem soksan açılır o zarf malum ortam hileye gelmeyelim

Ben yaladım söylemesi ayıptır.

bazı yerlerde zarfı kapatmayın açması zor oluyor diye rica etmişler

valla ben her seçimde dilini içeri koyuyorum, şimdiye kadar hiç yalamadım herhalde.

milletin yaladığı, yalamadığı yiyiştiği zarflar oluyor. midemiz bulanıyor açıkçası, bir de işin hijyen boyutu var tabii. bunun dışında hafif ıslatarak yapıştırınca zarf açılırken pusulanın zarar görme riski var. sen zarfı içeri doğru kapat ver sıkıntı yok.

oyunuzun geçerliliğini etkileyen bir şey değil yani.

bugüne kadar hiç yalamadım +1
nerden kalem sokup açacaksın o zarfı? zarfı illegal açacak adam yapışmış olanı açamaz mı sanıyorsun ayrıca?

yasak değil ama sakıncası var. malın teki sayım sırasında yırtarak açarken pusulanı da yırtarsa, yırtık pusula gerekçesiyle oyunu geçersiz sayabilirler. 2004'te genç partili mal sandık üyemiz 3 oy yırtmıştı böyle. 3.sünde fark ettik yırtıkların hep ondan geldiğini. "arap, sen yırtma, bokunu çıkarıyorsun" deyip kenara aldık arkadaşı.

Oy zayimi eanasinda zarflarin rahat acilmasi icin boyle demistir. Bir an once bitirmek istiyor insanlar bu sureci.

Birçok kez müşahitlik yaptım; gerçekten de yalanarak kapatılan zarfların açılması zor oluyor; açarken hasar görme riski de fazla. Bi de sandık başkanları genelde özensiz abiler. En garanti yöntem zarfın dilini içeri sokarak atmak. O zarf kapalı biçimde sandığa girdikten sonra nasıl kapamış olduğunuzun başka bir ehemmiyeti yok.

salvarliysa kesin bi sikinti var tabi

ben de hiç kapatmam acaba kapatılıyor mu diye düşünürdüm hatta bir seçimde pusula zarftan çıkacak gibi olmuştu sandığa atınca

açarken/açtıktan sonra yırtılınca oy geçersiz oluyorsa, adamlar kendi partisi olmayan her oyu yanlışlıkla yırtmış gibi yapar.

bi de o zarfı yalayanlar mı varmış yahu:)

ben o dışarda kalan üçgen biçimindeki hareket ettirebildiğimiz kısmı, içeri tıkıştırıyorum kutuya atarken içindeki pusula düşmesin diye.

normalde dikkat çekmeyen plakasız araçlar gereğinden fazla dikkat çekiyor özellikle bugün. fakat son dönem türkiyesini düşününce bir ibnelik olduğunu düşündürüyor.yapılan ibnelik olsa olsa o bölgede %1 %2 etkiler kayda değer şeyler değil benim gözümde yanında hazır basılı pusula getirmiş olsalar bile o kadar görevlinin önünde okulda oyları değiştirmeleri çok zor gibi.
sonuçta hepimiz vals yapıyoruz.

gecen secım ortaya cıkmıstı bu plakasız araclar. polise sordurdum ben bırını, adam sonra topukladı. ibnelik net.

plakasız araç kullanmak yasak. tabiki işin içinde başka bir iş vardı.
zaten plakasız araç kullanmak yasal olsaydı polise şikayet edilenleri polis geçmezdi.

not: plakasız araç görürseniz polise haber verin ve çekilmesini sağlayın.

facetime kullanıyorum ilk defa duydum o ücreti.

6 yıldır iphone kulanıcısıyım, çıktığından beri de kullanırım imessage ve facetime hiç böyle bir ücret görmedim faturamda.

kesiyor arkadaşlar. fark etmemişsinizdir. ingiltere'deki bir numaraya mesaj gönderiyor kayıt için. benden de o.3 euro kesmişler. gerçi vodafone'u arayıp durumu sordum ve yeni müşteri olduğum için bu ücreti iade ettiler bana.

forumlarda ben de birden fazla kes etkinleştirme yaptığını okumuştum. sebebi nedir bilemiyorum tabi

hatirlamiyorum da bana onay sormustu sanirim imessage bi yerlere biseyler yolluyum mu diye, yollama dedim ama kullanabiliyorum

Etkinleştirme de sıkıntı olduğu zaman sürekli dener ve ücret yansır, o yüzden www.blogkafem.net

hala sorunu çözmeyip para çekmeye devam ettiği için hattımı turkcell'e taşıdım. aveaya boşuna tonla para veriyormuş dedirtti. ayrıca avea müşteri hizmetleri adeta rezillik.

apple care den bir yetkili,
problemi appledan olmadığı avea'nın turkcellden taşınan numaraların böyle saçma sapan davranmasına yol açacak bir değişiklik yaptığını söylüyor. avea resmen keriz yerine koyup suç apple da diyor. olan binlerce insanın farketmediği 0,8 kuruşluk defalarca çekilen ücret oluyor.

kullanıcılar bu ay sonu faturalarında görecekleri ekstra ücretleri (avea) tüketici mahkemesine başvurmaları gerekir.

Bende başka bir modeli var. Çok memnunum. Ayaklarım hiç ama hiç üşümüyor. Süper bişi!

fiyatı iyi bence.

www.ydsshop.com

Alma.

Biraz daha uzun konçlu bir ayakkabı öneririm.

Ucuz değil bu arada.

7 yıllık borçla onların ne alakası var. Ama 1 yıllık borçtan dolayı icra ile bile tahsilat yoluna gidebilirsiniz. Bir avukat ile görüşün. Bizde de benzer problem vardı avukat ile beş dakikada hallettiler.

taşındığı günden itibaren apartman giderlerini karşılamakla yükümlü. önceki borçlar ev sahibine veya evin önceki kiracılarından alınır.
kendi borcunu kendisi de ödemiyorsa odunla kafasına vurun hakkaten. ben de girişte oturuyorum. aynı apartmanda yaşıyorsanız kurallarına uyacaksınız arkadaş.

normal ama kaliteli değildir 250 olanı çok farklıdır mesela. jantları dökme demir gibi teller felan pek kaliteli değil anlayacağın. kullanan iyi kullanmamışsa 10 bin de bile canını okumuş olabilir.

