150bine düzgün bi ev alamazsın. Üç beş sene olmasa da torbalı tarafları daha uzun vadeli yatırım olur.

Ben Bornovadan aldım yatırımlık 1+1
İzmirin kenarlarından alacağına merkeze yakın yerlerde daha iyi fırsatlar ara bence

anca kemalpaşada ev alırsın o paraya. ya da buca tınaztepe'de 1+1'lerden 3 tane falan alırsın 600'den okutursun.

direk aliağa'da kalma bence. servis güzergahında bir yer bul.

yamaha r6. bir arkadaşımda var. hasta oldum resmen

edit: o da cbr250'sini satıp yamaha r6'ya terfi etti bu arada.

yalnız pahalı makina ona göre.

@discopolice: Supersport düşünmüyorum. Onu eklemeyi unutmuşum. Dur hatta ekleyeyim. Teşekkürler.

su an biraz acelem var fazla yazamıyorum. İnazuma yı da bir incele bir arkadaşımda vardı geçen gün kullandım bayaa rahattı.

@new day new life: Hocam Inazuma'yı biliyorum hatta çok yakın 2 arkadaşım kullanıyor. Manda gibi kocaman geliyor bana tipini sevmiyorum onun. Bi ara herkes Duke öneriyordu mesela, onun da tipini beğenemedim bir türlü. Ama örneğin Duke mi / Inazuma mı deseler Duke derim. O derece.

motordan hiç anlamam ama aralarında en güzel duran senin motorun :D

ktm?

125'lik motoru napcan 250'likten sonra onu geç bence. ktm duke olabilir, yamaha mt-09 olabilir. vulcan yerine xv-950 olabilir.

ama bence en güzeli vulcan s yine, muhtemelen en rahatı da o olacaktır.

duke da pek rahat değildir ama onu da düşün.

Madem estetik kaygılar daha önde, o zaman şu üçünden biri.

XSR700
Bonneville T100 Black
MT-07 (Night Fluo)

seçenekler verdiğin görseller ise;

motordan çok anlamayan biri olarak:
Honda MSX 125 alma (motor güzel ama abinin görüntü çok komik)
senin motor bence aralarında en güzeli ama belin sırtın ağrıyor diyorsun paran varsa kavasaki yi al.

beğendiysen bi denersin bi tur atarsın
hatta expere götürelim götürürken ben kullanayım der test edersin

önce kendim bir tur atarsın, sonra bildiğin bir ustaya götürürsün o da en az bir tur atar motora falan bakar. tatmin olmadıysan eksper testine götürürsün yada başka bir ustaya.

sahibi arabayı denettirmiyorsa sakın alma zaten. arabayı sorgulat. ekspertize falan götür.

gol atması çok kolay. uzun pas olayının bokunun çıktığı bir oyun. ama ben de seviyorum :)

pes 2013, pes serisinin son "arcade" türdeki oyunu, bundan sonraki sürümlerde "simulasyon" türüne geçildiği için gerizekalı milletimize zor geliyor.

Butun parametreler sizin elinizde degil her zaman. Karsinizdaki firma veya gorustugunuz kisi de irrasyonel olabiliyor. Bir de secim ve siyasi krizden dolayi durgunluk var pek cok sektorde. Sizinle yapilan gorusme olumlu olsa dahi eleman alamayabiliyorlar.
Tavsiye olarak head-hunter veya araci firmalar uzerinden de gidebilirsiniz. Onlarin hizmet verdikleri firmada sozleri gecebiliyor. Sizi begenirlerse bir yerde ise girmenizi hizlandirabilirler.
Hangi alanda muhendislik yapiyorsunuz?

istanbul'daysan bir mülakat deneyimine alıp anlatabilirim görüşlerimi istersen?

Metalurji mühendisiyim, bakır çinko alaşımları üzerine çalışan bir firmadayım. @mononoke

@zartanyan izmir'deyim malesef :(

mercimek

ezogelin. ama böyle boğazını yakacak...

Ezogelin tabii, lütfen!

mercimek

mercimek çorbanın hasıdır hasıııı.

ezogelin

mercimek.

Mercimek wins! Üstüne de tereyağında kızartılmış salça, mis.

Ezogelin tabi ki. Limonunu da sikacaksin. Aci aci yakacak bogazini. Olsa da icsek.

İşkembe.

mahluta (mercimek+ezogelin+bolkimyon)

Yapana, kullandığı malzemenin kalitesine has et suyu kullanması gibi faktörlere bağlı değişiklik göstermekle beraber kuzu etli tandır çorbasının olmadığı yerde mercimeği tercih ederim.

Gece gece olmadi qardesh.

mercimek

Mercimek

EZOGELİN

mercimek, yanında kaşarlı pide olacak, offf.

daha acılı yapılmasından ötürü ezogelin

Ezogelin

mercimek ama yeşil mercimek

Mercimek

patates havuç rendeli mercimek

neseranni +1
mercimek ama patatesli havuçlu

mercimek hatta süzme mercimek.
ezogelinle mercimek hemen hemen aynı ama ezodan nefret ediyorum.

ezo

Çek bir ezogelin.

ne farkı var ki? aynılar.

kimya mühendisliği, iş açısından diğer temel mühendisliklere göre daha kısıtlı. inşaat ya da makineye yönelebilirsiniz (kardeş zora gelemiyorsa inşaat). prestijli bir vakıf üniversitesinde %50 burs kovalayabilirsiniz. hemen hemen aynı masrafı yapacaksınız çünkü.

Sıralama söylemeniz daha mantıklı olur puanın çok önemi yok

daha sınav sonuçları açıklanmadığı için sıralamayı bilmiyoruz tabi ki henüz ama 150-160 bininci falan olur tahminen.

bence anadoluda mühendislik okunmaz. ha dört yıl boyunca sular seller gibi ingilizce yapacaksa, mesleği ile ilgili bilgisayar programlarını öğrenecekse, stajlarını güzel yerlerde yapıp; son sınıftan itibaren çalışmaya başlayacaksa, mezun olunca ikinci bir yabancı dil öğrenmeye başlayacaksa anadoluda muhendislik okunur. bunları yapmayacaksa işi zor.

İnşaat tekelinde konuşacak olursam okuduğun okuldan çok tanıdığının olması önemli Türkiye'de ama odtü itü gibi okullarla anadoludaki okullar arasındaki fark uçurum resmen demem o ki tanıdık varsa kendisini geliştirirse inşaat mühendisliğini her yerde okur meslek için üzücü gerçekler bunlar

abi gözünüzü seveyim okutmayın o puanlarla mühendislik.yüzlerce elemanla birlikte batak oynayarak 4 senesini geçirecek salaklık edip kalmazsa 23 yaşında işe başlayacak hiç ummadığı paralara hiç bir şey bilmeden. onun yerine iki yıllık güzel bir bölüm okusun. çok güzel bölümler var ne bileyim mesela uçak bakım teknikerliği falan var mesela mis gibi iş. herkes mühendis olmak zorunda değil gerçekten. hem kendine yazık hem ailesine.

illa okuyacaksa inşaat okusun

anadoluda tıp hukuk hariç bi şey okunmaz.

bu bir sınav değil.
bir anne neden çocuk doğurur? içindeki sevgiyi nakletmek için. işte tanrı da sevgisini bize nakletmek için kendi suretinde bizi yarattı. bizim de birbirimizi sevmemezi tembihledi. hatta bizim günahlarımız için oğlu isa mesih'i kurban etmekten çekinmedi.

Romalılar 9-20 Ama, ey insan, sen kimsin ki Tanrı'ya karşılık veriyorsun? «Kendisine biçim verilen, biçim verene, ‹Beni niçin böyle yaptın› der mi?» 21 Ya da çömlekçinin aynı kil yığınından bir kabı onurlu iş için, ötekini bayağı iş için yapmaya hakkı yok mu?

adem ve havva'nın olayı ve diğer olaylar insanların ders çıkarması, ibret alması için olmuştur. o tiyatrodan alacağın ders adem ve havva bile şeytan tarafından ayartılabiliyorsa ben kendimi korumalıyım olmalı.

çömlekçinin bir çömleği bayağı bir iş için yapmaya diğerini onurlu bir iş yapmaya hakkı var, ancak çömlek bilinçsiz ve kullanıldığı alana göre cezalandırılmayacak işin sonunda.

fakat onursuz işler için yaratılan insan hele bir de tanrıya inanmıyorsa sonsuza kadar yanacak? her şeyden habersiz birisi için çok ağır bir bedel değil mi?

merhaba,

tüm semavi dinlere ve dini inanç sistemlerine eşit yaklaşan ve her birini ortak öz'den mürekkep olarak gören biriyim. yıllardır cevaplarını arıyorum bu soruların. kendimce mantıklı cevaplar buldum.

öncelikle şu kavram üzerine yoğunlaşmalısınız? tanrı nedir? sonra da bir diğer kavram beşer, ardından gelen ise insan.

satıhta kalmamış inanç sistemleri her hangi bir boşluk bırakmadan bu soruları izah ediyor ve yaşama niçin geldiğimizi, sizin tabiriniz ile tanrı'nın niçin bizi yarattığını ya da sınama ihtiyacı duyduğunu yazıyor.

din yok, din yalan gibi bir ifade dini yanlış tanımlamaktan ileri gelir. şu unutulmamalıdır ki 7 milyar insan varsa 7 milyar da din vardır. inançlar, kişinin zihin filtresinden geçirebildiği kadardır. öyleyse inananlar ya da o dini siyasi veya başka şekilde kullananlar yüzünden kirlenmiş dinler, gerçeği yansıtmamaktadır.

big bang teorisini ele alalım. büyük patlama sonucunda evren oluştu ve belki de sonsuz miktarda madde açığa çıktı. bu patlamadan önce tek bir öz olduğunu ve bu özün sonradan yayıldığını düşünelim. işte tanrı ve beşer kavramları da böyledir. aslında evrende gördüğümüz tüm madde tanrıdan kopan bir parçadır. keza insan dediğimiz yaratık da tanrı'dan kopmuş veya südur etmiştir. "sınama" dediğimiz şey ise bizlerin koptuğumuz parçaya geri dönebilme sürecidir. (bkz: tekamül)
amak'ı hayal'den örnek vereyim;

alemde meşhut olan bu devran,
tekamül içindir kemale doğru.
Her nokta cevval,
her zerre raksa.
....
çevir yüzünü cemale doğru.
youtu.be

tekamül, kemale ermek demek. yani tamamlanmak = mükemmele erişmek. mükemmel (yani türkçe karşılığı ile tamamlanmış) ifadesi yalnızca tanrı'ya mahsustur. ermiş, eren denilen kavramlar da kemale ermiş = tanrı'ya ulaşmış = sınavı geçmiş demektir.

tanrı zaten biziz. her şey tanrı. panteizm görüşü çok uzak değil. ancak yine de vahdet-i vücud kavramı daha net yanıtlar verecek ikinci sorun için. kopan parçaların geri dönme isteği. yine örnekleştirelim. internet nedir? internet dediğimiz kavram milyar tane bilgisayarı ya da sunucuyu birbirine bağlayan bir ağdır. tanrı da yukarıda bizi izleyen ve mitolojik bir karaktere benzeyen biri değildir. aynı internet örneğinde olduğu gibi, aslında sunucu ya da bilgisayarların bir araya gelmesinden mürekkep bir kavramdır. "enel hak" sözünü duymuşsundur. kısıtlı bilgimle bu kavramın da bu manayı işaret ettiğini düşünüyorum.

