Halka açık. Yardır gitsin. Yorum yapacaksan ayrı, dikkat et.

yorum yok.
salt bigi.

"Repeater"dan bahsediyorsak cihaz modeme uzak konumda olabilir. Uzaklık veri hızını azaltıyor. Repeater'ı router'a çevirmek bir seçenek. Bunun için modemden cihaza bir kablo çekmelisin. Ya da bilgisayarı modeme ethernet kablosu ile bağlamak.

Eğer modemden de düşük hız alıyorsan wi-fi kanalını değiştirebilirsin. Aklıma bunlar geldi.

@prole tavsiye derken repeater tavsiyelerinizi demek istemiştim. Aceleyle eksik bırakmışım sorumu kusura bakmayın. Tavsiyeler için de teşekkürler.

eski evimde xiaomi wifi repeater kullanıyordum çalıştığım oda modeme uzak olduğu için. Tavsiye ederim.

ben ufak beyazdan kullanıyordum. bir de iki antenli siyah modeli var, belki daha iyidir.

mantikli. cok istiyorsan biriksin diye kendin kenara atabilirsin altin vs seklinde

ben de oyle dusundum aslinda, cok tesekkur ederim

biriken paranın değerlendirilmesi kısmında, piyasadaki diğer yatırım araçlarına göre kar ettiğini görmedim kimseden.

zorunlu olan hiçbir şey senin lehine değildir.

bi ton yikama yaglama cektiler zaten aman efendim ayrilmayin neden ayriliyorsunuz vs
iyi oldu boyle bence de

Ben besteyim, o vesileyle ayrı bir birikim yapıyor. neye endeksli olduğunu değiştirebilirsiniz. altın endeksli yaparsınız daha karlı olabilir.

"bes" tek başına bir yatırım aracı değil. portföyünüzdeki fonları değiştirmeniz gerekiyor çok kar etmek istiyorsanız, tabii öyle olunca risk de almaya başlıyorsunuz.

Benimkini (zorunlu) iptal ettim iki defa. (2 ayrıniş vesilesiyle)

Ama eşiminkinin (zorunlu değildi, biz kendimiz başvurduk) taksitlerini ödüyorum.

Eşim çalışmıyor. Sosyal hizmetler hususunda benim sigortamdan faydalanıyor zaten. Moralmen iyi hissetmesi için sürdürüyorum, neticede "emekli" olmak onun da hakkı gibisinden..

Eğer bes'e yatırdığım parayı eşimin adına bir hesapta altın vs. Olarak biriktirseydik, kendisi en az 10 defa bozup harcamıştı. Bu açıdan faydalı bize.

Amerikalı teknoloji şirketlerinin hisselerinden oluşan ALR fonunda tutuyorum. Çok güzel getiri sağladı. Bu fona ulaşmamı sağladığı için bile ayrılmayı düşünmem.

öncelikle iptal ettirdiğimi söyliyim.
ama düşüncem şu,

devlet 30-40 sene sonra emeklilik maaşlarını ödeyemeyecek ve diyecek ki "ben size 2010'lu yıllarda dedim BES diye bir şey söyledim. keşke o zaman bu işi yapsaydınız. geçmiş olsun".

Ben de iptal ettirdim. Kendim birikim yapıp değerlendiriyorum, devleti herhangi bi şekilde birikimlerimle ilgili bi işin içine sokmak istemiyorum.

bes aracısı lisansım var aynı zamanda. bende bes yok. 40 yaşından sonra tekrar düşünürüm. belki girerim. çok kötü, öcü gibi bakmaya gerek yok. aslında güzel bir birikim yolu. devlet desteği de kötü değil. bazı şirketler sen 1 yatırıyorsun o 2 yatırıyor, bu şirketlerde efsane bir durum.

Ev kredisi çektiğim için çıkmak zorunda kaldım. Söylendiği gibi hem paraya dokunmamak, hem de avantajlı fonlardan yararlanmak açısından iyi.

benim bes'im garantideydi, garanti'den de hazetmedigim icin sonlandirdim acikcasi bes'i. belki dediniz gibi banka bazinda dusunuldugunde degerlendirilebilir

Şahsen niyetim vardı Bes'e girmeye ama bir türlü karar verememiştim. 2017 Şubatında şirketim mecburi açınca, dedim kalsın o zaman. Maaşımın yüzde 3'ü Bes'e gidiyor.

4 senede pek bir şey birikmedi ama olsun. 2 kuruş, 3 kuruş bir şekilde kendiliğinden birikiyor.

2-3 ay kadar saklayabilirsin.

cok guzel bir fikir verdin *_*

Olmaz sanırım. Bir donem boyle hazir kurabiye hamuru satiyorlardi buzluga atiyordun. Cikarip kesip pisiriyordun.

Şekil verip dondurabilecek kıvamdaysa top top yapıp atın buzluğa. Yer varsa önce bir tepsiyle koyup 1-2 saat dondurun, sonra poşete ya da saklama kabına alın, böylece yapışmazlar.

Pişireceğiniz zaman çözülmesini beklemeyin, sıcak fırına koyup normalden 1-2 dakika daha fazla pişirin.

Oluyorr :)

Hayir bir sey yapmaz

ahşap parke mi, laminat parke mi?

ofiste laminat parke var, tekerlekler laminat parkenin kaplamasını mahvediyor.

ama evde ahşap parke olan odada şu anda ofis koltuğunda oturuyorum, hatta 3 yıldır bu şekilde kullanılıyor, ama herhangi bir bozulma yok. aynı parkenin üstüne yemek masası sandalyesine oturan eşimin parkesinde hep sandalye ayağının izleri var.

biraz da tekerleğe bağlı tabii. lastikse bir şey olmaz ama ayı gibi sert yapmışlarsa parkeyi de çizer.

Hemen hemen hep aynı noktada duran bir oturma şekliniz varsa, sanldaye ile sağa sola çok gitmiyorsanız kolay kolay bişey olmaz.

Ama sık sık bi sağa bi sola, mesela bi o yazıcının olduğu masaya bi öbür monitörün olduğu masaya itiyorsanız kendinizi o bölgede uzun bir süre sonra kaplamada hasar olmaya başlar.

illa ki perişan edecektir.

size lazım olan şey:
www.ikea.com.tr

Sağa sola kayarak seyahat etmiyorsan ihtiyacın olan şey şu: encrypted-tbn0.gstatic.com

www.ikea.com.tr

Evde kullanıyorum memnunum

Bauhaus a falan gidip ince hakifleks kestirilebilir

O bolgeye ustunde tekerlerin rahat kayabilecegi tarzda bir hali kestirebilirsin haliflex gibi ya da parke numuneleri alip onlari koyabilirsin altina. Plastik matlar cirkin bence almamak lazim.

cevaplar için teşekkürler.
Parle ahşap parke. laminat değil.

bir süre bu şekilde test edip yer matını deneyeceğim. teşekkürler.

Standart tekerleklerdense onların acaip kalitelileri oluyor genel olarak sert plastik yerle temas eden yerleri kauçuk gibi. Rulmanları da çok daha güzel olduğundan acaip rahat hareket ediliyor.

İkea ise ama onların tekerlek soketleri kendilerine has piyasadakiler olmuyor.

Mayista hindistanda gezecek luks (covid açısından) cok buyuk ihtimalle olmaz.

aklı başında kurumlar ofise dönüş için haziranı gösteriyor. o da kademeli olarak dönüşten bahsediyorum. dolayısı ile mayısta hindistan bence çokça riskli olacaktır. milyar nüfuslu bir ülkeden bahsediyoruz.

Mayıs çok erken, Hindistan gibi az gelişmiş ülkeler için en azından 2022-2023'ü beklemek lazım.

covid bitip asi ciktiktan 2 sene sonra ancak gidilir hindistana

Cafelerdeki fiyat çok yüksek zaten. Süper bi cheesecake olmaz ama beğenir yersiniz bence, topkek çıkmaz.

kafelerdeki fiyatlar ile migros'taki tatlının fiyatını karşılaştırmak biraz haksızlık olacaktır. kaldı ki çoğu kafe zaten tatlısını dışarıdan alıp kesip servis ediyor. ayrıca ne kadar kötü olabilir?

a101den aldım. güzel olur mu falan derken yarısını tek oturuşta yedim.
bence migrostan da alınır.

KAfelerdeki cheesecakelerin %99 u fabrikasyon uretilip dondurulmus olarak toptan saticilardan geliyor. Sevgiyle kendi cheesecakelerini ureten isletme %1 belki. Migros'un ki daha kotu olamaz. Ayni uretim bandindan cikiyor bile olabilir.

Alınır kesinlikle. Kafeye göre değişir elbet ama bazı ucuz kafeler zaten a101, bim, migrostaki o cheesecake'leri alıp dilimleyip müşteriye satıyor. :)

O yüzden afiyet olsun.

@2oda1salon arti 1.

o cafelerdekiler de zaten arka taraftaki mutfakta kendileri yapmiyorlar.

bim'in limonlusu mükemmel. file den de alabilirsin aynısını.

Bırak migros u üstte bir arkadaş da belirtmiş. A101 den aldım. Gayet tatminkardi.

bim'in cheesecake'i bir ara efsaneydi. halen varsa oradan alabilirsin.
eksisozluk.com

alınır, bu da güzel bir keyk. ben aldım.

onu evde yapsan daha pahalıya gelir :)

Bu markanın kavanozda olanını tükettim biraz limonlusu kötüydü bence, frambuazlı güzeldi, cheesecake pahalıya mal olan ürün iyi yapıldığında bu yüzden pahalı, ben ise mahallem pastanesinden aldığımı bitiremeyince migrostan almıştım, daha iyi çıkmıştı :D

Bu adaptör ile evin öteki ucundaki modeme bağlanmak sorun olabilir. Çekmeyebilir internet. Antenli olan modellere bakın bence. O da yine çekmeyebilir ama denemek lazım.

ihtiyacınız olan şey, şöyle bir şey:

www.amazon.com.tr

@tom ceo +1
pişman olmazsın.

powerline adapter araştırın derim

Masa üstü bilgisayar için sormuştum, onu yazmamışım ilk duyuruda. :/

eğer arka odadan wifi çekiyorsa evet iş görür senin attığın. Ben bu tür bi dark marka anteni 3m usb kablo ile kapıya doğru uzattım, kasanın arkasından kapıya doğru gidiyor yani.

