sen şikayet etmesen bişey yapmazlar. durduk yere dertsiz başımı niye ağrıtayım diyerekten. ama ihbar edersen müdahale ederler. bugüne dek abartısız 5/6 kere sarhoş, tinerci ihbar ettim. hepsinde sonuç aldım

çok kolay bir olay gibi bahsetmişsiniz. "alsınlar ıslah etsinler" falan...
elma mı armut mu bunlar? insan ıslah etmek kolay değil. ki bu adamlar en sorunlu tipler...
siz de mesela pek ıslah olmazsınız bence bu cümleyi kurduğunuza göre "bu tip adamların yani kafasız adamların, kime oy vereceği ortada"... zor yani... derdiniz bu çocukların ıslah edilmesi değil zaten, bana bulaşmasınlar da ne yaparlarsa yapsınlar...

şu tinerci diye yaftalanan insanlardan korkan tipleri bi türlü anlayamıyorum arkadaşç ne var lan korkucak. hayatında bir kere olsun öyle bir insanla muhabbet etmeye çalıştın mı ya da sana bir şey söylediğinde ona insan gibi cevap verdin mi? yok amk. metronun gezi parkı çıkışında sürekli durur bir kaç tanesi mesela. ben onları ilk gördüğümde bana ters yaptılar küfür falan etmeye kalktılar ben daha sert çıktım gel lan buraya dedim ne oğlum senin derdin beni mi vurcan burda amk dedim. oturduk mesela beraber sigara içtik ben bunlara bir de tavuk pilav falan aldım öyle muhabbet ettik. korkmayın lan yani hepsi senin benim gibi insan amk. hala ordan geçerken o çocuklara sigara veririm naber lan ayaküstü iki muhabbet eder öyle giderim işe.

yav arkadaş insan islah etmek kolay zor bana ne?
devletin polisi ne iş yapıyor diyorum ben

hükümet istifa diyenlere 1500 polis saldırır
halkın canına kast eden tinerciler 10 senedir orada

ne demek insan islah etmek ne kadar zor biliyormusun?
napalım zor diye katilleri, tecavüzcüleri dışarı mı salalım
yapamıyoruz zor mu diyelim?

dion +1

benim de çok yolum kesilir tinerciler tarafından, özellikle taksim'de çok rastlaşırız kendileriyle. hiç terslemem, insan gibi "ben de yeni mezun olmuş adamım senin kadar olmasa da çok da iyi değil durumum" deyip, şakayla karışık "sen benden çok daha fazla para bile kazanıyorsundur" dediğimde "bırak be abi, al bak cebimdeki para şu" diyerek paralarını çıkarır, daha da ileriye giderek "al abi lazımsa" dediklerini de gördüm. "ne zaman ihtiyacın olursa biz buradayız" demeleri de ayrı bir vaka. o kadar mı umutsuz bir durumda gözüküyorum diye düşündürmedi değil. en son bunlardan birisine yine rastladım geçenlerde, "hırsızlığı bıraktım sonunda abi, tövbe ettim" dedi, "al sana o zaman bir dal sigara" dedim, teşekkür etti, yine kendilerinin hep burada olduğunu söyleyip gitti arkadaşlarının yanına. yani kendilerinden ürktükçe onlar daha da saldırgan oluyor. evet keşke tinerci diye bir şey olmasa tabii ki, ancak bu kadar ötekileştirip, kendilerinden uzaklaşmak yerine, biraz daha ılımlı yaklaşırsanız başınıza bir şey gelmeyecektir. en azından taksim'de genelde böyleler.

bakmadım ama biri 2012 biri 2013 serisi olabilir.
samsungun 2012 serileri ES olarak adlandırılmış, 2013 serileri başka bir şekilde adlandırılmış.
belki fark ondandır.

LM geçen seneki, LA bu seneki seri.

LA serisinde çift çekirdek işlemci varmış, LA'da renkler daha canlıymış diye okumuştum zamanında.

Ben La aldım Darty den 2 hafta önce
En ucuzu oradaydı haberiniz olsun
La çift çekirdekli
2d leri 3 e çevirirken daha başarılı tabii

Ortada haksız hukuksuz bir durum yok
Adamların roamingini kullanmışsınız, karşılıgında ücreti ödeyeceksiniz
Adamlar da roaming hizmeti aldıgınız yurtdışındaki operatöre para verecek.

Sırf bu yüzden iphone de data roaming'i kapa diye tuş var.

En fazla taksitlendirirler, ortada sizin "yanlışlıkla" da olsa kullanımınız hariç bir sorun yok. Operatörün hatası yok.

tamam hatam var ama firmanın bana uyarı göndermemesi de bence hata. raoming ücretlendirmesi hakkında uyarı gelmedi. kredi limitini aştığım için uyarı gelmedi. telefonum kapatılması hakkında uyarı gelmedi. telefonu kullanmadım bile.

gazetede böyle bir haber okumuştum, malesef kurtaramamışlardı durumu.

Uyarırlar mı yaw, akan musluk ne güzel. :p

Belki akıllı tarifeleriyle kullanımı değerlendirip, bir miktar indirim yapabilirler.

oraya ilk gittiğinizde mesaj geldi mi peki? diğer operatörleri bilmiyorum ama mesela avea, x ülkesine hoşgeldiniz, arama x tl, aranma x tl, roamingde her mb şu kadar tl diye bir mesaj atıyor. öyle bir mesaj yolluyorlarsa biz gerekli uyarıyı yaptık derler belki? umarım uygun bir çözüm bulunur çok geçmiş olsun.

bana da vodafone'dan 400 tl borç çıkmıştı. dikkat etmek lazım. paşa paşa ödemiştim.

türkcell de bir defaya mahsus faturada %10 indirim isteme hakki vardi ben onu kullanmistim bu roaming girdisi yuzunden.

Bir sey yapamıyorlar ama ödemede kolaylık sağlıyorlar;taksit seçeneğini konusun bence.

Firmanın bir kabahati yok. O yuzden maalesef odeyeceksiniz gibi.

14.000 borç ödeyen adam biliyorum tek bir ayda sadece. Yapacak çok bir şey yok.

geçmiş olsun. yukarıdaki mesajlardan birinde yazıldığı gibi, en fazla taksitlendirirler.

ancak, firmayı hatalı bulmanız yanlış. mesaj gönderirler her seferinde, roaming konuşma sms ücretlerini.

Benim bildiğim indirim yapabiliyorlar.
Merak ettim bu arada ne kadarlık borç geldi?

Gerçekten anlamadım.

Ben yurt dışındayken turkcell'den düzenli olarak "internet kullanımız x MB oldu" tarzında mesajlar alırım. 3G'yi açık tutup telefondan internet kullanmayarak nasıl bir roaming faturası geçmiş olabilir? Ben roaming'de hem interneti kullandığım hem de telefon ile görüştüğüm hâlde (şirket hattı), 5-7 bin lira fatura gelmiştir en fazla (Paketlerden yararlanıyorum ama o paketler de ucuz değil).

Ama tutup da internetten video izlemiyorum. Kişisel olarak en fazla sözlüğe girer veya arkadaşlarıma eposta gönderirim. Dediğim gibi bana genelde uyarı mesajları gelir. Ama bazı ülkelerde, o ülkeden döndükten sonra uyarı geliyor, onu da turkcell "yurt dışındaki operatör internet kullanımınızı bize şimdi belirttiği için, size bilgi mesajı gecikmeli olarak geliyor" diye açıklıyor.

Not: Ben indiğim ülkede gelen bilgilendirme mesajındaki internet paketlerinden birisini satın alırım. O yüzden bu mesajlar geliyor olabilir. Ama internet paketi satın almayana gelmemesi de saçma olur.

telefondaki app'ler yüzünden oldu büyük ihtimalle. MB kullanımı çok az olmasına rağmen, roaming ücretinin öküz gibi olması yüzünden çok pahalıya geldi.

video izlemedim
download yapmadım
konuşmadım
mesaj atmadım

bi de bunları yapsam binlerce dolar borç olacaktı.

telefon şirketinden de hiç mesaj gelmedi.

borç 1000 dolar civarı. alın bütün aptallığım gözler önünde :) mağdurum da :(

1000 dolar gene iyi, neden diyeceksen benim duyduklarım 15-20 bin lira falandı. Ya öyle gelseydi napıcaktın onu düşün, kendini öyle teselli et..

kendi dinimden birine veririm diyen bu platformda nadir çıkar.

ama taşralarda daha muhafazakar yerleşim yeri ve topluluklarda diyen vardır.

zaten hemen hemen hiç yok başka dinden bi aday.

