Giriş
(18)

Kar seviyor musunuz

dissendium
Artık yaştan mıdır nedir (28) kar yağdığını görünce "kar mı yağmış" deyip kafamı çeviriyorum. Hiç öyle yağarken izleyeyim falan demiyorum. Şu an yaz gelsin diye dua ediyorum. Temmuz, ağustos efsane aylar. Yazı acayip özledim. Siz karın keyfini çıkaranlardan mısınız yoksa iğrenerek mi bakıyorsunuz?
Artık yaştan mıdır nedir (28) kar yağdığını görünce "kar mı yağmış" deyip kafamı çeviriyorum. Hiç öyle yağarken izleyeyim falan demiyorum. Şu an yaz gelsin diye dua ediyorum. Temmuz, ağustos efsane aylar. Yazı acayip özledim. Siz karın keyfini çıkaranlardan mısınız yoksa iğrenerek mi bakıyorsunuz?
0
dissendium
(25.01.22)
Ben sevmiyorum. Fakire, sokak hayvanlarına yazık. Evsize yazık.
0
garylineker
(25.01.22)
Baharı ve yazı çok severim. Karı da severim. Üstünde yürüyüp iz bırakacak kadar olmalı, tam olarak bugünkü gibi.

İnce ince yağan yağmur ve beraberinde gelen çamurdan nefret ederim. İğrenç :)
0
gabe h coud
(25.01.22)
Klasik insan modu benimki, kar sıra dışı bişey değilken çok bayılmazdım. Ama hafta sonu baya kara maruz kaldım, eğlendim.

Ha, bu yüzden şu anda İstanbul'daki yağış beni çok etkilemedi koşmadım soğuğa ama izlemesi de güzel. Tabii evden çalışmıyor olsaydım bu kadar sempatik gelmezdi.
0
Bruce
(25.01.22)
Sevmem, seveni de sevmem :)

Kar romantizmini de hiç anlamıyorum soğuk nedeniyle zor durumda olan onca canlı varken.

Kartopu yaşım da çoktan geçti :)
0
dreamnesiac
(25.01.22)
ben su an kar magduruyum ama hayvan gibi karla oynuyorum bi yandan... asiri severim. cocukken hep yilbasi, kar manzarali kartpostallar biriktirirdim asiri temiz hava veriyor bi de. ama sadece yunusak kar
0
ala09
(25.01.22)
aşığım. 27 yaşındayım, üç yaşındayken de şimdi de aynı heves ve heyecanla bekliyorum.

tabii ki kimsenin sokakta kalmasını, başına iç gelmesini, işe gidip gelememesini vs. istiyor değilim ama bunu doğanın bir gerçekliği olarak görüyorum. insanların evsiz kalması veya işe gidememesi toplumsal bir problem daha çok. karda oynayan, mutlu olan insanlar da zaten "ohh sokak hayvanları ölüyor" diye filan sevinmiyor, o yüzden bazı insanların bu kar sevenleri teröristmiş gibi gösterme tavrını anlamsız buluyorum.

doğu'nun köyünde ya da sibirya'da kar yüzünden çok zorluk yaşamış birinin sevmemesini, tiksinmesini anlarım elbet ama ben trakya'da büyüdüm, ankara'da yaşadım, ukrayna ve letonya'da sıcaklığın -20'nin üstüne çıkmadığı yerlerde sokakta kaldığım ve "aa tüh ölcez galiba neyse" dediğim zamanlar gördüm ama yok abi manyak gibi seviyorum hala.

aşırı yağar misal ona bi şey yapamazsın elbet ama ben yarın bi gün arabam olsa hava durumunu zaten haftalar öncesinden takip ettiğim için ona göre kış lastiğimi, zincirimi hazır eder; arabanın karını buzunu nasıl kısa sürede temizleyebileceğime bakar, koşullara olabildiğince uyum sağlamaya çalışırım. uyandığında kar görüp "ulan hay böyle işin, kim uğraşacak şimdi bu angaryayla?" diyeni anlarım elbet ama ben işte o uğraşı bile ayrı severim, bıkmam.

zaten iklim öyle bozuldu ki finlandiya'daki adam bile artık kışın ne kadar kar göreceğini bilemiyor, şubat ortasında diz boyu kar varken 10 gün sonra hava 8 derece olabiliyor filan... bence bizim çocuklarımız filan karı çok nadiren görecek, o yüzden hazır hala arada yağıyorken ben tadını çıkarma taraftarıyım.

BEN <3 KAR
0
der meister
(25.01.22)
yasim cogunuzdan buyuktur. cocukken nasil seviyorsam bugun hala ayni sekilde seviyorum. gunlerdir kar bekliyorum desem yeridir bugun doydum nihayet. yaz ve sicagi hic sevmem. ilkbahar sonbahar severim, bir de kar. temmuz agustos benim icin iskence aylar. sicaga gunese tahammulum hic yok. sogukta giyinirsin isinirsin ama sicakta ancak derine kadar soyunabilirsin ve yetmez. klima ile cekilir oluyor sadece. hele disarida gunes tepende kan ter icinde kalmak vs. nefret ederim. kar oyle mi be ya...
0
robokot
(25.01.22)
İlkbahar > sonbahar > yaz > kış

Soğuk sevmiyorum.

Sadece güzel bir bungalovda, soba/şömine yanarken sevebilirim
0
abuzer
(25.01.22)
Ben de ilkbahar ve yaz insanıyım, soğuk ve karanlık havaları sevmem. Fakat karın yeri çocukluğumdan beri ayrı. İlk hava tahminleri ile birlikte gözüm dışarıdadır, yağınca da mutlu olurum. 7 aylık hamileyim, yine de dışarıda kardanadam yaptım dün, bugün yine çıkarım.

Devletin, patronun, görevlilerin işini düzgün yapmaması üzerine yemek siparişi verenleri, kar yağdı diye sevinenleri suçlayanlar da çok büyük mantık hatası içerisinde olduğunu düşünüyorum, eklemeden geçemeyeceğim.
0
gmzo
(25.01.22)
nefret ediyorum
0
passion rules the game
(25.01.22)
Sokak hayvanlarını düşününce kahroluyorum. Keşke bu konuda bi' farkındalık oluşturabilsek.
0
kumandanim
(25.01.22)
İlk 2 gün seviyorum. Eskişehirliyim ben, kar yağınca iki gün eğlenirim, sonra kaldırımlar ve ara sokaklar dev buz pistine dönüşür, caddeler çamurlu kar yığını olur ve ben kışın kalanını sürekli homurdanıp söylenerek geçiririm, dışarı çıkmaktan nefret ederim.

2007'de Antalya'ya kar yağdığında oradaydım, "nolmuş ya hiç mi kar görmediniz" diye uyumaya devam etmiştim. Ama yıllardır düzgün kar görmedim, özlemişim, pazar gecesi çıkıp yürüdük, sahile indik, tipinin ortasında kaldık, çok eğlendim. Bugün dışarı çıkmam lazım, tiksiniyorum.
0
kobuzchu kiz
(25.01.22)
Ben de Eskişehir'de 5 yıl kadar öğrencilik yaptım. Haftalarca karın yerden kalkmadığını hatırlarım. Ama her şeye rağmen seviyorum.

Dün 4-5 arkadaş Üsküdar yokuşlarında geç saatlere kadar amansızca kaydık:V
0
lüzumsuz adam
(25.01.22)
Her türlü doğa olayını uzun sürmediği sürece çok severim. Bir yazcı olarak kar özellikle favorimdir. Ama işe falan gitmek zorunda kalsaydım çok küfür ederdim şu an
0
roket adam
(25.01.22)
Kis bizim gibi gelismemis ulkelerde sefalettir ya. Bereket yonu tamam ama ben nefret ederim yagmur, camur, soguk vs.

Yaz olacak abi. Bi sort bi tshirt atacaksin kendini disari. Kapali mekana mahkum kalmayacaksin.

Yaz aksami kokusunu cekeceksin icine. Mis gibi ya.
0
celebi efendi
(25.01.22)
Aslında yağarken izlemeyi, sonrasında şehrin görüntüsünü falan aşırı seviyorum ama artık eskisi kadar saf bir mutluluk duyamıyorum çünkü aklıma gelen ilk şey sokaktaki hayvanlar oluyor.
0
ms brownstone
(25.01.22)
Hayir zerre sevinmiyorum. Bir yetiskin yanımda aaayyy kar yagiyor diye sevinemye basladiginda da uyuz oluyorum. Cunku kar yağışı demek yollarin kapanmasi demek. Trafigin artmasi ya da komple kitlenmeso demek. Yolda kalmak demek. Bir yere gidememek demek. Kar demek sikinti demek. Kar yağışı gelince benim aklima yollar geliyor, sevinmiyorum dolayısıyla.

Bembeyaz kar ortusunun görüntüsünü ben de pek severim sahsen ama sehre kar yağmasına sevinmenin alemi yok. Kis tatiline gideceksem eyvallah, bol bol yağsın bayilirim kara. Ama isim gücüm varken İstanbul'dayken karin bana zarardan baska seyi yok.
Kar Uludağ'da güzel erciyeste guzel efendime soyleyyeyim ilgazda guzel, isin gucun yokken tatildeyken guzel. Sehrin ortasinda kari ne yapayım ben?

Soguk havadan kistan da nefret ederim. Yazi ben de dort gozle bekliyorum yaz demek kolaylik demek. Daha fazla gun isigi, uzerinde 35kilo kiyafet yok, yaz meyveleri, acik hava konseri bilmemnesi, deniz tatili ne varsa yazsa var.
0
stavro
(25.01.22)
Kar seviyorum, oldukça sıcak bir memlekette büyümeme rağmen, kışları yaylalara gidip kar ile oynardık.

Elbette karın etkiledği durumlarda kalmak kötü ona katılıyorum ama soğukta kalan insanlar hayvanlar kısmına katılmıyorum.

der meister ilk paragraf +1 , çünkü her zaman her yerde zor durumda kalan insanlar var onları düşünürsek işin içinden çıkamayız.
0
ceketimi alip cikcam
(25.01.22)
(20)

kış lastiği kullanıyor musunuz

marul hirsizi
gerek duyuyor musunuz yani.
gerek duyuyor musunuz yani.
0
marul hirsizi
(23.01.22)
evet. il ankara. kış boyunca 1 kere bile ihtiyaç duyacak olsaydım yine taktırırdım.
0
vayanasinisayinseyirciler
(23.01.22)
kocaeli için 4 mevsim lassa kullanıyorum
0
bugisme
(23.01.22)
Evet. Gecen hafta sadece soguktu bu hafta acayip kar yagdi. Bi kerelik bir durumda bile gerekse, can ve mal kaybi riskini almaya deger mi?
0
her giriste sifresini unutan adam
(23.01.22)
Hayır. Zaten dogru durust km yaptığım yok, kis lastiğine para vermeye gerek gormedim o yüzden. Yilda bir kez kar yağıyor zaten İstanbul'a, o da ya tutuyor ya tutmuyor. O gun de arabayi çıkarmayiveririz. Agirlikli olarak sirket araci kullaniyirum zaten, o yüzden kendi aracıma ayrica kis lastigi takmaya gerek gormedim hic.
0
stavro
(23.01.22)
kar yağınca dışarı çıkmıyorum ama yine de kış lastiği var. çünkü, neden olmasın.
0
gabe h coud
(23.01.22)
İstanbul. 1 hafta kar için gereksiz. O dönemde araç kullanmıyorum.
0
Mistyimage
(23.01.22)
Kullanmiyorum, istanbul o sartlara uymuyor.

Kar yagdiginda zaten otoparktan cikamiyoruz. Su an sokagimda paletli arac gidemez halde :)
0
divit
(23.01.22)
kullanıyorum
0
admin
(23.01.22)
istanbulda karlı hava çok az süre olduğu için kullanmıyorum. kar yağınca da trafiğe çıkmıyorum.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(24.01.22)
Kar çorabı kullanıyorum. Hem her şey gibi lastikler de çok pahalılandı hem de her sene 2 kere tak çıkar angarya geliyor. Bide depolaması sök takı derken 600 de oraya gidiyor. Evet kar lastiği rahatlık ama istanbulda 1 hafta kar için gereksiz sanki.
0
imnotsureabout
(24.01.22)
Kış lastiği kar yağmasından ziyade dereceyle alakalıdır, 7 derecenin altına düşen heryerde kullanılmalıdır. Yola tutunmanızı sağlayan tek malzemeden feragat etmeyin. Soruya cevap: evet
0
mirty
(24.01.22)
istanbuldayım kullanıyorum. sadece kar değil soğuk ve yağmurlu havalarda yazlık lastiğin yol tutuşu-fren mesafesi çok kötüdür.
0
orpheus
(24.01.22)
izmir'de hiç kullanmadım.

ama doğu avrupada zaten zorunlu. arabayı az kullanan kişi gerçek 4 mevsim (şu üstünde kar işareti de olan "all season"lar) ile idare eder ama yok "ben kayak yapayım, tırmanayım" diyen harbi kış lastiği almalı.

ki bence aralıktan nisana kadar arabanın üstünde kalır o o zaman. burada nisan ayının son haftaları kar yağdığını gördüm.
0
rain when i die
(24.01.22)
hergün işe gidiş geliş olduğu için kullanmak şart.
0
ravenudon
(24.01.22)
kış lastiğinin kar ile alakası yok +1

tekirdağ'da yaşıyorum ve kullanıyorum. özellikle sabahları kırağı- buzlanma durumu oluyor. daha geçen hafta önümde bir araç takla attı bu yüzden. yerde cam gibi buz vardı, aracım gram kaymadı.

kış lastiğinin yağmurda frenleme ve yol tutuş performansı daha yüksek. hava sıcaklığının çok düşmediği yerler için evet gereksiz ama hayata 4 lastiğin temas ettiği kısım kadarıyla bağlısınız. riske atmaya değer mi sizce ?
0
delidir yakalayin
(24.01.22)
istanbul'da kar yağmadığı zamanlar zaten sıcaklık kolay kolay 5-7 derecenin altına gelmiyor. toplamda en fazla 2-3 hafta.

her gün araba ile dışarı çıkmak zorunda değilseniz istanbul'da kış lastığı gereksiz.
0
nuisance
(24.01.22)
kullanıyorum ben de. Neler kazandırdığını belki fark etmiyoruz da ondan şüphede kalıyor olabiliriz. Yıllar önce yazlık tiple kavşakta dönerken ekstradan tam bir tur döndükten sonra aklım başıma geldi. Ani frenlerde keymedığını hissetmek çok güzel.
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(24.01.22)
sahada çalıştığım dönem kasım ayında kış lastiğimi takardım, karda yağmurda rahat raht gezerdim. şimdi evden çalıştığım için kullanmıyorum ama kışın dışarı çıktığım sayılıdır.

(bkz: kar zinciri/@roket adam)
0
roket adam
(24.01.22)
istanbul'da yaşıyorum ve hergün araç kullanmamı gerektiren bir işim yok. aracı haftada 4 gün gibi kullanmam gerekiyor. belki daha bile az.

sadece yaz lastiği kullanıyorum. hava 3 derecenin altında düştüğü zamanlarda aracı kullanmamaya calisiyorum. kar yağmış ve yollarda kar varsa kesinlikle kullanmıyorum. bu koşullar da ancak yılda 10 gün oluşuyor.

yılda 10 gün için de öyle bir bütçe ayırmak ve onunla uğraşmak yersiz geliyor.

aralık - ocak - subat aylarında uzun yol yapmam gerekseydi hiç düşünmeden bu yatırımı yapmak isterdim.
0
kaptankedi
(24.01.22)
ankaradayim, her sene 2 araca da taktiriyorum mutlaka aralik basinda. cok ise yariyor, hatta bazen yetmiyor bile, kis lastigi taktirmayanlar yuzunden cumartesi yine trafikte perisan olduk
0
sweetoffice
(24.01.22)
(7)

AB'nin demokrasi ve insan hakları misyonunun nedeni?

ya ben lan neyse
neden ab gibi büyük bir organizasyon başka ülkeler için her alanda ve fırsatta demokrasi ve insan hakları çağrısı yapar, yeri gelir yaptırım bile uygular? kendi çıkarı nedir? bu misyonunun saikinin salt iyilik olduğuna inanmak ne kadar gerçekçidir?
neden ab gibi büyük bir organizasyon başka ülkeler için her alanda ve fırsatta demokrasi ve insan hakları çağrısı yapar, yeri gelir yaptırım bile uygular? kendi çıkarı nedir? bu misyonunun saikinin salt iyilik olduğuna inanmak ne kadar gerçekçidir?
0
ya ben lan neyse
(23.01.22)
Ortadoğu'dan bakınca, herkesin şeytani planlar yaptığını düşünebiliriz fakat gerçek öyle değil.

Koskoca bir ülkeler birliğini 'salt' iyidir-kötüdür diye sınıflandıramayız.
0
kapitalist gerilla
(23.01.22)
bunun kısa bir cevabı yok maalesef. tarih, kapitalizm, sosyalizm, refah devleti vs. vs. bir sürü konu var.

kısaca ve bildiğim kadarıyla şunları söyleyebilirim: ab'nin kendi içindeki misyonu kapitalist refah devletleri. yaşasın sermaye diyorlar ama insanları da hem ekonomik hem sosyal açıdan çok kötü durumda bırakmamak lazım ki bir daha ayaklanmalar vs. olmasın, sistem tehlikeye girmesin, her geçen gün sistemi sağlamlaştıralım istiyorlar. kendi içindeki misyonu bu iken dış işlere karışma meselesi daha zor sanırım. benim tahminim, kendilerinin böyle bir misyonu varken bunu yaparak kendi sistemlerini dünyaya da yaymaya çalışıyorlar. hem de artı bir sempati puanı kendileri için.
0
hlot
(23.01.22)
Cevredeki ulkelerin de bu düzende yonetiliyor olmasi işleri kolaylastiyor cunku. AB iyilik melegi falan değil yani evet. Hicbir uluslararası aktor dunyaya iyilik guzelik getirmek icin çabalamaz.
Yani bir suru sebebi vardir ve illa ki cikarlar soz konusudur ama en basitinden diktatorluk ile yonelitmeyen demokrasi ile yonetilen ulkeler ile ticaret yapmak da diplomatik iliskiler yurutmek de daha kolay ve daha guvenilir olacaktir.

Ayrica uluslararası aktorlerin eylemleri ve politikalri dis dunyaya karsi mesru gorunmek zorundadir. Mesru ve kabul goren davalar gutmen gerekir ki uluslararası alanda kabul gorebilesin. Yoksa sikintilsrin sonu gelmez. Yani imaj cok onemli.
Her seyden once vatandasi karsisinda bir mesruiyeti olması lazim zaten. Senin hakkini korumayan bir devlet ustu otoriteyi neden destekleyesin? Ab yivde bir devlet gibi dusunmek lazım bu noktada.
0
stavro
(23.01.22)
Halkın eğilimi hükümetin ağzını şekillendirir. Siz belli bir imaj çizerek başa geçtiyseniz örneğin eşitlikçi ve çoğulcu bir anlayış vaadiniz varsa ya da ait olduğunuz siyasi kimlik bu kavramlarla bütünleşikse izlediğiniz politika da bununla paralel olmalı. Eğer olmazsa, nasıl olacak? İnsanların sizden beklentileri var.

Şimdi atıyorum ak parti hükümeti lgbti yanlısı bir tutumla evlilik eşitliği için hamleler yapsa kendi tabanına bunu açıklayabilir mi?

Sihirli bir durum değil aslında, arz talep meselesi.

Halkın eğilimi değişir mi? Değişir, ancal bir motivasyon, bir sebep gerekir. Uzun vadeli politikaların ya da diğer ülkelerle girilen ilişkiler sonucu bu eğilimler değişebilir. Bugün avrupa insanı ağırlıklı olarak kendisini ifade özgürlüğü ve şitlik kavramlarıyla özdeşleştiriyor bunları kendi kültürleri olarak görüyorlar. Bunun tarihi altyapısı da var.

Avrupa'da soylu sınıf kendi keyfi istediği için kendilerini yok etmediler sonuçta. Haklar bildirgesi kralın "aa ne güzel şey bu" demesiyle imzalanmadı. 30 yıl savaşlarının bıraktığı izler var kültürde.

Diğer taraftan bu davranış modelinin kendi içinde kazanımları da var. Çünkü bu ülkelerin insanları bu dilden anlıyor, bir isveç örneğin biriyle silahlarla savaşmak yerine ekonomik olarak savaşmayı tercih eder. İkisi arasından silahları ve ekonomik savaşı seçecek ülkelerin insan stereotipleri de tamamen farklıdır.
0
akhenaten
(24.01.22)
En basit tanımıyla “huzursuzluk” yaşamamak için. Apartmanda haşere ve toksik bir çocuk varsa yan apartmandaki biri onların çocuklarına da zarar verme olasılığına karşı uyarabilir.

Savaş çıkarsa ucu kendine dokunabilir -ki suriyeden mülteci akınında gördük.

Ve diğer önemli bir husus da eski tip sömürü sistemi bırakıldı, köleleştirme yerini kontrat gibi “daha medeni” bağlayıcılarla yapılıyor. Bu yüzden menfaatlerine dolunulmadığı sürece (saddamın diğer ülkelerin petrol kaynaklarına saldırması gibi) huzursuzluk istenmiyor.
0
Unde bach canim
(24.01.22)
Avrupalı devletler, ABD'ye göre daha liberal/idealisttir (ekonomi/piyasa anlamında değil de uluslararası ilişkiler teorileri anlamında), realist değildir. yani işbirliği, demokrasi ve karşılıklı bağımlılığı amaç olarak görürler. Bunun yansıması da sadece kendileri değil tüm dünya demokrasi olursa dünyanın daha barışçıl bir yer olacağına duyulan inançtır. bkz: demokratik barış teorisi

anti-demokratik rejimlerde genellikle yoksuluk, gelir dağılımında adaletsizlik, kamu düzenini sağlamada sorunlar da vardır. bu yüzden anti-demokratik ülkelerde iç savaş, isyan, protesto, ayaklanma, darbe çıkması daha yüksek olasılıktır. bu sadece o ülkenin kendi içini etkilemez, dışarıya da terör, mülteci sorunu vs olarak yansır. bkz. arap baharı, libya ve suriye. yani AB'nin kendi güvenliğini sağlamak için diğer ülkelerin demokratikleş(tiril)mesi de bir ulusal güvenlik sorunudur.
0
halanne
(24.01.22)
işine öyle geldiği için. en son polonya belarus sınır mevzusuna bakınca, ab'nin insan haklarını kendi çıkarlarından önce tutmadığını anlayabilirsin. polonya sınırında mülteciler geçmesin diye insanları ölüme terk etti. çoluk çocuk bir sürü kişi öldü. benzerini yunanistan ege'de yapıyor. mülteci botları batırmaktan, mültecileri ıssız adaya bırakmaya kadar türlü insan hakları ihlalleri yapıyor. ama mevzu türkiye olunca, türkiye'nin tamamen uluslararası mevzuatlara uygun bir takım hareketlerine insan haklarına uygun değil diye beyanda bulunuyorlar.

işin özü politika gerektirdikçe dünyanın en hümanisti olabilirler. yeter ki kendi düzenleri bozulmasın o zaman da hitler'den farksız işler yaparlar.
0
paintov
(24.01.22)
(7)

sarhoş olduğunuzun ertesi günü kendinizi çok depresif hissediyor musunuz?

ahm1
sarhoş olduğunuz veya çok içtiğiniz akşamın ertesi gününe çok depresif kalkıyorum ve günüm öyle geçiyor. sanki önceki gün utanılası bir şeyler yapmışım ama hatırlayamıyorum gibi geliyor ya da ne bileyim, sebep bulamadan da depresif, hatta çok depresif oluyorum. size de oluyor mu böyle şeyler? pek ge
sarhoş olduğunuz veya çok içtiğiniz akşamın ertesi gününe çok depresif kalkıyorum ve günüm öyle geçiyor. sanki önceki gün utanılası bir şeyler yapmışım ama hatırlayamıyorum gibi geliyor ya da ne bileyim, sebep bulamadan da depresif, hatta çok depresif oluyorum.

size de oluyor mu böyle şeyler? pek genç değilim. içmeye de yeni başlamadım ama genellikle zaten biraz depresif bir insanım.
0
ahm1
(23.01.22)
Sarhos olduysam ve iyi ictiysem sonraki gun zaten saglam bir basagrisi ile basliyorum gune. O yuzden daha cok 'o son birayi icmeyecektim' tarzi kisa bir pismanlik disinda pek bisey olmuyor. Gunun geri kalani da ayilmaya calismakla geciyor.
0
j r r tolkien hayrani
(23.01.22)
bende baş ağrısı hiç olmuyor açıkçası. su içmeye dikkat ediyorum çünkü. ne kadar içkili olsam da unuttuğum pek olmuyor. bu yüzden, baş ağrısı olmuyor ama bunun dışında birçok şey oluyor.
0
🌸ahm1
(23.01.22)
evet ve adına da hangxiety deniyor. alkolün yanında bol bol su için. ertesi gün de bol bol su için, yürüyüş yapın oksijen alın, muz ve çikolata da iyi geliyor :)
0
ladyinblack
(23.01.22)
Ruhsal olarak değil de daha ziyade fizyolojik olarak kotu durumda oluyorum. O durumdayken haliyle moral de cok iyi olmuyor.
0
stavro
(23.01.22)
Alkon depresandır zaten, cevaplar arasında göremediğim için belirtmek istedim.
0
dreamnesiac
(24.01.22)
Evet bana da çok oluyor bu ve sırf bu yüzden içmeyi neredeyse bıraktım. 20'lerimde olmuyordu ama 30'larıma geçince alkol aldığımın ertesi günü kesinlikle düşüşte oluyorum. Çok can sıkıcı bi durum.
0
roket adam
(24.01.22)
Temelde ne varsa onu tetikliyor olabilir mi? Mesela ben de genel olarak anksiyete bozukluğu belirtileri gösteren biriyim ve alkollü günün ertesi günü bendeki en büyük etkisi daha çok anksiyete, panik, yapmak zorunda olduğum bir şeyi unutmuşum hissi filan oluyor.
0
amelie poulain
(24.01.22)
(14)

Ne fabrikanız olsun isterdiniz

dissendium
Çok önemli bir soru olmadığı için gönül işleri kategorisinde açtım soruyu.Ne fabrikanız olsun isterdiniz ve neden o fabrika? Geliriniz çok fazla olacak. Her ay en az 10 milyon lira kazandığınızı düşünün. Ne üretmek sizi mutlu eder? Ne üretimine hayatınızı harcayabilirsiniz?
Çok önemli bir soru olmadığı için gönül işleri kategorisinde açtım soruyu.

Ne fabrikanız olsun isterdiniz ve neden o fabrika? Geliriniz çok fazla olacak. Her ay en az 10 milyon lira kazandığınızı düşünün. Ne üretmek sizi mutlu eder? Ne üretimine hayatınızı harcayabilirsiniz?
0
dissendium
(23.01.22)
İşlemci
0
aeroknight
(23.01.22)
Oyuncak
0
basond
(23.01.22)
Rakı.
0
j r r tolkien hayrani
(23.01.22)
Otomatik silah fabrikasi.
0
stavro
(23.01.22)
Gelir elde etmek değilse amacım
Müzik aleti olabilir.
0
kisa
(23.01.22)
tekne, motoryat, katamaran, otomobil, karavan

ama seri üretim değil, el yapımı olacak.

ve ilginç teknolojiler olacak. büyük bir kısmını argeye ayırırdım. hiç kimsenin düşünmediği icatları uygulamak isterdim.
0
gabe h coud
(23.01.22)
ilaç
0
ya ben lan neyse
(23.01.22)
Sanat, Andy Warhol usulu :D
0
hot potato
(23.01.22)
oyuncak +1
0
in vino veritas
(23.01.22)
vida
0
ala09
(24.01.22)
gözüm o kadar yüksekte değil, kask fabrikası, motorsiklet fabrikası. az kazanayım sorun diil.
0
selam
(24.01.22)
kedi, köpek maması.
0
kumandanim
(24.01.22)
Fişek fabrikası, tanesi 5 lira oldu namussuzun, atamıyoruz.
0
John Bloor
(24.01.22)
yarı iletken veya chip üretimi yapan bir fabrikam olsun isterdim.
0
baharat
(26.01.22)
(3)

Rusya-Ukrayna gerginliği nerden çıktı?

asaf
Fitili nerde yakıldı?
Fitili nerde yakıldı?
0
asaf
(22.01.22)
Yanılmıyorsam bir 10 yıl kadar önce Ukrayna nin NATO ya girme ihtimali ile gerilmisti ilişkiler. O günden sonra dikiş tutmadı. Gürcistan da aynı sorunu yaşamıştı. NATO ya yaklaşan yandı Rus Sınırında.
0
allah yazdiysa bozsun
(22.01.22)
hocam bunu istersen 9. yüzyıla kadar uzatırsın aslında ama son 10 yıllık süreci anlatayım.

