beni ederdi

eder

Şuan yaşadığım yerde elektrik su ortak sizin gibi.
Ama yönetici borçları çıkarıyor o hafta içinde ödüyoruz son günü bekletmiyoruz.
Son ödeme tarihinde ödeyenlere ben gıcık oluyorum. Madem borç çıkmış o gün ödemeliyim diye düşünürüm hep

Yüklemeye çalıştığın fotoğrafın boyutu küçük diyor
Daha yüksek boyutlu fotoğraf kullanıp fotoğrafı düzenleyeceğin bir site var oraya yükleyince boyutunu ayarlayacak onu kullanıcaksın

genelde whatsapptan gelen fotoğraflarda whatsappın sıkıştırma algoritması biraz agresif olduğu için verir bu hatayı.

Stres yüzünden kepek olduğuna emin misiniz? Dermatit olmasın?

Seboreik dermatit gibi görünüyor. Normalde çok olmaz. Stresle arttı diye düşünüyorum.

Ben yeşil dercos kullanıyorum. Önceden tgel ve hs clinical strength de kullandım. Hepsi iyiydi.

dercos ve prozinc şampuanlarla çözdüm ben de aynı sorunu. günlük kullanımda prozinc haftada 1-2 de dercos kullanıyorum.

@mtfbwy normal günlük şampuan da kullanıyor musunuz sadece bunlar mi?

Bir de yves Rocher in ürününü onermisler ama bilemedim.

@thatisthedoctor
hayır, sadece ikisini kullanıyorum. dercos ilk yıkamada kepek sorununu çözdü bende ama saçımı çok keçeleştirdiği için eczacı önerisiyle günlük kullanım için prozinc aldım.

Vichy Dercos Anti-Dandruff

Ben kullandım, aşırı iyi

Head & Sholders Clinical Strength
Vichy Dercos Anti Dandruff
SebaMed Anti Dandruff

Bu üçü de kepeğe ve Seboreik Dermatite etkilidir ama bir o kadar da saç döker.
Haftada ikiden fazla kullanmayın.

Kullanırken saçınızda köpürtün, bir beş dakika kadar saçınız bu şekilde köpüklü olarak kalsın, daha sonra durulayın. Bir ikinci sefer normal yıkama yapın.

Ben de yillarca ugrastim ve cozumu ketoral sampuanda buldum.

Bir dönem kullanıp çok memnun kalmıştım fiyatı uygun olsa sürekli kullanırım.
Ducray kelual ds

2020 sınavından 85 almıştım, sıralamam 21 bin civarıydı.

Tahminen 18 bin civarıdır

çok memnunum. aşırı derecede.

Çok memnunum abim ablam kardeşim olsaydı da memnun olurdum

Müthiş bir şey. Tabii kardeşim olmadığı için karşılaştıracak veri yok, kardeşim olsa da memnun olurdum herhalde.

Diilim.. Kardes istiomm

tek çocugum ve bunun sürekli merak edilmesine şaşıyorum.

bunu garip bulan kardeşliler bana bu soruyu soruyorlar sürekli.
kardeşim olsa hayatım nasıl değişirdi bilmiyorum ki.

evet hayattan memnunum, bunun kardeşim olup olmaması ile alakası yok.

kardeşim olsun ister miydim? evet isterdim.
kardeşimin olmaması beni mutsuz hissettiriyor mu? hayır
kardeşimin olmaması eksik hissettiriyor mu? bilmiyorum ki, hiç kardeşim olmadı, kıyas yapamam.

Ben hoşlanmıyorum. Bi kere ailenin bütün aksiyonu büyürken paratoner gibi senin üzerinde işliyor. O bi kötü. Tamam, hayal gücün falan gelişiyor o güzel ama bazen de hayal dünyadan çıkıp gerçekliğe merhaba demek ya da onun sana demesi baya sarsıcı olabiliyor. Kardeşli ailelerde gözlemlediğim kadarıyla olumsuz yaşananlar ortak bi gözden irdelenebiliyor ve bu da bi güç duygusu sağlayabiliyor. Tek çocuk, olan biteni sadece kendi aklıyla hatırlamaya çalıştığı için hem kafasını daha çok yorabilir hem de eğip bükmetye daha açık olabilir. Benim bütün kardeşli tanıdıklarım, özellikle de büyüdüklerinde, birbirlerine karşı hep kollayıcı tipler; o yüzden bana özendirici geliyor. Anne baba ayrı tek çocuksanız ve anne ya da babadan biri ya da ikisiyle de aranız tırtsa aile kavramını geliştirip oturtmak kardeşliye göre daha zor bence tek çocukta. Kardeşlilerde bu tip durumlar, kendi arasında anne baba dengesi yaratmaya ve açık kapatmaya daha elverişli oluyor. Ebeveyn yaşlanınca ya da başlarına bi şey gelirse tüm yükü tek sırtlanmak ya da çok hızlı kimsesiz kalmak kısmı var bi de. Bilmiyorum, ben çocukken de hep çok kardeş istedim; şimdi de olanları görünce hala özenirim, içim bi cız eder. O yüzden tanıdığım tüm çocuklulara hep mutlaka yapacaksanız en az 2 çocuk yapın be, yazıktır uyarısında bulunuyorum. İnşalla yanlışlıkla kardeş istemeyen bi çocuğun başına bela açmamışımdır (:

değilim. anne babamın psikiyatrik sorunları yüzünden acı çektim ve yalnız büyüdüm. nefret ettim tek kardeş olmaktan. abim/ablam olmasını çok isterdim. ama bir yandan da ya onlar da eziyet etmenin normal olduğunu düşünüp aynı davranışlara devam ederler miydi diye düşünüyorum...

sanırım aile kavramı istemiyorum.

nolmus yani +1 sağlıklı aileye denk gelmek önemli. ben ailemin babamın vasıtası ile nasıl toksikliğe çekildiğini gördüm. iğrençlikten başka bir şey değil. benim kardeşim olsaydı büyük ihtimal bana karşı kışkırtırdı annem veya babam.

Memnunum ama abim/ablam olsaydı daha yalnız hissederdim, daha fazla insanla tanışırdım diye tahmin ediyorum fakat maddi meselelerde daha çok sorun yaşardık.

Çok zor memnun olmak. Keşke kardeşim olsaydı. En iyi dost oolurdu

pipetle iç :)

Çay-kahveden sonra su iç

diş silgisi* diye bir aparat var. watsons gibi marketlerde kolayca bulunabiliyor. klinik bir müdahale isterseniz de diş cilası* yapilabilir.
bunu pek onermiyorlar ama leke tutmamasi ve tartar, curuk olusmasini onlemeye yardımcı olmasindan dolayi tercih ediyorlar.

Ben de paradontax aldım bir kere acayip pişman oldum, böyle kumlu gibi garip bir tadı vardı. Zor bitirdim tüpü. Onun tipi öyle olabilir, yoksa hayatımda hiç bozulmuş diş macunu görmedim yani.

Florürsüz olanın tadı söylediğiniz gibi, normali o.

Yok normali bu kadar çamaşır suyu yer silme sıvısı karışımı kokmaz bence. Pek çok kez kullandım hiç böyle kokmuyorlardı ve tatları da bu kadar çirkin değildi...

Normal diş macunlarından çok farklı bi tadı var standart parodontax'ın. O yüzden farklı hissetmeniz normal. Alışınca fena gelmiyor ama enteresan bi şekilde, sadece fresh hissiyatı eksik.

Ben çok uzun zamandır kullanıyorum dediğim gibi. İlk defa böyle leş deterjan tadı ve kokusu geldi...

paradontax herzaman kötü tatlı bir macun du.

Arkadaşlar şahsi değerlendirmelerinizi sormadım hiç bozulmuş parodontax gördünüz mü kullandınız mı, o da deterjan gibi miydi diye sordum...

Parodontax’ın geliştirilmiş tat diye bir serisi var dediğiniz gibi keşke geliştirmeselerdi tadı deterjan gibi. Diğerlerinin tadı farklı olsa da kötü değil ben seviyorum.

Paradontax değil ama başka markayı,uygun fiyatlı görünce 4-5 tane aldım internetten.
Dediğiniiz gibi deterjan tadı vardı ve kullanmadım.Muhtemelen sahte.
Belki size de öyle denk gelmiştir.

Hayir yok. Senin var mi

Yok. Şaşkınlık içerisindeyim.

Var benim ya bu sonbahar ağır geçti, boşlukta anlamsızlıkla sallanıyorum.

yıllardır var

ruhen hastayim+1 bence istanbul un iklimi su an pek depresif olmaya firsat vermiyor

Vakit olmuyor.

Var var.
Gunes tutulmasi etkisi.

Var

Çalışmıyor oluşum sebebiyle gelen bir depresiflik var. İş bulursam veya atanırsam düzelir diye tahmin ediyorum.

Üniversitenin ve ilişkimin bitmiş olmasının getirdiği yalnızlık ve özlemlerin getirdiği bir depresiflik var.
O da iş bulup yeni insanlarla tanışınca azalır diye tahmin ediyorum.

Yinede havalar güzel gidiyor deniz kokusu depresif havayı dağıtıyor.

Ağır depresyondayım

var

şu sıralardan kastınız son 37 yıl ise evet :)

Yok. İstanbul’da hava o kadar güzel ki, Mary and Max’teki Mary bile, Up’taki dede bile depresif kalamaz.

