Macbooklara ne dersiniz görüntü kalitesi baya iyi

Casper S100

Casper S100 +1

32 gb olanını kullanıyorum ben ofis için. Benim oyun için aldığım laptop'tan daha büyük bi ekranı var. Görüntü kalitesi falan da gayet güzel. Hızı falan da çok iyi 4 aydır kullanıyorum hiç kasma sorunu yaşamadım.

Casper önerilerine şaşırdım açıkçası.

Monster, casper gibi yerli markalar yedek parçada dışa bağımlılar. Bunu dikkate almak lazım değerlendirirken. Güncel olarak model önerisi veremeyeceğim ama sizin kullanımınıza uygun olarak direkt Dell derim. Oyun biraz daha işin içinde olsaydı Msi veya Asus bakılabilirdi. Ekosistem ve/veya aşinalık varsa macbook'da olabilir.

dell marka olarak iyi bence. aslinda macbook air diyecektim ama 50bin tl'den basliyormus. :(

casper almanizi tavsiye etmem. onun kadar sorunlu az marka gordum.

işlemciyi seçerken i5 i3'ten iyi, i7 hepsinden iyi gibi bir şey düşünme. faraza i7 9000 ile i3 15000 diye iki seçenek var diyelim. örnekteki i7 örnekteki i3'ten 6-7 sene daha eski daha kötü performans verecek.

bence yine lenovo mümkünse thinkpad; olmadı ideapad ile devam et. aslında oyun yoksa macbook tavsiye ederim. zaten macbook seste de güzel ama ekranı daha büyük istersin.

Casper ve monsterden uzak dur. yeni mezun olduğum bölüm bilgisayar üzerine ve arkadaşların da neredeyse hepsi biraz daha ucuz olduğu için, oyun delisi olduğu için monster ve casper kullanıyor, neredeyse servise gitmeyen yok, hatta bazıları 3-4 kere gidiyorlar. saçma sapan üretim ve servis hataları. CPU fanını takmadan servisten çıkarmışlar bilgisayarı.

macbook+ 27" monitor ile ben de film izlemeye devam ediyorum

monitor olmaz dersen de 44 bin'e oled panelli laptop'lar var www.hepsiburada.com

hatta şöyle hepsi birden www.akakce.com

Dell kaliteli laptoplar üretiyordu ama sahibi Michael Dell'in direkt İsrail ordusuna (evet, ordusuna) büyük miktarlarda düzenli bağış yaptığını öğreneli beri benim için bitti o marka.

Asus genel olarak üzmüyor. En son bu aralık Asus Tuf Gaming A16 aldım. Uyumlu ram ile ssd alıp kendim 32GB ve 2TB'ye yükselttim. Gayet memnunum.

Uzun süreli laptop kullanım geçmişimde piyasadaki meşhur çoğu markayı kullandım. Vaio çok iyiydi, adamlar bıraktı üretmeyi. Dell'i de malum sebepten dolayı kullanmıyorum artık. Lenovo iki sefer üzdü beni. Kronik sorunları vardı. Yerli marka kullanmadım ama yeğenim Monster ile hoş olmayan bir tecrübe yaşadı. Son tahlilde Asus ya da Acer üzmez diye düşünüyorum. (MSI ve Hp hiç kullanmadım)

i5 yahut dengi bir AMD'nin üstüne çıkmanıza gerek yok. Yeni nesil işlemci olursa o seviyeler gayet görür işinizi. 16 ram de işinizi görür ama ddr4 değil ddr5 olsun.

Casper gömülmüş ama şunu söylemeye geldim. İdeal ekran 16 inç. Casper 16 inç. Diğer markalar 15,4 inç üretiyor. Bu çok küçük. Apple 15 inç üretiyor. Mağazada görünce anlayacaksın söylediğim şeyi. Çok hızlı olsa da örümcek kadar ekrana bakmak istemeyeceksin.

macbook air. öğrenci veya hocaysanız pt

Harddisk icin,
okuma hizi yüksek ssd seç

kardeş gelin ise bilezik. kardeş damat ise saat + bilezik. imkan el vermiyorsa sadece bilezik. onu da alamıyorsanız tam altın. onu da alamıyorsanız yarım altın. bundan aşağısı ayıp olur işiniz gücünüz varsa.

20g bilezik mi mesela? Bilezik yerine eşdeğer gramajda altın alsam en az değer kaybedecek şekilde? Yoksa birinci dereceden akraba olduğum için illa takı mı alınmalı?

10 gr.lık bir kibrit çöpü bilezik, mütevazi ve güzel durur.

Kuzen evlendi geçen hafta. Evli ablası 20 gram bilezik, bekar abisi çeyiz zamanı buzdolabı ve televizyon alıp 20 gram bilezik taktı bir de.

Bilezik yakışır her türlü. Gramı da seni çoluğunu çocuğunu zora sokmayacak tutar ne ise artık.

Damada saat almak sana düsmez. Kayinbaba dayi amca falan yapabilir öyle bir seyi.
Ajda bilezik olabilir.

Bilezik takilir her turlu. mumkunse 20 gr. Kardes erkek da olsa kiz da olsa bilezik takilabilir.

Tabiki bu durumlar butceye gore degisir. Eger maddi zorluktaysaniz ince bilezik takmak yerine tam altin takin. Bilezik takiyorsaniz kalin bir bilezik olsun.

Süssüz düz bilezikler satılırken değer kaybetmiyor/çok az kaybediyor. Bilezik iyidir.

Hayret kimse dememiş. Bilezik. 20 gram iyidir. Bütçe yetmiyorsa 10 grama da kimse gocunmaz.

Süslü olup olmaması konusunda kobuzchu kiz +1000

İşlemeli olunca %30'a yakın değer kaybı oluyor. Gerek yok.

20 gr bilezik. durumuna göre gramı daha az olabilir ama bilezik uygundur. model olarak da kardeş damatsa ailen geline hangi bileziklerden takacaksa aynısından alır geçersin farklı durmaz kolunda.

en az işçilik olan bilezikler ajda veya kibrit oluyor galiba. gelir seviyenize göre 10 gramdan başlar ucu açıktır. benim erkek kardeşime gelecekte evlilik kararı alırsa, beyaz eşyalardan 1-2 tanesini alıp üstüne bir bilezik düşünüyorum. minimum 10 gram bilezik gibi düşünebilirsiniz. gücünüze göre gerisi size kalmış. erkekse saat almayın çünkü gelinin babası veya kardeşi alıyor genelde. ideali, ekonominiz iyiyse 1 beyaz eşya + 10 gram bilezik mantıklı.

aslında işin tam karşılığı gücüne göre.
cevaplarda herkes uçmuş yok 20 gr yok 10 gr + beyaz eşya.
şuan 10 gram bile 46 bin yapıyor. neredeyse 2 asgari ücret.
asgari ücretle çalışan bunu nasıl karşılayacak.
durumunuz nasıl bilemiyoruz.
zaten durumunu bilen ailenin ne takarsan tak laf etmemesi lazım. akrabaların ne dediğini de takmayı ver.

2010 yilinda 500 euro takmistim, part-time kasiyer olarak calisiyordum. Bu rakam maasimdan fazlaydi, normalde bu kadar takmazdim ancak gecmiste disarda birlikte yaptigimiz etkinliklerde cok harcama yaptigi icin boyle daha uygun olur diye dusundum. Dolayisiyla anlik maddi durum, mevcut iliskiler, karsi tarafin durumu vs gibi seylerle belirlenebilir. Cumhuriyet altini cogu zaman bence yeterli olur.

kız kardeşime tam altın taktım diye hatırlıyorum.

Ev kurulurken yardım vs yapmadıysan(benim kardeşim evlense altın maltından önce tv, klima, masa takımı vb. elzem şeyleri alırdım) , altın olarak neye tekabül ediyor bilmem ama 50 bin tl'den aşağı bişey yapmamak lazım.
Okudukların doğru aslında, 50bin bi maaşınsa zorlar. Ama madem detay istedin biz de söyleyelim.


Maddi durumları iyiyse hayatının sonuna kadar saklamak isteyeceği, özel günlerde takabileceği, değerli taş bir ziynet eşya ya da özellikli kişisel bir hediye alırdım. Bu da yine bütçene göre ne oluyorsa. Ama böyle özellikli şeylerde pahadan ziyade nitelik önemli.

Şimdi kendimi kötü hissettim biz tam altın taktık yav, o da bize öyle yaptı. Gelenek falan anlamam o yüzden bildiğim en büyük altını almıştım gerçi gremse falan varmış ama neyse.

Bilezik satarken zarar ettiriyor diyorlar ya en düzünü al veya madem pahalı alacaksan gremse (2.5 tam) falan veya farklı kombinasyonlar yapılabilir.

ben tam taktım.

10 gr külçe altın olabilir. Satarken kaybı az.

Kuyumcuya gidip 22 ayar işçiliksiz bilezik alacağım diyeceksiniz.
10 gram olunca ajda deniyor basit sade çeşitleri var.
20 gram olursa burma da olur ajda da olur başka geniş model de olur.
Kilit kelime 22 ayar işçiliksiz. Bozarken bunda zarar etmez çünkü. Gramı 4500 lira gibi bir fiyat şuan durumlar el veriyorsa 20 gramlık güzel olur. El vermiyorsa 8 grama kadar bulursunuz ajdayı.

Kardeş erkek, anne babamın takacağı bileziğin aynısından aldık gramını hatırlamıyorum geline taktım ben. Eşim kardeşime çeyrek altın taktı bunlar düğün. Nişanda da geline saat takmıştım onun beğendiği modeli alıp. Ayrıca düğün sürecinde beyaz eşyalara büyük oranda destek olmuştum, kardeşimin alacaklarının tamamına yakınını aldım diyebilirim. Bekar olsam daha fazla şey yapardım muhtemelen ama evli olunca ortak bütçe, olması gerekenin üstüne çok çıkılmıyor, ihtiyaç olan yere el atmış oldum sadece.

Bütçem uygun olmasa muhtemelen sadece bilezik alırdım, diğerlerine girmezdim.

Bilezik. Kuyumcular da fikir verebilir aslında

illa bilezik takmak zorunda degilsin, istersen 10 tane ata tak.

Istanbul dediginize gore Tuzla'da falan oturmuyorsunuzdur diye dusunuyorum. Tam emin degilim ama sanki Besiktas Tarihi Oktay Kurabiye Fırını bu isi guzel yapiyordu.

Kurtuluş'taki taş değirmenli fırının tahin ve şeker oranı çok iyidir.