kutsal kitaplar metaforları barındırır içinde. bayezed i bestami'nin dediği üzere "hakikat yolu aramakla bulunmaz, ancak bulanlar; arayanlardır." öyleyse farklı bir pencereden bakmak gerekir bunları yorumlayabilmek için. şeytan kavramını dualite ile izah edebiliriz. iyiliği görebilmek ve ayırmak için kötülüğü de resmetmek gerekir. hiç siyah olmasaydı beyazı isimlendiremezdik.
ayrıca bireyin kapasitelerini geliştirmesi için bazı konuların farkına varması gerekir. şeytan ( =kötülük) motifi de bu farkındalığı sağlayan bir etmendir.

neler olunacağı önceden biliniyor kısmı da şöyle izah edilebilir. evet biliniyor, çünkü örneğin eskişehir - ankara yönünde giden trendeysen, ankara'ya doğru giderken polatlı'da da trenin duracağını biliyorsundur. bu örnek ona benzer bir şey.

inananların yüzeyselliği ya da zekalarını kullanmamaları yüzünden inançlara ya da inançlardaki kutsallara olumsuz bir ifade ile bakmak yüzeyde kalmanın bir başka yönüdür. bu durumda dalga geçtiğiniz inananlardan bir farkınız yoktur. matematikteki mutlak değer ifadesine benzer durum. artı yönde 3 birim ile eksi yöndeki 3 birim, mutlak değer içine alındığında sıfıra eşit miktarda uzaktadır.

öncelikle ben agnostik teistim. tanrı var ama ya yoksa felsefesi benim için geçerli. tanrınn %100 olmadığına inanmıyorum.bilgilerimi ve biraz da düşüncelerimi paylaşacağım.
islam kelimesinden bahsedeyim. islam sözcük anlamı olarak teslim olmaktan gelir. allaha teslim olmak gibi düşünebilirsiniz. biraz daha ileri gidersek; allahın her sözüne uyarsak hidayete ereriz gibi bir mantık çıkıyor. peki tanrı neden yaratsın diye sormuşuzdur hepimiz. öncelikle şunu belirteyim ki insanın kendi iradesi vardır. yani tanrı her zaman her işinize karışmaz. örnek olarak gece 10da yatıp yatmamak size kalmış bir şey. tanrı zaman dışı bir varlık olduğundan sizin gece kaça kadar oturacağınızı bilir ancak yatmanıza karışmaz.açıklamak gerekirse bunu satranç oyununa benzetirim. sürekli oynadığınızın bir arkadaşınızın hangi hamleyle açacağını bilirsiniz ama karışamazsınız. tanrı da böyledir. 10da değil de 11de yatacağınızı bilir çünkü zaman ötesindedir. ancak buna karışmaz bu size kalan bir olaydır. eğer tanrının yapacaklarımızı bildiği kısmını anlatabildiysem şuna devam edeyim. tanrı bize yol gösterici olarak kitap indirdi. kitapta belirli kurallar var mesela kurandaki emir ve yasaklar gibi. işte biz uyarsak o kurallara bize cenneti vereceğini de söyledi. neden böyle yapmış olabilir, neden yarattı sorusuna dönelim. benim düşüncem tanrı yarattıklarının sadakatini ölçmek ve mükemmel bir dünya oluşturmak için böyle yaptı.cennet de benim deyişimle mükemmel dünya. sadece hak edenlerin girdiği. gözünüzü korkutmayayım tanrı cezasını çeken(başkasının hakkını yemek haricinde) herkesi cennete göndereceğini söylüyor. o halde bence cehennemden korkmamalıyız. cehennemin tasvir edildiği gibi zebaniler ateşlerden vs oluştuğunu düşünmüyorum. cehennem biraz daha dergah gibi ve olgunlaşma(tanrının istediği şekilde) yeri olarak görmeyi daha uygun buluyorum. özetle tanrı kusursuz değil, kusursuzlaştırabilir. kopmuş olabilirim toparlayacağım.
tanrı neden sınıyor? kendini deniyor. yarattıklarını deniyor.
neden yarattı? kendini deneyip mutlu olmak için?
şimdi şeytana gelelim. şeytan insanları ihanet ettirmeye çalışır. ve tanrıya haklı olacağını söyler. nitekim haklıdır tanrıya her zaman sadık kullar pek azdır.
sonuç olarak şeytan tanrının yanılacağını söyler tanrı kızar ama şeytan devam eder. şeytan alıkoymaya çalışıyor tanrı insanları sınıyor(dolaylı olarak kendini de sınıyor) ucunda ödül vaat ediyor.
kopukluklar ya da sorular için mesaj atabilirsiniz.

@sndnzr, hayır sonsuza kadar yanma diye düşünerek kafanda psikopat bir tanrı imgesi yaratma. her insanın bir vicdanı vardır. sen ateist bile olsan birine kötülük yapmazsın. iyi insan olmaya çalışırsın. ve bunun karşılığı sonsuza kadar yanmak olamaz.

cehennem denilen şey burası!
hindu inanışlarına göre beşer, insan olabilmek için dünyaya geldi. kirlerimizden arınmak için buradayız. bu cümleler hıristiyanlık, yahudilik ya da müslümanlık ya da semavi olmayan veya antik olan dinlerde de var. sınav dediğimiz şey ise samsara döngüsünden çıkma çabası.

Aslında hepsinin cevabı Kur'an'da var. Okumak ve anlamak önemli tabi ki. Allah'a, Kur'an'a inanıyorsak ayetler bizler yol gösteriyor.

1- "Allah, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır." (Mülk suresi, 2)

2- "Her nefis ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak hayır ile de şer ile de deniyoruz. Ancak bize döndürüleceksiniz." (Enbüya suresi, 35)

3- Şeytan Allah' itaat etmediği için cennetten kovuluyor;

"Hani meleklere, "Adem için saygı ile eğilin" demiştik de İblis hariç bütün melekler hemen saygı ile eğilmişler, İblis (bundan) kaçınmış, büyüklük taslamış ve kafirlerden olmuştu." (Bakara suresi, 34)

Kıyameti bilmiyor ama kıyamete kadar lanetleniyor.

Kaynaklar: kuran.diyanet.gov.tr
www.namazsitesi.com

ilave olarak kader ile ilgili şöyle bir örnek veriliyor; biz takvimlere ay'ın hangi tarihte tutulacağını 1 sene öncesinden (hatta duruma göre yıllar öncesinden) yazıyoruz ama ay orada yazdığı için tutulmuyor. biz biliyoruz ama müdahale etmiyoruz, edemiyoruz her neyse. Cenab-ı Allah da kullarına cüzi irade vermiş. İşleyeceği günahlar, sevaplar vs ne olduğunu bilse de insan bunları kendi cüzi iradesi ile yapıyor.
Kimin ne yapacağını bildiği halde neden bir de görmek istedi diyebilirsin. Orada da Allah'ın adaleti ortaya çıkıyor. Nasreddin Hoca'nın oğlunu testiyi kırmadan dövmesi çok hakkaniyetsiz değil mi? Allah, örnek veriyorum, seni cehennem ile cezalandırıp "sen çok günah işleyecektin, biliyorum" dese sen buna itiraz edersin. O sebeple Allah sana değerlendireceğin bir ömür ve bir irade veriyor ki cezanı ya da mükafatını hakettiğini sana da göstersin. Umarım dilim dönmüş, doğru ifade edebilmişimdir.
Fıkhi konulardan ziyade bu konularda güvenilir tefsirleri okur, güvendiğin islam bilimcilerin görüşlerine başvurursan daha aydınlatıcı olur diye düşünüyorum.

1) bizi sınamıyor tam olarak aslında, bizler tanrı ve şeytanın arasındaki piyonlarız, her bir davranışımız izleniyor not ediliyor, bütün bu her şey bitince (kıyamet kopunca falan) tartılıyor, şeytan kazanırsa tanrıya bir nabeeeerrrr çekiyor. tanrı kazanırsa herkes cehenneme bir uğruyor, kimisi kalıcı oluyor kimisi geçici.

2) her şeyi bilen biraz farklı bir algı, geleceği bilmiyor, gelecek hakkında bir fikri yok, onu da affederiz bunu da affederiz diyor, verilen örneklerin hepsi geçmişe ait, diğer dinlerde anlatılan konular (detayları farklı), edit: ancak şu an'ı her şeyi ile biliyor. kocaman bir büyüteç ile big brother edası ile izliyor, dinliyor. bina içi, dışı, mahrem algısı yok.

3) yukarıda dediğim gibi eğer geleceği bilse idi, şeytanın cennetin kapısından (kapısı var dikkat edersen) yılan kılığında (çünkü başka uhrevi bir varlık nasıl tasfir edilecek? melekler bile (ki çok var) edilememiş) girmesine neden izin versindi ki? Öte yandan tanrı da peygamber gönderip ve mucize göstererek hile yapıyor. üstelik nerede ise o toplum tamamen şeytan tarafından ele geçirilmiş/saptırılmışken.

Bu arada bu her şey bile bile yapılınıyor diyorsun ya, tam olarak öyle değil o, sen şimdi ki zamandan geçmişteki ve dünyevi olmayan bir zamanana (star warsdaki gibi, çok çok uzak bir galakside çok çok uzun zaman önce) ait olayları (ve devamında peygamberin hayatını ki bu da şimdi için geçmişe dönük) okuyorsun, şimdiye kadar bir çok yaradılış, şeytan/tanrı arasında geçenlere için bir çok hikaye okudun, dini büyükleri dinledin, acayip filmler/diziler izledin ve şimdi bakıp aa ulan her şey tiyatroymuş diyorsun. aslında değil. yani din açısından bakarsak bunların hepsi oldu, tıpkı şu anda bir şeylerin oluyor olması gibi (çok saçma bir cümle kurdum) binlerce yıl sonra başka toplumlar bizim hikayelerimizi okuduğunda (tarihi bilgi için mesela) aynı lafları edecekler. tiyatro gibi lan bunların yaptıkları da ha, bile bile lades demişler salaklar, nükleer silahlanmışlar hepside, birde bu liderler toplumlarını daha iyi hale getirme sözü vermişlerdi binlerce yıldır göremediler şu yalanı falan diyecekler. şimdi ki sen olacaklar yani. o yüzden çok şaapmamak lazım.

dacia sandero

15000'e yaris mi varmış? pejo'yu salla cidden. yaris zor o paraya. fiesta da belki ama bazılarının ruhsatta kamyonet yazıyor sıkıntı olabilir.

2000-2002 seat ibiza ya da 2001 skoda fabia bakardım ben. (ibiza bakarsan signo olanlarına bak, donanımı çok iyi oluyor)

yaris bulabiliyorsan o paraya düşünme bile.

kia picanto. 2006. çok memnunum.