Uyku sorunum vardı, hapla geçici çözdüm gibi. Enerjim yerine geldi. Hayat güzel.

bittabii

Var biraz.
Neredeyse son 2 ayımı sanki kendimi o bataktan zorla çekiyor gibi hissediyorum.
Birkaç adım attım konuyla ilgili bakalım, toparlayacağımı umuyorum.

rossman daki isana marka deodorantlar

Rexona Cobalt (sadece bu modelinde alüminyum yok artık üstüne de yazdılar hatta %0 alüminyum diye)

Bende sebamed kullanıyordum fakat yetersiz geldiğini hissettim siveno denedim oldukça memnunum. Fiyatı indirime denk getirirsen 40-50 TL civarında

Elginkan iyidir. www.elginkanuzem.org.tr

Elginkan C sınıfı belge vermiyor malesef

İsg kursu artık uzaktan eğitim ile sağlanıyor. Bu konuda Bulut Akademi İsg kursu üzerine tanımıyorum. Özellikle eğitim danışmanlarının ilgisi ve eğiticilerin tecrübesi ile C sınıfı isg sınavı çok rahat geçti. Detaylar için bulutakademi.com.tr sitelerine göz atabilirsiniz. Sınav veya isg eğitimi ile ilgili aklınıza takılanlar olursa yazabilirsiniz.

Tek bir tane seçmek zor...
"İstisnalar Kaideyi Bozmaz" diyorum.

en iyisini seçmek çok zor bence. ama en iyiler bpg albümünde.

Gölge haramileri ve cümle mühendisi arasında kalırım, cümle mühendisi'ni seçerim.

Baytar

pek rap dinleyicisi değilim, sagopa kajmer denilince ilk aklıma gelen şarkı:
www.youtube.com

bpg+1
ne yazsam bilemedim korsavasci, karabiber duasi, ugurla bahtiyarlari, maskeli balo, iskeletler diyari efsane bence. Sonrasi bende yok zaten, biz mi buyuduk ne oldu malum yas aldikca rap tutkusu azaliyor, yeni sarkilar da hic sarmiyor sanki. Bi de rapci dedigin muhalif olur bu Amerikan r&b cilerden beter cikti, suya sabuna dokunmuyor cubbeliyle resmi falan da vardi orda hepten bitti zaten gozumde ama eski ergenlik gunlerinin hatrina dinlerim, adam elimizde buyudu, silahsiz kuvvet gunlerini bilirim adamin.
Edit: Asil bu efsanedir ya www.youtube.com

Eski şarkıları güzeldi , bir tane seçmek zor
Benim hayatım , terapi , aylak bakkal, kolaysa anlat

En iyisini seçmek her ne kadar zor olsa da Karikatür Komedya en iyilerinden birisi.

En iyi feat'ı da 2001.

3. ya da 4.ye başvurdum. Çekilişlerde hiç şansım yoktur. Çıkarsa sıra numarası falan da önemli. Randevu falan derken işler uzun. Green card kazanıp vize randevu sırası bulamadığı için mağdur olanlar da vardı.

Hem Toki hem green card çıkarsa ne yaparım bilmiyorum. İstanbul'da ev almak New York'tan ev almaktan daha zor. Beylikdüzü ev fiyatları Kadıköy'ü geçti, Miami ile kapışıyor..

Her sene daha başvurular açılmadan fotoğrafımı hazır eder, başvuru açılır açılmaz gavura vurur gibi 'Begin Entry' butonuna vururdum. Bu sene hala başvurmadım, üşeniyorum. Umudum da yok zaten. Geçen sene sırf buna başvurmak için pasaport çıkaran tonla adam vardı, bu sene düşünemiyorum. Joe Biden sen de yargılanacaksın köpek.

benim de 4. ya da 5. başvurum olarak. geçen çekilişte öyle umutlanmıştım ki çıkmayınca çok üzüldüm. artık ümidimi kaybettim valla. çıkarsa krediyle mrediyle gideceğim valla. ne iş olsa yaparım gidince.

henüz başvurmadım, ilk kez başvuracağım. asla hayal kurmuyorum, çıkma oranı belli zaten. çıksa da mülakatı geçer miyim vs. bir ton iş var.

İlk kez bu sene başvurabildim.
Çıkarsa ne yapacağım konusunda fikrim yok.
Her şeyi arkamda bırakıp gitmek iyi gelebilir eğer orada para kazanıp yaşayabilirsem.
Youtube kanallarından izlediğim kadarıyla güzel yerler var ılıman bir eyalete yerleşirim izmiri andıran.

marka fark ediyor. bim'i bilmem de just green marka almıştım daha doğal içerik diye. hiç temizlememişti.

Fairy'nin de kendi içinde bilmem kaç çeşidi var ve her birinin temizleme kapasitesi birbirinden farklı.

migrosun ucuz tabletinden aldım temizledi ama bardaklar çizik çizik oldu, devamında fairy jel tablet kullandık. bardaklarda çizilme sorunu olmadı.

Pril kullanıyoruz biz çünkü diğer markalarda bir limon kokusu oluyor bardağı kuruluyorum yıkıyorum geçmiyor ağır bir koku bırakıyorlar.
Çizme problemi yaşamıştık onu da teknik servis geldi suyun sertliğini ölçüp tuz ayarını yaptı çözüldü

fark etmez diyordum ta ki, indirimde denk gelip fairy platinium hepsi bir arada alana kadar.
yıkamıyorsun artık, çok eskidin, atıcam seni noktasından bulaşık makinemizle cicim aylarımıza geri döndük. ben <3 fairy platinium

www.trendyol.com

bu baya gerçek hocam. 70 fincan çıkıyor aşağı yukarı.

www.trendyol.com

bu da baya gerçek. bundan da 35 fincan çıkıyor.

Sek'indi sanırım, toz değil de tetrapak kutuda içime hazır salepi vardı, fena değildi.

Toz olarak doktorötkerin zencefillisini çok sevmiştim

Sekerci cafer erol almistim, oldukca guzeldi.

Memurlar net forumu akla gelebilecek bütün sorularınızın cevabı

Hayırlı olsun. Bildiğim kadarıyla üniversiteler de makine mühendisi alabiliyor. Genelde bakım, onarım faaliyetleri ve teknik işler için. Öyle bir alım olursa üniversitenin iyi olduğunu düşünüyorum.

Bu noktada şehir tercihini düşünmek biraz önemli. Çünkü çok iyi bir kurumda da çalışsan ülkenin bir ucuna gidince mutlu olmayabilirsin. Ama ortalama bir kurum, iyi bir şehir mutlu edebilir. Sadece kurum odaklı düşünmemek gerektiğini düşünüyorum.

Yaş 29 belirtmemişim.
Forumu takip ediyorum.
Mühendislikten olmazsa düz memurlukta planlıyorum şuan özel sektörde iş arayışım sürüyor.

Dediğiniz gibi şehir önceliğim olacak çünkü çakılı kalıcam gibi görünüyor.

Ana birimi mühendislik olmayan kurumları asla seçme.
Askeri kurumları seçme.
KİT seç, lojmanları kampları daha çok oluyor. TEDAŞ TEİAŞ DHMİ MKE bunları yaz. YDS puanı alamam çalış bir an önce 70+. Çünkü KPSS puanın çok yüksek değil. Üçüncü dördüncü atamaya kalabilirsin.

Koltukta file gibi bir şey var. Rahat oluyor, bel, sırt ağrıtmıyor.

Masanın büyük olması avantaj.

ihtiyacım olacak her şeyi sıdırabileceğim, sıkışık olmayacak rahat bi alan, kahve ve su için bardak altlığı ve mümkünse görüş açımda görebileceğim gözüme hoş gözükecek bir bitki koyuyorum.

Mümkün olduğunca sadelik, su , kahve.
En iyi çalışma ortamım kütüphaneydi.
İnsanları ve düzenli çalışma masalarını gördükçe motivasyonum artıyordu

Masamda sevdigim objeler bulunduruyorum keyif veriyor.

Kendi yaptığım bazi ahsap figurler var masada ve ayrica big cat seven biri olduğum icin masamda kaplan, leopar figurleri ve resimleri var mesela. Onlari orada gormek keyif veriyor.
Onun dışında ucak vs cesitli figurler maketler var. Kimisi hediye.

Dirseklerim çürümesin diye yuvarlak eva sunger var mesela masaya dayamiyorum dirsekleri.

Altta sicak hava ufleyen fan var kisin ayaklarim icin.

Terliklerim var butun gun ayakkabiyla durmamak icin, terlikle takılıyorum ayakta bot varsa.

Bir de akvaryum istiyorum ama yer yok ofiste.

Geniş ve boş masa. Hatta odada da ıvır zıvır olmamalı. Gereksiz eşya varken odaklanamıyorum.

2.500 tl şuanki ücret dediler
1 kasımdan sonra 5.000 tl olacakmış

Video gönderiyorlarmış 90saatlik
Sonrası 120saat uzaktan eğitim
Stajı da kağıt üstünde gösteriyorlarmış
Pek iyi bir eğitim olduğu söylenemez ama böyle.
Sınav sorularının eskileri var ve pek zor olacağını düşünmüyorum

En erken mayıstaki sınava girebiliyorsunuz şuan eğitimi alırsanız.
Olduktan sonra ise iş bulma imkanı ve maaşları pek iyi değil diye biliyorum, sorumluluk alıyorsunuz sonuçta işle ilgili.
Bende almayı planlıyorum kamuda bazı kadrolarda isteniyor.

