Giriş
(20)

Ütüsüz kıyafetler giyen insanlar hakkında ne düşünürsünüz?

gezegen olan pluton
SB.
SB.
0
gezegen olan pluton
(01.12.17)
Ben giyiyorum hicbirsey dusunmuyorum. Acelem var uzerimde utulenir diye dusunuyorum.
0
allah yazdiysa bozsun
(01.12.17)
bişey düşünmüyorum, çünkü bunu giyen zaten bizim düşüncelerimizi önemsemediğini açık açık gösteriyor
0
sttc
(01.12.17)
ben hoş karşılamıyorum ya. yani işçileri, bedenleriyle çalışanları falan görünce hiç umursamıyorum da; üniversitede üşendiği için ütü yapmayıp evden çıkan tipleri görünce bayağı yargılıyorum içimden.
0
sen git ben geliyorum
(01.12.17)
spor ya da klasik ütüsüz kıyafet giyen insana önem vermem zira kendine önem vermiyor adam. (yaşlılar hariç)
öğrenciyken bile yemek param olmasa da ütüsüz kıyafet giymedim hiç. en kaliteli olmasa da iyi ütüleyen ütüm olmuştur her zaman. ütülü kıyafet önemli.
0
ismira007
(01.12.17)
Ütünün özsaygı belirteci olmadığını düşünüyorum. Tamamen işgüzarın birinin gereksiz egosunun ürünü. Bi de çorap külot falan ütüleyenler var, bence tam olarak sadomazoşist onlar.
0
yaren
(01.12.17)
Kendini dusunmeyen insani ben ne dusunecegim, dikkate almam.
0
crown
(01.12.17)
hiçbir şey düşünmüyorum. tek düşündüğüm, ütü kadar zaman kaybı ve aptalca bir şey olup olmadığı. ütülü kıyafetin önemi yok. saçma sapan bi moda. bir insanın kendisine olan saygısını belirleyen şey kıyafetinin buruşuk olup olmaması mı? ne zamandan beri?
0
gebere jackson
(01.12.17)
Üstsüz kıyafetler diye okuyup geldim. Paspal olduklarını düşünüyorum. Aşırı derecede buruşuk kıyafetler söz konusuysa deli mi acaba diye de düşünürüm. Herkesin jilet gibi giyinmesini bekleyemeyiz ama en azından uzaktan belli olan bir buruşukluk olmamalı.
0
dissendium
(01.12.17)
Ütü benim için + 10 puan. Keşke herkes jilet gibi giyinip gezse. Ütüsüz gömleği ise paspal buluyorum. -5 puan.
0
Lim5
(01.12.17)
bakımsız olduklarını düşünüyorum. saçı sakalı birbirine karışmış, kaçık çorap giymiş, üzerindeki kazakta sökük olan, ayakkabıları boyasız, uyumsuz renklerde kıyafetler tercih etmiş insanlarla aynı skalada. ama aynı zamanda bu insanların etkileyici olduğunu da düşünüyorum, daha zekilermiş gibi. başkalarının ne düşüneceklerini umursamadan giyinmeleri takdire şayan. tabii pis kokuyorlarsa ve üstleri başları temiz değilse, bakımsız değil de keş gibi görünüyorlarsa zeki insan yakıştırmam yıkılıp gidiyor.
0
pinkpeony
(01.12.17)
bişey düşünmüyorum, gözüm seçmiyo bile. ama tam tersi için vah zavallılar diye düşünüyorum, böyle bir şeyle kim niye uğraşır ki diyorum.
0
dafaisss
(01.12.17)
Ütü ne la boş beleş insan aparatı. Beğenmeyen almasın zaten evliyim, evde ütü yok. Skimiz taşamıza denk.
0
bos gezenin bos ustasi
(01.12.17)
Ütülü/ütüsüz ne giydiklerine takılmıyorum, yeter ki duş alsınlar.
0
acckr
(01.12.17)
Dikkatimi çekmez. Böyle bir şey üzerinden karakter analizine girecek kadar şuursuz değilim. Hiçbir şeyim iyi gitmese bile ütümü yaparım gibi abuk ve irrasyonel bir saplantıyı övecek kadar da şuursuz değilim. Ütüsüz giyen insanı da bu iki tipten aşağı görmem mümkün değil.
0
Adramelekhh
(01.12.17)
Akşama kadar duyar kasan, kitap okumak ile övünen insanlara bak, kıyafet kırışığı üzerinden karakter tahlili yapıyor. Bi gün utanacaksınız şu sözlerinize.
Makinadan çıktığı gibi asarım kıyafetleri, dümdüz kuruyor, ütü istemiyor hiç. İstese de yapmam zaten. Spor kıyafet sevmiyorum demiş biri ya. Bu kadar içi boş tipler yüzünden türk insanından tiksiniyorum.
0
hasmetizm 2046
(01.12.17)
isteyen istediği poku yesin banane..
0
redeath
(01.12.17)
ütüsüz kıyafet var, kırışık kıyafet var. çamaşır makinesinden çıkardığı kıyafeti olduğu gibi, yani kırışık giyenler gözüme batıyor direkt. kafamda sabit bir imaj canlandırmaz ancak özensizlik göstergesi benim için, rahatsız edici buluyorum kırışık şeyleri genel olarak.

ama ütüsünü yapmıştır, bir-iki kere giymiştir, o jiletliği gitmiştir ama bariz kırışık değildir; o zaman sorun yok. ben de her gün ütü yapamıyorum, her giyişte ütü yapılacak olsa ohoo...
0
Bruce
(01.12.17)
Üstsüz okudum ya! He ütüsüz giysin çok da bana ne
0
insomnia
(01.12.17)
sttc, yaren, dafaisss + milyon diyeyim.

kendim de çoğu zaman sallamadığım için bu üç cevaba katılmamam mümkün değil zaten.

özsaygı tarzı yaklaşımları depresif insanlar için kullandıklarını görüyorum ara ara. onu da yaşayan biri olarak da şunu söyleyeyim:

insanın kendi görünümüne hatta artırıyorum sağlığına değer vermemesi kendine saygıyla alakalı bir olay değil. işin ilginci, zira, bunları önemsemeyip çok başka şeyleri önemseyebiliyorsunuz. bunlar değil de o şeyler olmazsa olmazınız oluyor yani.

bunları önemsemez hale gelmek, en azından sağlığı diyelim, zira giyinmeyi hiçbir zaman önemsememiş de olabilirsiniz, yaşam sevincinizin durumunu anlatır. bunları önemsemekten çıkmak da bir süreçtir genelde. kendi kişisel önceliklerinizin hep farkında olmak ve bunları korumak, sizin yaşam güdüsü olan her canlıda olduğu gibi, doğrudan bencilliğinizle alakalıdır, özsaygıyla değil. bu da gayet doğal bir durumdur ama insanlar bunu nedense böyle laflarla süsleme gereği duyuyor. özsaygı vb kriterler kişinin kendi çıkarı aksi yönü göstermesine rağmen korumak zorunda olduğu şeylerdir ve bu nedenle kendine rağmen işleyen süreçlerle karakterizedir bence.

bir şeyleri öldürseler de -başkalarının iyiliğini düşünmek gibi durumlar hariç- yapmayacak bir insansan kendine saygın vardır herhalde. ne bileyim ben bu söze baktığımda yokluğunun kişiliğin varoluşunu derinden zedelediği şeyleri barem alıyorum (bu da bir nevi bencillik ama olmasa olur denecek şeylerin bencilliği değil; "işimi kolaylar ama bunu da yaparsam ben öleyim" gibisinden aksi halde yaşam güdüsünü zedeleyen bir şeyden bahsediyorum). bu sözcükten bunu anlıyorum. yani daha ziyade onur ile alakalı bu.
0
godoşu beklerken
(01.12.17)
valla hiç dikkat etmedim bugüne kadar, ütülü mü ütüsüz mü diye.
tişörtlerimi ütülemem, gömlekleri de askıdan aldıktan sonra bi kere ütülerim o da bariz kırışıkları gitsin diye. aktivite olarak bi manası ya da faydası yok, tek faydası eğer buna önem veriyorsan ütülü bir şey giydiğinde daha iyi hissediyorsun. zaten önem vermiyorsan sıfır fayda, ütüsüz kıyafetler üstünden karakter tahlili yapacak insanlar için olabilir.
0
ilkot
(01.12.17)
(15)

Kafanızı dağıtmak için ne yapıyorsunuz/kullanıyorsunuz ?

kararsızataletfilozofu
Sakinleşmek,mutlu olmak,stresten kurtulmak için neler yapıyorsunuz yada kullandığınız takviye veya ilaçlar var mı ( alkol ve sigara hariç )Edit: cevaplar için teşekkürler hobisi olanları tebrik ediyorum.Sınav stresi sebebiyle spora bile gidemiyorum uyuyamıyorumBu sebeplerden ötürü sakinleştirici ku
Sakinleşmek,mutlu olmak,stresten kurtulmak için neler yapıyorsunuz yada kullandığınız takviye veya ilaçlar var mı ( alkol ve sigara hariç )

Edit: cevaplar için teşekkürler hobisi olanları tebrik ediyorum.
Sınav stresi sebebiyle spora bile gidemiyorum uyuyamıyorum
Bu sebeplerden ötürü sakinleştirici kullanan var mı merak etmekteyim ?
Örneğin; passiflora,kedi otu,melissa,atarax,validol...
Psikiyatrist antidepresanı verecek o yüzden son çırpınışlarım bunlar
Umarım bir gün daha iyi bir ruh halimde meditasyon spor ve hobilere yönelirim
0
kararsızataletfilozofu
(30.11.17)
Meditasyon yapıyorum 1 senedir. Katkısı inanılmaz. Buradan birinin tavsiyesiyle başlamıştım.
0
jazzabel
(30.11.17)
Spor
0
sopiro
(30.11.17)
Seks

Spor
0
MaNOfTheYear
(30.11.17)
yoga, ev temizliği, sevgili sarılması.

@sagin çok haklısın. sağol.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(30.11.17)
2 yıldır kullandığım antidepresanları 4 ay önce bıraktım. kafa yapıcı hiçbir şey kullanmıyorum, ha ayda bir sigara içiyodum artık o da yok. normal sigara da içmiyorum onu da bıraktım, allah'ım straight edge işlerine girmişim galiba. spor yapıyorum bir de. güzel oluyor ilaçsız ilaçsız.

yemek yap, ev temizle, sokak kedilerine ve evindeki hayvanlara ilgi göster, kitap oku, müzik dinle, binge watching yap, aha tüm hayatım bu güzelliklerden ibaret artık. bir de amele blog'um var.
0
gebere jackson
(30.11.17)
Yürüyüş
Ve ot yazan arkadaşlar biraz özendirici gibi yazmışlar:( üzüldüm böyle şeyleri önermemeli bence
0
sagin
(30.11.17)
Spor-müzik-yemek yapmak
0
candanag
(30.11.17)
Gitar çalıyorum hunharca distortionlu :)
0
bigcaptain
(30.11.17)
Gitar çalmaya çalışıyorum. Karate antrenmanına gidersem de müsabaka yapıyoruz. Doğru teknik uygulayabildiğim zaman çok mutlu oluyorum. Son bir yıldır hiç hasta olmadım. Grip bile. Maşallah diyelim. İlaç kullanmıyorum genelde. Sadece B12 eksikliğim olduğu için ayda bir kez iğne oluyorum. Mutlu olmak için de gezmek falan.
0
dissendium
(30.11.17)
Müzik eşliğinde yürüyüş veya kitap okumak çok iyi geliyor bana.
0
md11
(30.11.17)
Köpeğimle vakit geçiriyorum.
0
acckr
(30.11.17)
Kağıt kalemle haşır neşir oluyorum. Bir şeyler yazıyorum. Penfriend tarzı arkadaşlarım var, onlara yazıyorum. Kişisel bakım yapıyorum uzun uzun, sıcak bir banyo yapıyorum. Bol bol müzik dinliyorum hatta müziği hiç kapamıyorum desem yeridir. Kulağımda müzikle saatlerce yürüyorum. Ufak bir akordeonum var, onu çalıyorum. Yeni şarkılar öğreniyorum. Kitap okumayı çok seviyorum. Ancak çabuk bitecek türden kitaplar tercih ediyorum genelde, yoksa bunalıyorum. 150-200 sayfa civarı. Onları çıtır çıtır bitirmek çok hoşuma gidiyor. Bunların yanısıra diy projelerle haşır neşir oluyorum. Evdeki eskimiş kutuları, mumlukları, çerçeveleri vs. boyuyorum. Misal geçen gün eski bir kumbaramı zımparalayıp kullanmadığım ojelerle boyadım ortaya şahane bir şey çıktı. Ayrıca resim çizmeyi çok severim. Türlü türlü boyaları kullanarak resimler çizerim. Kuru boya, keçeli kalem, sulu boya... Bunları aynı kağıt üzerinde farklı türlerde kullanınca değişik şeyler ortaya çıkar, mutlu olurum.
0
i m cool with that
(30.11.17)
Haftada bir spor (Daha cok gidemiyorum, programim cok dolu.)
Müzik
Güzel kitaplar okumaya gayret ediyorum.

Melissa, papatya, relax cay karisimlari belki yardimci olur sana da. Ben aksam yatmadan bir saat önce iciyorum, iyi geliyor.
0
chitosan
(30.11.17)
Ot yazan arkadaşlara bir teessüf de benden. Umarım yanlışlıkla yazmışlardır..
Ayda en az 2-3 kez masaja gidiyorum ve yüzüyorum.
0
iwasbornonamountainside
(30.11.17)
Karbonhidrat :/
0
Sulfoxaflor
(30.11.17)
(13)

Giriş katında yaşayanlar

ms brownstone
Ne gibi zorluklar yaşıyorsunuz? Çok eksisi var mı sizce yüksek katlara göre?Çok uzun süredir ev arıyorum ve ilk defa baktığım semtlerin birinde hem sahibinden hem de sıfır bir daire buldum ama giriş katı olması kafamı karıştırdı. Ne dersiniz, çok dezavantajı var mıdır?
Ne gibi zorluklar yaşıyorsunuz? Çok eksisi var mı sizce yüksek katlara göre?

Çok uzun süredir ev arıyorum ve ilk defa baktığım semtlerin birinde hem sahibinden hem de sıfır bir daire buldum ama giriş katı olması kafamı karıştırdı. Ne dersiniz, çok dezavantajı var mıdır?
0
ms brownstone
(29.11.17)
Yazın çocuklar çok ses yapıyor.
0
dissendium
(29.11.17)
apartmantan apartmana farklı olabilir tabii de dış kapı kapanması veya asansöre bin çık gürültüsü olabiliyor. bir de hırsızlık için ek önlemler gerekebiliyor. pencerelere demir yaptırmak gibi.
0
puc
(29.11.17)
Ben olsam oturmam.

Doğru düzgün güneş almaz, altı boşsa kışın ısınmaz, börtü böcek eksik olmaz, sürekli rutubet yer. Gerek yok.
0
yirmisantim
(29.11.17)
Birkaç ay yaşamıştım. Benim için en kötüsü ışık problemiydi. Çünkü pecere yola baktığı için perdeyi rahatça açamıyordum.
0
antikitleruhlu
(29.11.17)
hiç oturmadım oturmam da. sokağın butun gurultusu evi içinde olur, perden açık oturamazsın herkesin gozu evin icinde olur.

zeminden soğuk cekeceği için ev ısınmaz.

etrafı yuksek binalarla cevriliyse gun ışığı almaz.

apartmana giriş çıkışlarda çok ses olur.
0
halanne
(29.11.17)
Araba sesi çok çok rahatsız ediyor. Ayrıca apartmana giriş çıkışlarda da iyice delleniyorsun. Huzur bulmak, rahat etmek için en son seçenek.
Ayrıca alttan çok soğuk alır ve bazen iki katı fiyata anca ısınıyor.
0
etna
(29.11.17)
böcek sorunu, yağmur yağdığında "sel olursa" korkusu, tüm toz toprağın evin içine girmesi, aşırı gürültü
0
gebere jackson
(29.11.17)
hiçbir şey olmasa sarhoşun teki arabayla dalar içeri.
siz işteyken falan az yağmur yağsa acaba evi su basmış mıdır tedirginliği ile gününüz rezil olur. basarsa zaten haftanız rezil oldu gitti.
0
khiron
(29.11.17)
altında kat olan yüksek girişler nispeten fena değil. ama bir arkadaşımın evi giriş kat ve altı otopark. ev buz gibi. kışın falan ben baya üşüyorum onlara gittiğimde.
0
omonia
(29.11.17)
Yazılanlardan ısınma ve su basması riski dışında hepsini yaşıyorum. Yalıtım varsa ve ev ufaksa kışın kolay ısınır. Yazın nispeten az güneş aldığı için çok sıcak olmuyor. Tek avantajı bu sanırım.
0
auroraaurora
(29.11.17)
oturdum. oturma.
0
ayaklibalik
(30.11.17)
Çocuk sesleri, apartman kapısının sürekli açılıp kapanma sesi, alt kattaki kapıcı dairesinden gelen gürültü.

Genellikle ses ile ilgili sorunlar yaşıyorum.
0
monogram
(30.11.17)
komşularınız kapıcı muamelesi yapacak. ilk basılan zil sizinki olacak. sokakta tüküren, yellenen insanların sesini duyacaksınız.apartman sizinmiş gibi, her yapılandan sorumlu sizmiş siniz, her şeyden haberiniz varmış gibi davranacaklar, soracaklar. sokağın durumuna göre, çok aşırı yağışlarda kanaldan su basma riski var. güneş girmez, yüksek kamyonet kamyon pencerenizin önüne park eder. gece sokak kapısının gürültüsü gelir. asansör varsa, komşularınızın özel konuşmalarını duyarsınız. komşunun çocuğu bam güm binaya girer, duyarsınız. karda kışta, dışarıdan gelen ayakkabılarınızı sizin kapının önünde silkeler.apartman girişine kamera takarlar, kayıt cihazı sizde kalsın, size daha yakın derler.hırsız ilk sizin eve girer. parmaklık takarsınız veya vardır, acil durumda pencereden kaçamazsınız.pencereyi açık bırakırsın, itin biri taş atar, ateş atar. yazın pencere açık uyuyamazsın.kanaldan fare tırmanır. çevre yeşillik ise böceklerin ilk uğrayacağı yer olur.en üst kattan sızan su sizin daireden çıkar.yastığı kaldırdığınızda akreple karşılaşabilirsiniz.yeni bina ise en az iki sene ısınamazsınız.aktif bir sokaksa her gün toz almak zorunda kalırsın.ayrıca sokak kapısından girince, insan bir iki merdiven çıkmak istiyor. Yazdığım her şey yaşanmıştır. Psikolojinizi bozmayın.
0
ayaklibalik
(30.11.17)
(4)

Avrupanın (özellikle Almanya'nın) nüfusu neden yaşlanıyor?

hincaluluc
Hani ilkokuldan beri duyduğumuz muhabbet vardır ya, Avrupa'nın nüfusu yaşlanıyor diye. Sebebi ne ola ki?Başka bir şeyi araştırırken denk geldim, özellikle sıcak savaş ya da büyük kitlesel acıların görülmediği 20-30 senede dahi pek az değişmiş Almanya nüfusu mesela. Hatta bazı yıllar azalmış ufak ufa
Hani ilkokuldan beri duyduğumuz muhabbet vardır ya, Avrupa'nın nüfusu yaşlanıyor diye. Sebebi ne ola ki?

Başka bir şeyi araştırırken denk geldim, özellikle sıcak savaş ya da büyük kitlesel acıların görülmediği 20-30 senede dahi pek az değişmiş Almanya nüfusu mesela. Hatta bazı yıllar azalmış ufak ufak.

Direkt olarak Avrupa'da Almanya'da falan yaşamış birileri aydınlatabilir mi, bu insanların ürememesinin altında yatan dinamikler nasıl gelişiyor? Günlük hayata nasıl bakıyorlar? İş mi, kültür mü, eğitim mi çocuk yapmamalarını sağlıyor?
0
hincaluluc
(29.11.17)
Almanya'da yaşamadım ama bir akrabamın eşi çocuk yaptığı için para aldı devletten birkaç yıl boyunca. Devlet teşvik ediyor bildiğim kadarıyla. Yaşlanıyor ifadesi tam bunu karşılamıyor aslında. Genç nüfus az, yaşlı nüfus fazla. Genç nüfusun az olmasının nedeni de yeterince ürememeleri. Neden üremiyorlar diye sorarsan hayat şartlarıyla ilgili. Üç çocuğa yarım hayat sunmak yerine bir çocuğa tam hayat sunuyorlar.
0
dissendium
(29.11.17)
almanyada cocuk basina devlet 200 euro gibi bir para veriyor 18 yasina kadar. ayrica cocugun 3 yasindan sonra tum bakici masrafini ustleniyor. okul boyunca da ailenin cebinden para cikmiyor. universite felan da hep ucretsiz, ve universite okurken de cocuk bursunu aliyor. doktor hastane masraflarini da ustleniyor. Bu durumda dahi almanyada insanlar cocuk yapmiyor, nufusun yaslanmamasi icin aile basina en az 2 cocuk olmali ki nufus hep ayni olsun, ve her yas grubunda kisi sayisi esit olsun. Ama kimse cocuk yapmaya yanasmadigi icin genc nufus gelimiyor ve ulkenin yas ortalamasi her gecen gun artiyor. Iste bu nedenle almanya yurt disindan cok goc aliyor.
0
emrahday
(29.11.17)
Koşulları güzelmiş, biz bile burada çocuk olsun diye kitlesel olarak istek duyarken onlar neyi keşfetti de böyle onu merak ediyorum. Yani yerine koydukları aktiviteleri neler mesela? Evrimsel olarak zaten bu yaşlarda insanlar eskiden hayatta olmuyorlardı bile. Ortalama yaşam süresi arttı. 70'ler 80'ler görülebiliyor. O yaşa kadar çıkabilecek milyon tane fiziksel ruhsal sıkıntı var. Kişi her zaman dimdik ayakta olmayabiliyor. Demek ki son 50-100 senede adamlar bir sırra vakıf oldu. Ben 30-35 yaşında olsam sıkılırdım çocuksuz oturmaya. Düzenli spor mu yapıyorlar? Sabah koşuları, jog'lar...? Her gün zeytinyağı, kinoa, peynir, avokado falan mı yiyorlar? Orada 35 yaşındaki bir insanın yapabileceği, çocuksuz olması gereken ve buna değecek neler var çok merak ediyorum. Mesela burada en benim diyen modern ortamda dahi düzenli cinsel hayata ulaşamıyor kitleler gerek dini gerek kültürel, geleneksel sebeplerle. Avrupa'da bize anlatılana göre o tip durumlar da biraz daha rahat. E niye evlenir insan öyleyse? Çocuk yapmayacaksa da genlerini aktarmayı düşünmüyor mu? Hiçlik mi kovalıyorlar acaba? Toplumsal bir anlayış daha çok merak ettiğim.
0
🌸hincaluluc
(29.11.17)
Cok bireyseller, kendi kararlarini kendileri aliyor. Bizde belli bir yasa gelmis herkes yavastan "evlen, cocuk yap" laflari duyuyur, ilk basta kulak asmasa da bir sure sonra evlenme ihtiyaci duyuyor. Turkiyede cogunlukla da ozellikle muhafazakar kesimde kiz ve erkek cocuklari icin evlenmek ozgurlesmenin ve birey olmanin araci, o nedenle turkiyede genelde insanlar evlenmeye daha istekliler. Almanlar da bu pek yok, evlenmeyene niye evlenmedin demez kimse.

Almanlar is hayatini cok ciddiye aliyor, is ve kariyer onlarda cok onemli. O nedenle kariyer hedefi olan bir alman cocuk yapmadan once iki kere dusunuyor. Hayatin kosusturmasi icinde cocuk gibi bir guzelligi kulfet olarak goruyorlar.

Turkiyede guclu aile baglari cocuk yaparken karar vermeyi kolaylastiriyor. Ornegin bir alman aksam cocuk yuvasindan cocugun saat 5 te almasi gerekiyorsa mutlaka almak zorunda. Mesaisi olsa da, toplantisi olsa da alacak. Cok istisna durum olmadikca kimse bir baskasinin cocuguna bakmaz, rica edilse bakar ama kimse rica etmez. Ama turkiyede sen alamazsan annen baban alir, o alamazsa kayinvalide, kayin baba alir. o da olmazsa amca, hala, teyze diye gider. O nedenle cocuk yaparken kimseye degil sadece kendine guveniyor almanlar.

Almanlar tatile cok onem verir, zengin fakir farketmez hepsi senede birkac kere dunyanin bir ucuna tatile gider. Ortalama gelirli iki kisi konusurken bu sene nereye tatile gidiyorsun denildiginde maldivler, cin, hindistan, karayipler gibi yerler soylenir hep. Cocugu olan bir aile icin dunyanin her yerine tatile gitmek o kadar kolay olmayacaktir.

Tabi bu gorusler genelleme iceriyor, tum almanlar soyle tum turkler boyle demek guc. 10 cocuklu alman aileler de var. Turkiyede de buyuk sehirlerde egitimli cevrede dogum arani azaliyor her gecen gun. Temel sebebi egitimle ve ekonomik ozgurlukle beraber bireyselligin artmasi bunun asil nedeni.
0
emrahday
(29.11.17)
(2)

Sevdiklerini aşırı derecede sahiplenme durumu

m e b
Şöyle söyleyeyim, küçüklükten beri genelde herkesçe sevilen ama kimsenin de kendine yakın arkadaş olarak görmediği biriydim. Tabii kimileri bir alandaki becerimden faydalanma amaçlı da sahte yakınlıklar kuruyordu, farkındaydım. Dolayısıyla hep senelerce hem gönül hem de dostluk açısından hep yalnızd
Şöyle söyleyeyim, küçüklükten beri genelde herkesçe sevilen ama kimsenin de kendine yakın arkadaş olarak görmediği biriydim. Tabii kimileri bir alandaki becerimden faydalanma amaçlı da sahte yakınlıklar kuruyordu, farkındaydım. Dolayısıyla hep senelerce hem gönül hem de dostluk açısından hep yalnızdım.

Üniversite zamanı ise hiç beklemediğim, üzerine çaba harcamadığım halde iyi dostlar kazandım. Öyle ki üniversitenin hiç bitmemesini sadece bu sebeple bile istemiyordum.

Her neyse, şimdi o zamandan beri edindiğim arkadaşlarımı aşırı sahipleniyorum. Yani bildiğiniz, bir sevgiliye/eşe duyulan bağlılık ve duygusallık var cinsel boyut hariç. Ve bu sahiplenme duygusu o kadar keskin ki arkadaşlarımın sevgili yaptığını duyunca kendi adıma bocalıyor ve üzülüyorum. Sanki sevgili edindikleri/evlendikleri için bana artık dünyalarında eskisi gibi yer kalmayacak diye endişeleniyorum. Aynı şekilde ben de her defasında fırsat olsa bile sevgili edinme konusunda çok büyük adımlar atmadım aynı gerekçeyle. Bana göre dostlar birbirine yeter kafasındayım. Ama onların yeni arkadaşlarını, sevgililerini duyunca da pabucumun dama atıldığını düşünmekten de alıkoyamıyorum kendimi. Sanki dünyanın çok güzel bir şeyine sahip olmuşum da az sonra elimden alacaklarmış ve ben yine üniversite öncesi yalnızlığıma dönecekmişim gibi hissediyorum. Arkadaşlarım da kimi zaman "Yav senin bana hissettiğin sevgiyi bir kızın göstermesini ne kadar da isterdim." dedikleri veya "Ya aq ben sevgilin değilim, beni niye böyle düşünüyorsun?" diye hayıflandıkları da oluyor.

Bunun, senelerdir yalnız olup da dostuğun tadını çok geç tatmama bağlıyorum ama anormal geldiğini de biliyorum. Peki, ne yapmalıyım ki? Çünkü hem etrafımdakileri bıktırıyorum herhalde, hem de üzülüyorum karşı taraftan böyle şeyler de görmedikçe. Ne yapayım ben?
0
m e b
(29.11.17)
Yalnız kalmaktan korkma. Beni mesela okuldan arıyor arkadaşlar telefonla. Telefonum sessizde oluyor. Açınca niye açmadın aq diye küfrediyorlar. Niye açmıyorsun, bir şey mi oldu, merak ettim falan demiyorlar. Biraz daha kankacılık tarzında davranırsan hem kafan rahat eder hem de karşındakini sıkmamış olursun. Bu durum sevgiyi yücelttiğin için de oluşuyor aynı zamanda. Sevgi güzel bir şey ama mutlak sevgi yok hayatta. Bugün sevdiğini yarın sevmeyebilirsin. İnsanlarla beraber duygular da değişir.
0
dissendium
(29.11.17)
@for day to break: kitabın tam olarak adı ve yazarını rica edebilir miyim?

@someonewalksalone: Benim korkum da bu maalesef. Ölene dek bu sebeple de mutlu olamamak.
0
🌸m e b
(29.11.17)
(10)

Bir insanın bir anda yaşayabileceği en büyük değişim

diffarentiationation
Cinsiyet değiştirmek diye düşündüm ben. Tüm yakınlarını kazada kaybetmesi, Yozgat'tan çıkmamışken Las Vegas'ta milyoner hayatı yaşamaya başlaması gibi şeyler olabilir mi?Nedir sizce?
Cinsiyet değiştirmek diye düşündüm ben. Tüm yakınlarını kazada kaybetmesi, Yozgat'tan çıkmamışken Las Vegas'ta milyoner hayatı yaşamaya başlaması gibi şeyler olabilir mi?
Nedir sizce?
0
diffarentiationation
(29.11.17)
being there filmi geldi aklima
0
ordinov
(29.11.17)
Anne ya da baba olmak olabilir. Birçok insan çocuk sahibi olunca dünyaya farklı gözle bakmaya başlıyor. Siyasi, ekonomik ve toplumsal sorunlar kişiye daha çok batar hale geliyor. Katil olmak olabilir. Birini öldürmeden önce masum bir insan iken birini öldürdükten sonra daha çok dibe batmış bir insan olunabilir. İntihar girişimi olabilir. O andan sonra bazı şeyler daha az umursanır hale gelebilir ya da hayatın boş kısımları yerine daha dolu kısımlarına odaklanılır. Ben en büyük değişim yerine en faydalı değişim kavramına daha sıcak bakıyorum. Para her zaman huzur getirmiyor. Yozgat'ta kağıt oyunu bile oynamamış bir insan Las Vegas'a gidince kumar bağımlısı olabilir. Bu yöndeki bir değişim olumsuz bir özellik taşıdığından en büyük olarak değerlendirilmesine rağmen kimsenin özeneceği bir şey değildir.
0
dissendium
(29.11.17)
fark etmeden, hep yaşadığımız bir şey aslında. sadece hayat çok hızlı aktığı için düşünmeye fırsat olmuyor. işsiz kalınca falan, şu an olduğum gibi ya da bir tatile çıkıp, koşturmacadan uzak kalındığında fark ediliyor.

örnek vermek istemiyorum.
0
runagain
(29.11.17)
Ciddi bir fiziksel engel. Felç ya da kör olmak.
0
sen git ben geliyorum
(29.11.17)
gecenin bir yarısı tenhada birini kıstırmış bıçaklı sopalı kalabalığa:
- rahat bırakın lan onu! s*ktiğimin dölleri!
diye bağırmak.

akıbetiniz nereye varırsa varsın hayatınız değişir.
0
dafaisss
(29.11.17)
su ana kadar belirti vermemis hayati boyunca gecmeyecek, duzelmeyecek bir saglik sorunun oldugunu ogrenmek yani sagligin bilinen anlaminin kaybi, aslinda kendini tanimlama bicimlerinden birini kaybediyorsun.
ana-baba ve en kotusu ikisinin birden kaybi, dunyanin neresinde olursan ol, anne baba hayattaysa hep donecegin bir yer vardir, onlar gidince sanki butun gezegen bir yere tasinmis seni de geride birakmis gibi oluyor, devamindaki hayat hep biraz eksik.
0
mavicorap
(29.11.17)
Ölümden dönmek bunlardan biri.

