kmlcn
Kan grubumu biliyorum. Revire gitsem beni kesmeden ordaki doktor kartı verir mi? Teşekkürler.
Kan grubumu biliyorum. Revire gitsem beni kesmeden ordaki doktor kartı verir mi? Teşekkürler.
0
nughun
Oyun oynarkenden bahsetmiyorum tabiki. internette sörf yaparken araştırmalarınız olduğunda falan.mouse ço yorucu olduğunu düşünüyorum ben... sizce ?synaptics touchpad kullananlara sesleniyorum. fareden çok daha fonksiyonel kullanabilirsin. şansını dene
Oyun oynarkenden bahsetmiyorum tabiki. internette sörf yaparken araştırmalarınız olduğunda falan.
mouse ço yorucu olduğunu düşünüyorum ben... sizce ?
synaptics touchpad kullananlara sesleniyorum. fareden çok daha fonksiyonel kullanabilirsin. şansını dene
mouse ço yorucu olduğunu düşünüyorum ben... sizce ?
synaptics touchpad kullananlara sesleniyorum. fareden çok daha fonksiyonel kullanabilirsin. şansını dene
0
eski notebook'umda touchpad kullanıyordum ama yenisininki çok kullanışsız. mouse şu an.
0
fare ama taçpedi de zaman zaman kullanırım. fare tabii ki önceliğim.
0
notebook hic sevmiyorum. Evde high end bir Hackintosh var. NTB kullanmam gerektiginde eger uzun süre kullanacaksam Mouse, yoksa birseye bakip cikacaksdam touchpad.
0
mouse mu yorucu? ben 15 dakika touchpad kullanmak zorunda kalinca bileklerimi kesesim geliyor.
0
tepedeki psychedelic adam
marketten aldığım biraların şişelerini bakkala götürsem ayıp mı olur? benden almadın niye bana getiriyosun der mi yoksa hiç yoktan bu şişelerden para kazanacağı için iyi bişey mi? gerçi bunları o dağıtıcıya geri verince para filan alıyolar mı onu da bilmiyorum.
marketten aldığım biraların şişelerini bakkala götürsem ayıp mı olur? benden almadın niye bana getiriyosun der mi yoksa hiç yoktan bu şişelerden para kazanacağı için iyi bişey mi? gerçi bunları o dağıtıcıya geri verince para filan alıyolar mı onu da bilmiyorum.
0
nerden bilecek senin alıp almadığını. bakkalın mührü varsa şişelerde başka.
0
Bakkal şişeyi 20 kuruş yerine 15 kuruştan alabilir. Başka da bir sıkıntısı olmaz.
0
nodrap
hola duserlar,bugün kuzenim bireysel emeklilik olayına gir. işte ayda 100 lira atarsın %25 devlet desteği bilmem ne on sene sonra elinde bi araba parası olur dedi.paradan emeklilikten bankalardan zerre anlamayan birisi olarak ilk bi inandım. sonra geldim sözlüğü, burayı okudum. herkes bi vermiş veri
hola duserlar,
bugün kuzenim bireysel emeklilik olayına gir. işte ayda 100 lira atarsın %25 devlet desteği bilmem ne on sene sonra elinde bi araba parası olur dedi.
paradan emeklilikten bankalardan zerre anlamayan birisi olarak ilk bi inandım. sonra geldim sözlüğü, burayı okudum. herkes bi vermiş veriştirmiş.
bu kadar gereksiz mi bu olay ya? kuzen beni mi yedi yoksa git abi şu firmayla görüş, gir bu olaya diyecek misiniz?
bugün kuzenim bireysel emeklilik olayına gir. işte ayda 100 lira atarsın %25 devlet desteği bilmem ne on sene sonra elinde bi araba parası olur dedi.
paradan emeklilikten bankalardan zerre anlamayan birisi olarak ilk bi inandım. sonra geldim sözlüğü, burayı okudum. herkes bi vermiş veriştirmiş.
bu kadar gereksiz mi bu olay ya? kuzen beni mi yedi yoksa git abi şu firmayla görüş, gir bu olaya diyecek misiniz?
0
Şöyle oluyor:
10 yıl bekle(ye)meden çıkanlar için tam anlamıyla gereksiz bi etkinlik. Ne karı oluyor ne bi şey. Hatta giriş-çıkış aidatları yüzünden yatırdığınız paradan daha düşük para alabiliyorsunuz çıktığınızda.
25% devlet katkısının tamamını alabilme durumu ise sadece emeklilik, vefat ve maluliyet durumunda oluyor. Yani ya en az 10 yıl yatırarak 56 yaşınızı doldurmuş ve emekliliğe hak kazanmış olacaksınız, ya vefat edeceksiniz ya da sakat falan kalacaksınız.
10 yıl sonra 56 yaşınızı doldurmayıp da toplu para almak isterseniz 25%in %60ını; 3 yıldan 6 yıla kadar kalırsanız 15%ini, 6 yıldan 10 yıla kadar 35%ini alıyorsunuz. Bi de ne kadar olacağı belli olmayan fon getirisi var.
Benim para biriktirme yeteneğim olmadığı için girdim. Otomatik kesilsin istedim, başka türlü harcıyorum komple çünkü. Eğer siz her ay gelirinizin bi kısmını kenara atabiliyorsanız BES dışındaki yatırım araçlarını tercih edebilirsiniz, daha mantıklı olur. Biriktiremiyorsanız BES tercih edilebilir ama giriş çıkış aidatlarını, yönetim ücretlerini güzelce araştırdıktan sonra girin. Emeklilik şirketine göre değişebiliyor çünkü.
10 yıl bekle(ye)meden çıkanlar için tam anlamıyla gereksiz bi etkinlik. Ne karı oluyor ne bi şey. Hatta giriş-çıkış aidatları yüzünden yatırdığınız paradan daha düşük para alabiliyorsunuz çıktığınızda.
25% devlet katkısının tamamını alabilme durumu ise sadece emeklilik, vefat ve maluliyet durumunda oluyor. Yani ya en az 10 yıl yatırarak 56 yaşınızı doldurmuş ve emekliliğe hak kazanmış olacaksınız, ya vefat edeceksiniz ya da sakat falan kalacaksınız.
10 yıl sonra 56 yaşınızı doldurmayıp da toplu para almak isterseniz 25%in %60ını; 3 yıldan 6 yıla kadar kalırsanız 15%ini, 6 yıldan 10 yıla kadar 35%ini alıyorsunuz. Bi de ne kadar olacağı belli olmayan fon getirisi var.
Benim para biriktirme yeteneğim olmadığı için girdim. Otomatik kesilsin istedim, başka türlü harcıyorum komple çünkü. Eğer siz her ay gelirinizin bi kısmını kenara atabiliyorsanız BES dışındaki yatırım araçlarını tercih edebilirsiniz, daha mantıklı olur. Biriktiremiyorsanız BES tercih edilebilir ama giriş çıkış aidatlarını, yönetim ücretlerini güzelce araştırdıktan sonra girin. Emeklilik şirketine göre değişebiliyor çünkü.
0
Eğer elimizde para tutmayı beceremeyen tasarruf edemeyen ama ayda 100 tl yi (isterseniz daha fazlasını da) rahatlıkla gözden çıkarabilir bir durumdaysanız bence çok mantıklıben anadolu hayat emeklilikteyim bir süredir.
Öncesinde 2 yıl kadar başka bir yere yatırmış paraya sıkışınca bozdurmuştum, bu sefer hiç ellemeyeceğim inşallah.
20 yıl önce üniversitedeyken bir arkadaşım vardı o anlatırdı, anadolu hayat bireysel emeklilik yaptırdım diye, 18 yaşındaydı, uzaydan gelmiş gibi bakardık, özel sigorta ne demek onu bile bilmezdik, şimdi herhalde 200 milyar parası vardır :))
Öncesinde 2 yıl kadar başka bir yere yatırmış paraya sıkışınca bozdurmuştum, bu sefer hiç ellemeyeceğim inşallah.
20 yıl önce üniversitedeyken bir arkadaşım vardı o anlatırdı, anadolu hayat bireysel emeklilik yaptırdım diye, 18 yaşındaydı, uzaydan gelmiş gibi bakardık, özel sigorta ne demek onu bile bilmezdik, şimdi herhalde 200 milyar parası vardır :))
0
devletimizinborçlarla iyice götü dağıtmasının ardından icat ettiği bir yöntem olan bes aslen sıkı kurallı tasarruf yoluyla halkın harcamalarını kontrol altına alma ve bankalara geri ödemesiz mevduat toplama imkanı veren skik bir iktisadi taktiktir.
protestan ahlakına sahipsen besten daha iyisine layıksın. ben şahsen zırnık harcaması olmayan bir insanım ve geçen yazdan beri dolarda duran paramla tatlı hayat yaşamaktayım. <3
protestan ahlakına sahipsen besten daha iyisine layıksın. ben şahsen zırnık harcaması olmayan bir insanım ve geçen yazdan beri dolarda duran paramla tatlı hayat yaşamaktayım. <3
0
innatedesire
Ben bu spider solitaire gibi oyunları çok seviyorum, baya oynuyorum ama çok farklı geliyor arkadaşlarıma falan. Emekli misin sen zaaa, diyorlar. Oysa gayet düşündüren, beyin fırtınası falan yaptığın oyunlar bunlar. Değil mi?
Ben bu spider solitaire gibi oyunları çok seviyorum, baya oynuyorum ama çok farklı geliyor arkadaşlarıma falan. Emekli misin sen zaaa, diyorlar. Oysa gayet düşündüren, beyin fırtınası falan yaptığın oyunlar bunlar. Değil mi?
0
hic düsunmeden beynini yormadan fütürsuzca killzone oynamak varken solitaire oynamak emekli isi gibi geliyor ama harbiden.
ben mayin tarlasini bir kere oynadim. kompleks bir oyun sanirim. sonra hilesinini indirip bir kere daha oynadiktan sonra biraktim.
ben mayin tarlasini bir kere oynadim. kompleks bir oyun sanirim. sonra hilesinini indirip bir kere daha oynadiktan sonra biraktim.
0
bence de, artık o kadar çok oynamıyorum (sudokuya sardım) ama zamanında çok severek oynardım.
0
Değil abi, deli manyak oyunlar varken kart oynamak harbiden emekli aktivitesi.
0
siradisi00
servis atmadan önce alıyor ufak uşaktan birden fazla top, sektirip sektirip bir iki tanesini kıçının kenarına sabitliyor. bir tanesiyle de servis kullanıyor. niye sadece bir tane almıyor? kıçında tenis topuyla oynamak rahatsız etmiyor mu? o kadar orda çalışanı bilmem nesi var, değer mi yedek topu ya
servis atmadan önce alıyor ufak uşaktan birden fazla top, sektirip sektirip bir iki tanesini kıçının kenarına sabitliyor. bir tanesiyle de servis kullanıyor. niye sadece bir tane almıyor? kıçında tenis topuyla oynamak rahatsız etmiyor mu? o kadar orda çalışanı bilmem nesi var, değer mi yedek topu yanında taşıdığına?
0
iki servis haklari oldugu icin, her servis oncesi konsantrasyonlarini bozmamak icin olabilir diye dusunuyorum.
0
İlk servis oyuna girmezse ikinci servis için azami 25 saniyeleri var. Bu süreyi yeni bir top seçerek harcamak istemiyorlar. Baştan uygun buldukları bir topu ceplerine ya da taytlarının yanına koyuyorlar. Nadiren iki top koyan da vardır; hiç top saklamayan oyuncular da vardır.
0
asyamaris
Cildim alerjik. Yaklasik 2 gun once kartuslu agda isiticima hep gittigim parfumeriden yeni kartus aldim. Hep Agiss marka aliyordum kartuslarimi. Ara ara kirmizi benekler oluyordu ama her zaman degil. Parfumeride calisan satis elemanindan en az alerjik olani istedim. Kendisinin de kullandigini soyled
Cildim alerjik. Yaklasik 2 gun once kartuslu agda isiticima hep gittigim parfumeriden yeni kartus aldim. Hep Agiss marka aliyordum kartuslarimi. Ara ara kirmizi benekler oluyordu ama her zaman degil. Parfumeride calisan satis elemanindan en az alerjik olani istedim. Kendisinin de kullandigini soyledigi Epi Wax marka pudrali kartustan verdi. Eve gittim kartusu isiticisinda isittim. Surdugumde kivami zaten Agiss'e gore cok farkliydi. Bezi yapistirdim ancak tek hamlede cekemedim. Agdanin kivami degisik cunku. Haliyle canim yandi. Alt kismi da zorla cektim. Tekrar surup cektim belki ben yapamadim diye ama hep yaptigim sey, alisigim yani. Ikincide de aynisi oldu ve kizarmaya basladi ve almiyordu bir turlu. Yapmamam gereken ucuncu hamle tekrar surmek oldu. Bir daha surdum ve bu sefer sevgilimden cekmesini istedim. Cekti ama cektikten sonra inanilmaz bir aci cekmeye basladim. Aksam vakti olmasa tepinerek bagiracagim bir aci. Agdaya cok alisigim. Onun acisi olmadigini anladim. Kalintilari bebe yagiyla temizleyeyim diye sprey bebek yagi kullandim ve cok fena yanmaya basladi. Hemen yikadik pudra surdum ama acisi gecmiyordu. Diger koltuk altimi hemen Agiss marka olan kartusumu isitip onunla kendim aldim ve hicbir sorun yok onda. Birkac saat sonra ise kipkirmizi ve dokunmanin bile imkansiz oldugu bir aci basladi. Bactroban surdum ama fayda etmedi. Ertesi gun koltuk altimin derisi kizilimsi bir renkte ve kabuk baglamis gibiydi. Yani kabul baglamadi ama dokununca oyle sert gibiydi. Nasil tarif edilir bilmiyorum baska. Bugun hafif pul pul dokuluyor o kabuga benzer deri. Hala aciyor ve renk farki var. Gece bir ara saksida kendi yetistirdigim aloe veradan surdum. Nobetci eczane bulamadim. Bephanten alacaktim ama bulamiyorum nobetci eczane Izmir'in gobeginde. Ne yapilir buna? En azindan yarin eczaneye gidene kadar rahatlatacak bir sey bile olsa. Bacrtoban bitti. Evde merhem namina sadece Travazol vr M-furo var. Onlarin da ne oldugunu bilmedigimden surmedim. Iz kalmasini da istemiyorum. Var mi yol yontem bilen?
0
Öncelikle korkma yüzü ağda yanığı olan arkadaşım vardı, tam anlattığın gibi böyle yılan derisi gibi, ince şeffaf kabuğumsu bir şeyle kaplı kızarık-turuncumsu renkte olmuştu kızın yüzü ve iz kalmadan 1 haftaya geçti.
Bepanthen sür bol bol. Sarışın ve beyaz tenliydi onda bile iz kalmadı.
Bepanthen sür bol bol. Sarışın ve beyaz tenliydi onda bile iz kalmadı.
0
Bepanthen plus iyi gelirdi ama eczane yok diyorsun. Kantaron yağı varsa sürebilirsin. Zeytinyağı iyi gelebilir, çok emin değilim.
0
@innatedesire Guzelyali'da ne kadar eczane varsa dolastim, hepsi kapaliydi.
@neferkitty ben de ondan korkuyordum. Kumral ve beyaz tenliyim ben de. O yuzden iz kalirsa diye korkuyorum ama biraz rahatlattin icimi, tesekkurler.
@neferkitty ben de ondan korkuyordum. Kumral ve beyaz tenliyim ben de. O yuzden iz kalirsa diye korkuyorum ama biraz rahatlattin icimi, tesekkurler.
0
Nemlendirin. Üstüste yapıştırılmaz normalde agiss bile olsa kullanma talimatı bu yöndedir. Üstüste çekmişsiniz cikdiniz tahriş olmuş. Evde ne kadar nemlendiri bulursanız sürün. Buz kompres yapın kan oturmasın.
0
öncelikle ağda yanığının sebebi ağda markası değil. kartuşlu ağda ile alınacak tek yer kol ve bacak. yani düz ve sert zeminler. koltuk altı ince ve hassas bir deriye sahip olduğu için uygun değil. bir dahakine sesu'nun suda ısıtılıp kullanılan el ağdasını deneyin. bugüne kadar böyle bir şey olmamış olması şans olmuş.
ikincisi orası cayır cayır yanar. belki yarın eczane bulana kadar geçer acısı ama geçmezse aklınızda olsun en etkili yöntem avene'in ya da başka bir markanın termal suyu. dolapta soğutup bol bol sıkın.
yara için de kabuk bağlayıp acısı azaldıktan sonra bactroban, teramycin ya da madecassol gibi bir yara merhemi sürün. bu yanıkların güneş görmemesi çok önemli, güneş iz bırakır.
ayrıca ağda artıkları için bebe yağı hiç işe yaramıyor. sprey ağda yağlarını tavsiye ederim, ağda salonlarında kullanılan.
ikincisi orası cayır cayır yanar. belki yarın eczane bulana kadar geçer acısı ama geçmezse aklınızda olsun en etkili yöntem avene'in ya da başka bir markanın termal suyu. dolapta soğutup bol bol sıkın.
yara için de kabuk bağlayıp acısı azaldıktan sonra bactroban, teramycin ya da madecassol gibi bir yara merhemi sürün. bu yanıkların güneş görmemesi çok önemli, güneş iz bırakır.
ayrıca ağda artıkları için bebe yağı hiç işe yaramıyor. sprey ağda yağlarını tavsiye ederim, ağda salonlarında kullanılan.
0
Bepanthene hiçbir yerde bulamazsın, Bepanthene bir seneden fazladır üretilmiyor. Bepanthol diye bir krem var o da ilaç DEĞİL, kozmetik sınıfında, firmanın kendisiyle konuştum onlar da söyledi. Bazı eczacılar onu yutturmaya çalışıyor sakın kanıp anma. Kullandığım Bepanthene'e en yakın krem Hametan diye bir merhem. Abdi İbrahim üretiyor.
Benim anladığım seninki alerji değil yanık, üstüne zorlamadan gelen cilt tahrişi de olmuş. Orası hassasken bir sürü fazla krem kullanma. En hafif yağları sür, mümkün olduğu kadar da kolun yukarıda yatmaya çalış ki kolunu kapatında deri birbirine değip acıtmasın. Sedergine gibi hafif bir ağrı kesici de alabilirsin.
Madem derin bu kadar hassas ağdayı önermiyorum. Ağda yerine epilatör dene, o da olmadı lazerli epilasyona bak bence. Ama alerjik bünyen olması sebebiyle tavsiyem önce tek kola bir seans yaptır, bak bakalım vücudun kötü bir tepki veriyor mu. Vermiyorsa öyle devam edersin.
Benim anladığım seninki alerji değil yanık, üstüne zorlamadan gelen cilt tahrişi de olmuş. Orası hassasken bir sürü fazla krem kullanma. En hafif yağları sür, mümkün olduğu kadar da kolun yukarıda yatmaya çalış ki kolunu kapatında deri birbirine değip acıtmasın. Sedergine gibi hafif bir ağrı kesici de alabilirsin.
Madem derin bu kadar hassas ağdayı önermiyorum. Ağda yerine epilatör dene, o da olmadı lazerli epilasyona bak bence. Ama alerjik bünyen olması sebebiyle tavsiyem önce tek kola bir seans yaptır, bak bakalım vücudun kötü bir tepki veriyor mu. Vermiyorsa öyle devam edersin.
0
kallesnikof
Bir arkadaşım staj yaptığı şirketten 500 lira burs aldığını söylemişti bir kaç sene evvel. Aldığı bu burs şirketin vergisinden düşürülüyor böylece kazan kazan durumu söz konusu demişti. Bir akrabamın firması son zamanlarda oldukça istikrar ve büyüme ivmesi kazandı. Geçen yıl ödedikleri tüm vergileri
Bir arkadaşım staj yaptığı şirketten 500 lira burs aldığını söylemişti bir kaç sene evvel. Aldığı bu burs şirketin vergisinden düşürülüyor böylece kazan kazan durumu söz konusu demişti. Bir akrabamın firması son zamanlarda oldukça istikrar ve büyüme ivmesi kazandı. Geçen yıl ödedikleri tüm vergilerinin miktarının yarım milyonu geçtiğini söylediler. Ben de bunun üzerine arkadaşımın bahsettiği bu durumu hatırladım. Ancak mevzuatı falan pek bilmem. İnternette arama yapınca terimlerle dolu karmaşık metinlere ulaştım. Mevzuyu basitçe ve resmi kaynak göstererek açıklayabilecek var mıdır?