Kadıköy Beyaz Fırın'dan aldıklarımı beğeniyordum ama yıllardır almadım.
Beşiktaş'ta da 7-8 Hasan Paşa fırınından alıyordum ama birkaç hafta önce oradan geçtiğimde yanındaki binayı yıkılmış gördüm, orası da yıkılmış olabilir diye düşündüm ama görmedim.

Levent tadal

kurtuluş palmiye veya arma,
bomonti uğur'unki efsaneydi şimdilerde iyi, farklı varyasyonlar da yapıyorlar.
en tazesini oruç döneminde bulursunuz çok tüketilir.
genel olarak klasik pastane işlerinde bu 3'ü üzmez.

taş değirmeni'nden yakın zamanda denedim. bence hayli kuruydu, bayatlık değil bahsettiğim.

Day Day pastanesi-Eminönu

Tartışmaya kapalı bir konu hatta.

Üstün Palmie’deki çok iyi.

Day day +1

Makyaj uzmanlarına gidin onlar yapsın. Siz yapmayın. Sabahtan akşama kadar durması istenen makyajı buradan alacağınız bilgilerle yapamazsınız, malzemeden çok tecrübe isteyen bir şey çünkü.

Başka şehirde ve merkeze uzak bir yerde olacağı için böyle bir şansım yok kendim bir şeyler yapmalıyım. Onun dışında sadece buraya sormayacağım tabi ki, birkaç marka önerisi almak istedim. Dediğim gibi rimel ve ruj dışında bir şey düşünmüyorum zaten bunlar bile benim için fazla aslında ama kardeş düğünü sonuçta.

Hafif bir ten makyajı geçip (bb krem ya da kapatıcı) nude/gül kurusu tonlarında (her markada mevcut riske girmeyeyim diyorsanız maybelline rujlar iyidir). sephora’nın kendi maskarası gayet güzel.

Marka önermek reklama girer, markaların tavsiye edene para ödemesi gereken bir şey, bence temel makyaj videoları izlemekle başlamak lazım. Çok kolay öğretenler var. "hiç öyle çok malzeme kullanmaya gerek yok" diyenler var, kendim makyajla ilgilenmediğim için bilmiyorum ama videoları var gayet. Çok bol sayıda.

Ama yine de bence makyajı profesyonel eline bırakmak konusunda ısrarcıyım, çünkü belki gelinin cildi makyajı kusacak, belki çok terleyen biri olacak, belki çok uzun belki çok kısa zaman için kullanılacak, cilt alt tonu diye bir şey var, ona uyumsuz renkte makyaj yapılırsa çok kötü olur vs vs. Kaş düşük mü, göz kapağı düşük mü, dudaklar nasıl falan filan çok ayrıntısı var. Belki imkan oluşur o zamana kadar.

Makyajı geline yapmayacağım ya kendime yapacağım. Biraz fazla derin düşündünüz.

Kime yapacağınızı yazmayınca geline yapacaksınız zannettim.

Kimsenin aklına kendime yapmamdan önce geline yapacağım geleceğini düşünmemiştim açıkçası o nedenle belirtme ihtiyacı duymamıştım.

www.sephora.com.tr

Black honey çok güzel. Rimel bence (meraklısı olmayan biri için) maybelline bile olur.

Yalnız şu duyurudan geline makyaj yapacağını sanmak için bayağı bi zorlamak gerek. Ayrıca şurada bile birbirimize bir şey öneremeyecek miyiz reklam bilmem ne olacak diye, ne saçmalık.

Biri soru sormuş cevap vermeden önce bir sürü eleştiri almış, üzüldüm :’) cevap vermeyip geçebilinir, gelir yargılamaya ve yokuşa sürmeye ne gerek var, bu kadar büyük bir soru da sormamış ayrı :)

Bütçe Kısıklı değilse, güzel bi fondöten alabilirsiniz ama bunun için bir mağazaya gidip tester deneme şansınız varsa yapın, Sephora olabilir shiseido fondötenleri hem doğal hem çok güzel duruyorlar. Rimel için, kirpik kıvırıcısı (Mac) ve Nars Rimel’leri güzel (ya da arkadaşların dediği) kirpik kıvırıcı ile daha güzel duruyor. Ruj hiç bilmiyorum maalesef ama Mac dudak kalemi, üzerine sürekli tazelediğiniz bir parlatıcı olur.

Makyajı sabitlemek için, makyaj sabitleyici alabilirsiniz, akşama kadar kalması için iyi bi fikir. O da .Mac’te var

Uzman degilim ve sana da uzman degil benim gibisi lazim su an ki becer soylenenleri. Bak ben cok beceriksiz biri olarak bu konuda sunlari yapabiliyorum. Likit bir ten urunun olsun, ince yapili yani. Estee lauder sheer guzel, birkac damlayi nemli sungerle uyguluyorum ama benim amacim sadece renk esitlensin.
Allik cok onemli her seyi degistiriyor. Allik da suremem ama tarte allik aldim o da likit cok kolay suruluyor ve rengi ne var ne yok pembesi var bende. (Charlotte tilburry daha iyiymis bundan).
Kontur montur hic girmiyorum oyle islere hem yapamam hem sevmiyorum.
Kaslarin acik renkse benefit maskara al, dogal duruyor, istesen de abartamazsin rengini yani.
Benefit higglihteri da burun kemigime hafifce surup elmaciklara dokunduruyorum. Bence bu da zahmetsiz ve kolay ama fark yaratiyor.
Rimelden nefret ederim ne iyidir bilmiyorum o yuzden.

Bir de makyaj sabitleyici diye bir sey varmis ondan sik ki zaten bunlari uygularsan belli belirsiz olacak makyajin iyice ucmasin

Ruj icin mac lip glass casual cok guzel. Makyaj yapmayi sevmeyenler icin harika. Suruyosun ve dudaginda bi sey yok gibi. Ama kalici degil, tazelemen lazim arada.

Tavsiyem düğün günü öncesinde bir iki deneme yapman. Hoşuna gitmeyen detayları düzeltebilirsin böylece. Ten rengini bilsek daha isabetli ürün tavsiyeleri verebilirdik belki.
Temizlenmiş yüzüne nemlendiricini sür. Cildin kremi emince bb kremden birkaç damlayı yüzünün farklı noktalarına (göz kapağın dahil) sür sonra parmak uçlarınla dağıt. Açık tenliysen missha perfect cover no 21 iş görür. Klairs illuminating supple blemish cream de olabilir, çok kapatıcı değil dogal bir duruşu var. Elinde dogal tonlarda (şeftali, pembemsi) allık ya da açık kahve tonda kontür varsa fırça ile göz kapağının üzerindeki çukur kısımları dogal tarzda renklendirebilirsin. Sedefli bir far (etude bling bling kalem) göz kapağının tam orta kısmına sürerek ışıltı verebilirsin. Kirpik diplerine kahve tonda yumuşak uçlu bir göz kalemini sürdukten sonra oval uçlu fırça ile, yoksa kulak çubuğu ile hafifçe üstünden geçerek hataları düzeltirsin. (golden rose true kohl brown)

Nude ton makyaj yazsan youtubeda dogal görünümlü basit makyaj videoları çıkar önüne. Kat kat pudra kontür highligter sürmene gerek yok. Fondoten/bb, hafif bir allık, az göz farı, rimel, ruj yeterli.
Etrafında eli yatkın biri varsa makyaj konusunda yardım istemeye çekinme.

normalde kullanmıyorsan hiç para harcama bence. artık neredeyse her kuaförde makyaj yapan biri oluyor. pahalı dersen kozmetikçilere gidip rica edebilirsin.

antikacilar sokagi, forno, bulgar kilisesi, naftalin, agora

vodina caddesini boylu boyunca gez. her şey orada çünkü. eski çekilen diziler, eski yapılar, uzun merdiven, agora meyhanesi, vs.

rum okulu ve balat demir kiliseyi mutlaka görün.

çok uzak olmayan; barbaros yoğurtçusu,fatih camii,zeyrek sarnıcı,molla zeyrek camii,zeyrekhane,nev-i kafe

yakın olarak; fetih işkembe,moğolların aziz meryem kilisesi, evin unlu mamülleri,yolda dolaşan amcadan sokak poğaçası

Damatla beraber şık bir yerde kutlama yemeği.

Kutlama yemeği +1
The Red balloon falan olabilir
Gitmedim daha ama bu ara herkesi sakhalin'i paylaşırken görüyorum gidip beğenirlerse yorum yapsınlar:p

pazardan.

mudo erkek bolumunde var polar ipli

www.lcw.com

penti de süper pijamalar var evet erkek.tam tarif ettiğin ve istediğim gibi 2 takım kaptım.

Yemen gerekir. En azından hindi füme falan at ağzına.

olmaz. gunluk kalori miktari ve makrolar hedeflere uygunsa zamanin oncesi sonrasinin bir onemi yok.

6 ay süren bir araştırmada deneklerin bir kısmına antrenman öncesinde bir kısmına antrenmandan hemen sonra bir kısmına da antrenmandan 3 saat sonra besin veriyorlar, araştırma sonuçlarında da deneklerin hepsinde benzer kas kazanımları olduğunu görülmüş. Yani alman gereken "zorunlu makroları" ne zaman aldığının bir önemi yok önemli olan tek etken alman, antrenman sonrası yemek istemiyorsan günün herhangi bir saatinde alsan da olur. Bunun bilimsel nedeni de şu: Sen proteinli herhangi bir ürün aldığında eğer o an ihtiyaç varsa proteinler aminoasitlere yıkılıp ihtiyaç duyulan yerlere gönderilir ama o an ihtiyaç yoksa aminoasitler geçici bir aminoasit havuzunda beklemeye geçer ve ihtiyaç duyuldukça oradan yıkılıp sisteme verilir, yani gün içinde proteinli bir öğün yediğinde aminoasitler havuzda bekler ve antrenman sonrası kullanılır ama bu havuz bir depolama sistemi değildir karbonhidratlar ya da yağlarda olduğu gibi, yani bugün aldığını yarın kullanamazsın sonradan bu havuz yıkılacaktır.

@kaleci saçlı yırtıcı forvet (şu nicki de ne zaman görsem aklıma Oliver Kaan geliyor)
Bu makro mikro işleri çok abartılıyor sanki ya. Öyle bir furya oluştu sanki, insanlar utanmasa mutfak tartısıyla gezecek. Ben direkt ye tavuğunu balığını kafasındayım. Bu daha iyi değil mi, rahat en azından.