@ordinov'a katılıyorum. Being there de iyi bir örnek.
0
EasyTiger
(29.11.17)
hissiz duygusuz soğuk bir iş hayatı üzerine kurulu yaşamlar da gayet büyük bir değişim çoğumuz için..
0
redeath
(29.11.17)
dine dönmek, dinden çıkmak
0
pinkpeony
(29.11.17)
tecavüz
0
duyond
(29.11.17)
(11)

Jean Jacques Rousseau mu Machiavelli mi?

kozmosta bir nokta
Rousseau demiş ki insanlar özlerinde iyidir, toplum onları kötü yapar.Machiavelli de demiş ki insanlar özünde kötüdür, iyi olmaları gerekmedikçe.Siz hangisine hak veriyorsunuz? Neden?
Rousseau demiş ki insanlar özlerinde iyidir, toplum onları kötü yapar.
Machiavelli de demiş ki insanlar özünde kötüdür, iyi olmaları gerekmedikçe.

Siz hangisine hak veriyorsunuz? Neden?
0
kozmosta bir nokta
(28.11.17)
machiavelli.
milgram deneyine bakabilirsin. kotuluk icimize islemis.
0
baldur2
(28.11.17)
İnsanların genel bir özü olduğu söylenemez, varsa bile bu öz iyidir diyemeyiz. Toplumun insanı kötüleştirdiği doğru fakat bu da toplumun yapısı ile alakalı yani insanı kötüleştiren toplumdan söz edebileceğimiz gibi onu iyileştiren toplumdan da bahsedebiliriz. İnsanın özü yoksa iyi öz de kötü öz de yok.
0
harvey
(28.11.17)
JJR. Machiavelli'ye katılmadığım için ona hak verdim. Bir gereklilik olmadığı halde iyi olanlar da var. JJR ise toplum konusunda haklı. Kötü olarak nitelendirebileceğimiz davranışların oluşmasında toplumun rolü büyüktür.
0
dissendium
(28.11.17)
rousseau çok güzel demiş. okurken kendim söylemişim gibi hissettim ki ben de hep derim. hangi kötü insanla yalnız kalsam özlerinde o kadar kötü olmadıklarını görüyorum ama onu başkalarıyla görsem kötü olma ihtimali artış gösteriyor hem de inanılmaz ama çevresindeki insan sayısına paralel olarak :D aslında tam olarak çevre kötü yapıyor da değil fakat ne kadar fazla insan o kadar kötülük.
0
freetakilir
(28.11.17)
ikisine de hak vermiyorum.

Sartre in da house..

"existence precedes essence" diyerek burdan uzaklaşıyorum.

--> buraya mic drop gif'i gelecek <---
0
AlsterWasser
(28.11.17)
rousseau'nun böyle bişey dediğine emin misiniz? buna benzer söylemleri olsa bile onun vurgulamak istediği insanın iyiyken kötü bir varlık haline gelmesi değil, yerleşik hayata geçişten sonra özel mülkiyetin ortaya çıkmasıyla insanların arasındaki eşitliğin bozulmasıdır. onun felsefesine göre insan uygarlaştıkça (bilim, sanat vb. ile) kendi doğasından uzaklaşır ama bu onu salt iyi yada kötü olarak sınıflandırmak için yeterli değildir.
0
theseachange
(28.11.17)
Jean Jacques Rousseau'ya hak veriyorum. Konuya ilişkin olarak şu belgeseli izleyebilirsin.
www.youtube.com
0
hukuki acidan yaklasirsak
(28.11.17)
@theseachange emin değilim. Yani çok da önemli değil zira buradaki sorum bu iki düşünceden hangisine hak verdiğiniz. Ama teşekkür ederim, o açıdan da değerlendireceğim.
0
🌸kozmosta bir nokta
(28.11.17)
machiavelli.
doğrunun hangisi olduğunu anlamak için ilkel toplumlara ya da insan dışındaki canlılara bakabilirsin.
ya da etrafına bak yeter.
0
dafuq
(28.11.17)
birisi politikada kapitalizmin argümanıdır, diğeri komünizmin.

ben insanın içinde olduğu topluma ve sisteme göre şekil aldığını sırf termodinamiğin "entropi" ile ilgili maddesi yüzünden kaçınılmaz görüyorum zaten.

insan özünde nötr bir canlı.

ben sadece şunu söyleyebilirim: yığının deneyimi türün genelinin iyiliğini düşünecek bir yöne kaymayı sağlamadıkça aynı maksimum düzensizlik ve minimum potansiyel enerji gereği, yani bir elektron ensemble'ında aynı anda hepsinin spin up olamayacağından hareketle ve dolayısıyla zıtların bir dengeye ulaşacak şekilde bağımsız değişkeni oldukları denklemleri yöneteceklerini akla da getirerek derim ki "insanların büyük çoğunluğunun aynı anda türün çıkarını koruyacakları bir bilince, kurulmuş sisteme karşı gelecek bilinci oluşturduktan sonra varmalarını beklemek biraz ütopik ama imkansız değil. insan ölümlü olduğu için ateş düştüğü yeri yakmaya devam edecek". ateşin düşüp de yaktığı yerin çoğunluğun bulunduğu yer olmadığı zaman ise dediğim gibi toplum deneyiminin sağladığı tarihsel yığın oluşabilirse mümkün. ama imparatorlukken imparatorluğu koruyan tarihi sağ bırakmanın, ulus devletken de ulusu koruyan tarihi sağ bırakmanın, bunların da sadece dönemin statükocularının etkileyebildiği şeyler olmasından hareketle zaten aslında hep küçük bir kesimin çıkarına hizmet ediyor olması tarihin birikememesini de getiriyor.

bugün seni, vatandaşlarınızı değil ülke yönetiminizi suçluyorum diyemeyen insanoğlu, örneğin, sırf bu sebeple kendi topuğuna ve geleceğe bıraktığı nesillerin de topuklarına bu yanlış bilincin devamını sağladığı için sıkmakta.


insan, kısacası, özünde, aynı dirençsiz yoldan geçmeyi tercih eden elektrik akımı gibi kolay ve yakın olan ilk çıkışa yönelir. ama bu çıkış genelde kendisine ihtiyaç duyanların çok az bir kısmına açıktır. ölümlü insan da başka zamanı beklemez. başka algıyı da.

insan özünde ölümlü ve dolayısıyla kolaycı olduğu için genelde gördüğümüz machiavelli'nin dediğinin olmasıdır.

çünkü kendisinden evvel zaten Sun-Tzu'nun yazıp çizdiklerini kendilerine düstur edenler en çok artık "nedense" psikopatolojik unsurları antisosyal spektrumuna yerleştirdikten sonra bunun iyi bir şey bile olduğunu salık vermeye çalışan ülke yöneticileri, onları yemleyen ve onlardan beter banka sahipleri vb oligarklardır.

psikoloji alanında bütün popüler gazetelere sürmanşetten verilecek, sonuçlarının nasıl çıkacağı sipariş edildiğinden ona göre bias uygulamış sözümona peer reviewlu araştırmaları kimlerin finanse ettiğini düşündüğümüzde en üstteki kurtun kuzuya, "kurt olmak güzel bir şey" dediğini "sen de olabilirsin" diye hafif göz kırptığını, ama "kuzu olarak kalmanı istesek de" diye eklemediğini görmek zor değil.

zaten o nedenle terörizmin değil de komünizmin gerekli düşman olduğu dönemde, doğu blok ülkelerinde bedavaya okur, sağlık hizmeti alır, kültürel etkinliklere katılırken ferrari değil de lada sürdüğü için üzülen mal insanoğlunun "american dream"i satan pompalanmış ithal kültürle ülkelerinden kaçıp abd'ye kapak atmaları ve o meslek sahibi halleri, ciddi eğitimlerine rağmen yer silmeye razı gelmeleri mümkün oldu.

ya senin ferrarin olsa, benim olsa, böyle bir sistemde olur muyduk zaten? e ama sana şu hayali bu sistem satıyor?

ne demiştim. insanlar kolaycı. inanmak istemedikleri için o istemedikleri şeyi bu kez yaşar hale geliyorlar. inanmak istemeyince çaba vermek ve fedakarlık göstermek gerçeğinden kurtulamıyorsun.

toplumlar hafızalarının yanlış taraflarını ayakta tutuyorlar. (politik propagandaya girebileceğini düşünerekten putin rusyası örneğini kaldırdım. bu tür bir soruda bu benim amacıma ters düşüyor.)

kim gidip öğrendiği şeyi baştan değiştirip kafasını yeniden şekillendirecek? hayat kısa, gelmişsin 50-60 yaşına, bir de kendi ahmaklığını itiraf etmenin yapabileceğin tek iyi şey olduğu günah çıkarmalı bir ömür mü yaşayacaksın? hayır, tabii ki. hali daha kötü biri bulup ona bakarak kendine şükredeceksin. o boktan aciz vücudun artık bir tek bunu yapabiliyor.

insanoğlu basit bir canlı olduğunu kabul etse artık iyi olur. kolaycılığını görmezsen üstüne gidemezsin. anca da parazit olursun. olabildiğine parazit olan, olamadığına da en azından bir şey kaptırmamaya çalışan omza basmacı, caring makes you look bad'ci bir parazit.

insan kolaycıdır. ama doğru şartlarda kolaycılık bir faktör olmayabilir. bunu söyleyerek suçtan, sorumluluktan sıyrılınmıyor.
0
godoşu beklerken
(28.11.17)
çin in ilk imparatoru 5 krallığı birleştirdikten sonra, kast sistemine dayalı konfüçyüsçülüğü yok saymış yeni din öğretisi geliştirmiştir.

"bütün insanlar doğuştan kötüdür... güven bir tür hissel yanılsamadır ve din tek gerçeği söylemelidir; doğuştan kötülük!"

işte saygı duyulacak bir imparator!
0
regardless of what they say
(28.11.17)
(10)

Korodaki sıkıntılar.

old possum
Şimdi ben bir süredir bir çok sesli koroya devam ediyorum. Sopranoyum. 6 soprano, 6 adet de alto var kadınlarda. Geçen hafta şef altolara yüklendi hep, memnun kalmadı, sesiniz çıkmıyo filan dedi. Bizimle bir sorunu yoktu.Dün şef dedi ki, altolar senin sesinin çok çıktığını onları bastırdığını söyled
Şimdi ben bir süredir bir çok sesli koroya devam ediyorum. Sopranoyum. 6 soprano, 6 adet de alto var kadınlarda. Geçen hafta şef altolara yüklendi hep, memnun kalmadı, sesiniz çıkmıyo filan dedi. Bizimle bir sorunu yoktu.

Dün şef dedi ki, altolar senin sesinin çok çıktığını onları bastırdığını söylediler. Sesini kıs dedi. (o kadının sesi çok çıkıyo dediler heralde)

Bu ne ki şimdi. İyi peki olur filan kem küm dedim. Bozuldum tabi. Hocam notaları yanlış mı veriyorum dedim. Hayır dedi. Kısık sesle ben o tizlere nasıl çıkıcam peki.

Bırakayım mı koroyu, ne diyorsunuz? BUnlarla uğraşma boşver diyen?
0
old possum
(24.11.17)
bu yüzden koro bırakılır mı ya, resmen tavşan dağa küsmüş dağın haberi olmamış. bir ihtimal bağırarak mı söylüyorsun? belki bağırmadan söyle diyememiştir de işte sesin fazla çıkıyor demiştir.
0
evde liyakat kalmamis
(24.11.17)
Şöyle de bir şey var. Diğer iki sopranonun da sesi çok güçlü çıkıyor. Fakat içlerinde en genç benim ve sanırım biraz tecrübesiz görüp bana yüklendiler. Bırakmıycam tabi, kısıcam sesi artık. :( Çok iyi eğitim veriliyor çünkü.
0
🌸old possum
(24.11.17)
burda suç şefin. şef senin sesini gerektiği zaman kısabilir ya da yükseltebilir ama bunun sebebi olarak "altolar böyle dedi" diyemez. ilk falso orda bence, şefi çok tutmadım.

neyse, iyi bir teknikle kısık sesle ince notaları vermek mümkündür, bunu kendinizi geliştirmeye yönelik bir egzersiz olarak düşünebilirsiniz. maksimum diyafram ve vücut kullanıp tizlere kısık bir şekilde çıkabilirsiniz / çıkmayı deneyebilirsiniz.

bence diğer provada biraz kısık söylemeye çalışın, eğer yine bir uyarı gelirse sizin için bunun çok kolay olmadığını, size yardımcı olmaları için diğer üyelerin (soprano ve altolar, varsa diğer partiler) daha fazla ses çıkarabileceği önerisini sunun.

genel olarak, (tabi ki her zaman değil ama genel olarak) alto, tenor ve bas hep birlikte sopranonun altyapısını oluşturur ve ona göre bir volümle söylerler ki soprano tek başına yukarılarda yalnız kalmasın.

meraktan soruyorum, hangi koro acaba?
0
azeriturku
(24.11.17)
Şan pozisyonu vs. koroda söylemek, konusu mu acaba? Şan eğitimi aldınız mı? Yeni misiniz? Belki teknik oturmadığı için bir şeyler oluyordur?

Tizlere kısık sesle çıkmak çok zordur. Profesyonellik gerektirir. Şefiniz keşke "Altolar böyle böyle dedi" demek yerine daha başka bir dille açıklasaymış.
0
monogram
(24.11.17)
Bırakma ya. Suç şefte değil ki. Altolar ispiklemiş seni. Hatta yanlış anlama diye direkt sana değil, şefe söylemişler. Müzikle ilgilenmek güzel şey. Ben de gitar kursuna gidiyorum. Benim de akor kaçırdığım, şarkıya giriş yapamadığım oluyor ama kimse birbirine bir şey demiyor. Profesyonel bir koro ise tepki verirler tabii ama amatör bir koro ise çok takmayın. Takmayın derken hatanızı düzeltin ama Allah bu notaları belasını versin seviyesine gelmeyin.
0
dissendium
(24.11.17)
ben de baritonum mesela. koro içinde seçmeler oldu. seçildim. sonra hoca çekti kenara beni. biz seni seçtik ama dedi oyun baritona uygun değil dedi. ee napacağız yani dedim. sen sahneye çık dudak oynat dedi. dedim oldu.

ben de o ara bırakırım lan böyle iş mi olur dedim. bırakmadım oyuna çıktım dudak da oynatmadım. efsane oldu her şey. sonrasında da çok güzel işler yaptık. böyle durumlar insanın karşısına her an çıkıyor. yılma.
0
kablelvuku
(24.11.17)
Şan eğitimim yok. Nota ve armoni biliyorum. Çok zorlanmıyorum ama kısık sesle zor olacak evet.
0
🌸old possum
(24.11.17)
trollemiyorsan eğer hangi şef o merak ettim.
şef olsaydı kendisi ilk anda sopranoların sesini azaltıp homojenliği yakalamalıydı.
altolar böyle böyle diyor diyen biri şef olamaz, orası da koro değildir. bence bırak. :D
0
nocturness
(07.12.17)
Yok trollemiyorum. Ben devam ediyorum bırakmadım koroyu. Sıkıntı yok şimdilik, sesimi de kısmadım yani (kısar gibi yaptım) :)

Şu parçayı çalışıyoruz bu ara. www.youtube.com
0
🌸old possum
(07.12.17)
Sefiniz seflik bilmiyor eger durum buysa. O adamin egosunun hepinizin toplamindam
buyuk olmasi gerek. Boyleyse asil sef o altolardan biri herhalde.
0
alperz
(08.03.18)
(7)

pırlanta şart mı

gazozailacatmauzmani
selamlar, evlilik teklifinde pırlanta şart mı? ya da sidik yarışı için olması mı gerekiyor illa ki? küçük bir taş olmaz, taşı büyütünce fiyat zaten devasa boyutlara ulaşıyor. direk sorulmuyor da
selamlar, evlilik teklifinde pırlanta şart mı? ya da sidik yarışı için olması mı gerekiyor illa ki? küçük bir taş olmaz, taşı büyütünce fiyat zaten devasa boyutlara ulaşıyor. direk sorulmuyor da
0
gazozailacatmauzmani
(24.11.17)
bana pırlanta yüzük alınsa adamın suratına fırlatırım buna bu kadar para verilir mi diye, dolayısıyla oyumu şart değilden yana kullanıyorum.
0
evde liyakat kalmamis
(24.11.17)
Bence değil.
0
mutekebbir
(24.11.17)
Evde liyakat kalmamış ile aynı fikirdeyim. Şart değil, şart koşan kadınlardan da uzak durun bence.
0
mutlusismankedi2015
(24.11.17)
Zorunluluk değil ama işin usulü böyle. Evlenmek istediğin kadına gözle görülür güzellikte bir şey sunman lazım. Bu da genelde pırlanta oluyor. Bunun senin içinden gelmesi gerek. Kadının evlenme teklifine zaten evet diyeceği, formalite bir tekliften bahsediyorsak zorunluluk değil. Burada senin motivasyonun önemli. Yani, dur şu kadına ne kadar değerli olduğunu hissettireyim, ona güzel bir hediye vereyim gibi düşünürsen ancak o zaman bu iş sana mantıklı gelir. Sadece para olarak değerlendirirsen tüm yüzükler işlevsiz ona bakarsan. Bilezik de işlevsiz, kolye de. Ben alırdım açıkçası. Sonra bana pırlanta almadın falan der.
0
dissendium
(24.11.17)
bence karşınızdaki kadının pırlanta isteyip istemediğini bilmiyorsanız/anlayamıyorsanız tekliften önce biraz daha düşünün derim. sonuçta burada 150 kişi şart değil dese de bi manası yok, kadın bekliyor olabilir.
0
elorelia
(24.11.17)
Buradan biri demişti benzer bir soruya, "ben parmağımda o yüzükle, yağmur altında bişeyler satan yaşlı adamın yanından geçmeye utanırım," diye. Şart mı, değil. Bence hatta hiç olmasın. Ama elo+1
0
kobuzchu kiz
(24.11.17)
aa @kobuzchu kiz’in dediğini ben yazmıştım, şu an çok mutlu oldum bunu okuyunca.

hala aynı fikirdeyim. “evlenirken yüzük alınır” algısı artık bitmeli. yakında da bitecek belli ki, benim çevremde de burada okuduğum kadarıyla da çoğu insan yüzüğü saçma buluyor. tabi önemli olan senin teklif edeceğin kadının ne düşündüğü.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(24.11.17)
(5)

taciz itiraflarının artması toplum gözünde tacizi normalleştiriyor mu?

zgrydn
holivut'ta herkesin bir anda sıraya girip "taciz ettim - edildim." şeklinde beyanda bulunmaya başlaması toplumda farkındalık yaratma isteğinden mi, ilgi deliliğinden mi yoksa "hazır ortalık karışmışken benim mevzu da ortaya çıksın da çok dikkat çekmeyeyim." gibi bir dürtüden mi kaynaklanıyor? bu kad
holivut'ta herkesin bir anda sıraya girip "taciz ettim - edildim." şeklinde beyanda bulunmaya başlaması toplumda farkındalık yaratma isteğinden mi, ilgi deliliğinden mi yoksa "hazır ortalık karışmışken benim mevzu da ortaya çıksın da çok dikkat çekmeyeyim." gibi bir dürtüden mi kaynaklanıyor? bu kadar olayın arka arkaya açıklanması taciz olaylarının engellenmesi açısından faydalı mıdır yoksa zararlı mıdır?
0
zgrydn
(24.11.17)
O tacizlerle basamaklari ucer beser Cikarken iyilerdi ama? 20 sene sonra taciz edildim diye zirlamak samimi degil.
0
baldur2
(24.11.17)
yalan dolan. popülerliği düşmüş ünlülerin yarattığı bir dalga.
0
dramadi
(24.11.17)
Hepsi gerçek onların. Taciz toplumda o kadar yaygın bir şey ki, insanlar genelde korkudan ne yapacaklarını bilmedikleri için bunu kimseye söylememeyi tercih ediyorlar. Çevrende gördüğün her insan küçük yaşlarda tacize uğramış olabilir. Kimisi bunu unutur, kimisi umursamaz, kimisi de tepki göstermeye çalışır. Ki ben hiçbir tacizin kolay kolay unutulacağını düşünmüyorum. İnsanlar da yaşları ilerleyince artık korkmaları için bir neden olmadığını görüyorlar ve kendilerini ifade ediyorlar. Dikkat edersen itiraf yapan insanların genelinin yaşı büyük. Bu insanların artık toplum içinde "Ne derler?" korkusu yok. Bunların hepsi faydalı. Bu sayede iyi de kötü de ortaya çıkmış oluyor.
0
dissendium
(24.11.17)
Yani bana sorarsan bu iste biraz tuhaflik var. Hollywood'da taciz isine bulasmamis adam kalmadi resmen. Yani gercekten biraz tuhaf. Gercekten alayi tacizci mi bunlarin? Gercekten bu magdurlarin hepsi bu zamana kadar cesaret edemedi mi aciklamaya? Bilemiyorum. Kesin bir sey soylemek zor bence. En azindan bence kolay olmamali.

Hele Ben Affleck'in olayi.. Videosunu cikardilar meydana ve adam ozur dilemek zorunda kaldi en son. 15 sene onceki video birden yeniden peydahlandi ve tam da taciz muhabbetleri basladiginda. Ve videyu hortlatan da goruntudeki sozum ona magdur kiz degil, bir gazeteci.. Goruntulerde Ben Affleck kameralarin onunde memelerini mincirirken kikir kikir gulen kiz dedi ki ama kucuktukm, cocuktum. 25 yasindaydi.
Bilemiyorum. Kaci gercektir kaci uydurmadir, hepsi uydurmadir hepsi gercektir, nedir ne degildir, kim kime kime ne diyecegine diyecegine demeyecegine kime ne soylecegine...
Butun dunyayi Irak askerlerinin Kuveyt'de kuvezdeki bebekleri delik desik ettigine inandirabilen medya istedigi her seye inandirabilir.
0
stavro
(24.11.17)
holivud ayrı bi dünya. kendi halinde insanlara bir getirisi götürüsü olacağını zannetmiyorum.

ama çocukken ergenken olanlar daha farklı ele alınmalı her nerde olmuş olursa olsun. beni orta 1'deyken üst sınıflardan ikisi sıkıştırıp dövmüşlerdi, bir de paramı aldılar. üç gün evde zırlayıp durdum noluyo diyolar cevap ver(e)miyorum. galiba nasıl ifade ediceğimi bilmemekti onu yaratan, ama niye hemen söylemedin deseler o zaman da şimdi de net bir cevap veremem. zorlaya zorlaya anlattırdı bizimkiler. üstüne bizimkiler okula aktarınca "emin misin, sana öyle gelmiş olmasın, belki şaka yapmışlardır" gibi sorular sormuştu müdür yardımıcısı. hani bu taciz falan değil ama bunda böyle bi sıkışmışlık yaşadıysam, bilhassa çocuk ergen yaşta devamlı bir tacize, tecavüze uğrayanın halini düşünemiyorum. yıllar sonra dile getiriliyo olmasını da şüpheli bulmam.

ama şu da var, bir kitapta okumuştum. galiba ismi zor bir ailede büyümek olabilir. çocukluğu ve ergenliği boyunca babasının tecavüzüne uğrayan birini anlatan bir kısmı vardı. annesi kıza "buna karşı çıkarsan baban bizi terkeder" minvalinde telkinlerde bulunmuş sürekli. yıllar sonra eşine mi ne ilk anlatabilmiş gibi bir hikayeydi. kitapta yazıldığı kadarı kurgu içerebilir ama mümkün.

mesela kevin spacey'nin de ismi geçmişti şu holivud mevzularında, o dönem çocuk olan bir aktör tarafından. adam hatırlamıyorum demiş. neyse olay kevin spacey değil aslında; hani para hırsı falan derken demin kitaptan yazdığım olaya benzer bir şekilde çocuk işaret vermesine rağmen ana babası "sana öyle geliyodur yavrum" falan demişlerdir, geçiştirmişlerdir, adam şimdi böyle bir şey gündeme gelince dile getirebilme cesaretini bulmuştur.
0
dafaisss
(24.11.17)
(15)

şu entry hakkındaki düşünceniz

diffarentiationation
https://eksisozluk.com/entry/69138335üslubunu beğendiniz mi? yazara, annesine hak verdiniz mi? helal iyi yapmışsınız dediniz mi? senin saçını kim ne yapsın deyip yazarın kullandığı sıfatı kullandınız mı? sizce bu düşünce inançsızlara mı özgü yoksa muhalif kesim de düşünüyor mu böyle?lütfen ne düşünü
eksisozluk.com

üslubunu beğendiniz mi? yazara, annesine hak verdiniz mi? helal iyi yapmışsınız dediniz mi? senin saçını kim ne yapsın deyip yazarın kullandığı sıfatı kullandınız mı? sizce bu düşünce inançsızlara mı özgü yoksa muhalif kesim de düşünüyor mu böyle?

lütfen ne düşünüyorsanız yazın.
0
diffarentiationation
(24.11.17)
Uslup kotu.
Annesinin olay esnasinda ve sonrasinda yaptiklari ayip.
Yazarin kullandigi sifati kullanmadim.
Saygi onemli bir sey. Bireylerle su veya bu sebeple dalga gecilmesinden/gecilmeye calisilmasindan son derece rahatsizim.
0
nax
(24.11.17)
Bu yobazlık değil, bildiğin cahillik. "yosun tutmuş saç diplerini röntgenlesinler" ifadesi din konusunda gerçekten inançlı insanları da hedef aldığı için kötü. Ama bir kadın bana o anda "Uydulardan izliyorlarmış." dese ben de gülerim yani. Annesinin tutumunda bir sakınca yok.
0
dissendium
(24.11.17)
Tahminen benim isim vardi en iyisi kisa tutalim diyerek cagirdigi misafirden kurtulmasi da saygisizlik bence.
0
nax
(24.11.17)
üslup çok çirkin. annesinin programı olduğunu söylemesi çok garip değil.

biri bana yok ' amerikalılar izliyormus' dese ben de gülerim arkasından ama böyle bir halt yemis gibi aşağılayıcı bir üslupla, marifetmis gibi anlatmam. ne diyebilirim ki, o yazar da öyle konuşmuş işte......
0
yuvarlanantencereninkapagi
(24.11.17)
Yorum bile yapilmasi sacma bir olayi sozlukte yazarak popilesme cabasindan baska bi şey değil. "Heyoo sözlükÇüler Ben de sizin gibiyim" demeye getiriyor yazar
0
yarey
(24.11.17)
Bir insanın bilmediği birşeyle dalga geçmek iğrenç. Bir gruba sıkmabaş gibi bir isim takmak iğrenç. Sırf farklı ve bilgisiz olduğu için bir insana, doğruyu öğretmek ( bu örnekte uydudan o amaçla izlenmenin mümkün olmayacağını anlatmak) yerine bununla alay edip insanı küçük düşürmek iğrenç. İğrendim gerçekten. Benim düşünceme göre, muhalif olan herkesi bu yazar gibi zanneden ve bu yüzden oyunu seçtiği partiye veren oldukça fazla insan var ve bu aşağılayıcı tutuma sahip muhalifler malesef akp seçmeninin verdikleri oyu haklı çıkarıyor. Başkası iktidara gelince aşağılanıp itilip kakılacaklarsa neden kendilerine verildiğini sandıkları değerden yoksun kalsınlar ki? Karşı oldukları politikalar olsa bile aynı oyu vermeye devam ederler.
0
curukturpkokusu
(24.11.17)
annede bir suç göremedim.
ama yazıyı yazan evladın üslubu çok çirkin.
0
kutukcu
(24.11.17)
buradaki bütün değişkenleri çıkaralım yeni komşu gelmiş belirgin hiç bir siyasi, dini öğe yok üzerinde kendisine nötrsünüz. balkona çıkıyorsunuz aman diyor eve girelim amerikanya uydudan bizi izleyebilir. deli midir nedir diyip direkt dehlerim bu bir gerçek.

yazıya gelirsek tartışmaya gerek yok tamamen ayrıştırıcı bir dil.
bunu bilerek ya da bilmeyerek yapanlar kendi 'davalarına' en büyük zararı verenler aslında.
0
Ufuk
(24.11.17)
Biri şu an bana basitliğin tarifini yap dese bu entryi örnek gösteririm. Bana göre yobaz bu kişidir meselâ. Kadın cahil olabilir, nasıl ki annesi muhabbeti o gün kesmiş yapacağın en fazla odur. Ama kalkıp sıkmabaş diyerek aklınca hakaret ettiği yetmiyormuş gibi bir de yosun tutmuş saç dipleri diyerek iftira atıyor daha da çirkinleşiyor. Eminim ki kadının kalbi de bedeni de şahıstan temizdir, zavallı kibir abidesi. 500 küsur favori de Sözlüğü kalitesine yakışır cinsten.
0
mslny
(24.11.17)
Çürükturpkokusu+1
0
Phoebe
(24.11.17)
Aile olarak çok aydın, ileri sevide olduklarını ima etmiş. Akşam bu olay nedeniyle gülmüşler.
Yıllar önce bir yazar köşesinde belirtmişti: baş örtüsünü bazısı başına takar, bazısı da - kafasına- takar.
0
1adam
(24.11.17)
muhtemelen yazar kişisi konuyu ekşiye biraz mübalağalı taşımış boşuna bahsi geçen annenin günahını almayın, aynı başlıkta karşılaşılan yobazlıkları okursanız bu tutumun sebebini anlayabilirsiniz, ayrıca 5 yaşında çocuk değilse "amerika izliyormuş"a ben de gülerim, beş yaşında çocuksa da bunu ona öğretene iki çift laf ederim.
0
idris amil zula
(24.11.17)
çok çirkin. sıkmabaş aşağı sıkmabaş yukarı ve ypsun tutmuş ifadeleri. yobaz diyor da kendisi de yobaz farkında değil.
0
xvyz
(24.11.17)
O basligi sonuna kadar okudum. Cok aci deneyimler vardi. Ben de inancli biri olarak turlu yobazliklara sahit oldum.

Anlattığı olaydaki uydu muhabbeti komik ve trajikomik... yazarin dili, uslubu cirkin. Asagilayici ve otekilestirici. Cok cahil ama laik abi ve ablalar da var.

Akpden ve onunla anilan seylerden uzagim. Akplilere de hic muhabbetim yoktur. Ama herhangi bir insanin asagilanmasina da tahammul edemem.
0
runagain
(24.11.17)
üslubu korkunç, yazara da annesine de hak vermedim. başı örtülü kadının yaptığı olsa olsa cahilliktir, yazar ise düpedüz yobazdır.
0
evde liyakat kalmamis
(24.11.17)
(4)

satranç sorusu

isimsiz uye
satrançta son satıra ulaşan piyonun vezir dışında bir taşa yükseltilme mantığı nedir? sonuçta kale ve filin hareket yeteneği vezirde de var. at da çok opsiyonel değil. (kime göre neye göre gerçi) tamamen acemi olduğumdan soruyorum. ama yine de vezir seçilebiliyosa fil veya kalenin de seçilebilmesi s
satrançta son satıra ulaşan piyonun vezir dışında bir taşa yükseltilme mantığı nedir? sonuçta kale ve filin hareket yeteneği vezirde de var. at da çok opsiyonel değil. (kime göre neye göre gerçi) tamamen acemi olduğumdan soruyorum. ama yine de vezir seçilebiliyosa fil veya kalenin de seçilebilmesi saçma değil mi? yoksa tamamen istediğini seç mantığından dolayı mı böyle?
0
isimsiz uye
(24.11.17)
En değerli şeye ulaşabilen insan mantıksal olarak daha az değerli şeylere de ulaşabilir. Yani, vezir elde etmiş bir oyuncuya hayır sen fil alamazsın demek saçma olurdu. Çünkü bu durumda sanki fil vezirden daha değerliymiş algısı oluşur.
0
dissendium
(24.11.17)
Bazı durumlarda terfi eden piyon; vezir, kale olarak terfi ederse oyunu pat'a götürebilir. Bu durumda kişilerin diğer taşları seçmesi mümkün kılınmıştır.

Veya terfi eden taşın at ile terfi edip mat etmesi mümkündür, at tercih edilir.
0
Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
(24.11.17)
piyon oraya çıkıp vezir olduğunda, vezir olan taş, rakip şahı tehdit etmese (şah çekiyor olmasa) bile, şahın hareket edeceği bütün noktaları tuttuğu için şahın hareketini engelleyip oyunu pat edebilir. yani şah çekerek mat edebileceğin oyun, şah çekmediğin halde vezirin, şahın bütün hareket noktalarını tuttuğu bir konumda olduğu için mat edeceğin oyun pat (beraberlik) ile biter. bu durumda sen o taşı vezir değil örneğin fil yapmakla rakip şaha hareket edebilecek yer tanır, ilerleyen hamlelerde oyunu mata götürebilirsin.

karışık olmadı umarım. benzer bir satranç problemi vardı, bulabilirsem eklerim.
0
kibritsuyu
(24.11.17)
hizliresim.com

Pozisyona bakarsanız anlarsınız.
0
Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
(24.11.17)
(14)

polislikte ilk görev yeri

bedrozan
Oncelikle hayırlı aksamlar arkadaşlar.İlk etapta sizlerden "polis" kelimesini görür görmez olaya ön yargı ile yaklaşmamanızı rica ediyorum.Yaklasık 2 hafta sonra polis okulundaki eğitimimi tamamlayıp mesleğe başlayacağım.Bu sürecin sonunda da haliyle bir il seçeceğim, ilk görev yerim olacak. Tam da
Oncelikle hayırlı aksamlar arkadaşlar.
İlk etapta sizlerden "polis" kelimesini görür görmez olaya ön yargı ile yaklaşmamanızı rica ediyorum.

