mete kudur
bu bitişik mi ayrı mı ? her neyse esas soru başlıktaeditler:darkı izledim çok sevdim(normalde karanlık sevmem ama dark güzel aktı)twins peak'in ilk bölümünü izlemeye çalıştım akmadı(bir de ben eskide geçen dizi sevmiyorum)west worldün ilk birkaç bölümünü izledim ama oradaki kötü adamları çok kötü bu
bu bitişik mi ayrı mı ? her neyse esas soru başlıkta
editler:
darkı izledim çok sevdim(normalde karanlık sevmem ama dark güzel aktı)
twins peak'in ilk bölümünü izlemeye çalıştım akmadı(bir de ben eskide geçen dizi sevmiyorum)
west worldün ilk birkaç bölümünü izledim ama oradaki kötü adamları çok kötü buldum sevmedim
halkanın ilk bölümüne bakıyorum şimdi ama silahlı milahlı işleri biz beceremiyoruz ondan dolayı ön yargım var bakalım ne olacak
halka ilk bölüm itibariyle beklediğim gibi oldu. ''15 kişiye saldırdım vurdum vurdum saymadım''
editler:
darkı izledim çok sevdim(normalde karanlık sevmem ama dark güzel aktı)
twins peak'in ilk bölümünü izlemeye çalıştım akmadı(bir de ben eskide geçen dizi sevmiyorum)
west worldün ilk birkaç bölümünü izledim ama oradaki kötü adamları çok kötü buldum sevmedim
halkanın ilk bölümüne bakıyorum şimdi ama silahlı milahlı işleri biz beceremiyoruz ondan dolayı ön yargım var bakalım ne olacak
halka ilk bölüm itibariyle beklediğim gibi oldu. ''15 kişiye saldırdım vurdum vurdum saymadım''
0
0
mg3929
Sb?
Sb?
0
oruc tutuyorum donem donem ama sizin bahsettiginiz dini oruc/ ramazan orucu zannedersem, onu tutmuyorum.
0
hayır, ateistim.
irade tesi için su içmeli versiyonunu yapıcam bir gün ama. if denen beslenme düzenini.
irade tesi için su içmeli versiyonunu yapıcam bir gün ama. if denen beslenme düzenini.
0
Hayir ama zaten gun icinde cok yiyen bi insan da degilim. Ateist de degilim.
0
Evet, tutacağım. Ramazan ayını insan ruhunda apayrı İlahi ilhamlar uyandırdığı, insanı farklı bir iç yolculuğa ve düşünsel bir ufka götürdüğü için çok seviyorum.
Tutanlar ve tutmayanların şahsında dönen kısır ve birbirinin aynı muhabbetlerle meseleye yaklaşanların, gösterişli iftarları, şaşaalı sofraları ramazan ayıyla bağdaştıranların, sadece yeme-içme üzerinden meseleyi tek ve kör bir katmandan görenlerin çok şey kaçırdıkları muhakkak.
Tutanlar ve tutmayanların şahsında dönen kısır ve birbirinin aynı muhabbetlerle meseleye yaklaşanların, gösterişli iftarları, şaşaalı sofraları ramazan ayıyla bağdaştıranların, sadece yeme-içme üzerinden meseleyi tek ve kör bir katmandan görenlerin çok şey kaçırdıkları muhakkak.
0
Hayir tutmuyorum ama 16-8 veya 18-6 seklinde aralikli besleniyorum aralarda su cay kahve icerek.
Oruc tutacaklar icin kolayliklar diliyorum, allah ibadetinizi kabul etsin.
Oruc tutacaklar icin kolayliklar diliyorum, allah ibadetinizi kabul etsin.
0
"sizin tuttugunuz oruç yalnizca yemek saatlerinizi degistirmek" demiş ali şeriati.
Onçün oruç 12 ay 365 gün 24 saat tutulmali. Kul hakki yemeden, iyi bir insan olarak. Gercek oruc budur bildiginiz üzere.
İlac iciyorum.tutamiyorum. hoş ilacsiz zamanlarimda da tam tutmazdim. Allah affetsin.
Onçün oruç 12 ay 365 gün 24 saat tutulmali. Kul hakki yemeden, iyi bir insan olarak. Gercek oruc budur bildiginiz üzere.
İlac iciyorum.tutamiyorum. hoş ilacsiz zamanlarimda da tam tutmazdim. Allah affetsin.
0
yok tutmuyorum çünkü çok cool biriyim ben. benden zekisi yok. o kadar zekiyim ki oruç tutmayı aptallık olarak görüyorum.
niye tutayım ki? havalı olduğumdan bahsetmiş miydim? ha bu arada oruç tutmuyorum
niye tutayım ki? havalı olduğumdan bahsetmiş miydim? ha bu arada oruç tutmuyorum
0
levent bilgen
Beğendiğiniz, zekice bulduğunuz, bir izleyişle silinip gitmeyen mindfuck film önerilerinizi alabilir miyim?
Beğendiğiniz, zekice bulduğunuz, bir izleyişle silinip gitmeyen mindfuck film önerilerinizi alabilir miyim?
0
dark city
2001 a space odyssey
Ghost in The Shell(Anime olanı)
solyaris
der himmel über berlin
2001 a space odyssey
Ghost in The Shell(Anime olanı)
solyaris
der himmel über berlin
0
aydonno
merhaba. ben basliyorum: son bir aydir falan her gece lenslerimi cikariyorum. bi de sigarayi biraktim. kirk yilda bir alkolle bir iki tane iciyorum.benimkiler zaten yapilmasi gerekenler, o yuzden kotu oldu ama olsun, sizinkiler daha guzel olsun. onlar da bi sey mi ben neler yapiyorum diyin ^^
merhaba. ben basliyorum: son bir aydir falan her gece lenslerimi cikariyorum. bi de sigarayi biraktim. kirk yilda bir alkolle bir iki tane iciyorum.
benimkiler zaten yapilmasi gerekenler, o yuzden kotu oldu ama olsun, sizinkiler daha guzel olsun. onlar da bi sey mi ben neler yapiyorum diyin ^^
benimkiler zaten yapilmasi gerekenler, o yuzden kotu oldu ama olsun, sizinkiler daha guzel olsun. onlar da bi sey mi ben neler yapiyorum diyin ^^
0
Son 1.5 aydir vejetaryenim.
Et yemeden de cok güzel beslenebildigimi fark ettim, güzel oldu.
Et yemeden de cok güzel beslenebildigimi fark ettim, güzel oldu.
0
ben de 1 yıldır kola içmedim.
günlük tutuyorum, kısa kısa iyi geliyor valla
yürüyüşe başladım.
günlük tutuyorum, kısa kısa iyi geliyor valla
yürüyüşe başladım.
0
günde en az 30 dk kitap okumaya başladım birkaç haftadır. başlarda 5 dk bile zorluyordu ama şimdi kendimi salsam 2 saat aralıksız okurum. sınırlandırmaya çalışıyorum 30 dk ile :). Instagram'da gezmekten çok daha fazla faydasını gördüğüm kesin :)
0
Şekeri kestim birde İngilizcem iyi değil belki birazda geç oldu ama reading yapıyorum keyifli geliyor.
0
İhtiyacım olmasa bile mal veya hizmet alıyorum ve can çekişen ekonomimize her gün hatrı sayılır bir katkı yapıyorum ^^
0
gece, yatmadan önce bilgisayar, tv veya telefon gibi teknolojik aletlere takılmayı kestim.
işten geç geldiysem, hiç o cihazlara takılmadan direk uyuyorum.
işten biraz erken geldiysem de, yatmama 1, 1,15 saat kala teknolojik alet kullanımı bitiriyorum ve o vakitleri kitap okuyarak değerlendiriyorum.
ilaç gibi geliyor.
çok daha sakin ve huzurlu biri olmaya başladığımı hissediyorum.
işten geç geldiysem, hiç o cihazlara takılmadan direk uyuyorum.
işten biraz erken geldiysem de, yatmama 1, 1,15 saat kala teknolojik alet kullanımı bitiriyorum ve o vakitleri kitap okuyarak değerlendiriyorum.
ilaç gibi geliyor.
çok daha sakin ve huzurlu biri olmaya başladığımı hissediyorum.
0
normalde asık suratlı bir adamım, dışarıda bir şey alırken insanlara gülümsemeye başladım. iletişim daha iyi oluyormuş :)
0
pangea
Merhaba.Bir Anadolu şehrindeki, üniversitenin birinde Yüksek Lisans yapmaktayım. Bugün, münasebetsiz bir hareketi yüzünden hocanın birisiyle tatsız bir hadise yaşandı. Başka bir dersten sunumum olduğundan o projeskyon denen aleti, laptopa bağlayabileceğim kabloya ihyiyacım vardı.Okulda bir kaç kişi
Merhaba.
Bir Anadolu şehrindeki, üniversitenin birinde Yüksek Lisans yapmaktayım.
Bugün, münasebetsiz bir hareketi yüzünden hocanın birisiyle tatsız bir hadise yaşandı.
Başka bir dersten sunumum olduğundan o projeskyon denen aleti, laptopa bağlayabileceğim kabloya ihyiyacım vardı.
Okulda bir kaç kişiye sordum "bu kablo nereden bulunur" diye. Dediler ki "M hoca'da var. Ondan iste."
Gittim, kapıyı çaldım. Gayet saygılı biçimde durumu anlattım. Odasında da 3 öğrenci arkadaş vardı.
Neyse, bu kabloyu çekmeceden çıkardı. Tam verecekkken "Hangisini istiyorsun, bak şu kısım kısa, şu kısım da uzun ve kalın. Sen uzun ve kalın kısmını alırsın. Onun alımı daha kolay olur!" dedi.
Takdir buyurursunuz ki, hayli münasebetsiz bir laf. Hele ki bir hoca tarafından edilince.
"Biçimsisz oldu hocam" dedim.
Ben böyle söyleyince, biraz duraksadı. Deyim yerindeyse, mavi ekran verdi. Belli ki yaptıklarının yanlışlanmasına hiç alışık değildi.
"Nası yani" dedi.
Ben de,
"Hoş olmayan bir ifadeydi hocam. Ne oluyoruz ki yani? Ne gereği var böyle lafların" dedim..
Ben böye söyleyince birden üzerime yürüdü ve "senden mi öğreneceğim terbiyeli konuşmayı? Sen kim oluyorsun da beni eleştiriyorsun"
diye bağırmaya başladı. Baktım, elimizde ki hoca modeli bundan ibaret, mevzuyu daha fazla uzatmadım ve "kablonuzu istemiyorum hocam, buyrun" diyip kabloyu masasına bırakım ve çıktım gittim.
Sonradan, başka bir arkadaşa whatsapp'tan mesaj atmış ve " benimle arkadaşlarımın yanında nasıl öyle konuşur? Gelsin, özür dilesin bu işi tatlıya bağlayalım" demiş benden için... Ne yalan söyleyeyim, arkadaşım bunu bana söyleyince artık sinir bozukluğundan mıdır nedir, gayr-i ihtiyari güldüydüm bayağı.
İmdi, zaten şu dakikadan sonra yüksek lisansa devam etmeye etmem de, asıl sualim, acaba bu adamı Ciner'e ya da rektörlüğe felan şikayet etmem gerekli midir sizce? Yoksa, boşver ne hali varsa görsün mü dersiniz?
Bir Anadolu şehrindeki, üniversitenin birinde Yüksek Lisans yapmaktayım.
Bugün, münasebetsiz bir hareketi yüzünden hocanın birisiyle tatsız bir hadise yaşandı.
Başka bir dersten sunumum olduğundan o projeskyon denen aleti, laptopa bağlayabileceğim kabloya ihyiyacım vardı.
Okulda bir kaç kişiye sordum "bu kablo nereden bulunur" diye. Dediler ki "M hoca'da var. Ondan iste."
Gittim, kapıyı çaldım. Gayet saygılı biçimde durumu anlattım. Odasında da 3 öğrenci arkadaş vardı.
Neyse, bu kabloyu çekmeceden çıkardı. Tam verecekkken "Hangisini istiyorsun, bak şu kısım kısa, şu kısım da uzun ve kalın. Sen uzun ve kalın kısmını alırsın. Onun alımı daha kolay olur!" dedi.
Takdir buyurursunuz ki, hayli münasebetsiz bir laf. Hele ki bir hoca tarafından edilince.
"Biçimsisz oldu hocam" dedim.
Ben böyle söyleyince, biraz duraksadı. Deyim yerindeyse, mavi ekran verdi. Belli ki yaptıklarının yanlışlanmasına hiç alışık değildi.
"Nası yani" dedi.
Ben de,
"Hoş olmayan bir ifadeydi hocam. Ne oluyoruz ki yani? Ne gereği var böyle lafların" dedim..
Ben böye söyleyince birden üzerime yürüdü ve "senden mi öğreneceğim terbiyeli konuşmayı? Sen kim oluyorsun da beni eleştiriyorsun"
diye bağırmaya başladı. Baktım, elimizde ki hoca modeli bundan ibaret, mevzuyu daha fazla uzatmadım ve "kablonuzu istemiyorum hocam, buyrun" diyip kabloyu masasına bırakım ve çıktım gittim.
Sonradan, başka bir arkadaşa whatsapp'tan mesaj atmış ve " benimle arkadaşlarımın yanında nasıl öyle konuşur? Gelsin, özür dilesin bu işi tatlıya bağlayalım" demiş benden için... Ne yalan söyleyeyim, arkadaşım bunu bana söyleyince artık sinir bozukluğundan mıdır nedir, gayr-i ihtiyari güldüydüm bayağı.
İmdi, zaten şu dakikadan sonra yüksek lisansa devam etmeye etmem de, asıl sualim, acaba bu adamı Ciner'e ya da rektörlüğe felan şikayet etmem gerekli midir sizce? Yoksa, boşver ne hali varsa görsün mü dersiniz?
0
edebileceğin bütün merciilere et kan beynime sıçradı bu ne ya. yüksek lisansını da yakma.
0
“Nerden biliyosunuz, ikisini de almayı denediniz mi” deyip ardından pis pis sırıtacaktın. Dinsizin hakkından imansız gelir.
Adam tam hırboymuş ama. Ben olsam kavga da ederdim, şikayet de ederdim.
Adam tam hırboymuş ama. Ben olsam kavga da ederdim, şikayet de ederdim.
0
Nasil terbiyesizlik bu! Ben de doktora yapiyorum ve biliyorum akademi bunun gibi insanlarla dolu kadiniyla ve erkegiyle.
0
savcılık kesinlikle.
iksv film festivalinde bu sene (geçen yıl avrupa ve amerikada çığ gibi büyüyen "me too" hareketinin devamı niteliğinde) filmlerden önce yabancı yapım, kamu spotu niteliğinde kısa ve nefis vidyolar seyrettirildi; #iştebutaciz sloganıyla.
günlük hayatta kadınların sürekli maruz kaldıkları ve artık rutin saydıkları pek çok şey; erkek iş arkadaşının eve bırakmak/çıkışta birşeyler içmek için ısrar etmesi, üst düzey bir brökratın, ropörtaj yapan gazeteci kadına, çalışmaya devam etmesi için onunla bireyler içmek istemesi, fotoğraf çekimi sırasında bir kadın modele iç dünyasını alt üst edecek şekilde psikolojik bir baskı uygulanması vs...
uzatmiyim sevgili pangea; işte bu taciz.
hele bir de böyle zırto tiplerin akademiye bulaşmış olması çok acı; ama bu içi kokuşmuş, niteliksizlerden son 10 yılda sayıca çok arttı akademi içinde de. böyle böyle daha iyiye taşınır ancak, derhal şikayetçi olun, yanına kalmasın.
iksv film festivalinde bu sene (geçen yıl avrupa ve amerikada çığ gibi büyüyen "me too" hareketinin devamı niteliğinde) filmlerden önce yabancı yapım, kamu spotu niteliğinde kısa ve nefis vidyolar seyrettirildi; #iştebutaciz sloganıyla.
günlük hayatta kadınların sürekli maruz kaldıkları ve artık rutin saydıkları pek çok şey; erkek iş arkadaşının eve bırakmak/çıkışta birşeyler içmek için ısrar etmesi, üst düzey bir brökratın, ropörtaj yapan gazeteci kadına, çalışmaya devam etmesi için onunla bireyler içmek istemesi, fotoğraf çekimi sırasında bir kadın modele iç dünyasını alt üst edecek şekilde psikolojik bir baskı uygulanması vs...
uzatmiyim sevgili pangea; işte bu taciz.
hele bir de böyle zırto tiplerin akademiye bulaşmış olması çok acı; ama bu içi kokuşmuş, niteliksizlerden son 10 yılda sayıca çok arttı akademi içinde de. böyle böyle daha iyiye taşınır ancak, derhal şikayetçi olun, yanına kalmasın.
0
ayrıca rektörlüğe şikayet etmeyin, rektörü ne yapacaksınız? onu nereye şikayet edeceksiniz?
0
Şikayet edin. Özellikle "gelsin tatlıya bağlayalım" diye bir de yüzsüzlük yaptıysa daha önce de çok yaptı demektir böyle şeyleri. Malesef bizim ülkede böyle şeyler sıklıkla geçiştiriliyor ve bu tür hareketler sapkın bir norm haline geliyor.
0
Danisman hocan mi bu? degisikligi zor bisey degil. Yuksek lisansini yakma.
0
Valla çok haklısın büyük terbiyesizlik etmiş ama savcılığa nasıl şikayet edeceksiniz anlamadım açıkçası. Bu arada kadın mi er kişi misiniz? Onu da anlamadım.
0
@cizgilerebasancocuk er kişiyim. :)
Gel gör ki, benzer lafları kadınlar için de kullanan birisiymiş.
Hatta, bir arkadaşın dediğine göre tezli yüksek lisansa aldırmak şartıyla iki öğrencisiyle ilişkiye girmiş ve ilişkiye girdiği öğrencilerinden birisi eşine söylemekle tehdit edince, kızı okuldan attırmış.
ilk başlarda kesinlikle inanmıyordum böyle şeylere; ama şu hadiseden sonra çokta uzak bir ihtimal gibi gelmiyor bana.
Gel gör ki, benzer lafları kadınlar için de kullanan birisiymiş.
Hatta, bir arkadaşın dediğine göre tezli yüksek lisansa aldırmak şartıyla iki öğrencisiyle ilişkiye girmiş ve ilişkiye girdiği öğrencilerinden birisi eşine söylemekle tehdit edince, kızı okuldan attırmış.
ilk başlarda kesinlikle inanmıyordum böyle şeylere; ama şu hadiseden sonra çokta uzak bir ihtimal gibi gelmiyor bana.
0
@gölgede ayn girdim elbette; ama çok, çok yakın arkadaşlarımla girdim.
misal, ben esnafım. küçük bir kafe işletiyorum.
bazen şarj aleti soruyor gelen arkadaşlar.
onlara hiç bir zaman "baaaah! bu ince taraf aha bu da galın taraf! sen şimdi alımı müsait bi arkadaşım olduğunda aha bu galın tarafı al. alımı rahat olur! sen seversin! hahahahaha!" gibi bir cevap vermedim.
askerde, böylesi bir kültürün olması, bu kültürün sivil hayatta da sürmesi gerektiği manasına da gelmez ayrıca.
misal, ben esnafım. küçük bir kafe işletiyorum.
bazen şarj aleti soruyor gelen arkadaşlar.
onlara hiç bir zaman "baaaah! bu ince taraf aha bu da galın taraf! sen şimdi alımı müsait bi arkadaşım olduğunda aha bu galın tarafı al. alımı rahat olur! sen seversin! hahahahaha!" gibi bir cevap vermedim.
askerde, böylesi bir kültürün olması, bu kültürün sivil hayatta da sürmesi gerektiği manasına da gelmez ayrıca.
0
Bir Anadolu şehrinde (ki ,) üniversitede yüksek lisans! yapmaktayım.
Kendi ken dinize ,, akade mi? syen cilik oynuyor sunuz,
Yazık cidden.
Kendi ken dinize ,, akade mi? syen cilik oynuyor sunuz,
Yazık cidden.
0
gelsin özür dilsein tatlıya bağlayalım dediği şeyin türkçe meali şu
'çok pis sıçtım, bari bi yerlere şikayet etmese, gitsem özür dilesem üste çıkar, bari böyle bir hareket çekeyim belki yer.' demek.
bu işlerden bişey çıkar çıkmaz diye umamak lazım böyle durumlarda.
sen şikayet etmezsen, senden sonrakilere yüz bulur.
belli ki çok kişiye yapmış ve hiç bişey olmamış.
hem düşünsene 1 tane suç duyurusundan bişey çıkmadı, iki taneden bişey çıkmadı, üçüncüssünde demezler mi adama bu ne lan, hep seni mi buluyor bu ithamlar diye. şimdi biliyormusun daha önce böyle bişey hakkında şikayet gitmediğini? hayır. peki senden sonrakilere aynı şeyleri yapıp onların şikayetçi olmayacağını biliyormusun hayır? o zaman şikayetçi olmak en iyisi.
o yüzden elinizden geleni ardınıza koymayın, barodan yardım alabilirsiniz, savcılığa suç duyurusunda bulunduğunuzda daha isabetli olur, sonra cimer, bunlar bittikten sonra rektörlük mektörlük ne kaldıysa şikayetli olabilirsin. hatta savcılığa verdiğin suç duyurusu dilekçesinde isimleri karalayarak sosyal medyada da gösterebilirsin ben görüyorum çok yapılan bir hareket bu.
bunun kadını erkeği yok, eğer bu bir hakaret olsaydı kadın ya da erkek farkedermiydi? eğer cinsel taciz vari bir hareketse yine farkeder mi farketmez(avukat arkadaşlar tam olarak açıklar diye umuyorum bu hareketin ne olduğunu.)
'çok pis sıçtım, bari bi yerlere şikayet etmese, gitsem özür dilesem üste çıkar, bari böyle bir hareket çekeyim belki yer.' demek.
bu işlerden bişey çıkar çıkmaz diye umamak lazım böyle durumlarda.
sen şikayet etmezsen, senden sonrakilere yüz bulur.
belli ki çok kişiye yapmış ve hiç bişey olmamış.
hem düşünsene 1 tane suç duyurusundan bişey çıkmadı, iki taneden bişey çıkmadı, üçüncüssünde demezler mi adama bu ne lan, hep seni mi buluyor bu ithamlar diye. şimdi biliyormusun daha önce böyle bişey hakkında şikayet gitmediğini? hayır. peki senden sonrakilere aynı şeyleri yapıp onların şikayetçi olmayacağını biliyormusun hayır? o zaman şikayetçi olmak en iyisi.
o yüzden elinizden geleni ardınıza koymayın, barodan yardım alabilirsiniz, savcılığa suç duyurusunda bulunduğunuzda daha isabetli olur, sonra cimer, bunlar bittikten sonra rektörlük mektörlük ne kaldıysa şikayetli olabilirsin. hatta savcılığa verdiğin suç duyurusu dilekçesinde isimleri karalayarak sosyal medyada da gösterebilirsin ben görüyorum çok yapılan bir hareket bu.
bunun kadını erkeği yok, eğer bu bir hakaret olsaydı kadın ya da erkek farkedermiydi? eğer cinsel taciz vari bir hareketse yine farkeder mi farketmez(avukat arkadaşlar tam olarak açıklar diye umuyorum bu hareketin ne olduğunu.)
0
zaman
İki adet 30'lu yaşlarda ki iki hanımefendinin sohpetine kulak misafiri oldum. Birisi, yahu bu tuvalet çöplerinden midem bulanıyor atınsanıza tuvalet kağıtlarını tuvalete karşim diye sitem etti. Diğeri, olur mu öyle şey tulavet tıkanır diyerek karşılık verdi. Hanım ablamız gururla: yedi senedir aynı
İki adet 30'lu yaşlarda ki iki hanımefendinin sohpetine kulak misafiri oldum. Birisi, yahu bu tuvalet çöplerinden midem bulanıyor atınsanıza tuvalet kağıtlarını tuvalete karşim diye sitem etti. Diğeri, olur mu öyle şey tulavet tıkanır diyerek karşılık verdi. Hanım ablamız gururla: yedi senedir aynı evde oturuyorum tulavetimde çöp yok bir gün bile tıkanmadı aksine tıkasaydı dışkımız(bezaket sansürü) tıkardı ne saçmalıyorsun dedi. Mantıklı geldi.
Sizin fikriniz, uygulamanız nedir?
Modnot: Umarım başlıkla içerik alakalı olmuştur.
Sizin fikriniz, uygulamanız nedir?
Modnot: Umarım başlıkla içerik alakalı olmuştur.
0
Asla çöpe atmam. Tuvaletin tıkandığını görmedim. Çöpe atmak saçma bence. Oldu olacak tuvaleti de çöpe yapalım madem.
0
Tuvalet kağıdı çok uzun alınıp tortop edilmediği sürece tuvalet tıkamaz, erir gider. Benim de başıma öyle bir şey gelmedi şimdiye kadar
0
tuvalet kağıdı kullanımı ile alakalı bu.
örnek olarak kimisi 20 santim kullanır atar bişey olmaz, kimisi 2 metre kullanır sıkışır ve tıkanır.
özellikle umumi tuvaletlerde daha önemli bu, 3 5 parça bişey yapmıyor olabilir ama miktar fazlalaştıkça sıkıntı çıkacağı kesin.
tuvalet kağıdı, kağıt havlu üreten bir fabrikada çalıştım geçmişte, her hafta istisnasız 3 4 defa tuvaletler tıkanırdı. gerçi onun da kolayını bulmuşlar kostik döküp açıyolardı, fabrikanın arıtma sistemi var diye ama yani tıkanıyor.
kağıt fabrikasının altını çizmemdeki sebep, sınırsız tuvalet kağıdı, kağıt havlu olmasıydı, yani nasıl desem neredeyse normal tuvalet kağıdı ve kağıt havluların 5 - 10 katı kalınlıkta olanlar üretiliyordu müşteriler için, stok fazlaları da tuvaletlere konuyordu tabi.
örnek olarak kimisi 20 santim kullanır atar bişey olmaz, kimisi 2 metre kullanır sıkışır ve tıkanır.
özellikle umumi tuvaletlerde daha önemli bu, 3 5 parça bişey yapmıyor olabilir ama miktar fazlalaştıkça sıkıntı çıkacağı kesin.
tuvalet kağıdı, kağıt havlu üreten bir fabrikada çalıştım geçmişte, her hafta istisnasız 3 4 defa tuvaletler tıkanırdı. gerçi onun da kolayını bulmuşlar kostik döküp açıyolardı, fabrikanın arıtma sistemi var diye ama yani tıkanıyor.
kağıt fabrikasının altını çizmemdeki sebep, sınırsız tuvalet kağıdı, kağıt havlu olmasıydı, yani nasıl desem neredeyse normal tuvalet kağıdı ve kağıt havluların 5 - 10 katı kalınlıkta olanlar üretiliyordu müşteriler için, stok fazlaları da tuvaletlere konuyordu tabi.