İnanıyorsam adamın kapasitesine veririm neden olmasın.

seçim sistemimizde kişilere oy 'yerel seçimler'de veriliyor. yılmaz büyükerşen'in din hanesinin dini tercihinin seçilip seçilmemesine bir etki yapacağını düşünmüyorum mesela.

adam gibi calısacağını düşündüğüm herkese oy verebilirim, dil, din ırk ayrımı gözetmeksizin.

böyle bir adam oldugunu düşünmediğimden dolayı ise hiçbir partiye veya kişiye oyum yok

Bu nasıl bir soru ya? Buna evet diyen mi çıkar mı çıkmaz mı bilmem de, sanki herkes böyle davranıyormuş gibi genelleyici bir soruyu burada sormanız...

Yanıtım: Din ne alaka? Yaptıklarına bakarım. (Diyanet işleri başkanlığı için de oy kullansam aynı şeyi yaparım.)

(bkz: keşke şeriat çıksa)

şeriat olmadığı için benim için dini önemli değil. ama müslümanlara antipatisi de olmamalı oy vereceğim kişinin. politikaları, aydınlanmacı değil, kültürüyle barışık fakat enternasyonel ve sosyal politikalar olmalı.

Avustralya başbakakanı ateist, dinin devlet yönetiminde alakası yoktur. Budist de olsa iyi yönetiyorsa iyi yönetiyordur. Ben din ayrımı yapmam. Burda müslüman olanı var islam barış ve kardeşlik dini(!) olduğu halde yaptıklarına bak.

ben veririm. mesela ben müslüman değilim. ama atatürk gelse mesela gözüm kapalı oyum gazi'nindir.

arkadaş nerede bu
"hülooooğ"lar

nerede bu "göd kılları"

onları dinlemek istiyorum

@neil artik degil. gonderdiler guzelim kadini, o memlekete bile kalin geldi amk :(

ebue bi ihtimal.

amrabat'ı

çocuğunu keser...

Muslera hariç herkes ihtimal dahilinde...

2. yarı drogbayı keser

amrabat zaten hali hazırda kesik

muslera
ebue
chedju
melo
sneijder
drogba

dedin mi bitti zaten?
chedju gibi gözüküyor ligde kesilecek adam

şampiyonlar liginde kimseyi kesmez alayını oynatır
bruma 18 yaşında, şu an kesilse de laf etmez sanıyorum ki

görecegiz.

dana yı.

şınayder i kessin. herif bi geldi takımın tüm dengesi bozuldu. terimle oynayacak adam değil zaten şınayder. ingiltereye falan gideydi iyiydi.

chedjou ve eboue olabilir maçına göre.

(bkz: halil lahmacun) - kadıköy

(bkz: lahmacunu süper olan mekanlar rehberi)

sultanahmet tarafına gidebilirseniz. hira lokantası, kadırga'da. daha önce lahmacun yememişiz biz diyeceksiniz. o kadar da güveniyorum. çok çok iyi. ağzım sulandı yazarken:) esnaflokantası gibi mesela kredikartı geçmiyorama gerçekten gidin..
www.tubiba.com

istanbulun en iyi lahmacunu diye vedat milör tarafından onaylanmış bir yer var
lahmacunu hala 3 lira, salaş küçücük bir restoran
etleri falan da enfes lezzetli

öz kilis

fatihte, kız yurdunun karşısında, hırka-ı şerif camii'nin arasında

arada sırada öglen ofisten kaçıp, 45 dk yol çekip giderim, hala harika.

oz kilis'in lahmacunu uzerine henuz lahmacun yemedim.

valla güngören köyiçinde hizmet kardeşler diye fırınlı bir kasap var. düzgün nezih bir yer. genelde aileler gidiyor. bir antepli olarak o muhite yakın en güzel lahmacunu orada yedim.

2.beylikdüzünde kilis sofrası dürümcü bayram

3.laleli'de çavuşoğlu

gungoren koyici'nde gunaydin firin kasap. antep usulu isteyeceksin ama diger lahmacunlar yalandir. antepli olarak tercih ederiz.

altunizade - bağlarbaşında hakiki kebap var çok lezzetlidir ve nezih bir yerdir. lahmacun 3.5 tl olması lazım

avi, mkv olayına gireceksen samsung ya da lglere bak. ekran kartında hdmi çıkış varsa hepsine bağlarsın zaten.

panasonic bu işin piridir..

bizde bi tane samsung led serisinden bi televizyon var her dediğinize uyuyor.

lg belki daha ucuzdur o da olabilir.

vestel profilo beko yerli mali yurdun mali diyorum

Plazma LED'den daha iyi deniyor. Ne dersiniz?
www.akakce.com

led tv ler gerçekçi göstermiyor. plazmalar daha iyi. ben panasonic plazma aldım epey oldu hala iyi gösteriyor.

samsung smart tvlere bakmanı öneririm

lg alma 1 ayda 2 kere bozuldu geri verdik.

plazma,led,lcd farkını deli degilsen anlamazsın
plazma gibi artık eskiyen ve eşşek ölüsü gibi agır cihazlara para verme

led alabilirsen al marka önemli degil
3d istiyorsan Pasif gözlüklü al, aktif gözlükler de eskiyor artık
samsung'un pasif gözlügü yok biliyorum

lg, sony ve philips'in pasif gözlüklerine bakabilirsin.

community, friends (eskiden friends favorimdi, artık community)

friends izlemediysen yazık etmişsin kendine.

the i.t crowd, community, it's always sunny in philadelphia tam sana göre diziler.

How i met your mother?

Its always sunny in philadelphia ya basladim yeni. Tam sana gore.

family guy

two and a half man var..

30 Rock

(bkz: the office)

friends

friends izlendi panpalar :(

ha unutmadan, family guy ve himym da izlendi, yazmayı unutmusum.

the office izleyebilirsin

scrubs

new girl var ben 5-10 bölüm izledim beğenmiştim.

coupling kesinlikle ama british versiyonu

çoktan aza doğru sırasıyla chandler, phoebe, ross, monica, joey, rachel.

1-ross
2-phoebe
3-x
4-chandler
5-x
6-monica-rachel-joey

çoktan aza doğru
chandler(çok severdim de gülerdim de)
phoebe (smelly cat hala gülüyorum)= ross
joey
monica
rachel(en az sevip de en az güldüğüm)

1.chandler
2.geri kalanı

chandler
joey
ross
phoebe

ross
phoebe
chandler
joey
rachel
monica

Chandler ve joey bitirir isi.

joey, chandler, phoebe, rachel, ross, monica

çoktan aza.

ross(her şey bir yana, dişleri bir yana:D)
phoebe
joey
kalan üçünü ayıramadım

chandler rulz ulann!

1-chandler
2-ross
3-joey
4-phoebe
5-rachel
6-monica

1-chandler
2-joey
3-phoebe
4-gerisi (gülemedi)

1-joey
2-rachel
3-chandler
4-ross
4-phoebe
5-monica
(ulan şimdi görünce özlediğimi farkettim. 3.kez başlıyorum amk)

1-chandler
2-joey
3-ross
4-monica
5-phoebe
6-rachel

joey
phoebe
ross
rachel
monica
chandler

phoebe
chandler
joey
ross
rachel
monica

1-chandler
2-joey
3-ross
4-monica
5-phoebe
6-rachel

1 Ross
2 Phoebe
3 Chandler
4 Joey
5 Rachel
6 Monica. Hiç gülmedim bu kadına ya. Sevmiyom da zaten.

Phoebe'yi hiç sevmedim bana çok yapay ve gerçek dışı gelir o karakter

1- Chandler
2- Joey
3- Ross

1-joey
2-chandler/ross (birine diğerinden daha çok gülüyorum diyemem)
3-chandler/ross
4-phoebe
5-rachel
6-monica

seçenekler arasında olmasan da seni unutmadık marcel reyiz.

