merhaba. iki modeli de kullanmadım ama ayrı ayrı iki markayı da kullandım. adidas rahat ve konforlu ayakkabı üretiyor. saatlerce yürü ve koşu yaparken yormuyor. columbia, keen veya salomon gibi markalarda da böyle taştı topraktı basınca hissetmeden ve yorulmadan kullanıyor insan. yani bence columbia almanız daha mantıklı olur. adamlar sonuçta outdoor marka ama tabii kullanım amacınıza göre sizin karar vermeniz daha doğru olur.

columbia daha şık bence.

Şimdi amazon sitesinden inceleme puanlarına baktım columbia'nın puanlaması düşük
www.amazon.com

Adidas'ın puanı yüksek
www.amazon.com

Ne yapsak ki?

Columbia'nın linkini verdiğin modelini kullanıyorum iki senedir. (Yalnız ben 70 euro'yaa almıştım indirimde Kuzey Avrupa'da. Nasıl sikiyorlar milleti Türkiye'de ayıp vallahi ya.)

Ayakkabının iki çok temel sorunu var:

1. Tabanların tutuşu iyi değil. Kaygan zeminde buz pateni yaptırıyor insana. Aldığımdan beri az sövmedim.
2. Ayağı çok sıcak tutuyor ve çok izole ediyor; ancak bu yüzden deli gibi koku yapıyor. Her kullanışın ardından dışarıda bırakıp havalandırmam gerekiyor.
Ek sorun: O bağcıkları iki günde değiştireceksin. Tutmuyorlar çünkü.

Şimdi artıları:

1. Ayakkabıyı genelde eksi 20 eksi 35 arası havalarda giydim. Fırtınada, karda, suda... hiçbir şekilde üşütmedi. Yani tabii ki içine termal çorap falan giyiyorsun; ama genel olarak son derece sıcak tutuyor. Gerçekten çok sıcak tutuyor.

2. İki yıl geçti, hâlâ kullanabiliyorum. Bu süreçte dört - beş kere makinede soğuk suda yıkadım (koku yüzünden) ve bir sorun olmadı.

Sonuç? Alma. Hele Türkiye'nin batısı ya da güneyi gibi soğuk olmayan yerlerde hiç gerek yok.

Soruna cevap: Adidas'ı bilmiyorum; ama amaç soğuktan korunmaksa güvenmezdim. The North Face'e bak.

@sen git ben geliyorum

Mükemmel detaylar vermişsin. Yaa sorma benimde aklıma Türkiye fiyatının saçmalığı çok takıldı ama işte iyi birşey almak isteyince 2 senede bir bu paraları gözden çıkarıyoruz. Bu columbia modeli içimde çok kaldı daha öncede sormuştum columbia mı adidas mı diye gidip adidas almıştım fena çıkmadı ama sağ ayak ciyak ciyak öttü hiç geçmedi.

www.eksiduyuru.com

yuh, o paraya öküz alınır lan..

north face'ler 450-500 arasında da ona pahalı diyordum ben bu ne??

yds bulabilirsen yds, olmazsa da north face gibi bişey al derim ben.

arabama 4 lastik aldım pirelli 1250 tl. bir ayakkabı bu fiyatları haketmiyor tamamen marka parası.

ankete alma seçeneğini de koy bence.

@mikahakkinen

Çok haklısınız ama ankete "alma" seçeneği koysam herkes onu işaretler bu sefer hepten ne alacağımı şaşırırım : )

Adidasın tabanı çıkabilen tabansa uzak durmanızı öneririm. Taban mahvoldu adidas ilgilenmiyor

nasıl bi iklimde kullancaksın bilmiyorum ama o paraya yazık günah. lumberjackin dockers'ın 250 liralık outdoor ayakkabıları var görünüş açısından bunlardan çok da farklı değil.

şu model ayakkabı dünyasında 240 lira mı neydi mesela
urun.gittigidiyor.com

Arkadaşlar hepinize tavsiyeler için teşekkür ederim. Kara cuma indiriminden ötürü fikir değiştirerek başka bir adidas modeli aldım, etiket indirimi üzerinden baya bir indi 500 küsür liraya geldi. Yine de bilemiyorum aklım hep columbia'da kaldı, sizlere sorayım dedim
www.strawpoll.me

aldığım terrex trailmaker gtx

i.hizliresim.com
i.hizliresim.com

linkler kurbağa olursa
i.imgur.com
i.imgur.com

Kağıt/matbaa sektöründe çek ve açık hesap sıklıkla kullanılır.

gıda - 45 gün çek. plasiyerler de genelde konsinye veya bir içerde bir dışarda şeklinde açık hesap çalışıyorlar.

bu benim bildiğim kısmı.

sen kafanda sektörler belirle. işlerin bi şekilde içinde olan birileri cevaplar bence.

Abd konsolosluğu çek çok kullanır.

inşaat ve enerji sektörü de o şekilde çalışır. büyük şantiyeler bile açık hesap ve çekle döner.

Mobilya, üretim imalat, alüminyum, inşaat.

Şu REM uykusu evresini tespit edip o zaman çalan alarm app'leri vardı. Ben de bir zaman kullandım. İşe yarıyordu sanki onlar ama?

Onlardan var, ara ara işe yarıyor gerçekten.

Çok klasik olacak ama erken yatsan? İşe yarıyor gerçekten

İşten geç dönüyorum. Erken geldiğimde genelde erken uyuyorum ama geceyarısı döndüğüm oluyor.

Ilık/soğuk arası duş.

Sabahlari usuyor musun? Ev arakadasimla konustum odamda elektrikli sobayi acip ise gidiyor. Yoksa yataktan cikamiyorum.

Yorgandan çıkınca üşüyorum. Bulunduğum yerde de bu aralar eksili eksili havalar, benim oda da kuzeye bakıyor, normal ısıtmada benim oda soğuk kalıyor. Fan çalıştırınca ısınıyor ama. Biraz daha açayım bakalım, ne olacak.

merak ettiğim bişey olacak. şimdi kafanda bi senaryo oluştur, illa ki yaşamışsındır diye düşünüyorum. ne bileyim yeni tanıştığın biriyle çok hoşlandığın biriyle veya yeni başladığın bir işe severek gideceksin. ama normal saatlerden biraz daha erken. hatta sabahın körü. kendiliğinden kalkabiliyor musun? veyahutta o sabah da kalkma problemi yaşıyor musun?

15 saat uyuyabilmek için uykusuz kalmanız şart. Normalde 5 REM sizin için yeterli oluyorken 4. REM'de uyandınız diye de bu hale gelemezsiniz. Demek ki çok uzun süredir bu şekilde düzensiz ve yetersiz uykularınız oluyor.

İşiniz bu kadar yoğunsa daha fazla uyuyun demek de çare olmuyor ama düzene girmek muhakkak önemli. 5 saat uyuyorsanız bile yatış saatiniz belli olsun, ''oo bugün erken geldim'' diye 10 saat uyumayın.

Vücudunuz ne zaman, ne kadar uyuyacağını bilmediği için her fırsatta bunu maksimum tutmaya çalışıyor olabilir. Anlattığınız gibi bir alarm alışkanlığı edinmek de mevzuyu içinizde önemsizleştiriyor.

İradenizi biraz zorlayıp düzene girmeye ve bu alışkanlıktan kurtulmaya çalışmak gerek bana kalırsa.

@baharat Daha önce de kalkma problemim vardı zaten. Yani, erkek arkadaş, vb.yi zaten geçtim de, şöyle anlatayım. 15 yaşındaydım sanırım, annemin tansiyon problemi oldu. Acile götürdük ve taburcu olunca akşam gelip yattık. Gece sanırım 2-3 gibi annem rahatsızlanmış, evde bir panik vardı ve annemi yeniden acile götürmek gerekti. Olanları duyuyordum, ne olduğunu biliyordum ama tamamen uyanamıyordum bir türlü. İçimden 'Annem ölecek galiba' dedim ve gözlerimden yaşlar boşalmaya başladı ama gözümü açamadım, uyanamadım. Yani, o gece ben evde tek olsam ve uyanıp annemi götürmem gerekse yapamayacaktım, belki de ölecekti. Koma gibiydi. Duyuyorum ama hareket edemiyorum. Bir daha o derece bir şey yaşamadım ama uyanma problemim hep oldu. Tatillerde falan en az 10 saat uyurum. İşi seviyorum, sevmekle ilgili bir sorunum yok. Erkek arkadaşa falan da kalkarken zorlanırım; deli gibi aşıkken de kalkamam. Öyle civa gibi hayatımda hiç kalkmadım zaten.

@cosmicstring, @lazpalle Gece 3-4'te geldiğim bile oluyor. Bazen erken geliyorum, o zaman erken yatıyorum genelde ama bazen geceyarısı, bazen gece 3, bazen akşam 7; değişiyor. Ne zaman geleceğimi pek kestiremiyorum ama öyle geldiğimde her gün erken gitmek zorunda değilim. Bazen sabah 7'de, bazen öğlen 3'te gitmem gerekiyor. O yüzden, bazen uykumu alır gibi yapıyorum, bazen uyur uyumaz kalkıp geri gidiyor gibi oluyor. Haftasonu uykunun tamamını uyuyorum genelde.

Uyku saati seneye yazdan sonra normale girecek. O zamana kadar ne zaman yatıp ne zaman kalkacağımı bilmiyorum genelde.

@rm Yatak sert, tam ortopedik. Onda bir sorun yok.

Psikolojik destek lazım gibi geldi bana. Çünkü farkında olmana rağmen çözemediğin bir durum var. Kan değerlerinle vs. sorun yok. Eğer yeni eve rağmen sorun ortadan kalkmazsa direkt görünmelisin derim.

Kalkınca yatağını topla. Yatağa geri dönme şansı yaratma. Balkon varsa balkona çık bir beş dakika.

@Icha Bu ömrüm boyunca olan bir durum. Bu ara daha az uyuduğundan daha zor kalkıyorum. Zaten pskolojik destek aldığım dönem oldu da, onda da psikolog "İyisin, bana ihtiyacın yok" dedi. Yine de rahatlatıcı "mindfulness" atölyelerine gidiyorum.

@dissendium Ayılmıyorum ki, sorun orada. Kalksam bile hatırlamıyorum.

Eskiden saat çaldığında bilinçli olduğum bir an olursa, yarı kontrollü bir şekilde kendimi aşağı atardım. Kolum bacağım bir yere çarpınca acıyınca uyanırdım. Şimdi sert bir yer yatağındayım, atacak yerim de yok. Bir de eskiden servis saati tekti ve saniyeyle kaçırdım, kaçırdım oluyordu. O stresle kalkabiliyordum. Şimdi esnek biraz daha, vücut onunla da rahatlıyor sanırım.

Septum deviasyonuna bakıldı. Doktor "Haff bir eğrilik var ama iki taraf da yeterince nefes alıyor" dedi.

alarmy uygulamasını tavsiye ederim. kalkıp daha önce belirlediğiniz yerin fotoğrafını çekmeden kapanmıyor. Yüksek ve rahatsız edici alarm tonları var. Matematik işlemleri seçeneğinde de sabah sabah baya kafa açıyor, çarpma toplama yapıyorsunuz ve zorluk seviyesinizi siz belirliyorsunuz.

Kullanıyorsanız sigarayı bırakmak da sabah kolay uyanmak açıısndan faydalı.

Erken yat uykunu al. Erken yatamiyorsan gun ici kisa kisa kestir.

havalandırmanın iyi olmaması da etkili olabilir. düşen oksijen miktarıyla bilincinin açılması zorlaşır(aşırı oksijen düşüşü ya da zehirli gazın bilinci kapatması ve felç olmak ile aynı prensip. burada sadece miktar farklı).

ben erken kalkmam gerektiğinde alarmım çalar çalmaz pencerimi açıp içeriye temiz hava girmesini sağlıyordum(ayrıca içerisinin soğuması da mayışıklığımı alıyordu:) ). şimdi havalandırma işini çözdüm gerek kalmıyor.

sadece erken kalkmam gerektiği zamanlarda klima ya da ısıtıcı çalıştırmıyorum. soğuk olunca daha dinç kalkıyorum.

diğer etkenleri bir kenara bırakıyorum.

alışık olmadığınız sesler olsun alarmda. önce şu: (git:avnoy.com/alarm/flash.swf ) hafif bir müzikle başlıyor, sonra bikbik ötüyor.

peşinden şu: (git: kukuklok.com) kalk borusu çalıyor, inliyor ortalık resmen.

asla kalkmam gereken saate kurmuyorum alarmı.

