2 numaralıyı sevdim. Şunu dene; www.youtube.com

epic orchestra diye geçer.

dukto diye bir program var. onunla dene bence. çok yüksek boyutlu dosyalarda hız wireless üzerinden olunca sıkıntılı olacaktır.

win10 kurulu bilgisayara bir ethernet kablosu takıp diğer ucu da router'a taksak. çok mu uzaklar. lan'dan transfer yaparsınız.

modemde usb girişi varsa oraya usb bellek takarak modem yönetimi üzerinden açıp paylaşabilirsiniz, hatta ekstra olarak torrent üzerinden direk o usb'ye dosya indirebilir her kullanıcı.

nasıll bittiğini hatırlamadım su an, sonunu getirememis bile olabilirim. yazan cocugun nicki survivor bişi idi. survivor ertan mı acaba.

www.incisozluk.com.tr

şu an başlığa girilemiyor diyor ama

www.wattpad.com

30 cm civarı şerit şeklinde ele sarılan bi malzeme var, sanırım kick-box veya muay thai için kullanılıyor, onu tavsiye ederim, kullanışlı.

www.youtube.com

bu mu?

www.youtube.com kesin bu

sırt kaslarının güçsüzlüğü evet ve tahminimce boyunuz da ortalamaya göre uzun. ağırlıksız deadlift yapın hafif tempoyla fakat beli zorlamayın dikkat, zamanla 1 lt su şişesi,5 lt su bidonu vs.. ağırlığı arttırırsınız.
www.youtube.com

edit: 1 haftalık bir sırt çalışmasıyla zaten masum bir sebep olup olmadığı ortaya çıkar, ölümcül bir şey olmadığı için koşa koşa doktora gitmeye gerek yok, 1 hafta daha bekleyebilir.duyurunun sahibine 100 kg bar ile deadlift'e girin demiyorum, eğilip kalkmayla kimse omurilik sakatlığı yaşamaz.

Bence her halükarda doktorluk bir şey çünkü sebebi bambaşka olabilir.

Sırt kaslarının güçsüzlüğü gibi masum bir sebep olursa iyi, ancak skolyozz gibi iskelet sistemi kaynaklı sıkıntılarda da aynı şikayetler görülüyor. Diğer yandan uzun süre spor yapmış olan insanlarda bile deadlift en tehlikeli hareketlerden bir tanesi, bu yüzden özellikle tecrubeniz yoksa kendiniz egzersiz denemesi yapmayın.

Sadece kasların güçsüzlüğü durup dururken Ağrı yapmaz. Bir doktora görünün. Eğer uyku uyutmayan bir ağrınız varsa fibromyalji de olabilir. Uzun süre ağrıya maruz kalmak Yaşam kalitenizi düşürür.

evet evet evet

o zaman toptan yapıp sıcak tutmaya çalışmaktansa gün içinde mesela 2 defa yapmak daha mı mantıklı peki elektrik açısından?

evet

"galeri.uludagsozluk.com/54/bütün-profesörlerin-kel-olması_42820.jpg"

Enerji tuketim degerlerine bakabilirsiniz aslinda.

rezistans sistemiyle çalışan tüm elektronik cihazlar kabarmış elektrik faturasının mümessilidir. özellikle ramazan aylarında yemekten sonra saatlerce suyu sıcak tutan o elektronik çaycılar gözle görülmeyen gizli tedaş çalışanlarıdır.

Siyah nokta için şu yapışan siyah maskelerden ya da yapışkan bantlardan satılıyor onlardan alma.

Cilt tipine göre hareket etmen lazım. Benim cildim karma ve önce siyah noktalardan kurtulup sonra sivilce için krem kullandım. Senin cildinde lekeler ve siyah nokta için nasıl bir yol izlenmeli hangisi öne alınmalı ya da beraber nasıl yürütülmeli dermatolog daha iyi bilir.

Cilt tipin karmaysa siyah nokta kremimi yazayım ama bunun yanında yıkama jelim ve dermatologun yazdığı bir tonik de vardı. Ev dermokozmetik bayisi gibi.

@jazzabel, yaa anlıyorum bizim ev de öyle. cildim karma, yazarsan sevinirim.

www.google.com.tr

Dermatolog linkteki ürünü önermişti. Bu kremle siyah nokta eriyip gidiyor. 2 yıl önce kullandım bir daha oluşmadı ama 4-5 ay kullanmışımdır bu kremi. Hemen etki etmiyor.

Dermatologa gittim geçen sene prp yapalım seans 600 tl, kremler işe yaramaz dedi, pek inanasım da gelmiyor böyle şeylere, bi diğeri baya pahalı ürünler verdi aldım hiçbir işe yaramadı resmen, markası perricone md. Bıktım dermatologlardan bi de buraya sorayım dedim. Bi de temizleme jeli falan ne kullansam?

ben değişik eczane ve market ürünleri kullandım, siyah nokta bandı vs.. tarzı, en işe yarayanı şu yeni moda olan siyah maske oldu, gözeneklerin içini boşalttı yanında da gözenek sıkılaştırıcı bi losyon kullandım, memnunum.
cinsiyet erkek, cilt tipi karma.

Üstüne oje sürüp onunla sil?

eğer çok koyu bir renk değilse kolonya, parfüm, vücut spreyi ya da deodorant işinizi görebilir.

Çamaşır suyu?

Asetonsuz oje çıkarıcılar zarar mı veriyor ki? Onları kullanınca benim tırnaklarım toparlandı şahsen.

limon + soğan suyu, limonu ortadan ikiye kesin limonun içini oyar gibi bıçakla ızgara şeklinde çizikler atın -limonun kabuğu kesilmeyecek.- daha sonra soğan suyunu kestiğiniz limonun içine dökün, parmağınızı içine sokup bir süre bekleyin daha sonra limonun içinde parmağınızı çevirin, limona baskı yaparsanız daha etkili olur.

aynı zamanda limon ve soğan tırnağı ve tırnak etini besler.

tiner de ojeyi söker.

laleli'de dericilerin olduğu pasajlar var orada gezin bunun %90 benzerini bir tanıdığım almıştı zamanında aynı pasajdan benim de aldığım klasik modeller var. deriler çok kaliteli fakat modeller pek zara, bershka tarzı değil zaten genellikle yurtdışı odaklı çalışıyorlar fakat parekende de almanız mümkün, 200-250 liraya pazarlıkla alabilirsiniz güzel bi ürünü.

www.asos.com sitesinde de benzerlerini bulabilirsin.

Laleli +1

Ya da antalya gibi turistik bir yerde bol pazarlikla direkt ustune diktirebilirsin ama 500-600den asagi cikmaz sanirim.

astigmatsız alırsan bence sıkıntı yaşarsın. benim 0.50 astigmatım var ve lenste astigmatsız kullanıyorum onda bile farkı hissediyorum. beni çok sıkıntıya sokmuyor ama numara yükselirse belki sıkıntı olur.

Astigmatlı lens doğru lensi bulursanız hiçbir sıkıntı yaratmaz. Bende 2.75 astigmat var iki gözümde de toric lens kullanıyorum hiçbir sıkıntı yaşamadım.
Oasys deneyin memnun kalırsınız diye düşünüyorum.