0
tuvalet kağıdının çöpe atılması kadar büyük bir pislik yok.
aşırı titiz, temizlik manyağı, elleri temizlik yapmaktan şişen biri değilim.
ama o tuvalet kağıdının kullanımı, çöp kutusuna atılması, kapağa ya da kutuya temas etmesi (çöp torbası olsa bile), onun orada beklemesi vb.
nereden baksan çok büyük hijyen problemi.
bizim ailede kullanılan tuvalet kağıdı her zaman tuvalete atılmıştır, kimsenin tuvaletinin tıkandığını duymadım.
kaldı ki artık tuvalet kağıtlarının çoğu eriyor.
bir kerede bir ruloyu tuvalete atmıyosanız neden tıkasın ki?
aşırı titiz, temizlik manyağı, elleri temizlik yapmaktan şişen biri değilim.
ama o tuvalet kağıdının kullanımı, çöp kutusuna atılması, kapağa ya da kutuya temas etmesi (çöp torbası olsa bile), onun orada beklemesi vb.
nereden baksan çok büyük hijyen problemi.
bizim ailede kullanılan tuvalet kağıdı her zaman tuvalete atılmıştır, kimsenin tuvaletinin tıkandığını duymadım.
kaldı ki artık tuvalet kağıtlarının çoğu eriyor.
bir kerede bir ruloyu tuvalete atmıyosanız neden tıkasın ki?
0
kendimi bildim bileli tuvalet kagidini tuvalete atar sifonu cekerim, bir kere bile tuvalet kagidindan tuvalet tikandigini gormedim. tuvalet kagidi ozellikle suda kolay cozunebilecek sekilde yapilir. o yuzden dandik tuvalet kagitlari islak gote degdiginde parcalanir gotune yapisir.
0
Eski tesisatlı bir evde zemin katta oturuyoruz ve üst katlardan tuvalet kağıdını çöpe değil klozete atanlar yüzünden neredeyse yılda bir kez klozetimiz tıkanıyor ve iğrenç bir durum oluyor. Tuvalet kağıdını kimse iki parça koparıp işini halletmiyor, koparan en az 4-5 parça koparıyor ve onu katlayarak kullanıyor. Sonuçta suda erimesi de zor oluyor.
Tuvalet kağıdının geleceği çöp kutusudur. Ayrıca klozet kapağı kapalı tutulmalıdır, bu alışkanlık da çoğu evde yok..
Tuvalet kağıdının geleceği çöp kutusudur. Ayrıca klozet kapağı kapalı tutulmalıdır, bu alışkanlık da çoğu evde yok..
0
bi kadın olarak ben de hijyenik bulmuyorum eve gelen misafirin boklu tuvalet kağıdının çöp sepetinde olmasına, kağıdın hunharca deliler gibi sarıp sarıp sarıp öyle temizlenmiyorsanız erir gider yani kolum kadar zıçanlar tıkamadıysa yani. ama bazı eski tuvalet sistemleri tıkanabiliyor küçük borular vs nedenleriyle şimdiye kadar hiçbi evde başıma gelmedi.
ama çöp tenekesi de bulunduruyorum da çünkü tuvalet kağıdının orta kısmını atmaya, makyaj temizledim pamuk atmaya kulak pamukçuğunu atmak için
ama çöp tenekesi de bulunduruyorum da çünkü tuvalet kağıdının orta kısmını atmaya, makyaj temizledim pamuk atmaya kulak pamukçuğunu atmak için
0
tuvalet kağıtlarını tuvalete atıyorum. tıkandığını çok hatırlarım ama hep başka şeylerden... mutfak rulosu falan tıkıyor.
0
tıkandı bi defa adam gelip 300 papele 3 dk'da açtı gitti.
gittikçe daha kolay erir bişey üretirler olur biter. azar azar kullanın atın bişey olmaz
gittikçe daha kolay erir bişey üretirler olur biter. azar azar kullanın atın bişey olmaz
0
cocuklarimizin gelecegi ... fdaghshagfas
tuvalete atilir, tikama falan cok zor ihtimal. uzeri pislik dolu bi kagit parcasinin banyodaki cop kovasinda yasamasi cok igrenc :/
tuvalete atilir, tikama falan cok zor ihtimal. uzeri pislik dolu bi kagit parcasinin banyodaki cop kovasinda yasamasi cok igrenc :/
0
bugüne kadar hep klozete attım, bir kere bile tıkandığına şahit olmadım.
boklu kağıtları çöpe atmak, bana hiç hijyenik gelmedi.
boklu kağıtları çöpe atmak, bana hiç hijyenik gelmedi.
0
burda garip olan şey çöp kutusuna atılan kağıtların boklu olduğunun dile getirilişi. arkadaşlar kabasını kağıtla mı alıyorsunuz siz kıçınızı silerken? kağıt sadece ıslaklığı gidermek için kullanılan ve altınıza sıçmadıysanız üzerinde pislik olmaması gereken bir çöptür. yeri de çöp kovasıdır.
0
"tuvalette ki" ve "sohPetine" misafir olmandan daha kötü bir durum değil inan.
0
affedersiniz de dışkılı kağıdı çöpe atanlar varsa yuh diyorum, tuvalet kağıdını tuvalete atar sifonu çekerim hiç tıkandığını görmedim, ancak 3 metre aynı anda atarsan rulonun göbeğini atarsan yada ıslak mendil gibi suda çözünemeyecek şeyler atarsan tabi tıkanır onları atma eşşek kardeşim derim.
0
Yav tuvalet kağıdının çöp kutusuna atılması niye sorun olmuş anlamadım. Kapaklı çöp kutuları var, kutunun içine poşeti geçiriyorsunuz, kağıdı da çöpe atıyosunuz. Boklu yüzeyi aşağıda oluyor ya da zaten kağıt katlanmış oluyor ve kapak açıldığında kimsenin bokunu görmüyorsunuz. Gayet temiz bir iş yani.
Ayrıca herkes yazmış ben tıkandığını görmdim diye ama tıkanıyor işte kaç yıldır yaşadığımız için biliyorum. Eski tesisatlı apartmanlarda falan tıkanması çok yüksek olasılık. Bu kadar insanın tuvalet kağıdını klozete atması biraz üzücü bence çöp kutusu varken.
Ayrıca herkes yazmış ben tıkandığını görmdim diye ama tıkanıyor işte kaç yıldır yaşadığımız için biliyorum. Eski tesisatlı apartmanlarda falan tıkanması çok yüksek olasılık. Bu kadar insanın tuvalet kağıdını klozete atması biraz üzücü bence çöp kutusu varken.
0
000000
Bundan 4 tane eskittim artık piyasada yok. Benzer bir sey arıyorum.https://www.google.com/search?q=sennheiser+omx+52&hl=tr-TR&prmd=isnv&source=lnms&tbm=isch&sa=X&ved=2ahUKEwiZjdqO6dzhAhWStXEKHS17AvYQ_AUoAXoECAwQAQ&biw=360&bih=496
0
asaf
1) telefonda mı pc de mi?2) alışveriş yaparken bilgilerinizin çalınabilme ihtimali gözünüzü korkutmuyor mu?
1) telefonda mı pc de mi?
2) alışveriş yaparken bilgilerinizin çalınabilme ihtimali gözünüzü korkutmuyor mu?
2) alışveriş yaparken bilgilerinizin çalınabilme ihtimali gözünüzü korkutmuyor mu?
0
1- ikisinde de. telefonda aloha tarayıcının dahili vpnini kullanıyorum. bilgisayarda operanın dahili vpnini.
2- hayır korkutmuyor. zaten neredeyse sadece facebook, sözlük, reddit bir de netflixe bakıyorum. arada başka yere girersem reklam engelleyiciler hallediyor birçok şeyi. bir yerden kötü amaçlı yazılım kapmam çok zor. zaman zaman bir anti virüs indirip tarama yapıp, hiçbir şey çıkmadığını görüp geri siliyorum.
2- hayır korkutmuyor. zaten neredeyse sadece facebook, sözlük, reddit bir de netflixe bakıyorum. arada başka yere girersem reklam engelleyiciler hallediyor birçok şeyi. bir yerden kötü amaçlı yazılım kapmam çok zor. zaman zaman bir anti virüs indirip tarama yapıp, hiçbir şey çıkmadığını görüp geri siliyorum.
0
1- ikisi de
2- kendi sunucum uzerinden oldugu icin cok endiselenmiyorum, ama her zaman acik degil zaten
2- kendi sunucum uzerinden oldugu icin cok endiselenmiyorum, ama her zaman acik degil zaten
0
monicapp
65 inch nu7400 ile nu8000 ler arasında ciddi kalite farkı var mıdır? fiyat farkı 3000 tl civarı karar veremedim.
65 inch nu7400 ile nu8000 ler arasında ciddi kalite farkı var mıdır? fiyat farkı 3000 tl civarı karar veremedim.
0
Ben 55" 7400 kullanıyorum 8 ay oldu herhangi bir sorun ile karşılaşmadım, fark olarak illaki fark vardır ama günlük standart kullanıcılar için (netflix vs.) Aşırı bir fark olduğunu düşünmüyorum. Kuzenim 49" 8000 serisini kullanıyor o da standart bir kullanıcı olarak fark hissetmedi.
0
a darkness coming
4k destekleyen bir telefonum var. netflix 4k paketim de var. netflix'de bir şey indirirken kalite tercihi sormuyor. 4k indirebiliyor muyuz indirmek istediklerimizi?
4k destekleyen bir telefonum var. netflix 4k paketim de var. netflix'de bir şey indirirken kalite tercihi sormuyor. 4k indirebiliyor muyuz indirmek istediklerimizi?
0
semaforo de medianoche
bioshock'un ilk oyununu oynadım ama onda mesela 5 mermin var 3 el ateş ettin öldün kaldığın yerden tekrar başlayınca 2 mermiyle başlıyodun. oyunda zaten cephane kısıtlı bu olay iyice sinirimi bozdu ben de yarıda bırakmıştım. infinite'ta da böyle mi?
bioshock'un ilk oyununu oynadım ama onda mesela 5 mermin var 3 el ateş ettin öldün kaldığın yerden tekrar başlayınca 2 mermiyle başlıyodun. oyunda zaten cephane kısıtlı bu olay iyice sinirimi bozdu ben de yarıda bırakmıştım. infinite'ta da böyle mi?
0
infinite'de böyle bir mevzu yoktu bildiğim kadarıyla.
bu arada, oyun çok şık.
yapılmış en derin oyunlar sıralaması yapsak, kafadan ilk 10 a girer bence.
bu arada, oyun çok şık.
yapılmış en derin oyunlar sıralaması yapsak, kafadan ilk 10 a girer bence.
0
pangea +1
mermiymiş taşmış diyerek düşünmeyin, cephane sıkıntısı çektiğinizde elizabeth koşar yardımınıza. ingilizce bilmiyorsanız, kesinlikle türkçe yama ile oynayın.
mermiymiş taşmış diyerek düşünmeyin, cephane sıkıntısı çektiğinizde elizabeth koşar yardımınıza. ingilizce bilmiyorsanız, kesinlikle türkçe yama ile oynayın.
0
osuran imam
hani böyle zorlu bir durumla karşı karşıya kalınca başarısız olmak anlamında. mesela herhangi bir konuda böbürlenen biri böbürlendiği konuda sınava çekilince başarısız oluyor. takılmak anlamında yani... bocalamak geliyor dilimin ucuna ama o değil, bocalamakla karıştırıyorum hep. neydi bu?
hani böyle zorlu bir durumla karşı karşıya kalınca başarısız olmak anlamında. mesela herhangi bir konuda böbürlenen biri böbürlendiği konuda sınava çekilince başarısız oluyor. takılmak anlamında yani... bocalamak geliyor dilimin ucuna ama o değil, bocalamakla karıştırıyorum hep. neydi bu?
0
batırmak, patates olmak, sıçızlamak var bunlar da ama en güzeli çuvallamak +1
0
"usturanın ters yüzüyle kesmek".
esip, esip gürleyemeyen veyahut hakkını veremeyeceği laflar eden insanlar için kullanılır.
esip, esip gürleyemeyen veyahut hakkını veremeyeceği laflar eden insanlar için kullanılır.
0
ya ben lan neyse
kısa gagalı bir sürü kuşu daha önce gitmedikleri böcek dolu bir adaya bırakıyorsun, adada bunlardan başka kuş yok. 50 yıl sonra geliyorsun ve böcek yuvasından böcek çıkarmaya elverişli gagası olan uzun gagalı kuşlar adayı doldurmuş. 1 tane bile kısa gagalı kuş yok.1. bu evrim mi? (ciddi soruyorum, e
kısa gagalı bir sürü kuşu daha önce gitmedikleri böcek dolu bir adaya bırakıyorsun, adada bunlardan başka kuş yok. 50 yıl sonra geliyorsun ve böcek yuvasından böcek çıkarmaya elverişli gagası olan uzun gagalı kuşlar adayı doldurmuş. 1 tane bile kısa gagalı kuş yok.
1. bu evrim mi? (ciddi soruyorum, emin değilim. yüzde 95 evrimdir, diyorum)
2. bunun İslam'a aykırı yönü ne? (bildiğiniz ayet ya da hadis?)
sağ olun.
1. bu evrim mi? (ciddi soruyorum, emin değilim. yüzde 95 evrimdir, diyorum)
2. bunun İslam'a aykırı yönü ne? (bildiğiniz ayet ya da hadis?)
sağ olun.
0
50 yılda evrim olmaz. kısa - uzun gagalı kuşların karışık olduğu bir grubu adaya bıraktın diyelim, 50 yıl sonra bahsettiğin manzarayla karşılaşıyorsan o adaptasyon olur(emin değilim isimden). ama evrim değil 50 yıl, 500 yılda bile olmuyor. belli bir alt sınır var mı bilmiyorum. binlerce yıl olması lazım.
0
Geleneksel İslam düşünürleri evrimi doğru bulmazken bazı İslam düşünürleri evrimle İslam'ın zıt kutuplar olmadığını ifade eder.
0
Adem le şempanzenin akraba olduğunu kabul ederlerse bir ilerleme kaydedilebilir.
0
1- evrimdir, ama evrim insanin sahit olabilecegi surelerde gerceklesmez, bu evrimin gerceklesmesi icin yuzbnlerce yil belki de daha fazla sure gecmesi gerekebilir
0
1-kesinlikle evrim değil adaptasyondur evrim sandığın gibi basit bir başkalaşım değildir.
0
Bahsettiğiniz şey adaptasyon ya da modifikasyon olmakla birlikte islama da aykırı görülmez. Türler arasında geçiş yok her tür ayrı ayrı yaratıldı diyorlar.
0
Yaşların en az 18 olduğunu varsayarak şunları demek istiyorum: evrim kaldırılıyor, eğitim kalitesizleştiriliyor diye boşuna yeri göğü yıkmışız 3 yıl önce. Zaten evrim varken de evrimi öğrenmemiş bizimkiler.
Öncelikle o evrim değil adaptasyon hihihi diye bir saçmalık olamaz. Evrim bir ana başlıksa adaptasyon bir alt başlıktır.
Durumu iki şekilde ele alabiliriz: (en basit haliyle uyduruk bir senaryo yazıyorum)
Bahsedilmiş biraz ama olsun, kısa gagalı bir kuş türü ile uzun gagalı "başka bir kuş türü"nü rekabet ortamına sokarsak tabii kı uzun gagalılar baskın gelecektir.
Ya da kısa gagalı "tek" bir kuş türü varsa birtakım mutasyonlar sonucu uzun gagalı nesiller atalarına baskın gelecektir. Bu mutasyonlar meydana gelmezse zaten ortada böyle bir tür kalmayacaktır veya beslenme ihtiyaçlarına başka bir çözüm bulacaklardır.
Tabii buna cinsel seçilim, enerjinin doğadaki önemi gibi binbir şeyi eklersek ortaya kim bilir neler neler çıkacaktır. Evrim bu kadar basit bir iş değil.
Azot ihtiyacını karşılayamayan bitkilerin etobur hale gelmesi, okyanusun en derinlerinde ışıksız ortamda yaşayan gözsüz balıkların baskın hale gelmesi (sanılanın aksine lamarck'ın teorisiyle hiçbir alakası yoktur, buradaki neden enerjinin tasarrufudur), cinsel seçilimden ötürü bazı erkek kuşların sahip olduğu metrelerce uzunluktaki kuurukları yüzünden uçamaması falan hep evrimin karmaşıklığı ve basite indirgenemez oluşunun bir göstergesidir. Yaşam, bizim tahmin edemeyeceğimiz değişkenler sonucunda şekilleniyor doğada.
İslama neden aykırı peki? Çünkü islamın temelleri atılırken kimse evrimi fark etmemişti.
Öncelikle o evrim değil adaptasyon hihihi diye bir saçmalık olamaz. Evrim bir ana başlıksa adaptasyon bir alt başlıktır.
Durumu iki şekilde ele alabiliriz: (en basit haliyle uyduruk bir senaryo yazıyorum)
Bahsedilmiş biraz ama olsun, kısa gagalı bir kuş türü ile uzun gagalı "başka bir kuş türü"nü rekabet ortamına sokarsak tabii kı uzun gagalılar baskın gelecektir.
Ya da kısa gagalı "tek" bir kuş türü varsa birtakım mutasyonlar sonucu uzun gagalı nesiller atalarına baskın gelecektir. Bu mutasyonlar meydana gelmezse zaten ortada böyle bir tür kalmayacaktır veya beslenme ihtiyaçlarına başka bir çözüm bulacaklardır.
Tabii buna cinsel seçilim, enerjinin doğadaki önemi gibi binbir şeyi eklersek ortaya kim bilir neler neler çıkacaktır. Evrim bu kadar basit bir iş değil.
Azot ihtiyacını karşılayamayan bitkilerin etobur hale gelmesi, okyanusun en derinlerinde ışıksız ortamda yaşayan gözsüz balıkların baskın hale gelmesi (sanılanın aksine lamarck'ın teorisiyle hiçbir alakası yoktur, buradaki neden enerjinin tasarrufudur), cinsel seçilimden ötürü bazı erkek kuşların sahip olduğu metrelerce uzunluktaki kuurukları yüzünden uçamaması falan hep evrimin karmaşıklığı ve basite indirgenemez oluşunun bir göstergesidir. Yaşam, bizim tahmin edemeyeceğimiz değişkenler sonucunda şekilleniyor doğada.
İslama neden aykırı peki? Çünkü islamın temelleri atılırken kimse evrimi fark etmemişti.
0
@ruhen hastayim ben ne kadar da güzel açıklamışsın! teşekkür etmeden geçemedim.
hazır, buraya uğramışken, ben de bir iki kelam edeyim madem.
2- gözlemleyebildiğim kadarıyla asıl hadise, insanın eşşiz, muazzam, harikülade bir varlık olduğu ve onun tabiatta ki diğer mahluklarla mukayese dahi edilemecek bir payede bulunmasına dair inanç.
hal böyle olunca, takdir buyurursunuz ki, insanın da aslında tabiatın sahibi değil; bilakis bir parçası olduğu ve diğer mahlukatlarla pek çok ortak noktaları olduğu hakikatini kabul etmek pek kolay olmayacaktır.
diğer bir ifadeyle, 2. sualin yanıtı kibirdir.
zanımca, bu insana atfedilen süper, mega, ultra, über konumun husule getidriği kibir, diğer semavi dinlerde de fazlasıyla mevcuttur.
hazır, buraya uğramışken, ben de bir iki kelam edeyim madem.
2- gözlemleyebildiğim kadarıyla asıl hadise, insanın eşşiz, muazzam, harikülade bir varlık olduğu ve onun tabiatta ki diğer mahluklarla mukayese dahi edilemecek bir payede bulunmasına dair inanç.
hal böyle olunca, takdir buyurursunuz ki, insanın da aslında tabiatın sahibi değil; bilakis bir parçası olduğu ve diğer mahlukatlarla pek çok ortak noktaları olduğu hakikatini kabul etmek pek kolay olmayacaktır.
diğer bir ifadeyle, 2. sualin yanıtı kibirdir.
zanımca, bu insana atfedilen süper, mega, ultra, über konumun husule getidriği kibir, diğer semavi dinlerde de fazlasıyla mevcuttur.
0
1- ruhen hastayım ben güze açıklamış
2- ilk insanların yani adem'le havva'nın bizim gibi modern homo sapiens olduğuna göre yazılmış bir kitap kuran (diğer dinlerde de durum aynı tabi) en temel çelişki bu. yani ilk homo sapiens bile olsalar hikaye çöküyor (şu anki insanlar modern sapiens olarak geçiyor ve bir çok yönden üstünüz ilk homo sapienlerden) ki ilk insan oldukları için homo habilis falan olucaklar o zaman iş iyice maymunluğa geçiyor. onların da insan kabul edilmese de öncesi olduğu için mantık olarak habilis bile olamaz hatta bildiğin maymuna kadar gider olay maymun da kim bilir neyden evrimleşti vs. ama kuran'a göre ilk insan da aynı benim gibiydi.
2- ilk insanların yani adem'le havva'nın bizim gibi modern homo sapiens olduğuna göre yazılmış bir kitap kuran (diğer dinlerde de durum aynı tabi) en temel çelişki bu. yani ilk homo sapiens bile olsalar hikaye çöküyor (şu anki insanlar modern sapiens olarak geçiyor ve bir çok yönden üstünüz ilk homo sapienlerden) ki ilk insan oldukları için homo habilis falan olucaklar o zaman iş iyice maymunluğa geçiyor. onların da insan kabul edilmese de öncesi olduğu için mantık olarak habilis bile olamaz hatta bildiğin maymuna kadar gider olay maymun da kim bilir neyden evrimleşti vs. ama kuran'a göre ilk insan da aynı benim gibiydi.
0
bonjurkes
soru baslikta, internet hizi 25 mbit fast.com dan bakinca ama site deli yavas ve videolar da baya kotu.1.1.1.1 dns kullaniyorum ama bana mi ozel yoksa sizde de sorun var mi?optum
soru baslikta, internet hizi 25 mbit fast.com dan bakinca ama site deli yavas ve videolar da baya kotu.
1.1.1.1 dns kullaniyorum ama bana mi ozel yoksa sizde de sorun var mi?
optum
1.1.1.1 dns kullaniyorum ama bana mi ozel yoksa sizde de sorun var mi?
optum
0
valentinov
Philips lumea ve erkek genital bölgesi????
Philips lumea ve erkek genital bölgesi????
0
amaranta
Masa başı ama hafiften stresli bir işte 9-6 çalışıyorum. İşe gidip gelirken sabah akşam 20'şer dakikadan yürüme yolum var, gerisi toplu taşıma. Onun dışında ev işidir yemektir herhangi bir sorumluluğum yok. Koşullar bu şekilde. Akşam eve bir geliyorum nasıl yorgunluk anlatamam. Ayaklarım, bacaklarım
Masa başı ama hafiften stresli bir işte 9-6 çalışıyorum. İşe gidip gelirken sabah akşam 20'şer dakikadan yürüme yolum var, gerisi toplu taşıma. Onun dışında ev işidir yemektir herhangi bir sorumluluğum yok. Koşullar bu şekilde.
Akşam eve bir geliyorum nasıl yorgunluk anlatamam. Ayaklarım, bacaklarım zonkluyor yorgunluktan. Akşam 7 de evde oluyorum 9 buçuğa doğru uyumamak için kendimi zor tutuyorum, aylardır da çaresini bulamadım her gün bu şekildeyim.
Sorularım ise şöyle;
1- Bu yorgunluk psikolojik olabilir mi?
2- sizce çok mu yürüyorum? (günde 40 dk'ya geliyor)
3- Pilatese yazılmak istiyorum ama aşırı yorgunluğuma güvenemiyorum, yazılayım mı, iyi gelir mi yoksa daha beter mi olurum?
4- Başka neler iyi gelebilir?
Teşekkürler şimdiden.
Akşam eve bir geliyorum nasıl yorgunluk anlatamam. Ayaklarım, bacaklarım zonkluyor yorgunluktan. Akşam 7 de evde oluyorum 9 buçuğa doğru uyumamak için kendimi zor tutuyorum, aylardır da çaresini bulamadım her gün bu şekildeyim.
Sorularım ise şöyle;
1- Bu yorgunluk psikolojik olabilir mi?
2- sizce çok mu yürüyorum? (günde 40 dk'ya geliyor)
3- Pilatese yazılmak istiyorum ama aşırı yorgunluğuma güvenemiyorum, yazılayım mı, iyi gelir mi yoksa daha beter mi olurum?
4- Başka neler iyi gelebilir?
Teşekkürler şimdiden.
0
1- Olabilir. Kafa yorgunluğu tüm vücudu etkiler. Vücut enerjik olsa da hiçbir şey yapmak istemezsiniz. Çok yaşıyorum
2- Hayır. Yürümek hem vücudu hem psikolojiyi rahatlatır. Hareket iyidir. İmkanınız varsa daha çok yürüyün.
3- Yazılın. Spor endorfin salgılatır. Vücudunuz buna alıştıkça daha fazlasını isteyecek ve daha çok yapmak isteyeceksiniz. 1 sene reformer pilates yaptım. Fiziksel yorgunluk ilk başlarda korkutucu olabilir ama çabuk atlatırsınız. Fittness gibi değil, esnedikçe rahatlıyor vücut.
4- Ara ara kalkıp tur atın, kafayı camdan çıkartın, bol su için, gözlerinizi dinlendirin, düzenli beslenme ve uyku programınız olsun.
2- Hayır. Yürümek hem vücudu hem psikolojiyi rahatlatır. Hareket iyidir. İmkanınız varsa daha çok yürüyün.
3- Yazılın. Spor endorfin salgılatır. Vücudunuz buna alıştıkça daha fazlasını isteyecek ve daha çok yapmak isteyeceksiniz. 1 sene reformer pilates yaptım. Fiziksel yorgunluk ilk başlarda korkutucu olabilir ama çabuk atlatırsınız. Fittness gibi değil, esnedikçe rahatlıyor vücut.
4- Ara ara kalkıp tur atın, kafayı camdan çıkartın, bol su için, gözlerinizi dinlendirin, düzenli beslenme ve uyku programınız olsun.
