Yanlış kişilere mi değer veriyoruz
yanlış kişi diye bir şey yoktur, herkes doğrudur. bu doğruluk kısa sürebilir, uzun sürebilir, ömür boyu sürebilir ama doğrudur. ilişkin iyi gitmeyebilir, kötü durumlar yaşanmış olabilir ancak sana bir şeyler öğretir, öğretmiyorsa o halde sorun karşı tarafta değil sendedir ve zaten o nedenle bunlar tekrar ve tekrar yaşanır.
hiç kimseyi hayatımızın merkezine koymamalı mıyız?
elbette kendinden başkasını merkeze koymamalısın, buna annen babanda dahil, nesin sen başkalarının etrafında gezinen uydu falan mısın? neden merkezde başka bir şey var da sen onun etrafında oluyorsun? senin zevklerin, arkadaşların, kendine göre durum ve olayları yorumlaman yok mu? bunların hepsi sende var, o halde neden başkası merkezde? tabii ki hastalıkta, kara günde o başkası merkezde olabilir ancak bu belirli bir süre olmalıdır.
Seven sevilmiyor mu?
kedileri seviyorsun ama mahallenin kedileri yaklaşmıyorlar, üzülecekmisin bu duruma? sevmeyecek misin? dövecek misin? sövecek misin? sen birine bir şey veriyorsun diye o kişiden bir şey isteme hakkın yok ki? bu bir şeyi karşılık bekleyerek yapmaktır ki sonucunda vermeseydin, bana mı sordun derler adama. sevmenin pazarlığı olmaz. karşı tarafa verdiğin şey maddi olabilir, manevi olabilir ancak pazarlık malzemesi olmamalıdır. Ancak ve anca:İ duygularının ve düşüncelerinin tek sahibi sensin, bir başkasına vermiş olman geri alamayacağın anlamına gelmez. tıpkı bundan öncekiler gibi yine zamanla geri alacaksın. bu tam soruna cevap değil ama isyanlardasın, isyan etmene gerek yok.
Hayal kırıklığına uğramamak için en fazla ne kadar fedakarlık yapılmalı?
gerçekçi olmak ve gerçekleri fark etmek hayal kırıklığı yaşatmaz. adı üstünde hayal, senin zihninde kurduğun, bu kurdukların için danışmanlık dahi almadığın gerçek dışı şeyler. aksiyon hollywood filmi gibi, gözlerinden ateş çıkan adamlar, uçanlar, görünmez olanlar, çok güçlü olanlar vs. bunlar gibi aynı, neden gerçeklikten çıkıp hayal kuruyorsun ki? romantik hollywood filmleri hayal, uydurma, birinin kafasında kurduğu bir kurgudan ibaret. romantik romanlar (iki kelimenin de ses benzerliğine dikkatini çekerim) birinin kafasında kurduğu bir hayal, şairlerin şiir yazdığı kadınlar/erkekler onların hayalinde. öyle hissetmiyorlar öyle hissetmek istiyorlar sadece ve gerçek değil, olsa olsa süslü laflardan ibaret. hayal kırıklığı istemiyorsan hayal kurmaktan vazgeç, bunun fedakarlıkla bir ilgisi yok.
son olarak:
Neden değer veren değer görmüyor?
değer veren değer görüyor, sadece sen karşı tarafa olması gerektiğinden daha fazla değer veriyorsun, o kişi bu kadar değeri hak etmiyor, bunun da farkında bu nedenle de vermiş olduğun değer ona yük geliyor. bir nevi vicdan yapıyor seni terk ediyor çünkü sanki onun hayatında başka yükleri yokmuş gibi bir yükde sen ekledin. onun sana verdiği değer seninle aynı olmadığı için de daha çabuk atlattı.
not: bir sonraki ilişkinde baktın ki durum iyiye gitmiyor, ne kadar değer verirsen ver, ne kadar seversen sev, giden sen ol.
0