Bu arada yanlış numarada eksik/fazla lens kullanımı numaranın ilerlemesine sebep olur.

son olarak, astigmatlı lensler genelde 14.50 çapında (dia), normali ise 14.0 olarak satılıyor. iki gözde iki farklı çaplı lens sorun olur mu?

Çapınızı ölçtürün, lens uygulamasında zaten deneme lensi takıyorlar.
Ben de numaram değişene kadar bi gözde miyop bi gözde astigmat lensi kullandım. Değerleri farklıydı ama sorun yaşamadım çünkü doktorum çapını vs her şeyini markasıyla beraber yazmıştı reçeteye.

@bir nick var benden iceri, evet çapı yazmıyor reçetede. lens için ölçüm yapılmıştı halbuki, benim de bilgim olmadığı için sormadım doktora her şeyi belirtmiştir nasılsa diye.

ben astigmatlı lens kullanıyorum ona rağmen gözlük gibi olmuyor, düşünün.

birkaç markadan deneme lensi al uygun olanı bulana kadar. ben cooper vision biofinity kullanıyorum, memnunum. reçete varsa lensmarket.com deneme lensi de gönderiyor.

lensmarket'ten alacaktım deneme ürünü istedim deneme ürünlerini doktorlara gönderdiklerini söylediler, ama bir çiftini kullanıp memnun kalmayınca geri başka markayla değiştirebiliyorlarmış.. neyse bir göz astigmat olduğu için aynı marka ürün olmuyordu iki lens için bulamadım sitelerinde, farklı marka da kullanmak istemedim kaliteleri fark ettirir diye. ben de eskiden gittiğim bi gözlükçüye uğradım, sipariş verdi lensleri, fiyatı da 225 lira dedi. ACUVUE OASYS markası. gözlükçünün dediğine göre bir hafta çıkarmadan da kullanılıyormuş ama bunu tavsiye etmiyor kimse akşam yatmadan önce çıkarın diyorlar.. var mı bu markayı kullanan? rahat mıdır bilgisayar kullanırken filan kullanabilirim inşallah.

sense8

medcezir

Masters of Sex

russian institute
bangbros

sense8 +1
masters of sex +1

Yazılmayanlardan;

One Tree Hill
2 Broke Girls
Skam

american gods

edit: ayrıca bol lezbiyen seksi isteyenler için (bkz: the l word)

hung

hepsi abi abartısız hepsi.
sen olmayanlarını sor millet kilitlenir kalır.

olmayanı yok gibi birşey
seyduna +1

Eyewitness.

Sex and the City

True Blood

Hung +1 asdadadkad
Tudors
The L Word +1


Sense8 -1

Versailles
Rome

animal kingdom var, shameless tarzında.

Bms

ask-i memnu

you me her

Tren, otobüs, uçak. Trenler oldukça rahat, otobüsler de keza öyle ve ucuz. Kısacası çok alternatif var. Ben olsam geze geze trenle giderdim. Madrid Atocha'dan Sevilla veya Malaga'ya trenler var. Birçoğu uçaktan daha konforlu

renfe'nin turist kompartınanda baya uygun biletler denk geliyor, mesela madrid'ten valencia'ya 12 euro'ya tek yön bilet almıştım. normal fiyat 50-60 euro arası değiştiği zamanlar.

madrid- Sevilla arasını otobüsle, Sonra cordoba Toledo Granada geçmiştik yine otobüs ile. Tren bazen otobüsten pahalı olabiliyor.

fiyatlara baktığımda minimum 20-25 euro diyor. normal mi bu fiyatlar?

madridden granadaya otobüsle gitmiştim ben, 5 saat sürüyor. granada'dan cordoba da otobüsle 2 saat. sonrası ise cordoba-sevilla tren ile 1 saat. dönüşü de sevilla'dan trenle madrid yaptık. sevilla-madrid hızlı treninin güzel bir olayı da trenle madride geldiğinizde, havalanına giden treni ayrı para vermeden kullanabilmeniz.

monicapp

toplam ne kadar harcamıştın hatırlıyor musunuz? sadece ulaşım için.

madrid-granada otobüs 22.63 euro
granada-cordoba 7.25 euro
cordoba-sevilla tren 13.95 euro
sevilla-madrid tren 53.40 euro

otobüsle granada'dan madrid'e gitmiştim. trenden daha ucuzdu sanki.

biz sabah 7 deki otobüse bilet aldık pahalıydı. ancak 11 de vardı otobüs, o 10 euro civarıydı.

(bkz: vueling)
(bkz: renfe)

SKT çok önemli değil de havalar çok sıcak, bu sıcaklarda risk olabilir. O nedenle kokusuna bak, kedi osuruğu gibi kokmuyorsa sorun yok demektir.

Dik kafaya, bir şey olmaz.

kotu koku yok. topaklanma da yok. dogru duzgun saklandi.

Benimkinin de bir ay geçmiş, cayır cayır kullanıyorum henüz ölmedim.

dolapta kavanozda saklanan skt'si neredeyse 2 yılı dolduracak çilekli protein tozunu içtim, bi şey olmadı.

Yani bence gidilmez çünkü sonuçta önünde sıra alacağın kişilerin gerçekten acil problemleri bulunabilir:( onun yerine evinde bir antihistaminik(aureus, zyxal gibi) varsa kullanabilirsin. Eğer problemlerin bayramdan sonra da devam ederse bir cildiye doktoruna görünmenizi tavsiye ederim:) egzama kaşıntısı öldürmez ama kalp krizi ne yazık ki öldürebilir :\

haklisin, tesekkurler cevap icin. antipsikotik ve antidepresan kullanimini biraktiktan sonra gelisti diye tahmin ediyorum. antihistaminik bir ilac bulamadim ne yazik ki. elimde travazol ve son kullanma tarihi 4 ay gecmis dermovate krem var. bunlardan biri ise yarayabilir mi sence?
-travazolu sabah kullanmistim fakat bir etkisi olmadi kasintinin artmasindan baska.

travazol mantar ilaci oldugundan egzamayi daha da azdirir. egzamayi mantar olarak teshis ettiklerinden bi sure mantar ilaci kullandim aman diyeyim.

sag ol cevap icin. aglamamak icin zor tutuyorum kendimi su an. bir umut bi' dunya kullandim o kremi. hatta dayanamayip bir daha surmustum cevap gelmeden. kendime hep zarar veriyorum boyle :/

ya ben bi sene boyunca kullandim. travazolden travagone kadar bi dolu. bi de hala kasiniyor diye sinur oluyordum :) yarin eczaneye gitme imkaniniz varsa gunu kurtarma ve deneme amacli elocort alabilirsiniz bana iyi geldi. bir de doktor kasinti olursa zyrtec kullan demisti. mantar ilacini keser kesmez kasinti gecmisti zaten. yine de doktora gitmeden once ilac denemek isterseniz diye yaziyorum. cok gecmis olsun.

alerjik bir şeyse antihistaminik iğne yapabilirler belki acilde. yıllar önce kolumu denizde bi şey ısırmıştı(ne olduğunu bilmiyorum) yaklaşık bir hafta kabuk falan bağladı, bir haftanın sonunda öyle fazla kaşındı ki o yer kaşımaktan kolum kabardı falan, en son üniversite hastanesi aciline gittik, iğne yaptılar 5 dakikada, eve gidene kadar kaşıntı geçti. siz de bi şansınızı deneyebilirsiniz. zaten acillerde doktorlar o anki diğer hastalara ve sizin durumunuza göre bir bildirimde bulunurlar. bence gidebilirsiniz yani

@pide, tesekkur ederim. umarim faydasi dokunacaktir. yarin edinmeye calisacagim ilk firsatta.

