Giriş
(16)

Boşanmış aile çocuğu olanlara yönelik..

hayat aklini konusacak bir filozof uret
Eşimle boşanma kararı aldık, dilekçeyi verdik, işlem başladı. Çoğunuz biliyorsunuz bilmeyenler için yazayım, ikisi 35 li yaşlarda biri 20 yaşında 3 kızımız var. Bu yılbaşında son kez ailece birlikte olacağız, kardeşler yeğenler falan kalabalığız. İşte fotoğraf falan çekiliriz, anılar birirktiririz.
Eşimle boşanma kararı aldık, dilekçeyi verdik, işlem başladı.
Çoğunuz biliyorsunuz bilmeyenler için yazayım, ikisi 35 li yaşlarda biri 20 yaşında 3 kızımız var.
Bu yılbaşında son kez ailece birlikte olacağız, kardeşler yeğenler falan kalabalığız. İşte fotoğraf falan çekiliriz, anılar birirktiririz. Sonra yavaş yavaş kendi yollarımızı çizeriz.

Süreçte ve sonrasında çocuklara sıkıntı çıkaracak bişeyler olsun istemiyorum. Durumu biliyorlar ve olumlu bakıyorlar. Büyükler zaten yollarını çizdiler, bizlik pek bişeyleri kalmadı onları pek düşünmüyorum da küçük için sıkıntı olabilir mi bilmiyorum.

Çocuklar babalarının da benim de ihtiyaçları halinde onların yanında olacağımızı bilirler.
Bunun dışında aklıma gelmeyen, öngöremediğim şeyler var mıdır diye size danışmaya geldim. Tavsiyeleriniz, önerileriniz makbule geçer.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(25.12.17)
Bir uzmana danışabilirsiniz psikolojik destek için. Bu hali ile ne dense boş gibi. Yani çok üzülüyor ama belli etmiyor da olabilir, umurunda olmayadabilir hatta sevinebilirde. Bilemeyiz. Ya da karşınıza alıp konuşmayı deneyin açıkça.
0
veritaslibertas
(25.12.17)
Küçük de yeterince büyümüş olayı kabullenmek için bence. Geçmiş olsun.
0
cleric
(25.12.17)
Siz buradaki hepimizden daha tecrübeli daha bilgilisiniz, eminim her şeyi düşünmüşsünüzdür. Umarım tüm aileniz daha mutlu olur bundan sonra <3
20 yaş küçük değil, o da artık yetişkin biri ve eminim o da sizi (tabii eşinizi de) ve gerekçelerinizi anlıyordur.
0
kobuzchu kiz
(25.12.17)
Hergün huzursuz bir ailede olmaktansa; ayrı ayrı ama mutlu anne&baba ile olmak her zaman daha iyidir. O nedenle her iki tarafta da büyük bir problem de olmadığına göre, çocukların yaşı da algılayabilmek için oldukça müsait zaten. Hiç sorun olmayacaktır diye düşünüyorum.

Herkes için en hayırlısı olsun.
0
lcha
(25.12.17)
tam anlamıyla eşşek kadar olmuş onlar, bence rahatlıkla atlatırlar bu durumu.
0
hosein
(25.12.17)
Benim annemler de ben (ailenin en küçüğü) 25-26 yaşlarındayken boşandı. Açıkçası hiç sorun etmedik, zira mutsuzlardı. Annem, o mutsuz, hasta, hep sinirli kadın, kurslara katıldı, dışarıdan okulu bitirdi, hazır hissedince sevgili yaptı, seyahatlere gitti. İlişkimiz çok iyileşti, gerçek karakterini görmeye başladık adeta.

Sizin için de böyle olur umarım. Tabii onlar sizin yakınınız, derdinizi vs çekecekler ama klasik iki tarafın da birbirini kötülemediği, “aşkımız biter arkadaşlığımız bitmez” tarzı bir yaklaşım kızlarınızın da kafalarında ilişki kavramını oturtmasında etkili oluyor. Tabii, kendinizi ezdirmediğinizden eminseniz. Benim babam rahmetli sonradan evlenmesine rağmen, arada annemi ziyarete gelir, “anne sultan, hatun” vs diye seslenir karşılıklı çay kahve içer dertleşirlerdi.

Huzurlu olursunuz umarım. İyi şanslar!
0
sopiro
(25.12.17)
onların bir çok boşanmış aile çocuğu arkadaşları vardır.problem olacağını sanmıyorum çok duygusal düşünmeyin derim .
2 çocuklu boşanmış biri olarak üzerinizden büyük bir yük kalkacağını düşünüyorum .
0
devilone
(25.12.17)
tahmini 55 yaş civarı olacağınızdan boşanınca ne olacak süper bir hayatınız mı olacak,ne gerek var salla gitsin diyesim var.
0
jamswety
(25.12.17)
20 yaşında olan nerede kalıyor, yaşıyor? okuyorsa okuldan sonra (ya da şimdisi için de tatillerde, okul olmadığı dönemlerde) hemen iş güç bulamazsa da hem şimdi hem sonrası için sizle doğrudan alakası olmamakla birlikte arada kalmış hissedebilir, nerde kalıcam nasıl olucak; ya da ne bileyim mezuniyet sonrası iş arama süreci daha gerici olabilir. ya da ilişkisi olan birini sırf kendime has bir düzenim olsa daha iyi olur diye düşünerekten gereksiz aceleye getirebilir. o da sizden ziyade kendisine bağlı, hani içine kapanık değilse ya da gurur meselesi haline getirmezse oturulup konuşulmucak şey değil zaten, arada yoklarsınız ağzını bu tip şeylerle ilgili. bir de tabi boşandıktan sonra nasıl bir düzeniniz olacağı ile de ilgili bir mikdar bunların olması.
0
dafaisss
(25.12.17)
Aile kurumuna olan inançları azalacak. Orası kesin. Son yemeğinizde mutluluk tablosu çizmek yerine televizyonu ve telefonları kapatıp, bir masaya oturarak boşanmanızın nedenlerini eşinizle birlikte ayrı ayrı açıklayın. Çocuklarınızın her birine söz hakkı verin. Akıllarındaki soruları sorsunlar. Siz de dürüstlükle cevap verin. Bu işi en kolay böyle atlatırlar. Yaşlarının büyük olması duygusal olarak güçlü oldukları anlamına gelmez.
0
dissendium
(25.12.17)
Ay allah aşkınıza, “boşanınca ne olacak” diyen insanları dinlemeyin. Ben kendim de boşandım, anlatabilirim ne olacak.

Hayatını ve bireyselliğini önemsemeyen, kendine saygı duymayan insan lafı gibi geliyor “boşanınca ne olacak”. Evlenince ne oluyor ona bakarsanız? Şu duyuruda saçma saçma cevaplar gördüm, böylesine ilk kez denk geldim herhalde.

Boşanınca bir insanın duygusal yükünü artık taşımayacaksınız. Pasif agresiflikten kurtulma ihtimaliniz artacak. Kendinizi öfkeniz ve mutsuzluğunuz için suçlu hissetmekten vazgeçeceksiniz. Canınızın istediğini istediğiniz şekilde yaparak özsaygı, self-care ve bir nevi terapi ihtiyacınızı gidereceksiniz. Kendinize “ben de mutlu olmayı hakediyorum, benim fikirlerimin ve seçimlerimin bir manası var” diyeceksiniz. Hazır hissettiğinizde yine aşk dolu, şefkat veya tutku dolu, ne arıyorsanız o dolu bir ilişki yaşama şansı bulacaksınız. Yaşınız kaçsa kaç, benden büyüksünüzdür ama benim sizden daha uzun yaşayacağımın bir garantisi var mı?

Tavsiye verirken azıcık mantık yürütün lütfen.
0
sopiro
(25.12.17)
ben 20 yaşında bir ergenken annem babam boşansaydı bu kesinlikle umurumda olmazdı ne yalan söyleyeyim. şimdi boşansalar (27 yaşındayım) aman annemin yanında olayım, ay babam naptı acaba falan diye daha çok umursarım, arar sorarım. 20 yaşındaki kızınız muhtemelen arkadaşlarına “bizimkiler de boşanıyo yaa” falan diyecektir.

ha içten içe de üzülür belki ama artık o da kendi içindeki güçle atlatması gereken bir durum. şimdiye kadar güçlü ve hayattaki zorluklara karşı direnebilen kadınlar yetiştirdiyseniz hepsi bunu çok kolay atlatacaktır. eminim ki sizin kızlarınız da öyledir :)

madem kızlar kazık kadar olmuş, artık onları salın, kendinize bakın. asıl bu boşanma sonucu hayatı değişecek olan sizsiniz.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(25.12.17)
Cevaplar için çok çok teşekkür ederim. İçim daha bi rahatladı şimdi.

Boşanmayın diyen arkadaşlar, bu karar yeni bi karar değil. Epeeey eski bi tarihi var. Ufak büyüsün diye bekledim. Ufağın üniversite yarılandı gibi uzamazsa tabii.

Ben mental, ruhsal her yönden şimdi iyiyim. 36 yıllık evliliği bitirmek elbette çok kolay değil. Geçmişle ilgili olumlu, olumsuz şeyleri değerlendirdim, bazı şeyleri sindirip, hesaplaşmalarımı yapıp ondan sonra uygulamaya geçtim. Kolay olmadı tabii. Neyse ki nihayet oldu, bi ara başaramayacak gibiydim. Keşkelerle hesaplaşmak çok zormuş. Affetmek çok daha zormuş. Ne çok şey biriktirmişim içimde. Ne gerek vardı dedğim zamanlar çok oldu kendime kızdım, çocuklar için daha mı kötü oldu daha mı iyi oldu çok sorguladım...
Böyle işte.
Kısaca bu kararın geri dönüşü yok. Kalırsam kendimden vazgeçmiş olurum, çocuklarıma yanlış örnek olurum.

disendium, son yemeğimizde mutluluk tablosu çizmek değil olay. Boşandıktan sonra da belki benzer koşullarda toplanırız. Kavgalı küs ayrılmıyoruz. Böylesi daha iyi olacağı için ayrılıyoruz. Konuşmaları elbette yapacağız, bir bölüm konuştuk da zaten. İlk konuşma beni biraz zorladı, sonrası daha kolay olur sanıyorum.

üğpoıuy, canımsın, üzülme sen, ben şimdi gerçekten yaşamaya başlayacağımı hissediyorum. sopiro'nun annesi gibi kendime geleceğimi biliyorum. bu iyi bi karar benim için.
işte o içten içten meselesi düşündürüyor beni esas. umarım çocuklara da iyi karar olduğunu yansıtabiliriz.

tekrar teşekkürler herkese.
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(25.12.17)
sopiro, 57 yaşındayım ben. yazdığın herşey o kadar anlamlı ki benim için..
kendim olmak evet ama şu var ki ben yapı olarak bir anneyim. kendim olmak annelikle bir gibi bişi benim için. kararı uygulamak o nedenle bu kadar uzun zamanımı aldı çünkü annelik, sorumluluk ağır bastı. belki de hata yapmışımdır bilmiyorum. neyse ne, ben hesapları kapattım artık.
şimdi bundan sonrası var.
çok çok teşekkürler :)
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(25.12.17)
boşanınca ne olacak nasıl saçma bi yaklaşım...

26 yaşındayım. aralarında sevgi veya paylaşım namına pek bişey kalmamış olsa da ailem boşansa üzülürdüm. ama siz sanıyorum benim annemden ve babamdan farklı bi profildesiniz. yani hayatınıza devam edecek donanımda birisiniz. hani eşten nafaka bekleyip kendini eve kapatacak birine benzemiyosunuz. bu açıdan bakınca sizin için doğru bi karar olduğunu onlar da görüyodur. hiç üzülmüyolardır diyemem. muhtemelen üzülüyolardır bence ama bu üzülme derde düşmek anlamında değil de hafif bi burukluk şeklindedir.

ayrıca sizi buralarda verdiğiniz cevaplarla görüyodum. mantıklı ve işe yarar. üzüldüm ne yalan söyleyeyim. boşanmak dünyanın sonu ya da bi başarısızlık göstergesi değildir. sadece mutlaka sizin için zor olmuştur, ona üzüldüm.

yeni hayatınızda başarılar ve mutluluklar.
0
elorelia
(25.12.17)
çocuklar; sizlerin, kendi yanlarında olacaklarını biliyorlarsa hiç bir sıkıntı yok. Çünkü herkes büyümüş. Herkes işini ele alabilir. Aklıma gelen ilk başta; bazı zamanlarda ikiye bölünmek olacak. Bir de ilerleyen tarihlerde çocuklarınızın evlilik durumlarında bir araya gelmek durumunda kalacaksınız. Kavgalı ayrılmadınız belki ama bazı çok konuşan akrabalar canınızı sıkabilir.
Boşanan aileler için benim gördüğüm kadarıyla aileler çocuğu şımartabiliyor. Çocuk büyük ama hiç bir şey olmaz fakat bir arkadaşım özel üniversitede okumuş. Anne baba ayrı. Hatta baba evlenmiş ama arada boşandığı eşinin evine de uğruyor. Çocuk anne baba arasında parayı buluyor. Kimde rahat ederse çapayı oraya atıyor. Eğlence, sefahat de cabası. Aklıma gelenler bunlar. Eğer çocuklardan birinin eğitim durumu varsa ayrıntılı olarak konuşun derim.
0
ceyhan prensi adana
(26.12.17)
(12)

girişimcilik süreçleri

MandMs
Mesela aklınıza yatan iyi bir iş modeli fikri var ve aslında bu işin tutacağından da siz eminsiniz. Fakat çevreniz "fazla heyecanlı olma, acele karar verme, işi iyice bir araştır, sor soruştur, ilk düşündüğünde herşey kulağa hoş gelir ama üzerinden biraz vakit geçmesini bekle vb. " modunda yaklaşıyo
Mesela aklınıza yatan iyi bir iş modeli fikri var ve aslında bu işin tutacağından da siz eminsiniz. Fakat çevreniz "fazla heyecanlı olma, acele karar verme, işi iyice bir araştır, sor soruştur, ilk düşündüğünde herşey kulağa hoş gelir ama üzerinden biraz vakit geçmesini bekle vb. " modunda yaklaşıyor.
bu durumda en büyük handikap,
*sektörden birileri ile (yardımcı olması veya fikir vermesi amacı ile) fikri paylaştığınızda maddi imkanı da varsa, sizden önce atılması..

*Fikrinizi paylaşmamak/kaptırmamak uğruna da, sektörel bazı gerçekleri kavrayamayabilir ve riskleri öngöremeyebilirsiniz.

Sizin tercihiniz ne yönde olurdu.
İyice konuyu araştırıp, sorup soruşturmak, fikir almak vb .. bu sürede de kendi fikriniz üzerinde bolca düşünme, oluru - olmazı, riskleri ölçüp tartma vb. kuluçka dönemi şart mı?

Yoksa, inandığınız bu işe biran önce girişmek mi istersiniz.

**girişimcilik macerası olanlar da deneyimlerini aktarırsa çok sevinirim.
0
MandMs
(23.12.17)
ben bir an önce girerdim.

mucizeler çok bekletmez insanı, bir anda olur.
0
Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
(23.12.17)
Zorunlu girişimcilik dersi aldım. İş planı olmadan yola çıkanların büyük bir kısmı kısa süre içinde elindeki parayı kaybederek batıyor. Hayat filmlerdeki gibi değil. Projeye bağlı olarak KOSGEB ya da TÜBİTAK desteği alma şansınız var. Bu destekler ihmal edilemeyecek kadar büyük. Böyle bir fırsat varken bunu değerlendirmek gerek. Fikirlerin korunması konusunda patent almak gibi yasal yollar var. Paranoyak davranmadan önce derinlemesine bir araştırma yapmak şart. Belki siz de başka birinin fikrini kullanıyor olabilirsiniz. İnandığınız işe devam etmek dediğiniz şey aslında bir girişimci özelliğidir. Girişimcilerin genelinde kararlı olma, risk alma gibi karakter özellikleri bulunur. Bu özelliğe sahip olan yalnızca siz değilsiniz. Bu inancın sadece size özel olduğunu düşünerek yapacağınız işin başarılı olacağı konusunda emin olmayın. Gereksiz cesaret sizi bambaşka yerlere götürür.
0
dissendium
(23.12.17)
"aslında bu işin tutacağından da siz eminsiniz": Isin tutacagindan emin olan birinin isi tutmayacaktir. Bunu cesaret kirmak icin soylemiyorum, oyle bir is modeli yok. Biraz daha pazar arastirmasi yapmaniz faydali olabilir.

"fikri paylaştığınızda maddi imkanı da varsa, sizden önce atılması": Eger cekinceniz buysa is modelinizin temel degeri siz degilsiniz demektir. Siz ise girdikten sonra da maddi gucu ve sektorde deneyimi olan birisi sizi ezip gecebilir kolayca. Eger tek guvendiginiz sey ilk olmaksa cok yanlis yoldasiniz demektir.

Bir is modelinin basarili olabilmesi icin icine taklit edilemez bir katma deger eklemeniz lazim. Yoksa sizin yaptiginizi cok daha iyi yapan, cok daha yuksek butceyle yapan bir rakip kesin cikar.
0
crown
(23.12.17)
öncelikle fikir tek başına hiçbir şeydir. önemli olan bunun uygulamasıdır. yani bu fikirle beraber siz neden önemlisiniz? asıl soru bu. siz olmadan bu fikir neden işe yaramaz? bunu güzel açıklamanız lazım diğer türlü piyasaya çıktığınızda tutsa bile yeni rakipler sizi geçmeye çalışacak veya geçecektir.

fikir üzerine düşünmüş bir kişi bunu nasıl yatırımcıya sunacağını bilir. sunum sonunda 'bu işi cidden dddkd olmadan yapamayız!' dedirtir. öyle demez ise zaten mission failure. bu biraz çalışma gerektiriyor.

sektörden birine gidip bodozlama herşeyi anlatmayacaksın elbette fikrin ile ilgili aklına takılan kilit şeyleri sanki başka basit bir projede kullanacakmışsın gibi soracaksın.

fikrin kapılması vs. satranç oyunu gibi düşün. sen herhangi bir satranç oyununu 'ulan inşallah şu hamleyi görmez' diye kurabilir misin? orada bir hamle varsa o görülür. çok basit bir örnek. işi kurdun acayip büyüyorsun cidden de sadece sen ve 2-3 kişi biliyor çok para kazandığını. sonradan 2 ay sonra seninle aynı işi yapan 2-3 firma daha çıktı. nereden duydu nereden çıktı bunlar diye başladın düşünmeye. bulamadın cevabı. ben söyleyeyim para yatırdığın banka personeli 'iyi kazanıyo lan bunlar' diyip seni araştırdı mümkün mertebe seni kredi vaadi ile aradı iki üç bilgi aldı sonra kendi müşterilerini arayıp bu işe girin dedi. fikirin tek başına hiç bir önemi yoktur.

konuyu deli gibi araştırman lazım. gördüğün her adama herşeyi sorman lazım en az 10-15 kapıdan yeter lan git artık diye kovulman lazım. excel'de deliler gibi çalışman lazım.

bir an önce girişeceğine bir an önce sayısal iddaa falan oyna.

patentleme, faydalı model, fikri haklar vs. bunlara bulaşsan para yetmez. yetse bile korumaya almak ayrı paralar. süreç uzun. onları yapana kadar zaten işi tek başına kurarsın.

fikir tek başına hiçbir şeydir. o sektörde kaç kişi olduğunu düşün herkesin aklına geliyor o fikirler ve herkes mantıklı sebeplerden vazgeçiyor. senden daha iyi koşullara sahip biri vazgeçtiğine göre sen ne fark yaratacaksın onu düşün. ona göre çalışmanı yap.
0
dedim dedim de kime dedim
(23.12.17)
23 yildie ticaret yapiyorum 4 is kurdum.2 si devam ediyor 2si yas ilerleyince tatmin etmedi biraktim.hic bir is fikrimi kimseye anlatmadim, excelde calismadim, kosgebin kapisindan ugramadim.ticaret akilla, egitimle, zekayla, egoyla, arastirmayla, sermayeyle degil cesaret, pratik bakis acisi, iletisim ve ozguvenle yapilir.kurumsal terimler arasinda algi vergi arasinda kaybolmak memur zihniyetli korkaklar icindir.holding kurmuyorsun sonucta.algin acik olacak, piyasadaki boslugu koklayacaksin, kurup cefayi da sefayi da isin icinde yasayacaksin.hem ayranim dokukmesin hem belim bukulmesinle olmuyor.bu memleketin yarisi is kurmak istiyor cogu batiyor.cunku iki koyunu gudecek esneklik yok cogu okumus esek.ticaret adami dukkanina paspas da yapar kazanciyla havai de tatilde.egosuz esnek ruhunda ticaret olan gozu kara adamlarin isidir ticaret.ticaretin kiyisindan gecmemis sokagin dili i musterinin talebini gercek hayati bilmeyen, cocukken iki gazoz satmamis ogrenciyken ihtiyaci yoksa bile is ogrenmek icin garsonluk yapmamis adamlara niye akil sorasin ki.bilmedigi adresi laf olsun diye tarif edip kaybolmanizi saglayanlardan ne farklari var.

Toptancimla konusuyoruz bu ay iki kisi is kurmus onun maliyla.biri ev hanimi.ilk ayda 6 bin tl kazanmis.biri muhendis 100 lira bile kazanamamis.is ayni is oysa. Fark ne.birinde tecrube esneklik var.digerinde ego ve etiket meraki.
0
a summer day
(23.12.17)
iş planı güzel bişey tabi yapın kanvas falan. detaylı bütçedr zarttır zurttur çok tutmaz zaten eksi yöne doğru ilk başlarda. fikir danışmak kötü bir şey değil fakat bu işe girelim mi hacı dediğinde bu ülkede %80 piyasa kötü bu zamanda bu risk alınmaz der. farklı şekilde sorabilirsin -) fikrinin çalınmasından değil umursanmamasından korkmalısın bence. fikir para kazandırmıyor gerçekten.
0
kveldulv
(23.12.17)
ya yemin ediyorum -bikaç istisna dışında- kimseden fikir almazdım. şu an dünyada bi iş becermiş insanlar ondan bundan fikir alsaydı kimsenin bi bok olacağı yoktu.

insanlar böyle ya, yapamazsın, edemezsin, aptalca, mantıksız.. ben itü çekirdek'te bi proje sundum, jürideki adam projeyi açık açık mantıksız bulduğunu söyledi ve daha sonra o proje bi holding bünyesinde ülkeye yayıldı başka bi isimde. bu herif de güya mentor, girişimcilere eğitim veriyor yani haha allah bilir hala da veriyordur.

böyle çok çok muhteşem, destekleyici, girişimcilik geçmişi olan insanlar olur, bilgili insanlar olur bunlar, gidip onlara sorardım ben olsam. bunları yaşamamış kimse anlamaz çünkü. var mı bilmiyorum öyle biri de.
0
mehmed resad
(23.12.17)
Bu konuda benzer seyler yasiyordum.sonunda onlarin fikirleri baskin geliyordu.sonra biriyle tanistim 10 gun kadar sohbet ettik.ticarete bakis acim degisti. Bir ay kadar imkanlarimi ayarlayip isimi kurdum.kazaniyorum da mutluyum da.sorun cikmiyor mu illa cikiyor.isin zevki orada zaten.ellerin sorunlari icin harcadigim emegi kendi isim icin harciyorum.yani dogru kisiyle konusmak onemli.bir de dusunmeyi birakip baslamak. Dusundukce korku agir basiyor.oysa ticarette anlatilam sorunlar yerine baska sorunlarla karsilastim hep.hepsi de bana bisey katan beni daha cozumcu pozitif biri yapti.ozgurlugu ve maddi konforu da cabasi.
0
terastaki havlu
(23.12.17)
@teras
Ne konustunuz oyle ozet gecsende biz de aydinlansak
0
dedim dedim de kime dedim
(23.12.17)
10 gunluk sohbeti nasil ozet geceyim.kulaktan kulaga oynar gibi olur o.
0
terastaki havlu
(24.12.17)
@teras
ya işte aklında kalanları yaz
- ön ödemesiz iş yapma oğul
- passatla geleni yemege gotur clio ile gelene çay soyle
- önce pazarlıksız iş yapamaya kalkana bakarım adam mı diye sonra işe bakarım iş mi diye

gibi
0
dedim dedim de kime dedim
(24.12.17)
Fikrin güzel olması işin %5'i falan. Asıl gerisine odaklanmak lazım. Execution yani.

Diyelim ki fikrin müthiş ve duyan herkesin aklında %100 ampül yakıyor:
Eğer başkasına aktardığında hızla yapabileceği bir fikirse --> zaten patladın, zira sen ürünü sunar sunmaz senden daha fazla maddi imkana ve güce sahip insanlar tak diye kopyalayacak ve senin fikrinin değerini düşürecek (örnek: snapchat. milyar dolar değerlemede olan bir dev şu anda sürünüyor, çok da vakti kalmadı bence)
Başkasına aktardın, hızla yapılmayacak bir şey ise --> o ekspertizi elde etmek ya da o ekspertize sahip insanları alıp yönetmek için ciddi bütçeler gerek. O zaman yatırım çekmen lazım, yatırım çekmek de ancak doğru bir iş planı ve müthiş bir sunumla - şovla olur. Bu da biraz kişilik meselesi.

Fikrin patenti olmaz bu arada.
0
roket adam
(25.12.17)
(9)

tem'de tır kazası

superb
bu tip kazalarla karşılaşınca çok üzülüyorum ve aklıma şu soru geliyorhttp://www.hurriyet.com.tr/video/temde-korkunc-kaza-130-kilometre-hizla-carpti-40680196bir araç bu tıra nasıl oluyor da arkadan bu kadar süratle giriyor?tır ani şerit mi değiştiyor? araç şöförü viraj alırken tırı mı görmüyor?bilme
bu tip kazalarla karşılaşınca çok üzülüyorum ve aklıma şu soru geliyor
www.hurriyet.com.tr

bir araç bu tıra nasıl oluyor da arkadan bu kadar süratle giriyor?
tır ani şerit mi değiştiyor? araç şöförü viraj alırken tırı mı görmüyor?

bilmediğimden soruyorum
0
superb
(18.12.17)
Dallama sürücüler takip mesafesi bırakmıyorlar. Bu yetmezmiş gibi yüksek hızda giderken tırın, kamyonun arkasına sokuluyorlar. Tır bir anda durunca onların durmasını sağlayacak yeterli mesafe bulunmadığı için tıra girmiş oluyorlar.
0
dissendium
(18.12.17)
günahını almayayım da, orta şeritteyken öndekini sol yerine sağdan geçmeyi denemiş olabilir. özellikle öndeki kamyon otobüs falansa ileriyi vaktinde görmek çok zor.
0
celeron 300a
(18.12.17)
büyük araç kullanıcısı çok iplemiyor diğer araçları. malum bizim millet "arabam iyi bana bir şey olmaz" mantığını çok seviyor. ikisi birleşince en ufak aksilik böyle vahşet görüntülerine neden oluyor.

hiç bir güvenlik testi sizi gerçek trafikte kurtarmaz arkadaşlar, dikkatli kullanalım.
0
angelofdeath
(18.12.17)
olay yeri tam olarak (fren mesafesi vs.) görünmüyor. fakat tahminim şu şekilde. kaza muhtelen araçların durduğu noktanın daha geriside olmuş. sagdaki tıra sol arkadan carpabildigine göre sürücü kontrolü kaybedip (lastk patlamasi, uyuma, telefon, vb.) tıra çarpmış olabilir. bir de başka bir araca makas atmaya calisiyor olabilir ama habere gore yolcu annesi oldugu icin bu biraz daha uzak ihtimal. bir de sürücü hastalanmis olabilir.
0
helenart
(18.12.17)
Tırın arka alt kısmındaki korumaların güçlendirilmesi gerekiyor. Böyle tırın altına girmiş çok kaza gördüm, hatta 2 sene önce aynı şekilde bir yakınımın babası vefat etti. Ön koltuktakilerin kurtulma şansı kalmıyor maalesef.
0
sanquis
(18.12.17)
Biz geçen sene 2 tırın karıştığı bir zincirleme kaza geçirdik. Arkamızdaki bir tırın şöförü uyuyakalmış, şerit değiştirip bir arabaya çarpmış. O araba geldi bize çarptı, biz çarpmanın etkisiyle sağdan gelen başka bir tırın altına girdik yan tarafından. Ben ön sağda oturuyorum, son hatırladığım kapımın yamulup tırın tekerlerinin 10cm yakınımda döndüğüydü. Allahtan tır çok hızlı değildi, bizi biraz sürükledikten sonra ezmeye ramak kala durabildi. Arabanın önü aynı böyle olmuştu.

Tırlardan gerçekten korkuyorum, trafikte tır görünce hala kalbim çarpmaya başlıyor, videoyu izlerken bir fena oldum. Burada hata arabayı kullanan adamda gibi görünüyor ama tır şöföründe de bir b.kluk olabilir, gerçekten çok sorumsuzca kullanıyorlar.
0
peggy
(18.12.17)
Gecen ay esimin yengesi vefat etti tam boyle bir kazada.

Yenge rahmetli uyuyormus. Dayi sofor,kazayi hatirlamiyor. En az 1 dk direksiyonda uyumus olmali, tiri da hatirlamiyor. Kemer takan, oldursen hiz yapmayacak, senelerce servis cekmis usta sofor adam. Uyuyunca ayak agirlasip gaza yukleniyor. Arac daha da hizlaniyor. Tircinin hic sucu yok. Boyle vakalar da var.
0
dilemma of subscribtionability
(18.12.17)
Büyük ihtimal ile hatalı sağlama, ki bunun içine makas yapmak denilen salakça hareketi de sokabilirsiniz. Makas atmanın yarısı hatalı sağlamadır zaten.

