3 5 gun icin iki ulke biraz fazla degil mi? ben olsam uskup-mavrovo-ohrid yapip makedonyada kalirim sadece.

ya da bosnada saraybosna ve mostar yapar kalirim.

karadağ'ın bu mevsimde sunabileceği neredeyse hiç bir şey yok. bir kayak merkezi var, kayıyorsanız oraya gidebilirsiniz. skadar gölü tesisleri kapalı, podgorica da ölü bir şehir. sahil taraflarında bir kotor kalesi, old town filan gezilebilir. bundan dolayı karadağ'ı pas geçin bence.

@yalanci mesih; bu iyi olmadı. karadağ + X şeklinde planlıyordum.

Yanyana yanyana binalarla dolu sokaklarda ve trafikle yasayacaginiza neden kalamis, feneryolu, kiziltoprak gibi muhitlere bakmiyorsunuz? Kadikoye en trafikli zamanda 15 dkyi gecmiyor gitmek. Evlerin neredeyse hepsi yeni, kiralar da arz yuksekligi sebebiyle gayet de uygun. Kadikoyden feneryoluna taksi 12-13 tl filan yaziyor mesela.

ne demek ev bulamıyorum, inşaat yapılmamış? ben neden her gün şantiyeye çevrilmiş yollardan geçiyorum? ya ben 20 yıldır paralel evrende oturuyorum ya da siz.

www.sahibinden.com

www.sahibinden.com

herhangi bir emlakçıya 2500-3000 aralığında ev arıyorum derseniz yağdırırlar eminim.

@kuehles haklısın tabiiki ama yani beni de deli dürtmedi
Arabam yok, her gün taksiyle git-gel öyle bi para vermek istemiyorum.
Ayrıca ev arkadaşı alacağım için genelde o taraflar tercih edilmiyor.
Öğrenci değilim, kendi paramı kazanıyorum ama ekonomik anlamda daha rahat olsam zaten daha kolay ev bulurdum yüne baktığım yerlerde.

@acem sen de doğru diyosun. Zaten 0-5 yaş arası var ama işte artık emlakçılar da müteahhitlik yaptığından asla fiyat kırmıyorlar.
Hasanpaşayı g.tüm yemiyor güvenlik açısından bir kadın olarak
Ziverbey de yine çarşıya yürüme mesafesi değil ama tabii düşünülebilir belki.

Hofgg sinirden ağlıiycam:/

@jimjim

Ben gece eglenceden donerken demek istedim taksi olayini yoksa her gun taksiye dokecek para kimde var ki zaten gerek yok ki, kadikoye en guzel baglantilardan birine sahip saydigim yerler. Yani ya yurunur bu dedigim yerlerden, ya dolmus ya iett otobusu.

Ziverbey carsiya yurume mesafesi bu arada, 10-15 dkda yurunur rahatca. Ya minibusle indi bindi vs. kosuyolu daha ucuz olabilir, oralara bakabilirsin. Kiziltoprak da biraz daha uygundur feneryoluna gore fiyat acisindan.

su anda kadikoyde mi yasiyosun? Ben anlamadim su anda oturdugun yeri. Yoksa kadikoyde sadece takilmalik mi zaman gecirdiniz su ana kadar?

Bu arada yogurtcu parkinin oralarda da cikabilir biseyler.

@kuehles
Dört yıl kadar üsküdarda kaldım, güzel merkezi ve fakat çok eskiydi yaşadığım ev. Ayrıca asla üsküdarda vakit geçirecek mekan olmadığı için her gün yine kadıköydeydim anlamsız olmaya başlamıştı. Şu an geçici olarak ailemin yanındayım. İş durumum ve sosyal çevre açısından kadıköy ve etrafı (acıbadem, ziverbey vs) benim için daha makul.

@jimjim

O zaman caferaga, moda, yeldegirmeni olmuyorsa

Ziverbey
Kiziltoprak
Kalamis
Feneryolu
Kuyubasi
Marmara uni etrafi (feneryolu oralar da esasen, arka tarafindan bahsetmiyorum)
Kosuyolu
Hasanpasa
Sogutlucesme


En mantikli opsiyonlar.
Kisisel tercih meselesi, ben mesela yanyana dizilmis, direkt birbirinin icinde gibi duran binalarla dolu bi yerde, gurultunun icinde oturamam, senin icin farketmiyorsa biraz daha ciddili bakabilirsin tabi.

Bir de ev arkadasi arayan birinin yanina girebilirsin kendin ev acmak yerine.
Ve sey orasi da hasanpasa oluyor sanirim, kudret goz hastanesinin oralar da gayet iyi. Ama marmaray yuzunden filan fiyat artmistir, bilemem :)

Ya işte yarın artık son 2 emlakçıya gidicem, bu hafta da bişey çıkmazsa ya acıbadem (natülüs) ya da dediğin gibi ziverbey.
Öğrenci evi yerine düzgün temiz ferah bi ev olsun istiyorum o nedenle kendim kontrat yapıcam. Sağol önerilerin için kıehles :)

Kadıköy ve beşiktaşta ev tutmak müthiş gereksiz bir olay. İnanılmaz sıkışık sokaklar inanılmaz trafik, inanılmaz kalabalık, inanılmaz eski binalar ve inanılmaz fazla kiralar. Bu arada kişi başı 1000 lira kira da düşük bir rakam değil, konforumdan ödün verip biriyle ev arkadaşı olacaksam da 30 yıllık binaya 1000 lira vermem herhalde. O yüzden bence tekrardan gözden geçir derim taleplerini.

Bimdekiler yerli galiba.

Buyuk migroslarda da oluyor yerli.

Migrosun müdürüne baakı kurun da doğru düzgün mal getirsinler. Müşteri ne isterse odur. Yapmazlarsa sen de halden alırsın.

Reisin mercimegi ham sari hem yesil hem kirmizi yerli uretim

Bu arada migros bim a101 hepsinde bakliyat ithal genellikle, lütfen menseisine bakin. Bu arada kuriyemiste guney amerikadan geliyor.

Özdileklerde menşei Türkiye olan ürünlerin olduğu raflarda reyona dik şekilde yerleştirilmiş, uzaktan farkedilebilen "Bizim ürün" etiketleri var. Hangisinin menşei Türkiye diye aramak zorunda kalmıyorsunuz. Bari mercimek çorbası içerken cari açık vermeyelim diyenlerdenseniz Özdileği öneririm. İnternetten alışveriş imkanı da var. Her alışverişten sonra anket yapıyorlar. Rafta olan bir ürünü online mağazada bulamadım diye bir şeye 5 üzerinden 3 verdim yarım saat sonra aradılar ve talebi hemen yerine getirdiler. Baya iyi Özdilek.

@Batuhanolabilir internet alışveriş sayfasını bulamadım.

www.ozdilekteyim.com

Ben de Adana'da bakliyat satan dükkanlardan alıyorum. Kayınvalidem, bir dükkandan 35 yılı aşkın bir süredir alıyor. O tip güvenilir yerler olursa, oralar üreticiden alıyor diye biliyorum.

epttavm'den tarım kredi ürünlerini alıyorum. 2,5 tl kargo ücreti ile gönderiyorlar.

www.epttavm.com

bir seçenek eğer hd izliyosan kaldıramamış olabilir, hd seçeneğini azalt 320 540 p gibi bir sey yap.

bir diğer seçenek, bozuk mal aldın, servise gondereceksin.

Servise gondermekten ziyade ilk 14 gun cayabiliyorsun, direkt geri de yollayabilirsin.

Hometech'imle alay ettiniz bakın acer'lar nasıl patlıyor birde..

harddisk problemi var bence.

Hemen geri yolla.

harddisk problemi var
iade et bence direk
yeni al
ondan sonra da ssd takarak kullan

Pek bir bilgim yok fakat spor kültürü ve doğu yakası kriterlerinden dolayı Chicago diyeyim. Ama dediğim gibi hayat pahalılığı vs. hiçbir bilgim yok.

Chicago daha önce gezdiğim ve sevdiğim bir şehir, ancak popüler kültürde Detroit ile birlikte sürekli suç oranının yüksekliği ile öne çıktığı için tedirgin oluyorum.

Yerlesmeden once is bulursaniz bence daha mantikli olur. Sonucta SFe yerlesseniz de is durumu belli degil, ev acarsiniz vs vs sonra istediginiz gibi bir sey bulamazsiniz falan.

Austin'e yerlesin bence. Ya da houston.

Yazılımcı ve NBA fanıysan tek yol Oakland.

Boston

@i was made for you, peki ya "pace and space"ten zerre haz etmiyorsak :)) ?

@dissendium, seçenek listemizdeen üstte olan 3 şehirden biri Boston ancak New York ile birlikte aşırı soğuk havası biz Akdeniz insanlarında nasıl etki bırakacak, ondan emin olamıyoruz.

Kuzey sf. Sacramento falan olabilir. Kuzey ile Güney arasında ciddi ekonomik farklılık var nitekim.

Amerika'lilarin en cok tasinmak istedikleri cennet vatan San Diego olacak benim onerim. Spor kulturu acisindan biraz zayif kalabili, spor barlar tabi ki var ve yogun ama sehir takimlari olarak belki zor olabilir.

2 saat los angeles a gider gelirsiniz belki mac gunleri.

Spor yapmayan cok az sehirde.

4 mevsim hava super.

Yazilim konusunda amiral degil ama is oldugunu dusunuyorum.

Saat farki maksimum ama:/

Eglence ve rahat hayatin dibini yasarsiniz. 5 sene sonra cocugunuza olur en buyuk iyilik de.

La jolla da nacizane ev adresi onerim.

şehir seçecek kadar kolayca iş bulabileceğinize emin misiniz? H1 filan hazırda var mı?

@bos gezenin bos ustasi, Sacramento'yu hiç düşünmemiştik, listeye ekliyorum teşekkürler.

@Corrigan prefers beer, muazzam öneri. West coast olması dışında bence de bir falsosu yok :)

@507, green card ile gideceğiz.

umarım hayallerinize kavuşursunuz ancak önce iş ve çalışma izni kısmını hallettiniz mi ?

bunlar sorun değil ise san diego derim ben.

austin, texas? (formula 1 pisti bile var)
san francisco bay area, yarımada dışı? (plesenton, livermore, dublin şeytan üçgeni mesela)?
san diego da güzeldir.

Nereye gidiyorsanız beni de götürün.

26 - Erkek-iOS developer.
Ciddiyim. Green Card talihlisiyim.

dostum hem doğu diyorsun hemde bostona soğuk diyorsun, abd'nin doğusu koca bir ankara iklim olarak baz alırsak, washington'a git o zaman

Indianapolis
Washington eyaletinin herhangi bir kismi
New Jerseynin tasra taraflari
Austin

Bu arada suc konusunda endiseliyseniz buyuk sehirlerin hepsindr suc var oturdugunuz yere gore degisiyor sadece

bu arada ben green card çıkarsa eğer staj yaptığım firmaya dalacağım. victorville, california'da. mojave çölünde.

böyle değişik tercihlerde de bulunabilirsin. en kötü ihtimal desert rock, stoner rock falan yaparsın ortamdan dolayı.