Onu bunu bilmem ancak 125'lik motor alma dostum. İnan 6 ay keyifle kullanırsın, sonra yetmemeye başlar. Satayım dersin, pul olur gider..

dahon veya tern alarak sıkıntıların hepsini geçebilirsiniz. eğer ben jant istiyorum ağır olsun istiyorum city bike istiyorum diyorsanız sedona veya merida bakınız.

bisikletleri deneyebileceğiniz yerden alın. üstüne binmeden karar vermeyin. satıcılar genelde tok olur ama denemek isteyene hayır demezler.

fren konusuna gelince fren ne kadar basit olursa masrafı bakımı o kadar kolay olur tabiki v-fren şehir içinde dışında işinizi görür. abartılı saçma salak şeylere para vermeyin.

bisikleti alırken üstündeki lastiğe dikkat edin. lastik konusu bütün sürüş konforunu değiştiriyor. schwalbe modellerine bakın. üstünde schwalbe gelen bisikletler iyi bisikletlerdir.

specialized tamamen marka satıyor. bisikletin kadrosu dışında her şey diğer markalarla aynı. kadrolarda yıllar önce çıkan modellerin kopyaları genelde pek arge yapılmaz. zaten 1500 tl fiyat aralığınız varsa kadro kalitesinden çok üstün performans beklemeyin bu fiyata alacağınız bisiklet size ömür boyu yeter.

linkler çalışmıyordu, düzelttim.

@fukka katlanır bisiklet istemiyorum. 12-13 kiloluk nispeten daha hafif şehir/tur bisikletlerine bakıyorum. merida ve scott bakıyorum şu anda. v fren alacağım. biraz daha araştırıp 2014 model bin lira civarı bisikletler bulunca specialized'dan vazgeçtim. en düşük bisikletini alabilecektim zaten, gerek yok çok pahalı. lastikler hakkında hiçbir bilgim yoktu teşekkür ederim tavsiye için.

geçen yaz bisiklet aldım ve izlediğim yöntemi belirteyim.

delta bisiklet, aktif pedal, bikeandoutdoor, orbea mağazası, giant mağazası, kaçkar bisiklet ve aklıma gelmeyen bir kaç mağazaya gittim oradaki modellerden beğendiklerimi bizzat test ettim.

seçtiğim firmaların bu işten anlayan firmalar olmasına ve profesyonel olmasına dikkat ettim ki hem beni bilgilendirsinler hem de para kazanmak için bisiklet kakalamaya çalışmasınlar.

tam beklediğim gibi oldu ve hepsi de gayet yakından ilgilendi. hiçbiri elindeki bisikleti zorla satmaya kalkmadı.

bunu neden söylüyorum. birincisi internette gördüğün modeller stoklarda kalmamış olabiliyor. mesela benim aklımda cannondale quick almak vardı almadan önce delta bisikletin sitesinde modelleri inceledim bir çoğu da stokta gözüküyordu ancak mağazaya gittim bir tane bile quick serisi kalmamıştı. internette bakarsın beğenirsin sonra bi bakarsın ki o bisikletten bedenine uygun olanı yok.

o yüzden internetten arastırmakla vakit kaybetme bir gününü bu işe ayır ve tek tek mağazaları dolaş.

son tahlilde scott, orbea, trek ve specialized arasında kaldım ben ve kararımı specialized sirrus'tan yana kullandım pişman da değilim.

halitkin +1

ben ise uzun süre araştırdım. ilk bisiklet alma fikri doğduğunda bütçeyi 500-600 arası tutarım diyordum. sonrasında araştırmalar, sözlükte ve burda konuştuğum kişiler sonucunda bisikletten tat almak istiyorsan bütçeyi arttırmam doğrultusunda oldu. bütçeyi arttırdığın zaman çeşit artmakla beraber marka seçim şansın hem artıyor hem azalıyor. daha elit markalara bakmış oluyorsun.
markalar hakkında da fikirler oluştuktan sonra bu sefer nasıl bir bisiklet almalıyım fikri doğdu? hızı seviyordum. ama yarış bisikletinin tasarımı filan hiç bana uymaz diye düşünürken, yol bisikleti kullanan arkadaslar bir bir çıktı karsıma. ve bu fikirden uzaklasmak da hiç güç olmadı. iyi ki de beynimi de güçleştirmemişim ve inat gitmemişim. beynimin yıkanması açıkcası haz verdi. şu an orbea h30 avant serisini kullanıyorum. keşke 5 sene önce alsaymışım diye de hayıflanıp duruyorum. ha bu arada, ıyı bır bısıkletcıye gıttıkten sonra, kadro boyunu vs hep onlar ayarlıyor zaten. o aklınıza takılmasın..

şurdan devam et o zaman www.velespit.com

Daha muhafazakar ve gelir duzeyi daha dusuk. Benim bildigim bu sekilde.

çok tepede otomobiliniz varsa gidin ama otomobil yoksa taksiye mahkum kalırsınız. bi bostancı sahile salınayım derseniz sikko ortamlardan geçmek zorunda kalırsınız. her yer inşaat yazın toz toprağı bol olur. kışın çamuru bol.

o e-5 köprüsünü geçince ortam bi anda değişiyor. korkmayın sizi yemezler ama mahalle baskısı olur biraz.

e5'in hemen hemen kenarında olacağımız için çok sıkıntı yaşamayız gibi geliyor, içerileri sorun ama evet. Tertemiz yeni binalar yapılmış, ama içinde oturanlardan hayır gelmez. O nedenle sormak istedim.

Sahil çok uzakta kalıyor zaten görüğüm kadarıyla. Bostancı'ya gidip oradan yürümek daha mantıklı sanki.

