Giriş
(14)

Bu ayakkabıyı aliyim mi

hjarteblod
Erkeğim, 19 yaşındayım, ayaklarım 38, kumralım aslında ama sarışın diyenler de var. gözlerim yeşil. genelde gömlek+kazak giyiyorum. özgün sinemayı ve popüler bilim kitaplarını severim.http://www.hepsiburada.com/liste/converse-132795c-os-academy-trim-charcoal-runner-yellow-black-unisex-spor-ayakkabi/
Erkeğim, 19 yaşındayım, ayaklarım 38, kumralım aslında ama sarışın diyenler de var. gözlerim yeşil. genelde gömlek+kazak giyiyorum. özgün sinemayı ve popüler bilim kitaplarını severim.

www.hepsiburada.com

alim mi? cok sevdim. sarılı siyahli.
0
hjarteblod
(08.12.13)
Çok sevdiysen al tabi yaşına da uygun.
0
jacque
(08.12.13)
Ayakkabının adında sex geçiyor. Bence alma.
0
armagan
(08.12.13)
0
japon askeri
(08.12.13)
ciddi ayakkabılar giy.alma böyle şeyler.zaten ufak tefekmişsin hiç olmaz.
0
gorki
(08.12.13)
ilkini al ikinciyi alma bence.
0
kyha
(08.12.13)
@ gorki, 38 numara ciddi ayakkabı bulmak mesele :/
0
🌸hjarteblod
(08.12.13)
Ayaklar naıl 38 numara ya? Ben hiç beğenmedim düz converse al işte. En güzeli onlar.
0
ontheroad
(08.12.13)
@ ontheroad, ayağımız öyle kalmış. napabilirim. standart converse sevmiyorum ya o da çok 14 yaş işi. bunlar da çok matür işi sayılmaz tabi de, diğerleri tam yani.
0
🌸hjarteblod
(08.12.13)
Ben de 19 yaşındayım arada severek giyiyorum düz converseleri. çocuk durumu olduğunu sanmıyorum. Düz değil başka converse bakabilirsin ama bunlar kötü geldi nedense.
0
ontheroad
(08.12.13)
bence popüler bilim kitapları seviliyorsa aksine asla alınmamalı bu kitap ay ayakkabı!
0
sanal hayvan
(08.12.13)
ikisini de alma.
0
falafila
(08.12.13)
al al, ikisini de al. ya ne bu yaş kıyafet uyumu vs. merakı? küçük gözüksen ne olacak? 33 yaşında arkadaşım var, erkek, ufak tefek tombik bi adam, ama taş çatlasın 87li gösteriyor -hatta ben daha bile küçük sanmıştım da, neyse- böyle renkli giyiniyor, kırmızı converseleri falan var. ne güzel işte neşeli, hayat dolu. ciddi giyinince hiç sevmiyorum mesela.

ha ama etkilemek istediğim kız var, yaşımda/yaşımdan büyük göstermek istiyorum, dersen bilemiycem. sizin yaşlarda bu tip şeyler önemli oluyor -ben de çok yaşlıyım da (!) - gene de, seni seven tercihlerinle sevsin, ilki güzel bence -ikincisi de güzel de, ben deri converselerle pek rahat edemiyorum, daha önce giyip de rahat ettiysen al derim.

edit: bana ne ya ne dert edicem usta, takıl kafana göre o zaman ne soruyosun? ayrıca yaşa takılmak diğer özelliklerine takılmaktan daha mantıklı, boynunda kocaman bir ÖZGÜN SİNEMAYI SEVERİM yazan tabelayla dolaşmadığın sürece, sanki dışardan bakınca anlaşılıyor da.
0
pasp
(08.12.13)
@ pasp, abi orda özgün sinemayı ve popüler bilimi severim de yazıyor, yaşa mı takıldın ya. klasik düz renkli ince converse'ler çok niteliksiz geliyor bana, yani beğenmediğim için tercih etmiyorum açıkçası. yaşa takılan biri olsam sırf ciddi görünsün diye bot mot giyerdim yaz kış, vans'e converse'e dadanmazdım hiç. taşak geçiyoruz yani sakin ol, ufak tefek olan ve bundan rahatsız olmayan biriyim ben. gecenin dördünde dert etme bunu ^^
0
🌸hjarteblod
(08.12.13)
ilki eh, ikincisi iyyyyyrenc
0
xfestos
(08.12.13)
(16)

burclara inaniyor musunuz?

evreka
az once tv'de bir kadin gordum, yorumcuymusmus, cok mutluymus insanlar onu cok seviyormus filan, konusuyordu. bana cok aptalca geliyor. yani seyi anlamiyorum, koskoca evrendeki kucucuk noktalariz, nasil olur da yildizlarin gok cisimlerinin hareketinden hayatimizin etkilendigine inanabiliriz? yani ol
az once tv'de bir kadin gordum, yorumcuymusmus, cok mutluymus insanlar onu cok seviyormus filan, konusuyordu.

bana cok aptalca geliyor. yani seyi anlamiyorum, koskoca evrendeki kucucuk noktalariz, nasil olur da yildizlarin gok cisimlerinin hareketinden hayatimizin etkilendigine inanabiliriz?

yani olayin sacmaligini gectim, skalar olarak da mantiksiz yani.
neyse. siz ne dusunuyorsunuz bu konuda?
0
evreka
(08.12.13)
90'larda baya popilerdi ama artık pek duymuyorum işin aslı. öncelerden isim sorar gibi burç sorarlardı.

inanmıyorum tabi ama geyiği güzeldi.
0
mayhemdemon
(08.12.13)
Şöyle, mesela şu burcun özelliği şudur diyorlar, dikkat ediyorum harbidende öyle. Ben başak burcuyum mesela, burcumun çoğu özelliği evet bende var. Ama o dediğin mallara inanmam.
0
eyyor
(08.12.13)
Yıldızı bahçendeki ağac düşün.. Ağaç dalları sallanıyorsa&sallanıyorsa ... O zaman bi kısmetin var senin.. Düşmanların çok olacak bu yıl.. Tabi... Ağac sarksın yeter ki :D
0
urnganic
(08.12.13)
Yani başka bir alemde olan fiziki şeyler senin kaderinin emaresi olacak ha? Saçma oldugunu dusnuyorum tabi..
0
urnganic
(08.12.13)
burçlarla çok ılgılenmem ama genel mantık, yılı element gruplarına ayırmıs olması. ates su hava ve toprak. herbırını bellı ay aralıklarını kapsar ve bu aralıklarda dogan ınsanların ortak ozellıklerı var, bu da aslında mevsımsel bir etkı. mevsımlerı de etkıleyen sey gunese yakınlık fln, ayrıca ay ın dunya uzerınde cekım nedenıyle etkılı yuksek dolayısıyla insanlar üzerinde de. dunyada hersey bırbırını etkıler, dolayısıyla evrende de..
0
thankyoumoreplease
(08.12.13)
inanmam. gezegenlerin oluşturduğu manyetik hareketlerin insan psikolojisinde etkili olabilmesi çok da imkansız gelmiyor bana fakat astrolojinin yaptığı genellemelerin içi boş bence. venüs geri çekilecek dolayısıyla kaynınızla birtakım problemler yaşayabilirsiniz. yok deve.
0
falafila
(08.12.13)
hayır, inananları da ciddiye almıyorum.
0
repins
(08.12.13)
bazen gerçekten çok tutabiliyor ama ben sebebinin gezegenler, doğum tarihi falan değil; döllendiğimiz tarih olduğunu düşünüyorum. sadece tahmin tabii ki oturup da araştırmadım pek ilgimi çekmiyor.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(08.12.13)
Hayır. Bilimsel araştırma yöntemleri diye bir şeyler var. Bilimsel araştırma yaparken çeşitli yöntemler kullanılır. Bu yöntemlere göre astroloji hakkında deneyler yaptığınızda, komple astrolojinin yalan olduğunu görüyorsunuz. Astroloji zaten bilim değil, sözdebilim. Sözdebilim diye bir şey var bu arada.
0
grgn
(08.12.13)
evet inanıyorum
0
dafuq
(08.12.13)
başka bir varlığın varetmediği ve her zaman varolan cezalandırıcı-ödüllendirici bir varlığın her şeyi varettiği, her şeyi gördüğü-bildiği halde günahlarımızı, sevaplarımızı yazan birer meleği omuzlarımıza konduran 'affedici' olan ama yine de karaoke odaları gibi temalı cezalandırma odaları bulunan bir yaratıcı fikrinden daha akla yatkın geliyor.

bu, nedensiz yere sevemediğimiz bir insan birden bulunduğumuz ortama girdiğinde vücudumuz garip sinyaller veriyorsa (huzursuzca bacağımızı ritm tutar gibi sallamak), ya da aşık olduğumuz insan yanımızdayken hayatı nasıl daha toz-pembe görüyorsak ya da uyuşuk biriyle takıla takıla uyuşuklaşmanın bir benzeri. sadece her bir insanı bir gezegen olarak düşünmek gerekiyor. o insanların yaydığı enerjiden etkileniyoruz ister istemez, gezegenlerden neden etkilenmeyelim?
0
supersonik turbo
(08.12.13)
gezegenlerin manyetik çekimlerinin insan fizyolojisi üzerine etkisine dair uluslararası bilimsel dergilerde yayınlanmış tek bir makale dahi bulamazsınız, çünkü böyle bir etki yok.

güneş sistemindeki gezegenlerin adını sayamayacak düzeyde astronomiden bihaber insanların, astroloji denen soytarılığı götlerini yırtarcasına savunmasında da ironinin en nadide çeşitlemelerini görebilirsiniz.

insanlar neye inanmak istiyorlarsa ona inanabilirler, bunda hiç bir problem yok. ancak bunların bilimsel olduğunu, gerçek olduğunu iddia etmek; işte bu gerizekalılar konvoyonun en önünde bayrak taşımak demektir.

nasıl olur, gezegenler bizi etkilüyür, psikolojimizi şeyedüyür diyen arkadaşları, bu konuda yayınlanmış bilimsel bir makalenin linkini vermeye davet ediyorum. ( şair burada bilimsel derken harun yahya bilimselliğinden bahsetmiyor. (bkz: bilimsel makale)
0
thracia
(08.12.13)
Burçlar saçmalıktır, şarlatanlık ürünüdür. İtibar etmeyiniz.
0
kisa bisey olsun istemistim
(08.12.13)
click here to see her naked
(08.12.13)
ikizler burcu var,buna kesinlikle inanıyorum.
0
rock n roll
(08.12.13)
insanın burçlara inanması için salak olması lazım. uzun tecrübeler sonucu söylenmiş bir sözdür.
0
i ve been mistreated
(08.12.13)
(3)

Kitap - Otomatik Portakal'dan sonrası

okuyamıyom ben ya
Ne okuyayım ki böyle tatlı tatlı devam edeyim? Fahrenheit 451 de iyiymiş sanırım. Düzgün her kitap tavsiyesine açığımdır.
Ne okuyayım ki böyle tatlı tatlı devam edeyim? Fahrenheit 451 de iyiymiş sanırım. Düzgün her kitap tavsiyesine açığımdır.
0
okuyamıyom ben ya
(07.12.13)
Fahrenheit 451 iyidir, tavsiye ederim.
0
falafila
(08.12.13)
mülksüzler müthiştir..
0
thankyoumoreplease
(08.12.13)
okumadıysan, cesur yeni dünya.
0
falafila
(08.12.13)
(9)

Hangi ayakkabı? [kadınlara 10 puanlık soru]

unalub
hangisi daha güzel sizce?
hangisi daha güzel sizce?
0
unalub
(06.12.13)
ille de biri olacaksa bence ikincisi. ama onun da topuğu sevimsiz biraz.
0
falafila
(06.12.13)
2.
0
1a2b3c4d
(06.12.13)
falafila +1
0
ontheroad
(06.12.13)
ikisi arasında ikinci ama daha iyisini bulabilirsin bence.
0
mayaa
(07.12.13)
Ben de sağdakinin topuğunu beğendim sadece.
0
loralynn
(07.12.13)
2. güzel ama bakmaya devam edin, daha güzellerini bulabilirsiniz..
0
mutekebbir
(07.12.13)
ben bunların ne ayakkabısı olduğunu bile anlayamadım. yani kadında da erkekte de garip gelir benim gözüme. tövbe estf.
0
der meister
(07.12.13)
Hacıların giydiği meslere benziyo bence ikisi de kötü.

mes ney la diyenler için: kadirterlik.com
0
sadecece
(07.12.13)
seçenekler sadece bunlarsa 2.

ayrıca boyunun 1,65 ve üzeri olması gerekir bunları giymen için. neden ? çünkü boğazı yüksek, bacak boyundan kesiyor.
0
jimjim
(07.12.13)
(9)

Yaşlı Erkeklerle birlikte olan Genç Kadınlar

mountaincat
Roberto Cavalli'nin genç sevgisiyle olan haberini okudum da şimdi aklıma iki soru geldi.1 - Erkeklerin 70'den sonra falan kamışa su yürüyor mu hala ya?2 - Bu genç ve güzel hatunlar neden bu 70+ erkeklerle birlikte oluyor? Yani konu paraysa zaten o zenginlikte daha genç bir erkeği tavlayabilirler, ne
Roberto Cavalli'nin genç sevgisiyle olan haberini okudum da şimdi aklıma iki soru geldi.
1 - Erkeklerin 70'den sonra falan kamışa su yürüyor mu hala ya?
2 - Bu genç ve güzel hatunlar neden bu 70+ erkeklerle birlikte oluyor? Yani konu paraysa zaten o zenginlikte daha genç bir erkeği tavlayabilirler, neden bu ihtiyarlarla uğraşıyorlar?
0
mountaincat
(06.12.13)
2- Para. Çünkü ihtiyarları "tavlamak" daha kolay.
0
falafila
(06.12.13)
ihtiyarlar ölünce para onlara kalıyor.
0
goldentitan
(06.12.13)
istediğimiz sorudan başlayabiliyor muyuz?

2. adam geberip gitsin, paracıklar bu tazeye kalsın.
1. yürüyor.
0
[silinmiş]
(06.12.13)
viagra, cialis...
şahsen 50 yaşlarındakileri çekici bulabiliyorum, ama daha fazlası epey zor. paradan bağımsız bir çekicilik var yani ama 70 çok abartılı geliyor.
0
loralynn
(06.12.13)
1- viagra icat oldu...adam sağlıklıysa olabilir
2-genç ve güzel hatunlar +40 her yaştan adamla birlikte oluyorlar olmuorlar diye bişey yok bence. illa sebep ararsak da; o zenginlikte daha genç erkekler de genelde rahip hayatı yaşamıyorlar 3er 5er 10ar bu hatunlarla takılıyorlar -tek eşli zengin görmedim gibi bişey- belki bu hengamede kaybolmak gitmek istemiyordur, belki 70+ adamlar daha bonkördür?
0
niye ama
(06.12.13)
(bkz: golddigger)
0
sanal hayvan
(07.12.13)
nerden biliyorsun o zenginlikte daha genç erkek bulabileceğini. Şöyle ki daha genç erkekler pek mal mülk vermiyordur belki böyle hediyelere boğmuyordur zaten etrafında zibil gibi böyle kızlardan vardır.
0
ekaterina
(07.12.13)
basond
(07.12.13)
Erkegin 70 yasinda kadininsa genc olmasi abarti tabi ama 15 20 yas fark olan tum iliskiler para icin degil. Gercekten seven de var
0
kullanicadi
(07.12.13)
(4)

Hukuk kariyer

lawist
İstanbulda iyi bir ortalama hayat için ayda 10 000 tl kazanmak gerekiyor .bir avukat genelde bu paraları mesleğin kaçıncı yılından itibaren kazanır ? Herşeye sıfırdan başlayan birisi için soruyorum
İstanbulda iyi bir ortalama hayat için ayda 10 000 tl kazanmak gerekiyor .bir avukat genelde bu paraları mesleğin kaçıncı yılından itibaren kazanır ? Herşeye sıfırdan başlayan birisi için soruyorum
0
lawist
(06.12.13)
ingilizcen varsa 5, yoksa 8. azimli olduğunu ve şansının yaver gittiğini varsayıyorum.
0
falafila
(06.12.13)
hukukla ilgili bir şey söyleyemeyeceğim ama istanbul'da yaşamak için gerekli tutar konusunda insanlar çok çok fena sallıyor. hayattan beklentiniz nedir, yaşadığınız yerde havuzlu villa mı var veya sabah akşam para mı harcıyorsunuz bilmiyorum ama bahariye caddesi üzerinde tertemiz dayalı döşeli NEFİS bir daire 1500 lira.

evli ol, eşin çalışmasın, iki çocuğun olsun... buna rağmen 5000 lirayla şov yaparsın yahu.

ortalama hayat için 10 bin liraya ihtiyacın varsa hukukla falan uğraşma, direkt gidip öl bence.

imza: son zamanlarda "skecem bu istanbul'u, çok pahalı" deyip kırşehir'e yerleşme planları yapan bir öğrenci.
0
der meister
(06.12.13)
der meistera katiliyorum. senin alacagin 5bin civari paraya esinin alacagi 3bin lira civari para da eklenince istanbulda cok rahat bir sekilde, araban evin tatilin yurtdisi gezmelerin ve yurtici gezmelerinden kismayarak yasayabilirsin.
0
yilki ati
(06.12.13)
falafila + 1

Bu arada aslında tutar doğru. der meister'in dediği daireyi merak ettim, çünkü Bostancı-Fenerbahçe şeridinde kiralar 3+1 dairelerde 2500'ü aşmış vaziyette. Bu da demek oluyor ki herkesin "iyi bir ortalama hayat" kıstası farklı. Ömrüm boyunca kira vermeyeyim, evim olsun diyorsan, araba da alacaksan, üzerine çocuk yapıp bir de onu özel okulda okutacaksan (kendime acıdım valla, bu benim işte) 10000 yetmeyebiliyor. O zaman da kazandığın kadarına göre ayağını uzatıyorsun.
0
SiyamkedisiZorro
(06.12.13)
(16)

Fikirlerinize ihtiyacım var. Konumuz çocuk yetiştirme

lazpalle
Şimdi arkadaşlar birinci sınıfa giden 6 yaşında bir kızım var. Kendisi derslerine pek bir düşkün, ödevlerini yapıp üstüne zorla bana okuma yazma çalıştırması yapmam için baskıda bulunuyor. Halihazırda öğrendiği harflerin dışına pek çıkmak istemediğim için de dön dolaş aynı cümleleri yazıp duruyoruz.
Şimdi arkadaşlar birinci sınıfa giden 6 yaşında bir kızım var. Kendisi derslerine pek bir düşkün, ödevlerini yapıp üstüne zorla bana okuma yazma çalıştırması yapmam için baskıda bulunuyor. Halihazırda öğrendiği harflerin dışına pek çıkmak istemediğim için de dön dolaş aynı cümleleri yazıp duruyoruz. Esas konu ise kendisinin durmadan canı sıkılıyor, illa ki bir aktivitede bulunsun istiyor. İşin iyi tarafı benden çok annesine çektiği için kendi başına takılmayı pek sevmiyor, bilgisayardan tabletten çabuk sıkılıyor. Gelelim sorumuza, kızımı farklı aktivitelere hobilere yönlendirmem gerektiğini düşünüyorum. Maddi manada beni çok zorlamayacak (gerekirse de feda olsun zorlarız) ne gibi bir hobiye yönlendirebilirim kendisini? Uzun vadede kendine bir şeyler katabileceği bir alan olursa daha iyi olur.

Not: İşyerindeyim tikler er ya da geç gelecek.

çok teşekkürler arkadaşlar. fikirlerinizi tek tek gözden geçireceğim, kızımın istekleri ön planda olacak tabi ki.
0
lazpalle
(02.12.13)
tam yaşıdır müzik için ve ısrarla spor.
0
dahili meddah
(02.12.13)
müzik ve bale çok güzel olur.
0
akare
(02.12.13)
Valide sınıf öğretmeni olduğu için biliyorum, müfredat haricinde harf kelime çalıştırmak doğru değil. Okuma yazma konusunda o süreci öğretmenine bırakın.

İlerde sizi iyi anmasını istiyorsanız sesini sevdiği bir ensturman çalmasını sağlayın. Şahsım adına çok kızıyorum aileme bu konuda. Zamanında yönlenemedik müzik işlerine acısını çekiyorum hala.
0
sforza
(02.12.13)
müzik kulağı için bir teste girebilir bence, spora mutlaka yönlendir ama satranctan falan sıkılabilir çok sosyalse.
0
paranoyak kedi
(02.12.13)
yüzme diyorum ben de.
0
sistem enkazı
(02.12.13)
yahu niye cikmiyorsunuz size verilenlerden?

bu is icin özel kurumlar var, cocuk ileri zekali olabilir, zevk aliyo olabilir okumaktan, niye engelliyosunuz?
0
serabetan
(02.12.13)
kesinlikle spor olmalı. ve tariften anladığım kadarıyla grup takım sporu olmalı.
eğer sanatla ilgili olacaksa bale güzel bir seçenek olabilir.
ayrıca ne güzel çocuğunuz varmış :)
0
jimjim
(02.12.13)
takım sporlarından biri olabilir diyorum ben de.
o yaşta alışılan spordan kolay kolay vazgeçilmiyor.
ekstra disiplin de kazanır.
beraber karar verin bence, o söylesin yani "basket istiyorum" falan diye.

bir de haddim olmayarak: kardeş de iyi olabilir, uzun vadede çok çok iyi olur hatta :)
0
neyleyim
(02.12.13)
@serabetan
ben tutamıyorum zaten, zorla el yazısıyla yazılmış hikayeler aldırdı bana. okuyup duruyor kendisi. bu arada işin saçma tarafı diğer ders kitaplarında el yazısı yok. sonraki sınıflarda durum nasıl bilmiyorum.
0
🌸lazpalle
(02.12.13)
Resim yapmayı seviyorsa ona yönlendirin derim ben de :)
0
sanal cicek
(02.12.13)
@neyleyim
kardeş konusu da ayrı bir sorun. kızıma haksızlık ediyormuşuz gibime geliyor. o da olacak inşallah.
0
🌸lazpalle
(02.12.13)
sosyalleşip aynı zamanda sıkılmadan disiplin kazanabileceği bir alana yönlendirin bence. tabii ki kendi yetenekleri ve ilgisi doğrultusunda olsun bu yönlendirme. birlikte karar verin. dans, enstrüman öğrenme ya da takım sporlarından biri olabilir.
0
falafila
(02.12.13)
merhaba. telefondan gördüm duyuruyu, resmen uzandigim yerden kalktim gittim bilgisayari actim sirf buna yazmak icin, onemli bir konu cunku.