Kapari mi acaba?

@duptıs yok onu yiyebiliyorum salatada falan denk gelince. tarif edebilsem keşke tadını:) ama eminim daha önce denk gelen olduysa direk anlar yani ne olduğunu:) uzakdoğu mutfağında da kullanılan bir şey olabilir.

Sossuz olsun diye siparis verirsin de kac yildir avrupadayim hic oyle garip biseye denk gelmedim ben :/

Bende bir sandivçte denk gelmiştim Avrupa'da öyle bir sosa. Beyaz renkliydi mayonez sanmıştım ama kokusu ve tadı berbattı. Tadı böyle acı bir tada sahipti ama bildiğimiz bir acı değil böyle mide bulandıran sanki bozuk bir şey acılaşmış gibiydi. Verdiğim paraya acıyıp yemeye devam etmiştim :'(

Mobilim editleyemiyorum editi:
Dediğim sandiviç markette hazır satılan baget sandiviçlerdendi bu arada.

Avrupa nın neresinde denk geldin?
İspanya ve Portekiz mutfağında öyle bir şey Yok gibi

@benaslindayohum İspanya değildi orada yediğim her şeyden memnun kaldım bugüne kadar.
Almanya ve Polonya da ama oraya özgü restaurantlar değildi.

kisnis bence. avrupa mutfaginda yaygin olup da turklerin nefret ettigi seylerden biri.

@mayeskuel evet sanırım kişniş ekşi de yorumlara baktım çoğu kişi benimle aynı fikirde:) çok teşekkür ederim.

eğer kuze avrupada denk gelseydiniz şu olabilir mi:
www.selver.ee

ben hayatımda böyle iğrenç bir şey yemedim. ayakkabı boyası gibi bir kokusu ve aroması var.

eğer kişnişse sakın gürcistana gitmeyin.

köri mi acaba?

horseradish sos tur o www.google.com.tr Normalde nimettir, bunu bulamayanlar var kafasında bir insanım bir ısırıkta küfredip, atmıştım, bir sandivici. Sonrasında gel zaman git zaman merak edip neymiş la bu diye süpermarketin sitesine girip ürünü bulup içindekilerine baktım, tek olağan şüpheli o gözüküyordu.

kişniş demeye geldim denmiş ama olsun yine de: kişniş. dereotunu sevmezdim ta ki kişniş yiyene kadar. şimdi dereotuna denk gelsem "olsum daha kötüleri de var" deyip geçiyorum.

Sinop - Beyaz Ev - Rakı balık için.

Sinop mantisi yiyin.
Selale varmis, orada super kahvaltici varmis.
(Annemlerin yalancisiyim, ben gitmedim)

@hicunutmam beyaz evi aradım yer yokmuş.başka alternaf var mı?

@sl78 Şelalere gitmiştik eve soğuk da biraz

@kuehles blondes
Sinop mantısı kesin de kahvaltıcı erfelekte mi?

kahvaltı için taa erfeleğe gidilmez, havanın soğuk oluşu da cabası. merkezde daha iyi yerler vardır. öğrenince yazarım yine.

aykın cafe & pub diye bir yer varmış, arkadaşım baya beğenmişti.

Cumle sadece bu mu? Onu/arkasi var mi?

takip ettiğim kişi twitterda bi fotoğraf paylaştı, masaj aleti gibi bi şeydi. ben was ist das dedim o da bunu yazdı

Ustunde ne oldugu yaziyosa (fotoda) steht drauf yazmis olabilir. "Orada yaziyo iste" "ustunde yaziyo" gibi bi anlami var bu kontextte.

Baska kullanimlarda baska anlami olabiliyo bu kelime obeginin.

üzerinde yazıyor demiş

Siyah

siyahtan başka bir seçeneğin yok ne yazık ki, beyaz gömlek içinse(bizimla degılsin)

siyah olsun ama ayakkabı da siyah olsun.
gri pantolon-beyaz gömlek kötü bir ikili yalnız, hele kışın.

Yok yav hanimlar bayiliyor :)

şef garson sanıyolardır seni ondan.

Yav he :))

Eataly, macrocenter

abi nasıl hayatlar yaşıyorsunuz, araba markası sandım peynir çıktı, biz tost kaşarını or buluyoz.

hayatlar ezine caniim. bunlar bi is icin lazim. :)

Zanzibar'i da düşünebilirsiniz belki. hatta oraya gitmiskten, Tanzanya ve Kenya'ya da bir kac gun ayırabilirsiniz.

filipinler - el nido & coron

seyseller, madagaskar.

sri lanka.

bali.

hangi adaya karar verirseniz kuru/islak mevsimine. bakarsiniz.

Pek sallamıyorum, dün bir pm geldi bakayım dedim 10 gün önce yazdığım bir şeye teşekkürmüş, düşünmemiştim bile ne oldu diye.

belki başka bir yerden bulmuştur.

bu ben degilim ya :D
en son kitqbi ben sorunca sanki benmisim gibi oldu.

ben bazen unutuyorum yazmayi, bi ay sonra yaziyorum pardon diye.
tesekkur etmezlerse emek harcadigim bir seye gicik oluyorum kendi capimda.

piyasada normal şartlarda alabileceğin en ucuz fiyatın %35 civarı daha ucuzuna, sırf işi görülsün diye fiyat teklifi aldım duyuru açanın tam da istediği bir şirketten, yaklaşık 4bin lira daha az ödeyecekti piyasada bulacağı en ucuz yerden; "fiyat budur hocam" mesajıma cevap verme gereği bile duymadı. ucuz fiyat almak için uzak akraba dedim işi yapacak olana, sağ olsunlar yaptılar baya bi güzellik yani. sonra sorup durdular "ne oldu anlaşıcak mıyız" diye, bi ton yalan söylemek zorunda kaldım.

hadi güvenmedin bana, ne bileyim, içine sinmedi, kendi kar payımı koyduğumu düşündün; olabilir. bari "eyvallah düşüneceğim" deme tenezzülünü göster. duyuruyu yardım isteme amaçlı açan da kendisi, yazdığı bir cevaba istinaden kendi kendime gelin güvey de olmadım hani. öyle çok iyilik yapan biri de değilim, hadi dedim bi işe yarasın bağlantılar, böyle olunca baya içime oturdu. hayat tecrübesi işte, o açıdan bakıyorum artık.

Duyuruda bahsi geçen kişi @kuehles blondes değildir. :)

Basima geldi, bir kere de ben yapmis bulundum Sozluk'te. Bir makale istemistim, 4-5 kisiden gelmis ama ben ilkini gordum, ona tesekkur ettim ve hemen onu indirip apar topar isi yetistirmeye calistim. Daha sonra rahatlayip buraya girdigimde ilki disindakilerden mesaj gelmisti. Bu karsidan indirmeyi gorecek bir durum degildi ama tesekkur etmemis bulundum onlara gorene kadar. O iki kisiden biri "Elinize gecti mi" diye sormus, digeri de kufretmisti. Ben de hepsine tesekkur ettim.

Belki baskasindan bulmustur siz gonderene kadar.

Ben gonderdikten sonra eline ulasmamissa haber beklerim sadece. Son durumu bilsem sevinirim haber verdigi icin ama otesinde bir beklentim yok.

bisey olmaz. hele de mozzarella, suda bekliyor.

Çok iyi yapıyorsun, bence devam et. Kitap için yaparsan Goodreads de kullanabilirsin.

Sizi mutlu ediyorsa bize laf dusmez.

İzlediğim filmleri bir süre sonra hatırlayamadığım için 1 yıla yakındır küçük bir not defterine yazıyorum fakat son zamanlarda ona da yazmayı unutuyorum=) keşke daha önce aklıma gelseydi diye hayıflanıyorum, hiç saçma değil bence.

ayrıntıya girdiğinden dolayı her anı kaydetmek zor geliyor olmalı.
filmlerden pek değil ama sık olmasa da not olarak çeşitli tv programlarındaki konuşmacıların sözlerinden ve kitaplardan (araştırma inceleme tarih genel kültür türünden) bazı alıntılar yaparım.

bence sacma degil hic. iyi yapiyorsun. film icin yapmiyorum ama swarm uzerinden yaptigim check inlerin amaci bu oluyo bende.

kitap için: goodreads
film için: letterboxd
dizi için: trakt.tv

Ben de yapıyordum. Film, kitap, botanik vb. bi çok konuda yaptım. Not almak gibi oluyor, yazarken bi daha düşünüyorsun, değerlendirmeler yapıyorsun, dönüp bişi aramak kolay oluyor. Gittiği yere kadar devam et bence.

Ben bilgisayar patlayınca moralim bozulup bırakmıştım. Yedekleme yapmak şart.

iyi yapıyorsun tabiki de yazmak kaynak bırakmaktır. Bence dünyadaki herşey kayıt altında ve sürdürülebilir olmalı-keza olsaydı şimdi çok daha gelişmiş hayatlarımız olurdu, ya da çakılmış. ikisi de aynı şey.

Ama ben şahsi olarak yazmanın hissedilen duyguları yansıtmadığını düşünüyorum, yazmak köreltiyor. bilinçsizce 3.şahısa dönüştürüyor. Yazarken ne kadar dikkatli ve özenli davranırsan o kadar yabancılaşıyor. Ya da bende öyle oluyor.

his, düşünce çok hızlı akan şeyler. kendini kaptırınca(yoğunlaşınca) bütün enerjini emerek gerçek yaşamında hızına yetişemeyeceğin bir silsileyle gelişiyor ve devam ediyor. Ama yazıya dökmeye kalktığında fiziksel hareket kabiliyetin yüzünden engelleniyor o duyguların ve koptuğu anda geri dönülemiyor.

Beyin tuhaf bir organ. öyle kol-bacak gibi değil.

Mesela şimdi, telefon çaldı ve buraya ne yazdığımı ne yazacağımı unuttum. Önemini de yitirdi. Bir de aklıma geldi, birilerinin kitaplar hakkında kitaplardan alıntılarını yazması; okuyan açısından güzel birşey. çünkü betimlemeleri biraz da olsa hafifletip hap bilgi haline getirebiliyor. Ama kendi yaklaşımını yazması ''instagram'' gibi birşey, herkesin çirkin poposuna-fikrine maruz kalınıyor 2 satır kayda değer birşey okuyabilmek için. Yazmak ya da okumak çok yüceltiliyor. bu son söylediğimin konuyla bir ilgisi yok ama yine de belki birilerine faydası olur diye şunu da eklemek istiyorum; ''10 tane kitabı birer kere okuyacağınıza iyi bir kitabı 10 kere okuyun'' ben sanırım d.cündioğlundan duymuştum. Çok da anımsamıyorum.

