Hissetme öyle neden hissediyorsun :) Ona göre artı birçok özelliğin vardır eminim fakat değersizlik duygusuna kapılmışsın. Aile eğitimi, yetiştirilme şekli vb o kadar önemli ki, insan hayatı boyunca taşıyor bunun etkisini.

Bakış açın yanlış bana göre. Birilerini yüksekte görüp de iç geçirmek, kıskanmak ya da gıpta etmeyi çok doğru bulmuyorum. Hekres kendi hayatını yaşar.

Kendin söylüyorsun aynı konumda çalışıyorum diye. O tepeden inmiş, sen belki cırmalayarak gelmişsin, bu seni gururlandıracağı yerde eğip bükmemeli.

Ayrıca sosyal beceriye sokayım. Evet. İnsan la, en iğrenç bi pislik ölüsü dirisi ayrı pis kokan, boktan boktan şeyler yiyen domuzdan hallice bir yaratıktan bahsediyoruz.

Aç bak çağının ve içinde bulunduğu toplumun önünde olan insanlara hiçbiri sosyal yönden çok mükemmel değildir. Ha bu her antisosyal hımbılı dahi yapmıyor ama sosyal olmak, sevilmek bilemiyorum. Beni sevmesinler zaten lan ben tiksiniyorum insanlardan.

@msb çok haklısın :( kişilik 2 yaşında oluşuyormuş. benim babam yozgatlı, annem çankırılı. kız evlat olduğum için ezilerek, baskıyla büyütüldüm. sindirildim. ailem bana özgüven kazandırmaya kasmadı. sonradan okul hayatımda çok akran zorbalığına uğradım. evet değersizlik hissim var. kendimi iyi ve güzel hiçbir şeye layık görmüyorum sanki. bilinçli yaptığım birşey değil bu, otomatikman oluyor :(

@benaaymi, benim çekindiğim genel müdürlerle kız kanka muhabbeti yapıyor, teklifsizce arıyor, arkadaş oluyor. öyle bir özgüveni var. bense çok eziğim galiba :(

benim annem de prof, babam da avukat olsaydı, üst düzey okumuş bir ailede büyüseydim ben de bu kız gibi olabilirdim.

ben nasıl büyüdüm ama anlatayım mı ? annem ilkokul terk ev kadını. 3-4 yaşlarındayken beni kucağına oturtur, "bak a..ndan kan gelirse hayatın mahvolur. a..dan kan gelirse hayatın söner. a..dan kan gelirse söyle bana" diye diye büyüttü !! yaşadığım travmayı anlatamam. 30 küsur yaşındayım karşı cinsle ilişkim olmadı, gönül ilişkisi de kuramıyorum, kabullendim evde kaldığımı. hayatım mahvedildi.

Instagram kullanmayın. Kendinize karşı acımasız olmayın. Hiçbir hayat dışarıdan göründüğü gibi mükkemmel değil. İyi yönlerinizi düsünün.

güzellik veya iyi bir fiziksel yapı aynı zamanda iyi bir referans maalesef. fakat bu gerçekliği değiştirmek güç. bakıp bakıp iç geçirmenin de manası yok. özellikle sosyal medya platformlarının bu konuda yanıltıcı olduğunu düşünüyorum. orada insanların, sadece mutlu anları görüyorsun ya da onların görmesini istediği şeyleri görüyorsun. onun dışında arkadaş olayı belli bir yaştan sonra cidden zor fakat belli de olmaz güzel şeyler birdenbire olur derler değil mi ?

valla olabilir daha süperleri de olabilir bunda sıkıntı yapacak bir şey yok,
kendi durumunuzla onu kıyaslamaktan vazgeçin başka insanları referans alırsanız daima mutsuz olursunuz.

şu yazdığından bile sorunun yalnızca senden kaynaklı olduğu o kadar anlaşılıyor ki... 23 yaşındayım, hiçbir yerim tutmuyor, dombilinin tekiyim, param pulum da yok ama o kızdan daha özgüvenli olabilirim sjsjfs. nasıl aşıyorsunuz kısmına cevap vereyim kendimce,

en başta kendi değerini yaratman ve kendini insanlarla kıyaslamaktan vazgeçmen lazım. bu hayat senin. mutluluğunu başkalarının tayin etmesine izin verme. tabii ki sosyal varlıklar olarak belirli çevrelerle iletişim kuruyoruz, onların yaşamlarından veya davranışlarından etkileniyoruz ki bunda yanlış olan hiçbir şey yok ama ipleri tamamen onların eline bırakırsak asla mutlu olamayız. böyle bir dünya yok. mutluluğu kontrol edebileceğin, yönlendirebileceğin, bir birey olarak tayin edebileceğin şeylerle bulman lazım. uzun lafın kısası kendine bakman, kendinle mutlu veya mutsuz olman gerekiyor.

benim annem de ilkokul mezunu ve ben annemle gurur duyuyorum. saygın bir profesör olsa çok daha fazla gurur duyardım belki de, kendimi daha güçlü hissederdim ama sonuç olarak ben kendi yaptığım her işte, kendi attığım her adımda daha iyi hissediyorum. ilkokul mezunu kadının yetiştirdiği çocuk olarak üniversite okuyorum mesela. bundan 12 sene sonra belki ilkokul mezunu kadının çocuğu olarak profesör olacağım. neden başkasının annesi profesör olduğu için ezilmem gereksin ki? aksine, bundan güç alırım; benim annem ilkokul mezunuysa eğer, kendi çocuğumun annesi bir tık daha eğitimli olsun diye uğraşırım, eğer illaki bunu sorun edeceksem. bu konularda pozitif düşünmek, olumlu tarafından ve değiştirilebilecek kısımlara yaklaşmak gerekiyor. "NİYE İLKOKUL MEZUNUSUN LAN" diye annemi sopayla dövebilirim ama bu sadece bizi mutsuz eder.

hadi annen hem ilkokul mezunu hem de ultra cahil, insan içine birlikte çıkmaktan utanacağın biri olsun, öyle varsayalım... yine sorun değil. anneni sen seçmedin. sevmiyorsan, iyi anlaşmıyorsanız, pekala arana mesafe koyup da kendi hayatına devam edebilirsin. bu biraz yurtdışında türkiye'yi gömmeye benziyor: unutma ki annesini, ülkesini, etrafındakileri küçümseyen insan başkalarına daha karizmatik ve büyük görünmez. aksine, "çıktığı deliği beğenmiyor" diye ayıplarlar, başkalarının üzerine basarak yükselmeye çalışan ezik ve zayıf karakterli biri olduğun düşünülür.

kızın hayatına bu kadar takılman ise tam anlamıyla facia. yahu onun pırıl pırıl bir hayatının olması seni niye üzüyor, manyak mısın affedersin? bak işte ne güzel, etrafında mutlu ve özgüvenli birisi var. demek ki böyle şeyler olabiliyormuş. illa bir şey yapacaksan bundan güç almaya çalışsana. çirkin hissediyorsan spor yap, kendine değer ver. hem fiziksel hem mental olarak geliştir kendini. keyif aldığın şeylerle ilgilen, kendini iyi ve değerli hisset. gerçek şu ki dünyanın her yerinde, her an çok sayıda mutlu ve mutsuz insan var, olmaya devam edecek. bunları düşünerek, bunları takip ederek hayat yaşanmaz.

bence sorunun sosyal medya bağımlılığı. insanların fotoğraflarına, mutluluklarına bakıp da depresyona girmenin başka sağlıklı bir açıklaması yok benim gözümde. insanlara bakma, kendi hayatını yaşa. sen kendine değer verirsen, insanların da sana değer verme ve seni "adamdan sayma" ihtimali aynı ölçüde artar. herhangi bir insandan daha değerli veya değersiz değilsin, bunun belirleyicisi büyük ölçüde senin yaşamın ve tavırların. çok donanımlı, çok zeki olup evden çıkmayan birisi "arkadaşım yok" diye ağlayıp kendini değersiz hissedebilecekken; seviye olarak o kişinin yarısı dahi olmayan birisi çok güzel arkadaşlıklara sahip olabilir. benzer şekilde, senin o çok iyi sandığın arkadaşlar özünde pek iyi de olmayabilirler...

hiçbir şey siyah veya beyaz değil. insan hayatı 1 ve 0'lardan oluşmuyor. kendine bu kadar yüklenme. sosyal becerilerin zayıf olabilir. güzel olmayabilirsin. bunlar sorun değil. sorun bunları belirleme yetkisini insanlara vermende. tabii ki birisi iltifat edince iyi hissedersin, tabii ki sevgilin olunca daha özgüvenli olursun vs. ama hayatını ve güzelliğini başkalarının sözüne bağlama tamamen. çünkü birisi güzel buluyorsa birisi çirkin bulacak. bu şekilde mutlu olmak imkansız.

böyle yaşanmaz. başka birisi gibi olmayı isteme, hoşuna gidiyorsa eğer sen kendinden o kızı yarat. ben açıkçası en özgüvensiz ve iğrenç hissettiğim zamanda bile başkası olmayı istemedim. iyi olacaksam kendi halimle iyi olayım. gerisi hikaye.

peki neden hiç şöyle düşünmüyorsun? o kız bütün bu özgüvenine rağmen, bütün bu aile yapısına rağmen seninle aynı konumda? hatta şöyle diyelim, sen o beğenmediğin kendine rağmen o özgüvenli kızla aynı konumdasın. sen çok daha iyisin!! sadece görmen lazım.

Onun üzerinden kendi mutsuzluğunu görüyorsun. Sevgilin olsa, çok sevdiğin arkadaşların bulunsa, hobilerinle mutlu olsan o kadını gözünde bu kadar büyütmezsin. Hayatı tek kişiye indirgemenin hiçbir faydası yok. Her zaman için bizden daha güzeli, zengini, mutlusu var. Bu durumu kabullenmek lazım.

Ailemiz çok farklı değil. Anadolu insanında sana yapılan baskı olağanlaşmış artık. Evet, suçun büyük çoğunluğu ailende ama kendini bu işin içinden sıyıramazsın. Bir şekilde tutunmak zorundasın.

Kendine aksiyon yaratmıyorsun gibi geldi bana. Arkadaş edinemediğini söylemişsin ama edinmek için pek bir şey yaptığını sanmıyorum. Evde pineklemenin tadı ayrıdır fakat harekete geç biraz da.

ya iyi de kızın hayatında tek bir aksak olmadığını nereden biliyorsun. instagram'a aksak yönlerini koyacak eğil ya?

ayrıca kişilik iki yaşında oluşuyor diye bir şey yok. karakterimizde çevremizin etkisi olsa ben insanın kendini var ettiğine inanıyorum. şu anki hayatını beğenmiyorsan içinde olmak istediğin hayat için çabala. partiye mi gitmek istiyorsun? git. bir kere arkadaş bulmazsın iki kere bulamazsın 15.'de bulursun..

bu kadar drama yaratılacak bir durum yok bence.

Maşallah ya, kimmiş o kız? Ben ilkokuldayken aşık olduğum kız, en yakın arkadaşımı seviyordu. Çocuk da sarışın, mavi gözlü falan. Keşke ben de o çocuk gibi olsam diyordum o zamanlar. En yakın arkadaşıma özeniyordum yani. Sonra ortaokula doğru benim boyum falan uzadı. Okulun en çalışkan, hatta en güzel kızlarından biriyle sevgili oldum. Sonra başka birine özenmenin kendimizi harcamaktan başka bir işe yaramadığını fark ettim. Sen o kız olsaydın eğer, kendinden vazgeçmiş olacaktın teorik olarak. Kendini az da olsa seven bir insan kendinden asla vazgeçmez. Ben de kendimi vazgeçilecek biri olarak görmüyorum. Ben zaten başkası olsaydım, ben diye bir şey olmazdı.

Agustos ayinda hayatimin en zor donemlerinden birindeydim. Aslinda o kadar zor donemlerinden birinde degildim ama uykusuzdum, yorgunluktan geberiyordum. Bir enerji icecegi bulmustum, hayatima onunla devam ediyordum. Ictigim icecegim anksiyete ve depresyon gibi yan etkileri oldugunu bilmiyordum. Zaten zorlu bir donemde enerji icecegi diyetiyle kendimi daha manyak hale getirdim ve her seye aglar hale geldim. Hatta, bazi gunler buldugum nadir bos zamanda yatagin tepesinde tavana bakip agliyordum. Yine boyle bir zamanda universiteden bir arkadasimi Facebook'ta gordum. Kiz Almanya'ya tasinmis ailesiyle, deli gibi para kazaniyor ve ustune de Maldivlere bir ay tatile gitmis. Oyle mutlu guluyordu ki kiz, o mutlulugu gorunce aglamaya basladim. Hayatima lanet ettim, "Bu kadar ugrastim, bunun icin miydi" diye kendimi dagittim. Bir de bu kiz universitede hic kimsenin sevmedigi, herkesin kavgali oldugu bir kiz olunca iyice "Tamam, ilahi adalet yok da, bu kadar mi yok" diye aglamaya basladim.

Bir hafta sonra kalp carpintilarim siklasinca, "Bir de bunlarin ustune olmek uzere miyim" diye iyice bir sinir geldi. Meger bu gozyaslari ve moral bozukluklari cogunlukla enerji icecegi kaynakliymis ve icmeyi birakinca 3-4 gun sonra kendime geldim. Aglamalar durdu, moral yine bozuktu ama rahatsiz edecek kadar degil. Psikiyatra gittim "Bir hafta once sana ilac yazacagimdan emindim ama ilaca ihtiyacin yok. Kimyasallara karsi cok hassassin demek ki" dedi. Maldivler'deki arkadasin fotografini yine gordum. Aglayasim gelmedi amaititaf edeyim, icimden bir Sezercik dikip "Bi gun ben de yiycem o sekeyleyden, ben de goyucem Maldiv'leyi" deyiverdi. Sonra da Ekim sonuna kadar arkadakasi da, Maldivleri de unuttum.

Ekim sonunda Facebook'ta arkadasimin cok guzel, kocaman gulen bir fotografini gordum. Kocasi altina "Melek yuzlu sevgilim, melek oldun gittin" yazmis. Meger arkadasim 4 yildir bir hastalikla bogusuyormus ve o tatil son tatiliymis. O zaman anladim ki, kizin bu kadar buyuk gulmesinin sebebi yakinda olecegini bilmesi ve kalan zamanini en iyi sekilde gecirmeye calismasiymis. Bir kere daha kafama dank etti ki, ne diledigine dikkat etmek gerekiyormus. Boyle seyleri zaten biliyoruz ama boyle zamanlarda hatirliyoruz ve dank ediyor kafamiza.

Simdi burada "O zengin olabilir ama yarin da olebilir. Isteme oyle seyler" demeyecegim, cok sacma ama buradan cikarilacak bir iki ders var.

1. Kimsenin icini, hayatini, vb. bilemezsin. Mutluluk hicbir derdin olmamasi, hayatin kolay gecmesi degil. Sadece sen gozunde ideallestiriyorsun. Sosyal medyadaki iki fotograftan kizin hayatini bilemeyiz, kimse bilemez.

2. Hayat dedigimiz sey asiri kaygan. Hatta, Monte Kristo'nun dedigi gibi "Hayat bir fırtınadır, genç arkadaşım. Tam güneşin tadını çıkartırken, bir de bakmışsın ki kayalıklardan aşağı düşmüşsün". Obur gun yine gunesin tadini cikarabilirsin. Su haldeyken piyango sana cikar, istediklerinin cogunu elde edersin ve bugunku dertlerin kucuk gorunur. Yine su anda doktorun biri "Su kadar omrun kaldi" der, pesinden "Niye bu kadar uzdum kendimi" dersin. Bu kontrol edebilecegin degil, sadece kabul edebilecegin bir sey.

3. Baskasinin sahip oldugu bir seyi istemekte sorun yok ama baskasinin yerinde olmayi istemekte sorun var.

4. Ilk zamanlar ben de sucu "Ama ben boyle yetistirildim"e bagladim ama durum su ki, icinde bulundugun durumun (eger travmatik bir olay olmadiysa) sadece ve sadece seninle ilgisi var. Icinde bulundugun duruma "Ama bana boyle ettiler", "Ama ben boyle dogmadim ki" diye bahanelerle isyan etmek sana hicbir sey kazandirmayacak ve %100 dogru da degil. Sorumlulugunu al, "Ben hayatimin icine ettim" de ve baslangic noktani burasi belirleyip "Tamam, simdi ne yapayim" diye ilerle. "Insanlar benimle konusmuyor" degil, "Ben baska biri olsam kendimle gelip konusur muydum? Neden konusurdum, neden konusmazdim" diye bakmak onemli. Belki yanlis ortamdasin, belki kendini sevmiyorsun, belki de baska bir sey. Eseleye eseleye nedenlerini bulabilirsin. Sorun sensin, uzaklarda arama sorunu. Bunlarin sosyal adaletle ilgisi var ama mutlulukla yok.