@nundu, boyle devam ederse son care olarak gidecegim. hastane ortamindan cok etkileniyorum. bir hafta atlatamadigim, yillar sonra bile aklima geldikce kotu oldugum seylere sahit oluyorum her gittigimde. acil anilarim cok daha travmatik oluyor. tavsiye ve yonlendirmen icin de tesekkur ederim. bayilmayi bekliyorum su an uyuyabilmek icin. daha kotu olursa mutlaka gidecegim.

bende egzema da var, bocek sokmasi da gecirdim. doktorlarin verdigi advantan kremdi:

www.m-medix.com

bir de goz cevresi gibi( icerisi degil) bolgeler icin cortimycine adli krem.

ikisinde de kortizon oldugu icin bir hafta- on gun kullanip birakmak gerekiyor. eger egzema cikarsa yediklerine dikkat edersin, acili yemeklerden uzak durursun. bebek sampuani ve sabunu kullanacaksin. gecmis olsun.

dermovate zaten egzama ilacıdır 2 gün kullanın söndürür.

(eklediğim siteden virüs uyarısı aldım kaldırdım.) openEmu indireceksin mac için, sitede var.

ben şahsen barı shinlere sürtmeyip, quadlara çıkınca sürtmeye başlıyorum. belki öyle yapabilirsiniz.

ha yapamam derseniz de deadlift için shin guardlar var. gittiğim salonda kullanıyor insanlar, bayağı da memnunlar.

tekmelik fikri aklıma gelmişti önceden. kullanan varsa ben de kullanabilirim demek ki. teşekkürler.

aklıma bu geldi, tavsiyem yok k.bakma. www.youtube.com

hotfile falan kullan?

dropbox a yükle linki paylaş?

google drive deneyebilirsin. 2 gb her türlü uzun sürecek.

google drive+1

Wetransfer ile gönderebilirsiniz

Soruyu yarım okumuşum:/ afedersin. Yandex drive yükleyip paylaşım linki verebilirsin

dosyaları torrent dosyası yap, karşıya gönder torrent olarak çeksin.

banished'e bayağı sardırmıştım.

age of empires 2 veya civ5 olabilir. biraz çocuksu gelebilir ama lol'e bağımlıydım ben oyunu bırakmadan önce.

çözebilirsen ps4 için farming simulator

rimworld, 12 saat aralıksız.

path of exile

zynga

zynga holdem bu iş için en uygun ve bence tek uygulama hem facebook üzerinden hem de telefon üzerinden oynayabiliyorsun aynı hesap ile ve dediğin şeyler de çok basit bir arayüzle yapılabiliyor.

zynga +1

world series of poker uygulaması güzel.

Poker stars

benim garantim bittiği için gittim yan sanayi taktırdım, evvelden de olan bazı tuşları geç algılama problemi vardı ara ara (özellikle şarjdayken) yaşadığım. hala var. onun dışında problem yaşamıyorum.

Ekranin ustunde baslayan golgelenme sorunu olmuştu bende. Gittikce ton farki olusmustu

dokunmatik problemi-basıp uzun süre bekleme-, kenarlardan ışık sızması, gölgelenme gibi problemler gördük.

ankarada 130 liraya yan sanayi taktırdım bir kaç kere. Dokunmatik vs hiç bir sıkıntı yaşamadım. Tek sıkıntısı sonraki düşmelerde daha çabuk kırılıyor.

ama 4 kırmaya anca orjinal servis fiyatı oluyor:D

sonnucu yazayım: 55tl'ye gittigidiyor'dan ön panel alıp telefona taktım, gözle görülebilir bir sıkıntısı yok,tam 10 katı verip serviste yaptırmaya hiç gerek yok. 50tl ye alıp bilen birine taktırın. yukarıda da dendiği gibi sadece bu ekranlar daha çabuk kırılıyor, 3g ve 4-4s'lerden biliyorum. 5s nasıl çıkacak sağlamlık açısından bakalım.

mükemmeliyetçilik var mı biraz?

bilmem ki, nasıl anlarım onu? @zebragibi

günlerdir yapılacaklar listemin temizlenmesi için "bekliyorum."
iş yapıyorum ama böyle minik minik. şu tempoyla gidersem baya zorlanacağım. bir yerde oturup çalışmaya başlayabilsem keşke, ama olmuyor. bir türlü başlayamıyorum midem bulanıyor resmen.

yapmak zorunda olduklarini listeleyip yaptikca uzerini ciz (en ufak sey bile olsa listeye ekle ve yapinca uzerini ciz)
ustundeki yukler ve sorumluluklar kalktikca belki omzundaki yuk hafifler, biraz rahatlarsin.
halanhuzursuzluk varsa cok yakin arkadaslarinla geride kalan hicbir seyi dusunmeyecegin bir yere kisa bir tatile cikmani oneririm
(yapilmayan isler biriktikce daha da rahatsiz eder, sen bi tatil plani yap, onun hayali bile islerimi yaparken motive edici gelebilir)

Ben koca ülkede böyle hissediyorum. Nereye gidersem gideyim huzurlu hissetmiyorum. (Harika moral verdim değil mi?)

*böyle bir şey yaşayan var mı? Sorusuna cevap verebildim sadece.

Sürekli "çalışmalıyım bitirmeliyim" diye düşünüp kendini sıkmaktan vazgeç. Ara ver, şuanda çalışmak için gereken tüm materyallerden uzaklaş. Canın ne istiyorsa onu yap ama kesinlikle, 1 parça bile olsa çalışmak yasak, iş düşünmek yasak. Alakasız olan her şeyi yap. 1-2 gün sürsün bu. Zaten o kadar gecikmiş işler 2 gün daha geciksin.
Dönüşün muhteşem olucak.

tatile gitmeyi düşündüm otellere falan bakarken "of bu manzaraya karşı ne çalışılır" falan derken buluyorum kendimi. 2 senedir tek bir günü sıfır işle geçirmedim. sanki ara versem her şey tersine dönecek allak bullak olacak gibi hissediyorum. bu gece manyakça çalışıp her şeyi bitiricem ve yarın özgür olucam diyorum mesela. ama olmuyor. manyakça çalışamıyorum hiç. bilgisayarın başında ağlarken buluyorum kendimi.

işi yapmam için gereken son sürenin ilk dakikasına kadar abuk subuk şeyler yapıyorum, daha bir işi günleeer önceyi bırak saatler önce bitirip huzura erdiğim görülmedi. cidden her seferinde son dakika başlıyorum ben de. ama o sürede yaşadığım stres korkunç :( zekadansa böyle zeka da olmaz olsun :(

oha resmen kendimi okudum. gel beraber çalışalım :)

herkes böyle motivasyonsuzsa buna bir dur! demek lazım sanki, ne yapacağız nasıl yapacağız bilmiyorum. ama çok yoruldum ve tükendim artık, çalışmayı çok seviyordum artık midem bulanıyor.