Kim oynamis vs yazmak bence gereksiz de, filmle ilgili neler yazilmis bakmak ve kendin de yorum yapmak istiyorsan mubi'yi kullansana?

Güzel bir sey. Ben bunu yillar once bir forum sitesinde yapıyordum oyle. Kiz bile dusmustu oyle ohom ohom.

goodreads, imdb, icheckmovie kullanıyorum da kaydetmekiçin. bunlar bugün var yarın yoklar. o yüzden dökümanlara yazıyorum.

Özel şeyler odluğu için, ne bileyim filmdeki çocuğun ölmesi bana şunu hatırlattı gibi, online olarak paylaşmak istemiyorum. O kadar sanatsal ve düzgün de yazmıyorum. buraya yazdığım gi bi. anl am bozukluklarıyla dolu.


mesela arada filmde anlamadığım yerler oluyor, burda soruyorum. cevap gelince yazıyorum flan.(git: )

kitapları ben de altını çizerek okuyorum ancak not alıp bunları bir word dosyasında saklamak benim de hayalim. eleştirilecek bir yanı yok çok iyi yapıyorsun devam et böyle :)

çocuk türk mü yabancı mı? eğer türk ise seçeneklerden hiç biri. bu eziyeti yapmayın yani. yabancı ise loren.

Loren çok hoş duruyor, Allah sağlıklı ve mutlu bir ömür versin :)

elorelia +1

türk. ama türkiye'de degil.

Luna. Türkiyeye gelirseniz ayla dersiniz olur biter.

amcam yıllar önce aradı kızın ismini siz koyun dedi. kendisi fransada yaşıyor. biz melisa dedik. oda dediki: melisa burda kötü kadınların ismi dedi kızın ismini lisa yaptı. Fransada sıkıntı yaşamasada Türkiyede sıkıntı yaşayabiliyor.

Mila, bin (1000) değil mi? Epey oy almış ama bin anlamında bi isim çevresinde nasıl karşılanır bilemedim.

Seçeneklerden Loren güzel bence.

Mila yerine Mia daha iyi olur. madem bu tarz düşünüyorsunuz

mile 1000 mila değil :p

diğerlerinin çağrıştırdıkları için yüksek hoşgörünüze sığınarak;

luna: ''ââ lââ luna'' diye şarkılı margarin var.

loren: schaub lorenz televizyonları var.

ee? diyecek olursanız da Türkiye'de bu tarz şakalaşmalar yaşayabilir.

nerde yasiyorsunuz?
yurtdisinda luna kedi/köpek ismi.
loren isim bile degil. sophia loren'in soyadi, lorenzo (erkek ismi) isminin kisaltilmisi. baska? ne demek loren? sirf kulaga hos geliyor diye herhangi bir kelimenin isim olarak konulmasi cok sacma.
bu ikisini cikarinca mila kaliyor.

mille bin evet ama her zaman değil :p
www.youtube.com

@pilav, Loren ismi yok evet ama olmayacak anlamına gelmez bence.

Yaşadığınız yerde kürt kökenli insanlar varsa Lorin ismiyle karıştırabilirler, onun dışında bi sıkıntı olmaz kanısındayım.

tamam pes :p

hollanda/eindhoven'dayiz.

Loren'in orijinali 'Lorene' ve rusca kokenli bir isim esasen. kelimenin kokeni ile de pek ilgilenmiyoruz. guzel bir telaffuzu olmasi, guzel bir anlam ifade etmesi ve soy ismimizle uyumlu, buyudugunde 'bula bula bu ismi mi buldunuz' demeyecegi bir isim secmeye calistik.

kedi kopek ismi olmasi, alaluna margarin olmasi da pek umurumuzda degil acikcasi. yarin 'pelin' adi altinda deterjan/margarin markasi ciksa da bu umursamazligimiz devam ederdi.

tepkileriniz icin cok tesekkurler. umarim saglikla kucagimiza aliriz da tek derdimiz ismi olur :)

Ben insanların isminin ağırlığını taşıdığına ve etkisine inanırım, o yüzden kelimenin kökeni ile ilgilenmiyoruz demek bana çok bencilce geliyor. adım saçmasapan olsaydı anlamsız yahut sırf farklı diye konmuş olsaydı sanırım siz ne ettiniz derdim aileme. İsimlerden seçemedim, konu geçtiği için haddim değilken yorum yaptım şu an da ne gereği vardı diye pişman oldum ama silemem artık.

bir tür bir de yabancı ismi koyun bence.
istedigini kullansın.

isimlerin hicbirini begenmedim.

yurtdisinda yasiyor diye full yabanci isme gerek yok bence. ama illa yabanci isim koyacaksaniz

nina, lena.

onun disinda gayet alev, simay, simge, yasmin... vb bir suru guzel turkce isimler de var.
oyle yani.

loren in bana hatirlattigi iki sey var, sophia loren in soyadi bir de quiche lorraine :D
luna - lunapark
mila - ufak tefek cinayetlerden mi duydunuz? :D

zeynep

eliz koyabilirsiniz. hem yurtiçinde hem de yurtdışında sıkıntı çekmez.

Ben Taylor koyacağım ki Taylor Swift'e benzesin.

baska isimler uzerinde yogunlasırsanız onları işaretleyelim, ankete katılamadım bile :/
loren değil de lorin cok guzel cidden.

Luna bence muthis bir isim cok severim

Alina tavsiye ederim. Hem rusca bir isim telaffuzu koçay hemde türkçe isimlere benziyor

degerli insanlar hepinize cok tesekkur ederiz. bu uc ismin de kendine has anlamlari var. daha once de telaffuz ettigim gibi kokeninin turk olup olmamasi, turkiye'de zorluk cekip cekmemesi pek umurumuzda degil.

benim adimi benim babaannem halen duzgun soyleyemez. oyle alelade bir isim halbuki.
yegenimiz var 3 yasinda, ismi 'almıla' (evet ı ile). orijinal turkce bir isim. telaffuzu da kolay degil ama guzel, hos bir isim misal. fakat telaffuzu zor oldugu icin cogu insan zorlaniyor fakat ailesinin umurunda degil bu pek. bizde de durum boyle.

5/-6 gun ancak.
Fish market e gidebilirsin sabahin korunde, golden gai bolgesinde biseyler icebilirsin.

Suntory strong zero icmeden donme, ozellikle seftalili. Onun disinda akihabara, shinjuku, ueno park vb. Anime-mangaya ilgiliysen cok meshurlarinin muze gibi seyleri oluyor.

Yeme içmeyle ilgili olarak Youtube'da bir kanal var hep izlediğim:

www.youtube.com

Tokyo'da yaşıyorlar ama Japonya'nın başka bölgelerini de geziyorlar. Belki arzunuza göre şeyler bulabilirsiniz burada.

5-6 gün ful tokyo'da kalmak mantikli olur sanirim. shimokitazawa ve koenji isimli hipster bölgelerinde vintage shopping yapip cafelerde barlarda otur. Koenji'de alternatif canli müzik yapan bir sürü bar var, hatta hayatimda gittigim en cool nargileci de oralarda bi yerdeydi.

otaku olaylari icin akihabara bölgesi ya da nakano broadway isimli shopping mall gezilmeli.

Shinjuku civarlarinda güzel bir izakaya'da takilmak lazim. robot bar para tuzagi, gerek yok. degisik degisik konseptli girisi bedava olan barlar cafeler var shinjuku civarinda. kawai monster bar mesela harajuku civarinda ya da pompompurin cafe. takeshita caddesinden bir gecmek lazim.

shibuya crossing'i aksama dogru bir görmek gerek.

Ekstradan bir onsen deneyimi icin Tokyo Odaiba Oedo Onsen Monogatari gibi bir yere gidilebilir.

Fuji dagi civarina ya da yokohama'ya day tripler yapilabilir.


onun disinda tabi meji shrine civari geizlmeli. shinjuku gyoen, ueno parklari da.

National art center tokyo cok güzel, keza mori museum da mori tower'in 40'inci katinda cagdas sanat deneyimi icin güzel. bazi biletler museum ve observatory icin ortak pass veryior, oradan tokyo manzarasina da bakilabilir.

efendim ondan sonra, bookoff, mode off ve hardoff store'lar 2. el seyler icin. bir maid cafe'ye gidilebilir geyigine, eglenceli aslinda.

bu kadar fazla fazla yeter, muhtemelen bircok seye vakit kalmaz heralde.

bunu da öneririm: www.youtube.com

Aynı tarihlerde biz de antalyada olucaz.Çok araştırdım,o şaşalı görünen otellerin çoğunda kötü hizmet,kötü yemekler var.Ben double tree hilton kemeri öneririrm.Herşey dahildi sanırım.Yorumlar iç açıcı.

kremlinde kaldım otel büyük güzel yemekler hizmet çok kötü. voyage a paran yetiyorsa git.

club ali bey veya otium seven seas

trendy aspendos beach - yurtdisinda cok ovuluyor. denizi de kum valla.

onun disinda voyage olur sorgunda. genel olarak sorgun'daki oteller guzel hatta.

herşey dahillerin hepsinde olmasa da birçoğunda hizmet kötü. fiyatlar uyuyorsa hillside beach club tavsiye ederim.

Sozlukteki basliginda yaziyor.

Ailesi izin vermemis isminin kullanilmasina. Sonucta isyan ettigini ve sonrasinda yunanistana sigindigini bilmeyen, sadece kahraman yonuyle bilen cok fazla kisi var.

Kapadokya'da havaalanı problemi yok. Alan açık ama olmasa dahi kayseriden yine gidilebiliyor.
Amasra'da güzel. Gitmedim ama gitmenizi isterim.

Karadenizde arac kiralamaniz lazim. Bunu bilir bunu soylerim.

Kapadokya icinse araca gerek yok. Kayseriye ucarsiniz, oteliniz havalimanindan alir ya da dolmusa vb binersiniz.
Bence goreme merkezde kalin. Her yere minibus vb var ve en azindan acik hava mizesine yuruyerek gidersiniz.

@nature works: teşekkür ederim hocam, aklımda amasra bartın tarafları.

@kuehles blondes: çok teşekkürler. amasra vs.. için de mi araç lazım? :/

sinopta birtek cezaevi&paşa tabyaları var. gerisi hava iyiyse yapılır; yalı kahvesi, ada turu, hamsilos, akliman, inceburun, sarıkum, erfelek şelaleri.

ordan sinop'u silmenizi rica edeyim.

yok niye karşılansın bir de sana kim "ooo küçük bavulu büyük bavulun içine koymuşsun yeee" diyecek?

valizin içine koyduğun şey yasadışı olmadığı sürece kimseyi ilgilendirmez, kimse de sana bu ne demez. Oradakiler öyle şeyler görümüş oluyorlar ki emin ol bavul içinde bavul gayet normal olur onlar için.