Duruma göre değişir. Yani bir amacın yoksa spor yapmak için spor yapıyorsan makro saymana gerek yok ama kas alayım diyorsan mecbur sayacaksın zira kas kütlesi için vücudunun sedantander pozisyonundan yüksek kalori alman gerekiyor, yani sistem kendi mekanizmasını ayakta tutmak için tüm kalorileri harcadıktan sonra "tamam lan elimde fazladan kalori kaldı bununla da biraz kas üreteyim" diyeceği bir kalori alman lazım, onu almazsan kas inşa edemezsin o nedenle kalori saymak gerekiyor ama burada önemli olan karbonhidratı ne kadar aldığın, zaten kas efektinde proteinin çok küçük bir kısmı kullanılıyor ama karbonhidratın tamamına yakını kullanılabiliyor, o nedenle onu yüksek almak gerekiyor, ne kadar aldığını bilmen için de sayman gerekiyor. Ha ben saymıyorum not almıyorum hiçbir şey yapmıyorum, bugün yemeklerimi yaptım 15 dakikada ama saymadım çünkü 15 sene+15 dakikalık bir tecrübem var gözkararı anlayabiliyorum.

Onun dışında diyet yapıyorsan yine saymak zorundasın, orada mesela proteini yüksek alıp karbonhidratı nispeten daha düşük alabilirsin, orada da sistemin "lan elimde fazla kalori yok en iyisi gideyim de bu dombilinin yağlarını harcayayım amk yine yemek memek hiçbir şey gelmemiş" demesine neden olacak kalori açığı vermek ge4rekiyor, o kalori açığını da kalori sayarak hesaplayabilirsin kalori saymazsan bazı hesaplar çarşıya uymuyor çünkü.

Tam pt olacak adamsın kral.

@kaleci kalori saymak için iyi bir app tavsiyesi verebilir misin

MyFitnessPal ve FatSecret genel olarak en çok kullanılan iki app.

Su geçirmez çantalar var, swim buoy ya da tow float deniyor

Bunun içine güvenlik için gps cihazı ya da telefon koyabiliyorsun, uzun bir yüzüş olacaksa enerji verici yiyecekler koyabiliyorsun, ayağına kramp girerse ya da dinlenmek istersen sarılıp su üstünde kalabiliyorsun, fosforlu rengi olduğu için denizde güvenlik açısından farkediliyorsun

youtu.be
www.instagram.com

Karanlık saatlerde yüzeceksen içine bir led ışık da koyabilirsin :)
www.instagram.com

biraz tuzlu ama aradığınız ürün tam olarak bu.
www.garmin.com

Açık denizde iki şansınız var

1) Iridium uydu haberleşme cihazı. Farklı üreticilerden farklı seçenekler var.

www.iridium.com

2) SART (Search and Rescue Radar Transponder)

Bu cihazı aktif ederseniz 15km'ye kadar olan gemilerin radarlarında acil durum sinyaliniz görünür, bu gemiler ya yardıma gelir ya da yetkililere haber verir.

açık denizden kastınız nedir?

cep telefonu çeken bir yerse, sim kartılı Apple Watch sizi idare eder.

cep telefonu çekmeyecekse, uydu ile yapmanız lazım. son apple watch'un uydu bağlantısı ile sos özelliği var ama Türkiye'de galiba çalışmıyor. böyle bir durumda garmin'in inreach mini2 'si işinizi çözecektir. aylık 15 dolar gibi bir abonelik almanız gerekiyor. benzer bir iki ürün daha var. ama hepsi yaklaşık aynı fiyata satılıyor ve aylık aynı parayı istiyor.

garmin denizde acil kullanımı biraz zor olabilir. devan spot olsa gerek.

www.findmespot.com

denizle şaka olmaz bu arada:)

Biraz abartı var gibi ama düşününce tek kriteri nefes alsın yeter olan kişileri de baz alırsak normal gibi.

Bence doğru, çok fazla kişiyle birlikte olmayı marifet sananlar olduğu için normal. Doğru olmasa HPV bu kadar yüksek olmazdı.

bence de dogru. bizim insanımızın bitmek bilmeyen cinsel açlıgı sebebiyle bu böyle. kadını da erkegi de bunu marifet sanıyor

Kerhaneci dayilar yukseltmistir. Ukrayna'ya otobus kaldiran, Tayland'da bayi toplantilari yapan milletiz sonucta.

Kafam karisti, diger ulkeler ons'leri saymiyor sanirim, rakamlar epey dusuk geldi bana

Bir seyler atlanmis ya da yanlis anlasilmis olabilir.
13 tane cinseli birak normal duygusal iliski yasamis insan sayisi bile cok az.
Ben beyaz yakali muhendis olarak cevremde boyle insanlara hic denk gelmedim. Gayler haric. Onlar cok aktif.

Zimbirik +1
Çok afedersin ama ülkenin büyük bölümü ilk gördüğü ile evleniyor, beşik kertiliyor, başlık parası ile veriliyor vs vs. Yani bu datanin nasıl toplandigina bakmak lazım. Ben guvenemedim.

Ben bi kaynak taraması yaptim da verilen link uzerinden. Asıl araştırmaya kadar uzanmıyor, bi tane blog sitesinde bahsedilen bir araştırma kaynak gosterilmis. Araştırmasının ismi, yapan kurum, link falan hiç bi şey yok.
Yani tırt.

Logisticsmanager, en son ne zaman Tr'ye geldin? Kadın gruplarında bile HPVli çok kişi duyuyorum.

Bana da sayı biraz abartı geldi, partner ortalaması oldukça yüksek insanlar var ancak bir yandan da çok düşük insanlar var, ben bu ortalamaya ulaşabileceğimize inanmıyorum açıkçası.
İnsanımızda bu bir gurur meselesi olduğundan oldukça abartılı cevaplar alınmış olabilir er kişilerden.

@kahvedesu
Hpv dediğimiz şey siğil. Oldukça bulaşıcı, o kadar bulaşıcı ki bir otelde yıkanmamış bir havluya denk gelsen bile hpv kapabiliyorsun kullanılmış havludan,
Epilasyon merkezleri, hamamlar, havuzlar, ıslak alanlar hep riskli yerler.
Ayrıca tek eşli, ve sadece bir kişi ile beraber olmuş kadınlarda bile yaygınlığı çok fazla. Çünkü erkeklerin taşıyıp taşımadığı kolay kolay anlaşılmıyor.
Şu hpv ye hiv muamelesi yapmayın. Kadınların çoook büyük kısmı hayatında en az bir kere hpv olup iyileşiyor. Bu böyle aids gibi falan bi hastalık değil.
Ayrıca türkiyede genital siğilin görülme oranı amerikaya göre düşük çünkü orada her kadın hayatında siğil kapıyor bir dönem. Cinsel hayatları türklere göre çok daha aktif olduğu için herkes kapıyor, iyileşiyor etc.

Bu konunun bu kadar ciddiye alınmasının nedeni riskli türlerinin kanserle bire bir ilişkili olması.
Ama aşı da olsan risksiz türleri yayılmaya devam edecek .
Bu gözünde arpacık çıkması, dudağında uçuk çıkması gibi bi şey. Hpvli kadınların az olmaması herkesin çatır çatır seviştiği anlamına gelmiyor yani.

bir vurup üç saymışlardır.

dogru olma ihtimali var.

@speedy'nin soyledigi gibi tek gecelik iliskileri saymiyor olabilir diger ulkeler, dusuk geldi o kisim.

zimbirik, havludan ondan bundan kapmadılar, sevgililerinden kaptılar.

Bir kız arkadaşım hpvli, buna rağmen partneri korunmasız birlikte oluyor, sonra da başkalarıyla yatıyor.

yıllık zamma bakmak istiyosan ocak 2023e
6 aylık zamma bakmak istiyosan temmuzla karşılaştırırsın

Aslında anlamak istediğim şey patronların dediğinin doğru olup olmadığı. Şimdi biz geçen Temmuz'da %50 zam aldık, bu Ocak'ta da %33 zam aldık. Patronlar bunun %100 zam olduğunu söylüyorlar çünkü 1.5*1.33=2 şeklinde bir hesap yapıyorlar anladığım kadarıyla. Ama bu doğru mudur?

Ben şu şekilde düşünmüştüm, 2023'te 6 ay 100 maaş aldık, 6 ay 150. Yani ortalama 125 maaş aldık. Şimdi maaş 200'e çıkınca ona göre mi hesaplanmalı acaba? Bu işlerden hiç anlamıyorum o nedenle çok mal bir soru olmuş olabilir.

Patronlar Ocak 2023'e göre %100 zam yapmışlar. Haklılar.

Aslında yasak olması gereken, 80 ihtilali sonrasında da yasaklanan ama sonra önü açılan bir durum bu. Büyük siyasi partilerin işine geliyor çünkü.

80 sonrası çıkarılan kanunla partisinden ayrılan milletvekili başka partiye geçemiyor ancak kendisi parti kurabiliyordu.

Bu kanunu delmek için ayrılan kişi başka parti kurup partisini geçmek istediği partiyle birleştiriyordu. Arada kurulan o partiye de Hulle Partisi denirdi.

Hulle, İslama göre boşanan kadınla tekrar evlenebilmek için, kadının bir başka erkekle evlenip boşanması gerekme durumuna verilen addır bu arada.

Bence de vekilliği düşmeli

vekilliği düşecekse oy pusulasında vekil yerine parti olması lazım. türkiyede 150 yıldır parti değil vekil seçiliyor.

Oy pusulasında partiye damga basıyoruz zaten tek bir vekile değil @lambırcek

@peki hiç oy kullandın mı daha önce. meclis oylamasında vekile oy basıyorsun, ayriyeten partinin-grubun sembolü altında toplanmaları bi şeyi değiştirmiyor. zaten yalnız partiye oy basıyor olsan bağımsız adaylar pusulada olmazdı

parti seçiyor olsan en çok oyu alan parti şehirden galip çıkar diğerleri sıfır çekerdi. belediye başkanı seçer gibi.
vekillere verdiğin oya göre vekillerden bir kısmı seçiliyor.

meselenin vekil seçimi olduğuna dair bir sürü alamet var. 5 dk düşün sen de bulursun

@aman insanlar adayı tanımıyor, evet. partiye oy veriyor, evet. baraj, evet. ve? halen vekil esaslı seçim.

eskiden %51 alan tüm sandalyeleri kapmıyordu. 1950 seçiminde chp sandalyesi 70

"en çok oyu alanın full çıkarıp diğerinin 0 çekmemesinin nedeni seçim sisteminden kaynaklı." böyle bi soru ortaya atmadım. benzetmeydi o.