En fazla eve girerken ayakkabılarınızı içeri alırsınız, ulaşımı kolay olur. Metro, minibüs, otobüs. Sahile inmek isterseniz de bence yürümeniz yeterli olur. İyi düşünün derim

ben oturmam ( adatepeliyim), sahile inmek yürüme 30 dakika yokuş aşağı olduğundan inmesi kolay.

3.2 veya 3.0 mutlaka geçecek diyorlar sene sonuna kadar 3.5 bile olur deniyor. hissettirmeden geliyor. insanlar sanıyorki bir anda sabah kalktıklarında kriz olacak. oysa seneye bu zamanlar yaşam standartları yarı yarıya düşmüş olacak farkında değiller.

abd 2005 den beri tüm dünyaya dağıttığı paraları geri topluyor bankalardan olay çok basit. önlemini alan ülkeler önlemini alarak krize hazırlıklı ya biz?

beton'a tapar olduk betona. ihracat yapan esnaf dolarla kazanıyor ama dolar tüm dünyada pahalılanırken geçen sene sattıkları malın yarısını ancak satabilecekken zor biraz.

o yüzden türkiye ihracatçılar meclisinin son 3 ayda açıkladığı verilerde bunu doğruluyor. ihracat büyümesi durmuş - %15 olmuş.

yabancı bankalar bir bir türkiyeden ayrılıyor neden dersiniz?
(bkz: hsbc)
(bkz: citybank)

ben bu ekonomi yönetimi ve hükümete kabahat bulmuyorum. başkası gelse gene benzer şeyler olacaktı. fakat üstüne bu fakirlikle saraylar lüks yaşam süren siyasiler ve ayakkabı kutuları dayanılmaz bir toplum patlamasını beraberinde getirecek.

ben şimdiden seneye hazırlık yapmayı planlıyorum. en kodamanın bile huzuru bozulacak diye düşünüyorum.

edüt: sik soklu duyurulara seksen tane girdi yapılırken herkesi ilgilendiren bu duyuruyu kimsenin siklememeside zaten bulunduğumuz durumu ve toplumun kalitesini ortaya koyuyor ne diyelim hakkediyorlar.

Normalization

ben apple store'dan almistim. bunun disinda fiyati her yerde ayni. hepsiburada'dan da alabilirsiniz. black 1600 civari. tabi duzgun bi hafiza karti ve de 3 4 mount fln da alinca fiyat 2000 i geciyor

aksesuarları dx.com veya ebay den alın. türkiyede 200 liraya göğüs bandı satıyor ibneler. ebayde 20 dolar

çalışıyomuş "beyazmasa"

kendim cevapladım bravo bana.a

decathlon markaları dışında iyi bir city bike bu fiyata bulman zor. bizim bisikletçiler hep öpmek istiyor.

www.decathlon.com.tr

ben sedona 310 aldım. gittigidiyordan.

edit: parasına göre iyi bisiklettir. 2014 modeldir. parçaları kalitelidir. başlangıç modeli değil orta sınıf bir bisiklettir.

LG G3 ve Sony Xperia Z3'e bakmani oneririm.

Hala iPhone'a rakip yok diyenlerin olmasina sasirdim :D

xperia z3. gördüğünüz gibi özellikleriyle iphone 6 plus'u ona katlıyor. 750 tl daha ucuz olması da cabası. fiyat konusunda iphone'a rakip çıkmıyor, doğrudur.

kiyas.la

Note 4 e bak.

g3 ve z3 s801 kullanıyor, gerçek 64-bit destek için 805 gerekiyor sanırım. tam emin değilim. kamerası güzel gerçi z3'ün.
note 4 ise exynos çipli, 1 yıl sonra kasılır diye korkuyorum, o yüzden alternatif olarak edge'e baktım, s805 o.

nexus 6 ve droid turbo türkiye'ye gelse ne süper olurdu yaa.

s810 olunca browser daha hızlı çalışmayacak cpu gpu oyuna etki ediyor en çok

ram önemli 3 gb ram'li bi cihaz alın paranız çoksa

650 dolar güncel kurla 1695 lira yapıyor zaten. :)

Ben Z3 diyorum, ben <3 sony.

iPhone'un tek bir özelliğine imreniyorum, slow motion video olayı. Başka hiçbir özelliği gözümde yok.

piyasada birkaç iyi telefon var; tasarım, boyut, şarj süresi, dayanıklılık, kamera, yazılım, ses vs. hepsinin mükemmel olduğu cihazı yakalamak imkansız.
z3 compact kullanıyorum, işe yarıyor. Öncelikli neden boyutuydu, şarjından dolayı iphone almadım.

sony bokunu almada ne alırsan al. sony nin telefonla ilgili şikayetvar kayıtları bütün markaları geçiyor.

galaxy s6, her ne kadar samsung'dan hic hoslanmasam da bu sefer iyi telefon yaptilar.

bende bakınıyorum ve iphone gibi kendi çıkarını müşterinin kullanım alışkanlığına tercih eden bi telefonu almak istemiyorum. bugün bi arkadaşımda xperiaz3 compact gördüm. biraz kurcaladım gayet güzel lan. hem hafif, boyutlarıda gayet ideal. özelliklerininde iphonedan aşşağı kalır yanı yok. bu konu hakkındaki fikirlerinizi merak ediyorum şahsen.

tinyurl.com

cleantext.org

buradan texti temizle

cleantext işe yaradı. teşekkür ederim.

(bkz: sıdıka meze restoranı)

Hayat Memat Meyhanesi güzeldi.

www.hayatmematmeyhanesi.com

ahtapot var, balık pazarının yanı hemen, sonra tam arka sokağında remzi'nin yeri diye bir var
ahtapot.besiktasport.net
sıdıka biraz pahalı bir yer diye biliyorum bir de kapalı mekan hep

ordaki kilit 2000 sonrası bina olması. 2000 sonrasında o fiyata bulamazsınız.

Söğütlüçeşme ve Hasanpaşa'nın girişi kısmına bakın. Hem ulaşım acayip rahat hem de Kadıköy'de.

edit: 2000 yılı sonrası zor evet.

