gezegen olan pluton
En son izlediğim Türk dizileri:Kardeş Payıİşler GüçlerL&MBehzat Ç.En sonuncusu Kardeş payı idi sanırım o da 3-4 yıl oldu, o süreden bu yana, bunu seven bunu da sever, tanımlı yeni bir dizi yok mu?
En son izlediğim Türk dizileri:
Kardeş Payı
İşler Güçler
L&M
Behzat Ç.
En sonuncusu Kardeş payı idi sanırım o da 3-4 yıl oldu, o süreden bu yana, bunu seven bunu da sever, tanımlı yeni bir dizi yok mu?
Kardeş Payı
İşler Güçler
L&M
Behzat Ç.
En sonuncusu Kardeş payı idi sanırım o da 3-4 yıl oldu, o süreden bu yana, bunu seven bunu da sever, tanımlı yeni bir dizi yok mu?
0
amortisman
Merhaba,Öncelikle benim entelektüel tanımımı yapayım: Bence entelektüel çok bilen kişi değildir. Elbette entelektüelin bir birikimi olmalı ama entelektüelin asıl özelliği toplumu rahatsız etmesidir. Kimseye yaranmadan, ne halka ne de siyasetçilere mavi boncuk dağıtmayan, sevilmeye ihtiyacı olmayan,
Merhaba,
Öncelikle benim entelektüel tanımımı yapayım: Bence entelektüel çok bilen kişi değildir. Elbette entelektüelin bir birikimi olmalı ama entelektüelin asıl özelliği toplumu rahatsız etmesidir. Kimseye yaranmadan, ne halka ne de siyasetçilere mavi boncuk dağıtmayan, sevilmeye ihtiyacı olmayan, her türlü tabuya çekinmeden laf edebilen, geri adım atmayan kişidir entelektüel. Türkiye şartlarında işin ucunda hapis veya ölüm bile olabiliyor malum.
Bu bağlamda İlber Ortaylı bir entelektüel değildir. İyi bir tarihçidir, aydındır, elittir ama hem halkın hem de iktidarların sevdiği türden şeyler söylemektedir.
Mesela Sevan Nişanyan öyle değil. Adamı ülkede seven yok neredeyse. Atatürkçüler sevmez, islamcılar sevmez, solcular sevmez. Çünkü adam hiçbir mahalleye yaranma ihtiyacı gütmüyor ve bildiğini okuyor. Fikirlerinin çoğunu saçma bulurum ama özgürlüğüne düşkünlüğü saygı uyandırır bende.
Şerif Mardin ve Ahmet Altan da bu bağlamda entelektüeldir bence. Şerif Mardin, 90'larda "mahalle baskısı" kavramını ortaya attığında yer yerinden oynamıştı.
Sizin aklınıza kimler geliyor?
Öncelikle benim entelektüel tanımımı yapayım: Bence entelektüel çok bilen kişi değildir. Elbette entelektüelin bir birikimi olmalı ama entelektüelin asıl özelliği toplumu rahatsız etmesidir. Kimseye yaranmadan, ne halka ne de siyasetçilere mavi boncuk dağıtmayan, sevilmeye ihtiyacı olmayan, her türlü tabuya çekinmeden laf edebilen, geri adım atmayan kişidir entelektüel. Türkiye şartlarında işin ucunda hapis veya ölüm bile olabiliyor malum.
Bu bağlamda İlber Ortaylı bir entelektüel değildir. İyi bir tarihçidir, aydındır, elittir ama hem halkın hem de iktidarların sevdiği türden şeyler söylemektedir.
Mesela Sevan Nişanyan öyle değil. Adamı ülkede seven yok neredeyse. Atatürkçüler sevmez, islamcılar sevmez, solcular sevmez. Çünkü adam hiçbir mahalleye yaranma ihtiyacı gütmüyor ve bildiğini okuyor. Fikirlerinin çoğunu saçma bulurum ama özgürlüğüne düşkünlüğü saygı uyandırır bende.
Şerif Mardin ve Ahmet Altan da bu bağlamda entelektüeldir bence. Şerif Mardin, 90'larda "mahalle baskısı" kavramını ortaya attığında yer yerinden oynamıştı.
Sizin aklınıza kimler geliyor?
0
Tarifini yaptığınız tanıma uyan entelektüeller kendilerini popülarize edecek alanı bulamadıkları için pek tanınmazlar.
Verdiğiniz isimlerin bu tarife uygunluğu bile tartışmalı.
Verdiğiniz isimlerin bu tarife uygunluğu bile tartışmalı.
0
işte bu senin entelektüel tanımın oluyor.
Entelektüelden anlaşılması gereken muhalif olması değil. Entelektüel olmak başka bir şey muhalif olmak başka bir şey. entelktüel kendine göre doğru eylemlerinde muhalefeti de iktitarı da beğenebilir. Bu beğenme fikir birliği yerine salt maddi çıkar için olursa o iktidar yalakalığı oluyor.
Entelektüel salt muhalefet olma adına iktidar veya muhalefetin bütün eylemlerini peşinen reddetmeli mdiir?
Entelektüelden anlaşılması gereken muhalif olması değil. Entelektüel olmak başka bir şey muhalif olmak başka bir şey. entelktüel kendine göre doğru eylemlerinde muhalefeti de iktitarı da beğenebilir. Bu beğenme fikir birliği yerine salt maddi çıkar için olursa o iktidar yalakalığı oluyor.
Entelektüel salt muhalefet olma adına iktidar veya muhalefetin bütün eylemlerini peşinen reddetmeli mdiir?
0
Ne güzel bir tanımlama yapmışsın gözlerim yandı.
Bir daha düşünmelisin çok çiğ.
Bir daha düşünmelisin çok çiğ.
0
Benim kafamdaki entelektüel tanımı o değil. Entelektüel birikiminizin olması demek, sizin kesinlikle toplumda tartışma yaratacak, yeniden düşündürecek ya da sorgulatacak, değiştirecek kabiliyetiniz olduğu manasına gelmiyor, bence. Çoğu zaman, evet, entelektüel güç değiştirici güç olabiliyor. Son Osmanlı ya da erken Cumhuriyet Dönemi’nde olduğu gibi.
Sizin dediğinize yaklaşan bir kavram daha var: aydın. Bence onun “işi” rahatsızlık vermek, hem akademik çevrelere, hem hitap ettiği kitleye, hem de sıradan sokaktaki insana... N. Berkesler, Boratavlar elbette cadı avlarında kovalandıklarına göre bir rahatsızlık vermişlerdir. Bu demek oluyor ki, her içeri atılan ya da hükümetçe sevilmeyen yazar, akademisyen, gazeteci entelektüel ya da aydın olsun. Analojiden kaçınmak lazım burada.
Sizin dediğinize yaklaşan bir kavram daha var: aydın. Bence onun “işi” rahatsızlık vermek, hem akademik çevrelere, hem hitap ettiği kitleye, hem de sıradan sokaktaki insana... N. Berkesler, Boratavlar elbette cadı avlarında kovalandıklarına göre bir rahatsızlık vermişlerdir. Bu demek oluyor ki, her içeri atılan ya da hükümetçe sevilmeyen yazar, akademisyen, gazeteci entelektüel ya da aydın olsun. Analojiden kaçınmak lazım burada.
0
Kimseye yaranmama entelektüellik tanımı değildir, entelektüel basit bir tabirle bilgisine başvurulan insan demektir;
tr.wikipedia.org
İlber Ortaylı da sapına kadar entelektüeldir aynı şekilde Celal Şengör de.
tr.wikipedia.org
İlber Ortaylı da sapına kadar entelektüeldir aynı şekilde Celal Şengör de.
0
yılmaz vural futbol dünyasının entelektüelidir.
futbolcusunu entelektüel bir biçimde dövüyor, sövüyor ve seviyor.
futbolcusunu entelektüel bir biçimde dövüyor, sövüyor ve seviyor.
0
Sevan nisanyasshdehagshdhdhdhahha :)
Adam elinden gelse diri diri türk kesecek. Ermenilerden bahsederjen "bizzzzzz bizzzzzzz" demesi tarafsizligi zaten.
Adam elinden gelse diri diri türk kesecek. Ermenilerden bahsederjen "bizzzzzz bizzzzzzz" demesi tarafsizligi zaten.
0
Açtım iki sözlüğe baktım entelektüel tanımı için, tüm tahminlerimi bir kenara bırakarak. Biri "bilgi"yi andıktan sonra "ileri görüşlülüğü" diğeri ise "fikrî meselelerle uğraşan" ibaresini kullanmış. Buf-e kür'un "değiştirici güç" katkısını ve biryervarbiliyorum'un gramsci hatırlatmasını da oldukça değerli buluyorum.
Bunun dışında aydınla entelektüel arasındaki ayrımlar kesin değil. Bizde de "okumuş, bilgili" anlamında "aydın" sözcüğü kullanılıyor. Entelektüel'in bu anlamından sıyrılıp topluma yön veren kişi anlamını kazanması bir kavramsallaştırmaya, hem de çoktan yapılmış bir kavramsallaştırmaya bakar. Burada "esasen" şu ya da bu anlamda değildir, iddiasında bulunarak kolaya kaçmaktan ziyade soruyu "bilgili, fikrî meselelerle uğraşan ve topluma yön verecek potansiyeldeki kişiler, ahlaken, anaakım normlara ve yerleşik siyasal düzene muhalif olma sorumluluğu taşırlar mı?" diye genişletirsek mesafe alırız gibi geliyor.
-Gece bu mesajı düzenleyip tamamlamayı umuyorum, sevgiler:)-
Bunun dışında aydınla entelektüel arasındaki ayrımlar kesin değil. Bizde de "okumuş, bilgili" anlamında "aydın" sözcüğü kullanılıyor. Entelektüel'in bu anlamından sıyrılıp topluma yön veren kişi anlamını kazanması bir kavramsallaştırmaya, hem de çoktan yapılmış bir kavramsallaştırmaya bakar. Burada "esasen" şu ya da bu anlamda değildir, iddiasında bulunarak kolaya kaçmaktan ziyade soruyu "bilgili, fikrî meselelerle uğraşan ve topluma yön verecek potansiyeldeki kişiler, ahlaken, anaakım normlara ve yerleşik siyasal düzene muhalif olma sorumluluğu taşırlar mı?" diye genişletirsek mesafe alırız gibi geliyor.
-Gece bu mesajı düzenleyip tamamlamayı umuyorum, sevgiler:)-
0
0
entellektüel, belirli alanlarda derinleşebilmiş; bu alanlar hakkında öyle veya böyle bir takım kendine ait hususi fikirler yaratabilmiş bir kimsedir. bu şekilde tanımlayabilirz entellektüeli... tanımlarız tanımlamasına da, böyle yaparsak işin ahlaki boyutu eksik kalır; zira, bence entellektüel'in bir de özgülrükten yana olmak gibi ahlaki bir ödevi olmalıdır. o da şu tanımlamayla ifade edilebilir: " yalnızca benim gibi düşünenlerin söz aldığı bir yerde, tek yapabileceğim, tüm gücümle bu duruma karşı çıkmaktır."
bu bağlamda aklıma ilk gelen zat, enis batur'dur.
hatta, kendisinin alternatif:aydın adında tam da bu mevzularla ilgili ufuk açıcı denemelerinin olduğu bir eseri mevcuttur. buradan tavsiye ederim.
sonra... mehmet ali kılıç bay'da çok kıymet verdiğim bir entellektüelimizdir.
bu bağlamda aklıma ilk gelen zat, enis batur'dur.
hatta, kendisinin alternatif:aydın adında tam da bu mevzularla ilgili ufuk açıcı denemelerinin olduğu bir eseri mevcuttur. buradan tavsiye ederim.
sonra... mehmet ali kılıç bay'da çok kıymet verdiğim bir entellektüelimizdir.
0
Bence taniminiz entelektüelden ziyade aydin terimine daha cok uyuyor gibi.
Ilber ortayli örneginden yola cikarsak, kendisinin entelektüel birikiminin sorgulanmaya ihtiyaci yok, fakat tüm bu elde ettigi bilgileri objektif bir cerceve yerine, kendi ideolojisi baglaminda yorumlamasi onu aydin sinifinin disinda tutuyor bana kalirsa.
Ali nesin ve ahmet insel benim aklima gelen ilk isimler.
Entelektüel birikimi cok yüksek olmasa da ben kanat atkaya'yi da sayabilirim mesela bu alanda.
Ilber ortayli örneginden yola cikarsak, kendisinin entelektüel birikiminin sorgulanmaya ihtiyaci yok, fakat tüm bu elde ettigi bilgileri objektif bir cerceve yerine, kendi ideolojisi baglaminda yorumlamasi onu aydin sinifinin disinda tutuyor bana kalirsa.
Ali nesin ve ahmet insel benim aklima gelen ilk isimler.
Entelektüel birikimi cok yüksek olmasa da ben kanat atkaya'yi da sayabilirim mesela bu alanda.
0
zanutsas
Kimleri takip ediyorsunuz Atilla Yeşilada spekülatif olmamak adına iyimser hava ile yorum yapıyor. Daha gerçekçi daha tahminci kimleri takip ediyorsunuz? İlla tanınan biri olması gerekmiyor. Takip ettiklerinizi yazar mısınız?
Kimleri takip ediyorsunuz Atilla Yeşilada spekülatif olmamak adına iyimser hava ile yorum yapıyor. Daha gerçekçi daha tahminci kimleri takip ediyorsunuz? İlla tanınan biri olması gerekmiyor. Takip ettiklerinizi yazar mısınız?
0
anneannem.
sürekli altın alınmasını salık verir.
bugüne kadar haksız çıktığını görmedim.
sürekli altın alınmasını salık verir.
bugüne kadar haksız çıktığını görmedim.
0
bialo czerwoni
Arkadaşlar 4k tv yok ,güzel bi led tv var ama 4k değilmiş dün kontrol ettim.bilgisayar toplamak mantıklı gelmiyor çok da oyun zamanım yok. arada arkadaşlarla kız arkadaşımla falan oynamalık konsol arıyorum.xbox one S almayı düşünüyorum,900-1100 lira civarına bulunuyor değer mi?
Arkadaşlar 4k tv yok ,güzel bi led tv var ama 4k değilmiş dün kontrol ettim.
bilgisayar toplamak mantıklı gelmiyor çok da oyun zamanım yok. arada arkadaşlarla kız arkadaşımla falan oynamalık konsol arıyorum.
xbox one S almayı düşünüyorum,900-1100 lira civarına bulunuyor değer mi?
bilgisayar toplamak mantıklı gelmiyor çok da oyun zamanım yok. arada arkadaşlarla kız arkadaşımla falan oynamalık konsol arıyorum.
xbox one S almayı düşünüyorum,900-1100 lira civarına bulunuyor değer mi?
0
caletti
Beğenip de memnun kaldığınız tıraş aleti var mı?
Beğenip de memnun kaldığınız tıraş aleti var mı?
0
Açıkçası birkaç traş makinesi denedim fakat burunda pek fark etmiyor. Pillisinden şarjlısına. Hiç fark etmiyor.
0
0
rossman'dan almıştım 15 tl'ye filan.
kulağı da burnu da onla alıyorum.
bir sıkıntısını görmedim.
kulağı da burnu da onla alıyorum.
bir sıkıntısını görmedim.
0
30'a 5 kaldığını hatırlattığınız için hepinizden nefret ediyorum.
Berberler yakarak temizliyor bir de gördüğüm kadarıyla ama sağlığa zararlı bir uygulama gibi gözüküyor.
Berberler yakarak temizliyor bir de gördüğüm kadarıyla ama sağlığa zararlı bir uygulama gibi gözüküyor.
0
berber hallediyor ağda ile. burun için en temiz yöntem ağda. erkeğim bu arada :)
0
Haftada bir bu soruluyor her defasında aynı şeyi düşünüyorum ama bu sefer dayanamayıp yazacağım.
Burun kıllarını berber makasla alıyor bi dakikada. Kulaklarımda kıl yok aldırmadım ama onun da böyle bi çözümü muhtemelen vardır. Yakma ve ağda gibi manyakça çözümlere de hiç gerek yok yahu niye yakalım kılları.
Bu olayın bu kadar büyütülmesi tuhaf geliyor, makas ya da ufak makine zaten berberde var, iki haftada bir berbere gitsen zaten o süre zarfında burun kılları ne kadar uzayacak. Alır hemen, evde makine alanlar ne sıklıkla burun kıllarınızı kesiyorsunuz ki?
Burun kıllarını berber makasla alıyor bi dakikada. Kulaklarımda kıl yok aldırmadım ama onun da böyle bi çözümü muhtemelen vardır. Yakma ve ağda gibi manyakça çözümlere de hiç gerek yok yahu niye yakalım kılları.
Bu olayın bu kadar büyütülmesi tuhaf geliyor, makas ya da ufak makine zaten berberde var, iki haftada bir berbere gitsen zaten o süre zarfında burun kılları ne kadar uzayacak. Alır hemen, evde makine alanlar ne sıklıkla burun kıllarınızı kesiyorsunuz ki?
0
Drakath
Sol üst tarafında iğne ucu kadar beyaz ölü piksel vardı. Ben takıntılı bir insanım o piksel sinirlerimi bozardı, sonuçta 6 bin lita vermişiz. Aradım müşteri hizmetlerini. Sorunu anlattım iade veya sıfırı ile değişim istiyorum, tamir veya panel değişimi istemem dedim. Müşteri hizmetleri de siz yazın
Sol üst tarafında iğne ucu kadar beyaz ölü piksel vardı. Ben takıntılı bir insanım o piksel sinirlerimi bozardı, sonuçta 6 bin lita vermişiz. Aradım müşteri hizmetlerini. Sorunu anlattım iade veya sıfırı ile değişim istiyorum, tamir veya panel değişimi istemem dedim. Müşteri hizmetleri de siz yazın değişim olmazsa iade istiyorum diye. Uygun görürlerse sıfırı yollarlar yoksa iade edersini dedi. 2dk sonra aradı, sıfır cihazla değişim yaparız dediler. Yolladım kargo ile.
Yaw alet güzel, hoparlör dışında beğenmediğim yanı yok, iade istesem bu paraya düzgün bir laptop bulamam mecbur yenisini yollamalarını istedim. Bende de şans yok, bu pahalı alışverişlerimin çoğu sorunlu çıkıyor.
Yaw alet güzel, hoparlör dışında beğenmediğim yanı yok, iade istesem bu paraya düzgün bir laptop bulamam mecbur yenisini yollamalarını istedim. Bende de şans yok, bu pahalı alışverişlerimin çoğu sorunlu çıkıyor.
0
sonhakan
Çogu kişi küfür eder gibi liberal diyor. Size ne anlam ifade ediyor
Çogu kişi küfür eder gibi liberal diyor. Size ne anlam ifade ediyor
0
liboş.
benim aklıma direkt ufuk uras geliyor.
bizim ülkede biraz anlam kayması yaşadığı için liberal küfür gibi kullanılıyor aslında.
benim aklıma direkt ufuk uras geliyor.
bizim ülkede biraz anlam kayması yaşadığı için liberal küfür gibi kullanılıyor aslında.
0
Liberal deyince Türkiye'de de dünyada da özgürlükçü herkes istediği gibi yaşasın eğlen coş gibi bir izlenim oluşuyor ama liberaller sosyal hayatla birlikte ekonomik anlamda da her konuda özgürlükçülükten yanadır. Yani sana hayatını istediğin gibi yaşa der ama işverene de aynı şeyi söyler, misal 3. dünya ülkelerine gidip saati 1 dolardan günde 20 saat ucuz işçi çalıştıran fabrikaların kurulmasını da destekler liberalizm, bu anlamda kapitalizm bile liberalizmin yanında daha masum kalır zira kapitalizm güçsüzü tamamen yok etmeye çalışırken liberalizm bu sömürü sisteminin devam etmesi için güçsüzün varlığını sonsuza dek korumasını hedefler ki sömürme işi hiç bitmesin. Böyleyken böyle bir durum.