4 senedir devlet ve kolejde müzik ogretmenligi yapiyorum istanbul'da. bu sene itibariyle birakmis ve farkli muzikal (yine cocuklarla alakali) aktivitelere giriyor olsam da, onlarla yeterince zaman gecirip deneyim sahibi oldum. cocugum yok fakat yüzlerce cocugum oldu her sene. (erkegim bu arada)

öncelikle, kesinlikle "şu enstrüman olsun, sanatın şu dalı olsun" vs. gibi bir yaptiriminiz olmamali. çocuğun kendisi sevmeli ve istemeli o enstrümani veya sanatin o dalini. bu piyano olur, keman olur, bale olur, seslendirme olur, her şey olabilir. basliklar halinde biraz bunlara deginmek istiyorum.


1- enstrüman: piyano şu bakımdan güzel. her türlü müzik (pop, klasik, senfonik, vb.) piyanoya uyarlanabilir öncelikle zengin bir şekilde. üstelik, müziği, armonik yapiyi, en iyi görebileceği enstrümanlardan birisi. dijital piyanolar da artik bolca kullanildigindan, komşularla sıkıntı yaşama derdi de yok. diğer enstrümanlarin bana sorarsaniz babasi gibi. düşünün, biz konservatuvarlarda, senfonik eserleri de, operaları da, ilk başta hep piyano eşlikli calisiyoruz.

ama onun disinda, diger bütün enstrümanlarin da kendisine has güzellikleri var. nefesli enstrümanlar mesela hep cezbetmistir beni, tabi onlarin da kendilerine has zorluklari var. "şan"da olduğu gibi soyut düşünme, diyaframin kullanim ve geliştirme zorlugu, vb..

tek tek tüm enstrümanlara değinmeyeceğim ama eğer kendisini bir "çocuk orkestrasi" veya orkestrali bir çocuk oyununa götürürseniz ve daha sonrasinda "canım, izledigin konserde en cok sevdigin enstrüman neydi, bunlardan bir tanesini öğrenmek ister misin" şeklindeki sorunuza alacağınız yanıta göre yönlenebilirsiniz. daha sonra bir enstrümanın öğrenilmesi ile ilgili zorluklardan, aşılması gereken noktalardan vs. bahsederiz ona, bu tabii ikinci aşama. gerçekten de bir enstrümanı kalpten severek, isteyerek çalışmak ister mi, bunu bir yoklayın.

önerim, kadıköy süreyya operasında haftasonları bazı çocuk oyunları var orkestralı. onlara götürün mesela. içinde hem enstrüman, hem tiyatro, hem şarkı söyleme, hem bale var bu bazı oyunların. böylece neye yönlenmek istediğini, neyden daha çok büyülendiğini görürsünüz.

veya doğuş senfoni orkestrası, beyoğlu gençlik orkestrası gibi orkestraların konserlerine götürün.


2)
bizim bu haftasonu (pazar günü) CRR konser salonunda bi konserişmiz var. dünya koro günü. orada bizim büyük korolar dışında, idso çocuk korosu da yer alacak. eğer koroda şarkı söylemeyi isterse (sakın okul korolarıyla karıştırmasın, bu korolar profesyonel oluşumlardır) onumuzdeki seneler icin ben hocalariyla tanistirip sinava hazirlama ve sokma işlerini üstlenirim.

bu konserin detaylari, ekşi duyuruda en üstte sabitlenmiş duyurumda var zaten. mutlaka "çokseslik"i duyması ve kaliteli zengin armonili eserleri dinlemesini sağlayın. size hatta çocuk korosundan veli olan arkadaşımla da tanıştırırım ve koronun çocuğu üstündeki etkileri ile alakalı bilgilendirmesini sağlarım.

3- seslendirme - dublaj.
ben küçükken bu işte bir süre yer almıştım ama daha sonra başka alana yöneldim. bu da, çocuğunuzun karakteristik bir ses tonu varsa, yönelebileceğiniz alanlardan birisi. bir kayıt yapıp onunla, dinletebiliriz birilerine.

4- resim - bale.
okulda ogretmenleri bu anlamda sizi yonlendiriyor olmali ama yonlendirmiyorlarsa eğer, bu alanlardaki eserleri izlemeye/gormeye gidin beraber cocugunuzla ve ilgisini takip edin, bu konular uzerine konusun kendisiyle. bakalım ne hissedecek yaşıtlarını izlediginde.

5-
ilkokuldan itibaren konservatuvarların yarı zamanlı sınavlarına sokabilirsiniz. kendi okuluna giderken, bir yandan da yarı zamanlı olarak konservatuvara gfidip müzik egitimi alabilir. 2 okul bi arada okuyor yani, haftada belli günler.

bunun tabi yetenek sinavlari var. hangi bölüme gireceğine göre, sinavin icerigi değişir. bale, piyano, flüt, vb.... bunla ilgili ayrintili ayrica konusuruz. pek cok aile bilmez bu yarı zamanlı olayını.

6- spor.
benim alanım olmadığından cok ahkam kesmeyeceğim ama inanilmaz yararlarini görüyorlar eski okulumdaki öğrencilerimden spora başlayanlar. takım sporları ozellikle inanilmaz katki sagliyor. cocuklarin sosyal yaşantıları için de harika.

7- çocuk koroları

2 numarada bahsettim biraz ama burada açayım biraz. istanbulda olduğunuzu farz ederek yazıyorum ama her şehirde de vardır.
idso çocuk korosu, trt çocuk korosu, istanbul üniversitesi çocuk korosu gibi korolar var.
ben 12 yaşımda idso çocuk korosu ile müziğe başlamış ve akm'de büyümüştüm. bir çocuğun, o yaşlarda geçirebileceği en güzel zamanları geçirdim diyebilirim abartısız.

orkestralı, piyanolu, solistli, a capella, pek çok türde eserlerde sahneye ciktik. daha minik yaşta dünyanin sayili şefleriyle, solistleriyle calisma firsatiniz olabiliyor boylece. üstelik bu korolarda şarkı söylerken, opera ve tiyatronun çocuk kadrolarına veya sözleşmeli kadrolarına da geçiş yapabilir, sinavlara girebilirler.

ayrica, sosyal ilişkiler açısından inanilmaz katkilar yapacaktir çocuklara bu korolar. hayatlarindaki en güzel dostluklari bu korolar sayesinde yaşayacaklar ve çekirdek arkadaş kadroları bu kaliteli ailelerden ve onların çocuklarından oluşacaktır.

yapılacak çoksesli müziğin kalitesi ise, bu kazançlardan sonra gelecek bir artıdır elbet.


aklıma tonla şey geliyor ama sizin ufaklığı tanımadığım için çok bir şey diyemiyorum.


sportif veya sanatsal alanlarda mutlaka başarılı olacağı şeyler vardır, olacaktır. yeter ki yönlendirin.
0
la traviata
(02.12.13)
çok teşekkürler arkadaşlar. fikirlerinizi tek tek gözden geçireceğim, kızımın istekleri ön planda olacak tabi ki.
0
🌸lazpalle
(02.12.13)
satranc, tenis, yuzme, piyano. gerisi fasa fiso.
0
modlar bu benim feykim silebilirsiniz
(02.12.13)
bir spor yapmayı, bir de bir müzik aleti çamayı bilsin.

masa tenisi, satranç vb neye ilgi duyarsa artık.
0
halanne
(02.12.13)
(8)

yahu kotu, faydaci falan bir insan miyim?

modlar bu benim feykim silebilirsiniz
facebook da uzun zamandir konusmadigim, zamaninda bir sekilde ekledigim insanlari bir isime yaramayacagi dusuncesiyle siliyorum. ayni sekilde ilkokul, lise falan arkadaslarimi da siliyorum, hem kafam uyusmadigi hem de isime yaramayacaklari icin. uzun zamandir gorusmedigim evlenen ya da nisanlanan ki
facebook da uzun zamandir konusmadigim, zamaninda bir sekilde ekledigim insanlari bir isime yaramayacagi dusuncesiyle siliyorum. ayni sekilde ilkokul, lise falan arkadaslarimi da siliyorum, hem kafam uyusmadigi hem de isime yaramayacaklari icin. uzun zamandir gorusmedigim evlenen ya da nisanlanan kizlari da siliyorum ayni nedenlerden dolayi. ama bir sekilde isimin dusecegi, ya da ilerde lazim olabilecekleri tutuyorum. siz de yapiyor musunuz boyle?
0
modlar bu benim feykim silebilirsiniz
(01.12.13)
hayır yapmıyorum.
0
inthechaos
(01.12.13)
öyle bir şey yapma.insanlar da sırf sen onların işine yarayabilirsin belki diye seni hayatlarında tutmalarını istemezsin sonuçta.kötü de,faydacı da değilsin.çünkü bunu düşündün soruyosun bize.aslında sen de rahatsız olmuşsun.
0
rock n roll
(01.12.13)
evet ben de yapıyorum malesef. saçma sapan paylaşımlara filan dayanamıyorum,bi de böyle kezban kezban yazılar bilmem ne siliyorum valla.
ha ama işle ilgili sildiğim bazı insanlara ihtiyacım oldu ulaşamadım.o yüzden göz ardı etmek silmekten daha iyi.yapmayalım :)
0
kendihalindekiyaratık
(01.12.13)
sinsi,yılan gibi bişeysin sen.
0
ganyotçu
(01.12.13)
kötü ve faydacı bir insansın.
0
falafila
(01.12.13)
pragmatist'sin. bence kötü bir şey değil, ama çevrenin olması iyi bir şey. ben mesela iş arayan bir arkadaşım için, üniversiteden beridir neredeyse hiç konuşmadığım, onunla aynı alanda çalışan bir arkadaşıma mesaj atıcam birazdan mesela. ayrıca pragmatist olman ve bunun da kötü olmaması, etik olduğu anlamına gelmiyor. yani davranışın hoş değil, ama bu da senin kararın. kötülük farklı bir şey sonuçta. tabi anlayıştan anlayışa değişir.

eğer birilerinin durum güncellemelerinden ve/veya paylaştıklarından rahatsız oluyorsan, onların gönderilerinin sana ulaşmasını engelleyebilirsin, ama o kişiler de listeden kalır. ha ben kimseyi silmedim işime yaramaz vs. diye, çevre işime yarar çünkü. çok rahatsız oluyorsam kendi facebook profilimi kapattığım oldu, falan. ama kafanın hiç uyuşmadığı bir insanı da listende tutmak zorunda değilsin bence.
0
pasp
(01.12.13)
kötü diyemem de baya boş vaktin var heralde.
0
gurur
(01.12.13)
ben yapıyorum, hatta en çok bu özelliğimle biliniyorum. abi liseden mezun olduk, lisede samimi olduğumuz tiplerle koptuk haliyle. aradan 1 yıl falan geçti ben de sildim tabi, gereksiz çünkü orada durması konuşmuyoruz. ben sildikten 6 ay sonra herif mesaj attı üniversiteye gidince değiştin mi falan. ulan ne alakası var, sildiğimi bile 6 ay sonra farkediyorsun bırak sohbet etmeyi. aramızda hiç bi bağ kalmamış artık, orada ekli olmanın hiç bi anlamı yok. şu anda da listemde 70 kişi falan var, normal bu bence. kafama estikçe temizlik yapıyorum, konuşmadığım insanın orda durması anlamsız.

edit: aksine faydacı olsan listende tutuyor olman lazımdı bence, bir gün belki işime yarar mesaj falan atarım diye.
0
xenophobe
(02.12.13)
(21)

dedeniz öldü ve deli miktarda miras kaldi? fabrika kurup ne üretirdiniz?

VickVickyVale
dedenin ardinda deli miktarda para elinize gecti. fabrikasyon halinde bir seyler uretmek istiyorsunuz. ne üretmek isterdiniz, nicin?
dedenin ardinda deli miktarda para elinize gecti. fabrikasyon halinde bir seyler uretmek istiyorsunuz. ne üretmek isterdiniz, nicin?
0
VickVickyVale
(01.12.13)
koli üretirdim şu sıralar çok ihtiyacım var ve her zman koliye ihtiyaç duyulur.
0
basond
(01.12.13)
dede.

hem vefa hem de işletmenin büyümesi açısından mantıklı olur gibi geldi şu an.
0
sparkle kiddle
(01.12.13)
ne üretirsem üreteyim türkiye dışındaki pazarı hedeflerdim. tekstil ürünleri üretir yurt dısında pazarlardım herhalde.

ucuz işçilikte çinle yarışamayacağımdan ve türkiye pazarında çin mallarıyla rekabet edemeyeceğimden, yurt dısına satardım.

gönlüm elektronik ürünlerden yana da orda bi teşvik yok, ülkede pazar yok. sıkıntı o. türk malı elektronik ürünlere "dandik" deyip uzak duruyor "cool" olmadıklarından
0
paranoyak kedi
(01.12.13)
bu devirde kaybettirmeyecek bir şey varsa yiyecek sektörü olsa gerek. insan var olduğu sürece bir şeyler yemek tüketmek zorunda.

ama işte bu işlerde fiyat/performans oranını iyi tutturmak lazım.
0
prezarlatif
(01.12.13)
dede kafasi uretirdim. Sonucta dedenin onemli olan kismi beyni, o yuzden komple dede uretmek fiyat performans acisindan pek karli olmaz. dedesi olup de miras kalanlara satarak onlari inovasyona yonlendirmis olurdum
0
rentts
(01.12.13)
temizlik malzememleri
0
konskenkova
(01.12.13)
fabrika değil de organik meyve-sebze işine girerdim kesin. hem doğayla iç içe olma fırsatı da var, negzel!
0
in search we trust
(01.12.13)
fabrika kurma reyis, ama bi en azindan marangoz atölyesi kurabilirsin. bir sey uretmen gereiyor en azindan :)
0
🌸VickVickyVale
(01.12.13)
Insaat malzemeleri uretip ortadoguya satarim

Amerika yiksin ben insaat malzemeleri satiym, olur tutar bu is
0
cecilia
(01.12.13)
Once dedeye guzel bir mezar. Sonrasında enpara ya yatırırdım.
0
anonymice
(01.12.13)
eskiden hayır olsun diye bir eser yapılınca(cami, çeşme, okul vs.) bir de onun giderlerini karşılamak için han, hamam gibi gelir getirici binalar vakfedilirmiş.

ben olsam gayrimenkul satın alıp kirasını değerlendirirdim. artan parayla da insanların bedava istifade edebileceği bir şey yapardım.
0
hurin
(01.12.13)
tıbbi malzeme. eldiven, şırınga vb.
0
sutlu nescafe
(01.12.13)
Sigara
0
cometome
(01.12.13)
organik meyve, sebze, süt, yumurta, yoğurt... kendim de yerdim, oh mis.
0
falafila
(01.12.13)
ileri teknolojik seramik malzeme.
0
pasp
(01.12.13)
@pasp ileri teknolojiden kastin ne reyis? ne amacliyorsun?
0
🌸VickVickyVale
(01.12.13)
bi anlatsam yer yerinden oynar.. :D

ya, ülkemizde bazı madenlerin çıkışı ne yazık ki uluslararası antlaşmalarla bağlanmış durumda, ama bu durum bir kaç seneye değişecek -anlaşma şartlarından dolayı- halihazırda üretim yapan bir-iki firma var zaten ve hayvan gibi para kırma ihtimalin var, çünkü ileri teknolojik seramikler hafif, darbelere dirençli, yüksek sıcaklık ve sürtünmelere karşı dayanıklı olduklarından, otomotivden uçak uzay sanayiine, biyomalzemelerden -mesela tam kalça implantları- askeri araçlara kadar pek çok alanda kullanılabiliyor. ben olsam bu alana yönelirdim ki zaten üniversiteler olsun, özel sektördeki bazı firmalar olsun, seramiklere yönelmiş durumdalar. kimisi kaplama yapıyor kimisi toz üretiyor, falan. ha gerçi kök hücre teknolojisi ile bi yirmi seneye kadar biyomalzeme olayı biter, diye tahmin ediyorum.

ha bir de, nano malzeme işine de girebilirdim, quantum dot gibi. kanser tedavisinden petrol rafinerilerine kadar pek çok alanda kullanılabiliyor. çok enteresan bişi cidden.
0
pasp
(02.12.13)
DARK: hangi bölümde okuyorsun bilmiyorum ama, bu son zamanlarda hocalarımızla konuştuğumuz bir konu. buna dayanarak söyledim. kendim de biyomalzeme olarak seramik parça ürettim, testleri yapılıyor şu anda -artık ben yapmıyorum, ben seramik toz üretimi yapıyorum sanayi tezi olarak, yani işi bilip de girenlerin yanında çalışıyorum- . sanayi tezi olarak da, implantların lab. ortamında üretimi yapıp sonrasında da şirketin isteği doğrultusunda seri üretimi yöneten arkadaşlarım var. yaptıklarıma ve gördüklerime dayanarak söyledim, kafadan atmıyorum yani.

not: tam kalça implantının seramik yerine kök hücre teknolojisi kullanılarak üretilmesi gibi projeler var, bahsettiğim buydu. belki biraz hızlı geçmiş olabilirim.
0
pasp
(02.12.13)
bir de şunu eklemek isterim ki, tam kalça implantlarında genelde seramik ya da metal kullanılır, ama metallerin korozyonundan dolayı, seramiğe yönelim var. dediğin gibi polymerler de implantlarda kullanılıyor sıklıkla, ama kemik tamamlayıcı/ikame edici ortopedik implantlarda polymer yapılı malzemeler fazla kullanılmaz -hatta ilk defa senden duydum. ortopedik implantlar üzerinde sunum yapmışlığım var- çünkü yorulma dayanımları yeteri kadar iyi değildir. ha, çok sert bir seramik malzemenin de kullanılması iyi değildir, basma direnci yüksek olacağından, vücuttaki orijinal kemiğin belli bir cycling sonucunda erimeye başlamasına neden olurlar. konuyla ilgili sunumumu istersen sana atabilirim. hala ikna olmadıysan, istanbul teknik üniversitesi'nde prof. dr. gültekin göller var, onunla da görüşebilirsin, kendisi biyomalzeme dersini veriyor lisansüstü öğrencilere.
0
pasp
(02.12.13)
tamam, farklı bir şey dememişiz zaten. benim dediğim tam kalça implantı, burada hip joints'den bahsediyor, yani birleşme yerinden, bu kısım polymer olur zaten vücuda bağlandığı için, seramik olsa bu sefer de kemik-seramik sürtünmesinden dolayı kemik de aşınır, seramik de. biz hip jointlerin metalik olanlarını görmüştük mesela derste, gültekin hoca getirmişti, vücut içinde çıkarılmış parçalar, aşındıkları için test yapılması amacıyla hocaya verilmiş. yoksa polymer kullanılıyor dediğim gibi. benim ürettiğim seramik biomaterialı biz total hip implant olarak tasarlamıştık mesela, öyle düşün.

high tech seramiklere gelince, ben şu anda zaten üretiyorum. benim şu anda ürettiğim daha yeni bir malzeme, ama benden önce çalıştıkları malzemelerin ihracatından çok iyi para kazanmış firma, o yüzden proje açılmış.

kemik-kök hücre ilişkisine gelince, bu da şu anki üni.mde olsun, eski üni.lerimde olsun, konuşulan konular. bu konuda proje tasarlayan hocalar var. o konu benim alanım sayılmaz, ama anladığıma ve dinlediklerime göre, kök hücre teknolojisindeki ilerlemeyle, 20 yıla implantlara gerek kalmayacağı söyleniyor, ki benim de mantığıma uyuyor. böyleyken böyle.
0
pasp
(02.12.13)
ahahah tamam ya ama süpermiş o çivi ben araştırayım onu.

evet evet, polymer vücut içinde çözünebiliyor, chain yapı bozuluyor, zaten kristallendirsen gevrek oluyor, onu hiç kullanamazsın, termoplastik olacak şekilde üreteceksin o da çözünebilir oluyor daha kristallenmediği için falan, ben de gerçi unuttum polimerleri en son lisansta görmüştüm, çalışmam gerek sınavda çıkacak. neyse, metal de öyle işte, o da korozyona uğruyor ya. seramik iyidir ama işte o da kemiğe zarar verebiliyor dediğim gibi. en güzeli vücudun kendi şeysi ya la, vücut iyidir -ne dedim ben ya?!- ha tabi 20ye 30a kim öle kim kala ben yarın ne yapıcam onu bile bilmiyorum sabah kalkıp kahvaltı edeyim giyiniyim süsleniyim püsleniyim okula gidiyim istiyorum sonra gene lab. gene lab. giyiniyorum güzel güzel sonra kazağım asit oluyor -en sevdiğim kazağım bugün gürültüye gitti misal, ileri teknoloji seramiklerin allah belacığını virsin! diye ağlayarak eve döndüm :,( adamlar seviyeyi yükseltiyor, ben kazağımın derdindeyim, o da ayrı.... divit +1 yani.. ama kazak yaaa çok güzeldi yaaaa omuzları açıktı falan böyle seksiydi ne bileyim? :(

ben olsam kazak fabrikası kurardım, bir de 35 numara ayakkabı, bak bunlar da lazım bernadette gibiyim ayağım yok neredeyse falan.. ayağıma implant yapıcam ben sinirlendim ayakkabı bulamıyorum kazağım asit oluyor üff falan yağne! (ha önlük giy dersen, giydim sıcak bastı, hallerim geldi herhalde ne bilem ben pffftt..) :)))))))) neyse ben gideyim çay koyayım en iyisi memnun oldum iyi akşamlar öptm kib bye (okuldan yeni geldim kusura bakmayın saçmalıyorum açlıktan :( )
0
pasp
(03.12.13)
(8)

Hızlı koşmam için ne yapmam ne çalışmam gerekli?

zlatanibrahimovic11
Hızlı koşmam için ne yapmam ne çalışmam gerekli?leg extleg curl çalışıyorum , sakatlıktan yeni çıktıgım için 10 dk ısınma koşususu yapıyorum fazla zorlamıyourum yavaş yavaş çalışamaları arttırıcam.spor salonunda ne çalışmam gerek hızlı koşmak ve hızlı olmak için ?spor salonunda gördüğüm kişiler v
Hızlı koşmam için ne yapmam ne çalışmam gerekli?

leg ext
leg curl çalışıyorum , sakatlıktan yeni çıktıgım için 10 dk ısınma koşususu yapıyorum fazla zorlamıyourum yavaş yavaş çalışamaları arttırıcam.

spor salonunda ne çalışmam gerek hızlı koşmak ve hızlı olmak için ?

spor salonunda gördüğüm kişiler var gerçekten çok kaslı bacakları var ama hızlı koşabilecekleri sanmıyorum hızlı olan arkadaşımlarım hep ince bacaklıydı.
0
zlatanibrahimovic11
(29.11.13)
hızlıdan kasıt kısa mesafe hızlı koşmak mı? uzun mesafe temponuzu arttırmak mı?
0
ykyt
(29.11.13)
squat
0
yeni dunya duzeni
(29.11.13)
ne sakatlığı yaşadınız?
0
marcelorios
(29.11.13)
@marcelorios
sol dizimde ödem oluşmuştu geçti. sağ dizimde menisküüste dejenerasyon vardı geçti ama sıvı var içerde tam düzelmedi.

doktor spora dönebilirsin dedi ve sıvı için ilaç verdi.

@yeni dünya düzeni

squat yapmak istemiyorum. şuan dizlerime fazla yüklenip sakatlamaktan korkuyorum.