@kararsızataletfilozofu yardımcı olmuş zaten. Bunun dışında bir de lisans eğitimi vs. şeklinde devam eden var.

Ben sana ilk bakışta "sana ne amk?" sorusunu aklına getirecek olsa da daha iyi yardımcı olayım. Makine mühendisiyken neden iş güvenliği uzmanı olmak istiyorsun? Buna cevap vermek istemiyorsan özet geçeyim. Dışarıdan baktığın ve sektör ile ilgili sana söylenen şeylerin %99'u yalan.

@nawar, açıkçası biraz rahat buluyorum bu mesleği. Sebebi bu. İşe başlayanlara kısa bir eğitim veriyorlar. Ben şu an çalıştığım için şu an amacım iş bulmak değil. Sadece zararı olmaz, faydası olur kafasındayım. CV'ye bir uzmanlık eklemek iyi olabilir.

Teşekkür ederim cevaplar için.

Açıkçası neden soruyorlar bilmiyorum ama kesinlikle sorulmamasi lazım ve bunu soran yere garip gözle bakarım.

Baya salakça sorular ve kişisel bilgilere giriyor.

Eski ikcı olarak yazayım.

Son soruya bir açıklama bulamıyorum. Çok alakasız ve sorulmaması gereken bir soru. Aslında bu soruların hiç birinin sorulmaması hatta sorulamaması gerekiyor. Bunlar kişisel şeyler.

Sorulara gelince;
-evlilik düşünmek ya da yeni evli olmak kariyeri yeni başlayan birisi için olumsuz bir şeydir. Yani en azından kan emici orospu çocuğu şirketler için. Bekar ol ki işe gidişin gelişin belirsiz saatlerde olursa yakınacak ya da dolduracak bir eşin olmasın, eşek gibi binsinler sana. Kariyeri biraz oturmuş bir erkek için de evli olmak iyi bir şeydir, çünkü bu ülkede borçlanmadan evlenmek diye bir şey olmaz. Bu yüzden gene sana eşek gibi bindiklerinde, bağırtsalar da sesini çıkaramazsın çünkü borcun vardır. Kadınlarda da evlenecek olmak kötü bir şeydir, mazallah hamile kalırsan doğum iznine gidersin sonra da süt iznin olur falan.

-ev konusu da yukarıdaki gibi. Ev seninse sanki sana lojman vermiş gibi saçma sapan bir teklif vermeyi kendinde hak görecek dalyarak. Yukarıdaki gibi soru sormasa istanbul gibi bir şehirde sabit bir evinin olması ve işe yakın olması çok olumlu bir şey ama burada niyet başka.

-askerlik konusunda da artık azıcık aile desteği olan biri artık askerliği bedelli yapıyor. Bedelli yapma imkanı varken gidip askerlik yapan duymadım hiç. Muhtemelen aile desteğiniz var mı ne kadar çaresiz yalnızsınız onu anlamaya çalışıyor.

Sonuç olarak;
Azıcık düzgün bir yer size bu soruları sormaz. Ben olsam kalkıp giderim, ki bu tarz soru soran yerlerde kalktım gittim. Buna yakın sorular soracaksa da teklif aşamasında sonradan sorun yaşamamak adına sorulur. Mesela 2 tane ikizi olan bir kadına, 2 görüşmede daha usturuplu bir şekilde 4 çocuğa bakmak zor olmadı mı? Hele ki pazarlama alanında sahada çalışırken diye soruldu, o da benim ve eşimin ailesi yakında oturmasa zorlanırdım dedi ve gelen topu kaleye attı ve teklifi aldı.

Evlilik şehir değişikliği için soruluyor.

Bunlar ne ki... Bu sadece İK. Ben müdürlerle tartışıyorum görüşmelerde. Direkt yargılamaya çalışanlar oluyor.

Kaldığın ev senin mi , kira mı , kirası ne kadar , bu maaşla geçinebilecek misin tarzı sorular malesef oluyor maaşı kırpmaya çalışıyorlar genelde.

Ben olsam aynı soruları geri yöneltip, mustakbel yöneticim evli mi, evi kira mı kendi evi mi, askerliği bedelli mi yapmış, yakında hamile kalmayı düşünüyor mu, yöneticim nereli diye sorardım.
Bakalım cevap verecekler mi? Siz de sonuç olarak nasıl bir yerde çalışacağınızı öğrenmeye çalışıyorsunuz veya şirketin ileride size ne gibi imkanlar verebileceğini tartmaya çalışıyorsunuz değil mi?

Düpedüz terbiyesizlik.

Tibbi oneri degildir...

Ben de sizin gibi dusunuyorum. Dunyada ornegi olmadigi dogru olabilir, ingilterede de GPye gittiginizde bir sikayetiniz yoksa size olumlu yanit vermezler. Cunku 1) o kadar cok tahlil vs opsiyonu var ki, uzman olan biri karar vermek ister 2) her onune gelenin kendi sonucunu kendi yorumlamasini istemezler hakli olarak.

Bence yanlis birsey yok. Ben de senede 1 problem vs olmadan da temel tahlilleri (kolestrol, vs) merak 've takip icin yaptiriyorum. Ama listeyi de cok uzatirsaniz maliyet de fazl olacak. Tibbi olur yazarliginiz varsa kotu bir see degil yaptgniz.

Devlet hastanelerinde pek uğraşmak istemiyorlar şikayet yoksa çünkü bütün nüfusun bu şekilde sıra al, doktorla görüş, kan alınsın, laboratuvarda işlensin, sonuçları al doktor incelesin. Hepsi hem zaman hem para kaybı demek oluyor.
Bu koruyucu önlem gibi görülüp gerek duyulmuyor.

Özel hastanelerde ise para kazanıyor sonuçta seve seve yapıyorlar.

İmkan olsa 6 ayda bir baktırırım bende.

Ülke o kadar zengin olsa, herkese mecburi olarak belirli periyodlarda check up yapılması, hastalıkların önlenebilmesi açısından en güzeli. Ancak o kadar zengin değiliz.

B12 yi örnek vermişsin. Oradan devam edeyim. Herhangi bir hastanenin internet sitesine girip 'Unutkanlık sebepleri'ni sorduğun zaman B12 ye sıra gelene kadar onlarca sebep ortaya çıkıyor. Ancak gıda takviye sektörünün gazlamasıyla kime unutkanım desen hemen B12 ne baktır der.

Herhangi bir emilim problemin yoksa günde 15 dakika öğlen güneşinde kolsuz kıyafetle kalmakla alabileceğin D vitaminini sana dünyanın parasıyla satabilmek için sık sık D vitamini ölçtürmen gerektiği algısı yaratılıyor. Kapitalizm böyle bir şey.

Benzer sebeplerle artık kan tahlili suistimali yaşanan güzel yurdumda Devlet de tedbir olarak D ve B12 tahlil yetkisini ASMlerin elinden almış bulunuyor.

bence yanlış olan bi şey yok. her hastalık belirti göstermez. belirti gösterdiğinde çok geç olabilir. o yüzden düzenli test yaptırmak iyidir.
b12-d vitamini eksikliği mesela direkt belirti göstermiyor.

dunyada ornegi vardir, tahliller sorunlarin onceden gorulmesinde katki saglayabilirler, yasadigim ulkede doktordan isterim verir, dunyada boyle bir sey yok diye bir geri donus almadim henuz, her ay istemek gibi durumlar olursa bu elbette gercekci degil ve kamu parasini israfa girer ancak senede 1-2 test onleyici olabilir. bu da kamuyu daha yuksek maliyetlerden korur...

"Yani vergi olarak verdiğimi çok azını geri aliyorum."

özel sağlık sigortanı tamamlayıcı olarak kullanıyor isen yine sgk'nı kullanmış oluyorsun. hatta tamamlayıcı durumda ilaçların tamamen sgk'dan oluyor.

ben yanlış görmüyorum, sizinle aynı durumdayım. ancak devlet hastanelerinin yoğunluğundan dolayı aile hekimine de hak veriyorum. imkanı olan yaptırmalı

direk ben kan tahlili yaptırmak istiyorum derseniz yapmıyorlar.
bir süredir kolestrolüme,t3 üme baktıramadım derseniz veya bu ara çok iştahım açıldı acaba şekerim mi yükseliyor veya son aylarda kilo verdim acaba bir şeyimmi var derseniz çoğu doktor bir kan testlerine bakalım der.
her canı isteyen tahlil yaptırmak isterse başa çıkamazlar hem maliyet hemde hasta yoğunluğu artar.

ama birde çoğu hekim biraz olsun neyi olduğunu bilen hastayı sevmiyorlar. şu şu kasım ağrıyor, şu eklemim sıkıntı var mr çektirseniz demeyeceksin, salağa yatıp ayağım ağrıyor diyeceksin.

her hasta herhangi bir şikayeti olmadan kafasına göre tıbbi tetkik hizmetlerini kullanmaya kalkarsa bunun önü alınamaz. ben de bu aralar çok cips yedim, kolesterolüme baktırayım diye giderim. dolayısıyla bu tarz bir tetkiki doktorun talep etmesi gerekiyor ve doğru olan da bu.

vergilerin ise bir sigorta gibi düşünebilirsin. mesela umarım olmaz ama özel sigortanın sırt çevireceği bir durumda devlet hastaneleri ölene kadar bakıyor sana. bu ay 5 bin vergi ödedim, hemen karşılığını alayım, alamıyorsam da en azından tetkik yaptırayım gibi bir olay yok dünyanın hiç bir yerinde.

