Giriş
(5)

lana del rey sesli biri

kablelvuku
lana del rey değil galiba söyleyen, oysa da remixli halidir. mıymıy bi şarkı değildi. sözleri tamamen uyduruyor olsam da tek hatırladığım "come back now" güncel bi şarkı power tv de falan çalar hep. az bilgi ile çok büyük işler başaralım.
lana del rey değil galiba söyleyen, oysa da remixli halidir. mıymıy bi şarkı değildi. sözleri tamamen uyduruyor olsam da tek hatırladığım "come back now" güncel bi şarkı power tv de falan çalar hep.

az bilgi ile çok büyük işler başaralım.
0
kablelvuku
(12.05.20)
Indiana - Fake Name.mp3 mü?
0
fatih baker
(12.05.20)
Kovacs - My Love mu?
0
fobfilm
(12.05.20)
yok bu çok yavaş o şarkıya göre daha hareketli. benim aradığım aşırı hareketli bir parça
0
🌸kablelvuku
(12.05.20)
billie eilish? şarkıyı bilemedim.
0
ekşi duyuru sever
(12.05.20)
voca.ro


Islıkla da anlattım bi bulalım artık
0
🌸kablelvuku
(12.05.20)
(9)

Berber meselesi

fobfilm
Uzun süredir traş olamadığım için mağara adamına döndüm, berberler açıldı ama yine de gitmeye cesaret edemiyorum. Siz saç traşı meselesini nasıl hallediyorsunuz, ne önerirsiniz?
Uzun süredir traş olamadığım için mağara adamına döndüm, berberler açıldı ama yine de gitmeye cesaret edemiyorum. Siz saç traşı meselesini nasıl hallediyorsunuz, ne önerirsiniz?
0
fobfilm
(12.05.20)
@brian ben sakallarımı makineyle kesiyorum ama saçlarımı kesebilmem mümkün değil, o yüzden bir berbere gitmek zorundayım. Kesimde fayda sağlayabilecek alabileceğim bir önlem var mıdır acaba?
0
🌸fobfilm
(12.05.20)
yeni makine aldım powertec diye. 2 güne kendimi hanıma teslim edeceğim yapacak bir şey yok.

televizyonda anlatılanlar acayip ütopik. yok bi müşteriden sonra berber 15 dakika dükkanı havalandıracakmış, yok iki kişi olmayacakmış, yok ustura kullanılmayacakmış vs vs bana uygulanması imkansız şeyler geliyor bir müddet eşek tıraşı ile gezeceğiz artık :(
0
joehigashi
(12.05.20)
ben 5-6 hafta önce evde kendim saçları 3 numaraya vurmuştum. daha 1-2 ay berbere gitmesem olur yani
0
dafuq
(12.05.20)
makineyi vurdum ben de 1 ay önce, bi daha uzadı hatta. yeterince uzun bir başlıkla makine kullanıp kesersen çok kötü olmuyor. zaten şöyle düşün, mağara adamı gibi kötü mü, kötü kesilmiş kötü mü; her halükarda berbere gitme riskinden iyidir.
0
Bruce
(12.05.20)
Powertec ben de aldım tıraş makinesi 2 hafta oldu bile kafayı 3 e vuralı. Babamın kafayı da vurduk 3 e. Her hafta da sakalı kesiyorum. Düşündüm de parasını çıkarmış bile ve gayet de memnunum makineden.
0
GiderGelemes
(12.05.20)
@fobilm

Tek yaşıyorum, makina alıp kesme işine girmek istemedim.

Berberden randevu aldım. vurduracağım saçı. orada da şöyle bir taktik izledim. (çok yaymayın kime dediysem şaşırdı iyi düşünmüşün dedi :D :D)

günün ilk saatine randevu aldım sabah 09:00'a. akşam 9 da kapattıkları için, ortamda aletlerde virüs olsa bile, 12 saatte riski mümkün olan en aza indireceğimi düşünüyorum. hemen başkasının ardından traş olmak yerine günün ilk traşını olmak daha iyi.

berber maske ile çalışıyordu. onun kendini çok iyi koruması lazım. teması en aza indirmek içinde traş öncesi saçı yıkayıp gideceğim, (benim berber traş öncesi saçı bi yıkıyor) traş sonrası da evde yıkayacağım saçı. gerçi şampuanda virüs ölür zaten ama psikolojik birazda. zaten çok yakınım berbere.

maske ile gideceğim ama orada nasıl olur bilmiyorum kulak üstü için çıkarmam gerekecek hertürlü + kendi havlunuzu götürebilirsiniz yıkama için.

edit: bence gidecekseniz berbere bir an önce gidin. her geçen gün berberin de pozitif olma riski artıyor.
0
fezagezgini
(12.05.20)
@fezazengini Bu mantıklıymış :)
0
🌸fobfilm
(12.05.20)
biz yasak kalkmadan önce babamın berberini bulduk. evimize gelip bizi tıraş etti. biraz tuzlu fiyat çekti ama iyi oldu. bence bulabilirsen böyle bir berber bul.
0
nothing in my way
(12.05.20)
berberler açıldıktan sonra kimse eve gelip traş etmez. belki hafta sonu. bu arada aletlerde aynı risk yine var, temiz olduğuna nasıl güveneecksiniz ? berber pozitif ise yine bir şey değişmiyor eve gelince.
0
fezagezgini
(12.05.20)
(3)

sesleri asiri duymak

baldan kaymak
genelde gece olan birsey. sesleri gurultuleri normalde duymadiklarimizi duyuyorum. yataga bas konuldugundaki gurul5uyu bile duyabiliyorum. yada su an ekrana dokunmanin sesini. ne oluyor bu?neden oluyor?
genelde gece olan birsey. sesleri gurultuleri normalde duymadiklarimizi duyuyorum. yataga bas konuldugundaki gurul5uyu bile duyabiliyorum. yada su an ekrana dokunmanin sesini. ne oluyor bu?

neden oluyor?
0
baldan kaymak
(12.05.20)
Geceleri düşük desibel sesleri bastıracak etrafta çok fazla gürültü olmadığı için?
0
fobfilm
(12.05.20)
aynisi var bende de. soyle diyeyim, askerde iken devasa kogusun en dibinde ranzanin altinda fisiltiyla konusulanlari sanki kulakliktan bir sey dinler gibi inanilmaz net duyuyordum.-ki devasa bir yatakhaneydi- yalniz benimki uykuya tam dalmadan onceki son anda, sanirim 3-5 sn. civari suruyor. basligi takipteyim.
0
unabomber
(12.05.20)
duzeltme: senin bahsettigin fobfilmin dedigi sey olabilir. gece tv nin sesini bir iki tık az acmak gibi. bende ise dalmadan 2-3 sn kadar once inanilmaz netlesen sesler oluyor.-belki uyku ile ilgili bir seydir, bilemiyorum-
0
unabomber
(12.05.20)
(6)

Varoluşsal Kaygılar

ahm1
Ölümden korktugumu dusunmuyorum aslinda ama uzun bir suredir, mesela kitap konusunda, "sunlari okuyayim, sunlari bitireyim, onumuzdeki 5 sene en az su kadar kitap okuyayim, sonra soyle bi kutuphane yapayim evin bir kosesine" diyorum, sonra da diyorum ki "e ne olacak peki sonra? Gittikce daha cok ogr
Ölümden korktugumu dusunmuyorum aslinda ama uzun bir suredir, mesela kitap konusunda, "sunlari okuyayim, sunlari bitireyim, onumuzdeki 5 sene en az su kadar kitap okuyayim, sonra soyle bi kutuphane yapayim evin bir kosesine" diyorum, sonra da diyorum ki "e ne olacak peki sonra? Gittikce daha cok ogreneceksin, daha cok seyi bilir hale geleceksin ama ne kadar cok bilirsen -genclik zaten gitmis olacak da- o kadar yasli olacaksin, en cok seyi bildigin an da öleceksin, ee kime ne faydasi var bu ogrenme vs. heveslerinin?"

Biri diyor ki mesela (ornekler kitap uzerinden oldu ama fark etmez, konu degistirilebilir): "bin kitap okudum, hedefim -toplamda, yani hayat boyunca- 3-4 bin kitap okumak" ee? Yani ölüm noktasindaki hedefini soyluyor adam. "ben öldügümde 3 bin kitap okumus olmak istiyorum" diyor. O noktadan sonra ne onemi var ki kac kitap okudugunun? Mesela ben onun yerinde olsam, koydugum hedef, ölüm noktasindan uzak olsun diye "40 yasina kadar su kadar kitap" derdim mesela.

İcimdekileri aktarabildim mi bilemiyorum ama uzun zamandir boyle seyler dönüp duruyor.

Eklemek istediginiz bir sey var midir?
0
ahm1
(12.05.20)
Olayı sadece kitap okumaya indirgemissiniz ki bence bu çok verimsiz bir bakış açısı. Varoluş kaygısı içinde olgunlaşma süreciyle düşünülmelidir bana göre. Her sıkıntı ve buhran yeni bir olgunlaşma evresini beraberinde getirir.
0
olaylar olaylar
(12.05.20)
Aynı sorunu çok öncesi düşünmüştüm ben de. Sonra dedim en azından cahil ölmem, öğrenmeye devam :) Şaka bi yana ben kendimi tatmin etmek için yapıyorum bunu mesela, başkasına show yapmak için değil. Bu düşünceyi benimsediğimden beridir de "yapsam ne olcak, okusam ne olcak, öğrensem ne olcak" gibi sorular hiç oluşmuyor beynimde.
0
superfluid
(12.05.20)
"Öldükten sonra nasıl olsa her şey anlamını yitirecek" düşüncesiyle yaşamak yanlış bence. Bu düşünce biçimine göre oturup, hiçbir şey yapmadan ölmeyi beklemek gerekir.
Hayatta kaldığımız süre zarfında maksimum hazzı sağlayacak program neyse, ona göre hareket etmek gerekir diye düşünüyorum. Örneğin kitap okumak bir insana tek başına en yüksek hazzı veren şeyse, sürekli kitap okumalı. En yüksek hazzı verecek şey bir teori geliştirmekse ve bunun için 500 kitap okuması gerekiyorsa, bu 500 kitabı okumayı bir araç olarak görmeli.

Bir de Kubrick'in bu konuya ilişkin çok güzel bir sözü var: "Karanlık ne kadar derin olursa olsun kendi ışığımızı yaratmalıyız."
0
fobfilm
(12.05.20)
her şeyin yok olacağı gerçeğini ben kendi varoluşumun sonuna değil başına koyarak epey rahatladım. şöyle yani:

her şeyi yaptıktan sonra öleceğim demiyorum.

zaten öleceğim, ne yapmış olursam olayım istikametim belli, diyorum.

yani var olan her şey farklı noktalardan aynı istikamete doğru giderken ve sonrasını bilen kimse yokken, elimizdekilerle sonrasını çözmek yerine kendi benliğime en çok sinen şeyle doldurmaya çalışyorum o yolculuğu.

iyi geceler
0
reavelyn
(12.05.20)
Öğrendiklerin konusunda zamanla birilerinden farklı olursun. Hayat ilerleme gelişmeye bağlı ve her zaman bir değişim içerisinde .
bilginin de güç sayıldığı bir zamandayız. Zaten ölecektik okumayı neden öğrendik ozaman ? Sadece
diploma almak için tabi ki değil.
Belki de bunu ölüme bağlı düşünmek yerine, maddi geliri olmadığı için önemsemiyor olabilirsin.

Okumaya erindiğimiz zamanlar, başka ne tür şeylerle uğraştığımıza baktığımızda durumun pek iç açıcı olduğunu söylemekte zor.

Binlerce kitap okuyup bunu da olumlu yanlarıyla hayatına dökmeyen, konuşmalarına ve tavırlarına yansıtmayan kimseler de gerçekte sadece kitap sayfalarını çevirmiş gözle bir tarama yapmışlardır.
0
Erva
(12.05.20)
tebrikler "saçma" kavramı ile karşılaşmışsınız.

sıradaki adım; "hayatın kendi adınıza anlamını yaratmak".

şu anki bakış açınızda; var olmadığınız bir noktadan, var olduğunuz zamanı anlamdırmaya çalışıyorsunuz. akabinde anlamlandıramıyorsunuz.

halbuki; var olduğunuz zaman boyunca varoluşunuzu anlamlandırmanız gerekiyor.
0
AlsterWasser
(12.05.20)
(1)

The Wolf of Wall Street’de Leonardo Di Caprio’nun aksani?

my pink
O aksani rol icabi yapiyor sanirim ama hangi bolge cikaramadim.
O aksani rol icabi yapiyor sanirim ama hangi bolge cikaramadim.
0
my pink
(11.05.20)
New york aksanı değil mi? Oynadığı karakter Bronx doğumluymuş.
0
fobfilm
(11.05.20)
(5)

bazi sarkilarin zengin hissettirmesi

foster
selam sevgili sarki severlerbazi sarkilar ve ozellikle sarkicilar, bana kendimi zenginmisim gibi hissettiriyorum.ozellikle berkay diye bir sarkici var, adami ne zaman dinlesem zenginmisim hissine kapiliyorum.bu nasil sacma bir etki? bi bana mi oluyor?
selam sevgili sarki severler

bazi sarkilar ve ozellikle sarkicilar, bana kendimi zenginmisim gibi hissettiriyorum.

ozellikle berkay diye bir sarkici var, adami ne zaman dinlesem zenginmisim hissine kapiliyorum.

bu nasil sacma bir etki? bi bana mi oluyor?
0
foster
(08.05.20)
normal. adam clubber ortam çocuğ çağrışım yapıyor. ferdi tayfur müslüm dinleyenler de fakir hissediyor kendini. zeynep bastık da bana zengin hissettiriyor.
0
kelepir
(08.05.20)
Merak edip youtube'da Berkay'ı arattım, yaptığı bir şarkıyı dinledim. Kendimi her haftasonu nargile cafeye giden 3. sınıf varoş lümpenler gibi hissettim. Her şarkı, her insanda farklı etki yaratıyor demekki.
0
fobfilm
(08.05.20)
Fobfilm :) tasvir ettiğin gibi biri değilim. Bu adamı da dinlemem normalde ama durum bu.

İşin garibi bende YouTube dan baktım biraz, benzer yorumlar gördüm :D
0
🌸foster
(08.05.20)
Bana da ajda pekkan’da oluyor bazen. Sanırım aşkı memnu’da çok çaldığı için olabilir:)
0
sta
(09.05.20)
Berkay'ı Caner Erkinle ilgili münasebeti dışında hiiiiç bilmiyorum. Hayatımda bir tane bile şarkısını duymadım ama bu adamın barlardaki konserlerinin bilet fiyatları atıyorum bi Athena, Duman gibi gruplardan yüksek oluyor neredeyse. Çok tuhaf geliyor bana bu durum ya bu adamın şarkılarını dinleyen kimseyi nasıl görmem ya da bi şekilde denk gelmem..

Zengin hissettiren değil de daha elit hissettiren şarkılar oluyor.
0
nundu
(09.05.20)
(4)

döviz kuru hangi mantıkla artıyor?

semaforo de medianoche
mesela bir insanın 50 kiloyken 5 kilo alması 100 kiloyken 5 kilo almasından daha kolay olur ya (daha az kaloriyle olur yani) o mantıkla doların da büydükçe büyümesi zorlaşıyor mu? 1.5'ten 2'ye gelmesiyle 6.5'ten 7'ye gelmesi aynı zorlukta mı yani?
mesela bir insanın 50 kiloyken 5 kilo alması 100 kiloyken 5 kilo almasından daha kolay olur ya (daha az kaloriyle olur yani) o mantıkla doların da büydükçe büyümesi zorlaşıyor mu? 1.5'ten 2'ye gelmesiyle 6.5'ten 7'ye gelmesi aynı zorlukta mı yani?
0
semaforo de medianoche
(06.05.20)
Yüzde ile hesaplamak lazım.

1.5'tan 2'ye geldiğinde kazandığı değer: % 33.3
6.5'ten 7'ye geldiğinde kazandığı değer: % 7.6

33.3 > 7.6
0
fobfilm
(06.05.20)
yüzde hesabı nedir nasıl yapılır?

1,5'tan 2'ye artış %33.33
6.5'tan 7'ye artış %x
x=0,5/7= 7,69


%33.33 ile %7.69 aynı zorlukta mı?
0
ozdek
(06.05.20)
@ozdek yüzde hesabının ne olduunu biliyorum sadece ben büyüdükçe büyümesi daha zor olur mantığıyla düşünürken yüzdesel olarak olayın bunun tam tersi olduğunu fark ettim ve tuhaf geldi.

1'den 1.1'e çıkması 10'dan 11'e çıkmasıyla aynı zorlukta yani, ben tam tersi şekilde mantık yürütmüştüm hep.
0
🌸semaforo de medianoche
(06.05.20)
devlet veya özel sektör yurtdışından döviz borçlandı diyelim. %10 faiz oldu. Doları aldı bozdu geri dövize çevirip ödedi komisyon vs. örnek %5 dövize karşı değersizleşti diyelim.

kur 2 olsaydı 2,1 olarak artar
kur 5 ise 5,25 olarak artar.

yani kur arttıkça azalıp düşmesi daha büyük tutarda oluyor.
0
efruz
(06.05.20)
(3)

Doğalgaz faturası yüzünden igdaş neden suçlanıyor?

Unde bach canim
Tamam faturayı bu kurum kesiyor ama şu var: https://www.ntv.com.tr/ekonomi/elektrik-ve-dogalgazsayaclari-3-ay-okunmayacak-kiyasen-fatura-duzenlenecek,fsSJFTd4G0-rF8tvXVKpEQAyrıca fazla yazmışlarsa dahi gelecek ay okunan sayaç ona göre + bakiye olacak. Kaldı ki ekrem imamoğlu karalamasından başka bir
Tamam faturayı bu kurum kesiyor ama şu var: www.ntv.com.tr

Ayrıca fazla yazmışlarsa dahi gelecek ay okunan sayaç ona göre + bakiye olacak. Kaldı ki ekrem imamoğlu karalamasından başka bir şey gibi durmuyor.
0
Unde bach canim
(06.05.20)
31 mart İstanbul seçiminin iptal olmasından da Chp sorumlu tutulmuştu hatırlarsan.
0
fobfilm
(06.05.20)
@delirttiniz, suçlu epdk yani direkt akp. Suç neden igdaşa yıkılıyor onu soruyorum
0
🌸Unde bach canim
(06.05.20)
Olay tamamen yanlış anlaşılmış. Fazla tutarın sebebi okuma periyodunun uzun olması. Normalde 30 günde bir fatura gelecek iken 45 günlük fatura okunmuş. Bu süreçte bunu doğal karşılamak lazım.

Vatandaşın talebi ise de makul. Faiz yapmayın bunu taksitle ödeyelim.

EPDK’da uyarı mahiyetinde diyorki zamanı geçirmeden oku. Fatura kes.
0
mak
(07.05.20)
(2)

Covid-19 öldürücülük oranı

fobfilm
Yeni araştırmalara göre bu oranın % 0.5'e kadar düştüğü söyleniyor ama her kaynakta farklı bir rakam var. Net bir araştırma ve oran henüz yok değil mi?Öne sürülen teoriler neler?
Yeni araştırmalara göre bu oranın % 0.5'e kadar düştüğü söyleniyor ama her kaynakta farklı bir rakam var. Net bir araştırma ve oran henüz yok değil mi?
Öne sürülen teoriler neler?
0
fobfilm
(06.05.20)
www.worldometers.info

%100 gerçekçi olmamakla birlikte en iyi senaryo bu.
0
rewlack
(06.05.20)
@rewlack Tespit edilen her 1 vakaya karşı, tespit edilemeyen 4 vaka olduğu söyleniyor. Hatta bu oranın daha yüksek olabileceği de konuşuluyor.
Bu yüzden verdiğin sitedeki ölüm oranlarının hiçbir gerçekliği yok bence.

edit: Yani ölüm sayıları doğru ama covid-19'un öldürücülük oranına dair işe yarar bir veri sunmuyor.
0
🌸fobfilm
(06.05.20)
(2)

kafka'nın şu sözünden ne anlıyorsunuz?

candide
"Umut olmasına var, sınırsız denecek kadar umut var, ama bizim için değil."
"Umut olmasına var, sınırsız denecek kadar umut var, ama bizim için değil."
0
candide
(06.05.20)
Başkaları için umut var da bizim için yok, bunu anladım.
0
matilda
(06.05.20)
Bu tür cümleleri bazen tek başına değerlendirmek yanlış olabilir. Öncesi, sonrası, bağlamı önemli.

Bu haliyle değerlendirmeye kalkarsak: Kafka evrenin acımasız gerçekliğini ve kayıtsızlığını olduğu gibi anlamaya çalışan biriydi. Bu tür kişilik tipleri genelde kendine karşı dürüsttür ve hurafelerle vs. kendilerini avutmazlar. Onu yapan insanlar genelde evreni dürüstçe ve tarafsız bir perspektifle anlamaya çalışmayan, hatta kendilerine karşı bile dürüst olmayı beceremeyen insanlardır. Hurafeler ve geleceğe dair olumlu beklentiler de o insanların dünyasına aittir.
0
fobfilm
(06.05.20)
(11)

bu oda dizaynı hakkında düşünceleriniz neler?

avatar is back
https://hizliresim.com/evJCHCşunları düşünüyorum da haksız mıyım acaba? 1- deri koltuklar hem güzel değiller hem de kullanışsız duruyor. kaliteli duruyor ancak olmamış gibi. renkli kırlent olayı da hiç uymamış gibi2- tv yi utanmasalar tavana asacaklarmış onu da hiç beğenmedim. zaten küçücük bişey.3-
hizliresim.com

şunları düşünüyorum da haksız mıyım acaba?

1- deri koltuklar hem güzel değiller hem de kullanışsız duruyor. kaliteli duruyor ancak olmamış gibi. renkli kırlent olayı da hiç uymamış gibi
2- tv yi utanmasalar tavana asacaklarmış onu da hiç beğenmedim. zaten küçücük bişey.
3- halı en kötüsü. arasına çok küçük taneli şeyler düşer, düşse çıkmaz gibi. temizliği zor olduğundan da hep kirli kalacakmış gibi duruyor.
4- perdeler uygun gibi, 2 seçeneğe de uyumlu halde duruyor

evle uzaktan yakından alakam yok aşağıda ki bi duyurunun fotosuna tıklayınca yan da gördüm, sormak paylaşmak istedim. istanbulda 1+0,1+1 de bu tip dizaynlı dairelerde oturan arkadaşarım var ve beğeniyorlar ama benim içimi daraltıyor.

düşüncelerinizi merak ettim
0
avatar is back
(05.05.20)
Umarım evi böyle düzenleyen insan duyuruda değildir de görüp üzülmez :(

- Ev değil de bekleme salonu gibi, özel doktor muayenehanesi falan.
- Halı çok fena. Halının yeri çok rahatsız etti. Daha küçük bir halıyı sehpanın altında ve ortada olsa daha güzel. Böyle: imgur.com
- Televizyon çok yüksek, bekleme salonu hissini pekiştiriyor.
- Koltuğun tek yanda kolçağı var ve çok alçak, yayılıp televizyon izlemeye kitap okumaya uygun değil, bekleme salonu hissini pekiştiriyor.
- Duvardaki sıra sıra küçük çerçeve, dekor diye konan şeyler, pencerede jaluzi... Hep kişiliksiz ve bekleme salonu hissini pekiştiriyor.
0
kobuzchu kiz
(05.05.20)
ilk bakışta bana da bekleme salonu gibi geldi.
0
Trafalgar
(05.05.20)
bekleme salonu +1
ev sıcaklığı yok.
0
candide
(05.05.20)
la mis gibi oda iste. Renk uyumunu harika tutturmus adam, boyasi parkesi, perdesi, koltugu, halisi. Renkli yastiklari da bilincli olarak secti, biraz fantazi yapayim, zitlik yaratayim diye dusundu buyuk ihtimal. Ben yastik renklerini de odaya uydururdum. Tv Kablosu cirkin duruyor, Tvyi asagiya indirilip kamufle edilenebilinir. Onun disinda sikinti yok.
0
freedonia
(05.05.20)
ortalama türk evine göre gayet başarılı. böyle bir odaya girdiğimde aklıma asla söylediğin detaylar gelmezdi. bitek tv alakasız duruyor, onun da yukarıda olması isteniyorsa duvardan geçirmek lazım kabloyu sistemi, çok zor. ama tv'nin göz hizasında olması lazım zaten, gereksiz yukardaı.

kendi kişisel tercihlerine göre kötü demişsin gibi geldi bana. yani kişi belki küçük taneli şeyler yemiyor veya çok güçlü makinesi olduğu için temizlemesi zor değil, belki de başkasına temizletiyor.

bekleme odasına katılabilirim ama bekleme odası gibi bir yaşam alanını bilerek tercih etmişse ve bu hoşuna gidiyorsa bu da dizaynı kötü yapmaz bence. renk tonları uydurulmuş sade ve şık bir oda olduğunu düşünüyorum.

ha, ben asssla böyle bir oturma odasında yaşayamam; orası ayrı. deri koltuk almazdım oturma odama.
0
Bruce
(05.05.20)
kobuchu kiz+1

halının boyu yanlış (çok büyük), perdelerin boyu kısa (hafif yeri süpürmeli), koltuğun ayakları çok kötü (yere direkt oturan bir kanepe olmalıydı, yatak bazası gibi durması pek iyi olmamış), duvarda asılı olan çerçeveler çok küçük ve yetersiz.

modern derken soğuk, sade derken eksik olmuş.

televizyon kablosu çok kötü.
duvara gömülmeli, gömülemiyorsa bir şekilde kamufle edilmeli, yine olmuyorsa tv duvara monte edilmemeli, tv sehpası tarzı bir şeye koyulmalı.

zemin ve duvar rengi de çok soğuk.
gri zemine siyah-gri bir dekorasyon daha da soğutmuş.

mesela kanepenin karşı köşesine benjamin ya da japon şemsiyesi tarzı büyükçe bir bitki, yan sehpa üzerine güzel bir abajur ya da benzer bir şey, duvara daha büyük 2-3 çerçeve ya da daha fazla yer kaplayan herhangi bir şey, daha uzun ve daha dökümlü bir perde, koltuk üzerine biraz daha dolu dolu duran ve daha büyükçe minderler biraz toparlardı.
0
blatta hiberna
(05.05.20)
Ben simetrik, minimal ama soğuk buldum.
0
fobfilm
(05.05.20)
Ruhsuz. Mobilyaciya gidilmiş, hangisi nasıl birbirine uyar seçilmiş ve duvardaki çerçeveler dahil hepsi birden aynı yerden alınıp çıkılmış.