09'da kalkmam gerekiyor diyelim. avnoy.com'daki alarmı 08:30'a ayarlıyorum. hafif müzik tatlı tatlı çalmaya başlıyor, peşinden klasik alarm sesiyle çalıyor. bu klasik döngüsüne erteleye erteleye devam ediyor.

08:45'e de, kukuklok.com'u ayarlıyorum. kalk borusunu duymamak mümkün degil.

cep telefonunun sesi gittiği için onu kullanamıyorum. bir de araya bir yere onu kuruyordum.

bir anda yataktan kalmayıp tembellik etmek, uykunun açılması için zaman yayıyorum bu faslı.

ben merak ettiğim şeyin cevabını aldım. yani psikolojik olmaktan çok fizyolojik olduğu kanıtlanmış gibi oldu sanki şu an benim gözümde. bu arada bu anı için üzüldüm gerçekten. neyse. burun tıkanıklığı, huzursuz bacak falan var mı? bence bundan sonrası sanki tıbbi birşeymiş gibi. yaşam kaliteni artırmak adına en kısada çözüm bulabilmeni ümit ediyorum.

@tom creo Alarmy'yi kurdum. İnanılmaz işe yaradı. Hatta ilk olarak uyumadığım bir anda denedim (46x7)+89'u uyumazken 3-4. denememde doğru yazabildim. Uyanmama ise daha da yardımcı oldu, ayıldığımda matematik sorusu çözüyordum. :)

Bu naçizane uygulamayı herkese tavsiye ederim.

Sigara içmiyorum.

@air Soğuğu denedim, hakkaten uykumu açtı da, soğukta uyuyamadım.

@runagain Ben de kalkmam gereken saatten yarım saat öncesine 5 alarmı öteleyince ancak kalkıyorum ama ortalığı inletemiyorum, ev arkadaşım tepemde inliyor sonra :)

@baharat Huzursuz bacak yok. Burun tıkanıklığı da hasta değilsem ya da allerjik bir durum yoksa olmuyor ama çok çok çok yorgunsam o zaman ağız ya da burun, artık hangi delikten hava girerse hepsinden nefes alıyorum.

bende uyuyamıyorum!!

Kablosuz fare klavye vs al. Pc görüntüsünü tvye yansıt. Koltuktan kulşan işte. Biz özle yapıoruz. Touchpadli klavyeler bile var

yani bir sürü program var logmein teamviewer falan ama emin ol hiç biri bir mouse kadar kullanışlı olmayacak. yek mouse alıp çok gerektiğinde de bi iki kelime için ekran klavyesini kullanabilirsin. ben öyle yapıyorum şahsen.

youtube'u aplikasyonu üzerinden kontrol edebiliyor olmanız lazım. en kötü teamviewer falan var o da iş görür. pc ile aynı odadaysanız mousepadli klavyeler en rahatı

remote mouse uygulaması işinizi görür.

Cok sağolun cevaplar için. Teamviewer gibi bir uzak bağlantısı istemiyorum. Remote moue uygulamaları fena değil ama klavye eksik kalıyor. Kablosuz klavye sanırım en basit ve etkili çözüm olacak.

YouTube uygulamasına gelince, youtube'u tv modunda açınca remote kontrole izin veriyor ama videolar düşük kalitede açılıyor, kalite seçmeye izin vermiyor. Yoksa çok kullanışlı

Sadece kablosuz fare yeterli aslında. Bilgisayarı tvye yansıttıktan sonra, ekran klavyesini açarak, sadece fare ile istediğinizi yapabilirsiniz.

eğer biraz daha farklı bir yol isterseniz bir xbox 360 gamepadi kablosuz olanından ve bunu pc ye bağlamak için usb alıcısı son olarak "controller companion" denen küçük uygulama. steam üzerinden satın almak mümkün olduğu gibi crakcli versiyonu da bulmanız mümkün.
buyrun ufak bir demo videosu. www.youtube.com
ben htpc de kullanıyorum. klavye için alışması biraz sürdü ama alıştıktan sonra klavye ve mouse ile yapılabilen herşeyi yapabilmesinin yanı sıra oyunlarda da çok kullanışlı oluyor.

@nuh gemisini...

Bu sanırım tam istediğim şey hocam teşekkür ederim :)

DS4 var bende onu da zaten Xbox kontrolcüsü olarak tanıtıyorum bilgisayara sanırım işimi görür bu

sanırım ds4windows.com bu uygulamayı kullanıyorsunuz. ben de şimdi siz yazınca bir aradım ve varlığından haberdar oldum. :) bu da gayet güzelmiş. gerçi pc de pek oyun oyanayabildiğim yok ama ds4 ü pc ye bağlamanın yollarını bilmek istiyordum ben de içten içte bir kaç gündür. iyi denk geldi. :D

ayni kafayla ps3 almistim 4k curved tv yle uyumsuzluk yapti jailbreak li olanlari.
kimi zaman aciliyor kimi zaman acilmiyor.
uyarayim da sonradan elinizde kalmasin.

bu saatten sorna 3 almanın pek manası olmaz. 2018 de gelecek bir sürü oyunun da sanmıyorum ki ps3 destekleri olsun. ps4 fiyatları hazır böyle dip görmüşken en alınası konsol o duruyor. oyun alma konusuna gelince de ikinci el bluray veya hesap almak çok çok daha ucuza gelir. işin içine girince çözersin hemencecik. değiştire değiştire oynarsın.

bilgisayarda şarkıların tag lerini hepsini birden düzenleyebileceğin programlar var. mp3 tag editor falandı sanırım o tarzda birşeyler. belki bilgisayardayken bir kereliğine düzenleyip telefonun için de uyumlu şekilde atarsa sorun çözülebilir. yani umarım.

@baharat: O tür programlarla denesem de sonuç pek başarılı değil. Yani bazı şarkılarda sorun çözülüyor ama bazılarında devam ediyor.

İngiliz dizileri olsun. Kaldığım bölümü görebileyim. Bu özellik çoğu sitede var ama düzgün çalışmıyor. Kaldığım dakikayı da görürsem tadından yenmez

Benim icin, android chrome uzerindeyken videoya basili tuttugumda videoyu indirebilecegim bi player olsun harika olur. Sesi seviyesi yuksek olsun icerisindeki videolarin. Izledigim yerin altinda kac sezon var, kac bolum var gorebileyim. Kaldigim yeri hatirlasin. Yeter.

Reklamı olmasın illa olacaksa az olsun. Bir sonraki bölüme geçme butonu olsun. Bol çeşit olsun. Play butonuna basınca abuk sabuk sayfaları açmasın. Milletin organlarını görmekten bıktık. Sesi yüksek olsun

Yorum kısmı iyi olsa işe yarayabilir. Alt yazı kapatılabilmeli

Video player sade ve güzel olmalı.ileri geri sarma çok önemli bence

üye girişi olsun. her üye izlediği dizileri seçsin. dizinin yeni bölümü çıkınca bildirim gelsin(isteğe bağlı mail de gelebilir) hatta ara sıra kullanıcının zevkine göre yeni dizi önersin. bir de reklamın boku çıkmasın.

Altyazı seçeneği tr/en
İngilizce altyazılı izlemek istediğim diziler oluyor

evet altyazıyının kesinlikle 2 seçenekli olması şarr bence de. peki aynı anda 2 altyazı olsa nasıl olur?

2 altyazı hiç olmaz, görüntüyü bozar.
Algı noktalarını dağıtır.

peki login olduktan sonra ne gibi kullanıcı özellikleri istersiniz?

historyi çok gözüme sokmasın, şunları izledin diye,
açıp 5dk.sına baktığım diziler oluyor, gereksiz kafa karışıklığı

login olduktan sonra sadece takip ettiğim diziler seçeneği yeterli bence, minimalist bir insanım:)
sade tasarım, reklamların etrafa çok yayılmamış olması o siteyi tercih etmemdeki ilk sebep oluyor.

1080p izlemek istediğim dizileri sitelerde bulamadığımda indiriyorum

Zehirden ziyade kapan daha sağlıklı çözüm. Kapana sert bir peynir koyarsanız al kaş yapmasının önüne geçersiniz.

Sert peynir onerilerim;
Parmesan
İzmir tulumu

Rafine zevkleri olan bir fareyse Gorgonzola

Olmekten beter yapmak istiyosan yapiskanli kartonlar var, uzerine koy ekmek peynir, yapisip kaliyolar zavallilar. Hicbir sey yapmazsan bir gun sonra oluyorlar.

Bir hafta cok uzun bir süre degil mi, bu nasil zehir

kesinlikle yapıskan artı karton diyorum. en temizi.

Zehir yedikten sonra oldugu yeri bulmak sikinti +1

Yapiskanli karton mantikli.

fare zehiri hemen öldürmüyor. bunu bilerek böyle yapıyorlar. bu fareler tek başına dolaşmıyor pek. çok da şüpheciler. beraber yemek bulmaya çıktıklarında, biri yediği şey yüzünden diğerinin öldüğünü görürse bir daha yemiyor o şeyi. o yüzden geciktiriyorlar. su içtikçe fare, ölüm hızlanıyor diye biliyorum.

canice ama yapışkan daha hızlı çözer. zehirleyince arkadaşların dediği gibi ölüsünü bulmak zor. ama tek başına olmama ihtimali yüksek o arkadaşın.

Şunu yapmayı denesenize, çok basit:
www.youtube.com

Yapışkan kullanmayın ya, ben bir kere yapışkana yapışmış fare gördüm, travma oluşturdu bende. Fare kurtulmaya çalışırken ikiye ayrılmış ve ciyak ciyak bağırıyordu, çok korkunç, yıllar geçti ama hala en ince ayrıntısına kadar hatırlıyorum maalesef:(

Yapiskan insanlik sucu, yapmayin.

mobil olduğum için buradan ekliyorum. yuvarlak ve düz basliklilar var hangisi daha kullanışlı?

askere tras makinası alma. çaldırır. üzülürsünüz sonra. benim iç çamaşirimi bile çalmışlardı.

eğer ast teğmen olarak gitmiyorsa o makinayı hertürlü çalarlar.

askerde kendi traş makinasını parayla satın alan adam tanıyorum. çalınır 10 ayrı el değiştirir yine sana gelir o 2 katı fiyata :)

öyle şeyler alma. casio f91w al bir tane. torununa bile bırakır bu saati.

askerde tras makinesi kullanmak mı :D alma alma. boşver. nereye gidecek? ne kadar yapacak? ona uygun başka şeyler bulunabilir sanki?

alma gerek yok. onun yerine dısarda harcayın o parayı.

:(

emin miyiz

küçük, pratik ve ucuz bir makine. yorumlar güze, philips eskisin ben de deneyeceğim

www.youtube.com

Bildiğim kadarı ile , en son ödeme tarihi var. o süre içinde firma sizinle iletişime geçiyor. eğer o süre sonunda ödemezse icra işlemi başlatırsın.

aynı karar kendilerine de tebliğ olacak. siz bence önce mağazaya gidip bu konuda bi adım atıp atmayacaklarını sorun. olumsuz bir cevap alacak gibi olursanız da en yakın icra dairesine gidip elinizdeki kararla bir ilamlı icra takibi başlatın. zaten akabinde ödemenizi alacaksınız.

20 gündür ben debeymenle uğraşıyorum şikayette bulunmadığım yer kalmadı ama hala bi çözüm bulunamadı . sizin de paranızı iade edeceklerini sanmıyorum. bence direkt icra takibi başaltın.

@mrv 20 gün çok bişey değil benim işlemlere göre. Ben aylarca uğraştım. Ürün 3 kez incelemeye gitti. Hepsinde de sorun bizden kaynaklı değil diye geri döndü. Yaklaşık 4 aydır uğraşıyorum. Sonunda o parayı Beymen'den alacağım umarım.

Size de kolaylıklar diliyorum.

Kizilayi da yanlış yazmışım, mobildeyim düzeltemedim. Yermeyin beni. :)

en basitinden kızılay avm'de var salata veren yer. biraz bakarsan sağa sola görürsün aslında

soul'da yesin. olgunların o tarafta. ya da aylak madam'da yesin o da aynı yerde.

Eski Leman Kültürün yerinde Zaytung var orada yiyebilirsin.

nefes var. effsane roka salatası var.

takip ettiklerim / takip edenler'e bakarsan zaten gözüküyor bunlar, ekstradan bir uygulamaya gerek yok ki

Takipçiler+ var ücretli olmış sanırım artık kullanıyorum sıkıntı yaşamadım

Günaydın. Android için Followers Assistant kullanıyorum ben. Herhangi bir reklam paylaşmıyor. Son derece de başarılı.