0
gelir vergisinden düşmesi lazım. hepsi değil ama :) öyle dan diye bütün burs düşmez.
kendimden biliyorum sponsorumun bana aldığı her ekipman, yılsonunda gelir vergisinden düşüyor, gider olarak görünüyor bu sponsorluk. %20 si kar'a dönüşüyor yani. adam sana 100000 burs verse bunun hepsi değil 20000 tl'si vergiden düşüyor, kalan 80000 her türlü mokoko.
kendimden biliyorum sponsorumun bana aldığı her ekipman, yılsonunda gelir vergisinden düşüyor, gider olarak görünüyor bu sponsorluk. %20 si kar'a dönüşüyor yani. adam sana 100000 burs verse bunun hepsi değil 20000 tl'si vergiden düşüyor, kalan 80000 her türlü mokoko.
0
Gelir Vergisi Kanunu (www.mevzuat.gov.tr) 28. maddeye bakabilirsin ama fazla terim içeriyor.
Benim bildiğim kadarıyla, verginin burs olarak verilmesi değil; verilen bursun gider gösterilerek gelirden düşürülmesi dolayısıyla, düşük gelir vergisi ödeme durumu var. Yalnız burs verilecek öğrencinin firmanın sektörüyle alakalı bir bölümde okuyor olması ve okulu bitirince o şirkette çalışması gerekiyor diye biliyorum.
Yani bir nevi firmanın öğrenciye kendisi için yatırım yapıyor olma durumu gerekli sanırım.
Benim bildiğim kadarıyla, verginin burs olarak verilmesi değil; verilen bursun gider gösterilerek gelirden düşürülmesi dolayısıyla, düşük gelir vergisi ödeme durumu var. Yalnız burs verilecek öğrencinin firmanın sektörüyle alakalı bir bölümde okuyor olması ve okulu bitirince o şirkette çalışması gerekiyor diye biliyorum.
Yani bir nevi firmanın öğrenciye kendisi için yatırım yapıyor olma durumu gerekli sanırım.
0
Özlen_06
Sosyallik, arkadaşlık konularında şikayet eden duyurularımı hatırlarsınız. Demin bir duyuruyu okurken verilen cevaplar arasında şu ifadeyi gördüm:"bir de korkutmak gibi olmasin ama, otuzlara kadar evlenemezsen (hem kadin hem erkekler icin gecerli), o yaslarda etrafindaki herkes evli olacagi icin ve
Sosyallik, arkadaşlık konularında şikayet eden duyurularımı hatırlarsınız. Demin bir duyuruyu okurken verilen cevaplar arasında şu ifadeyi gördüm:
"bir de korkutmak gibi olmasin ama, otuzlara kadar evlenemezsen (hem kadin hem erkekler icin gecerli), o yaslarda etrafindaki herkes evli olacagi icin ve herkes ailesiyle vakit gecirmeyi tercih edecegi icin arkadassiz kalacaksin, bekar arkadaslarin olursa ne ala. bekar kimse yoksa, o zaman arkadas edinme ihtimalin bile kalmiyor."
Gerçekten de haklı. özellikle 25+ yaşlardan 30'lara doğru insanlarda bir "kocamla/karılma çocuğum bana yetiyor, arkadaşa htiyacım yok" havası var. Hatta sevgilisi olanlar bile böyle. Ve böylece arkadaşsız kalıyoruz. Düşünün ki, evlenemediği için sürekli ağlayan bir arkadaşım vardı, 28 yaşında ve hiçbir erkek teklif etmemiş bu yaşa kadar, kafaya çok takıyordu bunu.. Ben de onu okuldan bir erkekle tanıştırdım. Neyse arkadaşım bu erkekle evlendi ve evlenir evlenmez bana sırtını döndü. Hiç görüşmüyoruz artık. Evlenmesine vesile olduğum bile böyleyse, diğerlerinin yaptığını da garipsemiyorum tabi.
Sizce neden böyle ? Yani özellikle Türkiye'de böyle, sanki yurtdışında pek böyle değil. Evli de olsa insan başka insanlara, sosyalleşmeye, kalabalık eğlencelere, şakalaşmalara neden ihtiyaç duymaz ? Benim eskiden bir sevgilim vardı, bir ara çok asosyaldik devamlı birlikte olmaktan. Hatta bir yılbaşını sadece ikimiz kutlamıştık dışarda bir mekanda. Kalabalık eğlenen gruplara bakıp imrenmiştim, "ne güzel eğleniyorlar ya, bi böyle ezik gibi kaldık" diye düşünmüştüm. Yani ne bileyim, çift bile olsan etrafta başka insanlarla takılmak da iyi geliyor, ufkunu açıyor sanki. Siz ne dersiniz?
edit: sadece evliler açısından değil ama, bir de kardeşler açısından böyle birolay var. Özellikle kendi yaşına yakın hemcins kardeşi olanlar "arkadaşa ihtiyacım yok, kız kardeşim bana yetiyor" havasında. Tanıdığım böyle bir kız var, tüm tatillerine paso kızkardeşiyle gidiyor,akşam çıkmak istediği zaman devamlı kız kardeşiyle beraber, joker gibi.
"bir de korkutmak gibi olmasin ama, otuzlara kadar evlenemezsen (hem kadin hem erkekler icin gecerli), o yaslarda etrafindaki herkes evli olacagi icin ve herkes ailesiyle vakit gecirmeyi tercih edecegi icin arkadassiz kalacaksin, bekar arkadaslarin olursa ne ala. bekar kimse yoksa, o zaman arkadas edinme ihtimalin bile kalmiyor."
Gerçekten de haklı. özellikle 25+ yaşlardan 30'lara doğru insanlarda bir "kocamla/karılma çocuğum bana yetiyor, arkadaşa htiyacım yok" havası var. Hatta sevgilisi olanlar bile böyle. Ve böylece arkadaşsız kalıyoruz. Düşünün ki, evlenemediği için sürekli ağlayan bir arkadaşım vardı, 28 yaşında ve hiçbir erkek teklif etmemiş bu yaşa kadar, kafaya çok takıyordu bunu.. Ben de onu okuldan bir erkekle tanıştırdım. Neyse arkadaşım bu erkekle evlendi ve evlenir evlenmez bana sırtını döndü. Hiç görüşmüyoruz artık. Evlenmesine vesile olduğum bile böyleyse, diğerlerinin yaptığını da garipsemiyorum tabi.
Sizce neden böyle ? Yani özellikle Türkiye'de böyle, sanki yurtdışında pek böyle değil. Evli de olsa insan başka insanlara, sosyalleşmeye, kalabalık eğlencelere, şakalaşmalara neden ihtiyaç duymaz ? Benim eskiden bir sevgilim vardı, bir ara çok asosyaldik devamlı birlikte olmaktan. Hatta bir yılbaşını sadece ikimiz kutlamıştık dışarda bir mekanda. Kalabalık eğlenen gruplara bakıp imrenmiştim, "ne güzel eğleniyorlar ya, bi böyle ezik gibi kaldık" diye düşünmüştüm. Yani ne bileyim, çift bile olsan etrafta başka insanlarla takılmak da iyi geliyor, ufkunu açıyor sanki. Siz ne dersiniz?
edit: sadece evliler açısından değil ama, bir de kardeşler açısından böyle birolay var. Özellikle kendi yaşına yakın hemcins kardeşi olanlar "arkadaşa ihtiyacım yok, kız kardeşim bana yetiyor" havasında. Tanıdığım böyle bir kız var, tüm tatillerine paso kızkardeşiyle gidiyor,akşam çıkmak istediği zaman devamlı kız kardeşiyle beraber, joker gibi.
0
yalida alakalı arkadaş ortamı tespitinde haklı olabilirsin ama bence senin arkadaşlarında var bi sıkıntı. Ben de şimdi hatırlamıyorum kaç defa ama sadece sevgilimle geçirdiğim yılbaşı geceleri oldu ve rahatsızlık duymadık. ikisini de tanıdığım arkadaşlarım evlendi, bana sırtını döneni de görmedim. Senle alakalı bi durum olabilir.
0
Yurt dışında arkadaşlıklar samimi değil çünkü. Beraber eğlenme amacıyla bir araya geliniyor orda. Bi tanesi "annem öldü" dese "oh it's so sad" deyip dans etmeye devam edecek diğeri.
Bize göre mutlaka bir şeyler paylaşma, kafa dengi olma, sık görüşme, birbirinin her şeyiyle aşırı ilgilenme gibi şeyleri içermeli arkadaşlık.
Dolayısıyla kolay kolay tüm bunlara değecek kişiler göremiyoruz etrafımızda ve işten güçten kalan kısıtlı vaktimizi kardeşimiz ya da eşimiz gibi daha güven veren/samimi kişilere ayırmayı tercih ediyoruz.
Bize göre mutlaka bir şeyler paylaşma, kafa dengi olma, sık görüşme, birbirinin her şeyiyle aşırı ilgilenme gibi şeyleri içermeli arkadaşlık.
Dolayısıyla kolay kolay tüm bunlara değecek kişiler göremiyoruz etrafımızda ve işten güçten kalan kısıtlı vaktimizi kardeşimiz ya da eşimiz gibi daha güven veren/samimi kişilere ayırmayı tercih ediyoruz.
0
bigbadum, bende bir sorun olduğunu düşünmüyorum. yani böyle bir gerçek var ki başka bir duyurudan alıntı yaptım. o yılbaşı gecesi öyle düşündüm çünkü kendi kendimizeydik, hiç arkadaş yoktu etrafımızda.. ikinci olay da tanıdığım arkadaşlarımın evlenmesi gibi basit bir olay olsaydı keşke.. bizzat evlenmesine vesile olduğum, her gün "özlen neden böyle oluyor, neden 28 yaşına kadar hiç bir erkek bana teklif etmedi, ben hiç evlenemeyecek miyim" diye ağlaması üzerine kolları sıvadığım arkadaşımın evlendikten sonra sırtını dönmesi garip değil mi?
0
@innatedesire, güzel ifade etmişsin. ama yabancı kişilerle arkadaşlık konusundaki tesbitine pek katılmıyorum. tamam eğlenmek amaç olduğundan insanlar kolay kaynaşıyor. ama ben tüm türk arkadaşlarımdan kazık yerken, iyilik edip kötülük görürken, en amimi arkadaşlıkları yabancılarda gördüm.
okulu bitirip işe girdiğim zaman,o dönemki çok yakın bir arkadaşım benimle aylarca konuşmadı, hayırlı olsun bile demedi. halbuki aramız iyiydi, sorunumuz yoktu. nolduysa ben işe girince oldu.
okulu bitirip işe girdiğim zaman,o dönemki çok yakın bir arkadaşım benimle aylarca konuşmadı, hayırlı olsun bile demedi. halbuki aramız iyiydi, sorunumuz yoktu. nolduysa ben işe girince oldu.
0
her yerde ""özlen neden böyle oluyor, neden 28 yaşına kadar hiç bir erkek bana teklif etmedi, ben hiç evlenemeyecek miyim" diye ağlaması üzerine kolları sıvadığım arkadaşımın evlendikten sonra sırtını dönmesi garip değil mi?" böyle söylüyorsan seni hayatından çıkartmakta haklı.
0
bence bu tarz konularda takıntıların olduğunu düşünüyorum profesyonel bir yardım alabilirsin, diğer türlüsü sen sosyal çevrenle alakalı eğer arkadaşların en geç 25- 26larında evlenip çoluk çocuğa karışan kocişim de kocişim diye sayıklayan geleneksel tiplerse ki senin de böyle ama koca bulamamış biri olduğunu varsayarım o zaman evet sorun, ama sosyal çevrendeki kadınlar 32-33 yaşlarında anca evlenen sevgililik hayatı yaşayan kişilerse sorun olmaz ama sen de öylesindir o zaman. Ben senin 1. gruba girdiğini düşünüyorum o yüzden bence görücü usülünü denemeslisin
0
@kuzey li, ben onu kötü bir maksatla yazmadım ki, sadece olanı anlattım. evet çok kötü hissediyordu, hiçbir erkeğin kendisinin beğenmemesini kafasına çok takıyordu. ben de onun bu haline üzülerek onu bir erkekle tanıştırdım.
0
Bugün tam bu meseleyi düşünmüştüm. Ama yabancılarda da gözlemlediğim kadarıyla aynı durum geçerli. Hatta bazı avrupa ülkelerinden beklenilmeyecek kıroluk gerebilmek mümkün.
0
valla bu konuda ben sana aceyip hak veriyorum. benim de cok garipsedigim bi durumdur.
hatta bi tane cok yakın arkadasım var(artık ne kadar arkadas denirse, sogudum zira) universiteden beri 7-8 yıldır tanıyorum. istisnasız ne zaman hayatında bi erkek olsa ve onla işler iyi gitse aramaz sormaz, ne zaman araları bozulur ya da biriyle yazıs doneminde psikolojik destege ve akla ihtiyacı olur telefonum susmaz. kac defa dedim, etme eyleme kendim icin demiyorum arkadasa her zaman ihtiyacın olacak. biriyle birlikte oldugunda da tek gundeminin o oldugunu hissederse gotu kalkar, saglıklı bi ilişki olmaz. nitekim hep haklı da cıktım, son sevgilisi resmen hayatını itti kızın. bence bizim toplumda bagımlı kişilik yapısı oldugu icin belli bi yasa kadar aile, kucuk bi donem arkadaslar, sonra ilişkisi varsa partnere bagımlılık oluyor. saglıklı bi sosyal yasamı yok insanların.
ama bu noktada @innatedesire'ın da gözlemi dogru, bizim ilişkilerimiz batılılara gore cok daha içli dıslı. işte bu bi tercih meselesi, saglıklı bi denge tutturmak zor. ama baktıgın zaman belli bi yasta ve evli olup da düzgün bi arkadas cevresine sahip kimseyi tanımıyorum.
hatta bi tane cok yakın arkadasım var(artık ne kadar arkadas denirse, sogudum zira) universiteden beri 7-8 yıldır tanıyorum. istisnasız ne zaman hayatında bi erkek olsa ve onla işler iyi gitse aramaz sormaz, ne zaman araları bozulur ya da biriyle yazıs doneminde psikolojik destege ve akla ihtiyacı olur telefonum susmaz. kac defa dedim, etme eyleme kendim icin demiyorum arkadasa her zaman ihtiyacın olacak. biriyle birlikte oldugunda da tek gundeminin o oldugunu hissederse gotu kalkar, saglıklı bi ilişki olmaz. nitekim hep haklı da cıktım, son sevgilisi resmen hayatını itti kızın. bence bizim toplumda bagımlı kişilik yapısı oldugu icin belli bi yasa kadar aile, kucuk bi donem arkadaslar, sonra ilişkisi varsa partnere bagımlılık oluyor. saglıklı bi sosyal yasamı yok insanların.
ama bu noktada @innatedesire'ın da gözlemi dogru, bizim ilişkilerimiz batılılara gore cok daha içli dıslı. işte bu bi tercih meselesi, saglıklı bi denge tutturmak zor. ama baktıgın zaman belli bi yasta ve evli olup da düzgün bi arkadas cevresine sahip kimseyi tanımıyorum.
0
limoncello evlenme konusunda takıntılı değilim, yani sırf evlenme amaçlı evlenmem, onu isteseydim 6 senelik sevgilimle evlenirdim.. sorumlulukları çok fazla, tam zamanlı işte çalış, ayrıca evin tüm işlerini yap artık çocuk büyüt.. daha erken ben yaşamak istiyorum. hayata bakışımız aynı olan, seyahat etmeyi seven bir sevgilim olsun isterdim ama.. ve kafa dengi arkadaşlarım.. kafa dengi arkadaşlarım var aslında ama hepsi yabancı ve uzakta. türkie'de de arkadaş edinmek çok zor, hem insan ilişkileri çok vahşi,kıskançlık, dedikodu, fesatlık, ego tatmini yarışı vs. içinde arkadaş edinmek imkansız.. hem de dediğim gibi "kocam var arkadaşa ihtiyacım yok" havası var. halbuki böyle diyenler boşandıklarında sudan çıkmış balık gibi kalıyorlar da..
0
@art vandaley, bağımlı kişilik yapısı bizim toplumu tam anlamıyla tanımlıyor. insanlar bir yere yalnız gitmeye utanıyor mesela türkiye'de, halbuki utanacak ne var ki? tek başıma yemek de yerim, avm'ye de giderim, sinemaya da giderim.. ama çoğu insan için illa ki yanında eşlikçi olmak zorunda, yoksa gidemez utancından.
0
çevreye bağlı 28 yaşındayım çevremde doğru düzgün evli bir insan yok. evlenen arkadaşlarımın hiç biri çok samimi değillerdi zaten farklı hayat görüşlerimiz vardı. üstelik kazayla hemen çocuk yaptılar ve tabi sosyal çevreleri tamamen farklı oldu o saatten sonra.
eski ev arkadaşlarımdan biri yeni evlendiklerinde çıldırmışlardı ilk bi kaç sene aşırı düzgün olmaya çalışmışlar hatta benim hayat tarzıma da karışmışlardı. şimdi düzeldiler çünkü onlarda sıkıldı bi saatten sonra.
Yakın olan çevremse birlikte evde dışarda çimde bahçede eğlenebileceğim tipler tatlılar seviom kahpikleri :)
eski ev arkadaşlarımdan biri yeni evlendiklerinde çıldırmışlardı ilk bi kaç sene aşırı düzgün olmaya çalışmışlar hatta benim hayat tarzıma da karışmışlardı. şimdi düzeldiler çünkü onlarda sıkıldı bi saatten sonra.
Yakın olan çevremse birlikte evde dışarda çimde bahçede eğlenebileceğim tipler tatlılar seviom kahpikleri :)
0
sana katılıyorum, var böyle bir durum. 30 sonrası böyle bir değişim oluyor. galiba bir yaştan sonra iş yorgunluğu, vakit darlığı, şehir trafiği, internet/sosyal medya gibi sebepler dışarıda takılmayı daha az cazip hale getiriyor.
0
@ertalpius, 30 sonrası bile değil aslında, 26-27 yaşlarından itibaren insanlar bu şekilde olmaya başlıyorlar. iş hayatının hayatın yüzde 90'ını kaplaması önemli bir etken tabi. ama bu da bir çelişki yaratıyor: bu insanların çoğu yalnızlıktan şikayetçi, bunun için sosyalleşmeleri lazım çünkü evde pinekleyerek sevgili bulamayacaklar. ama bu da yorgunluktan ötürü üşengeçlik veriyor. ve yakınmalar devam ediyor. ingilizcede "vicious circle" diye bir ifade vardır, cuk oturuyor buraya.
0
bir de sanırım bu yazdıklarım sıradan insanın sorunu. bizler sabah 9'dan akşam 6'ya kadar çalışan beyaz yakalı sıradan insanlarız, zamanımızın çoğunu işe harcıyoruz. eğlenceler, kaynaşmalar, partiler uzak bize. yalnızlıktan kaçışın tek yolu evlenmek, o da bir süre sonra rutine biniyor. ama olsun, en azından yalnız kalmamış oluyoruz çünkü yalnılık pek zor birşey. ama mesela ünlü insanlar, ne bileyim şarkıcılar, dizi oyuncuları vs. "renkli hayat"a sahip kişiler, hakikaten de renkli hayat yaşıyorlar. ya da iş icabı devamlı dünyayı dolaşan insanlar, mesela gazeteciler de çok şanslı. ben her günü aynı yaşadığım için 10 yıl 1 gün gibi geçiyor, hayat bize hızlı geçiyor. ama bu insanların elinde hayatlarını renklendirecek olanaklar sürü sepet, e sosyal çevre de var, her gün değişik ortam, zamanı da durduryorlar.