0
Bence yorgunluğunuzun sebebi üç şeyden biri veya hepsi olabilir;
- Kötü beslenmek, yüksek karbonhidrat/şeker - düşük protein/yağ sebze tüketimi
-Düzensiz ve verimsiz/az uyku
-Düşük b12 ve D vitamini
Bunları bir kontrol edin, düzene sokun, 1 ay sonra hala problem varsa sorun ciddidir.
- Kötü beslenmek, yüksek karbonhidrat/şeker - düşük protein/yağ sebze tüketimi
-Düzensiz ve verimsiz/az uyku
-Düşük b12 ve D vitamini
Bunları bir kontrol edin, düzene sokun, 1 ay sonra hala problem varsa sorun ciddidir.
0
Bence bu yorgunluk ulaşımdan da kaynaklanabilir. Ben de önceki işlerimde yoğun değildim, yorulmuyordum ama toplu taşıma beni mahvediyordu. Eve gelince sanki tüm dünyanın yükü benim omuzlarımdaydı. İnsan çok yoruluyor toplu taşımayla gelince hele bir de oturacak yer yoksa o zaman zulüm oluyor iyice.
0
40 dk yürümek fazla ya çalışan insana,hele de artı ulaşım varsa. Bence onu azaltacak alternatifler dene.
0
@yazarken ellerini birakan herif, öğle arası hariç asla ara vermeden çalışıyorum, çalışmak zorunda kalıyorum :(
0
1 Olabilir.
2 Sanki evet. Zannederim, aktif bir spor hayatınız da yok ve zaten işten yorgun, argın çıkıyorsunuz. Bence fazla.
3 Bence yazılın. Fiziksel egzersizler insana iyi geliyor ve kişiyi daha dayanıklı yapıyor. Belli bir zaman sonra o, 40 dk'lik yolda hiç yormayacaktır sizi.
4 ilgi alanı şart. kişinin, onla uğraşırken günlük dertlerini, zamanın varlığını unutacağı bir meslek dışı uğraşı olması lazım.
insan, birşeyler ortaya koyunca kendini değerli hissediyor.
2 Sanki evet. Zannederim, aktif bir spor hayatınız da yok ve zaten işten yorgun, argın çıkıyorsunuz. Bence fazla.
3 Bence yazılın. Fiziksel egzersizler insana iyi geliyor ve kişiyi daha dayanıklı yapıyor. Belli bir zaman sonra o, 40 dk'lik yolda hiç yormayacaktır sizi.
4 ilgi alanı şart. kişinin, onla uğraşırken günlük dertlerini, zamanın varlığını unutacağı bir meslek dışı uğraşı olması lazım.
insan, birşeyler ortaya koyunca kendini değerli hissediyor.
0
baldan kaymak
merhaba pc'yi sattım ama hdd'imi alacağım. Yeni kişiye de hdd almam üzerine anlaştım. Tanıdık bir arkadaş o yüzden yardımınız gerekiyor. CrystalDisk çalıştırdım. Görüntüsünü ekliyorum. Bu pc ile uyumlu hangi modeli önerirsiniz? Kaynak maks 200 TL Biraz f/p olursa çok memnun olurum. SSD daha iyiyse o
merhaba pc'yi sattım ama hdd'imi alacağım. Yeni kişiye de hdd almam üzerine anlaştım. Tanıdık bir arkadaş o yüzden yardımınız gerekiyor.
CrystalDisk çalıştırdım. Görüntüsünü ekliyorum. Bu pc ile uyumlu hangi modeli önerirsiniz? Kaynak maks 200 TL Biraz f/p olursa çok memnun olurum. SSD daha iyiyse o da ok ama 400 GB altı birşey çok da iyi olmaz.
(git: eksiup.com)
edit 1: 3,5' falan oluyormuş bir de bunu nasıl anlarım bilmiyorum.
CrystalDisk çalıştırdım. Görüntüsünü ekliyorum. Bu pc ile uyumlu hangi modeli önerirsiniz? Kaynak maks 200 TL Biraz f/p olursa çok memnun olurum. SSD daha iyiyse o da ok ama 400 GB altı birşey çok da iyi olmaz.
(git: eksiup.com)
edit 1: 3,5' falan oluyormuş bir de bunu nasıl anlarım bilmiyorum.
0
1tb 2.5inç hdd 200ün üstü
500gb istersen o civarda bulunabilir. 200 liraya ssd istediğin boyutta çok zor
500gb istersen o civarda bulunabilir. 200 liraya ssd istediğin boyutta çok zor
0
doxanikee
win 7'de spotify korkunç çalışıyor. devamlı crash yiyor, şarkı dinlemek imkansız. spotify forumlarında da bir sürü başlık var, çözüm olarak işaretlenen şey de programı kaldır bir daha kur. kaç kere denedim değişen bir şey yok. her gün güncelleme geliyor yine aynı. çok mağdurum :(
win 7'de spotify korkunç çalışıyor. devamlı crash yiyor, şarkı dinlemek imkansız. spotify forumlarında da bir sürü başlık var, çözüm olarak işaretlenen şey de programı kaldır bir daha kur. kaç kere denedim değişen bir şey yok. her gün güncelleme geliyor yine aynı. çok mağdurum :(
0
dizicolleague
İhtiyaçlarımı karşılayacak gibi duruyor. 600 W 80+ PSU ve kablo gizleme yuvaları beni tavladı diyebilirim.(git: https://www.teknobiyotik.com/donanim/pc-kasa/dark-n5-600w-80-3x12cm-mavi-led-fanli-full-temperli-cam-yan-panel-usb-3-0-bilgisayar-kasasi-dkchn5p680.html#!prettyPhoto)
İhtiyaçlarımı karşılayacak gibi duruyor. 600 W 80+ PSU ve kablo gizleme yuvaları beni tavladı diyebilirim.
(git: www.teknobiyotik.com!prettyPhoto)
(git: www.teknobiyotik.com!prettyPhoto)
0
unitb256
Gören varsa oynadığı ya da gördüğü oyunları tek tek yazabilir mi buraya?
Gören varsa oynadığı ya da gördüğü oyunları tek tek yazabilir mi buraya?
0
nerde abi ilkokulda mi, lisede mi unide mi, nasil oyunlar, acik olalim biraz :/ okul pc lab'larinda oynadigim oyunlardan hatirladiklarimi yazayim bari.
ben ilkokulda bilgisayar dersi alirken oynadigim bi oyun vardi, adini hatirlamiyorum. nsfw bi oyundu, bi magara adami olarak sarisin ciplak bi kizi kovaliyoduk bizim gibi. bizi kovalayan da bi goril vardi. kim kimi yakalarsa bafiliyordu. bulamadim onu yillar sonra.
ortaokulda zuma oynardim. candy crush'in kurbagalisi. lise 1-2 gibi bubble trouble vardi.
ben ilkokulda bilgisayar dersi alirken oynadigim bi oyun vardi, adini hatirlamiyorum. nsfw bi oyundu, bi magara adami olarak sarisin ciplak bi kizi kovaliyoduk bizim gibi. bizi kovalayan da bi goril vardi. kim kimi yakalarsa bafiliyordu. bulamadim onu yillar sonra.
ortaokulda zuma oynardim. candy crush'in kurbagalisi. lise 1-2 gibi bubble trouble vardi.
0
İlkokulda bilgisayar dersi aldım. Maymun kovalamalı labirentli bir oyun vardı. Adını hala hatırlamıyorum ama çok zevk alıyordum.
0
İlkokuldayken Generals , wolfenstein 3D oynardık.Lisede de bilgisayar odası herkese açık olduğu içi öğle araları sınıflar arası cs-hl turnuvaları yapıyorduk.
0
İlkokul 7'de gördük ilk. Bilgisayar odasında free takılacak olduğumuzda half life kurmuştuk crossfire takılıyorduk. Hayat güzeldi o zamanlar. Sene 2000 falan.
0
ortaokul ve lise boyunca: starcraft, red alert, aoe, counter-strike. geceleri lan party yapardik.
0
ssiradanbirigibi
CoD2 multiplayer ve age of empires 2 conq multiplayer oynadım bugüne dek (10 yıldır). hala da sıkılmadım ama haricinde yüzlerce güzel oyun var galiba ve bi şeyler kaçırıyormuş gibi hissediyorum çok uzak kaldımsingleplayer, süper ötesi bir oyun tavsiyeniz var mı? aklınıza hangi türden gelirse.
CoD2 multiplayer ve age of empires 2 conq multiplayer oynadım bugüne dek (10 yıldır). hala da sıkılmadım ama haricinde yüzlerce güzel oyun var galiba ve bi şeyler kaçırıyormuş gibi hissediyorum çok uzak kaldım
singleplayer, süper ötesi bir oyun tavsiyeniz var mı? aklınıza hangi türden gelirse.
singleplayer, süper ötesi bir oyun tavsiyeniz var mı? aklınıza hangi türden gelirse.
0
Modern Warfare 1-2-3
Niye? Oyun dünyasını ilk iki oyunla tamamen değiştirdiler. Adamlar sinematik anlatım diye bir şey buldu.
Bu seriyi hayatında hiç oyun oynamamış adama oynat ''Modern Warfare diye bir oyun buldum süper'' diye ortalıkta dolanır :P
Ve evet, 10 yılda çok şey kaçırdın çok kısa özet geçeyim. Artık her oyun açık dünya yapılmak zorundaymış gibi bir şart var. Yeni şeyler denenmiyor, sadece sinematik anlatım ve grafiklere abanılıyor. Sadece adı olan serilerin yenileri çıkıp duruyor. O yeni çıkanda da eskinin daha büyük açık dünya haritası oluyor. Vakit ayıramıyorsun artık oyunlara, çünkü haritalar çok büyüka.q. Yeni şeyler, güzel hikayeler anlatanlar artık büyük firmalar değil, indie yapımcılar. 3 kişinin yaptığı oyun, yüzlerce adamın, yüzlerce milyon dolar harcanan şirketlerin oyunlarından daha atmosferik oluyor. Single player can çekişiyor, her oyun multi ve battle royal çıkıyor. Güzel uzun single player anlatımı sadece playstation cephesi çıkartıyor artık.
Çok dolmuşum dimi :D
Niye? Oyun dünyasını ilk iki oyunla tamamen değiştirdiler. Adamlar sinematik anlatım diye bir şey buldu.
Bu seriyi hayatında hiç oyun oynamamış adama oynat ''Modern Warfare diye bir oyun buldum süper'' diye ortalıkta dolanır :P
Ve evet, 10 yılda çok şey kaçırdın çok kısa özet geçeyim. Artık her oyun açık dünya yapılmak zorundaymış gibi bir şart var. Yeni şeyler denenmiyor, sadece sinematik anlatım ve grafiklere abanılıyor. Sadece adı olan serilerin yenileri çıkıp duruyor. O yeni çıkanda da eskinin daha büyük açık dünya haritası oluyor. Vakit ayıramıyorsun artık oyunlara, çünkü haritalar çok büyüka.q. Yeni şeyler, güzel hikayeler anlatanlar artık büyük firmalar değil, indie yapımcılar. 3 kişinin yaptığı oyun, yüzlerce adamın, yüzlerce milyon dolar harcanan şirketlerin oyunlarından daha atmosferik oluyor. Single player can çekişiyor, her oyun multi ve battle royal çıkıyor. Güzel uzun single player anlatımı sadece playstation cephesi çıkartıyor artık.
Çok dolmuşum dimi :D
0
- Metro 2033( Atmosfer olarak, oynadığım en iyi oyunlardan)
- Observer (Gene atmosfer olarak "koparmış" bir oyun. Geceleyin, ışıklar kapalıyken kulaklıkla 1 saat felan anca oynanıyor; zira hayli korkutucu bir oyun)
- Technobabylon (Piksel grafiklerine aldırış etmemek lazım; zira muazzam güzellikte bir senaryosu var. Seslendirmeler ve oyundaki gelecek tasviri çok başarılı)
- Dishonored 2 ( İlkinden bile daha güzel! Ayrıca Emily Kaldwin)
- L.A Noire ( Çok yaratıcı bir polisiye adventure)
- Life is Strange( Ağlatır adamı...)
- Observer (Gene atmosfer olarak "koparmış" bir oyun. Geceleyin, ışıklar kapalıyken kulaklıkla 1 saat felan anca oynanıyor; zira hayli korkutucu bir oyun)
- Technobabylon (Piksel grafiklerine aldırış etmemek lazım; zira muazzam güzellikte bir senaryosu var. Seslendirmeler ve oyundaki gelecek tasviri çok başarılı)
- Dishonored 2 ( İlkinden bile daha güzel! Ayrıca Emily Kaldwin)
- L.A Noire ( Çok yaratıcı bir polisiye adventure)
- Life is Strange( Ağlatır adamı...)
0
dayl
Herkes illa düşünmüştür bunu, bir şeyler bulmuştur, aklınıza gelenelri söyler misiniz?
Herkes illa düşünmüştür bunu, bir şeyler bulmuştur, aklınıza gelenelri söyler misiniz?
0
Ben bi gün dolar milyarderi olursam şöyle bi projem var. Abi istanbul'u devriye gezmeleri için 50 bin civarı yakın dövüş eğitimli adam işe alıcam, aikido, ju jit su, kung fu, systema, muay thai falan kara kuşaklı adamlar olacak bunlar. dolgun maaşlı. Sonra şehrin yetkili emniyet görevlilerine bol miktarda rüşvet vericem ve polislerin bu ekiplere dokunmamasını sağlıycam.
Akabinde bu adamlar sokaklarda gezip magandalık yapan herkesi şiddetle dövecek. Magandalığı magandalıkla bitirme projesi. Mesela gece 2'de millet uyurken caddede lüzumsuz kornaya bastın, bunu ekip gördü, gelip seni arabadan indirip, ağzını yüzünü kırıp hiçbir açıklama yapmadan olay yerinden ayrılacaklar. sonra da görüntüyü twitter'a koyup gece yarısı korna çalmanın cezası bu diye herkese ilan edecekler. Mesela sokakta yalnız yürüyen bir kıza laf atıp rahatsız ettin, mesela bir adama "ne bakıyon lan" dedin, trafikte magandalık yaptın; sonuç hep aynı olacak. Böyle böyle sokakları temizlemeyi ve şehri medenileştirmeyi planlıyorum. Nasıl?
Akabinde bu adamlar sokaklarda gezip magandalık yapan herkesi şiddetle dövecek. Magandalığı magandalıkla bitirme projesi. Mesela gece 2'de millet uyurken caddede lüzumsuz kornaya bastın, bunu ekip gördü, gelip seni arabadan indirip, ağzını yüzünü kırıp hiçbir açıklama yapmadan olay yerinden ayrılacaklar. sonra da görüntüyü twitter'a koyup gece yarısı korna çalmanın cezası bu diye herkese ilan edecekler. Mesela sokakta yalnız yürüyen bir kıza laf atıp rahatsız ettin, mesela bir adama "ne bakıyon lan" dedin, trafikte magandalık yaptın; sonuç hep aynı olacak. Böyle böyle sokakları temizlemeyi ve şehri medenileştirmeyi planlıyorum. Nasıl?
0
Bir gemi düşün. Bütün sistemleri bozulmuş. Makineler çalışmıyor. Yakıt bitiyor. Gemi su alıyor, böyle giderse bu gemi yakında batacak ama yolcuların çoğunluğu kaptana taparcasına bağlı. Diğer gemiler bizi kıskanıyor diye böbürleniyorlar, tarihte bu gemi müthiş bir gemiydi yine süper gemi olacak diye övünüyorlar. Sen de bu gemide bir yolcusun. Yolculara makineler çalışmıyor, yakıt bitiyor, gemi su alıyor, gemi batıyor aklınızı başınıza toplayın diyorsun, sana gemi haini diyorlar. Kimse asla seni dinlemiyor.
Ne yaparsın? Gemiyle birlikte batar mısın, bir filika, bir can yeleği bulup suya atlar kendine hayatta kalacak başka bir gemi başka bir kara parçası mı ararsın?
Ne yaparsın? Gemiyle birlikte batar mısın, bir filika, bir can yeleği bulup suya atlar kendine hayatta kalacak başka bir gemi başka bir kara parçası mı ararsın?
0
@antrenamnda göz dolduran topçu: beğenmedim, şiddet şiddeti doğurur.
@p133mmx: Burası benim ülkem, gidicek başka bir yerim, başka bi' gemi yok.
@p133mmx: Burası benim ülkem, gidicek başka bir yerim, başka bi' gemi yok.
0
Beni tam yetkili ceo yapin ulkeye, hepinizi kurtaririm. Maas senelik 3,5 milyon euro. Ataturk falan gerek yok simdi diriltmeye yazik adama, tam yetki verin salin 5 sene icinde dolar 3 tl.
0
Yahu, biz kişisel özgürlükler, ifade hürriyeti felan gibi konulara kafa yorup memleketi kurtarmayı felan düşünüyoruz da... çoğunluk böyle şeyleri pek de önemsemiyormuş gibi geliyor bana. çoğunluk memnun gibi sanki hallerinden.
0
İkinci bir Atatürk çıkmasını beklersek daha çok bekleriz.
Halbuki muhtaç olduğumuz kudret, damarlarımızdaki asil kanda mevcut değil miydi? Oturup bekleyelim eyvallah, belki bir Atatürk çıkar. Ha, bu değil ki ayaklanalım, şiddete başvuralım.
Ülkeyi kurtarmak ne kurtarıcı beklemekle olur, ne şiddetle sorunlar çözülür. En azından bundan eminim.
Halbuki muhtaç olduğumuz kudret, damarlarımızdaki asil kanda mevcut değil miydi? Oturup bekleyelim eyvallah, belki bir Atatürk çıkar. Ha, bu değil ki ayaklanalım, şiddete başvuralım.
Ülkeyi kurtarmak ne kurtarıcı beklemekle olur, ne şiddetle sorunlar çözülür. En azından bundan eminim.
0
Kaynaklarımızı akıllıca kullanmalıyız . Tüketim çılgınlığı deil üretim çılgınlığı olmalı. Eğer kaynaklarımız azsa petrol zengini araplar gibi deil eskiden olduğu gibi kanaat etmeliyiz. Katma degeri yuksek ürünler gelistirmeliyiz. Sadece inşaata değil elektronigede önem vermeliyiz. Kendi arabamız kendi silahımızi ve kendi tohumumuz olmalı mutlaka .
0
baştaki kişiye ya da yanlış kişilere neden oy veriliyor?
insanlar kendine yakın hissediyor da o yüzden. üniversite diploması olmayan bir adama da üniversite diploması olmayan insanlar elbette oy verecekler, kendileri gibi biri çünkü.
hırsız bir insana neden oy veriyor insanlar? çünkü kendileri de ona benzer şekillerde ahlaksız.
yıllarca kendime sordum: insanlar görmüyor mu bu ahlaksızlıkları iktidardaki. diye
sonra farkettim ki kendileri de öyle. oy verenler eğitimsiz ve ahlaksızsa elbette kendileri gibi olanlara oy verecek.
bu insanları özellikle eğitimsiz bırakarak eğitimsiz birileri getirildi başımıza.
---
eskiden çok kötü davranıyordum cahil kişilere, artık bireysel de olsa elimden geldiğimce insanları bilgilendirmeye çalışıyorum.
beni tadıdıkça eğitimin aslında onların da içten içe istediği şey olduğunu da farkediyorlar.
cümle kuramayan bir adamı dinlemek onlar için çok kolay ama bilimsel dilde ki konuşmayı bu adamlar anlayamıyor, bu durum onların suçu da değil.
tek yol eğitim. okumak. başka bir çaresi yok.
bu eğitimsizlik durumuna en büyük katkıyı da müslümanlık(!) yapmıştır.
insanlar kendine yakın hissediyor da o yüzden. üniversite diploması olmayan bir adama da üniversite diploması olmayan insanlar elbette oy verecekler, kendileri gibi biri çünkü.
hırsız bir insana neden oy veriyor insanlar? çünkü kendileri de ona benzer şekillerde ahlaksız.
yıllarca kendime sordum: insanlar görmüyor mu bu ahlaksızlıkları iktidardaki. diye
sonra farkettim ki kendileri de öyle. oy verenler eğitimsiz ve ahlaksızsa elbette kendileri gibi olanlara oy verecek.
bu insanları özellikle eğitimsiz bırakarak eğitimsiz birileri getirildi başımıza.
---
eskiden çok kötü davranıyordum cahil kişilere, artık bireysel de olsa elimden geldiğimce insanları bilgilendirmeye çalışıyorum.
beni tadıdıkça eğitimin aslında onların da içten içe istediği şey olduğunu da farkediyorlar.
cümle kuramayan bir adamı dinlemek onlar için çok kolay ama bilimsel dilde ki konuşmayı bu adamlar anlayamıyor, bu durum onların suçu da değil.
tek yol eğitim. okumak. başka bir çaresi yok.
bu eğitimsizlik durumuna en büyük katkıyı da müslümanlık(!) yapmıştır.
0
goodman
Ultrawide monitor almayi dusunuyordum sonra aklima bosta duran 42 inc hd lcd tv geldi. Bunu kullansam olur mu acikcasi yakindan o tur bir ekrana bakmanin gozlere bir hasari olur mu onu merak ediyorum.
Ultrawide monitor almayi dusunuyordum sonra aklima bosta duran 42 inc hd lcd tv geldi. Bunu kullansam olur mu acikcasi yakindan o tur bir ekrana bakmanin gozlere bir hasari olur mu onu merak ediyorum.
0
ne kadar yakından? monitör ile yanyana koyacaksan zaten uygun bir kullanım olmaz. 40inç tv ile aramda yklaşık 180cm var. bir rahatsızlık hissetmedim. monitör gibi çok yakında olsa, bir de 42 inç olursa. ekranın bir köşesinden bir köşesine bakmaya çalışmak yorar gözü bence. hele hele oyun ve film/dizi kesinlikle rahatsız edici olur.
0
tepkime süresi o kadar uzun olur ki mouse kullanırken hareket 1 saniye kadar geriden takip eder. bu da adamı deli eder.
0
1 sn tepkime gecikme süresi asla olmaz sallamayın. oyun oynamayacaksanız aradaki farkı anlayamazsınız.
0
oyun oynamayacağım. işim gereği aynı anda açık olması gereken pencereler var o sebeple düşünüyorum. mesafede 1 metre olacak.
0
Hiçbiriniz söylememişsiniz. Televizyon eğer süper düper çözünürlükte değilse yazı okunmuyor, iş yapılmıyor, Windows pencere kenarlarına bile sıkıntı oluyor.
bununla ilgili bir sürü video inceleme var YouTube da. Şöyle anlatıyım 4k televizyonlar içinde bu şekilde kullanılabilecek birkaç tane model var. Öyle düşün.
bununla ilgili bir sürü video inceleme var YouTube da. Şöyle anlatıyım 4k televizyonlar içinde bu şekilde kullanılabilecek birkaç tane model var. Öyle düşün.
0
yaklaşık 1 yıldan beri tv'mizi böyle kullanıyoruz tv'mizi.
tv: 49 inç samsung q6fn.
hiç bir sıkıntı yaşamadık şu ana kadar. yeri geliyor internetten indirip film izliyoruz, yeri geri youtube'da 4k videolar izliyoruz ve bazen de oyun oynuyoruz.
hiç bir sıkıntısı, uyumsuzluğu felan yok.
hatta artık 4k monitör olayını hayli saçma buluyorum.
kutu kadar ekranda 4k olsa ne olur, olmasa ne olur?
tv: 49 inç samsung q6fn.
hiç bir sıkıntı yaşamadık şu ana kadar. yeri geliyor internetten indirip film izliyoruz, yeri geri youtube'da 4k videolar izliyoruz ve bazen de oyun oynuyoruz.
hiç bir sıkıntısı, uyumsuzluğu felan yok.
hatta artık 4k monitör olayını hayli saçma buluyorum.
kutu kadar ekranda 4k olsa ne olur, olmasa ne olur?
0
İnanma 4k tvlerin hepsinin çözünürlüğü 4k hiç birinde çözünürlük farkı yok.
Bunlar hep pazarlama marketing. para tuzaging.
tv full hd ise 42 inç kullanılır 1-2 metreden sıkıntı yok.
4k ise hiç sıkıntı yok.
Bunlar hep pazarlama marketing. para tuzaging.
tv full hd ise 42 inç kullanılır 1-2 metreden sıkıntı yok.
4k ise hiç sıkıntı yok.
0
Kör olursun.
Ben 1 hafta normal tv ile denedim 1 saatten fazla kullanamadım monitör yoktu düşün oyun falan değil benchmark alırken oc yaparken bile bitirdi beni tv o mesafeden.
Ben 1 hafta normal tv ile denedim 1 saatten fazla kullanamadım monitör yoktu düşün oyun falan değil benchmark alırken oc yaparken bile bitirdi beni tv o mesafeden.
0
Ayrıca yüksek çözünürlükte sıçıyor yazılar falan zira 2k tv dahi olsa pikseller arası mesafe monitör kadar sık olamıyor. Düşün 24" 1080p monitörü bir de 2K 41" falan tv'yi.4K da anca eşitlenir onda da nasıl olur bilemem.
0
Çift monitör kullanacaksan ikinci monitörü wide alma derim. Hatta bir ana monitör yanına 2 tane eski tip kare gibi monitör alsan da olur kullanıma göre.
Şu tipler hem ucuz hem ikincil monitör olarak çok iş görüyor.
goo.gl
Şu tipler hem ucuz hem ikincil monitör olarak çok iş görüyor.
goo.gl
0
Ben özel derslerimi tv üzerinden veriyordum hamilelik döneminde. Oturduğum yerden kalkamıyordum. Eğilemiyordum kolumu bile kaldıracak halim olmuyordu. Bilgisayarın başına oturuyordum. Akıllı defter yazılımı yüklü. Çocuk tv den takip ederken ben de ayaklarımı uzatıp çayımı yudumlayıp ders veriyordum. Hayat bana kolaydı. Kısacası ekran monitör olarak kullanılabilir. Ancak kısa süre Yani bir bir buçuk saat kadar sınırlandırılması gerekir. Led ekran olsa bile bir süre sonra göz yoruyor. Bakmak bile istemiyorsunuz. Kindle a benzetmek için parlaklığını azaltıyorsun ama bu sefer tüm renkler gidiyor.
Tepkime süresi farkı olmuyordu. mouse ile alakalı olabilir mi bilmiyorum ama salonun en uzak noktasından da eş zamanlı algılıyordu. Salon 40 metrekare.
Tepkime süresi farkı olmuyordu. mouse ile alakalı olabilir mi bilmiyorum ama salonun en uzak noktasından da eş zamanlı algılıyordu. Salon 40 metrekare.
0
joker hakki
Fullmetal Alchemist Brotherhood seven birine hangi animeleri önerirsiniz?