Bu kadar büyük aracın aniden şerit değiştirmesi çok zor.
0
John Bloor
(18.12.17)
2 günlük uykusuzlukla bu şekilde arkadan tıra giren bir arkadaşım var. kaburga kırıkları ile atlattı ama kazayı hatırlamıyor, uyuklamış.
0
altinci nesil caylak
(18.12.17)
(36)

ev arkadaşımın kapıyı kitlemesi garip mi?

nigeo
selamlar,birkaç aylığına moldovalı bir ev arkadaşımız var. biz 2 sap türk'ün evindeki boş bir odada kalıyor. kız evden çıkarken odasının kapısını kitliyor her zaman.beni ilgilendirmez. ister kitlesin ister ardına kadar açık bıraksın nabarsa yapsın... ama biraz garip değil mi?genel olarak da merhaba
selamlar,

birkaç aylığına moldovalı bir ev arkadaşımız var. biz 2 sap türk'ün evindeki boş bir odada kalıyor. kız evden çıkarken odasının kapısını kitliyor her zaman.

beni ilgilendirmez. ister kitlesin ister ardına kadar açık bıraksın nabarsa yapsın... ama biraz garip değil mi?

genel olarak da merhaba merhaba naber iyidirden ibaret muhabbetimiz. bir tatsızlık tartışma vs yaşamadık hiç.

normal mi bu?
0
nigeo
(18.12.17)
Dogru olani yapiyor. Ev arkadasim oldugunda ben de zaman zaman kilitlerdim. Onceden arkadas miydiniz? Degilse neden size guvensin?
0
Traveller
(18.12.17)
@traveller

önceden arkadaş değildik. ama tanıdığımızın kız arkadaşı olarak bizim boş odada kalıyor. yani komple de alakasız değiliz.
güvenilecek bir şey yok ki?
girip çekmecelerini mi kurcalayacağız? bilgisayarını alıp satacak mıyız? yani en kötü ihtimalle ne yapabiliriz ki? cidden soruyorum bunu.
0
🌸nigeo
(18.12.17)
ankara gölbaşında öğrenci evindeyim.istanbula dönmem gerekti bir iş için.oda kapısının anahtarı kayıp kime sorduysam bulamadık.odamın kapısını inşaat çivileriyle 5 yerinden çiviledim.evin içinden benim odama ulaşman imkansız kapıyı kırman lazım şu an.

mesele onun kapıyı neden kitlediği değil.

mesele senin bu konuyu bu kadar kafaya takıp gelip burda duyuru açman

ayıktın?
0
regardless of what they say
(18.12.17)
İnanılmaz normal.
0
dissendium
(18.12.17)
Daha önce yaşadığı tatsız bir olay obsesyona sebep olmuştur belki. Geçmişini bilmediğiniz insanları yargılamayın bence.
0
amortisman
(18.12.17)
@regardless

neden kapıyı çiviledin arkadaş? yani ne yapacaklar ki en fazla kapın açık olsa?
0
🌸nigeo
(18.12.17)
külotlarını alıp koklamayacağınızı nereden bilsin kız binbir türlü insan var dünyada. kişisel algılamayın.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(18.12.17)
normal evinde ananı babanı sokmazsın odana elin kızı niye soksun seni? anladığım kadarıyla çok da yakın değilsiniz ben olsam ben de aynısını yapardım.
0
sane ego
(18.12.17)
Normal
0
Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
(18.12.17)
arkadaşlar odasına zaten neden gireyim ben tanımadığım birinin yahu? default olarak herkesin manyak olduğunu mu varsayıyorsunuz dış dünyada?

zaten kendisi evde yokken odasına girebileceğimizi düşünüyorsa bizle yaşamasın hiç.

deprem olmadıkça yangın yanmadıkça su basmadıkça ben zaten neden odasına gireyim birinin o kişi evde yokken?
0
🌸nigeo
(18.12.17)
@nigeo herkes senin iyi bir insan olduğunu nerden bilsin?

biz müneccim miyiz, bize malum mu oluyor?

sen belki dışardan iyi geçinen ancak içten içe kötü bir insansın.ben senin içini nerden bileyim?

kapıyı kitleme sebebim tam olarak bu.

orası benim odam benden başka kimse merak dahi etse GİREMESİN diye çiviledim ve bunu yaptığım için kendimle gurur duyuyorum :D
0
regardless of what they say
(18.12.17)
zamanla geçebilir, üzerinize alınmayın
0
part time pollyanna
(18.12.17)
Normal değil.

Beş yerden kapı çivileyen kişinin de burada fikir vermesi normal değil gerçi.
0
6 yasimdan beri metal dinliyorum
(18.12.17)
çok normal. geçmişten tanışıklık yoksa erkek olduğum halde ben de kilitlerim.
0
gölgede aynı
(18.12.17)
Aşırı normal.
0
kulagina kupe olsun
(18.12.17)
her şey ALGI.

benim odamın kapımı çivilememi garipseyen arkadaş benim koşullarımda hiç hazzetmediği 2 insanla aynı evde yaşama zorunluluğunu hiç tatmış mı sormak lazım
0
regardless of what they say
(18.12.17)
@regardless

algı malgı iyi güzel de kapı çivilemek tabii ki garip. onu da tartışmayalım bizahmet.
0
🌸nigeo
(18.12.17)
@nigeo aynı koşullarda siz olsaydınız size de normal gelirdi.

kapı çivilemenin size şu an garip gelmesinin tek sebebi var o da:"hayatınızda şu ana kadar hiç böyle gerek duymamışsınız"
0
regardless of what they say
(18.12.17)
Ev arkadaşın manyaksa normal. Sen aşırı cins bi tipsen normal.

Normal şartlarda hastalık bence.
Kim kapısını kitleyip gideceği biriyle ev arkadaşı olur ki?
0
lion de la Turquie
(18.12.17)
Asiri normal. Odasina girmeyecek olabilirsiniz ama diyelim eve hirsiz girdi, en azindan bir engel daha olur hirsiza, Onu gectim, kizin korumak istedigi esyalari olabilir. Ya da bir sekilde kapinin acik olup odasinin gorulmesini istemiyordur. Bir de kiz hakkaten seni ne tanisin, ne bilsin. Kac yillik tanidigin insanlar arasindan manyak cikiyor. Sen niye gireisn ama baskasi girer. Benim ilk ev arkadasim odaya gelip parfumumu kirmisti mesela. Oyle sartlarda da pat diye evden cikamiyorsun ama ev arkadasindan surekli killaniyorsun. Onceden kanka iseniz anlasilir da, aranizdaki iliski ev arkadasligi. Bu kisisel bir sey degil ve kiminle eve ciksa ayni seyi yapacak.

Ev arkadasimla kanka olmasak da lafliyoruz aralarda ama ikimiz de kapiyi kitliyorduk. Daha once kaldigim uc evde de kapiyi kitliyorduk hepimiz. Acik birakan hic olmuyordu. Simdi yeni tasindim, iki kisi daha var ben haric. Herkes kitliyor yine. Girecegimizden degil ama o beni tanimiyor, ya girer ve bir seyini calarsam. Eski bir ev arkadasim yatarken kapiyi kitlerdi mesela. Uyurken saldirirsak diye. Nereden bilsin bizi. Ingilizcede "better safe than sorry" derler, sonradan pisman olmaktansa simdiden onlemini aliyor.
0
aychovsky
(18.12.17)
Normal tabii ki.
0
sen git ben geliyorum
(18.12.17)
benim ev arkadaşım da geceleri yatarken kitlerdi, yaz geldi sıcak bastı patladı tabii:)

ama kızı anlıyorum, ben hiç pimpirikli olmamama rağmen özel alan ve eşyaya inanan ve buna çok saygılı biriyim. herkes öyle değil. ev arkadaşım evde yokken dediğin gibi yangın vs olmadıkça kapısını asla açmam. benimki de açılsın istemem. en basitinden çok dağınık biriyim, rastgele kapıyı açan birinin ortalıktaki donlarımı çoraplarımı görmesini istemem. ama herkes öyle değil. ev arkadaşım evde değilken, benim arkadaşlarım evde bir şey ararken (örneğin terlik) çat diye girebiliyorlardı kızın odasına. napıyosun girmesene dediğimde, "belki burdadır ya yedik mi odasını" diyorlardı. ben böyle bir sebeple odama girilsin istemem mesela. bunları gördükçe çok dağınık bıraktığım günler bazen ben de kilitlerdim odamı.

bi de kültürel farklar var. moldovayı bilmiyorum ama avrupada genelde bizdeki ev arkadaşlığından ziyade oda kiralama mantığı olduğu için, eve taşınana kadar yan odanda kim kaldığını bilmezsin bile. komşu gibi düşünür kapını kilitler çıkarsın. çok normal.
0
akil kupuru
(18.12.17)
benim beraber kaldığım arkadaşlarım oda kapılarını hiç kilitlemediler, ben de hiç kilitlemedim ama yapsalar da garipsemezdim.
hem belki kız odasında siz görseniz "oha bu ne!" diyeceğiniz bir şeyler gizliyordur, olamaz mı :D
0
istanbul kanatlarimin altinda
(18.12.17)
Garip değil, gayet normal. Özellikle yabancı erkekler ile kalan bir kızı düşünürsek..
0
peggy
(18.12.17)
Çok normal, değil ev arkadaşlığı aile içinde bile yetişkin insanlar odalarını kilitleyebilirler.

Buna uygun atasözümüz bile var;

"kapını kilitli tut komşunu hırsız tutma"
0
John Bloor
(18.12.17)
her seyi gec disardan hirsizlara karsi bir onlem olamaz mi? cok mu zor bunu dusunmek?
0
baldur2
(18.12.17)
Çok normal. asıl senin "güvenilecek bir şey yok ki?
girip çekmecelerini mi kurcalayacağız? bilgisayarını alıp satacak mıyız? yani en kötü ihtimalle ne yapabiliriz ki?" şeklinde çok garip bir şeymiş gibi davranman garip.
0
aquarium
(18.12.17)
son derece normal.
0
prodeq
(18.12.17)
başkalarıyla yaşasaydım oda kapıma çelik kapı taktırmayı hayal ederdim, bir anahtarcıya gitmeye bakar çünkü o oda kapısı :/

bence de çok normal.
0
pinkpeony
(18.12.17)
Daha önce çok Avrupalı ev arkadaşım oldu. Kapısını kilitleyene rastlamadım. Ama şunu gördüm, hemen hepsinin daha önceden gelen ev arkadaşlığı kuralları gibi şeyleri var ve onlara uyuyorlar. Yani ne bileyim, bir tanesi yaptığı alış veriş malzemelerini dolaba koyarken kendine ayrı bir bölüm oluşturuyor ve ayrı ayrı koyuyordu. Bunu daha önceki ev arkadaşlığı serüvenlerinde görmüş, öğrenmiş ve yazılı olmayan kuralmış gibi davranıyordu. Bu ve bunun gibi şeyleri oluyor ve bence dert edilecek şeyler değiller.

Gördükleri ve başına gelen durumlardan belli sistem oluşturuyorlar kendilerine ve o şekilde davranıyorlar. Bu durum da ona benzer bir şeydir. Çok sorun yapılacak bir şey değil bence.
0
pokepoke
(18.12.17)
'birkaç aylığına moldovalı bir ev arkadaşımız var. biz 2 sap türk'ün evindeki boş bir odada kalıyor. '

bu cümle ve bu ülkede bir evde kalıyor olması zaten başlı başına kapı kilitlemek için bir sebep. Kaldı ki kendi odası istediğini yapar. Belki bir şeyini alakasız bir yerde kaybedecek ama odasından kaybolduğuna inanacak, bunu takıntı haline getirmektense kitler ve kafası rahat olur.

Gayet normal yani.
0
amelie poulain
(18.12.17)
degil. olmasi gereken. türkiye'deki aliskanlik bu sekilde degil.
0
eriksatie
(18.12.17)
Normal
0
i m cool with that
(18.12.17)
Normal
0
mutlusismankedi2015
(18.12.17)
Normal değil. Ben olsam kovarım evden.

Samimi olmadığım kimseyle de aynı eve çıkmam.
0
Delay Fuze
(18.12.17)
garip değil aşırı normal bence.
anahtar kelimeler: 2 sap türk ve moldovalı kız
0
burya
(18.12.17)
(12)

etik sorusu, hangisini tedavi etmeli?

haykorsamdunyaya
Soruyu aynen aktarıyorum. Sizin düşüncelerinizi merak ediyorum.Örnek olarak bir Norveçli ile Etiyopyalının kalp yetersizliği tedavisi aynı maliyete sahip. hangisini tedavi etmeli? Norveçlinin kollektif kazanca katkısı 12.000 dolar, Etiyopyalınınki 75 cent.paranın süzgeç olmasına yönelik sitem içeren
Soruyu aynen aktarıyorum. Sizin düşüncelerinizi merak ediyorum.

Örnek olarak bir Norveçli ile Etiyopyalının kalp yetersizliği tedavisi aynı maliyete sahip. hangisini tedavi etmeli? Norveçlinin kollektif kazanca katkısı 12.000 dolar, Etiyopyalınınki 75 cent.

paranın süzgeç olmasına yönelik sitem içeren yorumlardan ziyade (soru böyleydi yapabileceğim bir şey yok) halihazırda ele alınan geçerli bakış açıları nelerdir onu merak ediyorum. henüz herhangi bir etik dersi görmedim, ilgimi çekti konu.

distopik filmler ve diziler de var bu konuya dair, genetik olarak yetersiz, güçsüz, hastalık potansiyelinde görülen bireyin üreme şansını engelleyici genetik faktör uygulama mesela. neler düşünüyorsunuz?

"ben kimim de bir başkasının hayatı hakkında onun yerine karar vereyim" düşüncesiyle komple üreme olayını iptal edince fazla fikir yürütemedim ben.
0
haykorsamdunyaya
(17.12.17)
soru doktorun muayenehanesi şeklinde değildi pek ama, ilaç firmasının yatırım yaparken gözeteceği bir soru gibiydi.

yine de mantıklı yanıt teşekkürler.
0
🌸haykorsamdunyaya
(17.12.17)
aslında bu sorunun kesin ve net bir cevabı yok tabii ki. tamamen "mantıksal" açıdan bakarsak norveçliyi tedavi etmek gerekir. çünkü dünyaya her anlamda "katkısı" daha fazla. ya da çocuklarını ve torunlarına iyi eğitim aldırması ve "işe yarar" bireyler yetiştirmesi muhtemel. ama insan dediğimiz varlık sadece mantıktan oluşmuyo ve sadece mantıkla hareket etmiyor. bizi diğer canlılardan farklı kılan da bu. duygularımız, hislerimiz ve en önemlisi vicdanımız var. tamamen mantıkla değil de vicdanen bakarsak olaya, herhangi bir tercih yapmak anlamsızdır. kimi insanlar realistlerdir, çoğu zaman mantıklarıyla hareket ederler. bu kişilerin norveçliyi seçmeleri gayet normaldir. kimi insanlarsa beyninden çok kalbinin seslerini dinlerler. tercih yapmak istememeleri ya da etiyopyalıya "acıyıp" seçmeleri de diğer grup gibi olağandır. dünyada iki çeşit insan da olduğu için aslında şunu yapmak daha iyidir diye bir şey söz konusu olamaz. yani olaylara saf mantıkla ya da saf duyguyla yaklaşmayız.
0
tabirimekruh
(17.12.17)
Hastalık hangisinde daha önce başlamış ona bakardım. Biri 5 yıl, diğeri 1 yıl boyunca bu rahatsızlıkla yaşadıysa 5 yıldır bu hastalığa sahip olanın tedavi edilmesini tavsiye ederdim. Yaşları da önemli. Biri 30 yaşındaysa, diğeri 10 yaşındaysa 10 yaşında olanın tedavi önceliği olabilirdi. Kazanca katkı konusu tıbbi müdahale açısından referans alınacak bir kriter değil. Gerçek hayatta dediğiniz olaylar sıkça oluyor. Karaciğer nakli sırası bekleyen yüzlerce hasta var ve listede zengin insanlar da olmasına rağmen kesinlikle listede ön sıralara alınmıyorlar. Sizin verilmesi zor bir karar dediğiniz durumlarda her gün birileri karar veriyor. Ben buradaki kazanca katkı olayını ten rengi kadar sıradan buluyorum. Birisinin değerini parayla ölçmek ve yaşama önceliği sunmak maneviyata saygısızlık bir kere.
0
dissendium
(17.12.17)
örnekler bireysel belirlediğim örnekler değil, ve ne yazık ki diğer kriterler belirtilmeden sadece bu verilerle sorulmuş soru. bu kararı verilmesi zor bulduğum için değil sizlerin yorumlarını merak ettiğim için sordum.

sizin yaş kıyası yaparak daha gerçekçi sonuç elde edebileceğiniz seçimin kollektif kazanca katkı üzerinden yapıp kararın verilmesi, ya da verilmemesi ya da eleştirilmesi üzerinden sorulmuş soru. bir de az önceki cevabımda da söylediğim gibi, daha toplu bir yatırım bazında düşünülüyor. doktor-hasta ilişkisinden ziyade.
0
🌸haykorsamdunyaya
(17.12.17)
Farklı ve subjektif açılar var tabi.

etiyopyalı hayatı boyunca zaten zorluk çektiği için tedaviye daha fazla değer atfedecektir. kazanca etkilerini oranlayabilmek için onlara verilen girdi fırsatlarını ve çıktıdan ne tükettiklerini de bilmek lazım.

ha etiyopyalı ne lan bu çektiğim bırakın öleyim de diyebilir
0
passion rules the game
(17.12.17)
İlaç firması bu işin içindeyse ne yapacağı belli. Norveçliyi tedavi eder Etiyopyalıyı da zaten gsmh ları düşük bir işe yaramaz diye kobay olarak kullanır. Tanınmış ilaç firmalarının Afrika da pek hayırlı işlere imza attıkları söylenemez.
Onlara sattıkları ilaçlar kullanıldığı sürece kendini iyi hisseden ama bir türlü tam olarak sağlığına kavuşamayan insan gerekli. Bir şekilde bu pazar çarkı böyle dönmeli.
0
1adam
(18.12.17)
Uygulamadaki bakış açısı Norveçli'yi tedavi etme yönünde. Sağlık alanında değilim ama ilgimi çeken konuları okurken bile bu durumu görebiliyorum.
Mesela, ilaç, medikal cihaz, yeni tedavi şekli vb. onay isteğinde tedavi maliyetinin yanısıra daha kısa sürede tedavi olacağı için ekonomik yapıya katkısı gibi donelerle birlikte sunuluyor.
Kesinlikle etik, insancıl değil ancak akılcı. Doğanın düzeni gibi.

edi:
Bence maliyeti ikiye bölüp ikisi de payına düşen tedaviyi alsın.
Evet, belki hakça olmaz ama en azından kardeşçe olur.
büdü:
Aslında düşündüm de; madem bu kürede biri 12000 dolar katkı yapacak donanıma erişebilirken diğeri 75 centlik katkı yapapilecek donanıma erişebiliyor ve dahası o koşullarda yaşıyor hakçası Etiyopyalıdan yana kardeşçesi yarı yarıya olması lazım.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(18.12.17)
İlk gelen, ilk çıkar. @J r r tolkien hayranı +1

Onu geçersek,sağlık durumu (hastalığın evresi, süresi vb.) ve yaşa bakardım sırasıyla. Hayır, onlar da yok sadece belirtilen farklar var (ceteris paribus) dersek Norveçliyi seçerim.

Norveçlinin dünyaya, başta kendisi ve kendi ailesi olmak üzere insanlara faydasının daha çok olacağı görülüyor. @tabirimekruh 'un yazdıklarının "mantık" temalı kısmında yazdıkları gibi. Norveçlinin eğitimli çocukları da hem çevrelerine faydalı olacak hem de kendileri de eğitimli çocuklar yetiştirerek bunun böyle zincirleme devam etmesini sağlayacaklar. Yani bir kişi ile insanlığı, olumlu yönde büyük ölçüde etkilemiş olacaksın.

Etiyopyalı kardeşimizi seçtiğinde ise topluma karşılaştırmalı olarak çok daha az faydası olan birini kurtarmış, oradan yine yetersiz eğitimli çocuklar ve topluma belki zarar belki de yetersiz fayda sunmasını sağlayacak karar almış oluyorsun vicdanını rahatlatmak için.

Yani uzun vadede bakınca Norveçli doğru tercih. Bunun en büyük gözlemlenebileceği yer Türkiye aslında. Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı sırasında eğitimli birçok kişi öldü. Bazı liseler mezun vermedi. Evet okuyan insan ile okumayan insan ayrımı yapmadan ülke müdafaasına koşmak güzel ama o okumuş kesimin yeri dolmayınca ülke ilerleyemiyor ve oradan ürüyen nesiller de eğitimsiz oluyor ağırlıkla. Mesela bu, daha güzel soru bence.
0
nawar
(18.12.17)
Ilk gelen ilk cikar + 1, her sey ayniysa etiyopyali

Norvecli cok daha fazlasini hayata kazandiracak ama hayati kazandiracak olan seylere bakacaksak once firsat esitliginden soz etmemiz lazim. Adam sans eseri dandik bir ulkede doguyor ve zaten yarisa 10-0 geriden basliyorken, biri ileride basladigi icin ileride oldugundan daha katki saglayabiliyor. ayni gecekondu mahallesinde oturan cocuklarin fen lisesini kazanma ihtimali gibi. benim acimdan bir toplum ancak en zayifi kadar gucludur, bir iyilestirme yapilacaksa da en kotuden baslanir. Tam tersine, 'trickle-down economics" deniyor ve esitsizligi daha da arttirdigi bircok kere kanitlanmis bir teori. Daha az avantajlinin her sekilde (hatta bazen esit seviyede olmasalar bile) gelistirilmesi gerektigine inaniyorum.

Bu biraz da "Ulkemizden Nobel alan mi ciksin, ortalama egitim seviyesi mi artsin" gibi bir sey. Ben toplumsal gelisim icin esitsizligin azaltilmasi yonunden bakiyorum. Ortalama egitim seviyesinin artmasinin zaten uzun vadede bir Nobel getirebilecegini dusunuyorum.
0
aychovsky
(18.12.17)
Ne zor soru bu arkadaş, akşam düşün düşün içinden çıkamadım.
Yaşam hakkı, kıt kaynak ve etik...
Sabah zihniyle düşününce akşam yanlış yerlere baktığımı farkettim. Ben doğaya, evrime, tarihe, ekonomiye, insan davranışlarına, seçimlere ve sonuçlarına baktım, halbuki cevap kendimdeymiş.

Bana göre sağlık alanında etik, anne gibi düşünmek, davranmak olmalı.
İki evladın var, biri 12000 dolar kazanıyor diğeri 75 cent, ancak birini tedavi etmeye gücün var, hangisini seçersin?
Daha ileri boyutta fark olsun, biri yine 12000 dolar kazansın diğeri kumarbaz ve bağımlı vs. olsun, evdekileri satsın savsın, kavga çıkarıp kırsın döksün, hayatı zehir etsin. Tekini yaşatma şansın var hangisini seçersin? Ben anne olarak asla evladımın yaşam hakkını elinden alacak seçim yapamam. Gider kaynak ararım, yaratırım.

Sağlık alanında etik olan herkese yetecek kaynak yaratmak. Birinden birini seçme sorusu bile etiğe aykırı. Doğru soru doğru cevapları getirir. Soru şu olmalı: Herkese yetecek kaynak yaratmak için ne yapabiliriz?
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(18.12.17)
Cevaplayan herkese çok teşekkürler, farklı açılardan bakmak ufuk açıcı oluyor.
0
🌸haykorsamdunyaya
(18.12.17)
soru toplu yatırım için soruluyormuş arkadaşlar.

güncel bi konudan örnekleyeyim. hem örnek hem de kulaklara kar suyu kaçırmak gibi olsun.

şimdilerde sağlık alanında beynin nöral yapısı, bağlantıları, bağlı olarak zihnin yapımız vs. çözümlenmeye çalışılıyor.

ekonomide de yaratıcı eleman yetiştirme konusu gündemde. gelecek o yöne gidiyor çünkü.

öte yandan nöronal aktivitenin bozulması kaynaklı oluşan hastalıklar anomalilikler var. mesela perkinsona neden olan yeri(durumu) buldular, artık tedavi edilebiliyor. bunun anoreksiyası var, demansı var, depresyonu, şizofrenisi vs psikolojinin alanına giren biçok durum, öğrenme, konuşma bozuklukları vs vs say say bitmez durumun belirlenmesi için çalışma yapılması lazım.

beyinde 100 milyar nöron var bunların bağlantı haritasını çıkarmak demek 2 üzeri 100 milyarlık data demek. bunun çevresel, bütünsel (evren diyelim) zamansal vs. etkileşimleri var... şimdilik boyumuzun çok çok üstünde bi iş.

önceliği seçerken;
ekonomi ayakta kalmak zorunda, çarklar dönmeye devam etmeli yaşamın sürdürülebilmesi için bu şart.
yani ekonomiye göre gelecek için yaratıcı bağlantılara öncelik tanınmalı, aynı zamanda bu gün için iş gücünü sekteye vurmayacak rahatsızlıklar ele alınmalı.

tıp etiğinin temeli ise insanın sağlıklı yaşamı üzerine kurulu. tıpta en birincil öncelik, en üstün yasa bu. yaratıcılık kenarda bekleyebilir öncelikli olarak sağlıklı bireyler için çalışılmalı.

seçim?
reelde parayı veren düdüğü çalacak, ekonomi ne isterse o olacak (bence)
olması gereken ise; öncelikli olarak sağlıklı toplum için yatırım yapmak.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(18.12.17)
(30)

İstanbul'un sizin için anlamı nedir?

ms brownstone
Soru başlıkta. İstanbul'a dair istediğiniz şeyi yazabilirsiniz.
Soru başlıkta.
İstanbul'a dair istediğiniz şeyi yazabilirsiniz.
0
ms brownstone
(17.12.17)
Eskiden bu sehirin merkezi Turkiye'nin ender Avrupali sehirlerinden biriydi. Istiklal Caddesi, Besiktas, Gumussuyu insaniyle mimarisiyle Avrupa'dan farkli degildi. Simdi Istanbul'un bir anlami kalmadi cunku her yerini Orta Dogululastirdilar.
0
Traveller
(17.12.17)
tek kelimeyle ozetlemek gerekirse, comaristan
0
mayeskuel
(17.12.17)
iş kapısı
0
goodyes
(17.12.17)
1- Memleket. Seviyor muyum? Hayır. Çünkü max. 15 senedir burada olan insanlar Bizans döneminden beri buradaymış tavırlarına büründü.

"Sen değil... Baban, deden, onun babası..." diyene terlikle girerim. Adem'e kadar varak istiyorsanız ayrı.

2- Samimiyetsizlik. Anadolu yakasındaki birkaç mahalle dışında komşuluk geleneğini sürdüren pek yer kalmadı. Üst katında oturan aileyi aylar sonra görünce içten içe "Bu kim lan?" triplerine girip dışından güler yüz ile hal hatır soran, arkasını dönünce de hakkında bildiği tek şey üst katında oturması olan insanın arkasından desteksizce atıp tutan varlıklar türedi. Yahu sen kimsin?

3- Düzensizlik. Her yer her yerde.

4- Kıyamet simülasyonu. Yoğun saatlerde bir yerden bir yere gitmeye çalışmak yeterli. İster özel araç ile ister toplu taşıma ile. Her türlü afakanlar basıyor.

5- İhanet. Devlet büyükleri şehre ihanet ettiklerini itiraf ediyor ama asıl ihanet şehrin sakinlerinden geliyor. Çevre vergisi veriyorum bir işe yarasın kafasında olup yere çöpünü atanlar, çevre düzenlemesinden sonra kaldırımlara montelenmiş babaları söküp aracını kaldırıma park edenler, iş işten geçtikten sonra sesini çıkartanlar, yapılanı bozup daha sonra bizle kimse ilgilenmiyor diye zırlamalar...

6- Benim için en önemlisi ve sonuncusu ise NEFESSİZLİK. Nefes alamıyorum. Hala kömür yakan var, bitmek bilmeyen egzoz dumanı var, sanayi var, havalimanları var... Meteorolojik etkiler yüzünden yükselemeyen kirleticiler her sabah, öğlen, akşam ciğerlerimize doluyor. Canını seven gelmesin, imkanı olan da gitsin. Bu nefessizliği 5. maddeye de tutuşturabiliriz. İnsan eliyle yapıldı her şey.