Fakat taşınınca yeni evde Tplink powerline da aldım şu an kendi odamda wifi vericisi de var :D powerline ek olarak güzel çözüm eğer wifi sinyali arkaya ulaşmıyorsa. Ki kasanın çevresinde ikinci bir priz varsa ethernet de çekebilirsin ve direkt modemden çekmişsin gibi olur.(uzatma ve üçlü priz tavsiye etmiyorlar)

ya, şöyle söyleyeyim, laptop şu an gayet iyi çekiyor bulunduğum noktadan. eğer benim linkini attığım adaptör bir laptop kadar sinyal almamı sağlarsa hemen vereceğim siparişini.

Powerline adaptör al. Wifi genişletici çare olmaz.

@faith no more, fiyatlarına baktım da, mümkün değil. 100 lirayı aşmak istemiyorum. 100 lirayı aşmadan derdime çare bulamıyorsam da başka bir yol bakarım.

seninki laptop kadar olur mu bilmiyorum ama ben garanti olsun diye şöyle antenli almıştım:

www.hepsiburada.com

www.hepsiburada.com

Ben bunu kullanıyorum. Odamdaki prize taktım. Ethernet bağlantısı ile kullanıyorum. Bunu pahalı bulursunuz. Ama en azından alacağınız cihazda ethernet yuvası olursa iyi olur bence.

bütçe bu mertebelere çıktıktan sonra iphone.
üstelik android kullanmanı gerektirecek poweruser'lık bir durum da yok.
film, müzik, sosyal medya.
iphone en az 4-5 sene tık etmeden götürür seni.

ekran kalitesi, yazılımsal olarak kafana göre takılabilmek ve 3 gayet iyi kamera için s20,

pil ömrü, ileride iyi fiyata satılabilirlik, garantinin güvenilirliği açısından iphone 11. (kamerası da gayet iyi hatta videoda daha iyi. Samsung saçma sapan keskinleştirme filtreleri uygulayıp mahvediyor.)

Bir şeyler izlerken s20'nin ekranı daha fazla keyif verir ama s20'yi hiç görmesen ip11'e de kötü demezsin. Ben açıkçası Türkiye'nin şartlarını düşünerek (gönlüm biraz s20'lerde olsa bile) ileride satıp üst modele geçebilmek açısından ip11 diyorum.

İostan androide geçtim. Şüphesiz ki iphone 11. Hele s20 fiyatını ve cihazı baz alırsak iphone 11 tereddüt etmeden alın

Yılların Android kullanıcısı olarak iPhone'a 3 gün dayanabildim ancak. Android'de alışageldiğimiz kolaylıkların hiçbirisi iPhone'da yok o yüzden bana kullanım zorluğu yaşattı.

Aynı soruya ben de cevap arıyordum hatta az önce buradan paylaşmak aklımdan geçti. Takipteyim ve teşekkür ediyorum.
Cevaba gelecek olursak, evet ben de iphone'a yakınım ancak neden bilmiyorum samsung'ta, daha doğrusu android'te beni kendine çeken bir şeyler var. Daha özgür gibi hissediyorum nedense. Dediğim gibi takipteyim.

bütçe el veriyorsa hiç düşünmeden iphone.

iPhone alındı, tekrar teşekkürler herkese. Eğer zorlanırsam, beğenmezsem Zaten ikinci eli bile para eden telefon iPhone.

iphone 11 en overrated iphonelardan biri. ben olsam s20 alırdım. yıllardır ios kullanıyorum buna rağmen söylüyorum bunu. ama 11 pro alınabiliyorsa kesinlikle 11 pro!
11'in xr'dan pratikte büyük bir farkı yok çok satması bir pazarlama stratejisi. baktı apple tuttu bu düşünce 12'de de aynı stratejiyi izledi. bu değişmedikçe pro olmayan iphone benim gözümde tercih edilmemeli.

İphone alacak maddi güç varsa başka seçenek düşünmek manasız.

@debian, pro alacak para ben de yok :) uzun yıllar kullanacağım, çabuk sıkılan biri değilim diye bütçeyi bir miktar da zorlayarak 11 i aldım. Samsung'u seviyorum ama biraz zaman geçtikten sonra piyasası ölüyor. Bir de s20 için çok fazla ısınma sorunu var denmiş. Memnun kalmazsam bile sorun yok kolayca satılıyor :)

evden de calismamak olabilir. rapor sadece is yeriyle mi alakali ya karantinada kalmasi gerekiyor cikmasi yasaksa da raporunu yazarlar. idk:)

@1917: ben çalışanın işgüzarlığı olark düşünüyorum zaten. ortada rapor alınması için gerekli bir durum yok.

@ala09: evden çalışmayı engelleyen bir durum yok. zaten evden çalışıyoruz ve kişinin de yapması gereken evden çıkmamak zaten temaslı olduğu için.

Var. Temaslı demek corona olması yüksek ihtimalli insan demek. Dolayısıyla işe gelirse ve pozitifse sizin de korona olma ihtimaliniz olur. Ve virüs bu şekilde yayılıyor. İşverenler bu zamanda izin vermeye yakın olmalı diğer vicdansızlık ve katil adayı olmalık.

@Hallegadola yanlış mı anladım ben acaba?
zaten evden çalışıyor. yani işe gelmesi gibi bir talep yok. ama çalışan raporlu olunca evden de çalışmıyor, hasta olduğunu gösteren bir belirti de yok.

zaten temasli olmasa da suram agriyor buram agriyor diye doktora gidip yine rapor yazdirabilirdi, hamilelerin durumunu sorgulamiyorlar rapor isterse yaziyor doktorlar. bence calisanin isguzarligi olmayabilir tamamen. ayrica gercekten garip bir psikoloji, hormonlar filan cilgin atiyor. belki cok etkilenmistir durumundan, korkuyordur, rapor isteyip is dusunmeden uzanmak dinlenmek istemistir bu da olasi. su anda hamileyim diye diyorum bunlari, insan gercekten garip bir donem geciriyor ve biz gercekten bu virusten normalde olacagindan cok daha fazla korkuyoruz.

raporda ne yazıyor acaba?_

sistemde çalışan olarak yani atıyorum 4a sgk'lı olarak görünen birine temaslı olması ve zorunlu karantinada kalması gerektiği durumda otomatik olarak rapor yazıyor olabilirler en baştan, böyle bir kural duymuştum.
sonuçta devletin sisteminde sizin iş yeri olarak home office çalıştığınız yazmıyor veya yasal açıdan raporlu olmayan bir çalışanı işveren olarak yarın ofise çağırma hakkınız da var.
çalışan ben home office çalışıyorum, rapora gerek yok dese bile doktor prosedürü takip etmek, risk ve inisiyatif almak istememiş de olabilir.
veya böyle bir prosedür yok ise de rapor yazayım mı diye sorduğunda çalışan kendini hamile de olduğu için garantiye almak istemiş olabilir.

çalıştığım yerde mart'tan beri home çalışıyoruz. bazı arkadaşlar bırakın temaslı olmayı direkt covid olmalarına rağmen çalışmaya devam ettiler. evden çalışılıyor sonuçta. bana manasız geldi.

benzer bir durum yaşadım,
sağlık ocaklarından aile hekimleri temaslı kişilerle iletişime geçiyorlar. her çalışan rapor istiyormuş. kimi sağlık ocağı covidli kişilere direkt rapor veriyor, kimisi de talep gelirse yazıyor rapor. sebebi de karantinada olunca işe gidilememe sebebiyle işverenlerin maaş yatırmaması aslında.
sizin personelinize de direkt sağlık ocağı yazmış olabilir, mümkün.
karantinada olduğu dönem evden de olsa çalışmak istememiş de olabilir, bu da mümkün ve normal, ben de böyle bir şey tercih edebilirdim, sonuçta insan tedirgin de hissediyor.

@hallegadola: yahu zaten evden çalışıyoruz. kaldı ki hamile olduğu için ofise girmesi kesinlikle yasak. işi olan bazı arkadşlar bir kaç saatliğine ofise uğruyor ama hamile olan arkadaşları asla almıyoruz. konu da bu zaten.

@makarnavodka: evet bizde de pozitif ama evden çalışmaya devam eden semptomsuz arkadaşlar var.

@diğer tüm arkadaşlar: sanırım hamile olduğu için kendisi talep etti ama zaten kendisine bütün kolaylıkları sağlayan oldukça kurumsal bir yapıyız.

istirahat raporu yazıyor raporda. aile hekimi temaslı takibinin ardından arıyor ve çalışıyor musunuz diye soruyor. Evet yanıtını verirseniz "raporu yazdım işyerinize SGK üzerinden gönderiliyor" diyor.
temaslı olması negatif olması anlamına gelmiyor. 3. gün ateşlense kim verecek hesabını? Bende temaslı takibindeydim. 3. gün ateşim çıktı. Filyasyonun testiyle pozitif olduğum ortaya çıktı. Raporu ben istemedim. Aile hekimim yazdı. SGK'lı değilim. Edevletten PDF formatında işyeri İK müdürüne yolladım.
Siz yine personeliniz ile görüşüp iş konusunda destek alabilirsiniz. Bunda bir sakınca yok. Kimse işinden olmak, işine mani olmak istemez. Sağlığı kötüyse zaten yapacak bir şeyiniz yok.

Kusura bakmayın yanlış anlamışım, hamile olduğu için vermişlerdir,

evden çalışmakla çalışmamak aynı şey değil çünkü.
temaslı kişilere ev karantinası verilirken tek düşünülen sizin sağlığınız değil takdir edersiniz ki, aynı zamanda onların da sağlıkları. dolayısıyla temaslı durumunun ilerleyen zamanda ne göstereceği de belli olmadığından biraz dinlenmesi yani daha anlaşılır bir dille "çalışmaması" daha iyi olabilir.
manası bu.

durumun suistimal edildiği şüphesine sahipseniz covid dışında başka bir sebeple de çalışanların gayet rahat rapor alabileceğini unutmayın derim.

