Giriş
(6)

siz de toplu taşımada biri üstünüze kusacakmış gibi hissediyor musunuz?

tolga asp
metrobüste koridor tarafına oturunca böyle hissediyorum, tepemde dikilen onlarca kişi var sanki biri öğeyk diye foşur foşur kucağıma kusacakmış gibi hissediyorum, ciddi ciddi rahatsız olmaya başladım artık. hayır öyle bir şey olsa o kusmuk nerede temizlenir, çeşme nereden bulunur, o halde nereye gid
metrobüste koridor tarafına oturunca böyle hissediyorum, tepemde dikilen onlarca kişi var sanki biri öğeyk diye foşur foşur kucağıma kusacakmış gibi hissediyorum, ciddi ciddi rahatsız olmaya başladım artık. hayır öyle bir şey olsa o kusmuk nerede temizlenir, çeşme nereden bulunur, o halde nereye gidilir, o kokuya nasıl dayanılır, yeni kıyafet nereden bulunur diye düşünmeden edemiyorum.

psikolojim mi bozulmuş nolmuş bir süre metrobüse binmeyeyim mi?
0
tolga asp
(08.09.16)
foşur foşur kusacaksa cam kenarında oturman da fark etmez. üzerine illaki sıçrar.

evden çıkma hiç. ev güvenli.
0
zgrydn
(08.09.16)
bana da toplu taşımada her an biri üzerime kusacakmış gibi geliyor, yalnız değilsin. sürekli kafamda böyle senaryolar canlanıyor. yanıma bebek/çocuk oturduysa kalkarım. tepemdeki kişi biraz halsiz görünüyorsa yine kalkarım. işkilliyim.
0
evde liyakat kalmamis
(08.09.16)
Galiba bende de var, vapurda falan kimin önüne oturduğuma dikkat ederim, sabah nezlesi vs. aksıran tıksıran dolu, insanın sırtına ya da allah korusun saçına başına, birinin ağzından burnundan çıkan birşey yapışsa haberi olmaz, gezdirir durur gün boyu.
Ya da arkamda oturan bir amca sesli mesli geğirdiğinde direkt yerimi değiştiriyorum, yağmur öncesi gökgürültüsü gibi, peşinden ne geleceği belli olmaz.
Sağına soluna tavır yapıp of pof yapacağım diye yüzüme hohlayan bir adamı, metroda yanından kalktığım aşırı kokan bir adamı ve avm'de asansörde kokan koltuk altını tam burnum seviyesinde kaldırıp saçını toplayan bir genci ikaz ettim, tüm bunlar son 1 hafta içinde. Artık çekinmeyeceğim, o utansın (ne doluymuşum yalnız).

Metrobüs tercih etmiyorum, raylı sistem ve denizden gitmeyi seviyorum, ama her yerde her çeşit insan var, metrobüse özgü değildir zannediyorum.
0
cedilla
(08.09.16)
ben şahsen birkaç kere bu olayın gerçekleştiğini gözümle gördüm.
imkansız değil yani.
0
supermatik
(08.09.16)
Birkaç ay önce ayakta olduğum halde gecenin bir yarısı dedesi kucağındaki çocuğa geldik yavrum, iniyoruz güzelim derken çocuk bir kustu yemin ederim tutunacak yer bulamadığımız metrobüsün ortasında saniyesinde birkaç m^2 alanında bir boşluk açıldı :D

Manzara aşağı yukarı şöyleydi: replygif.net

Ben de kusmuktan nasibimi aldım, üstüme başıma geldi. Koku kısmına hiç girmiyorum ama napsın minik o kadar rahatsız oldu ki içindekileri döküverdi, sonra da utancından ağladı :/

Soruna cevap olarak daha iyi bir ulaşım alternatifin varsa binme, diğer ulaşım araçlarında kusma riski yok zaten :)
0
chicha
(08.09.16)
valla psikolojin bozulmuş ama buna rağmen haklısın, toplu taşımanın bedava olduğu günlerden birinde tam önümde oturan teyze koridora doğru baya bahsettiğin gibi kustu. yerlerimiz tam tersi olsa üstüm başım kusmuktu. birkaç gün sonra yanıma iki tane çocuk oturtturlar. birinin elinde torba bık bık kusuyor torbaya, daha 7-8 yaşında elinden düşse hop ben yine kusmuk. olmayacak şey değil yani, ama bununla da yaşanmaz, bence en düz önlem yanına incecik bol bi tişört ve ıslak mendil al çıkarken. zaten ne zaman lazım olacağı belli olmaz.
0
freya
(08.09.16)
(6)

Kaş Hakkında

anten
Bayramda her türk genci gibi kaş'a yer ayarlamış bulunuyorum.Sorun şu ki otel gökseki diye bir noktadaymış. Yani kaşla arasında 5-6 km mesafe var. Denize de biraz uzak.Araba kiralama niyetim var ama trafik tecrübem az sayılır. epeydir de sürmedim. Otelden denize, denizden merkeze tadında kullanırım
Bayramda her türk genci gibi kaş'a yer ayarlamış bulunuyorum.
Sorun şu ki otel gökseki diye bir noktadaymış. Yani kaşla arasında 5-6 km mesafe var. Denize de biraz uzak.
Araba kiralama niyetim var ama trafik tecrübem az sayılır. epeydir de sürmedim. Otelden denize, denizden merkeze tadında kullanırım gibi geliyor ama yine de bilene sorayım dedim oranın yollar biraz sıkıntılı mıdır?

Bir de dolmuş taksi falan rahat olur mu? Eğer öyleyse hiç araba düşünmeyeyim.
0
anten
(08.09.16)
tecrübeli değilsen kaşın yollarında araba kullanma, eğer bulunduğun lokasyona dolmuş varsa sıkıntı olmaz.

edit: taksi de çok pahalı değil, istanbuldan biraz yüksek sanırım.
0
freya
(08.09.16)
motor kullanabiliyorsan en iyi alternatif olur.
0
theli
(08.09.16)
Kaş'ın yolları uçurum ve bayramda muhtemelen kalabalık olabilir. Siz bildiğinizi yapın bence. Taksi/dolmuş kullanın.
0
teknikekip
(08.09.16)
Kaş acemi şöför için doğru adres değil. Yokuş viraj vs.
0
lcha
(08.09.16)
En ideali taksi.
0
intihar etsem de kendime gelsem
(08.09.16)
oteli degistirsene, neden ugrasiyorsun
0
oscar
(08.09.16)
(6)

yurt hazırlığı yapıyoz

hayat aklini konusacak bir filozof uret
kızlar için soruyorum. 1. ütü koyalım mı? 2. terlik nasıl osun? yurtta kullanışlı olanlar hangileri? üşütmesin sıcak tutsun, çabuk kirlenmesin. panduf versem bahçeye de çıkacak kulanışlı olmaz. bilemedim. en çok terlik konusunda takıldım. banyo tuvalet kendi odasında olacak. oraya ayrı bir tane alı
kızlar için soruyorum.

1. ütü koyalım mı?
2. terlik nasıl osun? yurtta kullanışlı olanlar hangileri? üşütmesin sıcak tutsun, çabuk kirlenmesin. panduf versem bahçeye de çıkacak kulanışlı olmaz. bilemedim. en çok terlik konusunda takıldım. banyo tuvalet kendi odasında olacak. oraya ayrı bir tane alırım bir de sürekli giymelik olur diyorum.
3. iki takım nevresim koyacağım yeter demi?
4. öneriler tavsiyeler
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(08.09.16)
Odasında yoksa su ısıtıcısı tarzı bir şey alın mutlaka. Akşamları çay, kahve içmek ister belki uyumadan önce. İyi olur.
0
fraise
(08.09.16)
mini buzdolabı eğer yurt - apart hayatında uzun süre kalacaksa zorunlu gibi bi şey. 2 sene benim hayatımı kurtardı. hem dışarda yiyecek masrafını çok düşürüyor hem de gece uyanınca odada bi şey yok kantin kapalı falan gibi dertlere son.
0
freya
(08.09.16)
Benim zamanimda herkes sabo tarzi ucuz terliklerden giyerdi. Hirsizlik cok olurdu pahali sey alamazdik.utu ben hic goturmedim, ihtiyacim olmadi olursa birilerinden isterim demistim. Kettle, uclu priz veya uzatma kablosu, kapi arkasina takilan askilik, dolap kilidi simdilik aklima gelenler.
0
curukturpkokusu
(08.09.16)
nevresimler yurt tarafından verilir diye biliyorum, bizde öyleydi en azından.ütü lazım olur başkasından da bulabilir ama siz bilirsiniz, terlikler ise genelde ayağına en az temas edecek biçimde olsun yani açık terlikler daha iyi çünkü çok fazla ayağında duracak.öyle bir terlikle banyoda da iş görür. yurtlarda genelde öğrenciler ne kadar az eşya o kadar rahat kafa mantığındadır. ancak sık sık yıkamakla uğraşmaması adına çamaşır ve çorap normalden fazla olursa kafası daha rahat olur insanın.kışın yurtlar evlerden sıcak olur, bahçeye çıkarkende ayakkabı kullanır, hiç bir terlik kışın insanı dışarıda korumaz. birde yurtta kalacak insan tek kişilik odada dahi olsa sinirlerini biraz gevşek tutmalıdır.takıntıları varsa terketmelidir, yeri gelir gece bir şekilde kirli yere düşen yastıkla uyumaya devam etmek durumunda kalır insan.
0
eksisozlukokuryazari
(08.09.16)
Bizim zamanımızda hepimiz tek odadayken ve herkesin sadece birer dolabı varken, annem, dolabımın kapağının içine asmam için bir şey yapıyordu, kalın kumaştan, bol cepli, şimdilerde plastikten takı torbası adı altında satıyorlar, ama benimki tüm kapağı kaplıyordu ve çeşitli büyüklüklerde ceplerle her şeyimi derliyor topluyordu. Kalın kumaştan olduğu için de sarkmıyordu, tüm yurt yaşantımın en faydalı gereciydi.
0
cedilla
(08.09.16)
ütüye gerek yok. Genelde oluyor...
Su ısıtıcısı, mini dolap, 2 çarşaf takımı, kapı arkası askı, iç-dış terlik (sıcak tutacak olanlar aşırı kirleniyor malesef alma derim onun yerine patik al), bardak-tabak-çatal-kaşık vs. lazım olabilir, ayna iyi olur bir de odada bulunması iyi oluyor :)

Özleedimmm ne güzel zamanlardı of..
0
lcha
(08.09.16)
(9)

Kediye Kedi Sesi Dinletmek

huleyn
Ev kedisi, 5 aylık civarında, 1. ayın sonunda eve alındı. Sonuç olarak pek bir kedi görmüşlüğü yok, şimdi ben buna youtube dan kedi sesleri dinlettim. Aklı çıktı, hoparlörü koklaya koklaya bi hal oldu. Miyavlamaya başladı ki doğru düzgün miyavlayamıyor bile. Ara ara kedi sesi açayım mı şimdi buna yo
Ev kedisi, 5 aylık civarında, 1. ayın sonunda eve alındı. Sonuç olarak pek bir kedi görmüşlüğü yok, şimdi ben buna youtube dan kedi sesleri dinlettim. Aklı çıktı, hoparlörü koklaya koklaya bi hal oldu. Miyavlamaya başladı ki doğru düzgün miyavlayamıyor bile. Ara ara kedi sesi açayım mı şimdi buna yoksa hiç öğrenmesin mi ?
0
huleyn
(08.09.16)
ahsakjhd abi gerçekten kedilerin değil kedi sahiplerinin garipliklerine tam olarak örnek bir hikaye olmuş kusura bakmazsan.

bizim kediler hiç ilgilenmiyor miyav sesiyle örneğin, biri zaten közü sönmüş ejderha gibi ses çıkarıyor, öteki nine, miyavlamaya mecali yok. ama bazı kediler senin kedin gibi aşırı meraklanabiliyorlar.

arada aç dinlet, değişiklik olur. sana eğlence çıkar. onun dışında bi' etkisi yok :)
0
evde liyakat kalmamis
(08.09.16)
bir yerden sonra kandırıldığını anlayıp ilgilenmemeye başlıyor kediler. en fazla 3-5 defa tepki verecektir. bizimkiler ilk başta çıldırdıkları kedi seslerine şimdi kulak bile vermiyorlar.
0
lesmiserables
(08.09.16)
12 saatlik videolar var tam evden çıkarken açık bırakıp gitmelik. yapmayayım ama anlıyorlarmış arada bir açar aklını alırım.
0
🌸huleyn
(08.09.16)
bazılarının psikolojisini çok bozuyormuş diye duymuştum, benimki de bir süre sonra ilgilenmiyor ama çok zorlamadım öyle bir iki kısa deneme yaptım sadece.
0
tiny penny
(08.09.16)
Ya simdi sana insan sesi dinletseler ama ortamda insan olmasa, kandirsalar beyle hos olur muydu :// ajhdhsh yavrum koklayarak gercek mi degil mi anlamaya çalışıp bosa heyecan yapiyo. Bence dinletme yazik. Gogus tasmadi takmayi dene disarda gezdir de gercek kedi gorsun. Daha kucukmus tasmaya da alisir hem.
0
rayde
(08.09.16)
benimki kus videolarini saatlerce izliyordu. yan yana otururduk, ben iki saat film izliyorsam o da iki saat kus videosu izlerdi. videos for cats yazip cikanlari izletebilirsiniz, benim kedim cok hoslanirdi hep.
0
lucy in the sky
(08.09.16)
Bunu ara sıra ben de yapıyorum, bana yüz vermediğinde, dikkatini çekmek istediğimde işime yarıyor
0
BuddyGuy
(08.09.16)
biz kendimiz kedi vidyosu izlerken ses çıkıyor, bizim kedinin umuru bile değil, dışarıdan kedi bağırış çağırışı oluyor kulakları bile oynamıyor. bozuk herhalde bizimki.
0
freya
(08.09.16)
ben sinirli kedi veya yavru kedi sesi açınca hemen dibimde bitiyorlar alkjdafljdfg
0
kimlanbu
(08.09.16)
(6)

Bayram sonundaki Cuma - Cumartesi günlerinin izinden kesilmesi

theli
Hafta içi 08:00 - 18:00 arası (günde 10 saat) çalışılan bir kurum düşünelim.Cumartesi - pazar günleri ise çalışma yok.Önümüzdeki haftanın 4 günü bayram tatili ve şirket çalışanlarına "cuma günü işe gelmeyin, herkesin yıllık izninden 2 gün (cuma + c.tesi) keseceğiz."Kafama takılan şu;-Normalde cumart
Hafta içi 08:00 - 18:00 arası (günde 10 saat) çalışılan bir kurum düşünelim.
Cumartesi - pazar günleri ise çalışma yok.

Önümüzdeki haftanın 4 günü bayram tatili ve şirket çalışanlarına "cuma günü işe gelmeyin, herkesin yıllık izninden 2 gün (cuma + c.tesi) keseceğiz."

Kafama takılan şu;
-Normalde cumartesileri neden çalışmıyoruz?
-Çünkü hafta içi normalden fazla çalıştığımız için (08:00 - 18:00).

Yani cumartesi çalışma saatleri hafta içine dağıtılmış durumda.

Peki bayram haftasında bu durum neden değişiyor?
o cuma günü işe gidip 08:00 - 18:00 arası çalışsam, mesai ücreti mi alacağım?
Eğer cumartesiyi bayram haftasına özel olarak "çalışma günü" ilan ediyorsan, o cumayı da 09:00 - 17:00 yapman gerekmez mi?
0
theli
(08.09.16)
Bayram haftasına özel bir durum değil maalesef. Senelik izinlerde izin Cuma günü bitince işbaşı tarihine bakılıyor. Cumartesi günü de teorik olarak çalışma günü sayıldığından senelik izinden cumartesiyi de düşüyorlar. Bazı firmalar böyle yapıyor. Yapmayanlar da var.
0
himmet dayi
(08.09.16)
şimdi öncelikle, 1 saat yemek molan olduğunu hesaplarsak günlük çalışma saatin 9 haftalık da 45. 45 zaten yasal çalışma saati. bu durumda cumartesi çalışma gününden sayan şirket olmaması lazım. eğer günlük çalışma saatin 8 olsa idi kabul edilebilir bir durumda ama bu haliyle kesinlikle itiraz etmeniz lazım. aynen bu şekilde de açıklama yapın hep beraber. izinleri eritmek için çakallık peşinde koşmuşlar.
0
freya
(08.09.16)
@freya

Dostum öyle değil o işler. iş kanunu Cumartesi günü çalışma olup olmadığına bakmaksızın iş günüdür diyor. Yani senelik izinden düşülür. İtiraz edince önünde iş kanununu fırlatırlarsa dumur olursun.

"4857 İş Kanununun 46. maddesinin gerekçesinde de “madde metninden, çalışılmadığı halde iş sürelerinden sayılan hallerle ilgili üçüncü fıkranın (a) bendinde yeni getirilen iş süreleri sistemine göre cumartesi günleri çalışılıp çalışılmadığına bakılmaksızın işgünü sayıldığından ve cumartesi günü yarım gün çalışılmasının da artık bir anlamı olmadığından, cumartesi gününe ilişkin cümle çıkarılmıştır” ifadesi yer almaktadır.

Buna göre, cumartesi çalışılıp çalışılmadığının bir önemi olmaksızın, işgünü sayılmaktadır. 6. gün olarak çalışılmayan, ancak hafta tatili olmayan ve mevzuata göre iş günü sayılan cumartesi günü, yıllık ücretli izin süresinden sayılmaktadır."
0
himmet dayi
(08.09.16)
@himmet, yanlışın var. Sorudaki son kısma dikkat et.
cuma günü gelip 9 saat mi çalışacağım? E madem cumartesi benim iş günüm, hafta içi neden 9 saat çalışıyorum?
0
🌸theli
(08.09.16)
@himmet dayi kesinlikle haklısın ama yaptıkları da insafsızlık, zorla izin + cumartesiyi düşme şirketin hakkı olsa bile yapmaması gereken bir durum, zaten sgkya şikayet edin yasal değil demedim. direkt olarak yönetime itiraz edin dedim :(
0
freya
(08.09.16)
@freya

katılıyorum. yapılan haksızlık değil ama insafsızlık. koca sene de 2 hafta iznimiz var onu da çok görüyorlar.
0
himmet dayi
(08.09.16)
(6)

Kışın direksiyon sınavına girmek sorun olur mu?

fraise
Yurtdışındaki ehliyetimi türk ehliyetine ceviriyorum. Pratik sınava tekrar girmem gerekiyormus. Sınav için 5 kasim ve 7 ocak tarihini verdiler. Ben 7 ocakta girerim diye düşünmüştüm ama görevli kadın 'bence kısa kalmayın. Kar yağar, yağmur yağar. Araba kayar, belli olmaz' gibi bir şey söyledi. Çok
Yurtdışındaki ehliyetimi türk ehliyetine ceviriyorum. Pratik sınava tekrar girmem gerekiyormus. Sınav için 5 kasim ve 7 ocak tarihini verdiler. Ben 7 ocakta girerim diye düşünmüştüm ama görevli kadın 'bence kısa kalmayın. Kar yağar, yağmur yağar. Araba kayar, belli olmaz' gibi bir şey söyledi.

Çok profesyonel sürücu olmadığımı göz önüne alırsak 7 ocakta girmem hakikaten dezavantaj mi olur? Yoksa farkı olmaz mı?

Teşekkür ederim şimdiden herkese.

Not: sınav öncesinde birkaç da ders alacağım.
0
fraise
(08.09.16)
görevli kadının bir bildiği vardır. dediğini kaale almamanız için kendinize güveniyor olmanız gerekir fakat böyle bir durum da gözükmüyor. mümkünse bence de 5 kasım
0
tejeve
(08.09.16)
bence fark olmaz, kar yağarsa herhalde eşek olmadıkları için zincir takarlar. 7 kasımda da tufan kopmayacağının garantisi yok misal. hangi gün sizin için daha uygunsa o zaman girin.
0
evde liyakat kalmamis
(08.09.16)
5 kasımda girin. kadının dediği doğru...
0
gotic
(08.09.16)
Ocağın ortasında girmiştim, karla karışık yağmur vardı. Hoca ve müfettişler gayet anlayışlı davranmışlardı, çok yavaş ve olması gerektiğinden daha kısa sürmüştük. Daha zor olmuyor yani.
0
aioniotita
(08.09.16)
sınavı son dönemde zorlaştırdılar. hocaların kendisi yine insaflıdır ama yokuşa dur kalk vs koydularsa sıkıntı olabilir. riske gerek yok.
0
freya
(08.09.16)
Kışa kalma
0
basond
(08.09.16)
(2)

korku oyunu- gameplay

yuvarlanantencereninkapagi
korku oyunu gameplay' i izlemeye bayılıyorum. hangi oyun ve hangi youtuber' ı tavsiye edersiniz?
korku oyunu gameplay' i izlemeye bayılıyorum. hangi oyun ve hangi youtuber' ı tavsiye edersiniz?
0
yuvarlanantencereninkapagi
(08.09.16)
Türkçe izlemek istiyorsanız Orkun Işıtmak çok fazla oynadı korku oyunu eski videolarından bakın.
0
matilda
(08.09.16)
oyungezerde seri oynuyorlar bazen tatlış oluyor. pewdiepie seri yapınca o da tatlış, until dawnı ondan izledim çok eğlenmiştim.
0
freya
(08.09.16)
(15)

Kanatlanıp uçmak mı isterdiniz? Yoksa jet hızıyla koşmak mı?

arockm
Hangisini isterdiniz? Ekstra güçler yok ona göre sadece bu ikisi.
Hangisini isterdiniz? Ekstra güçler yok ona göre sadece bu ikisi.
0
arockm
(07.09.16)
uçmak
0
sizofren06
(07.09.16)
verilen bilgiler ışığında kanatlanıp uçmak tabi ki, jet hızıyla koşmaktan kasıt quicksilver mı? oysa onu da düşünebilirim gerçi.
0
evde liyakat kalmamis
(07.09.16)
kanatlanıp uçmakta sorun yok, al bi delta kanat uç. mesele uçmakta değil, konmakta.

jet hızıyla (3 mach falan) koşarken nefes alman mümkün olmayacağı ve ufak zerrecikler dahi seni öldürmeye yeteceği için daha acısız bir intihar yolu öneririm. ufak bir test için 50 km/s hızla giden bir arabadan bir tek dakika kafanı çıkar, ne demek istediğimi biraz anlayacaksın.

azıcık hayalgücü isterim, azıcık zeka. bunlar lazım bana.
0
babilbaligi
(07.09.16)
Uçmak.
0
teoridefeminist pratiktegeysa
(07.09.16)
uçmak
0
fragile lady
(07.09.16)
uçmak.
0
seyduna6687
(07.09.16)
Uçmak tabiki de
0
neferkitty
(07.09.16)
uçalım.
0
sutlu nescafe
(07.09.16)
ekstra güçler yok demişim ama jet hızıyla koşma gücü olan bir insanın buna dayanıklı olduğunu varsayıyorum flash vs gibi. uçmakta pek bi olay yok bir de yavaş kuş gibi uçacaksam aşırı saçma. jet hızıyla fıyt fıyt koşarım her yere istanbulda aşırı işe yarar keşke flash olsam :(
0
freya
(07.09.16)
uçmanın hızını vermemişsin eğer koşmayla eşitse uçmak. eğer yavaşsa koşmak.


adam analiz kasmış lan insan vücudu dayanıksızdır diye ajskskskms
0
dannyb
(07.09.16)
@babil, yazar burada fantaziden bahsediyor, sen analiz yapıyorsun. bence de sana azıcık zeka lazım. her boku ciddiye almayın lan.

soruya cevap: jet hızıyla koşmak.
0
makarnavodka
(07.09.16)
rüyalarımın çoğunda kanatsız manatsız uçuyorum ben yıllardır. uçmak acayip keyifli bişey, o nedenle uçmak diyorum.
hem koştur koştur nereye kadar...
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(07.09.16)
uçmak.
0
nathanieltroy
(07.09.16)
Koşarak uçmak, yeteri kadar hızlı koşarsam yukarı yönlü, uçabilirim belki.
0
gozu acik sevisen yahudi
(07.09.16)
Uçmak tabi ki
Sağa sola çarpar ölür insan o hızda mevcut zaman algısı ile.
Ayrıca ayakları su toplar ve pişik olur.

Kanat işi kötü gerçi yatamazsın. Kuş gibi ayakta mı uyuyacaksın? Ayrıca yorulur insan kanat çırp çırp nereye kadar. Peter Pan gibi uçacaksam tamam.

Ama bunları boşver.

En temizi görünmezlik.
Ama termal kamerada da görünmiycem
Şimdi görünmez olsam doğruca havaalanına gider canımın istediği uçağa binerdim. Mis gibi.

Ya da maddenin içinden geçebileyim hayalet gibi. Elle tutulamayayım. Beyaz sarayın duvarlarının içinde gezerdim.
0
Batuhanolabilir
(07.09.16)
(1)

AÖF İkinci üniversite için hangi bölümü tercih edeyim?

eeb
2 üniversite mezunuyum.3. yü de okuyayım istiyorum. ama hangi bölüm karar veremedim.Aşağıdaki listeden şunu okursan belki ilerde şöyle olur güzel olur falan diyeceğiniz bir bölüm var mı?4 yıllık maliye, 2 yıllık halkla ilişkiler ve tanıtım mezunuyum. fotoğrafçılık yapıyorum. İleride bir lojistik işi
2 üniversite mezunuyum.

3. yü de okuyayım istiyorum. ama hangi bölüm karar veremedim.

Aşağıdaki listeden şunu okursan belki ilerde şöyle olur güzel olur falan diyeceğiniz bir bölüm var mı?

4 yıllık maliye, 2 yıllık halkla ilişkiler ve tanıtım mezunuyum. fotoğrafçılık yapıyorum. İleride bir lojistik işi var kendimiz kurmak istiyoruz.

ortalık çok karışık, bölümler de şunlar;

Açıköğretim Fakültesi Önlisans Programları

Adalet
Aşçılık
Bankacılık ve Sigortacılık
Büro Yönetimi ve Yönetici Asistanlığı **
Çağrı Merkezi Hizmetleri
Dış Ticaret
Emlak ve Emlak Yönetimi
Ev İdaresi
Fotoğrafçılık ve Kameramanlık
Halkla İlişkiler ve Tanıtım
İlahiyat
İnsan Kaynakları Yönetimi
İşletme Yönetimi
Kültürel Miras ve Turizm
Lojistik
Marka İletişimi
Medya ve İletişim
Menkul Kıymetler ve Sermaye Piyasası
Muhasebe ve Vergi Uygulamaları
Perakende Satış ve Mağaza Yönetimi
Radyo ve Televizyon Programcılığı
Sağlık Kurumları İşletmeciliği
Sosyal Hizmetler
Spor Yönetimi
Tarım
Tıbbi Dokümantasyon ve Sekreterlik **
Turizm ve Otel İşletmeciliği *
Turizm ve Seyahat Hizmetleri *
Yaşlı BakımıYerel Yönetimler
Web Tasarımı ve Kodlama
0
eeb
(07.09.16)
e tabii ki de lojistik oku.
0
freya
(07.09.16)
(9)

lastikli pamuklu carsaf yok mu

jimicik
koseleri lastikli olsun ama havlu carsaf olmasin, Kumasi normal pamuklu kumas olsun. niye oyle uretmiyorlar, esnemiyor diye mi? ya da uretiyorlar da ben mi gormedim?
koseleri lastikli olsun ama havlu carsaf olmasin, Kumasi normal pamuklu kumas olsun. niye oyle uretmiyorlar, esnemiyor diye mi? ya da uretiyorlar da ben mi gormedim?
0
jimicik
(07.09.16)
mutlaka vardır satan bir yerler.
ben genelde diktiriyorum, tarif ediyorum senin dediğin gibi.
diktirmek gibi şansın varsa onu dene. kumaşı deseni kendin beğenirsin.
0
seyduna6687
(07.09.16)
Uretiyorlar da denk gelmemissinizdir. Ben bimde ve a101 de denk gelmistim aldim. Oralari takip edin derim.
0
curukturpkokusu
(07.09.16)
Var. English Home son derece uygun fiyata, farklı ölçülerde satıyor. Yanılmıyorsam 20 liradan az bir rakam ödemiştim.
0
offred
(07.09.16)
ikeada var
0
nax
(07.09.16)
buyuk carrefourdan almıştım haramideredeki dediğin gibi hem pamuklu hem ladstikli ama sürekli varmıdır bilemiyorum aldığımda sepetteydi
0
eja
(07.09.16)
her yerde var, pazar dahil.
0
freya
(07.09.16)
Taç 'da var. Hatta pamuk saten falan var. Ben almistim, kullanıyorum.

Ayrıca polarli gibi sıcacık tutan bir kumaştan da var. Adı aklima gelmedi, bulunca yazayım. Kisin muhteşem oluyor.
0
balik kraker
(07.09.16)
Buldum. Pazen.

mobile&ie=UTF-8#imgrc=pm2Ed1tL8
0
balik kraker
(07.09.16)
tesekkurler, ben denk gelmemisim demek ki. ikea cehennemin dibi de, eng. home'a bakabilirim. metro yok, carfur ve tac'i deneyeyim. a101-bim'e ugrarim hep ama denk gelmedim hic.
0
🌸jimicik
(07.09.16)
(8)

elektrik süpürgesi tavsiyesi

icim urperiyor
bütçe 250-300-350. ananne kullansin diye, kucuk hafif ama cekim kuvveti az olmayan bir supurge bulmami istediler. torbasiz olursa daha iyi olur dediler. electrolux'un bi modelini buldum toz torbasiz diyor, o sistem nasil oluyor? su da yok cunku icinde. butceye gore siraladigimda king, arzum gibi mar
bütçe 250-300-350. ananne kullansin diye, kucuk hafif ama cekim kuvveti az olmayan bir supurge bulmami istediler. torbasiz olursa daha iyi olur dediler. electrolux'un bi modelini buldum toz torbasiz diyor, o sistem nasil oluyor? su da yok cunku icinde. butceye gore siraladigimda king, arzum gibi markalar var is gorur mu acep? bu aralikta torbali-torbasiz supure tavsiye edebilir misiniz?

tesekkurler.
0
icim urperiyor
(07.09.16)
Toz haznesinde birikiyor, hazneyi posete ters cevirip tozu bosaltiyorsunuz. 2 3 haftada bir hazneyi filtreleri yikiyorum. Philips rowenta iyi diyorlar ev aletlerinde. Benimki philips hafif birsey. Bir sikayetim yok memnunum.
0
curukturpkokusu
(07.09.16)
mutlaka torbasız
ve emiş gücü yüksek olan.

