Ekşi Duyuru

Paddle board yapmak için birkaç kez kullanıldı. Herhangi bir kusuru, defosu yoktur. Tek parçadır. Bodrum dışına karşı ödemeli kargo ile yollayabiliriz, Bodrum içinde herhangi bir yerde elden teslim edebiliriz.

Fiyat: 1050 TL

Sahibinden.com'da fotoları da görebilirsiniz:

www.sahibinden.com

 

Hem kendi aracımız hem de şirket aracımız olduğu için kullanmıyoruz. Fazlalıktan dolayı satılık yani. Kışa girmeden önce kayışlarını, yağını değiştirip sibop ayarı yaptırıp garaja koyduk. 5 aydır kılıfı ile muhafazalı şekilde duruyor.
İlandaki fotoda da görebilirsiniz, sadece sol tarafta ufak bir kırık var, toprak zeminde park halindeyken sola yattı ve plastik kısmı biraz kırıldı. Onun dışında hiçbir sorunu, sıkıntısı yok.
Koruma demirleri var, çok az yakıyor, araç ehliyeti ile kullanılabiliyor. 2 adet kullanılmamış kask var elimizde, onları da almak isterseniz ayrıca görüşürüz. Biri S, biri M beden.

İlan linki ve fotolar şurada:

www.sahibinden.com

Fiyat: 24.500 TL

 

Selam herkese.

3 katlı bir binanın 3. katında oturuyoruz. En alt kattaki kiracının önceden 1 köpeği vardı. Ona yeterince iyi baktığına kanaat getirmiş olacak ki, 2.yi de sahiplendi kısa zaman önce. Akabinde evlerinin önündeki bahçenin bir kısmını çitle çevirdiler ve yandaki bina ile aramızda ortak alan olan bir yeri köpeklerin kaka yapma yeri haline getirdiler. Bunun için birilerinden izin aldıklarını sanmıyorum. "Orayı oynasınlar diye şeyapıyoruz" gibi bi şeyler dediler biz sorduğumuz zaman da ama sonradan anladık ki orayı köpeklere kaka yapma alanı olarak öğretmişler resmen aslında.. Çünkü köpekler ön taraftaki çitli alanın içine yapmıyorlar kaka (nadiren yapıyorlar oraya). Çoğunlukla yan taraftaki alana yapıyorlar. Ve o alan, 3 dairenin de mutfak pencerelerinin ve yan binadaki bir katın da salon penceresinin baktığı yer. Yani yemek yaparken ya da yemek yapmaya gerek de yok, gün içinde sıcak yüzünden açtığımızda leş gibi kaka kokusu içeri doluyor. Çünkü köpeklerin sahibi hanımefendi, BENCE normalde sabah ve akşam köpekleri gezdirip kakalarını yaptırması lazımken işin kolayına kaçıp kedi bakar gibi böyle bir çözüm bulmuş. Size yemin ederim, geçen Kasım'dan beri 1 ya da 2 kez görmüşümdür gezintiye çıkardığını hayvancağızları. Üstelik bir keresinde de hanımefendi evde yokken köpeklerden biri bir şekilde kaçtı gitti ve sokağa da fırladı site kapısı da açık olduğu için. Arabalar geçiyordu bi dünya ve gidip biz kucaklayıp binaya soktuk (çok da munis hayvanlar ikisi de, gel diyorsun geliyorlar.. ve bu kadının elinde cidden harap oluyorlar). Sahibi bir arkadaşını yollayana kadar göz kulak olduk köpeğe.

Balkonumuz var, kakalara üşüşen sinekler yüzünden gündüz oturmak asla mümkün olmuyor. Güneş de bu kakaların üstüne geliyor mu bi de bazen.... kokuyu hayal edebilir misiniz?

Abartmıyorum bir keresinde 13 öbek kaka fotoğrafı çektim yukarıdan. Hatta ekleyeyim onu da bu duyuruya.

