havaların soğumasıyla çok bot muhabbeti dönmeye başladı. şu an kaç botunuz var? yazmak isteyen markayı da yazarsa daha şahane olur.

Playlist yapiyorum da.. Anathema - portishead falan gibi tarzda varsa bu bana cok koyar dediginiz parcalar katki bekliyorum

hem de çok fena. gerçekleştiremediğim hayallerim, yapmak istediklerim var çok fazla. ama olmuyor. resim kursu, kpss kursu, kitap, ekşi duyuru. bu ne be. acayip sıkıcı bir hayat. siz napıyorsunuz?

bu metrodan eminönü'ne gitmek için nerde aktarma yapmak gerekiyor. şirinevlerden gçiyor mu o tramvay?

istanbul'da olup o gece dışarda plan yapanlara sorum. nerde ne yapacağınızı belirtirseniz ya da varsa katılacağınız eventin linkini verebilirseniz benim için daha iyi olur. plan aşamasında fikirlere ihtiyacım var da.

arkadaşlar son maça kaldım. napoli h1 yaparsa 995 tl alacağım ama site şu an kuponuma 252 tl lik bir fiyat biçmiş istersem satabilirim kuponu.

sizce ne yapayım bilemedim. son 10 dk falan kaldı bir şeyler deyin de şu dilemmadan kurtarın beni.

görsel de var bakabilirsiniz.

Hiç diyaloga dahi girmeyip de tamamen önyargılarınızla cevaplayacak olursanız kanınızın ısındığı veya gıcık olduğunuz kullanıcılar kimler ? Mesaj da atabilirsiniz.

İntihar etseniz nasil ederdiniz seklinde bi duyuru acmistim neden silinir ki hic aciklama yapilmamis modlar tarafindan.

Daha onceki filmini izlememis ama yuzuklerin efendisi serisini izlemis biri olarak bu filmi izlesem keyif alir miyim sizce? Oncekini izlememis olmak filmi anlamaya engel mi?

dini kişilikleri saymazsak tabi..

ortalama ne kadar sürede cevap veriyorlar? 1 hafta oldu hala bi cevap yok bişi yok.

ea'nin origin'in canlı desteği var anasını satayım anında cevap alıyosun saniyeler içinde bunlar 1 haftada cevap veremiyor.

Marketteyim, sevilen in sicak sarabini alsam memnun kalir miyim? Nornalde sicak sarap severim

selamlar,

dün 50tl gs yener diye oynamıştım. o kupon hala geçerli mi ? paramı alabilir miyim ?

umarım bir değişiklik olmamıştır.

Soru başlıkta.

Merhaba arkadaşlar,

Bir arkadaşım bir yerde çalışıyordu. Aslında daha önce istifa edip çıkmıştı ama bir süre sonra gene çağırdılar "çalışır mısın" diye. O ara çalışmıyordu, tamam dedi.

Bugün konuştuk ve ağlıyordu kendisi. Kovulmuş ve normal bir şekilde değil. Patron olacak herif kıza önce bağırmış sonra kız odadan çıkarken "gerizekalı" demiş. "kovuldun" demiş. kız sonra "sizi rezil edicem bana böyle dediğiniz için" demiş. sonra sekreter aramış ve "kavat demedi kavas dedi" der gibi, "o sana değil ortaya söylemiş" demiş.

ne yapsa da bunlar pişman olsa? işe iade davası açabilir ama bir daha orda çalışmak gibi bir düşüncesi yok.

bi fikir verin.

Skt: 02.2014

Ne yapardınız?

oldu mu hiç? bir duyuru hakkında konuşurken yada öylesine sohbet ederken falan küfür, hakaret eden oluyor mu?

Var mı hiç beni tanıyan :(

zorunlu haller dışında bunu yapanlar, sorum sizlere, pişman mı oldunuz memnun musunuz?

(sınavlarıma çalışıyordum, ne kadar manasız şeyler öğrendiğimizi yine, yine, yine, bi kez daha farkettim ve iki dk ara verdim. cevaplarınızı daha sonra okuyacağım)

aşağıları okumasız da olur. okullar yaratıcılığımızı köreltip bizi tekdüze yapıyor temalı şeyler.
--
----
hep duyardım bu tarz eleştirileri de bilmezdim ben de bu eleştirileri yapacağımı. allah'ın belası okulda bize sadece eleştirmeyi, yermeyi, yüksek bir ego ile yukarıdan bakmayı, üretmeyi değil tüketmeyi, hazıra konmayı, pratik değil teoriyi, hayatta olanları değil insanların g*tünden çıkanları temel almayı öğretiyorlar. her şey eksik, yanlış. en büyük yanlış da insanların bir şey yapıyor oldukları sanrısı. "kendinizi tatmin etmek dışında hiçbir şey yapmıyorsunuz". her geçen gün okula daha karamsar bakıyorum, herkes farklı şehirlerden gelmiş, kendisine ailesine vatanına ve en sonunda dünyaya hayırlı olacak bireyler olma düşüncesi ile üniversiteye başlamış.