Hiç kimse nasıl bir kanepede oturmak istediğini hayal edip pintereste dolaşmamış günlerce.. Duvara aşmak için küçük eserler biriktirmemisler. Bir seyahatten dönerken bir güzel şey getirmemişler. Hiç en yakınları ile evi nasıl dekore edeceklerini konuşmamışlar heyecanlı heyecanlı. Bir kitaplığın tam a nasıl olması gerektiği ile ilgili bir hülyaya dalmamışlar.

Yazık olmuş.
0
Sahikaa
(06.05.20)
televizyonun yüksekte olması dışında hiçbir sorun yok. halı da güzel kanepe de.
0
in a world of magnets and miracles
(06.05.20)
Bu tip yerleşimi sevsem de beğenmedim. Koltuk, perde, tv hepsi ucube gibi.
0
ruhen hastayim ben
(06.05.20)
arkadaşlara katılıyorum. tv çok yüksek, stand üstünde olmalıydı. köşede büyükçe bir yeşillik\ ağaç olmalıydı. duvara daha kişisel ve büyük tek veya asimetrik minimalist foto/resim olmalıydı, bir de güzel bir abajur olmalıydı, halı daha küçük olmalı ve koltuğa yapıştırılmamalıydı.
0
bugisme
(06.05.20)
(8)

kedinizin huyu suyu nasıl?

matilda
yaş ve cinsiyet belirtirseniz iyi olur hatta kendi cinsiyetinizi de belirtebilir misiniz? çünkü benim gözlemlediğim kadarıyla dişi kediler, erkek insanları daha çok seviyor acaba sizinki öyle mi? annemlerin kedisi babama aşık, beni hiç bi zaman sevmedi. ki 4 sene beraber yaşadık evlenmeden önce yani
yaş ve cinsiyet belirtirseniz iyi olur hatta kendi cinsiyetinizi de belirtebilir misiniz? çünkü benim gözlemlediğim kadarıyla dişi kediler, erkek insanları daha çok seviyor acaba sizinki öyle mi? annemlerin kedisi babama aşık, beni hiç bi zaman sevmedi. ki 4 sene beraber yaşadık evlenmeden önce yani annem, babam ben ve karamel vardık.
şimdi 7 aylık dişi bi kedimiz var 2,5 aylıkken aldık, eşime aşık o da. geçen haftalarda kısırlaştırdık. insan gibi bi kedi. konuşuyor resmen. derdini falan anlatıyo bize. hoplayıp zıplarken insan gibi zorlanma sesleri çıkartıyor. adını zaten neredeyse en başından beri biliyor. yaramazlık yaptığında sakııız falan diye uyardığımızda ne var ya der gibi miyavlıyo. değişik bi tip. sürekli evin içinde koşup zıplıyor. bütün küçük halılar maksimum 5 dakika düzgün duruyor. tırnak kestirmeyi falan pek sevmeyen, mama yemeyi ve su içmeyi çok seven bi kedi. bayağı mutlu bence bizim evde. neşesi hep yerinde ve inanılmaz şapşal, komik bir çocuk :)

mobilden girenler için bir adet foto. (buraya eklediğim fotoyla aynı)

hizliresim.com

sizin kediler ne alemde?
0
matilda
(03.05.20)
manyak benimkiler skdlsdf ama dişi kedi konusundaki tespitiniz son derece doğru, 4,5 yaşındaki kedim sadece sevgilim gelince bana gırgır yapıyor, bu aralar karantinadan olsa gerek onun da psikolojisi bozuldu. 1.5 yaşındaki erkek kedim aşırı uysal ve uykucu fakat çok korkak, yabancı herkesten başta çok korkuyor ama başta sevgilim olmak üzere erkeklerden resmen nefret ediyor. yaş 23/k bi ara foto da yollarım :')
0
amugochi
(03.05.20)
yerim <3 çok tatlıymış. adı ne?

iki tane kardeş kedim vardı, grafit ve püskül. ikisi de erkekti. grafit yavşaktı, herkesi severdi, herkese kendini sevdirirdi. püskül tam bir hanım evladıydı, anacıydı, bana düşkündü yani. ikisi de kedi değil teröristti bildiğin, evin altını üstüne getirirlerdi. kapı açmayı öğrendikleri için mutfağın kapısına anahtar yaptırmıştım, kapıyı kilitlemeden çok kısa süreliğine bile bıraksam giriveriyorlardı mutfağa. bir gün mutfakta tezgahta poşetin içinde yeni aldığım boyoz vardı, normalde önlerine koysam yemezler, bir baktım çıkmışlar poşeti açmışlar boyozu yiyorlar. camın önündeki saksılara da ulaşımlarını engellemiştim ama camı açık unuttuğum bir gün gitmişler hepsini devirmişler. perdeye tırmanıyorlardı, kaç kere aşağı indi perdeler. grafit şarap içiyordu ya, meyve şarabı. püskül annesi diye elimi kolumu emiyordu. birbirleriyle oynamaları çok tatlıydı <3 grafit'i bir gün eve geldiğimde ölü buldum, 1 yaşındaydı ve çok sağlıklıydı, niye öldüğünü hiç anlayamadım. benden uzun yaşar diyordum. püskül o ölünce bunalıma girdi, 2 yaşındayken de dişi kediye kaçtı, bir daha gelmedi. o zamandan beri kedisizim.

eksiup.com
0
pati
(03.05.20)
ben e, evdeki de 12 yaşında ameliyatlı d.

insanın kedi sevgisini test etmesi için ideal. erkeklerden ise nefret ediyor. hill's mamayı bilen bilir, premium bir mamadır, o yüzden de pahalıdır. ancak yeme garantisi vardır. bu eşek yemez. kumu beğenmez. evi beğenmez, daha doğrusu hiç bir şeyi beğenmez. orijinalde agresif ancak ev taşınmasından sonra bunu tırmığa dökmeye başladı.

not: hem kendisi ihtiyar hem de çevre köpekperest besleme alanı olduğu için dışarı bırakamıyorum.
0
tururo
(03.05.20)
Benim kedim 1 yaşında dişi. Kimseyi sevmiyor. Beni eşimden daha çok severdi ufakken ama 7 aydır düzenli göremiyorum hayvanı, beni unuttu. Şu an sadece eşime biraz yakınlık gösteriyor.

Ama genel olarak her hayvan cinsi karşı cinse daha ilgilidir.
0
prole
(03.05.20)
Gofret 2 yaşında, erkek, kısır,yaklaşık 1.5 yıldır bizimle. Gofret diye seslendiğimizde ya miyavlar ya gelir patır patır. Zekidir, hafızası kuvvetlidir neyi nerede bıraktığını bilir. Bir şeyi yaparken planlar, ona göre yapar. Korkaktır ama, misafirden falan pek hoşlanmaz. Biri geldiğinde saklanır. Oyun oynamayı çok sevmez çünkü yorulmak istemez.Cool'dur.Değişikliği de sevmez. Yaş mama, malt saatini bilir, zamanı geçerse yerine geçip miyavlar. Kadın kişisiyim, benle uyumayı sever eşim yokken beraber sorunsuz uyuruz ama eşim varken sürekli rahatsız eder, miyavlar, patileriyle halıları tutup yere vurur vs. Küçükken sarılarak uyurduk şimdi ayaklarımda ya da temas ederek yanımda uyuyor. Öpülmeyi sever, evin kralıdır. :)
Bal yaklaşık 5 aylık, dişi.3 aydır bizimle. Tam bir sevgi yumağı. Eşime bayılır ama bana da bayılır. Ama sanki onunla uyumayı bir tık daha fazla seviyor. İnsan da sever, misafirden kaçmaz. Şapırdanarak yalanır. Yemek yerken rahat vermez, o da bizimle yer. Özellikle ekmeği çok sever. Yaramaz, hareketli, oyun oynamaya bayılır. Biraz yaygaracı, en ufak şeyde çıngar çıkartır. Henüz küçük olduğundan çok komplike huyları yok galiba. Büyüdükçe göreceğiz nasıl bir karakter olacağını.
0
saridendigindekirmizidiyebagiranadam
(03.05.20)
@red morning senin kedi efsaneymiş ya tipe bak, çok cool. Başka foto atma şansınız varsaçok iyi olur.
0
valarmurgulis
(04.05.20)
@valar di mi yaa, benim böyle cool fotom yok. yeni asılan çamaşırı kokluyormuş :D
0
🌸matilda
(04.05.20)
Kedileri bilmem ama ben her türlü hayvanın dişisini daha çok seviyorum. Bana daha tatlı ve sevilesi geliyorlar. Sanırım evrimsel veya freudyan bir açıklaması vardır. Hemen her canlı türünün de karşı cinse çekim duyması bana mantıklı ve tutarlı geliyor.

Edit: Belki de gay hayvanlar da hemcinsi olan insanlara yakınlık duyuyorlardır. İlginç bir araştırma konusu olabilir
0
fobfilm
(05.05.20)
(7)

film önerisi

kuzey li
Mağaramda çıktım ve yıllar sonra black swan izledim. benzer film önerilerebilir misiniz?
Mağaramda çıktım ve yıllar sonra black swan izledim. benzer film önerilerebilir misiniz?
0
kuzey li
(02.05.20)
Jagten
0
AlsterWasser
(02.05.20)
yönetmenin diğer filmleri diyorum: ör. the wrestler.
0
ganbatte
(02.05.20)
titanic ve esaretin bedeli
0
bohr atom modeli
(02.05.20)
The red shoes, bs yi etkileyen film
0
000000
(03.05.20)
Whiplash +1
Direkt Black Swan'den esinlenildiği bile söylenebilir.
0
fobfilm
(03.05.20)
(bkz: Nightcrawler)
0
Bruce
(03.05.20)
o zaman black swan'ın ilham aldığı filmi söyliyeyim. perfect blue. anime ama.
0
sanat guresi
(03.05.20)
(7)

her seyin nasil normale donecek olmasi

in vino veritas
vakalar dustu, ölümler sifirlandi ya da iyice azaldi diyelim. yavas yavas avmler aciliyor mesela, toplu tasima vs. her sey nasil normale donecek aklima yatmiyor bir turlu. disarda maskesiz gezebilecek, bulustugumuz arkadasimiza sarilip opebilecek, toplantilarda herkesle el sıkışabilecek miyiz mesela
vakalar dustu, ölümler sifirlandi ya da iyice azaldi diyelim. yavas yavas avmler aciliyor mesela, toplu tasima vs. her sey nasil normale donecek aklima yatmiyor bir turlu. disarda maskesiz gezebilecek, bulustugumuz arkadasimiza sarilip opebilecek, toplantilarda herkesle el sıkışabilecek miyiz mesela? tatile gittigimizde otellerde, kalabalik restoranlarda yemek yemek, konser, sinema, gece kulubu ortamlari... toplu tasima mesela, istanbul gibi bir sehirde yogun olmama imkani yok. hadi bir otobuse (metrobuse, minibuse filan da olur) binmedik bir sonrakini bekledik. o da asla bos gelmeyecek? ofis ortaminda baskalariyla bile bulunmak istemiyorum ben mesela su an. hayatimiz nasil normale donecek peki? sizin fikirleriniz neler?
0
in vino veritas
(02.05.20)
bu dünya 30 sene içinde 2 dünya savaşı atlattı, her şey normale döndüğü zaman insanlar ne zamanlardı be diyerek düşünmüştür. ocak ayında elazığ depremini şubatta 39 şehiti hatırlayan şu an için fazla olsa bile 6 ay sonra ne zamandı lan diyecek herkes.

her şey normale dönecek şaşıracağız vs. her şey bittikten sonra ne günlerdi be diyeceğiz. insanoğlu unutmayı sever, unutmazsa hasta olur.

bence aşının bulunmasına daha var. temmuzda tüm dünya ölen ölsün kalan sağlar bizimdir diyecek. para ekonomi para.
0
mikahakkinen
(02.05.20)
2.salgın su an kapıda, 3,4 olabilir
çünkü rehaver ve mutasyon devam edecek. Kökten silinmeyeceği için maalesef eski normal olmayacak. Düşünsenize nasıl konsere gideceksiniz, ya da nasıl ucakta yanyana maskel,? uzunca bir süre,maalesef bu sürec devam edecek... Sürekli tedirginlik ama bir yandanda abartıyorsunuz yeea tayfasının virüsü kücümseme durumu tüm dünyada eski zamanlarıözletecek. Evet ne günlerdi bee, diyeceğiz belki ama kim bilir ne zaman:/
0
blackgirl00
(02.05.20)
Birazda sana bağlı, böyle böyle olabilecek mi diye sormuşsun ya onu kimse bilemez. Tedirgin oluyorsan, arkadaşınla tokalaşmazsın, ofiste de maske ile oturursun, metrobüse eldivenle binersin.

İspanyol Gribi'ne ait grafikler var. 2. dalga daha çok vurmuş.

si.wsj.net

tabi şimdi insanlar biraz daha bilinçli ama belli olmaz. sonuçta 1 kişiden yayıldı.
0
fezagezgini
(02.05.20)
Herşey normale döner mi bilemem de el sıkışmak istemediğimde garip karşılanmam artık. En azından mantıklı bir bahanem var.
0
ashleybon
(02.05.20)
her salgın 1 kişiyle başlıyor. dünya üzerinde 0 corona virüs vakası olması ise imkansıza yakın. aşı bulunmadan ki bence 2 seneden önce bulunmayacak ve SARS'a karşı da bir aşı bulunmuş değil, corona çok çok yeni. yani demem o ki net olarak eskiye dönmek çok uzun sürecek ama biraz normalleşme önümüzdeki sene başlar. şimdi haziran gibi çoğu şeyin normale dönmesi bekleniyor ama imkansız. çok erken seviniyoruz. 1 günde 1900 küsür vaka olması hiç az bir sayı değil. kontrollü gidiyor ama en ufacık bir kaçak her şeyi mahvedecek.
0
matilda
(03.05.20)
Yeni araştırmalar ışığında ölüm oranının ilk başta sanıldığı gibi % 3 değil; %0.5 - %0.8 oranında olduğu tahmin ediliyor. Etkili bir ilacın bulunmasıyla ölüm oranı belki griple aynı seviyeye çekilebilir. Bu da aşı bulunmasına gerek kalmadan normalleşme adımlarının atılmasını sağlayabilir.
0
fobfilm
(03.05.20)
otoriteler artık yavaş yavaş şu fikirde birleşiyorlar; bu virüs dünyanın %70'i civarına bulaşıp toplum bağışıklığı gelişmeden öldürmeye devam edecek. bu sürenin de 2-2,5 sene süreceğini tahmin ediyorlar. bu süreyi sürekli insanlardan uzak geçirmenin imkanı yok. yüksek risk grubunda değilsen çok panik yapmayıp, alınabilecek önemli önlemleri alıp devam etmek lazım. mesela maskenin uzak doğudaki gibi günlük hayatımızın bir parçası haline gelme durumu var. el sıkışmayı bırakmak, elleri sık dezenfekte etmek, yabancılarla az temasta bulunmak gibi şeyler yapılabilir ama bunların iç rahatlatmaktan başka bir şeye yaramayacağını düşünüyorum; hele ki salgının çok yayıldığı büyük şehirlerden birinde yaşayanlar için.

tabii bir de aşı durumu var. onun için de 1-1,5 sene gerek diyorlar. etkili bir aşı bulunana kadar katı önlemlere devam edilebilir. şu bir kere hasta olanın ne kadar bağışıklık kazanıyor, tekrar bulaşma ihtimali düşüyor mu konusu netleşsin; ona göre bir an önce hastalığı kapıp iyileşme moduna girebilirim ben. antiviraller artsın, iyileşmesi kolaylaşsın; daha detaylı düşünücem üstüne.
0
Bruce
(03.05.20)
(1)

pandemi sosyal yardım başvurusu

fistikthecat
Bir tanıdığım başvuruyu yapınca şu uyarıyı alıyorAynı adresten yapılmış başka süreci devam eden başvuru olduğu için işlem gerçekleştirilemez.bu evde yıllardır oturuyor ve başka bir kişi kayıtlı değil sizce sorun neden kaynaklanıyor?
Bir tanıdığım başvuruyu yapınca şu uyarıyı alıyor

Aynı adresten yapılmış başka süreci devam eden başvuru olduğu için işlem gerçekleştirilemez.

bu evde yıllardır oturuyor ve başka bir kişi kayıtlı değil sizce sorun neden kaynaklanıyor?
0
fistikthecat
(02.05.20)
Başvuru yapan bir kişi ya yanlışlıkla; ya da bilerek o adresi seçmiş olabilir.
0
fobfilm
(02.05.20)
(6)

covid 19 ne zaman biter ?

problem34
Ne zaman starbucksta arkadaşlarımla kahve içeceğim ? Bana tahmini bir gün söyler misiniz ?
Ne zaman starbucksta arkadaşlarımla kahve içeceğim ? Bana tahmini bir gün söyler misiniz ?
0
problem34
(01.05.20)
bence 1 ay sonra
0
daglien
(01.05.20)
22 haziran
0
asilyis
(01.05.20)
Haziranda kuralları gevşetmeye başlayacaklar gibi ama tamamen serbestlik söz konusu olmayacak gibi duruyor. Cafe'lerin açılması ve sosyal mesafe sınırı olmaksızın serbest bırakılması bu kadar erken olmaz diye tahmin ediyorum.
0
fobfilm
(01.05.20)
Yarin degil
0
65 derece
(01.05.20)
1 agustos
0
sizofren06
(01.05.20)
seneye.
0
disq
(01.05.20)
(6)

the night of izlemeye değer mi?

market_arabasıyla_terör_estiren_trafik_canava
bu akşam başlayacağım. napayım?
bu akşam başlayacağım. napayım?
0
market_arabasıyla_terör_estiren_trafik_canava
(30.04.20)
iyi yazılmış bir senaryosu var. Karakter gelişimi, çatışmaları kuvvetli, kendini izletiyor. Bence değer. Yarısına geldiğinizde sonunu tahmin edebiliyorsunuz ama yine de değer.
0
Anthony McCarten
(30.04.20)
Hbo dizisi diye abartılıyor. Sıkıcı bir dizi. Ağır olduğundan da değil. Bildiğiniz sıkıcı.
0
bitchesaintshit
(30.04.20)
Vasat bir dizi bence.
Making a murderer bir belgesel ama tema benzerliği olarak kıyaslarsak 1000 kat daha iyidir. Şiddetle tavsiye ederim.
0
fobfilm
(30.04.20)
Kesinlikle
0
000000
(01.05.20)
Kesinlikle. Ama tabii ki araba kovalamacalı bir kişinin 15 kişi tek başına dövdüğü filmlerden başka film izleyemiyorsanız sıkıcı gelir. Sistem eleştirisi seviyorsanız favorilerinizden olacaktır muhtemelen.
0
eatpraylaw
(01.05.20)
İyi ki açtın bu duyuruyu. Tekrar izlemek istediğimi farkettim. Bu türde the missing i mutlaka izle. Benzersizdir.
0
deer hunter
(01.05.20)
(14)

uydurduğum komple teorisini yorumlarmısınız ?

aslindasorunumpsikolojik
öncelikle mevcut korona virüsünün dışında çok daha ölümcül bir virüsün beklendiği dillenmeye başlandı."Hepimiz yüzde 30-35 ölüm oranlı ciddi bir salgın bekliyoruz" demiş rus bir doktor. http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/rus-doktor-uyardi-yuzde-30-35-olum-oranli-bir-salgin-bekliyoruz-1735544birde pe
öncelikle mevcut korona virüsünün dışında çok daha ölümcül bir virüsün beklendiği dillenmeye başlandı.

"Hepimiz yüzde 30-35 ölüm oranlı ciddi bir salgın bekliyoruz" demiş rus bir doktor.
www.cumhuriyet.com.tr

birde pentagon resmi olarak insan yapımı mümkün olmayan bilinmeyen uçan cisimleri resmen kabul etti.

benim çıkardığım sonuç şu.
uzaylı bir medeniyet insanlığa binlerce senelik teknoloji birikimini vermek için bir anlaşma yaptı. karşılığında anlaşmanın en önemli maddesi insanlıktan nüfusu azaltması istendi. bu iki aşamalı olarak önce korona virüs, önümüzdeki dönemdede %30 ihtimalle öldüren sonraki virüs devreye sokulacak.

plan başarılı giderse çevreyi kirletmeyen enerji üretimi, yüzlerce belki binlerce sene yaşam ömrü, yapay zeka ile tüm üretimi makinelerin yapması ve hiç kimsenin çalışmadığı bir insanlık bizi bekliyor olabilir.

bu teorimin hiçbir dayanağı yok. sadece fikir jimnastiği.
0
aslindasorunumpsikolojik
(28.04.20)
Komple saçma sapan olmuş knk
0
mg3929
(28.04.20)
kusura bakma ama duyuru-nick uyumu olmuş biraz :(
0
der meister
(28.04.20)
garip bir düşünce :D ben uzaylılar değil de dünyayı yöneten ailelerin bunları yaptığını ve dünyayı bir ülke olarak toplamak istedikleri için de kendilerine bağımlı bir politika izlediklerini düşünüyorum maddi manevi.
0
madurumdamadurum
(28.04.20)
uzaylıların sana vadettiği şey ile, anlaşma şartı birbirine zıt. yani adam nüfusun çok biraz azalt diyor. sonra sana uzun yaşam öğretiyor ve nüfusun daha da çok oluyor böylece.
0
efruz
(28.04.20)
bu ilk komplo teorin mi
0
skid row
(28.04.20)
komplo değil de az hatırlanan rüya kadar detaylı. geliştirilebilir.
0
sttc
(28.04.20)
Bu teorinin yanlışlığını kanıtlayabilecek yüzlerce bilimsel açıklama var ama en basitlerinden birini söyleyeyim:

Bu bahsettiğin dünya dışı uygarlıkla insan türünün iletişim kurması öyle iki avukatın bir masada oturup pazarlık yapması gibi olamaz. Teknik olarak mümkün değil. İnsanlar bile aynı tür olmalarına rağmen bir süre birbirinden izole yaşadığında iletişim kuramıyorlar. (Örneğin Avrupa'lılar Amerika'ya gittiğinde yerlilerle ilk etapta iletişim kuramadılar)

İnsanlarla şempanzelerin genetiği % 98.5 oranında aynı, en yakın akraba türümüz ama tüm bu teknolojik gelişmişliğe rağmen hala iletişim kuramıyoruz.
Bu dünya dışı zeki uygarlık bizden tür olarak o kadar farklı olacak ki muhtemelen iletişim kurmayı bile beceremeyeceğiz. Veya kurmayı başarabilsek bile ilk aşaması bir radyo dalgası olacak. Henüz böyle bir iletişim kurma girişimi dalgalar yoluyla bile yok. Yani bahsettiğin şeyin gerçekleşmesi için gereken binlerce aşamadan henüz ilk aşama bile gerçekleşmedi.
0
fobfilm
(28.04.20)
Son satiri eklemene gerek yokmus.


efruz'un yazdigini okuduktan sonra da saglam guldum. Yani yazdigin ufacik bir teori sunun surasinda.. Ne kadar sacma olursa olsun bari tutarli olmayi becerir insan..
0
hehehe
(28.04.20)
yağlı saçlı, pis bi ev ya da karavanda yaşayan, 2 günlük yemeği ısıtıp ısıtıp yiyen müptezel amerikalılar duymasın bunu :D
0
eazy
(28.04.20)
bill gates çip takmak istiyor bile daha kaliteli bir teori :D
0
rose parks
(28.04.20)
uzaylılar? her şey planlı zaten bu dünyada. bir yerde düğme var sırası gelen basıyor.
0
mikahakkinen
(28.04.20)
Hakkında hayırlısı
0
basond
(28.04.20)
Abdullah ciftci jr.
0
duptıs
(28.04.20)
ebola var. %90 oranında öldürüyordu. onda da mı uzaylılar anlaştı :d
cidden duyduğum en saçma fikir jimnastiği. valla bi yerinizi sakatlarsınız bu jimnastikle dikkat edin.
0
matilda
(29.04.20)
(2)

Zeki Demirkubuz - NBC olayi

neck_and_neck
NBC'nin henuz Kis Uykusu ve Ahlat Agaci'ni izlemedim. Demirkubuz'un en son Kiskanmak'ini izlemistim, dun Yeralti'yi izledim, ondan sonrasini izlemedim hala.Demirkubuz Yeralti'nda NBC'ye nasil giydirmis oyle. Boylesini beklemiyordum, hirsiz diyor bildigin. Tr'nin en buyuk yonetmenleri, yer yerinden o
NBC'nin henuz Kis Uykusu ve Ahlat Agaci'ni izlemedim. Demirkubuz'un en son Kiskanmak'ini izlemistim, dun Yeralti'yi izledim, ondan sonrasini izlemedim hala.