Yaklasık 2 hafta sonra polis okulundaki eğitimimi tamamlayıp mesleğe başlayacağım.Bu sürecin sonunda da haliyle bir il seçeceğim, ilk görev yerim olacak.

Tam da bu bağlamda sizlere birkaç soru sormak istiyorum.
Büyüksehir yerine anadolunun ufak illerini seçmek istiyorum; aksaray,niğde,amasya,tokat tarzı...Gerek maddi yönden gerekse manevi yönden rahat edersin surayı seçersen diyecek, öneride bulunacak arkadaslar var mıdır acaba aramızda? Zira bu konuda ben çok kararsızım.

Birçoğunuz belki polis kelimesini görünce nefret kusacaksınız baslık altına ama sizden baska bana yardımcı olacak, objektif görus alabileceğim kimse yok.Ayrıca inanın tüm polisler kötü değil.En azından ben insanlara faydam olması için, çoğu zaman hayır duası almak için icra edeceğim mesleği mi.

Özetle yardımcı olmak isteyen arkadaslar varsa çok ikrama geçecek benim için.Özel mesajla da yazabilirsiniz.Şimdiden zahmet edip okuduğunuz için teşekkür ederim hepinize, iyi geceler.
0
bedrozan
(23.11.17)
Hayirli olsun bedrozan,bu kadar kasmana gerek yok abi,keske normalde kosullarini duzeltebilseydin ama olmayinca olmuyor,senin durumunda olan cokca polis memuru var.
Karsina gelecek adamlarin cogu kriminal adamlar,iyi olacagim derkende basina is acma.
0
duptıs
(23.11.17)
Öncelikle bu pasif tavrı geçen sefer de göstermiştin. İnsanlar beğense de beğenmese de polisler bu ülkenin çalışanları. Kötü doktor, kötü mühendis, kötü öğretmen olabileceği gibi kötü polis de olabilir. Mesleğe başlarken bu ezilmiş tavrı kenara bırak. Sen belki iyi bir polis olabilirsin. Bu ilk tavsiyem.

Benim eniştem polis. İlk görevi Sakarya'daydı. Batı illerini tercih et. Küçük illerde sıkılırsın. Amasya güzeldir. Orayı tavsiye ederim. Tokat zaten Amasya ile yan yana. Bu iller Karadeniz Bölgesi'ne yakın olduğu için daha güzeldir. İç Anadolu illeri çok iyi değil. Amasya güzel bir seçenek ama dediğim gibi batı illeri de olabilir. Listede Düzce var mı bilmem ama orası da olur. Hem Sakarya, Kocaeli gibi yerlere yakın hem de iş yükü çok yok.
0
dissendium
(23.11.17)
samsun'da bir arkadaşım var polis olarak. keyfi yerinde. düşünülebilir.
0
rain when i die
(24.11.17)
ilçede daha rahat olabilirsin.
0
kediyiyenpiskopatfareyimben
(24.11.17)
dogu gorevi diye bir sey var diye duymustum. hatta biri erzurum cikti diye seviniyordu. onun haricinde kucuk anadolu sehri tabiki yeni memur icin mantikli bir tercih olur istanbulda vb surunursunuz.
0
kveldulv
(24.11.17)
Büyük şehre yakın olan bir küçük şehir seçebilirsiniz, örneğin Kırıkkale, Kırşehir gibi.
0
mezarkabul
(24.11.17)
kadın pazarlayan, uyuşturucu satan adamlar senin kadar eğilip bükülmüyor. biraz dik dur. ekşideki iki tane entelin söylediği "simit sat, onurlu yaşa" gibi saçmalıkları fazla dikkate almışsın.

soruna gelecek olursak;
ben olsam burdur'u seçerdim. antalya'ya ve izmir'e baya yakın. pek olay çıkacağını da sanmıyorum. güzelce yaşayıp gidersin.

not : burdur'da hiç yaşamadım. askerdeki komutanlarımın ikisi de o şehri tercih ettiği için önerdim.
0
tosunpasa
(24.11.17)
zorunlu şark hizmetinizi illaki doğuda yapmak zorunda değilseniz ege ve akdeniz düşünebilirsiniz. neden illa anadolu anlamadım. trakya, ege ve akdeniz sakin görece daha medeni insanların olduğu yerdir. edirne mesela. bugün istanbulda 7 liraya tost aldım büfeden, edirnede cadde üstü nezih bir kafede aynı tost 3 lira.

ayrıca neden önyargıyla yaklaşalım? neden nefret kusalım anlatsana biraz. anlamadım...
0
karlmarx
(24.11.17)
Tokat iyidir. Polisi sever sayarlar. Ayrıca istanbul’da 200 liraya yapacağın pazar alışverişini orada 50 liraya yaparsın. Muhafazakar bir yaşam tarzının olması lazım aksi durumda orası sana dar gelir onu da söyleyim.
0
goodman
(24.11.17)
Babus hayirli ugurlu olsun. Vallahi kadin satan satanin yuzu senin kadar kizarmiyor. Onursuz bir is yapmiyorsun. Cok fazla dallama polis var dogrudur da bu senin sucun degil. Neyse velhasil kelam arkadaslarim sivas kayseri ve bursa da. Hicbir dertleri yok gorunurde. Ama ben polis olsam buyuk sehirlere yakin kucuk sehirlerde yasamak isterdim. Ya da ne bileyim sanki trakya cok iyi olur.
0
allah yazdiysa bozsun
(24.11.17)
Eski bir polis olarak şöyle izah edeyim.

Ankara yazma, Ankara'da polis olma.

İstanbul Ankara'dan iyidir.

Onun dışında tüm iller ufak olanlar daha iyi olacak şekilde iyidir. Yalnız ufak illerin çaylak polisleri genelde dış göreve giderler. Sinop'ta bir devrem ilk senesinin toplamda 4 ayını hakkari ve Diyarbakır dış görevlerinde geçirdi.

Çevik kuvvet olmak istemeyeceksin muhtemelen. Olma zaten ama karakolcu veya asayişe verileceksen çevik ol daha iyi. Dayak, ihraç, hapis, mahkeme sorunları yaşayabilirsin karakolda ve asayişte. Nasıl olur deme. Olur. Ben içinde bulunmadığım konudan mahkemeye verildim kaç kere izin günlerim mahkemede geçti. Neden? Alır getirirken şüpheliyi, tutanakta adım geçiyor diye. Adamı görmemişim bile, öyle yazmışlar.

Dediğim gibi Ankara yazarsan mesleğe çok söversin. İstanbul yazarsan işi öğrenirsin, zorlanırsın ama dış göreve çok çıkmazsın. Çevikten yırtma durumun da var İstanbul'da. Ankara'da yok.

İzmir, Adana, Bursa vs iyidir yine. Ama en rahatı Zonguldak gibi, Bartın gibi, Bayburt gibi alakasız şehirlerdir. Bunların tek dezavantajı dış görevi bitmez. Seçim senin.

Silahını kullanma, silahınla oynama, kendini rütbeliye ezdirme. Yasaları iyi öğren, sokak dilini iyi öğren, çakal olman lazım baya bi. Olacan zaten. Hadi kolay gelsin.

Bir de ilk fırsatta istifa et.
0
bos gezenin bos ustasi
(24.11.17)
Özelden istediğini sorabilirsin ayrıca.
0
bos gezenin bos ustasi
(24.11.17)
Aksaray olabilir. Ankara, Kayseri ve Konya ya çok yakın. Kapadokya bölgesinde zaten. Bunaldıkça gezmeye kaçarsın. Çok sosyal bir tipsen boğulursun biraz, bilgin olsun. Muhafazakar bir yerdir.
0
Phoebe
(24.11.17)
Rahatlık arıyorsun da zamanla bunun toplamı rahatsızlık getirebilir. Bu arada polis kelimesinden rahatsız olanların eninde sonunda gideceği, işlerinin düşeceği yer emniyet/karakolun kapısıdır. İşi düşüp oraya vardığında sevmediği ülkenin vatandaşı olduğu aklına gelecek ve hakkını arayacaktır :) adalet isteyecektir. şikayetçi olacaktır. Ne acı, ne ironik.. Aklen özgür, ama eli mahkum işte.
Ne çekiniyorsun ki böyle ortamlardan?
Antakya ya da düşünebilirsin bu arada.
0
1adam
(24.11.17)
(2)

Cesitli ofis malzemeleri

allah yazdiysa bozsun
Selamlar. Ofis icin kanepe, saldalye, masa filan alinacak da nereden etsek? Koctas ikea filan derken babam kagithane de mobilyacilar var oradan alin koctas ta ne isiniz var diyor. Sizin tavsiyeniz nedir acaba?
Selamlar. Ofis icin kanepe, saldalye, masa filan alinacak da nereden etsek? Koctas ikea filan derken babam kagithane de mobilyacilar var oradan alin koctas ta ne isiniz var diyor. Sizin tavsiyeniz nedir acaba?
0
allah yazdiysa bozsun
(23.11.17)
Hocam Koçtaş'tan kazık yersiniz. Şirket sahibi sizseniz ofis mobilyaları satan herhangi bir şirketten teklif isteyin. Hatta birkaç yerden isteyin ve karşılaştırma yapın. Ona göre satın alma yapın. Normal müşteri olarak giderseniz indirim alamazsınız.
0
dissendium
(23.11.17)
biz ikinci el banka çıkması mobilyalardan aldık. 1/3 fiyatına geldi. gayet de temizler.
0
orpheus
(24.11.17)
(11)

Kış geldi

AlsterWasser
ve siz kilo aldınız mı son günlerde?Ben bu sıralar doymuyorum da ne güzel sağlıklı güzel güzel yaşarken nerden çıktı bu durum anlamadım. Hadi yalnız olmadığımı göreyim de rahatlayayım.
ve siz kilo aldınız mı son günlerde?

Ben bu sıralar doymuyorum da ne güzel sağlıklı güzel güzel yaşarken nerden çıktı bu durum anlamadım.

Hadi yalnız olmadığımı göreyim de rahatlayayım.
0
AlsterWasser
(23.11.17)
ben varım. iki ayda 5 kilo aldım :)
0
denef
(23.11.17)
Tam tersi oldu. Daha fitim.
0
dissendium
(23.11.17)
Tartılmadım ama ben de 2 kilo falan kesin aldığımı düşünüyorum.
Ne güzel fittim +1
0
duyond
(23.11.17)
Almadım.
0
Adramelekhh
(23.11.17)
20 kilo verdikten sonra 2 ayda 3 kilo aldım.

Ne güzel fittim +1

Gerçi buna da bin şükür :))
0
Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
(23.11.17)
mevsim ve kilonun ne alakası var? eskisinden fazla yersen veya daha az hareket edersen kilo alırsın. kilo almadım.
0
diffarentiationation
(23.11.17)
biraz aldım maalesef. ilk etapta 2-3 kilo vermem gerek. sonra da 4-5 kilo. kışın ben de kilo alıyorum çünkü koşu veya bisiklete ağırlık veremiyorum hava şartlarından dolayı. yani tembellik olmasa yağmurda çamurda da yapılır bunlar ama işte.
0
burya
(23.11.17)
Hayvan gibi yiyorum 1 kilo falan aldım.
0
doxanikee
(23.11.17)
bende tam tersi durum söz konusu, bu sanırım biraz "mutlu olmak için yiyen" tipte bir insan olmamdan kaynaklı. normalde bir oturuşta öküz yerim, "akşam 7'den sonra yememek lazım" diyenleri tatlı niyetine götürürüm. gelgelelim kaban ve bot giymeye başladığımdan beri iştahım kesildi. sabah zoraki, sırf kafam çalışsın, midem boş kalmasın ağzım fakir fakir kokmasın diye iki lokma kahvaltı ediyorum saat 7 gibi. ondan sonra okuldan çıkınca saat 16 civarı ya bi tane dürüm gömerim ya da yarım ekmek arası bi şey patlatırım. o kadar. aramıyorum da açıkçası, aklıma gelmiyo yemek yemek. günde 6 ton meşrubat tüketmesem son bir ayda temiz 6-7 kilo verirdim.

kışın daha fazla yemek ve hatta kilo almak çok normal ama. iş kontrolden çıkmadığı sürece sorun yok. tıpkı güneşin doğup batması, mevsimlerin birbirini takip etmesi gibi normal bir süreç. çok şeyapma.
0
der meister
(24.11.17)
4-5 kilo aldım birkaç ayda. :(
0
ms brownstone
(24.11.17)
ben verdim yehhuuuuu!

beden ölçülerim küçüldü aslında kilonun bilmiyorum.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(24.11.17)
(7)

dizi mi film mi?

sta
dizici misiniz filmci mi?ben kesinlikle diziciyim. 1 sezonu oturup sıkılmadan izlerim ama 1 filmi izlerken içim bayıyor, hep durdurmak istiyorum çok sıkılıyorum. sizde durumlar ne?
dizici misiniz filmci mi?
ben kesinlikle diziciyim. 1 sezonu oturup sıkılmadan izlerim ama 1 filmi izlerken içim bayıyor, hep durdurmak istiyorum çok sıkılıyorum.
sizde durumlar ne?
0
sta
(22.11.17)
Diziciyim, filmi daha cok sinemada seviyorum ben.
0
mor oje
(22.11.17)
40 yıllık filmciyim. Hayatımda bitirdiğim tek dizi Breaking Bad. House'un bile sadece 7. sezonunu bitirdim. Film izlemek temiz iş. Film bitince istersen Ekşi'de yorumları oku. İstersen oyuncuları araştır. Dizi öyle değil ki. Sürekli olay dönüyor. Dizici olmak için mahalle teyzesi kafasında olmak lazım bana göre.
0
dissendium
(22.11.17)
Film..

İyi drama dizileri zaten 1 saate yakın oluyor bir bölümü. 4-5 sezon birer saatten. Ohoo..Konuyu bir yere bağlayana kadar...Gözümde büyüyor.

Madem yaklaşık 1 saat başında olacağım o zaman üzerine yarım saatte ben koyarım film izlerim. En azından bir film bitirmiş olurum diye düşünüyorum.
0
AlsterWasser
(22.11.17)
Iyi dizi cok az. Hem iyi hem de ilgimi ceken film daha fazla.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(22.11.17)
Ben ikisinden de sıkılıyorum ya. Ama sevdiğim karakterler olunca ya da alışınca dizi izleyesim geliyor bazen. Dizi diyorum bu yüzden.
0
ms brownstone
(22.11.17)
Dizi, senin gibiyim ben de genelde :/
0
mutlusismankedi2015
(22.11.17)
Daha cok diziciyim ama kafama gore dizi bulmakta zorlaniyorum. Surukleyici dizi tavsiyeniz varsa alirim. Iyi film bulmakta da zorlaniyorum. Bazen 2 saatim film aramakla geciyor en sonunda eeh yeter diyip uyuyorum.
0
lionel andres
(22.11.17)
(16)

1.86 boy erkek 1.56 boy kız ilişkisi?

harry tuttle
Ben böyle çiftleri nasıl gördüğünüzü merak ediyorum. Sizce anormallik var mı? Ekstrem durumlar elbette var dünyada; ya da aşk olduktan sonra gerisi önemli değil elbette; bunları sormuyorum zaten. Siz böyle bir çifti görseniz boyu boyuna hiç olmamış; çok uzun/kısa kalmış der miydiniz? Aklınızdan nele
Ben böyle çiftleri nasıl gördüğünüzü merak ediyorum. Sizce anormallik var mı? Ekstrem durumlar elbette var dünyada; ya da aşk olduktan sonra gerisi önemli değil elbette; bunları sormuyorum zaten.

Siz böyle bir çifti görseniz boyu boyuna hiç olmamış; çok uzun/kısa kalmış der miydiniz? Aklınızdan neler geçiyor böyle durumda?
0
harry tuttle
(22.11.17)
Boyu boyuna olan, giyiminden duruşuna kadar uyumlu olan çiftleri görünce ne kadar çok yakışıyor derim ama tersi durumda bir şey düşünmem.
Aklımdan da bir şey geçmiyor açıkçası normal çift işte.
0
mutekebbir
(22.11.17)
Anormal gelmiyor. Sevimli bile gelebiliyor. Gerçi bunun sebebi benim de uzun boylu erkekleri beğenmem olabilir.
0
irene
(22.11.17)
üzerine bi' de çocuk yakışıklıysa kızı tebrik ve takdir ediyorum, sonuçta bizim civarımızdan 1 kişiyi daha elemiş oluyor.

Onun dışında da gönül işleri karmaşık diyen ergenlerden değilim, avamın gönül işlerine basit mühendislik mantığıyla yaklaşırım bu yüzden ''ne kadar da tatlılar'' filan da demem rahatsız edici herhangi bir olumsuzlukta refleks de vermem, en fazla yanımda çoook samimi bi' arkadaşım varsa komiklik olsun diye ''saat 4 yönünde ediyle büdü geliyor, bi' imza istesene'' diye takılırım.
0
mete kudur
(22.11.17)
O durum sık yaşanabiliyor. Türk kızının genel ortalaması 1.52 falan sonuçta. Anormal ama yapacak bişey Yok.
0
Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
(22.11.17)
banane amk diyorum
0
yuvarlanantencereninkapagi
(22.11.17)
Ruh halime göre belki "ehi" falan diye hafifçe gülerim ama bir şey hissetmem veya üstüne düşünmem.
0
sopiro
(22.11.17)
Koca adamın yüreği narinmiş diyorum. Bence güzel bir tablo.
0
dissendium
(22.11.17)
Ya geçen bi çift gördüm arkadan. Kız baya ufak tefek, eleman bir ara kafayı eğip kızı öptü "oha adam çocuğu öpüyor lan" dedim bir an içimden. Meğerse çiftlermiş sksksj
0
synesthesia
(22.11.17)
Oley diyorum, çünkü ay lav uzun boylu erkekler. Onların da kısa kadınları seviyor olması mucizevi.
0
devilred
(22.11.17)
Zamanında benim de böyle bir ilişkim olduğu için normal geliyor bana.
0
ms brownstone
(22.11.17)
Cok umursamiyorum ama tam tersi durum cok tatli hayalimdeki iliski.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(22.11.17)
Ben itiraf ediyorum sevisme olaylarini düsünuyorum. Sinsi miyim neyim.
0
velvetmorning
(22.11.17)
Velvetmorning:) öylesin

Bence çok büyük fark değil 30 cm.
Dikkatimi çeker sadece
Kadın uzun olmadıktan sonra sıkıntı değil
0
sagin
(22.11.17)
Ne kadar da guzel bir cift, diyorum. Ah keske herkes oyle olsa, diyorum :)

Benim boyum bir bucuk metre. Bana herkes uzun, herkes kocaman. Gonlum kimi sectiyse uzun kisa -kisa dediysem de ne kadar kisa olabilir ki bana gore- fark etmeden birlikte oluyorum. Boy degil, huy :D
0
lamira
(22.11.17)
kadın tarafının boy kompleksi olduğunu ve uyumsuz bir çift olduklarını düşünüyorum. itici geliyor.
0
pinkpeony
(22.11.17)
Gariplik yok, daha güzel hatta bence. İyi ki uzun boylu erkekler kısa boylu kız seviyor.
0
elikası
(23.11.17)
(5)

Çizim Konusunda Eğitim Tavsiyeleri

calmdown
Arkadaşlar merhaba, amacım sorudan çok bir nevi danışmanlık almak gibi birşey olacak :) o yüzden çizimle veya tasarımla uğraşan (profesyonel olarak) arkadaşlar varsa onların cevaplarını beklerim. 10 yaşında bir kardeşim var, aramızda bayağı bir yaş farkı var. aynı zamanda babası gibiyim. yönlendirme
Arkadaşlar merhaba, amacım sorudan çok bir nevi danışmanlık almak gibi birşey olacak :) o yüzden çizimle veya tasarımla uğraşan (profesyonel olarak) arkadaşlar varsa onların cevaplarını beklerim.

10 yaşında bir kardeşim var, aramızda bayağı bir yaş farkı var. aynı zamanda babası gibiyim. yönlendirme imkanım var.

çocuğun kodlama veya formel bilimlerle uğraşacak bir görünümü yok açıkçası. daha çok sanatsal faaliyetlere ilgisi var hayal dünyası geniş.

rekabetin malum olduğu günümüz çağında ileride rahat etsin diye ona ev, arsa falan bırakmayı amaçlamıyoruz öyle bir durum da yok zaten. elimizden geldiğince doğru olarak yönlendirelim, kendi isteklerini de dikkate alarak tabii.

dolayısıyla ben kızımızın endüstriyel alanda da, sanatsal alanda da ortaya bir şeyler koyabilecek yetenekte ve vizyonda bir tasarım yeteneğine sahip olmasını istiyorum. diğer bir deyişle ona böyle bir yetenek kazandırmak istiyorum. olay hobinin ötesinde olacak.

nasıl ve nereden başlatayım sizlerin tavsiyelerini bekliyorum. oyun geliştiren bir firmada sanatçı da olabilir, sadece sanatçı da olabilir veya endüstriyel bir tasarımcı da olabilir.

teşekkürler.
0
calmdown
(22.11.17)
Tasarımlar günümüzde profesyonel anlamda bilgisayar destekli olarak yapılıyor. Her şeyden önce teknik resim eğitimi olmalı ama daha sonrasında en az bir tane tasarım programı öğrenmeli. AutoCAD, SolidWorks, CATIA, Creo gibi programlar mühendislik tasarımının yapıldığı programlar. 3ds Max ise daha az teknik bir program ancak görsel olarak daha iyi bir program. Elle çizimi çok iyi olsa da artık bunlar bilgisayar ortamına aktarılıyor. Yaşı çok küçükmüş. Burada teknik ve sanatsal ayrımı çok önemli. Çünkü teknik yolunu seçerse mühendis olana kadar yolu var. Sanat yolunu seçerse ressam bile olabilir. Bu kısma çocuğun kendisi karar vermeli. Teknik kısım şu an için ağır olur gibi.
0
dissendium
(22.11.17)
resim kurslarına gönderebilirsiniz, internetten videolar izleyebilirsiniz, kitaplar alabilirsiniz.

Skillshare diye bir platform var, ingilizce dersler ama..
www.skillshare.com
isterseniz referans linkimi verebilirim mesajla, 1-2 ay ücretsiz veriyor galiba.

okulda temel tasarım kitabı aldırmışlardı, şu an bakınca bulamadım hangisiydi ama o isimlerde kitaplar alabilirsiniz, genel olarak aynı şeylerden bahsederler zaten.
perspektif, gölge vs. öğreneceği kitaplar videolar aynı şekilde.

Eskiz kağıtları, kurşun kalem ve artline kalemler de bu işlerin ekipmanları.
özetle; imkan varsa resim kurslarına gönderebilirsiniz yoksa bu şekilde diğer imkanlar. istanbuldaysınız ismek'in olabilir kursları kaç yaşından itibaren alıyorlar onu bilmiyorum ama.
0
senolll
(22.11.17)
mevcut durumuna müdahil etmeyin de, çocuğu daha bu yaştan bilgisayar-teknoloji temelli ve/veya görsel şeylere itelemeyin sanatsal becerisi gelişsin diye. kaş yapayım derken göz çıkarıp imgelemini zayıflatmış olursunuz. teknik sonra gelir.

bir de bu işler işin ehliyle olur. bilhassa sanatsal faaliyetler ya da tasarım içeren şeyler bana kalırsa usta-çırak ilişkisi gerektiriyo diye düşünüyorum ben. en basitinden başlayıp resim dersi aldırabilirsiniz ama "kimden" olacağını da iyi seçmek lazım. o ona basit antrenmanlar vericektir, bir şeyi çizmek resmetmek evvela göz/bakış işi ve onu kanlı canlı birinden öğrenmesi lazım.

bir de çocuğu gaza getirip hayatını hayal kırıklığına da dönüştürmeyin. aşina olduğum kadarıyla diyebilirim ki tasarım dediğiniz sektörün çoğunluğu amelelik. habire aynı ve benzer şeyleri evirip çevirip çiziyosunuz.
0
dafaisss
(22.11.17)
Yani şöyle ki insanın bir spesifik bir alana yeteneği olabiliyor ama diğer şeyleri yapamaz diye bir şey yok. Çalıştıkca ve gördükce oluyor. Yurtdışında özellikle çocuklara kodlama eğitiminin verilmesinin önemi vurgulanıyor sürekli. İstanbuldaysanız ismek kurslarının çocuklar için kodlama eğitimi var. Başka kurumlar da vardır muhtemelen. Bir süre gider sevmezse yapamazsa devam etmez. Resim ve tiyatro kursları da olabilir.

Ek olarak bir spor dalına yollayın mutlaka. Sporun her şeye etkisi büyük.
0
jazzabel
(22.11.17)
Bilgisayar tasarım için sadece bir araçtır. Şu an erken. Kodlama farklı bir durum ama photoshop vs öğretmeyin şimdiden. Küçük motor kaslarının gelişmesi için manuel çizim yapmalı. Ek olarak bilsem sınavlarına girebilir. Bu ayın 29 una kadar başvuru var yanlış hatırlamıyorsam. Sınıf öğretmenine danışın.
0
insomnia
(23.11.17)
(6)

domain kelimesine türkçe karşılık önerisi (fransızca/ingilizce)

dafaisss
context ile ilgili olduğu için tıkandım. galiba kelime aslen ingilizce ama fransızca bir metinde bu şekilde geçiyo.alan diyebildim en yakın ama metinde kastedilen bir disiplin ya da ekolün ya da bilimin (sosyal bilimler yahut sosyoloji,sinema gibi spesifik bir alan) etki alanında kalan soyut alanlar
context ile ilgili olduğu için tıkandım. galiba kelime aslen ingilizce ama fransızca bir metinde bu şekilde geçiyo.

alan diyebildim en yakın ama metinde kastedilen bir disiplin ya da ekolün ya da bilimin (sosyal bilimler yahut sosyoloji,sinema gibi spesifik bir alan) etki alanında kalan soyut alanlar.

mesela sosyoloji biliminden elde edilen verilerinin etki alanında araba ya da sigara satışlarının olması gibi. ya da psikoloji biliminin etki alanında müfredat oluşturulurken dikkat edilen hususların (yaş, cinsiyet, gelişimsel dönem) etkili olması gibi.

"o disiplinin bağlantılı olduğu/kapsadığı soyut alan" gibi bir çeviri kullandım ama tek kelimelik ya da tamlamalık bir karşılığı olmalı sanki.

muhteva diyesim var ama o da "etki alanı" kısmını kapsamıyor.
kapsam kelimesi de eksik geldi.

geçtiği yer şurası 1.50 - 2.10 arasındaki cümle:
youtu.be

ne dersiniz? ne kullanabilirim?
0
dafaisss
(22.11.17)
Düzlem olabilir mi?
0
dissendium
(22.11.17)
"etki alanı" demişsiniz, o olmuyor mu?
0
gkhncnzdgn
(22.11.17)
fransızca bilmediğim için videoda verildiği şekliyle bağlamı değerlendiremedim.
.
ama burada anlattığın kadarı bence "ilgi/uğraş alanı", saha. tek bir sözcük arıyorsun değil mi?

edit: önceden, ilk cümlemde neden video'da yazdığımı bilmiyorum. bu konuda nöroloji domaininde bilgisi olan varsa yeşillendirirse sevinirim, insan neden kıçından imla uydurur :D

edit2: ben sahayı uygun gördüm zira alan yerine saha kullandığımız yerler dikkat edersen tamlamalar. çünkü anladığım kadarıyla bunlar tam oalrak eş anlamlı değil. saha, alandan farklı olarak kısıtlı. kategorik olarak veya büyüklük olarak.

daha doğrusu biz sanki öyle kullanagelerek nüans yaratmışız.
0
godoşu beklerken
(22.11.17)
@dissendium: kısmen karşılıyo ama daha üç boyutlu bişey çağrıştırıyo, hani mıknatısın etki alanı gibi bişey.

@gkhn: işte o da, daha kulağa hoş gelen tatlı bi kelime arıyorum.

@godoşu beklerken: ya saha evet, ama saha diyince benim kafam nedense hep futbol sahası benzeri bişeye gidiyo^^ çağrışımından ötürü o kelimeyi sevmiyorum. yoksa cuk oturuyo da hani bu domain anlayabildiğim kadarıyla "study area" gibi bişey çünkü.

etki sahası dedim, tam içime sinmeyerek de olsa.
0
🌸dafaisss
(22.11.17)
insanın aklına bunlar geliyor doğru. yine kullanımın içerik işgali. "iş sahası" falan denince abes kaçmıyor ama biyoloji sahası denince bir garip oluyor.

bence tamlama kullanacaksan etki sahasına göre etki alanı çok daha iyi. ama biyoloji etki alanı da olmaz. sosyoloji derken az sorun oluyor ama başka bir şeye uygulayınca sadece kulağa sorunlu gelmiyor, sanki anlamı da farklılaşıyor.

bence buradaki sorun aslında alan değil, etki kelimesi. etki alanı, bir etken ve bir edilgen ima eder. daha çok başlatıcı bir şey içerir ve onun hakim olup değiştirdiği, yönlendirdiği bir alan. politikada kullanılır mesela.

bir disiplinse söz konusu olan, kapsam eksik olsa da daha doğru.

aslında madde kelimesi bildiğim kadarıyla bunu karşılıyordu eskiden. bugün uyar mı bilmiyorum. konusu, malzemesi anlamındaki bir kullanım söz konusuydu yani.

*psikoloji biliminin kapsamında müfredat oluşturulurken dikkat edilen falan filan husuların etkili olması.

*psikoloji biliminin uğraş alanında müfredat bıdı bıdı... olması"

"psikoloji bilimi sahasında .... olması"

"müfredat oluşturulurken dikkat edilen hede ve hödö hususlar psikoloji biliminin maddesi kapsamındadır."

anladım problemi, biliyorum delirtici bu olay ama bu aynı zamanda sanıyorum toplumsal gelişmedeki azlığın dili kısır bırakmasıyla da alakalı. bu tür kavramsal şeyleri haritalandırıp hiyerarşik bağlantılar çekerek yeni terimler oluşturma gibi bir yaklaşımımız ya yok ya da benim bundan haberim yok.

not: en güzel karşılığı yine kendin bulmuşsun bence. kapsam. ama sen etki etmekten de bahis olsun istiyorsun. fakat bu etki etmek değil aslında. "malzeme" olarak kullanmak. ikisini birden istiyorsan aslında küme ve altkümesinden aynı anda bahsetmeyi hedefliyorsun. ben o nedenle son örnekteki gibi "maddesi kapsamında" gibi bir şey öneriyorum. bizde bakış aynı olmadığı için bunlar ekfiil vs cümle görevileri almış oluyor, yani tek başına isim olarak kullanamıyoruz da tanımlayıcılarla kullanıyoruz sanki.

aslında sana tavsiyem bunu eriksatie'ye sorman. kendisinin bir cevabından bir çıkarım yapıp ufak bir stalklama yaptım ve karşıma edebiyat doktoralı biri çıktı nıhahah. burada aktif olsa canımızı bu kadar sıkan şeylerin belki basit karşılıkları olduğunu sayesinde görürdük. aslında kendi dilimize hakim olmamak da bir sorun. yabancı dil edebiyatçısı işte farklı olarak bunu yapabiliyor. soru sorabileceğim bir insan olacağı sonucunu çıkardım küçük dedektifliğimden, öneririm.
0
godoşu beklerken
(22.11.17)
"kapsam(ında)"

"içerik/içeriğinde"
0
sen git ben geliyorum
(23.11.17)
(8)

dövme öneri ve yorumlarınızı alayım

part time pollyanna
içerisinde üçgen geçen minimal, ince çizgilerden oluşan soyut bir figür arıyorumkolumda dirseğimle bileğim arasına (serum takılan yerin biraz yukarısına ) yaptırmak istiyorum.Bununla ilgili olarak takip ettiğim baya bir sanatçı var, sürekli olarak kaydediyorum en son elene elene bunlar kaldı5 dövmey
içerisinde üçgen geçen minimal, ince çizgilerden oluşan soyut bir figür arıyorum
kolumda dirseğimle bileğim arasına (serum takılan yerin biraz yukarısına ) yaptırmak istiyorum.