Fullmetal Alchemist Brotherhood seven birine hangi animeleri önerirsiniz?
0
One piece - (Fullmetal Alchemist ile çok alakasız ama izlemediysen izle mutlaka :D)
Attack on Titan
Attack on Titan
0
for day to break
ben kimim, biz nereye gidiyoruz, bunlar ne, ölenler nerde kalanlar nereye kadar gibi böyle soruların aklımıza gelmesinin psikolojide bir ismi var mı?
ben kimim, biz nereye gidiyoruz, bunlar ne, ölenler nerde kalanlar nereye kadar gibi böyle soruların aklımıza gelmesinin psikolojide bir ismi var mı?
0
Eskiden çok olurdu, iş hayatına başladıktan sonra tek düşüncem "akşam olsa da yatsak"
0
Eskiden daha çok olurdu.
Şimdi ara ara geliyor aklıma hemen başka şeyler düşünmeye başlayıp atıyorum kafamdan.
Böyle şeyler beni korkutuyor.
Şimdi ara ara geliyor aklıma hemen başka şeyler düşünmeye başlayıp atıyorum kafamdan.
Böyle şeyler beni korkutuyor.
0
olmuyorum hatta hiçbir şey beni çıldırtmaz gibi geliyor. (çıldırmaktan kasıt, bildiğimiz medikal anlamda delirmekse)
0
Oluyor, yalnız kaldığım zamanlarda daha çok oluyor hatta, en yakın dün gece oldu.
0
olmuyor.
şu gezegenden milyarlarca canlı gelip geçmiş.
biz de onlardan biriyiz işte.
pek bir önemimiz yok esasında. hele ki kozmik ölçekte baktığımız zaman çok daha berraklaşıyor bu manzara.
haliyle, çokta kasmamamk lazım.
gülelim, eğlenelip; çevremize olabildiği kadar pozitif katkı yapalım ve zamanımız gelince de... mortingen şıtrayze!
şu gezegenden milyarlarca canlı gelip geçmiş.
biz de onlardan biriyiz işte.
pek bir önemimiz yok esasında. hele ki kozmik ölçekte baktığımız zaman çok daha berraklaşıyor bu manzara.
haliyle, çokta kasmamamk lazım.
gülelim, eğlenelip; çevremize olabildiği kadar pozitif katkı yapalım ve zamanımız gelince de... mortingen şıtrayze!
0
zamanın hızı, erken yasta olmesem bile olme zamanımın cok hızlı gelecek olması, tum bunların yanında yarın olme ihtimalinin de varlıgı, bunların hepsini dusununce cıldıracak gibi oluyorum.
ozellikle zamanın hızı moralimi cok bozuyor.
ozellikle zamanın hızı moralimi cok bozuyor.
0
garaser
soru başlıkta
soru başlıkta
0
rick gervais'in stand up şovları.
insan gibi güldürmüyor hayvan herif.
(hakaret ederek övgü geleneği...)
insan gibi güldürmüyor hayvan herif.
(hakaret ederek övgü geleneği...)
0
Kresto
Yılbaşında hanım ile ne izleyelim? Baymasin, aksiyon olsun. Fantastik de olabilir. Romantik film sevmiyoruz.Hepinize mutlu yıllar
Yılbaşında hanım ile ne izleyelim? Baymasin, aksiyon olsun. Fantastik de olabilir. Romantik film sevmiyoruz.
Hepinize mutlu yıllar
Hepinize mutlu yıllar
0
ikinci dünya savaşı konulu güzel yapımlar var. tavsiye ederim. resistance banker mesela.
0
chilling adventures of sabrina.
mistik, kustik mevzular; kara büyü, cadılar fln.
şahsen, çok keyif alarak izlediğim bir dizi.
mistik, kustik mevzular; kara büyü, cadılar fln.
şahsen, çok keyif alarak izlediğim bir dizi.
0
biz black mirror'in yeni yayinlanan filmini izleyecegiz. henuz izlemedim yani iyidir kotudur yorum yapamiyorum ama oyle bi secenek var hatirlatmak istedim.
0
Hepinize teşekkürler sevgili arkadaşlarım.
Black mirror dizisini izlemedik, filmini izlemek olur mu
Black mirror dizisini izlemedik, filmini izlemek olur mu
0
sonhakan
Soru başlıkta...
Soru başlıkta...
0
hem seker hem asit, gereksiz yere cop aliyorsun vucuduna, azaltarak bitir sigara gibi, hadi en kotu gunde bir tane yeter
0
o içtiğin maden suyu değildir. gazlı içecektir. üzerine bakıp anlayabilirsiniz.
sonuç olarak: zararlı
sonuç olarak: zararlı
0
Gazlı içeceklerde asit yoktur, gaz vardır. Gazı savunduğumdan değil de bunu asit olarak anmak doğru değil, bu sebeple yazdım.
Aromasız olanları tercih ederseniz daha iyi olur.
Aromasız olanları tercih ederseniz daha iyi olur.
0
Sade içip limon sıksan bile her şeyin fazlası zarar. Maden suyunun fazlası da ödem artırabilir bazı bünyelerde. Çok abartmamak lazım.
0
limonlu ictigin icin sekerli ve zararli. onun disinda maden suyu icmenin bir zarari yok hatta sindirimi kolaylastigi icin faydali. son 3 yildir sadece soda(gazli su) iciyorum, bulundugum yerde de sudan daha yaygin bir sekilde gazli su tuketiliyor. bir zarari yok
0
soda ile gazlı su farklı şeyler olmakla birlikte bence tüketebilirsin.....
ben de 3’ün altına düşmem genelde.....
ben de 3’ün altına düşmem genelde.....
0
çok tehlikeli!
üç güne kadar mutasyon geçirip bir balığa dönebilirsin.
aman dikkat!
üç güne kadar mutasyon geçirip bir balığa dönebilirsin.
aman dikkat!
0
maden suyunun en fazla olması gereken miktarı 3 ancak ideali günde 2'dir. 3'ün altında kalırsanız bi zararı olmaz. günde 3 biraz risklidir. ancak bu dediğim aromasız olanlar için geçerli. limon aromalı hakkında fikrim yok. 3'ün üzerinde içildiğinde ise böbrek taşı yapma ihtimali var.
bizzat kendim günde 2-3 tane içen birisi olarak biraz abarttığım zamanlarda yani peşpeşe günlerde 3-4 e çıktığım zamanlarda açıkçası böbrek taşı belirtilerini yaşadım ancak bu belirtileri (kasığa bıçak saplanması gibi bir his, ya da kasıktan testis torbasına doğru bir ağrı) farkettiğim anda birkaç gün günde 1'e indirip o dönemlerde suya abanıyorum ve bu şekilde bu zamana kadar herhangi bir taş düşürme durumu yaşamadım neyse ki.
eyyorlamam bu kadar.
bizzat kendim günde 2-3 tane içen birisi olarak biraz abarttığım zamanlarda yani peşpeşe günlerde 3-4 e çıktığım zamanlarda açıkçası böbrek taşı belirtilerini yaşadım ancak bu belirtileri (kasığa bıçak saplanması gibi bir his, ya da kasıktan testis torbasına doğru bir ağrı) farkettiğim anda birkaç gün günde 1'e indirip o dönemlerde suya abanıyorum ve bu şekilde bu zamana kadar herhangi bir taş düşürme durumu yaşamadım neyse ki.
eyyorlamam bu kadar.
0
helena
Björk, Aurora, iamamwhoami, Röyksopp... bu tip kuzeyli şarkıcıların şarkı söyleme biçimi öyle hülyalı hülyalı, rüyadaymış gibi çok güzel değil mi? Bu arkadaşlar elf midir nedir :D Var mı özellikle aurora tipi tavsiye edebileceğiniz sanatçı?
Björk, Aurora, iamamwhoami, Röyksopp... bu tip kuzeyli şarkıcıların şarkı söyleme biçimi öyle hülyalı hülyalı, rüyadaymış gibi çok güzel değil mi? Bu arkadaşlar elf midir nedir :D Var mı özellikle aurora tipi tavsiye edebileceğiniz sanatçı?
0
Eğer yüreğin kaldirabilecekse Ólöf Arnalds var ama çok durgun ve kimine göre kasvetli bir sesi var. Ruh haline göre seve de bilirsin nefret de edebilirsin.
Ég Umvef Hjarta Mitt:
youtu.be
Bu da surrender:
youtu.be
Agnes Obel var, biliyorsundur muhtemelen
Riverside:
youtu.be
Daha bildik olarak Ane brun ve loreena mckennitt var bunlar ise daha enerjik şarkılar yapıyor.
Ég Umvef Hjarta Mitt:
youtu.be
Bu da surrender:
youtu.be
Agnes Obel var, biliyorsundur muhtemelen
Riverside:
youtu.be
Daha bildik olarak Ane brun ve loreena mckennitt var bunlar ise daha enerjik şarkılar yapıyor.
0
merhaba.
jonna jinton isminde bi hatun. elf midir peri midir bilemem.
m.youtube.com
vikings dizisinin bi sahnesinde geçen ağıt bu;
m.youtube.com
trever morris'in vikings dizisi için kendi söylediği diğer iki parça. biri tek enstruman diğeri orkestrayla.
m.youtube.com
m.youtube.com
jonna jinton isminde bi hatun. elf midir peri midir bilemem.
m.youtube.com
vikings dizisinin bi sahnesinde geçen ağıt bu;
m.youtube.com
trever morris'in vikings dizisi için kendi söylediği diğer iki parça. biri tek enstruman diğeri orkestrayla.
m.youtube.com
m.youtube.com
0
yazar yazmaz yazan yazar
Merhaba Arkadaşlar, Öncelikle kitap kurdu birisi değilim ama ayda 1 kitap en azından okurum. Benim sorunum şu ki okuduğum kitapla alakalı hiçbir şey kalmıyor aklımda. Örneğin en son Yılmaz özdil'in M.Kemal kitabını okudum. büyük bir iştahla okudum hatta meğer bilmediğim ne çok şey varmış Atam hakkın
Merhaba Arkadaşlar,
Öncelikle kitap kurdu birisi değilim ama ayda 1 kitap en azından okurum. Benim sorunum şu ki okuduğum kitapla alakalı hiçbir şey kalmıyor aklımda. Örneğin en son Yılmaz özdil'in M.Kemal kitabını okudum. büyük bir iştahla okudum hatta meğer bilmediğim ne çok şey varmış Atam hakkında dedim okurken. Şu an bana sorsanız neler vardı kitapta diye inanın bir cümle bilgi veremem. kitabı sanki hiç okumamış gibiyim yani ama kesinlikle tavsiye edebilirim, harika bir kitaptı diyebilirim. Dünya klasiklerinin hepsini okumuşumdur mesela ama inanın aklımda tek bir cümle yok. ne baş kahramının adını hatırlıyorum ne de olay örgüsünü.
Kitap okumamızın amacı kitabı aklımızda tutmak, özet olarak anlatabilmek mi? eğer böyleyse ben hiç gözlerimi yormayayım boşuna, bu iş bana göre değil demek ki. Yok ne alakası var xxx sebepten kitap okuyorsak bu xxx sebep nedir mesela? "kitap okumak insana çok şey katıyor yea." klişesi haricinde pratiği olan bir cevabınız varsa çok sevinirim.
Öncelikle kitap kurdu birisi değilim ama ayda 1 kitap en azından okurum. Benim sorunum şu ki okuduğum kitapla alakalı hiçbir şey kalmıyor aklımda. Örneğin en son Yılmaz özdil'in M.Kemal kitabını okudum. büyük bir iştahla okudum hatta meğer bilmediğim ne çok şey varmış Atam hakkında dedim okurken. Şu an bana sorsanız neler vardı kitapta diye inanın bir cümle bilgi veremem. kitabı sanki hiç okumamış gibiyim yani ama kesinlikle tavsiye edebilirim, harika bir kitaptı diyebilirim. Dünya klasiklerinin hepsini okumuşumdur mesela ama inanın aklımda tek bir cümle yok. ne baş kahramının adını hatırlıyorum ne de olay örgüsünü.
Kitap okumamızın amacı kitabı aklımızda tutmak, özet olarak anlatabilmek mi? eğer böyleyse ben hiç gözlerimi yormayayım boşuna, bu iş bana göre değil demek ki. Yok ne alakası var xxx sebepten kitap okuyorsak bu xxx sebep nedir mesela? "kitap okumak insana çok şey katıyor yea." klişesi haricinde pratiği olan bir cevabınız varsa çok sevinirim.
0
youtu.be
şu dakikadan sonra ki iki dakikayı seyrediyoruz, bedavaya hayatın anlamını verdim hadi bakalım
şu dakikadan sonra ki iki dakikayı seyrediyoruz, bedavaya hayatın anlamını verdim hadi bakalım
0
kitap okuyan insan kadar farklı amaç olabilir, bu gayet normal.
ben kendim için konuşuyorum; kitap okurken benim amacım içindeki bilgileri ezberlemek değil. neyi nerede bulacağımı unutmamak için indeks çıkardığım kitaplar da olmadı değil, ama önemsediğim şey bu değil.
benim amacım başkasının gözünden başka bir döneme bakabilmek, o zamana yolculuk edebilmek, başka mekanlarda başka insanların yaşadıkları üzerinden tecrübeler biriktirmek.
100 sene öncesine gidip o dönemde buralarda çok zeki bir adamın neler yaptığını, neler okuduğunu, nasıl yaşadığını öğrenmek istiyorsam açıp Mustafa Kemal okurum mesela. en nefret ettiğim öğrenme biçimi 1881'de Selanik'de doğdu ile başlayan anlatımlar. Ben daha geriden başlayıp önce o dönemi anlatan, sonra o dönem içinde kişiyi anlatan biyografilere bayılıyorum mesela.
yöntem olarak en beğendiğim biyografilerden biri Ateşi Çalmak. Ben o kitabı yazarı ya da anlattığı kişileri bir dönem içinde anlamak için okuyorum.
edit: az çok bakış açım şu; 3:33 ve sonrası
www.youtube.com
ben kendim için konuşuyorum; kitap okurken benim amacım içindeki bilgileri ezberlemek değil. neyi nerede bulacağımı unutmamak için indeks çıkardığım kitaplar da olmadı değil, ama önemsediğim şey bu değil.
benim amacım başkasının gözünden başka bir döneme bakabilmek, o zamana yolculuk edebilmek, başka mekanlarda başka insanların yaşadıkları üzerinden tecrübeler biriktirmek.
100 sene öncesine gidip o dönemde buralarda çok zeki bir adamın neler yaptığını, neler okuduğunu, nasıl yaşadığını öğrenmek istiyorsam açıp Mustafa Kemal okurum mesela. en nefret ettiğim öğrenme biçimi 1881'de Selanik'de doğdu ile başlayan anlatımlar. Ben daha geriden başlayıp önce o dönemi anlatan, sonra o dönem içinde kişiyi anlatan biyografilere bayılıyorum mesela.
yöntem olarak en beğendiğim biyografilerden biri Ateşi Çalmak. Ben o kitabı yazarı ya da anlattığı kişileri bir dönem içinde anlamak için okuyorum.
edit: az çok bakış açım şu; 3:33 ve sonrası
www.youtube.com
0
Tam olarak aynı durumdayım aynı şey diziler ve filmlerde de geçerli.
Sadece iyi ya da kötü olarak kalıyor aklımda diğer her şeyi unutuyorum.
Ama bu yüzden okumayı ya da izlemeyi bırakamıyorum anlık olarak yaşattığı hazzı çok seviyorum.
Belki sende de hafıza problemi vardır bunun için bir şeyler yapabilirsin.
Sadece iyi ya da kötü olarak kalıyor aklımda diğer her şeyi unutuyorum.
Ama bu yüzden okumayı ya da izlemeyi bırakamıyorum anlık olarak yaşattığı hazzı çok seviyorum.
Belki sende de hafıza problemi vardır bunun için bir şeyler yapabilirsin.
0
benzer durumdayim ama bende soyle bi etkisi var. okul doneminde kitap okumaya pek vaktim olmuyor. ve bu durum konusmami etkiliyor. akicilik gidiyor, ifade gucum zayifliyor. bi cumleye basliyorum yarisinda kelime bulamiyorum, mala bagliyorum iyice. aklimdan gecenleri dile getiremiyorum ozetle. ama kitap okumaya baslayinca tam tersi oluyor. cumlelerim uzuyor, dogaclama laf ebeligine basliyorum. beyin kitaptaki kelimeleri ve kaliplari kullanmak uzere kaydediyor yani.
0
Yılmaz özdilin kitabı köşe yazıları gibiyse aklında birşey kalmaması normal bence.
0
aynisi bende de var. sıkıntı yapma.
yemek yemek gibi düşün. beynin açıkmıştı, gıdasını aldın, tükettin.
ben mesela önceki ay, geçen temmuz, bir sene önce ne yediğimi bilmiyorum. hatta dün yediklerim bile :)
ama yedim, doydum, geçti.
yemek yemek gibi düşün. beynin açıkmıştı, gıdasını aldın, tükettin.
ben mesela önceki ay, geçen temmuz, bir sene önce ne yediğimi bilmiyorum. hatta dün yediklerim bile :)
ama yedim, doydum, geçti.
0
Bahsettiğin akılda kalmama problemini daha önce başkalarından da duydum ama hiç başıma gelmediği için sana verebileceğim bir tavsiyem yok. Belki okudukların son zamanlarda türeyen ucuz edebiyat kitaplarındandır diyecektim ama zaten klasikleri okumuşsun.
Yine de, kitapların zengin içeriğini ve verdiği haz duygusunu bir yana bırakırsak, kitap okumak vaktini çöpe atmanı önler. (Aynı şey spor yapmak, bir geziye çıkmak, film veya belgesel izlemek için de geçerli.) Aklında kalmasa da bir kitap okuman sosyal medyada maruz kalacaklarından daha çok fayda sağlıyordur sana zaten.
Yine de, kitapların zengin içeriğini ve verdiği haz duygusunu bir yana bırakırsak, kitap okumak vaktini çöpe atmanı önler. (Aynı şey spor yapmak, bir geziye çıkmak, film veya belgesel izlemek için de geçerli.) Aklında kalmasa da bir kitap okuman sosyal medyada maruz kalacaklarından daha çok fayda sağlıyordur sana zaten.
0
ayni ben de dedigin gibiyim, yuz yil once yasadigim en ufak bi olayi zaman zaman tarihine kadar hatirlayan, arkadaslarinin hafizasini ajanda gibi kullandigi bi insanim. kolay kolay unutmam anilari veya hap bilgileri. sarki sozleri de boyle mesela, mumkun degil unutmam. ama 1 hafta once izledigim filmi hatirlamadigim zamanlar bile var. hele bi ara haftada 1 kitap okurken saniyesinde unutuyordum kitaplari. sadece bana hissettirdigi duygular ve filmi/diziyi/kitabi sevip sevmedigim kaliyor aklimda. bu ucunu mumkun degil hatirlayamiyorum. oyle birkac film var hatta izlemedim diye izlemeye baslayip ortasina, sonlarina dogru 1-2 sahneden izledigimi fark edip filmi hatirlamiyorum bari bitireyim tekrar diye ikinci kez bitirdigim.
oluyor yani cok normal bir sey. cok seyapma. bu tur aktiviteler sanirim beynin kisa sureli hafizasina yerlesiyor, tekrar ihtiyac duyulmadigi icin kullanilmadigindan da kisa sure sonra siliniyor. bir aciklamasi varsa sanirim bu olacaktir.
ayrica eklemek isterim, yemek yemek gibi benzetmesini begendim. o an bir bos zaman gecirgecine ihtiyac duyuyor ve o kitabi/filmi/diziyi izliyor, bitiriyorsun ve orada bitmis oluyor. yemegi de zaman zaman hatirlar guzel yemekti ya da tadi kotuydu dersin ama kac kasik yemissin ya da icindeki tuz miktarini bilmezsin ya oyle bisi gibi.
oluyor yani cok normal bir sey. cok seyapma. bu tur aktiviteler sanirim beynin kisa sureli hafizasina yerlesiyor, tekrar ihtiyac duyulmadigi icin kullanilmadigindan da kisa sure sonra siliniyor. bir aciklamasi varsa sanirim bu olacaktir.
ayrica eklemek isterim, yemek yemek gibi benzetmesini begendim. o an bir bos zaman gecirgecine ihtiyac duyuyor ve o kitabi/filmi/diziyi izliyor, bitiriyorsun ve orada bitmis oluyor. yemegi de zaman zaman hatirlar guzel yemekti ya da tadi kotuydu dersin ama kac kasik yemissin ya da icindeki tuz miktarini bilmezsin ya oyle bisi gibi.
0
Hiç mi kitaptaki bir cümle veya olay sizi dumura uğratmadı bi yarım dakka düşündürtmedi, yalnızca bu bile kitap okumak için bir neden. Aklınızda bir şey kalmaması çok normal lakin duygusal derinliğiniz artarak ilereler fark etmeden.
0
Hani ağaçlar yaprak açar, çiçek açar ya. Sonra o yapraklar, çiçekler kuruyup dökülüp gider. Yok olur.
Aslında yok olmaz onlar ağacın dibinde yeni ağaçlar için besin olur, ağaç olur.
Sonra orman olur. Orman büyür gider.
Okuyup unuttukların da öyle.
Yok olmaz onlar.
Aslında yok olmaz onlar ağacın dibinde yeni ağaçlar için besin olur, ağaç olur.
Sonra orman olur. Orman büyür gider.
Okuyup unuttukların da öyle.
Yok olmaz onlar.
0
Kitap okumak için kitap okunmaz, kitap okumuş olmak için de okunmaz, kitabı bir nesne fetişizminin merkezi haline getirmek de ‘okur olmak’ demek değildir.
Metni gözle takip edip kelimeleri zihinde tekrarlamak da okumak değildir. İnsan hayata belli sorular sorar, belli soruların cevabını arar. Bu arayışlar bir sonuç olarak bizi kitaplara, filmlere ve sanat eserlerine götürür. Bizi üzerine düşünmeye, hayata, insanlara ve nesnelere giydirdiğimiz imajların yerini “gerçeğin” suretiyle değiştirmeye ve hayata daha derinden vakıf olmaya ve uzun muhakeme süreçlerine iter. Olgunlaştırır, ehlileştirir, yüzeysel olanı ve maruz kalınanı değil hakiki olanı ve anlamı olanı sunar.
Bazen bir kitabı okumanız 5 yıl da sürebilir. O metin üzerinde sizi düşünceye iten şeyler yıllar sonra hayatta bir yerde karşınıza çıkar ve siz de süreci bağdaştırarak tasdik edersiniz. O gerçeği size yıllar önce sunmuştur halbuki o kitap. Mesele okumak değil, düşünmek ve sindirmektir kitabı.
Ben Atatürk’ü asla Yılmaz Özdil’den okumazdım. Onunla ilgili bir dolu başarılı çalışma varken sıra asla ona da gelmez. Niyet, süreç ve sonuç olarak Nilgün Bodur’dan bir farkı da yoktur. İzmir’deki sahaflarda en fazla onun kitaplarını görürsünüz. Okuyucusu için bir değeri yoktur çoğunlukla, onu okuyanların çoğunluğu da Atatürk’ü gerçekten anlamış insanlar değildir. Atatürk’e olan sevgiyi, bağlılığı ve aidiyeti ticarileştirip türlü menfaatler için araçsallaştırmaktan da öteye gitmez.
Doğru kitapları okursanız böyle bir sorununuz asla olmaz. Sadece Yılmaz Özdil bağlamında ifade etmiyorum. Belki klasikler de ruhunuza bir şeyler söyleyemiyordur, sizde hayata dair bir duygu uyandıramıyordur. Gerçek bir okur olursanız kendinize çok başka bir dünyanın kapılarını açmış olursunuz. Sizin sorununuz anlamamak ya da unutmak değil; doğru yönlendirilmemiş olmak. Ülkemizdeki diğer milyonlarca insan gibi.
Metni gözle takip edip kelimeleri zihinde tekrarlamak da okumak değildir. İnsan hayata belli sorular sorar, belli soruların cevabını arar. Bu arayışlar bir sonuç olarak bizi kitaplara, filmlere ve sanat eserlerine götürür. Bizi üzerine düşünmeye, hayata, insanlara ve nesnelere giydirdiğimiz imajların yerini “gerçeğin” suretiyle değiştirmeye ve hayata daha derinden vakıf olmaya ve uzun muhakeme süreçlerine iter. Olgunlaştırır, ehlileştirir, yüzeysel olanı ve maruz kalınanı değil hakiki olanı ve anlamı olanı sunar.
Bazen bir kitabı okumanız 5 yıl da sürebilir. O metin üzerinde sizi düşünceye iten şeyler yıllar sonra hayatta bir yerde karşınıza çıkar ve siz de süreci bağdaştırarak tasdik edersiniz. O gerçeği size yıllar önce sunmuştur halbuki o kitap. Mesele okumak değil, düşünmek ve sindirmektir kitabı.
Ben Atatürk’ü asla Yılmaz Özdil’den okumazdım. Onunla ilgili bir dolu başarılı çalışma varken sıra asla ona da gelmez. Niyet, süreç ve sonuç olarak Nilgün Bodur’dan bir farkı da yoktur. İzmir’deki sahaflarda en fazla onun kitaplarını görürsünüz. Okuyucusu için bir değeri yoktur çoğunlukla, onu okuyanların çoğunluğu da Atatürk’ü gerçekten anlamış insanlar değildir. Atatürk’e olan sevgiyi, bağlılığı ve aidiyeti ticarileştirip türlü menfaatler için araçsallaştırmaktan da öteye gitmez.
Doğru kitapları okursanız böyle bir sorununuz asla olmaz. Sadece Yılmaz Özdil bağlamında ifade etmiyorum. Belki klasikler de ruhunuza bir şeyler söyleyemiyordur, sizde hayata dair bir duygu uyandıramıyordur. Gerçek bir okur olursanız kendinize çok başka bir dünyanın kapılarını açmış olursunuz. Sizin sorununuz anlamamak ya da unutmak değil; doğru yönlendirilmemiş olmak. Ülkemizdeki diğer milyonlarca insan gibi.
0
İyi kitapla kitap arasındaki fark böyle bir şey bence (Tabii kitabın konusunun merak uyandırması da önemli. Anı okumayı sevmeyen birine en iyi anı kitaplarını verseniz bile beğenmeyebilir.) Bazı kitapları okuduğumu bile unutuyorum bazı kitaplardan belirli bölümler (kurgu veya değil farketmiyor) sürekli aklıma geliyor. Bir de iyi kitaptan not çıkardığım için daha sonra dönüp bakabildiğimden aklımda kalma oranı daha da artıyor diye düşünüyorum.
