Giriş
(8)

Pandora Kitapevindeki İngilizce kitapların fiyatı?

put it in your appropriate place
İnternet üzerindeki ingilizce kitapların fiyatı epey pahalı. Normal dükkandaki İngilizce kitapları aynı mıdır?
İnternet üzerindeki ingilizce kitapların fiyatı epey pahalı. Normal dükkandaki İngilizce kitapları aynı mıdır?
0
put it in your appropriate place
(22.02.22)
çok büyük ihtimalle. ithal kitaplar maalesef çok pahalı oluyor.
0
pequod
(22.02.22)
internette her zaman daha ucuz olur.
0
haistre
(22.02.22)
@pequod - @haistre

aslında birkaç seferdir e-book üzerinden okuyorum ingilizce kitapları ama basılı okunması daha iyi oluyor.
0
🌸put it in your appropriate place
(22.02.22)
amazon türkiye'de bulunabiliyor bazı ingilizce kitaplar. yoksa da biraz gümrük ücreti verilince yine de diğer alternatiflere göre uygun oluyor. tezim için okuyacağım kitapları bu şekilde basılı almıştım ben de rahat okumak için.
0
pequod
(22.02.22)
Dukkanda daha pahali bile olabilir. Daha ucuz zaten olmaz.
0
stavro
(22.02.22)
Yurtdışından getirtin, kitaplarda gümrük muafiyeti var diye biliyorum ama her gün her şey değiştiği için yanılıyor da olabilirim.
0
marla is in my head
(23.02.22)
Eskiden kalın ebook'ları uygun fiyata kırtasiyede bastırır, spiralletirdim, dilerseniz deneyebilirsiniz.
0
anx
(23.02.22)
mağazalarda türkçe/ing. fark etmeksizin her zaman daha pahalı maalesef
0
chanandler bong
(23.02.22)
(4)

En etkili protein takviyesi...

msb
Hangisidir?Yıllarca Optimum Whey kullandım marka alışkanlığıyla, şöyle böyle diyebilirim. En son supplementlar'ın kendi markasından almıştım, paket yarım kaldı tam değerlendiremedim. "Big joy iyi" diyen spor hocaları da marka anlaşmasından ötürü övüyorlar gibi bir algım var.Gidip paraya kıyıp Weider
Hangisidir?

Yıllarca Optimum Whey kullandım marka alışkanlığıyla, şöyle böyle diyebilirim. En son supplementlar'ın kendi markasından almıştım, paket yarım kaldı tam değerlendiremedim. "Big joy iyi" diyen spor hocaları da marka anlaşmasından ötürü övüyorlar gibi bir algım var.

Gidip paraya kıyıp Weider Premium Whey alsam mı ne dersiniz?

Bu işin kralı hangisi fiyattan bağımsız olarak?
0
msb
(22.02.22)
besleyici etki olarak büyük farkları olduğunu düşünmüyorum. fark aroma kalitesi, sindirim kolaylığı gibi şeyler. bir de bazı ürünlerde ekstra kreatin, taurin gibi ekler oluyor. günde 1-2 gr kreatin alırsan doğal olarak diğer ürüne kıyasla enerji ve görüntü farklı olur.
0
orpheus
(22.02.22)
Hiçbir fark yok abi hepsi peynir altı suyu değil mi bunların ne kadar fark olabilir hiçbir fark yok hepsi aynı.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(22.02.22)
Bu aralar SSN Qudro Whey kullanıyorum.
Servis sayısı fazla (79 olması lazım 24gr. protein içeren) Fiyat olarak diğerlerine nazaran daha uygundu.

Bu saçma sapan fiyatlarda wieder almana gerek yok, hatta bütçene uygun bilindik bir marka al-geç.
Bigjoy alacaksan yine aynı firmanın aynı whey içeriğini kullanan (Volac) my supplement var onu al, bigjoy diye 150 TL fazla vermene gerek yok.
0
catamenia
(22.02.22)
Amerikada bazi markalarin yapilan testlerde uzerinde yazan degerlerin yanına bile yaklasamadigi ortsya cikmisti. 100graminda bilmemkac gr protein var diyor mesela ama alakasi yok. Guvenilir olan hangisi onu bilmek lazim.

Veya salonda iyi vucut yapmış adama soracan abi sen ne kullaniyon diye. Adamda ise yaramis olanin aynisini kullanıcan.

Cunku hangisinin iyi oldugunu anlamak mumkun değil, kim soylerse soylesin. İcinde ne kadar protein olduğunu bilemezsin, o proteinin ne kadar sürede sindirildigini ve ne kadarinin sindirildigini de bilemezsin. Hangisinin iyi oldgunu anlamanin tek yolu laboratuvar testi.
İki farklı urunu kendi üzerinde test eden adamin bu dshs iyi etki gösterdi diyebilmesi icin diger degiskenlerin hepsi sabit olması lazim ki bu da pratikte mümkün degil. Dolasiyla hic kimsenjn kolay kolay hangi protein tozunun daha iyi oldugunu soyleyebilmesi mumkun degil.

Ben olsam hangisini kolay hazmediyorsam, midemi rahatsız etmeyen icimi de kolay olan hangisiyse onu alirim.
0
stavro
(22.02.22)
(6)

Düşük Kalorili Diyetlerde İdman Hacmi

edi pakbayram
Merhaba 4 aydır az set yüksek tekrar ağırlık çalışması yapıyorum 3x12-15 gibi.Vücut yağ oranım çok yüksek aynada ki değişim hoşuma gitsede tartıda istediğim sonuçları göremiyorum , yüksek protein düşük karbonhidrat ve yağ aldığım çok sıkı bir diyete girmeye planlıyorum.Aç karna ağırlık idmanı yaptık
Merhaba 4 aydır az set yüksek tekrar ağırlık çalışması yapıyorum 3x12-15 gibi.Vücut yağ oranım çok yüksek aynada ki değişim hoşuma gitsede tartıda istediğim sonuçları göremiyorum , yüksek protein düşük karbonhidrat ve yağ aldığım çok sıkı bir diyete girmeye planlıyorum.

Aç karna ağırlık idmanı yaptıktan sonra 1.5 2 saat düşük tempolu yürüyüş yapıcam yürüyüş bandında.

Genel olarak planım bu , sormak istediğim soru ağırlık antremanının hacmi nasıl olmalı ? Aynı şekilde yüksek hacimli antremana devam etmelimiyim yoksa set sayılarını arttırıp tekrar sayılarını azaltıp yaptığım egzersizde ki ağırlıklarımı arttırmalıyım ?
0
edi pakbayram
(22.02.22)
Hangi hareketler idmanında var bilmeden söylemek zor ayrıca 3x12 filan takılmamak lazım önemli olan senin hissettiğin. Ben şahsen sayı sayarak çalışmıyorum o çıkmayan tekrarı görene kadar devam ediyorum. Lat Pulldown'da 20 kg'ya takıp 3x25 yapayım çalıştığımı hissetmem.

Vucut yağ oranını diyet ile düşürebilirsin ve hedef olarak kısa bir zamanı baz alma (min 6 ay üzeri) Çok çok düşük kalori ile beslenme hele ağırlık antrenmanı yapıyorsan. günlük kalori açığın 500'den fazla olmasın. hattta mümkünse 250-300 cal.
Aç karnına idman artı kardiyo sağlık açısından doğru değil. Haftada 1 ya da 2 defa ağırlık antrenmanı yapmadığın günler aç karnına kardiyo yapsan daha uygun olur.
Ya da aç karnına kardiyonu yap 4-5 saat sonra öğününü yiyip ağırlık idmanı.
0
catamenia
(22.02.22)
Hocam genel olarak kas kutlesi arttirip hacim kazabmak buyumek icin yuksek agirlik az tekrar, fitlesip sikilasmak kilo vermek icin dusuk agirlik yuksek tekrar oneriliyor, hangi hocaya gitsen bunu oneriyor.
0
stavro
(22.02.22)
Düşük ağırlık cok tekrar en büyük goygoylardandir. Bilimsel olarak kaniti yoktur.
Aksine yüksek ağırlık az tekrar tavsiye eden bilgiler daha fazla artık. Çünkü kas kitlesini koruyor. Ama yağ yakımını hizlandiran diye bir olay yok.

Karbonhidrat düşük yağı düşük vs kanitlanmis bir etkisi yok. Protein yüksek diyet önemli çünkü kas kutlesini korursun. Ama onun dışında hepsi kalori takibi.

Çok az kalori alırsanız çok fazla antrenman yapamazsiniz.
Ben olsam; yüksek ağırlık az tekrar + birkaç harekt 3x12, yürüyüş+ kalori takibi + protein 2gr x vücut ağırlığı yaparım.
0
logisticsmanager
(22.02.22)
Maksimum tek tekrarlık ağırlığın %50-60'ıyla 10-12 tekrar aralığında çalıştığında bile kas kütleni artırabilirsin, yüksek ağırlık az tekrar az ağırlık çok tekrar olayı gerçekten goygoy. Bununla birlikte yüksek ağırlık az tekrarın amacı temelde sinir sistemini etkilediği için güç artışı sağlamaktır, ha kas kütlene de kazanç sağlar ama ana amacı güçtür. Bir antrenman rutininde ikisi de olmalı.

Senin soruna gelecek olursak, düşük kalori alacağın için zaten kas kazanımın olmayacak, mevcut kaslarını korumak için yine aynı rutinde çalışabilirsin ama seçeceğin ağırlık mesela 10-12 tekrar aralığında çalışacak düzeyde olmalı, 15 tekrarlık ağırlık seçmene gerek yok o zaten baştan yanlış 15 tekrarlı çalışmalar daha çok dayanıklılık çalışması olur, 15 tekrar yapan biri 16-17 tekrar da yapar muhtemelen, o da kaslara çok hasar verecek bir ağırlık olmaz. Ek olarak yüksek protein al kilo başına 1,5-2 gibi.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(23.02.22)
Niyetin sadece zayıflamaksa, vücut geliştirmeden uzak durup başka sporlara yönelmelisin.
Ama kas kütleni arttırmayı düşünüyorsan o zaman kantarın sana söylediği kiloyu kulak arkası edip vücut yağ oranını ne kadar düşürdüğüne bakmalısın.
Ağırlık çalışmaya devam ettikçe, gıdana da dikkat edersen vücudun kas kazanıp yağ yakar. Kas yağdan daha ağır olduğu için değişimi tartıda değil aynada görürsün..
Anlattığın kadarıyla zaten değişimi aynada görüyorsun. Aynen devam etmelisin.
gucvefitness.com
0
oguz altun
(23.02.22)
Jeff Nippard'ın Science Applied Push-Pull-Legs antrenmanını öneririm. Ağırlık çalışması yaparken aynı zamanda kardio da yapıyorsun. Ayrıca aynı adamın YouTube kanalında doğru beslenme ve besin takviyeleriyle ilgili bir sürü video var.
0
schopenhauerin kedisi
(25.02.22)
(8)

Spor salonunda maske ?

zanutsas
Kardiyo yapmayacagım sadece hafif ısınma ve agirlik antremanı. Çok mu abes olur? Cerrahi maske degil fffp2-3 maskelerden bahsediyorum.
Kardiyo yapmayacagım sadece hafif ısınma ve agirlik antremanı. Çok mu abes olur? Cerrahi maske degil fffp2-3 maskelerden bahsediyorum.
0
zanutsas
(21.02.22)
Abi maskeyle çalışma yapacağına covid ol daha iyi en azından ölmezsin.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(21.02.22)
@Kaleci Saçlı Forvet 2 hafta önce pozitiftim zaten. Çevremde astım vs kronik sorunlari olan çook. 2 senedir salona gidemiyorum
0
🌸zanutsas
(21.02.22)
Evet abes olur. Ama esasen KİME NE? Öyle rahat edeceksen tak maskeni çalış abi, bakma kimseye boşver.
0
invictae
(21.02.22)
www.haberturk.com

aman diyim dikkat edin. abes olur evet ama abes olmasından çok daha ciddi düşünmeniz gereken başka bir şeyiniz var; akciğeriniz.
0
ilgeru
(21.02.22)
Abi bu olayın çirkin gözükmekle elalem ne der demesiyle alakası yok maske dinlenik nabızda sıkıntı yaratmaz ama oksijen ihtiyacın arttıkça sıkıntıya sokar, problem bu.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(21.02.22)
Abes olmaz da bogulursun ve agzinin etrafı korkunc terler. Spor salonunda hayatta takmam maske.
0
stavro
(21.02.22)
bazi ulkelerde maske gereksinimi hic kalkmadi ve milyonlarca insan takmaya devam ediyor.
0
hot potato
(22.02.22)
Ffp2 ile asla, nefes almasi bile cok cok zor, cerrahi maske ile olur.
Takmak istiyorsaniz cerrahi maske.
0
kuehles blondes
(22.02.22)
(12)

Aynı evin içinde biriyle en fazla ne kadar küs kaldınız?

asaf
1) Bu kişi kimdi?2) Küslük nasıl sona erdi?3) İlişkinize kalıcı zararları oldu mu?
1) Bu kişi kimdi?

2) Küslük nasıl sona erdi?

3) İlişkinize kalıcı zararları oldu mu?
0
asaf
(21.02.22)
3 ay küs kaldık.
Eski eşimdi
Bayram gelmişti ailelere ziyarete gidilecekti kendiliğinden sona erdirdi.
Bir daha iflah olmadık, boşandık
0
dulcinea
(21.02.22)
Ben kin tutamıyorum. Max yarım gün kalmışımdır sanırım. Kalıcı zarar da olmuyor böyle olunca.
0
msb
(21.02.22)
babamdı. beş aya yakın küs kaldık bayram gelince barıştık. sonra unuttuk gitti.
0
suyin
(21.02.22)
babam, zamanla yaşanan olayla ilgili kabullenme evresine girdik, zaman çözüm olmadı ama o eski kızgınlığın öfkenin yatışmasına neden oldu. 1 yıla yakın küs kaldık. İletişimimiz oldukça zayıf, öyle ki yakın zamanda kendi babasını kaybetti o gün sarılıp yüzüne baktığında içimden ne kadar yaşlanmış dedim, 1 yıldır yüzüne net bakmadığım için hiç fark etmemişim. Onu seviyorum fakat bazı insan ilişkilerinin eskisi gibi ilerlemesi mümkün olmuyor bazen.
0
tamam sakinim
(21.02.22)
Bir baba hikayesi de benden, aynı evde neredeyse 1 yıl konuşmadık. Okuduğum bölümü bırakmak istediğim için çıkmıştı olaylar. Benden epey büyük kuzenlerimden biri araya girip ikimizle de ayrı ayrı konuştu, durumu yumuşattı. Sonra başka bir bölüm kazandım, babam ne kadar mutlu ve başarılı bir öğrenci olduğumu gördükçe daha iyiye gitti. O zamanlara göre çok daha açık ve iyi artık ilişkimiz.
0
kobuzchu kiz
(21.02.22)
2 yıl.

Aniden, hiç hesapta yokken.
0
ruhen hastayim ben
(21.02.22)
2 yıl babamla. Nasil sona erdi bilmiyorum da hicbir zaman tam anlamıyla sona ermedi zaten.
0
stavro
(21.02.22)
eşimle boyna kusuruyoruz ama bir iki gün sürüyor bugün misal kendime kahve yapmıştım eşime de yaptım al insanlik gör dedim verirken ki kendisi de kus olsa da yemegi hazırklar ve çağırır
0
all girls dream
(22.02.22)
2 ev arkadaşım 2 sene küs kaldılar.
Son sınıfta, okulu bitirme korkusuyla beraber ders çalışarak barıştılar. 13-14 sene oldu. Bir tanesi yurtdışında. Her sene görüşürüz topluca mutlaka. Hiçbir şey olmamış gibiler.
0
teritori
(22.02.22)
Yıllar evvel;

3 ay
1- Kardeşim
2-Askere giderken vedalaşmak içinde geldiğinde uzatmadım.
3-Hayır.

Yakın zaman;

7 ay
1- Kardeşim
2- Bir filmle ilgili fikrimi sorunca uzatmadım, konuşmaya başladık.
3- Hayır
0
mutekebbir
(22.02.22)
1 annem
2 tanışmaya gelen kıza asla davranmaması gerektiği şekilde davrandı
3 4.5 yıl oldu, eskisi gibi değiliz. 6 ay sonra konuşmaya başladık. Şimdi de aynı kızla evlenmemi istiyor ama nein.
0
baldan kaymak
(22.02.22)
6 Ay

Annem

Degistiremeyecegi seyleri kabul etmek icin min. adimlari atmak zorunda kaldi.

Hala muhabbetimiz "Istemiyorsan bir daha gorusmeyebiliriz" noktasina savrulabiliyor.
0
cleric
(22.02.22)
(13)

hangi cinsiyetten şarkıcıları daha çok dinliyorsunuz?

dafuq
sizin cinsiyetiniz nedir? sizce şarkıcının cinsiyeti sizin dinleme tercihinizde önemi var mı?
sizin cinsiyetiniz nedir? sizce şarkıcının cinsiyeti sizin dinleme tercihinizde önemi var mı?
0
dafuq
(21.02.22)
Böyle bir düşüncem hiç olmadı ama dünyada sanki erkek şarkıcılar daha çok dinleniyor gibi. söyle bi listeye baktım %90 ı erkek.
0
olaylar olaylar
(21.02.22)
kadınım, kadın vokal çok sevmeme rağmen dinlediklerimin çoğunluğu erkek. sebebini bilmiyorum ama bilinçli değil.
0
south park in kapusonlu uyesi
(21.02.22)
%90 erkek sanırım. Bilinçli seçim yapmıyorum, belki bilinçdışı olarak kalın, tok ve baskın sesi seviyor olabilirim. Dinlenen müzik türünün de etkisi var bence, rap dinlerken erkek, caz ve blues dinlerken kadın sesinin hoş gelmesi gibi.
0
tamam sakinim
(21.02.22)
Ben erkek şarkıcıları daha çok dinliyorum. Kadın şarkıcılarda ince ses çok sevmiyorum. Bunu arkadaşlarıma dediğimde bana çok takılmışlardı :) özellikle seçmiyorum ama hep erkek şarkıcıları ve grupları dinliyorum.
K
0
sevilen progressive türkücü
(21.02.22)
kadin
0
hot potato
(21.02.22)
Rock-metal ağırlıklı dinliyorum bu alan da erkek ağırlıklı olduğu için otomatik olarak erkekleri daha çok dinliyorum ama Tarja Turunen gibi kadın vokallere denk gelirsem onları da dinliyorum.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(21.02.22)
çoğu meslekte olduğu gibi erkek sayısı müzik piyasasında da daha fazla bence.
o yüzden erkeklerin daha fazla dinlenmesi normal.
0
candide
(21.02.22)
önemi yok ama rock-metal müzikte erkek vokal çok daha önde.

Sanki Türk pop müziği veya arabesk/fantezi vs. dinleyenler daha çok kadın dinliyor gibi geliyor bana. Ünlü pop şarkıcılarının çoğu kadın değil mi veya benimki algıda seçicilik mi?
0
nhk ni youkosu
(21.02.22)
Tok ve kalın ses +1

Yüzde 60 kadın, yüzde 40 erkek gibi bir oran var benim dinlediğim.
0
IncredibleMau
(21.02.22)
Erkek direkt. Kadin sesi genel olarak sevmem sarmaz beni. İstisnalari vardir tabii ama genel olarak net sekilde erkekciyim ben. Hangi tur müzik olursa olsun erkek.

Aa bu kadin bunu dinlemem diyr bir tercihim yok, sesini sevdiklerimin alayi erkek.

Benim cinsiyet erkek.
0
stavro
(21.02.22)
Tok erkek sesi +1 ne kadar bas o kadar iyi.
Tiz kadın vokallerden pek hazzetmiyorum ben de.
0
kobuzchu kiz
(21.02.22)
cinsiyetin hicbir onemi yok, dusunmedim bile..
0
cooperr
(21.02.22)
sarkiya gore degisiyor. Bazi sarkilar kadin vokellere yakisirken bazilar erkek sesinde daha guzel oluyor.
0
congratulationsyouwon
(22.02.22)
(11)

Oreo'nun ozelligi ne?

stavro
Bunu tatlısini pastasıni her seyini yapıyorlar intenrttw görüyorum. Oreo denen biskuviyi diğerlerinden ayıran nedir, neden baska biskuvi ile yapmıyorlar da her şeyin oreolusunu yapiyorlar?Oreolu kek oreoolu pasta oreolu dondurma oreolu cupcake oreolu baklava yapılamayan sey yok. Merak ettim nedir b
Bunu tatlısini pastasıni her seyini yapıyorlar intenrttw görüyorum. Oreo denen biskuviyi diğerlerinden ayıran nedir, neden baska biskuvi ile yapmıyorlar da her şeyin oreolusunu yapiyorlar?
Oreolu kek oreoolu pasta oreolu dondurma oreolu cupcake oreolu baklava yapılamayan sey yok. Merak ettim nedir bunun özelliği? Bir suru biskuvi var piyasada boyle kremali neli ama hep oreo tariflerri görüyorum.
0
stavro
(20.02.22)
Lezzet olarak ayrıca bir özelliği yok, mondelez reklam tanıtım işini iyi beceriyor. Milka da onların, her şeyin milkası var, milkaya her şey koyuyorlar.
0
Jux
(20.02.22)
Bunlar pr isi degil mi? Bana da pek dogal gelmedi cunku. Ne olabilir ki bir kremali biskuvi nihayetinde?
0
🌸stavro
(20.02.22)
Marka bilinirliği olarak Oreo ile yarışabilecek bir bisküvi markası yok gibi bir şey. Dolayısıyla X ürününün içinde Oreo olunca o ürün için de prestij anlamında bir artı oluyor. Oreo'nun tadı da spesifik bir tat olduğu için 'Oreo'lu dondurma' denince insanlarda "tadı zaten güzeldir" algısı oluşuyor.

Oreo'nun tadını beğeniyorum ama pek yediğim bir şey değil. Atıştırmalık olarak alıp yediğim bir ürün olsa oreo'lu ürünler de bende aynı algıyı yaratırdı muhtemelen. Bu biraz şey gibi; bademi çok severim mesela. Bir ürünün bademlisi olunca direkt tadı güzeldir diye düşünürüm. Bademli Fellas gibi. Badem resmini görünce bile direkt dikkatimi çeker.
0
himmet dayi
(20.02.22)
bence farklı bir tat olması açısından oreo'nun yanına yaklaşan yok bisküvisinde ne varsa sadece kakao olmadığı kesin ve damakta sıradışı bir tat bırakıyor ayrıca kreması da sağlam

yılların negro'su bile bozdu oreo sağlam duruyor.

bence reklamın yanı sıra cidden abur cubur sınıfında ayrı bir kategoride oreo
0
duyurukullanıcısı
(20.02.22)
tamamen pr çalışması ve milletin kavunluğunu kullanarak ürün pompalanması.
0
basond
(20.02.22)
Eti negro buna on basar.
Tamamen iyi pazarlama
0
photo85
(20.02.22)
marka bilinirligi yuksek cunku. amerikada nasil bilmiyorum ama turkiyede ust sinif bir urun olarak goruluyor. ondan icine konuldugu urun de direkt o kademeye cikmis oluyor.
tat olaraksa bana gore bi numarasi yok. arti kremasi bayici derecede sekerli. ben ki tatliya bayilirim.
0
Kittie
(20.02.22)
Glikoz şurubu ve palm yağının verdiği korkunç kalitesiz tat negroyla kıyaslanamaz bile. (En azından Türkiye pazarına üretileni)
Ama sanırım lotus’tan sonra uluslararası seviyede ünlü olabilen nadir bisküvi markalarından. Türkiyeye çok geç geldi, bu durum iyice talep edilmesine yol açtı. Marka tanıtımı iyi olduğu için hiç ünlü olmayan bir pastenenin hiç ünlü olmayan bir tatlısı için güzel referans oluyor.
0
rewlack
(21.02.22)
adi var sadece, dunya capinda populer olmus iste. bizim negro'nun (nero) onunde oreo diz coker tovbe ister
0
exlibris
(21.02.22)
Biz Türklere satılan sanırım düşük kalite ürün. 1 avuç toz şeker yer gibi bir tat, doku.

Diğer tüm bisküvilerde de benzer kalite düşüşü var.
0
gabe h coud
(21.02.22)
tamamen pr. eti negro (nero) cok daha iyi. negroyla oreo'yu yan yana koysunlar, oreo'ya bakmam.
0
fakyoras
(21.02.22)
(4)

Balkan ülkelerine seyahat

patronaj1
Selamlar. Mart ortalarına doğru yapılacak 1 haftalık bi gezi bakınıyorum. Turistik olarak değerlerinden bağımsız maksat başka memleketleri ufak da olsa deneyimlemek.farklı farklı platformlardan uçak, otel, hayat pahalalığı vs bakıyorum ama emin olamadım.Saraybosna’ya gidiş geliş 2.000 TL bile uçak v
Selamlar. Mart ortalarına doğru yapılacak 1 haftalık bi gezi bakınıyorum. Turistik olarak değerlerinden bağımsız maksat başka memleketleri ufak da olsa deneyimlemek.
farklı farklı platformlardan uçak, otel, hayat pahalalığı vs bakıyorum ama emin olamadım.
Saraybosna’ya gidiş geliş 2.000 TL bile uçak var thy’de. Gayet makul.
Diğer giderler açısından sizce en hesaplı ülke hangisi olur? Belgrad önceliğimdi ama sanırım bosna, kosova, Makedonya gibi ülkelerden daha pahalı.
Orta seviye bi konaklama, orta seviye sosyal hayat yeme içme vs yeterli.
0
patronaj1
(20.02.22)
Merhaba, fiyatlar aşağı yukarı aynı balkan ülkelerinde. Ufak tefek farklılıklar olur ama büyük bir fark çıkmaz toplamda. Karadağ da oldukça görülesi bir yer bu arada.
0
but that was just a dream
(20.02.22)
A Karadağ’a biraz daha yakından bakayım.
Beyrut gibi vizesiz alternatifler de çok cazip bu arada.
0
🌸patronaj1
(20.02.22)
@patronaj1 beyrut aslen çok keyifli ve ilgi çekici bir yer ama son dönemde büyük sıkıntılarla karşı karşıya. o yüzden ne kadar keyif vericidir bilemiyorum.
0
vital
(20.02.22)
Belgrad'da pek bir sey yok. Gormesen bir sey kaybetmezsin. Gerci bana kalırsa gebel olarak Balkanların pek bir numarasi yok. Karadag fena degil ama.
0
stavro
(20.02.22)
(10)

Sinemanın Altın Çağı

Kaleci Saçlı Forvet
Doksanlı yıllar bana sinemanın altın çağı gibi geliyor, yani her kategoride en iyi filmler sanki doksanlı yıllarda çevrilmiş gibi, belki 2000'li yılların başları da bu şekilde ama sonrasında baya bozuyor, yani bilimkurgu filmlerini geçiyorum adamlar normal filmleri bile yeşil perde önünde çekiyor gi
Doksanlı yıllar bana sinemanın altın çağı gibi geliyor, yani her kategoride en iyi filmler sanki doksanlı yıllarda çevrilmiş gibi, belki 2000'li yılların başları da bu şekilde ama sonrasında baya bozuyor, yani bilimkurgu filmlerini geçiyorum adamlar normal filmleri bile yeşil perde önünde çekiyor gibi sanki berbat bi anlayış hakim olmuş sektöre. Haksız mıyım? Teşekkür ederim.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(20.02.22)
haklısın. aynısını müzik ve spor için de düşünüyorum.
doksanlar altın çağ, 2000lerin başı zirve, bir kaç sene sonra sert düşüş
0
dafuq
(20.02.22)
ben de bu konuda fikirlerimi dağınık olarak yazayım

hollywood ve ana akım sinema için dediğin doğru, bir de zaten her şeyin filmi çekildi yeni bir şey çekilmez dedikleri yere geldik sanırım çünkü "yeni" bir şey izlediğimizde 18 yaşındaki gence çok güzel ve etkileyici gelen bir film bizde ya bunu ve benzerini daha önce kaç kere gördük hissi yaratıyor, duygulara ve olaylara bir doymuşluk var

farklı şeyler izlemek isteyenler art house ve bağımsız türlere kayıyor, klasik giriş gelişme sonuca uymayan daha deneysel filmlere yöneliyor
0
freebird5406_2
(20.02.22)
Valla ben daha çok bilim kurgu ve fantastik türden filmler sevdiğim için aslında bu zamanlar bu tür filmler için en süper zamanlar gibi geliyor bana. CGI sağolsun çok süper evrenler, neredeyse birebir şekilde oluşturulabiliyor. Bu da süper bir seyir zevki yaşatıyor.

