[]

Apartmanın çatısına güneş paneli takmak için izin gerekir mi?

Merhaba dostlar,

Bolca güneş alan bir şehirde yaşamaktayım, 8 katlı apartmanın çatısında (düz dam akdeniz bölgesi) bizim daireye ait güneş enerjisi var (su ısıtan cinsten) bunu kullanmıyoruz, ben bu güneş enerjisinin yerine elekktrik üretmek amaçlı güneş paneli monte etmek istiyorum.

fazla değil 2 adet 500W'lık panel takıp sadece evdeki bilgisayar yazıcı vb enerjisini buradan sağlamak niyetindeyim. Bilgisayar vb cihazlarımın olduğu odada 3KW'lık güneş paneli destekli Inverter ve 2 adet 12V 80Ah'lik JEL akü var. Şu anda bu cihaz şebeke elektriğinden şarj ediyor aküleri yani bir nevi UPS gibi çalışıyor.

Benim düşüncem güneş panellerini bu inverter'a bağlamak ve aküleri gündüz panellerle şarj ederken geceleri şebekeden şarj etmek.

Bildiğim kadarıyla On Grid sistemlerde elektrik şirketinden izin almak vs gerekiyor, benim bu durumda izin almama gerek var mı? süreç nasıl işliyor?

 
Takarsın hiçbir şey olmaz. İzin olayını ilk defa duydum. Hatta arayınca şu çıktı: "Değişiklikle güneş panelleri için gerekli “belediye imar süreçleri” kaldırıldı. Böylece çatısına güneş paneli kurmak isteyenlerin başvurularında belediyelerden yapı ruhsat izni alma zorunluluğu kalktı."

Akdeniz'de kimse bir şey demez güneş enerjisine.
  • prole  (28.01.24 16:56:07) 
@pole cevap için teşekkürler, ben de öyle tahmin ediyorum ancak netleştirmeden panelleri satın almak istemedim, malum ucuz aletler değil bunlar. Bir de apartmanımızda sorunlu bir amca var, adam birisi bir hata yapsın da yakalayıp şikayet edeyim derdinde.


  • solo  (28.01.24 17:22:47) 
Danimaka'da herKesin var üretip devlete satıyorlar, almanya ve hollanda öyle, fransa yine güneşten üretip vatandaş evinde kullanıyor.

Türkiye'de yasak mı merak ettim.
  • uykulu  (28.01.24 17:33:03) 
@uykulu yasak değil ama muallak bir durum, şöyle ki;

iki farklı sistem var 1. On Grid (Şebekeye bağlı sistem), 2. Off Grid (Şebekeden bağımsız sistem)

Kural koyanlar demiş ki, Eğer On Grid bir sistem kuracaksan bölgendeki Enerji Dağıtım şirketine başvuracaksın izin alacaksın, proje çıkartacaksın onaylatacaksın, Off Grid sistemde hiç bir izin ve onay süreci yok.

Ancak benim sorunum şu, bakarsan On Grid gibi görünen ama aslında Off Grid gibi çalışan bir sistem kurumak istiyorum, aküleri güneş paneli şarj edecek ama cihaz yine şebeke elektriğine de bağlı olacak, geceleri aküleri şarj edebilsin diye.

Not : Ürettiğim elektriği satmak gibi bir derdim yok bu arada, sadece kendi ihtiyaçlarımı karşılamak derdim.
  • solo  (28.01.24 17:38:18 ~ 17:41:12) 
22 daireli bir binadayım. kılın biri mutlaka çıkar.
önce yönetime karar aldırın ne yapacaksanız.
adam teslasına saj istasyonu kuramadı en son sıçayım böyle işe diye söyleniyordu.
  • rhan  (29.01.24 08:59:22) 
Çatı ortak alandır. Kendi başınıza yapacağınız/yaptıracağınız işler, biri şikayetçi olursa, elinizde patlayabilir. Milletin ileri geri yorumlarına aldanmayın. Mapınızın dışına, merdiven boşluğuna ayakkabı bırakmak bile suç. Mahkeme haberleri var bununla ilgili.
Ortak alanı, bütün paydaşların izni olmadan kendi başınıza kullanamazsınız.
Bir firmayla görüşmüştüm enerji panelleri için. Kanuni, maliyet ve enerji limiti ile ilgili sebeplerden dolayı genel kurul kararı almamı istemişti.
  • abbabaabbaababbabaababbaabbabaab  (29.01.24 08:59:44) 
Apartman sakinlerinden /maliklerinden izin gerekir bence; çatı ortak alan.


  • SiyamkedisiZorro  (29.01.24 10:23:55) 
elektrik açısından bakarsak sisteminiz off grid bir sistem. on grid olarak adlandırılan sistemler hem şebekenin kullanılması hem güneş enerjisinin kullanılması değil, üretilen enerjinin tamamının veya ihtiyaç fazlasının elektrik şebekesine çift terimli sayaç üzerinden verilerek satışıdır. bu yüzden elektrik idaresinden herhangi bir izin almanızı gerektirecek bir durum yoktur.

apartman ile ilgili mevzuatlara hakim onun hakkında bir şey diyemeyeceğim.
  • bravoteam  (29.01.24 12:28:30) 
[]

İş Bankası Yurtdışı Borsalardan ETF alınamaması

Merhabalar,

Bildiğiniz gibi yakın zamanda İş Bankası Yurtdışı Borsa işlem komisyonlarını düşürdü. Bu güzel bir gelişme ancak gördüğüm kadarıyla İş Bankasının Mobil uygulamasından Yurtdışı Piyasalar menüsünde ETF'leri seçtiğimde liste boş geliyor ancak işlem gören hisse senetleri listeleniyor, sizde durum nedir? sorun sadece bende mi? örneğin DIVO ETF'i almak istiyorum ama alamıyorum çünkü hiç bir ETF listelenmiyor.

Saygılar

 
IBKR den hesap açıp alırdım ben olsam.
Hatta DIVO yerine LSE de listelenen QYLD & XYLU alırsanız boşuna witholding tax ödemezsiniz

  • spankenstein  (09.01.24 22:23:02) 
spankenstein IBKR kullanıyorum zaten Midas da kullanıyorum ama İş Bankası da komisyonlarını indirince değerlendireyim dedim ama gördüğüm kadarıyla ETF alınamıyor gibi. Önerine gelince inceleyeyim teşekkür ederim.


  • solo  (09.01.24 22:29:40) 
Expense Ratio: 0.55% diyor DIVO icin. Bu bence asiri yuksek. Illa USD etf alinacaksa niye herkes gibi VOO falan yapistimiyorsun, sadece 0.03%. Biri 10 bin dolardan 55 dolar alirken digeri 3 dolar aliyor senelik. Uzun vadede cok farkedr.


  • hot potato  (09.01.24 22:41:21) 
telefon üzerinden alınıyor. telefon derken uyguluma değil düz telefon edip söylemen lazım.


  • telgrafin tellerine konamayan kus  (10.01.24 00:22:13) 
[]

Adana'da trafik ışıklarının çığırından çıkması?

Benden başka farkında olan birileri var mı merak ettiğim bir durum bu, ne olduysa covidden sonra oldu iş iyice çığırından çıktı.

7km'lik bir mesafede zaten 13 trafik ışığı var ve bunların kırmızı süresi 45sn ile 90sn arası değişiyor, eskiden bir şekilde yeşili yakalama şansınız vardı, artık her ışıkta mutlaka kırmızıya yakalanıyorsunuz, kaçla giderseniz gidin.

her 100m-150m'de bir trafik ışığı var ve kırmızı ışık süresi o kadar uzun ki bu ışıklar trafiğin iyice birikmesine, deli gibi tıkanmasına yol açıyor, 3 sene önce aracın ortalama yakıt tüketimi şehir içinde 7lt/100km civarıydı artık 9.6lt/100km.

Bir arkadaşım İstanbul'dan ziyarete geldi, bir kaç ışık geçtikten sonra, "İstanbul'da böyle bir trafik ışıklandırması olsa millet birbirini doğrar" gibi bir yorum yaptı, o derece çığırından çıkmış durumda bu ışık olayı.

Bu arada bu sürelerin yarattığı bir sorun daha var, kırmızı ışık süreleri o kadar uzun ki, her ışıkta bekleyen cam siliciler var, siz isteseniz de istemesiniz de ellerinde içinde ne olduğu belirsiz şişeyi camınıza boca edip silmeye başlıyorlar, karşı çıkarsanız ya aynınızı kırıyor ya camınızı yumrukluyorlar, özellikle kadın sürücülerin kabusu halini almış durumda bu tipler, bu durumu yaşamak istemeyen sürücülerin bazıları ışığa yaklaşınca aracı sağa çekip dörtlüleri yakıp yeşil yanana kadar bekliyor ışıklarda bekleyip bu tiplerle muhatap olmamak için.

Bu süreleri ayarlayan trafik mi? belediye mi? ve bu sürelerin bu kadar hayvanı şekilde ayarsız hale getirilmesinin belli bir amacı var mı? Bu durumu bir yerlere şikayet etmek istersek nereye etmeliyiz?

Not: Kırmızı ışık süreleri covidden önce 30-45 saniye arasıydı, iyi biliyorum çünkü aynı yolu 5 yıl boyunca her gün gidip geldim.

 
bu tarz durumlar genelde şikayet üzerine düzeltiliyor, kimse şikayetci değilse bir şey yapmazlar. istanbulda ukome veya polis düzenliyor heralde. bunu düzenleyen adanadaki kurum neresi ise oraya şikayet edin, hatta başka şikayet edecek kişiler bulursanız düzeltirler.


  • hasansabbah  (11.09.23 09:30:52) 
Farklı bir yerden yorumlamak istiyorum.
Bu ışık olayı sadece araba sahipleri açısından yorumlanıyor ama o ışıklar yayalar için de var ve bu bence olumlu bir gelişmedir.
Araç içindeki insanlarda genelde bir üstünlük hissi oluyor trafikte diğer araçlara ve yayalara karşı. Evimin yakınında Işıksız yaya geciti yaptılar kocaman tümsek şeklinde, araçlar hem tumsege park etmekten çekinmiyor hem de yayalara yol vermiyor. Lamba koyulması hoşuma giderdi açıkçası oraya. Yol vermeden geçen şoförlere de kızmak yerine utandirma stratejisi kullanıyorum artık,. lütfen buyrun yapıyorum elimle yol vermeyene, arkasındaki araç %99 veriyor sonrasında.
  • hasmetizm  (11.09.23 11:48:10) 
7km'lik bir mesafe otoyol değilmiş diye okumladım

bu cam silici-gaspçıların yerleri belli değil mi, adana polisi napıyo, ortalığı ayağa kaldırsanıza, bi vidyoya çekin, adana valisinin bile haberi olur
  • lambırcek  (11.09.23 15:04:33 ~ 15:05:56) 
aynı durum mersin'de de var. her ışık minimum 1 dk bekletiyor ve bir tanesine yakalanınca diğerlerine de yakalanmak zorunda kalıyorsun.


  • tantunisultansuleyman  (11.09.23 15:33:53) 
[]

Interactive Brokers Margin Hesap ile ilgili

Merhaba yatırım guruları,

interactive brokers'daki hesabıma bir miktar para aktarıp ETF aldım, alım işlemi gerçekleşti ve portfölyöme baktığımda aldığım etf toplamının yanı sıra Buying Power kısmında fazladan bir rakam görünüyor, Cash kısmında ise -0,79 USD görünüyor yani eksi bakiyeden kullanmışım gibi bir durum var.

Şimdi burayı tam olarak anlayamadım, benim yatırdığım paramın üstüne kendisi de kredi açıp oradan mı kullanmış? Eğer öyle ise bu tutar üzerinden bana faiz mi uygulayacak?

Son olarak bu durumu düzeltmek için ne yapayım biraz daha para mı atayım hesaba. Sanırım hesap açarken Margin hesap olarak açmışım bunu düzeltmenin bir yolu var mı? Ben param ne kadarsa o kadar işlem yapmak istiyorum tehlikeli sularda yüzmek istemiyorum.

 
muhtemelen komisyon veya baska bir ucret senin nakit balansini :P eksiye dusurdu. O 79 cent icin kapatana kadar gecelik faiz odeyeceksin evet.

ben hic interactive brokers kullanmadim ama hesap otomatik olarak margin oluyor sanirim tax advantaged/retirement account (abd terimi, senin durumunla alakasiz) degilse.
  • hot potato  (01.08.23 21:14:26 ~ 23:51:09) 
[]

Turizm gelirleri ne durumda?

Ülkede yorumcular ikiye ayrılmış durumda,

Bir kesim ki onlar genelde muhalif turizm bölgeleri bomboş turizmciler kan ağlıyor derken, bir diğer kesim turizm son derece iyi durumda muhtemelen bu sene turizm gelirlerinde rekor kırılacak diyor.

Bir taraf yalan söylüyor ama hangisi. Bu konuda bilgi sahibi olan arkadaşların yorumlarını merak ettim.

 
Kuzenim bodrumda bir çok otelde yönetcilik yapan biri.
Vaziyet iyi değil alışıldık ülkelerden turistler yok onun yerine bolca arap misafir alma durumundayız dedi.

  • hedep  (24.07.23 14:31:40) 
Otel turizmi çok iyi durumda değil. Yılların zararını kurtarmaya çalışıyorlar. Ama turizmin diğer paydaşları uçuşta. Apart turizmi, tür turizmi,hediyelik eşya ve turistik mağaza restoranlar, Araplara yönelik iş yapan her sektör inanılmaz iş yapıyor


  • deer hunter  (24.07.23 14:54:35) 
Turizm sektörünün tümü hakkında yorum yapamam ama cruise seferlerinin yükselişe geçtiğini söyleyebilirim. Özellikle Kuşadası ve İstanbul'a çok fazla gemi yanaşıyor. Otellere değil belki ama hediyelik eşya, yeme&içme, gündelik tur ve gezilere oldukça para harcıyorlar.


  • burka  (24.07.23 16:50:58) 
[]

Yatırım fonlarının ilk çıkış fiyatı nasıl belirleniyor?

Merhaba yatırımcı arkadaşlar,

Türkiye'de yatırım fonları ilk satışa çıktığı anda fiyatları nasıl belirleniyor bunu merak ettim, örneğin bir fonun fiyatı 1600 TL iken başka bir fonun fiyatı 0.01 TL geçenlerde yeni bir fon daha satışa çıktı ve fiyatı 1 TL'den açıldı. Buna göre fiyatı 0.01 TL olan fon daha önce 1 TL idi de 0.01'e düştü anlamı mı çıkar bu durumdan yoksa fiyatı 0.01 TL olan fonun fiyatı zaten bu kadar küçük müydü?

Hisse senetlerinin fiyatının nasıl belirlendiği zaten ortada şirketin varlıkları, pay sayısı vs hepsi hesaplanıyor ortaya bir nominal değer çıkıyor ancak fonlarda durum ne öğrenmek istedim.

 
Kuruyemiş satıcısı olduğunu düşün. Bir sepet yapıyorsun. içine 10 gram antep fıstığı beş gram badem, çokca leblebi koyursun. Fiyatı şu diyorsun.

Bir başka sepet yapıp, ayçekirdeği ile kabak çekirdeği dolduruyorsun. Fiyatı bu diyorsun.

Sepetlerin büyüklüğü de çeşit çeşit.

Fiyatı da içinde ne kadar ne varsa onun fiyatı oluyor tabi.

Bademin fiyatı artınca da bademli sepetin fiyatı artıyor.

Olay bu.
  • Mirket  (17.07.23 18:46:54) 
tahminen ilk başta fonu çıkaran belli bir miktar yatırıyor (çeşitli hisseler alıyor) ve istediği fon sayısına bölüp satışa çıkarıyor. Sonrası fonun yönetimi ve içindeki hisselerin değeriyle ilgili.

Ama başta fon sayısı belli olmalı bence çünkü aynı değeri 1000 fona bölersen tanesi 1600 tl olur, 10000 fona bölüp satarsan tanesi 160 tl olur, ama toplam market değeri eşit bak. Tek başına fon fiyatından öyle düştü çıktı yorumu yapamazsın.
  • nhk ni youkosu  (17.07.23 19:42:06) 
[]

Üst Segment 2. el araçların fiyatlarının düşük kalması

Merhaba dostlar, bugün dikkatimi çeken bir şey oldu, bildiğiniz gibi son zamanlarda 2. el araçların fiyatları sıfırının üzerine çıktığının haberleri gündemde, ancak şöyle bir durum var bu durum sanki sadece C ve B segment gibi orta altı araçlarda olan bir durum şöyle ki,

malum sarı siteye girip 2020 model toyota corolla 1.6 flame xpack araçları listeleyin fiyatlarının 1.200 - 1300 aralığı olduğunu görürsünüz yani sıfırından pahalı araçların neredeyse tamamı.

Ancak aynı sitede 2020 model BMW 5.20i Edition M Sport olan araçları listeleyin, en yüksek fiyatlı araç 3 milyon TL oysa aracın sıfırı 4.2 milyon.

Bu durumun bir açıklaması var mı?

 
çünkü arabayı alabilen kesim daha az. böyle olunca yüksek fiyat yazılamıyor. talep azalırsa fiyat düşer.


  • jelly bear  (07.07.23 09:24:43) 
Peki 3 yaşında bir aracın fiyatının sıfırından bu kadar düşük olması anormal değil mi? Tamam o araçları alanların sayısı bellidir de fiyatının bu kadar düşmesi biraz tuhaf değil mi?


  • solo  (07.07.23 09:27:22) 
normalde olması gereken düşüklük o zaten. çok değil 4-5 sene önce sıfır ve 2. el fiyat farkları o şekildeydi.
satamıyor demek ki adam yoksa neden düşük yazsın kazası vs yoksa
ayrıca araba 3 yaşında aynı değil. kasası vs değişmiş olabilir bu da bi etken. 3 veren 4 de verir yenisini alır.
  • jelly bear  (07.07.23 09:30:25 ~ 09:37:16) 
Normal şartlarda ilk sene aracın değerinin (araca göre) %20-%30'u kaybolur.
Yani 2020 model aracın değerinin %30 düşmesi normal(di).

  • burfak  (07.07.23 10:35:34) 
enflasyondan dolayı elden çıkarılabilen ve kolay satılan araçlar daha değerli. şu an egea fiyat listesinin 300 bin üstüne sarı sitede satılıyor. ama bmw alsan 300 bin üstüne satman zor. araç yatırım aracı olduğundan itibaren değer kazanan araçlar genelde en ucuz ve en çok talep olan.


  • mikahakkinen  (07.07.23 16:33:51) 
[]

Yurt Dışı Borsalara endeksli yatırım fonlar vs Yabancı Borsalara yatırım?

Merhabalar,

Son günlerde özellikle Amerikan borsalarına yatırım revaçta ancak bu konuda gerek aracı kurum azlığı gerekse vergi konusundaki belirsizlik insanı ikileme düşürüyor.

Bir süredir Türkiye'de kurulmuş olan ancak yabancı hisse senetlerine yatırım yapan yatırım fonlarından alıyorum, özellikle döviz yükseldikçe bu fonların da getirisi yükseliyor, Gidip aracı kurumlardan yabancı borsalardaki hisse senetlerini almak yerine bu yerli fonlara ağırlık vermenin bir dezavantajı var mı?

Fonun getirisi TL olarak hesaplanıyor ancak döviz yükseldikçe getiri TL bazında yükseliyor, yani teknik olarak yine döviz bazlı bir kazanç söz konusu, diğer taraftan yerli yatırım şirketlerinin fonları olduğu için de vergi konusunda da kafa karıştırıcı bir durum söz konusu değil, bana bu fonlara yatırım yapmak gidip aracı kurumlar üzerinden yabancı borsalara yatırım yapmaktan daha makul geliyor ama belli ki bir detayı atlıyorum gibi düşünüyorum.