Deprem bölgesine olan biri telefon bilgilerini yanlış girmiştir.

Diyecevaplandı+1

Uygulama daha çıkmamış. Dün il eğitimi vardı, öyle dediler.

@birbilmecemvarçocuklar ne zaman çıkacağını söylediler mi?

Söylemediler ama Cumartesi yine bir deneyin şansınızı. Olmadı sizi whatsapp gruplarına eklemişlerdir zaten, orada paylaşırsınız tutanağı.

Şimdi mail geldi, tutanak sistemi site olarak açılıyor ama app hala ortalıkta yok.

@birbilmecemvarçocuklar bana da mail gelmiş şimdi. Belki de uygulama olmadan site üzerinden yapılacaktır.

bu seçim app (t3) yok. bunun yerine tutanaklar siteye fotoğraf olarak yüklenecek ve ocr'la okunacak. site üyeliği için bilgi vericez dediler cumartesi ama henüz bir şey gelmedi.

@scudman1 mail ile şu siteyi gönderdiler birkaç saat önce, belki size de gelmiştir:

secim.oyveotesi.org

mümkün, sgk dan ödeme alma gibi derdin yoksa.

son zamanlarda bir şey değişmediyse evet mümkün. hatta ben gözlüğü kaybedince gözlükçü kayıtlardan bakıp aynı numaralarla yeni gözlük vermişti.

Mümkün ama saçma olur.

Göz camı çizilecek kadar uzun zaman geçtiyse büyük ihtimalle göz numaraların değişmiştir.

Not: Birkaç gün önce sordum SGK 50 liralık kısmını karşılıyor.

@Mirket belki ben çok hoyrat kullanıyorum ama bir yılda çiziliyor benim gözlük camlarım. Son birkaç kez doktora gittiğimde numaramda değişiklik olmamıştı zaten.

evet gidin en iyi ihtimalle kornea çizilmesi, iltihaptan ziyade acıyı azaltıcı merhem verirler. 1 günde iyileşir. mutlaka gidip görünün.

Bunun icin gitmeyeceksen neden gideceksin ki.

Kedi ev kedisi degil mi asilari falan tam. Yoksa kuduz asisi da olmam lazim.

Teşekkürler cevaplar için, randevu aldım bakalım ne diyecekler.

@kuzey li: Dışarı da çıkan bir ev kedisi ama ben aşılarını takip ediyorum, kuduz aşısı da var.

Hocam iltihap olursa zaten belirti verir anlarsınız, şu an söylediğiniz gibi diğer gözünüzle aynıysa gitmeye gerek yok bence.

Dışarı çıkan bir kediyse direkt gidin allah muhafaza tetanoz bile bulaşabilir.

Anlattığınız hikayeye göre risk düşük. Ama riskin düşük olması piyangonun size vurmayacağı anlamına gelmiyor. İmkanınız varsa doktora görünün.

bence aşırı mantıksız. ürünü kullanamadan garantisi dolar. düğünden max 6-8 ay önce falan alınmalı. çoğu yerde sonradan teslim olarak alabilirsiniz. yeriniz varsa oraya da koyabilirsiniz.

döviz çok hızlı yükselirken düğün tarihi belli olan kişiler beyaz eşyayı alıp bayinin deposunda bekletiyordu. mobilyayı almak risk olur ama erken alan hiç duymadım eve sığar sığmaz riskli biraz.

Biz evlenirken bazı şeyleri alıp koymuştuk. Büyük mobilyaları da 6 ay öncesinden konuşup anlaşmıştık. Mobilyacıya beğendiğimiz mobilya için kaç m2 yer gerektiğini sormuş, evi de ona göre bakmıştık. Tam tuttu diyebilirim.

Beyaz eşyaları da alabildiğimizi alıp evde boş odalara koymuştuk. Tabi büyük beyaz eşyalarda mecburen bekledik. 1-2 ay depoda bekletmiştik sadece.

Çeyiz derken ne anladığımıza göre değişir bence.

Ortada bir şey yokken hanımların "evlenince kendi evimde kullanacağım" fikriyle önden aldıkları şeyler diyorsak mobilya ve beyaz eşya pek alınmaz. Genelde küçük mutfak eşyaları ve yemek takımları, nevresimler tarzı şeyler oluyor bunun içinde. Beyaz eşya alan varsa da ben etrafımda görmedim.

Her şey artık netleşmiş ve ev kurmaya gelinmişse o zaman birkaç ay önceden alınmaya başlanıyor tabii. Ama ona çeyiz mi denir bilemedim.

seneler öncesinden de alıyorlar. şöyle oluyor, satıcı ile anlaşıyorsunuz, depoda bir fazla tutuyor o eşyayı. dört yıl sonra istediğinizde veriyor size ve garantisi de o zaman başlıyor. bu ne kadar resmîdir bilemedim, ama böyle yaptıklarını duydum hep.

Garanti işine bir açıklama da ben getireyim, beyaz eşyayı alıp kutusunu açmadan uzun süre evinizde saklayabilirsiniz.

Kullanacağınız zaman servisi çağırır faturayı beyan edersiniz, servis kutuyu kendisi açar ve garantisini o an başlatır.

bizim zamanımızda posta italia atıyordu sonra yurtiçine girince ptt'den kontrol ediyordunuz.

ptt'nin sistemine falan sorun yurtiçi gümrüğe takıldıysa işlem yapmanız gerek olabilir vb.

Evet ben de buradan ona gönderdiğimde posta İtalya'ya girdiğinde PTT'nin sitesinde bir İtalyan takip numarası çıkmıştı ve o numara ile takip edebilmiştim. Ama onun gönderdiği posta için sistemde bir Türkiye numarası yok o nedenle PTT'yi veya gümrüğü arasam bile numara sorduklarında İtalyan numarasını verebilirim ancak. O da hiçbir işe yaramaz diye düşünüyorum.

Sizin adınıza gönderildiyse ülkeye girdiği anda bir yerlere kayit yapılması zorunlu. O yüzden isminizle vs pttden gümrükten arayarak sorgulayın bilgi yoksa daha ülkeye girmemiş demektir.

ptt cagri merkezini arayin, bazen online takipte takili kaliyor sonra hala transitteyken elinize ulasiveriyor.

Italya‘dan kartpostal yollamistim da iki ayi bulmustu türkiye‘ye gelmesi. Cok kötü calisiyorlar.

Black friday vardi o an, simdi de noel vs. gecikmesi olasi ama kaybetmis de olabilirler ne yazik ki, italyancasi yoksa da googletranslate ile sorsun.

Acil durum uyarı sistemini deneyecekler herkesin telefonuna bildirim gönderilecek bir de camilerden anons yapılacakmış.

youtu.be

Ulusal elektrik kesintisine hazırlıklı olmak lazım yıllar önce bir yerden elektrik gidince Tüm ülkede elektrik kesildi. Umuyorum ki buna çare bulunmuştur yoksa düşmanın herhangi ordu mevzisini bombalamasına gerek yok ilk o dağıtım merkezine saldırı gerçekleştirse 1 haftada bayrağı çekerler. Unutmadan iletişim de önemli baz istasyonları herhangi bir afette devre dışı kalacak yakın zamandaki İstanbul depremi örnek oldu. Gelişmiş, yerel telsiz bağlantısının güçlendirilmiş haline ihtiyaç var. Uyduda önemli onunda devre dışı kalabileceği unutulmamalı

Dışarı çıkacak mıyız, bir yerde toplanılacak mı? Nerede toplanılacağını da bilmiyorum ki.

Abi seyret sadece şuan deneme aşamasında ama sende sanki deprem sanki savaş sanki tsunami varmış gibi şok haline gir ve o anı yaşamaya çalış ben sana snickers depola demiyorum, ama öyle bir anons duysan ne yaparsın. İşte bu konuda master yapan Ukrayna vatandaşlarına bak adamlar gelen savaş durumuna çare için hertürlü önem için hazırlık yapmışlar bizim kacacak yerimiz yok olan araziyede iki tane imam-hatip 1 tane spor salonu yaptılar tek taş parçası ölmem için yeterli

big brother is watching you

Cevap hiçbir şeymiş. Bana mesaj bile gelmedi hahaha

Mesaj gelmedi,bildirim, cami anonsu falan da duymadım

yusuf bilal altintas. tek basima kahkahaya boguyorum ortami :(

beemaker. hem duyuru ünlüsü.

baturay özdemir - yerli ve kirli

mesut süre. stand up gösterisi izlediğim en güzel stand up gösterisiydi belki de.

Deniz Göktaş

Baturay çok iyi, ünsüz zamanlarından beri severim.
Selin Dilmaç tam benim tarzım, dark-offensive. espri başına gülme oranında zirvede bende.
Yaprak Ünver güzel beyaz yaka-modern çağ eleştirisi yapıyor.
Tuna kalınsaz kehkeh güldürüyor seviyorum.

Standup falan'ı takip edersen orada var irili ufaklı başarılı komedyenler.

cihan talay'ı canlı izleyebilirseniz efsanedir.
ali congun'u çok severim.
engin türkoğlu baya keyifli tatlı bi adam.

bunlar birden fazla kez izlediğim ve sevdiğim isimler.

bunun dışında bkm mutfak çarşıda hemen her ay kısmet şov olur. bilet alabilirseniz mutlaka gidin izleyin.

doğu demirkol, deniz göktaş, baturay özdemir zaten artık çok popülerler ama popülerliklerini de sonuna kadar hak ettiklerini rahatlıkla söyleyebilirim. yakalarsanız bunları da mutlaka değerlendirin.

bi de cem diye bi genç çocuk var. cem yılmaz. ehi.

durumcu emmi var; ama kendileri cok pis reyizcidir..calisanlarini ezerler..

Dürümcüyü bilmiyorum, diğerine gelirsek sutyen yazmayı deneyin.

Tam olarak carsida degil ve belki durum de degil ama fiko var minibuslerin orada. Pandemiden beri gitmedim ama ondan once emmiden falan daha iyiydi.

