- pilavdan ziyade kuskusa benziyor. ince daneli bulgur, yahut benzeri malzeme olmali.

- tavugun gorunumunu diyorsaniz, ateste pismis izgara olmali. cizgiler, ya izgara telleri ile temastan, yahut dokme demir tavanin oluklarina temastan olacak.

uzmanlari bilgi verene kadar, benim anlayabildigim boyle.

ben de ızgara yapıyorum döküm tavada ama böyle olmuyor :( iz sorun değil de çok ince değil ama iyi pişmiş gibi bir de nasıl marine edilmiştir merak ediyorum.

tavugu bilemeyecegim ama yanindaki pilav degil kinoa.
ben tavugu genelde biraz zeytingyagi ve limon ile marine ediyorum bir sure ama gene de oyle sulu olmuyor.

dokme tavada kirmizi ette kullandiginizdan biraz daha dusuk bir ateste yapabilirsiniz. tavugu yagla ovup izgara yapiyorum ben. bir de donmus tavuklarda ben de bu derece duzgun pismisligi yakalayamiyorum belki ondan olabilir.

Yapmaz. Yeterli.

celeron çöp.

Ya sene olmuş 2019, Intel Celeron işlemci mi kaldı? Onu alana kadar hiç almayın. RAM de zamanın ihtiyaçlarına göre çok düşük her ne kadar ofis ve internet için alacak olsanız da. Chrome'da 2-3 tane sekme açsanız bile donmaya başlar. Hem sanırım esas büyük indirimler daha başlamadı. Bekleyin derim ben.

64GB ssd galiba ama onun disinda bir depolama alani ihtiyaciniz da olacak. yanimda tablet niyetine gezdirebilecegim bir sey olsun diyorsaniz dusunebilirsiniz. amerika standartlarina gore ucuz bir alet tabi. ama takilma donma yapacak bazi yerlerde el mahkum.

japonya. g.koredeki turistik zenginlik japonya'nın 5te 1'i kadar falandır.

sırayla ikisini de giderdim.. ikisi de güzel bana göre!
ama japonya'nın (türk lirası için) daha pahalı olduğunu belirtmeden geçmeyelim :)

açık ara japonya.

japonya. daha degisik ve otantik guney kore'nin batiya uyumlu dogasina nazaran.

ama gideceginiz yere gore japonya ve guney kore gercekten yakin. zamaniniz varsa bir iki gunluk guney kore ziyareti gayet yeterli olabilir hazir gitmisken.

Japonya

Birkaç bin dolar ise hiçbir sorun olmaz.

şu anda yasadışı olarak kalıyor Türkiye’de. Bu yüzden western Union üzerinden para çekemiyor.

Bu ikisinin ne alakasi var anlamadim. Emin misiniz para cekemedigine?

Oturum adresi soruyorlarmış para çekerken

pasaportla cekilebiliyor olmasi lazim yanilmiyorsam. ama sizin icin bir sorun olmaz dedikleri gibi bir kac bin dolar ve bir seferligine. ama duzenli olarak sizin adiniza para yollanmasi iskillendirebilir iskillenmeye musait yerleri.

skin falan var apex edition'da yanlış hatırlamıyorsam. steam'de içeriği yazıyordur. 5 lira al gitsin ne olacak :D

Daha önce oynamadım ama Steam'de Apex sürümünün 3 yeni görev, bir yeni silah ve hayvanlar için skinler içerdiğini yazıyor. Çok da önemli bir şey değil bana göre. Görevleriçin alınabilir belki ama onun dışında gerek yok.

Bu arada bence onun yerine Far Cry 3 al. Sırf Vaas için bile alınır.

Far cry 3ü oyna. 3ten sonra çıkan far cry oyunları çöp.

ben primal'ı sevmiştim açıkçası. neden sevilmiyor anlamıyorum.

hic far cry oynamadiysaniz alin. gayet guzel. ama far cry 3 oynamis birinin su an far cry primal, 4 ve 5 i para verip olmasi onulmaz hasarlara yol acar. sanki bana 2k bunlar sanki football manager.

Kutsal krem (bkz: vicks)

@masseter Vicks bunu gorse diz coker onunde tovbe eder, oyle acayip bir seydi :) Yag dedigim krem formunda degil de sivi boyle yogun yesil renk.

Toros nane yağı ya da okaliptüs yağı

abi hacı şeyi o ya... bizim enişte de kullanıyordu. çaya maya da döküyolar bir damla. şu camilerin önünde hacı yağı satan amcalar satıyormuş ben sormuştum o zaman (vefat etti kendisi) hatta öksürük olunca göğsüne sürer, sırtı ağrıyınca sırtına sürer falan...

(bkz: çin yağı)

www.google.com

(bkz: cold-mix) Belki bu da olabilir. Televizyonlarda cold-mix damla diye reklamlarında görmüştüm.

çin yağı ya da nane yağı. ikisini de kullanıyorum.

uzerinde cince yaziyorsa china oel degildir diye dusunuyorum.

green liquid tiger balm diye yazarsaniz google'a orda cikanlardan biri sanirim. guney dogu asya ve cin'de cok sik kullanilir. hatta minik roll-on seklinde olanlari var. buruna rahat rahat sur diye. nerden bulabilirsiniz? bilemiyorum hic satin almadim. hep birileri getirdi donerken oralardan.

Xbox al geç. Bir de game pass alırsın. Oyunda da para vermezsin.

@baal hocam senin one s başlığındaki entry'ni okudum şimdi de kararsızlığa düştüm :D

Bahsettiğin şeyler geçerliliğini koruyor mu? Öyleyse neden al dediniz? :)

Başıma bir şey gelmeyecekse playstation xbox'ın çok ilerisinde.
Son yıllarda çıkan en popüler oyunlara şöyle bir bakınca zaten ps exclusive oyunların rakibi olmaya yaklaşacak dahi oyun yok xbox tarafında. Last of us, uncharted, god of war vs.
Zaten internette gezerseniz sürekli görürsünüz "xbox konsol savaşlarını neden kaybetti" "xboxa ne oldu böyle" falan tarzı video ve yazıları. Playstation özellikle bu jenerasyonda tur üstüne tur bindirdi.

Hiç düşünmeden ps al.

ps4 kendi platformuna özel oyunlar göz önüne alınınca tercih sebebi. kullanıcı sayısıda tr içinde daha fazla olduğu için arkadaşlarla online oyun oynamak için uygun gibi. mahalle baskısı gibi arkadaşlarımın büyük çoğunluğu ps sahibi olduğu için online oyun oyamak için çoğunlukla ps başına geçiyorum.

xbox un önde olduğu konularda ise ben önceliği geriye uyumluluğa veriyorum. bir çok xbox 360 oyunu xbox one üzerinde de oynanabiliyor.
www.xbox.com
ikinci olarak game pass bu hizmete üye olup kütüphanedeki 100+ oyunu aboneliğiniz devam ettiği sürece ek ücret ödemeden oynamak gayet güzel. yeni oyun meraklısı değilseniz aylık 24tl (sadece xbox üzerinde) oldukça makul gibi.
www.xbox.com
hatta şu an bir kampanya var game pass ultimate üyeliği 3 ay 5,90tl (ultimate ile oyunları pc de ve konsolda oynayabiliyorsunuz. ayrıca utlimate pakete online oyun oynayabilmek için gerekli live gold üyeliği de dahil)
benim en sevdiğim xbox özelliğine gelince kinect ve skype bu sayede oturma odasından görüntülü skype aramaları yapabilmek gayet iyi. ps4 te her ne kadar kamera desteğine sahip olsa da herhangi bir görüntülü arama uygulaması yok.

diğer tarafa ps te geriye uyumluluk bildiğim kadarıyla yok. game pass gibi ps now denen bir servisleri var.
www.playstation.com
fakat tr de ne kadar kullanışlı bilemiyorum. çünkü ps now da oyunlar sony serverlarında çalışıyor siz kendi ps4 ünüzde stream izler gibi oyunu oynuyorsunuz. sürekli internet bağlantısı gerektiriyor kotadan yiyor falan.

bir de ps in sevdiğim yanlarından biri hdd kapasitesini kolayca arttırmak. iki vida söküp hdd yi değiştirebiliyorsunuz. xbox ta bu işlem tam bi karın ağrısı. bütün bu gamepass vs ile download ettiğiniz oyunlar sayesinde 500 gb lık hdd çabuk doluyor.
usb harici disk bağlamak tabi ki mümkün ama loading sürelerini biraz uzatıyor harici disk kullanmak.

ayrıca eğer kinect oyunlarına ilginiz varsa burada ek bir bilgi vermek isterim. ilk model xbox one ve xbox one x te kinect ihtiyaç duyduğu gücü direkt konsoldan alıyor ama s modelinde bunun için ekstra bir güç adaptörüne gerek var.

çok karmaşık oldu tekrar ps e ait bir not ekleyeceğim :) ps4 alacaksanız slim model olmasına dikkat edin derim. ilk model kasalar acayip bir fan gürültüsüne sahip. sırf bu sebeple bendeki ilk modeli satıp slim modele geçtim.

hocam
4-5 ver
gtx 1060 li 1080 li bir makina topla
kullan her işini yap
kol gibi playstation da fiyatlar oyun fiyatları
400-500 tl bir oyuna verecek misin?

xbox aliniz efendim. dediginiz gibi eski oyunlar sizi oyalayacagi icin fazla para vermemis olursunuz. game pass isinizi gorur gibi.

bunu zaten dediginiz gibi exclusive oyunlardan mahrum kalmayi sorun etmediginizi varsayarak soyluyorum.

ps adeta bir volkswagen gibi. ikinci eli canli. xbox da turkiyede tutunamayan bir konsol. nedeni de online oyunlarda yeterli cogunlugun bulunmamasi. bir de sacma bir fiyat artisina gitmislerdi gecenlerde. o da tuz biber ekti. ama bunun disinda sizin de zaten cok online oyun pesinde oldugunuzu dusunmuyorum yazdiklarinizdan. o yuzden xbox one s isinizi gorecektir. hem ucuzdur. hem 4kdir.

play station'un da xbox un cok ilerisinde oldugunu dusunmuyorum. burdaki tek konu ps exclusive oyunlar ve ps sahibi insanlarin coklugu ve bagli olarak online oynayan insanlarin da sayisi. bunlar sizin icin onemliyse ps alin. ama degilse xbox one s alip game pass ile oyunlari somurmeniz iki yil icin size yeter 4k 4k.

Tam da bunun üstüne şöyle bir fırsat gördüm.