Bilgili ve ilgili arkadaşlardan cevap alırsam pek güzel olur.

 
Evet, daha makul. Bu konuda haklısın.
Yalnız şu var.
Bu aralar Dolar yükseldi. Amerika Borsaları da hareketliydi.
Sonuçta senin fonlar çift taraflı kazandırdı.
Hep böyle sürecek beklentisine kapılma.
Düşer, yükselir, stabil gidebilir. Onlara da hazırlıklı ol.
  • Mirket  (02.07.23 18:21:24) 
vergi konusu neden belirsiz? kendiniz beyan edeceğiniz için mi?

ben doğrudan yabancı aracı kurum ile 2-3 yıldır amerikan borsasında kendim hisse alıyorum. o dönem araştırdığımda yabancı hisse fonu bana mantıklı gelmemişti ama detayını hatırlamıyorum. fon sepetimde küçük miktarda yine de var şu an. ama borsaya ayırdığım kısım yabancı borsada.

bu arada artık yerli şirketler de (midas vs) çıktığı için bence süreç daha kolay.
  • wct3 org  (02.07.23 21:02:33) 
@anlatamıyorum, yabancı borsalarda işlem gören hisse senetlerinden elde edilen karlardan da vergi ödenmiyor mu? Türkiye'de %10 olan bu vergi Amerikan borsalarında %30 diye biliyorum yanlış mı biliyorum?

@wct3 org, Türkiye'den Midas benzeri aracı kurumlarla yaptığınız yatırımlarda, yerinde vergi kesintisi var ancak bu kesilen verginin Amerika ile Türkiye arasındaki vergi anlaşması nedeniyle Türkiye'deki maliyeye beyan edilmesi gerekiyor diye biliyorum bunun da nasıl yapılacağı ile ilgili hala net bir bilgi yok, herkes bir şey söylüyor, kimisi beyana gerek yok iki ülke kendi arasında mahsuplaşıyor derken kimisi aracı kurumdan alınan vergi kesintisi belgesinin onaylı bir kopyasının Maliye'ye beyan edilesi gerektiğini söylüyor, herkes farklı bir şey söylüyor yani, karışıklıktan kastım bu.
  • solo  (02.07.23 21:45:19) 
[]

22 Haziran'dan sonra banka faizleri ne olur?

Merhaba dostlar,

Vadesi bugün dolan mevduat hesabım vardı otomatik yenilendi, mevcut faiz oranı %31 ancak 22 Haziran'da eğer faiz yükseltilirse mevduat faizlerinin durumu ne olur sizce? Eski normallerine dönebilmesi için onlar değişmez mi yoksa yükseltildiği oranda bunlar da yükselir mi?

Gösterge faizi ile Mevduat faizi eskiden birbiriyle ilişkiliydi ancak son 1 yıldır ayrıştılar o nedenle etkiler mi etkilemez mi diye merak ediyorum.

Eğer mevduat faizleri de yükselecekse hiç yenilemeden günlük faize dönüştüreyim diyorum düşükten faize yatırmaktansa.

 
Mevduat faizlerinde çok bir değişiklik olacağını düşünmüyorum. Kredili mevduat hesaplarıyla, kredi kart borç faizleri aylıkta 1 puan civarı yükselir bence.
Bizi ilgilendiren kısmı da o olur.

  • Mirket  (16.06.23 10:47:49) 
[]

Makedonya, Malta, Karadağ, Yaşamak için hangisini seçerdiniz?

diyelim ki elinizde bu 3 ülkeden birinde ev alabilecek kadar birikmiş paranız var hangisini seçerdiniz?




 
karadağ net


  • erty_ksk  (14.06.23 09:51:31) 
istanbuldan sonra hicbirinde yasayamam gibi. maltayla karadag arasinda kaldim ama maltayi seciyorum. guneyi cok sevdigim icin


  • ala09  (14.06.23 09:56:22) 
Malta bence de. Ada ulkesi her zaman iyidir.


  • baldur2  (14.06.23 10:19:09) 
karadağ, malta, makedonya.


  • paintov  (14.06.23 12:49:02) 
Malta tabiki de. Yıl boyu sıcak iklim


  • socially awkward  (14.06.23 12:52:03) 
Dil ve diğer Avrupa ülkelerine yakınlık sebebiyle Malta derdim. Hiç sıkıntı olmadan tüm gününüzü İngilizce ile geçirebilirsiniz. Herkes hakim. "Çok sıkıldım, hadi bi İtalya yapayım" da diyebilirsiniz. Çoğu zengin Malta'da ev aldı haberleri çıkıyordu son yıllarda zaten.


  • quaker  (14.06.23 13:58:10 ~ 13:58:28) 
niyet önemli burada. Gidip yaşayacaksanız malta.
Yaşamayacaksanız karadağ, çünkü türkiye'ye yakın bir yazlık eviniz olur. Arabayla bile gidilir.

İş kuracaksanız hepsi (kuracağınız işe göre değişir öncelik)
  • anten  (14.06.23 16:47:49 ~ 16:48:10) 
[]

Kredi ödeme günü Pazar'a denk gelirse?

Merhaba,

Ödemesini hiç aksatmadığım bir kredim var ancak bu ayki taksiti pazar gününe denk gelmiş ben de dikkat etmedim malum pazar günleri de piyasalar kapalı olduğundan hesaba para transferi yapamıyorum (döviz satıp ödüyordum) pazartesi yapsam gecikmeye girer mi?


 
banka hesabınıza girip bakın genelde haftasonuna gelen ödemeler ptesi gününe ertelenerek başlangıçta hesaplanır.


  • prezarlatif  (10.06.23 12:00:24) 
benim 2 farkli bankada, haftasonu ya da tatil gunune denk gelirse takip eden ilk iş günü ödedim hep sorun olmadı


  • sweetoffice  (10.06.23 12:35:48) 
Kira 1 5inde, pazara gelirse onu da pazartesi atıyorum hatta . umarım sıkntı yaratmaz


  • ShadowOfMoon  (10.06.23 13:45:36) 
Hayır, bir şey olmaz. Son ödeme Pazar gözükse de, aslında Pazartesi oluyor bu durumda. Daha önce birkaç bankaya sordum, kural bu şekildeymiş.


  • PhoenixRising  (10.06.23 13:59:40) 
[]

Mal sahibinin iş yerinden çık demesi

Merhaba arkadaşlar,

bundan 2 yıl önce bir daireyi ofis olarak kiraladım, sözleşme senelik olarak yapıldı, daireyi ilk kiraladığımda günlerce boyasını badanasını yaptık, eskimiş dolap kapaklarını tek tek zımparalayıp boyadık. WC eski tip alaturka idi kırdırdım sıfırdan klozet taktırdım yerleri fayans döşettim. ofisin tamamını halıfleks yaptırdım eski bozuk jaluzileri söküp sıfır zebra perde yaptırdım tüm pencerelere.

enflasyonun artmasıyla en son geçen kasımda mal sahibi ile konuşup %45 zamlı olarak ödedim kirayı, kendisine de hak verdiğimi imkanım olsa daha da fazla zam yapılmasına razı olacağımı da ilettim.


Bu arada işim gereği ofise bir sürü yatırım yapmak zorunda kaldım, özel internet bağlantısı, güvenlik kamerası, alarm sistemi, yangın alarmı, ups bağlantısı vs.

Neyse geçenlerde hiç gelmeyen dükkan sahibi çaldı kapımı, hoş geldin hoş gördük filan derken çıkardı ağzından baklayı, kendi ofisinin sahibi bunu ofisinden çıkartıyormuş bu da benim ofise geçecekmiş o yüzden çıkmamı istedi, böyle bir şey olmasa sittin sene kal önemli değil ama beni de çıkartınca ben de senden istemek zorunda kaldım dedi.

O anki stres ve kafa karışıklığı ile peki dedim, şaşırdı adam hatta yüzü gülerek çıktı çıkarken de sağol anlayışla karşıladığın için dedi.

Sonra eşimi aradım anlattım neden hemen kabul ettiğimi, neden itiraz etmediğimi sordu ben de ona anlamadım bir anda kabul ettim basiretim bağlandı dedim. Aradan geçen zaman diliminde kiralık/satılık daire ararken iyice sinirlerim gerildi günlerdir uyuyamıyorum en son dün aradım mal sahibini ve ben o an düşünemeden cevap verdim ama benim buraya yaptığım yatırım ve buradaki tüm alt yapının başka bir yere taşınmasının maliyeti 150K'dan fazla bunları ben o an düşünemedim vs dedim, peki ne yapacağız dedi ne önerirsin dedi ben bilemem ben bu şartlar altında buradan çıkamam sadece 2 yıl oturacağımı bilseydim bu kadar masraf yapmazdım dedim. biraz düşünelim o zaman bir çözüm bulalım dedi kapadı telefonu.

Şimdi sorum şu, bugün yarın aradığında bana ne gibi çözümle gelebilir ve tavrım ne olmalı, aynı baştaki hatayı tekrar yapmak istemiyorum.

 
Bence bir avukata vekaletname verin, ücreti neyse ödeyin, durumu da anlatın, sözleşmenizi, dairenin eski fotoğrafları, yaptığınız masrafların faturaları vb. hepsini toplayın, güzel bir dosya oluşturun ve avukata teslim edin. Sonra sizin yerinize o telefon etsin. Şimdi nereden baksanız 10 bin avukata vereceksiniz diyelim, diğer türlü 250 bin zarardasınız...


  • malheiros  (08.06.23 10:52:05) 
@malheiros, henüz o seviyeye gelmedi muhtemelen durum, zaten o seviyeye gelirse tek seçenek hukuki yollar ve avukat aracılığı ile çözüm ama benim sorum bu noktaya gelmeden önce mutlaka arayacak beni ne sunabilir, ne önerebilir ve benim tavrım ne olmalı?


  • solo  (08.06.23 10:57:33) 
Hocam adam şimdiden sizin yeri kiraya verme, kendi eşyalarını taşıma vb. işlemleri başlatmıştır. Yarın kapınıza nakliyeci dayanır, sizin tavrınızdan mal sahibi "ben eşyalarımı getirir, bunun eşyaları da aynı nakliyeciye yükletir gönderirim" diye bile düşünmüştür. Siz hemen ya kendiniz (veya eşiniz) açın konuşun, ya da avukata konuşturun ki bence avukat olması adamın gözünde "ya bu o kadar da kolay lokma değilmiş" diye düşünsün.


  • malheiros  (08.06.23 11:06:21) 
onun yaptığı gibi yapacaksınız :)

ne teklifle gelirse gelsin, 'biraz düşünüp döneyim' diyeceksiniz. gelen teklif olumlu bile görünse. sonra etraftan bi kaç kişiye danışırsanız zaten artısını eksisini daha rahat görürsünüz.
  • brkylmz  (08.06.23 11:07:38) 
[]

UPS Elektrik tüketimini arttırır mı?

Merhaba,

Ofiste 24 saat çalışan bir PC var ve 1 adet mini buzdolabı var, aylık 800 TL elektrik faturası geliyor, evde her gün en az 4-5 saat çalışan PC, buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, tv, akşamları sürekli açık aydınlatmalar olduğu halde 500-600 TL elektrik faturası geliyor.

Bu aradaki farka neden olan şey UPS olabilir mi? ofiste 10Kw'lık bir ups var farklı olarak. Aklıma bu ups'in çok büyük elektrik tükettiği fikri oluştu kafamda.

 
Merhabalar,

Güncel rakamlar şöyle sanırım;

Mesken (Düşük Kademe): 1.73 TL
Mesken (Yüksek Kademe): 2.6 TL
Ticarethane(Yüksek Kademe): 4.4516 TL

sbsolar.com.tr
Ofis ticarethane geçtiği için birim bazında daha pahalı olduğundan kaynaklı olabilir mi?

Harcadığınız kw'a fatura üzerinde baksanız tüketim aynı mı diye, o zaman belli olur sanırım.
  • c0sh_kun  (05.06.23 09:11:54 ~ 09:12:27) 
baktım 2,32 TL görünüyor birim fiyat ofiste. evde ise 1,33 / 1,98

Tüketim :

Ev : 303,733
Ofis : 285,349

Ev Fatura Toplamı : 494,80
Ofis Fatura Toplamı: 809,80

Ama hala şu sorunun cevabı çıkmıyor ortaya, Ofiste çalışan sadece bir PC var 24 saat çalışıyor, bir de mini buz dolabı ama evde onlarca elektronik alet ve aydınlatma var. Fakat tüketime bakarsanız neredeyse ev ile aynı (fatura tutarı değil tüketim)
  • solo  (05.06.23 09:43:29 ~ 09:45:45) 
Bekleme tüketim değerleri kılavuzunda yazar, büyük bir fark yaratacağını zannetmiyorum.


  • kimlanbu  (05.06.23 10:25:12) 
internette biraz araştırma yapınca online ups'lerin bekleme modundayken de kayda değer miktarda enerji tükettiğini yazanlar olmuş, %30 gibi bir orandan bahsediliyor ki fena


  • solo  (05.06.23 10:58:46) 
[]

Enkaz temizlemede neden vakum sistemi kullanılmıyor?

Dün bir ankazda gönüllüydük, ellerimizle çimento tozu ve taş toprağı ellerimizle kovalara doldurup temizlemeye çalıştık gördüğüm kadarıyla tek kullanılan yöntem de bu, bu moloz temizlenmeden de büyük parçalar temizlenemiyor.

Aklıma Köpüklü Sular belgeselinde altın avcılarının kullandığı vakum sistemi geldi kalın bir hortumla kum, kaya, çakıl ne varsa emiyor sistem yeter ki hortumdan geçecek kadar küçük olsun parçalar.

Bu enkaz temizleme işinde neden böyle bir sistem kullanılmıyor? onlarca adam enkazın üstünden iki-üç saatte 5cm azaltamadık bu yöntemle halbuki böyle bir sistem kullanılsa 50 tane adamın yapacağı işi 1 saatte yaparsın, böyle bir sistemin kullanılmamasını gerektirecek bir neden var mı?

 
Mühendis değilim, okuduğum izlediğim kadarıyla yorum yapıyorum. Enkazın altında canlı kalan vardır umuduyla çalışılıyor enkazda, sizin o küçük parçalar elektrikli süpürgeyle çekilmiş gibi fırlarkwn üstlerindek beton tabakası, demirler vs bir insanın üstüne inebilir, hayatta kalmasını sağlayan ufacık boş alan elinden alınabilir.


  • kobuzchu kiz  (07.02.23 23:51:35) 
@kobuzchu kiz, temizlik üstten yapılıyor, üst kısımdaki toz toprak temizlene temizlene alta doğru iniliyor, dediğin parçalar altta canlı olan birine fırlamaz ki, zaten üst kısımdaki tozu toprağı temizleyip sonra büyük parçaları vinçle kaldırılmaya hazır hale getiriyorsun.


  • solo  (07.02.23 23:56:34) 
Kullanılmaması için bir neden yok hocam. Mantıklı da olabilir. Şu aşamada işinizi kolaylaştıracak her şeyi kullanabilirsiniz.

Dediğiniz özellikte bir aletin de belki arama kurtarma için özelleşmiş versiyonları da vardır.

Ama aynı şekilde daha hızlı sonuca gidilecek aletler var. Siz insan gücü kullandığınız için önce temizlemek zorundasınız ama koca beton blokları iten, kaldıran, destekleyen, demirleri kesen aletler var. Onlara sahip arama kurtarma ekipleri; vinç, kepçe ya da bahsettiğiniz alete ihtiyaç duymuyor.
  • nickini vermek istemeyen uye  (08.02.23 01:40:07) 
elektrik olmadigindandir elektrik olsa zaten catir cutur bilinen aletlerle ilerlerler diye dusunuyorum.


  • turbo sadık  (08.02.23 01:51:29) 
enkazi temizlerken cok dikkatli olmak lazim, insaatin ve binanın yikilma tarzinin durumuma göre, dikkatsizce hareket ettirdigin bir parca diger parcalari hareket ettiriyor, o da enkaz altindakilerin hayatını tehlikeye atiyor.


  • tadellesever  (08.02.23 02:42:28) 
Dediğiniz cihaz baya geniş bir hortumla, tadilat ya da inşaat alanından molozu vakumlayan sistem sanırım. Baya geniş bir hortumu var, video bulur atarım şimdi.

Ama bu sistem sadece molozu vakumlar, büyük taş ve beton parçalarını çekemez.

Deprem enkazında büyük beton parçaları var, hatta demirden ayrılmamış parçalar var. Vakumun işe yarayacağını sanmam.

www.youtube.com
  • John Bloor  (08.02.23 10:33:07) 
[]

Karmaşık Bir EYT Sorusu

Merhaba dostlar,

12 Aralık 1997'de henüz 17 yaşındayken ilk sigorta başlangıcı olan bir kişinin, Bugün e-devletten 4a dökümünü aldığında 4A Toplam Uzun Vade Gün Sayısı 5244 gün.

Ancak bu kişi son 3.5 yıldır bağkurlu ve yasa son 3.5 yıl hangisinde primi fazlaysa ona tabi olursunuz diyor, şimdi bu kişi EYT'ye tabi mi değil mi?

4A + 4B prim gün sayısı toplamı 6448 gün, ama kişi 3.5 yıldır bağkurlu en son 2016'da SGK'sı ödeniyor sonrası yok.

 
bağkurlular da eyt'ye tabi.


  • mustafakesekci  (30.12.22 08:42:35) 
@mustafakesekci, bağkur şartları sgk şartlarından farklı sgk 5000 prim toplamı bağkur 9000 prim toplamı istiyor.


  • solo  (30.12.22 08:46:42) 
siz bir sigorta uzmanından danışmanlık alın. eyt'lisiniz, fakat sizin 4a'ya tabi olmanız gerekli, yoksa 4b için 20+ sene daha prim ödersiniz. hani hiç 4b primi ödememişseniz, sgk'ya dilekçe verip benim primlerimi silin diyebiliyorsunuz. fakat ödenmeye başlanmışsa geriye dönüş yok. sigorta uzmanı şart, para verip danışmanlık alacaksınız, onlar da size yol gösterecekler.


  • malheiros  (30.12.22 10:48:11 ~ 10:48:38) 
Eytden faydalanabiliyorsunuz ama bağkurlu olunca emeklilik için yaş şartı aranmasa da, kadınlar için 7200, erkekler için 9000 gün prim ödenmesi gerekiyor.

Şu anda emeklilik için cinsiyetinize göre prim gününüzü 7200 ya da 9000e tamamlanmanız, ya da en az 1260 gün 4a sigortalı olmanız gerekiyor.
  •   (30.12.22 11:35:49) 
%100 emin olmamakla birlikte ben sizin yerinizde olsam şunu araştırırdım.

Zaten şu an bağkurlu olduğunuz için emekli olamıyorsunuz.

bağkuru ödediniz mi mesela? ödemediyseniz yapılandırma çıktığında (ki yakında onun da çıkacağı söylentileri var) ödemeyip günleri sildirebiliyorsunuz. bağkur günlerini sildirip arkasından cinsiyetinize göre askerlik/doğum borçlanması yapıp eksik kalan günleri (ki çok az bir zaman kalır) bir yerde çalışıp sgk'dan emekli olabilme ihtimaliniz var.
  • naksidil  (30.12.22 12:08:01) 
Bağkur'u günü güne hiç eksitmeden ödedim maalesef. 3.5 yıldır bağkurluyum


  • solo  (30.12.22 13:05:17) 
[]

Uzun süre kullanılmayan pil kendi kendine biter mi?