@ykty

tempomu arttırmak istiyorum onun için ilerde koşular yapıcam. kısa mesafe hızlı koşmayı kastettim. sınava gircegim için her türlü kısa mesafede hızlı olmam gerekli.
0
🌸zlatanibrahimovic11
(29.11.13)
ciğerlerin hava alma kapasitesini artırman lazım. onun için de bol bol koşman ve doğru nefes alma egzersizleri yapman gerekiyor.
0
japon askeri
(29.11.13)
diz sakatlığınız varsa squat'ı tavsiye etmem. curl'de problem yok. dar açıyla leg press, dizleriniz için daha sağlıklı olabilir. extension da dizleriniz için zararlı olabilir.
0
marcelorios
(29.11.13)
@marcelorios

doktorun verdigi egzersizlerde leg extin kolaylaştırılmışı gibi şeyler vardı oradan başladım sonra sonra dumbelle devam ettim. şuan en hafif ayarda leg ext yapıyorum sorun olmaz sanırım ? hiç zorlanmıyorum acı hissetmiyorum.
0
🌸zlatanibrahimovic11
(29.11.13)
sakatlığın iyice geçtikten sonra interval çalış. (bkz: hiit ) çok kaslı olmakla hızlı olmak pek alakalı değil.
0
falafila
(29.11.13)
(6)

ücretsiz fazla mesai süresi

bonjurkes
Bizim iş kanuna göre, çalışan her ay x saat süre ile ücretsiz fazla mesai yapabilir tarzı bir madde var mı? Yani kabaca, çalışan her ay x saat bedava mesai yapar, sonrasında saatlik ücretinin y katını saat başına mesaiden alır gibi bir olay var mı?Yoksa 1 saat bile olsa çalışan fazla mesai ücretini
Bizim iş kanuna göre, çalışan her ay x saat süre ile ücretsiz fazla mesai yapabilir tarzı bir madde var mı? Yani kabaca, çalışan her ay x saat bedava mesai yapar, sonrasında saatlik ücretinin y katını saat başına mesaiden alır gibi bir olay var mı?

Yoksa 1 saat bile olsa çalışan fazla mesai ücretini alıyor mu yasalara göre?
0
bonjurkes
(27.11.13)
valla ben her mesaiye kaldığım saatin parasını alıyorum.
Akşam 8 den sonra ise 2 kat gündüz ise 1.5 kat yazıyor.
Normal mesaim yemek dahil günde 8 saat.
0
basond
(27.11.13)
Fazla çalışma ücreti
MADDE 41. - Ülkenin genel yararları yahut işin niteliği veya üretimin artırılması gibi nedenlerle fazla çalışma yapılabilir. Fazla çalışma, Kanunda yazılı koşullar çerçevesinde, haftalık kırkbeş saati aşan çalışmalardır. 63 üncü madde hükmüne göre denkleştirme esasının uygulandığı hallerde, işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık iş süresini aşmamak koşulu ile, bazı haftalarda toplam kırkbeş saati aşsa dahi bu çalışmalar fazla çalışma sayılmaz.
Her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde elli yükseltilmesi suretiyle ödenir.
Haftalık çalışma süresinin sözleşmelerle kırkbeş saatin altında belirlendiği durumlarda yukarıda belirtilen esaslar dahilinde uygulanan ortalama haftalık çalışma süresini aşan ve kırkbeş saate kadar yapılan çalışmalar fazla sürelerle çalışmalardır. Fazla sürelerle çalışmalarda, her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde yirmibeş yükseltilmesiyle ödenir.
0
falafila
(27.11.13)
Hayır öyle bir madde yok. Yalnızca çalışanın en fazla ne kadar fazla mesai yapabileceğine dair(kendi onayıyla) bir madde var. ÜCretsiz fazla mesai diye birşey yok. Yaptığınız 1 saat fazla mesainin ücretini dahi 1.5 katı olarak ödemek zorundadır işveren.
0
dahili meddah
(27.11.13)
öyle bir madde yok, ücretsiz mesai yasak. ücretlisinin de yıllık sınırı var.
aylık ücrete dahil olan haftalık çalışma süresi azami 45 saattir.
0
nereye bu gidis
(27.11.13)
çalıştığım işte borçlar kanununa tabi değiliz. Mesai ücreti, resmi tatil falan hepsi yalan. Anca o şekilde almazsın.
0
pln
(27.11.13)
haftalık ortalama 45 saat olacak.
max 4 aya kadar ortalama alınabiliyor.
günlük 11 saati geçmemek koşulu ile haftalık ortalamada 45 saat tutturulduğu sürece sıkıntı yok. (yani o gün 10 saat çalıştın diye fazla mesai ödemeyebilir eğer ortalamada dengeyi tutturuyorsa)
bir de yıllık limitler de var, hatırlamıyorum kaç idi.
istisnalar kaideyi bozmuyor tabii.
0
neyleyim
(27.11.13)
(5)

Bireysel spor - ders seçimi. Siz olsanız?

xenophobe
Besyo okuyorum. 2. dönem bireysel sporlardan birini seçmem gerekiyor ama karar veremiyorum. Aklımda dövüş sporları var ama hangisini seçeyim ondan da emin değilim. Liste aşağıda daha fazla seçenek vardı ama bazılarını hiç düşünmediğim için gereksiz yere yazmadım. Siz olsanız ne seçerdiniz?AikidoJudo
Besyo okuyorum. 2. dönem bireysel sporlardan birini seçmem gerekiyor ama karar veremiyorum. Aklımda dövüş sporları var ama hangisini seçeyim ondan da emin değilim. Liste aşağıda daha fazla seçenek vardı ama bazılarını hiç düşünmediğim için gereksiz yere yazmadım. Siz olsanız ne seçerdiniz?

Aikido
Judo
Karate-do
Taekwondo
Atıcılık (bunun dersine girdim 1-2 kere öylesine hiç denemedim ama zor gibi.)
Eskrim
Okçuluk
Thai-Chi
Golf
0
xenophobe
(27.11.13)
eskrim
0
falafila
(27.11.13)
eskrim+1

veya okçuluk
0
lode runner
(27.11.13)
para getiren meslek hangisiyse,kafadan ya golfu seçicen ya da atçılığı gerisini salla.
0
ganyotçu
(27.11.13)
okçuluk seçerdim
0
bass solo take one
(27.11.13)
Judo.

Dövüş klubü tarzı sosyetik mekanlar açılıyor zengin bebeleri de kendilerini sert hissetsin diye. Judo özellikle MMA tarzı eğitim veren bir yerde trainer olman için iyi bir artı olur.
0
arnold schwarzeneger
(27.11.13)
(1)

İstanbul Hukuka girmece.

okuyamıyom ben ya
İstanbul üniversitesi öğrencisi olmayan bir öğrenci olarak arkadaşımla istanbul hukuka girmem mümkün müdür? Duyduğum kadarıyla baya sıkı kontroller yapılıyormuş girişlerde. Ağbi öğrenciyim çok önemli benim için kimlik bırakam ağbi hede höde falan desem?
İstanbul üniversitesi öğrencisi olmayan bir öğrenci olarak arkadaşımla istanbul hukuka girmem mümkün müdür? Duyduğum kadarıyla baya sıkı kontroller yapılıyormuş girişlerde. Ağbi öğrenciyim çok önemli benim için kimlik bırakam ağbi hede höde falan desem?
0
okuyamıyom ben ya
(26.11.13)
başka birinin kimliğini al 5 dk.lığına, onunla gir. iki saat dil dökme. ya da yatay geçiş başvurusu yapcam ağbey falan de. o kadar da sıkı değil kontroller.
0
falafila
(26.11.13)
(3)

Canon Eos 600 D almak

Sskywalkeremre
. Ama nerden alsak en hesaplı ve güvenilir olur? N11.com 1250tl hepsiburada 1350 tl ye satıyor. N11.com ne kadar güvenilirdir? Bu ikisi haricinde daha uygun fiyatlı nereden bulunabilir?Canon 1100 d ile arasında çok fark var mı ayrıca? Teşekkürler
. Ama nerden alsak en hesaplı ve güvenilir olur? N11.com 1250tl hepsiburada 1350 tl ye satıyor.

N11.com ne kadar güvenilirdir?

Bu ikisi haricinde daha uygun fiyatlı nereden bulunabilir?

Canon 1100 d ile arasında çok fark var mı ayrıca? Teşekkürler
0
Sskywalkeremre
(25.11.13)
Sirkeci Hayyam pasajı. 600d her türlü 1100d'den iyidir.
0
mountaincat
(25.11.13)
Hayyam +1
Ama giriş kattakilerden almayın bence üst katlara bakın.
0
falafila
(26.11.13)
hayyam'da babataş'a gidin.
0
halitkin
(26.11.13)
(2)

Balık ve yoğurt çorbası?

paranoyak senarist
Başlıktan da anlaşılacağı üzere; akşama bi yoğurt çorbası yapayım hazır evdeyken diye düşündüm. Sonra balık yapmak geldi aklıma. İkisini birden yapsam sıkıntı olur mu acaba bilemedim?
Başlıktan da anlaşılacağı üzere; akşama bi yoğurt çorbası yapayım hazır evdeyken diye düşündüm. Sonra balık yapmak geldi aklıma. İkisini birden yapsam sıkıntı olur mu acaba bilemedim?
0
paranoyak senarist
(24.11.13)
evet.
0
in search we trust
(24.11.13)
valla ben kaç kez yedim bu ikiliyi, hiçbir şey olmadı.
0
falafila
(24.11.13)
(2)

facebook aramasında görmek istemediğim biri

lounge act
arkadaşlar facebook aramasında sildiğim eski sevgilimi görüp duruyorum. baş harfini yazınca zart diye karşıma çıkıyor habire. bunun bir çözümü var mı? onu aramak istemiyorum da üstelik. daha önce aramadım da.
arkadaşlar facebook aramasında sildiğim eski sevgilimi görüp duruyorum. baş harfini yazınca zart diye karşıma çıkıyor habire. bunun bir çözümü var mı? onu aramak istemiyorum da üstelik. daha önce aramadım da.
0
lounge act
(23.11.13)
engellemek.
0
falafila
(23.11.13)
engellemiştim, fakat biraz çocukluk gibi geldi bana. birkaç ay geçti, kaldırdım. şimdi engellemek de garip olmaz mı. bu aramalardan kalksa yeter.
0
🌸lounge act
(23.11.13)
(8)

kitap seçmece

freebird5406_2
birine şiir kitabı hediye edecek olsanız hangisini seçerdinizbirhan keskin - kim bağışlayacak benididem madak - ahlar ağacınilgün marmara - daktiloya çekilmiş şiirlerşule gürbüz - kanbur (şiir kitabı değil gerçi)bunlar dışında eklemek istediğiniz başka öneriler de olabilir :)
birine şiir kitabı hediye edecek olsanız hangisini seçerdiniz

birhan keskin - kim bağışlayacak beni
didem madak - ahlar ağacı
nilgün marmara - daktiloya çekilmiş şiirler
şule gürbüz - kanbur (şiir kitabı değil gerçi)

bunlar dışında eklemek istediğiniz başka öneriler de olabilir :)
0
freebird5406_2
(23.11.13)
birine şiir kitabı hediye edecek olsaydım, muhtemelen birine şiir kitabı hediye etmek istemezdim.
0
hepiniz oleceksiniz
(23.11.13)
arthur rimbaud - ben bir başkasıdır.

hediyeyi alacağınız kişiye a.rimbaud'un çağdaş fransız şiirine katkısını araştırmasını da öğütlerseniz, yani 17-21 yaşları arası bu elemanın(!) neler yaptığını hediye edeceğiniz kişiye merak ettirirseniz bu iş tamamdır. başka bir şeye gerek yok.
0
papillon7
(23.11.13)
cemal süreya fazla mı klasik olur?
0
aguilas negras
(23.11.13)
@aguilas negras evet ikinci yeninin tadına bakmış durumda farklı bir şeyler olsa daha güzel olur :)
0
🌸freebird5406_2
(23.11.13)
Didem Madak'ı tercih ederdim, kendimede kısa süre içinde almayı planlıyorum.
0
neskafefincanindaturkkahvesi
(23.11.13)
birhan keskin ilk tercihim olur. ikinci tercihim ise nilgün marmara. ancak alacağınız kitabı hangi cinse alacağınız da çok önemli. bir hatuna alacaksanız kesinlikle birhan keskin. cemal süreya artık fazla klasik. onun yerine turgut uyar alabilirsiniz. ama benim kişisel tercihim her zaman ahmed arif.
0
karsiz ve donsuz geceler diliyorum
(23.11.13)
bana birhan keskin hediye edilmişti, çok sevinmiştim.
0
falafila
(23.11.13)
herkes her siiri her zaman anlayamaz.
siir kisiseldir, ozneldir. bu yuzden sorunuzun yaniti hediyeyi alacak kisiye ozel olmali.

sahsen bu sairlerin her birini severim. ama bu siralar nilgun marmara'ya degil, birhan keskin'e daha cok sevinirdim.
0
viva paulista
(23.11.13)
(4)

Deloitte telaffuz?

leper messiah
Nasıl? Şirket olan Deloitte.
Nasıl? Şirket olan Deloitte.
0
leper messiah
(23.11.13)
Diloyt
0
juninho77
(23.11.13)
dıloyt
0
kakao
(23.11.13)
falafila
(23.11.13)
Fransızca telaffuz edileceğini düşünürsek döluat gibi olması gerekir.
0
empty space
(23.02.14)
(5)

çeviri gibi

mcfearless
şunu çevirip aynı zamanda anlamını da açıklayabilir misiniz:''i've been worse before, but it was in the future.''
şunu çevirip aynı zamanda anlamını da açıklayabilir misiniz:

''i've been worse before, but it was in the future.''
0
mcfearless
(23.11.13)
daha önceden daha kötü oldugum (hissettiğim) zamanlar olmustu, fakat bu gelecekteydi.
yani şu an en kötü zamanında, daha önceden hiç bu kadar kötü olmamış
ancak gelecekte olabilir(olacak) bu, demek istiyor. Felsefesi bu gibi, zaten özlü söz, ben böyle anladım, yanlışım varsa (ya da başka fikri olan) düzeltirler.
0
sluggish
(23.11.13)
"kendimi kötü hissettiğim zamanlar olmuştu. ama bunlar gelecekte kaldı."

şeklinde kısaca çevrilebilir. zamanda yolculuk ya da rüya alemi, hayal dünyası gibi metafiziki bir gerçeklik söz konusu.

alışılmışın dışında, absürt bir mantık silsilesi izlediği için şiirsellik de akıyor hafiften. bence ver kurtul. herifin kayış koptu kopacak.
0
kmtetrfn
(23.11.13)
"yetmez, ama evet"
0
yalnux
(23.11.13)
daha kötü hissettiğim zamanlar olmustu, fakat bu gelecekteydi. gayet açık gibi geliyor bana anlamı, gelecekte daha kötü hissettiği zamanlar olacak (buna inanmış, edebiyat burada), şu anda da en kötüsünde( ya da kısaca kötü hissediyor).
0
sluggish
(23.11.13)
benim de aklıma ilk zaman yolculuğu geldi nedense. doctor who'yu fazla kaçırdım zaar.
0
falafila
(23.11.13)
(7)

Allah rahmet eylesin diyememek

raskolnikov2
Bugün beşiktaşa giderken yolda x teyzeyi gördüm. Geçen ay eşini kaybetti. Merhabalaştık, hal hatır sordum ama başın sağolsun diyemedim. İçimden tekrar bu durumu hatırlatmak, onu üzmek gelmedi.Geçen sene de yılda bir kere falan gördüğüm uzaktan bi akraba babasını kaybetmişti. Ona da diyemedim. Hal ha
Bugün beşiktaşa giderken yolda x teyzeyi gördüm. Geçen ay eşini kaybetti. Merhabalaştık, hal hatır sordum ama başın sağolsun diyemedim.

İçimden tekrar bu durumu hatırlatmak, onu üzmek gelmedi.

Geçen sene de yılda bir kere falan gördüğüm uzaktan bi akraba babasını kaybetmişti. Ona da diyemedim. Hal hatır sordum öyle sohbet ettik.

Sizce yanlış mı yapıyorum?
0
raskolnikov2
(23.11.13)
evet. insan bekliyor arkadaşlarından, eşinden, dostundan.
0
kakao
(23.11.13)
Başın sağolsun diyebilmelisin bence.
0
Gkcn
(23.11.13)
ben de zorlanıyorum bu durumlarda ama yanlış yapmışsın. insanlar gerçekten bekliyor. demelisin.
0
falafila
(23.11.13)
başın sağolsun kadar iğrenç bir kelime yok. ölen ölmüş sen sağol! demeyin
0
mr fusion
(23.11.13)
Bence yanlış değil.. Ama bir çok insana göre yanlış.. Ben de bu konuda böyle davranırım, insanlara bir şey söylemek istemem ama bazen mutlaka gerekiyor, özellikle olay sıcaksa.. Mesela "geçen ay" demişsiniz üzerinden zaman geçmiş ve yeniden hatırlatmaya gerek duymazdım, ben de olsam söylemezdim..

İki kez çok yakınımı kaybettim, hiç böyle bir beklentim de olmadı açıkçası.. Hoşlanmıyorum bu tür mevzulardan..
Hassas olan insanlar var, çok önemserler böyle şeyleri onları bir derece anlayabiliyorum ama durumu kısasa kısas olayına çevirenler var onları hiç anlamıyorum..
0
mutekebbir
(23.11.13)
Bende de benzer durumlar oluyor. Kendim duymak istemem başkalarını da öyle sanıyorum.
0
EXXE01
(23.11.13)
Hayır doğrusunu yapıyorsun. Taziye ve başsağlığı 3.günden sonra dilenmez. Yas 3 gün tutulur dinen. Ben sadece dini olarakta söylemiyorum. İnsana belirli bi zaman sonra o acıyı yeniden hatırlatmak hoş değil.
0
Sskywalkeremre
(23.11.13)
(7)

Şimdi ben ne yapayım?

balpolen
Şimdi benim boğazlarım şiş, bende bugün yerdeğirmeni polikliniğine gittim, bu doktor bi ağzımı açıp kapattırdı, bi de boğazıma dokundu o kadar, muayene 30 saniye bile sürmedi arkadaş, sonra da bastı antibiyotikle, soğuk algınlığı ilacını. E bunun böyle olacağını biliyodum ben zatenBunun verdiği il
Şimdi benim boğazlarım şiş, bende bugün yerdeğirmeni polikliniğine gittim, bu doktor bi ağzımı açıp kapattırdı, bi de boğazıma dokundu o kadar, muayene 30 saniye bile sürmedi arkadaş, sonra da bastı antibiyotikle, soğuk algınlığı ilacını. E bunun böyle olacağını biliyodum ben zaten

Bunun verdiği ilaçları daha almadım, acaba diyorum özelde iyi bi kbb doktoru varmış, bi de yarın ona mı gitsem, napsam? Bilemedim
0
balpolen
(20.11.13)
yarın ona git.
0
cokponcik
(20.11.13)
ne gibi bir teşhisle mutlu olurdun
0
ceycey e
(20.11.13)
yapılacak ekstra bir şey yok ki durumunda, boğaz ağrısıyla gidip tuşe mi bekliyordun anlamadım :) bakteriyel enfeksiyon düşünüp antibiyotiğini vermiş işte.
0
deliverance
(21.11.13)
özeldeki doktorlar ekstradan 15 sene daha okumuyorlar. Aynı ünidden mezun insanların bazıları özelde çalışıyor. Özel ekstradan tahlil isteyip başka şeylere de bakmamız lazım diyebilir. Der . Bu daha iyi baktıkları için değil daha çok para kazanmak içindir. Özel hastane bir ticari işletmedir arkadaşlar. Tek düşündükleri paradır. Ben devlete daha çok güveniyorum.
0
orhan tv
(21.11.13)
boğazda iltihap görmemişse antibiyotik de gereksiz.
0
fayfim
(21.11.13)
bir kbb abonesi olarak söylüyorum: farenjit ya da bademcik iltihabı gibi durumlarda ekstra tahlil vs ihtiyaç olmaz. antibiyotik verdiyse(ki zırt diye verilmemeli bu meret ama her yer öyle malum) muhtemelen bademciklerin iltihaplanmıştır. iyi doktora gitsen de bu durumda sana yine antibiyotik verecektir. bence boğaz pastiliyle de destekle tedavini. gelo revoice baya iyi geliyor bana. için ille de rahat etmiyorsa bir görün diğer doktora tabii.
0
falafila
(21.11.13)
benim de gecen hafta bademciklerim sismisti. kulak pamugunun uzerine batticon bandirip bademciklerime surdum boyle ogurerek. iki gunde toparladim kendimi. ama yutma tabii. doktoruna da guven
0
exlibris
(21.11.13)
(8)

sabah kalkabilme motivasyonunuz

tebelles
ne oluyor? kalktıktan hemen sonra ayılmak için ritüelleriniz var mı? su içmek gibi? nasıl geçiriyorsunuz ilk 10 dakikayı?her sabah dinç kalkabilenler ve 6-7 saat uykudan fazlasını istemeyenler, çok mu mutlusunuz? sigara içerken yapılmıyor mu bu?
ne oluyor? kalktıktan hemen sonra ayılmak için ritüelleriniz var mı? su içmek gibi? nasıl geçiriyorsunuz ilk 10 dakikayı?

her sabah dinç kalkabilenler ve 6-7 saat uykudan fazlasını istemeyenler, çok mu mutlusunuz? sigara içerken yapılmıyor mu bu?
0
tebelles
(20.11.13)
alarm müziğini eye of the tiger yapıyorum. hem kalkmaya hem kalkar kalkmaz spora teşvik ^^
0
HasanK
(20.11.13)
acayip mutluyum gece 3'te yatıp sabah 9'da kalkıyorum..tüm gün benim ohh mis..sigarayı da bilmiyorum hiç içmedim..

motivasyon genellikle işler,güçler..
0
dedim dedim de kime dedim
(20.11.13)
ben 6'da kalkıp sahilde koşuya çıkıyorum yarım saat. sonra duş kahvaltı derken gün başlıyor zaten. bir süre sonra robota başlıyorsun zaten ve öyle ekstra bir mutluluk yok. sadece daha motive ve enerjik hissediyorsun.

sigara içiyorum,kebap sonrası çayla beraber verdiği keyfi orgazm sigarası alabilir sadece
0
GibsonRules
(20.11.13)
- uyanmam gereken saatten on beş dakika öncesinden başlayan iğrenç müzikli alarmlar
- kalkınca direkt yüzümü temizlemek (yüz temizleme jelinin yüzümde bir müddet kalması gerekiyor, hemen kalkmazsam yüzümü temizlemeden çıkmam gerekiyor ki aksatınca da gıcık oluyorum)
- bugün ne giysem tadında kombinasyonlar oluşturmak (sabah sabah ne giyeceğim üzerine düşünmek zihnimi açıyor)

haftasonları için de:
- spora gideceğimi ve spor yapınca mutlu olacağımı düşünmek

not: sigara içmiyorum.
0
knight of cydonia
(20.11.13)
benim motivasyonum kahvaltı valla. gece uyumadan önce bile kahvaltıyı düşünüp mutlu oluyorum, sırf kahvaltı için erken kalktığım oluyor. yüzümü yıkamam ayılmama yeter genelde. ama spor günleri daha bir istekli uyanıyorum hakikaten.
0
mayaa
(20.11.13)
hiç motivasyonum yok desem yeridir. mümkün olsa o yatakta 2 saat tavanı izlerim. şöyle -muhtemelen sağlıksız- bir şey yapıyorum: yatmadan önce çok su içip sıkışmış bir şekilde kalkıyorum, klozette uykulu uykulu oturarak 5 - 10 dk harcıyorum. yüzümü soğuk suyla yıkayıp dişlerimi fırçalayınca tekrar yatma ihtiyacı hissetmiyorum.
0
falafila
(21.11.13)
beceremiyorum, olmuyor,bütün gün yorgun dolanıyorum bayadır da böyle. öğrenciyken iyiydi sabah derslerine gitmezdim. şimdi iş hayatı limitleri sonuna kadar zorluyorum geç gidiyorum. bazı günler hariç tabi. yarın 8'de laboratuvarda sorumluyum seve seve orda olacam, bakalım yine hangi psikopatlıklar bekleyecek bütün gün beni. böyle hayatın
0
intihar etsem de kendime gelsem
(21.11.13)
basit bir şey olarak görüyorum, zor değil.kendime zorlaştırmıyorum, mutlaka perde be pencereyi açıp gökyüzüne bakıyorum o kadar. Her gün uyanıyoruz, ölmediysek mutlaka uyanacağız zorlaştırmanın anlamı yok.
0
rn
(21.11.13)
(3)

hediye kitap için yazılacak not

mehmetoloji
şimdi bir kız arkadaşa doğum günü için sevdiği bir kitabı alacağım.ama yazacağım not ve nereye yazacağım hakkında hala karar veremedim tam olarak.sözlükte okuduğum kadarıyla kitabın en sonuna yazabilirmişim.bana da mantıklı geldi.ama ne yazacağım?şimdi kızımızın adı atıyorum Pelin."Pelin'e sevgilerl
şimdi bir kız arkadaşa doğum günü için sevdiği bir kitabı alacağım.ama yazacağım not ve nereye yazacağım hakkında hala karar veremedim tam olarak.sözlükte okuduğum kadarıyla kitabın en sonuna yazabilirmişim.bana da mantıklı geldi.ama ne yazacağım?şimdi kızımızın adı atıyorum Pelin."Pelin'e sevgilerle" yazıp altına da tarih atsam sizce iyi olur mu? ya da alternatif fikirleriniz var mı? Bir de kitabı hediye paketi mi yaptırsam,ne yapsam.
0
mehmetoloji
(20.11.13)
önüne yazılır..

bir dilek cümlesi de olsa güzel olur, veya alıntı veya kitapla ilgili bir cümle.