Sanırım alacağım bunu: urun.n11.com

Edit: Aldım yukarıdakini ^^

@chicha cd li oyunla işim olmaz oyunlarımı sadece online satın alıp kosola indireceğim diyorsanız neden olmasın. all-digital denen bu yeni model de cd okuyucu yok.

ps alın tabikide, önemli olan ve bütçeyi zorlayacak olan şey zaten oyundur. xboxun oyunlarını sadece satış fiyatından microsoft storeden alırsınız. 2. el piyasası yoktur.

ps de ise kardeşlik- alış satış çok kolay, donanımhaberin kardeşlik konusundan oyun ihtiyaçlarınızı minimum maliyetle karşılarsınız. bu zamana kadar tüm baba oyunları oynayıp 5 tl altına rahatlıkla satmışımdır.

bu arada ps4 ü de 2. el donanımhaberden almıştım.

donanımhaber demiş miydim :)

Hocam fiyatları düşürdüler. Cillop gibi oldu. Game pass ultimate var artık. Yapıştır geç. Aradaki fiyat farkına değmez.

1 - Xbox one kinecti tabii ki daha iyi. ilkindeki kinect ilklerden oldugundan tabi bir wow effecti vardi ama yenisi daha guzel. hele dar alanda cok daha basarili. ama 1000 kusure deger mi? orasi mechul.

2 - oynanamiyor. 360 icin olanlarin cogu one'da oynanabiliyor.

eger cocuklar icin dusunuyorsaniz 360 yeterli olacaktir diye dusunuyorum. ama kendiniz icinse xbox one degebilir ekstra masrafa.

kinect'li 360 satabilirim istersen :)

Konsol, yüklü oyunlar, kinect hepsi bir arada tam set olarak bulunabildiğinden 360'ı tercih edeceğim sanırım bu bilgiler ışığında. Tak-çalıştır olacağını, oyun alma vs. gerekmeyeceğini de düşünerek bu kararı verdim. Teşekkürler bilgiler için.

Hangi proje türü olduğunu biliyor musun? Ya da hangi kuruma başvuru yapıldı? Bunları bilirsek daha net bir şey diyebiliriz. Muhtemelen projenin bitmesini beklemen gerekmez, ya belli görevleri yerine getirdikçe ya da aylık alırsın.

@mezzosprite; kurum kendi üniversitem. Bilimsel araştırma projeleri şube müdürlüğüne başvuru yapıldı.

Sizin elimize geçecek bir ücret yok. Projeye başvururken verdiğiniz proformaya göre malzemeler alınacak, proje ofisi ücreti şirketlere doğrudan ödeyecek.
Arazi çalışması ihtiyacı benzin parası gibi yazdıysanız faturaları götüre ücreti alacaksınız.
Bura yazdıysanız bursiyerlerin hesabına aylık burs yatacak

simdi projede sizin icin ayrilan kalem, proje suresince size aylik olarak gelir. tabi bu genel. bu da universitenin muhasabe kismiyla alakali. vergisidir sudur budur.

ne projesi yapiyorsunuz nasil yapiyorsunuz alaniniz ne bilmedigimden ben genel bilimsel bir proje olarak dusundugumden yazdim.

ben hostelde kalmistim yaklasik 7-8 sene once. eger yabancilarin da cok gittigi bir hostel bulabilirseniz aksamlari guzel muhabbet donebilir. ama seul guvenli ve rahat bir sehir. korelilerle ic ice olmak, yerel yasami tadimlamak zor. seulde bu daha da zor. buyuk bir sehir. internette ilk cikan, koca koca ingilizce yazili menuleri olan restoranlardan ziyade kafaniza gore takilirsaniz daha cok zevk alirsiniz.

o vakitler ingilizce ile zar zor da olsa anlasiyorduk. simdi cok daha rahattir diye dusunuyorum.

universite yakinlarinda eglenirseniz hem yabanci hem koreliler beraber disari ciktiklarindan daha rahat takilabilirsiniz. sanirim zaten bir suru turk ogrenci de mevcuttur.

koreli rehberleri tavsiye etmiyorum. kendiniz daha rahat daha guzel gezebilirsiniz seul'u. gitmeden once bir plan yaparak.

lokal insanlarla iç içe geceler geçirmek istiyorsanız "hongdae" bölgesinde olmanızı tavsiye ederim. lokal gençler bu bölgede takılıyor. gece hayatı da pek canlı.

Şehrin Iteawon bölgesi international kısmı, gangnam da malum zengin kısmı.

rehberlik bir durum yok bence de açıkçası.

koreliler de böyle rahat rahat hemen tanışıp sıcaklık kurabilen insanlar gibi gelmedi bana. aşırı kapanık, fazla saygılı ve ürkekler bence, bir avrupa ülkesi iletişimi beklemeyin. o sebeple belki bir etkinlik vs kovalayıp sosyalleşmen daha kolay olur.

kardesin ram modelini anlamak için sökecek kadar teknolojiye uzaksa büyük bir ihtimal kısa devre yaptırmıştır. maks 2 saatte tamir ederler. garanti bir boka yarıyor mu? ekstrem durum yaşamadıkça hayır. zaten garanti kalmamıştır.

moral bozmaya gerek yok,rami taktığı slotu değiştirip tekrar denesin.eğer yine olmazsa sorun ram bile olmayabilir.bilgisayarı söküp rami çıkartabiliyorsa ram modelini uygulama ile öğrenebileceğini bilir,başka bir sıkıntı olduysa onu buna yıkmış olabilir.

Ram çıkarmakla bilgisayar şarj olmuyor duruma gelmez.
Kardeşin sana yalan söylüyor olabilir.
Kısa devre ihtimali var ama düşük.

Ram söküp takarken öyle kolay kolay bir şey olmaz. Büyük ihtimalle ram yerine tam oturmamıştır. Ram'inde hata olan belli bir yere kadar açılır orda hata verir bu arada. Bilgisayar açma tuşuna basınca hiç tepki vermiyorsa sorun ramde değildir.

Cevaplar icin tesekkur ederim.

2 farkli slota da takmış yine de acilmamis yok laptop. Hic acilmiyor bu arada belli bi yere kadar da degil. Rami cikardiktan sonra tekrar taktigindan itibaren asla acilmamis pc. Bi arkadasim da ana kart yanmis olabilir dedi.

6 ay taksitle almistim daha ilk taksitini odemistim o yüzden acikcasi uzuldum moralim çok bozuldu :/ tesekkur ederim tekrar cevaplara.

Şarj bile olmuyorsa o anakart gitmiş. Ama anlamadığım ram takarken bunun olması çok düşük ihtimal. Çok ram slotu yaktım 2000 lerin başında o zaman da bile sadece ram slotu yanar devrenin geri kalanına zarar gelmezdi.

anakart gitmez kolay kolay. soketleri kontrol edin bi.

o kadar kolay bozulmaması lazım

1- rami yerine oturtamadı
2- kardeşin başka bi şey yaptı sana söylemiyor.

sarj olmuyor derken sarja takinca yanmasi gereken bir isik falan yanmiyorsa. aleti acarken guc soketini cikarip takmayi unutmus olabilir. renkli kablolari olan socketin tam takildigindan emin olun bence.

İki sene evvel gitmiştim. Çok eğlenceliydi. Baştan sona güldüm diyebilirim. Denk getiremedim, yoksa bu sene de gidecektim.

guldur guldur'e cikmisti. orda ben gulmustum. bir bakip fikir edinebilirsiniz youtube'dan.

gss prim borcu cikabilir. yurtdisinda olsa da kendisine gss prim borcu islemis insanlar tanidim. e-devletten hepsine bakabilirsiniz.

@Tanaka, dediğiniz doğruymuş.Sigortan olmadıkça düzenli olarak bu şekilde borç yansıtılmaya devam ediyor mu?

Ama sanırım borç çıksa da ülkede olmadığınızı beyan edip sildirtebilirsiniz. Aksi saçma olurdu.

@John Bloor, borç gözüken rakamlar henüz Tr'den ayrılmadığım dönemlere ait.

İkametinizi bu süreçte yurt dışına aldırmadıysanız yurt dışında olduğunuz sürenin borcunu da ödetiyorlar. Cimer'e yazdım, SGK'ya şikayet ettim, sonuç değişmedi bana ödettiler en azından.

Edit: Çıkmadan önceki döneme ait borcunuza yapacak bir şey yok sanırım. Seçim vs olması lazım ki af çıksın anca öyle.

@duseryazar, oturumu gelir gelmez tasimistim. O donem icin dediginiz gibi bir borc cikmaz sanirim. Onceki donem icin simdilik yapacak bir sey yok sanirim, gerci yuksek de degil allah'tan.

@sivrisinek, sorum sadece sistemin isleyisine dair nelerin degisip degismedigiyle ilgili bilgi almaya yonelikti. Rakamlar yuksek ya da onemsiz gibi bir durum yoktu. Bu arada bahsettiginiz 25 yas, okul bitmis, aile yani kismiyla ilgiliymis borcun olduğu donem. Onu da ogrenmis oldum, sagolun.

Eğer adres kaydını yurtdışında yaptıysan (konsolosluğa gidip) GSS borcu çıkmaz.

Telefonunuz Türkiye'den alınmadıysa ve kaydettirmediyseniz onu kaydettirmek ya da yeni telefon almak gerekiyor. Kayıt ücreti 1500 tl gibi bir şey.
Bir de öğrenim kredisi borcunuzu kontrol etmenizde fayda var, döndükten 15 gün sonra hesaplarıma el koyuldu bu yüzden.

@evrim halkası, telefon için 4 ay kadar kullanma süresi varmış sanırım okuduğum kadarıyla, sonrası dediğiniz gibi. Öğrenim kredisi borcumu kapatmıştım. Teşekkür ettim.

@facebook, dediğiniz gibi konsolosluktan yapmıştım geldiğimde, çıkan borç eski dönemle ilgili.

kalici ikamet ile yurt disindan telefon aldiysaniz ve türkiyeye dönüs yapiyorsaniz onun farkli bir statüsü vardi. ona ücret ödenmiyordu ya da minimal bir seydi.

bunun yaninda araclar icin cok özel durumlar var yaninizda getiriyorsaniz. degismediyse böyle.

yurt disindan türkiyede ev alacaksaniz bazi vergisel artilari oluyor.

Ublock origin + ghostery

Kısaca görmüyorum.

ben reklamlari gormuyorum ama sabit duyurular ile ilk duyuru arasinda kocaman bir bosluk var. sanirim reklam.

@tanaka bende de aynı şekilde. ilk duyuru ile 2. duyuru arasında baya bir boşluk var.

gfycat.com

reklam engelleyici olmayan bi tarayıcıdan girdim, böyle hayvani bi reklam çıkıyor bende.

(git: 1389808)

Aynı fon değil ama garanti bbva var bende de.

3

1

2 de sanki ağzı akıtacakmış gibi bi hal var, benzeri bende var akıtıyor cay doldururken. O yüzden 1 veya 3.

2 ve 3ün sapı eli yakmaz mı acaba?