Ekşi duyuruda 'beğen' tuşu olsa (ki olsa güzel olurdu) @roket adam'ın yazdıklarına basardım.

6 ayda bir aile hekimine gidip checkup yaptırmak istiyoruz diyoruz, karı koca genel bir kan tahlili yapılıyor.

Ben yıllardır bunu yapıyorum aile hekiminde. Bir kere bile yapamayız demediler.

Sonuçta doktorların hastanın sağlık hizmeti geçmişine bakma yetkileri var. Son 6-12 ayda hiç kan tahlili yaptırmamışsam hiç sorun çıkarmadan onay vermeli diye düşünüyorum. Yani kan tahlilinin önleyici sağlık uygulaması olarak değerlendirilip rutin bir uygulama haline getirilmesinin doğru olacağını düşünüyorum.

"Önlem" kavramına "önem" verilmeyen bir toplumda yaşıyoruz maalesef.

Kırklarelinde american life vardı kapandı.
İstasyonun altında amerikan kültür derneği var ama bir aylık program sanmıyorum en az 2-3aylık kur verirler.
1 ay için düşünüyorsanız online kurs veren siteler var cambly gibi.
Yada halk eğitim merkezlerinin kursları var onlara danışabilir yeni başlayansa

Yazmayı unutmuşum tablet ipad mini bu arada.

evernote gibi bir uygulama kullansan daha kolay olmaz mı? tamamen bulutta çalışan. bu gönderme alma olayından da kurtulmuş olursun.

Her bir prize 220 V gerilim gider. Bu prizler genellikle 16 A sigortaya bağlı olur. 220x16=3520 Watt enerji yapar. Yani bir prize max 3520 Watt yükleyebilirsiniz. Bunu aşarsanız sigorta atar.

Anlattığınız ekipman bu limiti aşmıyor gibi.
Toprak hattını kontrol etseniz iyi olur.
Daha derin bilgisi olan arkadaşlar başka tavsiyeler de verebilir.

Uzatmaların üstünde genellikle max kaç w desktelediği yazar. Sizdeki aletlerin max kaç w/kw harcadığına bakın, ona göre değerlendirebilirsiniz bence.

bozulan prizi kaliteli ve orjinal marka bir priz ile mutlaka değiştirin. kararan bölgenin direnci artmış-muhtemelen gevşemiştir. ne yaparsanız yapın o bağlantı ısınıp sorun çıkarmaya devam edecek.

normalde bir priz için elektrikli ısıtıcı-klima vs gibi yüksek güç çeken cihaz bağlı değil ise bahsedilen cihazlar sorun değil. kahve makinası sanırım 800w gibi güç çeker. bütün gün aralıksız çalışmıyorsa bu da sorun değil. şimdilik kahve makinasını sağlam bir prize aktarmak mantıklı olur.

duvardaki tek yuvaya ikili priz takılabilen sistemler var. çok fazla üçlüyü biribirine tak çıkar yapmaktan daha pratik olur.

Maliyetten kaçınmayıp yeni kabloyla 2 hat çekilir kahve makinesini birinde kullanırsın tv-ps bir yerde

O cızırtı sesi tam oturmayan, gevşemiş fiş/priz yüzünden çıkan ark sesleri.

Ehliyetli bir elektrikçi bozulan fişi ve prizi kaliteli bir ürüne değiştirsin, seyyar grup prizlerin üstünde tam oturmayan gevşeyen priz delikleri varsa; fişi prizden çekip grubun içini açın ve fiş giren metal delikleri penseyle biraz sıkıp sıkılaştırın.

Elektrik olmadığına emin olun çalışırken, dikkat.

bankadan kullanmak daha mantıklı. yıl olmuş 2022
döviz bürosuyla uğraşılmaz.
her bankada var.

döviz bürosu değil tabii ki banka kullanın.

internet bankacılığından alım satım yapabilirsiniz tabii.

ama banka atmsinden fiziki döviz çekimi ya da yatırması her bankada olmayabilir. şubeye gidip gişeden halletmek zorunda kalabilirsiniz.

Cevaplarınız için teşekkür ederim.

Qnbfinans bank ve cepteteb işlem ücreti almıyormuş, sanırım daha kullanışlı bu ikisi diğer banklara göre. Bunlara bir bakacağım. Burada bu ikisinden birini kullanıp, memmuniyetle ilgili yorum bırakırsa faydalı olur.

Nakit döviz lazım olduğunda Yapı Kredi üzerinden alıp ATM'den çekiyorum. Döviz burosuyla uğraşmaya gerek yok hic. Dikkat edin üzerinde $€£ logosu olan ATM'lerden çekebilirsiniz sadece. Ama öyle az sayıda falan da değil bayağı var.

Her bankanın her ATMsi döviz alıp vermiyor. Bu konuda QNB'dense TEB daha iyi

Bazı bankalar döviz vermeyip tl çevirip veriyor.
Atmden döviz veren banka sayısıda az.
Buna göre bankayı seçmek lazım.
Döviz büroları güven vermiyor bana.

atm den döviz çekiliyor ama her atm değil.

ben vakıf ve iş den çekiyorum. vakıfın bi ara istanbulda tek vardı. iş baya yaygın.

internette swap farkları göz önüne alınarak hesap açılabilir. iş iyiydi mesela ziraate göre.

Memur olma planı varsa işletme çünkü kadro daha fazla açılıyor

Hiçbir detay yazmışsınız ne amaçla nasıl bir bölüm tavsiyesi istediğinizi sormamızı mı bekliyorsunuz illa?

merhaba,açıkçasını söylemek gerekirse hiçbir aöf bölümü iş yapmaz.ben aöf mezunu olup'ta memurluk harici bir işe girmiş(onlarda artık nasıl girdiyse)birini görmedim,zaten bu aöf bölümlerinin amacı'da bir şey öğretmek falan olmasa gerek,para kazanmak amaçlı açılmış olduğunu düşünüyorum.isg demişsiniz bu bölümünden onlarca mezun var örgün'den,daha bir kaç sene evvel açtılar bunu da,dediğim gibi amaç para kazanmak.ayrıca memurluk tarzı bir şey düşünüyorsanız,ilk bitirdiğiniz lisans bölümünden kpss'ye girersiniz.

7000 lira altında, hızlı ve üstelik android tv yok. Var da ben olsam para vermem. 7000 lira civarında ise alternatifler toshiba (Vestel) ve Vestel’in kendisi falan. Onların da hepsi birbirine benziyor zaten, kullanıcı yorumlarına bakarak herhangi biri alınabilir.

www.amazon.com.tr

www.amazon.com.tr

43 inchmiş bunlar ama fiyatlar iyi

A101den aldık toshiba ultra hd android geçen hafta memnunuz. 6500 filandı sanırım taksitle biraz arttı tabi fiyatı
25 senelik tüplü televizyondan geçiş yaptık görüntüler netleşti :)
Tivibu kullanıyoruz yayınlar için.

VESTEL 50U9600.

alalı 8-9 ay kadar oldu ben şahsen görüntüsünden çok memnunum. yazılımı da gayet iş görüyor ana uygulamalarda. video servislerinin tamamını çok rahat izliyorum. iptv uygulaması biraz dandik ama onu da kullanıyorum gayet. aynı modelin android olanı vardı ve fiyatı da benzerdi ama android olunca ekrandan kısmışlar gibime geldi görüntüsü o kadar tatmin edici değildi o yüzden bu modeli tercih ettim. neticede yazılım mi box gibi bir kutuyla kolayca çözülebiliyor. o yüzden gönül rahatlığıyla tavsiye ederim.

taze meyve + buzu makinede çekip üzerine votka ile çeşitli yaz kokteylleri yapabilirsiniz.
kışlık domates yaptım ben :)
çok pratik ve leziz ayran yapıyorum

Limon kabuklarını çekip limon suyuyla limonata
Kavun ve buz karışımı
Yulaf süt kakao bal muz karışımı
Kayısı su ve bal ile meyve suyu
Üzümlerden üzüm suyu
Filtre kahve buz ve süt ile soğuk kahve
Yulaf ve su karışımıyla yulaf sütü yapılabiliyor.

5-6 senedir aynı alet var neredeyse her gün kullanıyorum sapa sağlam sadece biraz gürültüsü var.

merhaba. ben de kefirdir yulaftır arası olmayan biri olarak yorum yapayım.

kullanmam diyordum ama uzun süredir iş yerine kahvaltı amaçlı süt, badem, muz, yulaf (ince öğütülmüş), fıstık ezmesi çektirip götürüyorum. genelde 3-4 saat kadar da idare ediyor. yulaf ince öğütülmüş olunca tadı da ağır basmıyor. oranı içilebilir seviyede olacak şekilde zamanla ayarlayabilirsiniz.

Kaymaklı dondurma, süt, buz, muz ve çeşitli meyveleri karıştırınca milkshake oluyor. Daha kıvamlı olmasını sağladığı için hep muzla yapıyorum ben, yanına çilek, orman meyveleri vs.

Süt, bal ve muzla muzlu süt. Yazın +buz, kışın sıcak sütle.

Evde espresso yapıyorsanız espresso ve buzla fredo espresso yapabilirsiniz.