(motor gücü ile emiş gücü farklı şeyler, karıştırmayın)

www.epey.com sitesinde karşılaştırma imkanınız olur. böylece, alabileceğiniz seçenekler kendiliğinden oluşur.

www.epey.com
0
holy diver
(07.09.16)
cyclone diye geçiyor susuz ve torbasızlar, böyle hortum gibi döndürüyor çekiyor hava akımıyla, fizik çok enteresan ya yine aklıma gelince :D

biz iki hafta önce fakir veyron öko falan adında aldık bir tane 437'tl ye ama şimdi 457 olmuş. bir öneri olarak belki işinize yarar. hafif ve iyi temizliyor gibi. halıyı kaldırıyor en güçlüde. electrolux de iyi diyorlar ama bizim aldığımız bir model 1 ay sonra cortlamıştı. gerçi eve gelip tamir ediyorlarmış falan öyle bir hizmetleri de var.

ben homend'in ürünlerini beğeniyorum bir de şu var. www.homend.com.tr geçen ay 300 tl idi şimdi belki alırken falan bir indirim vardır. ama süpürgelerini hiç denemedim, kefil olamam :)
0
passion rules the game
(07.09.16)
anneanne içinse lütfen kablosuz bir model almaya çalışın. çok rahat eder. bizde elektrolux'ün bir modeli var çok kullanışlı ve kuvvetli.

uygun fiyatlı (emiş gücü biraz daha az): www.hepsiburada.com

bizim kullandığımız: www.hepsiburada.com
0
lordoz
(07.09.16)
Harika bir önerim var ama siklet olarak uymayabilir. Açıkcası kaldırmak gerekirse biraz ağır ama kullanımı ve yerde ilerletmek çok kolay. (tekerlekleri çok iyi)

-Hepa-13 filtreli(yıkanabilen, daha çok partikül yakalayan) bir model.
-Filtreden de önemlisi tozu su haznesinde hapsediyor.
-Her süpürme sonrası su haznesini döküp, en az bir defa çalkalamak gerek ama 1 dk alıyor en fazla. (diğer makinelerle süpürdüğünüz tozlar havada kalıyor ve soluyoruz. sonra tekrar yere iniyorlar ve tekrar süpürüyoruz...)
-akciğer sağlığı için, alerjik hassasiyeti olanlar için, çocuklu aileler için mutlaka tavsiye ediyorum.

Ananeye en güzeli DİKEY ELEKTRİKLİ SÜPÜRGE alın. hem kolu yorulmaz, hemde toplama derdi yok ama onunda fikrini alın. Belki ona pratik değildir. 80-100 tl. çok gürültü düşük performans ama yer kaplamaz ve hızlı kullanılır.

Benim dediğim philips'in torbasızları. (diğer marka bile olsada hepa-13 filtreli olmalı. ısrarla sorun) Philips PowerPro Compact Torbasız Elektirikli Süpürge 330 tl'ye bile var. Ürün yorumlarını okuyun, bir aksilik çıkmasın. Bu da hepa-13. Gürültü az değil ama temizliği iyi ve süpürge evin havasını kirletmiyor. mis gibi harika...hatta bence kendinizinkini ananeye verip, siz kendinize bu torbasızı alın :)
Hayırlısı olsun.

ek: İmkanınız varsa Mediamarket gibi bir beyaz eşya markete götürüp, birebir test ettirebilirsiniz. Kendini görür, ağırlığına bakar(?).
0
nickelbird
(07.09.16)
yanlış görmediysem annem şundan almış www.philips.com.tr

hem şarjlı, hem tutacak yeri katlanıyor, hem de hazne kısmı çıkıp o minik süpürgelere dönüşüyor. bence alacağınız şey bu olmasa bile buna benzer olsun. kullanımı aşırı rahat.
0
freya
(07.09.16)
dik duranlardan degil yalniz, komple evi supurmelik tekerlekli olanlardan alacagiz. ananne icin ama genelde annem falan gidiyor temizlemeye evi. genel temizlik supurgesinden bahsediyorum. electrolux nasildir 350 liralik bir modeli var?
0
🌸icim urperiyor
(07.09.16)
Kesinlikle Fakir marka alma, ölümüne uyduruk malları var. Ben 2 defa düştüm bu hataya sen düşme.
0
teoridefeminist pratiktegeysa
(07.09.16)
(2)

ders seçimini kaçırdım

nothing in my way
okulun sitesine bakmama rağmen bir türlü göremedim. bugün bir baktım ki dün sonmuş. bir çaresi var mı bu işin acaba? nasıl çözebiliriz?
okulun sitesine bakmama rağmen bir türlü göremedim. bugün bir baktım ki dün sonmuş. bir çaresi var mı bu işin acaba? nasıl çözebiliriz?
0
nothing in my way
(07.09.16)
yani öğrenci işleri? herhalde ders seçmedin bu sene okuyamazsın demezler, vakit kaybetme okula git.
0
freya
(07.09.16)
Ders seçim geçen hafta ise ekle sil haftasıdır bu hafta. Bu hafta derslerini seçebilirsin %90. Ekle sili de kaçırdıysan bilemiyorum. Öğrenci işleriyle konuş. Büyük olaylar oldu seçemedim de xd
0
glamdr1ng
(07.09.16)
(8)

Haberleşmenin gizliliğini ihlal mi?

psikoloji seven
İşyerimde her türlü yasadışı iş yürüyor. Ben ve bir başka arkadaşım da bununla ilgili Whatsapp ve/veya Facebook mesajları üzerinden özel olarak konuşuyoruz. Bu durumları hiçbir şekilde yayınlamıyoruz. Ancak tabii 2 arkadaş arasında argo kullanım da var. Arada beddualar ve yer yer küfürler de geçiyor
İşyerimde her türlü yasadışı iş yürüyor. Ben ve bir başka arkadaşım da bununla ilgili Whatsapp ve/veya Facebook mesajları üzerinden özel olarak konuşuyoruz. Bu durumları hiçbir şekilde yayınlamıyoruz. Ancak tabii 2 arkadaş arasında argo kullanım da var. Arada beddualar ve yer yer küfürler de geçiyor.

Müdür klavyede tıkladığımız tuşların kaydedildiğini ve belli başlı anahtar kelimelerin seçildiğini, bu şekilde bu konuşmaları okuduğunu söylüyor. İşten çıkmak ve şirketi ihbar etmek üzere olan bizi dava açmakla tehdit ediyor. Hatta normalde ödemedikleri mesai ücretlerimiz, yatırmadıkları sigortalarımız vb. için ihtar bile çekemeyeceğimizi ima ediyor.

Öncelikle iş saatleri içinde dahi olsa 2 kişinin arasındaki özel konuşmaların bulunup okunması, bunun üzerinden işlem yapılması mümkün müdür?

Mac bilgisayarlarda bahsedildiği gibi klavyede bastığımız her tuş kaydedilebilir mi?

Bu durumda tüm hesap şifrelerim (ki sosyal medya uzmanı olduğum için her gün bazı hesaplarıma giriş yapmak zorundayım), kredi kartı bilgilerim, e-devlet bilgilerim vb. depolanmış olabilir mi? İşyerinin demirbaşını kullandığım için bunlara sahip olma hakları var mı?

Onlar bize hakaret davası açarsa konuşmalar delil olabilir mi? Biz onlara haberleşmenin gizliliğini ihlal üzerinden dava açabilir miyiz?

Bu mobbinge girer mi?

Yapabileceğimiz herhangi bi şey var mı?

İhbar süremiz işliyor, bu insanlarla yüz yüze bakmak zorundayız. Herkes huzursuz ve her an tetikte. Şu an bu kozla her türlü saçmalığı dayıyorlar. Lütfen bilen arkadaşlar bir açıklasın da başımıza gelecekler bi nefes alalım.

Şimdiden teşekkürler.
0
psikoloji seven
(07.09.16)
Boş atıp dolu tutmaya çalışmış.
0
lcha
(07.09.16)
şöyle düşünecek olursak;

mesela çağrı merkezlerini dahi aradığınızda sesinizi kaydediyorlarsa telefon karşılandığında "görüşmelerimiz kayıt altına alınmaktadır" gibi uyarı veriyorlar. benim bildiğim kadarı ile de bu yasal bir sorumluluk. aksi taktirde özel hayatın gizliliğini ihlal etmiş oluyorlar. ha gizli çekim seks kasedi, ha senin arkadaşınla sinkaflı konuşmaların. arasında çok fark yok diye düşünüyorum.

eğer dava falan açarlarsa kendilerinin başı daha büyük yanar gibi geliyor bana. ve hatta eminseniz sizleri kaydettiklerinden, bir şekilde ispat edebilecekseniz suç duyurusunda bulunun derim.

mac bilgisayarlarda da uygulamalar aracılığı ile klavye ve fare hareketlerini takip etmek mümkün. (bkz: keylogger)
0
antipodes
(07.09.16)
Cevaplar için teşekkürler. Şimdi bilgisayarda bir keylogger bulmaya çalışıyorum.

Keylogger sitelerini kurcaladım da biraz. "Bilgisayar size ait olduğu sürece bu yasaldır" denmiş hepsinde. E bilgisayar da şirkete ait. O zaman yasal oluyor sanırım bu.
0
🌸psikoloji seven
(07.09.16)
iş yerinde iş başı için sağlanan her türlü materyali kontrol etme-gözetleme yetkisi var iş yerlerinin; özel hayatın gizliliğine girmiyor yani, yaptıkları yasal. keylogger kurmuşlar mıdır, düşük ihtimal ama olabilir, genelde internet siteleri ve mailler takip edilir ama yasa dışı işler çoksa buna önlem için her türlü seçeneği kullanmış olabilirler. zaten okumasalar sizin ne tarz şeyler yazdıklarınızdan nasıl haberleri olabilir? eğer çalışma ortamı içinde "çıbanbaşı" olarak görülüyorsanız ve kendi aranızda böyle şeyler konuştuğunuzu tahmin edebilecek durumdalarsa bir umut keylogger yok diye düşünebiliriz ama bu da ne kadar olumlu bir durum sizin için, bilemem.

mobbinge giren kısmı sizi tehdit edip haklarınızdan vazgeçirmeye çalışmaları. bu yazışmalardan dolayı ne tarz bi dava açılabilir net bir bilgim yok. yapabilecekleri şey şu olur: şirket için uygunsuz hal hareket, şirketi kötüleme gibilerinden bir şey uydurup savunmanızı alırlar, sonra da haklı sebep uydurmaya çalışıp işten çıkartırlar. tabii bu durumda sizin dava açma hakkınız oluşur ve mahkemeyi pek tatmin etmeyebilir sundukları kanıtlar, bu durum da pek işlerine gelmez.

sizi tehdit ederek anlaşma yoluna gidiyorlar, bu kısmı mobbing ama mobbing davası açacaksanız onların da elinde kartlar olacak, haklı olsanız bile uğraşırsınız.

bence işini bilen bir avukata danışın, adamların kurusıkı olup olmadıklarını bilmediğim için ben net bir şey diyemiyorum, başınızın belaya girme durumu da olabilir; birden çok değişkeni olan bir durum.
0
baba jo
(07.09.16)
işten verilen bilgisayar telefon senin kesinlikle özel kullanmaman gereken cihazlar zaten. ordan e devlete de girmemen lazım, özel mesajlaşmaman da lazım. ha hepimiz kullanıyoruz ayrı konu ama, bana verdikleri internet bağlantısı olan cihazdan nereye girdiğime bakmışlar :(:( diyerek bir yere varamazsın.
0
freya
(07.09.16)
anlattigin seyler her somut olaya gore degisir, bu nedenle buraya gelip bu kesin boyle bu kesin soyle diyen insanlari ciddiye alamazsin. isverenin bilgisayarinin facebook gibi hesaplar icin kullanilmasina acikca ya da ortulu izin vermis olabilir, dolayisiyla kimse gelip 'isyeri bilgisayarindan facebook'a girilemez' diyemez. somut olayin tamami bilinmeden nasil bu kadar kolay yorum yapilabiliyor ben algilayamiyorum.
mesai ucretlerinizin odenmemesi, sigortanizin yatmamasi ile facebook yazismalariniz da ayri konular. facebook'tan bana hakaret etti onun icin adami calistirirken sigortasini yatirmadim diyemez isveren. eger adam ihbar surenizin sonunda alacaginizi odemezse ya da sigortalariniz yatmiyorsa bir avukattan yardim alin.
0
kassiopeia
(07.09.16)
Bizim departmanımız dijital pazarlama departmanı olduğu için gün boyunca buradaki hemen herkes sosyal medyada online. Online olmak zorundayız işimiz gereği. Ve giriş yaptığımız hesaplar da şahsi hesaplarımız. Bizim şahsi hesaplarımıza şirket sayfalarının yönetimi için yetki veriliyor sadece. Ki bu sistem bu şekilde işliyor her yerde. Whatsapp web gereksiz, Facebook mesajlaşması da gereksiz kabul ama hesaplarıma girmek zorundayım. Kısmi izin bile değil, direkt iş bu.
0
🌸psikoloji seven
(07.09.16)
mobbing'dir bu. ayrıca sigorta ve fazla mesai vermeme tehdidi de boş. bir avukata danışmanız yararınıza olur.
0
jangbogo
(07.09.16)
(7)

Çocuğunun yanında sigara içen adama durakta sigara içme demek?

hasmetizm 2046
Gerginlik sebebi oluyor. Hem cahil hem en küçük ricayı bile atar olarak değerlendiriyor. Zehirlediği çocuğu hiç umrumda değil açıkçası, ben kendi temiz havamı düşünüyorum. Bu çomar arkadaşlar hiç empati sahibi olacak mı?
Gerginlik sebebi oluyor. Hem cahil hem en küçük ricayı bile atar olarak değerlendiriyor. Zehirlediği çocuğu hiç umrumda değil açıkçası, ben kendi temiz havamı düşünüyorum. Bu çomar arkadaşlar hiç empati sahibi olacak mı?
0
hasmetizm 2046
(07.09.16)
olmayacak, azalarak bitmesini umuyoruz. azalmasi icin de egitim ogretim programlarinin toplumsal yasami gelistirmeye yonelik olmasini saglamak lazim. birey olarak yapabileceginiz en iyi sey, rahatsiz oluyorsaniz rica ederek istemek. cevrenizdeki yeni nesillere de bu bilinci yaymak.
0
idexo
(07.09.16)
Amca hayır ben kendi temiz havamı fln filan yazmış.
Sorsak nerede oturuyorsun diye GEBZE fln diyecek hava kirliliğinde dünyada ün yapmış. :F :S Derdiniz ne ki.

Yanmamış sigarayı elinde tutan okan bayülgene yapılan muameleyide unutmadık. Artık sizdeki bu fobi sadece
0
nohut
(07.09.16)
olmayacaklar, sigara içmeyen birinin durakta, kalabalıkta birinin arkasında yürürken dumanın içinde olmaktan ne kadar rahatsız olduğunu da anlayamayacaklar. fobiymiş, evet fobi, iğrenç kokan, sağlığa zararlı, kendi iradem dışında solumak zorunda kaldığım bir şeye fobim var, olamaz mı?
0
freya
(07.09.16)
manyak mısınız olm, durakta sigara içmeyi savunmak da ne demek.

istediği kadar gerginlik sebebi olsun abicim, söyleyeceksn içmeyek dalyarrak. onların empatisini de sikeyim ben. her şeyden önce duraklarda sigara içmek yasak. yasak kardeşim, eşşek gibi içmeyeceksin o durakta sigaranı. eğer söndürmezse de çağır polisi ya da zabıtayı gelsin tutsunlar saptı.

ulan ben sigara içen insanım, beni bile dellendiriyor bu hareketler.
0
teritori
(07.09.16)
o çomarların sigarasını götlerine sokayım.
empati duygusu gelişse, zihinsel evrimini tamamlayıp insan olacak ama bu imkansıza yakın.
yıllardır sigara içip sonrasında bıraktığımda anladım ne rezil bir durum olduğunu.
tamam at kafalı özgürlük falan güzelde, bana zarar veriyor diyorum zarar. benim ailemde astım genetik, dedem evde tüplerle yaşıyor.
sen gel o otobüs durağında, dedemin veya babamın yanında sigara iç, bir defa öksürsün bir defa daralsın gösteririm o sigara keyfini sana.
can sağlığı söz konusu, keyif değil.
0
seyduna6687
(07.09.16)
empati duygusu falan neyse de, zaten duraklarda sigara içmek yasak.

ayrıca takıntı falan da değil bu durum. ben bir dönem uzun bir süre bırakan ve tekrar başlayan biri olarak gerçekten korkunç bir koku ve çok uzun süre gitmiyor. vücuda yapışıyor sanki. öyle takıntı falan değil yani.

diğer bir yandan bu önüne gelene çomar demekte güzel elitizm. var olduğu sürece böyle elitist tavırlar, o insanlar da içecek bunu.
0
windowsguvenlikduvari
(07.09.16)
Duraklarda sigara içmek yasak zaten, cezası var. Çocuk mocuk biraz zor anlar ama parası gidecek diye az ötede içmeyi kabul eder tahminimce.
0
petekpare
(07.09.16)
(17)

Çok önemli soru

yuvarlanantencereninkapagi
Sarımsak yerine sarmisak diyenlere gıcık oluyorum. Siz ne yerine ne diyenlere gıcık oluyorsunuz?
Sarımsak yerine sarmisak diyenlere gıcık oluyorum. Siz ne yerine ne diyenlere gıcık oluyorsunuz?
0
yuvarlanantencereninkapagi
(07.09.16)
Saçma sapan bir soruyu çok önemli doru diye lanse edenlere gıcık olabilirim.
0
tum haklari saklidir
(07.09.16)
Türkçe karakterlerin yanlış kullanılmasına, Türkçe cümlelerin içine gayet keyfî bir şekilde yabancı dilde ifadeler yerleştirilmesine, imlâsız beton paragraflarla yazı yazılmasına, ne dediğini bilmeden konuşulmasına gıcık oluyorum.
0
yaren
(07.09.16)
ben içeriğe bakıyorum. adam sarımsağın hücre zarından insan epitel dokusuna nakil yapmayı anlattığı eserinde sarımsağa sarmısak demişse takılmam.
0
kurnaz
(07.09.16)
ben de böyle şeylere gıcık olanları gıcık etmeyi seviyorum, tabi işi espriye vurarak, iyi malzeme çıkıyo.
0
dafaisss
(07.09.16)
Ukranya.. Gıcık olmuyorum ama anlamsız bi rahatsızlık oluyor.
0
trejemu
(07.09.16)
Gunluk hayatinizda dikkat ettiginizde etrafinizda cok fazla insandan duyacaginiza emin oldugum "eyer" kelimesini duyunca ben bi' degisik oluyorum.

Tv, film, gosteri, ev, okul, is vs her yerde dikkat edin. Kimler kimler boyle konusuyor. Yazarken sorun yok. Bilgili gorgulu diksiyonu duzgun insanlar bile eger yaziyor ama eyer diyor.

Allahtan tek derdim bu degil. :)
0
isott
(07.09.16)
ŞarZ
0
qazaqwsx
(07.09.16)
Azerbeycan, instegram, konsantremi bozma, yaaarın, full dolu, nüans farkı, foseptik çukuru, puantiyeli, geri iade, cehape, açık e ile söylenen genç ya da elbise... Bi' de konu kısmında konu yerine çok önemli yazması : ) (özellikle e-postalarda)
0
stratejisizsiniz
(07.09.16)
Miğde, boğazların ağrıması, şarz, fotoğraf çekinmek.
0
passive aggressive
(07.09.16)
sarmısak +1
@stratejisizsiniz + 1.

bunlara ek:
-herkez
-hiç birşey
-herşey
-deymek (değmek)
-morel
-yapmağa (yapmaya) (hala kitaplarda böyle ifadeler var.)
-miğde
-barsak (bağırsak)
-vijdan
-çiğdem, gevrek gibi yöresel kelimelerin yöre dışında söylenmesine sinir oluyorum.
-ahçı (kullananı gebertesim geliyor)
-"benimlen/sizlen/onunlan/bizlen gelsene?"
-"poğaça"nın alternatifi olarak yazılan her türlü saçmalık abidesi.
-kiprik
-kirbit
-yalnış
-yanlız.

böyle kullananlardan ister istemez soğuyorum.

ekleme: eksiduyu.ru duyurumda da bahsettiğim gibi, türkçe iletilerde veya sohbetlerde araya ingilizce ifadeler sıkıştıran türklerin o cümlelerinin tamamına sinir oluyorum.
0
m e b
(07.09.16)
buyday
0
nedendir bilinmez
(07.09.16)
çarşanba günü bonbalar yağarken okşizenli şemşiye ile kalakalmak
0
exlibris
(07.09.16)
şarz
feyz (Facebook)
domatez
0
shotgunwoman
(07.09.16)
@isott, dogru okunusu "eyer" cunku.

ben daha cok anlamsizca kelimelerin uzatilmasindan rahatsiz oluyorum. bi de hatali acik e kullanimlari cok kulak tirmaliyor.

ha bi de evet şarz lafi beni sibiryaya itiyor resmen (takintiliysam demek ki)
0
in vino veritas
(07.09.16)
falan -> felan. kusmak istiyorum görünce veya duyunca.
0
freya
(07.09.16)
börek - bööğrek
-ta'nın - teee olarak kullanılması
r'lerin kaybolması, yapıyorum - yapıyom gibi
şarz beni benden alıyor
felan +1
0
mirty
(07.09.16)
@in vino veritas

"Eğer" kelimesinin okusunusu mu eyer? Anlamadim orayi pek.

Galiba sen bildigimiz eyer ile karistirdin. Yoksa eğer kelimesinin eyer diye okunmasi gerektigini ilk defa duyuyorum. O zaman beyenmek diye mi okumaliyiz?

Hic inandirici gelmedi ama merak ettim ne dusundugunu. :)
0
isott
(08.09.16)
(7)

Eski sevgililerinizin kaçı döndü

meyve parcacikli kadin
Çoğu dönüyor sanki ya?
Çoğu dönüyor sanki ya?
0
meyve parcacikli kadin
(06.09.16)
hepsi.
0
olay mahalli
(06.09.16)
sıfır.. hepsi evlendi :)
0
lcha
(06.09.16)
Neden dönsünler ki, eski işte gelmiş geçmiş bitmiş gitmiş...
Geri dönülmesi için,laf olsun diye , sudan bir sebeple ayrılmak lazım sanki. Hiç böyle ayrılık yaşamadım, hiç de umudum, beklentim olmadı.
Karşı tarafında olmamıştır
0
tum haklari saklidir
(06.09.16)
Biri dönmeyi denedi ama ben çoktan soğumuş durumdaydım. Sonra evlendi gerçi.
0
d max
(06.09.16)
Hepsi
0
petekpare
(06.09.16)
ikisi dönmedi :) dönenlerin, dönmeye çalışanların sayısını vererek ruh yaşımı belli etmiyim.

edit: dönmeyenler için de zaman sınırı yok sonuçta ölmediğimiz sürece her an her şey olabilir.
0
freya
(07.09.16)
benimkilerin hiçbiri dönmedi ya la. napmışsam artık kızlara bilmiyorum.
0
beyteper canavari
(09.09.16)
(12)

şu ana kadar en fazla tırstığınız film

anonymice
''şu ana kadar en x y '' prodakşın sunar.The signs.......... mel gibson vardı galiba, o kamerada uzaylıların cıplak bedenini gorunce gercekte gormus gibi tırsımıstım, acaip gercekciydi.ya sizin? ya sizin?not: spoiler spoiler diye tutturanlara 15 sene once cekılmıs bir film oldugunu hatırlatmak ister
''şu ana kadar en x y '' prodakşın sunar.


The signs.......... mel gibson vardı galiba, o kamerada uzaylıların cıplak bedenini gorunce gercekte gormus gibi tırsımıstım, acaip gercekciydi.

ya sizin? ya sizin?



not: spoiler spoiler diye tutturanlara 15 sene once cekılmıs bir film oldugunu hatırlatmak isterim. izleseydiniz yani.
0
anonymice
(06.09.16)
Elm Sokağı Kabusu. Yıl doksanlar.
0
angelus
(06.09.16)
dead silence.

kuklalardan oyuncaklardan falan hoşlanmıyorum.
0
nice tnetennba
(06.09.16)
shutter (tayland yapımı olan): geneli tırstırıcıdır ama özellikle filmin son karesi var ki böyle omiriliğini buz gibi yapar adamın, tüyler diken diken olur.
0
matrix
(06.09.16)
high tension
0
fragile lady
(06.09.16)
shutter ve it follows zorluyor ama conjuring 1-2 ilk sırada sanırım.

edit: lost highwayden de çok korkmuştum ya minnoktum izlediğimde.
0
freya
(07.09.16)
The Conjuring

Korku filmi sevmem ama James Wan insan psikolojisini çok iyi biliyor.
0
la rana
(07.09.16)
misery (kathy bates'i görünce hala tırsıyorum)
rose red konağı
0
weeping guitar
(07.09.16)
jeepers & creepers, bu filmi izlediğimden beri korku filmlerinden nefret ediyorum.
0
nivtin le pilank
(07.09.16)
amerikan halka'dan korkmuştum baya, filmden çıktıktan sonra ablam dalga geçmişti bi süre :(
0
baba jo
(07.09.16)
Korku filmlerinden korkmam,ama beni germeyi başaran tek korku filmi Blair cadısı.
0
kreatin
(07.09.16)
@dark red valla yine izlesem yine aynı şekilde korkarım kesin
0
nice tnetennba
(08.09.16)
28 days later... izlerken baya kanım çekilmişti. ingiltere'nin atmosferinin de bunda payı var tabi:)
0
nothing in my way
(08.09.16)
(4)

Herkes mi çok yoğun?

tum haklari saklidir
Bayram öncesi diye mi, kime sorsan işleri çok yoğun?
Bayram öncesi diye mi, kime sorsan işleri çok yoğun?
0
tum haklari saklidir
(06.09.16)
yazın izne çıkan işini başkasına bırakıyor o nedenle birileri hep yoğun oluyor + bayramdan dolayı iş günü az bu ay.
0
freya
(06.09.16)
bayram tatili sebebiyle bizde de bi yoğunluk var. tatil uzun olduğu için bayramdan önce şunu da halledelim şunu da halledelim hatta şunu da halledelim diye uğraşıyoruz...
0
elorelia
(06.09.16)
İşimiz gücümüz yok, götümüzde pireler sorti yapiyor o derece issiziz şirketçe.
0
thunderlips
(06.09.16)
bizde de baya yogunluk var. bayram sonrasi rahatlamasini umuyoruz.
0
fakyoras
(06.09.16)
(3)

İstanbul'da pokemon yuvaları

iddaaci
Merhaba arkadaşlar, istanbul anadolu yakasında var mı önereceğiniz git dediğiniz bi yer? Avrupada olur ama fazla uzak olmasın. Pokemon kaynasın boşuna gitmeyeyim.
Merhaba arkadaşlar, istanbul anadolu yakasında var mı önereceğiniz git dediğiniz bi yer? Avrupada olur ama fazla uzak olmasın. Pokemon kaynasın boşuna gitmeyeyim.
0
iddaaci
(06.09.16)
karşıda caddebostan - maltepe sahili fena değil diyorlar. ama sultanahmeti istanbulda tek geçerim.
0
freya
(06.09.16)
kadıköy
0
parola58
(06.09.16)
göztepe parkı + caddebostan
0
tavukbanalop
(06.09.16)
(8)

Psikolojideki adı nedir?

yaren
Maymun iştahlılık değil, çünkü aynı anda veya peş peşe envai çeşit işe sardırılmıyor. Ama bir şeye meraklanıyor başlıyor bir hevesle, sonra "heee ben bunu yapıyorum işte / yaparım" cinsinden bir duygu oluşup soğuyor, devam etme isteği olsa da başına geçemiyor, sürdüremiyor.Maymun iştahlılık değil. S
Maymun iştahlılık değil, çünkü aynı anda veya peş peşe envai çeşit işe sardırılmıyor. Ama bir şeye meraklanıyor başlıyor bir hevesle, sonra "heee ben bunu yapıyorum işte / yaparım" cinsinden bir duygu oluşup soğuyor, devam etme isteği olsa da başına geçemiyor, sürdüremiyor.

Maymun iştahlılık değil. Sebatsızlık dicem ama öyle bir arama çıkmıyor Google'da. Bunun psikolojide bir adı var mı varsa nedir. Hatta ilgilenen varsa bu problem neden olur tedavisi nedir? Arkadaş bence gizli depresyonda. Neşeli meşeli ama içi ölü. Değişik. Doktora veya psikoloğa gidemez, maddeten hiç uygun değil. Napsak?
0
yaren
(06.09.16)
Çalışmayı sevmiyor ya da egosu çok yüksek olabilir. Bu illa bir psikolojik rahatsızlığı var demek değil. Kendi rahatsız olmalı, kendi hakkında düşünmeli ki bu da sorununu çözmesi açısından zaten bir ilk adım olacaktır.
0
nilmiye
(06.09.16)
Başladığı ile düşündüğü farklı şeyler oluyor anladığım kadarıyla. Yani o iş onun kalemi değil.

Aslında gayet normal birşey, deneye deneye ideal iş bulunur.
0
thunderlips
(06.09.16)
Benzeri bende de var. Bir psikoljik rahatsızlık olduğunu düşünmedim. Kendimi şöyle gözlemledim:
önemli olan işin yapılmasından ziyade benim yapıp yapamayacağımı anlamam. Eğer işe başlayıp, tamam ben bunu yaparım moduna giriyorsam işin heyecanı kalmıyor. Fethetme arzusu yok olunca keyif vermiyor o iş ve bırakmak istiyorum.

Kendine güvenden de kaynaklı olabilir, içten içe kibir de olabilir. Ya da kendini kanıtlama isteği var daha derinde.

Kendimce cozüm ise başlarken plan yapıp, yapabileceğini görmenin henüz isin başı olduğunu kabul etmek ve daha başlamadan orada bırakmamaya kendini şartlamak.
0
dahinnotha
(06.09.16)
Tam anlatamadım sanırım.

Yani bir sanata veya yürüyüşe veya işte dambılla kol-göğüs kası çalışmaya meraklanıyor, bir iki yapıyor ama devamı gelmiyor. Namaz kılmak istiyor mesela, günde 1 vakti bile devam ettiremiyor. Düzenli uyku düzenli yeme asla beceremiyor. Hayatımı düzenli yaşamaya başlayınca delleniyorum diyor.
0
🌸yaren
(06.09.16)
sırf bu kadarıyla psikolojide bir adı yok bunun. ama dehb'nin tezahürlerinden biri olabilir, ama o kişiyle ilgili sırf yazdığın kadarı üzerinden dehb de denemez.
0
dafaisss
(06.09.16)
bunun adı yaylık veya yengeçlik olabilir, haritasına baksaydınız :(

herkes hobilerinde - işinde koşuşturacak başarılı olacak diye bir şey yok ki, herkes istediğini istediği kadar yapmasın bırakın.
0
freya
(06.09.16)
İkizler olabilir. :D

bende de benzer durumlar var. bunun adı dikkat dağınıklığı ve fazla düşünmek.

Bir dostum bana demişti ki, büyük hedefler koyuyorsun ve bunlara ulaşamamak canını sıkıyor.