Tüm bu yağmalamalara, zararlara rağmen hala çıkıp da İstanbul'un şurası güzel, burası tarih kokuyor, orası böyle şeker, şöyle tatlı diyen varsa sağır ve kördür. Ya da zengindir, bilemiyorum. Tarih koklamak istiyorsanız metro inşaatlarını ziyaret edin. En çok tarih oralardan fışkırıyor artık.
0
desdenova34
(17.12.17)
evim, mahallem.
0
yuto
(17.12.17)
canım şehir. Çok seviyorum.
0
eazy
(17.12.17)
ömrümün 6 senesini geçirdiğim ancak bugün yanından geçmeyeceğim şehir.
gerek güvenlik kaygıları gerekse aşırı inşaatlaşma. 2002-2008 yılları arasında istanbul'daydım. istanbul'un can çekiştiği ancak yine de direndiği dönemdi. bugün bakıyorum da çoktan meftah olmuş.
0
burya
(17.12.17)
"memleket" değil ama "ev" .

içindeki her şeyini trafiğini, pisliğini, insanlarını bile seviyorum. başka yerde yaşayabilirim ama yaşamak istemiyorum.

içinde istediğim her şeye erişim imkanı var, bu erişim imkanı için de ödenmesi gereken bedeller var. trafik, pahalı hayat, daha küçük evde yaşamak vs..

istanbulda yaşamak bir hesap işi, ne alıp ne verdiğini biliyorsan ve senin için güzel bir alışveriş oluyorsa burada yaşamak güzel.

istanbula bok atıp atıp hala burada kalan insanları anlamıyorum. (mecburi kalanlar hariç)
0
benaslinda
(17.12.17)
ilk gittiğimde açık hava müzesi demiştim,mest olmuştum gezerken. en son geçtiğimiz yaz gittim,koşarak döndüm. hala büyüleyici bir şehir ama aynı zamanda kaotik.
0
denef
(17.12.17)
Doğduğum günden beri maalesef içinde yaşadığım iğrenç şehir. Nefret ediyorum her köşesinden, sağdan soldan gelip de burasını babasının ahırı gibi kullanandan, herkeste olan "istanbulluyuz yhaa .s" tribinden ve istanbul romantizminden. Burayı seven adamın 3 gram aklı yoktur. Karmaşası, kirliliği, kültür mozaiği dedikleri şeyin kültür kusmuğu olmasından başka bir şeyi olmaması. Her yönüyle çok fazla çirkin. El mecbur katlanıyorum ama beni de ruhumu da çok yoruyor. Türkiye için de farklı düşünmüyorum gerçi ama istanbul daha bir kötü. Bir gün kurtulacağım umarım temelli <3
0
dedi ayca
(17.12.17)
18-22 yaş arasını geçirdiğim için bende yeri ayrıdır, şüphesiz çok güzel şeyler de yaşadım orada ama ne yazık ki daima aşırı kalabalık ve pis, insan yaşamına uygun olmayan lanet bir bok çukuru olarak hatırlayacağım genel anlamda. spesifik anılar dışında istanbul'a dair hiçbir düşüncem olumlu değil.

ben "ankara'yı çok sevdim" diye bas bas bağırınca insanlar şaşırıyor biraz haklı olarak. "lan ne pis hayatın varmış, iyi ki bi taşındın aq susmak bilmiyosun" diyorlar. ama bu basit değişikliğin beni mental olarak ne kadar etkilediğini (olumlu anlamda) kelimelerle anlatamam.

şehir değiştirmek insana bu kadar mı iyi gelir, her şeyi kökünden bu kadar mı hızlı zamanda çat diye değiştirir? ankaramın gözünü seveyim be heheyt.
0
der meister
(17.12.17)
benim için ayrıca bir anlamı yok, mevcut hayat standardımı ve hayat tarzımı en rahat şekilde yaşayabileceğim ülkedeki tek şehir olduğu için "uğff iğrençç" triplerine girmeden yaşayabiliyorum. 8 senedir buradayım, bana istediklerimi veriyor. metropol hayatı isteyen biri olarak, dünyanın diğer megakentlerinde de benzer sorunlar olduğunu da bildiğimden, hem her şey önümde olsun hem de sakin sessiz über medeni olsun gibi beklentilerim yok.
0
Bruce
(17.12.17)
gittikçe bozulan şehir.
0
pinkpeony
(17.12.17)
en son 4 yıl önce, konser için gittim. onun dışında bir konser bir de abimin askerlik mevzuları için uğramıştım. hayatımın hiçbir kısmında istanbul'a gitmeyi ya da orada yaşamayı düşünmüyorum. benim için fazlasıyla kalabalık, pahalı bir yer.
0
nice tnetennba
(17.12.17)
istanbul cok guzel ya. cok seviyorum sehri, trafigine ragmen, insanlarina ragmen, santiyelerine ragmen cok seviyorum. uzak kalabilme surem 15 gun, 15gunun sonunda delicesine ozluyorum, burnum sizliyor. bir sureligine tatile gitsem de ayni, birkac ayligina yurtdisina gitsem de ayni.

cok fazla aliskanligim var istanbul'a dair. ozellikle bunlari gerceklestirmeyi cok seviyorum. ornegin aliskanliklarimdan biri eminonunde dolanip bir seyler yaptiktan sonra en son sadirvanlardan birinde su icmekti. o sadirvanin kaldirildigini gordugumde gozlerim dolmustu, gozum kapali gitmistim halbuki oraya. kafami kaldirip baktigimda yerinde yeller estigini gordugumde aglayacak hale gelmistim. not: sonraki gidisimde yerine koymuslardi :)

calisma hayatina basladiktan sonra hafif uzaklastim istanbul'dan. eskiden her hafta yaptigim rituellerimi artik ayda bir anca yapabiliyorum ama o ayda bir o kadar guzel geliyor ki. dunyanin en mutlu insani oluyorum.

trafikte cok sinirleniyorum, disarda insanlara sinirleniyorum, santiye gordukce tepem atiyor ama artilariyla eksilerini yan yana yazinca artilar hala cok onde.

bir sonra yasamak istedigim sehir olarak biraz daha az nufuslu, daha rahat bir yer bakiyorum :) bir de onu deneyimleyebilmek icin.
0
fakyoras
(17.12.17)
Bir anlamı yok. Diğer şehirlerden farkı da yok. Aile büyükleri burada diye burdayım. Zaten bir süre sonra da olmam.

Trafik, gürültü, kirlilik, güven sorunu vb. şeyler yeterince kötü olan bir yer olduğu için artık 10-15 sene önceki halinden de eser kalmadı.
0
baldan kaymak
(17.12.17)
Ankara'da 11 yıl yaşadım. İstanbul'da sadece 3 aydır yaşıyorum. Ankara'da ailemin evi de güzel bir muhitteydi, İstanbul'da kendi evim de (bana göre) güzel bir yerde. Çalışmak, iş kurmak, okumak, gezmek, eğlenmek için İstanbul daha hoş bir yer. Çok kalabalık, hafta sonu oturacak yer bulamıyorum dışarı çıkınca. O kısmı kötü tabii de İstanbul'da ortalama üstü bir yerde yaşayan birinin buraya bok çukuru, pis it köpek şehir filan demesi garip. Nesi pahalı bir de anlamıyorum. Toplu taşıma, taksi, gece hayatı filan Ankara'dan iyi durumda öncelikle. Kiralar pahalı ama, evet. Geri kalan her şeyin her gelire sahip adama göre ayrı versiyonu sunulabiliyor zaten. Gayet güzel bence. Gereksiz İstanbul romantikleri olduğu gibi gereksiz anti-İstanbulcular da var. Ailem de burada olsa Türkiye'de yaşayacak daha iyi bir yer aramam açıkçası. Sabit maaşlı bir yerde çalışmam gerekmeyecek kadar zengin olursam bir gün belki Bodrum.
0
jack of hearts
(17.12.17)
Benim icin anlami tr'de yasayabilecegim tek sehir olmasi. Etraf keko dolu, trafik var falan filan ama yasayabilecgim en iyi yer yine burasi ulkede.
Ne bugun ne de bundan sonra baska bir sehre tasinmayi dusunmuyorum.
@bruce benim yerime tam olarak ozetlemis aslinda. Aynisi diyorum.
0
stavro
(17.12.17)
Ruhuma iyi gelmeyen ama içinde yaşarken bile çok özlediğim şehir. Sürekli kendimi sinirlenmiş ve İstanbul nefreti kusarken buluyorum ama bi yandan da korunabilmiş, eskisi gibi kalabilmiş yerlerini çok beğeniyorum ve çok seviyorum.

Herkesin yazdığı gibi trafiği, pisliği, kalabalığı, içinde yaşayan medeniyetten uzak insanları hiç çekilmiyor ama vapurla karşıya geçerken Galata Kulesi'ni, Ayasofya'yı ve Sultanahmet Camii'ni her gördüğümde kendimi çok şanslı hissediyorum, böyle mükemmel bir manzaraya bu kadar kolay ulaşabildiğim için ama kafamı çevirip de pavyon ışıkları ile boğaz köprüsünü ya da Mecdiyeköy'de yükselmiş çirkin binaları görünce ruhum daralıyor.

Sanırım hem romantik hem de antiistanbulcu denilen kitleye dahil oluyorum ama ruhuma gerçekten iyi gelmiyor bu şehir ve en kısa zamanda buradan kurtulabilmeyi diliyorum kendi adıma.
0
(17.12.17)
Gezmeyi çok seviyorum İstanbul'u
0
mutlusismankedi2015
(17.12.17)
Trafik ve kalabalık problemleri yüzünden yaşanacak şehir değil ama gezilecek, keşfedilecek rüya gibi bir şehir.
0
simderun
(17.12.17)
@acemi, araba kullanmayı bırakırsan saydığın dertlerden kurtulursun. öyle top mop semtlerde oturmaya da gerek yok, şişli-beşiktaş'ın merkezinde oturunca istanbul'un kaydadeğer yerlerine çoğu yerine 1 saat içinde, en uzağa 2 saatte ulaşabiliyorsun, haliyle arabaya gerek kalmıyor. uzağa gidecekem araba kiralıyorum, parkmış trafik çilesiymiş çekmiyorum. herkes dediğim gibi yaparsa trafik çilesi de kalmayacak ortada zaten...
metronun nimetlerini kullanın mesela, toplu taşıma deyince akla metrobüs gelmesine gerek yok.

sürekli dışarıda yemezsen o pahalılık da etkilemez seni ayrıca.
0
Bruce
(17.12.17)
gitmek istediğimde gidemediğim, kalmak istediğimde de kalamayacağımı düşündüğüm bir değişik şehir. burada doğdum büyüdüm, başka herhangi bir şehirde (bir tanesi hariç) bir ay bile kalmışlığım yok belki, o yüzden buradan başka bir yerde nasıl yaşanır onu da bilmiyorum. ama buradaki de yaşamak mı onu da bilmiyorum. trafik sorununu azalttığım için eskisine göre çok daha mutluyum, biraz daha seviyorum. gün içinde minik minik seviyorum da ömrümü böyle mi geçirmek istiyorum bilmiyorum.
img.discogs.com:strip_icc():format(jpeg):mode_rgb():quality(90)/discogs-images/R-4482467-1366131679-8967.png.jpg
0
haykorsamdunyaya
(17.12.17)
Benim için anlamı; hayat. Hangi ülkeye, şehire, tatile gitsem ne kadar mutlu olursam olayım en fazla 15 gün sonra özlüyorum. Ömrüm bu şehirde geçti ama halâ Köprüden geçerken hayranlıkla bakıyorum, gecesi ayrı güzel, gündüzü ayrı. Ben şanslılardanım, 15 yaşıma kadar Küçükyalı'da yaşadım, tüm mahallenin birbirini tanıdığı, tüm çocukların arkadaş olduğu, kötü insanların azınlıkta olduğu bir semtti. sonra da İstanbul’un un bir ucuna merkeze göre daha sakin bir semtine geldim. İşim olduğunda şehir içine gidiyorum ve zamanları ayarladığım için metrobüsle de trafikte kalmıyorum. Oldu ki istanbul'dan başka yerde yaşamak zorunda kalırsam o zaman bile hiç olmazsa bir mevsimi istanbulda geçirmek isterim. Sevmeyenler giderse çok mutlu olacağız bu arada, zulmetiniz basıyor, asık yüzleriniz.

"Ah benim karmaşıklığı-huzursuzluğu içinde kendine has güveni ve onca çirkinliğin içinde sonsuz güzelliği olan canım İstanbulum; tüm deliliğine rağmen her şeyiyle sevilen, bir türlü vazgeçilemeyen sevgili gibisin."
0
mslny
(17.12.17)
İstanbul bundan 7-8 yıl önceye kadar bile güzel sayılabilecek bir şehirdi. Bana göre bu şehrin batmasının en büyük nedeni inşaat sektörü. Ülkedeki mimarlar o kadar vizyonsuz ki, Osmanlının kaç yüz yıl önce yaptığı sarayları örnek almak yerine hiçbir sıfatı ve anlamı bulunmayan binaların şehrin ortasında büyümesine izin veriyorlar. Şehrin bir standardı olsa kalabalık da sorun oluşturmaz ama gerek alt yapı gerek üst yapı olarak İstanbul kesinlikle bir Avrupa şehri değil. O potansiyel vardı ama o potansiyeli yok ettiler. Zaten gelecek depremde kendi kıyametini yaşayacak. Ben seviyorum bu şehri. İleride güzel bir ilçesine taşınma fikrim de var.
0
dissendium
(17.12.17)
deprem!
0
mehmed resad
(17.12.17)
Ha evet, @dissendium gibi düşünüyorum onu unutmuşum. Mimari konusunda berbatız, nasıl o muhteşem eserlerden bu sıradanlığa dönüştüler ve böyle de kabul ettirdiler anlamak mümkün değil. Estetik yok, hayâl gücü yok, sadece oldu bittiye getirmek ve düz duvar var.
0
mslny
(17.12.17)
İstanbul'da restorana 100 mü vermek! Vov. İyi paraymış. Ankara, İzmir, Bursa gibi şehirlerde restoranlar 20 lira üstündeki harcamaları ücretlendirmiyor çünkü. Meh.. Fuzuli konuştum ironi yapayım derken. Kısaca Türkiye'deki tüm büyük şehirler farksız bu konuda. Doğma büyüme İstanbullular öbür şehirlerden daha farklı beklenti içinde olabilir tabii ama yanılıyorlar açıkçası. Mesela restoran, yemek, alkol vs. Ankara Tunalı'da neyse, Beşiktaş'ta da o. Arjantin neyse, Nişantaşı o. Bütçene göre bir yere gidebilmen için yeterince alternatif sunuyor İstanbul en azından. İstanbul'un güzelliği kaliteli yer oranının öbür şehirlerden yüksek oluşu sanki. Ankara Oran, Bilkent, ODTÜ, Çayyolu vesaire çıkar aradan, gayet standart bir Anadolu şehri olarak kalıyor geriye. İstanbul'da çok fazla sayıda kurtarılmış bölge var öbür şehirlere kıyasla. Bir de "bana göre" güzel şu yüzden dedim.. İşe 15 dakikada gidiyor, eve 20 dakikada dönüyorum. Evden spora 5 dakikada gidiyorum. Tarabya, Beşiktaş gibi zaman geçirmekten keyif aldığım yerlere yarım saatin altında ulaşıyorum. Tüm arkadaşlarım da bana yakın yerlerde oturuyor. Misafir edip ziyaret edebiliyorum sık sık. Araba kullanmayı zaten sevmediğim için toplu taşıma büyük rahatlık sunuyor bana. Stüdyo daireye Ankara'da ortalama bir yerdeki 4+1'e verilen kirayı vermek zorunda kalıyorum ama bu zaten kabul ettiğim bir kazıktı gelmeden önce. Kira cidden üzücü derecede pahalı Türkiye'nin geri kalanına göre. Ama değer mi? Kimine göre değmez, bana göre değiyor.
0
jack of hearts
(17.12.17)
Ömür törpüsü.

Evden çıktığında yürüyerek Sahile, Boğaza inemiyorsanız İstanbul'da yaşamıyorsunuz bana göre.

Ya da şöyle düzelteyim, "bu şehir sadece yürüyerek Sahile, Boğaza inebiliyorsanız çekilmeye değer".
0
John Bloor
(18.12.17)
kargaşa, kaos, arap, iç anadolu ve kürtlerin doldurduğu kültürsüz türbanlı ordusu.
0
xu
(18.12.17)
(4)

Ne yemek yapalım sorusu

naksidil
Dün ekşili köfte yaptım. Pek sevildi. Yarım kilo kadar kıyma arttı dondurucuya koymadım onunla bugün ne yapabilirim? Köfte-patates zaten cepte son ihtimal olarak duruyor o hariç önerilerinizi bekliyorum.
Dün ekşili köfte yaptım. Pek sevildi. Yarım kilo kadar kıyma arttı dondurucuya koymadım onunla bugün ne yapabilirim? Köfte-patates zaten cepte son ihtimal olarak duruyor o hariç önerilerinizi bekliyorum.
0
naksidil
(17.12.17)
Lazanya. Sonra da beni çağırın.
0
dissendium
(17.12.17)
Makarnaya bolonez sos. Kıymalı salçalı olan işte. Yani apartmana dağıtırım dersen... :/
0
yaren
(17.12.17)
Kapuska veya karnabahar.
0
catch the arrow
(17.12.17)
hamur açma kabiliyetin varsa lahvacun veya pide.
0
sutlu nescafe
(17.12.17)
(9)

Bu adam çok iyi dediğiniz türk gitaristler..

sonhakan
...
...
0
sonhakan
(16.12.17)
ben başlayayım;

rahmetli yavuz çetin

rahmetli asım can gündüz

batu mutlugil

cem köksal

nurkan renda
0
AlsterWasser
(16.12.17)
Can Şengün. Tarkan'ın orkestra şefi.
0
dissendium
(16.12.17)
can güney.

ilk dönem ayna albümlerindeki sololarına doyum olmaz.
0
tabudeviren
(16.12.17)
Ahmet Kanneci.
0
kodadiirem
(16.12.17)
Bilal Karaman
0
Tears of Devil
(16.12.17)
akın eldes
0
ladyinblack
(16.12.17)
Tartışmasız ilk sırada; Yavuz Çetin. Sonra diğerlerini sayabiliriz.

Erkan Oğur
Akıl Eldes
Batu Mutlugil
0
sorumatik
(17.12.17)
Gür Akad
0
aychovsky
(17.12.17)
Cenk erdogan
0
aydin meyrin
(17.12.17)
(8)

Efsane bulduğunuz şarkılar

kendi kendine yasayan yavrucak
Efsane derken böyle hem komik hem ironik.Benim listem şimdilik şu:Sir mix a lot- Baby got back (özellikle seattle senfoni orkestrası eşliğinde söylenen)Gençkan- kendimi kontrol edemiyorum Malatyalıların ortak özelliğiGrup vitamin- üfürükten tayyareŞimdilik aklıma gelenler bunlar. Sizin bunlar gibi n
Efsane derken böyle hem komik hem ironik.

Benim listem şimdilik şu:
Sir mix a lot- Baby got back (özellikle seattle senfoni orkestrası eşliğinde söylenen)
Gençkan- kendimi kontrol edemiyorum
Malatyalıların ortak özelliği
Grup vitamin- üfürükten tayyare

Şimdilik aklıma gelenler bunlar. Sizin bunlar gibi ne var?
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(16.12.17)
abdel kader
grup vitamin - ismail ve elalarını
0
semaforo de medianoche
(16.12.17)
dissendium
(16.12.17)
Nanowar grubunun kendisi. örnekler :

The Number of the Bitch (Maiden Cover) -> www.youtube.com
Master of Pizza (Metallica Cover) -> www.youtube.com

Oğuzhan Uğur şarkıları. Örnekler :

Terbiyesizim -> www.youtube.com
Soğan Ekmek -> www.youtube.com

Ege Kayacan - Pompala Panda -> www.youtube.com

COB - OOps I did it again (Britney Spears Cover) --> www.youtube.com

Eko Fresh - quotentürke -->www.youtube.com

not: yalnız resmen her türden paylaşmışım..
0
AlsterWasser
(16.12.17)
unutmuşum lonely island - jeez on my pants şarkısı da hem dinledikçe sarıyor hem epey komik www.youtube.com
0
semaforo de medianoche
(16.12.17)
www.youtube.com 1983 yılında yapılmış şarkıdaki altyapıya bakar mısınız?
0
kalemdefter
(16.12.17)
Thurisaz - endless
0
nodrama
(16.12.17)
Grup raptiye - Hello Malatya
Mercan şarkıları; hepsi gay ile sana değil kardeşine
bizim murat - fil diyeti
diyar pala - pompalamasyon
Bülent OrtaçGrup raptiye - Hello Malatya
Mercan şarkıları; hepsi gay ile sana değil kardeşine
bizim murat - fil diyeti
diyar pala - pompalamasyon
Bülent Ortaçgil - Şık Latife
Zuhal Olcay - iyisin
Son olarak da Manda yuva yapmış söğüt dalına.
Bülnet Ortaçgil - Şık Latife
Zuhal Olcay - iyisin
Son olarak da Manda yuva yapmış söğüt dalına.
0
ceyhan prensi adana
(17.12.17)
Grup raptiye - Hello Malatya
Mercan şarkıları; hepsi gay ile sana değil kardeşine
bizim murat - fil diyeti
diyar pala - pompalamasyon
Bülent Ortaçgil - Şık Latife
Zuhal Olcay - iyisin
Son olarak da Manda yuva yapmış söğüt dalına.

Mobilden girdim. Düzeltim şimdi.
0
ceyhan prensi adana
(17.12.17)
(7)

istanbulda otomobille işe gidip gelmek

soft
hiç umduğum gibi değilmiş. altı üstü 20 km yolu 1,5 saatte gidiyorum akşamları. hadi benimki yine iyi. her akşam 3 saat trafik çeken arkadaşım var. evini de taşıyamaz çünkü çalıştığı muhitte kiralar deli gibi.sahada çalışılan bir işe başladım ve işi isteme sebeplerimden biri de şirket aracıydı. masr
hiç umduğum gibi değilmiş. altı üstü 20 km yolu 1,5 saatte gidiyorum akşamları. hadi benimki yine iyi. her akşam 3 saat trafik çeken arkadaşım var. evini de taşıyamaz çünkü çalıştığı muhitte kiralar deli gibi.

sahada çalışılan bir işe başladım ve işi isteme sebeplerimden biri de şirket aracıydı. masrafı yok, yakıt beleş ne gezer tozarım diyordum da kazın ayağı öyle değilmiş. hafta içi evden işe işten eve gidiyorsun, başka bir şeye hal kalmıyor. yeminle metrobüsü özledim. hem hızlı gidiyordum, hem kitabımı okuyordum.

velhasılıkelam kaskosuydu, bakımıydı, vergisiydi, dünyanın en pahalı yakıtıydı derken bu kadar masrafı olan otomobile insanların bu denli düşkün olması artık daha da şaşırtıcı geliyor bana. toplu taşıma da leş doğrudur lakin otomobil almanın, yürütmenin maliyeti deli gibi. üstüne de trafik stresi. birkaç düzenleme ve denetimle iyileşebilecek alanlarda dahi öyle boşvermişlik var ki kafayı yiyorsun.

siz ne diyorsunuz bu otomobil sevdasına?
0
soft
(16.12.17)
522st'yi kullandığım zamanları düşünüyorum sonra depoyu fulle ağabey diyorum.
0
sulphur
(16.12.17)
mesai saatlerinde toplu ulaşım daima bir tık öndedir bende ne kadar kötü olursa olsun şöför çeker trafik derdini ben müzik dinler hayallere dalarım. metrobüs vs stresi şöför koltuğundaki trafik stresinden daha az.
0
basond
(16.12.17)
sapıklık.
bugün sınav mınav bir şey varmış. evden çıkıp bir simit alıp geleyim dedim, yürüyecek kaldırım kalmamış. dağın başı olsa anlarım da moda ya gelmek için toplu taşıma alternatifi baya bol. kimse kıçından taviz vermek istemiyor, devlete çalışıyor böylece.
0
angelofdeath
(16.12.17)
Alman milli takımı bile metro kullanıyor yeri gelince.

www.youtube.com

Bu adamların her birinin en son model arabayı alacak parası vardır eminim ama toplu taşımayı kullanmayı biliyorlar. Bu ulaşım ağı gelişmiş olan ülkelerde görülen bir durum. Türkiye henüz bu yeterlilikte değil. O yüzden insanlar rezil olmamak için araba alıyorlar ve o süreye katlanıyorlar. Çok sıkıntı çekmediğiniz bir güzergah kullanıyorsanız toplu taşıma daha uygun.
0
dissendium
(16.12.17)
o trafiği yaratanların çok büyük kısmı siizn gibi kiralık şirket aracı kullananlar. sabah köprü trafiğinde araçların plakalıklarına bakın 10 araçtan kaçında rent firmasının ismi yazıyor. şirketler artık müdür satışçı pazarlamacı kim varsa araba veriyorlar
0
oscar
(16.12.17)
millet keyfinden feragat etmek istemiyor :)
0
tabudeviren
(16.12.17)
evi isin yakinina tasidim.10 dk suruyor. hayat kalitesi arttirma listesinin ilk sirasinda bu var bence.
0
imnotsureabout
(16.12.17)
(1)

Şu sözlük yazarı kimdi?

m e b
Aşağıdaki Yunanca sorusunu görünce aklıma geldi.Bir yazar vardı, Yunanca biliyordu, Ankara'da yaşıyordu. Bir de ifşa yaparken videolu ifşa yapmıştı, dayak yiyordu ufacık bir rol aldığı diziden. Hatta "Unutma Beni" dizisiydi. Hangi yazardı yav o? Burayı da çok aktif kullanıyordu.
Aşağıdaki Yunanca sorusunu görünce aklıma geldi.
Bir yazar vardı, Yunanca biliyordu, Ankara'da yaşıyordu. Bir de ifşa yaparken videolu ifşa yapmıştı, dayak yiyordu ufacık bir rol aldığı diziden. Hatta "Unutma Beni" dizisiydi. Hangi yazardı yav o? Burayı da çok aktif kullanıyordu.
0
m e b
(16.12.17)
cekilmis gayfe
0
dissendium
(16.12.17)
(5)

tepkim doğru mu sizce?

isimsiz uye
twitter'da birkaç tane ing. mentionlaşma RT'lemiştim. bizim tayfanın whatsapp grubunda alay konusu oldu. goygoyu başlatan mesaj, rt'mi ss çekip gruba atarak altına "buna hazırlık okutan sistemin aq ehueheuehe" yazan bir arkadaştan. sonra dedim "ben hazırlık okumadan da rt atıyordum, zaten whatsapp d
twitter'da birkaç tane ing. mentionlaşma RT'lemiştim. bizim tayfanın whatsapp grubunda alay konusu oldu. goygoyu başlatan mesaj, rt'mi ss çekip gruba atarak altına "buna hazırlık okutan sistemin aq ehueheuehe" yazan bir arkadaştan. sonra dedim "ben hazırlık okumadan da rt atıyordum, zaten whatsapp durumum latince ve 2 sene boyunca öyleydi" diye ama baktım iyice azıttılar. okuduğum kitap, dinlediğim müzik, diğer paylaşımlarım üzerinden de goygoy devam etti. 45 dk boyunca onlar salladı ben salladım, gereksiz çöp bi ton diyalog oldu anlayacağınız. sinirim bozuldu kırıcı konuşmayım diye neti kapadım, 3 saat sonra açıp baktım devam ediyolar hala. rahatsız olduğumu söyledikten sonra da devam ettiler ki bende olayı koparan nokta bu oldu. gruptan çıkıp ilgili kişileri sildim rehberimden.

bunlar çok yakın saydığım arkadaşlarımdı. tepkimden sonra gelip özür dilediler ama yumuşayamadım. aramız senelerdir çok iyiydi cidden, ancak ben yanlış bir seçim yapmış olduğumu düşünüyorum. olayın üzerinden 3-4 gün geçti ama arada "fazla mı abarttım acaba" oluyorum. çünkü içlerinden en az birinin benimle arkadaşlığının bitmesine çok üzüldüğünü biliyorum. zaten vicdanım anons vermese düşünmezdim bile bu kadar. siz ne düşünüyorsunuz?
0
isimsiz uye
(16.12.17)
seninle dalga geçmişler işte biraz,
hele de yakın arkadaşlarınsa fazla olmuş tepkin bence,

çoğu arkadaş grubum öyledir, birbirini aşağılama, hakaret, küfür, dalga geçme, goygoy üzerine,
bu durumdan memnun değilseniz de ince ince azaltın,
çocuk gibi küstüyseniz fazla olmuş,

0.media.collegehumor.cvcdn.com
0
michael_knight
(16.12.17)
"buna hazırlık okutan sistemin aq ehueheuehe" diyerek senin İngilizcenin iyi olduğunu ve sana hazırlık okutmanın gereksiz olduğunu ifade etmemişler mi? Sana destek olmuşlar diye anladım ben. Senin benim WhatsApp durumum Latince demen saçma olmuş yanıt olarak. Gereksiz alınganlık yapmışsın bence. Gidin öpüşün barışın.
0
dissendium
(16.12.17)
@dissendium, yok orda kastettiği şey tam olarak şu: "hazırlık okudu götü kalktı"
0
🌸isimsiz uye
(16.12.17)
@isimsiz,
Ben sana katılmadım, "haklısın" demediğim için mi bana tik koymadın? :)
0
michael_knight
(16.12.17)
@michael_knight, yaşadığım durum capsteki gibi olmadığı için ve çocuk gibi küsmek değil hayal kırıklığı yaşadığım için, kısacası derdimi anlatamadığım için koymadım. şakanın da sınırı var. arkadaş grubunuzdan biri rahatsız olduğunu söylediğinde devam etmeyi normal karşılıyorsanız boşuna konuşmayalım zaten
0
🌸isimsiz uye
(17.12.17)
(17)

kıyafet seçmeme yardım eder misiniz

istanbul kanatlarimin altinda
merhaba!bir sürü şey hakında saatlerce konuşabilirim ama konu giyim kuşam olunca hep susmuşumdur çünkü asla anlamadığım bir şey. kot-tişört giyiyorum sürekli. o nedenle kombinlerden anlayan arkadaşların yardımına ihtiyacım var.çalıştığım şirket yılbaşında ünlü bir gece kulübünde yılbaşı partisi veri
merhaba!

bir sürü şey hakında saatlerce konuşabilirim ama konu giyim kuşam olunca hep susmuşumdur çünkü asla anlamadığım bir şey. kot-tişört giyiyorum sürekli. o nedenle kombinlerden anlayan arkadaşların yardımına ihtiyacım var.

