sağ üstte pop-out, sonra download

sonar download eklenti mi chrome için?

docs.google.com

ben sol koldaki ağrıdan çok korkarım. bir doktora görünseniz de kalp atışlarınızı falan kontrol etse?

kolun neresinde? biceps, omuz, triceps, dirsek?
1 hafta kadar zorlayıcı hareket yapmayın. ağrıda bir azalma olmazsa, ortopediste görünün.

dirsek bölgesindeki bükülme noktasında

eger dirsekteyse, yani içte degil dıştaysa, hafif ve cok yüksek tekrar biceps curl yap.

muhtemelen triceps calisirken extension hareketlerinde yapmıssındır hatayi.
extension hareketlerini en sona koy, ve hafif cok tekrar yap.

Sami ozer

bilkent rollhouse'da var. 1 masa var, saati de 7,5 mu 10 lira mı, öyle bir şeydi.

raketiniz, toplarınız vs. varsa odtüde bölümlerde masa tenisi masaları oluyor. havacılıkta ve fizikte var mesela. sanırım hazırlığın e binasında da var.

odtü spor salonu üst kat ile bilkent sports international pilates odasında var. odtü fizik yazılmış, oynamak için birileri de genelde oluyor orda.

istedigin kadar kalabilirsin. haftasonu acık olur genelde.

erkeksen tek gitme bence :)

mideniz boş olsun (yemek yediyseniz, 2-3 saat sonra gidin). ilk defa gidiyorsanız, alışık değilseniz, sıcak yüzünden tansiyonunuz düşebilir. çıkışta bol su için.

1 i bilmiyorum ankaraliyim.
2 ortalama bir sey derken? kese masaj yaptiracak misin. eger yaptiracaksan 40 falan tutar. cikista soda ayran bahsis derken 50 olur max.

3- valla hocam ben kiz arkadasimla bile yakinlasiren bir teretdut icine duserim ama hamamda o adama birakiyorsun artik kendini. o yuzden cogu kisi ic camasiri falan giymiyor riske bak aq.ama ben yinede giyerim. elliyor amklar.
bir arkadasimi da hamamdan sonra facebookdan eklemis tellak. ona gore dikkat et yani.

not: terlik yedek ic camasiri hava sicak bile olsa sıkı bir seyler götur.

alın bence. çünkü ekran koruyucuları da çeşit çeşit artık normali var, kırılmaz dedikleri var ve ayrıyetten cam dedikleri var. gerçekten koruyorlar ekranı büyük ölçüde.

plastik değil de camlar var ekrana yapışıyor. hem düşünce o çatlıyor hem de dokunuş hissiyatı bozulmuyor. ama kılıfa gerek var mı bilemiyorum. dandik denen samsung'un note2 telefonundan var kılıfsız kullanıyorum. merdivenlerden bile düştü bişi olmadı. kılıfı olup kıranlar da bol olduğunu düşününce gerek yok gibi geliyor bana.

adam iphone 4'ü beğenmiyor, biz 512 ram'li androidlerle root falan idare ederek yaşıyoruz :(

ekran koruyucun kesinlikle orijinal olsun. Öbürleri çok kalın oluyor. Dokunma hissiyatını çok etkiliyor. Kılıfları ben beğendim valla.

iphone 5s icin spigen'in saturn modelini kullaniyorum, oldukca memnunum. en guzel yani ince olmasi. yalniz linkteki biraz kaba geldi bana. daha ince modelleri vardir belki g2 icin.

ekran koruyucu bence al. daha once iphone 3gs dusurup kirdim. cam baya baya catladi. uzerinde ekran koruyucu vardi. en azindan catlayan camin dagilmasini engelledi. catlak olmasina ragmen calisiyordu ve bir sure idare edebildim.

daha geçen hafta, hem cam filmi hem de kılıfı olan g2'mi düşürdüm, ekran tuzla buz oldu, dokunmatik bozuldu. 500 lira sıkışmış. spigen iyi, en azından alt ve üst tarafı da kapatıyor. benimki darbeyi alttan yemiş.

kesin korusun da ne olursa olsun moduna girdim:)
Cüzdan şeklindeki arka-önü kaplayan kılıfları deneyip, çok büyük değilse almayı düşünmeye başladım

kılıf kesinlikle gerekiyor spigen çok kaba olduğundan ben quickwindow kılıftan tercih ettim internette en ucuz yerden aldım yanında 3 adet ekran koruyucusuda geldi. yanlız orj olanı 99t ben buradan aldım iş görüyor ama orj kadar değil tabi.
www.sanalpazar.com

Profesor olacak yasa gelmissin! Okunmaz!

başlanır.

25 yaşında tıpa başlamayı düşünüyorum.

başlanır hiç sıkıntı olmaz.

Başlanır. Zaten hazırlığıydı, 2. senesiydi derken 20de başlayanlar var bayağı.

şu anki durumuna, hedeflerine falan bağlı olarak değişir ama tek aklına takılan yaş olayıysa sıkıntı olmaz okunur. babam hukuk fakültesinden mezun olduğunda ben 7 yaşındaydım o da 32-33 yaşında falanmış demek ki. İkinci mesleğiydi gerçi onun ama "bu yaştan sonra bizden geçmiş, kafam almıyor" olayları olmadı hiç. çok alışmak gerek ama hem kazanmak hem de adamakıllı mezun olmak için..

zaten bi çok insan 24-25 yasında mezun oluyor artık.hiç geç değil.

istiyorsan başlanır. mesleğin getireceği tüm sonuçları göz önüne alabiliyorsan oku. eğer hukuk fakültesinde okumak veya adaletle ilgili bir mesleğe dahil olmak istemiyorsan başlama sakın, hem çok sıkılırsın çok bunalırsın, hem de çok çalışmak zorunda kalırsın. dünyadaki en kötü kesişim, sıkılıp bunaldığın halde çalışmak zorunda olmak. meslek hayatı da aynı şekilde, sevmiyorsan, sıkılıp bunalırsın ve çalışmak zorunda kalırsın.

duyurularını görüyorum arada, bence hukuktan başka bir bölüm seç dostum. ölümüne istemiyorsan hukuk fakültesinde okumayı ve hukukçu olmayı, inanılmaz sebatkar olmalısın bitirmek için ve bitirdikten sonra herhangi bir maddi beklenti içine girmemelisin.

kısacası seviyorsan gel, sevmiyorsan hiç bulaşma.

seyfi oktay, hukuk fakültesini 10 yılda mı ne bitirmişti. adam, adalet bakanı oldu.

Başlanır tabii ki. Bizim fakültede afla gelen, dgs ile gelen yaş ortalaması 35 olan bir sürü kişi var. :)

Hukuk bana göre en az 35 yaşından sonra okunması gereken bir bölüm. Geç kalmışsın diyenleri ciddiye alma, onlar eğitimden anlamazlar.

ben de 22de baslayacagim uni ye farketmez yas rahat ol abi. hukuk da okunur tip da okunur herhangi bir bolum okunur o sorun degil. onemli olan sen hukugun senin istedigin sey olduguna emin ol. gerisi onemli degil yas vs. 18 de girip 22de bitirmiyor cogunluk zaten. bitirenlere de madalya takmiyorlar.

Başla, niye geç olsun, sevmediğin bi meslekte 40 yıl geçireceğine...

benim peder 30-35li yaşlarında bitirmiş istanbul hukuğu. 70 yaşına kadarda yaptı mesleğini sen düşün :)

22 yaşında hukuk dahil olmak üzere tüm bölümlere başlanır.

ben üniv. bırakıp 21 de başladım. şu an 23 üm 3.sınıftayım.zaman çabuk geçiyor. Kafana uygun bir ortama düşersen çok eğlenebilirsin. Hukuk okursan gelecek kaygında olmaz. 2 sene uzatsan bile 27 gibi mezunsun.

ben 22 yaşında üniversiteye girdim.pek sıkıntı yaşamadım.23 belki geç ama 22 kesinlikle değil.

22de Tıp fakültesine başlamıştım.

30 da 35 de bile olur

Lisans+yüksek lisans derken okuldan insanlar artık 27'sinde ayrılıyor. Bariz okunur.