Follower Insight kullanıyorum. Şimdiye kadar bir sıkıntı yaşamadım

polo olur, fabia olur.

mazda 6 2.0 Sport SKY-G

civic, corolla yada auris hocam. Tüplü ise epey ekonomik olurlar. 3 de oldukça sorunsuz motor ve şanzımana sahip.

Benzinli kullanacağım diyorsanız, 308 1.2 vti'ların otomatiklerine bakabilirsiniz. Motor hem çok iyi hemde otomatiği sorunsuz.
vag grubun küçük hacimlileri ekonomik ama dsg'de epey sorun yaşayan olduğu için onu es geçtim.

ben de böyle takip etsem. mobildeyim.mesajları aileme okutacağım.

yakında bir soru da ben soracağım bununla ilgili.

Bak soruna cevap olmayacak biliyorum ama bir dost tavsiyesi.. Benzinli otomatik arabalara bulaşma.. Cidden pişman olursun...

yani şahsen soruna tezat bir cevap olabilir söyleyeceğim şey ama ikinci el temiz bir seat leon 1.6 dizel dsg alabilirsin. son derece de memnun eder yakıt ve performans konusunda.

dizel al bence.

www.sahibinden.com

erkeklerin baskısı ve erkeklere göre daha geç yaşlarda öğrenmeye başladıkları için. bir insana sürekli sen kötüsün, yapamazsın, beceremezsin dersen üstün bir performans bekleyemezsin.

piremsem gibi buyutulup trafikte de piremsesler gibi davranilmasini bekledikleri icin.

genellemek doğru değil ama erkeklerin çok daha kötü araba kullandığını düşünüyorum. tahmin edebileceğin gibi kadınım ama objektif bir gözlemde bulunursak erkek sürücülerin ciddi bir kısmının son derece sabırsız ve bencil olduğunu söyleyebiliriz; gece vakti kadın sürücüleri kıstıran heyvanları falan hiç sayıyorum. yani kötü kullanan kadınların yüzdesiyle erkeklerinkini karşılaştırırsak erkekler ağır basar diyor ve çekiliyorum elimin hamuruylan.

valla ataerkil toplum, kadınların yetiştirilmeleri, sosyal hayatta ikinci plana atılmaları ve cesaretlerinin genel olarak kırılmaları yönündeki tüm eleştirileri kabul ederim de, kimse bana gelip KURALLARA UYMAK İÇİN bla bla demesin. her gün görüyoruz yüzlerce kadını trafikte, ve genelleyebileceğim kadar çok olduklarını düşünüyorum kendi adıma. kesinlikle ama kesinlikle bencillikte sınır tanımıyorlar. hep onlara yol verilecek, hep geçiş üstünlüğü onlarda olacak falan. aksini iddia edenle tartışmaya hazırım.

yanlış anlaşılmasın kadın sürücülerden nefret eden aşağılayan birisi değilim aksine trafikteki magandalığı bitirmek için daha fazla teşvik edilmeliler. trafiğe yeteri kadar ilgilerini vermiyorlar temel sebep bu. 70 hız sınırı olan çift şerit bir yolda sol şeritte 50 ile gidebiliyorlar mesela. korna selektör yapıncada hız sınırını gösteriyorlar. makyaj aynalarına hakimler ama dikiz aynalarına değiller ayrıca.

aksini iddia ediyorum @baharat bey.
geçiş üstünlüğü kimdeyse ya da acelesi var gibiyse mutlaka yol veririm ama bana yol veren kimse olmadı bu güne kadar, 12 yıldır araba kullanıyorum, çok iyi bir sürücüyümdür. çirkinim diye mi yol vermiyorlar acaba? olabilir.

Abi bilmiyom istisnalar var ama kadınların geneli böyle. İki gün önce annem bir kaza yaptı tam kadın kazası. Yani kaza kaçınılmazdı diyecek bir durum olsa keşke. Hiçbir şey yoktu. Güzelim nokta boyasız araba perişan oldu içim yanıyo.

şu "kurallara uydukları için böyleler" süper bir cevap. demek ki sorun kadın sürücülerde değil, kuralları onlara öğretenlerde. mesela 1 saatte paralele park yapmak, sinyal verdiği anda yola bakmadan direksiyon kırmak, durduk yerde geri geri gelip çarpmak ya da fren yerine gaza basıp çarpmak, otoyolda 80le gitmek, yeşil ışıkta 1 saat beklemek falan hep kural çünkü.

genellemeleri sonuna kadar destekliyorum. istisnaların varlığını kabul ediyorum. ayrıca gopro'lu motorcuların kavga arayan insanlar olması, motorcuların işlerine gelince taşıt muamelesi isteyip işlerine gelmeyince aradan kaçmak için 2 teker muhabbeti yapması, dobloya tuğra eklentisi, doblo kullananların trafik canavarı olması, bmw'lerin trafik kurallarına uymamayı (özellikle öndeki aracın dibine kadar girmek ve de makasa girmek) iyi araç kullanmak sanması, beyaz bmw'nin müteahhid arabası olduğu, modifiye şahinlerin hepsinde sesi sonuna kadar açıp gezen barzoların olduğu, 06 ve 54 plakalı araçların genelde kötü araç kullandığı, suv'dan itibaren araç yüksekliği arttıkça şoförlerin yandaki araçların üstüne kırma ihtimalinin daha yüksek olduğu, 0 fiyatı (bugün itibarıyla) 100k+ olan araç sahiplerinin yayalara ve diğer taşıtlara yol verme ihtimallerinin daha yüksek olduğu genellemeleri gibi her 100 seferden 95'inde tutar bu genellemeler.

gerçekten genellemezsek sevinirim, az da olsa iyi kadın şoförler var, hehe ^^
kadın şoför çok ötelerden belli oluyor ama diyecek bir şey yok, bir de o direksiyon tutma şekli :(:(

araba kullanırken güven çok önemli. kadınların derdi kurallara uymaya çalışmak değil. o kadar tedirginler ki ölmeyeyim diye düşündüklerinden bazen kuralları vs. unutuyorlar. sinyalsiz önüme atlayanların çoğu kadın. dur bir sinyal vereyim demek aklına bile gelmiyor çünkü o sırada önümdekine çarpar mıyım, yeterli mesafe var mı, şuraya sığar mıyım ay gaza mı bassam frene mi derken sinyal vs hak getire.

bir de çok büyük bir diğer sıkıntı yeteri kadar iyi şoför olmadan büyük araç kullanmaya başlamaları. daha güvende hissettikleri için alıyorlar sonra biz ezilmeyelim diye nasıl kaçacağımızı şaşırıyoruz. yaldır yaldır üstüne geliyor arabaya güvenip ama işte mesafe algısı vs. daha oturmamış oluyor çoğunda.

biri de mekanikle arası yok demiş çok haklı. şirketin bir aracı ödünç verildi bir kadına. geri geldiğinde direksiyonu dönmüyordu. hidrolik yağını komple bitirmiş manyak. halbuki azaldığında bile bağırıyor araba direksiyonu çevirirken. hiç mi duymadın o sesi, hiç mi merak etmedin ses neden çıkıyor diye. çok bir korelasyon kuramayabiliriz ama o kadın iyi şoför olamaz benim gözümde.

çünkü iyi araba kullanmak için arabayı da tanımak lazım. sol şeride çıksan arkandan gelene fren yaptırtmadan hızlanacak mı araban, fren mesafen ne kadar iyi, araba yola nasıl tutunuyor, dönüşlerde hız ne olmalı gibi gibi şeylere hakim olmak lazım. ama kadınlar kaputu açamıyor.

bir şey daha söyleyip gideyim, koltukları aşırı önce. aynaları göremiyorlar. arabanın burnuna bakacağız diye arabanın önüne bakmıyorlar. tanıdığımız bütün kadın şoförlere o koltukları biraz geriye alıp aynalara bakması gerektiğini ve arabanın ön tamponunu içerde otururken görmek zorunda olmadığını söylememiz lazım.

@tiny penny hanım. bireysel olarak belki söylediklerimin tam aksini yaşıyor ve yapıyor olabilirsiniz belki ama, ben de trafikte bulunduğum 14-15 yıl ve yaptığım 1m kmden fazla yol boyunca bir üstte yazdıklarımı genelleyecek kadar kızgınım bu duruma. üzülerek söylüyorum ki böyle oluyor.

yani yukarıda çok karışık yazdım ama, siz şayet eğer bahsettiğiniz gibi sürüyorsanız sizin adınıza gerçekten çok sevindim. mutlu oldum tüm trafik savaşanları adına.

kesinlikle fiziksel kabiliyetlerinde de çekincelerinden dolayı tereddüt bazlı hatalar yapıyorlar. eyvallah bu da kabulüm. ki trafikte tereddüt en büyük derttir bana göre. ama biraz olsun eline koluna hakimse kadınlar kesinlikle inanılmaz bencilce hareket ediyorlar. benim eyyorlamam bu kadar.

Çoğunlukla daha ilgisizler veya böyle yetiştiriliyorlar çünkü.

İnsanın ilgi duymadığı bir şeyde başarılı olmasını bekleyemezsiniz.

Yemeğe ilgi duymayan birinden yemek yapmasını isteyince iyi yemek yapmasını bekleyemezsiniz.

Ölümlü-yaralanmalı trafik kazalarında sürücülerin yüzde 95’ini erkekler, yaklaşık yüzde 5’ini kadınlar oluşturuyormuş. erkek sürücü sayısı kadın sürücülerin yaklaşık 5 katı kadar. 1000 erkek sürücüden 7’si, kadın sürücüden ise 2’si ölümlü-yaralanmalı trafik kazasına karışıyormuş.
2012 yılı içerisinde erkek ve kadın sürücüler arasında gerçekleşen kazaların yüzde 47'sinde kadınlar tam kusurlu bulunurken, yüzde 49'unda ise erkekler tam kusurlu bulunmuş.
Kazaların yüzde 93 gibi büyük bir oranında erkek sürücüler sorumluymuş.

Başıma bir iş gelmeyecekse belki de kadınların bu kadar çekinerek araba kullanmakta hakları olabilir diyeceğim. Adres ararken mahalle içinde bile 2 saniye durup baksam arkamdan mutlaka korna çalan, daha yeşil yanmadan korna çalan, en ufak bir tereddütünüzde "yaa karı milleti işte" diye el kol işareti yapan erkeklerin arasında yeterli güveni kazanması zor olabilir tabi insanların. daha geçen gün sürücü adayı bir kadın yanında öğretmen ile gayet tenha bir yerde göbekten dönerken arabayı stop ettirdi, arkasındaki afedersin pzvnk kornaya bastı; insanın mal olması lazım arabanın üzerinde sürücü adayı yazıyor nesine korna çalıyorsun. kadının eli ayağına dolaştı, travmatik bir durum yani daha yeni öğrenirken bir de. abi bi dur bir sabret diye şöyle kolumu çıkardım pencereden, bayaa küfürü yedim.
kadınların mekanik becerileri daha zayıf olabilir, bunu motor tasarımı yapan makine mühendisi bir kadın olarak söylüyorum; erkeklerin de başka becerileri zayıf olabilir, bunlar mühim değil. kadın sürücü görünce saygılı davranın, verin yolu, gerekiyorsa uzaklaşın hatta; şarhoş sarhoş araba kullanmayın, acele ettirmeyin,dibinden takip etmeyin, kornaya basmayın. şu travmaları atlatıp bir kendinlerine gelsinler önce, birkaç kuşak sonra erkeklerden iyi kullanır hale gelirler, hiç merak etmeyin. kadınlar trafik te dahil herşeyi güzelleştirirler değerli roma'lı kardeşlerim.

Kadınları genellememek lazım bende kadınım ve gayet iyi ve sakin araba kullandığımı söylerler. Bence kötü kullananların sıkıntısı panik olmak birazda trafikte pişmek lazım tabi ki. Ama cidden leş gibi kullananlarda var

Az önce bir kamyonu sollarken arkadan gelen araba hiç frene basmadı, sağ şeride geçti. Kamyon 50'yle kendisi 160'la gittiği için birden kamyonun arkasında kaldı. Önüme kırdı, kamyon ile aramızdaki 5 metrelik yerden geçti. Ben sollarken sağdan gelip beni sağladı. 120'yle solluyordum. Bir metre daha önde olsam kamyonun altına girmişti. Kadın şoförlere kurban olsunlar. Makasçıların cehennemin dibine kadar yolu var. Sonra otoyolda orta şeritte önü boşken 60 ile giden adama hızının gerektirdiği şeritte gitmesi için selektör yaptım, geçerken baktım sigara içiyor. Onun yüzünden bir sürü trafik oldu. Bir başka gerizekalı da bu sabah otoyolda nereye gidersem o şeride önüme geçti. Sinyal filan yok. Hasta götürüyor herhalde dedim devam ettim. Hastane içinde tek şertlik kavşakta iki araba sollamaya kalktı. Trafiği kilitledi.