Bunlarla birlikte, köpekler gezdirilmediği, kendileriyle oyun vs. oynanmadığı için aşırı sıkılıyorlar ve kadın yokken (ki sabah 8:30 ile gece bazen 1:30 arası olmuyor kendisi evde...) sürekli havlıyorlar, demir çitleri zorluyorlar, ağlıyorlar, birbirleriyle oynamaları bir süre sonra ciddi kavgalara dönüşüyor. Sitede yaşayanların çocukları da bunlara sataşıyor sürekli. Ben kaç kez balkondan müdahale etmek zorunda kaldım. Koca koca taşlar atıyorlardı hayvanlara.

Vee bu kadınla ben yine de, iki medeni insan gibi bu konuyu hallederiz diye düşündüm. Zaten benden de epey genç biri, anladığım kadarıyla. Kendi ayakları üstünde durup yaşamaya çalışıyor. Dedim hallederiz konuşup, nedir yani.. Bir, iki, üç, beş... Ben tüm kibarlığımla konuştum birçok kez. Hatta eli sakatlanmıştı, yemek götürdüm bi gün, götürmüşken konuyu açarım diye. "Ben halledicem her şeyi en kısa zamanda, sorunları biliyorum, merak etmeyin" dedi. Dedim en azından kakaları alın lütfen çok bekletmeden.

Alıyor evet... bildiğiniz alıyor (ama o sırada kafadan en az 5-6 öbek birikmiş oluyor) ve aldığı yeri yıkamıyor... Yani mesela düşünsenize, evinizde yere köpek kaka yapsa, sadece kakayı alıp atar mısınız, yoksa orayı bir de hijyenik hale gelecek şekilde siler misiniz ayrıca? bu arkadaş kakayı almayı yeterli görüyor ve orada koku ve sinekler elbette bitmiyor.

Ve ayrıca kendisi gece çok geç eve geleceği zamanlar da köpekleri bahçede bıraktığı için, güneş gidip hava serinleyince artık endişesi ve sıkıntı hali iyice artan köpekler asla havlamadan durmuyor.. Öyle fena ki, mesela 5 dakika susuyorlar diyelim. Resmen dinlenme zamanı aslında o, boşuna seviniyoruz aha sustular diye. Elbette yeniden başlıyorlar. Mesela sahipleri akşam geldiğinde, sevinçle zıplayıp kadının üstüne tırmanmak yerine (genelde bunu yapar köpekler), fırrrttt diye, açılan bahçe kapısından yola doğru koşuyor bir tanesi. Ve sürekli azarlıyor, sürekli azarlıyor köpeklerle geçirdiği kısacık zamanda da onları.

Ve biz evden çalışıyoruz.. tüm gün köpeklerin tüm seslerine, bıraktıkları tüm kaka-çiş kokularına gün boyu maruz kalıyoruz.


Üstelik köpeklerin kaka yaptığı yerinde dışında takıldıkları ön bahçe (çitli olan kısım), gün içerisinde çokça güneş alan bir yer. Bazen bi bakıyoruz yukarıdan, zavallımlar miniciiik bir gölgeye sığışmaya çalışıyorlar yan yana.

Neyse sonuç olarak geçenlerde bizim ipler artık koptu bu hanımefendi ile. Gece saat 12'den itibaren bekledik köpeklerin susmasını.. 1 oldu, 1 buçuk oldu.. en sonunda aradım telefonla.. bu konuda kaç kez konuşmuş olmamıza rağmen neden böyle yaptığını sordum, sabah erken kalkan insanlar olarak hala sesten uyuyamadığımızı söyledim. kendisi cıstak cıstak müzikli bi mekandaydı o sırada, sağ olsun dışarı çıkıp konuştu benle. burayı neden vurguluyorum? çünkü bu kadına şimdi sorsak mesela neden köpeklerinle doğru düzgün ilgilenmiyorsun diye, kuvvetle muhtemel "vaktim yok" falan diye bahane uydurur. yani hem doğru düzgün köpek bakamayacak bir hayat düzeni (düzensizliği) olduğu halde 2 tane köpek sahipleniyor (birinin sonradan geldiğini hatırlatırım) hem de hiç vicdani bir yükümlülük de hissetmiyor komşularına karşı, gayet kafası rahat eğlenebiliyor.