0
Sen bu kuşağın insanısın. Günümüzde çevremizde çok fazla etken var. En önemlisi de çok fazla yenilik olması ve bunların gelişimine ortak olmayı isteyen bir beyninin olması. Beynin sinemaya, müziğe, facebokk a instagram a pinterest e hepsiburada ya ve daha bir sürü şeyi yakalamaya çalışırken odaklanamıyor.
Seni alsak bugün, geçmiş ve geleceğe dair tüm endişelerinden arındırsak. sonra bir de şöyle sakin, güzel bir adaya yerleştirsek ve bu şekilde o kitabı okumaya başlasan muhtemelen aklında çok şey kalır.
Seni alsak bugün, geçmiş ve geleceğe dair tüm endişelerinden arındırsak. sonra bir de şöyle sakin, güzel bir adaya yerleştirsek ve bu şekilde o kitabı okumaya başlasan muhtemelen aklında çok şey kalır.
0
ben de pek edebi kitap okumam ama makale, bilimsel yazilar vs bol bol okurum. bana sorsan ben de ozet gecemem, anlatamam ama okudugum yazilarla ilgili bir konu acilirsa okuduklarim aklima gelir. kitap okuma da ayni sekilde olabilir.
kitabi XXX sebepten dolayi degil tamamen kendi keyfin icin okuman lazim bence. okumaktan keyif aldigin, hoslandigin seyleri okumalasin.
kitabi XXX sebepten dolayi degil tamamen kendi keyfin icin okuman lazim bence. okumaktan keyif aldigin, hoslandigin seyleri okumalasin.
0
yalnız olmadığımı görmek çok güzel, sevindim:)
"Ama bu yüzden okumayı ya da izlemeyi bırakamıyorum anlık olarak yaşattığı hazzı çok seviyorum."
"cumlelerim uzuyor, dogaclama laf ebeligine basliyorum. beyin kitaptaki kelimeleri ve kaliplari kullanmak uzere kaydediyor yani."
"yemek yemek gibi düşün. beynin açıkmıştı, gıdasını aldın, tükettin."
"kitap okuman sosyal medyada maruz kalacaklarından daha çok fayda sağlıyordur sana zaten."
"yemegi de zaman zaman hatirlar guzel yemekti ya da tadi kotuydu dersin ama kac kasik yemissin ya da icindeki tuz miktarini bilmezsin ya oyle bisi gibi. "
"duygusal derinliğiniz artarak ilereler fark etmeden."
"Okuyup unuttukların da öyle. Yok olmaz onlar."
şu şaheser cevaplara özellikle bayıldım. harikasınız tam nokta atışı cevaplar yani.
mahalle baskısı+1 ayrıca bu da yadsınamaz bir gerçeklik.
@levent bilgen, @bruce mclaren; sizin verdiğiniz cevaplara katılamıyorum. sürekli saçma, ilgimi çekmeyen şeyler mi okuyorum yani olur mu öyle şey? bilim de okuyorum, roman da hatta hiç sevmesem de bazen kişisel gelişim. konu fark etmeksizin bu durum oluşuyor bende.
hatta şu an rahmetli yaşar nuri hoca'nın deizm kitabını okuyorum mesela yarısına geldim. okurken "çok mantıklı lan!", "evet bu mükemmel bir açıklama, tam düşündüğüm gibi." diyorum ama 1 gün geçince hepsi buhar oluyor anladığım şeylerin.
yaşar nuri öztürk - deizm mükemmel kitap arkadaşlar bu arada. her ne kadar yarısında unutmuş olsam da:)
"Ama bu yüzden okumayı ya da izlemeyi bırakamıyorum anlık olarak yaşattığı hazzı çok seviyorum."
"cumlelerim uzuyor, dogaclama laf ebeligine basliyorum. beyin kitaptaki kelimeleri ve kaliplari kullanmak uzere kaydediyor yani."
"yemek yemek gibi düşün. beynin açıkmıştı, gıdasını aldın, tükettin."
"kitap okuman sosyal medyada maruz kalacaklarından daha çok fayda sağlıyordur sana zaten."
"yemegi de zaman zaman hatirlar guzel yemekti ya da tadi kotuydu dersin ama kac kasik yemissin ya da icindeki tuz miktarini bilmezsin ya oyle bisi gibi. "
"duygusal derinliğiniz artarak ilereler fark etmeden."
"Okuyup unuttukların da öyle. Yok olmaz onlar."
şu şaheser cevaplara özellikle bayıldım. harikasınız tam nokta atışı cevaplar yani.
mahalle baskısı+1 ayrıca bu da yadsınamaz bir gerçeklik.
@levent bilgen, @bruce mclaren; sizin verdiğiniz cevaplara katılamıyorum. sürekli saçma, ilgimi çekmeyen şeyler mi okuyorum yani olur mu öyle şey? bilim de okuyorum, roman da hatta hiç sevmesem de bazen kişisel gelişim. konu fark etmeksizin bu durum oluşuyor bende.
hatta şu an rahmetli yaşar nuri hoca'nın deizm kitabını okuyorum mesela yarısına geldim. okurken "çok mantıklı lan!", "evet bu mükemmel bir açıklama, tam düşündüğüm gibi." diyorum ama 1 gün geçince hepsi buhar oluyor anladığım şeylerin.
yaşar nuri öztürk - deizm mükemmel kitap arkadaşlar bu arada. her ne kadar yarısında unutmuş olsam da:)
0
kendi adıma, ya keyif aldığım için okurum, ya da merak ettiğim bir mevzuyu öğrenmek için.
kitap okumanın iki temel getirisi var ki hayati; kişinin kendisi daha iyi tanıması sağlarken, aynı kerte de kişiye çok ciddi bir çözümleme ve ifade gücü sunması.
kitap okumanın iki temel getirisi var ki hayati; kişinin kendisi daha iyi tanıması sağlarken, aynı kerte de kişiye çok ciddi bir çözümleme ve ifade gücü sunması.
0
alfist
Kimler var sizce? Dm'lerine bakacak, dm'lere bogulmamis biri olarak?
Kimler var sizce? Dm'lerine bakacak, dm'lere bogulmamis biri olarak?
0
su aralar cok cok revacta olmayan ama aslinda eskilerin guvenilir ve kaliteli isimlerini tercih ederdim ben olsam, sebnem ferah, kirac gibi isimlere bakardim, tek bir unlu yerine gruplarla da sansini deneyebilirsin, yuksek sadakat, manga, duman gibi.
bir de tabi kanatsiz melek mujdat gezen var ama yazik su aralar kafasi cok doludur.
bir de tabi kanatsiz melek mujdat gezen var ama yazik su aralar kafasi cok doludur.
0
Sinan Çalışkanoğlu iphone isteyen, Aslıhan Gürbüz de tatil isteyen takipçisini ifşa etmişti. Demek ki dm'lere bakıyolar :)
0
insert coin
Kullanan varsa (tercihen ikisini de denemiş) hangi kulaklık?birinin (steel) driveri 40 diğeri 50 mm ama 40 mm olan 7.1 ses sunuyor...
Kullanan varsa (tercihen ikisini de denemiş) hangi kulaklık?
birinin (steel) driveri 40 diğeri 50 mm ama 40 mm olan 7.1 ses sunuyor...
birinin (steel) driveri 40 diğeri 50 mm ama 40 mm olan 7.1 ses sunuyor...
0
karayel
Sb.
Sb.
0
yatırım bankacısı olmak çok istedim, makine mühendisi oldum sayılır:). hala içimde uktedir finansal piyasalar.
0
İngilizce romanlar yazan bir yazar olmak istiyordum. İngilizce edebiyat öğretmeni oldum.
0
Hayalinizdeki
Filozof olmayı hayal ederdim, geyik değil, genel olarak " bilmek " eylemime olan tutkumdan dolayı.
Kuyumcu oldum.
Filozof olmayı hayal ederdim, geyik değil, genel olarak " bilmek " eylemime olan tutkumdan dolayı.
Kuyumcu oldum.
0
Bilim adamı olmak istiyodum, bu hayalim için tıp okumaya karar verdim ve şimdi 5. Sınıftayım. Bitince farmakolojide uzmanlaşmayi düşünüyorum.
Bu farmakoloji düşüncem de ortaokuldan beri var, tam küçük sayilir mi bilmiyorum ama. Bilim adami olmayi 4 yaşindan beri istiyorum
Bu farmakoloji düşüncem de ortaokuldan beri var, tam küçük sayilir mi bilmiyorum ama. Bilim adami olmayi 4 yaşindan beri istiyorum
0
Savcı olmaktı ama malesef lise zamanlarımdaki mallığımdan dolayı olamadım. Şimdi bir kamu kurumunda çalışıyorum aynı zamanda hayalimi gerçekleştirmek için üniversiteye hazırlanıyorum. Yaş 26 oldu bakalım sorun olmazsa 32 33 yaş gibi hayalim gerçekleşecek.
0
psikolog veya öğretmen olmak isterken sınavın çok iyi geçmesinden dolayı hukuku kazanıp avukat oldum. hala aklım orada
0
hayalimde bir meslek yoktu ve sabah kalkıp işe gitmek istemiyordum. sabah kalkıp işe gitmiyorum.
0
Hayalimde belirli bir meslek yoktu. Biraz maymun iştahlı olduğum için dönem dönem farklı mesleklere daha fazla ilgi duyduğum oldu. Mühendislik okudum, alanımda çok az çalıştım. Sonra grafik tasarımcı oldum. 10 küsür sene oldu devam ediyorum hala.
0
Müzik yazarlığı ve konser fotoğrafçılığı yapmak ya da plak dükkanı açmak istiyordum. Eczacı oldum. :(
0
lisedeyken doldurduğum bi formdaki hedeflediğiniz meslek kısmına genetik mühendisi yazmıştım. oldum şükür, makale yazıyorum şu an.
0
Çocukken polis olmaktı. Biraz daha büyüyünce kendi işimi kurmak istedim.
Bu arada eğitim fakültesini bitirdim. Atanamadım. Dershane, ücretli öğretmenlik derken bıraktım.
Bir restoranın mutfağında çalıştım, elma kesemeyen ben. Kebaptı, kokoreçti, balıktı; pişirim yapmayı öğrendim. Bu arada servis falan da...
4 yılı doldurdum bu sektörde ve şu an işsizim yine.
Bu arada eğitim fakültesini bitirdim. Atanamadım. Dershane, ücretli öğretmenlik derken bıraktım.
Bir restoranın mutfağında çalıştım, elma kesemeyen ben. Kebaptı, kokoreçti, balıktı; pişirim yapmayı öğrendim. Bu arada servis falan da...
4 yılı doldurdum bu sektörde ve şu an işsizim yine.
0
Hayalim mühendis olmaktı, gerçekte mühendis oldum. Sonra diş doktoru olmayı hayal etmeye başladım. Yanlış hayal kurmuşum meğer zamanında.
0
ilkokulda pilot olmakti. ortaokul ve lisede bilgisayar muh. olmakti. bugun yazilimla ugrasiyorum
0
belli bir hayalim yoktu, çocukken bir hevesle sırasıyla polis, milli piyango satıcısı, araba tamircisi, bilim adamı olmak istedim.
ortaokul, lisede bir hedefim falan da yoktu.
şu an fizikciyim.
ortaokul, lisede bir hedefim falan da yoktu.
şu an fizikciyim.
0
Çocukken arkeolog olmak isterdim. İzlediğim filmler beni çok etkiliyordu, yeni yerler keşfetmek, görmek istiyordum. Ama keşif daha ağır basıyordu. Biraz hayatın farkına varınca arkeoloji okursam aç kalacağımı düşündüm. Yıllar sonra da ilaç sektöründe kaliteci oldum. Şimdiyse hayalime biraz daha yakınım. İş hayatımı bırakıp ömrümün sonuna kadar sürdürmek istediğim bir öğrenme ve keşfetme sürecine başladım.
0
Bruce
bu bir vicdan sorusudur!10 gün sonra işten ayrılıyorum, yeni bir iş buldum. gidişimi pek beklemiyorlardı, birim müdürüm sağ olsun daha iyi yere daha iyi şartlarda gideceğim için sıkıntı çıkartmadı ama şirket içinde benden başkasının yapmadığı ve benden sonra da kolay kolay yapamayacağı raporlamalar,
bu bir vicdan sorusudur!
10 gün sonra işten ayrılıyorum, yeni bir iş buldum. gidişimi pek beklemiyorlardı, birim müdürüm sağ olsun daha iyi yere daha iyi şartlarda gideceğim için sıkıntı çıkartmadı ama şirket içinde benden başkasının yapmadığı ve benden sonra da kolay kolay yapamayacağı raporlamalar, planlamalar, sunumlar vb. var(benden başka kimse yapmıyor çünkü, nasıl yapılacağını bilen yok). ve tüm bu işyükü belirli bir süre genel müdür'e kalacak ve bu yüzden gidişim hiç işine gelmedi; söylediğinde kızmış birim müdürüme defolsun gitsin falan demiş.
gidişime yakın hop diye merkez ofisten bir raporlama ve önümüzdeki sene için planlama geldi, son teslim tarihi de 1-2 hafta. inanılmaz detaylı ve şu ana kadar her sene ve düzenli yapılanın 2-3 katı kapsamlı bir çalışma; birim müdürleriyle tek tek iletişime geçip hepsiyle oturup hazırlamam gereken şeyler. normal şartlarda yapardım gocunmadan ama zaten iş devri yüzünden yoğunum, artı ay sonu zaten normal yoğunluk var, bi de bu iş gelince iyice nevrim dönecek. acaba ayak sürüsem mi diyorum; şırfıntıya iyice uyuz oldum çünkü.
hak ettiğinden düşük maaşa çalışan ve üst yönetim tarafından değeri bilinmeyen bir çalışandım 3 sene boyunca. ünvan almak için, eve yakın, çalışma ortamı rahat ve aldığım para yetiyor diye devam ettim ama bir atılım yapmam gerekiyordu artık.
neyse işte, altyapıyı da verdim ki "siktir et yapma" diyin. öyle yaparsam mevcut müdürüme de biraz ayıp olacak ama onun da itlikleri olmadı değil. sizce ne yapayım? elimden geldiğince yapıp teslim ediyim mi yoksa sallayayım mı?
teşekkürler...
10 gün sonra işten ayrılıyorum, yeni bir iş buldum. gidişimi pek beklemiyorlardı, birim müdürüm sağ olsun daha iyi yere daha iyi şartlarda gideceğim için sıkıntı çıkartmadı ama şirket içinde benden başkasının yapmadığı ve benden sonra da kolay kolay yapamayacağı raporlamalar, planlamalar, sunumlar vb. var(benden başka kimse yapmıyor çünkü, nasıl yapılacağını bilen yok). ve tüm bu işyükü belirli bir süre genel müdür'e kalacak ve bu yüzden gidişim hiç işine gelmedi; söylediğinde kızmış birim müdürüme defolsun gitsin falan demiş.
gidişime yakın hop diye merkez ofisten bir raporlama ve önümüzdeki sene için planlama geldi, son teslim tarihi de 1-2 hafta. inanılmaz detaylı ve şu ana kadar her sene ve düzenli yapılanın 2-3 katı kapsamlı bir çalışma; birim müdürleriyle tek tek iletişime geçip hepsiyle oturup hazırlamam gereken şeyler. normal şartlarda yapardım gocunmadan ama zaten iş devri yüzünden yoğunum, artı ay sonu zaten normal yoğunluk var, bi de bu iş gelince iyice nevrim dönecek. acaba ayak sürüsem mi diyorum; şırfıntıya iyice uyuz oldum çünkü.
hak ettiğinden düşük maaşa çalışan ve üst yönetim tarafından değeri bilinmeyen bir çalışandım 3 sene boyunca. ünvan almak için, eve yakın, çalışma ortamı rahat ve aldığım para yetiyor diye devam ettim ama bir atılım yapmam gerekiyordu artık.
neyse işte, altyapıyı da verdim ki "siktir et yapma" diyin. öyle yaparsam mevcut müdürüme de biraz ayıp olacak ama onun da itlikleri olmadı değil. sizce ne yapayım? elimden geldiğince yapıp teslim ediyim mi yoksa sallayayım mı?
teşekkürler...
0
10 gün sonra bu insanlarla iletişim kurmayacaksın ama iş hayatı garipliklerle dolu, birkaç sene sonra bir bakmışsın yine bu insanlarla muhatap olmak zorunda kalmışsın. Olmaz olmaz deme. O yüzden mümkün olduğunca işini yap, 10 gün sabret, kimseyle kötü ayrılma.
0
yerinde olsam, yasal olarak iş arama iznimi kullanmam ve işleri yapacağım derim. sonrasında yasal iş arama izinlerini de birleştirerek 8. gün de gidiyorum, ben kerim hepinizi severim deyip geri dönmezdim. hatta direk gitmezdim ne halleri varsa görsünler :S
0
@re noreno, iş arama izni ihbar süresi falan konuşulmadı hiç; o topa girsem 2 ay tutabilirlerdi beni çünkü, yasal hakları. müdürüm konuştu halletti o kısmı sağ olsun, işbaşı yapacağım tarihi söyledim, önceki cuma son çalışırsın dedi.
0
büyüklük bende kalsın der yaparım. neticede mesai saatin ve iş veriliyor maalesef. ileride ne olacağı belli olmaz, belki yeni işinden nefret edip geri dönmek zorunda kalacaksın. hayat bu.
0
mesaiye kalmayacak şekilde ekstra bir efor harcamadan yapabildiğin kadarını yap. Son 10 günün de olsa son 10 günün için sana ödeme yapacaklar sonuçta. Çalışmadığın her saat hak etmediğin parayı alıyor olacaksın sen de.
0
@ayin yazari, 10 gün boyunca zaten normal iş yükümün üstünde çalışacağım, yatış yaptığım yok yani. devir işlemleri var yeni gelene iş öğreteceğim, ayrıca ay sonu normalde yaptığım şeyleri yapacağım. bu çıkan ekstra.
0
işten ayrılmayacak olsanız, bu kadar iş yükünüz varken size bu işi verseler nasıl davranırdınız? gidip konuşur muydunuz işlerin yetişmeyeceğini, üzerinizde çok yük olduğunu? bence o zaman ne yaparsanız, şimdi de öyle yapın.
yapmaya çalışacağınızı ancak üzerinizde şu şu işler olduğunu ve hepsinin aynı anda yetişmesinin mümkün olmadığını açıklayın. olmaz mı?
yapmaya çalışacağınızı ancak üzerinizde şu şu işler olduğunu ve hepsinin aynı anda yetişmesinin mümkün olmadığını açıklayın. olmaz mı?
0
Senin için çok zor iş değilsen bence yap sektör küçük. Benzer şeyi benim eski işyerinde bir abiye yaptı müdür izin kullanmasına müsade etmedi ama o abi de oturdu işine baktı kendine yakışanı yaptı bugün abi direktoe oldu o müdür hala mudur
0
Mesai saatleri dahilinde elinden geleni yap.
En son gün de kalan islerin hepsini, nasil yapabileceklerini özet gecen bir mail at.
En son gün de kalan islerin hepsini, nasil yapabileceklerini özet gecen bir mail at.
0
Olm sakin yapma ya, 4 kere is degistirdim devir bile yapmadim.
Devir lazim olursa gunluk 100 dolar dedim istemediler kendileri bilir.
Acimayin su salaklara ya
Devir lazim olursa gunluk 100 dolar dedim istemediler kendileri bilir.
Acimayin su salaklara ya
0
@the end of time, bakış açınız çok mantıklı önce bunu söylemek isterim.
işten ayrılmıyor olsaydım bir şekilde yapmaya çalışacaktım, mükemmel olmayacaktı yine çünkü hem bana geç bildirildi ki bunun sebebi de yine gm, merkezin mail'i ona önceden gelmiş, bana geç bildirdi. öyle olmasa bile benim baktığım 3 ayrı şirket var totalde, yani bir tek onun çalışanı değilim. şirketler yine grup şirket ama hepsinin kağıdı evrağı süreci farklı; iş yüküm çok fazla ve onun her istediğini yapamıyorum her zaman. bu tabii benden bağımsız organizasyonel bir sorun, o da bunun farkında ve o yüzden çok üstüme gelmeiyor. ama aşırı cimri olduğu için ne bana bir yardımcı almaya yanaşıyor ne de emeğimin karşılığını vermeye. son zamanlarda ekstradan çok şey istiyordu zaten, çaktırmadan iş kitleye kitleye bu seviyeye geldi. aslında en baştan tavır almam gerekiyordu ama işten kaçan bir insan olmayı hiç sevmediğim için rutin işlerimden vakit arttırıp yapıyordum. en son hepten aşırıya kaçınca araya müdürüm girdi(ki o da gecikti aslında) ve biraz rahatlamıştım. kalsaydım yapacağım şey "adım hıdır elimden gelen budur" demek olacaktı, olduğu kadarına razı olacaktı.
@seyyar satıcı, kendi görev tanımımda olan işleri devredeceğim zaten ama bu ekstradan çıkan bir şey; benim ayrılık dönemime denk gelmesi tamamen şirketin şanssızlığı. kalsaydım benim üzerime kalacaktı çünkü dediğim gibi bu tarz raporlamaları benden başka yapabilen yok. yeni gelene standart raporları göstereceğim ama bunu yapabilmesi bu tecrübesizlikle mümkün değil, o yüzden genel müdür yapmak zorunda kalacak.
işten ayrılmıyor olsaydım bir şekilde yapmaya çalışacaktım, mükemmel olmayacaktı yine çünkü hem bana geç bildirildi ki bunun sebebi de yine gm, merkezin mail'i ona önceden gelmiş, bana geç bildirdi. öyle olmasa bile benim baktığım 3 ayrı şirket var totalde, yani bir tek onun çalışanı değilim. şirketler yine grup şirket ama hepsinin kağıdı evrağı süreci farklı; iş yüküm çok fazla ve onun her istediğini yapamıyorum her zaman. bu tabii benden bağımsız organizasyonel bir sorun, o da bunun farkında ve o yüzden çok üstüme gelmeiyor. ama aşırı cimri olduğu için ne bana bir yardımcı almaya yanaşıyor ne de emeğimin karşılığını vermeye. son zamanlarda ekstradan çok şey istiyordu zaten, çaktırmadan iş kitleye kitleye bu seviyeye geldi. aslında en baştan tavır almam gerekiyordu ama işten kaçan bir insan olmayı hiç sevmediğim için rutin işlerimden vakit arttırıp yapıyordum. en son hepten aşırıya kaçınca araya müdürüm girdi(ki o da gecikti aslında) ve biraz rahatlamıştım. kalsaydım yapacağım şey "adım hıdır elimden gelen budur" demek olacaktı, olduğu kadarına razı olacaktı.
@seyyar satıcı, kendi görev tanımımda olan işleri devredeceğim zaten ama bu ekstradan çıkan bir şey; benim ayrılık dönemime denk gelmesi tamamen şirketin şanssızlığı. kalsaydım benim üzerime kalacaktı çünkü dediğim gibi bu tarz raporlamaları benden başka yapabilen yok. yeni gelene standart raporları göstereceğim ama bunu yapabilmesi bu tecrübesizlikle mümkün değil, o yüzden genel müdür yapmak zorunda kalacak.
0
o zaman bence yine en mantıklısı, kendinizi çok kasmadan, streslenmeden yapabildiğiniz kadarını yapın, olsun bitsin. hem bi şekilde yapmış olursunuz, o kadar yıl işten kaçmamışsınız son anda "işten kaçıyordu" olarak konuşmasın kimse arkanızan, hem de içiniz rahat etsin.
0
mesai saatleri içinde elinden geleni yap. hem vicdanın rahat eder, hem de başın dik gidersin.
0
Salla diyenlerin iş etiği konusunda tekrar düşünmesi gerek bence. Görev tanımında o raporu çıkarmak olduğu için senden istenmiş dolayısı ile normal zamanda zaten yapman gereken gibi davran. Ekstra iş yükün olabilir ve devir teslim yük bindiriyor olabilir fakat yapamayacağın şeyleri yöneticin ile planlayabilirsiniz. Örneğin işi devir edeceğin kişi ile paylaşabilir yada diğer bazı beklenen işleri başkasına yönlendirebilirsiniz.
Sektörün her zaman küçük olması ayrı ama bir daha biriyle muhatap olacağınız için değil sizin vicdan ve etik anlayışınız nedeniyle gereken çabayı göstermeniz en doğrusu olacaktır. Yetişmezse de geride kalanlara yol göstermeniz doğru olacaktır.
Sektörün her zaman küçük olması ayrı ama bir daha biriyle muhatap olacağınız için değil sizin vicdan ve etik anlayışınız nedeniyle gereken çabayı göstermeniz en doğrusu olacaktır. Yetişmezse de geride kalanlara yol göstermeniz doğru olacaktır.
0
ben de iki hafta sonra isi birakiyorum. gitmeden uzerimdeki isleri bitirmek icin son iki haftadir inanilmaz calisiyorum. sabah 8'de yerime oturup aksam 5'e kadar tuvalet ve yemek arasini saymazsak is yetistirmeye calistim, cogu bitti gibi. ayni zamanda devirleri de yapiyorum. yarin uzerimdeki son isin de rotuslarini tamamlayip teslim edecegim.
onumuzdeki hafta cok bir sey yapmayip devir ettigim kisilerin sorularini cevaplarim, son hafta da dokumantasyon veda falan filan gecer diye planladim.hicbir sey yapmadan haftaya ben yokum diye de diretebilirdim ama hic etik degil. kendimize yapilmasini istemedigimiz bir seyi baskalarina yapmamak gerekiyor.
mesai saatlerin icinde elinden geleni yap, olmuyorsa da mesaiye filan kalmaya calisma. yetismiyor de gec.
onumuzdeki hafta cok bir sey yapmayip devir ettigim kisilerin sorularini cevaplarim, son hafta da dokumantasyon veda falan filan gecer diye planladim.hicbir sey yapmadan haftaya ben yokum diye de diretebilirdim ama hic etik degil. kendimize yapilmasini istemedigimiz bir seyi baskalarina yapmamak gerekiyor.
mesai saatlerin icinde elinden geleni yap, olmuyorsa da mesaiye filan kalmaya calisma. yetismiyor de gec.
0
Is etigi denen sacmaliga inanma, bunlari kerizleri calistirmak icin uyduruyorlar.
Etik diye bisey olsa zaten sana son 2 hafta is kilitlemezler. Etigin en olmadigi yerde askeriyede tezkereci askere nobet yazilmaz/is verilmez.
isyetine yaptigi iyilikle bir yerlere gelen gormedim, nerede kazik atan var bilgi calan var onlar mudur oldu.