Niye karşılansın. Ergonomik olan neyse öyle davran.

kim neden garip karsilasin ki?
gayet normal, yapin gitsin. kilo kisitina dikkat edin yeter.

yapmışlığım var birkaç kez. sıkıntı olmuyor...

sürekli dönüşlerde yapıyorum. el bagajına kadar içice koyup pasaport cüzdanım ve kulaklık alıyorum uçağa kafam rahat oluyor.

saçmala lütfen böyle bir şey yapılır mı?

cevap veren arkadaşlar da iyi trollemiş.

:D valla ben de return of the kedi gibi yazacaktım ama ciddiye alabilirsiniz belki :D
bavulun içine küçük bavul içine sırt çantası içine el çantası onun da içine cüdan koysanız bile bir şey olmaz, kimse umursamaz.

Icilir tabi ki. Niye icilmesin ki?

skt'si geçmiş ilaçlar sadece etkisini yitirir diye biliyorum zararı olmaz

Daha şubata girmedik.

telefonda rahatsiz etme modu filan varsa o acik kalmis olabilir

##002# arama tusu.

gelen aramaları engellemiş olabilir misiniz yanlışlıkla? ayarlardan bakın bi bence.

Hayır engelli felan degil..telefonu açtım kaç kere simkart slotlarinda da sıkıntı yok. İşin icinden çıkamadın

aramayla ilgili cep telefonu uygulamaları yüklü mü? bir arkadaşımda cia programı yüklüydü program engellemişti aramaları.

ben de vodafon arayan ulaşamıyor

ararsın ulaşamaszın :D

siz arama yapabiliyor musunuz peki?

siz de arama yapamıyorsanız, operatör adının yazdığı yerde vodafone yerine "sadece acil aramalar" falan yazıyorsa, telefonu restart ederek çözemiyorsanız sim kartınız bozulmuştur.

Baz istasyonu cok dolu. Genelde turk Telekomda olur.

Yonlendirmis olabilirsin yanlislikla. Bi kontrol et arama ayarlarindan.

çok mutluyum birinin başına daha gelmiş bu, müşteri hizmetlerini defalarca aradım bu durum yüzünden, sadece evde başıma geliyor bu olay benim, sanırım evdeki baz istasyonu kaynaklı, dışarda hiç olmuyor, çözüm bulamadım hala evde dönem dönem arayan ulaşamıyor sonra mesaj geliyor şu numara sizi aradı diye, müşteri hizmetleri çözüm olmuyor,uzunca kod girdiriyorlar ve ne işe yarıyorsa o kod da sorunu çözmüyor

Ben arama yapabiliyorum.Yönlendirme de yok.herhangi bir programda yüklü değil. çok garip bir durum var . acaba telefondan mı kaynaklanıyor.çünkü çevremde ki herkes konuşuyor bana kimse ulaşamıyor :D

Belli seyler indirimdeyken o urunden birkac paket aliyorum.

Et indirimdeyse vs bolca alip buzluga atiyorum, sebzeyi de oyle.

Nakit para tasimaya calisiyorum. Karti evde birakiyorum.

Eglenmeye gideceksem evde icip oyle cikiyorum.

Yanimda su sisesi tasiyorum, su icen bi insanim, her gun en az 2 sise su alsam gitti 1-2 tl.

Arabami yenilemiyorum. Mtv si artmıyor kasko yaptirmiyorum böylece ve lpg yüzde 30 daha ucuz binmemi sağlıyor.

Maaşı aldigim gibi kirayı faturayi odeyip 4 kişilik aile için 1000 tl ayırıyorum. Gerisin bankaya vadeliye. Başka türlü olmuyor.

Ben yaşlanıyorum. Çocuklar büyüyor. Paramın bi boka yaramasi lazım yoksa işler iyiye gitmez.

Kredi kartı kampanyalarını takip ediyorum . Az yakan araca biniyorum . Neredeyse herşeyi internetten alıyorum . Donanım haber sıcak fırsatları takip ediyorum . Kalan yemeği buzluğa atıp yiyeceğim zaman mikrodalgada çözüyorum . Evde yemeğe çalışıyorum . Bozulan eşyaları YouTube dan nasıl tamir yapılacağını öğrenip kendim tamir ediyorum . Şarjlı pil kullanıyorum . Tasarruflu ampul kullanıyorum .. Bim A101 den alışveriş yapıyorum . Gelen parayı direk günlük faize ya da dolara çevirip faize yatırıyorum . Market poşetlerini çöp poşedi yapıyorum . Araba sürerken yüksek hızdan kaçınıyorum . Bimcell kullanıyorum .

Mümkün olduğunca sezon içerisinde ürün -giyecek- almıyorum, indirim bekliyorum.

Ayakkabı, elektronik, hobi vs. ürünleri Amazon, gearbest, AliExpress gibi yurt dışı sitelerinden alıyorum.

Marka takıntısı yapmıyorum, aynı şeyin aynı kalitede daha ucuz alternatifi oluyor.

N3twO...
yav ne zor nickin var:)
yalniz degilsin,
aynisini yaptim, arabaya aşık bi insandim, arabalardan sogudum yeminle, bugun satisa koydum, alirken baklava dagitmistim, satinca kurban kesicem sanirim,
siz siz olun yatirim/tasarruf icin araba almayin a dostlarr

3-4 yaslarinda cocuklariniz kayak yapmaya da baslayabilirler. Burada mini bebeler kayiyor. Ama turkce ders lazim tabi.

Banskoya gidene kadar uludag'a da gidebilirsiniz bu arada (bunu dusunmussunuzdur gerci :D)
Onun disinda genel oarak liftle inip cikabiliyorsunuz her yerde. Orada da farkli oldugunu sanmiyorum.

İzmir'de göremediğimiz için , kar gördük mü kaymaktan önce bi kardan adam yapalım , karla oynayalım yuvarlanalım modundayız. Ama isterlerse öğreticez tabi. Garantiye alalım diye sordum =)

Uludağ pahalı , biz dolaşmayı seviyoruz. Aynı paraya küçük bi Yunanistan Bulgaristan turu yapıcaz.

O zaman kapadokya + erciyes turu da olabilir bu arada :) araba varsa bursa icinde de kalinabilir, bursa etrafinda da acayip guzel gorulecek yerler var.

Sizin kayak bilginizi bilmiyorum ama isinin ehli bir ogretmen tarafindan ilk etapta ogrenilmesi taraftariyim. Neyse oyle iste :D

Gidilir neden gidilmesin,gayet guzel olur,gitmiskende cocuklara guzelce ders aldirin ilk baslangiclarini yapsinlar.

www.bulgariaski.com

Lift sorularini vs bu sayfada telefon numarasi var,ara ya da mesaj at sor istedigini.

Yanliz bana gore pamporovo aile icin daha iyi gibi.hem daha ekonomik hem tantanasi az,coluga cocuga sahip cikmak kolay,bansko ozellikle hafta sonu avrupadan ipini koparan lise-universite ogrencilerinden nefes alamazsin.abi icip icip sabaha kadar bagiriyor bu arkadaslar.grup halinde futbol tezahuratlari falan oluyor.degisik bir enerji.

teşekkürler.

siz kayak öğretmeni misiniz @kuehles blondes ?

Yurtdisina acik degildir.roaming actiracaksin.yanliz turkiye bulgaristan arasi konusma ucretleri asiri yuksek,paket almadan islem yaparsan ay sonu bayilirsin.gunluk 6 leva paketinden al,oyle roaming yap.

Telefonu hic kullanmazsan roaming vb de odemezsin.

Ne arayacaksin, ne aranacaksin, ne de interneti acacaksin. Telefonda kontor yoktur -bazen acmiyorlar- ya da yurtdisina kapalidir.
Telefonda sebeke secimi kisminda manuel olarak secim yapabilirsiniz bir de.

nasıl ve nereden açtıracağım roaming'i? bulgaristana gitmem mi gerekiyor?

(bkz: artur) kuzey ege'nin saklı cennetidir.

Akçay

Datça

Soruya kaynak olayım: neden yazlik alınır?

Datca aktur
Bodrum (akyarlar)
Marmaris - icmeler

datça, çok severdim kent merkezini. mesudiye de dehşetti bence datça taraflarındaki.

not: antalya'da yazlık evimiz olduğu için yazmadım.

dalyan ve altınoluk-akçay tarafını gördüm, her ikisinden de alınır diyorum.

yazin oteldeki izinlere para vermekdense hanimla yazin biyere yerlesim diyorum. Hem yazin arkadas cevremiz olur diye. Almanyada yasiyoruz malesef, ya Kredi almaya düsünüyoruzda ondan

ölüdeniz

datça veya karaburun. ikisi de düzgün yol olmaması sebebiyle bu kadar bakir kaldı bunca sene, şimdi karaburun'a duble yol yapılıyordu en son, datça'ya da giden çok fazla olmaya başladı. ama ikisine de yakın zamanda gittim, ikisi de güzel. karaburun daha sakin, datça yine turistik olduğu için hareket var yazın falan.
alternatif olarak cunda olabilir.

Daglar denize paralel ve kiyi genisligi az.

Wellington Uluslararası Havaalanı
d3n8a8pro7vhmx.cloudfront.net

ordu giresun
www.denizticaretgazetesi.org

Cenova havaalanı
aroundtravels.com

dünya üzerinde başka örnekleri vardır eminim. yani en ideal yerler seçilir normalde ama kaza her zaman olabilir bir şey.

Evet. hong kong havalimani hatirladigim kadariyla direkt denizin ustune yapilan dolguda mesela.

60 yıldır kullanılan bu havaalanında ilk kez kaza yaşandı. ama bence de genişletilip uzatılması gerek.

Pistin uzunluğu ve genişliği yeterli. Pistlerin denizin yanında olmasıyla ilgili bir kosıtlama yok, bu şekilde bir çok pist var dünyanın her yerinde.

@burya, trabzon pist uzunluğu; 2640m, atatürk havalimanı pist uzunluğu; 2600. atatürk'e jumbo jet inip kalkıyorsa trabzon için pist uzunluğu sıkıntısı yoktur bence.

Trabzon Havalimanı'nın şu aşamada bir pist ile hizmet verdiğini ifade Prof. Dr. Aksoy, şunları söyledi: "Uzun zamandan bu yana hizmet veren Trabzon Havaalanı asfalt kaplamasının mühendislik bozucu gerilmeleri olan su hasarı, tekerlek izi, düşük sıcaklık çatlaması, yorulma gibi bakımlardan irdelenmesi gerekmektedir. Eğer Trabzon Havalimanı asfalt kaplamasının yeniden yenilikçi bir asfalt kaplama ile kaplanmaması durumunda Trabzon Havalimanı önemli bir süre hizmet veremez duruma dönüşür ki bu durum son derece önemli görülmektedir. İkinci pistin yapımı hızlanmalı. Trabzon’un gelişme trendi ve açılım noktaları düşünüldüğünde ikinci pistin inşası ve alan modernizasyonu ivedi ele alınmalıdır. İkinci pistin, asfalt kaplamaların kenarlarındaki geometrik genişlik kriterleri de dikkate alınarak daha büyük açıklıklarda olmak üzere dolgu çalışmaları yürütülmelidir.İkinci pistin varlığı birinci pistin bakım ve onarım noktalarında önemli bir avantaj sağlayacağı ileriki süreç için önemlidir."