Örneğin, mevzu namaz kılmaksa önce sadece farzlarla başlayabilir. Minik hedefler, minik mutluluklar. Sonra süreklilik.
0
pomknos
(06.09.16)
Aslan+kova+boğa (Güneş burcu yükselen burcu ay burcu sırasıyla yazdım). Aslında gayet sabit bir yapıda olması lazım ama değişken seyirde bu arkadaş. Tuhaf.
0
🌸yaren
(06.09.16)
(7)

Kahvalti

baharat
Üsküdar'da uyandim. 5e kadar falan işim yok. Seyahat engelim yok. Bana şöyle keyifle kahvalti yapabileceğim bi yer soylesenize. He bi de günaydın :*
Üsküdar'da uyandim. 5e kadar falan işim yok. Seyahat engelim yok. Bana şöyle keyifle kahvalti yapabileceğim bi yer soylesenize. He bi de günaydın :*
0
baharat
(06.09.16)
fenerbahçe happy moons
0
teritori
(06.09.16)
atla dolmuşa kadıköye git. ak fırından simit al, in modaya. istersen giderken meyve suyu falan al, istemezsen çay falan gezdiren çocuklardan çay al. mis gibi yap kahvaltını, takıl
0
naberabi
(06.09.16)
çengelköy sahil
0
freya
(06.09.16)
Peynir simit alıp sahile at kendini vaktin varsa...
0
tum haklari saklidir
(06.09.16)
Kuzguncuk'a git ^^
Kuzguncuk istemezsen cengelkoy'e. Onu da istemezsen anadolu hisarina.
Uskudardayken ne kadikoyu yahu :)
0
kuehles blondes
(06.09.16)
çengelköy'de börek al, çınaraltı'na geç. ya da sütiş.
0
zgrydn
(06.09.16)
moda'ya git. pastaneden bir şeyler alıp çay bahçesinde ye ya da moda'da çok güzel kahvaltıcılar var gir birine.
0
sir gawain
(06.09.16)
(3)

Yeni baslayanlar icin kedi

ateyist_
Selam arkadaslar,Yaklasik 4-5 haftalik bir yavru kedimiz var. An itibariyle sadece kedi sutu tozu vermeyi kesip biraz da yas mamaya dogru gecis yapmayi dusunuyoruz.Beslenmesi sadece mama ve sut tozundan mi olusmali?Mama tercihimiz ne olmali?Tuvalet tercihimiz ne olmali? Nasil bir kum almaliyiz?Cevap
Selam arkadaslar,

Yaklasik 4-5 haftalik bir yavru kedimiz var. An itibariyle sadece kedi sutu tozu vermeyi kesip biraz da yas mamaya dogru gecis yapmayi dusunuyoruz.

Beslenmesi sadece mama ve sut tozundan mi olusmali?
Mama tercihimiz ne olmali?
Tuvalet tercihimiz ne olmali? Nasil bir kum almaliyiz?

Cevaplar icin simdiden tesekkurler.

Bu tarz bir konunun derli toplu anlatildigi bir websitesi, kitap falan varsa bildiginiz daha cok yardimi dokunue saniyorum.
0
ateyist_
(06.09.16)
5 haftalık kedi kuru mama yer, artık süt tozuna gerek yok bence. royal caninin yavru mamaları bizimkini çıldırttı bomba gibi bi birey şu an, tek dezavantajı şu an 9 aylık ama başka marka yediremiyoruz. bütçe varsa bence şaşmayın. kapalı tuvalet hayat kurtarır herkesin "ya kedi sahiplerinin evi kokuyo ama bilmiyolaar" dedikleri koku her gün üç kere temizlenmezse tuvaletten geliyor, ama güzel bi kapalı tuvaleti salonun ortasına koysan kokmaz. 20-30 tl farka öyle bir değer ki inanamazsın. kum konusunda tartışmalar sonsuza uzar ama bence en iyisi kaliteli bir kristal kum. eğer miniği alalı daha 1-2 hafta olduysa da tavsiyem bütçenize göre büyük küçük bir kedi ağacı, tırmıklayabileceği ve sahiplenebileceği bir mekanı küçükten vermek çok yararlı bence.
0
freya
(06.09.16)
www.tchibo.com.tr

bundan al coguzel.
0
suwat
(06.09.16)
oncelikle oyuncaga para vermenize gerek yok, eger oyuncu bir kediyse kendisi kenardan kosedendevamli birseyler bulup oynayacaktir. siz onun tercihlerini gozlemleyerek yeni elemanlarini oyuna sokabilirsiniz, mesela lastik toka, tuvalet kagidi rulosu, yaglikagittan yapilmis top vs gibi.
benim daha onceki duyurularima bakarsaniz kedilerle ilgili tonla cevap yazdim ayni seyleri tekrar tekrar yazmayayim.
tuvalet konusunda ise beyaz silika olanlar insanlar icin en rahati olsa da bir kedi cin oldukca sentetik, eger hosuna gitmedigine dair belirtiler varsa bentonit ile degistirin. hatta maddi durumunuz daha da uygunsa cam talasindan falan da var onlar da guzel. bir diger sevmeme olasilikliklari olan kapali ve kapakli tuvaletler. kokuya cok hassas olan bu hayvanlara iskence gibi geliyor. tabi kedinin de gamsizi var, eger tinmiyorsa kullanin, mutlu degilse kutu seklinde olanin en azindan kapagini cikararak deneyebilrisiniz.
diger cevaplarimda muhtemel diger sorular icin internet sitesi, kedi uzmani vs onerilerim var, yine de akliniza takilan birsey olursa ben cevaplarim. mesela egitim onemli bor konu, agac yasken egilir.
0
mavicorap
(06.09.16)
(3)

İş sözleşmesi maddesi

hadi hadi
Merhaba arkadaşlar,Arkadaşımın iş sözleşmesinde "Bu Sözleşme belirsiz süreli olarak akdedilmiştir ve taraflardan herhangi biri tarafından diğer tarafa yapılacak yazılı ihbar ile feshedilebilir." şeklinde bir madde var. Normalde işveren haklı sebebe dayanmadan iş sözleşmesini feshedemiyor diye biliyo
Merhaba arkadaşlar,

Arkadaşımın iş sözleşmesinde "Bu Sözleşme belirsiz süreli olarak akdedilmiştir ve taraflardan herhangi biri tarafından diğer tarafa yapılacak yazılı ihbar ile feshedilebilir." şeklinde bir madde var. Normalde işveren haklı sebebe dayanmadan iş sözleşmesini feshedemiyor diye biliyorum. Böyle bir maddenin varlığı sözleşmeye ayrı bir boyut katar mı sizce? Sonuçta iş hukukuna aykırı olduğundan yok hükmünde olması gereken bir madde bence.

Teşekkürler şimdiden.
0
hadi hadi
(05.09.16)
evet haklı bir sebep gerekir, sözleşmede olmasının önemi yok.
0
gezegen olan pluton
(05.09.16)
Sözleşmede yer alan madde gayet normal. Süreli bir sözleşme değil, süresiz bir sözleşmeden bahsediyoruz. Genelde işverenler süresiz aldıkları çalışanlarla süresiz sözleşme yapmaya gerek duymazlar ancak yasal ve bürokratik kısmında aslında gereklidir.

İşverenin akdi feshetmesiyle bu maddenin sözleşmede yer almasının bir alakası yok. İşveren haksız sebeple akdi feshederse, işçi iş mahkemesinde hakkını arar, isterse işe iade davası açar vs vs.

Kısacası huylanacak bir durum yok. Normal yazması gereken bir madde. İsterse işçi istifa edebilir, isterse işveren işten çıkarabilir, sonsuza kadar çalışmak zorunda değiller gibi bir anlamı var.

Önceki şirketine açtığı davasını bu ay kazanan bir çalışandan dinlediniz.
0
rakunzelll
(05.09.16)
istediğin zaman istifa edebilirsin, ihbar süreni kullandıracak şekilde ben de seni gönderebilirim diyor. bence bir sıkıntı yok. gönderirse kıdemini de verir herhalde.
0
freya
(06.09.16)
(11)

kardeşim ilk kez yurtdışına çıkacak neresi olsun?

antikadimag
üniversite okuyor. ben erkeğim kız kardeşimle gideceğiz. 1 hafta ocak-şubat gibi.alternatifleri ikiye indirdik.1) paris-belçikada bir şehir yapacağız.2) viyana-budapeşte.-fransa vizeyi uzun veriyor. bir yıllık alırsam önümüzdeki yaz seyahatim için de problem olmaz.-ankara viyana uçuşunu çok ucuza bu
üniversite okuyor. ben erkeğim kız kardeşimle gideceğiz. 1 hafta ocak-şubat gibi.

alternatifleri ikiye indirdik.

1) paris-belçikada bir şehir yapacağız.
2) viyana-budapeşte.

-fransa vizeyi uzun veriyor. bir yıllık alırsam önümüzdeki yaz seyahatim için de problem olmaz.

-ankara viyana uçuşunu çok ucuza buldum. baya rahat ederiz sanki.
0
antikadimag
(05.09.16)
avrupa bir bütün değil güneyi ayrı kuzeyi ayrı batısı ayrı doğusu ayrı..dolayısıyla elediğiniz alternatifler içinde bunu gözetin..çünkü paris veya belçikanın havası dili kültürüyle avusturya, macaristanın aynı olmayacak. bana kalırsa ilk gidişse "must"ların görülmesi lazım. Paris ağır basıyor kişisel olarak sevmesemde.
0
qazaqwsx
(05.09.16)
ben budapeşte diyorum. ilk yurt dışı için ucuz ve diğerlerine göre daha sakin.

bu iki seçenek arasında kesinlikle viyane ve budapeşte. viyana pahalı ama az kalın orada :)
0
little big man
(05.09.16)
İkinci seçenek.
0
eloharp
(05.09.16)
Bu yaz avrupa gezisi yaptım 17 ulke 23 sehir gordum ve favorim budapeste prag viyana üçlüsüydü. Tavsiyem budapeste viyana oluyor bu durumda tabi
0
nundu
(05.09.16)
Italya derim.
0
chavezding
(05.09.16)
ocak subat da avrupada donarsiniz, zor gezersiniz bunu da goz onune alin.
0
oscar
(05.09.16)
valla bence iki yere gitmek yerine bir tek londraya gidin. hem ucuz pahali her acidan pek cok secenek var, her zevke uygun da eglence kultur sov muze var. fakat sorduklariniz arasindan viyana diyorum. guvenli bir sehir, kucuk ve derli toplu. orada da cok guzel muzeler saraylar vardi. paris bence overrated. budapestenin benim gozumde romantik bir tinisi var, bence ikiniz de orayi gezmeyi sevgiliyle gidilecek tatile birakin. ilk secenek londra her mevsim gitseniz sikilmayacaginiz tek sehir, secenekler sinirsiz, dunyanin merkezi hissini baska yerler veremiyor. belki new york biraz.
0
mavicorap
(05.09.16)
viyana budapeşte
0
basond
(05.09.16)
viyana budapeşteye prag da ekleyerek 2. seçenek diyorum.
0
avonkatalogu
(05.09.16)
ocak ayında sadece vıyana icin bir hafta fazla, ayrıca hava kotu olacak ve soguk olacak. keske daha sıcak bır yere gitseniz. ben viyana prag diyorum. ayrıca eger aralık ayında viyana yaparsanız cok guzel christmas marketler oluyor onları da gezersiniz, ocak ayından daha keyifli olur.
0
kassiopeia
(06.09.16)
seçeneklerinde yok ama italya :(
0
freya
(06.09.16)
(7)

5. kata eşya taşıma

istambul
Üstelik asansörsüz bir apartmanda... Nasıl olacak? Zor olur muhtemelen.Şu itfaiye araçlarına benzer araçlar vardı bunun için, onlar bu işi kaç paraya yaparlar? Nereden bulacağız bir de bunları?(Ucuz ev eşyası bulunacak yer soran başlık ayrıca açılacaktır.)
Üstelik asansörsüz bir apartmanda... Nasıl olacak? Zor olur muhtemelen.

Şu itfaiye araçlarına benzer araçlar vardı bunun için, onlar bu işi kaç paraya yaparlar? Nereden bulacağız bir de bunları?

(Ucuz ev eşyası bulunacak yer soran başlık ayrıca açılacaktır.)
0
istambul
(05.09.16)
eşyayı aldığınız yer her şekilde taşıyacak? biraz mırın kırın ederler ama 20 - 30 tl fazla verirsiniz iş bitince. biz geçen sene o şekilde 5. kata taşındık sorun olmadı.
0
freya
(05.09.16)
benim evim 23. katta. yük asansörüne koltuklar sığmamıştı, 23 kat tırmanarak taşıdılar. hiç de bişey demediler. o biraz taşıyan adama bağlı heralde.
0
suicides underground
(05.09.16)
asansörlü nakliye firmaları var. arayın fiyat alın bence.

ev eşyası yeni alınacaksa da satıcı nakliyesi ile ilgilenecek mecbur.
0
elorelia
(05.09.16)
bu arada tam bilgi vermemişim. evi yeni tuttuk. içi bomboş an itibariyle. dolayısıyla birden farklı yerden bir yığın eşya alınacak ve bir şekilde taşınacak.
0
🌸istambul
(05.09.16)
hocam eşyaları sıfır alacaksan aldığın yer her türlü çıkarmak zorunda.
alırken istersen belirt durumu ama öyle ekstrem bir durum yok. beşinci kata eşya taşınacak işte.

eğer taşımazlarsa da iade ediyorum de, geri gönder.
0
teritori
(05.09.16)
Biz her gün teslimata gidiyoruz bazen giriş kat çıkıyor bazen 40. Kat. Ağır klasik modeller sattığımız için daha asansöre sığdığını hiç görmedim valla. Geçen gün çukurambar 24. Kata koltuk çıkardık, çıkıyor yani sorun yok.
0
gozu acik sevisen yahudi
(05.09.16)
Nakliyeciler her türlü çıkarıyor ama illa bir şeyleri kırıp döküyorlar. Eşya çoksa asansörlü nakliye firmalarına bak.
0
zombi
(05.09.16)
(1)

duyurunun İKcıları

Batuhanolabilir
Bir numarayı kaç kere kaç gün ararsınız?
Bir numarayı kaç kere kaç gün ararsınız?
0
Batuhanolabilir
(05.09.16)
görüşme içinse, çok acil bir durum yoksa ilk gün iki kere arar sonra mail atarım. ikinci gün cevap beklerim. üçüncü gün tekrar iki kere ararım, sonra muhtemelen o kişiyi unuturum falan o hafta içinde bi daha ararım. gelene kadar ararım yani benden kaçamaz.
0
freya
(05.09.16)
(20)

yurtdışı teklifini kabul edeyim mi?

tannen
dostlar selam,uzun uğraşlar ve aramalar sonunda nihayet yurtdışından(almanya) bir teklif aldım. ama gidip gitmeme konusunda kararsızım. türkiye'den siktir olup gitmek konusunda hemfikiriz ama şöyle durumlar var:-25 yaşındayım ve 4 yıldır bir kız arkadaşım var. türlü nedenlerden ötürü bir sene kadar
dostlar selam,

uzun uğraşlar ve aramalar sonunda nihayet yurtdışından(almanya) bir teklif aldım. ama gidip gitmeme konusunda kararsızım. türkiye'den siktir olup gitmek konusunda hemfikiriz ama şöyle durumlar var:

-25 yaşındayım ve 4 yıldır bir kız arkadaşım var. türlü nedenlerden ötürü bir sene kadar yanıma gelemeyecek ve kendisi bu durumdan gayet rahatsız. her ne kadar gitmemi istese de bugün teklif geldi dediğimde ağladı telefonda.

-hali hazırda master yapıyorum ve gidersem masterı tamamen bırakacağım.

-şirket dünyaca bilinen bir şirket ama pozisyon 100% istediğim bir pozisyon değil. ama yine de fena da değil.

-maaşı mükemmel değil ama geçinebilecek, belki 100-200 euro kenara atabilecek kadar.

bu şartlar altında siz ne dersiniz? samimi düşüncelerinizi istiyorum. tabii ki bu ülkeden gitme fikrim var ama böyle de durumlar var. ne dersiniz?

teşekkürler.

edit: hatun kişisi aynı zamanda türk ve bulgar vatandaşı. bir sene sonra rahatlıkla yanıma gelebilir(eu vatandaşlığı) ama orada mesleğini icra etmesi çok çok zor olacak.
0
tannen
(05.09.16)
Mühendissen ve gitmeyeceksen ben gideyim ya ayn bissen doyç
0
Batuhanolabilir
(05.09.16)
Gideceğin için üzülmüş kız, normal. Gidip gör içinde kalmasın. Güzel bir tecrübe olur her açıdan.
0
petekpare
(05.09.16)
ya kızı da götür ya sen de gitme :)
0
supermatik
(05.09.16)
Gitmedigin takdirde ömür boyu kalacak bir pismanligin olacak yüksek ihtimalle. Almanya'dan 2 senedir iliski sürdürenler biliyorum. Iliskiniz saglamsa birsey devam eder, mesafeler hallolur. Kendinize bu konuda güveniniz yoksa da zaten böyle bir iliski icin vazgecilmez böyle bir firsattan.

3-5 sene calistiktan sonra masteri burda yaparsiniz.
0
kimse
(05.09.16)
tüm içtenliğimle fikrimi belirtmem gerekirse durduğun bile kabahat derim. bana yurtdışından teklif gelse teklifi alır almaz -uçağı bırak- parende atarak giderdim mevzu bahis ülkeye.

sevgilin üzülmüş ama alışacak bir şekilde. keşke ağlama işine falan girip de senin zihnini hiç bulandırmasaymış. hem senin gitmen (eğer birlikte bir gelecek düşünüyorsanız, ki düşünüyorsunuz gibi anladım yazdıklarından yola çıkarak) onun açısından da iyi olacak. çocuklarınızı daha medeni ve güzel bir ortamda büyütme fırsatı bulacaksınız.

bir de bunu yazdığım için bana kızan arkadaşlar olacak belki ama hayat senin hayatın. biraz bencil olmak gerekir bazı hususlarda. başkalarını düşünerek böyle büyük fırsatları tepmen hiç akıllıca olmaz.
0
köstebek kurabiye
(05.09.16)
"türlü nedenlerden ötürü bir sene kadar yanıma gelemeyecek" derken? bir sene sonra yanına gelip yerleşebilecek mi? eğer öyleyse, bir sene idare edebilirsiniz. 2-3 ayda bir gelirsin, görüşürsünüz. zaten euro'yla kazanacaksın, almanya-türkiye arası uçak bileti ne kadar pahalı olacak, hele ki önceden aldığında? 4 yıllık kız arkadaşın, 1 sene ayrı kalmayı sindiremeyecekse, zaten bence bu kız için almanya'da yaşama fırsatını tepme. bunun dışında, ağlamasında bi gariplik yok, bugün almanya'ya gitsen ben bile ağlarım yav yepyeni bi hayata başlıyosun sonuçta. ağlanır. zamanla alışılır.

ikinci olarak ben şunu merak ediyorum, yerleştiğin pozisyonda yükselme ya da farklı alanlara yönelme şansın olacak mı? daha genel olarak, gittikten sonra "ben artık burada yaşıyorum" diyebilecek misin? işten çıkarsalar mesela, başka bir yerde iş bulabilecek misin?

cevaplar "evet"se, bence master bırakılabilir. türkiye'de master yapmış olarak bulacağın iş, kazanacağın para, erişeceğin standart bence almanya'dakinden çok daha iyi olmaz. alım gücünü, çalışan olarak haklarını falan da dahil et buna. ha master'ı bitirdiğimde çok daha iyi firmalardan, çok daha iyi ülkelerde teklif alabilirim dersen o farklı. onu bilemem.

ben senin durumunda olsam giderdim. kaldı ki "sktir olup gitmek" adamı da değilim. ukrayna'ya gittim, bir hafta sonra arkama bakmadan kaçarak geri döndüm. türkiye'de yaşamaktan hoşnut değilim, uzun vadede yine gitmek istiyorum ama sırf türkiye'den kaçmış olmak için dandik yerlere gitmenin doğru olmadığını da kendim görmüş oldum. velhasıl, "GİT ABİ YEA GECEKONDUDA YAŞASAN BİLE ALMANYA BİR NUMARA" diyen birisi değilim. buna rağmen ben derim ki git anasını satiyim. "yok yav gidilmez"lik bir durum yok.

ayrıca yarın bi gün ayrılırsınız, gitmedim diye çok pişman olursun. 8383953. kez yaşanmış bi şey bu. tamam bizim tuzumuz kuru, 4 yıllık ilişkiye böyle sığ bi şekilde bakmak ve sevgiliye "ben gidiyom by" çekmek kolay değil ama insan kendini de düşünmeli. dediğim gibi, 1 sene çok uzun bi zaman değil ve sık sık görüşme imkanınız olabilir. o buna yanaşmayacaksa, şuncacık şeye katlanamayacaksa ben zaten oturur bi düşünürüm ilişkimi.
0
der meister
(05.09.16)
et bence.
0
elorelia
(05.09.16)
kadınların işi gücü ağlamak, ona çok takılma. uyarsa git.
0
aklimdakisorular
(05.09.16)
yukarıda belirttiğin koşullar dışında almanya'dan aldığın teklifin detayları bence çok belirleyici, ben tası tarağı toplayıp gidecek olsam partnerime de oturma ve çalışma izni vermeyen bi' firmaya gitmem. aynı şekilde kira, sigorta gibi şeylerin de gitmeden ayarlanması stres faktörünü oldukça azaltacaktır. teklif geldi diye tuzla koşmak bence yanıltıcı, sonuçlar da hüsran dolu olabilir. bu açıdan da değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum. en azından kızcağız vize mize darlanmadan düşünmeden gelir gider, siz pek bir şeye darlanmazsınız, ilişkiniz uzaktan da olsa sağlıklı bir şekilde yürür. belki onun da fikri değişir vs vs.
0
evde liyakat kalmamis
(05.09.16)
git.
0
seyduna6687
(05.09.16)
herkese teşekkürler. kız arkadaşım aynı zamanda bulgar vatandaşı olduğu için yanıma gelmesinde bir sorun olmayacak :)
0
🌸tannen
(05.09.16)
der meister'e bir cok noktada katiliyorum.

ek olarak bu isin CV'ne katkisini master'in CV'ne katkisiyla bir kiyasla. sana daha karli olan secenege yonel.

duygusal sebeplerle yatirim yapma. Oraya gittikten sonra omur billah ayni pozisyonda ve sirkette kalacaksin diye bir kural yok. bir sure calisirsin diyelim ki 1 yil. sonra tekrar gozden gecirirsin, daha iyi bir firsat bulma ihtimalin olur, oralara alisirsin.

ben olsam boyle yapardim.

edit: master'i cope atmadan gitmenin yollarina da bir bak. oluyorsa uzaktan bilmemne onu da tamamlarsin? ya da orada tekrar master yapma imkanlarini degerlendirebilirsin.
0
idexo
(05.09.16)
durduğun kabahat +1
almanya türkiye uçakla 2.5 saat, 100-150 euroya gidiş dönüş bilet bulunabiliyor. dolayısıyla hemen hemen her ay sevgilini gidip görebilirsin.
'şirket dünyaca bilinen bir şirket ama pozisyon 100% istediğim bir pozisyon değil. ama yine de fena da değil.' buna yorum yapmayacağım, daha 25 yaşında olduğun için bu yazdığını gençliğine ve z kuşağı olmana veriyorum.
taraflardan birinin iş bulmamış/bulamamış olması normal, biri yerleşince diğeri gidip bir şekilde bir şey buluyor zaten.
ayrıca der meister'in son paragrafına katılıyorum, ayrılırsanız kendin için çok iyi bir şey yapmış olacaksın, birlikteliğe devam ederseniz ikinize daha iyi bir hayat sunma şansın olacak. her halde iyi.
0
kassiopeia
(05.09.16)
açıklamalarım da var uzun uzun ama gerek yok, git.
0
freya
(05.09.16)
Kesinlikle bekleme, git. 26 yaşında bayan bilgisayar mühendisiyim, Amsterdam'dan iş teklifi aldığımda eşim Hollandaca bilmediği için ve işi dile çok bağlı olduğu için sürekli reddediliyordu ama gitmemiz gerektiğine inanmıştık ve çok çabaladık, 5 ay ayrı kaldık, maddi olarak değil ama manevi olarak zor zamanlar geçirdik ama şu an eşim de ben de tüm zorluklara değdiğini söylüyoruz.

Türkiye'ye kıyasla cennet gibi bir ülke burası; yeşiliyle mavisiyle, temiz havası ve GDOsuz sebze meyvesiyle. İnsanı saygılı ve güleryüzlü, siz onların yediğine içtiğine adetlerine öcü muamelesi çekmezseniz gayet içlerine girebiliyorsunuz söylenenin aksine. Miktar olarak Türkiye'de kazandığımın yarısını kazanıyorum burada (2 lira kazanıyorken 1 euro kazanıyorum diyelim) ama kiramı ödeyip her gün dışarıda yesem bile ay sonunda en az 500 kenara koyabiliyorum. Avrupada sınırsız dolaşıma sahibim ve haftasonu istediğim ülkede herşeyi 3.5la çarpıp canımı sıkmadan gezebiliyorum. Eşimden ayrıyken de 70 euro gibi bir ücrete ayda bir yanına uçabiliyordum, daha sık bile uçabilir.

Kendimi bildim bileli baskı ile büyüdüm, şunu giyersem peşime biri takılır mı, bunu yaparsam elalem ne der, güldü verecek diyen bir sapığa mı bakıyorum - gülsem mi gülmesem mi? ve daha niceleri... Kız arkadaşına rağmen değil, kız arkadaşın için git. İlk defa özgür hissediyorum ve bu hisse bir değer biçemiyorum.

Bol şans ve mutluluklar
0
zombiedeveloper
(05.09.16)
1) 1 sene sonra yanınıza gelebilecekse bence tepmeyin bu fırsatı ama şu da bir gerçek ayrı kalmak ilişkinizi zorlayacak bunun sonunda ayrılık da çıkabilir, ama ayrılmazsanız ilişkiniz daha da güçlenecek.
2) siktir edin gitsin master'ı
3) bu bence çekince olarak dert edilebilecek konu. İleride istediğiniz gibi bir pozisyona geçmenşize sebep olabilecek mi onu düşünün ömrünüzün sonuna kadar istemediğiniz bir işi de yapmayın.
4) şu gerçeği kabullenin Türkiye'den almanya'ya giderken bir kaç adım geri gideceksiniz kariyerinizde kaybınız olacak orada 1-2 seneden sonra buradakine denk bir maaş alabilirsiniz.

sonuç olarak durduğunuz kabahat. Ama ücret için pazarlık yapın revize isteyin mutlaka.
0
nuka cola
(05.09.16)
Hangi sehir? Mutlu olacak misin? O sehri dhaa once gordun mu? Isveren barinma konusunda nasil yardim edecek? Bazi insanlar gercekten alisamayip geri donebiliyorlar.

Masteri cope atmaman taraftariyim, dondurabilirsen dondur ya da almanya'da bi uniye gecebilirsen orada devam et.

Bu arada almanca bildigini varsayiyorum, almanca cok onemli. Kiz arkadasinin da ogrenmesi gerekecek bilmiyorsa. Bulgar vatandasiymis, kolay zaten gelmesi.

Onun disinda ben olsaydim giderdim ama yasayacagim yeri bilmeden, biraz tanimadan da atlamazdim.
0
kuehles blondes
(05.09.16)
Go go go.
0
eloharp
(05.09.16)
bence gitmen hiçbir açıdan mantıklı değil. ne 4 yıllık kız arkadaşını üz ne master'ını yarıda bırak ne de hem pozisyonu hem de maaşı açısından seni tam manasıyla tatmin etmeyecek bir pozisyonda çalış; bana mantıksız geldi

bir sene sonra birlikte daha düzgün şartlarla gidersiniz
0
fragile lady
(05.09.16)
Gitmeyeni bùzùklesinler diyeyim.

Der Meister güzel yazmış güzel kardeşim benim :)
0
lion de la Turquie
(05.09.16)
(5)

2 yaşındaki kızım ve kedimiz hakkında...

zengi
arkadaşlar, 2 yaşında kızımın sokakta gördüğü her kediye musallat olmasından dolayı evimize bir kedi almaya karar verdik. bir arkadaşım 3 aylık kedisini bize verdi. 5 gündür kedi bizimle beraber. ayrıca 5 yaşındaki diğer kızım ise kedimiz ile oldukça mutlu. sorun ise 2 yaşındaki kızım. kediyi o kad
arkadaşlar, 2 yaşında kızımın sokakta gördüğü her kediye musallat olmasından dolayı evimize bir kedi almaya karar verdik. bir arkadaşım 3 aylık kedisini bize verdi. 5 gündür kedi bizimle beraber. ayrıca 5 yaşındaki diğer kızım ise kedimiz ile oldukça mutlu. sorun ise 2 yaşındaki kızım. kediyi o kadar hunharca seviyor ki 2 yaşındaki kızımızın kediye bir zarar verebileceğinden korkuyoruz. ama kediyi de çok sevdik ve şimdiden çok alıştık. kızım laftan hiç anlamıyor devamlı kediyi kucaklama ve mıncırma modunda. kızım kediye alışır mı yada kediye zarar verir miyiz? bu konuda ne yapmamız gerekli? yoksa tek çözüm kediyi eski sahibine geri mi göndermeliyiz? yardımlarınız için teşekkür ederim. not: kedinin cinsi scottish fold erkek.
0
zengi
(05.09.16)
ben olsam fazla mıncırma sonucu kedinin kızınıza zarar verme ihtimalinden korkardım. can havliyle tırmalamasın. gerçi scottish foldlar sakin olur genelde.
0
passion rules the game
(05.09.16)
kedinin cinsiyle alakasız olarak kızınız kediye zarar verebilir, bu esnada kendi de zarar görebilir. ufaklığa bayağı bir dil dökmeniz, anlatmanız gerekiyor. 2 yaşındaki bir çocuk için bunu başarabilir misiniz bilmiyorum çocuk psikolojisinden haberdar değilim ama ya kızla kediyi ayıracaksınız, ya kediyi yollayacaksınız. iki ucu boklu değnek, affınıza sığınarak.

anlatmaya çalışsanız, canı acır, senin de canını acıtır, nazik dokunman sevmen lazım, her zaman dokunulmak istemeyebilir diye olmuyor di mi ya? 2 yaşında demişsiniz çünkü :(
0
evde liyakat kalmamis
(05.09.16)
bence kızınızla kedinizi ayırmayın, çocuklar hayvanlarla büyümeli. bu konuda blog yazanlar vardı eminim belki onlara yazabilirsiniz nasıl yaptılar diye bir de instagram'da kediyle çocuk büyütenler var onların fikrini alabilirsiniz. hemen pes etmeyin. bir de msj attım.
0
kassiopeia
(05.09.16)
benim 5 yaşında iran kedim var ve peluş gibi kendisi. 5 yıldır bir kere bile tırmaladığını ya da tısladığını kabardığını bilmem. ama geçen günlerde evimize bir tanıdığımızın oğlu geldi 3 yaşında çocuk kediyi sevmeye çalışırken ilk defa kedim öyle bir tısladıki çocuğa inanılmaz şaşırdım ilk defs onu böyle gördüm. çocuklards hsreket kontrolü olmadığındsn hayvanlarda bunu seziyor ve savunmaya geçiyorlar bence. iyi bir veterinere de danışın bence konuyu,
0
oscar
(05.09.16)
2 yaşında çocuğa laf anlatmakla kediye laf anlatmak hemen hemen aynı benim gözümde, imkansız :( bence minnok 4 yaşına gelene kadar falan bekleyip bir yavru alın, çünkü sizin görmediğiniz bir anda ikisinden biri zarar görebilir.
0
freya
(05.09.16)
(4)

mesaili çalışanlara soru

sir gawain
çalışmayanlara zaman zaman uyuz olmuyor musunuz siz de?öğlen resmi bir işimi halledeyim diye kasten yarım saat geç çıktım, işlerimi ona göre ayarladım, doğru düzgün yemek bile yemedim koşa koşa gittim. hesapta işi halledip ofise geri döneceğim. "öğlenin 1 buçuğunda kaç kişi böyle bir iş için gelmiş
çalışmayanlara zaman zaman uyuz olmuyor musunuz siz de?