Demirkubuz Yeralti'nda NBC'ye nasil giydirmis oyle. Boylesini beklemiyordum, hirsiz diyor bildigin. Tr'nin en buyuk yonetmenleri, yer yerinden oynamasi lazim. Sonrasi nasil gelisti olaylarin? Polemikler, tartismalar oldu mu, sonraki filmlerde gondermeler falan devam etti mi? (Trde yasamadigimdan, basini falan takip de etmedigimden kacirdim oralari hep.)Tesekkurler
0
neck_and_neck
(28.04.20)
Niye yer yerinden oynasın, kimin umrunda ki? Söylentiye göre Zeki Demirkubuz Üç maymunun hikayesini NBC'ye anlatmış, NBC de ondan izinsiz kendine göre uyarlamış. Ama bu tamamen söylenti tabi. Üç maymun 2008 yapımı, onların arasındaki küslük 2008'ten daha önceye dayanıyor benim bildiğim. Taraflardan biri açıklamadıkça aralarının neden bozuk olduğu söylentiden öteye gidemez.
0
fobfilm
(28.04.20)
geçti bitti o iş. zeki demirkubuz'un esamesi pek okunmuyor, ceylan da tekelleşti.
0
kaufman
(28.04.20)
(4)

Sorum başarabilenlere ve çalışkanlara...

fragile lady
Kafasında bir projesi olan ya da özel bir yeteneğe sahip kişilerin, belki de hayatlarını kurtarabilecek olan bu becerilerinin/projelerinin peşinden gidip onu hayata geçirebilmelerini aşırı şekilde takdir ediyorum.Benim de yeteneklerim ve hayallerim var fakat yeteri kadar istikrarlı olduğumu düşünmüy
Kafasında bir projesi olan ya da özel bir yeteneğe sahip kişilerin, belki de hayatlarını kurtarabilecek olan bu becerilerinin/projelerinin peşinden gidip onu hayata geçirebilmelerini aşırı şekilde takdir ediyorum.

Benim de yeteneklerim ve hayallerim var fakat yeteri kadar istikrarlı olduğumu düşünmüyorum. Yapmam gereken işin başına oturduğumda saatlerce çalışabiliyorum ama onun başına oturabilmek benim için çok ciddi bir mesele. Kendime, yeteneğime ve bir şeylerin iyi gideceğine olan inancım çok kolay sarsılıyor ve böyle olunca da en ufak bir engelde motivasyonumu kaybediyorum.

Mesela dijital bir programı kullanmayı öğrenmeye çalışırken yaptığım en ufak hatada 'Ben bunu nasıl yaparım? Profesyonel birinin bunu yapmasına imkan yok. Profesyonellikten fersah fersah uzaktayım ve hiçbir zaman tam bir profesyonel olamayacağım' diyip kaygılara gark olup yaptığım işe yabancılaşıyorum. Kendimi sürekli en iyilerle kıyaslayıp modumu düşürüyorum. Bu anlamda istikrarı sağlayabilenler bunu nasıl başarıyor? Umudunuzu ve çalışma arzunuzu nasıl muhafaza ediyorsunuz? Nasıl hırslı bir insan olunur? Samimi önerilere ihtiyacım var.
0
fragile lady
(25.04.20)
kisinin en buyuk dusmanlarindan biri kendinden beklentisinin cok yuksek olmasi sanirim. hedeflerini bolup ufak ufak ilerleyenler surecin sonunda cok buyuk yol kat edebilirken, bahsettigim gruptaki insanlar isin basinda takilip kaliyor maalesef.

kendinizi en iyilerle kiyaslarken o en iyinin de hedefine asama asama geldigini cikarmayin aklinizdan.
0
msb
(25.04.20)
İnsan gerçekçi olmak adına olumsuz yönleriyle yüzleşir, ama sadece olumsuzlukları düşünüp tartmak gerçekçilik değil, gerçeklikten biraz kopmaktır bence. Alanında başarılı insanların (Özellikle büyük sanatçıların) ortak özelliğine baktığımda, genelde ilk eserlerini neredeyse "cahil cesareti" motivasyonuyla yaptıklarını hissediyorum. Bazen detaylara takılmadan, gözü kara davranmak gerekiyor sanırım.
0
fobfilm
(25.04.20)
hocam öncelikle hem günahlarınla, sevaplarınla yani hem artı yönlerinle hem de eksi yönlerinle kendini kabullenmeni önerebilirim. hiç bir konuda mükemmel değiliz ve kendimizi kimseyle özellikle de absürt örneklerle kıyaslamamalıyız.

herhangi bir konuda bazı şeyleri çoğu insanın yapabileceğinin çok daha iyisini yapabilirsiniz fakat benzer konuda çoğu kişinin yapabileceği kolay bir şeyi kaçırabilirsiniz. kendinize hata payı bırakın. bu durumlarda odaklanmanız gereken şey ben bu hatayı nasıl yaparımdan öte bu konuda eksiğim varmış farkında değildim artık farkına vardım düzeltmeliyim/ bir an önce öğrenmeliyim olmalı. kendinizi bir önceki halinizle kıyaslamanız daha doğru olacaktır.

"Kendime, yeteneğime ve bir şeylerin iyi gideceğine olan inancım çok kolay sarsılıyor ve böyle olunca da en ufak bir engelde motivasyonumu kaybediyorum." bu cümleniz için birkaç şey söylemek istedim. hocam hayatta her ne olursa olsun temelde yalnızız. hele rekabetçi alanlarda kesinlikle yalnızız. o yüzden kimse sana gerçekten sahip çıkmayabilir/ desteklemeyebilir. ayrıca şöyle bir durumda söz konusu, öncelikle kişinin kendisine sahip çıkması/ desteklemesi gerekir. bu durumda göreceksin ki etrafındaki insanların da daha fazla desteğini alabileceksin. ama eğer sen kendine sahip çıkmazsan/ güvenmezsen etrafındakiler bunu hissedip kesinlikle güvenmeyecektir.

düşünce mekeniklerinizi değiştirmek sizin için daha iyi olabilir. yaptığınız iş için nedenlerinizi doğru tespit edin ve o nedenlere sıkı sıkı sarılın. her düştüğünüzde ben bunlar için bunu yapıyorum ayağa kalkmalıyım diye kendinizi telkin edin. sizin kendi kendinize söyledikleriniz gerçekten çok önemli. kendinize güvenin.

yardımcı olacak somut bir tavsiye olarak sporu önerebilirim. hem beslenmenizi düzene koyup bunun yanında düzenli egzersiz yaparsanız çok daha disiplinli, azimli, çalışkan hale gelebilirsiniz. spor aracılığıyla acıya, sıkıntıya katlanma eşiğinizi yükseltebilirsiniz. ayrıca uyku, yemek düzeni gibi durumlar daha düzenli hale geldiğinde dikkatinizi dağıtacak unsurlar azalabilecektir. buna örnek olarak twitter ceosu jack dorsey'i örnek verebilirim. kendisi çalışmalarına daha fazla vakit ayırabilmek için ve dikkatinin dağılmaması için günde sadece bir öğün yemek yiyormuş.

özetle hocam kendinizle mücadele edeceksiniz, siz kendinizi iteceksiniz her alanda. eksik olduğunuz yönleriniz için çözüm arayacaksınız. başarılar dilerim, umarım hedeflediklerinizi gerçekleştirebilirsiniz.
0
felixtg
(25.04.20)
aklına gelebilecek en başarılı kişilerin zamanında çok büyük hatalar yaptığını unutma, başarı hikayeleri yerine başarısızlık hikayeleri dinlemeye başla bu konuda youtube üzerinde oldukça fazla video var, misalen elamanın biri 1.5 milyon doları nasıl batırdığını anlatan bir video var, onu izle. adam iş yapmış yatırım almış ama sonunda batırmış. demekki olabiliyor, bir çok yatırımcı ilk olarak daha önce hiç şirket batırdın mı diye soruyor mesela.

hata yapmak kötü bir şey değil, yeterki o hatayı neden yaptığını vs. yi iyi analiz edip ders çıkartman.

kendi projelerimde teknik anlamda hatalarımdan çok davranışlarım yüzünden kaybettiğimi fark ettim ben mesela. Ördek methodunu da deneyebilirsin, karşına çıkan ve çözmekte zorlandığın durumları birine anlatırken birden bir aydınlanma yaşayıp problemi çözmeye yarayan bir method, anlattığın kişinin kim olduğunun önemi yok. örn: çalıştığım firmada bir sorun yaşanıyor ve birisi bu problemi çözmeye çalışıyor işin ucunda yüklü bir para var, uğraşıyor çözemiyor falan sonra şirketin mutfağında problemi bir arkadaşına anlatırken mutfakla ilgilenen abi duyuyor muhabbeti ve şöyle şöyle yaparsan çözülür bu iş diyor ve dünyanın parasını kurtarıyor.

hata yaparız, bu sorun değil, önemli olan hatayı yaptıktan sonra fark etmek, düzeltmek ve bir daha olmamasını sağlamak.
0
selam
(25.04.20)
(3)

rusya bu kadar test yapmış mıdır?

diffarentiationation
ABD 4,775,625 testle ilk sırada, Rusya 2,550,000 testle ikinci sırada. Rusya yapmış mıdır gerçekten yoksa yaptık mı demiştir?
ABD 4,775,625 testle ilk sırada, Rusya 2,550,000 testle ikinci sırada. Rusya yapmış mıdır gerçekten yoksa yaptık mı demiştir?
0
diffarentiationation
(24.04.20)
Ya vaka sayısı yalandır, ya da yaptıkları test sayısı. Belki de ikisi birden yalandır. Otokratik yönetimler iktidarlarını yalan ve zorbalıkla sürdürebildikleri için hemen her noktada gerçekleri işlerine geldikleri gibi çarpıtırlar.
0
fobfilm
(24.04.20)
Rusyaın kültürel zenginliğine hayranlığıma rağmen kesin yalandır diye düşünüyorum. Ya testlerin çoğu çin den yok pahasına alınan hatalı testlerdir ya da en falz 1/3ünü yapmşlardır.
0
sarcophagus
(24.04.20)
abd'de yalan olması zor ve saçma. Adamlar 900bin pozitif sonuç var diyor yalan söyleseler neden böyle bir sayıya ulaştırsınlar.
Günde 3 bin civarı abd'li ölüyor, orantıya bakılırsa bu kadar pozitif vakaya o kadar ölüm normal.

Ayrıca verileri 12 saatlik güncelliyor abd o yüzden bazen acıklanan ölüm sayısı az görünebilir.


edit: rusya için sayının direk 2,550,000 olarak verilmesi bile uydurma oldugunu gösteriyor.
0
ayin yazari
(24.04.20)
(3)

sinirliykenki davranışlarınızdan dolayı sonra utanıyor musunuz?

durme
ben genellikle bir münakaşa içinde fazla kalamıyorum. öfkeleniyorum ve ters bir şeyler söylüyorum, yani cevaplarını veriyorum ama bikaç saat sonra durumu analiz edip kendimi bolca eleştiriyorum. şöyle böyle yapmam gerekirdi gibi. en sonunda da muhtemelen kusura bakmayın neden olduğum olumsuz durumda
ben genellikle bir münakaşa içinde fazla kalamıyorum. öfkeleniyorum ve ters bir şeyler söylüyorum, yani cevaplarını veriyorum ama bikaç saat sonra durumu analiz edip kendimi bolca eleştiriyorum. şöyle böyle yapmam gerekirdi gibi. en sonunda da muhtemelen kusura bakmayın neden olduğum olumsuz durumdan vs diyorum. yani kendimi yüzde bir bile haksız bulduğum yer olunca bunu yapıyorum. yapmazsam içim rahat etmiyor.

siz napıyorsunuz böyle durumlarda? aman bana ne diyebilen, hatasını görüp buna rağmen kendini sevebilen var mı?
0
durme
(24.04.20)
Ben de sonrasında bayağı pişmanlık yaşıyorum. Bugün mesela yemeksepeti müşteri temsilcisine sinirlendiğim için biraz sert bir üslup kullandım. Sonra o kadar pişman oldum ki tekrar müşteri hizmetlerine bağlanıp, görüştüğüm arkadaşa özürlerimi iletmelerine dair istekte bulundum.
0
fobfilm
(24.04.20)
Bu çok normal. Değerlendirmemen anormal olurdu. Çoğu şu değerlendirmedigi için sana anormal gelebilir. Tabi en güzeli kendini kontrol etmek. İnsansın ya çok az idealize etme. humanum errora est yani
0
fempusay
(24.04.20)
hayatımda hiç sinirlenip normalde yapmayacağım bir şey yapmadım ya da söylemedim galiba. dur bunu yazayım bir kenara, kendinizle ilgili sevdiğiniz bir özelliğiniz sorusuna yanıt olarak veririm. hehehe.

bir şeyi söylemeden önce sinirliyken dahi muhtemel sonuçlarını kafamdan hızlıca düşünürüm ben.
0
bohr atom modeli
(24.04.20)
(5)

Zaman makinesi hakkında sorular

mezarkabul
1) İcat edilirse bir gün, bir devlet mi yoksa bir şirket mi icat eder sizce?2) Diyelim ki icat edildi ama farklı bir şekilde çalışıyor, yani şu anki fiziksel halinle 2000 senesine gitmiyorsun da o seneki "sen"in içine gidiyorsun. yani yaşın 10 ama zihnin şimdiki yaşın. Bu nasıl sonuçlanır sizce? Ken
1) İcat edilirse bir gün, bir devlet mi yoksa bir şirket mi icat eder sizce?

2) Diyelim ki icat edildi ama farklı bir şekilde çalışıyor, yani şu anki fiziksel halinle 2000 senesine gitmiyorsun da o seneki "sen"in içine gidiyorsun. yani yaşın 10 ama zihnin şimdiki yaşın. Bu nasıl sonuçlanır sizce? Kendi adınıza cevabınızı merak ediyorum, deliririm mi dersiniz, yoksa bitcoin almanın planlarını yapardım mı dersiniz?

3) Bu makine icat edilirse, geçmişe gitmek kolay olur da geleceğe gitmek daha zor olur sanki gibi bir düşünceniz var mı?

4) Başka sorunuz varsa sorun, hep beraber cevaplayalım :)
0
mezarkabul
(20.04.20)
3: Zamanda dilediğin gibi hareket edebilmen için 3 boyutlu düzlemden 4 boyutlu düzleme geçmen gerekir, bu düzleme geçtiğinde zamanda ileri geri hareket edebilirsin; bu aşamaya geçemeyeceksen ışık hızına çıkabilmen lazım, o da sadece ışık hızında hareket edebilen kişiyi "yavaşlatacağı" için geleceğe gitmesine neden olur fakat geçmişe gitmek bazı teorilerde mümkün olsa da (solucan delikleri sayesinde) paradokslara neden olduğu için 4 boyuta geçmediğin sürece geçmişe gitmenin kabul gören bir yolu yok, geleceğe gidebilmek bilimsel olarak daha olası bu anlamda.
0
angelus
(20.04.20)
ikinci maddeyi düşünmüştüm, hatta bunla ilgili bir senaryo fikrim vardı. Ama zihinsel bir
yolculuk etseydik bence farklı sonuçları olurdu. tek bedende iki zihin olurdu, bu da oldukça psikolojik sorunlara sebep olurdu. Hadi diyelim bu olmadı şu anki bilincinizle 10 yaşındaki halinizin bedeninde olduğunu düşünün çift taraflı bir etkilenme olurdu. Özellikle 10 yaşındaki bir vücudun fizyolojisi yetişkin zihnine etkisi de oldukça tuhaf şeylere sebep olurdu. Öyle bir şey olursa yaşayacağım kafadan hiçbir şey yapamaz hale gelirdim bence.
0
clones
(20.04.20)
@angelus, nedense bana geçmişe gitmek daha kolay olabilir gibi geliyordu, gerçi interstars mıydı neydi o film geleceğe gitmenin daha kolay olduğunu daha mümkün gösteriyordu ama bilimsel temelleri ne kadar sağlam filmin bilmediğim için, referans olarak kabul etmemişim demek ki o filmi. Teşekkürler cevap için.

@cosmicstring, araştıracağım hocam, bu günlerde vakit bol. Teşekkür ederim.

@clones, benim uzun uzun yazdığımı mantıklı ve kısaca özetlemişsiniz hocam :) "zihinsel yolculuk" ben de psikolojik sorunlara sebep olacağını düşünüyorum.

Bu arada yeni sorular ekleyeyim, bulan firma-devlet duyurur mu sizce bunu? ben olsam duyurmazdım sanki. bir de devletinize fayda sağlamak için kullanır mısıznı siz icat etmiş olsanız?
0
🌸mezarkabul
(20.04.20)
3) Aslında hemen her an, bir tür geleceğe gidiliyor (çok atomik ölçeklerde tabi) Örneğin hızla hareket eden bir uçağın içindeki yolculara göre zaman, koltukta oturan bir kişiye kıyasla daha yavaş akar. Ama Attosaniye ölçeğinde falan.
Aslında zaman mekana ve hıza göre her an her yerde görecelidir. Bunu pratikte kullanabilmek şuan için makro ölçeklerde teknolojik olarak mümkün değil hepsi bu.
Kısacası geleceğe yolculuk şimdiden mümkün olabilen bir şey. Geçmişe gitmek ise teoride henüz mümkün gözükmüyor.
0
fobfilm
(20.04.20)
Aklıma bir soru daha geldi, zaman makinesi ile geçmişe gidebilirsek dinler hakkındaki soru işaretleri kalkar. Ya dinsiz bir toplum oluruz ya da tek doğru bir din olduğu sonucuna varılır. (Ateistler için zaman makinesine gerek yok ben kendim gibi dindar olmaya çalışan insanları kastediyorum)
0
🌸mezarkabul
(20.04.20)
(8)

araba kullanma korkusunu (gerginliğini) yenebilen var mı?

pati
Nasıl yendiğinizi anlatsanıza. Feyz alayım azıcık.Korku değil de gerginlik benimki. Yarın işe arabayla gitmem lazım da dünden beri geriliyorum, bu gidişle servisle gideceğim.Araba kullanma düşüncesi bile beni çok geriyor. Kalbim çarpıyor, elim ayağım fln titriyor yani sadece düşününce. Öyle olunca d
Nasıl yendiğinizi anlatsanıza. Feyz alayım azıcık.

Korku değil de gerginlik benimki. Yarın işe arabayla gitmem lazım da dünden beri geriliyorum, bu gidişle servisle gideceğim.

Araba kullanma düşüncesi bile beni çok geriyor. Kalbim çarpıyor, elim ayağım fln titriyor yani sadece düşününce. Öyle olunca da araba kullanmaktan kaçınıyorum, kendimi zorlayamıyorum. Bu döngüyü kırmam ve kendimi zorlayıp o arabayı kullanmam gerektiğini biliyorum ama nasıl yapacağımı bilmiyorum. Siz nasıl yaptınız?
0
pati
(19.04.20)
Çevremde senelerdir araba kullanan o kadar gerizekalı vardı ki "Bu ahmaklar rahatlıkla kullanabiliyorsa, ben hayli hayli kullanırım" şeklinde bir özgüvenle hareket etmiştim.
0
fobfilm
(19.04.20)
@pati Bu tür sorunlar yaşamadan tecrübe kazanamazsın, herkesin başından geçen şeyler bunlar. Mesele haline getirip üzerinde strese sebep olmalarına izin verme bence. Geçilmesi gereken süreçlermiş gibi düşün.
0
fobfilm
(19.04.20)
kadınsanız anormal bir durum değil zamanla alışırsınız. nedeni de kadınların önüne bakarak kimseyle göz göze gelmemeye çalışarak dışarda yürümesidir. böyle olunca trafikte de refleksler hareketler karşındaki sürücülerle anlık göz mimik kontağı kuramaması diğer sürücülerin ne yapacağını tahmin edemememsi diğer sürücülerin de kadın sürücülerin ne yapacağını tahmin edememesi. erkekler normal hayattada kafa yürürken 360 derece döner sağa sola bakar tabelalardan tut karşı cinse hem cinse bakışlar atar fırsat ve riskleri anlık olarak hep kovalar. bu yüzden kadınsanız iyi bir şoför olmak istiyorsanız normal hayatınızı da biraz değiştirmeniz gerekiyor. kolay gelsin.
0
kelepir
(19.04.20)
Araba kullana kullana araba kullanmayı ekstra bir durum değil de günlük yaşantının bir parçası haline getirmediğin sürece; araba kullanmak bir yük değil de zevk aldığın bir eylem haline gelmediği sürece bunu yenemezsin. Sen araba kullanmayı sevmiyorsan, araba kullanma fikri sana sürekli stres yaşatıp böyle hissetmene neden olacak, tek çözüm sevmeye çalışmak başka yolu yok, onun da çözümü, arkadaşların da dediği gibi, sürekli pratik yapmak, sonra bir bakıyorsun araba kullanmak için bahane yaratır hale gelmişsin.
0
angelus
(19.04.20)
iyi araba sürmak için arabaları sevmen veya ilgi alanında olması gerekmiyor. ben seviyorum demem araba kullanmayı keşke şoförüm olsa :) yada bu araba kaç basar umrumda değil ama iyi araba kullanırım. ilk kullandığımda da öyleydi panik veya başka sıkıntı olmadı market arabasında farklı olmadı hiç benim için. arabayı sevmek için zorlama kendini. sadece sakin sakin kullan ani hareketler yapma. yolda başka araç olmasa bile sinyal ver her zaman 5 saniye öncesinde etrafında başka araç olmasa bile yapacağın hareketi göstere göstere belli et.
0
kelepir
(19.04.20)
böyle hissetmenizin temelinde ki nedenleri, altındaki çekirdek inançlarınızı bulmadan çözemezsiniz bence. neden böyle düşündüğünüzü, hissettiğinizi bulun önce kendi içinizde zira nefret, gerilmek, zorlanmak, becerememek, şiddetle karşı çıkmak,.... konusunda çok kötü olmak gibi tamamen olumsuz kodlamalar durup dururken oluşmaz. urla dönüşü kaza daha yeni olmuş ama siz zaten hep "şiddetle" karşıymışsınız araba kullanmaya.
0
Phoebe
(19.04.20)
kucumsemekten degil ama 2 kelimeyi bir araya getiremeyenler bile kullaniyorken senin sorunun hicbirsey.
0
baldan kaymak
(19.04.20)
kullandıkça atılıyor o.

ben de başkası araba kullanırken gerilirdim eskiden, ehliyetim olmadığı zamanlar. "ya oradan bir çocuk fırlarsa, ya araba üzerimize sürerse, ya tır gelir çarparsa... vs." diye bin türlü fikir geçerdi aklımdan. 2017'de aldım ehliyeti, 3 yıldır araba kullanıyorum. şu anda direksiyondayken gelmiyor bunlar aklıma, öyle söyleyeyim.

çok ufak iki kazam oldu, o kazalardan sonra biraz sarsıldım ama yine normale döndüm kullana kullana. kısacası kullanın arabayı, kullanmadan geçmez. korkunun üzerine gitmek gibi bir şey bu.
0
avianthem
(19.04.20)
(11)

Sürekli Cuma mesajı atan arkadaş

takıl yani takmıyo belli
Sürekli kopyala-yapıştır cuma mesajı atan bir arkadaşım var. Başlarda ayıp olmasın diye cevap yazıyordum. Sonra cevap yazmayı kestim. Israrla atıyor :) bugün yine atmış.Ters bir şey de söylemek istemiyorum, özünde iyi biridir. Ama bu öğrenilmiş davranıştan nasıl vazgeçirsem?
Sürekli kopyala-yapıştır cuma mesajı atan bir arkadaşım var. Başlarda ayıp olmasın diye cevap yazıyordum. Sonra cevap yazmayı kestim. Israrla atıyor :) bugün yine atmış.
Ters bir şey de söylemek istemiyorum, özünde iyi biridir. Ama bu öğrenilmiş davranıştan nasıl vazgeçirsem?
0
takıl yani takmıyo belli
(17.04.20)
Neden vaz geçireceksiniz ki?
0
kisa
(17.04.20)
@kisa
Benim hatırımı sayıp, bana mesaj göndermesi anlamlı. Ancak mesajın içeriği benim için anlamsız. Dini yorumlayışımız farklı yani. Bu da bir yerden sonra rahatsız ediyor.
0
🌸takıl yani takmıyo belli
(17.04.20)
sana özellikle gönderip cevap da beklemiyor. Onlarca mesaj üst süte okumadığım halde hala gönderenler var.
0
efruz
(17.04.20)
Birak atsin. Bana da 3-5 tane atan arkadas vr aktabam var. Cevap yazmiyorum. Swipe left -> delete bunun ilaci
0
exlibris
(17.04.20)
boylelerine aman bişi olmaz diyip ses etmemek çok yanlış. böyle çevrelerinden yüz buldukları için yarın öbür gün ezan okunurken başkasının dinlediği müziği kapatmasına isteme hadsizliğine girişiyorlar. böyle ufak tefek tepki vereceksin ki hadlerini ve yerlerini bilecekler.

edıt yanlıslıkla usttekı mesajı silmişim.
0
buenosdias
(17.04.20)
Bana atan 3 kişi vardı hiç cevap atmadım. Biri halen devam ediyor öbürleri kesti. Bencede pek takma.
0
Topalordek
(17.04.20)
Eğer senin adına özel birşeyler yazıp gönderiyorsa ne güzel, "sevgili takıl yani, hayırlı cumalar arkadaşım" gibi mesela.

Ama yok herkese otomatik attığı sıradan kopyala yapıştır mesaj ise, başka da bir iletişim yoksa mesaj ile bas engeli.