öncelikle ukrayna, doğusunda ve güneyinde ciddi rus azınlık barındıran bir ülke. o taraflarda halkın %60-70'inin ana dili (ülke genelinde ise %50 civarı) rusçadır, yine büyük bir bölümü de kendini aslen rus olarak tanımlar. uzun yıllar "bir millet iki devlet" anlayışı hakim olduğu için (batı ukrayna hariç) halk bu ufak tefek ayrımlara hiç takılmamıştır; yani ukraynalı, rus, ukraynaca, rusça vs. pek fark etmemiştir.

2013'ün sonu, 2014'ün başı gibi o dönemin devlet başkanı yanukoviç, avrupa'yla siyasi işbirliği ve serbest ticaret içeren bir anlaşmadan vazgeçiyor. normalde imzalayacağını söylediği anlaşmada masadan çekiliyor.

böyle olunca 2014'ün başında zaten huzursuz olan ukrayna halkı sokağa iniyor, maydan protestoları başlıyor. amaç daha demokratik, daha şeffaf bir hükümet; aynı zamanda avrupa'yla daha yakın işbirliği istiyorlar. rusya bunu baskılamak için kendi tituşkilerini (balaklavalı, ölümüne dalan provokatör gibi düşün) ve hatta keskin nişancılarını filan gönderiyor. yüzlerce insan protestolarda ölüyor. yanukoviç daha fazla direnemeyip ülkeden kaçıyor.

bu arada rusya halihazırda kırım'daki varlığını kullanarak orayı kurşun atmadan ilhak ediyor. önemi ne diyecek olursan: kırım, rusya'nın sıcak denizlere açılan kapısı. barış döneminde zaten orada üsleri vardı ama sözleşme 2017'de bitiyordu sanırım... putin baktı bunlar eskisi gibi değil, batı'ya yanlamak istiyorlar; fırsattan istifade, kırım'ı direkt kendine bağladı. tüm bunlar yaşanırken ukrayna ordusu sovyet külüstürlerine sahip, savaş tecrübesi olmayan, fakir bir ordu. devletin başında kimse yok. üstelik kırım'da çok ciddi rus nüfusu var, %50-60'ı rustur en az. kırım tatarları ve ukraynalılar azınlıktır. zaten kırım'ın ukrayna'ya bağlanması da her iki ülke sovyetler birliği'nin parçasıyken, ta 1954 yılında idari sebeplerle gerçekleşmiş bir şeydir; kısacası gebze'nin istanbul'a bağlanması gibi, o dönem kimsenin üzerinde durmadığı bir olay. nasılsa halk aynı halk.

kırım ilhakıyla birlikte doğu ukrayna da kızışıyor. çünkü orası dediğim gibi rusların daha ağırlıkta olduğu, kendini rus görenlerin sayıca fazla olduğu bir bölge. yanukoviç'in gönderilmesini "darbe" olarak değerlendiriyorlar (rusya'nın pozisyonu da bu şekilde) yani seçilmiş liderlerinin kendi deyişleriyle "faşistler" tarafından görevden uzaklaştırıldığını iddia ediyorlar.

bundan sonra doğu ukrayna'da savaş patlak veriyor. donetsk, luhansk şehirleri ve çevresindeki köyler rus yanlısı ayrılıkçılar tarafından (rusya tarafından ciddi şekilde destekleniyorlar, hatta rus askerleri bile "gizli olarak" savaşıyor orada) ele geçiriliyor. bu savaş şu an nispeten sessiz sayılsa da düşük yoğunluklu olarak devam ediyor. 2014-15 döneminde ise basbayağı tanklı, füzeli bir savaştı. yakından takip etmeyenlerin pek haberi olmadı ama bildiğin her gün şehirler, köyler, kasabalar vs. el değiştirirdi.

şu an ne oluyor peki?

rusya, ukrayna'nın gördüğü destekten ve batı'ya yanaşmasından rahatsız. takdir edersin ki bu savaş ukrayna halkının görüşlerini ciddi anlamda değiştirdi... kendini rus görmeyen kesim haricinde herkes çok keskin biçimde "ukraynalı" kimliğine tutundu, kiev ve batısında rusça konuşan neredeyse kalmadı, ciddi bir milliyetçilik furyası başladı ve bu durum tabii ki ülkenin doğusunu da daha farklı bir noktaya itti.

rusya, nato ülkeleri tarafından çevrelendiğini düşünüyor. sınırında nato'yu istemiyor. baltık ülkeleri nato üyesi ama orası savunabilecekleri küçük bir alan, üstelik letonya'nın kalkıp rusya'ya saldıracak hali yok, kısacası stratejik açıdan savunma anlamında çok kritik yerler değiller. ukrayna ise hem rusya'yla binlerce kilometrelik sınırı olan, hem de rusya'nın tarihi olarak takık olduğu bir yer... kiev'i rus şehri sayıyorlar, kendi uluslarının kurulduğu yer kabul ediyorlar. çoğu rus şu an ukraynalıları küçümsüyor, ayrı bir ulus olarak dahi tanımlamıyor.

kısacası ruslar diyor ki siz bizim kankilerimizi bize karşı kışkırtıyorsunuz, bizi dört bir yandan çevreleyip füzelerinizi burnumuzun dibine getirmek istiyorsunuz, yarın bir gün savaş çıkacak olsa tanklarla, uçaklarla 10 dakika içinde rus sınırında biteceksiniz. ayrıca şu da var: putin, ukrayna'daki devrim başarılı olsaydı kendi iktidarını riske atmış olacaktı... ayaklanan, daha iyi koşullara kavuşan halkların varlığı şüphesiz rusları da uyandırabilirdi. ruslar, "ukraynalılar sokağa indi, hükümeti devirdi, şimdi çok daha güzel bir ülke oldular" deyip aynısını yapabilirdi. bundan korktuğu için etki alanında bu tip işlere kesinlikle müsaade edemezdi. bu da önemli bir detay.

şimdi ukrayna hem nato hem ab ülkelerinden çok ciddi silah yardımı alıyor ve nato da rusya'nın "huooovv geri bas la!" isteğine yanıt vermiyor... daha büyük bir savaş çıkar mı bilinmez ama şu an için rusya 120 binden fazla asker yığmış durumda sınıra (belarus'u da dahil ediyorum). belki bunu koz olarak kullanıp avrupa'dan bir şey koparmaya çalışırlar, belki gerçekten saldırırlar. onu şu an kestirmek zor.

onun dışında kırım'ın su sorunu gibi detaylar da var. kırım'a su kuzey kırım kanalı'ndan geliyor. onun kontrolü de ukrayna'da. kesmişlerdi suyu zamanında. şu an kırım ile rusya'nın bağlantısını tek köprü sağlıyor ki onu da birkaç yıl önce yapmışlardı. bu açıdan kırım ile donetsk'i karadan bağlamak da fikir olabilir; hem rus yanlısı insan çokluğundan dolayı daha az dirençle karşılaşabilirler hem de ukrayna'nın denizle bağlantısını çok ciddi anlamda kısıtlamış olurlar. hem kırım'ın su problemi çözülür.

yani böyle irili ufaklı bir sürü farklı sebep/detay sunmak mümkün ama genel hatlarıyla mesele bu.
0
der meister
(22.01.22)
Ukraynanin batıya yanasmasi, nato ve ab ye girme ihtimali. Natoya girerse rusyanin dibine kadar gelmis olacak nato, yani rusyayo cevrelemis olacak. Rusya da natonun kendini cevrelemesini istemiyor bu yuzden ukraynanun batıyla yakinlasmasi rusya icin sorun.
0
stavro
(23.01.22)
(6)

Eski sevgiliyi sevmeye devam ederken baska biriyle evlenmek

my pink
Benim yasadigim bir olay degil fakat cevremde tanik oldum. Iliski bitmis (5aylik iliski biteli 1.5 sene gecmis. Yeni iliski de 6 ay once baslamis), eski sevgili asla konusmuyor, mesajlara cevap vermiyordu yeni iliskiye kadar. Haliyle bu kisi yeni bir iliskiye baslamis. Su anda evlenmek uzereler. Yak
Benim yasadigim bir olay degil fakat cevremde tanik oldum. Iliski bitmis (5aylik iliski biteli 1.5 sene gecmis. Yeni iliski de 6 ay once baslamis), eski sevgili asla konusmuyor, mesajlara cevap vermiyordu yeni iliskiye kadar. Haliyle bu kisi yeni bir iliskiye baslamis. Su anda evlenmek uzereler. Yakinlarindan saklamiyor onu unutamadigini. Aramiyor, mesaj atmiyor, takip etmiyor, icten ice unutamadigini dusunuyor.

Siz bu durumda olsaniz ne yapardiniz? Sizde birini unutamamak diye birsey var mi? Omur boyu sevecek mi?
0
my pink
(22.01.22)
birini unutamamak diye bir şey var ama birini unutamamışken başka bir ilişkinin içinde bulunmak da bu unutamamayı pekiştiren bir şey oluyor genel kanının aksine.
evet, çivi çiviyi söker de, bazen de sökmez.
ya da taraflardan biri evlidir ya da evlenir, o evlilik bir akıl dağıtma aracı, bir değişiklik gibi görünse de, hapishaneye de dönüşebilir.
bunlar ters tepiyor böyle durumlarda.

belki günlük hayat içinde aklı dağılır, teknik olarak yalnız kalmaz ama küf gibi içeriden yürüyen bir şeydir o.
o yüzden zaten acıları yaşamak lazım.
gerekirse bir yıl eve kapanıp aşk acısı çekilecekse bu çekilmeli.
psikolojik destekse psikolojik destek, ne gerekiyorsa onu içinden atmadan başka ilişkiye başlayınca böyle oluyor.

genelde bir şey yarım ya da kursakta kalırsa unutmak daha zor olur.
ya da unutamayan taraf ilişki konusunda genelde kendini suçlayan, pişmanlıkları olan taraftır.
kıymet bilememiştir, belki hatalar yapmıştır vb.
yani kayıp duygusu yaşayan taraf genelde unutamayan taraf olur bu gibi durumlarda.
yapacağını yapmış, vermesi gerekeni vermiş olan taraf özgürleşir.
o ilişki içinde yapılan ya da yapılamayan şeylerle yüzleşip kabullenebilmek gerekiyor işte.

ilişkilerde sonraki kişiye geçmeden, içsel olarak öyle ya da böyle noktayı koyabilmek şart.
bu şekilde yaşanmaz.
üstelik birlikte olduğu insanı da boşuna yaralar.
0
blatta hiberna
(22.01.22)
Hayatımda gördüğüm en büyük saygısızlıklardan biri. O kişinin yeni sevgilisi 6 aydır sevildiğini düşünürken aslında sevilmiyor. Kandırmak ve aldatmak bir arada.

Birini unutamamak diye bir şey var. 5 aylık bir ilişki için bu süre en fazla 2 yıldır. 2 yıldan fazlası anormal.

Bu durumda olan biri yeni sevgilisine haksızlık etmemek için, onun hayatından çalmamak için ayrılmalı. Evlenmek gibi bir hata yapmamalı. Bir insan kendini kurtarmak için başkasının hayatına zarar vermemeli.
0
dissendium
(22.01.22)
Çok kötü bir şey! İnsanlara güvenemeyecek miyiz? Ben öğrensem ayrılırdım. Olaydaki kişi biten bir ilişkinin hemen ardından yarabandı olmayı kabul ettiyse, belki bu durumu da kabul etmiştir. Neredeyse hiç ara vermeden, yenisine geçmiş:/ Evlerden ırak!
0
barguzhale
(22.01.22)
Boyle vaka sandiginizdan cok cok daha fazla var. Bunlsrin içinde bu ornekteki gibi arayip sormayan var, hala gorusen konuşan var, konusmakla kalmayip kapalı kapilar ardinda takilan var her turlu var ama cok var. Olanagustu bir durum değil.
0
stavro
(22.01.22)
anlattığınız durumda arkadaşınız var olmayan birine kendini aşık etmiş gibi.
ilişki biteli bir buçuk sene olmuş ve bir sene boyunca konuşulmamış, sonra başkası ile görüşmeye başlayınca yeni insanlarında eski insan tekrar canlanmış. yeni insanla beraberken sürekli eski kişiyi düşünüp kafasında büyütüp durmuş, kendi kendine bir saplantı haline getirmiş.

yeni insanı sevmediği belli ama bir şey olsa ve eski sevgiliyle yeniden başlansa yine olmayacak bence.

ben hiç bir kız arkadaşımı unutmadım. bir tanesi dışında hepsine sevgi besliyorum. bir tanesi de beni uzunca bir sevmemiş, sevdiğini sanmış, bahsettiğinize benzer bir durumda bırakmıştı. o kişiye de nefretim yok. ancak o kişiyi belli bir tarihte ölmüş gibi kabul ediyor ve o tarihten sonrasını farklı bir insan olarak kabul ediyorum. sorunuza cevaben evet hiç birini unutmadım, ama hiç biri severek başladığım yeni bir ilişkimde önüme engel olmadı. anlattığınız durum ise bir sorun gibi görünüyor. bu bir çeşit aldatmak ve yalan.
0
dahinnotha
(22.01.22)
çevremde buna benzer örnekler var benim de. hayat böyle birşey sanırım. kimisi normal karşılar kimisi karşılamaz. Ama çok eski dönemlerde de olduğunu düşünüyorum zira vizontele filminde bile işlenmişti. düşünüyorum, zaten insan gibi duygusal bir varlığın olduğu yerde bunlar normal. Bende yaşadım. Ama öyle acısı biticek sonra devam diye birşey olamaz. İnsan için sıfır diye bir tabi yok ki dolayısıyla bir tabiri de yok. 0,20 var belki yada 0,80 ve 0,50 noktasına göre karar veriyoruz. Dolayısıyla aklında biri varken evleniyorsa yada hiçkimse yok diye evleniyorsa ikisi de aslında hiçbir bilmediği ve belki de sahip olmadığı bir fikri savunuyor olabilir. Burada kritik olan evlendiği kişi. Zeki biri olmayabilirsiniz ama hayatınızı etkileyecek kararlar alırken, akıllı olmak zorundasınız. Yoksa kandırılmanızın tek sorumlusu sizsiniz maalesef.
0
baldan kaymak
(22.01.22)
(4)

Arabayı avm otoparkında bırakmak

mg3929
10a kadar ücretsiz ama 10da kapanıyormuş. Avm otoparkında bıraksam arabayı gece bi şey olur mu? Çektiriyorlar mı arabaları?
10a kadar ücretsiz ama 10da kapanıyormuş. Avm otoparkında bıraksam arabayı gece bi şey olur mu? Çektiriyorlar mı arabaları?
0
mg3929
(21.01.22)
Cektirmekle ugrasacaklarini pek sanmiyorum, o da maliyet sonucta.
Bazi Avm'lerin buna yonelik caydirici bir tarifesi var diye hatirliyorum. Atiyorum geceligi 200 TL 500 TL gibi. Arabanin onune kilit mi koyuyorlar ne yapiyorlar onu bilmiyorum ama.
0
la lykia
(21.01.22)
Bazı avmlerde tekerleğe kilit koyup çıkarmak istediğinde ciddi bir para istiyorlar la lykia'nın dediği gibi.
0
roket adam
(21.01.22)
Bir geceden bir şey olmaz ben bir keresinde plansız bir seyahat nedeniyle 10 gün falan bırakmıştım tekere kilit koymuşlardı, görevli arkadaş abi bikaç günden bi şey olmaz da süre uzayınca kilitliyoruz önceden haber verseydin kilit de koymazdık demişti, para da almadılar. Ha belki ben iyi taraflarına denk gelmişimdir bilmiyorum, konum Vialand otoparkı bir de.
0
Zaman Tamircisi
(21.01.22)
Ben bi kere avm kapandiktsn sonra gec saatte gidip aldim arabayi. Guvenlik nereye gidiyirsunuz diye sordu giriste. Arabamo alacagim dedim tamam dedi.
0
stavro
(22.01.22)
(7)

Neden değer veren değer görmüyor?

butikcenk
Yanlış kişilere mi değer veriyoruz, hiç kimseyi hayatımızın merkezine koymamalı mıyız? Seven sevilmiyor mu?Hayal kırıklığına uğramamak için en fazla ne kadar fedakarlık yapılmalı?
Yanlış kişilere mi değer veriyoruz, hiç kimseyi hayatımızın merkezine koymamalı mıyız? Seven sevilmiyor mu?

Hayal kırıklığına uğramamak için en fazla ne kadar fedakarlık yapılmalı?
0
butikcenk
(18.01.22)
Çünkü aynı degeri gormedigin anda birakip gidecek cesaret gosteremiyorsan zaten o değeri hak etmedigini ispatlamis oluyorsun. Kısır döngü
0
abuzer
(18.01.22)
karşılıklıysa, değer vermek güzel, hayatın merkezine koymak, koyulmak çok güzel bir duygu. dış politikada mütekabiliyet diye bir kavram var. "Mütekabiliyet; Devletler arası ilişkilerde maruz kalınan davranışa aynı şekilde karşılık verme prensibini tanımlar."

Sana 1 adım gelene sen de 1 adım gideceksin. Sen 3 adım attın, ondan 1 adım bile gelmediyse olduğun yerde bekleyeceksin, gerekirse geri adım atacaksın.

Suriye'nin karıştığı dönemlerde bize bir tane top düşüyordu, aynı şekilde cevap veriyorduk, karşı tarafta can ve mal kaybı olacağını bile bile top atıyorduk. neden? yoksa devlete saygı kalmaz. bir şey yaptıysan karşılığını bulacaksın, bunu bilecek komşun. iyi ya da kötü. insani ilişkilerde de öyle. karşı tarafın sana saygısı, daha önemlisi kendine saygın azalmaması için istemesen de geri adım şart.
0
gabe h coud
(18.01.22)
Başlık da dahil sorunların her biri çok bilinmeyenli ve formüle edilebilir değil ancak ilk olarak değer veren değer görmüyor diye bir durum yok.

Yanlış kişilere değer veriliyor olabilir ancak bu aslında kişinin kendisiyle ilişkili bir duumdur. Henüz kendini tanımayan birey karşısındaki insan hakkında öngörülebilir teşhislerde bulunamayacağı için büyük olasılıkla değer verebilecek doğru kişiyi seçemez. O yanlış tercihi hayatının merkezine koyar, sever ama sevilmez ve sonrasında da hayal kırıklığına uğrar.

Daha fazla hayal kırıklığına uğramaak için beklentiler minimumda olmak üzere özünden başlayarak farkındalığın maksimum olması gerekiyor.
0
foolrules
(18.01.22)
bu bir inanış.
değer verip değer gören milyonlarca insan da var.

ilişkiler ve ilişki yaşadığımız kişiler kendimizin aynası çoğu zaman.
siz kendinize ne kadar değer verirseniz, karşınıza size o kadar değer veren insanlar çıkar.

yani bakış açınıza ve bilinçaltınızdaki kodlara göre ilişki yaşarsınız.
ilişkileri hayal kırıklığı ve fedakârlık ekseninde değerlendirir, öyle yaşarsanız, ilişkileriniz bunun üzerinden yürür ve sınanır.

kaza anında oksijen maskesini önce kendine takmak gibi, zaten birini gerçekten sevebilmek için önce kendini gerçekten sevmen lazım.
yani birini sevmek, onu hayatının merkezine almak demek değil zaten.
herkesin hayatının merkezinde kendisi olmalı.
0
blatta hiberna
(18.01.22)
değer verilir ancak doğru insana. insanoğlu açgözlü olduğu için hep daha iyisini ister, insana değer verirken de durum böyledir. hep kendisinden "üstün" olanın peşindedir, bu yüzden hep hayal kırıklığına uğrar. mühim olan dengini bulup, birbirine karşılıklı değer vermektir.
0
rose parks
(18.01.22)
Deger verenin değer gormesi gerektigi on kabuluyle hayata baktiginiz icin boyle olmayınca sasirip anlam veremiyorsunuz. Halbuki boyle bir tabiat duzeni yok. Bu sizin idealiniz sadece. Size böyle öğretildi, dogrusu bu ve olmasi gereken de bu diye sartlanip etrafinizda da bunu gormeyi bekliyorsunuz ama realiteyi etkilemiyor bu. Bunu bir asmak lazım once. Tabiat ve içindeki insanlar ideallerdeki yuksek erdem standadtlsdina gore şekillendiriyor kendini.

Cok buyuk iyilikler yaptığınız dostunuz zor zamaninizda sizi umursamayabolir, cok değer verdiginiz biri sizin yoklugunuzu bile farkmetmeyebilir, severek evlendginiz esiniz muthis bir soğukkanlılıkla duzenli olarak aldatabilir. Bunlar daima gercrklesebilecek ve ilk insanin nefes almaya basladigindan beri de gerceklesen seyler. Bu gibi erdemsizliller hep gozunuzun onunde gerceklesmedigi icin "bunlar hep baskalarinin basina gelir, bu istisnalar her zaman olmaz bunlar nadir sanssizliklardir" on kabuluyle yasiyorsunuz.

Birinin size verecgi degeri sizin ona verdiginiz degerin belirleyecegini dusunuyorsunuz ama genel olarak insan ruhunun boyle bir mekanizmasi okmadigi gerceginin bilincinde olmayacak kadar gaflet icinde yasiyoruz. Sizde olan vefa mekanizmasinin, idealinizde olanin digerlerinde de olacağı beklentsiyile yasiyorsunuz. Genel olarak hepimiz boyleyiz. Bu insanin - en azindan modern insanın - zayif noktası. İnsanlar size verecegi degeri belirlerken ona ne kadar deger verdiginize paralel hareket etme gudusuyle yasamaz size olan duygularını. Gonlunden gectigi kadar deger verirler size. Verdiğiniz deger goreceginiz değerden cogu zaman bagimsizdir esasında.
Yani diyecegim o ki ne yapmaliyiz ne kadar dever vermeliyiz konusunda her seyden once ise önce daha realist bir bakis kazanarak baslamak lazim.
0
stavro
(18.01.22)
Yanlış kişilere mi değer veriyoruz

yanlış kişi diye bir şey yoktur, herkes doğrudur. bu doğruluk kısa sürebilir, uzun sürebilir, ömür boyu sürebilir ama doğrudur. ilişkin iyi gitmeyebilir, kötü durumlar yaşanmış olabilir ancak sana bir şeyler öğretir, öğretmiyorsa o halde sorun karşı tarafta değil sendedir ve zaten o nedenle bunlar tekrar ve tekrar yaşanır.

hiç kimseyi hayatımızın merkezine koymamalı mıyız?

elbette kendinden başkasını merkeze koymamalısın, buna annen babanda dahil, nesin sen başkalarının etrafında gezinen uydu falan mısın? neden merkezde başka bir şey var da sen onun etrafında oluyorsun? senin zevklerin, arkadaşların, kendine göre durum ve olayları yorumlaman yok mu? bunların hepsi sende var, o halde neden başkası merkezde? tabii ki hastalıkta, kara günde o başkası merkezde olabilir ancak bu belirli bir süre olmalıdır.

Seven sevilmiyor mu?
kedileri seviyorsun ama mahallenin kedileri yaklaşmıyorlar, üzülecekmisin bu duruma? sevmeyecek misin? dövecek misin? sövecek misin? sen birine bir şey veriyorsun diye o kişiden bir şey isteme hakkın yok ki? bu bir şeyi karşılık bekleyerek yapmaktır ki sonucunda vermeseydin, bana mı sordun derler adama. sevmenin pazarlığı olmaz. karşı tarafa verdiğin şey maddi olabilir, manevi olabilir ancak pazarlık malzemesi olmamalıdır. Ancak ve anca:İ duygularının ve düşüncelerinin tek sahibi sensin, bir başkasına vermiş olman geri alamayacağın anlamına gelmez. tıpkı bundan öncekiler gibi yine zamanla geri alacaksın. bu tam soruna cevap değil ama isyanlardasın, isyan etmene gerek yok.


Hayal kırıklığına uğramamak için en fazla ne kadar fedakarlık yapılmalı?

gerçekçi olmak ve gerçekleri fark etmek hayal kırıklığı yaşatmaz. adı üstünde hayal, senin zihninde kurduğun, bu kurdukların için danışmanlık dahi almadığın gerçek dışı şeyler. aksiyon hollywood filmi gibi, gözlerinden ateş çıkan adamlar, uçanlar, görünmez olanlar, çok güçlü olanlar vs. bunlar gibi aynı, neden gerçeklikten çıkıp hayal kuruyorsun ki? romantik hollywood filmleri hayal, uydurma, birinin kafasında kurduğu bir kurgudan ibaret. romantik romanlar (iki kelimenin de ses benzerliğine dikkatini çekerim) birinin kafasında kurduğu bir hayal, şairlerin şiir yazdığı kadınlar/erkekler onların hayalinde. öyle hissetmiyorlar öyle hissetmek istiyorlar sadece ve gerçek değil, olsa olsa süslü laflardan ibaret. hayal kırıklığı istemiyorsan hayal kurmaktan vazgeç, bunun fedakarlıkla bir ilgisi yok.

son olarak:
Neden değer veren değer görmüyor?

değer veren değer görüyor, sadece sen karşı tarafa olması gerektiğinden daha fazla değer veriyorsun, o kişi bu kadar değeri hak etmiyor, bunun da farkında bu nedenle de vermiş olduğun değer ona yük geliyor. bir nevi vicdan yapıyor seni terk ediyor çünkü sanki onun hayatında başka yükleri yokmuş gibi bir yükde sen ekledin. onun sana verdiği değer seninle aynı olmadığı için de daha çabuk atlattı.

not: bir sonraki ilişkinde baktın ki durum iyiye gitmiyor, ne kadar değer verirsen ver, ne kadar seversen sev, giden sen ol.
0
selam
(18.01.22)
(10)

siparişle gelen poşetleri yıkama/silme yapıyor musunuz, direk dolaba mı

ShadowOfMoon
mesela getirden gelen kağıt veya plastik poşet için. nereye sürüldüğü belli değilveya yemek siparişiyle gelenveya meyve geldiyse şeffaf poşetle direk buzdolabına mı atıyorsunuzo poşetleri kullanıyor musunuz tekrarben mikrop virüsten çok kire hijyene takılıyorum. o poşeti kurye motoruna koydu, öncesi
mesela getirden gelen kağıt veya plastik poşet için. nereye sürüldüğü belli değil
veya yemek siparişiyle gelen
veya meyve geldiyse şeffaf poşetle direk buzdolabına mı atıyorsunuz

o poşetleri kullanıyor musunuz tekrar

ben mikrop virüsten çok kire hijyene takılıyorum. o poşeti kurye motoruna koydu, öncesinde mağazada restoranda yere koyuldu. ayakla basılan yerlere değdi vs.

bunları düşünüyorum ama eve poşet gelince altını silmiyorum ve yatağıma bile koyuyorum.
0
ShadowOfMoon
(17.01.22)
Seffaf posetle dolaba koyarim ama asil buyuk poseti yere koyarim sadece. Cunku dedigin gibi yere falab konuyor disarida.
0
floydian
(17.01.22)
direkt dolaba atıyorum. ya da siparişse poşedi açıp direkt yiyorum. henüz ölmedim. pandemiden beri gelen kargo ya da siparişi aldıktan sonra el yıkama alışkanlığı oldu ama.
0
pide
(17.01.22)
Direkt buzdolabına atarım, takılmam öyle şeylere.
0
sta
(17.01.22)
büyük poşeti çöp poşeti yapıyorum, kendi sarılı poşetini genelde dolaba atıyorum
0
lcha
(17.01.22)
eskiden de gelenleri hemen ayirir dolaba oyle koyardim, simdi de oyle; pandemi ile birlikte eskiden yaptiklarim devam ediyor. oyle temiz suyla, deterjanli suyla silme filan yapmadim hic. dediginiz gibi buyuk poset hafif kirli olabilir, onu da hemen cop poseti gibi yapar gelenlerden cikardigim plastik, kagit vb seyleri ona koyar oyle atarim
0
sweetoffice
(17.01.22)
poşetleri kullanmıyorum.
covidden beri buzdolabına girecek ve paketinden kurtaramadığım ürünlerin paketini sabunluyoruz.

meyve sebzelerin poşetlerini değiştiriyoruz veya balkondaki kasaya bırakıyoruz. poşeti yıkayıp ne yapayım? sabun+su poşetten daha pahalı :D atıyoruz direkt.
0
rewlack
(17.01.22)
Poseti kullanıyorum. Yikama yaglama falan yapmıyorum.
0
stavro
(17.01.22)
hijyenden bağımsız olarak, poşetle bir şeyleri dolaba koyarsanız dolap çok pis naylon kokar bir süre sonra. şeffaf poşetten bile çıkarıyorum.
poşetleri poşetliğe koyuyor, çöp möp için tekrar kullanıyorum. tuvaletin çöp poşedi bittiyse oraya da taktığım oluyor zaman zaman.
0
kenarortay
(17.01.22)
dolaba poşet hiç koymuyoruz ki. domates meyve vs dışında dolapta hiç poşet yok.
0
roket adam
(17.01.22)
Büyük poşeti delik değilse kaldırıyorum kenara, çöpü falan koyarım sonra atarken diye,
Şeffaf poşetlerin hepsini atıyorum. Ambalajcıdan rulo şeffaf poşet alıyorum covidden beri, meyveyi sebzeyi kendi temiz poşetime koyuyorum. Yıkanabilecek ambalajlı her şeyi yıkıyorum. Ama tuvalet kağıdı, peçete vs. içine su kaçtığı için domestos spreyliyorum her tarafını, sonra kurulayıp kaldırıyorum.
0
hrvl
(18.01.22)
(5)

bir alışkanlığın bağımlılık olup olmadığını nasıl denetliyorsunuz?

duyurukullanıcısı
dizi izlemek, çok konuşmak, çok çay içmek, alışveriş vbyani alışkanlık mı? bağımlılık mı? değiştirilmeli mi? azaltılmalı mı? yoksa aynı mı kalmalı?bu sınırı belirlemenin yolu nedir?
dizi izlemek, çok konuşmak, çok çay içmek, alışveriş vb

yani alışkanlık mı? bağımlılık mı? değiştirilmeli mi? azaltılmalı mı? yoksa aynı mı kalmalı?

bu sınırı belirlemenin yolu nedir?
0
duyurukullanıcısı
(14.01.22)
yapman gereken bir şeye engel oluyorsa/çok vaktini alıyorsa/sana veya başkasına zararlıysa vs. azaltılması ya da bırakılması gereken bir şeydir.
0
rose parks
(14.01.22)
zaten sorun orada

onlara yol açtığının farkında değilsin
0
🌸duyurukullanıcısı
(14.01.22)
Cok basit, istediğin an durabiliyorsan aliskanlik. Durduramiyor önünü alamiyor engel olamiyorsan bagimlilik.