öğlen resmi bir işimi halledeyim diye kasten yarım saat geç çıktım, işlerimi ona göre ayarladım, doğru düzgün yemek bile yemedim koşa koşa gittim. hesapta işi halledip ofise geri döneceğim. "öğlenin 1 buçuğunda kaç kişi böyle bir iş için gelmiş olabilir ki?" diye düşünüyorum bir yandan. öğle tatili bittiği için seviniyorum, tenha olur sanıyorum falan. içeri bir girdim ki bir türkiye klasiği. liseli, ünili, teyze, dede, şortla dolaşan 35 yaşında adamlar, eltisiyle gezmeye gelmiş ev kadınları, veznenin önünde 20-25 kişi sıra bekliyor. tek bir memur var, güle oynaya iş yapıyor o da. abartmıyorum bir kişinin işi 5 dakikada bitiyor. bu hesapla sıranın bana gelmesi en az 1 buçuk saat. bende var 35 dakika. resmen sinirden ağlamamak için kendimi zor tuttum ve biraz bekledikten sonra yumruklarımı sıka sıka ofise geri döndüm.

bu durumda kime küfretsem çok arada kaldım ama sanırım en çok gamsız gamsız sıra bekleyen, 25 kişinin sıra beklediği vezneye tek memurun bakmasına aldırış etmeyen, ne de olsa o kuyrukta 3 saat beklese umurunda olmayacak tayfaya uyuz oldum. yarın yine gideceğim ve yine aynısı olacak. bunlar sırf zevkine her gün gelip o kuyrukta bekliyor bile olabilir. yüzlerindeki rahatlıktan belliydi. bu insanlar birilerinin (eş, anne, baba, devlet vs.) paralarını yiyerek tavuk gibi geziniyor ortalıkta ve bu bilhassa böyle durumlarda bana çok batıyor bazen. sonuçta 10 dakikalık işi bana çok gördüler. alın lan bütün saatler sizin olsun, gerçekten. öğlen 11'de kalkın, 1'de tüm bankaları devlet dairelerini gişeleri işgal edin, işiniz bitince "ay çok yoruldum biraz kendime vakit ayırayım" deyip 3 saat gezin sürtün, hiçbir sik yapamadan evinize dönüp 6 saat tv izleyip yatın sonra da.

yettiniz be.

(aslında sinirim mesaili-mesaisizden ziyade çalışmayan kesime. freelancelere, serbest meslek çalışanlarına, kısacası vakti bizler gibi değerli olanlara lafım yok)
0
sir gawain
(05.09.16)
Valla gıcık olmuyorum ama kıskandığım doğrudur. Bugün para çıksa basarım istifayı oh mis.
0
lcha
(05.09.16)
soyle yanlis bir algi var: calisan insan illa ofiste olacak masa basi calisacak o zaman calisiyor. ama disarda tedarik yapan is baglayan insanlar calismiyor gibi sacma sapan bir algi. ben kendi isimi yapiyorum ve butun gun orada burada olmak zorundayim ve senin gibi beni gorenler de ( 35 yasindayim ) ulan adama bak bu saatte dolaniyor gibi abuk subuk dusuncelere sahip olabiliyor. halbuki benim isim disarda sokakta, o sirada da begendigim bir cafede oturup cayimi da iciyorum. yani disarda her gezen bos gezmiyor calisma sekilleri o benim gibi. ofis isi istemiyorsan disarda musteri ziyareti yapip kapi kapi dolanip satis yapacagin tonla is var. hem kendi islerini de halledersin kardesim hem de disarda bos bos dolanirsin, ofise de tikilmazsin
0
oscar
(05.09.16)
krem peynir + 1
Çocuklara ve yaşlılara neden sinir olayım. Hele o yaşıların çoğu kimbilir neler çekti. Ben onların sahip olmadığı imkanlarla yaşıyor da olabilirim.
İnsan işsiz de olabilir, yorulmuştur ve birikimi vardır; dinlenmek isteyebilir. Açıkçası 40 yaşında emekli olana da kızmıyorum ben, demek ki 20 yıl çalışmış ve borcunu ödemiş. Bundan sonra biz ona bakalım. Mezarda emeklilik olmasın; insanlar hayatını yaşasın. Örneğin, halam 19 yaşında öğretmenliğe başlamış ve 39'unda emekli olmuş. Sonra yeniden çalıştı 60 yaşına kadar ama 20 yıl hizmet etmek az değil bence. krem peynir'den ayrıldığım tek nokta orası. Gerisine katılıyorum.
Çalışmamak değil de üretmemeyi aklım almıyor gerçekten. Çalışmak istemez insan da, ortaya hiç emek koymasam kendimi çok kötü hissederim. Tamamen tüketmek demek, bir başkası senin için çalışıyor demek. Bu ağır bir yük.
0
aychovsky
(05.09.16)
18-60 yaşları arasında çalışmayan herkese sinir oluyorum
çalışmadığı halde (özellikle yaşlıysa) iş çıkışı saatlerinde toplu taşıma kullanan herkese sinir oluyorum.
o saatte işi olmadığı halde dersane - kurs çıkışında çocukların sürüneceği saatlerde toplu taşıma kullananlara sinir oluyorum.
hastanelerde çalışanlar için en mantıklı doktor bulabilme saatleri sabah saatleriyken (çünkü sonra ofise gitmem lazım?) deli bi şey yapmış gibi sabahın körüne randevu alan işsiz teyzelere sinir oluyorum (annem dahil)
0
freya
(05.09.16)
(39)

bu adamı nereye nasıl şikayet edebiliriz? (taciz içerir)

dafaisss
kuzenim (20, k) kendi bölümünün son sınıfından biriyle (25,e) yakınlaşmış okul kapanmadan önceki dönem, birkaç hafta takıldıktan sonra adam "bana gelsene sevişiriz"e bağlamaya başlamış konuşmaları, kuzen yanaşmayınca da bir süre sonra "seninle konuşmak istemiyorum" deyip iletişimi kesmiş (arada başk
kuzenim (20, k) kendi bölümünün son sınıfından biriyle (25,e) yakınlaşmış okul kapanmadan önceki dönem, birkaç hafta takıldıktan sonra adam "bana gelsene sevişiriz"e bağlamaya başlamış konuşmaları, kuzen yanaşmayınca da bir süre sonra "seninle konuşmak istemiyorum" deyip iletişimi kesmiş (arada başka ne mevzular geçti ya da geçti mi bilmiyorum, kuzenim böyle anlatıyo olayı)

o zamandan beri de yaklaşık birkaç aydır, kuzenim adamı arayıp mesaj atıp duruyomuş ama hiç cevap alamamış. sonra adam yine kuzenim aradığında telefonuna cevap vermiş, yine konuşmak istemediğini ve artık aramasını istemediğini söylemiş. kuzen de tamam aramızda bir şey olmasın ama ben yine de seninle iletişimde kalmak arkadaş olmak istiyorum demiş. adam da "olur ama bana memelerinin fotoğrafını gönder, yüzünün gözükmesi şart değil" diyince de bizimkisi kapatmış telefonu.

telefonda söylemiş bunları, mesaj vs. yok.

olayın bu haliyle bir yaptırımı olabilir mi?
0
dafaisss
(05.09.16)
olmaz.
0
England
(05.09.16)
Burada şikayet edilmesi gereken sizin kuzen değil mi? Adamı taciz etmiş o kadar. Zorlamamış ki adam bir şeye.
0
petekpare
(05.09.16)
buralar karışır.

ben bu durumu tam olarak taciz diye yorumlamadım. adam iletişimde kalmak istemiyor, kadın ısrar ediyor. en son olarak adam da iletişimde kalacaksam böyle bir yörüngede olsun sinyali veriyor ve kadın bunu beğenmeyip reddediyor.

ee? sonrasında adamın bir ısrarı var mı? illa memeni görücem diye uğraşıyor mu?
0
ebonni eth atc
(05.09.16)
Valla kadinim ama adamda suc vb goremedim. Sormus sadece.

Ayrica israrla arayip msj atan da kuzeninmis, ortada taciz varsa kuzen tarafindan bence, adam cok net niyetini belli etmis. Bu acidan takdir ettim. Beklentiler uyusmuyorsa arkadas olunmaz zaten.
0
kuehles blondes
(05.09.16)
senin kuzenin aptal sanki. hatta aptalın önde gideni.
0
aklimdakisorular
(05.09.16)
Sorun kuzende.
0
uzun kulaklı yalnız tavşan
(05.09.16)
Hiçbir yaptırım olmaz. Sevgili olalım ama sevişmeyelim modunda biri işte. Suçlu kendisi
0
ıch will
(05.09.16)
kuzenin neden adamı arayıp duruyor o kısmı anlamadım. hatta son cümleye kadar tacizciyi kuzenin sandım.
0
sir gawain
(05.09.16)
Kuzeniniz tacize devam ederse şikayet edilebilir sanırım. Adam bence de soğutmak için söylemiş olabilir ama pek ihtimal veremedim.
0
Adramelekhh
(05.09.16)
kusura bakma da senin kuzen ağır kezban gibi geldi. eh adam konuşmak istemiyormuş işte nedir bu yedekte tutma çabaları? "iletişimde kalalım" vs.
0
kaledekiyalnizlik
(05.09.16)
Kuzenin ağzına 2 tane çaksın bir büyüğü.
0
arnold schwarzeneger
(05.09.16)
kuzeniniz kaşınmış bence
0
sevisgenturk
(05.09.16)
tacize gel lol
0
niyeti bozuk http nesnesi
(05.09.16)
Adam bende mal bu demiş, buna rağmen kuzenin kezbanlığa devam etmiş. Bence şikayet ederseniz mesaj ve arama kaydından net bir şekilde suçlu çıkarsınız. Kasmayın, silin adamı.
0
lcha
(05.09.16)
taciz değil bu.
0
piremses
(05.09.16)
Adamin sucu ne burada ?
0
mirandaiam
(05.09.16)
siz ne yiyip içiyorsunuz?

birisine memeni fotoğrafını gönder demek neden taciz olsun? üstelik adamı arayan sensin. peşinden koşan da sensin.

deli misiniz, divane misiniz, çok mu film izliyorsunuz nedir.
0
merak ediyorum
(05.09.16)
taciz yok da akılsız bi kuzen var ortada.
0
elorelia
(05.09.16)
adamı şikayetten önce kuzene bir kamyon akıl fikir verilmeli. adam bunları söylüyor ise kuzen bunlara sebep olacak her şeyi yapmış olmuyor mu?
0
1adam
(05.09.16)
kusura bakma ağır konuşucam ama kuzenin zihinsel gelişimini tamamlayamamış bence. bunu taciz olarak algılamak ya da şikayet konusu yapabilmek, böyle bir şeyi düşünebilmek bile absürdün ötesinde bi şey. kelimeler kifayetsiz. "sevişmiyosan görüşmicem" diyen adamı aylarca kovala, adam meme fotoğrafı isteyince taciz. asjfaklfş.

adam birkaç hafta sonra kuzeninin ancak seks için kabul edilebilir bir vatandaş olduğu kanısına varmış, çok belli. böyle birine hala arkadaş olalım diye yalvarıp, devamında böyle saçma bi şeyi yapan kuzenin de adamın pek yanlış bi karar vermemiş olduğunu gösteriyor gibi.
0
der meister
(05.09.16)
"o zamandan beri de yaklaşık birkaç aydır, kuzenim adamı arayıp mesaj atıp duruyomuş ama hiç cevap alamamış."

adam, kuzeni şikayet etmeli bence.

her duyduğunuz lafı tacize yormayın allaseniz, tacizin ne "olmadığını" öğrenin bi zahmet.
0
devilred
(05.09.16)
tacizci varsa kuzenin oluyor bu durumda.
0
cekilmis gayfe
(05.09.16)
adamin niyeti acik, kimseyi taciz etmemis. senin kuzen de bu niyeti bilip nasil bir arkadaslik ariyor? durumla ilgili mutlaka bir sey yapmak istiyorsaniz kuzeni bir psikologa goturebilirsiniz.
0
idexo
(05.09.16)
Demedi deme; bence kuzenin 1 ay sonra adamı yine telefonla mesajla taciz edecek. Şimdi adamdan hıncını almak için taciz diye yaygara koparıyor. Taciz eden kendisi.
0
mysticriver
(05.09.16)
olamaz, ayrıca taciz kapsamına da gireceğini sanmıyorum, kişisel olarak göz korkutabilirsin anca, bence kuzenin adamla iletişimi tamamen kessin, arkadaş kalma ısrarı neden? ki Adam niyeti belli etmiş zaten, uymuyorsa tamamen iletişimi kessin adamla
0
limoncello
(05.09.16)
adam kuzenin bir daha aramasın diye böyle bir mekanizme geliştirmiş işte.

senin kuzene bence gerekenler sırası ile nush, tekdir, kötektir.
0
teritori
(05.09.16)
Senin kuzen bu kafayla giderse iki güne kalmaz o fotoyu gönderir. Suçlu aranıyorsa ta kendisidir.
0
teknikekip
(05.09.16)
bence adam kuzeninden bıkmış ve kuzenin peşini bıraksın die böyle bir istekde bulunmuş, ciddi bile değildir bence adam yeterki düşsün yakamdan diyordu. adamds en ufak suç yok
0
oscar
(05.09.16)
(git: youtu.be )
0
bir3iki7
(05.09.16)
ben de sıkıntı kuzende demeye gelmiştim ama çoktan linç edilmiş zaten, geç kalmışım.
0
köstebek kurabiye
(05.09.16)
şu başlıktaki taciz içerir ibaresini kaldırsak mı? olayı yaşayan aynı zamanda yargılayıp suçlu buluyor ve cezasını keser gibi tacizci olarak nitelendiriyor. bir erkek olarak biraz irrite olmaya başladım o ifadenin hala silinmiyor oluşundan.

her şeyi bu kadar hızlı taciz diye etiketlemeye meraklı olmayın lütfen.
0
ebonni eth atc
(05.09.16)
yok ya kalsın gerçekten taciz içeriyor. ama kuzeni taciz ediyor sonuçta.

allah herkese akıl fikir versin. hadi kuzenin böyle bi salaklık yapıp "taciz" diye sana anlattı da sen nasıl bi akıl tutulması yaşıyorsun?
0
akatreil
(05.09.16)
Kusura bakmayin ama burada adamin bir sucu yok. SIkayet edilecek bir sey de yok dolayisiyle.
Yaptirim uygulanmasi gereken biri varsa o da kuzeniniz. Akillanmasi icin.

Edit: Bir kamyon soz soylemisler zaten, ben gec kalmisim.
0
stavro
(05.09.16)
valla olay taciz içeriyor ama daha çok kuzenin tarafından. tam tersi adam arama kayıtları + mesajlarla savcılığa gitse uzaklaştırma emri falan alabilir gibi geldi bana. bu konularda oldukça hassas olan biri olarak, burda biraz kekoluk kuzende bence. hayırlı olsun.
0
freya
(05.09.16)
Bu olay kaşınma ve kaşıma şeklinde gelişmiş, adam belli etmiş başta niyetini kuzenin de istemiyorum demiş olay kapanmış, daha ne diye arıyor adamı ? Kuzenden kaç yaş büyüksün bilmiyorum ama ağzının üzerine bir tane vursan belki aklı bir nebze yerine gelir.
0
elikası
(05.09.16)
kusura bakma da senin kuzeninin durumu biraz, böyle, nasıl desem; "ne pekmezim dökülsün, ne de popom...." gibi olmuş. adam şartlarını ortaya koymuş. kuzenin de, bile bile ladese koşarken oluşan tablodan ötürü bir de adamı "tacizzzzzz" diye cezalandırmak istiyor ama yok öyle bir dünya.
0
matrix
(05.09.16)
yalnız hakikaten kuzeniniz taciz etmiş. ısrarla aramak falan.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(05.09.16)
Ben mi yanlış okudum/anladım. Senin kuzenin adamı defalarca arayıp rahatsız etmiş adam açmamış açmamış. Sonunda bir telefonda ulaşıp senin kuzenin illa arkadaş kalalım demişte. Adam ondan sonra ** ** fotoğrafını gönder demişse. Bu işten siz zararlı çıkarsınız bence. :)
0
nohut
(05.09.16)
Böyle durumlarda kadının beyanı esastır usul olarak, zaten anlatım da o yönde olmuş. Doğrudan oradan gireceğim.

Adamda ağır bir gevşeklik durumu söz konusu elbette, o ayrı bir mesele ama "gönder gönder hadi gönder" "göndermezsen şöyle yaparım" durumuna gelmemiş olay. O zaman değişirdi, kuzenin aramaları da önemini yitirirdi ancak ısrar yok, psikolojik şiddet yok, taciz yok. Ve başından beri niyeti belliymiş, o yüzden kuzen epey yolunu yapmış bu durumun diyebilirim.

Maalesef kuzen tacizci bu durumda. Adam şikayet ederse uzaklaştırma cezası vs. bile alabilir.
0
sevgikusunkanadinda
(06.09.16)
(42)

Naparsam yapayım fakirim

tchuck
arkadaşlar ön not olarak, gelirimi oranlayarak küfür vs. etmezseniz sevinirim. çünkü biraz detaylı okursnaız, durumun bundan daha fazlası olduğunu anlayacaksınız.hayatım boyunca fakir büyüdüm arkadaşlar.2 sene önce istanbula taşındım ve gerçekten çok ama çok çalışarak biraz şansım döndü. 1 senedir f
arkadaşlar ön not olarak, gelirimi oranlayarak küfür vs. etmezseniz sevinirim. çünkü biraz detaylı okursnaız, durumun bundan daha fazlası olduğunu anlayacaksınız.

hayatım boyunca fakir büyüdüm arkadaşlar.
2 sene önce istanbula taşındım ve gerçekten çok ama çok çalışarak biraz şansım döndü. 1 senedir falan da düzenli olarak güzel para kazanmaya başladım. rahat bir hayat yaşayacağımı düşünüyordum ancak pek öyle olmadı.

şubat ayında evlenme kararı aldık ve ağustos ayında da evlendik.
eşimin geliri şuan 3500-4000 arası, benimki de 4000-6000 arası değişiyor, bazı aylar bunun baya bir üstünde gelirim olmuşluğu var ancak şuan bu bantta tutuyorum, daha az çalışabilmek için.

borç ödüyoruz arkadaşlar.
eski günlerimize ait borçları ödüyoruz,
insan gibi bir evde yaşamak için pahalı ama mecbur kaldığımız bir kirayı ödüyoruz,
evlenmek için çektiğimiz krediyi ödüyoruz (düğün vs. yapmadık, sadece ev kurmak ve aptal adetlerın bazılarına harcadık parayı),

ödüyoruz ödüyoruz sürekli ödüyoruz.
her ay elimize en az 8000tl para geçiyor ancak b iz hiçibr eşy yapamıyoruz.
balayı yapamadık, ramazan bayramında tatil yapamadık, kurban bayramında tatil yapacak paramız yok.

evlenen başka arkadaşlarımız da var, onlar tatil yapıyor, üstüne balayı yapıyor, yetmiyor bir de kurban bayramında ayrı tatil yapıyorlar.

arkadaşına 200bin lira borç takan, 5-6 ay öncesine kadar zar zor geçinen kuzenim, internetten 2-3 şey satıyor, gleiri bizim kadar değil ancak bu yaz 5-6 kez tatile gidiyor.


ben şunu anladım arkadaşlar.
gelriimi ne yaparsam yapayım fakirim. ömrüm hayatım boyunca borç ödemek ıdşında bir şey yapamayacağım.

bu sürekli tatil yapabilen ancak maddi durumları çok iyi olmayan kişilerin hepsinin ortak özelliği var; ailelerinden zamanında para görmüş kişiler.

yani nasıl anlatayım. para parayı çeker derler ya, bu da onun benzeri bir şey.

rahat bir hayat geçirmediyseniz, ne kadar para kazanırsanız kazanın o rahat hayata erişemiyorsunuz.
ama rahat bir hayat geçirdiyseniz, ne kadar fakirleşirseniz fakirleşin bir şekilde o lüks standartları tutturabiliyorsunuz.

farklı bir duygu bu ya.
nerdeyse günün her saati açlışyıorum, yine de zorluk yaşıyoruz.
2000tl kira ödüyoruz,
1500-2000 lira kredi ödüyoruz, (benim istanbula taşınırken çekmek zorunda kaldığım krediden tutun da, geçmişte yaşadığımız borçlardan kurtulmak için olanlara kadar, öğrenim kredileri vs.)
kredi kartlarımız düğün nedeniyle doldu, onları ödüyoruz.

ödüyoruz ödüyoruz ve cebimizde bir kuruş para yok.

ağlıcam artık. gerçekten sinirlerim çok bozuk.

bakın arkadaşlar bu farklı bir durum. "o kadar para kazanıp gelip burda ağlama" demeyin, ben bu parayı kolay koşullarda falan kazanmıyorum. haftanın 4 günü 5 günü, günde 2-3 saat uyuyabiliyorum anca. ve sonuç olarak noluyor? etrafımdaki herkesten daha fakir bir yaşam standardındayım.

çok yoruldum,
çok gerildim, kendmi iğrenç hissediyorum ve geleceğe dair motivasyon besleyemiyorum artık.
çünkü şunu düşünüyorum: seneye kadar bu kredileri eritip bitireceğim, ancak b kredileri bitirirken çektiğim zorluk nedeniyle başka borçlar yapacağım ve ertesi sene onun borcunu ödeyeceğim.

yoruldum ya, cidden omuzlarımı yukarıda tutamıyorum çünkü yapabileceğim en fazla şeyi yapmama rağmen, sadece güzel bir evde fakirlik çekebiliyorum. demek ki ben günün 20 saati çalışmasam, ayda 1 kez ufak tefek tatiller yapsak güzel bir evde değil, gece kondu gbi bir evde fakirlik çekeceğiz.

ama çekeceğiz yani.

sizden tek ricam yorum yaparken aptalca harcamalar yaptığımızı düşünmemeniz. 1senedir üstüme yeni bir giysi almadım, ne içkimiz ne sigaramız var. düşünemeyeceğiniz kadar düşük standartta bir hayat yaşıyoruz kısaca.

ve ben yoruldum.

artık düşündüğüm tek şey var: fakirsen fakir kalıyorsun, yaşamını zenginleştiremiyorsun. sınıf değiştiremiyorsun.
zenginsen de, ne kadar batarsan bat bir şekilde o starndardı tutturuyorsun.

hiçbir şey olmasa, bir yerlerden bir şeyler kalıyor sana.

çok yoruldum ya. çok.
0
tchuck
(05.09.16)
derdini şapayım tchuck.
nolacak olm, fakirsen fakirsindir. hangimiz fakir değiliz ki
0
aklimdakisorular
(05.09.16)
Biraz da yaşamasını bilmek lazım önümüzde bayram tatili var mesela üçün beşin hesabını yapmayn tatile gidin. Böyle geçmez ömür deşarj olmanız lazım. Millet kredi kartıyla ya da kredi çekip tatile gidiyor. 8000 lira kazançla tatile gidemiyorsunuz siz 1500 lira kazancı olan adam tatile gidip deşarj oluyor. Hayat görüşünüzü değiştirin biraz. Borç harç hepimizde var.
0
lithu
(05.09.16)
"rahat bir hayat geçirmediyseniz, ne kadar para kazanırsanız kazanın o rahat hayata erişemiyorsunuz.
ama rahat bir hayat geçirdiyseniz, ne kadar fakirleşirseniz fakirleşin bir şekilde o lüks standartları tutturabiliyorsunuz."

imzayı nereye atıyoruz?

biraz sabır eğer yukarıdaki tez çürüyecekse borcunuz bitince rahata ereceksiniz. ama belki vaktinde gelmeyen bir rahatlama olacak. bilinmez ama borçları bitirip hala bu durumda olursanız sıkıntınız büyük.
0
eeb
(05.09.16)
bu öyle bir şey değil ya.

yani fakirsindir ama hep bir umut beslersin bi gün şu kadar kazanırım, şunu yaparım vs. diye.

ben 2 sene önce rahat yaşayabileceğimi düşündüğüm gelir düzeyine geldim bugün ancak yaşam standardımda en ufak bir değişiklik yok. haliyle artık ümidim de yok, ne yaparsam yapayım değişmeyeceğini düşünüyorum.
0
🌸tchuck
(05.09.16)
bir yerde yanlış yaptığınızı düşünüyorum, eşinizin geliri tamamen kira ve krediye gidiyor ve elinizde 5000 tl civarı bir para kalması lazım. bu paranın da 2 kişiye ortalama bir hayat yaşatabilmesi lazım. bir yerde yanlış yapıyorsunuz sanırım. gerçekten anlamadığım için yazıyorum.
ayrıca evlendiğinizde kimse bir şey takmadı mı? onları bozdurup bir kısmını kapatsanız borçlarınızın?
0
kassiopeia
(05.09.16)
benim eşim çalışmıyor ve sizin üçte biriniz kadar para kazanabiliyorum ve kiradayım. 4000 lira kira artı borçlara verip tatile çıkamıyorsanız burada eleştiri almanız kaçınılmaz. bilmediğimiz başka giderler varsa detayını vermek size kalmış.
0
lazpalle
(05.09.16)
O dediğin kişilerin durumu paranın parayı çekmesi değil. Ailesinden bir ev kalmış oluyor, ne kira ne eşya masrafına giriyor evlenirse. Fazladan bir evi olan kişinin öğrenciliği de zaten genelde kredisiz ve borçsuz geçmiş oluyor. Şuan ben de evlenecek olsam sizin 10 bin liraya tutturduğunuz standartı 3 bin liraya tutturabilirim.

Krediler bitince düzlüğe çıkarsın hiç bitmeyecek şeyler değiller sonuçta.

Bir de şu var kaç para kazanırsan o kadarlık hayat yaşıyorsun, şimdi bu para ucu ucuna yetiyor yarın bir gün krediler bitince doğal olarak standartını yükseltip yine ucu ucuna yaşarsın. Ben ayda 3 bin liraya (kendi evimde) para arttıramıyorum, babam da ayda 15 bin liraya (kendi evinde) bir kuruş arttıramıyor, tamamen standartla ilgili bir şey, standartı kısarsan artar tabi. Kendi evin varsa değer mi, bence değmez.
0
once
(05.09.16)
hemen evlenerek bir hata yapmışsın, en azından biraz erteleyip para biriktirip evlenebilirdin. bu durum sürekli böyle gitmez, borç harç alma sağdan soldan kredini bitir. 1-2 yıl içerisinde rahat erersin böyle bir maaşla.

dişini sıkmaktan başka çaren yok.
0
England
(05.09.16)
@kassiopedia,

kira ve krediye onun maaşı gidince.
kredi kartı + faturalar + aidat + yol + ev alışverişleri + beklenmeyen giderler kalan paraya gidiyor.

böyle hesapladığında işte neden hiç para kalmadığını görebiliyorsun.
ayda 1-2 kez dışarıda bişeyler yiyebiliyoruz, hepsi bu.

ötesini yapmaya gücümüz yok.
arkadaşımızın düğünü vardı geçen hafta samsunda, ona bile para harcayamadığımız için igdemedik.
0
🌸tchuck
(05.09.16)
Hepsini itina ile okdum aklıma takılan ilk konu bu kadar kendini fakir olarak görüyorsan neden 2000 TL verip kirada oturuyorsun. Gelirin normal bir insana göre çok çok üstte bizim yanımızda ki işçiler 1600 -2000 arası alıp 800₺ ev taksidi ödeyip yaşıyorlar. Sizin evin muhasebesi kimde ise büyük sıkıntı var.

Ayrıca ödeyip bitmeyecek bir borç yok siz bir yandan öderken diğer yönden borçlanmaya devam ediyorsunuz muhtemelen. Boğazınıza kadar ödeme olduğu için destan yazarken bile hala tatil için para yol diye isyan var içinde. Dediğim gibi size 8000 değil 18000 de gelse aynı pozisyonda olursunuz, para yönetimi yok çünkü.
0
gozu acik sevisen yahudi
(05.09.16)
Abi şimdi öncelikle kimsenin kalkıp size "o kadar para kazanıyorsun, gelip burada ağlama" falan diyeceğini sanmıyorum. Dudak uçuklatan bir miktar değil, ortalama elinize geçen para.