Ve bu telefon konuşmasında bana şöyle dedi:

"çok sessiz sakin bir yer istiyorsanız müstakil ev tutun. ben sizinle herhangi bir konuda uzlaşma yapmak zorunda değilim.. köpek bu, havlayacak tabii.."

ehe... o anda bende kayış koptu tabii artık, kibarlık filan bir yere kadar.. hiç hakaret veya küfür vs. etmedim ama epey sesim yükseldi. Sizi oraya şikayet edicem, buraya şikayet edicem dedim.. o da elinizden geleni ardınıza koymayın dedi :D

şimdi.. acaba ne yapabilirim? soru bu. sanırım "haydi" diye bir uygulama varmış, orman ve su işleri bakanlığına bağlı olarak çalışan. hem hijyen durumları hem de hayvanlarla ilgili ihmallere bakıyorlarmış. burada iki konuda da ciddi sorunlar var. oradan bir çözüm çıkar mı dersiniz? bu konuda tecrübesi olanlar yazarsa sevinirim. kimseyi köpeğinden etmek değil derdim ama bu kadar hayasızca ve özensizce bir hayvan bakımı olamaz, olmamalı.. hem köpeklerini hem de komşularını hiçe sayıyor.

site yönetiminden biriyle konuştum, site yönetmeliğinde belirlenmiş herhangi bir madde yokmuş evcil hayvan bakımına dair. oradan yürüyemeyeceğiz yani. ama ortak alanı kaka alanı olarak kullanmasıyla ilgili ben gerekeni yapacağım dedi site yönetimindeki bu kişi.. ama köpeklerin ihmaliyle ilgili siz haytap'a filan yazın isterseniz dedi bize.

dünya tatlısı iki köpek.. sevgilimle konuştuk, keşke bizim müstakil evimiz olsa hakikaten de biz baksak bunlara diye. ama bence, müstakil evde bile sağa sola sesleri gitmeyecek şekilde gereken biçimde ilgilenmek gerekiyor köpeklerle. enerjilerini atamayan hayvanlar ne yapsın?


"haydi" uygulaması, haytap'a yazmak ya da başka bir konuda önerilerizi, tecrübe aktarımlarınızı bekliyorum.

 

2,5 yıl aktif kullanıldı (koşu ve bisiklet için). Tüm kitapçıkları ve faturası mevcut. Orijinal şarj aleti ve kılıf ile gönderilecek. Camının üzerinde çizilme ve kırılmalara karşı koruyucu var.
Saatte 30'a yakın spor seçeneği mevcut ancak en iyi performansı koşu ve bisiklette veriyor. Şarjı antrenman kullanımında 10 saat, standby konumunda 7 günden fazla gidiyor. Tek sorunu, son zamanlarda telefondaki Garmin Connect'le senkronize edilememesi.. o nedenle uygun fiyat. Antrenman kayıtları ve çalışmasında hiçbir sorun yok.

Fiyat: 3.250 TL

İsteyene foto atabilirim.

Yer: Bodrum (ama kargo ile yollayabilir her yere)

 

Kuzenimin eşinin ilanını paylaşmak isterim:

Üst bedeni yaprak motifli dantel işlemeli, tül etekli, askılı, kare yaka, A kesim gelinlik.

Sadece bir kez nikahta giyildi, sıfır olarak alınmıştı yani, ikinci el değildi. Oleg Cassini web sitesindeki orijinal modeli "kare yaka" (Hedone Dream On) yazarak da bulabilirsiniz..

KURU TEMİZLEMESİ YAPILDI. Etek ucu, tarlatanı vs.. her şeyi tertemiz. 163 cm boy + 7 cm topuğa göre boyunda tadilat yapıldı. 38 beden. Boy dışında başka hiçbir tadilat yok. Tarlatanı ile birlikte verilecek. Çok zarif, vücuda oturan bir model. Şu anda sıfırı kendi sitesinde 16.000'den indirimle 12.000 TL olmuş. O yüzden sadece çok cüzi miktarda pazarlık payı olabilir.