Ben ayna kontrolünü erkeklerden çok daha sık yapıyorum. Sağdan gelir önüme kırar mı, yanından geçerken şeridinden çıkar mı, benden önce sola çıkar mı, soldan gelip en sağa döner mi diye sürekli kontrol etmek zorunda kalıyorum. Köşelere park edip yolu görmeni engelleyenler, otopark çıkışını tek şeride düşürenler, durmak/duraklamak yasaktır tabelasının yanına kamyon park edenler kadın değiller. 40 yaşıma geldiğim gün fahri trafik müfettişi olup hepsine gece gündüz ceza göndereceğim. 34 plakalı beyaz kiralık arabalardan nefret ediyorum. Selamlar.

Araç varsa gökçeada olabilir ben dün geldim çok beğendim.

Yol uzun olmasin ama

Sapanca, Kırkpınar tarafları var. Sakarya'da.

Sapanca iyi fikirmis aslinda

hızlı trenle eskişehir 3 -4 saat mesafede bence gezmek için güzel bir şehir. porsuk kenarı parkları odunpazarı evleri falan gezip görecek çok yeri var.

@blue serenity: yalanimi yakaladin yaaa

Sapanca iyidir de ısrar ediyorum ben.
Ayrıca bu sayende yurt dışında yaşayan insanların Türkiye'ye gelmelerinin yasak olduğunu da öğrenmiş olduk bak.

yani kaderimde varsa yurtdisi orda olecegim. Tatil yasak

zerri özer - her şey seninle güzel

onda bunda şundadır, şunda onda bundadır benim favorim ya. damada taksana kocaman bi mavi boncuk! mutluluklar :)

Bence söylediğin şartlara uygun. Çok sevdiğim bir şarkıdır. www.youtube.com

Mutluluklar.

Ben de o şarkıyı seçmiştim ama kuzenler (eşimin ve kendimin) çok klasik olduğunu söylemişlerdi. Herkes onu seçiyomuş.

@mutekebbir benim de en sevdiğim şarkılardan hatta ofisten çıktığımda dinleyeyim ama dans şarkısı için olur mu bilemedim..

Sadece nişanda bana göre hoş gelenleri yazıyorum :

Enrique Iglesias - Hero
I found my love in portofino (yani kimden hoşunuza giderse)
Daniel Bedingfield - If you're not the one

İlle de popüler.

Dance me to the end of love

Şarkı zaten güzel ama nişandan çok düğünde pasta kesince olur bu şarkı. Eğer düğün olmayacaksa olur.

@baharat hero olmaz ya tutuklamasınlar?

@matilda puhahahs :) bunu ayırt edebilirler bence :)

bu arada ben hep yabancı yazmışım ama siz türkçe düşünüyorsunuz sanırım?
bir de neyi seçtiğinizi de yazar mısınız? merak ettim

Bizimki buydu, bunda vals yaptık, ama vokalsiz:
www.youtube.com

oha sen şu kürt kızı değil misin? oğlanın babası nasıl tamam dedi ya hu. hayat bi saçma.

onun dışında şarkı arayışı için: www.youtube.com

@secrex, oğlanın babası niye tamam demiyormuş? insan mı yiyoruz?

realiteden bahsediyorum. duygusalsın anlamazsın.

Benim Bütün Rüyalarım Seninle olsun

Bana ellerini ver çook popüler ama:)

Benim tavsiyelerim;

Levent yüksel - med cezir
İncesaz - bir çapkına yangımım

teypi değiştirmek istemiyorsunuz anladığım kadarı ile, müzik sistemi yapan yerlerde torpidoyu açıp eğer teypinizde uygun çıkış varsa oradan aux çıkışı alıp dışarıya bir kablo ile çıkış yapıyorlar diye biliyorum.

bu sistemi yaptırmak istemeyenlerin çekinceleri ise genelde (modelden modele değişmekle birlikte) araçta torpido sökülüp takıldıktan sonra bir türlü tam oturmuyor ve trim sesleri oluşuyor diyorlar.

bu şekilde çıkış almış dostlarım mevcut.

(teypi teybi teyp nasıl yazıldığını bilmiyorum, yanlış yazmış olabilirim)

aracımda aux girisi var da oraya bellek takmak icin ne almam lazim.ara kablo var mi oyle

Teybin AUX girişi varsa şunu alabilirsin: www.hepsiburada.com

Geçen ay aldım, memnunum. Hem telefon görüşmelerini kolaylıkla yapıyorum hem de telefonda bulunan şarkıları çalabiliyorum.

@jack ass bunlar otg tarzında çalışıyor sanırım yani direk usb bellekten okuyamıyor.

Ya @teknikekip'in gösterdiği gibi bluetoothlu bir cihaz olacak ve şarkılar telefona yüklenecek ya da mp3 çaların içine şarkı atıp, kulaklık çıkışı aux'a bağlanacak.

aux girişi varsa iki ucu erkek kablo alıp (aux kablo derler) telefonu/mp3 playerı bağlayacaksınız.

@teknik ekibin kullandigindan kullaniyorum baya iyi bitek sarji bitebiliyor ama caktan sarjla devam ediyorum calmaya yada aux kablo al telefona bagla.

Castaway on the moon

Captain Fantastic

the imposter izliyodum yeniden şimdi.

wicker park izledim. baya güzel götürdü. romantik gerilim diyen duydum filme, mantıksız gelmedi.

seveceksin.

wicker park a kefil olabilirim.

Hepinize tesekkur ederim arkadaslar :)

Dark city

13th floor

Ek olarak anime seviyorsanız kimi no na wa tavsiye ederim

bence biraz daha parıltılı kendini gösteren bişeyler tercih edebilirsin. illa bunu giyicem diyorsan da beyaz etek güzel seçim olur. biraz neonlarda parlasan fena olmaz sanki (:

siyah yerine beyazini veya turkuazini sey yapsan olma mi ? siyah siyah ic karartici :( :(

bir erkek olarak etek öneriyorum.

Abiye sitelerinde böyle 2 parça olarak tulumlar satılıyor kendiliğinden kombinli :) üst kısa olsun göbek açık kalsın istiyorsun sanırım öyle anladım. Model bakıp editleyeceğim.

Edit; Biraz saçma oldu ama dediğim modelden bulamadım adffhj altı etek olanlarda var göbek açık modeller. Göbek açık olmasa da olur dersen 2 parçalı tulumlar var yine epey.

Şu linkten bak bakalım fikir olur www.abiyefon.com

uzun etek.

ortadaki: www.kadinlive.com

yani söylediğin her şeyle uyar ama yüksek bel, bol, ince kumaş pantolonla (anlatabildim mi emin değilim, foto bulursam editlicem) daha şık olur bence, haa ama ben olsam nikah sonrası partide bunu giymezdim.

Bence şöyle canlı renkli şifon bir elbise giy, tulum da olur. Ayağının da rahat ettiği ince bantlı bir topuklu ayakkabı giyersen şahane olur. Hafif bir makyaj ve parlatıcı falan. Bu ne bileyim biraz şey yani...

Şordan bakabilirsin misal; (git: www.frmmagazin.com )

album seklinde foto yuklemeye kalkinca fotolari asil boyutuyla Kabul etmiyor. sagdan soldan azaliyor fotograf.

- video ekleyince like yerine ne kadar izlendigi yaziyor altinda. Bence ne kadar izlendigi sadece yükleyene gösterilmeli.
- chat kismi pek yeterli degil
- cok fazla spam dönüyor büyük hesaplar arasinda
- story moduna daha yaratici olabilmek icin eklentiler gelebilir.

çoklu hashtag arama.

Bi sure girmediginde, artik timeline siralamasini farkli kriterlere gore yapiyor. Anlatamamis olabilirim ama nasil desem 'bak bunlari kacirmis olabilirsin' tadinda etkilesimimin cok oldugu insanlari zaman siralamasini bozarak falan karsima cikariyor. Oysa ki ben kronolojik olarak siralanmasini istiyorum. Ikinci bir problemse yine ayni sekilde takip ettiklerim ve takip edilenlerin siralamalari da zamana gore olmaktan cikti. :(

pc tarayıcısından hikayelere baksak güzel olurdu. mobil insanı olamadım bi türlü. göt kadar ekranda darlanıyorum.

arkadas instagramda calisiyor beyler haberiniz olsun.

hea evet instagramda çalışıyorum söyleyin isteklerinizi 1 hafta sonra hepsi yapılacak. hesap no. mu da özelden yolluyorum hepinize, gerekli bilgiler mesajda yer alacak :))

"gönderiyi sonradan editledğinde hashtag listesi çıkmıyo"

katılıyorum

Canlı yayın bildirimleri sanırım hala kapatılamıyor. Önemli bir eksik.

mitsubishi colt www.sahibinden.com

www.sahibinden.com

honda jazz.

NC 750 X DCT. <3

fatura var ise müşteri hizmetlerini arayın, faturayı mail olarak atmanızı isteyecekler. şifre sıfırlamalarını yapabilirsiniz.

İzninle başlığını çalıyorum :)

Ben tecilimi Ocak ayında yaptırdım diyelim(2.kere yapıldı tecil, okul normal sürede bitmediği için) 2019 sonuna kadar tecil var. Yarın mezun oldum dersek, o 2019 sonuna kadar olan tecili kullanabiliyor muyum? Eğer kullanamıyorsak, ne kadar süre gitmemezlik yapılabilir? Diyelim 1 sene gidilmedi, bunun parasal bir cezası var mı?

@idja kimligini al askerlik subesine git, bozdurdugunda hangi celbe tabi olacagini ogren. O kadar.

@panda evet su an mezun olsan da o tarihe kadar olani, hatta diplomani götürdüğünde mezubiyet tarihinden itibaren 2 yil tecikini kullanabilirsin.

merhaba,

size tavsiyem askerlik şubenize bi telefon etmeniz olacaktır. eğer sizin şubeniz kalabalık nüfuslu yerlerden birinin şubesiyse, ilinizdeki herhangi bir askerlik şubesini de arayabilirsiniz.
telefonda muhatap olacağınız kişi bir devlet memuru olacaktır, ve bu tarz sorulara alışıklar, eminim size aradığınız cevabı vereceklerdir.

şimdiden kazasız belasız teskereler dilerim.

kolay gelsin.

@baharat

Mezun olunduktan sonra diplomanın askerlik şubesine götürülmesi gerekiliyor mu? Ya da şöyle sorayım. Mezun olunduktan sonra herhangi bir şekilde askerlik şubesine gidilmesi gerekiliyor mu?(Ben mezun oldum gibilerinden) Yani 2019 sonuna kadar istenildiği zaman tecil bozdurulup gidilir mi?

idja; diploma, transkript, fotoğraf (6 tane falan) varsa yds belgesi falan, kimlik.
panda; mezun olduğun an sistemde görünen tecil biter yeniden ta tecil ettirisin ya da askere gidersin. o da mezuniyet tarihinden 2 yil gecerlidir.
panda; diploma ya da benzeri mezun oldugunuza dair belge ile( gecuci mezuniyet) ile askerlik subesine gitmelisin. sonucta seni lise nesununundan ayiran tek fark o. diplomayla gitseniz de korkmayın elinizden diplomayi almazlar fotokopi cekip veririler. bazilari cok anlam yüklüyor diplomaya. yok notere gidip onaylatiyir falan. gerek yok bu gereksis masraflara.2019 yilina kadar degil okuldan mezun oldugunuza dair evrak aldiginiz gibi gidin ben geldim diyin.

@blue eyes white dragon

Bir anlam yüklenildiği yok ya :) Alakası yok. Ben sadece mezun olunduktan sonra gidip askerlik şubesine işletsek mezun durumumuzu, kaçak durumuna mı düşüyoruz gitmediğimiz her ay diye sordum(tecil düşüyor mu yani) Çat diye ilk celp dönemi(Bu o mu oluyordu) gitmek istenmiyor, o yüzden yani.

Ben sevmem ama Destiny?

hortlatıyorum, var mı başka öneri?

bilinçaltın bunu istiyor ?

Uzun süredir mastürbasyon yapmıyorsan normal.