Ben 25 yaşımda afla döndüm şimdi son sınıftayım. Artık baymaya başladı o kesin ama senin yaşında olsaydım hiç problem etmezdim. Zaten hukuk fakültelerinin yaş ortalaması genelde diğer fakültelerden yüksek oluyor, hem geç bitiren çok, hem de senin gibi sonradan yazılan bir çok insan vardır.
Bir de yukarıda da yazıldığı gibi aslında hukuk gerçekten 18 yaşında girip 22 de mezun olunacak bir bölüm değil. Mesela ABD'de bildiğim kadarıyla lisans mezunu olman gerekiyor hukuk fakültesine girebilmek için, yani 2. üniversite olarak okuyabiliyorsun.
Kısacası yaşı hiç dert etme, hiç geç değil. Ancak sadece avukatlık mesleği bu tantanaya değer mi, bunun değerlendirmesini iyi yap derim.

hukuk okuyacaksınız ama sonunda ne yapacaksınız? asıl soru bu bence. okunur, okumanın yaşı yok. bizim okulun birincisi 42 yaşındaydı :D

etrafınızda hiç tanıdık avukat olmadığını ve kendi ofisinizi açacak durumda olmadığınızı varsayarak başlarsak. 26-27 yaşında okul bittikten sonra staj yapacaksınız ve şunu da hesaba katın sizinle aynı yaştaki adamlarla çalışıp onların kağıt işlerini yapcaksınız. bunun yanında, piyasada ölücü bol olduğu için, alacağınız ücret de çok komik olacak.

ha bu arada 5 sene sonra iyi bir ücret almanız, istisnai bir adam olmadıktan sonra zor. unutmayın sadece 4 senelik tecrübeniz var. eğer askere giderseniz 3 ya da 3.5 sene. alacağınız ücret en iyi ihtimalde 3 bin ya da 4 bin olur. bu en kötü senaryo.

en iyi senaryo, bir şekilde ülkedeki lider hukuk firmalarından birine girersiniz, oradan sonrası kolay zaten, yaşın fazla bir önemi olmaz. alır yürürsünüz oradan.

hakimlik savcılık sınavı için en az 1 sene çok sıkı çalışmanız gerekir. kolay bir sınav değil ve çoğu şeyi ezbere dayanıyor. nasıl ygs'ye-lys'e çalışıyorsanız o şekilde çalışacaksınız. bunun kaçarı yok. işle yürütürebilirsiniz fakat çok çok zor.

bunun dışındaki işler içinse bir problem teşkil etmez. fakat avukatlık yapmak istiyorsanız, iyi düşünün ona göre karar verin.

30 yaşında dahi olsan başlanır. Ciddiye alma sebepsiz yere başlanmaz diyen dümbükleri. Hukuktan mezun olmak mesele değilse, -avukatlık için konuşuyorum- avukatlık da mesele olmaz. Tamamen çevreye, duruşuna bağlı. Piyasada leş avukatlar dolu. Asgari ücrete tamah eden fotokopicileri avuakt diye saldılar ortaya zaten. Onlardan bir farkın olacağını düşünüyorsan gel başla derim ben sana. 30 yaşına geldiğinde senden sadece 2 3 yıl tecrübe farkı olacak. Kapanmayacak bir şey değil.

Bundan sonraki süreçte disiplinli çalışarak, bitirebileceğin en kısa sürede bitirmeyi kafana koyduysan okunur elbette, niye okunmasın. Bu konuda bir yaş sınırı vs. olduğunu da düşünmüyorum.

Uzatmak ancak yurtdışında dil eğitimi, ciddi hobilere yönelmek ve bunlara zaman harcamak durumunda kabul edilebilir bu saatten sonra. Gidin hayallerinizin peşinden arkadaş, ben gidemedim, beceremedim istediğim bölümde okumayı. Pişmanım :(

Kaldın da senle uğraşmak istememişler.

kaldın pampa. geçmiş olsun.

geçmişim dostlar.

İyiymiş hayırlı olsun, kazasız belasız kullan

bir numarası yok. bildiğimiz tuzlu deniz suyu..

tuzlu su yap yeaaa. işe yarar tuzu su.

bildiğin tuzlu su ama işte o spreyi güzel oluyor, incecik püskürtüyor.

1- bir çay kaşığı karbonatla bir çay kaşığı tuzu, ılık suda iyice karıştırın. işte size ucuz yollu okyanus suyu.
2- eczaneden bir tane enjektörle 500 cc'lik serum alın. enjektörü serumun üstündeki yere sokup, çekin. sonra iğneyi çıkartın ve enjektörün içindeki serumla burnunuzu temizleyin. bu da gayet ucuz bir yöntem.

farkı enfeksiyon etkeni barındırmıyor olması ve sprey başlığıyla kullanım kolaylığı.

eger onu kullanmayacaksanız ben de serum fizyolojik enjektor alternatifini öneririm. enjektoru arada degistirmeyi de unutmayın tabi

yani... sokak aralarında stop yazan yerde mutlaka duracaksın, öyle devam edeceksin. hız sınırını aşmayacaksın. kemer takılı olacak mutlaka. arka koltukta yatmak yasak. başka da aklıma farklı bir şey gelmedi.

ha bir de carpool olayı var, carpool (HOV) yazan en sol şeritte gidebilmek için en az 2 kişi olmak lazım arabada.
en.wikipedia.org

Araba, kesinlikle kaldirima cekilmeyecek. Park halindeki butun araclar ayni yone bakacak. Stop yazan yerde durulacak, yavaslama falan degil, durduktan sonra tekrar ilerlenecek.

eğer eğime park ediyorsan direksiyon sağa veya sola çevrili olacak.
sinyal mutlaka verilecek.
yol çizgilerine riayet edilecek.
Polis seni durdurursa 'OOO memur bey nasılsınız' diyerek araçtan inilmeyecek. Eller direksiyonun üzerinde beklenecek. Yoksa BANG BANG

-oncelikle trafik isiklari yolun diger tarafinda. yani isiklara 5/6 mt mesafede durman gerekiyo. ben bunu bilmeme ragmen, arabayi garajdan cikarip, daha ilk isiklarda kirmizi da gecmistim. sehir icinde buna cok dikkat edin, gercekten birine carpmam an meselesiydi.

-dur isaretinin oldugu kavsaklarda MUTLAKA durman gerekiyo. oncelik, arabalarin varis sirasinda (ilk duran ilk kareket ediyo), eger ayni anda kavsaga varsiysaniz oncelik sagdakinde.

-arkandan polis takip edebilir, sireni calmaya basladiginda arabayi kenara cekmen gerekiyo. otobandaysan da emniyet seridine. camin acik, ellerin direksiyon uzerinde polisin gelmesini bekliyosun. sakin arabadan inmeye, kapiyi acmaya calisma.

-eger otobanda polisin bi araci emniyet seridinde durdurdugunu gorursen, en sag seridi (polisin ve diger aracin surucusuun guvenligi icin) bos birakman gerekiyo. sol seride gec yani.

edit: cok onemli! sehir icinde sana yesil yanarken, saga veya sola donerken yayalara yol ver mutlaka (zaten onlara da yesil yandigini gorursun). bu kural turkiyede de var ama uygulanmiyo. amerika'da yesil isikta yaya gecidinden karsiya gecen bi insana carpan kisiye verilecek cezayi dusunemiyorum bile.

-saga sola donerken eger sana yesil yaniyosa, karsi tarafa da yesil yaniyodur. yani duz gidenin onceligi var, karsindakine yol ver. ama icinde ok isareti olan trafik isiklarindan donerken, karsidan trafik akmaz, yol hakki senindir.

-kirmizi yanarken (duz gidene yol vermek kaydiyla) saga donebilrsin.

(bkz: amerika/@compadrito)

var biraz bişeyler burda.

1 yıl oldu, hala geçmedi. oradan hesaplayın.

çok zor iyileşir, çaresi bir süre dinlendirmek devamında omuz içi destek kasları kuvvetlendirecek egzersizler yapmak. bu egzersizleri youtube'da bulabilirsin.

Oyy sana bişi olmasın ya:) Yaptırdığın aşının 5 yıl geçerli olması lazım. Tetanozda yaranın beyne yakınlığına göre 5-6 gün içinde belirti verebiliyor.

benim bildiğim, 24 saat içinde aşı olmanız lazım. belirti verdiğinde, zaten iş işten geçmiş olur.

kadın işte budur. buzdolabı indiriyor aşağı, vay be :))
için rahat etsin, doktora git en iyisi.

Bir dahiliyeye gidiver icin rahat etsin.
Buzdolabini tek basina mi indiriyordun?

Of hiç gitmek istemiyorum ya. Bence bişey olmiycak :/ :)

Yok tek değil, adam önden ben arkadan tutup indiriyorduk.