örnek:

Huzur'un kaybettiğin şarkıyı anımsatması dileğiyle..
Mustafa Kandıralı
İMZA
0
perferil
(20.11.13)
bana bir arkadaşım kitap hediye etti.. daha doğrusu bizim durum biraz karışık o kitabı önce ben almak istemiştim parayı çantamdan çıkartana kadar o kaptı vs. yari antika bir şiir kitabıymış.. her neyse, bu benim bozulmama dayanamadı kitabı bana hediye etti kitabın ilk sayfasına "sevgili dostum, umarım dostluğumuzda bu kitap gibi eskidikçe değerlenir" diyerek adını yazmış..
fakat bu duruma kızdım ben, ciltli güzelim kitabın bütün o havası yok olmuş mavi tükenmez kalemle yazılan bu nottan dolayı..

bir de kitaba imza atılacaksa baş sayfasına yazar imza atmalı (bana göre).. geçenlerde bir arkadaşıma hediye kitap aldım yollamadan önce yazara imzalattım.. eğer ben bir şeyler yazacak olsaydım en sonuna verdiğiniz örnek gibi kısa bir şey yazıp yollardım..

O kadar abartılı şeyler yazmaya gerek yok bence hadi kendi yazdığınız bir kitap olsa tamam ama diğer türlü hoş olmuyor..
0
mutekebbir
(20.11.13)
bence ufak bir post-it'e notunuzu yazın ve kapağa ya da ilk sayfaya iliştirin.
0
falafila
(20.11.13)
(2)

Lower advance seviyesinde kursa gitmeli mi?

gokyuzu gibi
Ankara'da 3 kurs ile görüştüm. Üçünde de seviyem lower advanced çıktı. Hedefim Ielts'e girmek ancak aciliyetim yok. (6-6,5 yeterli) Şimdi bu Ielts kursları için herkes para tuzağı diyor. Kendi kendine çalış diyenler var. Özel ders alıp eksiklerini tamamla diyenler var. Genel ingilizce kursuna gidip
Ankara'da 3 kurs ile görüştüm. Üçünde de seviyem lower advanced çıktı. Hedefim Ielts'e girmek ancak aciliyetim yok. (6-6,5 yeterli) Şimdi bu Ielts kursları için herkes para tuzağı diyor. Kendi kendine çalış diyenler var. Özel ders alıp eksiklerini tamamla diyenler var. Genel ingilizce kursuna gidip bir yandan Ielts'e hazırlanan diyenler var. Siz olsaydınız ne yapardınız?

Edit: Önceki iletimi yanlış yazdığım için sildim.
0
gokyuzu gibi
(19.11.13)
Normal ingilizce kursuna git, advance olsun seviyen. İELTS'e evden çalış.
0
sen git ben geliyorum
(19.11.13)
gitme derim. kurs tembelleştirir. orada öğreneceğin şeyi evde kendin de öğrenirsin. kendi kendine çalış. ben öyle yapacağım.
0
falafila
(19.11.13)
(8)

kışın bisiklet sürmek

jacobbbbb
ne kadar mantıklı? okula gidip gelmek için bisiklet almayı düşünüyorum. aşağı yukarı 2 ay da otobüse verilmeyen para bisikletin fiyatını kurtarıyor. ama yağmur ve kar açısından tereddütüm var. g.antep iklimini ele alırsak sizce mantıklı mı?
ne kadar mantıklı? okula gidip gelmek için bisiklet almayı düşünüyorum. aşağı yukarı 2 ay da otobüse verilmeyen para bisikletin fiyatını kurtarıyor. ama yağmur ve kar açısından tereddütüm var. g.antep iklimini ele alırsak sizce mantıklı mı?
0
jacobbbbb
(17.11.13)
twitterdan perran, alpay erdem gibi kişiliklerin profillerini inceleyebilirsin. mesela bugun alpay erdem bir tweet atmıştı, "bisiklet ayakkabı kılıfımı da giydiğime göre kış gelmiş demektir" gibi bi şeydi. soğuk açısından sorun olmaz ama yağmur ve kar olayını bilmiyorum
0
lonelily
(17.11.13)
ulaşımını bisikletle sağlayan tanıdıklarım yağmurda sürmeyi çok seviyorlar genelde. yollar kayganlaştığı için ekstra dikkatli olmak lazım tabii. üst baş biraz batabiliyor, yedek kıyafet taşımalı. bir de soğuk havalarda giyim bakımından gerekli önlemi almak gerekiyor. bunlar yapılırsa sorun olmaz bence. kar kısmını bilemeyeceğim.
0
falafila
(17.11.13)
Gaziantepte nereden nereye gideceksin mesela?
0
purusha
(17.11.13)
ben trakyalıyım, karda, buzda, güneşte, rüzgarda, yağmurda hep bisiklet sürdüm. okula bisikletle gidip geldim. iyi giyinirsen hiçbir şey olmaz. böbreklere dikkat et.

yazın bisiklet sürmekten daha zevklidir kışın sürmek. çünkü terlemezsin, e bisiklet sürdüğün için de üşümezsin.
0
thracian
(17.11.13)
gideceğim yol günde gidiş geliş toplam en fazla 4-5 kilometre. ama dönüşte uzun yokuş var.
0
🌸jacobbbbb
(17.11.13)
romatizmaya sebep olur...bence mantıklı değil...
0
inanmazsan inanma
(17.11.13)
Düz yolda sıkıntı olmaz ama yokuş sorun yaratır. Şiddetli yağmurda sel gibi akıyor çünkü çok az eğimli yollarda bile. Ama Gaziantep'te öyle uzun süreli yağışlar olacağını sanmıyorum en fazla 1 2 ay bisikleti kullanmazsın ama sonrasında rahat olur.
0
purusha
(17.11.13)
kendini soğuktan ve yağmurdan koruyabilirsen çok keyifli.
0
groovettyn
(18.11.13)
(13)

Koşu ayakkabısı

6 yasimdan beri metal dinliyorum
Spora başlayacağım. Koşu+Bisiklet+Yüzme(alakasız olsa da) yapacağım. Ayakkabı tavsiyeniz var mı? Ucuz, kaliteli.
Spora başlayacağım. Koşu+Bisiklet+Yüzme(alakasız olsa da) yapacağım. Ayakkabı tavsiyeniz var mı? Ucuz, kaliteli.
0
6 yasimdan beri metal dinliyorum
(14.11.13)
spor ayakkabısında paranı zorla ve alabileceğinin en iyisini al çünkü sakatlanmaya çok müsait oluyorsun özellikle koşuda. bütçeni söylersen yardımcı olurum
0
GibsonRules
(14.11.13)
Bütçem yok aslında. 100 TL falan diyelim. www.sportive.com.tr mesela bu nasıl?
0
🌸6 yasimdan beri metal dinliyorum
(14.11.13)
ben bunu kullanıyorum.

www.ebay.com

geçen yıl boynerden 170 lira civarı bir paraya almıştım, gayet memnunum.
0
in search we trust
(14.11.13)
100 tl sınırına kadar 20 ayakkabı mevcut aşağıdaki linkte. ayaklarının yapısı nasıl bilmiyorum ama benim gibi 49 numaraları gören biriysen nike'ın koşu ayakkabılarını öneririm...

www.korayspor.com
0
synche
(14.11.13)
100 liraya çok çok güzel ayakkabılar bulabilirsin. yapman gereken tek şey outletleri dolaşman.

ben şu anda new balance mo80 kullanıyorum ve hafif düz tabanlı olmama rağmen ne bir ağrı ne bir kasılma oluyor,saatlerce spor yapabiliyorum bana mısın demiyor. bütçe yeterse tavsiye ederim
0
GibsonRules
(14.11.13)
şurada ayak yapısına göre güzel öneriler var. nike'tan şaşma derim naçizane. ankaramasterleri.com
0
falafila
(14.11.13)
reebok outletlerinde çok şahane koşu ayakkabıları olabiliyor. ben zignano almıştım 100 liranın birazcık üzerine. eğer biraz bütçeni aşabilirsen tavsiye ederim çok rahat, hafif ve güzel hava alıyor. ama dışarıda koşacaksan bu havalarda iyi olmayabilir çünkü ayakkabının dışı elek gibi. çok su alır. eğer durum buysa yine reebok'tan başka bir ayakkabı alabilirsin. ucuz ve kaliteli ayakkabılar.

bu arada yaptığın sporlar alakasız değil: tr.wikipedia.org
0
bonesaw
(14.11.13)
bu duyuruya yancı olaraktan, bu şekilde yürüyüş için de ayakkabı seçebiliyor muyuz? ya da koşu için uygun olan bir ayakkabı yürüyüş için de uygun olur mu?
0
pasp
(14.11.13)
@pasp;
"yürüyüş ayakkabısı" diye satılan ürünler de var. tabanları sallanan iskemle misali, bombeli oluyor. bunun gibi: images.hepsiburada.net
bu tarz ayakkabı kullanmadım bir farkı oluyor mu bilmiyorum ama bana sorarsan bot falan giymediğin sürece öyle yürüyüş için özel bir ayakkabı gerekmez. bir de çok çirkinler be.
0
bonesaw
(14.11.13)
salonda koşacağım bu arada. evet. outlet'ler nerede oluyor? istanbul'da mesela?
0
🌸6 yasimdan beri metal dinliyorum
(14.11.13)
ya çirkinliği sorun değil de, benim için mesela rahat ve hafif olması önemli. dediğinden anladığım kadarıyla, ayağıma uygun bir koşu ayakkabısı da alsam ayağım rahat eder? zaten bir müddet sonra koşuya başlayacağım, sorun olmaz sanırım öyle satın almak.
0
pasp
(14.11.13)
@6 yasimdan beri metal dinliyorum;
www.google.com.tr

@pasp;
o kadar kalın bir tabanı varsa muhtemelen çok rahattır. ama öyle bir tabanla imkanı yok hafif olamaz. zaten taban şeklinden dolayı o ayakkabıyla fazla hızlanabileceğini düşünmüyorum. dengen bozulur. koşu ayakkabısı alabilirsin o vakit.
0
bonesaw
(14.11.13)
Alacağınız ayakkabının ayak taban tipinize (ingilizce arch denen ayak kemeri) uygun olması lazım.
en.wikipedia.org

Onun dışında muhakkak yastıklı ve iyi havalanan bir koşu ayakkabısı alın. Mağazada birkaç model beğenip internetteki inceleme ve yorumlara göz atmanızı öneririm.
0
386 dx
(14.11.13)
(2)

Şirinevler yer yön

kimsesiz kimse
İyi akşamlar duyurunun küresel konumlandırma sistemleri. Yahu şu adrese nasıl gidebilirim?http://www.nevsa.com.tr/iletisim.gbtMareşal Fevzi Çakmak Cad. 2. Sokak No:3/A Şirinevler Bahçelievler / İstanbul (PTT ve İŞKUR Caddesi)[https://maps.google.com/maps?q=Mare%C5%9Fal+Fevzi+%C3%87akmak+Caddesi,
İyi akşamlar duyurunun küresel konumlandırma sistemleri. Yahu şu adrese nasıl gidebilirim?


www.nevsa.com.tr
Mareşal Fevzi Çakmak Cad. 2. Sokak No:3/A Şirinevler Bahçelievler / İstanbul
(PTT ve İŞKUR Caddesi)


Google'dan baktığım kadarıyla şirinevler metrobüs durağında indikten sonra hemen dibinde bitiyor burası.

ama nokia'nın sitesinden aratınca servisi başka, saçma bir yer gösteriyor. Saçma olan nokia değil mi? metrobüsün yanındaki yer asıl yer?

saolunuz şimdiden.

p.s: tickler 12'den sonra.
0
kimsesiz kimse
(13.11.13)
google'daki doğru.
0
falafila
(13.11.13)
çok basitmiş. metrobüs durağından inince sağa şirinevlere doğru yürümeye başlayın. Köşede hacı sayit pastanesi var onu geçin sağa dönün. İşte o döndüğünüz sokak aradığınız yer.
0
Absinthe75c
(13.11.13)
(12)

gunde 6 saat uyumak

lorenzen
hafta icleri saat 06:45'te kalkiyorum. gunun 12 saatini - yol ile birlikte - is aliyor. 8 saat uyursam bana 4 saat kaliyor ve bu sure cidden yetmiyor bana. dolayisiyla daha az uyumam gerekiyor fakat gerek yillarin getirdigi uyuma aliskanligi gerekse universiteyi ikinci egitim okuma nedeniyle uyumaya
hafta icleri saat 06:45'te kalkiyorum. gunun 12 saatini - yol ile birlikte - is aliyor. 8 saat uyursam bana 4 saat kaliyor ve bu sure cidden yetmiyor bana. dolayisiyla daha az uyumam gerekiyor fakat gerek yillarin getirdigi uyuma aliskanligi gerekse universiteyi ikinci egitim okuma nedeniyle uyumaya alistim. 2 gun altisar saat uyusam 3. gun gozlerimi acamiyorum ve 10-11 saat uyuyorum. benim bunu duzenli olarak 6 saate dusurmem gerekiyor. mesela su an yine uykum var dun 6 saat uyudum fakat direniyorum ama biliyorum ki yarin dayanamayacagim ve sizacagim.

tum hayatim boyunca uykuya dayanakli biri olmadim. hayatimda sinav icin bile sadece bir kez sabahladim. hep uyku agir basti. soru ortada aslinda. duzenli olara 6 saat uyumam icin ne yapmam gerekiyor?
0
lorenzen
(12.11.13)
spor yapabilirsin zinde kalmak için. onun dışında vücut bir kere alıştı mı yapıyorsun. ilk başlarda 2-3 alarm birden kurman gerekebilir.
0
loveinaflipbook
(12.11.13)
bir anda 6 saate çekme uykunu. yavaş yavaş azalt. kendi bünyene göre azalma miktarını ayarla. örneğin ilk iki hafta 7,5 saat uyu. sonraki iki hafta 7 saat. bu şekilde kendine uygun bir ayarlama yap.
0
falafila
(12.11.13)
uyanmakla sorunum yok. istedigim saatte tek alarmla uyanirim. hatta odaklanirsam alarm kurmadan bile uyanirim ama dedigim gibi ertesi gun erkenden yatiyorum yeteri kadar uyumayinca.
0
🌸lorenzen
(12.11.13)
Istedigin cevap modiodal. Uyku bozukluklari tedavisinde kullaniliyor, gun icindeki uyku ihtiyacini azaltiyor.

Herhangi bir doktora yazdirabilirsin. Sikayet olarak gunde 9 saat uyumasam kendime gelemiyorum falan dersin:)
0
manert
(12.11.13)
pharmaton faydalı olabilir...
0
pispinti
(12.11.13)
eyvallah ama bunun icin asla ilac kullanmam. zorunlu haller disinda ilac kullanimina sicak bakmiyorum.
0
🌸lorenzen
(12.11.13)
evlen ve çocuk yap :) (evlenmen şart değil tabii)

2 saatlik uykuyla sesini duyunca cin gibi oluyosun
0
roveal
(12.11.13)
13 gun boyunca zorla kendini ve 4 saatten fazla uyuma. Sonrasinda 6 saat uyuyunca zipkin gibi kalkarsin. Denedim biliyorum. 5 saat bana yetiyor.
0
kumanda pili
(12.11.13)
Üstad günde en az yedi saatten şaşma derim. Uzun vadede uykusuzluk etkisini çok ağır gösteriyor. Yaş da 30'u geçtiyse sekiz saat bile normaldir. Sağlık için uykuya bak. Bazı faaliyetleri işyeri dönüşü servis vs varsa oraya sıkıştır. Kitap okuma, tabletten telefondan film izleme gibi.
0
rosencruz
(12.11.13)
Bir yetişkin beyninin günde 8 saat 20 dakika kaliteli uykuya ihtiyacı vardır. Bu süreden çaldığınızda, unutkanlık başlar, hatalar ve mutsuzluk artar. Asabi ve gergin olursunuz. İnsülin direnci gelişimine de katkısı olur.
0
compadrito
(12.11.13)
kimi kaynaklar da diyor ki 6 saat uyku yeterlidir. sanırsam bu konuda da net bir doğru yok ve kişiden kişiye değişmekte.
0
🌸lorenzen
(12.11.13)
kaynaklarla neyi kast ettiginizi bilmiyorum ama basili metin dahi olsa bilgilerin dogruluguna inanmak zor. bir veya birkac doktora danismanizi oneririm (6 saatliik uykunun yeteriligi konusunda).

eger ucuncu gun 10/11 saat uyuyorsaniz, bu 6 saatlik uykunun sizin bunyenize yeterli olmadigini gosterir. kafein ve enerji haplariyla gun icinde daha uzun sure uyumadan durabilirsiniz ama bir sure sonra kronik yorgunluk hissedecek ve direnciniz dustugu icin cok sik hastalanmaya baslayacaksiniz. kendimden biliyorum.

su halde yine de az uyumakta israr ediyosaniz, vitamin tabletleri alabilirisiniz (kaliteli olanlardan). ayrica yediklerinize dikkat etmeniz gerekiyo. sebze ve proteini bol tuketmeniz ve mumkun oldugu kadar islenmis urunlerden kacinmaniz lazim.
0
lamartin
(12.11.13)
(8)

sadece koşarak göbek erir mi?

safcocuk
selamlar sporcu fit vücutlu pampalar. son zamanlarda biraz kilo aldım. göbek çıktı. vücut kitle endeksim tam üst sınırda. yani bir 5-6 kilo vermem lazım. şu anda 72 kiloyum. 66-67 kiloya düşmek istiyorum. kiloyu da sadece göbekten aldım. şimdi sorum şu. çalıştığım için spora çok vakit ayıramıyorum.
selamlar sporcu fit vücutlu pampalar. son zamanlarda biraz kilo aldım. göbek çıktı. vücut kitle endeksim tam üst sınırda. yani bir 5-6 kilo vermem lazım. şu anda 72 kiloyum. 66-67 kiloya düşmek istiyorum. kiloyu da sadece göbekten aldım.

şimdi sorum şu. çalıştığım için spora çok vakit ayıramıyorum. biraz da tembellik var. ama koşmaya vakit ayırabilirim diye düşünüyorum. sadece koşarak göbek eritebilir miyim? ne kadar mesafe ya da süre koşmam lazım?
0
safcocuk
(11.11.13)
koşarak göbek en son erir. tabi yediğine içtiğine de dikkat ettiğini farzediyorum.
0
innerbliss
(11.11.13)
profesyonel düşünmene gerek yok hocam. yediklerine dikkat edip koşu+karın hareketleriyle toparlarsın.
0
mantikhatasi
(11.11.13)
düzenli koşarcaksın ama beslenme en önemli faktör, ben bi ayda koşu artı sporla ekmek ve şeker kullanmadan eritmiştim, dümdüz olmadı ama baya gitmişti yani
0
asilyis
(11.11.13)
bence de erimez sadece koşarak.
5 sene öncesine kadar yıllardır düzenli koşardım. göbeğim hep vardı. şimdi koşuyu bıraktım, göbeğim aynı.
yemek düzenim kötüydü.tahmin ediyorum yememe içmeme baksaydım biraz, göbeğim azalırdı.
0
puc
(11.11.13)
uzun vadede, düzenli koşarsan kesin erir. hafif göbeğim vardı. 1-2 ayda, haftada birkaç günlük koşuyla dümdüz oldu. ama haftada bir kez falan interval antrenman yaptım. onun da faidesi olmuştur muhakkak. müthiş zevkli. sabahtan tekrar başlayacağım koşuya. canım çekti ressmen.
0
falafila
(11.11.13)
cevaplar için teşekkürler, çoğunluk erir demiş. bakalım eriyecek mi.
0
🌸safcocuk
(11.11.13)
Erimez. Erimez. Erimez. Beslenme beslenme beslenme.
0
comptrol
(11.11.13)
sadece koşarak erimez! boğazdan kısmanız lazım, elle tutulur, gözle görülür miktarda kısmanız..
0
setra
(11.11.13)
(7)

Chrysler nasıl okunuyor?

error522
http://www.privatefleet.com.au/images/upload/Image/Chrysler-300C-002.jpghttp://investorplace.com/wp-content/uploads/2013/03/chrysler-logo.jpg
0
error522
(10.11.13)
kırayslır
0
cokponcik
(10.11.13)
ben kıraysler diye okuyodum içimden ama google translate kıreyslır diyo
translate.google.com.tr
0
Ezequiel
(10.11.13)
kırayzlır diye biliyorum.
0
geberix
(10.11.13)
falafila
(10.11.13)
kırayslır
0
baldur
(10.11.13)
Kraysler
0
GibsonRules
(10.11.13)
Kırayslır diye okunur.