Edit: Düzenli bir cinsel hayata sahip olman, yüzde yüz tatmin olduğun anlamına gelmez. Ayrıca, düzenli seks hayatı olan insanlar da mastürbasyon yapabilir. Yasak olan her zaman heyecanlıdır. Rüyanda farklı kişilerle seks yapıyorsan hissettiğin şey "aldatmak hazzı" da olabilir.

birisi fazla 31 çekiyorsun birisi uzun zamandır çekmiyorsun demiş. her kafadan bi sesi. rüyalar böyledir koçum.

rüyadaki aşık olmak gerçek hayattaki aşık olmak da aynı değil. rüyanın olayı bu.ş

ya rüyalar çok garip değil mi. işimize gelenleri bilinçaltımızla ilişkilendirip işimize gelmeyenleri "nalakası var ya?" diye öteye kovuyoruz. bu fiziksel bişey mi zihinsel bişey mi şimdi senin yaşadığın ben de merak ettim. çok ilginç.

yoksa "anca rüyanda görürsün!" dedikleri bu mu?

Ben bir kez rüyamda orgazm oldum ve o şiddetle uyandım, gerçekten hayatımda aldığım en büyük haz çarpı bin falandı.
Keşke bir kez daha yaşayabilsem :(
Ben de kadınım bu arada.
Sebebini bilemiyorum, ama birden fazla kez tecrübe edebildiğiniz için şanslısınız.

Bunu erkekler de kadinlar da yogun olarak yasiyor ve evet gerceginden cok daha tarifsiz bir haz veriyor. Bence nedenini nasilini dusunmek yerine tadini cikarmalisin.kesin omarak soyleyebilecegim tek sey bu kesinlikle guclu libidonla ve fantezi dunyanin gercek hayatinda yasadiklarindan daha derin ve daha edepsiz ve ucsuz bucaksiz olmasiyla ilgili.masturbasyon veya iliski sıklıgınla ilgisi oldugunu sanmiyorum.ben kadin degilim ama bu uykuda yasanan hazzi cok isteyip gunduzden kendimi kurup gecesinde bunu yasadigim oldu.o yuzden hep sunu savunurum.asil seks beyinde yasaniyor.

Ben öyle arzular şelale rüyası görmüyorum. Ama rüyada böyle senin gibi öyle tahrik edici görüyorlarmış


Nadirsiniz yani

Uyurken oyle bir seviyeye ulasabiliyorsaniz gercek hayatta da o potansiyel var demektir. Gercekte ulaşmak isteyip elde edemediginiz hazzi ruya araciligiyla yasiyor olabilirsiniz.

Ruya/gerçek haz orani: ruyada daha sık, gercekte daha yuksek.

Bununla ilgili bir rüya ve nörolojili bir kitapta şöyle diyordu. Uyuyunca bücut rahatlıyor ve REM uykusu sırasında vücuda kan dağıtılıyor. Haliyle genital kısımlara da kan gidiyor ve uyarılıyorsun. Çeşitli nedenlerle seksli rüya görülür (ki bu sevişme isteği ile orantılı olmak zorunda değil), ve tam o sırada yeterince vücut gevşemişse orgazm da olur. Orgazmın aşırı şiddetli olma nedeni, vücudun aşırı rahatlaması. Kah eşinizle birlikteyken kah günlük hayatta stresten dolayı kasılıyorsanız, bir süredir stresli ve düşünceliyseniz vücut kendi kendini özgür ve rahat bırakınca, kan da dolunca olması normalmiş. Bu arada yaşadığınız, hissettiğiniz şey rüya değil, gerçekten yaşıyorsunuz. passive aggressive'in dediği doğru imiş.

Edit: Benzer bir iki şey buldum.
www.quora.com
vaginapagina.livejournal.com

Sevişme rüyası gördüm ama sonu gelmedi bende. Millette varmış ama

çok nadir bana da olur bu, orgazm olmaz da uyandığımda serseme dönmüş olurum vay bee o neydi diye. ama benimki mesela şöyle oluyor, her şey süper ideal oluyor "rüyamda" çok fazla zevk alıyorum neredeyse hiç almadığım kadar ve rüya gibi bir sevişme oluyor falan, psikolojik yönü baya baskın oluyor yani olayın uyandığımda beynim "zevk zevk zevk" diye kendine gelememiş oluyor.

erkeğim ama ben ve düzenli cinsel hayatım yok.

Bana da oluyor bu ve orgazmın şiddetiyle uyanıyorum. Aslında kadınlarda pek duymadığım için acaba benim mi başıma geliyor sadece diye düşünüyordum :)Kimse bahsetmiyormuş demek ki. Her zaman olmasa da gerçek hayatta da rüyadaki kadar şiddetli orgazmlar yaşadım. Passive aggressive'in söylediği doğru bence.

Düzenli cinsel hayatında kafandakileri tatmin edemiyorsun muhtemelen.

bir gay olarak en iyi cinsel deneyimlerimi rüyamda yaşamışımdır hem de istediğim kişilerle bazen de hiç tanımadıklarımla.

üç harfliler şey yapıyor olmasın.

Ben de izlememiştim, şimdi sen yazdıktan sonra aradım youtube da "çocuklar duymasın hafriyat kamyonları" yazınca izlenebiliyor.

merak ettim baktım.
www.dailymotion.com

şöyle de bi haber var,
www.haberler.com

chp tepki göstermiş can alıyo demiş. birol güven dizi üzerinden cevap vericem demiş. bu ne saçma ülke mk

ilginçmiş. bir sosyal sorumluluk var bizim bildiğimiz, demek ki bir de siyasal sorumluluk varmış! mesaj verilecek, ver!

Terminale gidersen orada Karasu minibüsleri var. Bu biraz uzun sürebilir.

Bn sakaryayi hic bilmiyorum. Üniversiteye uzak mi terminal.

bizim arkadaş üniversiteye gidecek istanbuldan. biz de karasuya gidicez.

şu an kampüste misin? kampüsteysen dolmuşların kalktığı yere gidip orada sor ben KUZEY TERMİNAL e nasıl gidebilirim diye, oradan da karasu araçlarına bineceksin.

duyurudaki sakaryalılar da çıksın hem meydana :D

Baharat+1

Kampüs - kuzey terminal arasıdaki dolmuşlar aşağı yukarı ikibuçuk lira, 20 dakika sürer sürmez.

Kuzey terminal - karasu arası yaklaşık bir saat, pek konforlu ve kibar bir yolculuk olmayabilir. Ücreti 10 liradan aşağı.

Sennheiserın alt modellerini markete gittiğimde deniyorum. Kötüler. Markaya para vermiş olursun gibi. Amazondan f/p model araştır bence. Audophile sitelerde bu tarz konular mevcut. Yorumlar çok iyi diye aliexpressten Superlux 668b aldım. Müzik kulağım falan yok ama tırt telefonda hoş ses veriyor. Daha iyi ses kaynağıyla daha da hoş olur herhalde. Kulakiçi alacaksan trden al ama. Hemen bozuluyor nasıl olsa

Bu şekilde cevaplamak çok sığ olacaktır. Hangi model için soruyorsunuz örneğin? Marka olarak değerlendirmek çok yanlış olur.
Önce bütçenizi belirleyin. Sonra ne tarz müzik dinlediğinizi. Ondan sonra araştırma yapın. bose da sennheiser da iyi markalardır. sennheiserın 20 tlye de kulaklığı var 10bin tl'ye de.
techno-fi.net bu forumda vakit geçirin ihtiyacınız olan her şeyi bulabilirsiniz.
ingilizceniz varsa daha kapsamlı bir forum da bu www.head-fi.org

ben de fena merak sardım bu kulaklık işine, ama bence öncelikle kullanım ne üzerine ve nasıl olacak bütçe nedir o konuyu belirlemek daha mantıklı

Uğraşacağını sanmıyorum, takma kafana.

bir şey olmaz bana göre de.

Bir şey yapmaz, yapmayacak bence. Senin yaptığın hoş bir davranış değil. Sana güvenip aramayı bıraktıktan sonra yine eleman ihtiyacı çıkınca, işleri sekteye uğradı diye kızmış muhtemelen.

Eğer herhangi bir imza atmadıysanız hukuksal herhangi bir şey yapamaz. ettiği tehditlere gelince mesaj filan atarsa doğru savcılığa başvurun.

şartlar dediğiniz gibi değildi. ben de vazgeçtim işe başlamaktan ' bu cümleyi kuracağına farklı bir iş buldum desen adam kuşkulanmazdı senden

@nawar: ama başından gerçeği söyleseydi ben niye çıkıp geleyim ki? ayrıca bu kadar kaba olan bu adam yüz yüzeyken daha da kötü şeyler yapamaz mıydı?

@nivoandmira: kuşkulanmak derken?

bence yaptığında etik olmayan birşey yok.
karşı taraf yalan söyleyerek kendisine gösterilmesi gereken itinayı ortadan kaldırmış gibi geldi bana.
bu arada bi bok çıkmaz işten bence içini ferah tut.

İmzayı atmış olsaydınız bile, hukuken size hiçbir şey yapamazdı. İşçi ve işverenin, 2 aylık bir nedensiz cayma süresi vardır. Oh ne ala, işveren işçiyi beğenmeyince, ilk iki ay neden göstermeden çıkarabilsin, ama işçi ortamı beğenmeyince, "anlaşma var, çıkmazsın!" densin. zaten başımıza ne geliyorsa, sadece işçiye dayatılan ama işverenin hiç nasibini almadığı etik anlayışımızdan geliyor.

Bir halt olmaz.
Bir alisveris sonrasi adamin biri bana boyle tehditler savurdu, elinde adersim telefon numaram falan da vardi. Adam tehdit etmeye basladigi anda sozunu kesip "dostum, elinde geleni ardina koyma" dedim. Bir halt olmadi.

İşveren gelmeden çıkıp gitmekle hata yapmışsın, Direkt onunla ve o anda konuşman lazımdı. Adam bu nedenle kızmış, yerine birini ayarlama şansı tanımadığın için. Belki diğer çalışanların oyununa geldin, belki onlara öyle sana başka olacaktı ne biliyorsun. Adamla konuşup "çalışanlar böyle böyle dedi anlaşmayı yazılı yapalım" veya "çalışma şeklinizi gördüm, bana göre değil, önceden belirtmeliydiniz, bu koşullarda çalışamam" demen lazımdı.


Yasal olarak bişey yapamaz, Yapabileceği bişey olsaydı telefonda " seni bulup pişman edeceğim" diye tehdit etmezdi.
(Sen gerekirse adama yaptığınız konuşmanın telefonunda kayıtlı olduğunu söyleyebilirsin, tlf. konuşmalarını kaydeden aplikasyonlar var. )

Bana göre de bişey olmaz, telefonunu açmayınca iyice sinirlenmiş sinirini boşaltmıştır.

direk işkuru ara ve bu firma tarafından tehdit edildiğini söyle.

hayat aklini konusacak bir filozof uret +1

Çalışanın dediğini işverenle doğrulaman lazımdı. Bir şey yapamaz. Fuhuştan ihbar edersin, tabi gerçekten öyle bir şey varsa.

@üğpoıuy şehir içinde kullanmayı düşünüyorum 1.2 motor yine de sıkıntı okur mu

deneyimlerime göre ufak hacim şehir içinde az yakıt tüketiyor ancak şehir dışında bir üst hacimli abilerine neredeyse yakın yakıyor. nedeni hacim dolayısıyla torkun az olması, sürati az bir şey bile artırmak istediğinizde yakıta abanması. o yüzden 1.4 ve altını hiç bir zaman tercih etmiyorum.

bu aracın o modelle o kilometrede olacağına inanmıyorum ben nedense.

Yok hayatta hız yapmam, zaten şehir de yokuşlu bir şehir değil dümdüz. O zaman ekspertize gösterip alıyorum

Valla normalde sorulan arabalara hep off bu araba da alınmaz ki ya derim ama seninki iyiymiş. Sadece renault konusunda uyarmak istediğim bi kaç husus var, kliması pek güçlü değil, antalya'da yaşıyorsun hani önemli bi şey o yüzden, onu bi test edebilirsin, boyun uzunsa bu donanımda o seçenek var mı bilmiyorum ama arkadaşımınkinde koltuk alçaltıp yükseltme yoktu, kafam tavana sürtüyordu binince. Kliması çok güçlü bi araç almak istersen ford veya opel tercih edebilirsin. Kuzenime corsa aldık örneğin çok memnun.

Ben sıcağa çok duyarlıyım da onun için uyarmak istedim, onun haricinde güzel araba hayırlı olsun.

Km inandirici degil. O isi olcecek bir yontem yok. Direksiyona, vitese, dugmelere falan bak. Eskimisse o araba 54 degil 254 olabilir.

Ayrica silindir kompresyon testi muhakkak yaptir. Bir de 35 cok para o arabaya ama piyasayi gereksiz yukselttiler.

Araca bakmaya giderken ve alım işlemleri sırasında, bu işleri az çok bilen birisiyle birlikte gitmek de fayda var.