Merhaba dostlar, aslında soru başlıkta ama şöyle detaylandırayım.

Eşimin kullandığı aracın anahtarının birisi bende diğeri eşimde, eşim aracı her gün kullanıyor ben ise neredeyse hiç kullanmıyorum, geçenlerde bir nedenden aracı bendeki anahtarla açmaya çalıştım açılmadı araç anahtarı da görmedi eşimin anahtarını kullandık.

Eşim neredeyse bu anahtarı her gün kullanıyor onun pilinin normalde benim anahtarın pilinden önce bitmesi gerekmiyor mu? yoksa hiç kullanılmayan pil daha çabuk mu bitiyor?

Bu arada pil bittiği için anahtarın çalışmadığı olasılığı üzerine yazıyorum, henüz pili değiştirip denemedim.

 
Evet pili biter, ben de öyle oldu hiç kullanmadığım yedek anahtarın pili bitti. Değiştirdim düzeldi


  • hlt1985  (12.12.22 15:12:59) 
eşinizdeki anahtarın pili bir şekilde değişmiştir vs. ikinci olasılık da yedek anahtarın butonlarından biri çantada cepte basılı kalmış pili bitirmiştir.


  • orpheus  (12.12.22 20:34:09) 
uzun sure kullanilmayan pil kendi kendine biter.

fakat sizin durumunuzda pilin bitmesinin sebebi bu degil. Araba anahtari gibi kucuk elektronik cihazlarda genelde buton pil denilen pil turu kullanilir. bu pillerin "self-discharge" orani cok dusuktur. Genelde uzun sure daimi akim cekerek (ornegin saat pili) veya kenarda bekleyerek dayanabilirler. O yuzden sizin durumda anahtarin icinde muhtemelen zayif bi pil vardi, veya baska bi etken vardir.
  • icim urperiyor  (12.12.22 21:19:43) 
bitmiyor ama bozuluyor diyelim..


  • cooperr  (12.12.22 22:05:54) 
[]

Neyle uğraşırsam uğraşayım kafamda bin tilki dolaşıyor

Merhaba duyuru ahalisi.

Özellikle son bir yıldır ciddi bir odaklanma sorunu yaşıyorum, kitap ya da makale okurken, bir filmi izlerken, ya da birileriyle konuşurken ciddi bir odaklanma sorunu yaşıyorum. Örneğin kitap, makale okuyamaz hale geldim, okuduğumdan hiç bir şey anlamıyorum çünkü okurken o anda başka şeyler düşünüyorum (ekonomik meseleler, iş vs) neredeyse kafamda bir şeyler düşünmeden geçirdiğim 1 saniye bile yok.

Biriyle sohbet ederken en fazla bir kaç saniye odaklanabiliyorum o kişiye, sonrasında kafamda başka şeyler düşünmeye başlıyorum. Bu sorun artık öyle bir noktaya ulaştı ki ne bir şey okuyabiliyor, ne biriyle sohbet edebiliyor ne de bir şeyler izleyebiliyorum. Hayattan zevk alamaz ve yaşama nedenimi sorgular hale geldim.

Böyle bir sorunu yaşayan ve bir şekilde çözüm üretip deneyim kazananlar varsa ya da bir şekilde öneride bulunabilecek olanlar varsa çok sevinirim çünkü ciddi sorunlar yaşamaya başladım.

 
Yapmak isteyipte yapamadığın bir hayalin var, ve bunu yapmaktan alıkoyan sebepler dolayısıyla, beynin hedefinden vazgeçmediği için odaklanamıyorsun o olay ne ise onu çözdüğün zaman rahatlarsın. Evlilik olur iş hayatı meslek aile vs ne olursa


  • Gebeş kaplumbağası  (18.10.22 11:22:03 ~ 11:22:57) 
adhd gibi geliyor kulağa. bir uzmana görünüp derdinizi anlatırsanız (psikiyatri ilgilenir) size iyi gelecek egzersizler önerebilir, ya da ilaç yazabilir. Teknoloji, internetin bu kadar elimizin altında olması yüzünden adhd neredeyse herkeste var artık, tek bir şeyle uğraşmak sıkıyor. Aslında elektronik eşya detoksu yapmak lazım normale dönmek için (kişisel fikrim). Tabi psikiyatrist ne derse o doğrudur.


  • kurbanlik koyun  (18.10.22 14:55:19) 
[]

Döviz alım satım makası ile ilgili

Sizin de bildiğiniz gibi son bir yıldır bankalar döviz alım satım işlemlerinde devasa bir makas uyguluyor. merak ettiğim şey serbest piyasada (döviz bürolarında) durum nasıl?

Döviz bürolarında bu makas uygulanıyor mu?


 
çok daha az, hatta kapalıçarşıda tabela fiyatından daha yukarıda bile bozabilirsiniz. (doviz.com'da 18.20 iken 18.21'den bozmuştum)


  • brkylmz  (14.09.22 13:18:46) 
Döviz bürolarında da makas var.

Etrafta döviz büfesi görünce gözüm takılır, en düşük 40 kuruş en yüksek 1 lira 10 kuruş civarında benim gördüğüm makaslar. Mesai saatleri için söylüyorum bunu. Piyasalar kapanınca makaslar iyice artıyor.
  • michael_knight  (14.09.22 15:36:35) 
[]

Sıfır alınan araç muayenesi ilk ne zaman yapılıyor?

Merhabalar,

27.10.2020 tarihinde aldığımız aracın ilk araç muayenesi ne zaman yapılmak zorunda? araç muayeneleri 2 yılda bir yapılıyor diye biliyorum ancak bugün google'da arama yapınca 3 yaşını doldurduktan sonra muayene 2 yılda bir yıl yapılması gerekiyor gibi okudum. Bu durumda ilk muayeneyi 27.10.2023'de mi yaptırmamız gerekiyor?


 
Ruhsatta ilk muayene geçerlilik süresi yazıyor, oraya bakabilirsiniz.

Eskiden sıfır araçta trafiğe çıkış tarihi baz alınıyordu, ama uzun bir süredir araç yerli malıysa imal tarihinden, ithal ise ithalat tarihinden itibaren başlıyor süre.

Yani sıfır aldığınız araç vitrinde uzun süre beklediyse süre iki seneden bile az olabilir.
  • John Bloor  (02.09.22 10:47:01 ~ 10:50:16) 
@John Bloor, hakikaten ruhsatta yazıyormuş hiç farketmemişim. teşekkür ederim bilgilendirme için.


  • solo  (02.09.22 10:58:28) 
imalat ya da ithal tarihinden sonraki üç yıl. benim 2016da sıfır aldığım araç 2015 üretimliydi mesela, ilk muayaneye 2018de girdim.


  • inheritance  (02.09.22 10:58:32) 
Ruhsattaki ilk tescil tarihi +3 yıl.

edit: ilk tescil tarihi yanlış bilgi olur gerçi. Bu aracın satışa ilk çıktığı tarih aslında. Ama zaten muayene geçerlilik diye de yazıyor.
  • himmet dayi  (02.09.22 10:58:35 ~ 11:00:30) 
ruhsatta yazar 3 sene ancak giriş tarihi önemli.


  • mikahakkinen  (02.09.22 15:11:18) 
[]

Mobilet ve Motorsikletlerin yüksek gürültüsüne nasıl izin veriliyor?

Merhabalar,

Öncelikle motorsiklet severleri tenzih ederek konuya girmek isterim, muhtemelen soru altında hoşuna gitmiyorsa camını pencereni kapat diyen çıkacaktır ama yine de sorma gereği duydum, çünkü her araçta görmediğim tuhaf kabul edilemez bir durum var.

Son zamanlarda ülkede en azından bulunduğum şehirde mobilet ve motorsiklet gürültüsü katlanılamayacak hale geldi, anladığım kadarıyla bu araçların daha gürültülü çalışması için bir şeyleri değiştiriliyor, ekleniyor ya da sökülüyor, çünkü bazı motorsikeltlere bakıyorum gayet sessiz kabul edilebilir bir sesi var ama bazıları insanın beynine kan sıçratacak kadar gürültülü çalışıyor (özellikle şu mobilet cinsinde).

Ülkede bu araçların gürültü seviyesinin bir limiti, sınırı vs yok mu? Artık uyku uyuyamaz, uykumuzun ortasında yataktan sıçrar hale geldik.

 
Susturucuyu söküyorlar daha fazla ses çıkarsın diye. Bahsettiğiniz gibi beğenmiyorsan camını kapat tipleriyle pek karşılaşmadım. 40 yıllık motorcular bile tepkili aleti modifiye edip sesi arttıranlardan. Polis denk gelirse ceza yazar ama pek fazla da uğraşmıyorlar anladığım kadarıyla. Yani şikayet vb olursa ya da polisin o gün görevini yapası tuttuysa belki ceza yer o kadar. Sonra aynen devam.

Bu arada çok kibarsınız, motosiklet sevenleri vb tenzih etmeye lüzum yok. Motorlu herhangi bir araç sonuçta. Yere yatık beyaz şahin apaçisi neyse egsozu patlatıp gezen apaçi de aynı.
  • msb  (04.07.22 22:50:23) 
Cogu aslinda yasal sinirda sadece gaza fazla abandiklari icin o ses cikiyor.
Ayni yuksek desibeli arabayla ben de cikarabiliyorum 5bin devirde kullanarak, zaman zaman motorda da gazi fulleyip yapiyorum az yakiyor cunku.

Tabi benimkiler e5 ustu yok tecrubesi, mahalle arasi yapmak adilik.

Belki %5'in falan egzozu deliktir ya da modifiye etmistir.
Pek ugrasan kalmadi bu islerle.
Modasi gecti.
  • divit  (05.07.22 01:14:30) 
verilmiyor, alanlar ses yapsın diye modifiye ediyor ve yüksek devirde kullanıyor. e güzel ülkemizde pek kontrol de olmayınca aklına esen istediği gibi davranıyor.


  • yeninesiltupcu  (05.07.22 09:07:12) 
egzos yaptırıyorlar yada yapılmış egzosları takıyorlar, kimi motorlar özellikle harley davidson'lar fabrika çıkışlı gürültülü özel bir şey yapmalarına gerek yok.

motorcuyum bende uyuz oluyorum. birde aralardan geçicem diye sürekli korna bik bik.

hukuki olarak limitler var ve yasalar gereği yurt içinde satılan araçlar bu düzenlemelere uymak zorundalar, uyuyorlarda ancak daha sonra sahipleri tarafından parça değiştirme gibi işlemler yapılıyor.

çok nadir zamanlarda polis denetleme yapıyor ellerinde yeterince sayıda desibel ölçer aletleri yok sanırım
  • selam  (05.07.22 11:42:30) 
İzin verilmiyor +1

Belli bir yasal ses limiti var DB olarak, 80-90 arası bişeydi. Onun üstü yasak, polis sık sık uygulama yapar ve alet olmadığı için kulağına güvenerek ceza keser. Bu durumda ses limitini aşmayan ama farkındalık için performans eksoz kullanan bilinçli motorcu da yanar.

Aynı apaçilik GTI, Tofaş, Golf vb tayfasında da var. Dükkanda oturuyorum, caddeden kafa ütüleyerek geçen eksozların çoğu arabacı tayfaya ait. Ama bu tabi bölge ile alakalı, kafa ütüleyen eksozların çoğu motorlardadır.
  • John Bloor  (05.07.22 12:23:48) 
[]

1999 Yapımı Virüs filmi neden sevilmedi?

Filmi bilmeyenler, hatırlamayanlar için trailer'ı şu :

www.youtube.com

Bu film 1999 gibi kamerayı elinize alıp karınca kolonisini çekseniz soluksuz izlenecek dönemde yayınlandı, kendi çapında o dönemin teknolojisi ile gayet de başarılı görsel efektleri vardı. Konu güzel, William Baldwin hariç oyuncu kadrosu da kaliteli ama film tutmadı, sanırım o dönemde tvde bir kez izleme şansım oldu bir daha izlemedim, (izleyemedim) epey bir süre de bulamadım, bugün merak edip filme ne oldu acaba diye araştırayım dedim filmin adam gibi viki sayfası bile yok.

Filmdeki bazı sahneler insanı gerim gerim gerecek kadar başarılıydı, bazı sahnelerinde gördüğümüz yürüyen böcek gibi robotlar yüzünden evde karanlıkta köşeleri dönemez olmuş koşarak oda değiştirir hale gelmiştim.

Bu filmin tutmamasında ki ana neden ne sizce?

 
Çocukluk travmalarımdan biri bu film.

Bunu ben de merak ediyorum.
  • hayirsiz  (16.06.22 10:40:35) 
merak ettim fragmani izledim. 99 yilinda oyle el kamerasi karinca cekse falan gibi bir durum yok oncelikle. devil's advocate, deep impact mesela hala iyi olan ve o donemin filmleri.
bu film bana 80ler gibi geldi cekim kalitesi, sahneleriyle..

bence o zaman da seviye olarak kotu bulunmus olmali
  • Kittie  (16.06.22 11:03:58) 
VCD'de evde izlemiştim. o dönem izleyip de aklımda kalan ender filmlerden. bence çok başarılı.


  • ehti  (16.06.22 11:17:28) 
ben izlemedim filmi şimdi trailer'a baktım. bence gayet tırt görünüyor. 99 yılında matrix çekilmişti ya. onu geç 25 yıl öncesinde star wars çekilmişti görselse aradığınız.

sıradan bir thriller işte. öyle olmasa zaten bugün unutulmazdı. kişisel hatıralarınızda yer etmesine saygı duyarak tırt diyorum. :D
  • bohr atom modeli  (16.06.22 11:35:10) 
Abi 99'da Matrix çıkmıştı. Senaryo şu bu geçiyorum, bi onun efektlerine bak bi de buna. Tutmaması baya normal gibi görünüyor.


  • plutongezegendegilmi  (16.06.22 11:35:31) 
99 yılında öyle filmler vizyona girdi ki,tutmaması normal,mesela titanic vizyona girdigi sene neredeyse tüm filmler zarar etti,viruse filmine benzer deep rising diye bir film vardi o da tutmadi,başarısızligin en buyuk sebebi yanlis yilda gosterime girmesi virusun


  • kreatin  (16.06.22 19:33:26) 
talihsiz bir yılda çıkmış. 1999 yılı sinemanın altın zirvesi sayılan bir yıl/tarih.

ayrıca bazen güzel filmler yanlış pazarlama, tanıtım eksikliği, dağıtım sorunları vs derken underrated kalabiliyor. böyle çok film var.
  • mastermindj  (16.06.22 22:42:01) 
[]

Aliexpress'in 2 aydır para iadesi yapmaması

Merhaba dostlar,

Bundan 2 ay önce aliexpress'den 700TL değerinde bir ürün siparişi verdim, 2 gün sonra satıcı stoklarında ürünün olmadığı teslim edilmesinin 6 ay süreceğini belirtince siparişi iptal ettim satıcı da hemen onayladı, aradan 2 ay geçmesine rağmen Siparişin Ödeme durumuna baktığımda sürekli "Para iadenizi işliyoruz" ibaresi çıkıyor, açıklamada 1-20 iş günü demiş ama 2 ay oldu hala para kartıma iade edilmedi.

Başınıza böyle bir durum geldi mi daha önce, geldiyse ne yaptınız?

 
hocam iki ay cok uzun bir sure. keske ilk haftadan sonra bankanla iletisime gecip chargeback yapsaydin. ama yine de bir denemek lazim, hele bir ara bankani durumu anlat. form doldurturlarsa pozitif olabilir.


  • nibba  (05.05.22 10:26:10) 
@nibba aradım bankayı sağolsunlar yardımcı oldular 120 gün dolmamış sorunsuz yapılabiliyormuş chargeback, gerekli bilgileri mail atacaklar gerekli dökümanları, merak etmeyin sorunsuz işleme alınır sık sık benzer sorun yaşayan müşterimiz oluyor aliexpress kanalından dedi çağrı merkezindeki hanım kız.

Teşekkürler öneri için.

Sonradan gelen edit : Belki başkasının da başına gelir diye gelişmeden haberdar edeyim, para iadesi nihayet kredi kartıma geldi, Bankanın müdahalesi sonucunda.
  • solo  (05.05.22 10:35:49 ~ 16.06.22 12:11:10) 
[]

Elektrikli Scooter hizmetini kimler neden kullanıyor?

Merhaba dostlar,

Dün oğlum çok ısrar ettiği için evimizin önündeki direğe bağlanmış elektrikli scooter'ın uygulamasını yükleyip kullandım, oğlumla birlikte 15 dakikalık bir sürüş deneyimimiz oldu mesafe 2.5km, tabi çok eğlendik bu konuda hakkını yemeyelim ancak sürüş sonrasında sürüşü bitir diyerek aleti yerine kilitledik ve 2.5km 15 dakikalık sürüş için 23 TL yazdığını gördüm.

Şimdi şöyle bir durum var, eğer eğlenmek için kullanıyorsanız evet gayet makul ancak kimler 2.5km mesafe için 23TL ödüyor merak ettim doğrusu. Ev ile ofisim arası araçla tam olarak 17 km, 2 kez taksiye bindim 35TL yazdı kendi aracımla her gün gidip geliyorum muhtemelen onda da o kadar benzin yakıyordur diye tahmin ediyorum yani neredeyse 7 katı daha pahalı bir seyahat şeklini kimler neden kullanıyor merak ettim.

Epeydir kendi aracımı kullandığım için toplu taşıma ücretlerini bilmiyorum ancak onların da bundan daha ekonomik olduğundan şüphem yok. Absürt bir soru ise lütfen kusura bakmayın.

Edit : bilgilerde hata yapmışım güncelledim haksızlık olmasın.

 
15dk'da 1,5 km az, 3-4 km arası yol gidilebiliyor o sürede. Dakikalık ücret olduğu için ne kadar hızlı hareket edersen o kadar mantıklı hale geliyor.

Benim yaşadığım yerde taksi bulmak imkansız belirli saatler dışında, çok bekliyorsun. Mesela osmanbeyden Beşiktaş iskeleye inmek için taksi beklesen 10 dk min bekleme süresi, bulduğun taksinin tribi osu busu dert. Yürüsem 20-25 dkya inerim diyip yürüyorum ben mesela ama bazen acelem oluyor ya da efor sarf edesim gelmiyor.

Ya da osmanbey-taksim ya da mecidiyeköy yönü tek metro durağı ama in çık bekle derken, scooter'lar ile daha hızlı oluyor.



Keza taksinin trafiği beklemesi de dert, bunda öyle bir dert yok.
  • Bruce  (05.04.22 09:37:16) 
@Bruce, anladım o zaman mesafeden ziyade süre önemli, biz tabi eğlenmek ve denemek amacıyla kullandığımız için trafiğe çıkmadan mümkün olduğunca ara sokaklarda fazla hız yapmadan kullandık, ama bu da kazalara sebep olmaz mı, insanlar sırf daha az yazsın diye ışık ihlali yapar kontrolsüzce hızlı kullanır vs.


  • solo  (05.04.22 09:40:01) 
@solo, aynen öyle. Sırf kuralken bile kırmızı ışıkta beklemeyen insana bi de "beklersen daha çok para ödersin" mantığıyla yaklaşmak bence de tehlikeli.


  • Bruce  (05.04.22 09:44:58) 
haftasonu arabayı servise bıraktım, en yakın avm yürüme 1 saat mesafedeydi. yürüyerek gittim.
ancak dönüşte gözüm yemedi 1 saat yürümeyi, "martı görürsem binerim" dedim. 10 dakika sonra bir tane martı gördüm bindim. yaklaşık 3 km yola 16 lira ödedim benim için ultra verimli oldu.

