Örneklerin uçluk bir durumu yok, gayet gerçeğe uygun örnekler.

Yazıp silmiş, böyle kendi kendime konuşuyormuş gibi bırakmış ahah.

burada cm olarak belden çok kesim önemli
38 ama düşük belli olur, senin de kalçan geniştir, bel ölçün aslında uymasına rağmen kalça ölçün uymuyordur, kıyafet aşağıda duracağı için, 1cm değil 3-4 cm fark eder. sıkar ve kalıbı uymaz
40 ama yüksek bellidir tam bel kısmı bol bir kalıptır. olur.
gibi.

Boyu boyuna olan, giyiminden duruşuna kadar uyumlu olan çiftleri görünce ne kadar çok yakışıyor derim ama tersi durumda bir şey düşünmem.
Aklımdan da bir şey geçmiyor açıkçası normal çift işte.

Anormal gelmiyor. Sevimli bile gelebiliyor. Gerçi bunun sebebi benim de uzun boylu erkekleri beğenmem olabilir.

üzerine bi' de çocuk yakışıklıysa kızı tebrik ve takdir ediyorum, sonuçta bizim civarımızdan 1 kişiyi daha elemiş oluyor.

Onun dışında da gönül işleri karmaşık diyen ergenlerden değilim, avamın gönül işlerine basit mühendislik mantığıyla yaklaşırım bu yüzden ''ne kadar da tatlılar'' filan da demem rahatsız edici herhangi bir olumsuzlukta refleks de vermem, en fazla yanımda çoook samimi bi' arkadaşım varsa komiklik olsun diye ''saat 4 yönünde ediyle büdü geliyor, bi' imza istesene'' diye takılırım.

O durum sık yaşanabiliyor. Türk kızının genel ortalaması 1.52 falan sonuçta. Anormal ama yapacak bişey Yok.

banane amk diyorum

Ruh halime göre belki "ehi" falan diye hafifçe gülerim ama bir şey hissetmem veya üstüne düşünmem.

Koca adamın yüreği narinmiş diyorum. Bence güzel bir tablo.

Ya geçen bi çift gördüm arkadan. Kız baya ufak tefek, eleman bir ara kafayı eğip kızı öptü "oha adam çocuğu öpüyor lan" dedim bir an içimden. Meğerse çiftlermiş sksksj

Oley diyorum, çünkü ay lav uzun boylu erkekler. Onların da kısa kadınları seviyor olması mucizevi.

Zamanında benim de böyle bir ilişkim olduğu için normal geliyor bana.

Cok umursamiyorum ama tam tersi durum cok tatli hayalimdeki iliski.

Ben itiraf ediyorum sevisme olaylarini düsünuyorum. Sinsi miyim neyim.

Velvetmorning:) öylesin

Bence çok büyük fark değil 30 cm.
Dikkatimi çeker sadece
Kadın uzun olmadıktan sonra sıkıntı değil

Ne kadar da guzel bir cift, diyorum. Ah keske herkes oyle olsa, diyorum :)

Benim boyum bir bucuk metre. Bana herkes uzun, herkes kocaman. Gonlum kimi sectiyse uzun kisa -kisa dediysem de ne kadar kisa olabilir ki bana gore- fark etmeden birlikte oluyorum. Boy degil, huy :D

kadın tarafının boy kompleksi olduğunu ve uyumsuz bir çift olduklarını düşünüyorum. itici geliyor.

Gariplik yok, daha güzel hatta bence. İyi ki uzun boylu erkekler kısa boylu kız seviyor.

saçının çıkışı muhtemelen ters yönde. olmaz o yüzden. denemişsin zaten deneyebilecklerini. eğer yapmadıysan, krem,jöle, sprey vs dene.

Aynen bence de ters çıkış. Benim saçımın bir yerinde de ters çıkış var ve o bölge fön çekilse bile hafif kalkık durur hep, kesen kuaförün buna dikkat etmesi lazımdı aslında. Bu aşamada uzayasıya kadar saç kremi ya da saç yağları ile orayı biraz daha yumuşak tutmaya odaklan böylece daha inik durur. ondan sonra kesimi tekrar düzenlettirirsin.

Duşta kaküllerine saç kremi sürüyor musun? Çünkü ben kaküllerimin uçlarına azcık sürduğümde bile baya havalanıyorlardı:) Sonra da saçın içine doğru fön çekiyordum. Öyle düzleşiyordu.

Bir fotoğraf daha ekledim. Ters çıkış olduğunu sanmıyorum, her bölgesi aynı zira.

Saç kremi ve maske sürüyorum, o mu yapıyor acaba sahiden de?

kesimle ilgili olabilir mi? ne kadar zaman önce kesildi hep böyle mi oluyodu bilemediğim için soruyorum
sanki kahkülün de saçın bir parçası olacağı hesaba katılmadan kesilmiş de ondan oluyomuş gibi gözüktü gözüme

Kesimde sıkıntı yok, sadece uçlar kalkıyor.

benim saçlar düz ama duştan çıkınca kabarıyorlar ben de kurutmak yerine bağlamadan kafamın üstünde havluyla dolaşıyorum bi süre. o zaman kabarmıyor. ağırlık yapsın kısaca saçının üstünde belki olur ama görüşünü kapar mı bilemedim ya da uçlarına dambıl bağla adadsff.

saç ıslakken büyük fön fırçasına dolayıp kendiliğinden kurumaya bırakın. sonra düzleştiriciyle şekil verin. :)

şöyle birtakım çözüm yolları önerebilirim;
-duşta saçınızı yıkarken kakülü arkaya doğru değil alnın üstüne doğru yapıştırarak yıkayın.
-duştan çıkıp saçları havluyla sardığınızda yine diğer saçlara katmadan önden çıkarın dışarda kalsın.
-kuruturken tam kakülün tepesinden dik olarak aşağı doğru tutun makinayı. bi taraftan da elinizle diplerine yer yer baskı yapın kalkmaması için.
-son işlem olarak düzleştiriciyle uçlarını hafif içe kıvırarak şekil verebilirsiniz.

ek olarak; eğer tüm bu işlemlerden sonra hala kalkıyorsa saç bandıyla yapıştırın bi süre kalsın öyle dışarı çıkana kadar.

Düzleştirici zaten kahkülleri kaldırıyor, düzleştirici kullanma. Ben duştan çıkınca sadece yukarıdan aşağı doğru kurutma makinesi tutuyorum, doğal şeklini alıyor.

haydarpaşa'da

nrmnm

Güncel bilgi mi bu?

hukuk ve eczacılık haydarpaşa'da hala. şimdilik sadece tıp fakültesi taşındı o yerleşkeden.

duzenleme: sizin hakkiniz varmis, normalde olan standart prosedur bu degil demek istemistim. @kurnaz benim demek istedigimi ifade edebilmis.

23+23 = 46 ama 30+16 = 46 seklinde degil, aman diyim :)

İki tane görünüyor. İki yaş altı için birmiş.

görsel icin dogru.

surada yazmislar zaten hangi kategoride ve regionda kadar hak var diye.
www.lufthansa.com

okudum ve şok oldum.

ne kadar her şey berbat lan. aha seni bu şikayet etti deyip hedef göstermektir bildiğin bu.

ilk olarak benim tavsiyem magazadan her arandığında konuşmayı kayıt etmen (bu önemli) ve durumu bimer üzerinden yazman ve tüm muhatapları devlet kurumu dahil şikayet etmen.

not: hukukcu vs değilim.

Numara gerekli olabilir de isim soyisim çok da gerekli değil sanki. Kaldı ki adres bilgim de olabilir ellerinde.

kayıt etmek yasal değil deniyor. hukukçu olmayan çözüm üretmesin abi.
olay enteresan, türkiye'de işlerin nasıl yürüdüğüne dair güzel bi örnek olmuş.
geçtiğimiz aylarda birine hakaret davası açmıştım ben de. mahkeme kağıdı geldi ve elemanın adresi şu anda önümde duruyor. bence bu da ayrı bi enteresanlık.

oha diyorum
öncelikle devletin şikayeti kaale alması sevindirici ama bunu yaparken eline yüzüne bulaştırması da bir o kadar korkunç.

İsim soyisim adres vs paylaşmadıysan sadece numaradan belki sana ulaşmış olabilir bu numarayı çıkartın gibi o da aramış olabilir korkmana gerek yok diyorum ben. Telefondan size hitap ve konuşma şekli size fikir vermiştir ama gerici bir durum.

Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun 12. Mddesinde, veri sorumlusuna birtakım yükümlülükler öngörülmüştür. 5. fıkrada, veri sorumlulularının öğrendikleri kişisel bilgileri hem görevleri esnasında hem de görevlerinden sonraki süreçte, başkalarıyla paylaşmaması esastır. Eğer bu yükümlülükleri ihlâl eden veri sorumlusu, aynı kanunun kabahatler başlıklı 18. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine göre 15.000 tl ile 1.000.000 tl arasında para cezasına çarptırılacağı öngörülmüştür.

Fakat olayın detayını tam olarak bilemediğim için sadece mevzuattan bilgi vermekle yetinip olaya söz konusu mevzuatın ne denli uygulanabileceğini kestiremiyorum.

Sen is konusunda da umutsuzdun, sonra takip ettigim kadariyla guzel bi isin oldu. Simdi niye umutsuzsun? Niye negatif yaklasiyosun? Her sey %50 degil mi? O zaman pozitif tarafi sec.

okuluna göre denişir.
bana şimdi şunların cevabını ver bakiim:
1-okul
2-enistütü
3-program
4-kaçıncı girişin
5-kalan kaç kişi oldu daha evvelkilerde
6-kaç kişiylen birlikte giricen bir dahakine
7-ne vakit olucak sınav
8-olm zaten sen biliyosundur her şeyi

@mor oje

O ben değilim bence.

@fempusay

Mesaj atayım.

Yoo sendin

Sen kimdin?

Geçersin tabii ki! En en en kötü ihtimalle ikincide geçersin ama kalmasın o zamana. Tekrar stres olmasın

büyük futbol kulüplerinden biri utanç verici mağlubiyet alınca diğerleri böyle alaya alıyor.

ya bir takım elendiğinde rakip tararftarın kızdırmak için yazdığı ünlem o kadar. bu akşam fb elendi ya, ona mahsuben.