Haydar haydar
Man o to - nu

distribütör yok / ithalatçı garantisi yeterli diyorsanız xiaomi listenin başına gelir.
2000tl seviyesinde xiaomi mi6 şu an amiral gemisi diye tabir edilen telefonlar ile aynı seviyede. bir alt seviyesinde mi5s ve mi5s+ var bunlarda 1200-1500 arası

ama yetkili servis vs olsun derseniz 64gb 4gb ramli asus zenfone 3 1500 tl

(git:www.donanimhaber.com )

zenfone 3 64 gb yapıştırın gitsin. şu an piyasada bu fiyatlardaki en iyisi bence. xiaomi de iyidir ama garanti olayı çok problem. ithalatçı garantisi firmasına bağlı, tamamen şans işi bence. zenfone 2 aldırmıştım zamanında 4 akrabama birden. 2-3 de hepsi de çok memnunlar. 2-3 yıldır en ufak bir problem yaşamadan kullandılar.

lenovo p2 aldım, mutluyum

Samsung a7 2017

2 3 gün telefon kovaladım. araştırmadığım telefon kalmadı. huawei p9 2000tl al hiç düşünme yeni aldım.

(git: www.youtube.com

samsung a yanaşma müşteri memnuniyeti iyi ancak telefonlar kronik sıkıntılı lg kullananlarda da memnuniyet oranı düşük eğer 1800-2000 arası arıyorsan sony xa1 ultra yada huawei p9 1500 altı arıyorsan seçenek çok.

Sakın mumya'ya gitme, berbat!

mumya çok ama çok kötüydü. örümcek adamı ve maymunlar cehennemini bilmiyorum ama maymunlar cehennemini tercih ederdim ben olsam.

Vizyona daha girmemiş filmin "harika" diye reklamını yaptıran PR var ya dünyayı yok edecek işte.
Ben Örümcek Adam diyorum.

örümcek. bence iyiydi, marvel işte.

Uncharted külliyat
The last of us 1 2
God of war
Horizon zero dawn
Nier automata

Trailerlarını izle bi. Gaza geliyorsan al bi ps4

ben olsam iyi bir bilgisayar alırdım.

ps4 al ps4.

@glamdr1ng last of us 2 derken? (((:

@baharat trailer dedim kenks. Seneye gelmeyecek miydi :D 1. Trailer ile gaza gelen 2yi de bekler zaten

@baharat birkaç sebep de söylersen çok mutlu olurum
@glamdr1ng eve gidince izleyeceğim

Farklı bir tavsiye vereyim. Direksiyon seti al ve araba yarışı yükle. Acayip zevkli. Bizde var. Bazen tır sürüyoruz. Euro Truck Simulator oynayabilirsin. PS4 alacaksan Uncharted 4 mutlaka oynanmalı.

@pastör ps4 şu an için,
alınıp yalnızca exclusive kült oyunlarını bitirmek için bile fiyatının hakkını fazlası ile çıkaracak bi alet. dilediğin tarzda seni uzun süre oyalayabilecek oyun geçmişine de sahip olduğunu düşünüyorum. iyi bi gamersan multiplayer olarak da tatmin eder seni. tarzdır oyundur bilmemnedir tavsiyesi isteyecek olursan da ben dahil bir çok insan sana yardımcı olur.

ama kesinlikle f/p olarak pişman etmeyecek bi durumda şu an cihaz.

ps4 için konuşuyorum, kışın aldım ve başladım kült oyunlara.

God of War eskidir ama güzeldir.

Uncharted serisi de ps4 için revize dilmiş(1,2 ve 3. oyunu 4 zaten uber grafiklerle ps4 e çıkmıştı)

sonuç olarak bilgisayarda oyun devri kapandı.(nacizane benim düşüncem saldırmayın) yok bilgisayar kaldırır mı derdi de yok al bence. Bir de ucuza almak için çok kampanya var d&r bile bunlara dahil.

pc al
televizyona baglarsın
her seyi yaparsın
playstation o kadar rahat takılamazsin

ya zaten azıcık bile oyuncuyum diyosan kendine,
sırf şu last of us, uncharted falan gibi exclusiveleri oynamak için insan kiralar da oynar. sen ne tarz seviyorsun ki?

@baharat o dediğin oyunları hiç bilmiyorum :( ne tarz sevdiğimi de bilmiyorum dedim ya çok cahilim. Glamdr1ngin dediklerini izleyip fikir edinmeye çalışacağım.

Her kesime hitap eden bir çok oyun var. Eğer maddi sorunun yoksa alınabilir.

Kendi türünün en iyisi oyunları alabilirsin.

Heavy Rain, Little Big Planet, Red Dead Redemption, Batman serileri, Dead space serisi gayet keyifli oyunlar.

cs seviyorsan last of us'ı seversin. araba yarışları da var onlardan da oynarsın. zaten spor oyunları hariç kalanı tek kişilik oyunlar genelde. call of duty falan filan takılırsın. sen yine de 2 tane kol al misafir gelirse oynarsınız. bi de nintendo wii ye de bak onda da akılalmaz şeyler görmüşem.

PC alma. Adam gibi oyun oynamak icin iyi para vermen lazim, degmez o kadar. KArdesim aldi 4k kusur verdi, oynamiyor da. Yatiyor oyle PC, 2 gunde sikilidi. Pisman degilim diyor bir de hala asadffggh.
2.el bir ps4 al gitsin.

bu zamana kadar hangi oyunları sevdin hangilerinin tadı damağında kaldı?

bence pc al, oyunlardan sıkılırsan en azından bir bilgisayarın olur :)

şanzıman yağını kontrol ettiniz mi?

Şanzıman yağı +1.
Problem yağ ile ilgili ise o şekilde sürmek vitese zarar verebilir.

benzer bir sey olmustu, debriyaj balatasinda sorun cikmisti.

baskı balata...

Muhtemelen arızayı bulmuşsundur. Çok olmuş yazalı. Yeni gördüm. Baskı balata denmiş ama olamaz. Baskı balata olsa idi eğer, sürüş anında vitese takmakta zorluk çekerdin. Yağ eksilmesi denmiş. O zaman da sürüş esnasında çeşitli sesler, özellikle ötme dediğimiz sesi duyardın. Yani sürekli bir vınlama olurdu. Vites kolu ile sanzıman arasındaki mekanik aktarmada yağsızlık ya da, vites kolunun hareketini şanzımana aktaran bu grupta sıkışma, aşınmadan dolayı takılma olmuştur. Bir çok araçta, vites koku körüğünü söküp altındaki aksama bakılır. Senin araçta bu mümkün mü bilemem. Yeni nesil araçlar kapalı kutu. Servis maliyetini yükseltmek için her yolu denerler. Başta buralara kendin bak. Temizle yağla falan işte.

Android'se evet. Wondershare Dr.Phone for Android kullanıyorum. Format atılmış telefonlarda bile ne var ne yok getiriyor :D

ne zaman sildin? çünkü whatsapp eğer default kullanıyorsan her gece belirli saatlerde database yedeği alıyor. yani o yedeğe döndüğünde gece olan hallere döner.bir de cihazın ios mu android mi?

@baharat 1 yıl geriye kadar gidiyor. birkaç gün öncesi gibi kısa sürelik değil.

@empty man sağol, hemen deneyeyim.

@empty man root etmek lazımmış telefonu, öyle diyor.

o databaselere erişemiyor musun?

@baharat yok, boot etmem gerektiğini söylüyor. bakayım başka bir program bulabilir miyim.

hamur olsa?

Yoğurt olabilir mi acaba? Mayalansın diye sıcak yere konmuştur.

yoğurt gibi geldi sankim bana

Dikkat edersen, tepsilerin orta kısmı hafif bombeli duruyor. Bu da içindeki şeyin sıvı olamayacağını gösterir.

hamur gibi duruyor. fırının önünde olması da mantıklı, börek çörek tipi birşey.

ekmeklik hamur da olabilir şimdi aklıma geldi çünkü burda çok güzel ekmekler yapıldığıyla ilgili bi şeyler duymuştum.

bariz hamur ya hu. lokum yapılıyormus gibi geldi bana.

kırsal kesimde insanların böyle fırınları olur evlerinin önünde. mahalleli gelir ekmek yapar. biz de yapardık 90'larda.

hamur yani bunlar. hatta bunları ufak demirden masamsı şeye koyardı annem. ama bu görselde yok. sanırım burda direkt ateşin üzerine koyuyorlar tepsiyi.

Muhtemelen hamur, mayalansın kabarsın diye ateşe yakın konmuş.

Ben bunların çok işe yarayacağını sanmıyorum. En azından termal içlik kadar.

naylon bu. himmet dayinin dediği gibi termal alın, yünlü olsun.

Tchibo'dan termal içlik almıştım. Askerde hayatımı kurtardı. Tamam hipotermiden ölecek soğuk yok ama buz gibi havada, küçücük kulede minimum hareket ve 0 ısınma aracı ile nöbet tutarken öyle hissediyor insan :)

Decathlonun içi polarlı av pantolonları muhteşem. -10 derece olanları da var ama onlar aşırı yakıyormuş çok soğuk karlı yere falan gitmiyorsan. İçlik de en güzeli has yün bursa İçlik.

askerde polar içlik dağıtmışlardı ilk günler alta pijamayla çıktığımda donarken onları giyince hamamda gibi olmuştum.

termal veya yün içlik al. veya yün dedim ama bilmiyorum belki termal olanlar da yündür. ben siirtte askerken nöbette kullandım uzun süre, en sıcak tutanları onlardı. böyle tayt gibi vücudunu sıkıca saranları falan alma, daha da üşütüyor.

Termal iclik her kış giyerim

Ben şıkkı diyorum. 26 yaşındayım ve hep böyle tatillerden zevk aldım. Otele kapanmali tek bir tatilim oldu onda da 2. Gün sıkıntıdan patlamiştim.

kesinlikle deniz-kum-güneş tatili değil..sevmiyorum, çok sıcak oluyor, denizi çok arayan biri değilim, kum zaten nalet bir şey..Tatil yerlerindeki fahiş fiyatlar ve o ortamları da çok sevmiyorum..

Benim için tatil illa denize gitmek değil de zaman bulamayıpta ertelediğim beni rahatlatacak mutlu edecek şeylere vakit ayırmak..Bu yeni bir yer keşfetmek olur ya da tüm tatil sadece uyuyup kitap okumak olur vb.

Tatile gidipte tatilde yapılacakları görev kafasıyla yapmaı sevmiyorum..En olmadı yazdıklarından ikincisini tercih ederim.

tatili nicin tek bir kefeye koyuyorsunuz ki? kimi zaman sadece dinlenmeye ihtiyaci vardir insanin, kimi zaman gezmek dolasmak ister, kimi zaman deniz tatili isterken, kimi zaman daga tirmanmak ister.

2.sini tercih ederim. her şey dahil sistemin sadece o otele faydası var.aslında ne o otel müşterisi kaliteli hizmet alıyor ne de çevredeki esnaf(varsa tabi).
tatile gitmişsem o yerin yerlisi gibi olana kadar gezip görmem lazım, lezzetlerini tatmam lazım.
24/e

Kesinlikle deniz kum güneş değil +1

Denizi severim ama yüzmeyi hiç sevmem, güneşe de alerjim var o yüzden böyle bir tatili aklımın ucundan bile geçirmiyorum yıllardır. Ben kültür turlarını seviyorum. Orta karar otellerde kalıp görebildiğim kadar çok yer görüp diyar diyar gezmek isterim. Benim için ideal tatil budur.

Yaş: 29

yazlıkçıyım, tatilde en öncelik verdiğim şey mangal

tatil sadece bir yere gidilerek yapılmıyor.

"Eğlenmek, dinlenmek amacıyla çalışmadan geçirilen süre"

ben boş boş takılmayı, kendimi oradan oraya atmayı, arkadaşlarla görüşüp saatlerce sohbet etmeyi seviyorum.

deniz sevmiyorum ben, aman götüm.

24

Dönem dönem değişiyor.
Ama ilk tercihte yapamam pek benlik değil, çabuk sıkılırım.
Gezip dolaşmalı tatil severim.
Denize girmeyi değil bakmayı severim asla güneşlenmem.

Evdekileri tatile yollayıp evde bi başıma tatil yaptığım zamanlar da oldu maksat kafa dinleyip dinlenmekse o bile on numara oluyor.

Yaş: 29

Denizden, kumdan ve güneşten nefret ederim. Güneşi sadece yaşamı sürdürebilecek kadar almayı tercih ediyorum. Yüzlerce insanla karaya vurmuş balık sürüsü gibi aynı kıyıda çırpınanları gördükçe dehşete kapılıyorum :)

Tatil anlayışım dağ, taş, toprak ve orman ile etkileşimde olmak. Doğal güzellikleri görmek, kanyon gezmek, trekking diye gidiyor. Fazlasıyla yetiyor tüm bunlar. Ekme, biçme ile de uğraşıyorum. İçerisinde toprağın olduğu her gün benim için bir tatil değeri taşıyor. Fiyat ve performans açısından insanı en çok tatmin edecek aktivite aynı zamanda ama sebebi bu değil elbette.