Aynı şeyi iş gerginliği yaşadığımda, iş zor olduğunda veya işten bunaldığımda hissediyorum. Hatta şu anda hissediyorum çünkü iş zor değil ama hakkını vererek nasıl yapacağımı bilmiyorum, önümde dağ gibi görünüyor ve açıkçası gerginim. Ki yaptığım işi de çok seviyorum, hobi-iş buluşması gibi bir şey benim için. Oraya yerleşiyorum olmuyor, buraya taşınıyorum olmuyor, yürüyüş yapıyorum, yine pek olmuyor. Rahatsızım.

Geçen gün 'procrastination'ın aslında en büyük nedeninin stres olduğu yazıyordu. Hatta bunu 'can't get out of one's own head' diye bir deyimle ya da 'I'm trapped inside my head' gibi ifadelerle açıklıyorlar. Yani, içeride kapana kısılmış gibi hisstemek, sürekli yapılacak işi veya kişiyi bekleyenleri düşünmekten ne yapacağını şaşırmak, 'Düşün düşün, b.ktur işin' haline gelmek olarak tanımlayabiliriz. Hatta buna 'anxiety-related procrastination) diyorlar. Buna ek olarak 'İşi yetiştiremezsem, bittim' gibi negatif sonuç bekleyen düşünceleriniz varsa, 'Düzgün yapamayacağım nasıl olsa' ya da 'Düzgün ypamayacağıma, hiç yapmayayım' eşlik ediyorsa, yapacağınız işin tanımı tam belli değilse, çok iş varsa ya da iş batırılırsa çok büyük sorun çıkacaksa, gelecek kaygısı varsa, bunlar da anksiyeteye çing çing diye artı puan ekliyor ve çalışmayı daha da zorlaştırıyor. Örneğin, kendi özelimde denizi geçip derede boğuldum; bunu da kendime yakıştıramadığımdan anksiyete hanesine 5 puan eklendi.

Bir de anksiyete arttıkça procrastination da artıyor, artan procrastination anksiyeteyi de arttırıyor. Böyle de bir sonsuz döngüsü var bu naletin.

Bunu aşmanın yolları da kişiden kişiye değiştiriyor. Bazıları azıcık meditasyon yapıp işinin başına dönebiliyor. Bazıları yürüyüş yaparak açılıyor ve ben Duyuru'da zaman öldürüyorum (pek işe yaramıyor). Bunun için çeşitli yollar öneriyorlar, birlikte deneyelim.

Üniversite sınavı döneminde yorulduğumda (haftanın her günü erken kalkmayı beceremiyordum), annem beni 1-1.5 saat parka götürürdü. Yanımıza radyo alırdık. Manzaraya ve sakinliğe baka baka hiç konuşmazdık. Annem kendi dertlerini dışarı atmaya çalışırdı, ben kendi dertlerimi atmaya çalışırdım. Ne yapacağımı hiç düşünmezdim diyemem ama o an kısa süre elimde olan doğayla rahatlatmaya çalışırdım kendimi. 'İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı'nın İzmir versiyonunu yapıyorduk diyebilirim. Sadece sakin bir müzikle sessiz sakin oturmak çok iyi geliyordu. Sonra eve döndüğümde rahatlayıp çalışabiliyordum. Belki yine ondan yaparım.

Zorla da olsa Pomodoro işe yarayabilir.

Belki bir yerlerde bir şeyler içerken çalışmak ya da bir kütüphane ortamı motive edebiliriz, sonrasında kendinize bir ödül koyabilirsiniz. Bende ödül pek çalışmıyor, ceza sistemi daha iyi çalışıyor. Şu anda 'İş bitene kadar duş yok' iddiasına girdim kendimle, kokmak istemiyorsam mecburen iş bugün bitecek, yoksa yarına fiziksel olarak razil durumda olacağım. :)

Zorla çalıştıran şöyle app'ler var
99u.com

Diyor ki 10 dakikayı hedefleyin ve çok yoğun çalışın. 10 dakika dayanırsanız, minik ara verin ve sonra bir 10 dakika daha dalın. Bu da işe yarayabilir.

ben de aynı durumdayım. bütün gün koltukta oturup çalışmayı bekliyorum. sonra son gece saat 12yi geçince başlıyorum ve biraz çalıştıktan sonra nasıl öyle tüm gün hipnotize olmuş gibi oturduğuma hayret ediyorum.

aşırı erteleme + gizli stres sonrası bünyeyi ele geçiren şuursuzluk, şok. gibi bir tanım yapasım geliyor bu durumuma. peki ne zaman ayılıyorum?

hareket edince. sen de bi dene istersen

@aychovsky detaylı açıklaman için çok teşekkür ederim. okuyunca yalnız olmadığımı hissettim. gerçekten bu mesajı okuyana kadar loser gibi hissediyordum kendimi. "herkes aşırı motive ve çok mutlu, herkes çok verimli çalışıyo, bense salak gibi sürünüyorum" modundaydım. bana dışarı çıkmak falan iyi gelmiyor, hemen dağılıyorum. öylece oturup karşı duvarı izleyesim geliyor. belki sağlam bir tatile ihtiyacım var, belki de gerçekten bir süre suçluluk hissetmeden o duvarı izlemeye. yeni bir kalem almak bile beni motive ediyordu aslında, bugünlere öyle geldim ama şimdi kırtasiyeyi alsam etkisi olmuyor. ertele ertele ertele ve son dakika stresten ölerek iş yetiştir.. bıktım :( eski günleri özlüyorum.

İşine aşık olsan bile oluyor bu. Yani, susadığında kana kana su içersin ama ara vermeden içilen 10. bardaktan sonra da çatlar insan ve daha fazla suyu kaldıramaz. Bu yaşadıklarımız da 10. bardak suyu içerkenki yorgunluğumuz, bitkinliğimiz. Ötesi değil. Aslında işler biraz normalleşse eski günler dediğiniz şeyin eskiliği kalmayacak.

Bir de bu sadece sizin yaşadığınız bir şey değil. Az önce bir konuşmada dinledim. Çalışan insanların kültüre göre üçte biri ile dörtte üçünün yaşadığı bir şey. İspanya, Yunanistan, İsveç'te az yaşanıyordur tahminen. Japonya'da 'karoshi' diye bir şey var; insanlar çalışırken ölüyorlar. Bu adamlar da kişisel motivasyonu oldukları için çalışıp ölmüyorlar, hem kültür hem at gibi çalıştırılmanın verdiği bir şey. Rahat bırakılsalar onlar da procrastination'dan muzdarip olur. Hangi ülkede daha fazladır bilmiyorum ama bu öyle güncel bir konu ki alkolik grupları gibi procrastination destek grupları gibi şeylerden tutun da, fasikül fasikül 'Procrastination nedir ve nasıl son verilir' kitabı yazılan, bu kitapların en çok satanlar listesine girdiği bir dünyada yaşıyoruz. Yalnız olmadığınız gibi, büyük olasılıkla çoğunluğun içinden biri de olabilirsiniz.