Bir ipucu olarak, soğuk içecekleri şekerli seviyorsanız toz şekeri dümdüz ekleyip erimesi için uğraşmak yerine simple syrup yapın evde, buzdolabında saklayın. Onu kullanırsınız. (1/1 ölçüde şeker ve suyu şerbet yapar gibi ısıtıyorsunuz, kaynayıp kıvam almasını beklemek yerine şeker tamamen eriyince ateşten alıp soğumaya bırakıyorsunuz.)

ekimde düzenleme olacak deniliyordu. ben ödemiyorum ekimi bekliyorum.

meclis açıldığı zaman diğer tüm bekleyen düzenlemelerle birlikte meclise sunulacak. yasalaşması için meclisin açılması bekleniyor.

KYK borçlarının tamamının silinip öğrencilere hibe edilmesi gündemde

Ben ödüyorum tamamen silineceğini sanmıyorum sonuçta almayanlarda vardı gidip imza attık noterde bunu borç olarak alıyoruz diye.
Eğer hibe olursa bundan sonra alıp ödemez insanlar.
Genel sağlık sigortasını ödemiyorum artık onu sileceklermiş, onun durumu farklı tabi almadık etmedik borç yazılıyordu

Ekimde meclis açılıyor cumhuriyetimizin 100. Yılı öncesinde bir çok müjde gelecek yeni bir reform öncesi KyK borçlarının tamamen silinip hibe edilmesi gündemde bunun dışında eyt, öğrenci affı, ehliyet affı, KHKlilar, vergi affı, imar affı, genel af, adlı sicil affı, banka sicil affı, kamu bankalarının kredi faizlerini silinmesi, zorunlu askerliğin kaldırılması gibi yeni reformlar öncesi bir çok af/reform gerçekleşecek.

Eski müdürüm progecad kullanıyordu hatalar filan olduğunda da ilgileniyorlar diyordu

GstarCad

Aynılıktan kasıt ne anlamadım ama Türkiye'de de iyi kazanıyorlar. Kaynak işi tüm EA ve sözel mesleklerinden iyi para kazandırıyor Türkiye'de de.

Aynı ücreti alamaz çünkü iki ülkenin emek piyasaları farklı.

Emek piyasasındaki arz talep, regülasyon vs. içsel ve dışsal faktörler farklı.

İki ülke arasında emek tümüyle homojen ve mobil değil vs vs.

İkisinin alım gücünün aynı olmaması yine bağlantılı olarak bu sefer makroekonomik anlamada iki farklı ülkededen bahsediyor olmamızdan haliyle. İki ülkedeki enflasyon, para birimlerinin uluslararası piyasalrdaki değer farkı, tüketim, tasarruf oranları farkı vs vs.

@alsterwasser çok güzel anlatmış. türkçe'ye çevireyim, almanya'dakinin hayatı türkiye'dekinden daha kıymetli olduğu için.

Türkiyede yaptığı işi ucuz işçi gücüyle piyasaya daha uygun fiyata sokuyor patronlar kazandığı kar az oluyor yetmiyor birazda işçiden kısıyor.

Almanyada yasalar daha çok koruyordur ucuza çalışmıyordur kesilen vergi farklıdır.

Arz-talep te önemli bir etken
Bizde kaynakçı çok daha fazladır muhtemelen

aynı iş değil,

made in germany ile
made in turkey

arasında en az %700 fiyat farkı var.

yani almanya'daki üretilen ürünlerin katma değeri daha fazla. o sebeple bir alman katma değeri düşük bir ürün istediğinde türkiye'ye gönderir.

basit aslında.

Bu mavi yaka islerin Avrupa'da aldığı paradan bahsedilirken galiba herkes kendi işi olan adama bakıyor. Misal benim hanimin ailesinin yaşadığı yerde hayvan gibi havuzlu villada yaşayan boyaci var. Şimdi de bmw suv ile taksi yapıyor. Bu örneğe bakarak "boyaci çok iyi kazanir" diyebiliriz. Ama boyacı maaşı diye aratirsaniz hiç de öyle fantastik maaş yok. Aynısı kaynakçı için de yok ama işsiz kalmaz ve işini iyi yapıp çevre yapan kişi kendi yerini acarsa iyi kazanir. Bunun sebeplerinden biri herkesin yapmamasi. Mavi yaka işler kolay isler değil.

Bu arada şunu da söylemek lazım; Türkiye'de canı isteyen herkes her işi yapiyor. Bir ara denk gelmistim biri eve boyacı arıyordu altında yüzlerce kisi numara vermis arayın konuşalım diye. Avrupa'da böyle bir olay yok. Google'a elektrikçi yazınca az insan çıkıyor, öyle mahalle kenarında elektrikçi vs olmuyor.
Misal bir diğer goygoy da araba tamircisi çok kazanıyor. Evet, sahibi. Araba tamir yerinde çalışan adam 3-4 bin euro alıyor sanan üzülür.
Diğer söylenenler+1

logicmanager a katkı olsun,

abd de banyo ya da su tesisatı gibi işleri yapan biri bu işleri yapabileceğine dair sertifika almalı. bu sertifika şu sebeple önemli. diyelim ki su tesisatı yapılması laım ve sertifikan yok(türkiyeden gittin ama 20 yıllık ustasın) tamiri sen 200 dolara yaptın oysa sertifikalı usta 2000 istiyordu. 200 e yaptın ve bir şey oldu tamiratı yaptığın boru patladı evi su bastı, duvar kabardı boya aktı vs vs. evin sigortasının ilk baktığı şey bunu kim tamir etti? yetkinlik belgeleri varmı? yoksa sıkıntı büyük tek kuruş ödeme gelmez sigortadan on binlerce dolarlık zarar.

bizde peynir ekmek gibi kalfalık ustalık belgesi hatta universite belgesi dağıtılıyor o sebeple kimsenin işine güven olmuyor. türkiyede müteahhid(böyle mi yazılıyordu bu kelime ? inşaatçı diyelim) sayısı 80 bin civarındaymış. gelişmiş ülkelerde bu sayı bir kaç bini geçmez.

Emek piyasası farkı. Batılı gelişmiş ülkelerde zanaat kıymetli Türkiye, çin, hindistan, Endonezya gibi ülkelerde işçilik ve zanaat izafi olarak ucuz ancak Türkiye'de de zanaat değerleniyor eskisi gibi çıraklıktan berber veya boyacı yetişmiyor hatta piyasada ciddi eleman açığı var artık herkes okulunu okuyor alaylı yetişmiyor hükümet bu konuda MYK belgesi zorunluluğu getirdi bir kaç yıla MYK belgesi olmadan iş yapanlar ciddi yaptırımlara uğrayacak

@AlsterWasser ve @duyurukullanıcısı +1

Aynı işi aynı kalitede yapsalar bile Türk kaynakçının yaptığı iş Alman kaynakçının yaptığı işten her zaman daha ucuz olur.

Mesela bir örnek, piyasada Alman üretimi ile Güney Afrika üretimi olan C200'e bakış açısı da 2. el fiyatı da farklıdır.

İki ayrı coğrafyada bulunan, toplayıcılık ile geçinen, aynı fiziksel kapasitede iki kişiyi düşünürsek:

Biri yalnızca yabani yemişler toplarken diğeri aynı enerjiyle taze meyveler topluyor.

2209+2911 yatmış zaten. bakiyeniz 52521 olmuş. en üstte gözüküyor.

2209TL 3 aylık faiz ödemesi. Kur farkı ayrı.

dogru yatmis

31 mayis tl toplamnin usd karsiligi 2890 usd
31 agustos tl toplaminin usd karsiligi 2890 usd

bir kac usdfark olabilir. yanlis yok

bunun mantigi su aslinda. uc ay once paranla kac usd alabiliyorsan vade sonunda da paranla ayni dolari alabiliyorsun. dolar alma da tl'de kal diyor sana devlet guya...

sistem öyle değil ki. faiz veya kur farkından hangisi büyükse o yatıyor hesaba. banka sistematik olarak faizi yatırıyor arka tarafta kur farkına bakıyor bununla arasındaki tutarı da 2. kalem olarak yatırıyor. hem kur farkından kazanç hem faizden kazanç yok yani.

bir önceki aya bakın o da aynıdır. ikisini toplayın kur farkı kazancını verecek (kur yükseldiği için)

bu ay kur düşmüş olsaydı sadece 2209 tl yatacaktı.

@mr.goodcat +1

Nedense insanlar hep faiz + kur farkı sanıyor. Öyle değil, hiçbir zaman öyle olmadı.

Banka size her türlü faizi veriyor, eğer kur kazancı faizden fazlaysa size kur kazancını tamamşayacak kadar kur farkını veriyorlar.

Zaten bankaların kkm açıklama sayfalarında da bu şekilde tarif ediliyor olay. Sizin dediğiniz şey nasıl yayıldı insanlar arasında anlamadım ben ama herkes sizin bildiğiniz gibi biliyor. Zannediyorum insanlar ellerine geçen parayı hesaplamıyor. Bakıyor sisteme faiz ve kur farkı ayrı ayrı düşüyor, arkadaşlarına "ikisini birden veriyorlar" diye söylüyorlar. Çok ilginç gerçekten.

herkes açıklamış ama hala kimseye tik atmamışsınız.

inanmakta zorlansanız da hata yok. hangisi yüksekse o verilir. hem faizi tam alayım hem kur alayım diye bir şey yok.

Beni de öyle yediler. İkisini de alıyoruz sanmıştım ben de :) sonuç: 3 ay boşu boşuna dolarımı kitledim. Tüm sistemi bu yanlış anlaşılma üzerine kurmadılarsa bişe bilmiyorum. 3 ay boşu boşuna dolar faizinden oldum.