Temizini bulabilirsen 95 model ve uzeri Honda Civic SI alabilirsin. Hatchback olanlarini diyorum. Her turlu modifikasyona uyum saglar, az yakar cok kacar +olarak da Honda kalitesi. 2000+ model peugeot, citroen, dacia falan alayinin icinden gecer.

Fiesta "eh"ten daha iyidir. Yaris de olur gerçi.

ipod nano + kol saati kılıfı
i.imgur.com

şarjı uzun giden+dayanıklı=ipod nano?

akıllı saat kısmını çıkarırsanız bir sürü alternatif mevcut. şarjı uzun giden akıllı saat yok :)

pebblelar?

güzel bir şey alırsan çalınır. benim öküz gibi ses bombam vardı. nerdeyse yatarken bile yanımdaydı. geceleri koğuşta diceylik yapıyordum. nöbetlerde de kulaklık takıp müzik dinliyordum.

mebste zaten sıkıntı çıkmıyor.

şu an dediğin tarife en uygun saat pebble o da eline ulaşana kadar askerliğin biter.

gece yürütürler o saati, radyo paklar seni

böyle şeylerle birilerinin gözüne batabilirsin.

adam tezkereyi aldı konuyu açtıktan sonra 2 ay sonra duyurusuna cevap geliyo asda

0 almayın derim. O fiyata çok daha kaliteli araçlara binebilirsiniz. Illa 0 ise Ford fiesta Hyundai i20 kere bir bakın derim

peugeot 208 1.6 allure.

her türlü donanımı var, 120 beygir, otomatik, smeg ekran, benzin süper ekonomik denemez ama fena değil, tipinide çoğu kişi beğeniyor çevremde.

eğer istersen 1.500 tl'ye zbart paketinide takıyorlar (fabrika cıkısı karartılmıs camlar,alt tarafa plastik koruma yerine çelik koruma ve dış sesi yüzde 40 azaltan kaplama).

ha fransız arabasına binmem ekolündensen bilemem tabii. ben memnunun tavsiye ederim.

(ben 2013'te sevgililer günü kampanyasıyla 39.800'e almıştım, zbart paketle 41 olduydu şimdi 42-43 olmuş sanırım ama yine 45'ten aşşağı yani).

1.6 ivtec honda civic elegance lpg 'li
istersen satabilirim.

japon otomobillerinden şaşma.

Seat ibiza veya peugeot 208 dizel olabilir. Yaris de iyidir.

Opel Astra'lar 50.000 TL'den başlıyor liste fiyatları. Donanım olarak boş modeli ama bahsi geçen modellere göre üst segment bir otomobil. Bayilerin ellerinde 2014 model sıfır araç kalmış ise daha ucuza da bulabilirsiniz.

geçen (2 3 ay olmuştur) benim bi arkadaş 55e 1.2 tsi golf aldı. manuel vitesli felan. fena değil gibi geldi. ama fiyat şu an aynı mıdır ellerinde oluyor mu araç hiç bilmiyorum. ben o fiyatlara fiat bravo öneririm. insanların kafasında ''ıyy fiat'' algısı var fakat bence kalite olarak fransızlardan her türlü üstün bir araç. bir haftasonu plan yapıp dolaşın üç beş yeri test sürüşüne falan çıkın. bayilerle pazarlık yapın. seçenekleri azaltırsanız ayrıntılı bilgi veririz burdan.

dizel skoda olsun. model falan sen seç artık. skodayı övesim var.

valla ben bi kia picanto sahibi olarak, kia markasını önerebilirim. arabam 2006 ama süper. sen de 2014 2015 bi kia alabilirsin. ceed, rio falan.

ford fiesta 1,2 motor 40 bin tl civarı güvenlik paketiyle birlikte.

0 düşünmezsen 2.el corolla al. o fiyata o bahsettiğin araçtan zor alırsın. sandero, duster falan alırsın ancak. ben sedan olarak baktım yalnız olaya. hb istiyorsan fiesta en uygunu.

Seat leon 1.2 tsi style. Sıfır 49900.Golf ve audi a3 ile ayni platform tam bir fiyat performans aracı baya da fazla satılıyor ben de almayi düşünüyorum otomatigini. Gayer de dolu araç. Tabi malzene kalitesi golf kadar değil ama makul. Sehirici yakit tuketimi fabrika verisi 5.9 ve okudugum kadarıyla kullanici yorumlarında da 7 ltre yaktigini okuyorum. Verimli motor. Dsg olan daha az yakıyor.

ha bu arada hep b sınıfı önerdim de ayda 1000 km falan yapmıyorsanız bence c sınıfı benzinli bir araç alın. @karacigerim'in dediği gibi leon güzel bir tercih olur. ya da toyota auris 1.33 alabilirsiniz 46000 liraya.

yakıt ekonomisi çok önemli ve bagaj ihtiyacım pek yok derseniz b sınıfı dizel, yakıt çok da fark etmez hem geniş olsun derseniz c sınıfı benzinli diyorum.

sayenizde birkaç fikrim oldu konu hakkında. önerileriniz üzerinden değerlendirmeler yapacağım. çok teşekkürler hepinize arkadaşlar.

formuller:
x = v.t
v = a.t

61

Edit: Sallamadım ciddiyim, kaba hesap tabi.
Edit2: asdfgkfk 61 yazmıştım ya ben 6 değil tabi ki :D bana da tik vir

Asfalt kuru, düzgün ve aracın lastikleri, frenleri iyiyse bile formülle yapılan tahmin oluyor ancak. Zemin ıslaksa hele ki yağmurun ilk başladığı zamanlarsa buzdan beter kaygan bir zemin oluşabiliyor bazı yerlerde dolayısıyla o hesaplamalar bir işe yaramıyor. Ama asflat lastikler falan herşey düzgünse 20 metre frenden sonra 20-30 km/s hızla çarpmasından 50-60 km/s hızın üzerinde olduğu düşünülebilir.

o formüller işe yaramaz zemin sürtünmesi bilinmeden kesinlikle hesaplanamaz. ayrıca asfalt dandik olabilir her asfalt aynı kalitede yol tutacak diye bir kaide yok.

yaklasik 70km hizla gidiyordu.

alman ehliyet sinavi icin ögretilen pratik bir formu var acil fren mesafesi icin, kuru zemin, uygun lastik ile.

((hiz / 10)^2 ) / 2 = acil fren mesafesi

bu formule göre carptigindaki hizi 30km/s ise yuvarlak hesapla 5m daha fren mesafesi kalmis

20m daha önceden kaydigina göre de toplam 25m kayma gösterecekmis

25m kaymasi icin bi aracin 70km/s hizla gidiyor olmasi gerekir.

Ayrica bu hesaplama alttaki formullerle de zenginlestirilebilir
Reaksiyon süresinde katettidigi mesafe(1sn) metre = (hiz * 3)/10
Normal frenleme mesafesi (acil fren degil, tekerler kaymaz) = (hiz / 10)^2

öyle formül ile ortalama bir sonuca ulaşılabilir. lastik ve asfalt durumu, frene tam mı basıldı? ne zaman abs devreye girdi? acemi olduğu için mi aracı durduramadı? vb. değişkenler var.

benim hesaplarıma göre doksan çıktı. 20 metre=ivme x zamanın karesi

buradan= 20= ((v1-20)/4)16= 4v1=100 v1=25 metre/sn

25x3600/1000=90 km/h


dipnot: fizikçi değilim, en son fizik problemini beş sene önce çözdüm.

Cevap sağlıklı bir şekilde bulunamaz.
Kamera görüntülerinde frene basmadan önceki görüntüleri incelemeniz gerekli.

Arabanın frenleme özelliğini bilmiyoruz, lastiklerin cinsi ve kondisyonunu bilmiyoruz, zemin özelliğini bilmiyoruz, bunları bilsek bile fren tam güçle mi basıldı bunu da bilmiyoruz.

para cezası kalkmadı, hatta zamlandı bile sanırım. o kadarını biliyorum. benim gata'yla isim olduğu zamanlar hastane raporlarımı bildirmediği için 2 aylık kaçak süreme 300 lira ceza kesilmisti. taksitle falan ödeyebiliyordum. ödemedim tabii çözüldü ama öyle yani.

i.radikal.com.tr

Bu tablodaki ücreti ödeyeceksin. Resmin olduğu haber de 2 ay öncesine ait, af falan da duymadım.

www.asal.msb.gov.tr

SORU 25 : Yoklama kaçağı, saklı veya bakaya kalanlara uygulanan idari para cezası uygulaması devam ediyor mu devam ediyor ise Kanun değişikliği ile birlikte miktarında bir değişiklik olduğu mu?

CEVAP 25 : Yoklama kaçağı, saklı veya bakaya kaldıktan sonra ilk bir yıl içerisinde kendiliğinden veya yakalanarak müracaat edenler 100 Türk lirası, bir yıldan sonraki ilk dört ay içerisinde kendiliğinden gelenler 250, yakalananlar 1.000, dört ay ile bir yıl arasında kendiliğinden gelenler 500, yakalananlar 2.000, bir yıldan sonra kendiliğinden gelenler 750, yakalananlar 3.000, ikinci yıldan sonraki tamamlanan her takvim yılı için kendiliğinden gelenler +1.000, yakalananlar +2.000 Türk Lirası ilave para cezası ile cezalandırılacaktır.

herkese çok teşekkür ettim.

benim 13 ay falan oldu, bana 250 lira kaçtı sanırım.
cevap verenler bi 50şer lira atabilir mi? asdfşlkj

yok başka sorum yok teşekkürler. borçlanma için taksit maksit bişeyler vesaire ceza ile ilgili ekstra bilgisi olan varsa çok makbule geçer.

Ben 3 dönemden bakaya kaldım 616 tl gönderdiler hemen ödersen birazını indiriyorlar.

ben askerl,k yaptıktan sonra yüz tl ödedim.

arkadaşın abisi çapa veya cerrahpaşa'da okuyordu tam emin değilim, almanya'ya gitmişti erasmus'a. yani mümkün.

tüm diğer fakültelere olduğu gibi tıp fakültesinde okuyanlar için de aynı şekilde var. aynı şartlar geçerli. not ortalaması falan filan şartları var.

bir de tıp öğrenciler birliği tmsic gibi bir şey var, onunla da tam erasmus gibi olmasa da değişim programları oluyor.

benim de çek cumhuriyetinde bir arkadaşım vardı. tıp okuyordu turkiye'de. oraya ne boh yemeye gitti bilmiyorum.

her okulun farklı basvuru donemleri var, iyi takip et. ayrıca en az üç ortalama isteyen yere iki seksen ile gire tanıdığım var. kuralları salla. gene de başvurunu yap.

ben henüz kabül edilmedim ama ikidir bu sözü duyuyorum. neden iki hafta? neden üç değil? :) bunun bir anlmaı var mı yoksa gerçekten iki hafta daha arama yapacaklar mı?

Ustam reddedilmissin..

çok bel bağlama ama şans da var demiş

Bence iyi bir şey bu. Eğer beğenmemiş olsalar süre falan vermezler. Yani adaylar arasına girdiniz, ama çok beğenmiş de değiller öyle olsa 2 hafta bekletmez hiçbir firma. Biraz daha bakalım daha iyisini bulamazsak sizi ararız gibi bir anlamı var.