Vay be kadinmis, o ne yahu! Kendimden utamdim:))

Şüpheniz varsa çaresine bakın acilen. Bir doktor arkadaşım tetanozdan ölümün nasıl olduğunu anlatmıştı da.. Allah vermesin.

Pff. Tam kafamda halletmiş, mental olarak tetanozu yenmiştim, şimdi neden böyle şeyler söylüyorsunuz :D

tek doz aşı 5 yıl korumaz. asgari iki doz olman gerekirdi. o da yanlış bilmiyorsam, 3 yıl koruyordu.

git aşını ol, korkulu beklemektense.

geçmiş olsun.

www.youtube.com

Çok teşekkürler, video bu; ama ben orjinal paylaşımı arıyorum altındaki yorumları okuyabilmek için.

ona da bakınayım madem :)

www.youtube.com

Çok teşekkürler, ben de buldum bir paylaşım daha; ama rapunzel geyikleri bitmiş :/
www.youtube.com

(bkz: kireçlenme)

omzu dinlendirin. "her gün 100 şınav" gibi programlardan uzak durun. şınavdan önce ısının. rotatof cuff egzersizlerini ihmal etmeyin.

@zam sampiyonu domates, çeşitli kemiklerde kireçlenmeden ben de şüpheleniyorum ancak bu çıt sesi daha farklı birşey gibi geldi. yine de doktora bir kontol istediğimi söyleyeceğim :)

@marcelorios, 100 şınava ulaştırmayı vaat eden bir programı uygulamaya çalışıyordum şu an, güzel denk geldi :) geniş şekilde çekerken ne zorlandığımı hissediyorum ne de bu çıt sesi geliyor, o yüzden 5 sette 50ye kadar çıkmıştım. ısınmayı, boyun kasları dahil mutlaka yapıyorum. daha önce benzer bir tecrübe yaşamış mıydınız?

kıkırdak dokuda yer değişikliği olabilir tabi. ama düşük olasılık.

zor bir ihtimal. ama olmayacak değil. ben olsam fazla sallamazdım :)

burunda kırık olmadığını doktor mu söyledi? büyük ve kemikli burun=sağlam burun diye bir kaide yok ki.

2 tip eliptik bisiklet var. biri manyetik, öbürü "gergi bantlı".
manyetik bisikletlerde direnç, büyük mıknatıslar sayesinde sağlanıyor. birbirine sürten parça az olduğu için de, bisiklet çok az ses yapıyor. manyetik bisikletin dezavantajı, diğerlerine nispeten pahalı olması.
gergi bantlı bisiklet dediğim de şu, bisikletin önünde, üzerinde +/- işareti olan bir zımbırtı olur. bunu + yönüne çevirdiğinizde, gergi bandı da gerilir ve bisikletin pedallarında direnç artışı olur. direnç artışı olunca da, pedallar daha zor dönmeye başlar. gergi bantlı bisikletin avantajı, ucuz olmalarıdır. dezavantajı ise, birbirine sürten parça çok olduğu için, ses yapar, ayrıca bu bant sürtünme yüzünden yavaş yavaş eskir ve zamanla kopabilir. bu da sorun değil, yetkili servislerde bu bantlar satılıyor. koparsa, yenisi alınabilir.
şimdi, bu altıs, "manyetik bisiklet" diye satılıyor ama özelliklere bakınca, "silent belt" diye bir şeyden bahsediyor. açıkçası, bu durumu anlamadım. herhalde, alet gerçekten manyetik değil, gergi bandı kullanıyor ama bu bant, diğerlerine nispeten daha sessiz. yani, manyetik değil ama manyetik gibi sessiz bir eliptik bisiklet.
bende voit'in, zincirli ve gergi bantlı bir modeli vardı. 3-5 aydan sonra hoşafa dönmüştü. her yerinden ses geliyordu. zaten sonra bant koptu falan.
bence bir spor mağazasına gidip, hem manyetik hem de gergi bantlı sistemleri bir deneyin.

agir ketiye dilemin (rındamın)

Avrupa'lılar yada gurbetçiler su yerine soda içiyor. Bilmiyorum ama onlarda durum böyle

oncelikle soda var soda var. avrupalilarin ictigi bizdeki gibi asiri karbondioksitli soda degil. normal suyun biraz kimil kimil olani. bunun disinda zarari var mi bilmem ama sicakta susuzlugu en iyi buz gibi soda gideriyor.

Bazi maden sularinda, sodyum miktari cok yuksek. Fazla sodyum tuketiminin zararlarini arastirin.

zararlı. avrupa'daki sparkling water olayı ile bizdeki maden suyu olayı tomofilli'nin de dediği gibi aynı değil.

Tansiyon problemi yoksa, tükettiğiniz maden suyuysa bir şey olmaz.

Bahsettigin maden suyuysa sayet, gecen tv de gunde en az 2 tane icin dediler.
Sodaysa, bi yarari yok icme.

kuzuluk'un kağıdında "günde 4 adetten fazla içmek vücudunuz için zararlı olabilir" yazıyordu.

bisi olmaz icin icirin

Kesin bir bilgi değil elimdeki gerçi, ama söyleyeyim. Annemin gayet düzgün bir midesi vardı önceden, yeme içme ile ilgili hiçbir sorunu yoktu. Sonra günde 3-4 adet çilekli/vişneli soda içmeyi alışkanlık haline getirdi bir dönem. 1 yıl kadar sürdü, bu süre içinde yeme/içme alışkanlıklarında başka göze batan fark olmadı. Son 2 yıldır soda ve türevleri yasak, midesinde sorun var ve çiğneme tabletleri ile geziyor ortalıkta. Her şeyin fazlası zararlı.

Bu soru neden 2 günde bir sorulur oldu? Bir şey olmaz.

Bence günde 1 taneden fazla icmek zararlidir. Sindirim sistemini yavaslatir ve asla normal suyun yerini alamaz.

Aynısı bende geçen sene vardı :) Kendi geçiyor, bir şey yapılabilir mi bilmiyorum. Çocukken benim de çok tiklerim vardı.

tikimi beklerim :p

Cocukken bende de vardi. Sonra babam bi uzman arkadasina goturdu. Adamin uyguladigi taktik suydu , cok iyi hatirliyorum ; bu tiki bana pesi sira 10 kere yaptirdi , sonra 10 kez daha ardarda yaptirdi. Sonra bi kez daha yaptirdi .

Birdaha hic yapmadim.. kesildi gitti.

Siz gene de bi uzmana gorunun

bende de vardı benzer şeyler tam da o yaşlardayken. kardeşimde de, kuzenlerimde de. geçiyor takmayın çok.

ilginizi çekmeye çalışıyor olabilir. her hangi bir durumdan dolayı size kızmış kırılmış ve ya sizi birinden kıskanmış olabilir. belki de siz kızmışsanız ona acındırmak istiyor da olabilir. uzman size daha mantıklı şeyler söyleyecektir ama öyle bir tiki yokmuş gibi davranırsanız işe yarayabilir.

çok yakın bir tanıdıkta vardı aynı şey. kızı 9 yaşında aynen. kesik kesik sıkça öksürük sesi çıkarıyordu, doktor faranjit demiş ama annesi artık bunda alışkanlık olmuş falan diyordu. velhasıl kelam şimdi geçti yapmıyor.

benim bir arkadaşın oğlunda (8 yaş) da buna benzer bir durum var. bir sürü doktora gittiler. en sonunda, doktorlardan bir tanesi, "burunda et var" demiş. öyle, geçmesini bekliyorlar.

bende şundan var.
urun.gittigidiyor.com
bununla temizleniyorsa, aleti vereyim, temizleyin.

zenn teknoloji

dahiliye

Muz yiyin, bol su için.

ayni sey bende de olur arada. gece siddetli kramplarla uyandigimi bilirim. suyu aksatmayin, muz yiyin, spor yapin. su cok onemli.

muz ve cikolatali sut. bu iki gida elektrolit dengesini(kramplarin genel sebebi bu dengenin bozulmasidir) duzenlemeye birebirdir. tabii ki bol suyu soylememe gerek yok.

Kafein tüketimin fazlaysa azalt.

yalnızız

tehlikeli oyunlar
tutunamayanlar

Şu üçü en bilinen; fakat okunması genelde ihmal edilenler arasında yer alır. Her birine ayrı ayrı kefilim:

Tutunamayanlar.
Anayurt Oteli.
Aylak Adam.

Dünyadan da şu gelir aklıma ilk:
Kafka - Dava

peyami safa'nın matmazel noraliya'nın koltuğu adlı eseri tam istediğiniz gibi yazılmış, çok hoş bir kitap. tavsiye ederim.