çalıştığım şirket yılbaşında ünlü bir gece kulübünde yılbaşı partisi veriyor. gece kulübü olduğu için nispeten rahat bir şeyler giymek gerektiğini düşündüm. örneğin sivri topuklu ayakkabıyla daha yürümeyi bilmiyorken bir de dans etmem zor. ya da uzun düğün elbisesi giyilmez. diğer yandan şirket düzenlediği için ve ciddili ortam olduğu için şık da olmak gerekiyor tabi.

sırf bunun için normalde hiç giymeyeceğim bir kıyafet almak istemiyorum. şu aşağıdaki linkteki gibi bir kıyafetim var. renkler farklı ama. etek siyah, ayakkabıları kırmızı olarak düşünün.
s3cdn-test-lookbooknu.netdna-ssl.com

üstüne de bir bluz ayarlarım dedim. mesela şöyle bir şey. images.beautifulhalo.com

sizce bu kıyafetle gece kulübüne gidilir mi? reina'da böyle bir kız görseniz "ne biçim giyinmiş" mi dersiniz yoksa beğenir misiniz?

not: ayakkabılarımı daha yeni aldım, şirkette hiç giymedim. bir de üzerlerinde nike logosu var. bu logo konusundan dolayı biraz çekinmeli miyim? çok mu spor kaçacak?

not2: seçimlerim çok kötüyse fazla vurmayın olur mu :D

teşekkürler!
0
istanbul kanatlarimin altinda
(15.12.17)
Ne bicim giyinmis derim ben muhtemelen. Ayakkabilar kesinlikle olmaz. Etek de resmen penye gibi bir sey. Kumasindan dolayi falso, farkli bir kumasla guzel bir etek olabilirmis bence.
0
yuzır
(15.12.17)
öncelikle şirketin verdiği yılbaşı partisine kesinlikle linklediğin üstü giymezdim. arkandan bizim kız sütyen giydiydi kekeke diye konuşurlar, hiç gerek yok. ayakkabı konusunda rahat ol, eğer gideceğiniz yerde dress code uygulaması yoksa hiç takılacağın bir mevzu değil, ki dress code bile olsa pijamayla gitmediğin sürece sorun çıkacağını zannetmiyorum.

daha düz bir elbise yapıştır gitsin ya uğraştığına değmez, yok mu biraz daha smart casual şeyler dolabında?
0
evde liyakat kalmamis
(15.12.17)
ayakkabı bence de olmaz. etek siyahsa o bluzle birlikte olabilir geldi bana ama daha kibar bir ayakkabı şart. nasıl bir ayakkabı olması gerektiğini kestiremedim ama bu olmaz kesinlikle.
0
dedimmidemedimmi
(15.12.17)
Siyah mini elbise al, (little black dress tabir edilenlerden) kafan rahat etsin. Her yere giyersin basin sikistiginda

Ayakkabi igrenc ayrica :/ topuklu giymek zorunda degilsin ama bir suru guzel kis ayakkabisi var. ya da pump tabir edilen, 2-4 cm yukseltisi olan ayakkabilar var.
guzel deri cizme olur vs. ama o ayakkabilar gozumu kanatti.
0
kuehles blondes
(15.12.17)
giyim kuşamdan anlamam diyen biri için fazla zorlama seçimler. neden daha basit, mümkünse tek parça bir elbise giyip gitmiyorsun ki ? ayakkabı çok kötü. bluzla etek de biraz basit görünüyor.
0
aquarium
(15.12.17)
@evde liyakat kalmamış hahaha okadar açık olmamalı sen de haklısın :D

malesef başka giyecek bir şeyim yok ya. yani şirketin bundan önceki yılbaşı partileri için alınmış düz siyah bir elbise ve düz kırmızı bir elbisem var. başka da bir şey yok. onları da tekrar giyemem sanırım di mi?

peki tamam düz bir elbise alsam altına nasıl bir ayakkabı ayarlamalıyım? bu ayakkabımı da çok seviyordum oysa üff. ayrıca beğenmeyenlere teesüf ederim, aslında bunlar gibi değil çok tatlı ayakkabılarım :) diğer ayakkabılarım da hep sipor.
0
🌸istanbul kanatlarimin altinda
(15.12.17)
normalde kot tisortle göründüğün insanların karşısına bi an o bluz ile çıktığını hayal ettim de :) sanki garip kaçar.

ayakkabı zaten olmaz.

senin yapma gereken kombin bence şu;
mcdn01.gittigidiyor.net

her ne kadar tarzını bilmesem de kurtarıcı ve basit. yani pile kısa etek, üzerine dar bi bluz. kollar uzun olmayabilir tabi seçim senin. biraz daha renkli ya da simli vs olursa daha iyi olabilir gece için.

ayakkabı olarak da maksimum 5 cm kalın topuklu kısa bot diyorum. çok rahat olmasa da o hayvani topuklular gibi eziyet etmiyor.
i.hizliresim.com şunun gibi.
0
elorelia
(15.12.17)
sana puanım dohuz kanka,

büyüyün artık.
0
firemanjonny
(15.12.17)
Bence bot olarak soyle bir sey bulundurabilirsin;

www.hotic.com.tr
www.hotic.com.tr
www.hotic.com.tr

hem de butun klasik kiyafetlerle giyebilecegin bir bot.
0
yuzır
(15.12.17)
dolabinda varsa kisa siyah bi elbise olmadi siyah bluz ve siyah etek, altina 2-3 cm topuklu bir bootie giy git iste.
dolabinda da bir little black dress bulunsun. yerine üstüne kot ceket + sneaker ile de kullanirsin, daha resmi yerlerde blazer ceket + sivri topuklularla da.
0
pilav
(15.12.17)
cevaplar için çok teşekkürler. illa bana bir şeyler aldıracaksınız galiba.

çoğunuzun önermiş olduğu o bootie denilen ayakkabı tipinden hiç hoşlanmıyorum, öyle bir şey giymem baştan söyliyim.

peki madem herkes ayakkabıları kötülemiş, ayakkabılarla ilgili bir sorum olacak o zaman. konuyla alakasız bir soru ama yeni soru açmak istemedim.
i.pinimg.com
bu ayakkabılar kötü mü sizce? günlük giyim için yani.
0
🌸istanbul kanatlarimin altinda
(15.12.17)
@ika bence bayagi kotu. Bu ayakkabilarin ustune aklima saclarini platine boyatmis, kendi saci cok kisa olan, kaynak taktirmis ve masa yapmis bir kiz geliyor.
0
yuzır
(15.12.17)
ya bu topuklu spor ayakkabılar 2000 başlarında mı ne çıktı. bence o dönemde kalmalıydı. gerçekten kötü ya. neden bunun topuklusu, topuksuz hali bence gayet şık.
0
elorelia
(15.12.17)
@yuzır hahah tanımlaman çok iyi, direk gözümde canlandı. ama dediklerinin hiçbiriyle alakam yok neyse ki :)
@elorelia deme ya :/ ama topuklu olunca bacaklarımı incecik gösteriyor, hem de spor diye :D
0
🌸istanbul kanatlarimin altinda
(15.12.17)
Yav sen plazada çalışan makine mühendisi değil misin? Bi ağırlığın olsun. Bunlar ne böyle müptezel gibi. Töbe est. Biraz daha ciddi giyin. Gece kulübü demek rengarenk giyinmek demek değil.
0
dissendium
(15.12.17)
Of attığın her şey çok çok kötü. Siyah dar mini elbise al. 5 cm blok topuk topuklu ayakkabı al ve geç. O nike ayakkabıları nolur iade et.
0
jazzabel
(15.12.17)
@maleficient bu fotoğraftaki gibi bir fiziğim asla yok tabiki :D ama gene de yakıştırıyorum kendime. bende bi çift daha var bunlardan, 3 yıldır neredeyse her allahın günü onları giyiyorum. boyum zaten uzun ama daha da uzun oluyor, bedenimi de daha ince gösteriyor. modası geçtiyse geçti bena na.
@jaazzabel bu kadar kişinin sevmediğini bilmiyordum. bi iki arkadaşıma daha sorucam, onlar da aynı şeyi söylerse bu son aldıklarımı iade edebilirim :(

@disssendium haha evet plazadaki en salaş şeyleri ben giyiyorum. insanlar alıştı artık. mesela fosforlu turuncu, üstünde çizgifilm karakteri olan sırt çantamla gidiyorum işe her gün. açıkçası bundan çok mutluyum çünkü giydiklerim tamamen benim kendi zevkim. plazada çakılıyorum diye oradaki herkes gibi tek tip giyinmedim hiçbir zaman. plaza kıyafeti almadım bile. kot tişört :) neden ciddi olacakmışım ki, daha yaşım 27 ve açıkçası yukarıda önerilen kıyafetler bana göre çok koca kadın kıyafeti. ben hala müzik festivallerinde dağıtıyorum, yoga yapıyorum, kampa gidiyorum. biraz hippiyim :p bundan da memnunum. herkesin kendi tarzı tabi ama sırf plazada çalışan makina mühendisiyim diye tarzımı değiştirecek değilim.

neyse, müjdeler olsun ki ablama sormak aklıma geldi. bana kıyafet yollayacak.

ya ben karşıyım böyle normalde giymeyeceğim bir şeyi sırf “orada öyle giyinilir” denildiği için almaya ve bir kez giyip kenara koymaya. birinin düğünü olsa anlarım, düğün sahibine saygıdan düzgün giyinilir ama parti bu yani, kurallara ve kısıtlamalara takılmadan canım ne isterse giyebiliyor olmalıydım. dünya daha istediğim kadar rahat bir yer değil :(

yalnız derdim de gerçekten silkilecek kadar varmış. neyse zaman ayrıdığınız için tekrardan çok teşekkürler. siz olmasanız rezil olacakmışım :)
0
🌸istanbul kanatlarimin altinda
(15.12.17)
(3)

[Matematik 1] İmdat! Bölme İşlemini Unutmuşum

mete kudur
Şu geçenlerde; okuduğumuz kitapları anlatırken bahsetmiştim.Ben Yargının adım adım matematik kitabını okuyup-anlamaya çalışıp bir de üstüne hadsizlik ederek problemlerini de çözmeye çalışıyorum. Tabi böyle anlatıldığı kadar kolay bir meziyet olmuyor bu. Keza siz de bilirsiniz; okuduğunu anlamak yet
Şu geçenlerde; okuduğumuz kitapları anlatırken bahsetmiştim.

Ben Yargının adım adım matematik kitabını okuyup-anlamaya çalışıp bir de üstüne hadsizlik ederek problemlerini de çözmeye çalışıyorum. Tabi böyle anlatıldığı kadar kolay bir meziyet olmuyor bu. Keza siz de bilirsiniz; okuduğunu anlamak yetmiyormuş gibi bir de üstüne problem çözmek...

*a/b=3 kalan 4 c/b=4 kalan 7 ise b'nin a ve c cinsinden değeri nedir

A) (a+c-7)/7 B) (a+c+8)/7 C) (a+c+11)/7 D) (a+c-10)/7 E) (a+c-11)/7


*Yedi basamaklı ABABABA sayısının AB sayısına bölümünde bölüm kaçtır?

* On basamaklı 1122334455 sayısının 11 ile bölümünde bölüm kaçtır

*abc8 sayısının 18'e bölümünde kalan kaç farklı değer alır
0
mete kudur
(15.12.17)
a=3b+4
c=4b+7

Taraf tarafa toplayalım.

a+c=7b+11

b'yi yalnız bırakalım.

b=(a+c-11)/7

Yanıt E.
0
dissendium
(15.12.17)
3. herhangi bir sayının 11 ile bölümüden kalanı bulmak için soldan başlayarak rakamlar birer birer atlayıp toplarız ve birbirinden çıkartırız.

mesela sayımız 247953 olsun.
11 ile bölümünden kalanı bulmak için;
(3+9+4)-(5+7+2)=2
yani kalan 2.

bu soruda da rakamlar aynı olduğu için toplayıp çıkarınca otomatik olarak sıfır kalıyor zaten.

(5+4+3+2+1)-(5+4+3+2+1)=0
0
tabirimekruh
(15.12.17)
7 basamakli ab sayisi icin 101010 cikar üstüne bir de A kalan olur.
0
isvicre rakisi
(15.12.17)
(16)

bu nasıl kardeşlik böyle?

oddyseus
babam ben 7 yaşındayken vefat etti. olaydan 3 hafta sonra kardeşi senetle kapıyo geldi rahmetlinin bana borcu vardı diye. paramız falan yoktu zor durumdaydık zaten başkasına olan borçlardan dolayı. annem ödeyemeyeceğimizi söyleyince mahkemeye verdiler. uzaktan olan birisi de değil. sürekli gidip gel
babam ben 7 yaşındayken vefat etti. olaydan 3 hafta sonra kardeşi senetle kapıyo geldi rahmetlinin bana borcu vardı diye. paramız falan yoktu zor durumdaydık zaten başkasına olan borçlardan dolayı. annem ödeyemeyeceğimizi söyleyince mahkemeye verdiler. uzaktan olan birisi de değil. sürekli gidip geldiğimmiz akrabalar bunlar. daha sonra parayı ödeyebilmek için annem beni sünnet ettirdi oradan gelen altınlarla borcu kapattılar.

hadi neyse o borçtu. alması elbet haklıydı ama ölünün üstünden 3 hafta ynei geçmiş para sıkıntısı varken yapılmazdı ama yine de kabullendi annem. ama daha sonra babamın diğer küçük olan kardeşi evlenecekti ama parasal sorunu vardı. babamın çok sevdiği bi kardeşiydi annemle de iyi anlaşırdlardı. kredi çekmek istedi ama kefil gerekiyodu. annemi kefil olarak kullandı dul maaşı aldığı için. bu krediyi çektikten sonra şehri terketti kaçtı. kefil olduğu için borç anneme kaldı. aldığımız 3 kuruşluk dul yetim maaşı da ona kesildi. 3 kardeşiz bir de. en son uydum hala şehirden şehre dolaşıyomuş birilerini dolandırıyomuş.

uzun süre bu olaylar aklıma gelmemişti hiç şimdi aklıma gelince sinirden elim ayağım titriyor. 15 sene geçti şimdi kendi işim / startupım var. paraya falan ihtiyacım yok. ama bu orosbu çocuklarını bulup döve döve öldürmek istiyorum. bu nasıl kardeşlik böyle? sevdiğim bir abim istersem o küçük olan amcamı buldurabileceğini söyledi ben olayı anlattıktan sonra. karşısına çıkıp döve döve ağızlarını burununlarını kırmamam için bir sebep var mı?

bu olayları neden unuttuğumu hatırlamıyorum bile. kuduruyorum şu an resmen oturduğum yerden.
0
oddyseus
(15.12.17)
Şöyle beterinden geçtim iki sene evvel.
Defnettik haftası dolmadı, ev sahibi babanın bize kira borcu var diye kapıya dayandı. Elden aldığı ve Borcu olmadığını bildiğimiz halde. Bir sene sonra, kirayı arttırdı, bize de fazla geldiği için çıktık, kirayı da hesaba eft yaptığım için kayıt altında buna rağmen karakola şikayet etmiş kira borcu var diye.

Mezarlıkta, bizi ailesi yerine koymadılar akrabaların hepsi kendi aralarında taziyede bulundular.
En ufak kardeşi defnedilirken gülüyordu -sansürlü sıfat- insan evladı!
Abilerinden biri gasilhane de tüm harcamaları yaptı beni bulaştırmadı amcayım ben dedi. Defnedildikten sonra ada parseli, fatura fişinin arkasına yazarak verdi.
Bizim eve baba tarafı gelmedi bile cenaze evi bizim olmasına rağmen anası olacak ölemeyesice, kendi evinde yapmış her şeyi. Tabi biz de kendi evimizde yaptık. Tamam bi yerde ikişer kere okundu herşey ama. Olsun yapılan insanlığa sığmaz.

Ben baba tarafına bilendim açtım ağzımı yumdum gözümü çıkarcı köpekler.


Yalnız değilsin.

Git vur. Döv parçala
0
antik depresan
(15.12.17)
amcan diye, kan bağın var diye saygı duy demek istemiyorum. kan bağı varmış falan hiç umrumda olmaz benim böyle pislik insanlar karşısında. madem düzgün bir işin, hayatın var, başını belaya sokma. hiç değmez. kendi pisliğinde boğulsun de, zaten böyle işlerle uğraşıyorsa bela onu er geç bulur diye düşünüyorum. boş ver.

illa o kişiye karşı bir şeyler yapmak istiyorsan bunu şiddetle çözme. madem pis işler yapıyor git şikayet et ne bileyim. ama şiddet kullanmayın.
0
thomaswantsmore
(15.12.17)
Başkasının bilmem kaç yaşına gelmiş çocuklarını siz niye terbiye edeceksiniz? Anneniz yaşıyorsa ona ekonomik olarak destek olun yeter. Birini dövmek size hiçbir şey kazandırmaz. Sadece içinizdeki öfkeyi açığa çıkarmış olursunuz. Bu yazıyla birlikte içinizdeki öfke zaten açığa çıkmış. Dövünce bir de bunun yanına suç ve pişmanlık eklenecek.
0
dissendium
(15.12.17)
tamamen farklı şehirlerde yaşıyor ailem artık tırnakları bile dokunamaz onlara. o zaman ne kadar zor durumda kaldığımızı düşündükçe çıldırıyorum. şimdi hayatlarını zindan edebilecek durumdayım ama kendimi durduramam diye korkuyorum.
0
🌸oddyseus
(15.12.17)
Büyük konuşmak istemiyorum ama ben de hep öylelerini tuhaf bulmuşumdur. İnsan yeri geliyor, hiç kan bağının olmadığı insanlarla kardeşten öte oluyor ama gerçekten kardeş olanlardan ise kazık üstüne kazık yiyor bir yandan. Yaşanılanlar elbette çok kötü ve kıyaslamak istemem ama benim de iki amcam var böyle. Babamın tam belinin doğrulduğu noktalarda çelme takmaktan başka bir bok yapmamışlar neredeyse. Babam küs artık. O bahsettiğim kişiler de tek başına, arayan veya soranları hiç yok. Arayanlar da borçlarını ödemesi için arıyorlar. Kısacası, kardeşlik bile insanların zalim olmalarına hiç engel olmuyor. Bu örnekler de bunun acı kanıtları işte.


O kazıkçıları da dövdürerek, onlara zarar vererek dertsiz başına dert açmak bence iyi bir şey değil. Bu tipler zaten en büyük cezayı sevgisizlik olarak yaşayacaklar. Şimdi olmasa dahi kafalarına dank edecek. Yedikleri hak, bir şekilde kendilerini vuracak.
0
m e b
(15.12.17)
@dissendium, bahsettiklerimden büyük olanı kanser zaten şu an. küçük olanı da 40lı yaşlarda. borcunu alanın tek yanlış ypatığı nokta zamanlamaydı ama dolandıran orosbu çocuğuna karşı içimde çok büyük bir kin var.
0
🌸oddyseus
(15.12.17)
"forgive others not because they deserve forgiveness, but because you deserve peace"
0
pinkpeony
(15.12.17)
pinkpeony, hakeden birini dövünce öyle olmuyor. burunlarıdan soludukları kanı yumruğunuzda hissedince buluyosunuz gerçek huzuru, önünüzde hareketsiz yatarken.
0
🌸oddyseus
(15.12.17)
Zor zamanlar büyük adamları yetiştirir. O adi herifler de sizin yetişmenize vesile olmuş. Bu saatten sonra bulaşmayın. Allah'ından bulsunlar.
0
taktikmaktikyokbambambam
(15.12.17)
bulaşma gerçekten. bu zayıflık ya da korkaklık değil, o seviyeye düşürme kendini. herkes ettiğini bulur, onlar da su yolunda birer testi, kırılacaklar.
0
runagain
(15.12.17)
Bi yerde görürsen dediklerini yap ama şikayetçi olursa senin için sıkıntı olur, aileni bir de bu yüzden üzersin. Özellikle arayıp bulmana gerek yok.
0
[GODDARD]
(15.12.17)
Herkesi dolandırdıysa yerini öğren polise bildir. Dolandırdığı insanlara da yerini söyle. Nefesini ensesinde hissetsin. Sen kendini riske atma.
0
insomnia
(15.12.17)
insomnia +1

sana yardım etmek isteyen abine rica et, o lavuğun yerini bulsun. daha sonra eğer dolandırdıklarına ulaşma şansın varsa ulaş ve yerini bildir g.t amcanın. sen uzaktan izleyip keyif al. risk aldığına değmez.
0
silah taciri
(15.12.17)
@silah taciri +1
0
chitosan
(15.12.17)
olanlar kötü. ama geçmiş geçmişte kalmıştır. geçmişi düşünerek ve sinirlenerek sadece kendine zarar verirsin.

şimdi elinde olan imkanlara bak ve hangi noktadan hangi noktaya dişinle tırnağınla kazıyarak geldiğini gör, kendinle gurur duy. amcaları sal, geçmiş gitmişler işte. ben olsam bana dokunmadıkları sürece ne halleri varsa görsünler derim, elin dolandırıcısı ve elin yavşağı için hiç de huzurumu kaçıramam.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(15.12.17)
Çok benzer yakın akrabalara ben de sahibim. Amca, babanne falan. Bırak boşver uğraşma
0
Delay Fuze
(15.12.17)
(7)

Kars'ta ne yiyelim, ne yapalım?

orient blue
Arkadaşlar bu mevsimde Kars'ta nereye gidelim, nerede ne yiyelim, nereden ne alalım? Tecrübe eden, orada yaşayan varsa yanıtları çok makbule geçer :) 2,5 gün orada olacağız. Kaz etiydi, balı peyniriydi tadalım istiyoruz.
Arkadaşlar bu mevsimde Kars'ta nereye gidelim, nerede ne yiyelim, nereden ne alalım? Tecrübe eden, orada yaşayan varsa yanıtları çok makbule geçer :) 2,5 gün orada olacağız. Kaz etiydi, balı peyniriydi tadalım istiyoruz.
0
orient blue
(13.12.17)
merhabalar,

orada herhangi bir restorantta kaz eti yiyebilirsiniz ki mutlaka yiyin. illa yer isterseniz de kaz evi var orada yiyebilirsiniz. yöresel restoranlara girdiğiniz zaman kars'a özgü evelik çorbası, soğuk ayran aşı gibi çorbaları deneyebilirsiniz. hangeli vardır bir de onu da deneyebilirsiniz. zaten siz restorana girdiğiniz zaman size yardımcı olacaklardır.

taşkınlar ticaret var oradan gönül rahalığıyla kaşarınızı balınızı ve karsın yeşermiş çeçilini ( bu da bir peynirdir) deneyip alabilirsiniz.

kayak seviyorsanız sarıkamışa gidip kayabilir gezebilirsiniz karı muhteşemdir. kars sokakları yeterince otantiktir zaten rus evlerinin hepsini görürsünüz ama bence dere içine de gidip prayı da görebilirsiniz, ama tabi donmazsanız :)

bir kaç senedir orada olmadığımdan nerede ne var tam olarak bilmiyorum ama bunları mutlaka yapabilirsiniz :)

aklıma gelenler şimdilik bunlar geldikçe de yazarım. yardım isteyeceğiniz birşey olursa siz de yazabilirsiniz :)
0
mavipanter
(13.12.17)
Faikbey caddesinde sinemanın karşısında Han-ı Hanedan restoranı var. Her türlü et yemeklerini keyifle yiyebilir ve süryani şarabı içebilirsiniz. Kışın Kars'ta çıldır gölünü görmeden dönmeyin. Ayrıca Sarıkamış'ta kayak yapın, kaleye çıkın, merkez camiiyi ziyaret edin ve fırsat bulursanız Ani harabelerini de görün. Daha detaylı sorularınız için yeşillendirebilirsiniz
0
oekuklu
(13.12.17)
Kars Kalesinde çay için. Hep bunu tavsiye ediyorum. Çayı çok güzel. Kaçaktı herhalde. :) Büyük Zavotlar diye bir yer var. Kaşar ve bal satılıyor orada. Bir de merkezde Havariler Kilisesi var. Oraya da uğrayabilirsiniz.
0
dissendium
(13.12.17)
kerimcan akduman şu an kars'ta. instastroylerini takip etmenizi tavsiye ederim.
0
dedim ben sana
(13.12.17)
Teşekkürler arkadaşlar. Bir araç tuttuk, bizi Ani harabelerine ve Çıldır gölüne götürecek. Kale zaten cepte, otel de ona çok yakın. Zavotlar'i duymuştum, diğerlerini de not ediyorum çok teşekkürler :) Akliniza bir şey gelirse yazın lütfen.

Yolun yarısına geldik, baba toprağını görelim artık.
0
🌸orient blue
(13.12.17)
piti yiyin lütfen. pitinin kendine has bir yeme şekli var. piti metal kulplu bardak içinde servis edilir. bu bardağın içinde kuzu eti ve nohut var ve yemeğin suyu var. önce bir tabak içine piti ile servis edilen lavaş ekmeği elle lokma büyüklüğünde parçalanır üzerine pitinin suyu dökülür. isterseniz bu haliyle biraz tüketin sonra bardakta kalan eti ve nohutu yiyin veya hepisini bir tüketin. bu konuda restorandaki kişilerde yardım edecektir sorarsanız.
gezmek içinde kars kalesinin arkasında eski askeri binalar var şimdi sanırım otel olmuş gitmişken orayada bir uğrayın derim.
0
ihb
(13.12.17)
Evet bak pitiyi unutmuştum. Teşekkürler. Anladığım kadarıyla üç aşağı beş yukarı her yer aynı lezzeti veriyor :)
0
🌸orient blue
(13.12.17)
(11)

Debe'yi özlüyor musunuz? (anket)

sanquis
Dünün en beğenilen entrylerihttp://www.strawpoll.me/14607367
Dünün en beğenilen entryleri

www.strawpoll.me
0
sanquis
(12.12.17)
hayır
0
wilhelmwasmuss
(12.12.17)
Burnumda tütüyor...
0
[GODDARD]
(12.12.17)
2 hayırla kaybettin dostum.
0
ya ben lan neyse
(12.12.17)
özlemek özlememek başka mesela ama akp kaldırttı bunu.
0
gintare
(12.12.17)
Kesinlikle özlüyorum. Sözlük o kadar boş ki, ne okuyacak başlık var ne de okuyacak insan var. Troll'leri bile özlüyorum.
0
dissendium
(12.12.17)
zaten okumazdım, dolayısı ile hayır
0
gezegen olan pluton
(13.12.17)
ilk başta insanların debe için entry kasmasından mütevellit desteklesem de özlemeye başladım artık.
0
oddyseus
(13.12.17)
evet. sözlükte çok fazla vakit geçiremiyorum. bir iki tane de olsa iyi entry çıkıyordu oradan. okyuordum ngzl.
0
eksisozluk kullanici sozlesmesini okudum
(13.12.17)
Hayır. Döyzb geri gelsin.
0
Lim5
(13.12.17)
debe son zamanlarında ayar makinası, adeta @2 sikti kıvamına gelmişti. bu sebeple hayır.

ama türk zihniyetiyle yasaklamak yerine algoritmasıyla oynansaydı daha iyi olurdu diye düşünüyorum.
0
eindaclub
(13.12.17)
Zaten okumuyordum +1 Zira @2 sikmiş tandanslı girdilerden oluşuyordu çoğu +1

Dolayısıyla hayır.
0
i m cool with that
(13.12.17)
(6)

Hayatımda hep pişmanlıklar var

ya ben lan neyse
bazen aklıma geldiğinde başım dönüyor. lanetler okuyorum. harcadığım, geri dönmeyecek kadar kıymetli şeylere üzülüyorum. nasıl baş edeceğim bunlarla?
bazen aklıma geldiğinde başım dönüyor. lanetler okuyorum. harcadığım, geri dönmeyecek kadar kıymetli şeylere üzülüyorum. nasıl baş edeceğim bunlarla?
0
ya ben lan neyse
(12.12.17)
Kişisel gelişim goygoyu yapmıyorum, 2 dakikayı izle yetecek.

youtu.be
0
hayirsiz
(12.12.17)
düşünme. her zaman daha iyisi vardır. yaşadığın kötü şeyler sana bir ders olsun ve geleceğini daha sağlam kur.
0
kablelvuku
(12.12.17)
ben ağlıyorum iyi geliyor.
0
ocanal
(12.12.17)
Sürekli pişmanlık yaşıyorsan doğru zamanda doğru kararlar alamıyorsun demektir. Biraz kendini tanı ve bu hayatta neler istediğini, neleri sevdiğini, neleri sevmediğini düşün. Kendini tanıyınca pişman olacağın şeyleri de tahmin edebilirsin. Bu, Temel'in yolda muz kabuğu görüp yine düşeceğim demesine benziyor.
0
dissendium
(12.12.17)
olmuş bitmiş artık. olmuş bitmiş şeyleri değiştirme imkanı veren bir yöntem, alet, teknolojik anlayış... üretirsen zengin olursun ^^

muhtemelen şimdiki halinden memnun değilsindir, ah şöyle olsaydı, bunu da yapmasaydım diyerek kendi kendini değerli hissedebileceğin bir alan oluşturuyosundur kendine. yanisi aslında o pişmanlıklara takılıp durman şimdi ve şimdiden sonrasından olan memnuniyetsizliğin/umutsuzluğunun bir kılıfıdır; benim tahminim.
0
dafaisss
(12.12.17)
aldığım ve alamadığım bütün kararlardan pişmanım. böyleyiz. kader de geç ama o da başka bir pişmanlık.
0
ayaklibalik
(13.12.17)
(2)

AutoCAD programından anlayanlar

nobadi
Merhaba, kurs bitirme projesi olarak restoran çizimi yapmam gerekiyor; mutfak bölümü detaylı olacak şekilde. programdan çok fazla bir şey anlamadım. elinde hazır taslak olan varsa veya programla ilgili bilgilendirme yapan olursa süper olur. şimdiden teşekkürler.
Merhaba, kurs bitirme projesi olarak restoran çizimi yapmam gerekiyor; mutfak bölümü detaylı olacak şekilde. programdan çok fazla bir şey anlamadım. elinde hazır taslak olan varsa veya programla ilgili bilgilendirme yapan olursa süper olur. şimdiden teşekkürler.
0
nobadi
(12.12.17)
Planını çizecekseniz line komutu yeterli bu iş için. Duvar kalınlıklarını offset komutuyla verebilirsiniz. Lavabo, masa, sandalye gibi çizimler kütüphaneden hazır olarak bulunabilir. Onları da scale komutuyla büyütüp küçültebilirsiniz. Kitchen plan olarak arayabilirsiniz Google'da. Direkt dosya arıyorsanız kitchen plan.dwg olarak arayabilirsiniz.
0
dissendium
(12.12.17)
örnek projeyi açın. sonra ayrı bir yerde yeni dosya açıp aynısını siz çizin. doğrudan götürürseniz layer isimlerinden, ön ayarlardan (ölçü, yazı, çizgi tipleri) vs. başka yerden alındığı kabak gibi belli olur.
0
perloneth
(12.12.17)
(13)

Öğretmen karı sevdası

ya ben lan neyse
karı derken kadın eş demek istiyorum. argodaki karı değil.neden herkes öğretmen eş istiyor? neden doktor, memur, avukat değil? böyle bir eğilim gördüm çoğunlukta. tatili çok, diyeyse ev hanımı olsun? yok para kazansın, diyeyse doktor olsun? yok farketmez, diyeyse neden öğretmen?
karı derken kadın eş demek istiyorum. argodaki karı değil.

neden herkes öğretmen eş istiyor? neden doktor, memur, avukat değil? böyle bir eğilim gördüm çoğunlukta. tatili çok, diyeyse ev hanımı olsun? yok para kazansın, diyeyse doktor olsun? yok farketmez, diyeyse neden öğretmen?
0
ya ben lan neyse
(12.12.17)
Hem para kazansin hem calisma saatleri belli olsun hem de tatili cok olsun diyedir.
0
crown
(12.12.17)
Hem para kazansın hem de ev hanımı kadar rahat olsun diye.
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(12.12.17)
Tatili cok, bana da gelir işimi yapar mantığı var kaynanalarda. Ev hanımı arayan kaldı mı? En az çalışma ile en iyi para kazanmayı tercih ediyor herkes. Ortalama bir memura göre öğretmen daha ideal.
Hemşire hariç diğer saydığın meslekler statü olarak daha yüksek olarak algılanıyor toplumda.
0
cabiday
(12.12.17)
Öyle bir sevda mı var yahu? Hiç bana denk gelmedi herhalde.