@Kaleci Saçlı Forvet, çok teşekkür ederim beni derin bir mallıktan uyandırdınız :D

"Basta" diye bir yer var. eski bay yengecin karsi kosesinde olacak.

dönerse tatar salim. çiyanın sokağında
değişik bi dürüm arasanızz basta caferağada

Çiya

değişik dürüm isterseniz; Basta+1

Adana durum gibi klasik seyler icin kimyon, rexx’in sokagi

Basta +1

Off benim de canım çekti :v

bazi kediler oyle oluyor.
balkonun iceri acilan kismini kapasan guvenli olur mu kilidi nasil? yani evine hirsiz girmemesi acisindan guvenli olur diyorsan balkon camini acik biraksan eve gelmek istedigi anlarda balkonda yasasa sen gelene kadar? ya da yan komsu varsa o goz kulak olmaz mi. ilk duyuruyu okumadan yazdim.

@Kittie

Benim balkon aslında açık, camekanlı değil yani, sadece kafes gibi demirlikler var. Onların arasından aşağı atlıyor ama geri yukarı atlayabileceği gibi değil sanki. En azından eve oradan girmeyi hiç denemedi.

Balkondan girebileceği bir çözüm düşünemez misiniz? Az katlı basamak vb. gibi. insan giremiyor diye varsayıyorum tabi kafes gibi dediğiniz yerden.

@amelie poulain

Normal cam demiri gibi düşünün, onun balkonun etrafına yapılmış olanı. Balkondan eve girmesi için balkon kapısını açık bırakmam gerekir, onu da güvenlikten dolayı yapmak istemiyorum.

simdi kedi balkon demirinden suzulup disari atliyor. yani balkonun demiri yeterli acikligi sagliyor. kumes agi gibi kucuk gozlu bi kafes tipi degil o zaman demirler. normal cumbali ev demiri.

iste disaridan destek yap kedi o destegin ustune tirmanip balkon demirine ulassin? amelie de sanirim onu demek istemis.

balkonun odaya acilan kapisini ise kapali tut. ki o tip demirden zaten balkonuna hirsiz giremez.

ama ben anlamadim herhalde.

alternatif olarak bahceye bi kulube ayarlasan. mamasini da birilerine tembihlesen. donunce kulubeyi atarim dersin. apartman kizmazsa oyle yap.

@Kittie yok doğru anladınız. Ben balkondan gelip eve girmesi için kapının açık kalması gerek diye o şekilde yazdım, yoksa dediğiniz gibi aynen.

Bizim burada çok kedi var. Ben camın önüne mama bırakıyorum ve gözümün aşina olduğu en az 6-7 kedi vardır benimkinin dışında. Camlarımdan birinde de minderli bir yer yaptım arada orada takılan kediler de oluyor. Her sokak kedi kaynıyor zaten. Kulübe ayarlasam ona yedirmezler valla. Onlar için birine tazelemesi için mama bırakacağım.

Bir seferinde 8 gün yok olmuştu ama gelmişti sonra ama bir korkum da birkaç gün beni bulamazsa bir daha hiç gelmezse diye.

Peki balkon kapısına kedi kapısı yaptırmak bir çözüm olabilir miydi acaba? Tabi zamanlaması uzun mu sürer onu bilemiyorum.

Kutbü'z-zaman Arapça tamlama. Kutb-i zaman Farsça tamlama. Anlam açısından bir fark yok. İkisi de sondan başa doğru çevrilir.

Çok teşekkürler @black holes in the sky! Bir sorum daha olacaktı: Bu ünvanı Arapça veya Farsça olarak kullanmak arasında bir fark var mıdır peki, biliyor musunuz acaba?

kapının önüne mama ve su koyun. siz yokken de bir komşunuzdan koymasını rica edin. zaten tamamen ev kedisi değil. yemeğine yer bir daha gider

gece evde kalmaya alışıksa biraz bocalayabilir.
tatile çıkmadan birkaç gün öncesinde eve alıp çıkartmazsanız, siz yokken de evde bırakabilirsiniz.

aniden sizi bulamaz ve eve giremezse onu terk ettiğinizi düşünür, eve girmek ister.

roma en az 3 gün, floransa en az 2 gün. (floransa mükemmel bi' yer bu arada, imkanı olan 1 hafta kalsın derim ben)

ne kadar muze ve sehir disi gezmek istediginize gore degisir. bayramda oralardaydik, 3'er gece kaldik iki sehirde de. cok az muze gezdik. floransa'ya 3 gece fazla geldi biraz o yuzden. pisa'ya da gittik floransa'da kalirken. ama o kadar kalmamiz daha cok yemek yiyebilmemizi sagladi orada, o acidan iyi geldi yine 3 gece. floransa'da yemekler daha guzel geldi bana roma'ya gore, ama gittigimiz yerlerle alakali olabilir. roma icin 3 gece iyi bence. colesseum'a, palatine hill'e ve vatikan'a gittik, birkac kilise gezdik. sehir zaten acik hava muzesi.

bence roma min 3-4 gün floransa 2 gün + 1 gün de günübirlik pisaya gidip gelinebilir.

Romada zaten vatikan ve colesseum tek başlarına 1'er gününü alıyor. Kalan 2 günde de diğer yerleri gezersiniz.

Ben Floransa'yı çok seviyorum ama amaç gezmek görmek deneyimse, Floransa'ya gitmeden gideceğiniz müzeleri belirleyin ve biletlerinizi alın. Eğer müzeye gitmezseniz Floransa'da tek gece konaklama yeter. Müze planınız varsa ona göre gün sayısını artırın.

Lezzet konularına gireyim:
Öğle yemeği olarak: All Antico Vinaio
Akşam yemeği olarak: Pizzeria Giovanni Santarpia

Roma 3 gün kesin. Turistik spotlar malum onun dışındaki önerilerim:
Orada da gurme işleri:
Cioccolata e Vino - çikolata kabında shotlar - çok eğlenceliydi
Dar Poeta - pizzacı
Trastevere civarını da gezin mutlaka.


Schengen konusu, eskiden gurbetçilerin az olduğu İtalya, İspanya vs sallamıyordu (Hollanda Belçika belaydı) ama covid sonrası işler değişmiş olabilir. En son gittiğimde İtalya'da yükselen bir EU -non EU kayırması söz konusuydu. O nedenle sorun olmaz diyemem.

2. soru için dışişlerinin böyle bir yayını var. daha öncesinde de bir arkadaşım almanya dan deporte olmuştu ama problem yaşamadan giren de duymuştum. içinizi karartmak istemezdim :)

www.mfa.gov.tr:~:text=Schengen%20vize%20rejimi%20y%C3%B6netmeli%C4%9Fi%20gere%C4%9Fi,Schengen%20%C3%BClkelerine%20seyahat%20etmek%20m%C3%BCmk%C3%BCnd%C3%BCr.

İtalya'nın Alman vizesine sorun çıkaracağını sanmıyorum ama plan değişikliği oldu burdan sonra oraya geçeceğim deyip geçiştirilebilir.

Floransa'da Uffizi Galerisi görülmeli bence mutlaka, çok müzesever biri olmayarak bunu söyleyebilirim. Bu tam gününüzü alacaktır o sebeple bence 3 gün ideal. Ama Roma'ya 3-4-5 gün de verseniz yine mutlaka yapacak bir şey, yenilecek bir şey, keyfi çıkarılacak tonlarca şey bulabilirsiniz. Ucu çok açık.

Vizeyi iş için Almanya'ya gitmem gerektiğinden almıştım ama daha sonra covid nedeniyle iptal oldu. Bir daha da öyle bir gereklilik doğmadığı için gitmedim Almanya'ya. Bir günlüğüne Almanya'ya git sonra oradan İtalya'ya geç diye tavsiye verenler oldu ama öyle de yolculuk masrafı anlamsızca artmış olacak. Ama sanırım girişte problem olup olmayacağından emin olmanın bir yolu yok.

git tabi ya manyak mısın?!

güzeldi, çok eğlenceli bi aktivite olur

Gayet eğlenceli, yayını seviyorsan canlıyı daha çok seversin. Bazı şeyleri kesiyorlar çünkü yayında, canlı olarak izleyince sahne performansı olarak da eğleniyorsun.

Hele ki eşle sevgiliyle gidip bi de mikrofon sana gelirse güzel bir anı olur.

Gidersem tek başıma gideceğim, zaten olsa olsa Yalnızım Mesut Bey'e katılabilirim hahaha

Peki bilet kategorilerinin bir anlamı var mı? İlla sahneye yakın oturmak gerekmiyordur herhalde, arkada da otursan güzeldir. Bilet fiyatlarında inanılmaz fark yok ama yine de sorayım dedim.

Kategori işi salona göre değişir, ben eski duru tiyatroda gitmiştim orada yoktu kategori.

Bursa’ya gelse giderim çok gülüyorum ben. :)

Yalnızım Mesut Bey çok saçma sapan birşey.

komikti eğlendik biz de hemen her bölümünü izledik. ama biz Profilo'da gittik, çok can sıkıcı bir yer oraya yürürken moralin bozuluyor modun düşük giriyorsun, gece dönerken güldüğünün acısı çıkıyor. fyi. başka yerde gidin gidecekseniz.

haydan gelen huya gider.

Haydan gelen huya gider yanlış bir söyleyiş değildir. Allah'tan gelenin Allah'a döneceği anlamını taşır. Hayy, Allah'ın isimlerinden birisidir.

Sende az kaçın kurbagasi değilsin. doğrusu aklıma gelmemesinden ziyade bu daha hosuna gidiyor

yanlışlıkla ok raydan çıktı diyorum.
bilerek değiştirdiklerim var; "sak üstünde damdağan kaz beline vurmayı" gibi.
"turnayı gözünden vurmak" gibi deyimlerin de karikatürle büyüdüğüm için küfürlü versiyonlarını kullanıyorum.
ayrıca karikatürlerdeki deyimleri de sıklıkla kullanıyorum, örneğin birinin "neden" diye sorması çok aptalcaysa, "çünkü eşşeğin *****den dolayı" gibi...

Bazen "kanıma minnet" diyorum, neden diyorum bilmiyorum.

@ebabil curnatasi, ben de bunun böyle oldugunu biliyorum ama işte insanlar bunu düşünerek mi kullanıyor yoksa haybeden geldi boşa gitti anlamında mı kullanıyor? Bunun için yazdım.

kesinlikle yapma! / sakın yapma

karışımı olarak "sakınlıkla!!"
diyorum bazen öyle çıkıyor

Valla Kemal Sunal sağolsun "görünen köy uzakta değildir" lafını sürekli kullanıyorum. Orijinalinden daha anlamlı gibi geliyor.