Bununla ilgili olarak takip ettiğim baya bir sanatçı var,
sürekli olarak kaydediyorum en son elene elene bunlar kaldı

5 dövmeyi yorumlarsanız sevinirim,

alternatifleriniz varsa yollarsanız daha çok sevinirim :)

şimdiden teşekkürler
0
part time pollyanna
(22.11.17)
gelecek 10 yıl içinde her 4 kişiden birinde ücgenli, dikdörtgenli dövme olacak.
0
karlmarx
(22.11.17)
Minimal dövmeleri daha çok beğeniyorum ben. Beyaz tenli kadınlarda güzel duruyor. Deathly hallows olacaksa renkler olmasın. Sadece siyah olsun.
0
dissendium
(22.11.17)
4 güzel
0
bruceandwayne
(22.11.17)
@karlmarx o benim de canımı sıkıyor :/ ama kendimce üçgenin bir anlamı var ve o anlamı koruyan üçgen dışında başka minimal bir çizgi bulamadım

@dissendium renkli olayına ben de girmek istemiyorum, deathly hollow olursa daha ince çizgili ve siyah beyaz olarak isterdim ben de...

@bruceandwayne sanırım 4'e kayıyorum ama onda da istediğim anlamı bulamıyorum sadece şekil maneviyatı kuramadım tam (ama baya güzel bir şekil :) ) keşke onun gibi oldukça sade basit bir şeyler bulabilsem
0
🌸part time pollyanna
(22.11.17)
Bunlarin icinde birini yaptirsaydim 1 numarayi yaptirirdim
0
baldur2
(22.11.17)
dövmeleri olan bir insan olarak, hatta üçgenli müçgenli deathly hallows dövmesi de olan biri olarak söyleyebilirim ki başkasında görüp de beğendiğiniz bir şeyi yaptırmayın. Fikri alın tabii, kendiniz uyarlayın iyice içinize sinsin. Benim dövmelerin birinde babamın ölüm tarihi yazıyor, "bundan ben de yaptırayım ya" diyen insan da gördü bu gözler. Büyük cahillik, büyük pişmanlık olur aksi halde.


edit: ayrıca barış yeşilbaş new york'a taşındı diye hatırlıyorum. Ve Koray Karagözler'i de atlamayın sanatçı düşünürken.
0
sopiro
(22.11.17)
dövme kişiye özeldir, başkasındaki dövmeler olmaz.
Güvendiğiniz bir dövmeciye gidin ve ondan çizim isteyin. kendi çiziminize güveniyorsanız kendiniz çizin.

Ayrıca dövmecinizden de başkasına yapmaması konusunda ricada bulunun.

Gönderdikleriniz arasında da en güzeli 4 numara. diğerlerini hiç beğenmedim.
0
teritori
(22.11.17)
üçgen dövme hadi bir nebze de bu modellerin hiçbiri beni açmadı. iki gün görsem üçüncü gün sıkılacağım dövmeler. özellikle 2 net çirkin.

4 güzel ama o da fazla minimal, tatmin etmeyebilir. 4'ü ekstra olarak bilek içine falan yaptır.
0
sir gawain
(22.11.17)
(11)

Sizce hayatı dolu yaşamak nedir?

neysene
Yani tam tarifini yapamıyorum kendime.Bazıları için sadece çalışarak işinde üst noktalara gelmek iken, kimine göre dünyyı gezmek, kimine göre de sporu hayatı yapmak, kimilerine göre ise hayatta her zevki tatmak (örneğin nusrette yemek yeyip maimi de sörf yapmak, las vegasta kumar oynayıp, pariste se
Yani tam tarifini yapamıyorum kendime.
Bazıları için sadece çalışarak işinde üst noktalara gelmek iken, kimine göre dünyyı gezmek, kimine göre de sporu hayatı yapmak, kimilerine göre ise hayatta her zevki tatmak (örneğin nusrette yemek yeyip maimi de sörf yapmak, las vegasta kumar oynayıp, pariste sevgiliyle gezmek gibi kombolar)

Sizin şunları yaparsam hayatım dolu geçmiş sayarım dediğiniz şeyler nelerdir?

Edit: farkettim ki sadece natural zevkleri örneklemişim. Diğer örneklerde şunlar olabilir: doktor olup insanların haytını kurtarmak, 30 una gelmeden 1000 tane kitap bitirmek, akademik anlamda büyük başarılara imza atmak, bir evlat veya evcil bir hayvanı ölene kadar büyütmek, yetiştirmek vs.
0
neysene
(22.11.17)
Açık olayım. Sınırsız seks. Hayatımda eğitim de var, spor da var, müzik de var ancak hiçbiri seks kadar etkili şeyler değil.
0
dissendium
(22.11.17)
Fazla fazla tatil yapmak, evde yatmak yerine insanların arasına karışmak, yeri geldiğinde de yanlız başına bitşeyler içmek seyhat yapmak. Çocukken hayal ettiğim her şeyi yaptım gibi, bir kariyer kaldı. Onu da halledersem tamamdır
0
goodyes
(22.11.17)
Manen rahat olacağınız şeyleri yapmaktır.. Verdiğiniz örnekler hep anlık şeyler. Atıyorum hayır kurumunda bir şeyler yapmak... Benim açımdan dolu dolu yaşamaktır.
0
gotic
(22.11.17)
günümüzde bence hayatı dolu yaşamak ve öyle görünmek gibi iki farklı kavram var artık. sen olayın neresindesin bilemiyorum ama, yapılan, denenen her yeni etkinlik insanın beyninde amigdala denilen bir noktayı tetikliyormuş ve yeni bir deneyim yaşadığında o an sana daha uzun geliyormuş. dolayısı ile yaşadığın o an sana daha uzun geliyormuş.

yeni şeyler denemek derdim ben hayatı dolu dolu yaşamak istesem. eğer öyle yaşamak değil, öyle görünmek istiyorsam da yeni bir instagram ve swarm hesabıyla bu deneyimleri desteklerdim.
0
bruceandwayne
(22.11.17)
Çalışmak zorunda kalmadığım zaman
0
sorunvar
(22.11.17)
bahsettiğin kombolar güzel tabi de hayatı dolu dolu yaşamak bu şekilde kısıtlanamayacak kadar geniş ve ucu açık bir kavram bir noktada. çünkü bana göre hayatı dolu dolu yaşamak orman içinde bir kulübede, hayata karşı hiçbir sorumluluğun olmadan doğayla bütün ve yapayalnız bir şekilde yaşamak olabilirken, başkasına göre bu cehennem olabilir.
0
vedatchilipeppers
(22.11.17)
insanlığa bir şeyler katmak. sanatsal olur bilimsel olur fikirsel olur... öldükten sonra geride en az bir kişi için bile olsa değerli bir şey bırakabilenler benim için hayatı dolu yaşayanlar. uzun vadeli bütün hedef ve hayallerim de bu yönde. eğer bu hayallere ulaşamazsam ölüme yaklaştığımı anladığım anda en büyük pişmanlığım muhtemelen bu olur ve içimi kemirir.

kendim bir şey beceremezsem de bunları yapabilecek bir evlat yetiştirmek de kâfi diye düşünüyorum.
0
estranged
(22.11.17)
Daha yeni, hayatımla ilgili düşündüğüm ve kıyaslarla kendime yaptığım analiz şöyle. Hayatım zorunlu alışkanlıklar ve zorunsuz aliskanliklar arasında gidip gelmek. (İşten çıkıp hep ayni insanlarin yanina ayni şeyleri yapmaya gitmek örneğin) Arada sadece konusuyor ve hayal kuruyorum. Ogrenmiyorum, internet elimden düşmüyor.

Ve sonuç şu: daima öğrenmeye devam etmem lazim. Ben son 5 yılda işim harici hicbisey ogremedim. Yeni bir skill yok bu dönemde bana eklenen. Öğrenme isteği beynin bir ihtiyacı ve bence ben bunu internetle uyuşturuyorum. Peki beyin tamam da, benim egomun da tatmine ihtiyaci var. O tatmin de deneme, biseyleri hayal edip ortaya çıkarma, aksiyon alma.. özetle; üretmek, yaratmak.

Öğrenen ve üreten insan hayatını dolu yaşıyor. Ben öyle yapabilirsem tamamım. Bi de vermek var tabi. Biseylere katkı yapmak. Cocuk yetistirmek ya da.
0
klar
(22.11.17)
kurutulmuş patlıcan dolması yemek.
0
kediyiyenpiskopatfareyimben
(22.11.17)
Sevgili dostum,

Şöyle birşey var:
m.youtube.com

Böyle bi soruyu soran biriysen, bu konuşma hoşuna gidecektir.
0
herşeyi soran adam
(22.11.17)
Hayatın anlamı hayatın anlamını bulmaktır demiş reis. Senin dolu bardağın başkasına bomboş görünebilir. Çok takılma. Tüm inanışlarda ön önemlisi iç huzur.
0
hasmetizm 2046
(22.11.17)
(7)

Hangi ülkede iş bakayım?

shenergy
AB vatandaşıyım. mühendisim.Tecrübe 5 yıl. Sektör enerji.Anadile yakın ingilizce, başlangıçtan az ilerde almanca ve sokak dili şeklinde rusça biliyorum.İş bulup yaşamalık hangi ülkeleri önerirsiniz?
AB vatandaşıyım. mühendisim.
Tecrübe 5 yıl. Sektör enerji.

Anadile yakın ingilizce, başlangıçtan az ilerde almanca ve sokak dili şeklinde rusça biliyorum.

İş bulup yaşamalık hangi ülkeleri önerirsiniz?
0
shenergy
(21.11.17)
Fransa.
0
dissendium
(21.11.17)
tecrübene göre değişmekle beraber ingiltereyi başa yazmalısın. almanya dil olmadan sıkıntı olabilir iş bulmak vb. hollanda diğer bi alternatif. oil&gas şirketlerine kapağı atarsan relocationla falan paranın azına vurabilirsin ileride.
0
kveldulv
(21.11.17)
Hollanda olabilir, mühendislik alanında master için en çok burs veren ülkelerden biri sanırım, Delft'te okumuş bir sürü arkadaşım vardı, bir kısmı masterdan sonra iş bulup orada devam ediyorlar. UK düşünüyorsanız hızlı davranmakta fayda var, malum Brexit muhabbeti var. ne bok yiyeceklerini kendileri de bilmiyor. İçlerinden bi kısmı bizim commonwealth imiz var, hard brexit se hard brexit sktri çekelim abye, sömürge commonwealth adamlarını kullanalım, abyi niye bu kadar şımartıyoruz diyor.
0
freedonia
(21.11.17)
Enerji sektöründe norveç bayağı atılımlar yapmakta. Özellikle temiz enerji kısmında
0
neysene
(21.11.17)
Enerji sektörü ve ab vatandaşlığı.
İngiltere’den sonra Almanya en mantıklıları gibi.
0
bubiruyaolmali
(21.11.17)
Norvec, almanya, hollanda
0
kuehles blondes
(21.11.17)
sektörü bilemem ama norveç derdim kesinlikle.
0
burya
(21.11.17)
(3)

Türkçe Soruları

mete kudur
Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde sözcük kök ve eklerine doğru biçimde ayrılmıştır?Yem-le-n-mekBirik-tir-il-mekEk-len-mekKısa-l-t-ı-l-makGörüş-tür-ül-mek(cevap - d; ben a yaptım)Yapım / Türetim ekleri, yeni sözcükler üretirken sözcük türünü değiştirebilir. Aşağıdakilerin hangisi, eylemden üretilen
Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde sözcük kök ve eklerine doğru biçimde ayrılmıştır?

Yem-le-n-mek
Birik-tir-il-mek
Ek-len-mek
Kısa-l-t-ı-l-mak
Görüş-tür-ül-mek

(cevap - d; ben a yaptım)

Yapım / Türetim ekleri, yeni sözcükler üretirken sözcük türünü değiştirebilir. Aşağıdakilerin hangisi, eylemden üretilen yeni bir ad değildir?
Seçilen Yanıt:
Yanlış koşu
Cevaplar:
sevgi
ölüm
yemek
koşu
Doğru dansçı


Aşağıdaki sözcüklerden hangisi düzlük-yuvarlaklık uyumuna örnek olarak verilemez?
Seçilen Yanıt:
Yanlış yalan
Cevaplar:
yalan
sinek
kurak
Doğru varil
görev
0
mete kudur
(21.11.17)
Kök, anlamını kaybetmeyecek şekilde en yalın hale getirilebilen sözcüktür.

Yem sözcüğünü ye olarak bir adım daha geriye götürebilirsin. Buradaki "ye" fiili kök olur. Yem kök değil.

O yüzden A doğru değil.

-

Sevgi, sev fiilinden gelir.
Ölüm, öl fiilinden gelir.
Yemek, ye fiilinden gelir.
Koşu, koş fiilinden gelir.

Dansçı, dans fiilinden gelmez. Çünkü dans diye bir fiil yok. Dans isimdir. Dolayısıyla bu kelime eylemden türetilmemiş.
0
dissendium
(21.11.17)
1 - bunu bilemedim. kısaltı diye bi kelime yok sanki. tdk'dan da baktım.


2 - kökü eylem olmayan bi tek dansçı kelimesi var zaten
sevmek-sevgi
ölmek-ölüm
yemek(fiil)-yemek(ad)
koşmak-kuşu
dans zaten kendi başına bir ad.



3 - tdk'daki açıklamaya baktım. özellikle alttaki tabloya bakınca çıkıyor cevap.

Bir kelimede düz ünlüden sonra düz (a, e, ı, i), yuvarlak ünlüden sonra yuvarlak dar (u, ü) veya düz geniş (a, e) ünlüler bulunur.

a → a, ı

o → u, a

e → e, i

ö → ü, e

ı → ı, a

u → u, a

i → i, e

ü → ü, e
0
elorelia
(21.11.17)
ilk soru için ekleme yapayım. (naçizane fikrimdir, yanlış olabilir)

kısalt-mak fiili için bağlantı ünlüsü kullanılıyor (ı harfi)

normalde ye-mek fiili için yen-n-mek olarak n harfi ile edilgenlik katılıyor.

kısalt-mak fiiline n veya l harfi ile edilgenlik katılmak istendiğinde araya bir ünlü harf geliyor ve kısalt-ı-l-mak oluyor. o sebeple ı harfi bir ek olarak gözüküyor
0
azeriturku
(21.11.17)
(6)

Facebook instagram gibi yerler size de öyle geliyor mu?

for day to break
Artık orda dünyanın en anlamlı sözü de paylaşılsa, en güzel resimler de konsa kalitesiz ve saçma geliyor?
Artık orda dünyanın en anlamlı sözü de paylaşılsa, en güzel resimler de konsa kalitesiz ve saçma geliyor?
0
for day to break
(20.11.17)
İnstagramda profil fotoğrafım dışında bişey yok. Hesapta kullanıyorum. Diğerlerinin paylaşımlarına bakınca paylaşmaya değer bişey de bulamıyorum. Sonra bi düşününce bu bişeyler paylaşma gerekliliğini sorgulayacak mantıksal istikametten dahi yoksun kaldığımı fark ediyorum. Senin soruda da aynı yoksunluk var. Bişeyin en'ini niye orada paylaşasın ki?
0
IncredibleMau
(20.11.17)
kesinlikle öyle, çok kalitesiz ve basit duruyor artık
her şey adeta birbirinin aynısı...
0
part time pollyanna
(20.11.17)
Sen sorumu anlayamadın sanırım. Ordaki en'e takılma. Orda kim be yaparsa yapsin boş beleş gerzekçe geliyor. Hatta hiç bir şey paylaşmasa bile. Bir hesabının olması o kişiyi gözümde düşürüyor sanki. Önceden mesela bir söz okurdum büyüleyici gelirdi ama o büyü uzun sürmez söz zamanla siradan basit hatta itici hale gelmeye başlardi. Simdi tamami öyle gibi.
0
🌸for day to break
(20.11.17)
Ben hala güzel şeylere denk geliyorum. Facebook'un haber kaynağı takip ettiğin insanların paylaşımlarından oluşuyor. Gördüklerin sıradan gelmeye başladıysa hedef kitleni değiştirebilirsin.
0
dissendium
(20.11.17)
Cok bos platformlar bence. Instagram sadece kaliteli gezi sayfalari ve basarili fotografcilar icin takip edilebilir. Ama sirf hesabi var diye birini gozden dusurmek de abartili bir tepki.
0
rusyalı kozmonot
(21.11.17)
Ben çok faydalı buluyorum bazen :) şöyle ki ilgilendiğim ya da benimle ilgilenen birisi varsa ve bu kişi s.subasi ya da benzeri kendini sergileyen ilgi odağı olmaya çalışan tipleri takip ediyorsa falan direkt onu hayatımdan eliyorum.ya da sürekli yediği icitigini paylaşan kendini saçma sapan sergileyen düşük profilli insanları direkt ezikliyor ve onlardan uzaklaşmaya çalışıyorum.
0
bugunolmadiamayarinkesinolacak
(21.11.17)
(4)

Türkiyede Engineering management diye Fakülte varmi

samiabi19
Almanyada Wirtschaftsingenieurwesen diye bir Fakülte var, ingilizcesi engineering management. Türkiyede varmi bundan makine mühendisligi ve ticaret ekonomi karisimi.
Almanyada Wirtschaftsingenieurwesen diye bir Fakülte var, ingilizcesi engineering management. Türkiyede varmi bundan makine mühendisligi ve ticaret ekonomi karisimi.
0
samiabi19
(20.11.17)
Mühendislik yönetimi tezsiz yüksek lisans programı var.
0
dissendium
(20.11.17)
Endustri muhendisligi turkcesi. Ama almanyada %90 makina muh derslerinden olusurken trde bu oran daha dusuk tabi, almanyadaki bwl e daha denk neredeyse bazi okullarda.
0
kuehles blondes
(20.11.17)
evet, bildiğim itü'de var
0
ilkot
(20.11.17)
tam olarak var.

mem.ie.metu.edu.tr
0
babilbaligi
(20.11.17)
(6)

Üniversite eğitim artık yenilenmeli midir ?

sorunvar
http://www.egitimajansi.com/haber/abbas-gucluden-carpici-aciklamalar-haberi-61383h.htmlBurada şöyle bir ifade var "Artık yükseköğrenime olan talep bütün dünyada azalmaya başladı ve süre çok uzun. Mesela Avrupa 3 yıla indirdi süreyi biz hala 4 yılda direniyoruz. Şu anda 2 yıl tartışılıyor, deniliyo
www.egitimajansi.com

Burada şöyle bir ifade var
"Artık yükseköğrenime olan talep bütün dünyada azalmaya başladı ve süre çok uzun. Mesela Avrupa 3 yıla indirdi süreyi biz hala 4 yılda direniyoruz. Şu anda 2 yıl tartışılıyor, deniliyor ki; bu bilgi çağında 4 yıl, 3 yıl çok fazla, öğrenci öğreneceğini zaten bir yerlerden öğreniyor, üniversite farklı boyutlar, tartışma ortamı yatarır deniyor. Yani bilgiyi öğrensin gelsin, burada da kendini geliştirsin gözüyle bakılıyor. Yükseköğretim sadece Türkiye'nin sorunu değil, eğitimdeki sorunlar sadece bizde değil dünyada var ama onlar uzun uzadıya 3 yıl, 5 yıl, 10 yıllık periyodlar içerisinde projeler yapıp ona göre pilot uygulamalar yapıyorlar ondan sonra hayata geçiriyorlar, biz bir gecede değiştiriveriyoruz. "

Yani artık üniversite okumak meslek kazandırmıyor aksine inovatif fikirler daha değerli ve insanları girişimciliğe itiyor..
Katılıyor musunuz buna ?
0
sorunvar
(20.11.17)
bölümüne göre, evet katılıyorum. ama biz liseyi de gereksiz yere 4 yıla çıkarıyoruz. çünkü ne kadar genci eğitim sürecinde tutarsan umutları o kadar sömürmüş, işsizliği düşük tutmuş oluyorsun.
0
runagain
(20.11.17)
Katılmıyorum. Birçok temelsiz argüman var. Öğrenci öğrenebileceğini aslında hiçbir zaman öğrenmiyor. Türkiye'de bireysel gelişim çok zayıf. Birilerinden eğitim almadan, birileri yol göstermeden bir şeyler başarabilen çok az insan var. Binlerce İnternet kullanıcısı Google'da arama yapmayı bilmiyor. Erişilen bilgiyi kimse sorgulamıyor. Gündelik bilgilerde bile gerekli bilgiye ulaşmak zorken bilimsel bilgiye eğitici olmaksızın sadece İnternet ve kitaptan ulaşmak gelecekte bile pek mümkün bir olay değil. Ben üniversite eğitiminin tam tersine kısa olduğunu düşünüyorum. Üniversitelerde kazanım odaklı eğitim veriliyor ve o kazanımlar elde edilince lisans derecesi alınıyor. Örneğin bir makine mühendisliği öğrencisine bilgisayar destekli tasarım yapabilme becerisini vermek bir eğitimdir. Ama bu öğrenci sadece okuldan aldığı bilgiyle gidip bir otomobil, bir uçak tasarlayamaz. Neyi nasıl kullanacağını bilir ama ortaya bir ürün çıkarana kadar belki yirmi yıl daha okuması gerekir. Çünkü gerçek hayatta işler daha farklı yürüyor. Üniversite eğitimi bu açıdan çok yetersizdir. Üniversitede onlarca şey anlatılır ama bunlardan birçoğu iş hayatında hiçbir anlam ifade etmez. Girişimcilik de son zamanlarda abartılan bir kavram. Bardak mısır satmak teknik bir girişimcilik değil. Bunu bu kadar basite indirgersek dünyanın gelişimi durur. Girişimcilik derken aklımıza olabildiğince teknik bilgi içeren konular da gelmeli. Bu teknik bilgiye ulaşabilmenin yolu üniversiteden geçiyor. Üniversitedeki profesörün verebileceği bir eğitimi üniversite dışında kalan birinden almak gerçekçi değil. Bilgi toplumu olmanın özü üniversitelerin daha güçlü olmasında yatıyor. Meslek kazandırmıyor kısmı da gerçekçi bir yorum değil. Tıp, hukuk, mühendislik bölümlerinin çoğu doğrudan meslek kazandırıyor.
0
dissendium
(20.11.17)
üniversitelerin şu anki hali politik yaklaşım ve kaygıların uzantıları. runagain'in dediği gibi işsizlik oranını düşürüyo bir kere. içyüzünü bilmiyorum ama aşina olduğum kadarıyla bir de adına akreditasyon dedikleri iş de sorun olur. uluslararası üniversiteler arası bu tip anlaşmalar var, kabaca ders ve diploma geçerliliği ile ilgili. hani bu kısmının içyüzünü tam bilemiyorum ama hadi yapın denilse bile her halükarda akademisyenlere epey bürokratik iş yüklenmiş olur.

sonra önceye nazaran daha kısa sürede mezun verilmesi demek istihdam sağlanma gerekliliğini de getirir. bu zaten şu anda bir sorun. bir meslek edinmek için önlisans ya da lisans eğitimi şart gibi gösteren şartlar ve sosyal yapı hala varlığını sürdürüyor şu anda "hmm seninki iki yıllık mı! e olsun o da olur!" tepkisi etrafında örülü anlayışı kastediyorum en başta sosyal yapı derken.

linkini verdiğin yazı asgari ücretin 5000 lira yapılması lazım, yapılsa bizim için iyi olur gibi bişey olmuş, basmakalıp. nerden tutsan elinde kalıyo.

müzik sanat spor yabancı dil falan demiş de, kısmen de olsa paraya bakan şeyler bunlar. sosyoekonomik düzeyi düşük olan aileler için çocuğunun akademik başarısı sınıf atlama imkanı da demek; ki çocuğa da o süreçte böyle bir rol yükleniyo. kpss'yi kazanamadı intihar etti diye sunulan haberlerdeki vakalar bir mikdar bununla da ilgili.
0
dafaisss
(20.11.17)
Bazı bölümler kesinlikle 3 yıla düşmeli. Hatta 2 yıllıkların da bazıları 1 yıla indirilmeli. Türk dili, inkilap tarihi gibi derslerle öğrencilere gereksiz yük yaratılmamalı. Ortak zorunlu dersler ve birkaç ders daha çıkarıp onun yerine temel mesleki dersler öne alınarak kısaltma yapılabilir.
0
gölgede aynı
(20.11.17)
@dissendium, bireysel gelişim zaten türkiye'de ve eğitimde de teşvik edilen bir şey değil ki. sürüye uy, biat/itaat et yeter. bunu anlı şanlı kurumsal firmalar da istiyor, her ideolojiden siyasi partiler de; çomar da, entel de...

celal şengör, üstelik kendi alanında, çok az şey bildiğini söylüyor. dünyada sayılı adamlardan jeolojide! bilmenin sonu yok yani. üniversite "her şeyi bilen" adam mezun etmez ki... her, uçak mühendisliğini bitiren tasarım yapsa, uçak fabrikası açsaydı, oooo. nuri demirağ ne mezunuydu ki?

üniversite genel olarak memur/maaşlı çalışan yetiştirir ülkemizde. zaten "sen ağa ben ağa, inekleri kim sağa" diye bir laf var; her filan bölümü mezunu kendi işini kursa, kim çalışacaktı peki o işte?

girişimcilik muhabbeti de evet, bardak mısır, çiğköfte gibi saçma şeylere indirgeniyor; sözde melek yatırımcılık da malum ülkemizde. her şeyi "mış gibi" yapıyoruz.

sana yazmış gibi oldum hepsini ama genel bakışım, biraz parçalı da olsa.

bir de, sen eskiden paragraflara bölerdin yazıyı ya?

egitimajansi da masallah, türkçeyi katletmiş! eğitimle ilgili bir sitede bu kadar yazım yanlışı...
0
runagain
(20.11.17)
4 yıllıklar için eğitimi 3 yıla sıkıştırıp son yıl sağlam bir staj görmeli öğrenciler. 20 günlük, 30 günlük stajla olmaz bu iş. gerekirse bununla ilgili sınav olsun öğrenciler. o şekilde mezun edilsin.

mühendislikte de ben genel mühendislik eğitiminden ziyade her okulda olmasa da alanlara bölünmesi taraftarıyım. iş hayatımda hiçbir işime yarayacak x dersini ne yapayım ben? gereksizin önde gideni. ben y dersini almak istiyorum, bana y dersini ver.
0
blue eyes white dragon
(20.11.17)
(28)

Herkes evlenirken yüzde yüz emin mi?

pikapika
Açarken vicdan azabı duyduğum bir duyuruyla karşınızdayım. Yaş 26, 3 yıllık bir ilişkim var, erkek arkadaşımı çok seviyorum onun da beni cok sevdigini biliyorum. Ama şimdi işler ciddiye doğru gitmeye başlayınca bende bir huzursuzluk başladı. Gerçekten birbirimize uygun muyuz, evlenmeli miyim bilmi
Açarken vicdan azabı duyduğum bir duyuruyla karşınızdayım. Yaş 26, 3 yıllık bir ilişkim var, erkek arkadaşımı çok seviyorum onun da beni cok sevdigini biliyorum. Ama şimdi işler ciddiye doğru gitmeye başlayınca bende bir huzursuzluk başladı. Gerçekten birbirimize uygun muyuz, evlenmeli miyim bilmiyorum, önceden o kadar takmadığım bazı şeyler kafama takılmaya başladı.


En çok beni rahatsız eden şey şu, zamanını aşırı boş geçiren bir insan. Boş bir gününü saat 4te uyanıp saçmasapan youtuberların kanallarini izleyerek, telefonunda oyun oynayarak geçirebilir ve bundan rahatsız olmaz, yav napıyorum ben demez. Her gün böyle. Tamam hadi spesifik bir hobi edinme, acı ama Türkiye'nin yüzde 90ında yok zaten. Ama arada bir eline bi kitap al be adam:( sevgilimden öğrenecek tek bir şeyin bile olmaması çok canımı sıkıyor, karşılıklı birbirimize bir şeyler katabileceğimiz bi ilişki, birazcik hayran olabileceğim bir insan istiyorum.

Madem kültürlü insanlardan hoşlanıyosun, neden adamı x kişisiyken kabul edip y kişisine dönüştürmeye çalışıyosun derseniz anlarım. Ama başta beni etkileyen bir sürü iyi özelliği de var, sıcakkanlı,çok çekici, sadık, aile ve çocuklara düşkün, bu zamanda güvenebileceğim bi insan.

Hepiniz evlenirken gözünüz kapalı mı evlendiniz, içimde şüpheler olmasi normal mi, kendimi suçlu hissediyorum:( kimse mükemmel değil deyip rahatlasam mı, yoksa şimdi böyleyse sonra daha mı kötü oluyor?
0
pikapika
(19.11.17)
Evlenince şu huyu nasılsa değişir diyerek evlenmeyin. Değişmiyor.
0
Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
(19.11.17)
kimse mükemmel değil deyip rahatla
0
dafuq
(19.11.17)
esimi okudum sanki ahahaha :D kimse mukemmel degil evet. ona sorsak ona gore de vakit kaybi olarak gordugu aliskanliklariniz, davranislariniz vardir elbet. evlenmeye karar verdigimde oncelikli onem verdigim sey sunlardi: bu kisiyle huzurlu bi hayat gecirir miyim? anlasabiliyor muyum? bana karsi davranislari, kafa yapisi ilerisi icin soru isareti birakiyor mu? gerisi benim icin ikinci planda. ha tum vaktini keske alkislarlayasiyorum izlemeyerek gecirseydi, ama demek ki zevk aliyor ne diyeyim :D ozetle, evlilik karsilikli katlanmaktir :)
0
pide
(19.11.17)
Sizin evliliğiniz yürümez İş ciddiye binmeden ayrılmamız lazım. Evlilikten önce şüpheniz varsa, o evliliğin yürümeyecegi şüphesizdir. Çok geç olmadan radikal bir karar vermen lazım Çünkü zaman geçtikçe ayrılma zorlaşıyor.
0
yarey
(19.11.17)
Sevgilin kafa adammış. Ben de spor yapıyorum, kursa gidiyorum, okula gidiyorum, elime kitap alıyorum ama dönüp dolaşıp yine YouTube'ta video izleyip, bilgisayarda oyun oynuyorum. Çok zengin bir insan olsam her gün öğlen uyanırım. Bunda yanlış olan bir şey yok. YouTube yerine göre ufuk açıcı bir yer. Oyun oynamak zekayı geliştirir. Bunlar küçümsenecek şeyler değil. Kimse karşısındakinden yüzde yüz olamaz ama en azından ben bu kişiyle bir hayat yaşayabilirim der. Sen bunu 3 yıla rağmen diyemiyorsan evlenme derim. Bir de tüm suçu sevgiline atmak yerine kendin onu teşvik edebilirsin. Sevgiline hiç kitap aldın mı? Sevgilini bir kursa davet ettin de sevgilin hayır mı dedi?
0
dissendium
(19.11.17)
3 yıldır beraberseniz bir hobi edindirebilir ya da kitap okumasını teşvik edebilirdin bence. ona şekil vermenden bahsetmiyorum ama şikayet ettiğin eksiklikleri onda varsa, sende de vardır, diye düşündüm.

3. paragrafta bahsettiğin özelliklerde bir adamı da bu devirde kolay bulamazsın. ki sen de farkındasın.