Tüm bunlar emekli sözleri gibi gelebilir ama 25 yaşındayım.

benim de ihtiyacım dönem dönem değişiyor ama deniz-kum-güneş benlik de değil açıkçası.

şartlar müsaitse yurtdışı gezisini tercih ederim; başka bir şehrin sokaklarında kaybolmak bile çok hoşuma gidiyor.

ama mesela geçen ay böyle bir gezide 3 ülke gezince aşırı yoruldum, bu yüzden bir de yaz sonuna doğru kısa ve sadece yatıp dinlenmeli yakın bir yere kaçacağım.

küçük ekonomik bir otelde kalarak, etrafı dolaşmak. denize max 2 3 gün girerim, onda da tüm gün girmem. birkaç saat yeterli.

nedeni de şu, yeni şeyler görmeyi ve hareketi seviyorum. eğer yıllık iznimi kullanıp gideceksem sadece yatıp uyuduğum bir tatil olmamalı.


yaş 26.

yuto +1500

yazlık en güzeli. arkadaşlarım olacak, sevgilim olacak, bir de kardeşim. abuk subuk şeyler de yapsak eğleniriz.

çok yorulduysam ve yunanistan vizesi almaya halim yoksa belki her şey dahil tatiline giderim. o da 3-4 gün. ne yesek diye düşünmeyeyim, telefonu cüzdanı bir kenara koyayım, spa, havuz derken kafam dinlensin. deniz şart değil. hatta özel kumsalı olan yerlere gıcık oluyorum.

kahvaltı dahil gerisini gezerek geçirince daha masraflı oluyor. madem oteli kalmak için kullanıcam, daire tutarım. yurtdışı gezilerinde hep ev kiralıyorum bu sebeple. canım dışarda yemek istemezse rahat rahat mutfakta bir şeyler hazırlayıp çıkıyorum. böylece oranın insanı gibi yaşamış hissediyorum. gittiğim yerlere bokunu çıkarana kadar gitmek gibi kötü bir alışkanlığım olduğundan sakız adası ve londra'da minimum para ile gezme konusunda ihtisas yapmış sayılırım.

bir tarihi eser manyağı olarak "kültür tatili" anlayışı bana garip geliyor. tatil = dinlenmek benim için. kültür gezisi desek tamam. bir de bunun dışında yemek gezisi var ki, şüşkoluğumun top10 sorumlularındandır :D

edit: yaş 28

yaş 27

eğer yaz tatiliyse ve türkiye'de geçireceksek; arkadaşlarla çadırlarımızı alıp arabalara doluşup 3-4 farklı sahilde kamp yapmak, her sahilde 2-3 gün kalmak.

gündüz gezesin varsa gez, yüzeceksen yüz. akşamüstü marketten etleri al, mangalını yak, rakını koy. uykun gelince 2 adım öteye git çadırında uyu. sabaha karşı biraz ürper hatta, üstüne birşeyler ört. sabahın ilk ışıklarıyla da denize gir mis gibi.

neden mi çadır? çünkü kimseye laf anlatma derdi yok, biz bizeyiz. yemekler kötüydü, çarşaflar kirliydi, servis yavaştı gibi dertler yok. ön ödeme yok, rezervasyon yok, yer bulamamak yok, beğenmediğin yerde kalmak yok, bir sonraki koya devam edersin en kötü. bugün ne giysem derdi yok, çişli havuzlardan mikrop kapma ve en iyi ihtimalle bikini lastiklerini eskitme derdi yok. bin tane insana çarpa çarpa yüzme derdi yok. bir bluetooth hoparlör götürürsen müziğini de kendin seçiyorsun, saçma pop dinlemek zorunda kalmıyorsun. en önemlisi de; bildiğin huzur doluyorsun.

söylemeye gerek var mı bilmiyorum ama, hiç para harcamıyorsun.

3 tarafı denizlerle çevrili güzel ülkemizin özellikle ege bölgesinde hepimizin de bildiği üzere dağların denize dik uzanması sonucu 3842105 adet koy bulunması bu dediğim tatil şeklini çok kolaylaştırıyor. neyse ki daha her koya otel yapamadılar.

ikinci bir alternatif olarak da anne-babanın yanına yazlığa gitmek, bütün gün yatmak, anne yemeği yemek, üstüne buz gibi karpuzları götürmek, akşam mangal yapmak, sonra biraz daha yatmak.

yurtdışı tatiline gittiysek de genellikle şehir merkezlerinde kaldığımız için kamp yapamıyoruz haliyle. o zaman da airbnb ya da hostel tercih ediyoruz; hangisi ucuzsa.

bir aylık maaşını; hatta belki fazlasını 5 yıldızlı otellere veren insanlarla da arkadaş bile olmamın imkanı yok sanırım. o derece farklı kafalardayız kendileriyle. hiç anlam veremiyorum.

valla benim her türlüsünü canım çekiyor. çünkü bu gittiğim yere, beraber gideceğim kişiye/kişilere, mevsime, para durumuma, psikolojime göre falan bir sürü kriterle değişebiliyor. bu konuda mutlaka tatilim böyle böyle olur bıkbıklarım yok. güzel zaman geçirmek değil mi tatilin amacı? ben günlerden hangi gün olduğunu unutabiliyorsam başarılıdır benim için.

ultra her şey dahil sistemi benden uzak olsun. açık büfe gördüğü zaman çıldırıyor millet, bence komple zarar ziyan. bir sürü hile giriyor işin içine.

tatile otelde takılmaya, plajda yanmaya gitmiyorum. bir haftam varsa iki lokasyon belirler, üç gece birinde, üç gece birinde kalır, uyumak ve kahvaltı dışında otelde bir saniye durmam. çevredeki görülecek yerleri keşfe çıkarım, farklı yerlerde denize girerim, mangal yakarım, yöresel lezzetleri keşfederim.

benim için tatil bedenen dinlenmek değil, ruhen dinlenmek. vallahi dalyan'ı özledim :)

İkisinin de zevki farklı bence. Yaşım 22, genelde yeni bir yere gidip kültür tatili yapma fikri beni daha çok cezbediyor ama bazen psikolojik ve fiziksel olarak çok yorulduysam canım deniz-kum-güneş ve her şey dahil otelin rahatlığında gebeşçe bir hafta geçirmek istiyor. Mesela şu an biten dönemin gerginliğini güzel denizli bir yerde gün boyu güneşlenip denize gireceğim, şimdi ne yesem diye düşünmeyeceğim, istediğim saatte eğlenip istediğim saatte dinleneceğim bir haftalık bir tatille atmayı çok isterim. O sinir stres gidince de daha yüksek tempolu, planlı programlı, şunu şunu görmeden dönmeyeyim diyerek hareket edeceğim bir kültür turu cilası olur. Hayaller bunlar. Hayatlar bir tatil beldesindeki hala evi, ashghjd. Neyse en azından denize gireceğim. :(

baharat +1000

her seyin yeri ve zamani var. birlikte gittigim kisilere gore mutlaka degisiyor. pasa gonlum ne istiyorsa ve karsilayabiliyorsam onu yapiyorum.

ikinci belirttiğin gibi seviyorum ben. Küçük ve ekonomik konaklama ile bol alkol/eğlence - ve görülmeyen doğa harikalarını görme şeklinde seviyorum. saatlerce güneşin altında kalmalı tatile gidecek kadar vaktim yok olsa da sıkılırım. yaş 26.

Duruma koşullara göre degisir benim için de. 24 yasindayim. Insanların akın akın tatile geldigi bir yerde yasadigim icin deniz tatili cok cezbetmiyor ama yine de olabildigince gittim bu zamana kadar. Farklilik olsun diye.

Onun dışında kültür gezisi tabi ki daha cazip. Tatillerde genelde oteli çok önemsemem, ögrencilik zamanimda ve simdi de otele para harcamaktansa ucuza halledip civarı gezme yoluna gittim hep.

Ama düşünüyorum şartlar uygunsa sevgilimle/eşimle lüks şık bir otelde otel keyfi yapmak da isterim tabi onun da tadı ayrı. Calismaktan bunaldigim bir zamanda da 1 hafta evde oturmanın dünyanin en guzel tatili gibi geldigi donemler de oldu. Tamamen o anki isteklere göre degisir yani.

Ben de baharat +1 diyeceğim.

Oncelikle yaz ise kesinlikle tatilimin icinde deniz oluyor, tum günümü sahilde gecirmesem de birkac saat mutlaka denize girmeliyim. Denize girip girip cikmayi, kumda kitabimi okuyup, soğuk icecegimi icmeyi seviyorum. Resmen desarj oluyorum o anlarda. O yüzden tum yazi denizsiz gecirdigimi dusunemem, illa ki gideceğim. Tabii ki gittigim yerde gezip, gormeyi seviyorum.

Geçen sene bir tatilimizde ultra her sey dahil otele gittik. Bizim icin yogun ve stresli bir donemdi, 4 gün malak gibi yattik desem yeridir. Mutlu döndük. Ondan bir sonraki tatilimizde orta karar butik bir otelde kaldik, 4 gun boyunca her gun gezdik zira enerjimiz vardi. O da güzeldi.

Yurtdışında hostel bize gore degil ama gidip de ultra luks otellerde kalmiyoruz; temiz, uygun fiyatli yerlere bakiyoruz. Zaten genelde uyumadan uyumaya ve dus almak için kullanılıyor otel. Arkadaslarla gideceksek ev kiraliyoruz, o daha rahat oluyor.

Dogayla icice tatilleri de seviyorum. En son lisede kamp yapmistim, simdi bir iki günlük kamp yapmak icin plan yapıyoruz. Umarim guzel gecer.

Yazlikta kalmak da cok rahat oluyor. Tam dinlenmelik tatil.

Velhasil ruh haline, yanındaki kisilere gore degisir bence tatil. Hepsi de guzeldir.

23 yaşında erkeğim. hem asosyal hem fakir olduğum için gittiğim yerde yaşayan insanlarla yaşamak ve onların hayatlarına misafir olmak hoşuma gidiyor. benim için en güzel tatil böyle olur. o yüzden couchsurfing yahut workaway tarzı sitelerden şeyapmaya çalışıyorum eğer yalnızsam. arkadaşlarımla gideceksem de klasik genç adam gezmesi oluyor işte.

ama ben hep diyom bunu, ben rusya'ya gideceksem rus bi ailesiyle akşam yemeğine oturmak, sarı pipili veletle parkta oynamak, onların gittiği markete gidip onlarla alışveriş yapmak vs. istiyorum. başka kültürlerin, başka insanların hayatına ortak olmak o kadar özel ve güzel bi şey ki. hele de bunu karşılığında onlara yardımcı olduğun için neredeyse ücretsiz olarak yapıp güzel arkadaşlar edinebiliyorsan. ünlü filozof meister'in de ifade ettiği gibi: yav moskova dediğin orada duruyor, parasını verip gidersin, şehirde ne varsa gidip görürsün. amma moskovalı bir aileyle akşam yemeği yemek yahut onların yaşamına misafir olmak... aha işte bu parayla alınabilecek bir deneyim değil. istediğin kadar para ver, "bu kadar mı yiyon weak ass" deyip de tabağı tepeleme dolduran babuşka bulaman.

İkinci dediğin. Deniz kum güneş en fazla 2 3 saat. Bi yerleri gezip dolaşıp görmek daha çok ilgimi çekiyor.

23 kadın

Her ikiside farklı zamanlarda olabilir çünkü ruh hali sürekli değişen bir insanım. İlla birini seç diyorsan eğer 2 daha cazip geldi.

19/k

Hiç gitmediğin bir yere gidip gezmek

görmediğim yerlere gitmek her zaman önceliğim, çadır-motosiklet. Deniz sevmiyorum orman içine bıraksan beni hiç çıkmam heralde

yaş:30

mama sandalyesi

Sertifika, ağaç falan dediniz diye aklıma geldi. WWF'ten panda ya da başka canlılar evlat edinebilirsiniz, basılı sertifikası gidiyor, daha fazla bağış yaparsanız bir de hediye seti var. www.wwf.org.tr
Ya da böyle anne bebek yogası falan gibi, arkadaşınızın keyif alacağını düşündüğünüz aktiviteler varsa onlardan alabilirsiniz belki.