Seni sevmek ölümse, avada kedavra gülümse - Ankaralı Voldemort

Çünkü içimden bir ses bu sözün aslı böyle olmamalıydı diyor. Sanki bir uyumsuzluk var, bir başka şekilde söylenmiş olmalıydı galiba...

@ebabil curnatası

Haydan gelen huya gider sözünün Allah’ın adlarıyla ilgisi yok. Tamamen halk etimolojisi, sonradan yapılan bir yakıştırma. Sözün kökeni şamata, arbede, gürültü, kargaşa anlamına gelen hayhuy sözcüğünden geliyor.

www.nisanyansozluk.com

Veteriner iç ve dış parazit için iki ayrı damla verdi. Hap yutturabilir misin diye sordu, garanti olması için damla vereyim dedi. Markası Profender, üzerinde de enseye damlatılmasını gösteren resim var. Hatta veteriner de birer gün arayla damlatmamı tavsiye etti.

iç parazit damlası da var ama en iyisi hem iç hem dış olan aslında.
tek damlada ikisi de halloluyor.

deri aracılığıyla emilip kana karışıyorlar.

ic parazit damlasi var +1
en iyisi boehringer ingelhaim'in, enseye damlatiliyor. Ic parazit icin hap kullanmanizi kendi deneyimim sonucunda tavsiye etmiyorum. minicik hayvan tum gece kusmustu :(

iç parazit damlası var+1

aynı anda hem iç parazit hem dış parazit için etkili olan damlalar da var. bir süredir bu şekilde bir damla kullanıyorum ben gayet de memnunum. veterinerimiz de etki konusunda herhangi bir sıkıntı olmayacagını söylemişti.

En uygun fiyatlısı PTT, diğer firmalar (DHL, UPS) neredeyse 3-4 kat pahalı. (Zaman sıkıntın olmadığını varsayıyorum)
MNG'de kampanyalar oluyor gidip bir sor yakınında varsa, sana uygun kampanya yakalarsan daha hesaplı olur.

Paşabahçede gayet güzel hediyelikler var, bu yabancılar nedense posta kartlarını, nazar boncuğu filan çok seviyorlar onlardan ekleyebilirsin.

PTT daha ucuz olabilir ama geçende Fast express ile bir gönderi yaptım ve memnun kaldım, DHL ve Fedex'den çok çok daha uygundu.
Antep fıstığı gibi şeyler yurt dışında çok pahalı oluyor, belki öyle bir şey olabilir, bilemedim.

İlk izlediğimde aslında ölüm sebebini pek düşünmemiştim. Şimdi sen böyle sorunca minik bir beyin fırtınası yaptım. Fantazilerini dikkate alınca beyin sağlığı yerinde değil diyebiliriz ama filmin adı aslında intihara dair koca bir mesaj.

İkinci defa izliycem galiba :v

@lüzumsuz adam Filmin adını ben de düşündüm, ama bana şey gibi geldi, hani Jake hep düşünüyor intihar etmeyi, intihar bir yoldaş gibi hep yanında olan bir fikir ama onu bile gerçekleştiremeden ölüyor.

Belli bir sebebe bağlamak da anlatı açısından sanki filme tezat olurmuş gibime geliyor. Film fazlasıyla olağanın dışında, gerçek fantazi birbirine geçmiş; kalp krizi ya da başka bir sebebe bağlı ölüm tutarsız olurdu. Ama söylediğin de kulağa tatlı geliyor, intihar da diyemeyiz tam anlamıyla. Aslında sadece ölüp gidiyor.

(bkz: eataly)

Midpoint, Welldone

1- eataly 2- zanzibar 3- zula. amaç sohbet muhabbetten çok yemekse zula yiyin geçin.

soruyu "zorlu'da yemek yenecek ama çok para ödenmeyecek mekan" olarak anlıyorum. welldone olabilir. yoksa meydan katında trilyon tane güzel ama pahalı mekan var.

Arkadaşların dediği gibi Welldone fiyat + performans olarak iyidir, servisi de güzeldir. Onun dışında fiyat skalası olarak yukarı çıkacaksak Parle, Günaydın steakhouse, Cantinery, Morini olabilir.
Eataly seçenek ama bana çok gürültülü geliyor orası açıkçası.
Zula' yı da es geçmeyelim.

Eataly
Tek geçerim. Ayrıca marketinden alışveriş yapmak da cabası. Güzel ürünler satıyorlar.

havaların serinlemesiyle birlikte sıcak su kullanımının artmasına bağlı olarak oradan akan su da artıyor.

en fazla içi kireçle kaplanıp ömrü dolabilir, neden patlayacak olsun onu anlayamadım.
patlaması için devre kesicinin bozulması ve suyun derecesinin durmadan yükselmesi gerekiyor.
aşırı ısınan suyun biriken buharından patlıyor yani.
eğer göstergeler ve ayarlar çalışıyorsa durup dururken patlamaz.

içeride su aşırı ısınıyor bile olsa, zaten o buharı su olarak atıyor dışarı.
suyu dışarı atma nedeni o yani.
patlaması için o buharı atamaması lazım.

Havanın soğuması aklıma geldi ama bu evde 3. senem ve ilk defa böyle akıtıyor o nedenle endişelendim. Termosifon patlaması hep aklımda olan bir korku, normalden farklı bir durum olunca arttı. Neyse, içimi biraz rahatlattınız, içinde birikmesindense atması daha iyi en azından.

Kireçlenmiştir. Duş başlığı bile kireçlenmiş olabilir. Sıcak su akışı azaldı mı? Evetse kombici çağırıp kirecini temizletin.

Bi fotoğrafını atar mısın bölgenin, belki basit bir fikir gelir aklımıza görünce.

dediğiniz nokta emniyet ventili. iç basınç çok artarsa oradan tahliye eder ama zamanla contası bozulduğu için kaçırmaya başlar. emniyet ventilini yenilerseniz sorun düzelir.

o gelen suyun bağlı olduğu valfin adı safety valf.

duruma göre değişmekle beraber ortalama 3 bar basınca ulaşınca termosifon patlamasın diye suyu akıtır.

zamanla içindeki yay vazifesini kaybedebilir veya azar azar da olsa damlatma yaptığı zaman valf içinde kireç birikmesi olabilir, gözle görülmez ama böyle birşeye sebebiyet verir. safety valf değiştirirseniz çözülür. gerçi aynısını arkadaş yazmış ama üşdendim okumaya diye gözden kaçırmışım :)

Cevaplar için çok teşekkürler. Servisi çağırmam gerekiyor sanırım. Umarım yine bunu açarsam elimde kalır, komple yenilenmesi gerekir demezler.

Aynı problemi burada aratan olur diye yazayım dedim. Servisi çağırdım dediler ki termosifonun su girişindeki basınç düşürücü bozulmuş ve bu nedenle emniyet ventili fazla akıtıyormuş. Biraz daha devam etseydi kazan delinirdi dediler. Basınç düşürücü ve emniyet ventilini değiştirdiler. Aynı problem varsa siz de baktırın mutlaka yoksa daha büyük bir probleme dönüşebilirmiş.

30/12/2021: 1 ay sonra tank akıtmaya başladı ve tank delindiği için termosifonu komple değiştirmek zorunda kaldım. Tabi aradaki astronomik fiyat artışı da bana girdi.

normalde zararlı içindeki tuzdan dolayı falan ama en fazla bir ya da zeytin büyüklüğünde falan verin, o kadardan bir şey olmaz kırk yılda bir.

Ben de dayanamayıp veriyorum arada. Zararlı mı evet ama o kadarcıktan da bişey olmaz umarım.

Bunu yapan bir firma var. Gourmeturca google'dan arayabilirsiniz.

Karaköy güllüoğlundan sipariş verirsen onlar direk kargoya veriyor.

Türk kahve makinesi

(Orada çok pahalı)

Ritalin / Concerta ile ilgili bir veri oldugunu sanmiyorum.
Dus almayla ilgili bir sıkıntı yok.
Sadece NSAID tipi agri kesiciler alinmamali - sadece parol / minoset (parasetamol) uygun goruluyor. Diger agri kesici / ates dusuruculerin immun tepkiyi zayiflatma ihtimali var.
Uyku konusunu da bilmiyorum. Sadece mantik yurutuyorum: hasta olunca hizli iyilesmek icin iyi dinlenmek onerilir. asi ile yaratilan enflamasyon "fake" bir hastalik oldugu ve sonunda her turlu "iyilesecegin" icin ve su anda hız onceligin olmadigi icin ben sahsen pek kafaya takmazdim. en sonunda kimde antikorun ne seviyede olacagina dair sayisiz bilinmez var.

ilaçlar için bişey diyemem ama sevgilimin aşı sonrası rahatsızlığı tam 30 saat sürdü. ateşi bazen 37,5'a çıktı. doğru düzgün uyuyamadı. herkeste etkisi farklı. belki sende hiç bir yan etkisi olmayacak ama yetişmesi gereken bir iş varsa aşıyı bir iki gün öteleyebilirsin.

dün sabah ikinci dozu oldum (biontech) daha önce covid geçiren biri ile aynı evde 2 hafta geçirdim ve hiçbir etki hissetmedim, ilk doz aşıda da hafif kol ağrısı dışında hiçbir şey hissetmedim. fakat ikinci doz başkaymış. sabah aşı oldum gece 12 gibi titreme ve grip belirtileri başladı ateşim 38lere kadar çıktı sabah 5'e kadar devam etti. şu anda da gripten kalkmış gibi bitkin hissediyorum. özetle ikinci doz epey sarsıyor bu yüzden hangover veya aşırı yorgun bir günün üzerine ikinci dozu almak devamında epey zorlayıcı olabilir. aşının etkisini azaltır mı bilmem ama aşı sonrası süreci keyifsizleştireceği kesin.

Mesela ben Kanada'dayim ve bu uyarilarin hicbirini duymadim. Yani belli ki evrensel olarak kabul goren seyler degil bunlar. Asi testleri sirasinda da sabahlayan grup vs iyi uyuyan grup seklinde bir alt calisma yapildigini da hic sanmiyorum.

İlk doz sonrası kol ağrısı dışında bir şey hissetmemiştim, ikinci dozu dün oldum, hiç de fena değil. Sadece tatlı bir uyku hali vardı bütün gün halsizlik gibi, bir de hafif bir baş ağrısı.
Sanırım bahsedilen kötü yan etkiler herkeste olmuyor.

Alkol alınması, bağışıklık sistemini yavaşlattığı için tavsiye edilmiyor. Aşıdan tam verim almak istiyorsanız alkol almayın.