  • teritori  (05.04.22 09:45:17) 
ataşehir'de oturuyorum, haftasonu göztepe - caddebostan üzerinden sahile inmek arabayla 40-50-60 dakika sürebiliyor, trafiğini geçtim otopark yeri bulmak imkansız. yol boşken altı üstü on dakikalık mesafe. üstüne para versem gidesim gelmiyor.

scooter ile evden çıkıp sahile inmem max 17-20 dakika sürüyor ve araba içinde sıkışmışlık hissi, otopark dertlenmesi vs de yaşamıyorum
  • roket adam  (05.04.22 11:03:40) 
Ben bunu kuran kişilerden birisinin videosunu izlemiştim, şirketin kurucusu bu scooterların yurt dışında genelde metro veya limanlara yakın yerlerde bolca oldugunu göslemlemiş. yani asıl ulaşım aracına ulaşmak için kullanılan bir araç.

sahillerde çocuklar eglensin diye genelde kullanılıyor ama asıl amacı bu ve aslında bakarsanız metroya yürümek yerine bunu kullanmak avantjlı, taksi bulmak oldukça zor.

bence asıl sebebi bu.
  • liberal  (05.04.22 11:09:15) 
şimdi 17 km yola 35 tl taksi tutmaz onu söylim. geçen sene falan heralde. şu an baktım 17 km için 83.5 tl gösteriyor. o da trafik yoksa.

scooter genelde kısa mesafelerde (2-3-4 km) falan, alternatif olmadığında ve eğlenerek gidilmek istediğinde kullanılıyor. benim evim metroya 2-3 km mesela. ben bazen kullanıyorum güzel oluyor. 8-10 tl falan veriyorum çok koymuyor.
  • jelly bear  (05.04.22 12:32:02) 
Çok güzel geri dönüşler oldu, ben scooter'ı a noktasından b noktasına seyahatte taksi ve toplu ulaşım araçlarına alternatif olarak düşündüm hep. gördüğüm kadarıyla insanlar acele işleri olduğunda, alternatif ulaşım aracı bulamadıklarında ve yakın mesafede yürümeye alternatif olarak kullanıyor bu da gayet makul, ayrıca mesafeden ziyade süreye göre fiyatlandırma politikası da olayı aydınlatıyor herkese tekrardan teşekkür ederim.


  • solo  (05.04.22 12:46:12 ~ 12:47:12) 
Kozyatagindan caddeye/bostanciya inerken teksem ve yurumek istemezsem kullaniyodum. Taksi aramakla ugrasmaktansa daha rahat oluyordu. 2 sene once taksiden cok az ucuzdu sanirim


  • fakyoras  (05.04.22 16:39:55) 
[]

Sigara kokusunun artık çok daha kötü olması

Selamlar duyuru ahalisi,

Sigara içmeyen biriyim ancak hayatım boyunca sigara içen insanlarla aynı ortamda bulundum, gerek iş yerinde, gerek aynı evi paylaştığım arkadaşlarımın yanında her zaman sigara içen insanlar oldu, rahmetli babam samsun sigara içerdi hem de günde en az bir paket, ancak bu sigara içilen ortamlarda sigaranın kokusu bu kadar rahatsız etmezdi, en kötü camı pencereyi açardınız içerisi havalanırdı sigara kokusu kalmazdı.

Bugün evimize kayınbirader geldi mutfakta oturduk camları açtık arka arkaya sigara yaktı tüm üstümüze başımıza, elimize yüzümüze evin her yerine nahoş bir sigara kokusu sindi elimi yüzümü defalarca yıkadım koku gitsin diye, şimdi içtiği sigaradan diyebilirsiniz ama benzer iğrenç kokuyu gittiğim her yerde alıyorum korkunç, ekşimtrak bir koku siniyor insanların üzerine.

Ben mi yanılıyorum yoksa artık sigaralar daha çok ve farklı mı kokuyor, sigara içenler ne düşünüyor bu konuda?

 
haklısınız hocam. eskiden dalı paketten çıkarınca şöyle bi koklardım bazen. misssler gibi kokardı, içmiyorken bile mis kokardı. sonra başladık vs. şimdilerde sigaranın gerçekten tadı yok, hepsi leş. hayır kaliteli sigara olsun 50 lira vereyim pakedine. böyle resmen ağaç kabuğu içiyoruz bir de eşek yüküyle para veriyoruz. en ucuz sigara olmuş 22,5 lira.

çareyi sigara şirketlerini boykot etmekte buldum. kaliteli sigara üretilene kadar almıyorum.
  • feel the blanks  (04.04.22 00:06:09) 
Üstteki arkadaş haklı. Her şeyde nasıl ki kalite düşüyorsa bu durum tütüne de yansıyor. Tütünün anavatanı olabilecek bir konumda bulunmamıza rağmen en leş tütünlerden birini içiyoruz. Avrupadaki sigaralar hala mis gibi ama bizdekiler evrim geçirdi artık çöp içsek daha iyi bunlardan. Bu durumda kalitesi azalan tütünün kokusunun değişmesi de çok normal.


  • mg3929  (04.04.22 00:14:36) 
Bizim Anadolu köylerinde ahırlarla evler içiçedir. İlk gittiğinde tezek kokusundan burnun düşer de bir süre sonra duymaz olursun o kokuyu. Uzun süre ayrı kalınca beyin o kokuya karşı tekrar hassaslaşır. En ufak tezek kokusu seni rahatsız eder olur.

Şu an bahsettiğin olay tam da bu örnekteki gibi. Çevremizde sigara içen insan sayısı azaldıkça, biz sigara içmeyenler bu kokuya karşı daha hassas hale geliyoruz.
Bir zamanlar günde üç paket sigara içen ben, apartman merdiven boşluğunu leş gibi sigara kokutan komşumu yakalasam bir kaşık suda boğacak durumdayım.
  • Mirket  (04.04.22 00:20:13) 
geçen aynısını arkadaş dedi, parlament alıyorum ot gibi, malboro alıyorum ot gibi, hiç birinin birbirinden farkı yok dedi.

sanırım büyük ölçüde de sarma falan içilmeye başlandı tütüncülerden alınma.
  • killerbee  (04.04.22 00:23:34) 
Nerede o eski sigaralar demek istiyorum ama linç yeme korkusundan diyemiyorum.

Eski sigaraların/tütünlerin nostaljisi kaldı artık. Çünkü her şeyin kalitesizini bize ittiriyorlar. Yerlisinden yabancısına her sektörden her marka/şirket bunu âdet haline getirmiş durumda. Eskiden sigara markaları arasında tad, duman ve yoğunluk anlamında farklılıklar olurdu. Şimdi neredeyse hepsi aynı tütün ve işlemden geçmiş gibi berbat.
  • skzr  (04.04.22 00:32:08) 
Eskiden tütün kokuyodu şimdi gerçekten umumi wc kokuyor.


  • megalomaniac  (04.04.22 05:34:56) 
son 1-2 aydır içtiğim sigara berbat bir hale dönüştü. bunu marlboro touch blue başlığında da görebilirsiniz. dün bir arkadaşım da aynı şeyi kent slim için söyledi.

tadını geçtim içinden artık bildiğin tahta parçaları çıkmaya başladı.
  • teritori  (04.04.22 09:57:37) 
Mevzuat gereği artık tütünlere yıkama ve aromalandırma işlemi yapılamıyor böylelikle tüm marka sigaralara birbirinin aynı oluyor işlem görmedikleri için de dumanları gayet kötü kokuyor...


  • apocalipy  (04.04.22 10:17:47) 
Evet ben de içerken midem bulanıyor artık sigara ciddi olarak kalitesizleşti. Marlboro touch one içerdim bir anda tadı değişti iğrenç bir şeye dönüştü. Şu an markanın önemi yok ne içsem aynı hissediyorum.


  • perfectum  (04.04.22 10:48:03) 
[]

Ver bana oradan 1000 galon petrol diyebileceğimiz bir platform var mdır?

Merhaba duyuru dostları,

Soru şekli için kusura bakmayın, farklı şekilde nasıl soracağımı bilemedim. Bildiğiniz gibi bankaların mobil uygulamalarından hisse senedi, döviz, fon vs alıp satabiliyoruz, günümüzde de bu bir hayli yaygın olarak kullanılıyor.

Benim merak ettiğim şey Forex dışında, Petrol, demir, çelik, alüminyum hatta gübre, mısır aklınıza ne gelirse alıp tutabileceğimiz bir platform var mıdır?

Kafamdaki düşünce şu, bu demir dediğimiz meret son yıllarda yüzde bilmem kaç artmış neden bunu küçük bir yatırımcı olarak değerlendiremedim? petrolün artacağını ön görüyorum ve alayım atayım 1000 galon artınca satarım neden yapamayayım. Ama lütfen çözümünüz Forex tarzı kaldıraçlı açığa satış tarzı sistemler olmasın, tıpkı bankalardaki döviz alım satımı gibi, hisse senedi alım satımı gibi al tut sat mantığında sistemler olacak.

Saygılar, sevgiler.

 
bu şekilde gümüş alabilirsin


  • freebird5406_2  (28.09.21 16:44:12) 
@freebird5406_2, altın, gümüş gibi değerli madenler bankalar üzerinden alınabiliyor onu yazmayı unutmuşum, ben değerli madenler dışında petrol, demir, çelik, aklına gelebilecek bir çok şeyi satın alabileceğin bir sistemi merak ediyorum daha çok.


  • solo  (28.09.21 16:58:39) 
bahsettigin sey turev piyasalarda da oluyor iste. kaldirac kullanma istersen 1x yap sana kalmis. neden illa turev olmayacak dediniz?


  • eksi sozlukte eksiyen adam  (28.09.21 19:07:10 ~ 19:07:45) 
[]

Miras kalan tarla sorunsalı

Merhabalar,

6 ay önce babamızı kaybettik, babamın köyünde epeyce büyük bir tarlası vardı, 30 yıldan uzun süredir bu tarlayı halam ekip biçiyordu, biz 4 kardeşiz 2 abimin ekonomik durumları kötü ve kara listedeler, tam rakamını söylemiyorlar ama bankalara vs borçları var yani bir miras düşse üzerlerine anında ham yaparlar, benim durumumum kardeşlerime göre hallice iyi herhangi bir hukuki sorunum yok.

Şimdi gelelim soruma, noter'e gidip veraset ilanı çıkarttırdım tüm kardeşler için ama gidip tapudan sanırım kalan mallar için de işlem yapılması gerekiyor, öncelikle bu süreç hakkında hiç bir bilgim yok ilk sorum bu ne yapılacak vs?

İkinci sorum bu tarla ve diğer gayrimenkullerin paylaşımı sonrasında başımıza neler gelecek, mesela ben gidip tapuya başvursam şurada şu ölçüde tarlanız var diyerek yeni tapu çıkacak ve hisselere bölünecek abilerime düşen paylara haciz mi gelecek?

Tam olarak nasıl bir senaryo çıkacak ortaya merak etmekteyim.

Eğer hiç müdahale etmezsek halam ekip biçmeye devam ederse ne olur?

Teşekkürler.

 
avukat değilim bildiğimi yazayım.

veraset ilamı çıkınca sadece kimin ne payı var o belli olur.

veraset ilamı ile tapu'ya gittiğinizde intikal dediğimiz işlem olur, tapu babanızdan, siz ve kardeşlerinizin üzerine ortak olarak geçer. yani yeni tapu çıkar. atıyorum 4 kişi ise %25 olarak bir tapu bölünür.

hisseye haciz gelebilir mi derseniz, evet gelebilir. mahkeme haciz kararı koyup hisseyi açık artırma ile satabilir. diğer hissedarlar öncelikli olarak payı satın alabilir.

bence iş daha karmaşık hale gelmeden, eğer icralık bir durum da var ise 2 abiniz muvafakatname ile noterden size ve diğer kardeşinize devretsin hissesini daha tapu ya gelmeden. siz de 2 kardeş olarak satışını yaptığınız zaman tarladan geliri 4'e bölersiniz.

hiç bir müdahalede bulunmaz iseniz ise öyle gider durum. bir değişiklik olmaz.
  • delidir yakalayin  (17.06.21 09:29:11) 
bizde de öyle hacizli ortak mal var ne satabiliyoruz ne de başka bi şey yapabiliyoruz. banka da satamıyor hisse olduğu için.


  • jelly bear  (17.06.21 09:35:59) 
Yine avukat olmayan ama çevrede başına gelmiş tanıdıkları olan biri olarak araya gireyim. Tarlaların statüsü diğer taşınmazlar gibi değil bildiğim kadarı ile. Tarla olduğu için boyutuna bakmaksızın bölemiyorsunuz.


  • SiyamkedisiZorro  (17.06.21 09:37:29) 
@delidir yakalayin teşekkür ederim gayet bilgilendirici bir cevap oldu benim için.

@jelly bear, peki tarlayı hiç bir şey yokmuş gibi ekip biçebiliyor musunuz yoksa onda da mı sıkıntı çıkıyor?

@SiyamkedisiZorro, bölmek derken neyi kastettiniz? zaten hisseli olduğu için bölünmüş olmuyor mu? yoksa kastettiğiniz şey, diğer kardeşlerin payını satamıyor olması mı?
  • solo  (17.06.21 10:05:11 ~ 10:05:51) 
SiyamkedisiZorro +1
Benim de dedemden ve onun kardeşlerinden kalan tarlalarından bildiğim, tarım arazisini dörde bölüp paylaşmanız mümkün olmayabilir.

Çevremde arazisi aile tarafından (halalar, amcalar falan işte) ekilip biçilen ve hasattan payını alan insanlar var. Halayla anlaşıp böyle bir şey yapabilirsiniz belki.

Edit: www.emlakgundemi.com.tr
  • kobuzchu kiz  (17.06.21 10:07:17 ~ 10:08:33) 
@kobuzchu kiz, çok güzel bir bilgi, teşekkür ederim, bu durumda hiç dokunmadan eskisi gibi devam edilmesi sanırım daha mantıklı gibi.


  • solo  (17.06.21 10:21:48) 
En pratik yollarından biri borçlu kardeşlerinizin, sulh ve ceza mahkemesine verecekleri basit bir dilekçeyle "mirasın gerçek reddi" davası açması. böylece babanızdan kalan hiçbir miras üzerinde söz hakları kalmaz, herhangi bir haciz durumu olmaz. miras otomatik olarak diğer mirasçılara kalır. o sırada halanız ister eker biçer isterseniz diğer iki mirasçı satış yapar vs.


  • elestirman  (17.06.21 10:50:36) 
Bölmekle kastettiğim atıyorum 4 dönüm araziyi 1'er dönüm paylamamazsınız. Devlet tarım arazileri belli bir büyüklüğün altında kalarak tarımsal ekonomik değerini kaybetmesin diye (tarım arazilerine özel) bir karar almış. Minimumu nedir inanın bilmiyorum.
@elestirman, abiler mirası reddetmek istemiyorlar ki, kendi haklarını hemen almak istiyorlar borçları yüzünden diye anladım ben. Bu tarlaların bölünmezlik durumu (büyüklüğü önemli) sözkonusu olursa abiler zaten avuçlarını yalarlar. Ya da tarla bir bütün olarak satışa zorlanabilir.

  • SiyamkedisiZorro  (17.06.21 13:18:09) 
@SiyamkedisiZorro abiler mirası istemiyor demedim. red davasıyla banka icrası vsnin önüne geçilebilir


  • elestirman  (17.06.21 23:30:03) 
[]

Apartman yöneticisi aidat ücreti arttırma kararını tek başına alabilir mi?

Merhabalar,

Bundan tam 1 sene önce bir daire satın aldık, apartman 10 katlı her kat 2 daire. Evi satın aldığımızdan beri 50 TL aidat ödüyorduk, bugün apartmanın girişindeki duyuru panosuna aidatın 75 TL yapıldığı ile ilgili yazı asılmış. Bu fiyat artışı ile ilgili herhangi bir şikayetim yok normalin çok altındaydı zaten bana kalırsa 100 TL yapılıp apartmandaki kronikleşmiş sorunların çözülmesi de lazım ama benim sorum şu;

Evi alalı 1 yıl oldu ama bir kez bile yönetim toplantısı yapıldığını görmedim ve bir anda aidatın 75 TL yapıldığı yazısı ile karşılaştım, şimdiye kadar yaşadığım tüm apartmanlarda mutlaka yönetim toplantısı yapılır orada giderlerin arttığı aidatın yükseltilmesi gerektiği gibi konular konuşur sonra orta yol bulunup fiyat artımına gidilirdi.

Burada 2 durum var, ya yönetim kendi kendine toplanıyor karar alınıyor ama benim haberim yok ya da yönetici kendi kafasına göre toplantı vs yapmadan fiyatı arttırmış.

Bir apartman yöneticisi tek başına böyle bir insiyatife sahip mi?

 
değil. kat malikleri olarak sizin de söz hakkınız var. yönetici her kimse size danışmak ve hesap vermek zorunda. yönetici kat maliklerinin vekili görevi görür sadece. kafasına göre aidat arttıramaz, aldığı aidatı kafasına göre harcayamaz. her şeyin açık olması, belgelendirilmesi ve paylaşılması gerek.


  • levybroo  (04.06.21 17:53:44) 
Kanka sana ulaşamamış olabilir. Ulaşmak istememiş olabilir. Yeter çoğunluk arkasindaysa, malum parti misali kimseye sormadan da yapıyor olabilir. Misal bizim apartman 39 daire. Babamın kendi kendine aldığı karara evet diyecek 20'nin üzerinde daire var. Evden çıkmadan dahi karar alabilir.


  • allah yazdiysa bozsun  (04.06.21 20:08:00) 
Ama tabi ki doğrusu bu değil. Toplantı olması gerekir. Apartmandaki birçok kişi akraba da olabilir. Eğer öyleyse sizin fikrinizi merak etmiyor da olabilirler.


  • allah yazdiysa bozsun  (04.06.21 20:08:40) 
Bizim apartmanda Whatsapp grubundan coğunluğu sağlandıktan sonra karar defterini gezdirip karar alıyoruz. Bence o karar tek başına alınmamıştır çünkü büyük bir değişiklik ancak daha şeffaf olunabilir.


  • ned flanders  (04.06.21 21:55:07) 
Cevap veren herkese teşekkürler sizden cevap gelince aradım yöneticiyi, "böyle böyle bir yazı asmışsınız ama bu tür kararlar alınmadan önce yönetim toplantısı yapılması gerekmiyor mu?" dedim meğerse adam ne dertliymiş içini döktü, apartmanda kimse yönetimi sallamıyormuş zaten yönetimi devretmek istiyorum hiç bir öneri vs kabul edilmiyor apartmanda dedi.

Adam isyan etmiş artık. Yarın yüz yüze bi görüşeceğiz bakalım neymiş apartman sakinlerinin derdi.
  • solo  (04.06.21 22:23:20) 
[]

Hasta yakını için sokağa çıkma yasağından muafiyet belgesi nasıl alınıyor?

Merhabalar,

geçtiğimiz günlerde eşimin annesinin bir kaza sonucu kolu ve kalça kemiği kırıldı, bugün hastaneden taburcu edilip evine geçecek ancak ayağa kalkamadığı için eşimin gün içerisinde annesinin yanına gidip refakat etmesi gerekiyor, e-devletten baktık ama böyle bir nedenle izin belgesi düzenleme yolu göremedik, acaba nasıl alabiliriz bu izni?

Teşekkürler.