Engel yapamıyorsam, söylerim güzelce bana otomatik mesaj atma diye.
0
John Bloor
(17.04.20)
Rahatsız olmanız normal. Ben de bana gelen bu mesajlardan hiç hazzetmem ancak burada sorun aslında sizin rahatsız olmanız. Nasıl doğru anlatabilirim emin olamadım.
Yani sizin rahatsızlığınız için adamı düzeltmek size düşmez onu demek istiyorum.. Siz kendinizi kontrol edin umursamamaya çalışın. Doğrusu bu.
0
kisa
(17.04.20)
Atanlara cevap verme, sadece görüldü yap bi süre sonra bırakacaktor. Ben de öyle oldu en azından. Arada özlemiyor değilim ama djdjd
0
valarmurgulis
(17.04.20)
Ben sürekli bu türden mesaj atanları direkt engelliyorum. Cevap yazmak da neyin kafası :)
0
fobfilm
(17.04.20)
samimiyetiniz varsa atma bana bu tarz mesajlar de. ben kandil, cuma vesaire mesajlardan böyle kurtuldum.

iş nedeniyle ekli olan birilerinden geliyorsa birbirlerinin mesajlarını birbirlerine yanıt olarak gönderiyorum.
0
Phoebe
(17.04.20)
(1)

Uzay ile ilgili belgesel

ırene adler
>> Uzay,evren,karadelikler,yıldızlar,büyük patlama ve daha fazlası. Bu yukardaki konularla ilgili kaliteli belgeseller izlemek istiyorum.Neler önerebilirsiniz? Tavsiyeleri bekliyorum.
>> Uzay,evren,karadelikler,yıldızlar,büyük patlama ve daha fazlası.

Bu yukardaki konularla ilgili kaliteli belgeseller izlemek istiyorum.

Neler önerebilirsiniz? Tavsiyeleri bekliyorum.
0
ırene adler
(11.04.20)
Cosmos: A Spacetime Odyssey
0
fobfilm
(11.04.20)
(11)

canlılık nasıl oluştu

ilkot
Herkese merhaba,Soru başlıkta aslında, biraz araştırdım, youtube'dan izledim ama bunun yeterli gelmediğini düşünüyorum. Bu konu hakkında çalışan, öğrenen-öğreten arkadaşlar varsa kaynak konusunda yardımcı olabilirler mi?Bahsettiğim gaz ve toz bulutundan sonra ne oldu da bir bakteri, hücre oluştu?Teo
Herkese merhaba,

Soru başlıkta aslında, biraz araştırdım, youtube'dan izledim ama bunun yeterli gelmediğini düşünüyorum.

Bu konu hakkında çalışan, öğrenen-öğreten arkadaşlar varsa kaynak konusunda yardımcı olabilirler mi?

Bahsettiğim gaz ve toz bulutundan sonra ne oldu da bir bakteri, hücre oluştu?
Teoriler, geyikler serbest:)
0
ilkot
(10.04.20)
Biz bunun geyiğini aylardır yapıyoruz,halen ikna edemedim bizimkileri , ben kimyasal çorba teorisini savunuyorum, onlar büyülü çubuk teorisini :)

ama şu korona geçsin, buluşup tatlı tatlı tartışırız topluca :)
0
masseter
(10.04.20)
@kederle ızdırapla ben arkadaş oldum;
hücreler nasıl oluştu? en başa daha geriye gidelim! :)
0
🌸ilkot
(10.04.20)
Protein, rna, dna, hücre
0
rewlack
(10.04.20)
www.youtube.com

ama önce yuval noah harari kitaplarını okumanı tavsiye ederim. onları okuduktan sonra bu videoyu izlemiştim, biraz basit gelmişti.
0
MtKrt
(10.04.20)
Abiyogenez kuramını bi araştır, Evrim teorisi canlılığın evrimini açıklarken Abiyogenez kuramı cansızlıktan canlılığa nasıl geçildiğini açıklar. Yanında Miller-Urey deneyine de bakarsan az çok bir şeyler şekillenir.
0
angelus
(10.04.20)
Canlılık ile cansızlık arasında makro ölçekte pek bir fark yoktur. Bir kum tanesini oluşturan parçacıkların mekaniği nasıl işliyorsa, bir hücreyi oluşturan parçacıkların mekaniği biraz daha karmaşık işliyor hepsi bu. Aslında evreni matematiğin bir formu olarak görürseniz, canlılığın cansızlığa kıyasla öyle çok da matah bir şey olmadığını anlarsınız.
Anlaşılabilir olması için futboldan örnek vereyim:

10 milyon insanın bulunduğu bir gruptan Sabri Sarıoğlu vasatlığında birden fazla futbolcunun çıkması mümkün. Ama Lionel Messi gibi bir futbolcu çıkması için grubun üye sayısını 100 milyona, belki de 1 milyara çıkarmanız gerekir.
Yani kümenin eleman sayısı arttıkça kompleks yapılar bir şekilde kendine yer bulabiliyor. Bir yapı ne kadar basitse kendine yer bulma ihtimali de o kadar artıyor. Atom altı parçacıkların işleyiş biçiminden çıkan sonuç, birazcık bu.
0
fobfilm
(10.04.20)
@fobfilm:

kendisini kopyalayabilen ve dolayısıyla üreyebilen bir varlık ile bir kum tanesi arasındaki fark sadece popülasyon mudur? savınıza soru olarak yeterince cansız(kendini kopyalayamayan, üreyemeyen) molekül, atom(ismine ne derseniz) oluşunca canlılık oluşur mu?

'biraz daha karmaşık' olarak tanımladığınız şey şu an yaşadığımız hayat. anlam verme, düşünebilme, merak etme şu an bildiğimiz 'hayat'ın limit noktası. kişisel fikrim milyarlarca yıl önce bundan daha garip bir şey gerçekleştiği, sizin savınızı da duymak isterim.
0
🌸ilkot
(10.04.20)
@ilkot Verdiğim örnek biraz yanlış anlaşıldı sanırım.
Tekrardan şöyle örneklendireyim: Bir hücrenin oluşması için işlemesi gereken mekaniği sağlayan atomların bir araya gelme ihtimali % 0000000000,1 ise 10 olasılığın mümkün olduğu bir evrende hücrenin oluşması neredeyse imkansızdır ama 1000000000000000000000 olasılığın mümkün olduğu bir evrende o hücrenin oluşması neredeyse kesindir.

Farkındaysan karmaşık yapılı varlıklardan daha basit yapılı varlıklara doğru oldukça yumuşak geçişler var. Kopyalanmayı başarabilen virüsler sence nanometre ölçeğindeki bir kum tanesine mi daha çok benzer yoksa virüsle aynı sınıfta gördüğün insana mı?

Sen eğer bir kum tanesinin su molekülünden farklı olmasını "milyarlarca yıl önce bundan daha garip bir şey gerçekleşti" diye açıklamıyorsan, hücreyi neden daha garip bir şeyle açıklamaya çalışıyorsun anlamadım? Evren o kadar devasa ve karmaşık ki bazı ölçeklerde insan hayatı dediğin "çok karmaşık" yapının, bir kum tanesi kadar etkisi yok. Hatta dünya gezegeninin tamamının bile...
0
fobfilm
(10.04.20)
Jeremy England isimli bir akademisyenin bu konuda bir teorisi var. Ben de kendisinden Dan Brown'ın Başlangıç kitabı vasıtası ile haberdar olmuştum. hah tamam buymuş dedirtecek bir şey değil tabi ama okumak istersiniz belki diye aşağıya kısa bir özet içeren link veriyorum.

www.sciencefocus.com
0
road_tanker
(10.04.20)
tr.wikipedia.org
"İndirgenemez karmaşıklık" konusunu araştır.
ilk bakterinin oluşması ve ordan sadece doğal seleksiyonla insana kadar evrimleşmek için, ayrıca milyonlarca farklı canlıdaki milyarlarca farklı mekanizmanın evrimleşmesi için, gezegende toplam muhtemelen trilyonlarca "İndirgenemez karmaşıklık" makeniazmasının gerçekleşmesini beklemeniz gerekiyor.

doğal seleksiyon her zaman rastgeledir. rastgele değişimler en az atıyorum 5k dna baz değişimi gerektiren değişikleri gerçekleştiremez. yeni bir mekanizma için atgıyorum 50 kere ard arda rastgele dna değişimi gerekir. bu gerçekleşse bile sadece 50. adımda doğal seleksiyon avantajı verir canlıya. diğer 49 adımdaki değişikliğe sahip canlıların doğal seleksiyonla seçilmesinin mantıklı bir izahı yok. bu adımları tek tek açıklayacak değişimler gösterilemedi.
sadece yaratıcıya inanmak gibi ispatsız evrime inanıyor insanlar.
çünkü bilimsel açıdan başka izahımız yok.
0
aslindasorunumpsikolojik
(10.04.20)
one strange rock diye bir belgesel serisi var, çok güzel. görseller de olağanüstü, sorularının cevaplarını bulabilirsin orada.
0
lolita
(10.04.20)
(5)

Kendine has üslubu olan Elektronik Müzik Grupları

fobfilm
Özellikle çalışmalarının genelini beğendiğim üç grup var: The Blaze, Lulu Rouge, RöyksoppBu ayarda başka hangi müzisyen/gruplar var?
Özellikle çalışmalarının genelini beğendiğim üç grup var:
The Blaze, Lulu Rouge, Röyksopp

Bu ayarda başka hangi müzisyen/gruplar var?
0
fobfilm
(10.04.20)
kafadanbacakli
(10.04.20)
Çilekeş dinledin mi hiç
www.youtube.com
0
Efespilsen
(10.04.20)
@Efespilsen Çilekeş bir elektronik müzik grubu bile değil :)
0
🌸fobfilm
(10.04.20)
seversin diye düşünmüştüm grup diyince :(
0
Efespilsen
(10.04.20)
www.youtube.com

www.youtube.com

belki bunu da sevebilirsin;

www.youtube.com
0
sezai karesort
(10.04.20)
(7)

eski filmlerde kötülük eşiği neden çok fazlaydı?

buenosdias
demin yusuf ile kenan'ı izlerken aklıma takıldı. sonra diğer filmleri düşündüm. çocukları dilendirmek, dövmek, sokakta kalana, fakire fukaraya zulüm yapmak, tecavüz, taciz falan dolu. siz neye bağlıyorsunuz?not: sadece film olarak düşünmeyin. sonuçta filmler toplumun yansımasıydı. neden insanımız bu
demin yusuf ile kenan'ı izlerken aklıma takıldı. sonra diğer filmleri düşündüm. çocukları dilendirmek, dövmek, sokakta kalana, fakire fukaraya zulüm yapmak, tecavüz, taciz falan dolu.

siz neye bağlıyorsunuz?

not: sadece film olarak düşünmeyin. sonuçta filmler toplumun yansımasıydı. neden insanımız bu kadar kötüydü.
0
buenosdias
(10.04.20)
Yazarların ve toplumun entelektüel düzeyi düşük olduğu için, karakterleri yaratan da; izleyen de tek boyutlu düşünüyordu. Tek boyutlu karakter yaratımı günümüzde de oldukça yaygındır. İzleyici kitlesinin çoğunluğunun beklentisi de bu yönde zaten. Çok boyutlu, katmanlı karakterler/hikayeler izleyiciye sıkıcı geldiği için izlenme oranları düşer. Bu tür katmanlı hikayeleri yaratmak da her sanatçının harcı değildir.

Not: İyi karakterlerin iyilik eşiği de aynı ölçüde çok fazlaydı zaten. Bu da bahsettiğim "anca tek boyutlu düşünebilme" yetersizliğinden kaynaklanıyor. Hem yaratıcıyı, hem de toplumu bağlayan bir problem bu.
0
fobfilm
(10.04.20)
sadece kötülük değil, eski filmlerde erotik sahneler de, eleştirel diyaloglar da çok fazlaydı. şimdi ne yapılıyorsa tavşan b.ku gibi yapılıyor. akmadan kokmadan linç yemeden...
0
duster
(10.04.20)
Sadece kötülük değil iyilik de çok abartılıydı. Çünkü insanlar hayatı daha fazla siyah-beyaz görüyordu. Yani "hayatta sadece saf iyiler ve saf kötüler vardır, bizden olanlar ve ötekiler" şeklindeki düşünce biçimi daha yaygındı. İnsanlar hayatın gri tonlarını algılamayı öğrendikçe bu tip ekstrem karakterlerin inandırıcılığı da nispeten azaldı. Bu problem bitti demiyorum tabi, sadece göreceli olarak iyileşti, yoksa daha yol uzun, siyasi manzaradan görüleceği üzere.
0
mikro patlama
(10.04.20)
Seçimlere yakın adaylar için siyasi söylemler den biri olan: içimizden ,halktan biri sözünü akla getiriyor bu tesbitin.
Malum bununla halkın yaşadığı zorlukları,yokluğu ,acıyı görmüş ve onlara yabancı olmayan biri teması işleniyordu bu şekilde.
Sanırım filmlerde de toplumun dikkatini çekmek için halkın çok duyarlı olduğu olumsuz tavır ve davranışlar konu ediliyordu yapımlarda.
Zamanla klişe sayılabilecek bu örnekler yerini şu an daha çok kadın erkek ilişkilerine, yasak aşklara oradan da (ülkemizle ne alakası varsa artık) hint dizilerine bırakmış durumda. 90ların başında çok yayımlanan batı asıllı arkası yarınlar maria mercedesli, rosa garcialı pembe dizilerin yerini almış gibiler.

İnsanlar neden bu kadar kötü demek yerine bu tür olay ve suçların ve fazlasının hala yaşanmakta olduğunu bilmek lazım.
Günümüzde iletişim olanaklarının artmasıyla ve toplumun bu tür olaylarda
gösterdiği hassasiyet ve tepkiyi de asgari düzeyde tutmak gerekiyor devlet açısından.
Sanırım son yıllardaki bazı yasal düzenlemeler de bunun bir örneği.
0
Erva
(10.04.20)
O zaman ki insanların acı ve tahammül eşiği yüksekti de ondan. Eski insanlar bizden ruhsal ve psikolojik anlamda sağlamdı. Onların duygularına dokunmak için acı eşiği yüksek dramatize olaylar bulmak lazımdı.

Şimdiki insanlara dik baksan psikolojisi bozuluyor.
0
komando kani var bende
(10.04.20)
rtük yoktu (yeşilçam) duygu tavanı
0
Efespilsen
(10.04.20)
Genc kizlar evden kacarsaniz basiniza nuri Alço gelir imaji yaratmak
0
basond
(10.04.20)
(11)

Bankalar batabilir mi?

fobfilm
Özellikle Qnb Finansbank Enpara özelinde soruyorum. Bu kriz sürecinde belki devlet bankaları bir şekilde ayakta kalır da bizim yatırımlarımızı hesaplarında tuttuğumuz, yabancıların elinde olan (özellikle Arap'ların) enpara gibi bankalar battık ayağına yatırımlarımıza el koyabilir mi? Malum Turk Tele
Özellikle Qnb Finansbank Enpara özelinde soruyorum. Bu kriz sürecinde belki devlet bankaları bir şekilde ayakta kalır da bizim yatırımlarımızı hesaplarında tuttuğumuz, yabancıların elinde olan (özellikle Arap'ların) enpara gibi bankalar battık ayağına yatırımlarımıza el koyabilir mi? Malum Turk Telekom'u soyup soğana çevirip kaçtılar ve hiçbir şey olmadı. Bu kriz dönemi onlar için bir bahane ve fırsat.
0
fobfilm
(07.04.20)
Banka basina mevduat limitini asmiyorsaniz sikinti olmaz.

Banka basina 150 binden fazla var mi?
0
ozdek
(07.04.20)
@ozdek Hayır fakat neden olmaz? 150 binin altındaki yatırımlar devlet güvencesinde mi?
0
🌸fobfilm
(07.04.20)
bankalar batsa bile 150 bin tl'ye kadar bireysel hesaplarda (ticari hesaplar hariç) bulunan mevduatınız devlet güvencesi altındadır.

tmsf.org.tr/tr/Tmsf/Mevduat/mevduat.sss

bigpara.hurriyet.com.tr
0
nabrukk
(07.04.20)
150 bin tl Türk Lirası cinsinden olmak zorunda değil, toplam 150 bin tl'ye kadar tekabul eden döviz, altın hesapları da sigortaya dahil.
0
nabrukk
(07.04.20)
2001 krizinden sonra türkiyede yapılan en önemli yapısal reform bankacılık alanındaydı. BDDK bu zamanda kuruldu vs. vs. bu devirde kolay kolay banka batmaz. şuan ki anormal durum diyelim uzadı büyüdü bankalar batmaya başladı zaten o zaman paranızda daha fazla şeyleri dert etmeye başlarsınız.

ayrıca arkadaşların dediği gibi mevduatınız devlet güvencesinde. ama ortam film seti gibi vahşi batıya dönerse o güvence de yalan olur :)
0
NightBringer
(07.04.20)
bankalar batacak noktaya gelirse o paranın zerre değeri olmayacak zaten. vahşi yaşam koşulları geçerli olacak. (bkz: arjantin) devlet 150k'ya güvence verse nolur vermese ne olur ya. hala devlete güvenen var mı?
0
scudman1
(07.04.20)
o raddeye gelirsek 1000 tlye ancak orta boy pizza alırız heralde.
0
nabrukk
(07.04.20)
garip bir şekilde türkiye'de bankacılık sistemi biraz sağlam. 5-6 aylık böyle durgunluklarla batmaz.
0
metrobus yoluna kacan angus
(07.04.20)
Mevduat güvencesine pek güvenmeyin açıkçası. Alırsınız o parayı ama kaç sene sonra alırsınız o belli olmaz :)

Diğer taraftan Türkiyede banka zor batar. BDDK ülkedeki nadir iyi regülasyon üreten kurumlardan biri. Yani eğer bankaların batacağı seviyeye gelirsek, ondan önce diğer kurumların %95'i falan batmış olur zaten paraya pek ihtiyacınız kalmaz.
0
talasas
(08.04.20)
Talasas haklı
Batsa da battığında artık bankaya da ihtiyaç duyulmayacak bir seviyeye gelinmiştir.
0
Frederick Co
(12.04.20)
90'lı yıllarda 10 yılda 22 banka hortumcular tarafından batırıldı ayrıca kamu bankalarıda hortumlanıyordu zararı devlet karşılıyordu bankalara güven yoktu. Daha sonra BDDK kuruldu 2001 2002 ve 2003 yıllarında bankacılık sektöründe ciddi yapısal reformlar yapıldı bu sayede 2009 küresel ekonomik krizinde batılı ülkeler ciddi şekilde etkilenirken Türkiye daha önce aldığı tedbirlerin meyvesini yedi. Günümüzde Türkiye'de bankacılık sektörü çok büyümüş durumda her yıl Türkiye ve dünya genelinde yüzlerce yeni şubeler açılıyor çok yüksek kar sağlıyorlar ve dünya genelinde direkt indirekt bağlantıları var olası bir krizde bile aylarca hatta yıllarca dayanacak durumdalar. Ayrıca ekonomik krizlerin aynı zamanda fırsat anlamına geldiğini unutmamak gerekir.
0
acebi
(14.04.20)
(8)

Matematiksel olarak karantina aylar sürecek

fobfilm
Karantina önlemlerinin gevşetilebilmesi için toplumun % 60'ının Covid 19'a bağışıklık kazanması gerektiği söyleniyor. Türkiye nüfusu 81 milyon. Suriyeliler ve diğer yasadışı göçmenleri de sayarsak en az 85 milyon diyebiliriz.85 milyonun % 60'ı 51 milyon kişi.Enfekte olan hastaların % 20'sinin bu ha
Karantina önlemlerinin gevşetilebilmesi için toplumun % 60'ının Covid 19'a bağışıklık kazanması gerektiği söyleniyor.

Türkiye nüfusu 81 milyon. Suriyeliler ve diğer yasadışı göçmenleri de sayarsak en az 85 milyon diyebiliriz.

85 milyonun % 60'ı 51 milyon kişi.

Enfekte olan hastaların % 20'sinin bu hastalığı ağır geçirdiğine dair bir istatistik var.

51 milyon'un % 20'si 10 milyon 200 bin kişi.

Türkiye'deki yoğun bakım yatak sayısı 30 bin civarı.
Bütün kapasiteyi Covid19 hastalarına ayırsak bile sistemin kilitlenmemesi için 10 milyon hastanın devir daim yaparak bağışıklık kazanması veya ölmesi, ortalama 7 günlük yatış süreci olduğunu varsayarsak neredeyse 7 sene sürüyor.
Ki bu en iyi senaryoda böyle. Ortalama yatış süresi sanırım 7 günden çok daha fazla.

Yani aşı bulunmadan bu karantinadan çıkmak imkansız. Aşının bulunup dağıtılmaya başlanması da en iyi ihtimalle 8 ay sürecek deniliyor.

Sıcak havanın virüsün yayılımını yavaşlattığına dair bilimsel bir bulgu yoksa, bu en az 8 aylık karantina süreci demek.

Devletin vatandaşa en ufak bir maddi destek vermek gibi bir niyetinin olmadığı açık. Çünkü devletin kasasında para yok.

8 ay boyunca millet ne yiyip, ne içecek, kirasını, faturasını nasıl ödeyecek acaba?
0
fobfilm
(05.04.20)
anasını satayım bu sene mezun olacaktım.. ve iş bulamama imkanım da yoktu.. ya.. varolmaktan ACI ÇEKİYORUM

cevap: cümleten boku yedik. dexer ve kankaları zamanında insaflı yeselerdi böyle olmayacaktı
0
beyaz power ranger
(05.04.20)
Olduğu yere kadar gerekli tasarruflar yapılarak ihtiyaçlar asgariye indirilerek bu sorun da gidecektir tabii. Sanırım büyütmeye gerek yok.
Devlet vatandaşa destek oluyor, vatandaşta devlete destek oluyor. Örneklerini bizzat biliyoruz ve yaşıyoruz. Devlet olmadığından kirasını ödeyen yiyen içen bir vatandaşın pek bir anlamı kalmıyor.
Vatandaşlık, şahsın bir devlete bağlı olmaysıyla anlam kazanıyor.
Diğer gelişmiş sayılan Ülkelerin böyle anlarda yapabilecekleri bir planları olmadığından Türkiye'ye göre daha zor bir durum içerisindeler. Orta doğu ve Asya gibi yerlerde ölüm sıradan bir şey iken böyle anlarda avrupa için ise ölümün manası felaketle eş değerdir ki temelleri maddiyata ve sömürgeye dayanıyor.

Asıl sorun, böyle zor zamanlarda konuyu farklı yerlere çekenlerde ve (bazı) vatandaşların her şeyi ama her şeyi devletten beklemesinde yatıyor.
Doğrusu yazı da hayatı her daim , yeme içme ve kira fatura ödemekle sınırlandıran birileri için korku filmi senaryosu gibi olmuş.
0
Erva
(05.04.20)
bahsettiğiniz durum matematiksel olarak gerçek olabilir. hiç bilmiyorum ne kadar sürecek ve nasıl sürecek. ama bir şekilde durumdan ümitsiz değilim. sanki bu karantina günleri yeni kapılar açacak ve durumlar olumluya gidecek gibi geliyor. buna dair sunabileceğim somut bir kanıtım yok ancak yine de hissiyattan öte bir şey.

yemek içme konusu hallolur, aslında temel giderlerimizin maliyetleri çok az. yandaşın cebe indirdikleri ya da silinen vergilerle değil 8 ay çok daha uzun yaşarız.

dünya farklı bir boyuta gidiyor. biz de öyle.

sanırım solunum cihazlarının sayısı arttırılacak. bu durumda şuan yoğun bakımda olması gereken insanların bir kısmı tedavilerini evlerinde devam ettirebilecekler. tedavi yöntemleri konusunda da ivme kazandıklarını söylüyorlar. bir kaç ay içerisinde hastanede kalma ortalaması dediğinizden daha da düşmüş olacaktır.

yiyecek içeçek konusu da belki maske dağıtımına benzer.
belli oranlarda belli gıda malzemeleri evlere dağıtılır.
0
biseysorcaktim
(05.04.20)
Bana göre de havaların ısınması virüsün yayılımını hızlandırdı. Rusyada vaka sayısı garip bir şekilde çok az, havalar göreve daha soğuk diye olabilir mi? Yoksa sayılar mı yanlış?
şu an bile belli bir kesim sosyal izolasyonda doğal seleksiyona uğramak üzere. Bir de bizim ülkemizde hastanelerin çalışma prensibi nasıl anlamadım. Gençsen ve korona pozitifsen eve yolluyolar, AB ülkeleri ve İngiltere yaşama şansı yüksek olanı tedavi edin diye kural çıkarmıştı. Biz gene ülkecek tersini mi yapıyoruz?
Boku yedik diyenlere katılıyorum.
0
ashleybon
(05.04.20)
@fobfilm Vatandaş değil kul olanların ortaya çıktığı bir dönemdeyiz. Düşmediği halden anlamayan insanlara laf anlatmaya gerek yok. Onlara göre devletten, hani şu mercedesten inmeyen, saraylarda, 5 yildizli otellerde yasayan, itibardan tasarruf etmeyen devletten, bir şey beklememek lazim.
Sorsan avrupa'da oluyoruz bitiyoruz. Ac susuz kaldik, nerede Türkiye diye ağlıyoruz...

Sacma sapan hiçbir bilgisiz verilen cevabi duzeltmek adina;

Fransa: hastaysan ya da çocuğun hastaysa falan sorgusuz sualsiz 15 gün izin. Sonrası icin doktor raporu. Hiçbir şekilde izinlerden düşme falan yok.
Kapanan iş yerleri ya da hastalık sebebi ile insanlarin çalışmak istemediği yerlerde parsiyel issizlik var. Bu kişiler %84 net maaşını alıyor maaş olarak.

Iş yerleri elektrik-su-gaz-kira-vergi ödemiyor(virüs sebebiyle kapananlar ya da etkilenenler). Ek olarak 1-2-3-4-5 yillik devlet garantili, masrafsız, faizsiz kredi basvurabiliyorlar (isteyene hemen kendi banka hesabıma gelen maili atabilirim).

46 milyar Euro issiz kalanlar icin, 300 milyar euro da kucuk buyuk sirketler icin ayrılmış durumda.

Buna ek olarak sağlık çalışanları taksi ve hotel masrafları devlet tarafindan odeniyor (l'etat paiera).