Hamile olduğu için doktor yazmış, çalışanın da işine gelmiş olabilir. Bana yazsalar ben de ses etmem mis gibi iki hafta yatış. Doktorlar da risk almak istemiyor bu durumlarda eskiden rapor yazmaya çekinirlerken şimdi bol keseden veriyorlar.

Neyin peşindesiniz hocam? İnsanlar home ofis olarak çalışıyor diye canını mı almak istiyorsunuz? Adı üstünde "EVDEN ÇALIŞMA" yani evden de olsa kişiler çalışıyor? Çevrenizde çok yakınınız da covid 19 hastalığı geçiren ya da şüphenilen birisi var mı bilmiyorum ama bu hastalığı geçirmiş birisi olarak insanın o süreçte psikolojisi alt üst oluyor, bırak işi gücü eline telefon alası bile gelmiyor. Temaslı olması zaten şüpheyi güçlendiren bir durumken, üzerine kişi hamile iken "yav canım biz zaten home ofis çalışıyoruz, ne gerek vardı rapora" demek en hafif tabirle Türk tipi işveren ve yöneticilerin iş güzarlığıdır. Kusura bakmayın ama bu düşünce de olduğu müddetçe Türkiye dünya ile yarışacağı hiç bir alan yaratamayacak kendine. Durum çok basit, evden de olsa bir mesai, emek, zaman ayırma durumu söz konusuyken neden rapor aldı diye sorgulamak zihbiyetinizi yansıtıyor. İnsanlar evde olduğu zaman 24 saat yatmıyorlar, kaldı ki kişi hamile olması sebebiyle de ekstra ağır psikolojik bunalımına girmiş olabilir bu süreçte de gayet istediği gibi yan gelip yatabilir. Yönetici ya da işveren olarak sizin bu durumu sorgulama hakkınız yok.

Notumu da ekleyeyim: Ben kendimi bildim bileli babam yöneticilik yapıyor, abim bir çok büyük projede gmy pozisyonunda ve gm pozisyonunda çalıştı. Ben bir günden bir güne onların çalışanlara yönelik böyle acımasız sorgulamalar yaptığını ne gördüm ne işittim.

Unutmuşum hastalıklar insanlar üzerinde sadece fiziksel zorluklar yaşatmaz. İnsan hastayken ya da şüpheli iken (kaldı ki söz konusu hastalık Covid 19) psikolojik olarak da kendini iyi hissetmeyebilir, dünya yansa umurunda olmayabilir. Tüm bu perspektifden bakınca kendi kendinize tekrar düşünün derim hocam. Bir insanın (ki hamile birisiymiş çalışan) fiziki ve mental olarak dinlenip çalışması mı şirketinize daha çok performans sağlar yoksa psikolojik olarak etkilenmiş bir şekilde çalışması mı?

SGK kişinin evden çalışıp çalışmadığı bilmeden vermiştir raporu, çalışanın da işine gelmiştir. Kurumsal olmayan bir yerde gayet rahat personele telefon edilir "nedir senin derdin" diye sorulur. Sadece temaslı diye evden çalışmamak bence iyi niyeti kötüye kullanmaktır. Konuşurken "yani bu süre içinde çalışmayacak mısın" diye net olarak sorun bence. Olayın nereye doğru gittiğini anlaması için.

Gelebilecek her türlü hakarete karşı peşinen not: Pek çok işveren işini kapatma noktasında daralan piyasa yüzünden. Kurumsal şirketler bile zar zor ayakta duruyor. Yazılım şirketlerinde çalışanlardan çok duyuyorum böyle olayları. Ne işi tam gaz gidiyorken kısa çalışma ödeneğine baş vurup çalışanını zor durumda bırakan işyeri sahibini ne de aslında çalışabilecekken böyle sebeplerle raporun arkasına sığınıp çalışmayan elemanı etik buluyorum.

@ teritori

hem aile işimiz olduğu için işveren gözünden bakıyorum, hem home office beyaz yakalı gözünden, hem de beyaz yaka ekip yöneticisi gözünden:

bence bu durumda şu önemli:
1-raporu olduğunu nasıl söyledi, hangi cümlelerle ifade etti kendini, direkt olarak çalışmama talebini söyledi mi yoksa çalışıp çalışmayacağı muallakta mı kaldı?
2-çalışan nasıl biri genelde, nasıl bir performansı var, dürüstlüğüne güvendiğiniz biri mi, aranızda açık iletişim var mı, son zamanlarda hayatında yaşadığı kötü bir olay vb durum var mı vs?

ben işveren olarak normal şartlar altında home office çalışandan şuna benzer bir açıklamayı beklerim açıkçası, kendim beyaz yaka olarak da bu durum başıma gelse şuna benzer açıklamayı yöneticime kesinlikle yaparım:

abim pozitif çıkmış, bana da pozitif olmamama rağmen prosedür gereği rapor yazmışlar ancak ben de kendimi çok iyi hissetmiyorum, birkaç gün dinlenmem mümkün mü? acil ve süreli olan işlerim bunlardı, ekipten bu konuda nasıl destek alabiliriz gibi gibi.

yani yöneticime sağlığım benim için kesinlikle ön plandadır ama bakın işime karşı da sorumluluğumu göz ardı etmiyorum mesajı verirdim.

sonuçta testlerin yanlış çıkma olasılığı da var. belki gerçekten pozitif, kişi kendini gerçekten iyi hissetmiyor olabilir vs. ama işte bu durumun çalışan-yönetici arasında şeffaf bir şekilde konuşulması lazım.

o size hiçbir açıklama yapmadıysa bence uygun bir dil ile siz sorun.

ben güvendiğim astıma şöyle sorardım:

xx zaten hamile olduğun için ofis çalışması planlamamız kesinlikle mümkün değil, sağlığın her şeyden önemli, bunu öncelikle bilmeni isterim. kendini nasıl hissediyorsun, covid ile ilgili bir belirtin var mı, hamileliğin ile ilgili doktorunla konuştun mu? home office düzeninde de olsa kendini çalışabilecek gibi hissediyor musun? hissediyorsan bu süreçte benden beklediğin birşey var mı, ben sana bu süreçte nasıl destek olabilirim, iş planlarını yeniden gözden geçirelim mi? vs

ama işte burada normaldeki ilişkiniz nasıldı o ön plana çıkıyor, bu zamana kadar güvene dayalı bir ilişkiniz var mıydı, memnun olduğunuz, güvendiğiniz bir çalışan mı?

Doktorun “çalışamaz” diye rapor verdiği bir insanın hangi tıbbi bilginizle “kapris yaptığını” söylüyorsunuz ben de bunu merak ettim. Gerek var veya yok, doktoru getekli görmüş. Ayrıca gebelik sebepli başka sıkıntıları da olabilir ve bunlar için dinleniyor olmak da isteyebilir. Doktoru uygun görmüş, raporunu vermiş. Hamile olduğu için pozitif çıkarsa ilaç kullanamayacak mesela. Bu süreçte kendine dikkat etsin, dinlensin, bol bol uyusun istemiş olabilir mesela doktoru.

yasal olarak uygun mu? evet uygun, fakat ben yöneticisi olsam çalışan sağlıklı olduğu halde sırf kağıt üzerinde raporu var diye çalışmıyorsa hanesine eksi olarak yazarım.

@nuisanc kendinizi doktor yerine koyduğunuz için yasalar önünde haksız duruma düşersiniz. ahlaki yönünden bahsetmiyorum bile.
"çalışan sağlıklı olduğu halde" demişsiniz. olayın ciddiyetini kavrayamamışsınız. COVID-19 sağlıklı görünün bireylerce bulaşılığı olan bir hastalık. Hamile olması, evden çalışıyor olması, rapor almasını haksız göstermez.

@la lykia: editte nasıl söylediğini yazdım duyuruda. benim hiç hoşlanmadığım, burada atıp tutan insanların da duysalar "bu nasıl bir üslup" diyeceği bir tarzda bilgi verdi bana. kızdığım nokta bu.

bununla beraber rapor almış birisine çaışma planı, hastalığı ile alakalı soru sorma hakkım olmaz. babamın oğlu olsa dahi bunu ileride aleyhimde delil olarak kullanmayacağına güvenemem.

@teritori, tam olarak bunu kastetmiştim işte, üslup ve tavır her şeydir. özellikle böyle yoruma açık olabilecek konularda.

ve tabii haklısınız endişenizde.

bu durumda sizin iyi niyetinize karşın çalışanın üslubunun ve yaklaşımının etik olmadığını düşünürüm.

eğer gerçekten iyi, çalışabilir durumda olmasına rağmen çalışmayacak ise belki çok daha fazla sıkışarak, fazla mesai yaparak onun işlerini başka bir ekip arkadaşı yapacak.

ki bu tavırda biri gizli iş yavaşlatma, gereksiz rapor alma gibi işlere de girebilir. sonuçta midem çok kötü, bütün gece kustum deyip aile hekiminden 2 gün rapor alıp evde film keyfi yapmamızın önünde hiçbir yasal engel yok. eğer yapmıyorsak bizi bundan alıkoyan 2 şey var: işverenin sağladığı adil güven ortamı ile etik ve sorumluluk duygumuz.

eğer gerçekten -az ya da çok- kötü hissediyorsa, endişeleri varsa da ona bu güven ortamını sunmuş yöneticisine bunu şeffaf bir şekilde anlatması, kendini ifade etmesi lazım diye düşünürüm.

f1 tuşu genelde uyutmaz bilgisayarı.
fn lock yapmış olabilir misiniz?

@teritori, fn lock dediginiz nedir ? yani bilmiyorum diğer f tuşlarına da basarken fn e basmama gerek kalmadan hepsi işlevini yapıyor, f1 de öyle.