"ben de mükemmel değilim" diye rahatla bence.

mutluluklar...
0
runagain
(19.11.17)
@dissendium tabii ki tesvik ettim hic ugrasmadan icten ice sinir yapmadim yani:) ilgilenmiyor, degişik hobi seti maket vs bişiler aldim kutusunu bile açmadı, kurslar bulup laf arasinda söylüyorum ilgilenmiyor tamam olabilir deyip geçiyor. Sonucta anasi da degilim o istemeden elinden tutup kursa mi yazdirayim? Hic kitap almadim ama, bi de onu deniyim bari
0
🌸pikapika
(19.11.17)
evlilikten ne beklediğine bağlı biraz da.
"sıcakkanlı,çok çekici, sadık, aile ve çocuklara düşkün, bu zamanda güvenebileceğim bi insan"
evlilikten beklediklerin bunlar mı? senden bağımsız, genel olarak bir evlilikte olması gereken şeyler olduğu için "daha ne istiyorsun" denebilir ancak senin kişisel olarak, bu genelgeçer ve belki de standart olan kriterler haricinde olmazsa olmazların varsa sıkıntı yaratır. bunun mükemmellikle alakası yok, her insanın kendi için belirlediği ve istediği kriterler vardır. neticede bu insanla evlenmek zorunda değilsin, "daha iyisini" beklemeyi tercih edebilirsin.

bu noktada iş dallanıp budaklanıyor tabii. daha iyisini bulamayabilirsin, hatta böylesine bile denk gelmeyebilirsin. ileride yaşayacağın pişmanlık hangisi için daha büyük olacaktır, onu düşünmeye çalış. kriter diyip duruyoruz ama senin kişiliğine bağlı olarak eldekiyle yetinmesini bilmek de bir tercih olabilir. "varsın oturup iki çift edebiyat parçalamayalım, çocuklarıma iyi bir baba bana huzur olsun yeter" diyebiliyorsan, beklentilerini bu yönde şekillendirebileceğini düşünüyorsan yanlış adamdır diyemeyiz.

genel evlilikler senin bu kriterlerinden daha azına uyan insanlar arasında yapılıyor yalnız, onu bil. keşke seninki kadar uyanı bulsa insanlar ama bulamıyor ya da beklemek istemiyor, evlenmek bizde hala bir zorunluluk olarak görülüyor çünkü.

bence 3 yıl çok da uzun bir zaman değil, yaşın da genç; acele etme karar vermek için. adam kadar kendini tanıman da önemli, ne istiyorsun ne istemiyorsun onu tart bu sürede.

kendi düşüncem evliliklerin her zaman boka saracağı yönünde. boka saran bir evlilikte birlikte kitap okuyabiliyor olmanın bir değeri olmaz ama asgari seviyede saygı ve anlayış sahibi biri dibe vurmanın önüne geçebilir.
0
Bruce
(19.11.17)
Evlenirseniz adamı rahat bırakmayıp doğduğuna pişman edecekmişsin gibi bir izlenim aldım. Şimdiden böyle hissediyorsan evlenme.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(19.11.17)
pikapika cok onemli bir yerden yakalamissin. evet, bir sey ogrenemeyecegin, hayatinda bir tutkusu olmayan kendini gelistirme derdi olmayan bir insan kadar sıkıcı bir hayat esi dusunemiyorum (erkek tarafiyim.) ve kisinin esine biraz "hayranlik" beslemesi gerektigini dusunuyorum. o hissi icinde en azindan bazi konularda uyandirabilmeli. uzun vadede bunlarin yoklugunun cok hissedilecegini dusunmusumdur hep. evet guven guzel, guvende hissetmek, stabil bir hayat istegi guzel ve dogal fakat karsindaki bazi ozellikleriyle icini biraz olsun pirpir ettiremiyorsa, sana ogretebilecegi, kendi ogrenip heyecanlanip sana anlatabilecegi bir sey yoksa beraber bir omur gecirmeyi hayal edemem. oyle birini bulmak da zor tabii, ben bulur bulmaz evlendim - oyle bir evlenme hevesim de yoktu (onun da yoktu) ama birbirimizi bulunca oldu iste. baska turlu de olmazdi bence.

ikinci onemli ozellik de baglilik ve sadakat ve saygı. bundan da emin olunmazsa karsilikli olmaz.

senden 1 yas buyuktuk birbirimizi buldugumuzda ilk.
0
robokot
(19.11.17)
Daha iyiye gitmeyecek. Kötüye gider mi? Kimse bilemez.

Bu durumla ne kadar yaşayabilirsin, bunu düşünerek karar vermeni öneririm.
0
fever
(19.11.17)
sevgilin kaç yaşında ki? o da 26 ise değişebilir bence ama yaşı daha büyük bi adamsa değişmez. hatta bence evlenip çocuklanınca iyice miskin ve sıkıcı bi tipe dönüşebilir. evlenmek için acele etmen gereken bir yaşta da değilsin ayrıca biraz daha duruma bakabilirsin. ama ben senin yerinde olsam bu kadar iyi özelliği olan adamı bırakmazdım, beraber bir şeyler yapmaya çalışırdım.
0
shin
(19.11.17)
o özellikler paket program olarak gelmiyor maalesef :/
kitap okumak hobi falan işin bahanesi gibi gözüküyo, sizin adını koyamadığınız tereddütleriniz var, bunu bulmuşsunuz. kitap okuma manyağı biri olsa belki de ya bana ilerde hiç vakit ayırmazsa bunlara gömülüp diye evhamlanıcaktınız.
0
dafaisss
(19.11.17)
Birkac sene sonra her sey rutine binip cinsellik eski heyecan ve tutkuyu vermemeye başladığında iki sevgili degil de arkadas olarak vakit gecireceginiz zamanlar icin hayattan beklentinin ne olduğuna gore degisir.
0
passive aggressive
(19.11.17)
kendini geliştirmeyen bir kişiyle bırak evlenmeyi, arkadaşlık bile kurmam şahsen ben. evlilik de büyük sorumluluk gerektiren bir şey bence. bilmiyorum aynı evde mi yaşıyorsunuz ama evlenip de aynı evde yaşayınca sanki bütün ev işlerini sen yapacakmışsın gibi bir izlenimi kapıldım. çocuk yapmayı planlayınca sorumluluklar daha çok artıyor, bir sürü şey okuyup öğrenmesi gerekiyor ebeveynlerin.
0
mr sherlock
(19.11.17)
Mantik evliligine dogru gidiyorsun. Sevgiliyken batmayan seyler evliyken de batmamali.
0
piremses
(20.11.17)
yahu üniversitede bölümünü seçerken yüzde yüz emin miydin?
işe girerken yüz de yüz emin miydin?
tatile giderken doğru lokasyon ya da otel sectıgıne yuz de yuz emın mısın?

hayatta ne konuda yuz de yuz emınsın ki?

yazdıklarını okumadım ama baslık bıle yettı.
0
hopp
(20.11.17)
Kafanda bu kadar çok soru işareti varsa en az birkaç yıl evlenme planını ertele. Evlenip boşananlar bunun travmasını hayat boyu yaşıyor.
0
iwasbornonamountainside
(20.11.17)
@shin 29 yaşında, hatta 30. Aslında değişir mi diye sormadim cunku degismez kimse biliyorum, değismeye calissa da bunu devamli yüzüme vurur ben senin icin cok taviz verdim vs vs. Benim sorum daha cok su, es adayinizin her seyi icinize sinerek mi evlendiniz yoksa ufak tefek soru isaretleri olsa da gidiyor mu bi şekilde
0
🌸pikapika
(20.11.17)
Bence çok kafaya takmamaya çalış. Yaşın genç diyenlere katılmıyorum. Hadi gençsin ama bu devirde ya bir daha onun kadar sadık evine düşkün çekici bir insan bulamazsın ? Seni de seviyor hem. Sen kendini geliştir o da bir süre sonra geride kaldığını görüp yetişmeye çalışır.

Ps bu devirde eş bulmak zor. Erkekler hep ıssız adam modunda. Bas nikahı gitsin
0
charlotte blanc
(20.11.17)
@datnet neden pardon? Arkadaş bir pesin hukumde bulunmus, benim anlattıklarimdan oyle bir sey cikmiyor kendi tahminde bulunmus. Telefonla vakit gecirmesini sevmiyorum elinden aliyorum, her gun agzina kalin kitapla vuruyorum falan mi dedim? Kendisinin basinin etini yiyor olsaydim zaten 3 yıllık bir iliskimiz olmazdi, sevdigimi ve sevildigimi de belirttim baska. Sacmasapan yorum yapmayin ya. Benden kurtulmak istese zaten zincire vurmuyoruz, umarim cevrendekiler kurtulur senden.
0
🌸pikapika
(20.11.17)
evlenirken gözü kapalı evlenen insanların genellikle mutsuz veya boşanmayla sonuçlanan evlilikleri oluyor. evlenince boş vaktinizi hep beraber geçireceğiniz için böyle boş beleş şeylerle zaman geçirdikçe bunalırsınız ve sorunlar da beraberinde gelir. ortak noktanız veya hobileriniz yoksa gerçekten boş zamanları beraber değerlendirmek karşılıklı eziyet olabilir.
iyi noktaları illa ki vardır ama bu gibi memnun olunmayan durumlar evlendiğinizde karşılıklı size daha da batabilir hale gelebilir. oturup iletişim kurun, anlatın ve dinleyin. bir çözüm yolu bulmaya çalışın. bulamıyorsanız, 3 yıllık ilişki ayıp olmasın demeyin. çok iyi baba olabilecek kriterlerine olması çok iyi eş olabilir anlamına gelmiyor. işi gücü var mı ki saat 4te uyanıp youtube gibi boş bir işle uğraşıyor onu da bilmiyorum. eğer yaşınız küçük daha askerliğini yapmamış, işi gücü elinde olmayan birisiyse zaten evliliği hiç düşünmeyin şu aşamada.

eğer ki bir ortak nokta buluşursanız yani neden olmasın? evlilik şans işi. yaptığınızda mutlu olup olmayacağınızı anlarsınız. sevgili olmaktan çok farklı bir durum olduğu için çok ciddi düşünüp taşınmak lazım.
0
vedderbaug
(20.11.17)
Ayrıl sen.

Ama şunu da bil, böyle biriyle sevgili de olmamalısın. Zamanını aşırı boş geçiren bir insanı tercih edersen, sonuç böyle olur.

Izdırap çekmeden, daha evlenmeden ayrıl. Önüne bak.
0
MaNOfTheYear
(20.11.17)
ayrılmayıp evleneceksen eğer. karşı tarafı sakın değiştirmeye çalışma. olmuyor. oldu zannediyorsun ama o içinde hep saklıyor ve bir gün gelip yüzüen vuruyor. ayrıca anladığım kadarı ile karşı taraf çalışmıyor. nasıl evleniyorsunuz?

ayrılmayacaksan da evlenmek için erken, senin kafan böyle karışıkken.
0
kablelvuku
(20.11.17)
icinde süphe olmasi normal degil. karsindaki insani iyisiyle, kötüsüyle, oldugu gibi kabul edip sevemiyorsan evlenme.
ha evde kalirim, belki daha iyisini bulamam diye korkuyorsan evlen gitsin.
0
pilav
(20.11.17)
benim içimde zerre şüphe yoktu valla,
çok fazla şey yükleme insan öyle ise öyle sev,
içinde şüphe nasıl var neden var? Ondan öğreneceğin şeyler diyorsun şimdi öğrendiğin şeyler varda 10 yıl sonra ne olacak? Her gün yeni şeylerle karşına gelemez bir süre sonra rutine binecek evlilik,

Bu şeyleri göz önünde bulundur, sana karşı saygısı, sevgisi, güven hissi varsa ve ileride ona gözüm kapalı güvenebilirim diyorsan daha fazla düşünme takma.

Bence çok fazla beklentin var ve bu seni zehirliyor.
0
basond
(20.11.17)
'sevgilimden öğrenecek tek bir şeyin bile olmaması çok canımı sıkıyor, karşılıklı birbirimize bir şeyler katabileceğimiz bi ilişki, birazcik hayran olabileceğim bir insan istiyorum.'

Bu düşüncenin sonu yok. Yine de (ideal olarak) daha aktif bir ilişkiniz olsa beraber bir şeyler yapsanız hayat daha bir çekilir olur. Ben benzer sebeplerden birinden ayrıldım. İlişkimize benim yaptığım yatırımı yapmadığını düşünüyordum. Bir süre sonra da bir kısır döngüye girdik tartışmalarımızda. Bana göre ideal bir ilişkide iki taraf da denk sorumluluklar almak zorunda, kendi ayakları üzerinde durmak zorunda.

Karşındakini kendine denk görmüyorsan ya bunu kafaya takmayıp özverili olacaksın ya da kafaya takıyorsan ayrılıp daha uygun birini bulacaksın.

Elbette hiçbir evlilik mükemmel değil, zira kimse mükemmel değil, ama yukarıda da birinin bahsettiği gibi evlilik, sevgililik büyük oranda katlanmaktır. Katlanabileceğine emin ol.
0
idexo
(20.11.17)
Onun sana göre saçma ve boş hareketleri olabilir çok normal. Önemli olan bu hareketlerle bir ömür geçirip geçiremeyeceğin; yani senin gözüne batıyorsa olmaz o iş bence.
0
neferkitty
(20.11.17)
(7)

özel sektör nasıl bir yer

durbikonusucaz
departman, şirket önemli değil. genel olarak nasıl bilirsiniz özel sektörü?ne yapar ne ederler, mutlu mudurlar, mutsuzlarsa haklılar mı vs vs vsvsvsvsvsvsherhangi bir noktasından değerlendirebilirsiniz.
departman, şirket önemli değil. genel olarak nasıl bilirsiniz özel sektörü?
ne yapar ne ederler, mutlu mudurlar, mutsuzlarsa haklılar mı vs vs vsvsvsvsvsvs

herhangi bir noktasından değerlendirebilirsiniz.
0
durbikonusucaz
(19.11.17)
nefret edilebilecek zilyon tane şeyi olmasına rağmen bence en iğrenci yapmacık insan ilişkileri, insanın kusası geliyor. yapmacıklık paçalardan akıyor. bahsettiğim kurumsal bir firma.
0
Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
(19.11.17)
Çok iyisi de var, çok kötüsü de var. Çok enteresan bir tavsiye vereyim. Borsa'da işlem gören büyük şirketlerden birinde çalışırsan iş hayatın yüzde 70 iyi olur. Çalışanların içi doluysa mutsuz olmaları için bir sebep yok. Kişi o yaşa kadar kendi için hiçbir şey yapmadıysa yaşadığı depresyonu iş hayatına bağlamamalı. Bu nedenle plaza çalışanlarını genelde sığ bulurum. Haklı oldukları kısım dünyanın sömürü düzeninden kaynaklanıyor. İstanbul gibi bir çöplükte her gün kilometrelerce yol gidip yılda sadece birkaç hafta tatille yıllarca yaşamak sağlıklı bir şey değil ve haliyle insanı mutlu eden bir şey değil.
0
dissendium
(19.11.17)
departmanını bilmem ama şirket önemli, sektör önemli bunu değerlendirmek için.

birbirinin ayağını kaydırmaya çalışanlar var, yönetici yalakası olan var, iş yapmayıp yapıyormuş gibi görüneni var. bence özel sektörde başarılı insanların en önemli özelliği kendini pazarlayabilmesi.
0
ocanal
(19.11.17)
ülkedeki çalışanların sadece %15-17'si memur, geri kalanlar özel sektör işçisi. sağda solda internette duyduğun çalışma düzenleri-şekilleri neyse özel sektörde olan o. sadece kamu görevlilerinin çalıştığı bir gezegenden gelmişsin gibi olmuş soru...

sektöre göre, pozisyona göre çok değişir; genelleme yapılacak tek şey rekabet-maliyet odaklı olduğundan sömürenin de sömürülenin de çok olduğudur.
0
Bruce
(19.11.17)
Sirket onemli. Ve duygusal olarak zayifsan, biraz pisene kadar sikintilar cekersin. Insan iliskilerini iyi yonetirsen, biraz baskin olabilirsen sonrasinda yanina yanastirmiyorsun zaten o yapmacik tipleri.

Ha bunlari nispeten iyi sartlari olan, yoneticilerinin cakal olmadigi bir kurumsal sirket icin diyorum.
0
piremses
(19.11.17)
özel sektör yıpratıcı. mümkünse yabancı sermayeye ait bir firmada çalışılmalı. yerli firmalar (büyükleri de dahil) küçük türkiye gibi oluyor. ne şu an'dan keyif alıyorsun ne de geleceğini açık görebiliyorsun.
0
axl
(19.11.17)
dışarıda normal insan gibi bile olsalar iş saatleri içerisinde inanılmaz saçma, yapmacık, burnu havada tavırlar sergileyen çok insan gördüm. bir de yeni gelenlere bir süre muhakkak ezik biriymiş gibi kötü ve umursamaz davranıyorlar.
0
noxell
(19.11.17)
(14)

en dogru dis macunu ?

kamyonsans
biliyorum duyuruda da cok konusuldu ama ; icerigi en dogala yakin olan marka ne ? ya da siz hangisini kullaniyorsunuz
biliyorum duyuruda da cok konusuldu ama ; icerigi en dogala yakin olan marka ne ? ya da siz hangisini kullaniyorsunuz
0
kamyonsans
(19.11.17)
Vallahi kullanmadigim kalmadi hic fark etmiyor.elektrikli dis fircasi ve dis ipi kullan yeter.
Gelmis gecmis en favori dis macunum glister. Amwayin. Muthis
0
baldur2
(19.11.17)
Colgate Optic White kullanıyorum.
0
dissendium
(19.11.17)
evet cok duydum bende glister'i amway'in ama icerigindeki "Propylparaben" olmasi cok kotu :(
0
🌸kamyonsans
(19.11.17)
Gratis'te icerigi dogal olanlar var onlara bir bak. Bir tanesi sparkling white mi neydi hatta...
0
mor oje
(19.11.17)
"Safia" ben kullanıyorum gayet memnunum
0
goodyes
(19.11.17)
safia baktim simdi "Methylisothiazolinone" varmis risk grubunda gorunuyor, tesekkurler
0
🌸kamyonsans
(19.11.17)
Curaprox ya da curaseptler nasildir
0
Take it away honey
(19.11.17)
curaprox'da Sodium fluoride biraz sorun olusturuyormus, curasept in icerigine ulasamadim
0
🌸kamyonsans
(19.11.17)
Parodontaxa da bakabilir misin zararliysa kullanmyalum
0
exlibris
(19.11.17)
clınomyn
0
since1907
(19.11.17)
aktif icerik olarak splatt markalarda nispeten daha az zararsiz, florursuz cesitler mevcut.
0
kobretti
(19.11.17)
Paradontax benim bildiğim en doğal macun, ve ciddi farkını gördüm. İçeriğinde bilmediğimiz bişey varsa öğrenmek isterim tabii.
0
mslny
(19.11.17)
splat - organic aloe vera. oldukça doğal ve güzel bir içeriği var.
0
vedderbaug
(19.11.17)
Paradontax.

Diş etimde kanamalar oluyordu, diş eti temizliği, diş taşı temizliğinin akabinde doktorum bunu önerdi, kanamalar gitti. Ayrıca hafif tuzlu olduğundan ya da ben öyle hissediyorum diş etlerini besliyor. Bir de bunu kullanınca diğer macunları kullanamıyorsun :)
0
st curse
(19.11.17)
(29)

Derdiniz nedir ?

sorunvar
Yaşınızla birlikte derdinizi de söyler misiniz?
Yaşınızla birlikte derdinizi de söyler misiniz?
0
sorunvar
(19.11.17)
hedef yok, otum. 24e
0
MtKrt
(19.11.17)
derdim yok rüya hayatı yaşıyorum çok sıkıcı 23
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(19.11.17)
34
Yorgunum. "Yıllar yordu beni" gibi değil, fiziksel olarak uykusuz ve yorgunum.
0
aychovsky
(19.11.17)
Aşk, 24.
0
dissendium
(19.11.17)
Su hayatta tek derdim sozluge duyuruya fazla bagimli olup buraya cok zaman harcamak.isim guzel.kazancim iyi.dostlar guzel.hayat guzel.sagligim yerinde sukur.ama lanet yerlere harcadigim zamana yaniyorum.iki uc sene oncesine kadar ayda 20 kitap okuyordum.bisuru seyahate cikiyorum.simdi buralardaki bisuru aptalca seye zaman ayirip sinir olmakla geciyor bos zamanlarim.
0
a summer day
(19.11.17)
yaşlanıyorum. bir şey yapamıyorum.
0
sagin
(19.11.17)
16 aylık bebeğim var 16 aydır bir kere bile deliksiz uyumadım. 2-3 saatte 1 emmeye kalkıyor (hatta şu anda da kalktı). artık gece yatıp sabah kalkmak istiyorum, deliksiz uyumayı çok özledim. 33k
0
sta
(19.11.17)
rare bana küfür etti.
0
etki
(19.11.17)
35 kadın. Çok yorgunum. Yılların beni yorması mı hiç bilmiyorum ama aşırı yorgunum. Hiçbir şey yapmaya isteğim yok, güç bulamıyorum, hiçbir şey yapmamayı hiç sevmiyorum, iradesiz güçsüz saçma sapan hissediyorum. Hiç mecalim yok.
0
yaren
(19.11.17)
tamam şunu söyleyeceğim, bebişlerden bahsetmişken... molfix, prima reklamlarındaki bebekleri göründe deli oluyorum. bebek istiyorum, çocuk istiyorum. oldu mu?
0
runagain
(19.11.17)
30 e

Yalnızlık. Çevremde bir sürü insan var. İş arkadaşları, çevrem, ailem ama kendimi kuduz bir köpek kadar yalnız hissediyorum. Buranın en sevdiğim yanı yalnızlığımı unutturması. Birinin derdiyle dertlenebilmek . Birinin mutluluğuyla gülebilmek.

Mutlu değilim. Neden bilmiyorum. Mental yorgunluk da olabilir. Başka bişey de. Hayat akıp giderken bişeyleri ıskalıyormuşum hissinden kurtulamıyorum.

Yeterince film izleyemeden, yeterince kitap okuyamadan, istediğim yerleri gezemeden, hayatımın aşkını bulamadan ölüp gidecekmişim gibi hissediyorum. Oysa daha otuz yaşındayım.

En büyük sorun da böyle düşünmekten korkmuyorum.
0
Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
(19.11.17)
ekonomik özgürlük, mesleğimi kazanıp mutlu olacağım bir nihayete erdirme kaygısı.

neredeyse 21
0
haykorsamdunyaya
(19.11.17)
Dünyanın gün geçtikçe kötüye gidiyor oluşu. 25
0
greenshadow
(19.11.17)
satın almam gereken bir şey var. erteledikçe erteliyorum. sonra bu bana girecek biliyorum:(
0
benaslindayohum
(19.11.17)
tek boyutlu bir dalga denkleminde sınır koşullarını zamana bağlı harmonik bir fonksiyon olarlak ayarlayıp çözerken elde edilen numerik çözümün ilgili sınırlarda yansımaları doğru temsil edip etmediğini anlamaya çalışmak amacıyla şu saatte bilgisayar karşısında oturmak. 28.
0
ron dennis
(19.11.17)
Kendimi seveceğim şekle sokamıyorum bir türlü. 22.
0
pikrua
(19.11.17)
Dell almaya gidip lenova yoga ile ciktim magazadan, nedense bir garip pismanlik hissediyorum. :/ 21
0
ceann deas
(19.11.17)
27 - özgüvenim yok.
0
nathanieltroy
(19.11.17)
25e- bulunduğum şehirden, ortamdan kaçıp uzaklaşmak, beni kimsenin tanımadığı bir yere gitmek istiyorum. bunaldım.

ayrıca özgüvenim yok +1
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(19.11.17)
kendime yeteri kadar deger veremedigimi hissediyorum. yani mesela her seyi dibine kadar yasamak istiyorum tembellige dusmeden, bencil olmak ve kafama eseni yapmak istiyorum biraz da. tecrubeyle birlikte gelen hayati dolu yasamak hissini, o enerjiyi icimde bulmak istiyorum. yas 20, ekonomik olarak ozgur olmak istiyorum artik, bunun icinde calismak calismak calismak gerekiyor-.
0
asocial anchorman
(19.11.17)
33k
Bir arkadaşım burada, zor bir dönemden geçiyor. Ama ben destek olamıyorum, ya sabrım, ya enerjim, ya bilgim, ya anlayışım, ya başka bir şeyim yetmiyor. Kendimi ona sinirlenirken buluyorum.
0
sopiro
(19.11.17)
23.

1) zaman zaman nukseden; nuksettiginde hayat kalitemi cok etkileyen bir saglik sorunum var. su ara yine onunla ugrasiyorum. o.

2) eski sevgilimi cok ozluyorum. garip bir his. yani beni sepetledigi ve artik hayatima tek basima devam etmem gerektigi gercegini sindirdim. eskisi kadar aglayip zirlamiyorum. sureci cok iyi idare ettigimi bile soyleyebilirim. hayatimda olumlu seyler oldu. ama o olsaydi eminim daha bile guzel olacakti her sey. gecen gun cok mutlu oldum mesela. onunla paylasamadigim icin uzuldum sonra. benim guzel bir hayatim olur belki. ben yine iyi yasarim, mutlu olurum, guzel seyler tecrube ederim. ama kendime sormadan, dusunmeden, uzulmeden edemiyorum... bunlar onunla daha guzel olmaz miydi? sinavim iyi gectiginde kendi kendime mutlu olmaktansa ondan bir opucuk alsaydim mesela? yani nasil desem... yokluguna alistigin, gidisini idrak ettigin birini yine de deli gibi ozlemek uzucu biraz. "sensiz yapamiyom" evresi cok can yakiyor ama sonucta geciyor. ama bu hissi uc aydir atlatamiyorum. "artik daha iyiyim" diyemiyorum; cunku onunla daha bile iyi olacaktim, biliyorum.

neyse. genel olarak bu ikisi var. onun disinda iyi gibiyim. mutlu sayilirim. elime her ay 100-200 lira daha fazla geceydi daha guzel olurdu ama boyle de idare ediyom gibi, maddi acidan cok sikayetci sayilmam.
0
der meister
(19.11.17)
22

Türkiye'den gitmem lazım, temelli.
0
reavelyn
(19.11.17)
kendimi değiştirmekte zorlanıyorum.
0
tukenmez adam
(19.11.17)
Param yok, enerjim yok şişkoyum en kısa zamanda sadece ölmek istiyorum. Yaş 37
0
gullak
(19.11.17)
Hayat kalitemi mahveden teşhisi konmamış bi hastalığım var. Öldürse yine iyi ama öldürmüyor sadece süründürüyor. Doktora gidiyorum bir şey bulamayıp psikolojiktir diyip yolluyor. En son çare kendimi öldürüp kurtulucam bi gün. Yaş 30'a yaklaşıyor.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(19.11.17)
@who cares win tebrik ederim umarım üstesinden gelirsin. Biraz daha saygı ve sevgi olsun isterdim.
0
opitseri
(19.11.17)
Yoğunluk.
Yapmam gereken şeyleri bir şekilde hallediyorum ama istediğim gibi detaylı ve düzenli çalışamıyorum. Hafta sonu ve akşam eve geldiğimde iş bilgisayarımı açmak istemiyorum.
24 yaşındayım.
0
pike
(19.11.17)
37 gizli şizofrenim planlarımın altında kalan ezilen hayallerim gerçekleşmedikçe etrafımdaki insanların komplo kurduğunu düşünüyorDUM. Artık başarılı olmanın tuttuğunu koparmak değil insanları mutlu etmek olduğunu farkında vardım ya yukarıdan biri çizmiş yolumuzu ''ya polyannacılık oynucan Ya isyankar şizofren olup etrafındakilerden uzaklaşacan '' << ikisinin ortasını bulamıyorum 9 senedir
0
Dönmezer
(22.11.17)
(12)

iş hayatnız nasıl, gergin mi, birbirinizin canını alacak gibi misiniz?

for day to break
bıraksalar sizi. bugün çalışan kadınlarla beraberdim. çok kötü anlattılar. birde bunlar kamu çalışanıydı, özel sektör bundan daha stresliymiş. laf çakmalar, dedikodular çok olurmuş. sizin oralarda durum nasıl.
bıraksalar sizi. bugün çalışan kadınlarla beraberdim. çok kötü anlattılar. birde bunlar kamu çalışanıydı, özel sektör bundan daha stresliymiş. laf çakmalar, dedikodular çok olurmuş. sizin oralarda durum nasıl.
0
for day to break
(18.11.17)
birbirimizin değil de şahsen ben birinin canını alacak gibiyim.
normalde gergin değil, hatta bahsettiğim kişi olmasa mis gibi olacak.
0
yaraticinick
(18.11.17)
tam olarak yaraticinick'in yazdigini yazacaktim. o kisi olmasa benden mutlusu olmayacak. insanlar ne kadar boşsa egoları o kadar şişik oluyor maalesef.
0
in vino veritas
(18.11.17)
bizim oda mis gibi, komiklikler şakalar gırgır şamata tam benim istediğim gibi; çalışmaktan nefret eden biri olarak ayaklarım geri geri gitmez hiç. diğer ofislerle de bir sorun yok, operasyondakilerle zaten hiç yok.

biraz şans işi, uyuzlara denk gelmemek açısından. biraz da yönetim politikası, bazı şirketler çalışanların birbirinin üzerine basarak yükselmesini teşvik edecek şekilde uygulamalar yapıyor. bazı sektörler özellikle bu şekilde işliyor zaten.
0
Bruce
(18.11.17)
Eskiden tekstilciydim gerilimden sagligim bozuldu.baska is kurdum surekli mutlu insanlarla kakara kikiri yaparak para kazanmaya baslayinca 10 yss genclestim.
0
a r a m i s
(18.11.17)
Can alma konusunda yaraticinick+1

İğneleme vs gibi şeyler olmuyor çünkü ona vakit yok herkes çok çalışıyor. Dedikodunun ucu bucağı yok. Dedikoduyu geçtim iftira bile var. Bir insan bunu neden yapar anlamıyorum.
Bizde adaletsizlik çok. İşinden memnun bir kişiyle bile tanışmadım henüz. Sebebi de yöneticiler ve hakkaniyetsiz uygulamalar.
Aklıma geldi moralim bozuldu valla.
Özel sektör bu arada.
0
irene
(18.11.17)
aşırı stresli zamana karşı bir işim var.
ama iş arkadaşlarım çok kafa zeki ve halden anlayan insanlar.
O yüzden bizde de durum gırgır şamata geyik...
0
rentts
(18.11.17)
Data science alaninda calisiyorum. Hic stresli degil, beklentiler belli. Konusunca halloluyor hersey.
0
hikmetkaraman
(18.11.17)
En son stajda kısa bir süreliğine iş ortamım oldu. Çok güzel bir ortamdı ya. Öğle arası beraber yemeğe çıkıyorduk. Bahçede oturuyorduk. Bir tane yetkili bi abi vardı, o kadar konuşkandı ki, zamanın nasıl geçtiğini anlamıyordum. Üç tane muhasebeci kız vardı. Karşılıklı masalardan sürekli konuşuyorlardı. Onları dinlerken bile keyif alıyordum. İş hayatı şans işi. Güler yüzlü, iyi niyetli insanlarla çalışmak için kaliteli şirketlerde çalışmak gerekiyor. İK boşu boşuna işe alımlarda bir sürü test uygulamıyor. O testler aslında hep uyum yeteneğini belirlemek için yapılıyor. İnsanlar düzgün bir şekilde düşüncelerini ifade edebiliyorlarsa bence kimseyi dövmeye gerek kalmıyor.
0
dissendium
(18.11.17)
bizde 10 numara ortam var hepimiz birbirimizin yüzüne söyleriz, yüzüne söyleyemediğimiz hiç bir şeyi o kişi ortamda değilken söylemeyiz.
0
basond
(18.11.17)
Gayet iyi. Çünkü profesyonellerle iş yapıyorum
0
MaNOfTheYear
(18.11.17)
kendi departmanımda birlikte aynı masada oturduğum insanlarla iyiyim, diğerleriyle alakam yok. çalıştığım yer kurumsal olmaya çalışan bir türk firması, 1300 kişi var ofiste ama hala işler ağır aksak ilerliyor. rica minnet iş yaptırıyorum. bir sürü analiz yapıyorum ve en sonunda veri doğru akmadığı için yaptığım analizler çöp oluyor.

müdürümü sevmiyorum. kesinlikle kötü bir kadın değil. aksine bir yakınımı kaybettiğimde yada ailemden biri hasta olduğunda bana izin verdi. akşam mesaiye kalmam için ısrar etmedi. ama ama ama çok soğuk bir kadın. her yanımdan geçişte bilgisayarıma bakıyor, işi bitirmek için öğle yemeğine çıkmasam ama molada 10 dk fazla dursam bana ters ters bakıyor. o gün kahvaltıdan 10 dk geç insem selam verdiğimde cevap vermeye tenezzül etmiyor. her daim bana kendimi suçlu gibi hissettiriyor.

offf... içimi dökmeye ne kadar çok ihtiyacım varmış
0
you are my lethe
(18.11.17)
önce kendimin sonra hepsinin canını alasım var. gerginlikten ölüyoruz. birbirinin yanlışını kollama, iğneleyici laflar, ensemde boza pişiren, imkansızlıklardan mükemmel sonuçlar çıkarmamı bekleyen bi müdür... her türlü pislik var. eve gelince bu gün de öldürmedik diye duvara çentik atıyorum. önceleri sinirliydim, agresiftim, şimdi depresyondayım, içime kapandım eyice. yaşam enerjim, amacım hepsi yok oldu. ot gibi yaşıyorum.
0
olutaklidi
(18.11.17)
(6)

Günlük amerikan dili

neynep
Gençlerin, mesela yutubirlarin kullandığı günlük sokak dilinde, onlar gibi düşünüp yazabilmem için (biliyorum mümkün değil ama yaklaşmaya çalışacağım) ne yapsam, ne tavsiye edersiniz? Dizi izleyebilirim evet, genel olarak hep ingilizce bişiler duyuyorum dinliyorum da, ama bu değil. Anlamak tamam da,
Gençlerin, mesela yutubirlarin kullandığı günlük sokak dilinde, onlar gibi düşünüp yazabilmem için (biliyorum mümkün değil ama yaklaşmaya çalışacağım) ne yapsam, ne tavsiye edersiniz?

