Giriş
(1)

Rüyaların en kritik noktada bitmesi ve uyanmamız

Avoiding The Puddle
Neden hep böyle, neden hep bi cliffhanger durumu ?Hayır bazen kendimi kasıyorum tekrar uykuya dalıp, rüyaya kaldığı yerden devam etmek için ama ne çare.
Neden hep böyle, neden hep bi cliffhanger durumu ?

Hayır bazen kendimi kasıyorum tekrar uykuya dalıp, rüyaya kaldığı yerden devam etmek için ama ne çare.
0
Avoiding The Puddle
(25.02.20)
En kritik noktadan kastettiğin tansiyonun çok yüksek olduğu olaylarsa tahminim şu: Stres veya öfori çok yüksek seviyelere çıktığında, beyin bir savunma mekanizmasıyla vücudu güvene alma refleksiyle hareket ediyor ve bilinçaltı akışını durduruyor.

Tabi en kritik noktanın ne olduğu da belli değil aslında. Sonuçta rüyalar bilinçaltında var olan malzemenin rastgele biraraya gelmesidir.
0
fobfilm
(26.02.20)
(5)

George Cantor ve Sayılar

fobfilm
`Cantor bize sadece 0 ile 1 arasındaki reel sayıların miktarı ile düzlemdeki herhangi büyüklükte bir karenin içindeki nokta sayısının da aynı olduğunu söyledi. Hatta daha ileri gidip aslında yaşadığımız üç boyutlu uzaydaki herhangi bir küpün ya da kürenin içindeki nokta sayısının da yine 0 ile 1 ara
0
fobfilm
(24.02.20)
her sayı arasında sonsuz adet reel sayı var.
örneğin 0'dan 1'e doğru yavaş yavaş gidelim;

0,1 0,2 0,3....
veya 0,01, 0,002...
veya 0,0000000000001 0,0000000000002, ..........

bir düzlemde de boyutunu sonsuz şekilde küçültebileceğin şekilde noktalar koyabilirsin.
0
rewlack
(24.02.20)
Peki bunun ispatı nedir, o kısmını anlamadım
0
🌸fobfilm
(24.02.20)
nasıl ispatı?
e öyle zaten.
sonsuz zaten elle tutamadığın bir kavram. sonsuz-1 de sonsuz olarak tanımlanır. sonsuz +1 de ya da sonsuzun kendisi de.

dene istersen?
0
rewlack
(24.02.20)
Sonsuz küçüklüğün olduğu bir evrende planck mesafesinin bir anlamı olmuyor o zaman. Ayrıca kuantum evreni gibi, kendine has yasaları olan sonsuz sayıda mikro evren olması gerekmez mi? Şuanki kabul gören evren anlayışıyla çelişiyor gibi geldi bana.
0
🌸fobfilm
(24.02.20)
"sonsuz esittir sonsuz" diyor bu ifadede, bir sey demiyor.
Ote yandan bana sorarsan, Cantor boyle bir sey dememistir. Cantor tam tersi, butunun icindeki sonsuz nokta sayisinin, parcanin icindeki sonsuz nokta sayisindan fazla oldugunu soyler, yani sonsuzlar arasinda da "kidemler" vardir. Buna kardinalite denir. Okuyunuz: en.wikipedia.org
0
ebabil curnatasi
(25.02.20)
(16)

arkadaşlar şöyle gerim gerim geren film tavsiyeleri verinde izleyelim be :)

sizofren06
sb.
sb.
0
sizofren06
(24.02.20)
It follows :)
0
Lanovaromana
(24.02.20)
legalize marijuana
(24.02.20)
Funny Games - 1997, Haneke
0
fobfilm
(24.02.20)
Kuzuların sessizliği
0
heidi'nin dedesi
(24.02.20)
The Others
0
ryhmer
(24.02.20)
yarısına kadar dayanabilirsen sonrasında mükâfatını alırsın.

www.imdb.com
0
onemoremile
(24.02.20)
insan kırkayak
0
monkey
(24.02.20)
Eden Lake
0
kanlakarisikyagmur
(24.02.20)
en son uncut gems'de epey gerildim.
0
sir gawain
(24.02.20)
life
0
leave no man behind
(24.02.20)
On my skin gerilim değil ama strese sokuyor bayağı
0
curukturpkokusu
(24.02.20)
izlememissen tabiki SAW 1/8 , mukemmeldir malûm
0
alttaraf
(24.02.20)
Hereditary. bir suru de odul almis oyle her korku filmine benzemeyen bir film. ayni yonetmenin daha sanatsal midsommar diye bir filmi daha var ki bence daha guzel.
0
oliviedo
(24.02.20)
whiplash
0
mrduck
(24.02.20)
Hereditary
Midsommar
Insidious
Conjuring
The Tenant
Ils
As Above So Below
The Invitation
The Changeling 1980
The Wailing
The Descent
Assault on Precinct 13 1976
0
EasyTiger
(24.02.20)
Get out
0
iwasbornonamountainside
(25.02.20)
(9)

Yıllardır sinemayla ilgili bir şeyler yapmak istiyorum, ne yapabilirim?

epistemic_regress
Öğretmenim, çok genç sayılmam. Liseden beri içimde kaldı, sinema öğrenmek istiyorum. Yani aslında kendi cabalarimla az çok bir bilgi birikimi oluşturdum ana şu an hem isim ve iş ortamim beni kafa olarak doyurmuyor (işimi seviyorum, öğrencileri seviyorum ama bosluktayim). İş arkadaşlarımla sohbet edi
Öğretmenim, çok genç sayılmam. Liseden beri içimde kaldı, sinema öğrenmek istiyorum. Yani aslında kendi cabalarimla az çok bir bilgi birikimi oluşturdum ana şu an hem isim ve iş ortamim beni kafa olarak doyurmuyor (işimi seviyorum, öğrencileri seviyorum ama bosluktayim). İş arkadaşlarımla sohbet ediyorum ama sarmiyor. Günlerimi yıkık gibi işten gelip akşam yatana kadar sosyal medya gezerek harcıyorum. Sacmasapan insanlarla tanışıyorum internet uzerinden, doyurmuyor hiçbiri. Sevdiğim bir şey yapayım istiyorum.

Altyazi dergisinin seminerlerine katılmıştım bı kere biraz daha derinlikli bilgi edinmek istiyorum. Sinemayla ilgili her şeyi bilmek istiyorum. Özel universitelerin tezsiz yüksek lisans programlarına baktım, Şehir Üniversitesini tavsiye etmişti biri ama açıkçası hicbi fikrim yok. Dünyanın parasını verip ortada kalmak, "Ben bunları biliyordum zaten" demek istemiyorum. Çünkü sıradan bir seyirci değilim, kendim de okudum araştırdım senelerdir.

Benim derin, nitelikli bilgiye ulasmam lazım. Ne yapabilirim?
0
epistemic_regress
(23.02.20)
Internette birçok kaynak var, herhangi bir okul veya kurs tamamen vakit kaybı olur; üstüne para bile verseler bu seçeneği değerlendirmemen yönünde tavsiyede bulunabilirim.
0
fobfilm
(23.02.20)
Bilgiyi hangi sırada alacagima, nitelikliyi niteliksizden nasıl ayiracagima nasıl karar vereceğim?
0
🌸epistemic_regress
(23.02.20)
Ben soruyu yanlış anladım sanırım. Sinemayı matematik veya tarih öğrenir gibi öğrenmeyi amaçlamıyorsun herhalde? :) Teknik anlamda birşeyler öğrenmek istiyorsan (kameralar, lensler, ekiptekilerin görevleri, senaryo süreci, sahne dekupajı vs.) bu başka bir şey tabi. Hatta bu tür teknik bilgiler bile okulda öğretilemez, sahada çalışmak gerekir. (Asistanlıktan falan başlayıp)
İşin felsefesiyle ve sanatsal yönüyle ilgili derinlikli araştırmaya da senin tercihlerinin yön vermesi gerekmez mi? Örneğin Akira Kurosawa filmlerini seviyorsan, adamın röportajlarını okursun, filmleri üzerine yapılmış analizleri araştırırsın, sevdiğin sahneleri tekrar tekrar izleyip anlamaya çalışırsın vs. Böyle organik bir şekilde gelişmezse derin ve nitelikli bilgiden ziyade her şey ezber olur gibime geliyor.
0
fobfilm
(23.02.20)
Bu ilginizi paraya dokmekte istiyorsaniz, turkiyede, isin teorisini bir kenara birakip teknige yonelin. O her zaman is yapar. Para kazandiktan sonra teori de kasarsiniz hem.
0
thesomberlain
(24.02.20)
bende aynı durumdayım. fotoğrafçılık ve kameramanlık okudum. şimdi de radyo ve televizyon yapımcılığı okuyorum. çok faydası oldu. youtube da ilker canikligil "olmaz öyle saçma şey" izle. hem akıcı hem de herkesin anlayacağı dilden. istanbul film akademisi olarak da faaliyetteler.
0
ground
(24.02.20)
sinematek var mesela, film analizi, senaryo yazarligi, goruntu yon. atolyesi gibi egitimler var.

ozgur universite'de sinema ile ilgili programlar var.
0
jimicik
(24.02.20)
İlker Canikligil iyi de, kurduğu okul guven vermiyor bana, yeterli değil gibi geliyor.
0
🌸epistemic_regress
(24.02.20)
İnternetten her bilgiye ulaşabildiğiniz dönemde okuldan ekstra bir şey beklemeyin eğer kariyerinize oradan devam etmeyecekseniz. Onun yerine kısa dönemli film okulları varsa onlara bakabilirsiniz. En azından sektörde çalışan kişilerle bir araya gelirsiniz, aranızı iyi tutarsanız set görürsünüz vs.