0
bunlar biraz şans işi. evliyim. eşimin de benim de arkadaşlarımız başka şehirde kaldı. orda olsaydık muhtemelen sık sık görüşürdük. burda eşimin eskilerden kalma bir arkadaşı var o da karşıda oturuyor yılda toplasan 3-4 kere görüşüyorlar.
peki yeni tanıştığın insanlar? gerçek şu ki bu yaşa kadar zaten eleye eleye gitmişsin ve çevrende kafa dengi çekirdek bir kadro kalmıştır ya da kalmamıştır. yukarıda arkadaşın dediği gibi tahammül eşiğin de alçalıyor ve çoğu kişiyi hayatına sokmuyorsun ya da yorucu geliyor artık kendini anlatmak, karşındakini anlamak...
isterdim how i met your mother daki gibi takılmayı ama olmadı ve dert etmiyorum.
peki yeni tanıştığın insanlar? gerçek şu ki bu yaşa kadar zaten eleye eleye gitmişsin ve çevrende kafa dengi çekirdek bir kadro kalmıştır ya da kalmamıştır. yukarıda arkadaşın dediği gibi tahammül eşiğin de alçalıyor ve çoğu kişiyi hayatına sokmuyorsun ya da yorucu geliyor artık kendini anlatmak, karşındakini anlamak...
isterdim how i met your mother daki gibi takılmayı ama olmadı ve dert etmiyorum.
0
şu da bir gerçek ki @cilekli krep, tecrübe yenilen kazıkların bileşkesidir derler ya, bu tecrübe bizi yeni insanlara daha şüpheli bakmamızı sağlıyor. yani kendimizi korumaya çalışıyoruz, çünkü sen kendini düşünmesen karşındaki hiç düşünmez. zaten dost bulmak zor, zaten benim kastettiğim de sosyal arkadaşlık eksikliği. ne bileyim bir kahve içmek, sinemaya gitmek, belki bir tatile gitmek falan gibi şeyler.
zaten belki de dert etmemek daha iyi. sonuçta hayat öyle de böyle de geçiyor. yüzbinlerce arkadaşı olup eğlenceli hayat yaşayan da ölecek, bir tane arkadaşı olup bok gibi hayat yaşayan da ölecek. herkes için son aynı. yitip gittikten sonra hayat istediğin gibi geçmiş mi geçmemiş mi, hiçbir önemi olmayacak.
zaten belki de dert etmemek daha iyi. sonuçta hayat öyle de böyle de geçiyor. yüzbinlerce arkadaşı olup eğlenceli hayat yaşayan da ölecek, bir tane arkadaşı olup bok gibi hayat yaşayan da ölecek. herkes için son aynı. yitip gittikten sonra hayat istediğin gibi geçmiş mi geçmemiş mi, hiçbir önemi olmayacak.
0
late viper
adamın çizgi romanları; siyah beyaz, diyalog yok. siyah kağıt üstüne neşter ile kazıyarak çizim yapıyor. bir kitabının kapağında kurukafa var.adı da thomas'dı sanki ama emin değilim... kimdi bu muhterem?
adamın çizgi romanları; siyah beyaz, diyalog yok. siyah kağıt üstüne neşter ile kazıyarak çizim yapıyor. bir kitabının kapağında kurukafa var.
adı da thomas'dı sanki ama emin değilim... kimdi bu muhterem?
adı da thomas'dı sanki ama emin değilim... kimdi bu muhterem?
0
baba jo
vize için booking.com'dan feyk rezervasyon yaptırdım, otellerden iki tanesi kartınızı doğrulayamadık mesajı attılar. kart bilgilerini bir program vasıtasıyla uydurdum, ondan dolayı oldu. asıl soracağım; bana yolladıkları rezervasyon mailinin çıktısını vize için götüreceğim ya, şimdi bunlar bu rezerv
vize için booking.com'dan feyk rezervasyon yaptırdım, otellerden iki tanesi kartınızı doğrulayamadık mesajı attılar. kart bilgilerini bir program vasıtasıyla uydurdum, ondan dolayı oldu. asıl soracağım; bana yolladıkları rezervasyon mailinin çıktısını vize için götüreceğim ya, şimdi bunlar bu rezervasyonu iptal ederlerse benim götürdüğüm rezervasyonun iptal edildiğini idata'dakiler görebilir mi? şu kişi sizin otelinize rezervasyon yaptırdı mı diye sorguluyorlar mı? riske girme yeni rezervasyon yap mı dersiniz?
0
sahte kart neden verdiniz ki?
ücretsiz iptal seçeneği olan bir yerden yapın olsun bitsin. benim kredi kartım yoktu banka kartı verdim oldu. vize çıkar çıkmaz da iptal ettim. ama rezervasyon çıktısını yanımda götürdüm havaalanında sorduklarında gösterdim, tamam dediler.
ücretsiz iptal seçeneği olan bir yerden yapın olsun bitsin. benim kredi kartım yoktu banka kartı verdim oldu. vize çıkar çıkmaz da iptal ettim. ama rezervasyon çıktısını yanımda götürdüm havaalanında sorduklarında gösterdim, tamam dediler.
0
idata göremez de, konsolosluk oteli arayabilir sizde kalacakmış doğru mudur diye. onlar da feyk kart bilgisi vermiş valla, derlerse iyi olmayabilir. late viper'in dediği gibi yapmanı öneririm.
0
juvee
Dostlarım özet geçiyorum. Barcelona'ya tatile gitmeyi planlıyoruz sevgilimle. Biletleri aldım (mal gibi). Otel rezervasyonunu yaptım. Amma velakin gel gör ki ben Doha/KATAR'dan kız arkadaşım İstanbul'dan vize alacak ve Doha İspanya elçiliği bunu randevu ile yapıyor. Ve bana sistem 20 Temmuz tarihini
Dostlarım özet geçiyorum. Barcelona'ya tatile gitmeyi planlıyoruz sevgilimle. Biletleri aldım (mal gibi). Otel rezervasyonunu yaptım. Amma velakin gel gör ki ben Doha/KATAR'dan kız arkadaşım İstanbul'dan vize alacak ve Doha İspanya elçiliği bunu randevu ile yapıyor. Ve bana sistem 20 Temmuz tarihini verdi. Şu anda yarrağı yemiş durumdayım. İspanyol elçiliğine biletleri rezervasyonu mail attım durumu anlattım ama geri dönüş yapmazsalar ya da olumsuz dönerseler ne yapayım? En kötü ihtimal biletler yanacak canımız sağ olsun ama olmaması için ne yapabilirim? Sorum şu ben şimdi başka bir konsolosluğa gitsem durumu anlatsam maillerin çıktısını falan alsam bana Şengen vizesi verirler mi? Misal Romanya konsolosluğuna gitsem verirler mi?
Böyleyken böyle...
Böyleyken böyle...
0
macaristan konsolosluğundan almak daha kolay mesela. ancak onlar da sizden rezervasyon isteyeceklerdir. booking.com dan iptal edilebilir rezervasyon yaptırıp denenebilir. bana 3 gün içinde verdiler. rezervasyon durumu nedir bilemiyorum tabi. bakmak lazım
0
Çakma rezervasyonlarla başka konsolosluklardan almaya çalışabilirsin. Ama durumu anlatma bence. Yani İspanya 20 Temmuz'a verdiği için başka yere başvuru yaptığını söylememen gerekir, duygusal düşünmüyor adamlar. Misal, İspanya'ya gidecekmişsin ama planını değiştirmişsin. Yeni uçak ve otel rezervasyonlarınla başka yerlere gidiyormuşsun rolü yapabilirsin. Çek Cumhuriyeti de kolay veriyor.
0
stavro
Neden?
Neden?
0
Stick kullanıyorum çünkü roll-on'un yapış yapış hissini spreylerin de kokusunu sevmiyorum
0
roll-on. bazen de sprey. stick çok katı bir tabaka bırakıyor gibi geliyor, roll-on kuruyunca yok gibi oluyor. roll on ancak evde giyinmeden önce, sürdükten sonra kurumasını birkaç dakika beklemek gerekiyor giyinmeden. sprey de gün içinde gerekirse bazen.
0
deotak krem. en etkilisi bu. kokusu da yok ayrıca haricen.
bir sürüş, neredeyse her gün yapmama rağmen 2-3 gün idare ediyor beni gram koku yapmadan.
bir sürüş, neredeyse her gün yapmama rağmen 2-3 gün idare ediyor beni gram koku yapmadan.
0
Stick. Spray dogaya daha zararli gibi geliyo. Roll on da yeterince antitranspirant gelmiyo.
0
kamera motor
erkeği bilerek büyük harflerle yazdım. GAY giyim değil, erkek giyim önerisi arıyorum.1. mudo'ya gittim. mükemmeldi. t-shirtler, polo yakalar, vintage kısmı ve gömlekleri neredeyse tüm ürünlere bayıldım. hepsini almak istedim ama fiyatta sapıtmış durumdalar. 139tl'ye bana gömlek satabileceklerini, 49
erkeği bilerek büyük harflerle yazdım. GAY giyim değil, erkek giyim önerisi arıyorum.
1. mudo'ya gittim. mükemmeldi. t-shirtler, polo yakalar, vintage kısmı ve gömlekleri neredeyse tüm ürünlere bayıldım. hepsini almak istedim ama fiyatta sapıtmış durumdalar. 139tl'ye bana gömlek satabileceklerini, 49tl'ye düz t-shirt satabileceklerini düşünmüşler. moralim çok bozuldu.
2. pull and bear'a gittim. tüm koleksiyon gayler içindi.
3. zara'ya gittim, takım elbiseler dışında her şey gayler içindi.
3. bershka'ya değinmiyorum bile.
4. h&m ya gayler içindi ya da iğrenç şeyler vardı.
daha fazla da dolaşasım gelmedi.
eli yüzü düzgün erkek giyim istiyorum. gömlekleri, tshirtleri ve polo yakalarıyla ADAM gibi bir koleksiyon yakalamış bir marka arıyorum. fiyatları da insancıl olsun, 30tl'ten fazla paraya t-shirt alacak değilim. 139tl'ye de oradan gömlek alacağıma, 3-5 fazla verip massimo duttiden alırım.
neyse. istanbuldayım. butik tarzı yerler de olur farketmez.
giyecek hiçbir şey alamadım btün gün dolaşıp.
1. mudo'ya gittim. mükemmeldi. t-shirtler, polo yakalar, vintage kısmı ve gömlekleri neredeyse tüm ürünlere bayıldım. hepsini almak istedim ama fiyatta sapıtmış durumdalar. 139tl'ye bana gömlek satabileceklerini, 49tl'ye düz t-shirt satabileceklerini düşünmüşler. moralim çok bozuldu.
2. pull and bear'a gittim. tüm koleksiyon gayler içindi.
3. zara'ya gittim, takım elbiseler dışında her şey gayler içindi.
3. bershka'ya değinmiyorum bile.
4. h&m ya gayler içindi ya da iğrenç şeyler vardı.
daha fazla da dolaşasım gelmedi.
eli yüzü düzgün erkek giyim istiyorum. gömlekleri, tshirtleri ve polo yakalarıyla ADAM gibi bir koleksiyon yakalamış bir marka arıyorum. fiyatları da insancıl olsun, 30tl'ten fazla paraya t-shirt alacak değilim. 139tl'ye de oradan gömlek alacağıma, 3-5 fazla verip massimo duttiden alırım.
neyse. istanbuldayım. butik tarzı yerler de olur farketmez.
giyecek hiçbir şey alamadım btün gün dolaşıp.
0
İndirimleri takip edersen U.S. Polo iyidir. Sezon fiyatları ise seninde yukarıda yazdıkların gibi.
0
@yeni dunya duzeni, h&m'in fiyatlar tam bahsettiğim gibi 30tl bandında t-shirt, 60tl bandında gömlekten oluşuyor.
h&m'in gay olmayan bölümü bu yaz fazla ÇİRKİN.
kış koleksiyonu gayet güzeldi.
140tl bir gömlek için normal fiyatlar değil, takım elbise almıyoruz. zara'da bile 89tl gömlekler, ne diye gidip mudo'da 140tl ödeyeyim?
h&m'in gay olmayan bölümü bu yaz fazla ÇİRKİN.
kış koleksiyonu gayet güzeldi.
140tl bir gömlek için normal fiyatlar değil, takım elbise almıyoruz. zara'da bile 89tl gömlekler, ne diye gidip mudo'da 140tl ödeyeyim?
0
mudo'nun indirimlerini beklerseniz t-shirt'ler 10-30 tl arası, gömlekler 20-60tl arası oluyor.
pull and bear'de feminen olmayan erkek gömlekleri de var baya.
sezon sonunda mudo'dan 10-15 parça alıp sezonda alışveriş yapmak zorunda kalmayın, derim.
pull and bear'de feminen olmayan erkek gömlekleri de var baya.
sezon sonunda mudo'dan 10-15 parça alıp sezonda alışveriş yapmak zorunda kalmayın, derim.
0
GAY değilim ERKEKİM ve h&m 'in ürünlerini çok beğeniyorum hem ucuz hem kaliteli çok güzel rahat v yaka tişörtler var mesela. pull and bear evet dediğiniz gibi kendime hiçbir şey bulamıyorum ordan. us poloya tövbeliyim 3 tane pantul aldım 250 liraya bok gibi oldular. tişörtleri de kalitesiz geliyor ayrıca bazı modelleri çok pazar işi
gömleklerimi ise gap'ten alıyorum inanılmaz memnunum
gömleklerimi ise gap'ten alıyorum inanılmaz memnunum
0
altınyıldız fazla baba işi kalıyor ya.
bana mudo gibi casual bir şeyler lazım.
bana mudo gibi casual bir şeyler lazım.
0
mudo dedigin gibi gomlekleri vs muthis aslinda ama cok pahali. ama dusmesini bekleyeceksin. mudoda fiyatlar cok dusuyor dusmek zorunda zaten kimse almiyo.
jeans icin loft derim. lee de muthis ama cok pahali. levis klasik zaten. ama fiyat performans icin loft derim.
gomlek icin mavi olabilir. kotlari rezildir ama gomlekleri cidden iyi.
jeans icin loft derim. lee de muthis ama cok pahali. levis klasik zaten. ama fiyat performans icin loft derim.
gomlek icin mavi olabilir. kotlari rezildir ama gomlekleri cidden iyi.
0
Tavsiyem yok ama su erkek giyim konusuna vurgu yaptigin icin bi tebrik etmeye geldim.
Erkek tarzini kadina, kadin tarzini erkege yakinsatan modacilarin topunun köküne kıran girsin inşallah, tez vakitte yok olsunlar, amin.
Saygilar.
Erkek tarzini kadina, kadin tarzini erkege yakinsatan modacilarin topunun köküne kıran girsin inşallah, tez vakitte yok olsunlar, amin.
Saygilar.
0
H&M cok ucuz la. Waikikiden daha ucuz amk.7 liraya tisort aldim bugun terledim diye. Niye bubkadar ucuz anlamadim amk.
0
hacıt, düşündüğün fiyatlara normal sezonda ürün bulman pek mümkün değil. sabri özel, altınyıldız, damat, karaca markaları erkekler için güzel ürünler üretiyor. sezon sonlarını takip edersen sürekli, düşündüğün fiyatlara ürünler bulabilirsin. şimdi kaban, palto, ceket, kazak, hırka vs zamanı, tişört, gömlek için sonbaharı bekleyecen :)
0
mudo outlet +1. colin's de ucuza güzel şeyler satıyor detayda, büyük bi mağazasına girersen bulursun uygun bir şeyler kesin.
yalnız, genel koleksiyonu iyi olsun hangisine alacağıma karar veremeyeyim diyorsan ucuza bulamazsın. debenhams mesela, alayı süper ürünlerin ama genele göre pahalı. ara ara indirim oluyor ama orada da, ingiliz markalar var özellikle tam dediğin "adam" işi onlar.
yalnız, genel koleksiyonu iyi olsun hangisine alacağıma karar veremeyeyim diyorsan ucuza bulamazsın. debenhams mesela, alayı süper ürünlerin ama genele göre pahalı. ara ara indirim oluyor ama orada da, ingiliz markalar var özellikle tam dediğin "adam" işi onlar.
0
filipis
yüzde nasıl durduğu önemli ama boşverin. bu kahverengi cam ve çerçeve nasıl sizce?bilgi beyaz ten erkekhttp://kleinanzeigen.ebay.de/anzeigen/s-anzeige/ray-ban-andy-rb-4202-,-braun-6073-13-/311292753-156-708http://www.nyciwear.com/media/img/nyciwear/W2000-H1167-Bffffff/product/rb4202_607313/rb4202_60
yüzde nasıl durduğu önemli ama boşverin. bu kahverengi cam ve çerçeve nasıl sizce?
bilgi beyaz ten erkek
kleinanzeigen.ebay.de
www.nyciwear.com
edit: link düzeltildi
bilgi beyaz ten erkek
kleinanzeigen.ebay.de
www.nyciwear.com
edit: link düzeltildi
0
rengini beğenmedim. o modelin renk seçeneği pek yok sanırım. new wayfarer'a bak bence onda daha fazla seçenek var. çizgileri de çok benziyor, hem daha güzel.
0
buna çok benzeyen alt kısmı farklı olan erika modeli var o daha güzel. ve çok hafif kullanması çok rahat
0
sinavdan 90 aldigi icin aglayan ogrenci
emekli aylık bilgisi öğrenmek istiyoruz annem için.e-devlet sisteminde ekteki gibi görünüyor ancak iki rakam var kafamızı karıştıran.ödeme günü:201-aylık tutar : 7492-net alık tutar:1273annemin alacağı aylık hangisi oluyor ?
emekli aylık bilgisi öğrenmek istiyoruz annem için.
e-devlet sisteminde ekteki gibi görünüyor ancak iki rakam var kafamızı karıştıran.
ödeme günü:20
1-aylık tutar : 749
2-net alık tutar:1273
annemin alacağı aylık hangisi oluyor ?
e-devlet sisteminde ekteki gibi görünüyor ancak iki rakam var kafamızı karıştıran.
ödeme günü:20
1-aylık tutar : 749
2-net alık tutar:1273
annemin alacağı aylık hangisi oluyor ?
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
memnun olduğunuz, tavsiye edeceğiniz ya da sakın haa dediğiniz markalar var mı arkadaşlar?
memnun olduğunuz, tavsiye edeceğiniz ya da sakın haa dediğiniz markalar var mı arkadaşlar?
0
bosch iyidir. evde kullanıyoruz memnunuz bütçene göre birini alabilirsin.
vestele sakın bulaşma, sakın sakın sakın.
vestele sakın bulaşma, sakın sakın sakın.
0
m e b
Bu dizi 4 sezon ama neden bazıları 5. Sezonun var olduğunu ve hatta bundan bölümler izlediklerini dile getiriyorlar?Mesela michael'ın kendi mezarına gittiği ile ilgili bir de video var.Bunun aslı nedir?
Bu dizi 4 sezon ama neden bazıları 5. Sezonun var olduğunu ve hatta bundan bölümler izlediklerini dile getiriyorlar?
Mesela michael'ın kendi mezarına gittiği ile ilgili bir de video var.
Bunun aslı nedir?
Mesela michael'ın kendi mezarına gittiği ile ilgili bir de video var.
Bunun aslı nedir?
0
innatedesire
Bi sınav var mesleğimle ilgili girmem gereken.. Elim varmıyor o ders notlarına, kaleme. Mesela eskiden bir kere okuyunca anlardım. Şimdi 3,4,5.. Aynı mı sizde de durumlar?(Yaş: 28)Gelen cevaplar üzerine edit: Tam anlatamadım sanırım,sınav meslekle ilgili. Üniversite biteli 6 yıl oldu, 6 yıldır kitap
Bi sınav var mesleğimle ilgili girmem gereken.. Elim varmıyor o ders notlarına, kaleme.
Mesela eskiden bir kere okuyunca anlardım. Şimdi 3,4,5..
Aynı mı sizde de durumlar?
(Yaş: 28)
Gelen cevaplar üzerine edit: Tam anlatamadım sanırım,sınav meslekle ilgili. Üniversite biteli 6 yıl oldu, 6 yıldır kitap defterden uzağım, iş hayatındayım. Benzer durumda olanlar için sordum. Sürekli derslerin sınıfların, hocaların arasında olanlar için değil.
Mesela eskiden bir kere okuyunca anlardım. Şimdi 3,4,5..
Aynı mı sizde de durumlar?
(Yaş: 28)
Gelen cevaplar üzerine edit: Tam anlatamadım sanırım,sınav meslekle ilgili. Üniversite biteli 6 yıl oldu, 6 yıldır kitap defterden uzağım, iş hayatındayım. Benzer durumda olanlar için sordum. Sürekli derslerin sınıfların, hocaların arasında olanlar için değil.
0
28 kocaman falan değil. senin için geçmiş. o yaşta lisans yapan bile var.
bence sen paslanmışsın.
bence sen paslanmışsın.