Ben de biri birine söyledi sanıyordum. Hay Allah razı olsun hepinizden.

@delay bro sen neyi nasıl hortlattin yahu. Ahahaha ya hu bayağı genel internet jargonu işte.

tüm olay şurdan başladı;

b1212.hizliresim.com

öyle ben hortlattım falan değil. sanırım fenerbahçe yenildiği zaman galatasaray futbolcusu twit atmıştı. o zaman türk futboluna dahil oldu.

hatta vol 2:

twitter.com

yaklaşın, anlatıyorum: bu mevzunun patlaması 2016-2017 sezonunda Beşiktaş-Fenerbahçe maçında son dakikada Beşiktaş'ın gol yemesiyle hortladı. fenerliler başlıkta coştular :) tabi bunlara galatasarylı arkadaşlar da katıldı. mevzunun çıkış noktası bu. daha sonra her alınan yenilgide, hezimette rakip takım taraftarları gelip dalga geçmeye başladılar. şahsen bir Beşiktaşlı olarak ben de çok dalga geçtim hem fener hem galatasarayla. saçma mı? sonuna kadar saçma. ama sözlükte ne doğru ki? :)

1-1 biten bjk-fb maçıyla başladı diye hatırlıyorum.

hava durumuna bir meydan okuma olarak çay içmeye devam ediyorum.

Bogurtlenli meyve cayi vb alip (siyah cay olmayan) soguk cay yapiyorum
Hem sekersiz hem lezzetli.

eğer kendi meyve suyunuzu yapma imkanınız varsa, alın az şekerle onu yapın. sonra buzla falan güzel olur. eğer yoksa aşağısı;

şeftalili soğuk çayı seviyorum da meret çok şekerli. bu yüzden onu maden suyu ile karıştırıp seyreltiyorum güzel oluyor. aslında bu öneriyi tüm içecekler için yapabilirsiniz.

Ben şekerli şeyleri içmiyorum rahatsız ediyor.
Soda-limon-tuz (churchill)
Ayran
Su
Şekersiz türk kahvesi
Sütlü kahve

Maden suyu, su

Soğuk sütle yapılan kahve müthiş oluyor. İçine ekstra 3-4 buz atınız.

İçine tarçın çubuğu atılmış su.
Sade maden suyu.
Naneli limonata (evde yapma ya da ev yapımı bulma imkanınız yok tavsiye etmiyorum.)
Soğuk kahve.

frappe yapıyorum. su, kahve, süt, buz

limonlu soda (aromalı olan), vişneli soda, limonlu ice tea. bir de içecek muadili olarak karpuz öneriyorum. Foşş diye iç yangınını söndürüyor kahvaltıda

Soguk kavun ya da karpuz, buzlu limonata.

en çok su.
sonra soğuk çay, limonata, kola ve meyva suyu. çok geniş skala oldu, biliyorum ama dolapta hepsi olunca döngüye girip içiyorum işte.

Ayran, manyak gibi ayran içiyorum.
Bir de limonata arada.
Su zaten standart.

Bir de naneli su değişik gelebilir. Ferahlatıcı oluyor, belki suda aroma olunca biraz daha idare edilebilir.

Su, maden suyu, soğuk yağsız sütlü filtre kahve

ya gerçekten benim de aklımdaydı aynı soru. hatta buraya sormayı düşünmüştüm lolxd fav'a attım. limonata yapıyorum, meyveli soda içiyorum ki çok içmek istemiyorum. soğuk kahveye dadandım ama hazır olanları hoşuma gitmiyo aslında. soğutucam diye espressoyu pişirip bekletmeye de üşeniyorum açıkçası. hazır limonata da çok alıyorum. limonata.

Redbullun yabanmersinlisi var cok güzel tadı. Birde powerade in mavilisi tam böyle sekerim düşüyor ve susuyorum o anlarda içince efsane oluyor

çay++

Zararlı zararsız her şeyi içiyorum. Soğuk çay, asitli asitsiz icecekler, soğuk kahveler, ev yapimi erik suyu cok iciyorum bu ara, bir de naneli limonlu su. Maden suyu disinda her seyi iciyorum galiba.

Soğuk kahve ve soğuk çay. İkisini de kendim yapıyorum. Neroda çalışan bir kızın önerisiyle soğuk papatya çayı yaptım harika oldu. Sırayla deniyorum elimde ne varsa.

Şu tarifleri de bi verseniz de denesek :(

peki soğuk çayı nasıl demliyosunuz, sıcak suyla yapıp soğumasını beklemek gerekmiyo mu? :/

Tabii ki de, yıllardır harareti alan çay.

Fakat aşırıya kaçmamak şartıyla çay tüketiyorum. Çünkü içtiğim çay kadar su takviyesi de yapıyorum, dolayısıyla yürüyen bir damacana olmanın önüne geçmek için çayın da abartılı olmaması gerek.

Kola türevlerini sevmiyorum, maden suyu da fazla içilmiyor. Bu yaz soğuk kahve içmeye başladım, kupadaki kahvenin sıcaklığından bezince bol buz, az baileys ekleyip öyle devam ediyorum. Cold brew deneyeceğim bir ara üşenmezsem, bir de yine üşenmediğim bir zaman soğuk çay yapmayı denemeyi düşünüyorum.
Arada aklıma gelirse tarçınlı, naneli, limonlu vs suya da +1

Maden suyu ikiden sonra zararlı falan değil, canınız istediği kadar için. Sudan daha yararlıdır kendileri, tok tutar, az yemek yemenizi sağlar aynı zamanda.

ice latte, affogato, limonata, çilekli limonata, reyhanlı ayran, bir sürü kokteyl (mesela mojito), baileys buzlu

içki olmasın demişsin, içkisiz kokteyller sürüyle.

limonataların çoğu çok tatlı ama bazı light limonatalar var az şekerli, onlar fena olmuyor. mis marka kakaolu süt -temel besin kaynağım-, kola, soda. ayranı da çok severdim ama şu sıralar çok yağlı bir his veriyor bana.

Günde minimum 1 lt ıce tea

Ice tea ama aşağıdaki gibi.
Öncelikle demlikte yeşilçay demliyorum. Markasını unuttum ama dış kabı metal ve koyu yeşil. Bir sürahinin dibine dilimlenmiş yarım lime ve bir dilimlenmiş nektarin koyuyorum. Çayı sıcakken bunların üzerine boşaltıyorum. Soğuduğu zaman ise buzlu bardağa koyarak içiyorum.

su, gerisi zaten su ihtiyacını gidermek için verimsiz ve gereksiz.

her çeşit var. sürekli bir şey içme isteğinden dolayı.
öncelikli su
sıprayt ( buzlu )
kefir
çay

Smoothie çeşitlerinden yapıyorum her gün.

soğuk demleme kahve. 1 gram iri çekilmiş (french press ayarında) kahve için 16 gram su ekleyip 12 - 24 saat bekletin. kağıt filtre ile süzüp için (kağıt filtre yoksa süzgeç ile de süzebilirsiniz ama tortu olut).

soğuk çay,buzlu kola,ayran ve su..alkol gündüz çekilmiyor

frappe tarifi verem.
2 tatlı kaşığı nescafe classic ile isteğe bağlı şeker ve bir bardak soğuk suyu blender ile köpürtüyosun. bardağa buz ve süt koyup üstüne bu karışımı dök. pipetle içmek gerekir.
şöyle bir şey oluyor www.oneman.gr

20 kusur ders egitim kitabi bitirdim. okunuyor. ama roman falansa gerek yok. kobo daha iyi.

dikkat dağılıyor çok, bildirim geliyor bişey oluyor; kitaptan çıkıp başka şeylere bakabiliyorsun. e kitap okuyucum başka bi işe yaramadığı için kitaba gömülünce sessizdeki telefon rahatsız edemiyor.

Kindle kullanıyorum kitap okumak için. Tabletten önce aldım hatta Kindle'ı.

cep telefonumdan bir ara 4-5 kitap, bilgisayarımdan da bir o kadar e-kitap okudum ama verimli bulamadım çeşitli sebeplerden dolayı. @Bruce'un da dediği gibi ya bildirim, ya mesaj derken dikkati dağıtıyor.

Okumak için Kindle, çalışmak için iPad.

android telefonumda moon+ reader var, toplamda 10 kitap falan bitirmişimdir ki en uzunu suç ve ceza. pdf zor oluyor ama e kitap formatları şeklinde olanlar baya okunuyor.

hayır okuyamıyorum, gözlerim yoruluyor.

Ipad Air 2. Gayet rahat okuyabiliyorum.

restorandan restorana değişiyor o benim gördüğüm kadarıyla. kimisi oradaki saat dolana kadar sipariş kabul ediyor, kimisi yarım saat kala "kapatıyoruz knk sry" deyip iptal ediyor.

yemek gelir.

Geldi yemek, yedim bile ^^

kablosuz mouse varsa kapalı olduğundan emin misin?

Evet, eminim kapalı olduğundan.

Prize takılı olması mı etken oldu acaba?

zamanlanmış bir görev olabilir. antivirüs taraması, güncelleme vb.

Hazırda beklette pc arkada küçük bir enerji ile çalışır, bir program tetiklemiştir.

Ortopedik yastıklara bakmak iyi olur. Geneli visko oluyor zaten ortopediklerin. 11 cm yükseklik ideal geldi bana, fazlası çok yüksek oluyor, rahatsız ediyor.

istikbaldan visco yastık almıştık bu hafif eğimli olan modellerden tanesi 100 tl idi çok memnunuz alıştıktan sonra normal yastığı kesinlikle beğenmezsiniz.

www.istikbal.com.tr

örümcekde bir böcek türü sayılacağı için evet etki eder. sıktığın alanı sürekli solumak zorunda kalırsan sıkıntı yaratır. öldüğünü ses yaparak bulunduğu alana vurarak vereceği tepkiden anlayabilirsin. eline poşet geçirip üstüne basmayı dene.

@musotrix elimin girebileceği bi yerde değil. Hala hareket etmiyor ama ilacın etkisi kaç saat sürer ki? Uyurken filan canlanıp intikam almaz di mi? Off :/

Sinek ilacıyla tarantulamsı bir örümcek öldürmüşlüğüm var, tersi de geçerlidir büyük ihtimalle.

sinek ilacıni güveye sıktım öldü. bir de sinek ilacinin üzerinde akvaryum canlılarına zararlidır yazıyor. balığı bile öldürüyorsa böceği kesin öldürür.