0
felsefe açısından özgürlük yanlısı, serbestlik yanlısı.
ekonomi açısından da serbest ekonomi yanlısı. ancak bu durum kapitalizmi besleyebilen bir şey. yani "üretici istediği ürünü istediği fiyata verebilir" diye baktığımızda; starbucks'ın fiyatlarını çok aşağı çekip müşteri kaparak, etraftaki kahvecileri önce batırıp sonra da tekrar fiyatlarını yukarı çekebileceğini düşünebiliriz.
ekonomi açısından da serbest ekonomi yanlısı. ancak bu durum kapitalizmi besleyebilen bir şey. yani "üretici istediği ürünü istediği fiyata verebilir" diye baktığımızda; starbucks'ın fiyatlarını çok aşağı çekip müşteri kaparak, etraftaki kahvecileri önce batırıp sonra da tekrar fiyatlarını yukarı çekebileceğini düşünebiliriz.
0
liberal, kendisi gibi olmayan herkesin hakkini hukukunu, esitligini ve ozgurlugunu savunan insan. liberalizm de bu insanlarin dusunce sistemine deniyor.
kufur yerine kullanan o cogu kisi bu konuda bilincsiz.
kufur yerine kullanan o cogu kisi bu konuda bilincsiz.
0
Besim Tibuk’un anlamsız kahkahaları, Cem Toker’in özel mülkiyeti savunurken takındığı veresiye reddeden esnaf ciddiyeti.
0
(bkz: yetmez ama evet)
türkiye'deki temel nefret sebeplerinden biri bu kampanyadır. şu an burnumuzun boktan kurtulmamasının sebeplerinden biri de o referandumdu zaten.
türkiye'deki temel nefret sebeplerinden biri bu kampanyadır. şu an burnumuzun boktan kurtulmamasının sebeplerinden biri de o referandumdu zaten.
0
çoğu siyasi ideolojiye göre çok daha aklı başında, gerçekçi ve sağlıklı görüşlerin bir araya geldiği düşünce yapısı.
devletin, belli başlı durumlar dışında hayatımıza müdahale etmesinin etik olmadığını savlaması bile insanlık için önemli bir kazanımdır.
ne demiş üstad:
"geçici bir emniyet için özgürlüğünden vaz geçenler, ne o emniyeti ne de özgürlüğü hak etmektedir."
devletin, belli başlı durumlar dışında hayatımıza müdahale etmesinin etik olmadığını savlaması bile insanlık için önemli bir kazanımdır.
ne demiş üstad:
"geçici bir emniyet için özgürlüğünden vaz geçenler, ne o emniyeti ne de özgürlüğü hak etmektedir."
0
teritori
gerçekten bir anlam veremiyorum ben bu aletlerin bu kadar pahalı olmasına.yeni bir teknoloji değil, belirli bir standarta kavuşmuş bir teknoloji olduğunu düşünüyorum artık, bu sebeple öyle aman aman bir inovasyonu yok. özellikle kişisel termos olarak adlandırdığım (ben uydurdum) max yarım litrelik t
gerçekten bir anlam veremiyorum ben bu aletlerin bu kadar pahalı olmasına.
yeni bir teknoloji değil, belirli bir standarta kavuşmuş bir teknoloji olduğunu düşünüyorum artık, bu sebeple öyle aman aman bir inovasyonu yok.
özellikle kişisel termos olarak adlandırdığım (ben uydurdum) max yarım litrelik termoslar hayvan gibi pahalı. 100 tl civarında.
bi bana mı garip geliyor bu durum acaba?
not: plaza delilerinin bunlara anlamsız bir anlam yüklemesi var. bununla mı alakalı acaba?
yeni bir teknoloji değil, belirli bir standarta kavuşmuş bir teknoloji olduğunu düşünüyorum artık, bu sebeple öyle aman aman bir inovasyonu yok.
özellikle kişisel termos olarak adlandırdığım (ben uydurdum) max yarım litrelik termoslar hayvan gibi pahalı. 100 tl civarında.
bi bana mı garip geliyor bu durum acaba?
not: plaza delilerinin bunlara anlamsız bir anlam yüklemesi var. bununla mı alakalı acaba?
0
plazacılardan evet. fiyatları yüksek ve satılıyorlar. neden ucuza satsınlar ki.
0
Gerçekten kaliteli bir outdoor ise üretim maliyeti ve az adet satılmasından dolayı fiyatları yüksek.
Plazacılar +1
Ama outdoor olarak kullanmayacaksanız, sabah yanıma alayım öğlen işyerinde içerim diyorsanız ikea'da ne bilim Tedi'de filan satılanlar da hayli işinizi görür.
Plazacılar +1
Ama outdoor olarak kullanmayacaksanız, sabah yanıma alayım öğlen işyerinde içerim diyorsanız ikea'da ne bilim Tedi'de filan satılanlar da hayli işinizi görür.
0
plaza ortamlarında kullanmak için termoslar tantitoni, Starbucks gibi yerlerde 30-40 lira.
ama siz diyorsanız ki, çelik olacak, kaliteli olacak, marka olacak falan, o zaman fiyat yükseliyor.
yahu çelikten yapılma bir termosun fiyatı benzer marka poların yarısı. polar atık plastikten yapılıyor. nesi pahalı?
ama siz diyorsanız ki, çelik olacak, kaliteli olacak, marka olacak falan, o zaman fiyat yükseliyor.
yahu çelikten yapılma bir termosun fiyatı benzer marka poların yarısı. polar atık plastikten yapılıyor. nesi pahalı?
0
@babilbaligi: starbucks'a bakmadım. ama orada da bir termosun 70-80 tl'den aşağı olacağını sanmam. geçen hafta migrosta gördüm, çok afedersiniz ama götüboklu termos bardaklar 50 tl civarıydı.
0
valla belli bir standardı yok. 3-4 yıl önce starbuckstan aldığım termos sabah 6da demlediğim kahveyi akşam 18.00'e kadar içilebilir sıcaklıkta muhafaza ediyorken (kapağını açmadan), minisodan yarı fiyatına yeni alığım termos 2 saat bile tutmadı. ofiste kullanırım dedim ama su bile içilmiyor içinden öyle leş bir metalik tat bırakıyor.
0
Çünkü outdoor ürünlerini alıyorsun ve uzun süre kullanıyorsun. Tabi tl nin değer kaybıyla daha pahalı geliyor bize şuan
0
Ahaha yarım saat önce aynı şeyi düşündüm. Benim baktığım 12 saat sıcak 24 saat soğuk tutuyordu 120 TL falan
0
outdoor ürünleri gerçekten pahalı. ucuzları da iş görmüyor para boşuna gidiyor. sıcak soğuk tutsun derdi varsa f/p olarak en iyisi decathlon termos.
0
Amazon.com’dan Contigo söyleyin 2-3 kişi. Gümrük limitini aşmaz. Kargoyu da bölüşürsünüz.
0
lana del rey
Bence mikrodalga fırın. Bu kadar hayat kolaylaştıran bir şey olamaz.Sizce?
Bence mikrodalga fırın. Bu kadar hayat kolaylaştıran bir şey olamaz.
Sizce?
Sizce?
0
ışıldak. elektrikler gidince yanıyor resmen böyle akıllı bişey kaç seneden beri var. ben çok saygı duyuyorum ve seviyorum mucize gibi.
0
Elektrik. İnsanoğlu'nun 4 temel kuvvetten kullanmaya başladığı ilk kuvvet elektromanyetizmadır ve insanlığı çok ayrı bir noktaya getirmiştir. Üşüyoruz Faraday reyiz.
0
Dünyanın herhangi bir noktasında icra edilmiş bir müziği kulaklarıma kadar getiren teknolojik ürünler bütünü (ses kayıt, stüdyo araçları, mp3 çalar ve kulaklık vs).
0
reavelyn
Selamlar, Dolunay çıktığında içinizi bir sıkıntı, keder, huzursuzluk, mutsuzluk kaplıyor mu?
Selamlar,
Dolunay çıktığında içinizi bir sıkıntı, keder, huzursuzluk, mutsuzluk kaplıyor mu?
Dolunay çıktığında içinizi bir sıkıntı, keder, huzursuzluk, mutsuzluk kaplıyor mu?
0
Evet, genelde sonradan farkediyorum mesela işten eve gelirken bugün "haa meğer bugün dolunaymış... belliydi zaten" dedim.
0
Evet, çok fazla huzursuz oluyorum. Pms sendromu gibi yaşıyorum çoğu zaman. O yüzden artık takvimimde işaretliyorum, önceden bildiğimde daha hafif atlatıyorum sanki.
0
barky
arkadaşlar merhaba! dün gece de bir tane sormuştum fakat f/p olmadığı için ondan vazgeçtim. oyun için kullanacağım için ekran kartını biraz arttırdım gibi. bu kasanın şun ikinci el fiyatı 2600 lira. değer mi sizce?İntel i5 2400 3.4 Ghz8 gb ram 1600 mhznvidia Gtx 1060 3 gb OC500gb hdd450 watt power s
arkadaşlar merhaba! dün gece de bir tane sormuştum fakat f/p olmadığı için ondan vazgeçtim. oyun için kullanacağım için ekran kartını biraz arttırdım gibi. bu kasanın şun ikinci el fiyatı 2600 lira. değer mi sizce?
İntel i5 2400 3.4 Ghz
8 gb ram 1600 mhz
nvidia Gtx 1060 3 gb OC
500gb hdd
450 watt power supply
İntel i5 2400 3.4 Ghz
8 gb ram 1600 mhz
nvidia Gtx 1060 3 gb OC
500gb hdd
450 watt power supply
0
bu sistemle, günümüzde ki oyunları ancak düşük grafik ayarlarında oynayabilirsin.
sıkıntı değil dersen al derim; yok grafik de önemli dersen kesenin ağzını daha da açman gerekir.
sıkıntı değil dersen al derim; yok grafik de önemli dersen kesenin ağzını daha da açman gerekir.
0
1060 3gb ile oyunları full hd'de orta üstü ayarlarda, hem de 60fps'te oynatabilirsin. tek sıkıntı 3gb vram ama o da şimdilik çok sorun olmaz.
İşlemci eski ama multiplayer oynamam diyorsan yine işini görür. 4k, h.265 çözme konusunda ne kadar başarılı bilmiyorum gerçi, onlara bak. Ama işlemci kolay iş, bi süre sonra yenisini alırsın.
Ram de işini görür şimdilik. 2600 lira fena değil, o ekran kartının sıfırı bin liranın üstünde zaten.
İşlemci eski ama multiplayer oynamam diyorsan yine işini görür. 4k, h.265 çözme konusunda ne kadar başarılı bilmiyorum gerçi, onlara bak. Ama işlemci kolay iş, bi süre sonra yenisini alırsın.
Ram de işini görür şimdilik. 2600 lira fena değil, o ekran kartının sıfırı bin liranın üstünde zaten.
0
nax
O kadar ugrasmama ragmen muhtemelen kuru incirin birinden kurt cikmis. Kaselere koyarken farkettim. Midem agzima geldi. Bir kazan asure simdi cope gidecek... yazik, israf. Dokmemek yerine ne yapabilirim? Yiyebilecegimi sanmiyorum.
O kadar ugrasmama ragmen muhtemelen kuru incirin birinden kurt cikmis. Kaselere koyarken farkettim. Midem agzima geldi. Bir kazan asure simdi cope gidecek... yazik, israf. Dokmemek yerine ne yapabilirim? Yiyebilecegimi sanmiyorum.
0
aklıma gelen en mantıklı şey hayvanlara vermen ama emin değilim. yerinde olsam dökerdim hassasiyetin çok güzel lakin böyle durumlarda israf sayılmaz :)
0
abi bir şey olmaz ondan ya, zaten pişmiş gitmiş, ayır o kısmını ye gitsin. ya da millete dağıt yesin.
0
biri aşure gönderse ve içinden kurt çıksa, kurtu kenara alır yemeye devam ederdim.
0
yav yenir o, neler yemedik ki. letgo'ya koy, durumdan bahset içinden kurt çıktı diye, ücretsiz ver gelenlere asdfg.
0
İçine bol miktarda kuruyemiş koyduysan ye, yedir. Baklagilden oluşuyorsa dök gitsin.
0
merhaba naxcigim, kurttan bir sey olmaz yahu. ince bagirsagimizdaki bizimle beraber yasayan kurtlardan haberin yok herhalde. cin taraflari da kurtlari kizartip cerez niyetine catir catir yiyiyor. yani sagliga zararli oldugunu dusunmuyorum. tabii bu demek degildir ki artik kurt kizartmasi yiyelim, yanlislikla gormeden etmeden karsimiza cikarsa da pek bi zarari yok. sakin olmak gerekir.
0
sanki hiç kurt yemedin mi hayatında? şimdiye kadar farkinda olmadan defalarca kurt yemişsindir. neticede DDT degil. ha inek eti, ha kurt eti :D farkı, birisi mideni bulandiriyor.
içmek içine sinmiyorsa başkasina da verme. kuşlarin yiyebilecegi bir yere birak. çok severler yumuşak yemiş sonuçta.
içmek içine sinmiyorsa başkasina da verme. kuşlarin yiyebilecegi bir yere birak. çok severler yumuşak yemiş sonuçta.
0
burada yazılanlara kulak asmamanı öneririm.
mikrop yuvası o.
gereksiz bir tasarruf, canından edebilir seni. demedi deme.
ölmeden önce son aklına gelenlerin buradaki yazanlar olmasını istemniyorsan yememeni öneririm.
ha dersen ki, amaaaan ha şimdi ha sonra. ona da saygı duyarım bi yerde.
mikrop yuvası o.
gereksiz bir tasarruf, canından edebilir seni. demedi deme.
ölmeden önce son aklına gelenlerin buradaki yazanlar olmasını istemniyorsan yememeni öneririm.
ha dersen ki, amaaaan ha şimdi ha sonra. ona da saygı duyarım bi yerde.
0
damla sakızlı dondurma
izleyip sevdiklerim; stranger things darkizlemesem de olur- eh işte dediklerim;la casa del papel13 reasons whyfilm olarak sevdiklerim vakit geçirilebilir bulduklarım;mean girlsto all the boys ı've loved beforeben şimdi ne izleyeyim ?
izleyip sevdiklerim;
stranger things
dark
izlemesem de olur- eh işte dediklerim;
la casa del papel
13 reasons why
film olarak sevdiklerim vakit geçirilebilir bulduklarım;
mean girls
to all the boys ı've loved before
ben şimdi ne izleyeyim ?
stranger things
dark
izlemesem de olur- eh işte dediklerim;
la casa del papel
13 reasons why
film olarak sevdiklerim vakit geçirilebilir bulduklarım;
mean girls
to all the boys ı've loved before
ben şimdi ne izleyeyim ?
0
bilimkurgu, gizem, polisiye:
maniac
3%
sherlock (izlediyseniz elementary veya blacklist)
black mirror
how to get away with murder
unabomber
better caul saul (breaking bad izlediyseniz)
komedi/cringe/absurd:
it crowd
peep show
brooklyn 99
rick and morty
unbreakable kimmy schmidt
santa clarita diet
dirk gently's holistic detective agency
diğer:
feed the beast
ozark
orange is the new black
maniac
3%
sherlock (izlediyseniz elementary veya blacklist)
black mirror
how to get away with murder
unabomber
better caul saul (breaking bad izlediyseniz)
komedi/cringe/absurd:
it crowd
peep show
brooklyn 99
rick and morty
unbreakable kimmy schmidt
santa clarita diet
dirk gently's holistic detective agency
diğer:
feed the beast
ozark
orange is the new black
0
dizi olarak peep show, dirk gently, black mirror
film
super dark times
rosemary's baby
wild wild country
the invitation
film
super dark times
rosemary's baby
wild wild country
the invitation
0
ahm1
Sirf kitaptaki cumlelerin altini cizmemek icin onemli yerlerin fotografini cekeyim dedim ama olacak is degil gibi gozukuyor. Biraz sacma ya da islevsiz de bulunabilir.Ama kitabin altini cizmek de itici geliyor bana. Suna karar vermeye calisiyorum: kitabin altini cizsem mi, yoksa yandan cizik mi atsa
Sirf kitaptaki cumlelerin altini cizmemek icin onemli yerlerin fotografini cekeyim dedim ama olacak is degil gibi gozukuyor. Biraz sacma ya da islevsiz de bulunabilir.
Ama kitabin altini cizmek de itici geliyor bana. Suna karar vermeye calisiyorum: kitabin altini cizsem mi, yoksa yandan cizik mi atsam ya da kitaplari hicbir sekilde cizmesem mi? Ne diyorsunuz? Boyle bir kitabi birinden odunc aldiginizda ne dusuneceginizi hayal ederek yanitlarsaniz sevinirim.
Gerci, kitaplarimi cok nadir birilerine veriyorum (nadir olmasi sakindigimdan degil) ama kimse kitaplarimi almiyor diye de her bir tarafini karalamak cirkin bir sey.
Ama kitabin altini cizmek de itici geliyor bana. Suna karar vermeye calisiyorum: kitabin altini cizsem mi, yoksa yandan cizik mi atsam ya da kitaplari hicbir sekilde cizmesem mi? Ne diyorsunuz? Boyle bir kitabi birinden odunc aldiginizda ne dusuneceginizi hayal ederek yanitlarsaniz sevinirim.
Gerci, kitaplarimi cok nadir birilerine veriyorum (nadir olmasi sakindigimdan degil) ama kimse kitaplarimi almiyor diye de her bir tarafini karalamak cirkin bir sey.
0
Ben kimseye ödünç kitap vermem ama bir ihtimal versem ve ödünç verdiğim kitabı çizilmiş görsem ağır tatsızlık çıkarırdım.
0
Boyamadıysa yani sadece çizikse rahatsız etmez. Çizmek istemiyorsan çizmek istediğin yerlere ince post-it yapıştır.
at, avrat, kitap. :D @angelus+1
at, avrat, kitap. :D @angelus+1
0
Ben kimseye ödünç kitap vermiyorum ve asla kitaplarımda cümlelerin altını çizmiyorum. Çocukluğumdan kalan abartılı bir hassasiyetim var kitaplara karşı. Mesela alacağım kitaptan kitapçıda 5 tane varsa en temiz görüneni, bir tek sayfasında kırışma bile olmamış olanı alırım. Kalemin ucuyla nokta bile koymam asla kitaplarıma. Abarttığımın ben de farkındayım ama çocukluğumdan beri böyle ve asla değiştiremiyorum bu huyumu.
0
ödünç aldığım kitapta altı çizili yerler görsem oraları daha dikkatli okurdum.
ödünç verdiğim kitapta altı çizili yerler görsem bir daha o kişiye kitap vermezdim.
kitap sizin ise ve daha sonra bir sahafa satmayı düşünmüyorsanız. nasıl kolayınıza geliyorsa öyle davranın.
ödünç verdiğim kitapta altı çizili yerler görsem bir daha o kişiye kitap vermezdim.
kitap sizin ise ve daha sonra bir sahafa satmayı düşünmüyorsanız. nasıl kolayınıza geliyorsa öyle davranın.
