onermem.
bir kere mobil degil, asiri agir
Asiri pahali
Ios kullanmasi buyuk bir eksik, macos kullansa al derdim

ne amaçla kullanılacak o önemli.
bu haziran ayında 12.9" ile 9.7" arasına 10.5" gelecek diyorlar, muhtemelen işlemcisi falan daha iyi olur. ama amaç önemli tabi.
yazılım desteği 3-4 sene daha alır.

bende 12.9" var, okul için gerekliydi, memnunum.

Sebebi kalem mi? Kalemse ve işinize yarayacağını düşünüyorsanız alın, kalemli bir tablet gerçekten çok işe yarayabilir (Kalem 400 tl ekstra).

Alternatifi sanırım son ay içinde çıkan tab s with s pen idi, inceleyebilirsiniz.

Bende var pro 9.7. Kalemi için ekstra para verip aldım, o açıdan kesinlikle değdi. Kalem müthiş. Onun dışında bildiğin ipad. Android'den sonra bi film atmak için itunes'la falan uğraşmak sinir bozucu oluyor.

@passion rules; amaç office programları, notlar almak ve netflix vs. üzerinden dizi-film. bir dönem de yurtdışında olacağım için, orada rahat kullanıp taşıyabileceğim bir cihaz olması önemli.

aynı aralıkta samsung'un yeni galaxy book modelleri de var fakat bu sefer acaba artık ios denesem mi diye düşündüğüm, değişiklik aradığım için ipad pro'ya bakıyorum.

@atom karincanin torunu; aslında incelerken kalemi düşünmemiştim bile, yani ne bileyim çok da olmazsa olmaz kriterim değil kalem. hele fiyatı 400 liraysa:) ipad niyetim ios merakından dolayı.

Eğer hala eskisi gibiyse, Beyoğlu'nda Yemek Kulubü güzeldir.

baltazar'ın hamburgeri, edebiyat kıraathanesi'nin tatlıları

basta efsane bi yer olmasına rağmen kutlama lık bir yer değil
hızlıca ye kalk mekanı
o yüzden orayı tavsiye etmem
geçen gün yine tavsiye etmiştim heybeliada da heyamola diye sahilde güzel bi restoran var
orayı öneririm.
hem ada havası almış olur istanbuldan da uzaklaşmış olursunuz...

meksika mutfağı ilginizi çekiyorsa ranchero'ya gitsenize suadiye'de? türkiye sınırları içerisinde her yerde margarita içmedim, ama şimdiye dek denediklerim arasında en iyisi, bir sürü çeşidi de var hem. yemekler süpersonik iyi, türk damak tadına uygun seviyede baharatlı, çeşit çok, ayrıca doyurucu. tatlılar da güzel. panço giyip şapka takarsınız hem, değişiklik olur. son cümlede biraz dalga geçtim ama öncesinde yazdıklarım ciddili tavsiye içerir.

Kutlamadan kastım hani biraz daha Şımartabiliriz kendimizi. Çok kalabalık olmayan bir mekanda guzel bir yemek olabilir. Tiki takılan tipler değiliz de hani özel olsun istedim.

taksim - çukurcuma 49. çok hoş bir mekan, baya başarılı pizzalar yiyebilir ve yanında şarap içebilirsiniz.

suadiye - gomongo - böyle uzakdoğu yemekleri gibi bişeyler yapılıyorlar ama suşi tarzı değil. ızgarada et ağırlıklı. yemekler çok iyi.

bir de çok klasik olacak ama moda'daki viktor levi şarap evi var. mekan ve yemekler çok güzel. gitmeden rezervasyon yaptırmanız iyi olur.

Kadıköy'de Yanyalı Fehmi ve Çiya'nın yemekleri güzel. Fiyatları biraz ortalamanın üstündedir ama. 2 kişi için 120 falan gözden çıkarman lazım.

@denhia'nın dediği Yemek Kulübü artık yok. 1 ay önce tadilattayız yazıyordu camında. Açılır mı bilmiyorum.

Fiyat çok önemli değil bu tek seferlik kaçamakta. Ama genelde goz onunde bulunduruyoruz.

Bir de herhangi bir mekana gitmeden önce Zomato'dan menüye, yorumlara, fotoğraflara ve fiyatlara bakmanı tavsiye ederim. Genelde epey fikir veriyor.

cevaplarda trollüyorlar sanırım, ya da ben yanlış anladım.

galata'da sensus şarap evini öneririm ben de. favori mekanımdır, özel kutlamalarda falan genelde tercihimdir. hemen anemon otelin alt kısmında.

bi tık lüks olsun derseniz ben doğum gününde sevgilimi TOI'ya götürmüştüm. o zamanlar akaretlerde idi yeri. gerçekten lüks kategorisinde bir yer ama yediğim ekmek bile inanılmaz lezzetliydi.

İstanbul modern sanatlar müzesinin restorantını manzara olarak çok güzel buluyorum. Kalabalık olmuyor ama yine de rezervasyon yaptırıp balkon veya cam kenarından bi masa öneririm. Akşama doğru gidilip havayı karartıp dönmelik, şarap içmelik yer.

Herkese önerdiğim üzere: Solera Winery

www.facebook.com

vallahi parasal durumu ne olursa olsun zevksiz insan zevksiz insandır. öyle cevaplar var ki, eşeği bağlasan yemek yemeyeceği yerleri yazmış inanılmaz.

Gel ben sana 3 öğün için de hem pahalı hem ucuz alternatifleri yazayım. Buradaki bazı ayılar da mekan öğrensin :)

kahvaltı: Aheste Pera (2 kişi 150'ye çıkarsın)- Beşiktaş Faruk (2 kişi 50'ye çıkarsın)
öğlen yemeği: Dirty Hands Akatlar (2 kişi 150'ye çıkarsın) - Bayramoğlu Döner (2 kişi 40'a çıkarsın)
akşam yemeği: Popülist Bomonti (2 kişi 150'ye çıkarsın) - Forno Balat (2 kişi 60'e çıkarsın... Lahmacun yenmeli manyak bi lahmacun)

Cihangir'de Mellow var yemekleri baya iyi. Çok kalabalık olmaz klas ama alternatif, sevgiliyle başbaşa oturmalıl şık güzel bir mekan.

Ay dayanamıyorum yazıcam, Lahmacuncu önermişler ya la ajsjsjsj biz oraya arkadaşlarla ctesi akşamı içmeden önce 10 dakikada 2-3 lahmacun gömmeye gidiyoruz, bildiğin floresan ışıklı plastik masalı yer yani. Adam sevgiliyle gitmelik biraz özel mekan sormuş. Ne zevksiz adamlarsınız :D

kahvaltı galata-privato
diğer öğünler : eataly-zorlu
nusr-et etiler
trattoria serenzo-gayrettepe

cevaplar için teşekkürler. yeni bir duyuru olmasın madem, kadıköy'de hak ettiği kadar bilinmeyen ama çevrenizdekilere önerdiğiniz mekanları da yazarsanız tadından yenmez.

sahilde heyyamola diye bi restoran var mutlaka orda yiyin. hem fiyatlar ucuz hem servis 10 numara. adadaki diğer yerler gibi tuttuğunu öpmüyolar... işletmecisi de iyi bi kadın...
bir de saat 16 dan önce ruhban okuluna çıkın
içini gezin
korkmayın anakapısından girin sınıfları dolaşın sonra avlusuna çıkın efsane bi manzarası var
bahçesinde hayvanlar da var tavuskuşu eşek, koyun, keçi tavuk gibi...
görmeden gelmeyen bence ben her gittiğimde uğrarım.

Her gece mehtaba çıkılır.

yıldız aspava

Özler Döner.

cici piknik
peçenek döner

düveroğlu

aspava+1000

cici piknik ve peçenek +1

bunlara ek olarak atakule'nin oradaki çankaya lokantası.

yıldız aspava'nın da döneri fena olmamakla beraber asıl olayı sos. kaliteli döner için tavsiye etmem.

Bu yazılanlardan Kızılay'da olan var mı? yoksa Kızılay'da nereyi onerirsiniz?

kızılay'da cici piknik var. kumrular'da.

aspava diyenler hayatında cici piknik veya özge piknik'te yememiş olanlar.

ikisi de kızılay'da. cici kumrular'da, özge demirtepe'de.

cici piknik

@kibritsuyu dikkat edersen rasgele aspava değil yıldız aspava.

Etlikte özler döner var. Oraya gidemem dersen cici piknik.

RIHTIM DÖNER

bugün etlik'teki özler döner'e gittim. evet döneri güzeldi. fakat biraz pahalıydı :)

hukuki konulara cevabım yok ama, başın sağolsun, allah geride kalanlara sabır versin...

önce dayın anneannenin ilamını alsın. o esnada annenin vefat belgesiyle birlikte sen de orada bulun. seni yönlendireceklerdir. bir arkadaşımın başına benzer olay geldi. o şekilde giriştiler işe.

@alperz:

dayım notere gittiğinde, kayıtlarda bir sorun olduğu gözüküyor.
o yüzden noterden alamıyor.
dava açılması lazımmış, o da zaten bir ayda veraset ilamının çıkmasını sağlıyor.
yani gidip hemen halledemiyoruz.
o yüzden sıra önemli midir, değil midir bilemedim.

@rentts:

çok teşekkür ederim.

vpn

dns değiştirerek google dns ile girebilirsin.

dns numarası: 8.8.8.8 - 8.8.4.4

opera

Opera kullan en basiti

Opera vpn

ne aratmak istiyosan google a
"Falan vikipedi" diye yaz
çıkan sonuçta linke tıklama, yanında yazan "önbellek" butonuna tıkla açılıyor.
Vpn kasmana gerek de kalmıyor

b) photographed by ahmet

B

photo by ahmet daha doğru

E bunlarin ikisi de dogru olabilir, siz ne demek istiyorsunuz tam olarak? Mesela bir blog kuracaksiniz, veya sosyal medyada fotograflarinizi sergileyeceksiniz, o zaman blogun/sayfanin adi pekala da "photography by Ahmet" olabilir. Ahmet tarafindan cekilmis bir fotograf ise "photographed by Ahmet" olur. Bu ikincisi marka adi olarak, veya cumle icinde kullanilabilir. Ama birincisi cumlede pek kullanilmaz.

common of demons'ın dediği gibi kullanım amacına göre ikisi de doğru olabilir.