Ama ben yine de Kıraysler derim. Volkswagen'e folksvagın demeyip de volksvagen demem de benzer bir şey.
0
aguilas negras
(10.11.13)
(1)

Aktivite arıyorum

kronik
iş hayatına girdiğimden beridir düzenli olarak bir şey yapmıyorum (hobi olarak). bu konuda ne önerirsiniz? dağcılık hevesim var ama çok zahmetli mi olur bilemiyorum. trekking daha yapılabilir geliyor. istanbul'da, haftasonları, bu konularda eğitim alabileceğim ve yakın yerlere turlar düzenleyen kurs
iş hayatına girdiğimden beridir düzenli olarak bir şey yapmıyorum (hobi olarak). bu konuda ne önerirsiniz? dağcılık hevesim var ama çok zahmetli mi olur bilemiyorum. trekking daha yapılabilir geliyor. istanbul'da, haftasonları, bu konularda eğitim alabileceğim ve yakın yerlere turlar düzenleyen kurs gibi yerler var mı?
0
kronik
(09.11.13)
iş hayatında dağcılık sıkıntı. yeri geliyor 1 haftalık kamplara gitmek gerekiyor ki bu çalışan biri için çoğu zaman imkansız. ama trekking için haftasonu yeterli. şöyle bir şey var, bir bakabilirsiniz: www.pirpila.com
0
falafila
(09.11.13)
(12)

hukukçunun yurtdısı masterın gelire etkisi değer mi

lawist
İühf mezunu olucağım.Mezuniyetten sonra abd yada ingiltre ingilizce master yapıcam.Bunun için ielts ya da toefl hazırlanıp bir de üstüne orada 1 yıllık eğitim ve yaşam giderleri için 50 000 tl ile 75 000 tl arası para harcıyacağım diyelim.Peki bu kadar uğras sonucu olarak karşılığı ne olacak ?
İühf mezunu olucağım.Mezuniyetten sonra abd yada ingiltre ingilizce master yapıcam.Bunun için ielts ya da toefl hazırlanıp bir de üstüne orada 1 yıllık eğitim ve yaşam giderleri için 50 000 tl ile 75 000 tl arası para harcıyacağım diyelim.Peki bu kadar uğras sonucu olarak karşılığı ne olacak ?
0
lawist
(09.11.13)
onun yerine çevre yapmaya bak.yüksek lisanslı olsan da çevren darsa avukatlık yapacaksan çok kazanamazsın.
0
sunset
(09.11.13)
avukat olursunuz ve oyle bi dava gelir ki onunuze, sadece o davadan alirsiniz bu parayi...

1 koydum 3 aldim gibi de bakmayin her yatirima...

ufkunuz genisleyecek... globallesmeye adim atacaksiniz. iuhf diplomasi, Kapikule gumruk kapisinin batisinda ne ise yariyor? Ya da Gurbulak'in dogusunda, Habur'un guneyinde?
0
compadrito
(09.11.13)
anca türkiye'de işinize yarıcak bir alanda yaparsanız avantaj sağlar.
misal uluslararası hukuk vs konusunda normal avukatların üstlenemeyeceği bir davada faal olursanız.
yoksa ben avukat seçerken alakasız bir konuda master'ı var diye tercih etmem.
0
neferkitty
(09.11.13)
Uluslararasi hukuk konusunda az biraz okumuslugumuz olmasi sebebiyle diyebilirim ki avukatlik bi durum yoktur. Ya da hakim savci
Uluslararasi hukuk varligi bile hukuk fakultelerinde kiyasiya tartisilan, hukuk ogrencilerine bile 1 fonem verilen pek de sevilmeyen uvey evlattir. Cunku uluslararasi hukukta ustun hukuk sistemine imza kondugu icin hed hod deme gibi bir durum olmaz. Alan dardir. Kipirdayamazsin. Zaten kurallar isleyis teammul de ortadadir. Pek adi gibi havali degildir.

Hukuk fazlasiyla ulusal bi istir
Ihdas attik ordan burdan topladik nerese ulusal demeden once uygulamada cok baska olur.

Avukat olurum diyorsan zaten hic bulasma super bi cevre yapabilecegin mahalleye tasin insanlarla kaynas falan
Hakim savci olurum diyorsan zaten na boyle bi sinav var sen once o alttaki 20 dersi ver kursa yazil kastir sonra bakan torpili bul falan
Yok ben terki diyar eylerim sizin olsun bu ecis bucus ulke diyorsan, hocam cok yanlis gelmisin, iuhf kastirip okumusun 4. Sinifa gelmisin emegine yazik derim.

Yani en basiti minik dusunelim, derneklerle yillar suren cabalarla kadinlarin hak hazandigi bir frengistan var, hic talep olmadan hak kazanmis kadinlarin yasadigi bir anadolu var.
Kazananlar tikir tikir calisan bir sistemi oturtmus kaymak yer durumda, anadolu da kadin cinayetlerinin onune gecilmiyor ne siyaseti allasen?

Sen simdi gidip o frengistanda kadin haklari uzerine uzmanlasip yayinlar yazacaksin, sonra da gelip karisini gunduz gozune sokakta kitir kitir kesen adamin namus belasina dahil olacaksin.

Mantiksiz gereksiz meeaah degil elbette ama getiri goturu dengesinde gecer not almaz, hele ki oncelikli derdin para kazanmaksa.
0
cecilia
(09.11.13)
Bu yollardan geçen hukukçu arkadaşlar varsa ya da şahit olan arkadaşlar varsa onlar yorum yazarsa daha çok makbule geçer :) @Sunset tabi çevre önemli yabancı ortamlarda da onu yapabilirim.Uluslararası işlerle uğrasan türklerle tanısıp tr deki işlerini almak gibi.. @neferkitty doğru bir teşhis n bende oyle düsünüyorum.@cecilla evet hukuk ulusal bir iştir ama dünya normlarında geçerli olan da bir hukuk vardır ..
0
🌸lawist
(09.11.13)
maaşlı çalışmayı düşünüyorsan:

bence burada iyi bir büroya girmeye çalış, ielts toefl orada işe yarar. bir yıl stajını yaparsın o iyi büroda bu sırada eğer başarı gösterirsen, çalışmaların beğenilirse devam edersin. Bir süre sonra da büro seni böyle bir eğitime gönderebilir. Hem mezun olur olmaz para kazanmaya başlarsın hem de eğitimi de bedavaya getirebilirsin.

diye düşünüyorum.
0
atramentum
(09.11.13)
"avukat olurum diyorsan hiç bulaşma" ne demek? bakma sen atıp tutanlara. avukatlık yapacaksan abd ya da ingiltere'deki masterla 1-0 önde olursun. örneğin ingiltere'de uluslarası ticaret üzerine master yaparsan burada uluslarası şirketlere ya da bürolara girmede çok işine yarar. hukuk fazlasıyla ulusal bir işmişmiş, uluslarası hukukta avukatlık bir durum yokmuşmuş. bilmeden etmeden atıp tutmak ne kolay.
0
falafila
(09.11.13)
Evet, kesinlikle değer. Tabi iyi bir okulda yapacaksınız.

Özel hukuk LL.M.'i yaparsanız, hukuk sistemlerinin farklılığı çok da önemli olmaz. Kamu yaparsanız daha az anlamlı olur yurt dışında yapmak.
0
m e l t e m
(09.11.13)
dün sen alttan şu kadar dersim var uzar mı diye sorunca herhalde fazla gaz verdiler. belli ki çok çalışmayı sevmeyen bir insansın. yaptığın bu plan sadece bir hayal olarak kalabilir. fazla kişiye de bu hayallerinden bahsetmeni tavsiye etmem.
0
slm
(09.11.13)
Avukatim, paran varsa kesinlikle yapmalisin, hatta paran yoksa ama kredi vs cekme sansin varsa gene yapmalisin. Abdde yapacagin masterin alani da onemli degil, orda bulunman yeter.
Yapmazsan; stajin bittiginde is ararken 20 yere cv gonderirsin, en fazla 2-3 tanesi geri doner. Digerleri cevap bile vermez. 5 para etmez adamlarin yaninda surunursun.
Yaparsan, en baba hukuk burolarinda calisirsin, hatta buraya gelmeden once bulursun isini. Ya da guzel bir sirkette ise baslar ve cok cabuk yukselirsin.
Arkadasim ruhsatini aldigi gibi abdye, burda is bile aramadi, gitti orda boktan bi okulda, hukuk ingilizcesi egitimi aldi, su an cok havali bir buroda bonuslarla beraber 6000 lira ustunde maasla calisiyo, buroda calisan 12-13 avukat var, hepsi abd veya ingilterede master yapmis. Master yapmayani gorusmeye bile cagirmazlar.
Ben ogrencilik donemimde kopek gibi calisip tecrube edindim, hayvan gibi ingilizce de biliyorum, alanimda da iyiyim ama aldigim maas 3000 lira.
Çevre edinmeyi falan bosver, masterini yap, guzel para kazanacagin buroda veya sirkette ise basla.. Network yapmak istiyorsan da, masterdan sonra cebindeki parayla kodamanlarin takildigi bir spor salonuna yazilirsin, networkun kralini yaparsin.
Bir de kendini avukatlikla sinirlama, sirkete avukat olarak girip mudur de olabilirsin.
0
de jure
(09.11.13)
Telefondan giriyorum, anlatim bozuklugu ve imla hatalrini gormezden gel.
0
de jure
(09.11.13)
yüksek lisans için türkiye'de şuan için pek aktif olmayan dalları seçmeni öneririm. zamanında çok tartıştığım bir hukukçu büyüğüm vardı kendisi bana enerji hukukunu önermişti mesela.çok fazla bilgim yok araştırmaya vaktim olmadı ama bu kyoto protokolü vs gibi şeylere türkiye'nin taraf olmasıyla bu alanda işlerin artacağını düşünüyordu.bunun dışında ben sadece yurtdışında masterın iş bulmana çok fazla etkisi olacağını düşünmüyorum. zira o tarz yerlere hala çevresi ve torpili olan özel okul mezunları senden önce girecek. bununla beraber sadece ingilizce seviyenin iyi düzeyde olması bile sana iyi bir iş bulmada yardımcı olabilir.mesela ticaret hukuku üstüne yoğunlaşırsan birde yabancı dilin varsa iyi bir büroda iş bulabilirsin.yalnız bu iş ne kadar senin kafanda kurduğun iş olur bilemem. örneğin 3 dil bilen bir arkadaşım avukatlık stajını yaparken bile normal bir avukattan iyi bir maaş alıyordu ama bütün gün çeviri yaptığından işinden hiç memnun değildi. lakin yurtdışnda okumak her şekilde sana deneyim katacaktır.
0
kendicoplugundeotenhoroz
(11.11.13)
(19)

kadınlara gösterilen nezaket hakkında

gogu delen adam
sevgililer/arkadaşlar birlikte vakit geçirirken; bir cafeye/bara vs girişte erkeğin kadına kapıyı açması, kendisi oturmadan önce kadının oturacağı sandalyeyi geri doğru çekmesi, bir taşıma aracına (taksi, otobüs, vs) önce kadının binmesi için durağa/taksiye yürümesi (akşam-gece saatleri hariç) ve be
sevgililer/arkadaşlar birlikte vakit geçirirken; bir cafeye/bara vs girişte erkeğin kadına kapıyı açması, kendisi oturmadan önce kadının oturacağı sandalyeyi geri doğru çekmesi, bir taşıma aracına (taksi, otobüs, vs) önce kadının binmesi için durağa/taksiye yürümesi (akşam-gece saatleri hariç) ve benzeri davranışları nasıl değerlendiriyorsunuz?

kadını aşağılayıcı? yapay? kibar?
eğer mümkünse cevaba cinsiyetinizi de eklemenizi rica ediyorum.

ben bunları tamamen kadını aşağılar davranış olarak görüyorum ama bakalım duyuru ahalisi ne düşünüyor. böylece yanlış düşünüyorsam farkına varabiliyor olurum.
0
gogu delen adam
(09.11.13)
erkek. bence olması gereken bu saydıkların. sandalye geri çekme dışında hepsini yaparım
0
fuerteventura
(09.11.13)
Kadınım, kibar bir davranış olduğunu düşünüyorum fakat bana yapılmasından hoşlanmam.. Sevmiyorum böyle kibar erkek, bu yüzden belki..

Not: Adamın kim olduğuyla da alakalı olarak dönem dönem "yapay" gelebiliyor.. Bazısına kibarlık hiç yakışmıyor hakikatten, önceden planladığı o kadar belli oluyor ki..
0
mutekebbir
(09.11.13)
bana da hiç samimi gelmiyor, yapay geliyo. erkek.
0
vatkavisne
(09.11.13)
aşağıayıcı görmüyorum, ama yapabileceğim birşey için başkasına ihtiyaç yok diye düşünüyorum.

lakin zamanla anladım ki erkeğin böyle davranması her zaman kadının yapamıyacağından ihtiyacı olduğundan değil, kadının erkeğe bunları yapmak için müsade etmesiyle alakalı..erkek kendini işe yarar hissetmek istiyor, kadından da bunun için imkan bekliyor..

eğer içten gelen davranışlarsa sorun yok ama belli kalıplardan dolayı bu böyle olması gerekiyor diye bir durum varsa itici.

kadın
0
nwnd
(09.11.13)
erkeğim. ben de saçma buluyorum açıkçası. kapı açmak, sandalye çekmek niye "centilmenlik" oluyor anlamıyorum. kadın bu, bebek değil ki. yani arkamdadır kapıyı açar buyur ederim, "kadınlar kapıyı kendisi açsın!!!" demiyorum ama bu tarz saçmasapan işlere girişmeyi de anlamsız buluyorum işin açığı.

ama taksi-otobüse binmesi için durağa yürümek iyidir, hele ki türkiye gibi ipsizin sapsızın bol olduğu bir yerde. kadına kapıyı "nezaketen" açmak "sen gerizekalısın açamazsın" demekmiş gibi geliyor bana ama durağa kadar eşlik etmek öyle değil. onu yabarım.
0
der meister
(09.11.13)
bir kadın olarak bunları gereksiz buluyorum. ama ne yazık ki toplumsal yaşamda oldukça yerleşmiş davranışlar olduğu için değiştirmek pek mümkün değil. bazı durumlarda sinir bozucu bile olabiliyor benim için. mesela trekking yaparken yüksekçe bir yere çıkacağız, adam çıkıyor hoop bana elini uzatıyor. ya kardeşim benim senden neyim eksik ki? tabii ben o eli kibarca geri çeviriyorum. ama bazen de göz yummak gerekebiliyor. örneğin lüks bir restorana gidildiğinde saydıklarını geri çevirmek biraz saçma olur. ama dediğim gibi bence çoğu zaman gereksiz.
0
falafila
(09.11.13)
lokantaya girerken erkek onden girer kapiyi ardina kadar acar ama lokantaya once erkek girer.

sandalyeyi hafifce tutup kadini buyur etmek asagilamak degil, yontulmusluk gostergesidir. ama baglam ve aradaki iliski cok onemli. bayaa resmi bi hareket cunku.

taksiye once erkek biner ki, kadin soforun arkasina dogru ilerleme zahmetine katlanmasin. kendimden baska bunu yapana da rastlamadim. ama bacak dikiz mevzuuna karsi tedbirse o baska.

kadina duraga kadar eslik etmek de yontulmusluk gostergesi.

soz konusu kadinin hardcore feminist ogreti ile enfekte olmadigini varsayiyoruz.
0
compadrito
(09.11.13)
Bana göre 2 ay sonra göremeyeceğin her tavır yapaydır ve güzel değildir.
Adam 2 ay sonra tüm bu saydıklarının büyük bir çoğunluğunu yapmayacağına ve kalan bir kısmı da unutacağına göre hiç gereği yok bu tür şovların.

Sırf benzin aldı diye özür dileyen erkek gördüm. İlerleyen zamanlarda aynı erkekten gördüğüm eşşeklikleri duymak bile istemezsiniz, geçelim yani bunları.

Erkeğin bir kadına gösterebileceği en büyük nezaket istikrardır. Erkekte olması gereken en önemli iki özellik: Tutarlılık ve istikrardır.
0
wynter
(09.11.13)
saydıklarının hepsini yaparım, daha kötü karşılayanını görmedim hatta oldukça da beğenilir yani bu hareketlerim.
sandalye çekme olayını tabii cheesy bir hareket olduğunu bilerek ve onlara da belli ederek komik bir şekilde yapıyorum. öbür türlü yapılanı değişik ve fazla resmi geliyor hatta yapmacık bile diyebilirim.
0
deliverance
(09.11.13)
Bayanım. Kadın bayan diye bir ayrım veya bayan dersen kaba olursun/aşağılarsın gibi bir yaklaşımım yok.
Sandalye çekme, kapı açma, bineceği taksiye vs. kadar birlikte yürüme, arabasıyla eve bırakma/alma gibi hareketleri onore edici buluyorum. Yalnız bunlar çok abartılmadan yapılmalı. Yapaysa değeri yok, gerçekse çok + puandır benim (ve tanıdığım diğer bayan arkadaşların) gözünde.
0
afush
(09.11.13)
genel görgü / kadının yapısı / samimiyet üçgeninde düşünmek lazım bunu. şimdi kusura bakmayın da yani 15 yıllık arkadaşım var gidip kapısını tutsam gülmekten kopar.

benzer şekilde bir iş arkadaşım, biraz "centilmen" bir arkadaş yüzünden biraz kasılmak zorunda kaldığını söylemişti. sizin yanınızda daha rahatım demişti. yani adam hep asansörde öncelik veriyor, kapıyı tutuyor vs, tam hardcore beyefendi. ama bu durumda kız da hani fazla "hanım" davranmak zorunda hissediyor benim anladığım.

kişiye, birlikte geçirilen zamana göre değişken diyebilirim buradan hareketle. eyyorlamam bu kadar.

ha bu arada "başında neyse öyle olsun" olayının mümkün olduğunu düşünmüyorum. ilişki dinamik bir kavram "heh sevgili olduk" anından sonra yıllarca her şeyin aynı kalacağını düşünmek çocukluk olur. yeni tanıştığın, daha elini bile tutmadığın bir kadına karşı elbet kibar olacaksın - olman gerekir. bir süre sonra doğallaşması normal, yani 1 haftadır tanıdığın adamın dişinde kalan maydanoz ile sevgilinin maydanozu aynı izlenimi bırakmıyor doğru konuşalım.

erkeğim bu arada.
0
celeron 300a
(09.11.13)
bir erkek olarak çoğu arkadaşıma saydığınız şeylerin çoğunu yapıyorum. arkadaşlarımın yüzde %70 kadınlardan oluşuyor ama saydıklarınızı sadece kadın arkadaşlarıma yapmıyorum. şimdiye kadar hiç kimsenin oturması için sandalyesini çekmedim ama neredeyse her zaman kapıyı açıp önce onların geçmesine, saat fark etmeksizin durakta otobüse binmesini beklemişimdir. hatta bazen dalgınlığıma gelir, kapıyı açıp önce ben çıkarım. daha sonra özür dilerim.

ama mesela otobüste otururken benle yaşıt bir kadın ayaktaysa ona yer vermem. çünkü herhangi bir sorunu yoksa ben nasıl ayakta kalabiliyorsam o da kalabilir. kadınların herhangi doğuştan gelen bir eksikliğe sahip olduğunu düşünmüyorum. ama önceki paragrafta saydıklarımın hepsini bir nezaket örneği olarak görüyorum. ben böyle yetiştirildim ve bir gün bir çocuk sahibi olursam çocuklarıma da nezaketli olmayı öğreteceğim.

üstümdeki cevaplardan birinde "Bana göre 2 ay sonra göremeyeceğin her tavır yapaydır ve güzel değildir." denilmiş ve bugün duyduğum en güzel cümle bu galiba. ben 6 yıllık arkadaşıma şimdiye kadar nezakette kusur ettiğimi düşünmüyorum mesela ve onu hiçbir şekilde aşağıladığımı düşünmüyorum.

ataerkil toplum yapısı diyeceksiniz belki ama insanlar toplayıcılık-avcılık dönemini geçtiğinden beri anaerkillik etkisini kaybetmiştir. ataerkil olmak, anaerkil olmaktan daha az/daha fazla zararlı ya da yararlı değildir, normal koşullarda. o yüzden saydığınız hareketleri aşağılama olarak görmeyi gereksiz bir feminist hareketi olarak değerlendiriyorum, affınıza sığınarak.

ve bu yazdıklarımın hepsinin altına eşcinsel bir erkek olarak imzamı atıyorum. yani şimdiye kadar yaptığım bu davranışları herhangi bir kadını elde etmek amacıyla yapmadığımı söylüyorum ve herhangi bir heteroseksüel erkeğin de bu tür davranışları sadece nezaket gereği yapabileceğini düşünüyorum.
0
empati kuramayan psikolog
(09.11.13)
@empati Teşekkür ederim :)
0
wynter
(09.11.13)
bayanım, kadın bayan vs denilmesine de karşı değilim.
öncelikle elbette nezaket gösterilecek ama aşırı abartı davranışlara geçilmeyecek. o zaman yapay olur, kadının aşağılanması konusunda da hemfikir değilim. böyle bir ülke de elbette durağa/taksiye bırakacaksın, yanında doğru düzgün konuşacaksın yanında askerlik arkadaşın, dostun kankan vs varmış gibi hitaplarda bulunmayacaksın samimi olacağım diye. kapıyı da açacaksın, sonuç olarak dikkat edilmeli.
0
bebokumsu
(09.11.13)
bir kadın olarak gereksiz buluyorum. nezaketen cinsiyetine bakmadan kimle olursam olayım kapıyı açarım, önce o geçsin diye beklerim vs; karşımdaki de öyleyse iyi peki ama kadınım diye böyle şeyler yapılmasını beklemem, o sebeple yapılmasından da hoşlanmam.
0
slackerbitch
(09.11.13)
aşağılayıcı demek çok modernist bir bakış olur. safça diyebiliriz belki. bir de bu hareketler, eğer bir işlevi varsa yapılmalı. misal, kadın daha önce binsin gitsin de başına bir şey gelmediğinden emin olalım. ya da kadınların bazen kıyafetlerinden dolayı frikik vermemek için vesaire böyle ihtiyaçları olabiliyor, yardımcı olmak lazım.
0
nereye bu gidis
(09.11.13)
O olmazsa ya da o bunları yapmazsa sanki yaşayamayacakmışım, sanki porselen bebekmişim gibi değil de, doğal akış içinde, kendinden fiziksel olarak daha narin bir varlığğa nezaket gösterme amacıylaysa hiçbir aşağılayıcılığı yoktur; gayet de güzeldir.