Dizi izleyebilirim evet, genel olarak hep ingilizce bişiler duyuyorum dinliyorum da, ama bu değil. Anlamak tamam da, bunu biraz daha içsellestirmek için, tr-ing bölümüne geçirmek için ne yapsam aceba
0
neynep
(18.11.17)
vlog izle, olayı gündelik hayat olduğu için çok net faydası olur bence.
0
Bruce
(18.11.17)
Twitch yayını izle.
0
dissendium
(18.11.17)
gençlerin sözcüklerini öğrenmeye çalışabilirsin, yukarıdaki yorumlara katılarak şunu ekleyebilirim.

Argo veya günlük dil. Nasıl biz aynen, arkadaşlarla takılcam, bilgisayar kasıyor gibi şeyler söylüyoruz bunlar gibi.
urbandictionary.com a bakabilirsin belki.

ya da şöyle listelere www.sheknows.com
0
senolll
(18.11.17)
Urbandictionary takip et
0
Traveller
(18.11.17)
Çok teşekkür ederim. Bi de şunu demek istiyorum, bunları dinliyorum izliyorum ama anlamak otomatik oluyor. Mesela "kasıyorum" anlamındaki kelimeyi bilmesem bile genelinden anlıyorum, o arada kaynıyor. Yazılı olarak urban dictionary mantıklı, evet ama orda da eng-tr girdi olacak her iki şekilde de.
Sanırım sorumun cevabı yok :( amarigan serserisi olmak için amarigan serserisi olmak gerekir gibi bişey.
0
🌸neynep
(18.11.17)
Periscope'tan Amerika'daki yayınları izleyip milletin yazdıklarına bakabilirsin
0
senolll
(19.11.17)
(2)

Sakarya Üniversitesi Giriş - Çıkış Hakkında

pink panther
Merhaba, Sakarya Üniversitesi kütüphanesine gidip araştırma istiyorum ama zamanım kısıtlı olduğundan dolayı iki gün boyunca orada kalmak gibi bir niyetim var. Sorum da şu: Ben oradan mezunum, bir ara giriş çıkışlarda kimlik kontrolü, misafirler için kimlik alma gibi durumlar söz konusu oluyordu. Son
Merhaba, Sakarya Üniversitesi kütüphanesine gidip araştırma istiyorum ama zamanım kısıtlı olduğundan dolayı iki gün boyunca orada kalmak gibi bir niyetim var.

Sorum da şu: Ben oradan mezunum, bir ara giriş çıkışlarda kimlik kontrolü, misafirler için kimlik alma gibi durumlar söz konusu oluyordu. Sonra o yine bizim zamanımızda kaldırıldı, şimdi durum nedir? Kimliği verip iki gün almasam sıkıntı filan olur mu? Yoksa yine bir şey vermeden girilebiliyor mu?

Bir de PTT' şubesi vardı ama onun ATM'si var mıydı hatırlamıyorum. Bu konuda da bilgi verirseniz sevinirim.

Bonus sorular:
Yemekhane yemekleri ne kadar? :D
Bir ara 5TL'ye saç kesen berber vardı, duruyor mu hala? :D
0
pink panther
(18.11.17)
Girişte kayıt yapılıyor. Kimliğinizi geri alabilirsiniz. Yalnız kütüphane sistemine erişebilmek için öğrenci hesabınızın olması gerekiyor. Sizin durumunuzda en doğrusu okuldan izin almak. Yemekhanede de kart gerekli çünkü.
0
dissendium
(18.11.17)
Yanıtınız için çok teşekkür ediyorum @dissendium, sağolun.
0
🌸pink panther
(19.11.17)
(29)

Hayatınız boyunca yapmak isteyeceğiniz spor dalı?

neysene
Hangisdir? Çok güzel be ben bunu ömrüm boyunca yaparım, hatta profesyonel olsam keşke dediğiniz...Para kaygısı nedeniyle olmayan bir spor tabii ki, futbol gibi...
Hangisdir? Çok güzel be ben bunu ömrüm boyunca yaparım, hatta profesyonel olsam keşke dediğiniz...
Para kaygısı nedeniyle olmayan bir spor tabii ki, futbol gibi...
0
neysene
(17.11.17)
Yelken
0
freebird5406_2
(17.11.17)
Eskrim
0
kornisch
(17.11.17)
yelken +1
0
kablelvuku
(17.11.17)
Kayak.
0
elikası
(17.11.17)
snooker
0
bizansa karsi memleket takimi
(17.11.17)
enduro motosiklet. yapiyorum ama param olsa daha cok zaman harcardim bu ise. hala daha para varsa kayak, buz pateni.
0
jimicik
(17.11.17)
Karate yapıyorum. Profesyonelliğe yakın bir durumdayım. Sörf yapmak isterdim ama köpek balıklarından korkuyorum. Buz hokeyi de olabilir ama bunda da geri geri kayamıyorum. Buzun üzerinde özgürleşebiliyorsun. Ben voleybol demek istiyorum. Top hakimiyetim iyidir övünmek gibi olmazsa.
0
dissendium
(17.11.17)
yelken +9999
0
brakgn
(17.11.17)
Masa tenisi!
0
yirmisantim
(17.11.17)
Downhill bisiklet, aletler acayip pahalı.
0
doxanikee
(17.11.17)
bisiklet
0
n62
(17.11.17)
yüzme
0
dafuq
(17.11.17)
İçten içe curling'e bayılıyorum. Ama izlemekle yapmak aynı keyfi verir mi bilmem.
0
cleric
(17.11.17)
kürek
0
hophophoba
(17.11.17)
yuzme taybiki
0
ordinov
(17.11.17)
Powerlifting.
0
angelus
(17.11.17)
kite surfing <3
0
part time pollyanna
(17.11.17)
powerlifting. boyle bir mutluluk yok.
0
alperz
(17.11.17)
kürek, yelken ve sakatlık çıkmazsa crossfit
0
kullanıcı adını aktif edemeyen insan
(17.11.17)
Tenis
0
battal gemalmaz
(17.11.17)
Dalış

Gerçi profesyonelliği nasıl olur bilemedim. Sakinliğine paha biçilemez.
0
cakabo
(17.11.17)
tenis, kayak, snowboard
0
jam
(17.11.17)
Ben ya önceki hayatımda basketbolduydum ya da bir daha ki hayatımda olacağım. O derece.

İçimde bir MJ ruhu var. Beni bulun. Değerlendirin...Harcanıyorum..

Basketbol. Para falan farketmez. Beni en çok mutlu eden spor dalı.

Yüzme de yaptım ama bir basketbol değil.

Soruya cevap mı bilmiyorum tabi
0
AlsterWasser
(17.11.17)
Rally pilotu olmak isterdim. Motokros da olur.
0
harvey
(17.11.17)
triatlona gönül vermek isterdim.
0
contavolta
(17.11.17)
dağcılıkla uğraşıyorum keşke daha çok yapabilsem. hem maddi hem coğrafi imkanlarım artsa keşke
0
argent dawn
(17.11.17)
Buz pateni
0
for day to break
(17.11.17)
Amerikan futbolu. Yaptım gerçi.

Onun dışında, formula 1 pilotu olmak isterdim.
0
Delay Fuze
(17.11.17)
dagcilik/tirmanis
kayak (yapiyorum da finansal sebepli son 3 senedir, ondan once de sakatlik sebepli 3 sene yapamadim)
voleybol
0
kuehles blondes
(17.11.17)
(25)

Sizinle ilgilenen birileri var mı?

klar
Nasil olduğunuzu soran. Normal yani. Sevgili de olur normal arkadaş da. 1 hafta kimseyi aramasanız illa sizi görmek isteyen çıkar mi?
Nasil olduğunuzu soran. Normal yani. Sevgili de olur normal arkadaş da. 1 hafta kimseyi aramasanız illa sizi görmek isteyen çıkar mi?
0
klar
(17.11.17)
var sağ olsunlar.

sevgili adayı tadında olup arayıp soran da var, arkadaşlardan da.
0
runagain
(17.11.17)
var. şu an geçici süreyle sevgili haricinde diğer her türlü seçenek mevcut.
0
AlsterWasser
(17.11.17)
Çok şükür var. Birkaç dostum iki üç gün sesim çıkmasa 'öldün mü lan tırrek' diye ağzıma sıçar.
Annem ve sevgilim zaten 3 saat haber alamasalar 488584839 kere ararlar.
Bir de okuldan arkadaşlar var bi derse girmesem 5 cevapsız çağrı 20 mesaj oluyor kanki niye gelmedin yağv :( diye.

Bundan 2 sene önce böyle değildi ama. Ne oldu da değişti bilemiyorum.
0
bir nick var benden iceri
(17.11.17)
Ablam, yakın birkaç arkadaşım var.
Eski sevgilim düzenli arar sorar.
İş yerindeki çalışma arkadaşlarım sık sık "sopiro, iyi misin? Hayat yolunda gidiyor mu?" falan diye sorarlar.
0
sopiro
(17.11.17)
coyoteyle aynı durum
0
freetakilir
(17.11.17)
Marketci kiz buraya gelip brad pitt yazmazsa kendimi bu sitenin onunde yakarim.
0
brad pitt
(17.11.17)
evet. aile harici 6-7 kişi var en az. çok şükür, varolsunlar. hiçbirini de aramam normalde malesef. hep onlar arar. bu da benim ayıbım.
0
ssiradanbirigibi
(17.11.17)
yok ki.
0
goodz
(17.11.17)
6-7 kisi var aslinda ama yine de kendimi yalniz hissediyom bazen

coyote'nin notu +1
0
yuzır
(17.11.17)
Aile harici düzenli soranım yok. Yazık bana ya 6-7 kişi var diyenler var
0
Aman Sen de
(17.11.17)
var, eşim. sağolsun her gün halimi hatrımı sorar
0
burya
(17.11.17)
Var. O kişiler de olmasa zaten bu hayat çekilmez.
0
dissendium
(17.11.17)
Var. 1-2 dost biriktirmişim.
0
Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
(17.11.17)
Yani "ee sen nasılsın" diyen az ama 1 hafta aramasan arkadaşın dediği gibi "öldün mü lan tırrek" diyecek var bir iki kişi eksik olmasınlar.
0
ravenclaw
(17.11.17)
humm... yok. ve sanırım sadece benim yok.
0
papazi dovdurmeyecektik
(17.11.17)
ağır yalnızım.
0
ayaklibalik
(17.11.17)
Genelde ben aramam zaten, kötü olan bu. Ama iyi olup olmadıklarını önemserim. Biri belki 2 haftada sorar ama diğeri plan vs için mesaj atar. Teyzem arar bi de.
0
mslny
(17.11.17)
kimseyi arayıp sormadığım için yok, arayıp soranlar zamanla "hayırsıza bak, ben de aramıyorum" diyerek uzadılar. aile olarak var; bir kuzenim sık olmasa da arar sorar, onun haricinde babam 2-3 günde bir arar hal hatır sorar. eski sevgilim sorardı o da yeni sevgili yapınca sormaz oldu alksşda.
0
Bruce
(17.11.17)
Bulunduğum konumda bir arkadaş var arada konuşup nadiren buluşuruz. Bir de başka şehirde var ortaokuldan arkadaş onunla en az haftada bir konuşuyoruz Face'den, görüşme imkanı olmuyor tabii.

Yani yok sayılır, benim de kimseyi umursadığım yok.
0
i was made for you
(17.11.17)
hiç yok. ama ben de kimseyi aramıyorum.
0
gölgede aynı
(17.11.17)
Yok. Sevilmek istiyorum ben de. Yani olmuyor.
0
baldur2
(17.11.17)
Var, sağ olsunlar ama ben onlarla konuşacak zamana sahip olamıyorum bazen.
0
aychovsky
(17.11.17)
ekşi duyuru whatsapp grubundaki arkadaşlar dışında kimsenin soracağını sanmıyorum
0
dieselsingle2
(17.11.17)
çekirdek ailem ve sevgilim var. öyle arayıp soracak bir arkadaşım yok ekstra
0
alaimisema
(17.11.17)
var ama;

www.youtube.com
0
elorelia
(17.11.17)
(20)

Kalkamıyorum

aychovsky
Telefona beş tane alarm kuruyorum en az ve odanın en ücra köşesine koyuyorum ama ne zaman kalkıp telefona gidip kapattığımı hatırlamıyorum bile kalkınca. Dün en az iki dakika dolaşmadan alarmı susmayan bir uygulama kurdum. Kalktım, iki dakika dolaştım ve geri yattım; hayal meyal hatırlıyorum. Hani,
Telefona beş tane alarm kuruyorum en az ve odanın en ücra köşesine koyuyorum ama ne zaman kalkıp telefona gidip kapattığımı hatırlamıyorum bile kalkınca. Dün en az iki dakika dolaşmadan alarmı susmayan bir uygulama kurdum. Kalktım, iki dakika dolaştım ve geri yattım; hayal meyal hatırlıyorum. Hani, böyle 'Kalkayım' gibi iradeli olacak kadar bilincim yerinde olmuyor, uyurgezere daha yakın oluyorum.

1.5 ay sonra kliniğe gideceğim ama toplantıları falan kaçırmamam gerekiyor sabahları. O zamana kadar ne yapacağımı bilemedim. Şimdilik annemlere haber veriyorum, uyandıktan sonra 5 dakika içinde banyo yada mutfak fotoğrafı, 20-25 dakika içinde de evin dışının fotoğrafını ya da hazırlanmış kahvaltıyı görmezlerse yeniden arıyorlar ama sürdürülebilir değil bu. Bazen 'Ohoo, çoktan uyandım. Kahvaltım bile hazır' diye yalan söylüyormuşum dinç bir sesle ama onun bile farkında değilim, uyanınca hatırlamıyorum, bilinçle yapmıyorum.

Geçen gün 15 saat deliksiz uyumuşum, haliyle geç kaldım. Tam kan testi yapıldı, 8 tüp kan verdim. D vitamininde düşüklük çıktı sadece. Onu da alıyorum.

Şöyle bir sorunum var, odamın penceresi açılmıyor. Havalanmıyor yani. Havalandırmayı koridordan yapmaya çalışıyorum. Haftaya taşınmayı planlıyorum, odayı buldum. Bir de şu var; çoğu gece 3-5 saat uykuyla yetinmem de gerekebiliyor. Ki ailem aracılığı ile kalkıyorum 3-5 saatte.

Ne yapayım iki aya kadar?
0
aychovsky
(16.11.17)
Şu REM uykusu evresini tespit edip o zaman çalan alarm app'leri vardı. Ben de bir zaman kullandım. İşe yarıyordu sanki onlar ama?
0
monogram
(16.11.17)
Onlardan var, ara ara işe yarıyor gerçekten.
0
🌸aychovsky
(16.11.17)
Çok klasik olacak ama erken yatsan? İşe yarıyor gerçekten
0
bloodymoon
(16.11.17)
İşten geç dönüyorum. Erken geldiğimde genelde erken uyuyorum ama geceyarısı döndüğüm oluyor.
0
🌸aychovsky
(16.11.17)
Ilık/soğuk arası duş.
0
onemoremile
(16.11.17)
Sabahlari usuyor musun? Ev arakadasimla konustum odamda elektrikli sobayi acip ise gidiyor. Yoksa yataktan cikamiyorum.
0
Traveller
(16.11.17)
Yorgandan çıkınca üşüyorum. Bulunduğum yerde de bu aralar eksili eksili havalar, benim oda da kuzeye bakıyor, normal ısıtmada benim oda soğuk kalıyor. Fan çalıştırınca ısınıyor ama. Biraz daha açayım bakalım, ne olacak.
0
🌸aychovsky
(16.11.17)
merak ettiğim bişey olacak. şimdi kafanda bi senaryo oluştur, illa ki yaşamışsındır diye düşünüyorum. ne bileyim yeni tanıştığın biriyle çok hoşlandığın biriyle veya yeni başladığın bir işe severek gideceksin. ama normal saatlerden biraz daha erken. hatta sabahın körü. kendiliğinden kalkabiliyor musun? veyahutta o sabah da kalkma problemi yaşıyor musun?
0
baharat
(16.11.17)
15 saat uyuyabilmek için uykusuz kalmanız şart. Normalde 5 REM sizin için yeterli oluyorken 4. REM'de uyandınız diye de bu hale gelemezsiniz. Demek ki çok uzun süredir bu şekilde düzensiz ve yetersiz uykularınız oluyor.

İşiniz bu kadar yoğunsa daha fazla uyuyun demek de çare olmuyor ama düzene girmek muhakkak önemli. 5 saat uyuyorsanız bile yatış saatiniz belli olsun, ''oo bugün erken geldim'' diye 10 saat uyumayın.

Vücudunuz ne zaman, ne kadar uyuyacağını bilmediği için her fırsatta bunu maksimum tutmaya çalışıyor olabilir. Anlattığınız gibi bir alarm alışkanlığı edinmek de mevzuyu içinizde önemsizleştiriyor.

İradenizi biraz zorlayıp düzene girmeye ve bu alışkanlıktan kurtulmaya çalışmak gerek bana kalırsa.
0
Piukh
(16.11.17)
@baharat Daha önce de kalkma problemim vardı zaten. Yani, erkek arkadaş, vb.yi zaten geçtim de, şöyle anlatayım. 15 yaşındaydım sanırım, annemin tansiyon problemi oldu. Acile götürdük ve taburcu olunca akşam gelip yattık. Gece sanırım 2-3 gibi annem rahatsızlanmış, evde bir panik vardı ve annemi yeniden acile götürmek gerekti. Olanları duyuyordum, ne olduğunu biliyordum ama tamamen uyanamıyordum bir türlü. İçimden 'Annem ölecek galiba' dedim ve gözlerimden yaşlar boşalmaya başladı ama gözümü açamadım, uyanamadım. Yani, o gece ben evde tek olsam ve uyanıp annemi götürmem gerekse yapamayacaktım, belki de ölecekti. Koma gibiydi. Duyuyorum ama hareket edemiyorum. Bir daha o derece bir şey yaşamadım ama uyanma problemim hep oldu. Tatillerde falan en az 10 saat uyurum. İşi seviyorum, sevmekle ilgili bir sorunum yok. Erkek arkadaşa falan da kalkarken zorlanırım; deli gibi aşıkken de kalkamam. Öyle civa gibi hayatımda hiç kalkmadım zaten.

@cosmicstring, @lazpalle Gece 3-4'te geldiğim bile oluyor. Bazen erken geliyorum, o zaman erken yatıyorum genelde ama bazen geceyarısı, bazen gece 3, bazen akşam 7; değişiyor. Ne zaman geleceğimi pek kestiremiyorum ama öyle geldiğimde her gün erken gitmek zorunda değilim. Bazen sabah 7'de, bazen öğlen 3'te gitmem gerekiyor. O yüzden, bazen uykumu alır gibi yapıyorum, bazen uyur uyumaz kalkıp geri gidiyor gibi oluyor. Haftasonu uykunun tamamını uyuyorum genelde.

Uyku saati seneye yazdan sonra normale girecek. O zamana kadar ne zaman yatıp ne zaman kalkacağımı bilmiyorum genelde.

@rm Yatak sert, tam ortopedik. Onda bir sorun yok.
0
🌸aychovsky
(16.11.17)
Psikolojik destek lazım gibi geldi bana. Çünkü farkında olmana rağmen çözemediğin bir durum var. Kan değerlerinle vs. sorun yok. Eğer yeni eve rağmen sorun ortadan kalkmazsa direkt görünmelisin derim.
0
lcha
(16.11.17)
Kalkınca yatağını topla. Yatağa geri dönme şansı yaratma. Balkon varsa balkona çık bir beş dakika.
0
dissendium
(16.11.17)
@Icha Bu ömrüm boyunca olan bir durum. Bu ara daha az uyuduğundan daha zor kalkıyorum. Zaten pskolojik destek aldığım dönem oldu da, onda da psikolog "İyisin, bana ihtiyacın yok" dedi. Yine de rahatlatıcı "mindfulness" atölyelerine gidiyorum.

@dissendium Ayılmıyorum ki, sorun orada. Kalksam bile hatırlamıyorum.

Eskiden saat çaldığında bilinçli olduğum bir an olursa, yarı kontrollü bir şekilde kendimi aşağı atardım. Kolum bacağım bir yere çarpınca acıyınca uyanırdım. Şimdi sert bir yer yatağındayım, atacak yerim de yok. Bir de eskiden servis saati tekti ve saniyeyle kaçırdım, kaçırdım oluyordu. O stresle kalkabiliyordum. Şimdi esnek biraz daha, vücut onunla da rahatlıyor sanırım.

Septum deviasyonuna bakıldı. Doktor "Haff bir eğrilik var ama iki taraf da yeterince nefes alıyor" dedi.
0
🌸aychovsky
(16.11.17)
alarmy uygulamasını tavsiye ederim. kalkıp daha önce belirlediğiniz yerin fotoğrafını çekmeden kapanmıyor. Yüksek ve rahatsız edici alarm tonları var. Matematik işlemleri seçeneğinde de sabah sabah baya kafa açıyor, çarpma toplama yapıyorsunuz ve zorluk seviyesinizi siz belirliyorsunuz.

Kullanıyorsanız sigarayı bırakmak da sabah kolay uyanmak açıısndan faydalı.
0
tom creo
(16.11.17)
Erken yat uykunu al. Erken yatamiyorsan gun ici kisa kisa kestir.
0
dunal
(16.11.17)
havalandırmanın iyi olmaması da etkili olabilir. düşen oksijen miktarıyla bilincinin açılması zorlaşır(aşırı oksijen düşüşü ya da zehirli gazın bilinci kapatması ve felç olmak ile aynı prensip. burada sadece miktar farklı).

ben erken kalkmam gerektiğinde alarmım çalar çalmaz pencerimi açıp içeriye temiz hava girmesini sağlıyordum(ayrıca içerisinin soğuması da mayışıklığımı alıyordu:) ). şimdi havalandırma işini çözdüm gerek kalmıyor.

sadece erken kalkmam gerektiği zamanlarda klima ya da ısıtıcı çalıştırmıyorum. soğuk olunca daha dinç kalkıyorum.
0
air
(16.11.17)
diğer etkenleri bir kenara bırakıyorum.

alışık olmadığınız sesler olsun alarmda. önce şu: (git:avnoy.com/alarm/flash.swf ) hafif bir müzikle başlıyor, sonra bikbik ötüyor.

peşinden şu: (git: kukuklok.com) kalk borusu çalıyor, inliyor ortalık resmen.

asla kalkmam gereken saate kurmuyorum alarmı.

09'da kalkmam gerekiyor diyelim. avnoy.com'daki alarmı 08:30'a ayarlıyorum. hafif müzik tatlı tatlı çalmaya başlıyor, peşinden klasik alarm sesiyle çalıyor. bu klasik döngüsüne erteleye erteleye devam ediyor.

08:45'e de, kukuklok.com'u ayarlıyorum. kalk borusunu duymamak mümkün degil.

cep telefonunun sesi gittiği için onu kullanamıyorum. bir de araya bir yere onu kuruyordum.

bir anda yataktan kalmayıp tembellik etmek, uykunun açılması için zaman yayıyorum bu faslı.
0
runagain
(16.11.17)
ben merak ettiğim şeyin cevabını aldım. yani psikolojik olmaktan çok fizyolojik olduğu kanıtlanmış gibi oldu sanki şu an benim gözümde. bu arada bu anı için üzüldüm gerçekten. neyse. burun tıkanıklığı, huzursuz bacak falan var mı? bence bundan sonrası sanki tıbbi birşeymiş gibi. yaşam kaliteni artırmak adına en kısada çözüm bulabilmeni ümit ediyorum.
0
baharat
(16.11.17)
@tom creo Alarmy'yi kurdum. İnanılmaz işe yaradı. Hatta ilk olarak uyumadığım bir anda denedim (46x7)+89'u uyumazken 3-4. denememde doğru yazabildim. Uyanmama ise daha da yardımcı oldu, ayıldığımda matematik sorusu çözüyordum. :)

Bu naçizane uygulamayı herkese tavsiye ederim.

Sigara içmiyorum.

@air Soğuğu denedim, hakkaten uykumu açtı da, soğukta uyuyamadım.

@runagain Ben de kalkmam gereken saatten yarım saat öncesine 5 alarmı öteleyince ancak kalkıyorum ama ortalığı inletemiyorum, ev arkadaşım tepemde inliyor sonra :)

@baharat Huzursuz bacak yok. Burun tıkanıklığı da hasta değilsem ya da allerjik bir durum yoksa olmuyor ama çok çok çok yorgunsam o zaman ağız ya da burun, artık hangi delikten hava girerse hepsinden nefes alıyorum.
0
🌸aychovsky
(17.11.17)
bende uyuyamıyorum!!
0
bruceandwayne
(17.11.17)
(18)

aniden ölseniz

diffarentiationation
2-arkada kalanlar, özellikle aileniz öğrendiği zaman sizin hakkınızdaki fikirlerinin değişmesine sebep olacak bir iz var mı? iyi ya da kötü? evdeki eşya olabilir, fotoğraf olabilir, bir belge olabilir, ya da az kişinin bildiği yaşadığınız bir olay.2-sizinle birlikte yok olacak sırlarınız var mı?
2-arkada kalanlar, özellikle aileniz öğrendiği zaman sizin hakkınızdaki fikirlerinin değişmesine sebep olacak bir iz var mı? iyi ya da kötü? evdeki eşya olabilir, fotoğraf olabilir, bir belge olabilir, ya da az kişinin bildiği yaşadığınız bir olay.

2-sizinle birlikte yok olacak sırlarınız var mı?
0
diffarentiationation
(16.11.17)
1- telefondaki ciplak fotograflarimi sileyim bari iyi hatirlattin.
0
baldur2
(16.11.17)
cekmecemde ki penis fotograflari ve nazi bayragi.
0
tiarwain
(16.11.17)
1. Var. Kötü.

2. Var.
0
dissendium
(16.11.17)
1) hayatıma giren herkesi biliyorlar. her şeyi anlatırım. hatta kardeşim kimle birlikte olduysam bilir. zaten ölmüşsem ölmüşümdür, ben öldükten sonra benim hakkımda düşünecekleri şeyleri umursamayacağım bir yerde olacağım.

2) dünyanın en sırsız insanıyım ahdjdjddjd
0
gebere jackson
(16.11.17)
Annem geldi aklıma :) Dışarı çıkarken evi derleyip toplar, uzun yola gitmeden önce evi dip köşe temizler, çamaşır sepetinde asla kirli çamaşır bırakmaz. Sebebi de ölürüm kalırım arkamdan ne pis kadınmış demesinlermiş :)

Bende yok.
0
bego
(16.11.17)
1. Var ama hiç kimse bilmiyor değil ama çok kişi bilirse hoş olmayacak bir şey var. Onun dışında, şu anda iki kişinin bildiği ve duyulduğunda düşüncelerini değiştirecek değil de, 'Oha, bunlar da mı olmuş' diye çok kişinin düşüp bayılacağı ve filmi çekilesi birkaç şey var.

2. Kendime ait hiçbir şey yok ama başkasına ait bir sır benimle birlikte mezara girecek.

bego'nun annesi benim de annem sanırım. Bir arkadaşım vardı; ağda zamanını hiç kaçırmazdı. Derdi ki 'Biri bana tecavüz ederse, öldürürse beni kıllarla bulmasınlar; öldürmezse zaten o kıllarla kimsenin karşısına çıkmadan ben kendimi öldürürüm' derdi. O da geldi aklıma şimdi.
0
aychovsky
(16.11.17)
Öyle sırrım var evet. 1 tane de değil maalesef. Mezara kadar gelecek benle. Öğrenen kişi üzülür benim adıma galiba
0
ssiradanbirigibi
(16.11.17)
1) var ama imha etmeyi düşünüyorum.

2) evet var.
0
sylr
(16.11.17)
Benim ölümüm büyük felaket
0
12 nereden buldun
(16.11.17)
1. Var. Fotoğraf, eşya, belge hepsinden var ama öldükten sonrasını mı kayıracağım?

2. Var. Her şey anlatılmaz ki.
0
Piukh
(16.11.17)
1- Hayır arkamda bıraktıklarımdan farklı bir anlam çıkaramazlar, ama yine de tüm sosyal medya hesaplarımdan ve mail adreslerimden çıkış yapacak kadar vaktim olsun isterim, olmazsa da sorun değil, bilmedikleri bir şey çıkmaz, gereksiz anı biriktirmekten hoşlanmıyorum çünkü.

2- Var.
0
elikası
(16.11.17)
her iki soruda da hayır
0
rain when i die
(16.11.17)
İki sorunun cevabı da benim için evet ama ölmüşüm zaten yahu, bana ne?
0
kayranin kedisi
(16.11.17)
1- Var ama öğrenmeleri çok küçük bir ihtimal.
2- Var.
0
iwasbornonamountainside
(16.11.17)
1. yok
2. yok
(duz adam)
0
ezeriko
(16.11.17)
aileme sinir krizi anında bir çok şeyi anlatmıştım özellikle cinsellikle ilgili.
sanırım yok ya.
0
blacksky
(16.11.17)
Ailemin üzüleceği şeyler var elbette, o aptal çocukluk ergenlik günlüklerimi imha etmek istiyorum ama kıyamıyorum, ne salakmışım diye gülerek okuyorum bazen. Konu geçince onlara da derim bakın ölür ederim o kilitli çekmecemi imha edeceksiniz, sakın bişeyi kurcalamayın. Ne kadar dinlerler bilemem tabii=)
0
mslny
(16.11.17)
-var.

-var.
0
runagain
(16.11.17)
(2)

sınava çalışabilmem için hangi yöntemi seçeyim?

bir fincan kahve ile film izlemek
şimdi yatıp, gece 3'te kalkıp ders çalışarak mı gitsem sınava?yoksa gece 2'ye kadar çalışıp yatıp öyle mi gitsem?not: epey uykum var şu an, bugünü de 2 saatlik uykuyla geçirdim. hangisini yapsam verimli olur bilemedim, öte yandan da şimdi yatsam gece uyanma işi yalan olur diye korkuyorum.
şimdi yatıp, gece 3'te kalkıp ders çalışarak mı gitsem sınava?
yoksa gece 2'ye kadar çalışıp yatıp öyle mi gitsem?

not: epey uykum var şu an, bugünü de 2 saatlik uykuyla geçirdim. hangisini yapsam verimli olur bilemedim, öte yandan da şimdi yatsam gece uyanma işi yalan olur diye korkuyorum.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(15.11.17)
Eğer uyanabileceğine inanıyorsan şimdi yat. Gece 3'e 6 saat var. Yeterli bir süre dinlenmek için. Bence 4'te uyansan bile yeter. Sınav sabah 9'da falansa ve 8'de evden çıkman gerekecekse 4 saat de çalışmak için iyi bir süre. Sıfırdan başlamadığını kabul ediyorum.
0
dissendium
(15.11.17)
@dissendium; yok, sıfırdan başlamayacağım neyse ki. akşamüstü 1-2 saat daha çalışmıştım.
sanırım şimdi uyumayı tercih edeceğim. alarmı arka arkaya 5 tane kurarım, garanti olsun:)
0
🌸bir fincan kahve ile film izlemek
(15.11.17)
(16)

Bekarlik sultanlik mi?

runagain
Ya da baskanlik, partili cumhurbaskanligi mi...Besik kertmeleri, sozluler, yazililar, nisanlilar, evliler, dullar da cevap verebilir.Bence bazen oyle. Her zaman degil. Bazen çok ozeniyorum, istiyorum; sonra olmuyo iste. Bir yerde bebek gorunce deli oluyorum, cocuklari cok seviyorum oyle iste...
Ya da baskanlik, partili cumhurbaskanligi mi...

Besik kertmeleri, sozluler, yazililar, nisanlilar, evliler, dullar da cevap verebilir.

Bence bazen oyle. Her zaman degil. Bazen çok ozeniyorum, istiyorum; sonra olmuyo iste. Bir yerde bebek gorunce deli oluyorum, cocuklari cok seviyorum oyle iste...
0
runagain
(15.11.17)
Bekarım. 31 yaşındayım.