Sigara neden bagimlilik mesela? Birakmak istiyor bırakamıyor adam. Bu bagimlilik. Sigara çok pahalandi ekonimimi etkiliyor birakayim diyor ama yapamıyor.

Bağımlılık ile aliskanligi ayiran sey bu. Aliskanligini kontrol edemiyorsun o seni kontrol ediyorsa bagimliliga donusmus oluyor.
0
stavro
(14.01.22)
Bir tanımı vardı, aklımda şöyle kalmış.
"Hayatını olumsuz yönde etkilediğini düşünmene, durdurmak istemene rağmen durduramadığın hareket"
0
michael_knight
(15.01.22)
Bağımlılığın beyin kimyası farklı ve belli koşulların yerine gelmesi gerekli diye hatırlıyorum. Yani, örneğin fırsat buldukça her akşam oturup bir kaç bölüm dizi izliyorsunuzdur. Bir gün elektrik kesilir, izleyemezseniz canınız sıkılır ya da bir akşam arkadaşlarınızla buluşursunuz, aklınıza belki dizi izleyemediğiniz gelir, belki gelmez... Bu normal. Alışkanlık diyebiliriz sanırım.

Ama

1 - Dizi izleyemeyeceğim korkusuyla hard disklerinize dizi stokluyor, elektrik kesintisine karşı güç kaynağı alma planları yapıyor vb. iseniz
2 - Dizi izlemek sosyal ilişkilerinizi etkiliyor; sırf dizi izlemek için insanlara yalan söylüyorsanız, onları ihmal ediyorsanız
3 - Dizi izlemek öz bakımınızı olumsuz etkiliyorsa; dizi izlerken aç kalıyorsanız, tuvalete gitmemek için kendinizi sıkıyorsanız vb.
4 - Sabah uyandığınızda ilk aklınıza gelen şey dizi izlemekse. Dizi izleme saatiniz yaklaştıkça vücudunuz garip tepkiler veriyorsa; hep daha erken, daha çok dizi izlemek istiyorsanız,
5 - Dizi izleyememek size neredeyse fiziksel acı veriyorsa

Bunların hepsi birebir olmak zorunda değil, sonuçta bağımlılığın da seviyelerivar ama herhangi bir aktivite ya da madde için bunların bir kısmı, belli ölçülerde varsa bağımlılıktan söz edebiliriz sanırım.
0
salihdt
(15.01.22)
(5)

Kuzey marmara otoyolu pahalı mi?

osssy
Navigasyon 5 levent ile Mall of Istanbul arasında bu ücretli yolu öneriyor. Kısa süreli git gel yapmak için fiyatı fahiş midir? Teşekkürler.
Navigasyon 5 levent ile Mall of Istanbul arasında bu ücretli yolu öneriyor. Kısa süreli git gel yapmak için fiyatı fahiş midir? Teşekkürler.
0
osssy
(14.01.22)
evet pahalıdır
0
reanarchy
(14.01.22)
e-80'i mi kullanayım? Yol daha kısa ama 15-20 dakika daha uzun gösteriyor.
0
🌸osssy
(14.01.22)
Valla ben sik sik kullanıyorum kisa mesafe, cok fahiş olsaydi isyerinden bir sorgu sual olurdu simdiye kadar. Sirket arabasiyla geçiyorum cunku. Mutlaka sorarlardo niye cok geldi diye.
0
stavro
(14.01.22)
Bahsettiğiniz güzergah 13 tl civarı olması lazım. 5 levent habibler 6 tl. Yılbaşından önceki fiyat.
0
hebanon
(14.01.22)
11-12 lira olması lazım diyecektim ben de, 10 dk'dan fazla kısaltıyorsa giriyorum, yoksa değmez para vermeye.
0
John Bloor
(15.01.22)
(6)

otomatik araç yakıt tasarrufu hakkında

psmstc
70- 90 km/s hızlarda sabit hızda kullanımına göre, örnek olarak 120'yle daha kısa sürede gidildiğinde araç daha az süre araç çalışmış oluyor. 70- 90 km sabit hızlarda mesafeye göre 1-2 saat motor çalışma süresi uzuyor. Bu durumda yakıt tasarrufu hangisinde olur? Ek olarak yeni araçlardaki ortalama y
70- 90 km/s hızlarda sabit hızda kullanımına göre,

örnek olarak 120'yle daha kısa sürede gidildiğinde araç daha az süre araç çalışmış oluyor.

70- 90 km sabit hızlarda mesafeye göre 1-2 saat motor çalışma süresi uzuyor. Bu durumda yakıt tasarrufu hangisinde olur?

Ek olarak yeni araçlardaki ortalama yakıt tüketimi yazan değerler gerçek midir? Güvenilmeli mi

Son olarak gidilecek yere otobüs bileti iki kişi git gel 840 tl.

Arabamız dizel 1.6. 100 kmde en fazla 7 lt yakıyor gibi. Git gel 1500 lira gibi bir tutar tutuyor.

3.olarak hızlı trenle aktarma 1200 tl gibi bir tutar tutuyor.


Kış şartları vs. düşününce. Hangisi makul olur?
0
psmstc
(12.01.22)
Mutlaka ve mutlaka fabrika verisinden bir tik fazla yakar.

90-100 arası olur yakit tasarrufu. Genel olarak en ekonomik hizlar bunlardir.
150kmh hizla gitsen mesela daha kisa surede gidersin evet ama ruzgar surtunmesi de artiyor. Ve rüzgar surtunmesi hizin karesi kadar artar. Yani hizlandikca ruzgsr surtunmesi katlanir. Ve motor yuksek devirde çalisitor olacak. Motorun bir optimum devir araligi vardir, bu araligin disinda daha verimsiz calisir, yani daha cok yakar. Senin dusundugin mantigin gecerli olmasi icin ruzgar surtunmesi sabit olmali, motorun devir/tuketim orani dumduz bir eğri ciziyor olmalo falan da filan.
0
stavro
(12.01.22)
yakıt tüketimi süreyle değil mesafeyle ifade edilir.

70-90 aralığında gidersen -örneğin- 100 kilometrede 5 litre yakarken 120 ile gidersen bu değer 7 litre olur. Sayıları salladım. Aracına göre, yolcu sayısına göre, hava şartlarına göre, yol şartlarına göre bu değerler değişir. Ama 90 ile gitmek 120 ile gitmekten daha ekonomik olur.

Toplamda 500 km yol gideceksen yukarıdaki verilere göre 90 ile giderken 25 litre yakacakken 120 ile gidersen 35 litre yakarsın. Sadece yakıt ekonomisi göz önünde bulundurulacaksa 90 ile gitmek avantajlı. Ama gideceğin yere %33 daha uzun sürede varırsın.

Hangi araçla gitmek daha makul sorusu için yeterli veri yok.
0
himmet dayi
(12.01.22)
Gidilen yerde araba lazım olacak gibiyse, araçla gidin.
Olmayacaksa akşam binin otobüse, baş başa verin uyuyun, sabah oradasınız işte ne güzel.

Hız / km konusuna gelince şöyle bir hesap ile 90km/s daha avantajlı duruyor.

Litresi 10tl diyelim yakıtın.

360km lik yolu 120km/s ile 3 saatte gidebilirsiniz, toplamda 100km'de 8 litre yaksanız 290TL masrafınız olur.

360km lik yolu 90km/s ile 4 saatte gidersiniz ama toplamda 100km'de 6 litre yaksanız 240 TL masrafınız olur

720km lik yolu 120km/s ile 6 saatte gidebilirsiniz, toplamda 100km'de 8 litreden 580TL masrafınız olur.

720km lik yolu 90km/s ile 8 saatte gidersiniz ama toplamda 100km'de 6 litreden 480TL masrafınız olur.
0
ananiyimioguz
(12.01.22)
aracın en az yakması için en yüksek vites, en düşük devirde gitmek gerekir. bu da ortalama 70-90 km arası hızlara tekabül eder.

hızlı gidince daha çok yakarsın. daha kısa sürede gidersin ama yakıt mesafeyle ölçülür süreyle değil. 100 kmde yaktığın yakıta bakacaksın.

gidilecek mesafe ne kadar?
0
jelly bear
(12.01.22)
120 ile 90 arasi 2 litre fark ediyor benim araba.
1.6 benzinli.

120de araba cok ruzgar yiyor, aerodinamik tasarimi 90'a gore yapmislar.

70'le zaten yol bitmez.
0
divit
(12.01.22)
Yüksek vites düşük hız +1

90 km/h sabit hızla hem en optimal yakıtı yakarsınız, hem de kolay kolay hız cezası yemezsiniz.

Yine de yer yer 80-70-50 hız sınırlarına dikkat edin.

Yüksek hızlardaki sürtünme ve rüzgar direnci/hava basıncı hesaplarını tekrar etmeye gerek yok. Hangi araç olursa olsun yüksek hız yakıt tüketimini arttırır.
0
John Bloor
(13.01.22)
(5)

anadolu yakası et/mangal restaurant yeri

syozkn
benim önümüzdeki hafta 10 kişilik bir ekibi yemeğe götürmem lazım. et şart. sözüm bu şekilde. etini al getir biz pişiririz yapan veya nispeten uygun fiyatlı bizi doyuracak kilo ile et yapan falan bir yerler var mıdır? mümkünse kapalı yeri de olmalı tabi havalar malum. kamyoncu mekanı gibi bir yer de
benim önümüzdeki hafta 10 kişilik bir ekibi yemeğe götürmem lazım. et şart. sözüm bu şekilde. etini al getir biz pişiririz yapan veya nispeten uygun fiyatlı bizi doyuracak kilo ile et yapan falan bir yerler var mıdır? mümkünse kapalı yeri de olmalı tabi havalar malum. kamyoncu mekanı gibi bir yer de olmasa iyi olur hanımlar falan da olacak.
0
syozkn
(12.01.22)
Kartal tarafında Lezafet et restaurantı tavsiye ederim. Steak, ızgara et tavuk hem lezzetli hem de pek çok et restoranına göre hesaplı. Giderseniz hamsiköy sütlacını da deneyin.
0
art pepper
(12.01.22)
Polonezköyde de var bu şekil etini getir konseptli yerler
0
regina phalange
(12.01.22)
çekmeköy aktaş et mangal
0
kenarortay
(12.01.22)
pişşti ~ maltepe
0
since1907
(12.01.22)
Sekerpinar - recepin yeri
0
stavro
(12.01.22)
(10)

Deliksiz uyuyabiliyor musunuz ?

garavel
Sb. Hiç yoksa gece 3-4 kere uyanıp bilinçli olarak sağıma soluma dönüyorum, oh daha sabah olmamış diyorum. İşe başladığımdan beri ( 3 ay ) neredeyse böyle deliksiz bi uyku çekemedim, sabah erken uyanıcağımı bilmek çok geriyor ( kafada başka düşünceler de var tabi salt iş değil )Sizde durumlar nasıl
Sb. Hiç yoksa gece 3-4 kere uyanıp bilinçli olarak sağıma soluma dönüyorum, oh daha sabah olmamış diyorum. İşe başladığımdan beri ( 3 ay ) neredeyse böyle deliksiz bi uyku çekemedim, sabah erken uyanıcağımı bilmek çok geriyor ( kafada başka düşünceler de var tabi salt iş değil )

Sizde durumlar nasıl ? Zamanla alışılır mı buna, bi çözümü var mıdır.
0
garavel
(12.01.22)
ben alkollü olduğum zamanlar hariç (ki o zamanlarda bile hiç uyanmadan uyumuşluğum yoktur) deliksiz uyuduğumu bilmem. çok yorgun olarak uyusam bile minimum 3-4 kez bazen daha da fazla uyanırım, dönerim, yastığın şeklini değiştiririm vs tekrar uyumaya devam ederim. 4 senedir evden çalışıyorum, erken kalkma gibi bir derdim de yok ama uyku bölünmesi durumu asla değişmedi.
0
hypathia
(12.01.22)
Kesintisiz uyuma konusunda çok iyiyim. Askerde bile çok nadir uyanmışımdır. Sadece stres varken dediğiniz gibi uyandım. Bu bence işe, sınava geç kalma korkusu nedeniyle oluyor. İki tane alarm kurmayı deneyebilirsiniz. Bir telefon, bir saat gibi.
0
dissendium
(12.01.22)
Çok hasta olup antibiyotik vs icmedigim müddetçe ben de deliksiz uyuduğumu bilmem. Hiç uyanmasam 2-3 kere yine uyanırım. Saate bakarım vs. Erken de uyansam geç de uyansam durum bu bende maalesef. Alıştım artık.
0
fraise
(12.01.22)
Kesintisiz uyuma konusunda çok iyiyim +1
0
harmanyeri
(12.01.22)
aynen dediğin gibi yaa sabah olmadı mı ne zaman olcak falan diyorum.
0
killerbee
(12.01.22)
asla. maalesef.

uyku düzeni, beslenme gibi faktörleri yoluna koyduğumda biraz daha iyi uyuyabiliyorum ama genel olarak uyuduğumu bile hissetmiyorum diyebilirim. 1-2 saat derin uykuduysam geri kalan 6-7'sinde istemsiz olarak bir şeyler düşündüğümü fark ediyorum, yani vücut tamamen kapanmıyor kesinlikle. böyle birkaç geceden sonra çooook yorgun düşünce artık belki 4-5 saat temiz uyuyabiliyorum.
0
der meister
(12.01.22)
normalde deliksiz uyku benim işimdi çok güzel uyurdum, evlilik ve çocuktan sonra hayal oldu artık.
0
Improbable
(12.01.22)
ayda yılda bir deliksiz uyuyorum.
ya terliyorum, ya tuvalete gidiyorum, ya ağzım kuruyor su içiyorum... bazen gürültü duyuyorum.

gürültüsüz bir yerde yaşasam da kulak tıkacı ile uyuyorum. komşum bazen ses yapıyor. tıkaç taktiğim zamanlarda uykumun kesilmesi daha zor.

zma denilen bir takviye var. onu bir araştırın belki hoşunuza gider.
0
dahinnotha
(12.01.22)
33 yasindayim deliksiz uyku ne demek bilmiyorum. Kundakta iken deliksiz uyudum en son. Belki kundaktayken de deliksiz uyumamisimdir.
0
stavro
(12.01.22)
Bir yattım mı 10 saat deliksiz uyuyabilirim
0
sta
(12.01.22)
(13)

Apartman aidatı normal mi?

denizgonen
6 dairelik bir bina. 6 dairenin 2 tanesi dükkan, apartmanın içi ile işleri yok. Yani apartmanın içini 4 daire kullanıyoruz. Aidat şu an 100 lira, geçen sene 80'den 100'e çıktı. Zam gelecekmiş açıkçası itiraz etmeyi düşünüyorum. Sizce de çok değil mi?Edit: 4 daireyiz deyince açıkçası çok detaya gerek
6 dairelik bir bina.

6 dairenin 2 tanesi dükkan, apartmanın içi ile işleri yok. Yani apartmanın içini 4 daire kullanıyoruz. Aidat şu an 100 lira, geçen sene 80'den 100'e çıktı.

Zam gelecekmiş açıkçası itiraz etmeyi düşünüyorum. Sizce de çok değil mi?

Edit: 4 daireyiz deyince açıkçası çok detaya gerek yoktur diye düşünmüştüm. Fakat haklısınız. Detaylar şöyle.

Bina zemin+ 2 kat. Asansör vs yok.
Apartman bahçesi falan yok, kapıdan çıktığın gibi kaldırımdasın.
Apartman içi temizliği haricinde bir hizmet yok. Sanırım haftada 1 geliyor.
Merkezi sistem falan yok.
Apartman içinde toplamda 6 adet ampül, var.
Güvenlik sistemi vs yok.
0
denizgonen
(12.01.22)
Bence normal hatta az.
800 aidat veriyorum :')
0
Gradient_tabanlı_mor
(12.01.22)
neye göre artmış? Resmi yönetim vr mı?
0
geçerkenugradım
(12.01.22)
iyi de ne hizmet yapılıyor yazmamışsınız. temizlik, sulama, elektrik, asansör vs vs neler var binada, gideler neler, ona göre bakmak lazım.
0
elorelia
(12.01.22)
asansör ve temizlik dahilse normal gibi.

bu arada yönetim planında aksi belirtilmemişse binanın içini kullanmayan o dükkanların da aidata katılması gerekiyor. resmi bir yönetim var mı yoksa allaha emanet mi toplanıyor aidatlar o da önemli tabi.
0
hadsafhada
(12.01.22)
asansör var mı? zaten onun bakım masrafı çok.
temizlik yapılıyor mu? öyleyse haftada kaç? asgari ücretin artması böyle şeyleri de arttırdı.

geçen sene yüzden yirmi beş artmış, aslında çok değil.
bu sene de benzer oranda artar bence.

bizde 14 daire var. temizlik daha sıklaştı ve aidata yüzde 50 zam geldi. 50'den 75e yükseldi -ki bana normal geldi bu.
0
dahinnotha
(12.01.22)
hiçbir bilgi vermemişsiniz az mı çok mu diye soruyorsunuz. o parayı alıp napıyorlar mesela? bu tarz şeylerin cevabına göre değişir az mı çok mu olduğu.
0
ilgeru
(12.01.22)
isyeri olmasi sabit giderlere karismayacak anlamina gelmiyor. cok goreceli kavram degisir, mesela bizde 24 saat guvenlik, 2 kapici, 2 buyuk asansor filan var filan 1.100 tl aidat veriyorum
0
sweetoffice
(12.01.22)
Gayet hesaplı geldi bana ama tabii hizmeti, yapılanı yapılmayanı siz bilirsiinz.

Şöyle de olabiliyor, ekstra bir para olası masraflara karşı toplanıyor, kasada birikiyor ama harcanmıyor. Bizim yönetici değiştiğinde 8 9 aylık aidat kadar ödeme yaptı bize biriken tutardan.
0
hair freak
(12.01.22)
Dükkanlardan da aidat alınır onların kapısının önü temizlenmiyor mu?
Temizliğe yarım gün yeter ona da 150 lira alıyor gelen merdivenciler. Haftada 2 ayda 8 kere gelse biri zaten ayda 1200 lira merdivenci parası eder daire başı 200 lira. Bunun apartman elektriği, asansör bakımı, deterjan parası, ampul patlar kilit bozulur ufak tadilat giderleri derken bayağı kalem var. Normal şartlar altında çok ucuz aidatınız.
Asansör yok katları ayda bir Suriyeli siliyorsa bilemem tabii gidere göre konuşmak gerek.
0
cilekli pasta
(12.01.22)
Biz 3 daireyiz aylık 40tl daire başı veriyoruz. Bi abla haftada bir merdivenleri siliyor sadece. 6 ayda bir 20 lira civarı da temizlik malzemesi masrafı veriyoruz. Asansör yok.
0
mg3929
(12.01.22)
Her hafta gelip apartman içi temizleniyor demişsiniz. Bu işi kimlere kaç paraya yaptırıyorlar onu öğrenmeniz lazım. Binanın iç aydınlatmasına elektrik faturası geliyor, yine binanın su sayacına su faturası geliyor. Bunları da öğrenip aylık toplam gideri bulabilirsiniz.

Tabii bütün bunların faturası belgesi vesaire olmalı. Yöneticilik işini kim yapıyorsa o belgeleri saklıyordur (umarım).
0
pispinti
(12.01.22)
itiraz edin etmesine ama öncesinde gider kalemlerini görün.yönetimde toplanıyorsa geçen senenin harcama giderleri defterde kayıtlıdır. bu sene de geçerli olacak giderleri alın, ne kadar olacak bu sene diye sorun.

karşılaştırma için:
10 kişilik apartman. apartman temizliği var. asansör var. başka ekstra bir şey yok. 70 idi, 80 yaptılar sanıyorum bu sene.
0
syozkn
(12.01.22)
Sitelerde 1100tl aidat veren var.
Normal geldi bu apartman icin.
0
stavro
(12.01.22)
(10)

Instada tanısanız bile ilginizi çekmeyen insanları takipten çıkıyor musunuz

baldan kaymak
Sb.
Sb.
0
baldan kaymak
(12.01.22)
ekseriyetle sessize aliyorum. cok yuzyuze geldigim biri degilse unfollow
0
ala09
(12.01.22)
Sessize alıyorum. Çomarsa ve çomar çomar paylaşım yapıyorsa direkt takipten çıkarım.
0
himmet dayi
(12.01.22)
gerçek hayatta tanımadığım, arkadaşım olmayan kimseyi eklemiyorum zaten. sosyal hayatta tanışıp eklediysem uzun süre karşılıklı etkileşimimiz, iletişimimiz yoksa takipten çıkıyorum, takip edenlerden de çıkarıyorum.
0
hypathia
(12.01.22)
neredeyse sessizde olmayan bir tanıdığım yok.

zaten az insan takip ediyordum. beni takip edenleri artık ayıp olmasın diye takip ediyorum. anasayfamda sevdiğim insanların bile abuk subuk fotoğraflarını görmek hoşuma gitmezken ilgimi çekmeyen insanları görmeye tahammül edemiyorum.

çok yakın değilsem, ayıp olmayacaksa takipten çıkıyorum.
0
dahinnotha
(12.01.22)
Görüşmediğim biriyse takip etmem.
Görüştüğüm ama paylaşımlarından hoşlanmadığım biriyse sessize alırım.
0
mutekebbir
(12.01.22)
Siyasal İslamcı ise takipten çoktan çıkmışımdır zaten. İlgimi çekmiyorsa takip de etmiyorum. Onun dışında çoktan takip ettiğim ya da takip ettiği için takip ettiğim kişiler var. Sessize alıyorum gidiyor. Çıkarıp da drama çekemem.
0
nawar
(12.01.22)
"Ya şimdi ayıp olur, üzülmesin" diye düşündüklerimi sessize alıyorum. "Amaan bana ne" diye düşündüklerimi unfollow.
0
kobuzchu kiz
(12.01.22)
Alaoga+1

Ben genelde cok yakinim olmayan tanidiklari bastan pek eklemiyoeum ama beni ekleyenleri ayip olmasjn diye eklemisligim vae. Gereksiz bos bos story atanlari sessize aliyorum. Cook eskiden eklediğim ve yillardir hic bi temasimiz olmayan insanlari da bi noktada sildim. Dusundum ben bu insanlarin hayatlarini zerre merak etmiyorum, sokakta karsilassam konusmayabilirim bile o zaman neden burdalar sahte bir gorusuyormus hissine gerek yok diyerek bu kitleyi de tirpanladim. Ayip olacağını da dusunmuyorum acikcasi.
0
red g
(12.01.22)
Bir şekilde eklestiysek sessize alıyorum ben de. Takipten cikmis olmamayim diye.
0
stavro
(12.01.22)
Tanidim ama bir daha muhtemelen gorusmeyecegim insanlari siliyorum. Misal bir takim okul arkadaslari, zamaninda X isi yaparken eslestigimiz ama projenin sona ermesiyle iletisim kurmama gerek olmayan insanlar veya artik bir arkadasimin eski sevgilisi olmus kisiler falan... Digerleri sessiz.
0
sopiro
(13.01.22)
(5)

eski sevgiliye bilet hediye etmek

baldan kaymak
sevdiği bir gösterim uzun süredir yoktu ve yeniden gösterime girmiş.Bunun için bilet hediye etsek ama tamamen temiz niyetle ayıp olur mu? yanlış anlaşılmasıyla ilgilenmiyorum bile.Not: ben katılmayacağım. sadece hediye edeceğim bir arkadaşıyla yada kardeşiyle gitsin.
sevdiği bir gösterim uzun süredir yoktu ve yeniden gösterime girmiş.

Bunun için bilet hediye etsek ama tamamen temiz niyetle ayıp olur mu? yanlış anlaşılmasıyla ilgilenmiyorum bile.

Not: ben katılmayacağım. sadece hediye edeceğim bir arkadaşıyla yada kardeşiyle gitsin.
0
baldan kaymak
(12.01.22)
Tamamen temiz niyetle "yeniden gösterime girmiş" diye haber verip geçseniz daha iyi olur. Durduk yere hediye almak ayrı dert, tarihi ona uyacak mı uymayacak mı bilemezsiniz, bu da ayrı dert.
0
kobuzchu kiz
(12.01.22)
Uzun zamandır gitmek istediğim etkinlik bu yüzden piç olurdu ve gitmezdim. Ne malum orada rahatsız edilmeyeceğim? Siz de belki iyi niyetlisiniz ama bu alttan alta bir takıntı bilin.
0
ruhen hastayim ben
(12.01.22)
kobuzchu +1

Bunun temiz olanı bu gösteriyi haber vermektir. Yeterince ince ve nazik bir hareket zaten bu. Ama bilet almak falan çok fazla. Karşı tarafta "Bu ne lan şimdi ! wtf?" tepkisi uyandırması muhtemel.

Eski sevgilinizin sevdiği gösteriye bilet alacak kadar ilgi gösterip değer veriyorsunuz ancak bunun yanlış anlaşılmasını umursamayacak kadar da önemsemiyorsunuz. Mmmehh, bilemiyorum Altan, kulağa duygularınızdan emin olamıyormuşsunuz, kafanız biraz karışıkmış gibi geliyor.
0
thracia
(12.01.22)
Cok gereksiz ve absurd bir hareket olur. Bayagi bir gereksiz. Yapmayin etmeyin.
0
stavro
(12.01.22)
Hos degil.
0
sopiro
(13.01.22)
(26)

Bu insanlar çıldırmış mı? #2

deveyidiken
Önceki duyurum silindiği için yine paylaşıyorum. Belli bir grubu küçük düşürücü ifadeler kullanmışım :(Şu an kazandığım maaş 3700 TL. Önümüzdeki ay da 4500 civarı falan olacak. (Asgarinin altına düştüğü için mevcut maaşım, sağolsun şirketim müthiş bir artış yaptı) İstanbul’da ailemle birlikte kalıyo
Önceki duyurum silindiği için yine paylaşıyorum. Belli bir grubu küçük düşürücü ifadeler kullanmışım :(

Şu an kazandığım maaş 3700 TL. Önümüzdeki ay da 4500 civarı falan olacak. (Asgarinin altına düştüğü için mevcut maaşım, sağolsun şirketim müthiş bir artış yaptı)

İstanbul’da ailemle birlikte kalıyorum. 28 yaşına çok az kalmışken ayrı bir eve çıkıp düzen kurmayı çok istesem de bu para ile anca kiramı ödeyebilirim.

Kazandığım para itibariyle bir düzene sahip olmak imkansızken, çevremdeki insanlar bana sanki keyfiyetten düzen kurmuyormuşum gözüyle bakıyor. Bu insanlar mı normal düşünüyor, yoksa ben mi çok farklı bir bakış açısına sahibim?