Ekteki 2 foto dışındaki diğer fotolar:

www.hizliresim.com
www.hizliresim.com
www.hizliresim.com
www.hizliresim.com
www.hizliresim.com

Eve gelip deneyebilirsiniz. Yer: Kadıköy, Osmanağa mahallesi

Fiyat: 4800 TL

---------------

İlk olarak sözlükten veya buradan mesajla bana ulaşabilirsiniz. İletişim bilgilerini ileteceğim.

 

76 yaşındaki anneanneme almak istiyorum. Telefonu Android işlemcili. Yalnız yaşadığı için endişeleniyorum bazen, başına bir şey gelse, düşse kalsa yerde, birileri onu arayıp da durumu anlayana kadar çok geç olursa diye. Dolayısıyla düşme algılayıcılı ya da nabız durunca kayıtlı acil durum numaralarına haber verebilecek bir şey olsun istiyorum ama bu özelliklerin hepsi sanırım sadece iPhone'larda mı var? Kendisi teknolojik ürünleri/uygulamaları kullanmakta sorun yaşamıyor, çok çabuk öğreniyor (kendi çağ-daşlarının çok ötesinde, canım ciğerim bir hatun kişidir kendisi). O yüzden cihaz komplike de olsa sorun olmaz. Önerilerinizi bekliyorum.




 

Bu şekilde yapabiliyor muyuz acaba, epeydir buralara girmiyordum ama umarım yasak değildir:

letgo.onelink.me


 

Şömizli, ciltli. Korsan değil, orijinal. Yırtığı eksiği vs. herhangi bir kusuru yok. İthaki Yayınları baskısı. 25 TL.

Bodrum'da elden teslim edebilirim.


 

Cep telefonu uygulamasındaki Facebook'ta herhangi bir bağlantıya tıkladıktan sonra, sayfa içinde bir yerlere dokunur dokunmaz saçma sapan reklamımsı gibi bir uyarıya yönlenen ve bağlantıdaki habere bir türlü ulaşamayan, 70 yaşında bir Facebook canavarı olan anneannemin canı bu işe çok sıkılıyor. Bende de aynısı oluyor ama ben bir kez o uyarıyı kapatıp, tekrar aynı bağlantıya tıklayınca o lanet şey tekrar çıkmadığı için çok sorun etmiyorum. Ama anneannemin telefonda yüz kere de olsa o uyarı çıkıyor. Ne yapmak lazım? Sanki Google ile ilgili bir sorun gibi geldi bana ama çok da emin değilim.




 

www.gapdental.com

Şimdiden teşekkürler.


 

1712937 kere falan sorulmuş ama durum cidden rastgele seçilecek gibi değil. Bir arkadaşım var, birden çok derdi var. Çocukluktan gelenler, birikenler, şu anki sorunlar, panik atak, öfke kontrolsüzlüğü, özgüven eksikliği (ki tanıdığım en zeki insanlardan biridir), hayattan zevk almama... Bunlar benim bildiklerim. Bir an neşeli, bir an hayata küs. Durum epey ciddi yani. Geçmişinde intihara teşebbüs vukuatı da mevcut. Kendisi bir psikoloğa gitmek istiyor ama gerçekten iyi biri lazım bence kendisine. O yüzden rastgele birine gitmesini istemiyorum. Ve fakat, bütçesi epey kısıtlı (yani 150-200 lira civarı olmalıymış).

Madalyonu kimisi övüyor, kimisi yeriyor.. Bir de tabii kurumdan ziyade gerçekten işinin ehli bir psikolog adı lazım bize. Var mı bildiğiniz birisi?


 

Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı mahallesine servisi olan, mümkünse suları 2 saat sonra değil de 1 saat içinde falan getiren, aşırı pahalı olmayan (damacanası 7,5-8,5 TL civarı olan) bir sucu var mıdır acaba bildiğiniz?