Ha bu arada, macron citroen'e biniyor. Maaş da almiyor. Bir de geçen özel uçakla bir ülkeden gelen başkanlar olay olmuştu, adamlar bildiğin açıklamak zorunda kaldı neden geldiklerini falan. Kul olanlarin anlamasi zor şeyler bunlar. Yarın ekmek ve su için calisacaksiniz 3 ay köle olacaksiniz deseler, feda olsun vatana derler...
0
logisticsmanager
(05.04.20)
@ashley
havaların ısınması sosyal izolasyonu zorlaştırdığı için virüsün yayılmasında olumsuz bir etkiye sahip.

geçen haftalarda insanlar ne güzel evlerinde oturuyor, herkes kurallara uyuyor diye düşünmüştüm ki ertesi gün hava açıp birden yaz gelince kimse evde kalmadı. insanlar virüs yüzünden değil, havalar soğuk ve yağmurlu diye çıkmıyormuş. şimdi bile evde oturmayan insanı bahar gelip kuşlar cıvıldayınca biraz zor tutarız.

pozitifsen ama gençsen eve yollayıp kötüleşirsen haber ver diyorlarmış. pozitif teşhisi koyulup evinde karantinada olan tonla insan var. bir kısmı da bir kaç gün müşahade altında tutulup ardından eve yollanıyor. düşünüyorum da, başka ne yapılabilir? hastanede yatmak yerine evde yatıyorsun. sıkıntın artarsa onları arayıp haber veriyorsun, ambulans geliyor.

bazı ilaçları kullanıp evde dinlenmek dışında yapabileceğin bir şey yok. ilaçlar tedavi ediyor. sen de eğer bir kronik rahatsızlığa sahip değilsen şiddetli bir grip geçirir gibi atlatıyorsun bunu. yaşı ve kronik rahatsızlığı olanlar ise solunum cihazına ihtiyaç duyuyorlar.

o ingiltere ya da başka yerlerde 80 altını tedavi edin olayı yoğun bakımlarda ve hastanede yer kalmaması yüzünden. bizde zaten 80e gelene kadar ölüyor insanlar. bir de yoğun bakım ünitelerimiz o ülkelerin rakamlarının bir hayli üzerinde mesela ingiltere'de 1 milyonda 66 kişiye yoğun bakım ünitesi düşüyormuş ve bu oran bizde 1 milyonda 400 şeklinde.

vaka sayısı artarsa bizde de "çaktırmadan" öyle bir kural çıkar gibime geliyor.
0
biseysorcaktim
(05.04.20)
@logisticsmanager Bu tip insanlar genelde argümanın içeriğine veya bilimsel verilere pek bakmadıkları için, yazdıklarının onun gözünde pek bir anlam ifade edeceğini sanmıyorum.

@ashleybon Rusya'nın verileri yanlış da olabilir, iklimle doğrudan bağlantılı da olabilir. Bu virüsün hangi derecede ne kadar dayanabildiğine dair bilimsel bir araştırma var mı bilmiyorum ama şahsi görüşüm iklim sıcaklığının bu virüsün yayılım hızına pek etki etmeyeceği yönünde. Sonuçta insanlar bir şekilde vücut sıcaklıklarına uygun olacak ortamlarda hayatlarını sürdürüyorlar. Kapalı alanlarda ısı dengesi kalorifer veya klimayla bir şekilde sağlanıyor ve virüsün yayılması için en uygun ortam da bu türden kapalı ortamlar.
0
🌸fobfilm
(05.04.20)
Panik yapma. Matematiksel olarak doğru olması, gerçekte de öyle olacağı anlamına gelmez. Örneğin insanların büyük çoğunluğu hastanesiz atlatacak.ayrica yaz aylarinda (80 br nem ve 30 c üzeri ısı) yayılım azalacak. Birkaç yabancı makalede en iyi 90gun en kotu 180 gün diye okudum (kış aylarinda yeniden artış olabilecekmis). Haziran basi gibi sanıyorum biraz gevşeme olacak.
NOT: Alanın uzmanı değilim. Yukarıdaki bilgiler, dinlediklerim ve okuduklarım kapsamında edindiğim enformasyonu aktarmaktan daha fazlası değil. arzu eden herkes bunları rahatlıkla bulabilir.
0
fempusay
(05.04.20)
(13)

selam, gerizekalı takıntılı obsesif eski sevgili mevzusu

pelovann
uyumayan varsa biraz beni kendime getirsin rica ediyorum. başımda bir eski sevgili davası var, adam resmen takmış bana. ilişkimiz 2 ay kadar güzel, düzgün gitti sadece, sonrasında hep boka sardı, tartışmalar saygısızlaşmalar (karşılıklı), ayrılmalar barışmalar derken 1 seneye yaklaştı. aslında ben g
uyumayan varsa biraz beni kendime getirsin rica ediyorum. başımda bir eski sevgili davası var, adam resmen takmış bana. ilişkimiz 2 ay kadar güzel, düzgün gitti sadece, sonrasında hep boka sardı, tartışmalar saygısızlaşmalar (karşılıklı), ayrılmalar barışmalar derken 1 seneye yaklaştı. aslında ben geçtiğimiz kasım gibi ayrıldım kendisinden ama her yerden engelli olduğu halde başkalarından ulaştı her seferinde beni rahatsız etmeyi başardı. arkadaş kalmak istiyomuş, hayatından çıkmamı istemiyomuş, bi kalemde silip atmam ne kadar doğruymuş. ben adamdan öyle bi soğudum ki kusasım geliyo ona dokunduğum zamanları hatırlayınca, ısrarı tiksindirdi çünkü. işi çirkin boyutlara vardırdı, eğer bana 1-2 hafta vermezsen canıma kıyarım, ben zaten çok kötü haldeyim bi de sen toprak atma üzerime bla bla bla. bu hayvan herif şimdi askerde, psikolojimi öyle bi mahvetti ki askerde kendine bi şey yapmasın diye (asker psikolojisi daha tehlikeli oluyo o şartlar altında malum) asker dönüşünde 1-2 saat beni görebileceğini söyledim. ailesinin telefonlarını açmıyormuş, annesi bana ulaşmaya falan çalışmış bu yüzden. ne diyecekti acaba kadın, oğlumu sevmek zorundasın falan mı? oğlunun dünyanın en dengesiz insanı olduğundan haberi var mı acaba? neyse, içim gerçekten bok gibi. askerden dönünce beni gördükten sonra tekrar intihar tehditlerine başlayacak gibi hissediyorum. sizce ne yapmalı, sizin başınıza bu tarz bi olay geldi mi, siz ne yaptınız? içimi rahatlatmaya ihtiyacım var cidden, allah aşkına su serpin biraz... 
0
pelovann
(05.04.20)
Şuanki davranışlarınızın tam tersinde davranın. Aşırı derecede ilgili, duygusal, ağlamaklı davranın. Onun sorunları için çok üzüldüğünüzü, kendinizi sorumlu hissetiğinizi ne yapıp ne edip annesine ulaşacağınızdan bahsedin. Ben ve ailen sana yardım edeceğiz, ben ailenle konuşacağım deyin. Sen çok iyi birisin bunları hak etmiyorsun deyin. Arada sırada da sen biz sevgiliyken biriyle mi görüşüyordun, rüyamda böyle gördüm, senin abv beni kandırdın diye sızlanın. Hiç mi sevmedin, neden sevmedin, sevsen böyle mi olurdu diye devam edin. Eğer sevgiliyken aranızda kıskançlık tartışmaları varsa o mevzuları tekrar ateşleyin. Komutanlarını arayıp sana iyi bakmaları için uğraşıcam falan deyin. Facebooktan seninle aynı dönem aynı kışlada askerlik yapan tanıdığımız var sana iyi bakacak deyin.

O böyle ruh hastası gibi davranıyorsa siz daha beteri gibi davranın. Kaçsın.

Gönderebilirseniz buna kargo ile bir şey gönderin kargo buna ulaşınca da biz ailecek korona çıktık. Paketten sana da bulaşabilir deyin ödü kopsun.

Var olmayan ailevi sorunları uydurun. Babam tefeciden borç aldı. Peşimize düştüler. Kim varsa bizden ayağımıza sıkacaklar. Ben senin adına da endişe ediyorum artık. Senin de eski sevgilim olduğunu öğrenmişler. İyi ki askerdesin. Çıkınca sana da musallat olabilirler deyin.

Zaten büyük ihtimal adam bilerek size böyle davranıyor. Baya acındırmış kendini. Yok sorunları varmış, yok intihar edecekmiş, anasının işi gücü yok sizi bulacakmış. Adam sahtekar, yalancı.

Dilerseniz her yerden basın engelin. Savcılığa hakkında suç duyurusunda bulunmakla tehdit edin. Hatta suç duyurusunda bulunun. Ama bu sefer yine intihar der size kendini acındırır.
0
GoodMorningTeacher
(05.04.20)
@goodmorning, yemin ederim çok iyi plan hahahah ben şimdi kafamda şöyle planlıyorum, bana yemin billahlar etti son kez beni görüceğine dair, askerden sonraki 1-2 saatlik beni görüşü son olacak yani. bi yandan böyle olacağını seziyorum çünkü beni ne hallere düşürdüğünün o da farkına vardı, ben zaten o deli gibi davranma oyununu kısmen oynadım sayılır. bu bi korktu gibi oldu. dedim senin yüzünden kilolar verdim delirdim artık bilmem ne (kilo kısmı gerçek). şimdi biz bu iğrenç herifle 1-2 saatlik görüşücez, o görüşmede benim ondan ne kadar soğuduğumu ve hatta iğrendiğimi görmesi gerek. nasıl davranayım? aslında farkında bunların ama reelde hep sevecen davrandım tam bir APTAL gibi, kırılmasın diye. adam geldi benim hayatımı alt üst etti. yüz yüzeyken bizden artık iki dünya bi araya gelse yine de olmayacağını anlaması için onu takmadığımı önemsemediğimi görmesi gerek. hiçbir şekilde oturup adam akıllı muhabbet etmeyi düşünmüyorum, ne derse 1-2 kelimelik cevaplar vermeyi düşünüyorum. bu adam hasta yahu ama ben fark edemedim işte bunu, cezasını da böyle ödüyorum. bu gerizekalı obsesif şeytan daha 1-2 haftalık tanıdığı benim için yanımda AĞLADI onunla bi ilişki istemiyorum diye. herif manyak yahu, hayatımdan sağ salim bir def olsun başka hiçbi şey istemiyorum cidden adak falan adayacağım o derece.
0
🌸pelovann
(05.04.20)
ya bu işi tamamen tatlı yoldan çözmek istiyorum, işin içine savcılık bilmem ne katmak istemiyorum. bunun amcası da güçlü müçlü bi şey, siyasetçi iş adamı, rte'ye yakın falan... götleri yanmaz sanmıyorum... zaten benim arkamda benden başka kimse yok bu işi anca tek başıma çözerim
0
🌸pelovann
(05.04.20)
Bu tip biriyle 1 saatliğine bile olsa bir daha asla görüşmemen senin için daha iyi olur. Kendinden soğutmak için rol yapma planı da bence çocukca. Nasıl davranırsan davran, iletişimi sürdürdüğün ölçüde onun obsesyonunu arttıracaksın.
0
fobfilm
(05.04.20)
başka bi sevgili yap.
0
antihero
(05.04.20)
alttaraf +2

bir insan genelde usta derecede sosyopat değilse ne bok olduğu zaten daha mesajlaşırken görüşürken ortaya çıkıyor.
0
KaraSakall
(05.04.20)
Askerden gelince buluşma sonrası normal davranacağına emin misiniz? Bıçak çekip benimle eve geleceksin diye zorlasa? Üstünüze oynuyor ve istediğini yaptırıyor size. Suç sizin. Bir daha görüşmek istemiyorumu kesin dille söylemeniz gerek. İntihar onun tercihi, sizin ypaabileceğiniz bir şey yok. Beyni olsa böyle davranmazdı zaten. Ofansifim ama haklıyım. Bir süre tek başınıza pek takılmamanızı da öneririm.
0
bahoho
(05.04.20)
Alttaraf artı 1 değil ya.

Zaten ilişki boka sarınca yol vermiş işte. erkekler kadını tavlayabilmek için çok güzel role bürünür ama önce en ufak bi kıskançlıkta dişlerini gösterir, kendiyle ilgili eksik bir şeyi ilişki sayesinde görünce saldırganlaşır.

Sanki bilmiyoruz abi ya :D reddedilen erkek terörü var. Ayrılınca hayvanlaşan erkekler var. Ve bu az yüzdeli bir kesim değil haa, çok yüksek bir kesim böyle. En okumuş diye övülenden, en cahil dediğimize kadar bu böyle. İnsanda az biraz onur gurur olur ya. Karşıdaki seni istemiyorsa istemiyorduraq sürekli aramak, yalvarmak, intihar ederim demek nedir ya. geberene kadar iç, arkadaşlarına anlat, mutsuz mutsuz yaşa yemeden içmeden kesil bunlar normal şeyler ama arama işte ya. bu hislerini kontrol edemeyip, karşıdaki kişiyi rahatsız ediyorsan ilişki olaylarına hiç girmeyeceksin abi net.

Ben kız arkadaşlardan da duyuyorum böyle şeyler, buradan da okuyoruz işte utanıyorum ya. koskoca adamsın, intihar ederim demek ne ya off :D

*Görüşme
0
eazy
(05.04.20)
Adamla hiçbir şekilde görüşmemeniz lazım. Bunun farkında değil misiniz? Görüşmeye kalkarsanız sizin bu durumdan kurtulacağınızı sanmıyorum.
0
GoodMorningTeacher
(05.04.20)
güvenli bir ortamda görüş içinde kalmasın adamın
sonra da psikiyatriste götür
gidip ilaçlarını düzenli kullanmazsa da görüşme
kendine gelince terket
0
bir soru sorcam
(05.04.20)
Bir ek kişisi olarak, bunun karşı cinsine denk geldim. Altin kural, kesinlikle hicbir sekilde, telefon ve mesajlara yanit vermedim. Kesinlikle gorusmedim.gunde 50 arama, yillar
sonra bitti.
0
tunaktunaktun
(05.04.20)
Açıkçası sevgilinizin durumuna üzüldüm. Büyük ihtimalle bu kızı kaçırırsam bir daha beni sevecek birisini bulamam diye düşünüyor. Ondan sizi saplantı yaptı diye düşünüyorum. Erkeklerin işi ne yazık ki günümüzde kolay değil. Umarım bir an önce kendine gelir.
0
maxim gorki
(05.04.20)
alttaraf
(06.04.20)
(6)

Dünyanın salgına karşı uyguladığı strateji doğru mu?

fobfilm
İngiltere'nin başta uyguladığı sürü bağışıklığı stratejisinin sağlık sistemini kilitleyeceği için yanlış olduğunu tüm ülkeler kabul etti.Sağlık sisteminin kilitlenmemesi için salgının hızını yavaşlatma stratejisi uygulamaya konuldu. Bu da bir takım karantina, sokağa çıkma yasağı, izolasyon gibi tedb
İngiltere'nin başta uyguladığı sürü bağışıklığı stratejisinin sağlık sistemini kilitleyeceği için yanlış olduğunu tüm ülkeler kabul etti.

Sağlık sisteminin kilitlenmemesi için salgının hızını yavaşlatma stratejisi uygulamaya konuldu. Bu da bir takım karantina, sokağa çıkma yasağı, izolasyon gibi tedbirleri içeriyor.

Bu stratejinin kısa ve uzun vadede birçok yıkıcı sonucu olacak. Belki gelişmiş ülkeler ekonomik güçleri sayesinde nisbeten daha az hasarla sıyrılacak ama Türkiye, ekonomisi perişan halde olduğu için çok ağır hasar görecek. Sadece ekonomik hasardan söz etmiyorum. Ekonomik hasarın toplum üzerindeki sosyal ve psikolojik etkisi bir yana, izolasyon başlı başına büyük bir psikolojik yıkım süreci. Belki kısa vadede bu problemi hissedemiyoruz ama günden güne etkisini daha da hissettirecek.

Çünkü bu uygulanan strateji çok uzun vadeli bir strateji. Öyle "1 ay dişimizi sıkalım, salgın duracak" gibi bir projeksiyon yok. İşin matematiği bize bunu gösteriyor. Zaten çok yeni bir durumla karşılaştığımız için herkes afallamış durumda.

Panikle tek çıkar yolu şimdilik karantinada görüyorlar ama bu uzun vadede daha ağır sonuçları olabilecek bir strateji olabilir.

Şuanki karantina önlemleri dışında ne gibi alternatifler tartışılıyor? Ben şimdiye kadar başka bir seçeneğin gündeme getirildiğini görmedim.

Son araştırmalardan anladığımız bu hastalığı toplumun % 15'inin ağır geçirdiği, kalan % 85'in büyük kısmının hissetmeden geçirdiği, bir kısmının da rahat atlattığı yönünde.
Aslında şuanda yapılan şey % 15 sistemi kilitlemesin diye, % 85'i bloke etmek. Bunun yerine % 15'i daha katı önlemlerle izole edip % 85'i serbest bıraksak daha iyi olmaz mı?
"Bu % 15'i nasıl tespit edeceksin?" sorusu önümüzde duruyor ama zaten büyük oranda 65 yaş üstü ve kronik rahatsızlığı olan insanlardan oluştuğunu biliyoruz. Risk grubu büyük oranda belli. (Bir takım istisnalar elbette olacaktır maalesef ama bu iki seçenekte de var olan bir problem)
Parçalı bir izolasyonu çok zahmetli de olsa uygulamaya koymak, toplumun tümünü bloke etmekten uzun vadede daha az zarar verecek bir strateji olmaz mı?
0
fobfilm
(04.04.20)
durum tam olarak böyle, güzel özetlemişsiniz. ama bana göre önerdiğiniz çözümün uygulanabilirliği çok düşük. 65 yaş üstünü toplama kamplarında toplayalım diyorsunuz. örneğin bu kampa dışarıdan fark edilmeden 1 tane hastalıklı birey girse, bu oraların idaresinden, temizliğinden, güvenliğinden sorumlu personel de olabilir, ne olacak?

ben annemi devletin toplama kampına göndereceğime bodruma kitlerim kilere kitlerim arkadaş. yaş o iş.
0
nabrukk
(04.04.20)
uzman degilim ve pek cok kisinin bildiginden fazlasini teknik olarak bilmiyorum, fakat eklemek istedigim belli bir yasi etkilese de riskli grup dedigimiz kesim oyle kimlikle tespit edilebilecek birsey degil, ayrica virusun uzun vade hasarlarini bilmiyoruz, henuz oyle bir veri icin cok erken,
ben daha cok bilmedigim konularda bilim insanlarinin hem fikir oldugu yontemlere saygi duymayi tercih ediyorum, bu yontem sayet sadece cin de veya guvenilirligi daha az olan bir ulkede uygulansa idi suphe ederdim fakat dunyanin en prestijli arastirmacilarin bile, elinizi yikayin ve evde kalindan ileri gidemedigi bir konuda tam aksini iddia edebilecegimi sanmiyorum.
0
tresrichesheures
(04.04.20)
@dumbest_man_alive Risk grubunu sadece yaşa bağlamıyorum.
"65 yaş üstü ve kronik rahatsızlığı olan insanlar" yazmıştım. Yanlış anlaşıldı sanırım.
0
🌸fobfilm
(04.04.20)
riskli grupları ayrı bir yere toplama şansın yok.
öyle bir toplama kampı olmalıki hiçbir insna başka insanla aynı havatyı solumamalı, aynı ortamda bulunmamalı. ve bu izalosyon varsa bu insanların su/gıda/hijyen ve diğer hizmetlerinide sağlayacaksın.
dünyada böyle bir tesis yok.
riskli grupdaki insna sayısı 5 milyon diyelim.
5 milyon kişilik böyle bir tesisin planlaması üretimi tasarımı falan dünyanın en güçlü ülkesi 3 seneden önce inşa edemez.
böyle bir tesisi inşa ettikten sonra yönetimi,çalıştırılması mümkünmü ondanda emin değilim.
0
aslindasorunumpsikolojik
(04.04.20)
@dumbest_man_alive Sigara içen 20 milyon kişi bu % 15'lik grupta değil. 11 milyon diyabet hastası da. % 15'in ağır geçirdiği de benim kafamdan uydurduğum bir veri değil, bilimsel araştırmaların sonucu. Bu oran değişebilir elbette. Zamanla yükselebilir veya düşebilir. Virüsü taşıyıp da hiçbir semptom göstermeyenlerin sayısal olarak ne kadar büyük bir çoğunluk oluşturduğu bilinmediği için bu oranın mantıken düşmesi gerekiyor.
Bu arada benim bir stratejim falan yok, bir fikir alışverişi olsun diye sorular sordum sadece.

Lockdown'un toplum için uzun vadede daha faydalı bir strateji olduğuna dair elinde çok sağlam bir "bilimsel temel" varsa memnuniyetle görmek isteriz.

@aslindasorunumpsikolojik
Risk grubunu izole etmek deyince akla direkt toplama kampında toplamak gibi bir şey çağrıştırıyor farkındayım ama tam olarak onu kastetmemiştim. Serbest dolaşan kesim ile risk grubunun, bir şekilde temasını en aza indirmek gibi bir seçenekten söz ediyorum ama bunun en pratik şekilde nasıl çözüleceği bir tartışma konusu tabi. Belki de pratikte mümkün olmayacak bir şeydir. Belki de bunu pratiğe dökmeye çalışmak, lockdown'un toplumda uzun vadede bırakacağı hasar düşünüldüğünde, faydalı bir uğraş olabilir. Hollanda tam bu şekilde olmasa da, buna benzer bir strateji izliyor. (Ama tam olarak kontrollü bir strateji izledikleri söylenemez)
0
🌸fobfilm
(04.04.20)
Soylediklerine imzami atiyorum, cozum virüsten daha zararli bence.
0
eksimeksi
(04.04.20)
(11)

Tıp biraz şey mi

eazy
Yani böyle sanki bir halta yaramıyor gibi değil mi? Tamam gidiyoruz doktora ilaç veriyorlar geçiyor ona eyvallah ama mesela nette bi hastalık yazsan ''tedavisi yok'' yazıyor. Sonra başka bir hastalık arıyorsun yine tedavisi yokmuş. Laf arasında bi hastalık duyuyorsun bi bakıyorsun ulan yine tedavisi
Yani böyle sanki bir halta yaramıyor gibi değil mi? Tamam gidiyoruz doktora ilaç veriyorlar geçiyor ona eyvallah ama mesela nette bi hastalık yazsan ''tedavisi yok'' yazıyor. Sonra başka bir hastalık arıyorsun yine tedavisi yokmuş. Laf arasında bi hastalık duyuyorsun bi bakıyorsun ulan yine tedavisi yok. Tedavisi olan 3-5 hastalık var, tedavisi olmayan yüzlerce hastalık var.

Bu tıp sadece estetik ve cerrahi konuda gelişmiş diğer konularda geri kalmış gibi sanki ya :D Bak işte dünyanın anasını ağlatan bi hastalık çıktı, yine tedavi bulamıyorlar.

Niye böyle olmuş bu iş? 2020 yılındayız ama sadece güzel burun yapılıyor gibi :D
0
eazy
(02.04.20)
Ortalama ömür 30-35 yaştan 75'e (daha gelişmiş ülkelerde 80'lere) dayanmışken böyle şeyler demeyelim, ayıp biraz :)

Edit: yani evet, tedavisi olmayan hastalıklar var ama yaygın hastalıkların çoğunun tedavisi var. Grip gibi semptomatik tedavi bile olsa hastayı hayatta tutabiliyorlar yani. Önleyici tedaviler var. Benim tiroid bezim çalışmıyor, eskiden olsa muhtemelen 40'ımı görmeden ölürdüm ya da baya zavallı bir hayat sürerdim. Tıp bilimine çok saygım var, bence "biraz şey" değil gerçekten.
0
kobuzchu kiz
(03.04.20)
Yoo meme de yapıyolar :)
Yani yıllardır sağlık işi içinde olan biri olarak çok örnek verebilirim ama vaktim sınırlı şu an. Ama sözüme güvenirsen inan bana, o iş öyle değil.
0
curukturpkokusu
(03.04.20)
2020 yılı kozmik ölçekte öyle zannettiğin gibi bilim alanında çok ileri bir yıl değil. Biyoloji ve canlılığın evrimine dair bildiğimiz şeylerin büyük kısmı son 200 yılda öğrenildi.
Ama bu haliyle bile bilim adamları sayesinde yaşam kalitesi çok yükseldi, yaşam süresi de epey arttı. Gün geçtikçe artmaya da devam ediyor. Canlılık sürekli evrim halinde olduğu için belki bir süre sonra bu hastalıkların birçoğunun tedavisi bulunmuş olacak; ama yerine yenileri eklenecek. Ama insan ömrü ve yaşam kalitesi bilim insanları sayesinde artmaya devam edecek.

O bilimsel gelişmeler olmasaydı muhtelemen şimdiye kadar ishalden falan ölmüştün. Bilim insanlarının hangi noktalarda neyi yanlış yaptığını düşünüyorsun acaba? :) Yeni mutosyana uğramış nanometre ölçeğindeki bir virüsü etkisiz hale getirmeye çalışmakla, saç ektirme operasyonunu aynı kefeye koyman absürd olmuş.
0
fobfilm
(03.04.20)
Çok kutsal bir alan tıp. Biçer yapmasalar bile çaba harcıyorlar ya, o bile yeter.
Zaten kansere ve aids'e tedavi bulunduğu zaman başka bir boyuta geçmiş olur.
0
etna
(03.04.20)
bence de biraz şey^^ ama biz de "hasta"lar olarak biraz şeyiz gibi geliyor ^^

tedavisi olmayan bazı hastalıklar var(dır) tamam, ama kendimizi hasta eden (yani bulaştığı, hastalığı kaptığımız şartları oluşturan) da biz değil miyiz? kaza, genetik faktörler vb. ayrı tutuyorum da öyleyiz yani.
0
encokbenisevinnolur
(03.04.20)
Ayrıca şu anda eboladan, koleradan, vebadan, veremden, çocuk felcinden ölüm yok biliyorsun dimi? 100 yıl önce neler oluyordu?
0
etna
(03.04.20)
sizin veya yakın çevrenizin başına ciddi birsey grlmediği için “ tamam, ilacı veriyorlar, geçiyor” diyorsunuz. önemli, ciddi bir sorun için tedavi alıp iyileşmiş olsaydınız, bu soruyu sormazdınız bile. mesleğin verdiği manevi haz ise o hastaları iyileşmiş, gülerken görmek zaten. bir de internette yazanlar hiçbir şey değil, onları boş verin.
0
sumuklu asilzade
(03.04.20)
öyle demeyelim de iyi doktor çok az. nasıl ki eğitim önemli ama başarılı öğretmen az ise, doktorluk için de durum aynı. çoğu sadece ilaç yazıyor. o ilaçlar aslında yasal uyuşturucular. mesele canan karatay olabilmekte.