1.chandler
2.ross
3-4.phoebe-joey
5.monica
6.rachel

leyla the band olabilir.

www.youtube.com bu olabilir mi ajjxha

Leyla the band degil, keremden hiç degil
Çok daha duru bir şarkı sırf adamın sesi var desem yeri

www.youtube.com

olabilir mi acaba?

Yok vokal erkek ve daha kaotik bir şarkı

BULDUM!

gitmemiş, darılmış.

Darıldı şans, Darıldı aşk
www.youtube.com

yatırım yapılmasını öngördüğün tutar ne kadar?

60.000 - 70.000 arası

Melek yatırımcılardan randevu talep et.

kickstarter. kosgeb. tübitak. angel invester mıydı neydi onların ikna edeek bir yeöntem bulup ulaşmak. (kapılarda yatmak aptalca bir mail atmak ilgilerni çekmez.)

Melek yatırımcılardan randevu talep et.

melekyatirimcilardernegi.org

@tok old... melek yatırımcı derken ?

@sparkle kiddle

yöntemden kast ettiğin ?

(bkz: melek yatırımcı)

melek yatırımcılardan uzak dur:/ tübitak desteklerini araştır.

www.tubitak.gov.tr
Buradan üst tarafta yer alan destekler tab'ına giriyorsun.

Belki uygun bir destek bulabilirsin.

www.alestagirisim.com

Sanırım ameliyatlar pahalı ve o iyileşme evresi çok zorlu olduğundan değişime giden az. 40-50 bin civarı olduğunu duymuştum bilemiyorum doğruysa.

Eskiden anneannem Pangaaltın'da oturuyordu, apartmanı travesti seks işçileri doldurmaya başlamıştı, daha sonra da taşındı anneannem. Biz de bir iki kere kalmıştık, gerçekten sürekli gürültü oluyordu apartmanda, giren çıkan durmuyordu ayak sesleri yeni erkek sesleri falan, hatta sanırım para ödemeyen oluyordu çünkü bağırıp bir şeyler atıyorlardı travestiler, koşuşturma sesleri falan oluyordu. Bildiğim kadarıyla evet fazla müşterileri bunun sebebi de bana göre şunlar; merak, daha uygun fiyat sunmaları ve de ayrı özel bir ilgi olabilir.

ben travestilerle ilgili röportajlar okumuştum toplumsal cinsiyet dersinde, travestiler (en azından orada konuşanlar) eşcinselleri sevmiyorlardı, onlara göre bu insanlar kimlik bunalımı yaşıyorlardı, çünkü travestiler aslında kendilerini erkek bedeninde kadın ruhunda görürler, bu yüzden biri şöyle bir şey demişti "aslında bana gelen adam erkekten hoşlanıyor, çünkü ben ne kadar giyinirsem giyineyim tenim erkek gibi kokar, tenim öyledir yani ve adam bundan zevk alıyor ama kabul etmiyor, ben anormal o normal oluyor)

cinsiyet değiştirmemelerin en büyük sebebi para sorunu bence, dikkat ederseniz bu tarz filmler vardır (yabancı filmler bile), para kazanıp cinsiyet değiştirme ameliyatı olacaklarını söylerler hep.

Bunlar az çok benim bilgim okuduklarıma ve izlediklerime dayanarak. :) Hani karşı çıkan da olabilir, ben okuduklarıma ve birkaç kere şahit olduklarıma nazaran yorum yaptım.

Bu arada şu da bir gerçek travestilerin seks işçisi olmasının en büyük sebebi toplumdan dışlanmaları ve bir yerlerde çalışamamaları. Fakat demek ki bu insanlar ne kadar bedenlerini sevmiyor ki her şeyi göze alıp, özgür olabilmek için bu yolu seçiyorlar. Bu da işin başka bir boyutu.

tabi ki alan alıyor arabalarına. olmasa o kadar çok travesti orada ne yapsın? o kadar bakış falan da yok bence. civarda olanlar zaten alışık, senin (ve benim) gibi alışık olmayanlar bakıyor sadece bunun da onlar için sıkıntı olacağını sanmıyorum.

ilişkiye giren sayısı da çoktur heralde keza çok fazla travesti var ve bu adamlar sadece fuhuştan para kazanıyor, kimileri para kazanmak için(ve tabi eşcinselliğin de etkisiyle) giriyor o kılığa.

bir de adamın pipisi var sonuçta, bununla ilişkiye giren tabi ki gaydir diye düşünüyorum.

Ben de çok olduğunu duymuştum. Üstelik çeşit çeşit insanların geldiğini söylemişti arkadaşım. Her yaştan... Şahininden en lüks arabasına kadar bi sürü adam geliyor demişti.

Yabancı bir tv ekibine refakatçi olmuş bir arkadaşım
Travestilerle röportaj yapıp belgesel çekmişler, bu da çevirmenlik yapmış

Şimdiii zaten penisi olmasa, kadından farkı yok.
Ameliyat ettirsek yani kestirsek hiç müşterimiz olmaz demişler

Karısı ile gelip, hem karısını hem kendini yaptırandan, çok sert kamyoncu gibi gözüküp altına tango giymiş olana kadar acaip müşterileri varmış

Travestiyi pasif olarak kullanan, %10 falanmış, onlar da ya korktuklarından ya da meraktan.
Uzun vadede onlar da pasif olabilir yani.

Normal adam parası olmasa da 40 yaşında kadın tutar yine de travestiye gitmez
Gidenlerin hepsinde bi gizli veya açık ibnelik var

travestilere olan talep, bildiğim kadarıyla kadın seks işçilerinden dahi yüksek. izmir alsancak, kıbrıs şehitlerinde oturuyorum. sabaha karşı çoğu manzaraya şahit olabiliyorum balkondan. playboy olarak tabir edilen, kıvanç tatlıtuğ tarzı adamlardan tut da kamyonculara kadar.

ayrıca az çok psikiyatri deneyimi, okumuşluğu olan biri olarak söylüyorum ki, travesti talebi olan biri eşcinselliğini kendine açıklayamamış kişidir. bunu kimse inkar edemez. eşcinsellik, tahmin ettiğinizden de yaygındır, hatta sizi korkutabilecek, şaşırtabilecek kadar.

tamam hocam konuşuyorum ben bir daha yapmazlar

e böyle giyineni de var napacagız?
fashionbombdaily.com

Amerikan ekşi duyurusunda
i42.tinypic.com
bu resmi koyup

Türkler neden hep böyle giyiniyor deseler, senin yaptıgınla aynı.

nedenini tam bilememekle beraber benimde böyle giyinen iki hocam olmustu, ne zaman simdi bol kumas pantolon giysem aklima gelir biri.

bol takil elbise giyenin yaninda cok sik giyinen de var ama sanirim bu onlarda tarz meselesi, kimisi dar, kimisi bol giyiyor.

hocam bu verdigin ornek amerikanin 1%i falan )...televizyonda internette gordugumuz )

@cruseo ilk verdigin eleman aslinda ingiliz: en.wikipedia.org

tabi gene haklisin dediklerinde :D

leyla ile mecnun ekibi onlar
ali atay'ın sesini çok net duyuyorum
o sahnedeki bütün oyuncular olabilir

hatta yeni isimleriyle "leyla the band"

ekip +1
eminim.

Görüntü bakımından aynı, zaten internet hızınıza göre 4-5 farklı kaliteyle izleme seçeneği sunuluyor. İlgi alanıma Sadece süperlig girdiği için 1. Paketi alıyorum. Geçen sezon lig başladıktan 2 ay sonra filan almıştım maçsız lig tv yoktu yanlız.(maçtan 20 dk sonra filan kesiliyor)

ben de aynını düşünüyorum da
lig tv satılır da, yeni alan büyük kampanyalar ile yeni yapılanmaya girerse diye tırsıyorum

benim digitürk play'e düşme sebebim apartmanımın digitürk uydusuna bakan tarafı kapalı, dsmart alırsa, telekom alırsa, o zaman direk uydudan izleyebilirim gbiime geliyor

noterde imzayı basarken takas oluyor genelde, çek ya da direk elden verebilirsen bir sorun olmuyor. havalede biraz daha güven lazım gibi :)

2. el araba alımını step step yazabilirmisiniz?