2 hafta daha aday bakacağız, sizde iş bakmaya devam edin demek.

Oldu bu iş diye tribe girme diye. Diğer adaylarla da görüşeceğiz, veya karar süreci uzun sürüyor, hevesini kaybetme haber alamazsan diye.

Olmamış

iki haftadan önce dönüş olmaz size darlamayın bizi demişler işte. olumlu mu olumsuz mu bir şey dememişler.

yapılan yorumlar benim kafamdakilerle aynı sdkmjsnfvf yani ben içimden bunların hepsini dedim. bence de iki hafta daha arama yapacaklar, daha iyisi olmazsa dönecekler bana.


''sen bekle de ben beklerim, bir tek banaaağğ kötüyüm demeeeeeğ...''

aynı anda yüz farklı yerde de yaparsınız ki

askerlik insanı hayattan bezdiren bir şey. yani ne yapacaksan askerden önce yap. askerden sonra insanın canı hiçbir şey yapmak istemiyor. bu bana özel bir durum da olabilir ancak uyarayım dedim. rastgele

Yüksek lisansı bitirmeden yüksek lisans yapabilirsin aynı andada olur ama bitirirsen 1 yıl tecil ederler sonra doktora. böyle böyle 35 yaşına kadar kaçabilirsin.

Yeniden tecil için öncelikle önceki yl den gelen tecili bozman lazım. Sonra ikinci yl ye kayıt yaptırıp yeni yl ile tecil işlemlerini baştan başlatabilirsin. 35 e kadar dilediğin kadar yapabilirsin.

yl için bir süre olması lazım. bundan sonra tekrar yl da yapsan, birini bitirmeden diğerine de başlasan (3 yıl olabilir) bu süreyi geçen kısmı saymıyorlar.
3 yıl tecilse +1 yıl tehir hakkın var. bu sürede doktoraya başvurabilirsin. doktora da sanırım 6 yıl gibi bir süre ekliyor...

lazımsa ve istediklerimi karşılıyorsa alırım.

almam gereken bir şeyse alırım. aldım da zaten ama taksitle almam. parası neyse ayarlayıp ondan sonra alırım..

ihtiyaçsa alırım. elektronik mekanik fark etmez. arabadan pay biçmek lazım. herkes maaşının katlarca fazlası arabaya biniyor icabında.

Ogrenci olarak sadece gitar aldim baya kati onu da biriktirerek aldim. Pc tv vs. ise ailem alirdi ve maaslari kadar olmamasina ragmen pahali gelirdi bana 3 4 kat pahalilikta bi alet almak bence sacma hele hele borcla. Biriktirmissem alirdim borcla almazdim.

Telefon, bilgisayar gibi aletlere çok masraf yapmam yani bahsettiğiniz fiyat benden çıkmaz..
Ev eşyası (televizyon gibi) ya da hobi olarak kullanacağım eşyalar (gitar gibi) için paraya acımam kaç katı olursa olsun alırım..
Yalnız takside gireceksem hiç almam bekletirim, en iyisi parayı ayarlayıp sonra ürünü almak bence..

bir elektronik eşya alınacağı zaman ihtiyaçlar ve beklentiler göz önüne alınır.
ürün fiyatının maaşın kaç katı olduğu doğrudan göz önüne alınacak bir şey değil.
taksit falan olaylarını da düşünmek lazım.

kişiden kişiye değişen cevaplar

benim için bir yatırımsa, örneğin tasarımcıysam güçlü bir bilgisayar ve çizim tableti
fotoğrafçıysam çeşitli lenslere bir kaç bin lira vermekten çekinmem

bunun yanında bana hayatım boyunca eşlik edecek bir "tutku"ysa örneğin; kaliteli bir yol bisikleti, bir kaç bin liralık gitar almak için kendime bir fon oluştururum :)

ileride 4000 lira civarı bir telecaster almayı planlıyorum

mobilemob, sorum ürün fiyati ile maaş orantısı. yapcak bişi yok.

bana para kazandırmayacak hiçbir elektronik alet almam. zaten lazım olanları da şirket veriyor

istiyorsam para biriktirip alırım. takside girip olmayan parayı harcamam.

televizyonsa ve çok büyükse alırım.

alırım. aldım. almaya da devam edeceğim.

sıradaki çok güzel bir dj set. kulaklığıyla vs. her şeyiyle. üzerinize afiyet odyofilim ben biraz.

Almam. Cunku cep telefonu ve bilgisayarin cok ust seviyesine ihtiyacim yok. Onun disinda da elektronik esya zaten kullanmiyorum.
He gitar alirim mesela ama, ona da birak 3-4 maasi 1 maasimin tamamini vermeme bile gerek yok. Masimin yarisina benim isimi gorecek bir elektrogitar alirim mesela hadi o da olmadi bir maasimi veririm yillarca kullanirim. Daha fazla vermem. Cok para verebilecegim bir de fotograf makinesi var ama cok dedigim ona da en fazla 1 maas veririm.

Bu bahsettiklerim zevk icin almak ile ilgili. Bir is icin alacaksam maasimin 10 katini da veririm duruma gore.

Elektroniğe de arabaya da çok para vermem.
Arabanın fiyatı yıllık maaşımı geçmemeli kesinlikle.Üstte bir arkadaş söylemiş katılıyorum para kazandırmayacaksa hiç gerek yok çok para vermeye.

Göreceli olarak en çok para vereceğim elektronik eşya TVdir çünkü Türkler olarak en çok kullandığımız ve kalitesi anlamlı bir fark yaratacak ev eşyası TVdir.

"Maaşınızın 3-4 katı" derken sanirim taksit veya borca girmek kastedilmis. eger oyleyse almam. ama birikmis param varsa ve cihaz lazimsa alirim.

para yönetimi konusunda berbat biri olduğumu söyleyebilirim. giyecek donum yokken gidip 30 liraya dışardan yemek falan söylerim. ama maaşımın 3-4 katıyla ASLA elektronik alet falan almam. öğrenciyim ama aynı zamanda çalışıyorum, kredi-burs-maaş toplamda 1200-1300 lira giriyor cebime. yarısına maaş diyelim. 2500 lira civarında fiyatı olan bir elektronik alet almam lazım. affedersin skseler almam. o kadar gerizekalı değilim. her gün yemeğe 50 lira verecek, kredi kartını batıracak kadar aptalım ama ne gereği var ya 2500 liralık teknolojik aleti napıcam. alana aptal demiyorum. ama ben alsam kendime aptalsın derim.

çocukluğumdan beri en büyük hayallerimden biri şöyle cam gibi televizyon ekranında preysteyşın oynamaktır. alamaz mıyım? alırım. taksitiydi cartıydı curtuydu halledilir. ama ne gerek var yav? allah aşkına 2000 liraya niye ben şimdi telefon, preysteyşın, bilgisayar alayım yani? olur mu öyle şey tövbe estf.

Maaşımın ne kadar olduğuna da bağlı.

ama yok ya, maaş ne kadar olursa olsun 4-5 katı elektronik bir şey alınmaz bence. :) Çünkü maaş arttıkça meblağ daha da artıyor. :D

Ama ilerde kendime 4-5 bin liralık bir bilgisayar alabilirim. O da maaşımın 4-5 katı olmaz, bir maaş kadar olur. :)

Araba sayılmaz zaten.

valla kimse kimsenin gözünün yaşına bakmıyo. işi kabul et sonra da ayrıl eğer kabul edilirsen. etiği metiği de kafana takma. çalışmaya başlayınca görürsün etiği :)

Bu konuda tecrübeli değilim ama dürüstlük her zaman işe yarıyor. tabi bu dürüstlüğe patronun tepkisi ne olur bilemem. ama olur da oradan sinsice ayrılırsan orayı unut. bir daha seni almazlar. ama açık konuşursan gittiğin diğer şirkette mutsuz olsan bile geri dönüş ihtimalin daha yüksek olur. kapıları kapatmamak lazım?

ha ben işten ayrılırken ne mi yaptım? boşver. :)

diger tarafla bir gorusme yapip suanda calistiginiz yere bir cevap vermeniz gerektigini soyleyip cevap alamaz misiniz? ocak dedigimize cok bir sey kalmadi, olumlu ya da olumsuz oldugunu soyleyebilirler diye dusunuyorum.

öncelikle etik, ahlak vs gibi değerler NEYAZIKKİ hikaye. ha ama elbet istisnalar vardır. patronun nasıl bir insandır, karakteri nedir bilemeyiz. ancak işsiz kalma lüksün yoksa, ikinci alternatiften bahsetme ve işi kabul et. belki ikinci yer geri dönmeyecek, belli mi olur? eğer geri dönerse de gidip profesyonelce konuşup ayrılırsın şu anki iş yerinden.

başka bir şirketle görüştüğünü söyleme. full time için bir sözleşme imzalarsan da zaten iki ay içinde feshetme hakkın var, bu deneme süresi var ya o işte. iş hayatı bu, seçenekleri değerlendirmek gayet normaldir ve yaptığın da etiktir.

@kokorecolsadayesek diğer tarafa ne zaman dönüş yapabileceklerini sordum, ocak başına kadar süreceğini ancak benimle ilgili olan görüşmelerinin olumlu olduğunu ama diğer kişilerle de görüşeceklerini söylediler.

Şimdi sen yolun başında henüz zihni iş hayatının pislikleri ile kirlenmemiş bir kardeşimiz olduğun için bu tereddütleri yaşaman çok normal. Ben de vaktiyle aynı ikilimde kalmıştım. Ama sana bir şey daha söyleyeceğim; şu ikilemde kalmış olan sadece sen ve ben de değiliz. Bu duyuruda bir arama yapsan, aynı durum için soru soran onlarca örneği bulabilirsin. Birkaç tanesine burada ben şahit oldum. Hepsinde de benzer tavsiyeler verildi.

Burası ile sözleşmeyi yapıyorsun. Diğer taraf ile de deneme süresi içerisinde anlaşırsan burayı bırakıyorsun.

Ayrılırken de gayet medeni bir şekilde "iyi bir teklif aldım" diyorsun. Hiçbir şeyi saklamıyorsun çünkü utanılacak bir şey yok ortada. Bitti gitti, bu kadar.

Ben de part time olarak basladigim bir firmada daha sonra full time olarak anlastim ve kaldim. Part time'ligimin sonlanip full'e gecisimde egitimler olsun, okul icin hosgorulu davranmak olsun epey guzel davrandilar. Bu siralarda gorustugum ve hem kurum olarak hem kosul olarak cok daha iyi olan bir firmaya hayir dedim. Bunda bir etki de calistigim yerin bana cok iyi davranmasi ve uzerime yatirim yapmasiydi. Simdiki aklim olsaydi, hic bunlari dusunmeden daha iyi olanini secerdim.