5. Bu daha da kisisel bir not. Sukretmek ne kadar guzel olsa da ben sicak bakmiyorum. Cunku, cok tek tarafli ve acikcasi bana bencilce geliyor. Senden kotu durumdaki birine bakip "Oh, hele sukur soyle degilim" demek cok asagilayici geliyor. Illa bir kisi olmak zorunda degil, "Oh, hele sukur ki isim var" gibi bir sey soylerken aslinda bircok issizi asagiladigimizi dusunuyorum. Ayni sekilde, birileri de bizim durumumuza bakip "Oh, iyi ki bunun gibi degilim" diyordur eminim ki. Yani, atiyorum, o kizin sana bakip "Sukur ki ev hanimi ve isci kizi degilim" demesi hosuna gider mi? Yani, bircok insanda sukur iyi isleyen bir mekanizma, Iyi hissettiriyorsa ne guzel ama beni bencil ve dusuncesiz hissettiriyor sukretmek. Benim icin dogru olan "Oh,suyum buyum yerinde" degil; "Benimki yerindeyken, bununki neden degil" diye sormakta, sukretmenin de bunu engelledigini dusunuyorum. Yine de, bu fazla kisisel oldu. Eger sukretmek mutlu hissettiriyorsa, ne guzel.

6. Sorun sensin dedim ama bu elinde tuttugun keskin kilicin ucunu sana dondurmesin. Kendine adaletli davranmak apayri bir ust mekanizma, bunun altinda kendini sevmek var. Kendini sevmeyen kisi kendisine adaletli de davranamaz. Daha dogrusu soyle acayim. Kendine iyi davranmak, kendini sevmek kendini elestirmeye engel degil ama Maslow hiyerarsisi gibi dusun. Kendini sevmeden acimasizca elestirme. Ozetle, kendini yargilama, kendini dinle ve anla. "Dusene bir de ben vurayim" misali, hem dusen hem de dusene (kendine) vuran olma.

7. Bunu simdi yazmam ayip gerci ama isin gucun yerindeyse mutlaka profesyonel yardima basvur. Dinamik psikoterapiyi dusun. Bazen bu bataklik icinden kendi kendimize cikabilecegimiz kadar sig olmuyor.

benim annem babam mühendis ve doktor, ama bunun ailenin mesleğiyle ilgisi olduğunu düşünmüyorum. kuzenimin babası sarhoş, ayyaş bi taksici, annesi ev kadını mesela ve öyle iyi bi kadın da değil, olaysız günleri yok. ama benden daha mutlu ve başarılı. instagramı da öyle.

bence üstündeki bu kötü düşünceyi at. biraz daha konuşkan girişgen ol. kendi hayatında değiştirmek istediğin şeyler varsa değiştir.
bir de ben başka okulda devam ettim yüksek lisansa, hocalarla konuşuyorum. bana dediler ki nasıl hocayla samimi oldun, biz kaç yıllık öğrencisiyiz, korkuyoruz. yani o kişiyi sen niye gözünde büyütüyosun ki? herkes değerli, onlara saygılı olup önemsedikten, kandırmadıktan sonra muhabbet zaten geliyo.

bir de betül mardin örneği var mesela. youtube tan izlemeni öneririm.

----- spoiler ----

ben nasıl büyüdüm ama anlatayım mı ? annem ilkokul terk ev kadını. 3-4 yaşlarındayken beni kucağına oturtur, "bak a..ndan kan gelirse hayatın mahvolur. a..dan kan gelirse hayatın söner. a..dan kan gelirse söyle bana" diye diye büyüttü !! yaşadığım travmayı anlatamam. 30 küsur yaşındayım karşı cinsle ilişkim olmadı, gönül ilişkisi de kuramıyorum, kabullendim evde kaldığımı. hayatım mahvedildi.

----- spoiler ----

insanları karşılaştırmayı sevmem ama o kızın anası avukat babası prof ve bu anlattıklarına rağmen ikiniz de aynı konumdasınız?

burada aslında senin ciddi bir başarın var. gazlamak için yazmıyorum. hayatta her insanın bir diğerinden muhakkak artıları oluyor. her birimiz farklıyız. ama yaşadığımız dönem tek tip bir insanı idealleştiriyor, herkes de onu olmaya çalışyıor.

orta çağ tablolarında mesela kadınlar hep -günümüz değerlerine göre- bıngıl bıngıl kilolu, basenleri geniş, memeleri küçük v.s. o zamanın güzellik anlayışı o çünkü. sarışınların güzel kabul edilmesi de bizim dönemimize has bir olgu.

anlattığın kız bana hiç çekici gelmedi mesela. müthiş güzel olsa bile instagram'ı yoğun kullanan, habire gittiği partileri v.s. falan paylaşan birine hayatta aşık olmazdım ben. (ha muhafazakar falan değilim aman ha:))

otur bir fight club izle bacım. 1984, fahrenheit 451, demir ökçe v.s sistem eleştirisi yapan şeyleri okumaya izlemeye takip etmeye çalış. bu döngünün içine fazlasıyla girmişsin ve dışına çıkamıyorsun, o yüzden alternatif bir hayat bile hayal edemiyorsun.

ergenlik dönemi kahramanlarımdan kurt d. cobain'in de dediği gibi, "hayal ettiğin insanı olmaya çalışmak, içindeki insanı öldürmektir"

1. yanlış: kıskançlık, başkalarına kendini kıyaslayıp gereksiz bir tüketim kafa yapısına giriyorsun.
2. yanlış: ilgi görmediğini düşünüp ilgi aramaya buraya geliyorsun.
3. yanlış: 'Özgüvenim iğdiş edilerek, değersizlik hissiyle büyütüldüm.' bilmediğin, anlamsız benzetmeler kullanıyorsun.
4. yanlış: kendince 'gözlem' yapıp hikayeler yazıyorsun.
5. yanlış: iyiyi ve kötüyü gereksiz yere abartıyorsun.
6. yanlış: hayattan beklentilerin basit ve davranışların beklentilerinle derin biçimde çelişkili.

Ben böyle duygular hissetmiyorum, başka duygularım var.
Böyle duygular içerisinde olsam olgunlaşmaya çalışırdım.
Olgunlaşmak = deneyim sahibi olmak demek.
Deneyim = yanlışlardan öğrenmek demek.

benim babam ve annem lise mezunu. babam işçi emeklisi. hayatım boyunca çalışmakla kazanamayacağımı düşündüğüm bir miktarda maaş alıyor, işini seviyor-du, hala iş arkadaşlarıyla görüşüyor ve çalışma saatleri de çok iyiydi. ona baktığım zaman boşuna okumuşum gibi hissediyorum. asgariden öteye zor gidebildim. artık onu da alamıyorum. lise, üniversite mezuniyetine bakmıyor bu işler. gerçekten kızı bu kadar dert ediyorsan instagram'ı kapat. benzer sebeplerle facebook'u kapattım, 6 ay oldu. twitter zaten kullanmıyorum. ne kadar fazla hesap, o kadar toksik his benim için. kapattığımdan beri enerjim yerine geldi.

ya sen arada böyle duyurular açıyorsun. gerçekten depresyondaysan psikolojik yardım al. eğer değilsen de ilgi çekmek için mi yapıyorsun yoksa içten içe acı çekmekten mi hoşlanıyorsun anlamadım. diğer duyurularından da yola çıkarak söylüyorum ki, bir insan kendinden bu kadar nefret edemez bence. daha önceki duyurularında da birçok insan yardımcı olmaya çalışmıştı ama sen hiçbir şey yapmayıp paso burada duyuru açıyorsun, olmuyor.

profesyonel yardım almadan düzelemezsin. bir an önce yap bunu.

kaç yaşındasın bilmiyorum ama bunu kabullenmen ve öyle yaşaman gerekiyor. bazıları mükemmel hayata doğuyor, bazıları doğmuyor. bazıları çok şanslı oluyor, bazıları çok şanssız oluyor. senin elinden gelen sahip olduğun hayatı en iyi şekilde yaşamak.

bu arada instagram tamamen gösteriş dünyası.

onu bilmiyorum ama gelince hepsi üst üste geliyor. var böyle bir şey.

(bkz: hissi kablel vuku) yüz yıllardır herkese oluyor.

Aslında sen olacak bir şeyi değil hali hazırda olan bir şeyi hissediyorsun. o gün karnının ağrıması bir anda olmuyor ki, tetikleyen şeyler daha sabahtan beynine sinyalleri göndermeye başlıyor, bu sinyallerin sana karın ağrısını hatırlatması tesadüf değil. Ya da olumsuz haber sen çağırdığın için gelmiyor, aynı şekilde o olumsuzluğu oluşturan taşlar yerine oturuyor sürekli, kaçınılmaz son yaklaşıyor ve bunu hissediyorsun, ama yine insan kendi kötülüğünü ister mi? aa ne zamandır olumsuz bişey olmuyor ne güzel diyorsun. beynimizin oyunları hep.

İlk masaüstü bilgisayarım geçen yıl bozuldu. Son zamanlarda çalışırken çok ses çıkarıyordu. Bazen "bir gün patlayacak şu bilgisayar" diye düşünüyordum. Sonra bir gün pat diye ses geldi bilgisayardan ve bilgisayar bozuldu. İnsan ilişkileri konusunda da sezgilerim güçlüdür. Bu problemli bir tip dediğimin kesin bir problemi çıkıyor. Oluyor yani.

ben ortaokuldaydım, arkadaşlarım konuşuyodu, içimden ben mağazada falan hiç bişey kırmadım dedim.
çıkışta migrosa gitmiştim. dokunmamla yılbaşı süsü elimde kaldı.

porselen tercihim.

porselen

Porselen
Ahsap bana tuhaf geldi.

cam bardak. porselende 2 dkda soğuyor

imbik

Evde genel amaçlı şunun aynısını kullanıyorum.
www.mydemitasse.com

Türk kahvesi için şöyle bir şey almayı planlıyorum.
www.luksbazaar.com

Şu da favorim.
www.mydemitasse.com

Bambu ve ahşap bardakların sıcak içeceklerde tadı bozacağını ve yakışmadığını düşünüyorum. Soğuk içeceklere daha çok yakışıyorlar bence.

herkes çok etkilemiyor dese de kıyafet çok etkiliyor. Temiz vücut ölçüsüne uygun takım elbise giyersen en azından ikilemde kalırsalar avantaj sağlayabilirsin.

Ben anlamadim. Ama Cizmenin icine pantalonu sokacaksan giyme. Jean + bot giy daha iyi

hımm.. o zaman yanıma bir ceket alayım. yani ben kumaş pantolon-etek ve ceket giysem çok üşüyeceğimi biliyorum. o yüzden en azından temiz bir kot pantolon, uzun bir çizme, üzerine kazak ve onun üstüne belki ceket yapsam sanki yeterli olurmuş gibi geldi. ne çok resmi ne çok rahat gibi durur.

wishmaythşngs :) çok çok üşüyen biriyim o yüzden uzun çizme giymeyi düşündüm. bir de istanbul'da yaşamıyorum. yanıma belli sayıda kıyafet alabilirim. o yüzden bu tercihlerde bulundum ama.. karıştı şimdi kafam.

Hangi bölüm?

Sosyoloji yüksek lisans mülakatına takım elbiseyle gidersen şansın azalır, ama econfin veya mba'ye gidiyorsan artar.

:) cizmeyi bosver o zaman ama ustune beyaz renk bisey giy. Iyi sanslar

bence absürt olmaz. izmir piyasasındaki beyaz yaka mühendis kadınların hepsi benzer giyime sahipler. üstüne de bir palto geçirirsin. olay biter.

çevre bilimleri mülakatı için giriyorum. di mi ya bence de absürt olmaz :) yani mühendislik dalları o kadar da kasıntı değildir diye düşünüyorum.

Eğer gerçekten kabul almak için yeterliysen kıyafet falan fos. Normal gitsen de hemen kabul alırsın.

teşekkür ederim herkese cevapları için. iyi yıllar dilerim.

Çevre bilimlerinden yazıyorum: çok abartmaya gerek yok bence. Tam bir plaza insanı gibi giderseniz olumsuz etkileyebilir. Bu yuzden etek ceket olayını eleyin bence.

Ama mülakata kıyafetin etkisi %1 falan olur normal şartlarda, bu yüzden tavsiyem temiz, özenli ama abartılmamış bir tarzda giyinmeniz.

Şimdiden başarılar.

Çevre bilimlerinden yazıyorum: çok abartmaya gerek yok bence. Tam bir plaza insanı gibi giderseniz olumsuz etkileyebilir. Bu yuzden etek ceket olayını eleyin bence.

Ama mülakata kıyafetin etkisi %1 falan olur normal şartlarda, bu yüzden tavsiyem temiz, özenli ama abartılmamış bir tarzda giyinmeniz.

Şimdiden başarılar.

paspal olmadıktan sonra çok takılacak bir şey yok kıyafet olayında.
çok uçlarda olmamak gerek bence, bazıları kendi düğününe gidermiş gibi bir takım elbiseyle geliyor bazıları parmak arası terlikle. bunlardan biri değilseniz, rahat olun yeterli.

Tubitaktan pti aliyorlar. Projeleri varsa.

her alana göre degisir. disariya hic is yapmayan ama devlet üniversitesinde ders veren yard doc 7000 civari doc 9000 civari profesör 12 civari para alir en fazla. tüvitak projesi teknokent laboratuar varsa danismanlik yapiyorlarsa sirketlere bir bu kadar daha kazanabilir

kitap yazıyorlar.
bazı kitaplara ünite yazıyorlar.
genel sınavlara (kpss aof spk gibi) soru hazırlıyorlar.
yaz okullarından ek ders ücreti alıyorlar.
hala var mi bilmiyorum ama 2. öğretime derse girince ek ders ücreti alıyorlar.
osym aof sınav görevlerinde gozetmenlik-salon baskanligi-koordinatior/yrd. gibi görevler alıyorlar.
kobi projelerine danışmanlık-raportörlük yapıyorlar.
ilk aklima gelenler

kosgeb eğitimlerine de girebiliyorlar.

Bizim hocalarımız bilirkişilik yapıyorlar, büroları var davalara bakıyorlar. En 500-600 bin liralık arabaları var.

toplam 27

12 hedeflemistim 11'de kaldim.

68 sayabildiğim

9'da kalmışım. Her açıdan öyle boktan bir seneydi ki zaten, kitap okuyacak fırsat da olmadı.

30 kitap hedeflemiştim 36 tane okudum. Aslında 40-45 tane okuyabilirdim ama birkaç ay hiç kitap okumadığım bir dönem oldu.

10/15 yapmışım. ama bir sene içinde 10 kitap okumamıştım daha önce o yüzden iyi bence. sayfa sayısını nerden görüyoz ya goodreadste

5. hepsini de elimde kindle varken 5 günde okumuştum. baskı okuyamıyorum artık nedense.

3 tane yarıda bıraktım
4 tane bitirdim

@melodica Direkt profil sayfanizda arkadaslarin ust kisminda melodica'nin bu yilki kitaplari (melodica's year in books) diye gorunuyor olmali. Ortalama sayfa sayisi, en uzun/kisa/populer kitaplar da var.

Gecen seneden var miydi bu ozellik hatirlayamiyorum (ama gecen sene icin de ayni seyler gorulebiliyor)

Hedef 25'ti. 30 okudum. 8800 sayfa toplam.

50 hedeflemiştim 29da kaldım. 10.032 sayfa. ne kadar da boktan bir sene oluşu kitap okuyamayışımda göründü. İnş 2018 güzel bir yıl olur kitap okunabilen.

bu sene de soruldu.

(git: 1246333)

@tepedeki psychedelic adam Bunu gormemisim ben... Her gun bakarim buraya, gecen sene soran gene sorar mi diye de bugune kadar bekledim, ama arama yapmamistim "acilsaydi gormustum" diye. Ama cogunlukla baska kullanicilar cevap vermis en azindan.

Her yıl 100 hedef koyuyorum ama bu yıl iş hayatına da girmemin ve önceki bir dönemdeki depresyonun etkisiyle 85 kitap okumuşum. İlk kez tamamlayamadım hedefi bu yıl :/

10 okunan
10 yarida birakilan.

@common of demons ben mobil uygulamadan bahsediyosun sandım . masaüstündeymiş ,gördüm şimdi.

Cok sey okudum ama kitap dersen 1 tane galiba. Cok kitap okudugum donem oldu, az kitap okudugum donem oldu ama hicbir zaman kitap sayisi hedefi koymadim kendime. Okumak kitaptan ibaret degil bana gore.