Edgar allan poe'yu okudum melankolinin Babasidir. Hastasiyim.

kemal tahir, sabahattin ali, sait faik, aziz nesin ve peyami safa'nın tüm eserlerini okudum. size de tavsiye ederim.

Oldu. Dövüş Kulübü'nü ve sonrasında okuduğum Tıkanma'yı çok beğendiğim için Chuck Palahniuk'un tüm kitaplarını okumuştum. Son 2-3 kitapta artık iyice ilerlememesine rağmen biraz da kendimi zorlayarak okumaya devam ettim. Şimdi nasıl da ergen bir özentilikle okuduğumu daha iyi fark ediyorum :)

Tanpınar'ın 3 kitabını okudum, kalanların tamamını da okumaya karar verdim. Muhtemelen Orhan Pamuk'un da tüm kitaplarını okuyacağım.

Çok kitap okuyorsan, aynı yazarın arka arkaya 2-3 kitabını okumanı tavsiye ederim. Böylece o yazarın tarzını, değişimini daha iyi tartarsın. Aksi halde, her yazarın en klasiğini okusan kafi.

Jose Saramago / Carlos Fuentes

Haruki Murakami, Barış Bıçakçı, Orhan Pamuk, İhsan Oktay Anar, Ahmet Hamdi Tanpınar(aydaki kadın hariç), Oğuz Atay, Ferit Edgü, Çehov'un(tüm öyküleri sayılır mı bilemeyeceğim) tüm kitaplarını okudum.

Bir kitabını okuyup tümünü okuma kararı aldım. Mümkün olsa bu şekilde okumak istediğim Nabokov var ancak çok kitabı olduğundan öyle bir maratonu uzun zamana yaymak daha doğru olur sanırım.

Bu konuda asıl yönetmen takıntım var. Bir ara bir ay içerisinde tüm Woody Allen filmlerini izlemiştim. Soru buna yönelik olmadığı için oradaki izlediğim yönetmenleri saymayacağım.

ursula k. le guin

mülksüzleri okuduktan sonra başka çarem yok gibi hissettim. aynı konuda kitap yazsaydım ben de bunun aynısını yazmak isterdim dediğim ilk yazardı çünkü.

tess gerritsen
jean cristophe grange

sabahattin aliyi de çok severek okumuştum. ama bünyeme etkisi bi acayip oldu.

ayrıca illa bi yazara takıntın olacak diye bişey yok. kimileri de sabahattin aliyi çok sıkıcı bulur mesela. normal bişey. merak edersin okursun istediğin her yazarı.

ahmet ümit, peyami safa, elif şafak (pişmanım) türklerden aklıma gelen. grangé, dan brown, mario puzo, poe vs yabancılardan. arkadaşlarım ısrarla ursula leguin oku diyorlar ama sıra ona gelemedi henüz :)

Bukowski

emrah serbes ve halid huseyni'nin kitaplarını okudm

Jane Austen
Emrah Serbes

Alakasız oldu biraz ama :)

Oguz atay, yusuf atilgan (zaten cok az kitabi var maalesef:( ), tezer ozlu, hakan gunday ve milan kundera'nin tum kitaplarini okudum. Sartre'in roman turundeki tum kitaplarini okudum, denemeleri duruyor daha. Bir kitaplarini begenip, okudukca kafalarinin calisma bicimine hayran kalip okudum diger kitaplarini. Ama her yazarda da oyle olmuyor, Buket Uzuner'in Kumral Ada Mavi Tuna'sina bayilmistim, ama diger kitaplari yanindan gecemedi.

çocukken jules verne'in bütün kitaplarını okudum. sonra okuma alışkanlığım gelişmedi. ondan sonra çok nadir tek/tük okudum. senede birkaç roman okuyorum onlar da farklı yazarlardan oluyor.

Oğuz Atay, Orhan Pamuk, Orhan Veli, Aziz Nesin, Elif Şafak, Murathan Mungan, Didem Madak, Birhan Keskin, Gülten Akın şu an bunları hatırladım

İzmir'de ünlü bir diyetisyenin önerisiydi tarafıma: EFA S-1200

Kullandıktan belirli bir süre sonra kendimi fiziksel olarak gayet iyi hissetmiştim. sonra ayda 50 TL fazla gelince bıraktım.

www.kadinlarkulubu.com

almadan önce şuradan bir bakın:
www.nutrasource.ca

New life efa.

compadrito bu ürünün en yüksek saflıkta olduğunu duymuş GNC benzeri bir zincirin çalışanından. bana da bunu önerdi. www.carlsonlabs.com

ifos onaylı 2 adet balık yağı varmış tr de satılan.

onlardan biri new life efa. bu sebepla onu almaya karar verdim, teşekkürler herkese.

eğer canları isterse olay yeri inceleme gelip parmak izi alıyor, ondan sonra bekliyorsun. eğer şebeke vs ise baya uğraşıyorlar.

İfade vermeye gidin mutlaka, verdiğiniz detaylara göre işleri kolaylaşabilir.

@freekara

o çalınanlardan birinin kilidi yoktu biride sağlam yere bağlanmamıştı.

bunu kilitle sağlam koydum. zaten bisiklet 2-3 hafta durup gitcek o kadar kısa sürede çalınmaz dedim çaldılar.

emanetin canı götünde ama 300-400 tlde benim götte artık. :)

ifade verin ama çok da ümitvar olmayın. polis, bu tip olayları pek sallamıyor. arabamın radyosu çalınmıştı. karakola gittim. polisin ilk sorduğu sor, "radyonu sen çalmadın di mi?" oldu. "kendi radyomu niye çalayım?" dedim, "arada çıkıyor öyleleri" dedi. arabamın muayenesi de yokmuş. rüşvet olarak da 2 paket sigara istedi benden.

apartmandan biridir kafadan.

o kadar seri hirsizlik oluyor madem bir kamera taki verin apartmana ama bir gece ansizin olsun ki kimseler farketmesin kamera takildigini zira komsunuz bile hirsiz olabilir, kamera takildigini gorurse tedbir alir, apartmana kamera sistemi icin nasil para toplayacaksiniz onu da yonetici ile konusun.

hirsizi yakalarsaniz sorgusuz sikin

@kreider

-apartmanda kamera vardı. daha sonra apartman yönetici taşındı kamerayı götürmüş adam.
bişeyler söylemişti kamerayımı yenilecekmiş bişeyler anlattı izleme veri deposu ondaydı. yeni kamera gelip takılacakta ses seda çıkmadı. yani diceğim normalde kamera vardı ama şuan yok.

valla polislerin ne zaman ne yapacağı belli olmuyor, tamamen halet-i ruhiyelerine, şubelerine falan bağlı bence. arabamdan laptopım çalındı, camı patlatmışlar. aman bir olay yeri inceleme, bir ifade almalar, bir dükkanlardan kamera kaydı toplamalar, aracı çektiler almaya gittim simsiyah parmakizi boyası her yeri, bildiğin csi. laptop da bulundu yani 1 ay içinde, şaka gibi. ama 2-3 eve toplu hırsızlık olmuştu eski apartmanımızda, resmen "yav he he" diyip gittiler :/ bence sen bir şansını dene, ne olacağı belli olmaz.

yavşan otu

yabanicicek.com/veronica-chamaedrys-ek-bilgi.php

teşekkür ettim. ama gördüğüm kadarıyla hep ot şeklinde satıyorlar, çiçek halinde bulmam zor olacak galiba :D

bu yavşan otunun uyuşturucu ile bi alakası varmış :)

www.naturspaziergang.de

bana ot hali değil, bir kıza verebilecek şekilde şu güzel çiçek hali lazım :)

yemek yediğiniz için midede yoğunlaşan kan akışı, egzersizlerle birlikte vücudun çeşitli yerlerine doğru kaymış, bu nedenle de beyne giden kan miktarı azalmıştır.
spordan önce yemek yemeyin. egzersizlerden önce de bir 10 dk bisiklet veya koşu bandında yürüyüş yaparak ısının. gün içinde yeterli miktarda sıvı aldığınızdan emin olun.
kick box ağır bir spordur. daha önce spor yapmamışsınız. kilo fazlanız da varsa, spora başlamadan önce bir doktora görünüp gerekli tetkikleri yaptırmakta fayda olabilir.