İlkini bilmiyorum ama ikincisi için merkezi sistemin mevsimi yok. Gerçi merkezi sistemde kişisel kullanım için ödeme yapıldığını ilk kez duydum. Yakıt için ödeme yapılır normalde ve onda da mevsim yoktur.

1. Dediğiniz şey doğalgaz bağlantısı için istenen güvence bedeli muhtemelen, abonelik kimin adına açılıyorsa o verir o bedeli.

2.%30 ortak gider dediğiniz şey de, ortak alan kullanım bedeli olmalı, başka daireler kullandığı için değil, apartmanın ortak alanlarında kullanıldığı için ödeniyor o para ve tüm daireler katılıyor.

Yukarıda da dendiği gibi o yüzde otuz olan aidat ise onun da mevsimi yok elbette.

dersiniz varken geçici mezuniyet belgesi alamamanız lazım? ama yüksek lisans başvurusuna geçici mezuniyet belgesi verdiyseniz onlar sizi zaten mezun olarak görür, sorun olmaz yani.

Ders varken mezuniyet belgesi nasıl alınıyor? Asıl sorgulanması gereken kısım bu kısım.

Afedersiniz gecici mezuniyet belgesi degil de en erken 1 temmuz tarihinde mezun olacağıma dair belge aldım.

değerlendirme de birşey olacağını düşünmüyorum. ama 3 dersin var ise, not ortalaman düşük olabilir oradan gol yiyebilirsin.
Bir de tabiki kesin kayıt için diploma götürmen gerekiyor.

Cursor hocam 3 derse ragmen ortalamam 3.30 orada sıkıntı olmaz. fakat yl mulakat sonuclarinin gecen hafta pazartesi aciklanacagi soyleniyordu. Hala aciklanmayinca acaba eleme amacli yoksisten mezun olmayanlari kontrol mu ediyorlar diye dusundum.

anladığım kadarıyla şu an kesin bir ortalaman yok, çünkü 3 ders belli değil
durum böyle olunca senin ortalaman değişirse kazananların listede değişiklik olabilir.
bana sıralamaya almazlar gibi geliyor ama, bilemedim.
yöksis not falan otomatik çekiyor bu arada, bakarlarsa eğer (tam yöksis mi bilmiyorum da merkezi bir yerden gözüküyor bu ıvır zıvırlar)

yüreğinin götürdüğü yöne doğru git.
yol, seni abdi ibrahim'e çıkaracak.

Sorunun baş kısmını biz tahmin ediyoruz sanırım. Erzurum'dan şöyle, Çanakkale'den öyle, Halkalı'dan böyle diye diye herkes bildiği rotaları yazacak galiba.

hocam taksimden mercedes benz turk servislerine bin, onlar onunden geciyorlar. rica ederseniz indirirler belki.

her gun saat 11 ve 13'te gezi parkinin oradaki thy burosunun onunden kalkiyor

Metrobüs güzergahını kullanacağım.

metrobüse bin, son duraktan bir durak oncesi hadımkoy durağında in kopruden autopia nın onundeki iett duragında 418 no lu hadımkoy otbuslerine bin.

hayır değil, ancak dedemin evinde hem dünya hem türkiye haritası vardı yıllarca. sanırım hala bir odasında duruyor salonda olmasa bile. bu haritaların dışında bir de çeşitli atatürk fotoğrafları mevcuttur.

Her iki dedemin evinde vardı :)
Bir de her yerde Kıbrıs haritalı tepsiler vardı eskiden.

Yok, hiç olmadı, hiç misafirlikte falan da görmedim.
Atlas dergisinin verdiği güzel ve değişik bir dünya haritası bir hocamın odasındaydı. Sarı nokta şeklindeki çıkartmalarla gezdiği yerleri işaretliyordu. O dünya haritasını ben de asmak isterim.

Babaannemin evinde var, daha KKTC kurulmamış haritada :)

Gurbetçilerin evinde olur o. Anavatanında yaşayan kimse sürekli duvarda haritayla yaşamaz. Hatta son bir kaç yılda gelişen tuhaflık dışında bayrak da öyledir.
bazı ülkelerde bahçedeki direğe, evdeyim evde değilim sinyalı olarak çekilir veya indirilir bayrak. onun dışında sürekli öyle, yaşadığın yerin yerküredeki konumuna ve renksel sembolüne bakıp bakıp içlenme sıradan bir durum olamaz.

soft +1;

bizim ev daha sayko, dünya haritası var, türkiye haritası var, iki de il haritası var. yani manyağız biz evet :)

Benim masaüstü arkaplanda var avrupa ve türkiye birlikte.

hayır yok ama su an almaya karar verdim

Haritalara bayıldığım için türkiye, dünya ve samanyolu haritası asılıydı. Yeni eve taşınınca annem istemedi asamadım bir daha.

Var. Akdeniz'in tarihi (mö 800 -ms 1500), arkasında Akdeniz'in coğrafi durumu haritası var. Çift taraflı camla çerçeveletmiştim bi o yanı bi bu yanı kullanıyoruz. Ama çok ağır temizlemesi dert oluyor.
Şu harita:
www.natgeomaps.com

soyle bir sey olabilir mi, benim annem de mesela, seninki kadar olmasa da, biraz ayni seyi yapiyormus gibi hissediyordum ama sonra sunu fark ettim, biz olmadigimizda bizden bahsederken aynen o anlattigin anneler gibi ovguyle gururla anlatiyor. ama bizim yanimizda 'bunlari zaten yapacaksiniz' modunda takiliyor, yani onlar zoru gorerek buyumusler, bizi de oyle buyutmusler, dolayisiyla 'azmimizi kaybederiz' gibi bir dusunce icine giriyor sanirim. bence sezarin hakki sezara deyip b.kunu cikarmamak ve ovmek de lazim ama guclu olmamazi istiyorlar sanirim ondan kaynaklaniyor.

uzman degilim ama annenizin kişiliği bu saatten sonra degismez. siz sadece onun kisiligindeki patolojik durumları tespit edin. kendinizi annenizin kişiliğini baz alarak yargılamayın. ve bu bakış açısını çocuğunuza aktarmamaya çalışın.
benim annemde de bazı garip davranışlar var. ben bunları yeni yeni farkediyorum. düşünüyorum ananemde de vardı. hatta kendimi bilinçsizce onun gibi davranirken buluyorum. demek ki çocukluğumda bana oyle davrandığı için onu modellemisim. o davranışları yavaş yavaş tespit ediyorum ve öyle davranma isteği geldiği anda tam tersini yapıyorum. umarım çocuğuma geçmeden zinciri kırarım.

@kassiopeia teyzeme gecen bir döküldüm o da siz yokken hep sizden bahsediyor Dedi ama sanki ruhu bizimle degil gibi geliyor hep. Biraz da geçmişe cok takıntılı ve artık ben de Nasıl olsa beğenmeyecek diye yapma istegi kalmıyor.
Hakikaten suyunu çıkarmadan biraz övseler ne iyi olur.. İçim gidiyor böyke anneleri görünce. Hatta bazen şakayla söylüyorum 'e ben niye öveyim gören görür' diyor

@betys hakikaten çocuklarımıza geçirmememiz şart bunu. İnanılmaz karşılaştırma filan yapıyorlar, arttık ben kızım söz konusu olunca sinirli davrandığım için cekiniyorlar söylemeye annem teyzem hatta ablam. Benim sorunum biraz da ona yardımcı olmak istiyorum ama duvarları var sanki. Misal ben dün doktora gidelim dedim Bi sorunu için. o teyzemle gitmek tercih ediyor

Annenle konuştun mu? Farkında mı acaba durumun?

Bir de bunun farkında olduğun için kızına öyle davranmazsın bence ve dilerim ki sana gururlar yaşatacak bir birey olsun çocuğun.

annenizin teyzenizle doktora gitmek istemesinin nedeni psikolojik olarak yaninda daha rahat hissetmesi, kotu bir sey olursa orada olmamanizi istemek, vs. gibi bir cok neden olabilir aslinda. bazen fark etmeden insanlari bazi durumlarda rahat ettiremeyebiliyoruz, boyle bir sey de olabilir (oyledir demiyorum).
bir arkadasim benzer bir durumda direk annesiyle konustu, sakince hissettiklerini anlatti. elbette degismesi mumkun degil, hele bu yastan sonra, ancak ilerleme kaydettiklerini soyluyor. ben hic konusmadim ama artik rahatsiz eden bir durum olursa o anda tepki veriyorum. o da anlamsiz sekilde bana tepkili yaklasiyor, bir sekilde iletisim kurmaya calisiyoruz ama benim oncelikli amacim rahatsiz oldugum bazi durumlar ile 'kendi icimde barismak' bunu da ya o anda konusarak/tepki vererek ya da degismiyorsa kabul etmeye calisarak yapmaya calisiyorum.
yaptigin seylerin gorulmemesi hissi sorun ama aslinda gorulsunler diye yapmiyorsun, kendin icin yapiyorsun. bunu hatirlatmak, kendimizi sakinlestirmek lazim sanirim.
biraz daginik yazdim ama umarim biraz anlatabilmisimdir ne demek istedigimi.

Benim annem de böyle. Ben umursamamayı öğrendim artık elde ettiğim tüm başarıları kendim için yapıyorum, çoğu zaman anlatmıyorum. Üniversitedeyken bunun eksikliğini çok hissetmiştim, herkes sınavdan çıkınca annesi arardı, ya da onlar annelerini arardı geçtim/kaldım demek için. Annem beni hiç aramazdı, ben arayınca da eh iyi bakalım kaç tane kaldı? Öbür arkadaşların x, y naptı? Herkes geçmiş heralde ozaman... (Bi şekilde sindirir hevesimi kursağımda bırakırdı)
Böyle böyle umursamamayı öğrendim. Sen de takma artık, hepimiz kendimiz için yaşıyoruz.
Şuan kardeşime üzülüyorum, anneler bi araya gelip herkes çocuğunu abartıp iyi şeylerini anlatırken kendi çocuklarını yüceltmek için kardeşime b*k atıyolar, annem de onlardan yana olup hak veriyor. Bikaç kez eve geldi kardeşime kızdı utandırdı, suçladı ben olayı çaktım ve annemi uyardım.
Şuan daha ayık. Arada yine bozuyor, ben sarsıp kendine getiriyorum.
Durumun farkındasınız işte ne güzel, çocuğunuzun arkasında olun asla başkalarının arkasından laf söylemesine izin vermeyin.
Ben olsam, yalnız ve arkadaşsız bir anne olma pahasına çocuğuma ömür boyu destek olurdum. Size güvensin ki başarılarını-başarısızlıklarını paylaşsın, bişey saklamasın.