 

Taa 3 Ocak günü Ankara'daki dandik bir üniversite hastanesinin aciline gitmek zorunda kalmıştım ve yaklaşık 8 saatlik çilemin sonucunda beni eve göndermişlerdi küçük bir serum takılmasının ardından. Herhangi bir sosyal güvencem olmadığından elime de bir kağıt tutuşturmuşlardı. Kağıtta sosyal güvencem olmadığı için ücretli hasta olduğumla ve borcumu alacak takip servisine ödemem gerektiği yazıyor. Ancak miktar yazmıyor, ne kimsenin imzası var, ne de kaşe.. Sadece benim bilgilerim-adresim vs. var. Ve öğrendiğim üzere (başka bir hastaneye gittiğim zaman sizin borcunuz varmış, sizi muayene edemeyiz dediler resmen) yaklaşık 250 TL gibi bir ödeme yapmam gerekiyormuş (bilsem özel hastanenin aciline giderdim.. neyse..).

Ben bunu hiç ödemezsem ne olur? İcra micra mı olur, yoksa faizi bindikçe biner mi? Bir de yakın zamanda SGK'ya gideceğim dışarıdan kendim sigorta primlerimi ödemek üzere (bir şirkete bağlı çalışmıyorum çünkü). Oraya bu borcu ödemeden gidersem sorun çıkar mı?


 

Mümkünse merkezde olsun, olmadı Gündoğan ya da Yalıkavak da olur. 3-4 için olacak, bir ihtimal 1 haftalık. Şöyle bi güzellik yapacak, altımıza günlüğü 40 lira civarı çok da külüstür olmayan bir araç verebilecek bir yer var mıdır acaba bu civarlarda? (7 Mayıs'tan sonra olacak bu arada)




 

Yastık Adam'ı izlediği günden beri iflah olmayan, başka da bir şeyi artık bir türlü beğenemeyen bünyelere bu aralar sahnelenen hangi oyun iyi gelir acaba (Devlet Tiyatrosu olsa ne güzel olur)? Kontrabas? Kuaförde Bir Gün?




 

2-3 gün oldu peydah olalı. Önce boğazım şişiyor herhalde dedim ama bir baktım beyaz bir nokta bana bakıyor. Herhalde iltihap başlangıcı dedim ama bir şey olduğu yok. Sadece nokta artık 1 değil, 3 başlı. Sanki aynı yerden sürekli kafa uzatıyor yenileri, ama etrafa yayılmıyor. Dürtükleyeyim belki gider dedim, gitmiyor (kulak çubuğu ile dürttüm :)). Acı yok, ağrı yok. Sadece sanki boğazıma patlamış mısır kabuğu yapışmış kalmış gibi bir rahatsızlık var.

Şu başlık beni çok korkuttu, giderek kötüleşecek mi acaba diye de: eksisozluk.com

Ne yapmak lazım iyileşmesi için? Doktora kesin gideyim mi, yoksa yapacak bir şey yok mu bu başlıkta yazdığı gibi, kendi kendine geçer mi?

 

Biraz dağınık yazmış olabilirim ama hızlı hızlı değil de dikkatli okursanız çok sevinirim:

Şimdi geçen Ekim ayında ölmüş biri var. Bu kişi ölmeden çok önce Garanti Bankası'ndan 10000 TL civarında bir kredi çekmiş. Banka, krediye ek olarak bir de tam ne olduğunu benim anlayamadığım bir sigorta yapmış. Kredinin borcu tamamlanmadan vefat ediyor bu kişi. Vefat nedeni, böbrek yetmezliğine bağlı kalp krizi (diyalizdeyken ölüyor). Aslında böbreklerle ilgili sorun, bankadan krediyi çekerken de vardı.

Bu kişinin ölmeden önceki tek gelir kaynağı, rahmetli babasından (emekli astsubay) aldığı üç aylık maaş. Bu kişi erkek ve doğuştan engelli aynı zamanda (belden aşağısı tutmuyordu). Peki banka bu kişiye nasıl bu kadar kredi vermiş derseniz, bu kişinin çok sevgili (!) ablası, kendi iş yerini kardeşinin üzerine gibi gösteriyor. Dolayısıyla banka "ooo bunun iş yeri varmış, iyi iyi." diyerek veriyor krediyi. Zaten kredi de abla için çekiliyor... Sonra abla bu krediyi ödeyemez hale geliyor.