1- Arabayı Beğendin
2- ????????????????? (Arabayı ustaya götürdün, gösterdin kısmı nasıl gelişiyor, sen yalan söylüyorsun, bu araba hasarsız degil, benim ustam görecek mi diyorsun, adam ustaya falan göstermem derse napıyorsun)
3- Usta'nın söylediklerini de begendin
4- Adamla son bir pazarlık ??? (var mı böyle birşey)
5- Sonra?....

1- Arabayı Beğendin
2- Arabayı ustaya / servise götürüyorsun. adam da seninle gelir genelde. göstermek istemezse arabayı almaktan vazgeçiyorsun
3- Usta'nın söylediklerini de begendin
4- Adamla son bir pazarlık yapılıyor.
5- para ve ödeme şekli konuşuluyor. nakit ödenecekse öncesinde bankaya beraber gidip açıklamasına xx plakalı aracın satış bedeli yazdırıp çift dekont alınıyor.
6- notere gidilip devir yapılıyor.

ya da 5. maddeyi atlayıp direk notere gidiliyor beraberce ve orada para takası ile devir işlemi yapılıyor.

Sıkılmazsan oku :) gerçekten detaylı anlatım var.

forum.donanimhaber.com

temizi çek vermektir. bankanızla görüşün.

bankaya gidiyorsun. satıcının adına bloke çek hazırlatıyorsun.
devir yapılmadan önce satıcı bankayı arayıp adına bloke çke varmı diye soruyor
noterde devri müteakip çeki satıcıya veriyorsun.
sen arabayı o çeki alıp öpüşüyorsunuz.
satıcı bankaya gidip çeki tahsil ediyor.

Onlar kaçak değil de üst sınıf imitasyon oluyor genelde.
içindeki vidalara kadar marka adı yazıyor adam ama sahte.

tahtakale caddesi'nde toptan satış var. han içindeki dükkanlara bakın lütfen.

Zenci saatciler var onlar olmasin.

Carrefour'da kahve reyonunda görmüştüm. Real'de de vardır tahminen. Bunun haricinde Tchibo'da da değişik değişik aromalıları vardı.

metro markete sor sen bence

Metro'da var ama süt tozundan çevirme hepsi.

@erectrode sağlıklı değil mi yani?

onlar süt degil krema.
kahve kreması diye aratırsan çıkar

toz krema degil tabii.

geçenlerde 5M'li migrosta da gördüm, poşet içinde bir sürü taneli satılıyordu.

beymen'de aradığım her şeyi buldum bugüne kadar. hepsi de kaliteli çıktı.

Mavi'nin kotları eskiden neredeyse 10 yıl sağlam kalırken şimdi Mango'nun 30 liralık kotlarından bile çabuk yırtılabiliyor, deforme oluyor. Üst giyimini bilemiyorum da mavi kotlar eskisi gibi değil bence.

Collezione tam apaçi markası sakın!

whoosie ye katılıorm. mavi cizgisini çok düşürdü kot kapsamında. Eski dayanıklılığını yitirmiş. Levis' den şaşma derim kot konusunda modelleri ve kalitesi başarılı. yazlık üst giyim olarak çok çeşit marka var bütçene göre bedenine göre karışık bir dolap hazırlayabilirsin kendine. Öne çıkanları tommy, lacoste, fred perry vs.
hepsinden ziyade yakışanı bulmak önemli ;)

damat tween'ı takip et indirimde gömlek ve kot için ideal

Ben LTB yi beyeniyorum :) bizim almanyada cok tutuluyor LTB

jack&jones,mudo,dockers,levis,pullandbear

diesel pantolon kalıpları müthiş.ve ayakkabıları da çok kaliteli.2 yıl önce aldığım ayakkabı hala ilk günkü formunda

M&S

eski günlerden bir değer olarak loft var bi de, ben hala çok severim.

Massimo Dutti diyorum ben.

Zara' nın kesiminde ama kalitelisini yapan bulsak da giysek diyorum bir de.

Bershka, H&M, Zara Men

Mavi kesinlikle iyi değil.Kıyafetler genelde üzerinde güzel duruyor kesim itibariyle ama çok kabuk kendilerini bırakıyorlar.Bu kot için de üst giyim için de geçerli.Hatta aksesuarlarda bile.

H&M'i tek geçiyorum. Ürün kalitesi tartışılır ama tasarım olarak çok iyiler.

tommy hilfiger, timberland, lacoste, massimo dutti, zara.

asıl adı da Nükhet Duruyandır

ermeniyse ne degişir ki

merak etmiş sormuş bişiler değişmeliyse Türkiye de bence sen değişmelisin artık.

Niğde'li diye biliyorum ama :s

bu dilleri öğrenme isteme sebebin nedir ?

mühendis olacak adamın işine yarar diye düşünüyorum

c baslayip sonra c++'a gec. ordan da java'ya atlarsin bilmiyorsan.

mühendisliklerde 1. sınıfta c/c++ dersi var

öyle kendım yaparım dıyıpte. hani ekstra bı yetenegın vardır vs olur. ogreırsın dıcemde. eger normal birisi isen yanı hımm sunu ogrenrebılıryım yaa dıyosan. ımkansız ogrenemezsin.Ş

matlab'i da c'nin hemen arkasina daya bence. notasyon benziyor zaten.

edit: kendin ogrenirsin ya bakma sen. ben lisede c ogrenmistim.

c tamam da c+ nedir :)
c++ var sadece, o da zaten kod espirisi c=c+1 demek

still got the blues olabilir
tam o havası var çünkü.

www.youtube.com

Yok ne yazık ki degil kendisi cok sevdiğim bir sarkidir fakat aradığım şarkı degil

Galip Derviş, Monk'un kalitesinden birkaç gömlek düşüktür. Bunu kötüleme amaçlı değil, her uyarlama kaynağı kadar kaliteli olmaz diye söylüyorum. Zaten bu yargıyı kıran tek yapım da The Office'dir, zira bu dizi özgün The Office'den (İngiltere) kat be kat daha iyidir.

Galip Derviş'in ilk iki bölümünü izledim. Bence Monk daha güzel. İzle.

galip dervis izliyorum her hafta ve bayiliyorum. monk izledim ama hic sevmedim. tv8 diye bi kanal vardi ben abddeyken ordan izliyordum kanalin goruntu kalitesi cok kotuydu belki ondan belki de cidden beni pek sarmadigindan hicbi bolumunu sonuna kadar izleyemedim. ama galip dervisi elli kere izlerim herhalde. dizi tatile girdi eylulde geri gelir. ayrica cok tuttu. herkes izliyor hem de gecenin bi yarisinda yayinlanmasina ragmen. onun onunde de intikam isimli angut mu angut bi dizi yayinlaniyor bi de. peh.

senaryolar bile birebir oldugu için monk tabii daha düzgün
bir çok olay amerikaya göre çünkü

sabah radyo djlerinin acaip sesler çıkartması, senatörlük seçimleri gibi şeyleri
burada belediye başkanı, vali falan diye çeviriyorlar, havada kalıyor tabii hafif.

galip dervişin kendine göre bir havası var. engin günaydın olmasa olmazdı. orjinali daha iyi olsa da dervişe kötü demek haksızlık olur. galiba daha çekilmeyecekmiş. engin günaydın, dizilerde oynamam daha demiş. gazetede yazmıştı. devam etse keşke...

İkisini de ayrı ayrı değerlendirmek gerekiyor bence. Ben ilk önce Galip Derviş'i izleyenlerdenim, dolayısıyla Galip Derviş daha çok hoşuma gidiyor ama tabii bunda Engin Günaydın ve Algı Eke'yi sevmemin de etkisi var. Daha sonra merak edip Monk'u izledim, o da bana güzel geldi. Tabii Galip Derviş senaryosu uyarlama olduğu için, çok fazla mantık veya çevirme hatası da oluyor. Bölüm başına en az iki mantık hatası düşüyor neredeyse. Bir de tabii bizim insanlarda önyargı var ve uyarlamanın ne demek olduğunu hala daha anlayamayıp "Çakma yaa" filan diyen çok.
Dizi bitmedi, yeni sezonda devam edecek. Aslında yazın devam edeceği söylenmişti başta, ama sonra kanal vazgeçti diye biliyorum. Engin Günaydın "Galip Derviş'ten sonra bir daha dizide oynamam" demişti, o da dizilerin süreleriyle alakalı diye biliyorum. Bu arada Galip Derviş'in süresi de ortalama 55 dakika, sadece ilk bölüm 90 dakikaydı. Bu da bir avantaj bence. Reytingleri de kötü gitmiyor, hatta sezon finali reytinglerde birinciydi diye biliyorum. Ama yeni sezonda nasıl olur bilmiyorum, Perşembe günü diziler açısından çekişmeli bir gün ve Derviş'in saati de biraz sakat. Yani benim şu an en sevdiğim yerli dizi ama ben okul zamanı yayınlandığında Cuma günleri öğleden sonra izleyebiliyordum. Ama reytinglerde sekizinciliğin altına pek düşmüyordu sanki.

monk bence daha güzel.
ama monk'un yardımcısı çok çirkin amk, algı eke sayesinde galip derviş'in de üstün yanları oluşuveriyor :)

Kosu mesafelerini ölcüyor.

