çok gergin ve anksiyete manyağıyım. bir kısmını "psikolojik rahatsızlık" olarak değerlendirip sorumluluğu belki üzerimden atabilirim ama kesinlikle karakterime de sirayet etmiş bir şeyler var. bazı insanlar normalde pamuk gibidir ama çeşitli sebeplerle "hastalanmış" ve çok endişeli olmuştur. ben öyle değilim. kontrol delisi denemez de her şeyi tam anlamıyla idrak etmek, her şeyin nasıl ilerlediğini bilmek zorunda hisseden birisiyim. o nedenle bir şey plana göre gitmediğinde veya olması gerektiğini düşündüğüm şekilde gerçekleşmediğinde acayip sinirleniyorum.
otobüs 10:30'da kalkacak diyelim. normalde de yol 15 dakika sürüyor olsun... her ihtimale karşı 10:15'te yerimde olmaya çalışırım. bu yüzden 10:00'da çıkmam lazım. yolda sorunla karşılaşma ihtimaline karşılık bir 15 dakika daha erken çıkarım.
normalde "aa negzel temkinlisin işte, işini garantiye alıyorsun, hiçbir yere geç kalmazsın" dersin di mi? 6 saat önceden gitmiyorum sonuçta. ama ben işte 09:45'te evden çıkıp da 09:58'de durağa/terminale varırsam çok sinirleniyorum. hayat olması gerektiği gibi akmıyormuş, birisi her şeyi bozmuş, çomak sokmuş gibi hissediyorum.
bu beni inanılmaz üzüyor. planlamadan, gelişine yaşamak istiyorum. tutmak, anlamlandırmak, sindirmek, akışına tanıklık etmeksizin öylece yaşayıp gitmek... yapamıyorum.
5 yaşındayken bile vardı bende bu. arkadaşlarımla oyun oynarken bir köşeye oturur, daha iyi konsantre olabilmek için gözlerimi kapatıp kulaklarımı ellerimle tıkar, o ana kadar olanları kronolojik sırayla geçerdim aklımda: evden çıktım, parka geldim, ilk önce şunu oynadık, daha sonra buna geçtik, şu an böyle yapıyoruz... o ana kadar olan her şey kronolojik biçimde aklıma girmeliydi.
param olsa doktora gideceğim bunun için ama yok. şu an tabii ki bir köşeye geçip gözlerimi kapatmıyorum ama bu kontrol manyaklığı hala var. ironik bir şekilde hiç mi hiç "normal" bir hayatım olmadı - hep olumlu veya olumsuz değerlendirildi herkesçe.
bu özelliğimi hiç sevmiyorum işte. ben şimdi çıkıp sokakta yürüyüş yapabilmeyi, kafamı boşaltabilmeyi istiyorum. neblim canım sıkıldı diye sahile inmeyi, kitap okumayı, yapmayı tasarlamış olduğum bir şey o an için çekici gelmediyse onu bırakmayı...
yok, olmuyor. disiplin falan değil benimkisi. öyle bir şey değil anlattığım. tamamen mental bariyer, başka bir şey değil. kendi kendime koyuyorum. beni neyden koruduğunu, ne işime yaradığını da anlamadım. düşünmeden, sindirmeden yaşarsam boşa gidecekmiş ve bir anda kendimi ölüm döşeğinde bulacakmışım gibi hissediyorum.
bazen zihinsel bir engelim olduğunu düşünüp üzülüyorum. sanki bir şeyleri algılayamıyormuşum, zekâm yetmiyormuş, dünyayı işleyemiyormuşum da normal bir insan beynine kıyasla çok daha fazla mücadele etmem gerekiyormuş gibi... doktora gideceğim diyorum da gitsem ne olacak sanki, "aaa deli midir nedir" deyip gönderir, ne çıkacak?
0