Etik diye bisey olsa zaten sana son 2 hafta is kilitlemezler. Etigin en olmadigi yerde askeriyede tezkereci askere nobet yazilmaz/is verilmez.
isyetine yaptigi iyilikle bir yerlere gelen gormedim, nerede kazik atan var bilgi calan var onlar mudur oldu.
0
Acemi adamsın +4773737338
Yerim öyle iş etiğini. Adam bana iş kitliyolar diyo. Bak buranın altını çiziyorum: kit-li-yo-lar
Sana kitlemeye çalışana sen de kitleyeceksin. İş etiği konusunda da şurda etikten bahsedenlerden daha iyiyimdir muhtemelen.
Öyle başa böyle tarak.... sallama kardeşim. Herkes uyanık bi sen mi salaksın? Her zaman çalıştığın tempoda, yükte çalış.
Yerim öyle iş etiğini. Adam bana iş kitliyolar diyo. Bak buranın altını çiziyorum: kit-li-yo-lar
Sana kitlemeye çalışana sen de kitleyeceksin. İş etiği konusunda da şurda etikten bahsedenlerden daha iyiyimdir muhtemelen.
Öyle başa böyle tarak.... sallama kardeşim. Herkes uyanık bi sen mi salaksın? Her zaman çalıştığın tempoda, yükte çalış.
0
ben olsam önümüzdeki sene için öyle bir bütçe yaparım ki, bir kalemi diğerini tutmaz. yıl boyu bütçeye uymak veya hatalarını düzeltmekle uğraşırlar. soran olursa da "ayrılacağım için bana data vermediler" der geçersin.
raporları da çak geç, çıktıktan 1-2 gün sonra mail at, "bak hala sizin işlerinizi yapıyorum. bundan sonrası için kolay gelsin" der gönderirsin. hem iyi ayrılmış, hem de giderayak kazığı çakmış olursun.
iş etiği yoktur +1
raporları da çak geç, çıktıktan 1-2 gün sonra mail at, "bak hala sizin işlerinizi yapıyorum. bundan sonrası için kolay gelsin" der gönderirsin. hem iyi ayrılmış, hem de giderayak kazığı çakmış olursun.
iş etiği yoktur +1
0
bu kadar cevaba güncelleme yapmazsam ayıp olur.
ben bir tane bile harf yazmadım ama yerime gelene nasıl yapacağını anlattım anladığım kadarıyla çünkü ben de hepsini anlamamıştım. buna da dedim, "ben de tam anlamadım, sorun olursa maykıl'a mail atarsın çünkü burada da kimse bilmiyor, gm dahil. ben de anlamadım, bir sürü detay var ama anladığım kadarıyla bak şöyle oluyor..."
bir gün boyunca anlatabildiğimi anlattım, neyse ki biraz kafası çalışıyordu anladı. mail adresimi verdim, takılırsan dönersin dedim ama bence dönmez.
ne şiş yansın ne kebap oldu bence gayet güzel. herkese fikirleri için teşekkürler!
ben bir tane bile harf yazmadım ama yerime gelene nasıl yapacağını anlattım anladığım kadarıyla çünkü ben de hepsini anlamamıştım. buna da dedim, "ben de tam anlamadım, sorun olursa maykıl'a mail atarsın çünkü burada da kimse bilmiyor, gm dahil. ben de anlamadım, bir sürü detay var ama anladığım kadarıyla bak şöyle oluyor..."
bir gün boyunca anlatabildiğimi anlattım, neyse ki biraz kafası çalışıyordu anladı. mail adresimi verdim, takılırsan dönersin dedim ama bence dönmez.
ne şiş yansın ne kebap oldu bence gayet güzel. herkese fikirleri için teşekkürler!
0
caletti
Seçen değil. Seçmeyenler.
Seçen değil. Seçmeyenler.
0
Şanslı olduklarını düşünüyorum.
Çünkü yemek alışkanlığınızı bilmeyen birine misafirliğe gittiğinizde sevmediğiniz bir yemek önünüze koyulunca hem siz mahçup oluyorsunuz hem de karşı taraf sizi doyurmak için ekstra zahmete girmek adına telaşlanıyor.
Çünkü yemek alışkanlığınızı bilmeyen birine misafirliğe gittiğinizde sevmediğiniz bir yemek önünüze koyulunca hem siz mahçup oluyorsunuz hem de karşı taraf sizi doyurmak için ekstra zahmete girmek adına telaşlanıyor.
0
Canını yidiklerim ya. Bayılırım onlara ben.
Ben seçiyorum, patlıcan dokunuyo napim.
Ben seçiyorum, patlıcan dokunuyo napim.
0
rahat bir şey olmalı. her yerde yiyecek bir şey bulurlar.
ama mesela şımarıklık olarak değil de insanın kendi sağlığı için yemek konusunda az biraz seçici olması gerektiğini düşünüyorum.
ama mesela şımarıklık olarak değil de insanın kendi sağlığı için yemek konusunda az biraz seçici olması gerektiğini düşünüyorum.
0
iki saat "ay onu yemem bunu yemem" deyip asap bozmuyorlar, önüne ne koyarsan yiyorlar. severim.
0
fakir bir çocukluk geçirdiğini düşünürüm. (bkz: ben)
ne bulursan yemek zorundasın. biraz daha iyisi denk gelince zaten silip süpürüyorsun. zamane çocukları ise, benim kızım da dahil, hamur işi, pilav, makarna, patates kızartması türevi gıdalarla bir ömür geçirebilirler. sebze yemeklerinin adından bile iğreniyorlar neredeyse.
ne bulursan yemek zorundasın. biraz daha iyisi denk gelince zaten silip süpürüyorsun. zamane çocukları ise, benim kızım da dahil, hamur işi, pilav, makarna, patates kızartması türevi gıdalarla bir ömür geçirebilirler. sebze yemeklerinin adından bile iğreniyorlar neredeyse.
0
turkiye sinirlari icerisinde bu benim. bakla disinda yemedigim bir yiyecek yok. yurtidisinda biraz daha secici oluyorum. bence bu tamamen kucukken alistigin yemek kulturu ile alakali. baba tarafi egeli, anne tarafi kayserili olunca hem herturlu zeytinyagli sebzeleri, hem de etli ve hamurisi yemekleri kucukken bol bol yedik. boyle olunca da hepsine alistim. elbette tercih ettigim yiyecekler yada cok hosuma gitmeyenler var ama onume gelince yemeyecegim tek yiyecek bakla. onu da cok zorlasam bol yogurtla yerim belki.
0
Kendime yakın hissederim, yemek yaparken veya yemeğe çıkarken kendi kendimi yemem, rahat olurum.
Benim için düşünülenler ise boğazsız olduğum, bazen inceden öğütücü muamelesi yapanlar da oluyor onlara da ağızlarının payını veriyorum.
Benim için düşünülenler ise boğazsız olduğum, bazen inceden öğütücü muamelesi yapanlar da oluyor onlara da ağızlarının payını veriyorum.
0
Aynı yemek seçen insanlar gibi beni darlamadıkları sürece hiçbir şey düşünmüyorum.
"Ya deli misin, bilmem ne kebabı yenmez mi ya, onu var ya böyle ince ince doğrayacaksın" vs diye işi bir keyif almak nedir ve yolları nelerdir konulu seminere dönüştürürlerse sinir olurum. Kimse benim sadece beni ilgilendiren fikirlerim ve seçimlerim hakkında ahkam kesmesin isterim.
Onun dışında düşünmem.
"Ya deli misin, bilmem ne kebabı yenmez mi ya, onu var ya böyle ince ince doğrayacaksın" vs diye işi bir keyif almak nedir ve yolları nelerdir konulu seminere dönüştürürlerse sinir olurum. Kimse benim sadece beni ilgilendiren fikirlerim ve seçimlerim hakkında ahkam kesmesin isterim.
Onun dışında düşünmem.
0
nick bulamadim
Touchpad e su geldi. 6 7 yıllık bilgisayar garantisi kalmadı zaten. Ama bir sorunu yoktu. Şu an Touchpad sorunlu. Dolar uçtu. Servisi çok fiyat çıkarır mi? Bir de Ankara'da Nerede servis var?
Touchpad e su geldi. 6 7 yıllık bilgisayar garantisi kalmadı zaten. Ama bir sorunu yoktu. Şu an Touchpad sorunlu. Dolar uçtu. Servisi çok fiyat çıkarır mi? Bir de Ankara'da Nerede servis var?
0
apple ürünlerinin tamir fiyatlarının çok pahalı olduğu sürekli söylenegelir.
muhtemelen pahalıya patlayacaktır.
muhtemelen pahalıya patlayacaktır.
0
Kendim değiştiremez miyim acaba? Garantili bir durum da kalmadı. Ya da başka tamirciler güvenilir midir?
Böyle sıvı temas sorunu yaşayan oldu mu?
Böyle sıvı temas sorunu yaşayan oldu mu?
0
Modeline göre kendin de değiştirebilirsin. Özellikle 2013 öncesi modellerin tamir parça değişimi vs. daha basittir. Trackpad'i sökmek için yapmak gereken sadece bataryayı sökmek, o da gayet basit.
Ben sizin yerinizde olsam flex kablolarına zarar vermeden touchbad'i söker kontakt spreyle güzel bir temizlerdim. Yine olmazsa parçayı internetten alır kendim değiştirirdim.
Ankarada servis bilgisayar var kolejde bir de bireysel bilgisayar var maltepe taraflarında oralardan bir fiyat alın ama sizin kendinizin maledeceğinizden çok daha fazlasını söyleyeceklerdir.
Edit: Aliexpress'e baktımda 10-20 dolara feedbacki gayet olumlu trackpad'ler var. Yorumlarda da orijinaliyle aynı olup düzgün çalıştığını yazmışlar.
Ben sizin yerinizde olsam flex kablolarına zarar vermeden touchbad'i söker kontakt spreyle güzel bir temizlerdim. Yine olmazsa parçayı internetten alır kendim değiştirirdim.
Ankarada servis bilgisayar var kolejde bir de bireysel bilgisayar var maltepe taraflarında oralardan bir fiyat alın ama sizin kendinizin maledeceğinizden çok daha fazlasını söyleyeceklerdir.
Edit: Aliexpress'e baktımda 10-20 dolara feedbacki gayet olumlu trackpad'ler var. Yorumlarda da orijinaliyle aynı olup düzgün çalıştığını yazmışlar.
0
2012 model. Youtubetan baktım kolay görünüyor. Başka bir yere bulasmamistir değil mi? Gerci başka sorun yok gibi.
Trackpad i türkiyede başka nerden bulabilirim? Yurtdışından gelmesi birkaç hafta alır herhalde.
Trackpad i türkiyede başka nerden bulabilirim? Yurtdışından gelmesi birkaç hafta alır herhalde.
0
Bir de yapana kadar bir mouse kullandım və trackpadi iptal etsem olur mu?
Suyu dışardan sadece sildim. Başka bir şeye gerek var mı? Buharlasmistir di mi?
Suyu dışardan sadece sildim. Başka bir şeye gerek var mı? Buharlasmistir di mi?
0
2012 ve öncesiyse çok rahat söküp kendin takabilirsin. touchpad aliexpresste vardır. sadece dikkat etmen gereken şey model numaraları senin cihazınla uyumlu olması.
0
Su içeri sızdıysa başka yerlere de zarar verebilir. Açıp güzelce kurutmanız ve temizlemeniz iyi olur. Kendi kendine buharlaşması uzun sürer, riske girmeye gerek yok bence.
Türkiyede de bulunur elbette ama 300-400'dan aşağı bulamazsınız. Aliexpressten getirip takmak en mantıklısı.
Ama daha önceki yanıtta yazdığımı yineliyorum, trackpad'i söküp yağsız kontakt spreyi (elektronik devre temizleyici) ile bir güzel temizleyin, bir ihtimal düzelebilir.
Türkiyede de bulunur elbette ama 300-400'dan aşağı bulamazsınız. Aliexpressten getirip takmak en mantıklısı.
Ama daha önceki yanıtta yazdığımı yineliyorum, trackpad'i söküp yağsız kontakt spreyi (elektronik devre temizleyici) ile bir güzel temizleyin, bir ihtimal düzelebilir.
0
Nalburlarda olur mu bilemiyorum ama bauhaus, koçtaş gibi yerlerde var. Ayrıca elektronikçilerde de olur. Alırken yağsız olmasına dikkat edin. Bir de bunları yağlı olanları var çünkü.
www.hepsiburada.com
www.hepsiburada.com
0
aydonno
çevirmenlik yapmak için başvurduğum büro 1000 karakter/8 tl çalışıyoruz biz tercümanlarla demiş. dil ingilizce."8 tl anandır" diyim mi. çünkü yani ben bunun okulunu okuyorum terbiyesiz adam son sınıfım hem de. tecrübem yok daha önce çeviri yapmadım bi yere ama olsun kdjfs. tecrübe olsun diye kabul
çevirmenlik yapmak için başvurduğum büro 1000 karakter/8 tl çalışıyoruz biz tercümanlarla demiş. dil ingilizce.
"8 tl anandır" diyim mi. çünkü yani ben bunun okulunu okuyorum terbiyesiz adam son sınıfım hem de. tecrübem yok daha önce çeviri yapmadım bi yere ama olsun kdjfs.
tecrübe olsun diye kabul edeyim mi yoksa "piyasayı düşürme oç" mu dersiniz?
"8 tl anandır" diyim mi. çünkü yani ben bunun okulunu okuyorum terbiyesiz adam son sınıfım hem de. tecrübem yok daha önce çeviri yapmadım bi yere ama olsun kdjfs.
tecrübe olsun diye kabul edeyim mi yoksa "piyasayı düşürme oç" mu dersiniz?
0
önce bir iş al
yap.
büronun kabul edebileceği düzeyde iş yapabiliyor musun, pazartesi 9a teslimli işi 8.30a kadar göndermiş oluyor musun yoksa sabah 8'den itibaren cep kapalı, maille ulaşılmaz, arazi mi oluyorsun.
sen de gör, büro da görsün.
ha tabi daha iyi para veren yer ara, en azından ararken artık tecrübesiz, yeni mezun olmak üzere olarak değil de iş yapma tecrübesi olan biri olarak başvurursun. kendini de bilirsin.
piyasayı düşürmüyorsun. piyasa düşük zaten. sen ancak kendini kanıtlayıp kendi piyasanı yükseltebilirsin. onu da ancak iş yapmayı becerebiliyorsan yapabilirsin...onu da bilmiyoruz. bakalım yapabiliyor musun?
not: okulda hiçbir şey öğretmiyorlar. emin ol.
yap.
büronun kabul edebileceği düzeyde iş yapabiliyor musun, pazartesi 9a teslimli işi 8.30a kadar göndermiş oluyor musun yoksa sabah 8'den itibaren cep kapalı, maille ulaşılmaz, arazi mi oluyorsun.
sen de gör, büro da görsün.
ha tabi daha iyi para veren yer ara, en azından ararken artık tecrübesiz, yeni mezun olmak üzere olarak değil de iş yapma tecrübesi olan biri olarak başvurursun. kendini de bilirsin.
piyasayı düşürmüyorsun. piyasa düşük zaten. sen ancak kendini kanıtlayıp kendi piyasanı yükseltebilirsin. onu da ancak iş yapmayı becerebiliyorsan yapabilirsin...onu da bilmiyoruz. bakalım yapabiliyor musun?
not: okulda hiçbir şey öğretmiyorlar. emin ol.
0
o 8 i yan çevirip sonsuzluğum ol de direkt.
lan 2010'da da 8 di şimdi de sekiz bu?
lan 2010'da da 8 di şimdi de sekiz bu?
0
8 tl anandır söylenecek en güzel şey olur bence de. O işin yarı parası değil o. Hayvan herifler, bokunu çıkardılar sömürünün.
Tecrübe tamam da o da bi yere kadar yani. Milleti enayi sanmasınlar.
Tecrübe tamam da o da bi yere kadar yani. Milleti enayi sanmasınlar.
0
Onlar da biliyor o fiyatların ne kadar düşük olduğunu. @niye ama +7390456455.
0
Bu işin piyasası maalesef böyle. Hele ki kan emici bürolara denk gelirsen onlarda ancak bu kadar oluyor işte. Son 2-3 yıldır fiyatlar hep aynı. O yüzden şaşırmadım. Ama bence çok da kötü bir fiyat vermemiş piyasa şartlarına göre (çeviri bürosu fiyat skalasına göre). Zaten mezun da değilsin, tecrüben de yok. Bence kabul et, yapıp yapamadığını, yetiştirip yetiştiremediğini gör. Sonra fiyatı tekrar konuşursun.
Bu iş böyle, gittikçe daha da kötüleşecek. O yüzden yıllardır tanıdığım herkesi uzaklaştırmaya çalışıyorum bu işten.
Bu iş böyle, gittikçe daha da kötüleşecek. O yüzden yıllardır tanıdığım herkesi uzaklaştırmaya çalışıyorum bu işten.
0
en kötü iş, işsizlikten iyidir.
bence kabul et.
hem tecrübe olur hem de kendini daha iyi tanırsın.
bence kabul et.
hem tecrübe olur hem de kendini daha iyi tanırsın.
0
özelden de konuşmuştuk çeviri üzerine. tecrüben olmadığını belirtmişsin, ki burada da söylemişsin.
1000 karakter = 8 TL deneyimsiz biri için normal. zira başlangıçta 1 saatte toplamda 3bin karakter yapabileceksin. ancak çevirini ilerlettikten sonra 10-15 TL arası bi fiyat kabul ederler (ya da eden yerlerle çalışabilirsin).
ayrıca okulunu okuyor olmak çeviri yapabileceği anlamına gelmiyor, ki bunu bürolar çok iyi biliyor. çeviri yapmak için "sadece okullu olmak yetmez, alaylı da olmak gerekir" diye belirtmiştim.
1000 karakter = 8 TL deneyimsiz biri için normal. zira başlangıçta 1 saatte toplamda 3bin karakter yapabileceksin. ancak çevirini ilerlettikten sonra 10-15 TL arası bi fiyat kabul ederler (ya da eden yerlerle çalışabilirsin).
ayrıca okulunu okuyor olmak çeviri yapabileceği anlamına gelmiyor, ki bunu bürolar çok iyi biliyor. çeviri yapmak için "sadece okullu olmak yetmez, alaylı da olmak gerekir" diye belirtmiştim.
0
binder dandet
Çoğu gençte bunu görüyorum bu aralar (4. lisansımı okuyorum bu arada entel qızlar eqlesin).Diyorum ki, kadro yok. Yok diyolar ben hocayla anlaştım yüksekten sonra direkt akademisyenim (afedersin nah)Diyorum ki hocalar sizi kullanacak sonra atacak kenara, yok diyolar hocam çok iyi (nahki ne nah)Diyor
Çoğu gençte bunu görüyorum bu aralar (4. lisansımı okuyorum bu arada entel qızlar eqlesin).
Diyorum ki, kadro yok. Yok diyolar ben hocayla anlaştım yüksekten sonra direkt akademisyenim (afedersin nah)
Diyorum ki hocalar sizi kullanacak sonra atacak kenara, yok diyolar hocam çok iyi (nahki ne nah)
Diyorum ki kadrolar tanıdıklara veriyolar, diyorlar ki görümcemin eltisi ayarladı o işi...(görümcenin eltisi direkt arazi olay o raddeye vardımı)
Acaba diyorum bilmediğim bir şey mi var? cidden kolay mı akademisyenlik? yoksa gençler saf mı?
Diyorum ki, kadro yok. Yok diyolar ben hocayla anlaştım yüksekten sonra direkt akademisyenim (afedersin nah)
Diyorum ki hocalar sizi kullanacak sonra atacak kenara, yok diyolar hocam çok iyi (nahki ne nah)
Diyorum ki kadrolar tanıdıklara veriyolar, diyorlar ki görümcemin eltisi ayarladı o işi...(görümcenin eltisi direkt arazi olay o raddeye vardımı)
Acaba diyorum bilmediğim bir şey mi var? cidden kolay mı akademisyenlik? yoksa gençler saf mı?
0
ayarlarsan cidden kolay
mülakatta 0 verebiliyorlar istemedikleri kişiye...
sorun şu: 10 kişiye umut veriyorlar 10'u da ben girecem sanıyor halbuki rektörün gelini filan giriyor. o gelinin de tek vasfı gelin olması oluyor yani o girdikten sonra (akademik başarı olsun, notlar olsun, dil olsun vs.) diğerlerinin de hayli hayli girmesi gerek aslında. o yüzden kızamıyorum çocuklara.
mülakatta 0 verebiliyorlar istemedikleri kişiye...
sorun şu: 10 kişiye umut veriyorlar 10'u da ben girecem sanıyor halbuki rektörün gelini filan giriyor. o gelinin de tek vasfı gelin olması oluyor yani o girdikten sonra (akademik başarı olsun, notlar olsun, dil olsun vs.) diğerlerinin de hayli hayli girmesi gerek aslında. o yüzden kızamıyorum çocuklara.
0
Sadece hoca ayarlamakla araştırma görevlisi olamazsın puanlarda çok iyi olmasa da ortalamanın üzerinde olmalı.
Ama öğretim görevlisi olmada dil şartı falan da kalktı sanırım. Öğretim görevliliğinden yürürse o ayri
Ama öğretim görevlisi olmada dil şartı falan da kalktı sanırım. Öğretim görevliliğinden yürürse o ayri
0
4. Lisansi okumaktansa akademisyen olmak daha mantikli geliyor bana. Gencler hakli olabilir moruk.
Cevremde akademisyen olmak isteyen herkes bir sekilde oldu cunku. Kimisi cidden iyiydi, kimisi de nah dedigin torpillerin hepsini yapti.
Cevremde akademisyen olmak isteyen herkes bir sekilde oldu cunku. Kimisi cidden iyiydi, kimisi de nah dedigin torpillerin hepsini yapti.
0
Beni rektorun oglu(kendisi yard doc) hoca yapmaya calismisti. Bi kere onemli biri begensin yetiyor iste.
0
okumakla olmuyor , üflemek lazım.
nefesin kuvvetliyse hoşafla bile tübitaktan ödül alabilyorsun bu ülkede.
nefesin kuvvetliyse hoşafla bile tübitaktan ödül alabilyorsun bu ülkede.
0
gençler saf. saf olmaları da normal, hepsi her şeyi çok iyi bildiğini sansa da hayatı bilmiyorlar. bu şekilde öğrenecekler. bana hayatımdaki en büyük kazığı ortak iş yaptığımız hocam atmıştı. şahane-ül mükemmel bir hayat deneyimi olmuştu bana. keşke herkeş yolun başında aynı kazığı yiyebilse, "seni akademisyen yapacam" deyip yükseğe başlatılsa, amele gibi kullanılıp, "valla x'ciğim yök kadro açmadı, elimizden bir şey gelmez" dense, gece hıçkıra hıçkıra ağlasa hepsi "bir daha asla ama asla ama asla" deseler.
0
"puanlarda çok iyi olmasa da ortalamanın üzerinde olmalı"
hehehe tabi tabi :)
mesela x anabilim dalına normalde y bölümü mezunu alınması gerekirken sittin senedir öyle iken çaaat diye rektörlük alakasız uzmanlık açmaz, z bölümü mezunu olup w ölümünde y. lisansa kayıtlı olmak şartı gelmez (ay ne hikmetse rektörün gelini de tam bu bölümlerde kayıtlı, kaydını da dekan olan eniştesi yapmamış mı, bak sen Allah'ın işine) hep puan işte bunlar....
puanları çok yüksek olanlar zaten puanına güveniyor da o ancak yüksek lisansa girerken işe yarar, o da hocalar etik davranıyor ise (onun da olabildiği ya belli başlı okullar ya da ahbap çavuş ilişkisi olmayan bölümler--ki oralardan hakkıyla mezun olan adam zaten özelde de iş buluyor bazı bölümler hariç) ama o bile bitti şimdi, herkes 50d'li, kadro diye bir şey yok ki. bakalım%20yi nasıl uygulayacaklar...
gençler sanırım şuna güveniyor: dağa taşa okul açılınca epey bir alım oldu...sonra öyp (ne kadar eleştirilse de torpil gerektirmiyordu puan geçiyordu) geldi, taşrada iyi ortalama ile mezun olanlar zibil gibi atandı, dil puanı bile olmadan atandılar, misal hemşirelik mezunu olanlar filan 1 sene dil kursuna gönderdi devlet onları. Ahmet Davutoğlu da (memlekete yaptığı tek hayırlı şey olarak) çok güzel zam yaptı maaşlarına...Misal sütçü imam kimya mezunu, özelde 24 saat vardiya düzeni 2500ü göremezken taşrada 9-4 okulda "durup" bak durup diyorum yoksa bir şey yaptıkları yok, zaten laboratuvar yok..4500 lira alıyorlar destekleme mestekleme...ona heves etti insanlar.
şimdi de 100/2000 diye bir şey çıktı. ÖYP filan kadar bol keseden olmasa da özel battıkça akademi iyi görünüyor gözlerine. illa bir düzen bir şey çıkar diyorlar herhalde.
hehehe tabi tabi :)
mesela x anabilim dalına normalde y bölümü mezunu alınması gerekirken sittin senedir öyle iken çaaat diye rektörlük alakasız uzmanlık açmaz, z bölümü mezunu olup w ölümünde y. lisansa kayıtlı olmak şartı gelmez (ay ne hikmetse rektörün gelini de tam bu bölümlerde kayıtlı, kaydını da dekan olan eniştesi yapmamış mı, bak sen Allah'ın işine) hep puan işte bunlar....
puanları çok yüksek olanlar zaten puanına güveniyor da o ancak yüksek lisansa girerken işe yarar, o da hocalar etik davranıyor ise (onun da olabildiği ya belli başlı okullar ya da ahbap çavuş ilişkisi olmayan bölümler--ki oralardan hakkıyla mezun olan adam zaten özelde de iş buluyor bazı bölümler hariç) ama o bile bitti şimdi, herkes 50d'li, kadro diye bir şey yok ki. bakalım%20yi nasıl uygulayacaklar...
gençler sanırım şuna güveniyor: dağa taşa okul açılınca epey bir alım oldu...sonra öyp (ne kadar eleştirilse de torpil gerektirmiyordu puan geçiyordu) geldi, taşrada iyi ortalama ile mezun olanlar zibil gibi atandı, dil puanı bile olmadan atandılar, misal hemşirelik mezunu olanlar filan 1 sene dil kursuna gönderdi devlet onları. Ahmet Davutoğlu da (memlekete yaptığı tek hayırlı şey olarak) çok güzel zam yaptı maaşlarına...Misal sütçü imam kimya mezunu, özelde 24 saat vardiya düzeni 2500ü göremezken taşrada 9-4 okulda "durup" bak durup diyorum yoksa bir şey yaptıkları yok, zaten laboratuvar yok..4500 lira alıyorlar destekleme mestekleme...ona heves etti insanlar.