0
başğan ders çalışacan oturacan ders çalışacan başka türlü olmuyo.
çalışmaya istek olmayınca senin gibi oluyom bende.
bundan dolayı sen çalışmadan bu işin olmayacağını kabullenerek başla işe. kolay gelsin. yaparsın.
çalışmaya istek olmayınca senin gibi oluyom bende.
bundan dolayı sen çalışmadan bu işin olmayacağını kabullenerek başla işe. kolay gelsin. yaparsın.
0
bizim bölümde emekli albay var; 63 yaşında. bence sen ders çalışmamak için bahane arıyorsun :)
eğer mesleğinde bi fark yaratacaksa marş marş derse :)
eğer mesleğinde bi fark yaratacaksa marş marş derse :)
0
38 iken+on yılı aşkın çalışma hayatım mevcut iken+ve dahi iş tecrübem mesleki sınavla ilgili değilken+lisans bitireli 17 yıl geçmiş ve üstüne üstlük okulda en az başarılı olduğum alan iken (5 adet ciddi engel varken yani) çalıştım, yaptım. çok istiyorsanız yaparsınız bence.yaşınınza bakınca, bendeki dezavantajların sadece biri sizde olabilir. tüm bunların yarattığı sübjektif dezavantajlar hiç hesaba katılmadı.
0
oshamahue
Yurt icinde herhangi bir yerde yasama sansiniz olsa nereye yerlesirdiniz?
Yurt icinde herhangi bir yerde yasama sansiniz olsa nereye yerlesirdiniz?
0
edirne - kırklareli - çanakkale - balıkesir'in bir kısmı - artvin - erzurum
(dediğim şehirlerin çoğunda merkezi kastetmedim. ilçe ve kasabalarda yaşamayı daha çok seviyorum)
(dediğim şehirlerin çoğunda merkezi kastetmedim. ilçe ve kasabalarda yaşamayı daha çok seviyorum)
0
Birkaç büyük şehirde yaşamış biri olarak para varsa da İzmir. İstanbul dünya kültürünün bir parçası. Ama uçakla gidip 10 gün durup dönerek her daim güzel anabilirsiniz kendini.
Not: İzmirli falan değilim.
Not: İzmirli falan değilim.
0
sinopluyum. sinop lan.
şaka lan şaka.
beşiktaşa gel.hayatını yaşa.
şaka lan şaka.
beşiktaşa gel.hayatını yaşa.
0
Bolu'da bol yeşillik bir yere ya da Balıkesir taraflarına. İzmir tek bir ilçede yaşayıp başka yere işim düşmeyecekse olur ancak, yoksa ne işim var.
0
Balıkesir Altinoluk bölgesi, kaz dagları yamaçları. İzmir'e ve istsnbul'a araba ile gidip gelecek kadar yakın. Bence en guzel yer o bölge, yemeği suyu havası...
0
neil manke
devlette daha önce çalışmamış, özel okulda çalışan öğretmenler yazın da maaş alıyor mu?özel okulda doğum iznine çıkan bir öğretmen hala maaş alıyor mu?
devlette daha önce çalışmamış, özel okulda çalışan öğretmenler yazın da maaş alıyor mu?
özel okulda doğum iznine çıkan bir öğretmen hala maaş alıyor mu?
özel okulda doğum iznine çıkan bir öğretmen hala maaş alıyor mu?
0
özelde çalışan öğretmenler yazın da maaş alıyor ama yazın da çalışıyorlar, oturdukları yerden değil.
0
özel okul ve kurslar öğretmenle sözleşme yapar, sözleşmede ne yazıyorsa odur.
doğum izni dediğiniz doğum öncesi 8 sonrası 8 hafta olansa o zamanki maaşı SGK ödüyor zaten işyeri değil.
doğum izni dediğiniz doğum öncesi 8 sonrası 8 hafta olansa o zamanki maaşı SGK ödüyor zaten işyeri değil.
0
Sskywalkeremre
ve monotona bağlamış sıkıcı bi hayatım.kendimi evde otururken nasıl geliştirebilirim? Bi şeyler öğrenmek, ingilizce seviyesini geliştirmek, almancayı bi tık yukarı taşımak vs. vs.aklınıza ne gelirse yazın lütfen. Ama yol da göstermeye üşenmeyin.teşekkür eder, esenlikler diler gıdılarınızdan makas al
ve monotona bağlamış sıkıcı bi hayatım.
kendimi evde otururken nasıl geliştirebilirim?
Bi şeyler öğrenmek, ingilizce seviyesini geliştirmek, almancayı bi tık yukarı taşımak vs. vs.
aklınıza ne gelirse yazın lütfen. Ama yol da göstermeye üşenmeyin.
teşekkür eder, esenlikler diler gıdılarınızdan makas alırım.
kendimi evde otururken nasıl geliştirebilirim?
Bi şeyler öğrenmek, ingilizce seviyesini geliştirmek, almancayı bi tık yukarı taşımak vs. vs.
aklınıza ne gelirse yazın lütfen. Ama yol da göstermeye üşenmeyin.
teşekkür eder, esenlikler diler gıdılarınızdan makas alırım.
0
coursera.org'da derslere yazılabilirsin ya da khanacademy.org'da öğretici video izleyebilirsin. Hem ingilizce seviyeni geliştirir hem de herhangi bir alan hakkındaki birikimini.
0
maket. en guzel bos vakit hedesi bence. cok titiz olursan inanilmaz vakit aliyor. parcalanmis parmak uclari gibi bir detay olsa da cok guzeldir zevklidir
0
maketle uğraşacak sabır bende mevcut değil maalesef 4 yıldır bi puzzle bile bitirememiş adamım
0
ben de puzzle a karsi cok tahammulsuzum ama maketi siddetle tavsiye ediyorum.
0
Bir an soruyu ben sordum zannettim. Neyse www.memrise.com'dan her şeyi soru cevaplayarak öğrenebilirsin. Mesela rubik küp yapma, linux kodları öğrenme vs vs. Maket, resim gibi alternatifler sizi geliştirebilir. Bunun yanında origami öğrenebilirsin. Bunun da bir sürü videosu var. hiç olmadı hayattan çok sıkılıyorsan yardım kuruluşlarında sorumluluk al. insanı en azından mutlu ediyor.
0
Evden çıkma şansı yok mu? Evin içinde yapılacak etkinlik düşündüm.
Kitap okuyabilirsiniz. (Kişisel gelişim kitapları değil tabi ki.)
Ya da Youtube'daki videolar rehberliğinde spor yapabilirsiniz.
Kitap okuyabilirsiniz. (Kişisel gelişim kitapları değil tabi ki.)
Ya da Youtube'daki videolar rehberliğinde spor yapabilirsiniz.
0
evden çıkma şansı var da ben böyle bilgisayar başında boşa zaman öldürmek yerine öldürdüğüm zamana biraz değer katayım istiyorum.
Mesela evde oturarak resim yapmayı öğrenebilir miyim? Yani derdimi anlatacak kadar kağıda bişiler çizecek kıvama gelebilir miyim?
Mesela evde oturarak resim yapmayı öğrenebilir miyim? Yani derdimi anlatacak kadar kağıda bişiler çizecek kıvama gelebilir miyim?
0
Yazmayı seviyorsan bana ulaş. Editorluk benzeri bir pozisyon var. 19-20 arkadaş çok eğleniyoruz. Proje bir yerlere gelirse şirketleşeceğiz ve herkesi kar payına dahil etmek istiyoruz
0
Kitap oku..
Ayrıca böyle boşum, vaktim çok, ne yapayım sorularına ayar oluyorum. Evde oturan (hastalık falan değil demek ki) insan boş insandır benim için. Evde boş boş oturup bir de gelip ne yapması gerektiğiyle ilgili fikir isteyen daha da boş bir insandır. Nacizane düşüncem bu yönde.
Ayrıca böyle boşum, vaktim çok, ne yapayım sorularına ayar oluyorum. Evde oturan (hastalık falan değil demek ki) insan boş insandır benim için. Evde boş boş oturup bir de gelip ne yapması gerektiğiyle ilgili fikir isteyen daha da boş bir insandır. Nacizane düşüncem bu yönde.
0
winston insani
MerhabalarGeçen hafta akne nedeniyle kan tahlili istemişti dermatoloji'deki kadın. Bu hafta götürdüm sonuçları tüm değerlerimin normal olduğunu fakat kolesterolün 235 olduğunu söyledi. 200 sınırmış galiba.Sonra da eczaneye gittiğimde eczacıyla konuştum biraz. Bana beyaz ekmek ve kırmızı eti kesmemi
Merhabalar
Geçen hafta akne nedeniyle kan tahlili istemişti dermatoloji'deki kadın. Bu hafta götürdüm sonuçları tüm değerlerimin normal olduğunu fakat kolesterolün 235 olduğunu söyledi. 200 sınırmış galiba.
Sonra da eczaneye gittiğimde eczacıyla konuştum biraz. Bana beyaz ekmek ve kırmızı eti kesmemi söyledi. Ton balığı, bol sebze ve zeytinyağı yiyebileceğimi söyledi. Bunun dışında da karaciğerimde bir sorun olabileceğimden bahsetti. Ben de acayip tırstım bu adamdan. O günden beridir sadece salata ve sebze yiyiyorum.
Halbuki hafta içi hergün spor yapan bir insanım. Yaklaşık 2 kilometre koşup ardından da bench press, kelebek ve biraz mekik yapıyorum. Yani öyle çok et yiyen bir insan da değilim halbuki.
Kısacası, 27 yaşındayım. Kolesterolüm 235. Tamamiyle sebze yemeye başladım nerdeyse. Ve bu kolesterol konusunu çok fazla kafama takıyorum. Arkadaşlarım bunun gereksiz olduğunu, gereksiz stres yaptığımı ve sadece ceviz vs. gibi şeylerle bile bunu düşürebileceğimi söylüyorlar ama bilemiyorum işte.
Aramızda doktor varsa, veya bu konuda tecrübeli insanların fikirlerini almayı çok isterim.
Teşekkürler.
Geçen hafta akne nedeniyle kan tahlili istemişti dermatoloji'deki kadın. Bu hafta götürdüm sonuçları tüm değerlerimin normal olduğunu fakat kolesterolün 235 olduğunu söyledi. 200 sınırmış galiba.
Sonra da eczaneye gittiğimde eczacıyla konuştum biraz. Bana beyaz ekmek ve kırmızı eti kesmemi söyledi. Ton balığı, bol sebze ve zeytinyağı yiyebileceğimi söyledi. Bunun dışında da karaciğerimde bir sorun olabileceğimden bahsetti. Ben de acayip tırstım bu adamdan. O günden beridir sadece salata ve sebze yiyiyorum.
Halbuki hafta içi hergün spor yapan bir insanım. Yaklaşık 2 kilometre koşup ardından da bench press, kelebek ve biraz mekik yapıyorum. Yani öyle çok et yiyen bir insan da değilim halbuki.
Kısacası, 27 yaşındayım. Kolesterolüm 235. Tamamiyle sebze yemeye başladım nerdeyse. Ve bu kolesterol konusunu çok fazla kafama takıyorum. Arkadaşlarım bunun gereksiz olduğunu, gereksiz stres yaptığımı ve sadece ceviz vs. gibi şeylerle bile bunu düşürebileceğimi söylüyorlar ama bilemiyorum işte.
Aramızda doktor varsa, veya bu konuda tecrübeli insanların fikirlerini almayı çok isterim.
Teşekkürler.
0
Kolesterol et yemekle yükselmez, daha doğrusu et yiyerek iyi kolesterolün yükselir. Kötü kolesterol kötü karbonhidrat alkol/sigara kullanımı nedeniyle, hakaretsiz yaşam sonucunda yükselir. Hayatında bunlardan biri veya birkaçı varsa engelle düzelir. Tabii genetik yatkınlığın var mı yok mu bilmiyorum, o yoksa eğer korkulacak bir şey yok.
0
diyete giriceksin dostum bende 20 yaşında çıkmıştı belki seninki kadar değil ama sınırın az üstüydü diyet,spor çözümü
0
Benim kolesterolüm 12 yaşımdayken 206'ydı, panik yapmayın.
Spor yapmanız çok iyi, sadece sebze değil dana eti, tavuk eti de yiyebilirsiniz.
Örneğin testten önceki gün yüksek kolesterollü gıdalar yediyseniz bile etkilemiştir test sonucunu.
Yani korkmayın, aşırı kontrol altında tutmanıza gerek yok kendinizi. Belli gıdaları yememeye özen göstermeniz yeterli olur.
Spor yapmanız çok iyi, sadece sebze değil dana eti, tavuk eti de yiyebilirsiniz.
Örneğin testten önceki gün yüksek kolesterollü gıdalar yediyseniz bile etkilemiştir test sonucunu.
Yani korkmayın, aşırı kontrol altında tutmanıza gerek yok kendinizi. Belli gıdaları yememeye özen göstermeniz yeterli olur.
0
Ben de 26 yaşındayım. Benim de 220 çıkmıştı. Doktor önemsemedi bile. Eskiden kolesterolün üst sınırı daha yüksekti. Aşağı çektiler falan gibilerinden bişiler de söylemişti. Tabi benim babada falan da olduğu pek üstünde durmadım sonuçta zayıfım, kilo problemim falan yok. Sen de çok takılma bence
0
genetik mi değil mi onun anlaşılması gerekiyor önce. eczacıya sorana kadar keşke doktora gitseymişsin. genetik olup olmadığı anlaşılmadan sakın karatay gibilerinin diyetlerine bulaşma, başına büyük iş açarsın. doktora git. genetik değilse zaten çok kolay halledersin, hiç sıkıntı yapma.
0
bişey olmaz. düşürmenize gerek de yok. kolesterol bir hastalık değil. kalp için risk faktörü. 235 de zaten çok yüksek bir değer değil.
0
stavro
Oncelikle "nerelisin?" diye bir soru sormanin sebebini zaten anlamis degilim, insanlar neden birbirine nereli oldugunu sorarlar hicbir fikrim yok, nedense bu zamana kadar kimsenin nereli oldugunu merak ettigim olmadi da konu bu degil, baska bir sey soracagim;Bu konuda bazi bolgeden insanlarda il-ilc
Oncelikle "nerelisin?" diye bir soru sormanin sebebini zaten anlamis degilim, insanlar neden birbirine nereli oldugunu sorarlar hicbir fikrim yok, nedense bu zamana kadar kimsenin nereli oldugunu merak ettigim olmadi da konu bu degil, baska bir sey soracagim;
Bu konuda bazi bolgeden insanlarda il-ilce ayrimi var. Soyle ki, Sinop'lu bir suru insan var, bu insanlar bu ilin farkli farkli ilcelerinden. Herhangi birine soruludugunda Sinop'lu oldugunu soyluyor. Fakat buranin Boyabat ilcesinden olan bir tanesine denk geliyorsunuz, "Boyabat'liyim" diyor, "Sinop degil, Boyat'liyim" diyor israrla. Sinop'lu oldugunu soylerseniz itiraz ediyor, ilcesinin ismini soyleyerek ben buraliyim diyor. Rize'nin Findikli ilcesinden gelen insanlar da kesinlikle Rize lafini agzina almiyorlar, ilcesinin ismini soyluyorlar. O ilin ismiyle anilmak bu insanlari bariz rahatsiz ediyor.
Bunun sebebi nedir, neden ilceyi ayiriyor bazi bolgelerin insanlari? Bir tur fanatiklik midir bu? Gercekten bilenler beni aydinlatabilir mi?
Bu konuda bazi bolgeden insanlarda il-ilce ayrimi var. Soyle ki, Sinop'lu bir suru insan var, bu insanlar bu ilin farkli farkli ilcelerinden. Herhangi birine soruludugunda Sinop'lu oldugunu soyluyor. Fakat buranin Boyabat ilcesinden olan bir tanesine denk geliyorsunuz, "Boyabat'liyim" diyor, "Sinop degil, Boyat'liyim" diyor israrla. Sinop'lu oldugunu soylerseniz itiraz ediyor, ilcesinin ismini soyleyerek ben buraliyim diyor. Rize'nin Findikli ilcesinden gelen insanlar da kesinlikle Rize lafini agzina almiyorlar, ilcesinin ismini soyluyorlar. O ilin ismiyle anilmak bu insanlari bariz rahatsiz ediyor.
Bunun sebebi nedir, neden ilceyi ayiriyor bazi bolgelerin insanlari? Bir tur fanatiklik midir bu? Gercekten bilenler beni aydinlatabilir mi?
0
Uzun ve gergin bekleyişin gereksiz kasvetini dagıtma çabasından dolyı ilk soru, sen nerelisin, oluyor.
Bazı illerde il merkezi ve ilçedeki insanların kökeni farklı
Merkrzde ermeni ilçede türkmüş veya ilçede arap merkezde türkmüş ya da merkez gürcü ilçe türkmüş... Bu farkı bildikleri ve herkesin de bildiğini düşündükleri için çoğu zaman bu vurgunun sebebi
Bazı illerde il merkezi ve ilçedeki insanların kökeni farklı
Merkrzde ermeni ilçede türkmüş veya ilçede arap merkezde türkmüş ya da merkez gürcü ilçe türkmüş... Bu farkı bildikleri ve herkesin de bildiğini düşündükleri için çoğu zaman bu vurgunun sebebi
0
Bir sebebi, bazı ilçelerin insanlarının, ilin genel karakterine, dini etnik ve/veya siyasi bakımdan dahil olmamaları ve il söylendiğinde -ki genelde sorunun soruluş amaçlarından biri kişinin aile yapısı/kültürü hakkında genel geçer de olsa bilgi edinmek, bir önyargıya varmak olduğundan- kendilerine göre yanlış tanımlanmak istemezler.
Ürgüplüler pek Nevşehirliyim demezler mesela (alevi sünni ayrımı sanırım buradaki)
Ürgüplüler pek Nevşehirliyim demezler mesela (alevi sünni ayrımı sanırım buradaki)
0
Arkadaslar soru anlasilmamis, "nersindensin?" sorusu degil anlayamadigim. Soru soran degil, soru sorulanin verdigi yanitile ilgili bir ssey sordum dikkat ederseniz.
0
@stavro, soru gayet anlaşıldı. Neresinden olduğunu sormak ve neresinden olduğunu söylemenin nedeni aynı; sizin anlayamadığınız bu.
0
Baba tarafı Sinoplu olan biri olarak söyleyeyim. Sinop içinin ve Boyabat'ın demografisi çok farklı. Resmen bir İzmir-Konya kadar olmasa da ele gelir, bıçakla kesilir somutlukta bir fark var. İlçeyi söyleyen kişi o şehrin demografisinden mutlu olmadığını, o ilçenin sosyal dinamiklerinin kendine daha uygun olduğunu vurgulamak istiyor olabilir.
Çoğunlukla mikro-milliyetçilik yatar ama böyle farklar da olabiliyor.
Çoğunlukla mikro-milliyetçilik yatar ama böyle farklar da olabiliyor.
0
ankara'yı düşünün mesela. bir merkez ilçeleri var, bir de ankara'ya bağlı olmakla birlikte merkezde olmayan ilçeleri var. ankara'nın çankaya, altındağ, keçiören vs. gibi ilçelerinden olan adam ankaralıyım diyor. ben mesela, yedi göbek ankaralıyım, anamın da, babamın da, sülalemin de, nüfus cüdanında il ankara ilçe altındağ yazıyor. ama ben ankaralıyım diyorum.
bir de ankara'nın dış ilçeleri var. kızılcahamam, beypazarı, polatlı, şereflikoçhisar vs. evet ankara'ya bağlı ama oralar ankara değil ki artık. il statüsü yok ama bambaşka bir şehir orası.
bodrum muğla'ya bağlı ama muğla ile alakasız bambaşka bir şehir. çorlu öyle, ereğli öyle, ürgüp öyle. hatta ürgüp eskiden kayseri'ye bağlı idi, sonradan nevşehir'e bağlandı. şimdi siyasi nedenlerden dolayı bağlı olduğu il değişince adamın memleketi niye değişsin ki. eskiden kayseriliydi, şimdi nevşehirli mi oldu durup dururken? hayır o ürgüplüydü, hala ürgüplü.
bir de ankara'nın dış ilçeleri var. kızılcahamam, beypazarı, polatlı, şereflikoçhisar vs. evet ankara'ya bağlı ama oralar ankara değil ki artık. il statüsü yok ama bambaşka bir şehir orası.
bodrum muğla'ya bağlı ama muğla ile alakasız bambaşka bir şehir. çorlu öyle, ereğli öyle, ürgüp öyle. hatta ürgüp eskiden kayseri'ye bağlı idi, sonradan nevşehir'e bağlandı. şimdi siyasi nedenlerden dolayı bağlı olduğu il değişince adamın memleketi niye değişsin ki. eskiden kayseriliydi, şimdi nevşehirli mi oldu durup dururken? hayır o ürgüplüydü, hala ürgüplü.