 
  • himmet dayi  (05.05.21 13:37:35) 
himmet dayı, başvuru belgeleri arasında refakat izni için bir seçenek yok sadece seyahat izin belgesi var onda da belli bir tarihi seçmen gerekiyor, tam olarak uymuyor bizim sorunumuza.


  • solo  (05.05.21 14:05:42) 
Beslenme/temizlik ihtiyaçlarını yerine getiremeyen ileri yaş grubundaki kişiler ile ağır hastalara yardımcı olan bakıcı ve refakatçiler; bakıma muhtaç kişinin sağlık raporunu ibraz etmek ve muafiyet nedenine bağlı olarak zaman ve güzergahla sınırlı olacak şekilde sokağa çıkma kısıtlamasından muaf olacaklardır.

www.sozcu.com.tr
  • inheritance  (05.05.21 15:12:39) 
[]

Kan verdiğimde neden bayılıyorum?

Merhabalar,

Bugün bir akrabamız ameliyat olacağı için Kızılay'a kan vermemizi istedi hastane 2 ünite, ben ve kayınbiraderimle birlikte Kızılay'ın kan verme merkezine gittik formu doldurduk geçtik kan vermeye, bundan yıllar yıllar önce yine bir avm'de kan verme deneyimim bayıldığım için yarıda kesilmişti ama bu kez acil bir durum olduğu ve artık buna alışmalısın dediğim için tekrar yaşamak durumunda kaldım aynı bayılma olayını, bu kez tek fark sonuna kadar dayanmışım almışlar bir ünite kanı, sonuna gelmiş yani yarıda kesilmedi ama önce bir baş dönmesi sonra, ateş ve ardından aşırı rahatsız edici bir bulantı ile bayılmama ramak kaldığını fark ettim ve görevliyi çağırdım hemen başım aşağı gelecek şekilde koltuğu yatırıp kolonyayı boca ettiler de kendime geldim.

Nedenini sorduğumda normal bir durum merak etme herkesin başına gelebilir vs dedi çocuk ama 2. kez aynı şeyi yaşayınca buradan da sormak istedim bunun tam olarak nedeni ne ola ki?

 
Bazı insanların damar içi basınç reseptörleri daha hassas. Damar içindeki basınç değişince vücut buna tepki veriyor. Bayılma nedenlerinden biri bu.


  • yemrem  (03.05.21 01:33:05) 
tansiyon yani kan basıncı düşüyor. çok normal değil, sürekli oluyorsa kan vermeyi tekrar gözden geçirin


  • efruz  (03.05.21 01:34:06) 
Ben kan verirken ya da tansiyon ölçerken gülme krizine giriyorum, nedensiz oluyor bazen bu tür şeyler.


  • Hallegadola  (03.05.21 01:40:03) 
Ben de Kızılay'a son kan verdiğimde bayılmıştım, hemşirenin beceriksizliği yüzündendi ama damarı bulamayıp iğneyi çevirdi durdu. O gün bugündür cesaret edemiyorum ama tahlil için vs. onlarca kez kan verdim sıkıntı olmadı.

Bence o kadar da yaygın değil, seni yatıştırmak için söylemiş gibi geldi.
  • chicha_v2  (03.05.21 01:44:36) 
Ben de hemen hemen her kan vermeden sonra bayılıyorum. Doktora sormuştum, bayılırken kafanı bi yere vurmadığın sürece sorun yok demişti.


  • plutongezegendegilmi  (03.05.21 01:58:05) 
Eger kan verdikten sonra hemen ayaklanmissaniz ya da meyve suyu vs icmediyseniz olabilir, sonucta o kadar kan veriliyor.
Bana normal geldi. Biraz stres yaptiysanjz o da bu durumu tetiklemistir

  • kuehles blondes  (03.05.21 08:53:13) 
[]

Turbolu araçlarda turbo türbini kirlenmez mi?

Merhabalar,

Bu gün turbo motorlu araçlarla ilgili bir kaç video izledim ancak hiç birisinde konuya yönelik bir açıklama göremedim, hepimizin bildiği gibi turbolu araçlarda motordan çıkan egzoz gazı önce turboya giriyor ve burada turbo türbinini çeviriyor, bu gazlar hiç bir filtreleme işlemine tabi olmadan doğrudan turbo gibi hassas bir parçadan geçiriliyor, bu parçalar zamanla bu gazların etkisiyle kurum oluşması gibi sorunlar yaşamıyor mu? sonuçta aracın egzoz sistemine girmesi ve temizlenmesi gereken atık bir gaz doğrudan bu parçalara temas ediyor.


 
başka bir videoda asıl turboya zarar verecek olan şeyin, dışarıdan alınan hava olduğunu söylüyorlardı. hava filtresinin eskimesi veya hiç olmaması dışarıdan alınan havadaki minik toz taneciklerini turbonun kanatçıklarına çarparak zarar vermesine neden oluyormuş.


  • sutlu nescafe  (18.04.21 01:03:28) 
Paritkülü soruyorsanız, evet kirleniyor yüksek devirlerde kullanılarak temizleniyor. Hatta bunun için ikaz lambasıda var.


  • respect  (18.04.21 07:45:37) 
[]

Çiçeksepetinden alınan saksı bitkilerinin zamanla ölmesi

Merhabalar,

Bana mı denk geliyor, ben mi çiçeklere bakmayı beceremiyorum bilmiyorum ama var böyle bir durum. Ofisimde sürekli çiçek olsun istiyorum eşim şehirdeki botanikçilerden saksı çiçeği alıyor ofise kokuyoruz sorunsuz büyüyor, çiçeksepetinden hoşlandığım saksı çiçeklerinden sipariş veriyorum en fazla 1-2 ay hayatta kalıyor sonra kuruyor, soluyor ölüp gidiyor bir daha canlandıramıyoruz ne yaparsak yapalım.

Var mı benzerini yaşayan? Yoksa nerede hata yapıyorum acep? bu çiçeklerin farklı bir bakım şekli mi var?

 
İdeal ortamlarda doğal olmayan besinlerle üretilmiş bitkiler onlar. Evinizde, ofisinizde mevcut duruma uyum sağlayabilmesi için bitkiye istediği ortam ve şartları sağlayabilmeniz lazım.

Şu an bu cevabı size, çiçeksepeti'nden yaklaşık 1 yıl önce alınmış ve capcanlı yuka'm ile karşılıklı bakışarak yazıyorum.

Yani savınız gerçekleri yansıtmıyor.
  • Mirket  (01.03.21 13:37:40 ~ 13:38:25) 
@Mirket, cümleye başlarken ideal ortamlarda doğal olmayan besinlerle üretilmiş bitkiler onlar demişsiniz, cümleyi bitirirken de savınız yanlış demişsiniz. sorduğum soru doğru ki cümlenin başında da belirtmişsiniz zaten, "doğal olmayan besinlerle, ideal ortam" demek ki hatamız bu ki solup ölüyor çiçekler ideal ortam yaratıp doğal olmayan besinlerle beslersek ölmeyecek. Benimkisi bir sav değil bir sual.


  • solo  (01.03.21 14:03:23) 
saksılı olarak bir kraton bir de orkidem var oradan, bayağı yaşıyorlar aslında. Size teslimat yapan çiçekçi şubesinde sıkıntı olabilir mi acaba? Bir de böyle ufak sevimli beton saksı vs şeyleri genelde çabuk gider, alın bi kraton dev gibi olsun 3 ayda.

Ya da siz bakamıyor olabilirsiniz tabii, gerekli olduğunu düşündüğünüzün yarısı kadar su vermeyi deneyin.
  • whoosie  (01.03.21 14:42:18) 
Bir de en önemli kısmı atladım, gerekirse saksı değiştirin. Saksının altında gider deliği olması (tabii bir de tabağı) olması lazım yoksa tüm kökler çürür. ÇS'nin kendi seramik saksılarında delik olmuyor, delikli plastik saksılarında da tabak olmuyor çoğunlukla.


  • whoosie  (01.03.21 14:53:56) 
cok kompleks bir olay degil. isik, su ve havanin duzgun olmasi gerekiyor.

"doğal olmayan besinlerle üretilmiş bitkiler onlar" > su ise komik. N, P, K elementlerini dogru miktarlarda vermen lazim ana olarak.

bitkinin genetigi falan dandikse bir sey diyemem.
  • groove  (01.03.21 14:55:35) 
herkese cevaplar için teşekkür ederim, peki bu bitkileri besleyen bazı besin malzemeleri var onları kullanmanın bir faydası ya da zararı var mı kullanmayı tavsiye eder misiniz?


  • solo  (01.03.21 15:31:02) 
bu tarz yerlerden gelen bitkilerin toprakları sadece torftan oluşuyor. halbuki çeşitli bitkilerin farklı topraklara ihtiyaçlara var. torf haricinde çoğunun içinde coco peat, pomza taşı, lav taşı, zeolit gibi malzemelerden oluşmuş karışımlar olması gerekiyor (bitkiden bitkiye değişiyor miktar ve oranlar)
torf tek başına ucuz bi malzeme olduğu için teercih sebebi ama bitkiler için tek başına çok da ideal değil yani.

bir de dendiği gibi saksı değişimi önemli. ayrıca küçük orkide vari bitkilerin köklerinde süngerler oluyor bazen, kendi sulama işlemlerini kolaylaştırmak için. onların mutlaka çıkarılması gerekiyor.

eğer ilgi alanınıza giriyorsa youtube'da labofem diye bir kanal var çok keyifli bir anlatımla bu bilgileri veriyor, aklınızda olsun.
  • a7x  (01.03.21 16:06:54) 
bir bitki satın aldığımda saksı , toprak vs değiştirmeden önce eve alışmasını bekliyorum. çünkü bütün bu etkenleri değiştirdiğimizde hepsiyle baş edemiyorlar. önce evde koyduğunuz ortama alışmasını bekleyin, 1-2 ay geçtiğinde de mutlaka saksısı ve toprağı değiştirilmeli. çünkü hem böcek, sinek vs olabiliyor, bu kontrol edilmeli, hem de denildiği gibi iyi bir toprakta gelmiyor size, onu da değiştirmek gerek.


  • Olric  (01.03.21 17:54:26) 
Bitkiler bitki için gerekli nem, ısı, gün ışığı oranı ayarlanmış ortamlarda, torf dediğimiz, toprak olmayan besinsiz bataklık çürüğü madde içinde sıvı besin ve hormon verilerek yetiştirilip bize ulaştırılıyor.
Biz onu salonumuzda mevcut nem, ısı ve günışığı ortamında yaşatmaya çalışıyoruz ki yerini iyi ayarlayamazsak ölüyorlar.
Torfun içine konacak (ikinci sorunda da bahsettiğin) sıvı besinlerin tamamı NPK'nın süslenmiş hali. Miktarını bilimsel olarak tespit edip kullanırsan bitkini yaşatırsınDozun azı ya da fazlası bitkiyi öldürür.
Torf bahçe toprağı gibi değildir. Neredeyse bulaşık süngeri kadar su tutuculuğu vardır. Bu su tutuculuğunu tam taktir edemediğimiz için evlerde baktığımız bitkilerin çoğu fazla sulamadan ölmektedir.
Büyük saksı da bitki için küçük saksı kadar zararlıdır. Her sene sadece bir parmak büyütmeliyiz.
Torf ile bakım, besin (NPK)(Google'dan bakabilirsiniz ne olduğuna) miktarını ayarlamak çok zor olduğundan bitkinin toprağını değiştirmekte fayda vardır. İdeal saksı toprağı 1/3 bahçe toprağı, !/3 sıva kumu, 1/3 yanmış elenmiş büyükbaş hayvan gübresidir.
  • Mirket  (01.03.21 18:00:23) 
[]

Seyahat İzin Belgesi Gerekli Mi?

Merhaba,

Yarın bir iş nedeniyle yaşadığım ilden başka bir ile şahsi aracımla yolculuk yapmam gerekiyor, bunun için e-devlet üzerinden seyahat izin belgesi almak istedim ama bir sürü şey soruyor gitme nedeninizi gösterir belge, orada kalacağınız kişinin tc'si vs. Ben iş için gidiyorum 65 yaş altıyım bu durumda bu belgeye gerek var mıdır? varsa bu alanların nasıl doldurulması gerekiyor?

Saygılarımla.

 
yolculuğun tamamı 05:00 - 21:00 arasında sürecek ise izne gerek yok.


  • himmet dayi  (05.01.21 10:35:43) 
himmet dayı gazetelerde ve internetteki kaynaklarda özel araçla seyahat şartlara bağlanmış görünüyor ama aşağıdaki linklerde bu şartlar listelenmiş ve bu şartlar içinde iş nedeniyle ibaresi yok:

www.yasemin.com

Yukarıda örnek bulduğum sadece bir link bunun gibi bir sürü kaynak var ve hepsinde aynı şey yazıyor.
  • solo  (05.01.21 10:41:15) 
şehirler arası için yasak yok şu anda.05 ile 21 arasında istediğinizi yapabilirsiniz.


  • biergarten  (05.01.21 10:50:12) 
Yasak saatleri dışında izine gerek yok. Verdiğiniz linkin ilk kısmında da aynı şey yazıyor. O şartlar yasak saatlerinde seyehat için geçerli.


  • fezagezgini_4  (05.01.21 10:50:42) 
@solo

örnek olarak verdiğin linkte #1'i oku. #2 sokağa çıkma yasağı sırasında özel araçla seyahati kapsıyor.
  • himmet dayi  (05.01.21 11:30:34) 
[]

Sokağa çıkma yasağı muafiyeti için vergi levhası yeterli mi?

Merhabalar,

Hafta sonu ve yılbaşında geçerli sokağa çıkma yasağında işletme sahibinin vergi levhası / oda sicil kaydı gibi belgeler muafiyet için geçerli oluyor mu?

Ben kayıtlı odadan ya da valilikten muafiyet belgesi alınması gerekiyor diye biliyordum ancak bugün bir arkadaş buna gerek yok aracında vergi levhan ve oda sicil kaydın varsa yeterli dedi.

Not : İşletme bana ait e-ticaret yapmaktayım.

Saygılar.

 
herkes birşey diyor, vergi levha taşımakta zul resmen. komşu esnaf fotoğranı çekmiş sorarlarsa onu gösteririm diyor. mantıklı ama memur mantık arar mı bilemedim. bence ceza yazmaz. dün beni çevirdi polis izin yazısı var mı dedi. var dedim iyi geç dedi, kontrol etmedi. uygulamalar tuhaf.


  • surprise  (29.12.20 23:55:00 ~ 23:55:31) 
depoma gidiyorum. paketlemeleri yapacağım. sicil kaydım bu, nüfus cüzdanım bu.


  • iddaaci  (29.12.20 23:58:26) 
[]

Sıfır araca hasar verenden değer kaybı tazmini istenir mi?

Merhaba dostlar,

2 hafta önce sıfır araç satın aldık, araç park yerinde dururken doblo sahibi birisi geri geri park ederken bizim aracın ön çamurluğuna sürtmüş haber de vermeden evine gitmiş, allahtan komşu görmüş bizi uyardı adamı çağırdık "ha evet ben çarptım neyse hasarı öderim" dedi, ben de kızdım madem çarptınız neden haber vermiyorsunuz ya da not yapıştırmıyorsunuz cama dedim, aracın kimin olduğunu bilemedim o yüzden haber veremedim diyor, halbuki park yerinde 5 tane araç var iş hanında da kimlerin aracı olduğu belli tüm esnaflar aracın benim olduğunu biliyor, akşam saatleri olunca muhtemelen görmeyeceğimi, eve gidince de nerede olduğunu tahmin edemeyeceğimi aradan sıvışacağını düşündü.

Aracı bugün boyasız kaporta düzeltme yapan bir yere götürdüm, adam baktı çizikler %80 - 90 civarı gider abi merak etme ama aracın sıfır bana soracak olursan benim masrafım haricinde değer kaybı tazminatı da iste dedi, böyle bir şeyi ilk defa duydum sormak istedim, böyle bir durum var mıdır? hasarın onarımı 350 TL tutacak ama orjinali gibi olmayacağı için bir değer kaybı oldu haliyle araçta bu tazminatı istemeli miyim?

 
Öncelikle geçmiş olsun. Bence burada değer kaybı söz konusu değil. Tampondaki çizik düzeltmeden dolayı araç değerinin değişeceğini sanmıyorum. Değer kaybı genellikle değişen boya gibi hasar kayıt miktarının biraz fazla olduğu durumlarda oluşuyor.


  • Notts  (10.12.20 13:49:16) 
15 küsür bin liralık değer kaybı için aylarca süren bir dava sonucunda 7-8 bin tl civarında para alabildim ben. Siz de 350 tl'lik hasar kaydına ne kadar alırsınız oradan hesaplayın işte.


  • roket adam  (10.12.20 13:57:07) 
Ben de çok üstüne düşmedim öyle bir teklifi saçma buldum arkadaşlar, cana gelen mala gelsin artık, dediğiniz gibi değişen boyanan parça yok. Nazarlık olur iz kalırsa da ne yapalım.


  • solo  (10.12.20 14:03:37) 
değer kaybında plastik parçalar ve işçilik hariç gibi kriterler var.


  • Sir Anthony Hopkins  (10.12.20 14:07:57) 
yoktur.
hayır.

  • sizofren06  (10.12.20 14:49:15) 
Çamurlukta değer kaybı olur tamponda olmaz. Ancak değer kaybı alabilmek için karşı tarafın sigorta şirketine başvurup serviste resmi olarak sisteme giriş yapılarak tamiri olması lazım. Tramerde görünür muhtemelen. Siz göçükçüde kendi paranızla yaptırdığınız için böyle bir hakkınız olmaz. Siz yine de bana güvenmeyin :) Bildiğim kadarıyla ve tahmini yazdım.


  • jepa  (10.12.20 15:32:29 ~ 15:33:40) 
[]

Kıbrıs'a gidiş karantina durumları?

bir kaç hafta içinde Kıbrıs'a gitmek gerekecek, şu anda nasıl bir prosedür uygulanıyor acaba? Bir kaç kişi gidince 1 hafta karantinada kalınması gerekiyor dedi ama bu karantina uygulaması nasıl işliyor? Görevliler sizi alıp karantina için belirlenmiş bir yere mi götürüyor? Ya da sizin karantinada dışarı çıkmamanız için nasıl önlem alınıyor?

Not : Aracımla arabalı vapur ile gideceğim.


 
saglik.gov.ct.tr

Türkiye B kategorisinde olup son 5 gün içinde PCR testi yaptırmış olmanız gereklidir. bu testi ibraz ettikten sonra, 7 gün karantina süreniz var.

buna ek olarak araçla gidiyorsanız aracın MTV borcu olmaması gerekiyor. araç ruhsatı size ait olmalı. Girişte bir de kıbrıs için trafik sigortası yapıyorsunuz makul bir ücrete.

tabi bu liste 1 ay öncenin listesi herhangi bir güncelleme söz konusu mu belli değil. Mersin'deki konsolosluktan net bilgi alabilirsiniz (gerçi orada allah a emanet). Kıbrıs sağlık bakanlığını aramak daha mantıklı olabilir.

NOT: arabayı iner inmez yıkat veya su tut, tuzdan bembeyaz oluyor. kaldıkça zararlı
  • janavarorion  (19.10.20 10:47:00) 
@janavarorion, Öncelikle teşekkürler araç zaten kıbrıs aracı covidden önce türkiyeye gelmiştim şimdi geri dönüyorum aslında sorumun tam cevabını alamadım karantinanın nasıl işlediğini merak ediyorum, beni aracımla birlikte bir yere mi gönderecekler nasıl karantinaya alacaklar merak ettiğim şey aslında o.