Bana göre tek sıkıntı ise şu günümüzdeki sjw ve political correctness olaylarının abartılmasi yüzünden bazı evrenlerin mahvedilmesi.
0
j r r tolkien hayrani
(20.02.22)
CGI işi bence çok abartılıyor ya. Yani illa kullan ama örnek vermesi için söylüyorum mesela Yüzüklerin Efendisi çekilirken adamlar Miğferdibi'nin maketini yapıp sahneyi perspektif tekniğiyle çekiyorlar, bu benim için daha gerçekçi bir ortam yaratıyor ama filmi bugün çekseler kimse uğraşmaz bunun yeşil perdede çekip geçer, o da artık bi noktadan sonra acayip sentetik bir hava yaratıyor benim için, hatta iş neredeyse çizgi film izliyormuşum noktasına geliyor. Benim sıkıntım biraz bu.
0
🌸Kaleci Saçlı Forvet
(20.02.22)
@freebird5406_2 +1

geçmişte sinema ile yaşamak, öğrenmek, sinema filmi ile hissetmek, içselleştirmek gibi şeyler vardı. o yüzden değerli sinemacıların bakış açıları ortaya güzel işler çıkartıyordu. ve belki de para kazanmak bu kadar önemsenen bir mevzu değildi. şimdi ise her şey çok teknik bir yapıda ilerliyor gibi. ben yeni filmlerde eski sahici hisleri bulamıyorum. 90'lar ve 60'lar bence sinemanın en iyi çağlarıydı. belki de her şeyin bu kadar göz önünde olmasının negatif etkisidir, film çıkmadan film hakkında her şeyi bilmek. film çıktıktan sonra bir repliğinin, sahnesinin binlerce kez paylaşılması... belki de bunlar sahicilikten uzaklaştırıyordur insanı.

şimdi bazı dizilerde sinema tadı bulmak mümkün ama. better call soul, fargo... bu gibi dizilerin her bir bölümü başka bir sinematografik karakter içeriyor, sinemasal haz veriyor bana. sinema filmlerinden alınamayan tatları dizilerde bulmak mümkün.
0
the man with no name
(20.02.22)
teknoloji ile sinemanın harmanlanması açısından doğru, 90'lar ve 2000'lerin başı altın çağ denebilir.

ama sinemanın asıl altın çağı 1940-1960 arası dönemdir. zaten classic/golden age hollywood dedikleri dönem bu döneme denk geliyor. onun dışında italyada neorealist, fransada yeni dalga gibi akımlar var. uzakdoğuda kurosawa, naruse, kobayashi gibi isimler, avrupada dreyer, bergman gibi isimler hep bu döneme denk geliyor. sinemanın altın çağ kuşağı esasen bu isimlerden oluşuyor. bugünün veya 90'ların sinemasıyla karşılaştırılamaz bile.
0
lesmiserables
(20.02.22)
Bir sanat eserinin değerinin ortaya çıkması için üstünden belirli zaman geçmesi gerekiyor. Bunu hem zamana karşı ayakta durabilmek açısından hem de bir değerinin olabildiğince çok insan tarafından uzun süre içinde filtrelene filtrelene günümüze ulaşması açısından değerlendirebiliriz.

Haliyle bu hep böyle olmuştur, 2000'ler başında da 80'ler filmleri sinemanın altın çağı olarak kabul edilebilirdi. Benzer şekilde 20 sene sonra 2010'lara aynısını diyebiliriz.
Şimdi diyemiyoruz çünkü yeterli filtrelemeden geçmedi. Zamanla mücadeleye girmediler henüz, dönem olarak geniş perspektiften değerlendirilmediler. Bu aşamalar sonrasında daha net karşılaştırabiliriz 90'larla.


Tabii altın çağı diyince işin içine çok kıstas giriyor, ben şahsen sinemada bir dönemi altın çağ nitelendirebilecek kadar sinema tarihine hakim görmüyorum kendimi. 50'lerin çığır açan filmleri, 70'lerin sektörü günümüzdeki haline gelmesini sağlayan gelişmelerini düşünürsek altın çağ demek için ortaya çok fazla kriter çıkıyor.
Mesela sen hollywood ve sinema "endüstrisi" açısından bakmışsın olaya, işin "sanatsal" boyutundan bakınca, benim tarafımdan böyle görünüyor.

İlla bir yorum yapacak olursam; 2000'lerden itibaren - teknolojinin de gelişmesi sayesinde- bir sürü ilk film başarıları ortaya çıktı. Sinemanın gelişmesi açısından bakarsak son 10-15 yılın sinema tarihinin en iyi ilk filmlerinin yapıldığı bir altın çağ olarak gösterebiliriz.
0
Bruce
(20.02.22)
90'lar benim de favori dönemimdir sinema için.
müzik konusunda da sevdiğim bir dönem.

evet görsel olarak belki bu dönem daha çok tatmin edici, ki bence pek değil ama genel için konuşuyorum, yine de bazen başlayan, gelişen ve sonu olan bir takım insan hikâyeleri izlemek istiyorum.
90'larda en azından "konusu" olan filmler izleyebiliyorduk.
ve bunun illa sanat filmi ya da bağımsız sinema olmasına gerek yok, normal bildiğimiz hollywood filmlerinin de hikâyeleri vardı.
0
blatta hiberna
(20.02.22)
bence yanlış. türk sineması için bir nebze doğru. her ülkenin sinemasının altın yılları var. hollywood için bu 70'ler. italya sineması için 40'lar, fransa için 60-70'ler diye değişiyor.

90'lar siz gidip italyan sinemasının çağ atladığı zamanlarla kendinizi bağdaştıramayıp o filmleri sıkıcı bulduğunuz için size iyi geliyor. gerçekten çok film izlemiş olmak lazım bu ayrımı yapabilmek için. gidip 40'ların hollywood stüdyo filmlerini de izleyeceksin, 60'ların yeni dalga filmlerini de. her filmi dönemine göre değerlendirebilme yeteneğine sahip olduktan sonra gelip bence bu böyle diyeceksin.

ek olarak günümüzde çekilen göz önündeki filmler dediğiniz gibi ama bağımsız filmler öyle değil. her zaman izlenecek bir şeyler bulunabilir. önemli olan film aramayı bilmek.
0
bohr atom modeli
(20.02.22)
Bence oyle değil. 90larin filmlerinden zamanında efsane film dedigim filmler bugun tekrar izledigimde bana cok tirt geliyor. Gunumuz filmlerinin kalitesi yok, hem senaryo hem de prodüksiyon olarak.

He günümüz filmerinden 30filmden bir tanesi kaliteli cikiyor en fazla bana sorarsan ama muhtmelen o yıllarda da böyleydi bu.

Bir de bu izlediği film turune de bağlı biraz insanin. Bazı turler kendini tekrar etmeye basladi.
0
stavro
(20.02.22)
(10)

Instagram'dan nasıl aksiyon alıyım?

Jux
Instagram'dan tanımadığı insanlara yürüyebilen biri değilim, hiç denemedim bile çünkü çok "tuhaf(awkward)" geliyor.Lakin birkaç aydır takip ettiğim, yaklaşık 1000 takipçisi olan ve daha çok mimari fotoğraf paylaşan(30-40 fotoda 1 tane kendi fotosu), mimarlık doktorası yapan bir hanımefendi var; uzak
Instagram'dan tanımadığı insanlara yürüyebilen biri değilim, hiç denemedim bile çünkü çok "tuhaf(awkward)" geliyor.

Lakin birkaç aydır takip ettiğim, yaklaşık 1000 takipçisi olan ve daha çok mimari fotoğraf paylaşan(30-40 fotoda 1 tane kendi fotosu), mimarlık doktorası yapan bir hanımefendi var; uzaktan kendi kendime beğeniyorum kendilerini. Yani aslında fotolarını da beğeniyorum neredeyse hepsini, hikayelerine de bakıyorum.

Gelelim olaya; bu güzel gözlü ceylan bakışlı minik surat son 1 saat içinde hikayeme bakmış!
Beni takip etmiyor ama profilim gizli değil, aslında hikayeme bakmasına gerek yok kimim neyim anlaması için. Ama demek ki merak etmiş dimi? Yanlışkla bakması pek mümkün değil çünkü onun hikayeler akışına çıkmıyorum takip etmediği için.

Normalde pek bi ilgi belli ediyim halim yoktu ama demek ki bi gözüne batmışım ki hikayeme bakmış. Nihai fikri olumsuz da olabilir bu arada, ki hikayemde negatif bişey yoktu ama muhtemelen ilk defa ziyaret etti profilimi ve hikayeye de öyle baktı.

Sorum ise şu: hazır gündeme gelmişken mi meraba diyim yoksa üzerine meraba denicek bi hikaye ya da foto paylaşmasını mı bekliyim?

Şimdi diyeceksem: "dikkatini çektiğime sevindim" gibi, hikayeme baktığını gördüm tatlı kıss mesajıyla mı yazıyım yoksa direkt selam melam klişe şeyler mi? Klişe bişey yazasım yok ama densizlik yapma potansiyeli olan biri olarak emin olamıyorum nasıl girsem konuya diye.

Ne dersiniz, mesaj atıyım mı, şimdi mi atıyım, nasıl giriyim mevzuya?
0
Jux
(20.02.22)
Instagram kültürüne biraz uzağım ama mantıken "dökül bakalım" demiş hikayene bakarak. Rahatsız edici bir takipçi değilsin. Mesaj atmamışsın, postlarını beğenmişsin falan. Tehlike arz etmiyosun onun için. Bu da onda hikayene bakıp "varsa diyeceğin bir şey söyle hadi" gibi senin ona sunduğun konfora dayanan bi merak uyandırmış. "O da sana ilgi duydu" demek için biraz erken bu sebeple. Mesaj atmazsan ezik durursun. Mesaj at. Ama dökülme. Cool görünmeye de çalışma ama ortayı bul. O merakı canlı tutabilirsen eğer önünü açık görüyorum ben.
0
IncredibleMau
(20.02.22)
Hicbir manasi oldugunu sanmiyorum acikcasi. Yanlislikla basmis bile olabilir geri okuna basarken eli profil resminize gelince. Bir sey demeyin bence zira bunu fark etmeniz ve bunun bir anlamı oldugu onkabuluyle yaklasmaniz cok “creepy (rahatsiz edici)” bir hareket.

Onun yerine paylastigi bir bina ile ilgili bir yorumunuz olursa, misal “merhaba, gecen gun siz xyz kavramindan bahsettiginizde abc’ye daha farkli bir gozle baktim bugun. 123 de oluyor mu?” gibi bir mesaj atarsaniz cevap alma ve creepy algilanmama ihtimaliniz daha yuksek olur.
0
sopiro
(20.02.22)
Başıma gelse "iyi ki bı profiline baktik, hemen de y.vsa" derim
0
abuzer
(20.02.22)
Kendi paylaşımını beğenmiş kişilere bakarken senin kim olduğuna bakmak için profiline tıklamış. Zaten hikaye paylaşmış bir profile isim yerine profil fotoğrafı üzerinden tıklarsan direkt hikaye açılıyor. Senin durum da bu olabilir. Ben olsam gaza gelmem hemen. Başka birkaç hikaye daha paylaş. Onlara da bakarsa o zaman stalkluyor diyebiliriz.
0
himmet dayi
(20.02.22)
"bence zira bunu fark etmeniz ve bunun bir anlamı oldugu onkabuluyle yaklasmaniz cok “creepy (rahatsiz edici)” bir hareket."
+1
0
stavro
(20.02.22)
hikayene bakmasi hicbi sey ifade etmiyor sakin yazma sakin...
storysinde ilgi alanina giren, yazabilecegin bi sey gorursen mesaj at baska turlu selam, merhaba falan asiri kotu fikr
0
ala09
(20.02.22)
Akıl ve izanın galip geldiği bir pazar oluyor...
Bir sonraki hikayeme bakıp bakmaması üzerine bir plan geliştirip, bakmadığı durumda onun paylaşımı üzerinden sohbet geliştirmeyi hedefledim şu anda. Tavsiyeler için sağ olunuz!
0
🌸Jux
(20.02.22)
Creepy +1
Obsesyona dönmüş cidden

Yine de iyi niyetli olduğunuzu varsayıp, ya da duyuruya denk gelen insanlar için diyeyim cevaba devam edeceğim.

Çok umutlanmayın maalesef şansınız çok çok düşük onu da belirteyim de şimdiden, belki böyle böyle zamanla normal bi iletişime geçme şansınız olur. Zor bir şeyi yok storylere cevap yazıyorsunuz, normal insan gibi sohbet ediyorsunuz karşı taraf da açıksa vs. vs. öyle ilerliyor.
0
aguen
(20.02.22)
abuzer +1

himmet +1
0
blatta hiberna
(20.02.22)
Sen bu kadar düşünürken millet fotoğraflara alev atmıştır. 100 atmıştır. Merhaba, selam gibi şeyler seni sürüye dâhil etmekten ötesini sağlamaz. Direkt tanışmak istediğini söyle bence.
0
dissendium
(20.02.22)
(12)

Horizontal ile verticali karistirmak basligi sozlukte 231 sayfa olmus ?

speedy
Ciddi ciddi var mi boyle bir durum ya? Nasil karisiyor ki horizontal, vertical tamamen de ayri kelimeler. Ben hayatimda hic karistirmadim herhalde vertical, horizontali ama import export ilk gordugumde beyin durur 5-10 saniye ex-sevgili eski, gitmis demekti, export ta gitmis oluyor falan diye kotari
Ciddi ciddi var mi boyle bir durum ya? Nasil karisiyor ki horizontal, vertical tamamen de ayri kelimeler. Ben hayatimda hic karistirmadim herhalde vertical, horizontali ama import export ilk gordugumde beyin durur 5-10 saniye ex-sevgili eski, gitmis demekti, export ta gitmis oluyor falan diye kotariririm. Importla exportu karistirmak 3 sayfa iken eksisozluk.com , horizontal ile verticali karistirmak nasil 231 sayfa oluyor ya eksisozluk.com
0
speedy
(19.02.22)
Bana da enteresan geliyor. Vertical kelimesinde v mesela daha kapalı, daha dar bi harf h'ye kıyasla. daha dar daha dikey gibi işlemişim ben de aklımda.
0
IncredibleMau
(19.02.22)
ben de asla anlamıyorum bunu. Bi de başlıkta benzer hatırlama yöntemleri onlarca kez paylaşılmış. Dikey limit filmi, horizon ufuk demek, H'deki yatay çizgi vs arasan yüz kez vardır bunlar. Ki zaten latinceden köken alan anlamı belli sözcükler azıcık etimoloji bilgisi ile halloluyor.

import export da öyle external dışa giden gibi aklınızda tutabilirsiniz :)

Ben mesela Tuesday ve Thursday'i gördüğümde hep bi saniye düşünüyorum hangisi hangisiydi diye. Ya da quite ve quiet'ı yazarken. Bunlar aralarında anlam ilişkisi de olmadığı için daha zor akılda kalıyor bence. Ha bi de advice advise'tan hangisi isim hangisi fiil mesela hep bi düşünürüm :d
0
nundu
(19.02.22)
Bugün ben bu başlıktakileri okuyunca doğru bildiğimi unuttum öyle bir başlık. Konuşulmaması gerektiğini düşünüyorum
0
olaylar olaylar
(19.02.22)
Ben türkçenin sondan eklemeli oluşunun bir ilgisi olabileceğine inanıyorum. Şimdi yine ne alaka denebilir ama kelimelerdeki -tal ve-cal bitişleri birbirine benzer tınlıyor.
Bir de bazı insanlar bu kelimelerin türkçesini de zor öğreniyor dikey yerine düşey yaygındı mesela. Düşey (italik, bir merdivenin hafif düşmesi gibi) aslında yataya çağrışım yapıyor; bu da yatay’la karıştırılmasına yol açıyordu.
0
rewlack
(19.02.22)
benim de çok şaşırdığım bir olay. neyse ki buna şaşıran tek kişi ben değilmişim.

horizontal ve verticalı karıştırmaz bi insan gibi geliyor. çok bariz.

verdiğin diğer örnek daha mantıklı cidden.

ya da AM-PM olayı da daha mantıklı.


not: vertical limiti sinemada izledim :)
0
AlsterWasser
(19.02.22)
++@olaylar olaylar hahhha:)) konuşulmasın evet.

benim hayatımda böyle bir sorun bile yoktu. işim gereği kullandığım programda sıradan bir seçim komutu iken ve bunu kullanmak su içmek gibi düşünmeden yaptıgım bir eylemken, artık gözüme batan başlığa tıkladım ve tıklamaz olaydım. karadelik gibi içine çekiyor, okudukça okudum okudum okudumdumdum veee gelinen son durum; bu komutu kullanırken artık beynim birkaç saniye duruyor ve neydi la diyerek kodlama gereği duyuyorum:) konuşulmasın, evet.
0
halboyle
(20.02.22)
Vertical limit filmi aklıma geliyor her seferinde.
0
emcekare olmadi einstein olsun bari
(20.02.22)
Valla beni hic şaşırmadı yıllarca ben de karıştırdim. Çok kullandigin seyler olmayınca da karistirmsya meyilli okuyorsun.

Yillarca karıştırtiksab sonra horizontal'i horizondan geldigini dusununce bir daha karistirmadim:)
0
stavro
(20.02.22)
ben de şaşırıyorum, en azından 231 sayfalık bir şey yok ortada bence.
"horizon" yahu.
0
blatta hiberna
(20.02.22)
Zaman zaman hortluyor o başlık, sayfalarca yazılıyor, ben anlam veremiyorum ama insanlık hali, ben de sağımı solumu karıştırıyorum mesela, saçma ama.
0
hair freak
(20.02.22)
vertical limit filmi yeter karıştırmamak için:)
0
nothing in my way
(20.02.22)
oraya yazan insanların tek karıştırdığı kelimeler bunlar değildir ama. ülkenin çoğu ingilizce bilmiyor sonuçta ve ekşi de ülkenin çoğunluğunu yansıtan bir platform artık. dolayısıyla buna benzer başka başlık hortlansa o da alır yürür.
0
floydian
(20.02.22)
(12)

Getir ne ara dünya markası oldu?

asaf
21 yıllık Yemeksepeti bile dünyaya doğru dürüst açılamamışken 5-6 yıllık Getir ne ara dünya markası olabilecek ölçekte agresif ilerleyebiliyor?Nazım Salur bu kaynağa hangi ara ulaştı ya da edindi? Tottenham forma sponsoru da olmuş. Premier League’de reklam veriyor. Avrupa’nın en önemli başkentlerind
21 yıllık Yemeksepeti bile dünyaya doğru dürüst açılamamışken 5-6 yıllık Getir ne ara dünya markası olabilecek ölçekte agresif ilerleyebiliyor?

Nazım Salur bu kaynağa hangi ara ulaştı ya da edindi? Tottenham forma sponsoru da olmuş. Premier League’de reklam veriyor. Avrupa’nın en önemli başkentlerinde vs.

Hangi parayla?
0
asaf
(19.02.22)
spesifik bilgim yok, belki başka kirli veya temiz bağlantılar vardır ama bir gözlemci olarak safça;
1.çok iyi bir zamana denk geldiler ancak bu noktada öngörülü olmanın ve yatırımın da önemi var. pandemiyi tahmin edemeyebilirlerdi ama yatırımlar ve imkanlar bu tip bir senaryoda zaten hazırdı.
2.neredeyse ilk defa ciddi, istikrarlı ve profesyonel pr izleyen bir firmayla karşılaşıyoruz türkiyede. reklama ayırdıkları bütçe kadar vizyonları da önemli bu bağlamda. daha önce de yazmıştım, getir sadece kendilerine yönelik reklam yapmadı. dijital alışverişi yaygınlaştıran, bir alışkanlık ve "ihtiyaç" haline getiren bir reklam politikası izledi. aynı şeyi trendyol da yaptı, yapıyor mesela. bir ara markafoni vardı mesela ne biçim bir olay olmuştu falan ama uzun vadeli plan, yatırım yapıp sürdürebilir olmak çok önemli bu konuda.

ha bir de yemeksepeti ile kıyaslanamaz bence. zira getir önce hızlı market alışverişi gibi yeni bir konseptle girdi pazara. ayrıca yemeksepetinin aynı dönemlerde üstüste gelen kötü gidişi, hackelenen hesaplar ve defalarca sızdırılan bilgilerle lekelenen şöhreti bitişe sürüklüyor onu. ve yine altını çiziyorum yemek sepeti sadece yemek satmayı pazarladı. insanlara internette herhangi bişey (mesela yemek) sipariş etmelerini pazarlamadı, bunun reklamını yapmadı. bana sorarsanız en büyük hatası bu.

bir de "büyüyen" her firmada olması gerektiği gibi kazancın büyük kısmını reklam ve tanıtıma ayırıyorlar. ooo bu sene daha çok kazandık büyüme hızını sabitleyelim, üstünü cebe atalım demiyorlar şark kurnazı gibi. ivme yüksek olunca kar da artıyor diye düşünüyorum.

ama dediğim gibi başka mafyöz işler, fonlar var mıdır bilemem.
0
rewlack
(19.02.22)
getir son iki senede son derece ciddi yatırımlar aldı yurtdışından. nazım salur ve diğer ortaklar (5 kişi) toplam %60 hisseye sahip. kalan hisse yatırımcı şirketlerin. aşağıdaki haber geçen seneden:

www.ntv.com.tr
0
uuth
(19.02.22)
bilgim yok hatta sifir ama kaynagim saglam. Muhafazakar sermayenin destegi varmis arkasinda, kaynak: Londra'nin en buyuk Turk gida toptanci patronlarindan biri, bos yapacak biri degil kesinlikle, gidip de bana soylemedi tabi onun calisani arkadasimdan duydum bizzat
0
speedy
(19.02.22)
Getir türkiye tarihinde "markaya" yatırım yapan nadir şirketlerden. Bakın çok fazla şirketimiz var ama marka ve pazarlama iletişimini ciddiye alan 10'u bulmaz. Getir bunlardan biri. Bir sürü dedikodu var arkasında şunlar var bunlar var diye.

Şöyle diyeyim. türkiye'de arkasında çok buyuk sermayesi olan çok şirket var. Ama mevzu biraz da o sermayeyi nasıl yönettiğinle alakalı. Getir sermayesini iyi yönetti.


Aslında getir çok iyi bir başlangıç yakalayamadı. İlk başta oldukça yavaş büyüdüler. Ama pandemi inanılmaz bir ivme kazandırdı.

Gelelim yemek sepeti nasıl yerinde saydı, getir 1-2 yılda dünyaya açıldı.

-Yemeksepeti dünyada var olan bir konseptin türkiye uyarlamasıydı. Getir dünyada da örnekleri olan ama henüz yeni bir konsept. Bunu iyi kullandı.

-Yemeksepeti bir internet girişiminden beklenmeyecek kadar yavaş gelişen bir şirket. Yıllarca web sitesi üzerinden yürümeye çalıştılar. Mobil uygulamaları bile kullanım kolaylığı açısından getirle yarışamaz.

-Getir'in çok iyi bir ux (kullanıcı deneyimi) ekibi olduğu belli. Buna bayaa kafa yoruyorlar. UX dediğin şey sadece arayüz tasarımı değil. Kullanıcının siparişi tamamlanana kadar attığı tüm adımlar çok iyi planlanmış. Mesela annem getir'in uygulamasını çok rahat kullanırken yemeksepetinde kafası karışıyor.

Yemeksepeti'nin özensizliğini şöyle anlatayım. Mesela yemeksepetini açtınız. Size önce hangi şehirdensin diye soruyor. şehrini seçene kadar 10 saniye kaybettin. Sonra sana kullanıcı adı ve şifreni soruyor. Yahu zaten direkt login ekranına atsan başta bana şehir seçtirtmene gerek kalmayacak. Bir siparişin 10 adımı var mesela. Her seferinde bu şekilde 5-10 saniye kaybedince getir'de 2 dakika süren iş bunda 4 dakika sürer.

-Getir sürekli ve hızlı şekilde yeni özellikler ve servisler ekliyor. Adam küçük bir market olarak başladı. Getir yemek ekledi yemeksepetine rakip oldu. Getir büyük ekledi migros sanal markete rakip oldu. Getir mahalle'yi açtı esnafı işin içine kattı. Mesela getir yemek tesliminde sana restoran kruyesi mi getirsin yoksa getir kuryesi mi diye soruyor bazı bölgelerde. Yemek sepeti de bu hizmeti vale olarak sunmuştu yıllar önce. Ama arada ux tasarımı olarak o kadar fark var ki ben o vale hizmetini çok sonra fark ettim. Çoğu kullanıcı da görmemiştir eminim ya da ne kadar avantajlı olduğunu bilmiyordur.

-İki şirket arasındaki en büyük fark kurumsallaşma. Yemeksepetinden sipariş verdik yıllarca. Yemeğin ne şekilde, kim tarafından kaç dakikada geleceğinin bilgisi yok. Getir o kadar profesyonel çalışılmış ki motorundan kuryesinin tulumuna kurumsal bir firmadan hizmet aldığını hissettiriyor.

-Getir inanılmaz bir reklam yatırımı yaptı. yemeksepeti nasılsa tekelim diye hiç reklama para harcamadı. Oysa büyük olmak için de büyük kalmak için de reklama çok para harcamak gerekiyor. Coca cola dünyanın en büyük içecek üreticisi. Birçok pazarda lider hatta rakibi yok çoğu yerde. Ama hala dünyanın en çok reklam harcaması yapan şirketi.

-Getir'in yönetimi oldukça profesyonel hareket etti. Şirkete çok yatırımcı aldılar. Türkiye'den ve dünyadan yatırım fonlarının yatırımları var getir'de. haliyle onların networkü ve know-how'ı da bu hızlı büyümede oldukça büyük katkılar sağladı.
0
anten
(19.02.22)
yemeksepeti nevzat aydın ve trabzonluluğu sebebiyle alternatifleri çıktığı anda bir hate brand haline geldi. sadık bir ys ve banabi üyesi olarak ben bile sipariş vermiyorum artık, logosu markası falan tiksinti getiriyor. getir çok daha sempatik bir brand recognition uyandırıyor nedense, pazarlamanın gücü işte. uygulama olarak da çok hantallar, imaj olarak da kötüler.
0
roket adam
(19.02.22)
ortaklık yapısı gizli saklı olmadığı için, o ona fısıldamış bu buna çıtlatmışa gerek yok
5 kurucu ortağın hissesi yüzde 60. kalanlar:
Sequoia Capital amerikan
Tiger Global Management amerikan
Türkiye'den Fiba(hüsnü özyeğin) ile Esas Holding(sabancı)
0
comp
(19.02.22)
dünyaya açılma açısından karşılaştıracak olursak biraz alakasız iki örnek aslında. yemeskepeti delivery hero'ya satıldığından beri dünyaya açılma gibi bir durumu yok zaten. çünkü delivery hero'nun her ülkede farklı brand stratejisi var. yemeksepetinin kendi ülkesindeki sipariş hacmi ve karlılığına odaklanmı durumda. getir ise yemeksepeti gibi satılabilirlerdi ama bunu yapmayıp markalaşmayı tercih etti. bence burda çok farklı sebepler vardı. yemeksepeti 2015'te satıldığında ülkede kaos vs de vardı. nevzat aydın direkt söylüyor zaten erken sattık diye.
0
la mort heureuse
(19.02.22)
nevzat hem trabzonlu hem boğaziçili...

getir kurucularında itülüler var odtülüler var.
nazım salur boğaziçili olsa da bayburtlu, oradan kurtarıyor.
0
comp
(19.02.22)
yemeksepeti zaten dünyada hali hazırda olan bir iş modelinin türkiye versiyonuydu. türkiye'deki pazarda tekel olması sayesinde kolayca büyüdü ve dünyada yemek siparişi konusunda önemli pazar payına sahip olan delivery hero'ya satıldı. bırakın dünyaya açılmak kuzey kıbrıs'ta dahi daha yeni yeni faaliyet göstermeye başladı. azerbaycan da bile faaliyeti yok. pazara ilk girmek gibi bir avantajı olmasına rağmen oldukça hantal bir hale geldi zamanla yemeksepeti.

oysa getir'in durumu oldukça farklıydı. dünyayla eş zamanlı bir şekilde hızlı market teslimatı hizmeti ile giriş yaptı ülkemizde. o da bu konuda rakipsizdi bizde ilk zamanlar. ve sürekli işine markasına yatırım yaptı.
öyleki sırasıyla getir büyük - getir yemek - getir çarşı - su - taksi gibi hizmetler sunan bir platform haline geldi. şuan ülke pazarında yemeksepeti ve trendyol'dan önde. ama yarış artık çok keskin. bunu indirimler ve promosyonlardan bile anlamak mümkün.
ancak getir sadece bunlarla dansınırlı kalmadı. önce başka ülkelerde (ingiltere-abd) aynı iş modelini sundu. ve kabul gördü. bu kabulle oldukça ciddi yatırımlar aldı. almaya da devam ediyor. herkes bahsetmiş branding oldukça etkili zaten ama sadece branding ile açıklamak da haksızlık. bütüncül bir iş modeli ve yönetim vizyonu getir'i en iyi tanımlayan ifadeler bana göre.

yakın zamanda n11'e ortak oldu getir. (hatta bazı haberlerde satın aldığı-çoğunluk hissesine sahip olduğu-ifade edildi) yakın zamanda çok daha farklı ve katmanlı bir iş modelleri görebiliriz diye düşünüyorum.
düşünsenize n11'den sizinle aynı şehirdeki bir satıcıdan laptop aldınız ve aynı gün saatler içinde getir kuryesi size teslim etti?
0
debian
(20.02.22)
Yemeksepeti vir dunya markasi olamaz cunku ingilitere de 50 yildir paket servis var. Bir pizzada ne olur kaca gelir? 50senedir biliyorlar. Benim babam bilmez ben ogrendim peki nasil yemek sepeti ile. Cunku bizim nesil paket servis ile ilk tanisan ama pizza nin neli olacagini bilmeyen bir nesildi.

Yemek sepeti zamaninda iuk ye gitti ama millete cok sacma geldi cunku herkes pizzacinin telefonunu hangi pizza yi isteyecegini biliyordu

Biz bilmiyorduk.