Calistigi yerden bir ay sonra ayrilan ilk insan siz olmayacaksiniz. Bu tur durumlarda etik degil, imzaladiginiz sozlesme onde maalesef. Bence iki aylik feshetme sureniz oldugu icin sevinin. Diger taraf sizi kabul edince gidin.

sadakat da neymis amk asfasgsadg. kapidaki it misin ya la sen?

kimsenin gozunun yasina bakma. sen kendi cikarina, mutluluguna bak.

onun adı teyp :| evet takılabilir sırf telefon içinse onun yerine araba kitleri oluyor bence onlardan alın.

iyi markaların bluetoothlu modelleri o fiyata yok sanırım. benim önerim sony. tasarımlar çok güzel, fiyatlar da senin aradığın aralıkta.

bunlardan alırsan sökme takmaya gerek kalmaz, kendi aporlörü de var

www.hepsiburada.com

yok

bi 20 yıl önce olsa belki olurdu ama şimdi karizması bile var denilebilir :)

yok. tersine "erkek adam askerlik yapar" diyen erkek iticiliği var.

hatundan hatuna değişir.

'iticiliği' değil 'çekiciliği' var

peace.on+1

Yok tabii ki. Keşke parası olmayanlar da zorunlu askerlik yapmasa. Keşke en azından daha kısa bi süre kamu hizmeti gibi farklı şekillerde o işi halledebilseler. Askerliği "övünülecek bir erkeklik meselesi" haline getiren insanlar iticiliği var sonuna kadar.

Peace.on +1000

ne olursa olsun. askerliği yapmak gerek. çok şey kazandırıyor insana. çok...

askerlik yapmamak için o kadar para vermeye razı olmuşken son anda 2 tane beyni gelişmemiş kezbanın bunu itici bulma olasılığı üzerine vazgeçip askerlik yapmayı göze mi alıcan?

Bedelli yapanlara saygı duyuyorum çok net. Askerlik yapanlar , bir şekilde bedelliden yararlanamayanlar ( ki şansları olsa koşa koşa gidecek tayfa ) fakir edebiyatı ya da ajitasyon yapıyor.
Not: kadınım

@lilidance
giden adamlara "şansları olsa koşa koşa gidecek tayfa" diyenlere acayip gıcığım. askerden kaçmak için 1500 tane yöntem varken giden adamlara laf etmeyin. ben ömür boyu özel okulda okumuş biri olarak(para,yurtdışı imkanı,bedelli imkanı) gittim yaptım. fakir edebiyatıymış hayatında kaç fakir gördün acaba

@divit evet sen askerliğini vatan aşkıyla yapmışsın , bence de ! Sana denk gelmemiş ama gelse de zaten bedelliyle işin olmazdı, kesin .

Walla mala bağlatmıyor ama ağlamanızı, elinizin ayağınızın titremesini engelliyor. 4 koca yudum deneyimim budur. ama bu tarz ilaçlar bünyeden bünyeye farklılık gösterebilir. sonra şişeyi içtim bana mısın demedi ya da bi yudum aldım yamuldum diye bana kızmayın.

şurubunu alın, yan etkisi yok gibi bir şey, tamamen bitkisel. fakat alışkanlık haline getirmeyin.

Surubunu uykusuzluk için kullanmistim lise zamanlarında. Lakin tek gram etkisini görmedim. Bir gün uykusuzluktan kafayı kırmak üzereyken şişenin yarısından fazlasını kafaya diktim. Hafif bi cakirkeyf yaptı, sonra da uyudum.
Söylemek istediğim kullanıldığı doza bağlı etkisi çok bariz hissedilen bir ilaç, lakin yine de bi uzmana sormak lazım kullanmaya başlamak için.

İlaç kullanımından ince bitki çayları tercih edebilirsin belki melisa papatya falan.

Bende hicbir ise yaramiyor. Bitkisel zaten, birsey olmaz.

sevimli bir şey. faydalı da bence.

'Tek başıma geldiğimden dolayı' ne demek ya ahahhaha. Sanki gidenler yanlarında kankilerini alıp götürüyor. Herkes tek başına gidiyor yurtdışına.

Mızlanma kardeş otur çalış.

tek başına geldim diye bahane olmaz heralde. niye sormadın ki çevrendekilere? çevre edinemedin mi? okulun sistemi hakkında sorabilirdin ilk başlarda bence. çılgın değilsin ama çekingensin sanırım.

boşyere gidiyosunuz adamın üstüne. lisanı bilmiyosan git bi devlet dairesinde iş yaptır bakalım nasıl götün çatlıyor. hele bi de büyük şehirde değilsen. seni en iyi ben anlarım sanırım.
gittiği ülke avrupada diye herkes ingilizce vs konuşuyor sanmayın. okulun sisteminden yaşam biçimine kadar herşey farklı. ben de master'a başlayalı 3 ay oldu daha tam çözemedim işleyişi almanca okuduğum için.

Aynen. Otur çalış. Senin yerinde olmak isteyen binlerce insan var. Biri ben mesela. Kıymetini bil sahip olduklarının

yani beğenmediğin cevapları tiklememişsin ama arkadaşların dediklerinde de gerçeklik payı var.
ben de dili ingilizce olmayan bir avrupa ülkesindeyim, buraya gelince yabancı öğrenciler ilk başta çok güçlük çekebiliyorlar. okulun tanıtım aktiviteleri olmadı mı? illa bir yabancı öğrenci ofisi, yardım masası, turist bilgi masası vardır.

zorluklar moralini bozmasın, yapman gereken tek şey biraz daha proaktif olmak, departmanda öğrencilere destek olmakla sorumlu bir hoca veya görevli illa vardır, onunla gidip konuşabilirsin. zorluk çeken tek sen değilsin o yüzden yargılamadan yardım edeceklerdir. hiç olmadı bölüm sekreterine git, ben şunu şunu anlamadım sizde bu sistem nasıl işliyor de, anlatır sana. kaybedecek hiçbir şeyin yok, çekinmeden sor onların görevi sana yardımcı olmak. biraz tatlı ve kibar da olursan halledersin.

avrupa ülkesinde istediğin okul ve bölüme başvurmuş, kabul almış kalkıp gitmişsin. bu kısmı bile az başarı değil. okulun yabancı öğrenci aktivitelerine bak, arkadaş çevreni genişletmeye çalış, derslerine de oturup çalış, bir ay sıkı çalışmayla yeterli sınavlara hazırlanmaya.

@kidlazer ben de yaşadım aynı durumu o yüzden cevap verdim. macaristan'dı benim gittiğim. ingilizce bilen sayısı da çok azdı. ama ben gittim emlakçı emlakçı dolaştım, evi tuttum, belediyeye gidip tapu işlerini yaptırdım, su-elektrik-gaz bunlarla uğraştım, göçmenlik başvurusunda bulundum. okulun sistemi bizimkinden çok farklıydı mesela lecture ve seminar olarak ikiye ayrılıyordu. lecture'larda derse gitmek zorunlu değil, seminar'larda belirli sunumlar yapman gerekiyordu. ona göre ders seçiyordum vs vs vs. he bu arada gittiğimde ingilizcem bile o kadar iyi değildi. yalnız gitmiştim. kaldığım süreç içerisinde de yalnız yaşadım. okulun sistemini duyuru'dan öğrenecek hali yok heralde. oradaki birilerine sorması lazım :) hatta buraya yazana kadar ben olsaydım orada tanıdığım ve facebook'a eklediğim birine sormuştum bu soruları. neden bunu yapmıyorsunuz bilemiyorum.

melih kibar-sessiz veda
www.youtube.com
her duyuşumda dinleyişimde bir garip oluyorum.

Pain of Salvation- İter Impius
Ahmet Kaya- Beni Vur
David Guetta- Memories

Yaşar kurt - ben ölmeden önce

düş sokağı sakinleri üniversite hayatımla özdeşleşmiş durumda.

Şu şarkı gönderildikten 15 dakika sonra Ankara'ya sürüyordum www.youtube.com

O kadar çok var ki , hayatımın bir bölümü şarkılardan ibaret (orta okuldan üni bitene kdar)

Sarkıyı dinlediğimde aklıma hep bişiler gelir tarihi çıkarırım çok net. Kimse hatırlamaz ben hatırlarım genelde.

System of a Down - Steal This Album

Hâlâ duyunca ÖSS için test çözdüğüm günler aklıma geliyor, geometri sorusu çözmek için ellerim kaşınıyor. Ne çözerdik be...

universiteye hazırlık: no alarm, no suprises
universite: Fade out.
askerlik: kis masali (onu dinleyebildik anca)

2007 31 aralık gecesi yeni yıla bilgisayar karşısında girerken.. bir önceki 31 aralıkta yanında olan sen bir hiç uğruna girer sevgili aklına gelip ekşi sözlükte karşıma çıkan bir şey diyelim. adamlar özel çekim yapıp yüklemişler youtubeye..

www.youtube.com

o gün sabah kadar dinledim. ne kadar acı geldiğini bilen bilir. yıllar geçse bile unutulur mu bu gece?

o başkasının yanındayken bir monitör karşısında yazarsın bunları acı acı. gözlerin dolarak.

tanrı veya evrenin bir gücü varsa bize yaşama hevesi bahşetsin, neşe misafirimiz olsun, yatıralım besleyelim onu. eğer yoksa biz 'bira'mızla mutluyuz. biz böylede güzeliz.

lise dönemi - vega,pilli bebek

lise donemi: savage garden

lise dönemi: rüzgar - zifiri

aslında pek sevdiğim bi şarkı da degil ama "sarı laleler" garip bi dejavu yaşatıyor. ortaokul dönemleri

ben günde 10 kelime seçiyorum onu gün boyunca devamlı kullanıyorum

o kelimenin içindeği geçtiği üç dört cümle kuruyorum, kalıyo aklımda. elli kere yazılır mı, zaten 100 kere yazsam da bir hafta sonra unuturum.

50 kere yazma diye nitelemem, nasıl çalıştığınıza dair işaret kapmak istememden dolayıydı.
elbetteki yazılmaz:) ben de bundan sonra soyledikleriniz doğrultusunda writing çalışmamı yapayım..

cümle kur +1, aynı zamanda kurduğun cümleyi sesli olarak söyle. kurduğun cümleyi kulağın da duysun yani. bazıları görür öğrenir, bazıları duyar aklına yerleşir. ikisini de yaparsan unutman zorlaşır.

tatoeba.com, engvid.com gibi siteler de çok yararlı. ayrıca dizi izle bol bol. dizilab.com'da falan ingilizce altyazı seçeneği var. bilgisayarda bir word dosyası aç ve her gün beş altı kelime kaydet. sonra da bir fake facebook hesabı açıp bütün amerikalı avusturalyalı elemanları ekle, o kelimeleri onlaa karşı kullan. benim de seviyem lower intermadiate ile intermedate arası. bunları yapıyorum. gramer olarak hatalarım olsa da şu ana kadar derdimi anlatabildim herkese.

2. el araba piyasasında en yüksek fiyatlar yaz aylarında olur. en azından yaza doğru satarsın.

arabanın marka modeli ne?

Su anda satmak cok mantiksiz.

1. Sifir araclarda indirim ve faizsiz kredi sezonundayiz.

2. Kisin 2. El tasit fiyatlari dusme egilimindedir. Alacak olanlar yas basindan bayram oncesinden almiatir cogunlukla.

3. Dedigin gibi bedelli icin elindeki tasitlari satacak kisi sayisi da artma egilimine girebilir. Bu da fiyatlari dusurebilecek bir etken. Malum binlerce kisi bedelliyi bekliyordu.