Ek olarak, Ntv spor Galatasaray muhabiri Evren Göz söylemisti. :)

o cihazlarla koşu mesafesi ölçülmez
futbol istatistigi, şampiyonlar ligi ve uefa kupası işi yapıyorum 7 senedir
gitmedigim maç yok herhalde, bu konuda benden daha bilgili adam bulamazsın bu mecrada.

o cihazlar real time efor ölçüyor
koşu mesafesi o yelekle falan ölçülmez, kamera sistemi ile ölçülür
koşunun bir örnegi burada var

www.stats.com

ipad 5 biraz cakma havasi uyandiriyor yalniz :)

ipad 5 yok

Amerikada olduğu söylendi. Keklenmiş de olabilirim. 4 kaça gider?

Google var, mantık var! :)

ipad var
ipad II var
the new ipad var
sonra the new ipad with retina display var

ipad 5 diye birşey yok
amerikası, türkiyesi mi kaldı orada çıkan herşey burada da 10 gün içinde oluyor

Atakan sokak ve civarına turuncu kablolar çekiyorlardı ondan mı bahsediyorsun bilemiyorum.

Kablolar çekilsin, daha onların sistemi de kurulacak
yeni yıl sonrası bence

evet.

Zaten hafif alkollü yaptırılır dövme ki acıyı biraz daha az hissedesin.

dövmecin iyiyse ve dövme yaptıracagın yere göre kanama olmadıgı da oluyor
2000 senesinde 6 kutu efes dark içip dövmemi yaptırmıştım 6 saat sürmüştü
tek damla kan çıkmamıştı.

Nişanşında Cemaliye Hanım var. Çok ilgili ve işini severek yapan biri. Gözleri ileri derece iltihaplı olarak bulduğumuz Gölge'nin bir gözünü kurtarmıştı.
www.firmasec.com

Eğer giderseniz, beni hatırlamaz ama gölge'yi hatırlar. Gölgeyi sahiplenen bey tavsiye etti diyebilirsiniz.

Şimdiden geçmiş olsun.

Mecidiyeköy Atakan sokakta Escort Computer'in yanında var bir tane.
Atakan sokak Emniyetin hemen arkasında, aslı böregin yanından girince oralarda olan bir sokak, trump'ın bir palaleli

İstiklalde benim dovmecim emrah var 26a nin yaninda. Emrahta iyidir ama caddede ki anatolian tattoyu tek gecerim.

Türkiyede bu işi ilk yapanlardan kendisi
En pahalısı da odur herhalde ama çok iyi iş yapar.

25 yaş altındaysan kovalar seni, daha büyüksen çok da güzel sohbeti vardır
www.ruhsel.com

bütün ünlülerin dövmelerini de bu yapar

ne tarz bir dövme düşündüğüne göre değişir aslında.
benim tercihim danny garcia olurdu.

Danny Garcia +1

App uygulaması diye birşeyo yok öncelikle bunu bi kabullen sonra yerini değiştirirsin

Birseyo derken :pp

app zaten application yani uygulamanın kısaltmasıdır.
App uygulaması diye birşey olmaz.
Bu 1

Appler insanlara saçma sepet yalan bilgi vermek için tasarlanmaz, hayatını kolaylaştırmak için kullanır, dudulludaki evinde otururken arkadaşlarına bakın ben amerikadayım diyeceksen başka bir yol bul.

Teşekkür ederim ama en az sizin kadar ingilizcem var bu 1.
2.si bu APP UYGULAMASİNİ kullanan konuşmadığım bir arkadasım var.
Ve 3.su hangi amaçla kullanacağımda tamamen bana kalmış ahlak dersi vermen icin degil biliyorsan yol göstermen amaçlı sordum.

soruya gelen cevaplar çok komik olsa da combo breaker'lık yapıp yardımcı olayım: "locspoof" diye arat gugıl'da (ingilizce biliyorum, yanlış olmasın).

gerginsin dostum, sakin olacaksın. hayatında daha önemli şeyler var, ömründe bir kere 5 saniye gördüğün biri yüzünden canının sıkılması saçma değil mi?

yaş kaç?

sen millete 3 saniyeden fazla baktigin icin onlarin saha bakis suresin hesaplamissin. demek ki sen de onlara bakiyorsun. bakmazsan nereden bilecen kimin kac sn baktigini.

kimse yokmus gibi yuru.

e sende bakıyomuşsun

cok baskı altında calısan biriyim, dısarda da baskı altında hissediyorum kendimi sanırım.
ben de bakıyorum ama onların bana baktıgını farkettiğim anda bakıyorum, yurtdısına gittiğimde hic olmuyodu boyle seyler, yada anadoluda..

Sevgili dostum büyütecek birşey yok ama kendini ifade etme sorunu yaşıyor olabilirsin. Yani normal hayatında senin de dediğin gibi baskı altında kalman hayatına bu şekilde yansıyor sanki. Eğer bu durum çok rahatsız ediyorsa üzerine gitmelisin.

kendini fazla önemsiyorsun
sana kim niye baksın? neyin olabilir yani başka bir insanın bu kadar dikkatini çekecek.

kendinle ilgili sorunların var, o da bana bakıp dalga mı geçiyor diye kompleks e giriyorsun, kimsenin bakıp dalga geçecegi kadar önemli degilsin, herhangi birisi için, kimse "deli degilse" sana bakıp seninle ugraşıp, dalga geçecek kadar manyak degil.

bunlar herkese olan şeyler büyütücek bişey yok

öyle hissetmesen bile sakin mutlu huzurlu bir ifade takınarak bakarsan olumsuz tepki gelmez ve bu sorun çözülmüş olur. ayrıca öyle hissetmesen bile sakin mutlu huzurlu bir ifadeye kendini zorladığın zaman beynin senin için çalışarak gerçekten seni o forma sokar.

bankaları kapatıp(veya işleyiş düzenine düzenleme) faizi yasaklar ve gelir adaletsizliğini çözmeye uğraşırsa. Tabi tanıdğımız tayyip bunu asla yapmaz. Banka ve faiz meselesi konusunda düşüncem de şundan kaynaklanıyor:"faizin her türlüsü haramdır."
Diğer her şey insanlara bağlı olan şeyler, eşcinsel evliliği serbest bırakabilir bir devlet ancak bu konudaki toplumsal baskı ve insanların olaya "vay ucubeler" şeklindeki bakışı değişmedikçe bişey değiştirmez bu. İçki, sokakta elele yürümek, öpüşmek... Gibi durumlar için de aynısı geçerli.

yolu yok adamım

itiraf etse verebilirim.

yani sizi kandırdıgım müslümanlık, din şu bu ile yakından uzaktan alakam yok
zaten ben o uydurma din denen şeye inansam önce kendim çalıp çırpmam, yetim hakkı yemem.

Din min yalan, ben de sikebildigim kadarı ile sikiyorum.
İran olana kadar da baskılara devam edecegim, işinize gelirse

derse, en azından dogru söylüyor diye belki verebilirim oyumu.

meclisi, bakanları sağdan soldan toplama değil de alanlarının uzmanı olmuş bilim insanlarını getirmeye çabalasa, kendinin cemaatin değil de ülkenin çıkarı için adımlar atsa mesela.

sikseler vermem o derece. bugüne kadar yaptıklarını bir çırpıda silip atacak bir şey yapacak durumda değil hele o kadar ölen insanın üstünde kanı varken.

başkaları ne der/düşünür diye düşünürsen yeri gelir nefes dahi alamazsın, o kadar diyeyim. Rahat ol,takılma bu kadar.