0
Başkasından ödünç aldigim kitabın altini çizmem. Ama ödünç aldigim kitabin alti çizili olmasindan da rahatsız olmam. Aksine çok hoşuma gider başkasinin altini cizdiği satirlari okumak. O kisimlarda dikkatim ikiye katlaniyor.
Kendi kitaplarimda ise çizmekten gocunmam. Uzerine notlar yazar, şekiller çizerim. Ama bazen altini çizeceğim kısım uzunsa çizmeye eriniyorum. Haliyle ilgili kısmın başına < ve > yazıyorum.
Kendi kitaplarimda ise çizmekten gocunmam. Uzerine notlar yazar, şekiller çizerim. Ama bazen altini çizeceğim kısım uzunsa çizmeye eriniyorum. Haliyle ilgili kısmın başına < ve > yazıyorum.
0
Ayracın bos kısmına hoş sayfaları not ediyorum. 5-2 gibi minik minik. 5. Sayfa 2. Paragraf. Şu küçük renkli stickerlardan da yapıştırabilirsin.
0
Bir arkadaşıma zamanında pahalı bir ders kitabını ödünç vermiştim, geri aldığımda kitabın ilk sayfasında elemanın adı soyadı ve imzasını gördüm. Nasıl içim acımıştı ulan yapılır mı bu ya, kitabı yaksa bu kadar can sıkıcı olmazdı durum.
Başkasının kitabına asla kalem sürmem, ödünçse sayfaları köşeden katlamam bile.
Kendi kitaplarımı da yıpratmadan kullanmaya çalışsam da birtakım kitaplarda cümlelerin altını çiziyorum veya tüm paragraf önemliyse büyük köşeli paranteze alıp yıldız atıyorum.
Başkasının kitabına asla kalem sürmem, ödünçse sayfaları köşeden katlamam bile.
Kendi kitaplarımı da yıpratmadan kullanmaya çalışsam da birtakım kitaplarda cümlelerin altını çiziyorum veya tüm paragraf önemliyse büyük köşeli paranteze alıp yıldız atıyorum.
0
ben de çizmiyorum satırların altını, ödünç verme ihtimaline karşın. insanların içlerinden "mala bak hangi cümleyi değerli bulmuş" diyeceklerini düşünürüm. eskiden silik bir nokta koyar, daha sonra o kısmı bir yere not alırdım. şimdi fotoğrafını çekiyorum o kısmın, sonra bilgisayara atıyorum, çeşitli etiketlerle.
0
Kitaplarımı hatta textbooklarımı çizmem. Dershane kitaplarımı çizmek zorunda kalınca uzun zaman kendimle mücadele ettim. Tırnak işareti koyuyordum ama artık dershane kitapları yoldan çıktı. Okuma kitaplarımı aldığım gün ad soyad tarih yer imza atarım. Önemli bir yer varsa yanına plastik ayraç yapıştırırım veya arasına kağıt koyarım. Asla çizmem. Emanet kitap zaten çizilmez.
0
Kitap tamam şahane bir şey ama içeriğini değil de kitabı kutsallaştırmayı çok lüzumsuz ve abartılı buluyorum. 5-6 senedir kindle kullandığım için böyle bir derdim yok ama basılı kitap okusaydım çizerdim, canım ne isterse yapardım. Başkasının kitabını çizmem ama, not alırım başka bir kağıda.
0
Eşyalarla bu derece bağ kurmak bana doğru gelmiyor. Kitap olması eşya olduğu gerçeğini değiştirmez. Çizmek istiyorsanız cizin. Çirkin olduğunu düşünmüyorum, tersine bir bölüm hatırlayıp dönüp baktığımda kolaylık sağlıyor. Kitap okuyan, yani gerçekten okuyup okuduklarını anlayan biri zaten hakkınızda saçma sapan bir şey düşünmez. Ha düşünüyorsa şekil olsun diye okuyangillerden demektir benim için. Ayrıca ne düşünürse düşünsün, bana ne.
0
Ders kitaplarına acımam, önemli yerlerin altını, önemli formülleri işaretlerim, yani okurken yapardım.
Eğer kitap, roman, hikaye vs ise hoşuma giden bir cümle, paragraf vs varsa altını çizmem ama ikinci el bir kitap okuyorsam altı çizili yerler görürsem hoşuma gider, karşı tarafla empati kurmuş gibi hissederim.
Eğer kitap, roman, hikaye vs ise hoşuma giden bir cümle, paragraf vs varsa altını çizmem ama ikinci el bir kitap okuyorsam altı çizili yerler görürsem hoşuma gider, karşı tarafla empati kurmuş gibi hissederim.
0
kitaplarımı çizmem, başkası çizerse aşırı irrite olurum. kitabın illa bir yerini işaretlemek gerekiyorsa sayfanın yanına postit tarzı stickerlar yapıştırıyorum
0
Kitapların altının çizilmesine. Önüne isim yazılmasına kılım. Bunun bir üst versiyonu ile uzun süre baş ettim. Kelimelerin üzerini çizip kendince değiştirirdi.
ULAN YAZARA SAYGI KALMAMIŞ MİLLETTE. KENDİ HİKAYENİ YAZMAK NEDİR.
Neyse sakinim. Çok beğendiğim alıntıları küçük bir not defterinde saklardım. Baktım yazım çirkin başa çıkamıyorum bununla. Cümlelerin başına ve sonuna kurşun kalemle tırnak atmaya başladım.
Çok bunalınca kitaplıktan bir kitap seçer, o tırnak içindeki cümleyi okurum.
Birine kitabımı versem fosforlu kalemlerle altını çizse, yüzünü gözünü asetat kalem ile boyarım -kız arkadaşım hariç-
ULAN YAZARA SAYGI KALMAMIŞ MİLLETTE. KENDİ HİKAYENİ YAZMAK NEDİR.
Neyse sakinim. Çok beğendiğim alıntıları küçük bir not defterinde saklardım. Baktım yazım çirkin başa çıkamıyorum bununla. Cümlelerin başına ve sonuna kurşun kalemle tırnak atmaya başladım.
Çok bunalınca kitaplıktan bir kitap seçer, o tırnak içindeki cümleyi okurum.
Birine kitabımı versem fosforlu kalemlerle altını çizse, yüzünü gözünü asetat kalem ile boyarım -kız arkadaşım hariç-
0
ilk sayfasına adımı, soyadımı ve aldığım tarihle yeri yazmak haricinde kitaplarımın altını çizmem, üstünü fosforlu kalemle işaretlemem, kenarını kıvırmam, hunharca ikiye katlamam ya da bükerek tek parça haline getirmem. beğendiğim alıntıları, bu amaçla aldığım not defterime yazarım, yazamıyorsam da başka bir sayfaya "yeraltından notlar, 56. sayfa 'eğer bir gün...'" şeklinde not düşerim daha sonra alıntı defterime kaydetmek için.
0
ödünç verdiğim bir kitapta geçen bazı cümlelerin altının çizilmesi şahsen hayli hoşuma giden bir durum.
ilk tepkim "vaaay kerkenezz. demek bu cümle hoşuna gitti! bu mesele hakkında böyle düşündüğünü bilmiyordum" oluyor.
o kişi hakkında bazı kıymetli yargılara varmama yarıyor not alma durumu.
ilk tepkim "vaaay kerkenezz. demek bu cümle hoşuna gitti! bu mesele hakkında böyle düşündüğünü bilmiyordum" oluyor.
o kişi hakkında bazı kıymetli yargılara varmama yarıyor not alma durumu.
0
Neill
bütün gıcık tipleri toplamışlar. güldürüyor ama. yemek değil kaos - komedi programı gibi.
bütün gıcık tipleri toplamışlar. güldürüyor ama. yemek değil kaos - komedi programı gibi.
0
Yıllar önce olan masterchef'i seviyodum ama bu seferkiyle ilgili sizin dediğiniz gibi yorumları çok gördüğüm için hiç izlemedim. Tv yarışmalarında kalite görmek isterim, kaos ve dırdır en sevmediğim şey hem gerçek hayatta hem tvde.
0
neymiş diye yutuptan açtım geçen gün 1 hadi yalan olmasın en fazla 2 dk dayanabilmişimdir.
0
bunun yabancı versiyonu var, onu izliyorum. gayet güzel verimli ve eğitici oluyor. yerel olanını izlemedim. ama pek bir beklentim yok bizimkilerin yaptıklarından.
0
çok itici bir program.
2 dakikadan fazla dayanamadım.
herşey aşırı yapmacık geldi.
2 dakikadan fazla dayanamadım.
herşey aşırı yapmacık geldi.
0
1-2 kere gordum, oturdugum yerden adami dovesim geldi benim sinirlerim dayanmaz buna.
Hem kurgu hem itici ve sinir bozucu.
Hem kurgu hem itici ve sinir bozucu.
0
balpolen
Saga donunce aciyor, sarsam iyi gelir mi?
Saga donunce aciyor, sarsam iyi gelir mi?
0
evet gelir. ayrıca bengay sür.(bengay diye yazılır bengey diye okunur heheheheheheheheheh)
0
imnotsureabout
sizce 10 üzerinden kaç?
sizce 10 üzerinden kaç?
0
Hikaye ve karakterleri sevemedim.(empati kuramadım/özdeşleşemedim) O yüzden 2.bölümü izleyip bıraktım.
Teknik olarak sıkıntısı yok ama o zaten Amerikan film-dizi sektörünün özelliği. Eski atmosferi sevdim aslında David Cronenberg filmlerini hatırlattı. Ama gidişat o kadar çılgın olmayacak sanırım. Ya da fazlaca yavaş ilerliyor. (ki yavaş şeyleri severim, ama bunda akış sıkıntısı var)
İleride ne olur bilmiyorum ama izlediğim kadarına 4/10 falan derdim herhalde.
Teknik olarak sıkıntısı yok ama o zaten Amerikan film-dizi sektörünün özelliği. Eski atmosferi sevdim aslında David Cronenberg filmlerini hatırlattı. Ama gidişat o kadar çılgın olmayacak sanırım. Ya da fazlaca yavaş ilerliyor. (ki yavaş şeyleri severim, ama bunda akış sıkıntısı var)
İleride ne olur bilmiyorum ama izlediğim kadarına 4/10 falan derdim herhalde.
0
dizide ki atmosferi beğendim.
drama ile bilim kurgunun güzel bir karışımı olmuş.
hayli yaratıcı bir iş.
9/10
drama ile bilim kurgunun güzel bir karışımı olmuş.
hayli yaratıcı bir iş.
9/10
0
hz emreyiz
Adamlarda doğalgaz var, silah var. Ama para birimleri doların euronun yanında devede kulak. Alım güçleri düşük. Neden böyle? Durumları bizden kötü?
Adamlarda doğalgaz var, silah var. Ama para birimleri doların euronun yanında devede kulak. Alım güçleri düşük. Neden böyle? Durumları bizden kötü?
0
Rez ben de meraktayım. Teknoloji üretemiyorlar ondan olabilir. Bir yandex var bildiğim rus malı.
0
Bana kalırsa
1- Abd ambargosu
2- Ekonominin petrol ve doğalgaza çok bağımlı olması
3- Ülkedeki rüşvet ve yolsuzluk
4- Oligarkların ekonomideki hakimiyeti
5- Jeopolitik riskler ve bunun ekonomiye etkileri
1- Abd ambargosu
2- Ekonominin petrol ve doğalgaza çok bağımlı olması
3- Ülkedeki rüşvet ve yolsuzluk
4- Oligarkların ekonomideki hakimiyeti
5- Jeopolitik riskler ve bunun ekonomiye etkileri
0
yeni yeni demokrasiye geçiş yapan hatta yapamayan bir ülke çünkü. altyapı sağlam. işsizlik düşük. hemen hemen herkesin evi var. bu durum sanırım ülkenin demokrasiye adım atmasını yavaşlatıyor.
yoksa basın özgürlüğünde vesaire Türkiye ile aynı ligte. zenginleri aşırı zengin ve nüfuzlu. belli başlı milyaderler değişik değişik sektörleri ellerinde tutuyor. buna devlet de karşı çıkmıyor hatta ülkeyi yönetenler de o tayfadan.
yabancı yatırımcı gelince kendi çıkarları etkileniyor diye o yabancı yatırımcıyı kaçırıyorlar falan.
bana rusun birisinin anlattığı şeyler bunlardı.
rusyadan bağımsız benzer coğrafyadan bir örnek vereyim: ukraynaya bu sene bir ikea açılmış. yıllar önce açılması planlanmış hatta araziyi vesaire almışlar. sonra yasal işlemler yapılırken karşılarına çıkan herkes rüşvet istemiş. adamlar haklı olarak kızmış ikeanın rüşvete verecek parası yok deyip çekilmişler.
yoksa basın özgürlüğünde vesaire Türkiye ile aynı ligte. zenginleri aşırı zengin ve nüfuzlu. belli başlı milyaderler değişik değişik sektörleri ellerinde tutuyor. buna devlet de karşı çıkmıyor hatta ülkeyi yönetenler de o tayfadan.
yabancı yatırımcı gelince kendi çıkarları etkileniyor diye o yabancı yatırımcıyı kaçırıyorlar falan.
bana rusun birisinin anlattığı şeyler bunlardı.
rusyadan bağımsız benzer coğrafyadan bir örnek vereyim: ukraynaya bu sene bir ikea açılmış. yıllar önce açılması planlanmış hatta araziyi vesaire almışlar. sonra yasal işlemler yapılırken karşılarına çıkan herkes rüşvet istemiş. adamlar haklı olarak kızmış ikeanın rüşvete verecek parası yok deyip çekilmişler.
0
rusyada'da tıpkı bizde olduu gibi aşırı merkeziyetçi bir yapı var.
merkeziyetçi ekonomiler, ilerleme gösteremiyor; yaşam kalitesini düşürüyor.
merkeziyetçi ekonomiler, ilerleme gösteremiyor; yaşam kalitesini düşürüyor.
0
!-abd'nin 1950'den itibaren uyguladığı "sscb'yi çevreleme" politikası.
2-rusya'nın ekonomik ve ticaret anlamda bir network yaratamamış olması.
3-sscb döneminden kalma sovyet alışkanlığı olan "bireyselcilik" sisteminin gelişmemiş olması. buna bağlı olarak yeni gelişimlere açık olmamaları.
2-rusya'nın ekonomik ve ticaret anlamda bir network yaratamamış olması.
3-sscb döneminden kalma sovyet alışkanlığı olan "bireyselcilik" sisteminin gelişmemiş olması. buna bağlı olarak yeni gelişimlere açık olmamaları.
0
tebelles
çarşamba günü beşiktaş'taki ünlü dönercide döner yemiştim güvenilir yerdir diye. ancak akşamında ve ertesi gününde (perşembe) migrostan aldığım mantıyı da yemiştim. şimdi bu sabahtan beri mahvolmuş durumdayım. ateşim var, karnıma ağrılar giriyor ancak kusmadım henüz, ishal de değilim ancak ağrılar m
çarşamba günü beşiktaş'taki ünlü dönercide döner yemiştim güvenilir yerdir diye. ancak akşamında ve ertesi gününde (perşembe) migrostan aldığım mantıyı da yemiştim. şimdi bu sabahtan beri mahvolmuş durumdayım. ateşim var, karnıma ağrılar giriyor ancak kusmadım henüz, ishal de değilim ancak ağrılar mahvediyor, eklem yerlerimde de ağrı var, yarım günde mahvetti beni, başım bile dönüyor ayağa kalktığımda. bir mide için kusmaya karşı ilaç aldım bir de ağrı kesici ateş düşürücü niyetine aspirin complex. güzel güzel terleyince duş alınca geçer gibi oldu ancak şimdi diğer bütün semptomlarla saldırmaya devam ediyor. acile mi gitsem yoksa bir mide üşütmesi midir bu?
0
gitmekde fayda var.
bişey çıkmasa bile kafan rahat olur en azından; kuruntu etmessin.
bişey çıkmasa bile kafan rahat olur en azından; kuruntu etmessin.
0
:)
Ya ben çok tuhaf buluyorum bu club işlerini. Geçen gün zorla götürdü bi arkadaş, resmen işkence gibiydi, anlamsız geldi yüksek tekno müzik. Zaten içki de sevmem, yüksek müzik dayanılmaz gelir. Benim gibi sevmeyen var mı, acaba dünyada babanne gibi yalnız ben mi kaldım..
Ya ben çok tuhaf buluyorum bu club işlerini. Geçen gün zorla götürdü bi arkadaş, resmen işkence gibiydi, anlamsız geldi yüksek tekno müzik. Zaten içki de sevmem, yüksek müzik dayanılmaz gelir. Benim gibi sevmeyen var mı, acaba dünyada babanne gibi yalnız ben mi kaldım..
0
Eskiden çok severdim artık benim de kafa kaldırmıyor.
0
Gece hayatından kastın saçma sapan müzikler eşliğinde dans edilen ortamlarsa babaaneliğe +1 olarak ben de varım. Bir kere her şeyi geçtim sanırım müzik konusunda çok faşist bir insanım. Yeni nesil kopma amaçlı yapılmış müziklere bir mağazada denemek istediğim kıyafete bakarken maruz kalınca bile tahammül edemeyip çıkıyorum çoğu zaman. Kaldı ki o müziklerle dans etmek...
Ama güzel müzikler çalan bir yerde gece muhabbet eşliğinde oturup bir şeyler içmeyi severim.
Ama güzel müzikler çalan bir yerde gece muhabbet eşliğinde oturup bir şeyler içmeyi severim.
0
ben de sevmiyorum. 3-5 kere çeşitli sebeplerle gitmişliğim var. ben de sevmiyorum.
0
Traveller+1 bi de o mesele var. Oralarda millet gece kulubüne eğlenmeye gidiyor. Bizde kızlar ego şişirmeye erkekler kavga etmeye gidiyor.
0
Ukrayna ve Rusya'da seviyorum.Türkiye'de sevmiyorum. Klein hariç. Gerçi oraya da gitmeyeli 1 sene falan oldu.
0
clubdaki insanlar gibi dans edemiyorum, daha doğrusu dans etme konusunda sıfırdan öte eksilerdeyim. içki kullanmıyorum. club müziklerini hiç mi hiç sevmiyorum.
bu sebeplerden ötürü olsa gerek ben de çok sıkılıyorum.
bu sebeplerden ötürü olsa gerek ben de çok sıkılıyorum.
0
ms brownstone +1
ayrıca sevmeyişim evrensel. dünyanın herhangi bir yerindeki herhangi bir club'a gitmektense millet kıraathanesine gitme fikri daha cazip geliyor zihnime.
ayrıca sevmeyişim evrensel. dünyanın herhangi bir yerindeki herhangi bir club'a gitmektense millet kıraathanesine gitme fikri daha cazip geliyor zihnime.
0
Türkiyede hiç sevmiyorum
başka yerde de ortama, müziğe, benim moduma vs. bağlı
bir de insan hayatının değişik dönemlerinde değişik şeyler arıyor olabilir.
25 yaşındayken kokteyller denemek, sabaha kadar dans etmek filan yapardım, severdim de, şimdi bünyem kaldırmaz, heves de yok. alkol de almıyorum.
bir de benim için klüp hiçbir zaman "keşişme ve ötesi" amaçlar için gittiğim bir yer olmadı hep kendi eğlencem, kafa dağıtmam için gittim, arkadaşlarla gittim vb.
şimdi o arkadaş ortamım da yok kalabalık/gürültü çekecek beyin de kalmadı.
yarın ortam değişir, arkadaş grubu değişir, şehir değişir, sevdiğim bir yer olur giderim, kim bilir.
başka yerde de ortama, müziğe, benim moduma vs. bağlı
bir de insan hayatının değişik dönemlerinde değişik şeyler arıyor olabilir.