Gunduz sicak olur kamaralar, ama camlar (genelde bas kamarasinda olur) acik olunca o kadar dayanilmaz olmaz. ozellikle usttekini acarsan icerdeki sicak hava ucacaktir ve teknenin ustu ne sicakliktaysa icerisi de yaklasik o kadar olacaktir. Zaten gunduz kamarada zaman gecirmeye gerek yok. Gece ise cok keyifli olur, cok guzel uyunur.

Tekne gece dalgaya acik yere demirlenir ise sallanir. O nedenle koy iclerine, trafigin cok olmadigi sakin yerlere demirlenirse cok tatli bir sallanti olacaktir ama giderkenki kadar olmaz. Tabi burada hava durumu da onemli. Eger egede demirleyecekseniz uygun koy bulmak kolay, hava da guzel olursa karada yatmaktan farkli olmaz.

Yaninizda bulanti hapi olsun. Hava kotu olursa gece olmasada gunduz mide bulantisi olabilir. Tekne yol yaparken icinde zaman gecirmeyin, iste o zaman mide bulantisi olur. Tekne icindeyken gozler sallantiyi bulamiyor, ama ic kulak sivisi sallaniyor, beyin gelen tutarsiz sinyalleri isleyemedigi icin mide bulantisi oluyor. Eger yol yaparken mide bulantisi olacak gibi olursa ufka dogru bakin, boylece gozler de beyne sallaniyoruz sinyali gonderecektir. Bu durum arabada da olur, soforun midesi bulanmazken (cunku hep yola bakiyor), yolcularin bulanir.

Tekne gezisinden keyif alanlar olacaktir, almayanlar da olur. Tekne cok buyuk degil ise elbette otel kadar konforlu olmaz, kamp yapmak gibi dusunun. Teknede bol bol islak mendil, agri kesici, yanik kremi, tuvalet kagidi olsun. Tuvalet kagidini asla tuvalete atmayin, tekne turu felakete doner. Guvenlik kurallarini asla atlamayin, isler ters giderse sandiginizdan daha tehlikeli olur. Eger tekne eski ise icinde bazilarini rahatsiz edecek ahsap kokusu olur, bazi eski teknelerde mazot kokusu olur buna dikkat edin, tekneyi onceden kontrol edin ki koku yolda rahatsiz edecek boyutta olmasin.

(Bu dediklerim 8-15 metre arasi ozel tekneler icin, guletlerde durum ne pek bilmiyorum)

1 hafta mavi tura katıldım,bir gece kamarada yatmadım.Güverte muhteşem olur.Gece yıldızları seyredip sessizliği dinlersin.Teknede 220 volt ve ışıklandırma olayını öğren.Buna göre power bank ve kitap okumak için özel ışık al derim.palet gözlük 3 şort ve 3 tişört yeter.

ben yelkenlide 9 gün geçirdim.
kamaralarda default olarak 1 pervane var içeriye üflüyordu.
çok sıcak olduğunda onu açıyorduk ama çok da sıcak olmuyordu açıkcası.
zaten gece 1-2 gibi kamaraya girip sabah 9-10 da çıkıyor ve bir daha girmiyorduk.
tekne hareket halindeyken zaten hiç sıkıntı olmuyor.
camını açınca püfür püfür esiyor.
gece de tekne hafif hafif sallanıyo çok tatlı uyunuyor...
tekne tutması varsa onu bilemiycem ama bana çok iyi gelmişti.
9 gün sonunda karaya çıkınca aydan gelen astronot gibi olabiliyorsun ilk birkaç gün=)

teknenin altı üstünden daha az sallanır. zaten alkollü de olursun uyur gidersin. tekne kiralamada püf noktası alkol. yiyeceğini getirirsin ama alkolü tekneden satarlarsa olmaz. pazarlığınızı buna göre yapın. biz alkolümüzü de getiriyoruz diyin. yemeklerin pişirilmesi servisi ve yıkanması onlara ait oluyor.adamlara arada bir jest yapınmasanıza davet edin rakı falan. ayrıca bu gezinin günün bir kısmını balık avına ayırın. teknede yeterli olta ve yem olmasına dikkat edin. bir saatinizi ayırarak bir kaç günlük yemeğinizi çıkarabilirsiniz.

skyforce reloaded ios ta ama androidi de vardir bence

Draw something

Akinator free( ama dili İngilizce yap daha geniş öyle)
Subway surf
Nesine.com var o da kumarlı olan :)

Dediğin tarza uygun arqy diye bi oyun var öyle kafa boşaltmalık denenebilir.

son halini bilmiyorum da şu oyun güzeldi
play.google.com

Cut the rope oynuyorum arada.

Eski bomberman oyununu seviyosan o tarzda bombing bastards diye bi oyun var, kontrolleri arada insani cileden cikartsa da reklamsiz para odemesiz guzel bi oyun

(bkz: gems of war)

bağımlılık yapıyor. hele ki RPG seviyorsan hastası olursun. Bekletme falan yok, saatlerini gömebilirsin. Ben Steam'den indiridm bilgisayarda da oynuyorum telefon kesmeyince.

trollrace2 (bildiğimiz adıyla hugo) oynuyorum. şahane

polonya saatiyle 8 demiş...

aynen, bizim saatle saat 9 oluyor, 52 dakikadır pc başındayım yani..

15 dakika filan gecince aracı kuruma msj attınız degil mi? Unutmustur ya da seyahate fln gitmistir. Bir de keske dun msj atsaydın yarın konusuyoruz di mi diye.

aynen mesaj attım, ilgili görevli de şaşırdı ve araştıracağını söyledi. ne çıkacak bakalım.

edit: ve evet 1 gün önceden planlamıştık zaten yarın yapalım diye, benim için enteresan bir durum oldu.

kadıköy viktor levi güzel bir mekandır.

kadıköy viktor levi çok gürültülü bir mekan. tabii bana göre. biraz da sıkışık gibi geliyor bana. Bence kadıköy bu tarz durumlar için uygun değil ama moda tarafları olabilir.

kalamış develi güzel mekan, akşamları vıcık vıcık kalabalık olmuyor. özellikle balık tarafını seçerlerse rahat ederler. hem kebap kısmı var hem balık. ikisinin binaları ayrı. ama aynı lokasyonda.
biraz pahalıdır ama.

ailelerin ilk tanışmasının restoranda olması biraz ilginç değil mi? restoranlarda sadece yanınızda ve karşınızda oturanlarla muhatap olabiliyorsunuz ama ev ortamında salonun her yerinden her yerine laf atmak mümkün olabiliyor.

ama illa restoran olması gerekiyor diyorsanız, bir katını ya da bir bölümünü size ayırabilecek bir kebapçı daha iyi olacaktır.

mezuniyet sonrası restoranda yemek yiyip eve geçmişti akrabalar sohbet için. ama tabi dışarıda zorunlu bi aktivite yoksa evde olması en temizi. hadi çay bahçesi falan olsun sahilde.

kalamis divan

Nişan vs. olmaksızın bir taraf diğerini evde ağırlasın. Yemek olur, çay içme olur (bunda da kuru kuru çay değil de atıştırmalık kek, pasta, poğaça vs. de ikram ediliyor.) maksat tanışmak. Hatta bence kız tarafı davet etse daha şık olur. Aynı ortamda kız isteme, nişan da yapılacağı için bir nevi ortama ısınma da söz konusu oluyor.

Hayırlı uğurlu olsun şimdiden :)

İlk buluşma için gerekli malzemeler:

1 adet ev ortamı, en az 1 adet ağzı laf yapan kayınpederlerin yaş segmentinde bir akraba

ilk tanışmanın evde değil de dışarıda olması bence de daha iyi. hem ağırlayan taraf ev işiyle uğraşmaktan, ikram çıkarmaktan helak oluyor hem de birileri bu yüzden hep muhabbeti kaçırıyor.

mekan önerisini aklıma gelince yazarım.

yalnızca mekan soruyorum arkadaşlar ev diye bir seçenek yok =)

bizimkiler besiktas'ta bir balik restoraninda tanismislardi, gayet de guzel oluyor. yemekler geliyor gidiyor, muhabbet aciliyor falan.

lie to me

the unit

the mentalist-ilk bir kaç sezonu oldukça iyi

lost-seyretmediysen

Oz

Saydıklarının hepsini izleyip beğenmiş biri olarak

True Detective

Sons of Anarchy

Sherlock

The Killing

House of Cards

Prison Break- İlk sezon efsane diğerleri çöp.

Tavsiye ederim.

Dün Fi'ye başladım güzeldi. Yerli dizi izliyorsanız olabilir.

fi ve masum u da izle.
beğenmezsen paran iade...
yabancılardan da

the night of
atlanta
rick and morty

White Collar,
Person of Interest

Sherlock

true detective

13 reasons why
fargo
breaking bad
oz
twin peaks

Bb
Oz
Td

oz izle mutlaka. six feet under'ı seven bence onu da sever, konuları alakasız olsa da.

Sherlock, friends

the good fight

samsung 850 pro

rentts+1

crucial da uygun fiyatli bir alternatif. mx300 serisi vnand teknolojisini kullaniyor, ben aldigim sirada ust duzey markalarla ayni idi.