Zaten sokakta yururken pek fazla kisi dikkat etmez arkadaslarinla takildiginda belki biraz sorun olur ama yinede takma bencede

pahalı olanın benzeri çakma alacagına
ucuz ve başka görünümlü daha saglıklı birşey alabilirsin

hem pahalı gibi gözüksün hem ucuz olsun
ne kadar şekilci herkes

Çakma alacağıma ismi duyulmamış marka alırım daha iyi. Önemli olan ayak sağlığındır, çakma olanlar ise sadece dış görünüş iyi olsun, orijinaline benzesin diye yapılır. 50TL ona vereceğime giderim jump falan alırım, bazı kundura firmalarının indirimleri oluyor 50-60TL'ye güzel seri sonu ayakkabılar oluyor, spor ayakkabısı kadar rahat ettiren ayakkabılar bulabiliyorsun.

Çakma connverse çok zor farkedilir. Rahat hem. İyiki çakma almışsın gerçeğinden farkı yok gibi

bazı "çakma" mallar aynı fabrikada gizlice üretilen ürünler oluyor. yani hiç bir farkı olmuyor. Ben arkadaşıma hediye paul smith ayakkabı almıştım çinde herifler paul smith yazısını silmişlerdi topuktan , onun dışında beymendekinin aynısı. ben 8$ vermiştim beymende 200 küsür liraydı.

çok soğuk

deniz yok.

ardahana kozmopolit dendi yahu :D
new york ne peki, dubai ne? istanbul ne?

ankara bile kozmopolit degil, ardahan mı kozmopolit?

etrafı dağlarla çevrili yerlerde güneş gelmiyordur belki ? Güneşsizlik depresyon yapar fena.

başka bilgisayarın varsa ubuntu kur onu da ögren
yoksa
knoppix gibi bişi bul, cd den boot edince linux olsun, çıkarınca cdyi yine windows

Ubuntu kurman için başka bilgisayara ihtiyacın yok istersen, usb bellek üzerinden kullanabilir istersen 2. işletim sistemi olarak windowsun yanına kurabilirsin. Güzel bir işletim sistemidir.

103,602 x 100 / 75

encrypted.google.com

şimdi fiyatı 100 birim kabul edelim.
%25 indirim olunca 75 birim kalıyor.

75 birimi 103.602 lira olanın
100 birimi nedir?

ilk entrydeki içler dışlar çarpımı ile sonuca ulaşabilirsin.

Garanti Bankası, daha ne olsun?

en basitinden garanti bankasının kar açıklamalarına bakabilirsin.
sonra yaklaşık kaç müşterisi olduğunu, kart başına ne kadar aidat aldığını düşünebilirsin.

vs. vs..

medya ve banka sahibiler. çıkmasalar şaşmak lazım.

garanti ve otomotiv ana lokomotifleri
star, ntv ve ntvspordan zarar ediyorlar sen düşün

ntv'nin değişimine bakarsan anlayabilirsin "su"yun nerden geldiğini. çeşme mi deseydim?

garanti yeni ellerine geçmedi. bir de yarısı amerikalılarda. benim derdim yakın zamanda bu adamlar devletten yeni ihale aldı mı acep? enerji, yol işleri felan?

iki yıl önce bunların bir iş başvurusunu reddetmiştim. bizim memlekette baraj mı ne yapıyorlardı. şu sıra teslimini yaptılardı zannedersem. bi de olm garanti zaten evvelden beri bunlarda değil mi? benim eski hatun burada çalışıyordu, tee ne zaman şişlide bi büro olarak kurulmuşlar büyümüşler cart curt. anlatıyordu.

ismail yk+1 asil enerji ve insaat sektoru nedeniyle hukumetle gobekten baglilar. mesela artvindeki hesi bunlar yapiyormus www.dogusgrubu.com.tr

Volkswagen AG çatısı altında kaç marka var, sen düşün. Dünyanın en büyük otomotiv firmasının Türkiye'deki temsilcileri.

www.forbes.com

Garanti Bankası ve medya eklentileri de düşünülürse, bence de gayet normal. VW'nin temsilcileri derken, VW bugün Türkiye'nin en çok satan birkaç markasından biri. Seat, Audi, Skoda ve diğer markaları eklersen, en çok satanı diyebiliriz. Bu markayı bu hale getiren gruptur Doğuş. Şikayet çok ama bir o kadar da memnun olan var.

Adamlar son bir kaç yılda hükümetin en büyük destekçisi haline geldiler . Haliyle işlerin menfaatle yürüdüğü ülkemde buyumeleri şaşılacak birşey değil.

Garanti bankası gibi bir güç var ellerinde ki finans sektöründe İş bankasıyla birlikte başı çekiyorlar. Şöyle düşün bu ülkede İş veya Garanti bankası batarsa Türkiye'de KESİN olarak kriz çıkar. Böyle bir güce ve para akışına sahipsen sırf eğlencesine bile farklı sektörlere girip deneyebilirsin.

bebeğe veriyorlar vatandaşlık. uçakta doğsa bile alır pasaportu.

eksisozluk.com

ekşi sözlük is your friend

cok guzel bir olay. neden boyle birsey yapiyorlar peki ?

bu boktan ülkeden kurtulmak için.

amerikan vatandaşı olmak avantajlı bişey olduğundan?

Uçakta doğuma beyaz pasaport veriyorlar, o insan dünyanın bütün ülklelerine girip çıkabiliyor hayatı boyunca diye bir şey duymuştum. Efsane mi acaba? Buna da başlık açmak lazım :)

lan onlar niye gidip orada doguruyor demedim. amerika neden boyle birsey yapiyor dedim.

uçakta ve herhangi bir ülkenin havasahasının dışında dogarsa
birleşmiş milletler pasaportu alıyor.

dünyada 100 kişi falan var bu sayede pasaport alan.
diger birleşmiş milletler pasaportu olanlar görevliler.

sadece amerika yapmıyor. pek çok ülke için vatandaşlık şartı iki tanedir: 1) doğum yerinden ötürü vatandaşlık 2) kan bağı nedeniyle vatandaşlık (anne-babanın vatandaşlığını otomatik alma)
bu durumda çoğu ülke kendi topraklarında doğan bebeleri doğrudan vatandaşı yapmakta. amerika da bu şekilde bir sistem belirlediğinden ve abd vatandaşlığı en cazip vatandaşlık olduğundan insanlar abdye doğum yapmaya gidiyorlar.

Metro degil de, kabataşa funikuler ile inersen, karaköy de bu işin membaa var.
Karaköy de, cadde üzerinde boy boy dükkanlar var, hepsi de bu tip işler için

ben solomon, merrel ve vibram ayakabı almıştım, kışın koşu için termal içlik almıştım

marmara forumda decathlon var. hem diğer markaların ürünlerini hem de kendi ürünlerini bulabilirsin. kendi ürünleri de baya iyidir, tavsiye ederim.

avcılar metrobuse gelmeden bı tane sağda 2 katlı bı yer vardı. adı sanırsam andoutdoor

orta okul lisede hiç mi biyoloji dersi almadın kuzum?

klorofil organeli sadece güneş ışığı durumunda çalışır ve oksijen üretir

edit: soruyu yanlış anlamışız. benim bildiğim odaya kaktüs konulmasının sebebi radyasyonu emmesinden ötürüdür.

kılıç bitkisine bir baksana gece oksijen veriyor diye duymuştum ama hurafe de olabilir.

cam aç

gece oksijen üreten bitki mi???? :O yok öyle bi bitki dünyada

cam aç+1

yada su buharı makinası al

Niye kasıyorsun biraz günlü akkor ışık veren lambayı odanndaki herhangi bir çiçeğe çevir sende ters istikamette yat böylece ışık ters vurmuş olur ışıktan rahatsız olmazsın . klorofil güneş ışığı aramaz ışık ayırt etmez genelde eğer ayırsaydı ışığı seralarda akkor lamba kullanamazdık :D

kurdele çiçeği, filodendron, draçena, duvar sarmaşığı, bambu, palmiye, paşa kılıcı, ev sarmaşığı, kasımpatı, spathipyllum, aglaonema isimli çiçek ve bitkiler hava temizleme konusunda iyiymiş..