25 yaşındayken kokteyller denemek, sabaha kadar dans etmek filan yapardım, severdim de, şimdi bünyem kaldırmaz, heves de yok. alkol de almıyorum.
bir de benim için klüp hiçbir zaman "keşişme ve ötesi" amaçlar için gittiğim bir yer olmadı hep kendi eğlencem, kafa dağıtmam için gittim, arkadaşlarla gittim vb.
şimdi o arkadaş ortamım da yok kalabalık/gürültü çekecek beyin de kalmadı.
yarın ortam değişir, arkadaş grubu değişir, şehir değişir, sevdiğim bir yer olur giderim, kim bilir.
0
genelde sevmem ancak yılda 2-3 defa olunca güzel oluyor konser vs alkol tüketmiyorum su yada soda içiyorum
0
ben de sevmem; lakin emir büyük yerden gelince(büyük yer= hatun) niyeyse kendimi club'da çok iyi vakit geçiriyorken buluyorum :)
0
Kalabalık ve gürültülü yerleri, saçma sapan müziklerin çaldığı yerleri sevmiyorum. Kendimi bu tür ortamlarda çok yabancı hissediyor derhal terk etmek istiyorum.
0
BIr party animal degilim ama yasim ilerleyip gece hayati islerine veda etmek zorunda kalmaktna cok korkuyorum. Dusuncesi bile rahatsz ediyor. Muzik, hareket, cosku severim ben. Techno zaten severim.
Ama Turkiye'de kafama silah dayasan gelmem gece hayatina. Turkiye'de eglence hayati falan yok. Eglence kulturu yok Turkiye'de.
Ama Turkiye'de kafama silah dayasan gelmem gece hayatina. Turkiye'de eglence hayati falan yok. Eglence kulturu yok Turkiye'de.
0
Hiçbir türlüsünü sevmem. Yüksek sesle müzik tecavüzden farklı bir şey değil zorla götürüldüyseniz.
0
skooma
Değişiklik yapıp bu sefer de oyun tavsiyesi isteyeyim dedim. 7 yaşında PC. İşlemci i5 2430 2.4 ghz, gpu GTX540M. Ram 6 gb. Özellikleri görünce liste bayağı daralmış olur zaten.En aradığım şey, güzel bir hikayesinin olması, sürükleyici olması ve çok ağır ilerlememesi. Yani temposunun da olması.Tür ol
Değişiklik yapıp bu sefer de oyun tavsiyesi isteyeyim dedim.
7 yaşında PC. İşlemci i5 2430 2.4 ghz, gpu GTX540M. Ram 6 gb. Özellikleri görünce liste bayağı daralmış olur zaten.
En aradığım şey, güzel bir hikayesinin olması, sürükleyici olması ve çok ağır ilerlememesi. Yani temposunun da olması.
Tür olarak rpg ilk tercihim tabii ama diğer türlerden de olur pekala.
Bi' buldurun ya, canım çok sıkılıyor. Oyun oynamak istiyorum, oynayacak bir şey bulamıyorum.
7 yaşında PC. İşlemci i5 2430 2.4 ghz, gpu GTX540M. Ram 6 gb. Özellikleri görünce liste bayağı daralmış olur zaten.
En aradığım şey, güzel bir hikayesinin olması, sürükleyici olması ve çok ağır ilerlememesi. Yani temposunun da olması.
Tür olarak rpg ilk tercihim tabii ama diğer türlerden de olur pekala.
Bi' buldurun ya, canım çok sıkılıyor. Oyun oynamak istiyorum, oynayacak bir şey bulamıyorum.
0
fallout new vegas, alpha protocol, l.a. noire, to the moon ve son olarak vampire:the masquerade-bloodlines.
hepsi iyi oyunlardır, değerli oyunlardır. oyun seçemezsen tavsiyem sonuncusundan başlaman.
hepsi iyi oyunlardır, değerli oyunlardır. oyun seçemezsen tavsiyem sonuncusundan başlaman.
0
Ben yine yeniden "The Witcher III: Wild Hunt" diyorum. Bu oyunu önermekten bıkmıyorum.
0
Assassin’s Creed serisini 4 e kadar oynayabilirsin galiba. hemen hemen aynı özelliklere sahip bilgisayarlarımız ben 4 e kadar oynayabildim. oyunun hikayesi çok güzel eğer ingilizce konusunda sıkıntılı isen internette bolca altyazı mevcut altyazılı oynamanı tavsiye ederim.
0
Soma +1
SpecOps The Line diyorum. Mindfucklardan mindfuck beğeniyorsun o derece. Her saniye gittikçe artan tempo ve derinleşen ve seni içine hapseden, yaptığın seçimleri yüzüne vuran bir senaryoya sahip. Bir savaş oyunundan çok daha fazlası.
Rpg olarak da Dragon' s Dogma Dark Arisen diyorum. " Skyrim ve Witcher evlense ancak Dragon' s Dogma gibi bir çocukları olurdu." diyorlar.
Fps- Rpg türündeyse Borderlands serisi diyorum ama belli bir süre sonra sıkılma ihtimalin var.
SpecOps The Line diyorum. Mindfucklardan mindfuck beğeniyorsun o derece. Her saniye gittikçe artan tempo ve derinleşen ve seni içine hapseden, yaptığın seçimleri yüzüne vuran bir senaryoya sahip. Bir savaş oyunundan çok daha fazlası.
Rpg olarak da Dragon' s Dogma Dark Arisen diyorum. " Skyrim ve Witcher evlense ancak Dragon' s Dogma gibi bir çocukları olurdu." diyorlar.
Fps- Rpg türündeyse Borderlands serisi diyorum ama belli bir süre sonra sıkılma ihtimalin var.
0
levent bilgen
Kasparov, Karpov, Fischer, Anand, Spassky gibi büyük isimler için soruyorum. Örneğin hiç olmayacak bir yerde kale, vezir gibi önemli taşlarını kaybettikleri oyunlar var mı?Ekstra olarak da Rusların yıllarca dünya satrancını domine etmiş olmalarının sebebi ne sizce? 23 dünya şampiyonu çıkarmışlar.
Kasparov, Karpov, Fischer, Anand, Spassky gibi büyük isimler için soruyorum. Örneğin hiç olmayacak bir yerde kale, vezir gibi önemli taşlarını kaybettikleri oyunlar var mı?
Ekstra olarak da Rusların yıllarca dünya satrancını domine etmiş olmalarının sebebi ne sizce? 23 dünya şampiyonu çıkarmışlar.
Ekstra olarak da Rusların yıllarca dünya satrancını domine etmiş olmalarının sebebi ne sizce? 23 dünya şampiyonu çıkarmışlar.
0
O saydığınız isimlerin hatası var mı bilmem; ama magnus carlsen'in bir maçta üst üste 2 defa mühim bir hata yaptığını biliyorum.
hatta maçtan sonra " oyunumdan hiç memnun değilim. bir çocuk gibi oynadım " lafı meşhurdur.
tabi, bu cümleyi kurduğunda magnus carlsen, henüz 13 yaşındaydı!
hatta maçtan sonra " oyunumdan hiç memnun değilim. bir çocuk gibi oynadım " lafı meşhurdur.
tabi, bu cümleyi kurduğunda magnus carlsen, henüz 13 yaşındaydı!
0
buna blunder deniliyor. çok nadirdir öyle tek hamlede önemli bir taşı kaybetmeleri. karpov'a karşı yapılmışı mesela;
www.youtube.com
www.youtube.com
0
genelde feda şeklinde oluyor bu maçlarda kayıplar ancak yıldırım satranç turnuvalarında hamleler gözden kaçıyor
son zamanlarda magnus carlsen in(şimdiki dünya şampiyonu) abuk subuk bir hamle yüzünden kaybettiğini hatırlıyorum şahına hamle yaptı elini çekti sonra düzeltti başka hamle yaptı rakip kurallara aykırı dedi ve magnus maçı terk etti.
son zamanlarda magnus carlsen in(şimdiki dünya şampiyonu) abuk subuk bir hamle yüzünden kaybettiğini hatırlıyorum şahına hamle yaptı elini çekti sonra düzeltti başka hamle yaptı rakip kurallara aykırı dedi ve magnus maçı terk etti.
0
speedy
Ben çözemedim kendi düşüncemi, saati saatimi tutmuyor, bazen ne basit, ne iğrenç şey, beleş olsa giyilmez, pazarda doludur bunlardan diyorum, bazen de yakışıyor, iyiymiş aslında oluyorum. Şık mı sizce? Sizin düşünceniz?https://eksiup.com/78ebb4027304
Ben çözemedim kendi düşüncemi, saati saatimi tutmuyor, bazen ne basit, ne iğrenç şey, beleş olsa giyilmez, pazarda doludur bunlardan diyorum, bazen de yakışıyor, iyiymiş aslında oluyorum. Şık mı sizce? Sizin düşünceniz?
eksiup.com
eksiup.com
0
Aklıma hep Michelin'in şişme maskotu geliyor bu montlarda.
careers.michelin.ca
Çok az insana yakışıyor bence. Hele cırtlak renklerde giyenleri var ki göz kanatıyorlar.
careers.michelin.ca
Çok az insana yakışıyor bence. Hele cırtlak renklerde giyenleri var ki göz kanatıyorlar.
0
müflonlu montların nispeten düz olanları giyilebilir ama bu bildiğin michellen logosu
0
sıcak tutan her şeyi giyerim. üstelik bunlar çok hafif bi tane var bende. bir de katlanıp minicik bir torbaya sığıyor yazın da kaldırıp muhafazası kolay oluyor. beğenmeyenlere bakma sen. işlevini yerine getiriyor mu? evet. pratik mi? evet. al gitsin.
0
karlmarx
merhaba, sorumuz başlıkta. teşekkürler.
merhaba, sorumuz başlıkta.
teşekkürler.
teşekkürler.
0
ne mi söyledi? "simdi burasi cok önemli" "simdi burasi cok önemli" "simdi burasi cok önemli"
0
Stajer çocuklara bir metin veriyorum özetlemeleri için. Bitirip getiriyorlar "ne anladın bundan" diyorum tısss. Bunda da bir dolu konuşuyor ama dediği bir şey yok. Kendisi bile içselleştirememiş.
0
bir ekonomi bürokratı ekonomiden anlamıyorsa en azından konuşmalarını hazırlayacak bir ekip kurmalı. bunu düşünüyorum.
0
valla altyazıda enflasyon 20.9
2019 hedefi 15 yazıyordu.
güldüm, dinlemeyip kapadım
2019 hedefi 15 yazıyordu.
güldüm, dinlemeyip kapadım
0
denizzz
hangileri acaba?
hangileri acaba?
0
Her gece belgesel izliyorum. En son açık olan da How The Universe Works 6. Sezondan bir bölüm.
0
denizzz
hangileri sizce?
hangileri sizce?
0
2015-2018 her yıl için aklıma gelen ilk yerli yapımlar
Sarmaşık (2015)
Albüm (2016)
Aile Arasında (2017)
Ahlat Ağacı (2018)
Sarmaşık (2015)
Albüm (2016)
Aile Arasında (2017)
Ahlat Ağacı (2018)
0
mezzosprite
Sizce napayım:1- zabıtayı ara def etsin terbiyesizi2- ne takıyon kafaya, unut gitsin, o da ekmeğinin derdinde bi gariban3- ?
Sizce napayım:
1- zabıtayı ara def etsin terbiyesizi
2- ne takıyon kafaya, unut gitsin, o da ekmeğinin derdinde bi gariban
3- ?
1- zabıtayı ara def etsin terbiyesizi
2- ne takıyon kafaya, unut gitsin, o da ekmeğinin derdinde bi gariban
3- ?
0
isimsiz üye'ye katlıyorum: kavga şart!
içine atma; sineye çekme. böyle, böyle alışknalık haline gelir ve an olur hakedene vermediğin bir tavrı, cevabı; elinden olmadan haketmeyen birine göstermek veya vermek durumunda kalabilirsin.
Volkandaki lavı, böyle durumlarda hak edene boşaltmak lazım ki, ileride iyi niyetli, nazik kimseleri kazara yakmayalım.
2. seçenek de bence devre dışı; zira öyle bir durum olsa, duyuru'ya zaten başlık açmaz; aamaan! der geçerdiniz.
belli ki yapılan sizi rahatsız etmiş.
içine atma; sineye çekme. böyle, böyle alışknalık haline gelir ve an olur hakedene vermediğin bir tavrı, cevabı; elinden olmadan haketmeyen birine göstermek veya vermek durumunda kalabilirsin.
Volkandaki lavı, böyle durumlarda hak edene boşaltmak lazım ki, ileride iyi niyetli, nazik kimseleri kazara yakmayalım.
2. seçenek de bence devre dışı; zira öyle bir durum olsa, duyuru'ya zaten başlık açmaz; aamaan! der geçerdiniz.
belli ki yapılan sizi rahatsız etmiş.
0
pangea
İyi Akşamlar. Şimdi, şöyle bir durum var:Dün, epeydir araştırdığım ve sonunda da aldığım bir ürün var N11 üzerinden.Neyse, bugünse aynı ürünü, daha ucuza satan bir satıcı gördüm yine N11'De.Hemen dün aldığım ürünü iptal edip, bu ucuza satan satıcıdan almaya niyetlendim; lakiiiinnn ne vakit kredi kar
İyi Akşamlar.
Şimdi, şöyle bir durum var:
Dün, epeydir araştırdığım ve sonunda da aldığım bir ürün var N11 üzerinden.
Neyse, bugünse aynı ürünü, daha ucuza satan bir satıcı gördüm yine N11'De.
Hemen dün aldığım ürünü iptal edip, bu ucuza satan satıcıdan almaya niyetlendim; lakiiiinnn ne vakit kredi kartı bilgilerimi girip satın alma işlemini tamamlayayım desem, bana "işleminiz gerçekleştirilemedi" diye uyarı veriyor.
bankayı aradım, işte günlük bilmem ne bişey limitinizin üzerine çıkmışsınız dedi... De, açıkçası pek birşey anlamadım.
Neticede, eski siparişi iptal edince kullanıcı limitim gene eski haline dönüyor; ama ne hikmetse ürünü alamıyorum.
şu işi, aklı eren birisi anlatabilirse çok makbule geçer.
Şimdi, şöyle bir durum var:
Dün, epeydir araştırdığım ve sonunda da aldığım bir ürün var N11 üzerinden.
Neyse, bugünse aynı ürünü, daha ucuza satan bir satıcı gördüm yine N11'De.
Hemen dün aldığım ürünü iptal edip, bu ucuza satan satıcıdan almaya niyetlendim; lakiiiinnn ne vakit kredi kartı bilgilerimi girip satın alma işlemini tamamlayayım desem, bana "işleminiz gerçekleştirilemedi" diye uyarı veriyor.
bankayı aradım, işte günlük bilmem ne bişey limitinizin üzerine çıkmışsınız dedi... De, açıkçası pek birşey anlamadım.
Neticede, eski siparişi iptal edince kullanıcı limitim gene eski haline dönüyor; ama ne hikmetse ürünü alamıyorum.
şu işi, aklı eren birisi anlatabilirse çok makbule geçer.
0
günlük bilmemne bişey limiti neymiş ki, hiç duymadım. ayrıca siz iptal etseniz bile hemen o dakika onaylanmıyordur o iptal. bankaya henüz yansımadığı için de limitin açılmamıştır.
0
işlemler provizyon denen yere düşüyor, yani henüz tam olarak yansımıyor falan. ya satın alım işlemlerinden biri ya da iptal işlemi (yüksek ihtimalle bu) provizyonda duruyordur tam geçmemiştir. o da limitinizi kapatıyor olabilir. tahminim bu yönde
0
nundu
Kahvaltıdan önce mi fırçalıyorsunuz sonra mı? Her ikisinde de fırçalayan ya da hiç fırçalamayan da belirtebilir tabi.Ben sabah uyanınca çok rezil bir ağız tadıyla uyanıyorum muhtemelen kronik geniz akıntısından dolayı. O yüzden kahvaltıdan önce fırçalamazsam yediğimden keyif almıyorum. Eğer kokma po
Kahvaltıdan önce mi fırçalıyorsunuz sonra mı? Her ikisinde de fırçalayan ya da hiç fırçalamayan da belirtebilir tabi.
Ben sabah uyanınca çok rezil bir ağız tadıyla uyanıyorum muhtemelen kronik geniz akıntısından dolayı. O yüzden kahvaltıdan önce fırçalamazsam yediğimden keyif almıyorum. Eğer kokma potansiyeli olan bi şey yediysem kahvaltıdan sonra da fırçalıyorum ama nadir yani. Sizin?
Ben sabah uyanınca çok rezil bir ağız tadıyla uyanıyorum muhtemelen kronik geniz akıntısından dolayı. O yüzden kahvaltıdan önce fırçalamazsam yediğimden keyif almıyorum. Eğer kokma potansiyeli olan bi şey yediysem kahvaltıdan sonra da fırçalıyorum ama nadir yani. Sizin?
0
evde kahvaltı yapmadan fırçalıyorum. ofise gidip kahvaltı yapıyorum. sonrasında fırçalamıyorum. düşününce baya mantıksız.
0
Sabah kalkınca ağız bakım suyuyla gargara yapıyorum, sonra ağzımı duruluyorum. O kötü tat gitmiş oluyor, insanın ağzı ferahlıyor. Kahvaltıdan sonra da dişlerimi fırçalıyorum.
0
ben de senin gibi yapıyorum. ama zarar vermemesi açısından macunu mümkün olduğunca az kullan derim.
0
Kahvaltıdan önce, direkt uyandığım gibi. Çünkü güzel bir temizlik hissi veriyor.
Evde kahvaltı yapmıyorum, kahve içip çıkıyorum. Kahveden sonra dişlerimi fırçalamak istemiyorum :( Seviyorum o bazılarının sevmediği ağızda kalan tadı/kokuyu. Dışarıda kahvaltı ettikten sonra fırçalıyorum.
Evde kahvaltı yapmıyorum, kahve içip çıkıyorum. Kahveden sonra dişlerimi fırçalamak istemiyorum :( Seviyorum o bazılarının sevmediği ağızda kalan tadı/kokuyu. Dışarıda kahvaltı ettikten sonra fırçalıyorum.
0
Sabah uyanınca fırçalıyorum ilk. Sonra ofise gelip kahve içiyorum, yine fırçalıyorum. Ağızda kalan kahve tadını sevmiyorum.
İşe gitmiyorsam kahvaltı yapıp öyle fırçalarım.
İşe gitmiyorsam kahvaltı yapıp öyle fırçalarım.
0
Kahvaltıyı geç yapacaksam uyanınca fırçalarım ve ağız suyu ile ağzımı çalkalarım. Kahvaltıyı hemen yapacaksam sonra fırçalarım ve ağız suyu kullanmam. Yatarken ağız suyu kullanmak sabah kalktığınızda oluşan kötü hissi ve kokuyu engelliyor.
0
Kahvaltiyi evde yapacaksam, kahvaltidan sonra. Kahvaltilik zaman kalmadiysa evden cikmadan once. Iste de macun ve fircam var, ogunlerden sonra fircaliyorum.