Samsung 850 Evo

Samsung 850 evo aldim ben de gayet memnunum. Hepsiburadada indirim filan da vardi 700 lira gibi bisey verdim 500gb a

dragos taraflarında bende aramıştım da bi ara bayağı yoktu sanırım, moda da varmı bilmiyorum ama belediyenin varsa vardır onun dışında özel bulmanız zor.

YOK

Orda yok. Yeniköye gelin, Sedona bisiklet cafe var. Ordan kiralarsınız.

@basubadelmevt; nasıl gideriz buradan biliyor musunuz?

@mutekebbir

Kadıköyden Besiktaş vapuru, Besiktaştan ise sarıyer yönüne giden herhangi bir otobüs.Kafeyi arayın sorun ama ellerinde var mı şu an bisiklet diye. 0212-262-44-44

Olur öyle ya. Ben de aynı yaştayım ve 24-25 yaşa göre 14 kilo zayıfım üstelik hiçbir değişiklik yapmadım.

şekerine ve tiroidine baktır bi istersen

nedensiz kilo kaybı (allah korusun) kanser belirtisi olabilir diye okudum geçenlerde...

yaşın çok değil +1 genelde 40dan sonrası için söylenir o. ayrıca triodine baktırmanda fayda var çok çalışıyorsa zayıflıyorlar genelde.

Arkadaşlar yaşımı nereden biliyosunuz hepiniz asdshjf? :/

kulak içi adı üstünde kulağına daha yakın olacağı için bass ları tizz leri daha iyi duyarsın.
ama ben şahsen hiç rahat edemiyorum onlarla.
ben klasik iphone kulaklıkları tarzı kulağın girişini tam kapatmayan ama kulaktan da düşmeyenleri seviyorum.
hatta sipariş verdim airpod bekliyorum...

bu fiyat seviyesinde ikisinden de alacağın ses benzer olur. cx serisi hep bas ağırlıklı zaten. özellikle sennheiser cx300 basların tizleri ve midleri gömdüğü kötü bir kulaklık. ilk defa 150-200 tl üzerine çıkan birisi için ki zannediyorum sözlüktekilerin çoğu öyledir, evet iyi ses verecektir ama çöptür gerçek anlamda. daha dengeli, giriş seviyesi için soundmagic e10 falan al paran boşa gitmesin.

diğer kulaküstü kulaklıklığı da kulakiçi gibi rahat kullanamazsın. muhtemelen 2-3 saatten sonra kulakların ağrır baskıdan, dışarıdan çok ses alır, dışarıya ses verir vs.

teknik bilgilere bakarak "sound signature" üzerine varsayımda bulunmak zor ne yazık ki.

sennheiser'ın hd serisi kadar boktan, balon bir kulaklık serisi daha yok. cx serisi fiyat/performans serisidir ve çok iyidir. zaten iki kulaklığın kullanım amaçları da farklı. ama sonuç olarak cx serisinden bir ürün tercih edilmeli

son kulaklığım rs170 idi not olarak

Sirkecide çol var öyle şeyler satan dükkan ve bildiğim kadarıyla uygun da

öncelikle istediğiniz ekipmanın marka modeline araştırarak karar verin bu şekilde aratın
sahibinden de alıp kullanmayıp satanlar var veya ikinci ele sıcak bakıyorsanız onları daha da uyguna bulabilirsiniz

ciddi iliski istemiyorum bu siralar. hazir degilim vs degil. baglanamam falan de.

nasıl söylersen söyle çok üzülecek.

lan kızlara laf söylersiniz yazdığınız çözümlere bak. en ufak umut verecek pay bırakmadan söylemelisin. iyi bir insan ve arkadaşsın ama aşk bambaşka bir şey ve ben sana karşı bu manada hiçbir şey hissetmedim hissetmiyorum demelisin.

onun sana olan ilgisinin gururunu okşadığını fakat senin ona, onun sana baktığı gibi bakamadığını söylemen lazım. kelimeleri sen seçeceksin.

@zgrydn+1, ben de bu şekilde kendimi ifade ediyorum. beğenilmek, sevilmek gurur okşayacı bir his özellikle bu hislerin sahibi güzel bir insansa. ama ona o şekilde bakmadığını söylemen gerek, kibar olmak için değil de ona umut vermemek için sonradan onu daha da üzmemek için. başkası "beni istemiyorsa", bana bu şekilde davransın isterim.

Açık açık söylemelisin, bunu dünyanın en kibar insanı olarak dünyanın kibar kelimelerini seçerek de söylesen o kalp kırılacak yapacak bir şey yok.
Al karşına konuş. Yapılacak en büyük hata böyle bir durumda aman kız üzülmesin diye kendini gere gere kıza ümit vermek olur.
Gerekirse üzülsün kalbi kırılsın ama olmayacak bir şeyse umutlanmasın.

zgrydn +1 diyeyim ben de. yalan söylemeye kivirmaya hic gerek yok. bu daha kirici olacaktir. bu işi hic kalp kirmadan da yapmanın imkanı yok. açık konus, görüsme sıklıgınızı azaltmaya calisin. sen söyledin diye o seni sevmeyi birakmayacak belki ama en azından dürüst ve açık bir şekilde konusarak ona deger verdigini hissedip mutlu olacaktir.

şu duyurunun screen shot ını at
"Vaziyet" yerine "Vasiyet" yazdığını görünce ister istemez soğuyacaktır...

kibarcası yok,
bu arada arkadaş ortamında kendiliğinden mi aşık oldu?
yoksa bir süre sevgili gibi takılalım dneeylim modunda oldunuzda o aşık oldu ama sen birşey hissetmedin mi?

@basonf,

flört dönemi yaşadık bir kaç hafta boyunca. bilseydim zaten bu kadar kısa bir süre içinde bu denli bana bağlanabileceğını hiç başlamazdım açıkçası.

o zaman işler daha kötü üzülecek.

Herhangi bir sporun boyy uzatması gibi bir şey aklınıza yatıyor mu?

pilates boy uzatmaz ancak duruş değişikliği sonucu boy uzamış gibi gözükebilir. ayrıca kadın sporu deyip geçmeyin, ağırlık antremanı sırasında terlediğimden daha fazla terliyorum pilates dersi sırasında. cins cins bakanlar baksın, siz aldırmayın.

pilates bence çok etkili ve rahatlatıcı bir şey.
vücudu daraltıyor ve güçlendiriyor ama erkek vücudundaki etkisi ya da bu daralma olayı istenen bir şey midir bilmiyorum.
gittiğim yerdeki pilates hocasına da sormuştu birileri,büyüme dönemindeki biri için ekstra etkisi olabilir belki ama olgun insanda uzama gibi bir şey olmaz,duruşunuz dikleşir,o etkiyi yaratabilir demişti diye hatırlıyorum.

onun haricinde yüzme bence en güzeli.
pilates ile desteklemek istiyorsanız erkek kadın ayrımı yapmayın,salonda gruplar oluyordur,ya da sadece pilates derleri veren yerler var (hem mat pilates hem de özel ders reformer vs.)
gidin bir deneyin hoşunuza giderse yapın ne güzel işte.

edit:springboard pilates de çok güzel,bir saatte sucuk gibi oluyorsun.
static1.squarespace.com

Esnemeye dayalı rutinler daha çok postürü düzelterek kişinin gerçek boyunu gösterebilmesini sağlar en fazla.

Öncelikle "millet nası bakar, ne düşünür?" diye düşünerek hayat geçmez onu söyliim. Gittiğim salonda pilatese düzenli gelen erkekler var. Boy uzatması çok yoğun esneme/gerilme ve duruş çalışmalarından kaynaklı oluyor. Kasları uzatıyor. O nedenle 10 cm vs. gibi düşünme ama görünüşte ve duruşta ciddi değişiklik yarattığı kesin.

Pilates yapan erkek olarak yazıyorum.

Birincisi, boyunuzu uzatır. Düzenli pilates yapmak kemiklerinizin arasındaki mesafeyi açar, postürü düzeltir, omurgayı düz tutmayı öğretir ve boyu uzamış gibi gösterir. Beklentiniz 1-2 santim düzeyinde ise, ilacınız pilates.

İkincisi, kasları uzatmanın boy uzunluğu ile ilgisi yok.

Üçüncüsü, pilates sizi sakinleştirip üslubunuzu düzeltmeye de yardımcı olabilir. "Ebru Şallı denen tip" gibi "amele" ifadelerden kurtulmanıza yardımcı olur. Etiketleme hastalığından kurtarabilir.

Dördüncüsü, şimdiye kadar spor salonunda bana cins cins bakan olmadı. Olacağını da sanmam. Olsa da yaptığım sporu bırakmam. Size de bunun öneririm.

boy uzatır
babilbalığı+1
herhangi bir fizik tedavi uzmanına sorun aynı cevabı verecektir...

biz iş yerinde 4 kadın başladık, ikinci ders herkes bıraktı, ben de bir erkek arkadaşımı ayarladım. haftalardır bir kız bir erkek herkesin içinde spor salonunda hoca eşliğinde pilates yapıyoruz.
o arkadaşım da aman şirkettekiler benim için ne düşünür demiyor, gayet de severek yapıyor. gerçekten insanı rahatlatan bir spor. tavsiye ederim.

panonun mna komasinlar diye olmasin o kameralar?
dunyanin parasidir o cocugunun biri tasi koyarsa kim verecek hesabini?

ne için olursa olsun, gizli olarak çekim yapıyor. kamera ile gözetlenen yerlerde "burası 24 saat izlenmektedir" falan gibi bir bilgilendirme yapılıyor, yapılması gerekiyor. bir çeşit zorunluluk. en azından kamerayı aleni koyuyorlar, gizlemiyorlar, mobeseler gibi. siyah cam arkasına ufacık kamera gizleyip bilgilendirme falan yapmadan etrafı gözetlemek nedir?

yazsın üstüne madem öyle, "içinde kamera vardır, 24 saat çepeçevre kayıt yapmaktadır" diye.

aklıma yatmayan her lafa bir cevabım olacak kusura bakmayın.

peki o zaman ben rentts'in dediği gibi yarın bu panoya taşla dalıp kamerasına da poz vere vere paramparça edicem.

ee hiçbir şey yapamayacaklar o zaman? delil olarak kabul edilmeyecek benim verdiğim zarar, inkar ederim? "aha bu kırdı hakim bey bakın görüntüsü var" derlerse "ehe ehe yazmıyodu ki delil kabul edilmez" diyip sıyırırım o vakit?

madem hukuken de delil olmayacak, gayrıresmi olarak tespit edip dövmek için mi çekiyorlar?

kamusal alana isteyen gizli kamera dikip istediği yeri (binaların içi dahil) habersiz gözetleyebiliyor mu? eğer öyleyse bişey deniycem.

strasbourg-colmar gayet güzeldir yazın.