Sandalye mevzusu öyle her yerde yapılmaz, daha resmi bi iştir, günlük hayatta devamlı yapılırsa berbat hissettirir.

Taksi için; erkek ön tarafa binmeyecekse önce kendisinin binmesi gerekiyor taksiye ama bunu bilen pek yok.

Merdivende önce erkek iner, (sevgililik mevzu bahisse) sonra erkek çıkar.

Durağa/taksiye yürümek filan bunu ben bile başka kadın arkadaşlarıma yapıyorum, kendimi kendisinden daha güçlü görüyosam valla.

Öyle işte yani, güzel şeyler bunlar.
0
pandispanya
(09.11.13)
eger yakin bir arkadasiniz/tanidiginiz bu hareketleri her girip ciktiginiz mekanda gunde 10 kere yapiyorsa biraz garip kacmaya basliyor. boyle bir arkadasim var, grup projesi yaparken tum gun takilmamiz gerekiyor, gittigimiz her yerde, gectigimiz her kapida bu hareketleri tekrarliyor biraz utaniyorum acikcasi. bence belli bir samimiyet kurulduktan sonra gerek yok. diger turlusunu kibar buluyorum. ben de insanlara kapi acarim, yol veririm bunda bir sorun yok.

kadinim
0
little miss rejectee
(09.11.13)
sandalyemin çekilmesi falan bana yapay gelir. mesela sevgilim sandalyemi çekmez ama her zaman kapıyı açar ve önce beni geçirir, merdivende belli belirsiz dirseğimi tutar tökezlersem yakalayabilsin diye. hep böyle, gayet doğal bir şekilde düşünmeden yapıyor. o yüzden rahatsız olmak bir yana memnun oluyorum. karşımdaki erkeğin beni etkilemek için yapay hareket ettiği izlenimi edinirsem o zaman soğurum. ayrıca kimsenin beni gündüz vakti durağa kadar götürmesini istemem, gece geç saat olursa kendi içi rahat etsin diye yapabilir.
0
quasiromantic
(09.11.13)
(21)

insanlar neden böyle?

falafila
bazı duyurularda hakikaten ufuk açan yanıtlar okuyorum, o yüzden bugün düşündüğüm bir şeyi sizlere de sormak istedim.etrafımdaki insanlarda, özellikle yirmili yaşların ilk yarısındakilerde derin bir umutsuzluk var. hayatlarında her şey yolunda gitse dahi temelde mutsuz olduklarını görüyorum. peşin h
bazı duyurularda hakikaten ufuk açan yanıtlar okuyorum, o yüzden bugün düşündüğüm bir şeyi sizlere de sormak istedim.

etrafımdaki insanlarda, özellikle yirmili yaşların ilk yarısındakilerde derin bir umutsuzluk var. hayatlarında her şey yolunda gitse dahi temelde mutsuz olduklarını görüyorum. peşin hükümlü davranıp "doyumsuzluk" olarak yaftalamak mümkün ama gerçekten doyumsuzluk değil bu. örnek verirsem; iyi okullardan mezun, iyi yerlerde çalışanlar ve sosyal/özel hayatlarında bir problemi olmayanlar dahi böyle. bunların birine ya da birkaçına sahip olanlar da böyle. hiçbirine sahip olmayanlar da. bir kısmı mücadeleden vazgeçmiş, bir kısmı mücadele ediyor ama size içini açtığında aslında mutsuz olduğunu ya da kendine, hayata veya insanlara tahammül edemediğini söylüyor. gencecik insanlardan intihar laflarını duyuyorum, lafta kalmayıp uygulamaya dökenlerle de karşılaşıyorum. insanlar artık yaşamaktan zevk almıyorlar gibi geliyor bana. gençlerin genel profili mi bu yoksa? neden böyle bu insanlar sizce?
0
falafila
(09.11.13)
hep böylelerdi.
Klasik gençlik çok bozdu geyiği gibi.
0
basond
(09.11.13)
çünkü insanlar kendini mutlu etmek için değil toplumu mutlu etmek için yaşıyor artık. bu yüzden sevmediği şekilde davranıyor, sevmediği işte çalışıyor, sevmediği yerlere gidip sevmediği şeyleri giyiniyor. sırf başkaları seviyor yüceltiyor diye.

eğer ilgiliyseniz bu konuyla, freud ve einstein'ın id-ego-süper egodan da bahsettiği yazışmaları var www.idefix.com tavsiye ederim. insan idini bastırıp süper egoya yöneldikçe mutsuzlaşıyor.
0
tescillimarka
(09.11.13)
sonuçta hayatın anlamını henüz bulan yok. mecburen yaşıyoruz, mecburen de yaşamak için çalışıyoruz. niye peki? çalışmak güzel bir şey değil. hiç çalışmasak, her şey son derece güzel bile olsa -ki bu çok düşük bir ihtimal ve öyle olanlar da zaten mutlu gibi- mutsuz olabiliriz etraftaki insanlara bakıp, dünyanın haline bakıp. niye mutlu olalım ki? belki aşık falan oluruz da onun için yaşar mutlu oluruz. o da zor işte...
0
superapple
(09.11.13)
yok zoru görmeyeni bol. basit seylerden tat almayi bile unuttular zamanla.

bir onceki nesil buyuk zorluk gormus ve bu nesli korumayi kafaya takmis. benim cevrem icin gecerli hemen oyle degil demeyelim. boyle olunca cocuklar evdeki veya cevredeki kosullari mucadeleyi gormeden isole bir sekilde yasamayi basarmis. derdi olunca psikologlara psikiyatrlara goturulmus hemen ilaclara baslanmis. hgemen stres denmis depresyon denmis.

biri de cikip hoop olm senin g.tun kalkmis dememis. bacak kadar boyunla kizdan red yedin diye hayatin bitti mi saniyorsun lan sen dememis. ya da hayvani bir okula gidiyorken bir usttekine gidemedim diye aglayana bi bagirmamis. altindaki arabasini eski model almis annemler off ya hayatim sucks diyene bir tane yapistirmamislar.

valla boyle profiller var. uzak durmakta fayda var. su an cevremde kimse boyle degil.
0
wiillii
(09.11.13)
bunun en büyük nedeni genelde genclerde realistik olmayan beklentiler.

en tirt egitimi alanda microsofta girecegini, mezun olunca kapida sira ile bekleyen olacagini zannediyo, ilk 2-3 senede bunun gercek olmadigini anliyo iyi ihtimalle sonra bi bok olcagi yok birakiyo. ek olarak mali olarak durumuda iyi olmadigindan cevre iliskileri de bozuluyor, cikarci insanlar sirt dönüyo.

kisaca özetlersem, maalesef aileden gelen ve onlarca yaratilan beklentinin realistik olmamasindan, cogu insan ek olarak kendi ayaklari üstünde durmadigindan, karakter gelisimini tamamlayamiyor.
0
serabetan
(09.11.13)
@serabetan realistik beklentisi olmuş, bunu yapmış
ya da hakketen microsofta girmeyi beklemiş ve bunu da yapmış insanlar da var :)
olayı getirip de kariyere endekslemek yanlış bence. MIT'de Karolinska'da çalışan zil takıp oynamalı senin mantığınla hiç de öyle değil.
bilkentliyim, neredeyse tüm çevrem öyle kimse mutluluktan ölmüyor...
benzer şekilde; ek olarak kendi ayaklari üstünde durmadigindan...bırak kendi ayaklarının üstünde durmayı herkes aile geçindiriyor. yine aynısı.
0
niye ama
(09.11.13)
belki de sosyal paylaşım siteleri yüzünden böyledir. sonuçta herkes mutluyum pozları satıyor buralarda, bunu görenlerde kendini, kendi hayatını sorguluyor bir yandan da bu oyuna dahil oluyor. başkalarının kendisinden daha mutlu olduğunu düşündüğü içindir.
0
bass solo take one
(09.11.13)
@niye ama

ben zaten sadece kariyer demiyorum, ama en büyük etken genelde ordaki beklentilerin karsilanmamasi. salliyorum bmw de calisan ama aslinda orda mutlu olmayan insanlar olabilir, keza mit icin de gecerli bu, illa sevdigi icin orda olmayabilir, en iyi tercihtir belki onun icin ama istedigi yer degildir belki, ki karolinska bunlarin yakininda dahi degildir zaten.

bunlar disinda dedigim bir baska durum var karakter gelisiminin eksik olmasi. hayatinda üniversite sonuna kadar bir kere camasir yikamamis adamlar en ufak bir gercekle yüzlesince bi bok saniyo onu. kedi götünü görmüs durumu iste.

bunun gibi cokca neden var. illa beklenti kariyer degil, mutlu olacagini sanip ta mutlu olamamakta var bunlar icinde.
0
serabetan
(09.11.13)
iş bulmak zor, siyaset hiç güzel bi gelecek sunmuyor, zorunlu askerlik var, vs. o yaşta insanların mutlu olması o kadar zor ki..
0
nathanieltroy
(09.11.13)
kendi alanım olduğu için bir ABD bi avrupa örneği olarak MIT ve karolinska dedim, bizim için öyle :)
başka alanlarda ne biliyim Boeing ve Airbus gibi algılayın siz onu.

ben de diyorum ki kariyer beklentisi gayet de karşılanmış, hep ayakları üstünde durmuş, sorumluluk almış, başarmış insanlarda da durum çoğu kez aynı..ben musmutlu pek kimseyi göremiyorum.
0
niye ama
(09.11.13)
bence gençlerin genel profili böyle değil sizin çevrenizdeki insanlar ya da gözlemlediğiniz insanlar böyle. bunun için tek bir neden söyleyemeyiz. herkesin kendine özgü sorunları olabilir onun dışında türkiye'de yaşam kalitesinin düşük olması, özgürlüklerin kısıtlanması(zorunlu askerlik) örnek olarak gösterilebilir. ayrıca herhangi bir dini inancı olmayan gençlerin de bu duruma düşmesi olası bence
0
qazwsx
(09.11.13)
abi değil demişsin ama doyumsuzluk cevap. yani farketmesen bile o. insanlar bir türlü o tam özgürlüğe kavuşamıyor. yetmiyor bir süre sonra. zengin olmak istiyor vs. zengin olsan bile yetmiyor...

bunda çevrenin, medyanın, internetin etkisi de var tabii.
0
ermanen
(09.11.13)
(bkz: sosyal depresyon)

Temel bu. Bunun üzerine başka faktörler de var.
0
compadrito
(09.11.13)
bu arada cevap vermemişim :)
belki "fazla bilmek"ten?
ne biliyim avrupadaki amerikadaki bir gencin bizden çok daha fazla maddi imkana, özgürlüğe, cinsel hayata vb. sahip olduğunu biliyoruz mesela.
Memleketimizdeki durumlarla alakalı olarak da aynısı, belki babalarımız bilmediklerinden "kıyas"lamadıklarından daha mutluydu?
sadece başka ülkelerdeki değil aynı ülkede de olabilir İbrahim tatlısesin oğlunun yanındaki kız başlığında küfrediyordu o yaştaki gençler misal.
bir de en müreffeh iskandinav ülkelerinde intihar oranları tavandır. biz ülke olarak onlar seviyesinde değilken, bireysel olarak onların seviyesine ulaşmış insanlarımız olabilir.
ne kadar eğitimli, bilinçli, duyarlıysa o kadar inciniyor olabilir insanlar. (boğaziçinden bir hoca ne kadar çok acı var diyerek intihar etmişti misal, sosyal bir sorun üzerinde çalışıyordu kadın)
"birey" oldukça, yalnızlaşıp mutsuzluğa/intihara meyil artıyor olabilir.
0
niye ama
(09.11.13)
Gencecik insanlarin intihar dusunmesi denemesi neden tuhaf ki
Yaslandikca kabul edilebilir bir durum mu hayatina son vrme istegi

Kac yas intihar icin uygundur sizce?

Bekara avrat bosamasi kolay demisler ya, o hesap seninki.

4duvari sir yaratmis yaratan, seni de merakli.
0
cecilia
(09.11.13)
mutluluğu yanlış yerde arıyorlar da ondan. insanın ömrünü planlaması da bir obsesyon bir patoloji, e herkesin ömrü az çok belli zaten. oku-çalış-tercihen evlen veya gençliğini geçir işte bir şekilde- evli ol olma çocuk yap- yaşarsan emeklilik- geber şeklinde. belirlilik insanı mutsuzlaştırır, sıkar,tüketir. belirsizlik özgürleştirir. gençlerin genel profili bu evet. spontanlığı kısa vadeli şeylerde yakalamaya çalışır insanlar ama "yemez" bunu vücut. belirlilik sıkıntıdır, boşluktur.
0
dafaiss
(09.11.13)
@cecilia, "gencecik" belirli bir yaş grubunu ifade etmek için kullanılmış bir ifade, intihar için uygun yaşı belirtmeye yönelik değil. yanlış anlaşılıyor olabilir.

@Zetahead, mutluluk süreklilik gösteren bir durum değil bence de. yanlış ifadeyi seçmiş olabilirim. saadet/memnuniyet ya da başka bir kavram yerini alabilirdi, bilemiyorum.

intihar konusunda istatiksel bir vurgu yapmaya çalışmadım, sadece o yaş grubuna ilişkin gözlemimi belirttim.
0
🌸falafila
(09.11.13)
mag.newsweek.com

şu yazıda intihar ve sebepleri, profil ve sınıflardan bahsetmiş.

şuan gelişmiş ülkelerde orta yaşlı insanlarda en büyük ölüm sebebi de intiharmış.


şahsi görüşüm ise sebebin ailelerden kaynaklandığı. baskı altında eğitim için zorlanan çocuk bu çektiği zorluğun karşılığını almak için beklenti yaratıyor. yıllar sonra başarsın ya da başarmasın adaletsizliği ve işlerin onun için hiç kolaylaşmadığı hep mücadele etmesi gerektiğini anlıyor. sürekli çaba demotive ediyor.

insanlar kendilerine zaman ayıramıyorlar. arkadaşlarıyla oldukları zaman, tatiller veya haftasonları ise bu eksikliğin acısını çıkartmak için sınırları dışına çıkıp bu sefer de eğlenmek için zorluyorlar. hiçbir zaman hayatı akışına bırakamadıkları için omuzlardaki sürekli yük ile yaşıyorlar.

işte bu yüzden okulu iyi, işi iyi, sosyal hayatı olan insan için hedefe ulaşmış ve mutlu olması gerekir diyemeyiz. çünkü asıl bu insanlar için durum daha zor. bu noktaya ulaşmaları kolay olmadı ve bu noktada kalmaları için de hep çaba göstermeye devam etmek zorundalar.
0
sttc
(09.11.13)
asıl neden herkesin peşinden koştuğu soyut bir kavram olan mutluluğun kendisidir. bu bir kelime ve büyüdükçe bizim için anlamı sürekli toplum tarafından ve kendimizle diğerleni kıyaslama eyleminden dolayı değişiyor. mutluluk için bellli kriterler belirleyip daha sonra o amaçlarımıza ulaştığımızda aradığımız şeyin bu olmadığını görüp yeni tanımlar ve kriterler üretiyoruz. bu şekilde seyreden bir kısır döngü var. bir adada yaşamakta olan bir grup insan yada ilkel kabilelerde mutluluk diye bir kavram olacağını düşünmüyorum. günlük işleri ve ihtiyaçları karşılayıp sadece yaşamaya devam ederler. modern insan çok fazla şey görüp çok fazla şey yaşadığı ve etrafında sayısız yaşam şeklini gördükten sonra kıyaslama ve toplumun diğer tanımlarından kendisini soyutlayamıyor. bu nedenlerle sürekli bu kısırdöngünün içinde debelenip duruyor.
0
kaygusuz
(09.11.13)
Geleceğe dair hayallerimizin paramparça yerlerde gezdiği ilk dönem olduğu için olabilir. Herkes rockstar, ceo, celebrity gibi yaşamak ister, ve kimi daha yoğun kimiyse daha soft bir şekilde bunun hayalini kurar. 20'li yaşların ilk yarısında işe güce başlayıp, hele bir de evlilik bağlayınca, senelerdir kafanda kurduğun dünya yerle bir olur. 30 yaşına gelince sanırım kabullenme evresi başlıyor ve daha keyifli olabilirsin. Tabi bunlar tahmin hep
0
Gkcn
(09.11.13)
fazla bilmekten +1

"kuş olup uçmak isterken, ağaç olup kazık çakmak"tan.
0
neyleyim
(09.11.13)
(5)

Mezun olur muyum ? yoksa uzar mı ?

lawist
İühf de son sınıf öğrencisiyim.Derslerimiz yıllık toplamda 15 dersim var2.sınıf dan ceza genel bu da öyle 45 den kaldım borçlar genel bu dersden geçen yıl kıl payı kaldım 45 den3.sınıf dan ceza özel 30borçlar özel 35 medeni usul 10 ticaret 20vergi hukuku ve kamu maliyesi 404.sınıf zaten yeni mez
İühf de son sınıf öğrencisiyim.Derslerimiz yıllık toplamda 15 dersim var
2.sınıf dan
ceza genel bu da öyle 45 den kaldım
borçlar genel bu dersden geçen yıl kıl payı kaldım 45 den
3.sınıf dan
ceza özel 30
borçlar özel 35
medeni usul 10
ticaret 20
vergi hukuku ve kamu maliyesi 40
4.sınıf zaten yeni mezun olur muyum ben .. Dersler yıllık

notlar geçen yılın notları kıl payı kaldım
0
lawist
(08.11.13)
uzar.
0
basond
(09.11.13)
kardeş 20 küsür ders verip bitiren insanlar tanıyorum geçen seneden. azıcık çalışırsan uzamaz. hukuk zor değil, gözünde büyütme bu kadar.
0
falafila
(09.11.13)
türkçeden de kıl payı kalmışsın gibi.

kredi sıkıntın yoksa tüm dersleri alıp uzatmamaya çalışcaksın. yani öyle hesaplamayla olmaz.
0
elorelia
(09.11.13)
elinden geleni yap, gerisini siktir et.
0
slm
(09.11.13)
geçen sene 25 ders verdim toplam 110 akts falan oluyo yani
0
allstar
(09.11.13)
(3)

the body shop - neroli jasmin

letheavendangered
aşağıdaki parfüm sorusunu görünce merak ettim. kadın-erkek herkesin fikrini merak ediyorum.the body shop'ın üretimini durdurduğu neroli jasmin'i nasıl bilirdiniz? yeni çıkan indian night jasmin'le ilgili fikriniz nedir?
aşağıdaki parfüm sorusunu görünce merak ettim. kadın-erkek herkesin fikrini merak ediyorum.

the body shop'ın üretimini durdurduğu neroli jasmin'i nasıl bilirdiniz? yeni çıkan indian night jasmin'le ilgili fikriniz nedir?
0
letheavendangered
(03.11.13)
ilk sıkışta hoşuma gidip almıştım ama sonra kullanamadım ben. 2.yi de sevmedim yine.
0
april12th
(03.11.13)
Çok beğenerek almıştım bir süre kullanınca sıkıldım hemen. sanki o koku değişti ya nasıl anlatsam öyle güzel gelmedi işte. yeni çıkanı denemedim bilemiciim.
0
blueprints and cigarettes
(03.11.13)
nedense aynı problemi ben de yaşadım. başta çok güzeldi oysa. demek ki parfümün kendisinde bir sıkıntı var. ya da hepimiz sıkılganız.
0
falafila
(03.11.13)
(3)

telefon sapığı sorunsalı nasıl çözülür?

bipolar
yıl olmuş 2013, telefon sapığı dadandı.önce çaldırıp kapatıyodu. tanıdığım biri zannedip, kimsiniz diye mesaj attım. aradı bu sefer, tanımadığım biri olduğu ortaya çıktı. sonraki birkaç arayışında söylenerek/küfür ederek kapattım. açmadım, üstüste aramaya başladı. aradan bi kaç saat geçti, bu sefer
yıl olmuş 2013, telefon sapığı dadandı.

