-----------------------
------------------------
------------------------
------------------------
---------------------------
www.eksisozluk.com

kitabı okuyalı çok oldu da. kimi aşağılamıştı ki snape?

öncelikle başımız sağolsun. sevgili arkadaşımızın cenazesi bugün öğle namazına müteakip izmir bahçelievler helal para camiinde (üçyol) kılınacaktır.

çok önemli not:
annesi atatürkiye'nin ekşi sözlük yazarı olduğunu biliyor ve bu konuda oldukça tepkili. gelen olursa bu konudan şimdilik bahsetmemelerini rica ediyorum. bu konu ile ilgili önümüzdeki günlerde önemli bir duyuru da açmayı düşünüyorum. duyuruyu özellikle soru olarak açtım. eklemek istedikleriniz varsa paylaşabilirsiniz.
modlara: en azından saat 2 ye kadar üstte kalsa iyi olur.
edit tel: 0532 646 9887 defin: buca kaynaklar mezarlığındadır.

Bugün arkadaşlar kulaklarımdaki deliklerin çok büyüdüğünü yakında kulak mememin ikiye ayrılacağını söylediler. kulağım zaten kulak memesinin ucundan delinmişti vaktiyle. inanmadım hayır olamaz filan dedim ama.. acaba? ben hiç küpelerimi çıkarmıyorum, yara oluyorlar, ancak kısa bir süre için çıkarıp merhem sürüp acısı geçince tekrar takıyorum. çogunlukla da acıya katlanıyorum. bunları ne demeye yapıyorum bilmiyorum. ama kulak deliğimin böyle yara ola ola yarıla yarıla kalıcı olarak büyümesi mümkün mü? kapanmaz mı o delik birazcık :(

Sağ gözümdeki lensim flu görüntü veriyor. Değiştirip yenisini açtım, pek bir değişiklik olmadı. Sorunun lensten kaynaklı olduğu bir ihtimal olarak kenarda dursun. Benim sorum şu, gözümle alakası olabilir mi? Batma, yanma yok. Lens torik.

liseden ve hatta daha gerisinden gelen bir alışkanlıkla şu yukardakinin kullanımı konusunda oldukça takıntılı oldum. sonra yavaş yavaş internet ortamına girdikçe yalnız olmadığımı da gördüm. ergenlik zamanlarımda yanlış kullanan pek çok kişiyi de ağır bir şekilde eleştirmiş ve hatta gücendirecek kadar laf soktuğum olmuştur. bu konuda da yalnız değildim üstelik. ama şimdi düşünüyorum da, normalde yazım kurallarına (mesela soru eki mi'nin ne bileyim bağlaç olan ki'nin filan) ayrı yazılması o kadar gözüme batmazken neden inatla bu de? şimdilerde gözüm alıştı artık kimseye onu ayrı yazacaksın diye laf sokmuyorum çünkü büyük bir çoğunluk yapıyor bu yanlışı. ama soracağım iki şey var;

1- neden insanlar dahi anlamındaki de konusunda bu kadar takıntılı (kendime sordum bilmiyorum)
2- ulan yine de o kadar zor değil bunu doğru düzgün yazmak insanlar neden ısrarla yanlış kullanıyorlar? valla çok kolay lan.

İhtiyacınız olmayan ama sevdiğiniz, tutkunu olduğunuz, ucuz olmayan ama alırsanız sizi zora sokmayacak bir nesne olsun. Benim için her cins gözlük oluyor bu.
Böyle bir şeyi almak isteseniz kendinizi engellemek için argümanınız ne olurdu? Somali'de insanlar açlıktan ölüyo, Allah/karma/uçan spagetti canavarı sormaz mı? Ya da dünyaya bir kez geliyoruz al gitsin canım. Yahut basit yaşa ki başkaları da var olabilsin ve niceleri?
Sizin için?