4. Yeni yilda sifir tasit vergilerine yapilacak muhtemel bir zam ikinci el tasit fiyatlarini da arttiracaktir.

bayram öncesi satacaksın, bu zamanda da alacaksın. sıfır opel corsa'lar otuz altı bine kadar düşmüş. bilsem işten çıkmazdım :P

en iyisi kısa dönemdir. rahatına düşkün insan, malzemesi insan olan bir işi yapmak istemez. yedek subay için en önemli kriter askeriyenin o zaman ki ihtiyacıdır ( gerek mesleki gerek personel anlamında). kısa dönemler her zaman daha rahattı bence.

yedek subaylığı bilmiyorum ama kısa dönem gideceksen kesinlikle kasım da gitmek en mantıklısı. yaz sıcağını çekmiyorsun hiçbir şekilde, kışın soğuk olayını bi şekilde çözüyorsun 21321321 kat giyinerek eğer saçma sapan soğuk bi yere düşersen ama yazın kaçışı yok sıcaktan geberirsin. ayrıca havanın hemen kararması da büyük avantaj günler çok çabuk geçiyor pskilojik olarak, günler uzamaya başladıkça sanki 1 gün 2 günmüş gibi geliyor.

yedek subaylık hayatının en uzun tatili olabiliyor yerine göre.. parasıda fena değil. kış ayları gidebilirsen daha güzel olur. en azından kar vs olursa saçma sapan yerleri temizlemek kalmazsın.

Millet gitmemek için para veriyorken uzun dönem istemek mantıklı değil, zamanı geri döndüremiyoruz en rahatı bile zaman kaybı.

kısa dönem olunca da rahat yapacaksın diye bir şey yok. yeri gelir amelelik yaparsın. ama yedek subay olursan helaymış klozetmiş erzak taşımaymış uğraşmazsın. gecen senin olur, duşunu evinde alırsın, 40 kişilik koğuşta uyumazsın, tinerciyle, hapçıyla takılmazsın. bence ikisi de aynı bok. ama benimle bir başlayan asteğmenlerden altı ay önce terhis oldum. bu gözden kaçırılmaması gereken bir durum. amaaaaaa... ben erzak taşırken onlar da facebook'a resim atıyordu.

Soslu makarna çeşitleri : Kremalı matarlı, Kremalı tavuklu, Yeşil salatalı, Bonfileli, Mısırlı, Sade
Soslu salata çeşitleri : Tavuklu, etli, peynirli vb.
Ton balığı ve salata
Fileto uskumru ve salata
Peynir tabağı ve şarap
Et ve şarap
Bunların hepsi uygun fiyatla hızlıca ve isteğe bağlı 1-4 kişilik hazırlanabilecek kısmen sağlıklı(bakış açısına göre) bekar yemekleri. Keyif de alıyor insan yerken.
ben yaparken de yerken de alıyorum valla, sizi bilmem.

tavuk göğsü alabilirsin, çokca sebze, kuru baklagiller, ton balığı.

(bkz: NUDO)

ben eve dönerken 3tl ye tavuk döner + ayran alıyorum 1 liraya da kerane tatlısı alıyorum.

bazen tavuk döneri bol yaptırıyorum 4 tl oluyor o zaman.

son 2 gündür nudo ama nudoluktan çıkarıyom ben onu. sırf makarnasını kullanıyorum. o garip tozlarını yağlarını kullanmıyorum. yaptığım şey japonların rameninin çakması bir yerde.

aha beele i.imgur.com (karışık şeylerden hoşlanmayan bakmasın)

içinde haşlanmış tavuk salam kavurma karnabahar brokoli mantar çeşitli baharatlar peynir yumurta ne ararsan var. biraz aşure mantığı :)deneye deneye damak zevkime göre bi kriter belirledim. siz de deneyebilirsiniz öyle.

edit: laf etmeyin la. yapmaya çalıştığım şeyin orjinali şu stuffpoint.com

edit2: bak hala mesaj geliyo. olm nimet o denmez öyle

pazardan alıyorum ben malzeme bi haftalık 20-25 liraya falan geliyo, sebze-meyve herşey dahil, sağlıklı üstelik safi hamur işide yemiyorum, sebze yemegi yapmak kolay olm erinmeyin bukadar, altyapı aynı zaten sogan-salca-yag, abartıp bi iki kere sufle bile yaptım

@emirkulu kusura bakma kardeş ama iğrendim.

1-makarna
2-tavuk
3-patates kızartması
4-hazır çorba
5-tost
6-kaşarlı salamlı sandviç
7-yumurta


benim favorim makarna. makarnayı haşlarım sonra tereyağında sos haline getirdiğim salça ve tavuk bulyonla güzelce karıştırırım. eğer çok açsam üzerine yoğurt koyarım çünkü yoğurt koyunca yanında ekmek yeniyo ama sadece makarna olunca ekmek yenmiyo.

Menu 1: Yeşil doritos, çay
Menu 2: Ton balığı, mayonez, soğan, ekmek, su
Menu 3: Kızarmış ekmeğe tereyağı, çay
Menu 4: Kızarmış ekmek, reçel, peynir, çay
Menu 5: Kızarmış ekmeğe tereyağı, kahve

emirkulu o ne lan. hahahha. annene soyle sana koyden birini bulsun evlen bir an once.

ben makarna corba noodle ton baligi yapiyorum bu aralar. sebze ve et olayina da gecicem duzenimi oturttuktan sonra.

Ton balığı yiyenler en lezzetli hangi marka?

bimden al aga. fiyat performans orani en iyisi o.

nudo +1; tarhana çorbası, ayrıca yassı, zarf gibi paketlerde ton balığı var, yağı süzülmüş diye yazıyor üzerinde. teneke kutudaki ton balığından daha lezzetli geliyor.

Bim'in ton balığı fena değil.

bimin ton balığı arkasında dardanel yazandı galiba. sırf markadan kazıklıyolar ahaliyi.

ha bak aklıma şimdi geldi, bimdeki yalancı dürümlü çiğ köfteyle ayrana dadandıydım bi ara. o da güzel.

yemeksepetinde joker indirimi ne çıkarsa onu yiyorum. yakında üşendiğimden yemeği söylemesi için de birilerini bulucam sanırım.

@baldur hep diyorum da ben erkek anası değilim bulamam sana diyo :(

bazen insancıl yemekler de yapıyorum ya. mantarı tek başına tereyağında soğanla kavurduğunda da süper bişi çıkıyo ortaya, aynı et gibi oluyo tadı. kendi kendine suyunu salcak sonra çekcek.

bir kişi de menemen dememiş. yazıklar olsun...

(eşi memlekete gönderince akşamları)
tost, döner

her geldiğinde 3-5 kilo almış oluyorum tabi :D

kahvaltı.
ailemle yaşıyorum ama her akşam kahvaltı yapabilirim.

Soğanlı biberli domatesli bulgur pilavı.

bim.

Türkeinladen/-ladung :)

mantıklı bence.
yada bunun gibi bişey.

bloğun linki varmı?

kostokk açmadık daha blogu o yüzden isim arıyoruz ya

iyi açınca pm lütfen.

Herhavzındibayn

(bkz: her havuzun dibi aynı)

bundessprache
blogwelt

ich möchte fünf köfte
ich mache Hausaufgaben

bir döneme damgasını vuran cümleler :)

Durch die Türkei

wegnachtürkei

[Istanblog]

türkishkebab :P

yetişmez. o stoklar bitmez. belki rütbelilerin ayaklarında görürsün.

Hiçbir er o botların 100 metre yakınından geçemez.

2013 de askerlik yaptım 2003 model botum vardı. hesap et işte.

yetişmez. çünkü stokta bi sürü bot vardır kesin, bitmesi yıllar alabilir.

o topuklar yara olacak. o yaralar kemiğe dayanacak. yaralar kabuk da bağlama fırsatı bulamıyo. zke zke eğitime de çıkacaksın. çok kötü, gidince anlarsın. (uyanık davranırsan bikaç kere terlik istirahati alırsn)

sünger, pamuk, topukluk vs. engelleyemiyo ama sen gene de giderek bi sünger al. botunu da iyice çekicle döv.
bu saatten sonra biz mi yapalım torun :))

Yeniler de eskisinin aynisi olur. Askerde ihaleler hep aynidir ilk parti guzel gelir sonrasi kismet

uu beybi, hmyo binası yan tarafımızdaydı evvela bunu belirteyim buna binaen, ben askerde bunun kadar seksi bi şey görmedim.

askerdeki botlar da çok rahat. tabi içine güzel bir tabanlık alırsan. gratiste var, dekatlonda var. git bak. ayakların hem üşümez hem de rahat eder 3 kilometre koşular falan fena olur tabanlıksız. adettendir; ben mi yapayım???

ayrıca madem ayaklarını düşünüyorsun. askerde iken kantinde yds bot satılıyordu www.ydsshop.com bundan. isteyen alıp giyebiliyordu. rütbelilerin hepsinde var zaten. tören hariç bunu kullanabiliyordun ben almadım ama arkadaşlar aldı usta da kullandı fermuarlı falan

bence balçova. hem denize de yakın olursun. bornova daha öğrenci yeri. orası da iyi ama izmir'den biraz ayrı gibi.

Her iki yerde yaşayan biri olarak bornova diyorum.

İşin hangi tarafa yakınsa oradan bak. her gün bir saatini yolda geçirme fazladan. hobi olarak gene gidersin küçükpark'a.

Ben Balçova'yı daha çok seviyorum ama 40 yaşında insan ruhu var bende. Barlar, gençler, partilemeler falan olsun dersen Bornova. Yok ben deniz kenarında iki tur atayım, sakin sakin evimde oturayım, dinleneyim dersen Balçova.

Isten gelip direk parti eğlence olayina akmam hep. Ha tabi giderim ama hergün hergün olmaz. Benim icin onemli olan güvenli bir yer olmasi. Onceligim bu ..

balçova daha iyi. ayrıca bornovadaki partinin barın eğlencesi şöyle dursun.

6 yıldır öğrenciyim izmir'de.

Tesekkurler yorumlar için arkadaslar :)

bornova'da büyükpark yeter. oradaki kafeler çok güzeldir.

balcova ama balcova'nin söyle bir sıkıntısı var, teleferik tarafı ekonomi üniversitesi yüzünden aşırı pahalandı. ata caddesi tarafındaki evler ise eski ve tesisatlari sorunlu sıkıntılı genelde. bu sebeple, biraz daha dolasman gerekir. bornova'da ev bulmak daha kolay ama manavkuyu camkiran tarafi aksam ölü, ögrenci, parti, eglence kismi bornova merkezde.

oyak sitesi denizmen taraflarına da bakmani öneririm bu sebeple. daha uygun fiyata daha oturulabilir bir yer bulursun.

balçova iyidir.

o mikrop geçmeden o diş ağrısı da geçmez. temiz şeyler falan ye. (doktor değilim.)