önce çaldırıp kapatıyodu. tanıdığım biri zannedip, kimsiniz diye mesaj attım. aradı bu sefer, tanımadığım biri olduğu ortaya çıktı. sonraki birkaç arayışında söylenerek/küfür ederek kapattım. açmadım, üstüste aramaya başladı.
aradan bi kaç saat geçti, bu sefer açtım ama hiç konuşmadım. şu an bu taktikle ilerliyorum. arayıp aluuo aluuuuo diyor.
peki ne yapabilirim? şikayet edilebiliyor mu? ya da numarasını engelleyebiliyor muyum?

ya da mesela duyuruda numarasını dağıtsam bu bi suç mudur?/duyuruda yasak mıdır?
not: adı murat, tanısanız çok seversiniz.

cevaplarınızı bekliyorum.

aluuuo.
0
bipolar
(02.11.13)
numarasını dağıtmayın. yasal işlem başlatacağım diye güzel bir tehdit edin. yemezse ve devam ederse gidin suç duyurusunda bulunun.

bazı telefon modellerinde numara engellenebiliyor bildiğim kadarıyla.
0
falafila
(02.11.13)
bazı telefonlarla engellenebiliyorlar. benim telefonumun da operatör kodunu belirten numaralarından birini değiştirince ve bir tuşa yanlışlıkla iki kere basınca telekız hattı oluyormuş, bir dönem o yüzden arayan çok oluyordu. hatta, arayan "ama ben gazetede bu numarayı gördüm, sen de kızsın. ya yalan söylüyorsun, söylemiyorsan da seninle konuşsak" deyip geri arıyordu. hepsini bir isim altında toplayarak, o ismi aramalara engelledim. çoğu telefonda bu özellik var.
0
aychovsky
(02.11.13)
bana da olmuştu bir kere babam emniyet müdürü ,bir daha rahatsız edersen kendini nezarathanede bulursun dedim bağırarak ,sonra bi daha arayamadı.
0
ufo goren masum koylu2
(03.11.13)
(8)

makyaj malzemeleri

herseyi birakip gitmek istiyorum
Duyurunun kadinlarina sorum, yuzunuze her gun makyaj yapiyor musunuz? Allik pudra fondeten kullanma sikliginiz nasil? En onemlisi cok memnun kaldiginiz fondoten ve pudralar hangi markalar? Simdiden tesekkurler.
Duyurunun kadinlarina sorum, yuzunuze her gun makyaj yapiyor musunuz? Allik pudra fondeten kullanma sikliginiz nasil? En onemlisi cok memnun kaldiginiz fondoten ve pudralar hangi markalar? Simdiden tesekkurler.
0
herseyi birakip gitmek istiyorum
(02.11.13)
cilt problemim olduğu için hergün kapatıcı sürüyorum. yoksa kullanmam heralde.
kalem ve ruj sık kullanırım.
0
vodianova
(02.11.13)
çoğunlukla kullanıyorum. fondöten shiseido kullanıyorum, sıvı bir tane. çok az sürdüğüm için bir kutusu iki yıldır bitmedi. allık olarak da the balm kullanıyorum.
0
aychovsky
(02.11.13)
fondoten pudra haftada bir belki. o da özel bi gün olduğunda kullanırım.

fondoten olarak aynı zamanda güneş koruma özelliği olan avene couvrance yi kullanıyorum. çok memnunum.
0
mellifica
(02.11.13)
günlük olarak kalem ya da eyeliner ile hafif bir ruj kullanıyorum. makyaj yapınca maske takmışım gibi hissediyorum, pek sevmiyorum.
özel günlerde de concealer, pudra, allık ve rimel ekliyorum bunlara.
marka konusunda ise tavsiye veremeyeceğim fakat tavsiyeleri takip edeceğim.
0
falafila
(02.11.13)
Ben cok uzun zamandir fondoten de pudra da kullanmiyorum. 2 yildir falan. Ozel gunler haric tabii.
Imex adli bi merhem var dermatologlarin yazdigi, onu kullaniyordum fondoten olarak. 3 4 aydir da watsonstan aldigim pure beauty adli bb kremi kullaniyorum gayet memnunum
0
mutlusismankedi2015
(02.11.13)
fondöten çok ağır geliyor arada hafif pudra kullanıyorum(catherine arley)+ eyeliner. ruj rimel falan günlük makyaj için abartı kaçıyor.
0
feykalade
(02.11.13)
Her gun makyaj yapiyorum. Fondoteni sevmiyorum. Pudra (mac) ve allik (the balm) kullaniyorum.
0
musculussternocleidomastoideus
(03.11.13)
normalde makyaj yapan birisi degilim , cildim makyaja uygun bi cilt degil (yaglı,sivilceli bi cildim var ,fondöten vs sürünce cildim hic hava almiyomus gibi hissediorum yapmıyorum o yüzden makyaj,sadece ozel günlerde yapıyorum). Maskara kullanmayı seviyorum ,en sık kullandıgım ürün maskara
0
ufo goren masum koylu2
(03.11.13)
(4)

kamu davası ceza hukuku

lawist
Diyelim ki biri tarafından darp olayı var ve üzerindeki pos cihazı çalındı ..Buna maruz kalan biri pizza dağıtıcı bir firmada motorla pizza dağıtan biri ve bu darpı yapan ve pos cihazını çalan da rakip bir pizza firması ...Şimdi arkadaşlar bu mağdur olan arkadası hastanelik edecek kadar dövmüşler
Diyelim ki biri tarafından darp olayı var ve üzerindeki pos cihazı çalındı ..Buna maruz kalan biri pizza dağıtıcı bir firmada motorla pizza dağıtan biri ve bu darpı yapan ve pos cihazını çalan da rakip bir pizza firması ...
Şimdi arkadaşlar bu mağdur olan arkadası hastanelik edecek kadar dövmüşler .Sonra da firma avukatı dava açmış ..Şimdi bu arkadaşa da failler 60 000 tl verelim sen davandan vazgeç demiş ..Bu mağdur olan faillerden para alsa davasından vazgeçse olacak olan şey nedir ?Kendisinin izahına göre 3 kişinin de çoluğu çoçuğu var dava sonunda bunlar hapse düsse ailelerinden olucaklar ki hepsi çalışamayacak nerden baksan yine bunlar 100 000 tl zarar ederler direk bana 60 000 tl versinler hem benim de paraya ihtiyacım var diyor ..Evet ne diyorsunzz ?
0
lawist
(02.11.13)
saçmalık,dava açsın,gitsin sonuna kadar.
0
rock n roll
(02.11.13)
rasyonel bir tercih olur.
0
s plus b
(02.11.13)
Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine... diye gidiyor kanun, yani kasten yaralama kolu bacağı kopmasıyla falan sonuçlanmadıysa takibi şikayete bağlı bir suç. mağdur şikayetten vazgeçerse, dava sona erer.
ancak şöyle bir sorun var, adamlar para verelim demişler de bu dava yoluyla da zaten tazminat isteyebilir ya da anlaşmaya gidebilir, ortada böyle bir dava sonucu mahkeme kararı olmazsa, o adama o parayı verecek olmalarının hiç bir garantisi yok, adam sonradan paramı vermediler diye bir alacak davası açamaz yani. şikayetten vazgeçecekse önce parayı alsın.

edit: arkadaşlar haklı cihazı almasalarmış iyiymiş.
0
alice practice
(02.11.13)
eğer henüz kesin hüküm verilmemişse ve uzlaşma yoluna giderlerse dava düşer. ancak bunun için şuçun takibinin şikayete bağlı olması gerekiyor. olayda da yağma suçu var gibi geldi bana ve yanlış hatırlamıyorsam şikayete bağlı değildi. yani şikayetçi değilim dese bile mahkeme dikkate almayabilir.
0
falafila
(02.11.13)
(2)

Üniversteyi bıraksam mı ? Gelecek planı

zlatanibrahimovic11
Spor okuluna hazırlanıyordum sakatlandım sınavlara giremedim ve spor okuluna girememiş oldum.Kazanamazsam 2 yıllık geçiş yaparım dedim ve 2 yılık marmarada başladım.2 yıllıgı bitirmek emek istiyor verdigin emegin karşılıgında hak ettigini almıyorsun bunu gördüm , dgs ile 4 yıllıga geç derseniz dgs'
Spor okuluna hazırlanıyordum sakatlandım sınavlara giremedim ve spor okuluna girememiş oldum.
Kazanamazsam 2 yıllık geçiş yaparım dedim ve 2 yılık marmarada başladım.
2 yıllıgı bitirmek emek istiyor verdigin emegin karşılıgında hak ettigini almıyorsun bunu gördüm , dgs ile 4 yıllıga geç derseniz dgs'ye vereceğim emek ile spor okulu kazanırım zaten.
İstemedigim bölüm olduğu için okula ayaklarım geri geri gidiyor.
Tek istedigim spor okulu okumak. Sakatlıgım çok ağır değil tamamen geçmedi vaktinde geçeceğini düşünüyorum geçmez ise yetenek sınavına girmeden sadece ygs ile de alan spor okulları mevcut.
Şuan çok mutsuzum okumak istemiyorum , okulu bırakıp spor okuluna sınavla veya yetenek ile hazırlanmayı düşünüyorum.
Okuduğum bölüm elektronik haberleşme.

Ne diyorsunuz?akıl fikir verirseniz sevinirim...
0
zlatanibrahimovic11
(02.11.13)
şu an okuduğun bölüm de çok önemli. işletme, muhasebe, büro yönetimi, bilgisayar prog. tarzı bir bölüm okuyorsan hayallerinin peşinden git derim.

sakatlık durumunu adam gibi bir doktora göstermen de gerekli bence.
0
evde black smoke besleyen adam
(02.11.13)
bence çok geç olmadan bırak ve hayalinin peşinden koş. ben sevmediğim bir bölüm için 5 yıl harcadım ve inan gözünde büyüdükçe büyüyor. keşke 2. sınıfta bıraksaydım diyorum şimdi.
0
falafila
(02.11.13)
(5)

birini unutmak & varlığından etkilenmemek

avifa
sorunun detay hali aslında şu şekilde: seviyor ya da sevmiyor oluşunuz kriter değil, aşık olmak/olmamak da değil, öfkeniz, hırsınız, borcunuz, alacağınız, minnetiniz, bunlar var veya yok. bunları birer unsur olarak görmesek mesela. bu koşullarda bir insanın varlığından, onunla yaptığınız konuşmalard
sorunun detay hali aslında şu şekilde:
seviyor ya da sevmiyor oluşunuz kriter değil, aşık olmak/olmamak da değil, öfkeniz, hırsınız, borcunuz, alacağınız, minnetiniz, bunlar var veya yok. bunları birer unsur olarak görmesek mesela. bu koşullarda bir insanın varlığından, onunla yaptığınız konuşmalardan, kokusundan, onu görmekten vs. etkilenmemek için neler yapmak gerekir?

örnek veriyorum, birinin öldüğünü kabul ettiniz, bu duruma artık nötrsünüz, bunun gibi bir kabul fakat bu kişinin yaşıyor olması ve iletişimde olmanız. (karışık mı oldu ki?)

geçen gün izlediğim bir filmde ilgili insanın adını avaz avaz bağırıyordu bir kadın, kalbim ağzıma geldi resmen. en son öyle hissettiğimde taksim'in ortasında panik atak krizi geçiriyordum da hastaneye gitmek zorunda kalmıştım.

edit: tam ifade edemiyorum durumu ve hislerimi aslında. kabaca şöyle sorabilirim; sevdiğiniz ama asla birlikte olamayacağınız biriyle iletişim halindesiniz. bu durumdan etkilenmemek, kendinizi üzmemek, kaptırmamak için ne yaparsınız?
0
avifa
(21.10.13)
hiçbir şey anlamadım.

hiçbir duygu beslemeyceksem o insan zaten yok?
0
kirazıseviyorum
(21.10.13)
@kirazıseviyorum: orası öyle de, o insan aslında var. ben sadece cevapları "seviyorsun, unutamazsın, hırsını çıkar, öcünü al" vs gibi yorumlardan ayırmak için bu şekilde anlattım. karışık olmuş olabilir evet, editleyim.
0
🌸avifa
(21.10.13)
editinden sonra yazıyorum:

sevdiğin ama "birlikte olamayacağın" insan o tırnak içindeki yer yüzünden şu an 100 kat falan daha değerli ve hint kumaşı gibi geliyor sana. hayır alakası yok deme insanoğlu böyle. birlikte olabileceğine inanman gerekiyor. istersen alacağına inanman gerekiyor, büyütmemen gerekiyor. asla pembe bir fili düşünemem dersen her gün pembe bir fil düşünürsün misali durumun kontrolünün sende olduğuna inanman lazım. etkilenmemeliyim der ona yönelik kasarsan da etkilenirsin. kendini rahat bırak. olacağı varsa olur de, olabiliriz ya birlikte de. her şey mümkündür de ve bunu tercihen yaptığına inan. fake it till you make it.
0
kirazıseviyorum
(21.10.13)
iletişimi kesip o kişinin yerine bir başkasını koymak, tek çözüm. üç yıllık araştırmalarımın acı ama gerçek neticesi.
0
falafila
(21.10.13)
hacı senin duygular çok karışmış:)
ama iletişim beraberinde etkileşimi getirir.
birisinin ölmesi bir sondur ama iletişimi kesmek son sayılamaz çünkü istenirse eğer tekrar iletişim sağlanabilir ve bu da beraberinde etkileşimi getirir.
unutmak için çaba değil zaman gereklidir.
0
seyduna6687
(21.10.13)
(2)

scuba çok üşütür mü?

yatagants
haftaya fethiyede ilk brovemi almak için dalmaya gideceğim? çok üşür müyüm?
haftaya fethiyede ilk brovemi almak için dalmaya gideceğim? çok üşür müyüm?
0
yatagants
(20.10.13)
donarsın hemde. bir de o dalış kıyafetinin içine su sızdıkça...
0
neil manke
(20.10.13)
ben geçen yıl aralık ayında ayvalık'ta daldım. o zamandan beri sık sık hastalanıyorum. muhtemelen gelecek hafta ve fethiye olması işini kolaylaştırır ama yine de gitme derim. yaza ertele.
0
falafila
(20.10.13)
(9)

Bu adamın süt hakkında söyledikleri doğru mu ?

evandro roncatto
Facebookta, veganların bir sayfasını gezerken bu videoya denk geldim. Süt, kalsiyum veya protein açısından o kadar önemli değil mi gerçekten? hatta adam direkt olarak yetişkinler için zararlı diyor. ibrahim saraçoğluna ve türevi alternatif tıpçılara güvenmediğimden pek inandırıcı gelmedi söyledikle
Facebookta, veganların bir sayfasını gezerken bu videoya denk geldim. Süt, kalsiyum veya protein açısından o kadar önemli değil mi gerçekten? hatta adam direkt olarak yetişkinler için zararlı diyor. ibrahim saraçoğluna ve türevi alternatif tıpçılara güvenmediğimden pek inandırıcı gelmedi söyledikleri. özellikle bir hekimden veya konu hakkında bilgili birinden yanıt alırsam çok iyi olur.
0
evandro roncatto
(17.10.13)
demek istetiği şey muhtemelen, memelilerin belli bir süreden sonra süte ihtiyacı olmadığı.
bir de çoğu yetişkinde laktoz intoleransı var.
ve dahası uht sütlerde bütün besleyiciliği gitmiş oluyor.

ama zararlı demek bambaşka.
0
goldentitan
(17.10.13)
kim olduğunu hatırlamıyorum ama ben de peynir, yoğurt gibi süt ürünlerinin sütten daha faydalı olduğunu duymuştum bir doktordan. sütün zararlı olduğunu sanmıyorum, yani umarım değildir, su içer gibi süt içtim zira yıllarca.
0
falafila
(17.10.13)
eksisozluk.com

şimdi bu adamı ciddiye alıcaksanız dükkanı kapayıp gidin. türkiye'de çoğunluk süt içince karın ağrısı filan çekmiyor. hangi dünyada yaşıyor çok ilginç. muhtemelen yine 10. sınıf magazin dergilerden ettiği bilgiyi satmaya çalışan bir ekşici ile karşı karşıyayız.
0
kamile necaset
(17.10.13)
işallah öyledir la.

20 senedir süt içmiyorum. annemin dırdırından hala kurtulamadım amk.

inş dedikleri doğrudur da anneme gösteririm.
0
contavolta
(17.10.13)
Siyahlarda ırksal beslenme alışkanlığından dolayı süt yani laktoz sindirimi zordur. Karın ağrısı çekerler. Mehmet oz söylemişti. Biz de sorun olmaz.
0
kelepir
(17.10.13)
laktoz intoleransı varsa süt ürünleri tüketilebilir. Laktoz intoleranslıların peynir, yoğurt tüketmesinde herhangi bir sorun yoktur genelde. İlla süt içmek istersen laktozsuz süt içebilirsin. Soya sütü içebilirsin ki kalsiyum ekleniyor bunlara.
0
pronefroz
(17.10.13)
bahsettiğiniz doktorun ne söylediğini bilmiyorum fakat inek sütünün birçok zararı olduğu bilimsel olarak da kanıtlanmış bir gerçek, doktorların düşünceleri de giderek değişiyor; hayvansal maddelerin kutsal kabul edilmesi gibi bir tabu yüzünden uzun süre yapılmamış çalışmalar yapılıyor artık.

okumak isterseniz:
www.doktormurat.net

ayrıca Murat Kınıkoğlu'na sorunuz varsa sormak için şu gruba katılabilirsiniz:
www.facebook.com
0
insaniz iste
(01.05.15)
Süt 2 yaşından büyük kimse için uygun bir ürün değil, zira içindeki süt şekeri/laktoz vücut tarafından sindirilemiyor. O da sindirim bozukluklarına yol açıyor. Ayrıca protein değeri de karbonhidrat miktarı yanında çok düşük kalıyor. Onun dışında bu sütler zaten UHT işleminden geçtiği için de içinde herhangi bir faydalı besin değeri kalmıyor. Bu anlamda süt tüketmek son derece gereksiz bir olay. Protein ve kalsiyum için süt tüketmek yerine peynir yemek daha faydalı. Şimdi "Piyasada laktozsuz süt var ama, o zarar vermez ki" diyenler çıkabilir fakat Laktozsuz Süt diye bir süt türü yok. Takdir edersiniz ki sütün içinden laktozu çekip almanız teknik olarak mümkün değil. Laktozsuz Süt denilen şeylerin içine laktozu parçalasın diye ekstra Laktaz enzimi katılıyor, bu da laktozu sindiremeyen vücudu ittire kaktıra laktozu sindirmeye zorlamak gibi bir durumu ortaya çıkarıyor. Sırf süt tüketmek için vücudu bu kadar zorlamaya hiç gerek yok.
0
angelus
(01.05.15)
(14)

din kurmak suç mu?

isimsiz uye
t.c. anayasasınca?bi de internette yaymak istiyom.
t.c. anayasasınca?

bi de internette yaymak istiyom.
0
isimsiz uye
(16.10.13)
sanmiyorum.

cevreye abuk gelecek kültler yapmadigin sürece sorun olmaz bence resmi olarak.

bu alanda bende acik görmüstüm, eskiden olanlari update etmek istedim ilk ama cok ciddi tepki alabiliyosun.

sifirdan kurmak daha mantikli hem kafan agrimaz.

birde sen ucma, birak ucursunlar.
0
serabetan
(16.10.13)
yasak mı bilmem ama adamı linç ederler. sonuçta islam hoşgörü dini. o yüzden böyle şeylere bulaşma bence.
0
lathspell
(16.10.13)
içeriğine bağlı.
0
baldur
(16.10.13)
aklınızda ne tür bir din var? :) devlet dine ve mezhebe göre farklı tarife uyguluyor çünkü.
0
ontolojikkonular
(16.10.13)
pastafaryanizm en son din kabul edilmişti diye hatırlıyorum burada. yeterli cemaat toplarsan sorun olmaz. :)
0
zazazaraeta
(16.10.13)
@ontolojikkonular: hoşgörü dini olmayacak bu yüzden devlet bizi sevmeyebilir :) evrensel adalete en yakın ilkelere sahip olmasını istediğimden de linç edilmeyecek olmam konusundaki şüphelerimi arttırıyor.
0
🌸isimsiz uye
(16.10.13)
Dinler arası diyalogdan girersen kimse bi şey demez bence :) Yeni kurulduğu bilinirse kimse sallamaz ayrıca, kökenleri bilmemnereye dayanıyordu yeni ortaya çıktı fln diye bağlaman lazım. etraflıca düşün.
0
kırmızıkalem
(16.10.13)
Kendini dini bir devlet yöneticisi ilan etmediğin, ülkedeki otoriteyi tanıdığın müddetçe sıkıntı yok.

Bence Joseph Smith gibi yap. Yeni bir din kurmaktansa mezhep kuruyormuş gibi yap ama sonunda ortaya öyle bir şey çıkar ki başka bir din olsun.
0
hiko seijuro
(16.10.13)
ben mesihim diyenler bile ne hale getiriliyor bir de din kurmak nelere sebep olur gerisini var sen düşün.
0
kirazıseviyorum
(16.10.13)
kurulup yayılmış olanları var o.O
0
cemsaddiction
(16.10.13)
bence artık kullanılmayan bir dini upgrade et. optimizasyonu iyi ayarla. bi de tüm insanlarda sorunsuzca çalışsın.
0
sansli pipi
(16.10.13)
ciddiye binerse dedikleri gibi saçma sapan fiili şeylere neden olabilir. oradan da halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılamaya, kişilerin huzur ve sükununu bozmaya falan bağlarlar. burası türkiye, her şey olur.
0
falafila
(16.10.13)
jacobbbbb
(16.10.13)
Hoslarina gitmezse yasak.
0
youshookmeallnightlong
(16.10.13)
(13)

Koyun akciğeri yenir mi ?

Wolfware
öncelikle bayramınız kutlu olsun duyurucu kardeşlerimşimdi bizim valide komşudan koyun akciğeri kapmış. fakat bunun yenip yenmeyeceğini bilmiyor. yenir mi bu ? yenirse nasıl yenir ? ızgarası mı iyidir yoksa neyi ? teşekkürler
öncelikle bayramınız kutlu olsun duyurucu kardeşlerim

şimdi bizim valide komşudan koyun akciğeri kapmış. fakat bunun yenip yenmeyeceğini bilmiyor. yenir mi bu ? yenirse nasıl yenir ? ızgarası mı iyidir yoksa neyi ? teşekkürler
0
Wolfware
(15.10.13)
Genelde gidip sakatatcidan istendiginde kediye mi vereceksiniz diye soruyor hirbo. Ama ben cok severim kusbasi dograyip kizartmasini yerim.
0
kompisko
(15.10.13)
güney avrupa'dan bir çok tarifini bulabilirsiniz. akciğer kullanan bolca fransız italyan yemeği var. yunan da var diye biliyorum.
0
kuja
(15.10.13)
karaciğer yenir akciğer yenmez diye biliyorum,diyebiliyorum
0
ladybug
(15.10.13)
Parazit yapar. Yenmez. Yenmese iyi olur yani. Biz yemedigimiz gibi kopeklerimize vermekten de kaciniyoruz evde.
0
retronology
(15.10.13)
pişirilse de bu parazit olayı devam ediyor mu ? yani risk var mı yine ?
0
🌸Wolfware
(15.10.13)
yerken gırç gırç ses gelir. yenmez bence ama kedi milleti seviyor.
0
sutlu nescafe
(15.10.13)
Hayvanın taşağını yiyorlar bişey olmuyo götür hocam kan yapar. :p
0
giderbey
(15.10.13)
yenir. iyi pişirince bakteri/parazit riski kalmaz. ama iyi muhafaza etmek lazım.

edit: ama ben yemem mesela.
0
ermanen
(15.10.13)
valla benim annem karacigerle karistirip sotesini yapar. ancak ne yalan söyleyeyim tadi hic güzel degildir, bamyadan bile kötüdür, ve evet yerken girc girc ses gelir. ancak iyi pistikten sonra hastalik yapabilecegini sanmiyorum. pisirip kedilere köpeklere verilebilir bence.
0
question the answers
(15.10.13)
yenmez. sonuçta filtre görevi görüyor pis be! karaciğer yenir.
0
falafila
(15.10.13)
göz bile yenir kulakta.

hatta bi baba lafıyla taçlandıralım " açlık yokluk görmediniz ki, böyle yemek seçersiniz"

buzluktta saklama süresi çok kısa 10 15 günde tüketilmeli
çok iyi pişirilmeli. kavurmasını yapardı annem önceden.
zaten sakatat, hasta isen kolesterolün varsa hiç bulaşma.

haricinde, ben de yemem.
0
cecilia
(15.10.13)
biz yemeyiz.
0
Lim5
(15.10.13)
yemiyoruz gençler fikirleriniz için teşekkürler
0
🌸Wolfware
(15.10.13)
(9)

Nasıl vicdansız olurum?