şimdi de 100/2000 diye bir şey çıktı. ÖYP filan kadar bol keseden olmasa da özel battıkça akademi iyi görünüyor gözlerine. illa bir düzen bir şey çıkar diyorlar herhalde.
0
siz kimlerle konuştunuz bilmiyorum ama benim çevremde hiç böyle düşünen biri neredeyse hiç yok. çoğumuz, doktora öğrencileri olarak, bizi nelerin beklediğinin farkındayız. ancak vazgeçemiyoruz. neden?
1- öğrenmek ve üretebilmek çok büyük bir haz veriyor. kendi planladığın ve yürüttüğün bir araştırmayı kendi adınla gidip bi yerde sunmak gerçekten çok keyifli bir şey. hani bazen "nasıl akıl etmişler" diye sorguladığımız şeyler var ya, o soru senin için soruluyor. muazzam değil mi?
2- master doktora yapmaktan daha iyi bir seçeneğimiz yok. boş oturmaktansa bi şeyler yapıyoruz. bunun tek yolu bu değil elbet ama biz bu yolu seçtik.
3- bu en önemlisi, bırakmanın fırsat maliyeti çok yüksek. bu uğurda öyle şeylerden vazgeçmiş, öyle çileler çekmiş oluyorsun ki manevi de olsa bir karşılığı olmalı bu yaptıklarının. o nedenle önce yüksek lisans diploması, sonra doktora yeterlilik, en son da doktora tez savunması aşılması gereken eşikler olarak duruyor. "bunu halledelim, sonra bakarız" dediğimiz her adım bizi daha da çıkmaza sokuyor. onca şey yaptıktan sonra da iyisini "ummaktan" başka bi şey gelmiyor insanın elinden.
1- öğrenmek ve üretebilmek çok büyük bir haz veriyor. kendi planladığın ve yürüttüğün bir araştırmayı kendi adınla gidip bi yerde sunmak gerçekten çok keyifli bir şey. hani bazen "nasıl akıl etmişler" diye sorguladığımız şeyler var ya, o soru senin için soruluyor. muazzam değil mi?
2- master doktora yapmaktan daha iyi bir seçeneğimiz yok. boş oturmaktansa bi şeyler yapıyoruz. bunun tek yolu bu değil elbet ama biz bu yolu seçtik.
3- bu en önemlisi, bırakmanın fırsat maliyeti çok yüksek. bu uğurda öyle şeylerden vazgeçmiş, öyle çileler çekmiş oluyorsun ki manevi de olsa bir karşılığı olmalı bu yaptıklarının. o nedenle önce yüksek lisans diploması, sonra doktora yeterlilik, en son da doktora tez savunması aşılması gereken eşikler olarak duruyor. "bunu halledelim, sonra bakarız" dediğimiz her adım bizi daha da çıkmaza sokuyor. onca şey yaptıktan sonra da iyisini "ummaktan" başka bi şey gelmiyor insanın elinden.
0
herkes bir şekilde torpiline güveniyor işte. torpili olmayan anca puanım iyi diye geziyor.
ama bilmiyor ki en torpillisi girecek...hatta hiç hesapta yokken, hocalar bile tanımıyorken bilmiyorken, milletvekilinin yiğeni filan (daha o sene mezun olmuş, hatta y.dışından denklik filan almış, bak seeeen) çaaat diye ben girecem üleeen diyor. e tabi o giriyor.
ama bilmiyor ki en torpillisi girecek...hatta hiç hesapta yokken, hocalar bile tanımıyorken bilmiyorken, milletvekilinin yiğeni filan (daha o sene mezun olmuş, hatta y.dışından denklik filan almış, bak seeeen) çaaat diye ben girecem üleeen diyor. e tabi o giriyor.
0
Ben de gençlerde bu heyecanı görüyorum. Benim gördüğüm bütün 1. sınıf öğrencileri akademisyen olmak istiyor; 4. sınıfa gelince bu oran azalıyor. Gençken dediğiniz gibi bir saflık oluyor, amanın hocalar ne güzel de ders anlatıyor, ne kadar entelektüel bir ortamın içindeler diye düşünüp etkileniyorlar. Hocanın tek yaptığının haftada 2-3 saat derse girip gerisinde kendi kafasına göre takılmak olduğunu sanıyorlar; bu hayat da onlara cazip geliyor. Ama vakit ilerledikçe hocalarının o kadar da mutlu olmadığını görüp özel sektörde kazanacakları paranın farkına varınca bu hayalden vazgeçiyorlar. Gerçekten idealist olan birkaç kişi mezun olduğunda akademide kalmak istiyor. Çünkü birçok alanda akademiyi bırakıp özel sektörde çalışmaya dönmek de pek olası değil, büyük bir fedakarlık aslında bu.
Bir de aşırı vasıfsız tiplerin akademisyen olmaya heves ettiğini gördüm. Onlar tam iki hocaya kendimi sevdirsem mezun olur olmaz işim hazır kafasında. Bu hazıra konmayı planlayanlarda saflık falan yok; herhangi bir işte tutunamayacaklarını biliyorlar. Ama bilmedikleri bir şey var ki sadece hocanın sizi sevmesi yetmiyor, YÖK'ten kadro açılması vs. bir sürü şey de lazım. İşte kazara bu tipler üniversiteye girince de memur zihniyetli Türk tipi akademisyen oluyor.
Bir de aşırı vasıfsız tiplerin akademisyen olmaya heves ettiğini gördüm. Onlar tam iki hocaya kendimi sevdirsem mezun olur olmaz işim hazır kafasında. Bu hazıra konmayı planlayanlarda saflık falan yok; herhangi bir işte tutunamayacaklarını biliyorlar. Ama bilmedikleri bir şey var ki sadece hocanın sizi sevmesi yetmiyor, YÖK'ten kadro açılması vs. bir sürü şey de lazım. İşte kazara bu tipler üniversiteye girince de memur zihniyetli Türk tipi akademisyen oluyor.
0
Gencken saflik oluyor o dogru. Ama hocalarda kendi xikarlari icin ogrencileri yonlendiriyo.
Ben kac tane hoca biliyorum, yazilim islerini yaptirmak icin muhendislikteki ogrencileri gazlayan. Ogrenciler de gercegin farkinda olmadiklari icin, hocanin yaninda gezmek guzel geliyor.
Ben kac tane hoca biliyorum, yazilim islerini yaptirmak icin muhendislikteki ogrencileri gazlayan. Ogrenciler de gercegin farkinda olmadiklari icin, hocanin yaninda gezmek guzel geliyor.
0
gençler haklı.
akademisyenlik, anadolu'da bir üniversitede de yapıyorsan, evet kelek bir iş.
şöyle bir misal vereyim;
yakın çevremde tanıdığım akademisyenlerin hemen, hemen hepsi gerizekalı, cahil ve tembeller.
böylesi kırıcı ve keskin ifadeler kullanmak istemezdim; lakin meseleyi başka şekilde anlatmam mümkün değil.
tanıdığım akademisyenleri tanısaydınız, eminim hak verirdiniz.
alanıyla ilgili derli, toplu ve cümle düşüklüğü olmadan; imla hatası yapmadan bir sayfa(evet, bir sayfa) yazı yazamayan doçentler tanıyorum...
adam, derse bile yerine öğrenci gönderiyor icabında ve aylık minimum 5k civarı maaş alıyor.
derse girdiğinde de, işte elinde ki notlardan 1 saat felan mıy, mıy okuyor ve mesaisini bitiriyor.
öyle, öğrenciyle felan da uğraşmıyor; odası felan öğrenciye kapalı paso.
velhasıl, güzel iş!
akademisyenlik, anadolu'da bir üniversitede de yapıyorsan, evet kelek bir iş.
şöyle bir misal vereyim;
yakın çevremde tanıdığım akademisyenlerin hemen, hemen hepsi gerizekalı, cahil ve tembeller.
böylesi kırıcı ve keskin ifadeler kullanmak istemezdim; lakin meseleyi başka şekilde anlatmam mümkün değil.
tanıdığım akademisyenleri tanısaydınız, eminim hak verirdiniz.
alanıyla ilgili derli, toplu ve cümle düşüklüğü olmadan; imla hatası yapmadan bir sayfa(evet, bir sayfa) yazı yazamayan doçentler tanıyorum...
adam, derse bile yerine öğrenci gönderiyor icabında ve aylık minimum 5k civarı maaş alıyor.
derse girdiğinde de, işte elinde ki notlardan 1 saat felan mıy, mıy okuyor ve mesaisini bitiriyor.
öyle, öğrenciyle felan da uğraşmıyor; odası felan öğrenciye kapalı paso.
velhasıl, güzel iş!
0
1. çocuklar hevesli
2. hocalar çocukların bu heveslerini kamçılamak/ sömürmek için sizi asistan alacağız diyorlar.
3. şahsi veya akademik işleri/ egoları için bu çocukları kullanıyorlar.
4. sonra kendi siyasi/ ideolojik görüşlerinden en yüksek torpilli ama en geri zekalısını alıyorlar. (genellikle bu kişi o çocuklardan biri olmuyor.)
eski bir öyp'li olarak arz ederim.
2. hocalar çocukların bu heveslerini kamçılamak/ sömürmek için sizi asistan alacağız diyorlar.
3. şahsi veya akademik işleri/ egoları için bu çocukları kullanıyorlar.
4. sonra kendi siyasi/ ideolojik görüşlerinden en yüksek torpilli ama en geri zekalısını alıyorlar. (genellikle bu kişi o çocuklardan biri olmuyor.)
eski bir öyp'li olarak arz ederim.
0
Take it away honey
GoW son oyunu 134 tlye dusmus firsati kacirmasam mi? Sizce hangisi
GoW son oyunu 134 tlye dusmus firsati kacirmasam mi? Sizce hangisi
0
Last of Us kafasına estikçe indirime giren bir oyun, başka bir dönemde yakalarsın. Son zamanların iyi oyunlarından biri olduğu için Gow diyorum ben.
0
Gow’u da sahibinden, letgo vs. gibi yerlerden kutulu uygun fiyata bulabilirsin. Şuan 140a satanlar var.
0
mayeskuel
neden bu kadar zor ya. herkese beyfendi, beyim denilmiyor. mecburen hocam, mudur, başkan, kaptan, haci falan diyoz. onada bazisi burun kiviriyor. resmen nefret ettim hemcinsimden. beyfendi desen yumos gozuyle hakiyolar, hocam desen hoca camide e ne dicez amk. ne saçma bir kulturumuz var. neden latin
neden bu kadar zor ya. herkese beyfendi, beyim denilmiyor. mecburen hocam, mudur, başkan, kaptan, haci falan diyoz. onada bazisi burun kiviriyor. resmen nefret ettim hemcinsimden. beyfendi desen yumos gozuyle hakiyolar, hocam desen hoca camide e ne dicez amk. ne saçma bir kulturumuz var. neden latinler gibi senhor, sinyor diiyemiyoz ne kasintili toplumuz be.
0
yaşça büyükse abi, akransa dostum. hocam falan da olur çok kasacak bi şey yok bence.
0
geçen, bana da dükkanda "kral bizimle ilgilenebilir misin?" dediler.
ahahah. bi an kendimi game of thrones'da ki gibi mutlak bir monarşide gibi hissettim.
gerçi, öylesi bir durumda ben kral değil; kralın danışmanı olurdum muhtemelen ya neyse, konuyu dağıtmayayım... :)
evet, gerçekten de çok fazla hitap şekli var.
ben şahsen yaşı benden küçüklere "can" diye sesleniyorum.
ahahah. bi an kendimi game of thrones'da ki gibi mutlak bir monarşide gibi hissettim.
gerçi, öylesi bir durumda ben kral değil; kralın danışmanı olurdum muhtemelen ya neyse, konuyu dağıtmayayım... :)
evet, gerçekten de çok fazla hitap şekli var.
ben şahsen yaşı benden küçüklere "can" diye sesleniyorum.
0
hahaha, isyanına saygı duydum karşim:) evet ülkecek ergenliğimizi geçemedik daha, bir çok etmen var stabil rahat olmamızı engelleyen, o yüzden küçük ayrıntılarda bile arada kalıyoruz. doğru.
Ben dişi birey olarak "pardon" diyorum ama erkek bireylerde neyi nası diyeceğinin sorun olması, farklı anlamlara mahal vermesi filan.. hakikaten her halt bi stres sebebi. herhalde küçük meseleleri atlatamamış ülkelerde böyle bi gerilim oluyodur. o bana yan baktı diye kavga çıkaranlarda filan işte.
Ben dişi birey olarak "pardon" diyorum ama erkek bireylerde neyi nası diyeceğinin sorun olması, farklı anlamlara mahal vermesi filan.. hakikaten her halt bi stres sebebi. herhalde küçük meseleleri atlatamamış ülkelerde böyle bi gerilim oluyodur. o bana yan baktı diye kavga çıkaranlarda filan işte.
0
beyefendi harika bir hitap şekli.
ayrıca ortama veya samimiyete göre, senin de örneklerini verdiğin gibi birçok hitap seçeneğimizin olması da bence saçma bir kültüe değil, zengin bir dile işaret.
ayrıca ortama veya samimiyete göre, senin de örneklerini verdiğin gibi birçok hitap seçeneğimizin olması da bence saçma bir kültüe değil, zengin bir dile işaret.
0
zengin bir dil değil. lackalik bence. hepsinin başka orjinal anlamları var çünkü. yoksa her dilde aynısını yapabilirsin.
0
beyfendi denince oluşacak algı büyük oranda ses tonuna bağlı. kelimenin kendisiyle ilgili bir problem yok
0
beyefendi en güzeli, hiç de öyle nonoş gibi durmuyor bence. benden küçüklere kardeş diyorum ben, kıroca değil ama sıcakkanlı şekilde. benden büyüklere de amca yada abi diyorum.
0
lavie
bi de hangisi daha sağlıklı sizce?
bi de hangisi daha sağlıklı sizce?
0
Sıvı sabun ya da kopuk sabun kullanıyoruz. Bu şekilde daha hijyenik olduğunu düşünüyorum. Çocukluğumdan beri kalıp sabun sevmem.
0
kalıp sabun hiç hijyenik gelmiyor. hiç dokunamam oldum olası. küçükken ne yapıyordum acaba?
0
Sadece kendi kullanımımda olan kalıp sabun kullanıyorum. Çok köpürmesini ve temizlik hissini seviyorum.
0
sıvı sabunların sanılanın aksine çok da hijyenik olmadığını biliyorum.
cerrahpaşa da profesörün teki hastanedeki tüm sıvı sabunluklardan örnek alıp tahlil ettirmişti. illa çok hijyenik birşey arıyorsan protex türevi ürünlere bak.
o yüzden ev gibi bir ortamda çok da kasmanın manası yok.
ben tüm kimyasal ürünlerde en az katkılı olanı tercih ederim. mesela şampuansa bebek şampuanı , sabunsa beyaz banyo sabunu gibi.
kedi köpek yıkayacaksam da sulandırılmış arap sabunu.
cerrahpaşa da profesörün teki hastanedeki tüm sıvı sabunluklardan örnek alıp tahlil ettirmişti. illa çok hijyenik birşey arıyorsan protex türevi ürünlere bak.
o yüzden ev gibi bir ortamda çok da kasmanın manası yok.
ben tüm kimyasal ürünlerde en az katkılı olanı tercih ederim. mesela şampuansa bebek şampuanı , sabunsa beyaz banyo sabunu gibi.
kedi köpek yıkayacaksam da sulandırılmış arap sabunu.
0
kalıp sabun kullanıyorum. evimde bir tek ben kullandığım için hijyenle ilgili bir soru işaretim yok.
misafir için ayrıca sıvı sabunum da bulunuyor ama.
misafir için ayrıca sıvı sabunum da bulunuyor ama.
0
lense kullandığım için sıvı sabun kullanıyorum.
kalıp sabun, lensle kullanılmaya uygun değil.
kalıp sabun, lensle kullanılmaya uygun değil.
0
Kalip sabun kullaniyoruz. Sivi sabun zeytin yagli dahi olsa kurutuyor cabuk.
0
Koku sevdiğim için sıvı sabun kullanıyorum ama zeytinyağından yapılan kalıp sabun kullanmak zorunda kaldım bir hafta kadar. Temiz ve yumuşak tutuyor eli ve yüzü
0
Sıvı sabun. Herhangi birinin ellediği kalıp sabunla asla ellerimi yıkayamıyorum küçüklüğümden beri.
0
apdulera
saçma sapan danslar, hareketler yapıyor musunuz? Elimi, kolumu, bacaklarımı sallıyor, enstrüman ritmlerini taklit ediyorum kendimce; bateri, keman, bağlama, gitarı çalıyormuş gibi yapıyorum. Ben çok zevk alıyorum ama anam babam deli, manyak diyor shdhd. Sizde var mı böyle şeyler?
saçma sapan danslar, hareketler yapıyor musunuz? Elimi, kolumu, bacaklarımı sallıyor, enstrüman ritmlerini taklit ediyorum kendimce; bateri, keman, bağlama, gitarı çalıyormuş gibi yapıyorum. Ben çok zevk alıyorum ama anam babam deli, manyak diyor shdhd. Sizde var mı böyle şeyler?
0
evde yalnızken evet yapıyorum. gereksiz sesler, hareketler filan.. söylemenize gerek yok, normal olmadığımı biliyorum :)
0
0
Her daim evet. Nerede olduğum fark etmez. Metrobüste de yapıyorum bunu. Tabii metrobüste bu kadar keskin yapmıyorum. Ne bileyim sadece parmaklarımı hareket ettiriyorum falan.
Bence bunu yapmıyor olmak normal değil. Müzik yahu bu. O hayali enstrümanı çalacaksın yani.
Bence bunu yapmıyor olmak normal değil. Müzik yahu bu. O hayali enstrümanı çalacaksın yani.
0
Her ortamda yapıyorum. Evde, otobüste, metroda vs. Hatta hastane içinde derse giderken bile müzik dinliyosam gaza gelmiş sekilde elimle air guitar çalip ritme gore havali havali yuruyerek gidiyorum. Bi gün bi hocam görüp azarliycak kesin :(
Metroda falan mesela ayakta tutunurken tutunduğum demirde gitar caliyomuş gibi falan yapiyorum, şarkiyi agzimi oynatarak söylüyorum. Arada bateri caliyo gibi yapiyorum. Eğleniyorum yani müzik dinlerken
Metroda falan mesela ayakta tutunurken tutunduğum demirde gitar caliyomuş gibi falan yapiyorum, şarkiyi agzimi oynatarak söylüyorum. Arada bateri caliyo gibi yapiyorum. Eğleniyorum yani müzik dinlerken
0
ben nadir kaptırırım müziğe kendimi, ama kardeşim senin bir tık üstün. evde sürekli -saat isterse 12 olsun- oyun havası açıp oynuyor biz de manyak diyoruz. ama işin şakası hayat dolu, enerjik bir insan.
0
EVET. ve sokakta çalanlara dikkat ediyorum. yani çok sevdiklerimi, çok hareket verenleri açık alanda dinlemiyorum. çalıyormuş gibi değil, ben dans ediyorum istemsizce. popo oynamalı filan. bu mutsuz çirkin insanlar arasında tehlikeli hareketler. bi de keyifle gülüyosan ohooo. keyiften cinayete ışık hızı >:(
0
Ben ellerimle çok hoş figürler sergiliyorum hareketli müziklerde. Adnan oktar gibi değil ama...
0
tabii.
genelde yalnızken yapıyorum.
bazen de benzer müizk zevkine sahip olduğumuz arkadaşlarla.
genelde yalnızken yapıyorum.
bazen de benzer müizk zevkine sahip olduğumuz arkadaşlarla.
0
Ben de yalnızken yapanlardanım. Hatta bir kaç kere kafa sallarken omzumu incittim. Ama konserlerde -eğer kafam çok çok iyi değilse- yeni kesilmiş kütük gibi bir köşede dikiliyorum :)
0
ortamina gore degisiyor. mesela, yalniz iken evet. ancak elimi kolumu ve bacaklarimi sallamaya useniyorum tabii. basimi ust vucut bolgemi muzuigin akisina birakiyorum.
arkadaslar ile odadayken dans seanslari duzenliyoruz.
yabancilarin oldugu ortamda muzik dinlerken, ortamda iskandinavlar gibi duruyorum.
arkadaslar ile odadayken dans seanslari duzenliyoruz.
yabancilarin oldugu ortamda muzik dinlerken, ortamda iskandinavlar gibi duruyorum.
0
semaforo de medianoche
1. sezonu bitirdim, yani izleniyor ama öyle çok özel bi şey göremedim hissedemedim henüz (bi 6. bölümün sonunda lan noluyoruz dedim ama devamı olmadı). tarihin en iyi dizilerinden biri olarak anılmasa da yeni bi dizi olsa 2. sezonu açmazdım muhtemelen. acaba efsaneleştiği yer daha sonraları mı break
1. sezonu bitirdim, yani izleniyor ama öyle çok özel bi şey göremedim hissedemedim henüz (bi 6. bölümün sonunda lan noluyoruz dedim ama devamı olmadı). tarihin en iyi dizilerinden biri olarak anılmasa da yeni bi dizi olsa 2. sezonu açmazdım muhtemelen. acaba efsaneleştiği yer daha sonraları mı breaking bad'in 3. sezonla efsaneleşmesi gibi bi durum mu var bunda da? öyleyse neresi orası?
0
her sezonu efsanedir. 1 sezonu anlamadıysan izlemeyi bırak bence. asıl 1. sezon çok iyidir. diğer sezonları da kademe kademe gelir işte.
Breaking bad'in de her sezonu güzeldi. belli bi sezondan sonra efsaneleşmedi.
Breaking bad'in de her sezonu güzeldi. belli bi sezondan sonra efsaneleşmedi.
0
@tragedystreets anlaşılmıycak bi şey yok bayılmadım sadece. breaking bad'in en iyi diziler arasına girmeye 3. sezonla başladığı da nerdeyse izleyen herkesce kabul görmüş bi gerçek abartmayalım sen başını da çok seversin o ayrı.
0
Böyle karakter dizileri ağır ilerliyor. Mesela The Wire, Oz, Breaking Bad gibi falan. Gerçi Oz her bölüm sert bir aksiyon olduğu için o hızlıydı :) Neyse, Sopranos gibi ağır baba dizileri karakterlere ısındıkça sevmeye başlıyorsun. Çok Sopranos fanı değilim ama şans vermelisin.
0
Sopranos, The Wire, Six Feet Under bu diziler herkese hitap etmiyor. Ben gencligimde bunlari deneyip ovenleri gorunce hasktrin ordan gotum gibi demistim ucu icin de. Yas kemale erip de izleyince hepsinin efsane oldugunu farkettim.
HBO klasikleri boyledir, zevk almiyorsan zorlama 3 5 sene sonra izlersin belki o zaman hosuna gider.
HBO klasikleri boyledir, zevk almiyorsan zorlama 3 5 sene sonra izlersin belki o zaman hosuna gider.
0
hbo klasiklerinden oz ve wire'ı izledim beğenirim gayet, six feet under'ı sevmeye sevmeye izleyip bitirdim sırf inattan bana göre overrated bi dizi. bunu da 1 sezon daha izleyip bitirmeyi veya bırakmayı tekrar düşüneyim o zaman, finali çok övülmüş merak ettim.
0
sakın bırakma.
1. sezonda daha çok karakterleri, örgütlerin dağılımı ve ilişkileri gibi temel konular var. ilk sezonda göreceğiniz karakterleri zaten ilerleyen zamanlarda göreceksin. isimleri iyi tanımaya çalış.
sakın bırakma. 2. yi de bitir. sonra kopuyor. dünya tarihinin en iyi dizisi.
ben 2 kez izledim. 3. yü izlicem :)
edit: moltisanti'Nin şu yazarlık sevdası geçince aslında dizi kopuyor.
1. sezonda daha çok karakterleri, örgütlerin dağılımı ve ilişkileri gibi temel konular var. ilk sezonda göreceğiniz karakterleri zaten ilerleyen zamanlarda göreceksin. isimleri iyi tanımaya çalış.
sakın bırakma. 2. yi de bitir. sonra kopuyor. dünya tarihinin en iyi dizisi.
ben 2 kez izledim. 3. yü izlicem :)
edit: moltisanti'Nin şu yazarlık sevdası geçince aslında dizi kopuyor.
0
bu arada bana sorarsan da finalde pek bir bok olmuyor. bana ilk 3-4 sezon eğlenceli, son sezonlar ise biraz zorlama gelmişti.
0
ooo! the sopranos! şu kısa ömrümde izlediğim en iyi 4 diziden biridir.
(diğerleri mad men, battlestar galactica, true detective.)
ikinci sezonda richie apriel diye dizi tarihinin en pisikopat karakterlerinden birisi gelecek ve herşey bambaşka olacak.
bence ikinci sezona da bir şans ver derim; zira tony'nin denyo oğluyla ilgili meseleler var, ailede bir "rat" var; sonra kumar borcu olan bir öğretmen tony'den yardım isteyecek; multisanti gene bi boklar yiyecek. offf! hatırladıkça neşelendim, heyecanlandım.
ne efsane diziydin be sopranos!
RIP Tony Gandolfini. Güzel insan. Unutulmayacak.
(diğerleri mad men, battlestar galactica, true detective.)
ikinci sezonda richie apriel diye dizi tarihinin en pisikopat karakterlerinden birisi gelecek ve herşey bambaşka olacak.
bence ikinci sezona da bir şans ver derim; zira tony'nin denyo oğluyla ilgili meseleler var, ailede bir "rat" var; sonra kumar borcu olan bir öğretmen tony'den yardım isteyecek; multisanti gene bi boklar yiyecek. offf! hatırladıkça neşelendim, heyecanlandım.
ne efsane diziydin be sopranos!
RIP Tony Gandolfini. Güzel insan. Unutulmayacak.
0
dont eat me
Zeka mıdır? Evetse neden?Degilse neden, peki baska ne olabilir?Evet hayir deyip gecmeyin plz.
Zeka mıdır? Evetse neden?
Degilse neden, peki baska ne olabilir?
Evet hayir deyip gecmeyin plz.
Degilse neden, peki baska ne olabilir?
Evet hayir deyip gecmeyin plz.
0
Insani insan yapan dusunebilme kabiliyetidir. Dusunen hayvan oldugumuz icin digerlinden ayriliyoruz.
Aslinda insani insan yapan fisne suyu.