Getir ise baska bir model sundu. Eve servis. Bu aslinda daha masrafli olmasindan ziyade zarar yazan bir is ama soyle bir model var.

Eger getir 5 yillik zararini karsilayacak yayirimi bulursa market zincirlerinin 2/5 ini siler yani

bim migros sok a101 carrefour

Yerine

Bim migros carrefour getir

Oldugunu dusun

Boylelikle pazarin 2/5 ini ele gecirebilor

Bu sebeple yatirim aliyor aslinda. 6-7 sene dayanmasi lazim rakiplerini de yenmesi lazim

Founderlarinin amaci ise bidaz daha parlatip firmayi amazon wallmart veya ebay e satmak

Ben zamaninda yapmistim fizibilitesini
0
duyurukullanıcısı
(20.02.22)
Yemek sepeti arayuzu kullanissiz +1

Getir yemek trendyol yemek gibi alternatifler ciktigi gibi yemek sepeti kullanmayi bıraktım ben sahsen.

Yukarıda da dedikleri gibi getir deli gibi reklam yaptı ve deli gibi kampanyalar yaptı surekli. Boyle böyle milletin gözüne gozune soktu uygulamayi. Hiç intenrentten yemek siparişi vermeye kalkismayacsk insanlsr bile getir indirip yemek söyledi cunku cok kıyak kampanyalar vardi.

Ben yemek sepetinde boyle kiyak kampanyalar falan görmedim. Yaptıysa da hic haberim olmadi, demek ki pazarlamasini yapamamis.

Millette soyle bir anlayis var bizde; ben bu şekilde güzel kazaniyorum zaten, o zaman daha iyisini yapmaya calismanin ekstra para harcamanin alemi yok zaten satıyorum ben hizmetimi/urunumu. Boyle düşününce surdurulebilirligi olmuyor. Yemek sepetinin o uyuz arayuzu hicbir zaman duzelmedi. Getir kadar da reklam-kampanya olmadı.

Tum bunların disinda bir de su var yemek sepeti getir ile doğrudan kiyaslanacak bir marka değil. Verdikleri hizmet farkli. Yemek sepeti kebabcidan hamburgerciden sana yemek getiriyordu, getir cikti abuk subuk bir saatte restoranın kebabcinin sana getiremeyecegi, seve seve kalkıp kendin marketten kuruyemisciden falan kendin almak zorunda oldugun hatta saat gecse kalkıp gitsen de alamsyacagin seyleri getirmeye basladi. Sonra getir yemek de isin icine girince zaten getir ayni zamanda bir yemek sepeti ve cok daha fazlasi oldu. Hem de pratik mobil uygulamasıyla.
Yani marka yuzu, logosu rengi bile ayri bir olay getir'in. Gordugun anda seciyorsun mor renkli getiri. Yemek sepetinin bir rengi bile yok. Pazarlama ve marka yönetimi cok geride kalmış getir ile kiyaslayinca. Bu işlerden cok anlayan biri degilim de buradan bakınca bana gözükeni söylüyorum.
0
stavro
(20.02.22)
airbnb ya da uber niye olduysa bu da o yüzden oldu diye düşünüyorum. (ukalaca bir niyetle yazmadım, bir beyin fırtınası tetikler umarım diye düşünüyorum)
0
vital
(20.02.22)
(16)

Arkadaş olacağınız kişinin siyasi görüşleri sizin için önemli midir?

norules
Sizinle tamamen zıt siyasi görüşlere sahip olan, bu görüşlerini dile getiren, savunan biriyle yakın arkadaşlık ilişkisi kurmayı tercih ediyor musunuz? Arkadaşlık yürüteceğiniz kişide etkiliyor mu sizi böyle detaylar, yoksa umurumda olmaz noktasında mı olursunuz?
Sizinle tamamen zıt siyasi görüşlere sahip olan, bu görüşlerini dile getiren, savunan biriyle yakın arkadaşlık ilişkisi kurmayı tercih ediyor musunuz?

Arkadaşlık yürüteceğiniz kişide etkiliyor mu sizi böyle detaylar, yoksa umurumda olmaz noktasında mı olursunuz?
0
norules
(17.02.22)
Etkiler. Umrumda olur. Manasız, takım tutar gibi fikir savunsa canımı sıkar sadece siyaseten değil.
0
karacigerim vur kadehlere
(17.02.22)
Siyasi görüş bir manada yaşama bakış açısını gösterdiği için aynı pencereden bakamadığım biriyle yakınlık kurmam çok düşük ihtimal. Fakat Siyasi görüşünden de önemlisi, siyasi fanatizm ve bağnazlık düzeyi benim için.
0
tamam sakinim
(17.02.22)
benim için önemli ya. etkiliyor. şöyle tabii fikir ayrılığımız olmasın, aynen benim gibi birisi olsun filan değil bahsettiğim. çok zıtsak, hele ki bazı konularda keskin fikirlerimiz varsa pek anlaşamayız diye düşünüyorum. bi de bu maalesef biraz türkiye'yle ilgili... şimdi açık konuşayım ben akp'yi seven biriyle mecburiyet haricinde muhatap olmak istemem ama almanya vatandaşı olsam (şimdi olmaktan bahsediyorum, sonradan) ve atıyorum yeşillere oy versem, başka partiye oy veren biriyle daha rahat anlaşabilirim.

çünkü orada her şey verdiğin oya bağlı değil, siyasetin etkileri buradaki gibi yıkıcı ve çok büyük olmuyor. haliyle aynı ölçüde kutuplaşma söz konusu değil. burda ben tartışmaya dahi girmiyorum çünkü kavga çıkarmaktan, birilerine zarar vermekten korkuyorum. orda arkadaşımla "yaaa oğlum hadi ordan, yanlış düşünüyon" vs. diye efendi gibi tartışıp arkadaşlığımı da koruyabilirim. çünkü o kadar agresif ve keskin olmaya gerek yok.
0
der meister
(17.02.22)
Siyasi görüş hayata bakış açısıdır. Hayata bakış açısı da yaşantıyı etkiler. Önemsiz diyen insanlar genel olarak sadece kafalarında kendilerine alternatif gördükleri ana akım bir iki görüş üzerinden düşünüyor bunu sanırım. Ya da kafalarında hayali, zıt siyasi görüşe sahip olmasına rağmen kendileriyle iyi anlaşma niyeti taşıyan insanlar yaratıyorlar.

Gerçekte siyasi görüşü farklı olan insanlarla çoğu zaman arkadaş dahi olmayız. Çoğu zaman ilgi alanları uyuşmaz çünkü. Siyasi görüşü farklı insanlarla genelde iş ortamında karşılaşırız ve malum, zoraki katlanırız bu kişilere.
0
akhenaten
(17.02.22)
Hiç umrumda değil.
Ne yapabileceğimize bakarim tamamen.
Ancak toplumda gördüğüm herkesin bunu umursadigi veya bir şekilde referans aldığıdir. Misal birlikte çalıştığım arkadaşlara hiç hesapsız onca iyilik yapar hic adaletten, hakkaniyetten sapmam ama onlar bana hep bir rezerv koyarlar. Bu benimle veya benim herhangi bir zaafimla ilgili değil tamamen onlarin gecmis deneyimlerinden kaynaklaniyor. Bizatihi itiraf ediyorlar bunu doğrusu.
0
fempusay
(17.02.22)
evet, benim için önemlidir. ha direkt olarak muhabbeti kesmem belki ama mesafeyi hep belli bir seviyede tutarım.
0
taçsız kral pele
(17.02.22)
Etkiliyor evet. Siyasi görüş birçok konuda fikir veriyor. Zıt görüşte biriyle farklı pencerelerden bakıyoruzdur. Arkadaşlık kurabileceğimi düşünmüyorum.
0
pink cadillac
(17.02.22)
Boyle bir arkadasim vardı. Hiçbir zaman politik konulara girmezdik. Birbirimizin siyasi gorusunu biliyorduk ve hic o konulara girmiyorduk.
0
stavro
(17.02.22)
türkiye'de yaşıyorsam %100 etkiler.
0
kanasla intihar eden adam
(17.02.22)
turkiyede etkiler+1 ama cogu arkadasim ozellikle is arkadaslarim. asiri terso olanlari hafiften fitliyorum dogru yolu gosterme gorevi... sadece siyasi gorus degil butun hayat tarzi bana ters olan ama hayvan gibi eglendigim bi arkadasim var. arada tartisitken ikileme dussem de vazgecemiyorum kendisinden. etkilemesi ilisigimi kesmesine neden olmuyor
0
ala09
(17.02.22)
siyaseten uç fikirlere sahipse ve her konuyu siyasete bağlayan bir tipse hiç istemem.
0
dafuq
(17.02.22)
Türkiye'deyse doğrudan etkiler. Türkiye'de siyaset çok keskin, hayatın her alanına yansıyor. Yabancı arkadaşlarımın çoğunun siyasi görüşünü bilmiyorum, ilişkimizi etkileyen bir durum olmuyor.
0
asteriks
(17.02.22)
akp'liyse ve hala akp'yi savunuyorsa yakını geç, arkadaşlık bile kurmam. tanıdık biri olarak kalır sadece.
0
himmet dayi
(17.02.22)
Siyasi görüşleri arkadaş olacağım kişiden daha önemli valla, siyasi görüşünü anladığım turşucuya bile gitmiyorum ben. Kutuplaşmanın merkezinden iyi akşamlar diliyorum.
0
turk kizi
(17.02.22)
Selamini bile almam
0
zimbirik
(18.02.22)
eskiden onemli degildi; ama artik ozellikle akp ve mhpli tayfanin kendinden olmayanlara neler yapabilecegini gordukten sonra, bunlarla arkadasligi kestim. hicbir akp ve mhp secmeniyle arkadas olmam, selam vermem, yardim etmem..benden uzak allah'a yakin olsunlar..
0
ubi dubium ibi libertas
(18.02.22)
(11)

Samimi Olmadığınız Birinden Nikah Davetiyesi Alınca Ne Yapıyorsunuz?

alicek
İşyerinde konuştuğum bi arkadaş vardı, iyi konuşurduk, nikahı gelince iş yerinde sevmediğini söylediği kişiler dahil herkese davetiye verince bi vakfa adına bağış yaptım, sonra aramıza biraz mesafe girdi, sadece iş yerinde görüştüğüm biri olduğu için pek umrumda olmadı açıkçası, şimdi daha az konuşu
İşyerinde konuştuğum bi arkadaş vardı, iyi konuşurduk, nikahı gelince iş yerinde sevmediğini söylediği kişiler dahil herkese davetiye verince bi vakfa adına bağış yaptım, sonra aramıza biraz mesafe girdi, sadece iş yerinde görüştüğüm biri olduğu için pek umrumda olmadı açıkçası, şimdi daha az konuşup daha az samimi olduğum bir arkadaş davetiye verdi, insanlar genel olarak bağış tipindeki hediyeleri hakaret mi sayıyor yoksa kültürel olarak böyle birşeye uzak oldukları için mi ters karşılıyorlar? Sizce ne yapayım?
0
alicek
(17.02.22)
Evlenen çiftlerin en çok ihyacı olan şey para oluyor. Ben bağış yapmazdım. Eğer bi bütçe ayırmak istiyorsam şirkette çift adına toplanan paraya katkı yaparım, ya da gider altın, para vs takarım.

Eğer çift adına toplanan paraya katkı yapmayacaksam o zaman bağış da yapmam.

Hani bi hediye listeleri olur, oradan seçip hediye alırsın o da okey.

Bütçe ayırmayıp nikahına düğününe gitmek de okey. Çünkü insan o günde herkesi yanında görmek istiyor. Herkesi olduğundan daha samimi görüp düğünde beraber eğlenmek istiyor vs.
0
zimbirik
(17.02.22)
Hocam samimi olmadığım insanları davet etmek bana doğru gelmiyor, yani ben evlenecek olsam sadece samimi olduğum insanları davet ederim, yoksa eğer dediğin gibi para için oluyor o da insanı menfaat için davet etmiş gibi oluyor, bu doğru mu?
0
🌸alicek
(17.02.22)
Bu arada şirket adına bi para toplanmadı, keşke öyle olsa verirdim ancak ne yapacağımı bilmiyorum yabancı bir ortama gitmek de doğru gelmiyor bana
0
🌸alicek
(17.02.22)
Gitmiyorum.
0
stavro
(17.02.22)
tesekkur ederim diyip aliyorum ve gitmiyorum.

dedigin gibi samimi olmadigi insana davetiye veren net para bekliyordur. insan utanir davetiye vermeye arkadasi olmayan insana. saygidan verilebilir bazen ama akrani birine samimiyet olmadan veriliyorsa menfaat icindir.
bagislar evet degersiz onlarin gozunde cunku para kazanamiyorlar bagistan :))
0
Kittie
(17.02.22)
Gitmem.
0
sopiro
(18.02.22)
hayırlı olsun diyorum davetiyeyi alıyorum sonra çöpe atıyorum.
0
sizofren06
(18.02.22)
Biz düğünde yakın olmadığımız insanlara da davetiye verdik. Herkesi aramızda görmeyi çok istemiştik. Otellerine kadar da biz harcayacaktık. Maddi bi beklentimiz yoktu.
Bizim para için davetiye verdiğimizi düşünen insanlar zaten kendi algıları nedeni ile en baştan gelmediler. Ama bizim yanımızda olmak isteyen insanlara otelini, yemeğini, alkolünü her şeyini sunduk biz. Çok da güzel eğlendik gelenlerle. Kimin ne taktığını, ne verdiğini de hala bilmeyiz.

O yüzden yakın olmadığı kişiye davetiye veren kişiyi para için yapıyor gibi algılamayın. Biz aramızda bi münakaşa olmayan herkesi çağırdık. Çünkü düğünler ve cenazeler böyle olmalı bize göre. Samimi olmak, birlik olmak, destek olmak iiçin yapıyoruz bu seremonileri. Belki sizi çağıran kişilet de böyle düşünüyordur bilemesiniz.
0
zimbirik
(19.02.22)
evlenen insanın paraya ihtiyacı olur. parayı bağış yapmak "sana bu ihtiyacın olan dönemde para vereceğime gider başka yere veririm" diyip gözüne sokmaktır. ben olsam ben de gıcık olurdum. benimle bağışın ne alakası var yahu dalga geçer gibi bir de benim adıma yapılmış. gitmiyorsan gitme düğüne, vermiyorsan verme para&altın. ama bağış yapmak saçmalık
0
dafuq
(19.02.22)
ben evlensem ofiste kimseyi ayırmadan formaliteden de olsa davet ederim. nezaketen böyle icab eder. diğer türlüsü ayırmak olur ve yanlış anlaşılmalara müsait. he o samimi olmaıdgım adam gelmedi diye de bozulmam. gelmesini de beklemem zaten. hani bende bundan çekiniyırum. millet para için çağırdı diye düşünür. iyi de şimdi yanındaki adama davetiye verip diğerine selam verip davetiye vermemek ya da birinin "aa sana davetiye vermedi mi" diye söylemesi gibi durumlar daha çirkin bence. Bu arada samimi değilsem gitmiyorum da karışmıyorum da. karışırsam da çok azıcık birşey veriyorum. banane canım. sonuçta mutlulugu için evleniyor, para için evlenmiyor ya.güzel dileklerimi sunarım, kafi. hiç dert etmiyorum böyle şeyleri. bana gelmediler diyede dert etmem kimseyi.
0
halboyle
(19.02.22)
maaşlarınız ultra yüksek değilse bağış yapmak baya manasız, danimarkada falan yaşayan biri olsan tamam da evlenen insanlar hele şu anki ekonomide ne kadar zorlanıyorlar haberın yok sanırım. belki kadın/adam ulan biz kaşık çatal almaya uğraşıyoruz alicek temaya bağış yapmış demiş olabilir.

cok samımı degılsem korona zamanı gitmem, ufak bı hedıye takarım ofiste takabılıyosam.

ınsanlar evlenınce dugunu kalabalık olsun ıstıyor, kimi para ıcın kiminin ailesi yok, arkadası yok vs. bır suru sebep olabılır
0
hopp
(19.02.22)
(4)

kıyafet sorusu

owaki
Görseldeki gibi ceket arıyorum ama bulamıyorum. herhangi bir kıyafet sitesinde erkek/giyim/ceket path'ini takip ettiğimde blazer veya takım elbise ceketi gibi ceketler çıkıyor. Hırka, yelek vs de değilhttps://ibb.co/c11wzfMhttps://ibb.co/qkjZhBJhttps://ibb.co/T28v0MS
Görseldeki gibi ceket arıyorum ama bulamıyorum. herhangi bir kıyafet sitesinde erkek/giyim/ceket path'ini takip ettiğimde blazer veya takım elbise ceketi gibi ceketler çıkıyor. Hırka, yelek vs de değil

ibb.co
ibb.co
ibb.co
0
owaki
(17.02.22)
Bu olur mu

www.trendyol.com
0
jepa
(17.02.22)
Mavi,levi’s ya da zara’da bulunabilir sanki
0
halen
(17.02.22)
Bu kış sezonunda Mavi’de çok benzerleri vardı, hatta eşime aldık ama zar zor zira bedenler çok az kalmıştı. Bir bakabilirsiniz internetten, fırsat varsa çok uğrak olmayan ya da büyük bir mağazaya bakmak da iyi olabilir. Onlineda bulanamadıklarınızı alakasız bir şehirde tesadüfen bulmuştuk.
0
kullanıcıadımbuolsun
(17.02.22)
Kotonda gordum ben benzerini, hala var mi bilmiyurum bir ugra istersen.
0
stavro
(17.02.22)
(9)

Masabasi çalışmaktan kamburlasmaya baslayip da

stavro
Bundan kurtulan var mi? Bir fizyoterapist bana sizde boyun duzlesmesi var, masabasi calisiyorsunuz muhtemelen dedi ve bu kamburluga dogru gider dedi. Dedigi de doğru, masabasi çalışıyorum ve kambur olmasam da kamburluga dogru gidiyorum.Bunun icin 8 seanslık medikal masaj paketi onerdi. Boyle bir sey
Bundan kurtulan var mi? Bir fizyoterapist bana sizde boyun duzlesmesi var, masabasi calisiyorsunuz muhtemelen dedi ve bu kamburluga dogru gider dedi. Dedigi de doğru, masabasi çalışıyorum ve kambur olmasam da kamburluga dogru gidiyorum.
Bunun icin 8 seanslık medikal masaj paketi onerdi. Boyle bir sey ise yarar mi, posturumu duruşumu duzeltebilir mi kismen de olsa?

Boyle masa basi calismaktan kamburlasip da sonradan durusunu duzeltebilen var mi, nasıl oldu?
0
stavro
(16.02.22)
duruş için pilates ve yüzme önerilir
0
ala09
(16.02.22)
Ağırlık kaldırmak sırt kaslarını güçlendirip postürü düzeltiyor. Spora başladığımdan beri masa başında oturuşum da düzeldi, öncesinde ben de kambur duruyordum masada.

Bir de kemer gibi bi alet varmış sırta takılıp duruşu düzelten, etrafımdaki insanlar işe yaradığını iddia ediyordu ama ben denemedim.
0
plutongezegendegilmi
(16.02.22)
Boyun düzleşmesi şikayetiyle doktora gitmiştim. Prof dr yoga veya pilates yapmalısın dedi, yaklaşık 2-3 aydır pilatese gidiyorum nefis hissediyorum kendimi. Yatarken kullandığım yastık da visco aşırıııı memnunum. Ayrıca aklıma geldikte bilgisayar başında boyun hareketlerini yapıyorjm.
0
esinikaybetmiscorap
(17.02.22)
@plutongezegendegilmi

Yüzmek kamburluğu önlüyorsa 24/7 suda yüzen kambur balinalar ne iş?
0
adriana lima poposu yaglayicisi
(17.02.22)
Yuzme ve pilatesi bana da onerdi bunu soyleyen kisi. Gerci pilatesi nasil yapacagimi bilmiyorum topun uzerine mi oturuyoruz ne yapiyoruz hiçbir fikrim yok.
0
🌸stavro
(17.02.22)
Bundan 15 sene kadar önce boyun ağrısından uyuyamaz durumdayken ve sağ kolumda uyuşma başlamışken bir arkadaşımın önerisiyle kayropraktıra gittim. film filan çekildi. Normalde insan omurgası çift S formundadır. Boynumuzun belli bir açıda olması gerekir. Masa başı çalışanlarının boynunda düzleşme görülür ya. Benimki tersine bel vermiş. Nasılsa fıtık çıkmamış ama resmen donakaldım röntgen filmimi görünce. Sonrası haftada 3 seans kayropraktik + ev egzersizi ile 3 ayda normale dönmüştü boynum.
0
SiyamkedisiZorro
(17.02.22)
düzeltir, isterseniz youtube üzerinde bulabileceğiniz egzersizleri yapabilirsiniz, kamburluğunuz gider, daha dik durmaya başlarsınız, eğer spor salonunda bir kaç hafta ağırlıklarla sırt çalışırsanız iş yerinde oturuşunuzda dikleşme görebilirsiniz.
0
selam
(17.02.22)
Spor salonuna cok duzenlo olmada da pandemi kısıtlammari kalktigindan beri gidiyorum ama sirt calismiyordum ben. Sirt da ekleyecegim.
0
🌸stavro
(17.02.22)
kemikler omurlar düzelmez ama kas hafızasıyla dikleşme sdfs oluyor
ağrılar bitiyor

www.youtube.com
bunu yaparsan üşenmeyip en İYİSİ
0
bir soru sorcam
(17.02.22)
(12)

Monogami

tamam sakinim
Tek eşliliğin insan doğasına uygun olmayışı bir taraftan doğru gelirken, bir taraftan da doğamız ve içgüdülerimiz dışında, insanın doğal olmayan bir çok şeye de uyum sağlayıp benimseyebilme özelliği konuyu tartışmalı hale getiriyor. Bu tarz konularda insanlarla sohbet ettiğimde yeterince objektif ce
Tek eşliliğin insan doğasına uygun olmayışı bir taraftan doğru gelirken, bir taraftan da doğamız ve içgüdülerimiz dışında, insanın doğal olmayan bir çok şeye de uyum sağlayıp benimseyebilme özelliği konuyu tartışmalı hale getiriyor. Bu tarz konularda insanlarla sohbet ettiğimde yeterince objektif cevap alamıyormuşum gibi geliyor, özellikle ilişkisi olan insanlar bu konu hakkında tartışma açılmasından bile haz etmiyorlar. Ancak ben merak ediyorum, uzun soluklu bir sadakat ne kadar mümkün? Siz buna ne kadar yatkın olduğunuza inanıyorsunuz? İlişki içerisindeyken başkasını arzulama durumu hiç yaşamıyor musunuz? Neden evli erkekler evlilikten ciddi şekilde yakınıyor, büyük sebeplerden biri bu olabilir mi sizce?

Kafama takılan başka bir şey, türkiyede kadınların evlenme yaşı ortalaması 25 erkeklerin 27. 25-30 yaşında toplumun da baskısıyla insanlar aşık oldukları anlaştıkları kişileri aramaktansa elindekiyle yetinip evlilik adımı atıyor gibi. Bu yaş aralığında ciddi yığılmanın olması düşündürüyor, kararların ne kadar sağlıklı ve düşünerek verilmiş olabileceğine dair.
0
tamam sakinim
(16.02.22)
Benim gözlemim şöyle. Erkekler de erken evlenebiliyor. 20 ile 25 yaş arasında. Yaş 30 40 arası olunca da erken evlenmiş olduklarını fark edip maddi durum düzelmişken serbest olamamanın rahatsızlığını yaşıyorlar. Hayat boyu sadakat mümkün.
0
dissendium
(16.02.22)
İnsanın doğasına uygun olmayışı geçerli bir argüman değil bence. İnsanın doğasından kasıt neslini sürdürmek için olabildiğince fazla yavru yapmak ise bulduğumuz her karşı cinsle çiftleşmeye çalışmamız lazım. Ciftlesmekten kastım disiyi hamile bırakmaya yönelik seks. Bunu yapmayacak kadar gelişmiş canlılariz ama tek bir insana sadık kalacak kadar gelişmiş degiliz düşüncesi çok saçma. Kimse hareketlerine insan doğası bu diye bahane bulmasın bence. Kimi insan sadık değildir, kimi insan sadıktır. Ömür boyu da sadık kalır. İki seçenek de mümkündür, biri diğerinden üstün değildir.
0
sckxyss
(16.02.22)
sizin oneriniz ne burda? evlenmemek mi yoksa ciftlerin birbirine haber verip baskalariyla iliski kurabilmesi mi? cok evliliklik mi? evliliksizlik mi?

ben duzenli iliski yasadigimda ilgimi ceken insanlar olsa dahi alistigim seye daha bagli hissediyorum kendimi. cunku duygusuz sadece seks icin seks yaptigimda bir doyum hissetmiyorum hemen puf kaybolup gidiyor ama paylasimim olan, duygusal baglilik ve sadakat besledigim kisiyle beraber yatmak bile daha fazla tatmin sagliyor.

erkeklerin mevzusu su bircok temel ihtiyaclari ve bireysel karsilanmasi gereken isleri kadina yikiyor kadin da canim kocam diyerek sirtliyo bu gorevi. sonra onla ugras bunla ugras derken kocasiyla ilgilenecek enerji ve motivasyon kalmiyor. he bi de toplum var ona da bir seyler kanitliyo kadin. doguruyo falan. erkege olan ilgisi sevgililik donemi gibi olamiyor erkek de karsisinda amele gibi calisan bi insan nasil olursa oyle birini goruyo ve hayal kirikligi yasiyor. nacizane fikrim de duzenli hayata basliyosun evlenince aksam
ayni saatte yemek, tv(netflix falan ne diyosaniz artik tvye) bu biraz libidokillerlik yapiyo insanda. isten gelip yiyosun ve tv karsisinda siziyosun. bekarkenki bos kafan ve rahatligin yok. her an sevisebilirim diye cikiyosun disari, bara, konsere. evdeyken o heyecani bulamiyosun vs.. sebepler cogaltilabilinir.

hayat boyu sadakat %90 mumkun olabilir ama olmasi icin biraz da ruhunu hafiften öldurmen lazim
0
ala09
(16.02.22)
2. bir eş ihtiyacı arap şeyhleri, aileden zenginler, part-time çalışanlar gibi bol vakti olanlar filan için bi şey ifade eder

daha çok dargınlık ya da yaşlanma kilo alma sağlık vs. gibi vicdansız sebeplere dayanıyor başkası da olsun

fiziksel olarak uslu durmak zor bir mesele değil

zihinsel olarak uslu durmak ya da sosyal medya başkalarına ilgi duymamak ise çok büyük irade
eşler arasında karşılıklı fedakarlık ve özveri bağları sağlam tutuyor
arada bastırılmış duygu patlamaları olur
en basitinden bir ünlünün fotoğraflarına bakar geçer
ya da random biriyle dertleşir
tabi bunlar da hoş değil
0
bir soru sorcam
(16.02.22)
Mevzuya olabildiğince objektif yaklaşmaya çalışıyorum ve ben de merak ediyorum bunu.

Tek eşliliğin insanlara uygun olmayışı, özellikle de erkekler için; çoklukla erkeklerin tohumlarını olabildiğince saçarak daha çok çocuk sahibi olarak nesli devam ettirme iç güdüsünün bir sonucu olduğu savunuluyor.

Avcı toplayıcı zamanlarda, insan ömrü çok kısa ve hayat tehlikelerle doluyken fena da olmayan bir (içgüdüsel) strateji olabilir.

Şimdilerde genel olarak insan ırkının çok artmış olması, belki bazı insanlar için (içkin) türü sürdürme iç güdüsünü biraz törpülemiş, yoluna koymuş olabilir. Bazıları için de hala daha çok üreyip, genlerini sonraki nesillere aktarmak ve “kaybolup gitmemek” motivasyonu sürüyor olabilir.

Bu, en ilkel nesli sürdürme tarafından bakışım.

Öbür yandan, artık eskiye göre çok ama çok daha fazla hazcı insanoğlu. Çok büyük tehlikeler yok ve en basitinden yaralandığımızda bir ambülans gelip hastaneye götürüyor ve sorgusuz sualsiz tedavi ediyorlar!?

Haz ve deneyimler çağında pek çokları da deneyim ve hazlarını çeşitlendirmek istiyor. Bu da başka bir tarafı.


— Kendi bakış açım ve ne hissettiğime geçmeden önce; evli erkeklerin neden yakındığına geçeyim: Erken yaşta aile baskısı, ya da genel bağlam içinde bir şekilde evlenmeye kendini zorunlu hissetme; daha iyisini nasılsa bulamam, zaten kör-topalım, diğer yandan hormonlar derken birden bire, çok olgunlaşmadan, etraflıca düşünmeden kendilerini evliliğin içinde bulabiliyorlar.

Biraz “büyüyüp” de maddi olarak da rahatladıktan sonra; acaba doğru mu yaptım, bir sürü de seçenek varmış niye kendimi kapana kıstırdım ki vs. vs. gibi bir takım ah-vahlar oluşabiliyor.

Bunu etrafımda birkaç kadında da gözlemledim. Aman bu sünepeyle mi uğraşacağım, çocuk da peydahladım ele gelir oldu sepetleyeyim diyip (benim çıkarımım değil, kendilerinden dinlediğim) herifi boşayıp, çocuğun babasında kaldığı günler keyif çatan özgür ruhlu kadınlar da olabiliyor.