Güç seçeneklerine gir. Orada kapak kapatıldığında, güç tuşuna basıldığında vs. gibi seçenekler var. Uyku tuşuna basıldığında seçeneğini "hiçbir şey yapma" olarak değiştir.

şunun uyku tuşu için olanı.

i.imgur.com

@benaaymi çok teşekkürler :)

"yani bilmiyorum diğer f tuşlarına da basarken fn e basmama gerek kalmadan hepsi işlevini yapıyor, f1 de öyle."

Ek olarak bios ayarlarından Fn tuşlarını ters çevirebilirsiniz. Ya da laptop'un kendi yazılımı varsa oradan da değiştirilebiliyor. Lenovo'da "klavye üst sırası işlevi" diye geçiyor mesela.

Serin üfleyen fön makinesi

saçlarım uzunken önce bir havlu ile kabasını alırdım. sonra da kuru yeni bir havlu ile sarıp otururdum ben.

Kışın neden kurumuyor kendiliğinden? Benim kaloriferler yanmıyorken bile kuruyor bu aralar.2 haftaya yanar zaten hemen kurur

Saçları kuru bir havluda bekletip sonra çok sıcak olmayan bir fönle kurutmak en iyisi

normal havludan sonra kağıt havluyla ovalamanın faydası oluyor epey.
fön kullanmazsan nem giderici makine alcaksın. oda nemini %35'e getirirsen kısa sürede saçların kurur.

Abonelik ücreti vs oluyor ama 45 olmaması lazım. İtiraz edersen gelip saati incelerler.

kullandığım evde 20 lira geldi hocam. bi sorun olabilir.

İzmir'de aynı olayı geçen ay ben yaşadım. Pandemi döneminde (nisan-mayıs-haziran) sulara bakılmayan bir dönem olmuştu ben ondan kaynaklı olduğunu düşündüm ve faturayı ödedim. Siz o dönemde evde yokken fatura kesilmişse tabi ki itiraz edin.

Yuksek. 2 kisi emekli anne babam 20 lira oduyor surekli. Istanbul.

İzmir'de Su çok pahalı. Ama bu olay mantıklı değil. Sulara bakan eleman kitlemis olabilir. Fatura yazan ilk ve son İndex ile saati karşılaştırdınız mı?

1. bir yerden sızıntı vardır belki (sifon, taharet musluğu vs..)
2. pandemi döneminde kesilmeyen faturalar şimdi kesilmiştir.
3. yanlış okunmuştur.
4. saat bozuktur.

öncelikle 2 numaralı seçeneği düşünerek eski faturalarına bakabilirsin, kesilmeyen ay var mı?
daha sonra evin anahtarı olan birisi varsa izmirde kontrol ettirebilirsin.

akabinde itiraz edebilirsin.

Aynı durum İst da başıma geldi. Hiç kullanmadığım halde 30 lira gelmiş.internet sitesinde fatura itiraz diye bir bölüm var ordan itiraz ettim.1 gün sonra iskiden bir adam aradı evde yoktunuz değil mi? tamam o zaman dedi hahaha birkaç ay sonra faturaya - olarak yansıdı

aynısı bize de oldu izmir de. saatleri değiştirmişler, onun ücretini kitlemişler.

Sayaç okuyan görevli ortalama değer girmiş,gelip okumamış olabilir. Sayaç okuyan bir tanıdığım çok kez böyle yaptığı için soruşturma geçirmişti. Bana köpekli evlere ya da uzak yerlere girmediğinden ya da yorulunca böyle yaptıklarından bahsetmişti.

3-4 sene bu aleti çok büyük keyifle kullandım. eğer halen piyasda varsa fiyat/performans olarak iyidir.

www.hepsiburada.com

Ben doss soundbox xl kullanıyorum. Hem bluetooth hem usb ile kullanılabiliyor. Performans çok iyi son ses kullanamazsın.

Xl değil pardon doss soundbox touch.

Takvimde yinele özelliği yok mu etkinlik girerken?

Takvime bir etkinlik girerken “Yinele” özelliği yok mu? Yinele >> hergün/hafta bir/2haftada bir/her ay/her yıl gibi. Böylece krediyi bir kere yazdığınızda vereceğiniz yinele özelliği ile yinelenecektir.

@cemallamec: yinele özelliği var ancak ödeme tarihleri bir gün ileri iki gün geri şeklinde. günü gününe hesaba para aktarmak istiyorum.

@sertac: deneyeyim bi.

herhangi anormal bir artış yok.
okul ücretleri de normal.

Yüzde kac mesela ?

Marttaki zamları bile düşürdü özel okullar. Martta %10-15ler vardı. Yani yeni sözleşme için görüşülen zam oranı böyleydi. Pandemi sonrası Ortalama %6 yaptilar bildiğim kadarıyla.

ekran kartının soğutmasında sorun olabilir mi?
bir de ekran kartının ısısına bak istersen.

ekran kartı ısısı 55 yazmış zaten arkadaş. ekran kartı normal ısıda.

cpu'nun ısısı ne durumda?

gpu ve cpu ısıları ortalama 55 derece. başka fikri olan?

Notları kamera ile pdfe çevirip bilgisayardan direkt gösterseniz çok daha rahat olur.

@jelly bear, geçen yıl öyle yaptım. Fakat anlatacağım ders matematik ve bazen pdf ile anlatmak yeterli olmuyor yazmak gerekli. Grafik tablette bir çözüm fakat ben kağıtta yazmak istiyorum. Düşündüğüm yöntem ile olabilir bence ama onda da belirttiğim gibi kameranın diğer ayrıntıları çıkıyor. Bana tam ekran şeklinde gösteren bir kamera uygulaması lazım.

iphone'u webcam olarak kullansanız olur mu?

@teritori. Aslında olur. İlk amacım o şekilde yapmaktı. Fakat eğitimde bilgisayarın kamerası ile kendimi göstermem gerektiği için ve sistem aynı anda iki kamera kullanmama izin vermediği için bende iphone un kamerası ile çektiğim görüntüyü quicktime gibi bir uygulama ile ekranda gösterip daha sonra ekran paylaşımından da ekrada gözüken yazdığım notlarıda öğrencilere göstermek istedim (biraz karışık oldu ama aklıma yatan çözüm bu oldu). Fakat belirtiğim gibi iphone ekranını paylaştığım için kamera daki diğer seçenekler de gözüküyor. Birde iphone kamerasını webcam olarak kullanılmasını sağlayan uygulamalara baktım fakat görüntü çok takılıyordu.

magnifier ile deneseniz? onda da kamera aciliyor ama altta kalan kisim cok daha kucuk.

ekran goruntusu: prnt.sc

Ben matematik öğretmeniyim. Şu an grafik tabletle yapıyorum. Ondan önce "droid cam" ile telefon kamerasını webcam olarak kullanıyordum. Telefonu masanın üzerinde yatay şekilde sabitledim, altına kağıtları koyup özel ders yapar gibi anlattım.

hata senlik değil, dolayısı ile sorumlusu da değilsin.
sana gerekli çalışma ortamını sağlamak ve bu tarz sorunların önüne geçmek zorunda şirket. aksi takdirde sana yansıtamaz.

ben olsam laptopu bozuldu diye şirkete gönderirdim. onlar halletsinler.

bence de sizden kaynaklı bir sıkıntı yok, alıp da duvara vurmamışsınız sonuçta. aynı durum iş yerinde de yaşanabilirdi belki. bozuldu diyerek şirkete gönderin halletsinler bir zahmet.

Hocam bilgisayar şirketin değil mi? Bilgisayar dediğin bozulur, senin hatan da değil zaten, şirketin sana yenisini göndermesi lazım.

Ayrıca maaşını düzgün alamıyormuşsun, sakın bir de üstüne şirkete bilgisayar alma. Göndersinler, göndermezlerse de ayrılıp dava açarsın.

jacque hocam
öncelikle
para verme
bilgisayarı da al
ben sana bir arkadas numarası verecegim
sana cok uyguna yapılabiliyorsa yapar

ama
senin sıkıntın
iş yerinden paranı alamaman
önceliğin bu

işi durdurmama adına bir pc ayarla istersen
ama paranı bekle

sen iş için kullanırken de elektrikten yanabilirdi. kendin ödemeyi düşünme bence.

hdmi'a bağlı olduğu için yandığından emin misiniz? belki aynı prizde oldukları için de yanmış olabilir.
bu işlemciyi kullanan ucuz bir pc vardır belki.

ama ben de sizin ödememeniz gerektiğini düşünüyorum. sonuçta insanlar çift monitör kullanıyorlar, bu gayet normal bir şey

Mayayı öncesinde ılık suda çözdürüyorduk sanki

Bazen ben mayalanmış hamuru tekrar yoğurup mayalanmaya bırakıyorum.
Kuru mayayı hafif ılık suda çözüp 5 dk beklersen mayanın aktive olduğunu görürsün.

evet ama instant mayanın özelliği bu, paketin üzerinde suda eritmeden diyor.

www.instagram.com

Bak bu tarifte de instant maya var ama suda eritiyor öncesinde.

instant maya da olsa öncesinde suda çözmek gerekir.
yaş mayadan farkı şu;
yaş mayayı aktifleştirmek için 10-15 dakika bekletmek gerekir suda.
instant mayayı çözmek ve çırpma teliyle karıştırmak yeterlidir.

pandemiyi ciddiye alıyor olabilirler zira ankara'da vaka sayısı çok fazla. sadece benim tanıdığım neredeyse herkes pozitif oldu.

Valla pandemi mi bilmiyorum ama boş evet. Acayip.

Ulus, Keçiören hattını görseydin böyle demezdin :-)

öğrenciler olmadığı için şehirler gerçekten çok boş görünüyor. istanbul dahil bütün şehirler aynı durumda. belki tunceli, bayburt, adıyaman falan çok değişmemiştir. Gerisi ghost city. evet.