  • solo  (19.10.20 10:55:21) 
[]

Döviz büroları Dolar alımında vergi alıyor mu almıyor mu?

Merhaba,

Eskiden sürekli online bankacılık üzerinden dolar almaktaydım, işim gereği dolar almak zorundayım zaten. Bu yeni gelen vergi nedeniyle bugün sabah gidip döviz bürosundan dolar aldım döviz bürosunun yerinin ters olması, aracı park ettiğim yerin de ters olması nedeniyle hızlıca alıp çıktım.

Ofise gelince Döviz satım belgesine baktığımda 1000 dolarda 75,50 TL vergi kesildiğini gördüm. Yani toplamda 10 dolarlık vergi ödemiş görünüyorum.

Bu vergi hep var mıydı, yoksa bu yeni getirilen vergi midir? eğer öyleyse döviz bürolarından vergisiz alınmıyor muydu yoksa ben yanlış mı biliyorum?

 
2-3 ay önce getirilen vergi


  • rentts  (15.09.20 12:04:19) 
vergi alıyor döviz büroları


  • sta  (15.09.20 12:05:19) 
Bir kaç yerden dövüz bürolarının bu vergiyi yansıtmadığını duymuştum demek ki asparagas bilgiymiş. Bundan sonra doğrudan bankadan alırım artık.


  • solo  (15.09.20 12:09:53) 
büro da alıyor da, bazıları kuru değiştirip almıyoruz diyor vs.

Altın için de, vergi almıyoruz diyen duydum. Fiyatın içine koyuyor benim anladığım :)
  • nhk ni youkosu  (15.09.20 12:20:17) 
[]

Hybrid araç tercih etmen mantıklı mı?

Merhaba dostlar,

Yakın zamanda Toyota Corolla alma planımız var, aracın 2 seçeneği mevcut birisi normal sedan diğeri Hybrid motor seçeneklisi, arada fiyat farkı var ama ne kadar mantıklı olduğunu merak ediyorum. Normal benzinli motor yerine hybrid modelini tercih etmek mantıklı mı sizce?

Saygılar.

 
şehiriçinde faydalı, şehirdışında 1.8 benzinli motor kadar yakıyormuş. normali 1.6, hibrit 1.8 motorluydu galiba. eğer mtv teşviği yoksa hibrit olanın mtvsi daha yüksek olacaktır.


  • sutlu nescafe  (03.09.20 09:23:38) 
yaptığınız yola göre değişir. mantıklı olması açısından hibrit ve hibrit olmayan dream donanımlı otomatik versiyonlara bakalım; hibrit olan 224.600 TL, diğeri 185.000 TL.

benzinlinin fabrika verisi ortalama tüketimi 5,8 litre, hibritin 3,8 litre. hibrit olan 100 kilometrede bugünün fiyatlarıyla 13,5 TL daha avantajlı. yılda 20.000 km yaptığınızı varsayalım. yakıt fiyatlarının da sabit kaldığını düşünürsek hibrit olan yılda 2.700 TL yakıt tasarrufu sağlar. dolayısıyla satın alırken fazladan ödediğiniz 39.600 TL'yi amorti etmeniz 14 yıl falan sürer. mtv'yi hesaba katmadım henüz.

özet; amaç tasarrufsa hibrit almak bence mantıksız. yılda 20bin değil 100bin km yapıyorsanız iş değişir tabii.
  • orient blue  (03.09.20 10:22:13) 
Hem daha fazla para vereceksin hem de iki katı mtv vereceksin. Bir elektrikli otomobil hibrit fanı olarak türkiye'de toyota hibrit almak mantıklı değil. İkinci el düşünürsen hyundai ioniq bakabilirsin.


  • kumulatifvergimatrahi  (03.09.20 11:12:07) 
Tüm cevap verenlere teşekkürler, hybrid seçeneğini tamamen kafamızdan sildik, Şu duyuru olmasa ne yapardık ;)


  • solo  (03.09.20 11:33:51) 
hibrit işi boş iş. tamamen elektrikli almak lazım o da çok uçuk fiyatlarda ve seçenek çok az.


  • xrated  (03.09.20 11:56:34) 
gerçi kararınızı vermişsiniz ama kullanıcısı olarak cevaplayayım.

ikinci el olarak aldım. sarı sitede aynı model (2019), aynı paket (dream otomatik), 1.6 benzinli olanlarının da fiyat farkı çok olmadığı için hybrid tercih ettim.

liste fiyatları üzerinden yapılan hesaplama doğru. daha doğrusu, olaya sadece yakıt tüketimi açısından baktığınızda doğru.

fakat benzinli dream ile hybrid dream, ikisinin de adı dream olmasına rağmen donanım olarak bir miktar farklı. yani ikisinin de donanımı aynı diye düşünmeyin.

farklardan biri şanzıman. 1.6 benzinli multidrive s kullanıyor, hybrid e-cvt kullanıyor. anladığım bir konu değil, birbirine göre ne gibi avantajı, dezavantajı var bilmiyorum. bu farkı da gözardı edebilirsiniz, ama siz yine de araştırın.

asıl önemli fark donanımda. hybrid dream'de adaptif hız sabitleyici, şerit takip sistemi, yaya algılama sistemi, anahtarsız çalıştırma, kablosuz şarj ünitesi gibi donanım özellikleri varken, benzinlide bunlar yok. aradaki fiyat farkını hesaplarken bunları da hesaba katabilirsiniz.
  • kibritsuyu  (03.09.20 13:10:57 ~ 13:16:09) 
@kibritsuyu, cevap için teşekkürler ancak sanırım yanlış bir bilgi var o bahsettiğiniz tüm özellikler benzinli versiyonda da var corolla flame x pack içinde bu özelliklerin tamamı geliyor.


  • solo  (04.09.20 09:07:14) 
Benzinli DREAM ile hybrid DREAM'i karşılaştırdım. Yukarıdaki arkadaş da yakıt hesabını ve araç fiyatlarını hesaplarken DREAM paketlerini karşılaştırmış.

Flame x-pack'te tabii ki geliyor.

www.toyota.com.tr

imgur.com
  • kibritsuyu  (04.09.20 09:52:24 ~ 11:35:29) 
[]

Yüzey üzerine harf rakam transfer kağıdı

Merhabalar,

Yıllar önce bir arkadaşın kullandığı bir kırtasiye ürününe ihtiyacım oldu ancak bir türlü bulamıyorum, şeffaf aydınger kağıdı gibi bir a4 kağıdının üzerinde harfler rakamlar ve matematiksel ifadeler bulunuyor, bu karakterleri istediğimiz yüzeye transfer edebiliyoruz sanki yazıcı ile yüzeye basılmış gibi, tek yapmamız gereken o karakteri transfer etmek istediğimiz yüzey üzerine koyup üzerine tırnağımız ya da sert bir cisimle bastırarak üzerinden geçmemiz.

Aynı ürüne şimdi ben ihtiyaç duyuyorum ancak bir türlü bulamadım ismini ya da nereden bulabileceğim hakkında bilgisi olan varsa minnettar kalırım.

Saygılar.

 
Yakınlardaki herhangi bir tabelacıdan bulabilirsin.


  • pass  (18.08.20 10:34:12) 
Adı tam emin olmamakla birlikte sanırım Stencil oluyor. Desenli olan da var istediğiniz şekilli olanlar da.


  • Amaranta ursula  (18.08.20 10:49:53) 
[]

Gerçek Nem oranı ile meteorolojinin yayınladığı oran farkı

Merhaba,

mgm.gov.tr sitesinden bulunduğum ilin ve ilçenin anlık nem oranına baktığımda %45 olarak görüyorum ancak elimde hem nem hem de sıcaklığı ölçen çok profesyonel tamamen bu iş için üretilmiş bir ölçüm cihazı var ve dışarıda bu cihaz ile nemi ölçüyorum %81 çıkıyor.

İlk ölçümü yaptığım yerden yaklaşık 10 km mesafeden ikinci ölçümü de yapıyorum 1 - 2 birim oynuyor.

Meteoroloji merkezlerinin yaptığı ölçümler ile bizim yaptığımız ölçümler arasında bir fark var mı acaba?

Not : Ölçüm yaptığın cihazın arızlı olması mümkün değil elimde aynı cihazdan yedek de var o da aynı sonucu veriyor.

Bu arada İl Adana

 
Meteorolojinin ne kadar bilimsel ve kalibre çalıştığıyla ilgili bir fikrim yok :)


  • pass  (20.07.20 16:05:04) 
onlar gölgede ve bir tahta kutunun içinde ölçüyordu. fark eder mi acaba?


  • co2s2  (20.07.20 16:36:12) 
Şu an İstanbul'a bile %78 nem gösteriyor, ya Adana'daki cihazları bozuk ya da veriyi yanlış girdiler sisteme.


  • John Bloor  (21.07.20 10:09:51) 
[]

Nazara inanır mısınız?

Merhaba sevgili cinci ve hurafeci dostlar.

Normal şartlarda nazara inanan birisi değilim, her şeyin bilimsel bir dayanağı olduğuna inanırım ancak başıma gelenler artık öylesine bir noktaya vardı ki neredeyse nazarı gözlerimle görmeye başlayacağım.

Yaptığım işle ilgili en ufak olumlu bir şeyler söylesem o iş ters gidiyor, bir şey alıyorum çok öven oluyor hoop aldığım şeyin başına bir şey geliyor, beklediğim bir haber oluyor haber geliyor sevinip bir iki kişiye söylüyorum hoop telefon geliyor olmadı o iş vazgeçti kişi deniyor.

Neredeyse her gün benzer şeyleri yaşıyorum öyle haftada / ayda olan bir şey değil neredeyse her gün oluyor bu.

Sizin nazara bakış açınız nedir?

 
Tam olarak yazdığınız gibi hatta bazen daha kötüsü. Ailede kimse bir iş iyi yata kötü sonuçlanmadan konuşmaz.


  • pudra  (16.07.20 10:13:22) 
İnanmıyorum bence çok aceleci davranıyorsunuz(ben de öyleyimdir :D) bu tür hurafelere inanmayın, nazar konusu sanırım şamanizm'e dayanıyor.
Dediğim yaşadağınız olaylar ise rastlantıdan ibaret çok anlam yüklememek lazım.

  • mcgrain  (16.07.20 10:29:23) 
Sevdiğim şeyleri paylaşmayı hiç sevmem sırf bu nedenle.insanlar kıskanıp negatif bir düşünce ile bloklayabiliyorlar.sonuç olaraka evet inanıyorum.


  • çılgındünya  (16.07.20 10:41:54) 
inanıyorum tabii ki.

ayrıca o kadar da bilimsel olmayan bir şey değil bu.
insanın enerjisi ve manyetik alanı etkileniyor bir şekilde.
diğerleriyle etkileşim içindeyiz yani.
şamanizme dayanıyor diye anlamı olmamak zorunda değil ki.
  • blatta hiberna  (16.07.20 10:43:56 ~ 10:44:25) 
inanıyorum.
aynen dediğiniz gibi sonuçlanmadan anlattığım neredeyse her şey sıkıntıya giriyor. bir de ben anlatmayı çok severim. kendimi tutmaya çalışıyorum artık.

  • ruby elixir  (16.07.20 10:46:47) 
net inanıyorum enerjisinden çok emin olmadığım insanlara, netleşmeyen işlerimi anlatmam mesela :)


  • takunyali kokos  (16.07.20 10:48:55) 
Anında nazar değdirmişliğim var, o yüzden inanıyorum.
Kuzenimin eski retro çok güzel bi televizyonnu vardı, çok begendiğimi söyledikten 2 dakika sonra çocuğu koştururken çarpıp kırılmıştı. Korkuyorum beğendiğim şeyi söylemeye

  • coca cola  (16.07.20 11:10:45) 
nazar deveyi kazana, insanı mezara sokar derler büyükler. Başıma gelenlerden sonra kesinlikle inanıyorum. Dikkat etmekte fayda var.


  • kraldan cok kralci  (16.07.20 11:10:57) 
@mcgrain, acelecilik elbette sorun bunda hem fikiriz ama acelecilikle ilgili olmayan şeyler de var mesela yakın zamanda çok değerli bir alet gelip gören kişilere anlattıktan bir kaç gün sonra yandı.

Evimize gelen misafirlerle sohbet esnasında misafirler evi övdü şöyle yeri güzel böyle açısı güzel şöyle esiyor.

Şimdi evin içinde pişiyoruz, 5. kattayız her yerinden karınca çıktı, hemen evin önünde inşaat başladı evi her gün silmemize rağmen tozdan illallah ettik, her gün tesisatının bir yerleri patlıyor, daha sayamadığım bir sürü sorun oluştu.

Yani demek istediğim henüz olmamış olaylarla ilgili değil mevcut elimizdekileri de birileri överse hemen arkasından o şeyde bir sıkıntı yaşıyoruz.
  • solo  (16.07.20 11:12:18) 
inanırım


  • aquarium  (16.07.20 11:18:35) 
inanıyorum evet, birçok kez yaşadım. birilerinin nazarı beni duman etti.

ama bir şey fark ettim, ben nazar değdirebiliyorum hatta kendime bile :D
  • tabudeviren  (16.07.20 11:34:37) 
inanıyorum. çokça da örneklerini yaşadım. ve buna riayet edersem de başıma işi gelmiyor çok şükür. daha 1 ay önce başıma geleni anlatayım.
stanley fatmax 5 mt'lik metrem vardı. ömür boyu garantili 3 mt'reye kadar kırılmadan açabiliyorsun inanılmaz bi mıknatısı hassasiyeti falan var.
gören herkes çıldırıyor. kontrolünden ustasına.
ben de elimden hiçbir şey düşürmem kolay kolay. örneğin telefonlarımı kılıfsız ekran koruyucusuz kullanırım daha da düşürüp çizmişliğim kırmışlığım yok. ben o metreyi elime aldım. 18 mt'den düşürdüm. kırılmadı, 27 tonluk demir tırının altında kaldı bir şey olmadı. bunların hepsi 1 haftada oluyor he.
en son kontrolün teki ya bu ne güzel bunu ben alayım dedi. ceks dedim. demez olaydım. adam vrf'den yerin ölçüsüne bakarken o esnada. metreyi çeliğinden koparttı. ulan metre çeliğinden kopar mı?
metre 5 mt ölçüğü yer 3.40 ve başardı.
bebeğe ineğe ve arıya çok çabuk nazar değer derler ona artık siz stanley metreyi de ekleyin ehueheh. daha iyi bir şey kullanmam dekor metre ile devamkee.
gerçi milletin ağzı da durmuyor. nazar olmasın diye dandik arabaya binersin kesin batıyor işleri kötü sattı nakte çevirdi derler. iyi araba alırsın. ooo yandaş voleyi vurdu derler.
göz mühim. maşallahı ağızdan eksik etmemek lazım.
  • turbo sadık  (16.07.20 11:39:15) 
İnanıyorum açıkçası. Bir gün bir yerde yaptığım işle alakalı güzel sözler söylenmişti vs, akşamına felaket hasta oldum. Yoktan yere mide bulantısı, titreme vs yaşadım.


  • black holes in the sky  (16.07.20 12:00:26) 
inanmıyorum.

@solo verdiğiniz örnek üzerinden gidecek olursak, karıncalar birden peydah olmadı heralde orda. ya da inşaat zaten yapılacaktı. tesisat da malzeme ve işçilik ile ilgili. sizin sıkıntılar nazar için fazla somut. genelde daha soyut şeyler ve tesadüfler için insanlar söylüyor.

yeni aldığı kıyafeti arkadaşı fazla süzdü kıskandı, iki dk sonra kuş pisledi gibi.
çok yakışıklısın dedi bir akraba bayramda, ertesi gün hasta kalktı vs.

ben de şöyle bir şey anlatayım salona yeni eşya aldığımız zamanlar, ses duyduk annem teyzem evde, baktık masanın üzerinde göçük var, bulamadık nedeni başta, baktık avizeden elmas şekilli parça düşmüş durup dururken. annem nazar demeye başladı. teyzem daha fena. bence tamamen malzeme ve üretim ile ilgili. sonuçta her üretim kusursuz olmuyor. fabrikalarda 100% hatasız kalite standardı yok zaten. 10binde bir oluyordu belki o da bize denk geldi.

bir de insan bazı şeyleri, kendi istediği/inandığı şekilde yorumluyor, algıda seçicilik doğru tabir mi bilmiyorum.
  • fezagezgini_4  (16.07.20 12:07:22 ~ 12:08:03) 
istesem nazara inanabilirdim. mesela gitar çaldığım videolarım vardı, bi gün canlı yayın yaptım, ertesi gün parmağım kırıldı. 3-4 aydır gitar çalamıyorum doğru düzgün. bir arkadaşım sana nazar değdi dedi. bense buna inanmamayı seçtim. ben bu parmağı bi öfke nöbetinde kırdım ve bu benim sorumluluğumda. bunu ben yaptım yani. suçu başkalarına atmak yerine kendimize dönüp bakmak en mantıklı ve faydalı yol. hayatta neye inanırsak o tezahür ediyor. o yüzden ben de tüm kontrolün benim elimde olduğuna inanmayı ve dışarıya daha fazla güç atfetmemeyi seçiyorum.

ama şu var, başka insanlardan etkileniyoruz. misal bi projemiz var ve bunu baltalayacak kötü niyetli arkadaşlar ya da kişiler var. onların bakış açısından ve enerjisinden etkilenmemek için onlardan bitakım şeyleri saklı tutmayı seçebilirim. çünkü enerjilerden şimdiye kadar çok çabuk etkilenen biri oldum.

demem o ki tüm güç içimizde. siz izin vermezseniz, auranızı çelik zırh gibi takınırsanız bişicik olmaz. ama korkarsanız nazar değecek diye, o zaman halden hale girmek zorunda kalırsınız. mesele kendimizi güçlü tutmakta diyor susuyorum. sevgiler.
  • durme  (16.07.20 18:16:40) 
@durme, çok güzel anlatmışsın ama işte buna nazar denmiyor mu? hadi nazar demeyelim ismine zurna diyelim sonuçta aynı yola çıkıyor gibi anlattıkların?


  • solo  (17.07.20 10:21:25) 
@solo

parmak kırılması değil de, ikinci kısımda evet nazarı anlatmış.
  • fezagezgini_4  (17.07.20 15:17:41) 
ben de hep tesadüf olduğuna inanmak istiyorum ama ne zaman mutlu olsam, başıma çok iyi bir şey gelse bu mutluluk kısa sürüyor. bu yüzden sevincimi hatta gerçekleşmesini istediğim planlarımı bile gizliyorum artık. bunla ilgili bir ted vidosu vardı, belki ilgilenirsiniz:)

www.ted.com
  • walser  (17.07.20 15:22:36) 
@solo tamam adına nazar diyin isterseniz ama benim bahsettiğim tamamen metafizik bir şey değil. bir başkasının hayata bakışı bizi etkileyebilir, moralimizi bozabilir vs. yani siz izin vermedikçe hiçbir şey olmaz.

lakin güçlü hissetmiyorsanız, o zaman saklarsınız, belki batıl inançlar geliştirirsiniz bunu bertaraf etmek adına. misal nazar boncuğu. işe yarayabilir de zira siz inanıyorsunuz iyi geleceğine.
  • durme  (17.07.20 21:00:56 ~ 21:02:10) 
ben inanmaktan ziyade kötüye gideceğini hissediyorum. Gaybı Allah bilir.


  • the last  (17.07.20 21:13:50 ~ 21:18:03) 
inanıyorum. zaten olmasını istediğiniz şeyleri olana kadar başkaları ile paylaşmak pek önerilmez.