Sistem gayet açık vadeli hesap gibi düşün bunu diyor faiz vericem hatta faizi verdiğimde dolar bazında kur farkından dolayı zarara uğrarsan kur farkı yatırıcam yani zararın olmayacak.
Kur artmazsa zaten faizden kazanmış olacaktın
Ama gidip gerçek kağıt olarak almaya kalkarsan makastan dolayı zararın oluyor tabi

@adivar sakin ol corç, yeni okudum :)

açıklamalar için teşekkürler arkadaşlar. kkm'ye önemsiz bir miktar para attığım için detaylarla çok ilgilenmedim. durum net şimdi.

Hangi pozisyon için istiyorlar merak ettim.
Sanıyorum ki üretim de elimizde ne kadar var ne kadar üretilir tarzı stok takibi için kullanılıyordur sql özellikle.

Pozisyon üretim kontrol mühendisi.

Sql'i bir haftada o ise yarayacak kadar rahat ogrenirsin. Baya rahat ogrenirsin. W3school'un sitesinde anlatiyor ne nedir diye, anlamadigin yerde konuyi youtube'a yazip bakabilirsin.

Vba'i ne icin istediklerini bilemedim o yuzden bir sey diyemiyorum. Bildigin programlama dili, programlama gecmisi yoksa biraz surebilir

Alisverise gittigimizde genelde yiyoruz. Somonu fena degil. Ekmekleri vs de taze.

Hiç lezzetli gelmiyor bana.

Ben de begenmiyorum. Oraya gittigimde duruma gore atistiriyorum ama

Ben çok seviyorum. Çöp bir midem var, onunla alakalı olabilir.

Eskiden 8-9 liraydı İsveç Köfte çok yerdik. Şimdi o bile 40 lira olmuş. Çok bayılmıyorum ama yine de yiyorum ara sıra.

Yakında İkea olsa sırf yemek yemeye bile gidebilirim.

eskiden yemek + sınırsız içecek fiyat olarak uygundu ama zamlarla f/p olayını kaybetti.

birçok yemeği aynı anda önümde görmeyi çok seviyorum. tatlarını çok beğenmesem de sırf bu sebeple Üniversite zamanı ve sonrasında iki kişi gidip 5 kişilik yemek aldığımız zamanlar olurdu. Bu arada genelde adı ve reklamı sebebiyle İsveç köfte deneniyor ama bence en kötüsü o.

5-6 sene önceye kadar sırf İsveç köftelerini yemek için bile giderdim, sonra bozdu. En son geçen sene gittim köfteler saçma bi hale gelmiş.
Yine de ortalama bir İstanbul lokantasından iyidir, İstanbulun genel yemek kalitesi o kadar kötü ki ikea ortalama üstü kalıyor.

Ben severim ama rafine zevklerim yok yemek konusunda. Yemek yapmaya üşendiğimde dışarıdan söylemektense ikeada yiyeyim dediğim çok oldu.

Gidersem İsveç köfte yerim. eskiye göre tadı kötüleşti. Ama hala yiyorum. :D

İsveç köfte ve sınırsız ice tea için gidilir forum bornovada çok fazla tercih seçeneği yok

Daha bugün gittim ve yemek yedim. Yemeyeceğimi bile bile 4-5 çeşit yemek aldım.

Ben nostaljiyi çok severim. Bu sefer eski tadı alamadım. Ne aldıysam iğrenç ötesiydi. Belki de yanındaki insanlardı tadını güzel yapan.

Ege tıpta okurken yemekhanede yemek kötüyse ilk tercihim ikeada yemek oluyodu ve çok severdim. Keşke bu tarz kafeterya tarzı yemek satan yer sayısı artsa hatta diye düşünürüm hatta.

İsveç köftesi, salataları, somonu falan güzel. İçecek olayını da seviyorum. Yani ikea benim kendimi mutlu hissettiğim bi yer yemek olarak.

Son zamanlarda bozdu. Köftesini, hotdog ya da sucuk ekmeği vb. severek yerdim, döneri hep berbattı ama.

Hayatikda 2 sefer yedim, ikisinde de basarili bulamadim :(

2 ya da 3 defa IKEA'ya alışverişe gittiğimizde yemek yedim. Özellikle gidip yemem. IKEA'ya yolum düşerse, işim uzunsa ve alternatif yoksa yerim.

"Hiç yemek ayırmam, alayını yerim abi. Yemek buldun ye, dayak buldun kaç. Felsefe bu."

Ben Popeyes canavarı olduğum için ilk tercihim Popeyes, KFC oluyor. O yüzden tercih etmiyorum. Yani köfte, patates kızartması, makarna falan zaten evde de yediğim şeyler. Dışarıda yiyeceksem evde yapmanın zor olduğu şeyleri tercih ediyorum.

somon ve sebze garnitür yiyorum

Oraya gidersem severek yiyorum lazanyası iyiydi

Cok kotu tadi ama cok yedim yalan yok, sirf kahve tatli icin oturmayi da seviyorum restorantinda kisin. ne zaman kahve icsem midemi bozuyor ona ragmen lanrt bi ikeacilik

yıldız tekniğin başka bir bölümü mezunuyum. hazırlığı atlamak oldukça kolay, yani bir odtü gibi değil. hazırlık okuyanlara göre verilen ingilizce eğitimi pek iyi değil. bölümün %30 ingilizce olması demek alacağı toplam kredi sayısının en az %30'unun ingilizce derslerden oluşması demek oluyor.

soruyu anlamamışım pardon, dersin işlenme dili hocasına bağlı olabilir. sınavlar kesin ingilizce oluyor da, bizim bölümde hep ingilizce anlatılıyordu dersler örneğin. kaynaklar da aynı şekilde ingilizceydi.

Hazırlıkta bir şeyler öğrenebilir mi?

Bir şey öğrenmek isteyen insan her yerde öğrenir. Belediyenin kursunda bile öğrenir. Eğitim için ABD'ye gitmeyecekse iyi mi kötü mü diye düşünmesin bence. Sonuçta üniversite. Ders verenler bunun eğitimini almış insanlar. Daha nereye gidebilir.

Ben de makine mühendisliği mezunuyum farklı bir üniversiteden. İngilizce olan dersler gerçekten İngilizce anlatılıyor. Sınavlar da İngilizce oluyor. Hoca bazen önemli şeyleri kimse kaçırmasın diye Türkçe anlatabilir. Bu da yanlış bir şey değil.

Alanıyla ilgili 1 tane bile kelime öğrense onun için kâr.

Başka bir üniversiteden %30 ingilizce makine mezunuyum.
Bazı dersler ingilizce oluyor müfredatta kitabıda sınavıda ingilizce olup hoca ingilizce anlatıyor türkçe açıklamalarda gerektiğinde yapılıyor tabi bazı hocalar anlatacağı fıkrayı dahi ingilizce anlatıyordu.
Sadece dil olarakta bakmamak lazım zor bir konudur türkçe anlatsa bile derste anlayabileceğin dersler oluyor.
Hazırlık sınavının zor olacağını sanmıyorum ama geçip bitirmesi daha iyi olabilir senesi uzarsa bari hazırlık okumayıp oradan telafi edebilir.
Work and travel , erasmus , dil eğitimi için yurt dışı imkan varsa böyle değerlendirebilir

merhabalar, ben ytü değil boğaziçi mezunuyum bizde dersler hep ingilizce olsa da arada işte türkçe kaçamaklar oluyor ama bütün sınavlar ingilizceydi tabi.
ytünün ingilizcesi epey soft, dedikleri gibi bir odtü değil. itüde de mesela şöyle bir şey vardı sene başında bir sınav var onu geçmesi zorken (hazırlık atlama), hazirandaki sınavı öyle yapıyorlardı ki herkes geçiyordu. boğaziçinin sistemi biraz karmaşık.
sadede gelirsek, ytü %30 ingilizce bölümleri benim gördüğüm duyduğum kadarıyla genelde matematik, fizik, kimya gibi zaten işlem yoğunluklu, sizden öyle essay, paper istemeyen, öyle kasıntı mühendislik derslerinden olmayan derslerde oluyor. hele derste yabancı öğrenci yoksa öyle sanıyorum ki dersler orada tamamen türkçe işlenir, sınavlar da zaten belli kalıplarla oluyor. son olarak ytü uzun zamandır işin milliyetçilik zamanında, oktay sinanoğlu da buna dahildir, yani çok kalifiye bir ingilizce eğitim alacağını sanmıyorum, bir şekilde hazırlığı atlasın yani. atlamasa da canı sağolsun kafa dinler okuldan bağımsız geliştirir, internette bi ton kaynak var, eskisi gibi değil.

1-Hazırlığı geçebiliyorsa geçsin(vakit kaybına gerek yok)
2- %30 programinda belli kredide İngilizce ders alması gerekiyor. Dersler İngilizce veriliyor. İngilizce ders verme yeterliliğine sahip hocalar veriyor bu dersleri.
Fakat öğrencilerin pek verim aldığını düşünmüyorum ben. Ders ing olmasına rağmen Türkçe notlardan çalışıp sınavlara hazırlanıyorlar. Sınavda da burada ne diyor hocam diye sorup duruyorlar. Temel İngilizce ve temel teknik terimleri bile soruyorlar. Bu sebeple %30 ing nin bir anlamının olmadığını düşünüyorum.
İlk yillar oturup çalışsın ortalamasını yapabileceği kadar yükseltip erasmus ile 1 yıl yurt dışında okusun.
Orada çok güzel öğrenir İngilizceyi .