Geçtiğimiz hafta 40 inç smart olmayan modelini aldık yazlığa. Fena değildi fiyatına göre. Smart özellikleri için de xiaomi mi stick aldım. İşini görür diye düşünüyorum.

alınmaz aga.
zamanında ben de sordum bunu, vestelde çalışan bir mühendis "ben vestel tv almam" demişti.

eksisozluk.com

eksisozluk.com

önemli olan görüntü kalitesi ve ne kadar vestel, beko tv'ye denk gelsem görüntü kalitesi berbat. giderim daha küçük boyutta lg, samsung alırım ama ucuz diye vestel tv almam.

Ben linkteki modeli 1 yıl önce tam 3000 TL'ye 12 taksitle aldım.Sorunsuz kullanıyorum.Gün boyu açık kalıyor Netflix Youtube için kullanıyorum daha çok,
arada kablo tv'yi de açıyorum. Bir kaç ayda bir yazılım güncellemesi geliyor.Satın aldıktan sonra servisinden de çok memnun kaldım.Teknosadan satın aldım kargo 1 gün içinde gelmişti.Kutuyu açmadan Vestel servisini aradım. Ertesi güne evde olduğum saate randevu verdiler.İki kişi geldi duvarı delip yanlarında getirdikleri sabitleme aparatını da monte ettiler.Bitti gitti.

www.hepsiburada.com

%99'u çok çirkin bunların.

bence gayet güzel, iyi gözüküyor.

Bence çok çirkin. Tek renk olması daha güzel.

Spor ayakkabıda okey ama bunlarda hoş durmuyor. Tek renk olmalı.

eski evde bundan kullanıyodum, gayet memnundum.

www.hepsiburada.com

Bir kullanıcı yorumunda xiaomi marka olanının kablonet'le kullanılamadığı yazıyordu. Siz kablonetle kullandınız mı?

wifi'nin kabloneti ttneti olmaz.

kablonet ile adsl ve fiber modemler farklıdır sadece.

Kablonet ve superonline ile tp-link in menzil arttırıcısını kullandım gayet sorunsuz ve verimli çalışıyor.

benzer modeli : www.hepsiburada.com


a101 de satılıyor olması lazım

www.teknosa.com

Arkadaşlar, önerilerinize çok teşekkürler. Önerileriniz sonucu TP-Link RE200 aldım. Şu an sorunsuz kullanıyoruz ^_^ Başka arayanlar da görsünler diye paylaşmak istedim. www.teknosa.com

geçenlerde başka biri daha benzer bir şey yaşadı, ona da yazmıştım, indüksiyonlu ocak olabilir mi elinizdeki? üzeri boşken ya da üzerine indüksiyona uygun tencere tava konmadan çalışmaz onlar da o yüzden dedim, onu bir kontrol edin isterseniz.

İndüksiyonlu değil ocak.
Her zaman kullandığımız tencere, çaydanlık denedim yine olmadı. Teşekkür ederim yine de.

hmm, tam modelinizi bilmiyorum ama öyle bir arattım H yanıp sönmesini, "ocak fazla ısınmış" demekmiş. ama klavuzda çözümünü bulamadım, belki ısı algılayan bir sensörü bozulmuştur diye kafadan atıyorum şu an :) modele göre kılavuzuna baktınız mı acaba?

bir de arçelik müşteri hizmetlerini arayınca çok çabuk bağlanılabiliyor bir call center çalışanına, orayı da bir deneyebilirsiniz. geçen gün çamaşır makinesini programını iptal etmeye çalışıp kapağını bir türlü açamayınca aradım da yardım etmişlerdi, çözmüştüm sorunu. gecenin 11iydi bu arada aradığımda, saat düşünmeden arayın yani :)

ek: electrolux'te de aynı işaret aynı şey demekmiş galiba:
www.electrolux.com.tr

şirket bilgisayarı ile giriyorsan çok saçma ama uzantı sebebi ile olabilir.

ben de giremedim ama sanırım ermenistan kapattırmış bu siteleri. saldırı yememek için önlem almış olabilirler

girmeye çalışınca şu yazdı:




Connection denied by Geolocation Setting.

Reason: Blocked country: [Armenia]

The connection was denied because this country is blocked in the Geolocation settings.

Please contact your administrator for assistance.
WatchGuard Technologies, Inc.

belli lokasyonlardan girilmesini engellemişler akıllarınca. tabi tr ip başta gelir. vpn ile hollanda yapınca paşa paşa açtı.

muayenehanesi olanı bilmiyorum ama özel hastanedeki doktorun yazdığını sgk karşılıyor.

hiç devlet hastanesinde gözlük yazdırmadım.
sgk buralarda yazılan reçeteleri öder mi konusunu bilmiyorum ama sgk zaten gözlüğün çok çok az bir miktarını ödüyor.

Çok az marka ve çok seçenek olmasından kaynaklı olabilir. Ya söylenmek için söyleniyorlar ya da gerçekten genelin damak tadına aykırı Türkiye'de üretilenler?

Bir de tabii 'sözlükte yazılması' bir kriter değil. Hangi ürün kolay ulaşılabilir hale geliyorsa, ona yazılan kötü yorum da artıyor. Beşiktaş'taki Oettinger'i (Almanya'nın evsiz birası, kötünün de kötüsü) satan bakkal, zamanında az ekşisozluklu gurman ağırlamamıştır.

Çogunun bir halttan anladığı da yok, bunu belirtmeye gerek var miydi? (Mesela, Chianti Classico adlı başlık altına biri 'yüzde 13 alkol oranı var.' yazmış. Sadece elindeki bir şişeyle yüzlerce üreticinin yaptığı kupaja bir tarafından standart alkol oranı uydurmuş. Ekşisozluk tadım kaynağı değil işte. Ciddiye almamak lazım.)

Bence Türkiye'deki biralar, özellikle diğer alkollü içeceklerin standartına ve kalitesine bakarsak, gayet iyiler. Bira içmeyi, çeşit çeşit denemeyi seviyorum. Çok kötü bira içmedim Türkiye'de. Barda gelen standart Efes, Tuborg vs. gayet içilebilir biralar. Gidip standart pilsenerlerimizi Bayern'in ya da Çek Cumhuriyeti'nin üreticileriyle karşılaştırmadığım sürece sorun yok.

bu aralar tuborg amber favorim.

hocam çok ciddi bir pr çalışması da var.
özellikle efes tarafından son 2 aydır acayip bir pr çalışması olduğunu düşünüyorum.
instagramından tut sözlüğüne kadar her yerde efes övülüp tuborg gömülüyor.
instagramda bütün ünlülerin elinde efes şişeleri filan.

@teritori
Efesin pr dan ziyade yeni +1 biralarının kalitesi de bundan etken olabilir. Bu yaz komple efes içtim hiç rahatsız etmedi. Normalde efes malttan bir tane içsem şişer kalırdım.

Asıl sorunun cevabı ise ülkece batıya karşı duyulan aşağılık kompleksi olabilir.

Öğrenciyken tuborgun yaptığı bir bira tadım anketi için anketorluk yapmıştım. Hedef kitle 20-40 erkeklerdi. Ne marka olduğunu bilmedikleri iki bira tattirip hangisini beğendiğini soruyorduk, ve nesini beğendiğini. Bir bira favori bira olarak belirttiği marka ya da elimizdekilerden random bir tanesi (tabi hepsi yoktu ama Carlsberg Tuborg Efes daha belli başlı markalar vardı) oluyordu, diğeri de tuborgun piyasaya sürmeyi düşündüğü bira.

Beğendiginin nesini beğenip begenmedigini (acılık, tat, yoğunluk renk) soruyorduk.

Çoğunun beğendim dediği favorisi olduğunu söylediği bira değildi. Tamamen marka fanatizmi bence bahsettigin şey, bundan yola çıkarak söyleyebileceğim.

blenderdan sonra bir tur da tel süzgeç veya tülbentten geçirebilirsiniz.

Et suyu ve tavuk suyu içeren çorbalar ne yaparsan yap buzdolabına koyunca katılaşıyor.

-posasını kullanmayınca bir faydası kalmadı ki:/

- et/tavuk suyu olmaksızın donuyor buzdolabında.

çorbayı çok harlı ateşte pişirip ya da uzun süre pişirip fark etmeden içindeki suyun daha hızlı azalmasına sebep olabilir. bence tarifteki malzemelere uyuyorsanız, sebep budur.

Fare, alman, vardır kesin oralarda.

marks and spencer'a bakabilirsin.

aliexpress geliyorsa yaşadığın yere 24pin şemsiye arat. kaliteli ve dayanıklı oluyorlar 15-20 dolar civarında.

tchibo'ya bakabilirsin. gayet kalitelidir.

bozuk ekran takmış olabilirler mi?
en düşük parlaklıkta dahi ekranı görebilirsin çünkü.

Parlaklık ayarıyla alakalı gibi durmuyor, söylediğinize göre ekranın arka ışığı bozuk veya doğru bağlanmamış. Şu videoda 1:10'da aynı sorunu görebilirsiniz: youtu.be

Dandik ekrandan takmış olabilirler. Düşük parlaklık, kalitesiz dokunmatik, hayaletlenme ucuz ekran taktıran arkadaşlarımda gördüğüm sorunlardan.

Geç cevaptan kastın ne

İşte mesajının görüldü olmasını falan sevmiyo hiç

bir kaç yıl sonra geçer.
hayat bunları dert etmek için fazlaca sert. bunlar basit kalıyor.

gençlikle ilgisi var bunun ve kendiliğinden geçer.

Yüksek doz empatiden muzdaripsin muhtemelen.