0
önce.
sonra aynen sizin gibi yapıyorum. kokackokacak bir şey yediysem bir de sonra fircaliyorum. ağzıma da bir sakız atıyorum. değilse güne devam akşam yatmadan önce bir kez daha
sonra aynen sizin gibi yapıyorum. kokackokacak bir şey yediysem bir de sonra fircaliyorum. ağzıma da bir sakız atıyorum. değilse güne devam akşam yatmadan önce bir kez daha
0
Gece uyumadan önce 1 çay kaşığı karbonatı 1 çay bardağı ılık suda karıştırıp gargara yaparsanız hem ağız kokusunu yok edebilirsiniz hem de dişlerinizi bakterilerinden arındırırsınız.
0
Önce. Benim doktor da dedi ki önce fırçala ki agzinda olusan bakteriler midene gitmesin
0
mikahakkinen
Sıkıntılı mısın diceksiniz ancak değilim. Anlamadığım şu aracı park ederken ön tarafını neden yola doğru çevirip park ediyorlar anlayamıyorum?kolay çıkmak için yapıyorlar desem daha çok efor gerektiriyor. Türkiye şartlarını düşününce araç yola bakarken biri vursa önden kazalı olur ve değer kaybı dah
Sıkıntılı mısın diceksiniz ancak değilim. Anlamadığım şu aracı park ederken ön tarafını neden yola doğru çevirip park ediyorlar anlayamıyorum?
kolay çıkmak için yapıyorlar desem daha çok efor gerektiriyor. Türkiye şartlarını düşününce araç yola bakarken biri vursa önden kazalı olur ve değer kaybı daha çok olabilir?
kolay çıkmak için yapıyorlar desem daha çok efor gerektiriyor. Türkiye şartlarını düşününce araç yola bakarken biri vursa önden kazalı olur ve değer kaybı daha çok olabilir?
0
Şoför için geri geri ya da burnunu öne verecek şekilde park etmek aynı şey. Ama çıkarken farklı.
Geri geri park ederken zaten “park ediyorsun” tüm kontrol ve çevre kontrolü sende. Çıkarken öyle olmuyor ama. Arbaya binip basıp gitmek var, bir de arbaya binip geri geri park yerinden çıkarken diğer araçların yol vermesini beklemek var.
Özetle: park halindeyken geri geri çıkmak için diğer öküzlerin insafındasın. Arabanın yarısını çıkarsan bile çoğu öküz yol vermez yanından geçer gider vs.
Geri geri park ederken zaten “park ediyorsun” tüm kontrol ve çevre kontrolü sende. Çıkarken öyle olmuyor ama. Arbaya binip basıp gitmek var, bir de arbaya binip geri geri park yerinden çıkarken diğer araçların yol vermesini beklemek var.
Özetle: park halindeyken geri geri çıkmak için diğer öküzlerin insafındasın. Arabanın yarısını çıkarsan bile çoğu öküz yol vermez yanından geçer gider vs.
0
Ben geri geri parkederken daha kolay giriyorum park yerine, ayrıca daha güvenli, geri geri çıkarken çok kör nokta oluyor arkadan gelenler için, düz parkedince olmuyor.
0
ben çıkarken rahat olsun diye öyle koyarım.
örnek olarak bir avm otoparkı için konuşayım. kafadan park ettiğim arabayı geri geri çıkarırken, şoför koltuğu da içeride kalıyor. hem sağdan, hem soldan gelen arabayı görmek zor. kafadan girerken de yol geniş değilse öyle hop tek hamlede genişten alıp giremiyorsun. yine illa araba çapraz kalıyor, bir geri manevra yaptırıyor.
önünü yola vererek park ederken zaten geleni gideni görüp ona göre park ediyorsun geri geri. çıkarken de şöför koltuğu yola yakın, sağına da soluna da bakıp çıkıyorsun.
kafadan girdiğin yerden geri geri çıkarken direksiyonu öndeki arabaya sürtmeden kırmak lazım. oysa geri geri girerken hem daha rahat girersin, hem çıkarken öyle sorunların olmaz.
örnek olarak bir avm otoparkı için konuşayım. kafadan park ettiğim arabayı geri geri çıkarırken, şoför koltuğu da içeride kalıyor. hem sağdan, hem soldan gelen arabayı görmek zor. kafadan girerken de yol geniş değilse öyle hop tek hamlede genişten alıp giremiyorsun. yine illa araba çapraz kalıyor, bir geri manevra yaptırıyor.
önünü yola vererek park ederken zaten geleni gideni görüp ona göre park ediyorsun geri geri. çıkarken de şöför koltuğu yola yakın, sağına da soluna da bakıp çıkıyorsun.
kafadan girdiğin yerden geri geri çıkarken direksiyonu öndeki arabaya sürtmeden kırmak lazım. oysa geri geri girerken hem daha rahat girersin, hem çıkarken öyle sorunların olmaz.
0
Sanırım bu işyerleri için verilen bir standardın gereği gibi bir şeydi. cedex'in dediği gibi acil durumlarda karmaşayı önlemek amacıyla hepsi direkt çıkabilecek pozisyonda bırakılıyor.
0
geri geri park ederken park ettiğin yerde hiç bir taşıt olmuyor, boş olan yere park ettiğin için rahat oluyor ama geri geri park etmeyip geri geri çıkmaya çalışacağın zaman o yoldan geçenleri beklemek zorundasın ve ayrıca kimse kolay kolay sana yol vermediği için ben de her zaman geri geri park ederim.
Ayrıca diğer arkadaşların dediği gibi güvenlik nedeni ile büyük fabrikalarda şirketlerde falan hep öyle park edilmesini isterler.
Ayrıca diğer arkadaşların dediği gibi güvenlik nedeni ile büyük fabrikalarda şirketlerde falan hep öyle park edilmesini isterler.
0
ben çıkmak kolay olsun diye yapıyorum sıkışık yada akan yolda geri geri gelip gerilmektense düz koyup hemen çıkıveriyorum.
0
Sebebi belli, çıkarken daha rahat çıkmak. Özellikle caddelerde hakikaten işe yarıyor.
İşin diğer tarafı da var, benim aracıma park yerinden çıkarken vurdular. Eğer aracımı dediğin gibi önünü yola vermiş olsam eminim kaporta hasarı harici sağ far kırılacaktı ve belki motor zarar görecekti. Ters koyduğum için arka çamurlukta hasar oluştu ve kaportacıda boyasız düzelttirdim.
İşin diğer tarafı da var, benim aracıma park yerinden çıkarken vurdular. Eğer aracımı dediğin gibi önünü yola vermiş olsam eminim kaporta hasarı harici sağ far kırılacaktı ve belki motor zarar görecekti. Ters koyduğum için arka çamurlukta hasar oluştu ve kaportacıda boyasız düzelttirdim.
0
acil durum, kolay çıkış, sıkışıklık yaratmama, gelen araçları rahat görme +1
yalnız ben bir de yayaları eklemek istiyorum. nedendir bilmiyorum ancak bizim insanımız geri geri gelen arabaların arkasına geçmeyi çok seviyorlar ve hacimleri herhangi bir motorlu taşıta göre küçük oldukları için kolaylıkla kör noktaya giriyorlar. bir park yerinden geri geri çıkarken bu yüzden çok geriliyorum. bir kazaya mahal vermemek için ben de genelde geri geri parkediyorum.
yalnız ben bir de yayaları eklemek istiyorum. nedendir bilmiyorum ancak bizim insanımız geri geri gelen arabaların arkasına geçmeyi çok seviyorlar ve hacimleri herhangi bir motorlu taşıta göre küçük oldukları için kolaylıkla kör noktaya giriyorlar. bir park yerinden geri geri çıkarken bu yüzden çok geriliyorum. bir kazaya mahal vermemek için ben de genelde geri geri parkediyorum.
0
Geri geri manevra yapmak daha kolay geliyor bana. Ayrıca çıkarken de kolaylık oluyor.
0
binder dandet
ekmeğin üstünde çok küçük susam tanesi gibi bir böcek geziyordu, bir an hayvanlığıma geldi ve ogh protein diye böcekli kısmı ısırdım ve yuttum.şimdi:a: sevgiliye ihtiyacın varb: protein eksikliğin varc: böcekte olsa insan insandırd: Islah olmazsınTeşekkürler.
ekmeğin üstünde çok küçük susam tanesi gibi bir böcek geziyordu, bir an hayvanlığıma geldi ve ogh protein diye böcekli kısmı ısırdım ve yuttum.
şimdi:
a: sevgiliye ihtiyacın var
b: protein eksikliğin var
c: böcekte olsa insan insandır
d: Islah olmazsın
Teşekkürler.
şimdi:
a: sevgiliye ihtiyacın var
b: protein eksikliğin var
c: böcekte olsa insan insandır
d: Islah olmazsın
Teşekkürler.
0
D ama alkol alın içiniz temizlensin. Doktor değilim, sağlık uzmanı da değilim. Düz vatandaşım.
0
"Ogh protein diye ısırdım ve yuttum" AHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHA yataktan dustum sabah sabah. Afiyet olsun ama baya kotu hareket ya
0
bi sey olmaz merak etme.
afiyet olsun. millet cerez niyetine bocek kizartip yiyiyor.
afiyet olsun. millet cerez niyetine bocek kizartip yiyiyor.
0
Sagligina bir zarar vermez de seni bunu yapmaya iten şey neydi ona bi odaklan istersen.
0
asuturias
Okumayı sevmeyen birinin akademisyen olması işkence ile eşdeğer olacaktır. Neyse ki okumayı ve araştırmayı seviyorum. Bir de ortalama ve ingilizce bilgisi gerekiyor. Lisans ortalamam 3.05 ve orta düzeyde ingilizce biliyorum. Ales ve yökdil ile (ve tabiki mülakat ve yazılı sınav ile) bu iş önünde (gö
Okumayı sevmeyen birinin akademisyen olması işkence ile eşdeğer olacaktır. Neyse ki okumayı ve araştırmayı seviyorum. Bir de ortalama ve ingilizce bilgisi gerekiyor. Lisans ortalamam 3.05 ve orta düzeyde ingilizce biliyorum. Ales ve yökdil ile (ve tabiki mülakat ve yazılı sınav ile) bu iş önünde (gözden kaçırdığım) bi engel var mı? Yoksa asıl soruma geçebilirim: Akademik kariyer basamaklarını çıkan kişi hangi aşamada araştırma yapmaya, ders vermeye ve para kazanmaya başlar?
0
Fen fakultesi icin konusayim. Eger cok guclu rakipleriniz varsa lisans ortalamasi problem olabilir, bunun icin lisansta bastiginiz makale var mi diye bakarlar. Dandik birsey de olsa size bonus olarak geri doner.
Arastirma yapmaya baslama tamamen sizin ne kadar motive oldugunuza bagli. Mastera baslar baslamaz bi hocayla gorusup yaninda hemen arastirmaya baslayabilirsiniz bi yandan ders alirken ya da once dersleri verip sonra hoca bakabilirsiniz ki bu riskli.
Ders vermeye zaten genelde mastera basladiginiz an baslarsiniz asistan olarak ufak ufak ya da sizi bi denemek icin kagit okuturlar. Sanirim cogu okulda asistanlik zorunlu, TUBITAK bursunuz olsa dahi. Zorunlu olmasa da bir sekilde ya derse giriyorsunuz ya kagit okuyorsunuz cunku bolum baskanligi o cok kiymetli hocalarini mesgul etmemek adina tum pisligi asistanlara yukluyor.
Kazanciniz da nerden nsil burs/ para aldiginiza bagli. Genelde okulun asistanlara verdigi en dusuk miktr oluyor, sonra TUBITAK, sonra hocanin research icin ayirdigi butce.
Engel denmez belki ama isi zorlastiran kisim genelde ogrenciler hocaalari lisanstan baglayip yaninda calismaya basliyorlar. Sifirdan bi yere gidecekseniz bu biraz isleri uzatabilir.
Arastirma yapmaya baslama tamamen sizin ne kadar motive oldugunuza bagli. Mastera baslar baslamaz bi hocayla gorusup yaninda hemen arastirmaya baslayabilirsiniz bi yandan ders alirken ya da once dersleri verip sonra hoca bakabilirsiniz ki bu riskli.
Ders vermeye zaten genelde mastera basladiginiz an baslarsiniz asistan olarak ufak ufak ya da sizi bi denemek icin kagit okuturlar. Sanirim cogu okulda asistanlik zorunlu, TUBITAK bursunuz olsa dahi. Zorunlu olmasa da bir sekilde ya derse giriyorsunuz ya kagit okuyorsunuz cunku bolum baskanligi o cok kiymetli hocalarini mesgul etmemek adina tum pisligi asistanlara yukluyor.
Kazanciniz da nerden nsil burs/ para aldiginiza bagli. Genelde okulun asistanlara verdigi en dusuk miktr oluyor, sonra TUBITAK, sonra hocanin research icin ayirdigi butce.
Engel denmez belki ama isi zorlastiran kisim genelde ogrenciler hocaalari lisanstan baglayip yaninda calismaya basliyorlar. Sifirdan bi yere gidecekseniz bu biraz isleri uzatabilir.
0
Psikoloji için konuşuyorum. Yüksek lisansta araştırma ve yayın yapmaya, doktorada ders vermeye ve para kazanmaya başladım. Çevremdekiler için de bu böyle (ders verme kısmı değişebiliyor).
0
Araştırmaya yapmaya ve bunları yayınlamaya yüksek lisans yaparken başlayabilirsiniz fakat profesörlük için puan toplanırken doktora sonrası yaptığınız araştırmalar sayılacak.
Para kazanmaya yüksek lisans veya doktora yaparken bir üniversiteye araştırma görevlisi olarak girmeye hak kazandığınızda başlarsınız. Ya da bir fonun sizi burslaması gerekir.
Ders vermeye anabilim dalınıza bağlı olarak doktora esnasında yada bitirdikten sonra öğretim üyesi ünvanınızla başlayabilirsiniz.
Para kazanmaya yüksek lisans veya doktora yaparken bir üniversiteye araştırma görevlisi olarak girmeye hak kazandığınızda başlarsınız. Ya da bir fonun sizi burslaması gerekir.
Ders vermeye anabilim dalınıza bağlı olarak doktora esnasında yada bitirdikten sonra öğretim üyesi ünvanınızla başlayabilirsiniz.
0
idealde araştırma görevlisi olunca veya yüksek lisansa başlayınca girmesi gerekiyor bilim dünyasına. Ancak bazen o yaşlarda bilinçli olunmayabiliniyor, veya danışman hocasından gerekli desteği ve yol göstericiliği göremiyor vs. Ders verebilmek için; artık doktorasını bitiren araştırma görevlileri de kağıt üzerinde ders verebilir durumda. Bunun önündeki yasal engel kalktı. Ama eskiden yard.doç. (yeni adı ile dr. öğretim üyesi) olunca veya bir sebeple öğretim görevlisi kadrosuna geçince ders vermek mümkün oluyordu. İyi para kazanmak için ise herşey çok değişken ancak çok da iyimser olmamanızı tavsiye ederim. Hem alana hem de alanınızdaki yetkinliğinize bağlı. Fen alanı için eğer iyi bir ürün geliştirme imkanınız olursa şirket kurup ürününüzü paraya çevirebiliyorsunuz. Veya sağlam bir patent alındığında aynı şey geçerli. Sonrasında önü açık. Ama bu pek de kolay değil.
0
damba
Bir sürücü kursunu aradım, haftanın 6 günü ders var akşam 2 saat, sadece 2 gün devamsızlık hakkınız var diyor. Müfettişler giriyormuş derse vs. Ben tatil yapacaktım, cidden 2 gün mü devamsızlık hakkımız? Çok katılar mı yoklama konusunda?
Bir sürücü kursunu aradım, haftanın 6 günü ders var akşam 2 saat, sadece 2 gün devamsızlık hakkınız var diyor. Müfettişler giriyormuş derse vs. Ben tatil yapacaktım, cidden 2 gün mü devamsızlık hakkımız? Çok katılar mı yoklama konusunda?
0
resmi olarak var, telefonda sormak yerine kursların ofislerine gidip konuşun. telefonda "gelmenize gerek yok" demezler, yakalanırlarsa cezası var bunun.
ben ehliyeti aldığımda derslere kimse gelmiyordu, hatta istanbul'da öğrenciyken antalya'dan aldım ehliyeti.
"yurt dışına çıkacak mısın dersler süresince, devletin takip edebileceği şekilde" dediler, "hayır" deyince hallettik.
ben ehliyeti aldığımda derslere kimse gelmiyordu, hatta istanbul'da öğrenciyken antalya'dan aldım ehliyeti.
"yurt dışına çıkacak mısın dersler süresince, devletin takip edebileceği şekilde" dediler, "hayır" deyince hallettik.
0
bizim kursta yoktu. pangea'nın dediği gibi değişkenlik gösteriyor olabilir. çünkü bana sadece şu zamanlar ders var diyip konuyu kapatmışlardı. devamsızlık hakkı vs hiç bahsedilmemişti.
0
ben direksiyon kursuna da derslere de bir kere gittim. hatta direksiyon sınavında güzergahı görevlilere sordum da bilmiyor musun diye hemen bırakacaklardı. allah'tan bir kere gidip sürmüştüm.
0
gitmeniz zorunlu, zaten gidin. olay sadece araba kullanmak değil, ilk yardımı, acil durumda yolda kalırsanız ne yapacağınızı vs. öğrenmeniz gerekiyor.
0
Kursundan kursuna değişiyor o konu.
Düzenli giden, gitmediği için başı ağrıyan insanlar gördüm bir sürü. Ben şahsen kursun nerede olduğunu dahi bilmiyorum, hiç gitmedim.
Gerçi ama o konuları bi güncellediler yanılmıyorsam, sınavları falan biraz modernleştirdiler. Belki de o sırada artık genel bir kural getirmişlerdir. Kurslarla görüşün
Düzenli giden, gitmediği için başı ağrıyan insanlar gördüm bir sürü. Ben şahsen kursun nerede olduğunu dahi bilmiyorum, hiç gitmedim.
Gerçi ama o konuları bi güncellediler yanılmıyorsam, sınavları falan biraz modernleştirdiler. Belki de o sırada artık genel bir kural getirmişlerdir. Kurslarla görüşün
0
livaist
Ortalama bir bilgisayar kullanicisiyim. Oyun oynamıyorum,hızlı, hafif, film dizi dersler vs izlerken/yaparken beni sinire boğmayacak bir laptop arıyorum. Seçeneklerimi aşağıya yazdim. Kur daha da artmadan almak istiyorum artik. Sizce hangisini almalıyım ya da başka öneriniz var mı? Şimdiden teşekkür
Ortalama bir bilgisayar kullanicisiyim. Oyun oynamıyorum,hızlı, hafif, film dizi dersler vs izlerken/yaparken beni sinire boğmayacak bir laptop arıyorum. Seçeneklerimi aşağıya yazdim. Kur daha da artmadan almak istiyorum artik. Sizce hangisini almalıyım ya da başka öneriniz var mı?
Şimdiden teşekkürler
(git:www.hepsiburada.com )
(git:www.hepsiburada.com )
(git:www.hepsiburada.com )
(git: www.hepsiburada.com)
(git:urun.gittigidiyor.com
Şimdiden teşekkürler
(git:www.hepsiburada.com )
(git:www.hepsiburada.com )
(git:www.hepsiburada.com )
(git: www.hepsiburada.com)
(git:urun.gittigidiyor.com
0
yerinde olsam kesinlikle dell marka bir bilgisayar alirdim. secenekler arasinda iki tane dell modeli koymussun ve tercihin dell inspiron 3576'dan yana olmali bence zira ekrani full hd. bunun disinda dell'i tavsiye etmemin sebebi 6 yildir dell'in 7520 modelini kullaniyorum ve laptop bir defa bile servis yuzu gormedi. hicbir sekilde performansindan kayip vermedi. adamlar inanilmaz kaliteli laptoplar uretiyorlar. dell al pisman olmazsin.