Alternatif olarak Kısa film çekebilirsiniz. Bulunduğunuz şehirde ekip kurmaya çalışın. Sosyal medyadan olur, üniversite kulüplerinden olur birilerini bulursunuz mutlaka. Kamera bilen, kurgu bilen, senaryo bilen kişilerle bir araya gelip kısa filmler üretmek sizi zamanla geliştirecektir. Siz de hangi alanda iyi olduğunuzu düşünüyorsanız ekibin o kısmında yer alırsınız. Bütçe de ayırabilirseniz çok rahat ekip kurabilirsiniz. Çoğu kısa film çekmek isteyen bütçe nedeniyle başlayamıyor projelere.

Ben üniversitedeyken öyle yapıyordum. O zamanlar benimsinemalarım.com vardı, İlker Canikligil, Burak Aksak, Selçuk Aydemir vs hep oradan yetiştiler. Şimdi yine ismi değişmiş ve var sanırım, film fabrikası olmuş ama ne kadar aktif bilmiyorum. Facebook'ta kısa film grupları var çokça, oralara bakabilirsiniz.
0
gak
(24.02.20)
İngilizcen iyi ise bilindik kült filmlerle ilgili kısa "documentary" videoları hazırla.
0
Avoiding The Puddle
(25.02.20)
(9)

Film önerisi lazım

superfluid
Böyle sessiz, içinde hırgür/bağırış çağırış olmayan, anlam yüklü, michael haneke'nin amour u gibi önerebileceğiniz filmler varsa talibim :)
Böyle sessiz, içinde hırgür/bağırış çağırış olmayan, anlam yüklü, michael haneke'nin amour u gibi önerebileceğiniz filmler varsa talibim :)
0
superfluid
(19.02.20)
jojo rabbit
0
scudman1
(19.02.20)
İklimler, Nuri Bilge Ceylan
Tokyo Story, Yasujiro Ozu (Bu bir aile draması ama)
0
fobfilm
(19.02.20)
Adam's apples 2005
Paterson 2016
Kirazın tadı 1997
Kara tahta 2000
Happy end 2017
0
Amaranta ursula
(19.02.20)
Leviathan(2014)
Forushande(2016)
Force Majeure(2014)
0
levent bilgen
(19.02.20)
eternity and a day
0
az icilmis izmarit
(20.02.20)
45 yıl
0
Phoebe
(20.02.20)
fish tank,
hunger,
in the mood for love,
cogunluk,
nefesim kesilene kadar,
pop aye,
inch'allah,
kader,
ucuncu sayfa,
lorna's silence.
0
viva paulista
(20.02.20)
Portrait of Young Lady of Fire
0
kaset
(20.02.20)
çok güzel filmlerle dolu bi duyuru olmuş attım fav.a ve ahlat ağacı demeye geldim izlemediyseniz.
0
pegi
(21.02.20)
(16)

6. Kattan aşağıya düşmek

fobfilm
Bir insanın 6. kattan beton zemine düştükten sonra hayatta kalma, dahası bir süre sonra (örn: tedavisi yapıldıktan 6-7 ay sonra) koltuk değneğiyle bile olsa ayağa kalkma ihtimali var mı?Düşme şekli vs. hayatta kalmasına en elverişli olacak şekilde varsayarsak..
Bir insanın 6. kattan beton zemine düştükten sonra hayatta kalma, dahası bir süre sonra (örn: tedavisi yapıldıktan 6-7 ay sonra) koltuk değneğiyle bile olsa ayağa kalkma ihtimali var mı?

Düşme şekli vs. hayatta kalmasına en elverişli olacak şekilde varsayarsak..
0
fobfilm
(03.01.20)
hayatta her şeyin ihtimali var elbette. hem de siz olabilecek şartların en iyisini varsaymamızı istemişsin. o zaman tedaviye ihtiyaç duymadan düştüğü yerden kalkıp yürüme ihtimali de var bu önermede.
0
winston
(03.01.20)
@winston beton zemine düşmesine rağmen tedaviye ihtiyaç duymadan ayağa kalkması hangi senaryoda mümkün? Sonuçta kütle çekim kuvveti diye bir şey var.
0
🌸fobfilm
(03.01.20)
beton zemine direk düşerse sanmıyorum ama 6. mı 9 .mu katttan intihar girişiminde bulunup hayatta kalan var. sanıyorum direk beton zemine düşmemişti o kişi.
0
AlsterWasser
(03.01.20)
Mumkun tabii ki
6.kati birak bogazici koprusunden atlayip bi sey olmayan var
Sonucta o su da beton etkisi yapiyor
0
Flipsflops
(03.01.20)
Benim komşum bi kadın 5. kattan düştü bi bacağı aksıyor ama çocuk falan yaptı üstüne, düştüğü zemin toprak zemindi, sanırım yağmur yağdığı için yumuşamıştı ondan ölmedi. Onun dışında paraşütü açılmayıp hayatta kalanlar var ama onlar da toprak zemine düştüğü için ölmüyorlar galiba, toprak çarpışma nedeniyle açığa çıkıp içorganlara zarar veren enerjiyi absorbe ediyor sanırım ama beton zeminde kurtulma ihtimali yok gibi.
0
angelus
(03.01.20)
Çok ama çok zor. Ayak üstü düşeceğini varsayarsak sadece bacaklar zarar görmez bir kere, domino etkisiyle aşağıdan yukarıya doğru kemikler kırılır ve iç organların zarar görür. Diğer şekillerde düşünce de çok çok büyük ihtimalle kafaya sağlam darbe alırsın. Kısacası imkansız gibi bir şey. 1000 farklı düşme senaryosundan 1 tanesi belki kurtarır, belki kurtarmaz. (beton zemin için konuşuyorum)
0
mesa
(03.01.20)
Ben kucukken dusmusum, 6. diil ama 5. kattan, hic bir sey olmamis,apartman boslugunda,demirlere carparak dusmusum, bu durum hizimi azaltmis ama sonucta dustugum yer beton, nasil bir ses ciktiysa komsular tup patladi falan sanmislar, 2,5 yasindaymisim hiç hatirlamiyorum ama bir gece hastanede müşahede altinda tutulduktan sonra eve donmusum.
0
(03.01.20)
Bu ihtimal 0 diyemeyiz ama cok cok cok dusuk ihtimal. Genel olarak, 6. Kattan dustugunde olursun.
0
stavro
(03.01.20)
geçen senelerde 5. kattan aşağı atlayan hırsızlar haber olmuşlardı. ayakları kırılmıştı ama onun dışında gayet iyi görünüyorlardı. belki atlamasını bildikleri için başarmışlardır hayatta kalmayı
0
dafuq
(03.01.20)
@dafuq orasının aslında 4. kat olması lazım. haberde biraz abartmışlardı diye hatırlıyorum. ayrıca önce kendilerini sarkıtıp sonra atlamış olabilirler. bu da aşağı yukarı 2 metre kazandırmıştır.
0
mesa
(03.01.20)
hastanede gordugum bir genc kiz sanirim 5 ya da 6. kattan dusmustu, belden asagi felc kalmisti, bl disinda iki ayak bilegi ve topuklarda kirik ve ameliyatlar vardi.
0
elbar
(03.01.20)
6. Kat ile beton arasında yavaşlatıcı bi ağaç dalı bi branda 3 metre kar falan yoksa geriye bi tek düşüş açısı kalıyor. 45 derece açıyla çivileme düşülürse, tek bacak komple feda edilerek belki seneler sonra tek ayakla ayağa kalkılabilir.
0
Hakan1980
(03.01.20)
Annemin kuzeninin kızı 30 sene evvel felan 5. Kattan beton zemine çakıldı. Bir kaç kırıkla kurtuldu. Herhangibir sakatlık kalmadı. Ünv mezunu işinde gücünde çalışıyor şimdi
0
Neyazayım
(03.01.20)
Pardon ya kopruden atlayinca su seni kucakliyor, adeta havuza atlamis gibi oluyorsun ne betonu
0
Flipsflops
(04.01.20)
32 deaths and 60 emergency room cases from Vienna, restricted to people aged between 20 and 50, all onto concrete or pavement. 
Floor - Survived / Dead
Ground - 11 /0
First floor - 10 /2
Second floor - 18 /2
Third floor - 10 /8
Fourth floor - 7 / 9
Fifth floor - 2 / 7
Sixth floor - 0 / 4
0
kisa
(04.01.20)
@Flipsflops suyun beton etkisi yaptığı doğru ama boğaz köprüsünden suya düşmek ile 6. kattan beton zemine düşmenin fiziksel etkisi aynı değil. O veya bu daha esnektir demiyorum ama aynı değil, kesin olan bu.
0
🌸fobfilm
(04.01.20)
(8)