1 (bir)

stavro +1 diyeyim şanımız yürüsün :D

Kontrollu (calistigin, ezberledigin, kisa sureli hafizandaki) bilginin otomatiklesmesi (pratik ve tekrar yaparak uzun sureli hafizaya yerlestirme) ile yabanci dil ogrenilir.

Gunluk dil ile aciklayacak olursam kelime ogreneceksin ve bunu gerekirse gunde 3 kez tekrar edeceksin, once ezbere konusma yapacaksin sonra buna her gun farkli bir sey ekleyip otomatiklestireceksin.

Dil ogrenimi ile baska bir becerinin ogrenimi arasinda fazla bir fark yok deniyor (Gass & Selinker, 2008).

Okuma yaparsan okuma hizin ilerler ve anlama yetenegin gelisir. Dinleme yaparsan da dinleme yetenegin. Birini yapmak yeterli olmaz. Gramer ogrenip Ingilizce de konusulmaz. Hepsi gerekli, biri degil.

öncelikle ingilizceye maruz kalmanız gerekiyor mesela günde en az iki saat birşeyler dinleyin kesinlikle anlamlı anlamsız,
takip etmeniz gereken yerler olmalı haber siteleri bi nebze mesela youtube'da çok komedi kanalları var onlara takılın,
film dizi kesinlikle ve kesinlikle ingilizce altyazı ile izleyin o zaman çok daha anlaşılır ve kalıcı olacak
sevdiğiniz bir romanın ingilizcesini alıp okumaya çalışın bilmediğiniz kelimeleri üzerine yazın sayfalar geçtikçe azalacak kelimeler.
konuşma için ise özellikle kitap okurken sesli okuyun ve günlük olayları ingilizce yorumlamaya çalışın.
belli bir seviyeye kadar acı çekiceksiniz orası kesin ondan sonra daha rahatlayacak herşey. ben aynı şeyleri fransızca da yaşıyorum.

ben ingilizce birşey izlediğimde sizin dediğiniz şekilde anlamazdım.
daha sonra yurt dışında kaldım ilk üç gün gene bişey anlamıyorum. 4. gün hoca konuşuyo işte bi farkettim anlıyorum. oha dedim. onların tonlamasına, cümle yapılarına falan kulağım alışık değildi sanırım. yabancı arkadaş, seyahat, bol bol dinlemek vs. işe yarar belki.

@dedim..

Anlamli anlamsiz dinleme ornegi coktan curutuldu. Oyle olsaydi ezan Arapca oldugu icin bile tum Turklerin simdi Arapca biliyor olmasi gerekirdi.

Anlamadan dinlemek yarar getirmez. Buna input ve intake arasindaki fark deniyor.

Ingilizce ya da herhangi bir dili ogrenmek icin anadili o dil olan insanlarla konusmak lazim. Cunku tv izlemek, kitap okumak, test cozmek vs bunlar tek tarafli, pasif seyler. Sevdigin bir konuda ingilizce bir foruma uye olmani oneririm. Orada her yazilana yorum yazmani tavsiye ederim. Ve buna ek olarak sevmedigin bir seyi seven insanlarin oldugu baska bir internet ortamina da girmeni oneririm. Bence baska dilde tartismaya hatta internet kavgasina girmek insana cok acayip seyler ogretiyor. Ben fransizcayi gunluk konusabilmeyi bu sekilde gelistirdim.

www.youtube.com
şunu izleyipte anlamsız geliyorsa sana geçme hemen dinlemeye devam et demek istiyorum.

Seksli.

İmkansız Hayal: Terk eden eski sevgilimin yanında, (nerede olursa olsun) olmak.

Düşük İhtimalli Hayal: Birkaç arkadaşla birlikte bir evde şarap, board game ve bol sohbetli bir gece geçirmek.

Gerçekte Olan: Gidecek yer/kimse bulunamadığından evde İcra İflas Hukuku çalışmak ve depresyon <3

edit: Son dakikada davet geldi. Arkadaşlarımla olacağım.

bir o kadar yakın bir o kadar uzak

yakin arkadaslarla icip sohbet etmeli, guzel aksam gecirmeli, ev ortaminda takilmali. icince sevismeye karar verip beni yalniz birakmazlarsa cok yakinim, bu gece oyle olur muhtemelen. ha terk etmeyeydi sevgilimle gecirmeyi her seyden cok isterdim ama onun gecirdigiyle kaldim, yapacak bir sey yok.

New York City, Times Square olmak istediğim yer. Üniversiteyi bitirirsem gidebilirim ancak. Öğrenciyken zor. Sevgilimle geçirmek istemezdim. Sevdiklerimle bir arada olmak çok değerli bir şey ama romantizmi bir kenara bırakırsak dünyanın kalbinin attığı yerler yıl başında çok ilgi çekici oluyor.

sessiz sakin uyumalı.

www.youtube.com

yemek yapıp saçma sapan programlar izleyip ilerleyen saatlerde oyun oynamak üzerine bi planım var. onu uygulayacağım. başka bi şey istemiyorum, kimse kafamı ütülemesin shjdfff son üç yılbaşımda sevgilim yoktu, alışkınım.

www.kanal45.com

hic yilbasina dair bir hayalim olmadi. cok renksiz bir insanim sanirim.

Eğer kısa bir zaman diliminde öğrenmen gerekmiyorsa boşu boşuna kursa para verme derim. Ben gittim çünkü ama ödevdi evde tekrardı kısımlarında ne zaman bi sorun olsa youtube dan sorunumla alakalı yardımcı olucak bi video bulabildim. Arada ki tek fark var bu, kursta hız kazanıyosun evdeyse araştıra araştıra çalıştığın için zaman alıyor sadece.

ilk önce formülleri çalış internetteki örneklerden.
sonra makrolara geçersin.
ben kursa gittim, çok güzel öğrendim. ama yan sınıftakiler bize göre çok basit seviyede kaldılar. iki grupta üniversite öğrencisiydi sadece hoca farkı vardı aramızda.

ben hangi özellikleri olduğunu bir kez okudum. kullanmam gerektiğinde açıp o özelliğin nasıl kullanıldığına bakıp kapatıyorum. tamamını öğrenmek bana gereksiz gibi geldi.

Excel bir derya.
İhtiyacınız ölçüsünde öğrenirsiniz demişler yukarıda ki çok doğru. Kursa gerek yok.
Fakat her şeyden önce hücre. Mantığını anlamanız gerek. Em önemlisi bu.
Yani c1 e, a1+b1 yazdığınızda, bu her zaman a1 de ve B1 de yazan sayıları toplayacak. Bunu iyi öğrenin. Bu, prigramcilikta değişkenler neyse o dur.
Bunu geliştirin. Basit örnekler olarak bildiğiniz formülleri bu şekilde yazın
Örneğin karenin üçgenin çevrelerini hesaplayın. Çeşitli şekillerin hacimlerini.
Sonra işi karıştırın, örneğin verilen iki sayı arasındaki sayıların toplamını gauss yöntemi ile bulun.
Bunlar size değişken (hücre) mantığını öğretecek. Biraz algoritma öğretecek. Parantezleri işlemleri öğretecek. Daha sonra ise ihtiyacınıza göre excelde bulunan standart fonksiyonları öğrenirsiniz ihtiyacınız oldukça.

Ben kendim öğrenmeye çalıştım nerden başlıcam yüzlerce video var diye kafam karıştı. Babam baya iyi biliyordu beraber başladık basit seviyeden ileri seviyeye kendisi ayarladı konuları. İstersen başlangıç için udemy ya da edx gibi online öğrenme platformlarından yararlanıp üstüne ekleyebilirsin.

buradan başlayın
www.youtube.com

excel gerçekten lazım oldukça öğrenilir +1
ben bu videoları izleyip öğrenmiştim. sonra unuttum. üniversitede hoca bir ödev vermişti onu excel den yapabilirsiniz deyince excel in başına oturdum hiçbir şey hatırlamadığımı fark ettim. sonra google a şu nasıl yapılır bu nasıl yapılır yaza yaza ödevi tamamladım. daha çok öğrenmiş oldum.

17 yaşında halk eğitim merkezinde kursa gitmiştim sertifika için. Hoca kitap'tan olduğu gibi anlatıyordu. Bende o kitabı aldım özellikle formülleri ve örnekleri iyice pekiştirdim. Şimdi kafama takılan herşeyi YouTube ve Excel forumlarından halledebiliyorum. Bazen karmaşık faiz, tefe Tüfe yıllara göre+ sıfır atma ve üzerinden vergi alma gibi detayları formül oluşturarak yaparım. Dışardan bakanlara formül programlamak zor geliyor ama sağlam temelle Excel de çok sağlam hesap ve program yazmak çok kolay. Birazcık kurcala bol bol örneklerle pekiştirir. Sağlam kitap+ internet

1) bir etkinliğe bağış yapman gerekmiyor. Okul kütüphaneleri her zaman eksik. Yerel bir okula verebilirsin, daima desteklemek gerekiyor.
2) dönüşüm noktası +1 ama çok düşünmedim bunu.

kitap yardım kampanyalarına gönderilen çoğu kitapların amacına uygun kitaplar olmadığı ileri sürülerek sahaflara satılmışlığını görmüş olarak bu tarz kampanyalara güvenim azaldı. en mantıklısı herhangi bir köy okuluna bağışlamak. okul bulma konusunda da zorlanacağınızı düşünmüyorum. ptt bu işi çok ucuza hallediyor. (yatılı bölge okulları ve liselerinin kitaplara olan ihtiyacı hiçbir zaman bitmez)

"boktan" diye tabir ettiğiniz kitapların listesini buradan paylaşıp isteyene dağıtabilirsiniz. olmadı bir sahafa satıp karşılığında kitap alabilirsiniz. olmadı gittiğiniz bir cafeye filan da bırakabilirsiniz. maksat elinizden çıksın, birileri nasiplensin.

@minf mischief

hani su bi ara cok populer olan her yerde satilan ucuz dunya klasikleri. hem kotu, hem tahrif edilmis ceviriler. kimsenin vebalini almak istemem, dolayisiyla yok edecegim :)

kesınlıkle yok edin. bende de birsürü hakikat kitabevi kitapları vardı. yakacak olarak kullanıyorum başka insanları zehirlemesin pis ideolojileri ile.

@tabudeviren anlıyorum fakat ama yine de kitap imha etme fikri gereksiz geldi. siz bilirsiniz :)

ben halk kütüphanesine verdim. gerçi içinde gazete kuponuyla aldığımda vardı kaliteli olanı da.
yani kitap alacağım diye gittim, içler acısı halde, üzüldüm. 77 yılından falan kalma kitaplar vardı. kitaplarınız onlardan kötü değildir heralde.

kazım karabekir'e daha çok benziyor.

Enver Paşa'ya daha çok benziyor.

selanik değil pütürge doğumlu atatürk olmuş bu.

Kazım Karabekir +1

Bence de alakası yok hiç. İlgili yerlere mail atarsanız çok sevinirim. Teşekkürler.

karabekir +1

ne gerek var şikayete yahu.. benzemese de şikayet edecek bir şey yok.

Olmamis. Bence de

Atatürk'ten ziyade kalpak giymiş Ferhat Güzel'e benziyor. Ama şikayet etmeyi de ultra manasız buldum. Neticede bir aşağılama, hakaret vs yok. Sadece kötü çizim. Her kötü çizim için bu olmamış, bunu beğenmedik silin mi diyeceğiz. Biz güzellik, benzerlik otoritesi miyiz? Her resim, toplu olarak beğeni ve benzerlik onayından geçtikten sonra mı yayınlanmalı? Saçma

Neticede bu görseli beğenmiyorsanız, kullanmaz, satın almazsınız. Her beğenmediğimizi yasaklatalım, kaldırtalım gibi bir zihniyeti tehlikeli buluyorum.

amcama daha çok benziyor

Begenmedim. Olmamis. Hatta demet akalinin esine benzettim.

Kisalar halterde daha avantajli cunku. Benzer sekilde jokeyler de hep ufak tefek insanlar.

Ya da uzunlar baskette avantajli diye basketbolcular uzun.

çünkü mgh ve fd

Öncelikle şunu söyleyeyim: Bir insanın boyunun ne kadar uzayacağı daha ceninken genetiğine DNA kodlarına işleniyor, yani ileride yapacağı sporlar boyunun uzayıp uzamamasına çok etki etmiyor, bir tek yeterli oksijen alımı olmadığı için havasa kirli ülkelerde ya da beslenme eksikliği nedeniyle geri kalmış toplumlarda bu biraz değişebiliyor ama o da bireysel anlamda değil toplumsal olarak etki ediyor.

Bunun dışında, kısa boyluların halterci olmasının nedeni, fiziki avantaj. Zira bizim koparma ve silkme, ecnebilerin snatch ve clean&jerk dedikleri disiplinlerde kısa boy büyük avantaj, çünkü hareketin başlangıcıyla sonu arasında mesafe ne kadar kısa olursa, hareketin başarı olma ihtimali o kadar artıyor. Misal kısa boylu biri koparmada 180 kiloluk ağırlığı 170 cm kaldırırken uzun boylu birisi 190 cm kaldırmak durumunda kalacak, bu durumda 170 cm yüksekliğe kaldıran biri daha az mesafe katedeceği için daha avantajlı olacaktır. O nedenle kısa boylular tercih edilir bu sporda. Böyleyken böyle.

Kisa boylu yer cekimine karsi daha az is yapmis oluyo uzun boyluya karsi.

uzun boylu bir insan ağırlığı kaldırmak için daha yükseğe çıkarmak zorunda. fakat daha kısa bir insan daha az yüksekliğe çıkararak geçerli bir kaldırış yapabilir. ayrıca uzun kol yapısı, ağırlığa uygulanacak moment kolunu arttıracağı için daha fazla kas kuvveti isteyecektir.

o yüzden kısa boylu ve kaslı bir vücut yapısı halter için ideal oluyor.

muhtemelen çekilir.

No no no. cekmesinler..

diş hekimi değilim ama sallanan dişin geri dönüşü olmaz diye biliyorum. ama sallanmıyor olabilir. size öyle geliyor olabilir. diş konusunda hassassanız öyle sanıyor olabilirsiniz. üzerinden fazla zaman geçmeden muayene olun. muayene olmanız demek söyleyeceği tedaviyi yapmak zorundasınız demek değil.

bu arada sallanmak ile bir tık geri gitmek başka şeyler. çenenizle ilgili bir sıkıntı oldu belki, bilemiyorum. dediğim gibi hekim de değilim. o yüzden en iyisi muayene olmanız.

geçmiş olsun.

Benetton koyu renklerde çok kalitesizdi benim giydiğim dönemlerde (on sene öncesi). Bir yaz giydikten sonra atıyordum koyu renklileri.

Ancak açık renklerde gerçekten çok iyiydi. On sene önce aldığım tişörtler hâlâ ilk günkü gibi duruyorlar.

Uzun yıllardır bir şey almadığım için güncel bilgi veremeyeceğim.

Kardesim ispanyadan hirka almis. Etiketinde istanbul yaziyodu. Neyse kaliteli guzel saglam gorunuyo. Ama tuylenme oldu.

Bende yapiyorum. Pinterestre guzel ornekler var. Konu konu ayirmislar. Ordan almistim.
Ne var? hirvat bi arkadasima ozendim daglara cikicam biri bu.

benim listemde hayatımın geri kalanını sevdiğim adamla birlikte inşa edeceğimiz orman içinde bir evde geçirmek ve mümkün olduğunca tüketimimizi sınırlayarak kendi kendimizi idare etmek var. böyle anlatınca çok rüya gibi, olmaz gibi geliyor ama olduracağız bence. emekliliği falan da beklemeyeceğiz, ben inanıyorum ki 10 seneye kadar sizlere o huzurun içinden yazacağım.

sonra karavanla bir bölgeyi turlamak var aklımda. amerika turu olabilir. böyle popüler şehirleri falan değil ama. dağlık bölgeleri, coğrafi anlamda türkiye'de olmayan, sadece amerika'ya bahşedilmiş o doğal güzellikleri falan haritadan işaretleyip hepsine bir bir gitmek istiyorum. tabi gene onunla.