Yani 4000-5000 lira ile İstanbul’da hayatta kalmak bana olanaksız geliyor. Bunu ben açık açık görebiliyorken, bu insanlar neden böyle davranıyor?
0
deveyidiken
(11.01.22)
Hayatta kalmasına kalırsın da her gün makarna yediğin hayat ne kadar hayat olur onu sen düşün. Eve taşınma masrafı bile binlerce lira tutuyor. Kimsenin aklına uyma. Gerçekçi düşünmüyor o kişiler.
0
dissendium
(11.01.22)
Zamanında rahat rahat ev, araba sahibi olabildikleri için. Bir de yaşlanınca gerçekten zekada bir gerileme oluyor, artık bundan emin olmaya başladım ben.
0
ruhen hastayim ben
(11.01.22)
Uyulacak bir akıl yok maalesef ortada. Ne ev kiralayacak ne de araba alacak durumu göremiyorum kendimde. Yemeyip içmeyip iki senedir birikim yapıyorum ama o bile yeterli değil. Bu ortamda yeterli param olsa da hareket edemem.
0
🌸deveyidiken
(11.01.22)
Yani insan belli bir yastan sonra kendi evine cikmasi makbuldur eyvallah da bunun basit bir matematigi var, ac kalacagini bile bile de bunu yapmanin alemi yok. Su anki piyasada bir asgari ucretliye bedava ev verseler sadece aile evinden cikip o eve yerlesmenin masrafini 2 senede odeyemez. Akil var mantık var.
0
stavro
(11.01.22)
ya mis gibi duzenin olsa da insanlar elestirecek bir seyler bulur hic farketmiyor yani, bizde genelde baskalarinin hayatini nasil da yanlis yasadigini gostermek gibi bir takinti var. "ben senin yerinde olsam ne yapardim biliyor musun?" -yapamazdin abicim

elestiri aileden geliyorsa uzun vade cozumunu merak ediyor olabilirler. barinma + yemek parasi olmadiktan sonra (aileyle yasaniyorsa, tabii onlara para veriyor musun bilmiyorum) o maas direk egitime harcanabilir. sonucta kendini gelistirmiyorsan maasin zamlansa bile alim gucun asagi yukari hep ayni kalacaktir. omur boyu bu sartlarda yasamak istemedigin varsayimiyla, "tamam simdi 4500 maas aliyorsun, sirada ne var? bu durumdan nasil cikacaksin?" diye merak ediyor olabilirler.
0
robokot
(11.01.22)
"Bunu ben açık açık görebiliyorken, bu insanlar neden böyle davranıyor?"
0
invictae
(11.01.22)
"Bunu ben açık açık görebiliyorken, bu insanlar neden böyle davranıyor?" Çünkü boş konuşmaya bayılırlar.
0
invictae
(11.01.22)
İş değiştirme imkanınız yok mu?

Şu an vasıfsız işçiler bile 4.250 lira alıyor. 4.500 liranın çok üstünü hak ediyorsunuzdur eminim. benim gibi düşünen işverenler de vardır. bu şartlarda çalışmak zorunda değilseniz mutlaka yeni bir iş bakın.
0
himmet dayi
(11.01.22)
Schengen vizesine başvurdum, o çıkar çıkmaz işimi bırakacağım. Şu an Tik Tok’un işlerini yapan bir firmada çalışıyprum. Yani işim kabaca tik tok’ta içerikleri silmek. Çok havalı geliyor kulağa ama asla değil. İstifa etme sebebim de psikolojimin bozulması. İş bulabilir miyim, umutsuzum açıkçası bu konuda. Başvurduğum yerlerden dönüş alamıyorum. Yurt dışından çok daha iyi dönüşler var ama onda da çalışma izni sorun.
0
🌸deveyidiken
(11.01.22)
insanlari bosver, duzen kurmak istiyorsan once istanbul'dan tasinman lazim..
ayakta kalabileceginiz paranizin yettigi sehirde yasayin. Metropolde yasamanin bir maaliyeti var, ve bu giderek artmaya devam edecek. Ilerde gelirini duzeltirsen donersin.
0
cooperr
(11.01.22)
@robokot +1 Özellikle ya mis gibi duzenin olsa da insanlar elestirecek bir seyler bulur hic farketmiyor +5


@invictae948 +1 Çünkü boş konuşmaya bayılırlar. +5
0
put it in your appropriate place
(11.01.22)
maalesef ülkemizde hava atmak, üstünlük taslamak, başkalarını aşağılayarak, ezerek, kötü hissettirerek iyi hisseden çok insan var. bu dediklerimi hobi gibi yapıyorlar, nefes almak gibi bir şey onlar için. kendilerini başka türlü önemli ve iyi hissedemiyorlar.

ülkemizde privacy denilen kavramın olmaması, herkesin birbirinin hayatına dan diye burnunu sokma cürretinde olması işleri daha da kızıştırıyor.

ek olarak hosftede kültür boyutlarından güç mesafesini inceleyebilirsiniz. ülkemizde ciddi bir ye kürküm ye durumu var. insanlar kendilerini ve diğerlerini güç, makam, mevki, mal, mülk üzerinden değerlendiriyor sadece.
0
la lykia
(11.01.22)
insanlar hakikaten cok ilginc. turk insani hayati su planda kuruyor: oku > askerligi yap > ise gir > evlen. ben cocuklugumdan beri bu anlayisi hicbir zaman hazmedemedim. mesela ben evlenmem diyen bir arkadasim bile gecen gun bana dedi ki, isin gucun var keyfin yerinde niye evlenmiyorsun? dedim, niye evleneyim??? neden yani ne icin? duzen olur hayatina ortak olur falan diyor. sana bunlara ihtiyacim oldugunu kim soyledi birader :D ben ciddiye almiyorum valla allah nasip etsin falan diyorlar yok etmesin diyorum geciyorum. insanlarla ugrasmak cok zor, ya dalga gec ya da gormezden gel bosver
0
nibba
(11.01.22)
öncelikle sakin olun ve insanları da yargılamayın.
kaç senedir çalışansınız bu da önemli.
yalnız olay sizin şu anki ekonomik ve sosyal durumu normalleştirmemenizde yatıyor. napalım ülke böyle, süreç böyle diyip dur bakalım bekleyelim dememek lazım. neyi bekleyeceksiniz bişey gelmeyecek, eee ne güzel işte yerinde sayan bir fakir yani sürekliliğe sahip bir "mahrum" olursunuz ve asla değişmez.

insanlar bu kabullenişe sitem ediyor bira da.
ev arkadaşıyla çıkmayı düşündünüz mü? iş değiştirmeyi, ek gelir sağlayacak bir iş yapmayı düşündünüz mü? aileden bir destek alabilir misiniz örneğin? ev kredisi gibi bir şeye girseniz? bu kadar para getiren bir mesleğe sahipseniz ve bu -sosyal ve ekonomik statü açısından- pek değişmeyecekse neden istanbulda yaşıyıyorsunuz? küçük bir şehre gitme imkanınız var mı? yurt dışına göç etme imkanınız var mı?

4+1 bir eve çıkmak değil olay; kendi kendinize yetecek, birey olabilecek düzen kurmak önemli.
0
rewlack
(11.01.22)
Sana öyle diyenlerin bir yerden desteği vardır. İstanbul'daki çoğu kişi ailesinden destek alıyor. Başkasının ne dediğini boşver. Zaten Türk insanının aklı ortada, gösteriş için yaşıyor millet.

Bir de beyaz Türk tayfası var. Kadıköy, Beşiktaş'ta evinde yoga yaparak ailesinin kira gelirleriyle falan yaşıyor. Bunları hiç dikkate bile alma.
0
OrangeYellow
(11.01.22)
ruhsen +1. zamaninda ucuza ev almis grup guncel gelir gider matematigini yapamiyor, zihinleri almiyor. takma.
0
hot potato
(11.01.22)
Ayrıca şu an Türkiye'de iş bulsam da alacağım maaş 3700'den 10 bin seviyelerine fırlamayacak bence. Bu olsa bile bu pahalılıkta hayat kurmaya yine yetmeyecek gibi geliyor bana.

Bu ortamda yurt dışını zorlamak daha makul geliyor.

Önümde iki seçenek var; ya Polonya gibi ülkelere master için gideceğim ya da İsviçre'de evlilik kovalayacağım.

"Neden İsviçre?" derseniz, 2006'da oradan döndük ailecek. Ben orada doğdum. C -kalıcı- oturumumuz vardı ama ailem bu oturumu iptal edip Türkiye'ye döndü. Akrabalar hala orada ama kimseye faydaları yok

Bir şekilde evlilik yolunu zorlayıp dönmek bir seçenek olabilir ama kısmet bulmak zor. :( -Ayrıca konsolosluğundan tutun, ülkeye girerken muhatap olduğum pasaport polisi bile evlilik yolunu en sağlıklısı olarak görüyor, bu yolu işaret ediyorlar-

Bundan üç sene önce konsolosluğa gittiğimde benimle ilgilenen kadın "Akrabalarına söyleyeceksin, onlar sana kız bulacak. Öyle gideceksin" demişti.
0
🌸deveyidiken
(11.01.22)
Sorun şu ki, o kadar maaş verirler mi bilemiyorum. Onu da geçtim, ben şu anki işime benzer bir işin yakınından bile geçmek istemiyorum artık. Milletin rezilliklerini izlemek gerçekten sinir bozucu çünkü. Her allahın günü intihar eden insanları görmek hoş olmuyor.
0
🌸deveyidiken
(11.01.22)
Çevrendeki insanlardan kastın eş, dost, yaşlı akraba ise onların varsayılan davranışı o, değiştirmek mümkün değil. Yani içinde bulunduğun maddi durum, sosyal statü, ruh hali vb. ne olursa olsun hayatında bulunduğun aşamaya göre evlenmeni, ev ya da araba almanı, +1 çocuk sahibi olmanı falan istiyorlar. İnanılmaz garip bir kafa yapısı. Bazen bot olduklarını falan düşünüyorum bazı akrabalarımın. Gerçi bot için bile fazlasıyla basit kaçıyorlar, olsa olsa oyunlardaki tek repliği olup, sürekli onu tekrarlayan NPC gibiler.
0
salihdt
(12.01.22)
Ayrı eve çıkma konusu, "tek başına hayatımı ve düzenimi kurdum" tavrı Türkiye'ye öğretilmiş bir davranış. 80'lerin sonundan itibaren türkiye'de bireyciliğin şişirilmesiyle bu yaşam tarzının itelenmesiyle ivme kazandı 2000'lerden itibaren. O yüzden sanki tek seçenek buymuş gibi kendini zorlama takılma:)

Sanılanın aksine Avrupa'da özellikle akdeniz ülkelerinde, yunanistan, italya, ispanya vb ve doğu Avrupa'da ailelerin bir arada yaşama alışkanlığı çok yaygın.
İş için bu konuda bir araştırma görmüştüm oradan biliyorum. "Tek başına yaşama" anglosakson ve kuzey avrupa kültüründe daha yaygın. Bir de bizim gibi onlara özenen ülkelerde. O yüzden üstünde böyle bir baskı hissetme stres olma.

Neyse bu kısmı geçiyorum. Önemli olan ekonomi zaten. Bizde insanlar gücü yetmese de zorluyor sırf etrafa kendini kanıtlamak için. ama istanbul'da bir evin maliyeti zaten 4000 lira, kirası, faturası, mutfak gideri vs.... O yüzden boşver kardeşim milletin ne dediğini. Herkes bol keseden atıyor. Emin ol "bak biz hayatımızı kurduk" diyenlerin çoğu 35-40 yaşında bile hala borç içinde yüzüyor oluyor. Ne hayat kurması?

Mesleğiniyazmışsın ama iş bulsan bile 4500 TL'den 8-9 bine çıkartabilecek misin maaşını?

eğitim durumunu bilmiyorum deidğim gibi. Ailenin maddi durumunu da.
Ama senin yerinde olsam şunları denerdim.

1-Eğer şansım varsa (aileyle yaşadığına göre kira, fatura vb giderlerin daha azdır diye düşünüyorum) maaşımdam mümkün olduğunca yatırım için ayırırım. Ama böyle NFT, Metaverse fantezi yatırımlar değil. Bir bankaya gider görüşürüm elimdeki nakiti ufak da olsa değerlendirmek istiyorum diye. Aile yanında olmanın en büyük avantajı bu.

2-Eğitimini bilmiyorum ama bana daha fazla maaş getirecek bir meslek için eğitim alırım. Beyaz yaka, mavi yaka fark etmez. İstersen bilişim üstüne teknik eğitim veren yerlerle görüş, istersen mutfak çalışanı yetiştiren eğitim kurumlarına falan git. ilgim alakam el yatkınlığım neye uyuyorsa ona giderdim.

3-Bir meslek edinmeye yoğunlaşırım. Yani büyük bir firmada çalışıyorsun ama bir uzmanlığın yok gibi duruyor. O yüzden yasal geçerliliği olan bir meslek sertifikası edinmeye çalışırım. Uluslararası olması daha iyi tabii. O yüzden elin yatkınsa mutfak çalışanı olmak bir seçenek çünkü uluslararası sertifikalar veren okullar var Türkiye'de.

4-Kulağımı etrafa tıkar, kendi hayatımı yaşarım.
0
anten
(12.01.22)
Ben de aynı şeyi düşünüyorum. 4000'den 8-9'lara fırlamak pek mümkün gelmiyor bana şu ortamda.

Halkla ilişkiler mezunuyum ve bu alandaki işlerin maaşları maalesef bir yazılımcı vs kadar olamıyor bu ülkede. Artık alanımla ilgili pek konuşmak da istemiyorum, çünkü insanlar sanki herkes yazılımcı olmak zorundaymış gibi birbirini yermeye fırsat kolluyor. Bu ülkenin insanını zaten artık anlayamıyorum, neyse.

Bugün istifamı verip sonrasına bakacağım. Bir süre kendimi çekip çevirecek param var. Sonrasına bakıp bir yol bulacağım artık.
0
🌸deveyidiken
(12.01.22)
yaptigin is cok yipratici bir is. yipratici oldugu bilinen bir is (turkiye'de biliniyor mu bilmiyorum ama yabancilar uyandi buna coktan). bir suru kisi profesyonel yardim almak zorunda kaliyor sonradan. kesinlikle degecek bir is degil yani, aile yaninda kaliyorsan istifa etmekle cok iyi yapmissin.
0
robokot
(12.01.22)
Son cevabına göre istifa etme derim. İnanılmaz mantıksız bir hareket olur. Hareket alanın kısıtlanır. İş bulmadan istifa etme kesinlikle. Yıl başı olduğu için biraz durgunluk var. 4500>0. Ayrıca işe gitmeyince ailenle daha çok zaman geçireceksin.
0
dissendium
(12.01.22)
Git Sultanbeyli'de bir giriş katında 1+1'de otur. Orada da A101 ve Bim'den kredi kartı ile borç içinde yaşayarak aldıklarınla beslen diyorlar. Çünkü onlar için o hayat ile Kadıköy'de, Beşiktaş'ta falan oturmak arasında fark yok. Sadece Etiler'de ve Bebek'te oturmak lüks diye biliyorlar, onların da masrafı kesin pahalı marka ve içki onlara göre o kadar. Geri kalan hepsi aynı onlara göre.

Kafa yok.
0
nawar
(12.01.22)
Türkiye'de insanlar bilmiyor bu işin ne kadar yıpratıcı olduğunu. Arkadaş çevremde falan bu işi yapıyorum deyince "Ooo ne güzel, evden video izleyip para kazanıyorsun" diyorlar. Ama o iş öyle olmuyor maalesef. Şirketim de bu işin ne kadar yıpratıcı olduğunu biliyor ki, geçen ay bize sözleşme imzalattılar "Psikolojiniz bozulursa bizi dava edemezsiniz" diye. Ki şirket psikolojik destek de sağlamıyor.

Geçen sene Dublin ofisine QA olarak başvurdum, sponsor da oluyorlardı ama şirkette daha 5 aylıktım o zaman. Deneyimden çuvalladım zannediyorum. Maaşı da 3000 euro civarıydı. Kısmet değilmiş.
0
🌸deveyidiken
(12.01.22)
@ dissendium

İstifa etmezsem kanser olacağım. Çok bunaldım çünkü. Vücudumda çıkmadık yara kalmadı.
0
🌸deveyidiken
(12.01.22)
(12)

Sevgilinizi/eşinizi artık sevmediğinizi

abuzer
ne zaman ve nasıl anladınız?
ne zaman ve nasıl anladınız?
0
abuzer
(11.01.22)
gözlerimi yüzünden kaçırdığım zaman. en azından son iki sevgilim de böyleydi. yüzüne bakmayacağım biriyle niye sevgili oldum, yokluktan sanırım, sosyal baskıdan. evli olmadığım için diğer seçeneği bilemem.
0
çih
(11.01.22)
Başta seviyorken sevginin bitmesinden bahsediyorum aslında @çih
0
🌸abuzer
(11.01.22)
Buluşmaya giderken trafigi dusunup usenmeye başladığım zaman.
0
stavro
(11.01.22)
Öpülmekten rahatsız olduğumda.
0
ruhen hastayim ben
(11.01.22)
Buluşmak istemediğim ilk gün.
0
ismailond
(11.01.22)
tahammulum azaldiginda ve zorla konustugumu farkettigimde anladim. seste bi ton var hos gorunmeye calisan insan tonu, onu kaybetmistim
0
ala09
(11.01.22)
son iliskimde;

artik kendimi hicbir sekilde ifade edememeye, anlatamamaya baslamistim. cok cabaliyordum ve havanda su dover gibi hissediyordum.

sonra dokunmak, sarilmak istememeye basladim. ve son asamada onun dokunmasindan rahatsiz olmaya baslayinca emin oldum.
0
la lykia
(11.01.22)
Bir aksam o gün hiç aklıma gelmedigini farkettigimde.
0
encokbenisevinnolur
(11.01.22)
Ya keske aldattigini ogrensem, baska birinden cocugu ciksa falan da rahatca ayrilabilsem diye dusundugumu ve bundan hic uzulmeyecegimi fark ettigim zaman.
0
sopiro
(12.01.22)
@sopiro, ilişkinin başında yogun sevgi duyduğun biri miydi bu
0
🌸abuzer
(12.01.22)
Evet, yani hatta sacma bir sekilde insan olarak sevdigim icin, iliskinin basinda da gayet sevdigim icin vs benim onu ayrilip da uzmemdense o bir sebep bulsa da anlasilir sekilde ayrilabilsek falan gibi bir mantik yuruttum herhalde. Bilemiyorum :)
0
sopiro
(12.01.22)
Pandemi oldu evlere kapandık ve hiç özlemediğimi fark ettim. Kapanma bitince ilk görüşmede ayrıldım.
0
rebecca
(12.01.22)
(11)

Odanızda tablo var mı

dissendium
Uyuduğunuz odada tablo var mı? Varsa nasıl bir tablo?Odam için şöyle iç açıcı bir poster, tablo almak geliyor aklıma bazen.Özellikle okyanus fotoğrafları.Şunlar nasıl.1. https://www.fekare.com/Uploads/UrunResimleri/buyuk/okyanus-kiyisi-no1-poster-5d09.jpg2. https://st2.myideasoft.com/shop/du/26/myas
Uyuduğunuz odada tablo var mı? Varsa nasıl bir tablo?

Odam için şöyle iç açıcı bir poster, tablo almak geliyor aklıma bazen.

Özellikle okyanus fotoğrafları.

Şunlar nasıl.

1. www.fekare.com

2. st2.myideasoft.com

3. www.posterkanvas.com

Hangisi daha iyi?
0
dissendium
(11.01.22)
1. begendim ben.
0
kismisolungac
(11.01.22)
Var. Sanat fakültesinden bir öğrenci mezuniyet sonrası ülkesine dönmeden önce çalışmalarını satıyordu, onları alıp astım.

Hiçbirini beğenmedim ama 1 daha iyi.
0
prole
(11.01.22)
kismisolungac +1

3. fazla windows duvar kağıdı gibi, pek hoş durmaz. 2. de pek iç açıcı gelmedi bana.
1. baya iyi.
0
mtfbwy
(11.01.22)
Ben bunları asmazdım ama içlerinden 1 daha iyi diğerlerine göre.

Sevdiğim ressamların tabloları asılı bende. Herkesin zevki farklı tabi.
0
not sure if serious
(11.01.22)
göçebe yaşadığım için tablo işlerine hiç girmiyorum ama kendi evim olsa birkaç tablo isterdim. guernica mesela bayıldığım, müthiş bir tablo. gerçi onu evimin salonuna asmak ister miydim bilmiyorum, bakınca bile çok üzülüyorum çünkü sürekli göz önünde olması ne kadar mantıklı bilmiyorum.

senin paylaştıklarından ilki sevimli geldi bana ama diğer ikisini beğenmedim. ikincisi korkunç geliyor (hatta "dalga dalga dalga dalga dalgalanıyor" diye ağlayan murat övüç geldi aklıma, abooov) ve üçüncüsü de windows wallpaper'ı gibi çok düz, ben bunun olduğu yerde uyuyamam ki ya ya ye koko cambo diye dans edesim gelir
0
der meister
(11.01.22)
Bence de 1 en güzeli

Bir de bazı müzelerin arşivleri open access olarak halka açık oluyor, oradan yüksek kalitede resimler indirerek kendiniz bastırabilirsiniz.

www.nga.gov

www.metmuseum.org

Büdüt: Benim odamda bir tane suluboya kuzey ışıkları posteri var Etsy'den almıştım dijital olarak, bir tane Henri de Toulouse-Lautrec posteri var, bir de şunun çıktısı var:

www.reddit.com
0
peki madem
(11.01.22)
2.

1 cok fos duruyor. Soluk ve belirsiz. 3 de fazla yapay duruyor.
He bana kalsa hicbirini koymam, güzel bir kaplan resmi koyarim buyuk bir tane.
0
stavro
(11.01.22)
"Tablo" yok ama ünlü ressamların meşhur resimlerinden biri puzzle olarak çerçeveli.

Bi de başka bi puzzle var.
0
invictae
(11.01.22)
Var. Iyi kalitede posterler. Chagall : www.marcchagall.net[image1]/0/

Evimde hep Chagall asili. Cok severim kendisini.
0
buf-e kür
(11.01.22)
benim odamda da deniz ve gemi temalı bir tablo vardı.

diğer soruna gelirsem 1 oldukça güzel, 2 olabilir, 3'ü beğenmedim.
0
noxell
(11.01.22)
Aivasovski'nin 9. Dalga'sı var benim uyuduğum odada
0
tcyx
(12.01.22)
(11)

Başkasının kullandığı arabada kendini güvende hissedememek

Berck
Merhaba. Kendi kullanmadığım araçta kendimi güvende hissetmemek, haliyle kontrolümün dışında olacak bir şekilde ölümcül bir kaza hadisesi yaşamak gibi gideremediğim bir kaygım var. Mesleği taksici gibi şoförlük olanlar veya şoförlüğüne kendim kadar güvendiğim yakın birkaç arkadaşım hariç geri kalanl
Merhaba.

Kendi kullanmadığım araçta kendimi güvende hissetmemek, haliyle kontrolümün dışında olacak bir şekilde ölümcül bir kaza hadisesi yaşamak gibi gideremediğim bir kaygım var. Mesleği taksici gibi şoförlük olanlar veya şoförlüğüne kendim kadar güvendiğim yakın birkaç arkadaşım hariç geri kalanlar için bu durumdayım.

Pandemide arabamı sattım, şu an arabam yok ama mevcut kız arkadaşımın arabası var. Onun arabasıyla şehiriçinde bir yerlere gidip geliyoruz, o konuda kısmen sakin kalabilmeyi başardım. Ama şu günlerde arabasıyla şehirlerarası haftasonu bir yerlere kaçalım diyor. Uzun mesafeler söz konusu ve işte bu nokta sıkıntı, bu bana fazla gelen kısım. "Sen arabanı bana ver, ben kullanırım" gibi bir şey demek de istemiyorum, o pek hoş kaçmaz bence. Neticede araba onun arabası, o teklif etmedikçe ben demem.

Sizce durumumu açıkça böyle böyle, senin kullandığın araçta uzun yolda ben kendimi rahat hissetmem diye söylemem mi lazım? Böyle dersem de bir bozulur sanki. Bugün milli futbolcu Ahmet Çalık'ın trafik kazasında vefat ettiğini öğrenince kaygım daha da bir hortladı.
0
Berck
(11.01.22)
Bence dürüst olmak iyidir. Alınacak bir şey yok ama alınırsa da yapacak bir şey yok. Ben kendi adıma pek umursamazdım.
0
lcha
(11.01.22)
"Sadece seninle ilgili değil, arabayı kullanan ben olmadığım zaman ben kendimi rahat hissetmiyorum, sürekli sağ koltukta diken üstünde oturuyorum, sorun sende değil bende :)" derdim ben olsam.
0
pispinti
(11.01.22)
Sizin kadar yoğun hissetmiyorum bunu ama henüz acemi şoför olmama rağmen ehliyet almadan öncesi ve sonrası tutumum arasında fark çok büyük.

Önceden sadece yolcuydum, hiçbir şey anlamıyordum. Ehliyet alıp bir süre kullandıktan sonra insanların ne kadar emniyetsiz şerit değiştirdiklerini, trafiğin ne kadar öngörülemez olabileceğini anladığımdan beri dikenüstüyüm.

Sizin deneyiminiz de fazla olduğundan çok fazla nadir yaşanabilecek olay görmüş olmalısınız, haliyle normal bence temkinli olmak. Ama "asla başkasının arabasına binmem" düşüncesi insanın hayatını baltalayan bir düşünce. O açıdan sağlıklı görünmüyor. Sonuçta milyonlarca insan trafiğe çıkıyor ama milyonlarca kaza olmuyor.
0
akhenaten
(11.01.22)
mesleği taksicilik olan kişiler de dahil olmak üzere böyle bir kaygım var, o yüzden sizi çok iyi anlıyorum. taksicileri ikaz etmekten bıkıp araç kullanmaya başladım öyle söyleyeyim.

arabayı ben kullanmıyorsam genelde arka koltuğa oturup kemeri bağlayıp kendimi yoldan soyutluyorum ama sizin durumunuzda bu çok olası bir çözümmüş gibi görünmüyor. bence dürüst olmanızda bir sakınca yok ama bu kadar düz bir dürüstlük için ilişkinizde hala biraz vakte ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız arabayı ben kullanmıyorsam beni araba tutuyor gibi bir söylemle de olayı yumuşatabilirsiniz sanki.
0
evde liyakat kalmamis
(11.01.22)
Açıkça dersen bozulabilir de, o sana açıkça "binme o zaman" derse sen bozulmaz mısın? Kaygınız çok yüksek düzeyde değilse bence paylaşmanıza gerek yok.
0
dissendium
(11.01.22)
Arabayi ben kullanayim diye teklif etmekte ne sakinca var ki? Arabayi erkek kullnlanir zaten genelde yolculuklarda. Kizi oturtursun yolcu koltuğuna, arabayı sen kullanırsin erkek olarak. Kadina kapiyi tutmak veya kapi girisinde yol vermek gibi.
0
stavro
(11.01.22)
Bu kaygı durumunuzu bilmiyor mu kız arkadaşınız? Yani hiç bahsetmediniz mi daha önce? Bahsetmediyseniz eğer genel anlamda böyle bir sorununuz olduğundan bahsetseniz belki de kendisi teklif eder?
0
hrvl
(11.01.22)
Ben de aynı fikirdeyim, evet kız bozulur ama gerçek bu. Bence idare etmeye çalış kendini zorla derim. Ben taksiye bile binince ateşim çıkıyor resmen.
0
roket adam
(11.01.22)
@stavro Kendi arabam değilken kıza direksiyonu bana ver demem. Benim tercihim bu olmaz yani, başkası diyebilir tabii. Bana "Sen sürsene biraz da" demedi hiç, kendi teklif etmezse ben demem.

@hrvl Yok henüz hiç bahsetmedim.
0
🌸Berck
(11.01.22)
Trafikten ve araba kullanmaktan çok korkan biri olarak alternatif önereceğim.

1. Yol uzunsa "yolun yarısında yer değiştirelim istersen, sen de çok yorulma" diye önerebilirsiniz bence.

2. Copilot olma konumunu benimseyin, yola çıkmadan önce sandviçler alın, içecekler alın. Yolda yiyecek içecekle ilgilenerek, telefonunuzdan gideceğiniz yerle ilgili ilginç bilgiler bulup yüksek sesle okuyarak, "bak şöyle bir restoran varmış, mutlaka gitmek lazımmış" gibi planlar yaparak, yola özel müzikler seçip dj'lik yaparak vs... dikkatinizi yoldan başka bir şeylere yönlendirin.
0
kobuzchu kiz
(12.01.22)
Bu kaygı sadece araba için mi geçerli yoksa başka alanlarda da benzer durumlar mevcut mu? Yani mesela belli bir zamanda yetişmesi gereken bir işi, ekip arkadaşına anlatıp işi birlikte yapmak mı, yoksa ona anlatana kadar ben zaten işi yaparım hem onun hata yapıp yapmayacağı riskini de almak istemem mi?

Kontrolcü bir yapınız olabilir ve bu kaygı da onun bir sonucu olabilir gibi de duruyor sanki.