22 yasinda oldugunuzdan normal.

soyle soyleyeyim 5 sene sonra boyle bir derdin kalmayacak.

neyi fark edeceksin? ben mesela senin hakkinda bir suru sey dusunurum. sen de yok yere uzulursun. yani neyi kontrol etmeye calisiyorsun ve neyi dusunuyorsun bir bakman lazim.

su akar yolunu bulur. bu kadar empati seni yorar.

tolkien'e katılıyorum onaylanma ihtiyacı olduğunu düşünüyorum ben de. eskiden bende de çok yoğun olan bir şeydi bu. 26'ya girdiğim şu dönemde en yakınlarım dahil kimsenin ne düşündüğünü önemsemeden hareket ediyorum artık. bu hem büyüyüp olgunlaşmakla alakalı hem de kendimle, insanlarla, ilişkilerle ilgili sık sık düşünüp kendi kişisel gelişimimi tamamlamaya çalışmamla alakalı. dolayısıyla yaptığın şeyin farkında olup bundan rahatsızlık duyman güzel bir başlangıç.

insanlardan gördüğün değer senin için muhtemelen çok kıymetli. kendini, başkaları sana iyi dediği sürece iyi hissediyor olabilirsin. bu sebeple insanların senin hakkındaki olumlu düşüncelerine bel bağlamış olman çok doğal. bu bir onay bağımlılığı, yenmen gereken bu. yapman gereken bence övgüyle çoğalan yergiyle azalan biri olmadığının farkına varmak. o insanların senin hakkında yaptığı yorumlar senin gerçekte kim olduğuna etki etmiyor. sen kendine değer verdiğin ve insanlardan bir şey beklemeyip duygusal ve mental ihtiyaçlarını kendi kendine karşıladığın sürece de böyle şeyler yaşamayacaksın (mesela kendi kendini onaylamak, kendine değer vermek, seni mutlu eden şeyleri başkasından beklemeyip kendin yapmak gibi). ve insanlara karşı açık sözlü olmak gerekiyor, bunu yapmadım çünkü o an müsait değildim diyebilmek gibi. yani bir şeyi yapıyorsan önce kendin onu yapmaktan memnun olduğun için yap, karşıdaki seni yargılar diye değil. insanların seni yargılamasına izin verdiğin sürece onların onayına ihtiyaç duymaya da devam edeceksin bence.

ayrıca psikolojide sınırlar konusu vardır bununla ilgili okuma yapmanı tavsiye ederim. bu tarz problemler genelde sınır çizmekte güçlük çekme sebebiyle yaşanıyor. şayet bir şeyler okumaya zamanın yoksa youtube'da keşfettiğim www.youtube.com şu seriyi bırakayım güzel şekilde açıklamış psikolog hanım.

umarım sorunun üstesinden gelirsin.

Bu bende de var. Bulunduğum ortamda sevilmediğimi düşündüğümde fena geriliyorum. İyiyken çok iyi kötüyken lanet karakterde olan arkadaşlarım vardı mesela lisansta, onlarla asla takışmaya enerjim olmazdı. Karşı karşıya gelme ihtimali de beni gererdi o sebeple. Bu gibi takıntılar büyüye büyüye kaygı bozukluğuna dönüşüyor bence. Yaşla o yüzden ilgisi yok. Ben kendimi yıllardır huzursuz hissediyorum. En büyük kaynağı Ekşi ve Twitter olarak görüyordum ancak kaygı (anksiyete) bozukluğu tanısı konulduktan sonra o yıllardır süren huzursuzluk, çarpıntı, göğüs sıkışması hissinin Ekşi ve Twitter öncesinde de olduğunu ama bu ikisinin aşırı tetiklediğini fark ettim. Sizde de bu olacak diye bir şey yok ama o gerginlik düz bir gerginlik olmayabilir.

Ya görüldü ararsın da bazı tanıdıklarım var 10 saat sonra cevap veriyor ben de sevmiyorum öylelerini 2 3 saat neyse de

arkadasin kizarsa kizsin, aliniyorsa alinsin. bir sey olmaz. tek derdiniz bu mesaja gec bakma durumu olsun.

mesaj attiniz. bakti ama cevap vermedi. yazdiginiz onemli bir seydi halbuki. arayin ibneyi. rahatsiz edin. ben yapiyorum.

bazen mesajlara gec cevap veriyorum, yogunluktan. arkadastan firca yiyiyorum. gikimi cikarmiyroum. birak arkadas arkadasa biraz kizsin, bir sey olmaz.

tefalin standart tost makinesini kullanıyorum. normal bir tostçu işte.
bir dahaki sefere bastırma kolu ortadan destkli olan modellerden alacağım.
annem seneler önce esse'den almıştı, muhteşem bir makine.
www.morhipo.com

biz hep arzum kullandık, ailemin evinde de benim evimde de var, çok uzun yıllardır kullanılıyor iki evde de. sanırım ailemin evindeki 2005ten beri falan var. bendeki de 2013ten beri. içindeki bir tutukluktan dolayı bir kere servise verdim geçen yıl, onu da arzum'a gönderip çözdüler ucuz bir fiyata.

sanırım bizdekinden artık yok, çok eski olduklarından, yeni modeller gelmiş artık. yenilere kefil olamam, ama bizdekilerden çok memnunuz. bizdekinin tipi şu linktekine benziyor:
www.arzum.com.tr

www.hepsiburada.com

cok memnunum

www.hepsiburada.com

şu var bizde de. henüz tavuk falan pişirmeyi denemedik ama buzluktan çıkarıp ısıtıyoruz bir şeyler, tost falan zaten sıkıntı olmuyor. bir de ızgara kısımları çıkıyor, makinaya atıp yıkıyoruz kolay oluyor.

www.google.com

Bundan var, canavar canavar.

dokumix veya korkmaz en fp ürünlerdir. dh ölücüsü arkadaşların fikir birliği var bu 2 üründe.

hidrojen peroksit varsa içinde beyazlatabilir.

kumaş, keten, kot...
bütün pantolonlara farklı farklı marka dezenfektanlar damlatmışımdır hep.
bir sıkıntı görmedim.

ama illa ki zararlı kimyasal içeren dezenfektanlar da vardır.

Verir.

verir, ıslak mendil de aynı şekilde zarar verir. normal su ve sabunla şansını dene :/

diziyi izlemedim ama zaten dizi hali hazırda var olan bir hastanede çekiliyor.

www.dirilispostasi.com

"Kısa sürede seyircisinin beğenisini kazanan Hekimoğlu dizisi, İstanbul Tuzla’da bulunan Okan Üniversitesi Hastanesi’nde çekiliyor. İstanbul Valide Atik Eğitim ve Araştırma Hastanesi adı diziye uyarlanmıştır."

maslak acıbademi gördüm geçen senelerde baya iyiydi.

medcezir dizisinin çekildiği universal çamlıca hastanesine bakabilirsin internetten.

anadolu sağlık merkezi(gebze).
50.000 m2 açık alan var.

diziyi seyretmedim nasıl oluyor böyle bişi gerçekten doktorlar daha mı iyi

memorial bahcelievler var mesela, baya 5 yildizli otel kivaminda. icinde birkac cesit restoran ve kahveci var.

Yok ya gercekten bahcesiyle, odasiyla vs otel gibi hastaneler var. yemekleriyle, cafeteryalariyla da restoran gibiler. Var yani…

Garanti hesabın varsa onun uygulamasından da yükleniyor.

Fakat ben genelde Fastpay ile yapıyorum en iyisi o gibi geliyor, +kredi kartı ile yükleyebiliyorum. (Garanti hesaptan çekiyor mesela) Fastpay aylar önce 1 kere hata vermişti sonra hiç sorun olmadı bende.

ben maximum uygulamasından yapıyorum. kredi kartı ile.

Bazı bankaların uygulamaların yapıyor.

Enpara'dan yapıyorum şahsen. Ya kredi kartıyla ya da hesaptan azar azar

Ben de enpara'dan yapıyorum ama yüklemenin aktif olması için biletmatik'e okutmak gerekiyor kartı. Biletmatik'e okutmadan yüklemenin yolu varsa ben de öğrenmek isterim.

@messor, iphone'larda apple nfc'nin kullanımına izin vermediği için öyle olması gerekiyor.

android ve nfc'li cihazlarda telefonun arkasına dokundurunca yükleniyor. Hatta başkasınınki de yükleniyor. Arkadaşım kendi fastpay'inden emir verdi, benim telefona dokundurduk (uygulama ve o kısım açıkken) yüklendi.

Ben ev düzen kategorisinden yazıyorum.

Beyaz eşyaları beko/arçelikten aldım. Bir hafta içinde gelip kurmuşlardı. Ocak için doğalgaz açtırmak gerekiyor, o birkaç gün daha uzun sürebilir.

Salonu ikeadan aldım, aldığım gibi de eve getirip kurdum. Lambalarımı ikeanın internet sitesinden almıştım. İki hafta içinde gelmişti.

Yatak, baza ve başlığı yataştan aldım. Yine bir hafta içinde geldi. Sadece başlığın gelmesi üç haftayı buldu.

yakın zamanda evlenmedim ama severek kullandığım için yazmak istedim.
10 sene önce evlendim, modoko bedesten mobilyadan aldık biz yemek odasını. country tarzında masif mobilyalar. daha en ufak bir esneme, gıcırdama olmadı.
koltuk takımı da tepe mobilyadan. 10. sene sonunda koltuklardan sadece birinin köşesinde ufak bir erime başladı. onun dışında bunlar da sıfır problem.

Nisan'da Enza'dan aldım, karantinalara rağmen tam söz verdikleri tarihte getirdiler. Beyaz eşya arçelik, aynı şekilde.

Biz geçen sene enzadan aldık. Anlaştığımiz günde gelip kurdular. Geç saatte bitti sadece. Mobilyalardan memnunum ama yatak gicirdamaya başladı, koltuklar da hafif tuylendi.

Kelebek’ten şubat ortasında aldım. 45 gün taahhütleri vardı. 35. günde pandemi patladı pandemiyi bahane edip temmuz sonuna kadar göndermediler. küsmen çalıştıkları halde muhatap bulamadım. nereden alırsan al kelebekten alma.