0
limoncello
sb. Bence harika bir kadınhttps://www.youtube.com/watch?v=ufVncMzXQ0c
0
size 'teşekkür ederim büyükanne' filmini seyretmenizi tavsiye ediyorum, basbaya çok güzel kadın işte
0
torunu milli yapan büyükanne deil mi bu. hos kadındı. 9 hatta 10 veririm
0
@all girls aynen kardeşim çok güzel filmdi ahh çocukluk yıllarım benim... bilen biliyor tabii
0
herkes bilmez Sonia Viviani'yı. begenmediler ya su kadını. sok icersindeyim
0
aynen @ all girls valla az sonra taş olacaklar diye korkuyorum tabii bir de hatırlarsan kadir inanır ve fikret hakanla da filmi vardı delicesine diye ama büyükanne başka
10 üzeriden 10 yani
ben daha güzelim diyen arkadaşlardan da kanıt bekliyoruz bu arada bu kadar iddialılarsa
şu foto bile tek başına çok güzel
10 üzeriden 10 yani
ben daha güzelim diyen arkadaşlardan da kanıt bekliyoruz bu arada bu kadar iddialılarsa
şu foto bile tek başına çok güzel
0
sularda mavi
dogtooth ,we need to talk about kevin, Vozvrashchenie(the return) filmleri ayarında tadında iyi film öneriniz var mı?
dogtooth ,we need to talk about kevin, Vozvrashchenie(the return) filmleri ayarında tadında iyi film öneriniz var mı?
0
tan vakti
Soru aslında başlıkta, 250 Bin TL civarında bir yatırımı nasıl yönlendirmek en mantıklısı olur? Dolar mı? Gayrimenkul mü yokda arvavut ciğerine mi yatırım yapmak en iyisi?
Soru aslında başlıkta, 250 Bin TL civarında bir yatırımı nasıl yönlendirmek en mantıklısı olur? Dolar mı? Gayrimenkul mü yokda arvavut ciğerine mi yatırım yapmak en iyisi?
0
250.000 liralık bir yatırım için ilgili kurumlara, aracılara başvurabilirsiniz.
Burda biri USD demiş mesela, ben de git Şile'den arsa al diyorum. Hangisine güvenip yapacaksınız?
Burda biri USD demiş mesela, ben de git Şile'den arsa al diyorum. Hangisine güvenip yapacaksınız?
0
Gayrimenkul bence ama zamanla fazla değer kazanacak yerleri tespit edip oralardan almanız gerekir.
0
Iyi bir arastirmayla, tukenmekte olan gida stoklarina yapabilirsiniz. (Orn: Bugday, Su vb.) Hisse senedi, fon, forex almak yerine parayi bunlara da baglamaniz mumkun.
Ayrica baska bir yontem olarak da yurtdisinda kira getirecek bir daire, ev vb. bir yatirim yapabilirsiniz. Sonuc olarak Dolar guclendigine gore Amerikan Ekonomisi gucleniyor, bir diger yandan ise Birlesik Krallik'ta da ekonomi Avrupa ulkelerinin gosterdigi kirilganliga gore daha guclu.
Umarim ileriki yillarda guzel sonuclar alirsiniz.
Ayrica baska bir yontem olarak da yurtdisinda kira getirecek bir daire, ev vb. bir yatirim yapabilirsiniz. Sonuc olarak Dolar guclendigine gore Amerikan Ekonomisi gucleniyor, bir diger yandan ise Birlesik Krallik'ta da ekonomi Avrupa ulkelerinin gosterdigi kirilganliga gore daha guclu.
Umarim ileriki yillarda guzel sonuclar alirsiniz.
0
gayrımenkulun her turlusunden uzak durmalısın suan ıcın.. krız dedıgın sey dalga dalga yayılan ve etkı eden bısey. suan ısın ıdrak kısmındayız , henuz sosyal etkı boyutu baslamadı.. bu en kuvvetlı dalgasıdır. eger gayrımenkul yatırımı yapacaksan bu sosyal dalganın sonunda yapmalısın.
neyse suan ıcın bır yatırım yapacaksan en mantıklısı euro olacaktır. nedenını soyleyeyım euro dolar parıtesı suan ıcın 1.1 , euro tl 2.80.. parite kısa surede 1 lere gidecektır bır ıkı ay ıcınde , ancak bundan sonra tekrar yukselıse gececek bu cok acık.. eger parıte 1.4 cıvaına yol almaya baslarsa 3,75-4 tl cıvarı bır deger ortaya cıkar..
yada bır sure ıcın beklemede kalıp ımkb 30 60000 sevıyelerıne gelırse hısse senedı alımı yapabilirsin..
neyse suan ıcın bır yatırım yapacaksan en mantıklısı euro olacaktır. nedenını soyleyeyım euro dolar parıtesı suan ıcın 1.1 , euro tl 2.80.. parite kısa surede 1 lere gidecektır bır ıkı ay ıcınde , ancak bundan sonra tekrar yukselıse gececek bu cok acık.. eger parıte 1.4 cıvaına yol almaya baslarsa 3,75-4 tl cıvarı bır deger ortaya cıkar..
yada bır sure ıcın beklemede kalıp ımkb 30 60000 sevıyelerıne gelırse hısse senedı alımı yapabilirsin..
0
çaykovski
sizde de oluyor mu? bir lafını, bir mevzuyu çekip sataşacak, saldıracak bir yer buluyorlar. başıma çok gelmedi açıkçası ama görüyorum. bu korkuyla ya yazmaktan vazeçiyorum ya da buna buna laf etmeye yer arayanlar olacaktır böyle böyle böyle diye açıklıyorum.mesela korkuyla demişim. şimdi 'neden insa
sizde de oluyor mu? bir lafını, bir mevzuyu çekip sataşacak, saldıracak bir yer buluyorlar. başıma çok gelmedi açıkçası ama görüyorum. bu korkuyla ya yazmaktan vazeçiyorum ya da buna buna laf etmeye yer arayanlar olacaktır böyle böyle böyle diye açıklıyorum.
mesela korkuyla demişim. şimdi 'neden insanların ne düşündüklerinden korkuyorsun kie??' diye kişilik analizine girip bir şekilde seni x fobili, y kompleksli ilan edebilirler. herkes kadar çevremdeki insanların bir durumuma verdiği tepkiyi önemsiyorum, öz farkındalığım sağlıklı bir insanda olması gereken düzeyde gelişmiş. ayrıca korktuğum şey de insanların şiddeti, birbirini hor görmeye yer araması, linç aşkı. bu şiddetten ürküyorum ben, kişinin ne düşündüğünden değil.
sizler bu konuda ne düşünüyorsunuz? özellikle sosyal platformlarda insanların birbirine sataşması, bir konuda hakir görme ihtiyacı, fikirlerini eleştirellik kisvesi altında eksiğini arayan bir bakışla analiz etmesi vs. artmıyor mu? ben hep sebepsiz bir rakiplik hissiyatı seziyorum insanların arasında. adı konmamış bir savaş ortamı gibi.
mesela korkuyla demişim. şimdi 'neden insanların ne düşündüklerinden korkuyorsun kie??' diye kişilik analizine girip bir şekilde seni x fobili, y kompleksli ilan edebilirler. herkes kadar çevremdeki insanların bir durumuma verdiği tepkiyi önemsiyorum, öz farkındalığım sağlıklı bir insanda olması gereken düzeyde gelişmiş. ayrıca korktuğum şey de insanların şiddeti, birbirini hor görmeye yer araması, linç aşkı. bu şiddetten ürküyorum ben, kişinin ne düşündüğünden değil.
sizler bu konuda ne düşünüyorsunuz? özellikle sosyal platformlarda insanların birbirine sataşması, bir konuda hakir görme ihtiyacı, fikirlerini eleştirellik kisvesi altında eksiğini arayan bir bakışla analiz etmesi vs. artmıyor mu? ben hep sebepsiz bir rakiplik hissiyatı seziyorum insanların arasında. adı konmamış bir savaş ortamı gibi.
0
Açıkçası olmuyor. Çünkü karakter ve kişilik olarak oturmamış insanlar anonimlikten faydalanarak tabiri caizse yazıp çiziyorlar. Sen cevap vermeyince giderler :)
Burada düzgün insanlar da var. Sohbetleri hoş yada gerçekten yardımcı olabilen insanlar. İşte o yüzden burayı her gün takip ediyorum.
Burada düzgün insanlar da var. Sohbetleri hoş yada gerçekten yardımcı olabilen insanlar. İşte o yüzden burayı her gün takip ediyorum.
0
eskiden oluyordu bana, 12 yaşımdan beri bu ortamlarda sürttüğüm için çok karşılaştım. hiçbir şey demiyorlarsa ergen diyorlardı. sonra alıştım ama. normalde çok uslu bi tiptim geçen sözlükte mesajla birine küfrettim falan kasfhnjk. gelişine vuruyorum artık bi şey diyen olursa da ya iplemiyorum ya kavga ediyorum.
0
@Northern Mariner
ya şöyle, kesinlikle düzgün insanlar var. ben ise dediğim gibi insanların içindeki şiddetten, sataşma dürtüsünden korkuyorum. çok duyarlıyım bu konuda. bir insanda şiddet hisseder hissetmez geriliyorum. o gerginliği çekmek istemiyorum üzerime. aksi gibi insanlarda da bu git gide artıyor gibi hissediyorum.
ya şöyle, kesinlikle düzgün insanlar var. ben ise dediğim gibi insanların içindeki şiddetten, sataşma dürtüsünden korkuyorum. çok duyarlıyım bu konuda. bir insanda şiddet hisseder hissetmez geriliyorum. o gerginliği çekmek istemiyorum üzerime. aksi gibi insanlarda da bu git gide artıyor gibi hissediyorum.
0
Hayır, veririz cevabını nedir ki?
Ancak kişisel bilgilerimi ortaya dökmemeye, hakkımda gereğinden fazla veri vermemeye dikkat ediyorum. Tutup hayatımın herhangi bir mahrem alanını, ilişkimi, ailemi vs elin adamının ağzına sakız etmem elbette.
Ancak kişisel bilgilerimi ortaya dökmemeye, hakkımda gereğinden fazla veri vermemeye dikkat ediyorum. Tutup hayatımın herhangi bir mahrem alanını, ilişkimi, ailemi vs elin adamının ağzına sakız etmem elbette.
0
@çaykovski
Dediğim gibi önemseme, cevap yazınca habire yazma isteği geliyor ve tartışma büyüyor. Her yerde sataşma ve şiddet prim yapıyor ülkemizde. Trafikte, sokakta, markette kasa sırasında bile böyle insanlarla karşılaşman muhtemel.
Dediğim gibi önemseme, cevap yazınca habire yazma isteği geliyor ve tartışma büyüyor. Her yerde sataşma ve şiddet prim yapıyor ülkemizde. Trafikte, sokakta, markette kasa sırasında bile böyle insanlarla karşılaşman muhtemel.
0
Haters gonna hate. Çok var bunlardan, adama "şu konu hakkında fikirlerinizi bekliyorum" diyorsun, bambaşka yerden eleştirmeye çalışıyorlar. Ben alıştım.
Beni kızdırıp canımı sıkan şey de genellikle ben (saçma veya değil, saçmaysa cevap vermezsin olur biter) x hakkında soru sorarken bana "x olmaz, y olsa neyse, yanlış, çogayıp, püh kahretmesin, böbrekleri gasteye sar, inanak mı panpa" türünden yaklaşım sergileyen, sanki y hakkında fikrini sormuşum gibi bana akıl vermeye çalışan kılçıklar. Onlara fitil oluyorum.
Açtığım duyurudan ötürü veya bir duyuruya verdiğim cevaptan ötürü tepki gösterecekler hiç umrumda değil, çekinmiyorum.
Beni kızdırıp canımı sıkan şey de genellikle ben (saçma veya değil, saçmaysa cevap vermezsin olur biter) x hakkında soru sorarken bana "x olmaz, y olsa neyse, yanlış, çogayıp, püh kahretmesin, böbrekleri gasteye sar, inanak mı panpa" türünden yaklaşım sergileyen, sanki y hakkında fikrini sormuşum gibi bana akıl vermeye çalışan kılçıklar. Onlara fitil oluyorum.
Açtığım duyurudan ötürü veya bir duyuruya verdiğim cevaptan ötürü tepki gösterecekler hiç umrumda değil, çekinmiyorum.
0
Hiç endişelenmemiştim o konuda. Dalga geçen birkaç kişi olacaktır illa ki, o kadarı sorun olmaz da, linç edilsem üzülürdüm sanırım. Kavgalı başlıklara ya kendi düşüncemi/bilgimi yazıp çıkıyorum ya da girmiyorum bile. Israr ettiğim birkaç kere olmuştur. Yine de birkaç trollük müessesesi dışında, ortalık hiç fena değil buralarda.
Bir şey de itiraf edeyim mi: Bazen sen bir duyuru yazdığında ya da cevap verdiğinde, "Ben ne zaman bunu yazmışım" diyorum nick'lerin yakınlığından :)
Bir şey de itiraf edeyim mi: Bazen sen bir duyuru yazdığında ya da cevap verdiğinde, "Ben ne zaman bunu yazmışım" diyorum nick'lerin yakınlığından :)
0
@rygard
evet bu enerjiyi üstünüze çekip çekmeme üzerine sordum ama benim tanımını koyduğum mevzu hakkında ne düşündüğünüzü de sordum? yani cevap verebilirsiniz, ama danıştığım/merak ettiğim daha çok böyle bir kitle yok mu sizce de ? ya da insanların içinde artan bu tarz bir yarış. bana yazdıklarında ben de cevap veriyorum, fakat bu olmalarını değiştirmiyor.
ve de işte en çok ikinci paragraftaki olaya takılıyorum. kendin hakkında bir detay vermediğin halde, kişiliğin hakkında bir yafta analiz görüyorsun çoğu zaman. yani bu kanım tamamen takip ettiğim yazılarda gördüğüm, benim pek başıma gelmedi açıkçası. ama adam düzgün düzgün yazmış/sormuş x y z ilan edilmiş falan. mesela bir satış vardı. adamı şark kurnazından ilanın detaylarında belirttiği özelliklerine kadar tefeye koydular. hiçbir şahsi/özel vaziyeti söz konusu olmadığı halde. nasıl bir linç, hor görme dürtüsü şaşırdım kaldım açıkçası.
evet bu enerjiyi üstünüze çekip çekmeme üzerine sordum ama benim tanımını koyduğum mevzu hakkında ne düşündüğünüzü de sordum? yani cevap verebilirsiniz, ama danıştığım/merak ettiğim daha çok böyle bir kitle yok mu sizce de ? ya da insanların içinde artan bu tarz bir yarış. bana yazdıklarında ben de cevap veriyorum, fakat bu olmalarını değiştirmiyor.
ve de işte en çok ikinci paragraftaki olaya takılıyorum. kendin hakkında bir detay vermediğin halde, kişiliğin hakkında bir yafta analiz görüyorsun çoğu zaman. yani bu kanım tamamen takip ettiğim yazılarda gördüğüm, benim pek başıma gelmedi açıkçası. ama adam düzgün düzgün yazmış/sormuş x y z ilan edilmiş falan. mesela bir satış vardı. adamı şark kurnazından ilanın detaylarında belirttiği özelliklerine kadar tefeye koydular. hiçbir şahsi/özel vaziyeti söz konusu olmadığı halde. nasıl bir linç, hor görme dürtüsü şaşırdım kaldım açıkçası.
0
Burada sataşan yorum sahiplerinin dışarıda pısırık olduğunu düşünüyorum. Orada veremediği tepkiyi bilgisayar başına saklıyor, geliyor buraya kusuyor falan.. Tartışmayı da beceremiyor. Okuduğunu anlamıyor nefretten. Alakasız cevap veriyor, vs..
Açıkçası çok da ciddiye alınacak bir ortam değil. Ürkmen yersiz, salla bosver.
Açıkçası çok da ciddiye alınacak bir ortam değil. Ürkmen yersiz, salla bosver.
0
@mandalina kokusu işte ben de cevap verenin ne kadar kıymetlı / kıymetsiz bir kişilik olmasından önemsiz, içindeki o şiddetten ürküyorum. yani mesela aşırı dindar bir adamın, giyindiğin şey hakkında yorum yapmasını onun ideolojisinde olmadığın için konuşssun dursun en fazla bir sanane derim diye algılayabilirsin, ama onun bunun hakkında sesli bir şekilde yorum yapma arzusunda yatan şiddet ve nefretten canın sıkılır. onun gibi bir şey.
0
Zaten toplasan 7-8 duyuru açmışımdır herhalde (hep mobil olduğumdan bakamıyorum istatistiklere). Ona rağmen her duyuruya gelip tip tip cevap veren biri vardı. Cevap vermesem de nickini öğrendim. Sonradan açtığı duyurularla 100 kilo, odasından dışarı çıkmaya korkan, kimseyle iletişim kuramadığından yakınan, sokakta gördüğü bi kız için yaa sizce peşinden gitse miydim' diye soran bir tip çıktı. Hepsi öyle emin ol.
Dediğin çekinmeyi ben de yaşıyorum bazen duyurularda. Cevaplarda daha rahatım, istediğimi yazıyorum. Ama duyuru açacaksam mümkün olduğunca azalta azalta yazmaya çalışıyorum, millet bi yerine takılıp asıl soruyu takmayacak diye. Yalnızca dikkat çekmemek için yapıyorum. Ama takılmamak lazım aslında. Kendi ezikliklerini senden çıkarıyorlar sadece. Sen bildiğini oku, hiç takma bile.
Dediğin çekinmeyi ben de yaşıyorum bazen duyurularda. Cevaplarda daha rahatım, istediğimi yazıyorum. Ama duyuru açacaksam mümkün olduğunca azalta azalta yazmaya çalışıyorum, millet bi yerine takılıp asıl soruyu takmayacak diye. Yalnızca dikkat çekmemek için yapıyorum. Ama takılmamak lazım aslında. Kendi ezikliklerini senden çıkarıyorlar sadece. Sen bildiğini oku, hiç takma bile.
0
Yalniz çok hoş tespit ve çok iyi ifade etmissin. Ellerine saglik demeden gecemiycem :)
0
E var elbette, hatta daha tehlikelileri de var. Son 10 yıldır haftada 3 ila 4 ölüm tehdidi alırım ben misal, e daha ölmedim. Bu tip durumlarda da daha gri alanlara geçerek mücadele ediyorum. Kişisel verilere ulaşıyorum, araştırma yapıyorum, kimlik deşifre ediyorum, kişinin gerçek hayatına dokunabiliyorum ve bunu yaparken motivasyonum olan adalet duygusu da beni mutlu ediyor.
Yani bir bakıma senin rahatsız olduğun o şiddeti, motivasyonumlka meşrulaştırarak karşıdakine uyguluyorum.
Öncelikle internet biraz öyle bir yer. Doğuşunda da böyleydi, gelişirken de böyleydi, sonucunda da çok farklı olmadı. Ki anonimliğin getirdiği özgürlüğü ucu bana dokunsa bile korumak adına hayli bedel öderim ben. Bir takım güvenlik önlemlerini aldığın takdirde herhangi bir insan yapımı yasanın işlemediği alanda rahatlıkla varolabilmeyi ben seviyorum genel olarak.
Benim önemli motivasyonlarımdan biri de, nefret edenimde yarattığım öfke aslında. Hemen her yazdığım entryden sonra yarım sayfa küfür geliyor ama karşıdaki faşist güruh ne online ne de gerçek hayattaki hareketlerim üzerinde etki edemiyor misal.
Tüm bu örneklerin getirdiği pozitif duygular, beraberinde gelen negatiflerden hayli üstün durumda. İnterneti içerdiği pislikle seviyorum ben. Hani kötü bir koku gelir burnuna, rahatsız eder ama aynı zamanda koklamadan da duramazsın, rahatsız ettiği ve edeceğini bildiğin halde kendi isteğinle onu koklamaya devam edersin, öyle biraz.