çok daha yakın ve kesin plan olarak çadırla türkiye turu yapacağız. ben daha önce ailemle yapmıştım küçükken. (çadırla değildi tabi.) her yeri olmasa da çoğunu hatırlıyorum. şimdi o da görsün istiyorum. adıyaman'da güneşin batışını seyretmeden, karadeniz'de bulutları tepeden görmeden ölmemek lazım.

senin için de bir öneriyle geleyim. istediğin gibi istasyonlardan, trenlerden avrupa'da bolca mevcut. neden interrail yapmıyorsun?

www.euractiv.com
bak bu harita avrupa'daki ve malesef ülkemizdeki tren yollarını gösteriyor. bizde ne kadar az, ama avrupa'da neredeyse her ilçede bir tren istasyonu var. çoğu da filmlerde gördüğümüz gibi küçücük, tatlı yerler.

bir de şu ve benzeri çok video var. mutlaka izlemelisin. benim çok hoşuma gidiyor. www.youtube.com

@wishmaythşngs,
Popüler olanlarla ilgili bi blog yazısı görmüştüm, "aslında oralar öle değil" içerikli bi yazıydı. Bazı fotoğraflarda durumu biraz abartmış ama popüler olanın da böyle bi riski var.
Dağlar güzel fikir. Öyle popüleritenin zedeleyeceği bişey de değil, çünkü dağ çok ve nispeten zor.

Yapıyorum. Kuzey ışıklarını görmek bunlardan biriydi. Geçen sene izlanda'ya gittik göremedik şansımıza, hep kapalıydı hava. Ama daha iyi oldu, tekrar gitmeye bahane var:)

@istanbul kanatlarımın altında,
Olmaz gibi gelmesin hiç, öyle doğada yaşam kuranlar var çünkü. Küçük gruplar halinde veya aile olarak benim kızların arkadaşlarından, ben yaş grubundan yaşamını bu boyutta değiştirenler oldu. Geri dönen olmadı bir grup sonradan şehri seçti ama onların nedenleri farklıydı.
Paylaşımda bulunanlar da oluyor nette. Takip ediyorsunuzdur sanırım. Başlangıç olarak tatuta çiftliklerini de düşünebilirsiniz. Kendinizi deneme fırsatı olur hem de deneyim edinirsiniz.

İnterrail önerin için teşekkürler ama o tür bana uzak biraz. Hem fiziksel olarak yorar hem de benim isteğim müziğimi koyup şarabı yudum yudum içmek gibi; tadına vara vara sindire sindire gezmek.
Yol videolarını arada izliyordum ben de sonra izlemez oldum. Ses yok, koku yok, görüntü var. Tren makas geçiyor ama hissedemiyorsun. Tünel geçiyorsun sen aydınlıktasın. Birine el sallayamıyorsun, sana el sallayan insanlar yok. Tren'in kendine özgü kokusu yok, istasyon aralarında türkü söyleyen kondöktör yok, trenin ta-ta ta-ta ; ta-ta ta-ta sesleri yok..
Tat alamadım anlayacağın :)

Bu arada bi bilgi de vereyim, İzmir'e gelince yapılacak şeyler arasına alabilirsiniz.
İzmir'de dünya üzerindeki demiryolu ağlarında çok olmayan (dünyada sadece 6 yerde var ikisi Amerika'da biri Hindistan'da biri İngiltere'de) birbirini dik kesen iki hat (kavşak) var. O kesişme yerindeki sesler nedeniyle halk arasında oraya takatuka deniyor.
O hattı İzban kullanır. Metro üstten geçer, sadece göreblirsiniz, sesleri duyamazsınız.
Kesikli çizgili hat:
wikimapia.org

Çadırlı gezmece de çok güzeldir. Ben de yaptım ama çok az oldu sanki, keşke daha çok yapsaymışım.

İşte onun için vaktiyle yapın listelerinizi diyorum ya. Yaş ilerledikçe bazı şeyler biraz daha zorlaşmaya başlıyor. Yapılmaz değil yapılır ama gençlikteki gibi değil daha farklı boyutta.

i@peggy, Kuzey ışıkları da harika fikir, aklıma gelmemişti. Hepsini yapabilir miyiz meselesi de var ya, bakalım diğerlerini yapınca sıra ona da gelir belki... :))

Şu da popüler bucket list maddeleriyle ilgili o yazı ^_^
www.thisworldrocks.com

Listemde tikli olanlar
Bungee jumping
Paraşütle atlama
Threesome
Gibi

simdilik kisa vadelerle koydugum hedeflerimim ve farkli listelerim var
* 30 olmadan once (cok az zamanim kaldi) surekli erteledigim ve harekete gecmedigim, yaparsam beni mutlu edecek 5 maddelik bir listem var (yeni dil ogrenmek veya ogrenmeye baslamak, dovme yaptirmak, vize basvurulari gibi...)
* 5 sene icinde yapilacaklar var (hayatima yon verecegim maddeler bunlar, yasayacagim ulkeler gibi vs vs...)
* son olarak olmeden once yapilacaklar listem var bunun icinde konserler, ulkeler, olaylar olaylar var :)

belirttigim ilk listeyi yapana kadar olmeden once yapilacaklar listemi sadece kafamda dusunup duruyordum. ilk listeyi de olusturunca hayatim icin adimlar atmaya basladim. en azindan her sabah o 5 maddeyi gorerek uyaniyorum, yatarken bu 5 madde icin ne yaptin diyerek yatiyorum ahahah :)

@hayat aklını, hahah ben de izlanda'ya ıssız, sakin, kuzey ışıklarını görebilceğim bir yer diye gittim, 10 gün boyunca kapalı hava yüzünden görülemeyen ışıklar ve bir sürü turistle karşılaştım:) Aynı şekilde blue lagoon acaip kalabalıktı.

Listemdeki diğer şeyler: maraton koşma, şu an onun için çalışıyorum. Umarım birkaç sene içinde başaracağım.
Likya yolu'nu yürüme
Fotoğrafçılık diploması alma (okula yazıldım)
Nepal'i görme

Gerçekleştirdiklerim de var: Dağcılık (alpin tırmanış ve kaya tırmanışı) - küçükken dikey limit filmini izlediğimden beri dağcı olma isteğim vardı ve üniversitede gerçekleştirdim çok şükür-, tüplü dalış (kaptırıp eğitmeni oldum heheh), dövme yaptırma, yurt dışında tek başına gezme, bungee jumping, ispanyolca öğrenme.

Kardesim erasmusa portekize gitti. Ben de gezmeye gittim. O ankaraya gondermisti vize icin pasaportu 1 haftaya gelmisti. Belge eksigi falan yoktu. Arkadasinin belgesi eksik diye olmamisti ama.

Kardeşin de mi uçak rezervasyonu yaptırmıştı yoksa direk bileti mi alıp başvurmuştu?

Rezervasyonu randevudan hemen önce THY'den yap, 1-2 gün, hatta bazen bir haftaya kadar opsiyon veriyor genelde. Olmasa da, diğer evrakların tamsa, turistik vizede dahi uçak rezervasyonunu pek önemsemiyor şirket.

O bilet aldi. Ben rezervasyon verdim. Bir de o demisti ki ucak biletleri pahali oldugundan rez. Kabul ediyolar. Vizeden sonra Isterlerse aldigin bileti fax cekebiliyomussun.
Valla ben fax falan cekmedim. Hatta daha ucuz diye aktarmali bilet aldim sonra.

Kavun sevmiyorum, kaşındırıyor beni. Karpuzu önce ikiye ayırıyorum, kalanını boyuta göre buzdolabı ya da market poşetine koyup dolaba kaldırıyorum.

Karpuz her daim ıslak olduğundan streç film tam yabışmıyor.

Buzdolabi posetiyle kesik kismini ortuyorum

Streç ile sarıyorumm. Bide çekirdekleri faydaliymis

Yerken hayvan gibi, kitliktan cikmis gibi yiyorum ikisini de. Aslinda kendimden gectigim icin tam olarak nasil yedigimin farkinda degilim kavun ve karpuzu.

Saklamaya gelince direkt posetin icine koyup dolaba atiyorum.

Kavunun yendiğiniz kısımların çekirdeklerini atın.saklayacağınız kısımdaki çekirdekleri atmanız erken bozulmasına neden olur. Streç film işi görür ikisinde de

Var. Acik pozisyonlara basvurabileceginiz gibi niyet mektubu, CV, transkriptler vs hazirlayip calismak istediginiz hocalara da basvurabilirsiniz. Eger begenirlerse ve ellerinde butce olursa kabul edebilirler. Calismak isteyeceginiz alani en iyi siz bilirsiniz, ona bir sey diyemem ama alani ne kadar daraltirsaniz sansiniz o kadar duser.

Koc, ODTU vs okullardan Almanya'da, Amerika'da bir suru arkadasim var. Ayni sekilde hicbir yere gidememis olanlar da var. Bu okullardan mezun olan herkes mukemmel olmadigi gibi, Pakistanli, Fasli herkes kotu de degil. Ozel bir muamele yok, adam begenirse aliyor, begenmezse eliyor iste.

Edit: Su eklemeyi yapayim, tabii ki Avrupali biri bize gore avantajli. Bahsettigim Fasli'ya, Pakistanli'ya falan ozel bir muamele yok. Yine de ben bu konuda "bizi direkt eliyorlar" kafasinda degilim, dedigim gibi bircok yere giden ogrenci var. Belki son 1-2 senede eskiye gore daha zorlasmis olabilir. Soru bu kapsamda olmadigi icin kisa kesiyorum, sorunu yemeyelim tartismayla :)

Her ülke için bir şey diyemem ama benim yaşadığım yerlerde Üniverstenin neresi olduğu hiç önemli değil, Türkiye adını duyunca zaten sana Afrikalı kabileden gelmiş muamelesi yapıyorlar. Aynı yaklaşım birkaç ülke dışında da tüm ülkeler için de geçerli. Çin için de, Hindistan için de, Rusya için de, İran için de, ... ODTÜ ile Bingöl Üniversites'nin farkını bilmiyorlar ve umurlarında değil. Sonuçta onların ülkesinde standardımda eğitim almadın ve üçüncü dünyamsı bir ülkeden geliyorsun. 4-5 üniversiteden konuştuklarımdan sadece çok küçük bir kısmı Bilkent'i biliyor. "Gerisi zaten çöp" düzeyinde bakıyorlar. O yüzden Toefl ve GRE düzgünse ona güveniyorlar.

Ben size cok katilmiyorum bu konuda. Suriye veya Fas'tan katilmis olabilir birisi, ama onun bilgi birikimi daha coktur. Veya onu secen kisiyi etkilemistir bir sekilde. Kendini satabilmek degil mi onemli olan? Ayrica Odtu falan diger ulkelerde pek bilinmiyor. Onlar sizin ne goturdugunuze bakiyorlar.

okullar tekil başvurulara açık oldukları gibi kendileri de proje bazlı pozisyon açabiliyorlar. türkiye'den çok az okulu biliyorlar onlar da ekseriyetle boğaziçi, odtü falan.

niyet mektubunuz, tez teklifiniz, sağlam bir transkript, yine sağlam referans mektuplarıyla bir sürü iyi okula girebilirsiniz neden giremeyesiniz ki.

eğer kendi projenizi çalışmak istiyorsanız gözünüze kestirdiğiniz hocalara mail atıp öğrenci alıp almadığını sorabilirsiniz. mailde kendinizi tanıtın, lisans ve yüksek lisansta neler yaptığınızı kısaca anlatın ve doktora projenizi anlatın. ekte de cv ve tez teklifinizi gönderin. hocanın projenizi beğenmesi ve sizinle çalışmak istemesi en önemlisi. eğer halihazırdaki bir projeye başvuruyorsanız o zaman neden çok uygun bir aday olduğunuzu ispatlamanız lazım, burada çok kuvvetli bir niyet mektubu devreye girer, referans mektupları da niyet mektubundaki argümanlarınızı desteklemeli.

türkiye'de alanında en iyilerden olan birisi neden uk, abd, almanya, hollanda vs. dururken romanya'ya başvurur bilememekle beraber kabul alamamasının farklı sebepleri olabilir, illa bizimkileri istemedikleri veya bizi tırt buldukları için olması şart değil.

Romanyada avrupa birliginin ortak kurdugu bi lab. var. Hoca bana buraya da bi basvur ama beni bile almadilar falan diye anlatti.

atina'dan çıkışta kastırırlar, tekrar şengen alman zora girer. atina'da iner inmez şengenden çıkmaya çalış, gün dönmeden damgayı vursunlar yani mümkünse. 23 almanya uçağı atina saatiyle 22'dir. biniş kartını alabilirsen hemen pasaport kontolüne git.

@cekilmis gayfe 23.00 Almanya uçağı Atina saati ile 00.00'da olur. Almanya daha batı.

Atina'ya indiğinde zaten her türlü 16 Temmuz olacak. Çıkarken sorarlar.

belki doğru örnek olmaz ama son vizem 30 gündü, 31 gün kaldım. dönüşte fransa sınırında kontrol etmediler desem yeridir, pasaportta eski vizeyi gördü ona mührü bastı. ne adam gibi tarih ne de vize kontrolü yaptı.

Bu benim basina geldi. Adam vizen bitmis dedi. Birlikte bi odaya gittik oradaki gorevliye yunanca biseyler sordu ama hicbisey yapmadilar bana soru sormadilar. Fotokopi belge isi olmadi. Geri donduk. Turkey is friend falan dedi. Gectim. Hatta ben acikladim neden geciktim falan diye. Art niyet yoksa sanirim sorun olmuyo. 5 saat astim vizemi.
Ama soyle biseyde var. Vize iznim 1-20 ocak Giris cikis tarihlerim 6-21 ocak tarih olarak astim ama toplam gun olarak asmadim.

Atina'da sorun olma ihtimali var. Hatta vizesinin son gününü geçirdiği için pasaportuna damga yiyen ve 10 yıl şengen alanına girişi yasaklanan insanlar duydum. Bence biletinizi bir gün öncesiyle değiştirin, 10 yıllık giriş yasağı yemeye değmez.

Almanya'da zaten sorun olmaz, EU içi uçuş. Ancak, Atina'da neler olabileceği tamamiyle o anki duruma bağlı. görevliler büyük veya küçük sorun çıkartabilirler. benim yine atina'dan birşey olmadan geçen arkadaşım da oldu, kırmızı damgayı yiyip, 600euro ceza kesilen de.

esenboğa kızılay arası ortalama 30-40 dk bunun yanında çanakkale gerçekten çok güzel. bence güzel iş.

Copy paste parametrelerim. Ankara Eske yakın. Arada ziyarete gelirim belki. Eskte az da olsa bi ark grubu var. Ankarada okuyan çalışan birkaç ark var. Havalimanı konumu tırt gibi. Çalışanlar nerede oturuyor ki? Pursaklar falan mı? Dışarıdan bakınca pavyon gibi gözüküyor ilçe. Merkezdeki kebapçılar güzel. Aradığını bulursun. Çanakkale ufak şirin gibi. Eske benziyor o konuda. Ufacık olunca havalimanı da yakında oluyor. İşe gitmek 5dk :D bisiklet ve kampçılığa başlarım gibi parayı bulunca. Çanakkale bunlar için uygun gibi. Denizci değilim ayrıca :D pek sevmiyorum denizi. Nüfusun azlığı sosyalleşebilme imkanımı baya düşürür mü :/ zaten pek sosyal bi insan değilim. Hoş Esenboğa seçersem işe çok uzak bir yerdenoturmak istemem günün bi kısmını yolda harcamamak için

Benim ev havaalanına yakındı taş çatladın 2 3 kere uçak indiğini gördüm. Belki de bana denk gelmedi. Güzel evler var o tarafta. Çanakkale de 3 sosyal grup var emekliler askerler ve öğrenciler. Rüzgarla sorunun yoksa esk den çok bi farkı yok.

Rüzgar iyidir de öğrenci grubuna nasıl giricem hocam ya :/ zaten sayıları azıcıktır. Kepezde falan oturuyorlar sanırım bi de. Ben havalimanına daha yakın otururum sanırım. Çok sosyal birisi değilim ama insani ilişkilerim yine de iyidir. Ortamların aranan komik tombalak çocuğuyum. Böyle bir ortam yapamazsam egom dibi boylar depresif olurum sanırım :D rahat rahat kendi başıma kafa mı dinlesem ki

Yo her yerinde ogrenciler var esenlerde bile. Fakat Kipa nin arkasında tokı 960 ta cogunluk. Sanırım kepez dedidiginde 960 toki. Yoksa kepezde oturan öğrenci aktarma yapması lazım. Ama ben kipadan pazara cok yurudum yakin yani. o konu sana bagli topluluklara katılırsın y.lisansa baslayip

sanatsal etkinliklerle, festivallerle işiniz olmazsa Çanakkale.

Valla bi Haggard konseridir, Bilkent Film müzikleri konseridir hoş olur da opera tiyatro ile pek ilgilenmem. Film festivali olursa giderim. Öff kafalar karışık

ankara olmayan.