Bulamazsiniz çünkü kentsel dönüşüm yüzünden bin liralik evler iki bin lira oldu.
Ve kiralik ev kalmadi.
Evi yikilacak olan herkes kiraliklara hücum ediyor.
1200e iki arti bir bulabilirsiniz kucukyali kartal arasında.
Kartala yaklastikca uç arti bir de olabilir.
Ayni hatta E5 yakini olunca düşüyor fiyat.
Yani minibüs caddesinin üstleri falan olabilir.

kaç m2 ve kaç oda+salon bakıyorsunuz?
eğer 2+1 bakıyorsanuz küçükbakkalköyde bulabilirsiniz.

orada oturuyorum 3+1'e 1000 tl veriyorum ama eski kiracı olduğum için. şu anda zor 1200'e benim ev gibi.

bizim apartmanda (hasanpaşanın acıbadem taraflarında 2012 yapımı) müteahhitten tutan alt komşularımız 3+1 ara kat daireye 1050 tl veriyor şu anda, biz geçen yaz tuttuk, teras katı 2+1 kaçak kat bu arada :)) 1400.

yani müteahhitten bulmaya bak.

aslında 2000 yılından sonra yapılan evler depreme dayanıklıdır demek doğru değil. 2007 yılından sonra yapılanlar dayanıklıdır. güncel olan deprem yönetmeliği 2007 de ve bu yönetmeliğe uygun yapılan evler depreme dayanıklı olur.

depreme dayanıklı olayını öncelikle geç derim. ona bakarsak ayasofya neredeyse 2000 yıldır orada. eski binalar çok daha sağlam zemine yapılmıştır istanbulda, asıl 1970-80 yılındakilerden kork derim. yanisi gidip 50 yıllık içi temiz evde depremden yana sıkıntı yaşamazsın. bahariyenin 1 sokak arkasındaki eski ev bildiğin sağlamdır. zaten kadıköy kayalık yer bişi olmaz.

hacı, ben de arıyorum. minimum 2+1 lazım bana da. ara kat olsun, 3-5 katlı kardeşlerin yaptığı binalar değil de yöneticilik müessesinin olduğu bir apartman olsun diye kurcalıyorum. bir de 2 kişiyiz, 3. bulmak istemiyoruz. anlaşmakta sorun çıkıyor çünkü. dolayısıyla 900 falan üst sınırımız var. bulunmuyor.

ben de içerenköydeyim. e-5 sınırı olarak bakarsak bostancı köprüsünden kartal yönüne doğru bir adım dahi atmam. içerenköyden de ne fındıklıya inerim, ne kayışdağına çıkarım. ama ev sahipleri dandik dandik evlerine çok yüksek fiyatlar çekiyorlar, yapacak bir şey yok.

türkiyenin en büyük kentsel dönüşümü şu an kadıköy bostancı arasında yaşanıyor.
özellikle bostancı,suadiye,erenköy,göztepe,kızıltoprak ve bağdatcaddesi civarları.bizim mahallede 2 ay iciresinde 14 bina yıkıldı en az 20 bina da yapım aşamasında,bu durumda mutahitler kıra paralarını veriyolar ortalama bu kiralar 1800 tl devlet de 700 tl veriyor ettimi sana bir daire sahibinin aldığı kıra parası 2500 tl.1 seneliğine başını sokacak yer arıyor dairesi bitene kadar fiyatlarda uçmuş haliyle uçsa ne olur kiralık daire yokki?
sen 1200 tl ye kümes bulursan atla okullar kapanmaya yakın bu oran dahada artacak.

1200 e ancak 1+1 giriş bulursun. buldun mu kaçırma. 3 ay bile geçmeden 1400 1500 olacak fiyatlar. demedi deme.

acıbademde eski oturduğum evin kirası 880di. mis gibiydi yeri.
arkadaşım modada 1200'e oturuyor.

canlı yardıma bağlan. hesabını kapatmak istediğini söyle.

[email protected] adresine üyeliğinizin bağlı olduğu hesaptan mail atarsanız ilgileniyorlar.

Benimkini yaklaşık 2 ay süren uğraşlarım sonucu kapadılar, şimdiden sabır dilerim.

eğer çok fazla oynayıp alete alışırsan bir nebze dediğin olur ama fotoğraf makinası gibi kareler yakalamak vs. gopro ile pek mümkün değil. geniş açısız zoomsuz bi cacığa benzemez. gopronun olayı gündüz ışığında çekilmiş tamamen hareketli görüntüler.

yani akşam uzun pozlarım yüksek kalite yakalarım durumu yok gece kapkaranlık. gündüz çok iyi ama bu seferde odak noktası yok. her yer net veya hareketli olunduğu zaman bulanık.

Net bir cevabı yok bunun. Hem evet hem hayır. Yuksek fps ile video kaydedersen bu videolardan net fotograflar elde edebilirsin belki ama o da screenshot olarak degil de video editörleri ile olur. Yine de gercek bir foto gibi olmaz. Bir de ne yapacaksın, sürekli video mu çekeceksin? Pil ve hafıza dayanmaz ona. Ayrıca o videolardan kare kare goruntu almaya çalışmak da zaman kaybı. Onun yerine guzel Aynasız bir foto makinesi alabilirsin.

Geniş açı olduğundan kenarları yamuk çekecek.

çok basit bir animasyon işiyse ben de ilgilenebilirim. ^_^

@fukka, telekkürler. Çok basit ya da zor diye tanımlayamıyorum. Bu biraz da tasarımcının yeteneğine bağlı sanırım.

@calligrapher, benim de düşüncem freelancer doğrultusunda. Adresi not aldım.

Başka çalıştığınız ya da tavsiye edeceğiniz tasarımcılar var mı?
Bir de fiyat neye göre belirleniyor bu işlerde?