Sorunun cevabi ortaokul cografya dersimizle alakali.karadeniz bolgesinin cografi yapisinda daglar denize dik ve paralel,alanlar yamacta.saglikli alcalmayi ve inisi yapabilecegin sadece sahiller var.kirmizigozlunun verdigi orgi havaalanida deniz doldurularak olusturuldu.bunun en uc ornegide kansai havaalani olmasi lazim.soyle ki

www.wikizero.net

Sampanya dedigimiz kopuklu sarap, neden olmuyor ki?

Onun disinda meyveli bi likor shotlamak icin olur.

ya şampanya neden olmaz çünkü proje büyüklüğü adamların cirosunun %10'u kadar. adamlar için öyle aman aman bir şey değil. şampanya getirsem sanki fabrika açıyoruz der eleman.

meyve likörü değilde böyle biraz daha sert oturaklı birşey olur. adamın vayyy diyeceği türden.

baileys i severim. İsteyen sade icer isteyen kahvesine katar. Toplanti pazartesi diyince gunduz gibi dusundum.

valla başkalarına yanaşıp sana trip atıyosa, erkenlikle alakası yok, direkt olarak seni sevmiyor.

Sahip değil lider belleyecek. O senin tutumunla olacak bi durum, sen tutumunu lider pozisyonunda tutarsan o anlar.
Köpekler duygularını başkalarına gidince özlemek gibi değil de sen birine sarılınca, el şakası gibi durumlarda kıskanma rahatsız olma olarak ifade ediyorlar.
Başkalarının kucağına yatması normal. Başkasının onu sevmesine izin veriyor, sevilmek istiyor.

Basit cümleler kur, aynı davranış için hep aynı kelimeyi kullan.

Neden kopek okuluna yollamiyorsunuz?
Adini soylediginizde her seyi birakacak kopek dedigin.
Kopek egitimiyle ilgili videolara bakin, kopek okuluna yollayin. (Daha dogrusu beraber gidin iste) herkese salca olan bi kopek sahibi olursunuz sonra.

Videolar, veteriner tavsiyeleri vb. liderlik tutumu kazanımı, mutlu köpek mutlu köpek arkadaşlığı konusunda epey yardımcı olur.

Cesar Millan'ı tavsiye ederim.

Kapadokyaya gidin. Mis olur bu mevsimde.

hava durumuna baktım da hep eksilerde bizim gideceğimiz aralıkta üşümek istemiyoruz :(

nereye gitsen usuyeceksin.

abi antalya 20 derece gösteriyor kapadokya -2/3 nası aynı miktarda üşüyebilirim

Marmarise ya da antalyaya gidin üşümezsiniz. Jetski yoksa atski var.

bodrum fethiye antalya alanya manavgat olabilir ben ocak ayında montsuz gezmiştim buralarda

Antalyaya gidin. Sehirde gorecek cok sey var. soguk istiyosaniz tahtali teleferigine de cikarsiniz.
Merkezde kalirsaniz havalimanindan ulasima kafa yormazsiniz

Asya yagmurlu, bati amerika yaniyor. Misir dubai lubnan taraflari zaten felc sicaktan. Avrupa iyidir.

Bati amerika'da yazin hic terlemedik, 3 hafta boyunca oradaydik. 28 derece uzerine cikmadi kiyida hava ki san franciscoda filan max 17 gorduk.

Las vegas filan yaniyor tabi, 38-42 derecelerdeydi ama otelden otele geciyosun, disariyla isin olmuyo.

Avrupa'da da ispanya, italya asiri sicak olur.
Degisiklik severseniz baltik ulkeleri olabilir.

Ya da yatalim kalkalim istiyosaniz floridaya gidin, oradan da bahamalar cruise una binin. Harika oliyyy

geçen temmuz tiflis'e gitmiştim . hava çok sıcak değildi . tarihi yerleri seviyorsanız tercih edebilirsiniz. tura gerek yok biletinizi alın gidin . pasaport vize de lazım değil kimlikle giriyorsunuz.
yöresel yemekleri çok lezzetli ve ucuz .

st. petersburg, özellikle sanat ve tarihten hoşlanıyorsanız çok çok güzel bir şehir. Ben Eylül ayında gittiğimde çok keyif almıştım, Temmuz durumunu tam olarak bilemiyorum.

benim arkadaşım geçen gün 5 yıllık aldı, 5 yıllık. 5. hayatımda hiç 5 yıllık almanya vizesi görmemiştim. yani imkansız değil, sık yurt dışına çıkıyorsanız alırsınız bence.

ona vize değil oturum izni denir bence. 3 sene dediğin de senede 180 gün falandır

imkansiz degil, cevremde 3-5 senelik schengen'e sahip elemanlar var ama avrupaya cok sik seyahet eden, isi gucu parasi pulu olan elemanlar. sanirim daha once kac senelik schegen vizesine sahip oldugunuz ve ne kadar cok girip ciktiginizla alakali, zamanla sureleri arttiriyorlar, 5 sene tavan galiba zira hic 10 senelik gormedim.

Bende 3 senelik ticari var.
2014den beri hep Almanya üzerinden aldim vizelerimi. Sirasiyla 3 ay 6 ay 1 sene ve 3 senelik verdiler vizeyi.

Ekleme: senede 3-4 kez almanya'ya giris yaptim her sene. Bu arada fransa'dan basvuruma 3 aylik vize vermislerdi. Bence onemli ve belirleyici olan kacinci kez arka arkaya ayni ulkeden vize aldigin.

Japon askeri +1

Ayni ulkeden ardarda alinca ve o ulkeye giris cikisi bol tuttugun surece ve tabi cuzdan, is durumlari saglamsa alirsin.

Annemlere avusturyadan sorasiyla 1-2-3-5 yillik aldik su ana kadar. Teyzemlere de 6ay-1 yil-2 yil verdiler simdilik.

@paintov
3 yillik vize denmesi gecerlilik suresi zaten, duration of stay turistik vizeielerde 180gunden uzun olmuyor zaten yilda.

Konsolosluk dogru demis, yakin sehirlerdeki gecisler icin sikinti olmuyor.

Brno iki sehrin ortasidba, hangisine ucuz bilet bulursan ona uc bence. Ulasimi sikintisiz ikisinden de.

ben çok sinirlenince iki şey yapıyorum. çocukluktan kalma alışkanlık. biri dizimi yumrukluyorum. çünkü çocukken dizimde bir sorun vardı. dizimi yumrukladıkça canım yanardı.

bir de kolumu ısırıyorum.

en son bir önceki iş yerinde klavyeyi duvara vura vura kırmıştım, eski kız arkadaşımla kavga ederken arabaya yumruk atmıştım.

iyi geliyor gibi o an ne bileyim. sinirlenmeyeli baya oldu.

Ben sinirlendiğimde kırıp dokmem ama sinirimi de tam olarak atamam. Içimde patlamış gibi hissederim.

Kesinlikle yok. Normal olduğunu da düşünmüyorum. Çok sinirlendiğimde çok yüksek sesle müzik dinlerim ben. Beni sakinleştiriyor.

çok sinirlenirsem evet. normal mi bilemem. başkasına veya kendimize fiziksel zarar vermediğimiz sürece eh.

hocam bunlar hep şiddete meyletmek.. Ben çevremde bu şekilde davrananlardan uzak duruyorum. bugün eşya kıran yarın beni dövmeye kalkar.

Normal olup olmadığını bilemem ama eşyalarıma zarar veririm. Ama sinirlendiğim şeyler genelde kırdığım şeyler oluyor. Örneğin fare tutukluk yapıyorsa kırıyorum. Tıraş makinem sakalımı kesmeyip canımı yaktıysa parçalarım. Kulaklık Kulağımdan düşüp duruyor ya da dolanıp duruyorsa kopartırım. Bilgisayar saçmalıyorsa yumruk atarım. Saçlarım bir türlü düzen almıyor, sakalım tıraş olurken canımı yakıyorsa kendime vururum. Ama en başta tahammül gösteririm, durum hala devam ediyorsa sinirlenirim. Böyle işte.

Yok.

kırasım geliyor ama kırmıyorum.

Sinirden gozlerim doluyor benim. Bagiriyorum bazen. Bisi vurup kirmiyorum ama iyi gelmiyor o. Eger arabadaysam bos yol bulup gaza basiyorum. Ani gaz/fren yapiyorum. O kadar, yarim saate geciyor zateb.

ergenlik çağında birey için normal sayılabilir, ama yetişkin birey için normal değil bence.

amma manyaklar varmış duyuruda yahu tırstım

Yok bir gun hissedersem de psikologa gorunurum

Yok.

Zaten sinirlenen biri değilim de sinirlenirsem kendime haksızlık ettiğimi düşündürecek en ekstrem hareketim gözlerimin dolması/ağlamak oluyor.

Uzun zamandir olmadi ama kendimi kaybedip yapmisligim var. Yatak yumrukluyordum, anlik sakinlesme sagliyordu.

Yok, yapmıyorum.
Ergenlikte bi kez yapmıştım. Babamın haksız bi ithamı olmuştu, o sözü hem ona hem kendime yakıştıramadım, bişey de diyemedim. Öfkelendim. Evin taraçasına çıkıp anneannemin saksı altı yaptğı metal bi tepsiyi dizimden yardım alıp ikiye katladım. Sonra yaptığımı çok anlamsız bulup gülmeye başladım. Tepsiye bakıp bakıp güldüm. O oldu bidaha sinirlenip bi eşyaya zarar vermedim.

Çok ve kolay sinirlenen biri değilim yine de olmuyor değil. Olduğunda müzik açıp satranç oynmak gibi sinirli halimi geçirecek kafa dağıtacak şeylere yöneliyorum. Normal duygu durumuna geçince de sinirlendiğim şeyle ilgili ne yapmam gerektiğine bakıyorum.

Duyuruda ne manyaklar varmis hakikaten. :O

Ben cok sinirlenirsem elimde olmadan gözlerim dolar, aglarim.

Bir de galiba stresli zamanlarimda dislerimi cok sıkıyorum. Disciye gece kalibi yaptirdik bu yüzden, aksamlari yatarken onu takiyorum. Onu kullanmaya basladiktan sonra farkettim, cenemdeki sürekli agrinin ve basagrisinin sebebi de dislerimi sıkmam galiba.

Ben çok sinirlendiğimde genelde kitleniyorum tepki veremiyorum.

Kimseye zarar vermedim ama tartışma anında çok sinirlendiysem rahatsız edici derecede bağırmışlığım olmuştur. Telefonumu kırmışlığım da oldu. Sakinleşince ne gerek var , niye bu noktaya gelecek tartışmalara giriyorum diye kızarım kendime.