aşağıdaki sayfada da ciddi ciddi tartışmışlar bu konuyu...
www.turkeyforum.com

iyi bir marka seçip hava temizleme cihazı alırsan çok işine yarayacaktır bu konuda..

www.mnn.com

gece oksijen üreten değil de havayı temizleyen bitkiler var.

hiç bir bitki gece oksijen üretmez.

ama "CAM fotosentezi" denen farklı bir fotosentez çeşidi var. bunu yapan bitkiler gece karbondioksit emer. sonra bu biriktirdikleri karbondioksitle gün ışığında diğer bitkiler gibi fotosentez yaparlar. kaktüs de böyle yapıyor. ayrıntılar:
tr.wikipedia.org

azbitki.com

bence 9 gün bu iki şehir için fazla. eğlence kısmını geçiyorum, gezilecek görülecek yerleri için konuşursam; belgrad 1,5 gün budapeşte 3 gün. ben yürüyerek gezdim her iki şehri. budapeşte'de buda kısmına 1 gün ayırdım, peşte kısmına da 1 gün ayırdım görülebilecek her yeri gördüm. hadi sizin benim kadar performans göstermeyeceğinizi düşünürsek budapeşte'ye de 3 gün yeterli diyeyim. belgrad'ı ise sabahtan akşama kadar gezip bitirdim. yarım gün de oradan size verdim fazladan. kalan 4 günü çevre bir şehirde geçirmenizi tavsiye ederim. prag olur, bratislava olur, krakow olur.

illa bu iki şehir diyorsanız 6 gün budapeşte 3 gün belgrad diyeyim. hatta 6.5-2.5 olarak da dağıtabiliriz.

eyvallah. evet düşündük bir başka şehir ancak Prag uzak kalıyor bir hayli. Viyana'yı da 1-2 günde geçiştirmek istemiyoruz. Bratislava en uygunu sanırım.

sizin programı biraz belgrad bozuyor bence. o civarda o kadar şehir varken görülecekler arasında son sıralarda yer alır ama özel bir sebebiniz varsa bilemem tabi ki. ben yerinizde olsam prag-budapeşte-salzburg(viyana) üçgenini gezerdim. o civardaki şehirlerin hepsi birbirinden güzel o yüzden çok fazla kafanızı karıştırmayayım, sonra karar vermesi zorlaşıyor.

edit: belgrad'dan bilet almışsınız. o zaman özel bir duruma giriyor bu :)

bratislava'yı pas geç bence. viyana'ya 2 gün yeter. oraya gidin mutlaka.

belgrad'a 2 gün yeter.

zagreb ve novi sad alternatiflerini de düşünün. özellikle zagreb. bence belgrad'dan daha güzel.

belgrad için 2 ideal. zagreb'i düşünürsen orası da bi harika daha güzel hatta. 9. gün sabah saatlerinde belgrada dönersin, kahvaltı edersin son işlerini yaparsın sonra havalimanına geçersin. yol yarım saat 45dk sürüyor belediye otobüsü yada havalimanı servisiyle.

balkan ülkelerini doğu avrupa'da ki ab üyesi ülkelerden ayırmak lazım. balkanların en derli toplu şehri zagreb'di onlar da zaten ab'ye girdiler. buna rağmen zagreb avrupa başkentleri arasında en kötülerinden biridir. avrupa'da ki hemen her başkenti görmüş birisi olarak söylüyorum bunu. zagreb'in tek çekici yanı plitvice ulusal parkıdır. durum böyleyken belgrade'i geçtim novi sad gibi avrupa'da ki herhangi bir kasaba tarzında ki yerleri görmek zaten tamamen zaman kaybı. oralar ancak balkan turuna çıkıldığında görülecek yerler.

benim şahsi sıralamam, prag, budapeşte, viyana, salzburg, ljubljana, bratislava, krakow, zagreb, belgrad şeklinde. bu şehirlerin hemen hepsi de 2-3 günde gezilir bitirilir.

zagreb kesinlikle daha güzel, gidebilirsen git.
bi de

e abi bu da peşte, bu da peşte ne anladım bu işten
diye espiri yapasım var.

hepsine git haci koca 9 gun. prag da o kadar uzak degil.

dünyada amerika hariç, hiç bir yer telefon ve tablet almak için degecek kadar ucuz degil.
dubai den hong hong a, singapura her yere gittim.

En fazla 100$ oynuyor, o da bozulma ihtimalinde elinde kalmasından daha az bir fark.

fotograf makinesi, kamera gibi şeylerde biraz oynayabilir.

sao paulo'da 1 gün geçirdim kız başıma, brezilya'da da toplamda 35 gün kaldım

ana yollardan ayrılmazsan tehlikeli bir şey yok. insanlar sıcak kanlı, özellikle polis turistlere çok yardımcı oluyor.

sao paulo'da gezerken casa de rosas (bu muydu lan adı) diye bi yer bulmuştum, orda böyle gençler eğleniyolardı. bi köşede şirri okunuyo, diğer tarafta güzel alternatif müzikler. gece de beni partiye çağırmışlardı ama ertesi gün uçağım olduğu için kalamamıştım

brezilya'da genel olarak yiyecek çok ucuz, ben gideli epey zaman olduğu için elektronik konuda yorumda bulunamicam. bir de brezilya'da bacak dekoltesi hariç (göbek/göğüs dekoltesi ver, kimse bakmaz) kimse dönüp de bakmaz. bacağa niyeyse şaşırıyolar

Libya için konuşuyorum, Kaddafi döneminde dünyadan izole yaşamışlar malum, turizm yok denecek kadar az, Türklere zaten olumlular %90, gerek orada çalışan Türkler sayesinde gerekse hükümet kaynaklı, etek (süper mini değilse) giyin sıkıntı olmaz, ama unutmayın Ankarada bile süper mini giyerseniz hayvannn gibi bakan bir kesim var, kurallar (şeriat-islami kurallar vs) nedeniyle (korku ) saygılılar, mesela trafikte aman birine çarparım vs. korkusu var, hırsızlık, taciz vs yaparlarsa herşeyin karşılığı olduğu için çekiniyorlar, sahil kesimi İzmir sahili gibi, havası güzel(Tripoli), sokaklar 15-20 yıl geri kalmış izlenimi veriyor, çok fazla tarihi eser vs beklemeyin.

o etek uzunlugu dizin altinda olsun sampuan reklamlarindaki kizlar kadar dikkat cekmek istemiyorsaniz

bu cevapta...
turk dil kurumu gibi konusuyoruz:
1)tam yuksek cozunurluklu
el desaparecido 16:9

aslında
FULL HD nin çevirimi sadece HD olabilir.

çünkü şöyle anlatayım.
HD yayın 1920 ye 1080 yayındır. (1080 P)

HD ready
cihazlar 1280×720 çözünürlükte (720 P) veya (1080i) oluyorlar.

Sadece HD de diyebilirsin, HD 1080P de diyebilirsin
teknik bilgisi olan anlar.

konu çevirmek olduğunda "em pi üç" gibi birşey oluyor tam hd. okurken de eyç di deniyor zira.

el desaparecido' nun dediği bana göre de en doğrusu olması gerekir.

Gerçek yüksek çözünürlük.

denmez, denmemesi lazım. hd ready, full hd, ultra hd, gibi nitelikler belli bir standartı temsil eden özel isimlerdir ve çevirilerde aynen kalır. usb yi(universal serial bus) hiç türkçeye çevirme ihtiyacı hissetiniz mi?

motomot çevirisi tam yüksek çözünürlüklü oluyor malum ama bence de en düzgün çeviri bu olur. bu arada 1080p, full hd'dir. 1080i, 720p, 480p ise hd'dir. dolayısı ile full hd=hd yanlıştır. full hd= 1920x1080 çözünürlüktür.
hd ready ise hd kaynaktan gelen yayını 1080i, 720p gibi çözünürlüklerle gösterebilmesidir. diyelim ps3'ünüz var veya xbox360'ınız var. hd ready bir lcd veya plazmanız varsa bu kaynaklardan hd görüntü gösterebilirsiniz.

bildiğim kadarıyla buzdolapları ilk kurulumdan sonra belirli bir süre çalıştırılmadan dinlendirilmeleri gerekiyor. bunla alakalı bir sorun oluşmuş olabilir mi acaba?

kompresörü yağ basıyor onların, soğutucu sıvı-gaz pompalarken. az daha durulsa kompresör yağlanır ses azalır diyecem ama işin uzmanı olmadığımdan emin de değilim.