Yemin ederim karşıma çıkan ilk insanla evlenebilirim. Çok sıkıldım. Sultanlık falan değil kısaca.
0
Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
(15.11.17)
Sevgilim olacaksa ama evli olmayacaksam (teorik olarak bekar oluyorum) sultanlık. Yoksa sultanlık değil. Yalnız yaşamak zor. Yani, en azından bana göre sıkıcı.
0
dissendium
(15.11.17)
İşin ilginç yanı evlenen arkadaşlarımın hepsi deli misin sakın evlenme diyor.
0
Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
(15.11.17)
Evli de oldum, bekar da.
Bekarlık çok güzel eğer kendinizi seviyor, tek başına sıkılmıyorsanız.

Evlilik de doğru insanla güzel olma potansiyeline sahip bir olay fakat sıkıcılaşmaya başlama süresi çok çabuk. Öyle şahane dinamikleriniz olacak ki eşinizle, sıkılmanın da, zorlanmanın da, şahane günler geçirmenin de, "bu insana bir saniye daha tahammül edemeyeceğim" deme hissinin de, arada "allahım iyi ki evlenmişim amin" demenin de çok normal olduğunu kabulleneceksiniz, çabuk sarsılmayacaksınız. Para harcama dinamikleriniz aynı olacak. Ve kesinlikle ama kesinlikle zor zamanda sapıtmayan bir insan olmalı evlenilecek kişi.
0
sopiro
(15.11.17)
kafamın en rahat olduğu dönemdeyim ya da kendi kendime yalan sıkıyorum. ilişkim olunca bana bi haller oluyor sanki.
0
gebere jackson
(15.11.17)
Eğer bekarken platonik aşık olduğun biri falan yoksa bence sultanlık.
0
ms brownstone
(15.11.17)
@ms brownstone, platonik degil ama bitmis bi iliskinin acisini hala yasamak, yeni bir iliskiye baslayamamak, o kotu.

Bir de bebis bebis istiyorum :) gecen bir reklam vardi. Prima falan miydi acaba, o kosturup duran bebeklere deli oldum ya. Evde yalnizim, bir anda babane moduna girdim. Oyyy yerim falan.
0
🌸runagain
(15.11.17)
Ütümü yapacak bi hatuna ihyiyacım var. Kafamı da ütüleyebilir.
0
[GODDARD]
(15.11.17)
kesinlikle evet.
0
sen git ben geliyorum
(15.11.17)
bence bunun cevabı topluma göre değişir. bizim toplumda bekar olmak çok zor. geçenlerde evli bir kadın facebook grubunda, bekar kadınlara kokuşmuş .mcıklar dedi. o zaman bekar olsaydım o kadını...neyse. bencebaşkalarının ne dediğini çok takan biri için zor bizim ülkede.
0
for day to break
(15.11.17)
"bi' sevgilim olsa giderim balayına, ah bi' de bekarsam giderim alayına" www.youtube.com

ancak, "yalnızlı ömür boyu". www.youtube.com

durum bu.
0
AlsterWasser
(15.11.17)
Bu durum kışın yazı, yazın kışı özlemek gibi biraz.

Hayatımızda biri yokken çok yalnızım yeter artık diyoruz. Hayatımızda biri varken de özgürlüğüm kısıtlandıdan başlıyor ben ben değilim artık da bitiriyoruz.
0
kablelvuku
(15.11.17)
Bekarım.
Bence sultanlık.
Evlilik düşünmüyorum hiç düşünmedim.
Çocuklardan hoşlanmam.
0
mutekebbir
(16.11.17)
23 yaşında bekar kadınım. Şimdilik sultanlık evet ama bir taraftan düzen arayışı da ufak ufak yoklamıyor değil.

Genel olarak memnunum halimden.
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(16.11.17)
bence her iki taraf içinde yer yer sıkıcı olsa da başkanlık. insan birlikte uyuyacak birilerini tabi ki istiyor ama olmasa da olur denilen bi çağda yaşıyoruz.
0
dedim ben sana
(16.11.17)
bence de değil. insan bir zamandan sonra yanında güvenebileceği, bir şeyleri paylaşabileceği, birlikte anı biriktirebileceği birilerinin yokluğunu hissetmeye başlıyor.

yıllardır bekâr gezmiş, nerede akşam orada sabah takılmış, 30'una yaklaşmışken nişan arifesinde olan biri olarak söylüyorum.
0
avianthem
(16.11.17)
(12)

Batı bu adamları nasıl çıkarıyor?

ya ben lan neyse
Elon Musk, Steve Wozniak, Bill Gates, Jeff Bezos...adını bilmediğim binlercesi...klasik olarak gelir yüksekliği, ailelerin eğitime verdiği önem, devlet politikaları, rol model bolluğu, kültür vs. denebilir ama özellikle bu ülkeleri tecrübe etmiş ya da uzman arkadaşların söyleyecekleri önemli. neyi k
Elon Musk, Steve Wozniak, Bill Gates, Jeff Bezos...

adını bilmediğim binlercesi...

klasik olarak gelir yüksekliği, ailelerin eğitime verdiği önem, devlet politikaları, rol model bolluğu, kültür vs. denebilir ama özellikle bu ülkeleri tecrübe etmiş ya da uzman arkadaşların söyleyecekleri önemli. neyi kaçırıyoruz? şöyle vurucu bir şeyler söyleyin bana.

eğitimin içindeyim. bizim eğitim sistemimizi çok iyi de bilsem başarılı örnekleri tanımam lazım. yoksa farkı anlayamam.

sağ olunuz.
0
ya ben lan neyse
(15.11.17)
Hepsinin temelinde özgür düşünce yatıyor. ABD, bunu düşünme ya da şunu yapma gibi baskıcı bir yönetim uygulamıyor. Böyle bir ortamda fikirlerin doğması ve gelişmesi anormal bir durum değil.
0
dissendium
(15.11.17)
Ben ABD'de egitim aldim. Orada cahillige ovgu de var ama calisanin onu de acik.

Bir de bilim uretiyorlar. Daha akilli bir cep telefonunun bilgisi 1 milyar cep telefonunun toplam maliyetinden daha pahali. ABD bilim uretiyor sonra Banglades Turkiye Pakistan bu bilgiye gore cep telefonu araba buzdolabi kopyaliyor. O cep telefonunu daha etkili hale nasil gelistiririz hic dusunmuyoruz. Ornegin kimya biyoloji bolumleri mezunlari burada issiz. ABD'de 4 yillik kimya bolumu mezunuysam kesin iyi bir is bulurum.
0
Traveller
(15.11.17)
Beni bir fikir verir

nordic.businessinsider.com
0
senolll
(15.11.17)
ek olarak. Senin klasik olarak adlandırdığın kriterler aslında gayet cevabın kendisi. Bakalım ;

www.oecdbetterlifeindex.org

Şimdi bu grafikte "batı" diye gruplandırabileceğimiz ülkelere baktığımızda kriterlerler dolayısıyla bu tarz durumların buralarda parlama olasılığının daha yüksek olduğu ortada.

Burda ayrıca dikkat edilmesi gereken durum eğer bu tarz nadir beyinler grafikte aşağıda kalan ülkelerden çıktığında da bu ülkere beyin göçü yapabilmesi için her türlü ortamın kuruluyor, sağlanıyor olması..Bu konuya ekonomik olarak oldukça yüklü bir yatırım yapılıyor olması.
0
AlsterWasser
(15.11.17)
bunun cevabını verebilmemiz için de batı'da eğitim görmüş olmamız gerek sanırım.
0
for day to break
(15.11.17)
Doguda projeyle "cikariliyor" birileri, batida kendiliginden yetişiyor.

"Cunku erkek erkege evlenebiliyorlar, ondan mi?" Demisti bir hocamiz. He amk ondan!

Adam baskanla sabah aksam dalga gecebildigi icin.
Dinimiz aaameeeen diye mışıl mışıl uyumadigi icin.
11 eylulun misal devlet komplosu oldugunu konusabiliyorsun orada...
Milletce birlik beraberlige en cok ihtiyac duydugumuz... gibi bir perde yok,
Yayin yasagi da yok.
Siyah baskan gelince su kadar yillik white sea'yi, ah pardon sarayi black house yapamıyor a me ka!
Kabile devleti degil cunku! Uc yuz yillik gecmisi var binlerce yillik degil ama alabildigine fikir, ifade, inanc, girisim ozgurlugu.

Yok mu hic yamugu, yalanci cennet mi? Ooo cok ama kopekler serbestse taslar da bagli degil yani.
0
runagain
(15.11.17)
bu arada steve jobs un biografisini ve amazon'nu anlatan everything store kitaplarını tavsiye ederim.

smile.amazon.com

smile.amazon.com
0
n62
(15.11.17)
bence egitim tabi ki, artı genetik miras olarak da ortalama iq yüksek olabilir. artı gelişmeleri için fırsat buluyorlar, wozniak türkiyede bu kadar başarılı olabilir miydi. Mesela internette teknik bir foruma bakıyorum çogunluk amerikalıların tartıştıgı konularda yazdıklarını okuyunca bu insanlar niye bu kadar akıllı diye inanın komplekse giriyorum.
0
joepiscopo
(15.11.17)
bilim müzesine gitmiştim yurtdışında dudağım uçukladı. kaç yıl öncesinde adamların o şartlarda sahip olduğu deneysel aletler, imkanlar bugün bizim üniversitelerimizde olanlardan daha çoktu.
ve torpil yok, ben görmedim, dolayısıyla çalışan insanlardaki umutsuzlukta yok.
0
durgunfoton
(16.11.17)
Why nations fail? Daron acemoğlu
0
smeagal
(16.11.17)
1) Teknoloji uretimini yapacak adamlar zeki adamlardir. Bugun zeki adamlari Turkiye'de gorenler ilk olarak niye yurt disinda degilsin de buradasin diye sorar. Bu sorunun nedenleri senin sorunun dogrudan cevaplari.
2) Ulkendeki zeki adamlari diger herkes gibi yeteri kadar iyi yetistiremiyorsun. Onlar yetistiriyor.
3) Meyve vereni taslayan, ortak hicbir konuda bir araya gelemeyen, yalanci, cikarci, yagmaci, ahlaksiz bir insan cogunlugu var. Bu bir bataklik. Orada yok.
4) Ayni sekilde vasatligi kutsayan bir resmi sistemin var. Ulkende kalan zeki/egitimli adamlarin inisiyatif almasini kostekliyorsun. Kendi basina bir sey uretmeye calissan onunde sacma sapan engeller cikar. Hatta sonucta bir sekilde suclu cikarsin. Yani bu isi yapabilecekler icin yapmamak en iyi secenek. Orada yeter ki sen yap.
5) Is yapma ortami Turkiye'de yok. Is yapmak icin guven ortamin yok. Burada yarin sebepsiz yere tepene binebilirler, birak hukuki bir konunun cozumlenme suresini. Servetin yok ve ic pazarin kucuk. Dolayisiyla dunya capinda buyuyecek bir sirketin yeri Turkiye degil; kanunlari belli, bugun a dedigine yarin b demeyecek yerler.
6) Yolsuz bir sistemin var. Bu isler icin ayirdigin ayirmadigin tum maddi kaynaklarin yanlis yerlere akiyor. Orada hem kaynak var hem kaynaklar cok daha iyi kullaniliyor.
7) Bilim ve teknoloji uretmek her seyden once bir kultur birikimi isidir. Kosulsuz ifade ozgurlugu bunun temelidir. Cunku gelisme, populer olmayan fikrin ortaya atilmasiyla tartisma uzerinden saglanir ve ifade ozgurlugu bunun yapilabilmesini garanti altina alir. Bu, yasal oldugu kadar kulturel bir sorun. Turkiyede annesi babasiyla dahi olgun bir fikir alisverisine giremez insanlar. Orada farkli fikirler tesvik edilir, ifade ozgurlugu one cikarilir.
0
dunal
(16.11.17)
Yukarıdaki hemen hemen her şeye katılmakla ve en önemlilerin onlar olduğunu bildirmekle birlikte, iki ek yapmak isterim.

İlki, insanların posasını çıkararak çıkarıyor bu insanları. Girişimcilere de geçeyim, öncelikle akademiden bahsedeyim. Gelenlerin hepsi dünyanın en seçmeceleri. İyi yerdekiler çok daha seçmece, kaymak tabaka, lordlar kamarası. Onlar da 'Haftasonu olursa, şöyle tatile giderim. Böyle eğlenirim' demiyor. Örneğin, bir arkadaşıma hocası 16 haftasonunu okulda geçirmesini ve deneyler yapmasını istedi; o da hafta içleri ve ehafta sonları okulda. Geceleri 3-4'te çıktığım oluyor ve tek değilim; çıkıp binaya dönüp baktığımda sabahlayan en az 5-10 kişi oluyor. 3-4 saatlik uykularla dayanıyoruz. Haftasonu tek istenebilen tek şey uyku haline geliyor. Çinliler ve Hintlilerle yarışıyorsun ki, ülkelerinde bir sınavda 100 üstünden bir puan düşseler önlerine yüzbinlerce kişi geçiyor ve hayallerine elveda diyorsun. O yüzden, acımasız ve yarışmacı oluyorlar. Haliyle, onların olduğu ortam da acımasız ve yarışmacı oluyor. Haliyle doğuştan dahi olup her teoremi şıp diye ispatlayamıyorsan veya o zorluğa gelemiyorsan, sistem seni eliyor zaten. Hiçbir şey olmadan geldiğin yere dönüyorsun. Bundan geçsen bile ne işin garanti, ne yerin, ne yurdun. Dolayısıyla, çok çalışan başarılıdır diyemem ama başarılı olan mutlaka eşşekler gibi çalışmıştır, sen ben dizi izlerken, 'Stranger Things'in ikinci sezonu çıktı' derken, o arkandan 'Haa, izle, izle de ben seni geçeyim' diye bakar. İş hayatı buna göre rahat ama çok farklı değil. Zalimdir; ona dayandığın veya bu bakış açısına sahip olduğun sürece seni göklere çıkarır, dayanamazsan veya reddedersen seni yerin dibine gömer.

Hobiler için çok çelişkili bir durum var mesela. Öğrencilik boyunca 'extra-curricula' adına çok yönlü bir insan olduğunu hobilerle göstermen gerekiyor, iş hayatına geçince de 'benim zaten en büyük hobim işim' modunda olman bekleniyor. Ki başarılı olanlarda hobisi işi oluyor gerçekten. İş vaktinde de, hobi vaktinde de gerçekten severek çalışıyorlar. Yani, durum %100 şu:
scontent-sea1-1.cdninstagram.com

İkincisi de, girişimcilik ve risk endeksi. Amerika'nın 'Belirsizlikten kaçınma' endeksi %46 iken, Türkiye'de %85.
uzumc.files.wordpress.com
Neredeyse iki katı. Türk birinin yazdığı bir kitap vardı ama adını da yazarını da unuttum şimdi. Yukarıdaki veriye bağlı olarak iki şey çıkıyor. Bizim ülke 'Memur ol, maaşını ve emekliliğini garanti altına al. Geleceğin garanti olsun' ya da 'Yapma demiyorum, hobi olarak yine yap' ülkesi. Amerika ise 'Haydi, ben bir daldım, dalıyorum. Rasgele' ülkesi. İkinci olarak da Türk kültüründe, bir kere battın mı; milletin ağzına, diline sakız oluyorsun. 'Öyle açmıştı ama beceremedi'ler gırla gidiyor. Amerika'da ise batmak zaten çıkmanın bir parçası olarak çoğunluk tarafından kabul ediliyor. 'E batmadan, nasıl çıkacaksın ki' anlayışı hakim. O yüzden, bizdeki gibi bir kere battın mı, seni daha da tutup çeken olmuyor.

Bir de aslında, yukarıdaki tablodaki çok kötü bir şeyin iyi olan bir sonucu bu: bireysellik endeksi. Türkiye'nin bireysellik endeksi 37, Amerika'nın 91. İki ülke için de iyi değil bu sonuçlar. Bunun anlamı şu, Türkiye'de millet senin iç işlerinde, yukarıda anlattığım durumda olduğu gibi ama düşersen tutacak birileri de belki olabiliyor. Akrabalık ilişkileri güçlü. Atıyorum, senin borcu kardeşin, annen, baban, vb. ödeyebiliyor. Türkiye bu konuda bazı istisnalar dışında el bebek, gül bebek resmen. Amerika ekstra bireysel; kişisel alanın varlığı güzel ama yalnız ve korunaksız. Düştüğünde seni tutacak ailen yok ve her koyun kendi bacağından asılıyor. Dolayısıyla, risk çok yüksek. Battın battın, çıktın çıktın. Dolayısıyla, Steve Wozniak'tır, Bill Gates'tir; bir yandan bunları görürken; bir yandan da yüzbinlerce evsizi, otobüs durağında otururken ölüp 2 gün fark edilmeyeni de görmek gerekiyor. Bunlar birbirinden ayrı değil. Yani, başardın mı tam başarıyorsun ama çakıldın mı da iyi çakılıyorsun ve daha fenası, yalnız çakılıyorsun. Dolayısıyla, başarısız olma şansın yok, asılıyorsun. Başarı özgürlük, eğitim, para, vb. gibi güzel kaynaklardan da geliyor; iş güvensizliği, yalnızlık, korku gibi negatif kaynaklardan da geliyor. Madalyonun 'Bizim ülkemiz çok kötü, onlar bilimi destekliyor' dışında, aslında diğer yüzü olan, kimse seni desteklemediği için başarmaktan başka çarenin olmadığı bir sistemden de geliyor. Bir yandan bilime, sektöre destek tamken, bir o kadar da acımasızlığı var. Akademisyenin değeri bölümüne aldığı proje kadar, iş hayatındakinin kazandırdığı para kadar; ötesindekiler genelde tırı vırı. Bu sistemi içselleştirip kucaklarsan, başarıya daha yakın oluyorsun haliyle. Özetle de, vahşi kapitalizm sadece şekil değiştirmiş olarak devam ediyor. Değerli olmak, değerli kabul edilmek istiyorsan para kazanacak ve kazandıracaksın; bu kadar net. O yüzden de 'Başarılı olmanın 10 yolu', 'Aşmış insanların 5 alışkanlığı', '3 saatte 6 saatlik iş yapın' gibi kitaplar en çok satan oluyor; üniversite öğrencileri kaçak Adderall alarak çalışıyor. Gerçi son yıllarda Ferrari'sini Satan Bİlge tarzı bir iki isyankar bakış açısı popülerlik kazandı ama o da anlık rahatlatıcı olarak iş görüyor.

Bir de eğitim sistemi için şunu eklemek isterim. Daha dün ya da önceki gün PISA direektörü Türk öğrenciler için 'Ancak ezberciler, hiç yaratıcı değiller' dedi ve sistemi yerin dibine soktu.
t24.com.tr
Yaratıcılık bu tür girişimlerin en büyük parçalarından biri ve öğretilmiyor, aşılanmıyor. Dolayısıyla, öyle ete böyle yahni. Bu da öğretmenin veya öğrencinin suçu değil; müfredatın ve yaklaşık 50 küsur yıldır Milli Eğitimi tutkuyla değil de, ezberden yönetenlerin suçu.
0
aychovsky
(16.11.17)
(27)

Kaç kredi kartınız var?

12 nereden buldun
Kaç kartınız var ve kaçını aktif kullanıyorsunuz?Bu siralar kredi karti koleksiyonculuğu moda olmuş yine. Kime baksam en az 4 5 kart.
Kaç kartınız var ve kaçını aktif kullanıyorsunuz?
Bu siralar kredi karti koleksiyonculuğu moda olmuş yine. Kime baksam en az 4 5 kart.
0
12 nereden buldun
(15.11.17)
Hayatımda ilk defa bu yıl, 24 yaşında staj için hesap açtırırken ek olarak kredi kartım oldu. Sadece bir tane var ama hiç kullanmadım şu ana kadar. Vadeli hesabım var. Onu kullanıyorum.
0
dissendium
(15.11.17)
1 adet. 30k maaş bile alsam 1 adetten fazla kullanmam, gerek yok.
0
felatunbey
(15.11.17)
Sadece iki tane banka kartım mevcut, kredi kartı hiç kullanmadım şu zamana dek.
0
tel tokasini duzelten samuray
(15.11.17)
1 tane var. onu da kullanıyorum.
0
sutlu nescafe
(15.11.17)
aynı limite ait iki kartım var, yani teknik olarak bir. mil için, alışveriş için vs hangisi uygun oluyorsa onu kullanıyorum.
0
sopiro
(15.11.17)
Hiç Yok. Hesap kartımı kullanıyorum.
0
Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
(15.11.17)
10 senedir kullanmıyorum.
0
ayaklibalik
(15.11.17)
1
0
japon askeri
(15.11.17)
1
0
sta
(15.11.17)
4 yıl önce aldım ilk kredi kartımı. Bir iki yıl tek kredi kartı kullandım. Sonra ikinciyi çıkardım birkaç ay sonra da üçüncüyü.

Üç kredi kartını çok aktif mi kullandım, hayır. Bir tanesini aktfi bir şekilde kullanıyordum hep. Sonra biraz borçlandım doldu limit, ikinciyi de bir süre kullandım. Üçüncüyü zaten çok nadiren internet alışverişinde vs kullanıyordum.

Şimdi bir tanesini kırdım. Banka 2018 de muhtemelen yenisini gönderecek onu da kıracağım geldiği gibi. Rejiminin borcu tamamen sıfırlandı nerdeyse. Diğeri de iki aya bilemedin üç aya bitecek. Sonrasında limitlerini düşüreceği veya ikinciyi de kıracağım.

İki yıl içinde de kartsız bir hayata geçebilirim.

Genel olarak kredi kartı çok avantajlı olduğu gibi bazen aksi bir durum da olabiliyor. Dikkatli kullanmak lazım. Bir tanesi iyidir. İkinci üçüncüye gerek yok, macerayı başka yerlerde aramak lazım :)
0
mezarkabul
(15.11.17)
2.
biri ilk işe girince aldığım kart, diğerini son işime girince habersiz yolladı banka. baktım limit yüksek bi de milli, kapatmadım. borcu bitince ilkini kapatıcam, milli olamadığı için şansı yok kehkehkeh
0
Bruce
(15.11.17)
2. ikisinin de limiti en düşük seviyeden. birisi ne olur ne olmaz diye duruyor. ama zaten 4-5 kredi kartı olan adam gelip buraya yazmaz. az kredi kartı kullananlar ya da hiç kullanmayanlar olarak anca birbirimizi eğliyoruz.
0
who cares wins
(15.11.17)
1 tane var ama hala aktif mi bilmiyorum bile, yillardir kullanmadim. Sadece banka karti kullaniyorum.
0
crown
(15.11.17)
Axess hariç tüm büyükler var. Sadece benzin için tutuyorum. Her zaman 400/50 300/40 gibi kampanyalar oluyor. Ayda 1500tl harcıyorum benzine.
0
shenergy
(15.11.17)
araç kiralamada lazım olduğu için mecburen aidatsız bir tane aldım. onu da kullanmıyorum.
0
ocanal
(15.11.17)
1

o da kuveytturk. taksit yok. asgari ödeme yok.
0
elorelia
(15.11.17)
Sıfır.
0
ms brownstone
(15.11.17)
1 tane. cepteteb. 1500 TL limitli o da.
0
efreet sultan
(15.11.17)
İki tane var, birini kullanıyorum. Diğeri yedek olarak duruyor 1000 TL gibi cüzi bir limiti var, araç kiralama (iki kredi kartı istenebiliyor) veya çok acil durum olursa diyip düşük limitle açık tutuyorum ancak aylardır hiç kullanmadım.
0
Lethe
(15.11.17)
2 var 1 e düşüreceğim.
0
gonulcelen87
(15.11.17)
Ilk tam zamanli isimi bulup maas almaya baslayana kadar kredi karti kullanmayi reddettim. Maas kartimi alirken subede calisan kadinin satmak istedigi kredi karti ile ne kadar cok bedava ucabilecegimi anlatmasiyla ilk kredi kartimi almis oldum. Hakikaten de o kart sayesinde cok uctum. Ikinci kredi kartimi da bir kac ay once bir arkadasimin o kartin puanlariyla ne kadar cok ucabildigini anlattiginda aldim. Tamamiyle seyahat sebepli 2 adet kartim var yani. Uygun fiyata/bedava ucamiyor olsam sanirim ikisini de kapattirirdim.
0
unionall
(15.11.17)
2 tane, birini yeni aldım diğerini kapatıp bunu kullanacağım

Ama enpara kredi kartı çıkarınca onu da alacağım
0
mutlusismankedi2015
(16.11.17)
Hayatım boyunca hiç kredi kartım olmadı. Ömrümün sonuna kadar da asla almayacağım.
0
kalemdefter
(16.11.17)
2/2
0
Delay Fuze
(16.11.17)
Yok. Banka kartı.
0
Adramelekhh
(16.11.17)
2
0
all girls dream
(16.11.17)
Şu anda kredi kartım yok ama alacağım kart belli enparanın kredi kartı olacak, her ne kadar daha son aşamaya gelmemiş olsalar da şartları gayet makul limiti de uygun olduktan sonra tadından yenmez.
0
EkimBebesi
(16.11.17)
(35)

herhâl dünya üzerinde bu botu beğenen, isteyen tek kişiyim?

mslny
Kime ne tatlı di mi diye sorsam yüzündeki ekşimeyi gördüm, 5 kuruş vermem lafını işittim, hepsine aşkolsun. Ayağımda çok sevimli durdu, onu geçtim giydiğim en rahat bot belki de. 2 yıl garantili, asla su geçirmiyor, tabii ki indirimi beklicem. Ve fakat sizce de fecaat mı?https://www.camper.com/tr_TR
Kime ne tatlı di mi diye sorsam yüzündeki ekşimeyi gördüm, 5 kuruş vermem lafını işittim, hepsine aşkolsun. Ayağımda çok sevimli durdu, onu geçtim giydiğim en rahat bot belki de. 2 yıl garantili, asla su geçirmiyor, tabii ki indirimi beklicem. Ve fakat sizce de fecaat mı?

www.camper.com
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
0
mslny
(15.11.17)
komikmiş. ama kıyafetle bakmak lazım, belki o zaman çok sırıtmıyodur.

beğendiysen giy, kime ne ayrıca.
0
sir gawain
(15.11.17)
bu haliyle güzel görünmüyor ama ufak tefek, minyon birinde hoş/sevimli durabilir.

edit: bu botun 549 lira olmasının sebebi nedir? merakımdan soruyorum sahiden. markası dışında bir sebebi var mı?
0
rahip janick
(15.11.17)
Oha! 549 lira nedir lan.

Tam bir tikky botu.
0
himmet dayi
(15.11.17)
50+ yaş itemi
0
dissendium
(15.11.17)
Genç için komik, yaşlı giyse sırıtmaz. Sorry.
0
suskun
(15.11.17)
güzel durmuyor. ama sen begendiysen ve ayagında guzel duruyorsa sorun yok. botu giyinmiş bir halde foto olsa ona göre de yorum yapardık.
0
runagain
(15.11.17)
beğendiyseniz ve fiyatı da sorun değilse alın tabii ki, kimseyi ilgilendirmez. giyecek olan sizsiniz. Satın alınan şeylerle ilgili başkalarından çok kendi iç sesinizi dinleyin. sizi mutlu ediyorsa takmayın başkalarını.
0
nickfury
(15.11.17)
çok kötü.
0
Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
(15.11.17)
Şu "başkalarını ilgilendirmez" olayını anlamıyorum. Bazı insanlar gerçekten sormaz ve canının istediğini alır. Bazıları da dışarıdan nasıl durduğunu önemser. Başkalarının ne düşündüğünü önemsiyor ki herkese sormuş. Dışarıdan bakınca bence bot olarak estetikten çok uzak ve kullanışsız. Kötü yani, ev botu olsa beğenirdim. Ayrıca yaşlılıkla ilgisi yok, aksine genç kız ayakkabısı.
0
aquarium
(15.11.17)
kanka bu 50 tane kedi besleyen 50 yas uzeri canki teyze ayakkabisi :D :D: D:D D:D: : D:D D: D:D :D
0
baldur2
(15.11.17)
fotoğraftaki haliyle ayaktaki hali bambaşka olur. denemek lazım.
549 lira etmez ama bana etmez. 549 lira sana çerez paraysa niye olmasın.
0
lazpalle
(15.11.17)
24-25 yaşlarında güzel,neşeli,sevimli,giydiğini yakıştıran, beyaz tenli, kilolu olmayan, en az 165 boyunda, max 38 numara ayakları olan bir kızsan bence yakışabilir.

hayalimde böyle bir kız canlı bu ayakkabıyı giymek isteyebilecek. onun haricinde direk bakınca tabii ki de kötü :)
0
mahone
(15.11.17)
bence kötü değil. oldukça sevimli buldum ben :) keşke fiyatı da daha makul olsaymış.
0
omonia
(15.11.17)
şantiye lastiğinden ve ugg'dan çirkin değil; sıra dışı şeyler giymeyi seven, mahone'nin belirttiği tipte biri için normal bir ayakkabı hatta. sadece çok pahalı buldum, yani gereksiz pahalı, değecek gibi değil. parasını sorun etmiyorsanız ya da daha makul fiyata bulursanız alınabilir.
0
Bruce
(15.11.17)
şirinmiş bence ama biraz çocuk botu gibi. minyon biriysen güzel durabilir ama taytla falan.
0
theseachange
(15.11.17)
evde bile giyeceğimi sanmıyorum.
0
elorelia
(15.11.17)
Ben beğendim. Bir botta olması gereken şeylere sahip gibi görünüyor. İnsanların beğenmemesi de normal, estetik budalası oldukları için bot konusunda bile çekicilikten vazgeçemiyorlar.
0
harvey
(15.11.17)
bulaşık süngerine benziyor olmasının dışında pek falsosu yok gibi, suyu emmiyceğinden eminsen al giy, kime ne :)
0
evde liyakat kalmamis
(15.11.17)
Bedava veriyoz al deseler küfür ederim.
0
England
(15.11.17)
şekil olarak kötü değil bence. ama o fiyat nedir arkadaş.
0
spirit crusher
(15.11.17)
Evde hanımın patiği var o bile daha iyidir bundan fonksiyonellik açısından.

Bak daha tipinden bahsetmedim, gerek de yok.
0
bos gezenin bos ustasi
(15.11.17)
Yorumlara çok güldüm, alemsiniz=) 60 yaş için dediniz lâkin 60 yaşındaki annem dahi fotodan beğenmedi, babam kriz geçirir demek, hele fiyatı görse=)
Açıkçası ben de ev ayakkabısı gibi göründüğünü düşünüyorum, tasarım amacı da budur belki ama inanın o kadar rahat ve bi o kadar da ayakta Şirin duruyor. Bu arada kesinlikle iri ve kilolu biri değilim, tarz olarak da "bana yakışmaz ama sana yakışıyor" lafındaki sana kişisiyim, en azından bunlardan yırtıyorum sanırım=) ancak fiyatı yüzde 50-70 indirime girerse alırım, Camper malesef fiyat açısından böyle ama kalitesine güvendiğim bir markadır. Sorma maksadım başkalarının düşündüğüne göre hareket için değildi elbette. sadece ciddi manada hep "bu ne ya" tepkisi alınca bir de size sormak istedim, size de aşkolsun o vakit, bulaşık süngeri demiş ya=)))
0
🌸mslny
(15.11.17)
valla ben çok beğendim. ama etrafımdakiler normalde de teyze gibi ayakkabı seçiyorsun diyor hep. ben dinlemeyip giyiyorum. ^^
0
rusyalı kozmonot
(15.11.17)
uzerine para alip evde giyeceksen olabilir:)
0
alttaraf
(15.11.17)
Ben begendim:) çok tatlı evet.

O marka pahalı da ondan pahalı herkes fiyatını sorgulamış. Ben de classic camperlarımdan çok memnunum ama aynı ayakkabının 1 yılda eskidigini iddia eden arkadaşım da var. Sanırım kullanıma bağlı. Su geçirip geçirmeme iddiasını da bir yetkiliden teyit ettiysen cidden güzel bot.