1

1

Bizim evde metal tutacaklı bir benzeri var. ocağı çok açınca tutulmuyor. her seferinde acaba sıcak mı soğuk mu diye kontrol edip tedirgin oluyorsun. sırf bu yüzden tavsiye etmem.
bu mevzu umurumda değil dersen bence 3 numara

Ben baktım bunlara magazadan. Sicakken 2 3 tutulmaz. Bence 1. Bi de emsanin omur boyu garantili modelleri var ona bakın. Karaca magazalarinda kendi inernet sitelerinden daha pahali oluyo fiyatlar onu da soyliyim.

uçaklardan yapılan chemtrails ile özellikle son yıllarda aluminyumun bi türevini atıyolarmış, toprak bu şekilde verimsizleşiyormuş.

aynı şekilde yarı yarıya ürün kaybettim diyen insanlar çoktu. yüzyılın şifreleri isimli programın bir bölümünde denk gelmiştim youtube dan hangi bölüm olduğunu üşenmezsen bulabilirsin.

yani bu zaman zaman olan bir şey.
bizde de durumlar aynı. bi sene atıyorum kıvırcak ve elma çok oluyor bir sene hiç olmuyor. mesela bu sene bizde hiç ayva olmadı. bereket ki hurma çok var. bu değişebiliyor.
buna ilaveten toprak her sene aynı ürün ile daha da zayıflar. zaten bunun için gübre kullanılıyor. şöyle de bir durum var. budama şekli o yılki hava sıcaklığı dibindeki başka bir ağacın tozlaşması vs birçok etmen var. eğer geçiminiz buradansa. ziraate uğrayıp uzmana sorun derim. farklı gübre çeşitleri farklı ilaçlar farklı budama şekilleri farklı aşılar farklı ıslah yolları sunuyorlar. ama bu yaşadığınız şey doğada sık sık karşılasılan bir durum. onu bilin. mesela mandalina da çok yok.geçen sene de portakal yoktu.

dediğim gibi bu yer yer değişebiliyor. bizim karşı köyde mesela eskiden hiç mandalina olmazdı. mandalina yemeye bizim köye gelirdiler. karşı köyü görüyorum nasıl oluyor bilmiyorum. ama o köyde yetişmiyordu. fark gösterebilir. bu arada bahsettiiğiniz yer ile aramızda 800 km fark var :) üründe de bu fark mümkün.

mesela bi 10 sene önce tırtır benzeri bi daha önce bizden kimsenin görmediği bi böcek ortaya çıktı kırmızımsı. öldürünce de pis kokuyordu hafifte sert bi tırtıl çiyan gibi. ama her tarafı sarmıştı. ama her yerde duvarlar bahçeler vs. tavuk da yemiyordu bunu. 3-5 yıl sonra böyle ufak tüylü minik kelebek gibi bir şey çıktı ortaya. ilk zamanlarında pire gibi zıplayan sonra minik kahverengi kelebek olan. bizim oralarda ilk defa göründü yine. çardakta terasta falan oturamaz olduk. illallah ettik. şimdi o da gitti. başka bir böcek geldi.
yani böyle şeyler yaşıyoruz. dediğim gibi geçim buradan sağlanıyorsa. uzmana gitmenizi öneririm. mesela o kelebekler fasulyeleri yiyordu. fasulye yiyemedik o sene.

@turbo sadık, hocam daha önce hep %10-20 civarında oynamalar oluyordu, normal diyip geçiyordum. İlk kez böyle %40'a yakın bir azalma oldu. Tüm bahçede tek tip ağaç var. Geçimim bundan değil, hobi gibi bir şey ama resmen para kazanamadım bu sene, sadece bu işle uğraşanlara allah sabır versin.

Edit: bahçede hiç böcek görmedim. Emin değilim ama geçen senelere göre daha çok sivrisinek var gibi geldi, aklıma gelen tek fark o.

hangi meyve oldugunu bilmeden soylemek zor ama genel olarak kis meyvelerinde bir verimsizlik var kuzeyde bu yil. karadeniz'de ticari olarak olmasa da gorunuse gore cok az mandalina olacak gecen senelere kiyasla.

gubre zamanla topragi verimsizlestirebiliyor. agaclarda herhangi bir sorun gozukmezken verimde dusmeler oluyor. ama kanaatim sezonluk bir degisim. eger agaclarda herhangi bir sorun yoksa gubreyi degistirebilirsiniz.

Teslim ederken orada deneyim forma yazman gerekiyordu. (pille çalışıyor, şarj takılı çalışmıyor vs)

Bazı bilgisayarlarda güç girişi direkt anakarta soketle giriyor, bazı modellerde güç kartı ayrı oluyor.

Anakart üzerinde şarj kontrolü yapan çip, mosfet, diyot vs bir şeyler yanmış olabilir. Anakart arızası demeleri bu yüzdendir.

Pil arızası pek inandırıcı gelmedi, en fazla kapasitesi düşüktür.

sarj soketi anakarta bagli oldugundan anakart arizasi denmis olabilir. sonucta anakart uzerinde tamir yapacaklarindan. komple degistireceklerini sanmiyorum.

2400 lira fiyat verdiler bu duruma. Acer servisi -_-
Rezil bir servis, sürekli sorun

pc yi geri al
mecidiyekoy de
ucuza yaptiralım
kontrol et verdigin gibi mi

bu tip servislerde
sorun su
adam tamir etmeyecek
anakartı degistirecek
tum islemci ler vs. her sey saglam ufak bir arızadan
degistirecek

benim arkadas tamir edecek

Evet hocam,sagolunuz.aynen öyle. bi alayım geri. Size yazayım tekrar.

Bir de soyadınız olduğunu düşünürsek, middle name adı üstüne ortada olan isimdir. yani bu durumda = Kemal

middle name amerikan kulturuyle alakali bir durum. siz mustafa kemal'i first name kismina yazacaksiniz iki kelime seklinde. nufus cuzdaninda yazan isim kisim direkt olarak first name kismina yazilacak.

takim elbise icine giyilen gomlekler hic hos gorunmuyor. ama oyle bir zorunlulugunuz yoksa utu gerektirmeyen veya yikandiktan sonra duzgun asilirsa utusuz giyilebilen gomlek kumaslari var.

Keten gömlekler ütüsüz giyilebilir.

takım elbise içine giyilen klasik gömlekler giyilmez. ama oduncu tarzı, keten vs değişik kumaşlar giyiliyor.

her şey ütüsüz giyilir, gömlek giyilmez. ütüsüz giyilen bazı modelleri ayrı tutuyorum.
eğer ütü yapmakla uğraşmak istemiyorsan non-iron modeller var. onlara bakabilirsin.

non-iron modelleri deneyebilirsin, utulu tadi vermez. eger cidden resmi ve sik olman bir yerdeysen kuru temizleme diyorum. kumasina gore duzgunce kuru temizlemeden gecmis bir gomlek 3-5 defa giyilir (kirli, biliyorum).

süveter altına olur

Kuru temizlemecilerde ütü yapılıyor.

KEsinlikle giyilmez. Aklinizdan bile gecirmeyin.

gömleklerim slim fit'tir. 30 derecede, kolay ütüleme modu ile yıkar ve ipe gergin şekilde asarım. ipten alıp giyerim. ütüsüz olduğunu kimse anlamıyor.

normalde sucuk yaparken ısıtma falan yok. baharatları koyuyorsun, et kimyasal pişim dediğimiz teknikle fermente olarak pişiyor. fakat et et değilse ya da aşırı hızlı bir işlem isteniyorsa fırına konuyor.

yediğin şeyin et olma ihtimali düşük, sucuk olma ihtimali ise neredeyse yok. genelde tavuk, hindi gibi ucuz etlerin artıklarından yapılan şeylere ısıl işlem görmüş sucuk deniyor. artık dediğim de kemikten makinanın sıyırdığı et parçaları, yağ, sinir ve benzeri...

okurken tiksindim yaw.
teşekkür ederim bilgi için. eve sokmam daha bu zıkkımı.

Sucuk yaparken, eti dolduruyorlar. İçindeki su miktarının belli bir orana inmesi (kuruması) lazım. Bunun içinde 2 yöntem var.

1. Fırında kurutuyorlar. Buna ısıl işlem görmüş sucuk diyorlar.

2. Kapalı bir ortama koyup, hiçbir müdahalede bulunmayıp, eski üsul kurumasını bekliyorlar. Bu işlem tabii ki, daha uzun sürüyor. Buna da fermente sucuk diyorlar.


.

ısıl işlem görmüş ile, karışık et ayrı şeyler.
%100 dana ama ısıl işlem görmüş de olabiliyor.

Gerçek sucuk üstteki arkadaşın da bahsettiği gibi
yapılıp, asılarak, kurutulan, fermente olan sucuk
ama bu da zamanla olan bir işlem (kasapta asılan sucukları düşün)

ışıl işlem = fırına sokuyorum öyle kurutuyorum, fermente etmeye vaktim yok
böylece daha kısa zamanda daha çok sucuk üretiyorum vs vs

bu arada eklemek gerekirse her ne kadar igrenc bir goruntu cizse de anlatimi makinadan artan parcalar, hatta kikirdak doku, ibibik, yag su bu o kadar da sagliksiz degil. onemli olan saglik kontrollerinden gecen guvenli fabrikalarda yapilmalari. ucuz besin olduklari icin bence gayet yenebilir seyler. sosisleri ozellikle cok seviyorum bu yuzden. ama sosis yapimini izleseniz o seyi agziniza koymayi birak eve sokmazsiniz.

@tanaka
Çok da yememek lazım. Dünya Sağlık Örgütü işlenmiş etlerin, deliller ve çalışmalara dayanarak, kanserle direk bağlantısı olduğunu söylüyor.

www.who.int

who ya göre sigara kadar zararlı.

birini zaman kurutuyor diğerini fırın, ısıtıcı v.b. bu ikincisine de ısıl işlem görmüş sucuk diyorlar.
ikisinin de zararı güvenilir fabrikalarda yapıldığı sürece yok. ama merdiven altı imalathanelerde yapılanlarda sadece et değil başka şeylerde kullanılıyor ve o şeylerde zararlı.

@archmage mahmut evet katiliyorum. islenmis etin cok saglikli olmadigi bir gercek. ben islenmis etten ziyade yapiminda kullanilan parcalardan bahsetmek istemistim ama haklisiniz. islenmis et cok saglikli bir besin degil.

@ya ben lan neyse sigara kadar zararli oldugunu soylemiyor who. sigarayla ayni grupta cunku icerdigi maddelerin kanserojen olduguna dair kanitlar var.