  • ruh i tibbiye  (17.07.20 22:05:08) 
inanmak için sağlam argümanlı bir neden bulamıyorum. deneyselliği de yapılamıyor. başa kötü bir şey geldiğinde "nazar ettiler" yorumu yapılabilir. ama o yorum olmadığında da "başa bir şey gelmiş olması" değerinden bir şey kaybetmiyor. başınıza gelen şeylerin tek sebebi determinizm'dir. o kadar. yani öncül domino taşları devrilmiştir.

kendi deneyselliğini yap. yaptığın işle ilgili olumlu tüm şeyleri hiçbir zaman söyleme. bakalım kaç defa işe yarayacak bu.

belki de sen "çok fazla paylaşım yapmayı seviyor" da olabilirsin. yani "sana öyle geliyordur" belki.
  • matrix  (19.07.20 15:57:33) 
[]

Hangi şartlarda Araç kiralamak satın almaktan karlı?

Dün bir arkadaşımla sohbet ederken otomobil fiyatlarının artmasından konu açıldı. Yakın zamanda bir araç alma fikrim vardı ben olsam otomobil almam kiralarım şu anda araba almaktan daha ekonomik dedi.

Neredeyse bütün kiralama şirketlerinin ücretlerine şartlarına vs baktım kendi aracını almaya nazaran bir avantajını göremediğim gibi ödeyeceğin para ile bir iki seneye zaten kendi arabanı alabileceğini hesapladım ben mi bir ayrıntıyı kaçırıyorum acaba?


 
bu ülkede değil diğer ülkeleri bilmiyorum. bu ülkede araba alıp daha fazlasına satabiliyorsun seneler sonra. o yüzden kiralamak hiç de mantıklı değil. kiralama ücreti aylık minimum 3000 tlden başlıyor o da en kötü araba. 5 sene bineyim desen 200.000i bulur zamlarla vs. ama Şu an 150ye araba alsan, 5 sene sonra onu aynı paraya belki daha fazlasına bile satabilirsin piyasada. Reel olarak cebinden para çıkmamış gibi bi şey olur.


  • jelly bear  (04.07.20 15:48:43) 
yıllık 6 bin desen onlara da, 5 yılda 30 bin eder. yine karlı araba almak.


  • jelly bear  (04.07.20 15:54:17) 
Ya bu araba alacagina kirala diyenler buyuk bir ozguvenle cok boş laf ediyorlar. Eskiden sirketler icin avantaj sagliyordu simdi o da azaldi, banka seviyesinde kurumsal firmalar bile kiradan satin almaya dondu makam araclari icin.


  • pofudukayi  (04.07.20 16:06:52) 
Eğer çok vergi ödemesi çıkan bir işin varsa, kiralık aracın tüm faturasını gider olarak vergiden düşebiliyorsan araç kiralamak elbette mantıklı.

Devlete vergi vereceğine araç kiralarsın ve bedavaya araç ihtiyacını görmüş olursun, çünkü araç alınca tamamını vergiden düşemiyorsun gider olarak.

Bunu diyen arkadaşın şirket sahibiyse onun için mantıklı olabilir, ama her şirket sahibi için mantıklı demek değil bu. Gerçekten ciro yapan ve tüm işi kayıtlı faturalı olup da bi ton vergi çıkan bir sektörde olursa mantıklı.

Ha yok arkadaşının ne ticaretle ne şirketle bir alakası yoksa sakın ondan bir daha akıl alma.
  • John Bloor  (04.07.20 16:38:34) 
kiralayacagin araca gore degisir. ozellikle sirketler acisindan populer olan focus, passat, a4 tarzi arabalari kiralamak mantikli olabilir. cunku hem cok miktarda aldiklari icin maliyetleri dusuk oluyor, hem de kiralama suresi bittikten sonra sirketler bunlari tekrar baska sirketlere tekrar kiraliyorlar yada satiyorlar. eger bir sirket sahibi isen, yani arac kirasini gider olarak gosterip vergiden dusebiliyorsan, cok km yaptigin icin bakim masraflari fazla oluyorsa satin almak yerine kiralamak daha uyguna gelebilir. bir de kiralama yaptitgin icin tek seferde yuklu miktar para odememis olacaksin. eger nakitin yoksa kredi kullanmamis olacaksin, nakitin varsa da onu arabaya baglamak yerine baska turlu degerlendirerek kira parasini cikarabilirsin yada dusurebilirsin.


  • crucio  (04.07.20 16:40:34) 
Avrupa: eger 2-3 senede bir araba alip satan biriysen kesinlikle mantikli. Çünkü normal ülkelerde arabalar ilk iki senede %30 falan değer kaybeder. Kısacası sürekli sifir araba alirsan 3 senede bir yuzde 30 kaybin var. Türkiye'de böyle degil tabiki.
Ikinci olarak lüks arac sahibi olmak istiyorsan kesinlikle kiralamak mantıklı çünkü 50bin euroluk araba 3-4 sene sonra 30-35 anca eder. Çünkü lüks araca binmek isteyen adam gider sifirini alir sana neden 45 bin euro versin. Bir de bu paralari verecek adamlarin parayla derdi yoktur sürekli yenisini ister.

Bunlara ek olarak kiralama bitiminde aladabilirsin arabayi ama sonunda 2-3 bin euro fazla ödemiş olursun.

Kisacasi; Türkiye'de pek bir mantigi yok çünkü araba deger kaybetmiyor.
  • logisticsmanager  (04.07.20 17:16:26) 
[]

300K Bütçe 2013 Model E segment mi Sıfır C segment mi?

Merhaba dostlar,

Uzun süredir 520d kullanıyorum, aracım yabancı plaka olduğu için yıl sonunda yurt dışına çıkıp bırakıp geri döneceğim, yani önümüzdeki sene aracım olmayacak.

Aslında güzel bir SUV düşündük daha önce Toyota C-HR denedik çok klostrofobikti beğenmedik, geçenlerde de Citroen C5 Aircross aracı inceledik 300 bin TL verip C segment bir araca biniyor olmak beni rahatsız etti (Aracın iç kısmı bildiğin plastik tak tuk ses geliyor vurunca o paraya Cliodan hallice bir malzeme kullanılmış gibi), BMW 5 serisinin iç döşemesi malzeme kalitesi vs deneyimleyince bu tür araçlar harcadığın paranın karşılığını vermiyor gibi düşünüp vazgeçtim.

Şu anda kullandığım araç 2013 model ve hemen her isteğimi karşılıyor konfor, güvenlik, yakıt tüketimi vs. o yüzden sıfır ya da genç bir C segment araç almaktansa aynı paraya 2013 model 520D almak daha mantıklı geliyor bana ama fena şekilde yanılıyor da olabilirim sizin de bu konuda fikrinizi almak istedim siz ne düşünüyorsunuz?

 
bence 2015-2016 f30 alın. 320ied. 5.20’den sonra üzmez. bmw’den devam.


  • garavel  (29.06.20 14:13:48) 
.20d motordan .20i motora geçiş bence üzer. yakıt olarak biraz artar ama performans kötü etkiler. 3.20i kullanıcısıyım.

ben de alman arabasından başka yere gitme diyeceğim. belki volvo. onun dışında citroen falan yazık.
  • bir ileti paylastim  (29.06.20 14:24:37) 
3.20ied, 5.20d’den daha performanslı bir motor. bir kere benzinli

3.20ied = 0-100 7,6
5.20d 184ps = 0-100 8,1

çok daha seri hissettirir. konfor olarak üzer sadece o da sıfır c segmentinin dahi çok üzerinde konforlu.
  • garavel  (29.06.20 14:36:08) 
bmw mercedes gibi preminyum araçlarla diğer araçları karşılaştırmamak lazım. 2008 model mercedes e kasadaki konfor yeni c segment araçlarda yok. konfor seviyorsan eski model preminyuma devam. ancak bmwyi türkiyede mi kullandınız bilmiyorum. bmwnin kronik sıkıntıları var her araç gibi temizini bulmak lazım ki 2013 temiz bir 520 çoğu c segmentten daha pahalı.


  • mikahakkinen  (29.06.20 14:39:23) 
Gelen tüm yorumlar aynı yolda devam etmem gerektiği yönünde, en yakın mercedes kullanan arkadaşım da yola yine alman ile devam et şeklinde o zaman çok düşünmeye gerek yok temiz bir E segment araç bulup (BMW,Mercedes,Volvo) yola öyle devam edeceğim gibi.

Herkese teşekkür ederim ;)
  • solo  (29.06.20 15:10:12 ~ 15:10:50) 
Dostum düşünürsen temiz bir 320d var 2013 107binde


  • Yavuşuhlu  (29.06.20 21:30:38) 
[]

Diyabet habercisi mi bu durum

Merhabalar,

Son zamanlarda yoğun bir iş temposu ile çalışıyorum bir yandan da hiperaktif bir oğlumuz var o da bir hayli yoruyor bizi ama benim asıl sorunum özellikle kahvaltı ve yemeklerden sonra bildiğiniz bayılıyorum, bakın bayılıyorum derken gerçekten bir anda uzanıp uykuya dalıyorum bu dakika sürmüyor ve en az yarım saat kendime gelemiyorum eğer o anda uyumazsam sersem gibi oluyorum bütün sistemim çöküyor.

Sabah uyanıyorum kahvaltıya oturuyorum kahvaltıdan 5-10 dakika sonra hoop tekrar uzanıyorum ve uyku haline geçiyorum.

Biraz araştırınca bu durumun diyabet hastalığının habercisi olduğu yönünde bilgilere ulaştım. Bu konuda hangi bölüme başvurmalıyım hangi doktor ilgileniyor bu durumla acaba?

 
Olabilir. Dahiliyeye gidip tahlil yaptirirsaniz anlasilir. Ac gitmelisiniz tahlile.


  • sanguine mcqaer  (15.06.20 11:40:37) 
Endokrinoloji yoksa dahiliye. İdrar ve ağız kokunuz takip edin aseton gibi keskin bir koku geliyor mu ? Şiddetli ağız kuruluğu veya çok su içme ihtiyacı hissi var mı takip edin doktora gidiş sürecinde.


  • synax  (15.06.20 12:34:55) 
Yanlış biliyor olabilirim ancak endokrinoloji ve ramatoloji gibi üst alanlara kafanıza göre gidemiyorsunuz. Dahileyeden sonraki adım olduğu için önce dahiliyeye gidiyorsunuz o sizi ihtiyaç dahilindeyse yönlendiriyor.

Ayrıca çoğu devlet hastanesinde endokrinoloji doktoru da olmuyor. Zaten piyasada kaç tane var ki!
  • tessera  (15.06.20 15:50:18) 
@tessera ; Yılların şeker hastası olarak bizde öyle biliyorduk , dahiliyede kanı ver , insülin yazdır devam et.

Öyle değilmiş endokrine gittim (özelde çok tavsiye edilen bir doktora) bütün tahlilleri aldı , insülini tek seferde kesti başka bir ilaca başlattı dozajı düşürdü ve taa taaaam yine şeker hastasıyım ama artık düzenli bir şekerim var ani iniş çıkış kalmadı , deli gibi tatlı krizleri bitti.

Endokrinoloji iyidir ,candır.
  • synax  (15.06.20 16:35:17) 
Ozeldeyse direkt endokrine gidilebiliyor ama devlette once dahiliyeye gitmek gerekiyor @synax


  • sanguine mcqaer  (15.06.20 18:51:36) 
[]

Emlakçı çakallık mı yapıyor?

Merhabalar,

Yakın zamanda bir ev alma düşüncemiz var, bu yüzden yaklaşık 2 aydır ev bakıyoruz internetten bulunduğumuz ilde, bu arada baktığımız evlerin bir tanesi ile ilgilenen emlakçı arkadaş gösterdiği bir evi (bundan 1 ay önce) biz beğendikten ve kararımızı verip döneceğiz dedikten 1 - 2 saat sonra ev satıldı dedi ben size başka ev bulacağım merak etmeyin dedi.

Aradan zaman geçti bir hafta sonra başka bir ev var gelin görün içi yapılı değil biraz masrafı var ama yapılınca çok güzel bir ev olur dedi gittik gördük evi gerçekten konum itibari ile güzel bir ev sadece epey bir masrafı var kırılıp yeni oda filan yapılması lazım içimize sindi yine çıktık evden daha yarım saat geçmeden ev satıldı dedi.

Üçüncü bir ev ise yine bize önerdiği ama semtini beğenmediğimiz bir evdi bugün gidip bakacaktık dün akşam telefonla konuştuk plan program yaptık sabah aradı yine bu ev için de satıldı dedi ve yine ben size güzel bir ev bulacağım masalını anlattı.

Bu arada daha önce içi yapılması gereken evi de alan adam içini yaptırmış satışa çıkacakmış tabi o zaman konuşulan fiyatın üzerinde bir fiyata, bunu da duyunca şüphelendik bu emlakçı arkadaş bir tür çakallık peşinde mi acaba diye düşünmeye başladık içi yapılı ev için çok düşünmeye gerek yok kendi alıp yaptırmış olabilir de diğerleri için de bir film peşinde olabilir mi ?

 
Sizden bir ön ödeme aldı mı? Aldıysa geri vermemek için önüne gelen her evi gösteriyor olabilir, satılsın veya satılmasın.

Ha yok sizden herhangi bir ödeme almadıysa tek yaptığı müşteriyi kaçırmamak, gösterdiği evler sadece onun portföyünde olan evler değildir, diğer emlakcılar satmış olabilir.

Herhangi bir ödeme, kapora vermediğiniz sürece sizden aldığı tek şey zamanınız.

Siz başka evlere de, başka emlakcılara da bakın, bir tek bu adamdan haber beklemeyin.
  • John Bloor  (05.05.20 12:19:33) 
@John Bloor kapora vermedik dediğin gibi başka emlakçıların da evlerini satıyor söylemişti muhtemelen haberi olmuyor satılan evlerden bize de satılmış demiyor da az önce sattım diyor muhtemelen.


  • solo  (05.05.20 12:28:57) 
Büyük ihtimalle başka emlakçının sattığından haberi olmuyor, siz ciddi yaklaşınca arayıp soruyor, bir bakmış satılmış +1

Siz beğendiniz diye evi alıp tadil ettirip fazla fiyata satmak emlakçı açısında gereksiz fazla risk. Bu ihtimal çok gerçekçi gelmedi.
  • burfak  (05.05.20 12:47:22) 
evi internetten mi bulup görüştünüz emlakçıyla?


  • black mamba  (05.05.20 12:54:16) 
Biraz benzeyen bir durum yakında yaşadık
Bir emlakçı ile dört beş tane yazlık gezdik bir de arsa. İstanbula döndük. Arsa için aradık iki gûn sonra pazarlık yapabilir misin bize diye. Abi satıldı dedi.
Ertesi hafta tekrar gittik. Başka emlakçının sattığı eve bakmaya. Bunların bir evde gözü kalmış annemin tekrar aradık bunları evlerin hepsi! satıldı ben size çok daha güzelini göstereceğim dedi. Eve baktık düşünelim dedik vedalaştık bunla.
Sonra satılan bir evin sahibi ile hemşeri idik hayırlı olsun diyelim dedik ne olsa beğenirsin? Ev satılmamış. Pekii bizi götürdûğü evin ne özelliği varmış? O adam yeter ki sat 10bin de benden demiş.
Nerden para kazanacaksa müşterileri oraya yönlendiriyordu bizimki. Belki sizin de öyledir.
  • cilekli pasta  (05.05.20 13:03:08) 
[]

Ev alma mevzuları, hatalar ve dersler

Merhaba çok değerli emlak kralları

Başlıktan da anlaşılacağı üzere ev alma konusunda çok kararsız kaldığımız bir dönemdeyiz eşim ve ben, öncelikle belirtmem gereken şey şu, hali hazırda 2 yıldır aynı evde kirada oturuyoruz 5+1 ev senelik 28K kiramız var, ben 2 yıldır ev almamak için direniyorum çünkü piyasadaki evlerin ederinin çok üstünde olduğunu düşünüyorum bunun yanısıra Youtube'daki ekonomi uzmanları (ya da kendilerini öyle sananlar) 2 yıldır emlak balonu patlayacak, krediler ödenemeyecek, ev fiyatları düşecek deyip duruyor ama her gün ev fiyatları daha da artıyor. Geçen sene 450K'ya alabileceğimiz bir evi şu an 550'ye verseler almaya gönüllüyüz o derece saçma sapan bir artış var.

Şimdi şunu belirteyim, almak istediğim evin fiyatı 550K'yı geçmeyecek bu evin en az 2/3'ünü ödeyebilecek kadar elimde nakitim var ama sorun şu ki ben birikimimi bir çırpıda harcayıp tüketmek istemiyorum bu yüzden faizler de düşükken kredi çekip almaya karar verdim nihayet (her ne kadar hala o parayı vermek bana acı gelse de) çünkü artık pes ettim, Türkiye'nin dinamiklerinin dünyadan farklı olduğuna, her ne kadar korkunç bir krizin içinde olsak da insanlar ev ve araba konusunda hala kesenin ağzının sonuna kadar açmaya hazır olduğuna bu yüzden de bu iki yatırımın asla düşmeyeceğine kanaat getirdim benim için acı ve pahalı bir deneyim oldu bu.

Sormak istediğim soru ise şu, biliyorsunuz ki Türk Lirası sürekli değer kaybediyor, bu yüzden bankadan evin bedelinin büyük bir kısmını kredi olarak çekip faizine katlanmak mı yoksa hiç faizle taksitle uğraşmamak ve evin bedelinin büyük kısmını nakitten karşılamak mı daha mantıklı?

Benim düşüncem şu yönde, bugün X Lira olan aylık kredi taksidi 1 sene sonra muhtemelen komik bir rakama dönüşecek bu yüzden nakiti döviz olarak korumak daha mantıklı geliyor ama güvendiğim saygı duyduğum bir arkadaşım da döviz olarak tuttuğun mebla kredi faizi karşısında eşdeğer ve üstü bir gelir getirecek mi bunu hesaplayabildin mi diye sordu ne yazı ki bunu hesaplamam pek mümkün değil bu yüzden de sizlerin fikirlerini almak istedim.

2 Seçeneğimiz var.

1. Hiç krediyle borçla uğraşma evini nakit al başını sok önüne bak.
2 Nakiti döviz olarak koru bir kısmını buradan karşıla geri kalanın çoğunluğunu kredi olarak kullan.

Saygılar Sevgiler olsun, allah kimseyi kiralarda süründürmesin.

 
odeyebilecek durumun varsa nakit kraldir der ve faizler dusukken kredi kullanabilirsin derim.

burada trick su: bankalarin faizin neredeyse tamaminin vadenin yarisinda tahsil ettigini bir yere yazmak. yani ileride kafan atar ya da cok degersiz gelmeye baslarsa krediyi kapatmak icin 10 yillik kredide 2-3. yil gibi harekete gecmen lazim. 7. senede kapatayim dersen gecmis olsun.
  • ozdek  (04.05.20 18:58:57) 
mümkün olduğu kadar naktini kullan, ama kenara üç beş bişey ayırmayı unutma zor günler için. krediyi de uzun vade yap, sıkıştırma kendini. para arttırırsan ara ödemeler yaparsın zaten, aynı hesaba gelir. bu memlekette ev ve araba fiyatları düşmez. düşüncende haklısın. mümkün olan en kısa zamanda ev almak en mantıklısı çünkü ödediğin kira az bu değil. çıkarken kapı kolunu bile vermeyecekler sana.