çoğu öğretmen eğitim vermiyor çocukları oyalıyor, çoğu doktar da hastalığı çözmüyor ağrıyı dindiriyor.
0
luluki
(03.04.20)
Haklısın.
Tıp dediğimiz ve ilaç endüstrisi bir kere kimin ellerinde buradan hareket etmek lazım. İlaçlar çözüm olmuyor.
Doğal yani (aslında küçümsenerek söylenen) alternatif tıbba dönüş lazım.
Araştırırsanız hastalığın değil, tedavinin öldürdüğünü anlatan yayınlar bile var.
Her hastanın tamamen iyileşmesi bu sisteme ters zaten.
0
Erva
(03.04.20)
100 senede istatistik olarak yaşam süresini 40-45 seneden 80'e çıkardıysa bence değil.
0
orpheus
(03.04.20)
Merhaba
Klişe olarak düşünmeyin ama bunun tüm dünyanın içinde olduğu,sürdürdüğü sistemle ilgisi var. Kübaya bir göz atın farki göreceksiniz. Her konuda olduğu gibi sağlık da bir kazanç kapısı halinde. Bu yaşadığımız kriz gibi krizlerde kimileri düşünüyor nerede hata var diye ama düzen çarkını çeviren eller bu krizlerden beslenio yine ayni bataklığın içinde yuvarlanmanin başka yollarını buluyor. Olan yine insana oluyor. Daha doğrusu parasiza fakire...
0
alonazik
(03.04.20)
(7)

netflix ofansif mizah stand up?

soru icin geldim
Selamlar. Ricky gervais tarzı öneriler bekliyorum. Konu,argo,küfür sınırsız olabilir farketmez
Selamlar. Ricky gervais tarzı öneriler bekliyorum. Konu,argo,küfür sınırsız olabilir farketmez
0
soru icin geldim
(02.04.20)
Anthony Jeselnik
0
fotrsapka
(02.04.20)
Anthony jeselnik +1
0
kendi dugunune gitmeyen kamber
(02.04.20)
Louis c.k.
Dave Chapelle
0
fobfilm
(02.04.20)
jeselnik için bayağı iğrenç diyorlar.
0
🌸soru icin geldim
(02.04.20)
Bill burr

Patrice o'neal
0
logisticsmanager
(02.04.20)
+1 Dave Chappelle
0
legalize marijuana
(03.04.20)
adam sandler - 100% Fresh

Ofansif miydi hatılramıyorum ama belli bi noktada ben utanıp kapatmıştım
0
hushhush
(03.04.20)
(14)

cüneyt özdemir'e neden bu kadar yükleniyorlar?

proletarier aller lander vereinigt euch
bence olabildiğince tarafsız olabilen ülkenin şartlarında hiç de fena olmayan bir gazeteci. nedir peki bu kadar yüklenilmesinin derdi ben mi bir şey kaçırıyorum?
bence olabildiğince tarafsız olabilen ülkenin şartlarında hiç de fena olmayan bir gazeteci. nedir peki bu kadar yüklenilmesinin derdi ben mi bir şey kaçırıyorum?
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(02.04.20)
Bertaraf oldugu için bence. İktidarı da muhalefeti de eleştiriyor belli ölçülerde. Kimseye yaranamiyor o yuzden -)
0
kveldulv
(02.04.20)
Samimiyetsiz, fırsatçı, gazeteci gibi "sağlam" değil politikacı gibi "eğilip bükülen" tarzından ötürü. kimseye yaranmak zorunda değil bağımsız bir gazeteci olarak. Ama bunun kıymetini bildiğini sanmıyorum.
0
Bruce
(02.04.20)
Ya bu adam terfi alamamış Ahmet Hakan. Bu adamda tarafsız denebilecek ne görüyorsunuz allah aşkına? Beni asıl şaşırtan hala Ahmet Hakan'dan daha fazla saygı görmesi. Olabildiğince tarafsız gazeteci, hatta gazeteci bile demek Ruşen Çakır gibi gazetecilere hakaret olur.

Reza Zarrab davasındaki yayınları bile kaale alınmaması için yeterli. Herif devlet-mafya uluslararası organize suç şebekesinin davasını "amarigada ülkemize oyunlar oynanıyor zaman birlik zamanı" diye verdi günlerce.
0
bruce mclaren
(02.04.20)
tarafsız değil, eleştirel. ancak adamına göre eleştirisi de. her yayınını izliyorum, geyiği de güzel ancak her konuğa aynı şekilde yüklenemiyor. dolayısı ile tarafsızım savunması doğru değil.
0
gazozailacatmauzmani
(02.04.20)
Muhalif kanada kaktırdığı kadar iktidara kaktırmaya maçası yemiyor. Bu da itici yapıyor. Kendisine olan sempatimi bitirdi.
0
Deathrow
(02.04.20)
+1 bruce mclaren söylemek istediklerimi aşağı yukarı söylemiş

herkes politikayla gündemle ilgilenmeyebilir fakat gündemi ve olayları kronolojik olarak bilmeyen takip etmeyen biri için cüneyt özdemir gibiler ne tatlı adam ne kadar tarafsız konuşuyor gibi gelir
0
freebird5406_2
(02.04.20)
Çok uzun zamandır kendisini düzenli olarak izleyen ve istanbul havalimanını övdüğü videodan sonra takip etmeyi bıraktığım eski bir izleyicisi olarak cevap vermek istiyorum.

İktidarı dürüst bir şekilde eleştirdiğine inanmıyorum.

Kimsenin Cüneyt Özdemir'den eline bayrak alsın, muhalefet yapsın gibi bir beklentisi de yok. Ama iktidara yakınlığı ile kazandığı para, yapabildiği habercilik (bakanlar ile söyleşi, petrol arama gemisine gidebilmesi vs.) ya da kendi motivasyonu ne ise, iktidarı eleştirmesinin önüne geçiyor. Bu durum da çizdiği modern, seküler, aydın haberci görüntüsüne ters düşüyor.

Ülkede şikayetçi olduğumuz her şeye görüntü olarak o da karşı. Diğer yandan buna neden olan sistemi eleştirmek yerine (ki zorunda değil), gidip sisteme yanlıyor.(burası problemli)
0
archmage mahmut
(02.04.20)
Bos adam, gerizekali turnusolu olarak cok faydali biri. Buna tarafsiz, iyi gazeteci diyenin olaylari, siyaseti yorumlamada ciddi eksikleri vardir ya da 2000 dogumlu siyaset bilgisi eksik yeni yetmelerden biridir. Adam oyle boyle degil asiri tarafli. Iktidara o konuda ben de katilmiyorum, o yanlisti deyip 2 dakikalik elestiri yapar sonra sabahtan aksama muhalefete giydirir:) Milleti de salak zannediyor, kaypak olmayip Akit olsa sorun yok
0
neverletyougodown
(02.04.20)
peki taraflı olduğu için ne gibi kayırmalar gördü?

edit: yani ben aşırı taraflı olduğunu düşünmüyorum gerçekten. yeterince sağlam duruşu yok derseniz belirli ölçülerde katılabilirim, katılmasam bile göreceli bir şey der geçerim ama aşırı taraflı demek abartı bir ifade değil mi? yani aşırı taraflı diyorsak bu adama akit veya a haber kadrosuna ne diyoruz?

kaldı ki, yeterince dik bir duruş gösterse sevmeyenlerinin istediği şekilde, bu sefer azıcık da olsa nötr olabilen(büyük bir çoğunluğa göre ben dahil) bir gazeteci olarak artık hükumet ile uzaktan yakından bağlantılı herhangi birine tek bir soru bile soramayacak? iyi kötü azıcık da olsa karşısına alıp bir iki zorlayabilen başka biri var mı şu aralar benim bilmediğim?
0
🌸proletarier aller lander vereinigt euch
(02.04.20)
Cüneyt Özdemir bir duruşu olmadığı için eleştirilmiyor.

Cüneyt Özdemir ve Ahmet Hakan gibi kişilerin yaptığı şey taraflılık değil, haysiyetsizlik. Aklınıza gelebilecek en yalaka gazeteciden bile daha aşağılık bir şey yapıyorlar.
Mesela Cem Küçük onlara göre çok daha iyi bence. Adam en azından inandığı ideolojinin liderini kayıtsız şartsız destekliyor ve bunu da gizlemiyor. "Ben buna inanıyorum, inandığımın arkasındayım, işinize gelirse" diyor.

Ama bu Cüneyt Özdemir ve Ahmet Hakan gibi kişiler para/makam/güç için inanmadığı değerleri sanki inanıyormuş gibi savunuyor, göz göre göre halka yalan söylüyorlar.
Ve bunu sanki "tarafsız" mış gibi davranarak yapıyorlar. Bırakın bir gazeteciyi; bir insanın kendini konumlandırabileceği en aşağılık durum bu bence.
0
fobfilm
(02.04.20)
Ya iste bence gazeteci bir seye bir duruma bir ideolojiye bir kisiye inanmamali. Durumlar kisiler ideolojiler bile degisebilir cunku.
0
🌸proletarier aller lander vereinigt euch
(02.04.20)
gazeteci şöyle olur böyle olur vs diyip artizlenmesine rağmen iş yapmaya gelince ekmeğimizdeyiz abi modunda çalışması milleti sinirlendiriyor.
0
duyurukullanıcısı
(02.04.20)
@proletarier evet inanmamalı. İnanmalı diyen kim? Gazeteci tarafsız olmalı.

1-) Taraflı gazeteci modeli var. İnandığı ideoloji ne kadar berbat olursa olsun, gerizekalı olduğu için bu yönde yayın yapıyor. Adam kötü mü? Evet. Sahtekar mı? Pek sayılmaz. İnandığı şey yanlış da olsa inanıyor bir şekilde. Örn: Cem Küçük.

2-) Tarafsız gazeteci modeli var. Her ne şartta olursa olsun, hiçbir ideolojik çıkar gözetmeden gerçeği aktarmaya çalışan yayınlar yapmaya çalışırlar. Örn: Ruşen Çakır

3-) Bir de sahtekar gazeteci modeli var. Sürekli tarafsız yayın yapmaya çalıştıklarından bahsederek izleyicinin gözünü boyamaya çalışırlar. Ama her fırsatta gerçekleri gizler/çarpıtır/çıkarlarına göre değiştirirler. Mesela iktidar türk telekom üzerinden devleti 2 milyar dolar dolandırmıştır. Bunu asla ağızlarına bile almazlar. Halkın bilmesi gerektiğinin farkındadırlar elbette. Ama muhalefetin en ufak bir "pot" diyebileceğimiz bir şeyi ortaya çıktığında saatlerce yayın yaparlar.

Halkın 2 milyar dolar parası çalındığında susup en ufak bir fırsat ele geçtiğinde muhalefeti eleştirmek için saatlerce yayın yapan bu insanlar Cnn'den aldıkları yüksek maaşlar kesilmesin kovulmasınlar diye, hatta yeri geldiğinde terfi alıp maaşları katlasın diye bunu yapıyorlar. Yani satılık/sahtekar insanlar. Örn: Cüneyt Özdemir, Ahmet Hakan

Sen Cüneyt Özdemir'i 2. şıkka koyuyorsan dostum, acilen hayata dair bir şeyler okuyup/araştırıp kendini biraz geliştirmelisin.
0
fobfilm
(02.04.20)
Çünkü ülkede haset insan çok.
0
maxim gorki
(02.04.20)
(11)

Hükümetin pandemiye karşı tutumu size neler hissettiriyor?

chihirovekohaku
Biraz da hislerimizi paylaşalım.Ne hissediyorsunuz? Nasıl hissediyorsunuz?
Biraz da hislerimizi paylaşalım.

Ne hissediyorsunuz? Nasıl hissediyorsunuz?
0
chihirovekohaku
(31.03.20)
ilk başta umudum vardı, kötümser bakmıyordum. çünkü getireceği sonuçlar en çok onları etkileyecekti kriz ortamında. ama 3-5 gün içinde o umudum da kırıldı, umreden elini kolunu sallaya sallaya gelenleri gördükten sonra.

ben kayıtsız şartsız hükümet karşıtı bir insanım. akp'nin yapacağı herhangi bir iyi hareketin altında art niyet ararım. kimse de inandıramaz beni bunların insana, ülkeye faydalı bir iş yapacaklarına. altında kesin bir art niyet vardır. 2009'dan beri ilk defa br konuda kendilerine güvenmek istedim, cidden dedim yani başarsınlar ben de göt olayım. onda da sıçıp batırdılar.

şu anda bişey hissetmiyorum, diğer her konuda olduğu gibi bu konuda da millete faydası olmayan şeyler yapıyorlar, 10 gün önceki "şeytan görsün yüzlerini" moduna döndüm. ne açıklama okuyorum ne de izliyorum. herkes kendi başının çaresine bakacak, kimseden bir şey beklemeyecek.
0
Bruce
(31.03.20)
Güzel başlayıp hızlı batırdılar.

Türk insanına tavsiye ile bir şey yaptıramazsın. Sadece umreciler mi, yurt dışından gelen hiç kimseye doğru dürüst bir önlem almadılar. Umreden 15 bin kişi zaten gelmişti, kalan 5 bini karantinaya alındı.

Doğru zamanda doğru önlem alınmadı. 'Şahsım' aksini söylese de durum bu maalesef. İlk vaka sonrası artış sayılarına bakarsak durumun en kötü olduğu ülke Türkiye. 'İtalya gibi olacağız' deniyor. İtalya bizden iyi durumda.
0
himmet dayi
(31.03.20)
Çok şey yazdım ama sildim, halkı kötümserliğe sevkediyor diye hakkında işlem yapıyorlar. Sıçtılar, sıvıyorlar, tüy dikmesi kaldı.
0
kimlanbu
(31.03.20)
Değersiz hissediyorum. Kendi başımın çaresine bakmaktan başka bir yolum yok. Devletin önderliğinde toplumun bir ferdi değil, devlete rağmen toplumun bir ferdi olarak görüyorum kendimi.

Başarılı bulmuyorum yönetim sürecini. Hükümetin salgına karşı takındığı tavırla dalga geçen caps'lerin ne yazık ki haklı olduğunu düşünüyorum.

Önlem almak noktasında geç kaldılar. Avrupa'dan gelenler de, umre'den gelenler de karantinaya alınmak noktasında geç kalındı. insanlara güvendi devlet ama toplum durumun ciddiyetinin farkında değildi. bir kaç ünlünün dışarı çıkıp gezmesi laf olduktan sonra, yine laf olsun diye onları evlerine davet ettiler.

haklarını yemeyelim, çabalayanları vardı içlerinde. ama durumun ciddiyetini önemsemeyenler ya da kendini özel sananlar güvene bomba koydu.

açıklamalara güvenmiyorum. daha ne olsun. şeffaflık denilen şey palavraymış.
0
biseysorcaktim
(31.03.20)
Başarılı buluyorum. Hükümet olarak ellerinden geleni yaptılar yapıyorlar kriz yönetimini oldukça şeffaf ve eksiksiz yönetiyorlar. Bu krizi dünyada en iyi yöneten ülkelerden biriyiz Hükümetin aldığı tedbirler sayesinde virüsün Türkiye'ye girmesi 3 ay ötelendi bu süre zarfında bir çok tedbirler alındı diğer ülkeler tedbir alma konusunda çok geciktiler ve hatta ihmalkar davrandılar avrupa ülkeleri yüzlerce insan öldükten sonra Türkiye'nin 1 vakada aldığı tedbirleri almaya başladı.
0
acebi
(31.03.20)
Yanıtlarınız için teşekkürler arkadaşlar. Aslında sadece nasıl hissettiğinizi merak etmiştim ama paylaşımınız için teşekkürler.
0
🌸chihirovekohaku
(31.03.20)
hiçbir şey hissettirmiyor. bugüne kadar ne fayda gördük de pandemi zamanı bir fayda görecektik. boş boş konuşuyorlar, herkes kendi ohalini ilan etsin ne demek arkadaşım? şeffafız, ülkemize üç ay korona girmedi ne demek? apaçık yalan söylüyorlar, nasıl olsa kimse kanıtlayamıyor yok derler kim bilecek. süreci de iyi falan yönetmediler. devlet vatandaşına nasıl yardım edeceğini açıklayacak diye beklerken devlet vatandaşından yardım istedi ya daha dün akşam. kocaman bir şaka bütün bu olanlar. yazıma bir şey hissetmiyorum diye başladım ama sanırım gerçekten çok sinirliyim. insanlar kara kara faturamızı kiramızı nasıl ödeyeceğiz diye düşünüyor, hala televizyonda her yerde süreci nasıl iyi yönettiğimiz konuşuluyor. sıçayım sürecine ya.
0
evde liyakat kalmamis
(31.03.20)
Hükümet diye bir şey yok tek adam ve onun bekası var, önce bunu kabul etmemiz lazım.
Her şey bu kişinin iki dudağı arasına bakıyor. İktidarda kalmaya devam edebilmek için sürekli savaş çıkartarak gencecik askerleri ölüme gönderdiklerinde neler hissediyorsam (Ne kadar çok ölüm, o kadar çok oy zihniyetiyle), pandemiye karşı olan tutumlarında da aynı şeyi hissediyorum.
0
fobfilm
(31.03.20)
turkiye'nin iflas ettigini hissediyorum. bu durumda, is yok guc yok, ekonomi durmus, devletin vatandasindan para istemesi kasada tek kurus yok demektir. herkes basinin caresine bakacak, suc oranlari artacak muhtemelen ilerki surecte, abd ile birlikte tum dunya resesyona girdiginde fakirlik ve aclik tavan yapacak.
0
kassiopeia
(31.03.20)
Güzel başlandı ama muhtemelen bazı kaygılardan dolayı zamanında bazı adımlar atılamadı.

Bence: Bir aşamadan sonra, yurt dışından gelen herkes 2 hafta karantinada kalmalıydı. Hadi onu kaçırdık, 2 hafta bir sokağa çıkma yasağı ilan edilip, hastalar tespit edilmeliydi.

Bilim kurulu, elinden geleni yapıp uyarıyor ama hazinede para yok. İnsanları eve kapatırsanız, neyle besleyeceksiniz. Herkes stok yapamadı...

Kısacası hükümet : "Durum vahim, herkes başının çaresine baksın. Ben de para yok" diyor.


.
0
kartallar yuksek ucar
(31.03.20)
Fazla bir sey hissettirmiyor cunku profilleri cok net ve tam olarak kendilerinden bekleneni yapiyorlar.

tse3.mm.bing.net
tse1.mm.bing.net

Ama bu tutuma verilen tepkiler yok mu, iste onlari okuyunca gozum donuyor.
0
dunal
(31.03.20)
(3)

Altın düşer mi?

Bartebly
Dünden bu yana 6 lira artmış gram altın. Böyle devam mı eder düşer mi sizce?
Dünden bu yana 6 lira artmış gram altın. Böyle devam mı eder düşer mi sizce?
0
Bartebly
(21.03.20)
Bu tip sorulara genelde "Bilseydim dünyanın en zengini olurdum" diye cevap verilir ama kişisel görüşüm; böylesine olağanüstü bir kriz döneminde Altın her türlü TL'den daha güçlüdür.
0
fobfilm
(21.03.20)
Öncelikle ytd ancak ons grafiğini yorumlayan birinci ağızdan duyduğum bu seviyenin altına düşmedi ve bundan sonra farklı bir sorun olmazsa dünya ve ülke gündeminde çeyreğin 700 leri görmesi bekleniyor dedi orta vadede.

Tekrar ediyorum ytd.
0
eksi sozlugun tatli insani
(21.03.20)
bundan 1 hafta kadar 300'dü sonra 310'lara en sonda 315e geldi. insanların yatırım yaparken yaptıgı en büyük yanlıslardan biri sadece kısa dönem fiyatlarını referans almaları. son 3 senelik zamana baktıgımızda 150lerden gelmiş altın bu da demek oluyor ki altın düşebilir 250leri bile görebilir ancak şu koşullarda ve uzun vadede artma olasılıgı sanki düşme olasılıgına göre daha fazla. tekrar ediyorum kısa vadede ne olacağı hiç belli olmaz, haftaya 280e düşse şaşırmam
0
monicapp
(21.03.20)
(16)

sizce tr de kaç ölüm olur

problem34
İtalyada 4 bine gelmiş bence italya gibi olacağız ? Sizce ? Al örneği .https://www.cnnturk.com/turkiye/yasli-adam-habercilere-hakaret-edip-bicak-cekti
İtalyada 4 bine gelmiş bence italya gibi olacağız ? Sizce ? Al örneği .


www.cnnturk.com
0
problem34
(21.03.20)
Bence toplam sayıda aşağı yukarı aynı olur, bizde %20 daha fazla olabilir belki. Daha kalabalığız ve daha dikkatsiziz ama sağlık sistemi bir tık daha iyi gibi. Yine de kesinlikle ileriki günlerde artacak vakaları karşlıyamayacaktır diye düşünüyorum.
0
mirafiori
(21.03.20)
Ben en kötü biz olacağız diye düşünüyorum ne yazık ki, umarım yanılırım...
Tüm sürecin sonunda on bin üzeri diyorum. İtalya da buna yakın olacaktır.
0
gadlemler
(21.03.20)
Dünyada covid 19 a karşı en iyi hazırlanan ülke Türkiye bu sayede virüsün Türkiye'ye gelmesi 3 ay geciktirildi kıyasladığınız ülke ise dünyada en ihmalkar davranan ve tedbirler konusunda geç kalan bu sayede hem kendi ülkesine hemde avrupa geneline virüs bulaşmasına sebep olan İtalya :)

Türkiye daha tek vaka sayısı ile okulları kapattı avrupa ülkeleri binlerce vaka olmasına rağmen okulları açık tuttular tedbirler konusunda çok geç kaldılar. Virüsün şimdiye kadarki artış hızına bakılırsa bugünkü vaka sayısı bini aşacak gibi görünüyor ancak hiç bir zaman İtalya gibi veya avrupa ülkeleri gibi olacağımızı sanmıyorum.

Bir diğer konu şu an ABD dahil bir çok ülkede test kiti sıkıntısı yaşanıyor Türkiye ise daha kendisinde vaka görülmeden bu test kitlerini milli imkanlarla üretip üstüne ihrac eden bir kaç ülkeden biri.
0
acebi
(21.03.20)
Halkimiz cahil oldugu icin vaka sayisi yuksek olur. Ama genc nufus daha iyi saglik sistemi sayesinde olum yuzdemiz dusuk olur.
0
pofudukayi
(21.03.20)
Nufusu bize yakin olan herhangi bir ülkeden farkli olmayacaktir vaka sayisi. Ama olum sayisi icin insanlarin genel saglik durumu, 70yas ustunun nufusa orani gibi degiskenler belirli olacaktir o yuzden tahmin yurutemem. Genel olarak saglik durumu iyi olan bir millet değiliz bana sorarsan, bu yuzden olum orani Avrupaya gore biraz fazla olabilir.

Ama virusun yayilmasi bakımından bir fark olacsgini hic mi hic sanmiyorum, sadece tamamen yayilma suresi farklilik gosterexketir, en nihayetin bu virus KIM NE YAPARSA YAPSIN turkiyenin ve Avrupa'nin her bir santimetrekaresine kadar yayilacaktir ve yayilmamasi net bir şekilde imkansızdir.
Mesele bu virusun yayilip toplu ölümlere sebep olmasi degil tum ulke hastalanip - ki buyuk cogunlugu sadecd hastalanacak ama olmeyecek - ulkeyi ciddi bir krize sokmasi, bu tum ulkeler ickn gecerli.

Turkiyede ve dünyada alinan onlemlerin de bu yuzden alındığını düşünüyorum, yoksa yayilmasini engelleyemeceklerini bilmeyecek kadar salak olamaz bu otoriteler. Maksat yayilma hizini azaltip tum ulkeye yayilmasini zamana yayip ulkeyi iflas ettirmemek. Yoksa dedigim gibi, her halukarda bu virus tum dunyanin her bir karisina yayılacak, virüsün yayilmasina engel olalim diye bir durum yok. Anında yayilmasina engel olalim durumu var.

Dolayisiyla Türkiye'deki olum orani yukaridaki saydigim degiskenler (yasli ve saglik durumu kotu birey orani vs) sabit iken herhabgi bir yerden farkli olamayacaktir. Alinan onlemlere ve insanlarin titizligine gore olum sayisinin maksimuma ulasma süresi A ulkesinden B ulkesine degiskenlik gosterecektir, gunun sonunda ayni noktaya varacaktir.

Bilirkisi degilim, soylediklerini dikkate almak zorunda değilsiniz. Yatirim tavsiyesi degildir.
0
stavro
(21.03.20)
ben 150-200'ü geçmeyeceğini düşünüyorum. gerekli tedbirler zamanında alınıyor.
0
cowboy
(21.03.20)
@acebi Türkiye daha 2-3 gün öncesine kadar haftada 2 bin test yapıyordu. Güney Kore ve Almanya günde 10 bin test yaparken. Türkiyenin yaptığı test günde 250 falandı. Ve kullanılan "yerli" kit oldukça başarısızdı, bazı pozitif vakaları negatif gösterdiğini biliyoruz.