Şimdi "o kadar kazanıyoruz ama hiçbir şey yapamıyoruz, sadece borç ödüyoruz" diyorsunuz. Tamam da o borç bir şeyin borcu neticede. Elde edilmiş bir şeyin karşılığı yani. Bir hizmet, bir ürün bişey satın almışsınız, ya da kredi çekip para ödünç almışsınız ve geri ödüyorsunuz. Bu çok sıradan bir şey. Evet çevrenizdeki insanlara kıyasla daha fazla bu tarz ödemeniz olabilir ama bu da zaten bahsettiğiniz geçmişteki sıkıntıların bir getirisi.
"Ailesinden para görmüş" insanların daha iyi durumda olduğu bu noktada doğru. Onların sizin durumunuza gelebilmek için tükettikleri kaynak daha az yani, fark o.
"Fakirsen fakir kalıyorsun" asla doğru değil. Kesinlikle değil yani. Ortaokula gidebilmek için köyden kaçmış, çocukken üstüne başına kıyafet alabilmek için her yaz istanbula gidip inşaatlarda çalışmış bir adamın oğluyum ben. Şimdiki hayatımız bambaşka. Yani demem o ki, oluyor. Gerçekten çaba sarfedersen bir şekilde başarıya ulaşırsın, ulaşan çok etrafta.
Bu kafadan çıkmazsan da sanmıyorum ki herhangi bir şey yapabilesin.
Başarılar, umarım rahata erersiniz yakında.
0
naberabi
(05.09.16)
ayağını yorganına göre uzat deyimini bildin mi?
0
supermatik
(05.09.16)
sen fakirsen biz ölelim.

derdini seveyim butonu nerdE? hah! acele basın!
0
anonymice
(05.09.16)
aslında evlenmek, yaptığımız mantıklı bir şeydi.

ben eve ayrı para ödüyordum, o eve ayrı para ödüyordu. haliyle para vs. birikmyirodu, üstüne de beraber vakit geçiremiyorduk.

aynı eve çıkıp evlenmesek ve 2 sene sonra evlensek, bu sefer 2 sene çinde boşyere 2 defa ev kurmak zorunda kaalacaktık. sorun o da değil.
0
🌸tchuck
(05.09.16)
"rahat bir hayat geçirmediyseniz, ne kadar para kazanırsanız kazanın o rahat hayata erişemiyorsunuz.
ama rahat bir hayat geçirdiyseniz, ne kadar fakirleşirseniz fakirleşin bir şekilde o lüks standartları tutturabiliyorsunuz. "

Bu tespite kesinlikle katılıyorum ancak gözardı ettiğiniz şey, o şekilde devam eden çoğu ailenin bir noktada patladığı gerçeği. Borcu çevirebildikleri sürece devam edebiliyorlar, bu yıllar sürebiliyor ve sizden daha güzel yaşıyorlar ama batışları da çok görkemli oluyor. Siz ayağınızı yorganınıza göre uzatıyorsunuz, borçları azaltıp kenara para atabilir hale geldiğinizde istediklerinizi yapmanız gerektiğini unutmadan(biriktirme girdabına kapılıp pis bir cimriye dönüşmekten kaçınarak) böyle devam etmek, doğru yol sizinki.
0
montreal
(05.09.16)
@gözü açık,

keşke ev almamız mümkün olsa da alsak arkadaşlar. o 1600 liraya çalışan işçinin bile, satabileceği bir tarla var.

sen 50-100bin peşinat vermeden nereye ev alıyorsun? memur değilsen şlak diye 400bin krediyi kim veriyor? keşke verseler de alsak. bizim şuan 10bn lira bile peşinat verebilme ihtimalimiz yok.

evet 2000 lira kirada oturuyoruz.
çünkü ben 2 sene boyunca 700 lira kirada oturdum, her sabah işimden evime 1.30 saatte gidip, akşamları 1.30 saatte dönüyordum. eve gidince gözümü açacak halim kalmıyordu ve ben eve gidince gözümü açamazsam, para kazanamam. o 3 saatlik fark, 1300tl farkı karşılıyor. ki artık 800-1000 liraya da gecekondu dışında ev kalmadı. eve 8000 lira para girerken gecekonduda yaşamak çok abes olur.
0
🌸tchuck
(05.09.16)
@supermatik,

ayağımı yorganıma göre uzatacak bir durum yok.
tatil yapmyıoruz, sigara içki içmyioruz, akşam çıkmalarımız yok.

ayağımı yorganıma göre uzatmak, 8000tl gelirle mezara girmekse, yakında onu da yapıcam bu gidişle.
0
🌸tchuck
(05.09.16)
Rozbif filan arayip insanlari asagilayan kisi degil miydiniz sizin oralardaki marketlerde olmayinca? Hmmh.

Valla herkes bin tane kredi oduyor, krediyi krediyle oduyor ama catir catir tatilini de yapiyor. Borc odeyerek bitmez, bir kisirdongu bu. Borc oderken diger yandan hayati da yasamak, kacirmamak lazim.
Ogrenci halimle arkadasima 500€ borcum varken tatile filan cikiyorum, niye? Oncelik cunku.

Dengeye oturtup bi yandan oderken oteki yandan normal harcamalara ayiramiyorsanjz para yonetiminizde cok ciddi sikinti var. hele 1 yildir kiyafet filan almadiysaniz gercekten cok dikkatli bakmanizi oneririm, cunku normal degil.
0
kuehles blondes
(05.09.16)
hepsini okumadım. ama hesap kitap yok gibi gözüküyor.
0
kurnaz
(05.09.16)
@kuehles; arkadaşına 500 euro borcun varken ödemeyip tatile çıkıyosanız problem sizde bence. öyle öncelik olmaz olsun:)

ayrıca para yönetimi yapamıyorsunuz, isterseniz ay sonunda gelen parayı ve düzenli ödemelerini yazın, size yardımcı olsun buradakiler.
0
England
(05.09.16)
Soruyu çok iyi saklamışsınız, ben bulamadım. Daha doğrusu soru değil de anlattığınız hikayede bıkkınlıktan kaynaklı yanlış bir sanı var, ben bir tek onu anladım. Ayda 8bin lira geliriniz var ve bunun bir kısmını(o da çok değilmiş 2 bin kadarını) borçlarınıza ödüyorsunuz; 2 bin kadarını da kiranıza ödüyorsunuz ve yine elinizde 4 bin lira kalıyor. bakın şöyle küçük bir söyleşi yapalım; yeni mezun sayılabilecek bir mühendis aile evinde yaşarken 1500 ile 4500 lira arası bir maaş alabiliyor, aile evinde yaşamasının avantajı -kira ve faturalardan muaf tutulması; devam edelim bir devlet memuru ise 1800 ile 8000 lira arasında maaş alıyor, devlet yapılarında çalışan doktorlar 3000-10000 arasında ücret alıyorlar. Yani durumunuz denkliğinde ötesinde sizin için daha avantajlı; neden bu örnekleri veriyorum çünkü bu meslek sahipleri genel olarak alt gelir grubu aile yapısından gelirler(çokcana araştırmaları mevcuttur) ve ülkemizde sınıf atlamış olarak kabul edilirler. E siz zaten halihazırda bu arkadaşlarla denk bir seviyedesiniz.
Onun dışında evine giren ücret 3binin altında olan ve istanbulda yaşayan tonla aile var ve bu parayla birşekilde borçsuz(burası kıymetli) geçinebiliyorlar, ya da ben ankarada yaşıyorum aynı örneği burada da fazlasıyla verebilirim hiç farketmez.

Ancak para harcamak kültürle alakalı bir durumdur, yani nelere göz koyduğunuzla ve sosyo-külütürel durumunuzla yani(2.kez) temelde doğduğunuz ve büyüdüğünüz coğrafyayla ilgilidir(coğrafya kaderdir). Siz eğer gözünüzü yukarı diktiyseniz ve üst ortasınıf bir hayat arıyorsanız bu teknik olarak rantsız bir hayat sağlamamış bireyler için imkansız zaten. Siz ancak ve ancak küçük burjuva hayatı sürebileceksiniz, ve bu da borçlarınızdan kurtulunca başınıza gelecek. -ki borçlarınızdan da kurtulacaksınız, biraz gayret ve sabır ile.

Onun dışında elbette ki fakirsen, fakir kalacaksın güzel arkadaşım ya ne olacaktı ? hayat zaten bunu emrediyor, doğanın kanunu bu, gerekli olan tek şey alışmak yani intibak etmek. allah'a inanıyor musunuz bilmiyorum ama eğer inanıyorsanız allah'ınızın yarattığı düzen bu. hayvanlar aleminde de aynı, insanlar aleminde de(varsa eğer)

yanlış sanı, fukaranın çok çalışarak güzel günler göreceği inancı. zaten bu inanç o güzel günler gelip geçerken fukaranın farkındasızlığında ziyan olup gitmesine sebep oluyor, yoksa mutluluk dediğiniz kavramla ilgili bi' ton makale var maddi imkanların sınırlılığından bağımsız olduğuna dair. En son ted konuşmasında bir adam köyde ki dedesinin samsung bilmem ne müdüründen daha mutlu ve elit olduğunu anlatıyordu açın bi izleyin. Yine biraz cümleyi geriden iletletmiş olacağın ancak, yine bu insanlarda ki daha iyi anlar için vazgeçtiği anların ekmeğini yediği için instagram, vlog yapıları çok kuvvetlenmiştir.

ve son yaklaşımın zenginsen ne kadar batarsan bat o standartı bir şekilde yakalaman çok doğal, çünkü o adam o coğrafyada yetişti, bakış açısı ve çevresini kaybetmediği müddetçe(-ki hızlı geldiyse kaybedektir, yani en az 2.neslin sonu ve 3. nesil zenginler senin dediğin gibi davranabilir) o zengin imkanlarından ücretsiz faydalanacaktır.

Ama illa kızacak birisini arıyorsnız gidin ananınıza babanıza dedenize kızın, vakti zamanında kendi hayatlarından vazgeçip kısa vadede kazanç getirecek menkul kıymetler yerine gayrimenkul kıymetlere yatırım yapsalardı şimdi sizin durumunuz daha farklı olacaktı. tıpkı sizin torununuzun durumuna olması muhtemel etkiniz gibi. sıkıldım.
0
mete kudur
(05.09.16)
sorunun kaynağını buldum arkadaşlar: ilkokul.

ilkokul matematiği önemli.
0
piremses
(05.09.16)
deme öyle allahın gücüne gider :/

kız başıma 2 kredi ödüyorum, aileme bakıyorum. evimiz kira. ve maaşım seninkinin yarısı bile değil. ama sanırım senden lüks yaşıyorum. kafa yapısını değiştirmen gerek bence.
0
jonestown
(05.09.16)
@tchuck
başkasının borcunu ödemiyorsanız siz harcamıssınız demek.
yeri geldi haftanın 5 günü makarna yedim ama lise yıllarımdan beri hic borc ödemedim.
gelirine göre ayarlamazsan ayda 20 K da kazansan yetmez.
0
supermatik
(05.09.16)
borc almak, kredi cekmek esasen bir yatirim icin yapilir. siz bunlari tuketim icin yaptiginizdan sikinti cekiyorsunuz. yani birikim yapmayi, yatirim yapmayi, parayi degerlendirmeyi, ayaginizi yorganiniza gore uzatmayi bilmiyorsunuz. oyle de olunca bu duruma dusmeniz normal.

mesele gelir duzeyiniz degil, mesele kafa yapiniz.
0
idexo
(05.09.16)
Reyis tatile gidemiyorum demişsin ama nasıl oluyor o iş? 2 kişi öğrenci başımıza 73 model vosvosla 2500 kilometre yaptık, yemek ve yakıt dışında da bir şeye para vermedik. Kemer'i Akyaka'yı albay koyunu Azmak'ı İzmir'i Antalya'yı gördük hemde çok eğlendik. Al bir çadır kafana göre gez tatilini yap. Tatil illa otellerde mi oluyor?
0
utkumon
(05.09.16)
@England

Ben dogru oldugunu soylemedim, onceligim farkli dedim. Su anda borcum yok, hatta alacagim var. bekleseydim o tatili yapamicaktim ama borc odeyecegim diye. O borcu o an odeseydim o tatil olmayacakti ve o an odedigim icin yine kisirdongu olacakti. Rahatlayinca kapattim ve su anda o kisirdonguden cok uzagim.
Bunu demeye calistim.

Borc odemekte en onemli seyin zamanlama oldugunu dusunuyorum.
0
kuehles blondes
(05.09.16)
@supermatik,
ya arkadaşım bak şu başlıkta herkes bir şey söylüyor ama en çok şu müthiş düşüncesiz tek pencereli bakışa sahip yorum sinirimi bozuyor.

ne dmeke ulan o?
sen kredileri neden çektiğim ibliyorsun mu da konuşuyorsun?
devletten öğrenim kredisi almasaydım, değil makarna yemek, okula gidecek kentkart parası bulamazdım ok?
istanbula gelirken o krediyi çekmek zorunda kalmasam, sokakta bankta yatardım bankta. anlatabiliyor muyum? her şeyin bir karşılığı var evet ben de ondan bahsediyorum: fakir olduğumz için bu borçları yapmak zorunda kaldık ve ömrümzü boyunca da bu borçların kelebek etkisi şeklinde tetiklemesiyle borç ödeyerek yaşayacağım. anlatabiliyor muyum?

ne yorganı? ne ayağı?

senin bu kafa yapına göre; param olmadığı için kredi çekmemeliydim ve o yüzden üniversite okumamalıydım ÇÜNKÜ ÜNİVERSİTEYE GİDEMEZDim eğer devletten öğrenim kredisi almasaydım, hatta örgün öğretim harcımı devlete ödetmeseydim (kredi karşılığı).

yine ayağımı yorganıma göre uzatıp, istanbuldaki iş fırsatını değerlendirmemeli ve krdi çekip gelmemeliydim haliyle şuan mutsuz bir şekilde asgari ücretle başka şehirde yaşyor olmalıydm.

ne kadar düşüncesiz yazı yazıyorsunuz ya?

benim yzımın temel taşı şu:
- fakir olduğum için, geçmişimden gelen fakirliklerimin diyetini ödüyorum yıllarca. ve onları ödemekten başımı kaldıramadığım için, bu bana yeni diyetler olarak geri dönüyor ve bu döngüden çıkamıyorum.

- fakir büyümeyen ancak durumu kötüleşen insanlarsa bir şekilde milyon kat iyi bir yaşam yaşamya devam ediyor .çünkü geçmişlerinden gelen bir borçları yok. ödedikleri her borç, o an için yaptıkları borç. hatta şanslılarsa çğuna bir şekilde "bir şeyler" de kalıyor miras olarak. evlenirken anneleri koltuğunu, yatağını alıyor vs.

bizim için harcadığımız her x TL aslında x TL değil.
harcadığımız her x TL, geçmişten gelen y TL ile beraber binen yeni bir yük oluyor.
0
🌸tchuck
(05.09.16)
@utkumon,

2 kişi öğrenci başınıza 2500km yaptığınız için tebrik ederim.

2 kişi çalışan kişi başına da arabayla 2500km yol yapacak boş vakit bulmanızı dilerim. bayram tatilleri dahil olmak üzere.
0
🌸tchuck
(05.09.16)
öncelikle sen söylemeden bilemem neyin borcunu ödediğini. agresifliğe de gerek yok. sakin ol şampiyon.

ayda evinize 7 K - 10 K arası para giriyor ve sen öğrenim kredisini ödemekte zorlanıyorsun öyle mi?

ayrıca biz de balla börekle okumadık, 2-3 yeri tırmalayıp burs aldım ve çalıştım okurken.

* ayrıca istanbuldaysan hafta sonu git abi adalara, adaların birinde denize girin aksam donersiniz. 4 lira mi ne vapur.
0
supermatik
(05.09.16)
@tchuck

Toplam 8 gün sürdü, yeri geldi arabada yattık yeri geldi 12 saat kesintisiz yollardaydık. Önümüzde de 9 günlük kurban bayramı var, alın size boş zaman.
0
utkumon
(05.09.16)
@tchuck insanlara gereksiz tepki gösteriyorsun.

ayrıca herkes borçsuz yaşamadı bu zamana kadar, belki senden daha kötü berbat bir durumdaydım şu zamana kadar. yıllarca kira ödedik, borç içinde yaşadık peder beyin aldığı 1500 tl maaşla geçindik 2 çocuk okudu bu sayede. bir şekilde dönderdik çarkı.
tatilimi biriktirdiğim 500 tl ile yaptım 2 kişiydik çadır kurduk vs.

sen sadece vaktin olmadığı için yapamıyorsun şu anda. tatil ultra herşey dahil otelde 1 hafta yatmak değildir.
şimdi ortalama en az 40-50 bin tl aylık kazancım oluyor, şans insana dönüyor illa ki sadece çalışmadan rahata eremezsin hiç bir zaman.
bir tek sen okumadın herkes okudu herkesin durumu iyi değildi.

sadece para yönetimini yapıcaksın ve daha rahata ericeksin.
0
England
(05.09.16)
Hayat standardınız mı yuksek acaba, çok onemli bir meziyettir kendini bilmek dolayısı ile ne yaptığınıda bilmek. 4000 tl direk elinizde kalıyor gibi gözüküyor, bununla gerçekten fakirim diyorsanız burda gerçekten sizde bir sıkıntı var, atıyorum hangi marketten alışveriş yapıyorsunuz kaç kere dışarda yiyorsunuz tiyatro sinema olaylarınız nasıl bunlar hep hayat standardına etmen. etrafınızdaki insanlarla kendinizi kıyaslıyormusunuz acaba bazı şeyleri göz ardı mı ediyorsunuz. farkında olmadığınız önem vermediğiniz kalemler gibi. kıyafet almazsınızda kitap alıyorsunuzdur atıyorum
0
eja
(05.09.16)
"ne kadar düşüncesiz yazı yazıyorsunuz ya?" hahahh

arkadas gelip aglayan sensin. sebebi de soyledik iste.

ben sana soleyim mesela bizim ailede hediye anlayisi yoktur. dogum gununde, yilbasinda hediye alinmaz, ama ne vardir? birinin bir ihtiyaci oldugu zaman o ihtiyaci alinir, yapilir yardim edilir. dogum gununde gostermelik hediye alacam diye dunyanin bes para etmez en uyduruk seyini alacak adam, adet yerini bulsun diye parayi cope atan adam sonra gercek bir ihtiyacim oldugunda bana yardim edemeyecek durumda kaliyorsa en hafif tabirle: salaktir. oyle dosttan hayir gelmez.

tatil olayi da ayni, bizim hayatimizda "tatil" ya da "yaz tatili" gibi bir anlayis da "ihtiyac" da yoktur. isini, ailesini, cevresini sevmeyen insanlarin kacmasidir o tarz tatiller. bir yere gidiyorsan dana gibi uzanmaya gitmezsin bizim anlayisimizda. gider gorursun, ogrenirsin, birileriyle tanisirsin, iliskilerini gelistirirsin, ama bir amacin vardir.

eger bir isi de buyuk borclar, riskler altina girerek yapacaksan orada da ya riski alacaksin, aglamayacaksin ya da ayagini yorganina gore uzatacaksin, kendi yaginda kavrulacaksin, kendi capinda bir cikis yolu bulacaksin.

"ve ben yoruldum.

artık düşündüğüm tek şey var: fakirsen fakir kalıyorsun, yaşamını zenginleştiremiyorsun. sınıf değiştiremiyorsun.
zenginsen de, ne kadar batarsan bat bir şekilde o starndardı tutturuyorsun.

hiçbir şey olmasa, bir yerlerden bir şeyler kalıyor sana.

çok yoruldum ya. çok."

diyorsun. kafa yapin fakir kafa yapisi diyoruz, birikim yapmayi bilmiyorsun diyoruz. "sen benim neler cektigimi biliyor musun?" diye yine agliyorsun. ben ne bilim? beni ne ilgilendirir? adam sanip durumu acikliyoruz o kadar.

sen hic kredi cekip okuyan, dugun yapan, sonra bunlari odemek icin evden cikamadiginda aglayan zengin gordun mu?
0
idexo
(05.09.16)
öyle bir bakış açısı var ki evlenene. Bunlar herkese veriyor bi de bize versin diyorlar sanırım. Gelen geçen geçirmeye çalışıyor. Siz de olmuşken en iyisi olsun deyip keklendiniz muhtemelen. Bir de öncelikler var. Onları gözden geçirin. Evine 40 yerden haciz gelen bir arkadaşım 15 günlüğüne Yalova ya tatile gittiydi sülalesiyle çok şaşırdım sonra düşündüm de; o onu bi ihtiyaç olarak görüyor, lüks değil. Ona lüks gelen şey senin evde kullandığın fırın mesela. Biraz önceliklerinizi gözden geçirin.
0
petekpare
(05.09.16)
gelirin ne kadar yükselirse yükselsin, eğer bir ödeme planın yoksa ve kendini belli bir süre için sıkmıyorsan fakirlikten kurtulman mümkün değil.

öncelikle çift olarak 2000 tl kira verecek bir eve çıkmanız baştan hata olmuş, evet istanbulda kiralar deli gibi, ve düzgün semtlerde düzgün evler çok para bunun farkındayım iki ev arkadaşı yaşıyoruz bizim de kiramız 2000. ama biz iki ayrı oda kullanacağımız için ortak alan + herkesin kendi alanı bir ev aradık mesela. siz aynı odada kalan insanlar olarak 2+1 ve merkeze biraz uzak ama güzel semtlerde ev arayarak kirayı en az 300-400 tl indirebilirdiniz.

gelelim ileride neler olabileceğine. bir kere 2000 kredi ödemek de çok abartılı bir şey değil sizin gibi kazanan bir çift için. toplamda 4 k şu an çöp oluyor artık ev değiştirmek size daha masraflı kısa vadede o yüzden onu atlıyorum.

evinize minimum 8k giriyorsa şu durumda açıkta kalan bir 4k daha var. ve bu biiir sürü insanın maaşından çok daha fazla. benim önerim kredi kartlarınızı toplayın, toplamda 30bin gibi bir borç olduğunu var sayıyorum abartarak, sonra bu kartları kesin. sonrasında iki seçenek kalıyor, toplam kart tutarında kredi çekip ödediğiniz kredi tutarını 2500e çıkarmak ama size 3500 nakit kalması ama bu borç ödemeyi uzatır. ya da kartları kestikten sonra her ay her kartın asgarisini yatırmak ama fiziksel kartlarınız da olmadığından hiç harcamamak. ama burda bahsettiğim hiç baya bildiğimiz hiç. sıfır. en az ödeyin hiç harcamayın. bu şekilde 1 seneye kredi kartı zımbırtınız kapanmış olur. kira kredi de hepimizin ödediği şeyler artık ona da çok şeyapmayın.
0
freya
(05.09.16)
bu tartışmalardan bağımsız ben üstteki yazdığıma ek olarak
gözü açık sevişen yahudi +1 diyorum.

sanırım asıl sıkıntı borcunuzu kapatırken bir yandan kredi kartı ile borç yapıyor olmanız. yani kredi kartı borcunu kapatmak için kredi çekip kredi kartını kapatmayınca aynı çıkmaza düşmek gibi (sizinki kredi kartı için değil biliyorum). kredi kartlarınızı kapatırsanız onların da borcu bittiğinde sadece kira ve kredi borcunuz kalacak, sizin maaşınız da tamamen size kalacak ki o zaman iki üç ay içinde rahatlarmışsınız gibi geldi.
0
kassiopeia
(05.09.16)
Cevaben neler yazilmis okumadim. Genel itibariyle haklisiniz. Servet aileden gelir. Haksiz oldugunuz nokta ise cevrenizdekilerin tatil yapmasi ya da iyi standartta yasamasi. Tahminen fakat kendime guvenerek soyluyorum, sizinle cevreniz arasindaki tek fark onlarin fakir olduklarinin farkinda olmamasidir. Ayrica borclariniz bitince rahatlarsiniz.
0
f_d
(05.09.16)
aslında 2 kişi kazandığınız paralar hiç de fena değil, tabii birkaç yıl borça harç ödenir o ayrı. Ama galiba sizde kıtlık ve yoksulluk bilinci oluşmuş, o bahsettiğiniz kişilerde de bereket bilinci var. Bence parayla olan ilişkinizi bir gözden geçirin, aslında parayla olumsuz bir ilişkiniz olabilir bilinçaltında, bilinçli olarak zengin olmayı isterken.
0
limoncello
(05.09.16)
anladığım kadarıyla en çok "tatil" konusu yüzünden dertlenmişsiniz. onu da başkalarıyla kıyaslayarak yapmışsınız. en başta bu bakış açısının değişmesi lazım. başkaları ölçüt değildir.

ben de senelerdir tatil yapmadım, ayağım denize en son ne zaman girdi onu bile unuttum ama bunu bir eksiklik olarak hissetmiyorum. üzerime negatif bir mod eklemiyor yani.

kıyaslamayla çıkamazsınız bu işin içinden. çünkü herkesin aynı olduğu bir gerçeklikte yaşamıyoruz. sizin kazandığınız paranın 3'te birini "belki" kazanıp, ev geçindirenler var mesela. biraz da hayat "davranışların sonuçları vardır" kaidesi ile yaşanıyor. siz de davranışlarınızın sonuçlarındasınız şu anda. ne bileyim düğüm yapmasaydınız mesela. isteseniz yapmazdınız.

biraz da "istemek" önemli. facebook'ta kamprail gibi gruplar var. oralara bakarsanız yüzlerce insanın nerdeyse 0 TL ile onlarca yer gezmişliği oluyor. otostopla her yere gidiyorlar ve çadırlarda kalıyorlar. mis gibi tatil demek bu da.

siz fakir değilsiniz. sizin sadece masrafınız çok. bugün 46 yaşındaki (ama 35 gösterecek kadar enrjik, sporunu yapan vs.. birisiydi) mayıs ayında evlenmiş olan arkadaşımın öldüğünün haberini aldım. kalp krizi geçirmiş. çok da şeyyapmamak lazım yani.
0
matrix
(05.09.16)
Okul biter bitmez bir şantiyede işe girdim. İki haftada bir pazar eve gidiyordum. Bunun haricinde neredeyse sıfır masrafla yaşadım. 3 senenin sonunda peşin parayla ikinci el bir araba aldım. Çevremdeki arkadaşlarımın yıllardır arabası vardı ama ya babaları almıştı ya da ilk taksidini ödemişti. Arabayı kendi paramla almış olmak o zaman için çok iyi gelmişti. Aslında bu senin söylediğin kısır duruma işaret ediyormuş. O zaman anlayamamışım.

Evlendim, düğünü ve balayını’da aileden yardım almadan yaptık oh çok güzel. Tabi bu arada okul arkadaşlarım para biriktirirken ben yiyordum. Onun farkında değildim.

İlerleyen yıllarda okul arkadaşlarımın iş arkadaşlarım aldı. Sonuçta yine benzer okullardan mezun mühendislerden bahsediyorum. Sosyal statu olarak aynı insanlar. İş arkadaşlarım yurt dışında tatil yaparken ben annemin borçlarını ödüyordum. Devamında iş arkadaşlarım ev sahibi olurken, benim kredilerim yeni bittiği için peşinat ödeyemiyordum. "Sen de şurdan bir ev alsana niye kira ödüyorsun?" diyen insanları “Şimdilik ev düşünmüyorum” diye geçiştirmek bir süre sonra hakikaten can sıkıcı oluyor.

Aynı arkadaşlarım konut kredisi öderken zorlanmasın diye çocuklarının bakıcı/ana okulu masraflarını dedeleri öderken, bu sefer niye çocuk yapmıyorsun diye soruyorlardı.

Şimdi o arkadaşlarımın ev borçları bitti. Benimki yeni başlıyor. Evim de yine çevremdeki insanlara göre en kötü konumda. Bu sene oğlumuz dünyaya geldi. Çocuk odası, hastane masrafları vesaire derken bir baktım ki bütün birikimi sıfırlamışım yine. (Niye yaptın o zaman çocuğu demeyin yaş 34 oldu.)

Aslında az buz kazanmıyorum. Toplam gelirimiz senin söylediğinin biraz üzerinde. Yine de aileden gelen bir şey olmayınca. Ne kadar kazanırsan kazan maaşlı çalışıyorsan istediğin hayat standardını tuturamıyorsun. Şöyle söyleyeyim çevrendeki aynı işi yapan beraber çalıştığın insanların sahip olduğu aynı standardı tutturamıyorsun. Bu da insana koyuyor işte.

Sonuç olarak 100% katılıyorum. Aileden gelen bir şeyler yoksa. Fakirsin. Az bir sermayeyle ticarete girip şansı yaver gidenler bunun istisnası olabilir ama maaşla hiç bir şey olmuyor.
0
zombi
(05.09.16)
Bir döngüye sokmuşsunuz kendinizi. Öncelikle rahatlayın, çözülmeyecek bir mesele değil. Çok şükür ikiniz de Türkiye standartlarına göre fena sayılmayacak bir para alıyorsunuz. O borçlar da sonsuza kadar sürmeyecek. Elbet kapatacaksın.

Son paragrafın çok doğru. Çünkü bakış açın mevzuyu çok etkiliyor. Benzer bir süreçten geçiyorum. Çok şükür bir kısmını kapattım. Elim rahatladı biraz daha sabırla kalanı da kapatıp artıya geçeceğim. Çaresizlik hissinden kurtulun, pozitife odaklanın. Ben naçizane kendi uyguladığım yöntemleri sizinle paylaşacağım.

"Fakirsen fakir kalıyorsun" diyorsun ya bu işte bakış açısıyla alakalı. Çok basit bir örnek vereceğim. Mesela paran azsa, alışverişe gittiğinde temizlik malzemesi alacaksın mesela. 1 kilo deterjan 10 tl, 5 kg deterjan 35 tl mesela. Sen cebimde param kalsın "maaşa kadar idare ederim" diye kilosunu 7 TL'ye alabileceğin şeyi 3 TL daha pahalıya almayı seçiyorsun. Ve bu mantığı her yerde uyguluyorsun.

Şimdi bu söylediklerimi madde madde analiz edin eşinizle. Belki bazıları fazla gelebilir. Ama parayı ağaçtan toplamıyorsunuz. Evinizi bir şirket gibi düşünün. Nasıl çalıştığınız şirket bir kuruşu bile hesaplıyorsa siz de hesaplayın. Babamın işi sebebiyle yurt dışında da bulundum. Orada insanlar gerçekten parasının kıymetini biliyor. Ne yazık ki Türk insanı parasını har vurup savurmaya bayılıyor. Tasarrufu cimrilik sanıoyoruz. Halbuki biraz dikkatle çok güzel tasarruf edebilirsiniz. İnanın doğru planlamayla maaşınızı artırmadan harcamalarınızı kısabilirsiniz.

Şimdi sevgili eşinizi de alın madde madde bunların üzerinden geçin:)

1. Öncelikle kendinizi bu döngüden çıkaracağınıza inanın. İnanç çok önemli. Yukarda verdiğim deterjan örneğini unutmayın. Bunu başaracağınıza inanın. Bu bitecek. O borçlar ödenecek. Bu maddeleri eşinizle okumaya başladığınız andan itibaren kararınızı verin ve bu adımı atın.

2. Hepimiz bizi tasalandıran şeyleri görmezden gelme eğilimindeyiz. Ama çözmek için görmeniz lazım. Oturun ve kalem kalem çevrenizde kimlere ya da hangi banka ve kurumlara borcunuz varsa kuruşu kuruşuna yazın. Net tabloyu görmek her zaman iyidir.

3. Tablo muhtemelen korkutucu gelecek. Korkmayın. Şimdi bir aile bütçesi yapın.

4. Aile bütçenizi yıllık yaparsanız evinize giren parayı ve çıkan parayı daha net görürsünüz. 8*12=96k TL. Eğer bir aksilik olmazsa, zamlarınızı vs hariç tutuyorum. Önümümüzdeki eylül ayına kadar evinize en az 96000 TL girecek.

5. Şimdi harcamalarınızı ve borçlarınızı bir göz önüne alın. Atıyorum Mutfak masrafınız aylık 400-500 TL mi... bir yıllık masrafınızı görün. Temizlik masrafınızı, kiranızı görün. Hepsini yıllık görün.

6. Böylece farkında olmadan 5-10 diye harcadığınız kalemlerin ne kadar pahalıya patldığını gördünüz. Sakın moral bozmayın. Şimdi onları düşüreceğiz. Ama önce borçlar.