Annemin rutin kontrolü oldugu için rahat hissetme meselesi oldugunu düşünmüyorum. Sadece sanki onun sözüne daha cok güveniyor ama genelde söyle bir algı yaratıyor 'çocukları ilgilenmiyor, ilgisiz kalmıs' mesela bir yere gidiyoruz vok güzel bir yer, bir kusur buluyor muhakkak. Cok sıkıldım annem teyzem hepsi böyleler.

Kendimden biliyorum, mükemmeliyetçi annenin çocuğu olmak zor. Ne yazık ki biz de onlara benziyoruz istesek de istemesek de. Kendi adıma çok korkuyorum bir gün çocuğum olur da bu mükemmeliyetçilik dürtüsünü kontrol edemezsem diye. Kendi yaşadığını, evladına yaşatmamalı insan. Anneler de kendi annelerinden görüyor çünkü bunu, böyle gelenek şeklinde devam ediyor döngü. O döngüyü kırmak gerek.

Başkalarının çocuğunu övme meselesi, komşunun tavuğu komşuya kaz görünür meselesi biraz. O şimdi övdüğü kişilerin annesi olsa onları da övmeyecekti. Bunu fark edince işler daha da kolaylaşır sanırım ki ben de tam şu an fark ettim :) Anne konusunda şanssız olduğumuzu kabul edip hayata devam etmeliyiz sadece.

Şanssız değiliz elbet ama ortasına düştükleri o negatiflik bir türlü geçmiyor, anneden kıza cok sey geciyor. Ben ne olursa olsun bunu kıracağım. Baslarda farketmiyordum ama kızım 1 yasında suan. Davranışları gelişiyor, bir oyun hamuru gibi. Sadece Mutlu bir insan olsun istiyorum. O yüzden annemin ve digerlerinin bu olumsuz bakış acılarını kıracağım bir yerde

haberim var ama aile daha avantajlı olduğundan aile kullanıyoruz. lakin adresleri uyuşmayanları atmaya başlamış spotify.

Vardı. Vodafone kampanyasındaki 3 aylık paketlerden kullanıyordum bittikçe, o da 7 küsür'e geliyor. Benim dinlediğim bazı gruplar spotify'da yok, bi de Apple Music deniyim dedim bu ay, açık ara iyi bence. Senin bundan haberin var mıydı?

hah, aile paketini başka kişilerle de kullanın da bir de spotify'a rezil olalım hırsız türkler diye.

Var, daha çıktığı gün öğrenci hesabına çevirttim hesabımı.

Gidilir. Merkezde teleferikle Boztepe'ye çıkılır (ben çıkmam ama, yükseklik korkum var). Orada yemek yenir. Ordu pidesi enfestir.

Sahil boyu gayet güzeldir. Ben olsam Uzun Saçlı'nın yerine gidip çay da içerim ama size çay verir mi bilmem :) Ondan önce de gider bir Yalıköy köftesi yerim hatta ama bu ikisi,merkeze yaklaşık bir saat uzaklıkta.

Kalacak yer konusunda fikrim yok maalesef ama elbet otel bulunur merkezde.

denize gireyim dersen miliç sahili'ne uğra.
www.youtube.com

Snapchat'te hazır yapılmışı var.

facebook'ta kişiye messengerda tıklayınca gizli konıuşma aç diyor (secret conversation) oradan süre belirleyip mesaj gönderebiliyosun.

Oyun ouna bence

Clash of clans öneririm telde oynanıyor

Telefonda sudoku.

Flipboard yükle. İstediğin türde haberleri vs. takip edersin. İlla CNN, BBC falan yok, Onedio bile takip edebiliyorsun buradan.

Ekşisözlüğün app'ini yükle, ekşisözlükte takıl. İngilizcen varsa Reddit dolu zaman geçirtir, farklı farklı konular hakkında forumlardaki gibi alt başlıklar var, dolu dolu bilgiler paylaşılıyor.

9gag yükle telefona, ama İngilizcen yoksa her şeyi anlaman mümkün olmayacak. Ben en keyifli bununla zaman geçiriyorum.

Dexter tavsiye ederim.

Ekleme: Altta tavsiye verenlerin akıcı ve heyecanlı anlayışı oturmamış galiba.

got'u kesin izle.

breaking bad
dexter
fargo (ilk 2 sezon kesin izle)
sherlock
vikings

bunların hepsi birer şaheser. kesin izle. beğenmezsen de listene at sonra dene.

Game of Thrones'un ilk sezonları biraz sıkıcı. Breaking Bad'i izle.

breaking bad
homeland
sherlock
true detective
black mirror

Lost
Breaking bad
Fringe
Shameless
The man in the high castle
Sherlock
Black Mirror (her bölüm birbirinden bağımsız film tadında)

Breaking bad, başla bitir direkt. Sonra got'a başla

westworld
utopia
silicon valley
black mirror zaten

bir kişi bile çıkmaz

Bundan sonra cikacak seyin adi ic savas. Cunku iktidar artik gezideki gibi goz yummaz. Halk da surasina kadar geldigi icin patlar gibime gelmekte.

Herhalde halk tarafından yeni bir darbe teşebbüsü olarak algılanır bu durum ve olay bu kez çok daha farklı, beklenmedik sonuçlar doğurabilir.

direniş değilde bir önder çıkacak bence. tarihte hep böyle kahramanlar çıkmış. bjz. willşam walkace

Hangi halk tarafindan sivillerin demokratik hakkini kullanip protesto etmek darbe olarak algilaniyormus cok merak ettim.

@mayeskuel William wallace korkağın tekidir. Gerekli açıklamayı ayrıntılı şekilde internete yazarak öğrenebilirsiniz.

William Wallace korkak biri değil yanılıyorsun bunu Braveheart filmine dayanarak yazmıyorum tarihsel kişilik olarak cesur biri davası uğruna canını vermiştir

Wallace'ın yakalanması ve idamı

İskoç soylularının çoğunun 1304'te Edward'ın egemenliğini kabul etmesinden sonra İngilizler Wallace'ın peşini bırakmadılar. Sir William, 5 Ağustos 1305'te Edward'a sadık olan İskoç şövalye Sir John de Menteith'in onu Edinburgh yakınlarındaki Robroystoun'da İngiliz askerlerine teslim edene kadar yakalanmadı.

Wallace Londra'ya gönderildi ve daha önceden haydutlar kralı olarak taçlandırıldığı Westminster salonunda vatan hainliğinden suçlandı ve krala ihanet suçundan yargılandı. Bu talebe şöyle karşılık verdi : " ona bağlı kalacağıma dair hiçbir zaman yemin etmedim . " Kayıp olan John Balliol onun resmi kralı olmasına rağmen Wallace suçlu ilan edildi.

23 Ağustos 1305 günü duruşmadan sonra Wallace mahkeme salonundan çıkarıldı. Üstsüz bir şekilde Smithfield pazarında at tarafından çekildi, elleri iplerle bağlı, ayaklar atın arkasında bağlı bir şekilde darağacında asıldı, fakat ölmek üzereyken bırakıldı. Hareketsiz, bitkindi. Asıldıktan sonra henüz ölmeden bağırsakları çıkarıldı,bütün bu işkençelere rağmen yine de kraldan af dilemedi ve kafası gövdesinden ayrıldı ve vücudu dört parçaya bölündü. Kafası daha sonralardan kardeşi John ve Sir Simon Fraser'ın da kafasının asıldığı Londra köprüsüne asıldı. Kol ve bacakları, Newcastle, Berwick, Stirling ve Perth'de ayrı ayrı sergilendi.

Wallace'ın anısına dikilen levha, Smithfield'de Wallace'ın idam edildiği yerin yanında olan Aziz Bartholomew Hastanesi (İng. St. Bartholomew's Hospital)'nin duvarında asılıdır. İskoç vatanseverler ve diğer ilgililer sık sık burayı ziyaret etmekte ve çiçek koymaktadır.

Wallace'a ait olduğu sanılan kılıç yıllardır Dumbarton kalesinde saklandı ve şimdi Stirling yakınlarında Wallace Ulusal Anıtı (İng. the Wallace National Monument)'da saklanıyor. Buna rağmen uzmanlar tarafından yapılan incelemeler bu kılıcın dizaynının Wallace'dan birkaç yıl sonrasına ait olduğu sonucunu çıkardı.

Wallace'ın yaşamının Robin Hood efsanesine kaynaklık ettiği sanılmaktadır. Söylendiğine göre Wallace çok uzun boylu bir adammış. Çetede William'ın küçük kardeşi John da yer alırmış ve ona Küçük John denirmiş. William'ın sevgilisi Marion, Robin Hood'un sevgilisinin adı oluvermiş, Küçük John da efsaneye William gibi iri yarı bir adam olarak dahil edilmiş.

Wallace'ın hayatı, 1995'te çevrilen Cesur Yürek (Braveheart) filmine konu olmuştur.

William Wallace'un son sözü ise 'ÖZGÜR İSKOÇYA' oldu. İskoçya kendi parlamentosuna sahip bağımsız bir ülke olmayı başarmış, ancak yine parlamento kararıyla 1707 yılında Birleşik Krallık'ın kuruluşunda yer almıştır.

tr.wikipedia.org

Olamaz. Kimsenin bir şeyleri iyiye götürebileceğine dair inancı yok artık. Ayrıca provokatör görmek istemiyorum bir daha. İşimde gücümde devam ederim bundan sonrası için.

Adalet yürüyüşnün, 15 Temmuz'u anma gibi bir aktivite olacaksa orada bir yerde çok büyük kargaşa olacağını düşünüyorum. Yani zaten halk birbirine girdi. Umarım olmaz ama kanlı bıçaklı, taşlı sopalı bir şeyler olabilir. Sokağa çıkma yasakları ... 80'lere geri dönüleceği gibi bir hava sezdim.