Strazburg her mevsim guzel bence

Kisin karlar kapliyken ve bahar sonunda cok güzel oluyor. Gezmeye elbette deger, sehrin tamami UNESCO miras listesinde. Ama en fazla iki gün.

Bunu yapan kişiyle konuşmamak lazım galiba. Kimden ne saklıyor, bu neyin kafası?

Ben böyle birşey yapmadım hiç.

0, e.

Cok zeki olduklarini sandiklari icin herhalde bilmiyorum yapan ben degilim.

hepsi adıyla soyadıyla kayıtlı.

hee sonra remzi usta'dan "uff regl oldm .s.s" diye msj gelince nasıl açıklama yapacaksın :))

0 e

0

bu tür şeyleri 12 yaşından sonra yapan insanın zihinsel problemleri vardır.

0

0

0

Cok komik bunu yapan insan telefona çağrı da bırakıyordur.

s ı f ı r

0, e. deli deli is yapmayin.

0, k. ne gerek var alavere dalavereye ugrasamam da zaten.

hikmet diye bi kız arkadaşım var sayılıyorsa :)

O,k

0 e

0, erkek.

Hahah iki haneli IQ ile bu kadar oluyor demek ki :D

Bende de sıfır bu arada, gereksiz böyle hareketler.

Dünyadaki tüm mısırlar gdo'lu.

angelus +10000

rentts +0,5

@mahone +0,0000001

Zehirli sarmaşık.

www.turkcealtyazi.org

Match point, closer

femme fatale denince aklıma anında lauren bacall geliyor. onun için örnek filmim de the big sleep.

Lost highway, patricia arquette :'(

youtu.be

The Last Seduction
China Moon
Palmetto
Bound
Goodbye lover
Head above water
Underneath(1995)

underworld

la bete humaine
flesh and the devil (bu sessiz film, o yüzden herkese göre değildir. ben de ilk kez izlediğimde çok beğenmemiştim, sessiz filmlere daha uzaktım o zamanlar)

femme fatale diye film var?

gone girl

Salome

Film ;
Basic Instinct (1992)
Casino (1995)
Heartbreakers (2001)
One Night at Mccools (2001)
Sin City: A Dame to Kill For

Dizi ;
Footballers Wives
Femme Fatales

Kitap ;
Budala
Salome

kimse de dememiş ki; sin city: a dame to kill for

program türkçe, türkler için ise;
uzm. dr. sn. başar esad beyefendi'nin kale gibi sağlam durduğu suriye'de muhammedçi piçlerin yarattığı sorunları tartışacağız bugün. konuğumuz x hanım/bey. hoş geldiniz.

@nigeo, istediğim böyle bir şey değildi ama yine de işaretledim tiki, teşekkürler.

6 yıl önce suriye'de başlayan iç savaş geride binlerce ölü, annesiz babasız çocuklar ve harap bir ülke bıraktı. Milyonlarca kişi evinden oldu, savaştan kaçmak için komşu ülkelere ve avrupa'ya sığındı. Ülkedeki savaştan kaçmaya çalışan binlerce kişi bu uğurda can verdi. aradan geçen yıllardan sonra beşar esad rusya'nın desteğiyle hala rejim in başkanlık koltuğuna oturmaya devam ediyor. Şimdi konuğumuz doç dr. X ile suriye'de süregelen içsavaşı, savaşın hem global hem de ortadoğu'daki güç dengeleri üzerinde etkisini konuşacağız.

Suriye iç savaşını doç. Dr x ile konuştuk. 21'nci yüzyılın belki de en acı en kanlı savaşlarından birinin yaşandığı suriye'de yaşananlara biraz daha yakından bakmaya çalıştık. Bizi değerli yorumlarıyla aydınlatan ve suriye meselesini anlamamıza yardımcı olan Konuğumuz x e çok teşekkür ediyorum.

10 yıldır toplam 10 saat izlemişimdir maksimum. evimde tv aleti yok zaten.

benim aklım almıyor insanların takip etmek zorunda oldukları saatte reklamlarla dolu yayın seyretmelerini.

TV'nin karşısına geçip zaman geçirmek için izlemiyorum. Yabancı dizi izliyorum bazen, o da bilgisayarda.

Annem evlilik programı izliyor, babam arada maç izler.

Birisinin evine gittigimde TV"nin acik olmasini saymazsak son 8 senedir TV izlemedim sanirim.

Bazen ilginc bir tartisma programi oluyor ama onu da ertesi gun YouTube'a yuklenince izliyorum.

bisiklet sezonunda eurosport ve nadiren birkaç belgesel kanalı harici, hayır.

en son ergenken cnbce falan izlemişimdir herhalde. şuan evimde tv bile yok.

9 yıldır televizyonum yok, ailemin yanından ayrıldıktan sonra izlemedim. zaten internetten de dizi film izlemem. Genel olarak içten gelen bir şey izleme duygusu yok. Biri izlerse yancı olurum.

Cidden hiçbir şey yok izlenecek. Önceden haber kanalları falan izlerdim, onların hepsi Erdoğan TV oldu, diziler falan malum zaten. bir tek tlc izliyorum.

tv internete bağlı dizi, film izliyorum...
tv yayını olarak da bbc earth te çok güzel belgeseller oluyor, bir de discovery science'ta onları izliyorum arada...

Belgesel ve Spor kanalları hariç izlemiyorum.

çok büyük bir olay. tebrik ediyor ve başarılarınızın devamını diliyorum. bakalım rekor kimin olacak. bu arada ben de 564643547864 senedir izlemiyorum not olarak dursun burada.

izlemiyorum. eskiden haber ve maç izliyordum artık onlardan da soğudum.

İşsiz olduğum zamanda izlerdim, hem de çok.
24 Kitchen 7/24 açıktı neredeyse.
Hala bakarım arada.
İzlemeyi pek sevmediğim programlar varken Nat Geo Wild açardım.

Şu an televizyon izleyecek vaktim yok.
Sadece bir tane dizi izliyorum (Vatanım Sensin). O da öyle uzun ki zaten bir hafta yetiyor insana.
Arada kardeşim izlerken İçerde'ye bakıyorum kafam kaldırmıyor ilk reklamda bırakıyorum.

youtube torrent dizi film belgesel arşivim izlemeye hacet bırakmıyor 3 4 yıldır izlemiyorum

-biz or..pu çocuğuyduk!

imza: kodispor

İzliyorum. Televizyonsuz yaşayamam hatta.

bende de 5 senedir falan yayın yok. 3 sene kadardır da tv yok. (param olsa tv alırdım) ama izlediğim diziler var. sonuçta onların da çoğu tv için çekilmiş şeyler. sonra, arada bbc'de ilgimi çeken program/belgeseller oluyor. onları da internet sitelerinden izliyorum. bir de çok tenis maçı izliyorum. bir kısmı sky sports aracılığıyla. ayrıca kim 500 milyar ister'i de izliyordum. onu da sunucusu değiştiğinden beri izlemedim.

karşısına oturup izlemiyorum. başka bir şey yaparken arkada ses olsun diye açık duruyor (nat geo kanalları, history, vs. ya da home&entertainment).

televizyonu indirdiğim filmleri izlemek ve xbox için kullanıyorum. onun dışında dediğim gibi ses ve ışık için.

Galiba 14-15 yıl oldu izlemeyeli. Arkadaşlarımın "kesin izle" dedikleri programların da youtube'da yayınlanacağını bildiğim için tekrarlarını daha sonra izliyorum.

7 yıldır televizyon izlemiyorum. Youtube'dan belgesel izliyorum ve yabancı dizileri izliyorum

televizyon ne?

Yemek yerken haber ve spor kanallarını takip ediyorum. Bisiklet turu varsa kaçırmamaya gayret ederim. Bazen basketbol ve voleybol maçları.

izlemiyorum

izlemiyorum, ama yapacak başka hiçbir şeyim yoksa netflix'te stand up izliyorum. (netflix'te dizi/film izlemiyorum)

Uzun zamandır izlemiyorum ama annemleri ziyaret ettiğimde azıcık anne dizi dibinde otururken maruz kaldığım oluyor. 7-8 senedir bakmadım sanırım. En son izlediğimde Acun'un kutu yarışması vardı. Netflix'te izlediğim iki dizi var, bir de Supernatural'a yetişmeye çalışıyorum, o.

Yemene bağlı. Kilo bile alabilirsin. 10 kilo da verebilirsin.

hepsini tek seferde yürümek baya baya zor ama zaten düzenli spor yapıyorsan ve gerekli erzağını da alırsan bi kilo değişikliği yaşayacagını sanmam.

509 km yi niye 1 ayda yürüyosun onu anlamadım. O yürüyüş değil bildiğin gezinti bence tabi amacın kilo vermek değilse no problem.

Şu kadar kilo verirsin demek zor ama dehidrasyondu şuydu buydu derken bi 5 kilo versen bile sonrasında hızlı bir şekilde tekrar alırsın o kiloları, kalıcı olmaz.