Sana neden adam bedava konaklama versin? Kazancı ne olacak? Federer filan mısın? Baya hayal kuruyorsun bence. Sahil kenarı bir yerde yaşıyorsan oralarda kortlar olur, birileriyle tanısmaya calısıp beraber oynayabilirsin. Anca bu olur.

bakanlık spor kampları gibi oluşumlarla ücretsiz konaklama, ulaşım, alan sağlıyor. benim bildiğim çocuklar için sadece. öyle bir şey vardır belki dedim.

caddebostan sahilde oynayanları izle, muhabbet et, böyle böyle de numaranı ver, mutlaka biri diğer partneri uygun olmadığında arayacak ve duruma göre düzenli veya tek seferlik devam edeceksiniz.

kesinlikle hayal kuruyorsun.
var böyle insanlar ama kolay bulunmaz. babanın arkadaşı olması lazım, o da birkaç kere idare eder seni kendi oynadığı kulüpte.
ben de olsam orda burda tenis oynayan insanlara numaramı verip ara beni görüşelim derdim.
ancak ben iyi para kazanmaya başladığımda kulübe yazılıp rahatıma bakmayı planlıyorum.

finale yapiyodur bence

beceremiyorum :/

gönder şarkıyı

audacity

tuzsuz lor isteyeceksiniz yalnız, o kadar tuz hasta eder adamı.
migros tuzsuz lor, açık peynir ve şarküterilerin orada satılıyor.

Lor çok çabuk bozulan bir ürün, o nedenle ekstra büyüklükte bir şey almanı önermem dolaba bile koysan bir haftanın sonunda küflenmeye başlar çöpe atarsın. Onun dışında, Teksüt lorun 100 gramında, eğer değişmediyse, 18.5 gram protein vardı, ona bakabilirsin.

Ben evde yapıp suyunu da içiyorum. Biraz fazla süt gidiyor ama evdekinin tadını daha çok beğendim ben. Protein oranını bilemeyeceğim.

Tahsildaroğlu'nunkini seviyorum ben de. Bir de Kecheese'inki.

Ben memleketten getiriyorum direk mandıradan

Migros'ta satilan acik lor peyniri. Ben lordan nefret ederim ve Mogros'takini sevdim.

Aynes ya da migrostaki açık lor.

benim dedem şaman, ayahuasca tarifi mi lazım?

Tanidigim var. saman tip okulu okuyorlar.

merak ettim sadece.
belki huzur ordadır.

pagan tanıdıklarım var.
sayılır mı?

orta asya'da türkler pagan mıydı?

Evet paganlardı. Paganlık tek bir din sistemi değildir, doğal unsurlara tapılan dinlere verilen genel isimdir. Orta Asya'daki Türklerin de aslında Şamanizm adı altına sistemli bir dini yoktu pek. Yer-su, gök ve atalar kültlerine tapıyorlardı. Bunun tek tanrılı, sistemli bir hiyerarşiye sahip şekilde sunulması Türklerin İslamiyete geçmeden önce de tek bir tanrıya taptığını ispatlamaya çalışan bilim insanlarının hatası.

paganlık hoşuma gitmedi.
göktengri iyi bence.
turkuazı hatırlatıyor hem.

Günlük en az 3000 kalori almaz ağırlıkları da düzenli olarak artırmazsan yaptığın şey bir süre sonra kardiyo olur, kas kütlen artmaz. Artan yükleme dinlenme ve yüksek kalori, bu işin tek kuralı. Linkteki adam zaten ilaçlı, onun için yorum yapmıyorum.

Normalde olmaz da;
Sende bu işi başaracak potansiyeli görüyorum ben.
Başla sen.

profesyonel değilim, 2 aydır vücut geliştirme yapıyorum, haftada 3 gün. gainer kullanıyorum, beslenme alışkanlığım da çok iyi ve düzenli sayılmaz, vücudum şekil aldı. bu şekli almak uzun uzun yıllar yapacak iseniz zor değil bence. çünkü salonda 1 yılı aşkın süredir yapan kişiler var bu vücut şekline yakın en azından kol-omuz-göğüs olarak genelde karını sallıyorlar benim gördüğüm.

1000 kalori yedin, yaptğın spor 2000 kalori istiyor, 1000 kaloriyi yemekten aldı, kalanı da kendinden yiyor. yani başladığın yere geri dönmezsin ama 2 adım ile gidip 1,5 adım geri dönersin gibi bi durum.

Fotoğraftaki abinin fiziğe ulaşmak için sanırım min. 2 sene civarı emek vermek gerekir bence. Öncelikle yağ fazlalığın varsa kalori açığına göre bunları kaybedersin, bu esnada beslenmene dikkat etmezsen kas kütlesi de kaybedersin.

Beslenmeni gelişigüzel yaparsan fotoğraftaki gibi değil de fight club'daki brad pitt abimizin vücuduna sahip olursun

i.ytimg.com

Karın kası çıkarması çok zor 4 tane bakladan fazla göremedim, şimdi de saldığım için kocaman göbek oldu.

başka insanların vücudunu örnek alma. özellikle ilaçlı adamlarınkini hiç alma. hem öyle düşük yağlı hem de kütleli olamazsın.

ayrıca bir işi adam gibi yapacaksan yap. beslenmiyorsan beslenmiyorsundur. 2 yumurta yiyorum tavuk yiyorum diye bir şey yok. günlük ihtiyacını karşılıyor musun? protein alımın yeterli mi? uyku düzenin nasıl?

günlük kalori hesabını yap (internette mevcut) kilo çarpı 1.5-2 civarı protein al. sporuna git, geliş.

www.mapsofworld.com şunun üzerinden kendin renklendir?

Hocam çok zor biliyorum ama tıka burnunu daya gitsin. Geçmiş olsun.

Ya abi nasi bunun hapi olmaz ya nasi olmaz.

kusarım refleksi ben aromasız bcaa, glutamin falan içerken oluyor. kireç gibi tadı oluyor bazılarının ama hiç kusmadım, kusmayı kafadan çıkar dik kafana 300 ml, 300 ml bitireceksin.

Blade runner'da mumkun. Gercek hayatta cok mumkun degil.

çözünürlüğü arttıramayacağın için imkansız.

İmkansız, mümkün değil demeden önce bence güncel teknolojileri takip ediyor olduğundan ve bunun çözümünün olmadığından emin olmak gerekiyor. AI(yapay zeka)'ların gelişimi image processor gibi alanlarda da oldukça kullanılıyor, özellikle geçtiğimiz 1 yılda çok daha fazla artışa geçti.

Kısaca, imkansız değil ama ortalama bash ve giriş python bilgisi gerekebilir. Pretrained AI lerin datası ne kadar fazlaysa o kadar güzel sonuç alırsın. Zannetmiyorum ama sende bu fotoğrafın olduğu mekanların, kişilerin yüzlerinin vs. yüksek çözünürlüklü fotoğrafları varsa AI'yi kendin train ederek çok daha verimli sonuçlar alabilirsin.