Tatiller, garanti meslek, eskiden nispeten saygın olması, bir de ben ev tutarken öğretmenim diye kirada indirim yaptı biri -ki mantığı ben bile çözemedim açıkçası, sanırım pislik işlerde gözümüz olmaz, düzgün insanlarız falan diye. Bilemiyorum.
0
sopiro
(12.12.17)
Ben doktor karı varken öğretmenin suratına bile bakmam
Bence bizim ülkemizde en güvenilir meslek tipi öietmenlik akarı kokarı nöbeti yok
0
benaslindayohum
(12.12.17)
Ben istemiyorum. Öğretmenleri genelde sıkıcı bulurum. Ben mühendis adayıyım. Eşim de mühendis olsun isterim en kötü. Doktor, avukat falan da istemem. Alanlarımız benzer olsun. Kariyer anlamında beraber ilerleyelim isterim. Öğretmen isteyen bence biraz da maaşından istiyor olabilir. Öğretmenler fena kazanmıyor.
0
dissendium
(12.12.17)
Bana da tercih dönemi öğretmen ol evladım diyordu aile büyükleri. Bunun yanında cici meslek olarak eczacı ol diplomanı kirala yat evde evladım. Her şey bu kadar kolay çünkü :))

Sebeplerine gelince, eve geliş saatin belli, günün yarısı senin, maaşı kadın için iyi, ileride çocuğunu da okutursun gibi şeyler diyorlar genelde. Sonra ingilizce öğretmenliği olabilir aslında ya diye okul müdürüyle konuşmuştum. Olma boşver köpek gibi çalıştırıyorum ben öğretmenleri bak böyle böyle dedi vazgeçtim direkt.
0
jazzabel
(12.12.17)
Calisma saatleri az ve tatil cok. Cocuk olursa rahat rahat bakar. Hem para da kazaniyor. Daha ne olsun (!)
0
rusyalı kozmonot
(12.12.17)
erkegim ama, karı ne arkadaş
eş desene
0
herhaltibiliyoring
(13.12.17)
böyle bir şey var evet. ben de öğretmen bir eşim olsun isterdim.
0
eksisozluk kullanici sozlesmesini okudum
(13.12.17)
illa işi/mesleği (şu) olsun diye düşünmedim ben hiç ama öyle bir eğilim var evet. nedenini yazmış arkadaşlar. artı bir diyorum.

bence sözelcilerle sayısalcılar çok iyi anlaşamıyor. kafa/düşünme yapıları farklı oluyor genelde. bu bir genelleme ve doğru da değil, bütün genellemeler gibi.
0
runagain
(13.12.17)
öğretmen olsun tabi ya, ruhu genç olur en azından :) validenin etkisi midir bilmem ama annesi öğretmen olan erkeklerde öğretmen eş adayı isteği daha fazla oluyor.

Ama olacaksa dil, Türkçe, müzik, beden eğitimi gibi dersler olsun bari.

Öğretmen adaylarım yeşillendirebilir :D
0
Northern Mariner
(13.12.17)
yıllardır maruz kaldığım olay. durum şöyle;

-yarım gün çalışıyor
-haftasonu tatil
-15 tatil
-3 ay yaz tatili
-kar tatili
-resmi tatiller
-bayram tailleri
-rapor alıp kolayca işe gitmeme
-4k mayış

e daha ne olsun bu kadar az çalışıp bu kadar da para kazanıyorsa. evine de bakar, çocuk doğurur bakar, eve para da getiriyor, kocasına karılık da yapar! mantık bundan ibaret.
0
dedim ben sana
(13.12.17)
(4)

şu iki araçtan hangisi

cedex
Range Rover Vogue 3.0 TD6İlan No: 496978995https://www.sahibinden.com/ilan/vasita-arazi-suv-pick-up-land-rover-range-rover-vogue-3.0-td6-496978995/detay2010 JEEP CHEROKEE 2.8 CRD 4X4 139 BİN KMİlan No: 502179655https://www.sahibinden.com/ilan/vasita-arazi-suv-pick-up-jeep-2010-jeep-cherokee-2.8-crd-
Range Rover Vogue 3.0 TD6
İlan No: 496978995
www.sahibinden.com


2010 JEEP CHEROKEE 2.8 CRD 4X4 139 BİN KM
İlan No: 502179655
www.sahibinden.com


ikisinden birini tercih etmek gerekirse hangisi?
0
cedex
(11.12.17)
2. yi tercih ederdim. 92 bin liraya 2004 model araba alınmaz. Bir de 200 bin kilometre yapmış. 2. nin hem yaşı küçük hem kilometresi az. Ben olsam o paraya sıfır sedan alırdım. Bu arabaların şanzımanı arızalanırsa masrafı fazla oluyor. Onu da söyleyeyim.
0
dissendium
(11.12.17)
öncelikle 04 model range rover'in 200bin yaptığına inanmak çok güç.

ama ilanların doğruluğunu kabul alacaksak; aracın nerede hangi amaçla kullanılacağı önemli. yani belli ki bunlar ayağınızı yerden kessin diye aldığınız araçlar değil, bir makam göstergesi mi yapacaksınız ? yoksa biraz yüksek araç kullanalım mı dediniz ya da kendinizce başka sebepleriniz mi var ona bakmak lazım.

ama kişisel cevaplarımızı sorduğun için; bizde range rover'ı olan adam olduğu için ben ilk ilanı tercih ederdim(doğru olduğunu kabul ettiğimiz için) fakat o olmasaydı dissendium'un korkularına hak vererek 2.'yi tercih ederdim.
0
mete kudur
(11.12.17)
1.si bu araçların 2sininde arzası ve kazası sana çok pahalıya mal olur. range rover klas anlamında daha iyi ancak servis ve bakım anlamında çok sıkıntı yaşayabileceğin araçtır. 2004 model range 200 bin km olması inandırıcı değil. km sayacı ile oynanmış olabilir.
alıcak olsam jeepi alırım ancak bu fiyatlara 2009 2010 bmw 320i vs alırım ben.
0
mikahakkinen
(11.12.17)
ilki icin soyluyorum, bir ilanda sanziman motor ve yuryeni sorunsuzdur diyorsa o arabanin biyeri sorunludur.hatta muhtemelen pert kaydi vardir. bunu bir konusun. cok zor ama hicbirseyi olmayan bir aracsa kacirmayin. bir de ayni durumdaki araclari birbirleriyle kiyaslayin fiyatlarinda bir anormallik varsa araclarda da vardir. her iki ilanda da sorun olmadigini gusuneceksek ben 1. yi secerdim. tamamen duygusal nedenlerden.
0
imnotsureabout
(11.12.17)
(12)

Toprak ve Kuzey isimleri nasıl sizce?

bir peynir kutusu kibrit
Hiç tanımıyorsunuz o kişileri ve ismini görüyorsunuz ismi Toprak yada Kuzey ne düşünüyorsunuz? Sizde nasıl bir çağrışım yapıyor yada ne gibi bir yargı yaratıyor?
Hiç tanımıyorsunuz o kişileri ve ismini görüyorsunuz ismi Toprak yada Kuzey ne düşünüyorsunuz? Sizde nasıl bir çağrışım yapıyor yada ne gibi bir yargı yaratıyor?
0
bir peynir kutusu kibrit
(11.12.17)
90larda büyüyen nesil olduğumdan Toprak ismi bana Toprak Sergen'i çağrıştırıyor ve hoş bir isim olduğunu düşünüyorum.
Kuzey ismini de seviyorum, ama ister istemez bir cep telefonunu parmağının ucuyla tutan Kıvanç Tatlıtuğ çağrışımı da oluyor tabii.
0
sopiro
(11.12.17)
Ya aslında isim üzerinden çağrışım yapmak, düşünce oluşturmak hiç yaptığım bir şey değil. Biri özellikle sormazsa asla aklıma gelecek bir şey de değil sanırım.
Öte yandan bu durumda, sorulduğu için söyleyeyim, karşımdakinin yaşına bağlı. İsmini gördüğüm yer kreş listesiyse farklı, akademisyen listesiyse farklı düşünürüm.

Eğer 0~10 yaş ise orta sınıf tipik Türk ailesi profili.

30+'ysa orta-üst/burjuva aile kökenli olduğu aklıma gelir herhalde.

Ama tabii ki hiçbir ehemmiyeti yok bu söylediklerimin; zira isim üzerinden fikir edinmek çok tuhaf ya, temelsizliğin dik alası.
0
g man
(11.12.17)
Türkiyenin gerçeklerinden habersiz umrunda olmayan, maddi durumu iyi, yazın kesinkez sahil şeridine inip kokteylini içen cnbc-e den vaz geçemeyen bir tip aklıma geliyor. Bedelli askerliği gözlüyor da olabilir.
0
1adam
(11.12.17)
Kuzey, Karadenizli, hatta Trabzonlu yaramaz bir çocuk. Toprak da silik biri. Hayatı boyunca "toprağaaam" gibi esprilere maruz kalabilir. İkisini de çocuğuma koymam.
0
dissendium
(11.12.17)
kötü isimler.
özellikle toprak.
0
alt4y
(11.12.17)
Toprak çok hoş bir isim bence. Kuzey nedense itici geliyor biraz.
0
ms brownstone
(11.12.17)
Kuzey ismini severim ama Toprak ismini ben çok itici buluyorum. Ölümü çağrıştırıyor bana :/
0
anneboleyn
(11.12.17)
ikisi de merak uyandırıcı. ikisi kardeş olsa üçüncü çocuğun adı aras mı derdim. 30+ için karizmatik isim ama 30 öncesi yaş için karizmatikliği kalmadı bence .
0
part time pollyanna
(11.12.17)
toprak da, kuzey de güzel isimler bence. ama kuzey daha bir güzel sanki.

yavşaklık, adam olmayanda, isminde değil.

yakın zamanda çocuğu olan iki arkadaşımdan biri "çayan", diğeri "berkin" koydu oğullarının adını.
0
runagain
(12.12.17)
isim gibi gelmiyor nedense.
0
eindaclub
(12.12.17)
erkek olduklarini dusunurum.
0
jimicik
(12.12.17)
ikisi de söyleniş olarak çok sert isimler. sanki büyüyünce asabi ya da maço tipler olurlar gibi. şu an çocuk olduklarına eminim, özellikle de kuzey kesin bebek daha :)
0
istanbul kanatlarimin altinda
(12.12.17)
(15)

bu mu bayıldığınız tarkan?

Bruce
bu ne ya?https://www.youtube.com/watch?v=ZKtNB9jiHV0adam bildiğin mustafa ceceli şarkısı yapmış, hala kaldı mı "megastar" diye bayılan buna?
bu ne ya?
www.youtube.com
adam bildiğin mustafa ceceli şarkısı yapmış, hala kaldı mı "megastar" diye bayılan buna?
0
Bruce
(11.12.17)
Son albüm tam bir rezalet. Resmen 15 saniyeden fazla dinleyemedim şarkıları. Hele bu şarkı: korkuuunnnçç
0
lcha
(11.12.17)
Tam bir gelin-damat dans şarkısı olmuş.
Tarkan'ın şarkılarını zaten dinlemezdim ama kendisini seviyorum. O yüzden pek bir şey değişmedi benim açımdan.
0
peggy
(11.12.17)
Söz: Günay Çoban Müzik: Serkan İzzet Özdoğan

Tarkan sadece söylemiş. Bunun içi suçlayabiliriz evet.
Haa Tarkan şeyimde mi? Hayır.
0
teknikekip
(11.12.17)
Eski "p*ç" Tarkan artık yok. Adamın yaşı ilerleyince böyle duygusal bi herif oldu çıktı. Ben eski şarkılarının hatırı için hala seviyorum.
0
dissendium
(11.12.17)
Aleyna tilki>Tarkan
0
doxanikee
(11.12.17)
@teknikekip, zorla söyletmediler diye tahmin ediyorum. "bu ne amk koskoca megastarım ben, böyle bir şarkıyı nasıl verirsiniz bana" diye ortalığı birbirine katması lazımdı.

@dissendium, bence kendi gelişimiyle değil müzik dinleyen kitlenin değişimiyle ilgili. rüzgara yön veren olmak yerine kapılıp giden olmayı seçmiş. cukkasına bakacak tabii ki, bunu kınamıyorum ama tarkan'ın bundan ayrı bir misyonu ve vizyonu olduğunu düşünerek bayılıyordu bunca insan, ki aralarında standart türk pop müziği dinleyicilerinden daha yüksek standartlara sahip olanlar da vardı. ben de dinlerim zaten eski şarkılarını, bu kadar düşmesi şaşırtıcı.
0
🌸Bruce
(11.12.17)
tarkan'ı baya seviyorum ama taa temmuz ayında ilk kez radyoda duymuştum bu şarkıyı ve mustafa ceceli sanmıştım gerçekten, benzetmeniz baya isabetli : D
0
nevrochaotica
(11.12.17)
tarkan dudu albumunden sonra silah zoruyla album yapiyor gibi.
0
baldur2
(11.12.17)
Son albümü tırt - aldığıma yanıyorum.
0
SiyamkedisiZorro
(11.12.17)
2018 yılının resmi düğün şarkısını yapmış. Kusana kadar duyarız yazın.
0
jazzabel
(11.12.17)
Gel gel hiç acımayacak'tan bu günlere. Tey yavrum tey
0
nickini degistiren yazar
(11.12.17)
@nickini degistiren yazar, o da dandik bi şarkıydı bence. düdüklü şarkısından itibaren düşüşte. baktım şimdi albümün adı da metamorfozmuş, negatif kafkaesk bir dönüşüm olmuş abimizinki.
0
🌸Bruce
(11.12.17)
Bu yaz birkaç düğüne katıldım, ve hepsinde bu şarkı ile dans ettiler. Sonra dedim o dans şarkısını indirilerim ya kiminmiş o diye; cevap kahkahalarla tarkan oldu.

ben ki tarkan dinlemem normalde. (mustafa ceceli de dinlemem vurmayın)

yani herkes o şarkı için çok şaşkın ama millet de ben de beğenmiştim. En azından bende şarkılar ambiyans eşliğinde aklımda kalıyor yani dinlediğim anda ona bi' klip çekiyorum kafamda ve bu şarkı için güzel hikayeleri var beynimin.

tarkan benim gözümde hiçbir zaman megastar olmamıştır, zaten samimiyetsiz bulurum kendisini ancak başarılı olduğu çok aşikar. Yani, bayılan kaldımı sorusunun cevabı evet, hala büyük bir hayranlık devam ediyor ona karşı ve o da bu süreci çok iyi yönetiyor/yönettiriyor artık hangisiyse.
0
mete kudur
(11.12.17)
Evet bayıldığım Tarkan bu, şarkının Tarkan'la ilgisi yok. Açıkçası Tarkan ın bir tek Cuppa şarkısından nefret ettim ve bir kez bile oturup baştan sona dinlemedim, sözleri Sezen Aksu'ya ait. Bu albümü almadım, ve malesef eski şarkılarının tadı olmadığını biliyorum. Bunu Tarkan a şu anlamda bağlamıyorum, artık şarkı sözü yazarı yok, duygu yok, aşk yok, mesafe yok, ayrılık acısı yok, eskisi gibi yoğun hiçbir şey yok. Ancak atarlı giderli yahut düğün dansı şarkısı var. Sezen Aksu, Aysel gürel, yıldız Tilbe vs aklınıza diğer gelen iyi şarkı sözü yazarları dahi son şarkıları hep kötü, hep ruhsuz, hep yazılmış olsun diye. Tarkan olmasını sağlayan sözlerin sahipleri bile bu haldeyken aklınca küçümsemek neden, ki kendine ait Gülümse kaderine gibi gayet iyi şarkıları da vardır. Yeniden yorumladığı Firuze ve hatasız kul olmaz harikaydı, hakeza sanat müziği albümü de. Keşke kendine yakışan şarkıları bulmadıkça albüm yapmasa, bir tane bulursa bir şarkı çıkartsa, yoksa bana eski şarkıları bir ömür yeter.
0
mslny
(11.12.17)
ben sevdim. sevdiğim için anlamlı geliyor, güzel geliyor bana bu şarkı.
0
runagain
(12.12.17)
(10)

türkçe rock önerisi(arabesk olmasın)

volodya
duman gibi grupları sevmiyorum. sözleri ve melodisi arabesk olmayan grup önerileri bekliyorum
duman gibi grupları sevmiyorum. sözleri ve melodisi arabesk olmayan grup önerileri bekliyorum
0
volodya
(09.12.17)
Malt
0
AlsterWasser
(09.12.17)
dissendium
(09.12.17)
nekropsi
0
tepedeki psychedelic adam
(09.12.17)
gezegen olan pluton
(09.12.17)
Redd'e ve Kargo'nun 2000 yili oncesi albumlerine bakabilirsiniz. Ozellikle Yalnizlik Mevsimi albumune.
0
voyager 1
(09.12.17)
kargo şairin elinde.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(09.12.17)
Gölge Hayat
0
sopiro
(09.12.17)
Neyse-aydınlık muhakkak dinle pişman olmazsın
0
sytemofadownmanyagi
(09.12.17)
hemen radyo d'yi aç, maximum rock ilaç olur.
0
late viper
(10.12.17)
Yasli amca
0
bartman
(10.12.17)
(9)

ne saçma sorular Var ya

yarey
Siz de Bazen eksi duyuru'da dolasirken böyle diyo musunuz kendi Kendinize?Sizi ne tarz sorular gicik ediyor?Bir de sirf muhabbet olsun diye saçma sapan soru soran duyuru celebrity'lerine gicik kapiyorum nedense. Duyuru uzerinden osyallesmezse ölecek sankiBir de dunyanin sirrini cozmus gibi her duyur
Siz de Bazen eksi duyuru'da dolasirken böyle diyo musunuz kendi Kendinize?
Sizi ne tarz sorular gicik ediyor?

Bir de sirf muhabbet olsun diye saçma sapan soru soran duyuru celebrity'lerine gicik kapiyorum nedense. Duyuru uzerinden osyallesmezse ölecek sanki

Bir de dunyanin sirrini cozmus gibi her duyuruya cevap verenlere ne demeli?

Sizde durumlar nasıl?
0
yarey
(09.12.17)
Diyorum ama o kadar.
Diğer bahsettiğin şeyler hiç rahatsız etmiyor.
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(09.12.17)
diyorum, tam da o duyurulardan biri bu.
0
ateistanbul
(09.12.17)
@ateistanbul: ooo çok pratik zekayiz :)
0
🌸yarey
(09.12.17)
böyle açık uçlu laf atmaları sevmiyorum ben direkt nick verin de bilelim.
0
elorelia
(09.12.17)
Tamam, not aldık. Bundan sonra senin kıstaslarına göre hareket edilir.

Duydunuz ulan! Akıllı olun! Şartlar, kıstaslar, kurallar sorunun içinde
0
silah taciri
(09.12.17)
öncelikle internete hoşgeldiniz.

sonra evet böyle saçma sapan sorular görüyorum, fakat diyorum ki herkesin derdi kendine büyük geliyor:

10 yaşındaki çocuk şeker derdinde, 25 yaşındaki çocuk sevişme derdinde, 35 yaşındaki çocuk evlenme derdinde...
herkes kendini tatmin etme derdinde.

'Bir de dunyanin sirrini cozmus gibi her duyuruya cevap verenlere ne demeli?'

(bkz: amlarına koyayım onların çok ayıp ediyorlar)

@elorelia'nın dediği gibi olayı somutlaştırıp hedef gösterirseniz sizin asıl derdinizi de anlarız, elimizden gelen olursa yaparız.
0
idexo
(09.12.17)
dünyanın sırrını çözenler vardır belki aramızda çünkü ben onlardan biriyim, problem?
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(09.12.17)
Kime ne bundan? İsteyen istediği soruya cevap yazar, istediği kadar soru sorar. Okumak istemeyen çeker gider. Ben birilerinin Duyuru'nun muhtarı gibi davranmasına uyuz oluyorum. Site sahibi dese neyse de sıradan bir kullanıcının sitedeki 500 kişiden sorumlu olduğunu hissederek böyle açıklamalar yapması komik.
0
dissendium
(09.12.17)
insanların saçma soru sorma hakları olduğuna katılıyorum, buna istinaden benim de o saçma sorulara saçma cevaplar yazma hakkımın baki olduğunu biliyorum. çoğunu görmezden gelebiliyorum ama "bu kadar da olmaz" dediklerime tatlış dokundurmalar yapıyorum bazen *-*
0
Bruce
(09.12.17)
(3)

Windows 8.1 onarım yapacağım iso nedir

iddaaci
Elimde iso dosyası var. Bunu direk flash bellek atsam bununla format atabilir miyim yoksa iso dosyasında işlem mi yapmalıyım? Bir de dvd ye mi atmak lazım? Flaş olur mu?
Elimde iso dosyası var. Bunu direk flash bellek atsam bununla format atabilir miyim yoksa iso dosyasında işlem mi yapmalıyım? Bir de dvd ye mi atmak lazım? Flaş olur mu?
0
iddaaci
(09.12.17)
ISO dosyaları Daemon Tools Lite ile açılıyor genelde. Dosyaları açıp, birleştirirsen istediğin şekilde işlem yapabilirsin.
0
dissendium
(09.12.17)
goodz
(09.12.17)
rufus indir
o windows 8 iso sunu secerek usb ye kur
problem solved
0
kingcyrax
(09.12.17)
(3)

abur cubur tatlarının gittikçe kötüye gitmesi?

mehmed resad
bilgisi olan var mı diye soruyorum.bisküviler, gofretler, jelibonlar.. tatları yıllar içinde berbatlaşmaya başlıyor ve ben markete gidip tadı muhteşem diyebileceğim bi şeyle karşılaşmıyorum artık. (belki bi miktar damak antep fıstıklı hariç) bi 10 yıl önce gerçekten muhteşem ürünler vardı. şimdikile
bilgisi olan var mı diye soruyorum.

bisküviler, gofretler, jelibonlar.. tatları yıllar içinde berbatlaşmaya başlıyor ve ben markete gidip tadı muhteşem diyebileceğim bi şeyle karşılaşmıyorum artık. (belki bi miktar damak antep fıstıklı hariç) bi 10 yıl önce gerçekten muhteşem ürünler vardı. şimdikilerin tadı berbatlaştığı gibi bi de herkesin hayvan gibi tükettiği halde kaldırılan şeyler var. piçliğine mi yapıyorlar? bunların formülleri mi değişiyor, ne oluyor?
0
mehmed resad
(08.12.17)
Eskiden şeker pancarından elde edilen şekerler kullanılıyordu ürünlerde. Artık şeker şurupları kullanılıyor. Koruyucu maddeler daha fazla. Normalde evde yapılan bir kek iki gün sonra yenmeyecek kadar sertleşirken, küçücük keklerin bir yıl tüketim tarihleri var. Bozulmadan durabilmeleri tamamen kimyasallara bağlı. Herkesin tükettiği şeyler işletme için kârlı olmayabilir. Eskiden incirli Biskrem vardı örneğin. Üretim prosesine incir kattığın zaman fabrikaya yeni makine almak gerekiyor. O kadar incire para veriyorsun. Sonra işletmeye getirip kurutma, buharlaştırma gibi bir sürü aşamaya sokuyorsun. Bunların hepsi maliyet. İşletmeler bunun verimsiz olduğunu görürlerse anında vazgeçerler. Ayrıca ürünlerin boyutları da değişiyor. Eskiden Magnum daha büyüktü. Şimdi dondurmaların boyutu da küçüldü. Bu şekilde kullanılan malzemeler de azalıyor. En basitinden süt fiyatının artması bile çikolatada kullanılan sütün azaltılmasına neden olabilir. Ya da süt sabit tutulur ama çikolatanın fiyatı artar. Kinder bu yüzden pahalı denebilir. Süt, şeker, yağ gibi en temel gıdaların ekonomik değerinin değişmesinden hemen etkileniyor işletmeler.
0
dissendium
(08.12.17)
Öncesinde de birçok üründe glikoz şurubu kullanılıyordu fakat hammadde olan buğday ve mısır kalitesi de yıllar içinde değişti, gdo hayatımıza girdi. Zaten zararlı olan glikoz şurubu daha da beter bir hal aldı.

Glikoz şurubu üreten fabrikalar sektöründe çalışıyorum. Üretim yapacak fabrikaların projesini yapıyoruz. Hangi işlemlerden geçtiğini halk bilse gerçekten bir gecede yapay tatlandırıcılı ürün tüketimi yarıya iner. Fare zehiri üretiminde kullanılan kostikler, asitler, diğer kimyasallar kullanılıyor. Mısırdan bunları üretmek için asit kullanılması şart, öyle keşfedilmiş çünkü. Devlet de gıda ürünü için belli sınırlar çizmiş ama neresinden tutsanız uzun vadede bünyeye ciddi zararlar verir.