Ben de yapiyorum. Sanirim alkol bagimliligi boyle basliyor.

Ben de.

Çaresiz stresli güvensiz iş yapacak enerjim olmadığında bir şeylerden kaçtığımda insanların beni yorduğunda oluyor gerçi doktora sorsan depresyon der ve antidepresan verir

(bkz: uykuya kaçış)

Moralim bozuk olduğunda çocukluğumdan beri uyurum ben de.

Bu durum ilkel(immature) savunma mekanizmalarından biri oluyor. Psikolojide normal kabul edilmiyor çünkü çaresizliğinizle baş edebilmeniz gerekirken siz uyumayı tercih ediyorsunuz. Bunun yetişkinlikteki versiyonu genelde uyuşturucu madde (antidepresan dahil) kullanımı oluyor.

biriyle kavga edeyim, sevgilimle ayrılayım veya can sıkacak başka büyük bişey olsun, eve gelir hemen uyurum. klasik bi depresyon şekli sanırım.

Ben de Öyleyim sonra adımız uykucuya çıkıyor .

Beyin uzaklaşmak istiyor diye düşünüyorum ben. Aynı zamanda beyin, uykuda indeksleme işlemi yapıyor ve bu sayede daha net yorumlar oluyoruz olayları.

Vücut her zaman kendini korumak ister, avantajlı çıkmayacağı bir durumun içine kendini sokmaz.

Uykuya kaçmak diyoruz ama kaçmak değil bence, yapılanmak. Ecnebiler 'power nap' diyorlar.

Çok zor girdim, bir iki başlığa tıkladım tepki vermedi. Aşırı bi yavaşlık söz konusu şu an.

Sözlük'ü bozdular mobil uygulamalar ağır geldi. :)

Am itibariyle tamamen çökmüş durumda.

gayet rahat girdim az önce.

edit: ama şu an yavaşladı. tıklanan pencereler iki saatte açılmıyor.

Patladı girilmiyor. Burda bile sözlük kullanıcı adımla login olamadım o derece patlak durumda.

sozluk is gone. tam da bir şey bakmam gereken zamanda oldu, harika oldu.

Dergilik, bir dergi uygulaması. O 5 gb sadece o uygulamada geçerli. Tablette kullanıyorum ben uygulamayı. Bip de yine bir uygulama sanırım ama onu hiç kullanmadım. 1,5 gb da sadece bip e özel.

bip whatsapp gibi bir anlık mesajlaşma uygulaması, faks felan da çekilebiliyor. o kota da sadece o uygulama ile çalışıyor

Dergilikte baya cesit cesit dergi var. Ucretsiz indirip okuyabiliyorsunuz her ay. Ayrica dergiye para vermeniz gerekmiyor eger takip ettiginiz bir dergi varsa.
Bip mesajlasma uygulamasi ama kimse kullanmadigi icin pek ise yaramiyor. Bir de mesajlar gec gidiyor filan pek kullanisli gelmedi bana.

bir şey düşünemiyorum varlığından az önce haberim oldu.

editleyince uygulamadan atıyo. android. metnin belli bi bölümünü seçip kopyalayamıyorum.

Heyecanlandırdı beni, hemen yükledim. Gece modu olmayacak diye korkmuştum ama var neyse ki. Geç bile kalındı. Darısı buranın başına.

Sub-etha'yı bulamadım ama. Üzücü oldu bu.

Gerçek zamanlı mesajlaşma yapmışlar la!

ben halihazırda ekşicep'i kullanıyordum ondan gayet memnunum, şimdi resmi uygulamayı da indirdim bir göz atmak için. henüz yorumum yok ama beğenirsem geçiş yaparım belki

edit: beni 8 kişi takip ediyormuş sözlükte çok şaşırdım, hiç takip eden yoktur diye düşünmüştüm. Onun dışında benim internette mi sorun var bilmiyorum ama uygulama çok ağırdı ben de çok kullanmadım, birazdan bakarım tekrar. Gerçi bugün ekşi genel olarak yavaş sanki

Beğenmedim kullanmam muhtemelen. Takipçi sayısı bilgisi farklı olmuş ama bir an takipçileri göreceğiz diye korktum. Haha ruhumuz stalker

heyecanla uygulamayı bekliyordum ama fotoğraf, facebook ve twitter profillerinin eklendiğini duyunca girip bakmadım bile.
hoşlanmadım

philips marathon serisi çok güzel ama o fiyat aralığında var mı bilemiyorum.philips olur fakir olur,torba şekline dikkat edin annenize sorun,torbalımı torbasız mı vs.

philips marathon öneriyorlar ama kullanmadım.
fakir turbo veyron eko(ada gel heyt) vardı ama pek beğenmedik. biz tüy çekme amaçlı almıştık.
sonra dyson aldık, hala taksit ödüyorum, içim kurudu. canavar makine o ayrı, pahalı ama işte. değmez.
neyse ben de marathon diyorum. günlük normal temizlik için iyidir herhalde, herkes sürekli övüyor. hatta evde tüy döken hayvan yoksa fakir bile olabilir ya.

istediğin cevap olmayacak belki belirlediğin fiyattan dolayı ama tecrübemi söylemek istedim. Biz de süpürgede bir önceki alışımızda orta halli bişey aldık. fakat 5-6 yıl sonra performansı düştü. yeni bi makine aldım tekrar. çok araştırdım, soruşturdum. dyson'da karar kıldım. gerçekten eziyet çekmişiz evde yıllardır. bu ev aletlerinde konforu elden düşürmemek gerektiğini anladım. tabi bütçe önemli, dyson bana da çok pahalı. taksitle aldık. torbasız makine, kullanımı kolay. bende evcil hayvan olduğu için animal serisi aldım. bi bak derim.

Yeni bir süpürge aldık, 400 tl civarı idi. Yılda bir iki ay kullanılacağı için fazlasına gerek yok dedik. Marka Fakir, toz torbasız bir model. Kullanımı o derece zor ki anlatamam. Halıya yapışınca çekemiyorsun, öyle kalıyor. İleri geri gidip süpürmek imkansız gibi bur şey, hele halı ucu kısımları hortumla birlikte havaya kalkıyor.

Benim tavsiyem, kullanımının kolay olmasına dikkat edin. Rahatça sürülebildin halı üstünde. Sert zeminler bir şekilde temizleniyor zaten de halı mühim.

@devilred çok güzel bi noktaya değinmişssiniz kullanım kolaylığını nasıl ayırt ederim internetten.

Torbasız da kesin karar kıldık ama magazada yok torbalıysa miele alın deyip durdular anlamadım. Dysonı bende cok istiyorum ama o fiyata haftada 1 saat için değer mi Onu düşünüoyurum.

şahsi fikrim, değer. adamlar taş gibi makine yapmış. bir kere torbasız. yani torba değiştirme derdin yok. özellikle bu son dönem torbalı makinelerin torbaları da pahalı. bu masraftan kurtuluyorsun. ikincisi sahip olduğu filtre özellikleri sayesinde havayı da temizliyor. diğer makinelerde süpürdükten sonra evin tozlanması daha kısa oluyor, dyson havayı da temizlediği için bu süreç daha uzun. ve gerçekten çok iyi temizliyor. ben nette yorumlarını okuyunca falan abartı sanmıştım, çevremdeki kullanıcıların tavsiyesiyle aldım. bu süpürge işlerini eşime yaptırmıyorum ben, makineyi ben kullandığım için çok memnun kaldım :)

Philips alın kesinlikle. Senelerdir başkasını kullanmıyoruz. Torbasız. 2200w bizdeki. 1500w olanı vardı o da güzeldi.

Devilred'in bahsettiği sorun ince halı-kilimlerde yaşanabilir ama derecesini düşürerek şiddetini ayarlayabilirsiniz.

Electrolux scorigin (siklonlu) da başarılı, ofisin temizliğinde kullanılıyor. Zaten temizlik yapan kişi özellikle aldırttı ve gördüğüm kadarıyla gayet iyi.

Rainbowlar iyi ama çok pahalı. Dyson'ın olayı dışarı verdiği havanın çok temiz olması, temizlik bakımından diğerlerinden bir farkı yok.

Rainbow +1

İnternetten olmaz bence ya da yorumlara çok dikkat ederek seçeceksiniz. Biz gidip elden aldığımız halde yaşıyoruz bu sorunu. Denemek lazımdı.

İngilizceniz varsa vacuum cleaner reddit falan yazın oradan fiyat performans ürünlerinden Türkiye'de olan modellere yönelin.
www.reddit.com

Şu adamın soru cevaplarındaki önerilere bakın

suskunlar'ın ilk sezonunu sevmiştim ben. suskunlar derim ben.

suskunlar efsane dizi, diğerini izlemedim. eğer suskunlar'a karar verirsen 1. sezon bitince bırak, 1. sezon efsane, 2. sezon leş. bitti diye düşün.

Soft +1

İkinci sezona bakma bile, istesen de bakamıyorsun gerçi, o derece berbat.

poyrazım karayelim.

KARADAYI

Suskunlar + kayip + ezel + ciplak gercek.

%95 sıkıntı olmaz ancak Türkiye için o %5 pay her zaman mevcut.

Gayet güvenli. Ücret açısından bilmeyene biraz geçirebilirler ama güven açısından sorun yok.

ülkede yaşamanın standart tehlikesi dışında ekstra bir tehlikesi yok.

bir durağa ait şoför kapısında bilmemne taksi yazan bir taksi tercih edebilirsin.

eğer yük yoksa ben olsam metroyla giderdim amma taksi mecburiyse yapacak bir şey yok. o ufak da olsa olan ihtimal her yerde var.

duraktan binin sıkıntı olmaz

duraktan binersen bir sıkıntı olmaz.
eğer içinde kuşku varsa taksiye binmeden plakasını ve durağını önce aklına, peşine de telefonuna kaydedebilirsin.

Kare örtü alıp açıyorum ben, kollarına geçmeli falan olmuyor. Tay tüyü örtü diye ararsan baya bulursun.

"Hayır tabii ki!" şımarıklığı yapacağım, kusura bakılmasın. Dünya üzerindeki en saçma üç beş şeyden biri bence o örtüler. Desenini beğenip aldığın bir şeyin desenini saklıyorsun filan, garip.