0
işimde, hp probook, toshiba satellite ve seon olarak dell kullandım.
dell gibisi yok aralarında.
ben bunu tercih ederdim. bir de ram'ini 16gb yaparsan çok uzun süreler rahat rahat kullanırsın.
www.hepsiburada.com
dell gibisi yok aralarında.
ben bunu tercih ederdim. bir de ram'ini 16gb yaparsan çok uzun süreler rahat rahat kullanırsın.
www.hepsiburada.com
0
Vse budet horosho
10-15 sene önce hiç duymadığınız tepkileri hakaretleri vs siz de duyuyor musunuz? Sadece oyun olarak belirtmemin sebebi bir rekabet ortamının olması ve bunun yarattığı sinirle yabancı insanın içindekini size tam dökmesi. Ben şöyle şeyler duyuyorum: islamist terrorist, allahuakbarrr, ısis soldier, bo
10-15 sene önce hiç duymadığınız tepkileri hakaretleri vs siz de duyuyor musunuz? Sadece oyun olarak belirtmemin sebebi bir rekabet ortamının olması ve bunun yarattığı sinirle yabancı insanın içindekini size tam dökmesi. Ben şöyle şeyler duyuyorum: islamist terrorist, allahuakbarrr, ısis soldier, bomber vs. Eskiden kebab head, camel falan derlerdi. Siz de böyle bi değişim hissediyo musunuz?
0
bence bunun türlükle alakası yok, yeni nesil gamer'lar ofansif mizah yapıyor. zaten artık herkes trol, herkes provokatif. vejetaryen ya da gey olduğunu ima et, onla da alay ederler. yani sonuç olarak hangi milletten olursan ol kesin ırkçı bir şaka gelecektir. bir ara da remove kebab furyası vardı. internetin bu denli içindeysen bu mizahla eğlenmen, hatta senin de yapman lazım. tadı öyle çıkıyor.
0
hissetmiyorum. competitive gaming ortamı zaten hep toxicti. yine öyle. bununla eğlen. techies alıp allahu ackbar diye bağır ulti atmadan önce.
0
Competitive oynamaya son 2 yılda başladım ondan önce chill out mmorpg takılıyordum hep ve 10 sene önce de kötü bir şey demiyordu insanlar çok net hatırlıyorum.
Aslında düşündüm de şu anda da ırkçı bi söylemle karşılaşmıyorum pek. Bazen insanlar şakayla karışık bir şeyler söylüyor orada internet var mı orada kadınlar internet kullanabiliyor mu tarzında ama konu hep dönüp dolaşıp yemeklere ve döneri ne kadar sevdiklerine geliyor :)
Aslında düşündüm de şu anda da ırkçı bi söylemle karşılaşmıyorum pek. Bazen insanlar şakayla karışık bir şeyler söylüyor orada internet var mı orada kadınlar internet kullanabiliyor mu tarzında ama konu hep dönüp dolaşıp yemeklere ve döneri ne kadar sevdiklerine geliyor :)
0
çoğu zaman, online oyun oynayanların IQ seviyeleri birey bazında değerlendirildiğinde, 3 haneli basamaklara ulaşamıyor görebildiğim kadarıyla...
onunla ilgili bir mevzu bu.
onunla ilgili bir mevzu bu.
0
Diğer arkadaşlara da katılmıyorum sana da katılmıyorum. Çekilin.
13-15 yaşlarında, tükürük saçarak konuşan çoluk çocuk tayfayı ciddiye almıyorum. Atıyorum 20li yaşlarında, kafasının çalıştığı belli olan insanların tepkilerini düşününce bence şöyle bir değişim var, artık insanlar türke denk gelince "ha öyle mi, anladım" tarzı bir şeye giriyorlar.
Yani hani "TERÖRÖST HAHAHA BOMBAÇİİİ" ya da "İŞE DEVEYLEN Mİ GİDİYONUZ LÖLLL" falan tayfasını boşverin zaten. İnsan gibi ingilizce konuşan, iyi kötü belli bir olgunlukta olduğunu düşündüğüm her insan, benim veya bir başkasının türk olduğunu duyunca böyle üzülür gibi bir tepki veriyor bence. Sanki adam "Türk mü?" yazık lan amk" diyormuş gibi bir şey seziyorum oralarda ben.
13-15 yaşlarında, tükürük saçarak konuşan çoluk çocuk tayfayı ciddiye almıyorum. Atıyorum 20li yaşlarında, kafasının çalıştığı belli olan insanların tepkilerini düşününce bence şöyle bir değişim var, artık insanlar türke denk gelince "ha öyle mi, anladım" tarzı bir şeye giriyorlar.
Yani hani "TERÖRÖST HAHAHA BOMBAÇİİİ" ya da "İŞE DEVEYLEN Mİ GİDİYONUZ LÖLLL" falan tayfasını boşverin zaten. İnsan gibi ingilizce konuşan, iyi kötü belli bir olgunlukta olduğunu düşündüğüm her insan, benim veya bir başkasının türk olduğunu duyunca böyle üzülür gibi bir tepki veriyor bence. Sanki adam "Türk mü?" yazık lan amk" diyormuş gibi bir şey seziyorum oralarda ben.
0
patos64
Arkadaşlar bir kağıt gelmiş ptt den, tebligat kağıdı yazıyormuş, ben evde değilim göremedim kağıdı resmi var sadece, adım soyadım yazıyor, tebliğ çıkaran yer 3. Asliye ceza diyor, muhtara bırakıldı diyor, yahu ne olabilir ki bu? Mahkemelik bir durum mu? Öyle bir şeyim de yok, var mıdır bilginiz? Sağ
Arkadaşlar bir kağıt gelmiş ptt den, tebligat kağıdı yazıyormuş, ben evde değilim göremedim kağıdı resmi var sadece, adım soyadım yazıyor, tebliğ çıkaran yer 3. Asliye ceza diyor, muhtara bırakıldı diyor, yahu ne olabilir ki bu? Mahkemelik bir durum mu? Öyle bir şeyim de yok, var mıdır bilginiz? Sağolun şimdiden.
0
bu bir mahkemeye çağrı kağıdı. muhtara gidip alman gerekiyor. e-devletten öğrenebilirsin.
0
tanık olarak çağrılmışsınızdır büyük ihtimalle.
ben sizden olsam, iştirak etmezdim.
tanık diye çağırırlar sonra suçu size yıkarlar... neme lazım!
ben sizden olsam, iştirak etmezdim.
tanık diye çağırırlar sonra suçu size yıkarlar... neme lazım!
0
tanıksınızdır. akıllı arkadaş çok da tanık olarak resmi çağrıldığınız yere gitmezseniz cezası var. ben bir kere yedim bu cezayı. çok akıllıyım ya ondan.
sonra yakalamalı çağırma ihtimalleri var. yani polis eşliğinde getirebilirler.
ben bir sonraki duruşmaya gittim ve hakime durumu anlattım cezayı iptal etti sağolsun. ama bir daha çok önemli toplantı var diyerek gitmemezlik yapmam.
sonra yakalamalı çağırma ihtimalleri var. yani polis eşliğinde getirebilirler.
ben bir sonraki duruşmaya gittim ve hakime durumu anlattım cezayı iptal etti sağolsun. ama bir daha çok önemli toplantı var diyerek gitmemezlik yapmam.
0
Ceza Mahkemesi olmadığına yüksek ihtimal göre alacak verecek,miras. tapu vs durumu ile ilgili bir dava. Yazılan gibi tanık olabilirsiniz.
0
shotcrete
Merhaba. Victor P503S (Clevo P650SE) model laptop kullanıyorum. Monster'ın muadil modellerinin aynısı yani. Birkaç gündür power tuşuna bastıktan sonra ışıklar yanıyor, fanlar çalışıyor fakat sistem hemen açılmıyor. Disk lambası sabit aralıkla yanıp sönüyor fakat ekran simsiyah. Logo bile görünmüyor.
Merhaba. Victor P503S (Clevo P650SE) model laptop kullanıyorum. Monster'ın muadil modellerinin aynısı yani. Birkaç gündür power tuşuna bastıktan sonra ışıklar yanıyor, fanlar çalışıyor fakat sistem hemen açılmıyor. Disk lambası sabit aralıkla yanıp sönüyor fakat ekran simsiyah. Logo bile görünmüyor. 1-2 dakika bekledikten sonra normal şekilde açılıyor.
Önce disklerden olabileceğini düşündüm. SSD ve HDD takılı. Sırayla söktüm farklı slotlara taktım ama değişen bir şey olmadı. Hatta 2 diski de çıkardım ve bilgisayarı açmayı denedim ama yine aynısı oldu.
Bios pilini çıkarıp bekledim. Bios resetlendi ama sonuç değişmedi. Anakart sorunu gibi düşündüm ama donanımda sıkıntı olsa hiç açılmaz gibi geldi. Sistem açıldıktan sonra windows'ta hiç sıkıntı yaşamıyorum. Sadece gecikiyor.
Sizce sıkıntı ne olabilir? Çözüm önerileriniz var mıdır? Teşekkürler şimdiden.
Önce disklerden olabileceğini düşündüm. SSD ve HDD takılı. Sırayla söktüm farklı slotlara taktım ama değişen bir şey olmadı. Hatta 2 diski de çıkardım ve bilgisayarı açmayı denedim ama yine aynısı oldu.
Bios pilini çıkarıp bekledim. Bios resetlendi ama sonuç değişmedi. Anakart sorunu gibi düşündüm ama donanımda sıkıntı olsa hiç açılmaz gibi geldi. Sistem açıldıktan sonra windows'ta hiç sıkıntı yaşamıyorum. Sadece gecikiyor.
Sizce sıkıntı ne olabilir? Çözüm önerileriniz var mıdır? Teşekkürler şimdiden.
0
bios ayarlarında "turbo mod/hızlı açılış" gibi bir ayarın olması lazım.
onu kontrol edin derim. modelden, modele adı değişiyor; ama modern anakartların hemen hepsinde vardır.
logo görünmeme olayı da, gene bios ayarlarında ki bir seçenekten açılıp, kapatılabiliyor.
onu kontrol edin derim. modelden, modele adı değişiyor; ama modern anakartların hemen hepsinde vardır.
logo görünmeme olayı da, gene bios ayarlarında ki bir seçenekten açılıp, kapatılabiliyor.
0
Windows+r > devicemgmt.exe > sari ünlem olan cihazlari kaldirin
Guc ayarlarindan dengeliyi secin onun gelismis ayarlarindan pci expressi maksimum performans yapin
Guc ayarlarindan dengeliyi secin onun gelismis ayarlarindan pci expressi maksimum performans yapin
0
Leonardo~Da~Vinci
devlet ve ozel bankalarimiz disaridan 2010'da 175 milyar dolar borc almis. bu yilin ilk ceyreginde de bu borc 375 miyar dolar ve 125 milyar dolar odemeleri gerekiyormus(anladigim kadariyla). https://www.barrons.com/articles/turkeys-crisis-was-years-in-the-making-1534368124yani kriz geliyorum diyormu
devlet ve ozel bankalarimiz disaridan 2010'da 175 milyar dolar borc almis. bu yilin ilk ceyreginde de bu borc 375 miyar dolar ve 125 milyar dolar odemeleri gerekiyormus(anladigim kadariyla). www.barrons.com
yani kriz geliyorum diyormus. aslinda makale cok guzel anlatiyor ama ben tam baglayamadim.
buyuyen ekonomimiz hep borc ile mi buyudu?
siyasi sebeplerden dolayi turkiye kapitaller icin yatirim rotasinda degil.
enerji ihtiyaci artmis, dolar artmis. zamlar mi gelecek?
millet altina abanmis, tl degeri dusmus.
biri bana bunlari anlatabilir mi? bir de su grafikler var. ilki ulkeye giren cikan para, ikincisi? bunlardan ne anlamaliyim?
gunah kecisi abd degil. ruslara yanasiyoruz ama onlarda da bizim ekonomiyi iyilestirecek kadar para yok.
ve bundan sonra ne olacak? yillarca surer mi? daha yeni mi basliyoruz?
yani kriz geliyorum diyormus. aslinda makale cok guzel anlatiyor ama ben tam baglayamadim.
buyuyen ekonomimiz hep borc ile mi buyudu?
siyasi sebeplerden dolayi turkiye kapitaller icin yatirim rotasinda degil.
enerji ihtiyaci artmis, dolar artmis. zamlar mi gelecek?
millet altina abanmis, tl degeri dusmus.
biri bana bunlari anlatabilir mi? bir de su grafikler var. ilki ulkeye giren cikan para, ikincisi? bunlardan ne anlamaliyim?
gunah kecisi abd degil. ruslara yanasiyoruz ama onlarda da bizim ekonomiyi iyilestirecek kadar para yok.
ve bundan sonra ne olacak? yillarca surer mi? daha yeni mi basliyoruz?
0
''devlet ve ozel bankalarimiz disaridan 2010'da 175 milyar dolar borc almis.''
sorunu bunun üzerine kurmuşsun. iyi güzel ama bana borçsuz bir ülke söyleyebilir misin ( çin sayılmaz)
Şirketler bile çoğu cari hesapla çalışır. Hiç bir zümreye ait bir düşünme yapım yok ama saflığa dayanamıyorum.
Soruna cevap: hiç bir şey olmayacak. Gerçekten Allah'ın izniyle bu ortamdan çıkacağız.
sorunu bunun üzerine kurmuşsun. iyi güzel ama bana borçsuz bir ülke söyleyebilir misin ( çin sayılmaz)
Şirketler bile çoğu cari hesapla çalışır. Hiç bir zümreye ait bir düşünme yapım yok ama saflığa dayanamıyorum.
Soruna cevap: hiç bir şey olmayacak. Gerçekten Allah'ın izniyle bu ortamdan çıkacağız.
0
Evet yeni basliyor. Yani yeni baslamiyor da su anda agir cekim, ortalarina yaklasiyoruz (bir kac senedir).
"hic bir sey olmayacak" nedir yahu, olan oldu zaten turk lirasi son 2 senede %90 civarinda deger kaybetti daha ne olsun? Bunun geri donusu var mi? Yok.
Krediyle buyumekte sorun yok normalde. Onemli olan bu krediyi cevirebilecek verimli islere yatirim yapmak.
Mesela sen 50 bin lira kredi cekiyorsun is kurmak icin, bu cektigin kredi sayesinde vadesi dolana kadar faizi + 50 bin kazanip uzerine kar edebileceksen dogru bir sekilde kredi kullanmissin demektir. Bizim yabancilar yield kovalarken sifir faiz ortaminda EM ekonomilerine dagittigi paralarla biz verimli yatirimlar yapmadik. Oyle bir vizyonumuz yoktu.
Bu dunyada 40 yilda bir olacak bir firsatti, kuresel krizler sonrasi risk istahinin bu kadar artip EM ekonomilerinin paraya boguldugu bir donemi bizim yonetim islerin normal isleyisi sandi "eskiler nasil yapamiyormus ya cok kolaymis ulke yonetmek her yerden para akiyor" rehavetine kapildilar. Tecrubesizlik iste. Eskiden 100 milyar dolarlik para girisi "eh islerin normal isleyisi" diye karsilanirken bugun "Katar bize 15 milyar dolar yatirim yapacakmis" diye gazeteler boy boy haber yapiyor. Cunku o donemler (bir dahaki global krize kadar) bitti, riskli EM ulkelerine yapilacak yatirimlar sınırlı artik. Simdi yonetim sinavdan 1 gun once akli basina gelmis ogrenci gibi TL nin çöktüğü gun cikmis 100 gunluk planda katma degerli yatirim goygoyu yapiyor. Akilli olsaydik son 10-15 senelik bollukta endustri devrimini yakalamis fabrikalarimiz, Turkiye'de kalmak icin can atan egitimli zihinlerimiz, Dunya'da isim yapmaya baslamis markalarimiz olurdu, kendimizi cok rahat cevirirdik. Onun yerine sittiriboktan konut projelerimiz var o kadar. Iki kurus deger ureten her seyimizi de sattik. Doktora tezini son hafta sifirdan yetistirmek ne kadar gercekciyse, Turkiye'nin bu kadar battigi bir donemde OVP falan ile "guzel gunler gorecegiz" gazi almak o kadar gercekcidir.
Olacagi geciktiriyoruz sadece, gemi su alali cok oldu. "Bir sey olmaz" algisi medyanin krizi anlatamamasindan ileri geliyor. Butun yatirimi ve dahi gelecek calisma hayatindaki ederi 2 senede %90 çöp olmus kisiler bu sebeple hala gelecek zamanli kiplerde "bir sey olmayacak" gibi cumleler kurabiliyorlar.
Olan coktan oldu, kimisi farkinda, kimisi degil. Arkasi da gelecek. Su anda butun borsa varliklarimizin degeri doviz bazda 2008 krizi seviyesinde. Yani son 10 yilimiz kayip. TL reel degeri gecen hafta bir ara 1994 krizi seviyesine dustu. Oyle diyeyim. Hala "bir sey olmayacak" kafasini bu sebeple anlamak guc. Medya haber olarak veremeyince, televizyonda goremeyince anlamiyor bazisi.
Ortadogu batagina giderek daha derin bir sekilde saplaniyoruz. Iki adim komsumuzda AB ulkelerinde asgari ucretlinin bir maasiyla erisebilecegi seyler icin bizim 1 koca sene calismamiz gerekiyor. Cok fena bir durum. Senin egitimli insaninin 10 saatlik emegi, elin vasifsiz elemaninin 1 saatlik emegine denk. Daha ne olsun?
"hic bir sey olmayacak" nedir yahu, olan oldu zaten turk lirasi son 2 senede %90 civarinda deger kaybetti daha ne olsun? Bunun geri donusu var mi? Yok.
Krediyle buyumekte sorun yok normalde. Onemli olan bu krediyi cevirebilecek verimli islere yatirim yapmak.
Mesela sen 50 bin lira kredi cekiyorsun is kurmak icin, bu cektigin kredi sayesinde vadesi dolana kadar faizi + 50 bin kazanip uzerine kar edebileceksen dogru bir sekilde kredi kullanmissin demektir. Bizim yabancilar yield kovalarken sifir faiz ortaminda EM ekonomilerine dagittigi paralarla biz verimli yatirimlar yapmadik. Oyle bir vizyonumuz yoktu.
Bu dunyada 40 yilda bir olacak bir firsatti, kuresel krizler sonrasi risk istahinin bu kadar artip EM ekonomilerinin paraya boguldugu bir donemi bizim yonetim islerin normal isleyisi sandi "eskiler nasil yapamiyormus ya cok kolaymis ulke yonetmek her yerden para akiyor" rehavetine kapildilar. Tecrubesizlik iste. Eskiden 100 milyar dolarlik para girisi "eh islerin normal isleyisi" diye karsilanirken bugun "Katar bize 15 milyar dolar yatirim yapacakmis" diye gazeteler boy boy haber yapiyor. Cunku o donemler (bir dahaki global krize kadar) bitti, riskli EM ulkelerine yapilacak yatirimlar sınırlı artik. Simdi yonetim sinavdan 1 gun once akli basina gelmis ogrenci gibi TL nin çöktüğü gun cikmis 100 gunluk planda katma degerli yatirim goygoyu yapiyor. Akilli olsaydik son 10-15 senelik bollukta endustri devrimini yakalamis fabrikalarimiz, Turkiye'de kalmak icin can atan egitimli zihinlerimiz, Dunya'da isim yapmaya baslamis markalarimiz olurdu, kendimizi cok rahat cevirirdik. Onun yerine sittiriboktan konut projelerimiz var o kadar. Iki kurus deger ureten her seyimizi de sattik. Doktora tezini son hafta sifirdan yetistirmek ne kadar gercekciyse, Turkiye'nin bu kadar battigi bir donemde OVP falan ile "guzel gunler gorecegiz" gazi almak o kadar gercekcidir.