(git: github.com)

image resolution enhancer software'leri kullanılarak yapılabilir fakat fotoğraf düzeltmesi zor çok ayrıntı içeriyor -insan yüzü gibi- bu yüzden pek verimli olmayabilir.

kullandığın bisiklet amacın için yeterli.
ben olsam yenisi için masraf etmezdim.

idare et. ise girdikten sonra alirsin daha iyisini. otobuse ver, sikinti olmaz.

millet aşti'de bisikletini otobüse koyup bolu abant'a gidiyor bisiklet sürmeye, bisikletim var taşırsanız bilet alıcam de, caz yaparlarsa böyle böyle demiştim dersin.

vitaminler kompleks olarak belli değerlerde vücuda girdikleri için vücutta az olanı normal seviyeye çıkartırken normali de yüksek seviyeye çıkartabilir o yüzden 2 ay üst üste kullanmamak lazım, ara vererek kullanmak daha iyidir. yazın kullanmanın şöyle bir dezavantajı olabilir, su kaybı kışa göre fazla olacağından sıvı alımını özellikle arttırmak lazım, günlük 2 litre+ su içme alışkanlığı yoksa vitamin veya herhangi bir supplement kullanmak yarardan çok zarar getirir bence.

Vanilya dediğimiz şeyin içinde vanilya çiçeği ile tatlandırılmış bir karışım var fakat sade dediğimiz şey için sadece süt tadı alman gerekiyor.

sade dondurma sütlü dondurma oluyor, dondurmanın en temel hali. vanilyalı ise sütlü dondurmaya vanilya aroması eklenmiş hali.

hocam öyle bir yazmışsın ki tanı konulmuş, neye bağlı olduğu bulunmuş gibi. varoluşsal depresyon olduğuna nerden eminsin? birçok psikolojik bozukluğun ortak semptomları var ve üstelik varoluşsal depresyon dediğin şeyin çok spesifik belirtisi yok. burada kimse "doktora gitmeli" dışında sağlıklı bi yanıt veremez buna. en olmadı doktor çağırın. yaşadığı durum hayatını ciddi manada etkiliyosa, maddi imkanı ve zamanı da varsa ve buna rağmen doktor istemiyorsa durum düşündüğünden daha vahim olabilir

Bir delirsin, 1 ay yatsın kendine gelsin.

delirmek kötü bişi olsaydı kimse delirme.kladfjşkdja....

cidden delirmek dogal bisi, kötü değil yani. rahatlar.

Hayatında düzgün gitmeyen, istemediği şeyler mi var? Bazen bana da oluyor ama sebebinin hayatımda ki istemediğim, yolunda gitmeyen şeyler yüzünden olduğunu anladım.

@isimsi zuye; Tanıyı kendi koymuş. Bu konuda da konuştuk sizinle benzer şeyleri söyledim. İnternetin başına geçip ağrıyan parmağınızla ilgili araştırmaya başlasanız kansere kadar gidersiniz. İşte insanlar da kendisine yakın bulduğu şeyi böyle hemen sahipleniyor.
O böyle dediği için böyle dedim ben de.

@uyusam iyi olur; evet fazlasıyla sorunu var.

@anonymice; :):) eyvallah.

Biraz da nazlı sanırım arkadaşınız. En azından onu düşünen arkadaşı var. Şanslıymış. Biraz naz çekeceksiniz sonra düzelir.

@uyusam iyi olur; fazlasıyla nazlı. zaten benim etrafımdaki erkeklerin hepsi grip olunca bile vasiyet yazmaya kadar getiriyor olayı.
bunu da başta pek ciddiye almamıştım sonra baktım çok şikayetçi ve yardım bekliyor ne yapacağım bilemedim.
takıldım kaldım.
anlatabileceği kimsesi de yok. annesi nazar değdiğini düşünüp dua edip duruyor, kız arkadaşı pek bu mevzuya takılmıyor ben doktor öneriyorum olmadı işte kafanı dağıtacak bir şeyler yap diyip duruyorum ama duyduğu hiçbir şey memnun etmiyor.
Ne bekliyor bilmiyorum. Aradığım bu.

Varoluşçu Psikoterapi - Irvin D. Yalom bu kitabı ya siz okuyun ya arkadaşınız okusun. Yalom çok başarılıdır bu konuda, araştırabilirsiniz.

Arkadaşınız öncelikle gerçekten yardım isteyip istemediğine karar vermeli. Eğer yardım istiyorsa kendine önerilen ve kolayca yapabileceği şeyleri hoşlanmasa da denemeyi kabul etmek zorunda. Önce bu konuyu çözün. Çünkü şu durumda doktora gitse doktorun söylediği şeyleri de beğenmeyip yapmayacak.

Bu konu bakış açısına göre insanı ya özgür kılar ya da depresyona sürükler. Bugüne kadar bir anlamı olduğunu, davranışlarını sebeplendirebileceğini düşündüğü veya ilk kez sorguladığı bir varoluşun olmadığını farkedince annesini kaybeden çocuk gibi ağlamaya başlayabilir veya kontrolcü ebeveynin elinden kurtulmanın verdiği özgürlükle dilediğinizi yaparsınız.

Arkadaşınızı tanımasam da tavsiyem, Albert Camus'un absurdism olarak geçen felsefesine bakması.

İnsan önce hayatın yaşamaya değer olup olmadığını yanıtlamalı der. Anlamı olmasa da, hayattan keyf alabildiğin sürece kendi kurallarını ve amaçlarını kendin oluşturarak varoluşa başkaldır.

kökler gitmiş ama yapraklar taze. emin olmamakla birlikte yeşil kısımın en kökünden kesip 1-2 gün nemli peçete sarıp hafif sıcak bi yerde bekleyip kök verir mi vermez mi görebilirsin. mantığı var mı bilmiyorum ama pek de yapılacak bi şey yok şu durumda.

kökler ölünce geri dönüşü olmuyo. sizinkiler fazla sudan çürümüş. bir orkidenin yeni kök çıkarması zaten aylar sürer. ben de çok severim daha önce çok baktım deneysel çalışmalar yaptım bazılarına ordan biliyorum.
buna orkide toprağı alın hani ağaç kabuğu gibi olanından onun içinde normal hayatına devam etsin. haftada bi sulayın. bakalım ne olacak :)

şurada bir kurtarma operasyonu var.

youtu.be

bitkilerde kuru maddeyi üreten kökler değil yapraklarda yapılan fotosentezdir. bu yüzden yeni kök üretimi ihtimalinin hala olduğunu düşünüyorum ben. evet köklerden su ve mineral alımı oluyor, ancak orkide gibi epifit bitkilerde durum biraz daha farklı; bir kısım köklerin bitkiyi ayakta ve sağlam durabilecek şekilde tutunma işlevleri var, diğerleri ise hava kökleri.

cdn.biologydiscussion.com

zaten bu phalaenopsis, doğal hayatında nemli orman - bataklıkların bitkisi olduğundan ara sıra yapraklarını altlı üstlü spreyle ıslatarak su sağlayabilirsiniz, böylelikle yapraklardaki solunum deliklerinden (stomalardan) az da olsa su alabilir, işler yolunda giderse 1-2 ay içinde gövdeden küçük küçük kökler çıkmaya başlayabilir.

Köklerin ölmüş olanlarını kestim, bazı kökler dıştan çirkin olsa da içten yeşil ve iyi görünüyordu. Onları bıraktım 5-6 tane kök kaldı. Hangisiyle hava alıyor hangisiyle su bilemiyorum. Hepsini tahta parçalarının (orkide toprağı) arasına gömdüm. Saksının en dibine torf koydum ki emsin göl olmasın yine. Yüzeyde hiçbir kök kalmadı. O piti piti yaparak birazını geri çıkartayım mı?