çok aç karnına gitme, kendine ufak bir sandviç veya benzeri birşey hazırlayabilirsin tıka basa doymamak kaydıyla. başlangıçtan program ağır gelmiştir, olabilir öyle. set aralarında iyi dinlen hemen birini bitirip diğerine başlama iyice soluklan. bir de ilk haftada setleri tamamlayamıyorsan kendini zorlama, zaten bir süre sonra alışırsın.

Vücut sindirimdeyken, kan midede toplanmışken vücudun böyle bir tepki vermesi normal. Antrenmandan 2.5/3 saat öncesinde yemek işini bitirin, böyle sorunlar yaşamazsınız.

cevaplarınız için teşekkürler , kilo fazlam yok fazla 1.70 boy 70 kiloyum.

Bırakın nasıl mutlu olacaksa, kendisini sevecekse öyle yapsın. Eğer ameliyatlar sonucu istediği gibi olmazsa da, artık o onun katlanması gereken bir durum olur.

Biriktirdiği paralarla önce bikaç seans psikoloğa gitmesini; eğer düşüncelerinde hala bir ddeğişillik olmazsa "valla söz terapi parasını sizin vereceğinizi" söyleyin. Ne yapıp edip terapiye ikna edin.

bütün sermayesi güzelliği olan kızlar çok var böyle
megan fox'a benzerse, o hayatı yaşayacak sanıyor

çıkıp yine güngörendeki evine dönecekse, megan fox'a dönse ne olur ? bunu düşünmesi lazım.

Megan fox da olsa, brigitte bardot da olsa yaşlanıcak
brigitte bardot'a bakmaya kıyamazmışın gençken (tinyurl.com) ,
şimdiki haline bir bak (tinyurl.com)
Sophia Loren ha keza.

Hayatı boyunca mutsuz olur bu kız, acil yardım almalı.

arada bana da geliyo o trip şu an çok param olsa yaptırmazdım diyemem. ama hiç param yok. parasını harcayacağı bir alan bulmasını sağlayabilirsiniz. onu bu haliyle seven bir erkek bulsa da işiniz kolaylaşır.

En sonunda götün toprak olacak ötesi yok, de.

fikrinizi söyleyin ötesine de karışmayın bence. nasıl istiyorsa öyle yapsın, estetikli olmak da kötü bir şey değil ayrıca, kendi tercihi.

Sırf birine benzemek için ya da güzellik takıntısı yüzünden ameliyat olmak isteyen hastayı paragöz değilse ameliyat etmez cerrah zaten. Hele bir de resmini çıkartıp böyle yap derse çok doluyum der başlarından atarlar ya da kovarlar. Hep aklıma gelir nip/tuck'ta Nanette Babcock vardı. Sonu benzemesin. Grubman'a da benzemesin.

www.kadinlarkulubu.com

@lim5
estetik ameliyatlar saydığınız nedenlerden ötürü yapılmıyor mu zaten? o halde hiçbir plastik cerrahın iş kabul etmemesi lazım.

Herkes guzellesmek ister. Bazı hastalar bunu saplantı haline getirmiş durumda. Bu yüzden cerrah elinde fotoğrafla gidene beklentileriniz gerçekçi değil der. Psikolojik olarak bu ameliyatı olmanizi uygun bulmuyorum der. Kendi güzelliğini vurgulamak isteseydi durum değişirdi. Toplumda güzelliği kabul gören birini kopyalamak istemenin altında da özgüven eksikliği yatıyor olabilir. Dış görünüşü komple degisse de içi hala ayni olacak. Farklı beklentide olanlar var. Bu yüzden bazı hastalar kabul edilmeyebilir.

burnu yamuk birisinin bu durumdan rahatsızlık duyması normal. burnu yamuk olmamasına rağmen, kendisini çirkin bir burna sahipmiş gibi görüp mutsuz oluyorsa, dismorfobiden mustarip olabilir.
illa megan fox'a benzemek için estetik olmak istiyorsa, bence bu durum da problemli.
kaş kalınlaştırma bir estetik operasyon sayılmaz. onu geçin. dudak silikonu da artık uygulanmıyor. dudağa silikon değil, dolgu enjekte ediliyor. bu operasyon da geri dönüşü olan bir operasyon. dolgu zamanla erir. estetik olarak kaldı geriye burun. burun operasyonunun zorluklarından bahsedebilirsiniz. revizyon ameliyatı olmak zorunda kalabilir. operasyon esnasında, ölümle sonuçlanabilecek komplikasyonlar görülebilir. bunları söyleyebilirsiniz. bir de, arkadaşınızın burnu gerçekten çirkinse, gönlü olsun diye "yo, aslında çok güzel bir burnun var" diye yalan söylemeyin.
internette, kötü yapılmış estetiklerin fotoğraflarını da gösterebilirsiniz. dünyanın en yetenekli cerrahlarının bile saçma sapan burunlar yaptıkları vakidir.

karahan.dr.tr

geçen ramazan'ın ortasında sakatlandım. ortopediste gittim. birkaç ilaç verdi ve "zamanla geçer" diyip yolladı beni. ilaçları kullandım, sporu kestim, dişlerimi bile zor fırçalıyordum zaten, ne sporu. birkaç ay sonra, baktım bir iyileşme yok, bu sefer fizik tedavi uzmanına gittim. mr çekildi, biceps tendiniti teşhisi ile 20 gün fizik tedavi gördüm. fizik tedavinin ardından 6 ay boyunca, hiç üşenmeden, her akşam, kuvvetlendirme ve germe egzersizlerini yaptım, sonrasında da 20 dakika buz uyguladım. 6 ayın sonunda spora geri döneyim dedim, 10 kg bench yaparken bile zorlandığımı gördüm. tekrar spora ara verdim. 1 ay hiçbir şey yapmadım. ağrı geçer gibi olunca hafif spora başladım. şınav çekerken aynı yerde yine ağrı oldu. bu sefer spor hekimine gittim. omuz impigmenti teşhisiyle bir egzersiz programı verdi. bu egzersizleri de her gün yaptım. kontrollere de muntazaman gittim. ağrı yine geçmedi. bu sefer bir başka ortopediste gittim. yeniden mr çekildi. onun teşhisi ise, rotator cuff yırtığı ve omuzda bursit. bir iğne yağtı, 20 gün sonra gel dedi. gittim, ağrı yine yerine duruyor.

neredeyse 1 yıl oldu. ağrı hafiflemekle birlikte, omzumu zorlayan bir hareket yaptığımda, nüksediyor.
spor hekimine de gitseniz, fizik tedaviye de gitseniz, söyleyecekleri şey hep aynı "sporu kes". gittiğim bütün doktarlara anlatıyorum, "profesyonel bir sporcu olsaydım, bu işten milyon dolarlar kazanıyor olsaydım, bana yine de 'sporu kes' mi diyecektiniz?" bir cevap yok. spor hekimine "bench press yapayım mı, bir zararı olur mu?" diyorum, cevap "bilmem" oluyor. ortopediste soruyorum, "bench press de neymiş, en iyi spor yürüme" diyor.
sakatlandığım günden bugüne, 7 farklı doktora gittim (1 profesör, 2 doçent, 1 yar. doçent ortopedist, 1 doçent fizik tedavici, 2 uzman spor hekimi).
2 kere mr çektirdim. hepsi tek bir ortak noktada buluştu: ağırlık kaldırmak spor değil, sen iyisi yürü.
şu anki durumum:
sakatlandığımda, 86 kg( bar dahil değil) bench yapabiliyordum. şu anda 20 kg yapıyorum. ağrı devam ediyor. biceps, triceps, sırtta problem yok. problem yok dediğim, önceden 16 kg ile biceps curl yapıyordum. şimdi 6 ile yapıyorum ama yaparken bir ağrı yok. triceps ve sırtta da ağırlıkları azalttım, onlarda da ağrı yok ama benchte ağrı devam ediyor. spor öncesi çok iyi ısınıyorum, spordan sonra da 10 dakika germe hareketlerini yapıyorum. bunun yanında, haftanın 2 günü, rotator cuffları kuvvetlendirici egzersiz yapıyorum. spor yaparken duruşuma çok dikkat ediyorum. scapular egzersizleri yapıyorum. Mouse kullanırken kolumu uzatmıyorum. günde 20 dakika buz uygulamasına devam ediyorum.
işiniz zor ve sabır istiyor. allah kolaylık versin.
şu amcaya bir kulak verin,
www.youtube.com

Spor hekimliği deyince aklıma ilk Bülent Zeren geldi, hastaları genelde profesyonel sporcular. Sporu kes demeyecektir. Gidip bir danışın İzmir'deyseniz.