Çanakkale'deki ufacık toplasan 10-15 kişi görmüştüm ben çalışan, taksi bile bulamamıştım. Karar vermeden önce görmeni tavsiye ederim. Ankara uzak mesafe olarak ama her türlü iyi, Hem memleketine de yakın

Iki havalimanini ile de guzel bir iliskim var. Canakkale havalimaninda 1 veya 2 ucus olur gunluk baya rahattir ama maasi dusuk olabilir tabii buna gore de yasadigin sehir canakkale olacak guzel memleket ama sik sik eskisehire giderim diyorsan canakkale eskisehir arasi tek ulasim karayolu o da cekilmez. Yani ya canakkale olacak ve genelde orada takilacaksin ya da ankara olacak ama sehirden bunaldin mi hop eskisehire kacacaksin.

edit: çanakkale havalimanı şehir içinde zaten şehir de küçük ufak tatlı bir sahil şehri havası bulursun ama tabii buna koşut olarak da pek "imkan" yoktur ankara eskiheşir kadar.

edit 2: sosyal olarak baya canlıdır şehirdeki mekan azlığına rağmen. üniversite öğrencisi boldur ve her yerdedir ve çanakkale havasını soluyan üniversite öğrencilerine de bir haller oluyor genelde böyle bir "rave" kafasına giriyorlar falan.

İki şehirde de bolca bulundum. Eski hatun Çanakkale de öğrenci olduğu için baya gittim geldim hatta bir dönem 1 gün avis de çalıştım Çanakkale hava alanında. Anzak günleri yoğun olur geri kalan sürede sabah 1 uçak var bir de öğlen bir uçak var. Rahat iş ama sıkılırsın muhtemelen. Çanakkale güzel ama küçük şehir yani benim için iyi oluyor du ankaradan ayda bir 3 gün kaçıyorum falan. Bir hafta kalınca çoksıkılmış tım mesela.

Ankara ise bir bok yok ama Anıtkabir var. Varlığı önünden geçişim bana huzur veriyor. En ufak bir tehlikesi için canımı veririm. Birilerinin onu beklemesi lazım.

turistik adaları tavsiye etmem. daha lokal olanlar iyidir.
ion denizindeki adalar çok güzel zakynthos, kerkyra, kefalonia gibi
girit ve rodos gibi büyük adalarda seçenek çok olur.
elafonisos, milos, paros, amorgos, naksos, kalymnos diğer favorilerim. türkiyenin karşısındakilere gidiş kolay. midilli, sakız, kos, samos, kalymnos, rodos gibi.

Ayhan sicimoglunu izle youtubetan. Gerçi o kendi yelkenlisiyle gitmişti. Biz Bodrum dan gitmiştik. Feribot seferlerini internetten bulursun.

Benim tek krikerim (doğrusu kriker, krater değil) güzellik olurdu.

İsim ney kime talipsın. İzleyelim yarin

kendim gibi ateist talip isterdim ama zuhal olcay'da ramazan ramazan zor söylersin bunu.

Bir akrabamız katıldı ama hiç talip gelmedi sanırım, anlamadık bi anda programdan aldılar garip bi şekilde, bir şey de anlatmadı. Bana hep ajanstan gelenler kendileri çalıp kendileri oynuyor, aslında kimsenin derdine derman bulamıyorlar gibi geliyor. Sana nasıl talip oluyorlar daha önce çıkmadıysan. :O

Dikkat et eskort cikmasin başkan talibin :).

@pilav, son duamı edip söyleyebilirim (''mutaassıp olmazsa sevinirim'' şeklinde)

@ekaterina, direkt locadan başlayabiliyorsun kendini tanıtıp. iyi bir commentator olursan talipsiz baya bi takılırsın gibi geliyor, göreceğiz.

@cesario, yayabilirsin, kesin bilgi. (bedavaya gidiyorum şimdilik) (düğün masraflarını çıkarsam kâfi)

@ateistanbul isim ver izleyelim yarın

yalniz türk halki gayrimüslüm damat adayina hazir degil. sen söylesen bile yayindan önce keserler orayi.

ben aday olsam üniversite mezunu, kültürlü, düzenli spor yapan, güzel ve alimli, yemek yapmasini seven ve hayvansever hanimlardan talip cikmasini isterdim.

Mesajlaşırken -de, -da ayrımının düzgün yapılmasını kriter olarak belirleyen sen miydin :)

haha, evet!

çıktın mı?

ciktim abi, esin hanim beni reddetti :/ yarin locaya cikiyorum, artik her makul insan gibi taliplerimi bekleyecegim... serkan ben bu arada. ("bu arada bora ben")

boydan dolayı reddetti bence moruk üzülme:(

ne zaman yayınlanacak merak ettim.

p.s: google'layinca cikan serkan ben degilim; "serkan-esin aski..." haberleri baska serkan'in eseri.

kardeş harbi troll değilsin he mi?

muhtemelen :/ oysa baslarda "sesi mesi ne tatli" diyordu... bilsem ben de topuklu giyerdim! neyse, askimi kisa surede bir yerlere gommeliyim.

Amme hizmeti part 3 dakika 16.50

www.hddizifullizle.com

@bahce: yok mu başka link hacı engelli bu internet kafede.

Çok iyiydin :)
"İyi çocuk ama ingiliççe" der gibi izlediler seni sfghjklş

şimdi bitirdim izlemeyi abi sen nasıl kendini böyle insanların arasına attın sana kız mı yok allağaşkına ya :(

Proletarier +1 neden :(

hocam şimdi izledim sen naptın düzgün adamsın ne işin var oradaki canavarların arasında dedim bende.

Kriterim az mazot yakmasi olurdu. Aylik max 750tl yakmasi lazim. 2500tl cok mesela.

Hocam naaaptın ya? Ahahasasasa :) Gayet de düzgün, hoş çocuksun ne işin var orda? :) Aynı sektördeyiz bak seninle, ne hoş donanımlı hatunlar var bizim sektörde be yav.

Neyse, bol şanslar ne diyeyim. Program tatile giriyormuş yalınız.

Gitmeden esin hanım bu, buna talip oluyorum desen bu kızla olmaz derdik :( senin orda ne işin var+1.

Esin hanım'ın seveceği tip; neyse öyle bi fotoğraf tam bulamadım, ne bileyim yakası açık oturan dar gömlek, kaslı vücut, nargile cafeleri seven, jipi olan falan birisi bence. bi de bence bu kız hoş bi kızmış+tıp fakültesi okuyor diyorsun. Bu kız neden sevgili bulamasın bu bilgiler gerçek olsa, çok saçma cidden. Sen de mi ajanstansın serkan doğru söyle :D

yakıştıramayanlardan biride benim aga. hani kızla seni değil, senin bu kıza talip olmanı.
programda yorum yapan elemanlarda zaten alpha olmayı deneyen boş insanlardan, o yüzden o eleştiriler, olmazlar falan filan.

yalnız kız baya bimbo denen tiplerden.

www.deathisbadblog.com

ovgulerinize mazhar olmak guzel dostlar. bazen ben de yaptiklarima anlam veremiyorum, "cok da sey yapmamak lazim"

iyi tarafindan bakalim, yakin gelecekte bir zirve olursa "zuhal topal-serkan" yakaligimla istirak eder, kagittan tasarruf saglarim ^^

ekaterina + 1
Orada ne işin var senin öyle + 1
Neyse, macera olmuş.
Esin Hanım Demet Akalın eşliğinde nispetli el sallayacakmış gibi duruyor, sen film festivali başlarken heyecanlanan insan gibi bakıyorsun. Sana kız mı yok, kesin vardır daha güzel ve zekisi.
Bir de arkandan 'Ara ara, belki de bulursun' çalmışlar; kınıyorum.

Neden yaptın ki bunu :///

Ay bana bi şeyler oluyor. Kadın kabus gibiymiş, ayh.

ne işin var orada +1000
Bir de kız tıp okusa ne yazar ki bence kesinlikle doğru değil. Tıp okuyor olsa söylediğin şeyleri elli defa sormazdı. Ya dinlemedi ya da anlamadı :))

Ya bi de şeyi anlamadım, burada talip değilim demişsin, orada talip olarak çıkmışsın. Ajanstan mısın? Dürüst ol lütfen.

ekaterina+1
aychovsky +1

izledigimden beri 'neden?' diye sorguluyorum. bence zuhal topal'i bosverin, duyurudaki ifsalari yakalayip su videoyu ekleseniz burda cok daha iyilerini bulursunuz. ne isiniz var sizin onlarin arasinda? :)

Hepsini izleyemedim ama hoşlandığın kız güzelmiş. Sırf beğeni zevkin için tebrik ederim. O kız biraz daha sert görünümlü birini arıyor gibi. Sen onların yanında çok masum duruyorsun. Çapına göre birini bul demeyeceğim. Böyle kızları kovalamaya devam.

bence de boydan kaybettin ama o kiz olumlu cevap verse bile ikinizden bir cacik olmazdi. sana kiz mi yok, ne isin var orda, hemde böyle zevksiz biri icin?

valla bekar ve daha genc olsam ben senle cay icerdim.

Oncelikle ekaterina +1

Bu kiza nasil talip oldun? Kiz muhtemelen seni fiziksel olarak begenmedigi icin reddetti. Ama sen de zaten kizi sadece fiziksel olarak begenmissin belli ki, cunku karakter olarak hic uymuyorsunuz. Ikiniz de ayni sigliktasiniz bu konuda.. Cok sasirmadim o yuzden.

programın seviyesini yükseltmişsin serkan :))

special lol goes to aychovsky ve film festivalli yorumu, gunum daha da senlendi!

niye katildigima gelince, bir nevi ifsa gudusu sanirim. dun basvurdum, bugun aldilar (her sey cok hizli olunca "geri donusu olmayan bir yol"a giriyorsun sasirtici bir hizda.)

dun kimseye talip olmamayi tasarliyorken bugun neden olduguma gelince, ben de bilmiyorum, her sey cok hizli gelisti. yildirim aski? bu havada ne yildirimi!

bu duyuru efsaneler arasına çoktan girdi, hayırlı olsun.

serkanım geçmiş olsun, efendi ve eli yüzü düzgün bir adamsın niye oraya çıktın anlayamadım. biraz güldürdün, biraz üzdün. sen daha iyilerine layıksın.

serkana moralen destek için zirve yapalım!

neredeyse herkes +1

sen o kadar önemsiyorsun ama kızın bazı de-da'ları ayrı yazması gerektiğinden haberi bile yokmuş gibi duruyor, sen neden ona talip oldun ki? gerçi o ilk yorumu yapan kızı da gördükten sonra fark ettim ki sanırım en iyi seçeneğin buymuş.

bir de söylemeyeden geçemeyeceğim, yıl olmuş 2017 ve gözlerde simli mor far?
üff.

kadın tek kelimeyle facia.
aklım almadı bu işi ama neyse,
sana geçmiş olsun.

öncelikle medeni cesaretinden ötürü tebrik ederim kardeşim. :) bu tarz programlara hep onlardan biri çıkardı ilk defa bizden birini ekranda görüyorum hele böyle bir programda. Bundan dolayı tebrik ediyorum medeni cesaretinden ötürü.

sonrasında talip olduğun esin hanım gerçekten çok güzel ama senin kadar naif biri değil gibi ilk izlenimim.

ayrıca burda insanların neden yaptın serzenişi pek de engel olmasın dilediğin şeyleri yapma konusunda. hemen hemen her konuda baskıcı bir toplumda yaşarken bu kadar kolay bir şekilde içimizden geçen şeyleri çevremiz onaylamasa da yapabilmeliyiz bence.

tekrar tebrikler, hayatta başarılar.

Anladım ben, senaryo bunlar hep. Şöyle bi çık, kendini göster demişler sana, sen de en alasından göstermişsin. Sözleşme de vardır kesin, doğru bilgi de alamayacağız :(

Kıza güzel sözler soylerken fazla kasmışsın yapmacık oldugu anlasiliyor, hiç inandirici gelmedi. Dalgasına çıkmışsın belli. Şöyle bir görüneyim dediysen keske esra erola falan ciksaydin :P

kız çok leşmiş. ya ajans ya da zengin avcısı. zengin dediğim de işte çapsız mutahit tayfasından.

bahcemaruf 'nun linki 1 saat 8ci dakkada çıkıyor

ben sana talip olayım bence. sen resmen bu kızdan daha güzelsin!

Bu kız tıp okusa ne olur.Bulgaristanda 2000 euron varsa sende okursun . Bu kız belli para avcısı :) Senle işi ne ?

yalnız hemen dışlanmışsın.

öncelikle duyuruyu silme fav'ladım.

-çıktığın bölümdeki video paylaşılmasa ve şu programı baştan sona izlesem ha içlerinden bizim ekşici bu derim. öyle parıl parıl parlıyorsun o güruhun içinde.

- bu programda galiba tek başına çıkıp locada oturamıyorsun. yani programa katılmak istesen illa ordan birine talip olarak çıkarttırıyorlarmış. 'sen hanife'ye talip ol, sen esin'e diye'. bir ara şu hanife'ye hep bu yolla talip geliyordu. programa çıkmak isteyen erkekleri hep bu kıza talip olarak yönlendiriyorlar, olmayınca locada oturtturuyorlardı. o yüzden bu kız için sana zevksizsin demicem. başta da kimseye talip olmayacağım demişsin ama yine böyle bir durum olmuş sanırım. yoksa bu kızla ciddi bir şey düşünmeyeceğine eminim.

-bugün başvursan yarın çıkarıyorlar ha, ne kadar hızlı.

locada mı duracaksın sen şimdi, taliplerini aramak için? :) arada izleriz. gerçi bugün sezon finali yaparlar artık. sonraki sezona kısmet.

enee kıyamam ne kadar naif bir tipin var öyle. :)

limoncello, basvuru zamanlamamla studyoda olmam arasinda 24 saat dahi yoktu; ben de sizin gibi sasirdim buna. sezon finali haftaya sanirim, o zamana dek locada olma ihtimalim var (bu surecte hayirli bir kismet bulamazsam.)

aydogank bey, size serkan is my girl sarkisini armagan ediyorum.

korben dallas, piremses ve daha nice duyurucuyu da en kalbi duygularimla selamliyorum.

Seni övüp kızı gömmeye geldim, açılın!

Gayet nazik, konuşmasını, oturmasını kalkmasını bilen düzgün bir adama benziyorsun. O kızı ancak @ekaterina'nın dediği gibi dominant, höyt höyt biri paklar. Başlarda sunucuyla birlikte olumlu havaya katkıda bulunurken oradaki bir-iki barzonun "binci ılımsız" demesinden hemen etkilendi ve 180 derece döndü veya en baştan senden etkilenmemişti, rol yaptı.

Neyse o programlardan senin benim gibilerine ekmek yok abi, daha iyisini bulunca gülerek hatırlarsın eheh böyle bi çılgınlık yapmıştım lan gibisinden :)

bu arada kızların efendi adam yerine piç adam tercihini sorgulamak yerine, biraz da efendi adamların bu şekil kızları tercih etmesini sorgulayalım bence :D

Ahahaha sen şimdi ciddi ciddi evlenmek için bu programa mı katıldın?
Yoksa trolleme veya macera amaçlı mı?

Yine de kızın reddettiği iyi olmuş, ya kabul etseydi? Al başına belayı. Hahah. Geçmiş olsun.

para kazanma asamasindayim - programa cikma nedenin bu sanirim
kiz super antipatik +1
aycovskikin sen film festivali başlarken heyecanlanan insan gibi bakıyorsun yorumu +1
efendi adamlarin pic kiz tercihi +1

guldurdun tatli cocik

limoncello +1

mahalleden bir arkadaşım katılmıştı geçen sene. ona da illa x kişiye talip olarak çıkacaksın demişler. serkan kardeşimize de aynısını demişler belli ki ama neden gizleme ihtiyacı duyuyor anlamadım.

bu arada serkan keşke sosyal medyan olsaymış yağmur gibi teklifler gelirdi valla. bu bahsettiğim arkadaşa öyle olmuştu:) neyse sırf duyurudan bile yazan hatunlar olduğuna adım gibi eminim.

olm kaymak gibi adamsın. tamam hatun da seksi şimdi yemeyelim hakkını ama. yani uzun vadede sıkar gibi.
hanife var ekmek gibi gız ordan yürü bence

kızın s'lerinde bi sorun mu var? bir de yanında biraz at gibi kaldı. hakkından gelebilir miydin :)?

Caps yok mu caps :) videoyu açamadım

youtu.be

esin için geliyorum alkışlarla!

birine inanılmaz benzettim, bursalı değilsin di mi?

Vay arkadaş... Başka bir şey diyemiyorum. Ağzım açık izledim.