nah! yok öyle bir düşünce kimsede. belki vardı çoook öncelerde ama yok şimdi kimsede! hocalar da salla başını al maaşını modunda, öğrenciler tamamen yüzeysel şeylerle kafalarını dolduruyorlar. "off banane ya kim ne demişse demiş, hoca böyle yazdırmış işte deftere, doğru mu yanlış mı bakmam ben, sınavda bunu yazarım." "nasıl olsa yarın hepsi çıkacak kafamdan"...

hadi lisedeyken bunlar söyleniyordu da, üniversite de bile hala söylenmeye devam ediyor! bu adamlar, yani biz, seneye mezun olacaz lan???

okulu bırakmayı düşünüyorum. en azından bir sene ara vereyim, seneye bir iş bulup biraz çalışayım sonra da son sınıfı okuyayım diyorum bazen. siz yaptınız mı bunu?



-----
büyük umutlarla, ilk tercih ve yüksek puanla buraya yerleşmiştim. 3üncü senemde baktım ki vadedilenlerin neredeyse hiç biri yok burada. hatta ki resmen açıköğretim okuyoruz. iki vize bir final şeklinde bir sistem var. üstelik vizeler ile finallar arasında yalnızca iki haftalık mesafe var. sınav yapmaktan ders işleyemiyoruz. hocalar basıyor ödevi! öğrenciler sağdan soldan arakla kopyayla ödev yapıyorlar. kimse özgün bir fikre sahip değil! ben de öyle. hocalar da farkında. herkes çorbasına bakıyor.

sadece ben değil bütün arkadaşlarım böyle düşünüyor. başka bölümlerdekiler de, başka üniversitede ya da başka şehirlerdekiler de. hatta ispanya'daki ve fransa'daki arkdaşlarımla konuştuğumda da onların görüşleri benimkilerden farklı değil. onların okulları da böyle! yani olay bu okulu bırakayım başka bir yere gideyim değil, belki de her yerde bu bu şekilde.

lakin, eğer okuldan aradığımı bulamıyorsam. şöyle bir nefes almak için bir sene kadar ara mı versem? bu arada geçen sene zaten öğrenci değişim programı ile yurtdışındaydım. okulum hakkında bir sürü laf söyledim ama erasmus ile yurtdışına çıkıp iki ciltlik kitap macerası yaşamama önayak olan da bu sevmediğim okuldu.

fasulyeden okuduk erasmusken. buraya geldim ki herkes fasulye! oğlum iş yapan yok la. bir sayfa yazı okudu diye "öfff bizden bunları öğrenmemizi nasıl bekliyorlar" diye ağlanıyor öğrenciler de. bu kadar hazıra ve basite indirgenmiş yaşantımız. öss'ye hazırlanırken her şey madde madde ve ezber şeklindeydi ya, hah işte hala öyle!

istemiyorum ben basitleşip tek düze olmak. hoş, kimse istemiyor. fikirlerini kabul etmediğim bu dersleri öğrenmek istemiyorum. kitap eleştirileri yerine kendilerini okusam, bu filozof şöyle demiştir yerine o filozofların kitaplarını okusam çok daha büyük bir hayat görüşüm olacak. e öyle yapayım diyorum, okul engel oluyor hayatıma resmen!

tek istediğim bir şeyler öğrenmek, işe yarar şeyler! üniversite gerçekten bunu sağlıyor mu bizlere?

böyle en death'inden en black'inden ya da en thrash'inden allahsız gruplar önerin bana. böyle manyak sert, yüksek tempo, adam öldürmeden önce dinlenecek epik şarkıları olsun. hatta mümkünse şarkıları böyle manyak, ilginç sololar içersin dinlerken duvarlara kafa atayım. ama çok da teknik death gibin bi şey olmasın. bu kriterlere uygun gruptan ziyade parça da yazabilirsiniz tabii ki.

yada suan da tamda olmak istediğiniz yerdemisiniz

eee hadi tahminleri alalım.

Yeni zelanda vize istiyor mu?

hangisi daha güzel sizce?

İstanbulda iyi bir ortalama hayat için ayda 10 000 tl kazanmak gerekiyor .bir avukat genelde bu paraları mesleğin kaçıncı yılından itibaren kazanır ? Herşeye sıfırdan başlayan birisi için soruyorum

Durup düşündükçe fena oluyorum. Bundan sonraki 30 seneyi sabah 6 akşam 7 şeklinde yaşayacak olma gerçeği, Ankara ayazı gibi kesiyor bedenimin tüm zerrelerini.

Eminim, çalışan herkes bu tip düşünceler içindedir. Bu düşüncelerin sizi ele geçirmesine nasıl karşı koyabiliyorsunuz?

Yapmak istediğim ama zamansızlıktan yapamadığım o kadar çok şey var ki. Haftasonunda geçirilecek topu topu 2-3 keyifli saat için, tüm ömrü heba etmeye değer mi? Bana para veriyorlar ama en güzel zamanlarımı alıyorlar. Zaman bol olduğunda da genelde para olmuyor.

Biraz iç dökme gibi oldu, moral verin, yüreklendirin biraz duyuru ahalisi. Saygılar.