Olacagi geciktiriyoruz sadece, gemi su alali cok oldu. "Bir sey olmaz" algisi medyanin krizi anlatamamasindan ileri geliyor. Butun yatirimi ve dahi gelecek calisma hayatindaki ederi 2 senede %90 çöp olmus kisiler bu sebeple hala gelecek zamanli kiplerde "bir sey olmayacak" gibi cumleler kurabiliyorlar.
Olan coktan oldu, kimisi farkinda, kimisi degil. Arkasi da gelecek. Su anda butun borsa varliklarimizin degeri doviz bazda 2008 krizi seviyesinde. Yani son 10 yilimiz kayip. TL reel degeri gecen hafta bir ara 1994 krizi seviyesine dustu. Oyle diyeyim. Hala "bir sey olmayacak" kafasini bu sebeple anlamak guc. Medya haber olarak veremeyince, televizyonda goremeyince anlamiyor bazisi.
Ortadogu batagina giderek daha derin bir sekilde saplaniyoruz. Iki adim komsumuzda AB ulkelerinde asgari ucretlinin bir maasiyla erisebilecegi seyler icin bizim 1 koca sene calismamiz gerekiyor. Cok fena bir durum. Senin egitimli insaninin 10 saatlik emegi, elin vasifsiz elemaninin 1 saatlik emegine denk. Daha ne olsun?
0
Biri borçsuz bir ülke söyleyebilir misin demiş, onun üstünden savunmaya geçmiş :) (ben de saflığa hiç dayanamam) Zaten borcun ve finansal işlemlerin kapitalizmin işleyişinin temel mekanizması haline geldiği neoliberal dönemde (aşağı yukarı 70lerin başından itibaren) bütün ülkeler borç ile büyüyor. Bu yüzden, abd ve çin dahil, her ülke ve bölgede aşağı yukarı 10-20 yıl arasında (bazen daha sık) bir ekonomik kriz patlıyor.
Ekonomimiz sadece borç ile büyümedi. Kendine özgü bir yol da izlemedi. Bazı ana akım ekonomistlerin iddia ettiklerinin aksine, kapitalizmden hiç sapmadı. Tam tersine, 90lar sonrası kapitalizmin aldığı yeni biçime tamamen entegre oldu: şehir içi rant ile kapitalin değerlendirilmesi ve ev sahipliğinin konut biçiminde ranta dönüştürülmesi. Bu mesele, en geniş anlamda, David Harvey tarafından bolca işleniyor. Onu, onun kaynakçalarını ve ona verilen referansları google scholar'dan karıştırıp genel teorik bilgiyi edinebilirsin.
Türkiye de GYO'ların kuruluşu, mortgage'in yaratılması, kentsel dönüşümün tanıtımı, büyük (çılgın) projelerin yapımı (stadlar, havaalanları, köprüler, gökdelenler vb.) vb. gibi yöntemlerle kapitalizmin bu yeni biçimine ayak uydurmuştu. Kemal Derviş ile AKP arasında doğrudan bir bağlantı ve süreklilik var. İşte bu anlamda sadece borçla büyüdü diyemiyoruz. Ancak söz konusu yatırımlar hep özel sektör borçlanması ve bu borçlanmaya verilen hazine garantisi sebebiyle doğrudan halkı ve ekonominin bütününü ilgilendiriyor. Türkiye'de söz konusu süreci anlayabilmen için Ali Rıza Güngen, Ümit Akçay, Özlem Çelik ve Elif Karaçimen'e bakmanı öneririm.
Bu neoliberal birikim modelinde, yine ana akım bazı iktisatçıların ve siyasilerin söylediği gibi, siyasi otoriterleşme yüzünden yatırım yapılmaması söz konusu değil. Kapitalizmin demokratikleşmeyle hiçbir bağı olmadığı ve tam tersini çoğu zaman tercih ettiği bolca tartışıldı (en ünlü isimler için: faşizmle bağlantı konusunda Nicos Poulantzas ve frankfurt okulunun çalışmaları ve güncel otoriterlik konusunda Ian Bruff ve Mark Neocleous. Hatta marksizmin dışından Foucaultcu postyapısalcılar bile bu konuda örnek verilebilir. Bu durum özellikle Latin Amerika krizleri çerçevesinde de bolca tartışıldı ama ben o literatüre hakim değilim). Zaten Türkiye'ye yabancı yatırımın azalması da politik otoriterleşmeden farklı sebeplerden kaynaklanıyor. Ki yabancı yatırım, borçlu ülkeler için borcu çevirmek için gerekli kredi ve döviz anlamına geliyor. İşte neoliberal birikim modelinde krizler, borcu çevirmenin aşırı masraflı hale gelmesi, uluslararası sermayenin (dövizin) merkez ülkelere geri çekilmesi (FED'in faiz oranları üstünde yaptığı değişiklikler bu yüzden önemli) ve dünyada genel bir likidite sorununun baş göstermesi sonucu oluşuyor. Bunlar da dünyanın her yerinde sürekli patlak veriyor. Sırf Türkiye'nin 1989'da sermaye hareketlerini serbestleştirmesiyle neoliberalizme tam anlamıyla geçiş yapabildiğini söylersek; 1994, 1999, 2000, 2001 ve 2008'de kriz yaşadığını hatırlatmamız lazım. Benzer sıklık diğer ülkelerde de var.
Sorularına az çok, bildiğim kadarıyla cevap vermeye çalıştım. Şimdi iki grafiğe geçersek, ikincisi cari açığın GDP'nin yüzde kaçı olduğunu gösteriyor. İlki ise söz konusu cari açığın kapatılması için hangi kaynakların kullanıldığını gösteriyor. İlkine dikkatli bakarsan, mavinin iki tonunun fazlalığının gösterdiği gibi, cari açık borçla kapatılıyor. Eğer borçlanma gittikçe maliyetli hale gelirse ve hazine bonolarının faizi artarsa, cari açığın durduralamayacak biçimde artacağının altını çiziyor.
Ekonomimiz sadece borç ile büyümedi. Kendine özgü bir yol da izlemedi. Bazı ana akım ekonomistlerin iddia ettiklerinin aksine, kapitalizmden hiç sapmadı. Tam tersine, 90lar sonrası kapitalizmin aldığı yeni biçime tamamen entegre oldu: şehir içi rant ile kapitalin değerlendirilmesi ve ev sahipliğinin konut biçiminde ranta dönüştürülmesi. Bu mesele, en geniş anlamda, David Harvey tarafından bolca işleniyor. Onu, onun kaynakçalarını ve ona verilen referansları google scholar'dan karıştırıp genel teorik bilgiyi edinebilirsin.
Türkiye de GYO'ların kuruluşu, mortgage'in yaratılması, kentsel dönüşümün tanıtımı, büyük (çılgın) projelerin yapımı (stadlar, havaalanları, köprüler, gökdelenler vb.) vb. gibi yöntemlerle kapitalizmin bu yeni biçimine ayak uydurmuştu. Kemal Derviş ile AKP arasında doğrudan bir bağlantı ve süreklilik var. İşte bu anlamda sadece borçla büyüdü diyemiyoruz. Ancak söz konusu yatırımlar hep özel sektör borçlanması ve bu borçlanmaya verilen hazine garantisi sebebiyle doğrudan halkı ve ekonominin bütününü ilgilendiriyor. Türkiye'de söz konusu süreci anlayabilmen için Ali Rıza Güngen, Ümit Akçay, Özlem Çelik ve Elif Karaçimen'e bakmanı öneririm.
Bu neoliberal birikim modelinde, yine ana akım bazı iktisatçıların ve siyasilerin söylediği gibi, siyasi otoriterleşme yüzünden yatırım yapılmaması söz konusu değil. Kapitalizmin demokratikleşmeyle hiçbir bağı olmadığı ve tam tersini çoğu zaman tercih ettiği bolca tartışıldı (en ünlü isimler için: faşizmle bağlantı konusunda Nicos Poulantzas ve frankfurt okulunun çalışmaları ve güncel otoriterlik konusunda Ian Bruff ve Mark Neocleous. Hatta marksizmin dışından Foucaultcu postyapısalcılar bile bu konuda örnek verilebilir. Bu durum özellikle Latin Amerika krizleri çerçevesinde de bolca tartışıldı ama ben o literatüre hakim değilim). Zaten Türkiye'ye yabancı yatırımın azalması da politik otoriterleşmeden farklı sebeplerden kaynaklanıyor. Ki yabancı yatırım, borçlu ülkeler için borcu çevirmek için gerekli kredi ve döviz anlamına geliyor. İşte neoliberal birikim modelinde krizler, borcu çevirmenin aşırı masraflı hale gelmesi, uluslararası sermayenin (dövizin) merkez ülkelere geri çekilmesi (FED'in faiz oranları üstünde yaptığı değişiklikler bu yüzden önemli) ve dünyada genel bir likidite sorununun baş göstermesi sonucu oluşuyor. Bunlar da dünyanın her yerinde sürekli patlak veriyor. Sırf Türkiye'nin 1989'da sermaye hareketlerini serbestleştirmesiyle neoliberalizme tam anlamıyla geçiş yapabildiğini söylersek; 1994, 1999, 2000, 2001 ve 2008'de kriz yaşadığını hatırlatmamız lazım. Benzer sıklık diğer ülkelerde de var.
Sorularına az çok, bildiğim kadarıyla cevap vermeye çalıştım. Şimdi iki grafiğe geçersek, ikincisi cari açığın GDP'nin yüzde kaçı olduğunu gösteriyor. İlki ise söz konusu cari açığın kapatılması için hangi kaynakların kullanıldığını gösteriyor. İlkine dikkatli bakarsan, mavinin iki tonunun fazlalığının gösterdiği gibi, cari açık borçla kapatılıyor. Eğer borçlanma gittikçe maliyetli hale gelirse ve hazine bonolarının faizi artarsa, cari açığın durduralamayacak biçimde artacağının altını çiziyor.
0
ya ben lan neyse
feminazi, grammarnazi... gibi?
feminazi, grammarnazi... gibi?
0
O terimleri kullananların tamamı mal. Öyle bir genel kullanım zaten yok.
0
syd barrett in kedisi
beyler bu diyarbakırlı astronomon'un hikayesindeki tutarsızlıkları görebiliyor musunuz? tamam çok romantik bir hikaye, şeyhmus kino çıktığında herkes destek çıkıp örnek göstermişti sonu fiyasko oldu ve astronom hikayesi, jüpiter'i kaynak makinesiyle kapıya asmakla astronomluk hikayesi yürümez. adamı
beyler bu diyarbakırlı astronomon'un hikayesindeki tutarsızlıkları görebiliyor musunuz?
tamam çok romantik bir hikaye, şeyhmus kino çıktığında herkes destek çıkıp örnek göstermişti sonu fiyasko oldu ve astronom hikayesi, jüpiter'i kaynak makinesiyle kapıya asmakla astronomluk hikayesi yürümez. adamın anlattıkları şeylerin ne olduğunu benim kafam bir türlü basmadı. şimdi bana laf çakmayı kesin de bu adam ne bulmuş? nasıl bulmuş? bunu nasa'ya nasıl iletmiş? bunları konuşalım. bunların hiçbiri bilinmiyor. bu adamın bulduğu şeyi kim çalmış? bunların hiçbiri belli değil. şu profesör benim buluşumu çaldı diyemiyor. eve gelip sırt üstü uzanmışken metafizik yöntemlerle yıldızların arasında gezintiye çıkıyor adam.
çocuğunu ziyarete giden astronom sur olayları çıkınca geri dönemediğini bu sırada mal varlığını da çatışmalarda kaybettiğini söylüyor ve peşine düşmeyi ret ediyor. 2015'in aralık ayında sur'da olaylar patlak vermişti. 3 yıl sonra astronom meşhur oluyor? bana çok kolay bir senaryo gibi geldi. bilemiyorum. amatör bir astronoma saygı duyarım elbet ama literatürü değiştiren biri derseniz durup düşünürüm.
140journos yapınca bizimkilerin de hoşuna gitmiş ama hikayede bazı eksiklikler var diye düşünüyorum. 140journos en nihayetinde doğan gruba ait olan blutv'ye belgeseller hazırlayan ticari bir kurum. bunu unutmamak lazım. onlardan bir kahraman çıkarmaya falan çalışmayın.
bu tür şeylere destek bana biraz aşağılık kompleksi gibi geliyor. ruhun bedendeki hızını ölçen tasavvufçu astronom hikayesi de şeyhmus kino'ya bağlanacak demedi demeyin.
tamam çok romantik bir hikaye, şeyhmus kino çıktığında herkes destek çıkıp örnek göstermişti sonu fiyasko oldu ve astronom hikayesi, jüpiter'i kaynak makinesiyle kapıya asmakla astronomluk hikayesi yürümez. adamın anlattıkları şeylerin ne olduğunu benim kafam bir türlü basmadı. şimdi bana laf çakmayı kesin de bu adam ne bulmuş? nasıl bulmuş? bunu nasa'ya nasıl iletmiş? bunları konuşalım. bunların hiçbiri bilinmiyor. bu adamın bulduğu şeyi kim çalmış? bunların hiçbiri belli değil. şu profesör benim buluşumu çaldı diyemiyor. eve gelip sırt üstü uzanmışken metafizik yöntemlerle yıldızların arasında gezintiye çıkıyor adam.
çocuğunu ziyarete giden astronom sur olayları çıkınca geri dönemediğini bu sırada mal varlığını da çatışmalarda kaybettiğini söylüyor ve peşine düşmeyi ret ediyor. 2015'in aralık ayında sur'da olaylar patlak vermişti. 3 yıl sonra astronom meşhur oluyor? bana çok kolay bir senaryo gibi geldi. bilemiyorum. amatör bir astronoma saygı duyarım elbet ama literatürü değiştiren biri derseniz durup düşünürüm.
140journos yapınca bizimkilerin de hoşuna gitmiş ama hikayede bazı eksiklikler var diye düşünüyorum. 140journos en nihayetinde doğan gruba ait olan blutv'ye belgeseller hazırlayan ticari bir kurum. bunu unutmamak lazım. onlardan bir kahraman çıkarmaya falan çalışmayın.
bu tür şeylere destek bana biraz aşağılık kompleksi gibi geliyor. ruhun bedendeki hızını ölçen tasavvufçu astronom hikayesi de şeyhmus kino'ya bağlanacak demedi demeyin.
0
Belgeselin arkasında "büyük bir oyun" ya da senaryo olduğunu sanmıyorum. Tutkulu, amatör bir astronomun öyküsünü anlatırken mümkün olduğunca "romantik" kısımlara ağırlık vermişler hepsi bu. Sempatik bir adama da benziyor, hâliyle insanlar etkinlendiler ve video hızla yayıldı. Kimse kahraman çıkarmaya çalışmıyor ki?
Şurası önemli: 140journos hazırladığı belgesel bir astronomi belgeseli değil, insan hikayesi.
Abdulkadir Topkaç (Diyarbakırlı Astronom olarak ünlenen kişi), amatör bir astronomdan fazlası değil. Bu hobiyi edinen çok sayıda insan var dünyada. Kurdukları dernekler, web siteleri ve saire de var. Bu insanların yaptıkları şey bilim değil. Bilim üniversitede yapılır.
NASA'dan mektup almakta da aman aman bir şey yok. Bilimsel bir değeri de yok. NASA bu tür "PR" işlerini zaman zaman yapıyor.
Benim buluşumu çaldılar iddiasına ise benim söyleyecek bir sözüm yok. Uzmanlık gerektiren bir konu o.
Twitter'da falan para toplayıp Abdulkadir Topkaç'a bir teleskop almaktan bahsediyorlardı. Umarım yaparlar da adamcağız hobisine devam eder. Bunun neresi kötü?
Edit: Bir ekleme yapayım: Neden örnek olarak Şeyhmus Kino'dan bahsettiniz? Ülkede yığınla şarlatan, dolandırıcı varken neden özellikle o? Abdulkadir Topkaç'ın Kürt olması mı "şüphelerinizi" arttırdı?
Şurası önemli: 140journos hazırladığı belgesel bir astronomi belgeseli değil, insan hikayesi.
Abdulkadir Topkaç (Diyarbakırlı Astronom olarak ünlenen kişi), amatör bir astronomdan fazlası değil. Bu hobiyi edinen çok sayıda insan var dünyada. Kurdukları dernekler, web siteleri ve saire de var. Bu insanların yaptıkları şey bilim değil. Bilim üniversitede yapılır.
NASA'dan mektup almakta da aman aman bir şey yok. Bilimsel bir değeri de yok. NASA bu tür "PR" işlerini zaman zaman yapıyor.
Benim buluşumu çaldılar iddiasına ise benim söyleyecek bir sözüm yok. Uzmanlık gerektiren bir konu o.
Twitter'da falan para toplayıp Abdulkadir Topkaç'a bir teleskop almaktan bahsediyorlardı. Umarım yaparlar da adamcağız hobisine devam eder. Bunun neresi kötü?
Edit: Bir ekleme yapayım: Neden örnek olarak Şeyhmus Kino'dan bahsettiniz? Ülkede yığınla şarlatan, dolandırıcı varken neden özellikle o? Abdulkadir Topkaç'ın Kürt olması mı "şüphelerinizi" arttırdı?
0
hayır topkaç'ın kürt olduğunu bile bilmiyordum. şeyhmus kino ile hikayelerinde bir paralellik var. şeyhmus oxford'tan mektup aldığını söylemişti, topkaç nasa'dan, ikisi de birden medyada patlamıştı. şeyhmus'un mektubu yanmıştı, topkaç'ın teleskobu kırılmış vb. birçok benzerlik var. kimle bağdaştırmam gerekiyordu? bu ve benzeri en temiz örnek şehymus kino'dur. böyle saçma tespitler kasmayı bırakıp olay hakkında çıkarımlarda bulunmak varken konuyu saptırıyorsun. kimsenin kürt olduğunla falan ilgilenmiyorum.
adam amatör bir astronom olarak görülmüyor, adam literatürü değiştiren bir mucit olarak lanse ediliyor. sizin de dediğiniz gibi birçok amatör varken neden abdülkadir topkaç? bilinmiyor. eminim bu ülkede yokluklar içinde birçok amatör astronom vardır, hepsine teleskop alalım o zaman.
olayın karanlık yerlerini biraz araştırmak yerine kalkmış beni ırkçılıkla suçlamak çok mantıksızdı. tabii sizin mantığınıza göre ben fakir zavallı bir kürt vatandaşın teleskopuna göz dikmiş bir beyaz türk'üm.
yardım kampanyasında bir sürü tutarsızlıklar var. amatör bir vatandaşın elbette hobisine devam etmesinin kötü bir tarafı yok. ama bu hikayenin uydurma olma ihtimalini düşünmeyelim mi? yani sizi anlamakta güçlük çekiyorum çünkü hiçbir fikir belirtmeyip ve sorgulamayıp direk kabullenmemi istiyorsunuz? neden? milliyetçi duygularla hareket edeninin kendiniz olabileceğini hiç düşündünüz mü? konuyu saptırmayı bırakıp böyle sorularınıza özel mesaj yoluyla cevap vereceğim lütfen siz de oradan yazın.
adam amatör bir astronom olarak görülmüyor, adam literatürü değiştiren bir mucit olarak lanse ediliyor. sizin de dediğiniz gibi birçok amatör varken neden abdülkadir topkaç? bilinmiyor. eminim bu ülkede yokluklar içinde birçok amatör astronom vardır, hepsine teleskop alalım o zaman.
olayın karanlık yerlerini biraz araştırmak yerine kalkmış beni ırkçılıkla suçlamak çok mantıksızdı. tabii sizin mantığınıza göre ben fakir zavallı bir kürt vatandaşın teleskopuna göz dikmiş bir beyaz türk'üm.
yardım kampanyasında bir sürü tutarsızlıklar var. amatör bir vatandaşın elbette hobisine devam etmesinin kötü bir tarafı yok. ama bu hikayenin uydurma olma ihtimalini düşünmeyelim mi? yani sizi anlamakta güçlük çekiyorum çünkü hiçbir fikir belirtmeyip ve sorgulamayıp direk kabullenmemi istiyorsunuz? neden? milliyetçi duygularla hareket edeninin kendiniz olabileceğini hiç düşündünüz mü? konuyu saptırmayı bırakıp böyle sorularınıza özel mesaj yoluyla cevap vereceğim lütfen siz de oradan yazın.