Abla, kardeşi vefat edince de "ooh iyi bari, ben bu krediyi ödemem zaten artık" sanıyor. Açıkçası herkes öyle sanıyor. Ama maalesef öyle olmuyor. Banka "bu şahsın hastalığı önceden beri varmış, hastanede tedavi görmeyi reddetmiş" deyip borcu silmiyor. Ölen kişinin annesine bir güzel icra için ihbarname geliyor.

Şimdi ölen kişinin annesi, ki onun da tek gelir kaynağı çok seneler önce vefat etmiş olan kocasından aldığı üç aylık maaş, ne yapacağını bilemez halde. Birileri "reddi miras talebinde bulunun" demiş, bunlar da bulunmuş. 23 Şubat'ta mı ne mahkemeleri varmış. Ama başka biri de "geliri de, mal varlığı da olmayan kişilerin mirasını reddetme gibi bir durum olamıyor. borçları her türlü ödemek zorundasınız" gibi bir şey demiş.

Doğrusu nedir? Ne yapmak gerekir? Yardımcı olursanız çok sevinirim. Zira "ölen kişi/ablası/annesi" gibi tanımlamalar kullandım ama aslında bana çok yakın kişiler de, içim el vermiyor bana yakınlık derecelerini belirtmeye, çünkü cidden çok sinirli ve aynı zamanda üzgünüm...

 

Neler soruyorlar ilk mülakatta, grup mülakatı mi oluyor yoksa bireysel mi, bilen birileri varsa pek sevinirim. Sanirim pull and bear markası için aramışlar. Pozisyonu bilemiyorum açıkçası, basvuran arkadaş birden çok pozisyon tercihi yapmış başvururken. Telefonda da hangi pozisyon için arandığı söylenmemiş. Kendisi de sormamış. Siz bildiklerinizi genel olarak yazarsanız çok makbule geçer.. Şimdiden teşekkürler.




 

neymiş neymiş? geçmiş yılın yıllık raporu da, o ne biçim rapormuş?




 

Yarın bir büyükelçiliğin eleman alımı için açtığı sınavın ikinci ayağı var (İngilizce sözlü mülakat).
Daha önce aynı pozisyon için şu sorular sorulmuş (bir arkadaşımın yolladığı haliyle direkt ekliyorum):


1) ofiste uc personelinizin surekli tartistigini ve verimli olmadigini goruyorsunuz naparsiniz
2) vize ofisinde asagi yukari yuruyen sinirli birini goruyorsunuz, sira ona geldiginde bir saattir bekledigini, kanada vatandasi oldugunu, ona oyle davranmaya hakkiniz olmadigini soyluyor naparsiniz
3) bir is arkadasinizin rusvet aldigini soyluyorlar tepkiniz ne olur
4) en son basiniza gelen bir degisiklige nasil adapte oldugunuzu anlatin
5) basarili bir takibinizi (follow-up) anlatin

Bunlara nasıl cevaplar vermek lazım? Önerilerinizi bekliyorum.

 

PMI, İngilizce bir kısaltma oluyor.
bence birincisi ama... emin olamadım.



 

Bir workshop için hazırlanmış, "Liderin El Kitabı" gibi bir kılavuzun girişinde geçiyor başlıktaki cümle. Burada facilitate'in kolaylaştırmak olmadığını düşünüyorum. Bire bir Türkçe karşılığı nedir bu öbeğin? "Katıldığınız için" ya da "bu atölyenin gerçekleşmesini sağladığınız için" gibi bir şeyler sanki?




 

Kizartacagiz.. İlk defa kullanacağız da, kullanma kilavuzunda dondurulmus patates için hiç yağ koymaya gerek olmadığı yazıyor. Normal patates olsa konulurmuş. Deneyenler var mi böyle hiç yağsız yav, garip geldi bana.. Dondurulmuş olan gıdalar için genelde hep yağ koymadan pişir yazılmış..




 

Geçen gün basbayağı düz yolda giderken birden sağ ayağım içe doğru kıvrıldı ve tam onun ustune basmak üzere olduğum için tüm agirligimi bükülmüş bileğime bindirdim ve ciddi ciddi acısı burnumdan çıktı. Sanırım 4 gun gün oldu, o günden beri kendimce lasonil benzeri bir jelle ovup, bandajla sarıyorum. Herhangi bi şişik yok, morarma yok, sadece sağa sola oynatınca ve adım atarken çok acıyor hala. Bir de jeli sürerken dışarı doğru çıkık olan büyük toparlak kemik ve çevresi epey acıyor.