Ben japon pazarında penye düz renk örtüler buldum. Sünüyor ve tamamen kaplıyor. Bulamazsanız uygun renkte kalın penye kumaş kestirip etrafına overlok yaptırın.

Kullanıyoruz ikeadan alıyoruz

Kullanıyoruz yanlış hatirlamiyorsam madam coco dan alindi

Koltuğun kendi dokuması yazın rahatsız ediyor, yazları tamamen pamuk ve bez örtü kullanıyoruz. Kumaş pazarından almıştık ama kendimiz kestirmedik hazır şekilde satılıyor.

devilred +1

asla kullanmam. kullanana hoş gözle bakmam.

Migros ve carefour da kendinden desenli ortuler var. İş gorur

İlk buluşmalarda ben öderim. Net.
Sonra ısrar ederse izin veriririm.
Her zaman tek tarafa yıkmamak lazım.

o kız bir daha elini cebine zor atar gibi geliyor.

Ayıp etmiş. O kızdan olmaz.

Banka kartıysa içinde o kadar para yoktur. Üzerini nakit verecek 15 lirası da olması lazım ama dışarı çıkıyorsa. O açıdan garip olmuş.

her zaman hesabımı öderim. kızın yaptığı hiç olmamış.

Bence zorla hesap odemiş olmuş

Bas tekmeyi.

Kadın çok net ucuz. İlişiğimi keserdim.

Bence de o kiz elini cebine bir daha zor atar, ilk boluselim muhabbeti oldugunda firsati kacirmayacaktiniz.

lim5'in dediği gibi düşündüm ben de. kartında belki yeterli para veya limit yoktur ama en azından belirtseymiş bunu iyi olurmuş. hem samimiyetiniz artardı, bu konularda daha az kasılırdınız vs. iyimser bakıyor olabilirim ama bu şekilde de düşünmek lazım

kendi adıma söyleyim ilk buluşmalarda herkes kendi hesabını öder.

Kız ağır kezban ve yiyici.

bunu sorun edeceksen kimseyle buluşma bence, yalnız takıl.

ilk biraları senin ödemen bile saçma iken bu ikinci olay baya çirkin olmuş. Haklısın bi daha buluşursan da kesinlikle bir şey ısmarlama.

paran yoksa mekan mekan gezmezsin. rahatsız olmakta haklısın. kız yiyici.

Ben ilk buluşmada ödemeyi teklif ediyorum. Kimi zaman kabul etmeyen oluyor, illa paylaşalım diyor, uzatmıyorum paylaşıyoruz. Birden fazla yere gidilecek durumlarda ilkini ben ödediysem ötekini de ben ödeyeyim muhabbeti oluyor.

Neyse ki ergenlik sonrası birkaç örnek hariç bir şekilde atlattık şu muhabbetleri, gereksiz gerilim başka bir şey değil.

Hadi ilkini anladım da ikinci buluşmada hesaba en azından ortak olmalıyken üçüncüsünde de esnaf gibi "15 tl ver yeter" demesi hiç ama hiç hoş değil.

Yine de kötü düşünmek istemiyorum, o an veya bu sıra parası olmayabilir. Seninle dışarı çıkmayı çok istiyor ve seviyor ama sana maddi durumunun kötü olduğunu da gururuna yediremiyordur belki. Onu senin görebiliyor, hissedebiliyor olman lazım. Öteki türlü hali vakti yerindeyse çok fazla uzatmazdım ben olsam.

Koşarak uzaklaş. Hiç normal bir şey değil bu "hesap kitleme olayı" brad pitt olsa 2. kez buluşmam öyle diyim. Yaptığı terbiyesizlik ve sizi aptal yerine koymak.

oha kızı dövmediğiniz kalmış ya iyi ki bi 15 lira versen yeter demiş, kızın yaptığı olsa olsa ayıptır. ne eksik ne fazla.

evet tamamını ödese çok şık olurdu, hatta keşke tüm gittiğiniz yerlerde kendi payını kendi ödüyor olsaydı fakat öyle olmamış, buna da biraz siz izin vermemişsiniz. çok zorunuza gidecek bir şey yok, kızın maddi durumunu filan bilmiyorsunuz dolayısıyla rahatsız olmakta haklı da olsanız abartmışsınız. görüşmezsiniz olur biter.

not: ilk buluşmalarda kesinlikle kendi hesabımı öderim, karşı taraf ödetmemişse bir şekilde tatlı kahve bira filan bir şekilde eşitlik sağlarım.

Ne çirkin şeyler ya. 15 tl ver nedir. Hesap bölüşmek pek tarzım degildir. Bir o, bir ben şeklinde daha şık buluyorum. Mutlaka eşitliği sağlarım. İlk buluşmada ilkini erkeğin odemesine izin verip 2. Mekanin hesabini mutlaka ben öderim. Ama kız kaç buluşmadır ne hesap ödüyor ne bölüyor kalitesiz bir insanmış. Bence görüşme bir daha.

Çok net kullanma arayışında biri. uzak dur görüşme.

tam şu yaşımda hissediyorum bunu, 23.

Arkadaşımın 1999 doğumlu kardeşini üniversitede görünce "fakat iyi yaşlandık" demiştim.

Edit: 24.

26 yaşındayım. bir yıldır hissediyorum :(

benim bu sene (25) hafiften oldu ama geçti. sanırım psikolojik baraj falan olayları. bir de saçlarımın seyrekleşmesinin de payı yok değil ama toparlıyoruz gibi.

35

Bu yıl hissetmeye başladım. 25

22 üniversite son yıl bunalımı mıdır nedir

26 dan sonra hissetmeye başlamıştım. uykusuzluğa ve hareketliliğe dayanamayıp yorgun düşünce nooluyoruz ya demiştim bünyeme. karşıma alıp yaşlandın mı sen bebeğim diye dertleşmiştim..
sonrasında hiçbir şey eskisi gibi olmadı...

ben 26 olmama rağmen daha "şu hayatın olgunluğuna da bi uyum sağlayamadık iyi mi" diyorum, siz veledler neyi bu kadar büyütüyonuz anlamadım. 30'a kadar hiçbir şey için geç kalınmamıştır, gençsinizdir, genç hissetmelisinizdir. ölü toprağı mı ne varsa artık atın silkinin kendinize gelin yav, BİZ DAHA ÖLMEDİK DEYİN!

29 yaşındayım ve hayatımda hiç bu şekilde hissetmedim.

25

34 uasindayim ve hissediyorum.

Guya kendime bakiyorum, spor yapiyoeum, iyi beslenmeye calisiyoeum, vs ama yasliyim amk.. Spor salonund hayvan gibi sakalli elemanlar abi diypr bana, uzuluyorum.

Tam olarak böyle değil ama 19 yaşındakileri ergen gibi görürken şimdi genç hatun denilince onların kastedildiğini, o yaşlardaki kızların erkeklerin gayet yetişkin olduklarını fark edince hımm biz artık zamanın genç nesli olmaktan çıkmışız dedim. 23-24 yasinda dedim bunu.

30 yaşında hissettim bunu ve iki yıldır da devam ediyor. Yazılanlara bakınca yaş ortalaması ne kadar gençmiş, daha da bir yaşlandım hissi çöktü bu başlıkta.

Her şey 26 yaşımda başladı..

geçtiğimiz nisanın sonunda 23 yaşıma girdim, o günden beri tam olsrak böyle hissediyorum.

Tam olarak 31. Lanet olsun öyle yaşa hatta.

32-33 gibi ortaya çıkan gürültüye karşı aşırı tahammülsüzlükle hissettim.

34 yaşındayım, genel olarak yaşlı hissetmiyorum. Hatta 30lu yaşların 20lerden çok daha keyifli bir gençlik hali olduğunu düşünüyorum. Sadece arada sırada 40lı yaşlarıma 5-6 sene kaldığını düşününce "aa bir dakika ya, ben o kadar da genç değilim herhalde artık" diye bir farkına varma hali düşüyor içime.

23'üm ve iki senedir falan düşünüyorum. şu an için pek rahatsız sayılmam çünkü sorumluluk bilincimi azıcık da olsa geliştirdiğini, beni ittirdiğini düşünüyorum ama uzun vadede bunalacağımı şimdiden hissedebiliyorum. bunun daha 26-27'si, 30'u 35'i falan var. en sonunda altıma bez bağlayıp anama koşmaktan, TEKRAR BAŞLAYACAM diye duvarları yumruklamaktan korkuyorum. gerçi "yetişkin olmak ama dört yaşındaymış gibi hissetmek" durumunu çoğu kişi yaşıyor sanırım, çok da şeyapmama gerek yok bence.

ne kadar abartmışsınız. 20lerinde bunları yazanlar 40larında ne hissedecekler merak ediyorum.

sopiro'ya %100 katiliyorum.

genclere cok uzuluyorum, bence umutsuzluk ile dogrudan iliskili. insanlarin umudu kalmamis artik, yasli hissediyorlar kendilerini, yasama 'bitse de gitsek' gozuyle bakiyorlar. ve kesinlikle kesinlikle 30'lar 20'lerin cok cok daha guzel hali.

Hiç hissetmedim.

20li yaşlarda ne yapacağanı bilememe vb durumlardan bir depresif ruh hali sonucu yaşlandım geyiği çıkabiliyor bence.30larda geçiyor:)
ben 25-26da öyle bir düşünmüştüm,şimdi 32 yaşında biri olarak alt komşunun kızı bana hala abla dediği ve o teyzeye geçene kadar yaşlanmayacağımı düşünüyorum.

28 yasindayim ve uc yildir oyle hissediyorum. Ilk olarak sanirim bel fitigi teshisi kondugunda basladi bu his, sonra da hem cesitli fizyolojik sorunlarla hem de psikolojik etkilerle katlanarak devam etti. Hatta ben kendimi artik "yasli" olarak bile goruyorum.

2 ile başlayan yaşlarda bunu nasıl düşünürsünüz ?
ben 4 ile başlayan yaşımda asla kaykay ya da paten kullanamayacağımı farkettiğimde bunu düşünmüştüm

İkisi de olur ama kbb daha iyi. Sinüzit, orta kulak iltihabı ya da iç kulakla ilgili durumları dışlar en azından. Gerekirse de yönlendirir

KBB, nöroloji ve ortopedinin hepsi birden baksın diyorum ben.

Orto ne alaka?