Yani bir bakıma sizin açınızdan iyi oluyor. Şeker ihtiyacınızı kuruyemiş ve meyvelerden karşılayın. Yetmezse pancar şekerli ürünler tüketin. Sağlık önemli.
0
desdenova34
(08.12.17)
Benim yer yemez başım ağrıyor.
0
for day to break
(08.12.17)
(8)

kızların göğsünü koluma değdirmesi normal mi?

konskenkova
bazen sanki istemlice yapıyorlarmış gibi geliyor. kolumu çekmiyorum hala aynı konumda bastırıyor. kızlar dönem dönem hallenir mi? bu da bu hallenmenin sonucu mudur?
bazen sanki istemlice yapıyorlarmış gibi geliyor. kolumu çekmiyorum hala aynı konumda bastırıyor. kızlar dönem dönem hallenir mi? bu da bu hallenmenin sonucu mudur?
0
konskenkova
(08.12.17)
Evet, erkek kolu bulamayinca duvara surtuyorlar hatta.
0
crown
(08.12.17)
Bana otobüste oldu birkaç kez. Bir de bir kadın kollarıma, sırtıma ellerini koya koya arkaya doğru ilerlemişti bir keresinde. Abla işin bittiyse biz inelim diyecektim de demedim.
0
dissendium
(08.12.17)
Destekli sütyen giyiyorsa hissetmeyedebilit. Sanmıyorum cidden
0
fasulyek
(08.12.17)
tahrik oluyorlar olm. sen de onun memesine elle. aslında onlar da istiyor.
0
nickini degistiren yazar
(08.12.17)
İlgi belirtisi olduğunu sanmıyorum. Daha çok bakışlar, gülüş vs... daha önemli ilgiyi anlamada.
0
cleric
(08.12.17)
Tam tersini dusunuyorum erkek yapsa buyuk sapiklik olur.
0
i m sick tired
(08.12.17)
göğüs istemsizce ama gövde olarak fazla yaklaşıyorlar gibime geliyor bazıları.dolaylı yoldan normal değil gel ağzıma gir
0
birdposing
(08.12.17)
metrobüste otobüste vs normal sıkışık alanda oluyorsa normal ama boş alan varken yapan varsa halleniyordur.
0
follow rivers
(09.12.17)
(1)

İngilizce kitap okuyunca aklımda kalmıyor

ovungec zeus
İngilizce akademik bir kitap okuyunca uzun süre aklımda kalmıyor. Türkçe okuyunca kitabın içinde hoşuma giden alıntılar aklımda kalıyor. Size de oluyor mu bu?
İngilizce akademik bir kitap okuyunca uzun süre aklımda kalmıyor. Türkçe okuyunca kitabın içinde hoşuma giden alıntılar aklımda kalıyor. Size de oluyor mu bu?
0
ovungec zeus
(07.12.17)
Son birkaç yıldır okuduğum her kitaptan not alıyorum. Akademik yazılara roman gibi yaklaşmamak gerek. Hatta ben kısa aralar verilerek ve bu aralarda konuyla ilgili araştırmalar yapılarak kitaba devam edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bir de tekrar etmek önemli. En son ne okumuştum diye zihinden bir tekrar yapılabilir.
0
dissendium
(07.12.17)
(5)

lisans sonrası doğrudan doktora yapmak mümkün mü?

rahat ya
dostlar merhaba;malum şu adam http://aves.erzincan.edu.tr/maybar/ ve tez bile diyemediğim kağıtlar bütünü ortaya çıktı. anlamadığım bu adam nasıl direkt doktora yapmış? yüksek lisansı pas geçip doktoraya girmek legal mi? adam bayağı bug bulmuş. biz hala bilimsel hazırlıklarda sürünelim :/ saygılar s
dostlar merhaba;

malum şu adam aves.erzincan.edu.tr ve tez bile diyemediğim kağıtlar bütünü ortaya çıktı. anlamadığım bu adam nasıl direkt doktora yapmış? yüksek lisansı pas geçip doktoraya girmek legal mi?

adam bayağı bug bulmuş. biz hala bilimsel hazırlıklarda sürünelim :/

saygılar sevgiler.
0
rahat ya
(07.12.17)
dissendium
(07.12.17)
mümkün. (bkz: bütünleşik doktora)

yalnız, pek araştırmadım bilmiyorum ama türkiye'de pek az sayıda bütünleşik doktora programı var diye duymuştum. genellikle, avrupa'da, amerika'da daha yaygın.
0
dead and broken
(07.12.17)
2013 oncesi Tezsiz Yuksek Lisans yapanlar doktoraya baslayabiliyordu. Ogretmenler de bir donem Tezsiz Yuksek Lisans derecesiyle mezun oluyordu. Dolayisiyla doktoraya baslayabiliyorlardi. Bugun -eger degismediyse- eczacilar, doktorlar , dis hekimleri, veterinerler direkt doktoraya baslayabiliyor. Cunku yuksek lisans derecesiyle mezun oluyorlar.

Bunun disinda butunlesik doktora diye bir sey de var. Belli kriterler sagliyorsan direkt doktoraya baslayabiliyorsun.
0
evrim halkasi
(07.12.17)
Not ortalaması 3.50 üzerinde ise doğrudan doktoraya başlayabilirsiniz bazı okullarda. Başka şartlar da olabilir.
0
mezarkabul
(07.12.17)
Bizim fakülteden bir sürü insan biliyorum böyle. Ben tam bilmiyorum nasıl olabildiğini ama fakültenin 5 yıllık olmasıyla ilgili olduğunu söylemişti diye hatırlıyorum doktora yapanların 2'si.
0
ms brownstone
(07.12.17)
(13)

Ot gibi yaşadığını düşünmek

sack jparrow
Yapacak birşey bulamıyorum.moralim altüst oluyo düşündükçe. Yani bi heyecana neden olacak hiçbirşeye sahip değilim. Film kitap odaklıydı 1 sene önceye kadar 5 ay boyunca seyrekleşmeye başladı bu hobilerim de. Boş hissediyorum belli süredir. Hayata anlam katabileceğim birşeyler istiyorum. Ne yapmalıy
Yapacak birşey bulamıyorum.moralim altüst oluyo düşündükçe. Yani bi heyecana neden olacak hiçbirşeye sahip değilim. Film kitap odaklıydı 1 sene önceye kadar 5 ay boyunca seyrekleşmeye başladı bu hobilerim de. Boş hissediyorum belli süredir. Hayata anlam katabileceğim birşeyler istiyorum. Ne yapmalıyım. Üniversite hazırlık öğrencisiyim 5 e kadar dersim oluyor sabah 10 dan.
0
sack jparrow
(07.12.17)
spor tabi ki.
0
sedat peker in yegeni
(07.12.17)
Hayatın anlamını boş ver. Mezun olunca işsiz kalmamak için iyi seviyede İngilizce ve en az bir farklı yabancı dil bilmelisin. Almanca, Fransızca gibi. Eğer mühendislik öğrencisiysen bilmen gereken onlarca paket program var. Bunların kurslarına git ve sertifika al. Kendi alanını keşfetmeye çalış. Spor yap. Ben karateye 21 yaşında başladım. Hala devam ediyorum 4. sınıfta olmama rağmen. Yaklaşık 1 ay kadar önce klasik gitar kursuna başladım. Hobi bulmak senin elinde ama önce eğitim önemli. 5 yıl göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor. Kendini geliştirmeye çalış. En az 50 kitap bitir mezun olana kadar. Yapılacak bu kadar şey varken yapacak hiçbir şey bulamamak garip.
0
dissendium
(07.12.17)
@diss bana heyecan verecek aktivite bulamıyorum aslında. Dalımla ilgili mi olmalı bu kitaplar??
0
🌸sack jparrow
(07.12.17)
insan bazen rutinlerin arasında boğuluyor. ama senin durumun bundan da biraz farklı olabilir bence. zira yaşını bilmiyorum ama üniversitenin ilk senelerindesin. muhtemelen hepimiz gibi üniversiteden beklentilerin vardı, vardır. film, kitap güzel şeyler ama sosyal hayatın ne durumda?

kişiden kişiye değişir elbette ama sosyalleşmek, eylemlerinle kendini sosyal çevrende ifade etmek iyi gelebilir. film ve kitap hakkında birileriyle konuşursun. ama bu tam olarak senin bir eylemin, aksiyonun değil. hayatın anlamını boş falan verme. hayatına anlam katmak istiyorsun. anlam katamadığı için huzursuz olan birine, dissendium acaba kendi hayatına bakıp da mı böyle şeyler salık veriyor? onun dedikleri yanlış şeyler değil ama senin sorun farklı.

sorumluluklarımız ve alışkanlıklarımızın dışında şeylere ihtiyacımız var. yeni şeyler. ama sürekli yeni şeyler bulamazsın dimi? o zaman kendi merakına göre birşeyler öğrenmeyi deneyebilirsin. hobi gibi bişeyden bahsediyorum aslında ama senin aktif yani bizzat özne olduğun ve öğrenmenin bitmediği şeyler olmalı. karate mesela güzel fikir:)

ama dediğim gibi sorumlulukların yani zaten boğuşmak zorunda olduğun şeyler dışında da uğraşlarının olması iyi gelecektir.
0
klar
(07.12.17)
simdi oyle bi haldesin ki ne yazarsam yazayim seni ikna edebilecegimi sanmiyorum :) yakin doneme kadar ben de ayni halet-i ruhiye icerisindeydim. kendiliginden, bir kac ufak gelisme neticesinde bitti-gitti.

bulama bi sey, birak bi donem de boyle gitsin. emin ol bi kirilma noktasi olacak ve normale doneceksin.
0
alessea
(07.12.17)
Alanınla ilgili olur. Roman olur. Şiir olur. Benim ukulele çalmayı öğrenip, YouTube'ta kanal açmış arkadaşım var. Bunların hepsi uğraş. Yukarıdaki arkadaş kendinden mi örnek veriyor demiş. Evet, kendimden örnek verdim. Sen istediğin sporu seçebilirsin. Hayatın anlamını boş ver diye şunun için dedim. Büyük ihtimalle daha ekonomik özgürlüğe sahip değilsin. Öğrenciyken hayatın çok dar bir kısmını yaşıyorsun. Bu döneme bakarak hayat hakkında fazla düşünme demek istiyorum. Umarsızca yaşaman, keşfetmen gereken zamanlar. Aşık falan olursan dediğimi anlayacaksın. Anahtar kelime keşfetmek.
0
dissendium
(07.12.17)
film ve kitaplara hobi gözüyle bakıyorsan sende zaten bir problem var demektir.
0
bohr atom modeli
(07.12.17)
sana katılıyorum, intihar fikri zihnimi terk etmiyor, arkadaşların hepsi doğru şeyler söylemiş, bişeyleri değiştir de ne değiştirirsen değiştir. harekete geçmessen sonrası iyiye gitmiyor. beklentilerini en aza indir kendini sev.
0
firemanjonny
(07.12.17)
Spor yap.
20'li yaslarin basinda adam akilli spor yapmis olan insanlar daha gec cöküyor.

Imkanin varsa yabanci dil kursuna git, kendine mesleki anlamda ileride deger katabilecek seylerin pesinde kos. Vakit nasil gecer anlamazsin bile.
0
chitosan
(07.12.17)
dilemma of subscribtionability
(07.12.17)
kimse yazmamış sanırım ama kız veya erkek arkadaş bulmayı düşünmedin mi hiç? :p
0
burya
(07.12.17)
@burya öyle sanırım farkındayım. Peki bu haldeyken bulabilmek büyük başarı olmaz mı benim için?
0
🌸sack jparrow
(07.12.17)
Şu an ki aklım olsa tek yapacağım şey en az iki dile sahip olup mesleğimi bu boktan ülkeden uzakta medeni bir ülkede yapmak olurdu.
0
neysene
(07.12.17)
(10)

Nasıl aşık oluyorsunuz?

valarmurgulis
Merhabalar, bayadır düşündüğüm bir sorunum var. Aşık olamıyorum. Ergenlik dönemini saymazsak bir kıza karşı çok çok etkilendiğim olmadı. Çıktığım kızlarla belki zamanla olur diye çıkıyorum ama bir türlü olmuyor. Siz nasıl aşık oluyorsunuz? Ne tavsiye edersiniz?
Merhabalar, bayadır düşündüğüm bir sorunum var. Aşık olamıyorum. Ergenlik dönemini saymazsak bir kıza karşı çok çok etkilendiğim olmadı. Çıktığım kızlarla belki zamanla olur diye çıkıyorum ama bir türlü olmuyor. Siz nasıl aşık oluyorsunuz? Ne tavsiye edersiniz?
0
valarmurgulis
(07.12.17)
İlk görüşte. Beklentilere sahipsen o beklentileri karşılayan biri karşına çıktığında sistem seni yönlendiriyor.
0
dissendium
(07.12.17)
aşık olmuyorum.
0
pinkpeony
(07.12.17)
oldum,bir daha olacağıma inanıyorum. başka bir duyuruda da yanıtlamıştım bu soruyu. ben basit bir ayracı görünce aşık oldum en son. normalde çok gülerim,gülünecek bir şey varsa kaçırmam. ama o'nun dediklerine saatler sonra bile "hey allahım ya" diyip gülüyorsam,o salak sırıtışı suratımdan uzaklaştıramıyorsam aşık olmuşumdur. aşka çok derin anlamlar yüklersen ulaşamazsın,aşk aniden gelir,zamanla da biter.
0
denef
(07.12.17)
Beklentilerle alakalı. Kolay mutlu olan, kolay gülen kişi kolay aşık olabiliyor bence.

Önce ya ne güzel zaman geçiyor birlikteyken diyorsun, sonra olmadığı zaman nerelerde, napıyor, gelse de/arasa da konuşsak diyorsun.

Sonra o gülsün diye konuşuyor, mutlu olsun diye anlatıyor, Sevinciyle seviniyor, üzüntüsüyle üzülüyorsun.

Bunları toplayınca da aşık olmuş oluyorsun.
0
Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
(07.12.17)
Olma işte en güzeli
0
bugunolmadiamayarinkesinolacak
(07.12.17)
Aradığım cevap yok maalesef. Ne aradığımı da bilmiyorum. Terazi burcuyum ama çok dengesiz biriyim. Görüp beğendiğim birini 10 dk sonra beğenmeyebiliyorum. Çok kolay sıkılıyorum. Rol yaparak da seviyormuşum gibi yapamam.napıcam bilmiyorum.
0
🌸valarmurgulis
(07.12.17)
İlk görüşte zank diye. Sonra da unutamıyorsun zaten hiçbir şekilde.
0
ssiradanbirigibi
(07.12.17)
bir anda olan hoşlanma bence. ilişkide olduğun kişinin doğru kişi olduğunu anlıyorsun ve genelde ufak şeyler oluyor oluyor, arada istemsizce söylediği onun genellikle hatırlamadığı ama benim kafama takılan sözleri ve hareketleri olabilir.
0
Apocalypse
(07.12.17)
ben çok oldum özellikle ergenlikte. şöyle bir şey oluyor mesela sıradan birini görünce onun yanında nasıl olduğunun, nasıl göründüğünün hiç bir önemi olmuyor, kalbin öylece duruyor yerinde. ama aşık olduğun kişiyi görünce acaba nasıldım o beni nasıl gördü gibi sorular oluyor beyninde ve heyecandan elin ayağın dolaşıyor.
0
for day to break
(07.12.17)
olmuyoruz.
0
binder dandet
(09.12.17)
(2)

Keman öğrenmek için geç mi kaldım?

mavipanter
Yaş geldi 30a ama keman öğrenmek istiyorum. Herhangi bir müzik geçmişim yok ama kulağım iyidir :)) öğrenebilir miyim sizce yoksa paramı boşa Çar çur etmeyeyim mi?
Yaş geldi 30a ama keman öğrenmek istiyorum. Herhangi bir müzik geçmişim yok ama kulağım iyidir :)) öğrenebilir miyim sizce yoksa paramı boşa Çar çur etmeyeyim mi?
0
mavipanter
(06.12.17)
Ya kulağın varsa neden olmasın, 2 derste notaları öğrenmiştim ben. 5-6 ayda bi şeyler çalabilecek kıvama da geliyorsun. bence keman düzenli çalışırsan bu bahsedildiği kadar zor değil.
0
ekaterina
(06.12.17)
Benim gitar hocam kemanın en zor enstrümanlardan biri olduğunu söylüyor. Devamını getirecekseniz geç değil.
0
dissendium
(06.12.17)
(27)

okurken canınızın çıktığı kitaplar

tabudeviren
bir sekilde alip okudugunuz fakat okurken cok sıkıcı oldugunu gordugunuz, gucluklu bitirdiginiz kitaplar nelerdir?
bir sekilde alip okudugunuz fakat okurken cok sıkıcı oldugunu gordugunuz, gucluklu bitirdiginiz kitaplar nelerdir?
0
tabudeviren
(06.12.17)
Başıma bir şey gelmeyecekse,kinyas ve kayra. Ne karanlık kitap,boğuldum okurken.
0
denef
(06.12.17)
Masumiyet müzesi, bitsin diye okudum, bazı kısımları sıkıcının da ötesinde.
0
elikası
(06.12.17)
Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı.

Olmuyor, akmıyor, devrik devrik 5 kere okuyunca bile anlaşılamayan cümleler... Hikayesi güzel ama ana dilde olmayınca asıl olaydan, felsefesinden eksik kalıyorsun.
0
onemoremile
(06.12.17)
Yüzyıllık Yalnızlık

Okurken aşırı sıkıldığım başka bir kitap bilmem.
0
efreet sultan
(06.12.17)
Çok sıkıcı olduğundan değil de çok uzun olduğundan Paul Auster'ın 4,3,2,1 kitabı. Kindle'dan okumuştum bir de, elimde gerçek kitap olsa fiziksel olarak sayfaların ilerlemesinden falan bir şey anlaşılır, bunda okuyorum okuyorum hala yüzde altmışı kalmış vs. Herhalde sonsuza kadar okuyacağım, diye düşünmüştüm.

Asıl cevabım, benim de başıma bir şey gelmeyecekse, Yüzyıllık Yalnızlık. Hatırladıkça tansiyonum düşüyor.
0
sopiro
(06.12.17)
Masumiyet müzesi +1.
kitaptan son hatırladığım sayfa bu:
adam aşk acısından kapı kolunu kemiriyordu. afakanlar bastı ve bıraktım.
0
soulforge d
(06.12.17)
Puslu kıtalar atlası
0
aquarium
(06.12.17)
bülbülü öldürmek.

sıkıntıdan patladım.
0
sizofren06
(06.12.17)
Orhan Pamuk kitapları :(
0
lcha
(06.12.17)
gazap üzümleri
o kaplumbağa var ya o kaplumbağa, hani daha kitabın en başlarında tozlu ve çorak yoldan karşıya geçmeye çalışan. allah belasını versin o kaplumbağanın. daha o sayfalarda anlamalıydım aslında.
0
halanne
(06.12.17)
Cthulhu'nun Çağrısı. Korkudan değil sıkıntıdan ölecektim.
Puslu Kıtalar Atlası +1
Amerikan Tanrıları'nın bazı kısımları :(
(linç yiyeceğim ya, du bakalım)
0
kobuzchu kiz
(06.12.17)
sıkıcı kısmını geçiyorum çünkü kitabın amacı zaten "sıkmak" ancak bu kadar zorlanacağımı bilmiyordum; pessoa-huzursuluğun kitabı. hayata hiçbir zaman umutsuz bakan biri olmadım ancak bu kitabı okuduğum zaman hayatımın en melankolik, en depresif zamanlarıydı; yine de öldüm öldüm dirildim. sonra anladım ki öyle bi oturuşta 150 sayfa okunacak bir kitap değilmiş bu, aşırı doz almışım.

şimdi arada, yine canım sıkılınca açıp beşer onar okuyorum; alplerde, bir hiçliğin ortasındaki kulübemden gecenin bir yarısı hava almaya çıkmış gibi yüzüme çarpıyor soğuğu.
0
Bruce
(06.12.17)
Zar Adam +1
0
mutekebbir
(06.12.17)
vadideki zambak. ucuncu sefer elime aldigimda gozlerim ve beynim kanaya kanaya bitirdim. uzunca bir paragraf sadece bir cumleden olusuyordu. cumleleri ogelerine ayira ayira okuyup anlamayi da denemistim. balzac, mezarinda zambaklar bitsin.
0
lamira
(06.12.17)
gulun adi kitabi fenaliklar gecirdi bana. baya baya ilerlemiyodu. sonuna yaklastim, nasil bittigini sorup ogrendim.
0
pide
(06.12.17)
şu çılgın türkler.
okulda dönem ödevimizdi o kitap.. aynı sayfaları döne döne okumamıza rağmen hiçbir şey anlayamıyorduk. çok sıkıcı gelmişti. sonra kitabı bitirmedim, ödevimden düşük aldım ve bir daha da asla o kitabı eve sokmadım.
0
vedderbaug
(06.12.17)
ahmet hamdi tanpınar - huzur

resmen huzurum kaçtı okurken ki bitirememiş bile olabilirim.
üniversitedeyken hocamızın biri okutmuştu, bu kitabı okuyup anlayabiliyorsanız işte olmuşsunuz derdi. demek ki o zaman olmamışım, yaş oldu 32 bir daha elime almadım.
0
duyond
(06.12.17)
Yolda

Bitiremedim zaten
0
kablelvuku
(06.12.17)
Sasa Sokolov - Budalalar Okulu ...basladım..denedim...bi daha cabaladım olmadı ..rus edebiyatı severim diye hediye gelmişti kitap..hırslandım..gene yapamadım..belki de benim kapasitem yetmedi ama yarım bıraktım :(
0
bhdrydn
(06.12.17)
kafka- dönüşüm
incecik kitap olmasına rağmen haftalarca bitiremedim. okurken bu kadar sıkıldığım başka kitap hatırlamıyorum.
0
sta
(06.12.17)
Tutunamayanlar - iki kere denedim bitiremeden

Zar adam + 1
0
Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
(06.12.17)
1984. Bitiremedim. Yazım kurallarına o kadar dikkat etmişler ki, okurken virgüle, apostrofa bakmaktan cümlelere konsantre olamadım.
0
dissendium
(06.12.17)
Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı +1

hediye edildi iki kere. mecburen okudum. gezi desen degil, ani desen degil, felsefe degil, manuel degil. vakit kaybi gibiydi :(
0
jimicik
(06.12.17)
tarihimizde garip vakalar. büyük bi ümitle başlamıştım ondan dolayı olabilir.


ivan iyliç'in ölümü. sevmedim.
0
cabiday
(06.12.17)
Tutunamayanlar +1
Yarısına anca gelmiştim. Sinirlenip (evet, kitaplara saygım olmasa yırtıp atacaktım hatta) bir köşeye kaldırmış ama bir yandan da yarım kalan kitaplara karşı vicdan azabı çektiğim için tekrar devam etmiştim. Ama o mu beni bitirdi, ben mi onu bitirdim, onda hala kararsızım. 7'den 70'e herkesin "Bu benim başucu kitabım." demesi de beni hayretten hayrete düşürmüştür bu yüzden.

Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu,Italo Calvino. Okuduğum, okurken epey sıkıldığım bir kitaptı bu da. Yazım tekniğini hiç sevemedim.

Pedro Paramo,Juan Rulfo. Bu da kısacık bir eser olmasına rağmen sayfalar bereketlendi, bitmedi, azmettim, bitirdim ama hiç memnun olmadım okuduğum için. Son derecede zorladı beni. Ben bu tarzda yazılmış kitapları sevmiyorum zannedersem.

Gurur ve Önyargı, Jane Austen. Şu zamana kadar okuduğum en ama en gereksiz eserlerden biriydi. Bunda da sayfalar bitmedi bir türlü. Bitirdiğimde de pişmanlıklar yaşadım ve Tutunamayanlar'a zamanında yaptığım haksızlık yüzünden biraz da üzüldüm. Eğer imha edilecek bir kitap olsaydı bunu hak eden kitap bu olurdu diye düşünüyorum.

Savaş ve Barış, Tolstoy. Büyük beklentiyle okumuştum ama hiç beğenmedim. Bitirince "Ee?" diye de Tolstoy'a sitem edip trip atmıştım.

Ve ilk defa yarım bıraktığım bir kitap: Başkan Babamızın Sonbaharı, Gabriel Garcia Marquez. Eserde tek noktalama işareti virgül. Cümleler hiç bitmiyordu, ben de okumayı bıraktım.

Dava / Şato, Franz Kafka. Dava'yı hem berbat bir yayınevinden okuduğum hem de ölümünden sonra yayımlandığı için bu kadar sıkıcı ve hikayesi havada kalan bir eser sanmıştım. Ama Şato'yu da işinin ehli bir yayınevinden okudum. Onda da tema ve havada kalmışlık sorunu vardı. Bu yüzden ikisini de okurken hem sıkılmış, hem de biraz hayal kırıklığı yaşamıştım. Herhalde Dönüşüm kadar tat alamadığım veya Dönüşüm, beklentimi yükselttiği için böyle hissediyorum, bilmiyorum.
0
m e b
(06.12.17)
Vedat Türkali - Güven 2 cilt

Yalniz Mavi Karanlik kitabini okuyun derim.. hele ilk sayfa..
0
chezsoi
(07.12.17)
yaşar kemal, binboğalar efsanesi. ortaokulda verilmişti ve okumadım zaten. okunası o kadar insan varken hiç pişman değilim.

güçlükle bitirip de çok sıkıcı olduğunu düşündüğüm kitap william burroughs'ın çıplak şölen'i. naked lunch yani. ama ben sahafın tekinden çok boktan bir çevirisini alma hatasında bulunmuştum. iğrençti. bu beat kuşağı konusunda on araba laf söylemeye başlamadan durayım. gerçi, 2001'den bu yana çok zaman geçti, belki baksam fikrim değişir. onu not etmiş olayım.

daha da var da ilk aklıma gelen bunlar.
0
godoşu beklerken
(07.12.17)
(7)

yilbasi icin hediye ?!

kamyonsans
yilbasi icin ;1- size kim hediye alsa ? 2- ne alsa ?hosunuza gider...
yilbasi icin ;

1- size kim hediye alsa ?
2- ne alsa ?

hosunuza gider...
0
kamyonsans
(05.12.17)
istemiyorum dedim ama sevgilim alsa hoşuma gider burdan kendisine selam gönderiyorum. bir ayfon x'e hayır demem.

tişikkirlir.
0
elorelia
(05.12.17)
firemanjonny
(05.12.17)
1) bilmiyorum öyle özel biri yok.
2) uçuk hediye: sony a6000
Normal hediye: güzel kareli yünlü kış için giymelik yani gömlekler
0
kablelvuku
(05.12.17)
@üğpoıuy - hocam cekislisle filan alakam yok :)
0
🌸kamyonsans
(05.12.17)
Kimin aldığı önemli olmamakla birlikte dağ bisikleti alabilirler.
0
dissendium
(05.12.17)
1- Herhangi birinden olabilir

2- Aerix Vidius HD drone (ya da o ayarda kameralı,ufak bir drone), merak ediyorum yani. Daha normal bir şey diyeceksek de taşınabilir hdd derdim galiba. Aklıma çok bir şey gelmedi; gündelik hayatta lazım olabilecek herhangi bir şey de olsa olurdu sanırım.
0
skooma
(05.12.17)
1-kişisi önemli değil
2-lüks hediye: haftasonu için budapeşte tatili
normal hediye: bodum french press ve koleksiyonuma ekleyebileceğim değişik bi kupa olabilirdi.
0
dedim ben sana
(06.12.17)
(14)

Neslişah Alkoçlar güzel mi sizce?

iwasbornonamountainside
Sizce güzel mi, standart mı yoksa çirkin mi? 10 üstünden puanlamaya karşıyım ama isteyen puan da verebilir.
Sizce güzel mi, standart mı yoksa çirkin mi? 10 üstünden puanlamaya karşıyım ama isteyen puan da verebilir.
0
iwasbornonamountainside
(05.12.17)
Standart.
Şimdi bakınca güzel değil diyemiyorum ama yolda görsem "aa ne güzel kadınmış" demem.
0
mutekebbir
(05.12.17)
Güzel değil bence.
0
ms brownstone
(05.12.17)
ortalama
0
acckr
(05.12.17)
çirkin değil. güzel de değil. yani sadece fiziksel olarak değerlendiriyosak bence bi albenisi yok.
0
elorelia
(05.12.17)
Değil. 3/10.
0
dissendium
(05.12.17)
güzel.
0
nickini degistiren yazar
(05.12.17)
Bence guzel degil ama cirkin de degil. Bakimli.
0
dedim ben sana
(05.12.17)
çekiciliği var ama estetikten sonra daha bi hitap eder oldu :))
0
red hot chili
(05.12.17)
o kadar estetiğe, bakıma, spora rağmen hayır. çirkin diyemem ama güzel de değil.
0
pinkpeony
(05.12.17)
güzel ama ortalama.
0
runagain
(06.12.17)
çirkin.
0
tughan
(08.12.17)
6/10
0
kediyiyenpiskopatfareyimben
(08.12.17)
Vasat, 5/10 falan
0
doxanikee
(07.07.18)
Ondan güzel çok kişi var; hele annesi ve anneannesiyle karşılaştırınca çirkin ama genelde güzel bbce, fena da değil. Eli yüzü düzgün, bakımlı ve cici.
0
aychovsky
(07.07.18)
(3)

farkettiniz mi

ivettivett
hafta ici őgleden sonra sorulan sorulara daha mantikli cevaplar geliyor?
hafta ici őgleden sonra sorulan sorulara daha mantikli cevaplar geliyor?
0
ivettivett
(05.12.17)
Öğle yemeğinden sonra milletin beynine glikoz gidiyor. Ama dikkat etmedim böyle bir şeye. Örnek verir misin?
0
dissendium
(05.12.17)
bi de daha mantıklı başlıklar açılsa keşke :')
0
since1907
(05.12.17)
ona dikkat etmedim de benim gözlemime göre bazı kullanıcılar var, bunların online olup olmamasına göre seviye düşüp yükseliyor :)
0
otonomo
(05.12.17)
(12)

doktora tezi gibi doktora tezi

khiron
https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=WBc656i315e2eV6-EZV1ot9tnznKbW3Y4AqMkiP--DWXdAlhzPWPhtZJGyY7cd02 https://t.co/piF199B5jvçok zor olmuş mudur dersiniz?
tez.yok.gov.tr

t.co

çok zor olmuş mudur dersiniz?
0
khiron
(05.12.17)
ayip.
yazanin aybi ayri, bunu kabul eden danismanin aybi ayri, o tez basarili bulup altina imzasini atan 5 akademisyenin aybi ayri.
yüksek lisans tezi olarak bile kabul edilemeyecek bir calisma nasil olur da doktora tezi olarak kabul gördügünü anlamak güc.
tezin kendisi ayri ayip, sonuc kismi ayri ayip, kaynakca ayri ayip.
almanca "edited" anlamina gelen herausgegeben kelimesinin kisi ismi olarak alinmasi tamamiyla facia. söyleyecek söz bulamiyorum.
yuh ya.
söz bulamiyorum dedim, gazimi alamadim. doktora tezi böyle olanin yl tezi nasildir diye geciyordu aklimdan ki özgecmisinde birlestirilmis tezsiz yl yaptigini yazmis zaten. hic sasirmadim.
0
pilav
(05.12.17)
Ya bir insan kendi anadilini nasil konusamaz? Inanin aklim almiyor. Bu kisi akademisyen, bu kisi okur yazar ya. Off... Sadece onsoz ve ozgecmis bolumunu okudum. "Direkt" yerine yazdigi "direk" girsin beyinsiz kafasina. Angut.
0
lamira
(05.12.17)
gülebilmek istedim ama gülemedim. ülkenin hali bu işte. herausgegeben'in "edited" anlamına geldiğini bilmiyordum ama tezi incelerken görmüştüm o kısmı, "bu ne biçim isim lan, kesin isim değildir" diye düşünmüştüm, şimdi pilav'ın yazdığını görünce kahkaha attım jasfjfla. rezillik, başka bir şey değil. kendim akademisyen değilim ama yaptığım iş gereği tezleri kurcalamam gerekebiliyor. çok fazla aptalca yazılmış saçmasapan tez görmüştüm ama bu bambaşkaymış. doktora tezi bir de, yuh.
0
der meister
(05.12.17)
adam meriç işte. ne olsun başka
0
d e j i n
(05.12.17)
Adam su an yard doc'mus. Dusunsene 4 senede ancak sunu yazabiliyorsun. Muhtesem bir olay.
0
evrim halkasi
(05.12.17)
kuramsal kısım denen bir bölümü bile yok, neye göre sonuç yazmış ya da öneriler listelemiş. bir de kültürümüzü aydınlatmak yok yaşatmak bik bik diye iddialı laflar söylemiş. şok oldum, bu lisans mezuniyet tezi bile olamaz.
0
duyond
(05.12.17)
Hahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahaha
hahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahaha

lan okudukca cikiyor arkadas dokturmus resmen. fort he nedir yav?
0
alperz
(05.12.17)
ingilizce ozeti okuyun nolur efsane otesi.
0
alperz
(05.12.17)
bazen derslerine girdigim lisans ogrencilerinin tezlerine laf ederdim. bu tezi gordukten sonra, bunu yazan adama doktora verildiyse bizim ogrencilere profluk, bolum baskanligi falan verilmesi lazim. reza zarrab'in hayali sebze ihracati gibi, hayali bir tez yazmis anlasilan.. bu nedir aga.
0
ubi dubium ibi libertas
(05.12.17)
ben buna benzer bir şeyi orta okulda dönem ödevi olarak vermiştim sanırım ama öyle sayfa 19 sayfa 40 diye yazmadım yoksa hoca kabul etmezdi, döverdi
0
dedim dedim de kime dedim
(05.12.17)
Ben doktor olacak adam nasıl İngilizce bilmiyormuş diye meraktan baktım. Meğer Türkçe de bilmiyormuş. Gerçek Ph.D. bu değil.
0
dissendium
(05.12.17)
Dil İngilizce de, o yüzden özet yazarken zorlanmış zannettim ben de. Meğer çok daha farklı sorunlar varmış.