LAN KEKO LAN BU. DÖVME KAŞLAR, BOĞAZINDAKİ MAHPUS DÖVMESİ, BOTOKS DUDAKLAR KEKO LAN BU

Ama güzel sosyal deney olmuş. Kınama başına gelir derler ya, ilerde beni de buralarda sürterken görürseniz şaşırmayın :(

Sen ondan daha güzelsin zaten. Sen masa tenisi, belgesel, İsviçre sayarken gözleri nasıl balık gibi anlamsız bakıyor görseydin zaten talip olmazdın :(

kardeş senin elin yüzün düzgünmüş, bu hilkat garibesine niye aday olmuşsun ben anlamadım? sosyal deney mi yaptın, naptın? :)

"bir ablam var, kendisi havacı, ben karada takılıyorum" ahahahsdghsdklfjksld ya allah iyiliğini versin <3

Ahahaha

Arka süpersin. Sktret o kızı, o ne la öyle, korkunç.

guneslihavalar, bursali degilim ama kumla arka bahcem gibi. orada gormus olma ihtimalin?

"yengeniz" diye tanistirsam daha pozitif yorumlar gelirdi esin hanim'a, bunlar hep ben uzulmeyeyim diye biliyorum!

cesar, herhangi bir kosulda tokusturalim bir gun, biralar benden, cerezler senden ^^

öncelikle;

ekaterina +1
aychovski +1

ben yarım yamalak okudum. programın tam halinin linkindeki 30. dakikada bir Serdar'a denk geldim. Serkan değil, Serdar diye hatırladığımdan. dedim yine tatlı su hümanisti ekşiciler vermiş gazı alakası olmayan birine. sonra geri dönüp biraz daha okuyup serkan-esin'i buldum. dedikleri gibi eli yüzü düzgün, efendi biriymişsin. neden katıldın demeyeceğim. çok da şey etme, eğlenmene bak sen.

boydan kaybetmişsin. talip olduğun kişiye de bir şey demiyorum o yüzden. zengin olsan/olduğunu söylesen o boy farkı sorun olmazdı.* ekaterina'nın dediği gibi aynı onun beklediği. ayrıca esin'in de/da veya ki bağlaçlarını bir an duraklayıp düşünmeden ayıramadığına (bak hepsini birleşik yazıyordur demedim, avans verdim), yazışmalarında dilbilgisi kurallarına dikkat etmediğine eminim.

kriterlerine +100

iyi eğlenceler! yolun açık olsun! destekliyoruz.


*karikaturname.com

orada görmüş olabilirim, evet. bu arada sen üzülme filan diye değil gerçekten bu kıza sen fazla güzelsin:)

kızda pornocu tipi var.Ne işin var bu hatunla.

kiz apaci. o cizmeler, o kemer nedir yahu. hasta olsam böyle doktor tarafindan muayene olmayi reddederim.

senin saclar da peruk sanirsam.

kim olduğunuzu görmek için şu verilen linkteki videoyu 15 defa izledim herhalde orasından burasından. içim bayıldı. en sonunda buldum.

hayatımda gördüğüm en garip diyaloglar. sizin isviçreye gitmiş olmanıza neden o kadar şaşırdılar? sizin "isviçreye gittim, dün de sapancadaydım" demeniz ne acayip. "bazı insanlar beni irrite ediyor" dedikten sonra, "esin hanımda da o potansiyeli gördüm" demeniz... sonra kızın "yaşınız kaç? sesiniz çok ince geliyor cünkü" diye manasız cümleler kurması. kıza karşı cok hardcore girdiniz bence, doğumgünümü birlikte geçirsek falan... o korkutucu biraz. ayrıca kızın ısrarla "annemlerin haberi yok" demenizi anlamaması çok saçma.

bence kız dışarıdan güzel görünen ama biraz boş bir arkadaşımızmış.

sizde de tam ilk buluşmada güzel güzel sohbet edilecek, ya da çok kişiyi tanımadığınız bir sosyal ortamda birden bire kendinizi uzun uzun alakasız şeylerden konuşurken bulacağınız insan tipi var. baltalı bir katil falan değilseniz, çok hoş bir insansınız. iyi kurtulmuşsunuz bence, fazla geldiniz ortama, kolay gelsin.

ayrıca buraya cevap yazanlara da çok güldüm.

sanırım evlilik programları tarihinin en düzgün insanı olarak katılmışsınız.

bence güzel bir anı olarak hatırlayacaksınız, fakat -de/-da ayrımını yapabilen falan insan arayışınız o tür programlar için çok zorlu olabilir.

toplum muhafazakar çoğunluklu bir toplum. insanların da oraya çıkmasının birkaç farklı sebebi oluyor görebildiğim kadarıyla.

birincisi aileler açısından, "senin kızı bilmem kimle gördük" gibi gizli kapaklı işler yerine, televizyondan, belli kriterlere göre adam seçme şansı oluyor.

kızlar için de, genelde çalışmadıkları için çok fazla değiştirme imkanı olmuyor. yeni yeni adaylarla tanışamıyorlar ya da küçük dünyalarında, büyük hayallerindeki insanlar olmuyor. işte o küçük dünyadan çıkıp aday havuzunu genişletmiş oluyorlar.

tabii bütün bunların dışında bir grup da instagramdan ürün tanıtımından para vurmak içi çeşitli senaryolar, çeşitli entrikalarla işler çeviriyor. bu da onların motivasyonu.

sizin oraya çok fazla geldiğinizi görmemek için öküz olmak lazım. fakat imkansız değil yine de kafanıza göre birini bulmanız.

talip olduğunuz kız bu konuda inanılmaz yanlış bir seçim orası ayrı. güzel anılarınız olur umarım.

bekar olsam ben de çılgınlık yapıp, anı olsun diye böyle bir şeye katılabilirdim. fakat yine de çok bir beklenti beklemezdim programdan.

su program sayesinde oyle guzel/komik seyler duydum ki, hayatimdaki en dogru kararlardan biriymis cikmak! herkese tekrar tekrar tesekkurler *_* duyuruyu acip "vurmayin, oldum" demeyi beklerken (mazosizme giris) gonul yarama kardiyolog edasiyla yaklastiniz hepiniz, god bless duyuru... dugunume hepinizi cagiracagim!

ekşide yazarım deyeydin ya. olm bu özgüvenle senin nasıl kız arkadaşın yok anlamadım bu kızı bile etkilemiş gibisin sözlerinle eğer kurgu değilse. zuhal topal da senden yana lakin stüdyodaki zırtlanların yorumları ardından paravan açılınca kızın sana bakışı falan bitirmiş işi. bence gaç ordan isviçrede dene şansını yok mu böyle programlar orada.

"Yengemiz" diye tanıştırsaydın bukadar gömmezdik de, tamamen "Gönül bu, ne yapsın, bize en fazla destek olmak düşer" diye. Şimdi yenge diye tanıtmadığın için rahat rahat gömebiliyoruz :)

Şaka bir yana gönülecek biri değil bence ama Akbank reklamı vardı bir tane "Biri bayılır patates kızartması ile kolaya, diğeri enginara, patlıcanlı pilava" diye, onun gibi olmuş bu. Bir de bence hakkaten -de'leri ayıramaz o kız.

Reklamı buldum:
youtu.be

İyi ki katılmışsın! Ne güzel macera olmuş. Sevgililer de katılabiliyor mu ki? Gidelim, "Nutella yerlen sandalyeden gülerek yere düşen birini arıyoruz" falam desem, eğlencesine.

Zaten ifşa da oldun. Buradan talibin çıkar. compumaster'a söylersin "Ben pötibör Hanım'a talibim. Kendisi noktalama işaretleri ile ifşa güzelliğini kendinde birleştirmiş" diye.

reis sana çok talip çıkar

aga sana özel bir zirve düzenleyek. alayımız 1 kız yakıştırsa sana illaki bişeler çıkar. olmadı iyi arkadaşlar falan

Ben senin gibi bir adamın böyle bir kıza bile isteye, kendi hür iradesiyle çıktığına inanamıyorum bir türlü. Hala bizi de yayındakileri de trollediğini düşünüyorum. İkiniz o kadar ayrı kulvarlardasınız ki o kadar olur. Bu kız eller havaya kop kop mekanlarda Serdar Ortaç, Tan, Yusuf Güney tarzı adamların şarkıları eşliğinde kendini dağıtacak con con bir ablamız gibi görünüyor. Bu kızın yanına şöyle bir adam yakışır: i.hizliresim.com

Sen ise nasıl desem, böyle gezi bloğu falan olan, ha bire bitki çaylı, kedili fotoğraflar paylaşan bir tumblr kızıyla birlikte olsan daha mutlu olursun gibi geldi bana.

Bence bu tarz kızlara takılıp sonrasında "kadınların efendi adam yerine piç herif tercihi işte :( :(" diye ağlamanın hiçbir lüzumu yok. Bu videodaki kızın nasıl bir adamla birlikte olabileceği, karşısındaki adamda aradığı kriterler, giyiminden kuşamından hareketlerinden hatta saçının telinden, göz bebeğinden bile belli oluyor. Gerçekçi olmak lazım adım atarken, karşındaki kişiyi enine boyuna iyice anlamak, tartmak lazım. Olmayacak duaya amin dememek lazım.

Bu kız senin yanında sıkıntıdan patlar, sen de bir süre sonra ona uyuz olmaya başlarsın. Her hareketi sana çok sığ çok anlamsız görünmeye başlar. Uzun lafın kısası, olmadığı ikiniz açısından da iyi olmuş.

sevgili din kardesim,

tip demissin de, burada kizi trollemediysen eger, bulgaristan'da parayi basip istedigin bolumu cok cok ucuza okuyabiliyorsun; turkiye'de denkligi olmuyor sorun o.

ayrica, o kiz senin cektigin turdeki bagimsiz belgesellerden birini izlediyse ya da bir tane dunya klasigi okuduysa su yasina kadar, taksim meydaninda gelsin beni saapsinlar.

bir de kızın yüzünün her yeri estetik ( dudak, burun kesin )

duyurunun efsanevi basliklarina girdi bu da. kedi kumuna isiyen adamlar, acil porno isteyen adamlarin yanindia guzelce duracak.

kiz tasmis talip olmana sasirmadim. ancak yirmisantimin dedigi gibi kiz bimbo. adnan oktarin programina cikan kizlara benzettim ben. evet deseydi bile olmazdi bu is. sana entel kizlar gider haci.

ve evet bunun zirvesini yapmamiz lazim hatta esine ulasma imkanin varsa studyodan yada zuhal topala lutfen onu da cagir. hep birlikte kadikoy zirvesi yapalim. projektorden senin programi yansitalim.

piremses ve peggy +1

digerleri ile de zaten ayni fikirdeyim, orada olmaman lazim! ve bu kizin -de ve -da'lari ayri yazma ihtimali yok. gercekten ya kiz da tamam deseydi? cok makul bir adamsin belli, asil o zaman donulmez bir yola girerdin maazallah.

lol!

medeni cesaretin için kutlarım ancak biraz saflık gördüm sende. insanların oraya çıkma niyeti belli; medyatik olmak ya da evlenmek. kişiliklerinin kusurlarını bastırarak sahneye çıkıyorlar. dahası medyatik olmak için rol yapan tonla insan var. bu şartlar altında karşındaki kişiyi gerçekten tanıyamazsın. aradığın kişiyi orada bulamazsın.

aga hakikaten turkiye ortalamasinin bayagi uzerindesin de neden evlenme programina kaldin birini bulmak icin anlamadim. sosyalim de diyorsun. bazi seylerin hakikaten aciklamasi yok galiba.

Seni locaya oturtmadılar mı dün bakındım göremedim :d

ahha sayin pastorize dun vardim locanin arka kosesinde bir yerde, bugun de an itibariyle studyodayim (ucuncu siranin ortasinda) (soz konusu arka siradakiler seti olsa basroldeydim yani.) birazdan da telefonlari toplarlar :/ iyi seyirler!

hiç iş koyan hatun yok mu orda sana?

Talibin gelirse duyuruya bir selam çak hocam :)

ben bu programları feyk sanıyodum yav :/ öyle değil mi, ağzından mı öpmüş gibi oldu

yok abi, olursa haberdar ederim tabii. frekanslarini veririm en azindan.

ortam hoşuma gitti. ben de katılacam.

Ateiste talip olarak çıkayım mı ne dersiniz? Ciddi beğendim. :)

seni arkalara atmışlar hocam dün gördüm de bir de koyu giyinince iyice arada kaynamışsın. kıza talip olduğun günkü gibi kırmızılı bir şeyler.
bir de hiç talibin geldi mi?

dün hiç görünmemişim de, bugün tam üç saniye rol çalmışım: www.youtube.com

basit bir hesap yapacak olursak; 180 dakikalık yayının 60'ı vtr-reklam, kalan 120 dakika = 7200 saniye/3'ten programın 2400'de 1'i benim arkadaşlar. mihenk taşıyım bir yerde.

~maria, ne güzel gülüyorsun sen öyle!

olum çok adamsın lan oradakilere göre. resmen sokak kedilerinin arasına düşen ev kedisi gibi sadasdasd.

panpa bence de stayla olarak pek uymuyosunuz kızla. ama tatlı bişeymiş. taste'ini sevdim. emin ol o kız sağlam arıza bi kızdır. bakışından belli afacanın. sana daha amelie moulain bişeyler gider. burada cok var, her gün onlarca mesaj alıyorum ben bile. yakala birini, bas nikahı geç. :p

bana öyle bir mesaj gelmedi :/

@ateistanbul, lan daha ne gelsin? kızlar ciddi ciddi beğenmişler işte, millet beğeni ifade ediyor.

görünen o ki içi dolu adamsın, e sosyal özgüvenin de yüksek. daha ne olsun aq. "olum"lu, lanlı falan konuşuyorum kusura bakma ama kardeşim gibi gördüğüm için ha.

şu başlıkta bile çok güzel kızlar varmış diyollar. bi tane şanslı okuru çaya davet etsen tamam işte, bitti.

an itibariyle tukenmislik sendromuna girdim. img.gecce.com tv kariyerimi zirveden 2400 feet uzakta birakiyorum. (acilin, hasta nefes alsin)

sabah uyaninca (her sey yine ayni kalsa) telefon acip: "kriptolarima uygun talip gelirse haber verebilirsiniz" desem, akabinde telefon basinda sacima aklar dusmus sekilde kadraja girsem...

"yildiz kenter'in, kocasi sukran gungor oldukten sonra da ona mektuplar yazmaya devam ettigini biliyor muydun? hatta su an bile evinde oturmus ona mektup yaziyor olabilir. dusununce urperiyor insan." yildiz > serkan.

bir yandan duyuruya cevap vereyim de, silmesin hevesli arkadaslar: benim kriterim mektup yazmasi olurdu, hayatinda en az bir defa mektup yazmis olmasi!

abi yakışıklı çocukmuşsun siktir et.

Locadakilere yevmiye veriyorlar mı?

Veriyorlarsa arkada oturanlarla önde oturanlar aynı ücreti mi alıyorlar? Yoksa "öndekiler mücevherlerini sallasın, arkadakiler alkışlasa da olur" gibi bir durum mu var?

Servis + yemek var mı?

Gerçekten izdivaççılara tahsis edilmiş bir villa mı var?

Zorla instagram hesabı açtırıyorlar mı?

Oradaki beyaz uzun saçlı abi neden yıllardır orada?

Yaka kartını herkes kendi mi yazıyor yoksa yazılmış mı geliyor?

gibi lojistik sorularım var.

Sezon finali hepimize hayırlı olsun.

Locadakilere yevmiye veriyorlar mı?

-şahit olmadım.

Servis + yemek var mı?

-servis var ama baya erken gidiyor. (yeni taliplerin mülakatları için) sandviç, poğaça ve börek her günün menüsü; sadece peynir ihtiva ediyorlar. içecek olarak sınırsız su ve çay var.

Gerçekten izdivaççılara tahsis edilmiş bir villa mı var?

-otel var. kadın ve erkeklerin oteli farklı.

Zorla instagram hesabı açtırıyorlar mı?

-hayır

Oradaki beyaz uzun saçlı abi neden yıllardır orada?

-demir ağabey ince eleyip, sık dokuyor gibi görünüyor.

Yaka kartını herkes kendi mi yazıyor yoksa yazılmış mı geliyor?

-her programdan önce yazılı geliyor.

Tam aradığım koşullar.

Yeni sezonda talip çıkacağım (telefonla da bağlanabilirim ama peynirli börek ve yaka kartına hayır diyebileceğimi sanmıyorum).

denk geldim mi de izlerim, nasıl kaçırdıysam artık bugün izleyebildim, arkadaş sen ne güzel bir insanmışsın ya, erkek halimle evlenesim geldi bırak boşver hocam sana kız mı yok esin'e talip olmuşsun.

hacigoz kravat, peynirli boregin talibi cok yalniz; hic senin olmayacakmis gibi git.

sag olun guzel insanlar. neyse ki, esin hanim sonrasi "demet akalin-ibrahim kutluaycilik" oynamadi gonlum!