Ne yediğine bağlı.

zaten orada yemek-su sıkıntısı olduğu için öyle abur cubur bilmem ne yiyemeyeceğin için verirsin.

emre-ozeren.blogspot.com.tr

başvuruda bir yerde bir çelişki olmuş ve işkillenmiş olmalılar. ya da türkiye'ye döneceğinize dair ikna olmamışlar. sanki kurstan 1 aylık yeni bir davet mektubu almış olsanız daha iyi olurmuş. vize alamamak problem elbette ama ileride alman bir üniversiteden kabul mektubu alırsanız, şu anki red durumunu problem edeceklerini sanmıyorum. bir de red sebebini dilekçeyle öğrenme şansınız yok mu? abd'de böyle bir hak vardı sanırım, belki almanya için de vardır.

Hocam red kagidinda ne yaziyor? Neyi gerekce göstermisler? Itiraz yapacaksiniz, cok zor ve uzun süren bir islem degil.

Red sonrasi eger verirlerse esinize vize, sikinti olmaz bence.

şimdiye kadar alamadığı vize olmayan birini tanıyorum.

zamanında ret yediğim bir ülkeden bir hafta sonra vize alabilmişti kendisi. isterseniz bir ona ulaşın derim.

Orada kalacağını, geri donmeyecegini düşünürtmüş kendisi çok garip bi şekilde.

@avianthem vallahi çok iyi olur. Aracı şirket mi

Merhaba moralini bozmadan kardeşim redde 1 ay içinde itiraz edebiliyorsunve olumlu sonuçlar alabiliyorsun almanyakonsoloslugu.gen.tr buradan da detaylı bilgi alabilirsin

Vize başvurusu veya sonuca itirazınızı yaparken mutlaka büyükelçiliğin/konsolosluğun resmi web sitelerini ve aracı kurumun (IDATA, VFS) web sitelerini kontrol edin. En güncel bilgiyi resmi web siteleri verecektir. Konsolosluk web sitelerinin resmi olup olmadığını gov uzantısından anlayabilirsiniz.

@jsb

evet, öyle de denebilir. ekşi sözlükte ulaşmıştım kendisine yıllar önce, şu anda şuradan ulaşabilirsiniz.: www.linkedin.com

ocakta gittim teferruatlı arama haricinde bi sıkıntı yaşamadım.

güvenli arkadaşım her ay tel aviv e gidip geliyo, tr den çok daha güvenli hatta

İsrail'e her zaman gidilir.

ama pasaportunuzda irak/iran girişi varsa, kapida cok zorlanirsiniz.

kudus, olu deniz, akka, görülmesi gereken yerler.

Tecrübeli bir ergene genç derim ben.
Ergenlikten bazıları 30'da çıkıyor ve hala genç olabiliyor.

Edit: Duyurunun yaş ortalaması 30'a çok yakın. Buradaki insanlar yaşlandıklarını kabul etmezler. Sokağa çıktıklarında liseliler abi çeker ama hepsine. Orada anlarsın yaşlandığını. He 30 genç he.

genclik insanin biraz da kendine bakmasiyla alakali
40 yasinda ne adamlar var fizik olarak 20 liklere tas cikartir.
o yuzden bence yastan ote gorunus ve dusunce tarziyla alakali gibi geliyor.
bi de soyle dusunebiliriz:
30 yasindaki bi obez ile 50 yasindaki bi sporcuya baksan 30 yasindakine ilk bakista daha genc dersin.
ama 30 yasindaki eleman 40 yasinda kalpten gitme olasiligi cok yuksek.
50 yasindaki sporcu eleman ise 80 yasina kadar yasayacak
yani birinin onunde yasamasi icin 10 sene birinin 30 sene olan iki insan oluyor bu ornekte
o yuzden genclik hesabi bence kaliteli yasamla alakali olmali diye dusunuyorum dogum yilindan ziyade

bence uzayan insan ömrü ile ilgili bu anlayışın değişmesi. 40, yeni 30'dur diye düşünüyorum.

fiziksel yada ruhsal ise 30 genç denebilir.
30 yaş insan ömrü için gençtir. 40 lara kadar genç diyebilirim hatta.
40 ından sonra fiziksel olarak hastalanmaya çabuk yorulmaya başlar bedenler.

18-25 yaş aralığı

gençsin işte. 30-35 de genç artık. üstü ortayaş :)

Diğer arkadaşların dediklerine katılarak, fizyolojik, mental ve ülkelerin yaşam-kültür özelliklerine göre değişkenlik gösteren bir şey olduğunu düşünüyorum. Mesela Afrika'da gençlik 18-30, kimi zaman 35'e dayanan yaş aralığı. genel avrupayı baz alırsak 14-25 aralığı. bize gelirsek işler değişiyor biraz. çünkü çocuklar aile ile büyüyor ve aile daha çok yuvacı davranıyor. bu da yaş çizgisini yukarı çekiyor. Fazlasıyla +25 yaş grubu ailesiyle yaşıyor. bu da mental olarak çeşitli yüklerin altına girememe, sorumluluktan payını almadan bireylerin daha yarı olgun bir çizgide kalmasına sebep oluyor, bireylerin sosyolojik olarak 'henüz genç' olarak kabul edilmesine yol açıyor. Bu ruhsal durum tek egemen faktör de değil tabi. Malesef ki 45 yaşında bir bireyin yaptığı tüm çılgın, gençlere delicesine meydan okuyan yaşam stiline genç diyemem.

27 de genç yahu. 18-25 anca ilk gençlik olur.

Genç olmak ile genç görünmek aynı şey değil.
Ben de 10 yaş genç görünüyorum ama genç değilim.
Bir çok kurumda gençlik tarifeleri 25 yaş altı olarak hesaplanır.
Ama ben kendimi genç hissediyorum diyemezsin.

hayatla ilgili düşünürken geçen günleri saydığın sürece gençsin, kalan süreyi hesaplamaya başladığın andan itibaren yaşlı.

yaşlılık hayat tecrübesiyle ve yaşam tarzıyla ilgili bence. eskiden 30 yaşında bir insan çoktan evlenmiş çoluk çocuk yapmış 45 yaşında hangi hayatı yaşayacaksa o döneme girmiş oluyordu.

şu anda ise insanlar gereğinden fazla angarya eğitim süreleriyle iş hayatına geç atılıyor ya da aileler daha korumacı davranarak hayat tecrübesi edinmeye kısmen de olsa mani oluyorlar.

tarifelerde şöyle bir durum var. 25 yaş altı öğrenci üzeri ise yetişkin kabul edilir. maddiyatla alakalı bir şey. ancak 27 gayet de gençtir. sadece dönem olarak 20 yaşındaki birinden olgundur. farklı hedefleri vardır vs. yoksa fiziksel olarak bir sıkıntı yok bence.

müdür kendine iyi baktıysan, iyi hissediyorsan, görünüşün dağılmadıysa gençsindir işte.

cimen ajans

şu
store.nike.com

skechers memory foam tabanlı modeller kullanışlı. hafif, ayağınızda yokmuş gibi oluyor.

nike hava tabanlı modelleri çok rahat. daha uygun fiyatlı bir şeyler arasan reebok daha uygun.

Nike vomero 10 kullandım. Şimdi 12si çıktı. Daha bile rahattır büyük olasılıkla.

Skechers +1

pegasus 33 ile maraton bitirdim, memnunum

nike pegasus serisi bence çok iyi.

Marka olarak Nike ve skechersta işinizi görecek bir sürü model bulunuyor

spor olmayan günlük ayakkabılardaki rahatlık olayı markadan ziyade modelle alakalı bir durum bence.
Aşırı topuklular hangi markada olursa olsun ayak için sağlıksız.
Ben h&m'in minik topuklu ayakkabılarıyla çok rahat ediyorum.
Önü açık,kapalı,sivri burun vs birkaç farklı çeşidi var ve her sezon oluyor.

lp.hm.com

Onun dışında da nine west buçuklu numaraları çalışması dolayısıyla sanırım,bana oldukça rahat geliyor.
Dolgu topuk nude modelleri her şeyle giyiliyor.
s-media-cache-ak0.pinimg.com

Bot vs için de en önemli şey ön kısmında platformu olması.Diğer türlü acı içinde kıvranıyorum bir süre sonra.

tr.ecco.com

bu konu benim için ciddi bir sorun arz ettiği için tecrübelerimi paylaşmaya geldim. topuklu ayakkabı giydiğimde kendimi çok daha güzel hissettiğim için kendimce çözüm önerileri ürettim. çok şık dolgu topuklu ayakkabılar, botlar, çizmeler var; bunlardan alabilirsin. dolgu topuk kadar orta kalınlıktaki topukluya sahip botlar da şık olabiliyor.
şunu kastediyorum; www.topukluayakkabi.com

daha kalın topuklular ise bence şık görünmüyor. şunun gibi; delisiyimcdn.r.worldssl.net

bu tür kısa ve biraz kalın topuklular da acayip şık ama görece daha rahatsız tabii; img.mecrea.com

yaz mevsimine gelince dolgu topuk candır. şahane güzellikte yazlık ayakkabılar var. bunun için internetteki modelleri sürekli takip et. mecrea.com güzel bir site. önü açık ayakkabılarda önü yuvarlak şekilde açık olanları alma, bunlardan bir ya da iki parmak fışkırıyor ve iğrenç görünüyor. yani bunları;
www.ayakkabi.kadin.in

önü açıklarda şu şekilde açık olanları tercih et ki parmakların düzgün şekilde görünsün; delisiyimcdn.r.worldssl.net

taşlı sandaletler ya da hafif topuklular da gerek parmak arası olsun, gerekse ayakkabı gibi olsun ojeli ve bakımlı ayak parmaklarıyla çok güzel duruyor.

keyman +1

nando shoes'da da çok tarz ve rahat topuklu ayakkabılar vardi.

gerilecek bir şey yok. şu anda en risksiz ameliyatlardan birisini oluyorsun...

mutlu bile olmalisiniz. artik gozluk ya da lens kullanmayacaksiniz. ameliyat o kadar risksiz ki, her gun lens takmak bile daha riskli oyle dusunun :P

Ben iki kere lazer oldum. İkinciyi de Dünya Göz'de oldum. Korkacak ve tavsiye verecek bir şey yok. Sadece güneş gözlüğün varsa onu mutlaka yanında götür. Yoksa da git hemen iyi-kötü bir güneş gözlüğü al. Arkadaşın refakat edecek olsa bile, hastaneden dışarı çıkınca gözlerin kapalı kapalı gitmek hoş olmaz. İyi kötü az da olsa gözlükle bakman gerekecek. İlk hafta da ışığa çok hassasiyetin olur ve gözlük olmadan dışarıda rahat edemezsin.