@tanaka: haberde okumuştum: www.birgun.net

@ya ben lan neyse evet haberi okudum. who'nun kirmizi et ve islenmis etteki kanserojenligini bilimsel olarak sigarayla es tutmasi neticesinde yazilmis bir haber. yanlis anlama var sanirim. who su sekilde cevap vermis o soruya;

hayir, sigara ve et ayni kanserojen grubunda (Grup 1) cunku kanserojenlikleri hakkinda yeterli bilimsel kaynak var fakat bu ayni derecede zararli olduklarini gostermez. siniflandirmalar kanser sebebi olan madde hakkindaki bilimsel kanitlarin guclulugune gore yapilmakta, tasidigi kanser riskine gore degil.

yukarida verilen kaynaktaki 9. soru

(git: www.who.int)

repeater var repeater var... çektiğiniz kabloyu bağlayıp onu kablosuza çevirecek, kısacası router tarzı kullanacaksanız düzgün sonuç alırsınız ama 2 kat aşağıdaki modeme kablosuz bağlanıp o bağlantıyı tekrarlayacaksa çok verimli olmaz. ethernet ile bağlanacak tarz bişey bak. elinizde varsa çıkma eski bi modem de iş görebilir bir çoğunda router özelliği de var çünkü.

repeater'ı wifi sinyal üretici modem ile,hedef kata arası mesafenin orta noktalarına koymanız gerekir.sizin durumda 1.kat civarı.ben de xiaomi var bir tane,gerçekten çok memnunum ve kesinlikle işe yarıyor.

repeater degil de sizin kata bir wifi router modem alirsaniz butun sorunlariniz cozulur.

www.beyazperde.com

(bkz: The Untouchables)

(bkz: Gangster Squad)

m.imdb.com

m.imdb.com

bahsettiğin film unforgiven'a benziyor.www.imdb.com

onu beğendiysen true grit'i de beğenirsin. www.imdb.com

ya da western olmasın diyorsan scott pilgrim vs the world'ü izleyebilirsin. www.imdb.com

(bkz: john wick)

Ses hiç geçmediyse ve değişmediyse demek ki onunla alakalı değildi, tesadüf balatanın bittiğini görüp değiştirdiler o zaman.

Ses tamamen aynı mı yoksa farklılaştı ve hala var mı?

Farklılaştı ama hala varsa balata sesidir, alıştıkça azalır ama yeni balatalar asbestsiz, asla tam sessiz değiller.

balata sorunu degil o. fren servosunda bir problem var gibi. bazen catlak falan olabiliyor hava cekiyor icine. fren hidroliginde azalma ya da kacak da olabilir ama cok dusuk ihtimal.

etkilemez. denemedim ama guvenilir. ama hamilelik testleri gibi size bir bilgi vermesi acisindan onemli. taniyi doktorun koymasi daha guvenli.

benzer sikayetlerden muzdarip esim bir sure hormonal iud kullandi. mirena sanirim adi. bir iki ay icinde sikayetleri azalmaya baslayip bir sure sonunda hayati normale dondu. bizde agri siddetli olsa da esas sorun genel olarak bunun mental etkileriydi. bizim sorunlarimizi cozdu. siz de bir arastirabilirsiniz denemediyseniz.

Alternatif tıbba ya da doğal tedaviye bakışınız nedir?

alternatif tıp da denedim olmadı çuha yağı hapı kullanıyorum pilates yapıyorum ama sıfır etki :(

Evlenene kadar çektim bu illeti. Okulda herkes bilirdi hangi gün regl olduğumu, feci bir şey. Hap map bana mısın demez, anca iğne olurum, kendimden geçerim, bir bakarım ki annem gelmiş. Sakinlemişim onunla eve dönüş...
Bu dediğim neredeyse 40 sene önce oluyor. Ağrıyı biraz azaltmanın tek yolu o ağrıya teslim olup yatmak yerine yürümek. Bana o iyi geldi diyeyim. Çok zor biliyorum. Zaten bacaklarım tutmazken kalkıp yürümek, ama yarım saat içinde çözülüyor kramp. Hapı yine içiyorum ama en azından etkisi oluyor.
Bütün bunlar bekaret zarı sebepli olduğu ortaya çıktı bende. Çikolata kistinden emin olun, onun başka yan etkileri var ve ameliyatı mümkün.

Bir başka jinekologla görüşün, doğum kontrol hapı veya spiral tedavisinin size uygun olup olmayacağını sorun.

Karına koyulan sıcak su torbası ağrıyı epey bi azaltıyor diye biliyorum? Bir de düzenli alınan çörekotu yağı.

Normal doğum da ağrılara son veriyormuş bilginiz olsun

Regl olmadan birkaç gün önce ağrı kesiciye başlamak öneriliyor. Öncesinde hafif hafif ağrınız oluyorsa dayanmaya çalışmak yerine ağrı kesici almayı deneyebilirsiniz.
Rahim migreni denen bir rahatsızlık var, onu eledi mi doktorunuz?

regl olmadan 1-2 gün önce çörekotu demleyin bir kupa zaten tadı yok için bi güzel onu çok güzel adet sökücü. belki regl olmak kolaylaştıkça ağrınız hafifler. bide 5-10 dakika bacakları duvara dikip sırt üstü yatın. kist bende de vardı ameliyat oldum sonuç yine ağrı sızı. ama ben asla ağrı kesici içmiyorum ağrıları sevin dayanmaya çalışın yoksa ağrı kesici bağımlısı olarak yaşamaya devam :S

Rahim migrenini ilk kez duyuyorum. Sıcak su torbası önceden ilaç almak işe yaramıyor.çörek otunu deneyeyim

Ölüyordum ben de ağrılardan, sonra hormonal sebeplerle doğum kontrol hapına geçtim, kesildi ağrılar süreç içerisinde. Bir iki ay kullanmayınca geri geliyor valla sonsuza kadar kullanıcam sanırım.

Kesinlikle uygulanmaması gereken gayrı-tıbbi bir yöntem olarak, daha gençken ağrım fecileştiği zaman voltaren ampulü kırıp içerdim (bir yudum bir şeyin içine dökerek). Daha hızlı etki ederdi sanki. Umutsuzluk ve ağrı insanı çılgın çözümlere itiyor.

ikisi de doğru

ayni kapiya cikiyor. mot a mot ariyorsan ikincisi.

bence yazdiklariniz

mumkun olmadigini dusundum diyor daha cok.

cumlenin manasina gore cevap da degisebilir. ornegin soyle boyle olsa ne dusunurdunuz? sorusuna mumkun olmadigini dusunurdum demek isterseniz

i would think olabilir.

eskiden nasil yaklasirdin bu olaya? sorusuna mumkun olmadigini dusunurdum diye cevap veriyorsaniz

i believed it was impossible daha dogru bir anlam verir tam cevirisi olmasa da.

ben de ariyorum bunu ama ekstra bir uygulama olmadan tamamen telefondan telefona degisiyor. telefonun stok uygulamasindan baska bir arama uygulamasi deneyebilirsiniz belki.

ucu asagi gosteren pentagram, dunyaya yani insana, insan dogasina olan onemi gosteriyor. aksi de ruha, tanriya, metafizik ogelere vb.

www.uzumbaba.com
bu sayfada 6 köşeli olandan bahsetmiş ama "Beş rakamı" kısmı belki aradığınız bilgiyi verebilir.

Spesifik bi adı yok galiba penye boxer oluyor bu formdakiler.

@angelus, yok hocam ozel bir ad soyledi penye deseydi bilirdim. azcok dikimden ve kumastan anliyorum, hic duymadigim bir sey soyledi. bilmem ne boxeri dedi. 4-5 harfli bir seydi.

vücuda fit olan, amerikan boxer dır. geniş olanlara don desende olur.

modal falan mı acaba?

modal da degildi. hep dilimin ucuna poplin diyesim geliyor da poplin ile alakasi yok. ama boyle ozel bir terim.
neyse belki tekstilde calisan bi arkadas cevaplar. ugraslariniz icin tesekkurler.

satici ne dedi bilmiyorum ama dede donu boxer sorttur zaten. pacali don. biz walter white donu olmayan her dona boxer diyegelmisiz. satici da bilmiyor ne sattigini. tabi belki de ulkemizde terimler baskadir ben ukalaca davramis da olabilirim.

boxer briefs, trunk vb. de vucuda yapisan modelleri bunlarin ki bence dede donundan daha fazla esneklik ve koruma saglar.

Trunk olabilir mi

trunk boxer olması lazım bahsettiğiniz..

Braun iyidir hacı. Al yıllarca kullan

Şundan alacaksınız. www.teknosa.com

yillarin verdigi tecrubeyle soyluyorum hic biri istedigini vermeyecek. cillopluk icin jilet sart. kisaltma konusunda ise eger sakal sekliniz cok efor gerektirmeyen duz bir top sakal vb. ise herhangi bir marka sac kesim aleti isinizi gorur. ben philips'in kucuk agizli olanlarindan kullandim. detaylar icin guzel oluyor.

Sifir almak icin ayri, genel kisaltma ve duzeltme icin ayri makine al bana sorarsan. Hepsi bir arada zor.
Genel kullanim icin Philips modellerine bak. Braun degil, Philips. Sifir almadigim icin o kategoride tavsiye veremyecegim.

kati gida yemeye basladiysa yiyebilir bir alerjisi yoksa.

alerjisi yoksa yiyebilir +1. bir sakıncası olmaz.

yiyebilir ama bebek kaç aylık?


dipte yaşayan balıklar yerine yüzey balıkları öneriliyor ilk zamanlarda(diptekiler ağır metal içeriyormuş).

onu da bir araştırın.

evet,
gidip bi köyden alsan bile o da aynı. çünkü tohum gdo'Lu artık.
almanya hollanda gibi tarımda daha iyi yerlerde nasıldır bilemem.

soyle bir sey soylenmisti;

aldiginiz misir 6-8 sirali ise guzel, olmasi gereken sey o. ama 16-18 sirali ise oynanik genetikli ithal tohum. koylu daha cok verim alabilmek icin bu ithal tohumlari kullaniyor artik.

bazen cok eski kurumus misir kocanlari gorursunuz, dekor gibi durur bir kosede, onlar hep az sirali, aralari bosluklu misirlar.

evet, genetigi degistirilmis misir. gdo kategorik olarak kotu bir sey degil, ama eski misirin tadini ozluyorum.

tadinin oyle olmasi cinsinin sweetcorn olmasindan kaynakli. sweetcorn da dogada olusan bir mutasyonun hibridizasyonu ile elde edilmis bir misir turu. seker orani yuksek. o yuzden bildigimiz misirlarin aksine tam olmadan henuz daha yumusekken yenmesi gerekiyor. bu yuzden yurtdisindaki konserve misirlarin cogu sweetcorn oldugundan tatlidir, bize garip gelir.

genetigiyle oynanan misirlar genelde tat ile alakali degil verim, tarim ilaclarina karsi dayaniklik, boceklere karsi guvenlik vb. konularda oluyor.