Yoksa sizin de bildiğiniz gibi kimse anasının karnından Michael Schumacher olarak doğmuyor. Sizin kadar iyi kullanabilmesi için sizin kadar tecrübe sahibi olması gerek. Eh bu tecrübe edinmenin yolu da araba kullanmaktan geçiyor. Bence bu gerçeğin farkındasınız ama buna rağmen kaygınızı engelleyemiyorsanız, travmatik başka bir sebebi de olabilir bu kaygının ve bu durumda belki bir psikologla da görüşmek iyi olabilir.
0
thracia
(12.01.22)
(9)

fotolarda embesil gibi çıkmak

duyurukullanıcısı
saçına, kıyafetine falan dikkat eden biri olarak iş foto çekilmeye geldiğinde cidden budala gibi çıkıyorum.bir ara dedim fotojenik olmayı öğreneyim her gün kendi fotomu çektim durduk yere işte belki 10.000 fotodan iki tane bunu instagrama koyayım bari diyebileceğim fotom vardırvesikalıklar da çok kö
saçına, kıyafetine falan dikkat eden biri olarak iş foto çekilmeye geldiğinde cidden budala gibi çıkıyorum.

bir ara dedim fotojenik olmayı öğreneyim her gün kendi fotomu çektim durduk yere işte belki 10.000 fotodan iki tane bunu instagrama koyayım bari diyebileceğim fotom vardır

vesikalıklar da çok kötü pasaportda vizelerde falan cins cins resimlerim var sosyal medyaya resim koyamıyorum doğru düzgün bu benim diye

nasıl oluyor bu iş? ne yapmalı?

erkek
0
duyurukullanıcısı
(11.01.22)
dişlerin durumu önemli. temiz değilse, yamukluk varsa önce dişlerini düzelt.

sonra ayna karşısında çalış, fotoğraf çekilirken nasıl poz verdiğini, yüzünün şeklini aklında tut ve kendini kasma.

kafanı geriye doğru tutarak poz verme, gıdın çıkar öyle. 1-2 cm de olsa öne doğru, kameraya doğru boynunu deve gibi uzat.

kameraya sevdiğin birine bakar gibi bak. bu kişi birlikte şakalar komiklikler yaptığın biriyse onu düşün.

bir tavsiye daha, ya dişlerin ortaya çıkacak fotoğrafta ya da gözlerin. ikisi aynı anda çok zor. yarım yamalak bir şey olur. hangi tarafın daha fotojenikse onu ortaya çıkar.

sakalın fotoğraflarda nasıl gözüküyor, ona da bak. sakalın varsa, banyodan ya da yüzünü yıkadıktan sonra vereceğin poz ile biraz vücut yağınla şekil almış sakalın görüntüsü arasında çok fark vardır, gibi. kendini biraz keşfetmen lazım papito.


yapıcı eleştiri yapabileceğine inandığın yakın bir arkadaşın varsa, ona nasıl gözüktüğünü sorabilirsin.
0
gabe h coud
(11.01.22)
internette begendigin pozlari taklit et. illa selfie mi deniyosun? fotograf sadece sen degil ortamdaki isik, aci vs cok onemli. telefonu on kamerasiyla uzaga koyup timer acip poz deneyebilirsin ama evde degil de dis mekanda daha iyi olabilir. yuzunu, bakisini fotografta sevmiyorsa gunes gozlugu, uzaktan poz, yandan cekebilirsiniz
0
ala09
(11.01.22)
ya instagram sayfası yapmayacağım elbette ama grup olarak foto falan çekiliyorsun ya yeni tanıdığın insanlarla falan işte oralarda baya kötü çıkıyorum.

yani oturup poz mu çalışmak lazım biri foto çekiyorum dediğinde o poza mı girmek lazım?

eleştiri genelde gelmiyor, iltifat geliyor çünkü normal halimde çok bir sıkıntı yok. resimde bambaşka bir insan oluyorum.
0
🌸duyurukullanıcısı
(11.01.22)
bazı kişiler doğal olarak fotojenik.
ben bu konuda şanslıyım mesela.
fotodan beğenip yanıma gelen hatun verdiği bilet parasına/yaktığı benzine kahreder.
0
lazpalle
(11.01.22)
Bu iki videoya bak

youtu.be
youtu.be
0
freebird5406_2
(11.01.22)
onları izledim, onlar fotoğrafçıların dikkat etmesi gereken şeyler

ben normal düz insanım yani
0
🌸duyurukullanıcısı
(11.01.22)
O esnada fotograf cekildigini aklindan cikarilabilmryi basarirsan duzgun cikarsin. Fotograf cekildigini dusunmemen lazım.
0
stavro
(11.01.22)
@duyurukullanıcısı

izlememişsin :) tam tersine fotoğrafçıdan insanlara poz verme önerileri
0
freebird5406_2
(11.01.22)
@freebird5406_2

hacı sen çenenin ne kadar önde olduğunu, alt göz kapağının ne kadar kapalı olduğunu günün herhangi bir anında farkında olabiliyor musun? yani o 1-5mm farkı anlayabiliyor musun?

o video headshot çeken fotoğrafçılar için ki modeli uygun şekilde istenilen konuma getirebilsin

biz normal insanız.
0
🌸duyurukullanıcısı
(12.01.22)
(3)

Seyyar tavuk-pilav kaç kaloridir?

Deathrow
Ortalama bi porsiyon tavuk-pilav düşünülürse sizce?
Ortalama bi porsiyon tavuk-pilav düşünülürse sizce?
0
Deathrow
(11.01.22)
Cok fazla bir sey oldugunu sanmıyorum cunku bazen oglen disarida olup da pilavcidan tavuklu pilav yiyerek ogle yemegini halletigim oluyor, boyle yaptigim gunlerde aksam sporda pek performansim olmuyor enerjim yetmiyor. Demek ki normal bir ogle yemegine gore dusuk kaliyor kalori. Sadece pilav yiyorsun çünkü. Normalde 2-3 cesit yemek yeriz.

İnternetten baktigimda da 335kalori gosteriyor, dusukmus gerçekten. Bir ogle yemeği icin dusuk kaliyor.
0
stavro
(11.01.22)
1 porsiyon pilav 220gr, 1.5 330gr bu da 100gr pişmemiş prinç'e denk gelir, 70gr karb, 350 kcal içerir, içindeki yağın miktarına/cinsine göre kalori farklılık gösterir. aynı şekilde tavuk içinde geçerli.
0
selam
(11.01.22)
@selam evde yaptığımız daha düşük kalorili oluyor bence, ona istinaden sordum.
0
🌸Deathrow
(11.01.22)
(10)

pc parçalarını birleştirmek

high hopes of the sozluk
arkadaşlar selamlar, pc parçalarını topladım sayılır da şimdi birleştirme işi kaldı.daha önce hiç yapmadım, açıkçası öğrenmek de istiyorum.bunu kendim yapmaya çalışsam parçalara bi zarar verme durumu olabilir mi? bazı yerlerde çok zor yazmışlar da denesem mi diyorum.teşekkürler cevaplarınız için.
arkadaşlar selamlar, pc parçalarını topladım sayılır da şimdi birleştirme işi kaldı.
daha önce hiç yapmadım, açıkçası öğrenmek de istiyorum.bunu kendim yapmaya çalışsam parçalara bi zarar verme durumu olabilir mi? bazı yerlerde çok zor yazmışlar da denesem mi diyorum.

teşekkürler cevaplarınız için.
0
high hopes of the sozluk
(10.01.22)
abi ben hiç yapmadım işsiz olduğum için toplama videoları izledim çok. ver toplarım çok eminim kolaymış çünkü izleyince anlıyorsun. bir iki tane iyi toplama videosu izlesen toplam 1-2 saat vaktini alır. sonra bi de kullanım kılavuzlarına da bakarak devam edersen her türlü toplarsın.
0
floydian
(10.01.22)
Bence en önemli 2 husus:birincisi işlemciyi ve soğutucusunu yerine oturturken dikkatli olun. Zaten işlemciye ve yuvasına baktığınızda anlayacaksınızdır işlemcinin ne şekilde yerleştirilmesi gerektiğini. İkincisi ise kasadaki güç, ses, led ışığı kablolarının anakarta takılması. Anakartın kullanma kılavuzunu dikkatlice incelerseniz bunu da zorlanmadan yapabilirsiniz. Geri kalan parçalarda sorun olmaz. Hepsinin yeri bellidir.
0
roookie
(10.01.22)
Yerine oturmayan bir şeyi kuvvet uygulayarak zorlayarak oturtmaya calisma yeterli. Bir şeye zarar falan vermezsin. Her seyin girisi farkli zaten, yanlış takmazsin.
0
stavro
(10.01.22)
@rookie soğutucu almadım pek oyun oynamayı düşünmüyorum.ekran kartı da almadım zaten.dahali grafik zımbırtılı işlemci aldım.
0
🌸high hopes of the sozluk
(10.01.22)
kolay mı? kolay.
ama dediğin gibi bazı şeyleri bastırman gerekebiliyor. ÇIT edeceği ayarı bilmiyorsan kırma riskin var mı, var.
bilen biri en azından 1 kere izle derim.
0
roket adam
(10.01.22)
hiçbir şeyin parlak bakırımsı-altınımsı tarafından-dişlerinden tutma
0
comp
(10.01.22)
Çıplak ayakla yap. elini kolunu duvara tut biraz. İşlemciyi oturturken dikkat et. Yönü üzerinde okla belirtilmiş zaten. 3 4 tane video izle yaparsın
0
glamdr1ng
(11.01.22)
1. Önce anakartı kasaya takın, 6 tane vida takın yeterli, vida dişine dikkat edin yanlış vida takmayın. Vidaları sıkarken anakarta tornavida ile dalmayın kibar olun.

2. İşlemciyi takın, pc toplamada en basit şey işlemci takmaktır. İşlemciyi sıkıştırma kolu/kulpu genelde açık gelir anakartta ama yine de açık olduğuna emin olun. İşlemciyi doğru yönde yerine bırakın, takın bile değil bak yerine bırak o yuvaya lap diye oturur. Sonra sıkıştırma zımbırtısını kapatırsın.

3. Soğutucuyu takın, termal macunu soğutucu üzerinde sert ve kare kalıp şeklindedir, varsa bantını açıp işlemci üzerine oturtun, macuna dokunmayın. Soğutucuyu oturtmadan önce yönüne dikkat edin, bazıları montaj şekline göre her yönde takılabileceği gibi bazıları dik ve yatay olarak montaj çubuklarının konumu farklı olabiliyor.

Soğutucunun sabitleme zımbırtılarını takarken bir elinizle soğtucuyu hafif işlemciye doğru bastırın ve sırayla kulpları takın.

Yani birini takarken soğutucu kıpraşmasın ki yeri sabit olsun. Bir elinizle tutmazsanız takmaya çalışırken kıçı başı oynar.

4. Ramlari takın, anakart kilitleri açık oalrak gelir ama yine de açık olacağına emin olun. Ters takamazsınız ortasında bir diş gibi kertik var ona dikkat edin, taktıktan sonra kilitlerini kapatın.

5. Power Supply elektrik kablolarını takın, çok abanıp anakartı esnetmeyin. Kasanın led ve tuş kablolarını da takın, anakartta sağ altta olur pinler genelde, üzerinde yazar ama anlamazsanız klavuza bakın.

O model anakartın/kasanın montaj videosunu izleyin mutlaka, faydası olur.
0
John Bloor
(11.01.22)
kısaca verilen hatalı bilgileri düzeltmek isterim.
önce anakartı kasaya takmayın. zira intel fanlarını düzgün takabilmek için anakartı elinizde, kucağınızda tutmak daha yararlı olacaktır. çivinin anakartın arkasından tam anlamıyla çıktığından emin olduktan sonra başlığı çevirip kilitleyin. kasada takılıyken ya tam oturtamazsınız ya da bastırırken fan çivisini kırarsınız. ikincisi stok fanların üzerinde zaten macun olur kontrol etmeden macun sıkmayın.
0
rockinside
(11.01.22)
Tamamen sizin durumunuzdayken yapmıştım, yani ne bilgim var ne yapmisligim. Parçayı zorlayıp kırmak dışında verebileceğiniz bir zarar yok.

Benim tek yaptığım yanlış reset kablosu ile power kablosunu birbirine karıştırmak olmuştu. Sonuçta bilgisayar reset loopuna girdi.

Parçaların uyumundan emin değilseniz o sorun olabiliyor galiba. Webte PC toplama sihirbazlarıni kullanarak secin parçaların kalanları, olanları da teyit edin.
0
encokbenisevinnolur
(11.01.22)
(2)

kazık yemeden uçaktan atlamak

hsktr
skydiving yapmak istiyorum. askeri olana nasıl kaydolurum hiçbir fikrim yok. tandem atlayış için de deli gibi para harcamam gerekiyor sanırım. hayalimi gerçekleştirmem için ne önerirsiniz?konum: istanbul
skydiving yapmak istiyorum. askeri olana nasıl kaydolurum hiçbir fikrim yok. tandem atlayış için de deli gibi para harcamam gerekiyor sanırım. hayalimi gerçekleştirmem için ne önerirsiniz?

konum: istanbul
0
hsktr
(10.01.22)
Tandem disinda Türkiye'de yetkili kurum yok THK disinda. Yani THK disinda hiçbir yerde single atlayis yapamazsin para meselesi değil. Sertifikan olmasi lazım yapman için, o da para demek zaten. THK'da hala var mi bilmiyorum ama vardir muhtmelen, bir miktar bagis karsiligi 1 haftalik egitim sonunda atliyordun.

Bunun dışında nispeten uygun fiyatli olarak Ukrayna'yi onerebilirim.
0
stavro
(10.01.22)
Ülke sınırları içinde tek adres Selçuk THK.
0
invictae
(10.01.22)
(10)

İstanbul'daki en sevdiğiniz etkinlikler

hsktr
ne yapıyorsunuz? nelerden keyif alıyorsunuz? arkadaş gruplarınız nasıl? sahiden eğleniyor musunuz?
ne yapıyorsunuz? nelerden keyif alıyorsunuz? arkadaş gruplarınız nasıl? sahiden eğleniyor musunuz?
0
hsktr
(10.01.22)
En cok sahili seviyorum bisiklet, yuruyus. neresi cok sakinse orada olmaktan mutlu oluyorum adalarin sakin donemleri gibi yerler. bunun disinda ist bence tiyatro cenneti. uc dort ayda bir taksimden alisveris yapmak cok avantajli oluyor.

arkadaslarimin hemen hepsi buradan ayrildi kalanlarin evleri bana cok uzak. ise gittigim zamanlarda kisitli vakitte de olsa gorusuyorum delirmiyoruz ama evet egleniyorum
0
ala09
(10.01.22)
Sakin ve kaliteli bir yerde zaman geçirmek. En sevdiğim etkinlik bu. Belli bir yaş üstü için arkadaş grubu falan olmuyor.
0
garylineker
(10.01.22)
Kalabalik ve hareketlilikten keyif alırım. İstanbul'da da var bu.
0
stavro
(10.01.22)
www.youtube.com

ormana gidiyorum. belgrad ormanı benim bebeğim.

"awe walk" deniyor. hayatta en sevdiğim şey.

www.linkedin.com

panaromik cam tavan araç var. çok keyifli. hava da açıksa, istanbul kazan ben kepçe, gezerim.

roket adam'la aynı şeyleri yapıyormuşuz.
0
gabe h coud
(10.01.22)
caddebostan sahile iniş, yürüyüş bisiklet, scooter vs
bağdat caddesinde turlamaç
sevdiğimiz birkaç restoran var her türden, oralarda yemek yemece
şile'ye gidiş, ormanlık alanda yollarda kayboluş, balık ekmek yemece
kilyos tarafında deniz kenarında gezmece
ara ara yeni çıkan yerlere gitmece (geçen galataporta gittik hoşuma gitti mesela)
0
roket adam
(10.01.22)
Sahil yürüyüşü
Kendimi date e çıkarma. (ayda bir yaparım)
Sultanahmet de pek bilinmeyen genelde boş olan bir teras biliyorum oraya gidip kitap okurum.
Birbirinden farklı çok arkadaş grubum var onlarla genelde ev, yeme, içme şeklinde geçiyor.
0
jazzabel
(11.01.22)
eskiden barlara konserlere gitmeyi severdim artık hem pandemi hem de yaşlandım galiba
0
high hopes of the sozluk
(11.01.22)
Burgazada'ya gidip yürüyüş, belli noktalarda termosta getirdiğim sıcak suyla çekirdek öğütüp taze kahve, sessiz sakin ortamda ya kendi başıma müzik açıp dinlenmek ya da arkadaşlarla gitmişsem sohbet muhabbet.

Beşiktaş-baltalimanı arası yürüyüş. Kadıköy iskeleden moda turuyla kalamışa yürüyüş. Şişhane-karaköy-eminönü yürüyüş. Tüm bu güzergahlarda aynı zamanda fotoğraf çekiyorum. Yine güzergah üzerinde yeme içmeyi sevdiğim noktalara uğruyorum.

Beyoğlu ve Kadıköy sinemalarında film, sonrasında ya da öncesinde civarda denemek istediğim yeme içme noktalarını ziyaret etmek.

Ben İstanbulun keyfini yalnız çıkarmayı seviyorum çünkü arkadaş gruplarım ya İstanbul ve kalabalığı sevmediği için sokak şeylerini sevmiyorlar ya da bu kadar çok aylak vakitleri olmuyor. Onlarla evde ya da belirli mekanlarda takılıyoruz.
0
Bruce
(11.01.22)
ben de müze gezmeyi, onlarin kafesinde oturmayi seviyorum.
0
Coma
(11.01.22)
haftasonları 1-2 koşu rotam var, oralarda koşmak, her pazar 21 km koşmak - bunu özellikle atlamamaya çalışıyorum-
craft bira mekanlarına gitmek, menüdeki tüm biraları denemek.
0
kumandanim
(11.01.22)
(13)

Hangi zammı tercih edersiniz?

top_secret
Mesela her zaman 1 TL ye aldığınız 100 gr ekmek var (Rakamlar ve ekmek örnektir)Buna zam gelmesi gerekiyor. Hangi şekilde gelmesini tercih ederdiniz?1- 100 gr ekmek 2 TL2- 50 gr ekmek 1 TL3- 150 gr ekmek 2,5 TL(burada rakamlar vs örnek olup müşteriye hangi seçeneğin daha kabul edilebilir olduğunu me
Mesela her zaman 1 TL ye aldığınız 100 gr ekmek var (Rakamlar ve ekmek örnektir)
Buna zam gelmesi gerekiyor. Hangi şekilde gelmesini tercih ederdiniz?

1- 100 gr ekmek 2 TL
2- 50 gr ekmek 1 TL
3- 150 gr ekmek 2,5 TL

(burada rakamlar vs örnek olup müşteriye hangi seçeneğin daha kabul edilebilir olduğunu merak ediyorum.)
0
top_secret
(10.01.22)
Karşılayacak param varsa 1 aynı miktarı alırım, yoksa 2 asla 3 değil.
0
ceketimi alip cikcam
(10.01.22)
4 - 75 gr 1.5 tl.

hem zam az yapilmis gibi olur hem de 25gr fark farkedilmez belki, caktirmadan zam yapilmis olur.

tuketici olarak 1'i tercih ederdim
0
fakyoras
(10.01.22)
50 gram. Ne kadar ufak parcalara bolunebiliyorsa o kadar iyi. parami ekmekte degil cebimde tutup lazim oldukca almayi tercih ederim.
0
floydian
(10.01.22)
fakyoras 4.madde +1
en az zammi gormek isterim kafamda ona ayirdigim butcenin cok sarsilmasini istemem
0
ala09
(10.01.22)
2 ekonomik olarak en mantikli olani.
0
hot potato
(10.01.22)
Neyse o. 2 liraya alırım.
0
işimdeyim gücümdeyim
(10.01.22)
2. tek yaşadığım için ne kadar az porsiyon o kadar iyi.
0
sanal uyku
(10.01.22)
1.'yi tercih ediyorum. ürün kalitesi ya da gramajından feragat edince çok sinir oluyorum, kazıklanmış gibi hissediyorum kendimi. efendi gibi zam yapsın aynı kaliteyi gramajı korusun daha iyi. isterse 2-3'ü opsiyon olarak yine versin ama asıl seçenek 1'dir.
0
roket adam
(10.01.22)
fakyoras ın dediği gibi zam yapan çok var.
sizin 2. seçenek gibi yapan da çok var ama gramaj yarı yarıya düşmüş o çok fark edilir. yıllarca tadımın çekirdekleri hep 1 liraydı ama gramajını düşürdüler hep yavaşça. eğer gramaj farkı o kadar büyük olmayacaksa aynı fiyatta tutup azaltmaya gidilebilir.
0
senolll
(10.01.22)
50gr 1tl. Pahalandigi için daha az tuketme yoluna gidebilmem acisindan.
0
stavro
(10.01.22)
gramajı düşüren firmalara sinir oluyorum, fiyatın artmasını tercih ederim.
0
do you remember me
(11.01.22)
ürüne göre değişir bence. ekmek için 1 derken ayran için 3'ü tercih edebilirim mesela. sakız/ayran gibi ürünler gizli zam yüzünden cücük kadar kaldılar, çifter çifter gidiyor. zamdan çok hemen bitmesi verdiğin paranın hakkını vermediği düşüncesini getiriyor akla.
0
vampir akrep
(11.01.22)
2
0
barankovan
(11.01.22)
(5)

Hangi vitaminleri kullanıyorsunhz

regina phalange
Redoxon aldım bugün ama işe yarar mı napr bilemedim. Siz ne kullanıyorsunuz?
Redoxon aldım bugün ama işe yarar mı napr bilemedim. Siz ne kullanıyorsunuz?
0
regina phalange
(10.01.22)
vitaminden çok çinko biotin kullanıyorum ben.
çinko, +c içerikli yerli marka.
biotin solgar.

vitamin için de haftada 2 D vitamini
arada bir sambucol, ucuzlayınca (pazardaki duruma göre değiştiriyorlar bazen fiyatı) sandoz c alıyorum.
0
rewlack
(10.01.22)
magnezyum complex, cinko, biotin, D, B complex, balik yagi.
0
cooperr
(10.01.22)
Pharmaton. Ama bir yan etkisi var, gece uyutmuyor.
0
stavro
(10.01.22)
doktor redoxan verd yeterli dedi bana 5 gün önce
0
eja
(10.01.22)
kan testi ve beslenme rejimine göre kullanılmalı aksi en iyi ihtimalle para en kötü ihtimalle sağlık kaybı demek. C vitamini ve glutatyon çok kullanılan takviyelerden ben de doktor tavsiyesi ile almıştım bunların lipozomal olanlarının çok daha etkili olduğunu söyledi doktor. Fiyatları pahalı idi biraz ama kısa zamanda yükleme yapmak vs istenirse kullanılabilir. bir de doğum vs durumlarında iyi bir doktor regenesis max yazdı diğer folik asit vs takviyelerini bıraktırıp.
0
bystander
(11.01.22)
(4)

starbucks americano kahve içeriği

çih
Merhaba arkadaşlar. diyet yapıyorum ve yediğim içtiğim her şeye dikkat ediyorum uzun zamandır. yaşam boyu bir diyet aslında bu. protein kalori hesaplamalı, şekersiz vesaire.günde bir bardak bu kahveden içiyorum, içinde süt ve şeker olmadığı için tercih ediyorum.Kahvelerden hiç anlamam yardımcı olurs
Merhaba arkadaşlar. diyet yapıyorum ve yediğim içtiğim her şeye dikkat ediyorum uzun zamandır. yaşam boyu bir diyet aslında bu. protein kalori hesaplamalı, şekersiz vesaire.

günde bir bardak bu kahveden içiyorum, içinde süt ve şeker olmadığı için tercih ediyorum.

Kahvelerden hiç anlamam yardımcı olursanız sevinirim. Bu kahvenin içinde ne var? saf kahve değil mi? diyetimi etkileyecek bi içeriği yoktur diye düşünüyorum. dtarbucks'taki sıcak suyla yapılan americano bahsettiğim. espresso değil.

bi aydınlatırsanız sevinirim.
0
çih
(10.01.22)
Americano: espresso + sıcak su. Diyeti etkileyecek bir şey yok, rahat rahat için.
0
kobuzchu kiz
(10.01.22)
Americano'da kalori yok. Gerçi sanırım yine 10-20 bişey var ama çok önemli bir miktar değil.

Saf kahve evet. Americano espresso'dan yapılıyor ama. Espresso üzerine sıcak su koyunca americano oluyor. Espresso da düz ama yoğun bir kahve. Latte'de süt filan oluyor, bunlarda yok.
0
plutongezegendegilmi
(10.01.22)
Starbucks'dan bağımsız olarak Americano denen içecek genelde 2 shot espresso üzerine sıcak su şeklinde hazırlanır. Sanıyorum Starbucks'ta tall boy alırsanız, 2 shot olurken; grande boy alırsanız 3 shot olarak hazırlanıyor olması lazım. Yanılıyor olabilirim.

Keto, low-carb vs. diyetlerin tümünde kahve etkisiz eleman (0 kalori) kabul ediliyor ve hiç bir şey yenilip içilmeyen oruç (fasting) sürecinde de tüketilebiliyor.

Bilimsel olarak da 250ml filtre kahve ya da americano yarım kalori ya da 1 kalori olarak düşünülüyor/hesaplanıyor ama bu durum diyetinizi etkilemez.
0
kaptankedi
(10.01.22)
Kalori namina bir sey olmaz americanoda rahat olun.
0
stavro
(10.01.22)
(7)

insanlarla zayıflıklarını paylaşmak

denizzz
bu konuda bir yaklaşım zayıf taraflarınızı paylaşmanızın sizi rahatlatacağını, aynı zamanda bu konudaki yükten kurtulmanızı sağlayacağını söylüyor. ama bunun sizi ekstra strese sokacağını söyleyenler de var, mesela demin ekşi sözlükte şu cümleye rastgeldim: "insanları, kısa süre önce karşılaşılan ön
bu konuda bir yaklaşım zayıf taraflarınızı paylaşmanızın sizi rahatlatacağını, aynı zamanda bu konudaki yükten kurtulmanızı sağlayacağını söylüyor. ama bunun sizi ekstra strese sokacağını söyleyenler de var, mesela demin ekşi sözlükte şu cümleye rastgeldim: "insanları, kısa süre önce karşılaşılan önemli bir belânın kendilerine anlatılması ya da herhangi bir kişisel zayıflığın açıkça söylenmesi kadar keyiflendiren çok az şey vardır."

siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? benim kendimce çözümüm zayıflıklarımı paylaşmak ama belli sınırlarda, her konuya girmiyorum.
0
denizzz
(10.01.22)
Karşı tarafın nasıl biri olduğu, bunların kime anlatıldığı önemli burada. Gün geldiğinde önemli konuların paylaşıldığı biri düşman olursa işler değişir.

Normal zamanlarda kişinin kendisi hakkında bu tür şeyleri paylaşmasını doğru bulmuyorum. Karşılıklı güvene bağlı şeylerdir ne de olsa.

Yine zayıflığını paylaşan kişilerin sarfettiği cümleler iyi anliz edilirse bunların temelinde intihar hissi bile yatabilir.
0
Erva
(10.01.22)
Kiminle, ne kadarı...

En değişmez kural: işyeri arkadaşlarınızla zayıflıklarınızı asla ama asla paylaşmayın.
İkinci kural: bir şekilde rakip olabileceğiniz insanlarla (kariyer ya da romantik ilişkiler) zayıflıklarınızı asla paylaşmayın.
Üçüncü kural: ailenizle bile kritik zayıflıklarınızı paylaşmayın.