Bu sabah bir sesle uyandım ki bir ağır uyuyan işitme engelli olmam hasebiyle bu saçmalık. Yatağın yakınlarında bir şey ötüyor gibiydi, yatak değiştirdim geçmedi. Kulaklarımı tıkadım sesin desibelinde bir azalma görülmedi. Kalktım salona geçtim devam etti. İçinde böcek vardır diye saçlarımı taradım bir şey çıkmadı, kulağımda da böcek yok anlayabildiğim kadarıyla ama bu şey her neyse ses çıkarmaya devam ediyor. Sanki düşük desibelli bir sprey sıkma sesi, bozuk bir cihazdan çıkıyor gibi aralıklı olarak geliyor. Azalıp çoğalıyor. Ben sanırım halüsinasyon duyuyorum. :/
Deliriyor muyum?

geçen sene ilk kez gözlük almıştım. optikçi 50 liralık dandik bi çerçeve vermişti. gerçi devlet karşılıyormuş ya neyse. tecrübesiz olduğumdan araştırma falan yapmadan böyle bi hata yaptım. çerçeve hep soyuldu, siyahlığı gitti.

muhtemelen 2 hafta sonra yeni bi gözlük alacağım. marka olarak ne önerirsiniz. rayban deyip duruyor millet. şöyle fazla uçmadan max. 200-250 tl'lik olsa iyi olur.

bir de plastik çerçeveler varmış sanırım nasıl oluyor onlar?

soru çok basit. kaybettiğiniz okuma isteğinizi nasıl geri kazanırsınız? var mıdır bir yolu yordamı? velakin, filoloji öğrencisi olduğumdan mutlaka geri kazanmam gerek bu laneti.

selam duyurunun güzel insanları,
olay şu:
özellikle amerikan filmlerinde falan dikkatimi çekiyor,
adam veya kadın umumi bi tuvalete girer ya
hani böyle ellerini lavobaya koyar veya ne bileyim her yere dokunur
hemen hemen her filmlerinde bu tarz bir şey vardır.
bu adamların bu lavabo sevdası nerden gelmektedir.
siz de böylemisiniz yoksa bu olaya sadece bana mı iğrenç gelir.
ben en az temas ile olaydan sıyrılma çabasında olurum.
(leonardo dicaprio nun bir filminde temizlik delisi adam gibi hissettiriyor bu filmler)

Bana iyi hikayeciler lazım...

Kipling, Sait Faik, Maupassant, Ömer Seyfettin, Çehov, Poe... bunlardan başka edebiyat tarihinde iyi hikayeler yazmış ve hikayecilikleriyle tanınan yazarların iyi hikayelerini okumak istiyorum.

Bunun içinde konu ile ilgili kimselerin tavsiyelerine ihtiyacım var.

Okuduğunuz ve bir başkasına mutlaka oku diye tavsiye ettiğiniz veya sizi çok etkileyen hikayeler varsa lütfen paylaşın.

Benim bir sorunum var. Çok fazla düşünüyorum abiler/ablalar. Zihnim hiç boş kalmıyor. Bir söz, bir Facebook yorumu, bir mimik, bir an... fark etmez, kafamda her şeyi dakikalarca evirip çeviriyor, ölçüyor biçiyor, tartıyorum. Zihnimde muhakemeye ayarlı bir mekanizma var sanki. İşin acı tarafı bu şeylerin yüzde 98,3'ü gereksiz. Bildiğin gereksiz.
Dikkatimi toplamak, kimseni önemsemediklerini fazlasıyla önemsemekten kurtulmak, bi şeyi de analiz etmemek, sukunete huzura kavuşmak istiyorum artık. Zihnimi terbiye etmem lazım. Tavsiyeniz varsa söyleyebilirsiniz.

Merhaba mümin ve mümine kardeşlerim;

Bendeniz bu akşam treniyle istanbul'dan çıkışımı alıyorum. Lakin tren kalkış saati iftardan önceye geliyor. Ben de misafirlikte olduğumdan dolayı gece kalkıp "bana sahurda yemelik bir şeyler hazırlayın" diyemediğim için sahursuz oruç tutuyorum. Yani oldukça açım.