- yapabildiğiniz kadar prova yapın
- hocaya motivasyonunuzu zedeleyecek açıklamalarda bulunmayın (almancam paslandı vs.)
- başlıklar halinde genel bir konuşma planı çıkarmak iyi olabilir
- rahat olmaya ve tadını çıkarmaya çalışın
- işler kötü giderse ingilizce'ye geçmekten çekinmeyin, kıvranmaktan iyidir

bol şans ve başarılar

Merhaba,

Geçmiş çalışmalarınız, şu andaki çalışmanız, eğitim geçmişiniz, ilgi alanlarınız yüksek ihtimalle sorulacaktır. Çok kısa bir tanışma (isim soyisim) sonrasında doğrudan iş konuşulacaltır. Tavsiyem dil konusunda anlamadığınız yerleri anlıyormuş gibi yapmayın doğrudan sorun, anlayışla yeniden tekrarlar umarım.

Bol şans

ingilizce ile karistirabilirsiniz rahat olun.
konulara hakim olun. onemli olmayan detaylar unutulabilir sorun degil. genelde size ne calismak istediginizi, neden onla calismak istediginizi, hem onun hem sizin bundan nasil bir fayda goreceginizi soracak konunuzla alakali. onun disinda da buyuk ihtimalle sohbet edecek.

is gorusmesi olarak dusunmeyin daha rahat olursunuz. sadece olayi resmilestirmek sizin de bahsettiginiz konuda bilginiz olup olmadigini gormek isteyecek. pozitif bilim dalinda oldugunu varsayarak bu zamana kadar bu dallarda skype gorusmesinde karsisindakini darlayan sadece bir kisiye denk geldim. onla da calisilmazdi zaten. cok fazla kendinizi gostermeye calismadan sadece oldugu gibi anlatirsaniz sorunsuz gececegine eminim.

Çok teşekkürler tavsiyeleriniz için!

Alanım mimarlık, bugüne kadar birçok mülakata girdim ve genelde rahatımdır, fakat yabancı bir akademisyenle ilk kez görüşeceğim.

son derece mantiklidir. ben pdf olarak daha cok makaleler falan okuyorum bir sorun yasamadim renkli resimler disinda. renklisi daha guzel oluyor simdi. ama kitap okumak icin bir paperwhite alinir. cok da memnun kalinir. memnun kalmayanla tanismadim. ya da tanistim ama memnun kalmayan bir insan oldugu icin unuttum gittim densizi.

cizgi romanlariniz renkli ise e-ink teknolojisi henuz renkli degil. o yuzden sorun yasarsiniz.

ozellikle renkli ve pdf kullanicisi iseniz tabii ki tablet daha mantikli. ama sahsi gorusum sadece okuma amacli kaliteli ekranli bir tablet ile yine de bir e-reader almaniz. duzenli kitap okuyan biri iseniz elbette.

PDF için ben tablet öneririm.

renksiz epub vs formatı kitaplar için ise Kindle Paperwhite veya kobo.

1. Bugüne kadar aldigim en verimli elektronik alet. 5 yıldır kullanıyorum. Göz yorma kesinlikle olmuyor. 70 kitap okumuşum. Yanına birden çok kitap taşıyabilme lüksü sağlıyor aynı zamanda.
2. PDF veya cbr uzantılı dosya/çizgi roman okumak verimli değil. Boyutu çizgi romanın tam sayfası için küçük. Panele zoom yapmak gerekiyoe. Epub/mobi gibi ekitaplar için mantıklı.
3. PDF ve çizgi roman kullanımı için ipad mantıklı. Hızlı sayfa geçişi ve rahat zoom yapma açısından rahat kullanım sunuyor. Bütçe daha az ise, ekranı hoşunuza giden 9-10 inç bir tablet işinizi görür.

harika yatırım. düşünme bile.

eskiden reçetesiz alınıyordu. bir yıldır yaklaşık alınamıyor.

Garip bi şekilde bazı eczanaler hala veriyor reçetesiz. Bodrum ve nişantaşında denendi alınıyor

reçetesiz alınıyor da tipe göre veriyorlar

bazi durumlar var. normalde recetesizdi. fakat eczacilara uyari gitti herhalde bazilari vermiyor bazilari denildigi gibi tipe bakiyor sanirim.

louie, entourage

Brooklyn nine -nine
The Good place
Russian doll
Grace and Frankie
New girl

Cerezlik komedi dizileri bunlar geldi ilk aklima.

@hindistan cevizi Russian doll dısında izledim teşekkürler
Ama çerezlik değil de sağlam komediler arıyorum yani seyirlik değil ömürlük olsun asdfs

O zaman The bing bang theory benim bebegim ama onu da izlemis olma ihtimalin cokk yüksek:) bu arada cevaplari takipteyim cunku 5. Kez bastan avrupa yakasi izliyorum. Yeni bi seyler bana da iyi olur :)

Shemaless

hep amarigan amarigan şeyler yazılmış, ingiliz olur mu bilemedim ama olursa kesinlikle black books diyorum. tam aradığın tarzda hem komik, hem samimi hem de karakterleriyle bağ kurabileceğin bir dizi. zaten 2-3 kişi etrafında dönüyor olay ama benim en çok güldüğüm karakter ne yazık ki çok az görünen, simon pegg'in canlandırdığı saykoydu.

better call saul

coupling çerez niyetine iyi gidiyor. arada bir doz atıyorum, belki sizde de işe yarar.

Önerilerin hepsini izledim ne yazık ki :/

@der meister bayılırım zaten ingiliz komedisi sevdam bernard black ile tanısmamla basladı <3 en son fleabag izledim britiş o da güzeldi öneririm

Leyla ile Mecnun?

how not to live your life
friday night dinner
love (netflix)

Easy

That’s 70’s show

Peep Show. İngiliz dizisi. Henüz 3. sezondayım ama bu iki ucube beni acayip güldürüyor.

Master of none

karakterlerle bag kurma isini bir yana birakip, madem ingiliz komedisi seviyorsunuz ben blackadder diyorum.

Community de iyidir bu arada söylemeyi unutmuşum. İngiliz değil ama sanırım.

vis a vis

Schitt's Creek ve Community +1 diyorum.

the good places

İkisi de birer sezon ama Sex Education ve Komminsky Method son zamanlarda izleyip sevdigim diziler oldu, biri ergenlerle ilgili, biri yaslilar. Episodes'u onerebilirim.

Spaced

the league

its always sunny in filedelfiya

The it crowd

şoförlüğüne güvenilen bir arkadaşla trafiğe çıkarak atlattım.

şirketin ya da sizin arabanız olması önemli değil. trafikte yapacağınız bir hata kendi ve başkasının canına kastetmektedir. kendi başınıza çıkmayın.

türkiyede 3 yıldır araç kullanıyorum halen gerginim. acemiliğini şirket aracı ile pratik yaparak atarsın bence.

Ehliyeti alalı yıllar oluyor. İlk 4 sene ailemin arabasıyla tek tük kullanmak dışında fazla trafiğe çıkmadım. Gerginliğim hiç geçmedi. Ne zaman ki iş nedeniyle günün 2-3 saati şirket arabası kullanmaya başladığım o gerginliği o zaman attım üstümden. Ama Avrupa'nın trafik işleyiş şekli ile Türkiye'nin kaos vari trafik işleyiş şekli arasında dağlar kadar fark var. Bence şirket arabası ile o ülkede alışmaya çalışmanız daha doğru.

ben cok uzun suredir kullaniyorum ama ne zaman soyle 1-2 ay ara versem duzenli araba kullanmaya bahsettigin gerginligi yasiyorum direksiyona oturunca. ama alistikca gerginligin suresi de azaldi. bence sen trafige cik dikkatli ol zannetiginden daha kisa surede alisirsin.

Oturum varsa ve 6 ay gectiyse zaten kullanamazsiniz cunku ehliyet gecerli degil. Ilk 6 ay gecerli sadece. Her giris cikista da bildigim kadariyla sifirlanmiyor ama emin degilim.

Ozel ders tavsiye ederim, bilmediginiz cok kural olacak.

Yurt disinda basladigim is yeri ilk hafta bana 2 gunluk (totalde 5-6 saat) kurs ayarlamisti, siz de gorusup boyle bir sey isteyebilirsiniz. Sonucta kurallarda farkliliklar var, Turkiye'de duzenli arac kullaniyor olsaniz bile, gittiginiz ulkede kisa bir egitim almanin faydasi olur.

Trafigin sakin olduğu pazar sabahları trafige çıkmaya başla, sonra akşam kaçta trafik azalıyorsa oralarda dolaşmaya bak. Bilmediğin yollar değil bildiğin yollarda giderek kendine güvenin gelir.

nerden baslasam bilemedim ki...

1. araba bir "kar etme araci" degildir, eger klasik, ozel uretim, koleksiyonluk falan bir arac degil ise ki bunlar zaten istisna.
ablanin 30bine aldigin arabayi neden 35bine sattigini Cesario zaten aciklamis. dolayisiyla 50 bine alip 30 bine satarim mantigin dogru, fiyati dusecek eger dolar bu arada 10tl olmaz ise.

2. hasar kayitli kisaca kazali demek. kazali arabayi satmasi daha zordur. mumkun oldugunca hasar kayitsiz arac almakta fayda var. obur taraftan kazali araclarda hasar kaydi gostermedigine de sahit oldum yani kayitsiz araba hasarsiz araba da demek degil. ekspere sokmakta yarar var ama gordugum kadariyla eksperler de dolandirici olmus. guvenilir bir yer bulup gostermek lazim.

3. linkteki audi 326000km yol gitmis, dunyanin cevresi 40.000km, dunyanin cevresini 8 kere dolasmis demek. boyle bir aracin ne cikartacagi belli olmaz. almanlar zaten sikintili araclardir. boyle bir araci alirsan son sahibinin sen olma olasiligi yuksek, elinde patlayabilir. kumar oynarsin kisaca.

4. mumkun oldugunca dusuk km'li, mumkunse hasar kayitsiz bir japon (honda/toyota/mazda) almani oneririm. hem fazla bas agrisi olmaz, satman kolay olur, satarken de fazla zarar etmezsin.

hasar kayit kazali arac demek. bunlar satarken sorun cikaran seyler. sorun cikarmasinin nedeni de kazali araclari satarken sorun cikmasi. sanirim bu sorunu az cok acikliyor.

su an gidiyorsa tamam olmuyor. yani giderken tamam da cok uzun gidemeyecek durumda olabiliyor. o yuzden guvenilir bir eksper raporuyla alirsaniz hasarli hasarsiz falan cok onemli degil.

dusunceniz dogru. degiseni oldugu zaman yeni oluyor. ama orjinali gibi olmuyor tabii ki. malzemenin kalitesi menseisi falan onemli.

ama en onemlisi motorun ve elektronik aksamin durumu. bunlar hasarli hasarsizdan bagimsiz olarak iyi ve kotu durumda olabilir. hor kullanilmis bir sirket arabasi 150 bin kilometrede pahali sorunlar cikarabilirken bakimlari zamaninda yapilmis yagi suyu degistirilmis 360binde bir audi sizi bir 100-200bin kilometre daha da goturebilir. peki nasil anlayacaksiniz motorun durumunu. eksper raporuyla sanirim.

ne tür kaza yaptığına göre değişir.

abi ekteki araba 326 bin km ve dsg şanzıman var.