Herkesin şeysine kimse karışamaz :)



Kendi adıma kararsızım. Bir ilişki içine girdiğimde genelde gözüm başka bir şey görmez oluyor. Yani nebleyim, bildiğiniz bütün güzel kadınlardan oluşan bir karmayı evime doldursanız çıkın dışarı manyak mısınız diye kovalarım.

O duygusal yoğunluk pek iyi pek hoş. O sırada tek eşliyim ve sadakat sorgulamaya bile gerek yok.

Fakat “ilişki” ile “aşk” başka şeyler. Bir noktada “cepte bu” fikri oluştuysa ilişki içinde, merak ve yoğunluk duyguları kaybolmaya başlıyor. Çözdüm ben bu adamı/kadını duruşu işleri çok bozuyor.

Oradan sonra benim için yokuş aşağı gidiyor işler. Ama bunu çok eşlilikle çözmek de pek hoşuma gitmiyor. Aldatmaktan bahsetmiyorum, mesela bunu karşımdaki insanla konuşsam vesaire vesaire. I-Ih.

Ama mesela üç kişilik bir duygusal ilişkiyi merak ediyorum. Mümkün mü? Mümkünse nasıl? Bu fikri ilk kafama sokan da meşhur Vicky-Cristina-Barcelona filmi olmuştu.

Çok eşliliği daha çok bu bağlamda düşünüyor ve irdeliyorum.



Ömür boyu sadakat olur mu? Bahsettiğim merak/ilgi bitmezse, taraflar bunu besleyecek şekilde farkındalık sahibi olursa neden olmasın diyorum.

Diğer yandan, “zorunda mıyım”!? Ya da “zorunda mıyız” (insanlık olarak) —neden bir ömrü tek eşle geçirmek, katolik nikahıyla evlenip mezara kadar diye yeminler etmek zorundayız diye de düşünüyorum.

Yani insan değişiyor, bir yerden sonra iki kişi de başka insan olmuş oluyor. Başka yollarda, başka insanlarla devam etmek ve ‘no-hard-feelings’ pozisyonunda olmak da mantıklı geliyor.

Böyle.
0
kaptankedi
(16.02.22)
"25-30 yaşında toplumun da baskısıyla"
buu toplumun baskısından azadelik yaşı kaç acaba 68 mi?
kaç yaşında bu sosyolog/psikolog modern söylem insanları olgunlaşmış saymaya başlayacak
0
comp
(16.02.22)
Bu konularda asla objektif cevaplar alamazsın evet. Hatta herkesin anonim oldugu bunun gibi sitelerde bile. Bu konularda insanlar daha kendine karsi objektif değil ki sana objektif fikirlerini sunabilsinler zaten. Gercegi kendine bile itiraf etmez bazı konularda insanlar, kendini kandirirlar. Sen de ben de.

Uzun soluklu sadakat ne kadar mumkun? Bana sorarsan pek de mumkun değil.
Soyle bir durum var, gozu disari kayan aldatan insanlar ve yıllarca sadik kalan insanlar var. En azından bildigimiz kadariyla sadık olanlar diyelim. Burada direkt sonuca bakıyorz adam/kadin sadık kalmis mi kalmamis mi. Ama hayatinin geri kalanjna bakmıyoruz. Sadakatsiz olanin hayatinda neler oldu bitti kimlerle hangi ortamlarla karşılaştı, sadik olanda durum nasıl? 8milyar kusur farkli hayst var dunyada, bir tanesi bir tanesiyle aynı değil. Bir takım sartlar olustugunda veya bir takim firsatlar olustugunda durum degisebilir. Demek istedigim 30yil boyunca hic aldatmamis ama sadece firsatini bulamadigi icin yapamamış olan milyonlarca insan da vardir.

Ben sahsen kimsenin ama hiçkimsenin uzun soluklu sadakat sahibi olacaginin garantisi olmadigina inaniyorum. Evet buna tanıdığım tanimadigim herkesi ailemi esi dostu hatta kendimi de katiyorum. Herkes yapar değil, herkes yapabilir yani bu herkes için mumkun. Ahmet asla yapmaz Mehmet asla yapmaz Ayşe Fatma kesinlikle yapmaz falan boyle bir sey yok.

Uzun soluklu sadakat bazi sartlar gerceklesmemesi sayesinde oluyor biraz da. Yoksa kime sorsan onun kocasi asla yapmaz, onun karisi asla yapmaz, öbürünün anne babasi icin boyle sey soz konusu bile olamaz ama eminim bu talihsizligi yasayanlarin da hemen hepsi esleri icin ayni düşünüyordu.

İnsan dogasi bana sorarsan gozu disari kaymaya yatkin ama buna etki eden milyon tane değişken var. Kisinin is hayati, kariyeri, cevresi, toplumun kulturu, yetistigi ailede benimsediği ogretiler, dini inanci, eşinin kiskanclik ve kontrolculuk seviyesi, fiziksel cekiciligi, milyon tane değişken var kisinin sadakatsizlik yapmasina imkan veren veya mani olan. Atıyorum kadinin is ortaminda birilerone gozu kayiyordur ama kariyeri tehlikeye gireceginden hamle yapmaya cesaret edemiyordur bu sayede sadakatini bozamamistir. Yeryüzünde kimse de bu insanin aklini okuyamayacsgi icin bu kisi de sadakat sahibi olan veya "en azından bildigimiz kadarıyla sadakat sahibi olan" sinifina girer.

"Tek eslilik insan doğasına uygun degil"den ziyade "tek esle yetinmemeye egilimli olmak" insan doğası diyorum ben.

Ve bu gozler neler gordu. Neler gordu. Asla dusunmeyeceginiz, konduramayacaginiz, hatta yapacagini dusunmek bir tarafa dursun gozunuzle gorseniz ulan ben yanlış görmüşümdür diyip kendizi sorgulayip gordugunuze bile inanmayacaginiz insanlar neler yapıyor.
Ve gercekten esini seven ve sevmeye devam eden, onunla yasamaya devam etmek isteyen ondan ayri kalmak istemeyen ama gozu de disari kayip baskalariyla bir seyler yasamaktan da geri durmayan milyonlarca insan var. Olay sevmemek deger vermemek veya size gerçekten değer vermeyen sizi gercekten sevmeyen biriyle hayatini birlestirmek de değil. İnsanlarin filmlerden romanlardan ogrenip gercek hayata uyarladigi ve gercek olduğuna inandigi bir ideal sevgi sadakat olgusu var. Buna gore "gercekten" biririni sevdiğinde gercekten deger verdiginde boyle seyler olmaz, yapmazsin böyle seyler. Sadakatsizlik oluyorsa gercekten sevmemistir, deger vermemiştir, ahlaki degerlerini kaybetmistir soyledir boyledir. Yani normalde boyle seyler olmaz, o iliskide o insanlarda sorun vardir cunku idealimizdeki iliski boyle değil. Belki de idealimizdeki gercek değildir? Gercek dunya, gerçek insanlar oyle degil belki.

Gercek hayat su ki 15 senedir hergun gordugun beraber yatip kalktigin aynı sofrada yiyip kalktigin tuvalette isini yaparken zatirt diye cikardigi gazin sesini duydugun kisiye kiyasla isyerine 1 ay once giren eli yuzu duzgun vatandasin daha cekici gelmesi isten bile değil.
Ve bana sorarsan insanin konusmaya başladığı andan itibaren öğrendiği ahlaki degerler ve/veya dini inancinin getirdigi sorumluluklar, toplumun bu konudaki bakis acisi ve diger degiskenler ne olursa olsun nefsine tatlı gelen karşı konmasi zor yasak elma karsisinda bir istisna yapıp kendine bir takim mazeretler uretme ve tum bu ahlaki degerlere kisisel degerlerine karsi olan yasak elmayi yemesini kafasinda kendince kabul edilebilir bir istisnai durum haline getirip nihayetinde onu yeme isinde cok iyidir.


Bu kafayla nasıl evleneceksin sen, yalniz kalacaksin o zaman diyenler olacaktir, oluyor.
E evlenecegim ve bir hayat kuracagim diye kendimi kandiracak değilim, tabiat gerçeklerini kabul ederek ve farkinda olarak yasayacsgim yuva kursam da kurmasam da. Dunyanin en sadik kadinini bulup evlenecegim ve kendimi garantiye alacagim falan yok. Beni deli gibi seven birinin 30 yil sonra da ayni seyleri hissedecegine emin olamam. Evlendigim kişinin omur boyu sadik kalacsginin yüzde yuz garantisi olmadigi gercegiyle yaşayacağım. Bu bilince hayatımi birleştiriyor olacagim ve bu ihtimali dusunup geceleri uykularimi kaçırmayacsgim haliyle.
Ya kaybedersek diye dusunup maca cikmayan futbol takimi olur mu?
0
stavro
(16.02.22)
Evlilik bir kurum ve bir noktada "profesyonel" olarak yaşanması gerekiyor. Evlenmek demek yapısı gereği bazı şeylerden vazgeçmek demek.

İş hayatı gibi düşün, para kazanmak için hayatımızın önemli bir kısmını başkalarına kiralıyoruz. Hadi bundan bağımsız olsun, yaşamın dengesinde trade-off'lar var. Bazı şeylere sahip olmak için bazı şeylerden vazgeçmek gerekir.

Evlilik bu anlamda iş hayatından bir tık daha kolay bir kurumsal yapı çünkü kimse evlenmek zorunda değil. Bunu yapıyorsan da o kurumun kurallarına uyacaksın. Uyumayacağına inanıyorsan evlenmezsin. İş hayatında nasıl ki gereklilikleri yerine getirilmeyince yaptırım oluyor, evlilikte de olmalı. Bu anlamda sosyal yaptırımlar var, aldatmanın çok pis kötü bişey olması da bu yüzden belki de. Çünkü bunu yaptığında kimseye hesap vermeyecek, kimsenin sorgulamayacağı insan daha kolay yapar.

İşin patladığı nokta insanların evliliğe böyle bakmaması. Evliliğin bireyin hayatında zorlaştırdığı şeyler kolaylaştırdıklarından daha fazla. ve bunun gözardı edilebilmesi için süslenip püslenip anlatılıyor; dahası başarı gibi gösteriliyor. Ayrıldığında tazminat ödeyeceğin bir işe başlayıp, tazminat ödememek ama bir yandan da şirketin istediklerini yapmamak için çırpınmak oluyor aldatmak.

Yukarıdaki ruhu öldürmek benzetmesine katılıyorum, evlendiğinde vazgeçeceğin şeylerin senin hayatında pek bir önemi kalmaması lazım ki ruhunu öldürmek fikrine razı olasın. Ya da evlenmek için başka zaruretin varsa da, ruhunu öldüremesen bile canlı canlı gömmelisin, zamanla ölür.
0
Jux
(16.02.22)
1- insan, zihninde tamamen özgürdür. düşünceyi değerlendirmeye başlayacağımız nokta, işin icraate ya da söyleme döküldüğü aşamadır. dürtülerinizin hayatınızı, aldığınız kararları ne kadar etkilediği durumunuzu belirler.

insanı diğer canlılardan ayıran özelliklerinden birisi, dürtülerine ket vurmayı becerebilmesidir. bunu yapabilen var, yapamayan var, bilinçli olarak kendini kısıtlamayı reddeden var. üç durum da gayet doğal ve mümkün. sadece seçiminize uygun sosyal ortamı bulmanız/yaratmanız lazım. yoksa işin sonu yalnızlığa ve/veya mutsuzluğa çıkacaktır.

2- yaştan ziyade boşanma istatistikleri, şiddet vakaları ve terapiye yönelenlerin yüzdesi belirttiğiniz konuda daha çok şey söyler. evlilik dışı cinsel ilişkinin baskılandığı bir toplumda belirttiğiniz yaşlar evlilik için yüksek bile kalıyor.
0
zgrydn
(17.02.22)
Tekesliligi hayat boyunca tek bir es olarak alirsak insan hayatina uygun olmadigi belli tabii ki. Evlilik kurumu asktan sevgiden degil isortakligi ve mal dagilimi gibi kavramlar icin ortaya atilmis bir sey, Eskiden insan omru ortalama 45 yil iken mantikli olabilirmis, fakat gunumuzde olene kadar tek bir kisiyi ayni askla sevmek ve luzumsuz bir cok stresi ustlenmek cok akil kari gelmiyor bana.

Ama tek esliligi tek partnerlilik olarak degerlendiriyorsak dogru oldugunu dusunuyorum. Sadece cinsel yolla bulasan hastaliklar riski bile, hadi kendinize bulasmasina okaysiniz diyelim, baskasina bulastirma riski vs korkunc bir sey bence. Bu sebeple cok yatkinim ve buna yanasmayan biriyle herhangi bir romantik veya cinsel iliski yasama arzum yok. Kimse o kadar kiymetli veya ozel degil bence.
0
sopiro
(17.02.22)
Bahsettiğin konu genel bir kanun net bir denklem olmadığı için objektif cevaplar bulamaman normal ve zaten bu konu çok kişisel. Kişiden kişiye değişir görüşler ve cevaplar.

Uzun soluklu sadakati (40+ yıl vs..) ben de merak ediyorum, etrafımda tanıdığım ve yıllardır gözlemlediğim 65+ yaş ve hala mutlu insanlar, aileler var.
Onların ortak yanı, karı koca olarak kendilerini ciddi anlamda işlerine adamış olmaları. (ki maddi kaynaklı değil, bu insnalar işini iş olarak da görmüyor..) Muhtemelen sevdikleri işe sahip oldukları için iş düşünürken alt beyin farklı bir dürtü üretmiyordur.
Uzun süreli sadakatin ayrıca kişilikle ve daha çok yaşam tarzıyla ilgili olduğunu düşünüyorum. Örneğin ben ev kedisi gibiyimdir, benim yaşam merkezim, rahatlık alanım ve kendimi özgür hissettiğim tek yer evimdir o yüzden biri beni kapıdan kovsa bacadan geri girerim evime. Ama çok yakın arkadaşım ki evlenip boşanmış birisi, beni her zaman garipser. Nasıl oluyor da kendsi gibi dışarı çıkmak, gezmek eğlenmek istemiyorsun vs şeklinde. O benim eğlenmediğimi düşünüyor ancak ben evimde kendimle ve eşimle yaptığım ev içi aktivitelerden gayet keyif alıyorum ve aklımda "yahu şunu da yapmadık.." dediğim bir durum oluşmuyor. Çünkü zamanında onun kastettiği yaşam tarzının içinde çok zaman geçirdim ve öğrenciydim. şimdiki sorumluluklarımla aynı hayata sahip değildim ve belli ki bir doyuma ulaşmışım artık cazip gelmiyor bana. Ama aynı arkadaşım boşandıktan sonra tekrar ciddi bir ilişki yaşayamıyor, sebebiniyse ciddi bir ilişki sırasında başka bir kadını görüp ondan etkilenmesi ve keşke demek durumunda kalması olarak tanımlıyor. Bu da bana garip geliyor haliyle. Bu konuların haricinde sadakat için insanların hayattan beklentileri de çok etkili. Uzun lafın kısası kişilik ve hayat beklentileri bu konunun anahtarı ve ben kendimi sadakate yatkın olarak görüyorum.

Sadece evli erkekler ya da kadınlar yakınmazlar. Henüz kendini keşfedememişken başkası ile evlenip karşı tarafı keşfetmeye çalışan insanlar doğal olarak karşısındaki insandan beklentilerini belirleyemiyor. Güven arıyor ancak yeteri kadar güven veremiyor mesela ya da işin içine çok fazla eşlerin aileleri karıştırılıyor, bir taraf için olmazsa olmaz olan şeylr diğer taraf için gereksizlikten başka bir şey olmuyor vs vs.. bu örneklerle çoğaltılabilir. Bunun çözümü de insanların önce kendilerini tanıması sonra da karşısındaki insana kendini ifade etmesiyle gerçekleşir. Bunun olması için de temelde özgürlük kavramına sahip olmak, kendine saygı duymak ve karşındakine saygı duymak gibi davranışlar var olmalıdır. Diğer toplumları bilmemekle birlikte bizim toplumumuzda bu işler çok kolay değil. Bu yüzden de kadınlar kadınlara, erkekler de erkeklere sürekli yakınır. Evliyken evliliğini, ilşkisi varken ilişkisini, hiç bir şeyi yoksa ailesini ya da çevresini yakınır durur. Zaten az muhabbetleri incelersiniz " o bana bunu dedi", "o bana bunu yaptı" ve maddi mevzular ötesine geçmiyor yakınmak dediğiniz şey.

İlişki içinde başkasını arzulamak diye bir durum olmaz. başkası arzulanıyorsa yaşanılan şey de karşılık bir "hayat birleştirme" ilişkisi değildir zaten..
birisi ile tanışırsınız ve hoş/güzel/yakışıklı vs gibi bir değerlendirmede bulunursunuz ama bu insanlığın doğasıyla alakalı bir durum. hiç ilişkiniz olmasa dahi bu, temelde var olan bir şey. ilişki içinde tam bu noktada alt beyin kocaman bir tampon koyuyor, ilk izlenim ve buna bağlı düşüncenin üstüne sadece karşıdaki insan güvenilir ya da güvenilmez sinyali gönderiyor ve bunun üzerine çıkamıyor. Yani kişisel olarak ben hayatımda hiç yaşamadığım ve hiç sahip olmadığım duyguları vs arzularım ve bana başka bir insanın sağlayacağı duygu yok.

25 yaş dediğin çeyrek asır, kaç yaşında evlenmeli sence insanalar? 40 mı bunun doğalı peki? Kediler de doğdukta 10-12 ay sonra çiftleşmeye başlıyor ve yavruları olabiliyor, o yaştaki kedilerin istatisksel olarak yığılması da mı düşündürücü? Ya da askere giden erkelerin büyük çoğunluğunun 20 yaşında olması?
Eskiden evlilik yaşı daha da küçükmüş çünkü tarım toplumunda daha çok birey daha çok iş gücü demekmiş. Artık şehir ve eğitim hayatı olduğu için yaş ortalaması buralarda. ilerde bambaşka bir yaşam biçimi benimsenir o ortalama tekrar değişir.
İnsanlar hangi kültürden hangi eğitim seviyesine sahip olursa olsun -kendince- hayatı ertelemeyi sevmiyor, bir an önce evleneyim, yoluma bakayım, olacaksa çoluğum çocuğum olsun şeklinde düşünüyor.
0
foolrules
(17.02.22)
tek tip monogami yok onda bi karar vermek lazım
monogaminin 9 türü var şu an sayabildiğim

sabit çokeşli erkek - tekeşli kadın
değişken çokeşli erkek - tekeşli kadın

sabit çokeşli erkek - sabit çokeşli kadın (sabitler, kadın ve erkek için aynı kümeden)
sabit çokeşli erkek - sabit çokeşli kadın (sabitler farklı kümeden)

değişken çokeşli erkek - sabit çokeşli kadın
sabit çokeşli erkek - değişken çokeşli kadın
değişken çokeşli erkek - değişken çokeşli kadın

sabit çokeşli kadın - tekeşli erkek
değişken çokeşli kadın - tekeşli erkek

*sabit çokeşlilikte hivden sözedemeyiz mesela
0
comp
(17.02.22)
(3)

Ahsap boyama

dedim ben sana
Daha once ahsap boyama yapanlardan yardim istiyorum. Soyle bir montessori kitapligi olarak bilinen ahsap kitapligi boyayacagiz. Nasil bir ahsap boyasi almaliyiz su bazli, akrilik? Resimdeki kitapligi boyamak icin kac ml ahsap boyasi yeterli olur? Marka oneriniz var midir? Alisveris yaptiginiz online
Daha once ahsap boyama yapanlardan yardim istiyorum. Soyle bir montessori kitapligi olarak bilinen ahsap kitapligi boyayacagiz. Nasil bir ahsap boyasi almaliyiz su bazli, akrilik? Resimdeki kitapligi boyamak icin kac ml ahsap boyasi yeterli olur? Marka oneriniz var midir? Alisveris yaptiginiz online site varsa paylasirsaniz sevinirim. Tesekkurler.
0
dedim ben sana
(16.02.22)
Astar alip öncesinde astar atmalisiniz düzgün bir is icin. Yapi markete gidip sorun uygun astari. Dogrudan boya uygularsanız ic acici bir sonuc çıkmaz. Astar uyguladiktan sonra akrilik de olur yagli boya da olur sprey de olur zevkinize gore.

Bana kalsa ben astar ustune sprey ile boyardim. Parlak, mat her turlu secenek var spreylerde. Hatta otoboyaciya giderseniz envai cesit renk var onlarda ve oto boyası kalitelidir. Rengini begendiginiz bir arabanın boya kodunu ogrenip otoboyacidan aynisini alsbilrisiniz:)

Yalnız otoboyasi kullanirsaniz iki farkli astar kullanmak gerekebilir veya astarı bol kullanmak gerekebilir.

Ben sprey ile daha temiz is ciktigi icin sprey boya seviyorum ama isterseniz teneke boya alıp fırça ile boyayabilirsiniz. Beni firca izi rahatsiz ederdi.

Markaya gelince bilindik tanidik markalardan alabilirsiniz. Sprey boyada Polisan tavsiye edebilirim. Akrilik boya Rich multisurface.
0
stavro
(16.02.22)
Belirli bir renge doğrudan mı boyamak istiyorsunuz? Yoksa ahşap görüntüsünü kaybetmeden mi renklendirmek istiyorsanız?
0
John Bloor
(17.02.22)
Bundan 4 tane olucak. Yesil mavi kirmizi sari renklerde boyanacak her biri. Dogrudan boyanacak rengi elde etmek istiyoruz.
0
🌸dedim ben sana
(17.02.22)
(13)

"Sen" diye hitap edene "Siz" hitabıyla devam ediyor musunuz?

jonas
Sizden 10 yaş civarları daha büyük bir karşı cins. Belirli aralıklarla denk gelip konuştuğunuz durumlar oluyor. Samimiyetiniz yok. Abla/abi diyecek bir mevzunuz da yok.O kişi size "sen" formatıyla konuşuyorsa bu durumda karşı hitap tarzınız ne şekilde oluyor?
Sizden 10 yaş civarları daha büyük bir karşı cins. Belirli aralıklarla denk gelip konuştuğunuz durumlar oluyor. Samimiyetiniz yok. Abla/abi diyecek bir mevzunuz da yok.

O kişi size "sen" formatıyla konuşuyorsa bu durumda karşı hitap tarzınız ne şekilde oluyor?
0
jonas
(16.02.22)
Belli belirsiz, çok agresif olmayan bir "pardon tam ne dediğinizi anlamadım?" bakışı atıp bir kere vurgulu şekilde siz diye devam ediyorum konuşmaya. Sonrasında kendini düzeltmeyen birine henüz rastlamadım.
0
akhenaten
(16.02.22)
gözünün içine dik dik baka baka siz demeye devam ediyorum.
inadına daha da resmileşiyorum, samimi olmadığımızı hissettiriyorum.
0
leper messiah
(16.02.22)
Siz diye devam ederim.
0
asteriks
(16.02.22)
Bu arada biraz daha detaylandırayım; benim örnekte bahsettiğim kişi şu an apartman komşum oluyor mesela.

Kadın yeni taşındı, 1 aydır bizim apartmanda oturuyor. Ne zaman denk gelsek laflayacak bir şeyler buluyor ve hep "sen" diye hitap ediyor. Ben ısrarla "siz" diyorum, o ısrarla "sen" diyor :D

Benden minimum 10 yaş civarları daha büyük ve öyle yürüme niyetinde falan olmadığım sınıfta bir kadına hiçbir samimiyetimiz de yokken senli benli konuşmak benim içime sinmiyor doğrusu. Ama bu şekilde de biraz tuhaf bir durum oluştuğunu fark ettiğim için bir duyuru açıp fikirler görebilmek istedim.
0
🌸jonas
(16.02.22)
Oncelikle abla deme isin duser +1.

Senden yasca net buyuk kadinin sana sen demesi normal bence. Ki biraz daha zorlasan oglu yasindasin... Sen de siz demeye devam et. Hem "siz" mesafe barindirir. Mesafeni koru.
0
hot potato
(16.02.22)
yaşça büyüklere "siz" diye hitap edilir diye öğretildi ya küçükken ve büyükler için sen/siz fark etmez diye.. belki onunla alakalıdır yaklaşımı :) hatta yaşça/statüce büyük kişi sana "sen" diye hitap edene kadar sen, "siz" demeye devam etmelisin diye de dayatılmıştı bize küçükken görgü kuralı olarak. o nedenle tutumu çok tuhaf gelmedi.

şahsen bana "sen kendini ne sanıyosun lan??!" diye hitap edilmediği müddetçe senli benli muhabbet daha samimi geliyor :D amca, teyze, abla, abi vs gibi sıfatlar hariç tabii :D
0
e mice
(16.02.22)
Bana nasıl hitap ediyorsa öyle hitap ederim. Senli konuşmadan rahatsız oluyorsan o başka, ben olmuyorum.
0
sckxyss
(16.02.22)
Senli benliye bagliyorum ben de.
0
stavro
(16.02.22)
eğer ben de sen demeyi istersem sen-sen devam eder ancak samimiyeti olmayan biriyse,

sen dediği anda; -"siz derseniz sevinirim" der lafı ağzına tıkar doğru yere çekerim.
0
renegade
(16.02.22)
Bu bahsettiğiniz olay özelinde, aynı apartmandaki 'denk' mukimlersiniz. O halde sen demekte bir zarar yok sanki.
0
kaptankedi
(16.02.22)
Benden yaş ve statü olarak üst biriyse o bana sen dese bile ben ona sen demem. Örneğin müşavir avukatla konuşuyorsam o bana küçük olduğum için adımla hitap eder bense "x bey şu dosyada şöyle oldu"diye devam ederim. Ama aynı işte çalıştığım ve şakalaştığım biriyse yaşça büyük bile olsa adıyla hitap ederim. Samimiyet ve statü meselesi benim için.
0
turuncu tonlarda
(16.02.22)
patron, yonetici, samimi olmak istemedigim insan kaynaklari ve musteri disinda sen diyen herkese sen diye hitap ederim. hatta 80 yasinda bir teyze var rastgeldikce konusuyoruz. abla diyorum kirilmasin diye :))))))
0
nibba
(16.02.22)
sen diyince yürüme mi oluyor?
0
selam
(17.02.22)
(9)

Hangisini tercih ederdiniz? Bi günlüğüne bedava taksi mi bedava ispark mı?

eurhka
Ücretsiz gişeler, boğaz köprüsü...Ya da sizce ne? Yani istanbul trafiğinde ne olsa bir gün iyi hissedersiniz?
Ücretsiz gişeler, boğaz köprüsü...
Ya da sizce ne? Yani istanbul trafiğinde ne olsa bir gün iyi hissedersiniz?
0
eurhka
(16.02.22)
taksi
0
biseysorucam
(16.02.22)
bos park yerleri olsun yeter.
0
lemmiwinks
(16.02.22)
taksi bedava olsa da kısa mesafe diye almaz. park yeri üstüne para verseler de boş yer bulamazsın. ikisi de bi halta yaramaz o yüzden :D
0
mustafakesekci
(16.02.22)
taksi
0
since1907
(16.02.22)
Boğaziçi Köprüsü ve FSM sabah işe gidiş ve akşam dönüş saatlerinde daha pahalı olsun. Herkes keyif için arabayla karşıya geçmesin.

Car-pooling tadında rahat koltuklu, köprüye para ödemeyen minibüsler olsun (Uber araçları gibi) maks 2-3 kişi alsın. Uygun fiyata karşıya geçirsin. Araba kullanmaktan hem daha rahat olsun, hem de daha uyguna gelsin.

bkz: ridewithvia.com

Şehir merkezindeki noktalara (Kadikoy Meydan, Eminönü, Taksim Meydan) eğer o bölgede oturmuyorsanız giriş ücretli olsun. Kafasına esen arabayla gelmesin.

Yine bu yoğun-ve-ücretli bölgelere taksi, dolmuş, vs. toplu taşıma araçlarının girişi ücretsiz olsun.

bkz: tfl.gov.uk
0
kaptankedi
(16.02.22)
Boş park yeri. Trafik olsa da bi şekilde gidiyosun ama park yeri olmayınca sıkıntı.
0
ceketimi alip cikcam
(16.02.22)
Bedava benzin.
0
stavro
(16.02.22)
hayvani insan toplulugu olmasin yether.. her yere gidilir toplu tasimayla
0
nibba
(16.02.22)
Benzin +1
0
hrvl
(16.02.22)
(10)

çok su içmenin zarar var mıdır?

rahmi pinkfloydoglu
günde 3 litre su içmenin 50 kere tuvalete çıkarması haricinde bir zararı var mı?
günde 3 litre su içmenin 50 kere tuvalete çıkarması haricinde bir zararı var mı?
0
rahmi pinkfloydoglu
(16.02.22)
Böbreklerin de bi efektif çalışma hacmi var, gereksiz alınan miktarlar fazla çalışmasına neden olabiliyor. Yani kalp gibi düşünme mesela sürekli çalışsa ne olur gibi bi durumları yok.
0
Zaman Tamircisi
(16.02.22)
ben çocukken günde 8 litre su içmeli deniyordu, sonra 5 litre şimdide 2.5/3 litre deniyor. doktor değilim tam bir bilgim de yok açıkcası ama zaten tavsiye edilen miktarda tüketiyormuşsunuz.
0
selam
(16.02.22)
fazla su alınmasının yarattığı rahatsızlık hiponatremi olarak adlandırılıyor. kime ve neye göre fazla dersen işte o kişinin böbreklerine ve bünyesine göre değişen bir durum. bana 3 litre çoktur, başkası 5 lt içse bir şey olmaz. asıl olay vucudun elektrolitik (kandaki tuz oranının) bozulmaması. ayrıntılı bilgi için;

tr.wikipedia.org
0
delidir yakalayin
(16.02.22)
3 lotreden hicbi sey olmaz
0
ala09
(16.02.22)
Kilo başına günde 35 ml su içmek gerekir. Mesela 80 kilo bir bireysen günde 2.8 litre hadi 3 diyelim ona normal aslında. Biraz kaç kilo olduğunuzla alakalı bir de vücudun ne kadar su kaybettiği de önemli. Çok spor yapıp terliyorsanız fazla içmek normal.