7. Borçlarınızı planlayın. Yani kredi kartlarınızı, tüketici kredilerinizi, elden aldıklarınızı sırayla kapatmayı planlayın. Eğer imkanınız varsa sağlam bir tüketici kredisi çekip o parayla tüm borçları kapatıp tek bir noktaya borçlanın. Kredi alamıyorsanız güvendiğiniz birinci derece bir yakınınızdan anne baba falan gibi kredi çekmesini rica edebilirsiniz. (hiçbiri olmuyorsa aman sakın eşten dostan, hele hele tefecilerden borç almayın)

8. Borcu tek seferde kapatamıyor musunuz? o zaman sırayla kapatacağız. Bankalarla borç yapılandırmak istediğinizi konuşabilirsiniz. Kredi kartlarınız varsa, artık sadece bir kredi kartınızı kullanın. Diğerlerini sadece ödeyin. Yıllık bütçe yaptık ya hani. Mesela deyin ki ben bu yıl bu 96.000'in 5000 TL'siyle kredi kartlarımı kapatacağım. Bunu da her ay 500 500 ödeyerek 10 ayda yapacağım deyin ve ödeyin. Hala borcunuz kalacak elbet. Ama acelemiz yok. Kendimizi sıkmadan, dara düşmeden hepsini kapayacağız.

9. Kredi kartlarınızı gerçekten kullanmayın kapatın. Ya da bir süreliğine sadece birini kullanın ama diğerlerini kapatın. 1-2 ay sıkın dişinizi sadece makarna yeyin, ama hepsini ödeyin. Kredi kartından kurtulunca göreceksiniz çok daha rahatlayacaksınız. Bu en önemli adımınız olacak. Diğer kartları kapatınca elde kalan son kartı da ödeyin ve kurtulun.

10. Borç ödemek zor ve yorucu bir süreç. Kendi düzeninizi bulmanız zaman alabilir. Ama bir rayına oturtursanız tıkır tıkır ödersiniz.

Borç kısmını şimdi bir kenara koyuyorum. Gelelim masraflara:

11. Yıllık bütçe yapınca gördüğünüz gibi ufak görünen kalemler aslında nasıl da büyüyormuş. O zaman "aslında hiçbir şey harcamıyorum" dediğiniz şeyleri yeniden gözden geçirme zamanı.

12. Öncelikle alışverişten başlayalım. TEmizlik malzemeleri en önemli kalem. Buradaki ufak değişiklikler bütçenizi accayip etkiler. Temizlik malzemesi bozulmaz, saklanabilir, depolanabilir. Ve bu ürünlerde paket büyüdükçe fiyat düşer. O yüzden alışverişlerinizde en uygun fiyatla alabileceğiniz en büyük paketi alın. Markaya çok takılmayın. Gerçekten kötü 3-5 marka dışında deterjanların, yüzey temizleyicilerin vs hepsi aynı. ATıyorum her ay evinize 5 kg deterjan alıyorsanız yılda 60 kg deterjan alıyorsun demektir. O zaman buna göre al. Sen 5kg paketi 30 tlye alıyorsun. 10 kg paket 50 tlyse, 5kg başına 10 tl zarardasın.

13. Markete hesap makinesiyle gitmeye korkmayın. ÖZellikle temizlik ürünlerinde bunun kilosu kaça geliyor diye bölün, çarpın. GErçek örnek vereceğim. Geçen ay markette bulaşık makinesi tabletinin 60lısını alayım dedim. Sonra fark ettim ki 10lu paket alırsan 2.si yarı fiyatınaydı. 100 tane alırsam 60'lı fiyatına geliyordu. 10 tane 10lu paket aldım. herkes garip garip baktı ama ben kar ettim, onlar etmedi.

14. Mümkün mertebe aylık alışverişinizi tek seferde yapın. İstanbul'daysanız metro gross marketten özellikle temizlik ürünlerini aşırı ucuza getirebilirsiniz. Yaklaşık bir senedir oradan alıyorum. Ve bahsettiğim gibi büyük büyük alıyorum. Bu arada onların kendi markaları var aro ve hohneca mı öyle bir şey. Birçok üründe onları tercih edebilirsiniz.

15. Sebze meyveyi tam tersi ihtiyacınız kadar alın. Çünkü aldığınızın %20-%30'unu kullanamadan çürütüyorsunuz. Paranıza yazık. Bu arada sebze meyveyi dolapta poşette değil, nemi alsın diye kağıt havluya sarıp koyun dolaba. Böylece daha uzun dayanır çürümeden. Bu arada gıda alışverişilerinizde şok, bim, a101 gibi ucuzluk marketlerinden yapın. Onların kendi markalarını kullanın. Promosyonları takip edin. Eğer kısa sürede bozulmayacak bir ürün ucuzlamışsa, alabildiğiniz kadar çok alın. Daha sonra pahalıya almaktansa ucuzken bolca alın.

16. Giyim alışverişlerinizi sezon sonu indirimlerinden yapabilirsiniz. Ya da outlet storelardan. Ya da markaların fabrika satış mağazalarından.

17. Markete giderken listeyle ve "şu kadar harcayacağım" kararıyla gidin. Sepete attığınız her şeyi hesaplayın. Limitinizi geçiyorsanız bilinki ihtiyacınız olmayan bir şey almışsınızdır. Tekrar gözden geçirin:)

18. Evinizin yalıtımını gözden geçirin. Pencereler falan. Ciddiyim, farkında olmadan doğalgaza fazla ödemeyin. Mesela perdeler kaloriferleri örterse evin daha zor ısınır. Which means daha fazla para.

19. Araba varsa satın. İstanbul'da aylık akbil kullanırsanız seyahat masrafınız düşer. (Şimdi extreme bir teklifim olacak. Öğrenci pasosu edinin. Tek yapmanız gereken açıköğretime yazılmak. Aylık mavi kart 180 tl, öğrenci kartı 70 tl'ye doluyor. Açıköğretimin yıllık harcına rağmen yılda adam başı 200 TL'ye yakın az ödersiniz. İki kişi 400 TL daha az ödeme demek. Tebrikler, mutevazı bir haftasonu tatili kazandınız)

20. Yukardaki örnek çok ekstrem gelebilir ama mantığı kavramanız lazım. Bu cimrilik değil, fırsatları görmek. Bir şeyi daha ucuza çözme fırsatınız varsa çözün. Etraf ne der diye düşünmeyin. Sonuçta o ödemeyi onlar yapmayacak.

21. TAmam kemerleri sıktık ama bir yere kadar. Yaşamayı da unutmayalım. Ne yapın edin, ayda bir ya da iki akşam eşinizle bütçenizi sarsmayacak bir yemeğe çıkın. bu tarz şeyler gerçekten iyi hissetmek için çok önemli.

22. Bir şeyler yapmak demek illa çok para harcamak demek değil. Bir cumartesi ailenizle gidin modada 2 çay için, 2 sokak dolaşın mis gibi denize bakıp eve dönün. O sıkışmışlık hissinden kurtulmak için çok iyi gelecek.

23. Tatillerinizi tur şirketlerinden değil kendiniz ayarlarsanız çok ucuza gelir. Mesela 7-8 ay önceden başlayın planlamaya. Bir ay uçak/otobüs biletlerini alın. Bir sonraki ay oteli ayırtın. Momondo.com, booking.com vb gibi yerlerde ideal fiyatlar bulabilirsiniz.

24. Telefon, internet, tv, digiturk vb gibi hizmetlerinizi gözden geçirin. BAzen farkında olmadan kullanmadığınız servislere çok ödüyor olabilirsiniz. TArifelerinizin belki daha ucuzları vardır. Onlara geçin.

25. PAra konusunda birbirinizi asla suçlamayın. Birbirinize karşı açık ve dürüst olun. Kötü hissedebilirsiniz ama bu ikinizin de kabahati değil. Birbirinizi çok kolay demotive edebilirsiniz. Ama önemli olan inanıp bu borçlardan birlikte kurtulmak.

26. Lüks harcamayın ama ufak lüksleriniz olsun. Yoklukla yoksunluk karışmasın. Giyim kuşam iyi hissetmek için önemlidir. Ayda 1-2 parça da olsa bir şey alın kendinize. H&M'in Bershka'nın falan fırsat köşelerinde muazzam şeylere denk gelebilirsiniz. 60 TL'lik gömleği sezon sonunda 15 TL'ye alabilirsin mesela. Ve o 15 TL verdiğin gömlek sana ummadığın bir özgüven kazandırabilir.

27. Ufak lükslerden kastım iyi hissettirecek ilgi alanları mesela. Ne kadar borç içinde olsanız da kendinize bir hobi bütçesi yapın. İkinizin de her ay 50 TL harcama hakkı olsun mesela. ATıyorum ben dergi okumayı çok severim ve gidip saçma sapan yabancı dergilere 20-30 euro öderim. Ya da her ay kendine orijinal bir jazz albumu almak gibi şeyler işte. Buna saçmalık bütçesi deyin:)

30. YAşayın. Gerçekten yaşayın. Yaşamanın para harcamak olmadığını kavrayarak. Dediğim gibi gidip bir çay/kahve içip eve dönmek bile eve kapanıp "bu borçlar nasıl ödenecek" diye hayıflanmaktan iyidir.

31. Ev almak zorunda değilsiniz. Ancak 20 yıl sonra senin olacak bir eve her ay kendine eziyet ede ede ödeme yapmak mantıklı değil. İlerde bir gün elbet olabilir. Şu anda evim yok diye üzülmeyin. Bunu dert etmeyin. Gençsiniz. Çocuğun olursa o düşünsün:)

32. Şükredin. Sahip olamadıklarınıza bakıp hayıflanmaktansa sahip olduklarınıza bakıp şükredin. İyi kötü başınız sokacak bir yuvanız var. Birbirinizi seviyorsunuz. GEnç bir ailesiniz. Çok şükür güzel işleriniz var. Türkiye için fena olmayacak bir geliriniz, dostlarınız var. Hepsi için şükredin her gün. Bunu yapmak endişelerinizi azaltır.

Not: Her ay kenara 100 200 para atın. Atarsınız. Hadi 50 TL atın. 8000 TL alıyorsanız 7950 alıyor gibi düşünün. HArcamaya başlamadan önce 50 tl'nizi yatırım hesabınıza atın. 200 lira bile olsa kenarda bir miktar paran olması hissi iyi gelir. Ufak ufak başlar büyütürsünüz. Bugüne kadaar havaya gidenleri düşünün bundan sonra gitmesin işte.

Bu saydıklarım sadece bir mantık sıralaması. Asla ama asla parayı hayatınızın odağı yapmayın. Üzer. Sadece dikkatli kullanın işte. PAranıza tam hakim olun yani.


Uzun uzun yazdım. Çünkü o psikolojiyi o durumu yaşadım. Ne olduğunu biliyorum. Yardımcı olabilirsem ne mutlu. Sorunuz olursa çekinmeden yazın. Elimden geldiğince tavsiye vermeye çalışırım. Özlem denizmen diye bir kadın var onun kitabını okuyun. paratic.com'a da arada bakın.

Bir de tavsiyem bu psikolojiden kurtulmak için uplifers.com'daki makaleleri okuyun.

NOT 2: Kiranız biraz yüksek sanki. Nerede oturuyorsunuz bilmiyorum ama 2000 TL'nin biraz altına inebilirseniz şahane olur. 3+1'se 2+1'e geçin. 2+1'se bir iki sene 1+1'de oturmayı değerlendirin.
0
anten
(05.09.16)
(10)

Alsancakta nerde bira içeyim?

bigbadabum
Hmm? Midye de olursa iyi olur. Tek olucam, gözümün içine bakmasınlar kalk diye.
Hmm? Midye de olursa iyi olur. Tek olucam, gözümün içine bakmasınlar kalk diye.
0
bigbadabum
(02.09.16)
muzaffer izgü sokakta tabiiki.
özellikle bir yer istiyorsan kovanı tavsiye ederim. midye yok ama.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(02.09.16)
miço'ya git (hala varsa).papalina da ye ama.
0
anonymice
(02.09.16)
Çime otur ,ye,iç.Çöpünü kaldır ama
0
işteöylebirşey
(02.09.16)
çim +1. tekelde tuvalette var nereye işeyeceğim derdi de yok.
0
nedendir bilinmez
(02.09.16)
kahve bahane olabilir. çim de olabilir.
0
rain when i die
(02.09.16)
kovan tatlış olmuş +1
sardunya da olur aynı sokakta

midye mekanlarda olmuyor ama sokaktan geçerken alır yersin mekanda.
0
freya
(02.09.16)
Yenidoğana iyiydi normalde, bugün kapalıymış.
0
🌸bigbadabum
(02.09.16)
Kimse kordon cafeyi yazmamis. Kapandi mi acaba? Orada tek icip etrafi izlemek guzel oluyordu
0
bir3iki7
(02.09.16)
Midye de özellikli olsun diyorsan midyeli ye git. Ya da onun hemen yanında köşedeki meli malona git:)
0
bir ileti paylastim
(02.09.16)
Deep rock bar, mekanda midye yok ama sokaktan bir sürü midyeci geçiyor onlardan bir tabak alabilirsin.
0
deathlyhallows
(02.09.16)
(10)

yoğurt ne kadar dayanır?

kibritsuyu
ne kadar hijyenik üretilirse üretilsin, ne kadar sıkı ambalajlanırsa ambalajlansın bir market yoğurdu bozulmadan ne kadar uzun süre dayanabilir?markasını veremeyeceğim fakat haziran ayında buzdolabının dibinde unuttuğum ve son kullanma tarihi 31 ocak olan üç küçük paket kapalı yoğurt buldum. birini
ne kadar hijyenik üretilirse üretilsin, ne kadar sıkı ambalajlanırsa ambalajlansın bir market yoğurdu bozulmadan ne kadar uzun süre dayanabilir?

markasını veremeyeceğim fakat haziran ayında buzdolabının dibinde unuttuğum ve son kullanma tarihi 31 ocak olan üç küçük paket kapalı yoğurt buldum. birini açtım, bozulma belirtisi yoktu. ne küf, ne koku. bilim adına bütün riskleri göze alıp tadına da baktım, normaldi. yemedim tabi attım çöpe (gerçi keşke atmasaydım diyorum, ambalajı açıkken kaç gün bozulmadan duracak onu da denerdim).

kalan açılmamış iki tanesinin birini buzdolabına geri koydum, birini de yaz sıcağında açığa, hatta pencerenin önüne koydum. kışın da kalorifer üstünde duracak. sene-i devriyesinde açıp bakmayı düşünüyorum.

fabrikası "o kadar hijyenik üretiyoruz, o kadar sağlam ambalajlıyoruz ki, ne içinde bakteri kaldı, ne dışardan hava girer" diye savundu kendini. ben ise bunun yoğurt olmadığı kanaatindeyim.

ne dersiniz hakikaten hijyenle ambalajla 8 ay bozulmadan durur mu yoğurt?
0
kibritsuyu
(02.09.16)
içine bi' sürü saçmasapan katkı maddesi koyuyorlar bozulmasın diye. bence de o artık yoğurt değil.

bu arada birkaç ay evvel tarihi geçmiş yoğurtların ambalajını (üstteki kapağı yani) yenileyip tekrar satışa sunuyorlar diye bir şey okumuştum, pek ihtimal vermemiştim ama yazdığınızı gördükten sonra ikna oldum.

evde yapın yoğurdunuzu.
0
evde liyakat kalmamis
(02.09.16)
Paketi açıkken 10 günden fazla dayanmiyor ama kapalıyken uzun saçlı onkolog bir amca var, ismini unuttum şu anda; bahsettiginiz gibi bir deney yaptığını söylemişti. Sanırım yaklaşık 1 sene bekletmis, açtığında bir bozukluk yokmuş.
0
fraise
(02.09.16)
Bu kadar katkı maddesi olan ürünlerin buzdolabında kapalı pakette bu kadar dayanmasını ben garipsemiyorum, fakat aynı zaman da aşırı zararlı katkı maddelerini de kullandıklarını düşünmüyorum, mesela biz inek sütünü kaynatıp buzlukta saklıyoruz ve haftalarca dayanabiliyor(daha doğrusu 3-4 hafta içinde tüketiliyor, bu yüzden bozulma zamanını yakalayamadık) tabi dondurmak ayrı olsa da aman tanrım bize ne yediriyorlar diye hey heylenmek saçma bence.

Bir de evet o şeyler yoğurt değil bana göre de, gerçekten yoğurt yapan bir yerde bir yoğurt yerseniz bir daha o hazır yoğurdu tüketmek istemeyebilirsiniz.
0
atom karincanin torunu
(02.09.16)
fabrikası koruyucu katkı maddesi kullandığını kesinlikle reddediyor. bakınız gelen açıklama aynen şöyle, firma ismini ve fabrika mevkiini sildim. açıkçası ben pek ikna olmadım:

"yoğurt, bileşimce zenginleştirilmiş sütün yoğurt bakterileri (streptococcus thermophilus ve laktobacillus delbrueckii subsp. bulgaricus) tarafından fermente edilmesiyle elde edilen bir süt ürünüdür. bu nedenle, öncelikle yoğurt üretiminde kullanılacak sütün yağsız kurumaddesinin (sütün %87-88’i su, %12-13’ü ise kurumaddedir), özellikle de protein içeriğinin %30-35 oranında artırılması gerekir. bunu gerçekleştirmek için de, %8-9 olan yağsız kurumadde oranı %12’ye kadar yükseltilir. bu, kıvamlı, geleneksel yoğurt yapabilmek için bir ön koşuldur. bu nedenle, ... süt ürünlerinde yoğurt üretilirken sütün yağsız kurumaddesi ve proteini ultrafilitrasyon yöntemi kullanılarak artırılır
.
yoğurdun kalitesine (raf ömrüne) etki eden ikinci önemli faktör ise, kullanılan mayanın özelliğidir. starter kültür de denilen yoğurt mayası, esas olarak birbirleriyle ortak bir yaşam sürdüren iki bakteriyi (streptococcus thermophilus ve laktobacillus bulgaricus) içerir. biz işletmemizde yoğurt üretimde kullanılacak bakterileri seçerlerken çok titiz bir çalışma yapmaktayız. çünkü maya içindeki yoğurt bakterileri sadece sütteki laktozu parçalayarak laktik asit oluşturmazlar, aynı zamanda asetaldehit, diasetil gibi, yoğurdun tat ve aromasında etkili olan karbonil bileşenlerini de oluştururlar. ayrıca, bunların çalışma hızları ve aroma maddeleri oluşturma yetenekleri de farklılık göstermektedir. açıkçası, metabolik özellikleri çok farklıdır. optimum çalışma koşulları (ph, sıcaklık vb) arasında farklılıklar vardır. özellikle, laktik asit oluşturmaları arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır. oluşan asidik ortam aktiviteyi sınırlayabiliyor. ayrıca, yoğurt bakterileri tarafından anti-mikrobiyel maddeler de üretilebiliyor. bunlar yanında çoğalmalarında sınırlandırmalar yapabiliyor. kısacası, süt teknolojisinde kullanılan yoğurt mayalarının aktiviteleri, yoğurtlaşma aşamasından sonra, oluşan asit ortamına, soğutmaya ve bakterilerin diğer özelliklerine bağlı olarak oldukça yavaşlıyor, adeta duruyor. bu sebeple aşırı ekşilik problemi ortadan kalkmaktadır.

endüstriyel yoğurtların bozulmadan uzun süre dayanmasının bir nedeni de, üretim aşamasında yoğurtlara herhangi bir bulaşma (mikroorganizma bulaşması) olmamasıdır. çünkü, iyi hijyen uygulamaları (ghp), dışarıdan olabilecek bulaşmaları önlemektedir. bizde bu bağlamda hijyenik dizaynlar, yeni teknolojiler, otomasyon ile üretim ve cıp (cleanıng ın place) sistemi ile yapılan temizlikler kullanarak ...'da kurmuş olduğumuz yeni fabrikamızda bu koşulları sağlamaktayız.

bunlar endüstriyel yoğurtların raf ömrünü uzatan temel faktörlerdir. bunun dışında, yoğurt üretiminde bakteri faaliyetini önleyici her hangi bir koruyucunun kullanılması mümkün değildir. yasal olarak kullanımı da yasaktır. ayrıca, süte ilave edilen maya miktarı, mayalama sıcaklığı, mayalama süresi, mayalama sonu asitliği, soğutma süresi ve şekilleri gibi çok sayıda parametre (değişken) de yoğurtların raf ömrünü etkiler. işte, bütün bu parametrelerin uygun şekilde optimizasyonuyla yoğurt kalitesi, raf ömrü, su salmaması istenilen şekilde düzenlenebilir.

kısaca belirtmek gerekirse, kurumadde özellikleri, kullanılan mayanın özellikleri, hijyenik üretim yanında, yoğurt üretimindeki önemli parametrelerin(maya miktarı, mayalama sıcaklığı, mayalanma süresi, mayalama sonu asitliği, soğutma vb.) çok iyi optimize edilmesi, endüstriyel yoğurtların uzun raf ömrüne sahip olmasını sağlayan temel etkenlerdir."
0
🌸kibritsuyu
(02.09.16)
yani madem yazdığınız gibi kibritsuyu, neden iki üç haftalık veriyorlar son tüketim tarihini, altı aylık versinler madem. onu da açıklasalarmış iyiymiş. gıda mühendisi değiliz ya, sallayıp duruyolar. gereksiz yere bi' sinirlendim yalnız. yanlış düşünüyorsam lütfen düzeltin.
0
evde liyakat kalmamis
(02.09.16)
yoğurdun bozulması tadının ekşimesi, sümük kıvamına gelmesi ile olur zaten. küf, dışarıdan gelir. ev yoğurdu da böyle.

zaten sen de araştırmanı yapmışsın :) ev yoğurdu da epey dayanır aslında eğer güzel saklanırsa

"katkı maddesi"nden kasıt ne gerçekten anlamıyorum. o katkı maddesini (maya) evde yoğurt yaparken de koyuyorsun.
0
la noix
(02.09.16)
Şöyle düşünüyorum; öyle bir sterilize etmişler ki içinde yararlı zararlı hiçbir mikroorganizma kalmamış.
0
petekpare
(02.09.16)
Bu arada yogurtlarda olan şey petekpare'nin bahsettiği durum oluyor. Yani evet, katkı maddesi kullanmiyorlar ama içindeki yararlı zararlı bütün bakterileri olduruyorlar. Bu durumda da beyaz bir madde yemiş oluyorsunuz sadece.

Ben bir ara baya arastirmistim. Hatta evde yapılan yogurtlarin da başka handikaplari var; tamamen sağlıklı, mükemmel yoğurt elde edemiyoruz. O yüzden koyverdim gitti artık :)
0
fraise
(02.09.16)
Haha, benim de dikkatimi geleneksel yogurt tanimi cekti. Demek gelenelsel yogurt yapiminin onkosulu sutun islenmesiymis.
0
f_d
(02.09.16)
bence sorun son kullanma tarihinde. üretici zaten normalde bozulacağını bildiğinden çok daha önce bir tarihi yazıyordur. yani sonuçta 1 ocakta bozulacak denen ürün iki ay taze durup durup aniden küflenmiyordur 3 saat içinde. ki 2 ayda -ekşime hariç- bozulmayan yoğurt sekiz ayda da bozulmaz bence saklama koşulları değişmediyse. kabın açılması bambaşka bir konu tabii.
0
freya
(02.09.16)
(4)

part- time için iyi para veren mağazalar/şirketler?

bir fincan kahve ile film izlemek
izmir'de part time iş bakıyorum.iki yer ile görüştüm şu ana kadar. biri haftada 30 saat için 850 lira söyledi. bir diğeri de haftada 36 saat için 650 lira dedi. bir de haftasonları full mesai (sabah 10- akşam 10) dediler.gördüğünüz gibi arada epey fark var haliyle. oluru, standartı nedir bunun?800 +
izmir'de part time iş bakıyorum.

iki yer ile görüştüm şu ana kadar. biri haftada 30 saat için 850 lira söyledi. bir diğeri de haftada 36 saat için 650 lira dedi. bir de haftasonları full mesai (sabah 10- akşam 10) dediler.

gördüğünüz gibi arada epey fark var haliyle. oluru, standartı nedir bunun?
800 + veren yerler biliyor musunuz?
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(02.09.16)
Zara'da haftada 30 saate 1200 civari alirsin
0
memetemmiyirahatbirakin
(02.09.16)
Sadece Zara değil bütün inditex markalarında alırsın ama zor alırlar işe. Online başvurma mağazaya gidip cv bırak.
0
hala mi ceren yahu
(02.09.16)
decathlon gaziemir'e git.
0
teknikekip
(02.09.16)
saatlik ücret aylık ücretin 225e bölünmesiyle bulunur. asgari ücret şu an agi hariç 1176,47 tl yani 1176.47 / 225 = 5.22 saatlik ücret. part - time ayda maks 120 saat çalışabiliyor. yani ayda maksimum 627 tl maaş alabiliyorsun. agi de 123 tl 750 tl eder. yani bir ayda part time olarak maksimum saatinde çalışırsan alabileceğin en düşük ücret 750 tl.
0
freya
(02.09.16)
(3)

Astroloji

met
Merhaba, takip ettiğiniz astroloji üzerine guzel yorumları olduğunu düşündüğünüz kişiler,web siteleri var mı?
Merhaba, takip ettiğiniz astroloji üzerine guzel yorumları olduğunu düşündüğünüz kişiler,web siteleri var mı?
0
met
(01.09.16)
www.theflatearthsociety.org

Ben burayı seviyorum. Astroloji konuları da var.
0
Adramelekhh
(01.09.16)
www.youtube.com ben bu kadına çok gülüyorum, sırf dalgasına izliyorum
0
nice tnetennba
(01.09.16)
nurçin biran. tivitırı - @saturndenkacan
0
freya
(02.09.16)
(16)

erkekler severken de aldatır mı ?

Esinsin
evetse neden aldatır ?aldatıp pişman olanınız var mı ? affedilip tekrar yapanınız ?affedilmeyip mahvolanınız vs vs yazın işte deneyimlerinizi
evetse neden aldatır ?
aldatıp pişman olanınız var mı ?
affedilip tekrar yapanınız ?
affedilmeyip mahvolanınız vs vs yazın işte deneyimlerinizi
0
Esinsin
(26.08.16)
kız şişkoysa aldatır.
genellikle olunmaz.
affediyosa tabii ki tekrar yapacak adam. bulmuş kek sevgiliyi...
affetmeyen kıza helal olsun ellerinden öpüyorum. kız gibi kızdır.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(26.08.16)
seviyosa aklına aldatmak falan gelmez, yemeyelim birbirimizi.
0
baharat
(26.08.16)
hayır aldatmaz.
0
naberabi
(26.08.16)
hayır. net.
0
whatyougetiswhatyoudid
(26.08.16)
seven insan asla aldatmaz.
0
evde liyakat kalmamis
(26.08.16)
Karakter meselesi. Erkek severken de aldatabilir.


.
0
kartallar yuksek ucar
(26.08.16)
kadın erkek olarak değil birey olarak bakarsak aldatır.

sevgi başka sevişmekten keyif almak başka bişi
0
prezarlatif
(26.08.16)
sevgi ve cinsellik farklı şeyler.Seven erkek eğer cinsel hayatları yoksa yada kötüyse aldatabilir(şerefine kalmış)

sevgi ve cinsellik iyi olmasına rağmen yanından geçen mini etekliyle gene de yatmak ister.Ama her iki durumda da aldatmak şerefsizliktir.

Affetmeyin.
0
izmirlimuh
(26.08.16)
aşıkken aldatmaz, fakat olay aşktan sevgi boyutuna geçince aldatır.Çevreme ve kendime bakarak söylüyorum, bir kişiye bağlı kalan insanlar, bu yaptığını fedakarlık olarak görüp karşı tarafın burnundan getirmeyi kendine hak görüyor, böylece karşındaki kişiyi tüketiyorsun.
0
Raul1903
(26.08.16)
Cesario+1
Öpüp, sarılıp kokusunu içine çekmek bile yeter.
0
bir3iki7
(26.08.16)
erkek de kadın da aynı bence bu konuda.
severken de aldatılır.
pişman olmadım pişman olacak olsam neden aldatayım.
aldatmam çok sevmemi değiştirmedi, daha bile çok sevdiğim oldu.

(burda bahsettiğim aldatmak bir yandan diğer bir ilişkiyi normal normal yürütmek değil.)

edit: aşıkken, ama burdaki aşk çok sevmek değil, hormonal olan kulaklardan kan getiren cinste aşk, zaten bence maks 20 yaşında bitiyor, hah işte böyle bir şey varsa kimsenin aklına gelmez, adı üstüne gözün falan kör zaten karşı cins kermite benziyor.
0
freya
(26.08.16)
-evet.
-tamamen sekssel.
-evet, üstün performans beklediğin kızdan verim alamayınca bunun için mi kendi öz kız arkadaşımı aldattım lan ben diye pişmanlık yaşanıyor.
-yakalanmadım ki affedileyim.
-yaw diyom ki; yakalanmadım ki affedileyim.
0
seyduna6687
(26.08.16)
Evlilik hazirliginda olup, sevgilisine aşkından ölüp bittigini her firsatta soyleyen adamin da aldattigini gordum..acgözlülükten kaynaklanan bisey olabilir.eline firsat gectiginde adamlar bu firsati tepmek aptalliktir diye de düşünüyor olabilir ya da sacmasapan bi heyecan arayışı bilemiyorum.affetmemek lazim bence.
0
astrid
(26.08.16)
karakter meselesi +1. karaktersiz adam için seviyor olmak aldatmaya engel değil, sevme boyutu farklı olabiliyor insanların.
0
baba jo
(26.08.16)
Cinsel yönden bir tatmin edici durum yoksa aldatır. Aldattığı kişiyi sevmek zorunda değil, sevdiği insan tatmin edemediği için yapıyor adam. Pişman olmaz, afederse aynı pozisyonda yine yapar. Burda şöyle şerefsiz böyle gavat diyenlere bakma ilk fırsatta onlarda yapar. Bizim millet götünde don yokken kuru sıkı atmaya bayılır.
0
gozu acik sevisen yahudi
(26.08.16)
neden "erkek"? Severken, sevdiğini söylerken aldatan nasıl 1421424 kadın varsa, erkek de vardır aynı sayıda/oranda elbette.

ben hiç aldatmadım (sevip sevmemek falan fark etmez) ama aldatan arkadaşlarım oldu.
0
nawar
(26.08.16)
(10)

Dizı tavsiyesi vol bilmem kaç

fraise
Sonunda bu duyuruyu ben de açmis bulunmaktayım. Eski duyurulara baktım ama hep standart diziler önerilmiş. Dün fringe'i izleyip bitirdim. Çok severek izlemiştim her bölümü. Daha önce six feet under ve house'u da aynı zevkle izlemiştim. House of cards, game of thrones ve masters of sex güncel izlediğ
Sonunda bu duyuruyu ben de açmis bulunmaktayım. Eski duyurulara baktım ama hep standart diziler önerilmiş.

Dün fringe'i izleyip bitirdim. Çok severek izlemiştim her bölümü. Daha önce six feet under ve house'u da aynı zevkle izlemiştim. House of cards, game of thrones ve masters of sex güncel izlediğim diziler. 20 dakikalık dizilerden HIMYM var. (Friends demeyin; birkaç bölüm izledim, sevemedim)

Bunlara göre 4-5 sezon birikmiş bölümleri olan fakat 10 sezon gibi uzun olmayan ( her zaman vaktim olmuyor, fringe'ı 1.5 senede bitirdim), güzel dizi onerileriniz var mıdır? Teşekkür ederim şimdiden herkese.