1) bu arabamın motorunun ömrü ne kadardır sence? doalyısıyla ne kadar arıza çıkarır başına? 2-3 ayda bir kez sanayiye gitmen gerekir.
2) dsg şanzıman sıfırken bile sıkıntılı, 326 bindeki arabanın şanzımanının sorunsuz gitmesi mümkün değil, eline alırsan şanzımanı tamiri minimum 10 bin lira.
3) 4500 hasar kaydı hiç sıkıntı değil, ama bu sadece görünen kısmıdır. örneğin araba takla atmış olabilir veya ciddi bir kazaya karışmış olabilir. pert olmuş da toplanmış olabilir. iki farklı araba toplanıp bir araba haline gelmiş dahi olabilir. önden ciddi bir darbe aldıysa masraf olmasın diye yürüyen aksamı çıkma parçalar ile yaptırıldıysa sanayide hasar kaydı da görünmemiş olabilir.

yani sonuç olarak ben bu arabayı almazdım.

değişen parça konusunda da haklısın, eğer kapı tampon bagaj gibi parçalarsa sorun değil, ama kaput değiştiyse kuvvetle muhtemel motor bloğu da hasar görmüştür. veya ön çamurluklar. ya da tavanda boya/değişen varsa takla atmış demektir. bunlar arabanın kalitesini ve algısını düşüren şeyler.

Bal gibi de alınır, yeter ki anormal ve sıkıntı çıkaracak bir kazası olmuş olmasın.

Alırken hasarına göre ucuz alırsınız, satarken de hasarına göre ucuz satarsınız.

Atıyorum hasarsız, boyasız x model araba 100 bin lira iken, bir kapı sacı değiştiyse 2-3 bin lira ucuz olur 2. eli. Bir kapı bir çamurluk değiştiyse 4-5 bin, üstüne değişmeyen ama 2-3 parça farklı zamanlarda boyası varsa 6-7 bin tl ucuzlar 2. elde.

Rakamları hep sallıyorum tabi ki, önemli olan önden büyük bir kaza olmaması. Çok basit kazalarda kaput değişmek zorunda bile kalınabiliyor, kaza fotoğrafları varsa ve fiyat buna değerse kaput değişmiş araç da alınır.

Alınmaması gereken, aslında uzak durulması gereken "ağır hasarlı" yani pert araçlarıdır, ki onların bile piyasası var alıp binip satarsın.

Linkteki aracın km çok yüksek, esnaf olsan sanayici olsan belki alınır uğraşılır. Ama sıkıntı çıkardığında bıktırır ve ekonomik olarrak zorlayabilir.

Ha belki de çok temizdir bi 300 bin km daha yapacak, bilemeyiz. Motora kolay kolay bir şey olmaz, şanzıman riskli.

Ama yanlış hatırlamıyorsam şanzıman DSG değil, tam otomatik olmalı.

eğer airbag'i varsa aracın kaza anında açmış olma ihtimali çok yüksek, airbag'lerde çok pahalı olduğu için varmış gibi gösteren hileler yapıyorlar, airbag var diye alıyorsun ama aslında yok.

kapısını değişmiş diyorsun ama kapıyı taşıyan direkler yamulmuş olabilir, düzgün tutmaz, izolasyon sorunu çıkar, çocuğun olur arkaya pusetle koyarsın kaza anında allah korusun açılır falan.

alt şase yamulmuş/çatlamış olabilir kaynatmışlardır ama kaynak dandikdir, bir çat diye kırılır yolda bırakır insanı.

güvenlik açısından önemli, mesela ben kuzenin kazalı aracını alırım, çünkü her kazasını biliyorum, nasıl yaptığını dolayısı ile yürüründe, şasesinde sorun varmı yokmu onu da biliyorum, alır içim rahat kullanırım ama el malına o derecede güvenmem.

"Değişenli olsun hem daha iyi"
"Kapı değiştiyse, araç yolda giderken kapıyı atıyor mu?"

Hayir işte, oyle degil o is. Bu değişen, hasar, kaza mevzulari farkli anlasiliyor.
Kimse degisen tampona kapiya takintili degil. Kimse boyaya da takintili degil. Boyandi diye arabanin perfoansinin falan düşmeyecegini de herkes biliyor.
Burasi Almanya falan degil, Turkiye sartlari gercegi var.

Bir arabanin orasi burasi degistiginde tedirginlik yaratan sey değişen kaporta parçası degil. "Bu araba nasıl bir kaza gecirdi" mevzusu akla geliyor. Ve nasil bir onarım sureci geçirdi sorusu. Cunku tekrar ediyorum burasi Türkiye.
Boya takintisi hasar takintisi denen seyler ici bos takintilar degil, Türkiye sartlarinin dogurdugu takintilar. Arac ciddi bir kaza yapıyor, mekanigi hasat oluyor, gelişigüzel bir onarım yapilip sadece surasiyla burasi surtmeden dolayi degisti diye satilmaya calisiliyor.

"normalde boyayan arabanin boyasi yeni oldugu icin degeri artmasi lazim, bizde degeri dusuyor" diye salak salak argumanlar dolaşıyor ortalikta. (yukarıdaki cevaplari okumadim, bunun gibi cumleler varsa onlara istinaden degil genel olarak konuşuyorum).
Senin dedigin ideal sartlarda gecerli arkadas, teoride mantikli ama piyasa gerçeği var. Herkesin birbirine bir seyler itelemeye calistigi bir 2.el piyasasi var ulkede. Aracin kazasini hasarini gizleyip cizik vardi boyattim diye itelemeye çalışanın haddi hesabı yok. Yarin bir gun yolda kalman isten bile degil sozum ona ciziklerden dolayi boyayilmis arabayla.
Kimsenin takintisi kaportadaki o boya ile degil, millet o kadar gerizekali degil. Tavan haric her tarafi boyali bir arac çiziklerden daha ciddi bir sorun yasamistir ornegin.
Kapi, tampon ve camurluk degistiyse degismistir, bunlar yolda giderken vidasi dusup yerinden cikmaz evet, ama olay o degil. Bunlar neden degisti, nasil bir kaza yasadi, o kazada baska ne hasarlar aldi, bu hasar sonucu mekanik kisimda neler değişti, nasil parcalarla degistirildi, onarilan mekanik aksam nasil onarildi gibi gibi. Turkiye sartlarinda bunlarin hepsi risk faktoru. Dolayısı boya takintisi hasar takintisi gibi seyler hakli takintilar. Piyasa sartlarinin sebep olduğu takintilar. Ovropodo boyolo orobonon foyoto ortoyor diyorlar da burasi Avrupa degil, buradaki piyasa Avrupa piyasasi degil, buradaki satici Avrupadaki satici degil, buradaki esnaf Avrupa esnafi degil, buradaki is ahlaki Avrupa'daki is ahlaki degil, buradaki boyali aracla Avrupa'daki boyali arac ayni degil.

Bakin, servise gittiginde motora bakan usta "kardes bunun isi bitmis, ben simdi buna boyle boyle yapacam ama gecici olarak isini gorur, sen bunu bir an once elden cikarmaya bak" diyebildigi bir ulkede yasiyoruz. Bu her yerde olan gayet de dogal karsilanan bir durum. Yani adam sana acik acik diyor ki bu iflah olmaz, hayvan gibi masraf cikartir, sen bunu birine itele onun elinde patlasın, ikimizin de tanimadigi birinin elinde patlasin bize bisey olmasin. Birilerine kusurlu mali iteleyip zarara ugratmak gayet yaygin ve dogal bu ulkede. Ve oluyor da. Insanlar riske girmek istemiyor. Adam 2-3 kaporta parçası degismis baska sikintisi yok denen aracin icinden ne cikacagini bilmiyor, kaporta nasil bir kaza sonucu olusmus, olay kaporta hasarindab ote bir sey mi, bastan savma yapilip ucuza maledilip bir an once elden cikarmak üzere gecici cozumler uretilmis sikintli mekanigi mi var, bunlari bilmiyor. Goturup baktiracagi eksoterizin her turlu kusuru görebileceğinin de garantisi yok, dolayılisyla hasarli arac isine yanasip riske girip kafasini agritmak istemiyor. "Yaa gotur baktir temizse al" mantigi kadar basit de degil olay. Arabadan anlayan adam bakmasi gereken yere kendi bakiyor ya da baktiriyor, anlamayan da goturdugu yerdeki ustanın agzina bakiyor. Oyle gotureyim aracin neyi var neyi yok kesin olarak ortaya ciksin diye net bir durum yok.
Ya biraz riske girmeye razı olacaksin ya da biraz dusuk model ya da alt sinif temiz bir arac alip kafan rahat takilacaksin. Risk almaya meyilli olmayan yapıdaki insan tercihini ona gore yapiyor. Iste 50bine sunu alabilecekken gidip de bunu almalarinin sebebi bu insanlarin.

He bana sorsan ben kaporta hasari almis arac alabilirim. Ama ben risk almayi seçiyorum. Viddi bir alisveris yaparken bir risk degerlendirmesi yaparım, uygun gorursem risk almayi seçerim. Ona gore hesabım kitabim vardir, alinabilecek bir risktir falan.

Aslinda bu hasarli mevzusunda asil msvzu agir hasarli/pert. Milletin asil uzak durduğu da bunlar zaten. Ki bunda da haklilar. Adamin teki cikiyor "yaav benim kaynim agir hasar kayitli araba aldi 2 yildie biniyor canavar gibi, ne demek agir hasarlı alınmaz" gibi bir argumanla geliyor. Bu adama sormak lazım kaynin belki sansli, peki toplamda kac agir hasarli arac alicisiyla konustun, bunlari oranladiginda kaci magdur kaci memnun?
Agir hasarli dediğin zaten sigorta firmasının bunu onarmak astari yuzunden pahalıya gelir diyip arac sahibine aracin bedelini odeyip arabayi da kazali olarak efsanafa sattigi araclar. Bu araçları alan adamlar da kar etme peşinde. Yani birileri minimum masraf yaparak maksimum fiyata satmaya çalışıyor bu arabaları, bunlar bu sekilde piyasaya giriyor.

Bir kez daha tekrar etmekte fayda var, burasi Türkiye. Mantik kurarken ona gore kurmak lazim.

Verdigin ornege baktim simdi. Ben arabadan pek anlayan biri degilim, ama mantik kurarak konusuyorum.