Geçen gün aynı üniversitede bir mühendislik bölümünün kadrosuna bakmıştım. Yayın kalitesi gözlerimi yaşartmıştı.

Aynen, her ile üniversite ve her uygun bulduklarına (!) kadro, aynen.
0
yaraticinick
(05.12.17)
(5)

alüminyum tavadan zehirlendiğimi düşünüyorum?

for day to break
dün kendimi grip oldum zannettim. dün benim için çok ızdıraplıydı. mide bulantım, şakaklarımda ağrı, kolumu kaldıramama derecesinde halsizlik yaşadım. doktora da gidemedim. sonradan aklıma geldi 112'yi aramak. bu sabah gittim. doktor boğazımın tertemiz olduğunu, grip olmadığımı söyledi. burnum da tı
dün kendimi grip oldum zannettim. dün benim için çok ızdıraplıydı. mide bulantım, şakaklarımda ağrı, kolumu kaldıramama derecesinde halsizlik yaşadım. doktora da gidemedim. sonradan aklıma geldi 112'yi aramak. bu sabah gittim. doktor boğazımın tertemiz olduğunu, grip olmadığımı söyledi. burnum da tıkalı değil zaten. üstelik grip olsam bugün daha ağır olurdum. şu an düne göre çok iyiyim. soruma geleyim.

alüminyum tavada 2 gün bekletilmiş menemen yemiştim. bu zehirlemiş olabilir mi? şuan iyiyim bunu şu zamandan sonra anlayabilir miyiz, testi var mı anlamanın?
0
for day to break
(05.12.17)
bence 2 gün beklemiş menemenden zehirlendin. yine de her ihtimale karşı tavayı değiştir.
0
zgrydn
(05.12.17)
Alüminyum bu gezegendeki en temiz metallerden biri. Alüminyumun sana doğrudan zarar vermesi mümkün değil. Menemenden olmuştur o.
0
dissendium
(05.12.17)
internette öyle yazmıyor ama dissendium alüminyum tehlikesiyle ilgili bir çok yazı var. olabilir yemekte zehirlemiş olabilir ama sadece yemek zehirlemesi bu kadar acı vermez neredeyse şuurum gidiyordu. hain tava da bu: i.hizliresim.com
0
🌸for day to break
(05.12.17)
www.gazetevatan.com

Bu haberden bir cümle.

"Kap-kacak ve folyolardan sızan alüminyumun gözardı edilebilecek miktarlar olduğu belirtiliyor."

Sadece domates sosu ve kesilmiş meyvelerin bu tip kaplarda saklanmaması gerektiği söylenmiş. Bir daha alüminyum kullanmazsın sen de ama yumurta da bozulmuş olabilir. Psikolojik olarak korku yaşadığın için de mide bulantısı yaşamış olabilirsin. Zaten menemen iki gün bekletilecek bir yiyecek değil.
0
dissendium
(05.12.17)
"yemek zehirlenmesi bu kadar acı vermez."

bozuk yumurtayı bu kadar hafife alma bence.
0
zgrydn
(05.12.17)
(4)

sözlükte niye pesimist yazarlar çoğaldı

Sandman
her entry'de karamsar yorum yapan kişiler kendi iç dünyalarını mı yansıtıyorlar veya birisinin işlediği insan dışı suçtan sonra insanlık ölsün yazıyorlar tek bir şahsın yaptığı rezillik niye kitlelerin suçu oluyor.
her entry'de karamsar yorum yapan kişiler kendi iç dünyalarını mı yansıtıyorlar veya birisinin işlediği insan dışı suçtan sonra insanlık ölsün yazıyorlar tek bir şahsın yaptığı rezillik niye kitlelerin suçu oluyor.
0
Sandman
(05.12.17)
çünkü bir bebekten, bir katil yaratan bir düzen var.
0
runagain
(05.12.17)
Mizantropi moda oldu da ondan.
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(05.12.17)
O adamlar Türkiye mükemmel bir ülke olsa da kendi kendilerini yok edecek potansiyele sahip. Sözlük'te yazar diye bir şey olmadığı için hurriyet.com.tr yorumcusu bir çoğu. Akıllarına geleni yazıyorlar.
0
dissendium
(05.12.17)
abi su pesimist kelimesinden nefret ettigim kadar eski karimdan nefret etmedim. ha zaten bosandim, o yuzden eski karim. halen kullanir bu kelimeyi. buyuk ihtimal eski karim 763254876 tane hesap acmistir. abi adam bir insanin ufacik bir hatasini buluyor, sonra o adamin yedi ceddini inceliyor sosyal medyada, bi bakiyor adam zamaninda gri cuzdanlar sayfasini begenmis. basliyor gri cuzdani sevenler zaten hep boyledir demeye. negatif olmak cok basit.
0
ivettivett
(05.12.17)
(5)

Do not resuscitate?

karamaleksey
http://m.t24.com.tr/haber/hastaya-mudahale-edeceklerdi-dovmesini-gorduler,504679Haber linki bu, muhtemelen de karşılaşmışsınızdır. Bu konudaki düşünceniz neler? Yani siz olsanız müdahale etme taraftarı mı olurdunuz?Biraz daha farklı bir örnek üzerinden de aynı soruyu sormak isterim. Açlık grevi, ölü
m.t24.com.tr
Haber linki bu, muhtemelen de karşılaşmışsınızdır. Bu konudaki düşünceniz neler? Yani siz olsanız müdahale etme taraftarı mı olurdunuz?
Biraz daha farklı bir örnek üzerinden de aynı soruyu sormak isterim. Açlık grevi, ölüm orucu içerisinde olan insan bir süre sonra bilinç kaybı yaşadığında nasıl bir tutum sergilersiniz?
Örneklerde doktor olduğunuzu varsaydığınız durumdaki tutumunuzu soruyorum.
0
karamaleksey
(05.12.17)
üstündeki dövme bir şey ifade etmez bununla ilgili gerekli resmi prosedür neyse onun yapılıp yapılmamasını dikkate alırım. hakim olsam only god can judge me dövmeli adamı yargılamayacak mıyız yani (:

açlık grevi ya da ölüm orucu tercihtir kimseye zorla tıbbi müdahale edilemez.
0
Ufuk
(05.12.17)
Makale şuymuş.

www.nejm.org

Bu kişide kronik obstrüktif akciğer hastalığı, diyabet ve ritm bozukluğu varmış. Ben bu kadar hastalığı olan birinin baktınız ölüyorum, hayata döndürmeyin demesini saygıyla karşılarım. Gerekli yerlere danışırdım ama vicdan azabı falan çekmezdim müdahale etmediğim için.
0
dissendium
(05.12.17)
ya soru salt tıp etiğiyle ilgili gibi de, ondan ziyade o ülkedeki hukuğun güvenilirliği, sağlık sistemiyle koordinasyonuna göre bir cevap verilir buna.

haberde fotoğrafı paylaşılan dövme de, eğer fotoğraftan kaynaklanan bir şey değilse, yeni yapılmış gibi gözükmüyor. adamın müdahale esnasında muhtemelen bilinci yerinde olmayacağı için dövmenin bu amaçla yapılıp yapılmadığını kanıtlamanın bir yolu yok. dediğim hukukun güvenilirliği ve sağlık sistemiyle koordinasyonunu mesela; bu adamın bir yakınının ölmesine göz yumdular diye dava açmasına da açık kapı bırakabilir. kaldı ki mesela adam yakınlarının umrunda olmasa bile, salt alma ihtimalleri olan bir tazminat için yapabilirler bunu. haberde de bir kesit aktarılıyor, devamında örnek verdiğim şekilde bir şey olup olmadığını, ya da teşebbüs edilmediğini... bilmiyoruz.

ülkemdeki yasalara, hukukun işleyişine, sağlık sistemine güveniyorsam elleşmeyebilirdim, sevmediğim bir sol fraksiyona mensup birinin eylemini sabote etmek için açlık grevine müdahale ederdim mesela öyle diyeyim (haberdeki mevzu dışında söylüyorum çünkü hiçbir şey belli değil, bir de orası nasıl bir yer çok acayip acilen etik kurul toplanmış falan). yok güvenmiyorsam umrumda olmazdı ne müdahele gerekiyosa sakınmadan onu yapardım.
0
dafaisss
(05.12.17)
Belgesi varsa yapmıyorsun. Dövme yeterli değil. Doktoru koruyan şey resmi belge. Belki vazgeçti? Haberlerdeki adamın durumu zaten çok ağırmış. Kalp masajı vs. gerekene kadar belgesini de bulmuşlar ve yapmamışlar. Bu sırada tedavi etmemişler demiyorum. Hastalığı tabi ki tedavi edilmeye çalışılmış. Kalbi durduktan sonra geri döndürülmek istemiyormuş adam, bu kadar. Belki beyni oksijensiz kalacak ve kalan ömrünü bitki gibi geçirecek ve risk almak istemiyor. Bilemeyiz. Türkiye'de DNR yasal değil. Kanserden acılar içinde sürünüyor olsan bile kalbin durduğunda resüsite edip 45 dakika CPR yapıldı, yanıt alınamadı, 02.20'de ex kabul edildi diye yazıyor dosyanda. Yakınların dava açarsa ama karameleksey ağır hastaydı, dövmesi vardı ondan yapmadık falan mahkemede geçmiyor. Döndürmek etik mi orasını bilemem.
0
Lim5
(05.12.17)
meselenin bizdeki vicdani yansımasını soruyorum aslında. mesleki görevimiz iyileştirme, hayat kurtarma üzerine ama yeri geldiğinde sınırımızı da bilmeliyiz mi yani hastaya karşı. bu sınırı çizmek kolay olmasa gerek. sonrasında acabalarla boğuşmaz mıyız hayatta?
0
🌸karamaleksey
(05.12.17)
(13)

numaramı silmiş

möldersgotinnue
erkek arkadaşım beni 2 kez terk etti ve sonrasında pişman olup çeşitli bahaneler sunup geri döndü. bu seferki ayrılığımızın üzerindense 6 ay geçti. yazın başka bir sevgilisi olmuş ve 2 hafta öncesine kadar da bu kızlaydı.ilk hamle olarak bana mesaj attı ben cevap vermedim.benim bi kız arkadaşıma ayr
erkek arkadaşım beni 2 kez terk etti ve sonrasında pişman olup çeşitli bahaneler sunup geri döndü. bu seferki ayrılığımızın üzerindense 6 ay geçti. yazın başka bir sevgilisi olmuş ve 2 hafta öncesine kadar da bu kızlaydı.ilk hamle olarak bana mesaj attı ben cevap vermedim.benim bi kız arkadaşıma ayrıldık biz diyip ayrılma mesajını göstermiş onla mutsuz olduğunu söylemiş.ben de profiline baktım.kızla olan fotolarını silmiş.ertesi gün de ekşisözlüğe ismimin olduğu başlığa entry girmiş.
işin ilginç yanı yüzükle gelicem diye haber yollattı bana.demek ki sevgilisiyle arası bozuktu,tam ayrıldı ama bu sefer de ben sevgilisi olduğunu bilmiyordum,yeni öğrendim. benim öğrendiğimi duyunca da geri vites attı sanırım.yüzükle gelme planları, entry girmesi hep yalan oldu ve numaramı silmiş şimdi de whatsappta fotoğrafı gözükmüyor.
bu çocuk ne yapmaya çalışıyor?tam geri döncek derken numaramı silmiş olduğunu gördüm.
ne diyorsunuz geri döner mi?
0
möldersgotinnue
(04.12.17)
geri döner ama yine gider. o yüzden senin dönmemen lazım. hiç stabil bir kişiliği yok. kısa vadede seni bu kadar üzen bir adam, uzun vadede ne kadar yıpranmana neden olur; sen düşün. hiç mantıklı değil, kendine değer veriyorsan uzak durursun.
0
fragile lady
(04.12.17)
Bosluga düşünce sana sariliyor.
0
i m sick tired
(04.12.17)
Dönmesini istiyorsun ama bunu ifade edemeyecek bir konumdasın galiba. Aranızda tonla şry olmuş 3 4 paragrafta anlamamız zor, neden sildiğini de sen de biz de tam bilmiyoruz. Ben seviyorsam eğer onur şeref çiğner gel derim. Sen böyle yapmasan daha iyi sanırım fragile'ın dediği gibi. Sen en iyisi bunu okumamış gibi devam et.
0
Adramelekhh
(04.12.17)
Sildiğini düşündürmek için profil fotoğrafını kaldırmış olabilir sizin yazmanızı belki nedenini sormanızı bekliyordur?
0
karamaleksey
(04.12.17)
Dönmesini istiyorsan bence yalvar. Hayata bakış açın pırıl pırıl.
0
elorelia
(04.12.17)
Döner. Sonra birkaç kez daha dönebilir. Nasıl olsa karşısında yaptığı her şeyi takip eden ve sürekli ilgi gösteren biri var.
0
dissendium
(04.12.17)
sen onun için her zaman etrafta olan ve hiç hayır demeyen birisin o yüzden her boşlukta sana yazıyo çünkü karşılık alıcağını biliyo

çözüm belli adını bile unut
0
berginyonbaenre
(04.12.17)
Güzel kardeşim böyle gitgelli adamlara yüz vermeyin yahu. Tıyneti belli işte. Önünüze bakınız.
0
inawen
(04.12.17)
Hayır gelmez bu profilden. Sil at başka denizlere yelken aç.
0
o ben degilim
(04.12.17)
Hayatını karartmak istiyor ve dünyada milyonlarca adam varken mutsuz olmak istiyorsan böyle umutsuzca bekle dönsün diye. Üzgünüm yazık sana.
0
karacigerim vur kadehlere
(04.12.17)
Adam çember üstünde gibi dönüyor sürekli, biraz incelersen dönme frekansını bile bulursun. böylece daha dönüşü tamamlamadan bile affedebilirsin.
0
passion rules the game
(04.12.17)
Geri dönmesine izin verme, yeni adaylara yönel
0
acckr
(04.12.17)
abla stepne olmuşsun sen.
0
paudi
(05.12.17)
(20)

evlenme kararı

make a wish
26 yaşında erkek kişi ve 30 yaşında hatun kişi 8 aydır birlikteler. 3 ay önce hatun kişi iş nedeniyle başka şehre taşındı ve bir süre sonra sevgilisi de yanına gitme kararı aldı. iş bulabilirse taşınacak ve birlikte yaşamaya başlayacaklar. ilişkileri gayet güzel gidiyor.ancak şöyle bir sorun var ki
26 yaşında erkek kişi ve 30 yaşında hatun kişi 8 aydır birlikteler. 3 ay önce hatun kişi iş nedeniyle başka şehre taşındı ve bir süre sonra sevgilisi de yanına gitme kararı aldı. iş bulabilirse taşınacak ve birlikte yaşamaya başlayacaklar. ilişkileri gayet güzel gidiyor.

ancak şöyle bir sorun var ki kadın "artık yaşım geldi" kafasında ve yakın bir gelecekte evlenmek istiyor. erkek ise bunun çok ciddi bir karar olduğunu ve bu kararı almak için henüz erken olduğunu düşünüyor. ilişkilerinin bu halinden memnun ve belki birkaç sene daha böyle devam etmesinde bir problem görmüyor. ama kadınla beraber yaşamak için işini, yaşadığı şehri değiştirmeyi göze alıp evliliği düşünmek için erken demesi kadına kırıcı geliyor.

yaş farkı nedeniyle konuya çok farklı bakıyorlar ve bu durum iyi giden bir ilişkiyi zedelemeye başlıyor. böyle bir durumda taraflar için doğru tutum nedir?
0
make a wish
(04.12.17)
Ayrılmak.
0
roket adam
(04.12.17)
Ya evlenirler ya da tez vakitte yollarını ayırırlar. Kimsenin kimsenin zamanından çalmaya hakkı yok.
0
devilred
(04.12.17)
26 yaş küçük olabilir ama evlenmek isteseydi 26 yaşında da evlenirdi. kim ne derse desin, yaşlar çok uyumsuz.
0
pinkpeony
(04.12.17)
konuya çok farklı bakacak bi yaş farkı yok aralarında. 20-30 olsa neyse.

kaldı ki kadın hemen evlenelim demiyor. yakın gelecekte diyor. adam bunu bikaç sene diye öteliyor ki kafasındaki sene en az 3tür bence.

böyle zamana bırakalım adamlarından gına geldi. aynı eve giriyosan az da elini taşın altına koyacaksın. muti +1 diyorum.
0
elorelia
(04.12.17)
Evlenmenin beraber yaşamaktan bir farkı olduğunu sanan bebelerle zamanını kaybetmesin kadın. Yeni şehir yeni sevgili en iyisi.
0
inawen
(04.12.17)
Şehir değiştirmek, iş değiştirmek, birlikte yaşamak...
Bunları göze alıyor ama bir imzayı mı göze alamıyor? Saçmaymış.
Yaş farkı yok denecek kadar az bu arada, yaşla ilgili bir sorun olduğunu düşünmüyorum ben ama erkek tarafının kafası karışık biraz herhalde tez zamanda toparlar umarım.

Düzeltme: Zamanı algılayamamışım ben hatta okurken uzun ilişkiymiş falan diyorum ayı yıl diye kurdum herhalde.
Ayrılsınlar, erkek tarafına da hak verdim şimdi.
0
mutekebbir
(04.12.17)
4 yaş fark değil. Duyan da 15 yaş sanacak. Erkek seviyorsa evlensin. Kız haklı.
0
dissendium
(04.12.17)
bir süre birlikte yaşamak sonra evlilik konusunu tekrar düşünmek. zaten birlikte yaşarken tamam mı devam mı sorusu kendiliğinden cevabını buluyor.

ayrı evlerdeyken hayat toz pembe. ama aynı evde yaşamaya başlayınca işin rengi değişiyor. sorumluluk artıyor, görev artıyor, paylaşım artıyor, bunların taraflar arasında nasıl karşılandığı evlilikte neler olacağının işareti aslında.

8 ay evlilik kararı almak için zaten çok erken. ne kadar çok birlikte zaman geçirilmiş olursa olsun, birbirlerini henüz tam olarak tanımıyorlar. 1,5-2 yıl denmiş olsa birlikte yaşamadan da karşı tarafı tanıyamıyorsun çünkü hem sevgili hem arkadaşı ham anne-baba olman gerekiyor yeri geldikçe.

yaşım geldi diye bir şey çok saçma. daha 30 nedir ki bu devirde. 30undan önce evlenen erken evlenmiştir bence.
0
halanne
(04.12.17)
erkek şu an evlenmek istemiyorsa asla evlenmesin. kadın şu an evlenmek istiyorsa onunla gerçekten evlenmek isteyen bir başkasıyla evlensin. fedakarlık yapılacak bir konu değil bu evlilik. ne erkek sırf kadın istediği için evliliğe tamam demeli, ne de kadın onunla evlenmeye gönlü olmayan bir adamla hayatını birleştirmeli. istedikleri kadar birbirlerini sevsinler, ilişkileri sorunsuz olsun. evlenmek başka bir şey.

psikanalizde der ki, bir kadın evlenmek istiyorsa aslında çocuk istiyordur. evleneceği adamın kim olduğu pek umurunda değildir. o anda hayatında iyi giden bir ilişkisi vara elbette onunla evlilik düşünür ama sevgilisi evlenmek istemiyorsa istedikleri kadar birbirlerine aşık olsunlar, ondan ayrılır, başkasını bulur ve illa ki evlenir. çünkü derdi bir kocası olsun değil, çocuk yapmak. kadının "yaşım geldi" demesinin sebebi de bu işte, çocuk yapacak ve yaşı geçmesin istiyor. bu nedenle bu iki kişi evlenirse yüzde yüz çok kısa bir süre içinde çocuk da yapacaklar. (adam istemese bile kabul edecek, tıpkı evlenirken olduğu gibi.) çocuk olduğu anda kadının bütün dünyası çocuk olacak, çünkü istediği oydu. o kadar istiyordu ki bunu, evlenmeye gönlü olmayan sevgilisini ikna etti bunun için. hele ki çocuk erkek olursa kadının gözü kocasını hiç görmeyecek. seks hayatları falan bitecek. (buralar hep psikanalizin dediği şeyler)

5 yıl sonraki hallerini söyleyeyim: erkek bunalmış olacak, boşanmak isteyecek. kadın diyecek ki "evlenirken aklın neredeydi? neden o zaman evlenmeyi kabul ettin de ben hayatımın 5 yılını sana bağladım? bir de üstüne senden çocuk yaptım. böyle beni yarı yolda bırakacağını bilsem benimle bir ömür geçirecek bir başka adam bulurdum. şimdi ben geldim 35 yaşına, bu yaşta benimle evlenecek çocuğumu da kabul edecek adamı nereden bulacağım?"

sonuç: 5 yıl sonra adam boşanmakta, kadın da kızmakta çok haklı. ama yapacak bir şey yok.

ayrılsınlar.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(04.12.17)
kızın yaşı gelmiş. oğlan da daha vaktim var eğleneyim havasında. şimdi olmasa bile 2 sene sonra ayrılacaksın zaten. bırak kız varsın evlensin..
0
gameofannen
(04.12.17)
halanne +1

8 aylık ilişki. 3 aydır kız başka şehirde. Yani aslında 5 aylık bir ilişki var ortada.

5 aylık süre beraber yaşama kararı almak için yeterli, evlenme kararı için ise yetersizdir. Bunu bir tek ben mi görebiliyorum?
0
twelfth
(04.12.17)
ayrılsınlar bence de. evlenmek isteyen evliliğe hazır bir aday evlenmek istemeyen hayatını yaşamak isteyen bir aday bulsun. sonsuza dek mutlu yaşasınlar.
0
naksidil
(04.12.17)
8 aylık ilişkide erkeğin evlenmeye kendini hazır hissetmemesi kadar doğal bir şey yok. Çok uzun bir ilişki gibi konuşuyorsunuz. Buradaki diğer kadınlar da nedense bu durumdan bahsetmemişler.

8 ayda ne evlenmesi yahu?
0
kulagina kupe olsun
(04.12.17)
erkek yokuşa sürüyo olsa aynı şehre taşınmazdı. kadın alınganlık ediyor, kötü ihtimal de alınganlık ediyomuş gibi kırılıyomuş gibi yaparak adamı zorlamaya çalışıyor; ki bu kafadaki biriyle evlenilmez zaten, böyle yaparsa ilişkilerini tabii ki de zedeler. 8 ay evlilik kararı için erken.
0
dafaisss
(04.12.17)
Cocuk bu ugurda sehir ve is degistirdigi halde evlenmek icin erken diyorsa iliskiye doyamamis ama her an da gidebilir modunda. Eger ayni evde yasadigin biriyle evlenmek istemiyorsan o kisiyi yeterince sevmiyorsundur.
0
i m sick tired
(04.12.17)
8 ay erken,
adam mantıklı ve akıllı biri,
kadın artık geri dönüşü olmayan bir soru atmış ortaya

bu ilk tepkilerden sonra biri evlenmeye veya öteki evlenmemeye razı olsa bile bu ilişki yürümez zira ikisi de büyük fedakarlık.

adam ayrılsın hayatına baksın, kadın da zaman kaybetmesin evlenecek birini bulsun.

evlilikle birlikte yaşamak aynı şey diyen de gitsin 8 ay biriyle birlikte yaşayıp sonra evlensin de bir de öyle görsün.
0
idexo
(04.12.17)
8 ayda da evlilik düşünülebilir, neden düşünülmesin? bunun bir süresi mi var, 2 yıl birlikte olunacak, en az 8 yıl sevgili olunmalı diye?

yaşlar uyumsuz çünkü kadın tarafı evliliğe hazır bir yaştayken erkek tarafı 26, erken bulabilir.
0
pinkpeony
(04.12.17)
8 ayda evlenme kararı almak çok erken. bence kızda problem var.
0
Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
(04.12.17)
Kadın hatalı imiş
Bu işler dan dun konuşulmalı
Beni seviyor yanıma taşınıyor o zaman benle de evlensin demek saçma
Adamın niyeti başka öok belli
Kadın ayrılsın
0
benaslindayohum
(04.12.17)
8 ay evlenme işlemleri için erken satılabilir ama evlenme kararı için geç değil. Daha doğrusu, “Ben bununla evlenirim ki” demek için bu kadar süreye ihtiyaç yok. Bu zaten insanın içine gelen “Oldu, evet hissediyorum” gibi bir şey ama evlenmeme kararı zaman içinde alınabilen bir şey daha çok. İlişkiler nadiren “Ya evlensem mi ki”den “Evlensem”e dönüyor tabii, ama dönme sebebi sevgi, aşk falan olmuyor genelde. Baştan “Bununla evlenirim” diye düşünülmüyorsa, o ilişkinin gideceği en ileri nokta “O kadar zaman geçirdik, evlenmezsem kızın zamanınınalmış olacağın. Evleneyim bari” noktası. Acıdığı, zaman çaldığı, yatırım yaptığı ya da başkasıyla uğraşmak istemediği için evlenilmesi de, bence iki taraf için de aşırı aşağılayıcı bir durum veya davranış, erkek kadın fark etmez. Özetle, ilişkiye “Bununla evlenilir”den daha az bir şey ile başlayınca, “Allah’ım, hayatımın aşkını buldum” noktasına geliş zor.

Arada geçirilen zamanı ise asla kayıp olarak görmüyorum ya da evlenmemeyi birlikteliğe engel olarak görmüyorum. İki kişi birbirini sevmiş ve birlikte olmak istemişse, buna “Dükkanın önünü kapama” mantığıyla yaklaşmak zaten karşıdakini baştan sevmemekmiş gibi, hatta ucundan bencilce geliyor ama evlenme amaç haline gelmişse, bir noktadan sonra sen önemsiz kalırsın, evlilik seni önüne geçer. Dolayısıyla, hislerinden emin misin, ne düşünüyorsunx bir kontrol etmek gerek.
0
aychovsky
(04.12.17)
(30)

çocuk istiyo musunuz? neden?

yarey
Ben aslinda o duyguyu tatmak isterim Ama bi yandan da dusunuyorum, ulan ben bile bu dunyayin ve insanlarin kahrini çekemezken, ona bu kotulugu yapmayayim diyorum. Tamamen cocugunu iyiligi için onu dunyaya getirmek istemiyorum. Bir de malum, tunelin ucu bombok bir yere cikiyor: savaslar, hava kirlili
Ben aslinda o duyguyu tatmak isterim Ama bi yandan da dusunuyorum, ulan ben bile bu dunyayin ve insanlarin kahrini çekemezken, ona bu kotulugu yapmayayim diyorum. Tamamen cocugunu iyiligi için onu dunyaya getirmek istemiyorum. Bir de malum, tunelin ucu bombok bir yere cikiyor: savaslar, hava kirliligi, kitlik falan filan...