matilda
Duyuru sakinleri,Aşırı derecede vicdanlı bi insanım ve artık bu durum canımı sıkmaya başladı. Yolda gördüğüm çöp karıştıran kediden tutun, yavaş yavaş yürüyen yaşlı bi amcaya, istediği şey alınmadığı için ağlayan çocuğa, dünyanın neresinde olursa, kim olursa olsun, fakir, aç, evsiz, insan ve hayvanl
Duyuru sakinleri,
Aşırı derecede vicdanlı bi insanım ve artık bu durum canımı sıkmaya başladı.
Yolda gördüğüm çöp karıştıran kediden tutun, yavaş yavaş yürüyen yaşlı bi amcaya, istediği şey alınmadığı için ağlayan çocuğa, dünyanın neresinde olursa, kim olursa olsun, fakir, aç, evsiz, insan ve hayvanlara, hatta yürürken çimenlere, çiçeklere zarar vermeyeyim diye dolandığımı bilirim, ekmek kırıntısı taşıyan karınca ya da ekmek kırıntısı yiyen kuşlar için yolumu değiştiririm. En son geçen gün hurdacı ona seslenen kadını duymayınca hurdacının peşinden koştum abi şu abla seni çağırıyo diye, adam gitsin de ekmek parası kazansın falan diye düşündüm. Bu ve bunun gibi bi çok saçma şey başıma geliyo ve beynim gerçekten bunlarla dolu. Artık vicdansız bi insan olmak, en azından biraz olsun çevremi görmezden gelmek istiyorum.
Ne yapabilirim, dalga geçecek olanlar yazmasınlar.
Teşekkürler.
0
matilda
(12.10.13)
çalıştığım için yan etkilerinden dolayı kullanmak istemiyorum.
0
🌸matilda
(12.10.13)
Valla insan, vicdanını söküp atamaz. Ama sanırım, terk edilseydin veya birinden fena bir kazık yeseydin biraz daha katılaşabilirdin.
0
habes papaz
(13.10.13)
duyuruya her önüne geleni alırlarsa olacağı bu işte. kardeşim sorunlu musun? antidepresan kullan diyor ya.
0
jacobbbbb
(13.10.13)
oha, ne antidepresanı ya. bence erdemli bir insansın ve bu önemli bir şey.
0
gochebe
(13.10.13)
www.youtube.com
bütün sorularının cevapları
0
bass solo take one
(13.10.13)
bazı şeyleri biraz daha boşvermek veya banane demek gerekiyor sanırım.
0
MtKrt
(13.10.13)
kendini hiç bozmadan devam et. tek tavsiyem budur.
0
doxanikee
(13.10.13)
insanoğlunun ne kadar puşt olduğunu düşün. aslında acıdığın insanların %99 unun aklından geçenlerin tamamen senin nefret edeceğin şeyler olduğunu düşün rahatlarsın. ya da acı yoldan öğren böyle şeyleri mecburen insanoğluna düşman olursun.
0
liriamer
(13.10.13)
senin şöyle sağlam bir kazık yemen gerekiyor kardeş.
0
falafila
(13.10.13)
(2)

saatleri ayarlama enstitüsü / radyo tiyatrosu

henrychinaski
tamamını bulanın, bilenin, görenin 40 yıl kölesi olmaya razıyım. youtube'de bgkowalski diye bi' kullanıcı 3. ve 4. bölümleri yüklemiş sadece. tamamını bulabilirsem öyle sevinirim, öyle mutlu olurum ki, hayatıma bir çocuk saçı yumuşaklığı katarsınız.
tamamını bulanın, bilenin, görenin 40 yıl kölesi olmaya razıyım. youtube'de bgkowalski diye bi' kullanıcı 3. ve 4. bölümleri yüklemiş sadece. tamamını bulabilirsem öyle sevinirim, öyle mutlu olurum ki, hayatıma bir çocuk saçı yumuşaklığı katarsınız.
0
henrychinaski
(10.10.13)
epey aradım lakin bulamadım. ntv radyo zamanında yayınlamış, belki irtibata geçip podcast bulabilirsiniz.
0
falafila
(10.10.13)
la rana
(26.06.16)
(4)

boğaz ağrısı

contavolta
dün akşam hiç bişeyim yoktu. 3-4 tane soğuk bira içtim ondan mı oldu bilmiyorum ama sabah kalktığımda yutkunamıyordum resmen. kahve, çay falan içtim biraz yumuşattı ama hala yutkunurken acıyor, konuşasım gelmiyor hiç. hafiftende halsizlik var ama ateş yok şimdilik. ne iyi gelir buna? yarında otobüs
dün akşam hiç bişeyim yoktu. 3-4 tane soğuk bira içtim ondan mı oldu bilmiyorum ama sabah kalktığımda yutkunamıyordum resmen. kahve, çay falan içtim biraz yumuşattı ama hala yutkunurken acıyor, konuşasım gelmiyor hiç. hafiftende halsizlik var ama ateş yok şimdilik.

ne iyi gelir buna? yarında otobüs yolculuğu var yarına kadar toparlasam iyi olacak gibi.
0
contavolta
(10.10.13)
zencefilli bal ağrının hafiflemesine yardımcı oluyor. enfeksiyon olabilir, bir doktora görün bence.
0
falafila
(10.10.13)
Bir bardak suya iki tatlı kaşığı tuz koyup gargara yap. Her iki saatte bir tekrarlayın.
0
iddaaci
(10.10.13)
boğaz pastili de , daha pratiği git olipsin c vitaminli şekeri bir de ballı limon lu şekerinden al
0
fizci77
(10.10.13)
kloroben şişe gargara
boğazdaki acıyı azaltıyor.
0
sttc
(10.10.13)
(8)

bu ne ola ki?

oxibrinth
"uhdesinde serbest bırakmak"çevirdiğim bir sözleşmede geçiyor. alıcının düzenlediği banka garantilerinin bilmem kaç yüzdesi satıcının uhdesinde serbest bırakılacakmış. google "uhdesinde serbest" anahtar kelimelerini birlikte içeren tek bir sonuç verebiliyor. yani adamın sorumluluğuna devretmek gibi
"uhdesinde serbest bırakmak"

çevirdiğim bir sözleşmede geçiyor. alıcının düzenlediği banka garantilerinin bilmem kaç yüzdesi satıcının uhdesinde serbest bırakılacakmış. google "uhdesinde serbest" anahtar kelimelerini birlikte içeren tek bir sonuç verebiliyor. yani adamın sorumluluğuna devretmek gibi bir şey mi, yoksa alır istediğini yapar mı? "left at x's disposal" kullanacağım gibi geliyor ama size de sorayım dedim. teşekkür ettim.
0
oxibrinth
(10.10.13)
satıcının sorumluluğunda demek işte?
nesini anlamadın? ben mi anlamıyorum acaba sorduğun şeyi?
0
jimjim
(10.10.13)
responsibility ile disposal arasındaki fark diyeyim.

satıcının sorumluluğunda dersek bir şey ifade etmiyor, hatta söylenenin tersi oluyor. çünkü banka garantisi düzenleme sorumluluğu alıcıya ait. bir de serbest var işin içinde. sorumluluğunda serbest bırakmak? yoksa tasarrufuna bırakmak mı?
0
🌸oxibrinth
(10.10.13)
kalıp değil ki bu. sorumluluk kelimesi yerine uhde kullanılmış.

edit: çeviri soruyorsun sandım. banka işlemini biliyorsun sandım.
0
ermanen
(10.10.13)
kalıp değildir, kalıptır demedim. anlamaya çalışıyorum. anlamaya çalıştığım şeyi açıkladım.
0
🌸oxibrinth
(10.10.13)
uhde: responsibility
serbest bırakmak: release (evet alıkoyulan-tutulan paranın bırakılması anlamında)

shall be released to be Seller/Vendor's responsibility

alıcı garanti düzenliyor zira parayı ödemesi gereken alıcı, satıcı belli sorumluklarını yerine getirdiğinde (atıyorum üretiyorsa üretimi tamamladığında, malın fabrika çıkışını yaptığında, veya kalite testlerini tamamladığında, hizmete kabul olduğunda daha gider bu)) alıcının düzenlemiş olduğu garanti kadar para satıcının hesabına geçiyor örneğin bu satıcı uhdesinde serbest bırakmanın bir türü.
0
niye ama
(10.10.13)
responsibility karşılıyor bence. ermanen'in de dediği gibi kalıp değil.
0
falafila
(10.10.13)
@ermanen
hocam işlemi bilmiyorum. evet bunu anlamaya çalışıyorum, ama bir bakıma çevirisi için uygun ifadeyi de soruyorum. kalıp olmayıversin, yine de çevriliyor. anlayınca çevirisi de gelecek inşallah.

@falafila
responsibility mi, disposal mı? kalıp değildir. kalıp değildir.

@niye ama
açıklama için teşekkür ederim. lakin ingilizceleştirilmesinde sıkıntılar var halen. şu şekliyle kullanılmamış google'a göre. daha doğru bir yolu olmalı. "release" güzel ama devamı çok türkçe gibi. "released to the seller's responsibility" diye bakındım, o da namevcut. "en doğru yolu budur" diyorsan eyvallah.

nihai karar: "shall be released to the responsibility of the seller" tercih edildi. emeği geçenlere selamlar.
0
🌸oxibrinth
(10.10.13)
ben çevirirken uhde'yi gördüğüm için direkt responsibility derdim ama işlemi niye ama anlatmış. buna göre para satıcının hesabına geçince onun para üzerinde tasarruf yetkisinin olduğunu varsayarak disposal'a gidilebilir diye düşündüm. satıcının serbest bırakılan miktar üzerinde tasarruf yetkisinin olup olmaması kilit nokta bence. işlemi çok iyi bilmiyorum, yanlış yönlendirmek istemem.
0
falafila
(10.10.13)
(19)

bu erkeklerin derdi ne?

biyik
gadın tarafıyım. hoşlandığım zaman gurur yapmıyorum, belli ediyorum, duruma göre direk söylüyorum. ilişkimiz olsun sevgili olalım tribinde değilim sadece duygularımı gizlemekten hoşlanmıyorum. karşı taraftan bir beklentim olmuyor. sadece gizlemiyorum duygularımı ve hislerim neyse onu yaşıyorum. ama
gadın tarafıyım. hoşlandığım zaman gurur yapmıyorum, belli ediyorum, duruma göre direk söylüyorum. ilişkimiz olsun sevgili olalım tribinde değilim sadece duygularımı gizlemekten hoşlanmıyorum. karşı taraftan bir beklentim olmuyor. sadece gizlemiyorum duygularımı ve hislerim neyse onu yaşıyorum. ama erkekler farkedince kaçıyorlar. kimse kimseyi sevmek zorunda değil eyvallah da önceden iyiyken bir anda 180 derece dönmeleri saçma geliyor. o kuul erkek gidiyor yerine ürkek bir ceylan geliyor. sanırsın üstüne atladım. arkadaş dur iki dakka sakin ol, benim olacaksın demedim ki. muhabbetimiz güzel anlaşıyoruz da, ne oluyor da değişiyor ki her şey bir anda? arkadaş da olabilirim ben, ölmüyorum ki senin için. aynı şeyi kadınlar yapsa kezban oluyor, erkekler neden böyle yapıyor?
fazla dobra olan kadın korkutuyor mu erkekleri? aslında kadın dediğin yardıma muhtaç, bekleyen ve nazlanan varlıklar mı olmalı? ya da ben aslında o kadar da erkek olmayan insanlara mı çatmışım? nedir bu işin aslı astarı deyiverin hele.
0
biyik
(10.10.13)
sevgi görünce kaçarım
0
try again fail again fail better
(10.10.13)
@tafafb ama neden? bağlanma korkusu mu nedir? tanımlayabilir misin?
0
🌸biyik
(10.10.13)
kadınım. bugüne kadar hangi ilişkimde dobra olduysam karşı taraf bir şekilde kaçtı. eski erkek arkadaşım bir keresinde "sen bana bu kadar açık davranmasaydın ben arkamı dönüp gidebilirdim rahatlıkla ama şimdi o ihtimali elimden aldın" demişti. sanırım durumu özetliyor. öküz.
0
falafila
(10.10.13)
oho, "biz şimdi neyiz?" evresini atlıyorsun, sonra da kaçmamızın nedenini sorguluyorsun. ambale olmaya ihtiyacımız var.
0
kislar gecmez beresiz
(10.10.13)
kamil onlar. evet korkuyorlar muhtemelen. veya kolay görüyorlar, sürünmek istiyorlar. belki de kendileri bir şekilde elde ettiklerini düşündüklerinde tatmin oluyorlar. ama o elde etme şansı elden gidince soğuyorlar.

boşver onları. sen aynen devam et lütfen.
0
lemmiwinks
(10.10.13)
erkekler avcı karakterlidir. kezban tripleri yapmamak lazım evet ama avlanmasına müsade edeceksiniz.
0
tescillimarka
(10.10.13)
ya belki çok alakalı olmayacak ve erkek olarak üslubum hoş gelmeyebilir size; ama şöyle birşey var (bir nevi murphy kanunu gibi)
bi süre kendiyle ilgilenen kadın olmayan erkekle biri ilgilenmeye başladığında ve belli bir seviyeyi geçtiğinde erkek çevresinde onunla ilgilenen başka kadınların da olduğunu farkediyor.
bu durumda ne oluyor doğal olarak? "lan bu hatuna takıldım ama şu da iyiymiş yea" diyip oraya kayıyor biraz. derken "aa bu da iyiymiş" çorap söküğü gibi slkdjfgfh.
sahiplenme veya sahiplenilme konusunda kadınlar erkeklerden daha net. bunu çokça yaşadım. kadınlar sahiplenilmek isterse bunu bütün varlığıyla hissettirir. tam tersi de aynı şekilde.
ancak erkek bu konuda tereddütlüdür. çünkü erkeklerin çoğunluğu tek eşliliğe alışkın değildir. gizli egoya bağlı bir popülarite merakı vardır belli etmedikleri. bu da özetle erkeğin kendi bakış açısına göre "çevremde bana ilgi gösteren çok kadın olan erkeğim ben, ne güzel" fikrini ortaya çıkarıyor.
tabi bu dönemler geçicidir ve herzaman öyle olmaz.
biraz daha psikolojik olarak irdelersek (umarım bu kısımdan rahatsız olmazsınız)
işin içinde seks varsa erkek kaçmaz. eğer bir erkek karşısındaki kadına kayıtsız şartsız bağlanmışa bu istisna olur ama sizin hakkınızda düşündüklerinde tereddüt ediyorlarsa "seks varsa huyuna git" denklemi çalışmaya başlar. eğer bu ihtimali göremiyorlarsa kaçabilirler.

son olarak yazdıklarım bahsettiğiniz kişiyi tanımamamla beraber onun hakkında bir karlama çabası içermez, genel olarak anlatmaya çalıştım. sonuçta er kişiyi siz daha iyi tanıyorsunuz :)
0
paradoxical
(10.10.13)
senin gibi kadınlar ne yazık ki karşıma çıkmıyor :(
0
ataturkist
(10.10.13)
çünkü mallar. hakikaten. kendi uğraşıp peşinden koşması, sonra bir şekilde elde etmesi lazım. aynı senin gibiydim ben de, sonradan akıllandım. taktik vs hiç sevmeyen biriyim ama bu şart, %100 çalışıyor: gerçekte sen yönlendirsen de, onun seni tavladığını düşünmesine izin vereceksin. hakikaten anlamıyorlar. tecrübeme göre, erkeklerin hemen hemen hepsi bu şekilde.
0
quotes
(10.10.13)
İşte bu dediğin tipleri anca taktik yapan kezolar paklar. Kendisi elde edecek ya haspam... Sana karşı hisleri yoksa aynı ortamda aynı modda devam etmek istemeyebilir o da var. İlişki fikrinden korkuyor da olabilirler.
0
princess 0f suburbia
(10.10.13)
erkek içgüdüsünden sanırım, belki kendisi başlatmak istemiş olabilir veya dobra dediğiniz tutumu kendisi takınmak niyetinde olabilir.

malum koruyup kollama dürtüleri. öylesine denk gelmiş olabilirsiniz.

erkek tarafı olarak çok açık, pat pat sevgisini anlatan bir kızdan ben de uzamıştım. geriye dönüp bakınca saçma geliyor fakat o dönem nedense şimdi uzaklaşayım yoksa bir daha bırakamam gibi düşünmüştüm ben de.
0
social strata
(10.10.13)
her seferinde ilk adımı kendisinin atması, atıp reddedilmesi, reddedildikten sonra peşinden sürünerek ikna etmeye çalışması, ikna ederek kadını kazanması beklenen bir grubuz. hoşumuza gidiyor mu? kişiye göre değişir. "asıl eğlenceli olan kovalamaktır, yakalamak değil" diye bir durum var. gerçi bunu flört dönemi için de kullanıyorlar. neyse konu bu değil.

işte bu yukarıda bahsettiğim sebeplerden dolayı erkek daha önce de bu tip bir şeyle karşılaşmadıysa afallayabiliyor. ne yapacağını bilemiyor. belki de bu "erkeğin görevi" ilan edildiği için böyle bir durumda kendini eksik hissediyor olabilir. bir de pek ilgi gören bir cins olmadığımız için, görünce şımarılabiliyor. tabii paradoxical'ın yazdıklarını da unutmamak lazım.
0
nawar
(10.10.13)
çünkü mal falan değiller. açık sözlü olmak iyidir ama dobralığı biraz kısık tutmak lazım. yani nazlanmayın tabi ama çok da dobra olmayın. ufak bir sinyal vermek yeterlidir. çünkü dobralık gibi durumlarda erkekte bu geri tepebilir. bana karşı mesela şanslıydım çok kız bu şekilde açıldı, ama sonradan bunların aslında yarısından fazlasının biraz problemli insanlar olduklarını farkettim. dobralıkları da hayatta pek bir şeyden gocunmamalarından geliyordu. neticede önyargılı olmaya başladım zamanla. bir erkek sizin gördüğünüz tüm kızların sayısından fazla kızın çeşitine denk geliyor. önyargı oluşması doğal. garanti oynayın o yüzden.

bir ekstra daha var ki o çok daha içten bir şey. sizi hakikaten iyi bir arkadaş olarak görmüş ama ardından açılmanız sonucu yıkılmış olablir. yine kendimden örnek vereyim. yakın geçmişte sevdiğim iyi bir arkadaşım bana açıldı. gerçekten çok güzel bir kız falan ama hiç öyle bir şey düşünmemiştim ve sinirlerim bozuldu. neticede kendimi rahatsız hissettim. böyle bir şey de olabilir.
0
barkopasa
(10.10.13)
vay ansını. böyle kadınlar da var ve bir de böyle kadınlardan kaçan erkekler de var ha?

içgüdüyle alakası olmadığından emin olabilirsin. ben de baya erkeğim yani. içgüdü olsa bende de olurdu o içgüdü. ilişki dünyasında en nefret ettiğim şey işin stratejiye dönmesi, satranç oynar gibi oynanması falan. seviyorsan belli et, söyle, bu kadar basit ya. saygılar diyorum. karşılaştığın bu aptal tripleri erkek dünyasına mal etmemek lazım. vardır mutlaka kıymetini bilecek birileri. senin gibi çok yok çünkü.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(10.10.13)
kadına erkeğe empoze edilmiş bir takım ilişki normları var, bir kadın/erkek modeli oturmuş kafaya netekim, bazısı bunlara sıkı sıkıya bağlı bazısı değil, neyse uzatmayalım, bu kalıpların dışında davranışlar/kadınlarla karşılaşınca adam korkuyor işte bir çok adımın atlandığını düşünüyor, bildiğin yandan çevirme yapılıyormuş gibi hissediyor la la la la kaç kaç diye geri çekiliyor, dengesi bozuluyor. bir de dikkat ettim kadın/erkek özellikle kendisine kötü davranana süründürene bir tapınma hali kendisini seveni, iyilik edeni ise bir nevi küçümseme hali iyice aldı yürüdü, güce tapmanın fonksiyonumu nedir ne değildir çözemedim.

yani bizim erkekler aman oyun oynayan kadın, aman torrent kullanan kadın, yok özgür kendi ayaklarının üstünde durabilen kadın, zeki güzel entelektüel kadın filan istiyorum diye yardırır sonra en bir yaralı ceylan modeli sünepe mıymıy ve kendine kötü davranan kadına koşar.

hani ilişki başında hele ilgiliz bir kadın/erkeğe karşı iken bir bilinmezlik süreci oluyor olmuyor dur olacak galiba filan vaziyetleri vardur ya bilmiyorum artık o bilinmezlik sürecinin heyecanı adrenalini midir nedir, onun bağımlılığı mı.

ha tabi bir de bir çok erkeğin bir ilişkiden esas beklentisinin seks olması da var hele ki kuuuul takılan tiplerin.

hemen öyle sevgi mevgi diyince deploy flare&evasive manouver durumu da oluyor

kartları açık oynayınca iyice denge kaçıyor.

çok böyle kuuul takılan elemanlar hele ki böyle aynada çalışılmış gülüşlü, böyle pozumsu duruşlu, ağır hareketli, kendi hayatının baş rolünü oynuyor havalarındaki adamlar davardır genelde, hakkaten aradığın aşksa, duygularını açtığında kaçmayacak birileri ise badaklara koş, kuuuldan ıssız adamdan filan köfte olmaz.
0
kyha
(10.10.13)
Belki çok çirkinsin. Belki duygularını ifade ederken kullandığın dil, "belediyeden nikah tarihi haftaya mı alalım1!!!!1!!" havası uyandırıyor.

Bir kadın erkekleri korkaklıkla itham ediyorsa genellikle orada kabullenmek istemediği başka bir acı gerçek oluyor.
0
arnold schwarzeneger
(10.10.13)
Gayet normal bence. Ben de işler ciddiye binerse kaçanlardanım. Demek ki uzun vadeli düşünmüyorlarmış seninle bıyık kardeş. Erkek olmakla falan alakası yok.
0
roket adam
(10.10.13)
arnold +1
0
hybrid427
(03.09.14)
erkeğim.

sana bir ilişki şansı "verecek" ve "sürdürebilecek" kadar seni beğeniyor, ancak seninle olan ilişkisinde her koşulu gözardı edebilecek kadar beğenmiyor.

anladığım kadarıyla ikinci kısımda olmadığın için de, onun izin "vermesi" gerekiyo bazı şeyler için, bunlar da "dobralık" olarak değerlendirdiğimiz duygu ifadeleri.

bu tarz ilişkilerde erkekler genelde kendileri ilişkide yeni bir seviyeye geçmeden, (ör: senden hoşlanıyorum, seni seviyorum, seni çok seviyorum..., ,...çocuğumuzun adı ahmet olsun) en azından bir süre için, onun "güvenini kazanana dek" karşı tarafın geçmesini istemiyorlar diye düşünüyorum.

ama bu yolu izlemek, erkeği "peşten koşmasına", "kendi elde etmesine" teşvik etmek değil. Sadece bir psikoloji, çünkü muhtemelen, dışardaki diğer kızları da elde edebileceğini düşünüyordur ve daha iyi olarak gördüğü kızlar varken başka birine ilişki "lütfetmek" onun için zor bir şey.

tabii erkeğin kendini nasıl gördüğü de önemli, eğer, gizlimsi bir narsisist bozukluğa sahipse, sadece kendinin muhtemelen "sahip olmasının" zor olacağı kızları kendine layık görmesi gibi bi durum ortaya çıkıyor.

bence erkeği manipüle etmeye çalışmadan en azından ilişkiye razı olmasını sağlamak gerekiyor. muhtemelen kafası karışıktır ve biraz hayallerde yaşıyordur o çok afedersiniz ibne.

psikolog vs. değilim, sayısız ilişki problemi, durumu, başarısı dinledim ve yaşadım. benim diyeceklerim bunlardır. sadece o ilişkiye kendisinin fark etmeden ikna olması gerekiyor.

bence aynı şeyleri kadınlar da yaşıyor. ama bunu farklı şekillerle ifade ediyor. (ör: "biraz hızlı gitmiyor muyuz?")

iyi akşamlar.
0
ramsay bolton
(19.11.14)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.