Şu anda bir çok yerde açık randevular var. Dileresniz MHRS'den önce etrafınızdan bir gün sonrası için randevulara bakın. Aklınıza yatan müsaitlik varsa var olan randevunuzu iptal edin, bir-iki gün sonrasına yeni randevu alın. Arada da dinlenmiş olursunuz.

Alkole cevap verilmiş banyo konusunu açıklayım. Eski yıllarda aşılardan sonra aşı yerinde enfeksiyon gibi bir risk varmış bu nedenle su değmesi istenmezmiş. Şu an için böyle bir durum yok. Bazıları o eski bilgiye istinaden ya da daha temkinli olmak adına söylüyor banyo olayını.

Yorgunluk konusu sizin bünye ile ilgili, bunu bilemeyiz ama tercihen bir gün sonraya kaydırırdım. Aşılamada sorun yok nasılsa, her türlü yapıyorlar.

genelde bir sürede değil de kısa sürede etkisini göstermesi lazım en azından.

öyle çalışmayan insanı çalıştıracak mucize bir formül değil :)

@passion rules the game

Ben de mucize beklemiyordum ama en azından okumam gereken şeylere odaklanabilirim, okuduğumu anlayabilirim diye umuyordum. Aklım yine leyla leyla geziyor :)

vallahi yaşınızı vb. bilmiyorum ama bu son zamanlarda artan bir şeyse basit bir dikkat dağınıklığı da olabilir. dehb teşhisi genelde erken yaşlarda konuluyor.

tabii doktorunuz teşhis ettiyse bir bildiği vardır, belki ritalin birkaç kullanımdan sonra etki gösterir bilemiyorum. dozaj bile önemli o yüzden doktora danışmakta fayda var :)

Ne yapmak istersen onu yaparsin. Magic pill degil.

aldıktan hemen sonra odaklanmanız gereken şeyi yapmanız gerekiyor. Süresi 3 saat. Beklemişseniz etkisini görmemiş olabilirsiniz.

Farklı kullanım şekilleriyle focusunuzu arttırabilirsiniz, tabii ki önerilmeyen kullanım şekilleri bunlar.

@passion rules the game

Yok doktor da DEHB tanısı koymadı zaten, duyurumda yazmıştım. Şimdiki bu durumu atlatana kadar yardımcı olması için yazdı. Ama geç yaşta (30 civarı misal - ben de o yaşlardayım) da tanı konulan arkadaşlarım var. Özellikle kadınlarda erkeklerden daha farklı seyrettiği için daha zor oluyormuş tanı konulması. Ama dediğiniz gibi onların semptomları da küçüklükten beri varmış ancak üzerine düşülmediği için tanı konulmamış.

@eksi sozlukte eksiyen adam

Valla siz de haklısınız. Kendimi ikna etmem gerekiyor önce.

Ben sadece ders çalışacağım zaman kullanıyorum. Faydası oluyor. Ama @eksiyen adamın dediği gibi ne yapmak istersen onu yaparsın. Yani ilacı içince kitap okumaya başla.

Bende ortalama 30-40dk da etkisini gösteriyor. İlacı alınca masa başına oturuyorum ki başka şeye odaklanmayayım, ilac etkisini gösterdiğinde yaptığım işe yoğunlaşayım.

@hayaletimsi ve @ceketimi alip cikcam

Sanırım hatayı dediğiniz gibi bekleyerek yaptım. Bir dahaki kullanımımda dediğiniz gibi hemen işe dalıp nasıl etki ediyor bakacağım.

sandviç yap bence. öyle bir makarna daha önce yapılmadı.

lezzetfikirleri.com

Ohoo. Bulgarca, Rumence, Sırpça, Gürcüce... çok var. Hatta Türkçeden bile çoktur.

Birer tane yazayım.

Rumence

www.youtube.com

www.youtube.com

Bulgarca

www.youtube.com

Sırpça

www.youtube.com

Gürcüce

www.youtube.com

yok ya, sözlere odaklanıp mutlaka sözleri anlamaya, hiç olmazsa kelime yakalamaya çalışıyorum.

edit: bilmediğim dil veya bilinmeyen bir parça olmasa da bu ara buna sardım: www.youtube.com
bir de şu yıllardır en sevdiklerimden: www.youtube.com

almanca bir şarkı vardı adını hatırlamıyorum. aşırı slow ve damardı. erkek söylüyordu. "ich liebe dich and genzifo" vardı nakaratında, tüm nakarat aklımda ama yazarsam saçmalamış olurum. hatırlayan varsa yaziversin süper olur valla.

youtu.be

@freebird5406_2 Múm linki bırakarak can evimden vurdun beni!

Fince ve Almanca leziz şarkılar var ayrıca neden dili bilmem gereksin ki, mırıldanmak/eşlik etmekse sorun yok ezberlerim kolayca

@owaki Amacım sevdiğiniz şarkıları öğrenmekti aslında.

Annenmaykantereit denince böğrüme ağrı giriyor. Temmuz'da koronain bok ettiği konseri aklıma geliyor. Şimdi dışarı çıkmayacak olsaydım daha uzun bı liste yapardım ama aklıma gelenler şöyle:

İzlandaca
Ólöf arnalds- eg umvef hjarta mitt
youtu.be

Portekizce
Dead Combo- ouvi o texto muito ao longe
youtu.be

Fransızca
Sam Karpienia- leş voyageurs
youtu.be

Senegalce(?? Bunun dilini anlayamadım)
Ablaye cissoko& Volker goetze- sıra
youtu.be

Arapça
El Far3i- tghayarti
youtu.be

Zazaca
Esrare deyir- gulam
youtu.be

Yunanca
Mana mou i agapi mu
youtu.be

İbranice
Hadag nash- sun
youtu.be

Fransızca öğrenirken karşıma gelen bir şarkı az çok bişeyler anlamaya başlmaıştım sayesinde. www.youtube.com
çok eğlenceli geldi
Ayrıca,
www.youtube.com
www.youtube.com

portekiz:
youtu.be

dili hiç bilmiyor değilim, temel seviye sayılırsa eğer,

pljuni i zapjevaj moja jugoslavijo: www.youtube.com

dirlija: www.youtube.com

ilkine bayılıyorum. gizli gizli ağlayıp yugoslavya'yı özlüyorum.

dirlija aşırı şirin bir şarkı, dilime dolandı, bırakamıyorum. bu arada türklerin zaten bu şarkılardan bissürü kelime çıkarması mümkün dili hiç bilmeden... hep bizden şeetmişler çünkü hehe.

Cevaplar için çok teşekürler yavaş yavaş hepsini dinliyorum. Ben de size Akadca bir şarkı bırakayım: www.youtube.com

Oi Va Voi - D'Ror Yikra çok seviyorum.
www.youtube.com

Folon Salif Keita
youtu.be

www.youtube.com

ibranice dinliyorum!!!
sürekli, arabada, evde..

www.youtube.com

firefox'ta leechblock eklentisi var gayet iyi. saat ve gün ayarı da var. ayrıca farklı site grupları da yapabiliyorsunuz. bolca seçenek var içinde.

az daha kadıköye doğru gelirsen efsane ziverbey börekçisi vardı benzinliği geçince. bir de kerem pastanesi vardı kuyubaşında, su böreği baya iyiydi.

bunlar duruyor mu bilmiyorum tabi ama duruyordur bence.

ne günlerimdi be...

Kuyubasi kerem pastanesinin su boregi +1 ayrica tutuncu mehmet efendide (goztepe istasyon oralar) asu börek var. en son yillar once ordan yemistim. Bir de sair arsi caddesinde (minibus cad 100m otede) safranbolu firini var, cok iyi orasi da. (Goztepede)

kazasker pazarın kurulduğu sokağın karşısında tam minibüs caddesi üzerinde sarıyer börek çok başarılıdır.

Denemedim ama adini cok duydum; pepa bosnak borekcisi
Kazasker minibus yolunda.

bir de bostancidaki (eminali pasa cad.) safranbolu firinin borekleri cok guzeldir.

geldikleri zamanı yakalamaya çalış yaş mama ile kandır içeri doğru getir alçakta kaldığın ani hareket yapmadığın sürece sana güvenecektir.

kutusuz asla olmaz. kediyi kucakta taşımak falan sakın. daha kötü, uzak bir yerde kaçar (gerçi muhtemelen üçüncü saniyede kaçar ama daha uysal kediler için de bu yöntemi denememeniz için söylüyorum) bu sefer kaybolur.
kutu içine yaş mama koyulacak ve girdiğinde sakince kapı kapatılacak. şimdilik en mantıklısı. ama sabırlı olmak içeri girince de çabuk hareket etmek lazım.

merhaba. veterinerden iç parazit hapı alın, mümkünse tek ona verdiğiniz mamanın içine koyun.

Kendisine az yaş mama eklenmiş pirinç lapası yedirebilirsiniz yakalanmazsa.Korkak bir kediyse anca yakalama kafesinde yakalayabilirsiniz. Veterinerler ödünç veriyor bazen.

"Ama içten içe hiç derdim olmadığı için (ki hani gerçekten yok, ailem sağlıklı, çok sevmesem de iyi bir işim var, herhangi bir travmam hiç olmadı, aslında çok şanslı olduğumun farkındayım"

belanı mı arıyorsun? durum buysa evet şımarıklıklık. mental bir rahatsızlığın olabilir belki.

Kesinlikle öyle, bazen boş beleş dertlere üzülüyor insan. Bunun mutlu olmak istememekle ilgisi var sanırım. Hayatım 0 sıkıntılı olsaydı üzülecek bir dert yaratırdım diye düşünüyorum ve bu bazen dertlerimi sevmeme neden oluyor

Bence simariklik degil. Derdin buyugu, kucugu olmaz ki. Mesela bi cocuk icin oyuncaginin kirilmasi dert. Onun derdi de o. Yetiskin insanin da kendisine gore boyle mini, onemsiz dertleri olmasi normal. Baska bi sey cikinca onun onemsizligini anliyorsun zaten ama o an o dert iste. Tabii bunda yasam enerjimizin dusuk olmasi da faktor. Dogustan oldugunu dusunuyorum. Benim de kotu bi hayatim yok ama hep bi derdim var.
Zaman zaman dusunuyorum beni mutlu eden seyler cok anlik. Kolay kolay memnun olmuyorum. Genlerimizle ilgili de olabilir. Bazilari depresyona yatkin oluyor. O kucuk dertlere takilmamak icin optimist bi karakterle dogmus olman lazimdi.