Trolsüz, faşistsiz, itsiz, serserisiz elit ve temiz bir internet istemiyorum ben. Kaotik olandan ve baş edebildiğim pislikten rahatsız değilim.
Yani bir bakıma senin rahatsız olduğun o şiddeti, motivasyonumlka meşrulaştırarak karşıdakine uyguluyorum.
Öncelikle internet biraz öyle bir yer. Doğuşunda da böyleydi, gelişirken de böyleydi, sonucunda da çok farklı olmadı. Ki anonimliğin getirdiği özgürlüğü ucu bana dokunsa bile korumak adına hayli bedel öderim ben. Bir takım güvenlik önlemlerini aldığın takdirde herhangi bir insan yapımı yasanın işlemediği alanda rahatlıkla varolabilmeyi ben seviyorum genel olarak.
Benim önemli motivasyonlarımdan biri de, nefret edenimde yarattığım öfke aslında. Hemen her yazdığım entryden sonra yarım sayfa küfür geliyor ama karşıdaki faşist güruh ne online ne de gerçek hayattaki hareketlerim üzerinde etki edemiyor misal.
Tüm bu örneklerin getirdiği pozitif duygular, beraberinde gelen negatiflerden hayli üstün durumda. İnterneti içerdiği pislikle seviyorum ben. Hani kötü bir koku gelir burnuna, rahatsız eder ama aynı zamanda koklamadan da duramazsın, rahatsız ettiği ve edeceğini bildiğin halde kendi isteğinle onu koklamaya devam edersin, öyle biraz.
Trolsüz, faşistsiz, itsiz, serserisiz elit ve temiz bir internet istemiyorum ben. Kaotik olandan ve baş edebildiğim pislikten rahatsız değilim.
0
Olmuyor. Zaten kimin ne diyeceği, nasıl sataşacağı belli, keyfimi bozmuyorum.
0
hiç tanımadığın insanlar benle dalga geçecek ya da sataşacak diye niye endişeleneyim ki? elinden geldiğince cevap verenlere teşekkür ederim dalga geçenleri de duruma göre ya takmam ya da hakettiği gibi konuşurum. takma.
0
Bende de oluyor. Ne kadar güzel ifade edersem edeyim kendimi, eleştirel ve çok bilmiş bi edayla takılıyor insanlar ana fikrin kıytırık bi köşesine.
Çok açıklamaya gerek yok çünkü siz zaten mükemmel anlatmışsınız durumu. Teşekkürler:)
Çok açıklamaya gerek yok çünkü siz zaten mükemmel anlatmışsınız durumu. Teşekkürler:)
0
@rygard
şimdi çok daha yakınlık kurdum, empati yapıp anlayabiliyorum bahsettiğinizi :)
yok ben de tertemiz bir ortamdan bahsetmiyorum zaten, trollerin içerisinde nice sui generis, ne yaptığını farkında olan insanlar var. sözlükte bile en çok takip ettiğim iki kişi troll listelerinin başını çekenlerden. protest bir tavırları oluyor, dikkatimi de çekiyor. fakat troll olmayıp da bu yarış hissiyatıyla hareket edip beni hayretlere sokan insanlar var gerçekten. mesela o ilan duyurusunda adamın üzerine gidenleri hiç unutmuyorum. epik bir olaydı yani. hiçbir şey yok, adam kendini böyle böyle düşündüm ve böyle bir fiyat koydum kimseyi kazıklama gibi bir derdim yok diyip açıklıyor. fakat ısrarla adamın ilan detaylarıyla dalga geçiliyor, yarısı aptal muamelesi yapıyor yarısı şark kurnazı diye saldırmaya devam ediyor falan. artık aklıma yemin ediyorum bu sahne geldi :D www.youtube.com
overall comment:
yav bir de anlatamıyorum ya da okunmuyor galiba. birinin benimle/onunla neden dalga geçiyor olmasından, kötü bir şey yazmasından, yazdığı şeye takıyor olmaktan, içeriğini dikkate almaktan, kişinin ne kadar önemli olup olmadığından bahsetmiyorum. ŞİDDET VE NEFRET CÜRRETTİNDEN, YARIŞ HİSSİYATINDAN BAHSEDİYORUM. dört reply'de belirttim bunu, tekrar açıklamayayım diye büyük puntoylan yazıyorum, sevgiler :)
şimdi çok daha yakınlık kurdum, empati yapıp anlayabiliyorum bahsettiğinizi :)
yok ben de tertemiz bir ortamdan bahsetmiyorum zaten, trollerin içerisinde nice sui generis, ne yaptığını farkında olan insanlar var. sözlükte bile en çok takip ettiğim iki kişi troll listelerinin başını çekenlerden. protest bir tavırları oluyor, dikkatimi de çekiyor. fakat troll olmayıp da bu yarış hissiyatıyla hareket edip beni hayretlere sokan insanlar var gerçekten. mesela o ilan duyurusunda adamın üzerine gidenleri hiç unutmuyorum. epik bir olaydı yani. hiçbir şey yok, adam kendini böyle böyle düşündüm ve böyle bir fiyat koydum kimseyi kazıklama gibi bir derdim yok diyip açıklıyor. fakat ısrarla adamın ilan detaylarıyla dalga geçiliyor, yarısı aptal muamelesi yapıyor yarısı şark kurnazı diye saldırmaya devam ediyor falan. artık aklıma yemin ediyorum bu sahne geldi :D www.youtube.com
overall comment:
yav bir de anlatamıyorum ya da okunmuyor galiba. birinin benimle/onunla neden dalga geçiyor olmasından, kötü bir şey yazmasından, yazdığı şeye takıyor olmaktan, içeriğini dikkate almaktan, kişinin ne kadar önemli olup olmadığından bahsetmiyorum. ŞİDDET VE NEFRET CÜRRETTİNDEN, YARIŞ HİSSİYATINDAN BAHSEDİYORUM. dört reply'de belirttim bunu, tekrar açıklamayayım diye büyük puntoylan yazıyorum, sevgiler :)
0
Bir de aklıma geldi söylemeden edemiycem. Biri daha var. Neredeyse her duyuruda görüyorum. Birine bile mi adam gibi cevap vermez bi insan ya? Her duyuruda ayrı saçmalıyor. Okudukça, duyuru sahiplerinden çok ben sinir oluyordum belki. Dayanamıyorum resmen o tiplere. Ve tam senin tarifine uyuyor. Dalga geçme değil gibi ama, böyle alakasız alakasız cevaplar. Benim duyurum olmadığı için bir şey de diyemiyordum.
Ama geçen gün biri (duyuru sahibiydi) en sonunda 'bi siktir git ya' dedi. Içimin yağladı eridi resmen. Ay sonunda biri bir şey dedi yaşasın' dedim. Daha çok kişi bunlara bi siktir git dese, belki azalırlar.
Ama geçen gün biri (duyuru sahibiydi) en sonunda 'bi siktir git ya' dedi. Içimin yağladı eridi resmen. Ay sonunda biri bir şey dedi yaşasın' dedim. Daha çok kişi bunlara bi siktir git dese, belki azalırlar.
0
indescribable
Ne yapmalı o malum günlerde? Bildiğin pişik gibi ama fena. Daha önce geldi başıma bilmem kaç ay da geçti Acısı. Hala da yer etmiş gibi ufak hareketlenmede ben buradayım diyor. Belki de alerjik oldum bilmiyorum. Bilen varsa bi yardım etse ya
Ne yapmalı o malum günlerde? Bildiğin pişik gibi ama fena. Daha önce geldi başıma bilmem kaç ay da geçti Acısı. Hala da yer etmiş gibi ufak hareketlenmede ben buradayım diyor.
Belki de alerjik oldum bilmiyorum.
Bilen varsa bi yardım etse ya
Belki de alerjik oldum bilmiyorum.
Bilen varsa bi yardım etse ya
0
pamukli pedler var sentetik belki sende sorun yapiyor olabilir. yurtdisindan almistim ben ama bitince mecbur orkid'lere kaliyorsun.
vaktinde carefree'nin cok sahane pamuklu pedleri vardi ama artik satmiyorlar onlari.
vaktinde carefree'nin cok sahane pamuklu pedleri vardi ama artik satmiyorlar onlari.
0
penye kumaş kullanacaksın tabi ki. kullanmadığın atletleri falan kesip mümkünse ütüledikten sonra katlayıp ped gibi kullanacaksın. eskiden ped yokken yapılırmış. tampon sağlıklı değil.
0
sırf genişliği sebebiyle geceleri en küçük boy bebek bezinin kullanıldığını biliyorum. tabi gündüz zor, belli olacağı için.. Siz de en azından uzun süre orada kaldığı için geceleri kullanabilirsiniz.
Pişik kremleri de sürebilirsiniz sanırım..
Pişik kremleri de sürebilirsiniz sanırım..
0
Kotex in günlük pedi ile başladı bu olay sonra orkid de yaptı lanet olası
Tampon kullanmadım kullanamam da galiba bilemedim sünnet çocuğu gibi yatıyorum :(
Tampon kullanmadım kullanamam da galiba bilemedim sünnet çocuğu gibi yatıyorum :(
0
orkid infinity deneyebilirsin, watsons ve gratislerde var. diğerlerinden oldukça farklı ve rahat.
0
Rossman da satılan facelle markasını şiddetle öneririm. Kotex'e bile alerjim vardı. Care freenin biraz geniş günlük pedleri iki kat çamaşır v.b ile çözmeye çalışıyordum yıllardır. Bulunca da organik ped alıyordum ki çok pahalı...ne zaman rossmani keşfettim rahat ettim. Facelle alin, günlük ped olarak da yine facellenin paketli pedlerini kullanıyorum. Bir de watsons da satılan bir marka var, adini unuttum. Yoklukta gideri var.
0
thracian
kick ass torrents açılıyor mu sizde?
kick ass torrents açılıyor mu sizde?
0
vay arkadaş resmen açılmıyor.
ne zaman ki torrent komple yasaklanır, ben bu ülkeden gider.
ne zaman ki torrent komple yasaklanır, ben bu ülkeden gider.
0
nohut
yaşadınız mı bu tarz olaylar? yani ne bileyim, öğrencilik zamanıdır, 5 liraya muhtaçsınızdır da hiç hesapta yokken kıştan kalma ceketin iç cebinde 20 lira bulmuşsunuzdur falan. para olur, çocukluktan kalma oyuncak olur vs.
yaşadınız mı bu tarz olaylar? yani ne bileyim, öğrencilik zamanıdır, 5 liraya muhtaçsınızdır da hiç hesapta yokken kıştan kalma ceketin iç cebinde 20 lira bulmuşsunuzdur falan. para olur, çocukluktan kalma oyuncak olur vs.
0
Tabi ki. Pek çok şeyi annemin attığını/başkasına verdiğini düşündüm, aslında dağınıklığımdanmış. Ryuk maketim veya sevdiğim bi kıyafet mesela.
0
bugun oldu lan. 3 liram vardı. cantadan 5 tl buldum. kendimide baya zngin hissettim.
0
ben simdiden kisliklarin cebine 10-20 lira atiyorum.
kisin buluyum da seviniyim diyem
kisin buluyum da seviniyim diyem
0
nufüs cüzdanımı ararken arabanın torpido gözünde para bulmuştum bi kere çok zor bi durumdayken, sonra hatırladım bi gün lazım olur diye bırakmışım
0
Bende bir tane küp var içinde altın var bi defa kaybolmuştu bulunca da çok sevinmiştim.
0
yanımda para var ama birine vermem, 5 kuruşunu dahi harcamamam gerekiyor.
arkadaşımla buluşacağım ve benim de sadece yanımda pasom var. yolda su alacak param dahi yok. o paradan harcayacağım diye korkuyorum bir yandan. arkadaşımla buluştuk ama öyle para bile harcamadık. derken ben cüzdanıma bir baktım 5 TL gördüm. hemen arkadaşımla çay içtik, kalanına da (evet, kalanına da) yani 2TL'ye de pasomu doldurttum. eve geldim .
nasıl bir fakirlik, değil mi?
dostoyevski olsaydı bundan acınası bir olay çıkarırdı bence. :)
arkadaşımla buluşacağım ve benim de sadece yanımda pasom var. yolda su alacak param dahi yok. o paradan harcayacağım diye korkuyorum bir yandan. arkadaşımla buluştuk ama öyle para bile harcamadık. derken ben cüzdanıma bir baktım 5 TL gördüm. hemen arkadaşımla çay içtik, kalanına da (evet, kalanına da) yani 2TL'ye de pasomu doldurttum. eve geldim .
nasıl bir fakirlik, değil mi?
dostoyevski olsaydı bundan acınası bir olay çıkarırdı bence. :)
0
fucking machine in my head
İyilik yaptığınız zaman gerçekten de hangi durtuyle yapıyorsunuz? O derinde yeşeren duygular bazında konuşalım. Samimili lütfen.
İyilik yaptığınız zaman gerçekten de hangi durtuyle yapıyorsunuz? O derinde yeşeren duygular bazında konuşalım. Samimili lütfen.
0
bir insanın bir sıkıntısı varsa onu bu durumdan kurtarabilecek gücüm varsa kullanırım.
0
Nietzsche diyor ki, birine iyilik yaptığında aslında kendine iyilik yaparsın.
Freud'e göre de birine yardım ettiğinde esas motivasyon egoyu tatmin etmektir. Bazen de yardım etmek, etmemekten daha fazla egonu tatmin ettiği için yaparsın.
Freud'e göre de birine yardım ettiğinde esas motivasyon egoyu tatmin etmektir. Bazen de yardım etmek, etmemekten daha fazla egonu tatmin ettiği için yaparsın.
0
sebepsiz yere yapıyorum, karşımdaki insanla samimi olmasam bile yardımcı olmaya çalışırım niye öyle oluyor bir fikrim yok açıkcası, iyi insanların bir gün kazanacağına inanıyorum galiba :P
0
"ben de benzer durumu yaşamıştım, keşke biri de bana iyilik etseydi" ya da "şu durumdayken bu bu da bana böyle iyilik yapmıştı" gibi bi iç düşünce aklımda oluştuğunda iyilik yapmaya kendimi teşvik etmiş oluyorum sanırım. elimden gelen bişey varsa harekete geçiyorum. bazen günlük hayatta kendiliğinden gelişen durumlar oluyor. onun dışında bugün ne iyilik yapsam gibi bi melaikeliğim yok.
0
kendimle gurur duyuyorum iyi bir şey yaptığım için. hiçbir iyilik karşılıksız değildir zaten, hiçbir karşılık beklemediğini de söylesen kendini tatmin etmiş olman da bir karşılıktır.
0
Karma inancı ve/ya insanları etkileme isteği.
Yaşlı bir amcaya tahammülsüz yaklaşan çoğu insanın arasında ona güleryüz göstererek yardımcı olmak, onun aklında yer edeceğimi hissettirir ve bu beni mutlu eder. Keza empati yaptığımda, onun durumundayken iyilik gördüğümde havalara uçacağımı düşündüğümden, bazen bi bakıyorum iyilik yapmak için telef etmişim kendimi.
Fazlası iyi değil tabi ama oluyor işte.
Yaşlı bir amcaya tahammülsüz yaklaşan çoğu insanın arasında ona güleryüz göstererek yardımcı olmak, onun aklında yer edeceğimi hissettirir ve bu beni mutlu eder. Keza empati yaptığımda, onun durumundayken iyilik gördüğümde havalara uçacağımı düşündüğümden, bazen bi bakıyorum iyilik yapmak için telef etmişim kendimi.
Fazlası iyi değil tabi ama oluyor işte.
0
dolaysiz tumlec
we have come too far to give up who we are.ben "kimliğimizden vazgeçmek için çok uzaklara geldik" olarak çevirdim ama bir yerde "kimliğimizden vazgeçmeyecek kadar ileri gittik" diye çevirmiş. mantıklı gelmedi çok da anlamıyorum. sorayım dedim.işte o yer: http://www.voscreen.com/game/3926/fs1kok19z4l
we have come too far to give up who we are.
ben "kimliğimizden vazgeçmek için çok uzaklara geldik" olarak çevirdim ama bir yerde "kimliğimizden vazgeçmeyecek kadar ileri gittik" diye çevirmiş. mantıklı gelmedi çok da anlamıyorum. sorayım dedim.
işte o yer: www.voscreen.com
edit: aradaki "for" çıkarıldı. zaten orada ne işi vardı!
ben "kimliğimizden vazgeçmek için çok uzaklara geldik" olarak çevirdim ama bir yerde "kimliğimizden vazgeçmeyecek kadar ileri gittik" diye çevirmiş. mantıklı gelmedi çok da anlamıyorum. sorayım dedim.
işte o yer: www.voscreen.com
edit: aradaki "for" çıkarıldı. zaten orada ne işi vardı!
0
for to give up derken? Böyle bir kullanım olmaz. for dan sonra isim gelir.
0
kimliğimizden vazgeçemeyecek kadar ileri gittik olarak çevirebilirsiniz.
ayrıca o cümlede "for" yok sanırım fazla olmuş.
ayrıca o cümlede "for" yok sanırım fazla olmuş.
0
Öncelikle oradaki "for" fazlalık. Doğrusu "we have come too far to give up who we are"
Sonralıkla; birebir çevirince seninki doğru, ama pek bir anlam ifade etmiyor. "çok uzaklara geldik" ne? Nereye geldik ki?
"Going too far" daha ziyade "çok ileri gitmek" anlamında kullanılır. "Go" yerine "Come" kullanmış olmak pek bir şey değiştirmiyor. Yapıyı değiştireceksek bu cümlenin anlamı "o kadar ileri gittik ki, benliğimizden vazgeçemeyiz" olarak düşünülebilir. Yapıyı bozmazsan da "Benliğimizden vazgeçemeyecek kadar ileri gittik" denebilir.
Sonralıkla; birebir çevirince seninki doğru, ama pek bir anlam ifade etmiyor. "çok uzaklara geldik" ne? Nereye geldik ki?
"Going too far" daha ziyade "çok ileri gitmek" anlamında kullanılır. "Go" yerine "Come" kullanmış olmak pek bir şey değiştirmiyor. Yapıyı değiştireceksek bu cümlenin anlamı "o kadar ileri gittik ki, benliğimizden vazgeçemeyiz" olarak düşünülebilir. Yapıyı bozmazsan da "Benliğimizden vazgeçemeyecek kadar ileri gittik" denebilir.
0
helios
kız arkadaşımdan ayrılınca, evde tek kaldım. fatura, kira vs ödemekte zaten çok zorlanıyorum. tam dönemiyken, bir arkadaşımın tavsiyesiyle erasmus programı için ankara'ya gelmiş iki öğrenciyle evi paylaşmak fikri geldi aklıma. arkadaşımın dediğine göre tam dönemiymiş, ne kadar süre daha ev arayan er
kız arkadaşımdan ayrılınca, evde tek kaldım. fatura, kira vs ödemekte zaten çok zorlanıyorum. tam dönemiyken, bir arkadaşımın tavsiyesiyle erasmus programı için ankara'ya gelmiş iki öğrenciyle evi paylaşmak fikri geldi aklıma.
arkadaşımın dediğine göre tam dönemiymiş, ne kadar süre daha ev arayan erasmuslu öğrenci olur sizce? şu an evde değilim çünkü, bir siteye ilan verdim, gelip bakmak isteyenlere gösteremiyorum.
türkiye'den bir öğrenciyle evi paylaşmaya göre -ücret hariç- sizce daha iyi bir hareket mi? ben sessiz sakin, iletişimi kolay bir insanım. ilan verirken de parti meraklısı biri gelmesin diye bunları da yazdım gerçi...
bu arada, 26 yaşında, yüksek lisans öğrencisiyim. erkeğim. yazdığım ilana da çoğu kadın öğrenciler dönüş yaptı.
arkadaşımın dediğine göre tam dönemiymiş, ne kadar süre daha ev arayan erasmuslu öğrenci olur sizce? şu an evde değilim çünkü, bir siteye ilan verdim, gelip bakmak isteyenlere gösteremiyorum.
türkiye'den bir öğrenciyle evi paylaşmaya göre -ücret hariç- sizce daha iyi bir hareket mi? ben sessiz sakin, iletişimi kolay bir insanım. ilan verirken de parti meraklısı biri gelmesin diye bunları da yazdım gerçi...
bu arada, 26 yaşında, yüksek lisans öğrencisiyim. erkeğim. yazdığım ilana da çoğu kadın öğrenciler dönüş yaptı.