Bunun dışında fazla su içmek zararlı tabiki. 0.5 litre - 1 litre fazladan belki bişey olmaz ama günde 8 litre falan net zararlı.
0
nuevo
(16.02.22)
su zehirlenmesi olabilir.

www.google.com
0
WithWorth
(16.02.22)
Tuz kaybi olur, o da halsizlik yapar. Cok fazla su icersen tuz kaybini onlemek icin esktra tuz alman gerekir.
0
stavro
(16.02.22)
Ayrica bol su icmenin faydalari ile ilgi etrafta dolasan cogu bilgi efsanedir.
0
stavro
(16.02.22)
Cinsiyetinize, kilonuza, ve günlük aktivite miktarınıza göre değişir. Örneğin, ben 45 dakikalık bir koşu ya da eliptik egzersizinde 700ml sıvı kaybediyorum. O gün, ilave 700ml su içerek telafi etmeye çalışıyorum.

Bunun yanında çok su içen/ya da çok terleyen bireylerde mineraller de eksiliyor. Kalsiyum, potasyum, çinko, demir eksikliği de çekmeye başlayabilirsiniz. (Yine kilonuza ve aktivite miktarınıza göre değişir)

Bu arada, eğer 60 kilonun altında değilseniz; 3 litre çok değil. Başkaca sağlık sorununuz yoksa bir zararı olmaz.
0
kaptankedi
(16.02.22)
Ben de normalde çok su içen biriyimdir, bi sefer 4.5 litre kadar içmiştim ve birden bire ölücek gibi bir his oluştu ve kusmaya başladım. Su zehirlenmesi geçirmişim.
0
esinikaybetmiscorap
(16.02.22)
(3)

Nasıl zayıflayacağım

kablelvuku
Yaklaşık iki ay önce sporu bıraktım, bundan önce bir sene boyunca düzenli spor yaptım. Gelişimim yavaş olunca araştırdığım kadarı ile beslenmem tamamen yanlışmış, beslenmeyi düzeltince kısa sürede hızlı gelişim gösterdim bu sırada kilom 74 ten 80 e çıktı. Fakat son iki aydır sporu bırakmamla beraber
Yaklaşık iki ay önce sporu bıraktım, bundan önce bir sene boyunca düzenli spor yaptım. Gelişimim yavaş olunca araştırdığım kadarı ile beslenmem tamamen yanlışmış, beslenmeyi düzeltince kısa sürede hızlı gelişim gösterdim bu sırada kilom 74 ten 80 e çıktı.

Fakat son iki aydır sporu bırakmamla beraber daha az karbonhidratlı beslenmeye başladım, kilo almam ise durmadı şu an 84 kiloyum.

Minimum kas kütlesi kaybı ile nasıl zayıflayabilirim? ıf de denedim bu süreçte fakat herhangi bir işe yaramadı.
0
kablelvuku
(12.02.22)
Çözüm karbonhidratı kısman değil toplam aldığın kaloriden açık vermen, bu şekilde kilo verirsin. Kilo verirken kas kaybını engellemek için de kilo*2 gram gibi protein alıp ağırlık çalışması yapmak gerekiyor. Serkan Yimsel'in paylaşımlarını instagram'dan incelersen o da bu konuya değinmişti; ağırlık çalışılmayıp kasları uyarmayınca proteini ne kadar yüksek alırsan al kas kaybı yaşanıyordu, ağırlık çalışıldığında kas kaybı minimumda kalıyordu.
0
Zaman Tamircisi
(12.02.22)
Boy kac ki 84kg fazla geliyor?
0
stavro
(12.02.22)
herhangi bir bölgede yağlanma varsa, ve bunu IF ile çözmek istiyorsanız (ki gayet iyi bir çözüm) bu kısa sürede olmayacaktır. 8 haftayı bulabilir dilediğiniz sonucu almanız.

diğer yandan kas kütlenizi kaybetmemek için zorlamadan da olsa kasları uyarmalı, size ihtiyacım var demelisiniz. belki günlük ya da gün aşırı vücut ağırlığıyla evde yapılan kısa egzersizlerle bunu yapabilirsiniz.
0
kaptankedi
(12.02.22)
(4)

Kaslar gıda için bekler mi?

msb
Yoksa hemen katabolizma sürecine mi girer? Beklemekten kastım 3-4 saat.Eski dönem insanı avı buldumu yer, bulmadımı aç dururdu diye düz bir mantıkla soruyorum.Antrenmandan hemen sonra protein tozlarına sarılmalı mıyız endüstrinin söylediği şekilde?
Yoksa hemen katabolizma sürecine mi girer? Beklemekten kastım 3-4 saat.

Eski dönem insanı avı buldumu yer, bulmadımı aç dururdu diye düz bir mantıkla soruyorum.

Antrenmandan hemen sonra protein tozlarına sarılmalı mıyız endüstrinin söylediği şekilde?
0
msb
(12.02.22)
Proteini ne zaman aldığın değil ne kadar aldığın önemlidir derler, günlük alman gerekeni alıyorsan ne zaman aldığının bi önemi yok diyor araştırmalar, katabolizma ise gerçekten çok farklı bir durum o daha uzun hafta/ay bazında gerçekleşen bi süreç.
0
Zaman Tamircisi
(12.02.22)
O gun spor oncesinde et met yemissindir saglam protein almissindir, o durumda spor sonrasi protein basmana gerek yok diyordu Savas Cebeci hoca.
0
stavro
(12.02.22)
düz mantıkla, az biraz spor tecrübeme ve oturduğum yere dayanarak söylüyorum ki; tükenişe kadar antrenman yaptıysan hemen protein almanda fayda var. tükenişten kastım yüksek ağırlıklar, drop setler, mide bulantısı hissi vs.

edit: stavro +1
öğlen steak yedin, 4-5 gibi spora gittin, tabi hemen sonra protein almasan da olur. o steak sindirilecek te kana karışacak da zaten senin işini görür
ama eğer öncesinde karbonhidrat ağırlıklı yediysen en başta yazdığım gibi yapmakta fayda var.
0
dafuq
(12.02.22)
@zaman tamircisi +1.

olimpik sporcu falan degilseniz birkac saat gec veya erken yemeniz herhangi bir seyi etkilemez. bazi insanlar bos mideyle idman yapmayi sever (ben) bazi insanlar idmandan once saglam yer (takim arkadaslarim). onemli olan, bilhassa sporu profesyonel olarak yapmiyorsaniz, devamliliginizi arttiracak aliskanliklar insa etmek.

ne iyi hissettiriyorsa oyle yapin :)
0
reavelyn
(13.02.22)
(13)

İç Anadolu'da yaşasanız hangi şehirde yaşamak isterdiniz?

namidigerkokuc
İç Anadolu'da yaşasanız hangi şehirde yaşamak isterdiniz? Özellikle Konya civarından örnek verirseniz sevinirim
İç Anadolu'da yaşasanız hangi şehirde yaşamak isterdiniz? Özellikle Konya civarından örnek verirseniz sevinirim
0
namidigerkokuc
(12.02.22)
Eskişehir.
0
denizgonen
(12.02.22)
Eskişehir
0
garylineker
(12.02.22)
Konya Ankara
0
gabe h coud
(12.02.22)
Ankara, Eskişehir. Olmuyorsa Kayseri.
0
pispinti
(12.02.22)
eskişehir-ankara
0
bugisme
(12.02.22)
Eskişehir - Ankara
Bilecik de ucundan kıyısından dahilse 3. seçenek Bilecik derim. Aktivite falan pek yoktur ama Bursa ve Eskişehir'e yakınlığı yeter.
0
uvcray
(12.02.22)
İç Anadolu'nun neredeyse çoğu yerini gezmiş biri olarak söylüyorum. Öncelikle tabii ki Ankara ve Eskişehir. Bunlar olmuyorsa Konya. Milletin Konya hakkında abuk sabuk konuştuğuna bakmayın, büyükşehir olmasının verdiği ciddi avantajlar var. Ayrıca coğrafi avantajları da var.(Ankara ve Eskişehir'e trenle 1,5 saat, en yakın denize (Manavgat) 200km.))
0
pinkman1
(12.02.22)
eskişehir'de yaşıyorum. konya diyorum.
0
ya ben lan neyse
(12.02.22)
1- eskişehir olmuyorsa ankara olmuyorsa konya
0
fff02561
(12.02.22)
Eskişehir
0
tamam sakinim
(12.02.22)
Eskisehirde 1.5 senedir yasiyorum ailem ankarada ama direk esese geldim yerlesmeye. Mezuniyetten sonra degismis ve hala guzel.
0
thesomberlain
(12.02.22)
İc anadoluda yasamak istemem direkt.
Baska caren yok birini seç dersen Ankara. Ben büyüksehir insaniyim.
0
stavro
(12.02.22)
Ankara.
0
dissendium
(12.02.22)
(5)

Yarın sababh lviv'e uçağım var hafta sonu için gidiyorum gitmemeli mi?

alkolik imam
Yarın sabah lviv'e gideceğiz 5 arkadaş. Fakat bu akşam olan olaylardan sonra herkeste bir soru işareti oluştu. Sabah 8 uçağıyız fakat sizce iptal mi etmeli?
Yarın sabah lviv'e gideceğiz 5 arkadaş. Fakat bu akşam olan olaylardan sonra herkeste bir soru işareti oluştu. Sabah 8 uçağıyız fakat sizce iptal mi etmeli?
0
alkolik imam
(11.02.22)
Lviv sıkıntılı bölgelere çok ama çok uzak, iptal etmeyin.
0
kaptankedi
(11.02.22)
lviv'e bir şey olmaz ama oranın doğusuna gitmeyin.
0
der meister
(11.02.22)
gidin tabii ki
sorunlu bölgeye uzak
0
megacracker
(11.02.22)
Ulkedde katliam olsa lvivde farketmezsin. İyi eglenceler.
0
stavro
(12.02.22)
lviv,odessa buralara bişey olmaz kardesim
0
smokee
(12.02.22)
(9)

bahsedildiği gibi savaş çıkar mı?

tmnslp
rusya'nın ukraynayı kafaya takması, abd'nin "bak sakın ha, savaş çıkar valla" tutumu sonucu savaş çıkma ihtimali hakkında neler düşünüyorsunuz? iş baya ciddileşti gibi.
rusya'nın ukraynayı kafaya takması, abd'nin "bak sakın ha, savaş çıkar valla" tutumu sonucu savaş çıkma ihtimali hakkında neler düşünüyorsunuz? iş baya ciddileşti gibi.
0
tmnslp
(11.02.22)
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz diyorum. Norveç de vatandaşlarına Ukrayna'dan ayrılın uyarısı yapmış. Bunlar basit bir ihtimalden çok istihbarat sonucu kararlardır diye düşünüyorum.
0
himmet dayi
(11.02.22)
rusların sağı solu belli olmaz, sonuçta tek adam ile idare ediliyolar. putinin kafasına eser atom bombası bile atar.

tamamen random yani.
0
killerbee
(11.02.22)
Cikmaz derdim ama aktorlerden biri Rusya olunca iş değişir, cikmaz diyemem. Kimse de cikmsz diyemez. Çünkü Rusya.
Soz konusu Rusya olunca "yahu sicak savasa girmezler cunku falan filan su bu" denilemez. Rusya sagi solu belli olmayan, diplomatik iliskilerde cok güvenilmeyecek bir aktor oldugunu tarihte defalarca kanıtlamıstir.

Bir sabah ansizin Rus birliklerini Ukrayna topraklarında dolasirken görebiliriz gayet. Gurcistana cat diye girdigi gibi.
0
stavro
(11.02.22)
Şu haber tek başına savaş çıkacağını garantiler nazarımda tr.sputniknews.com
0
uvcray
(11.02.22)
çıkmaz.

yıllarca suriye konusunda da sert politikaları olan rusya oraya ne tr ne de abd kadar asker göndermedi. ruslar, başta putin olmak üzere, askeri operasyonlara karşı hep mesafeliler. abd işi fitilledikçe rusya da gözdağına devam ediyor. savaş çıkmayacak ama gözdağları artacak. en fazla boş bir araziye füze sallar rusya işler kızışınca o kadar.
0
avatar is back
(11.02.22)
cikmaz. ytd.
0
hot potato
(11.02.22)
@avatar is back

bu olaylar 2014'ün devamı aslında. orada başlayan gerilim zamanla azalmış olsa da aynı gerilimin artmış hali bu sadece.

Operasyona mesafeli dediğin rus askeri 2014'te Kırım'ı ihlak etti. Putin de "Ukrayna NATO'ya katılırsa Rusya ile NATO arasında savaş çıkar" dedi.

tr.euronews.com
0
himmet dayi
(12.02.22)
çıkmaz. putin'in derdi şu an muhtemelen batı karşısında salak konumuna düşmeden o kadar yığınağı nasıl geri çekeceğidir. savaşı isteyen abd, rusya değil. abd kaşla göz arasında finlandiya'ya uçak satmış bile jfjdks
0
der meister
(12.02.22)
Sanmiyorum ama savas cikacakmis gibi yapilmasi petrol ve gaz ureticisi ulkelerin isine geliyor. Dolayisiyla surec ne kadar uzarsa onlar icin o kadar iyi. 2014, 2018 de de benzer isler olmustu.
Ha, istedikleri kari elde etmezlerse isler cirkinlesebilir tabi, bu da her zaman bir olasilik.
0
kartonpiyer
(12.02.22)
(21)

Marketlerdeki pahalılık sizi de artık delirtmiyor mu?

fraise
Az önce marketten geldim; çığlık atarak oradan uzaklasma isteği geldi. Eve gelip kendi kendime soylenecegime hep beraber söylenelim dedim.Detaylı bir alışveriş de yapmadım bu arada; evde birkaç şey eksikti onları alayım dedim. 300 lira tuttu. Poşete bakıyorum, 300 liralık bir şey yok, gerçekten yok.
Az önce marketten geldim; çığlık atarak oradan uzaklasma isteği geldi. Eve gelip kendi kendime soylenecegime hep beraber söylenelim dedim.

Detaylı bir alışveriş de yapmadım bu arada; evde birkaç şey eksikti onları alayım dedim. 300 lira tuttu. Poşete bakıyorum, 300 liralık bir şey yok, gerçekten yok. Hepsini bir poşete sigdirmisim zaten. Bir süredir sinirim bozulmasın diye fiyatlara bakmadan alıp çıkmayı tercih ediyorum ama geçen hafta ailemin yanında yurtdışındaydim; oradaki alım gucuyle buradaki alım günü karsilastirdigimda gerçekten nefesim kesiliyor. Kendimi aptal yerine koyuluyormus gibi hissediyorum. 1.5 kilo yoğurda 26 lira vermek istemiyorum mesela. Yoğurt bu, Türk sofralarinin temel gidalarindan biri.

Hadi biz bir şekilde her şeyimizi alabiliyoruz, sözlükte zaten herkes aylık 100000 lira kazanıyor tamam da asgari ücretle geçinen o kadar insan ne yapıyor yaa? Bir de her şeye şu anda ulaşabiliyor olmam ses çıkarmamam anlamına mı geliyor? İnsanlara sorsak böyle çünkü. Bu da benim için ayrı bir problem. Ulaşılabilir olmasıyla pahalı olması arasında ciddi fark var bana göre.

Ne olacak bunun sonu böyle? Dün bir yerde okudum, Martta yine zam gelecekmiş.

Not: bu duyuruyu sonrasında silebilirim
0
fraise
(10.02.22)
Sokağa dokulmeli normalde halk ama alıştı millet.
0
stavro
(10.02.22)
Bu dalga 2018'den beri geliyordu ve zamlar 4 yıldır devam ediyordu. Hayata pahalılığı bu hale gelene kadar kimse ses etmedi, umursamadı. Son 6-8 aydır insanlar şikayet etmeye başladı. Sonucun böyle olması kaçınılmazdı.

Zamlar geldikçe geldi. İnsanlar almaya devam etti. Çip krizine rağmen araba fiyatları ortada. Kapış kapış gidiyor. 2 yıl önce 300.000 eden eve 1 milyon ödeyip "LAN NE 1 MİLYONU" demiyor kimse. Ödeyip geçiyor. Anca hayıflandığıyla kalıyor. Ama herkes bunu yapınca yeni eşik milyon liralar oluyor.

İnsanlar gerçekten itiraz edip satın almamaya başlarsa zamlar durabilir ancak.

edit: temel ihtiyaçlar istisnai bu değerlendirmede. onda bile tüketimin düşmesi gerekir ki fiyatlar dengelensin.
0
asaf
(10.02.22)
Türkiye'de artık ucuz bir şey yok ya pahalı ya da çok pahalı, eskiden pahalı ürünlerin ucuz muadili olurdu artık çok pahalı ürünlerin pahalı muadilleri var ve bunun bir çözümü yok, bu kabulleniş insanları delirmekten koruyor sanırım psikolojik olarak hemen adapte oluyoruz.
0
Zaman Tamircisi
(10.02.22)
alıştı hocam millet. sokağa çıkmak eşittir terörist olarak görülüyor artık ülkede. öyle kolay kolay sokağa falan çıkılmaz zamlardan.

yoğurt örneği vermişsiniz, yumurta, peynir de çok pahalı. yarım kilo lor bile 15 lira.

evde yemek yapılıyorsa yağ kullanıyor yağ da çok pahalı.

ülke öyle bir noktada ki, 2 askeri ücretli kirada oturan bir ailenin 2 çocuk okutma şansı yok gibi bir şey. bu yüzden zaten çoluk çocuklar cemaatlerin, hocaların yurtlarında kalıyor yeri geliyor taciz ediliyor yeri geliyor intihar ediyorlar.

tüm bunların yanında da ülkenin kaymak kesmi lüks restorantları doldurmaya, lüks arabaları almaya devam ediyorlar. mesela borusan'ın yaptığı açıklamaya bakalım

"Tüm modellerimiz için aynı durum geçerli. Bizim stratejimiz de bunun üzerine kurulu. Yüksek donanımlı BMW satışlarında Türkiye, 44 ülke arasında birinci.”

Bir taraf var, içeceği sütü, yiyeceği ekmeğin fiyatını düşünüyor. Bir taraf da full araç alma peşinde.

ve evet nisan en zor ay olacak. tekstil ve gıda da daha yüksek zamlar bekliyorum.
0
a darkness coming
(10.02.22)
Ben hayattan beklentimi sıfırladım. 27 yaşındayım bir de henüz. "Dur daha yolun başındasın" denebilir ama bu ülke asla düzelmez ve burada kaldığım için acı çekiyorum. Pahalılık falan da umrumda değil açıkçası. "Nasıl olsa hayat kuramayacağım" gözüyle bakıyorum.

TL kazanıp euro bölgesi pahalılığı çekiyoruz resmen.
0
deveyidiken
(10.02.22)
geçtiğimiz ay sürekli pahalılıktan bahsetmemek ve artık indirimli ürün kovalamak istemediğim için 1 yıllık deodarant, pet, detarjan, yumuşatıcı, yağ, un, şeker vs.. alışverişi yaptım. elimden toplu bir para çıktı ama sürekli sürekli daha pahaşlı hale gelmesi aklımı çok meşgul eder oldu.

ya dün manava girmemek için dışardan söyledik sırf fiyatları görüp sinirlenmeyelim diye.
0
benaslinda
(10.02.22)
bundan uc yil once 600 tl ye iki alisveris sepeti doldurmustuk markette
kasiyer yuh demisti, ne yapacaksiniz bu kadar seyi diye
ev yeni dolap bombostu, ilk alisveristi, unutmuyorum

simdi 600 liralik alisveris iki poset anca ediyor
hele bide et sut yumurta gibi gorece pahali seyler alinca durum daha kotu

gecen bi balik yiyelim dedik, fiyatlar muhtesem :D
uc tarafi denizlerle cevrili ulkede balik yiyemiyoruz, saka gibi
0
foster
(10.02.22)
Delirtiyor tabii ama bence insanlar şikayet ediyor ve tepkili artık, millet alıştı durumu yok. Gidecekler artık bu belli oldu (gitmeden de hiçbir şey düzelmeyecek çünkü ekonomik değil politik bir mesele ile karşı karşıyayız) ama ne zaman ve nasıl gidecekler? Muhalefetin seçim için çok sert bastırması gerekiyor. En son kaybedecekleri zaman neler yapmışlardı hatırlayın. Bu süreç ne kadar hızlı ve az zararla geçerse o kadar iyi. Biz bir şekilde market alışverişimizi yaparız da daha fazla uçuruma sürüklenmekten korkuyorum.
0
gmzo
(10.02.22)
Türkiye'de bireysellik yok. Herkes birbirinin sırtından geçiniyor. O yüzden tepki gösteren yok bu pahalılığa.

Hiçbir şey yapamayan çift maaş olmak için evleniyor. 2-3 de çocuk yapıp çalıştırıyor tamam işte.
0
garylineker
(10.02.22)
2 senedir market alışverişini online yaptığım için farkedebilme şansım oluyor. Aldıklarım hemen hemen aynı şeyler düzenli olarak. İlk aylarda max ayda 1000 ile bol bol alırken şimdi ayda 2500e çıkıyorum aldığım şeylerin kalitesini düşürdüğüm halde. Küçük çocuğum olduğu için bazı şeylerden ödün veremiyoruz ama kısabileceklerimi kısıyorum.
0
curukturpkokusu
(10.02.22)
sadece market degil her seyin fiyati ucmus durumda; ofis icin alisveris yapayim dedim 2-3 ay once aldiklarimin en az 2-3 kati olmus her sey. market icinde kayitli olarak duruyor zaten, onda da her baktigimda fiyatlar artmis durumda. elektrik,su filan faturalar desen onlar da oyle. yani sadece market degil her seyin fiyatlari insani delirtecek sekilde artmis durumda
0
sweetoffice
(10.02.22)
Şu an işçi ve kurye eylemleri grevleri var her yerde, mesela evrensel gazetesi bunu haritalandırmış
www.evrensel.net

Fakat çoğu beyaz yakalıya göre bu geçim derdi eylemleri "amele işi" bulunuyor

Twitter en azından bilgi sahibi olmak adına bu açıdan aktif, zaten bir iki hesap takip edince diğerlerinden de haberdar olursunuz
0
freebird5406_2
(10.02.22)
nasıl delirtmesin ki. kesinlikle sokaklara dökülmemiz lazım ama olmuyor bir türlü. "ne olacak bunun sonu böyle" çok klasik ama hep sormamız gereken soru. cidden benim de en çok merak ettiğim soru bu. nasıl son bulacağını çok merak ediyorum. gerçek bir kriz olsa bunları yaşar mıyız acaba. ölmüyor, sürünüyoruz resmen.
0
nothing in my way
(10.02.22)
Y jenerasyonunun yasi biraz buyuk olanlari 94 krizini cocukken gordu. Geri kalani da 1999-2001 buhraninda kasarlandi.

Kisaca alisik insanlar.

Deliren yeni jenerasyon. Biz coktan delirmistik zaten.
0
darkrocq
(10.02.22)
1 paket 180gr kuruyemiş 62 tl !

delirtmiyor olmasının nedeni bir nebze olsun "tuzu kuru" kesimde olmak. ancak kısıtlı bütçelerle yaşayan insanlar için cidden üzgünüm.
0
orpheus
(10.02.22)
darkrocq + 1
0
dreamnesiac
(10.02.22)
ben bugün 1 şampuan 1 sıvı sabun aldım, 100 tl civarı tuttu.
0
deartheodosia
(10.02.22)
Delirmek değil bu “akıllanmak”(!) ama “uslanmak” anlamında.

Ne zaman dert yanan olsa “abi buraya da siyaset bulaştırmayın” diyen kitlenin konforu dayanılmaz boyutta bozuldu. Ve bu kitle siyasey yapmadan bununla nasıl başa çıkabileceğini bilmiyor. O yüzden isyan etmek yerine deliriyor.

Bugün bu kitle haberlerde x’le mücadele diye kutsal herhangi bir kavramla ilgili haber görse yine sınıfını (ezilen, işçi, emekçi, yoksul vs) unutur. sınıf bilinci yok.

Yoksul insanlar ölür, büyütülmez. Bir fabrika batar, ülkemiz nasıl kalkınacak, ülke kalkınsın ki hepimiz kalkınalım der. Güçsüzü dert etmez, güçlüyü eder.

Fırsat bulsa kendi de %100 zam yapar.

O duygusal, vicdanlı, merhametli, dayanışmacı, filmlerde bile yardımsever görünce gözleri dolan yönünü bir yere evriltemez bizim güzel toplumumuz. O kanallar kopuk.

Böyleyken biz daha çok deliririz…
0
her giriste sifresini unutan adam
(11.02.22)
benim nesil bence çok alıştı. bence biz hiç refahın tadını çıkarmadık. 94'lüyüm, belki 85'li falan olsam en azından araba almış, ev kredisi ödüyor olabilirdim şu an aylık 3k falan ama tam mezun olduk ekonomi serbest düşüş sürecine girdi. ha düzeldi ha düzelecek dedik daha da kötü oldu.

mesela ben part time çalışıyordum öğrenciyken fena da para kazanmıyordum. dedim ki bir sene okulu uzatayım hem ortalamam yükselir hem de şu ekonomik darboğaz çözülür zaten fena para kazanmıyorum full time işe girsem şu ekonomide azıcık fazlasını alıp daha yoğun çalışacağım. büyük hataydı. 2018'e kadar olan şeyler vardı tabii ama 2018 sonrası ben daha net hissetmeye başladım.

şu an arabası olan(bu bir kriter benim için çünkü araba = hayat kalitesine önemli katkı) bütün arkadaşlarım öğrenciyken ailesi aldığı için veya sonrasında aile desteğiyle aldığı için var. market fiyatlarına gelecek olursam, tek yaşayan biri olarak market alışverişi yapmak iyice zorlaştı çünkü ölçeklendiremiyorum ev ekonomimi. mesela 5'li paket bozulabilen x ürünü çok uygun olduğu halde alamıyorum çünkü çöpe gidecek yarısı. tek kişilik yemek yapmak çok zor. hayatıma da yansıyor bu durum, max 2 ay işsiz kalsam aç kalırım böyle bir dünya olabilir mi ya. İngiltere'de yaşıtım Doncaster denen UK'in en rezil şehirlerinden birinde asgari ücret ile detached house'da yaşayıp benzin fiyatlarından şikayet edebiliyor.

mesela zamları da ön göremiyorsun artık. annem tv alacaktı. 2 senede yüzde yüz elli en az zam gelmiş tv'lere. alayım yine zamlanır dedi, içimden "yok ya artık daha ne zam gelecek" dedim ama al bence de dedim. iyi ki almış. yine zam geldi çünkü.

fiyat algısı denen bir şey kalmadı en kötüsü de o. evdeki stoklar bitiyor mesela her alışveriş bir dayak yemiş hissi yaratıyor. bulaşık makinesi tabletlerim bitince nolacak bakalım asıl.

martta ne zammı gelecekmiş market ürünlerine mi?
0
floydian
(11.02.22)
Biberin kilosu 29 tl.
Söyleyeceklerim bu kadar
0
photo85
(11.02.22)
darkrocq +1
0
blatta hiberna
(11.02.22)
(4)

Seyahat saglik sigortasi

meyve parcacikli kadin
En ucuz sigorta nerdedir, corona dahil olmaliymis.
En ucuz sigorta nerdedir, corona dahil olmaliymis.
0
meyve parcacikli kadin
(09.02.22)
axa ile konusabilirsin 7$ gibi bi fiyata olmasi lazim. corona dedigi belli bi meblag karsilamasi lazim min 10.000€ idi sanirim
0
ala09
(09.02.22)
Bitbirine yakin, arastorma yapmaya degmez herhangi birinden yaptır gec cok bir para tutmuyor zaten.
0
stavro
(09.02.22)
Quicksigorta en ucuz burasi veriyo
0
c1b2k3
(10.02.22)
Allianz covid dahil yapıyor
0
erty_ksk
(10.02.22)
(4)

başımızdan geçen bir trafik kazası hakkında

biravekahve
Sürücü tarafı biziz.Sürücü, şehir içi, birer şeritli çift yönlü bir yolda düşük hızda seyrederken yaya geçidi olmayan bir yerden 75 yaşında yaşlı bir adam karşıdan karşıya geçmek için yola çıkıyor, bu sırada arabanın ayna kısmı adama çarpıyor ve adam yere düşüp başını vuruyor. Yayayı hastaneye götür
Sürücü tarafı biziz.

Sürücü, şehir içi, birer şeritli çift yönlü bir yolda düşük hızda seyrederken yaya geçidi olmayan bir yerden 75 yaşında yaşlı bir adam karşıdan karşıya geçmek için yola çıkıyor, bu sırada arabanın ayna kısmı adama çarpıyor ve adam yere düşüp başını vuruyor. Yayayı hastaneye götürüyorlar ve durumu iyi sadece dikiş atılıyor sanırım.