Bezmialem'de Tolga Saka var.

arkadaşlar çok teşekkür ederim, yalnız belirtmeyi unutmuşum ankara'dayım. şehir dışına gidebileceğimi sanmıyorum.

marcelorios, abi geçmiş olsun. baya depresif bir tablo çizdin ama çok moral bozucu bir durum gerçekten de. epey zor bir süreç bekliyor anlaşılan..

bu konu benim bildiğim kadarıyla 2012'den bu yana ertelenip duruyor, bildiğim kadarıyla hala doğru dürüst dijital karasal yayın yok.
1- yasaklanabilir, ama görüntü kirliliği açısından yasaklanabilir muhtemelen, çatılara yasak konması zor gibi. yine de, her halükarda bir geçiş dönemi olacaktır.
2- uydular sadece tv yayınına yaramıyor.
3- set-top-box denen kutular var, uydu alıcısına benzer, şimdi bazı tvlere dahil olarak da geliyor.

toplatılacak ve merkezi sistem olacak diye biliyorum ben de.

1930 larda yaşamıyoruz. herhangi bir "yaygın" uygulamanın kaldırılabilmesi öyle kolay değil.

on yıllar gerektirir.

Karasal yayin ihalesi gecenlerde iptal edildi. Eksiklikler neydi bilmiyorum ama yeniden ihale yapilmasi, uyum sureci vs. nedeniyle, 2015 tahmini, bence cok iyimser. Illa gecilecek ama o kadar da yakin bir donemde degil.

Scooter, racing, enduro fark etmiyor maalesef. İlk kez motor kullanacaksanız kesinlikle kapalı kask alın. LS2 fiyatına göre iyi güvenlik sunan markalardan ancak yine de bir arai, schuberth, nolan vs değil. Hele hele açılır kasklar dediğiniz gibi çarpma anında ikiye ayrılıp koruma özelliğini yitirmekte. Bu işin şakası yok bence almayın. Ama alacaksanız da o fiyata üstten ve yandan gelecek darbelere karşı fena değil denilebilecek bir kask

Nitro aikido var. sharp'tan 5 yildizli. 300 lira.

açık kasktan kesinlikle uzak durmanızı öneririm. Bu kask önden alacağınız bir darbede size hiçbir koruma sağlamayacaktır. Düşüp, kaldırıma çenenizi vursanız geçmiş olsun. Saatte 30km üstü kazalarda kafaya alınan darbeler ölümcül olabiliyor.

LS2'nin de fiyatına göre iyi olduğu söyleniyor ancak SHARP'tan sadece 1 modeli iyi skor alabilmiş, diğerleri tırt deniliyor. (LS2 ile pek ilgilenmediğimden detaylı model söyleyemeyeceğim bu dediklerim hakkında)

titanik

ALLAH RAZI OLSUN!

yapmayın allahaşkına, dediğiniz film müjdat gezen ve gülşen bubikoğlunun oynadığı görgüsüzler'dir.

lpg var mı arabada?

sanayiye götürün. aracı, diagnostik cihazına bağlayıp, hata kodunu kontrol etsinler. kedi tüyü, arızaya neden olmaz.

hayır, benzinli.

motor isigini genelde yakıt yakar. araba uzun sure durduysa benzin deponun icinde çökmüş olabilir. çökünce tortu kalmıştır dibinde. benzincilerde depoyu temizleyen solusyon var onu benzine karistiriyosunuz galiba tam bilmiyorum deponuz pembecik oluyor. bence once onu deneyin.

kullanma kılavuzunda o ışığın hangi durumlarda yandığı belirtilmiştir muhtemelen.

@maresalx - marcelorios, teşekkür ederim.

Yağını değiştirin. Arabaya iyi bir sentetik yağ koyun. Sönmezse servisine götürüp hata koduna baktırın.

Not: Tam dolu depo ile beklettiyseniz yakıt tankına bir şey olmamıştır.

Not 2: Uzun süre beklemeden sonra piston ringlerinin silindir yatağına tam oturması için arabayı yüksek devirde biraz zorlayarak kullanmanız gerekir. Ama bunu servisten çıktıktan sonra yapın (veya servisteki adam da aynısını yapıp size aracı öyle verecek).

www.bodytr.com

ben kullanmadım, sadece protein tozu kullanıyorum ama dediğin gibi küçük miktarlarda kullanılıyor...
optimum'un servisleri de 5gr civarı www.gnc.com.tr

kreatinin içinden zaten 5 gram'lık ölçek çıkar. optimum'unkinden çıkıyordu yanlış hatırlamıyorsam. genelde üzüm suyuna katıp içilir. suyla da içen var ama saçma sapan bir tadı var. üzüm iyi.

5 gram spordan önce, 5 gram da sonra at gitsin. Yüklemeye gerek yok.

Söylenenlere ek olarak, ölçek yoksa eğer, bir çay kaşığı 5 grama tekabül ediyor.

seni öldürmüyorsa güçlendirir.

çıkma da in, diz eklemlerini mahfedersin idmansızsan.

ya barbara olur mu hiç, merdiven çıkmak basen yapar diye biliyorum ben cidden?

tek bir sefer değil de, devamlı olarak inip çıkmaktan bahsettiğinizi kabul edersek:
faydaları- kalp atışı hızlanır, vücuda kan pompalanır, metabolizma harekete geçer, kalori yakarsınız, bacak kaslarınızı kuvvetlenir.
zararları- merdiven inip çıkmak, diz eklemlerine zarar verir. egzersiz yaparken dize binen yükle ilgili bir makale okumuştum. koşmanın, diz eklemine, vücut ağırlığının 4 katına yakın bir yük bindirdiğini hatırlıyorum. merdiven inmek ve çıkmak da, 1.5 katı civarında bir şeydi yanlış hatırlamıyorsam. kilonuz fazlaysa, merdiven inip çıkmayı tavsiye etmem. illa yapacağım diyorsanız, merdivenleri çift çift değil tek tek inip çıkın.

+kerbeee

Kalfların büyür.

ön düzende sağlam aksam yok anlaşılan? ama bence yolmak için şişirilmiş bir listedir bu. en az 1,000.

500 ortalama ile bitmesi lazim. 1000 tl ye motor yaptirirsin yahu, zaten liste de cok sisik bir liste degil. normal yani.

Ankara'daysaniz, sizi bir ustaya yonlendirebilirim. Alt takimlari kontrol edip, gercekten degismesi gereken parcalari belirler. Parcalarin maliyetini de yazar. Bunun icin de herhangi bir ucret almaz.

ses harici bir sorun varmı aracında? yolda gezme, zıplama, direksiyonda hafiflik vb.?

bence sanayideki parcaciya gidip fiyatlari kendiniz ogrenin.

ust takoz 60 lira olsa 120.
rot kolu ve rot basina da 80'den 160 diyorum.
salincaklar pahalidir, bunlara 350 diyorum.
amostisorler de 125ten 250.
balata dahil disk fiyati da toplam 300 lira gelir.

ne etti? iscilik haric 1200 civari. 1500 lirayla cikarsiniz bu isten asagi yukari.

dokuzeykul; hayır, ses dışında herhangi bir şikayetim yok..

Araba o hale Eskişehir'de, Şirintepe civarındaki aylar süren tramvay inşaatı yüzünden geldi. Aylardır çukurlara girip girip çıkıyoruz...

rain when i die; lastikler de değişmeli dedi zaten tamirci... ama o konuda doğru söylediğini biliyorum.

google'dan hızlı bir arama ile;

takozlar ortalama 15 tl x 2 : 30
rot kolu 25 tl x 2 : 50
rot başı 15 tl x 2 : 30
salıncaklar 60 tl x 2 : 120
amortisörler 120 tl x 2 : 240
diskler çifti 115 tl

ne etti toplam? 585 tl parça ücreti, bunu sanayideki parçacıda belki 500 e kadar çekersin.

fiyatlar ortalama ama, model ve kasadan dolayı küçük farklar olabilir.

200-250 tl de işçilik versen yeter.

google a şehir ismi+opel yedek parça yazılır. uygun dükkan seçilir. parça fiyatları sorulur. genelde orjinal ve yan sanayi olarak fiyat söylerler. aralarında çok büyük fark yoksa orjinal olanı al. neden diye soracak olursa çünkü bunları taktırmaya da para ödeyeceksin. 3-5ay sonra yan sanayi parçaya birşey olursa herşey başa alınır.
ne olursa olsun bir bilenle yap bu işleri.

evet

2 ve 3'ü beğendim.

2yi çok beğendim.