  • antihero  (04.05.20 19:07:09) 
mümkün olduğu kadar konut kredisi kullanın. yaptığız tahmin doğru önümüzdeki senelerde tl değer yitireceği için ödeyeceğiniz taksitler daha kolay gelmeye başlayacak.

oturmak için konut her zaman alınır. yalnız dediğim gibi bütün parayı gömmeyin. hatta bana kalırsa en az yarısın kredi çekin, eğer bir gün ödemede zorlanırsanız kenardaki birikimlerinizi kullanabilirsiniz.
  • nuisance  (04.05.20 19:21:44) 
dolar en fazla 8'e çıkar bu sene
altın da zaten ona bağlı

%13 kazanırsın 1 sene beklesen, eve daha çok zam yaparlar üstüne kira ödemeye devam edersin

acil durumlar için para ayırıp oturulacak güzel bir ev almak mantıksız değil
faiz yerine aileden borç almak?
  • bir soru sorcam  (04.05.20 19:39:09) 
Mevcut faiz oranlarinda net 2. opsiyon.


  • pofudukayi  (04.05.20 20:01:01) 
Ocakta ev aldım ben de, konut faizleri şu anda gerçekçi olamayacak derecede düşük. Mümkün olan en yüksek konut kredisini çektim, zaten sırf ocaktan bu yana olan konut kira fiyat artışı + maaşımdaki enflasyon zammını da ekleyince resmen kredi şimdiden mantıklı olmaya başladı. Cash is the king - düşük faizli kredi çek geç.

Bu arada dediğini hesaplamak mümkün, excel'de 10 dkda yaparsın o tabloyu. Ben hesapladım, kredi her türlü daha mantıklı.
  • roket adam  (04.05.20 23:54:33 ~ 23:55:24) 
Yazılanlardan da anladığım üzere 2. seçenek en doğrusu gibi, buraya yazmanın fayda sağlayacağından emindim herkese teşekkür ederim ;) Bu arada @bir soru sorcam aileden borç almayı düşünmüyorum ;)


  • solo  (05.05.20 10:17:41) 
[]

Adblock reklamları engellemiyor.

Merhaba dostlar,

Windows yüklü makinede kurulu Chrome Tarayıcımda Adblock çalışıyor ancak hiç bir sitedeki reklamları engellemiyor, önce Adblock'u kaldırıp yeniden ekledim sonra tamamen Chrome'u kaldırıp yeniden kurdum ama değişen bir şey olmadı hala reklamları engellemiyor sorun ne olabilir acaba?

Saygılar

 
bir adblock daha kurun. ben de 2 tane kullanıyorum. önerim: adblock plus


  • ala09  (12.04.20 22:48:52) 
w10 da oyle, adguard kur


  • müptezel dostoyevski  (12.04.20 22:50:44) 
Adblock plus


  • Topalordek  (12.04.20 23:18:06) 
opera dahili engelleyici artı ublock kullanıyorum ben de. adblock güvenini yitirdi geçen yıllarda bir şeyler okumuştum para karşılığı bazzı reklamları engellememe vs.


  • papuayenigine02561  (12.04.20 23:40:58) 
Opera deneyin .
ayrıca android telefon için mi tarayıcı daha yeni güncellendi (v 11.9.3-g) bir çok reklamı anında engelliyor ve sol üstten köşeden bilgi veriyor.

  • Erva  (13.04.20 08:39:01) 
[]

Sokağa çıkma yasağında sokağa çıkma izni olanlar nasıl tespit ediliyor

Merhaba dostlar,

Umarım karantina günleriniz sağlık ve huzurla geçiyordur. Benim sorum sokağa çıkma yasağı olduğu bu günlerde güvenlik güçleri sokağa çıkma yasağına rağmen dışarıda olanların çıkma izni olduğuna nasıl kanaat getiriyor. örnek vermek gerekirse şu an evimin penceresinden baktığımda yollarda hareket halinde araçlar görüyorum kavşaklarda da polis ekipleri var ama polisler önlerinden geçen araçlara her hangi bir müdahalede bulunmuyor kimin dışarıda olma izninin olduğuna kimin olmadığına nasıl karar veriyorlar bu polis memuru arkadaşlar ya da karışmıyorlar mı?


 
Tipine bakıyordur gbt deki gibi, canı isterse durdurup soruyordur.


  • valarmurgulis  (11.04.20 12:13:48) 
[]

Çin'de corona tehlikesinin geçmesini aklım almıyor

Sevgili duyuru ahalisi,

Bildiğiniz üzere içinde bulunduğumuz şu kasvetli günlerde, Çin'den sürekli olumlu haberler geliyor televizyonlarda Çin'de yaşayan insanların eski normal hayatına döndüğünü gösteren görüntüler izliyoruz da burada bir tuhaflık var aklımın alamadığı.

Şimdi bir salgının tamamen ortadan kalması demek 1 kişinin dahi bu virüsü artık taşımıyor olması ya da taşıyorsa da ülkedeki tüm bireylerin topyekun aşı olup artık bağışıklık kazanması gerekiyor değil mi? Şimdi bu arkadaşlar tüm ülkeye aşı mı yaptı? yaptıysa bu aşı nerede? yok salgın tamamen bittiyse bunun tespitini nasıl yaptı? Tüm dünyada ölümler ve vakalar hızla artmaya devam ederken Çin'de bu olay nasıl bu kadar hızlı sonlandı?

Aklım almıyor, ne matematiksel ne de mantıken şu anki durumun bir izahatı yok gibi bana göre ya da birileri bizi fena halde kandırıyor.

 
Alayı yalancı onların...


  • malheiros  (02.04.20 16:35:03) 
yayılması durdu yoksa aşı ilaç bulunmuş değil. çünkü höt zöt devlet olduğu için sert tedbirler alabildi. insanların çoğu da bilinçli çünkü daha önce sars ile uğraşmışlardı. misal şu an en büyük tehlike olarak dışarıddan gelenleri görüyorlar. en son 800 civarı vaka tespit edilmişti.


  • orijinal nick bulamadim  (02.04.20 16:56:42) 
İtalyadaki virüs new yorku kanser ederken, wuhandaki virüs pekini şangayı nasıl vurmuyor, bunu henüz akıl mantık çerçevesinde açıklayabileni görmedim, yayılması bu kadar basit olan bit virüsün yayılma hızı çin gibi bir yerde duramaz durmamalı, hatta yavaşlama ihtimali bile saçma .


  • docrivers  (02.04.20 17:01:17) 
@docrivers
olay ilk patladığında şehirler boş diye millet felaket senaryoları yazıyordu. bilmedikleri ise virüsün tam da çin'in geleneksel yıllık tatiline denk gelmesiydi. spring break denilen zamanda hemen hepsi köylerine kasabalarına gider, büyük şehirler boşalır. hem sert tedbirler hem de tatil sayesinde insan sirkülasyonu fazla değildi.

çin'i savunmak gibi bir derdim yok bu arada ama durum bu. ve dünya ile hayvan gibi ticaret yapıyorlar. bir kuzey kore gibi kapalı ülke değiller. ülkeyi adam edemezlerse büyük zarar görürler.
  • orijinal nick bulamadim  (02.04.20 17:06:21) 
evlerin kapisinda duzenek kurup kapi acildiginda polise bildirim gitmesini saglayan sistemi ve bunun gibi bir ton farkli seyleri kurabilirsen bu sekilde tedbirler alirsan bitmemesi icin sebep yok.


  • seljax  (02.04.20 17:20:30) 
Çin de rejim cok baskici, disari cikmayin dendi ve buna herkes "seve seve"uydu. Bu etkili olmustur, bir de uzakdogunun genelinde maske ve eldiven aliskanligi var


  • bluewhale  (02.04.20 17:21:11) 
Herkes bir cevap vermiş ama kimse asıl cevabı veremedi hala. Diyelim ki kapısına kilit vurdunuz önlediniz yayılmayı, diyelim ki tatildi herkes köyüne döndü önlediniz yayılmayı, diyelim ki herkes maske takıyor onlarda adet önlediniz yayılmayı, yahu halk normal hayatında şimdi geri döndü %100 tüm toplumdan temizlendiğinden nasıl emin oluyorsunuz? hala bulaşma ve yayılma riski yok mu?


  • solo  (02.04.20 17:44:05) 
risk hala var. hatta dün akşam bizim büyükelçi konuştu cnn'de. hayat tam anlamıyla normale dönmedi, örneğin yemek sektörü hala paket servis çalışıyor. yavaş yavaş yumuşatıyorlar tedbirleri. %100 çıkmaz diye bir durum yok.


  • orijinal nick bulamadim  (02.04.20 18:50:47) 
Arkadaşlar sırf bizim mahalleden korona yüzünden 5 kişi ölürken türkiye geneli ölüm 60 70 açıklanıyor, köydeki 2 ve 3. Derece korona yüzünden ölen akrabalarımı dahil etmiyorum bile , e5'i gören bir lokasyonda yaşıyorum, hadi gündüzü geçtim geceleri saat başı 15 20 ambulans srensiz bir şekilde geçiyor, korona muhabbeti öncesi bu rakam saatte en fazla 2 3 ambulanstı, durum türkiyede felaketin dik alası, bizim ekononik açıdan aldığımız refleksi muhtemelen çinde alıyor, medyayı vs kucağında oynatan rejimler için rakamları manipüle etmek kolay, ve etmek zorundalar, çin'in karantina önlemleri ile alakalı haberler ve belgeselleri izliyorum, evden çıkmamakla düzelecek birşey değil bu, çin hükümeti mantıklı davrandı, wuhanı kapatıp , diğer tüm şehirlerdeki vakaları aslında yokmuş yayılmamış gibi lanse edip, wuhan dışı şehirlerde sürü bağışıklığa geçtiler . Yeni vakalar yurt dışı kaynaklı bildirimleri ise son 100 yılın gördüğü en mide bulandırıcı siyasi mesajı. Bu yavşaklarla tüm ilişkiler kesilmeli .


  • docrivers  (02.04.20 23:47:54) 
[]

E-Faturayı Kargodaki ürün teslim ediltikten sonra kesmek

Merhabalar,

Yaklaşık 1 yıldır e-ticaret ile uğraşıyorum, 3 ay öncesine kadar e-fatura sistemine dahil değildik, basılı irsaliyeli fatura kesiyorduk, artık sattığımız ürünlerin e-fatura/e-arşiv faturasını anında kesip kargo poşetinin ön gözüne koyup gönderiyoruz ancak şöyle bir sıkıntımız var, bazı müşteriler kargoyu hiç teslim almıyor ürün direk iade geliyor ya da kargo daha yoldayken iptal talebi gönderiyor ya da farklı bahanelerle ürünü alınca direk iade talebi açabiliyor, kimi zaman müşteri haklı oluyor kimi zaman haksız ama konumuz bu değil.

Sormak istediğim soru şu; biz faturayı ürün müşteriye ulaştıktan bir kaç gün sonra kesersek sorun olur mu? her e-fatura kesme işleminden kontör düşüyor e-fatura bildiğiniz gibi elektronik ortamda kesildiği için zaten e-posta olarak gidiyor, ürün ile birlikte illaki e-fatura ya da irsaliye gönderme zorunluluğumuz var mı?

Not : Muhasebecimize sordum ama bi kesme bi kes diyor bizim de kafamızı karıştırdı.

Saygılarımla

 
Aldığım neredeyse tüm n11 siparişlerinde efatura 3 4 gün somra kesiliyor. Hatta geöen hafta aldığım bir ürünün faturası evvelsi gün geldi maille. Bence sorun olmaz. Kesin.


  • Tears of Devil  (26.03.20 12:04:26) 
Faturayı iptal etme imkanınız yok mu?


  • maxim gorki  (26.03.20 12:27:00) 
Kanuni olarak ürün ile birlikte irsaliyeyi göndermek, bir hafta içinde de faturayı kesmeniz gerekli.

E fatur ile yönetmelik değiştiyse başka, ama bir değişiklik olmadıysa ürün ile birlikte irsaliye gönderip, faturayı ödeme işleminden sonra kesebilirsiniz.
  • John Bloor  (26.03.20 12:42:07) 
@maxim gorki, e-fatura iptal edilse de edilmese de kontörünüzden düşüyor. Ayrıca e-fatura sisteminde öyle faturanın üzerini çizip iptal yazamıyorsunuz prosedürleri var.


  • solo  (27.03.20 09:46:16) 
[]

Google Rekabet Kurulundan bu cezayı neden yedi?

Selam galyalılar ve hukuk uzmanları,

Aşağıdaki habere konu olan olayda Google Rekabet Kurulundan neden ceza yiyor? Haberin detayına bakıldığında Google'ın Reklamcılık kolu, yapması gereken görevi yaptığı için ceza uygulanmış gibi bir durum yok mu? Sen bir reklam şirketiysen kendi mecranda parasını ödeyen adamın ürünlerini öne çıkarttığın için neden ceza yemen gerekiyor?

www.donanimhaber.com

Şöyle sorayım,
1. Televizyonu açıyorsunuz televizyonda X çikolata sadece 5 TL reklamları dönüyor, bu durumda o reklamı yayınlayan TV kanalına da ceza verilecek mi?
2. Otobüs durağında bekliyorsun durakta kiralık panoda X marketin ürünlerinin listesi var domates 3.90, çikolata 2.70 gibi, bu durumda o reklam panosunu oraya koyan reklam firmasına da ceza kesilecek mi?
3. Hava Limanı, Tren Garı gibi yerlerde firmaların reklamlarının olduğu billboardlar var bu billboarları oraya koyan reklam firmalarına da ceza kesilecek mi?

Bir de google'a bundan sonraki süreçte yapması gereken şeyler de söylenmiş şunu yapacaksın bunu kaldıracaksın denmiş, o billboardlar, reklam panoları ve tvdeki reklamlar da kaldırılacak mı?

Not : Google ile uzaktan yakından bir bağım yok, ama bu ceza hangi mantıkla kesiliyor? Google hangi kurallara uymamış burada?

 
içerden bildiriyorum *

şu cümle kilit aslında:
"Google'ın genel arama pazarındaki hâkim durumunu kötüye kullanarak çevrimiçi alışveriş hizmetleri pazarındaki rakiplerinin faaliyetlerini zorlaştırmak"

akakçe, cimri gibi firmalar kıt kanaat bir şey yapmaya, domain parasını denkleştirmeye, ofisteki çay suyunu hamidiye mi sırma mı alacaklarının hesabını yaparken, sen 7 cihanın arama motoru olarak o pazara girersen adamlar haliyle zarar ediyorlar. rekabet kurumunun görevi adil rekabet ortamı sağlamak.
  • güneyli çocuk  (15.02.20 11:24:57) 
@güneyli çocuk, peki bu durumda yarın akakce, cimri'den daha güçlü olması durumunda aynı hukuki yaptırım akakce'nin de mi başına gelecek?


  • solo  (15.02.20 11:45:55) 
hocam rekabet hukuku ve türkiye rekabet kurumu çok güzel şeyler.
kabaca haksız rekabet ve monopoly'i önlüyorlar diye biliyorum.

akakçe haksız rekabete girmeden kazandığı sürece problem çıkmaz.
hukukçular daha iyi açıklar aslında.
google arama motoru olduğu için bu meselede torpilli oluyor.
sen televizyon yazıyorsun o sana bir yandan sonuç listeliyor bir yandan ürün öneriyor ne alaka ürün önerme şimdi gibi.

türkiyede iyi çalışan kurumlardan biri rekabet kurumu.
  • güneyli çocuk  (15.02.20 14:28:45) 
Bana bu çok saçma geliyor. O zaman minibüsçüler İETT'ye, bakkallar AVM'lere dava açsın. Akakçe zorlanıyormuş. Google'a ne aga? Akakçe kim? Google'ın yerinde olsam rest çekerim bana bunu yapan ülkelere. Sizin ülkenizde bütün servislerimi durduruyorum desin bakalım ne oluyor?


  • işimdeyim gücümdeyim  (15.02.20 14:38:02) 
@güneyli çocuk, Anladım sanırım anlatmak istediğini, yani şunu mu söylemeye çalışıyorsun, insanlar "Televizyon" kelimesini aramak için sana geldiğinde sen onlara fiyat gösteriyorsun, senin birincil ve kuruluş amacın bu değil, kuruluş amacı bu olanlar ise senin global büyüklüğünün gölgesinde kaldığı için haksız rekabete uğramış oluyor.

Bu durumda Google çıkıp ben Arama motoru dışında Ürün Arama motoru ve/veya ürün fiyat karşılaştırma motoru da geliştirdim diyerek yeni bir servis açarsa ne olur peki durum?
  • solo  (15.02.20 14:45:13) 
@işimdeyim gücümdeyim hocam söylediğiniz restleşmeler de oldukça yaygın bir şey aslında, mümkün yani.

bir de ülkelerin rekabet kurumları birbirleri ile temas halindeler, genelde birlikte atar/gider yapıp birbirlerinden referans alabiliyorlar. sonuçta google global bir firma.

@solo hocam ilk cümleniz çok güzel muhteşem bir cümle olmuş, söylemeye çalıştığım şey tam olarak o.
mesela google flight'da var söylediğinize yakın. uçak bileti istanbul izmir yazınca direk google'ın uçak bileti şeyi çıkıyor. e bu işi yapıp rekabet halinde olan bir ton firma var.
bu adamların her şeyine müsade edersen bir felaket olur.
sorarım tanıdıklara o durumda ne oluyor diye.
  • güneyli çocuk  (15.02.20 15:24:58) 
@güneyli çocuk, Sabrın ve ilgin için teşekkür ederim, çok aydınlatıcı oldu cevaplar gerçekten. Konuyla ilgili süreci ben yakınen takip ediyorum dediğin gibi mevcut durumda bu işi yapanlarla ilgili senaryoyu da sorabilirsen cevabını öğrenmeyi çok isterim.


  • solo  (15.02.20 15:56:30) 
merhabalar. kısaca özetlemeye çalışacağım:

bir pazarda domine olan bir şirket, o pazardaki gücünü kullanarak başka pazarda yine kendine haksız rekabet ortamı yaratamaz.

eğer domine olmasaydı ceza almayacaktı. domine olmanın yüzdesi tam hatırlamıyorum ama 60% idi. 25-60% arası da yan etkenlerle(fiansal güç vs) şirket domine kabul edilebiliyor. yüzdeleri hatırlamıyorum ama bunun gibi bir oran avrupa birliğinde.

google burda arama motoru dominasyonunu kullanarak satış servisi veriği ürünleri öne çıkardı. aynısını yazıcı firmalı da yapıyor. toneriniz bittiğinde orjinal ürün almak durumunda kalıyorsunuz. tonerde çip olması vs orjinal ürünü almaya sizi macbur bırakıyor. burada yazıcı pazarında olan bir marka sizi yine toner pazarında kendi ürününe zorunlu kılıyor neredeyse. fakat bu durumda şirketler ceza almıyor, sebebi de pazarda baskın durumda olmamaları. böylelikle pazarda dominasyon olmayınca rekabet devam ediyor ve bizler ucuza kaliteli yazıcı alıyoruz. toner alırken de yeterince işe hakim değilsek kazıklanıyoruz. google davasını ayıran sebep bu. umarım açıklayıcı olmuştur.
  • gpaxful  (19.02.20 00:49:41) 
@gpaxful ve @güneyli çocuk,

Her ikinize de ayrı ayrı teşekkür ederim, cezanın neden kesildiği hakkında artık tam olarak bilgi sahibiyim, rekabet ve sektördeki dominans ilişkisinin etkilerini şimdi daha iyi analiz edebiliyorum.

Her ikinize de çok teşekkür ederim.
  • solo  (20.02.20 17:08:19) 
123  Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.