Yeşil kök varsa mutlaka kendini kurtarır. Biz çöpte ölü görünen bir orkide bulup almıştık, kurtardık, şimdi coştu deli çiçek açıyor:)
Zaten birkaç dal kök varsa dışarı çıkarma bence kalsın yerinde. O zamanla kendini çıkarır. Saksısı şeffaf olsun. Havadar bir yerde bulunsun. Güneşi perde arkasından alsın.
Umarım kurtulur:)

@peggy Umarım :( Çok severek almıştım, uzak yollardan taşımıştım. Ölmesin :(

Size iyi haberlerle geldim :)

i.hizliresim.com
i.hizliresim.com

Aaaa çok sevindim, tam bir minnoş gibi çıkmış oradan <3

Dal çıkartıp çiçek açınca da foto yolla:)

tebrikler :) orkideniz gerçek bir savaşçıymış.

ülkenin sağlık bakanlığından, belediyesinden vs alınacak izinleri çok iyi araştırın, uzun vadeli tüm pürüz çıkarabilecek konuları göz önüne alın mümkünse şimdiden halledin, ilerde ayak bağı olmasın. bunlar dışında iyi şanslar.

satış, dağıtım süreçlerini kurgulayın. 4 ton sütü market ve son kullanıcıya nasıl ulaştıracaksınız ?
bayilikler kurmak önemli,bütün işi siz yapamazsınız. mevcut dağıtım kanalları sizinle entegre olabiliyorsa güzel bir başlangıç olur.

Buraya soracak haldeysen hiç başlamayın.

İşi kurmayın batırırsınız. Türkiye gibi değil heryer daha hiç bi fikriniz yok işinizle ilgili buraya soruyorsunuz. Yaşadığın ülkenin yoğurdunu vs ye tadına bak oma göre üretim yap yoksa çöpe gider yoğurtlar

Spesifik olarak süt işini bilmem ama pazar araştırmasını iyi yapmalısın. Müşteriler her zaman aldığı ürünü bırakıp neden sana yönelsin? Üretimde ya da halka sunma kısmında farklılıklar oluşturabilir ön plana çıkabilirsiniz. Ne onlar dersen bilmiyorum.

Ha birde bir iş kurarken batarsın diyenleri dinleme. Çok olur onlardan. Kimse birden çok başarılı olamıyor. Araştırmanı iyi yapar profesyonellerle çalışırsan olur.

fotoğraflardan anlaşıldığı kadarıyla her yaprakta aynı düzende çıkmış bu da demek oluyor ki bitkinin kendine has bir özelliği bu. toprağa ekseniz tabi ki çıkar hatta 15-20 güne çiçek bile verir eğer çiçekli bir bitkiyse.

images.google.com.tr
babama sordum da kızılcığın yaprakları da böyle olurmuş ama bu kızılcık değilmiş, benzeri bir bitki imiş. Diksen tutar, soğuk memleketlerde bile yetişirmiş. Çok ilginç görüntü ama hakikaten. Ben de ilk defa böyle yavrusu üzerinde yaprak gördüm

images.google.com.tr

@fallopian

sanırım bu gerçekten de :) ikinize de çok teşekkürler, şimdi diktim. bakalım.

virginia'ya gitmemek hata. en iyisi o bence.

Orda da ama fotoğraflardan gördüğüm kadarıyla aşırı kalın etle lezzet yakalamaya çalışıyorlar, biraz da o yüzden gitmedim :(

Abi afedersin de shakeshack yediğim en kötü burgerlerden biriydi. Hamburger köftesi dediğinin eti kalın ve sulu olur. Yani iyi hamburger sorup da iyi olmasın diyorsun bi yandan.

kalın et >.< bence öyle değil olamaz mı napayım :( nasıl en kötü hamburger dersin ya inanamadım cidden. sence neresi güzel peki?

Ya İstanbulda yaşamıyorum o yüzde pek bilmiyorum, baltazar diye bi yerde yemiştim orası epey güzeldi. Tabi eti kalın ama istersen iyi pişirirler hiç olmazsa pembelik görmezsin.

Ha yani yanlış anlama, sen öyle seviyorsundur tamamen normal ama işte hamburgeri bilip, hakkını vererek yapan her yer de diğer türlü yapıyor.

en beğendiğim benim
MANO BURGER caddebostan barlar sokağı

virginia angus sirkeci. şeyk şek'i ve mano gibi bilumum burgerciyi denemiş biri olarak söylüyorum. nusr-et'i denemedim sadece.

Virginia' da et gram seçenekleri var, yani kalın almak zorunda değilsin köftesini. Pişme şeklini de seçebiliyorsun. İyi pişmiş istiyorum dersen pembe olmaz içi. Denemeni öneririm.

Onun dışında köftesi ince mano vardı, fena değil. 1 senedir yokum Eminim başka iyi yerler de açılmıştır. Akali diye bi yer var, instagramda ne zaman görsem kendimden geçiyorum ama inçe köfteleri var mı bilmiyorum.

Moda'da bi yer vardı adını tam hatırlamıyorum ama mini eatry olabilir. böyle mini mini burgerleri vardı, belki onu sevebirsin.

(bkz: dükkan steakhouse)

shake shack yedim, o biraz şov burgeri kötü değil ama iyi de değil bence. daily dana'nın köftesi tam sana göre onu bi dene, en basic burger 25 tl olması lazım zaten amacın köfteyse seni tatmin eder ve beğenmezsen de en azından uygun fiyata karnın doymuş olur. yanında gelen patatesleri tırt yalnız.

yeniköy'de hopdaddy'yi tek geçerim.

nusret şöyle bişey çekmiş siz sorunca:D

www.instagram.com

gazetenin çabuk nem çeken bi yapısı var, diğer materyaller nemi cam üstünde bırakıyor veya yayıyor.

ucuz çünkü.

gazete ile cam iyi silinmez.

afedersiniz ebesini belliyorsunuz gazete ile. iyi gibi gelmesinin nedeni millete ucuz gelmesi. yoksa aynı yerde başka bez olsa da ve o kadar kağıt harcamayı göze alsa insanlar daha temiz oalcak.

Gazete camı temizlemede değil, kurutmada kullanılıyor. Tüy bırakmıyor, durulamayınca bile deterjan kalıntısı veya su lekesi kalmıyor. Sert olduğu için camı çiziyor tabii.

Gazete hiçte iyi silmiyor. En iyi silen şey eskimiş atlet.

çünkü aslolan şey camı kurutmak. yoksa bez izi kalıyor.

en iyisi eskimiş atlet ama camı silince atlet ıslanıyor. ee noldu? camı kurutamadık. başka bir eskimiş atlet daha lazım. hatta o da tam kurutamadan ıslanırsa bir tane daha lazım. camı kurutana kadar eskimiş kuru atlet rezerviniz varsa ne ala. ama gazete öyle mi? ıslandı, at yenisiyle devam et. işin bitince de kaldır hepsini at.

camı çiziyor ama çok güzel temizliyor.

Yani ben beğendim hatta dükkan da baya peş peşe yardırmıştım fakat gerçek dışı öğeler var tabi. Sonra çoğu kişiye ergen işi gelse de ben Netflix'de Scream'i beğendim gayet soluksuz izledim yani o derece beğendim. Orange is the new black'de fena değildi hem de gayet gerçekler üzerine kurulu olması hoşuna gider bence.