Birincisi açık ara güzel :)

1 veya 3 fakat birisi masa, öbürü duvar saati. ben olsam duvar saati alırım ama o saate de 250 lira vermem.

Sadece birinciyi begendim gayet guzel.

2 çok sıradan, her yerde görüyorum. Açık ara 1. güzel bence de.

1-2 güzel. 3-4 çok tırt.

sırasıyla 1,4,2,3. bence.

1 veya 4. 1 klasik, 4 retro.

1>3>2>4

hızı arttırın.

"büyük boy ve küçük boy"u anlamadım. taş plak yerine 45'lik ve 33'lük denemiş olabilir misiniz?
gramofon, sadece taş plak (78'lik) çalar, 45'lik ve 33'lük çalmaz. ankara'daysanız, gramofonu getirin. bende taş plak var, bir de öyle deneyelim.

artırmış. en yavaşta da en hızlıda da denedi. pek değişik bi sonuç alamamış.

açma kapama aparatı dediği ne ola ki? fren gibi bişey var o özellikte sadece.

boy olayını ben de bilmiyorum. bi arkadaşı orta boy ve büyük boy gönderiyorum demiş. biri çok küçük gelmiş diğeri de satın aldığımız yerin gönderdiğinden biraz daha büyükmüş. akşam fotoğraflarını isterim. size gönderirim. balıkesir'de ne yazık ki.

diğer ucu kapalı derken. nası bişey ki bu açma kapama aparatı. parçalı halde geldi biz bağladık zaten aleti. bi tane iğneden başlayıp kasanın arkasına giden boru vardı. bi tane de ordan kabak gibi açılan büyük boru var işte. ara sıra ses geliyodu ben ordayken ama tam bir müzik sesi değil. onun da gelmemesi gerekmez mi? satıcı toptancı gibi bişey. topluca almış burdan satıyo. gramofon dışında bin tane şey satıyo. burdan daha bilgi sahibi kişiler bulabileceğimi düşündüm.

tamam, şimdi oldu. efendim, bu gramofon, sadece taş plak çalar. küçük dediğiniz şey, 45'lik. urun.gittigidiyor.com
ön ve arka yüzünde, birer şarkı olur.
taş plaktan büyük olan, 33'lük. urun.gittigidiyor.com
o da, albüm şeklindedir. önde 4-5, arkada da 4-5 olmak üzere toplam 8-10 şarkı olur.
sizin almanız gereken şu:
urun.gittigidiyor.com


"hem 45'lik hem 33'lük hem de taş plak çalan bir şey istiyorum" diyorsanız, bu durumda bir pikap almanız gerekir.

78lik plağın ebatı 45likten büyük 33lükten küçük mü oluyor yani?

evet.

Sorun tas plak calmamanizda bence.

Alın, pişman kalmıyor insan.

Şimdiye kadar aldığım en güzel elektronik alet kendisi. Eskiden okuduğumdan daha da fazla okur oldum.

alın, pişman olmazsınız. aldıktan sonra da (bkz: ekşi sözlük e-kitap servisi meritokrasi)

niye paperwhite. biri 129 euro. digeri 49. 49luktan isteseydin 2 gün önce alir gelirdim simdi gec oldu da almanyadan gelen varsa ona aldir. bozulursa alan arkadasla geri gönder ne oldu kullanici hatasi mi demeden amazon yenisini gönderiyor. istanbul bilisimin verdigi garanti üretici garantisi degil diye biliyorum. bakmak gerek.

neyse dedigim bu. paperwhitein bence cok atraksiyonu yok. isigi ve beyaz ekrani normale göre daha cok göz yoruyor. zaten kitabi da alttan isiklandirmali okumuyoruz fark etmiyor benim acimdan. gene sizin tercihiniz. ama soruya genel cevabim: alin, pdf olmazsa dosyalar tadindan yenmez! meritokrasi rocks.

ben klasik kindle cıyım, bozulunca yine aynısını alırım herhalde. o ışık beni yine de rahatsız ediyor. bir de amacından sapıyor sanki ne bileyim. kindle 4 var bende 1 bucuk senedir, şaka gibi. süper bir şey. kitap okumanın pratik, hafif ve hızlı hali. illa ışık istiyorsan kitap okuma lambası takarsın tepesine. hele bir de dokunmatik filan kitap için kötü şeyler. arkadasa aldık, iki kurcaliim dedim, yahu ekrana illa dokunuyorsun kitap okurken, pırt pırt bişeyler oluyor. kindleın amacı kitabo hafif ve rahat okumak değil mi bir açıdan da?

özetle bence kindle 4 al :)

yoksa sende,sana kitap okuma aliskanlıgı kazandırmaz. ben de 1-2 ay once n11 den almistim. türkiye den galiba bu iki yerden alınabiliyo sadece.(muhtemelen ikisi de aynı sekilde tedarik ediyo) bi gün bile pisman olmadım. özellikle istedigin yerin üstünü cizme olayi cok kullanıslı. hep bi klıse vardır kagıt kokusunu alacaksın yoksa olmaz diye de, bunlar eminim hayatlarında kindle a dokunmamıslardır. kitap okuma degil de kindle okuma diye bi tabir üretilse yeridir :)
yalniz pazarlanırken söylenen 2 ay sarjının gitmesi cok dogru degil. mininum düzeyde kullanılarak hesaplanmıs. günde 30dk falan misal

Benim de almaya niyetim var ama bir cihaz bulamadım. Paperwhite mı düz kindle mı kobo mu nook mu yoksa başka bir şey mi kafam karıştı. Çok faydalı bir alet. Telefondan okumaktan yoruldum, son 30 kitabımı telefondan okumuşumdur. Al bence ama paperwhite mı alırsın başka bir model mi onu bilmiyorum.

Hatta ben de kaynak olayım ne alalım?

simdi kindle klasik ile kindle paperwhite karsilastirmasi yapayim hemen.

dokunmatik derken dokunmatik bildiginiz dokunmatik degil telefonlardan aliskin oldugunuz kapasitif falan degil. yüzeyin hemen üzerinde kenarlardaki bosluklardaki sensorlarin olusturdugu alan var. ekrana yakin ne sokarsaniz onu algilayacaktir ancak ne kadar ince sey sokarsaniz o görünmez alana o kadar hassas algilar. ancaaak, bu bozulmaya elverisli bir yöntemdir. aldiginiz kilif ekran filmi gibi etkenlere dikkat etmek gerekir.

benim icin lüks karanlikta kitap okumak degil kitabin agirligindan kurtulmaktir. bu yüzden nasil gece gece karanlikta kitap okumuyorsam kindle da okumam dedim klasik modeli sectim. daha da ucuz.

ekrana dokunmak degil tuslari seviyorum. ama sürekli highlighting ya da sözlük bakacagim derseniz paperwhite daha iyi olabilir sizin icin.


diger özellikler cok yakin ya da ayni. temelde bu farklar var. bence parayi kisin kindle 4 alin. koboyu sallayin. nedense ben hangisine el atsam pdflerde ölüm oldu, nookun son hali cok tatli ama gene pdfle ugrasiyorsaniz bir düsünün. pdfte cok zorlaniyor hepsi. mobi ya da epub vs iyidir, text iyidir, pdfde üzülüyorlar.

soru varsa alalim.

ben de sizin gibi uzuuun uzun düşündükten sonra kindle paperwhite 2'yi aldım. yaklaşık bir ay oluyor alalı ve gerçekten çok memnunum. kitap okumayı seven biri olarak e-kitapla tanışmamı ve e-kitabı benimsememi sağladı. cihazımla sık sık okuyorum. e-ink teknolojisini çok beğeniyorum. pratik bir şey. çok seviyorum cihazımı :)

eğer karanlıkta okumuyorsanız kindle 4 yeterli olur, üstelik bildiğim kadarıyla paperwhite 2'den biraz daha hafif ve daha ucuz kindle 4. ben geceleri de sürekli okuduğum için pw2'yi seçtim; ama ışık faktörü dışında kindle 4'ün de çok kullanışlı olduğu ortada. ayrıca karanlıkta okumak isterseniz ve cihazınızı kılıfla kullanacaksanız piyasada kindle 4 için ışıklı kılıflar mevcut.

elektronik mürekkep teknolojili bir kindle alın da hangisinden alırsanız alın hocam
(bkz: kindle alacaklara tavsiyeler)

bence oyle yapma gidip eczaneden al. cok pahalı bisey degil o dedigin ben de kullanıyorum. sakat olabilir. risk alma derim

eczanemizde.com ve dermoeczanem.com
ikisi de güvenilir.