bu adamların tarzları nasıl?

skid row
selamlar,gerek klip, gerek müzik, gerek de giyim kuşam olsun sizce bu adamların tarzları nasıl?https://www.youtube.com/watch?v=BtyHYIpykN0
selamlar,

gerek klip, gerek müzik, gerek de giyim kuşam olsun sizce bu adamların tarzları nasıl?

www.youtube.com
0
skid row
(09.06.19)
Samimiyetsiz, zorlama bir farklı görünme çabası var.
0
fobfilm
(09.06.19)
klasik fransızca rap müzik,ne uzar ne kısalır.
zaman zaman dünyayı domine eden parçalar çıksa da bu çok sivrilecek bir şey değil.
klipte, giyim kuşamda, kurguda klasik salt hip hop işi.
sound güzel, tarz güzel ama o kadar işte

(son 2 sene içerisinde dinlediklerim en iyisi)
0
vladimirdökümov
(09.06.19)
Klip güzel, müzik idare eder, giyim kuşam sıradan.
0
038576
(10.06.19)
hepsi kötü
0
lesmiserables
(10.06.19)
tipler aşırı keko
şarkı güzel, beğendim
klip ehh
0
nundu
(10.06.19)
videonun başından itibaren çalan enstrüman (gitar mı emin olamadım) güzel, başta rap olduğunu bilmiyordum seveceğim bir şey gelecek sandım
rap sevmediğimden müzik kötü
giyim kuşam kötü
klip eh
Paris'in gecesi güzel, havadan daha bir güzel
0
senolll
(10.06.19)
Berbat
0
cemallamec
(10.06.19)
Gözlerim ve kulaklarım kanadı
0
mg3929
(10.06.19)
(5)

Evrimde tür ayrımına dair bir soru

fobfilm
İki canlı türünün birbiriyle çiftleştiğinde üreyebilecek dna uyuşumunu yitirmesi için ne kadar farklılık olması gerekiyor? Bunun matematiksel mutlak bir formülü var mıdır?Netleştirmek için insanlar üzerinden gidelim:İki farklı topluluk birbirinden tamamen farklı coğrafyalarda izole bir şekilde yaşay
İki canlı türünün birbiriyle çiftleştiğinde üreyebilecek dna uyuşumunu yitirmesi için ne kadar farklılık olması gerekiyor? Bunun matematiksel mutlak bir formülü var mıdır?

Netleştirmek için insanlar üzerinden gidelim:
İki farklı topluluk birbirinden tamamen farklı coğrafyalarda izole bir şekilde yaşayarak tamamen kendi içlerinde binlerce yıl birbiriyle çiftleşerek yaşamını sürdürsün. Yani A topluluğun bireyleri tamamen A topluluğundakilerle, B topluluğun bireyleri de tamamen B topluluğundakilerle çiftleşerek nesillerini sürdürüyor. A ve B topluluğundaki bireylerin birbiriyle çiftleştiklerinde üreyemeyecek seviyede türleşmeleri için kaç jenerasyon veya yıl geçmesi gerekiyor?

Muhtemelen bu çevre şartlarına vs. göre değişiyordur ama en azından fikir yürütebileceğimiz bir yaklaşım var mı?
0
fobfilm
(09.06.19)
soru falsolu. önce iki tür diyorsun sonra tek tür üzerinden örnek veriyorsun.

birbirinden "tamamen" farklı coğrafyaları (neye göre, ne kadar farklı), bu coğrafyalardaki şartları, şartların iki topluluk üzerindeki olumlu - olumsuz etkilerini, bunların adaptasyon yeteneklerini formüle dökebiliyorsan söylediğin şeyin de formülü çıkar herhalde. belki de taraflardan birisi elenecek ve bütün bunların bir anlamı kalmayacak. öngörebilir misin?
0
zgrydn
(09.06.19)
İki tür derken, tek bir türün birbirinden ayrıldıktan sonraki halini kastettim. Alttaki soru sadece ilk sorunun açıklaması, kronolojik devamı değil yani :)

Aslında aradığım bir formülden ziyade aşağı yukarı fikir edinebileceğimiz bir rakam. Yani 100.000-150.000 yıl arası olabilir gibi..
0
🌸fobfilm
(09.06.19)
formüle edilebilecek bir şey değil bu. evrim direkt olarak çevreyle bağlantılı. ayrıca bu süre içinde her iki bölgede evrime etkisi olacak diğer faktörleri de tümüyle bilmek ve formüle etmekte gerekir. hepsinin çözüldüğü varsaıylsa bile o formül sadece o tür için geçerli olur, başka türlerde işe yaramaz.
0
tururo
(09.06.19)
Sorunun cevabını karşılıyor mu tam bilmiyorum ama aklıma bu geldi:
evrimagaci.org
0
beetlejuice
(09.06.19)
@tururo + 1

Bunun bir matematiksel formulu yok. 8 milyon yil once ayrilmasi baslamis, yilda bir ureyen kertenkele turlerinin ciftlesebildigi saptanmisti bir ara.
0
evrim halkasi
(09.06.19)
(16)

tahsilat işlerini nasıl hallediyorsunuz?

cemiyetin ünlü siması
millet bana "abi valla çok zor durumdayız. şöyleydi, böyleydi; onlarımız var bunlarımız var vs.vs." diye anlatınca kilitleniyorum.alacağımızı nasıl alacağız ya? nedir bu işin püf noktası?
millet bana "abi valla çok zor durumdayız. şöyleydi, böyleydi; onlarımız var bunlarımız var vs.vs." diye anlatınca kilitleniyorum.
alacağımızı nasıl alacağız ya? nedir bu işin püf noktası?
0
cemiyetin ünlü siması
(28.05.19)
Eğer söz verdiği tarihi erteleme olayını birden fazla yaptıysa aynı mağdur edebiyatını sen de yap. Hatta daha o başlamadan yap. "Valla dünya kadar ödemem birikti, kredinin günü geçti hala ödeyemedim" gibi..
0
fobfilm
(28.05.19)
Mal tedariğini bıçakla kesilmiş gibi kesiyorum, malzemeyi benden daha ucuza alacağı yer yok , pahalı satanda **** ile çalışıyordu mal vermeyi kesmişse vardır bir sıkıntı deyip vermeyince olmayan paracıklar bir anda peydah oluyor. Ha hesabı kapatınca mal veriyor muyum ? asla. 10 günde en az 3 kişinin defterini dürdüm böyle , sabah akşam arıyorlar.
0
synax
(28.05.19)
ohh beklediğim soru. ben soracaktım da nasıl soracağımı bilemiyordum.

mesele borç vermek değil. borç zaten vermiyoruz da, iş yapıyoruz, yaptığımız işin karşılığı olan parayı alamıyoruz. aynen öyle cevaplar. ben de kilitleniyorum ne diyeceğimi bilmiyorum.

cevaplar için takipteyim.
0
kibritsuyu
(28.05.19)
+10000
ve ayrıca, oyaladıklarından adım kadar emin olmama rağmen ısrar edemiyorum.
kaç gündür telefon elimde mesaj atıp atmama tereddütü içindeydim. Bu duyurunun bir anlamı olmalı, o yüzden takipteyim.
0
artik yazar olmak istiyorum be
(28.05.19)
Çalıştığınız sektörleri bilmiyorum ama bu Türkiyede ticaretin genel problemi. Her sektörün kendi içinde ortalama vade süreleri var zaten ama vade süresinde tahsilat yaptığımızda biz de mucize olarak görüyoruz genelde.