Bir de butun bunlarin arasinda ugrasip duracaksin cocugum iyi Biri olsun, topluma yararli bi kisi olsun. Sonra sen uzerine titrerken ya basina bi Kaza gelicek, ya yaralanacak, ya ölecek, ya da bir hastaligi olacak ... Kahrolacaksin

Iste ben bunlara dayanamam. Yuregim dayanmaz.

Bi yandan da ne bileyim o duyguyu tatmak istiyorum. Ama olumsuz yönler agir basiyor.

Bir de sizin fikrinizi alayim?
0
yarey
(04.12.17)
Istemiyorum ama cocuklari severim.
0
stavro
(04.12.17)
istiyorum aşırı. biyolojik saatim çalışmaya başladı herhalde.
0
vedatchilipeppers
(04.12.17)
İstiyorum. Çocuğu bir ürün, bir mal olarak görmemek lazım. Çocuk arkadaştır aslında. Tamam daha altına ederken iyi bir performans gösteremiyor ama bu çocuk büyüyünce beraber spor yaparsın, enstrüman çalarsın, gezersin, maça gidersin... Sadece çocuk değil, aile sahibi olmak güzel aslında. 40 yaşına geliyorsun, etrafında arkadaş aramak yerine kendi ailenle vakit geçiriyorsun. Hayırlı olur, hayırsız olur onu bilemem. Hastalık, ölüm bunlar canlılara has şeyler. Robot bile yeri geliyor, arıza yapıyor. Bunun suçlusu insanlar değil. Doğal bir şey bu.
0
dissendium
(04.12.17)
istemiyorum. sorumluluk almak,kendimden çok başka birisini düşünmek beni korkutuyor.
Bir çocuk halasıyım,yeğenim küçükken gördüğüm kabusların,yaşadığım paranoyanın tarifi yok. Kendi çocuğum olsa aklımı kaçırırım ona bir şey olacak diye herhalde. Kardeşlerin yaptığı en güzel şey yeğendir diyor,bununla yetiniyorum.
0
denef
(04.12.17)
@dissendium: iste ben de onu bencillik olarak goruyorum ya... Sirf yalniz kalmamak icin, spor yapmak icin birini dunyaya getirmek asil onu bir urun, bir mal olarak gormek değil mi?
0
🌸yarey
(04.12.17)
Az sonra "biyolojimiz o bizim, varoluş amacımız üremek, nasıl istemezsiniz" savunması gelecek ama yok, istemiyorum ben. Ergenliğimden beri "biyolojik saatin alarm verince istersin" diyorlar, yirmi sene geçti, biyolojik saatim bozuk galiba, hâlâ çoğalma güdüm yok.

Mantıklı düşününce de kafamda oturtamıyorum. Bir gün İsveç'e, Norveç'e, Yeni Zelanda'ya yerleşirsem mantık çocuğu yapmayı değerlendiririm belki, bilemiyorum o kadarını.
0
kobuzchu kiz
(04.12.17)
@yarey, "sırf yalnız kalmamak" ile ilgili bir şey söylemedim. Çocuğun bir arkadaş olabileceğini ifade ettim. Bunun neresi bencillik? O zaman arkadaş da edinmeyelim. Arkadaşlarımızı da pratik anlamda bunun için kullanıyoruz çünkü. Ama arkadaşlarımıza ömür boyu bakma zorunluluğumuz olmadığı için onlardan faydalanmayı bencillik olarak görmüyoruz. Ayrıca, bir çocukla spor yapmak, gezmek gibi eylemler onu kullanmak değildir. Çünkü o da bu eylemlerden zevk alabilir ve hayatın güzelliklerini görebilir. Sen ileride bana baksınlar diye çocuk yapıyorsan bu bencillik sayılabilir. "Beraber yaşamak" için çocuk yapmak kesinlikle bencillik değil. Hayat bunun üzerine kurulu.

Edit: Aynen, ondan bahsediyorum. Bir de böyle motivasyon sağlamaya çalıştığımı düşünme. İsteyen yapar, istemeyen yapmaz. O kısımla ilgilenmiyorum. Zaten ben de ekonomik durumum belli bir seviyeye gelene kadar çocuk yapmayı düşünmüyorum. Yuvarlanır gideriz ya da beraber büyürüz kafasında biri değilim kesinlikle. Şu anda 24,5 yaşındayım ve 30'lu yaşlarda düşünüyorum çocuğu. Yoksa ekonomik durum iyi olmadan, hayata bakış açısı sağlıklı bir noktaya gelmeden çocuk yapmak mantıklı değil.
0
dissendium
(04.12.17)
@dissendium: tamam şimdi anladim demek istedigini ve onayliyorum. Aslinda butun olay cocugun dunyasini güzellestirmek.
0
🌸yarey
(04.12.17)
27 yaşındayım. eskiden "ileride bir gün muhtemelen çocuk isterim" derdim ama artık istemiyorum. ileride de isteyeceğimi sanmıyorum. "o duygu çok başka bir şey" diyor anneler ama ben hiiiç hazır hissetmiyorum kendimi. şu an yaşadığım spontane hayat tarzını çok seviyorum ve değiştirmek istemem. kurulu düzenimden, sevgilimle baş başa olmaktan, istediğim zaman istediğimi yapabilmekten, kendimden başkasını düşünmeden karar vermekten ötürü memnunum.

belki ileride 4-5 yaşlarında bir çocuk evlat edinmek isteyebilirim. çocukları severim çünkü ve iyi de anlaşırım. ama bebeğin doğduğu ilk bikaç sene "her şeyi bırak, tüm hayatını ona ada" fikri şimdilik bana çekici gelmiyor.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(04.12.17)
@istanbul kanatlarimin altinda'ya katılıyorum.

ben ki psikopatlık derecesinde kedi düşkünüyüm, sırf istediğim zaman istediğimi yapamayacak olmamdan dolayı kalıcı sahiplenmiyorum. kaldı ki çocuk yani...

bencillik olarak düşünenler olabilir, olsun. ben istediğimi yapamayınca, istediğim kadar dinlenemeyince ve mutsuz olunca; sorumluluğumda olan canlılar da mutsuz olacak. bunu istemiyorum.
0
piremses
(04.12.17)
ben de çocuklarla ilgili birşey sormuştum ona da bakabilirsin:
eksiduyu.ru

sana cevabım:
1-çocuk sevmiyorum,hazzetmiyorum
2-senin de dediğin gibi o çocuğun başına bir iş gelirse yaşayamam kahrolurum.

bu sebeplerden ötürü istemiyorum çocuk
0
genc irisi
(04.12.17)
İstiyorum ama korkuyorum da bir yandan. Hep benim olmayacak. Belli bir yaşa gelince kendi dünyası olacak. Benim istediğim kısım bıcı bıcı sevmelik olan kısmı. Bunun yetişkin olacak olan kısmı var deniliyor. O zaman onu çok özlersem asi olursa. Ekşici piçlere benzerse. Kafam karışık.
0
for day to break
(04.12.17)
istiyorum, istediğim için de şu anda yolda. Allahın izniyle birkaç ay sonra kucağımıza alıcaz bebeğimizi.
0
silah taciri
(04.12.17)
Benim yaşama sebeplerimden biri. En güçlü sebebi değil ama en çok istediğim şeylerden biri, bir kız bir oğlan babası olmak.
0
yirmisantim
(04.12.17)
insan yetiştirme deneyimi enteresan olur, açıkçası ilginç geliyor bana sıfırdan bir birey yetiştirmek. ama sırf bunun için çocuk yapamam, sorumluluğu çok yüksek. arkadaşın ablasının oluyor bi tane, hediye mediye derken konusu açıldı, o masraflar falan, bi puset 1500 lira. beziydi osuydu busuydu bi anlatmaya başladı tecrübeliler, aklım çıktı. en son benden 7 yaş küçük kuzenimin bebekliğini görmüştüm çok yakından ama o zamanlar bu hesap kitap işlerine aklım ermiyordu tabii. bitanesi söyledi, ablası çocuğunu kreşe, bak daha 3 yaşındaki çocuğu senelik ücreti 19BİN LİRA, yazıyla ondokuzbintele, okula yazdırmışlar. çılgınlık resmen, öyle zengin falan da değiller hani, durumları iyi sadece. ilkokul 40bin diyor, anam anam. daha şimdinin tutarı bunlar, ben çocuk yapana kadar uçar gider.

tamam herkes özel okulda okumak zorunda değil de, günden güne boka saran eğitim sisteminde ben çocuğumun saçma salak şekilde temel eğitim alarak sonradan kendini geliştirmesiyle uğraşmak zorunda kalmasını nasıl isteyeyim?
tr.sputniknews.com

adam demez mi "niye beni böyle okula gönderdin lan" diye. ben mesela 20 yıl sonranın çocuğu olsaydım babama derdim "niye beni dandik okula gönderdin" diye, götüm çıktı 2 gram entel olucaz hayata farklı bakıcaz diye. milletin çocuğu ilkokulda şantörlük yaparken ben lisede kıçı kırık 100 liralık gitarı tındırgadıtmayı öğrenicem diye okuldan kaçıyordum. ya o gitmediğim derste öğretilen bilgiler yüzünden stanford mezunu olamadıysam, KİM ÖDİYCEK BENİM HAKKIMI KİM? GARİBAN ANAM-BABAM MI, YOKSA ONA 2 KIZ YETMEZ Bİ DE ERKEK YAPIN DİYE BASKI YAPAN BU BOKTAN SİSTEM Mİ, YANİ SİZ Mİ?!!!

öhm, sakinim...

yok anacım, çocuk yetiştirmek sorumluluk isteyen bir süreç, hem de çoook uzun bir süreç. "ulan bu salaklar bu yaşa kadar nasıl gelmiş" diyerek sövdüğüm insanların arasına bir tane de ben katarsam vicdanım demez mi bana ikiyüzlü pis yaratık, az yiyeydin de veledine bez alaydın götü boklu gezmeyeydi diye?

şartlar olgunlaşırsa(piyango falan vurursa yani), tabii ki yaparım. 1 kız - 1 erkek
olsun hatta, kız erkekten 4-5 yaş falan büyük olsun mesela. ısmarlayabiliyo muyuz böyle tam?
0
Bruce
(04.12.17)
istemiyorum, istenmemeli, istenemez...
cocuk sahibi olmak yapilacak en irrasyonel, en bencil ve en gaddar davranistir..
kardesim senin ne hakkin var baska bir canliyi yasamak zorunda birakmaya..
senin ne hakkin var birisine bir can hediye etmeye..
bakalim o insan yasamak isteyecek mi?
istemiyorsa intihar disinda geriye donme hakki olmayacak, " sıkıldım cikiyorum" deme luxu olmayacak, senin buna ne hakkin var..
kendine oyuncak veya gelecek sigortasi yapmak icin neden etiyle kaniyla duygusuyla bir CAN yaratiyorsun, kimsin sen???
yaradilistaki en buyuk hatadir uremek ozgurlugu..
0
alttaraf
(04.12.17)
istemiyorum.

1-bakabileceğime inanmıyorum
2-dünya bombok
0
prezarlatif
(04.12.17)
istiyorum, hatta 4 tane olsun istiyorum. benim yaşayamadığım kardeş desteğini doya doya yaşasınlar istiyorum.

ama;
1- o kadar çocuk yapabilir miyim bilmiyorum.
2- hepsine çok iyi standartlar sağlayabilir miyim bilmiyorum.
3- mutlu, sağlıklı, çevrelerine zarar vermeyen insanlar olurlar mı bilmiyorum.
4- hayatımı onlara adamam, hep onlarla ilgilenmem gerekir, bu beni mutsuz eder mi, bilmiyorum.
0
pinkpeony
(04.12.17)
İstemiyorum.

Çocukları sevmiyorum, kafam götürmüyor. Ayrıca sorumluluk almak, fedakarlık yapmak istemiyorum. Hayatımı yalnızca kendimi düşünerek geçirmek istiyorum. Tüm paramı, zamanımı, emeğimi kendim için harcamalıyım. Ancak o zaman mutlu oluyorum ben, paylaşmaktan, kendimden vermekten hoşlanmıyorum.
0
i m cool with that
(04.12.17)
insanlık 1500 yıl kadardır 30 yıla insanlığın sonunun geleceğine inanarak yaşıyor. sorunlar her zaman var, ama doğan da mis gibi bir şekilde büyüyüp gidiyor. kendi doğduğun dönemi düşün, bombok bir dönem (çünkü türkiye'nin son 50 yılı öyle). yılını söyle sana tabloyu çizeyim.

bir çocuğum var, ikincisini istiyorum.
0
babilbaligi
(04.12.17)
@babilbaligi, ben dönem gibi bombok yetiştim mesela, kendimden örnek alıyorum zaten, ben çektim o çekmesin diye. kim yaşadığı hayattan, büyüyüş şeklinden, geldiği noktadan memnun diye sorarsak çoğunluk memnun değilim diyecektir. bu zamana kadar böyle gelmiş olması böyle gitmek zorunda olduğunu göstermiyor. tabii ki çocuk bir şekilde büyüyüp yetişecek, hatta eminim buradaki insanların çoğunun çocuğu ülkedeki ortalama çocuğa göre daha kaliteli bir yaşama sahip olacak. ancak totalde bu bir risk ve almak istememek doğal karşılanmalı.
0
Bruce
(04.12.17)
çocukları çok seviyorum. bebekliği ayrı, çocukluğu ayrı güzel.

@for day to break'in dediği gibi düşünceler bir de kafamda... ve klasik şeyler; kötü birisi olması, kaza-ölüm vs korkusu...

hasılı, istiyorum; hem de çok.
0
runagain
(04.12.17)
@Bruce: bence çocuk istememek gayet doğal bir düşünce ve her insanın en doğal hakkı. saygım sonsuz, sadece ben aynı görüşte değilim.

ben şahsen işsiz güçsüz bir anne babanın en yakın otobüs 45 dakika yürüme yolundan geçen sobalı bir evde yaptığı bir çocuğum. her ikisi de 80 döneminde içeri girmiş, işkencelerden geçmiş, işini gücünü kaybetmiş, hapisten çıkınca şehir değiştirmiş insanlar. babam ankara'ya geliyor, parası yeten ev bir gecekondu ve yağmur yağdığında ortasından bildiğin su kanalı akıyor. evlenirken gelinlik ödünç, alyans borç para ile alınıyor.

bu şartlarda doğan çocuk benim. gayet eğlenceli bir çocukluk geçirdim ve hayatımdan da büyük oranda gayet memnunum. en iyi okullarda okudum, her yaz çalıştırdılar beni hayatı öğreneyim diye.

3 yaşında bir kızım var. doğduğu zaman birsürü soru işareti vardı kafamda. nasıl büyüyecek, ben düşersem o nasıl ayakta kalacak falan filan. ama büyüyor. neredeyse her gün kızıma bakıp ne kadar doğru bir karar vermişim diyorum.

hayat insanın tek gerçek varlığı, gerisi hikaye. bir insana hayat vermek, onu ellerinde büyütmek bence muhteşem bir duygu. elimden geldiği kadar sağlama almaya çalışıyorum onu, şimdilik bir sıkıntı da yok.

aslına bakarsanız çocuk sahibi olmamak insanın doğal durumu, çocuk sahibi olmak bir karar. isteyen verir bu kararı, istemeyen vermez. herkesin kendi hayatı, hepsine saygım sonsuz. beni de fazla ilgilendirmez. ben kendi yaptığım tercihten ötürü gayet mutluyum, umarım herkes yaptığı tercihten ötürü mutlu olur.

edit: hatta bana kalırsa çocuk istemeyip çocuk sahibi olmayanları desteklemek lazım. Çünkü istemeden çekilecek dert değil. önerim, gerçekten isteyen çocuk sahibi olsun, çocuğuna iyi bakacaksa çocuk sahibi olsun. sonra sağda solda avazı çıktığı kadar çocuğa bağıran insanlar görmeyelim.
0
babilbaligi
(04.12.17)
18 aylık bi kız babası olarak yazacak olursam;

çok uzun bir süre dünyaya başka bir canlı getirmenin ne büyük bir haksızlık olduğu hissiyle yaşadım. belirli bir olgunluğa ulaşmış olmak gerektiğini düşünüyorum. yani, "hadi bir çocuk yapalım" kafasıyla çocuk yapmaya uğraşmak temelden yanlış. ilişki belirli bir seviyeye gelince çocuk arzusu geliyor. en azından benim için böyle oldu.

dünya berbat bir yer evet; ama kızıma güzel müzikler dinleterek, güzel kitaplar okuyarak, güzel şeyler anlatarak ve onu mutlu büyütmek için elimden geleni yaparak bu berbatlıkla daha uygun bir yaşta karşılaşmasını sağlamaya çalışacağım. ekstrem aksilikler, hastalıklar, sakatlıklar olabilir. ama bu paranoyayla hiçbir şey yaşayamaz insan. bunu aşmaya gayret edin.

hep söylerlerdi, o yokken ne yapardım hiç bilmiyorum, hatırlamıyorum. tüm sevgim ve ilgim ona akıyor ve çok mutluyum.

darısı tüm isteyenlerin başına.
0
stanley weber
(04.12.17)
istemiyorum.
Cocuklari o kadar sevmiyorum.
7/24 bir omur cocuk bakacak kadar tahammulum ve istegim yok.
0
mor oje
(04.12.17)
istemiyorum. dünya bombok +1
0
naksidil
(04.12.17)
İstemiyorum Hem asla o sorumluluğu almak istemiyorum hem de zaten çocuklara zerre kadar sempati duymuyorum. Hatta ben hiç çocuk sevmiyoum.
0
ms brownstone
(04.12.17)
istemiyorum. uzaktan severim sadece.
0
nothing in my way
(04.12.17)
Hem çok istiyorum hem korkuyorum. düşünürken bile içim sevgiyle doluyor, bi de kız-erkek ikiz olsa var ya, of! çocukları zaten çok seviyorum, hassas şekilde gelişimleri üzerinde duruyorum, eğitimini aldım, o yüzden böylelerinin çocuk sahibi olması gerektiğini düşünüyorum ama hayat, nasip, kısmet=) tabii her anlamda hayırlı olmayacaksa olmasın. Dünyadaki en zor şey evlâdınla olan imtihandır, o yüzden ay illâ istiyom demem asla, hayırlısı ise olsun.
0
mslny
(04.12.17)
Istemiyorum, mantıksız geliyor.

24 yıldır aileme içten içe beni hayata getirdikleri için kızgınım. 1 başka canlıya aynı şeyi yaşatmak ve sorumluluğunu almak istemiyorum.
0
materyalist imam
(05.12.17)
(2)

Show me them specs

sevgikusunkanadinda
Bozuk bir cümle mi? Bir filmde gördüm, me ile them'in yan yana geldiği herhangi bir kural hatırlayamadım.
Bozuk bir cümle mi? Bir filmde gördüm, me ile them'in yan yana geldiği herhangi bir kural hatırlayamadım.
0
sevgikusunkanadinda
(04.12.17)
dissendium
(04.12.17)
Show me them hatalı değil ama "show me them xs" bir kalıp, argo.
0
Adramelekhh
(04.12.17)
(3)

Amatör marangozluk için hazır çizimler?

hazarcan
Amatör/hobi marangozluğu için ölçüleriyle parçalarını ayrı ayrı açık şekilde gösteren fikir veren çizimler arıyorum. Örneğin bir masanın çizimi veya bir taburenin gibi. Biraz basit örnekler oldu ama kaynağa erişebilirsem daha kompleks nesneler de yapabilirim diyorum, çizimlerin olması kolaylık olur
Amatör/hobi marangozluğu için ölçüleriyle parçalarını ayrı ayrı açık şekilde gösteren fikir veren çizimler arıyorum. Örneğin bir masanın çizimi veya bir taburenin gibi. Biraz basit örnekler oldu ama kaynağa erişebilirsem daha kompleks nesneler de yapabilirim diyorum, çizimlerin olması kolaylık olur en azından. Var mıdır bildiğiniz yerli/yabancı kaynaklar?
0
hazarcan
(03.12.17)
Technical drawings for furniture olarak Google'da arayabilirsiniz.

i1.wp.com
0
dissendium
(03.12.17)
krishikosh.egranth.ac.in bende olan bi kitabın pdf'i. kontraplak ile çalışmak ve onunla 50ler modern mobilyası yapmak üzerinde daha çok.
0
mirafiori
(04.12.17)
diy woodwork plans diye aratın googleda ve pinterestte. hatta youtube kanalı olan marangozlar var, onlar da planlarının linklerini veriyorlar.

tr.pinterest.com
0
halanne
(04.12.17)
(6)

Meral Akşener balon mu çıktı?

doxanikee
Bir dönem millet bayağı yükseldi ama son dönemde pek sesi çıkmıyor sanki. Sözlükte savunanlara falan bakıyorum akp'lileri aratmayacak şekilde ne yapsa var bir bildiği havasında takılıyorlar. Siyasi duruşundan öte seçimlerde şansı var mı?
Bir dönem millet bayağı yükseldi ama son dönemde pek sesi çıkmıyor sanki. Sözlükte savunanlara falan bakıyorum akp'lileri aratmayacak şekilde ne yapsa var bir bildiği havasında takılıyorlar.

Siyasi duruşundan öte seçimlerde şansı var mı?
0
doxanikee
(02.12.17)
Hiç şansı yok bana göre.
0
dissendium
(02.12.17)
Zaten balondu bence de.
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(02.12.17)
plan yapıyorlardır, seçimlere girmek maraton koşusu gibi bir ajanda işi. gereğinden fazla, gereğinden önce konuşursan seçim vakti söyleyecek sözün kalmayabilir.
0
idexo
(02.12.17)
iyi parti, meral akşener fln beklenen oy patlamasını yapamazlar.
ancak o patlamayı yapabilecek biris var ve şu an fransa'da sürgünde.
olur da yurda dönüş yapar ve yeniden siyasete atılırsa halkımızın bir kısmından sağlam oy alacağını düşünüyorum.
0
pangea
(02.12.17)
hangi kanal verecek ki? kadın il il gezip insanlarla buluşuyor. canlı yayınlayan bir kanal gördün mü? cumhurbaşkanı saray'dan dışarı çıksa veya muhtarlarla geyik muhabbeti yapsa bile yayına geçiyorlar halbuki. o bitiyor başbakan'ın tarım fuarındaki konuşması veya ahilik haftası programı canlı veriliyor. bu partinin gümbür gümbür geldiğini görmemek için saf olmak lazım. mhp neden seçim barajı çıkışı yaptı? baktı akp seçim barajını kaldırmayacak bu sefer de bahçeli saçma koalisyon formülleri üzerinde çalışıp etti mi sana 40 tadında açıklamalar yapmaya başladı.
0
burya
(02.12.17)
Maddi gucu dusuk, medya destegini alamayan her olusum balon sanilir. Ha bana gore meral aksener yeterli degil ama yeterli birilerinin de bu güçlere sahip olmalari lazim.
0
i m sick tired
(03.12.17)
(7)

beyaz yakalı ofisi

new day new life
Merhaba,Senaryomda kısa bir yerde beyaz yakalılara değineceğim. Bunun için değişik hikayeler arıyorum. Mobbing olabilir, dedikodu olabilir. Ufak sürtüşmelerle strateji peşinde koşan insanlar olabilir. Bu tarz hikayeleriniz varsa paylaşabilir misiniz? Beyaz yaka diliyle yazarsanız bir de süper olur :
Merhaba,

Senaryomda kısa bir yerde beyaz yakalılara değineceğim. Bunun için değişik hikayeler arıyorum. Mobbing olabilir, dedikodu olabilir. Ufak sürtüşmelerle strateji peşinde koşan insanlar olabilir. Bu tarz hikayeleriniz varsa paylaşabilir misiniz? Beyaz yaka diliyle yazarsanız bir de süper olur :)
0
new day new life
(01.12.17)
klima savaşları...
0
paudi
(01.12.17)
Çalışılan firmalardan gelen sınırlı sayıdaki bedava Avrupa seyahatine gitmek için yapılan mücadeleler konu alınabilir.
0
panu
(02.12.17)
Klima savaşları +1
Patron yalakaları
40 yaş üstü bekar sıkıntılı müdür
0
Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
(02.12.17)
klima savaşları +1
Telefondaki IR verici sayesinde sinsice klimayla istediğim gibi oynamam ve kimsenin olayı çakmaması.
0
reactionic
(02.12.17)
Fotokopi çekerken muhabbet ederek işten kaytaran tipler de var.
0
dissendium
(02.12.17)
sigara sosyalleşmesi, hatta friends'te de vardı bu...
0
late viper
(02.12.17)
Bugun ne yesek dialoglari
0
burka
(02.12.17)
(3)

dna fantom efekt

hayat aklini konusacak bir filozof uret
Deney gerçekten yapılmış mı, deneyde dna alındıktan sonra ışık dna formunu göstermiş mi, tamamı asparagas mı?Asparagas ise nedeni neydi acaba?
Deney gerçekten yapılmış mı, deneyde dna alındıktan sonra ışık dna formunu göstermiş mi, tamamı asparagas mı?

Asparagas ise nedeni neydi acaba?
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(01.12.17)
Okudum ben de. Gerçekten çok ilgi çekici bir konu. Yani o kadar mucizevi ki insan inanamıyor.
0
Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
(01.12.17)
Mucizevi gelmesinden değil de; deneye / sonuçlarına hiç bir bilim yazısında yer verilmemiş olması ( bulamamış da olabilirim tabii), google aramalarında Gergg Braden, forumlar vs gelmesi asparagas olduğunu düşündürdü.
Deneyi yapan kişi hakkında da bilgi bulamadım doğru düzgün.
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(01.12.17)
Okumadım ama makale şu sanırım.

www.researchgate.net

Bir de açıklayıcı bir yazı var.

www.bibliotecapleyades.net

Ben makalede "wormhole" kelimesine denk gelmedim. Bu kişinin çalışması bilimsel olabilir ama gördüğüm kadarıyla birileri bu çalışma üzerinden efsane yazmış.
0
dissendium
(01.12.17)
(6)

Görgüsüzlük mü hava atma mı? Ego mu?

Fritz-X
Bizim orda bir çalışan var kızını özel okula göndermiş bastırmış parayı okutuyormuş bence övünülecek hiç bir şey değil paralı okuyana da saygı duyarım ardında kızını Erasmusa yolluyorum diye kasılmalar vs. Durumu nispeten zayıf abilere kızın bu sene kazanamazsa özele gönder diyerek akıl veriyor bili
Bizim orda bir çalışan var kızını özel okula göndermiş bastırmış parayı okutuyormuş bence övünülecek hiç bir şey değil paralı okuyana da saygı duyarım ardında kızını Erasmusa yolluyorum diye kasılmalar vs. Durumu nispeten zayıf abilere kızın bu sene kazanamazsa özele gönder diyerek akıl veriyor biliyor ki o adam da o para Yok. Bütün gün bindiği arabayı övüp araba almayan adamlara çatıp araba alın boşa yaşamayin diye akıl veriyor çözemedim bu adamı. Babasından iyiki para kalmış herşeyi para ile halledecek hesabı. Kimse ciddiye almıyor ama nefret derecesine geldi baydı resmen. Sizin çevrenizde var mı bu tipler
0
Fritz-X
(01.12.17)
Üçü de değil. Bildiğin terbiyesizlik. Benim kızım çok akıllı dese ego olur. İşemeye bile arabayla gitse görgüsüzlük olur. Sürekli arabadan bahsediyorsa hava atma olur. Ama ekonomik durumu iyi olmayan birine kızını özel okula gönder mehmehmeh diyorsa bunun adı dalga geçmektir. Çevremde böyle biri yok çok şükür.
0
dissendium
(01.12.17)
Başarısız bir profil, bu kompleksini parasıyla kapatmaya çalışıyor aklı sıra yazık.
0
acckr
(01.12.17)
Görgüsüzlük ve başka bir alanda kompleks sahibi (parayla kapatmaya çalışıyor).
Her işyerimde bu tür minimum 2-3 insanla karşılaştım, dinlemek zorunda kalıyorum saçmaladıkları zaman.
0
Sulfoxaflor
(01.12.17)
hala bunlara mı takılıyorsun. Afedersin ama siklemeyeceksin. Silselerde yazdım bunlardan çok var.
0
galatasaray
(01.12.17)
tam bir eşşekmiş. benim bulunduğum ortamda bu tür davranışlar sergileyen kimse bulunamaz. etrafımdakileri örgütler (genelde sevilirim övünmek gibi olmasın) rezil rüsva ederdim. iğrenç bir davranış.
0
kutukcu
(01.12.17)
bu ego değil ezik insan psikolojisi.

demek ki yıllardır içinde biriken eziklik ve takdir görememeyi bu şekilde telafi etmeye çalışıyor. bu da onun hayatta kalma-kendini iy hissetme yöntemi.
0
orpheus
(02.12.17)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.