Yok Türkiye hemen kit üretmiş de, ihrac etmeye bile başlamış da... Türkiyede vakaların şimdiye kadar olmamasının tek sebebi uygulanan test yöntemiydi. Bir sürü coronavirüslünün test yapılmadan eve geri gönderildiğini öğreniyoruz şimdi. Burak Akkul da bunlardan biriydi.

Öyle bir toz pembe tablo çizmişsin ki bir an a-haber muhabirini dinliyorum sandım.
0
fobfilm
(21.03.20)
fobfilm, öncelikle Almanya covid19 için dünyada en fazla test uyguluyan ülke ayrıca Türkiye gibi Almanya'da test kiti stoğunda sıkıntı yaşamayan sayılı ülkelerden biri.

Almanya ve G.Kore'nin günde on bin kişiye test yapması gayet normal zira bugün itibarıyla Almanya'da yaklaşık 23 bin vaka, G. Kore'de ise yaklaşık 10 bin vaka var. Türkiye'de ise bu sayı sadece 670 kişi. Vaka sayısı ne kadar yüksek olursa bulaşma oranı o kadar yüksek oluyor. Türkiye'de de uygulanan test miktarı günden güne artıyor çünkü vaka çoğalıyor. Ayrıca bu testler her önüne gelene uygulanmıyor belli başlı kriterleri var.

Yerli test kitlerimizin başarısızlığı söz konusu değil bununla ilgili elinizde kaynak varsa paylaşın bizde bilelim zaten bu kitler WHO standartlarına göre üzerinde bir çok deneme yapıldıktan sonra piyasaya sunuluyor. Diğer ülkelerde kullanılan kitler neyse yerli üretim kitlerde aşağı yukarı aynı. Ayrıca testler %100 sonuç vermez ufakta olsa hata payı vardır.

Virüsün testlerde önce negatif sonra pozitif çıktığı raporlanmış bir gerçek Aytaç Yalman'a uygulanan testtede böyle bir durumla karşılaşılmış bu durum test kitlerinin başarısızlığından kaynaklanan bir şey değil virüsün bu şekilde seyredebildiği saptandı ve tıp adamları için önemli bir deneyim oldu
0
acebi
(22.03.20)
@acebi Bir ülkede 23 bin vakanın tespit edilebilmesi için önce en az 23 bin testin yapılması gerekiyor öyle değil mi? "Almanya çok test yapıyor çünkü çok fazla vakaları var" değil, "Çok fazla vakaları var çünkü çok test yapıyorlar".
Sebep sonuç ilişkisini yanlış kuruyorsun.
Bütün dünyada vakalar hızla artarken Türkiye'de olmamasının sebebi virüs taşıyan kimsenin olmaması değildi. Yapılan testlerin yetersizliğiydi. Mesela Burak Akkul (en meşhur örnek olduğu için söylüyorum) tüm semptomlara sahip olmasına rağmen hastaneden coronavirüs testi yapılmadan geri gönderilmiş. 3-4 gün sonra durumu ciddileşince tekrar hastaneye başvurup zoraki yaptırmış. Onun gibi kim bilir kaç tane vaka dolaşıyordu İstanbul'da. Ve o dönemler "Türkiyede hiç coronavirüs vakasına saptanmadı" açıklamaları yapılıyordu.
0
fobfilm
(22.03.20)
Şubattan beri bu hastalık TR'de geziyordu, yetersiz test yapıldığı için sayı az gözüküyor. Ortada süreci iyi idare falan yok, sadece geç kayda alma var.
0
allezz
(22.03.20)
@fobfilm, 23 bin test yapılabilmesi için covid 19 şüphesi taşıyan kişinin fazla olması gerekir dünyanın heryerinde aşağı yukarı sistem aynı çalışıyor ama her ülkenin covid19 stratejisi farklı. Almanya agresif test politikası uyguluyor ve daha çok gençler üzerinden yürütüyor politikasını geçen haftada 150 bin kişiye covid19 testi uygulayadılar çünkü virüs çok yaygın dolayısıyla şüpheli ve riskli sayısı fazla Almanya'da yaklaşık 23 bin vakası olmasına rağmen ölü sayısı 50 civarında bu noktada vaka sayıskna göre ölüm oranı en düşük ülke fakat virüsün yayılması noktasında başarı sağlabilmiş değiller ayrıca bir çok tedbirde geç kaldılar.

Bütün dünyada vakalar hızla artarken Türkiye'de vaka tespit edilmemesinin sebebi uygulanan sıkı gümrük politikasıydı zira bu virüs kendiliğinden ortaya çıkmıyor yurtdışı temaslı birinden bulaşıyor avrupa ülkeleri ise tedbirlerde geç kaldılar ne yazık ki. Bu sebeple hastalığın Türkiye'ye gelmesi 3 ay ertelenebildi bu 3 aylık sürede daha kimse ciddiye alıp umursamıyorken sağlık bakanlığı bir sürü ek tedbir aldı. İlk vaka görülür görülmezde okullar tatil edildi. Türkiye'de yapılan testlerin yetersiz olduğuna dair bir bulgu yok zaten test kitleri WHO standartlarında defalarca test edilip başarısı ispatlandıktan sonra kullanıma sunuluyor. Hastalık henüz çok yeni ve fazla tanınmıyor belli başlı belirtileri göstermeyen ve hastalığı zayıf biçimde geçiren vakalar olduğu gibi ölümcül şekilde geçiren vakalarda mevcut. Ayrıca Aytaç Yalman örneğinde olduğu gibi virüsün seyri değişebiliyor ve test kitlerini yanıltabiliyor. Dünyada da bir çok benzer örnekleri var. Bu durum test kitlerinin başarısız olduğu anlamına gelmez. Burak Akkul vakası bir ihmal değil yukarıda yazdığım gibi sıkıntılar yaşanabiliyor benzer şeyler bütün ülkelerde var ne yazık ki. Geçen hafta benzer bir durum ABD'de yaşayan arkadaşımın başına geldi ateş ve öksürük ile başvurduğu hastanede hiç bir test yapılmadan evine yollanmış ellerinde kit yok çünkü.

Türkiyede hiç coronavirüs vakasına saptanmadı" açıklamaları virüs saptanmadığı için yapılmış olmasın :) Dünyada ve Türkiye'de tespit edilemeyen vaka sayısının tespit edilen vakadan çok daha fazla olduğu tespit edilenlerin sadece buzdağının görünen kısmı olduğu tahmin ediliyor zaten. Sağlık bakanımızında bu konuda açıklaması var.
0
acebi
(22.03.20)
"Türkiyede hiç coronavirüs vakasına saptanmadı" açıklamaları virüs saptanmadığı için yapılmış olmasın :)"

@acebi Hükümeti yıkayıp yağlamak adına her başlık altında üzülerek söylüyorum ki aptalca savlar öne sürüyorsun. Hükümetin açıkladığı ekonomik paketin Almanya'nın ekonomik paketinden daha iyi olduğunu ileri sürüyorsun mesela.
Bu Sabri Sarıoğlu'nun Messi'den daha iyi futbolcu olduğunu ileri sürmek kadar ahmakça. Prensip gereği aktroll refleksi gösteren tiplerle diyaloga girmem çünkü tartışmanın seyri hiçbir zaman yapıcı ilerlemiyor.

Türkiye'de koronavirüs vakasının geç saptanması tamamen yapılan testlerin yetersizliği/eksikliğinden kaynaklandı. "Hiç saptanmadı çünkü yoktu ki keh keh" savının ciddiye alınacak bir tarafı yok. Türk Tabipler Birliği "Test yöntemi ve sayısının şüpheli" olduğu açıklaması yaptığı gün ilk vakayı açıkladılar. Kim bilir Burak Akkul gibi kaç kişiyi test yapmadan geri gönderdiler. Umreden gelen on binlerce insanın ne karantina, ne test uygulamasına sokulmadan serbestçe dolaştırılması da cabası.
0
fobfilm
(22.03.20)
Bizim yasli oranimiz Italyanlarin yarisi kadar oldugundan daha az olacaktir
0
turkuaz
(22.03.20)
@fobfilm meseleyi siyasete çekip benide "hükümet yaltağı" "aktroll" olarak itham etmeniz ayrıca argümanınız olmayınca hakarete basvurmanız sizin dogmatik ve yobaz bakış açınızı gösterir zira apolitik biri olan ben başından beri siyasi bir içerik yazmadım mevcut hükümetle ortak fikrimde olabilir zıt fikrimde olabilir sizin gibi dogmatik olmadığım için bu gayet doğal. TTB'nin açıklamalarına katılmıyorum. Dikkat ederseniz hiç bir bilimsel dayanakları ve somut verileri yok zaten son zamanlarda yaptıklari açıklamalarla toplum menfaatini gözeten bir meslek örgütlenmesinden ziyade siyasi parti örgütü gibi hareket etmeleri üzücü. TTB yaptığı dayanaksız bilim dışı açıklamalarla güvenilirliğine leke sürmüştür. Türkiye'de üretilen test kitlerinde bugüne kadar herhangi bir sıkıntı yasanmamıştır. WHO standartlarında testleri geçtikten ve güvenilirliği ispatlandıktan sonra kullanıma sunulmuştur. Umreden dönenler içinde yurt genelinde karantina oluşturuldu ve binlerce kişinin karantinası yurt genelinde öğrenci yurtlarında devam etmektedir. Benzer şekilde avrupadan dönen Türk vatandaşlarıda karantina altına alınmıştır.

Türkiye maske ve eldiven stoğu (fiyat artışı talep artışından kaynaklı) konusunda başından beri stok sıkıntısı çekmediği gibi Çin'de yaşanan maske sıkıntısına karşı 200 milyon maske göndermiştir.
0
acebi
(22.03.20)
@acebi çok lümpen bir aktrollsün. Vaktimi senin gibi biriyle harcayacağıma, hiçbir şey yapmayarak harcarım daha iyi.
0
fobfilm
(22.03.20)
Hastalığın hafif seyrettiği vakaları evlerine gönderiyorlarmış ve evde izolasyon uygulanıyormuş. Toplam hastalar içinde %40'lık kesim hafif seyrediyormuş. Yoğun bakım gerektiren hastalar ise toplam hastaların %1'lik kesimini oluşturuyormuş. Yine hastanede gözetim altında tutulması gereken orta seyirli hastalar ise toplam hasta sayısının %17'sini oluşturuyormuş.
0
acebi
(23.03.20)
(4)

Irkçılık - ırkçı eğilimler

mor şapkalı kadın
İnsanların ırkçı olmasına sebep nedir ya da neden ırkçı olmasalar bile ırkçı eğilimlere sahip olurlar?
İnsanların ırkçı olmasına sebep nedir ya da neden ırkçı olmasalar bile ırkçı eğilimlere sahip olurlar?
0
mor şapkalı kadın
(21.03.20)
İnsan bilmediğinden ve farklı olandan korkar. Kapalı çevrede, kapalı kafalarla yetişen ve büyürken "en doğrusu biziz, en iyisi bizim dinimiz, en şahanesi bizim ırkımız, milletimiz de on numara, o farklı renkliler hep pis" gibi şeyleri tekrar tekrar duyan, bu duyduğundan ötesini bilmeye gerek duymayan insan da kendisi gibi olmayana şüpheyle/nefretle yaklaşır.
0
kobuzchu kiz
(21.03.20)
Türler birbirleriyle sürekli mücadele etme doğrultusunda evrimleştiği için, zamanla bu mücadelenin türler üzerinde yarattığı motivasyon düşmanlığa ve tiksinti duygusuna dönüştü. Bir tür, başka bir türe genetik olarak ne kadar uzaksa, tiksinti duygusu o kadar güçlü oluyor sanırım. (İnsanlar, bitkileri canlılık algısıyla tam eşleştiremediği için bitkileri hariç tutuyorum.)
Örneğin memeliler bizle akraba tür olduğu için (genlerimiz oldukça yakın) onlardan pek tiksinti duymayız. Hatta bazılarını (kedi, köpek) arkadaşımız bile yaparız.

Ama genetiği bizden oldukça uzak olan bir hamam böceğini gördüğümüzde tiksintiyle başını ezip yok etmeye çalışırız. Irkçılık tam olarak budur.
0
fobfilm
(21.03.20)
ben su anda hindistanli 1 cocukla yasiyorum. irkcilik irkci olmamaktan daha normal bence. daha samimi, daha rasyonel.
0
baldur2
(21.03.20)
Bireysel olarak kendine güvenememekten kaynaklanan durum. Yani herkes sırtını başkasına yaslamak istiyor.

Not: bunu yazan “ne mutlu türküm diyene” sözüne inanan birisi
0
silah taciri
(21.03.20)
(4)

Çin’in korona’yi yendigini dusunuyor musunuz?

c1b2k3
Ben sahsen inanmiyorum. Ekonomik olarak kotuye gittikleri icin yabanci firmalar yeniden calismaya baslasin diye bitti duzelttik diye sahte bilgiler ve videolar verdiklerini dusunuyorum. Herhangi bir tedavi yok, virusu bitiren bi uygulama yok sadece pozitifleri tedavi ediyorlar yaslilarsa genelde ölü
Ben sahsen inanmiyorum. Ekonomik olarak kotuye gittikleri icin yabanci firmalar yeniden calismaya baslasin diye bitti duzelttik diye sahte bilgiler ve videolar verdiklerini dusunuyorum.

Herhangi bir tedavi yok, virusu bitiren bi uygulama yok sadece pozitifleri tedavi ediyorlar yaslilarsa genelde ölüyor zaten.

Karantina ile tedavisiz bu kadar kisa zamanda o kadar kisinin hastalik kapmadan duzelecegine inanmiyorum.

Peki siz ne diyorsunuz? Sonucta ilk basta da sakladilar. Simdi de sakliyor olamazlar mi? Milyardan fazla insani bu kadar kisa surede virusten uzak tutup virusu bitirebilir mi?
0
c1b2k3
(20.03.20)
Ben acaba bir tedavi yöntemi mi buldular diye düşünmekteyim. Baya uzun bir süredir uğraşıyorlar ama sanki bir anda kesildi gibi geldi bana belki de dikkat etmemisimdir bilmiyorum.
0
scorpion37
(20.03.20)
Çin Türkiye'ye kıyasla daha baskıcı ve otoriter bir ülke. Türkiye'de nasıl her şey eksik/yanlış yapılmasına rağmen gizleniyor/çarpıtılıyor/tehditle baskılanıyorsa onlar bunu en az x2, x3 yapıyor.

Çindeki salgının şuan ne aşamada olduğunu çin devleti dışında kimse bilmiyor bence. Trump bile açıklamalarında laf arasında "Eğer Çin'in verileri doğruysa tabi" diye laf çakıyor.
0
fobfilm
(20.03.20)
www.youtube.com

Bu videoyu izlemeni oneririm. Cin asiri otoriter bir ulke. Aldiklari onlemler Avrupa'yi gec Turkiye gibi devlete tapan bir ulkede bile isyan cikartir.

Videonun ozeti, gunder onlarca kere herkesin atesi olculuyor, metroda guvenlik gorevlisi, trafik isiginda polis, otobuste sofor tarafindan. Metroya binince hangi vagona bindigini sisteme bildirmek zorundasin, boylece herkesin her an nerde oldugu biliniyor, herhangi bi vaka durumunda kontakt kurmus olabilecegi herkese ulasiliyor. Boyle boyle onune gectiler de, tamamen distopik bir durum.
0
Haldamir
(20.03.20)
ya adamlar sonradan yaptiklari hastaneleri yiktilar, italya'ya hem yardim hem doktor gonderdiler. kendi ulkelerinde ihtiyac olsa yaparlar mi bunu?

tamamen durdurduklarini dusunmuyorum ama vaka yogunlugunun azaldigi ve isi buyuk oranda kontrol altina aldiklari belli. iki ay once yuzlerce video dolasiyordu internette. istedigi kadar baskilasin hukumet, bir seyler disari cikabiliyordu. simdi var mi? yok.

cin'in rakamlari dogru olmayabilir ama cogu ulkeninki degil zaten. millet kafayi yemis. fazla amerikan hayranligina yoruyorum ben bunu. abd super memleket, cin ve rusya asla ama asla iyi bir sey yapamaz. cogu insan bunun otesini goremiyor. cin salginin kontrolunu saglayamasa etkilerini zaten hissederdik.
0
der meister
(20.03.20)
(9)

Aşık olabilen var mı ?

problem34
herkes aynı gibi ..Aşk sahte bir duygu ve dehşet bir şekilde çıkarcı insanlar.Birbirini beğensen bile bir an daha iyisi varsa gidiyor .Ki bunu eleştirsek bile kendimiz bile yapıyoruz.Hani saf ve gerçek duygular .Sadece çıkar ilişkisi gibi geliyor herşey .Haksız mıyım ? Günümüz dünyası koca bir yalan
herkes aynı gibi ..Aşk sahte bir duygu ve dehşet bir şekilde çıkarcı insanlar.Birbirini beğensen bile bir an daha iyisi varsa gidiyor .Ki bunu eleştirsek bile kendimiz bile yapıyoruz.Hani saf ve gerçek duygular .Sadece çıkar ilişkisi gibi geliyor herşey .Haksız mıyım ? Günümüz dünyası koca bir yalan.
Ne düsünüyorsunuz ?
0
problem34
(19.03.20)
"daha iyisi varsa" kısmında neyin arzusu olduğu gayet açıktır aslında. para tip vb. daha sıkı sarılan, daha bir gözlerinin içine bakan, aşkından şiir yazan ve sevgisini ilgisini göstermekten korkmayan insanlar daha iyi olarak ana secim listesinde bulunmazlar. aşkın tek bir tarifi yok. bizim ülkemizde ki genel tarifi cinsel teşhirin maçovari arzuyla birleşmesi şeklinde oluyor. taklit aşkları ile mutsuz olduklarını kabul ettikleri gün, uzun boylu olsun zeki olsun bana kendimi kadın gibi hissettirsin vb ergen isteklerinin de hatalı olduğunu kabul edecek insanlar. bu ne güzel z*kilir yerine bu ne güzel sevilir demeye başladığında insanlar, aşk tanımları da güncellenecektir. doğada olduğu gibi insanlarda da dişiler secim yaptığı için kendilerini mantıklı olmaya davet ediyorum.
0
hasmetizm 2046
(19.03.20)
Birazdan genelleme yapmayıncılar damlar, ama bu böyle. Aşkın, sevginin değil basit hazların dönemindeyiz.
0
olaylar olaylar
(19.03.20)
Valla uydurmayın bence olan gayet oluyo başkasına da bakmıyo. Kendimden biliyorum. Kendinizde olanları genele has özellikler olarak kabul etmek olduğun şeyden duyduğun suçluluğu bastırma ihtiyacı gibi geliyor bana. Teşekkürler.
0
selamun aleykum kitty
(19.03.20)
aşk zaten bir çıkar ilişkisidir. günümüzde sosyal medya yüzünden iyice metalaştığı için büyüsünü kaybetti.
0
orijinal nick bulamadim
(19.03.20)
aşık olmaktan ziyade, sevme-sevilmenin yoksunluğu içerisindeyiz. epey uzun zamandır artık kimseye o gözle bakmıyorum bile. sevişecek insan ararsan bir şekilde buluyorsun olman gereken yerde olman gerek bunun için, sınırları zorlamak gerek. ama biliyorsun ki o insanları uzun vadede sevemeyeceksin o yüzden ilişkiye bile başlamıyorsun. bir taraf mutlaka karşıyı ghostluyor.

birisi demiş ya yukarıda "bu ne güzel sevilir" demeye başlayınca düzelecek diye, diyorsun zaten bunu, hiç demeyen erkek ayda bir kere bunu diyordur. daha sonra farkediyorsun ki senin bunu dediğin insan sana bunu demeyecek çünkü başka beklentileri ve istekleri var bu hayatta. mesele biraz amiyane bir tabir olacak ama tamamen ne kadar yıkık olduğumuz ile ilgili. ben bunu farkettim, sevebileceğimi düşündüğüm insanları sevemedim daha sonra ise arayışı kestim. artık bu saatten sonra sosyal, ekonomik, kültürel olarak tc seviyesinin üstünde görmeye başladıktan sonra kendimizi karşıma çıkacak insanın da o seviyede olmasını beklemeye başladım. çünkü kimse 30'larına dayanmış yıkık bir ceset ile (kadın, erkek hiç farketmez cesetlik cinsiyet bağımsız) öldürdüğü eski ilişkileri ve içindeki çocuk ile birlikte olmak istemez.

epey doluyum bu konuda neyse daha yazmayayım.
0
a darkness coming
(19.03.20)
Bu devirdeli, bu zamandali genellemeler gibi asiri sacma oldugunu dusunuyorum. instagramda herkes rol yapiyor yeaaaci 20 yasindaki universiteli tespiti bunlar ancak. 20 yil once, 30 yil once nasilsa yine ayni yoksa. Haksizsin oldukca
0
twq
(19.03.20)
Aşk denilen olguyu, bilimden pek anlamayan veya insanı mekanik bir varlık olarak göremeyen yazarlar/çizerler çok büyülü ve kutsal bir duygu durumu olarak pazarladı. Özellikle eski romanlardaki/filmlerdeki aşk hikayeleri ve karakterler, insanın bilinçaltına bir şekilde yerleşiyor ve bir ilişkinin içine girdiği zaman, kendi ilişkisiyle; okuduğu/izlediği hikayelerdeki ilişki arasında bir özdeş kurarak büyülü bir duygu durumuna girdiği ilüzyonuna kapılıyor bence.

Globalleşme ve günümüz ileri teknolojisinden önce, insanların çevresi oldukça küçüktü. Herkes yerel hayatlar yaşıyordu bir bakıma. (Ki hala oldukça yaygın bir yaşayış biçimi) Çevresinde ilişkiye gireceği insan sayısı oldukça sınırlıydı ve insan ilişkisinin doğası konusunda epey cahildi. Bu da yukarıda bahsettiğim ilüzyona kapılmasını besleyen önemli bir faktördü.

- Ancak artık insanlar sosyal medya vs. aracılığıyla dünyanın her tarafından sayısız alternatifi görme/deneyimleme imkanına sahip.

- Bebek gibi kızların zencilerle çatır çutur seks yaptığına porno siteleri sayesinde şahit olabiliyor.

- Artık filmler ve hikayeler eskisi gibi tek boyutlu değil, insani ilişkilerin sayısız farklı tonu olduğuna dair hikayeler, eski büyülü/kutsal aşk anlayışını yıktı.

Günden güne acımasız gerçeklerin farkına varmaya başlayan insan rasyonelleştikçe, aşk ilüzyonuna kapılma dürtüsünden uzaklaşıyor sanırım.
0
fobfilm
(19.03.20)
anlaştığım birini bulsam daha iyisini bulurum diye düşünmezdim. siz herkesle bu kadar kolay anlaşabiliyo musunuz ya xd
0
windows95
(19.03.20)
yalan değil. evet günümüz tüketim toplumunda her şey gibi duygusal şeyler de çok hızlı tüketiliyor. ama emin ol yalan değil.
0
unabomber
(20.03.20)
(2)

Hangi filmlerde çalıyordu bu müzik

hexa
https://open.spotify.com/track/37yYtdgNvzXH1oinCYr97N?si=AxDAQY0cRmqSsMYEAcXmUwSoru başlıkta.
open.spotify.com

Soru başlıkta.
0
hexa
(17.03.20)
Yüzlercesinde.
www.imdb.com
0
fobfilm
(17.03.20)
Çok teşekkür ederim burdan buluurm artık
0
🌸hexa
(17.03.20)
(3)

direksiyonu kasten üzerime kıran birini şikayet edebilir miyim?

altin gol atan stoper
bugün kocaeli'den istanbul'a dönerken bir araç sol şeritte yaklaşık 90-100 km hızla giderken direksiyonu kasten üzerime kırdı. aracım, lastik sesleri eşliğinde sağa sola savruldu, tam bariyerlere girecekken çok zor toparladım arabayı. yıllardır araç kullanırım, henüz kazam yok fakat en yaklaştığım a
bugün kocaeli'den istanbul'a dönerken bir araç sol şeritte yaklaşık 90-100 km hızla giderken direksiyonu kasten üzerime kırdı. aracım, lastik sesleri eşliğinde sağa sola savruldu, tam bariyerlere girecekken çok zor toparladım arabayı. yıllardır araç kullanırım, henüz kazam yok fakat en yaklaştığım an bu oldu. toparladıktan sonra hemen aracın peşine takıldım. güç bela plakasını falan aldım fakat sapağa girdiği için yakalayamadım.