Bireysel ilişkilerin olduğu ortamlarda, birde paralar çok büyük değilse, tahsilatları bir başkasına yaptırmak biraz işi kolaylaştırır. Muhasebecinizden rica edebilirsiniz, 2-3 günde bir ararsa tahsilatlarınız hızlanır.
0
talasas
(28.05.19)
yav muhasebeci benim zaten, adam benim paramı ödemiyor ki. kendime dermanım yok, mükellefin tahsilatını nasıl yapayım.
0
kibritsuyu
(28.05.19)
Devamlı iş yaptığımız yerleri iyi kötü biliyoruz. Ona göre güveniyoruz veya güvenmeyip parayı aldıktan sonra malı veriyoruz. İlk kez çalıştığımız bir yerse zaten referansları ne kadar iyi olursa olsun önce ödemeyi alıyoruz. Telefonla konuşmaktansa, habersiz gidip yüz yüze konuşmak daha etkili olur.
0
iwasbornonamountainside
(28.05.19)
@talasas +1

Sektörü bilmemekle birlikte bir avukat aracılığıyla tahsil etmenizi öneririm. İlla icra takibi yaptırmayın, bir avukatla anlaşın arayıp tahsil etmeye çalışsın.
0
be realist demand impossible
(28.05.19)
böyle durumlarda araya bir kademe koymak her zaman daha sağlıklı oluyor. misal sizin yerinize muhasebecinizin araması daha sonuca yakın bir çözümdür. çünkü muhasebeciniz üç-dört aramadan sonra gönül rahatlığıyla şu tarihe kadar ödeme yapılmazsa şirket prosedürü gereği icra takibi başlatılacak diyebilir, iyi kardeş başlat diyenler olacaktır fakat ihtar çekildikten sonra paşa paşa ödeyeceklerdir.

ticaret pratikte sözlü ilerleyen bir şey bunu anlayabiliyorum ama bu tip durumlarda teklife ya da sözleşmeye sırt dayamak her zaman işleri kolaylaştırıyor. yaptığınız tahsilat konuşmalarında sözleşmede bu yazıyor, teklifimizde şunu özellikle belirtmiştik gibi referansları vermekten çekinmeyin.
0
evde liyakat kalmamis
(28.05.19)
yav ben yeterince açık olamamışım kusura bakmayın. Ben muhasebeciyim. Bilenler bilir tahsil etsek de etmesek de makbuz kesmek zorundayız. birinin açığını öbürüyle kapatırım desen mesleğime saygımdan dolayı 50 liraya tuttuğum 500 defterim de yok. Üstelik alacağım yaklaşık 1.5 yıllık. Her zaman son gün son saat getirir beni mesaiye bırakır. Kestiğim makbuz yüzünden almadığım paranın stopajını ödüyorum. Paramı almadan yollayamıyorum da.
0
🌸cemiyetin ünlü siması
(28.05.19)
vadeli olaylara hiç girmeyerek.
0
babilbaligi
(28.05.19)
Muhasebecinizden rica edin demiştim ama müzdarip olanlar genelde muhasebeci çıktı :)

Size de şunu önerebilirim bu durumda, mizan yapmak için aldığınız hesap özetlerini daha sık aralıklarla alın. Ayda bir mesela, hem iş yükünü aya yaymış olursunuz hem de müşterinizin mali durumuna hakim olursunuz. Hesabında para olduğunu bildiğiniz bir zaman tahsilat talep edersiniz, o durumda da size ödeme yapmıyor ise zaten o müşteriyi salıp, başlatın icra takibini.
0
talasas
(29.05.19)
işte bunun için kredi risk yönetimi bölümü var. her müşterinin kredi riskini hesaplayıp limiti geçenlere mal tedariğini kesiyorsun. riskin belli seviyelerinde "dunning" yani borç hatırlatması yapılır. şirketten şirkete, sektörden sektöre yönetimi değişir.
0
Jesus Christ
(29.05.19)
Çok çok yakınımda mali müşavirler var, aynı sorunu yaşıyor, şiddetle savunduğum şu;
Sorunlu müşterilerin birin belirleyin, adama ayın 1' inde " bu ay para vermezsen tahakkuklarını vermeyeceğim." deyin ve gerçekten vermeyin, sizi değiştirmek isterse bilgilerin olduğu bir şifre var diye biliyorum bakiyeyi kapatmadan onu vermeyin, bakın nasıl ödemeye başlıyorlar. Bu şekilde de ödemeyen adamdan zaten kurtulun gitsin.

bi' tane müşteride deneyin bunu.
0
kumandanim
(29.05.19)
@kumandanım

olmuyor o. yani mal veren satıcının mal vermeyi kesmesi gibi bir durum yok, çünkü sözleşme var. adam iki gün sonra ceza yiyince "sözleşmeye rağmen vermedi" diyip cezayı benden talep edebilir. ha davalaşırız, ödediydin ödemediydin yıllar sonra sonuçlanır belki.

şifre de korumuyor. ben "paramı vermeden şifreyi de boşa çıkarmam" diye resti çekiyorum. adam da gidiyor vergi dairesine "mali müşavir benim beyanlarımı vermiyor, sözleşme girişini de iptal etmiyor başka mali müşavire de gidemiyorum" diyip vergi dairesinden iptal ettirtiyor, yine avucumu yalıyorum. bi de inatlaştığım için iyice alamaz hale geliyorum, iyi niyet kapısı da kapanıyor.

icraya da veremiyorsun, çünkü cemiyet bahsetmiş, aslında paranı aldığın zaman kesmen gereken makbuzu, iki kanunun birbiriyle çelişmesi yüzünden parayı almadan kesmen gerekiyor. (bir kanun diyor ki parayı aldığında kesersin, almazsan kesmezsin. öteki kanun da diyor ki işi yapınca kesmen lazım, parayı alıp almadığın beni ilgilendirmez).

bu bir fatura değil de makbuz olduğu için makbuzunu kesmişsen, adam "parayı alınca kesmen lazım" diyen kanunu dayanak gösterip "işte ben parasını verdim, o da makbuzunu kesti" diyebiliyor. "almadım" iddiasında da bulunamıyorsun.

öyle bok bi durum işte.
0
kibritsuyu
(29.05.19)
Ben borc verdiysem "borcu odeyemesen bile bana haber ver ne zaman odeyecegini guncelle o tarih gelirse tekrar guncelleme gerekirse bana sen ulas" diyorum.Bu arada odemeyip de olu numarasi yapanlara carliyorum.Carlama nedenim de odeme yapilmamasi degil bana odeme plani ile ilgili guncel bilgi saglanmamis olmasi.Siz de ayni sekilde odeme takvimini alacaklinin degil borclunun takip edip gerekli guncel bilgiyi ulastirmasi gerektigi ile ilgili karsiya duyuru yapin.
0
turkuaz
(29.05.19)
(11)

Chp nin başında kim olmalı?

sonhakan
A- Muharrem Ince B- Ekrem Imamoğlu
A- Muharrem Ince
B- Ekrem Imamoğlu
0
sonhakan
(27.05.19)
c hiçbiri
0
dismainpula
(27.05.19)
hiçbiri
0
candide
(27.05.19)
Hiçbiri diyenlerin fikirlerini merak ettim
Soruya farketmez diyorum
0
owaki
(27.05.19)
Ekrem imamoğlu çok stabil bi siyasetçi. Çok daha enerjik ve pozitif enerji yayıyo. O olmalı
0
(s)AINT
(27.05.19)
İmamoğlu iyi bir ekiple yeni bir parti kurmalı. "Chp" ismi kendi potansiyelini aşağıya çekiyor. Erdoğan'ın "İmamoğlu" ismini telaffuz etmeyi yasaklayıp, "Chp adayı" olarak dillendirilmesini istemesinin nedeni bu. Erdoğan'ın 2002'de % 34'le gelmesinde yeni partinin de etkisi vardı. Fazilet Partisinin başında girseydi seçime, bu oranı yakalayamazdı bence.
0
fobfilm
(27.05.19)
hiçbiri

halk seçimlerde çok muhafazakarla az muhafazakar arasında tercih yapmak zorunda değil. önder sav, haluk koç, özgür özel gibi sosyal demokrat temelden gelen, seküler aklı benimsemiş isimleri chp liderliğine yakıştırıyorum. ''her kesimi kucaklıyorum'' sloganlarını samimi ve faydalı bulmuyorum.
0
heidi'nin dedesi
(27.05.19)
Chp bir insan olsa muharrem ince olurdu. Bence chp'yi ulusal kanat ele geçirmeli ki, chp den medet uman sol kesim partiden kopsun, herkesin safı belli olsun.
0
biravekahve
(27.05.19)
biravekahve +1

chp iyice ulusalcı olup içinden yeni bi sosyal demokrat parti çıkmalı. Hatta kafamda bu parti için isim, logo falan bile tasarlamışlığım var hahaha

ama böyle devam edecekse imamoğlu'nu tercih ederim
0
nundu
(27.05.19)
a
0
eagofant
(27.05.19)
muharrem ulusalcı chpyi daha da geriletir. imamoğlu chp başına geçerse imajı zedelenir. özgür özel tarzı sağlam genç siyasetçiler lazım.
0
mikahakkinen
(27.05.19)
fobfilm+1