Şimdi tahminimce kırık ya da çatlak söz konusu değil ama ailem doktora gitmem konusunda ısrar ediyor. Kırık vs olsa şişme, ağrı falan olmaz mıydı? Doktora gitsem ne verecek ki? Ağrı yok zaten.. Ben diyorum ki, bi koltuk değneği alayım, jelle tedaviye devam edeyim. Saçmalıyor muyum?


 

Çankaya belediyesine bağlı Ahmet Taner Kışlalı Mahallesi'nde ikamet eden bir kişi, bu gelir testi zımbırtısı için nereye başvurabilir? Kızılay'daki Çankaya Kaymakamlığı'na mı yoksa başka bir yere mi? Bir de süreç nasıl işliyor, son gün 30 Eylül'müş, yarın gidilse yetişir mi her şey?




 

Part-time çalışan birini işten çıkarıyorlar, sonra ona işten çıkışla ilgili bir şeyler imzalattıktan bir süre sonra maaşını hesabına yatiriyorlar. Tam bir aylık olması gereken para, 300 lira kadar kesilmiş olarak geliyor. Müdürünü arayan arkadaşım "alacağım kalmamıştır diye imza atmasaydin, kesinti olmuş demek ki" falan diyerek insanı çileden çıkarıyor. Ne kesintisi olmuş olabilir ki? Bu arada, söz konusu firma H&M.




 

Nereden alınır? ABD büyükelçiliği bir personel ilanı açmış Ankara için ama normal TC vatandaşından da istiyorlar bu belgeyi, üstelik de İngilizce olacak imiş..




 

Eşim için ilk kez, benim icin yenileme olacak ama nasıl oluyor şimdi, cipli falan mi cikartacagiz? E-pasaport diye bir şey varmış, o nedir? Bir de kac günde falan çıkar acaba? Harc odemesini emniyetten de yapabiliyor muyuz, yoksa bankaya mi yatirmam lazim illa? Ankara'dayiz.




 

niye düşmedi hala malum ortamlara acaba yahu? 26 ağustos'ta yayınlanmış olması lazımdı kendi memleketinde ama yayınlanmadı mı ki acaba?




 

Sabah hazırladım ama yapip yiyemedik. Yarına bozulur mu bu? Buzluğa mi atsam bu haliyle, yoksa krepleri yapip mi kaldirayim dolaba falan?




 

En rahat nasıl olur toplu taşıma ile?




 

Hangisine gitsek sinemada? Üçünün de puanları birbirine çok yakın imdb'de.




 

kaça kadar çalışıyorlar acaba?




 

Tam olarak gidilecek yer, Mamak'ta yeni açılacak olan Amerikan Kültür Koleji. Tam olarak Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi mi ne var, onun karşısı oluyor. Mamak Karakolu'nda da yakınmış..

Toplu taşıma ile en kısa zamanda nasıl gidilir? Şimdiden çok teşekkürler.


 

Belki önceden soran olmuştur ama mobilden giriyorum, arama yapamiyorum o yüzden. Ankara il emniyet'te durumlar nasil acaba, giden var mi bu günlerde? 29 Mayis son gun muhabbeti yuzunden, Randevu zaten alinamiyor bu haftaya, yer kalmamis onu biliyorum da, santraldeki herif burda millet birbirini yiyor, sabahtan gelip siraya gireceksiniz falan dedi.. Öğleden sonra gitsek hic mi şansımız olmaz, bugün gitsem mesela? Benim için de son gün 29 mayıs imiş çünkü..




 

Potibor biskuvili - kakaolu pudingli pasta yapıyorum borcam içine.. Puding pişince icine, bir kutu krema eklesem daha güzel olur mu acaba tadı?