çok iyi, izle derim

Yani gerçek dışı derken yine de bilimsel bir çerçeveye oturtulmaya çalışıyor olaylar, tamamen doğaüstü bir durum değil yani.
Ben de buradan tavsiye alıp izlemiştim, çok beğendim. Sürükleyici.

stranger things izle arkasına the OA.

ben de izledim beğendim

kesin izle.

Çok iyi.

ilk bölümler iyi sonra eh moduna alıyor. fantastik öge sevmemek eksi puan dizi için ama çok da değil.

house of cards? better call saul (6. bölümden sonra adam oluyor)?

İlk bölümü izledim, beğendim. 80'ler delisi olmamla da ilgisi olabilir gerçi. 1-2 bölüm izle, sarmazsa devam etmezsin.

Fargo seven birisi True Detective de sever.

Stranger Things'i öneririm ama Westworld'ü de kesinlikle izlemelisiniz.

sözlükte de insanlar hemfikir zaten, stranger things 80'lerdeki filmlerin, stephen king kitaplarının, o dönemin tarzının bir kolajı.
fantastik öyküler korkutucu bir masal kıvamında, çok batmayabilir...

hayatında yaptığın şeylere alışmışsın, şu an her şey rutin senin için. zihnin sürekli tekrarda. tavsiyem 1 hafta yurtdışına çık. ucuz bir yer olsun, balkan ülkeleri mesela. marketlere gir çık, mutfaklı bi hostelde hiç yemediğin şeyler al, pişir yani olabildiğince zihnine farklı gelecek rutinin dışında şeyler yap, mesela erkeksen striptiz kulübüne git ucuz oralarda, bi kucak dansı yaptır. 1 hafta oralıymışsın gibi yaşa, zihnin bi şoka girsin ama döndüğünde bu algıyı bozacak rutine dönmemeye çalış yoksa yine aynı şeyleri hissedersin.

bunun amacı zihni şoka uğratmak, kültürel değil de daha çok alışkanlıklardan uzaklaşma açısından.
ha illa yurtdışı olacak diye bir şey yok, istiyorsan diyarbakır'a git orada takıl 1 hafta, önemli olan sana garip gelen rutinin dışına çıkacağın şeyler yapman.

cihazı deneyip çalıştığını gördüyseniz yedek sigortadır o.

bildiğimiz cam sigorta işte, yedek koymuşlardır. 4A standart cam sigorta. eğer UPS'in sağında solunda "FUSE" yazan bir yer görebiliyorsan açıp baktığında bir tane de orada olduğunu görürsün (bakarken fişe takılı olmasın)

bunun aynısı çakmaklık priz'lerinin içinde oluyor. sanırım temel amacı elektriği iletmek tabi ucundaki metal kısım ileri geri oynadığı için iletken malzemeyi silindir cam ile korumuş oluyor sanırım. umarım anlatabildim. yani öyle olmazsa olmaz bir olayı yok.

sorun yok yani? ben de cihazin icinden dustu sandim. onu herhangi bir yere takmam gerekmiyor degil mi?

ups bozulunca içini aç. bunun aynısından olacak içeride. onu çıkar bunu tak, büyük ihtimalle çalışacak.

r10

r10 olabilir ama bu alan adı çok değerli değil en başta milyon dolar değer biçmeyin. kişisel görüşüm, en fazla 250 eder.

@kurnaz, neye göre değer biçtin var mı bi formülü

işiniz mantarcılık(kültür etc), mantar panoculuk olur belki. ama diğer türlü domain artık değersiz çok ilginç olmadığı sürece, e.g. glass.com, hello.com, mi.com gibi. eskidendi jenerik şeyler.

adam mantarcik yapar adı, alır gider.

:D:D bu nasıl bir tablo

Ptt getiriyor, büyük ihtimalle sevgilisi ile falan gelmiştir.

kargo şubesinin sahibi üstünde sorumluluk hissedip kendi getirmiş olabilir.
bir keresinde yemeksepetinden sipariş ettiğim yemeği kendi aracıyla restoran sahibinin 30-35 yaşlarında oğlu getirmişti, yoğunluktan dolayı.

örneğin, su-lay-mani-ye? bana bu yazdığım şekil en kolay anlar gibi geldi ama internet denen bir şey var yahu. açsın dinlesin kendi anladığı şekilde not alsın? başkasının yazmasıyla nasıl olacak o iş.

fonetik alfabe değil sesletim şeklinde yapacaksınız latin alfabesiyle. türkçe örnek elimde yok, uydurmak da istemiyorum.

ispanyolca bir kelime, ana dili ingilizce olan birinin sesletimi nasıl yapacağı;
abaho - ah-bah-hoh
demencia - deh-mehn-see-ah

gibi.. bu örnekler abaho ve demensiya şeklinde okunuyor.
türkçe için yazdığın sesletimin doğru olduğunu düşünmüyorsan google translate'de sesleterek kontrol edebilirsin.
translate.google.com

Forvo'dan dinlese olmuyor mu? Bulamadığı sözcük olursa yazın, seslendirelim kaydedelim Forvo'ya.

ipa typewriter kullanılabilir.

Yalnızca ingiliz fonetiği kullanarak, türkçe kelime yazamazsınız ama. /ı/ sesinin karşılığı yok mesela, illa /i/ diye çıkıyor.

ipa.typeit.org

hayyamda girişteki dükkanlardan sakın alma, üst katlara çık temiz esnaflar var bi kaç fiyat sor, merceği incele, adam garanti versin 1 yıl. güzel fiyata alırsın biraz pazarlıkla. 1 senedir yatıyordu benimkisi şubatta kullanmaya başlayacağım yoksa sana satardım baya uygun bi fiyata.

www.sahibinden.com

pazarlıkla 200 e bırakabilir mi bilmem. sadece 2 dk içinde bir aramayla buldum.

bu arada bu lens daha düne kadar 250 tl sıfırıydı. neler dönmüş serhat...

Hayyam'da Mustafa Abi Odak Foto'dan yada Hayyam Foto Teknik'den alabilirsun. Ikisi de ikinci katta.

winamp

Audacity

özellikle Fas, öyle genel düşüncenin aksine aşırı bir orta doğu ülkesi değil, gidersen görünce hak verirsin, Türkiye'nin oryantal bir versiyonu gibi, sadece turist yoğunluğu olan yerlerde yankesicilik yaygın, ceplere, çantaya sahip çıkmak lazım. rota tavsiyesi olarak, Fas'tan Endülüs'e geçip 1-2 günü de Endülüs'te geçirip dönüşü oradan yapabilirsin.

ikisine de gitmediyseniz, once Fas'a gidin derim ben.
orada da sadece kazablanka değil, tangier, meknes gibi yerleri de görmenizi tavsiye ederim.

kalack yer olarak da "riad" denen ve genelde kentlerin "eski" kisimlarinda (old medina) kalan, köşk tarzi yerlerde kalirsaniz, yerel kulturu daha iyi tanima olanagina kavuşursunuz.

dizilab.net

bende vpn'siz açılıyor

browsec indir; dizibox çalışıyor bu şekilde.

(git: www.youtube.com

(bkz: mannequin challenge)

www.youtube.com black beatles şarkının adı.