İmamoğlu'na oy vermeyen Türk insanı sadece CHP adayı diye oy vermiyordur.
Anap benzeri bir yapı kursa direkt iktidara yürür.
0
SiyamkedisiZorro
(28.05.19)
(2)

Film boyunca hiç susmamaksızın müzik çalan filmler var mı?

elijahz
Film boyunca karakterler konuşurken bile arka planda müziğin olduğu, ses seviyesi düşse bile bir saniye bile film müziğinin susmadığı filmler var mı?Varsa aşağı yazar mısınız o filmleri?
Film boyunca karakterler konuşurken bile arka planda müziğin olduğu, ses seviyesi düşse bile bir saniye bile film müziğinin susmadığı filmler var mı?

Varsa aşağı yazar mısınız o filmleri?
0
elijahz
(28.04.19)
Dunkirk
0
fobfilm
(28.04.19)
climax
0
sir gawain
(28.04.19)
(3)

tarkovski

semaforo de medianoche
stalker izleyip de sevmeyen birine önerebileceğiniz tarkovski filmi var mı yoksa stalker'ı sevmediysen hiç zorlama boşa mı dersiniz? sevmemekten de ziyade hiç kafamı veremedim filme gözlerim baktı ama aklımda başka şeyler vardı. kafamı versem de pek bayılacağımı sanmıyorum gerçi.
stalker izleyip de sevmeyen birine önerebileceğiniz tarkovski filmi var mı yoksa stalker'ı sevmediysen hiç zorlama boşa mı dersiniz? sevmemekten de ziyade hiç kafamı veremedim filme gözlerim baktı ama aklımda başka şeyler vardı. kafamı versem de pek bayılacağımı sanmıyorum gerçi.
0
semaforo de medianoche
(21.04.19)
Aynısı bana da olmuştu. İvan'ın çocukluğunu beğenmiştim ama
0
purrty ploop
(21.04.19)
zorlama bence. tarkovski'yi seviyorum ama filmlerini pek sevmiyorum. herkes sevmek zorunda da değil. zaten filmlerinden bir şey anlamak mümkün de değil. insanlar ancak bildiği şeyleri ne kadar uydurabileceklerini test ediyor bu filmleri yorumlarken. aslında tarkovski'nin kendi söylediğine göre çok bir şey de anlatmıyor bu filmler.
0
bohr atom modeli
(21.04.19)
Eğer Stalker'ı sevmeme sebebin filmin anlatım biçimiyle alakalıysa diğerlerini de seveceğini pek sanmam. Ama yine de son iki filmi Nostalgia ve Sacrifice'ı deneyebilirsin. Ben Stalker'ı pek sevmememe rağmen özellikle Sacrifice'tan hoşlanmıştım. Biçim olarak biraz daha farklı bir deneme.
0
fobfilm
(21.04.19)
(2)

Simülasyon teorisi

deveyi diken adamin ta kendisi
Duygularimizi ne sekilde acikliyor? Ozellikle sevmek, uzulmek, aci hissetmek, sevinmek vb. duygular...
Duygularimizi ne sekilde acikliyor? Ozellikle sevmek, uzulmek, aci hissetmek, sevinmek vb. duygular...
0
deveyi diken adamin ta kendisi
(07.04.19)
Bu teorinin duygulara dair bu türden kapsamlı bir açıklaması var mı bilmiyorum fakat simülasyon teorisini bir bilgisayar oyunu gibi düşünmemek lazım. Bu duygular beynin işleyiş mekanizmasıyla, dolayısıyla biyolojik evrimle bağıntılı şeyler. Evrenin sürekli bir değişim ve dönüşüm içinde olma özelliği kodlanır burada örneğin, insani duygular gibi mikro özellikler tek tek kodlanmaz. Değişimin ne şekilde olacağı öngörülemiyor olabilir. Yapay Zeka gibi düşün. Yapay Zekanın kendini ne hızda ve ne şekilde geliştireceği, tasarım ve yazılımcılar tarafından kesin olarak öngörülemiyor.
0
fobfilm
(07.04.19)
duygularim yaraticima göre gelişmiyor veya değişmiyor ki. simülasyon olsam da yazdığın duygularda bir değişim olmazdı.

bu soruyu tanrı inancı olanlara sormak anlamlı olabilir belki.
0
ben de hayal kurmak istiyorum
(07.04.19)
(1)

Seçim kesin sonuçlar

lorne malvo
İmamoğlu mazbatayı ne zaman alır? Kaç güne biter bu tantana?
İmamoğlu mazbatayı ne zaman alır? Kaç güne biter bu tantana?
0
lorne malvo
(01.04.19)
Ysk'da itirazların sonuçlanma süreci 3 gün sürüyormuş sanırım. 3 gün boyunca her türlü çirkefliği yapacaklardır.
0
fobfilm
(01.04.19)
(17)

karabasandan korunmanın bir yolu var mı?

duchess jessamine
gece de değil, sabah 9-10 gibi hava aydınlıkken gördüm.
gece de değil, sabah 9-10 gibi hava aydınlıkken gördüm.
0
duchess jessamine
(04.02.19)
Düz yatma.
0
bos gezenin bos ustasi
(04.02.19)
yatarken kuru fasulye yeme
0
burdan böyle dümdüz
(04.02.19)
Çerez kola vb mideyi rahatsız edecek gıdaları yatmadan önce tüketmemeye çalışın.
0
the coon
(04.02.19)
Acilen bir psikiyatri veya nöroloji kliniğine git.
0
fobfilm
(04.02.19)
uykusuz kalma. 9-10 gibi hala yatıyosan gece de geç yatıyosun demektir. biraz erken yatıp erken kalkmayı dene. keşke bana da gelse karabasan. çok zevkli kurtulmaya çalışmak.
0
spirit crusher
(04.02.19)
her şeye dikkat ediyorum. uyku düzeni dışında.

uyandığımda yüzümü yıkamak için kalkarken başımda yoğun bir manyetik enerji hissediyorun. dalgalı yoğun bir rüzgar gibi saçlarımın üzerinde dolanıyor.
0
🌸duchess jessamine
(04.02.19)
sırt üstü yatma.
0
black mamba
(05.02.19)
21. Yuzyildayiz. Boyle seylere inanma :)

Bunun bilimsel aciklamalari var. Duruma gore tibbi destek alabilirsin. Ama karabasan :/
0
deveyi diken adamin ta kendisi
(05.02.19)
ya defalarca yaşadığım, somut bir şeyden bahsediyorum bıkmadan usanmadan 21. yy geyiği yapıyorsunuz! 21. yy’da 21. yy geyiği yapmaktan vazgeçin bence. bilimsel açıklamaları varmış. bilimsel geyikleri bırakıp 21. yy’da hala karabasan olması durumunu ortadan kaldırsınlar o zaman!
0
🌸duchess jessamine
(05.02.19)
son yazdığından sonra ayetel kürsi demeye geldim :) yoksa 21. yy linci yiyoz malum sşdlfkşdlkfs.