Daha önce de belirttiğim üzere tren iftar saatinden önce. Yani tren içi bir şeyler yemem gerek. Ayrıca sahurda da trende olacağım; dolayısıyla onu da katalım içine.

Trende yiyemem, ufacıcık tabaklara dünyanın parasını istiyorlar. Ekmek arası bir şeyler yapıp götürsem kokar gibi.

Ne yapalım da iftarda ve sahurda aç kalmayalım.

Not: "Sen seferi sayılırsın" demeyin; deve sırtında gezmiyoruz sonuçta. Bu oruçları bozarsam ramazan sonrası tutamam gibime geliyor. O yüzden bozmak yok.

Not 2: Dini konu olduğu için bu duyuru ileri tarihte silinebilir. Şimdi "herif oruç tuttuğunu göstermeye çalışıyor" görgüsüzlüğü olmasın.

Şöyle ki işlem ekranım genişlemiş ve monitör ekranımın sınırları dışına taşmış gibi.
Yani en iyi böyle anlatabilirim sanırım.
F11 yapmadım hayır.

2 senedir tatil yapmayan bu bünye 2 gün tatil yapacak (: ama ne yapmalı ki ? aklına bişi gelmiyo , yapmaya yapmaya unutmuş , öğrenci bi de , fazla parası da yok , istanbul da ikamet ediyor , ne yapsın bu genç ?

not: gerçekten 2 gün , bu çaramba ve perşembe , yani 27 & 28 temmuz . .(:

edit: aklında Adalar var ? ( hangi ada kararsız :/ ) bunun için de özel bişiler derseniz, memnun olur kendisi

edit2: kendisinin pasaportu bilem yok ^^ o kadar parası hele hiç yok (:

Böyle herkese hak veriyorum, kesin katti fikirlerim olamıyor, olsa bile bir hafta sonra değişebiliyor, böyle bu da ne muhteşem bi düşünce hadi herkese söyleyeyim ben bunu diyemiyorum.Twitter a ileti giremiyorum mesela..

Sığ bir insan da değilim aslında, bi de klişelerden de usandım söylenen bir çok söz düşünülmeden söylenmiş gibi geliyor. insanlara yorum yazıyorum yazıyorum yayınlamadan siliyorum.

B vitaminim de eksik ondan mı acaba neden böyleyim ben? Böyle ben de bin twit girsem mesela normalde de çok konuşurum aslında... Neden böyleyim ben bir fikri olan var mı, sanki böyle taşlarım yerine oturmamış gibi.

Yani sanırım sızlıyor. Sızlama bile diyemem rahatsızlık vermiyor.
Peki nasıl fark ettim? Doktoruma bu sıralar uyurken ağız akıntım çok fazla, sebebi ne olabilir, bağırsağımda parazit mi var acaba, dedim. O da bana diş sorunu da olabilir diyince dişçiye gittim. Dişçi dişlerinde bir sorun yok niye geldin ki dedi, sırf gönlüm olsun diye bir çürük başlangıcına ufak bir dolgu yaptı. Ağzım akıyo diyince de olsun aksın ne var dedi :((
Ben psikolojiktir geçer artık dedim, geçmedi o his. Sol alt dişlerimde yolunda gitmeyen bişi var.
Şimdi böyle abuk bir soruya cevap verirseniz, minnettar olurum cidden.

larisa riquelme yüzünden paraguay'ı destekleyen siz sevgili duyuru kullanıcılarına sesleniyorum;

bendeniz, aslında arkadaşları tarafından pek bir sevilen, pek bir matrak bulunan bir erkeğim.

ama sadece samimi olduğum arkadaşlarım böyle olduğumu biliyor, diğer herkes beni sessizi sakin içine kapanık biri olarak biliyor. bazen annem bile kızlarla nasıl konuşuyorsun şaşıyorum diyor.