Karşıyaka iskeleye gitmeyi başarabilirsen, oradan 514'e binip gidebilirsin. En azından 6 sene önce öyleydi.

maalesef 514 uc ay once tarih oldu. en mantiklisi metroyla sirinyer oradan otobus. 104 , 878 ,671 vs. geciyo fakulteden

bostanlı iskele - tınaztepe ekspresi var belli saatlerde. onunla daha hızlı olabilir.
www.eshot.gov.tr

izban, izbandan şirinyer, şirinyerden otobüs.

12-1'e kadar yatmayacaksan ye, aklında duracağına midende dursun.

Ben yiyom su an

akşam şu saatten sonra yemek yenmez olayı tamamen yatış saati ile alakalı.

yatmadan önce 3-4 saat öncesinde yemeyi kesmek gerekiyor. genelde akşam 6'dan sonra yemeyin derken kişinin saat 10'da yatacağı varsayılıyor. sen gece 3-4'te yatıyorsan 12'de bile yiyebilirsin.

Ye gitsin. ben daha yemedim bile, eşimin işten gelmesini bekliyorum.

kova menü ye.

hulan bunun için duyuru mu açılır. açsan ye değilsen yeme.

yenir.

KFC'den akşam 5'te de yeme.

Evet, daha masraflı olur arıza durumunda.

dizel bir manuel aracın tamir masrafı da yüksek olabilir. bunu karıştırmamak lazım. bu otomatik/tiptronik araçlar içinde geçerli.

büyükşehirlerde akıl sağlığınız için otomatik/tiptronik bir araç seçmeniz sizin için daha iyi olacaktır.

yarı otomatik denilen sistemden alın. siz tam otomatik vites gibi kullanırsınız ama onarımlarda manuel vites gibi ucuza çıkar. sadece fark ilave 2 adet beyin bulunması, bunlar da kolay arıza çıkartmaz zaten. tam otomatik şanzıman masraflıdır.

Öncelikle triptonik degil tiptronik, ikincil el de canlı bombadir ama sıfir alinacaksa ozellikle toyota candir

bunların hepsi şehir efsanesi. rahatlıkla otomatik vites alabilirsin arıza falan çıkarmaz.manuel daha masraflı.

kadın sa tiptronik yada tam otomatik daha az masraflı olacaktır nedeni manuel vistesi kulalnamıyorlar kazalar,kaldırıma carpmalar vs vs.
kocan az para çıksın diye keklemiş biraz..
toyota süperdir bu arada.

annemin var opel astra tiptronik vites. hic memnun degil. vitesi bir suru masraf cikardi. 2 kere sanzimani degisti.

bence otomatik al mis gibi. daha oncesinde otomatik opel astra ve duz vites opel corsa kullandi. en cok otomatikten memnun kaldi

boşver manueli. otomatik al. senin de kafan rahat olsun trafiktekilerin de.

tam otomatik her zaman iyidir, ama 4 ileri otomatik ile 6 ileri arasinda yakit tuketimi farki var tabi, ne kadar cok vites araligi o kadar az yakit tuketimi.

tiptronik su an kullaniyorum (lancia delta) otomatige gore kotu cidden (4 ileri tam otomatik toyota yaris'ten gectim) zaten herkes yari otomatik cok aradin mi nereden buldun vs. diyor.. yine de cok dert etmiyorum, devirin yetmeyecegini hissedip mudahale etmeye alisinca cok da koymuyor :)

Cuma namazı 16 rekat.
4-2-4-4-2 şeklinde.
ilk sünnet
farz
son sünnet
zühr-i ahir
vaktin sünneti

Kolay gelsin.

gir calıs amk. iş bulmusum. namazdada kopya cekersin sıkıntı olmaz.

bu iş olmazsa ne olacak, alternatifin var mı? yoksa kabul et. iş iştir, evde mi oturacaksın? bir yerden başlamak lazım. cumadan da zarar gelmez, idare edersin.

başka bir iş bulana kadar çalış. boş durmaktan iyidir neticede. müslüman olup agnostik taklidi yapmaktan daha kolay, dinden çıkma riskin falan yok. al bi ilmihal oku 2 saat tamamsın.

daha ne arkadaş, yeni mezun deneyimsiz insansın, 1800 tl'yi öp de başına koy. bugün kariyet.net'e girdim, 5 yıl deneyim yazmışlar, askerlik demişler, ingilizce+1 yabancı dil demişler... adam işçi avukat arıyor, excel bilgisi olsun demiş, excel ile ne yapcaklar çok merak ediyorum. canına mı susadın?

cuma namazı içinde;
imam ve 65+ lar hariç kimse 16 rekat kılmaz. 4 rekat sünnet kılarsın, bunda bir şey yok, yat yat kalk. sonra hutbe olur, hutbe kısmında telefonla oynama, dinlemesi farz. sonra 2 rekat hoca kıldırır, yat yat kalk. sonra herkes kapıya yönelince sende yönel.

Yat kalk sende ne olacak

Ya bu arada komik gelebilir bu soru sizin için bilmiyorum da; camide vaaz dinlenirken bi oturma şekli var ya hani iki ayağı kıçının altına alıyorsun. Hah işte o oturuşu ben yapamıyorum beceremiyorum bi garip gözüküyor. Bi kez yıllar önce dedemden evin anahtarını almaya gitmiştim camiye de yakalanmıştım çıkamamıştım. yok imkanı yok o oturuşta oturamıyorum. bağdaş kurup otursam ya da ayaklarımı uzatsam sıkıntı olur mu?

Gülmeyin olm, bilmiyoruz raconu işte.

çalışanının inancına karışma gibi bir hakkı olmadığını bilen, aklı başında bir işveren bulana kadar çalış madem ihtiyacın var.böylelerini tanımak iyi oluyor, aklı başında insanların değerini daha iyi anlıyorsun.

haci namazinda niyazinda ama adam bipmeyi seviyor. haftada 1 gun tatil, 1 saatten fazla mesai ne yaa.. Yazik etme gencligine, daha az para da olsa sana daha deger veren bir is yeri bulabilirsin bence. Mutsuz zengin bir hayattansa, mutlu ve fakir bir hayati tercih ederim, yanina da bir bira.

Sadece düzeltme günde 10 saat değil 9 saat mesai o. Öğle yemeği sayılmaz. Yani zaten işin normali 8-6. Bi tek cumartesi fazlaymış.

bence kabul etme nasıl inanıyorsan öyle yaşa ve görün ... ben uzun saçlı ve "top sakal"lı olarak çalışabileceğim bir yer bulana kadar aradım takiyyecilik de bi yere kadar sen yapamazsın arkadaş biz yapamayız dayanamayız içimizde yok gel yol yakınken vazgeç bu işten bulursun vicdanını rahatsız etmeyecek işler ... takiyye tayyibe gibilere yakışır

Münafıksın. Cehennemin dibi senin için ayrılmış. Bir üst katında kafirler olacak. Selam söyle.

kabul etme. bir şekilde ortaya çıkar, anlaşılır, ama asıl önemli olan bu değil.
üç kuruş para için kendinden başka biri gibi davranmak kadar insanı yıpratan bir şey yok. hani derler ya, "taş taşısan daha iyi" diye, öyle.

1 yıl çalışma koşulu var yahu. bir yıl olmadığın gibi davranacaksın yani. yerim öyle maaşı çalışma bence.

Kesinlikle çalışma, 1 yıl ney lan. Ayrıca o iş görüşmesindeki soruyu hiç tartışmıyorum bile. Katıksız orospu çocukları işte böyle adamlar.

uygun bir dille "önce 2 ay deneyelim, birbirimizi tanıyalım. iki taraf da memnun olursa inşallah(!), 1 yıllık sözleşme imzalarız" de.

baktın çok sorun olmuyor devam edersin. kafadan 1 yıl bağlaması sakat. iş şartlarının dışında başka yerden iş teklifi gelir gidemezsin, üzülürsün.

Sıkıntı olur bence, neye inanıyor ya da inanmıyorsan keşke söyleseydin. Daha önce namaz kılmadıysan, namazı önemsemiyorsan camiye gitmek senin için işkence olabilir. Belki doğru söyleseydin adam doğruyu söylediğin için, seni imana getirmek için seni işe alabilirdi.

Kabul etme bence, 1 yıl nedir ya? Veya @merhum 'un dediği gibi yap.

1 yıl çalışma koşulu olmasa "gir, başka iş bulunca ayrıl" derdim.

öncelikle din baskısı falan o adamların muhabbetleri çok darlar seni.
Haftalık çalışma süresi 40 saattir. 6 gün 9 saatten 54 saat yapar. Köle gibi haftada 14 saat fazla çalışacaksın.

Ayrıca o iş saatleri asla belirtilen saatte bitmez. İllaki iş uzar, mesaiye kal der, hiç olmadı "ne olacak işten önemli ne var yarım saat daha dur" falan der. 8 de çıkar, yürümesi etmesi 9.30 da evde olursun. Yemeğin duşun 10.30 da biter ölü gibi yatarsın. Sosyal hayat falan kalmaz.

bence işe gir. beğenmezsen 3-5 ay çalışır o sırada iş bakarsın. ayrılırken de "abi kusura bakma baskı beni yıldırdı" dersin ayrılırsın dünyanın sonu değil. ben islami temeli olan kurumlarda öğnciliğimde de mezun olduktan sonra da çalıştım, her yerde anlatılan uyuz müslüman işveren bana hiç denk gelmedi. belki sana da denk gelmez. denemeden bilemezsin, dene sonra pişman olma..

önce gerçekçi öneri; işe girme. kısa süre idare edilebilecek şeyler ancak uzun dönemde büyük sıkıntı yaşarsın.

fantastik bir öneri; işe gir. cumaya falan gitme. mobbing davası aç.

asıl fantastik olan; bizim bunları konuşuyor olmamız.

arkadaş ne hale geldi ülke ya :)
adam resmen iş görüşmesinde dini görüşü şart olarak koşuyor, işçisini resmen dini görüşü nedeniyle işten çıkaracak seviyede. bak modern avrupa ülkelerinden bahsetmiyorum, ortalama medeniyete sahip bir ülkede sırf bu yüzden o iş yeri altından kalkamayacağı cezalar alır amk.

@merhum haklı, 1 ay deneme süresi sonunda sözleşme imzalayalım de.

ayrıca bir kişi de dememiş arkadaş git belki hoşuna gidecek ve düzgün bir müslüman olacaksın, belki hidayete ereceksin.

amk hoşunuza gitmeyen bazı adamlar dini kullanıyor diye dinden bu kadar da nefret etmeyin lan. bu ülkede hala on milyonlarca güzel müslüman var.

tamam sakinim, yanlız bir yıllık süre uzun. sen bir deneme süresi yap.

ha belkide adam cumaya mumaya gitmiyo lan, sen cumaya gidiyorsan o bir saatlik iş kaybını düşündü belki :)

Abi sen işe gir, ortamı gör, baktın olacak gibi değil, bir ihtar çek fazla mesai alacaklarım odenmedigi için is akdimi hakli nedenle derhal feshediyorum de, 1 yıllık zorunluluk falan önemli diil. Baba gibi haklı nedenin var, hiç bir sey yapamaz.

hayırlısı be gülüm. bir yıl olayı sıkıntıymış. ama iş rahatsa mesai çok koymaz. acemi birisi için iyi para 1800. bir düşün derim.