olay aslında inanç sanırım, kurtulacağına inanıyorsa kurtuluyor beyin o anda. ben genelde ayetel kürsiyi bulana kadar euzu besmele çekip duruyorum beynim o an en fazla onu process edebiliyo galba :)
0
windows95
(05.02.19)
sırt üstü yatmamaya özen göster +1 o pozisyonda oluyor hep bu zıkkım. stresten uzak durmaya çalış (zor biliyorum) çünkü çok tetikliyor. haftada 1-2 kere olduğunu bilirim bana. şimdi iyiyim daha az stresliyim, yıllardır olmadı.
0
theseachange
(05.02.19)
@duchess ortadan kaldırıyorlar zaten, yaşadığın şey psikolojikse bir psikiyatri kliniğinde, fizikselse nöroloji kliniğinde yardımcı olurlar.
He doğaüstü bir şey olduğuna inanıyorsan Palu ailesindeki cinci Tuncer'e gitmeni tavsiye ederim.
0
fobfilm
(05.02.19)
Gündüz uykularinda oluyor genelde yani uyanip tekrar uyuyunca.
Stres kaynaklı ya da sırtüstü yatinca da oluyor. Bir şeyi kafaya takip yattiysaniz?
Babaannem dedemin yastığının altına bıçak koyuyordu:)) Biz amaan komiksiniz diyorduk:) Genelde küçük oluyordu ve zarar vermeyecek şekilde muhafaza ediyordu. (Yalnız sanırım hurafe diye linç yiyebilirim)
Palu ailesi, Tuncer ve 21.yy esprileri de hiç komik degil.
0
kirmizipilotkalem
(05.02.19)
Yalnız şu yazdığınız manyetik dalgalar vs. Elektrik var yani vücutta. Yüzde yüz stres bu:) kafaya taktiginiz şey her neyse takmayin bir yıl sonra bir anlamı kalmayacak onu takip stres yapmanızın.:)
0
kirmizipilotkalem
(05.02.19)
ben küçükken çok yaşardım. doktor tavsiyesi ile, sırt üstü yatmak yerine yan yatmaya ve uykudan önce burnumu iyice temizlemeye ve rahat nefes almaya başlayınca geçmişti. inanç konusu üzerine yorum yapmak bize düşmez tabi.
0
exquake
(05.02.19)
İlk yapman gereken karabasan diye bir şeyin olmadığını kabul etmek. Noel Baba'ya inanıyor musun?
Yaşadığın şey uyku felcinin bir etkisi. Bunu her yaşadığında yatma şeklin aynıysa değiştirmeye bak. Bu bir nebze engelleyebilir.
Uyku felcinin ne zaman olacağını kontrol edemeyeceğin için yapabileceğin tek şey bilinçlenmek.
0
awareim
(05.02.19)
Valla sizin kabul etmemeniz, 21. yüzyılda olduğumuz gerçeğini ve bu yaşadığınızın uyku felci vb. (tıpçılar doğrusunu bilir) olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Tıbbi açıklaması olan bir sorunu, hurafelerle açıklamak yine siz kabul etmeseniz de 21. yüzyıla uygun değil. 20. yy. belki...
0
deveyi diken adamin ta kendisi
(05.02.19)
(11)

Almanların bilimdeki üstünlüğü

ya ben lan neyse
her taşın altından Alman çıkıyor. kendi ülkelerinde yaptıkları yetmemiş abd ve japonya'yı da bugünkü seviyeye getirmişler. soru şu: neden bu kadar başarılılar? ne oldu da bu barbar halk bu hale geldi?
her taşın altından Alman çıkıyor. kendi ülkelerinde yaptıkları yetmemiş abd ve japonya'yı da bugünkü seviyeye getirmişler. soru şu: neden bu kadar başarılılar? ne oldu da bu barbar halk bu hale geldi?
0
ya ben lan neyse
(08.01.19)
disiplinli çalışmak savaş zamanı gelişmenin zorunluluğu hitlerin baskılarıda askeri alanda gelişmeleri hızlandırmış tabi.
0
basond
(08.01.19)
Disiplin falan fasa fiso. Hepsi asiri benciller. Egoistligin sonucu olarak boyle olduklarini dusunuyorum. Cunu istediklerini alana kadar her turlu pislige basvuruyorlar.
0
superfluid
(08.01.19)
Almanlar ulus devletlerini diğer Avrupa devletlerine göre geç kurdu. İdeolojik aynılaştırmayı pompalamayan merkeziyetçi bir yapının var olmaması özgür ve farklı düşünce ortamlarının olmasını sağladı. Ayrıca Almanların bu geç uluslaşmasından dolayı ne sömürgeleri vardı ne de coğrafyaları doğal kaynak zenginiydi.
(bkz: resource curse)

Naziler iktidarı almadan Berlin dünyanın en özgürlükçü şehirlerinden biriydi. Bakma bazıları Hitler Almanya'ya sanayi devrimi yaptırdı der. Almanya zaten devdi ve bir çok umut vaadediyordu. Naziler bu sanayiyi kendi amaçları için sömürdü ve onlarca başarılı bilim adamının dünyaya dağılmasına sebebiyet vererek Almanya'nın geleceğini çaldı.
0
nrn
(08.01.19)
oncelikle, insanlari irklarina gore ayirmayi, etiketlemeyi dogru bulmuyorum. her birimiz insaniz. irk kategorizesi dogru degil. ben dunya'ya o gozle bakmiyorum.

bos isle ne kadar az ugrasirsan, kim olursan ol yaptigin iste basarili olursun. seni ilgilendirmeyen, isin olmayan seylerle ugrasmak, zaman oldurmek yerine herkes sadece kendi isiyle ugrasip isine kafa yorsa, odaklansa dogal olarak parildar.
0
Leonardo~Da~Vinci
(08.01.19)
Eğer barbar halk arıyorsan önce kendi ait olduğun halka bakmanı tavsiye ederim :)
Almanya'nın bilimde Amerika'dan veya Britanya'dan üstün olduğunu söylemek pek mümkün olamaz. Eğer anglosaksonların (alman+ingiliz+iskoç vs) kavim olarak bilim ve diğer şeylerde diğer topluluklardan üstün olduğunu söylersek bu daha doğru olur.

Anglosaksonların üstün olmasındaki zannımca temel sebep şudur:
Fenotip = Genotip + Çevre. Eğer tüm canlılığın tek bir ortak atadan geldiğini düşünürsek genotipi bir kenara koymamız gerekir. Geriye tek bir şey kalıyor: Çevre
Dikkat ederseniz bilimsel ve kültürel olarak en gelişmiş toplumlar hep iklimin soğuk, havanın genel olarak kapalı olduğu yerlerde yaşıyor: Almanya, İngiltere, İsveç, ve Kuzey Avrupa'nın tamamı, hatta Rusya. Amerika'yı saymıyorum çünkü Amerika zaten biyolojik tarihi göz önüne aldığımızda çok yeni bir ülke. Zaten Amerikan toplumunun ana direği de anglosakson'dur.

Peki neden soğuk iklimde yaşayanlar bu konularda daha üstün oldu? Bence 1- Soğuk hava insanları ısınma, barınak, besin bulma gibi problemlere daha mekanik ve pratik çözümler bulmaya zorladı, bu da bu insanların beynini daha fazla çalıştırmasına neden oldu. Yıllar geçtikçe beyinleri sürekli problem çözme ve fikirler üretmeye yönelik evrimleşti.
2- Soğuk hava insanların sürekli topluluk halinde hareket etmesinden çok, mekansal zorluklar nedeniyle bireyselleşmeye itti. Yalnız kalmanın vermiş olduğu düşünce egzersizleri fırsatı da onların yeni ve yaratıcı fikirler üretmesine sebep oldu. Ve yılllar yılı beyinleri yine bu yönde evrimleşti.

Eğer dünyanın siyasi haritasına bakarsanız nerede gelişmemiş, sürekli birbirine yiyen insanlardan oluşan ülke görseniz hep sıcak iklim ülkeleridir. (İstisnaları hariç tutuyorum) Bkz: Ortadoğu, Türkiye, Afrika'nın tamamı, Latin ülkeleri, Çünkü evrimsel olarak bu saydığım çevresel avantajlara sahip değillerdi.