50bine ibiza yerine bunu almanin soyle bir sakincasi var:

1-bu araba 300bini gecmis bir sefer. Her turlu ihtimale hazırlıkli olacan.
2-bu km lerde otomatik sanziman riski katlıyor. O sanzimanda bir sorun ciksa ocagina incir agaci diker.
3- arac audi a4. Bu araci servise her soktugunda opecekler. Bir kazasi ya da arizasi olup parcs değişimi falan oldugunda islak islak okkali opecekler.
4- yuksek km, sorun cikarmaya meyilli dsg sanziman, cok tutulmayan model. Tum bunlari hesaba kattiginda istediginde elden cikarmasi da epey sancili olacak.
Su anda aklima gelenler bunlar.

şu an gidiyorsa tamam değil. yarın da gitmesi gerekiyor, satana kadar gitmesi gerekiyor. daha yeni ve hasar kayıtsız araç alırsanız karşılaşacağınız sürprizlerin sayısını en aza indirirsiniz.
memleketimizde araç ne kadar çok kilometre yaptıysa o kadar kötü bakılmış demektir maalesef. kötü bakılan/bakılmayan araç da önünde sonunda bir yerden patlar.

hasar kaydı mevzuunda kısmen haklı kısmen haksızsınız, eğer aracın güvenliğine zarar vermeyecek şekilde onarımı düzgün yapıldıysa çopunlukla kullanıcıya sıkıntı çıkartmaz, ama ülkede işini hakkıyla yapan vatandaş zor bulunduğu için bu da düşük bir ihtimal oluyor.
linkteki araç dizel otomatik için yüksek bir kilometrede, hele dsg gibi sorun çıkartmaya teşne bir şanzıman daha da korkutuyor. audi olduğu için bakımları da parçası da o fiyata abailbeceğiniz diğer herhangi bir araçtan daha pahalı olacak, anlayan usta/servis veya bulmak da zor olacak.
(bu arada aklınızda bulunsun, parçası değişince her zaman orijinali ile değişmiş demek olmuyor, muadil kullanımı çok fazla, ve kalite çoğu zaman orijinalin yanından bile geçmiyor. benim için hasarın tek sorunu aracın güvenliğinin riske edilmiş olabileceği, tek endişem bu olurdu. araç yapısal olarak hala sağlamsa benim için sorun değil.

Cevaplar icin tesekkur ediyorum.

Tum cevaplarin ozunde Ulan bu satiyorsa bi ibneligi vardir. mantigi yatiyor galiba. Ama ben iyi tarafindan bakmak istiyorum. Memlekette iphone xs max almak icin iphone x'ini satan adamlar da vardir yahu.

Kaza sonrasi degisen parcalar veya yapilan islemler bir sekilde belli olmuyor mu? Demek ki bakimlari yetkili serviste falan yapilan araclara yonelmek lazim.

tam olarak sorunuzun karşılığı değil, ancak araç kritik yerlerden hasar aldıktan sonra onarılsa da orijinali gibi olmayacak. şu kanalın videolarını beğeniyorum, tavsiye ederim:
www.youtube.com

Panik yapmayın, birşey yapmanıza gerek yok, eğer para 1 hafta içinde gelmezse o zaman ebay ile iletişim kurarsınız. Bankaya harcama itirazı ancak dolandırıcılık varsa en son yapılacak şey. Kesinti olmaz.

bir sey yapmaniza gerek yok su asamada. ebay paranizi iade eder. kesinti olmaz fakat isbankasinin proseduru nasildir bilmiyorum kartinizdan cekildi mi yoksa provizyon mu ona gore belki kur farki odersiniz dolar tl cevirisinden.

kagit ustunde evet. ama polis ne der, nasil belgeler ister bilmiyorum.

aktarmalarda çıkış daha kolay olur. akşam küba'ya uçuşum var bi yemek yiyip dönücem deyip bileti gösterdiniz mi tamamdır.

hocam iyi güzel de, son olaylardan sonra zor olabilir.

paris merkeze metroyla bile gitmek pahalı ve uzun sürüyor bilginiz olsun

bi de gideceğiniz yerleri önceden seçin derim, mesela eiffel tam merkezde değil, sacre cour tepede, les halles ve pompidou biraz daha merkezi, champs-ellyse eifelle yakın falan

1. bilgisayardan/netten kaynaklı (premium bitmiş olabilir)

2. var ayarlarda

3. öyle bir şey olmamalı

4. evet

Spotify Premium
Planın 18.09.2019 tarihinde otomatik olarak yenilenecek ve senden 13,99 TL ücret alınacak.

yazıyor profilimden, üyelike tıklayınca. yine yarıda kesti şarkıyı...

Herkesin kullanirken nasil bu kadar sevdigini ben de anlayamadim. Benzer sorunlari ben de yasadim. Spotify benim icin hayal kirikligi oldu. En iyisi youtube’a dön derim.

arkadaş listelerini takip edebilmek güzel. youtube un mobil versiyonu sıkıntılı. 1 şarkı çalmadan 2 reklam vermeye başladı, algoritması hep aynı şarkıları döndürüyor, trafikte kaza yaptıracak. arka planda çalışmıyor vs.

Uzun zamandır spotify kullanıyorum, deneyim üzerinden yazdıklarınıza cevap düşünmeye çalıştım.

Premium'da 1'i yapmaması lazım, belki desktop versiyonda güncelleme ile ilgili falan bir sorun vardır bilemedim. Çıkıp tekrar login denenebilir, websitesinden login denenip orada bir onay falan vermek, istediği bir mail yolu ile aktifleştirme falan gibi bir şey varsa onu yapmak gerekebilir. öyle bir şey yapılıyor muydu hatırlamıyorum ama, websitesinde bir giriş yapmaya çalışabilirsiniz.

2'den anladığım, liste bittiğinde kendi kafasına göre çalmaya devam etmesi, eğer anladığım doğruysa onu ayarlardan kapatabiliyorsunuz.

3'ün olmaması lazım gerçekten, hiç öyle bir şeyle karşılaşmadım. Çalma listesi eklemiyor da size orada öneri olarak gösteriyor olmasın diyeceğim de, (mesela dinlediklerinize bakarak size özel hazırladığı playlistler gibi) boşuna yazmazdınız "kitaplığıma ekliyor" diye düşünüyorum. Size özel hzırlanan Your Top Songs listelerini bile siz follow'lamazsanız eklemiyor kitaplığınıza.

4 ile ilgili bir fikrim yok. Normal ödeme planlı premium'unuz başlayınca bunlar düzelirse 1 lira mevzusundandır diyeceğim ama bunu da yapmaması lazım aslında. sonuçta hesabınız şu an premium olarak gözüküyor belli ki.

Desktop uygulaması çok süper değildir bu arada, bazı şeylere telefondaki app'ten bakmak gerekebiliyor.

spotify in nesini beğenmediniz çok merak ediyorum
hani yazdıklarınız da çok anlamsız

1- yok öyle bir şey, şimdiye kadar 1 kere şarkı değişmedi. klavyede saçma sapan media tuşlarını kullanmayın şarkı geçmez. nasıl şarkıyı kesip başka şarkıya geçebilir, hiç aklınız alıyor mu böyle birşey. hani biz gerizekalıyız, sizce onun sanatçısı, yapımcısı spotify ın böyle bir şey yaptığını duysa ortalığı ayağa kaldırmaz mı ?
2- var
3- kitaplığına eklenmiyor, sen dinliyorsun daily mix sunuyor bir şey yapıyor. playlistlerin asla değişmiyor solda duruyor baba gibi. alternatif sunuyor adam, youtube gibi.
4- çok şükür ki evet. bedava da olsa spotify ın arkasındaki roket mekaniğini çözemeyeceksiniz zira . boşverin kullanmayın.

@nimberjack
1- olabilir, bakıcam.
2- liste bitmeden alakasız şarkılar çalıyor, mobilde de denk geldi.
3- desktop versiyonunda, listelerim arasında çıkıyor türüyorlar. hatta sili bulamadım ilk baktığımda, kitaplığımdan kaldır ile kalkıyorlar. daily mixler de dahil.
4- bu kadar saçmalama üstüne kıllandım. ilgili cevabınız için teşekkürler.

@liriamer

1- aklım almadığı ve acaba sadece bana mı oluyor diye soruyorum zaten ki @hepbiarayisicinde benzer sorunlar yaşadığını söyleyince sorun bende değil diye sevindim.

2- nerede olduğunu( şurada şuna tıkla, şuradan şuraya diye anlatırsanız memnun olurum, zira ayarlara dolaşırken göremedim).

3- kitaplık olayını çözemedim, kendi oluşturduğum listelerin yanında görünce kafasına göre ekliyormuş gibi geldi.

4- aşağıladığınız için teşekkürler.

Yıllardır kullanıyorum şu yazdıklarının bir tanesi bile başıma gelmedi.

1 - dolma parmaklarından sen suçlusun lavinya.

adama niye atarlandiniz ya sayin cevap verenler. yarida kesip baska sarkiya geciyor ki sormus adam nedeni ne olabilir diye? yalan mi soyluyor diyorsunuz yani.

ben de benzer sorunlar yasadim. sarkiyi yarida kesip baska sarkiya gecmiyordu. sessizce sarkinin suresi geciyor sonra bir anda tekrar calmaya basliyordu. internetle alakaliydi galiba ama baska hic bir yerde bu tarz bir sorun yasamadim.


kitaplik kismina al buna da bak seklinde oneriler yapiyor.

ben deezer kullaniyorum memnunum. flow kismi var, beni spotify'dan daha iyi anlayip daha dogru sarkilar oneriyor. bir ay bedava kampanyasi vardi yeni uyelere noldu bilmiyorum su an.

spotify ile benim de basim derde girdi. calma listeleri konusunda. simdi tam sorun neydi hatirlamiyorum da, (3'e benzer birsseylerdi sanirim) musteri hizmetlerine yazdim. o kadar hizli cevap verip cozduler ki sorunu. burdan anlamsiz atarlar okuyacaginiza musteri hizmetlerine mail atin derim.

çoğu kişi babasından fırça yiye yiye öğrenmiştir zaten kullanmayı. yok illa kaldıramıyorum diyorsan kullanmayı iyi bilen amca, dayı, kuzen, arkadaş vs birinden yardım isteyip hem trafikte hem de uygun boş bir alan da pratik yapacaksın. hem aracı kaldırma hem de sürüş konusunda tecrübe ederek geliştirme dışında bir yol yok.

on günlük iş en fazla.
babayla değil de güvendiğiniz bir arkadaşla (az biraz olgun ve sakin) çıkabilirsiniz. gece trafik yokken belli bir rotada sürekli dolanmak çok faydalıdır.
ya da özel ders

babayla olmaz o iş. ya sakin olmasını beceren bir yakınla veya arkadaşla olur ya da benim yaptığım gibi özel direksiyon dersi alarak. armut.com vs. gibi yerlerde bu tür hocalar var.

e baban olmadan al arabayı gez biraz.

ben 10 yıldır aktif araç kullanıyorum, hala kullandığım araba arada stop ediyor. bunda bir şey yok, gayet normal. al arabayı pratik yap, bişeycik kalmaz...

kendinize güvenmiyorsaniz özel ders en mantiklisi iki üc kez hocayla ciksaniz zaten sorununuz cözülecek, bosuna hic riske girmeyin. armut.com mantikli

istanbul’daysan gel sana anlatayim. besinci viteste bile kaldirirsin arabayi. para da istemem. eger basarili olursan
bi bucuk iskenderini yerim.