Cok büyük ihtimalle rte kapiyi zorluyor ama giremez. Ancak iddialar neler haberim yok?

bi şey olduğu yok. asparagas haberler hepsi. banka tazminat davası açacak bu yalan haberler için. gelecekte hedefe konmuş olabilir tabi bu muhabbetini döndürüp böyle bir algı yaratmak istiyorlar gibi geliyor.

atatürk sebebiyle iş bankası'nın belli bir yüzdesi chp'ye ait. havuz medyasından bir iki gazete de "tmsf iş bankası'na el koyacak" diyerek haber yaptı. o haberin içeriğinde chp'nin hisselerine el koyulacağı yazıyordu ancak sür manşet iş bankası'na el koyulmasıydı tabii. dayanak olarak da siyasi partilerin bankalarda hissesi olamayacağına dair yasa çıkacağını göstermişlerdi. tabii ki tmsf'nin iş bankası'nın %1'ine bile el koyamayacağını herkes biliyor.

bu sallama haberler sebebiyle güne %3 düşüşle başladı iş bank hisseleri. banka da bu spekülasyonlar sebebiyle dava açacak. eskiden bu haberi yapmak çok ciddi bir suçtu zaten. spk, bddk adamın ağzına sıçardı. sağolsun akp bunu da bozdu.

iş bankası'na el koymaları imkansız. türkiye'nin en büyük özel bankasından bahsediyoruz. zorlasan devletten daha büyük diyebilirsin. zaten bakan çıkıp bunlar saçma sapan haberler tarzı bir açıklama yaptı. akp bakanı kendi ağzıyla söylüyor yani. bunu söyleyen ekonomi bakanı nihat zeybekçi.

özet olarak bu şekilde.

rte'nin bu kapıyı zorladığını da düşünmüyorum. muhtemelen bu haberleri yapanların ağzına sıçmıştır birileri. bank asya'dan söz etmiyoruz sonuçta. onlar da biliyor bu ülkede seçim kazanmanın tek yolunun ekonomi olduğunu. demokrasi, insan hakları vs hak getire. kriz olmadan gitmezler, onlar da bunu biliyor.

ilk tabak benim. dolara yatırım yapın 2.45 altında düştüğünde alın yiğidolar.

nereye gitti

hemen yemeyin, yakında değerlenecek

nasıl para kazandırdı?

douchebag'den selam getirdim; "bist100 90bini görmeden helvaları elden çıkarmayın" dedi :D

Para kazanmadıysak dua etmemiz şart mı? Sadece helvayı yesek olmuyor mu?

ışıklar içinde yatsın...

Ula sadece ben kazanamamışım sanırım :D gene de alırım bir çatal.

gitmedim gençler. hepinizi gömerim ben.

helvamı yersiniz haa?

albaraka, enkai, vakbn, toaso

Ne zaman alalım bunları :)

boğazımdan geçmiyor, acımız büyük sonuçta.

bellona çok pahalı olmayan ortopedik yatakları var bazalı yastığı uyku takımı falan 1100 civarı

almanyada kaltschaummatratze denen yatak cesitleri var. yayli degil. onlardan aldik biz. inanilmaz memnunuz. ben normalde yatak secmezdim simdi baska yerde zor uyuyorum. türkiyede de vardir kesin.
sunun gibi bir sey
moebel-boss.de
moebel-boss.de
bir de ben burada ögrendim cift kisilik bazalarda tek bir yatak degil de ayri ayri dösekler tercih ediliyor. ikisini ayri ayri koyuyorsun yanyana. ikinizin de yatagi kendinize özel oluyor. yanindaki kisinin hareketinden etkilenmiyorsun. yatagin ortasinda cökme olusmuyor. bazanin kendi tarafinin sertligini falan kendine göre ayarliyorsun.
ben ortadaki olusacak bosluktan endiselenmistim ama hic hissetmedik bile.

bak galiba su bahsettigim gibi olandan. tchibo da var cünkü tchibo her ülkede ayni ürünleri satiyor.
www.tchibo.com.tr

Bizim alırken dikkat ettiğimiz konu, eşim dönerken benim hep uyanmamdı. Uykum inanılmaz hafif çünkü. Eski yatağımızda gece kim dönerse ya da tuvalete kalkarsa otomatik olarak öbürü de uyanıyordu. Bir de benim bel problemim var.

Yatak alırken mağazada denemelerimiz de çok komikti. Ben yatıyorum ve o yatıp kalkınca hissediyor muyum diye. Çok araştırdık, biraz pahalıya geldi açıkçası ama Yatsan Switzerland'da karar kıldık en son. 2 senedir epey rahat uyuyorum. Bel ağrısını da, gece yatağa kedi atlamasını da hissetmiyorum:) Kriterlerinizden ikisi bunlar ise tavsiye ederim.

marmaray ı kullanın

yollar açık. hiç bu kadar açık yol görmemiştim. ümraniyeden metris kavşağına 30dk da geldim.

yollar açık +1

fekat metrobüs sayısı az.

Sogutlucesme-Zincirlikuyu kismind sorun yok ama daha ilerisi cok ama cok sorunlu. Binemedim, donuyorum

700 zor da 800e bulunur Nokia Lumia 1320

edit: şimdi gördüm, a101 kampanyası kaçmaz!

herkes asuslari oneriyor. bir bakin isterseniz.

Nokia Lumia 1320 kampanyaya giriyor:

www.a101.com.tr

babaya nokia lumia serisini öneririm.
android alacaksın, o paraya aldığın android 6 ay sonra patates olacak.

1000TL mertebesine çıkarsan adam gibi android bulursun ancak.

kessinlikle asus zenfone 5. aynı kaygılar ile babama aldım, çok memnun kaldı. hızlı, geniş ekranlı ve sapasağlam.

Büyük ekran demiştim de Lumia 6 inç'miş yahu. Çok büyük gelir diye düşünüyorum, özellikle de taşıma konusunda.

Zenfone 5 aklımdaydı. Sağlamlık konusunda laptopları iyi ama telefon hiç kullanmadım. Ama baya popüler ve önerilen bir model, yani iyidir herhalde. Biraz daha koyup Zenfone 6 olabilir ama 6 inç o da.

Yarın gidip Lumia ile Zenfone'u inceleteyim. Büyük gelmez derse Lumia, küçük isterse Zenfone 5 olur gibi. Bakalım.

Teşekkürler yardımlarınız için :)

(bkz: asus zenfone)

senin gibi düşünen var elbette, ama onlardan biri değilim.