Eskişehir istanbul arasındaki kamil koçun mola verdiği tuna tan ve ilhan tan mola yerlerinde büyük paketi satılıyor

2 M'li migros'ta ekmeklerin olduğu yerde gördüğümü hatırlıyorum.

bir de uno'nun biscotti'si var. onun migros'larda olduğuna eminim, ben oradan almıştım. tadı kamil koç'ta verilenlerle aynı.

Kamil kocun internette marketi vardi.Ordan bi koli almistim, ucuzdu da.Bi googlesak cikar belki.Ekleyemedim link.

a101'de yok ama nerede var ben de bilmiyorum. takipteyim.

Baktim simdi kamilin sitesi kalkmis.2 sene oldu ben alali..Bunu üreten "börekevi" diye bir yer.Oraya telefonla sorulabilir dagitim veya satus yerleri.

Ben buldum aldım mobilim yazacağım

www.borekevi.com

ankara'daymış tüm bayiler herhalde

Afyon da bi tesiste gormustum

:( arkadaşlar, o biscotti'nin tadı pek güzel değildi sanki... ben de tuna tan tesisleri'nde görmüştüm, istanbul-eskişehir dönüşünde...

geç kaldım sanırsam
kütahya istanbul arasındaki bozüyük dinlenme tesisisnde görmüştüm sonrasında kaldırdılar
ankarada bulmuştum arkadaş sağolsun paket yapıp göndermişti.
10 büyük paket falan alıp yemiştik.

hortlatmak icin yaziyorum. aklima dustu gene. istanbul'da nerden bulcaz bunu?

10 metrekare yerde hiç karşılaşmadınız mı?

hatırlıyorum, haberlerde bi ara çıkmıştı, farkedilmiyormuş.

uyurken kulak kemirir o hissetmezsin kulaklarınız kontrol ettiniz mi ?

fareden kuduz bulasma ihtimali inanılmaz azmış, yazın benzer bi olay basıma gelmişti o dönem arastırmıstım.

Kuduz virüsü taşıyan kemirgen yok. Nadiren olsa da bulaşmaz. Kuduz aşısı yapılmıyor fare ısırıklarında. Enfeksiyon kaparsan orasını bilemem. Fare ısırığı hastalığı var. Fare olmasa da ısırık kirli bir şeydir ama enfeksiyonu ısırıldığın yerde görürsün. Kuduz olmazsın, tetanoz aşını son 5 yılda olmadıysan ve toplamda 3'ten az doz olduysan ol.

Günde on fare öldürdüğümüz bi evde üç ay filan yaşamak zorunda kalmıştık. Hiç ısırık muhabbeti hatirlamiyorum. İçine şeytan kaçmış splinter usta değilse bildiğimiz fındık faresi gelip insanı isirmaz bence, korkar.

Veya alttaki bir alana tabloda olan verilen isiginda sectigim haftanin grafigini cizsin?

makro kaydet ten yapsan olur.

ben kendi deney sonuçlarım için yapmıştım. dalgaboylarına karşı değerler vardı. makrodan tuş açtım önce, sonra 1. deney grafiği için vs. makro kaydet yaptım. sonra makro ata yaptım galiba. ona tıklayınca o grafik geliyodu. bir de sil tuşu yaptım.
baya oldu yapalı. combobox değilde ayrı ayrı yapmıştım ben. yanlış yönlerdirmiyim de. excel dosyalarına bakayım. benzer bişey varsa gönderirim.

Küçük bir VLOOKUP ile yapılabilir bu. Bir de MATCH kullanırsan tamamdır...

Gerekli olan grafikten verileri çekersin, grafik üzerindeki veriler de değişeceğinden grafik de değişir.

Ya da sunum için kullanılacaksa PIVOT da olabilir.

Vaktiniz varsa birazdan bir dosya hazırlarım size.

dosya.co


Yukarıdaki linkte örnek bir dosya mevcut.

Dandik derken? Yani aslinda gayet guzel ve kullanisli seyler ama dezavantajlari pahali olmalari. Bildigin data paketi aldigin icin her zaman avantajli olmayabiliyorlar.

evet pahalı. bir de "çekmiyor, kopuyor vs." diyenler oldu da.

@acediac, hocam bu işimi görecek şey mi emin olamadım? telekom tesisatı yok da benim evde. operatörlerin sattıkları şeylerden mi bu?

ben 2. el turkcell vınn aldım 20 tl ye daya hattımı taktım paşalar gibi bağlanıyorum

Vodem kullandığı m uzun süre. Ttnet'den katbekat iyiydi.

Bunların LTE (4G) destekleyenlerinden almak lazım.

turkcell ve avea kullanmıştım. dandikten kastın fiziksel sağlamlıksa bilgisayarımı düşürünce avea yamulmuştu. ama yine de çalışıyordu.
çalışmasında bi sorun yoktu.
pahalı.
5 gb tı galiba benimki bitince 5 gb daha alabiliyordun.
taahhüt süresi vardı diye hatırlıyorum baya bi oldu.

yok mudur?

ne için, ne sıklıkla kullanacaksın? evde mi ofiste mi kullanacaksın? detay verirsen daha düzgün bir yardım alabilirsin. bir de şuraya göz atabilirsin:
www.bitmeyenkartus.com.tr

home ofis için kullanıcam hocam.

epsonee87b3 l386 serisi
biz de 600 civarı bişeye aldık ama satıcı tanıdıktı. 750 falan olabilir.
android iphone uygulaması falan var
mail adresine gönderdiğinde de yazdırıyo.

1750 lira
700 kira + 50 ile 300 lira arası yakıt + 30 aidat + 100 elektrik su + 60 internet + 50 cep telefonu = 940+ (dönemine göre 50 veya 300 lira yakıt masrafı) = 1000 veya 1240 lira.

geriye 500 lira harçlık kalıyo.
ben evden çıkalı çok uzun olduğu için fazla veya az yazmış olabilirim.
az teklif etmişler bence.

yanlış anlamadıysam sonraki 4 ay da 1750.
haftada 6 gün çalışmalı, çıkış saatleri belli olmayan bu yoğunlukta bir iş için az bence.
tahsilat performansına göre yükselecek ama ne kadar? bunun şartları ne?

Az teklif etmisler.bu arada Ismi ne merkezin acaba.

@senolll

ilk 4 ay 1750 lira sonraki süreçte devam edersem 2200 lira maaş teklif edildi taban olarak. biz çok yoğunuz o yüzden veliler ödeme yaptı mı günü geçti mi takip edemiyoruz bunun takibini sağlayacaksın, tüm velileri tanıyacaksın isim isim yabancılık çekmesinler senden dediler. ben de ilk 4 ay için 2000 lira sonraki süreç için de 2500 lira istedim taban maaş.

sanırım performansa göre maaş artırımı biraz kafalarına göre çünkü belli bi şey söylenmedi. sen iyi performans gösterirsin maaşın 3000 lira olur dedi mesela.

@eclipsed moon

reklama girmesin :)

Vasıfsız pozisyonsa gayet normal. Yani herhangi bi konuda uzmanlık, hatırı sayılır tecrübe aranmıyorsa, ki belli ki öyle, gayet normal. Başlangıç pozisyonu bu yani, az diyen arkadaşlar piyasadan habersiz heralde. Tabii onun üç katını veren şirketler var başlangıç pozisyonuna ama bu işe bu para denmiş.
Bana normal geldi

Sana ne kadar iyi bir hayat vaat ediyoru tartışmadım bu arada. Cebine ne kadar kalır vs.
O açıdan tabii ki az. Hatta çok az

Ama iş için normal yani.
Mobilde editleyemedim

@naberabi

vasıfsız değilim ya maliye+adalet myo mezunuyum :) hatta 4 senelik geçmişim var kurumsal firmalarda referanslarım falan mevcut. hatta hatta iş teklifini de farklı bi firmadan bi arkadaşının kariyer.net şifresinden aratması sonucu direkt mailime attılar. zaten orada bi şaşırdım. :)

doktorun söylediği hem genç olsun hem muhasebe bilsin az biraz hem de askerliğini yapmış olsun hem de trakya kökenli biri olsun demiş filtrelemişler kariyer.net'te öyle ulaşmışlar. ilginç geldi bana.

Bence az bir maaş teklif edilen. Sömürülmeye müsait olanı 1500 e işe alacak görürsün bak.

Maaş yapılacak işe göre düşük. O paraya yeni mezun bulurlar ancak.

O maaşın nasıl ve ne zaman yükseleceği belli değilse yükselmez. Demedi deme.

4 ay deneme suresi. he.

dert etmeyin.

doktor serefsizin tekiymis. maas o yapacaginiz islere gore az,

uzuluyorum icimden, kotu biri olmak istemem.

etkenleri tartinca bir hatam yoksa "fakyoras, uzulmemen gerekir cunku hede hodo" diyorum ama bir yandan da uzuluyorum. 5-10dk sonra ugrasicak bir sey bulunca unutuyorum.

Bahsettiğiniz olay ilginiz olmayan bir şey değil ki. Olayın muhataplarındansınız direk.
Benim annemle babam ayrı bazen onlardan birinin yaptığı bir şey yüzünden diğeri çok başımı ağrıtıyor. Kaçıp gidemiyorsun da. Ben de beynimi kapatıyorum.

kendi sorununu kendi çözmek yerine, benden yararlanarak çözmek istiyo. olayıyla alakam yokken dahil ediliyorum. örneğe takılmayın arkadaşlar ya yazıp hatırlayıp canımı sıkmak istemiyorum.

üslup önemli bence. hanımefendi modunda gezen kişi olmak istiyorsanız cazgır üslübunuzdan dolayı böyle tanınıyorsunuzdur belki. daha nezaketli cümleler kurmaya özen gösterin. biri sizden bir şey istediğinde çomak gösterirseniz bu sizi iğrenç gösterir. vermemek en doğal hakkınız ama vermeme yönteminiz edepli olmalı. tabi olayı tam bilmiyorum ben de. anlattıklarınızdan yola çıkarak toplumun sizin hakkınızda iyi hisler beslemediğinden işkillenmişsiniz diye anladım o yüzden dedim. toplumun ne dediğini takıyorsak eğer maalesef onun ölçülerini de gözönünde bulundurmalıyız her davranışımızda.

üzülüyorum

Kimse seni o kadar önemsemiyor, rahat ol.

Sen örnek verememişsin ben vereyim. İşyerinden bir arkadaş benden bir iş yapmamı istediydi (ama kendi işi aslında); ama nasıl yoğunum o sıra, wc'ye gidemiyorum, yemek için çıkamıyorum. Reddettim, hem de kibarca.

Siyam:"Ya bak görüyorsun çok yoğunum, vaktim olsa seve seve. Ama sana yardım etsem kendi işimi yetiştiremeyeceğim".

Arkadaş: "ama kaç seferdir yapıyordun, ben de sana güvenmiştim"

Siyam:"O zaman müsaittim, ama şimdi değilim" dedim (buradan çıkarttığım sonuçlar var elbette, aynı şeyi birden fazla kere iyilik olarak yapmayacaksın, yoksa beklenti oluşuyor)

Arkadaş şööyle bir çevresine baktı (yeterli izleyici topladığını anlayınca) "Sana güvenmek hata" dedi gitti.

Ben afedersin g.t gibi kaldım ortada. Dolayısıyla bunu çok profesyonel yapanlar var ve örnekte olduğu gibi nazik cevap verseniz bile işe yaramıyor. Çözüm ortamda daha fazla insanla samimi olmak kendi "alliance"ınızı kurmak. Yoksa yırtınsanız boş.

Paranoyak degilsin,cok jason bourne izlemissin,huy edinmisin.

Benim dedigin durumla alakam yok.arabami parkettigim yeri genelde bulamiyorum.

abartmışsın. bir bomba patlasa hiçbir şey yapamazsın.

bende de vardı bir ara metrodaki kameraları falan sayıyordum. yılan hikayesindeki kürşat gibi dk tutuyordum. caddede kaç kişi var, kaçı çocuk falan. bitti artık.

Durumsal farkındalık bence çok anlamlı ve gerekli bişey ama kastedileni doğru anlamak lazım. Eğer takıntılı bir şekilde sürekli güvenlik endişesi yaşarsan ve takıntılı seçimlerin yüzünden kendini ve başkalarını gereksiz zora sokacak şekilde davranırsan o zaman sağlıksız olur. Ama eğer varsa sırtı duvara gelen bi masayı tercih etmekte garip bişey yok, hatta cafelerde bu masalar daha önce dolar. Bir yandan arkadaşlarla sohbet edip eğlenirken diyelim yangın çıktı veya deprem oldu, durumsal farkındalığı yüksek insanlar duruma çabuk tepki verip adapte olurlar ve güvenli davranış biçimini daha çabuk gösterirler, yoksa her an bişey mi olacak diye paranoyakça etrafı kontrol etmek değildir bu. Bir nevi, o anki normal işin neyse onu yaparsın, onunla meşgul olursun ama bu etrafında olan bitenden tümüyle kopmana neden olmaz, kafanda arka planda kendi işini sessizce yapan bi bekçi olması gibi.

Birkaç defa önceden sezdiğim şeylerden dolayı hızlı tepki verdiğim olmuştu.
Ayrıca,
devdala.files.wordpress.com

Trafikte bu modda oluyorum ama gunluk hayatta hayir.

Araba kullanırken otomatik oluyor. Bu seni yoruyorsa otomatiğe bağlanmamıştır, o zaman sakat.

aynen öyle. özel okullar falan artık spor aktivitelerini afişe etmeye, reklamlarda kullanmaya başladılar. dersaneler zaten yıllarca onun reklamını yaptı. şimdi o dersaneye ya da o özel okula giden herkes mi en birinci olacak? e hayır tabii ki. iteleyebildiğine iteliyorlar işte.

geçen ofiste biri istanbul international school'a yollayacağım bizim çocuğu dedi, hiç ismini duymadığım bir yerdi. ama sitesine falan baktım, baya da iyiye benziyor. reklam yapmayan okulu tercih etmek lazım, gerçekçi öğretim verir diye düşünüyorum.

Bence değil. Aziz Sancar İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi mezunu. Bu adamın tıbba karşı bilimsel bir bakış açısı kazanmasında Türkiye'nin de payı var. Türkiye genelinde bu işi yapan az okul olduğu gibi, dünyada da sayılı üniversiteler gerçek atılımlar yapabiliyorlar. Olay tamamen kişide bitiyor.

@diss senin dediğin bölüm tıp .Genel bir değerlendirme yaptım..Pskoloji ,Hukuk ,Mühendislik bitirip işsiz güçsüz gezen çok ..

tüm önerme yanlış aslında.

iş bulmak tamamen referans odaklı değil, benim gördüğüm her iyi yetişmiş, öğrenciliği öğrencilik gibi geçirmiş zeki, çalışkan her adam okul bitmeden iş buldu ya da sadece kendi istemediği için çalışmadı. istisnası bile yoktur o derece.

tam tersi kalifiye insan yok. millet tırt bir şekilde hukuk bitiriyor mesela, sırf sınav geçmiş adam zaten, dolayısı ile iş bulamıyor. ya da dandik hakettiği işleri bulabiliyor ancak.

adam ted, tedx izleye izleye öyle olacağını sanıyor, oysaki o sırada gerçekliği kaybediyor.

eğitim aldatmaca haline gelmedi, ulaşılabilir hale geldi, insanlarda eğitimi eğitim olmaktan çıkarıp bir kağıt parçası haline çevirdiler.

örn, boğaziçi belkide 70, 80 lerde bir senede toplam 400 mezun verirken bu adamların hepsi istekli akıllı ve çalışkandı, şimdi yine o 400 kişi aynı ama geri kalanı sırf isimden iş bulabileceğini sanıyor.

bunun yanında üniversite iş buldurtmaz, akademisyen yetiştirir, iş bulma vasfı yüklemeye çalışıyorlar garip şekilde...

@sorunvar, tıbbın özelliği ne? Tıp bitiren her insan sanki default olarak bilim insanı mı oluyor? Mühendislik için konuşacak olursam öğrenciler bölümlerine karşı çok ilgisiz. Hiçbiri merak duymuyor gelecekteki mesleğine. Bu adama kim, niye iş versin? O zaman tüm ülkedeki tüm okulları kapatıp gidelim. Bu böyle bir şey değil. Dediğin şeyi özel üniversiteler yapıyor. Devlet üniversitelerinde kimsenin hayal sattığı yok. Yılın ilk dersinde tüm sınıfa açıkça şunları şunları öğrenmezseniz bu dersten geçemezsiniz diyen hocaları hepimiz tanıyoruz.