0
Videoyu izlemeye çalıştım ama ruhun hızı dediğinde beni bir gülme aldı ve kapadım. Amcaya helal olsun ama. Cihangir kafasındaki romantik beyaz Türkleri güzel tokatlar bu yaklaşımla.
0
abdulkadir'in hikayesini duydum, suphe ile yaklasmak tabii ki iyidir. bagis yardimi yapilmadan once didik didik arasatirilmali, nasa ile iletisime gecilmeli, bu konuda(astronomi) uzman kisilere danisilmali. idi. dogrulanirsa, bagis kampanyasi baslatilmali idi.
ama yapilmadi sanirim. akdeniz havasi bu milletin kafasina vurmus, cok duygusallar. en ufak bir seyde salya sumuk agliyorlar.
duygu ile hareket edip, karar verenlerden degilim.
bakalim, gorecegiz.
ama yapilmadi sanirim. akdeniz havasi bu milletin kafasina vurmus, cok duygusallar. en ufak bir seyde salya sumuk agliyorlar.
duygu ile hareket edip, karar verenlerden degilim.
bakalim, gorecegiz.
0
iyi de bu adam bilimsel bi çalışma yapıyor, keşifleri var diye sevilmedi ki? hiçbir eğitimi olmadığı ve etrafında bu tarz bir girişim olmayan bir yerde olduğu halde hobi olarak(ve hatta eşi ve çocuklarıyla arası açılacak kadar tutkulu şekilde) astronomiyle ilgilendiği için sevildi. Ayın zigzag hareketini keşfetmiş de çalınmış da falan o adam öyle düşünüyordur belki ama bence asıl önemli olan bu değil. Bu adam hayatını bi şekilde astronomiye ayırmış ve teleskobunu kaybetmiş. Bir teleskop almak da bağışla çok zor bir şey değil. İlla adamın keşifleri olan bir bilim adamı olması gerekmez bence.
0
biz insanların hikayelere ihtiyacı var.
bu hikayelerin de gerçeklerle berbat edilmemeye ihtiyacı var!
haliyle, "ruhun hızını ölçüyor" dendiğinde "ruhun hızını mı ölçüyor? puhahahahaha"
diye kopmamak lazım ki hikayemizin inandırıcılığına zeval gelmesin.
yalnız, bi dakka ya...
sahiden, ruhun hızı mı dedi bu adam!?
PUHAHAHAHAHAHA!
bu hikayelerin de gerçeklerle berbat edilmemeye ihtiyacı var!
haliyle, "ruhun hızını ölçüyor" dendiğinde "ruhun hızını mı ölçüyor? puhahahahaha"
diye kopmamak lazım ki hikayemizin inandırıcılığına zeval gelmesin.
yalnız, bi dakka ya...
sahiden, ruhun hızı mı dedi bu adam!?
PUHAHAHAHAHAHA!
0
Böyle bir inandırılmışlık yok.
@nundu adam amatör bir astronom olarak tanıtılmadı, literatürü değiştiren değer görmemiş bir deha olarak tanıtıldı.
Adamdaki kibri göremiyor musunuz? 9 dakika kendini övüp durdu. Adam şöyle iyi adamım böyle iyi dehayım demekten başka bir şey yapmadı.
@nundu adam amatör bir astronom olarak tanıtılmadı, literatürü değiştiren değer görmemiş bir deha olarak tanıtıldı.
Adamdaki kibri göremiyor musunuz? 9 dakika kendini övüp durdu. Adam şöyle iyi adamım böyle iyi dehayım demekten başka bir şey yapmadı.
0
dreadplayer
internet üzerinden sipariş versem sıkıntı olur mu?
internet üzerinden sipariş versem sıkıntı olur mu?
0
tellioglu
Sizce hp bilgisayar alınır mı? Şunu kestirdim gözüme https://www.hepsiburada.com/hp-g6-250-intel-core-i5-7200u-4gb-256gb-ssd-r5-m330-freedos-15-6-tasinabilir-bilgisayar-1xn34ea-p-HBV000007OVJV?magaza=karbiltrabzon var mı tecrübesi olan? Genelde ısınıyor ama ssd ile sorun çözüldü diye okuyorum ama do
Sizce hp bilgisayar alınır mı? Şunu kestirdim gözüme www.hepsiburada.com
var mı tecrübesi olan? Genelde ısınıyor ama ssd ile sorun çözüldü diye okuyorum ama doğru mudur? HP'nin servisi vs iyi midir?
var mı tecrübesi olan? Genelde ısınıyor ama ssd ile sorun çözüldü diye okuyorum ama doğru mudur? HP'nin servisi vs iyi midir?
0
iç yapısını gavura satar gibi karışık yapan markadır hp, fan temizlemek için kanser olursun fanı yerinden çıkarırken.
0
peki 3000TL civarı ne tavsiye ediyorsunuz? çok kullanınca çok ısınmayan, hafif çok sorun çıkartmayacak..
0
sta
1. Bir psikolog var diyelim. İnstagram ‘da bir sayfa açmış online terapi yapıyorum ücreti şu kadardır diyor. Bu yasal mı? 2. Psikolog olmayan birisi var o da sayfa açmış dertleşiyor mesela insanlarla ama ücretlidir bu fiyatı da şu kadardır diyor. Bu yasal mı?Teşekkürler.
1. Bir psikolog var diyelim. İnstagram ‘da bir sayfa açmış online terapi yapıyorum ücreti şu kadardır diyor. Bu yasal mı?
2. Psikolog olmayan birisi var o da sayfa açmış dertleşiyor mesela insanlarla ama ücretlidir bu fiyatı da şu kadardır diyor. Bu yasal mı?
Teşekkürler.
2. Psikolog olmayan birisi var o da sayfa açmış dertleşiyor mesela insanlarla ama ücretlidir bu fiyatı da şu kadardır diyor. Bu yasal mı?
Teşekkürler.
0
Birinci olarak ikisi de vergi vermediği sürece yasal değil. İkinci olarak ikisi arasındaki farkı soruyorsanız yok. Yanılmıyorsam psikologlara hala meslek yasası gelmedi. (Yıllardır böyleydi önüne gelen danışma hizmeti verebiliyordu yani. Ben duymadım çıktıysa yasası ama çıksa ortalık böyle kaynamazdı herhalde)
0
pek yasal gibi görünmüyor vergi ıvır zıvır yok, hizmet verenin gerçek psikolog olduğu nereden belli, aynı lansmanla bir ilkokul mezunu da çalışabilir, ayrıca takip yapmak istedikten sonra isterseniz parayı dünyanın öbür ucunda aklayıp üzerinize alın yine takılırsınız.
ama bence şu yapılabilir; mevcut bir yeri olan psikolog'lardan biri ile anlaşılıp, o yerin online terapi hizmetini siz verebilirsiniz, diğer yer sahibine de belirli bir yüzde verirsiniz.
ama bence şu yapılabilir; mevcut bir yeri olan psikolog'lardan biri ile anlaşılıp, o yerin online terapi hizmetini siz verebilirsiniz, diğer yer sahibine de belirli bir yüzde verirsiniz.
0
kriptopara ile alırlar da şu oynak piyasalarda ne aldıkları da belli olmaz :)
kriptopara ile ilgili yasal düzenlememiz yok bizim birçok ülke gibi
kriptopara ile ilgili yasal düzenlememiz yok bizim birçok ülke gibi
0
henüz meslek yasası olmadığı için yasal değil diyemeyiz ama etikliği tartışılır. denildiği gibi vergilendirdiği sürece sorun olmayabilir. online terapi yapılabiliyor, hatta skype üzerinden psikanalitik tedavi yürüten biliyorum. ayrıca ruh sağlığı çalışanı olmayan birisinin psikolojik tedavi vermesi, online olmayan bir şekilde hem de, türkiye'de gayet açık biçimde pek çok biçimde yapılıyor malesef. hatta psikiyatrik tedavi alması gereken, hocaların okunmuş su diye antipsikotik "reçete" ettiği hastalar var türkiye'de.
etikliği açısından aklınızda soru işareti varsa türkiye psikiyatri derneği ve türkiye psikologlar derneğine mail atabilirsiniz.
takip açısından; bildiğim kadarıyla privacy coin kullanmadığı sürece takip edilebilir ama çok emin değilim :)
etikliği açısından aklınızda soru işareti varsa türkiye psikiyatri derneği ve türkiye psikologlar derneğine mail atabilirsiniz.
takip açısından; bildiğim kadarıyla privacy coin kullanmadığı sürece takip edilebilir ama çok emin değilim :)
0
ocanal
http://www.eskisehirsporsalonu.com/wp-content/uploads/2014/04/esjim-plaza-soyunma-odalari.jpg (temsili)bu tarz fitness salonlarının soyunma odasında her bir köşede güvenlik kamerası olması normal mi ya bugün fark ettim. ayrıca içerde minik soyunma kabinleri de var ama ne bileyim yani bana baya saçma
www.eskisehirsporsalonu.com (temsili)
bu tarz fitness salonlarının soyunma odasında her bir köşede güvenlik kamerası olması normal mi ya bugün fark ettim. ayrıca içerde minik soyunma kabinleri de var ama ne bileyim yani bana baya saçma geldi.
youtu.be
(temsili)bu tarz fitness salonlarının soyunma odasında her bir köşede güvenlik kamerası olması normal mi ya bugün fark ettim. ayrıca içerde minik soyunma kabinleri de var ama ne bileyim yani bana baya saçma geldi.
youtu.be
0
soyunma odasında güvenlik kamerası olmaz. yangın veya duman dedektörü falan olmasın?
0
Ben o kadar salona gittim, hiçbirinin soyunma odasında kamera görmedim, adı üstünde soyunma odası, hadi ben erkeğim çok ciddiye almam da kadınların soyunma odasında kamera olması ne kadar mantıklı bilemiyorum, neticede bunun duşu var bilmem nesi var, duştan koza yapmış tırtıl gibi havluya sarınıp kabine gitseler bile çok gerizekalıca bir uygulama diye düşünüyorum ben, soyunma odasında hiçbir şekilde kamera olmaz.
0
muhtemelen dolaplardan calinabilecek esyalara karsi bir onlem olarak koymuslar ama sacma hakikaten.
0
caydırıcı sahte kamera olması muhtemel gerçek kamera kanunlara aykırı bile olabilir.
hiçbir salonda bende görmedim iş yeri vs dahil.
hiçbir salonda bende görmedim iş yeri vs dahil.
0
guzelhava
Blues playlisti olusturmak istiyorum da best of blues diyebilecegimiz muzisyenler,sarkilar hangileridir genel olarak? Bunlari bilmek lazim babalaridir diyebilecegimiz isimler?
Blues playlisti olusturmak istiyorum da best of blues diyebilecegimiz muzisyenler,sarkilar hangileridir genel olarak? Bunlari bilmek lazim babalaridir diyebilecegimiz isimler?
0
John Lee Hooker'ın bütün eserlerini önerebilirim. Onun dışında bir de Sam McClain.
0
little walter'ın üzerine tanımam!
o nasıl bir ahrmonica çalıştır, aman gezegenler yok olmasın!
tüyler diken!
o nasıl bir ahrmonica çalıştır, aman gezegenler yok olmasın!
tüyler diken!
0
Benim aklıma Eric Clapton, Gary Moore, Ray Charles ve The Allman Brothers geldi.
0
lubbullub
Pc için bu ürünü almayı düşünüyorum ama n11-hepsiburada gibi sitelerde 200 TL civarında fiyatları var vatan da ise en ucuz 349 TL. Ucuz olanlar replika olabilir mi? Daha önce alanlar bilgisi olanlar bir el atıversin.https://www.youtube.com/watch?v=eAvZZLaA6JMhttps://www.youtube.com/watch?v=_Px_-pkm_
Pc için bu ürünü almayı düşünüyorum ama n11-hepsiburada gibi sitelerde 200 TL civarında fiyatları var vatan da ise en ucuz 349 TL. Ucuz olanlar replika olabilir mi? Daha önce alanlar bilgisi olanlar bir el atıversin.
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
çinliler kutusuna kadar her şeyi orjinal yapıyor.
İndirimli hali 50 $ civarı amazon'da. bunlar 200 TL'ye nasıl gamepad satıyor anlamış değilim. Tüm yorumlarda herkes orjinal diyor.
www.amazon.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
çinliler kutusuna kadar her şeyi orjinal yapıyor.
İndirimli hali 50 $ civarı amazon'da. bunlar 200 TL'ye nasıl gamepad satıyor anlamış değilim. Tüm yorumlarda herkes orjinal diyor.
www.amazon.com
0
Xbox 360 kollarının tamamı sahteydi. Bunda da öyledir muhtemelen. İşçiliği falan iyiydi. Sadece içini açınca belli oluyormuş. Yeşil olması gereken yer beyazmış vs. Gidip logitech kablosuz kol almıştım ben de
0
Ben de Logitech Rumblepad 2 vardı fi tarihinden kalma. Kablosuz alıcısı var eşek gibi o kayboldu. Gerçek kutunun içinde ne varsa hepsini yapıp koyuyorlar kutuya.
0
o kollardan 1 bilemedin, 1,5 sene önce ben de almıştım.
xbox one koluydu benimkisi de.
üzerinde orjinal microsoft damgası bile vardı.
bu gamepadlerde, 1. nesil, 2.nesil 3.nesil diye bir olay var.
bu 200 tl olanın nesli düşük herhalde.
xbox one koluydu benimkisi de.
üzerinde orjinal microsoft damgası bile vardı.
bu gamepadlerde, 1. nesil, 2.nesil 3.nesil diye bir olay var.
bu 200 tl olanın nesli düşük herhalde.
0
@pangea doğru diyorsun. Yeni ürünlerde 3.5 kulaklık giriş jakı var. Yalnız araştırma yaparken aynı yerlerde fotoğraftan yeni ürün gözüküyor, bilgi bölümünde kulaklık giriş yeri de var yazıyor gene 200-250 TL arası satıyor.
Bu kadar pimpirikliysen gidip bayıl vatan'a ne tatava yapıyorsun diyebilirsiniz. Maksat muhabbet olsun :)
Bu kadar pimpirikliysen gidip bayıl vatan'a ne tatava yapıyorsun diyebilirsiniz. Maksat muhabbet olsun :)
0
elon
Su gunlerde surekli cok satanlarda goruyorum, neden tekrar basildi bu kitap?Bir de su iki kitabin tek farki cevirmeni mi?https://www.eganba.com/kitap/fahrenheit-451-ray-bradbury/9786053751670 vs https://www.eganba.com/kitap/fahrenheit-451-ray-bradbury/9786053757818
Su gunlerde surekli cok satanlarda goruyorum, neden tekrar basildi bu kitap?
Bir de su iki kitabin tek farki cevirmeni mi?
www.eganba.com vs www.eganba.com
Bir de su iki kitabin tek farki cevirmeni mi?
www.eganba.com vs www.eganba.com
0
Evet çevirmen farkı var, zaten yetiyor da bu fark. Dost Körpe farklılık yaratmak için öyle gereksiz uzun ve komplike cümleler kuruyor ki, konudan kopuyorsun bir süre sonra, bir çevirmenin bu kadar yorum katması büyük hata. Okuyacaksan Zerrin Kayalıoğlu çevirisini oku, olabildiğince sade ve kitabın konusundan sapmayan bir çevirisi var.
0
Mevcut siyasi iklimden dolayı olabilir mi?
Bu arada, ilk linkdeki kitabın kapağını çok beğendim.
Bu arada, ilk linkdeki kitabın kapağını çok beğendim.
0
Ne demek tekrar basıldı? Bu kitap bir klasik. Baskısı bittikçe yeniden basılıyor. Bunda neye şaşırdınız, anlamadım.
0
Yayinevi bilimkurgu klasikleri adı altında bir dizi kitap basıyor o kitabı da seriye dahil ettikleri için tekrardan farklı kapakla basmışlar. Çevirmen de değişmiş. Farkları bu şekilde.
0
brad pitt
Şu an 5900 tl. :)Keşke alsaydım niyetim de vardı.
Şu an 5900 tl.
:)
Keşke alsaydım niyetim de vardı.
:)
Keşke alsaydım niyetim de vardı.
0
4.400 de pek ucuz bir rakam değil.
Bu tür indirimlere gördüğümde, şu an kullanmakta olduğum Galaxy S8'imi ne kadar uygun bir fiyata aldığımı farkediyorum: 2700.
Bu tür indirimlere gördüğümde, şu an kullanmakta olduğum Galaxy S8'imi ne kadar uygun bir fiyata aldığımı farkediyorum: 2700.
0
Vallahi hepsiburada bence stokta kalmamis paranizi iade edlim der ama ayfonu vermezdi.
0
skooma
https://www.youtube.com/watch?v=FS61hISaiVEYav şu remix efsane değil mi? Niye bu kadar az izlenmesi var? Ben loop'a aldım, izleyip duruyorum manyak gibi.Var mı başka beğendiğiniz remix'i?Bonus soru: Bu tür, malum kişiye tapınma kafasında olan çok fazla insan olduğunu düşünüyorum. Bu tür tiplere nası
www.youtube.com
Yav şu remix efsane değil mi? Niye bu kadar az izlenmesi var? Ben loop'a aldım, izleyip duruyorum manyak gibi.
Var mı başka beğendiğiniz remix'i?
Bonus soru: Bu tür, malum kişiye tapınma kafasında olan çok fazla insan olduğunu düşünüyorum. Bu tür tiplere nasıl laf anlatılır? Eğer anlatılamazsa, biz bu foseptiğin içinden nasıl çıkacağız?
Yav şu remix efsane değil mi? Niye bu kadar az izlenmesi var? Ben loop'a aldım, izleyip duruyorum manyak gibi.
Var mı başka beğendiğiniz remix'i?
Bonus soru: Bu tür, malum kişiye tapınma kafasında olan çok fazla insan olduğunu düşünüyorum. Bu tür tiplere nasıl laf anlatılır? Eğer anlatılamazsa, biz bu foseptiğin içinden nasıl çıkacağız?
0
Orijinali Twitter'da, o yüzden az izlenmiştir.
twitter.com
Böyle kişiler için Umut Sarıkaya'nın güzel bir lafı var.
"He dayı he"
encrypted-tbn2.gstatic.com
twitter.com
Böyle kişiler için Umut Sarıkaya'nın güzel bir lafı var.
"He dayı he"
encrypted-tbn2.gstatic.com
0