2,5 ay önce evlendim. Classi mobilya tavsiye ederim çok memnun kaldık. Bir de masa tv ünitesi ve barı biz bir üreticiye çoook ucuza yaptırdık. Bence ahşap mobilya atolyesi tarzı yerleri bir gidip görün. Çok daha uygun alabilirsiniz

2 sene önce Lazzoni ve Classi'den mobilyalarımızı aldık. Özellikle Lazzoni'nin mobilyası evladiyelik diyebilirim. Fiyat olarak diğer standart firmalara göre biraz pahalı olabilir. Söz verdikleri gibi 1 ay içerisinde teslim ettiler. Gerçi ocak-şubat gibi sipariş verdiğimiz için yoğun dönemlerinde değillerdi.

biz 10 senelik tanıdığımızdan aldık. mağazası var kendi atölyesinde üretim yapıyor. 18 temmuzda anlaştık dün teslim ettiler salon+yemek odasını. beyaz eşyayı da arçelikten aldım. 1 hafta içinde hepsi kuruldu.

büyük markalar fabrikalarda ürettikleri için işiniz düzgün takip edilmez. arkadaşlarımın hepsi eksik,yanlış, kırık çizik olmadan mobilya alımını yapamadılar. kelebek,doğtaş ve konfor idi markalar. mağdur olmayan bir ben varım aralarında. sövüyorlar bana:)

Pandemide evden bunalınca bütün evin mobilyalarını değiştirdim.bayağı bir yeri inceleyip,gidip baktıktan sonra bütün hepsini kelebekten aldım.o ara kdv indirimi,teşvik vesaire vardı,beklediğimin çok altına maloldu fiyatlarıda.10 gün sonra getirmelerini söyledim,tam gün ve saatinde eksiksiz geldiler.

Seninde dediğin gibi hakkında şikayet olmayan yok,burada bile yukarıdaki bir arkadaş aynı firmadan şikayet edip sakın derken aynı firmaya ben gayet iyi diyorum.sıradan hepsine bakın,fiyatları çok iyi karşılaştırın.

Geçen sene enza dan aldık tüm ev mobilyalarını tam soylenilen zamanda getirdiler. Kanepelerden biri gicirdamaya başladı, müşteri hizmetlerini aradik bir hafta içersinde duzeltip geri getirdiler su an gayet memnunuz

ben beyaz eşyalarımı arçelikten aldım. bulaşık makimesinin bir parçası bozukmuş iyi yıkamıyordu, değişti şu an hepsi iyi gibi. koltuklar ve masa takımını vivenseden aldım. koltuğun biri kırık gelmiş diğeri de bir süre sonra kırıldı. kısa sürede tamir edildi yerinde, renk ve modellerini seviyorum ama sağlamlıklarına bişi diyemem.
masa sandalye takımı gayet iyi. bazaların birini yataş diğerini istikbalden aldım ikisi de gayet iyi şimdilik...

Salondaki esyalarin çoğunu Rosso homedan aldık sorun yasamadik.

2 kez ev duzduk, ikisini de ikeadan yaptik, ikisinde de soylenen gun/saatte teslim edildi. Uber kaliteli diyemem urunlere ama severek kullandik/kullaniyoruz. Fiyat performans isi.

raptors bence.

bucks çıkar finale.
finalde de lakers'a 4-2 veya 4-3 kaybederler.

toronto çok şuta dayalı oynuyor. ikinci bir planları yok gibi geldi bana hep.

bana raptors ya da bir ihtimal celtics çıkar gibime geliyor. bucks final yapamaz.

Milvaki baks diyorum

Son olaylar ve pandemi süreciyle ilgiliyse bu online eğitim konusu, bir makale olması zor, daha erken.

Fakat size hiç katılmıyorum. Okul sadece öğrenim için değil sosyalleşme ve çocukların topluluk içinde yaşamayı öğrenmesi için de var.

Okula ogrenmek icin giden azdir saniyorum.
Sosyallesmek,l normalde taniyamayacagin kisilerle tanismak, olumlu olumsuz tecrubeler edinmek icin gidiliyor. Ayrica uni olarak degil de cocuklar icin bakarsak enerji atiyorlar ve surekli evde kalmamis oluyorlar.

Sosyallik konusunu açmak istedim. Okulda çocuk farklı ailelerden gelen yaşıtlarını görüyor, kendi evinde normal gördüğü şeyleri sorgulayabiliyor, evinde bir sorun varsa öğretmenlerinden yardım alabiliyor, aile/akraba dışında arkadaşlar ediniyor, farklı fikirler görüyor, paylaşmayı, rekabeti falan öğreniyor.

Bizimki gibi dünya görüşü çok uçlarda olan bir ülkede çocukların sadece aile içinde eğitim alması (öğrenim demiyorum, özellikle eğitim diyorum) çok tehlikeli bir şey bence. Aynı gerekçeyle mesela din derslerinin de sürmesi gerektiğini savunuyorum hep, çocukların uç fikirli anne babalarından başka görüşleri/inançları/fikirleri de öğrenmeleri gerekiyor.

hayvan çocuğu gibi bir nesle gebe olur bu durum.
okulu sadece öğretim olarak görmemek lazım.

çocukların sosyal hayata hazırlanması, grup çalışmaları, arkadaşlık vs vs bir dünya etkisi var okulların.

bu konuda uzmanlığı olan kişilerin yoyrumları olacaktır ama bence durum bu.

@kobuzchu kiz +1000 ;

Okulları sadece ders ve sınav zannetmek büyük yanılgıdır. Genç bireylerin sosyalleşmek için en büyük alanı olduğu gibi , disiplini öğretir ( höt,zöt anlamında değil ). Saatinde uyanmak, okula gitmek, kılık kıyafete , hitap ve edebine şekil vermek için en güzel kaynaktır. Başarının takdirini görmek , gerçekten başarılı mısın kendini görmek, rekabet içinde neler yapabileceğinin öğrenildiği yerdir aynı zamanda. Buraya kadar olan kısmını Mahmut Hoca ses tonu ile okuyabilirsiniz.

Okul denildiği gibi formal şeylerden ibaret değil. Pek çok informal öğrenme mevcut. Bunun yanında bizim ülke gibi gençlerin, çocukların sosyalleşebileceği alan, ortam(kurs vs.) sayısı neredeyse olmayan ülkelerde inanılmaz önemli.

Bu dediklerimi anaokulundan yüksek öğretime kadar bütün kademelere genelleyebilirim rahatlıkla.

İnanın çocuklar öğretmenlerden fazla birbirinden bir şeyler öğreniyor hayata dair. Sadece matematik fen olarak bakmak aşırı dar bir bakış açısı.

tabii ki öyle. ancak okulların kalitesi ortada. 10 yıl önce 12. sınıflar rapor alır ve evde üniversite sınavına çalışırdı son ay. eminim hala aynıdır. yani bugün bir öğrenci youtube'a obeb okek yazsa o gün derse gitmesine gerek yok. bence uzun vadede eğitim de buna göre şekillenecek. belki hibrit eğitim olabilir.


bu durum uzun süredir dikkatimi çekiyor. zaten dikkat çekmeyecek bir şey değil. dünya değişiyor. ama pandemi ile birlikte daha da belli oldu. online eğitim alanında iyi işler yapan çok startup var. deli gibi yatırım alıyorlar. bence 20 yıl sonra okullar ciddi anlamda değişecek. belki kalır ama bazı dersler kesinlikle online olacak.

nilay örnek'in "nasıl olunur" podcast'i. uzun yolda denendi, iyi gidiyor.

cahil köpekler (ciddi küfürler var)
eski modern sabahlar
rabarba
ferhan şensoy
sporla ilgiliyseniz socrates dergi podcastleri

komedi istersen
spotify'da "deniz göktaşa ayıracak vaktim yok"

mesut süre - rabarba

Ingilizce;
The monday morning podcast-bill burr

deniz dülgeroğlu-merdivenaltı terapi

kalt'in podcast'i
matrax

defacto ve lcw.

pull & bear
jack & jones

sokakbutik

pull&bear ve mavi

neil barrett

www.frmoda.com

fanbox
wwf

nors.com.tr

bad bear ve jack&jones

mavi iyidir.

Zara Man, iamnotbasic, indirimde les Benjamin's, Kaft, Mudo, Hole Academy, Kadıköy de alternatif eşyalar satan dükkanlar, bu yazdıklarımın hepsinde indirim dönemlerinde gerçekten fiyatı inmiş ürünlere bakin

h&m yazılmamış hayret.

igs' de çok güzel indirim vardı hala var mı bilmiyorum. Tişört ve gömleklere yumuldum 10'ar tane , o fiyatlara kalitesinden emin değildim ama nefis kalitede geldi. Bir bakın derim internet sitesine.

Devam ediyormuş www.igs.com.tr

trendyola giriyorum. beden seçip artan sıralama yapıyorum 20 liraya kadar olan tişörtlerden 10 tane alıyorum. yıkayıp yıkayıp giyiyorum.

manuel espresso pişirmenizin pek bi yolu yok. moka pot ucuz yollu iş görür en yakın tadı o verir size.

Espresso ve filtre kahve biliyorsun iki farklı yöntem, yani V60 alıp onunla filtre kahve yapacaksın o tamam, öğütücü alıp onunla hem filtre kahve hem espresso için öğütme yapabilirsin o da tamam ama espressoyu nasıl yapacaksın? Demleme araçlarıyla yapamazsın, onun için de bi makine lazım. En azından bi moka pot olsun.

filtre kahve için french press (bence v60'dan daha iyi).
espresso içinse mokapot en ucuz yollar.

Yalniz genelde filtre kahve ve espresso icin farkli cekirdekler kullaniliyor. Filtresi cok lezzetli olan bir cekirdek berbat bir espresso yapabilir.

Ayrica ogutme kismi da onemli. bildiginiz uzere espresso icin oldukca ince ogutmeniz gerekiyor, eger bir el degirmeni almayi dusunuyorsaniz, onlarla ince ogutmek cok buyuk bir mesakat. Hem yeterince ince ogutemiyorlar genelde hem de ayni miktar kahveyi o incelikte ogutmek icin 3-4 kat daha fazla efor sarfetmeniz gerekiyor. O yuzden onerim sadece tek bir tip kahveye yonelmeniz.