Çevre ve doğa, varlıklara bilgiyi kodlayan yegane veri deposudur. Bu yüzden bir soruya cevap arıyorsanız, o sorunun içinden çıktığı çevreye bakın derim.
0
fobfilm
(08.01.19)
why nation fail kitabını okursanız iklimin gelişim ile ilgili olmadığını göreceksiniz, yine 1000yılındaki medeniyetler ve m.ö. medeniyetler bunların başlıca sebepleri

bir çok sebep var ama ben temel bir sebepten bahsedeceğim

adamların her meslek için idol aldıkları en az 10 adam var
mesela
makineci, kimyacı, sosyolog, doktor, arkeolog, şair, yazar, felsefeci, atlet, psikolog vs
hadi bırak doğa bilimlerini vs diyelim ki hobi olarak taş topluyorsun veya yaprak biriktiriyorsun bu gibi şeyler için bile adamlarda idol alabileceğin en az 10 adam var ve bu idoller kendi mesleki yeterliliklerini ve geçmişlerini kitaplaştırmışlar ve müzeleştirmişler.

mesela çok iyi bir mühendis olmak istiyorsan idol alabileceğin en az 50 adam var bunların hepsinin müzesi, kitabı ve kendi otobiyografileri var. okuyup haa demek ki böyle yapmış diyebiliyorsun.

bizde her mühendis tekerin icadından başlıyor işe. o alman yapar aq temel bir bariyer olmuş çünkü araştırmasa da bakıyor geçmişine öyle ahım şahım bir iş yapan adam yok. bilinç altında kayıtlı bu maalesef.

bizde 1400'lü yıllardan beri kim var? oktay sinanoğlu mu? yunus çengel mi? hüsnü özyeğin mi? kim var doğru dürüst tanıdığımız veya araştırıp bulmak istediğimiz.

yani elemanlar hangi meslek dalı olursa olsun o mesleğin etiğini, kültürünü bir sonraki insanlara bırakıyor ve yeni gelen adam oradan daha güçlü bir şekilde devam ediyor.
0
dedim dedim de kime dedim
(08.01.19)
@dedim dedim o kitapta ne yazıyor bilmiyorum ama bahsettiğin şey biraz anlamsız. Bu onlarca idol neden onlarda ortaya çıktı'nın cevabı nedir o zaman? Doğanın her şeyin sebebi olduğu benim teorim değil zaten (Eğer bir sebep sonuç ilişkisi kuracaksak) Bilim adamlarının hemen hepsi bunu söylüyor, buna Einstein da dahil. Bahsettiğin kitaptan daha güçlü referanslar anlayacağın.
0
fobfilm
(08.01.19)
@fobfilm

senin için ekran görüntüsü aldım hocam, osmanlıya biraz giydirmiş ama olsun. culture'den önce çoğrafya iklimi vs açıklıyor işte.

i.hizliresim.com

www.dr.com.tr

burada çeşitli hipotezleri örnekler ile açıklıyor bu çoğrafya, iklim, kültür cahillik vs etkili midir diye.

işte adamlar da mükemmel bir kültür aktarımı alışkanlığı var. bu sadece bilimsel değil puzzle yapan adam bile neyi nasıl yaptığını insanların nasıl yapması gerektiğini vs yazıyor ve sonraki nesile aktarmaya çalışıyor. bir tür toplumsal alışkanlık biraz almanca literatür taradığında taş toplayıcıların (amatör) klüplerini bu klüplerin kendi müzelerini falan görüyorsun. kafayı yersin yani.

bu alışkanlık kaç yılında nasıl başlamış onu bilmiyorum.
0
dedim dedim de kime dedim
(08.01.19)
@dedim dedim bu bahsettiğin aktarma alışkanlığı bir sebepten ziyade doğanın beyinlerine bahşettiği özelliklerin sonucu. Daha temel/biyolojik düzeyde bakarsak anahtar bir şekilde: çevre. Soğuk ve kapalı iklimin neden olduğu fikri ise tamamen bana ait tabi, doğru olabilir yanlış olabilir bilemem orasını. Ama doğanın etken olduğu fikri bilimsel olarak ispatlı. Seni hariç tutarak söylüyorum, bu söylediklerim Evrim'in doğruluğunu kabul etmeyen bir insan için hiçbir anlam ifade etmez tabi.
0
fobfilm
(08.01.19)
celal şengör'ün bu konudaki cevabı:

www.youtube.com
0
gezegen olan pluton
(08.01.19)
nrn güzel bir noktaya değinmiş. Bir yerde ne kadar çok merkeziyetçilik ne kadar çok tek başlılık varsa gelişme o kadar az oluyor. Almanya sadece bilim alanında böyle değil. Ufak ufak köyler bile 200 küsür yıllık biralarıyla meşhur. Kendi kimliklerini oluşturmayı başarabilmişler. Nüfusu 1.000'i anca bulan köylerin dünyaya kültür ihraç edebilmeleri muazzam bir şey. Nişanyan bu nedenle Almanya'nın neresine gitseniz bu şehir-taşra farkına pek rastlamazsınız diyor.

Ufak ufak şehirlerinde kasabalarında bile belirli alanlarda bilinen bir sürü eğitim kurumları var. Yanlış hatırlamıyorsam deneye dayalı eğitim reformunu Avrupa'da ilk uygulayan ülkelerden biriydi Almanya. Bir de sanayi ve eğitim kurumları arasındaki bağ güçlü. Otomotiv gibi alanlara yönelik meslek okulları sektörden direkt destek alıyor.
0
bruce mclaren
(08.01.19)
(14)

Çok Konuşanlar

herhaltibiliyoring
Çevresindeki insanları sıktıklarının farkinda degiller mi yahu? Yanlarından kırmadan nasıl kaçacağımı şaşırıyorum.
Çevresindeki insanları sıktıklarının farkinda degiller mi yahu?
Yanlarından kırmadan nasıl kaçacağımı şaşırıyorum.
0
herhaltibiliyoring
(08.01.19)
duymamayi öğreniyor insan
0
hasmetizm 2046
(08.01.19)
off hayattaki en büyük problemlerimden biri bu olabilir. sürekli tepki verme ihtiyacı hissediyorsun, en olmadı gülümseyip kafa sallayıp duruyorsun falan fenalık getirici bi olay. ama farkında değiller yani eminim ondan.
0
bxgx
(08.01.19)
Geveze mağduru azmış.
0
🌸herhaltibiliyoring
(09.01.19)
Farkındayım ve kontrol etmeye çalışıyorum ama her zaman başarılı olamıyorum. Yeni tanıştığım insanlara baştan söylüyorum ve uzatırsam uyar, kırılmam diyorum.
0
Bruce
(09.01.19)
Sıvışmak gerçekten zor. Hele etrafta başka kimse yoksa daha da zor oluyor. Sürekli göz gözesin ve adam hiç boşluk bırakmadan konuşuyor. Hele kurdukları cümleler yapı itibariyle hepten çileden çıkartıyor insanı. Çünkü kurdukları cümlelerin yapısı, ardından 5, 6 cümle daha gelmezse anlamsız olacak türden cümleler. Ve konuşma boyunca hep bu türden cümleler kurdukları için bazen konuşmanın sonsuza dek süreceği hissiyatına kapılıyorsun. Böyle olunca daha da kötü hissettiriyor . :)
0
fobfilm
(09.01.19)
gerek yok her sözü laf ile beyana
bir bakış bin laf eder bakıştan anlayana

biraz sikik edebiyat dergilerinden fırlamış gibi görünsede anafikir güzel
0
bardakigüneşgözlüğü
(09.01.19)
Bunun daha korkutucu olanı "yüksek sesle çok konuşmak." Arkadaş grubumuzda böyle birisi vardı kalabalıksak ortamdan kendimi telefonla soyutlardım. Baş başa kaldığımızda da tepki vermeme yöntemiyle savuştururdum. Hatırladım yine irkildim.
0
ruhen hastayim ben
(09.01.19)
ben görüşmeyi kesiyorum
geçen haftasonu bir arkadaşım misafir oldu bendeki bir ev toplanmasına
başka bir arkadaşımızı da çağırmak istedi
sırf çok konuşuyor diye çağırmadım
0
superb
(09.01.19)
Hayır değiller :/

Ben çok konuşmayı sevmiyorum, arada bari konuşayım da o sussun diyorum da yine evet öyle de diyerek beni bastırıyor.