evet, sorunum şudur ki, bazen biriyle konuşurken aklımdan "benim hakkımda ne düşünüyor acaba, kesin saçmaladığımı düşünüyor, adamı da esir ettik bi sussa da gitsem diye düşünüyor kesin, heh bak işte şimdi salak olduğumu düşünüyor" gibi içseslerle boğuşuyorum. bu yüzden de çoğu insanın sorduğu soruya kısa ve net cevaplar veriyorum, bazen sadece gülümsüyorum hatta. bilmiyorum belki böyle olduğunda daha büyük olasılıkla bir mal olduğumu düşünüyorlar ama konuşurken içsesimin desteğiyle yüzümün kızarmasından daha rahat buluyorum bu durumu.

konuşacak, söyleyecek bir şeyimin olmadığını düşünmeleri konuştuklarım, söylediklerim yüzünden benim hakkımda kötü düşünmelerinden daha huzurlu geliyor yani.

aslında bu içseslerin biraz da kendimden kaynaklandığını düşünüyorum. çünkü biri benimle konuşurken ya da bulunduğum ortamda konuşurken saçmalarsa içimden "aha bak saçmalamaya başladı, onun gibi kendimi küçük düşürüp kendimle alay ettireceğime susarım daha iyi" diye geçiriyorum.

önceleri sadece boş konuşanlardan (bana göre) uzaklaşmak, konuyu değiştirmek için susar sadece mimiklerle iletişime geçerdim, fakat anlattığım gibi durum aldı başını gitti, telefonla arayanlarla konuşmak istemiyorum, bankada görevliyle konuşmak istemiyorum, adres tarif etmek istemiyorum... uzar gider bu liste.

söyleyecek çok fikrim, çok lafım var ama susuyorum. artık insanların gözüne bakarak muhabbet etmek istiyorum. fikirlerinize açığım. profesyonel bir yardım almak istemiyorum, çünkü durumumu biliyorum, bunu atlatacağıma da inanıyorum.

teşekkürler.

Sıcak mı, çok mu sıcak, çok çok mu sıcak?

az önce aldatıldığımı öğrendim. viski'nin yanında nasihat iyi gider gibi geldi.

www.youtube.com

hangi ilde ikamet ediyorsunuz? duyurudaki herkes cevaplarsa sevinirim. dalgasına sormuyorum

öyle çok param olduğundan değil. 5 liram da olsa 500 liramda olsa harcıyamıyorum. inanılmaz bir cimrilik var ki adı cimrilikse. hani çok zor bir durum yaşamadım parasız kaldım da değerini biliyorum o değil gerçi daha 19 yaşındayım hani zaten çok bişi yaşamadım ama yine de bu da ihtimallerde değil.

gidip o kadar para verip sinemaya gitmek bile saçma geliyor. hele yol paraları çok param gitmesin diye ne yollar yürüyorum bilemessiniz.sadece kıyafet aldığımda biraz açık el davranıyorum. ama bu sefer de aldıktan sonra lan o kadar para verilir miydi? diyorum. kaç kere o yol parasını vermiyim diye adatepeden c.bostana yürümüşümdür.ama arkadaşlarla içilir falan o zaman para harcıyabiliyorum. ama en fazla 2-3 bira bir tekila chot kadar.

ne olucak bu durumum bilmiyorum. psikolojik bir sorun mudur yoksa böyle devam et hacı en azından para çok biriktirirsin olayını mı yaşasam. bi yardım edin. nolcak benim bu durumum.

not: bana ver demeyin paran varsa. minibüse binmiyorum yürüyorum o derece cimriyim kimseye zırnık koklatmam. benim benim hepsi benim :))

1)efendim bunun kitabı eğitim videosu yada bunu öğreten site varmıdır?