2-3 kez oldu.

Birinde lise hazirliktayken babamla kavga etmistik cok fena. Ben de o sinirle biseylere zarar vermek istedim ama etrafimda zarar verebilecegim bir obje yoktu. Sadece kendim vardim. Rotring uclu kalemle kendime faca attim resmen. Izi haal duruyor.

Bir kez de cok cok hoslandigim cocuk bana inat olsun diye gozumun icine baka baka baskasiyla flortlesti beraber gittigimiz partide. Sinirle partiyi terkettim sonra sokakta camli reklam panosuna 2 yumruk attim o sinirle. Cama bisey olmadi da parmaklarimin ustu kanadi ve acidi biraz.

Sinirlendiğimde dışarıdan anlaşılmıyor bile.
Eğer çok mantıksız, saçma veya tartışılamayacak bir durumsa, şu klasik gözleri yumup, dudakları kısarak "ya sabır" der gibi olan harekete benzer şekilde nefes alıp veririm biraz.
Kalkıp gidebileceğim bir durumsa "ben bir sakinleşip gelirim" diyerek gider bir iki dakika uzaklaşırım.
Çok yakın bir arkadaşım var, bazen öyle şeyler yapıyor ki oklava ile dövmek istiyorum, bir ona biraz sert çıkıyorum sanırım.

Onun dışında, dediğiniz gibi huylarım yok. Olan kişiyle de mesafemi korurum.

işim gereği sürekli sinirleneceğim ortam oluşuyor, ama o sakin durup birden patlayan insanlar gibi değilim, zaten çabuk sinirlenirim, çabuk sönerim, çok sinirlenirsem imkanlar dahilindeyse(evdeysem vs.) kırıp dökecek bir şey ararım. telefon kırmışlığım da vardır. ama kırıp dökerken bile kontrolü kaybetmiş hissetmem. çok rahatlatıyor beni. biraz da pasif agresiflik var. kum torbası alma hayalim var eve de komşuları naparız bilmiyorum :/

Normal değil, bu öfke kontrolü yok demektir ve bir gün duvara vurmak yetmeyebilir, ki yetmez.

hayir, yok. normal bulmuyorum...

Ben başkalarına zarar vermek istiyorum kendime ve etrafıma zarar vermem. Ama yapamıyorum bir şey tabii.

beni aşırı sinirlendiren ve bu yüzden zarar verdiğim tek şey teknolojik aletler. gerçi onu da hayatım boyunca bi kez yaptım. laptop'ın hard diskini kırmıştım kalsjdaskdf yıllar oluyor.

onun dışında çok sinirlenirsem tüm vücudum titremeye başlar ve ağlarım. sonra gülerim. yorganın altına girer geçmesini beklerim. kimseye bulaşmam.

Evidea.com'a bak

sürgülü daha kolay bozuluyor. kapaklılar daha sağlam. ayrıca kullanım açısından kapaklı daha kolay bence.

evidea'dan daha önce bi kaç dolap aldım. 3 kapılı dolap için ben tavsiye etmezdim. tekzen ya da adore'ye bakabilirsin. uygun fiyatlı ürünler oluyor.

sürgülü kapaklarda kullanılan sürgünün markası önemlidir. bunu siz bilemezsiniz. bu nedenle sürgülü dolap alacaksanız markası bilinen bir mobilya mağazasını tercih ediniz.

sürgülü kapaklar mekanizmadan dolayı standart gardroplardan daha pahalıdır.

bu standart kapaklı dolaplar da bir sürü muhtelifi olan ürünlerdir. ihtiyacınıza göre içindeki raf miktarı vsvs seçiminizi yaparsınız.

eğer ki ben ucuz bir şey istiyorum derseniz internet üzerinden verin siparişinizi. mağazalardan ucuza 3 kapaklı gardrop bulamazsınız. yöneleceğiniz kilim istikbal vs ürünler de hem tasarım hem de kullanış açısından önermeeceğim ürünler olur paranıza değmez.

internet üzerinden vereceğiniz siparişlerde de koçtaş ve tekzenin ürettikleri firmaları bildiğim için piyasanın biraz daha üzerinde kalitede iş yaparlar. buraları tercih edebilirsiniz.

Ikea pax serisinin icini istedigin gibi dizayn edebiliyosun ya da hazirlari var. bence onlari tercih et. Ve ikea'nin pax serisi gercekten iyi.

Onun disinda ben en son yaptirdigim dolapta (ben dizayn ettim, marangoza yaptirdim) surgulu kapi kullandim. Memnunum cok.

Annemlerin evinde de hepsi surgulu kapi, 12 yillik filan bitane var surgulu kapili, saglam. 7-8 yillik olanlar da saglam, onlarin da surgulu kapisi var. hic sorun cikarmadi.

Acikcasi kapakli dolap sevmiyorum. Yer kapliyor vs vs.

değişiyordur hocam. keşke içinin fotosunu atsaydınız.

ampül fotosunu vermemişsin bişey diyemeyiz.

belki milyoncularda vardır, belki elektrikçiler de, belki de hiç yoktur, nerden bilelim ki biz, söktün madem fotosunu çekseydin ya.

Sabah sersemliği ile çekmeyi unuttum üstüme gelmeyin :(

www.elektrikdeposu.com

Buna çok benziyordu. Belki de budur. Kısa 6-7 cm uzunluğunda dikdörtgen şeklinde

Sökülecek yeri yok gibiydi belki ben bulamadım bilemiyorum :(

Sokulur. Igne gibi bi ucu vb vardir. Dikkatli bakin derim.

Ampül ve duy tiplerinde bir seferde sayamayacağımız kadar çeşit var, linkini verdiğiniz halojen ampül bu pervane için fazla güçlü. Ama kullanmış da olabilirler.

Özetle rahatça ampülün yenisini bulursun merak etme.

senin için donanım haber ölücülerinin postlarına bile baktım.

adam diyor ki, baktım baktım anlamadım, elektrikçi çağırdım o da anlamadı, kitabından okudum tarif ettim öyle yaptı.

yani senin iş zor hehehe, 20 lira vereyim bu haliyle pervaneye ama kargo senden?

akşam daha dikkatli bakayım o zaman. ayrı bir tornavidası var mı acaba bunun yoksa normal düz ya da yıldızla olur mu? kase ya da pervane değiştirmek gerekmez heralde? sökülür umarim :/

valla kontrol kalemi ile elektrik olmadığından emin olda çarpılma.

Linkini verdiğin gibi halojen ampül ise iki başından geçme şekilde takılıyor. Cam sigorta gibi düşün, şunun gibi;

st2.myideasoft.com

Viyana <3
Hava super olur, parklar zaten bol bol. Turistik aktiviteler harici deniz bisikleti vb binebilirsiniz bile tuna'da. Prater var sonra, ufak cocuklar icin de uygun oyuncak vardir.
Metro, otobus, tramvay hepsine bebek arabasiyla biniliyor, her durakta asansor var filan.

amsterdam. brugge.

Turk oldugum icin ayrimciliga ugradim. 9 sene once, kiralik ev bakarken. Avusturya'da.
Tepki vermedim.

kürt olduğu için sevdiği kızın ailesinden ret yiyen bir arkadaşım vardı. severek ayrılmak zorunda kaldılar.

türk ve sünni olmama karşin kürt ve alevi sanıldığım için staj yerim kabul etmemişti.

Anadoluluyuz ama kürtlere dükkan kiraladığımız için dükkanlarımız yakıldı.

Ailenin erkekleri otobüs kaldırıp o şehre gitti nöbet tuttu. Bir sorun mu var diye esnafları gezdiler. Kalabalık görünce kedi gibi oluyorlar.

avrupaya çıktığımızda bir ayrımcılığa uğruyoruz ama fiil olmuyor. eşim kumral ben siyah saçlıyım genelde portekizlimisiniz diye sorduklarında Türk deyince suratlar düşüyor ve muabbet kesiliyor.

Soruya tam cevap olmayacak ama, geçenlerde başıma geldi bu, çok şaşırdım hayatımda ilk defa oluyor diye.
Benim etnik kökenim falan öyle değişik değil. Türkiye zamanında göçmüş ama kimsenin hatırlamadığı bir aile, Türküz, beyazız vs.

Geçenlerde yabancı arkadaşlarımla olan bir grupla sohbet ederken, beni "öteki"lerin olduğu gruba dahil ederek, "white people" hakkında konuştular. Benim "middle eastern" olduğumla ilgili bir değerlendirme oldu. Burada doğruluk, yanlışlık, katılıp katılmamaktan bağımsız olarak yorum yapıyorum, kastettiğim o değil çünkü. Fakat ilk defa kendimi "sopiro vs. white people" gibi bir karşıtlık bağlamında buldum ve ırkçılığa, ayrımcılığa maruz kalmış insanların ne hissettiğini anladım deme aşırılığını gösteremeyecek olsam da, ufak bir "ayrımcılığa giriş" tadında bir tecrübe yaşadım.

Yunanistan'da uğramıştım. Üniversite öğrencisi ufku açık olması beklenecek insanlardan böyle tavırlar gördüğüm için üzülmüştüm. Güruhun hepsi Yunan değildi.
İşin komiği, Çerkes'im.

evet, lisede. bir kere de biri etnik kökenim **gürcüyüm** için ' o ne kürt gibi bir şey mi ? ' dedi. suratı 5 karıştı tabi. aşırı milliyetçi biriydi.

evet.
ardahanlıyım, azeri annem, babam da bildiğin türk. ama ardahanlı olduğumu duyunca "siz kürtler şöyle, böyle...." diye başlayan çok oldu. hiç bozmadım, tartıştım, cevap verdim.

insanlar nasıl bu denli saçma düşüncelere sahip oluyor, kürt olmadığım halde beni kürt düşünüp bile nasıl sert biçimde yargılıyorlar. bunu görmek çok üzdü beni.

Ev kiralarken ev sahibi memleketimi sordu evi normalden yüksek fiyata söyledi bende gıcıklık olsun diye kabul ettim sonra çark etti hemen bu akşam başkası bakacak tanıdık olmazsa ararsın dedi. ( Ev sahibi doğulu )

Almanya'da yaşadığım olaylar çok sıradan.