Kritik zayıflıklarınızı ancak anonim kalabileceğiniz mecralarda paylaşabilirsiniz. Ya da psikoloğunuzla. Bunlar haricinde dağa taşa bağırın da kimseye söylemeyin.
0
SiyamkedisiZorro
(10.01.22)
sizi seven insanlarla paylasin. bu eksikleriniz konusunda destek olabilirler?
0
buenosdias
(10.01.22)
paylasmama karari aldim,
daha gecen basima geldi, bir arkadasimin(!) derdi vardi, üzmüsler bunu, bende bak biri benim konusmama söyle demisti, ben de böyle cevap verdim diye buna gaz vermistim.
sonra isteki bir problem, -tartisma bile degil- yanlis yapmissin diye anlattim, senin a'larin acik diye tak yüzüme söyledi, konuyla alakasi da yok, üstelik ona ben söyledim. sirf üste cikmak icin aklinca beni ezikledi.
bunu söyleyenin dislerinde problem var, sesleri düzgün cikaramiyor üstüne hatayli arap sivesi ile konusuyor.
ben de varoslukta sinir tanimayan bir insan olarak agzinin payini verdim ama dersimi aldim.

zaten paylasan biri degilim ama bu tür seylerde anlatirdim, onu da biraktim, zaten piskologlar var giderim onlarla paylasirim.
0
Coma
(10.01.22)
Mumkun olduğunca paylasmamak, hatta hicbir zayifligini baskalatiyla paylasmamak gerektigini siddetle savunuyorum. Anlatmanin anlik bir rahatlatici etkisi olabilir ama bunun yaninda bir suru zarari olur. Uzun uzun yazamadım şimdi bunları. Zayifliginizi, hangi konuda olursa olsun herhangi bir zayifliginizi anlatmayin dillendirmeyin icinizde tutun derim. Cok anlatmak istiyorsanız icinizde tutamiyorsaniz da - ki anlatmak da ister insan - boyle seyleri "karsilikli" paylastiginiz cok yakin dostunuz olan insanla sinirli tutun derim.
0
stavro
(10.01.22)
paylaşmamak daha iyi bence. kendi tecrübelerim ve gözlemim bu yönde.
0
dafuq
(10.01.22)
insanların zayıflıklarını bu denli gizlemesinden ötürü hasta olduklarını ve kalplerinin kabukla kaplandığını düşünüyorum. herkes çok güçlü, herkes mükemmel olduğu için kimse gerçek yumuşak benliğini göstermeye cesaret edemiyor.

ancak tabii ki yeni tanıştığınız kişiye de hayatta en utandığınız anları, sırlarınızı anlatmayın. ufak sızıntılarla başlamalı belki. karşıdaki de kalbini yumuşatırsa zamanla kanımca daha sağlıklı bir iletişim kuruluyor.

benim düsturum şu: eğer zayıflığından utanıyorsan ve anlatmak kötü hissettirecekse anlatma. zayıflığını aştıysan, katkı sağlayacaksa anlat.

umarım içten insanlarla karşılaşırız.

ps: işyeri, komşu, akraba konu dışı :)
0
durme
(10.01.22)
(9)

İstanbul'da kalabalık azaldı mı?

olimpia
Trafik nispeten rahatlamış gibi. Toplu taşıma yine kalabalık ama cama yapışık gitmiyorum bir süredir. Ve sokaklarda insan kalabalığı azalmış sanki.Siz ne düşünüyorsunuz?
Trafik nispeten rahatlamış gibi. Toplu taşıma yine kalabalık ama cama yapışık gitmiyorum bir süredir. Ve sokaklarda insan kalabalığı azalmış sanki.
Siz ne düşünüyorsunuz?
0
olimpia
(06.01.22)
En son gittiğimde düz yolda yürüyemiyordum.
0
dissendium
(06.01.22)
kısmi bir rahatlama fark ettim. artan yakıt fiyatları ile ilgisinin olduğunu düşünüyorum.
0
zgrydn
(06.01.22)
Benzin + covid etkisi b.ihtimalle
0
ceketimi alip cikcam
(06.01.22)
Kimle konussam covid+
0
brkylmz
(06.01.22)
Hafta içi bile tıklım tıklım olan Beşiktaş-Ortaköy yolu her iki yönde de boştu geçen çıktığımda.

Aynı şekilde Bebek falan bile sakindi.

Hem covid hem her şeye gelen zamlar birlikte etkili sanırım diğer arkadaşların dediği gibi. Tek başına benzin değil yani. Bende de araba var ama bir yere oturup kalkınca ödeyeceğimi yakıttan daha fazla düşünüyorum açıkçası. Markette bile her şey ateş pahası iken öyle dışarıda yiyelim, dışarıda kahvaltı yapalım işlerini kenara atmak zorunda herkes.
0
chicha_v2
(06.01.22)
benzin fiyatları olsa toplu taşımaya yönelirdi insanlar mecburen, eh bu da toplu taşımayı daha kalabalık hale getirirdi. en azından iş saatleri için böyle olurdu sanıyorum.

benim oyum covid sebebiyle evden çalışma sayısının yeniden artması ve insanların virüs korkusuyla gereksiz yere sokağa çıkmak istememesine.
0
posthuman
(06.01.22)
ünivlerin bir kısmı online eğitime geçti.
muhtemelen şirketlerde de benzer uygulamalar başlamıştır.
sebebi biraz da bu.
0
rewlack
(06.01.22)
vakalar yüzünden hybrid çalışanlar tekrar full home ofise geçtiler.
0
gabe h coud
(06.01.22)
Trafik az ve aksamlari park yeri bulabiliyorum bu ara. Evet azalmis.
0
stavro
(06.01.22)
(3)

arabanın neden genellikle sadece ön-arka camı buzlanıyor?

theconqueror
buzlanmaması için akşamdan yapılmasını önerdiğiniz bir şey var mı?
buzlanmaması için akşamdan yapılmasını önerdiğiniz bir şey var mı?
0
theconqueror
(05.01.22)
Yüzey alanı daha geniş oldugu icin olabilir.
0
stavro
(05.01.22)
iki ana sebebi var.
1. yoğuşan su dik açıdan dolayı aşağı süzülüyor. yan camlarda daha az su toplanıyor. dolayısıyla daha az su yoğuşuyor.
2. yan camlar binaları ve yeri daha iyi görürken ön ve arka cam gökyüzüne bakıyor. gökyüzü yeryüzünden daha soğuk olduğu için radyasyon ile ısı kaybı yaşanıyor.
0
sttc
(05.01.22)
Valla bal gibi de buzlanıyor bizim araçlar bizim sokakta, ön arka yan fark etmiyor.

Rüzgar yönü, park yerinin coğrafi konumu vs etkilidir belki.

Karton işe yarıyor ama yağmur ya da sulu kar yağarsa baya bi parçalanıyor karton.
0
John Bloor
(06.01.22)
(7)

Leyla ile mecnun'da neden kadın ismi öndeyken Ferhat ile şirin'de değil

harmanyeri
öyle mi denk gelmiş
öyle mi denk gelmiş
0
harmanyeri
(05.01.22)
bir kurala bağlı olduğunu sanmıyorum.
ikisinin de tersi fonetik olarak kötü olduğu için muhtemelen.
kulağa ve göze hangisi hitap ederse o kullanılmış belli ki.
0
blatta hiberna
(05.01.22)
Mecnun Leyla ve Şirin Ferhat diye sıfatlaşmasın diyedir belki.
0
ruhen hastayim ben
(05.01.22)
Bir Leyla-Mecnun çiftinde kadının ismi önde. Kerem-Aslı (bu bazen tersi de oluyor), Romeo-Juliet, Tahir-Zühre...hepsinde önce erkeği sayıyorlar. Dikkatimi çekti birden.
0
d max
(05.01.22)
@ruhen
Leyla Mecnun diye de sıfatlaşabilir ama sıfatlaşmamış
0
comp
(05.01.22)
Ben bunların hepsini kadın önde olacak şekilde sıralıyorum. Belirli sırada okunması gerektiğini hiç düşünmemiştim.
0
velvetmorning
(05.01.22)
sıfatlaşmakla ne ilgisi var anlamadım.

"ferhat şirin" demiyoruz, "ferhat ile şirin" diyoruz.
"şirin ile ferhat" diyecektik tersi olsaydı.

sıfat gibi olmuyor her iki durumda da.

kulağa hangisi daha iyi geliyorsa, hangisinin okunuşu iyiyse o tercih edilmiş bence.
aynı şekilde "juliet ve romeo" da kötü mesela.
yani bunun kültürel bir şey olduğunu da sanmıyorum.
0
blatta hiberna
(05.01.22)
İlk hangi sirayla telaffuz edildiyse oyle yürümüş gitmis iste. Dusunerek yapildigini hiç sanmıyorum.
0
stavro
(05.01.22)
(6)

ingiliz birine türk lezzeti ne yollanır?

floydian
aklıma cezerye geldi(lokum da olur tabii) başka ne olabilir? tabii akmaz kokmaz bozulmaz olması lazım.
aklıma cezerye geldi(lokum da olur tabii) başka ne olabilir? tabii akmaz kokmaz bozulmaz olması lazım.
0
floydian
(05.01.22)
cevizlu sucuk
tahin, pekmez
pestil
0
buenosdias
(05.01.22)
çemensiz pastırma
kuru baklava
antep/siirt fıstığı
zor olabilir ama türkiye'de deneyip sevdikleri için avrupaya valizinde etsiz çiğ köfte götürmüş tanıdıklarım olmuştu.
hellim (kıbrıs peyniri ama bizden sayılır)
büryan kebabını şoklayıp yurtdışına gönderenler var
edirne işi badem ezmesi (keçecizade nin nişantaşında şubesi vardı bi ara)

düzenleme:
tatlı olarak antep katmeri de gönderilebiliyor sanırım.
0
barankovan
(05.01.22)
Pastırma iyi fikir. Bir de iyi bir turk cayi gönderebilirsin nasil demleyecegini tarif de ederek.
0
stavro
(05.01.22)
Et sokmak problem olabilir ne yazik ki
0
🌸floydian
(06.01.22)
lokum, servet sekerlemeden alabilirsin, fethiye'de ingilizler hep aliyor.
findik ezmesi, tahin pekmez koskanin migrosta satilanlarindan
kahve dünyasi badem ezmesi veya gofrik.
ufak paketteki salep

peynir ingiltere'yi bilmiyorum ama almanya'da hellim satiliyor, bir de süt ve et ürünleri problem olabilir.
0
Coma
(06.01.22)
et/sut urunu gitmez, caktirmadan sokarsin ama yakalanirsan basin belaya girer.
En temizi lokum, ali muhittin hacibekir'den sasmam, kalite garantisi var.
Cay seviyorsa adacayi/ihlamur olabilir.
0
cooperr
(06.01.22)
(18)

Köpekler neden hep kucuk çocuklara saldırıyor?

stavro
Dikkat ediyorum basibos kopek tarafından saldırıya uğrayanlar çoğunlukla çocuk. Bunun sebebini merak ettim. Cocuklar daha cok korkutugu için mi? Hani köpeklerin korkuyu algılama ve akabinde saldirma durumu var ya, kucuk çocuklar da daha cok korktugundan çoğunlukla onlar saldıriyw ugruyor belki diye
Dikkat ediyorum basibos kopek tarafından saldırıya uğrayanlar çoğunlukla çocuk. Bunun sebebini merak ettim. Cocuklar daha cok korkutugu için mi? Hani köpeklerin korkuyu algılama ve akabinde saldirma durumu var ya, kucuk çocuklar da daha cok korktugundan çoğunlukla onlar saldıriyw ugruyor belki diye dusundum. Haberlerde hic yetiskinin saldirya ugradiginu duymadım. Ssdecetbir tane haber hatirliyirum boyle, bir guvenlik gorevlisine saldirip oldurmustu adami 2 kopek. Onun disinda hep çocuk. Sabah radyoda bir haber duydum yine 10 yaşında cocuk.
0
stavro
(05.01.22)
cunku yetiskinlere gore daha kolay hedef. kucuk ve gucsuz.
0
lemmiwinks
(05.01.22)
Bir de yetişkinlerin kaçabilme/kurtulabilme durumları var. Beni de çok köpek kovaladı ama koşarak, kapalı bir yere sığınarak vs kurtuldum. ya da yerden bir taş alıp salladığımda vazgeçip onlar kaçtı. çocukların öyle bir şansı yok. dolayısıyla her kovalamanın sonu saldırı ile bittiği için daha fazla duyuluyor olması normal.
0
mustafakesekci
(05.01.22)
Boyut çok etkili. 170 cmlik bişeye hemen saldırmazsın ama 70cmlik çocuk daha kolay hedef.

Mesela bazı hayvanlar arkası dönük birini gördüğünde saldırma psikolojisine geçiyor.

Korkuyu hissetme olayı şöyle bence, korkan kişi çeşitli şeylerle köpeğe zarar verebileceği için köpek bu durumu anlarsa karşı saldırı yapıyor. Çocuklara olan saldırılarda durum bu değil, tamamen av psikolojisi var bence.

edit: blatta hiberna güzel bir açıklama yapmış eline sağlık, yüzlerinin yakın olması ve tehdit olarak görmesi mantıklı geldi doğru.
0
nhk ni youkosu
(05.01.22)
boyut zaten etken. köpek bakıyor gücüm yeter derse saldırıyor. sana bana saldırmayacak köpek aynı şartlar altında çocuktan üstün görüyor kendini.

AMAAAAA bir etken daha var. o da çocukların hayvanlara daha kötü muamele yapması. biraz fakir mahallelere falan gidin kafasına bir çocuktan taş yememiş köpek yoktur.
0
floydian
(05.01.22)
yetişkin biri höt diyebiliyor, yerden taş alırmış gibi (ya da direkt alıyor) yapabiliyor, arabanın üstüne çıkabiliyor, tekme savurabiliyor.

çocuk ise korkuyor. ya kitleniyor ya da kaçmaya çalışıyor.
0
barankovan
(05.01.22)
net birsey soylemek zor; ama kanitlanmis seyler uzerinden fikir yurutmek gerekirse.

duzgun egitilmeyen kopeklerin icgudu geregi hassas noktalari cok guclu oluyor. ozellikle alan korumasi ve fiziksel kontak. cocuklarda bu mesafe kavrami pek olmadigi icin risk teskil eden durumlara girebiliyorlar.
0
buenosdias
(05.01.22)
Muhtemelen sadece cok yaralandiklari icin cocuklar haber oluyor.
Bana her bisiklet surusumde saldiriyorlar ama haber olmuyoruz.
0
divit
(05.01.22)
divit +1
0
dreamnesiac
(05.01.22)
Köpeklerin sokakta olmasi zaten saçmalık ama çoğu köpek iste reaktif aslında. Arabaya havlama, bisiklete havlama, insana/cocuga havlama hep karakter sorunları köpeklerde. Sahipli olunca bunla uğrasabilirsin ama sahipsiz köpekte nasil olacak.

Divit ve buenosdias+1

Genel halk köpekten anlamıyor ama cocuklar daha da anlamaz. Köpek havlasa da köpeğe yaklaşan cocuklar var çünkü anlamiyorlar.
Buna ek olarak ya hastalik (bazi hastaliklar köpeği agresif yapabiliyor) ya da yıllardir sokakta yasananlarin getirdiği sorunlardan köpekler agresif olabiliyor. Bu noktada kendi beklediği kisisel alana girene agresiflesebilir.

Yani köpekleri sokakta kimi isirsam diye dolastigini sanmıyorum ama sokakta yaşayan bir köpeği anlamak da zor, kimsenin bilgisi yok hayvan hakkında. Bu sebepten bir çocuktan tas mi yedi haliyle çocuklardan korkuyor ya da köpek agresif haliyle herkese saldırıyor vs hiçbirini bilmiyoruz.
0
logisticsmanager
(05.01.22)
sokak köpekleri grup halinde gezdiği için vahşileşiyorlar, kurt gibi davranmaya başlıyorlar. doğal olarak kolay hedeflere yönleniyorlar.

bunun haricinde son günlerdeki olaylar dışında yetişkinlere arabalara, motorlara falan da gayet fazlaca saldırıyorlar. algıda seçicilik olmuştur. yoksa köpeğin korkuttuğu yola atlayan adama araba çarptı, araba sokak köpeğine çarpmamak için kaza yaptı tarzı onlarca haber var.
0
paintov
(05.01.22)
sokak köpeklerinin çoğunun başına araba, motor, bisiklet vb. çarpması gibi olaylar geldiği için çok tepkililer.

kendisinin başına gelmese, arkadaşının başına geliyor, zaman içinde farkındalık ve deneyim kazanıyorlar.
her araba çarpan köpek de ölmüyor.
mesela dayımın kurt köpeğinin burnuna bisiklet düşmüştü, hayvanı bisiklet gördüğünde zor zapt ediyordu eğitimli olmasına rağmen.
çok basit bir mekanizma aslında.

sürü halinde dolaşan köpekler diğer sürülerle sürekli etkileşim halinde olduğu için de alanlarını korumaya tek bir köpekten çok daha farklı tepkiler veriyorlar.
yani arabaya saldıran köpekler hem kendi alanını arabadan koruduğunu düşünüyor hem de kendisinin ya da sürüsünden birinin başına araba yüzünden bir şey geldiyse onu tehdit olarak algıladığı için saldırıyor.

benim golden'ım vardı, "eve hırsız girse yalarken boğar adamı" derdik, bir kadın kafasını çok sıkıştırarak, yüzünü yüzüne dayayarak sevmekte inat etti, "yapmayın" dedik dinlemedi, sonunda hır gür oldu, saldırmadı ama hırladı ve kendini geri çekmeye çalışırken dişi kadının yanağını çizdi.

bunlar hayvan ve hayvanların çok basit psikolojileri, takıntıları var, biraz da düşünerek davranmak lazım.
yani "sokak köpeklerini besleyin, sevgi ve ilgi gösterin" deme nedenimiz herkesin sevgi kelebeği olmasını arzu ettiğimizden değil.
onun alanının olduğu bölgeden geçiyorsan ya da o bölgede yaşıyorsan, senin tehdit olmadığını bilsin, seni tanısın diye yapıyoruz bunu.
yani mesele tanışıklık yaratmak, seni bilmelerini sağlamak.

mesela kendi bölgesinde bulunan ve sevdiği insanları diğer bölgelerin sürülerine karşı koruyan köpekler de oluyor.
bizim eski evin oradaki sürü beni otobüs durağına götürür, otobüse bininceye kadar beklerdi.
bu tamamen alan ve sahiplenme meselesi, çok ağır bir matematik gerektirmiyor.

yani köpeklerin alınıp insandan uzak bölgelere atılması aradaki uçurumu arttıran bir şey aslında çünkü insandan uzaklaşmış oluyorlar.
bir de şehirleşme yayıldıkça sonunda onların halihazırda bulundukları yere bina dikiliyor, bu sefer alanları daha da işgal edilmiş gibi hissediyorlar.
mahallesinde köpeklerle yaşayan, her köpeğin herkesi, herkesin her köpeği tanıdığı ve sorun çıkmayan birçok yer de var.

çocuklara gelince, çocuklar tehlikeyi anlamıyor, bazısı laf da dinlemiyor, gidiyor hayvanın burnunu sıkıp kulağını çekiyor.
uyumlu, sakin bir köpek çocuklara kuyruğunu da çekse sesini çıkartmaz ama bahsi geçen sürü köpekleri ya da saldırgan olmaya meyilli huyu olanlar çocukların çıkarttıkları sesleri, el kol hareketlerini de rahatsız edici buluyorlar.

diğer yandan, küçük olması kolay hedef değil, "kendisine yakın" olduğu için daha çok tehdit oluşturuyor.
mesela kediler de evlerine gelen çocuklara daha çok saldırma eğilimindedir ve yabancı çocukları sevmezler çünkü kendi boyutlarına yakın olduğundan, kendi türüne tehdit olarak algılar.
hayvanlar için "yüz yüze gelmek" yani kedinin ya da köpeğin çocuğun yüzüne yakın olması tehdittir.
senin ayaklarınla muhatapken, çocukla yüz yüze oluyor.
bütün hayvanlar için bu böyle.
kavga eden mahalle dayılarının alınlarını birbirine dayaması gibi, yani yüzüne yüzünü yaklaştırmak bir köpeğe en yapılmaması gereken şey zaten.

burada mesele kolay hedef dendiği zaman, hayvan saldırmak için yer arıyor da, o dişine göre diye saldırıyor zannediliyor.
tam tersine, tehdit olarak gördükleri için savunma ve mesafeyi koruma nedeniyle saldırıyorlar.
0
blatta hiberna
(05.01.22)
Genel olarak zaten ennn eğitimli evcil hayvan bile küçük çocuklarla tek bırakılmaz. Ama şu da var köpekler tehdit altında hissettiği için saldırıyorlar. Küçükken, daha köpeklerin gelip kendi kendine sevdirdiği zamanlarda yaşıtlarım köpeklere taş atardı hep ya da kötü davranırlardı vs.

20 yılda herkes kulağını tıkadı adım adım başımıza çözülmesi çok zor bir sorun açıldı. Kısırlaştırma / breederların ve pet shopların yasaklanması / çip takılması vs. vizyonları varsa birkaç seneye çözülür umarım.

Belki linç yiyeceğim ama bugün öğlen tek bir tane gördüm normalde sevmem de korkarım biraz ama çok sevilesi bir tipti yavaşça yaklaştım elimi uzatıyordum korkup geriye çekildi bayağı. Belki de o noktada bırakıp gitsem "tehlikeden kurtuldu" sanacaktı. Bekledim yiyecekle falan kandırdım şapşalı.
0
aguen
(05.01.22)
@blatta
Yani kopek saldirmaya yer arıyor da olabilir gayet, oyle de olsa zaten hayvani suclamayiz, buna onlem almasi gereken bir yerel yonetim var. Hayvan bu nihayetinde, doğası neyse ona gore davranacak, saldırganlık varsa saldiracak. Nihayetinde bu hayvanin doğasında bir yerlerde bir saldırma icgudusu var ki saldiriyor. Bir guvercinin kimseye saldirdigina tanik olmadik ornegin.

Demem o ki kolay hedef oldugu için saldiriyor savinin yarattigi algida bir sorun yok bana sorarsan.
Cunku esasında kopegin ne dusunerek vrya hangi ic guduyle saldirdiginin hiçbir onemi yok. Saldirmaya yer aradığından da saldiriyor olabilir, kendine bir tehdit algiladigindan, korktugundan veya herhangi bir seyden. Sebebinin onemi yok, burada onemli olan saldirmasi veya saldırmamamasi.
Kopegi mahkemeye çıkarıp yargilamiyoruz nihayetinde. O yüzden ne sebeple saldirdiginin çok onemi yok. Bu isi basibos kopegin kendisiyle cozmuyoruz, yerel yonetimden yardim istiyoruz sorun yaratmaya baslayinca.
Yani köpeğe şöyle yaparsan saldirir, böyle hareket yaparsan saldirir diye öğrenip bunu cocuklara da ogretebilirsin evet ama bu da bir yere kadar, garantiye almaz isi. Hayvan sonucta, aklından ne gectigini bilmiyorsun. İnsan gibi dusunerek hareket etmedigi icin de zaten ona sorumluluk yukleyemiyoruz. Sokaklarda bulunmamasini saglamasi gereken belediyeye sorumluluk yukluyoruz, saldırıyı keyfinden veya yasamam alanini korumak icin yapmış olmasina bakmaksizin.
Yani kopegin doğasını ne kadar anlasak da başıboş kopegin çoluğu cocugu isirma riski daima var olacak.
0
🌸stavro
(05.01.22)
kolay hedef olduğu için de saldırıyor olabilir tabii ki, hatta sırf bu yüzden saldıran da vardır ama "kolay hedef olduğu için saldırıyor savı"nın önemi var çünkü "köpekler neden hep küçük çocuklara saldırıyor?" diye sormuşsun.

ben de sorulan soruya hayvanın içgüdüsüyle ve psikolojisiyle ilgili bilgim dahilinde cevap veriyorum.
"bence" diye yorum yapmıyorum yani.
ben savdan bahsetmediğim için öyle bir cümle kurdum.

konuya sadece savlar açısından bakarsak çözüme ulaşamayabiliriz sadece, öyle bir şey var.
yani burada mesele sana göre sakınca olmaması ya da bana göre x olması, y olmaması değil.

ha, durup dururken gelip saldıran köpek de var, kimse yok demiyor zaten.

köpeklerin başının boş olması bence köpekler açısından da üzücü bir şey.
ben hayvan sever bir insan olarak camdan havlayarak araba kovalayan sokak köpeği gördüğümde içim hop ediyor çünkü onu yaparken arabanın altında da kalıyorlar.

ama şu anda ülkemizdeki düzen neticesinde köpeklerin kendi kakalarını ya da başka köpekleri yemek zorunda kaldığı barınaklarda sürünerek ölmesini de destekleyemiyorum.
her barınak yedikule gibi olsun, gider elimle teslim ederim, içim de rahat eder.

ama sorduğun sorunun cevabını bilirsek ve savlarla düşünmezsek, sokakta başıboş köpekler olduğu sürece çocuğumuz yanımızdayken nasıl davranmamız gerektiğini bilebiliriz mesela.

yani benim evimde beş kedi var ve çocuklu arkadaşım geleceği zaman "kedilerim ne tepki verir bilemiyorum" diyebiliyorum.
o yüzden bilginin kimseye zararı olmaz yani.
kediyi de köpeği de, yüz yüze gelecek şekilde, yüzümüzü yaklaştırarak sevmememiz lazım.
çocuklara da bu yüzden saldırma ihtimalleri daha fazla.
bilmeyen varsa okur da dikkat eder belki.
0
blatta hiberna
(05.01.22)
Boyle soylenmesinin "köpek saldirmaya yer ariyor" algisi yarattigindan bahsetmissiin, onun icin soyledim bunu. Benim demek istedigim aslinda bu alginin bir şeyi etkilemedigi. Ama ben bshsettigim şeyin senin soylediginle pek alakasi yok simdi farkettim, konu disi bu.
Yoksa zaten sebebini ben sordum evet, cocuklara daha cok saldirmasinin altinda yatan ne diye.
0
🌸stavro
(05.01.22)
Bu arada ben kendini "hayvansever" olarak tanimlamayan, bu konuda notr biri olarak sokakta başıboş köpek bulunmasinin "en az" insanlar kadar haybanin kendisi icin de sikinti olduguna katiliyorum. Sokakta basibos kopek olmamali ve eger bu hayvanlar sokaktan toplandiginda aclikla mücadele edecek durumda kalacaklari rezil yerlerde toplaniyorlarsa bu da yerel yönetimin sucudur ve buna cozum uretmesi gerekir. 2022 yılındayız, ve bu hayvanları sokaktan alip adamakilli sartlsrda bir yerde tutmak zor degil. Ekstrem dusuncelere sahip bir azınlık disinda "sokak köpekleri toplansın" diye ssvunan kimsenin de bunlar olsun gebersin istedigini sanmiyorum.
Bu hayvanlara karsi korunmak icin bilinci olmanin faydasina lafim yok, ama nihai cozum hem hayvanin kendisi hem de etraftaki insanlar icin sokakta yasamamalari. Araba altinda ezilmese veya sokaktaki cocuktan kafasına tas yemese bile sokakta sahipsiz yasayan hayvanin gıda bulma sorunu var kafadan.

Aslinda benim tahminim köpek saldirisina ugrsyanlsrin azimsanmayacak bir kismi basibos sokak köpeği degil de tasmasiz nesiz gezen pitbull vs sahipli kopeklerin saldirisina ugruyor. Bu da ayrı mrvzu.
0
🌸stavro
(05.01.22)
Savunmasız gördükleri için saldırıyorlar. Teke tek olunca savunmasız görürlerse saldırıyorlar. Sürü olunca herkese hatta diğer hayvanlara da saldırıyorlar. Köpek sürüsü aç kalırsa içindeki en zayıfı yiyebilir.
0
OrangeYellow
(05.01.22)
tamamen boyut ile alakalı. hayvanların tamamı (hatta insanlar da) kendilerinden küçük ve zayıf gördükleri canlıları ezmeye çalısırlar. örneğin kediler fareleri, kuşları, hatta solucanları kovalar ama köpeklerden kaçar. büyük balık küçük balığı yer. köpekler de kedileri kovalar, küçük cocuklara saldırır. büyük insanlara saldırmaya cesaret edemezler. ama ayılar büyük oldukları için insanlara saldırmaya çekinmezler. hatta dikkat edin köpekler tek başına yürüyen insanlara daha kolay saldırırken, kalabalık insanlara saldırmazlar. ayrıca kalabalık haldeki köpekler daha cesur ve saldırgan olurlar.
0
abelardo
(05.01.22)
(8)

850li numaraların tamamını engellemek

melancholia
Herhangi bir sey kaybettirir mi?
Herhangi bir sey kaybettirir mi?
0
melancholia
(05.01.22)
Bankalar, telekom şirketleri 850'li numaralardan iletişime geçiyorlar, bazı kargo firmaları da öyle. Bitaksi için de lazım.
0
kobuzchu kiz
(05.01.22)
Beni kasko firması aramıştı engellediğim için bakamamıştım, kasko trafik sigortası bittikten sonra tesadüfen öğrendim bittiğini.
0
Zaman Tamircisi
(05.01.22)
sisecam 850'den arayip is gorusmesi yapmaya calisiyor.
Bi kere de baska bir firmada daha denk geldim. Adamlarin ik numarasi boyle.

Mesgule attikca israrla aradilar :)
0
divit
(05.01.22)
Tabii ki. En basitinden, getir'den bir şey soyledin siparişle ilgili sıkıntı oldu adamlar ulasamayacak sana. Bunun bankasi var bilmemnesi var..
0
stavro
(05.01.22)
@sivrisinek benim zamanim ve maliyetim ne olacak?
Bir de bu tarz yalan yanlış bilgiler verip dolandirici oldugu cok net olan numaralar nasil sistemde bariniyor ve devlet buna bir cozum bulamıyor.
0
🌸melancholia
(05.01.22)
Beni danışmanlık aldığımız firma 850'li numaradan aradı.
0
pispinti
(05.01.22)
En basitinden banka sizi bir güvenlik konusuyla ilgili aradığında ulaşamaz. Kartınızdan habersiz bir harcama olduğunda teyit içni banka sizi arıyor mesela ulaşamaz o durumda.
0
anten
(05.01.22)
bir engelleme programı ile 0850 ile başlayan her numarayı engelle diye ayarlarsınız.