Operasyondan sonra ilk gece çok ağrın oluyor sadece, onun için de minicik bir hapın yarısını veriyorlar. Ağrın çok artınca bunu alacaksın diyorlar. Onu içince zaten ağrı falan kalmıyor, hemen uykun da geliyor yatıyorsun. Damlalar falan var, onları kullanırsın. Ertesi gün kontrol falan oluyor...

dunya goz de ameliyat olma.

Öncesinde göz dibine baktıklarında emin olun. Özellikle miyoplarda retina dejenerasyon açısından değerlendirme yapılıp gerekirse uygun müdahalede bulunulmalı.

Gerilecek bi şey Yok çok kolay bi işlem ben de dünya gözde olmuştum geçtiğimiz haziran. 10 dk sürmemişti bile ameliyat anı. Güneş gözlüğü götürün yanınızda mutlaka. Eve gittiğinizde ışığa duyarlı olacaksınız bi süre, sonraki gün geçmiş oluyor zaten. Geçmiş olsun şimdiden, keşke daha önce yaptırsaydım diyeceksiniz

gerilmene hiç gerek yok. hatta kornea'yı kaldırdıktan sonra led aydınlatma pürüzlü gözüküyor sana bana izlemesi çok keyifli gelmişti. o ara doktor da şarkı mırıldanıyordu. zaten uzun süren de bir şey değil.

ameliyat sonrası numaran hemen sıfıra inmiyor bu arada haberin olsun, telaş yapma. :):) genelde göz kuruluğundan şikayetçi olurlar, ben yaşamadım umarım sen de yaşamazsın. :) hadi şimdiden geçmiş olsun.

ben de çok olmak istiyorum ama cesaret edemiyorum..
bildiğim kadarıyla güneş gözlüğünü dünya göz veriyormus ama yine de
hazırlıklı gitmekte fayda var.

pupa mağazaları...

sorunu çözdüm ihtiyacı olan varsa bana ulaşsın

1) ücretli
2) orda mangal yapılabiliyor ama yapanlara iyi gözle bakılmıyor
3) civarda atatürk arberetumu var çok güzeldir
4) belgrad ormanı koşu yürüyüş tarzı spor aktiviteleri için uygun bi yer.

Parkurda yürüyüş, sonra kahvaltı. Mangalla uğraşmayın sabah için.

aslinda tam bahcekoyun ordan gecerken bir borekci var. meshur gibi. hep dolu. enteresan enteresan borekler yapiyorlar. orda kahvalti edebilirsiniz.

bilice borekcisi

marka olarak nike al pegasus modellerini tavsiye ederim.

Bence çirkin :(

bunlar nasıl?

shop.adidas.com.tr

www.flo.com.tr

www.ayakkabidunyasi.com.tr

www.reebok.com.tr

Yastıklaması çok dandik duruyor.

hmm nikeları beğendim hakkaten. teşekkürler

çok kaba duruyor. o fiyata çok güzel nike alabilirsin. daha uygun fiyatlara da rahat bir reebok alırsın.

www.decathlon.com.tr

rahatlık istiyorsanız, bunu alın yada başka rengini. dua edeceksiniz:)

@carabelli fiyatı görünce etmeye başladım :D niye bu kadar ucuz ki?

@miss magara kesinlikle kalitesiz degil ben sadece kosarken giyiyorum erkek modelini. cok uzun suredir de giyiyorum. deneyin baska renklerde daha ucuzu da var hatta:)

anası ağlamştır da ondan.

çoğu motor milyon kilometre gidebilir. 250.000 km 'lik bir araçta her an bir hata çıkabilme olasılığı vardır. bu benim fikrim. 2003 model audi kullanıyorum ben. 55.000 km'de almıştım. şu an 130.000 km'de. en ufak bir sorun çıkmadı şükür.

biraz şans meselesi olmakla birlikte hele türkiye'de 250.000 km'lik bir aracı almak gerçekten cesaret ister. sahibini tanırsın, adam sağlam garanti verir, bakımları çok güzel yapılmıştır ona bir şey diyemem.

önceki sahipleri %99 ihtimalle mal gibi kullanıp bakımlarını aksatıp arabayı mahvettiği için.

@acemi

otomobillerin motorları 300 bin km için test edilir. minimum 300 bin gitmesi hesaplanarak yapılır. genelde 400-500 bini de rahatlıkla görür. 1 milyon efsane değil, iyi bakımlı ve kullanılmış araç gidebilir. kamyon-otobüs mesela iyi bakılır düzenlidir kontrolleri. dolayısıyla gidebilir. otomobil motorları elbette daha az dayanıklı ama dediğim gibi 300-400-500 görürler.

eski motorlar daha çok milyon görebilecek durumda, çünkü teknik performans ve yakıt tüketimi daha geri planda bırakılarak inşa ediliyor motorlar.

rektifiyesiz 500-600 bin giden albea taksiler var. tabi son 100 bini pek iyi olmuyor.

audio gibi bir markanın motoru da 500-600 bini devirir. bu düşük km takıntısı türkiyede var. avrupa, amerikada 400-500 bin ya da daha fazla kmlerde araç kullanan çok insan var.

milyon km motoru sanzimani bitirmeden gidebilen arabalar artik geride kaldi, yeni nesil S class bir mercedesin bile ben 500bin'i motor/sanziman bitirmeden gorebilecegini zannetmiyorum, ne kadar bakim yaparsaniz yapin. Dolayisiyla bu aracta ne kadar bakimi iyi yapilmis olursa olsun buyuk ihtimal omrunu tamamlamaya yakin olan ve yenilemesi oldukca kulfetli olan parcalar yakin zamanda cikacaktir.

Bu tarz arabalari 40-50binde alip, 200'e gelmeden satma taraftariyim ben eger arac ile duygusal bir bag olusmamissa :)

marka veriyorum dell
özelliklerine bütçenize göre bakın.

ben olsam ipad alırdım

samsung tablet alın. bilgisayarla uğraşmasın. ağır zaten.
tableti taşıması kolay, temizliği kolay. tuş, touchpad vs derdi yok. sürücüymüş, windowsmuş uğraşmazsın.

Önce ışığı kapatıp sonra yatın, o zaman buna hiç gerek duymazsınız.

@tahin pekmez yoğurt

Sorunun cevabı bu değil. Zira çözüm aramıyorum, uzaktan kumandalı ampul arıyorum. Belki yatarken kitap okumak istiyorum?

ne gerek var ona bi tane komidin lambası iş görür.

@yaren

Basucu lambasi kullanirsaniz cozulur bu sorun da aslinda. )(kitap okuma durumu)

Onun disinda philipsin ledleri var uzaktan kumanda edilebilen. Yapi marketlerde vardir. Yoksa da karakoydeki elektrikcilerde vardir.

Ampul alirken de lumen ve kelvin degerine gore alirsaniz cig isik olmaz.
2700 K - sicak beyaz

Lumen icinse m2 basina yatak odasina 100 lumen diye dusunun. Yatak odasi 15m2 ise 1200-1500 lumene denk gelecek sayida ampulle aydinlatmak en iyisi.

şöyle şeyler mevcut ama epey dandik malzeme kalitesi.
www.tekzen.com.tr

Başucu lambası kullanamıyorum çünkü evde 3 kedi var ve sadece benim odama girebiliyorlar geceleri. Azıp kudurdukları oluyor, lambanın kırılmasını istemiyorum. Yoksa bunu ben de düşündüm ama olmaz. Güvenli değil.

@sl78

He işte bunları hiç istemiyorum. En gıcık olduğum şey.

Önceki evimde yatak başlığının yanında da lamba anahtarı vardı, müthiş bir konfor. Uzaktan kumandalı ampül varsa bile alması maliyet, patladığında değiştirmesi maliyet. Eliniz yatkınsa kablo ile yatağınızın yanına bir anahtar çekin, değilse bir elektrikçiye çektirin.

----tamam, söylemedim sayalım. :) ----

aslında senin tam işini görecek şey vavyen anahtar.
2 ayrı düğmeyle tek ışığı açıp kapatabileceksin.
biri odanın girişinde, diğeri yatak başında olacak.
elektrikçi sıva üstü tesisat çekip yapabilir.

Sorunun cevabı akıllı ampul/smart bulb kullanmak. Ben Xiaomi Yeelight RGB ampul kullanıyorum.

Ampulün mobil uygulaması var, uygulama üzerinden açıp/kapatabiliyorum ampülleri. Üç adet ampül aldım, ister tek tek, istersem grupça yönetebiliyorum. Saat ayarı yapıp uygulamadan, belirli saatte yanıp, belirli saatte sönmesini sağlayabiliyorum. Veya 30 dk sonra kapan gibi komut atayabiliyorum.