Bence gir, 1 saat yol var diyosun, sabah kacta isten cikicaksin, aksam kacta eve giriceksin, haftasonu 1 gun calismak da cabasi, ayrica istemedigin seyleri yapmak zorunda ve olmadigin bir kisi gibi olmak da cabasi, ama bir denemeyi teklif edebilirsin, belki hosuna gider, bilemiyorum tabi

Yukaridaki ilk cumleyi "bence girme" olarak okuyun lutfen, telden giriyorum, degistiremedim

bence @merhum ve @cokilgincvesesgetirecekbirnickarayanadam çok haklı.
1 yıl diye şart koşmak çok sağlıklı değil. iş kanununda böyle bir deneme süresi muhabbeti olması lazımdı ama neydi? bilemedim.

bir de acaba dini hususlarda bu tarz yönlendirmeler mobbing midir nedir onun kapsamına girer mi? yani demek istediğim şimdi işe gir. başka bir işe girince mobingten tazminat davası aç ve tazminat kazanarak işten ayrıl. böyle pezevenklere müstehak! sanane lan benim camimden, namazımdan!!!

Madem bu kadar eleştirildi bu iş veren (haklı olarak), öyleyse size şaşırtıcı bir ayrıntı daha vereyim; adam psikiyatrist.

Cumartesi çalışma varsa kaç. Hayattan soğursun. Başka bir işe bak. 1500 olsun ama cumartesi olmasın dersin. Sonra bana da dua edersin. Artık agnostikler nasıl dua ederse.

işveren iş sözleşmene 1 yıl çalışmak zorunda diye bür hüküm ekleyemez. Sen ihbar süren içerisinde istediğin zaman ayrılabilirsin.

@yule o zaman sana korkunçlu bir hikaye anlatayım!
bir ahbap var bizim buralardan. oğlu eşcinsel. çocuk bunun farkına ergenliğe adım atmadan daha varıyor. liseye başladığı zaman ergenliğin de verdiği gaz ile normal bir insan gibi ilişki kurmaya, cinsel açlığını gidermeye çalışıyor. diğer yandan burası Türkiye ve bu tarz ilişkiyi göz önünde yaşaması mümkün değil. ailesinin dikkatini çeken bu durum ailede endişeye yol açıyor ve psikoloğa başvuruyorlar. herif senin psikiyatrist gibi. namazında niyazında. hayır buna laf etmiyorum, sorunum o değil. sen ki pezevenk herif, bir yemin daha ediyorsun, sen hiç mi eğitim almadın bu tarz durumlar için! psikolog pezevenk, bu durumu -söylediklerine göre- dini sebeplerle reddediyor, cinsel yönelimin olmadığını, bunu başka psikolojik sebeplere bağladığını söylüyor. çocuğa türlü türlü ilaçlar yazıyor. hormon tedavileri uyguluyor. ailesinin endişesi korkuya dönüşüyor. çocuğun aklı ilaç yan etkileriyle ve aile baskısıyla karmakarışık oluyor.
o oçu yüzünden çocuğun evi terkettiğini ve artık para karşılığı ilişkiye girmeye başladığını duyduk.
ben dinozor kafalı biriyim. sabit fikirliyim. özellikle bu konularda.
ben çalışırken çok zorlanırdım. felaket tellalı gibi konuştuğuma bakma.
senin mizacın öyle iyidir ki, kaç kişinin hayatını kurtarırsın!

diploma hazırlanınca, diplomanı alırsın ilişiğini kesersin.

Daha onceden de cikis belgesi verebiliyorlar. Yoksa diplomanin hazirlanmasi eylulu buluyor

Hayır.

evet.. bazen ev arkadaşım geç saate kadar çalışıyor.. ses gelmesin diye..

Evet

ışık açıksa kapatıyorum.

Evet

Evet. Hatta evde teksem kilitliyorumda butun odalarin kapısini.

tamamen değil, bikaç parmak kadar boşluk bırakıyorum

Hayır.

hayır, evde tek yaşıyorum, tuvaletteyken de kapıyı kapatmıyorum eheh

evet,kapı açık olduğu zaman kendimi güvende hissetmiyorum.

evet hatta eskiden sadece iterdim şimdi sertçe kapatıyorum. tek yaşıorum ve azıcık paranormal inançlarım var :'(

hayır apatınca kediler giremiyor.

evet. Tek yaşasam kapatmam.

evet kapatıyorum. hatta normal vakitte de kapalıdır.

kapatıyorum

sadece gece yatarken değil hep kapalı tutuyorum. üç tane kedi var. benim oda berbat, her bulduklarını yemeye çalışıyolar, sokmuyorum o yüzden onları. bi de koridora bakıyo zaten her gelen geçen görüyo. iyi kapalı kapı iyi

odada birden fazla kişi varsa oksijen açısından kapatmıyorum.ünideyken arkadaşlar aynı odada kalınca kapıyı kapatmayın da boğulmayalım demiştim de çok şaşırmışlardı. odada teksem birkaç parmak aralıklı bırakıyorum ama bazıları takıntılı olma derecesinde.kesinlikle kapatılsın ya da kapatılmasın istiyorlar

Kendimi bildim bileli odamın kapısı kapalıdır, içinde değilsem bile.. böyle bi takıntım var. Önceki evimde iki oda bir hole bağlanıp başka bir kapıyla ana koridora açılıyordu, o kapı iki parmak aralık olsa bile odada rahat edemezdim.

Deprem olursa sıkışıp açılamama gibi bir olasılık var ama hele uyurken asla açık tutabileceğimi sanmıyorum.

niye kapatayım ki? bir sebep bulamadım kapatmak için. yatılı misafir harici kapatmam yaz kış.

yazın hayır, kışın evet. baharlarda random modda.

evet.

evet, açık bıraktığımda bir korku geliyor nedense.

Kapatırım. Sadece yatarken de değil. Hep kapatırım. Tek kaldığımda da kapatırım. Özellikle o zaman kapatırım. Güvende olduğumu hissederim.

hayır.

Evet. Aralık bile olmamalı. Paranormal inançlarım var benim de.

Tekken de evde biri varken de mutlaka kapatirim, aliskanlikla ilgili. Kapi acikken rahatca uyuyamiyorum.

Evet, kapatıyorum kapatmadan yatınca tedirgin oluyorum.

Evet cunku diger turlu gelen gecen bana bakar e bende biraz deli yatarim gerek yok gormelerine.

Hayır, kapatınca köpeğim huzursuzlanıyor

illa kapatırım. çünküsü yok kapatırım.

yalnız yaşadığım için hiçbir kapıyı kapatmıyorum tuvalet dahil.

hayır.

hayır.

kışın çok hafif aralık kalır sürekli.
yazın her zaman açık.

Evetttt..kesinliklee.. tuhaf varliklar gircek ..kapi grlip gidecek diyee..

benim ev zaten tek odali. acik birakirsam bir surprizle karsilasabilirim.

Tam kapatmasam da aralık bırakıyorum, sabah gün ışığı ile uyanmayı sevmiyorum..

evde tek olsam da kapatırım. ürküyorum çünkü.

tiryaki

oksimoron

müzik lobisi

nekisma

torun

nedenini bilmiyorum, icimden geldi. torun sevgisi cok buyuk belki de o yuzden.

la minör gamı

bu gerçekten çok güzel olur hocam.

at örn: grup at

Capella var vega var siz de Venüs olun. Hem akılda kalıcı hem feminen. Sirius, betelgeuse, saiph, spica, diphda, alnilam. Bu yıldız isimleri de hoş ve anlamlı.

groundhog day

grubun tamamı bayanlardan oluşmuyor. sadece vokal bayan. diğer saplara venüs biraz garip kaçabilir :) teşekkür ederim.

alışık olmadığın kadar yağış alabilir o yüzden sıkıntı olabilir ama insanları filan genel olarak o coğrafyaya nazaran daha relax kişiliklerdir. aşırı ters gelmez.

ege kıyısında yaşayan insana her yer ters be kardeşim. not: bir egeli

ne aradığına bağlı biraz... tanıdıklarımın karadeniz'de en beğendiği yerlerden biri ordu.

misal benimse 1 sinop, 2 ordu'dur.

bu bahsettiğim tanıdıklar arasında izmirli de var ve yorumu "ordu'da yaşanır". bahar-yaz aylarında gidersen aynı yorumu yaparsın.
benim için eksi yönü; doğalgaza geçememiş olması, soğuk havalarda çok ağır bir havası oluyor bu nedenle.

şehir ters gelmez. son derece güzel, sakin bir şehirdir. ama mevsimi ve insanı ters gelebilir biraz. aman aman çok soğuk olmaz ama 4 mevsim yağmur vardır. insanları da ege insanı gibi kalender değildir. dolayısıyla da pek fazla bar türü yerler yok. bu bakımdan şehrin çoğu bölgesi tipik anadolu şehridir yani.

he neredeyse o bölgedeki bütün karadeniz şehirlerini görmüşümdür. aralardında yaşanacak bir şehir dersen kesinlikle büyük şehir merakı yoksa ordu derim. ordulu olduğumdan da olabilir ama bilmiyorum :d büyük şehir istiyorsanız samsun tabi.

u1312.hizliresim.com

benim objektifimden ordu :)

öyle çok ters gelecek bir tarafı olduğunu düşünmüyorum. gayet güzel bir yer ordu. özellikle bahar ve yaz aylarında çok güzel olur. insanları gayet medenidir. sahili,doğası sevdirir kendini. ünyesi fatsası var daha ne olsun =)

teşekkürler. beklentim şehrin büyük olmasından, imkanlarından falan dışında muhafazakar insan yobaz insan olmaması. izmir'den gideceğim oraya en büyük soru işareti izmir'deki özgür ortamı bulamama endişesi...

beklentiyi çok yüksek tutmayın ama çok büyük strese filan gireceğini sanmıyorum dediğim gibi. orduda sahilde öpüşen gençler görmüşlüğüm var benim, izmirde filan tabi ki normal gelecek ama klasik bir anadolu şehrinde olmaz pek. ordu fena değildir.

Çocukken eksikliği çekilmiş, ihtiyaç duyulmuş alanların, bilinçaltında gelecekteki mesleki ilgi alanına yönlendirmesi.

Örneğin; ailesinde fazla şiddet, anlaşmazlık vs bulunan çocukların psikolojiyle ilgilenmesi.

Okuyamamış ebeveynlerin çocuklarının öğretmenliğe, etrafında çok fazla hastalığa sahip yakınları olan çocukların tıbba yönelmesi gibi.

insanları izlemeyi sevmek reklamcı ya da girişimci yapabilir. yakından biliyorum.

bu bir anket ile oluşturulabilir. yani herkes mesleği ve bunu seçmesindeki sebebi paylaşırsa bir veri tabanı oluşturabilirsin.

bence en fazla etraftaki başarılı bir rol model etkili oluyor.

bence çocukken oynanan oyunlar ve ailenin bunlara yaptığı yorum çok etkileyici. toprakla falan oynararsın, mühendis derler. beynine kazınıyor ve insan koşullanıyor aaa ben mühendis olayım diye. bence olay bu.