Sonra da bankanız, sigortanız vs alakanız olan kurumların numarasını programa girerek güvenli diye kaydedersiniz.
0
John Bloor
(05.01.22)
(8)

Youtube'ta önerdiginiz

Ley
programlar, belgeseller var mı?tamir videosu da olur, ilginc dediginiz, eglenceli veya bilgilendirici, izlemeye deger bulduklarinizi yazarsaniz sevinirim..aynı şeyleri izlemekten bıktım. Duyurucular ne izliyor acaba?Tesekkürler.Ben düsündüm, suna karar verdim (inci kefali, tedx), diger izlediklerim
programlar, belgeseller var mı?

tamir videosu da olur, ilginc dediginiz, eglenceli veya bilgilendirici, izlemeye deger bulduklarinizi yazarsaniz sevinirim..
aynı şeyleri izlemekten bıktım.
Duyurucular ne izliyor acaba?

Tesekkürler.


Ben düsündüm, suna karar verdim (inci kefali, tedx), diger izlediklerim politik seyler.
www.youtube.com
0
Ley
(05.01.22)
phone repair guru.
0
aeroknight
(05.01.22)
ben afrika ile ilgili çekilmiş belgeselleri çok izliyordum bir ara.

Vice'ın eski videoları, Unreported World, RT Documentary benim sevdiğim kanallar.

Liberya'daki iç savaşa ilgili olan;

www.youtube.com

Moritanya'da kız çocuklarını evlilik için zorla şişmanlatan aileler;

www.youtube.com

edit: Tanzanya'daki Cadı Avı;

www.youtube.com
0
rahip janick
(05.01.22)
elorelia
(05.01.22)
Journey to the microcosmos, yüksek kaliteli mikroskop altında çekilmiş videolar yayınlıyorlar. Baya güzel.
0
akhenaten
(05.01.22)
Otomobil restorasyon videoları izliyordum bir ara. Cok fazla var. Artik sıkıldım izlemiyorum ama ilgini ceker belki.
0
stavro
(05.01.22)
100 yıllık eşyaları buluyor ve yeniliyor, özellikle mekanik tornavida ve ütü muhteşem.

www.youtube.com
0
anten
(05.01.22)
since1907
(05.01.22)
melancholia
(05.01.22)
(15)

Eski arabaların parçaları yetkili serviste var mıdır?

ykyt
1995 golf'e bir parça arıyorum. Sanayide bulamadım.Servisten parça bulunur mu? Nasıl oluyor servisi arayıpYedek parçaya bağlanıp soruyor muyuz?Lokasyon:izmir
1995 golf'e bir parça arıyorum. Sanayide bulamadım.
Servisten parça bulunur mu? Nasıl oluyor servisi arayıp
Yedek parçaya bağlanıp soruyor muyuz?
Lokasyon:izmir
0
ykyt
(04.01.22)
servise söylersen kendilerinde yoksa getirtir ve sana pahalıya satar. parçanın kodunu biliyorsan yurtdışından kendin getirtebilirsin ya da vw yedek parçası satan bir yerden sipariş geçirtebilirsin.
0
false pretension
(04.01.22)
Araçla ilgili Face gruplarına bakabilirsin
0
Erva
(05.01.22)
Çıkma veya muadil bulunur(farkı üreticilerden). Ne lazım ?
0
kimlanbu
(05.01.22)
Facebook+11
0
westblack
(05.01.22)
İzmirde S.Nezir'e sorun bir de.
0
alaimisema
(05.01.22)
genelde orjinal serviste olmaz ama izmirde büyük bir parçacı var onda vardır. adı aklıma gelmedi.
0
mikahakkinen
(05.01.22)
Sanayide yoksa serviste asla olmaz, 30 yaşında arabanın parça stoğunu tutmazlar, çok kullanılan bir sarf malzemesi değilse.

Ha ama silsile yoluyla istek yaparlar, servis>ana servis>distribütör>almanya derken bir şekilde bulur getirirler.

Forumlara ve facebook gruplarına da sorun, Bulgaristan ya da Yunanistan'dan da getirtilebilir.
0
John Bloor
(05.01.22)
cevaplar için teşekkür ederim. bana şu lazım:
www.mecatechnic.com

arka stop lambasından su alıyor. söktüm içindeki sünger conta eskimiş. sanayide bulamadım. nasıl hallederim bilemedim. yabancı forumlardan parça kodunu buldum. 1h6 945 191
yurtdışından getirtecek kadar vaktim yok çünkü araba su alıyor. oradan giren su arka koltuğun altına doluyor.
0
🌸ykyt
(05.01.22)
Sanayide yoksa serviste hic olmaz+1
Servis siparisle temin eder ama yukarida dediklero gibi pahaliya patlar. Sen internetten araştır bu parçayı. Cikma bulursun illaki turkiyenin herhangi bir yerinde.
0
stavro
(05.01.22)
Bir aracın seri üretimi bittikten sonra yedek parça garantisi 10 yıldır. Ana sanayinin tedarikçilerinden talebi bu yönde. 95 model golf'ün seri üretimi ne zaman bitti bilmiyorum ama yedek parça üretimi seri üretim bittikten 10 yıl sonra garanti edilemiyor. Ancak tedarikçinin elindeki ilgili üretim ekipmanı hala duruyor ve sağlam parça üretiyorsa bulunabilir.

Yan sanayi ürünler için böyle bir kısıt olmadığından özel servislerde bulmak daha kolay olur.
0
himmet dayi
(05.01.22)
O conta yerine sanayide bir sey uydurabilirler. Sadece far yapan adamlar var.

Contayi gotur sablon olarak kullanip baska bir seyden yenisini kesersin.
0
divit
(05.01.22)
@divit nereye götürebilirim onu bulamadım.
0
🌸ykyt
(05.01.22)
Müdür tek derdin bu olsun ya.

Elinde eskisi varsa bir kartona (koli kartonu değil, ince 1-2 mm olan karton herhangi bir ürün kutusu mesela) koyup çiz, kalıbını çıkar, güzelce kes sonra.

Kalıp tamamsa önüne arkasına güzelce sıvı macun sür, hafif kursun. Tam kurumadan yerine koy ve stobu tak, asla su almaz.

Bu yöntemle motor sıcağına maruz kalan yağa ve suya değen parçalara bile conta yapılıyor.

Edit: Sonradan aklıma geldi, su geçirmez bir malzeme ile mesela dalgıç kıyafeti yapılan kumaş, neydi adı?

O kumaşa eskisinin kalıbını koyup kesip direkt o da kullanılabilir.

Kumaşın adı aklıma gelmedi ama motorcuların yüz maskesi de bu malzemeden yapılıyordu, ucuzundan bir tane alınıp yapılabilir.
0
John Bloor
(05.01.22)
@john bloor; neopren kumaş.
0
logisticsmanager
(05.01.22)
son durum: sıvı conta aldım. güzelce uyguladım. şuan sızıntı kesildi. epey rahatladı kafam. teşekkür ederim hepinize.
0
🌸ykyt
(26.01.22)
(4)

Gece çok hoşuma giden fikrin gündüz hoşuma gitmemesi

plutongezegendegilmi
Böyle bi pattern keşfettim. Random olan bir şey değil, sürekli oluyor o yüzden ekstra ilginç geldi.Gece (özellikle yattıktan sonra mesela) aklıma bir sürü fikir geliyor, şunu şöyle yapayım bunu böyle yapayım falan diye gaza geliyorum. Gidip notlar alıyorum şu bu baya motiveyim.Gündüz uyanınca fikir
Böyle bi pattern keşfettim. Random olan bir şey değil, sürekli oluyor o yüzden ekstra ilginç geldi.

Gece (özellikle yattıktan sonra mesela) aklıma bir sürü fikir geliyor, şunu şöyle yapayım bunu böyle yapayım falan diye gaza geliyorum. Gidip notlar alıyorum şu bu baya motiveyim.

Gündüz uyanınca fikir aklıma geliyor, yok yea boşver diyorum. Notları falan siliyorum, fikir hoşuma gitmiyor.

Gün içinde aklıma hiç fikir gelmiyor zaten, o yüzden o esnada noluyor bilmiyorum. Bahsettiğim gece 10'dan sonrası ile gündüz 10'dan öncesi arası.

Benzer şeyler yaşıyor musunuz? Sebebi ne olabilir, hormonlar falan mı?
0
plutongezegendegilmi
(04.01.22)
Ona istinaden bi laf var ya zaten. Tam çıkaramadım ama kararlarınızı gece değil sabah verin minvalinde :)

Bana da oluyor. Gece uykuya dalmadan müthiş kararlar verip uyanınca sktret diyorum :/
0
invictae
(04.01.22)
Gece insanin zihni cok daha farkli calisiyor evet. O yuzden sabah saçma geliyordur. Gunduz başka gece başka kisi oluyor insan. Bana da oluyor oyle şeyler.
0
stavro
(04.01.22)
gece rahatlamis oluyorsun. sikintilarindan uzaksin gunduze gore. o yuzden daha rahat kararlar aliniyor, her sey cok mantikli geliyor.
hormonlarla da ilgisi olabilir dolayisiyla.
ayni seyi ben de yasiyorum ben boyle yorumluyorum.

hatta artik pesinen modum dusuyor. nasil olsa sabah farkli dusuneceksin falan diyorum icimden
0
Kittie
(04.01.22)
Benim gece hoşuma giden fikirler gündüz de hoşuma gidiyor genelde.
0
dissendium
(04.01.22)
(13)

Bu kişi araba almalı mı?

hadi ya la
Anadolu'da bir ilçeye öğretmen olarak atandınız, okulunuz eve 35 km uzakta. 3 aktarmayla gidiyorsunuz ve 1,5 - 2 saate yakın gidiş sürüyor, bir de bunun gelişi var. Ayda 500 liraya yakın yol parası gidiyor.Kira, gıda, nadiren dışarıda kahve - yemek ve internetten ayda birkaç kıyafet alıyorsunuz, maa
Anadolu'da bir ilçeye öğretmen olarak atandınız, okulunuz eve 35 km uzakta. 3 aktarmayla gidiyorsunuz ve 1,5 - 2 saate yakın gidiş sürüyor, bir de bunun gelişi var. Ayda 500 liraya yakın yol parası gidiyor.

Kira, gıda, nadiren dışarıda kahve - yemek ve internetten ayda birkaç kıyafet alıyorsunuz, maaşınızdan neredeyse hiç kalmıyor.

İlçede yaşama seçeneği söz konusu değil.

Bu kişi 24 yaşında bir kadın, yoldan dolayı fiziken ve ruhen çok yıpranmış durumda. Akşam olunca toplu taşıma bitiyor, böyle bir yer.

Araba şart mı bu durumda? Siz olsanız hangi bütçeyle ne alırsınız?
0
hadi ya la
(04.01.22)
araba alınca diğer öğretmen arkadaşlar da yancı olarak peşine takılabilir. kabul etmezse mobbinge uğrayabilir. dikkatli olmakta fayda var.
hayal ürünü gibi olsa da birinin başına böyle bir olay gelmiş.
0
sutlu nescafe
(04.01.22)
Alınır tabiki. 35 km yol için 2 saat ne demek!
0
etna
(04.01.22)
Almalı. Böyle hayat mı geçer.
0
pispinti
(04.01.22)
araba alsa benzin yetmeyecek. günlük 70 km yol. en az 70 tl yakar yeni fiyatlarla.

ayda 22 gün gitse ortalama 1500 tl benzine gider.
kış çetin geçen bir yerse kış lastiği lazım.
araba bakımı vergisi muayenesi vs var.
kasko sigorta var.

benzin hariç arabanın 500 tl masrafı olur ortalama. benzinle 2000. ki sadece ev-iş hesapladım. gezmeye çıkarsa daha da harcar. ki araba varken gezmek daha rahat olacağı için daha çok harcar muhtemelen.

500 lira yola veriyor. artık 2000 verecek. maaş zor yetiyor diyosun. böyle yeter mi?

2 saat çok uzun. ben de olsam araba alırdım ama bu bütçeyle değil. krediye falan da giremez.
0
jelly bear
(04.01.22)
Araba büyük konfor o kesin, ama masrafı bitmiyor. Hep taksiye binsem daha mı ucuza gelirdi diye düşünmeden edemiyorum. Fakat senin yolun da çok uzunmuş.

İlçede yaşamak neden mümkün değil peki? Bir de sanmıyorum ama, belediyeye gidip "şuraya otobüs hattı lazım" desen belki geri çevirmezler. Son olarak, oraya aynı saatlerde gidip dönen 3 kişi daha bulursan taksi ayarlayabilirsin, yapan tanıyorum.
0
vatanperver
(04.01.22)
Araba alınır hocam fakat aracın diğer masrafları cok fazla olacak +1

Hic öğretmen vs. yok mu beraber gidip gelebileceğiniz ve yakıt paylaşabileceğiniz? Kesinlikle böyle yapmalı.

Yakıt fiyatları uçtu. Araç fiyatları uçtu. Bakım fiyatları da uçtu.

edit: yani kredi ile araç alacaksınız öğretmen maaşıyla şu anda bunu karşılamak oldukça zor olacaktır sizin için. Ama yine de alınabilir ama çok zorlar. 24 yaşında olduğunuza göre yeni atandığınızı farz ediyorum. Evin diğer borçları henüz bitmemiştir diye düşünüyorum. O yüzden de zorlayabilir. Ama aile destek çıkacaksa kesin araba alın.

2. ihtimal de evlenip eş durumuyla daha merkezi bir yere geçmek olabilir herhalde.
0
westblack
(04.01.22)
Almali. araba aldi diye her gun arabayla gidecek anlamina gelmez benzine para vermek istemediginde otobuse biner (genelde boyle olmuyor.)
ayrica yatirim oldugu icin araba her turlu arti. maddi sikintiidan aglayacaksa satar
0
ala09
(04.01.22)
Maaştan para kalmiyorsa sigorta kasko benzin ve bakım giderleri nerden karsilanacak.

Gunluk 70 km az bir yol degil kışın yollar buz kar firtina.

Ozel sartlari bilmiyorum ama o ilcede yasamayi goze alirdim sahsen. Memurlar için kucuk ilce nimet bence.
0
zanutsas
(04.01.22)
ilçede yaşamak söz konusu değil dedin ama arabanın masrafı ayda 2000 lira civarında tuttu.
İlçede yaşayan bir memur, tanıdık birinin evinin bir odasını kiralasa, haftanın 2-3 gecesi, istediği zamanlarda orada kalsa hem maliyet hem zahmet azalacak.
Keşke araba alsa tabi ama maddi olarak zor görünüyor.
0
michael_knight
(04.01.22)
kıyafetler arttıkça o alışverişler zamanla azalır
benzin parası yol parasından biraz fazla tutar

zaman her şeyden önemli
açıkçası anadoluda ev almak, araba almaktan daha ucuz olabilir
kirada oturduğunuz için bu daha mantıklı geldi
ayrılsanız kiraya verirsiniz

bu seçenek dışıysa
para varsa alınmalı tabi ki araba
zaman ve konfor daha değerli

scoda fabia, seat ibiza
ya da honda, opel, toyota yine ufak modelleri
otomatik tercih ederdim
0
bir soru sorcam
(04.01.22)
Arabayı krediyle alacaksa maaş yetmez. Kira-gıda dışında pek artmıyormuş. Ocakta yapılacak zam krediyi öder mi? En az yüz bin arabalar.
0
oyokbuyoknevar
(04.01.22)
Sart. Ben olsam ne yapıp edip alirim. Omrunden omur gider dunyaya bir kere geliyorsun. Her gun o cile cekilmez gencligini heba etme derim.
Aaabi araba masraf aaabi benzin pahalandi aabi vergisi var ağbi yaattigi yerde para yiyor abi diyenler olacak cevrende, eğer paran yetiyorsa hiçbirini dinleme derim
Paran yetmeyecekse o baska ama masrafi karsilayabileceksen kesinlikle al. Toplu tasima omur torpusu.
Her şeyi geçtim, eve gitmek istediğinde durağa gecip otobus gelmesini beklemek var, bir de o anda direkt kontagi cevirip yola cikmak var. Bunun rahatlığı bile yeter.
Anlattigin kadarıyla maasin sadece masraflarina yetiyor, bu durumda araba nasıl alacakson bilmiyorum ama kenarda paran falan varsa veya bir sekilde alabilecek durumdason ve soru araba alayim mi ise evet al net.
Tr de araba degerini her turlu koruyor zaten, baktin masrafi cok geliyor satarsin. Kaybedecek bir şey yok rahat ol.

Eskiden toplu tasima kullanırdım, sonra zamaninda şirket araba verdi ve ardindan ben de araba aldım. Toplu tasimanin omrumu yedigini arabaya gecince anladım ve yillarca neden araba almadim diye kendime kizdim. Kendimi yiprwtiyormusum.
Aldığım araba bir sürü masraf cikardi, motor bile yedi ve sornasinda da masraf cikarmaya devam etti, arabaya servet harcadim sanssizligimdan dolayi ama zerre pisman değilim.
0
stavro
(04.01.22)
araba alabilecek maddi güce sahip değilsiniz gibi geldi bana. alternatif olarak: motor alsanız? sonuçta trafikli, zor bir coğrafya olmasa gerek. nispeten motor sürmek için daha rahat olabilir kar kış kıyamet çok olmazsa.
0
roket adam
(05.01.22)
(5)

İlgili olduğunuz konular- olaylar

gunbatimi
Spesifik olarak merak ettiğiniz ilginizi çeken konu ya da olaylar var mı. Mesela tarih ya da daha spesifik; İtalya tarihi-Ortacağ İtalyas'sı ordan da daha spesifik bir konu olabilir. Bir de bu tarz kitapları okurken ya da nette araştırırken notlar alır mısınız. Belli bir okuma- araştırma sistematiği
Spesifik olarak merak ettiğiniz ilginizi çeken konu ya da olaylar var mı.

Mesela tarih ya da daha spesifik; İtalya tarihi-Ortacağ İtalyas'sı ordan da daha spesifik bir konu olabilir. Bir de bu tarz kitapları okurken ya da nette araştırırken notlar alır mısınız. Belli bir okuma- araştırma sistematiği olan var mı.
0
gunbatimi
(04.01.22)
Çok var. Zamanla değişiyor. En son yıldızlara takmıştım. Kara delikleri de araştırdığım oluyor zaman zaman. Canlılığın ortaya çıkışıyla ilgili şeyler de okuyorum. Jeolojik zamanlar da ilgimi çekiyor. Jeolojik zaman deyince dinozorlar da aklıma geldi.

Tarihte Bizans ilgimi çekiyor ama ben daha da eski dönemleri merak ederim genelde. Yontma Taş Devri gibi. Buzul Çağı gibi.

Planlı olarak araştırmıyorum çünkü alanım dışında çoğu (mühendisim). Keyif almak için okurum. Not almam ama önemli bulduğum makalelerin adlarını, linklerini not alıyorum.
0
dissendium
(04.01.22)
Çok uzun seneler ilgili olduğum konu Eski Mısır mitolojisiydi. Artık üzerine okuma yapmıyorum, ama 10 yaşımdan beri ilgilendiğim için, konu hakkında spesifik bilgilere sahibim.

Şarap ile yoğun olarak ilgilenmeye başlayalı herhalde 3 yıl kadar oluyor. Hakkında yazılmış ansiklopedik kitapları yutarak okuyorum. Ansiklopedi okumayı çocukken severdim, şarap ile yeniden başladı. 2 senedir devamlı okuma yapıyorum. Evet, sürekli not alıyorum. Kitaplarda, aynı akademide yaptığım gibi, çok önemli bulduklarımı pembe post-it ile, ara sıra bakmak istediğim bilgileri sarı post-it ile işaretliyorum. Bir okuma defterim var. Orada alıntılamaya değer bulduğum notlar var. Bir iki sene sonra da konu hakkında bazı sınavlara girmek istiyorum, bunların bana yardımcı olacağını biliyorum. O nedenle, sistematik öğrenmeye motiveyim.

Bi' de şarap için tuttuğum ayrı bir defter daha var, neleri içmek istediğimi, alınacakları ve ziyaret etmek istediğim üreticileri oraya yazıyorum. Tadım notları da orada. O defter hep yanımda.
0
buf-e kür
(04.01.22)
mantarlar ve ağaçlar genel olarak ilgimi çekiyor. bunlarla ilgili excel'de taksonomik ağaçlar falan hazırlayıp, güzel yapılmış çizimlerini buluyor, videoları takip ediyor, not kağıtları oluşturuyorum. hemen hemen gördüğüm tüm ağaçları ve marmara'daki birçok mantarı tanıyabiliyorum.

geç antik çağ, yani roma'nın yıkılış süreciyle avrupa'nın şekillenmeye başladığı erken ortaçağ ile birlikte hristiyanlık tarihi ilgimi çekiyor. bunlarla ilgili kitaplar okuyup birçok anlaşma ve önemli yasaların orjinal textlerini indirip okuyup saklıyorum. excel'de belli dönemlerle ilgili tarihsel cetveller hazırlıyorum. kişilerin ve olayların paralel kronolojilerini çıkarıyorum vs.

hristiyanlık tarihinin bir uzantısı olarak reformasyon ve abd tarihi de ilgi alanım. reformasyon sonrası şekillenen denominasyonlar ve bunların avrupa ve abd'deki gelişim aşamaları, birleşmeleri, dağılmaları gibi şeyleri takip ediyorum. olayları google earth üzerinden işaretleyip, göç yollarını çiziyorum vesaire...

daha farklı birçok şey var... genel olarak bilmediğim bir şeylerle uğraşmayı seviyorum ve uğraştığım her şeyi kayıt altına alıyorum.
0
akhenaten
(04.01.22)
Valla dusundum de oyle spesifik olarak ilgimi ceken bisey yok sanirim. Daha cok 'her seyden biraz' adamiyim ben. Bir de cabuk sikilip, baska seylere de kolaylikla kayabildigim icin bisey uzerine uzun uzun arastirma yaptigim pek olmuyor.
0
j r r tolkien hayrani
(04.01.22)
2. Dunya savasi. Her cephesi, her olayı her tarafi her şeyiyle ilgimi çeker. Hatta zaman makinesi ile gecmisi gormek mumkun olsa savas boyunca tum cepheleri tum carpismalari gidip ani anina tanıklık etmek isterdim.
Eskisi kadar ilgilenmiyorum artik ama.
0
stavro
(04.01.22)
(8)

Aracın Motorunun Değişmesinin Değerine Etkisi

taipan
Merhabalar duyuru ahalisi.2019 model bir aracım var. Arabadan kaynaklanan bir sebepten dolayı motor arızası verdi. Yetkili servise götürdüm ama arıza büyükmüş. servis garanti kapsamına motoru değiştirdi. Aracım 47 bin Km'de. Şimdi süreç beni biraz rahatsız ettiği için elden çıkarmak istiyorum. Aracı
Merhabalar duyuru ahalisi.2019 model bir aracım var. Arabadan kaynaklanan bir sebepten dolayı motor arızası verdi. Yetkili servise götürdüm ama arıza büyükmüş. servis garanti kapsamına motoru değiştirdi. Aracım 47 bin Km'de. Şimdi süreç beni biraz rahatsız ettiği için elden çıkarmak istiyorum. Aracın piyasası normalde 900k şuan. Araçta bir kaza, boya ve değişen yok. Tramer yok. Kilometresi de sıfırlanmadı. Sizce bu motor değişimi aracın değerini ne ölçüde etkiler? siz olsanız mesela bu araca şüpheyle yaklaşır mısınız?
0
taipan
(04.01.22)
Sizi rahatsız ettiyse, başkalarını da eder. Ben şahsen motordan kuşkulanmam ama motor değişimi esnasında servisin bozduğu başka yerler çıkabilir ondan huylanırım. Başıma geldi çünkü...
0
malheiros
(04.01.22)
markası nedir merak ettim. aracın motoru değişmesi sıkıntılı bir durum değil ancak yeni araçta böyle bir sıkıntı düşündürücü.
0
mikahakkinen
(04.01.22)
Alıcı olsam, olumlu yaklaşırdım. Oh ne güzel sıfır motorlu araç diye :)

Bir arkadaşımın aldıktan 1buçuk yıl sonra başına geldi. Opel motoru değiştirdi. Sonrasında 3 yıl hiç sıkıntısız bindi, sanırım hala da kullanıyor.
0
kaptankedi
(04.01.22)
2019 model bir araçta olması dikkat çeker.

2000 model bir aracın motorunun yenilenmesi kimsede soru işareti uyandırmaz. Ama 3 senelik bir araçta "ne oldu ki acaba" derim.
0
anten
(04.01.22)
Yetkili serviste garanti kapsamında değişmiş, bir sikinti yaratmaz diye düşünüyorum alici acisindan.
0
stavro
(04.01.22)
ben olsam aracı kullanmaya devam ederim açıkçası, şu saniyede aracı elden çıkarırsan ucuza satmak zorunda kalırsın bu sebepten ötürü. ama 7-8 yaşına gelince nispeten bunların çok etkisi olmaz.
0
roket adam
(05.01.22)
@mikahakkinen BMW
0
🌸taipan
(05.01.22)
bmw yeni kasalarında bu arızalar çok oluyor gibi geldi bana. arkadaşımın 2018 318i aracı 40bini geçik motor arızası vermişti. ben preminyum araçta bunu şüphe ile karşılarım. bmw güzel araç ama üzüyor.
0
mikahakkinen
(05.01.22)
(10)

Günde kaç adım atıyorsunuz?

dafuq
Ve, Sizce az mı çok mu yürüyorsunuz?
Ve, Sizce az mı çok mu yürüyorsunuz?
0
dafuq
(04.01.22)
Dün 27.027 adım atmışım. Son zamanlardaki ortalamam 10-20 bin arasıdır. Eskiden daha yüksekti. Şu anda az yürüyorum. Ortalamayı 20 bin üstüne çekmeyi hedefliyorum.

Home office çalışıyorum. Sabah mesai öncesi yarım saatte 3 bin adım atıyorum. şimdi çıkıp site içinde 6-7 bin adım atıcam 1 saatte. Akşam da en az 1 saat koşu ile 15 bin üstü adım. Güne yaymak önemli.
0
gabe h coud
(04.01.22)
Arabayla ise gidip geliyirum. Gun içinde de aracla bir cok yere gidip geldigim icin aksama dogru yorulmuş oluyorum ve dizlerim agirmaya basliyor o yuzden aksam da yurumuyorum. Dolasiyla cok az yuruyorum hic denecek kadar.
0
stavro
(04.01.22)
6-7bin bu aralar. az. ideali 10-12 benim için
0
avatar is back
(04.01.22)
Günlük ortalamam 12bin küsür. Bence ideal
0
hakmut
(04.01.22)
Ortalama 10000 civarı adım atıyorum bu aralar. Full time çalışırken 15000 altına hiç düştüğü olmazdı. Şimdi haftanın 3-4 günü evde olduğum için çıkıp yürüyüş yaparak, ev içinde hareket ederek bu kadar oluyor.

Pazar günlerini 3000 ile tamamladigim da olmuştur tabii. :)
0
fraise
(04.01.22)
pandemi öncesi 11-12 bin ortalamam vardı.

eylül ile birlikte işe döndükten sonra aylık 15-16 bin ortalama yapıyorum.

biraz bilerek abartıyorum. iş yerinde telefonu her daim yanımda götürüyorum, iş çıkışı 10-12 dk da vapur iskelesine otobüsle gitmek yerine 30-35 dakika yürüyorum.

eve döndükten sonra da bazen ihtiyaçtan bazen de tamamen maksat adım olsun diye etrafı turluyorum
0
barankovan
(04.01.22)
2000'in üstüne çıktığı nadir. BMI 27, demek ki az. Bi 10k civarına çıkarabilsem çok tatlı olur.
0
plutongezegendegilmi
(04.01.22)
2021 yılı ortalamam günlük 7.919 adımmış. 10 bin üzerinde olmasını hedefliyorum ama .öt büyük, kalkmıyo yerinden kolay kolay :)
0
mustafakesekci
(04.01.22)
10-11bin. akşam her gördüğümde şaşırıyorum, bana daha hareketsiz hayatım varmış gibi geliyor.
0
deartheodosia
(04.01.22)
Adim saymiyorum.

Her gün kopekle en az 1, 1.5 saat yürüyorum. Ise giderken de toplu tasima kullaniyorum, mesafeleri genelde yuruyerek ya da bisikletle kat ediyorum. 10 bin adimin altinda olmasi imkansiz.
0
buf-e kür
(04.01.22)
(7)

Burun killarinizi neyle aliyorsunuz?

stavro
Tiras makinesi, agda, sivri makas vs ne kullanıyorsunuz burun killariniz icin? Ben uzun zamandır sunun gibi bir makas kullaniyorum: https://www.hepsiburada.com/solingen-makas-2024-p-SGTARK06-617?magaza=trendkozmetik&url_src=and-product-detail ama zor oluyor, agda mi kullansam dedim. En pratik yol n
Tiras makinesi, agda, sivri makas vs ne kullanıyorsunuz burun killariniz icin?