 

En az 25 gün falan kaar önce kahveden aldığım minicik bir yudumla dilimim ucunu deli gibi yaktım. Gelin gorun ki, o gün bu gündür dilim iflah olmadi ve hatta acıyan kısım daha da genişledi üste doğru. Ne yesem yanıyor dilim artık yediğim/içtiğim şey sıcak olmasa bile cayır cayır yanıyor. Örnek vermek gerekirse, ananas, kivi, çilek reçeli vs. gibi alakasız şeylerde bile acı biber yemisim gibi yanıyor. Ne yapmam lazım? Normal mi bu durum?




 

Elimizdeki malzemeler: marketlerde satilan yuvarlak hazir keklerden (sade - iki parça), çikolatalı puding, sade kremsanti, muz.

Simdi ben bunla bi pasta yapayim diyorum ama, sizce kremsanti mi iki kek arasinda olup puding pastanin üstünde olsa, yoksa tam tersi mi? Puding dista, kremsanti içte iyi olur gibi geldi bana ama, çok ağır mı olur acaba?


 

Kuzenim 1. sınıfa henüz başlamışken, sinava yeniden girip başka bölüme geçmeye karar verdi. Ama ne olur ne olmaz diye okulu dondur sen demiş birileri. Vizeler başlamadan da yap dondurma işini demiş. Birileri de fakirlik belgesi al, lazim olur demiş. Bu tutmuş, bu kesmiş, bu pişirmis, bu yemiş.. Bana da, doğrusu nedir bu işlerin diye sormak düşmüş.. Mevzu bahis üniversite, Ege Üniversitesi Turizm ve Otelcilik Yüksekokulu..




 

Çok alakasız bir yerde tc limlik no ve cilt no ile giriş yaparken, cilt no'mun kabul edilmemesi ile fark ettiğim değişikliktir..

Daha sonra turkiye.gov.tr'den "kimlik bilgileri"me girip teyit edeyim dedim. Ekran ilk açıldığında gelen numaralar, şu an elimdeki kimlik ile örtüşüyordu. Ancak bir değişiklik mi oldu acaba diye bakmak için "bilgilerimi yenile"ye tıklayınca, cilt no ve aile sıra numaram değişti. Yani şu an benim, eşimin, eşimin babasının ve bilimum sülalenin bu bilgileri değişmiş (eşim de kendisininkini teyit etti, evet değişmiş) ve bizim haberimiz yok.

Neden böyle bir şey olur ki? Seçimler de yaklaşıyor ama bizim kimlikler geçersiz mi bu durumda?

 

www.aile.gov.tr

Bir arkadaşım buna başvuracak da. Sadece sözlü sınav olacakmış. Ne sorarlar ne ederler, bir bilgisi olan var mı daha önceki yıllardan?


 

ingilizce örnek bir mahkeme boşanma kağıdına ihtiyacım var. elinde böyle bir döküman olan varsa, yardımlarını beklerim..




 

tam türkçe karşılığı nedir bu medikal terimin? iğne değil sorduğum şey yalnız. vücuttaki insülin artışı esasen.

şu linkte de, ilk paragrafta tanımı var: en.wikipedia.org


 

"X ile mitokondrial ... çalışılması yapılması amacıyla ... konusunda anlaşılarak ilk çeyrekte bir demo yapılması kararlaştırıldı."

Şimdi beni tereddütte bırakan yer, "anlaşılarak" kısmı oldu.. Cümleye "Coming to an agreement with X..." diye başlasam nasıl olur?


 

"epilogue" mu demek lazım? ciddi bir medikal firmasının power point sunumu..

edit: final say olur mu?


 

ingilizce.. ama hani "bulaştıran" anlamında değil de, genetik olarak taşıyıcı. "carrier" her durumda uygun olur mu?




 

böyle ağızda eriyen jelibonumsu tabletlerin türkçe'si ne ola ki? direkt kutunun üstünde yazacak şekliyle..




 

Türkçesi nedir yahu? bu "ops.", "operations"ın kısaltması mı?




 

"Projenin Ar-Ge Web portalından girişinin yapıldığına dair özet proje bilgisi" diyeceğiz İngilizce :(




 

Mesela X Yazılım adında bir firma var. Her yerde de adı geçiyor. Bunu "X Software" olarak mı çevirmek gerek, yoksa olduğu gibi bırakılmalı mı?