Konuyla ilgili oradan geçen bir tanık sürücünün hızının yavaş olduğunu ve yayanın karşıdan karşıya geçerken aracın geldiği yöne değil ters yöne baktığını söylüyor. Polis tutanağı tutuluyor ve yaya şikayetçi olmuyor.

Merak ettiğimiz nokta şu: Yaya tarafı sonradan şikayetçi olabilir mi, çok işlek bir nokta olduğundan kamera görüntüsü vs. olduğunu da düşünüyoruz, bu bağlamda içimiz rahat ama yine de bu aşamada dava durumuna karşı ne gibi hazırlıklar yapabiliriz? Teşekkürler.
0
biravekahve
(09.02.22)
Evet şikayetçi olabilir. Olay mahkemeye taşınırsa da hiç içiniz rahat olmasın valla, öyle kamera görüntüsü varmış bilmem ne. Ancak aracınızda kamera varsa, hızınız görünüyorsa ve kesinlikle hiçbir ihlal yapmamışsanız kurtarırsınız. Ama başka yerin kamerasından size yine suç çıkarırlar bence.
0
malheiros
(09.02.22)
Yayaya çarpma isi sikinti valla. Bundan basi derde giren tanidiklarim oldu. Yaya gecidi degilmis ana yolmus falan sanirim her turlu surucunun bssi derde giriyor. Yaya isi sikintili durum.
0
stavro
(09.02.22)
taksirle yaralama suçunu işlemişsiniz ama bu suçun soruşturulması şikayete bağlı olduğu için herhangi bir sorun çıkmayacakmış gibi görünüyor.

taksirle yaralamanın nitelikli hallerinde ise soruşturma şikayete bağlı değil, çarptığınız kişi şikayetçi olmasa bile ceza davası açılır. sizin olayda nitelikli hal var mı yok mu bilemeyiz. çarptığınız kişinin yüzünde kalıcı yara izi oluşmuşsa (dikiş atıldı demişsiniz) veya kemiği kırılmışsa vs. ceza davası açılabilir.

bu davada da kusurun sizde olduğuna karar verilirse, ceza alırsınız. Ama muhtemelen hükmün açıklanmasını geri bırakır hakim yani 5 sene boyunca kasıtlı suç işlemezseniz sorun olmaz.

çarptığınız kişi ayrıca size karşı maddi ve manevi tazminat davası açabilir, maddi tazminatı sizin arabanızın trafik sigortası karşılar.
manevi tazminatı ise trafik veya kasko poliçenizde ihtiyari mali mesuliyet klozu varsa ve bu kloz manevi tazminatı da karşılıyorsa sigorta şirketiniz öder, böyle bir kloz yoksa siz ödersiniz.
0
de jure
(10.02.22)
Yayaya çarpma durumunda kusur oranları, maddi hasarlı trafik kazalarında ki kadar önemli değil. Kusur yüzde yüz yayada da olabilir, peki sen yayayı korna ile uyardın mı, çarpmamak için şerit değiştirdin mi veya çarpmamak için freni kökleyip asfalatta fren izi bıraktınmı vs vs, onlaca farklı olguyu bilirkişi inceler, bunlardan mutlaka senin aleyhine olan bir durum bulur. Neticede senin için ne kadar rahat olursa olsun, yaya senin sigorta şirketine tazminat davası açarsa her türlü kazanır, mahkeme masrafları ve hak edilen tazminatı sigorta şirketin öder. Sigorta şirketide daha sonra senden talep eder. Manevi tazminat daha farklı, kaskonda mali mesuliyet varsa kasko şirketin öder yoksa sen ödersin.

Yayaya çarpmak çok sıkıntılı iş. Sizin yaya 75 yaşındaymış çalışan sigortalı değildir, genç bir sigortalı çalışan olsaydı, kazadan dolayı maluliyet belgesi filan alırsa işin içine daha sonradan ssk da giriyor ve keşke adama çarpmasaydım da uçuruma uçsaydım diyesi geliyor insanın.
0
krtkartal
(10.02.22)
(12)

En fazla ne kadar zaman işsiz kaldınız?

norules
Mevcut işinizden ayrılıp da yeni bir iş bulana kadar hayatınızda en fazla ne kadarlık bir zaman dilimi boyunca işsiz kaldınız acaba?
Mevcut işinizden ayrılıp da yeni bir iş bulana kadar hayatınızda en fazla ne kadarlık bir zaman dilimi boyunca işsiz kaldınız acaba?
0
norules
(09.02.22)
1 yıl 4 ay.
0
ruhen hastayim ben
(09.02.22)
4 ay. Ama farklı ülkede arıyordum, Fransızca bilgim daha iyi olsa bu kadar beklemezdim.
0
logisticsmanager
(09.02.22)
3-4 ay.
0
Arthur Dayne
(09.02.22)
4-5 ay ama o arada boş durmadım. aldım elime bi fotoğraf makinesi, turistlerin fotoğraflarını falan çekip harçlığımı çıkardım :)
0
mustafakesekci
(09.02.22)
20-21 gun sanirim. genelde bir gun isi birakip ertesi is gunu diger ise basliyorum.
0
lemmiwinks
(09.02.22)
1 yıl 2 ay
0
deveyidiken
(09.02.22)
Temmuz 2014'te mezun oldum, Ağustos'ta iş buldum, kendi isteğimle Eylül'de başladım. Bir daha şimdilik işsiz kalmadım, bir kez iş değiştirdim. İşin işten ayrılmadan aranması gerektiğine inanıyorum.
0
gmzo
(09.02.22)
4 yıl
0
monicapp
(09.02.22)
mezuniyetten sonraki tecrübesiz dönemde 1.5 yıl ama o dönemde freelance bir kaç iş yaptım, bu dönemi saymazsak ikinci istifam sonrası 11 ay.
0
mrtkp9993
(09.02.22)
1 ay. Ama is aramadım, teklif gelmesini bekledim.
0
stavro
(09.02.22)
6 Ay kadar işsiz kaldım. Bunun aktif olarak 3 ayında iş aradım.
0
yercekimini kendine ceken adam
(09.02.22)
Mezun olduktan sonra 6 ay, iş bulmadan istifa ettikten sonra da 3 ay. 3 ay kursa gitmiştim yeni işimi öyle buldum.
0
jazzabel
(09.02.22)
(7)

Jack Wolfskin mi Columbia mı?

mustafakesekci
Bütçeme ve zevkime uygun aşağıdaki iki modeli buldum. Sizce hangisi daha kaliteli? İç anadoluda yaşıyorum, sıcaklık -20'lere kadar düşüyor, yağışların da maşallahı var. Hem yağıştan hem soğuktan koruyacak bir şey almam lazım.https://www.trendyol.com/columbia/wo0572-tunnel-falls-interchange-erkek-mon
Bütçeme ve zevkime uygun aşağıdaki iki modeli buldum. Sizce hangisi daha kaliteli? İç anadoluda yaşıyorum, sıcaklık -20'lere kadar düşüyor, yağışların da maşallahı var. Hem yağıştan hem soğuktan koruyacak bir şey almam lazım.

www.trendyol.com

www.trendyol.com
0
mustafakesekci
(09.02.22)
İkisinin de montunu kullanmadım, ama Jack'in yorumları genel olarak daha iyi gibi hatırlıyorum bu konuda.
Bunların kendi sitelerinde de indirim vardı sanki, bitti mi? Trendyol'da fiyat bilgisi göremedim linklerde, mağazadan da emin olmak lazım.
0
dreamnesiac
(09.02.22)
Bu arada North Face'e de bakabilirsiniz
0
dreamnesiac
(09.02.22)
İkisinin de ürünleri gayet iyidir. Bence sitelerinden modellerin özelliklerine bakın, nereye kadar dayanıklı diye.

Yalnız bu fiyatlar biraz ucuz geldi. Maalesef son kurdan oynaklığında çok zamlandı bu markaların ürünleri. Bu fiyat aralığında bu markaların ancak rüzgarlıklarını falan bulabilmiştim. Jack wolfskinin bahsettiğiniz koşullara uygun montları 4000ler civarında şu anda.

İki markanın da çok fazla taklit ürünü var maalesef o yüzden bir fiyat karşılaştırmasına bakın mutlaka.

www.columbia.com.tr

hatta kendi sitesinde 4000 civarında bu ürün. 1500 lira daha ucuza satmasına takıldım.

Bu arada mutlaka iyi birer içlik alın bu ürünlerle.
0
anten
(09.02.22)
@anten jack wolfskin'in resmi distribütörü olan spx'te de 2.599 TL bu model. Trendyolda 2.100 küsüre geliyordu indirim kuponu ile birlikte ama bedeni olmadığı için ordan alamıyorum. spx'ten sipariş vereceğim sanırım.
North face ve Columbia da bu fiyata kafama yatan pek model bulamadım. beğendiklerim hep 3.500 ve üstü fiyatlarda.
0
🌸mustafakesekci
(09.02.22)
Bunlar cok sicak tutacak modeller değil.
0
stavro
(09.02.22)
@stavro bu fiyatlara daha sıcak tutacak marka/model öneriniz var mı? onlara da bakayım
0
🌸mustafakesekci
(09.02.22)
Decathlon'un ürünleri fena değil. Tabii içine içlik rüzgarlık vb desteklemek gerekir.

www.decathlon.com.tr
0
anten
(09.02.22)
(7)

herhangi bir enstrüman ve oradaki favoriniz

denizzz
var mı böyle isimler, örneğin kemanda şunun üzerine saksafonda bunun üzerine tanımam dediğiniz?
var mı böyle isimler, örneğin kemanda şunun üzerine saksafonda bunun üzerine tanımam dediğiniz?
0
denizzz
(08.02.22)
Gitarda Jimmy Page
0
himmet dayi
(08.02.22)
bas gitar, İlker Özalp, Alp Ersönmez, Ric Fierabracci, Cahit Kutrafalı, Esperanza Spalding bi de bizim Utku

saksafon M Brecker

ayrıca soru çok saçma, 1 tek tür müzik yok, bin tane müzik türü var.

mesela anthony jackson, hiç sevmem ama latin jazz da tekel adam.
0
killerbee
(08.02.22)
Lead gitar - Andrew Latimer. Tekniğini değil, duygularını notaya dökmesi hasebiyle.
0
halitkin
(08.02.22)
Piyano: Valentina Lisitsa

Lead elektro gitar: Jeff Loomis

Klasik gitar: John Williams
0
nhk ni youkosu
(08.02.22)
Trompet - ibrahim maalouf
Caglama - volkan incuvez
Baglama - muhlis berberoglu
Mizika - tuncay korkmaz

Ustune tanimam degil de, tarzlarini seviyorum diyeyim.
0
brkylmz
(08.02.22)
farid farjad-kemanı ağlatan adam derler.

www.youtube.com
0
jamswety
(08.02.22)
Trompet ibrahim maalouf
0
stavro
(08.02.22)
(9)

Dating applerden konuştuğunuz kişilerle kolay anlaşabiliyor musunuz?

jonas
Buradaki kasıt; görüşme öncesi/iş görüşme evresine gelene kadar yürütülen ön iletişim süreci. Soruma kendi cevabım olarak da ben eşleştiğim kadınlarla sıklıkla anlaşamıyorum, hakikaten elektriğim çok zor tutuyor birileriyle. Yazı dili zaten yapısı gereği soğuk olan bir şeydir, üzerine bir de hep soğ
Buradaki kasıt; görüşme öncesi/iş görüşme evresine gelene kadar yürütülen ön iletişim süreci. Soruma kendi cevabım olarak da ben eşleştiğim kadınlarla sıklıkla anlaşamıyorum, hakikaten elektriğim çok zor tutuyor birileriyle.

Yazı dili zaten yapısı gereği soğuk olan bir şeydir, üzerine bir de hep soğuk tavırlı, zorla konuşur gibi insanlara denk gelince direkt düşüyorum. İnsanlar mutsuz ve agresif.

Bende durumlar pek parlak gitmiyor yani. Siz bu tür mecralardan konuştuğunuz kişilerle kolay uyum/anlaşma denk getirebiliyor musunuz peki?
0
jonas
(07.02.22)
Bu gibi aplikasyonların amacı zaten belli; flört+seks ve insanlar da bunu ihtiyaç üzere kullanır.

Size zoraki yazan birinin bu işlerde gözü olmadığı apaçık veya çok mıymıntı biri olduğu bariz biçimde ortada, neticede Türkiye'de bu işler hep böyle.

Mükemmel uyum diye de bir şey yok, bazı şeyler aylar içersinde de gelişebiliyor.
0
Avoiding The Puddle
(07.02.22)
Hayır. Nadir. 10’da 1 hatta.
0
ruhen hastayim ben
(07.02.22)
-mış gibi yapmak gerekir. Neşeli heyecanlı sıcak tavırlı gibi davran. Başlarda zorlanmak normal. Güzel oyun kur, randevuyu kopar daha sonra yüzyüze farklı olur. Kadınlara yazan onlarca erkek olduğunu da unutma, bu tavırlar normal.
0
hepbiarayisicinde
(07.02.22)
@hepbiarayisicinde "Neşeli heyecanlı sıcak tavırlı gibi davran" demişsin ama sen istediğin kadar sıcak davran, pozitif tarzda mesajlar gönder; karşındaki insan sürekli şekilde buz gibi kısacık geri dönüşler yapınca manası olmuyor yani. Lanet olsun flörtüne de, osuna da busuna da noktasına geliyorum bildiğin, çok sıklıkla.

Yani @ruhen hastayim ben'in de dediği gibi; o "10'da 1 kişisini" denk getirebilme uğraşı fazlasıyla yorucu oluyor gerçekten.
0
🌸jonas
(07.02.22)
Kadınlarla eşleştiğim için bu taraftan bakınca iletişim problemleri olduğunu ve kaba olduklarını düşünüyorum dediğin gibi konuşma ilerlemiyor sanki zorla eşleşmişiz gibi
0
freebird5406_2
(07.02.22)
yani herkesle anlaşmak imkansız böyle applerde ama 5'te 1' falan iyi bir olan bence :D
0
passion rules the game
(07.02.22)
Binbir cesit insan var dating uygulamalarinda, dolayisiyla birkac basit algoritma sayesinde karsiniza cikan rastgele bir insanla anlasma ihtimalinizin dusuk olmasi gayet normal.
Karsidaki sizinle zorla konusuyor gibi hissettiriyorsa, bir nevi lutfeder gibi bir tavri varsa zaten o muhabbetten bir sey cikmaz, uzatmadan sonraki kisiye gecmeli. Bir de, bence kendi vaktinizin kiymeti acisindan mesajla cok muhabbet etmeyip kisa surede bulusmak en mantiklisi. Siz duyuruda her ne kadar mesajdaki tavirlardan sikayetci olsaniz da biriyle guzel guzel mesajlasiyor olmak gorusunce ayni etkilesimi alamadiktan sonra bir sey ifade etmiyor.
0
pike
(07.02.22)
yedi sekiz yıldır aralıklı dating app'leri kullanan biri olarak hiçbir dönemde şu dönemdeki kadar iletişim zorluğu yaşamadım. herkesin online süreç ile yaşayacağını yaşadığını ve artık çok kimsenin bu app'leri yılgınlıkla kullandığını düşünüyorum. bu sebeple de eşleşme olsa dahi yoğun bir eşleşme sonrası sohbete epeydir ulaşamıyorum.

ancak straight arayışlar dışındaki hareketler şu dönemde epey canlı. örneğin biseksüel biri için hemcinsiyle ilişki ve iletişim kurmak, ya da üçüncü birini arayan bir çift için...
0
the man with no name
(07.02.22)
Hayir. Ben "bu is reelden olur" kafasindayim. Online date isi is degil.
0
stavro
(07.02.22)
(8)

sizce fetö yakın gelecekte tekrar dirilişe geçip yayılabilir mi ?

Avoiding The Puddle
yoksa seçim sonucunda akp'nin dağılmasıyla onlar da tarihin tozlu raflarına mı gömülür ?bana nedense bu adamlar, iktidardan(ve tabii akp'den) bağımsız olarak her an her şeyi yapabilecek potansiyeldeymiş gibi geliyor. talibana denk bir örgüt yani.
yoksa seçim sonucunda akp'nin dağılmasıyla onlar da tarihin tozlu raflarına mı gömülür ?

bana nedense bu adamlar, iktidardan(ve tabii akp'den) bağımsız olarak her an her şeyi yapabilecek potansiyeldeymiş gibi geliyor. talibana denk bir örgüt yani.
0
Avoiding The Puddle
(07.02.22)
Yeni gelecek hükümetin tutumununa göre değişir. Bunların palazlanmasında tek etki AKP'nin desteğiydi.
0
olaylar olaylar
(07.02.22)
fetö kendi halinde bir yapı değil. siyasi kimlik kazanmış bir tarikat ve tabi bunun arkasında da abd var. burada amaç abd çizgisinden çıktığı vakit her 10 yılda bir türkiye'de abd destekli gerçekleştirilen darbelerden biriyle türkiye'yi hizaya getirmek. bunun en büyük örneği 1980 darbesi. boşuna türk solunun büyük yara aldığı darbe demiyorlar 1980 için.

fetö elbette hala daha güçlü, hala daha faaliyet yürütüyor. malum partinin içinde zaten yeteri kadar adamları olduğunu biliyoruz (kaldı ki khk'lar fetöye zarar vermekten çok yine sol görüşlü kesime zarar verdi). bunun haricinde iyi parti içerisinde de ciddi oranda yapılanmaları olduğu iddiaları var (ümit özdağ'ın ihracı da buna itirazından kaynaklanıyor diye biliyorum). fetö, gerekli zemini bulduğu vakit toparlanmaya çalışacaktır ancak eski gücüne ulaşabileceğini pek sanmıyorum, çünkü görüşümüz ne olursa olsun 15 temmuz'da insanların darbeye koyduğu tepki ve fethullah'ın ulusal hain ilan edilmesi bu konuda abd'nin başka ortaklıklar kurmasını gerektirecektir. bu belki nurcu tarikatı olur, belki süleymancılar olur, belki başka biri, şimdilik bilemiyoruz.

demek istediğim şu: fetö kendi halinde bir tarikat değil. abd tarafından finanse edilen ve avrupa'nın türkiye ayağında faaliyet gösteren bir örgüt (bu açıdan akp de avrupa ve abd destekli siyasal islam projesinin bir meyvesiydi ve bu yüzden iktidara fetöyle kol kola geldiler). elbette çok güçlüler, elbette geri dönmeye çalışacaklar. ama halk desteğini kaybetmeleri işlerini zorlaştırıyor, bu yüzden aynı gücü yeni yüzlerle ensemizde hissedebiliriz.
0
lesmiserables
(07.02.22)
cevap basit. bugüne kadar nasıl yaptılarsa yarın da aynı şekilde yaparlar. başka bir isimle de olabilir. başka bir yapılanma ile de olabilir. akp ya da başka bir iktidar bu konuda ne kadar hassas davranırsa davransın, gözden kaçan bir dolu hikaye olabilir.
0
co2s2
(07.02.22)
Gecebilir, ben daha cok akp'den sonra diger partiler onlara biraz daha sicak bakacak gibi dusunuyorum. Rte gitse akp de sicak bakar :) hangisi faydalarina gelirse. Eskisi kadar guclu olacaklarini hic sanmiyorum, ulkenin sahibi olmuslardi nerdeyse :)

Ek olarak su anda sistemde hala cok fazla fetocu var turkiyede, cogu akp'ye gectim diyor, bir kismi hala gizli. Yarin obur gun firsat dogdugunda (oyle ya da boyle rte'nin gitmesi bi bosluk doguracak) bir seyler yapmak icin tekrar harekete gecebilirler. Umalim da muhalefet partileri rte sonrasinda dogru adimlari atsinlar ve buna firsat vermesinler, denize dusen yilana sarilmasin :/
0
fakyoras
(07.02.22)
Risk var. Eski güçlerini bulacaklarını da sanmıyorum.

Taliban'a denk bir örgüt olduğu fikri yanlış. İyi incelenirse Taliban'ın Afganistan içinde "yerli" bir örgüt olduğu anlaşılır.
Temelde Taliban ABD'ye karşıdır ve büyük oranda desteği Pakistan'dan alır. Pakistan da yıllardır Türkiye'ye yakın ve samimidir. Türkiye'nin ayrıca Afganistan'da askerî güç bulundurması oldukça önemlidir.

Fetö ise ABD desteklidir.
Ve görülen o ki fetö bağlantılı kimseler tweeter ve YouTube kanallarında etkin olarak hala yayın yapıyorlar.

ABD resmi açıklamasına göre geri çekildi Afganistan'dan ama gerçekte bu yaptığı kaçmayla eş değerdir. ABD'nin de Rusya gibi yerel güçlere karşı koyamama gibi bir zafiyetleri vardır. Vietnam'da da bu görüldü.
Rusya da zamanında Afganistan'dan geri çekilmek zorunda kaldı.

Abd askeri olarak kaybetse de böyle durumlarda genelde kazanan kendi film sektörleri oluyor.
0
Erva
(07.02.22)
Hayır
0
stavro
(07.02.22)
turkiye'de bu saatten sonra hayır. ancak avrupa ve abd'deki ermeni ve ayrilikci kurt lobileri gibi turkiye aleyhine faaliyetlerde ellerini guclendirebilirler. bu biyiklilar kindar baya.
0
dr doofenshmirtz
(07.02.22)
Metö
Süto

Niceleri var sırada.
0
neymis
(07.02.22)
(7)

Yeni bir diziye şans veriş süreniz ne kadar oluyor?

norules
Dijital bir platformdan yeni bir diziyi açıyorsunuz. Devam edip etmeme fikriniz yaklaşık ne kadarlık bir izleme süresinde şekilleniyor?Eskiden bu süre benim için 20 dakikaydı. İlk bölümünün ilk 20 dakikasında bir kanaate varıp tamam veya devam diyordum. Ama bu şekilde izlemeyi bıraktığım bir dizinin
Dijital bir platformdan yeni bir diziyi açıyorsunuz. Devam edip etmeme fikriniz yaklaşık ne kadarlık bir izleme süresinde şekilleniyor?

Eskiden bu süre benim için 20 dakikaydı. İlk bölümünün ilk 20 dakikasında bir kanaate varıp tamam veya devam diyordum. Ama bu şekilde izlemeyi bıraktığım bir dizinin, bolca boş vaktim olan bir günümde ilk 2 bölümünü tamamlayınca muazzam içine girmiştim ve çok sevmiştim. O günden beridir açtığım yeni dizilere temiz bir 2 bölüm şans veriyorum şahsen.

Siz nasıl yapıyorsunuz peki?
0
norules
(06.02.22)
ben 1 bölüm şans veriyorum
0
sizofren06
(06.02.22)
Valla net bir süresi yok bende. Kimisine yemek süresince şans veriyorum sadece, yemek bitince kapatıp geçiyorum. Sonra aklıma bile gelmiyor açmak. Kimisinin konusu çok ilgi çekiciyse ve işleyiş de insanı kanser etmiyorsa daha uzun süre şans veriyorum. Kimisinde saçma sapan bir hata farkettiğim anda kapatabiliyorum falan filan.
0
j r r tolkien hayrani
(06.02.22)
Değişiyor, örneğin Seinfeld'in 3. sezon 5. bölümündeyim ve ne zaman güzelleşecek diye merak ediyorum. Friends'i yıllarca 1-2 bölüm izleyip bırakmıştım. Sonra birgün çok sevdim ve bitirdim.

İlk bölümü izleyip beğenmedikten aylar sonra ikinci ve bundan birkaç ay sonra üçüncü bölümü izleyip beğenerek bir solukta bitirdiğim diziler de oldu (santa clarita diet, ne yazık ki iptal edildi evet)

Bazılarını ilk bölümün yarısında terk edip bir daha geri dönmedim, bazılarını 3-4 bölüm izledim...
0
akhenaten
(06.02.22)
Six feet under'ın ilk 7-8 bölümünü kelimenin tam anlamıyla zorla izlemiştim; üzerinden seneler geçti, en sevdiğin dizi nedir sorusuna hiç düşünmeden 'six feet inder' diyorum şimdi.

O gün bugündür eğer uzun soluklu bir diziyse ve çevremden özellikle de benzer zevklerim olan kişilerden olumlu yorumlar aldıysa 5-6 bölüm şans veririm. Kendi bulduğum bir dizide ise 2 bölüm kadar.
0
fraise
(06.02.22)
imdb puanı 8 üzeriyse 3-4 bölüm izlerim. the expanse hariç tüm dizilerde memnun kaldım. arkadaş tavsiyesi ise ve 7.5 puan üzeriyse 1-2 bölüm şans veririm. 8 üzeriyse 1 sezon bile şans verilebilir. e.g. the office.
0
gabe h coud
(06.02.22)
İlk bolum kadar.
0
stavro
(06.02.22)
eger cok begenilen bir diziyse 2-3 bolum zorlarim. Ilk sezonun ortasinda arap ati gibi acilan cok dizi var.
0
congratulationsyouwon
(07.02.22)
(15)

İştahınız nasıldır?

magni
Ben yemek konusunda aşırı iştahı açık biriyimdir. Öğün atlamam ve her öğünü kıtlıktan çıkmış gibi iştahlı ve zevk alarak yerim.Kardeşimin ise benle alakası yoktur mesela. O sadece karnını doyurup yaşamını devam ettirmek için iki lokma bir şeyler yiyip devam eder hep. Yemeğe çok özenmez, bir şeyler b
Ben yemek konusunda aşırı iştahı açık biriyimdir. Öğün atlamam ve her öğünü kıtlıktan çıkmış gibi iştahlı ve zevk alarak yerim.

Kardeşimin ise benle alakası yoktur mesela. O sadece karnını doyurup yaşamını devam ettirmek için iki lokma bir şeyler yiyip devam eder hep. Yemeğe çok özenmez, bir şeyler bulup yer falan. Bana da şaşırır, ben de ona şaşırıyorum :)

Sizin iştah durumlarınız nasıldır peki?
0
magni
(06.02.22)
İştahım iyi ama fazla yemek yemeye karşıyım. Tıka basa yemek yemem hiçbir zaman. Tam doymadan bırakırım.
0
dissendium
(06.02.22)
Yemek yerken -fast food değilse- keyif almam açıkcası. Ama günde sadece iki öğün yediğim ve if yaptığım için büyük porsiyonlar tercih ediyorum. Böylelikle üç saat sonra spor yaptığımda da açlık hissi yaşamıyorum. Ama dediğim gibi keyif almıyorum :(
0
ruhen hastayim ben
(06.02.22)
Valla senle kardesinin karisimi gibi biseyim. Birileri yemegi hazirliyorsa senin gibiyim oturur deli gibi yerim, yok ben yemegi yapacaksam da 'ne gerek var simdi ugrasmaya' der biseyler atistirir gecerim.
0
j r r tolkien hayrani
(06.02.22)
futbolla alakan var mı bilmiyorum ama eskiden fenomen ronaldo deyu bir amca vardı (cristiano ronaldo değil, gerçek ronaldo). efsane futbolcuydu. senin benim yaşasak mutfağa gidemeyeceğimiz diz sakatlıklarıyla herif her maç sahaya çıkıp 2-3 gol atardı. bu amca futbolu bıraktıktan sonra öyle bir şişmanladı ki ne zaman fotoğrafına baksak üzülür hale geldik, "olm naptın kendine" dedik... gerçi sanırım tiroid hastalığı vardı, onun da etkisi biraz.

ben işte ronaldo gibiyim. AYI GİBİ yiyorum. 19-20 yaşıma kadar tabanı yanık it gibi koşturduğum, spor yaptığım için bunun normal ve sürdürülebilir olduğunu düşünmüştüm, sonra obez olup çıktım.

iki öğün yerim ben. üç yapsam 600 kilo olurdum çünkü. ikiye rağmen şişkoyum. acı, tatlı, ekşi, tahta, hava, su, toprak... fark etmiyor. mütemadiyen yer ve içerim, büyük keyif alırım.

yemek için aç olmama gerek yok, hatta açıkçası öyle iki saat yemek yemeyince şekeri düşen, kendini halsiz hisseden biri değilim. gerekiyorsa 20 saat yemem, alışığım da öyle şeylere, çok koymaz.

ama yemeyi çok seviyorum işte, o yüzden aman biraz dengeli beslenmeyeyim... hemen bir hafta içinde nerede zararlı, pis şey var ayı gibi yer; vermiş olabileceğim bir kiloyu itinayla geri alırım.

tıp çaresiz, biyologlar sessiz... çözümü yok. cevabımı ünlü filozof sinan engin'in bir sözüyle bitirmek isterim,

"diyetisyenler lahmacunla zayıflama programı yapsın kardeşim. yemeyince ben zaten zayıflıyorum. önemli olan yerken sağlıklı olabilmek."
0
der meister
(06.02.22)
spor yaparken zirvede
yapmadığım zaman normal/kapalı
0
superb
(06.02.22)
Yemek yemeyi hiç sevmem, ama kilo almak için günde dört öğün dahi yiyorum, hatta son zamanlarda hiç aciktigimi hatirlamiyorum. Sabah uyandigimda tok hissediyorum yine de kahvaltı yapıyorum. Yatana kadar hiç açlık hissetmeden sürekli yiyorum.
0
sanguine
(06.02.22)
Ağzıma giren her türlü yiyeceğin içeceğin ince hesabını yaparım. Kötü yemek yersem moralim bozulur, kötü yemek yeme ihtimali bile kızdırmaya yeter. Kötü bir şey yiyeceğime biraz daha aç kalıp iyisini yemeyi tercih ederim.