Ben de anlamadım bu düğün merakını. Borçlar ve planlar olmasa hemen basardım koca adayına nikahı. Kimse altın takmasın ama ben de masraf yapmayayım düğüne, oynamaya kafi..

insanların niyeti altını geri almak değil.
"ay bir kere evleniorum, tabi ki düğün yapacağım".

takını senden esirgeyecek adam zaten düğüne de pandemi bahanesiyle gelmeyecek.

takması gerektiğini düşünen adam da ne yapar eder seni bulur takını verir.

bu şekilde hem takıları alamayacaklar hem de düğün parası kaçacak. neyi anlamıyorlar anlamıyorum ki.

Çevremde düğün yapanların çoğu pandemi öncesinde otellerle anlaştı ve 100k 150k civarı para ödediler. Pandemi var diye iptal etmek istediklerinde iptal edilmedi, tarihi ertelediler sadece. Normalleşme başlayınca da iptal olanlar sıraya kondu ve tekrar düğünlere devam edildi.

Bir kere evleniyoruz mantığının olmadığı insan neredeyse yok bence. Bu yüzden evlilik fobim oluştu.

1000 lira çok abartı olmuş.
inşaat artığı temizleyemeyecekler sonuçta.
apartmandan birisinin kapısını tıklatıp bir soruverin bence var mıymış birileri.
bir de seramiklerdeki derz lekeleri en iyi sirke ile çıkıyor. onu söyleyeyim :)

Hocam bence sen yine de şehri yaz, belki burdan biri orada oturuyordur vsvs

1000 aşşşşırı abartı

evi emlakçı vasıtasıyla tutuyorsanız emlakçıya sorun. kapıcı varsa kapıcıya sorun. köşedeki bakkala sorun. komşulardan birinin kapısını çalın, hem tanışmış olursunuz, hem de temizlikçi sormuş olursunuz. 2 yardımcı kadın tutmak yerine, 1 yardımcı kadın tutup 2 gün çalıştırmak belki de daha mantıklı olabilir.

bu görüntüler adamların ticari ürünü ve parasını vermeyene kullandırmamak tabi ki kendi inisiyatiflerinde. ister tv, ister youtube. hatta evinin balkonundan tv'yi dışarıya versen bile karışabilirler :)

teritori +1

yangını göstermek için koydukları videonun tamamını sansürlemeleri de çok komik olmuş :) "işte yangın" diye veriyorsun görüntüyü ama hep sansür, sansürü izliyoruz.

krt, halk tv nin youtube kanali da yapiyor bunu. Haber ajanslari dha, iha iktidarin elinde bunlara yuksek fiyat cekiyorlar sanirim, bunlar da biz zaten haber- yorum kanaliyiz goruntu olmasa da olur kafasinda

Ajanslara muhtemelen paket şeklinde abonelik teklifi sunuyorlardır. Böyle bazı kanallar düşük paketleri alıp sadece tv de göstermelik anlaşmış olabilirler.

bunları karar defterine yazmadan karar alamazlar kafalarına göre. o yüzden toplantı yapılması ya da defterin imzalanması lazım.

oylamaya katılmadıysanız ve kurallara uydularsa yapabilecek bir şey yok. ilk toplantıda çoğunluk aranır. yoksa 2. toplantı yapılır onda 1-2 kişiyle bile her türlü karar alınır.

apartman temizliği için ayda 200 tl masraf çıkmaması lazım (4-5 daireyseniz başka) ama çalacak adam naylon faturayı da düşünmez mi sizce?

yani nitelikli dolandırıcılık yaptıklarını düşünmüyorum ama tavırlarından önceliğin apartmanın temizliği değil de bir aidat sisteminin hayata geçmesi olduğunu hissediyorum.

böyle davranıldığı sürece istenirse haftada bir temizlik yapılsın, bir şeyin değişmeyeceğini söyledim. "bir şey değişmeyecek diye temizlik de mi yapılmasın, bi şekilde bi aidat alınmalı" cevabı geldi. bu apartmanda herkes hijyen konusunda aynı hassasiyete sahipmiş, parayı ödemeliymişim.

önceki hafta "apartmanı kocaman fareler bastı temizliiiikkkk" derken komşular başkaydı çünkü. temizlenecek diye salonun ortasına sıçalım o zaman.

bunlara kalırsa leş içinde yaşayalım ve ayda 200 lira aidat ödeyelim istiyorlar.

haklarım dahilinde yapabileceğim tüm yokuşu yapma niyetindeyim valla aklına bir şey geleni beklerim.

öncelikle toplantı tutanağı isteyin.
eğer yoksa yöneticiyi tanımayın.

eğer varsa ve sizin bu toplantıdan haberiniz yoksa toplantının size söylendiğine dair ilam isteyin.

hadi bunları geçtim.

temizlik işi için yan teklifleri isteyin. öyle bir teklif aldım anlaştım olmaz.

yönetici seçilmesi için bir olağan/olağanüstü genel kurul çağrısı, toplantı zamanından en az 15 gün önce ilan edilmelidir. olağan genel kurul karar yeter sayısına erişilemediğinde en az 15 gün sonra olmak üzere yeniden toplanır. bu ikinci toplantıda alınan kararlar için, karar yeter sayısı aranmaz.

ancak, yönetim planında ya da ortak kullanım alanlarında, ya da ortak kullanıma yönelik alınacak kararlarda, karar tipine göre karar yeter sayısı aranabilir.

aidat, ortak gider masraflarına yönelik kararlar, karar yeter sayısı aranmaksızın belirlenebilecek bir karardır. bu kararları tanımıyorum deme şansınız ne yazık ki yok.

toplantıya katılıp red vermeniz durumunda 1 ay, katılmayıp kararı öğrendikten sonra 1 ay, her halükarda 6 ay içerisinde kararın iptali için sulh mahkemesine başvurarak kararın iptalini isteyebilirsiniz.

alternatif olarak alınan kararın iptali için olağanüstü genel kurul marifetiyle kararı değiştirebilirsiniz.

tüm bunlar, kat maliki için geçerli seçenekler olup, kiracının -kat malikinden vekalet almadığı sürece- bu konularda söz hakkı yoktur.

bu arada, her ne kadar yerleşik kural kiracı ödese de, kanuna göre aidat, demirbaş vb. giderler kat malikinin yükümlülüğüdür. ödemeyeceğiniz her aidat vb. kat malikine borç olarak yansır. yönetimin, her bir borç için aylık %5 faiz işletme hakkı vardır.

tablet konusunda ipad bence tek seçim.
özellikle çocuklar için. çünkü androidlere saçma sapan uyugulamalar yükleyip çalışamayacak kadar yavaşlatabiliyorlar.

edit. 1000 liralık tabletlerden hiçbir randıman alamazsınız.

Çocuk için en uygunu ipad. Virüs sokamazlar en azından android gibi kolayca.
Tabi en güzeli çocuğa tablet vermemek de neyse.

Samsung tab 8.0

Ben android tablet tavsiye ederim, family link ile kontroller sizde olur, youtube'a müdahale edebilir, hangi uygulamada kaç saat geçireceğine karar verebilirsiniz.

Tab 8 iyi gibi.

uyuşturma için anestol deneyebilirsin, bir de fenistil de rahatlatıyor ama hepsi dediğin gibi bir süre

sudocrem deneyebilirsin.
sinek kaşıntısını saniyesinde kesiyor. bunda da işe yarayabilir

Amonyak al eczaneden. Suyla karıştır. 1/7 oranında falan. Onu sık üzerine.

Fenistil krem, pomad ya da amonyak

ben yoklukta alerji ilacı içmiştim benzer böcek ısırığı durumu için.

stilex ve fenistil tipi jelleri günde 3-4 öğün kullanmak gerekiyor malesef. saf soğuk suyla ıslatmak da bazen işe yarıyor.

Stilex kaşıntıyı geçiriyor da, tedavi etmezmiş doktor öyle dedi. Bana bir ilaç + Fucicort krem verdi.

benim her yerim ısırık ve kırmızılık doluydu ama. Alerjik reaksiyon yapmıştı.

oktay demirci de Kanada'ya yerlesmisti. cokca para kaziyorlar halihazirda Ankara isletmelerinden. sıkılmıslardir. bir tek ege kayacan şahsi sov kismini zorluyordu zaten.

bana sanki daha çetrefilli şeyler var gibi geldi.
sözlüğün uçankuş'ları nerede arkadaşım hadisenize klsdjhfkajlshd

Boşandıysa da boşanmadıysa da bu karısıyla kendisini ilgilendiriyor aslında. Belki de anlaşmışlardır kimbilir. Pink'in paylaşımlarından görünen o ki hala sevgililer deve güreşi vs. takıldıklarına göre :)

Ortaklıklar zorlu süreçler çok uzun yıllar gitmiş olabilir ama tıkanmışlardır. Ya da biri cesaret bulup artık yüksek sesle konuşmya başlamıştır vs. Ben magazin kısmında elime çekirdeğimi aldım kim kimi ne kadar zamanda harcayacak ona bakıyorum.

@icha: fahir yılların esnafı. herkesi harcar bu süreçte. biraz da biz magazine düşelim artık.

Eğer niyetleri gerçekten kazandıkça birlikte kazanalım ise şirketten pay verirlerdi. Aksi halde hepsine dolandırıcı gözüyle bakıyorum.

Palavra. Niye kazandıkça alıyormuşum? Bana işi vereceksiniz, ben onu yapacağım. Önce işe göre para. Ha ben kendimi aşarım, süper iş çıkarırım o zaman atarsın üç beş.

kazandıkça birlikte kazanalımı kağıt üstünde garantisini verebiliyorlarsa, iş aldıkları firmalarla yaptıkları sözleşmeleri ve bedellerini açıkça paylaşabiliyorlarsa bu şekilde çalışan başkaları varsa ve memnunlarsa olabilir. neden olmasın.

morcivert haklı.
sözleşmeler açık olsun, bedelleri bil ve sen de anlaşırken iş başına alacağın tutarı muhakkak yüzdesel olarak kağıda dök.

eskiden çalıştığımız bir makine mühendisi ile anlaşmamız bu yöndeydi. asgari ücretten maaş alıyordu ama yaptığı işlerin sözleşmesinden %30-40 arasında değişen paylar alıyordu.