Tipten belli biraz doğulu olduğum, uzun boylu, esmer, hafif kıllı bi adamım. Her iş görüşmesinde nereli olduğum soruldu eksiksiz(ülkenin en iyi okullarından birinin prestijli bölümlerinden birinden mezunum). Dersim'li olduğumdan kürtlükten mi alevililikten mi elendim bilmiyorum oralarda, en sonunda başka bi dersimlinin yanında iş buldum(ki o işi kabul ettiğimde artık asgari ücretle garsonluğa falan bakmaya başlamıştım).

ben kökenimde kürtlük de var olmasına rağmen ulusalcıyım diye aynen acemi'nin tarif ettiği gibi 5-6 şirketli, taraf okuyan ve özlük haklarından bahseden (özlük haklarını kimlikle karıştırıyordu), hem türkiye'deki varlıklarını korumak isteyen, "ezildiği", dilini konuşamadığı türkiye'de kalmak isteyen, hem de istanbul'un nezih semtlerinden birinde yaşamaya devam ederken hiç gitmeyeceğini söylediği kürdistan için çarpışan bir kürt arkadaştan "kendi insanına nasıl ihanet edersin, faşistlerle nasıl birlik olursun, ne farkın var onlardan, sizin gibiler..." tarzı bir zılgıt yemiştim. bunları söylerkenki vıcık vıcık kıllı romantizm ve ajitasyonun derecesini anlatamam.

o vakit yumruğumu o zamanlar dünyayı kurtardığımız yer olan üniversite kantin masasına vurdum ve kendi şovenizmini bana yansıtma, türkiye'de yokluğunu hisseden pek çok sol parti var, işçiler falan var, hazır duygusallaşmışken bir boka yaramaya başlarsan sonra gelip bana neden bir sürü etnik kökenden fazla ayrıcalık sahibi olmanız gerektiğini şu etnik geyiğini solculuk sosuna bulamaya kalkışmadan anlatabilirsin babında bir şey söyledim. tabii böyle uzun bir cümleyi tek hamlede kuramadım. sürekli böldüğünden parça parça bunu söyledim.

kendi insanımı aşağılarsam nobel alır mıyım, filmlerime ödül verirler mi, entellektüel bir kimlik ilan edilip ihya edilir miyim adamlarının oynattığı vitrin farelerinden boş kalan zamanlarda kimi tc'li, kendisine türk diyen, çeşitli etnik kökene sahip arkadaştan da kürtlüğüme değinen naneler duydum. kötü şeyler de vardı, anlayışla karşıladığım şeyler de. şu ülkede sosyal devlet olma tartışmasını, insanca yaşam (iş, ekonomi, bağımsızlıki, eğitim, sağlık), tartışmasını bunun kadar öteleyen, unutturan, gündemi meşgul tutan, (bir politika olarak başkalarınca)* ihraç edilmiş başka bir kimlik problemi duymadım. bende gürcülük falan da var ama onların bundan ekmek çıkarma girişimiyle en azından politize olmuş şekilde hiç karşılaşmadım.

işin komiği tunceli'den göçmüş olan bir tarafım da kendilerini kürt sananlardan oluşuyor. en son öğrendiler ki kökleri iran türklerine dayanıyor. bunlar aleviliği de kürtlükle harmanlayarak yarattıkları edebiyatta kendi kendilerini boğmuş durumdalar. alevilikteki semahın, sazın nereden geldiğini sanıyorlardı bunlar, kürtlerden mi? o da ayrı bir olay. aslında köken anlamında daha ziyade anadolu insanı olsam da orta asya türklerine acımaya başladım. bunların başına gelen haltı anlıyorum artık. bunlar hiç intikam tarihi yazmamışlar. kölemenlik zamanında bile. kavimler göçünü bir tür kahramanlık hikayesi gibi anlatıyorlar ama, benim anladığım, olay aslında yurttan kovulmak. (bugün uygurların çin'i karıştırmaya çalışması gibi etnikçilikleri dışarıda bırakarak, geçmişe dair söylüyorum bunu. yoksa uygurlar da oligark kaması olmaya devam ediyor.)

sonra önüne gelen asıl seni asimile ediyor. pagan dininden vazgeçiyorsun, içinde olduğun her devletin ordusuna sokuluyorsun iyi savaşçı olduğun için, sana devlet kurduruyorlar ama hiçbir şeyden nemalanamıyorsun vs. sırf türklere değil medeniyetle buluşmak zorunda kalmış tüm barbar toplumlara acıyorum.

neyse, dolmuşum, konu nerelere geldi.

ayrıma başka yerlerde de uğradım. ama en gıcık olduğum, aynı ülkede yaşar ve hiç olmazsa bir dilde konuşup anlaşabilirken hangi kriterleri kaale alıp neden ülke birliğini savunduğumu kabul falan etmek değil, merak bile etmeyen gendaş?ımın savurduğu bu saçmasapan sözlerdi.


edit: dikkat ediyorum da son zamanlarda ithal yerine ihraç diyorum. fark ettim ki ihraç eden ülkeye odaklanmak gerektiğini düşündüğüm için bunu yapıyorum ama aceleyle, dikkatsiz yazdığımdan "başkalarınca bize ihraç edilen" demediğimden, anlam karmaşası oluyor. sonradan dönüp bakarsa diye soruyu soran için, dikkat derecem hakkında not düşmek adına kendim için bu açıklamayı ekledim.

Türk olduğum için güneydoğu illerine gitmeyi göze bile alamıyorum.

uğramadım ama avrupa'da hissettim direk söylemeseler de o küçümseyen tavırlarını.

türkiye'de yaşayan bir türk olarak zaten ayrıcalıklı gruba dahilim. onun dışında farklı ırklar/dinler için de ayrımcı olan insanlarla takılmam, birebir karşılaşırsam da sert şekilde aşağılıyorum. onlar da benle takılmaktan kaçınıyorlar o yüzden :)

Türküm.
Türkmenim de ayrıca daha 1960lara kadar yarı göçermiş bizimkiler.

Ama gel gelelim ben tip olarak kürt-arap-hint arası bir şeyim. Ne olduğum belirsiz.

Bununla ilgili Türkiye'de olsun yurtdışında olsun milyon tane hikayem var.Hiç aşağılamak dışlamak olarak görmedim hep çok eğlendim ben bu durumla- hep anlatırım dost meclislerine. Ha tam faşist olup aşağılık pislik bakışları atan nazi abiler de vardı ama fiili bir şey olmadı.

ben limonlu bir kekim. hep kakaolu alıyolar. starbucksta. made in türkiye. spesifik olarak hatça teyzenin ellerinden çıktım.

TUrk oldugum icin irkciliga ugradim bir fransiz tarafindan. Sadece 1 kez basima geldi yurtdisinda. Uzmedi. Fransizlara kil oluyorum zaten.

şöyle bir iddia öne sürüyorum.

bu ülkede kürt olup ırkçılığa ve ayrımcılığa uğramayan tek bir insan evladı olmamıştır çünkü ırkçılık cahilllik göstergesidir ve bizim ülkede cahillik oranı çok yüksek.
aynı şekilde türk olupta avrupa'da yaşayan insanlarda aynı şeye maruz kalıyorlar ama orada cahil olmayan oran daha yüksek olduğu için daha az yaşanıyor.

türk'üm ve doğudaki bir şehirde 3 sene korkarak yaşadım.
şehir merkezinin dışına çıkmadım.
istanbul'a dönerken de kendi arabamla gelmek yerine arabamı kamyona koyup gönderdim. ben de uçakla havadan döndüm.

sırf türk olduğum için öldürülmeyi ve kaçırılmayı göze alamam.

tek başıma bayan olarak doğunun en ücra köylerinde bile gezdim, çekim yaptım, çocuklarla ve köylülerle vakit geçirdim.
kız kardeşlerimle dağa tırmandım, üstelik yemeklerimi ısmarladılar, bazı şeylerden para almadılar, evlerinden ekmek, peynir, çorap hediye ettiler.

yani türk olduğum için öldürülecektim cümlesine gülmek isterim 3 yaşında bir kız çocuğu değilse yazan.

Yarim saat, shuttle transferlere bakabikirsiniz internetten. 7/24 transfer gibi.

Manavgat'tan Antalya Merkez'e gelen herhangi bir otobüse binin. havalimanı köprüsünden inip taksiye binin. h.limani koprusden taksiciler 5 liraya falan götürüyor içeriye.

Manavgat seyahat (yani antalya otobusu) tam bir iskence. Ugrasmayin.

30-35 tlye 7/24 transfere binin, saatinde kapinizdan alir.

onurair'in manavgat-havalimanı shuttleları var.
biletin onurair olmasa bile kibarca söylersen alıyorlar.
bir araştır derim.

hayır. böyle bir şart yok.

tabiki de var. konsolosluğu arayıp öğrenin. ya sizin ya da sponsorunuzun hesabında kalacağınız ay ile orantılı bir para bulunması gerek diyorlar.

örnek: italya için aylık 600 euro istediler 10 ay için 6000 gösterdim.
hibe çıkarsa bazı ülkeler hibenin üstünü tamamlayacak kadar parayı görmek istiyor.
örnek: italya hibe aylık 500. 10 ay için 1000 euro gösterdim.

Tabi ki var, her ulke vizeyi/oturum iznini buna gore veriyor

Sponsorunu gormek isteyecekler. Bu ya AB hibesi olur ya da senin kendi paran.

Ucuz olanın son kullanma tarihi yaklaşmıştır ondan ucuza gidiyordur, eczacı abartmış biraz.

Vitamin vs takviye gıda da kar oranı çok fazla. Aynı ürün yurtdışında komik ücretlerde satılıyor. Koenzim Q10 tr 30 tablet 60-70 TL en uygunu. Yurtdışında 120 tableti 16 dolar aradaki fark bu işte. Fiyat ülkemizde çok oynuyor. Eczane en az % 20 fazlaya veriyor. Hiç eczaneden vitamin vs almam güvenilir satıcıdan alırım. Aynı ürün başka sitelerde bile fark ediyor. Son kullanım tarihini sorun alın.

Eczaneler turkiye onayli vitamini satmak zorunda, o saticilar yurtdisindan getirdigi ayni markayi satabilir.
Tr onayli olunca fiyat artiyor.
E eczacinin baska masrafi da var, o saticinin masrafi kargo.
depolar da eczaciya pahali satiyor vs vs.

pek çok insanda "internetten alınmaz böyle şeyler güvenilir değil sahte falan olur şimdi" algısı var veya genel olarak internet alışverişine mesafeliler o yüzden de direkt eczaneye gidip alan çok insan var hal böyle olunca da neden fiyatları düşük tutsunlar ki?

tabii yukarıda söylenen diğer şeylere ek olarak.

çıkmadan bir ay önce söylüyorsun ev sahibine, o kadar. başka bir şey yok.

@cagdas hocam benim durumum farklı ama. Daha 1 hafta oldu. Bu depozitodur, emlakçı komisyonudur falan vermedim ayın 15inde dedim.
Vermeden çıksam bir problem olur mu?

1 yıllık imza attıysan durum değişir.EV sahibinin iyi niyetine kalırsın

@turkuaz ne gibi bir problem olur. Yani en kotu ne olabilir?

Emlakci komisyonunu normalde vermen lazim, adam isini yapip sana ev bulmus. Cikip cikmandan bagimsiz olarak. Depozitoyu zaten geri alacaktin, o farketmez.
Kira da oturdugun gun sayisi kadar odersin. Ama ev sahibinin insafina kalmissin.