Oyun halısı çok işe yarıyor.

oyun halısı, ev tipi ana kucağı olabilir.

ergonomik sling/kanguru.

neko, boba, ergobaby vb markalar olabilir. hayat kurtaran bir urun.

facebook ta babywearing grubuna mutlaka bakın.
tuniko.com ya da huggyberry.com, ya da miss bebek sitelerine bakın.

www.google.com.tr

bence hediye çeki gibi bir şey verin.

www.e-bebek.com

Arkadaşlar, cevap veren herkese teşekkür ederim. Gerçekten de çok güzel şeyler, hatta bir kaç tanesini alacağım büyük ihtimalle.

Ama benim bahsetmek istediğim biraz daha farklı bir şeydi sanırım, biraz daha materyalden uzak, veyahutta illa materyal olacaksa biraz daha pahada yüksek şeyler. Umarım kimse beni yanlış anlamıyordur.

sünnetini sen karşıla hem kirveside olursun.manevi olarak amcası olmuş olursun hem

arkadaşlarımın bebeklerine altın dışında hep prima boy boy bezlerden alırım çok işe yarıyor :)
yeni doğmuş bir bebeğin en büyük masrafı bence budur ve eğitimini düşünmek için çok çok erken .

@mukon haha sünnet masrafı iyiymiş de arkadaş grubumuzda bi tane de üroloğumuz var (:

yok ya bunlar değil, değerli bişey olsun istiyorum ama, yok bulamadım. :/

bankaya kumbara hesabı açtırıp 1000 tl ile açılışı yapabilirsin . üstüne aile büyükleri para yatırmaya devam eder eğitimi için kullanabilirler .illaki aklına gelmiştir çok özel birşey değil ama aklıma gelince yazmak istedim .

kıymetli demissiniz... ergonomik kangurular markasına göre 650 liraya kadar çıkıyor.

bez almayı ben önermiyorum. bebeğin bezini kullanmak istedikleri markaya göre anne baba belirlemeli. bizim bebekte sadece prima premium care kullandım. çünkü huggies ve sleepy deli gibi pişik yaptı. paketler elimde patladı. bez alacaksanız sorun. bir de hızlı büyüyorlar, stok yapmak çok akillica gelmiyor bana. uygun numaranın büyük boy paketi yeterli oluyor.

Sanırım şu şarkı: Cat Dealers & Galck - Pump It
www.youtube.com

Congratulations, you have a new heart. Pump it!

Cat Dealers & Galck - Pump It

anca askerlik yapılır. :/
şaka bi yana yaklaşık bir ay önce döndüm. bi kaç kez çarşıya çıkma fırsatım oldu.

sabah erken kalkıp 5-7 civarı falan büryan ye. güzel yapan yerler var adını unuttum.

güres caddesinde işte bir iki turlarsın.

benim bildiklerim bu kadar. damlaya damlaya göl olur.

keleşle ateş et dağa taşa.

asfdajsdakh on numara tavsiyeler :D Mardin'e gitmek çok mu yorar acaba bir haftasonu?

Vegan olmama rağmen büryan yemem. Bildiğin bebek keçilerden yapıyorlar. Yazık hayvanlara. Doğal ve kültürel mekanları gez.

Cidden tipsiz ilk attıkların. Hem çirkinler hem de kat kat makyaj yapmışlar. Senin beğendiklerin hoşuma gitti.

ilk resimde olan kız çok güzel. 4. resimde olan kız çirkin. ya da fotoğraf bilmiyorum.
2 güzel
5 güzel
3 yoklukta gideri var.

edit: beğendiklerine bakmadım, ayıb.

neden kafayı yiyosun sevgili karşim? çok mu önemli yani bu? sen de onları beğen nolcek?
senin beğendiklerin beğenmediklerinden iyi değil bence ;)

kafayı yiyecek ne var onu anlamadım ben.
şu beğenme, beğenilme olayı biraz fazla abartılmadı mı ya hu.
bence hepsi güzel bi farkları yok.

klasik tiki kız tipi işte bizim üniversitenin iç mimarlık, işletme, iktisat fakültelerinde bolca mevcut dediğin tipler.

@gabe h coud peki neden o zaman çok tutuluyor bunlar? nerde zengin iş adamı var bunların peşinde,nerde babadan zengin bmw 320 tayfalı müteahhit çocuğu tipli eleman var bunların peşinde anlamıyorum ki.

birde çok tekin olmayan tipler bunlar. aldatma potansiyeli de oldukça yüksek görünüyor benim gözümde

sevgilin fotoğraftaki kadar güzelse full makyaj kadınları güzel bulmamayı problem etmene anlam veremedim.

Guzellik bakimindan senin begendiklerinle begenmediklerin arasinda bir fark goremedim. Sen kizlarin tipine degil kendilerini soktuklari sekillere gore degerlendirmissin.

Senin begendiklerin: saci basi yapili olmayan makyajsiz süssüz normal guzel kiz

Begenmediklerin: saci basi yapili makyajli süslü normal guzel kiz

"Çok güzel" dediğin kızlar da kırmızı ruj sürüp mavi camlı güneş gözlüğüyle şuh poz verse onları da beğenmezdin. Kafayı yiyecek bi durum yok cnm

@duru +100

İlk attığın kızlar çirkin değil. Sadece fazlaca boyalı ve yapay. Özellikle 5 nolu resimdeki kız bayağı güzel. Keşke o kadar makyaj yapmasaymış.

Senin beğendiğin kadınlar da güzel. Sonuç olarak ben ortada bir sorun göremiyorum.

ilk 5 fotograftan kekoluk kezbanlik yapaylik herneyse onlar akiyor iste, bir de esmerler ama boyle arap gibi egreti ucuz estetik anlayislari ve tavirlari var, digerleri daha dogal ve asil gorunumlu anglosaxon tipler. (olmayabilirler de ama o tarafa yakin, ayni sekilde digerleri de arap olmayabilir.)

burada olay zevk ve renk. salla gitsin kafayi yemeye degmez.

hepsi guzel zaten de ilk fotodakilerle ikinci fotodakiler arasinda da fark yok zaten. bir grubu begenip digerininin begenmemenin ardindaki sir perdesini merak ediyorum. yani bu kadar da ugrasmissin, su fotolari bulmak, kategorize etmek icin. sana bir site soylyeyim kanka belki isine yarar: www.iskur.gov.tr

hepsi güzel 1.kısımdakiler bakımlı fazla özenli 2.kısımdakiler doğal ortak payda da fark yok..

İlk ikisi ve sonuncusu güzel. Diğerlerini pek beğenmedim. Son attığın lise arkadaşım bu arada :d kızı okulda hiç görmedim ama güzelliği çok konuşuluyordu.

İlk gruptan sadece 1 ve 5'in yüzü güzel bence. Senin beğendiklerinden de bir tek sonuncuyu beğendim.

Duru + 1
Kızlar birbirinin aynı, sadece ilk gruptakilerin tarzı çok yapay. Güzellik olarak birbirinden çok farklı değiller. Hepsinin aşdatma potansiyelleei kendine bağlı.

Bir de ilk gruptakileri sevenler ilk geuptaki halini dışeıda görüyor, evde ikimci geuptaki hallerini görüyorlar.

güzelliğin göreceli olmadığını iddia eden biri olarak iyi bir güzellik algınız olduğunu söyleyebilirim, ilk resimler çirkin ama çirkin olup sevimli, sempatik tipler de vardır ya bunlar ondan da değil bildiğin çirkin.

güzellik anlayışımız aynı sanırım. aynı şeyi ben de çok yaşıyorum.

Köpeklerinizle aranızdaki tek bağ mama vermek ve bakım yapmaksa ve köpekleriniz üzerinden maddi ya da manevi bir gelir elde ediyorsanız evet, tezat oluşturur.

Köpek beslemekteki amacınız bir bağ kurmak, birlikte keyifli vakit geçirmek, başıboş dolaşmalarını veya barınaklarda neye maruz kaldıklarını bilmeden yaşamalarını istememek gibi şeylerse hayır, hiç tezat oluşturmuyor. Bir canlının özgürlüğünü tamamen kısıtlamadan, sağlıklarından ve keyiflerinden emin olarak yaşamasını sağlamak çok farklı bir şey.

Bence.

Hayvanat bahçelerindeki hayvanların doğal yaşam alanları koparıldıkları ormanlardır ama köpeklerin öyle bir alanı yok. Dışarıda çocukların dövmesi ya da bir arabanın kaçıp gitmesi ihtimalindense güvenli bir ortam sunup maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılamak daha iyi.

Evde baktığın köpeğini Alaska'dan, Masai Mara düzlüklerinden, Amazon ormanlarından falan koparıp eve getirmediysen bir sıkıntı yok.

kopek oldugu haliyle dogada bulunmayan bir hayvandir, yani varligini insanlarin onlari kendilerine dost / yardimci yapmak icin icin yapay secilimle evcillestirmesine borcludur. Insan cesitli kurt cinslerini yapay secilimle ciftlestirmeden once yer yuzunde "kopek" olarak bildigimiz hayvan cinsi yoktu ozetle. Kopekler bize, bizler kopeklere muhtaciz.

Köpekler insanın evcilleştirdiği, evrim geçirttiği, insana bağlı hayvanlardır. İnsana dost olan köpeklerin birbiriyle çiftleştirilmesi sonucu gitgide insana daha bağlı, evini bahçesini koruyan, insanın bir dediğini iki etmeyen hayvanlar evrimleştirildi.

Kediler de aynı şekilde. hatta şu anki kedilerin bilimsel adı felis domesticus yani ev kedisi.

Şu anda köpekler ve kediler için yapılabilecek en iyi şeyler: kısırlaştırmak ve evde/bahçede beslemek.

Kendim de hemen hemen ayni seyleri dusunuyordum fakat objektif yaklasamiyor olabilir miyim acaba diye endise etmistim. Simdi rahatladim sayenizde tesekkurler.

@harzem : neden ciftlestirilmeleri gerekiyor?

Öncelikle, "sahip" kelimesi sorunsuz. SHB kökünden geliyor Arapca´daki ve yaninda olmak demek. Ayni kökten "sahabe" kelimesi var mesela, peygamberin yanindakiler, yakinindakiler demek. Rahatsizlik duyuyorsaniz bu kelimeden, 2 köpekle yasiyorum diyebilirsiniz.

Köpekler, insanin varligindan mutluluk hormonu salgilayan, insanla sosyallesen canlilar. Bunla ilgili bir bilimsel calisma vardi. Bu hormon mesela kedilerde daha az salgilaniyordu.

Hayvanat bahceleri, etrafimizda goremeyecegimiz canlilarin, ornegin Türkiye´de bir kutup ayisinin sergilenmesi, dogasindan koparilmasi olayidir. Sadece ticaridir, asla "hayvan sevgisi" asilamaz; aksine insan orada hayvanlari hapsetmeyi, kendilerini tanri gibi gormeyi ogrenirler.

Sadece ticaridirler, bu nedenle de, her yil bircok hayvanat bahcesinde hayvanlar öldürülür; hatta showlari yapilir, icleri acilir workshoplarla cocuklara gosterilir. Bir kopegi sahiplenmek, onun yasam kalitesini arttirmaya calismakla; bir kutup ayisini ya da kartali 10m2lik kafese hapsetmek ayni sey asla olamaz. Kopekler Avrupa´da basta olmak uzere, krematoryumlara gonderiliyorlar, olum istasyonlarina postalaniyorlar. Tezatlik asla yok dusuncenizde.

@baharat: çiftleştirilmeleri değil kısırlaştırılmaları gerekiyor dedim.

@harzem : yanlis yazmisim ya hu, orada neden kisirlastirilmalari gerektigini sormaya calismistim.

BEYRIES - The Pursuit Of Happiness

levthand - cadillac traCK www.youtube.com

az once dinledim kovacs - my love. ne kadar bilindiginden emin degilim.

camel - mystic queen

mother love bone - crown of throns
www.youtube.com

bu şarkının chill modunu seviyorum, cam kapı pencere açıp içeri serinlik girerken dinlemek daha zevkli oluyor, şu an dinliyorum diye paylaştım

Tarz nedir? Simdi oyle genel konuşmuşsun ki.

çocukluğumdan beri müzikle uğraşıyorum, koloratür sopranoyum. son 2 senedir kendi bestelerimi yapıyorum ve onları tanıtmak için uğraşıyorum. şu aralar yerel radyolarda çalmaya başladı.

eğer beğenirseniz belki dinleyebilirsiniz. bu bana gerçekten çok destek olur ama daha önemlisi beğenilmiş ve benimsenmiş olmanı beni mutlu eder.

TÜR: ALTERNATİF/INDIE POP

Arin -(git: youtu.be)
Uzak - (git: youtu.be)