0
Ben herhangi bir sorun yaşamamıştım. Yalnız Fransız olan acayip kompleksli ve tribaldi erkek olmasına rağmen. Arkadaşlarımla Türkçe konuştuğum an onun hakkında konuştuğumuzu falan düşünürdü. Hatta evi temizlemesi için teyze çağırmıştık, ortak olmicam benim odamı temizlemesin, dedi. Teyze gelince oraya da bi el atmasını rica ettik... Fakat bizim Fransız eve gelince bi tripler, bi senaryolar.. Odayı başkasına vermeyi düşünüyormuşuz da o yüzden derletip toplatmışız, yoksa para vermemesine rağmen neden yapmışız öyle bi güzellik, falan filan..
Ama iyiler. Eğlenceliler. Tavsiye ederim.
Ama iyiler. Eğlenceliler. Tavsiye ederim.
0
Soruya yanıt değil belki. İlanını da buraya mı verdim ama buraya da ilan vermeyi düşünebilirsin belki: www.airbnb.com.tr
Yabancıya ver bence. Dil yaparsın. Dilin varsa bile unutmaya yüz tutmuş olabilir dilin, geliştirebilirsin. Kiracın İngiliz değilse farklı bir dil de öğrenirsin. Farklı kültür öğrenirsin vs.
Yabancıya ver bence. Dil yaparsın. Dilin varsa bile unutmaya yüz tutmuş olabilir dilin, geliştirebilirsin. Kiracın İngiliz değilse farklı bir dil de öğrenirsin. Farklı kültür öğrenirsin vs.
0
mayeskuel
cenaze arabasi giderken arkasindan bakmak, topragi kazmak, son bir kez donuk yuzune bakmak vs..hepsi aciyi katbekat arttiriyor. teshisten sonra mezar isleri cenazeye el koyup sessiz sakin gomse daha iyi degil mi?
cenaze arabasi giderken arkasindan bakmak, topragi kazmak, son bir kez donuk yuzune bakmak vs..hepsi aciyi katbekat arttiriyor. teshisten sonra mezar isleri cenazeye el koyup sessiz sakin gomse daha iyi degil mi?
0
hayır böyle şeylerin yapılması lazım bence, acıyı arttırmıyor bence sonrasında gelecek pişmanlıkların önüne geçiyor. kazma olayını mezarcılar yapıyor zaten de, toprak atma olayını ve meftayı kabire yerleştirme olayını biz yapıyoruz.
0
Hiç yakının öldü mü? Gerçek anlamda "yakın" biri. Bu soruya cevabın "hayır"sa tecrübe ettikten sonra o işlemlerin ne anlama geldiğini kavrayacaksın. Eğer sorunun cevabı "evet"se sen über insansın dostum
0
acı yaşanması gereken anda yaşanmalı bence. o an yaşanan o acı ileride beklenmedik yerlerden çıkmasını engelliyor diye düşünüyorum. bir de tabii bu olayın biraz kültürel yapısı da var, ölüye saygı falan baabında. fallthepieces'e katılıyorum.
0
kucukken amcam oldu. bu duyuruyu acmama da o olay vesile oldu. onu topraga verirken ki yasadigim aciyi henuz tatmadim. belki bu seramoni hic olmasaydi bu kadar koymazdi.
0
kımsenın basına gelmesın ama gercekten yakın bırısıni son kez görmek vedalaşmak ve kendını hazırlamak ıcın mezara bıle gırıp sarılırsın. siz kucuk oldugunuz ıcın korkmus ve tedırgın olmussunuz bence.
0
Küçükken tecrübe ettiğin olayla şu an karşılaşabileceğin olay arasında fark var. Çocukken algılama sistemi daha farklı çalışıyor. Yani küçükken tecrübe ettiğimiz şeyler derin izler bırakabiliyor fakat her ne kadar derin izler taşısa da şu an yaşayacağın acı geçmişteki acıdan bağımsız bir şiddete sahip olacaktır. Çünkü algılama olayı değişiyor günden güne. Anlayacağın ölen yakınını birilerine teslim edip dönüp arkanı gitmek istemeyeceksin. Kendi ellerinle mezara koyup, üstüne toprak atma görevini paylaşmak istemeyeceksin. Çünkü o kişi senin yakının.
0
Açıkçası 1. derece yakınımı kaybetmedim hiç, diğer yakınlarımı kaybettiğimde cenazelerine gitmedim. Ailem uzak tuttu cenaze törenlerinden, psikolojim olumsuz etkilenir vs diye ve dediğin gibi, dayanamayacakmışım gibi hissettim hep.
Bir gün katılmak zorunda kalacağımı bazen düşünürüm ve düşününce bile gözlerim dolar..
Bir gün katılmak zorunda kalacağımı bazen düşünürüm ve düşününce bile gözlerim dolar..
0
Ölümün bir ritüel hale getirilmesi mantıksız geliyorsa haklısınız.
Ama kim ne derse desin mezarın açılması, ölünün gömülmesi, sonra başında dua okunup gidilmesi ölü yakınları için bir kabullenme hissi yaratıyor bence.
Kendi yakınlarım, sevdiklerim öldüğünde cenazenin ardından daha sakin kafayla yaklaşabildiğimi gözlemledim hep.
Ama kim ne derse desin mezarın açılması, ölünün gömülmesi, sonra başında dua okunup gidilmesi ölü yakınları için bir kabullenme hissi yaratıyor bence.
Kendi yakınlarım, sevdiklerim öldüğünde cenazenin ardından daha sakin kafayla yaklaşabildiğimi gözlemledim hep.
0
Bana sacma gelen sey yakini gomulurken herkesin sirayla kuregi alip uzerine toprak atmasi. Ben yapmazdim bunu.
Birde cenaze torenini topraga verlisi falan tum olayi ipad ile kaydeden gordum cok tuhafima gitmisti aklima geldi simdi.
Birde cenaze torenini topraga verlisi falan tum olayi ipad ile kaydeden gordum cok tuhafima gitmisti aklima geldi simdi.
0
bir daha asla göremeyeceksin onu. ne kadar uzun süre yanında kalsam iyidir diyorsun. ama son bir kez yüzüne bakmayı doğru bulmuyorum, o halini görmek istemem.
0
yakınlarını gömen ilk hominidler muhtemelen ölen yakınlarının leşçi hayvanlar tarafından parçalandığını görmekten hoşlanmıyorlardı ve olabilecek en emin yere, toprağın altına sakladılar onları. sonrasında cenaze törenleri değişik adetlerle bezenmiş galiba evet. en yalın haliyle kalmalı bence de. göm git.
0
avrupa'da insanlar ölüye en güzel kıyafetini giydirip, makyajını yapıp tabut açık şekilde cenaze töreni yapıyorlar, yiyip içiyorlar. hatta günü belirlendikten sonra insanlara cenazeyi kart yollayarak bildiriyorlar.
ben bizimkini daha kötü buluyorum, birisi ölüyor sonra belki son kez bile görememişken alelacele gömüp eve dönüyorsun. öbür türlüsü daha yavaş ve daha alıştırarak veda etmeni sağlıyor bence.
ben bizimkini daha kötü buluyorum, birisi ölüyor sonra belki son kez bile görememişken alelacele gömüp eve dönüyorsun. öbür türlüsü daha yavaş ve daha alıştırarak veda etmeni sağlıyor bence.
0
kadirgali huseyin olmayan adam
Yeni yasadan sonra büyükşehirlerde merkez ilçe kavramı tamamen kalktı mı? Örneğin Samsun'da artık merkez ilçe yok ama Denizli'de Merkezefendi ve Pamukkale olmak üzere iki merkez ilçe olduğunu okudum şimdi. Aydın'ın da aynı adlı merkez ilçesi Efeler adını almış ve merkez ilçeymiş hala. Zaten fiiliyat
Yeni yasadan sonra büyükşehirlerde merkez ilçe kavramı tamamen kalktı mı? Örneğin Samsun'da artık merkez ilçe yok ama Denizli'de Merkezefendi ve Pamukkale olmak üzere iki merkez ilçe olduğunu okudum şimdi. Aydın'ın da aynı adlı merkez ilçesi Efeler adını almış ve merkez ilçeymiş hala. Zaten fiiliyatta hala merkez kavramı var da kanuna göre tamamen kalktı mı yoksa hala var mı kimi büyükşehirlerde?
0
denizli'deki pamukkale ve merkezefendi "merkez ilçe" değil. merkez ilçe(denizli'nin eski merkez ilçesinin adı buydu büyük şehir olmadan önce) iki belediyeye bölündü.
www.denizli.bel.tr
www.denizli.bel.tr
0
büyükşehirlerde merkez ilçe yok. merkezi oluşturan ilçelere metropol mü metropolitan mı öyle bir şey deniyor. yeni yasayla bu ilçelerin özellikleri kalkmış olabilir. çünkü büyükşehir sınırlarındaki ilçelere deniyordu.
0
@innatedesire Ben de Mersin'de yaşıyorum. Akdeniz, Mezitli, Toroslar ve Yenişehir olmak üzere dört tane merkez ilçe vardı artık kalktı o statü. Bazı yeni büyükşehirlerde hala devam ediyor sanmıştım merkez ilçe olayı ama cevaplara bakılırsa tüm büyükşehirlerde durum aynı.
0
www.resmigazete.gov.tr
eskiden büyükşehirlerin merkezinde yer alan ilçeler "merkez ilçe" olarak adlandırılırdı. Bursa'nın merkez 7 merkez ilçesi vardı mesela, Ankara'nın da yaklaşık o kadar. İstanbul ve Kocaeli istisna idi. tüm sınırları merkez ilçelerden oluşurdu.
merkez ilçeden kasıt şuydu; büyükşehir belediyesi, merkez ilçelerin temel hizmetlerini sağlamakla yükümlüydü. merkez ilçe belediyelerinin su hizmeti verme yükümlülüğü yoktu yani. bunu büyükşehir yapardı.
merkez ilçe olmayan, merkezden uzak diğer ilçeler ise su, çöp, yol yapımı gibi hizmetleri kendi imkanlarıyla sağlardı.
yol mu yapılacak: merkez ilçe sokakları yapar, büyükşehir ana arterleri yapardı. diğer ilçe kendi sınırlarındaki her yolu yapardı.
yeni çıkan kanunla büyükşehir sayısı 30'a çıkarıldı ve merkez ilçe kavramı kaldırıldı. artık büyükşehir belediyeleri, sadece merkez ilçelere değil, il sınırının tamamının temel hizmetlerini sağlamakla yükümlü oldu.
artık köye suyu büyükşehir getirecek. köyü merkeze götüren yolun asfaltını büyükşehir atacak. gibi gibi...
merkez ilçe yok artık!
eskiden büyükşehirlerin merkezinde yer alan ilçeler "merkez ilçe" olarak adlandırılırdı. Bursa'nın merkez 7 merkez ilçesi vardı mesela, Ankara'nın da yaklaşık o kadar. İstanbul ve Kocaeli istisna idi. tüm sınırları merkez ilçelerden oluşurdu.
merkez ilçeden kasıt şuydu; büyükşehir belediyesi, merkez ilçelerin temel hizmetlerini sağlamakla yükümlüydü. merkez ilçe belediyelerinin su hizmeti verme yükümlülüğü yoktu yani. bunu büyükşehir yapardı.
merkez ilçe olmayan, merkezden uzak diğer ilçeler ise su, çöp, yol yapımı gibi hizmetleri kendi imkanlarıyla sağlardı.
yol mu yapılacak: merkez ilçe sokakları yapar, büyükşehir ana arterleri yapardı. diğer ilçe kendi sınırlarındaki her yolu yapardı.
yeni çıkan kanunla büyükşehir sayısı 30'a çıkarıldı ve merkez ilçe kavramı kaldırıldı. artık büyükşehir belediyeleri, sadece merkez ilçelere değil, il sınırının tamamının temel hizmetlerini sağlamakla yükümlü oldu.
artık köye suyu büyükşehir getirecek. köyü merkeze götüren yolun asfaltını büyükşehir atacak. gibi gibi...
merkez ilçe yok artık!
0
innatedesire
Mesela bakıyorum adam eşiyle balayında. Hop sokakta gezerlerken arkalarından çekilmiş bi fotoğraf, öyle gayet habersizmiş gibi. Başka bi adam arkadaşıyla Tayland'da muson yağmuru altında, denizin içinde. Biliyorum 2 kişi gittiler zaten oraya. Pat diye ikisinin kıyıdan çekilmiş fotoğrafını görüyorum.
Mesela bakıyorum adam eşiyle balayında. Hop sokakta gezerlerken arkalarından çekilmiş bi fotoğraf, öyle gayet habersizmiş gibi.
Başka bi adam arkadaşıyla Tayland'da muson yağmuru altında, denizin içinde. Biliyorum 2 kişi gittiler zaten oraya. Pat diye ikisinin kıyıdan çekilmiş fotoğrafını görüyorum.
Yani şimdi bu adamlar birini yoldan çevirip "abi biz normal yürüyormuş gibi yapıcaz sen arkamızdan çekeceksin" mi diyorlar adama?
Ya da denizden çıkıp kıyıdan birinin eline makineyi tutuşturup "şimdi ben denize giricem sen bekle beni burda, fotoğrafımı çek sonra çıkıp geri alıcam makineyi" falan mı diyor?
Fikri olan?
Başka bi adam arkadaşıyla Tayland'da muson yağmuru altında, denizin içinde. Biliyorum 2 kişi gittiler zaten oraya. Pat diye ikisinin kıyıdan çekilmiş fotoğrafını görüyorum.
Yani şimdi bu adamlar birini yoldan çevirip "abi biz normal yürüyormuş gibi yapıcaz sen arkamızdan çekeceksin" mi diyorlar adama?
Ya da denizden çıkıp kıyıdan birinin eline makineyi tutuşturup "şimdi ben denize giricem sen bekle beni burda, fotoğrafımı çek sonra çıkıp geri alıcam makineyi" falan mı diyor?
Fikri olan?
0
Aklıma geldi ama kumsalda çok zor o. Yere değil yükseğe konulduğu belli, objektifin önünde herhangi bi nesne (masa falan gibi) yok. Sokak kalabalık falan mesela. Bilemedim.
0
kumsal falansa otelin fotoğrafçısı ya da seyyar fotoğrafçılardır.
bi de arkadaş edinmiş olabilirler.
bi de arkadaş edinmiş olabilirler.
0
Hacı soruyon gelen geçene işte. Sonra o da senden rica ediyor falan. Kaptırmamak lazım ama makineyi.
0
hiç görmedin mi sırf onun için yeni zımbırtılar çıktı. selfi çektirmek için portatif tripodlsar var.
www.google.com.tr
www.google.com.tr
0
e fotograf makinesini illa masaya vs koymaya gerek yok ki. portatif fotograf makinesi ayaklari var, onlara yerlestirmislerdir belki.
0
0
nemo problemo
mersine bi iş için gittim. geri dönerken trene bindim ve boş bi yere oturdum. oturduğum yerde priz yoktu. çantamı bırakıp priz olan bi yer aramaya koyuldum.nitekim son kısımda boş bi yer vardı. kız tek başına oturuyodu. baktım gülümsedi bana. boş mu demeden boş dedi. priz var mı peki dedim evet var
mersine bi iş için gittim. geri dönerken trene bindim ve boş bi yere oturdum. oturduğum yerde priz yoktu. çantamı bırakıp priz olan bi yer aramaya koyuldum.
nitekim son kısımda boş bi yer vardı. kız tek başına oturuyodu. baktım gülümsedi bana. boş mu demeden boş dedi. priz var mı peki dedim evet var dedi. tamam çantamı alıp geliyorum dedim.
sonra oturdum açtım laptopu. adanaya mı gidiceksin dedi evet dedim. o zaman sen cam kenarına otur dedi. bende iyi olur dedim ve oturdum. taktım fişi filan açtım laptopu.
kız böyle davranınca bende hayatımda ilk defa bir kızla direk konuşayım dedim. yakışıklıyım. ama dil yok. kız karşıdan sabaha kadar kessin. gidipte konuşamam. bugün konuştum.
kendi kendime ne olacak lan dedim ve başladım konuşmaya 3-5 soru sordum. kız her defasında gülümseyerek cevap verdi.
daha da ileri gidiyim dedim. bu konuşmanın devamı gelsin filan. facebook açtım dedim ki facebook kullanıyo musun? evet dedi. ekliyim dedim. adını soyadını söyledi. bulmak biraz zor oldu.
sonra o, sen ver ben ekleirm dedi ve verdim maili.
aradan 4-5 saat geçti ama eklememiş :)
ekler o sorun değil. ben sadece bugün böyle bi ilk gerçekleştirdim ya sizinle paylaşmak istedim.
soru sormam gerekiyo sanırım :) kız beni ekler mi? :D
edit: ekledi:)
nitekim son kısımda boş bi yer vardı. kız tek başına oturuyodu. baktım gülümsedi bana. boş mu demeden boş dedi. priz var mı peki dedim evet var dedi. tamam çantamı alıp geliyorum dedim.
sonra oturdum açtım laptopu. adanaya mı gidiceksin dedi evet dedim. o zaman sen cam kenarına otur dedi. bende iyi olur dedim ve oturdum. taktım fişi filan açtım laptopu.
kız böyle davranınca bende hayatımda ilk defa bir kızla direk konuşayım dedim. yakışıklıyım. ama dil yok. kız karşıdan sabaha kadar kessin. gidipte konuşamam. bugün konuştum.
kendi kendime ne olacak lan dedim ve başladım konuşmaya 3-5 soru sordum. kız her defasında gülümseyerek cevap verdi.
daha da ileri gidiyim dedim. bu konuşmanın devamı gelsin filan. facebook açtım dedim ki facebook kullanıyo musun? evet dedi. ekliyim dedim. adını soyadını söyledi. bulmak biraz zor oldu.
sonra o, sen ver ben ekleirm dedi ve verdim maili.
aradan 4-5 saat geçti ama eklememiş :)
ekler o sorun değil. ben sadece bugün böyle bi ilk gerçekleştirdim ya sizinle paylaşmak istedim.
soru sormam gerekiyo sanırım :) kız beni ekler mi? :D
edit: ekledi:)
0
ekler.
hemen eklemek istemez.
ağırdan alır.
yarın falan ekler.
hadiii aaayyırlı olsun.
hemen eklemek istemez.
ağırdan alır.
yarın falan ekler.
hadiii aaayyırlı olsun.
0
adamsın... nedense kendim yapmışım kadar sevindim şerefsizim... oluyo demek ki..
0
lan o yolu yine trenle 5 yılda sanıyorum en az 600-700 kez gidip geldim. bi kere ilgilenen olmadı. gerçi ilk 2-3 yıl eşimi görmeye (evlenmeden önce) gidiyordum:)
0
Tebriks.
Fakat Adana-Mersin treninin bu konuda biraz "piyasa" olduğunu da söylemeliyim.
Birçok kişi var orda tanışıp "çıkmaya" başlayan, aşk yaşayan. :)
Fakat Adana-Mersin treninin bu konuda biraz "piyasa" olduğunu da söylemeliyim.
Birçok kişi var orda tanışıp "çıkmaya" başlayan, aşk yaşayan. :)
0
kız benim konuşmamı bekliyo :D belli yani hareketlerinden. ben kendi içimde savaşıyorum. lan konuşsam mı? trenin içinde rezil olmayalım filan.
sonra bi an da siktir et dedim nolcaksa olsun. konuştum. kızda soru sormaya başladı sonra :D
güzel oldu ya. ekleyip eklememesi hiç ama hiç önemli değil :D önemli olan benim konuşmuş olmam.
sonra bi an da siktir et dedim nolcaksa olsun. konuştum. kızda soru sormaya başladı sonra :D
güzel oldu ya. ekleyip eklememesi hiç ama hiç önemli değil :D önemli olan benim konuşmuş olmam.
0
abi kendinize gelin. kız insan (dikkat insan) gibi konuşmuş diye niye böyle düşünüyorsunuz bu nasıl bir kafa? hiç mi karşı cinsle konuşmadınız lan? kız eklemek isteseydi seni gerçekten, hemen orada direk ekletirdi niye ertelesin. sakin olun.