Ben uzun zamandır sunun gibi bir makas kullaniyorum: www.hepsiburada.com ama zor oluyor, agda mi kullansam dedim. En pratik yol nedir ona bakiyorum
(Burun ici killari).
0
stavro
(04.01.22)
burun killari derken uzerindeki killari mi burun ici killarini mi konusuyoruz? burun ici icin agda bana asiri geldi, ki bildigim kadariyla bunlar koparilmamali. zaten dehset acir. ustunde cikan killar icinse cimbiz yeterli.
0
hot potato
(04.01.22)
@alperz aynısı bende de var da iyi almiyor bu.
0
🌸stavro
(04.01.22)
alperz +1

yeterince aliyor bence. sadece duzenli kullanmak lazim. burun ici killar havayi filtrelemek icin gerekli, agda zararli olur bence. disari cikan kisimlari almak yeterli.
0
lemmiwinks
(04.01.22)
İclere zaten cok girmiyirum da benim uc kisimlarda cok var, onlari tam alamıyor bu makine. Uc kısımları düzgün alsam yeterli. Disaridan gozukmeyecek kadar yani.
0
🌸stavro
(04.01.22)
İyi almıyor mu, epey iyi bişey o ya. Elizi korkak mı alıştırdınız acaba dayayın ete 90 derece ile gitsin bi zararı yok epey iyi alıyor bu alet.
0
hedep
(04.01.22)
ince uçlu makas. şıkır şıkır...
0
duster
(04.01.22)
Ulan ben mi duzgun kullanamiyurm acaba herkes iyi aliyor demis çünkü:) makinayi yanlis falan mi tutuyorum acaba? Direkt çubuk gibi buruna sokuyorum cslistirip baska ne yapilir ki bilemedim.
0
🌸stavro
(04.01.22)
(20)

Sosyal medya gizliliğini çok mu abartıyorum?

ceann deas
Kendimi bildim bileli sosyal medyada gerçek adımı kullanmıyorum, fotoğraflarımı paylaşmıyorum. Bir ara üniversitenin verdiği gazla kendi adım ile Instagram hesabı açıp bir kaç fotoğraf koydum, arkadaşlarımı falan ekledim, kendi fotoğraflarım ile storyler attım ama o gaz bitince hepsini sildim. Arkad
Kendimi bildim bileli sosyal medyada gerçek adımı kullanmıyorum, fotoğraflarımı paylaşmıyorum. Bir ara üniversitenin verdiği gazla kendi adım ile Instagram hesabı açıp bir kaç fotoğraf koydum, arkadaşlarımı falan ekledim, kendi fotoğraflarım ile storyler attım ama o gaz bitince hepsini sildim. Arkadaşlarım toplu fotoğraflarımızı paylaştığında bile geriliyorum kim bilir nasıl tiplerle takipleşiyor ya başıma bela olursa korkusu basıyor.

Dediğim gibi kendimi bildim bileli böyleydim ama bi kızın sosyal medya fotoğraflarının alınıp başka birinin bedenine shoplandığı ve kızın hayatının karardığı konulu gerçek hayattan uyarlanmış bir film izlediğimden beri daha da arttı sanki. Belki ego diyeceksiniz kendini o kadar önemseme diyeceksiniz ama televizyonda ayda 2-3 tane reddedildiği için öldürülen kadın haberi çıkıyor hangi takıntılı psikopatın hayatımı kaydıracağını bilemiyorum. Evimi, odamdaki eşyaları paylaşırken bile geriliyorum.

Sizde çok mu abartıyorum yoksa korkularımda haklı mıyım?
0
ceann deas
(04.01.22)
Instagram’ı gizli yapabilirsin. Tanımadığın kimseyi eklemez, mesaj kabul etmezsin. Senin tercihin tabii ama sanki biraz abartıyorsun.
0
gabe h coud
(04.01.22)
Psikopatın hayatını kaydıracağı alan sosyal medya olmadığı için evet, abartıyorsun. Başka sebeplerden kullanmamayı anlarım ama takıntılı psikopat fotonu beğenip de peşine mi düşücek ki.

Ki öyleyse sokağa çıkmaman, işe okula gitmemen lazım. Yolda kafana saksı düşüp ölme ihtimalin bahsettiğin ihtimalden daha fazla.
0
Bruce
(04.01.22)
Çok kelimesi az olmuş. Çok çok abartılı. Açıkçası biraz da garip.
0
dissendium
(04.01.22)
internete gercek ismimizi ve fotolarimizi vermezdik zaten.
2007'ye kadar boyle gitti sonra facebook isim vermeye zorladi.

Bu ama paranoyadan degildi, niye verelim kafasiydi.
Benim hala oyle mesela.
Ne foto yuklerim ne ismim var dogru duzgun.

O dedigin manyakligi sen bir yere uye olmasan da yapabilir zaten.
0
divit
(04.01.22)
Instagram'ı gizli yapsan bile bazı uygulamalar ile hesap içeriğini görebiliyorsun. Bilmiyorum sosyal medya inanılmaz korkutucu bir yer gibi geliyor.
0
🌸ceann deas
(04.01.22)
korkularında haklısın ancak korunma yöntemin çok işe yarayacak bir yöntem değil. siparişini getiren de manyak olabilir marketteki görevlide. tehlike her yerde ve her an var. eğer vaktin ve enerjin varsa savunma sanatları ile ilgilen bu daha etkili bir yöntem olur.
0
selam
(04.01.22)
instagramı gizli yapar da, instagramdaki arkadaşın seni yanındaki arkadaşına gösteriyor, birlikte tartıyorlar senin profilini o nasıl olacak

ayrıca evet evinin cephesini, sokağını, konum içeren fotoğraflarını atarsan, sapık olmasa da hırsızın biri dadanabilir.
0
comp
(04.01.22)
Abartmıyorsun ülkenin manyağı çok, yani evet sokakta başına bir şey de gelebilir bu ülkede, ona da bir şey yapamazsın, sen sadece olasılıklardan birine karşı önlem almışsın, bir de başına sosyal medya sorunu çıkmasın diyerek
0
freebird5406_2
(04.01.22)
Olması gereken bu aslında. En basitinden her gittiğiniz yeri herkese açık şekilde paylaşırsanız bir nevi izlenmiş oluyorsunuz. Sizi sevmeyen ve hakkınızda bilgi edinmek isteyen insanlara da bu fırsatı vermiş oluyorsnuz.

Yaptığınız %100 doğru.
0
garylineker
(04.01.22)
Kendinizi onemsemeyip de kimi onemseyeceksiniz ki? Tabii ki koruma ihtiyacı hissetmeniz cok normal.

Ben de neredeyse hic kendi fotografımı paylasmadan kullanıyorum sosyal medyayı. Sadece Instagramda hesabım var, onda da bir sekilde iliskim olmayan insanları eklemiyorum.
Biz okulda cocukları bu tarz konularda egitmek icin o kadar cok korkutucu vaka duyuyoruz ki her turlu onlem mantıklı gelıyor. Isminizi, calıstıgınız yerı ve evinizi net sekilde belli olmayacak sekilde paylasımlar yapmanız onemli. Bazı insanlar garip bir sekilde kapısının onunde poz veriyor “atasehir doga sitesi” diye de lokasyon ekliyor, aklım almıyor.

Ben Istanbulda yasarken soyle bir olay basıma geldi: ben bir performans aktivitesine katıldım. Bu aktivitede biri ufak bir video cekip story atmıs. Bu kısıyı tanımıyorum, seyircilerden biri. Storyde de olumlu birsey soylemis, atıyorum “haha bu kız komik” falan gibi. Bu tanımadıgım kisinin tanımadıgım bir arkadası bu storyı gorup ilgilenip bana mesajlar attı, tanısmak istedi. Ilgilenmedigimi soyledim, bu biraz surdu. Bir gun evime yakın oldugu icin hep gittiğim kafede yanıma yaklasıp merhaba dedi biri. O adam! Cunku bakın, zamanında postlarımda kafeyi etiketlemisim, etiketlemesem de bardakta falan adı yazıyor. Sonra kafeden “evime yakın oldugu icin sık sık okuma yapmak icin geldiğimi” vs soylemisim. Semti belli.

Siz bir kadınsanız eger durum biraz daha hassas bariz guvenlik sebepleriyle. Paranoyak olmaya gerek yok da tedbirli olmaya gerek var.
0
sopiro
(04.01.22)
Tedbir güzel paranoya normal değil. Bu mevzu biraz tedbiri de aşmış paranoyaya ilerlemiş.
Bununla birlikte, malesef günümüzde sosyal medya çoğu arkadaşla iletişim kurma platformu oldu. Uzak durunca bağ da kopuyor. Bu endişe bir diğer yandan seni yalnızlaştırabilir - ki fotoğraf koymaktan endişe ediyorsan sokakta yürürken ne kadar rahatsın?Belki profesyonel bir destek yardımcı olabilir.
0
lcha
(04.01.22)
Sokakta yürürken de başıma bir şey tabiki gelebilir ama insanlar artık sokaktan daha çok sosyal medyada. Ayrıca sokakta tipinden kıllandığın insandan uzaklaşabiliyorsun fakat sosyal medyada öyle bir şansın yok engellesen bile seni buluyor.
0
🌸ceann deas
(04.01.22)
Yaşadığınız durum sıradan değil. Sosyal medya kullanmamayı seçmek ile bundan bu derece korkmak farklı şeyler.
Sokakta birinden uzaklaşıp sosyal medyada uzaklaşamayacağınızı söylüyorsunuz. Yani tehditleri artık normal değerlendiremiyorsunuz belli ki. Yüksek bir kaygı duyuyorsunuz öyle anlaşılıyor. Destek almakta fayda var.
0
kullanıcıadımbuolsun
(04.01.22)
Gereksiz ve aşırı evham. Bence de destek almalısınız.
0
himmet dayi
(04.01.22)
Yani evet biraz abarti da geriliyorsan icin rahat etmiyorsa kullanma zaten kendini niye sikintiya sokasin? Cok elzem bir şey değil sosyal medya, kullanmasan veya ismini esgalini vermesen bir sey kaybetmezsin.

Ama korkun gereksiz herhangi bir sapigin manyagin sana ulasmasi icin senle iletisime gecmesi lazim, fitograftaki suratina bakarak adresini tespit edemezler.
0
stavro
(04.01.22)
Paranoyaklık ile gerçeklik arasında müthiş bir yerdesiniz bence; o yüzden net bir cevabı yok. Abartıyor mu acaba dedim ama kesinlikle abartmıyorsunuz. Saçma sapan tipler, her olasılığa açık saçma toplum üyelerimiz.. Yapınız bunları görmezden gelmenize izin veriyor mu vermiyor mu?
0
lüzumsuz adam
(04.01.22)
Çok abartıyorsunız. Neden diye soracak olursanız herkesin günlük yaşamında yer etmiş bir konuyla alakalı kaygı oranınız çok yüksek.

Gerçekten birisi sizin fotoğraflarınızla bir şeyler yapmaya çalışabilir mi? Evet. Teknik olarak imkanlı ve mümkün bir şey bu.

Ancak yolda yürürken kılıçla öldürülebilmeniz de mümkün, bunu gördük değil mi? Peki ne yapalım, evden dışarı çıkmayalım mı? Eğlenmek için öylesine gittiğiniz bir cafe'de kredi kartınız kopyalanabilir mesela, ne olacak?

Kişisel bilgilerimizi ortalığa yaymamız kötü bir şey çünkü firmalar bu bilgilerle bizim üstümüzden kar elde ediyor. Ama hayatım altüst olacak düşüncesi sadece size zarar. Hiç sosyal medyada bulunma amacı hissetmiyor olsanız aman da illa kullan demem, ama cafe örneği gibi; eğer orada fotoğraf paylaşmak sizi eğlendiriyorsa ve bundan sırf başıma iş gelir korkusuyla uzak duruyorsanız bu normal değil.
0
akhenaten
(04.01.22)
sosyal medyada pek aktif olmayan, fotoğraf paylaşmayan biriyim ama kendi adımı kullanıyorum.
bunun nedeni tamamen mahremiyet ve önüme gelen yemeği yemeden önce fotoğrafını çekmeyi akıl edemiyor oluşum.

yani instagram'ı, sürekli öz çekim yapmayı falan sağlıklı bulmuyorum.
diğer yandan da, ayak uyduramıyorum gerçekten.
ama arkadaşlarımla falan paylaşımlar yapıyorum yeri gelince.

fakat sizin bahsettiğiniz tamamen ayrı bir şey.
fotoğrafların farklı şekilde kullanılmasından korkmak, kendi adını kullanmamak, eşya paylaşırken bile gerilmek falan.

evet internet tehlikeli olabilecek bir ortam ama diğer yandan da, kimse sizin peşinizde koşmuyor, kimse varlığınızın farkında değil genel olarak.
hesap gizliliği ayarlarınızı ona göre düzenleyip en azından arkadaşlarınızla belli şeyleri paylaşmak gayet normal bir şey.

ne tür bir korku olursa olsun, sürekli korkularla, olabilecek kötü senaryolarla yaşamak ve bunları düşünerek hayatı düzenlemek psikolojik destek almayı gerektiren bir şey.
0
blatta hiberna
(04.01.22)
Bence de abartı geldi. belki destek alman gerekebilir. kullanmamak ayrı korkmak evham yapmak apayrı şeyler
0
all girls dream
(04.01.22)
Abartiyorsun net
0
lost aci soyler
(06.01.22)
(6)

Çaylak yapılma

black mamba
özel mesajda hakaretten dolayı çaylak olmuşum sözlükte. Ancak hakaret etmeyen kimseye hakaret etmedim. Hangi mesajdan dolayı çaylak olduğumu öğrenebilir miyim? Ben olduysam diğer yazarın da olması gerek büyük ihtimalle.
özel mesajda hakaretten dolayı çaylak olmuşum sözlükte. Ancak hakaret etmeyen kimseye hakaret etmedim. Hangi mesajdan dolayı çaylak olduğumu öğrenebilir miyim? Ben olduysam diğer yazarın da olması gerek büyük ihtimalle.
0
black mamba
(03.01.22)
Sorunun cevabini bilmiyorum ama asiri sacma bir uygulama. Ozel mesajda olan biten ne varsa o mesajin taraflarini ilgilendirmeli. Watsaptan arkadasina kufredince watsap seni kisitliyor mu mesela hayir, cunku ona ne?
0
stavro
(03.01.22)
bildiğim kadarıyla özel mesaja herhangi bir yaptırım yok. mesajda hakaretten dolayı çaylak olduğun sonucuna nereden vardın?
0
tepedeki psychedelic adam
(03.01.22)
Attigin hakareti sikayet etmistir.
Devamli kufurlesiyorsan haliyle bulamazsin senin de onu sikayet etmen lazimdi.

Zaten bu sikayet mekanizmasi calismiyor. Belki bin tane sikayet etsen 1 kere caylak edersin adami.
0
divit
(03.01.22)
Aşağıdaki moderasyon geçmişinde yazıyor.
0
🌸black mamba
(03.01.22)
Abi diğer yazar niye çaylak olsun ki? Sen hakaret ettiysen mesajını ispoyanlamışlar seni çaylak yapmışlar, sen ispiyonlasaydın onu da çaylak yaparlardı, mekanizma onu çaylak yaptık bunu da yapalım şeklinde çalışmıyor muhtemelen şikayete göre çalışıyor, mesajlaşma sistemindeki şikayet butonu bu işe yarıyor.
0
Zaman Tamircisi
(03.01.22)
Yok biliyorum. Demek istediğim şu. Bana hakaret etmeyene hakaret etmedim. Hangi mesajdan dolayı çaylak olduğumu öğrenirsem ben de şikayet edicem mesaj. Çünkü ben karşılık olarak hakaret ettim ve diğer yazarı da çaylak yaptırabilirim.
0
🌸black mamba
(03.01.22)
(15)

Çevrenizde herkes dolardab zamlardan bahsediyor mu surekli?

stavro
Benim cevremin cilki cikti artik, zam asagi zam yukari. Bu muhabbetler artik cok canimi sikmaya basladi, ben de bayilmiyirum ulkenin haline ama sabah aksam zam konusup zam dusunup depredyona girmenin de alemi yok diye düşünüyorum bu yuzden cevremde bu konulari acanlari susturuyorum artik. Dolar su o
Benim cevremin cilki cikti artik, zam asagi zam yukari. Bu muhabbetler artik cok canimi sikmaya basladi, ben de bayilmiyirum ulkenin haline ama sabah aksam zam konusup zam dusunup depredyona girmenin de alemi yok diye düşünüyorum bu yuzden cevremde bu konulari acanlari susturuyorum artik. Dolar su olmus, peynirin fiyati bu olmus dedikleri an abi ben takip etmiyirum bana bu konulari acmayin diyip konuyu zorla kapatiyorum. Yeni yil diyorsun adam diyor ki ya ben gelecek yeni zamlari düşünüyorum.. Ulan dusunsen de dusunmesen de gelecek zaten hem kendini hem de etrafini bunalima sokmankn alemi ne?

Sizde durum nasil, çevrenizde surekli bu muhabebtler donuyor mu sizin de ve siz ne yapiyorsunuz?
0
stavro
(01.01.22)
konu illa oraya gelir Türkiyede kaçış yok
0
amusan
(01.01.22)
Valla başka bişey konuşmuyoruz neredeyse. Datsız.
0
plutongezegendegilmi
(01.01.22)
Ciddi bir konu. Basit bir olay değil, dünyada kaç ülkede ayni anda her şey kötü gidiyor ve durmuyor? Insanların çoğunun hayatinda iyiye giden bir olay yok. Kendilerini iyi hissetmeye yarayacak bir şey yapacak para da yok.

Ben Fransa'da yasiyorum. Türkiye'de ailem, arkadaşlar ile dönüyor muhabbet. Bir şey demiyorum tabiki.
0
logisticsmanager
(01.01.22)
Valla benim cevremde yok. Ben de konusmuyorum pek ama keske olsa da konussak. Icim sisiyor. Hele bu yeni yilla gelen zamlar gogsume oturdu icimi daraltti.
0
floydian
(01.01.22)
Bu konular, "üzerinde konuşularak bunalıma girme deneyimi yaşamak" için değil, yaşam kalitenizi ciddi şekilde aşağı çekeceği, hatta gündelik hayat rutinlerinizi değiştireceği, belki kısa bir süre sonra şuan yaşadığınız hayatın uzaktan yakınından geçememe ihtimali olduğu için konuşuluyor. Hepsiburada'da geçen hafta 500tl olan Türkiye üretimi su ısıtıcısını sepetime ekleyip bugün almaya kalkınca 1000tl olarak görüyorsam aa ne tatlı deyip pencereyi kapatıp devam edememem doğal değil mi? İnsanların elinden de gelen bu. Canları yanıyor, hayatları etkileniyor, onlar da konuşarak dışavuruyor.

Fanusta yaşamak ya da bu konuları yoksaymak bir seçim, böyle olunca alım gücünüz ya da hayat standardınız artmış olmayacak, sadece siz görece az farkında olacaksınız olan bitenin.
0
dreamnesiac
(01.01.22)
Almanyadaki arkadaşımla İngilteredeki kuzenimle bile Türkiyedeki zamları konuşuyoruz. Benden daha çok şaşkınlar.
0
hindistan cevizi
(01.01.22)
Konuşacak daha derinlikli şeyim olmayan iş arkadaşı çevresi ile full zam dolar muhabbeti çeviriyoruz. Bunu yapmasak saçma salak dedikodu ya da kayınvalide görümce ya da futbol konuşucaz. Biraz da kim akıllı yatırımcı kim kriz anında nasıl tepki veriyor görmek açısından memnunum bu grupla konuşmaktan.


Yakın olduklarım ile sıfır, hiç konuşmuyoruz bunları. Çünkü konuşacak bin türlü şey varken, herkes birbirinin maddi durumunu yatırımını siyasi görüşünü bildiği için, ilgi çekici bi gelişme olmadıysa konuşmayız.

Yani small talk'un yerini zam döviz ekonomi aldı. Samimiyetsiz muhabbet dinleyeceğime bunları tercih ederim.
0
Bruce
(01.01.22)
Konu ne olursa olsun bir şekilde buraya geliyor.
En son bugün öğlenden sonra görüştüğüm arkadaşlarımla masaya oturduğumuz andan itibaren ne olur ekonomi konuşmayalım dedik, işten, aileden, kitaptan, dizilerden, sinemadan bir sürü şeyden konuştuk ama konu ne olursa olsun mutlaka döndü dolaştı ekonomiye geldi. Hatta konuyu kapatmak için atladığımız konular bu saydıklarım.
Maalesef şu an bundan daha önemli bir şey yok.
Hepimizin ortak meselesi bu. Ne hakkında konuşursak konuşalım mutlaka kendimizi kıstığımız, feragat ettiğimiz bir sürü şey oluyor ve konu buraya geliyor.

Şahsen ben de istemiyorum sürekli bunları duymak bunu en başta söylüyorum lütfen bu konulara girmeyelim daha yeni atlattım buhranımı diye ama iki cümle sonra ben oradayım. Ya da karşımdaki oraya gelince mecbur ben de derdimi anlatıyorum.

Duymak istememek de hakkınız/hakkımız ama içinde olduğumuz durum o kadar genel bir durum ki. Etkilenmeyen kimse yok çevremizde.
0
mutekebbir
(01.01.22)
kendi cevremde neredeyse hic konusmuyoruz ama is yeri ortaminda cok donuyo muhabbeti. bence konusmak sorun degil de kitlesel bazi olaylarin olmasi gerekirken hem bu jadar yakinip hem hicbir sey olmamis gibi hayata devam etmek garip geliyor
0
ala09
(01.01.22)
Çevre dediğiniz her yerde bir ça bile içsen dünyanın parası, laf mecbur oraya geliyor.
0
neymis
(01.01.22)
Biri istanbul biri ankaradan iki hukukçu nerden ucuz peynir alalım diye konuşuyoruz. Durumun vehametini burdan anlayın
0
photo85
(01.01.22)
Valla hocam su tavrin beni bayagi rahatsiz etti acikcasi. Hani konformist biri olabilirsin, her seye hemen uyum saglayabilirsin de milleti ne diye kendine benzetmeye calisiyorsun. Bir de sanki cok matah biseymis gibi cevremde bu konulari acanlari susturuyorum deyip milleti engelleyiyorsun. Ne bileyim ortada 4-5 kisi varsa ve millet o konu hakkinda konusmak istiyorsa ancak sen konusmak istemiyorsan o zaman ortami bisekil terketmek daha mantikli degil mi?

Neyse, benim cevremde de ara ara muhabbetleri donuyor, dondugu zaman da ben de yardirip gidiyorum.

Edit: @photo iki hukucunun peynir fiyatlarini konusmasi vehameti nasil gosteriyor ben orasini anlamadim. Hukukcular devamli hukuk mu konusuyor sanki kendi aralarinda? Normalde hic gunluk konusma olmuyor mu? Gece gece neye catacagini bilmeyen kisi gibi hissettim kendimi ancak yazmadan da duramadim cunku cok degisik bir cevap.
0
j r r tolkien hayrani
(02.01.22)
yani zamnlardan "gercekten" etkilenenler konusuyor, evet. kimse caktirmasa da tanidigin 10 kisinin 7si borc oduyor, kredi oduyor vs. zamlar artik bir suru kisi icin food security anksiyetesi yaratacak boyutlara geldi ve kafalarinda baska bir sey olmamasi normal. kimisinin birikimi var ben bu firtinalari atlatirim diyor ama inan cogu kisi sadece muhabbet olsun diye degil bu konuda ciddi anksiyete yasadigi icin ve hayati gercekten etkileniyor oldugu icin konusuyor.
0
robokot
(02.01.22)
@jrr
Kimseyi kendime benzetmeye calistigim yok ki, beni kendilerine benzetmelerine engel olmaya calisiyirum olay bu. Kalkip kimseye zamlari konusmayin ve dusunmeyin zam yokmus her sey harikaymis gibi takılın demiyiruz, ben sadece konuyu bana acani susturuyorum, kendi aralarinda konusmalarina engel olacak halim yok insanlarin ki istesem de olamam zaten. Yoksa biz de zamlara bayilmiyoruz duyunca veya hayatim etkilenmiyor degil. Ama surekli konusulmasinin beni rahatsiz etmeye basladigi mevzulari dinlememe hakkim olmali degil mi? Futbol konusuldugunda da susturum karsimdakini ama diger arkadaslariyla konudmasina bir şey diyemem, kendime benzetmis mi oluyorum adami..

@dreamnesiac
Butun gün bu muhabbetleri cevirmeyerek de hala her şeyin farkinda olabiliyoruz, benim ve benim gibilerin görece daha az farkındalığı yok emin ol, beb de tuvalet kagidi kullaniyor, benzin yakiyor, kahvaltida peynir yiyorum. Fanusta yasama durumu yok ortada, zaten istesen de olmaz.
Ama fanusta yaşıyoruz diyelim, evet alim gucumu ve fiystlari degistiremiyirum ama siz ofiste cafede otobus durağında arabada vay zam geldi vay zam gitti aksama kadar muhabbetini cevirerek alim gucunuzu degistirebiliyorsaniz ben de size katilayim hemen. Ben de zamlara bayilmiyirum vrya ulke ekonomisi saha kalkti ama insanlar nankor, avrupada kuyruklara giriyorlar biz yine iyiyiz haylleriyle avunmuyorum cunku. Bir fark yaratabiliyorsaniz derhal size katilayim, gece uyumayip bunlari konusabilirim gerekirse.
0
🌸stavro
(04.01.22)
Günlük hayatında bir şekilde para kazanan/ harcayan birinin paranın ederindeki değişimi de merak etmesi bana çok anlaşılmaz gelmiyor. Benim kazandığım 10 liranın ederi kaç olacakmış, dün kaç yumurta alabildim bugün kaç aldım yarın kaç alabilirim, kahvaltı ederken düşünülür de konuşulur da.

"Sussunlar" benim düşünce biçimim değil.
0
dreamnesiac
(04.01.22)
(3)

Yeni yılda araba almak

housedaki topal doktor
Öncelikle herkese mutlu yıllar. 2008 model 180k km'de Lada kalina arabam artık çok sorun çıkarmaya başladı. Daha fazla uğraşmayayım yenileyim diyorum. Sizce yeni araba almak için en uygun zaman ne zamandır? Bi ÖTV düzenlemesi vs hayal mi?
Öncelikle herkese mutlu yıllar. 2008 model 180k km'de Lada kalina arabam artık çok sorun çıkarmaya başladı. Daha fazla uğraşmayayım yenileyim diyorum. Sizce yeni araba almak için en uygun zaman ne zamandır? Bi ÖTV düzenlemesi vs hayal mi?
0
housedaki topal doktor
(01.01.22)
tam şu an al. çünkü bütün markalar fiyat güncelliyor nerdeyse. sarı sitede bayi fiyatlarından ucuza birçok araba var.
0
jelly bear
(01.01.22)
Hocam bence siz alin.
13 sene araba kullanmış adam ideal araba alicisidir. Siz bu islemden zarar etmezsiniz. Simdi araba alsaniz Türkiye'de gelecek 13 senede ne olacagini asla bilemezsiniz türkiye bu.
0
logisticsmanager
(01.01.22)
OTV düzenlemesi diye bir sey yok,OTV indirimi diye bir şey zaten olmadi olmayacak da. Matrah duzenlemesi olur en fazla ( en son yapilan da buydu) ki bu da zaten fiyatlar haddinden fazla yukseldigi için daha onceden belirlenen matrahlarin bir anlami kalmadigi icin yapılıyor. Yani bir matrah duzenlemesi demek zaten fiyatlar artmis demek olacak gelse bile bu duzenleme. Dolayisiyla ileriye donuk fiyat dususu beklememek lazım. Bu aralar bulursam alirim ben olsam.
0
stavro
(01.01.22)
(2)

bu geceki elektrik ve doğalgaz zammı aralık enflasyonuna dahil mi?

avatar is back
elektriğe gelen %50 ve %125 zam ile %25 doğalgaz zammı, tüik'in aralık enflasyonun içinde mi olacak yoksa ocak ayında mı sayılacak?
elektriğe gelen %50 ve %125 zam ile %25 doğalgaz zammı, tüik'in aralık enflasyonun içinde mi olacak yoksa ocak ayında mı sayılacak?
0
avatar is back
(01.01.22)
aralık enflasyonuna dahil edilmesini isteseler 1 aralıkta açıklarlardı. ocak'a dahil olacak bu.
0
rahip janick
(01.01.22)
Hayır.
0
stavro
(01.01.22)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.