Özenti ve kimliğin yavaş yavaş kaybolması... Her ne kadar bunlar "modern" ve "globalleşen" dünyanın getirileri de olsa, ben de doğru bulmuyorum

size hitap eden mekanlara gideceksiniz o zaman işte , shake shacker da var bu ülkede kardeşler kebap salonu da .
Berlinde çok lüks alman restorantları olduğu gibi kreuzberg iskenderciside var, her yerde olan durumlar bunlar bence şikayetiniz çok anlamsız.

Senin gibi düşünüyorum ve bunları çok saçma buluyorum. İngilizce bilip bilmemekle alakası da yok. İngilizcem gayet iyidir fakat bu tarz şeyler insanları yozlaştırıyor gibime geliyor. Fakat Starbucks'daki çoğu şeyi çeviremezsin onları ayrı tutuyorum.

hiç kafama takmadım bu durumu hatta sen yazana kadar düşünmemiştim bile. eğer gerçek adını yazıyorlarsa sıkıntı yok ama lahmacunu "türkiş pizza" diye yazıyorlarsa gülerim.

ayrıca neden starbucks'da stres oluyorsun. ben hiç tall olsun, venti olsun demedim bardak için adamlar orta, küçük, büyük dediğinde de anlıyor. vayt çaklıt moka demek beyaz çilokatalı moka demekten daha samimi geliyor en azından yarısa başka diğer yarısı başka yarabet bir konuşma olmuyor.

animal kardeş, onion'a falan ne diycen hani adamlar soğanın da patentini almamıştır ki. patentli ürünleri için eyvallah da kırk yıllık suvana bile onion dedirtmesinler müşterilerine bi zahmet. bunun sebebi burasının türkiye olması değil müşteri memnuniyeti olmalı bence.

edit: hah ya da advo'nun dediği daha mantıklı türkçe açıklama da olsun?

shake skack de hem türkçe hem ingilizce menü var. konu bu değil evet menülerin yeterince açıklayıcı olmaması bence daha kötü türkçe menü ama bi bok anlamıyorsun. adam şinitzel demiş geçmiş. yemek bir geliyor şinitzeli doritosa bulamış felan sikko sikko işler.

aslında bu işi çözecek şey dışarıda yemek yememek yoksa bir çözümü yok.

shake shack, starbucks uluslararası firmalar. bütün dünyada standardı olan firmalar. Yani sen venezuela'da starbucks'a gittiğinde ispanyolca sipariş vermek zorunda değilsin. Kahvenin adını söylüyorsun, boyunu söylüyorsun alıyorsun. Bir çinli de türkiye'ye geldiğinde starbucks'ta sipariş verebilmek için türkçe kursuna gitmek zorunda kalmıyor. Bu firmaların böyle yapmasının sebeplerinden biri bu.

Ha küresel olmayan bir türk firmasının menülerini ısrarla ingilizce yapması elbette saçma olurdu. Fakat tabii gözlemeyi falan ingilizce yazıyorsa saçma olurdu. Yoksa kahvenin adını moccha değil de türkçe yazacak hali yok. Moccha'yı sen başka yerde moccha diye görüp beğendiysen menüye baktığında sipariş verebilmen için yine moccha görmen lazım. Oraya moccha yerine abuzer yazarsa abuzer ne lan moccha bile yok dersin.

özel isim olmadığı sürece ben de çok aptalca olduğunu düşünüyorum. ingilizcem de gayet iyidir şükür. ama dili korumamız lazım. ingilizceyi de, türkçeyi de, almancayı da. ben bir dil öğrencisi olarak böyle düşünüyorum. türkiye'de, %90'ı türk müşterilere servis yapan bir işletmenin özel isim olmayan şeyleri ingilizce yazması bence özentilikten, mallıktan başka bir şey değil.

özel isim olsa neyse de roasted, creamed with gibi ifadelerin türkçede gayet sık kullanılan ve kimsenin yadırgamayacağı, rahatlıkla anlayacağı karşılıkları var. şekliniz, artistiğiniz kime yani. mal mal işler. ağzını yayarak creamed with diyen sikiklerin çoğu iki kelime ingilizce konuşmaktan acizdir eminim.

(bu tarz mekanlara gidenlere demiyorum sikik diye, bunu "cool" olduğunu düşünerek yapan tiplere diyorum. yoksa biz de börgır king'e gidip vupır yiyen adamız sonuçta)

senin gibi düşünen var elbette, ama onlardan biri değilim.

@ucan spagetticanavari
bu nasıl cevaptır yaw :D

latte, cappuccino, moccha daha sürer gider hepsi sütlü. ve hepsinin tadı farklı. alt tarafı sütlü kahve olmuyor o yüzden.

Senin gibi düşünüyorum.

Ben oturmuyorum, oturduysam da kalkıyorum. Ne satarsa satsın isterse dünyanın bir numarası olsun hiiç umurumda değil. Bana saygısı olmayana benim de saygım olmaz.

Bazı ürünler var ki bizim dilimizde söylense bir anlamı olmayacak, marka olmuş. O hoş görülebilir. Tüm menü benim bilmek zorunda olmadığım bir dilde olmamalı. Biliyorum, bilmiyorum ayrı konu.

Yahu bir de bu kadar okumuş etmiş adam neden bu saçmalığa prim veriyor anlamıyorum. Şu yabancı hayranlığını bi kıramadık yahu şu topraklarda. Yabancı deyince dibimiz düşüyor, ağzımızın suyu akıyor hala. Yetmedi mi, hala mı?

"Globalleşme gereğii" diyenler az kenara çekilsin, sakin bir yerde küreselleşme nedir ne değildir inceleyiversinler bi zahmet.

Ekleme: Saygı demişken menülerine görme ve işitme engelliler için de ek bölüm koyan firmalar varsa ayakta alkışlarım, sıkı müşterileri olurum, bedava reklamlarını bile yaparım.

Ahahah çok eğlenceli bir hal aldı tartışma.