Hatta ampüller RGB olduğu için rengini istediğim gibi ayarlıyorum, 16 milyon renk oluyor :) Sarı ışık-beyaz ışık tonlarını, şiddetini vs. hepsi ayarlanabiliyor. En güzel özelliği de gündoğumu ve günbatımı modları. Günbatımına getirdiğimde ampuller 15 dk içinde parlak sarıdan kızıla doğru yavaşça azalan şiddette geçiyor ve sonra kapanıyor :)

Bütün bu kontrolleri yatakta elimde cep telefonundan yapıyorum. Bildirim çubuğunda uygulama barı da var, ampülleri hızlıca açıp kapatabilmek için. Ve ampülleri sadece evin içinde değil, başka şehirden bile kontrol ediyorum. Eve gelirken mesela mobilden ampülleri yakıyorum. Ampüller internet bağlantılı ve bulut üzerinden kontrol ediliyor.

@neyehbe

Hayal mi kurdun, rüya gördün de onu mu anlattın, gerçekten böyle bişey var mı yoksa benle dalga mı geçiyorsun anlamadım ama çok iyiymiş.

Philips'in renk değiştiren uzaktan kumandalı ampulleri var bizde de. Erkek arkadaşım heveslenip almıştı. Uzaktan kumandayla renklerinı filan da değiştiriyorsunuz. Ayarlayıp tondan tona geçmesini sağlıyorsunuz. Yılbaşı ağaçlarına takılan minik ledler gibi geçişler oluyor. Isterseniz normal ampul renginde de kullanabilirsiniz. Fakat bir tık daha loş ışık olduğu için ben yer aydınlatmasına taktım, tam oldu.

@yaren: :) benim aldığım ürün linki şu: www.banggood.com

Akıllı ampül piyasasının en iyi ürünleri Philips Hue, ancak çok pahalılar. Hatta bunları Amazon Echo ile eşleştirip sesle de kontrol edebiliyorsun. Ben daha uygun fiyatlı ama neredeyse aynı işlevi gören Xiaomi aldım.

Türkiye'de ise N11, gittigidiyor'da daha ucuz kalitesiz ürünler var. Şunun gibi:

urun.n11.com

bunlara gerek yok avizecilerde uzaktan kumandalı avizeler var ucuza onlardan al.

ben philips hue light kullaniyorum telefon uzerinden acip kapatabiliyorsun.
hatta isigin yuzdesini bile ayarlayabiliyorsun.
onun disinda eve geldigin an otomatik olarak yaniyor.
istedigin renk yapabiliyorsun.
evde yokken de acip kapatabiliyorsun (evde birilerinin oldugunu dusunulmesini istyosan mesela sen yokken, hirsiza falan karsi)
ben 450 lira gbi bi fiyata almistim 3 ampulu.

@yaren, aradığın tam olarak bu:
urun.n11.com

yapabiliyosan ne yap et ev al.
hiç bir zaman kaybettirmeyen bir yatırım aracı.
bugün alsan seneye en az %30 karla satarsın.

oyuncu sandalyeleri abuk pahalı ama yorumlar iyi hep. dxracer seatforgamersa falan bakabilirsin. türkiyede var mıdır bilmiyorum. adamlar 10 saat oyun oynuyor sonuçta iyidir bence

gaming chairler hassas yerler için rahattır mutlaka ama bel, sırt, omuz ve boynu nasıl destekliyor acaba. sonuçta gamerlar akşama kadar oynasa da kaykılarak vs oynuyorlardır ama çalışma koltuğunda nispeten dik durmak lazım. yani en azından dik duruşu destekleyen bir sandalye olması önemli.

burositte falan aveon chair lerin cakmalari gibi modeller var 1000-1500 arasi onlara bak

aeron değil de celle modeli de iyi. şirkette yıllardır her gün 8 saat oturuluyor, hala taş gibiler. 800-900 euro kadar fiyatı. bir ara baya bir bakmıştım ben de eve almak için ama daha rahatını bulamadım.

x1

X1 190 bin olmuş

Ford ranger ya da vw amarok. 4x2 olanlarının hem mtv hem de otv si düşük. Nispeten ucuz, guclu, büyük ve yüksekler.

Toyotanin bi cross country si cikti.

Jeep renegade cok pahali degil diye biliyorum bir de.

cipimsi alıp kötü modeller almak yerine normal alıp iyi bir model al derim. x1'i beğendim.

Audi q2, jeep renagade, nissan qq (yakinda makyaj yer), Tiguan. Son zamanalrın en özgün aracı pejo 3008 cok başarılı olmuş.
Onun dışında sırf gösteriş istersen merco gla ve cla, audi a3 sedan. (Audi liste fiyatından en az 20bin iner.)
Tabi bu parayi hiçbiri hak etmiyor. Ben olsam az kilometreli alırdım bayiilerde olanlardan. Misal vw için dod.com.tr 'ye bakılabilir ama ikinci el soz konusu değil yazmışsın. Çünkü bu arabalar 3 ay once 20bin tl ucuz idi.

Yoo öyle kaygılarım yok, güvende hissetmek için de değil. Hep öyleydi arabalarım hb veya sedan yani bu defa değişiklik olsun dedim fakat crv ve rav4 denemiştim bana çok büyük geldiler bi de fiyatlar malum. Evet 2. El söz konusu değil çünkü gelen zammı 2. Ele de yansıttılar zaten çok da farketmiyor.

Bir diğer tavsiyem; bayilere 2016 model sıfır arac stok sor. Nerede varsa gidip al türkiye'de hangi bayide. 10 15bin tl cebinde kalır, üşenme.
2016 sıfır c180 159bin mesela. 2017 170kusur bin.


Piyasa fiyatlarına bakma ikinci elde. Ilanlar aylardır duruyor alan yok. Piyasa ölü. Ciddi alma egilimli olduğun sürece iyi indirimler yapacaklardır sahipleri. Yineliyorum; tavsiyem bayiideki az kilometreli araçlar.

Sıfır için liste fiyatı üzerinden de audiye bi uğra derim. Beklemedigin oranda iskonto kaparsın. Tecrubeliyim. Bir de sabit kur kampanyasi yakalarsan çok iyi fiyatlara audi sahibi olursun. Şu fiyatlarla sıfır araba almak bildiğin üzer adamı.

otv zammi dusecek bekle

Tabiki tiguan

decathlon'a gidin, buna benzeyen bir sürü model var. fiyatlar da iyi.

yuksek ihtimal oakley

avukatlar

reklamcılar

doktorlar

müyendizlerin bir kısmı böyle. yaptıkları işe çok büyük saygım var, benim asla beceremeyeceğim şeyler ve şahsen çok etkileyici buluyorum ama sonuç olarak her sene binlerce mühendis mezun oluyor, demek ki o kadar da nadir bulunan/süper özel insanlar değil bunlar. yalnız bir tripleri var aq yanlarından geçilmiyor. adam ninemin 20 yıldır çiçek sulamak için uyguladığı metodu düşünse "just engineer things ;))" diye coşuyor falan. sanırsın 7/24 hayatın gizemini çözmek ve bir şeyler inşa etmekle meşgul adam, dünya bunun mühendislik becerisi sayesinde dönüyor.

dediğim gibi ben mühendislerin yaptığı işe büyük saygı duyarım ama bu triplerine anlam veremiyorum. ulan mühendis kadar devlet memuru, ne bileyim mali müşavir vardır herhalde bu memlekette... bunlar niye hiç "just mali müşavir things :))" demiyor? yok efendim garılar bize bakmıyor, yok efendim biz çok çalışıyoruz. eeh beee. ne pis geyiğiniz varmış amk.

Doktorlar +1

yazılımcılar
kod yazabilmeyi dünyanın en önemli şeyi zannediyolar...
biç piliiiz...

Gazetecileri genellemek yanlis. Gotu kalkik olanlar genelde kose yazisi yazip koskte roportaj yapanlar oluyor.

Turkiye'de muhabir olmak cok zor.

Daha bugunden bir ornek: tartismali oldugu futbolcunun fotografinin gazetede cok buyuk yer kaplamasindan rahatsiz olan teknik direktor telefonla defalarca taciz ediyor. Ettigi adam ajans muhabiri.

Her meslek grubununda varlar ve malesef sadece "popoları kalkık" olanlar medyada kendine yer buluyor, biz de malesef onlardan haberdar oluyoruz. İşini düzgün ve alçakgönüllülükle yapanlar hep görünmez kalıyor.

"Nereden geldiğini bilmemek" Oluyor bu. Her meslekte hemen hemen neredeyse kendini bir şeylerin öncüsü olarak görenler oldu. Yabancılarda da var hatta bak aklıma Kurt Cobain geldi. Negatif algılanmasın kendisini büyürken sosyo-politik olayların gebe olduğu dönemde gördü. Ailesi X kuşağından gelme... Birileri gaza getirdi ve kendini hep Hükümete karşı bir pozisyonda buldu. Gerçi akıl sağlığı da son zamanlara karşı bozulmuştu.

Canan Karatay var. Bunun öğrencilerinden olanların bazıları "Hoca ne ara bu kafaya ulaştı?" Diye konuşuyor. Bazı bilgileri yanlış.

Kimisi bu işi bilerek ve kendi pozisyonu kaybolmasın diye yapıyor. Tabi binlerce sürüyü de arkalarından getirdiklerinin farkında değiller. Bu tür insanların bencillikleri ön plandadır.

Sporda özellikle belli süre sonra takımın başındakiler kendi pozisyonlarını unutup, farklı bir misyona bürünüyorlar.

Akıl, akıldan üstündür. Uzun vadede önünü görmeden davranıyor bir kısım.

Abartılı ve itici.
Hayvan severlik güzel bir şey ona asla lafım yok ki elimden geldiğince ben de uğraşmaya çalışırım.
Sabah baktım videoya çok sevindim, bir sürü insan da sevinmiş, ve çaba harcamışlar hepsini tebrik ediyorum ama bu tepki biraz farklı, her gittiği ortamda ilgiyi üstüne çekmeye çalışan tipler vardır ya onlar gibi.

