Tutunamayanlar +1
Yarısına anca gelmiştim. Sinirlenip (evet, kitaplara saygım olmasa yırtıp atacaktım hatta) bir köşeye kaldırmış ama bir yandan da yarım kalan kitaplara karşı vicdan azabı çektiğim için tekrar devam etmiştim. Ama o mu beni bitirdi, ben mi onu bitirdim, onda hala kararsızım. 7'den 70'e herkesin "Bu benim başucu kitabım." demesi de beni hayretten hayrete düşürmüştür bu yüzden.
Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu,Italo Calvino. Okuduğum, okurken epey sıkıldığım bir kitaptı bu da. Yazım tekniğini hiç sevemedim.
Pedro Paramo,Juan Rulfo. Bu da kısacık bir eser olmasına rağmen sayfalar bereketlendi, bitmedi, azmettim, bitirdim ama hiç memnun olmadım okuduğum için. Son derecede zorladı beni. Ben bu tarzda yazılmış kitapları sevmiyorum zannedersem.
Gurur ve Önyargı, Jane Austen. Şu zamana kadar okuduğum en ama en gereksiz eserlerden biriydi. Bunda da sayfalar bitmedi bir türlü. Bitirdiğimde de pişmanlıklar yaşadım ve Tutunamayanlar'a zamanında yaptığım haksızlık yüzünden biraz da üzüldüm. Eğer imha edilecek bir kitap olsaydı bunu hak eden kitap bu olurdu diye düşünüyorum.
Savaş ve Barış, Tolstoy. Büyük beklentiyle okumuştum ama hiç beğenmedim. Bitirince "Ee?" diye de Tolstoy'a sitem edip trip atmıştım.
Ve ilk defa yarım bıraktığım bir kitap: Başkan Babamızın Sonbaharı, Gabriel Garcia Marquez. Eserde tek noktalama işareti virgül. Cümleler hiç bitmiyordu, ben de okumayı bıraktım.
Dava / Şato, Franz Kafka. Dava'yı hem berbat bir yayınevinden okuduğum hem de ölümünden sonra yayımlandığı için bu kadar sıkıcı ve hikayesi havada kalan bir eser sanmıştım. Ama Şato'yu da işinin ehli bir yayınevinden okudum. Onda da tema ve havada kalmışlık sorunu vardı. Bu yüzden ikisini de okurken hem sıkılmış, hem de biraz hayal kırıklığı yaşamıştım. Herhalde Dönüşüm kadar tat alamadığım veya Dönüşüm, beklentimi yükselttiği için böyle hissediyorum, bilmiyorum.
0