İçeriden verdim size bu bilgileri;)

Bosch glm20 kullandım açık hava haricinde kullanmak koşuluyla sorun yaşamadım.
Gerçi fiyatı 600 tl olmuş sanırım

Mastarlar boyanmaz. Boya kalınlığı artırır. Mastar işlevini kaybeder.

Şöyle bir ürün buldum.

www.lubratech.com.tr

Bu tip şeyleri direkt mastarı üreten ya da kalibrasyon yapan şirketlere sorabilirsiniz.

Wd 40 yada çinko sprey pratik olarak aklıma gelenler.

Çatalı bıçağı yanlara bıraktıysanız bu tabağı alabilirsiniz demek sanıyorum. Ama ülkemizde böyle bir olay var mı emin değilim. Belki garson bu şekilde davranmıştır.

bu benim en nefret ettigim konulardan biri ve sadece turkiye'de sahit oldugum bir olay. hatta gecen gun starbucks'da bile kahvemi aldi goturdu eleman. son bir yudum daha vardi ve daha onemlisi kahve kutusu onumde durursa biraz daha oturabilirdim :) kahve gidince kalkmak zorunda kaldim. muhtemelen de amac bu. masayi isgal ettirmemek.

Lüks restoran dediğin kebapçı değilse çatal bıçak bırakış tarzlarına bi göz atabilirsin, hepsinin ayrı anlamı var.

Servis vermeyi bilen isletme sayisi 3-4 oldugu icin sorularinizda haklisiniz.

Karsinizdaki yemege devam ederken, sizin onunuzden kaldirilmasi yanlis. Yanlis. Bunun hicbir bahanesi olamaz. Her gün garson degistiren ve restaurant görgüsü sifir olan isletmeciler bunu istiyor olabilir.

Bizimkiler mutfaktaki is daha düzenli yürüsün diye, "tabagin bitti mi, hadi bittiyse yikayalim artik!!111" tadinda hareket ediyor.

Garson sürekli masaya gelip muhabbeti, ortami bozmamali. Garsonla etkilesime gitmisim gibi oluyor Türkiye´de. Adamlar sürekli masamda.

Catal-kasik birakmak bir kural degil. Bazi ust duzey restaurantlarda da, catal kasik her gang degistirilmiyor, ozellikle cevreci tutumuyla one cikanlarda... Tabaga koyarsaniz degistiriyorlar elbette.

Servistekilerle goz temasi kurunca, yakin zamanda masaniza gonderilmesi sart. Ne 1 saat masaya bakmama ne de her 3 dakika da bir taciz.

luks bir restorana gidildiyse. yemegi bitenin tabagi alinmaz.

sizin orneginizdeki gibi iki kisilik bir masaysa, her iki kisi de yemeklerini bitirdiktn sonra tabaklar alinir. (cok ozel bir durum yoksa siz tabagi ozellikle alin demediyseniz alinmaz)

yemeginiz bittiginde catal bicaginizi saat 4:20 pozisyonuna yakin paralel koymalisiniz

tatli servisine gecmeden once masadan tuz biber ekmek sepeti vs kaldirilir. masada ekmek kirintisi vs varsa aparatla temizlenir. (bread crumber)
su ve icecekler tazelenir sonra tatli servisi baslar.

Çoğu yerde böyle bu. Havada kapıyorlar. Hatta restoranı geçtim, avm'lerdeki yeme içme alanında da böyle. Doğrusu bu değil. Bu olayın çıkış noktası şu. Çalışanlar iş birikmesin mantığıyla hemen harekete geçiyorlar. Bunun olmaması için yoğunluğun az olduğu bir yere gidebilirsin.

Bence de almamali, cok uyuz oluyor ben buna. Elimden catali, bicagi alacaklar neredeyse. Sinir bozucu.

Esnaf lokantalarında almıyorlar benim gördüğüm ne yiyip içmişsin diye bakıyorlar hesap öderken alıyorlar

düz ipad. Şu an 9.nesil olan var, ikinci el alınacaksa 8 veya 7.nesil de gayet iş görür.

Apple’ın sitesinden sattığı en baz model alınabilir. Tabi eğitim indirimi veya kampanya kovalanarak. Çok stabil aletler olduğundan bahsettiğiniz şeyler için en ucuzuna yönelebilirsiniz.

düz ipad. 8, 9 veya yakında 10 çıkacak o beklenebilir. 10 biraz tuzlu olacak gibi hafif tasarım makyajlanıyor. dolar da oynamaya başladı eğitim indirimli ipad 9 alınır geçilir. 3-4 sene tertemiz kullanılır.

Boyut büyük olmasın derseniz ipad mini a5 kağıt boyutunda pdf not okumak slayt oynatmak için oldukça iş görüyor 5.nesildi benimki.

Pek katkısı olur mu bilmem ama fikir vermesi açısından paylaşayım.
Mesela şu boyutta kutumuz var bu kadar ürün sığdıralım ki hava kargo parası kurtarsın ürün şöyle şöyle olacak diye patron getiriyor.
Çizimi yapıp kağıtta kontrol ettikten sonra müdüre onaylatıp lazer kesimciden fiyat alınıyor kesilir mi kesilmez mi gerekli düzeltme varsa o yapılıyor.

Mesela talaşlı imalat görecekse parça önce döküm yapılıyor.
Parçayı çizdikten sonra model döküm kalıbından ayrılır mı diye kontrolleri yapılıyor toleransları veriliyor.
Ondan sonra tezgahlara bağlanabilecek yerleri var mı onlarda önemli. Belki fikstür gerecek parçayı tezgaha bağlamak için.
ilk sefer yapılan parçalarda direkt alüminyum kütük işlenip deneniyor mesela döküm için modele para gitmesin diye.
Yani prototipin çiziminden ürün oluşana kadar 1ay buluyor. Aktif olarak bu işi sürekli yapmadım ama süreç böyle gözlemlediğim kadarıyla.
Firma büyükse her iş biriminde farklı görev dağılımı olduğu için yardım başka birimlerden alınıyor ama küçükse firma dökümcüden tedarikçiden lazerciden yada programla ilgili sorun varsa programı satan distribütörden.

Bir senedir monsterin çantasını kullanıyorum bölmeleri var oldukçada dayanıklı çok rahat taşırsın.
Ben bilgisayar 16.4” , şarj aleti , kitaplar , 3 şişe su , termos her şeyi dolduruyorum en ufak bir yıpranma yok.

Thule sağlamlık açısından üzmez.
Bende Crossover modeli var bir 15 bir 13 rahat taşıyorum.
İki 15 de taşır.
Hatta 2 tane 15 üzerinde de 3-5 macbook alır. :)

Crossover ve-veya enroute modellerine bakın bence

Targus Citygear 3.

Lozan olabilir
Çünkü kapitülasyonlar kaldırılsın vb. Şeyler istiyoruz fakat kabul etmiyorlar 2,5aylık bir ara verme süreci yaşanıyor ardından lozan görüşmeleri 2.ye yapılıyor

Antibiyotik öyle iki tane atınca acı hafifleten bir şey değildir.
Vücutta bir yerlerde enfeksiyon varsa ona tedbir olsun diye kullanılır. Doktorun belirlediği dozun tamamı kullanıldığında faydalıdır. Yarım bırakırsan tedaviyi yarım bırakmış olursun, başka da bir şey olmaz.
Özel bir durumun varsa bilemem ama bi kutu antibiyotik aldım vücudumdaki faydalı bakterilerin hepsi öldü gitti perişan oldum düşüncesi de yanlış.
Faydayı da zararı da abartıyorsunuz gibi geldi bana.

Antibiyotik yüzünden bağırsaklarım iflas etti diyorum. Abarttigimi düşünmüyorum. Devam kararı aldim zaten.

Pahalı probiyotikler derken ? örneğin reflor probiyotik diye geçiyor ama bakteri sınıfında değil mantar sınıfında olduğu için antibiyotikler etki etmiyor hatta doktorlar antibiyotiğin yanında bu gibi probiyotikleri veriyorlar. Yani hepsi gitmedi yok olmadı diye düşünüyorum

Bırakma hocam, bakterilerin daha da güçlenmesine sebep olabilir daha da zararlı çıkabilirsin.

Çocukken kullandığınız antibiyotiklerle ilgili bir sorun yok böyle düşünmeyin. Antibiyotik tedavisinin başı sonu bellidir, ortasında bırakmanız hem sizin sağlığınız hem toplum sağlığı için kötü.

Yarım bırakılan tedaviler ya da insanların üşütünce bir tane antibiyotik atayım diye düşünmesi nedeniyle antibiyotiklere bağışıklığı olan bakteriler oluşup yayılıyor, bunların tedavisi daha zor oluyor.

Doktorunuzun zaten sağlık durumunuzu bildiğini varsayıyorum, dolayısıyla her şey planlı. Tedavinize devam edin, çok sıradışı bir durum olursa doktorunuza söylemeyi ihmal etmeyin.

Hocam hastalığımdan oturu sadece toprak bazli probiyotik kullabilme şansım car, onlar da trde cok nadir olduğu için el mecbur aliyoruz ve pahalı. Mesela kefir falan yasak bana, ev yoğurdu, tursu vs. Bir sure bu şekilde kati bir diyet ve bahsettiğim probiyotikler ile sıkı bir rehabilitasyon dönemim olacak. @kararsizataletfilozofu

Bilgim yok ama parafinin içeriğindeki yağ-su benzeri maddelerde buharlaşıp alkole katıyordur kendini belki nem alıyordur o sebeple saflığı azalıyordur.