Bence lüks. Nasıl lüks geçim sıkıntısı olan adam, ciddi bir sağlık problemi olan insan ben depresyondayım diye düşünmüyor öyle bir kafay girmiyor adam gerçekten oluyır farkında olmuyor ya da it gibi çalışıyor sorununu çözmek için. Depresyona girmeye ya da girdiğini fark etmeye vakti yok ki adamın.

Bizim durumumuzda lüks evet. Ben de kızıyorum kendime. Bazen ufak canım sıkılıyor. Tam depresyon değil de. İşte ozmn bazen kendimden utanıyorum.

gerçek manada depresyon beyin ve vücut kimyasındaki bir bozukluktan kaynaklanabileceği gibi vücuttaki başka hastalıklardan da(psikolojik bozukluklar dahil) kaynaklanabilen tıbbi bir rahatsızlık. düzenli ve uzun süreli devam eden depresyonun şımarıklık olarak değerlendirilmemesi gerekiyor, bu noktada kendine yazık ediyorsun.
www.health.harvard.edu

hepsini geçtim, diyelim ki senin düşünce biçiminle, olayları büyütmenle ilgisi var diyelim. depresyon tam olarak böyle bir şey zaten. kendi kendine, düşüme şeklini değiştirerek bunu çözebiliyor olsaydın adı depresyon olmazdı. ya da tam tersi, depresyon olmasaydı bu, "amaan şımarma be, kendine gel" diyerek çözebilirdin. bunun farkındasın ve elinden geleni yapıyorsun, buna rağmen çözemiyorsan bu bile elle tutulur bir rahatsızlık belirtisi olduğunu göstermez mi sence de?

depresyona dert sebep olmuyor yani, o yüzden derdim yoksa depresyona girmem şımarıklık diye düşünme. kafanda beyninde bir şeyler ters gidiyor ve bunu düşünce gücüyle değiştiremezsin. bazı insanlar depresyonla yaşamaya alışacak kişisel özelliklere sahipler ve bunun bir dert olmasını dert etmiyorlar(misal ben). dişi ağrıyıp doktora gitmemek gibi bir şey bu. biraz beklersen o ağrı geçiyor, kendince ağrı kesici alıyorsun. ama bu durum çürüğün tedavisini sağlamıyor. şanslıysan ölene kadar o diş ara ara ağrır ama asla öldürmez. şanssızsan apse yapar, şişer ve daha "gözle görülür" hale geldiği için doktora gidersin. kimi en ufak diş ağrısında doktora gider, kimi önemsemez. bunu önemsemek seni şımarık değil sağlığına dikkat eden biri yapar.

gerçek dert nedir ayrıca? dert nedir hatta? tek arabası olan insan için helikopterinin olmaması bir derttir çünkü trafikte vakit kaybı yaşıyordur. arabası olmayan insan ise metro ile trafik derdini aşıyordur ama milletle dip dibe olmaktan dert yanar.
bu "dert kıyaslaması yapma" durumu bile bir düşünce şekli bozukluğu olabilir, daha derin bakmak lazım tabii.

hepsini geçelim, doktor söylemiş sana bu rahatsızlıktan muzdarip olduğunu. bunu hala sorguluyor olman ya depresyona da sebep olan psikolojik bir bozukluk ya da depresyonda olmanın getirdiği bir düşünce şekli bozukluğu. kendini hor görme, sahip olduklarını hak etmediğini düşünme, içinde bulunduğun "dertsiz" hali kendine çok görme, şanslıyım desen de aslında şu anki halinden daha iyisini hak ettiğini düşünme ve bunu başaramadığın için kendini suçlama, kendini genel anlamda mutlu hissedemediğin için bunu dert etme gibi noktalarda sorgula kendini biraz, belki farklı açılardan yaklaşabilirsin konuya.

Herkesin dert ettiği şeyler farklıdır. Sizin için 10/10 değerinde olan bir dert başkası için 10/3 değerinde olabilir. Ama bu sizin derdinizin önemsiz olduğunu göstermez. Bu tamamen yapısal bir özellik bana kalırsa. Herkesin nasıl acı eşiği farklıysa, bir şeyleri dert etme eşiği de farklıdır. O yüzden şımarıklık olduğunu düşünmüyorum.

Doktor teşhisi varsa tabii öyledir ama çoğu insanın depresyona girdim lafı tripten başka bir şey değil. Geçen sene annem ailedeki vefat nedeniyle depresyona girdi. Yataklardan çıkamadı bir yıla yakın ilaç tedavisi gördü. Günlük ihtiyacı için bile kalkmıyordu . Depresyon dediğimiz şeyin bu kadar hafife alınmasına kızıyorum ben.

insanın rahatı yerinde diye keyfi kaçamaz diye bir şey yok.
evet bazen boşluktan normalde takmayacağın şeyleri fazla takabiliyorsun.
kurabiliyorsun, gereğinden fazla kurcalayabiliyorsun.
fakat herkesin kendini kötü hissetmeye de hakkı var elbet.

ama bazen, bazı durumlarda kendini kurtarman gereken bir noktadaysan depresyona girmek lüks olabiliyor.

o an depresyona girebilecek zamana ya da şartlara sahip olmuyorsun ve devam etmen gerekiyor.
o açıdan lüks olduğu zamanlar var.
insanın hayatında depresyona bile giremediği süreçler oluyor maalesef.

Sorun olmamaması sorun olmuştur belki de?

trendline mama o çok gömülen çağatay yem sanayi (temizmama) ürettiği mamaların çöpü kadar bile besleyici değil.Lider yem diye bir firmanın ürettiği sadece aromalı çöp yediriyorsunuz yavrulara. Temizmamanın gömülmesinin tek nedeni var pet shoplara ve veterinerlere son kullanıcıya verdikleri fiyattan veriyorlar ve haliyle pet shoplar ve veterinerler kar koyup satamıyor.
(trendline mamanın üreticisinin bir tanıtım videosu var izleyin sayılan proseslerin hiç bir adımında et tavuk vs gibi bir gerçek et prosesi yok tamamen aroma)

@delikedidilimiyedi temizmama'dan devam mı edeyim o zaman? yoksa başka tavsiyeniz var mı?

fırında da çok güzel oluyor, yağda kızartmaya hiç gerek yok bence, tepsiye yağlı kağıt serip üzerine dizebilirsin çözünmesini beklemeden

@freebird5406_2 Fırın kaç derece, 200 çok gelir mi? Bir de kaç dakika kalması lazım?

180-200°c arası bunun üzerine çıkma bence, 20-25 dakikada pişiyor. ilk sefer için başından uzun süre ayrılmadan arada istediğin gibi ne kadar sürede oluyor diye kontrol etmen iyi olur

Ben hep firinda yapiyorum daha guzel oluyor bence.

Afiyet olsun.

derin yağda kızartabilirsin fritözle aynı şey. ama arkadaşların dediği gibi fırın daha sağlıklı.

ben evde yapıyorum bu arada falafeli. fırında hiç yapmamıştım çok kuru olmuyor mu fırında?

Firinda haddinden fazla kalmadigi surece kurumuyor. Bir de uzerine tahinli sos yapabilirsiniz.

Ilk aklima gelen kitaplari yazayim

Perihan Magden -Ali ile Ramazan bu metni tiyatro oyununa da uyarladilar

Ayse Kulin- Bora'nin Kitabi

Buket Uzuner- Kumral Ada Mavi Tuna

Elif Safak - ( yanlis hatırlamıyorsam) Araf

Film de Donersen Islik Cal var.

gece melek ve bizim çocuklar

Film olarak Zenne geldi aklıma.
Belgesel olarak da Benim Çocuğum var.

Aile arasında

"ali ile ramazan" perihan mağden romanı.

İstanbul Bayrampaşa'dakinde var, diğerlerini bilmiyorum.

evet var ama satın alınabilecek çok az şey çıkıyor baya göze batan kırıklar falan oluyor

Fırsat köşesi reyonu oluyor, kasalar tarafında. Sürekli takip etmek lazım güzel bir şey yakalayabilmek için. Teşhirdeki ürünler de, sezon dışı kalan ürünler de geliyor oraya. Tamamen kırık yırtık ürünler olmuyor yani.

izmirde de var.

Bayrampaşa ve Kartal’da var kasalara yakın yerlerde ama her gün gidip takip etmek lazım herhalde. Şimdiye kadar işe yarar, bu da alınabilir dediğim 1 tane bile ürüne denk gelmedim.

evet var. ümraniye'de kasalara gelmeden sağ tarafta. ama çok küçük bir yer, genelde ihtiyacın olan şeyi bulamazsın.

Bayrampaşa İKEA'da var, her gittiğimde girer bakarım ama hiç işe yarar birşey bulamadım, daha doğrusu hasar görmüş ürünleri bile değerli adamların, doğru dürüst indirime sokmuyorlar.

şimdi bunu takip eden bir arkadaş vardı, biz birşey bulamazken o sürekli uygun alırdı. Her pazartesi sabahı defolu olanları ayırıp satışa sunuyorlarmış. (buradaki şube için)

sizde o günü bulursanız süper olur.

burda çok uygun şeyler bulabilirsiniz ama genelde müşteriye kadar bu bahsettiğim çok uygun ürünler ulaşmaz çünkü çalişanlar kendilerine alir bunlari siz göremeden. depo kisminda alicisi çikiyo bu tarz ürünlerin

ikea çalişani arkadaşlarim sık sık bahsediyo bu durumdan

%99 degmez cunku genelde urunler cok dokuntu ve indirimler cok az oluyor. En azindan benim yasadigim yerde.

kucuk sinekler genelde uzumde oluyor

evde uzum var mi? cok sinek uretir. evde yoksa komusnun balkonunda meyve, uzum, cop olabiilir

@pes etme cok korkunclu bir seymis anlattigin, nerede olmus bu?

Biz de labda ki sineklerin kaynağını düşünüyorduk raid vb sıktık bitmediler. meğerse fare ölmüş xD

Edit: Büyük sineklerdi

Çöptendir

Evde koku da yok ki fare gibi bir hayvan girip ölmüş olsun. Ama düşüncesi bile şu an midemden sapladı beni. Bugün etraflıca bir arama yapmaya çalışayım.

Teknik olarak bir sıkıntı olmaz, elini sürttüğünde rahatsız etmiyorsa yeterli. Vernik/cila tutar hiç sıkıntı olmaz.

Olur, tutar da çirkin olur. Dokununca çok rahatsız eder.

Zimpara vernik, bidaa ince zimpara vernik = kaymak.