Sozlesmeye imza attim diyosun da yok mu orada tek tarafli fesh nedeni/ne zaman cikarsa nolur maddesi filan? Okusan ya?

emlakçının komisyonu verirsin mecbur, elde kontrat var. evin de 1 aylık kirasını verirsin, o arada da ister gir ister girme eve. kanun bir ay önce diyor, ilk şu kadar ay son bu kadar ay filan gibi bir şey demiyor. ondan 2 kira gider havaya :/

@sopiro tavsiye edebileceğiniz hekim var mı peki?

Serdar BAĞBEK Kadıköy’de McDonald’s ın arka sokağında. Tavsiye ederim.

Dishekimi nilgün honca.

Ailecek sadece ona gideriz. Ben cocuklugumdan beri giderim mesela.

caddebostan klinik10 Onur Çavuş.

Caddebostan Klinik10 Onur Çavuş.

ziverbeyden geçen minibüslere binip göztepe benzincide inin, aşağı doğru yürüyün ya da GZ1 otobüsüne binip İhsan Kurşunoğlu andl. lis. durağında inerseniz çok yürümezsiniz.

Bostanci dolmuslarina bin, sahil kisminda inip caddeye yurursun sonra. 10'dk filan surer herhalde. Sahilyolu caddenin paraleli iste.

Tam olarak nerede inmen gerektigini hatirlayamiyorum ama dolmuscular bilir ya da googlemapsten takip edersin, hizasina geldiginde ya da yaklastiginda inersin.

Goztepe ile caddebostan arasinda oldugunu biliyorum.

ziverbeyden göztepe yönüne giden herhangi bir otobüse bin 19, 19f falan bunlar çok geçiyor zaten kadıköyden. benzinlikte in hemen benzinliğin atm tarafında tabelasını göreceksin tabelayı takip et 7,8 dakika kadar içeriye doğru yürüyeceksin.

gittiğine değiyor. memnun kaldım.

Jinekolojide enfeksiyon yan dalı yok. Genel olarak her jinekolog enfeksiyonlara bakıyor.

İstanbul'da olduğunuzu varsayıyorum.

Uzmanlığını falan bilemiyorum, ama Bakırköy Uzmanlar Tıp Merkezi'ndeki bir doktor hayatımda tanıdığım en ilgili ve hatta minnoş -diyeceğim artık başka sıfat bulamıyorum- doktor oldu. Hasan Sezgin.

Kist sorunumla ilgili gitmiştim, bayağı kapsamlı bir muayane yapıp, hiç ekstra soru sormamış olmama rağmen oturup uzun uzun adet olma sürecinde vücutta neler olduğunu, kistlerin nasıl oluştuğunu ve nasıl yok olduğunu, ilgili daha bir sürü bir şeyi sanki karşısında "bebekler nasıl dünyaya gelir?" siye soran 5 yaşında çocuğa anlatır gibi sempatik bir şekilde -çizerek- anlatmıştı. Kist maalesef benim de uzmanlık alanımdı, ama adama "ben biliyorum ki" diyemedim, oturdum dinledim.

Ben işini bu kadar severek yapan bir doktor daha görmedim.

Dediğim gibi uzmanlığını bilmiyorum ama yaşlı ve tecrübeli bir doktor olduğunu söyleyebilirim.

Bu arada sigortam vardı, 5 ya da 10 liraya mı ne muayene oldum geçen sene.

Istanbuldasin herhalde,
Tuh erzurumda cok iyi bi jinekolog vardi.


Neyse, avusturya hastanesi, neptun hanim da cok iyi ama Adli Sadi Karaman muhtesem bi doktor :)

bulent hoca iyidir, zannedersem devlet istiyorsunuz, cunku ozel derseniz seceek cok fazla.

Gülsen Barcinli

Surp pirgic ermeni hastanesi- agavni tezenli nergis.
Okmeydani egitim ve arastirma- arman kegam yeramyam.

Enfeksiyonlarla ilgiliyse ayrıntılı tahlil edilebilecek bi yere gitmek daha iyi.
İzmir için bu konuda Tepecik Doğum Hastanesi doğru adrestir, başka şehirleri bilmiyorum.

izmir aslında yazmayı unutmuşum :(

özel ya da devlet ayrimim yok. tabiri caizse parayı basmayı bile düşünüyorum umrumda değil

İzmir içinse özelde Yiğit Özgenç (enfeksiyon uzmanlığı konusunda nasıldır bilmiyorum, doktor olarak gönül rahatlığıyla tavsiye ettiğim bi doktordur)
Tahlil için gerekirse uygun bir yere yönlendirir.

Özel olmasın derseniz Tepecik kadın hastalıkları ve doğum Hast. ayrıntılı bakı yönünden tektir.

3) nakit para götürmek her zaman en karlısı ama aynı zamanda en risklisidir.

kardeşim için cepteteb döviz hesabı açtık, swift ile genelde 10 pound civarı kesiyor. tabi orada barclays ile çekim ücretsiz.
çaresiz orada bir banka hesabı gerekecek, yoksa bir de çekerken komisyon girer. ya da buradan bir debit/pre-paid kart falan alıp parayı içine atıp orada tek seferde çekeceksin, yine komisyon.

şu transferwise, western union falan var ama ben kullanmadım komisyon yüksek diye. bir de upt mi ne varmış.

kardeşimin telefon yurtdışı kullanımı ıvır zıvır açık, mesaj falan geliyor banka işleri için. kontörlü falan gerek yok, interneti vs. kapatıp mesaj geleceği zaman telefonu açsan da olur. sonra paso uçak modu. günlük bile paket satıyorlar bu işler için gerekirse.

bir de bu işin bu taraflı yüzü, orada belki uygun komisyon vs. sunan bir banka vardır.

Orada banka hesabi ac, ogrencilere %99 ucretsiz oluyor. 5 ay sonra kapatirsin. Swift en ucuz yontem bence. Ayrica ilk parani da nakit olarak yanina goturebilirsin. (1000€ yani) Isvecte euro da degil kron kullanildigi icin zaten para bozdurman vb gerekecek hep.
Banka kullanacagin zaman turk hattini takarsin, internet bankaciligindan swift yapio isvec hesabina, kontorluye cevirip cevirmemen sana karli mi, bunu hesaplarsin.

Isvecte marketlerde vb kartla alisveris yaparsin da barlarda vb pek mumkun olmaz o is.

"Aynı sürede bir lisans eğitimi almak bir yandan da yüksek lisans sonra da doktora yapmayı hedefliyorum."

? Bunu hiç anlamadım. Hem lisans hem yüksek lisans eğitimini aynı anda almaktan mı bahsediyorsunuz? İlk olarak bu mümkün mü? İkinci olarak yüksek lisans eğitimini basit bir şey mi sanıyorsunuz?

Her sırasıyla, acele etmeye gerek yok.

Sorunuza cevap olarak:bence de almanya.

Almanya'da ayni anda iki farkli bolum okuyabilmeniz biraz mucizevi bir istek.
Almanca anadiliniz degilse ya da neredeyse ana diliniz kadar iyi degilse, alman egitimine hakim degilseniz, sosyal hayatiniz varsa pek memkun degil bu.

Biraz alman uni egitimlerini arastirin derim bu tip hayallerden once. Iflahi kesilmeyen cok as ki ayni anda iki bolum okumaktan bahsediyorsunuz.

@kuehles blondes in da dedigi gibi alman egitim sisteminde hem lisans hem yuksek lisansi ayni anda yapmak ciddi zor bir hedef. sadece lisans egitimi icin bile ogrenciler dersin disinda zamanlarini tam bir alman disipliniyle geciriyor, sosyal hayat icin cok kati programlar yapiyorlar, kutuphanede ciddi zaman harciyorlar. Bunun disinda hem lisans derslerinin hem de yuksek lisans derslernin takvimini ayarlaman da zor. bence bu kadar kati hedefler yerine daha uygulanabilir hedefler koy kendine.

web.shgm.gov.tr

anca çay içersin 2.5 saatle...

Ben icecek almistim 2 saat gecikmeye.

Siz de havsyolu sitesinden bakabilirsiniz.

Kek + Meyve suyu verdiler.

2 diyorum.

aşağı yukarı 2 saat tutacak her biri. 10 dk daha uzun süren 2 vesait, 3 vesaitli yoldan kısa gelir bana.

bu saydıklarınız arasında en mantıklısı 2 numara geliyor. altunizade * üsküdar arasında fazla mesafe yok. metrobüs'le rahat gelirsiniz.

En mantiklisi bana da 2 geldi.

açılın üsküdarlı geldi. 3 ü direkt ele.

1 ya da 2 hemen hemen aynı sürelere denk. trafik durumunu gözeterek tercihini yap. köprüden altunizadeye geçmek bazen problemli oluyor. onun yerine beşiktaşa inersin gibi.

3 asla olmaz.

2 de trafikten olmaz.

1 alır.

Pardon. 1 trafikten dolayı olmaz, 2 alır.

2 ama güzel havalarda boğaz havasında kahvaltı keyfi için 1.
o kadar yol gideceksen biraz rahatlamak lazım.

ben de 3 diyorum. ne trafik ihtimali var, ne hava muhalefeti. her gün gitmek istediğin yere aynı saatte varırsınız.

1'de zincirlikuyu-beşiktaş arasında barbaros'ta trafik olma ihtimali yüksek, bir de buna hava durumuna göre iptal olabilen vapuru ekleyin. ama boğaz havası almak bambaşka.

2'de ise köprü trafiğine gireceksiniz. hele bir de bi devlet büyüğümüzün teşrifi veya kaza veya intihar teşebbüsü falan varsa değmesin keyfinize, uzun uzun boğaz manzarası izlersiniz.

o maskenin hava kirliliğine bir faydası yok aslında. bir miktar tozu bir miktar da havadaki virüsleri tutsun diye takıyorlar. alışkanlık gibi.

ama uzakdoğuda güzel bir uygulama var. tüm eczanelerde hava sterilizasyon cihazları sürekli çalışıyor. adamlar buraya sürekli hasta insan geliyor. birbirlerine bulaşmasın dyerek böyle bir önlem almışlar.

Valla japonlar o maskeyi moda olsun diye takiyor genelde. Ya da hastalarsa takiyolar.

sorunuza tam olarak yanıt değil ama japonlar genelde beyaz olanından takıyor.
sebepleriyse,
- hastayım, etrafa bulaştırmayayım.
- etrafta hasta olabilir, aman bulaşmasın.
- bahar aylarıysa bahar nezlem var. (japonlarda yaygın)
- hava soğuk.
- kadınım, makyaj yapmaya üşeniyorum, yapmasam da olmaz.
- alışkanlık olmuş.
- tipsizim bari maskeyle kurtarayım.

şimdiye kadar hava kirliliğinden çekinip maske takanına rastlamadım. onun için daha gelişmiş maske kullanmak gerek diye biliyorum.