Hemen al bence tatlı bir şey evet. Hatta keşke taban renkleri nde de seçenek olsaymış. Kırmızı, sarı, yeşil, mor gibi. Ama bu renk de güzel :)
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(15.11.17)
Aha, renk seçenekleri de varmış:)

m.camper.com&utm_term=tr-46646-032?utm_source=criteo&utm_medium=retargeting&utm_campaign=dynamicproductretargeting
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(15.11.17)
bence o kadar kötü değil.
hatta giyenin tipine ve tarzına göre sevimli bile durabilir.
fiyat konusu çok sübjektif, yani kim ne dese boş.
parayı vermek istiyorsan verirsin, karşılayabiliyorsan karşılayabiliyorsundur.
camper için yüksek bile sayılmaz fiyatı.
0
blatta hiberna
(15.11.17)
@yavrucak, evet renk seçeneği var ama o cidden ev ayakkabısı gibi, fazla renkli o yüzden griyi sevdim tabanıyla=) bu arada ben de camper kullanıp memnun kalanlardanım. 2 ayrı mağazadan teyit ettim garantisiyle söylediler hem de=) ucuzlasa hemen alıcam inşallah=)
0
🌸mslny
(15.11.17)
Güzelsen yakışır
0
klar
(15.11.17)
Bence de çok sevimli. Fiyatı az olsa, ben bile gyrbilirdim ama çok twrzım da deil. Yin de giymekten çekinilecek bir ayakkabı değil. Sonuçta millet lastik çizme giyiyor. (Yağmur da ben de parlamayanından giyiyorum) Onların yanında kraliçe ayakkabısı gibi bile kalır.

Fiyatı pahalı ama Camper'ın kalitesi için normal. İndirim bekleyeceksen veya iyi kazanıyorsan alınır. Asgari ücretli isen ama hovardalık yapmak istiyorsan da, yine sana kalmış.
0
aychovsky
(15.11.17)
pazardan alınan ev pandufu gibi. :/
0
nice tnetennba
(15.11.17)
50 yasinda canki teyze botu :D :D :D

Dogru bence de :)
0
chitosan
(15.11.17)
güzeel. diğer kıyafetlerine de bağlı ama skinny kesimli bir pantolon ya da diz üstü etek/elbiseyle güzel durabilir mesela. ama bunu diyen bana etrafımdakiler diyo ki 70 yaşında gibi giyiniyosun.
0
dafaisss
(15.11.17)
klar+1
0
sttc
(15.11.17)
Cok güzelmiş. Bot alma fikrim olsaydi ben de gider alirdim. Ayrica arkadaslar bakin su geçirmiyor , sıcacık tutuyor ve aşırı rahat demis kız. Hala neden fiyatini abartiyorsunuz. Malesef kışlık sağlam birseyi cok ucuza almak gibi bir sansimiz yok. Sezon başı ve indirimsiz fiyat oldugunu da göz önünde bulundurursak vence fiyat çok normal. O uyduruk buz gibi ve ayagi suyun içinde bogan inci hotic. .vs markalarin fiyatlarina bir bakın isterseniz. Ne demek istedigimi anlarsiniz. Camper indirime giriyor mu fikrim yok ama giriyorsa indirimini kovala.indirimsiz alisverise 12 ay karsiyim ama kış baslangicinda daha da fazla karşıyım
0
apartman teyzesi
(15.11.17)
(2)

Burundan gelen kötü koku?

contavolta
son aylarda böyle bişey oluştu bende. burnumun içerisinde hasta olmasam da sümüğe benzer bir sıvı oluyo, bazen kuru, bazen sıvı şeklinde. ve burnumu sildiğimde kötü bi koku olduğunu farkediyorum.böyle bi şey başına gelen var mıdır? sebebi hakkında bilgisi olabilecek var mıdır?
son aylarda böyle bişey oluştu bende. burnumun içerisinde hasta olmasam da sümüğe benzer bir sıvı oluyo, bazen kuru, bazen sıvı şeklinde. ve burnumu sildiğimde kötü bi koku olduğunu farkediyorum.

böyle bi şey başına gelen var mıdır? sebebi hakkında bilgisi olabilecek var mıdır?
0
contavolta
(15.11.17)
İki yıl kadar önce fena sinüzit olmuştum. O zaman başıma geldi. Doktora git.
0
dissendium
(15.11.17)
Mukoza sarımsı ve sıvı ise nazal polip olabilir.
0
antihistaminik
(15.11.17)
(3)

Yabanci dil dersi nasil tekrar edilmeli ?

chezsoi
Mesela yeni kelimeler , kaliplar ogreniyoruz ? Nasıl tekrar edilmeli dersiniz?
Mesela yeni kelimeler , kaliplar ogreniyoruz ?
Nasıl tekrar edilmeli dersiniz?
0
chezsoi
(15.11.17)
Kullanmaya çalışarak.
0
dissendium
(15.11.17)
Mektup yaz sürekli. Öğrendiğin kelimeleri o mektuplarda kullan.

Listening için podcast dinlemek lazım sürekli bıkmadan usanmadan. Ama dinlemek bazen açık podcast kafa gider öyle değil.


Konuşmak için de kediye köpeğe konuş şarkı söyle her türlü olur.
0
bos gezenin bos ustasi
(15.11.17)
Roman oku netten gazete oku. Şarkı dinle bana göre en güzeli. Anlamadiysan yaz Google sözleri çıkar ezberle bı bakmışsin şarkı ifadeleri kendiliğinden konuşmada çıkıyor. Karikatür oku espri yaparsın voanews dinle politik haberlerde Görgün artar.
0
Fritz-X
(15.11.17)
(15)

Nasıl sağlıklı besleniyorsunuz?

Tersidüzükilec
Yani sağlıklı besleniyorum diyebileceğiniz ne tüketiyorsunuz? Sabahları erken kalkıyor musunuz kahvaltı için mesela?
Yani sağlıklı besleniyorum diyebileceğiniz ne tüketiyorsunuz? Sabahları erken kalkıyor musunuz kahvaltı için mesela?
0
Tersidüzükilec
(14.11.17)
Yoğurt yiyorum bayağı. Ketçap ve mayonezi çok uzun yıllardır yemiyorum. Su içme alışkanlığım var. Geçen odamdan 9 tane pet şişe attım. Okula giderken çantamda hep su olur.
0
dissendium
(14.11.17)
Ev yogurdu ve kirmizi meyve sebze tuketiyorum.beyaz ekmek ve tuz kullanmiyorum. Sekeri azalttim.
0
a r a m i s
(14.11.17)
Kefir mayalıyorum, çiğ yumurta içiyorum haftada birkaç kez. Şeker, tuz, ayçiçek yağı vb şeyleri tuketmiyorum. Unlu ürünleri de tuketmiyorum.
0
sineklerin tanrisii
(14.11.17)
1. Şekeri unut. Yani meyve ve çok zaruri gıdalar dışında şekeri tamamen unut.
2. Ambalajlı her şeyi unut (marketlerin yüzde 90'ı).
3. Her türlü gazlı içeceği unut. (Su, soda, ayran, kefir, süt, kahve, çay ve türevlerinde sıkıntı yok abartmadığın sürece.)
4. Hamur işini çok çok nadiren ye.
5. Alkolü çok nadiren tüket. Biradan uzak dur.

...

Ben çocukluğumdan beri kahvaltı yapmayı hiç sevmedim. Hiç de keyif almıyorum. Zaten günde üç öğün yeme dayatması bitiyor yavaş yavaş. Sağlıklı değil zaten.

Yumurta, tahıl, çavdar, balık, tavuk ve sebze ağırlıklı besleniyorum. Kendine bir kalori limiti koy ve o limiti ne olursa olsun aşma. Akşam arkadaşların doğum günü partisinde pasta mı yiyeceksin? Akşam yemeğini atla.

edit: diyelim ki kendini tutamadın ve yedin ya da ne bileyim sevdiğin kız poğaça yapmış reddedemedin yedin ve günlük kalori limitini aştın. o zaman spor ayakkabını ve eşofmanını giyip koşuya çıkacaksın. orta - hızlı arası bir koşuda on dakikada 150 kalori yakıyorsun (yaklaşık 2 km mesafe koşmak demek bu). yani 5 km koştuğunda 30 dakika harcamış oluyorsun ve karşılığında yaklaşık 375 kalori yakıyorsun. yüzme, boks falan gibi şeylerden az olsa da müthiş kalori yakıyor. üstelik koşmak vücuduna çok faydalı. ben spor salonunda en az 30 dakika koşmadan ağırlık altına girmiyorum kesinlikle.
0
sen git ben geliyorum
(14.11.17)
her gün kahvaltıdan sonra beyin sağlığı için ve kanser önleyici özelliğinden dolayı zerdeçalı sütle karıştırıp içiyorum. bu beni güçlü eder.*

youtu.be
0
ssiradanbirigibi
(14.11.17)
Günde 2 öğün yemek
En az 1 buçuk litre su
Yoğurt
Günde bir bardak limonlu ya da sirkeli su
Akşam 8'den sonra bir şey yemek yok
Karbonhidrat ihtiyacını abur cuburlardan değil meyvelerden sağlamak (Her gün 1 ya da 2 meyve)
0
halitkin
(14.11.17)
Evet sağlıklı besleniyorum. Ekmek yemiyorum, her gün kahvaltı yapıyorum, işe erken gittiğim için her gün evden kahvaltı götürüyorum, yumurtalarım direkt köy yumurtası, tavuk yemiyorum onun yerine yine köy hindisi yiyorum, tereyağı ve sızma zeytinyağı dışında yağ yemiyorum, çiğ kuruyemiş yiyorum, çok su içiyorum, alkol, asitli içecek hiç yok hayatımda. Her şeyi mevsiminde yiyorum, paketli gıda yemiyorum, pilav makarna ayda en fazla bir kere çok çok seyrek yiyorum. akşam 8'den sonra hiç bir şey yemiyorum. Elimden geldiğince hareketli olmaya çalışıyorum.
0
elikası
(14.11.17)
Sucuk yaptirfim kasaba kurban etinden. Eti guvenilir yerden aliyorum. Sebze meyveyi mevsiminde aliyorum.
0
for day to break
(14.11.17)
sağlıklı beslenmek için mukussz yiyckler

www.mucusfreelife.com


vegan olanlarıyla tabi.


bense günde sadece 4 saat vegan yiyp 20 saat yemiyorum.bu da burda var

www.eksiduyuru.com


ve tabi iki bitkilerin verdiği sağlık (ve tabi sömürüye destek olmamanın verdiği mutluluk)
www.cosmopolitan.com
0
Cursed Chico
(14.11.17)
Aklima geldi yogurdu evde yapiyorum.
0
for day to break
(14.11.17)
Yurtta ikamet eden bir öğrenci olarak ne kadar son yıllarda zorluk çeksemde beslendiğimi düşünüyorum arada yaptığım çılgınlıklar dışında.

Makarna/pilav yemiyorum sadece tatile gittiğimde anacığımın yaptığını yiyorum onunda yemiyceksem yaşamıyım zaten.
Kahvaltısız güne başlamam. Bu bana annemden kalan bir alışkanlık. Kahvaltıda belki vi dilim ekmek yerim belki yemem onun dışında yemem.
Meyve suyu kola falan zaten en son çocukken şçtşm heralde.
Yoğurt kefir müptelasıyım.
Kızartma yemem, hele dışrda asla.

Ama bu dün yediğim 2 gofretten aldığım şekeri sağlıklı saydığım anlamına gelmez :/
0
ruh i tibbiye
(14.11.17)
Veganım. Daha sağlıklı beslenilebileceğini zannetmiyorum.

Kahvaltı yulaf ezmesi veya tam tahıl wasa ekmek. Ya da yaban mersinli veya çilekli mangolu smoothie.

Öğlen hayvan gibi yerim, ara öğün olarak sandviç ve fındık fıstık ceviz kabak çekirdeği vs.

Akşam öğünü öncesi kek, dondurma, cips bi kamyon vegan jelibon.

Akşam da dünden arta kalan öğlen yemeğini yerim veya pizza falan gömerim.

Yatmadan evvel de b12 alıyorum.

Yazdığım tüm ürünler vegan. Bunlara yoğurt, süt, peynir, et vs dahil.
0
bos gezenin bos ustasi
(15.11.17)
Aralarda yediğim meyveleri falan yazmamışım. Mevsime göre ne varsa alır yerim meyve olarak. Her gün en az 1 çorba kasesi brokoli mikrodalgaya atarım cips niyetine.
0
bos gezenin bos ustasi
(15.11.17)
şekeri ve gofret, hazır kek vs. türü işlenmiş gıdaları yemiyorum. kola, gazoz veya meyve suyu gibi içecekleri çok uzun zamandır içmiyorum. sadece arada çikolata yiyorum.

beyaz ekmek hiç yok, az ekmek yiyorum. yersem de mutlaka tam tahıllı ekmek oluyor.

salam ve sosis yemiyorum kalitesine güvendiğim sucuk olursa yerim. ama bu da ayda yılda bir olur.

sıfır olmasa da eti azalttım, günde en az 1 ögün sebze yemeye dikkat ediyorum, her gün mutlaka 50-100 gr arası fındık, badem, kaju, ceviz vs türevi kuruyemiş ve 1-2 meyve tüketiyorum.
0
orpheus
(15.11.17)
1- ekmek az ve tam tahilli yiyorum
2- kola mola asla icmiyorum
3- abur cubur asla yemiyorum
4- asiri yag ve tuz katmiyorum yemeklerime
5- bol bol meyve ve kuru yemis tuketmeye dikkat ediyorum
6- bol bol su iciyorum. al bi tane cam sise 700 ml, devamli bulunsun yani basinda, sabah kalkinca biraz, yatmadan biraz icince bir sisenin yaridan cogu bitiyo zaten. e bi de gun icinde icersin tamamdir.
7- yumurta-sut-peynir-balik bol bol tuketiyorum.

bu kadar.
0
baldur2
(15.11.17)
(4)

nasıl bir yol izlemeliyim? (hayata dair)

iglesias
iyi akşamlar, kafam bu konuda çok karışık. 23 yaşındayım, halihazırda üniversite ogrencisiyim ama okulla alakam yok ve bitmeyecek ama bitmeyeceğini bildiğim için açıktan memur alımlarına başvuruyorum. kpss ve uygulama sınavım iyi olmasına rağmen, sozlude eleniyorum. normalde istanbuldayim, ankarada
iyi akşamlar, kafam bu konuda çok karışık. 23 yaşındayım, halihazırda üniversite ogrencisiyim ama okulla alakam yok ve bitmeyecek ama bitmeyeceğini bildiğim için açıktan memur alımlarına başvuruyorum. kpss ve uygulama sınavım iyi olmasına rağmen, sozlude eleniyorum. normalde istanbuldayim, ankarada yurtta kalıyorum.

ailemin benim okulu bitiremeyecegimden haberi yok. diğer yandan ailevi ekonomik problemler var, normalde beklentileri benim okulumu seneye bitirip işe girip yardımcı olmam ama okul bitmiyor. açıkçası burada yani Ankara'da kaldığım her süre ise benim icin ekstra masraf olarak geliyor. şimdi vize haftasi, hic degilse az bakayım diyorum ama anlamıyorum.

memurluk olsaydı, diğer yandan baska bir okula gecip onu bitirmeye ugrasacaktim ama bu gidişle olması zor gibi.

şimdi, artık burada kalmamin bir anlamı yok gibi. istanbula ailemin yanina donmeliyim ama nasil izah edecegimi bilemiyorum. bundan sonrası için ne yapabilirim? illaki çalışmam gerekiyor ama daha önce fabrikada çalıştım, ortamı bildigimden calisasim yok. başka neler olabilir? kafam karışık tam anlatamadim ama bir çıkış yolu arıyorum.
0
iglesias
(13.11.17)
ne okuyosun bilmiyorum ama yerinde olsam okumaya bakardım. ah şu işi yapsam dediğin bi meslek yok sanırım ve fabrikalarda sürünesin de yok. bu durumda en azından bi vasfın olmalı. durumu ailene açıkla. bi yandan oku bi yandan çalış. hayat kolay değil.
0
elorelia
(13.11.17)
Bitmeyeceğini biliyorum diye bir şey yok aslında. Veremediğin dersleri verirsen okulun biter. Nefret ettiğin bir bölüm değilse ve daha 1. sınıf gibi yolun başında değilsen bölümüne devam etmen daha iyi olur. Diğer türlü üniversite mezunu bile olmayacaksın. Fabrika ortamını görmüşsün. Oradaki insanların en azından düzenli yatan sigortaları, sosyal hakları ve düzenli maaşları var. Bir kafede çalışacağın zaman belki bunlar da olmayacak. İş önerisi olarak giyim, teknoloji mağazalarında çalışabilirsin. Onlar daha avantajlı öğrenciler için. Ailene bölümünü sevmediğini ve sınava tekrar girerek İstanbul'da bir bölüm okuyacağını söyleyebilirsin. Ama önünde en az 4 yıl olacağını da düşünmen gerek.
0
dissendium
(13.11.17)
@dissandium 1. sınıf gibiyim. ve okul bitmiyor, nefret de ediyorum. esasen kendi onlemimi aldim, açıktan adalet okuyorum, dgs ile hukuk düşünüyorum ama iş kısmı ipler benim elimde degil, yani emin olamıyorum, bir garantisi yok.
dgs ile girsem okuluna göre 2-3 sene icerisinde bitirebilirim.
0
🌸iglesias
(13.11.17)
@iglesias, moralini bozmak istemem ama ben adalet bitirdim ve adalet okuyup DGS ile hukuka geçtiğin zaman derslerini yüzde 90 saymıyorlar. Hukuku 2-3 yıl içinde bitirmek zor o yüzden. Nefret ediyorsan ve daha 1. sınıf isen en temizi sınava tekrar girmek ama bu noktada realist davranmalısın. 23 yaşındasın. Okulunu bitirmen en az 4 yıl. Askerlik ve iş arama süreci desen 28 oldun. 28 yaşından sonra seni işsiz bırakmayacak bir meslek edinmiş olman gerekiyor. Bunlar hayatın gerçekleri maalesef. Yoksa yine başka bir işle uğraşıyor olabilirsin.
0
dissendium
(13.11.17)
(8)

harry potter kitap seti neden bu kadar pahalı?!

mehmed resad
burda bi tane 900tl varhttps://www.nadirkitap.com/harry-potter-felsefe-tasi-sirlar-odasi-azkaban-tutsagi-ates-kadehi-zumruduanka-yoldasligi-ozel-kutusunda-5-kitap-birlikte-ozel-seri-j-k-rowling-kitap8802108.htmlburda 1300https://www.bkmkitap.com/harry-potter-ciltli-sinirli-uretim-7-kitap-takim-kilit
burda bi tane 900tl var
www.nadirkitap.com

burda 1300
www.bkmkitap.com

ne bunun olayı?!
0
mehmed resad
(13.11.17)
entellique
0
burya
(13.11.17)
biz aldik baldur sayesinde :D kutusu da ahsap ve cok daha guzel :) uygun fiyata satan olabilir ben dahil :D sizde almamis miydiniz, oyle kalmis aklimda
0
kamyonsans
(13.11.17)
@kamyonsans, evet ben de almıştım:)) ama sebebini anlayamadım gerçekten. yani altı üstü 7 tane kitap.. bi de havalı ahşap kutusu var tabi ama yine de 1300 eder mi ya? çok şaşkınım şu an. iki tane aldım bi de, satayım gitsin bari:D
0
🌸mehmed resad
(13.11.17)
www.kitapyurdu.com

Sen özel serilere bakıyorsun sanırım. 1300 tl'likte sandık mandık var resmen.
0
noluyo yaa
(13.11.17)
Koleksiyon ürünü oldukları için pahalılar.
0
Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
(13.11.17)
eheueheu :) 2 tane aldiysan birini sat bence de mutlaka; hayranlari cok ama kaca gider bilmiyorum
0
kamyonsans
(13.11.17)
Birinci baskı yazıyor. Harry Potter ve Felsefe Taşı 2001 yılında çıktı. En eskisi nereden baksan 17 yıllık kitap.
0
dissendium
(13.11.17)
Aynısını 750ye vereyim sana.
0
shenergy
(13.11.17)
(7)

Red pill vs anti-red pill

sack jparrow
Olaya son nokta koyuldu mu? Koyulması elbette pek mümlün görünmüyor. Ancak sözlük camiasında bir matabakata varıldı mı? En son immanuel tolstoyevski bir entry ve edit külliyatı girmişti. Ondan sonra bıraktım takip etmeyi. Mantıksal açıdan red pill safsata mı?
Olaya son nokta koyuldu mu? Koyulması elbette pek mümlün görünmüyor. Ancak sözlük camiasında bir matabakata varıldı mı? En son immanuel tolstoyevski bir entry ve edit külliyatı girmişti. Ondan sonra bıraktım takip etmeyi. Mantıksal açıdan red pill safsata mı?
0
sack jparrow
(13.11.17)
O başlık mal turnusolü benim için. Orada yazılanlar hiçbir zaman son bulacak gibi durmuyor. Biri saçma bir şey yazıyor dikkat çekmek için, diğerleri de hemen ne kadar bilgili olduklarını göstermek için saçma sapan şeyler yazmaya başlıyorlar. Malum avukatın başlığı gibi olmuş artık. Mantığı bilmiyorum, bilimsel açıdan doğru olabilecek tarafları var ama her şeyi buna bağlamak biraz a*salak işi.
0
dissendium
(13.11.17)
başlığı hiç okumadım. red pill tam olarak ne oluyor. bir cümlede özet geçsen :))
0
burya
(13.11.17)
@burya Kadınların çıkarcı ve her zaman içten pazarlıklı olduklarını bunun doğalarında olduğunu erkeklerin de bu girdaptan kurtulmak için garflarını red pill denen öğrtiyle almaları durumudur. Dişe diş bi yorumlama aslında...
0
🌸sack jparrow
(13.11.17)
sayfalarca yazmışlar sözlükte. ne vakit kaybı yahu. arada düşer mi diye kız nicklerini tespit etmek için konuyu uzattılar herhalde diye düşündüm şahsen :)
0
burya
(13.11.17)
dissendium yoldaşıma katılıyorum. hayatımda gördüğüm en acınası, en gerzekçe, en amsalak şey olabilir. bir insanın oturup "öğreti" dediği bu sıçmık hakkında bu kadar şey yazabilmesi muazzam. red pill sağlıklı bir insan için her açıdan tümüyle safsata. "kadınlar çıkarcı ve daima içten pazarlıklıdır" diyen adam benim gözümde düşük iq'lu bir ruh hastasından fazlası değil. madem kadınları gömüyoruz, cinsiyetçi oluyoruz, o zaman ben de "grow a pair" diyeceğim. adam olun, erkek olun. siz köpek olmazsanız, hayatınıza da sizi köpek yapmayacak insanlar girer. hasbelkader okumuş, eli kalem tutmuş, kafayı kadınla bozmuş amsalakların kendini değerli hissetme çabasından başka bir şey değil red pill.

şu dünyada her kadına karşılık bir erkek var neredeyse. otobüse biniyoruz, kadınlar var. okula gidiyoruz, kadınlar var. komşumuz kadın. müşteri hizmetlerini aradığımızda kadınla konuşuyoruz. ya mna kodumun yerinde (diğer cinsel tercihleri ayrı tutarak söylüyorum) bir kadın, bir erkek var. ulan ne kadar farklı olabiliriz? hayatın her alanında, devamlı iletişim halinde olduğun, aynı türe ait bir canlı senden ne kadar daha içten pazarlıklı, şerefsiz vs. olabilir acaba?

bu benim gözümde bir çeşit sosyal kişilik bozukluğu, fazlası değil. kadınlar şöyledir, adamlar böyledir şeklinde bu tip zararlı genellemeler yapan insanların aptal ve sorunlu olduğunu, hem sevgisiz büyüdüğünü hem de sağlıklı sosyal ilişkiler geliştirmekten aciz, kişisel ve zihinsel gelişimini tamamlayamamış tırrekler olduğunu düşünüyorum. işi olan adam zaten kadın konusunda bu kadar şey düşünüp yazmaz.

bakın "kadın ve erkek tümüyle aynıdır" demiyorum. fiziksel olsun, duygusal olsun elbette ki farklılıklarımız var ama ben bu farklılığı bir elmanın iki yarısı olmak gibi görüyorum, bir taraf armutken diğeri elma şeklinde değil.

neyse, sıkıldım. böyle şeylerin patlaması iyi ama yine de. kimi ciddiye alacağımızı falan anlama şansımız oluyor.
0
der meister
(13.11.17)
@der meister kendi görüşüm değil red pilli savunanların esas söylediği şeyi yazdım. Ben sadece takip ediyorum dışarıdan.
0
🌸sack jparrow
(13.11.17)
sıkıntı yok, sana hitaben söylemedim zaten :)
0
der meister
(13.11.17)
(13)

Abd & Almanya (Avrupa) tek tercih

liberal
Evet belki de bir çok kez soruldu.Bir sihirli değnek gelse, amerika veya avrupa'da bir ülkede oturum çıksa hangi ülkeyi tercih edersiniz?Şahsen, amerika'da sağlık ve eğitimin pahalı olmasından dolayı Almanya'yı seçerdim.Boş vaktiniz varsa fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.
Evet belki de bir çok kez soruldu.
Bir sihirli değnek gelse, amerika veya avrupa'da bir ülkede oturum çıksa hangi ülkeyi tercih edersiniz?

Şahsen, amerika'da sağlık ve eğitimin pahalı olmasından dolayı Almanya'yı seçerdim.

Boş vaktiniz varsa fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.
0
liberal
(13.11.17)
amerika akar dayiko. fantaziye gerek yok.
0
baldur2
(13.11.17)
amerikadaki yaşam üzerine çok düşünmedim. tek kafamda canlanan sakin geniş konforlu hayvan gibi bir amerikan evi. bi de kocaman bir araba. şahsen huzurlu bir çekirdek aile isteyen ben için mantıklı duruyor bu açıdan bakınca. ama toplum hayatı falan da belirleyici zira toplum hayatından bağımsız bir zihinle yetişmedim.

almanya şu anki medeni halim için kulağa harika geliyor.

yok yok ben gene almanyayı seçerdim
0
klar
(13.11.17)
Almanya. Almanca biliyorum (gerçi unuttum ama temelim var), pek çok kez de gittim ve aşığım oraya, özellikle Hamburg'a.
0
whoosie
(13.11.17)
@whoosie, haöburg almanya'da dolar milyonerlerinin en çok yaşadığı şehirmiş. Bu yüzden de sanırım biraz daha pahalıymış diğer şehirlere göre.
@baldur2, amerika neden akıyor, senin için Almanya'da olmayan ne var Amerika'da?
0
🌸liberal
(13.11.17)
Almanya'ya gitme şansım var. Bir sürü akrabam var orada. Çağırıyorlar buraya her geldiklerinde ama bir kez bile heves edip dur Almanya'ya gideyim demedim. Eğer Amerika'da bir akrabam olsaydı ve Amerika'ya gel deseydi, okulu falan dondurur giderdim, öyle diyeyim. Eğitim için de bir gün gitme şansım var ama Amerika, İngiltere varken Almanya üçüncü sırada benim için.
0
dissendium
(13.11.17)
Zenginsen ABD degilsen Almanya.

www.youtube.com

Su video durumu ozetliyor.
0
Traveller
(13.11.17)
almanya. amerika'da sosyal devlet yok. avrupa insanına daha yakın hissediyorum.
0
lemmiwinks
(13.11.17)
@liberal
daha fazla etnik cesitlilik, daha ucuz teknoloji, amerikan muscle arabalar, nba, ucuz gida, firsatlar ulkesi olusu vss.
0
baldur2
(13.11.17)
Almanyanin avantajlari
- sosyal devlet, daha huzurlu yasam
- almanya abd ye gore daha guvenli, ve duzenli
- alman calisma mantiginda cok fazla rekabet ve baski yok abd gibi, daha huzurlu is hayati

ABD nin avantajlari
- cok cok para kazanmak daha kolay. ozellikle ticaret yapilacak ise abd buyuk firsat. almanyada fakirlesmek de zor ama zenginlesmek de zor.
- abd cok kulturlu ulke, o nedenle ayrimcilik cok daha az
- cok buyuk ulke o nedenle her zevke gore bir eyalet bulmak olasi
- is konusunda cok daha buyuk kariyer firsati sunuyor, caliskan biri icin kariyerde ilerlemek cok daha kolay.
0
emrahday
(13.11.17)
almanya'da ırkçılıkla uğraşacağını unutma,
ABD'de yerine göre uğraşacaksın ama çok daha kolay olabilecek yerler var,
Orada zaten 3 milyon Türk var, bir daha artmış olacak,
0
michael_knight
(13.11.17)
sadece oturum çıkacaksa elbette almanya.
0
burya
(13.11.17)
(benim için) tartışmasız almanya. beni tanıyanlar az çok bilir ne kadar yurtdışı manyağı olduğumu, büyük konuşmak gibi olmasın ama şu an imkanım olsa bile abd'ye gitmem herhalde. sevmiyorum. insan hakları şusu busu muhakkak türkiye'den iyi. buradan çok daha gelişmiş bir ülke. o tartışmaya açık bir konu değil. ama bana yapay reklam seti gibi geliyor. skiyim öyle ülkeyi. sanki giden herkes paranın gözüne vuruyor. sevmediğim, aptalca ve hatta tehlikeli bulduğum çok fazla yönü var. ilgimi çeken bir kültür de değil, kültürü falan da yok zaten. bi' tek breaking bad veya nhl maçı izleyince "şu an amariga'da olmak vardı" diyebiliyorum, o da yayın bitince geçiyor. cevabımı die toten hosen'dan birkaç dizeyle bitirmek isterim,

sarı saçlarını deli gönlüme bağlamışım,
çözülmüyor doyçland,
tabiplerde ilaç yoktur yarama,
doyçland'dan ötesini arama,
her nesnenin bir bitimi var ama,
anschluss'a hudut çizilmiyor doyçland.
0
der meister
(13.11.17)
@emrahday, dediklerine katılıyorum, tüm bunların ışığında sen hangisini seçerdin?
Esasında burada yaş ta önemli sanki, genç yani 30 altı daha çok amerika isterken 30 ve üzeri sanki Almanya diyecekmiş gibi geliyor.
Sorarken yaşları da mı sorsaydık keşke.
@michael_knight, 3 milyon artı bir olabilir, esasında bu kötü değil, sonuçta kendine uygun arkadaşlar da bulma şansını arttırıyor bu.
0
🌸liberal
(14.11.17)
(5)

üniversite fizik kitapları

turtun
lisans ve master seviyesinde ingilizce üniversite fizik kitaplarına ihtiyacım var. bunların en kalitelileri hangileridir ve ben bunları nereden nasıl ucuza temin ederim?
lisans ve master seviyesinde ingilizce üniversite fizik kitaplarına ihtiyacım var. bunların en kalitelileri hangileridir ve ben bunları nereden nasıl ucuza temin ederim?
0
turtun
(13.11.17)
Biz Serway Physics For Scientists and Engineers kitabını kullanmıştık. Arkadaşlar Akmar'dan alıyorlardı. Ararsanız PDF olarak bulabilme şansınız da var ama genelde eski basımlar var İnternet'te.
0
dissendium
(13.11.17)
En kaliteli kitap hocanın kullandığı kitaptır. Dolusuyla iyi kitap var.

En ucuzu pdf. Yoksa pahalı. Kütüphanelere bakabilirsin hardcopy için. Ayrıca seviyenin ne olduğunu bilmek gerek kitap tavsiyesi için.


Master kitap tavsiyesi de istediğine göre en az master seviyesinde olduğunu çıkarıyorum yani kitap adlarını biliyorsundur.
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(13.11.17)
Pdf için önerebileceğiniz bir kaynak var mı?

Üniversiteden mezun olduktan sonra uzun zaman geçti. Bazı kitapların ismini unuttum. Bir de yeni çıkan kitaplar daha iyi ve güncel olabilir. bu konuda bilgi sahibi değilim.

Üniversitelerin yakınındaki fotokopicilerde bu kaynaklar fotokopi olarak ucuza temin edilebiliyor mu?
0
🌸turtun
(13.11.17)
Ben şu anda öğrenci değilim. Bi yaştan sonra içindrki fizik aşkı depreşen ve fiziği tekrar öğrenmek isteyen biriyim.
0
🌸turtun
(13.11.17)
101 seviyesi için Serway
Junior seviyesi için Berkeley fizik serisi-beiser (modern phys)- Thornton ya da marion (classical mech)
Senior için Griffiths (emt ve quantum), walecka (statistical mech)

Lisans seviyesi için kabaca bunlar.

Master seviyesi:
Sakurai (quantum)
Ballentine (quantum)
Landau serisi
Goldstein (classical dynamics)
Kardar (statistical mech)
Jackson (emt)

Genel olarak matematik kitabı olarak: Shankar yahut Arfken.

Daha çok var ama benim en çok kullandıklarım bunlardı.
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(13.11.17)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.