Tahammül edemiyorum, dinlerken yoruluyorum, bir yerden sonra aynı şeyleri söyleyip duruyor zaten. Artık telefonlarını açmamaya, metroya iniyorum gibi yalanlar söylemeye başladım.
0
chicha
(09.01.19)
tanıdığım yaşlı bir avukat var. çok konuşması o kadar meşhur ki adamın duruşmada hakim bayıltmışlığı var. benim çok konuştuğum zamanlar da var ama genelde sustuğum zamanlar daha çoktur.

yine eski bir çalışanımız var o kadar çok konuşuyor ki o gelince odadan çıkıyolar :( diyoruz yarı şaka yarı ciddi. ama enerjisinden hiçbir şey eksilmedi.
0
damla sakızlı dondurma
(09.01.19)
ne konuştuğuna bağlı. mesela cem yılmaz da çok konuşuyor.
0
for day to break
(09.01.19)
çoğu farkında aslında genel olarak çok konuştuğunun ama durduramıyor kendini, konuştukça konuşası geliyor. ben bi süre sonra dinlemiyorum artık. çok konuşan insanlara önerim youtube kanalı açıp orada konuşmaları. hiç beklemediğim bir anda, ilgi duyduğum ya da duymadığım bir konu hakkında bilgi paylaşılmasını istemiyorum. istediğimde youtube'da buluyorum zaten anlatan birini, en azından hızını değiştirebiliyorum ya da sıkıldığımda durdurabiliyorum.
0
kronik
(09.01.19)
Ben de duruma göre çok konuşuyorum. Farkına da varıyorum aslında ama beynim durmadan konudan konuya atladığı için ve onların da ilgili olduğunu düşündüğüm için söylemek zorunda hissediyorum. Ha ama baya hızlı konuştuğum için genelde karşımdakini sıkacak kadar uzun sürmüyor konuşmam ama yeni tanıştığım biri cidden şoka uğruyor hsdhsd

Bu arada alkol alınca ve heyecanlanınca ciddi bir bombardımana dönüşüyorum. O zaman otokontrol mekanizması da zayıflıyor tabi, karşımdaki beni uyarmak zorunda kalıyor ama kırılmıyorum zaten hatta genelde ben diyorum çok konuşursam uyar diye.

Yavaş ve çok konuşan insanlara ben de aşırı uyuz oluyorum bu arada..
0
nundu
(09.01.19)
Ben anlıyorum karşımdaki sıkıldıysa ama duramıyorum:(
0
jazzabel
(09.01.19)
(5)

Yerel Seçimlere neden bu kadar önem veriliyor

Jeckson
iktidar partisi neden seçimlere bu kadar önem veriyor, yani bir şehri kaybedip kaybetmenin ne önemi var artik, genel yonetime sahipler artik.neden bu kadar onemsiyorlar? kaybetselerde birkac sehir gene de olur gibi.
iktidar partisi neden seçimlere bu kadar önem veriyor, yani bir şehri kaybedip kaybetmenin ne önemi var artik, genel yonetime sahipler artik.

neden bu kadar onemsiyorlar? kaybetselerde birkac sehir gene de olur gibi.
0
Jeckson
(08.01.19)
büyükşehirleri kaybetmeyi göze alamazlar. özellikle istanbulu kaybederlerse sıkıntı büyük demektir.
0
sutlu nescafe
(08.01.19)
Merkezin eli kolu taşradır, illerdir, ilçelerdir. Hakimiyet alanıdır. Otoritesini ve varlığını hissettirdiği yerdir. Kaybedilen bir büyükşehir yahut ilçe, yeni yönetimle beraber yeni kimlik kazanmaya başlar, haliyle her yerde diğer partiye ait birşeyler görür ve bu da seçmendeki güç ve hakimiyet algısını kırar.

Böyle böyle iktidar partilerine olan alaka da azalacağından iktidarlar bunları kaybetmeyi göze alamaz.

Ben yerel yönetimlerin iktidarların pr çalışmaları olduğuna inanan biriyim. Recep Tayyip Erdoğan'ı "Reis" mertebesine getiren İstanbul Belediye "Reisliği"dir (eskilerin tabiri kullanılmıştır). O zaman İstanbul için yaptıkları gerçekten İstanbullu'nun arzuladığı şeylerdi. Bunlar onun için bir referans oldu. Parti kurdu, iktidar oldu. O referansla "belediyeciliği bilen insanlar" hüviyetiyle güneydoğu ve sahil şeridi hariç her yeri kazandı.

Bir tarihçi olarak şunu söyleyeyim. Her siyasi güç geldiği şey üzerine muhtaçtır ve neyle geldiyse onla gider. Tarihte darbeyle yönetime gelenler darbeyle gitmiştir, doğal yollardan gelen genelde doğal yollardan gitmiştir. Bu iktidar, belediyecilik referansı ve ekonomik kriz üzerine geldi. Bu ikisi zedelenirse sonu getirir.
0
deveyi diken adamin ta kendisi
(08.01.19)
Belediyeler ulkeye para getiriyor bir yandan da, ornegin sehre turizm cekebilirsen otelciler, isletmeciler para kazanir.
0
Traveller
(08.01.19)
Belediye bütçelerine oluk oluk para akıyor da o yüzden. Tayyip ülkeyle alakalı para eden her kurum için, örneğin her sokağa partilerden bekçi seçilecek olsa ve ona vergilerden gelecek parayla bir bütçe ayrılacak olsa, onu bile almak için gece gündüz miting yapar. Siz bu zatı hala tanıyamamışsınız.
0
fobfilm
(08.01.19)
istanbulu kaybedersen türkiyeyi kaybedersin. en çok vergi veren ekonominin döndüğü bir şehiri kaybetmek iktidarı kaybetmek gibi bir şeydir. taşra bu hükümetin eli ayağı her şeyi. taşrayı kaybederse tüm gücünü kaybeder. anadoludaki ücra bir ilçenin ücre bir kasabasına tek muhtarla ulaşabiliyor bu hükümet.

istanbul hariç çok darbe vuracak şehir az. mesela ankarayı kaybettiler gibi duruyor, kaybedip çok ağır yara verebilecek şehir sayısı az.
0
mikahakkinen
(08.01.19)
(4)

kevin spacey hakkında

avianthem
bu adam malum konudan gömüldü o kadar ama... siz ne düşünüyorsunuz? sizce de gömüldüğü kadar suçlu mu?house of cards'a yeni başladım da, adamın aktörlüğüne hayranlığım depreşti yine. duyuru ahalisi bu konuda ne düşünüyor merak ettim.
bu adam malum konudan gömüldü o kadar ama...

siz ne düşünüyorsunuz? sizce de gömüldüğü kadar suçlu mu?

house of cards'a yeni başladım da, adamın aktörlüğüne hayranlığım depreşti yine. duyuru ahalisi bu konuda ne düşünüyor merak ettim.
0
avianthem
(07.01.19)
Ben yapılan linçlerin bu kişilerin hak ettiği cezadan fazlası olduğunu düşünüyorum. Kevin Spacey aldığı cezadan veya yaptığı hatadan ders çıkarmayacak bir insan değil. Ayrıca bu linç furyasında çoğu ünlünün suçlandığı olaylar oldukça eski tarihlere dayanan, artık ispatlanması zor olaylar. (İddialar doğru olmayabilir manasında söylemiyorum) Bu insanlara yapılan topyekün ve tavizsiz saldırı, sanki onların işlediği suça karşı bir ceza veya toplumu bilinçlendirme amacı taşımaktan çok, intikam amacı taşıyor hissiyatı uyandırıyor.
0
fobfilm
(07.01.19)
Sanmiyorum. Hollywood'da bir taciz furyasi aldi yurudu, bana pek dogal gelmiyor bu mevzularin birden patlak vermesi. Inandirici da gelmiyor iddaalar.
Ben Affleck:i bile tacizci yaptılar ortada bir sey yokken. Ilgili olaydski (olay!?) da "yani durumdan hosnut görünüyorum ama o zmanlar küçüktüm aklim etmiyordu dedi. Bahsettigi yas 25 yas!

Konuyu dağıttık ama kısacasi Spacey'in o kadar suclu olduğu dusunmuyor, hatta belki suclu bile olmadigini düşünüyorum. Amerika'da muthis bir linc kulturu var ve politikaci, oyuncu, sarkici, alasagi edemedigi hicbir sey yok. Bu ulkenin linc kulturu benzersiz.
0
stavro
(07.01.19)
Bu heriflerin hangisi suclu anlasilmiyor ki, gercekten suclu ama cok basariliysa lobisi hemen olayi ortuyor.

Cok unlu degilse lobisi yoksa sucsuz bile olsa gomuyorlar.
0
acemi
(08.01.19)
sanırım şu 23 yaşında adamın bi tarafını elledigi olaydan bahsediyoruz, başka boklar yediyse bilemem.

davası yakın bir tarihte, en son insta'da house of cards'la ilgili bi şey paylaşmıştı, yeniden gelmesine bi sinyal çakar gibi. aklanacagini biliyor diye düşünüyorum, çünkü elledigi adam herhangi bir karşı koyma yapmamış ona karşı, yani gayet hoşuna da gitmiş belli ki ama sonra kim eline para verdi de yıllar sonra Kevin'in üstüne yürümeye karar verdi, orası meçhul..
0
mehmed resad
(08.01.19)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.