Bu yüzden atıştırmam, yiyeceksem doğru düzgün yemek yerim. If düzeniyle beslenmeye çalışıyorum 4 senedir, bu anlamda da bana uygun bir düzen. Haliyle çok sık yemiyorum ama yedim mi iyi yiyorum.

İştahım sürekli açık olmasa bile güzel bir şey yenecekse her an hazırımdır yemeye. Yanımda biri yerken ne kadar tok olursam olayım ben de bişiler yerim en kötü kemiririm.

Kendimi dizginlemem gereken tek nokta tatlı oluyor çünkü if'i en çok zorlayan konu o. Onda da 10 günde 1den fazla yememeye çalışıyorum.
0
baba jo
(06.02.22)
Kitliktan cikmis gibi yemem. Ogun de atlarim. Is yerinde keyifle yemek yeme imkanim olmadigi icin mesela hic yememeyi tercih bile ediyorum. Keyif alma sartiyla, istahim var.

Istahsiz insanlari, yemekle oynayanlari, keyifli masalardan keyif almayanlari sevmem.
0
buf-e kür
(06.02.22)
sıfır. 42 kiloyum.
0
rose parks
(06.02.22)
genel olarak çok azdır. tüm gün yemek yemediğim ya da aramadığım olur. spordan sonra sağlıklı yemekleri daha iştahlı yerim. hafta sonu kahvaltısına özenirim. güzel masa hazırlarım. tek başıma ya da kalabalık farketmez.
0
gabe h coud
(06.02.22)
insanlarin benden beklemedigi kadar istahliyim. Ama dediginiz gibi kitliktan cikmis gibi yemem, fazla yemenin zararli oldugunu biliyorum zira. Ama cok acik degilim yeni seylere. Yani sebze falan denerim de, burada tavuk ayagi falan yeniyor cok, veya yumusak tofu falan, yememem halinde benim ve sevdiklerimin hayati tehlikeye girmeyecegi surece yemem.
0
sopiro
(06.02.22)
eğer tek başımaysam, kardeşin gibi karnımı en kısa şekilde doyurup yaşamıma devam etmeye bakarım. bir sevdiğim, eşim, dostumlaysam daha çok senin gibiyim. iştahım açılır, yemekten aldığım zevk artar vs.

nedenini ben de bilmiyorum. :)
0
taçsız kral pele
(06.02.22)
20-30 arası kadar çok değil
önceden öğlen ve akşam ayrı ayrı
çorba, sebze yemeği, et yemeği, patates, tatlı yiyebiliyorudm ve daha düşük kiloydum
0
bir soru sorcam
(06.02.22)
Ben çok istahli biri degilim genel olarak. Arada bir istahim hayvan gibi acilip yemege saldirdigim oluyor donem donem ama sureklilogo olmuyor genel olarak istahsizim. Senin gibi iştahı acik, zevkle yemek yiyenleri de kiskanirim. İstahli biri olmak isterdim valla, yemek yemek guzel sey.

Senin gibi bir arkadasim var ve ben ona o da bana sasiriyoruz karsilikli. Bana bir kere demisti ki yahu seni anlamiyorum nasil boylesin, ben su gordugun tencerenin tamamini rahatlikla yerim, yemiyor olmamin sebebi cok kilo alirim diye kendimi frenliyor olmam, yoksa tamamini oturup yerom rahatlikla demisti. Ben sasiriyorum tabii.

Ama böyle hayvan gibi yemek isterdim sahsen, cok yemek yediğim istahim acildigi zaman buyuk zevk aliyirum cunku. O zevki her zaman tadabilmek isterdim ve ayrıca hayvan gibi yesem spor salonunda da agirliga hayvam gibi abanirdim ne guzel olurdu. Araca cok yedigim oluyor dediğim gibi, o gunlerde spor salonunda da hayvan gibi abanabiliyurm enerjim oldugundan dolayi. Keske hergun boyle hayvan gibi yiyebilswm.

Kilo almaktan falan da korkmuyorum valla, kilomu kontrol edebilirim, gerektiginde az yerim ben yani yeter ki istediğmde fazla yiyebiliyor olayim:) zaten yedigom kadar spor da yapıyorum, cok yesem cok yaparım.
0
stavro
(06.02.22)
Sırf hayatı devam ettirebilmek adına yemek yiyen bir tipim çok zayıf da değilim gerçi ama yemek yemeyi bile unutuyorum çok iştahlı yediğim şey çok nadirdir.
0
esinikaybetmiscorap
(06.02.22)
(10)

Öleceğiniz zamanı bilseniz şu an yapmadığınız neyi yapardınız

heathen
Mesela sigara içmek isteyip uzun dönemli zararlarından dolayı içmeyen biriyim ama yakında öleceğimi bilsem içerdim. Belki yarın bir gün öleceğim ama bunu bilmediğimden istediğimi yaşayamıyorum. Bu benim sinirimi bozan bir örnekti. Sizde ne var?
Mesela sigara içmek isteyip uzun dönemli zararlarından dolayı içmeyen biriyim ama yakında öleceğimi bilsem içerdim. Belki yarın bir gün öleceğim ama bunu bilmediğimden istediğimi yaşayamıyorum. Bu benim sinirimi bozan bir örnekti. Sizde ne var?
0
heathen
(06.02.22)
Zamanı biliyoruz ama yakında mı ölüyoruz yoksa daha çok mu var o da önemli.
Ben prezervatifsiz seks yapardım, hastalığıydı çocuğuydu dert etmeden.
0
baba jo
(06.02.22)
iste tam da o yuzden hayati dolu dolu yasamaya bak, erteleme hicbir seyi. ana odaklan. bununla ilgili okumalar yapmak istiyorsan sunlara bak:

(bkz: mihaly csikszentmihalyi) - (bkz: flow)
(bkz: Thich Nhat Hanh)

soruna cevap olarak: kesinlikle gezebildigim kadar ulkeyi gezerdim.
0
baldur69
(06.02.22)
2-3 yılım kaldıysa her şeyi satıp turist vizesiyle ABD'ye gider kalan ömrümü orda geçirirmeye çalışırdım. 6 ay bir şey diyemiyorlar zaten. Sonrasında yakalanıp sınır dışı edilmek (o da kolay değil gerçi) umrumda olmaz. Bu kez başka bir ülkeye gidip orda devam etmeyi düşünürdüm yakalanırsam.
0
himmet dayi
(06.02.22)
Çok saçma ama öleceğimi bildiğim için yapacağım hiç bi şeyin tadını çıkaramazdım gibi geliyor, bir de ‘ulan bir de ölmezsem’ düşüncesi de olurdu, o sebeple himmet dayı gibi kaçak olmayı ya da ne bileyim çılgınca harcama yapmayı falan göze alamazdım sanki. Oldum olası ne zaman öleceğimizi bilmiyor olmanın süper olduğunu düşünmüşümdür:)
0
(06.02.22)
başka yerleri gezmeye para yok ama olabildiğince adrenalin salgılatan sporlar denerdim.
önüme gelen her beğendiğim kişiye açılırdım, yatardım. sevdiğim tüm herkese onların en sevdiğim özelliklerini sıraladığım ve iyi dileklerimi sunduğum mesajlar atardım...

bonus: linkedindeki tüm "öv beni" temalı postlara "nobody cares" yazardım.
0
rallied
(06.02.22)
Ne yapacagimi sasirir bunalima girer oylece kalakalir olumu beklerdim. Olecegim zamani bilecekken hicbir seyden tat alamam.
0
stavro
(06.02.22)
Daha çok ibadet ederdim sanırım
0
etna
(06.02.22)
Şu an yapmadığım şeyler ne zaman öleceğimi bilmemekten çok maddi yetersizlikle alakalı. O yüzden hiçbir şey değişmezdi. Ölüm sebepli ertelediğim ya da yapmadığım bir şeyim yok.
0
akhenaten
(06.02.22)
bir suru sey var aklima gelen ama ilk once istifa ederdim sanirim. bi de profesyonellikten cikip yillardir icimde biriktirdigim heerr seyi rahatca soylerdim patronla ekurisinin yuzlerine.
0
in vino veritas
(06.02.22)
Valla cidden ne kadar vaktin kaldığı da önemli. Atıyorum hemen bu gece öleceğimi biliyorsam öyle gerilimli gerilimli beklemek yerine hayatta yapmam dediğim şeyi yapar intihar ederdim. Gerek yok öyle birkaç saat daha işi uzatıp, tat almadan beklemenin.

Yok 50 yıl sonra öleceksem de aynen devam ederdim. 2-3 yıl varsa da her şeyi bırakıp gider bir dünya turuna çıkardım.
0
j r r tolkien hayrani
(06.02.22)
(7)

Tinder avcısı

mg3929
Ya bu çok saçma sapan bi hikaye değil mi? Kızlar borç içinde kaldım hayatım bitti diye ağlıyorlar, 2 senedir bakıyorum çok lüks tatillerden hiç geri kalmamışlar mesela. Adam aylarca çok lüks bi hayat yaşatmış bunlara ama kaptırılan paralarla bu hayatı yaşamalarına imkan yok. Yani bu çarkın kızlardan
Ya bu çok saçma sapan bi hikaye değil mi? Kızlar borç içinde kaldım hayatım bitti diye ağlıyorlar, 2 senedir bakıyorum çok lüks tatillerden hiç geri kalmamışlar mesela. Adam aylarca çok lüks bi hayat yaşatmış bunlara ama kaptırılan paralarla bu hayatı yaşamalarına imkan yok. Yani bu çarkın kızlardan alınan parayla yürüme ihtimali yok. Hikayede bi sürü soru işareti var, adam yargı önünde bile ceza almamış ama netflix tüm dünyaya ifşa etti bunun hukuki bir sorumluluğu yok mu netflix için?
0
mg3929
(05.02.22)
Kurgu sanki ya reality show tadında gibi geldi bana
0
olaylar olaylar
(05.02.22)
Netlix iste. Bu hikayeler bayagi belli ediyor kendini. Gercek olmadilarini yani. Baska netflix belgesellerinde de boyle, bayagi belli yani kurgu olduklari.
0
stavro
(05.02.22)
Abi Netflix'in bu tür programları komple kurgu.
0
Zaman Tamircisi
(05.02.22)
3 yil onceki mevzu, yeni belgesel yaptilar.

www.dailymail.co.uk
0
darkrocq
(05.02.22)
2 saate yakın bir tinder reklamı izlediniz, anlatılan veya yaşanan olayların çok çok çok büyük bir kısmı kurgudur. belki bu kurguyu yapmak için ilham veren bir ana fikir vardır ama üzerine güzel işlemişler geri kalan senaryoyu.
0
kent sakini
(05.02.22)
kurgu değil yahu gerçek olay bu. ben de 2-3 sene önce başka bir yerde işlendiğini hatırlıyorum bu konunun. yarısında kapadım netflixte izlemedim olayı biliyordum çünkü.
0
false pretension
(05.02.22)
Kurgu diyen arkadaslar kaynak gosterebilir mi? Yani kurguysa hikayenin gercegi nedir? Bana gayet gercek gibi geldi. Tamamen ponzi muhabbeti iste, 1 iste 3 ver, 5 iste 10 ver, 50 iste hicbisey geri verme.
0
icim urperiyor
(06.02.22)
(7)

spor salonunda yapmaktan en keyif aldığınız hareket nedir?

dafuq
sb
sb
0
dafuq
(05.02.22)
Her bölge için farklı farklı. Compound hareketlerden deadlift göğüs için cable fly bacak için barbell lunge ilk aklıma gelenler.
0
Zaman Tamircisi
(05.02.22)
İple yapılan triceps hareketi
0
mg3929
(05.02.22)
İple yapilan triceps hareketi +1
O tricepslerin patlayacak gibi sisme hissi çok iyi geliyor.
0
stavro
(05.02.22)
barfiks, deadlift, hip thrust, shoulder press.
0
reavelyn
(05.02.22)
bench press ve dumbbell press
0
false pretension
(06.02.22)
Squat ve deadlift.
Ek olarak pull up.

En sevmediğim ; nedense biceps ve triceps hareketlerinden hiç hoşlanmiyorum. Sıkıcı geliyor.
0
logisticsmanager
(06.02.22)
Ohp ve bentover row
0
hasmetizm 2046
(06.02.22)
(8)

vapurda beni tanımayan eski arkadaş

duyurukullanıcısı
maskeler vardı bende emin olamadım hatta 3-4 saat düşündüm falan hal hareketleri falansırada neredeyse beraber bekledikgeldi bir ön sırama oturdu arkası dönüktanımamış olabilme olasılığı kaç? baya üzüldüm ya görmezden geldiyse 6 ay falan dipdibeydik sonra kesildi birden sebepsiz yere.
maskeler vardı bende emin olamadım hatta 3-4 saat düşündüm falan hal hareketleri falan

sırada neredeyse beraber bekledik
geldi bir ön sırama oturdu arkası dönük

tanımamış olabilme olasılığı kaç? baya üzüldüm ya görmezden geldiyse 6 ay falan dipdibeydik sonra kesildi birden sebepsiz yere.
0
duyurukullanıcısı
(05.02.22)
tanımamış olabilme olasılığı %87,13
0
himmet dayi
(05.02.22)
E sen de tanımamışsin ki?.emin değilsin.
Himmet+1
0
kisa
(05.02.22)
Gecen gun yanina oturan tanidigi maske+gozluk kombosu yuzunden tanimayan birisi olarak cevaplarsam bence olasilik %89.14159265 diyorum.
0
j r r tolkien hayrani
(05.02.22)
gecen atm sirasinda birini bir arkadasima benzettim. o selam X naber falan dedim. o da iyiyim sagol ama taniyamadim dedi. insan insana benzermis derler ya o hesap meger arkadasim degilmis. maske kapson falan da tanimayi zorlastiriyor.

benim sana oranim %79,14
0
exlibris
(05.02.22)
tanıyamama ihtimali yüksek.
0
marul hirsizi
(05.02.22)
aslında başta sallamadım sonra 4-5 saat muhabbet ederiz diyen arkadaşım da 30dk içinde beni sallayınca dıral dedenin düdüğü gibi kaldım ortalıkta

yolda bir kaç kişiyi daha benzettim

o ara kafaya taktım işte.
0
🌸duyurukullanıcısı
(05.02.22)
Ben de bir kere bir mekanda boylr bir tanıdığa benzettim birini uzaktan. O değildir dedim sadece biraz andırıyordu o degol gibiydi. Sonra mekandan çıkarken otoparkta arabasini gordum plakayi tanidim, meger oymus harbiden. Yani tanımayabiliyor insan.
0
stavro
(05.02.22)
Tanımamış da olabilir, konuşmak istememiş de olabilir. Çok da şey etmemek lazım. Ben olsam müzik dinlemek isterim konuşmak yerine.
0
jazzabel
(05.02.22)
(10)

tatil yöreleri temelli yaşanabilir yerler mi sizce?

egokalp
kamuda mühendisim ve tayin almayı düşünüyorum. fikirlerinize ihtiyacım var.muğla, manisa, antalya, aydın gibi şehirler var aklımda. bunlar hala yaşanılabilir yerler mi sizce? yoksa izmir ve istanbulda olduğu gibi dışarıdan gelen göçten dolayı oralarda da yerli nüfus azınlık mı oldu?
kamuda mühendisim ve tayin almayı düşünüyorum. fikirlerinize ihtiyacım var.

muğla, manisa, antalya, aydın gibi şehirler var aklımda. bunlar hala yaşanılabilir yerler mi sizce? yoksa izmir ve istanbulda olduğu gibi dışarıdan gelen göçten dolayı oralarda da yerli nüfus azınlık mı oldu?
0
egokalp
(05.02.22)
Bahsettiğin yerler her türlü İstanbul/Ankara/İzmir üçlüsünden iyidir. Ek olarak Çanakkale ve Trakya bölgesini göz önünde bulundur derim.
0
halitkin
(05.02.22)
Aydın'ın doğusu(Nazilli tarafi) tamamen yerli sayılır. Batısı ise özellikle Söke, Germencik biraz daha göçe teslim olmuş, yerelin azaldığı yerler. Imkanım olsa 1 dk durmam giderim.

Bu Muğla'da yine iç kesimler yerliyken kıyılar göç. Şeklinde. Manisa'yı pek bilmiyorum. Bana çekici de gelmiyor. Insanı Muğla, Aydın insanına göre daha bi kaba bence. 45 plakalı Tofaş teröründen dolayı da olabilir bu ön yargım.
0
westblack
(05.02.22)
Ben de sizin gibi araştırıyorum.

Benim için ilk kriter sağlık hizmetlerine ulaşım ve yeterliliği idi. Bir de ilköğretim için devlet okullarının çok kötü olmaması. Çok iyi olmasını zaten bekleyemeyiz.

Sonra iklimi ve nüfus yoğunluğu..
0
digits
(05.02.22)
Yaşanabilir kriterlerinize bağlı bu biraz. Küçük sakin şehir/kasaba mı arıyorsunuz yoksa büyükşehir olanaklarından uzaklaşmadan sıcak iklimli yerde yaşamak mı? Yaşanabilirlik kriterlerinizi açarsanız ona uygun ilçeler, beldeler de önerilir bleki.

Antalya tatil yöresi değil mesela, merkez çok kalabalık, bir İstanbul olmasa da büyükşehir kalabalığı her zaman var. Alanya kendi başına bir şehir. Ama Side öyle değil, küçük ve tatil sezonu dışında daha sakin bir yer. Bence Antalya'da çok güzel yaşanır, siz kalabalıktan kaçıyorsanız yaşanmaz. Bir de çalışırken yaz sıcağına katlanmak hiç keyifli olmuyor, 40 derece sıcakta takım elbiseyle işe gidecekseniz onu da hesaba katın.

Muğla'da bence Bodrum'da yaz kış yaşanmaz ama sakin kasaba istiyorsanız Milas'ta yaşanır belki. Daha keyifli ilçeleri de vardır mutlaka.
0
kobuzchu kiz
(05.02.22)
Muğla ve antalya gayet yaşanabilir yerler. Bazı bölgelerine göçle gelenler var tabi ama genel olarak iyi.

Manisa'da yaşamadım ama Akhisar'ın ününü çok duydum. İnsanı baya modern derler.
0
garylineker
(05.02.22)
giden arkadaşlardan sağlık konusunda olumsuzluk duydum hep. bilginiz olsun.
0
renegade
(05.02.22)
Kriterlere bagli +1 Bana sorarsan sahil kasabasinda yasamak kabus. Büyük şehir tercih ederim.
0
stavro
(05.02.22)
Antalya dışarıdan güzel gözüküyor ama öyle değil. Antalya'da antalya'nın yerlileri yüzde 10, belkide daha az. . Her yıl 40.000 kişi göç eder antalya'ya. çok yoğun göç var. Trafik eskisi gibi değil yoğun göçlerle beraber trafik arttı ve asayiş olayları çok fazla.

Ev fiyatları ve kiralara girmedim bile. Turizm yöresi diye fiyatlar uçmuş durumda.

Asayiş olayları da patladı arttık şu ekonomik krizle beraber. Şu sıralar klima motorları çalınmaya başlandı.

Ben olsam Ege'nin gelişmiş bir ilçesini düşünürüm.
0
slm ben yalnız komando yasin
(05.02.22)
Ben bu yaz kastamonu'nun cide ilçesine tayin istiycem. Orada karar kıldım. 8-10 bin nüfuslu bi kasaba.
0
antihero
(05.02.22)
kriterim şu aslında büyükşehir kalabalığı ve keşmekeşi olmasın. güvenli olsun eşimle dostumla denize girerken tipleri kaymış şezlong mafyalarıyla uğraşmayım. sokakta gezerken güvende hissedeyim. büyük şehir kadar pahalı da olmasın. bisikletime binip düzgün rotalarda ezilme korkusu olmadan gezebileyim.
0
🌸egokalp
(05.02.22)
(5)

Bir markette çalışanın ismini öğrenebilmemizin bir yolu var mı?

warmy
Şok markette çalışan bir kadın bana market içinde hakaret edip omuzlarımdan geriye doğru itti. Üstelik hiçbir hakaret veya fiziksel bir temasta bulunmamısken. Kendisinin psikolojik sorunları olduğunu düşünüyorum ve şikayet etmek istiyorum. Bunu nasıl kime yapabilirim?
Şok markette çalışan bir kadın bana market içinde hakaret edip omuzlarımdan geriye doğru itti. Üstelik hiçbir hakaret veya fiziksel bir temasta bulunmamısken. Kendisinin psikolojik sorunları olduğunu düşünüyorum ve şikayet etmek istiyorum. Bunu nasıl kime yapabilirim?
0
warmy
(04.02.22)
neira
(04.02.22)
Market size isim vermez.
Karakola gidebilirsiniz, benim kardeşimi sivil denizcilik lisesinde okurken subay sanıp durup dururken dövmüşlerdi metro girişinde iki şerefsiz. kameralardan yüzünü tespit edip sivil polis kimliğini tespit etmişti.
Bizim oğlanın ağzı burnu kanlar içindeydi tabi mahkemeye çıkmıştık çok ilgilenirler mi bilemem sizin durumda ama ben uğraşırdım
0
cilekli pasta
(04.02.22)
Olay günü yer saat belirterek şok market iletişimine mail atarsanız onlar kişiyi bulur sanırım.
0
epitaf
(04.02.22)
Guvenlik kamerasında gozukur kimin yaptigi?
0
stavro
(05.02.22)
psikolojik sebeple ise: şikayet etmek yerine market müdürüne durumu anlatıp dr'a yönlendirilmesini istemen daha mantıklı
0
bir soru sorcam
(05.02.22)
(16)

200k ev kredisi çekmek mi, alamancı akrabadan euro ile borç almak mı?

ananiyimioguz
Şimdi bana yaklaşık 200k nakit lazım. 250 de elde var, ev alacağız.Bu 200k yı bankadan çekip 4 yılda ödemek istersem 270k olarak ödemem gerekiyor. Hadi belki dosya masrafıydı sigortasıydı falan 300k diyelim. Yani paranın %50si kadar bir masrafım olacak.Fakat hiç faiz ödemeden, direkt bir akrabamızda
Şimdi bana yaklaşık 200k nakit lazım. 250 de elde var, ev alacağız.

Bu 200k yı bankadan çekip 4 yılda ödemek istersem 270k olarak ödemem gerekiyor. Hadi belki dosya masrafıydı sigortasıydı falan 300k diyelim. Yani paranın %50si kadar bir masrafım olacak.

Fakat hiç faiz ödemeden, direkt bir akrabamızdan 13bin euro alsak ona da ödeme yapabiliriz.

Yalnız sıkıntı şu, euro sabit kalsa kesinlikle akrabadan almak çok mantıklı ama şu an 15 olan euro'nun 4 sene sonra 30-40 olmayacağının bir garantisi yok çünkü borcunu euro olarak isteyecek.

%50 masraftan kaçarken %100-200 masrafa girmek var.

Gerçi ödedikçe de biraz borcumuz azalacak ama.. belki en iyi ihtimalle aynı hesaba gelir banka kredisi ile.

Siz olsanız hangini tercih ederdiniz, tl ile borçlanmayı mı?
0
ananiyimioguz
(30.01.22)
Şu süreçte dövizle borçlanmak aşırı derecede korkutucu geliyor bana.
0
msb
(30.01.22)
Akrabadan niye euro olarak borç alıyorsunuz ki? Direkt 200 bin lira borç alın. TL'ye dönüştürüp size versin. Siz de TL olarak ödeyin.
0
dissendium
(30.01.22)
kredi çek tabii ki, kazancın euro değilse kesinlikle döviz borca girme zaten.
0
roket adam
(30.01.22)
tl ile bankaya borçlanmak en mantıklısı. yüzde 50 gözünüzü korkutmasın, zaten enflasyonla yılda en az %30 eriyecek borcunuz.
0
golgi aygıtı
(30.01.22)
Tabii ki kredi, şu ortamda dövizin stabil kalma ihtimalini bırakın stabil olarak artma imkanı var mı?
0
gmzo
(30.01.22)
asla ama asla dövizle borca girme bu dönemde.
0
a darkness coming
(30.01.22)
kredi+1

akrabanizin TL olarak borc vermek isteyecegini hic sanmam. ben olsam ben de vermem kardesim olmadigi surece.
0
supergirl
(30.01.22)
Doviz borclanan insanda deli cesareti olmali. Birak döviz borclanmayi, bunun aklindan gecirmek bile normal değil şaşırdım doğrusu.
0
stavro
(30.01.22)
Kredi +1
0
Lucidream
(30.01.22)
sabit faizli tl kredi kullanmak bu enflasyonist ortamda bedava para gibi bir şey. euro borçla karşılaştırmak bile hata.
0
nuisance
(30.01.22)
Akraba ile kötü olmak için ideal senaryo. Uzun vadeli kredi çekerseniz taksitler enflasyona göre eriyecek (Sizin gelirinizin en az enflasyon oranında artacağını varsayıyoruz tabi)

Ama Euro borçlanırsanız Euro en az enflasyon oranında artacaktır, bu durumda en iyi ihtimalle aldığınız Euro'nun 4 ödeme anındaki TL değerini ödersiniz ve geliriniz de aynı oranda arttıysa bir kaybınız olmaz (Ki bence bu da kredinin toplam maliyetine yaklaşır). Ama Euro patlarsa sizin hesaplar da şaşar.
0
salihdt
(31.01.22)
kredi +1
ev/araba alirken kendi yaginda kavrulacaksin, akrabaya falan bulasmamak lazim.
bana turk lirasi borc verse ve tekrar turk lirasi bile istese, %0 faiz yeterki isin gorulsun bile dese tesekkurler kalsin derim.
0
cooperr
(31.01.22)
Cooperr +1

Birisinin kredi alabildiği durumlarda şahıslardan borç alması doğru değil artık. Birilerinden borç alma dönemi geçti artık.

Bankadan borç aldığında kimseye mahçup da olmuyorsun hem.
0
mezarkabul
(31.01.22)
daha geçen gün bddk bankalara stres testlerini yapabilmeleri için senaryolar gönderdi. "aşırı olumsuz" senaryoya göre 2024 sonu USD kuru 31 görünüyordu. "normal" senaryoda ise 17.5 USD kuru. yani en normal senaryoda dahi 30% artış bekleniyor 2024 sonu için. sizin kredi 2025 sonuna kadar. bunu da geçtim, siz USD değil EUR borç alacaksınız. buradan da maliyetiniz artar bir miktar.

ben olsam düşünmeden kredi çekerdim 1 yıldan uzun vadeli her şey için.
0
posthuman
(31.01.22)
değil akraba, babamdan bile euro borç almazdım bu süreçte.
banka pahalı görünebilir ama en azından öngörülebilir olduğu için aslında ucuz bile.

bir süredir dolar 14,5 bandında. volatil olmasına alışmıştık şuan sabit kalması bile bir garip. bir süre sonra ne olacağı belli değil.
0
dahinnotha
(31.01.22)
Tamamdır, dediğiniz gibi TL bile olsa, 0 faizsiz bile verse akrabadan borçlanmamak daha iyi gibi ne olur ne olmaz.

4 sene de değil 10 sene çekeyim ben hatta aya çok düşmesin, zaman geçtikçe koymaz zaten. TL borçlanmak kadar karlı bir şey yok gibi.

İlk defa bu tarz bir borca gireceğim de tecrübem yok ondan sordum yoksa belki düşünmek bile hata diğer ihtimalleri. Ben taksit bile yapmayan bir insandım, ahmaklıkmış onu anlıyorum :(
0
🌸ananiyimioguz
(31.01.22)
(12)

Herkes 20-30 bin lira mı maaş alıyor?

deveyidiken
İstanbul’da ev kiralarına bakıyorum, 5-6 bin liradan aşağı düzgün ev yok. E hayat pahalılığı, marketler falan herkesin malumu. Evlere arabalara değinmiyorum bile, onlar hepten imkansız bir noktaya ulaştı.Hayat bu kadar pahalıyken bu insanlar nasıl hayat kuruyorlar? Hadi bir şekilde bir düzen kuruldu
İstanbul’da ev kiralarına bakıyorum, 5-6 bin liradan aşağı düzgün ev yok. E hayat pahalılığı, marketler falan herkesin malumu. Evlere arabalara değinmiyorum bile, onlar hepten imkansız bir noktaya ulaştı.

Hayat bu kadar pahalıyken bu insanlar nasıl hayat kuruyorlar? Hadi bir şekilde bir düzen kuruldu diyelim, bu pahalılıkta nasıl hayatta kalıyorlar?