Boyun problemleri de sebep oluyor bu sayılanlara. Aylardır yaşadığım şey.

kulak uğuldaması genelde tansiyona bağlı seyreder, tansiyon baş ağrısı da yapar, bu ihtimali elemediyseniz hatırlatayım dedim. geçmiş olsun, saygılar.

ben 1 ay önce kullandım kanser oldum kesinlikle tavsiye etmiyorum. aldığım ürün de mobilyaydı benim de.

Ben bizim şubeden çok memnunum.
Ne zaman sipariş versem en geç iki gün içinde elimde oluyor. Evde olmadığım zaman arıyorlar. Birkaç kere rica ettim, akşam dönüşte uğrayıp bıraktılar. O yüzden kargo firması seçme opsiyonu varsa direkt sürat kargo'yu işaretliyorum.

Ben de hepsinin içinde en çok sürat kargodan memnunum.

28 Haziran Çarşamba günü Afyon'dan Sürat Kargo'ya verilen koli, 1 Temmuz Cumartesi günü elime ulaştı. Sağlam bir koli olmasına rağmen geldiğinde üstünde ezikler/yırtılmalar vardı. İnternet sitelerine bakarsan teslim süresi 1 gün ama benim durumum da ortada.

Ben de yaklaşık 1 ay önce kullandım. Bence daha bile kötüye gitmiş. Çok bekledim ve uğraştım. Şube çok yakınında değilse tavsiye etmem.

Teslim süresi bir gün?

Bana ortalama on beş günde geliyor, o da gelirse tabii. Hiç gelmeden gidenler de var. İşin kötüsü ilçenin şubesini kapatmışlar ama kargo kapatılan şubede görünüyor, diğer ilçedeki şubenin yerini bilmiyorum filan.

bende 1 günden fazla hiç beklemedim sürat kargo için. Ankara Siteler şubesi gerçekten mükemmel çalışıyor sms sistemi falan da çok iyi.

şubeden şubeye değişir tabii ki. kavacık'ta çok hızlılar mesela. kavacık'ta bi tek mng geç getiriyo. diğerleri siparişin ertesi gün teslim ediyo hep. yer önemli yani.

İhtiyacın olan ve başka yerde alternatifi olmayan bir şey ise deneyebilirsin. Teslimatta sıkıntı olması durumunda satıcıyla iletişime geçip kargocuları arayıp (varış şubesindekileri tabii) biraz dürtmesini sağlayabilirsen eline ulaşır bence.

kargo firmalarını genellemek yanlış.
şube şube değerlendirmelisiniz,
hepsi farklı kişilere ait acente olduğu için
sürat kargo a şubesi çok iyidir b şubesi çok kötüdür
yurtiçinin a şubesi çok kötüdür b şubesi çok iyidir.
onu işleten acentenin iş anlayışına bağlı bir durum bu.

Teslim süresi 1 gün derken kendi örneğimdeki Afyon-İstanbul hattından bahsediyordum ben. i.hizliresim.com

3'e bölücen. misafirlik kapsamında bir süre kalıcaksa falan ayrı ama sizle yaşayacaksa o da full time ev arkadaşı sayılır.

sabit kalacak geçici bir süre değil. ama işte tek oda işgal ettikleri için de 4'e bölmek olur mu bilemedim?

Şu an iki kişisiniz, ve iki kişi daha gelecek. 4'e bölünecek. Aynı odada kalmaları birşey değiştirmez.

Ben sizin yerinizde olsam odayı kiraladığım için ve iki kişi aynı odada kalacakları için kira olarak daha fazla bi şey talep etmezdim (hem baştan size sorulmuş tamam demişsiniz, "olur ama o zaman kira şu kadar olur" dememişsiniz) ama sonuçta yurtdışından gelecek arkadaş da su, elektrik, vs. kullanacağı için bu giderleri onları iki kişi sayarak bölerdim.

Baska oda olmadigini ve odasına sevgilisini degil de yakin bir arkadasini alacak oldugunu düşün. O kisiyi yeni ev arkadasi sayip kira 3e bolunmeyecek miydi ? Olay sadece oda ise odasına 3 kisi daha alsın olmadı, yine bölünmesin. Olur mu oyle sey. Sevgililer diye iki insan bir olmuyor.

Simdi evini, mutfagini salonunu banyonu artik 2 kisiyle daha paylasacaksin. O da evinizin 3. Ev arkadasi olacak. Onlar kendi arasinda bolunmus kirayi 2ye bolecek belki ama sen tek basina odeyeceksin. Adil degil.

Toplam dört kişi olacaksınız anladığım kadarıyla. Kira üçe, diğer fatura masrafları dörde bölünmeli.

her şey 4'e bölünecek. kira oda sayısına göre bölünmez, önemli olan evin sakini olması. kimle hangi odada yattığının önemi yok.

ha sen ev arkadaşınla "ev benim, ben sana bu odayı kiralıyorum, odanın kirası şu kadar" diye sözleştiysen, ona göre değerlendirebilirsin.

Ben olsam kira bedelini eskisi gibi tutar, diger tum giderleri +1e bolerdim. Cunku konustugunuzda olur demissiniz, odada kac kisi kalirlarsa kalsinlar, o odanin bedelini aliyorsunuz sonucta.

benim eski tecrübem, biz benzer durumda 3'e bölmeye devam etmiştik.

Başvuru sisteminde görünüyor olması lazım, oraya baktın mı?

@devilred evet baktım yalnızca yeni başvuru işlemleri ve sınav giriş belgeleri var. acaba yanlış yere mi bakıyorum?

şuraya bakıyorum da:
basvuru.marmara.edu.tr

O sisteme girmeleri lazım, eninde sonunda gireceklerdir. Sonuç ilan yeri orası çünkü.

işin garibi burada yayınlayacağız diye tahtaya mekatronik bölümünün sitesini yazdılar da lakin yok yani. neyse bekleyelim bakalım

İçini temizlettirmek çözüm olabilir. Bir kere temizlettirdim içinden bayağı bir şey çıktı. Fan performansını etkiliyor demişti bilgisayarcı.

5 yıllık, işlemcisi muhtemelen eski ve soğutucusu yıprandı ve tozla dolu. 5 yıl önceki chrome/firefox ile şimdiki chrome/firefox bambaşka, daha çok sistem ihtiyaçları var. arabaya binip gideyim ama motor hiç ısınmasın istiyorsun :)

cevapları kendin vermişsin zaten. gayet normal. bakıma vs götürsen yapacakları şey tozunu temizlemek olur ki yine pek bir şey değişeceğini sanmıyorum. bilgisayarın fanının çalışması normal bir şey. ısındığı için kapanmadığı sürece de ciddi bir sıkıntı yok diyebiliriz.

Arka planda çalışan antivirüs sebep olabilir. Hafızanın dolması da sebep olabilir.

5 yılda hiç açılmadıysa o makine, fanın oradan çıkacak pisliği hayal bile edemiyorum. becerebiliyorsanız siz yapın yoksa başkasından yardım isteyerek kasayı açın. temizleyin.

bakıma götürürsen sana geçirirler muhtemelen. artık bilgisayarın basit işlerini yapmayı herkes öğrenmeli. fan temizliği şudur budur. bi kere o zaten 5 yıllık olduğu için donuyor. fan temizliğiyle sadece biraz hızlanır.

Macun yenilenmesi + fan temizliği

cok da bi sey tutmuyor aslinda. gecen sene 50 almislardi macun ve temizlik icin. bu sene 20 aldi baska bi yer. masaustu icin bu fiyatlar. hatta alali 6 sene oldu fanlar eskimistir dediler. yenisi de 60 civariymis.

Macun yenilenmesi + fan temizliği

Traktör kalkıyormuş gibi ses çıkaran ve ısınan altı yıllık bilgisayarım, bu işlemler sonrasında süt dökmüş kedi oldu.

Herhangi bir bilgisayarcı yapabilir bunları, servise gerek yok. 55 tl tutmuştu benimki birkaç ay önce.

Görmezden geliyorlar. Bizde de ekstra bir algıda seçicilik oluyor :(

Sinekler insan seciyor. Bir ortamda en cok beni isirir sivrisinek mesela.

Bu kadar rahatsız oluyorsanız dogal icerikli bocekkovar spreyler var. Ben kene icin kullanıyorum eger bilmedigim bir yerde kamp yapacaksam falan, ise yarıyor.

Görmezden geliyorum. Geçen seneye kadar bu kadar sinek ve böceği bir arada görmediğim bir yerdeyim. Her yer yeşillik, çok güzel de, eve giren çıkan böceğin-sineğin haddi hesabı yok. İlaçlama yetmiyor, ortalıkta fare de varmış haber aldığıma göre, kendisini görmedim henüz. Görsem çok sakin kalamam herhalde. İlaçlama yapılıyor ama önüne geçmek mümkün değil. Önüne geçmek için kendimizi de zehirlememiz gerek. Hayır, bir de kaçabildiğin bir yer yok. İşe gitsen oradan çıkacak, evde şu an olmasa bahçeden gelecek, ilaçlasan etkisi bir saate geçecek; sonu yok. Millet de başa çıkmıyor pek, alışmışlar. Geçen seneye kadar şehir bebesi olan ve en çok gördüğü şey bala gelen arı olan ben, yanımdan yöremden geçen böceklerle takılıyorum. İlk zamanlar çok iğrendim, çok tiksindim; sonra alıştım. Örümceğe 'Anam, ne şekermiş bu seferki' diye bakar hale, ateşböceğine 'Gel, elime kon. Amanın da sevimli', tanımadığım böceğe 'Bunun 6 tane bacağı, iki anteni var. Değişikmiş' der hale geldim. Sadece her yeri sürekli silmek, çok kullanılan yerleri sürekli temizlemek yoruyor.

Sinekler kan grubuna göre geliyor. Sineklerin çok sevdiği bir kanım var, her sabah bacağımda 4-5 sinek ısırığı ile kalkıyorum. Hatta yakında her yerimi kaplayacak ve bacağımın doğal rengini unutacağım sanırım. Şu an 13 tane saydım. Genelde bacağımı açıp 'Takılıp gidin, bekleme yapmayın. Benim de kafam rahat etsin' prensibini uyguluyorum. Şu anda Porto Riko'da falan olsam kesin zikayı, Mozambik'te olsam sıtmayı kapmıştım. Karasinek yemekten uzak durduğu sürece çok rahatsız etmiyor beni. Takılıyoruz beraber.

hocam doğa bu, onlar olacaklar elbet. Ne zamandır şehir fanusuna kapanmamış olsaydınız, size de oldukça doğal gelirdi.
onların olmadığı yerden korkun, kesin zehir vs. birşey vardır.