Losev

losev , tegev

lösev diyorsunuz da, şöyle de bir şey var:
www.ensonhaber.com

Tgev +1

eski sevdiceğim bana "bir dilek tut" a yardım edeceksen et diğerlerini boşver demişti..
kendisi denetlemiş mali bölümünü.. "kaçırcak kadar paraları yok zaten demişti"

Bu kadar mı varmış yaw? Cidden yokmuş yani... lösev haber linkinden sonra ondan da soğudum.. Cevap verenlere teşekkür ederim. Ankara'da şubesi olması önemliydi ve ben farklı alanlarda çalışan bir dernek arayışındaydım aslında ama bu durumda en mantıklısı tgev sonucu çıkıyor... Ankara'da çalışılabiliyorsa tabi..

Gene aklına bir şey gelen varsa yazarsa sevinirim.

orjinal kitapta da aynen böyle
mustafa mond ileri eğilerek... diye devam ediyor

Problem yok. Kitapta da boyle.

kitabın bu bölümü öyle zaten. bi ordan bi burdan yazıyor. bi yanlışlık yok.

uzantıları ne o açılmayanların?

p90x'te 12 video var. açılmayan dosyaların uzantısını bilemiyorum ama onların açılmasına gerek yok zaten. siz, açılanlarla idare edin.
bu da program, www.speedyshare.com
en üstte "p90xfitnessguide.pdf" yazan yere tıklayıp dosyayı indirin.

açılması gerekenler açılmış zaten.

açılmayanların altyazı olma ihtimali var mı

@ykyt uzantısı srt yazıyor ama bilemedim.

@marceloris ama bazılarının programına baktım şöyle şeyler var mesela;
Hafta 1-3: (ANA)
Gün 1 - Chest & Back VE Ab Ripper X
Gün 2 - Plyometrics
Gün 3 - Shoulders & Arms VE Ab Ripper X
Gün 4 - Yoga X
Gün 5 - Legs & Back VE Ab Ripper X
Gün 6 - Kenpo X
Gün 7 - DİNLEN veya X Stretch
demek istediğim başlıklara bakınca diğer şeyler de açılması gerekiyor gibi.

@kuzey li sanmıyorum pek ama emin de değilim.

EDİT EDİT: Başlıklar aynıymış resmen bakar kör olmuşum şu an kendimden utanıyorum resmen.

srt genelde altyazı oluyor.
pc deki bir altyazının formatına baktım srt.

srt'ler altyazı işte, zaten altyazılarla dosyaların isimleri de aynı. gom player'da ve herhalde flv'de video açıkken altyazı dosyalarını kulağından tuttuğun gibi videoya at izlemek için.

altyazı diyeceğim ama arkadaşlar söylemiş bol bol :)

Flight of the phoenix

Doktor rapora gözlükle araç kullanabilir gibi bir ibare düşüyor. Ehliyetinizi aldığınızda "kullandığı cihaz ve protezler" kısmında "gözlükle" yazıcak. Polis sizi çevirirse ehliyetinizde gözlükle yazdığı ve gözlüksüz olduğunuz için size para cezası keser.

Teknik kısmını bilmem gözlüksüz görüşte sıkıntı yaşıyorsan not düşülüyordur herhalde ama "nasıl oluyor gözlük zorunluluğu, gözlüksüz trafiğe çıkılamıyor mu ?" sorusunu "lens kullansam olur mu?" amaçlı sorduğunu umuyorum.

peki "kullandığı cihaz ve protezler" kısmında "gözlükle" yazarsa ve ben lens kullanırsam sıkıntı yaratır mı ? bu durumda farklı bi işlem mi yapmak lazım ?

benim ehliyette gözlük-lens yazıyor.

Bende gözlükle aldım ehliyeti. Fakat arada lens kullanıyorum. Hiç sorun yaşamadım. Ama yasal olarak bir sorun var mı, polise lens takıyorum dediğimde çıkar bakıcam falan dermi bilmiyorum.

sen başka bir doktor bul. ben renk körlüğü testinde birkaç soruda çuvalladım. normalde gözlük de takarım, onu gizledim. rahatım.

özet olarak şöyle söyliyim; ehliyette gözlük veya lens yazsa da gözlüksüz veya lenssiz çevirmeye girdiğinde ceza yemezsin ancak bir kazaya karışıp lens ve gözlük takmadığın tespit edilirse bu sefer suçlu konumuna düşersin.

Buz koyun. 2 gune gecer.

fiyat?

şu 99dolar indirimi sebebiyle takılmayacağını düşünüyorum. geçen birisi yazmıştı, boardex mi neydi o site üzerinden almış amerikadan adres göstererek fln. o şekilde daha garanti olur almanız doğrudan almak yerine.

telefon tablet gibi ürünler fiyatı ne olursa olsun takılıyor diye biliyorum ama kesin bilgi değil şimdilik yaymayalım.

3g destekliyosa takılır, 3g yoksa fiyata bağlı

amazon tr ye elektronik cihaz satmıyor diye biliyorum. ama gümrüğe takılma riski her zaman var. 100€nun altında oldursa düşük.

amazon tr'ye elektronik yollamiyor, fiyat onemsiz.

gumrukte takilma olayi da sadece fiyata ozgu. yok 3g yok tablet diye bir ayrim yok (atanlar saglam atmis).

ha takilmadan ucuza telefon getirtirseniz, elbette kayit ettirmek gerekirdi o cok ayri olay.

Gencler, gumruksuz esya limiti 75 euro.

99 ya da 100 degil.

Kamu spotlarından bahsediyorsunuz değil mi? Her sene birine ağırlık veriyorlar.

sigara bile içmeyen insanlardaki nargile sevdası yüzünden bence. sigara içen içmeyen herkes nargile içiyor. nedense nargile tütün ürünü değilmiş gibi bir algı var ve zararsız geliyor. aileler sigara içmeyin diye kıyamet koparıyor ama arada bir içilen nargileye bir şey demiyorlar falan. bu yüzden bence.

özel bir nedeninin olduğunu zannetmiyorum. sağlık bakanlığı tarafından hazırlanan spotlar, zorunlu yayın olarak değerlendiriliyor. bakanlık, değişiklik olsun diye, bu spotu göndermiştir.

sigara içmeyenlerin çoğu nargile içiyor. hatta evine nargile alan ama sigara içmeyen kaç kişiyi biliyorum. bence bu yüzden.

yillarca isi kendi tekellerine alip nakla gibi igrenc bir tutunu icirdiler millete. al fakhir ve diger guzel markalar kacak da olsa piyasaya girdikten sonra artik standart oldular nerdeyse, kesin batmistir da distributorlugu biraktim diyordur :)

Insanlar nargilenin zararlı olduğunu bilmiyor. Sigarayı herkes biliyor.

nargile tutununden vergi alamadiklari icin.

son sigara zamlarindan belli olmuyor mu cevap?

kim nargile tutununden vergi almıyo? öyle bir alıyolar ki hemde. ben şayet tekel bandrolsuz tutun almadım şimdiye kadar.

yaz geliyo millet balkonlarda kafelerde nargile keyfine başlıyo, ondan olabilir.

(bkz: kamu spotu/@dafaiss)

öncelikli hedef sigaraydı ve belli bir standarda oturdu o iş artık. nargileyse sigara yasağından sonra iyice popülerlik kazandı ve pek çok yeni mekan açıldı, ülkeye giren kaçak tütün miktarı arttı, bu konuda kısıtlamalar da arttı tabii.

nargile satanlar "tütün satmıyoruz, bitkisel nargile bu" falan diye kapalı mekan yasağından da yırtıyorlardı ki geçen sene yapılan güncellemeyle kanun sertleştirildi ve şişelere uyarı asılması vb. kısıtlamalar getirildi.

son reklam da bilinçsizce içenlere, "nasılsa sudan geçiyor, zararsız bişey bu" diyenlere yönelik. yani aslında süregelen bir çalışmanın son aşaması gibi görünüyor bana.

ayrıca nargile keyif için içilir, bir usulü, adabı vardır. sigara gibi elim boş kalmasın, canım sıkıldı, başım ağrıyor, sınavım kötü geçti, sevgilim aramadı, o kız bana niye bakmıyor gibi gibi nedenlerle değil:)

kaçar.

özelden anlatabilirsin merak ettim.

genele açık sağlam girer.

Bence de ozelden anlatabılırsın. Hehe.

Evet ya bana da yaz paylaşalım bilgileri