Aslinda insani insan yapan fisne suyu.
0
vicdan. vicdan varsa bir insanda, pek çok olumsuz özellik ve davranış kendiliğinden ortadan kalkar zaten.
zekası yüksektir ama vicdan sahibi olmadığı zaman, o zekayı nasıl kullanacağı muamma.
çok duygusal olabilir ama vicdan sahibi değilse duygularının etkisiyle hatalı, başkasını ciddi şekilde kırabileceği davranışlarda bulunabilir.
gibi gibi.
zekası yüksektir ama vicdan sahibi olmadığı zaman, o zekayı nasıl kullanacağı muamma.
çok duygusal olabilir ama vicdan sahibi değilse duygularının etkisiyle hatalı, başkasını ciddi şekilde kırabileceği davranışlarda bulunabilir.
gibi gibi.
0
Ben de tam bu konuyu işliyordum öğrencilerimle. "Human Ingenuity" diye araştırabilirsiniz. Ben zaten bütün hafta bu konuyu konuştuğum için "evet/hayır" diyerek geçeceğim, ama "sizce ne?" diye fikir almak için değil de, gerçekten cevabı bilemediğiniz veya karar veremediğiniz için soruyorsanız, bu konsepti derinleştirmeye çalışabilirsiniz.
0
duygu dediğimiz şey beyin yapısının yeterince kompleks hale geldikten sonra eriştiği nörolojik kapasite sonucu ortaya çıkan biyokimyasal tepkiler. işin ucunda gelişmiş beyin var yani, kabaca zeka. düşünebilme, muhakeme edebilme yeteneği vs. hepsi gelişkin beyin ve nörolojik yapı sayesinde oluyor.
kendi yaşam alanında hayatta kalabilmiş her canlı aslında kendi şartlarına göre çok zekidir. evrim sürecinin tüm "challengelarını" başarıyla atlatabilmiş ve an itibariyle yaşayabiliyorsa bu canlı da belirli bir zeka ve yeteneğe sahiptir. ancak insanoğlunun geliştirdiği zeka bu durumu da aşıp kendi yaşam alanını genişletebilme ve diğer tüm canlılara karşı "üstünlük" sağlayabilme avantajına sebep oldu. bu da insanoğlunun standart bir hayvandan farklı olduğu düşüncesini geliştirmesine neden oldu. "insanı insan yapan" tabiri aslında bunun güzel bir örneği.
tabii ki arada fark var ama ben farklı açıdan yaklaşıp aslında insanı insan yapan şey 2 ayak üzerinde yaşayabilmesidir diyeceğim.
kendi yaşam alanında hayatta kalabilmiş her canlı aslında kendi şartlarına göre çok zekidir. evrim sürecinin tüm "challengelarını" başarıyla atlatabilmiş ve an itibariyle yaşayabiliyorsa bu canlı da belirli bir zeka ve yeteneğe sahiptir. ancak insanoğlunun geliştirdiği zeka bu durumu da aşıp kendi yaşam alanını genişletebilme ve diğer tüm canlılara karşı "üstünlük" sağlayabilme avantajına sebep oldu. bu da insanoğlunun standart bir hayvandan farklı olduğu düşüncesini geliştirmesine neden oldu. "insanı insan yapan" tabiri aslında bunun güzel bir örneği.
tabii ki arada fark var ama ben farklı açıdan yaklaşıp aslında insanı insan yapan şey 2 ayak üzerinde yaşayabilmesidir diyeceğim.
0
Anthropology 101
1- Bipedalizm
2- Karşıt Başparmak
3- Ebeveyn Yatırımı
4- Et diyetine geçiş
5- Ateşin kontrollü kullanımı
6- 3 Boyutlu ve renkli görüş
7- El göz koordinasyonu
8- Sosyal Yaşantı
9- Lisan
1- Bipedalizm
2- Karşıt Başparmak
3- Ebeveyn Yatırımı
4- Et diyetine geçiş
5- Ateşin kontrollü kullanımı
6- 3 Boyutlu ve renkli görüş
7- El göz koordinasyonu
8- Sosyal Yaşantı
9- Lisan
0
insanı insan yapan diğerlerinden bir adım önde olma istemesi, hırstır. binlerce yıl önce bile komün hayatında avlanan hayvanın daha lezzetli, daha iyi tarafını yemek için mücadele etmiştir insan. bu hırstır, bencilliktir. hayvanlarda da öncelik, otorite olayı vardır ama bu daha iyisi olsun diye değil, önce karnını doyurmak, önce çiftleşmek için.
0
yildizi yildiz yapan nedir? gunesi gunes yapan nedir? gezegenleri gezegen yapan nedir?
insan evrenin bir parcasidir. yildizlarin urunuyuz. evrenin sirrini cozun, insani o zaman cozersiniz. insan bunlardan bagimsiz degildir.
insani insan yapan seyin ne oldugunu bilmiyorum. igne deliginden bakip tanim yapmak pek mantikli gelmiyor bana.
insan evrenin bir parcasidir. yildizlarin urunuyuz. evrenin sirrini cozun, insani o zaman cozersiniz. insan bunlardan bagimsiz degildir.
insani insan yapan seyin ne oldugunu bilmiyorum. igne deliginden bakip tanim yapmak pek mantikli gelmiyor bana.
0
youtube'da bbc'nin "what makes us human" adinda kisa videolari var. izlemenizi tavsiye ederim. detayli degil ama iyi.
0
benim bilgime gore, cortex ve consciousness
yani kendinin farkinda olma ve beynin bunu yapabilen kisminin gelismis olmasi.
yani kendinin farkinda olma ve beynin bunu yapabilen kisminin gelismis olmasi.
0
insanı insan yapan kurgulama becerisi ve kurduğu bu kurguya inanmasıdır.
bu sayede zorlukları aşabiliyor, bu sayede birbirimizi (çoğu zaman) boğazlamadan birarada yaşabiliyor, bu sayede belli bir amaç uğruna hareket edebiliyoruz...
yıkıcı yanımızı törpülemek için kurduğumuz uygarlık ve yasalar da hep bu kurgulama becerisinin ürünü.
besin zincirinin tepesinde olmamız ve doğadaki diğer hayvanlarla kıyaslanamayacak kadar rahat ve konforlu bir hayat sürmemizi de gene birarada yaşayabilme hünerimize borçluyuz.
bu sayede zorlukları aşabiliyor, bu sayede birbirimizi (çoğu zaman) boğazlamadan birarada yaşabiliyor, bu sayede belli bir amaç uğruna hareket edebiliyoruz...
yıkıcı yanımızı törpülemek için kurduğumuz uygarlık ve yasalar da hep bu kurgulama becerisinin ürünü.
besin zincirinin tepesinde olmamız ve doğadaki diğer hayvanlarla kıyaslanamayacak kadar rahat ve konforlu bir hayat sürmemizi de gene birarada yaşayabilme hünerimize borçluyuz.
0
kronik
bipolar ve alkolik bir arkadaşım var, alkolik olduğunu son zamanlarda kabul etmeye başladı. ama çözüme yönelik pek bir şey yapmıyor. sürekli beraber vakit geçiriyoruz. ben artık nasıl yaklaşacağımı şaşırmış durumdayım. yanımdayken içmesine az da olsa engel olabiliyorum. engel olamadığımda da en azın
bipolar ve alkolik bir arkadaşım var, alkolik olduğunu son zamanlarda kabul etmeye başladı. ama çözüme yönelik pek bir şey yapmıyor. sürekli beraber vakit geçiriyoruz. ben artık nasıl yaklaşacağımı şaşırmış durumdayım. yanımdayken içmesine az da olsa engel olabiliyorum. engel olamadığımda da en azından yanımda diye kendimi rahatlatıyorum. ama sürekli de yanında olamıyorum tabii. içtiğinin ertesi günü çoğunlukla çok pişman olduğunu, kendini çok değersiz hissettiğini vs. söylüyor. sarhoşken de saçma sapan şeyler yapıyor zaten..
dediğim gibi ben nasıl yaklaşacağımı bilmiyorum, bu konuda yardımınız dokunur belki en azından.
bir uzman önerirseniz de düşük bütçeye uygun olması gerekiyor.
dediğim gibi ben nasıl yaklaşacağımı bilmiyorum, bu konuda yardımınız dokunur belki en azından.
bir uzman önerirseniz de düşük bütçeye uygun olması gerekiyor.
0
uzman konusunu bilmiyorum ama dogrudan ickiyi agzina dayamiyorsaniz, kendinize yapabileceginiz en buyuk iyilik bunun sizin sorumlulugunuz olmadigini kabul etmek.
bir sorunu oldugunu, tedaviye ihtiyaci oldugunu, eger dilerse destek olmak icin hazir oldugunuzu soyleyip, farkli cozum onerileri sunup yolunuza bakacaksiniz. siz onun bakicisi degilsiniz. yardim edilmek istemeyen kimseye de yardim edemezsiniz, ne yazik ki bu bir gercek.
"içtiğinin ertesi günü çoğunlukla çok pişman olduğunu, kendini çok değersiz hissettiğini vs. söylüyor." eger bu halinden (surekli soylenip adim atmamasindan) ya da sarhoslugundan vs. rahatsiz oluyorsaniz daha az vakit gecirebilirsiniz, rahatsiz olmuyorsaniz tabii ki vakit gecirmeye devam edebilirsiniz ama kendinizi sorumlu hissetmeyin.
bir sorunu oldugunu, tedaviye ihtiyaci oldugunu, eger dilerse destek olmak icin hazir oldugunuzu soyleyip, farkli cozum onerileri sunup yolunuza bakacaksiniz. siz onun bakicisi degilsiniz. yardim edilmek istemeyen kimseye de yardim edemezsiniz, ne yazik ki bu bir gercek.
"içtiğinin ertesi günü çoğunlukla çok pişman olduğunu, kendini çok değersiz hissettiğini vs. söylüyor." eger bu halinden (surekli soylenip adim atmamasindan) ya da sarhoslugundan vs. rahatsiz oluyorsaniz daha az vakit gecirebilirsiniz, rahatsiz olmuyorsaniz tabii ki vakit gecirmeye devam edebilirsiniz ama kendinizi sorumlu hissetmeyin.
0
@kassiopeia teşekkürler
rahatsız olmuyorum yalnızca sıkıldım, çok uzun zamandır bu böyle çünkü. uzaklaşmak istemiyorum, yanında olmak istiyorum ama çaresizim. şefkat de göstersem, sinirlensem de durum değişmiyor. dediğiniz gibi çözüm önerileri sunmak yapabileceğim tek şey sanırım.
rahatsız olmuyorum yalnızca sıkıldım, çok uzun zamandır bu böyle çünkü. uzaklaşmak istemiyorum, yanında olmak istiyorum ama çaresizim. şefkat de göstersem, sinirlensem de durum değişmiyor. dediğiniz gibi çözüm önerileri sunmak yapabileceğim tek şey sanırım.
0
psikolojik bir tedavi alması lazım, alkolü kurtarıcı olarak görüyor, ama alkol sadece anlık bir kurtarıcıdır. daha sonra yine kendini tekrarlar üstüne üstlük de kendine bağımlı hale getirir. bu bağımlılık uzun vadede de sağlığa zarar verir.
kendisini biraz yalnız bırakın, ya dibe çökecektir ya da kurtuluş yoluna girecektir. sizin çabanızla olmaz.
kendisini biraz yalnız bırakın, ya dibe çökecektir ya da kurtuluş yoluna girecektir. sizin çabanızla olmaz.
0
yaninda olun, ama kendinize dert etmeyin, gercekten sizin cabanizla olmaz, onun caba gostermesi lazim. yaninda olmakla, baskasi adina cabalamayi, kendimizi 'heba' etmeyi karistiriyoruz bazen. ayrica bu soylenmelerinden sikildiysaniz belki kibarca, kirmadan bu konuda adim atmadigi icin bu sekilde konusmasini dinlemekten yoruldugunuzu ve daha keyifli seyler konusmak istediginizi vs. iletebilirsiniz belki, birlikte gecirdiginiz vaktin icerigini degistirmek bakimindan.
0
türkiye'de de adsız alkolikler grubu var bildiğim kadarıyla. nasıl bir işleyişleri var bilemiyorum yalnız.
ayrıca komedi dizisi olsa da bu tür konulara değinen "mom" isimli çok güzel bir dizi var. beraber izlemenizi tavsiye ederim.
ayrıca komedi dizisi olsa da bu tür konulara değinen "mom" isimli çok güzel bir dizi var. beraber izlemenizi tavsiye ederim.
0
adwokat
Mavi kot ile kötü mü olur?
Mavi kot ile kötü mü olur?
0
mavi kot ile iyi olacak çok renk gömlek var ama siyah bunlardan biri değil.
0
siyah gömleği kendime aşırı yakıştırıyorum şahsen her şeyle giyerim, sokaktakiler değil keyfim bilir nasıl giyineceğimi..
0
Acik renk, buz mavisi kotla gider dostum siyah gömlek.
Uygun giyildigi sürece siyah gömlek harika.
Uygun giyildigi sürece siyah gömlek harika.
0
kusmakla kusamamak arasindaki ince cizgi
Anakartım 3200 mhz ram desteklemesine rağmen, ramlerim 2133 ile çalışıyor. Anakartın kendi içinde bulunan “otomatik” hız aşırtma işlemi (ram’ler için yapıyorum ama, işlemciyi de etkiliyor mu daha bakmadım ve açıkçası kolayca çözemedim de) işe yaramıyor. Araştırmalarıma göre, anakart BIOS sürümü günc
Anakartım 3200 mhz ram desteklemesine rağmen, ramlerim 2133 ile çalışıyor. Anakartın kendi içinde bulunan “otomatik” hız aşırtma işlemi (ram’ler için yapıyorum ama, işlemciyi de etkiliyor mu daha bakmadım ve açıkçası kolayca çözemedim de) işe yaramıyor. Araştırmalarıma göre, anakart BIOS sürümü güncelleyenlerde bu problem var.
İlk kısmı kısa kesmek istiyorum, RAM’leri gerçek hızlarında çalıştırmak için, işlemci overclock’u da mı yapmam lazım?
İkinci sorum da kısa ama, cevabı uzunˆˆ. Ben bu işlemleri nasıl yapabilirim veya nasıl öğrenebilirim? Çünkü her anakartın bios ayarları farklı ve o kadar çok fazla seçenek var ki. Kimi videolarda 2-3 ayar yapanı var, kimilerinde onlarca. Ve hiçbiri benim anakartımın modelinden olmadığı için, arayüz de problem.
Buraya kadar okuyanlara, bileşenlerimi de not düşeyim:
Asus prime z370-A Anakart (son sürüm bios)
Corsair vengance lpx 2x16 3200 mhz (asus’un resmi sitesinde desteklediği modellerden biri, seri numarasına kadar eminim)
İntel i7 8700k işlemci
İlk kısmı kısa kesmek istiyorum, RAM’leri gerçek hızlarında çalıştırmak için, işlemci overclock’u da mı yapmam lazım?
İkinci sorum da kısa ama, cevabı uzunˆˆ. Ben bu işlemleri nasıl yapabilirim veya nasıl öğrenebilirim? Çünkü her anakartın bios ayarları farklı ve o kadar çok fazla seçenek var ki. Kimi videolarda 2-3 ayar yapanı var, kimilerinde onlarca. Ve hiçbiri benim anakartımın modelinden olmadığı için, arayüz de problem.
Buraya kadar okuyanlara, bileşenlerimi de not düşeyim:
Asus prime z370-A Anakart (son sürüm bios)
Corsair vengance lpx 2x16 3200 mhz (asus’un resmi sitesinde desteklediği modellerden biri, seri numarasına kadar eminim)
İntel i7 8700k işlemci
0
Biosta "XMP profile" ayarından bahseden bi yer olması lazım onu enable yaparsan probleminin çözülmesi lazim
0
anakartın bios ayarlarına girip, oradan otomatik overclock yapabilirsin.
ha, kişisel bir tatmin dışında fazla bir getirisi olur mu? zannetmiyorum; zira işlemcin şu haliyle bile gayet iyi.
ha, kişisel bir tatmin dışında fazla bir getirisi olur mu? zannetmiyorum; zira işlemcin şu haliyle bile gayet iyi.
0
@berginyonbaenre, otomatikten kastım, “xmp” kısmıydı. Özel olarak ismini yazmamışım. Enable yaptığımda olmuyor maalesef. Sistem hata veriyor, bu yüzden bu işlemi “manuel” yapmam lazım.
@pangea, açıkçası RAM’leri 3200 hızına çekemediğim için, biostaki hazır işlemci overclock ayarlarını denemedim bile. (Birçok kullanıcı bu otomatik ayarların da sistemde dengesizliğe yol açtığını söylüyor. Kimileri de bu ayarların, gereksiz yüksek volt değeri atadığını belirtiyor.) Tatmin konusu ise bence talihsiz bir açıklama olmuş. Kullandığım programlar 3 boyutlu görselleştirme ve modelleme üzerine. İşin “render” kısmındaki kazancımın yanında, kimi programlar tek veya en fazla çift çekirdek üzerinden çalışmakta maalesef, (solidworks mesela).
Ayrıca basit olan sorumu tekrar etmek istiyorum. Ram’lere overclock atabilmek için, aynı zamanda işlemciye de mi hız aşırtma yapmam lazım?
@pangea, açıkçası RAM’leri 3200 hızına çekemediğim için, biostaki hazır işlemci overclock ayarlarını denemedim bile. (Birçok kullanıcı bu otomatik ayarların da sistemde dengesizliğe yol açtığını söylüyor. Kimileri de bu ayarların, gereksiz yüksek volt değeri atadığını belirtiyor.) Tatmin konusu ise bence talihsiz bir açıklama olmuş. Kullandığım programlar 3 boyutlu görselleştirme ve modelleme üzerine. İşin “render” kısmındaki kazancımın yanında, kimi programlar tek veya en fazla çift çekirdek üzerinden çalışmakta maalesef, (solidworks mesela).
Ayrıca basit olan sorumu tekrar etmek istiyorum. Ram’lere overclock atabilmek için, aynı zamanda işlemciye de mi hız aşırtma yapmam lazım?
0
Okuyan olur belki diye son durumu yazayım. RAM overclockunda sorun voltajda. Aslında 1.35V ile çalışması gereken RAMler, nedense bende 1.36V ile çalışıyor ve voltajın az olabileceği aklımın ucundan dahi geçmemişti.
İşlemci overclocku daha detaylı ama, benim başlangıçta abarttığım kadar zor değil. Youtube'dan "der8euer" ve "Boosted Media" kanallarındaki overclock videoları, tam Bilal'e anlatır gibi anlatıyor.
İşlemci overclocku daha detaylı ama, benim başlangıçta abarttığım kadar zor değil. Youtube'dan "der8euer" ve "Boosted Media" kanallarındaki overclock videoları, tam Bilal'e anlatır gibi anlatıyor.
0
trablon
Butik bira olayına başladım. Şöyle bir 14 şişe birayı sırt çantama koyup arkadaşların yanına gitmeyi düşünüyorum yalnız, biliyorsunuz çantaları kontrol ediyorlar polisler ve güvenlikler. Hatta actiriyorlar da içini. Bir sıkıntı yaşar mıyım böyle bir durumda? El konabilir mi veya ceza kesilir mi?
Butik bira olayına başladım. Şöyle bir 14 şişe birayı sırt çantama koyup arkadaşların yanına gitmeyi düşünüyorum yalnız, biliyorsunuz çantaları kontrol ediyorlar polisler ve güvenlikler. Hatta actiriyorlar da içini. Bir sıkıntı yaşar mıyım böyle bir durumda? El konabilir mi veya ceza kesilir mi?
0
Ankarada içini açtıklarını görmedim. Gerçi çantan büyük olacak, açtırırlar mı bilmem. Sadece dedektörle bakmıyolar mı ya
0
Valla İstanbul'da Taksim metrosu açıldığından beri biniyorum. Bir kere çantamı açmadılar.
Çok bahtsız bedevi olmak lazım açmaları için. Sırtta gidiyorsa hele çanta hiç dert etmezler benim görüşümce.
Ha zaten, metroya bira ile binsen ne olur? "Alkol ile binilmez" diye kural yok ki. Alışveriş yaptın evine gidiyorsun kime ne?
Çok bahtsız bedevi olmak lazım açmaları için. Sırtta gidiyorsa hele çanta hiç dert etmezler benim görüşümce.
Ha zaten, metroya bira ile binsen ne olur? "Alkol ile binilmez" diye kural yok ki. Alışveriş yaptın evine gidiyorsun kime ne?
0
Acsa nolacak ne bu bomba mi? Icki, kendim yaptim, sanane diceksin.
0
Kişisel kullanım miktarınca içki üretimi ve tüketimi 3 yıl önce yasaldı. Değişmediyse hala yasal. 14 şişe de bir insanın 1-2 haftalık tüketimi.
0
Görürlerse çıkabilir. Ben bir kez çantada alkollü şekilde binecektim çantayı açtırdı güvenlik biraları görünce çık otobüsle git dedi orada biraz tartıştım ne alaka bana gösterin öyle bir şeyin yasak olduğunu dedim polis geldi hadi kardeşim bizi uğraştırma falan derken ohal vardı bir de alkollüyüm diye ses etmedim. Çıktım başka kapıdan hızlıca girdim bişey olmadı.
0
oradaki polisin dünya görüşüyle alakalı olarak sıkıntı çıkabilir de çıkamayabilir de...
şans yani.
şans yani.
0
içki taşıma diye bir suç yok, endişelenmeyin.
ayrıca alkollü binmek de yasak değil, bu ankara için ego yönetmeliği sadece metroda alkol içmek yasak.
www.ego.gov.tr
ayrıca alkollü binmek de yasak değil, bu ankara için ego yönetmeliği sadece metroda alkol içmek yasak.
www.ego.gov.tr
0
Ankara'da kampa gitmek için arkadaşlar buluşacağımız noktaya metroyla gidiyordum(Kızılay'dan bindim). Çantada bir tane balta, bir tane çakı, iki şişe bira, bir şişe viski vardı. Değil açtırmak, geçerken ötmedi bile. En azından Ankara'da sorun olacağını zannetmiyorum.
0
dedim dedim de kime dedim
boynunu kıstırdığı şu pozisyonda,cidden mcgregor veya başka birinin yapabileceği herhangi bir hamle var mı? bunun kurtuluşu var mı? yoksa panik mi yaptı eleman?https://youtu.be/1UM6XkLwppQ?t=1124
boynunu kıstırdığı şu pozisyonda,
cidden mcgregor veya başka birinin yapabileceği herhangi bir hamle var mı? bunun kurtuluşu var mı? yoksa panik mi yaptı eleman?
youtu.be
cidden mcgregor veya başka birinin yapabileceği herhangi bir hamle var mı? bunun kurtuluşu var mı? yoksa panik mi yaptı eleman?
youtu.be
0
Bence çabuk pes etti. Tam boyundan yakalamamıştı habip. Çenesi aradaydı. Dayanabilirdi ama conor maç boyu ezildi. İyi hazırlanmamış sığır. Zaten yenileceğini bildiği için pes etti bence.
0
Bu hareketten o yorgunlukla bi de hareket yapan habip gibi bir ayıysa mümkün değil kurtulamazsın.
Anca ayakta olucan da 13 yaşındaki bi kız çocuğu yapacak hareketi de öyle kurtulucan. Yoksa imkansıza yakın
Anca ayakta olucan da 13 yaşındaki bi kız çocuğu yapacak hareketi de öyle kurtulucan. Yoksa imkansıza yakın
0
im-kan-sız.
bunun iki nedeni var:
birincisi, khabib tam bir ayı boğan. adam 70 kiloda dövüşüyor; ama yerdeyken rakibine uyguladığı baskı neredeyse bir hafif ağır siklete bedel.
hal böyle olunca, kolunu, boynunu bu adama kaptırmamak lazım.
ikincisiyse, conor'ın g.tünden soluması. zaten rezil bi kondisyonu var. ite, kaka 4. raunda kadar gelmiş; değil submission'dan kurtulmak, kolunu kaldıracak dermanı yoktu adamın.
maçı izlerken, en az 4 defa felan " az içte, biraz kardiyo çalış conor efendi" dedim, yalan yok.
1. raunddan sonra kesiliyor adam. yok böyle bişey!
bunun iki nedeni var:
birincisi, khabib tam bir ayı boğan. adam 70 kiloda dövüşüyor; ama yerdeyken rakibine uyguladığı baskı neredeyse bir hafif ağır siklete bedel.
hal böyle olunca, kolunu, boynunu bu adama kaptırmamak lazım.
ikincisiyse, conor'ın g.tünden soluması. zaten rezil bi kondisyonu var. ite, kaka 4. raunda kadar gelmiş; değil submission'dan kurtulmak, kolunu kaldıracak dermanı yoktu adamın.
maçı izlerken, en az 4 defa felan " az içte, biraz kardiyo çalış conor efendi" dedim, yalan yok.
1. raunddan sonra kesiliyor adam. yok böyle bişey!
0
biz de @delay ile bunu tartışıyorduk şimdi. sinir olduğum bir mevzu olduğu için buraya da yazma gereği duydum. bu dıbına koyduğum maçları seyirci izlesin diye yapılıyor, ulan submission'dan keyif alsak yağlı güreş izleriz. khabib taraftarlarının da keyif aldığını sanmıyorum. aldılarsa onlara da yazıklar olsun, ufc'ye dair hiç bir şey yoktu maçta khabib sağolsun, edirne kırkpınar yağlı güreşlerini izledik. oldu olacak güreş ağası da seçselermiş dövüşten sonra. hayatımda izlediğim en kötü ufc + mma + box + kickbox maçları listesinde 1 numara bu maç şu an. khabib gibi yıkıkları takedown-monster'ları ufc den uzaklaştırsınlar. arenadaki seyirciler de keyif almadılar, maçı izleyen herkese soruyorum, herkes (benim tanıdığım khabibciler dahil) y***k gibi maçtı diyorlar. yazıklar olsun sizin yapacağınız maça. mcgregor - mayweather maçının gözünü seveyim ben.
0
çenenizden hiç öyle yakalanmamışsınız belli ki. bir arkadaş boynundan yakalanmadı erken pes etti demiş ama oradaki pesin sebebi nefes değil, çenenin kırılma noktasına gelmesi. biraz daha sıksa ve conor pes etmesi çenesi kırılabilirdi. bu adamın ciddi bir kol kuvveti var. ve evet eğer güçlü biri tarafından bu şekilde kilide alındıysanız kurtulma şansınız yok. tabii eldivenlerle ve kurallar dahilinde. yoksa çıplak elle yapılabilecek çok şey var.
0