Edit: Üniversite akademisyen falan da yetiştirmez. Yine bölüm başka meslek başka gibi saçma tartışmalara girmeyelim.

Kimse bi seyde uzmanlasmaya calismiyor. Kostur kostur sertifika diploma alma pesinde.

politik sebeplerle eğitim işinin içinin boşaltıldığı doğru. ülkede 10 tane işinin ehli hoca varken sen bunların 7'sini muhalefet korkusuyla paket yapar ve oy kaygısıyla açtığın 30 yeni üniversiteye işbilmez hırtoları sırf seninle aynı kafadalar diye koyarsan, genel kalite elbette ki düşer. yalnız bu demek değil ki okulu veya sistemi suçlayıp sıyrılabiliriz.

bunu da çok sık söylüyom galiba ama ben yabancı dil öğrencisiyim. bizde titr veya sıfat yoktur. mezun olunca tercüman da olursun, "ingilizce bilen adam" da olursun. büyük ölçüde sana kalmış yapabileceğinin sınırı. atıyorum mühendislik okuyan adamın bildiği iş mühendisliktir, çıktığında ona mühendis dersin di mi? e latin dili edebiyatı okuyan adama ne diycen, ne iş vericen ki? benim şu anki rusça hocam para basıyor. öte yandan rusça mezunu olup bim'de kasiyerlik yapan adam da tanıyorum. demek istediğim şu: önemli olan biraz da senin kendini istediğin alana doğru yontabilmen. antep'te işletme okuyup, haftanın 4 günü arkadaş imzasıyla ders geçip sığır siki gibi üniversite hayatı yaşarsan evet muhtemelen iş bulamazsın. okulun imkânları çok iyi, hocaları mükemmel olsa da yapamazsın. çünkü işverenin istediği bir adam değilsin, çünkü eğitimini aldığın şeyin belki yarısından fazlasını bilmiyorsun. teorik bilgisi olmayan adama bi de kalkıp iş mi verecekler?

bi de türkiye'de üniversite iş bulmak içindir anlayışı var ne yazık ki. bazı okullar ve bazı bölümler iş bulmak içinken çoğu öyle değildir. yine dil örneği üzerinden gideyim. abi leh dili ve edebiyatı okuyan adamın ne gibi bi iş beklentisi olabilir ya da olmalı sence? mezun olunca varşova valisi mi olacak yani nedir leh dili amk? üniversitede leh dili edebiyatı okumak seni varşova valisi yapmaz ama varşova valisiyle tanışmanı, o adamdan ders almanı, o çevreden insanlarla muhatap olmanı sağlar. üniversite çoğu bölümde temeldir. üzerine ne koyacağın sana bağlıdır. evet çok iyi okullardan mezun olup boş gezen adamlar var ama öte yandan benim eniştem niğde'de mi ne okudu, şu an para basıyor. %100 eminim ki bir kuruş haram yememiştir ayrıca, çok delikanlı ve düzgün bir adamdır. yanlarında da kaldım lisedeyken, kendim gördüm adamın saçlarının nasıl döküldüğünü.

o açıdan yani eğitim oyalamaca da diyebilirsin, değil de diyebilirsin. eninde sonunda iş sana düşüyor. haftada 2 gün okula giderek mezun olmuş, çalışarak tek bir kuruş kazanmamış, eğitimini aldığı konu hakkında bilgisi olmayan mal adama kimse diploması var diye iş vermez. öte yandan aynı özelliklere sahip iki kişi diploması olduğu için bir adım öne geçebilir. bunları sen kendine göre değerlendireceksin.

Genclerin aktif olabilecegi en guzel zamanlarinda siniflara dolduruluyor olmasi enerjinin kanalize edilmesi ve sondurulmesi ile.alakali bence
Bir de egitimin insanlara ne yaptigini gormek.icin harrison bergeron u okuyalim.

tam olarak ne için lazım?
withwort 6 köşebaşlı vidalarda bir standart belli bir oranda oluşan diş çapı somun çapı vs.

Metrik vidalar ise aynı şekilde farklı diş çapları ile alakalı farklı bir standart.
Metrik vidalar 6 köşebaş da olabilir alyanda olabilir.

vida deyince genel olarak akla bu gelir

www.meridyenas.com.tr

bunun düz yıldız tork, alyan başlı çeşitleri olur, şekil olarak ta havşa başlı , düz mercimek, başlısı olur, anahtar başlısı bile olur

mesela bu yıldız havşa başlı, ağaç , genel kullanım vidası bunu saça betona metona atamazsın..


ayrıca civatalarda metrik ve withword 2 ayrı ölçü birimidir, birisi metrik, ötekisi imperial ingiliz ölçü birimidir

bunlarında 6 köşe başlı, alyan başlı, 8 köşebaşlı, düz yıldız gibi çeşitleri olabiliyor ufak boyutlarda özellikle

civata yani bolt denince de genel olarak bu akla gelir

teknemalzeme.com


alyanlarda 2 çeşit bi metrik alyan ötekisi parmak yani inch alyan imperial sistem. ikiside aynı şekilde 6 gendir, fakat gözle seçemeseniz bile ölçüleri kalınlıkları değişiktir.

g01.a.alicdn.com

ae01.alicdn.com

mekatronikcimiz izinde, gelen cihazın manuelini anlamadık. kimyacılar bana attı ama ben de bilmiyorum.

ne lazım tam söyleyin, biliyorsam elimden geleni yaparım
hani anlıyacağım bişeyse manuele falanda bakarım sorun değil.

herkese teşekkür ederim, yanımda değil zaten.

haha labaratuara makina geldi

ama imperial sistem, ellerinde ki alyen anahtarlar da metrik sistem olduğu için uymadı :)ı olan budur :)=

Ders çalışmak da tıpkı spor antrenmanı gibidir; ilk başta zor gelir, gün be gün zihinsel performans artar. İlk gün kendinize çok yüklenmeden 1 sayfa da olsa okumaya çalışın, 2. gün 2 sayfa, 3. gün 3 sayfa vs günden güne artırın zihinsel yükü. aklınızda tutmaya çalışmadan başlarda sadece okumaya odaklanın, günden güne her şey daha iyi olacak ve saatlerce ders çalışabilecek aşamaya geleceksiniz.

Bu arada ufak birkaç tavsiye vereyim; ders çalışma çalışma öncesi çok fazla şekerli ya da ağır öğün tüketmeyin yoksa uykunuz gelir. 40 dakika filan uyuyup/gözleri kapalı dinlendirip sonrasında da ders çalışmaya oturabilirsiniz. Temiz havada 10-15 dakikalık yürüyüş de iyi gelebilir.

not: sınıfın ineğiydim xd

Okulu bırakıp sınava girmiş biriyim. Ya okula gitmeyip evde veya dershanede çalışacaksın ya da sınava hazırlanmaktan vazgeçeceksin. İkisi aynı anda olmuyor. Yorgunluk konsantrasyon eksikliğine neden oluyor.

eve gelme+1
üniversite kütüphanesi girebiliyorsan, falan git boş boş otur alıştır kendini. ben öyle yaptım

kaytarmamak icin bence bi calisma grubu olustur. sayisini da cok abartma ama 3-5 kisilik bisi olsun.

kütüphane, starbucks veya sakin kafeye/mekana git.

gerçekten cidden uykun varsa, uyku düzenini hallet.

ek olarak düzenli meditasyon deneyebilirsin. odaklanmanı, kafanı boşaltmanı, sakinleşmeni sağlar. (ben de böyle boş iş yea, yalan hep diyodum)

Benim eve kimse gelmiyor :D

Sadece boxer.

Bir kere kapıyı şortla açtım, kız gülmüştü sadece. Sanıldığı kadar ayıp değil. Genelde gülümsüyorlar ve rahatsız mı ettim? diyorlar, ben de yooo diyorum.

Temizlik nedeniyle değiştirmeye çalışıyorum. Pijama olmasa da daha bol bir şort ya da tişört giyebilirim.

1-Boxer
2-Tam götümde bir eski şortum var hemen onu geçiririm.
3-Yatarken bir şey giymiyorum yaz/kış. Çıplak uyumak çok sağlıklıdır.

ben kapının yanında askıda şu penye ev elbiselerinden bulunduruyorum. kıyafetim uygun değilse giymem on saniye sürüyor. hemen kapıyı açabiliyorum. ama bana da su ya da haberli arkadaşlar dışında çat kapı kimse gelmiyor, kapımı çalan pek yok.

tayt tisort giyiyorum ben. yatarken çok sıcaksa ince gecelik giyiyorum normalse tayt tisort yatıyorum.

ben uzun pijamalar giyiyorum ki terlersem yapış yapış olup rahatsız olmayayım. bütün bün pijamayla dururum. sık sık değiştirmek gerekiyor böyle olunca yalnız. dışarıdan biri geldiğinde de sorun olmuyor.

hava 40 derece bile olsa ben çıblak kalınca psikolojik olarak üşüyorum, rahatsız oluyorum. o yüzden şort ve tişört giyerim. çok sıcaksa da sadece baksırla, üstsüz ve seqsi olarak takılıyorum. bahsettiğin durumlar için kolay ulaşılabilir yere de bir tane şortla tişört bırakıyorum işte, toplam 10-15 saniye ya sürüyor ya sürmüyor geçirmesi. kapıda o kadar süre bekleyemeyen kişi beni zaten kaybetmiştir....

Salaş tişört. Hani bakırköy ve kadıköy pazarlarında 5 tl ye satilan incecik salaş tişörtler var ya .onlar cok rahat. Hem yakası dar degil. Altina da kısa bol şort.

En incesinden tisort veya atlet altina da şort.sortlar genelde baya kisa oldugu icin kapiyi calan olursa kafa ve govdeyi gosteriyorum sadece :)

pamuklu tülbent tarzı kumaşlardan diktiğim elbiseleri giyiyorum çoğunluk. akşam da pijama yine pamuklu ve tabii yine kendi üretimim :)

@petekpare, aslında şimdi düşününce darlayıcı olabilir. Ama vücudum çok alışık galiba, çok rahat ediyorum. Sıkmıyorlar da.

Bu arada öyle penye ya da pamuklu ya da tülbent tarzı kumaşlardan elbisem hiç yokmuş ki benim. Aklıma elbise hiç gelmemişti hemen giymek için.

şort- tişört, elbise. bazen uzun ve aşırı ince, bol pijama.
boxer da giyerim ama şöylelerinden www.google.be
yani vücuda yapısan hiçbir sey giymiyorum.
bunlarla kapıya, balkona da cıkıyorum.
böyle uyuyorum.

Evde genelde kisa penye sort ustumde askili. Kapiyi boyle acinca sorun olmuyor genelde. (Ydisindayim)

Yatarken de hava cok sicaksa sadece don, az sicaksa sadece askili pijama ustu.

Bi sekilde hazirliksiz yakalandiysam da ev elbisesi style elbisem var, saak diye onu geciriyorum ben de.

1-burda pazarda 5 liralık pijama kumaşından şortlar oluyor ince. üstüne de atlet.
2-üsttekileri giyince sıkıntı olmuyor.
3-değiştiirmiyorum çünkü yazın neresi serinse orada yatıyorum.

Ben zaten dışarıya çıkareknde çoğunlukla atletle çıktığım için evde de şort atlet oturuyorum. Ama bu evde ne giyilme olayıyla ilgili şöyle de bir hikaye geçti başımdan

Eski evimizdeyken; bir akşam kapı çaldı ve apartman yöneticisiyle birlikte 1 adam geldi. Annem kapıyı açtığında delikanlıyla konuşabilir miyiz dedi, ben de içeride oyun oynuyorum(madeniyet)

Neyse çıktım kapıya,

- iyi akşamlar delikanlı evde şortla oturuyormuşsunuz sanırım karşı apartmanda ki xxx kızımız rahatsız oluyormuş.
+ karşı apartmanda kız mı var
- hıhım
+siz ne oluyorsunuz, yani hangi görevle buraya teşrif ettiniz. mesela ben de hükümetin bu durumundan çok rahatsız oluyorum tayyibin evine(o zaman keçiörende oturuyor) gidip bizim delikanlı hüküm
-ama evde otururken
+benim evimde
-anlı
+evimde dilediğim gibi otururum üzerinize vazife olmayan işlere karışıp benim sabrımı sınamayın illa çok rahatsız olan varsa ahlak büroyu arasın.
sonra yancı olan adam yöneticiye dönüp
-hakikaten abi biz niye geldik buraya
dedi ve bana biraz daha dikkatli olmamı tembihledikten sonra gittiler.
Annem tabi her zaman olduğu gibi ''aman oğlum tatsızlık çıkmasın'' formundaydı ama üniversitede okuyorum ve 10-15 gün için evime gelmişim, gündüzleri uyuyorum ve akşamları da madeniyet oynuyorum ve cam ve perde zaten hiç açılmıyor. arkadaşlarımın ''karanlık oda'' diye dalga geçtikleri bi' odaya sahibim. Bu karşı apartmanda ki kızın beni tek görme ihtimali, gece buzdolabına gidip su almam olabilir ki öyle olsa bile bizim mutfağın içini gözetlemesi lazım. (mutfak perdesi yok, değişik kelebeğimsi bir tüller grubu var)

Ya özellikle bol şeyler tercih edenler, onlarla nasıl rahat ediyorsunuz :)
Benim hareketim kısıtlanıyor direkt. Benim bahsettiğim şeyler çok rahat ama bedene yapışan dikişsiz şeyler/iç çamaşırları, bir tek bedenin var gibi oluyor. Sen yürürken etrafında bir de başka bir katman, ağırlık yok, anlatabiliyor muyum? :) Şaşırdım gece gece.

Ben tek parça gecelik ya da uzun t-shirt tarzı şeyler giyiyorum sadece. Şort mort giymiyorum hatta iç çamaşırı bile giymem çoğunlukla.

şile bezi baya iyiymiş. lakin bu yaz soğuk geçtiği için pek takılamadım öyle.

çalışıyorsam ciddi moda girmek için normal giyiniyorum ama çalışmıyorsam boxer.

@lesmiserables, tam da kimse "normal insan gibi giyiniyorum", ya da "dikkat ediyorum, şık oluyorum" falan yazmadı diye düşünüyordum :) Benim erkek arkadaşım da aynı, evde çalışıyorsa umumi alanda olabileceği kıyafetlerle oluyor. Ben de çalışıyorum ama hep çılgın atıyorum, ciddiyet sıfır. Bilemedim.

Normalde sadece şort.

Çok sıcaksa atlet eklerim. Aşırı sıcak olduğunda terlemeyi daha az hissettiriyor ve rahatlatıyor bayağı.

Yakında kısa sürede giyecek bir şey tutuyorum kapı çalarsa açabilmek için.

yaz aylarında deniz şortu giyerim. üstüme de pamuklu tsort.

ev eteğim var. uzunca biraz. direk onu üstüme çekiyorum.

ben yazın sadece bol tişört giyiyorum. kapı mapı çalmıyor, çalsa da açmıyorum herkesin anahtarı var sonuçta, kimse için keyfimi kaçıramam. eve gelir gelmez üstümü çıkarıyorum, evde ne giyiyorsam yatakta da onu giyiyorum.

Erkegim. Ust taraf ciplak, altta sort oluyor. Kapiya cikmam gerektiginde uste tisort geciriyorum 3sn suruyor. Kapinin arkasinda asili tisort bulunduruyorum. Aynisini yapabilirsin sen de. Neden bu kadar sorun ettigini anlamadim.

evde sadece şort giyiyorum.

@hobareyy, nasıl bir şeyden bahsettiğini çok iyi anlıyorum. Benim de iki tane çok çok eski t-shirtüm var. Hatta bir tanesi böyle üzerinde koyu mavi aslan gibi bir yaratık olan bir 10-12 yaş kısa kollu erkek çocuk atleti. Yani onu ortaokuldan beri giyiyorum, delindi, aslanın gözünün feri söndü falan ama en değerli şeyim gaiba şu anda :D Yaş 29. Ama kışın giyiyorum bu eski şeyleri ben. Yine de rahatlık tartışılmaz.

Zaten her kapı çaldığında koridorda telaş içinde ordan oraya koşturmamın mantıksızılığı ortadaydı tabii. Ama @eylul, etek giyip kol atına kadar çekme yaratıcılığı nedir :D Evde straplez şıklık. Ben kesin kollarımı falan da sokarım içeriye ahahahaaa. İyice tırtıl gibi dururum öyle. Çok güzel yöntmler varmış ya :)

1. bol bir tshirt, altta da sadece iç çamaşırı.
2. kapı çalınca altıma bir şort geçiriyorum.
3. yatarken üstümü değiştirmiyorum.