Şu anda ses kesildi fakat tekrar başlar mı bilmiyorum.

ilk gün çalıştırmayın derler ama
kutusunda da yazar.

newyork'u mutlaka gör diyecegim de
los angeles new york, istanbul lizbon kadar mesafe.

iç hat diye ucuz bir uçuş falan bulursan new york'u gör derim

DC yi salla, sıkıcı saçma bir yer.

Beverly Hills.

Ayrica Six Flags ve Universal Studios'a 2-3-4-5 kere falan gidin derim.

iç hat ucuz uçuş ara ve new york u gör. miamide falan bi bok yok. madem o kadar batı yakasına gittin hawai için biletlere de bak. belki uygun vardır. ben doğu yakasındaydım, güneye floridaya indim bahamalara falan geçtim bence süperdi. sen de aynısını hawai ile yapabilirsin belki.

south central la'e gidebilirsiniz mesela. crenshaw blvd. da ziyaret edilmesi gereken yerler arasında.

ismini mahkeme kararıyla değiştirmiş olabilir

kamile burcu esmersoy süpermiş

Keşke bütün toplum 1500 senelik arap hikayelerine inanmasa da böyle biraz modern olsa.

Bu insanlar çoğalırsa sadece ileri gidilir, bi zarar gelmez modern insandan merak etme.

Gidip otel yakmazlar mesela, intihar bombacısı da olmaz bunlardan

90 ların sonunda yabancı dizi ne vardı ya? tam tersi 90 ların sonunda türkçe dizi furyası başladı.
yabancı dizi modası lost ile 2005 de başladı.

Eli makbil ve bafi ile başladı bence, ya da freyzır belki de zaynfeld.

Bence dawson's creek le basladi. Hepsinden onceydi o yanlis hatirlamiyorsam, buffy ile kesismis olabilirler.

Ben ingilizceyi bu sayede öğrendim.

onun bir makinası vardı
yagları bölge bölge gösteriyordu
kasları da gösterir mutlaka.

ben taylan kümeli'nin ofisinde görmüştüm.
left leg, right leg, torso diye ayrı ayrıydı ölçümler.

benim spor salonunda yapilan olcumlerde kollar, bacaklar ve govdenin ayri ayri yag,kas, hucre disi sivi gibi degerlerini gosteriyor. Ne kadar dogru bilemiyorum ama

saat ve tarihi belli bi işlemlerden geçirip rastgele bi sonuç üretiyor :)

sonlu durum makinesi işte. aynı girdi aynı fonksiyonda aynı çıktıyı üretmek durumunda. random diye bir şey yok. rastgelelik için kendi dışındaki etkenlere bakması lazım.

sistem saatinin modunu alıyor 20 ye göre mesela.

sürekli değişen değerler referans alınarak (saat gibi) üretilir.

iso doğru söylemiş. bilgisayarın ürettiği random sayı gerçek bir random değil. ama yapılan basit bir random sayı talebi ise kullanılıyor elbette. ancak teknik anlamda gerçek random değil.

Hiçbir şey rastgele değil ^^

Arkadaşın dediği gibi belli bir tarih\saat aralığındaki milisaniyeye göre üretebilir, işletim sisteminin yada işlemcinin sürekli kullandığı zamanlayıcıya göre ütetilebilir, timerlara göre üretilebilir.

1-20 arası rakamı seçme kurgusunu siz de kendinize göre yapabilirsiniz. Son terim + ilk terim = 21. yani seçebileceğimiz 21 tane sayı var. Her rastgele sayı üretimi istenildiğinde o anki milisaniye değerini alıp, son terimin modunu alıp, milisaniye cinsindeki değere bölüp, son terimden çıkarabilirsiniz. Buna göre de 20'den büyük olmaması için milisaniye değerine göre koşul yazarsınız. Milisaniye cinsindeki değer 20den büyükse saniye bakarsınız, falan falan falan.

^_^

random algoritması o kadar dandiktir ki.
VB.6 da

bir komut vardı unuttum, onu yazmadan
rand() dersen devamlı aynı sayıyı bile verebiliyordu aynı dakika içerisinde.
zamanla ilgili yani kesinlikle.

zamanla ilgili olabilitesi olmasina ragmen her zaman zaman ile alakali degildir. random sayi su sekilde uretilir. Elimizde 1'den en buyuk tam sayiya kadar olan sayilarin tutuldugu bir dizi olsun. Belli bir fonksiyon ile bu dizi karistiriliyor. Daha sonra sen her random sayi istediginde bu diziden en bastan baslayarak sirayla sayilari sana veriyor. Random'un ne kadar random oldugunu belirleyen sey bu dizi karistirmak icin kullandigimiz fonksiyon. Bu fonksiyona verdiginiz degere gore serinin karisma sekli degisiyor. Bu degere 'seed' denir. Seed'i ayni verdigin surece ayni sirada cektigin random sayi her zaman ayni olacaktir. Bu seed icin bazi implementasyonlar saat degerini alir, bazilari cpu_clock denilen bir sey alir. Eger programciysan programin icin sen kendi seed'ini belirleyebilirsin. 1-20 arasinda istiyorsan da bu seriden aldigi sayinin mod 20'deki karsiligini doner.

@cruseo o aynı değeri vermesinin sebebi, öncesinde bir komut dediğin random fonksiyonuna verdiğin seed olmasın? seed vermezsen aynı sayıyı üretmesi normal.

daha önceki cevaplarda da söylenmiş, random belli fonksiyonların bir sonucu ve dolayısıyla deterministik, aynı input'u verdiğin zaman aynı output'u vermek zorunda. bu sebeple bu fonksiyonun bir şekilde seed edilmesi gerekiyor, bunda da genelde sistem saati kullanılır. C'de sistem saatiyle random fonksiyonunu seed etmek için srand(time(null)) gibi bir şey dersin mesela programın bir anında, bundan sonra rand() fonksiyonuyla üreteceğin sayılar random olur. Ama mesela her rand çağırmandan önce srand yaparsan iki komutun işlenmesi arasında geçen cpu cycle sayısı aynı olacağı için sana sürekli aynı değeri döndürür.

Java'nın random class'ından üretilen random'lar epey başarılı bulunur mesela, tabi ki sistemde tek değişkenimiz saat değil, ekrana giden output, klavyeden girilen input, diğer donanımların mevcut state'leri gibi birçok farklı öğe kullanılabilir, java da birçok farklı yerden farklı değer alarak bir random sayı üretiyor, bu da java'nın randomunu daha başarılı yapıyor.

Bu randomlar hep aynı input tekrar verildiğinde aynı output'u verecekleri için pseudo-random. Gerçek random için bazı donanımsal çözümler var, bir adet random number generator alıyorsun mesela, bu bir donanım, içinde yanlış bilmiyorsam radyoaktivite ile ilgili bir şeyler var ve bunlara dayanarak öngörülemeyecek sonuçlar üretiyor, bu bir çözüm.

Ayrıca internette gerçek random number sağlayıcılar var, hatta onlardan parayla hizmet alabiliyor, sundukları apileri falan kullanabiliyorsun. Onlar da uzaydaki sinyalleri falan baz alıyorlar, değişken sayısı sonsuza yaklaştıkça random da o kadar real random oluyor.

Ha bir random generator'ın ürettiği sayılar ne kadar random'dur, bu da monte carlo methodları ile belirleniyor, istersen araştırabilirsin.

Bu işin fazla derinine inersen felsefi tartışmalara kadar gidiyorsun. Son olarak: dilbert.com

cokmek.

ama sistemin cokmesi gibi.

bina yikilir ornegin.

burda bayağı bayağı yere yıkılmak, yere düşmek, fenalaşmak, ayakta duramamak anlamına geliyor. ben öyle anladım.

aha der meister :)

"his heart collapsed" cumlesi ile de ilintili aslinda.

adam böbregi alındı diye üzülmüyor
adamın vücüdu iflas ediyor böbregi alındı diye.

zaten medikal bir durum oldugu için, polis olaya müdahil olup, 5 kişilik organ kaçakçılık şebekesini yakalıyor.

üzülen adamların araştırmaz polis, vucudu çöken adam oradaki sıkıntı.