Şöyle düşün. Mumbai'de türk tatlıcısı açıyorsun. Baklava, laz böreği, bülbül yuvası, vezir parmağı satacaksın. Adam menüyü eline bir alıyor bir sürü tatlı var. Bu nasıl iş lan diyor hepsi şerbetli tatlı bunların ben hepsini bilmek zorunda mıyım?Nasıl sipariş vereyim ben bunları?

Aynı bunun gibi. Adam capuccino yerine ne yazsın arkadaş? Moccha yerine ne yazsın? Kahve kelimesi bile başlı başına yabancı kelimenin yamultulmuşu. Biz daha içeceğin türüne bir isim uyduramamışız.

kürselleşme gereği değil ama starbucks'ın kürsel bir firma olmasının gereğidir türkçe isim koymaması. Dediğim gibi sen çin'de gidip sırf çince menüsü olan bir yerde ıkınır ıkınır sipariş veremezsin ama starbucks'a gittiğinde çok rahat sipariş verebilirsin. Starbucks'ı koruduğum ya da sevdiğim için demiyorum bunu. Bu bir gerçek olduğu için diyorum.

Hadi hayırlı traşlar.

ben menüde ne olduğunu bilmediğim bir şey olursa (sadece iyi derecede ingilizce biliyorum ama bir sürü fransız ve italyan yemeği var benim de adından ne olduğunu anlayamadığım ama menülerde hep o şekilde var olan) ya teknolojiyi kullanıp google'a soruyorum (restorandayken yemek foto.su çekip paylaşmaya yaramıyor sadece akıllı telefonlar) ya da garsona soruyorum. bilmemek ayıp değil ki.

shake shack'te ben ne sipariş vereyim diye düşünürken kaç defa sipariş alanlar siparişleri anlamadığım için düşündüğümü sanıp seçim yapmama yardımcı olmayı dahi teklif ettiler nazikçe.

ingiliz çaylarının adları da standart. starbucks'ın kahveleri de standart.

ürünlerin türkçe açıklamaları da yazar genellikle ürün adları yabancı dilde yazılmış olsa da.

evet, bence şikayet etmekte haklısınız, bence de herkes ingilizce bilmek zorunda değil ve menüde türkçe açıklamalara yer vermek de gerekir çünkü burası türkiye; ama starbucks gibi yerlerde sipariş verirken zorlanmak, tedirgin olmak, ateş üstünde oturuyor gibi hissetmek biraz abartılı değil mi? herkesin bu şekilde hissettiğini sanmıyorum.

@advocatusdiaboli, fransız bizim ülkeye gelince bile bildiği halde ingilizce konuşmuyor. resepsiyondaki adam fransızca bilmiyor diyelim, konuşmuyor adam. kendi dilini konuşuyor. "fransız müşteri aldıysan fransızca bilen adam koyacaksın oraya kardeşim" diyor. (kardeşim anlam için kullanıldı. o demiyor, kessen demez bize kardeşim)

@minik donut canavarı + @trumanshow + @palve + @der maister + @advocatusdiabol + @hayat aklini konusacak bir filozof uret: cidden ne demek istediğimi anladığınız için teşekkür ediyorum.


@anima + @m e l t e m + @godspartical: yahu, duyurada açıkça belirtemedim mi bilmiyorum ama neden ısrarla "mocha'ya adamlar mahmut mu desin?" tarzında yaklaşıyorsunuz ki? yerli karşılığı olmayan ürünleri istedikleri gibi satsınlar. asıl sorun, bunların yapılış şekillerini ve içeriklerini bile ingilizce yazmaları. "fırında pişmiş soğan/peynir", "x kremalı" demek yerine "roasted onion/cheese", "creamed with x" demelerine, "beyaz çikolatalı mocha" yerine "white chocolate mocha grande" demelerinden bahsediyorum. bunun kafası normal midir? "portakallı çay" yerine "orange flavored tea" demelerinin neresi doğru?
ayrıca "starbucks gibi yerler" dedim, salt starbucks'tan bahsetmiyorum.

not: ingilizce ile derdim yok benim. aynı şey italyanca olsa yine itiraz ederdim.

@m e b

Siz kendinize yandaş arıyorsanız sadece gönlünüz olsun diye "he yahu haklısın süper düşünmüşsün" diyeyim.

Ama yok istediğiniz şey fikir alışverişiyse 2 defa yazdım tekrar yazmak içimden gelmiyor açıkcası aynı şeyleri.


kilit kısım bence "ben neden starbucks gibi yerlerde sipariş verirken zorlanayım, tedirgin olayım, ateş üstünden oturuyor gibi hissedeyim ki?"

Bu cümle. Şimdi siz starbucks gibi yerlerden kastınız nedir bilemiyoruz tabii beyninizi okuyamadığımız için. Kusura bakmayın. Siz starbucks dediniz diye starbucks dedik.

Kaldı ki bir çok kere yazıldığı gibi starbucksta türkçe konuşanın ağzına kürekle vurma servisi görmedim. Çok gitmem starbucks'a ama muhtemelen hala yoktur.

Siz diyorsunuz ki "tamam ama orada da çay aromaları, içecekleri tamamen ingilizce yazılmıştı". Bu cümleden kastınız ne olabilir insan çok anlam veremiyor. Misal english breakfast tea mi yazmışlar? Bu onun evrensel adı. earl grey mi demişler? Bu da onun evrensel adı. Bunları değiştiremezler. moccha örneği de buna benzer örnekler çoğalsın diye ortada dolaştı.

Earl grey veya english breakfast gibi yazılar varsa neden ateş üstünde duruyorsunuz onu anlamadım. Sanırım bir aşağılı kompleksi falan var sizde. Garson da mı ingilizce konuşuyordu? Toefl ibt puanı mı istediler sipariş öncesi. Eğer öyleyse ayıp etmişler. Eğer öyle değilse soramadınız mı?


Hadi soramadınız diyelim ki menüde de tek kelime açıklama yok. bakın şimdi örnek menü.

Caffè mocha (çikolata espresso ve süt)
capuccino (espresso süt)
Caffè macchiato (espresso süt)


Kahve kültürünüz hiç yoksa size tarfini falan vermeliler ki kahveler arasındaki farkı menüden bakarak görün. Bu üç kahvenin üçü de birbirinden farklı. Yanına türkçe isimlerini de yazsanız açıklamasını da yazsanız bu bir şey ifade etmez.