şimdi ben bu aracın plakasını google'a yazar yazmaz letgo'da ilanları çıktı. letgo'da ilan verenlerin isimlerini de biraz araştırdım. adamın yüzünü tam hatırlayamıyorum ama muhtemelen bulduğum 2-3 sosyal medya hesabından birisi o adama ait.

olayı hala sindiremiyorum, adam resmen öldürmeye çalıştı. böyle anlatırken de kendimi iyi ifade edemiyorum fakat olayın videosu vs. olsa direkt haberlik yani.

ben bu adam hakkında şikayetçi olabilir miyim? aracın marka modeli ve plakası var. az önce baktım fakat olayın yaşandığı mevkide sanırım mobese kamerası yok.

teşekkürler

edit; olayın öncesi şu; sol şeritte tamponuma kadar yaklaştı. 2-3 km o şekilde gittik. bu esnada önümdeki araçlarla en fazla 2-3 metre takip mesafesi var. hızlanma imkanım olsa zaten hızlanıp basıp gideceğim, yani sol şeridi işgal etme gibi bir durumum yok. baktım bu arkadaş hala bana çok yakın bir şekilde seyrediyor, ilk fırsatta sağa attım kendimi. yanımdan geçerken tip tip bakarak el hareketi yaptı. ben de buna sinirlenerek yanına gittim. aynada geldiğimi görür görmez yukarıda anlattığım olayı yaptı. yani benim buradaki tek hatam kendimi dizginleyemeyip, peşine takılmam oldu.
0
altin gol atan stoper
(15.03.20)
Plakasını aldıysan kanıtlamak için elinden gelen her şeyi yap bence. Bu tip insanları direkt idam etmek lazım.
0
fobfilm
(15.03.20)
Seyrüsefer güvenliğini tehlikeye atmaktan olabilir de belki o anda içi gitti, uyudu veya bir şey oldu da ani hareket yapmak durumunda kaldı.
Bana da olur arada özür dilerimn,el kaldirir veya flaşör yakarım. Yapmadiysa ayıp etmiş, ama bence büyütmeyin sakin olun. Art niyetli olsa devam ederdi. Bir kere olup geçmiş belki farkında bile değildir.
0
fempusay
(15.03.20)
Büyük ihtimalle sol şeritte 90la gitmenize sinirlendi, siz yol vermediniz o da sağdan geçip üstünüze kırdı. Şikayet konusunu bilemicem ama benim önerim gidebileceğiniz en sağ şeritten gidin.
0
thewhitewolf
(15.03.20)
(14)

corona test çubuğu, duyurunun doktorları lütfen cevap

duyurukullanıcısı
hiv test çubuğuna birebir benzer bir çubukla corona teşhisi yapıldığını iddaa eden, fiyat veren, bakanlıkla anlaştığını, bakanlığın alacağını söyleyen. el altındanda satış yapacağını söyleyen biri var.çubuğun resmini attı bana yanında ismi yazdığı için onu atamıyorum ama şunun birebir aynısıhttps://
hiv test çubuğuna birebir benzer bir çubukla corona teşhisi yapıldığını iddaa eden, fiyat veren, bakanlıkla anlaştığını, bakanlığın alacağını söyleyen. el altındanda satış yapacağını söyleyen biri var.

çubuğun resmini attı bana yanında ismi yazdığı için onu atamıyorum ama şunun birebir aynısı
i.ytimg.com

tabi üst kısmında hiv falan yazmıyor orayı gizlemiş.

kanı koyuyormuşsunuz 10dk'da söylüyormuş corona veya olmadığınızı.

böyle bir şey mümkün mü?

edit : bir bilimsel açıklama yazılabilirse onu atayım bari elemana.
0
duyurukullanıcısı
(14.03.20)
uzak durun..
0
ozdek
(14.03.20)
ben bakanlığa satacak olsam. el altından niye satayım.
0
fezagezgini
(14.03.20)
el altından sana bana satacakmış.
0
🌸duyurukullanıcısı
(14.03.20)
tamam bakanlığa satiyorsa sana bana satmakla niye uğraşıyor? kanitlasin bakanlikla anlaştığını.
0
who cares wins
(14.03.20)
who cares +1
0
fezagezgini
(14.03.20)
@who

şu anda bakanlıktayım diye dünyanın en saçma fotosunu attı az önce.

şöyle bir haber var bu herhalde adamın elindeki

www.dailymail.co.uk
0
🌸duyurukullanıcısı
(14.03.20)
Çiftlikbank'tan daha az inandırıcı
0
fobfilm
(14.03.20)
Kesinlikle yalan. Neye göre doğrulamasını yapmış pozitif ve negatif sonucun? Türkiyede bu testleri kendi bünyesinde yapabilecek üretici olduğunu düşünmüyorum.
0
curukturpkokusu
(14.03.20)
çiftlikbank daha inandırıcı +1
0
candide
(14.03.20)
alın hocam stoklayın. bakanlıktan önce siz alırsanız bakanlığa satabilirsiniz sonradan. size büyük favor yapmış arkadaş belliki. alabildiğim kadar alırdım ben olsam.
0
Tears of Devil
(14.03.20)
Bakanliktan foto atmis hahahshshah

Bence siz de dalga geciyosunuz da hadi neyse.
0
brkylmz
(14.03.20)
apocalipy
(14.03.20)
www.ntv.com.tr

haber oldular cidden.
0
🌸duyurukullanıcısı
(28.03.20)
uzak durun, yukarıdakilere katılıyorum. Getirenlerin eline patladı.

www.foxnews.com
www.thesun.co.uk
economictimes.indiatimes.com
thefederal.com
www.middleeasteye.net
www.haber7.com
0
cursor
(28.03.20)
(3)

roman polanski meselesi

semaforo de medianoche
adam hakkında suçlamalar malum, kendisine karşı olumsuz konumda olanların söyledikleriyle her yerde karşılaşmak mümkün. ama kendisini savunan isimler de olduğunu biliyoruz. bir sürü ünlü var, ünlülerden bir sürü varsa halktan da bir sürü vardır. günümüz dünyasında (en azından ünlüler arasında) kimse
adam hakkında suçlamalar malum, kendisine karşı olumsuz konumda olanların söyledikleriyle her yerde karşılaşmak mümkün. ama kendisini savunan isimler de olduğunu biliyoruz. bir sürü ünlü var, ünlülerden bir sürü varsa halktan da bir sürü vardır. günümüz dünyasında (en azından ünlüler arasında) kimsenin de kimseyi "tecavüz etmişse etmiş helali hoş olsun" diyerek savunmayacağını düşünürsek savunanların bir takım (kendince) mantıklı argümanları olmalı. sorum şu, bu adamı savunanlar hangi argümanlarla savunuyor? bu konuda bir yazı linki atabilicek olan veya kendisi durumu anlatabilicek olan var mı?
0
semaforo de medianoche
(01.03.20)
vasat dayanışması
suçlular birbirlerini korur kollarlar. toplumsal açıdan yargı oklarının kendilerine de dönmemesi için.
kadına/insana şiddet gösterme potansiyeli olan biri, bir şiddet haberine sizin bizim kadar tepki göstermez. belki bilinç dışı bir güdüyle normalize etmeye çalışır.
0
rewlack
(01.03.20)
Bir insanın suçlu olup olmadığının tespitini ve işlediği suçun karşılığında verilecek cezayı adalet mekanizmasının belirlemesi gerekir. Linç kültürü bu anlamda bazı insanların haksız yere suçlanmasına veya hakettiği cezadan fazlasını çekmesine sebep olabilir.
Bence çocuk istismarı en ağır şekilde cezalandırılması gereken suçlardan biri.
Kimse Polanski'yi çocuk istismarını makul gördüğü için savunmuyor. (Tarantino saçma sapan bir açıklama yapmıştı bununla ilgili, onu bir kenara bırakacak olursak)

Polanski ceza olarak tüm festivallerden ömrünün sonuna kadar men edilmeli midir? Onun filmini aday gösterenler muhtemelen onun yaptığı şeyin doğruluğu/yanlışlığı bir tarafa böyle resmi bir cezası olmadığı için gösteriyordur.
0
fobfilm
(01.03.20)
@fobfilm dediklerine kesinlikle katılıyorum ama bu adam yargılanmaktan kaçmış bir adam. mesela woody allen lincini çok anlamsız buluyorum çünkü adama yapılan 1 suçlama var ve o konuda yargılanıp suçsuz bulundu. ünlü insanların iftiralara maruz kalması çok şaşılıcak bi durum değil. kimisi bi sebepten düşmanlık besliyodur, kimisi para ister, kimisi gündeme gelmek vs. bu sebeplerle böyle suçlamalarda bulunulabilir. en son johnny depp'e yapılan suçlamaların tamamen iftira olduğu ortaya çıktı mesela. ama en başta da dediğim gibi polanski yargılanmaktan kaçtı ve suçlayanı da 1 değil çok kişi. bu yüzden polanski savunanların daha spesifik bir sebebi olmalı bence. suçlamalarda çelişkiler, tutarsızlıklar mı var? veya ciddi bi komplo kokusu mu var? bu tarz sebepleri vardır diye düşünüyorum.

@rewlack, @kaset evet sevilen insanın kötülüğüne inanılmak istenmeyebilir veya kötü niyetli biri suçluyla empati yapıp olayı normal görebilir ama bir ünlünün sadece böyle sebeplerden ötürü çıkıp da basın önünde bir tecavüz şüphelisini savunması gerçekçi bi ihtimal değil bence. durduk yere kendini yakma ihtimali var yani (yakmasa da epey antipati toplayacağı kesin) baya deli olmak lazım o yüzden bunun için. fobfilm'e verdiğim cevaptaki şeyleri tekrar etmeyeyim şimdi orayı okuyun siz de.

bu arada yanlış anlaşılmasın ünlüler savunuyosa kesin bi bildikleri vardır demiyorum, yanlış kişiye inanmış olabilirler tabii ama hangi argümanlarla savunduklarını merak ediyorum. çünkü sadece suçlayanların argümanlarını okudum bu konuda.
0
🌸semaforo de medianoche
(01.03.20)
(11)

Rusya bize saldırarak neyi amaçladı? Neyi elde etti?

asaf
Bu işten kârı ne? Sınır komşusu olduğu ülkeyi karşısına almayı göze alacak kadar gözünü karartan gizli ajandasında ne var?
Bu işten kârı ne? Sınır komşusu olduğu ülkeyi karşısına almayı göze alacak kadar gözünü karartan gizli ajandasında ne var?
0
asaf
(29.02.20)
Bizim göze alınmayacak neyimiz var ?
0
fezagezgini
(29.02.20)
Kimsenin gözünü kararttığı falan yok. Suriye'de Türk ordusunun başına gelen her kötü şey Erdoğan yüzünden oluyor.

Olay Ruslar'ın ve yabancı kaynakların bahsettiği, havuz medyasının gizlediği şu şekilde gelişti: Türk askeri giriş izni olmayan bir bölgeye gizlice Erdoğan'ın emri veya onayıyla girmeye kalktı. (Yanlarında Öso militanlarıyla birlikte)

Bunu tespit eden Rus uçakları tamamen legal ve haklı olarak, bir daha böyle bir işe kalkıştıklarında başlarına ne geleceğini göstermek amacıyla bombaladı.

Rusya orada resmi devletin adına hareket ediyor, yaptıkları usüle aykırı değil. Erdoğan'ın yaptığı usüle aykırı. Ülkede hukuk tanımayarak, herkese yaptığı kabadayılığı yurtdışında da yapabileceğini zannetti ama 36 insanımıza maloldu ne yazıkki.
0
fobfilm
(29.02.20)
1- İntikam
2- sarayın inkarını ortaya çıkarmak
mobile.twitter.com
3- suriyedeki petrol yataklarını türkiyenin işgal etmesini istememesi
tr.sputniknews.com
0
neysene
(29.02.20)
Rusya, Suriye'nin resmi hükumeti adına orada +1

Asıl soru: Türkiye'nin 'Rejim Güçleri' diye adlandırdığı Suriye resmi ordusunu ve Esad'ı yok etmekteki kârı ne?

Gözü dönmüş insanlar yüzünden olan bizim insanımıza oluyor. Bir de utanmadan gülüyorlar.
0
himmet dayi
(29.02.20)
@himmet 1) Eğer Erdoğan'ın başından beri desteklediği muhalifler iktidarı ele geçirirse Putin şuan Esad'dan ne elde ediyorsa Erdoğan da onu elde eder ama kazanma ihtimali 0. Ama kaybedeceği kesin olan bu savaşı sürdürecek, sürdürdükçe insanlarımız ölmeye devam edecek.

2) Erdoğan'ın iç politakada söyleyebileceği hiçbir şey kalmadığı için dışarda suni savaşlara ihtiyacı var ki kitlesini bir arada tutmaya devam edebilsin, gündem sürekli onun istediği çerçevede şekillensin. Böylece işsizlik, ekonomik kriz ve diğer tüm sorunlar konuşulmasın.
0
fobfilm
(29.02.20)
@fobfilm Erdoğan'ın kârı ne diye sormadım. Türkiye Erdoğan ve onun partisinden ibaret değil. Halkın ne çıkarı var? Ben bunu sorguluyorum. Erdoğan'ın ne elde ettiği umrumda değil.
0
himmet dayi
(29.02.20)
Bu yazıdan halkın hiçbir çıkarı olmadığı sonucunu çıkarman gerekmiyor mu? :)

Not: Bu arada Türkiye şuan Erdoğan'dan ibaret ne yazıkki. Tek adam rejimleri böyledir.
0
fobfilm
(29.02.20)
Erdoğanın neden suriyede olduğunu müslümanları korumak, sınır hattını temizlemeye bağlamak ağır gerizekalılıktır.

Mitin yakaladığı 1 tır dolusu belki daha fazla silahı babasının hayrına göndermedi. Karşılığında oğlunun gemicikleriyle petrol ticareti yaptı. Hala dilinde suriyedeki petrol bölgeleri (kamışlı vs.) olması bu sebepten.
Libyaya da gaz işi için girdi. Türkiyeye nah verir o madenleri. Bir petrol bir gaz uğruna ölen insanlar. Yazık... Kendine bile hayrı olmayacak bir maden için. Kendi oğlu ölsün diye gidip akpye oy atan şehit ailelerine ne demeli bilemedim.
0
neysene
(29.02.20)
Bu çıkarımı benim soruma bakarak da anlayabilirdin. Ben o soruyu cevap almak için sormadım. Alt metnini yazayım madem: Bizim bir kârımız yok ki rusyanın kârını sorgulayalım. Biz sebepsiz oradayız. Ama Rusya müttefikini, onun talebiyle korumak için orada.
0
himmet dayi
(29.02.20)
@himmet pardon yanlış anlamışım.
@neysene "Kendi oğlu ölsün diye gidip akpye oy atan şehit ailelerine ne demeli bilemedim."
Alan razı, veren razı demekten başka söylenecek bir şey yok.
0
fobfilm
(29.02.20)
Bir de öso'cuların (veya bizim askerler değildir inşallah ama Türkçe konuşuyorlardı), Rus hava araçlarını stinger (sanırım) ile vurdukları görüntüler dolaştı epeyce. O noktada tepki göstermiş olabilirler. (Tabii temelde de belli ki yol ayrımına gelnmiş politka düzeyinde).
0
firez
(29.02.20)
(5)

Şehitlik konusu

nick bulamadim
Bu konuda bilgisi olan var mı? İdlib deki savaşta ölenler şehit oluyor mu? Sonuçta iki taraf da müslüman. Diğer taraftan ülkesi yıkılmak istenen kişi esat değil mi?
Bu konuda bilgisi olan var mı? İdlib deki savaşta ölenler şehit oluyor mu? Sonuçta iki taraf da müslüman. Diğer taraftan ülkesi yıkılmak istenen kişi esat değil mi?
0
nick bulamadim
(29.02.20)
Islam'a inanıyorsan çok da mantıklı bir açıklamaya ihtiyacın olduğunu sanmıyorum. Herkese şehit de geç.

Tüm bunlar zırvalık tabi.
0
fobfilm
(29.02.20)
Hz. Ali kendisine karşı savaşıp da ölenler için "bunlar bizim kardeşlerimizdir" demiştir, iki müslüman arasında savaş çıkması durumunda araya girip barıştırılmalarıyla alakalı ayetler var, barış mümkün değilse savaş mecbur çıkar.

İki müslümanın savaşması taraflardan birini küfre düşürmez, herkes kendi günahınca yargılanır. Savaşan iki tarafın da imanlı öldüğü sürece cennet ehli olduğu alimlerce kabul edilir.

Fakat şehitlik meselesini çözemedim, araştırmaya devam edeyim.
0
John Bloor
(29.02.20)
islamın bir şablonu yok. din hukuk kuralları gibi olaya göre değişen sonuçları var. hz ali zamanında iki müslüman grup savaştı iki taraf da şehit dendi buna mukabil hazreti peygamber zamanı harbe giden biri öldü ama şehit olmadı. bizim şehit söylemimiz tamamen iyi niyet biz öyle kabul ediyoruz gerisini allah bilir
0
yeliz adeley
(29.02.20)
şehitlik kavramı, aslında hristiyanlığın başlangıcına kadar gider.
bildiğim kadarıyla, şehitlik kavramı ilk olarak hristiyanlarca kullanılıyor ve hristiyanlığı yaymak üzere yola çıkıp bu uğurda canını veren insanlar, şehit olarak tanımlanıyor.
daha sonraları, kavramın insan zihninde uyandırdığı güçlü çağrışımları fark eden devletler, bu kavramı kendi amaçları ve siyasetleri için kullanmaya başlıyorlar.
bu dönemden sonra, farklı, farklı devletler kavramın dini içeriğini kendine göre revize ediyor ve kendi askeriyesinin temel kavramlarından birisi haline getiriyor.
0
pangea
(29.02.20)
bildiğim kadarıyla eğer Savaş İslam için yapılmış bir savaş değilse Şehitlik olmaz.

ama öte yandan niyete de bakılır.
- vatan savunması olabilir
- yangından insan kurtarırken ölmek olabilir
- boğulan ve depremde ölenler de şehit sayılabiliyor.

cennette peygamberden sonra gelen şehitler İslam şehitleri. onun dışındaki şehitler farklı şehit.
0
tabudeviren
(29.02.20)
(4)

Şimdi Türkiye hangisiyle savaşır resmi olarak ?

Avoiding The Puddle
A) RusyaB) Suriye (rejim)C) hiçbiri
A) Rusya

B) Suriye (rejim)

C) hiçbiri
0
Avoiding The Puddle
(28.02.20)
Elbette C
0
megalomaniac
(28.02.20)
Suriye = Rusya olduğu için birbirinden ayırmak saçma.
Türkiye'nin ikisiyle de savaşması için hiçbir sebep yok, Erdoğan iktidarını sürdürmek için bir şeyler yapıyor ama ne yaptığını kendi de bilmiyor bence. Bir sürü askerimiz ölür, öldükleriyle kalır.
0
fobfilm
(28.02.20)
Seçmen kütlesi "yeter lan bıktım senin milliyetçilik ve militarizm goygoyundan benim derdim adalet ve ekonomi" demediği sürece A veya B farketmez. Zaten birbirlerinden bağımsız hareket etmiyorlar. Bir de Tayyip kime savaş ilan ederse etsin Arap düşmanı tayfa Suriye'yi hedef alır, muhafazakar tayfa dış güç Rusya üzerinden yürür.

Gördüğüm kadarıyla yine dualar, birlik çağrıları, "muhalifim ama şimdi eleştirinin sırası değil" goygoyu gırla gidiyor.

Bu toprağın insanı düzelmez.
0
bruce mclaren
(28.02.20)
Türkiye'nin Rusya ile resmi olarak savaşa gireceğine inanacak kadar naif olamazsınız. Türkiye'nin bırakın Rusya'yı dünyadaki hiçbir ülke ile resmi savaşa girecek ekonomik durumu yok. Suriye ile de girmez.

cevap: C
0
himmet dayi
(28.02.20)
(12)

Telefon almalı mıyım?

neverlose
Merhaba arkadaşlar, bu konuda çok laf yiyorum ben mi cimriyim olayı perspektife sokmanızı isteyeceğim.yeni mezun diş hekimiyim. kasım ayında 4000-aralıkta 4500-ocakta-4500-şubatta 5500 ve bundan sonra fixim 6000(artık artmayacak fix'im) olacak şekilde çalışıyorum. ailemle yaşıyorum. köşede 14000 tl
Merhaba arkadaşlar, bu konuda çok laf yiyorum ben mi cimriyim olayı perspektife sokmanızı isteyeceğim.
yeni mezun diş hekimiyim. kasım ayında 4000-aralıkta 4500-ocakta-4500-şubatta 5500 ve bundan sonra fixim 6000(artık artmayacak fix'im) olacak şekilde çalışıyorum. ailemle yaşıyorum. köşede 14000 tl para biriktirdim. tamam neden anlattım bunları;

telefonum iphone se 64 gb ama şarj sıkıntım var. her şarj aleti şarj etmiyor, bazen şarj olmuyor, günde en az 2 kere şarj etmek zorunda kalıyorum. Klinikteki asistanların telefonları bile iyi benimkinden. e yeni almaya çalışsam bilgisayar ve tablet apple olduğu için telefon apple olmalı. almışken eski model de almak istemiyorum, e istediğim model de ip11 128 gb 7800 bandında olduğu için inanılmaz uç geliyor bana. köşede bi 5-6 aylık maaşım olmadan büyük harcamalar yapmak istemiyorum. çevremde laf yiyorum (kötü niyetli değil ama) baya eski telefonum diye ama açıkçası para harcamaya kıyamıyorum.
objektif yorum alabilir miyim?
0
neverlose
(27.02.20)
ben teknolojiye harcanan paraya acımıyorum çünkü insanın cidden organı gibi artık bunlar.
1 ay kadar önce casper excalibur aldık mesela sonra üstüne eşimin de bilgisayarı eskidi diye daha uygun bi bilgisayar daha aldık, çünkü ihtiyaç. birimiz excaliburla işini tıkır tıkır yaparken diğerimiz 2012den kalan bilgisayarlarla iş yapmaya çalışıp sinir krizi geçiriyordu.
yani eğer elinizdeki mevcut telefon işinizi görmüyor ve sizi strese sokuyorsa bence acımayın. iyi para kazandığınız bir işiniz de var, ailenizle yaşıyorsunuz, şimdi almazsanız böyle şeyleri sonra hiç alamazsınız. tabii ki kenara para koymak önemli ama ihtiyaçlarınızı da temin edin yani.
0
matilda
(27.02.20)
Telefona 10 bin birim para ödemek çok aptalca bence. Gelişmiş ülkelerde 10 bin birimin karşılığı düzgün bir arabadır ama maalesef bizim yarı diktatörlük ülkemizde anca telefon alınabiliyor. Tavsiyem Huawei gibi bir marka almanız. Fiyat performans olarak oldukça başarılı. İlla Iphone diyorsan garantili, çok yıpranmamış, pil ömrü iyi durumda bir 2. el Iphone 8 de olabilir.
0
fobfilm
(27.02.20)
çevrendekilerin iyi seninkinin eski olması seni rahatsız ediyorsa bu farklı bir durum. eğer gerçekten ihtiyacın varsa al. çevre baskısıyla telefon alıyorsan yarın bindiğin araba eski diye laf ederler. böyle gider. kişiye göre değişir bana göre 5bin üzeri tr şartlarında abartı.
0
mikahakkinen
(27.02.20)
@fobfilm'in dediği gibi Huawei çok güzel ben mate 20 lite kullanıyorum. Eğer olur da google ile anlaşmazlığı sona ererse bundan sonraki telefonum da Huawei olur ki ben iphone 3gs'ten bu yana iPhone dışında telefon kullanmadım ama telefon tavsiyesi istemediğiniz için alın dedim. Huawei iyi, güzel ama google'la arası bozuk.. Anlaşmazlıktan önce çıkan telefonlar hoşunuza giderse onlardan biri de olabilir.
0
matilda
(27.02.20)
Hem meslegim geregi, hem de gunluk ihtiyaclarim icin yaklasik 20 yildir Apple marka bilgisayar kullaniyorum. Dizustu de var masaustu de. Fakat telefon anlaminda fiyat/performans bakimindan Apple urunlerini yeterince basarili bulmuyorum.

En son Redmi Note 8 pro aldim 128 gb olanindan. 2150 lira para verdim. Aylik gelirimle yaklasik 2 adet iphone alabilecek olmama ragmen gereksiz buluyorum. Bahsedilen gereksiz "marka prestiji"nden baska bana saglayacagi herhangi bir artisi oldugunu dusunmuyorum.

Velhasil bilgisararda Apple kullaniyorum, telefonum da Apple olmali seklinde yerlestirilmis algidan kurtulmali bir sekilde.
0
msb
(27.02.20)
hacı abi al xiaomi geç, 10 numara telefonları var. iphone'a para bayılma.
0
xdenizx
(27.02.20)
2 yıl önce sorsaydın kesin iphone al geç derdim ama şu an absürt fiyatlar gerçekten. 6k yakın maaşım var telefona max 5 veririm o da max yani. milleti boşver. kendini rahat hissedecek kadar para biriktirince en iyisini alırsın zaten.

en iyi alternatif xiaomi şu anda.
0
sanguine mcqaer
(27.02.20)
telefona kılıfı geçirdikten sonra hepsi aynı görünüyor. bence uygun fiyatlı 2000-3000 arası bir android telefon al. telefona o kadar para verilmez.
0
walter white kilikli
(27.02.20)
parayı siz kazandığınız için nasıl harcayacağınıza siz karar verirsiniz neticede. bu nedenle apple iphone üzerinden gidecek olursak şunu önerebilirim:

bir çok teknoloji marketi bankalar ile anlaşmalı 3-6 taksite telefon satıyorlar. bu şekilde ödeyerek bütçenizin sarsılmasını engellemiş olursunuz.

ben uzun süre kullandığım için telefonumu dört yılda bir iphone ile değiştiriyorum. eskisinin de bir değeri oluyor değiştirdiğimde dahi.
0
patates
(27.02.20)
Telefon hâlâ akıyor. 64 gb olması hayat kurtarıyor. Bu sebeple ben bataryasını değiştirip kullanmaya bir süre daha devam edeceğim.
0
le jeune turc
(27.02.20)
bak dostum. bir telefona o para verilmez. o parayı vermen için maaşının 15bin falan olması gerek. biriktirilmiş parayla ilgisi yok. sen 2 aylık maaşını telefona vermeye razımısın? bende sana benzer durumdaydım. iphone 5s'im vardı. onu sattım 500 tl'ye ve a70 aldım 2.800 cok memnunum. gidipte 10 bin para vermem.
0
sizofren06
(27.02.20)
sen kendin mi rahatsız oluyorsun başkası rahatsız olduğu için mi değiştirmek istiyorsun önce ona karar ver.

bir telefonu her şarj aletiyle şarj edememek ve pilini günde 2 kere doldurmak seni rahatsız eden durumsa ver servise şarj soketiyle pilini değiştirsinler 500tl gibi bir para tutar sonra rahat rahat kullanırsın.

10k kazanıp hala iphone 5 kullanan insanları tanıyorum. tamamen ihtiyaç ile alakalı adam whatsapp kullanıyor o kadar neden gidip 11 pro max alsın.
0
ayin yazari
(27.02.20)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.