Not: bu duyurulara kesin Breaking bad ve oz önerileri geliyor. İkisine karşı da onyargiliyim. Fazla gri diziler bana göre, ben içinde biraz da eğlenceli unsur bulundursun istiyorum.
0
fraise
(25.08.16)
Black Mirror, Utopia ve Tyrant.
0
fragile lady
(25.08.16)
Shameless. Ekimde 7. sezon başlayacak. Fazlasıyla eğlendirici unsur da var. :D
0
pomknos
(25.08.16)
modern family dene? seinfeld? :)
0
evde liyakat kalmamis
(25.08.16)
en sevdiği dizi fringe olan biri olarak hiçbi diziden o tadı alamadığımı belirteyim öncelikle, daha sonra da ona en yakın kafalar bence sense8'te akıyor. tek problem şu an tek sezon olması ve maks 2 sezon olacak sanırım :( stranger things de deli gibi giriş yaptı ortamlara bence izlemekte fayda var.
0
freya
(25.08.16)
Komedi mi?

The Office US !!!
0
plastic_angel
(25.08.16)
freya+1

Netflix gerçekten dizide mükemmel ötesi işler çıkartıyor. Narcos, Stranger Things (2. sezonda inanılmaz şeyler bekliyor bizi), Marco Polo, Scream yani aylık 30 lira veriyorum ama her kuruşu değiyor. Gelecek yıl için de 5Milyar$ bütçe ayırmışlar. Netflix'den yürü bence.
0
gozu acik sevisen yahudi
(25.08.16)
şimdilik tek sezon ama Preacher'ı izlememek olmaz derim ben. Muhteşem idi. Tabi gönülümüzün sultanı Person of interest de (4 sezon sürdü) izlemek lazım. Şimdilik 2 sezon sürmüş olan Daredevil de ağızlarda ayva tatlısı tadı bırakmakta.
0
matrix
(25.08.16)
Eğer ingliş hüğmır seviyorsan (bkz: The IT Crowd) en iyisidir. kesinlikle öneririm. dizi biteli bi 5-6 sene olmuştur ama sık sık açıp izlerim.
4 sezon
totalde 24 bölüm
0
rawr
(25.08.16)
@rawr: heee ya. iyi hatırlattın bak onu. bi ara al baştan yapayım yeniden. ama hepsinin zirvesinde Seinfeld oturur, kabul edelim.
0
matrix
(25.08.16)
The office.
0
bigbadabum
(25.08.16)
(17)

sağlam gerilim filmi önerisi

nucleon
merhaba, evet tavsiye varsa alayım, son dönemde çıkanlardan da olur, eski de olur, vaktime değsin ama.teşekkür ettim.
merhaba, evet tavsiye varsa alayım, son dönemde çıkanlardan da olur, eski de olur, vaktime değsin ama.

teşekkür ettim.
0
nucleon
(25.08.16)
izledim onu, çok güzel filmdi.
0
🌸nucleon
(25.08.16)
signs
0
kurnaz
(25.08.16)
yeterince gergin değil miyiz....
room ( 2015) bu beni germişti.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(25.08.16)
You're Next dışında hepsini izledim arkadaşlar.
0
🌸nucleon
(25.08.16)
kaçış yok beni germişti
0
skid row
(25.08.16)
shining
zodiac
cloverfield yolu no:10
0
iglesias
(25.08.16)
cloverfield lane 10'i de mi izledin?
0
evde liyakat kalmamis
(25.08.16)
coherence?
0
kurnaz
(25.08.16)
shining i izlemedim ama onu daha sonraya özellikle bırakıyorum
0
🌸nucleon
(25.08.16)
(bkz: the innocents)
0
tepedeki psychedelic adam
(25.08.16)
harvey
(25.08.16)
rec
rec2
0
yazar yazmaz yazan yazar
(25.08.16)
son üç öneri güzel. başka varsa alırız ama :)
0
🌸nucleon
(25.08.16)
www.korcaninseyirdefteri.com

bu liste de çok iyi ayrıca. ispanyollar hakkaten bu işin kralı ya.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(25.08.16)
jason bourne (1-2-3-5)
0
icim urperiyor
(25.08.16)
The Conspiracy (2012)
0
freya
(25.08.16)
Tesis (1996)
Los ojos de Julia (2010)
Jacob's Ladder (1990)
0
RedGoldGreen
(25.08.16)
(26)

Kuzenle evlilik

zgrydn
şimdi benim ailede ve dolayısıyla bende hakim olan anlayış şu ki "nasıl dayıyla, teyzeyle - halayla evlenilmez ise kuzen de akrabadır. dolayısıyla evlenilmez" şeklinde. ona göre yetiştirildim. bilimsel - etik bir takım veriler ışığında hakikaten de doğru olanın bu olduğuna kanaat getirdim ancak türk
şimdi benim ailede ve dolayısıyla bende hakim olan anlayış şu ki "nasıl dayıyla, teyzeyle - halayla evlenilmez ise kuzen de akrabadır. dolayısıyla evlenilmez" şeklinde. ona göre yetiştirildim. bilimsel - etik bir takım veriler ışığında hakikaten de doğru olanın bu olduğuna kanaat getirdim ancak türkiye'de - özellikle muhafazakar kesimde - bu mevzunun ne kadar yaygın olduğunu anlayınca ufak bir şok geçirdim. merak ettiğim bir kaç şey var.

1- kuzeninizle evli misiniz, evlenmeyi düşünür müydünüz?

2- bu durum şahsi etik anlayışınıza uygun mu? size ve çevrenize göre kuzenle evlilik ne kadar normal? sizin çevrenizde ne kadar yaygın?

3- kuzenle evliliğe özellikle müslüman coğrafyasında daha çok rastlanmasının sebebi ne olabilir?

tikler gelecek.
0
zgrydn
(22.08.16)
1) Biz kuzenlerle kardeş gibi yetiştiğimiz için böyle bir şey düşünmemin imkanı yok.
2) Yakın çevremde hiç yok.
3) Aile bağlarının, aile büyüklerinin genç bireylerin hayatında söz sahibi olacağı derecede "güçlü" olduğu çevrelerde bu tip evlilikler popüler. Aileye yabancı girmemiş oluyor, mallar bölünmüyor vesaire.
0
zombi
(22.08.16)
Kuzen benim icin de kardes gibidir.

Bu topraklarda kendi oz kizina tecavuz eden babalar da var. Bakiniz dunun haberleri...

(Simdi biri ama avrupalilar da hep tecavuz ediyor onlar yapiyorsa bizim de hakkimiz diye salak salak yorum yapmasin)

Cok rastlaniyor olabilir cunku mirasin ya da sirketin bolunmesini istemiyorlar. Bir de kadinlar mal olarak goruldugunden yabanciya satmak istemiyorlar.
0
Traveller
(22.08.16)
1- Hayır. düşünmem.
2- Değil. Babannemin kuşağı için normal. Giresunluyuz. Yabancılar sevilmez. Benim anne babamın bir jenerasyon üstü hep uzak -yakın akrabalarla evli. Köyün dışına çıkan olmamış hiç.
3- Targaryen mantığı işte miras bölünmesin, kanım bozulmasın asddadfdghfg
0
petekpare
(22.08.16)
Balkan göçmeniyiz, bizim için kuzene yan bakmak vurulma sebebidir direkt. Kesinlikle doğru değil. Ortadoğuda kalıtsal hastalıkların çok görülmesinin en büyük sebebi bu zaten, tamamen yanlış.
0
roket adam
(22.08.16)
1. düşünmem. Hiç bi kuzeni kardeşim gibi görmem ama evlilik asla düşünemem.
2. çevremde nadir de olsa örneği var. biri eski bi evlilik mesela. yadırgamadım o döneme göre. ama biri genç, benim yaşlarımdalar. teyze çocukları. kendi istekleri ile evlendiler. ilginç. etik kısmı tartışılır. yani kime göre neye göre etik. doğacak çocukların sağlığından öte kısıtlayıcı durum bizim normal karşılamıyor oluşumuz mu, iki kişi istedikten sonra kim karışabilir vsvsvs
3. yabancıya gitmesin diye heralde. bizden olan iyi olandır mantığı.
0
elorelia
(22.08.16)
1) sıcak baktığım bir şey değil ama "kesinlikle kuzenimle evlenmem" diyemem. kuzenime aşık olabilseydim, kuzenimin ailesini oluşturan akrabalarımla iyi ve yakın ilişkilerim olsaydı evlenirdim yani "aa kuzen bu evlenilmez" demezdim. bununla birlikte, dediğim gibi, sıcak baktığım ya da özellikle isteyeceğim bir şey değil.

2) uygun sayılır. sağlık anlamında ne çeşit riskleri olduğunu tam olarak bilmiyorum, o yüzden kuzenle evlilik ne kadar normaldir tam olarak kestiremiyorum aslında ama sağlık açısından problem ihtimali düşükse ben yargılamam yani, garipsemem. yaygınlık konusuna gelince ben bizzat akraba evliliği ürünüyüm, 22 yıldır istikrarlı bi şekilde "ONDAN GERİZEKALI OLDUN HUEHUE" diye dalga geçiyorlar. evlenen kendileri amk. yalnız bizimkiler görücü usulü ya da "GÜÇLÜ BİR AİLE OLUŞTURALIM, BONBA FALAN ATALIM, ROCKEFELLER OLALIM" düşüncesiyle evlenmemiş. babam annemi sevmiş, annem de "ne bileyim oğlum her gün mü gelip istiyolar, adama benziyodu bi şey sandım ben de" diyo. isteyerek evlenmişler ama kuzen istemişler yani. ayrıca yozgat aman selanik göçmeniyiz :S :S

3) sanırım insanların ve toplumların genel olarak dışa daha kapalı olması. islam'ın kadın-erkek ilişkileri konusunda ne kadar kuralcı ve kısıtlayıcı olduğu herkesin malumu. bu yüzden "kız" ya da "evlenilecek adam" bulmak için eş-dost-akraba yardımı islam coğrafyasında büyük önem taşıyor bence. ondandır diye düşünüyorum. düşünce yapısıyla ilgili olsa gerek.
0
der meister
(22.08.16)
Baba tarafinda teklif dahi edilemez maddeler arasinda bu. Asla mumkun olmayan bir durum. Ama anne tarafinda kimin eli kimin cebinde belli degil. Onceden miras bolunmesin falan diye yapiyorlarmis. Simdi ellerinde avuclarinda bir sey de yok, halen devam ediyorlar. Daha gecen sene ananem bi dugune gitti. Gelin 17 yasinda, damat 25-30. 1. dereceden kuzenler. Neymis, cocukluktan beri asiklarmis. Yetisme tarzi da cok belirleyici oluyor herhalde, yoksa insanliga kiran mi girdi de kuzenine asik oluyorsun cocukken? Birkac kez denk geldim, ailede de kuzenleri birbiriyle yakistiriyorlar. Neyse ki bizim ananeden itibaren kirilmis durumda, kimse birbiriyle evlenmeye kalkmiyor. Hastaliklar girla tabii.

1- Asla

2- Hayir.

3- Bircok sebebi olabilir de temel konu miras. ve Traveller+1
0
evrim halkasi
(22.08.16)
1 - hayır, hayır.
2 - değil, 3 erkek 2 kız kuzenlerimle kardeş gibi yetişmedim, hatta yıllarca görmediğim oldu ama yine de sıfır normal, kardeşimden farklı görmem mümkün değil. abi diyorum.
3 - müslüman coğrafyasında daha mı fazla rastlanıyor ondan emin değilim, amerikanın taşrasında neler oluyor hakim değilim maalesef, ama o taraflardan da duymuşluğum var. ben kökenlerini küçük yerliliğe veriyorum, evlenecek insan olmayınca ve hemen her şey tabu olarak yetişince bir yerde mantıklı bulunmuş olabilir. yine de günümüzde akıl alması mümkün olmayan bir olay.
0
freya
(22.08.16)
iki yetişkin birey arasında karşılıklı olarak istenen bir evlilikse kan bağı olup olmaması ya da ne derece olduğu önemsiz bana kalırsa. sadece ikisinin engelli çocuk doğurma ihtimali sorun, her türlü kontrol yapılmadan kendi bencillikleri sonucu sakat bir çocuk dünyaya getirip ona berbat bir hayat yaşatmadıkları sürece sıkıntı yok.
0
ucan spagetticanavari
(22.08.16)
1. Ben de aynıyım. Kuzen abi gibi, kardeş gibi bir şey benim gözümde. Düşüncesi bile ensest gibi geliyor, kirli hissediyorum. Ne zaman utanacağım veya cinsel olarak sapkın gelen bir şey düşünsem refleks olarak yaptığım çiş tutma hareketi gibi bacakları sıkarak vajina kapatma, koruma hareketi var, ondan yaptım yine.

2. Ailede hiç yok, uzak akraba evliliği bile yok. Çevrede çok yaygın değil ama bir iki komşuda ve önceki nesillerde var. Üstelik bir tanesi çok iyi anlaşıyorlar. Bana uygun değil ama tamamen bulunulan ortama ve yetiştirmeye bağlı olarak normal algılanması garip gelmiyor. Yapmam imkansız ama yapanı da kınayacak bir argüman bulamıyorum. Yani, "Bu sapıklık" desem neye göre, kime göre; neden? Onu geçtim; daha yakın bir akraba ile evlenmek de neden normlara aykırı ve niye bunu kınıyoruz acaba? Avrupa derebeylerinin bir kısmı para ailede kaldın diye sadece akraba evliliği yapmış ve inbreeding sonucu yamuk ve hasta çocuklar olmuş hep. Bu aileler hayatta kalamamış. Acaba evrimsel nedenlerden mi norm yaptık bunu? Normalleştirmek istemekten çok merak ettim.

Eski bir arkadaşım vardı, kız havada uçan kuşla bile yiyilebilirdi. Benim bebekle otnadığum yaşta o bebek yapmaktan zevk alıyordu. Zaten hoşlandığımı çok iyi bildiği bir kişi ile çalıların arasında sevişirken yakaladığım için arkadaşıığımız bitti. Kuzeni hep " Keşke sevgilim senin kadar seksi olsa" derdi. Sonra kız bu kuzeni kafaya taktı ve bildiğin ayarttı. Evlendiler sonra. Ailesi hiç istemedi, babası "Sapık mısınız" diye kızdı ama annesi "Kızı evlendirmezsek dünyayı becerecek. Hem aşıklar" diye dil dökerek ikna etmiş. Babası utançtan düğün yapmamıştı.

Bu konuda 'Ben iğrenirim' veya 'Benim için uygun değil/imkansız' diye başkasına kısıtlayacağımı düşünmüyorum. Benim yapamayacağım şeyler başkası için normalse, sorumluluklarının farkındaysa ve karşılıklı rızaları varsa yaptığı şeylerden bana ne. Hatta, isterse kuzen kuzene, ister kardeş kardeşe, ister baba-oğul, ana-kız evlensinler; eğer gereken sorumluluğu almışlarsa ve böyle hissediyorlarsa. Bana ne. Yapmalarını kınamam beni zorlamadıktan sonra ama duyunca tüylerim diken diken oluyor, ürperiyorum. Belki de bu da üstesinden gelmem gereken bir duygu. Belki de günümüzdeki homofobik dediğimiz şey 50 yıl önce norm ise, ben de 50 yıl sonrasında rahatsız olduğum için amorafobik diye adlandırılacağım.

3. Cinsel açlık olabilir, çok fazla tabu ve kısıtlama nedeni ile sınırların değişmesi olabilir. Yani "Evlenene kadar sevişme asla ama kolaylığı kuzeninle evlenmekte sorun yok" gibi sınırların bu yöne kayması olabilir. Emin değilim.

Ek: Bir de örneğin Amerika'da da evlilikler değil de kuzenle yiyişme kavramı var. Tabii çok kişinin yaptığı bir şey değil ama atıyorum liseyi sevgilisiz bitirmemek için kuzeniyle yiyişenler ya da ilk sevişmesini kuzeniyle yapanlar falan var. Şu tarz şeyler olmayan şeyler değil.
answers.yahoo.com
0
aychovsky
(22.08.16)
1- asla düşünmem. adam mı kalmadı diye düşünürüm. böyle bir şeyi ailem de asla kabul etmez. şükür ki onlar da çok katı bu konuda.
2-bu kadar globalleşen bir dünyada kuzen ile evlenmek mantıklı gelmiyor. aynı köke sahip insanların evliliklerinde gen havuzu genişlemediğinden olası genetik hastalıkların daha rahat yayılabileceğini düşünüyorum. çevremde elbet var. ama baya bi eskide kalmış. artık herkes istediği ile evlenebiliyor.

3- dışa kapalı toplum, ya kültürümüze uyamazsa düşüncesi, mirası yabancı kişilerle bölüşmemek.
0
cabiday
(22.08.16)
Şurada baya bir ayrıntılı özetlemişler:

en.wikipedia.org

sonradan not: Kendi fikrimi eklememişim. Bizde de kırk yıldır görüşmesen bile kardeşe yakın bir seviyededir kuzen. Babam kuzenleriyle 30 yaşında falan tanışmış ama yine kardeş gibi oldular. Bizde de başkalarına çok çok uzak akraba gelebilecek insanlar çok yakın akraba oluyor - çünkü kalabalık değiliz.
0
pokerface
(22.08.16)
not: müslüman coğrafyada yaygın olması şu bilgiye dayanıyor: kuzey afrika, ortadoğu ve hindistan'a uzanan kısımda %10 ile %50 arasında seyrediyor. "toprak & miras bölünmesin" mantığı dünyada sadece buralara has bir şey değil sanki. haritaya bakınca asıl sebep toprak mevzunun dışında islam dahilinde bir konuyla alakalı gibi geliyor.
0
🌸zgrydn
(22.08.16)
Bizim ailede de çok yaygın bu, özellikle anne tarafı çok tercih ediyor.

Anladığım kadarıyla bunun en büyük sebebi : bildiğimiz, tanıdığımız, elimizde büyümüş kız. Daha iyisini mi bulacağız...

Ben düşünmüyorum. Kuzenle evlilik mevzuuna da şöyle bakıyorum : Kuzen var, kuzen var. Bazı kuzenlerimle ben hep bir aradaydık, kardeş gibi büyüdük. Onları kardeşim gibi görüyorum. Bazıları da var ki, senede, 3-5 senede bir gördüm. Kardeş gibi büyüdüğü bir kuzenle insanın evlenmesini doğru bulmuyorum. Ama uzaktaki bir kuzenle olabilir...


.
0
kartallar yuksek ucar
(22.08.16)
1- Hayır. Kuzenlerimle kardeş gibi büyümedim ben. Aramızda çok soğuk bir ilişki var, yolda görsek birbirimizi tanımazlıktan geliriz. Hatta baba tarafında hiç tanımadığım kuzenler var, hayatımda hiç görmedim (Babam kalabalık bir aileye sahip değil, yalnızca iki kardeşi var onlarla da yıllardır pek görüşmüyor. Arada küslük var). Buna rağmen tesadüfen tanışsak ve aşık falan olsak, akabinde kuzen olduğumuzu öğrensek herhalde bayağı midem bulanırdı benim. Bilmiyorum, kafama böyle işlenmiş. Roket adam'ın bahsettiği durum bizde de geçerli. Kuzen ile evlenmek doğrudan sülaleden tecrit sebebidir bizde.

2- Hayır, uymuyor. Şu ana kadar herhangi bir Rumeli göçmeninin kuzeniyle evlendiğini ne duydum ne gördüm. Varsa da ben bilmiyorum ama bu bizim ailede teklif edilemez hatta teklif edilmesi dahi düşünülemez bir şeydir.

3- Diğer arkadaşlar söylemiş zaten, muhafazakar çevrelerde kadın erkek etkileşimi minimum düzeydedir. Birçok insanla tanışayım kaynaşayım düşüncesi (karşı cins ile kaynaşmaktan bahsediyorum) bilhassa kadınlar için pek mümkün değil. Yanına erkek sıra arkadaşı oturur diye kızlarını okula göndermeyen adamlar bunlar. Dolayısıyla kadınlar diğer erkekler ile bir şekilde iletişime geçemiyor. Fazla büyüyüp gözü açılmadan evlendiriliyorlar, yabancıya gitmesin diye ailedeki biriyle yapıveriyorlar arasını. Traveller'ın dediği gibi miras da önemli bir faktör.
0
köstebek kurabiye
(22.08.16)
1)teyzemin oğlu ile diğer teyzemin kızı evlendi. ilk çocukları kalp yetmezliğinden ötürü 6 yaşındayken öldü. -bunun nedeni akraba evliliği mi yoksa genetik mi bilmiyorum-

2)eğer ortada bir yoksunluk, miras, aile baskısı gibi nedenler yoksa neden olmasın? ama akraba evliliği ve sonuçları gerçeği iyice değerlendirilmeli.

3)miras, yabancıya gitmesin, doğudaki iğrenç geleneksel yaklaşımlar deyü düşünüyorum.
0
quanche
(22.08.16)
3 - bunun müslüman cografyalarda yayilmis olmasinin ana nedeni dinen evlenmelerindde bir engel olmamasindandir. onlar da evlilik konusunda diger yabancı insanlar gibidirler. ama bunun bir kaç sakincasi da var tabi. mesela dogacak çocuklarin bazi hastaliklar konusunda zayif kalabileceklerine dair bilgiler mevcuttur din kitaplarinda. ayrica nişan ya da evliligin bozulmasiyla ilişkilerin kötüye gitmesi o akraba olan aile ile bağlarin tümüyle koparilmasi anlamina da geliyor. bu dinen uygun degildir ki asıl olan ne olursa olsun akraba ziyareti yapilmalidir onlarla olan baglar koparilmamalidir.
miras her zaman belirleyici degildir bu konuda. 9 cocuklu bir aile bilirim. cocuklardan yarisindan fazlasi akraba evliliği yapmistir ama hala 20 yila yakin çözülmeyen miras meseleleri var. yani mal disari (yabanciya) gitmiyor ama içeride kalanlarda da huzur yok bu konuda. kisilerin takindiklari tavır ve edindikleri bilgi/ kültür seviyesi daha önemli bence.
dinen, fikih kitaplarinin miras bölüşümünü ele alan feraiz kisminda mal paylasimi ayrintili ele alinmistir. bu aynen uygulanmayip, riza gösterilmedigi sürece dertler, sikayetler, laf bitmez.
0
1adam
(22.08.16)
1- düşünmem, kuzenlerim kardeş gibi demişler. benim için de öyle.
2-ne etik, ne ahlaki; ne derseniz diyin bana uygun gelmiyor. bizim ailede tek tük de olsa kuzen evliliği var, en yakın örnek halam halasının oğluyla evli.
3-buna net bir cevap veremem ama kapalı toplum yapısının ve sınırlı kadın-erkek etkileşiminin sonucu gibi geliyor bana.
0
doxanikee
(22.08.16)
1- Hayır
2- uygun değil
3- başka kimseyi görmemek.

Valla olayı sadece muhafazakar kesime atma. ODTÜlü mühendis arkadaşım ailesinden gizli kuzeniyle sevgiliydi. Düşün ikisi de okumuş etmiş tipler. Baya da çevreleri var sosyaller. Gel gör, kuzeninden başkasını görmüyordu gözü.
Almanyada doğmuş büyümüş kuzenim de yine aileden gizli kuzeniyle sevgili çıktı. Aile hala ayırmak için elinden geleni yapıyor. Yani sadece aileden gelen bir durum değil, biraz da insanların içinde oluyor sanırım.
0
lcha
(22.08.16)
1-) Kuzenlerimle ayrı şehirlerdeyiz. Çok fazla görüşmemişizdir. Hatta günleri toplasan 3 sene etmeyebilir. Fakat yine de onlar benim kardeşim gibi görüyorum. Asla aklımın ucundan bile geçmez evlilik.

2-) Yanlış buluyorum. Hani iki kardeş gibi olmaları dışında biyolojik sıkıntılar da var. Bir de gelişmemiş kafa hareketi gibi geliyor.

3-) Mal (miras yoluyla) yabancıya gitmesin kafası ile dönüyor sanırım. Eşi ölen kadının, eşinin kardeşi ile evlendirilmesi de aynı kafa. Bir de dinci ve muhafazakar toplumlarda gezme, tanışma, flört olayı yok. Haliyle gördükleri karşı cinsler genelde akraba. Başka kadın/erkek görebilip, tanıyabilseler aynısı olmaz belki.
0
nawar
(22.08.16)
- Benim ailemde 4-5 nesil öteden itibaren akrabalar kuzen, 1.-2. göbek kuzenler direkt kardeş sayılıyor. (Babaannemin dayısının oğlunun torunu benim en yakın akrabam mesela.) Akraba evliliği fikrini aklım almıyor.

- Yukarıda belirttiğim gibi, benim çevremde mümkün değil, çok uzak akrabasıyla evlenene bile ters tepkiler veriliyor.

- Miras, yabancıya gitmesin kızıma iyi baksin vs vs galiba bilemedim ki.
0
kobuzchu kiz
(22.08.16)
1- Hayır

2- Normal değil. Çevremde anneannemden önceki zamanda bile olmamış. Köyler arasında bulunan yerlerde, çeşme başlarında falan tanışılırmış.

3- Bilemedim.
0
jazzabel
(22.08.16)
evlenmem çünkü kardeş gibi görürüm.
etik olarak da uygun değil. genle de alakası var belki kardeş gibi gördüğüm için de etik olmayabilir ama evleneni de ölesiye yargılamam ama çocuklar sakat doğar riskinden dolayı etik bulmam.
genelde herkes kendi köylüsüne şusuna busuna verdiği için.
ama bu genelde doğuda olur.
karadenizde olmaz, kuzenler evlenmez ama köylüsüyle evlenir.
0
lonelyman
(22.08.16)
Tüm Balkan göçmenleri gibi düşüncem net.Ensestten hiçbir farkı yok bizde.
0
turkuaz
(22.08.16)
bizim sulalede kuzenler kardestir ama esimin sulalesi akraba evliligiyle meshur nerdeyse, akraba evliligi yapmamis sadece esim var sulalesinde oyle soyleyeyim. Ananesinin bile kizlik soyadi ayni kafayi yicem:)
0
fbeyza
(22.08.16)
Arkadaşlar olayı abartmayın. Kuzenle evlilik, dinen ve hukuken serbest bir olay.

Ben sıcak bakmıyorum, sevmiyorum, doğru bulmuyorum demek ayrı, bu iş ensesttir demek ayrı. Ensest birinci seviye akrabalarla yapılan aşağılık bir olaydır.


.
0
kartallar yuksek ucar
(22.08.16)
(3)

Çeşme'de ucuz/ücretsiz şemsiyeli halk plajı?

ateslizenci
Merhaba arkadaşlar. İzmirdeyim. Memleketten annem ve arkadaşı geldi, denize girmek istiyorlar. Çeşme taraflarında böyle ucuz ya da ücretsiz olarak kullanabileceğimiz şemsiyeli bir plaj var mı?Ilıca'da şemsiyeler almış başını yürümüş. Çok pahalı. Şemsiyemiz de yok götüremeyiz de. En azından böyle gün
Merhaba arkadaşlar.

İzmirdeyim. Memleketten annem ve arkadaşı geldi, denize girmek istiyorlar. Çeşme taraflarında böyle ucuz ya da ücretsiz olarak kullanabileceğimiz şemsiyeli bir plaj var mı?

Ilıca'da şemsiyeler almış başını yürümüş. Çok pahalı. Şemsiyemiz de yok götüremeyiz de. En azından böyle günlük kiralayabileceğimiz ucuz şemsiyeli bir plaj bulsak diyoruz.