Sizin için o içeceğin bir anlam ifade etmesi için ismini bilmeniz lazım. Macchiato mesela.


Aynı şeyi bir türk lokantasında tamamen türkçe bir menüyle de yaşayabilirsiniz.

Ben 10 tane tavuklu yemek ismi yazarım oraya. Hepsinin içinde tavuk var.

tuzda tavuk
çıtır tavuk
pane tavuk
ızgara tavuk
tava tavuk
barbekülü tavuk
körili tavuk

siz hayatınızda ilk defa tavuk eti yiyecekseniz yukarıdakiler size çince gelir.


Bu durumda da kal krizi geçirip terlemeye gerek yok.

Garsonu çağırırsınız. Yahu bu tavukların hiçbirini bilmiyorum ben nedir bunlar anlat dersiniz anlatır.

Onun dışında bir insanın neden sipariş verirken ateş üstünde oturuyor gibi olduğunu pek aklımda canlandıramıyorum açıkcası.

Öyle yerlere gitmeyebilirsin. Ben öyle yapıyorum.

eğer sizin dediğiniz gibi sadece duymak istediklerim için buraya yazsaydım benden farklı düşünenlere tik atmazdım.

ayrıca yazdığınız menü gibi olsa canım feda. ben kendi ülkesinde yaşayan bir TÜRK olarak neden menülerde "fried chicken with peas" gibi yemek ismi görmek zorundayım? neden "bezelyeli kızartılmış tavuk" şeklinde göremiyorum? bunun türkçe olarak kulağa hoş gelmediğini ama ingilizce olunca daha iyi olduğunu söyleyen bir şahıs mı "aşağılık kompleksi"ne yakalanmıştır, yoksa bunun kültürel yozlaşmaya yol açtığını, dilimize saygısızlık olduğunu düşünen biri mi?
ben bir türk olarak neden "bu ne içeriyor?" demek zorundayım ki?

bir not daha düşeyim: ingilizce konuşabiliyorum. bu öfkem için "ingilizciyi bilimiyir aşığıık kımpleksinin dışa vurumu bu" demek yersiz.

acer

Aluminyum tek parca kasa olan hepsı saglam bence

Asus var ornegın

ultrabook değil ama msi alüminyum kasa var sağlamdır baya.

asus

Ekran boyutu çok enteresan ancak vardır bir bildiğiniz. O ebatlarda mac var genelde.. Ama www.bulabilirim.com bu ürünü de öneririm..

13 derken 13.x de olabilir

www.netsiparis.com

arkadaslarin onerdigi iki notebookta da ssd yok. sik olmalarina karsilik, biraz eskide kalmis modeller. o paraya daha iyi bir seyler alabilirsin. yurtdisindan gelen birini bulabilirsen macbook getirtebilirsin. onun disinda dell xps 13inc 'lere de bak.

200 gram izolasyon malzemesi dolgulu olan Merrell marka bot kullanıyorum ve karın içinde o kadar yürümeme rağmen ayaklarımı çok sıcak tuttuğunu söyleyebilirim.

"Çok" sıcak tuttu derken, ayaklarımın gerçekten de karın için de yürürken çok sıcak olduğunu hissediyorum. Hatta gereksiz çok sıcak tuttuğu için böyle bir bot almakta abarttığımı da düşündüm ama vibram tabanın kaymaya karşı gösterdiği direnç nedeniyle memnunum.

Ben Ağustos ayında indirimden 180 TL gibi bir paraya almıştım. Sezon fiyatı galiba bunun iki katı.

www.columbia.com.tr|Product:Technology

www.columbia.com.tr|Product:Info

www.columbia.com.tr|Product:Info

(bkz: mekap)

üzerine tanımam.

yenibir iş kariyer sitelerine başvur oradaki öz geçmişine bildiğin şeyleri detaylandır.

bir tane demo tasarım yap onuda ekle. iş bulacaksındır.

ajanslarda bulabilirsin, maaş konusunda bişi diyemeceğim, frontend dendiğinde işin içine angularjs, ember, backbone/underscore ve hatta nodejs+backbone (nodejs uygulamaları browser'a gömülüyor uzun süredir) gibi işler de girmeye başladı. javascript browserda çalışıyor o halde frontend'in işidir mantığı hakim.

şimdilerde genellikle benim bilgim dahilindeki firmalar tasarımı a'ya html/css'ide freelancer birini bulup yaptırıyorlar yada psdtohtml servislerini kullanıyorlar, (tabii ben 3/5 firmayı biliyorum binlerce firma var)

birde ne supermen isteyenler var fotoshop + html/css bekleyenler onlara da saygılarımı sunuyorum.

acilin front-end developer geldi.
front-end 2 yil oncesine kadar safi css/html/jquery idi mamafih framework'ler epey yurudu. angular veya backbone, react, css tarafinda sass, js tarafinda sadece jquery degil vanilla javascript de anlayabiliyor/yazabiliyor olman lazim, belini dogrultabilmen lazim yani en azindan. bootstrap bilmen iyi olmus.

pek de yetersiz gorme kendini derim. side-project'lerine zaman ayir ama mutlaka; adin en iyi oyle duyulur. haftasonlari kendi projelerinde calis mesela. komuniteye takil, genc front-end developer'larla gorus. kod konferanslarini kovala. maas konusunu ozelden konusuruz :p

Hjarteblod a ek olarak birde foundation var bootsrap gibi ve yukseliyo ona da goz atmanda fayda olabilir

biraz daha bilgi istesem :S

hayır hepsi iptal edildi.

kadıköy - beşiktaş/kabataş vapurları iptal görünüyor 14:45 (dahil) vapuruna kadar. karaköy'e gidenlerde iptal görünmüyor şehir hatları uygulamasındaki iptal duyurularında.

Kendi duyuruma kendim cevap vereyim. Calisiyor. Hatta su an icindeyim

Batar miyiz lan? Cok fena salliyor