Şu an kazandığım parayı göz önüne alınca ben simsiyah bir gelecek görüyorum. Bu ülke hiçbir zaman mükemmel bir yer olmadı belki ama şu son zamanlardaki pahalılık açıklanamaz bir boyutta bence.
0
deveyidiken
(30.01.22)
ülkenin yarısı asgari ücretle geçiniyor ne 20-30 bini? ekşi'dekiler ülkenin en eğitimli kesimi olduğu için oralarda bu civarı kazanan pek çok kişi var ama bunlar ülkenin %2-3'ü falandır anca.

dediğiniz gibi son olaylarla artık ekonomik felaket bambaşka bir boyuta ulaştı. insanlar her şeylerinden kısarak yaşıyorlar. artık 3 öğün yerine 2 öğün yiyeceğim diyenler falan var. böyle yaşıyoruz işte. hatta ortalama türk vatandaşı olarak yaşamıyoruz, sadece hayatta kalıyoruz. kirayı öde, temel gıda maddelerini al tamam bitti. sonraki ay tekrar et. çıkıp dışarda yiyeyim yok, bir yerde bir şey içeyim yok, şuraya gidip gezeyim yok, şu ayakkabıyı beğendim alayım yok...
0
rose parks
(30.01.22)
Olağan üstü pahalılık dalgası henüz 2-3 aylık bir olay, şu anda şok sürecinde herkes hayret etmekle meşgul, bütçeleri sarstı ama yıkmadı, yıkılacak ama er geç. Elbette 20-30 bin üzeri kazanan kitle yüzdelik olarak ufak bir kesim.
0
msb
(30.01.22)
esnaflar falan güzel kazanıyor. milyon tane esnaf var ülkenin dört bi yanında. hepsinin durumu iyi diyemeyiz ama istanbulda fena sayılmayacak dükkanı olan adamlar zaten sağlam kazanıyor. sanayideki en niteliksiz işi yapan adam bile aylık 15bin görünce bu ne lan deiyp ağlıyor. eleman tanıyorum mesela sadece lastik değiştiriyor 20bin kazanıyor.

maaşlılar harici çok güzel kazanıyor. maaşlıların durumu iyi değil
0
avatar is back
(30.01.22)
2 sene önce istanbulda kozyatağı civarı kirada oturuyordum. Pandemi başladı. Evden çalışmaya başladık, evi kapatıp memlekete geldim.

Şimdi yeniden ofiase dönüş süreci var.
Tuzlada fln ev tutacağım sanırım. Her türlü muhtemelen maaşımın yarısı sadece barınmaya gidecek kira, aidat, farura vs. Mutfağı katmadım daha.

Ben bu şekilde tek başıma yaşarım yaşamasına da, insan gelecek kuramıyor. Ne bileyim evlenemiyor, ev dizemiyor, çocuk yapamaıyor vs. Bu çok koyuyor.

O simsiyah geleceği gördüğüm için, hayatıma yalnız devam etmeye karar verdim ben mesela. Kimseyi bir bilinmezliğe çekmeye hakkım yok.

Edit. Ekleyeyim, 2 sene ömce aynı zamanda düzenli spor salonuna gidiyor, birkaç hobime para harcıyor, giyim kuşamıma önem veriyor, kardeşime her ay sabit harçlık veriyordum.
0
saturn
(30.01.22)
Geleceğe dair öncelikleri erteledik, belki evlenip çoluk çocuğa karışacakken şimdi tek derdimiz günümüzü kurtarmak. Zorda kalmamak için büyük harcamalar yapmamak. Araç alacakken kafamızı sokacak bir ev almayı planlamak vs.
0
olaylar olaylar
(30.01.22)
görece yüksek bir maaş almama rağmen, tuzla'da oturuyorum, dışarı çıkmalarım azaldı. araba ya da ev alma hayalim bile yok bu ekonomik durumda.
0
a darkness coming
(30.01.22)
standart bir memur karı koca en vasıfsız insanlar olup kpss kasıp öğretmen olsalar evlerine 13-14 bin lira para giriyor ek ders vs ücretleri hariç. 14 binin 6-7’siini kiraya kolaylıkla verirsin. bu tarz milyonlarca insan var. çok zengin olmana gerek yok yani 7 bin kira için.
0
roket adam
(30.01.22)
Kira+depozit+emlakçı parası 20 bin tl'yi geçiyor şu an. Biraz da taşınırken masraf olsa 30 bin tl'yi bulur. Eşyası olmayan biri için 40 bin tl gerekir. 20 bin tl kazanan birinin 2 maaşı kadar masraf olur ilk etapta.

Evine 14 bin TL para giren biri 7 bin kira ödeyemez. Sadece faturalar ve yol masrafı aylık 2500 civarı tutar. Geri kalan parayla da ancak doyarlar. Artık çift maaş öğretmen olma durumu da çözüm değil. Çocukları da varsa geçinmek imkansız.
0
antropolog
(30.01.22)
Herkes de o evlerde oturmuyor zaten. Sen kendi aradigin kriterlerde evlere bakıyorsun ve 5-6binden asagi düzgün ev yok diyorsun. Digerlerine ev demiyorsun ama baskasi ev diyor demek istedigim bu. Dolasiyla 2 bine de oturan var 6-7bine de. Adamlar parasına gore ev tutuyor.

Duzgun ev 5-6binden asagi yok ve adamin da boyle bir kirayi odeyecek durumu yoksa duzgun olmayan evde oturuyor bu kadar basit. Ben burada oturmam deme luksu yok adamın.

Bunun dışında kari koca çalışan bir suru insan var. Vasif gerektiren işlerde calisan kari koca toplam maasiyla ödüyorlar bu masrafı. 8-10bin alan karı koca 5-6bini kiraya verip kalan miktarla bir şekilde geciniyorlar iste.
0
stavro
(30.01.22)
İstanbul’da yaşamıyorum ama ben de o simsiyah geleceği görüyorum. Kira, faturalar, ulaşım tüm maaşımı kaplıyor kuruş artıramıyorum. Arabam yok, almam da imkansız görünüyor artık ne yazık ki.
Bir şeyler düzelene kadar aynen bu şekilde devam etmeyi planlıyorum. Hiç alışveriş yapmadan(yeme-içme dışında) ve keyfi olarak dışarda ayda max 2-3 sefer yeme-içmeyle devam edeceğim gittiği yere kadar.
0
megalomaniac
(30.01.22)
cevremde kendi evinde yasayan / evli olan tanidigim bir cok kisinin zaman icinde daha yakindan tanidikca ciddi aile yardimi aldiklarini goruyorum. bu bugun krizle olan bir sey degil, son 10 yilda gozlemledigim bir sey. daha once de vardir muhakkak bilmiyorum, dikkat ettigim bu kadar.

mesela biri bakiyorum merkezi bir semtte yasiyor ama oranin kirasini vs kaldirip da uzerine yasayacak bir is yapmiyor benim gozumde. luks yasamdan falan bahsetmiyorum, gayet alt-orta direk hayati yasiyor ama evi guzel yerde mesela. zaman geciyor ogreniyorum ki kirasini babasi oduyormus, odesin, istesem benim babam da oder yani benim gozumde kucultucu bir sey falan degil ama bu gizem oyle cozulmus oluyor.

daha gecen farkettigim mesela bir tanidik bosandi, bir kac ay sonra ev aldi. orta-ust bir isi var, biriktirmis krediye girmis herhalde dedim. meger ailesi almis direk. ve hatta evliyken kiralarinin yarisini kiz tarafi yarisini erkek tarafi ailesi oduyormus. kirada oturan arabali cocuksuz normal bir ciftlerdi. arada eglenceleri falan var, luks bir sey yok. normal hayat ama maddi sikintilari oldugunu gormedim. ortaya cikiyor ki yine aile destekliyor.

boyle 10+ ornek gormusumdur yakin cevrede son bir kac yilda - ben bu destegin sadece ekstrem durumlarda oldugunu (is kaybedilir kira odenemez vs.) dusunuyordum ondan surpriz oldu. demek ki dusundugumden daha yaygin. bahsettigim aileler (destek olan ana babalar) de oyle zengin aileler falan degiller, orta direk emekliler falan. bir sekilde bir birikim yapmislar oradan harciyorlar cocuklara.

tabii herkesin boyle bir durumu yok o yuzden bu olaya uyanmayan kisilere (benim gibi) gizemli gelebilir.
0
robokot
(31.01.22)
ilizyon hocam. herkes kendisinin veya ailesinin eski birikimini parçalıyor.
halamın 3 çoçuğu var 3üne de sıfır araba alındı.
kuzenler doktor bu arada.
her sene iphone u anaları alıyor :)
daha torunlar okula falan gitmiyor bu arada sadece istanbul’da yaşam pahalı diye. karı koca doktor yeni klinik açaçak eski aldıkları arsayı satıyorlar,
dışardan bakan oo altında sıfır araba, yeni klinik açıyor, yeni iphone halbuki torunların doğum gününde altın takılıyor harcasınlar diye.
0
gatherer
(31.01.22)
(3)

Arnavutluk-Tiran a seyahat eden var mı ?

redlabel
Selam romalılar,Bu hafta Tiran'a gideceğim ama hiç bir bilgim yok . Havalimanı ile merkez arası ulaşım nasıl ? TL ile gidip orda yerel birime geçmek mantıklı mı ? Ne yenir,içilir,alınır ? Yardımcı olur musunuz.
Selam romalılar,

Bu hafta Tiran'a gideceğim ama hiç bir bilgim yok .
Havalimanı ile merkez arası ulaşım nasıl ?
TL ile gidip orda yerel birime geçmek mantıklı mı ?
Ne yenir,içilir,alınır ?

Yardımcı olur musunuz.
0
redlabel
(30.01.22)
Yurtdisina giderken dolar-euro ile gidin neresi olursa olsun. Tl bozduramazsiniz.
0
stavro
(30.01.22)
yanında euro olsun.
herkes türkçe biliyor.
0
mtgs
(31.01.22)
Havaalanından Tiran merkeze otobüs var. Çıkıştan sola dönüp durakların bulunduğu çardaklara doğru yürüyün. Havaalanı gayet küçük zaten. Pandemi yüzünden ekstra bir uygulama var mı bilmiyorum ama. Gece iniyorsanız döviz büfesini kapalı bulabilirsiniz (başıma geldi), dışarıdan çekim yapabilen bir ATM kartı bulunsun. Biraz insafsız ücret kesiyorlar ama döviz büfesinin keyfini beklemekten iyidir. Zaten otobüse kadarlık bir para çekip kalanını ertesi güne bozacağınız için. Oteller muhtemelen Dolar-Yuro kabul eder.
0
d max
(31.01.22)
(10)

Metal/rock vs Rap

tamam sakinim
Spor yaparken hangisi sizi daha çok gaza getiriyor?
Spor yaparken hangisi sizi daha çok gaza getiriyor?
0
tamam sakinim
(30.01.22)
Yeterli kafeini aldıysam gesi bağları'nı dinleyerek bile gaza gelebilirim ama rap müziği sevmem metali kafam kaldırmıyor artık o nedenle rock derim. Hatta pop-rock.
0
Zaman Tamircisi
(30.01.22)
Metal, spesifik olarak melodik death metal. Daha da spesifik olarak amon amarth. Bu heriflerin şarkılarıyla spor yapınca savaştan çıkmışa dönüyorum, kaç gün kendime gelemiyorum.
0
j r r tolkien hayrani
(30.01.22)
Ben rap.

Ama spotifyda jazz rap listeleri buldum, son zamanlarda ona sardım :)
0
invictae
(30.01.22)
Metal/rock genelde.
0
jazzabel
(30.01.22)
rock. rapi hiç sevmem, hiçbir duygu uyandırmıyor bende.
0
nothing in my way
(30.01.22)
90s old-school hiphop mix. Hani şu her spor salonunda çalan müzikler yeterli
0
olaylar olaylar
(30.01.22)
Rap hiçbir sekilde gaz vermiyor bana, amele muzigi bana göre.
Spor yaparken tercihim club muzikleri elektronik muzik olur ama burada seceneklerde olmadığı icin rock metal diyorum.
0
stavro
(30.01.22)
basit ritimli gaz metal şarkılar. rammstein mesela. rap ve metal'in kesiştiği nokta var bir de, rage against the machine. ama sadece rap müzik pek de gaza getirmiyor.

ben hiç denemedim ama agresif techno müzikler de kesin çok iş yapar.
0
rahip janick
(30.01.22)
Çarşambayı sel aldı dinleyerek ağırlık bastım bugün :D O gün kendimi nasıl hissettiğime göre değişiyor müzik seçimi de. Ağırlıklı olarak metal/türkü kombinasyonu bende çalışıyor.
0
sarahkerrigan
(31.01.22)
Rap'e göre değişir. Public Enemy-Fight The Power gaza getirebilir mesela. House of Pain-Jump Around, Kris Kross-Jump....vesaire vesaire. 80 sonları 90 başlarının Hip House tarzı eserleri de fena olmaz. Rock için de var bazıları. Boks çalışanların klasik "Eye of the Tiger"ı vardır. Manowar adamı salondan çıkarıp yalın kılıç cenk etmeye bile sevk edebilir. Genelde her türün tempolu eserleri gider. TSM olarak bile tavsiyem olabilir. Yıldırım Gürses-Son Mektup mesela.

Şahsen ben de elektronik dinlerim spor yaptığım nadir zamanlar ama kendi dönemiminkileri. 80'ler, 90'lar. Modern Talking'den Culture Beat'e uzanan bir skala.
0
d max
(31.01.22)
(8)

Edebiyat klasikleri ve günümüz cinsiyet tartışmaları

amsterdam otlu sigarası
Merhaba,Henüz 20 sene önce çıkmış filmlerde dizilerde bile bazı sahnelere bakıp “bu kadar ayrımcılık, cinsiyetçilik de olmaz” deyip soğuyabiliyoruz. Hal böyle olunca 20. Yüzyılın ortasından, başından ve daha da eski yüzyıllardan kalma kitaplarda, 20. Yüzyıldan kalma filmlerde, hele de kadın erkek il
Merhaba,

Henüz 20 sene önce çıkmış filmlerde dizilerde bile bazı sahnelere bakıp “bu kadar ayrımcılık, cinsiyetçilik de olmaz” deyip soğuyabiliyoruz. Hal böyle olunca 20. Yüzyılın ortasından, başından ve daha da eski yüzyıllardan kalma kitaplarda, 20. Yüzyıldan kalma filmlerde, hele de kadın erkek ilişkileri tahlil edilen kısımları okur izlerken içimden “öff seni cinsiyetçi homofobik dayı valla iyi saçmalamışsın” falan deyip koca koca yazarlardan yönetmenlerden soğumaya başladım. Tabii ki bu eserleri dönemin şartlarına göre değerlendirmek lazım da yine de bu hislerden kurtulamadığımı fark ettim. Acaba fazla netflix izlemekten mi böyle oluyor? Size de benzer şeyler oluyor mu?
0
amsterdam otlu sigarası
(27.01.22)
Diziler filmler hayatın bir parçasıdır, sadece cinsiyetçilik üzerine değil ırkçılık da olsa eğer bir dayatma, manipüle etme yoksa ve o yapının bir gerçekliği olarak ele alındıysa rahatsız olmuyorum.
0
olaylar olaylar
(27.01.22)
İngiltere'de 100 sene önce kadınlar insan mıdır diye konferanslar düzenleniyordu, o dönem çıkan eserlerde böyle şeyler olması normal ama günümüzde ulaşılan zeka seviyesi nedeniyle bunları garipsemek de normal.
0
Zaman Tamircisi
(27.01.22)
Öyle şeyler olabiliyor, ben o dönemlerin feminist sayılabilir eserlerine de "çocuğa anlatır gibi, bu ne be" diyebiliyorum ama bu o dönemin yazarlarının suçu değil tabii, onun farkında olmak lazım. Bir de geçmiş dönemler yerine daha çok çağdaş yazar okumaya başladım, nedenlerinden biri de bu.

Filmlerde dizilerde bu kadar olmuyor, nedense kitaplarda daha çok gıcık oluyorum ama bir şeyler izlerken çok takılmıyorum.
0
kobuzchu kiz
(27.01.22)
Bana olmuyor. Çünkü bugun bakip da aa ne cinsiyetci denen seylerin cogu da aslında bugunun asiri hassas bakis acisiyla bakınca cinsiyetçi geliyor, gercekten cinsiyetci olduğundan değil.

Bir de zamaninda yazılan cizilenler cekilen filmler hepsi hayatın bir parçasıydı, gercek dunyayi yansitiyordu genel olarak. Bugun de oyle. Dolasiyla beni rahatsiz eden bir sey olmuyor.
0
stavro
(27.01.22)
e gayet normal.
shakespeare de cinsiyetçi nazım da. bunu tamamen bilinçli veya o dönemin yargılarıyla hareket ettiklerinden de yapıyor olabilirler, taa o zamanlarda bile sorsak karşı duracakları halde bilmeden/içselleştirdiklerinden de böyle yapıyor olabilirler. elbette dönemin koşullarına -yani hangi dönemlerde cinsiyetçilik veya patriarka etkisi artmış, azalmış, pik yapmış bunları da fark ederek- göre bakmak lazım.
napalm tüm dünyadan nefret mi edelim ? : )
0
rewlack
(27.01.22)
Hayır yaşadığınız hisler normal, okuduğunuz kitaplardaki düşünceler hala hayatta ve zaman zaman karşılaşabileceğiniz hatta bizzat öznesi olabileceğiniz yaşayan bir kültüre ait şeyler.

Antik Mısır'daki kölelikle ilgili şeyleri okurken ya da izlerken aynı hisleri, aynı şiddette hissetmezsiniz çünkü bunlar ölü bir kültüre aittir. Hayatınız boyunca kimsenin sizi kırbaçlayıp ölümüne çalıştıracağı endişesi taşımıyorsunuz, gerçek dışı geliyor bu düşünce.

Ancak hayatınız süresince kendinizin ya da sevdiğiniz kişilerin cinsiyet ayrımcılığına o ya da bu sebepten maruz kalma ihtimali çok yüksek.
0
akhenaten
(27.01.22)
Benzer şeyleri kalabalık insan grubu görünce de hissediyorum pandemiden öncesi nasılmış vay anasını diye.

Kitapları ise yazıldığı döneme göre okumaya dikkat eder tanrıya her gece yatmadan sjw olmamak için de dua ederim.
0
nickimin hakkini veremedim
(27.01.22)
Böyle şeylere takılmıyorum, çünkü sanat daha ağır basıyor. Ama John Fowles’dan Fransız Teğmenin Kadını’nı okurken şuna benzer bir ifade görmüştüm. Kaç yıl geçmiş unutmamışım bak.

“… önümde ilerlerken yol dikleşmişti ve her adımında eteği bileğinin birkaç santim üzerine kadar çıkıyordu, iç çamaşırı görünüyordu…”

Tabii bire bir böyle değildi ama kadının giydiği paçalı donun ayak bileğinden itibaren görünebileceğini vurgulayan, erotik bir anlatımdı :(
0
ruhen hastayim ben
(27.01.22)
(7)

Şirket aracı maliyetleri hesaplama

erty_ksk
Şirketiniz size araba verdi diyelim, ayda iş yoğunluğuna göre 1 ila 3 depo yakıt tüketiyorsunuz, kimse hesap sormuyor.Özel işlerinizde kullanmanıza, mesai saatleri dışında kullanmanıza hatta tatillerde şirketin mazotunu kullanarak makul seyahatler yapmanıza da müsade ediyor diyelim. Tüm bu faydaları
Şirketiniz size araba verdi diyelim, ayda iş yoğunluğuna göre 1 ila 3 depo yakıt tüketiyorsunuz, kimse hesap sormuyor.
Özel işlerinizde kullanmanıza, mesai saatleri dışında kullanmanıza hatta tatillerde şirketin mazotunu kullanarak makul seyahatler yapmanıza da müsade ediyor diyelim.
Tüm bu faydaları bir kenarı koyup toplarsak aslında yaşam kalitemize nasıl bir katlı sağlıyordur mali olarak.
Örneğin; araç + aylık ort yarım depo yakıt, tatiller vs rahatlığı karşılığı aylık kaç tl’dir mesela? 5bin mi bin mi? Nasıl yuvarlak hesap tahmin edebiliriz bu işi?
0
erty_ksk
(26.01.22)
işe gidip gelirken ve özel işlerimde aylık 1500 km yapıyorum.
aracım 100 km'de 7 lt yakıyor.
1500/100*7= 105 lt benzin
105 * 14 = 1470 tl benzin
hgs hesabını sen yap ama benim yaklaşık aylık 500 tl tutuyor.

bunlar değişken giderler. araçla ilgili giderlerin aracına göre değişir ama
mtv (hesaplayıcıları var)
lastik (2 yılda 1 set)
bakım (yılda 1)
trafik sigortası (yıllık)
kasko (yıllık)

olarak listeleyebilirsin alacağın araca göre.

bir de araç amortismanı var ki ona hiç girmiyorum.
0
roket adam
(26.01.22)
araç masraflarına aylık 500 tl yaz. (mtv+sigorta+vergi+kasko+muayene+lastik+bakım) araca göre bunları kabataslak hesaplayabilirsin sen de.

aylık benzin masrafını ekle. 1000 tl diyelim mesela.

1500 tl aylık fayda sağlıyor. 500 tllik yakıt alırsan 1000 tl.
0
jack lupino
(26.01.22)
Kendi aracimla ise gidip gelmemi güncel benzin fiyatıyla 1000tl olarak hespaladim ben. Dolayısıyla sirket araci kullanmak bana 1000tl kar getiriyor. Toplu tasima hicbir sartta hicbir şekilde kullanmam, dolayisiyla sirket araci olmasa aylik 1000tl "sadece ise gidip gelmeye" harcamak zorunda olacagim. Kendi aracimin MTV si sigortasi neyini mrcburen her halukarda odedigim icin onlari saymadim ama. Bunlari da ekleyerek hesaplarsin ne kadar masraftan kurtulduğunu.
0
stavro
(26.01.22)
Ozaman 12bin tl yakıt
1000 tl trafik
2500 tl kasko
1500 tl bakım
500 tl hgs
500 tl lastik+akü yıllık dersek
Toplamda yıllık 18bin yapar yuvarlarsak tatil vs 20 bin desek aylık 1666tl yapar 1650tl diyoruz aylık ortalamaya öyle mi? Bunda araç maliyeti yok ama bir de araç maliyeti eklersek ne olur durum? Onu görmek istiyorum aslında ben. Kiralamalarda araç maliyeti kiralayan kar payı vergisi falan iyice şişiyor hesap. Aylık araç kiraları ne seviyede onu da bilmiyorum bu arada. Klasik şirket araçları ne kadardır mesela, ford, toyota, reno falan aylık kiraları ne bu araçların, ya da yıllık daha uygunsa yıllık kiralama ücreti nedir?
0
🌸erty_ksk
(26.01.22)
aylık kiralama minimum şu an sıfırlarda en ucuz 7bin falandır (kdv'siz). bir kaç yıllık araçlar ise 5 falan sayabilirsiniz. yıllık ise hadi 70-80bin say o da en ucuz.
0
avatar is back
(26.01.22)
4000 diyebilirim sana.
0
gabe h coud
(26.01.22)
Kullandıgın arabanın veya satın alsan alacagın arabanın aylık faizi + 2 depo da 2.000 TL desen, kasko bakım o bu da aylık 500 desen.

aylık faiz + 2.500 TL olarak düşünebilirsin.

400.000 TL araba desen olmaz da pek hani sen o kadarını bütçelemiş olsan 6.000 TL gibi faiz getirse arabanın sana katkısı 8.500 TL derdim.
0
liberal
(21.04.22)
(12)

Kadınlara soru, ayakta işeme aleti kullanır mısınız?

ananiyimioguz
Şöyle bir ürün gördüm bugünhttps://www.hepsiburada.com/pratik-piez-kadinlar-icin-hijyenik-ayakta-iseme-aparati-p-HBV0000087352?magaza=Murad%20et%20olsunBaşta bir komik geldi ama alttaki videoyu izleyince çok da mantıksız değil.Hijyeni nasıl sağlanıyor anlayamadım ama eşe dosta alayım mı ben severim
Şöyle bir ürün gördüm bugün

www.hepsiburada.com

Başta bir komik geldi ama alttaki videoyu izleyince çok da mantıksız değil.

Hijyeni nasıl sağlanıyor anlayamadım ama eşe dosta alayım mı ben severim böyle tuhaf hediyeleri.

Benim çevre batının ahlaksızlığını da almıştır yani kimse tuhaf karşılamaz merak etmeyin.

Kullanan var mı, mantıklı geliyor mu merak ettim kadın gözüyle.
0
ananiyimioguz
(26.01.22)
Ağzı şerit şeklinde kapanan bir saklama poşeti iş görmez mi?
Zaten koymadan önce bi sudan geçirilir.
0
🌸ananiyimioguz
(26.01.22)
Leş bar tuvaletleri için iyi olur diyelim ama geri kol çantasına koyma fikri gerçekten iğrenç +1
bunu yıka, bunun için çantada kap taşı falan... Tek kullanımlık, suda eriyen, kullanılıp klozete atılabilir bir şey olsa belki.
0
kobuzchu kiz
(26.01.22)
cok pratik olmuyor ama yine de genel tuvaletlerde oturmaktan daha saglikli. yalniz iyice alisana kadar pratik yapmadan sokakta denemeye kalkinca ust bas batabilir o yuzden alismak gerek oncelikle. isin bitince de tabii ki cisli seyi cantaya koymuyorsun, her tuvalette su var sabun var sonucta. basitce yikanip posete koyulabiliyor. zaten su ve sabun olmayan tuvaletleri bu alet olmasa da kullanmam.
0
in vino veritas
(26.01.22)
Festivallerde, büyük organizasyonlarda kesinlikle çok işe yarar. Ufak bir poşet ya da kese işe yarar. Gündelik hayatta seyahat etmeyen, konsere gitmeyen, kalabalık aktivitelerde bulunmayan biriyseniz pek işe yaramaz tabii. Bunun değişik karton versiyonu vardı tek kullanımlık daha önce yanılmıyorsam almanyada denk gelip almıştım, bu çok daha mantıklı.
0
kullanıcıadımbuolsun
(26.01.22)
Bunun alıcı kitlesi en başta ileri yaşlı kadınlar olmalı. Burada duyuruda yazanların çoğu genç, özel bir durumu yoksa neden ihtiyacı olsun. Onun dışında pratik güzel bir buluş.

Hediye akacaksanız 50+’a alın. Daha gençler ihtiyaç duymadığı için kullanmayabilir.
0
rewlack
(26.01.22)
annem uzun süreli yatağa bağlı hastayken kullanmıştı kısa süreliğine. sondaya alternatif olarak.
bu gibi zaruri haller içindir bence.
0
gunah mg012
(26.01.22)
üstte birkaç kişinim dediği gibi anca zaruri halde kullanılır. tuvaletlerden tiksinmem genelde, ayrıca bu aparatı kullanacağıma idrar tahlilindeki gibi su şişesine falan işerim, atarım.
0
rose parks
(26.01.22)
Bu aparatı taşımak için büyük çanta gerekebilir. Bende hijyenik olmadığını düşündüm ve kullanışlı bulmadım. Kullan at olsa daha iyi olur.
0
olimpia
(26.01.22)
kullan at versiyonu var zaten
P-Mate disposable
Pee Buddy Urinal from Cardboard
Pee in the Stand
Pipi Funnel
Female urination devices - FUDs

derleme
www.backpacker.com

kampçılara da lazım oluyor.
ya da kalabalık yerlerdeki leş tuvaletlerden korunmak için bu.
0
comp
(26.01.22)
Yıllar once kartondan kullan at versiyonunu gormustum isim dolayisyila. Hatta bir kutu yanima almistim komik geldiği icin, hala duruyor. Bence saga sola ustune başına sidik bulasir insanin, asiri sacma ve gereksiz urun.
0
stavro
(26.01.22)
Kartonunu da bunu da kullandım uzun süre. Karton çok daha mantıklı ama bir süre piyasadan kalktı mecbur buna geçmiştim. Haftada bir kaynatarak dezenfekte ediyordum, normal zamanlarda su sabunla temizleyerek. Çok gereksiz saçma diyenler her daim temiz tuvalete ulaşabiliyorsa ne ala.
0
physcos physcos
(27.01.22)
seyahat edersem ne biliyim, belki kullanirim. genel tuvaletlerin riskini alacagima kendi cisimi temizlerim. ama günlük hayatta kullanmam.
0
durgunfoton
(27.01.22)
(9)

loser erkek filmleri

iste o bendim
Kalabalıklar içinde yalnız kalmış adam filmleri arıyorum.zeki demirkubuz, NBC tarzı.NAKED, kaybedenler kulübü gibi. loser filmleri.
Kalabalıklar içinde yalnız kalmış adam filmleri arıyorum.

zeki demirkubuz, NBC tarzı.

NAKED, kaybedenler kulübü gibi.

loser filmleri.
0
iste o bendim
(25.01.22)
Inside Llewyn Davis
0
Tutkun
(25.01.22)
Brothers olabilir belki.
0
stavro
(25.01.22)
Animasyon ve dizi ama Bojack Horseman önerebilirim.
0
r_u_h
(25.01.22)
0
kanlakarisikyagmur
(25.01.22)
Call my lawyer sayılır mı?

Better call Saul olacaktı ya.
0
mezarkabul
(25.01.22)
Trainspotting

All These Sleepless Nights

The Big Lebowski

Uzak (Nuri Bilge Ceylan)

Fight Club

Dream With the Fishes

Moonlight Box

Joker

Aklıma bu filmleri getirdi verdiğiniz tanım.
0
old possum
(25.01.22)
leviathan'ı öneririm. en sevdiğim filmlerden biridir. zvyagintsev'in çektiği rus filminden bahsediyorum, başka da var sanırım aynı isimle. hatta şöyle söyleyeyim o filmdeki dayıtın yanında dünyanın en loser adamı rockstar gibi kalır.
0
der meister
(25.01.22)
mr nobody
0
karayel
(26.01.22)
he was a quiet man
0
put it in your appropriate place
(26.01.22)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.