Bu kadın bana her zaman antipatik gelmiştir bu sebeple tarafsız bakamadım üzgünüm.

kadın hayvanseverlikten önce gazetecilik yapmış orda.

bu kadın bana da yapmacık geliyor. ama ben sonuca bakarım. yani bazı durumlara dikkat çekiyor, kamuoyu oluşturmaya çalışıyo ne bileyim yardım yapıyorsa görmezdem gelirim şu halini, banane ki. zararı yok sonuçta.

millete de bu dert oluyor arkadaş
yok ömür gedik çok itici yok bilmem ne.
kadın en azından iyi bişi yapmaya çalışıyo kendince.
sev ya da sevme, bir canı kurtarmak için gecenin bilmem kaçında oraya gitmiş (şov diyecek olanlara laf anlatmaya uğraşamıycam kadının daha önceki bisürü hayvan hakkı savunmasına şahidim) ben helal olsun diyorum.
ünlülerden kaçı yapıyor bu veya benzeri sosyal sorumluluk işlerini?
herkes cukkasının peşinde koşuyor.

rentts'in son cümlelerine katılmakla birlikte, kendisinin barınaklardaki yavru köpekleri insanların işyerlerine yarım saatliğine sevdirmeye götürme sonrasında da barınağa geri bırakma projesini de bildiğimden kafa yapısını çok değişik buluyorum. önyargılarımdan sıyrılamıyorum, bu video için de aklıma şu geliyor: i.radikal.com.tr

Abartılacak bir şey yok bence. Kadının hayvanlar için neler yaptığını az çok biliyoruz. Bizler sıcak evlerimizde otururken kendisi o çamurun içinde saatlerde beklemiş. Nokta.

komik.

Keşke böyle biraz insanları da kurtarsak ? Tabi ağzı var dili yok hayvanın ama...

tabiki ihraç fazlası falan değil çin malı.
ben olsam almam

degmez gibi. tanidik biri varsa yurtdisindan getirtebilirsiniz, 40-50 dolara columbia softsheller cok rahat bulursunuz.

ben sahte olduğuna eminim ama ne olursa olsun ne kadar dandik olursa olsun o montu yapan fabrika istese de belli bir kalitenin altına düşemez, yani senin mont yapabilen bir atölyen olsa yapsan yapsan ne kadar kötü bir mont yaparsın? en kötü ihtimal 100 liralık monttur, o yüzden değer diyorum.

"ben 100 liraya fişli faturalı canavar gibi xyz marka mont bulur giyerim, sorun yaşarsam da gider değiştiririm" diyebiliyorsan hiç bunlara bulaşma.

Kontrat var mı? Hangi tarihte yapıldı?

başka ev mi yok taşının bi şekilde
bu adam siz taşınmadıkça başınıza ekşiyecek ilerde de zaten

kontrat döneminizi bekleyin.
ev sahibi her caz ettiğinde herkes evinden taşınsa, yılda bir ev değiştirmek gerekir.
haklarınızı koruyun, sonra şehir magandası gibi her şeyi yapabileceklerini sanıyorlar.

Dava açmadan çıkartamaz, dava açmadan kafasına göre kira arttıramaz. O davalar 1 seneden önce sonuçlanmaz, rahat olun.

@elorelia

kontrat var tabi en son geçen sene yenilenmişti.

@rentts iyi diyorsun da her ev sahibinin canı istediğinde evler boşaltılırsa niye kontrat yapıyoruz? ben de kirada oturuyorum, benim oturduğum yerde de fiyatlar arttı, oturduk konuştuk, makul bir oranda anlaştık.

kontrata göre devam edin, rahat olun, bir şey yapamaz, korkutma amacı ile ihbarname falan çekecektir.

geçen sene yenilendi dediğinizkontrat süresi dolduktan sonra tekrar yenilenmiştir. yani o kontratın iptali için belli tarihten önce ihtar çekilmesi lazım diye biliyorum. hukuk sitelerini araştırın, basit bi konu. şu halde adamın başınıza ekşimekten başka yapabilecek bişeyi yok gibi görünüyor.

annem tek başına yaşıyor diyosun.
tek başına kadına her türlü kötülüğü yapabilirler türkiye'de.
adam evden annenizin çıkması için böyle bir yola gitmiş çok belli ki.
tek başına benim annem böyle bi durumda olsa ben annemi ne yapar eder daha iyi bi yere taşırdım.
ayrıca hem soruyosun hem öneriyi beğenmiyosun...

annene kötü bi şey yaparsa -ki götü yiyosa yapsın- mesaj atabilirsin. amına koyarız o adamın. evini siktiğim. sinirlendim yine ak.

bi bok yapamaz.

10 yıldan önce evsahibi haklı gerekçe göstermeden kiracıyı hiçbir şekilde çıkartamaz. Kontrat dolmasına yakın ihtarname gönderse bile çıkaramaz.

Kiracı her yıl ÜFE'nin 12 aylık ortalamasına göre zam yaptığı müddetçe istediği kadar oturabilir. Kanuni olarak bu orandan fazla zam isteyemez ev sahibi. Anneniz fazla zam yapmış, şu anda ÜFE %5 civarında, yani 50 tl zam yapmalıydı. 1050 TL olarak yatırsaydı kirayı, evsahibi yine sesini çıkaramazdı.

www.yeniemlak.com

Evsahibi dava açsa bile kazanamaz, değer tespit davasında ÜFE oranında artış yapılıp yapılmadığına bakılır. Sonuçta evsahibi dava masraflarıyla başbaşa kalır.

Haklı sebepler ise evsahibin daireye kendisinin taşınacak olması, ilk kontrat tarihi üzerinden 10 yıl geçmesi, dairenin satılıp yeni malikin ihtarname göndermesi gibi gerekçeler. Bunun dışında kontrat bitse bile ÜFE oranında zam yapıldığı müddetçe otomatik olarak yenilenmiş sayılır ve evsahibi de avucunu yalar.

Anneniz evsahibine taşınmayacağını, hiçbir şekilde daha fazla zam yapmayacağını, kanunun öngördüğünden fazla zam yaptığını söylesin. Evsahibin boş avukat, mahkeme tehditlerine aldırış etmesin.

annen yüzde 5 zam yapmalıydı orospu çocuğuna ..yüzde 50 fazla zam yaptığınızı belgelerle ispatlayın.

50 lira fazla verdiğiniz miktarıda isteyin. ya da sonraki ay eksik yatırın

snnem yalnız başına bela almasın diyorsan taşınsın.yok uğraşıcam diyorsan şöyle işliyor süreç, ev sahibi kontrar bitmeden annenize noterden ihtarname çekecek çık evden diye. buna karşılık siz evi tahliye ermiyeceksiniz ve mahkemeye verirler ise hakime haksız zam talebinde bulundu ondan çıkmıyorum diyeceksiniz. eğer ispatlarsanız süper olur. bu davalar zaten baya sürer, sizi tahliye etmesi için evde ben oturucam demesi lazım ve synı şehirde başla evi olmaması lazım. yani sizi çıkarıp evi başkasına kiraya veremiyor hele ki zam nedeniyle asla veremiyor hukuk sizin yanınızda

zeytinyağı sürmek işe yarayabilir.

@dejin

niye zeytinyağı? ayçiçek sürünce olmuyor mu? merak ettim.

eğer korkuluyorsa bir doktora gidebilirsiniz, kıymıklar çok tehlikeli olabiliyor. bi 10 sene kadar önce amcam(doktor) bende bir noktada korktuğu bir kıymığı neşter ile ince bir kesik açıp almıştı.

çıkar o vücuttan tehlikeli bir yanı yok.

tehlikesinde değilim çok can sıkıcı her dokunduğunda batması.

Kesiti direk yayınlarsan keserler , fair use policye bakman gerek.

bir yandan da bu işin mümkün olup olmadığını bilmek istiyorum. Büyük bir film kesiti -sahne- arşivim var. Bu arşivi youtubede yayınlamak istiyorum. Zaten youtubede hemen her filmin kesiti var.

direkt mi yüklüyorsun? mesela film olarak yüklersen silerler. ama kendin de bir şey eklersen sıkıntı olmuyor galiba. takip ettiğim sinema kanalları var. adamlar film eleştirisi yapıyor ve filmin üzerine kendi konuşuyor. bu yüzden silinmiyor. hatta reklam da koyabiliyorlar.

evet film kesitleri kanalı bu çünkü. doğal olarak direk olduğu gibi koyuyorum. ama mesela intro falan mı koymalıyım? o zaman yırtarmıyım ki? benim 8 yıl önce yüklediğim bi film kesiti vardı. çok sevip yüklemiştim. o hala duruyor mesela.

intro koysan da yırtmazsın silerler. bunlar otomatik olarak taranıp silinen şeyler. yazılım aynı görüntüleri tarıyor ve videoyu siliyor. sen başına intro koyunca sonraki görüntü değişmeyeceği için problem devam eder.

yanlış anlamayın ama bu çok saçma.

siz bir film çekiyorsunuz, bunu elemanın biri alıp kesip biçiyor, gerçek kesit diye kanal alıp öyle yüklüyor. ne yaparsınız?

elbette silinecekler. fair use denen olay siz bir filmin çok az kısmını mesela film önerileri kanalı yapsanız koyabiliyorsunuz.

www.youtube.com

şurayı okumadan kesit kanalı açıyorsunuz, sonra neden silindi.

şu sizin bölüm
3. The amount and substantiality of the portion used in relation to the copyrighted work as a whole

Borrowing small bits of material from an original work is more likely to be considered fair use than borrowing large portions. However, even a small taking may weigh against fair use in some situations if it constitutes the “heart” of the work.

kısaca 20 dakikalık videoda 20 şer saniyelik belki 2-3 kesit yapsanız olabilir ama 3 dakkalık aralıksız kesiti silebilirler.

monetize etmezseniz kurallar esneyebiliyor.

bu arada o filmleri nereden buldunuz diye bir soru gelebilir youtubedan. yani siz bu videoları legal olarak yayınlama hakkına sahip misiniz?