2)azmetmiş biri ortalama nekadar sürede öğrenir. (3-5 ay, 1 sene vs.?)

edit: türk filmlerini türkçe alt yazıyla sesini kapatarak izlemek bi yöntem olabilir mi? şimdi aklıma geldi

İyice beynim bulanmış durumda bana neyi neden seçtiğinizi ya da sececeğinizi söyler misiniz? Hayatım boyunca hiç düğünümü hayal etmedim şimdi de artık yumurta kapıda bana kalsa nikah yapıp yemeğe gidelim diyorum ama yine en az 50 kişi olacak yemek var gerisini siz düşünün. Düğün salonunda da kendimi hiç düşünemiyorum ama aile ciddi şekilde bu olsun modunda. Hatta nişanımız yemekli oldu diye bu baskı daha da arttı. Yemekli düğün demeyin altından kalkamayacak noktaya geldik :)

Şehir İstanbul tarih Ekim ayında bir pazar günü yardım edin bana bir akıl verin ne yapılabilir?

sizce başlayayımmı?ilk sezonlar falan çok iyi diolar.Diyorum en azından ilk sezonlarımı izlesem?

not:ayrıca lost çok bozdu baya bozdu vs. demesseniz sevinirim :)

resim bu:
i1106.hizliresim.com




şimdi resmi açtığımda ben önce alttaki yazıyı okudum sonra resime baktım. yazıyı okuduğum zaman psikolojik olarak bilinçaltımda resime baktığım zaman o adamı göremeyeceğim gibi bir şey mi işlendi ki göremedim? niye gözükmüyor adam ilk bakışta?

Bu sözün çıkış noktası nedir? Ne anlatmak istediğini biliyoruz ama mecaz olmasaydı?

dehşetengiz bir anket gibi görünebilir:
ne sıklıkta ölümü düşündüğünüzü ve ölüm konusunda hissettiğiniz en yoğun hissi yazar mısınız?
neden soruyorum çünkü ben her gün sevdiklerimin, benim filan bir gün öleceğimizi düşünüp herşeye yabancılaşıyorum ve bunu yapmaktan zevk almaya başladım. çünkü yaptıkça daha yoğun şeyler hissetmeye başlıyorum, orgazmdan daha zevk veren bişey olmaya başladı resmen. what do?

Ne bileyim üniversiteye girdiklerinde bu tiplerin hepsine "hocam mezun olun sizin hepinizi devlette kadroya alacağız" falan mı diyorlar?

Nedir bu sürekli ağlama zırlama hali devlet kadro açsın, kadro açsın diye..

Teşekkürler

hani olur ya böyle sürekli belli aralıklarla izlersiniz. sıkmaz. nasıl anlatayım bilemedim ama mesela örnek vereyim benim için; a song is born, clerks, snatch, groundhog day, 12 monkeys filan gibi. öyle.

Ruhsal mı (inananlar için) zihinsel mi fiziksel mi (hormon, gen vs) dir.
Ben niye bu kadar tembelim :/

şimdi biz bi çocukla tanıştık. ama daha yeni. yani baya yeni. ama biraz da olsa hoşlandım bu elemandan. 5 gün sonra doğumgünüymüş. gidip maddi değeri olan bi şey değil de değişik bi hediye vermek istiyorum. ilk adım sayılabilir sonuçta bu. mesela benim arşivimdeki çok sevdiğim bi kitap bile olabilir. yani böyle basit bi şey düşündüm ama belki sizin aklınıza daha anlamlı olabilecek bi şey gelir. fikri olan?

not: kadın değilim, geyim.

Olmasını çok istediğim stajı kaptım sonunda. Nedense şimdiden bir yusuf yusufluk sardı ama beni. Şirket çok uluslu. Çalışacağım departman genel müdürlükten ayrı ve tek stajyer ben olucam. Ben bu abiler, ablalarla nasıl iletişime giricem? Ezmesinler beni. Esasen ilk günden noob gibi görünmek istemiyorum. 3 ay beraber olucaz adamlarla. Nasıl davranmak gerek? Bir de bu gibi ortamlarda gözlemlediğim şey arkadaşlık ilişkileri genelde hemcinslerle daha yakın. Benim en yakın arkadaşlarım hep karşı cinsten oldu. Futbol vs. konuşamam edemem. Onların dilinden konuşmayı öğrenmek mi gerek sizce? Kısacası çok heyecanlıyım be duyuru.