Aslında Çeşme olmak zorunda da değil. İzmir merkezden günübirlik gidebileceğimiz böyle bir yer var mı ya?

teşekkürler.
0
ateslizenci
(22.08.16)
Foça voodo beach. Pazar günü 10 tl,diğer günler 8 tl. Yemek fiyatlarıda çeşme ile kıyaslanamayacak kadar uygun. Personel yılışık ve laçka değil çok düzgünler. Foça içinde halk plajıda var şemsiyeli.
0
Phoebe
(22.08.16)
Çeşme Ildırı'da Günizi Beach var. Fiyatları gayet uygun. Denizi sığdır ama çok güzeldir. Masada oturacaksanız yedikleriniz haricinde ödeme yapmanıza bile gerek yok. Mekan tam bir aile ortamı, keko yok. www.gunizibeach.com

Şezlong: 12,5 lira
Duş: 1,5 lira
0
teknikekip
(22.08.16)
kocakarı plajı cuma günü 15 tl idi, sabahtan giderseniz istediğiniz yeri tutarsınız denizi de çok güzel.
0
freya
(22.08.16)
(4)

blablacar güvenli mi?

eylul
arkadaşlar birkac haftadir duyuruda bu sitenin ismini zikredildiğini görmekteyim. yolculuklar için vs. sürekli burasi tavsiyr edilmekte. bu sistemi ilk kez bura gördüm. güvenilir bir sistem mi? aranizda deneyenler oldu mu? tanimadiğiniz insanlara nasil güveniyorsunuz? ben her halde yolculuk bitene k
arkadaşlar birkac haftadir duyuruda bu sitenin ismini zikredildiğini görmekteyim. yolculuklar için vs. sürekli burasi tavsiyr edilmekte. bu sistemi ilk kez bura gördüm. güvenilir bir sistem mi? aranizda deneyenler oldu mu? tanimadiğiniz insanlara nasil güveniyorsunuz? ben her halde yolculuk bitene kadar 3.5 atarım.

her neyse bu sistemi kullananlar deneyimlerinden bahsedebilir mi? arac kişi belirlerken dikkat ettikleri hususlar neler? nasil güven sağlaniyor? fikir vermesi açisindan şeeyederseniz sevinirim. teşekkürler
0
eylul
(19.08.16)
ben denedim, toplamda 4-5 ayrı sürücüyle yolculuk yaptım. açıkçası profil fotoğrafları, açıklamalara yazdıkları şeyler falan bile seçmekte yardımcı oluyor. ilk binişimde 40 yaşlarında biriyle görüştüm izmir - istanbul. yanımda eşim olacak + 2 yolcu olacaksınız demişti. bir gittim araca adam tek eşi meşi yok. hadi bakalım napıcaz diye bindim iki tane daha adam aldık yolda hatta. çok da keyifli bi yolculuklu. adamlardan biri dünyayı dolaşmış deneyimlerini anlattı. sürücünün zeytin bahçesi varmış onu anlattı ben öndeydim tek kadın olarak. sonra kendisiyle bir yolculuk daha yaptık hatta :)

ikinci deneyimimde cuma akşamı evde otururken daha önce blabladan rota sorduğum bir arkadaş hadi ben gidiyorum gel izmire dedi pat diye gecenin 12sinde çıktım yine it mi kopuk mu bilmeden, dünya tatlısı bir insanmış, sonradan 3-4 yolculuk daha yaptık birlikte. kendisi her hafta sonu izmire gidiyor mesela onlarca insanla seyahat etmiş, kötü hikayeler de anlattı otobanda bırakıp gidenler falan. ama kendisinin müdavim yolcuları vardı sık sık onunla giden :)

sonra acil durumlardan birinde bir çifte denk geldim, normalde vapura binemiyorum ama onlarla 40 dakika yolculuk yaptım falan gayet de keyifliydi.

ben ki normalde sosyalleşmeyi sevmeyen, kimseye güvenmeyen bi insanım bu yolculuklarda hiç problem yaşamadım dilimi mi ısırayım popomu mu kaşıyayım bilmiyorum. birazıcık yol konusunda anlaşırkenki konuşmalardan çıkarmak lazım.

bu arada arkadaşlarla izmir git gel yaparken yine bi çocuk aldın yol üstünden bütün yol uyudu bizim yanımızda çok sıkıldı biz çocukluktan arkadaş olduğumuz için üç kişi. öyle de çıkabilir. :')
0
freya
(19.08.16)
bugün bayram için izmir'e yolculuk ilanı verdim. ilanı vermeden önce başka ilanlara baya baktım örnek olsun diye. kimisi gerçekten hiç güvenlilir değildi. örneğin açıklama bile yapmamışlar nereden nereye gidiyorlar, neden gidiyorlar vs. diye. sonra bazı ilanların fiyatları diğerlerine göre çok çok düşük. adam sanki hayrına götürüyor seni. o da biraz garip geldi. bir de nedense "ilanımı yalnızca kadınlar görsün" diye bi seçenek var, hatta burada soracaktım niye var diye. allah günah yazmasın da abaza fotoğraflı tipler bunu işaretleyip açıklama falan yazmadan ilan vermişler.

sonuç olarak o kadınlı seçenek işaretli olmayan, açıklamasında ve sürücü profilinde doğru düzgün bilgiler yazan, mümkünse profili daha önce puanlanmış, bir de fiyatı şaşılacak derecede düşük olmayan ilanları seçersen baya güvenilir olur diye düşünüyorum. ama tabi yüzde yüz güven zor.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(19.08.16)
Ben de yazdiklarina, profil fotografina, puanlanmış mi nasıl puanlanmış falan bunlara bakıyorum. Birkaç şey yazıyorum acaba nasıl konuşuyor diye. Misal bugün kullanacaktım, birkaç kişiye baktım içime sinmedi şimdi otobusteyim.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(19.08.16)
Ben ek olarak profil doğrulamalarına bakıyorum. Eger resmi kimlik dogrulamasi yaptiysa guveniyorum. Yurtdisinda biraz daha esnek davraniyorum ama Turkiye'de olsa kimlik dogrulamasi yapmamis ve profilinde belli miktarda oylama yoksa tercih etmem sanirim.
0
evrim halkasi
(19.08.16)
(6)

Sitemi Duyurmak

niyeti bozuk http nesnesi
Merhaba,1 çeşit izolasyon malzemesi ve yapıştırıcısını satabileceğim bir web sitesini wix aracılığıyla yaptım. Baya güzel oldu. Direkt fabrikadan çok ucuza aldığım için benden ucuza bu ürünü satabilen bir kişi bile yok. Yani her şey lehime gözüküyor.Fakat sitemi nasıl tanıtırım bilemiyorum. Yarın go
Merhaba,

1 çeşit izolasyon malzemesi ve yapıştırıcısını satabileceğim bir web sitesini wix aracılığıyla yaptım. Baya güzel oldu. Direkt fabrikadan çok ucuza aldığım için benden ucuza bu ürünü satabilen bir kişi bile yok. Yani her şey lehime gözüküyor.

Fakat sitemi nasıl tanıtırım bilemiyorum. Yarın google adsense reklamı vereceğim ilgili keywordler için, bunun dışında bir yol var mı?
0
niyeti bozuk http nesnesi
(19.08.16)
google adsense değil adwords olacak o:) ek olarak adwords display reklamı kullanabilirsin ki bunun için bir banner çalışmasına ihtiyacın var. ayrıca sosyal medya da örn: facebook için hedefleme yapıp reklam vereilirsin ama bunun için de facebook sayfasına ihtiyacın var. kişisel hesap olmaz. ama sosyal medyada sektörle ilgili ne kadar kişi bulabilirsin bilemem. ama google adwords ve display başlangıç için biçilmiş kaftandır. adwords konusunda da yardımcı olabilirim istersen fikir verme açısından.
0
hlt1985
(19.08.16)
satın alma yapma ihtimali olan firmaları listeleyip tek tek arayabilir ya da sitelerinden info adreslerine tanıtım maili atabilirsin.
0
freya
(19.08.16)
shopify'a geç sonra google'â reklam ver.
0
chiper
(19.08.16)
shopify'ı denedim beğenmedim. kapıda ödeme opsiyonundan da kesinti yapmaları ve sitenin tamamını türkçe'ye çevirmek zorunda olmam hoşuma gitmedi.

@freya, teşekkürler, bunu düşünmemiştim. birazdan buna eğileceğim.

arkadaşlar öğrenci halimle giriştiğim için böyle bir işe, konuyla ilgili tecrübem yok. ondan @freya'nınki gibi en basit önerilerinize dahi açığım.
0
🌸niyeti bozuk http nesnesi
(19.08.16)
sirketiniz var mi peki?
0
for the record
(19.08.16)
@for the record, benim yok ama zaten ürünleri aldığım fabrika adına satacağım daha doğrusu onlar direkt müşteriye fatura kesecekler, ben yalnızca anlaştığımız ücreti onlara verip kar kısmını kendime alacağım. bir bakıma yüksek primli bir pazarlamacı gibi çalışacağım denebilir.
0
🌸niyeti bozuk http nesnesi
(19.08.16)
(7)

linkedinden ik'lara direkt mesaj atsam cv için kötü karşılanır mı

masa penisi
yaklaşık 1 senedir iş/staj bulamıyorum çıldırmak üzereyim, aklıma geldi linkedinden bir süredir hedefimdeki firmaların ik çalışanlarını ekliyorum yol yapmak için. bunlara 1 senedir staj bulamıyom cv'm ekte inceler misiniz yazsam yararlı olur mu yoksa hepten olmayan kısmetimi komple mi kapatmış oluru
yaklaşık 1 senedir iş/staj bulamıyorum çıldırmak üzereyim, aklıma geldi linkedinden bir süredir hedefimdeki firmaların ik çalışanlarını ekliyorum yol yapmak için. bunlara 1 senedir staj bulamıyom cv'm ekte inceler misiniz yazsam yararlı olur mu yoksa hepten olmayan kısmetimi komple mi kapatmış olurum
0
masa penisi
(19.08.16)
hiçbir şey olmaz. at gitsin. Sen saygısızca tavır göstermediğin takdirde bir şey diyemezler
0
lcha
(19.08.16)
bişey diceklerinden değil bunlar afedersin götlük yapıp kara listeye almasınlar beni
0
🌸masa penisi
(19.08.16)
yok yok korkma o kadar uzun boylu değil ;) 1 senedir staj bulamıyorum deme.. Çok "ihtiyaç sahibi" görünme.

Staj arıyorum. Şu şu şu alanlarda eğitim aldım, şu şu alanda yetkinliğim var ve şu alanda çalışmak istiyorum. Firmanızda bana uygun bir pozisyon oluşursa bilginiz olsun isterim. gibi bir cümle kur.
0
lcha
(19.08.16)
Ben ik ya değil de işletme müdürüne gönderdim. Cv mi bile görüntülememişlerdi öncesinde. Son aşamaya kada geldim mülakatlarda da. Bence daha bile iyi.
0
petekpare
(19.08.16)
gönderdim gitti, teknoloji sektöründe müdürler pek linkedinde takılmıyor, ikları bulmak bile mesele ya..
0
🌸masa penisi
(19.08.16)
mesaj at gitsin +1
1 senedir deme +1 bence bi şeyler çıkabilir.
0
freya
(19.08.16)
gönderin gelsin.

son aldığımız stajyer bulunduğu ildeki büyük firmaların tümüne mail atarak ulaşmıştı, çabası gerçekten güzeldi. uzun dönem staj yapıyor şimdi bizde.
0
Absinthe75c
(19.08.16)
(1)

Doğum Günü / Fikir

mutekebbir
Çok yakın bir dostumun doğum günü önümüzdeki haftanın başında, her ikimizde çalışıyoruz ve görüşemeyeceğiz, benimki de aynı şekilde olmuştu birkaç gün önce çikolata buketi göndermiş ve güzel bir mesajla kutladı.Ben de ona çiçek sepetinden şık bir buket yollamayı bir de onun adına bir vakıfa (Koruncu
Çok yakın bir dostumun doğum günü önümüzdeki haftanın başında, her ikimizde çalışıyoruz ve görüşemeyeceğiz, benimki de aynı şekilde olmuştu birkaç gün önce çikolata buketi göndermiş ve güzel bir mesajla kutladı.

Ben de ona çiçek sepetinden şık bir buket yollamayı bir de onun adına bir vakıfa (Koruncuk düşünüyorum) bağış yapmayı düşünüyorum.
Daha önceki yıllarda yine bir araya gelememiştik o zaman da adına Tema'dan fidan diktirmiştim. Böyle kendimi tekrar etmiş gibi olmam herhalde, düşünceli hassas biridir hoşuna gider diye düşünüyorum.

Mümkün olsa bağış sertifikasını ve çiçeği aynı anda alsın isterdim ama çiçek eline ulaştıktan sonra sertifikanın fotoğrafını atabilirim ancak.

Olur değil mi?

Ne diyorsunuz?

Başka ne yapılabilir?

Teşekkürler.
0
mutekebbir
(19.08.16)
ona panda evlat edin :) www.wwf.org.tr
0
freya
(19.08.16)
(3)

Kira sözleşmesi imzalayacağım

su nanesi
İlk defa ev tutuyorum, emlakçı da bunu anladı her şeyi geçiriyor. Akşam sözleşme imzalayacağız nelere dikkat etmeliyim? Evi boyalı badanalı vereceğiz, çıkmadan sen de boyatacaksın dedi mesela geçen. Bu ev sahibinin işi değil mi? Teşekkürler...
İlk defa ev tutuyorum, emlakçı da bunu anladı her şeyi geçiriyor. Akşam sözleşme imzalayacağız nelere dikkat etmeliyim? Evi boyalı badanalı vereceğiz, çıkmadan sen de boyatacaksın dedi mesela geçen. Bu ev sahibinin işi değil mi? Teşekkürler...
0
su nanesi
(19.08.16)
evi nasıl verdilerse öyle isterler. ev sahibi full badana yapıp verdiyse eğer uzun süre oturuldu ve duvarlarda kirlenme oldu yeni kiracıya ev sahibi bir kez daha badana yaptıracaksa senin yaptırman lazım.
0
freya
(19.08.16)
kira artış oranına bak, tefe tüfe daha doğrusu üfe ye göre yazacak oradaki artış. başka şey yazıyorsa kabul etme, sözleşme imzalamadan da bunu mutlaka belirt, üfe ne ise o kadar artış yaparım kontrat zamanı gelince şu kadar istiyoruz gibi bir muhabbet olmasın de tabi bunu usulüne göre söyle.
0
oscar
(19.08.16)
@freya, ya evde 1 sene oturulmuş gayet temiz, hatta ben boyatmayın dedim. olmaz öyle boyatacağız ille dedi. boşa masraf değil mi şimdi o anlamıyorum ki.
0
🌸su nanesi
(19.08.16)
(3)

Kadıköy- nargile nerede?

patiska
Hiç sevmem kendisini de ortamını da ama yurt dışından gelen bir arkadaşı götürmem gerekiyor. Kadıköy tarafında ergen ortamı olmayan, bira/şarap gibi alkol de tüketebileceğimiz nezih mekan var mı?
Hiç sevmem kendisini de ortamını da ama yurt dışından gelen bir arkadaşı götürmem gerekiyor.

Kadıköy tarafında ergen ortamı olmayan, bira/şarap gibi alkol de tüketebileceğimiz nezih mekan var mı?
0
patiska
(19.08.16)
senelerdir gitmedim, güvence veremem ama kahverengi olabilir.
0
naberabi
(19.08.16)
dreamersın karşısından rekse çıkarken yokuşta mekanlar var ya, sağda bi kafede nargile var, karşısında barda dışarda oturursanız oraya da servis ediyorlar. geçen yurt dışından misafirimi oraya götürdüm diğer mekanlar mantıklı gelmedi :') adlarını da hiç hatırlayamadım ama.
0
freya
(19.08.16)
freyanın bahsettiği bar muhtemelen zurich karşısındaki nargileli yerin de adı zehra yanlış hatırlamıyosam.
0
naberabi
(19.08.16)
(10)

Çocuk için kitap tavsiyesi

orange coffee
Pek de çocuklukları kalmadı aslında ya..Biri 11 yaşında kız (bu sene teog'a girecek), diğeri 13 yaşında erkek (bu sene liseye başlayacak) 2 çocuğa hediye 2şer 3er tane kitap almak istiyorum. Ama bu konuda çok tecrübesizim. Çocuklar teknolojiyi, doğayı, yeni kültürler tanımayı çok seviyor, bu alanda
Pek de çocuklukları kalmadı aslında ya..

Biri 11 yaşında kız (bu sene teog'a girecek), diğeri 13 yaşında erkek (bu sene liseye başlayacak) 2 çocuğa hediye 2şer 3er tane kitap almak istiyorum. Ama bu konuda çok tecrübesizim. Çocuklar teknolojiyi, doğayı, yeni kültürler tanımayı çok seviyor, bu alanda kitaplar da olabilir.
Elimde sadece o zamanlar okuduğum "Şimdiki Çocuklar Harika" var. "Dinle Küçük Adam" o yaş için olur mu acaba? Başka ne olabilir? Aziz Nesin?

Teşekkürler :)
0
orange coffee
(19.08.16)
Kitap okuma alışkanlığı olmayan ve okuyanla bile aday eden kuzenim fantastik bir kitap serisi ile kazandı okuma alışkanlığını, o tarz bir şey olabilir ikişer üçer tane almak istiyorsunuz madem seri alabilirsiniz.

Onun okuduğu neydi hatırlamıyorum Alacakaranlık tarzı bir şeydi öğrenince eklerim mesaja.

Ek: Bahsi geçen seri: www.dr.com.tr
0
mutekebbir
(19.08.16)
bu yaş için en iyi kitaplar, jules verne'in kitaplarıdır. piyasada güzel baskıları vardır. bir set hediye edilebilir iki çocuğa da
0
tahtelbahir
(19.08.16)
valla ben küçükken böyle uzayla, bilimle, bilim adamlarıyla ilgili kitaplar çok ilgimi çekerdi. roman falan ne yalan söyliyim pek okumazdım ama böyle basit, biraz masallaştırılmış biçimde bilim adamlarını falan anlatan kitaplar elimden düşmezdi.
0
ghilleinthemist
(19.08.16)
Metis'ten çıkan Küçük Filozoflar serisi çok iyidir. Okuma alışkanlığı kazanmak için ilgilerini çekebilecek kurgular da alınabilir. Sonrasında onlar kendi yollarını bulacaktır zaten. Mesela ortaokuldayken yerdeniz serisini okumuştum ben.
0
aioniotita
(19.08.16)
-dinle küçük adam'ı alırsan okumaya çalışırken sıkıntıdan kulaklarından kan gelir çocukların. :))
-şimdiki çocuklar harika güzel olur.
-onun dışında harry potter serisini hediye edebilirsin.
-roald dahl'ın tüm kitapları çok eğlencelidir, dev şeftali, çarlinin çikolata fabrikası, matilda falan.
-ben yazmasam elbet biri küçük prens, şeker portakalı ve küçük kara balık'ı yazacak kesin, bari ben yazayım.
-alice harikalar diyarında, pal sokağı çocukları, polyanna, çocuk kalbi, tom sawyer'ın serüvenleri, gizli bahçe, demiryolu çocukları, gulliver'in seyahatleri, bir şeftali bin şeftali, define adası, iki yıl okul tatili, küçük kadınlar vs gibi çocuk klasiklerinden yürüyebilirsin.
-jane eyre, oliver twist, iki şehrin hikayesi, sefiller gibi kült romanlarının çocuklar için sadeleştirilmiş halleri vardır, onlara da bakarsın.

Yazdığım kitapların hepsini ben çocukken okuyup çok keyif almıştım. Hatta çok sevdiğimden hepsini çevirip çevirip okurdum o yüzden bugün bile hemen aklıma geldi :)
0
ambrosia
(19.08.16)
@ambrosia +1 aslında, çünkü bunların hepsini okurken ben de çok keyif aldım ama şu an 13 yaş civarı çocuklar özellikle kendiliğinden kitap okuma alışkanlıkları yoksa bu tarz kitapları bi kenara atabilirler. özellikle klasikleri. benim tavsiyem çocuklara yönelik fantastik seriler, harry potter bir örnek olabilir. bir sonraki kitabı okumak için bir merağı olmasını gerektirecek şeyler lazım. bir de o yaşta ben agatha christie kitaplarını severdim, kurgusu falan aklımı alırdı. şu sıralar frenchaise olarak patlayan şeylere de yönelebilirsiniz, mesela ikisine de çizgi roman da alınabilir bir tane, belki ona merakları olur ilerde :) son zamanlarda çok göz önünde olan batmandir wonder womandır falan bunlar olabilir. soruda aziz nesin falan demişsin, bence eğer okumayı aşırı seven çocuklar değilse ilk hedef basılı yayın okumanın mantıklı bir şey olduğu kavramını oturtmak çünkü doğal olarak tüm dünyaları teknoloji.
0
freya
(19.08.16)
*pal sokağı çocukları
*15 yaşında bir kaptan(ve dahi bilimum jules verne kitapları)
*harry potter(eğer hala okumadılarsa tabi)
*hobbit(esasen bir çocuk kitabıdır bilirsiniz)
*bilim çocuk'a bir yıllık abonelik


bir de mesela, ben o yaşlarda çılgınlar gibi stephen king okurdum. okuma alışkanlığımı kazanmamda çok büyük etkisi olmuştur. yani bana kalırsa, okuma alışkanlığı kazandırmak için "uygun" kitap bulma faslına geçmeden önce belki sevdiği şeylerden devam ederek önce kitap okumanın neden güzel olduğuna ikna edileibilir çocuklar.
0
hypervaskulerdondurucu
(19.08.16)
michael ende'nin kitapları
0
kassiopeia
(19.08.16)
michael ende'nin kitapları +111

ben <3 momo
0
yue
(19.08.16)
iş bankası yayınlaır ve günışığı yayınlarına mutlaka bakın.
0
kaset
(19.08.16)
(6)

Tavşan bakımıyla ilgili deneyimli biri var mı?

kimber laurene
Bu tatlı yaratıkları çok seviyorum ve 2 tane sahiplenmek istiyorum. Daha evvel tavşan bakmış olan ya da şu an bakıyor olan deneyimli arkadaşlardan bilgi almak istiyorum. Nereden sahiplenme yapabilirim, tuvalet eğitimi verilebiliyor mu ilk iki sorum. Her türlü bilgi paylaşımına açığım. Şimdiden teşek
Bu tatlı yaratıkları çok seviyorum ve 2 tane sahiplenmek istiyorum. Daha evvel tavşan bakmış olan ya da şu an bakıyor olan deneyimli arkadaşlardan bilgi almak istiyorum. Nereden sahiplenme yapabilirim, tuvalet eğitimi verilebiliyor mu ilk iki sorum. Her türlü bilgi paylaşımına açığım. Şimdiden teşekkürler.

Satın almak kesinlikle ihtimal dışı. Petshoplara ya da hayvan üreticilerine para kazandırmak istemiyorum.
0
kimber laurene
(19.08.16)
Besleyen yakin bir arkadasim vardi. Tuvalet egitimi yok, kedi kopek kadar akilli degiller, pek egitilmiyorlar. Evde birakinca bayagi sagi solu kemirirler, ozellikle bitkileri.

Bir disi bir erkek alirsaniz inanilmaz hizda cogalirlar, 1 sene icinde 20-30 tane tavsaniniz olabilir.
0
crown
(19.08.16)
eğitim falan yok. her yere işeyip boklarlar. çişleri inanılmaz kötü kokuyor. koltuğa halıya nere denk gelirse işer. bence hiç girmeyin bu işe.
0
cekilmis gayfe
(19.08.16)
yukarıdakiler +1

kedi al onu sev, tavşanları da internetten sev.
0
harzem
(19.08.16)
iki tane tavşan vardı bende. evde besledim.
biraz zor olsa da tuvalet eğitimi veriliyor yukarda yazılanlara bakma.
ama evde bakılacak bir hayvan değil kesinlikle.
acaip pis kokar.
herşeyi kemirir.
dünyayı yese de doymaz öyle bi şey.
0
sonbaharadam
(19.08.16)
evde beslenecek hayvan değil, kuzenim bahçeli evine dev kafes yaptırdı böyle rampalı falan oda gibi, tavşan da dev gibi oldu yabancıları ısırıyor falan, bi de alman kurtları var aynı bahçede, tavşan daha korkunç.
0
freya
(19.08.16)
çok teşekkürler herkese. gözüm korktu ben bu sevdadan vazgeçiyorum öyleyse :)

ama çok tatlılar yaf
0
🌸kimber laurene
(19.08.16)
(3)

telefon tavsiyesi

megacracker
Iyi aksamlar duyuru sakinleri,Hemen gireyim mevzuya. Yurtdisindayim, telefon alacagim, fiyat sinirim yok su an icin cunku simdiki telefonum beni bi hayli sinirlendirdi. Alacagim telefonun sarjinin iyi dayanmasi ve kamerasinin iyi olmasi en onemli iki sart.Telefonun yaninda surekli fotograf makinasi
Iyi aksamlar duyuru sakinleri,
Hemen gireyim mevzuya. Yurtdisindayim, telefon alacagim, fiyat sinirim yok su an icin cunku simdiki telefonum beni bi hayli sinirlendirdi. Alacagim telefonun sarjinin iyi dayanmasi ve kamerasinin iyi olmasi en onemli iki sart.Telefonun yaninda surekli fotograf makinasini tasimaktan biktim. Huawei son modelini onerdiler sarji ve kamerasi iyi gidiyor diye. Bunlarla ilgili azicik bilgi ve tavsiye istiyorum bilenlerden mumkunse :) Cevaplarinizi bekliyorum, simdiden tesekkurler :)
0
megacracker
(19.08.16)
LG V10 kullanıcısıyım. Bütçe sıkıntısı yoksa kesinlikle tavsiye ederim. Oldukça iyi kamera performansı var.
0
desdenova34
(19.08.16)
bir sürü kamerası iyi telefon var ama bence hiçbiri ayfon kadar iyi değil. yani işte çok net, çok renkli bıdı bıdı güzel çekiyo olabilirler ama sadece ayfon çıktıları pro görünüyor.
0
freya
(19.08.16)
lg g5, Sony Xperia Z5 Premium
0
alaimisema
(19.08.16)
(13)

Mimar Sinan GSF Resim mi Anadolu Üni Çizgifilm Animasyon mu?

zacura
Merhabalar;Kardeşim MSGSF resim ile Anadolu Üni Resim + Çizgi Film bölümünü kazandı. Kafasında Anadolu'da Çizgi film + resim bölümlerini ÇAD yapmak var. Ancak ben Mimar Sinan'ın daha iyi olacağı kanaatindeyim, birincisi İstanbul'da okumanın avantajları. Güzel Sanatlar bölümlerinde okuyan veya mezun
Merhabalar;

Kardeşim MSGSF resim ile Anadolu Üni Resim + Çizgi Film bölümünü kazandı.

Kafasında Anadolu'da Çizgi film + resim bölümlerini ÇAD yapmak var.

Ancak ben Mimar Sinan'ın daha iyi olacağı kanaatindeyim, birincisi İstanbul'da okumanın avantajları.

Güzel Sanatlar bölümlerinde okuyan veya mezun arkadaşlar fikir verebilirler mi?
0
zacura
(18.08.16)
2008 de mimar sinan resim/iç mimarlık, anadolu animasyon, marmara resim e girdim. Hepsi geldi, animasyon hariç. Ve ben orayı istiyordum. Olmadı. Bende ailemin isteği doğrultusunda -ki bana kalsa msgsü resim derdim- mimar sinan iç mimarlık tercihi yaptım.

Kuzenim bizim okulun resiminden mezun. O da anadolu animasyon istiyordu. Onun da olmadı. Gözü kapalı animasyon. Hiç şehir falan bakmayın bu konuda. Çok ciddiyim anadolu çizgi film kazanmak kimsenin harcı değil. Kocaman ulkede yılda 20 kisi falan mezun oluyor.

Yanımda olsa kardeşine orasıni tercih etmesi için yalvarirdım. Çok ciddiyim. Mimar sinan eski mimar sinan değil. Sakın ismine ya da istanbul'a aldanmayın.
0
gece kelebegi
(18.08.16)
biraz aşağıda mimar sinandan biri bizim bölümün resim mezunları dövmeci oldu tarzı bir şey yazıyordu, anadolu çizgi film gömsün.
0
freya
(18.08.16)
gece kelebeği +1

yanlış anlamayın ama anadolu animayon kazanmış bir insanın resim bölümüne girmesi tam olarak denyoluk olur...öyle çap yapmaya felan da gerek yok...kendini resim ile boğmak yerine alanında kendini geliştirsin...zaten resim yapmak isterse yapar merak etmeyin...

kendisini taktir ve tebrik ediyorum...yanaklarından öpüyorum...gelecekte çok güzel işler yapacak...bak yapar demiyorum, yapacak :)
0
gkhT
(18.08.16)
gece kelebegi + gkhT +1
0
suwat
(18.08.16)
Animasyonun önü açık geleceği parlak.
0
su nanesi
(19.08.16)
resim okuyup ne yapacak yahu
0
nice tnetennba
(19.08.16)
tr'de yaşamayı düşünüyosa iç mimarlık falan ama yurtdışı istiyosa animasyon.

burda animasyoncular para da kazanmıyo takdir de görmüyo. yapacağı en matah iş reklamlara karakter modellemek, animasyon yapmak falan olur. 10 senede bir de film projesi gelir, ha arada trt çocuk iş ister-sonra ölü paralar teklif eder.

yurtdışı-özellikle abd, ingiltere ve japonya-bu işin harbiden meslek olduğu, insan gibi para kazanıp yaptığı işe teşekkür edilecek bir alternatif. sinemadaki filmlerin, video oyunlarının castlarına dikkat ederseniz hemen her filmde bir türk'ün çalıştığını görebilirsiniz. ekşi'den bir arkadaşım londra'da bu işi yapıyor, senede neredeyse 3-4 filmde ismi yazıyor.
0
parola58
(19.08.16)
@parola58 tc için iç mimarlık demis ya. Asla. Sakın. Ne kadar işletme mezunu, lise mezunu, işsiz varsa 3d max ögrenip piyasada ic mimar gibi dolaniyor. Kodaman insaat firma sahiplerine girmiyorum.

Ic mimarlik meslek bile sayilmiyor artik. Animasyon okusun yurt disina kacsin. Ve lutfen bilmeden etmeden konusmayin. Insan sinirleniyor yok yere.
0
gece kelebegi
(19.08.16)
Mimar Sinan eski Mimar Sinan değil yorumlarına katılıyorum.
0
BuddyGuy
(19.08.16)
@gece kelebegi kardeş ben de 3dmax öğrenip iç mimari iş yapanlardanım. piyasayı öldürenler konusunda haklısın da adam gibi portfolyo çıkaran bir iç mimarın eline su dökebilecek bir alaylı görmedim henüz.

animasyon yapma isteği ile öğrendim programı, sonra iş arama sürecinde animasyonda iş imkanının kısıtlı ve mimari işlerin daha iyi bir gelir kapısı olduğunu gördüm. yani işkembeden sallamıyorum burda, yazdıklarım tecrübe ile sabittir. tr'de iç mimari sektörünü biliyosun da git biraz da animasyon sektörünü araştır öyle sinirlen.

zaten okuduğunu anlaman varsa üstteki yazdığımda belirtmişim neden bu iş tr'de yapılmaz diye.
0
parola58
(19.08.16)
@parola58

Piyasa neden ölü ben diyeyim. Benim 500 dolara yapacaģım tasarımi sen yapiyorsun 200-300 liraya. Adamlar zaten ne kadar beles olursa o kadar iyi kafasinda tipik turk. Sana geliyor haliyle. Okudugunu anlamaymismis. Ne iciyorsunuz gercekten bir fikrim yok. Yillardir hem resimle hem animasyonla ilgileniyorum. Piyasan haberim var. Animasyon gelecek vaad eden bir bolum. Bunun sigir gelenekci mimar sinan hocalari dahi farkinda.

Ayrica saygi gormuyor falan demissin. Acaba fransa da mi yasiyorsun? Her gun doktor dovuluyor, ogretmen tartaklaniyor. Saygi mi kaldi ki saygi goren meslek olsun. Tee allaamm ya. Hep iskembe hep iskembe.
0
gece kelebegi
(19.08.16)
@gece kelebeği animasyon 10 senedir geleceği olan bölüm. 10 senedir noldu, ne gelişti? çalışan kalitesi arttı, yapılan işin kalitesi arttı ama çalışma şartları? bu memlekette animasyon falan gelişmez. ne o sabır var ne o hava. yolunu bulan direkt yurtdışına kaçıyor haklı olarak.

öbür mevzuya geleyim. senin 500 dolar istediğin şeyi başkası 200 liraya aynı kalitede yapamıyor birincisi, ikincisi bunun isyanını bana değil mimarlar odasına yapman gerekir. mimarın hakkını hukukunu koruması gereken kurum o sonucta. serbest piyasada bu dalgalanmayı kişisel olarak engellemek mümkün değil maalesef.

forumlarda freelance iş gelen yeni yetmeler ne kadar isteyeyim diye sorarlar genelde, senin gibi kibirli abiler de önce çocuğu bi fırçalar sonra kendi vereceği fiyatı söyler. kesin görmüşsündür en godamanlar arasında bile fiyat konusunda inanılmaz farklar çıkıyor. bunun düzenlemesini çizen adama bırakırsan olacağı bu. belirli bir standart oturtmak lazım bu konuda.

Saygı konusunu da çarpık anlamana hak veriyorum bu yazdıklarından sonra. Türklerle çalışmaktan kafayı yemiş bi abimizsin ve o sinirini kusuyorsun. Benim orada dediğim burda saygı görmezsin git kardeşim orda saygı gör. Demiyorum yani burda taksici saygı görür de sen görmezsin diye. Ben de memnun değilim valla Türklerle çalışmaktan. Geçen sene 30bin liraya yaptığım işi bu sene 20bin liraya yaptırmaya çalışıyor adam. Enflasyonu, kur farkını, maliyetleri yüzüne vuruyorum olsun sen fiyatı düş diyor.
0
parola58
(19.08.16)
@parola58
Mimar olmayan, programdan ötesine geçemeyen birine 30 bin veriyorlar öyle mi? Amk böyle ülkenin. Amk. Bu kadar uzun yazmana gerek yoktu. Sadece bunu demen yeterliydi.
0
gece kelebegi
(19.08.16)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.