Tat farkı yok.

çok da fark göremedim ben. en azından bir defalık alınabilir.

Normalde sağlıklı beslenmeye çalışırım kepekli olduğu için lifi daha fazla ve sağlıklı diye alıp yapmıştım ama baya tatsız geldiği için bir daha yapmadım.
Sosla, mayonezle, ketçapla belki yenir

cok daha lezztli. filiz on numara.

biraz daha lifli farklı bir tadı-dokusu var. Beyaz ekmekle ekşi mayalı ekmek arasındaki fark gibi kısmen. Yeniyor ama sağlık için alacaksan al, tadı güzel olsun dersen yine beyaz olanı al.

Duduk seklinde olanin tadini hic sevmedim, puturlu geliyor. Cubuk seklinde olani yiyebiliyorum ama saglikli oldugu icin tercih etmeye calisiyorum. Konu lezzetse tercihim beyaz olan oluyor.

Tahminim 2hafta sonra derler ve 2 ekimde gireriz

ING E-Turuncu %5 veriyor şu ama 3 aylığına.

Yüklü miktarsa şubeye gidip pazarlık edebiliyorsun.

İşbankın %0.65 çok düşük diye vadesiz kullanıyorum.
İng nasıl o kadar yüksek verebiliyor bozdurup döviz korumalı mı yaptırıyor ?

@mirket yüklüden kasıt ne kadar mesela ?

aktifbank nkolay %5.25 veriyor. tmsf güvencesi yok ama.
burgan on hesap yüzde 4 veriyor hem de günlük. 500 dolar pasif bakiye tutuyor ama.

hangi pozisyon için iş görüşmesi yaptığınız önemli.

kendi sektörümden örnek vereyim.

sahada çalışan bir uzman ekip var. onlar sahada gezip raporlama yapıyorlar.

bir de bu uzmanların hazırladığı raporları kontrol eden bir masa başı ekibi var. bu kişiler de zamanında sahada uzman olarak çalışmış ancak daha tecrübeli insanlar. bu sebeple kontrol bölümündeler.

şimdi sen mesela bizim sektörde saha ekibi ilanına başvuru yapıp, ben aslında kongtrol ekibi istiyorum dersen red yersin.

ha eğer başvurduğun bölüm zaten masabaşı ise ve sen işin saha kısmını zaten senelerce yapmışsan tabi ki bu söylediklerinden dem vurulur.

üç konu da bambaşka konular. Ben bu şekilde gelen birine hiçbir alana vakıf olmadığını düşünerek çok dikkat etmezim.

Tasarım ayrı bir konu grafik tasarım mı endüstriyel tasarım mı mesela?
Bunlar bile ayrı disiplinler.

Tasarımla ilgili işlere öncelikle çok iyi iş örnekleriyle gitmeniz lazım. Daha önce yaptığınız tasarımlar vs.

diğer alanları bilmiyorum.

satış çok ofis işi değil, satış destek ofis işi.

@anten, makine mühendisiyim. AutoCAD, SolidWorks falan. Teknik çizim.

Alakasız olduğunun ben de farkındayım. Ortak noktaları ofis ağırlıklı olabilmeleri.

Daha önce ofiste masa başı tecrübeniz olmadıysa bence bu şekilde güçlü bir cümle kurmayın. Ofis işi aslında içine girince sıkıcı gelen bir şey olduğu için, senin işi bilmeden söylediğini düşürüler.

Ofiste daha verimli çalışacağını düşündüğünü söyleyebilirsin. deneyip görmek istediğini vs söyleyebilirsin. Durağan bir yapım vardır, odaklanma problemim yok, bilgisayar başında uzun saatler kalkmadan, sıkılmadan, odağımı kaybetmeden kalabilirim, üniversitede de benzer ortamlarda uzun süreler çalıştım vs diyebilirsin.

Başvurduğun pozisyonun hem ofis versiyonu hem saha versiyonu varsa bu söylediğim şeyler uygun olur. Ama başvurduğun pozisyonun zaten sahada bir versiyonu yoksa o zaman önceğinin ofis işine geçmek olduğunu değil, hangi pozisyona başvuruyorsan o alanda deneyim kazanmak olduğunu vurgulamalısın. Ofise geçmek için o alana başvurduğunu çok da çaktırma. Zaten alanın kendisini seviyormuşsun, denemek istiyormuşsun gibi yap.

Kariyerinde şimdiye kadar hep sahada olup operasyonel işler yapmış birinin "ben ofis insanıyım" cümlesinin görüşmeyi yapanlar tarafından nasıl anlaşılacağını yazıyorum: "Ben zor çalışma şartlarında çalışmaya gelemedim, o yüzden masa başı işe geçmek istiyorum."

Bu da şu kapıya çıkar; yarın öbür gün masa başı iş de olsa stresli bir süreçten geçince buradan da sıkılacak. Zor şartlara uyum gösteremeyecek.

Bu söylediğin olumsuz bir şey. İş görüşmesinde söylenmez.

söylemesen daha iyi. satış ofiste olmaz +1, müşteri hizmetleri ofiste olur. satın alma ofiste.

görüşmede ofis insanıyım demesen daha iyi. birden fazla seçenek de sunma. şunlar şunlar olur dersen negatif düşünülür. ne iş olsa yaparımcı insanı almak istemezler.

o alandaki bir konuda çok ilgili olduğunu, kariyerini bu yönde ilerletmek istediğini söyle. başka bir konuda olumsuz şeyler söyleme. işindeki memnuniyetsizliği anlatma. olumsuz değil hep olumlu konuş. satın alma, planlama gibi analitik becerilerimi kullanabileceğim, şirketin belkemiği olan alanda devam etmek istiyorum, yaptığım işin şirket için kritik önemde olması benim için de çok değerli.

ben karşı tarafta olsam, öncelikle bir bölümde kısa süreli başlangıç seviyesinde çalışmak isteyip istemeyeceğini sorarım. ona göre tepkini ölçerim.

satın alma departmanından önce 6 ay maaşının yarısına müşteri hizmetlerinde çalışmak ister misin? derim. bunu denemek için bile sorabilirler. tecrüben yok zaten başlangıç seviyesisin anladığım kadarıyla.

@gabe h coud, üretim ve kalite tecrübem var. Bahsettiğim alanlarda tecrübem yok ama genel olarak bilgim var.

Genelde muhasebe , satın alma , satış , kalite , tasarım bölümleri ofiste oluyor tabi şirket kurumsal olup yeterli eleman çalıştırıyorsa.
Ofis işlerinde iyiyim bilgisayarda şunları bunları kullanıyorum demeyi planlıyorum eğer olumsuz özellik sorarsa pratik el yeteneği gerektiren saha - üretim işlerinde biraz geç öğreniyorum diyebilirim.

Marketten aldığınız ananas suyunun meyve oranı %20 filandır zaten bol su kıvam arttırıcı ve şeker koyuyorlar.
Kestirdikten sonra yenebilir kısımları bir blenderdan geçirip su ekleyebilirsin. Denemedim ama kavunu mesela böyle yapıyorum.

biraz iri ananasların yarısından 1 bardak kadar su çıkar.

Şundan Ananas şarabı yapmışlığım var.

Metro marketlerde o zamanlar taze ananasdan ucuza geliyordu.

www.trendyol.com

Komposto şeklinde yapılır bence, suda kaynatınca hem miktar olarak fazla olur hem de tadını iyice salar

ben ananası alıp presliyorum 400 cc çıkıyor ortalama diyebilirim

dostum tadini seviyorsan ananasin kendisini al ye gec bence marketten aldigin meyve suyu bos seker dolu, kendin sikmakla ugrasarak da omur gecmez.

Şurada "sayfayı oynat" butonuna basınca benzer bir şey yapıyor, iş görürse bi bakın: www.repertuarim.com

Powerpointte slayt koyup zamanlamalar yapabilirsin çözüm olarak aklıma böyle bir şey geldi.

bahsettiğiniz şey excel'de bile yapılabilir. ihtiyacı tam olarak yazarsanız ben yapmaya çalışırım

chatgpt ile yazdırılabilir reperturarim ya da www.sarkinotalari.com gibi bi sistem

longoz ormanları, dupnisa mağarası

Bungalov evler , balık restaurantı ve su kenarında yeme içme yapabileceğiniz kaynarca var çok bir olayı yok ama yapacak bir şey bulamazsanız vakit harcanabilir.

Bence mantıklı. Çünkü mühendis olarak devlete girmenin hiç bir avantajı yok. Özel sektörde çok daha iyi şekilde tutunabilirsin.

Ayrıca Alesten düşük almışsın. Ben de hiç çalışmadan 98 almıştım ama diğer mühendis arkadaşlar içinde de 90 aşağısına düşen olmadı. Mühendis insan min 90 alır zaten.

Mühendisim. 70 80 işe yaramıyor bizim bölümde. 90 üzeri gerekiyor. Ben özelde çalışmama rağmen Kpss çalışıyorum. Sen de çalış.

Mühendisim, istifayı verip kpss çalışıyorum 7aydır
Bir ay kalmışken elinden geleni yap derim belki istediğin işi bulamayacaksın belki para vermeyecekler. Elinde puan olur.
Yeterli puan alamazsan düz memurlukta bir seçenek.

Kpssnin tarih coğrafya vatandaşlık içeriği var bu kısımda biraz zorlanabilirsin.
Bazı kilit bilgiler var soru çözmediysen o an yorum yapamayabilirsin