Yeğenlerim üzerinde sanatsal çalışmalar yapmış tükenmez kalem kullanarak. Ben bunu nasıl sileceğim?

soru değil aslında bu, anket.

araştırmanızı istemiyorum, an itibari ile ne düşünüyorsunuz veya biliyorsunuz onu merak ediyorum.

ekli fotoğraftaki kulelerin ne fonksiyonu olduğunu düşünüyorsunuz? sizce doğaya zararlı bir işlem mi gerçekleşiyor içinde?

ek: cevap verdikten sonra araştırabilirsiniz bittabi :)

base curve radius'u 8,9 olan biri 8.7 olan bir lensi kullandığı zaman ne olur? tolere etme gibi bir durum olur mu yoksa dayanılmaz bir rahatsızlık mı verir?

Doğuştan kör olan insanlar da rüya görüyorlar diye biliyorum, peki ne görüyorlar, nasıl görüyorlar? Örneğin bir martı, bir ağaç veya renklere dair bir şeyler var mı rüyalarında?

(Niyetim kimseyi incitmek değildir, tamamen merakımdan soruyorum)

oladabilir (yok bu olmadı gibi, neyse), ola da bilir, ola dabilir (yok bu da olmadı).. hangisi doğru? olabilir de en güzeli tabi ama diğerinin kullanımı konusunda hep tereddütte kalıyorum. ola da bilir gibi öğretildiğini hatırlıyorum zamanında ama yaşlandık, hafıza uçtu gitti.

doğrusu ne ki bunun?

kendini cok güçlü, yıkılmaz! zanneden ben, hayatı boyunca hiç bir komplekse kapılmamak için kıcını yırtan ben-aslında yapacak pek cok da seyim varken- dun gece yalnızlıktan ağladım. bu bildiğimiz aile dısından biri tarafıldan sevilme ihtiyacının eksikliğinden kaynaklanan bişeydi. simdi egomun kendini koruma kalkanını biraz olsun kaldırmaya calısarak baktıgımda bazı seylerle yuzleşiyorum. 24 yasında, en son ciddi ilişkisi jdakhfks ortaokulda olmus olan ben, yazısma olarak da cok sınırlı sayıda insanla munasebette bulunmusum. guzel değilim, yani hiç kimsenin cinsel olarak cekici bulmayacagı biri de değilim sanırım-arada farkettiğim kesmeler oluyor diyelim. ama hiç bir zaman hoslandıgım-ergen kelimesi evet- ya da yazdıgım erkeklerden bir donus alamadım senee 2002den beri diyelim. ama ben inatla mukemmel bi aşkı, cok kafa bi insanı bekledim durdum ve kendimi kandırdım-en son 3 ay öncesindeki son hayal kırıklıgıma kadar- sozluge de burda baglayayım duygusuzlasmak baslıgında kendimi gordum, 3 aydır kendimi o derece kapattım ki-zaten öncesinde de acık değildim- kafamı bile kaldıramıyorum, bir ezik, bir loser hisleri içindeyim ve duygu denen seylerden ölümüne korkmaya basladım. bu satırları yazan insanın sosyal hayatındaki damgası soguk, hatta suratsızdır diyeyim ki icimdeki benle dısımdaki ben arasında nasıl bir ucurum var anlayın.
öeffff yazarken bile sıkıldım, böyle işte kendimdeki anormalliği çözemiyorum; evet cok yalnızım ama kimseye eyvallahım da yok ne olcak benim halim. mutlu olmak icin insanlardan medet ummamak lazım galiba, bunu coktan idrak etmem lazımdı; o zaman mutlu olmak bu dunyadaki hayatı doldurmak icin ne yapmalı.
cok dagınık yazdım kusura bakmayın..

Bunun için özel şartlara mı ihtiyaç var?