Var mı ki aramızda hiç sevilmemiş olan gençler
yada sevilmemiş oldugunu fark eden

minik bi paket hazırlıyorum. içinde bi paket m&m, bi paket oreo, fotoğraflar, sakız, mektuplar, kartpostallar ve bir kitap var. başka ne koyulur?

"all i want for christmas is you" şarkısını ukulelede öğrenip çalıp videosunu yapmayı ya da şu klasik yabancılara kelime kelime doğum günü kutlatma olayını yapmayı planlıyorum.

nasıl fikir?

şimdi buraya "arkadaş aklıma neden getiriyorsun, ağzını hayra aç" diyenler elbet çıkacaktır.

ama bunu insanlara her gün hatırlatmak gerekiyor. toplum olarak çabuk unutan bir yapımız var.

1-kendinizi depreme ne kadar hazır hissediyorsunuz?
2-deprem sonrası bir kaçış planınız var mı? (şehri terk etmek gerekirse)
3-binanıza güveniyor musunuz?
4-binanın düzenli olarak deprem testi yapılıyor mu?
5-deprem testi yapılmamış binanın yöneticisine baskı yapıyor musunuz?

isterse oyu olurum

Erkek arzuladigi fakat elde edemedigi kadindan kolay vazgecer mi?

selamlar,

şekilde görüldüğü gibi dünyanın sürekli aşağısına gidilse ne olur?

sonuçta uzay kağıt gibi 2 boyutlu bir şey değil, aşağısı var, yukarısı var.

güney kutbunun altından bahsediyorum. oraya uzay aracıyla gidilse ve hiç bozmadan takip edilse yine gezegen, yıldız v.b ile mi karşılaşılır?

sketchtoy.com

merhaba, beyaz bir t-shirt'e şu ekteki görseli bastırmak istiyorum.

anladığım kadarıyla dijital baskı dokunduğunda plastik gibi hissedilen, birkaç yıkamadan sonra çatlayan ve yok yol olan bir sonuç çıkarıyor. (yanılıyor muyum?)

serigrafi de tek bir tshirt için fazla maliyetli olur gibi algıladım.

kaliteli dijital baskı diye bir şey var mı? alternatif nedir?

ay, fazla mı kırmızı şu an? bana mı öyle geliyor? izmit semalarında olanlar bir göz atsanız.

1 saat sonra filan süt içsem zehirlenir miyim? yada ne kadar sonra içmek lazım?
*bim de satılan ton balıklarından

şimdi buradaki tinychat linklerini görüyorum ve artırmıyorum. yok onları görünce geldi aklıma. yoksa yazılsın yani fark etmez, beni rahatsız etmez.

söyleyeceğim şu ki gerçekten böyle sohbet etme ihtiyacı nasıl hissediyor insanlar şaşırıyorum. yani ne biliyim büyük ihtimalle gün içinde bi yerlere gittiler bişeyler yaptılar filan yeterince insanlar arasına karıştılar ve yetmedi hala gelip burda sohbet etme ihtiyacı hissediyorlar. ben günlerce konuşmasam kimseyle ihtiyaç duymam sanırım ki bugünü düşününce mesela sadece bi ekmek almaya çıktım bi ekmek, bi simit dedim. sonra parayı verip sağol dedim o kadar. daha da ağzımdan bişey çıkmadı.

yani tamam şimdi burdakilere hatun/erkek düşürme çabası vs. diyebilirsiniz. ya da kişilik tabii ki bunun asıl nedeni ama bazen gerçekten insanların bu kadar konuşmaya aç olmasına şaşırıyorum.

şimdi bak sen de ihtiyaç hissetmişsin ki bunu yazdın demeyin eheh. bu arada şu jung abinin testinde %100 introvert çıkmış bi insanım durumun onunla alakası olabilir.

soru derseniz de işte ne biliyim nasıl bu kadar başkalarıyla konuşmaya aç oluyor insan şaşırıyorum. ki şuraya kadar 3 defa şaşırdım buna. tamam konuş da ne biliyim bi kendi kendine de bişeyler yap, düşün filan. bilmiyorum.

Valla lan aslında çok kral adamlarız ama, iş güç okul askerlik derken uzak kaldık hep, çok da özlemesem de yeriniz ayrı, ondan sevin cidden ben sizi seviyom çünkü. yetmezse sevgim olsun, biri sizi elbet daha çok ve içten sevecek. iyi geceler ey ahali.

saçlarım baya uzadı. kulakları falan baya geçiyor artık. ben bunlara nasıl ayar vericem arkadaşlar? uçları kıvrılıyor böyle çok komik oluyor. böyle ilk kuruttuğumda makinayla düz aşağıya doğru ama sonradan kıvrılıyor. bu sonradan kıvrılmayı nasıl engellerim? bir de ilk yıkadığımda önler falan sürekli gözüme geliyo. normalde iki yana ayırıyorum saçları. böyle güzel şekil nasıl veririm ne kullanmam lazım bi yardım edin şu kardeşinize

şöyle falan olsa mesela 0.tqn.com