Ben de rahat edemeyenlerdenim. Özellikle arılardan korkuyorum. Yine de çıkıyorum. Haşerat kovucu sıkıyorum.
Dün odada bir sivrisinek varmış. Sesini duymadım. Bu yazıyı yazarken bir göz kapağım şiş, dudağım şiş, alnımda iki boynuz var, yanağımda da bir yer şiş, kollarım ve bacaklarımda da bir sürü ısırık var. Başka hiç kimsede ısırık yok.

ben disarda hic yatip yuvarlanmiyorum artik, boceklerden cok rahatsiz olan bir insanim o yuzden hic bulasmiyorum, onlar mutlu olduklari yerde yasiyolar ben de modern dunyanin nimetlerinden yararlaniyorum :p

Metroyla Gayrettepe. Oradan Zincirlikuyu metrobüse. Metrobüs son durağı Söğütlüçeşme'de iniyoruz, Ziverbey yoluna giden otobüselerden birine atlayıp okulun önünde iniyoruz.

Mecidiyekoyden metrobüs binip söğütlücesmede inilir, ziverbey'den geçen otobüslere binip marmar üniversitesi durağında inilir.

Söğütlüçeşme durağında hiç inmedim Anadolu'da sadece Altunizade durağında bir kez de Acıbadem'in ordaki durakta indim altunixadedeki gibi karman çorman bir yer değildir umarım otobüs duraklarına tabela takip ederek ulaşabilir miyim yoksa orada da altunizadedeki gibi askeri pentatlon parkuru mu yapmam lazım.

Yok yahu, çok basit bir durak orası. Çıkış hemen dibinde, gidenleri izlesen bile bulursun. Hemen çıkışın yanında da otobüs durakları var.

Altunizade de inip 2 numara otobüsle de gidebilirsin. Sık geçer ve hızlı gider

söğütlüçeşme son durak zaten, duraktan çıktığın gibi bir sürü minibüs var, sor söylerler hangisinin geçtiğini.

yürüyerek 20-25 dakika olduğu bilgisini de vereyim. ben hep yürürüm.

Diz altinda kas cekmeleri bende de olmaya baslamisti son 6 aydir falan. Alakali mi bilmiyorum ama b12 hapi kullanmaya basladigimdan beri yok denecek kadar azaldi.

b12+1

B12 +1

b13

İç karartıcı ve korkutucu buluyorum ben. Bir akrabamın evi, mezarlığın hemen dibi, çokça kaldım orada. Alışılıyor yaşayınca ama ilk tercihim olmazdı.

maddi olarak sıkıntıda değilseniz gereksiz.

Evde mutfak ve odalardan biri musevi mezarlığına bakıyor. Her gelen "ıyy mezar mı.s" dese de bir eksisini görmedim. Ev merkezde bir yerdeyse sorun yok.

Bir de, şimdi mezarlık var mezarlık var. Zincirlikuyudaki ulustaki mezarlıklarsa bahsettiğin kirası falan düşük olmaz. Köyden bozma bir yerdeyse ev o ayrı.

Bence gayet güzel. Yeşil bir alana bakacaksınız. Gürültü olmayacak. Muhtemelen o bölge hiçbir zaman imara açılmayacak. Evi de ucuza alırsınız.

valla amcamların büyük balkonu yıllarca mezarlığa bakıyordu. orada da gördüm ki, oldukça iyi bir fikir.

yoo. en azından yeşillik manzarası vardır. beton yığınına bakmaktan daha iyi.

snapchat bee filter

sadece sen görmek istiyorsan önüne beyaz ışık koyuyorsun, yakından fotoğrafını çekiyorsun. (ortam karanlık olursa daha iyi sonuç alman muhtemel)

ışık yakın olsun.

buna rağmen görünmüyorsa yoktur.

boncuk göz iyidir.

Yandan kuvvetli bir ışıkla aynada görebilirsin hatta güneş ışığında daha iyi. En azından ben böyle görebiliyorum :D

fotoğrafta belli olması için ışık karşıdan değil yandan gelsin.

Büyüklük küçüklükle alakası yok konunun. Göz rengim koyu diyorum. Damla damlatınca da göz rengi açılmadığına göre işlevsiz bir fikir. Göz kapaklarım da düşük değil.

Soruyu mu anlamadınız acaba bir kısmınız :/

:) babam yıllar önce aynı soruyu soran öğrencisini limon damlat diyerek trollemişti. o aklıma geldi sorunu görünce.

İris implants diye aratınca çıkıyor bir şeyler. Ancak renk değiştirme ile mümkün olur bence

soruya soruyla yanıt veriyorum çünkü inanılmaz sivrizekayım hazır mısın, neden?

benim de gözbebeklerim hiç görünmüyor, kendimi bildim bileli ohaaa gözlerin siyah :s :s :S tepkilerini ustalıkla savuşturuyorum. erkek arkadaşım göz kapağımı parmağıyla tutup gözüme ışık tutup rahatlamıştı (kendisi siyah göze inanmıyor) sen de aynı yöntemi deneyebilirsin. başarılar.

Farkındayım ama ben tatildeyim :D

Farkında olmamaya çalışıyorum ama aklıma gelip duruyor sürekli. :( Sanırım gençliğim her pazartesiye böyle kederlenerek çürüyüp gidecek. :(

@cesario +1
tatilden sıkıldım. iş istiyorum ben.

Bugun calisanlar ne yapsin?

Bugün çalışanların Allah yardımcısı olsun :(

Resmen değilmişim. Cumartesi sanıyordum bugünü. Bana her gün cumartesi tabii.

genelde karışıyor günler. hangi gün olduğu çok da fark etmiyor.
son 3 haftadır izin yapmıyorum. bayramlar ve pazarlar dahil.. ki ben her bayram ve her pazar çalışıyorum.
07-16:00 maratonum bugün sondu.
yarından itibaren 09-18:00

Tatili birleştirmiştim, özledim işi 1 haftadır gitmeyince. İyi ki pazartesi ^^

Son izlediğim polisiye-gizem:

Contratiempo

Dusundum de hic merak ettigim yokmus:)

ben douchebagi merak ediyorum. bir de letheavendangered vardi bir aralar.

Duyuru başlığını okuyunca aklıma sen gelmiştin(devilred). Hala buradaymışsın. Arkadaşlar Devilred hala buralardaymış. İfşalarda şaraplı foto paylaşmıştı sanki bu.

He compadrito'nun akibetini merak ediyorum aklima geldi simdi.
Birbirimizi gulduruyorduk en son:))

der meister, konsere gidecekti noldu acaba öldü mü kaldı mı.

www.eksiduyuru.com

bu arkadaşı ve kedisini merak ediyorum.

Ermanen'in, compadrito'nun, hope ender'in naptigini merak ediyorum biraz.

douchebag! para kirmak icin kendisini bekliyorum.

letheavendangered +1, gavur ellerde staj konusunda sıkıntı çekiyordu, halletti mi işleri yoluna koydu mu merak ettim bu duyuruyu görünce.

yalnız şöyle bi detay var, gitti kayboldu sanılan çoğu kullanıcı farklı nick'lerle burada, buraya yazarsanız sesinizi duyup gelebilirler.

Cro magnon'u merak ediyorum ben de. Tatlı bir insandı.

duyurucu değil ama www.eksiduyuru.com

Minik donut canavari.

ben de damdanakan'ı merak ediyorum, bir de mza. naberabi vardı bir ara her şeye çay iç geçer yazıyordu, herhalde şimdi çay koy geliyorum olmuş çünkü tarzlarını çok benzetiyorum. minik donut canavarı'nı da aşırı merak ediyorum çünkü herkes beni o sanıyormuş. manyak mısınız?

edit: whatyoudidiswhatyouget naptı acaba, teknikerlik okuyordu bitti mi. en çok onu merak ediyorum.

kimse de beni merak etmemiş : (

yani pek kimseyi tanımadığım için, merak ettiğim biri yok

Bi hollowlife vardı, ona ne oldu?

minik donut sözlükte yazıyor aktif olarak. geçen mesajlaştık, duyuruda ortam çok bozdu, ondan bıraktım dedi. haklı kız.

shedracon vardı, mis gibi trollumuz. o uğramıyor artık.

Bunalımlı asabi bir damdanakan vardı, kpss falan kasıyordu mutsuz ve agresifti. O geldi aklıma. Onun disinda bu artık gorunmeyen kullanicilarin neredeyse hepsi hâlâ burada bence.

damdanakan'la konuşuyorum arada, iyi galiba.
haklı kız demişsiniz de minik donut erkekti bu arada dsfsdfsd

merak etmem, merak edilirim (bkz: servis bekletilmez, beklenir)

şaka lan kimse merak etmiyo gördüğünüz gibi adfs

ben de minik donut'u merak ediyodum burdan öğrenmiş oldum, steam'den oyun almaya falan ilk başladığımda baya sorularıma cevap vermişti.

Başka da eski hatırladığım yok sanırım zaten isim hafızam çok iyi değil, buradaki linkleri çok hatırlamıyorum o yüzden

bahsi geçenlerin çoğunu hatırlayamadım ama hollowlife umarım acılar içinde ölmüştür yazayım bir daha. burada sildiklerini geçtim sözlükte nickaltlarını bile sildiriyordu.

douchebag anagramıyla (nick'inin tersten, boşluklu yazılışı; tam anagram da denir mi bilmem) buradaymış zaten. cevapları silindiği için moderatörle kavga etmişti en son. halihazırda kullandığı 2 duyuru hesabı daha varmış hatta, onlarla moderatöre saldırıda desteğe kalkışınca moderatör piyastos etmişti kendisini. tüm kullanıcılarıyla açtığı duyurularını falan silip sessizliğe gömüldü.

animal'la ilgili daha önce başka bir duyuruda cevap yazmıştım: eksiduyu.ru

glori'yi soran silmiş. ben de cevabımın onunla ilgili kısmını siliyorum.

ben de libertine'i merak ediyorum. neredeyse 1 senedir giriş yapmıyor.