Ben de erkek arkadaşımla öğrenmeye çalışırken hiç beceremiyordum sürekli stop ettirip strese giriyordum. Hatta sırf sürmemek için hep ona veriyordum, neyse sen geç istemiyorum diyordum.

O birkaç haftalığına şehirde değilken araba kullanmayı hiç bilmeyen bir arkadaşımla gece yollar boşken çıktım. (Yukarıdakilerin de önerdiği gibi sakin biriydi.) Kullanmayı bilmediği için onun yanında o kadar gerilmiyordum, yollar da zaten boştu. Sonra yavaş yavaş gündüz de çıkmaya başladım. Derken 1 sene geçti işte çatır çutur sürüyorum artık.

Edit: Kaza yaptım amk

herkese katilarak tekrar etmekte fayda var. o babayla olmuyor bu is. babalar genelde hemen ogrenmenizi istiyor. becerememek ya da pratik yapmak onlarin lugatinda olmuyor. o yuzden tek basiniza bos arazilerde denemek en mantiklisi.

yararli bakteriler genelde taze meyve ve sebzelerde bulunmaz. iyi bakteri almak icin riske ettiginiz enfeksiyona degmez.

bakteriler üreme sıcaklıklarına göre 3 grupta toplanıyor psikofil bakteriler +4 - +20°C sıcaklıkta üreyenler, mezofil bakteriler 20-45°C de üreyenler ve termofil bakteriler 40°C üzeri sıcaklıkta üreyenler.

bakterilerin çoğu, özellikle hastalık yapma yetisine sahip olanlar, mezofiliktir. oda şartlarında ürerler bu bakterileri +4 dereceye (buzdolabına) koyduğunuzda metabolizmaları yavaşlar. yani 24 saatte üreyecek bakteri 4-5 günde üremeye başlar. ancak bazı bakteriler mezofilik olduğu halde piskofil ortamlarda da hızlıca üreme yetisine sahiptirler. dolayısıyla kimi ürünlerin buzdolabında saklansa bile kısa sürede tüketilmesi gerekir.

yararlı bakterilerin çoğu termofilik ya da mezofilik olarak sınıflandırılır. oda sıcaklığı ya da daha yüksek sıcaklıklarda üremeleri gerçekleşir.

dışarıda bekleyen ürünlerde de fazla bekletirsek yararlı bakteri ürer diye bir kavram da yok. yararlının yanında zararlı da üreyecektir. hatta zararlı bakteriler yararlı bakterilerin üremesine engel olacak ekstra quorum sensing mekanizmalarına da sahiptir.

atladığınız bir ufak nokta da küf mantarları. bakterilerin yanında küflerin de ürediğini hatta bakterileri öldürdüklerini ve yerlerine geçtiklerini unutmayın.

özetle açılmış ürünleri en kısa sürede tüketin. taze meyve ve sebzelerin raf ömürlerini uzatmak zor. sanırım en sağlıklısı buzdolabında bekletmek.

hesap kesim tarihinden önce yapılanlar o ay sonra yapılanlar diğer ay

ya soru mantıksız ya da ben yanlış anladım.

eğer dönem borcu hesaplanıp ekstre oluşturulduysa o dakikadan sonra yaptığınız alışverişler zaten doğal olarak sonraki aya yansıyor (tekrar ekstre oluşturulmayacağına göre)

yani hesap kesim tarihi ne ise ondan sonra yaptığınız alışverişler bir sonraki hesap kesim tarihinde işleme alınır.

hesap kesim tarihinden sonra diger aya yansir. o da ekstre emaile dustukten bir ya da iki gun once oluyor yanlis degil isem.

bu arada bir önceki ekstrede bir sonraki hesap kesim tarihi yazar, eğer henüz mail gelmediyse onu da dikkate alabilirsiniz.

antibiyotik artı prebiyotik ile 3 gün sonunda

Neyse ki artık kimse kafasına göre antibiyotik alamıyor. Buna hemen antibiyotik tavsiye etmek nasıl bir cahilliktir? Bakteriyel olduğunu nereden biliyorsunuz?

Bagirsak da bagirmasak da enfeksiyonu geciremeyiz. Oyle bagirmakla olsaydi.

Abi cok ozur dilerim, dayanmadim.

bence antibiyotik tavsiye etmemis soruda zaten flagyl kullandigini belirtimis soran arkadasimiz.

degisir ama cok agir degilse 3-4 gun sonra buyuk oranda gecer. en fazla 5-6 gun surmustu benim sahit olduklarim ilac almaya basladiktan sonra.

makine arızasıdır, bilgisayar neticede:

www.youtube.com

Ziraat bankası emekli maaşlarını veriyor ne kadar olursa olsun limit olmadan.

Sizinki muhtemelen değildir ama emekli kartlarında 1500 tl limiti yok.

Ziraat Atmleri garip. Daha önce "100tl" çekmek istediğimizde 40tl verdiği, sonra 60tl isteyince yine sanırım 40tl verdiği olmuştu :D Kafasına göre "bu kadar yeter" diyordu bize de.

aynısı başıma geldi. babam başkasının kartını verip atıyorum 1000 lira çekmemi istedi. sıram geldi atm'ye geçtim tutar falan girmeden elime hesaptaki tüm parayı verdi. aynı senin gibi geri de yatıramadım çok saçma bir olaydı. yoksa ben kendi bilincimle kullanmam ziraat falan. :')

Aynısı benim başıma da geldi. O ara ekranda bir yer var, ona basarsanız tutar seçiliyor. Yok vadesiten çekeceğim diye seçerseniz komple ne var ne yok elinize sayıyor. Ama dikkat edin belki limit üstü çekim yaptığınız için komisyon kesmiş olabilir. Benden almıştı :(

ziraat'in vardir boyle gereksiz huylari. arkadaslarin bahsettigi gibi hesaptaki butun parayi veriyor. sanirim atm'nin elinde o kadar vardi ondan verdi 6970.

Starbucks'ta çatır çatır çalışıyor. Gayet de hızlı wispotter ağı. McDonald's hakkında bilgim yok

torrent calisiyor fakat yavas hizli kismi cok degisken. starbucks her zaman daha hizli bence.

En son ayakkabı girişi yasaktı bi araştırın öyle alın bence.

satis falan sanilmasa da fiyatina gore bir vergiye tabii tutulacak. yani vergisiz almaniz gibi bir durum yok diye biliyorum. ne kadar vergi vereceginiz ise sanirim henuz muallakta. ayni fiyattaki urune degisik vergi miktarlari soylendigini okudum.

ingiltere'den birkaç kez ayakkabı aldım, girişte gümrük vergisi oluyor sadece, krem parfüm falan yasak @boris.

ebay'den almadım hiç ama onlara da vergi isterlerse şaşırmazdım. eğer ingiltere'den gelicek biri varsa öyle al. fiyat tesbiti yapamazlarsa senden bir sürü şey (belge, link, fatura) istiyorlar.

ne tarz makaleler? akademik mi?

ya akademik desem alani daraltmis olurum. gecen gun noooldu tadinda bisi okumam tabi ama bi konuyla alakali kendi tespitini, dusuncesini yazarsa okurum. maksat kelime ogrenmek, cumle yapilarina asinalik kazanmak

çerezlik her gün okumalık yer falan arıyorsan:

medium.com'un newsletterına kaydolabilirsin her gün yeni yeni yazılar yolluyolar ilgi alanlarına göre. akademik değil ama gerek kendi düşünceleri gerek bilgi kaynağı olarak kullanılabilecek bir yer. tek sorun kısıtlı medium. aylık 5 tane okuyabiliyorsun bedavaya.

ilk olarak aklıma bu geliyor eğer daha fazla gelirse ekleme yaparım. geri kalanını genelde kendim arayıp buluyorum yollamıyor her yer çünkü.

medium.com

biraz gezip bazi yazarlari da takip ederseniz hem ilginc degisik bilgiler alip hem de alanizdaki yeni gelismelerden haberdar olabilirsiniz.

Popüler bilime meraklıysanız:
curiosity.com

Genel şeyler için,
--OZY dailydose
--Stumbleupon
Alanımla ilgili
--Mendeley
--academia edu

herkeste var olduğu varsayımı üzerine tehlikeli değil diyorlar. hpv virüsünün birsürü çeşidi var. bağışıklık sistemi zayıfladıkça uçuklar fırlıyor.

karşındaki insanda sendeki çeşidinden olmayabilir. yine bulaştırabilirsin.

bu arada yeni bi haber, normalde kız çocukları için önerilen hpv aşısını artık erkeklere de öneriyorlar. bazı tiplerine karşı koruma sağlıyor. erkeklerde riski olmasa da kadınlarda kansere kadar gidebiliyor. ama erkekte bu virüs bastırılırsa taşıyıcı olma riski azaltılmış oluyor. doktora bi danışıp aşıyı sorabilrisiniz. hala belki o aşının koruduğu tiplerden bir ikisi bulaşmamışsa koruma kazanırsınız.

O ikinci belirttigin bazi insanlarla munasebeti kesmek caizdir. Dogrusu da bu.

Bazı arkadaşlar hpv demiş ama uçuk hastalığı herpes yani hsv olarak geçer. İki cinsi vardır tip 1 ve tip 2. Birisi dudakta çıkan uçuk, diğeri ise genital bölgede çıkan uçuk. Bulaşıcı bir hastalık, genital bölgede olanı korunmasız cinsel ilişki ile geçebiliyor. Eğer herpes yani hsv olduğunuzu düşünüyorsanız gerekli testleri hsv testi olarak yaptırabilirsiniz.

Dudakta çıkan uçuk herpes simplex virus tip 1 dir efendim, hpv yle alakası yok. Bulaşıcıdır evet temas etmeyin başkalarına. Asiklovir tarzı bir krem alacaksınız süreceksiniz geçecek, sürmeseniz de geçer muhtemelen kendiliğinden. güneşe uzun süre maruziyette ve bağışıklığınız düştüğünüzde çıkar genelde. Kulağınızda çıkarsa hemen KBB’ye gidin ama, o sıkıntı çıkarabiliyor.

ek olarak; temasla gectiginden korunmali cinsel iliskiyle de gecebilir hsv-2.

ucukluyken birini opmek sakincali. bu virus ilk bulastigindaki semptomlari biraz agir oluyor. kimin nasil bir bagisikligi var, hangi diger hastaliklarla mucadele ediyor bilemezsiniz. herkes bir kere grip oluyor diye insanlarin suratina oksurmuyorsak ucukluyken birini opmek de sakincalidir.