0
ekletiyodu zaten. adını soyadını yazınca ilk sayfalarda çıkmıyo. o benim adı soyadı aradı o da ilk sayfalarda çıkmadı.
maili verdim bende. kızlara insan değil demedik :) ben bu iki ilişkilerde. ilk başlardaki gidip konuşmaları yapamıyorum. yani öyle bi ortamda büyümedim veya başka bi sebebi var bilmiyorum ama yapamıyorum işte.
duyuruda da belirttiğim gibi. 2-3 saat boyunca kesiştiğim kızın yanına gidip konuşamıyorum.
ilk defa konuştuk işte bırakta sevinelim mama :D mesela ekleyip eklememesi değil zaten. benim konuşmam :) bunu ikinci defa tekrar ettim ama olsun.
maili verdim bende. kızlara insan değil demedik :) ben bu iki ilişkilerde. ilk başlardaki gidip konuşmaları yapamıyorum. yani öyle bi ortamda büyümedim veya başka bi sebebi var bilmiyorum ama yapamıyorum işte.
duyuruda da belirttiğim gibi. 2-3 saat boyunca kesiştiğim kızın yanına gidip konuşamıyorum.
ilk defa konuştuk işte bırakta sevinelim mama :D mesela ekleyip eklememesi değil zaten. benim konuşmam :) bunu ikinci defa tekrar ettim ama olsun.
0
franz kafka
Reminders'i ne için Calendar'i ne için kullanıyorsunuz sevgili çalışkan karıncalar.Bir randevu ya da hatırlatma için hangisini seçeceğime karar veremiyorum bazen... Ama biri birşey için diğeri başka birşey için olmalı gibi geliyor bana.
Reminders'i ne için Calendar'i ne için kullanıyorsunuz sevgili çalışkan karıncalar.
Bir randevu ya da hatırlatma için hangisini seçeceğime karar veremiyorum bazen... Ama biri birşey için diğeri başka birşey için olmalı gibi geliyor bana.
Bir randevu ya da hatırlatma için hangisini seçeceğime karar veremiyorum bazen... Ama biri birşey için diğeri başka birşey için olmalı gibi geliyor bana.
0
Randevu/doğum günü vs için calendar,
"Bi ara" yapmam gereken şeyler reminders, yani belli bi zaman diliminde yapmak zorunda olmadığım şeyler. Ona her gün şööyle bi göz atarım, yapabildiklerimi yaparım.
"Bi ara" yapmam gereken şeyler reminders, yani belli bi zaman diliminde yapmak zorunda olmadığım şeyler. Ona her gün şööyle bi göz atarım, yapabildiklerimi yaparım.
0
bobinhoo
gençler sigarayla ilgili bir sorum olacak. dikkat ediyorum da uzun süre içenlerde şöyle bir olay görüyorum. sigaradan bir fırt çektikten sonra dumanı vermeden konuşmaya başlıyorlar ama konuşken duman çıkmıyor ağızdan veya burundan, konuşmaları bittikten sonra dumanı veriyorlar.ama yeni başlayanlarda
gençler sigarayla ilgili bir sorum olacak. dikkat ediyorum da uzun süre içenlerde şöyle bir olay görüyorum. sigaradan bir fırt çektikten sonra dumanı vermeden konuşmaya başlıyorlar ama konuşken duman çıkmıyor ağızdan veya burundan, konuşmaları bittikten sonra dumanı veriyorlar.
ama yeni başlayanlarda veya çok içmeyenlerin bunu yapamadığını gözlemledim. nedir bu olayın sırrı? nasıl yapıyorlar?
ama yeni başlayanlarda veya çok içmeyenlerin bunu yapamadığını gözlemledim. nedir bu olayın sırrı? nasıl yapıyorlar?
0
Kendimden yola çıktım bir an, ben de yapıyorum bunu. Ciğerlere dumanı gönderdikten sonra yutkunup konuşmaya başlıyorum, cümlem bitince de üflüyorum. Kalan varsa çıkıyor yoksa hepsi ciğerde kalıyor, temiz. (Yasal uyarı: Sigara sağlığa zararlıdır.)
0
iki kere rafine.
ciddiyim. adamların ciğeri artık full katran olduğundan, duman çıkmıyor daha. az geliyor.
ciddiyim. adamların ciğeri artık full katran olduğundan, duman çıkmıyor daha. az geliyor.
0
yeni de başlamadım, çok içiyorum da denilebilir ama hiç öyle şeyler yapmıyorum, görüntü olarak da çok sempatik gelmedi gözümde canlandırdığımda.
0
@635453 işte hacı sorun konuşurken de hava üflediğimiz için o arada nasıl çıkmıyor duman onu çözemedim. diyaframdan konuşmak falan diye bir şey var ya öyle bir şeyler mi yapıyorlar acaba diye düşündüm ama bilemedim:(
0
Yeni başlayan/az içen dumanı uzun süre içinde tutamıyor. Uzun süre/sık içen adamı duman çok etkilemiyor, içinde tutabiliyor gayet, boğmuyor o duman onu.
0
@innatedesire nasıl tutuyor hacı işte? mesela anneme de yapıyor bu hareketi, yap dedim yapamadı. yani bilinçli olmuyor herhalde, yapmaya çalışınca beceremedi
0
konuşurken çıkacak olan duman muhtemelen boğazı yakacağı için konuşma bittikten sonra duman salınıyor. ama çok boktan bir durum umarım alışmazsın.
0
şöyle düşün. bir çekişte 10 birim duman çektin içine diyelim. anlık bir "püf" ile 8 birim üfledin içeride kaldı 2 birim. tabii bu esnada dışarı üflediğin için reflesik olarak biraz içine temiz hava çektin. şimdi o 2 biriminde tamamını çıkarıp ciğeri 0 birime çekebilmek için önden biraz nefes verirsin duman çıkmaz bir saniye sonra falan 2 birim duman çıkar 0'a inersin.
yıllanmış içicilerde dendiği gibi katrandan dolayı ilk çekişten sonra biraz içerde çöküyor olabilir. o yüzdendir belki. mesela bende babamda gözlemlerdim hep ilk bi çeker dumanı verir falan. sonraki nefes alıp verişlerinde nefesini vermeyi bitirip tam tekrar temiz hava çekmeye ramak kala burnundan belli belirsiz sigara dumanı çıkardı.
yıllanmış içicilerde dendiği gibi katrandan dolayı ilk çekişten sonra biraz içerde çöküyor olabilir. o yüzdendir belki. mesela bende babamda gözlemlerdim hep ilk bi çeker dumanı verir falan. sonraki nefes alıp verişlerinde nefesini vermeyi bitirip tam tekrar temiz hava çekmeye ramak kala burnundan belli belirsiz sigara dumanı çıkardı.
0
cogito ergo sum
derimod'da yok nereye bakmaliyim?
derimod'da yok nereye bakmaliyim?
0
Yapay deri kabulünse Stradivarius, Bershka, Pull&Bear, Zara styla yerlerde bulabilmek mümkün diye düşünüyorum.
0
Evocati
Bu sınava kardeşim giricek ama şartlara 01.01.1987 ve sonrası doğumlu olmak yazmışlar ama sınav tarihi itibarıyla 18 yaşını doldurmuş olacak aynı zamanda.Yani benim anladığım bu sınava 18-25 yaş arası mı girebiliyor sadece.Çok saçma geldi bana yoksa bir yanlışlık mı var?
Bu sınava kardeşim giricek ama şartlara 01.01.1987 ve sonrası doğumlu olmak yazmışlar ama sınav tarihi itibarıyla 18 yaşını doldurmuş olacak aynı zamanda.
Yani benim anladığım bu sınava 18-25 yaş arası mı girebiliyor sadece.Çok saçma geldi bana yoksa bir yanlışlık mı var?
Yani benim anladığım bu sınava 18-25 yaş arası mı girebiliyor sadece.Çok saçma geldi bana yoksa bir yanlışlık mı var?
0
Benim kardeşim de girecek sorular hakkında bilgisi olan var mı ?
Yanlışlık yok yerel şubelerde çalıştırılmak üzere alınıyor ara eleman zaten.
Yanlışlık yok yerel şubelerde çalıştırılmak üzere alınıyor ara eleman zaten.
0
Kardeşiniz 1 Ocak 87'den sonra doğduysa ve 18den büyükse girebiliyor, nesi saçma geldi? 18den öncesi çocuk sayılacağı için kabul edilmiyor. Net.
0
renton
evet. var mı öneriler?
evet. var mı öneriler?
0
sanat guresi
gıcık oluyor musunuz? o birkaç saniye içerisinde lan "gene nerden çıktı bu, elini at cebe de cepten çakmağı çıkar da..." diyor musunuz?kafam iyi duyurusu bu.
gıcık oluyor musunuz? o birkaç saniye içerisinde lan "gene nerden çıktı bu, elini at cebe de cepten çakmağı çıkar da..." diyor musunuz?
kafam iyi duyurusu bu.
kafam iyi duyurusu bu.
0
isteyen kişi otogarda tuvaletten yeni çıkan bir erkekse evet gıcık oluyorum.
0
ateş verip sigara aldığım bile oldu.
ateş vermekten gocunmam çok ateşliyim.
ateş vermekten gocunmam çok ateşliyim.
0
Bi yerlere koşturuyorken veya ellerim doluyken istenince gerçek anlamda gıcık oluyorum.
0
Gocunmuyorum. Genelde 3-5 kişilik grubumuza soruyorlar ve hiç çakmak çıkmıyor, o zaman her daim "ne yazık ki hepimiz çok sağlıklıyız" diye espri yapıp banallaşıyorum.
0
Genelde Udûn ateşi kullanıyorum veremem diyorum :) işin şakası
Sigara kullanmadığım için kısaca yok diyorum ama adam anlıyor zaten surat ifademden siktir git demek istedimi
Sigara kullanmadığım için kısaca yok diyorum ama adam anlıyor zaten surat ifademden siktir git demek istedimi
0
calmdown
Eskişehirde öğrenci evine internet bağlatacağız, evimizde kablolu tv şebekesi var. Gerek uygun fiyata en iyi hizmet ve eskişehirdeki altyapı unsurları göz önüne alındığına hangisini bağlatalım? Tavsiye bekliyoruz.
Eskişehirde öğrenci evine internet bağlatacağız, evimizde kablolu tv şebekesi var. Gerek uygun fiyata en iyi hizmet ve eskişehirdeki altyapı unsurları göz önüne alındığına hangisini bağlatalım? Tavsiye bekliyoruz.
0
Uydunet'i 2 yıl kullandım, bi kere bile müşteri hizmetlerini arama gereği duymadım zira modem ısınması, bağlantı problemi vs hiç ama hiç yaşamadım.
Öncesinde TTnet kullanıyordum, fiyat/performans olarak Uydunet TTnet'i 3 kere ezer, diye düşünüyorum.
Şu an Superonline fiber kullanmama rağmen Uydunet'i arıyorum zaman zaman.
Fakat bildiğim kadarıyla bulunulan mahalle/sokaktaki altyapının sağlamlığıyla alakalıymış bu durum. Apartmanınızda kullananlar varsa onlara bir sorun, derim.
Öncesinde TTnet kullanıyordum, fiyat/performans olarak Uydunet TTnet'i 3 kere ezer, diye düşünüyorum.
Şu an Superonline fiber kullanmama rağmen Uydunet'i arıyorum zaman zaman.
Fakat bildiğim kadarıyla bulunulan mahalle/sokaktaki altyapının sağlamlığıyla alakalıymış bu durum. Apartmanınızda kullananlar varsa onlara bir sorun, derim.
0
kulustur
bizim pederin 40 adet kadar kravatı var.kravatların tipleri iyice kaymış bir kuru temizleme ütü buhar bir şey yapılsa cillop gibi olurlar.ama peder bunları kuru temizlemeye versem servet isterler diyor.kaça patlar bu iş bize fikri olan ?
bizim pederin 40 adet kadar kravatı var.
kravatların tipleri iyice kaymış bir kuru temizleme ütü buhar bir şey yapılsa cillop gibi olurlar.
ama peder bunları kuru temizlemeye versem servet isterler diyor.
kaça patlar bu iş bize fikri olan ?
kravatların tipleri iyice kaymış bir kuru temizleme ütü buhar bir şey yapılsa cillop gibi olurlar.
ama peder bunları kuru temizlemeye versem servet isterler diyor.
kaça patlar bu iş bize fikri olan ?
0
yerine göre değişir 2 lira alanda olur tanesine 5 lira alanda, ama toplu verirseniz bişeyler yapabilirler, bence toptan 80 liraya anlaşabilirseniz verin derim.
0
Değişir, ama eskimişlerse kuru temizleme çok şey fark ettirmez. Eski değillerse, sadece temizlemeyse amaç, soğuk su ve sabunla yıkayıp ılık ütüyle ütüleseniz de olur gayet.
80 lira bile olsa o paraya 8-10 tane kravat zaten alınır, derim.
80 lira bile olsa o paraya 8-10 tane kravat zaten alınır, derim.
0
şöyle bir durum var kravatlar 8-10 yaşında pek çoğu beymen in fabrikasından indirimli alınmış babamın bir arkadaşı orada çalışıyormuş...
gayet pahalı şeyler ama ucuza alınmış.
deforme olmuş olanlar da var onları ayıralım diyor annem.
fakat 2 liradan kuru temizleme yapıp şansımızı denemek isteriz.
çunku haftasonu boyner de ipek ve muadili kravat baktık 30-40 liradan başlıyor.
gayet pahalı şeyler ama ucuza alınmış.
deforme olmuş olanlar da var onları ayıralım diyor annem.
fakat 2 liradan kuru temizleme yapıp şansımızı denemek isteriz.
çunku haftasonu boyner de ipek ve muadili kravat baktık 30-40 liradan başlıyor.
0
@ innatedesire
anneme sordum elde yıkamış bir tanesini kravat şişmiş acayip bir şey olmuş sonra ütülemiş sonrası babam görmesin diye imha etmiş :)
elde yıkamak çok zor olur diye düşünüyorum bir tekniği var mı acaba ?
anneme sordum elde yıkamış bir tanesini kravat şişmiş acayip bir şey olmuş sonra ütülemiş sonrası babam görmesin diye imha etmiş :)
elde yıkamak çok zor olur diye düşünüyorum bir tekniği var mı acaba ?
0
Ben de anneme sordum şimdi. :) Bazı kravatların içinde astar gibi bi şey oluyormuş, onları elde yıkayınca astar toplanıyormuş, yani "şişiyormuş" annenizin deyimiyle. Kendisi gözden çıkarılabilecek bi tanesini sabunlu soguk suya basma suretiyle yıkamanızı (çitileme falan yapmadan, geniş kapta salınacak şekilde suya basma), sonuçtan memnun kalırsanız diğerlerini de o şekilde yıkamanızı, aksi taktirde tamamını kuru temizlemeye vermenizi önerirken söze karışan babam, "Beymen'se risk almasınlar direk kuru temizlemeye versinler." diyerek kafaları karıştırdı.
:) Karar sizin artık ama bana annemin fikri mantıklı geldi, deforme olanlardan birini deneyebilirsiniz suya basarak,
Dry Center falan gibi yerlerde çok pahalı olur da, mahalle arasındaki kuru temizlemeciler toplu olduğu için de indirim yaparlar, diye düşünüyorum.
:) Karar sizin artık ama bana annemin fikri mantıklı geldi, deforme olanlardan birini deneyebilirsiniz suya basarak,
Dry Center falan gibi yerlerde çok pahalı olur da, mahalle arasındaki kuru temizlemeciler toplu olduğu için de indirim yaparlar, diye düşünüyorum.
0
bana soracak olursan tanesine 5 lira vereceğime gider yenisini alırım :)
düşün senede iki kere bunlar kuru kuru temizlense dünya para :)
o paraya ne çok kılık kıyafet alınır halbuki !!!!!
düşün senede iki kere bunlar kuru kuru temizlense dünya para :)
o paraya ne çok kılık kıyafet alınır halbuki !!!!!
0
aseton
yaş 21, cinsiyet bayan. artık spor ayakkabı giymek istemiyorum pek. kot ya da renkli pantolonun altına converse harici ne giyilebilir, topuklu ve fazla klasik olmayacak. bu kriterlere uyan oxfordlar vardı işte, ama onlar da biraz geçen yılda kaldı sanki. siz neler giyiyorsunuz?
yaş 21, cinsiyet bayan. artık spor ayakkabı giymek istemiyorum pek. kot ya da renkli pantolonun altına converse harici ne giyilebilir, topuklu ve fazla klasik olmayacak. bu kriterlere uyan oxfordlar vardı işte, ama onlar da biraz geçen yılda kaldı sanki. siz neler giyiyorsunuz?
0
aynı yaştayız, ben yaza kadar postal giyiyorum. Converse iyidir ya, çekinme bence.
0
Kışın kar yağmıyorsa, topuklu ve siyah çizmelerden. Kar, buz vakitlerinde çivili kar botu.
Yer:Ankara.
Yer:Ankara.
0
Oxford bence gayet klasik.
Ben platform, converse, spor ayakkabı, espadril, dolgu topuk.. her şeyi giyiyorum. Kıyafeti nasıl tamamladığına ve nereye gittiğine göre değişir- değişmelidir de.
Ben platform, converse, spor ayakkabı, espadril, dolgu topuk.. her şeyi giyiyorum. Kıyafeti nasıl tamamladığına ve nereye gittiğine göre değişir- değişmelidir de.
0
hotiçten oxford'la babet arası ayakkabılar alıyorum. çok ta rahat oluyor.
0
@puhununbet sesi, özelden bi arkadaş da hotiçten bi ayakkabı gösterdi az önce. hotiç'e bakayım o zaman
0
öyle oldu böyle oldu
şimdi ben ankara'ya gideceğim uçakla. büyük bir valizim yok yanımda el çantam ve sırt çantam olacak. sırt çantamın içine saç düzleştiricimi de koysam almaya kalkarlar mı ki? yani bu kabin bagajında olmaz demesinler? kendisi yeni ve hediye olduğundan ve pek sevdiğimden telaş yaptım :S
şimdi ben ankara'ya gideceğim uçakla. büyük bir valizim yok yanımda el çantam ve sırt çantam olacak. sırt çantamın içine saç düzleştiricimi de koysam almaya kalkarlar mı ki? yani bu kabin bagajında olmaz demesinler? kendisi yeni ve hediye olduğundan ve pek sevdiğimden telaş yaptım :S
0
kesin eminsiniz di mi? :) sonuçta bu da duman çıkarır ama fişe takılırsa, silah niyetine almasınlar :S
0
innatedesire
Ama en ufak bi dramda ağlıyorum.Hele bi de son günlerde rutinleşti adeta, her gece 12 sularında bir filme başlayıp ağlamadan uyuyamıyorum sanki.Fakat bakıyorum, kimsede en ufak bi hüzün yok. Öyyle göbeğini falan kaşıyor benim dışımdakiler. E ben de utanıyorum, kaçıyorum ordan hemen tabi, hissetirmed
Ama en ufak bi dramda ağlıyorum.
Hele bi de son günlerde rutinleşti adeta, her gece 12 sularında bir filme başlayıp ağlamadan uyuyamıyorum sanki.
Fakat bakıyorum, kimsede en ufak bi hüzün yok. Öyyle göbeğini falan kaşıyor benim dışımdakiler. E ben de utanıyorum, kaçıyorum ordan hemen tabi, hissetirmeden. İki ağlayıp dönüyorum. Gıcık oldum kendime.
E tamam film olduğunun bilincindeyim, "yapma" şeyler yani ordakiler, gerçek diil. Ama düşünemiyorum o an. Belki de düşünürsem hiçbi filmin bi numarası mı kalmaz ne?
Böyle düşünerek izleyenler, keyif alıyo musunuz izlerken?
Öyleyse ben de 10 dk.da bir "sadece bir film bu, sahici diil." diye telkinlerde bulunucam kendime. Diilse aynen devam ederim sanırım. :/
Hele bi de son günlerde rutinleşti adeta, her gece 12 sularında bir filme başlayıp ağlamadan uyuyamıyorum sanki.
Fakat bakıyorum, kimsede en ufak bi hüzün yok. Öyyle göbeğini falan kaşıyor benim dışımdakiler. E ben de utanıyorum, kaçıyorum ordan hemen tabi, hissetirmeden. İki ağlayıp dönüyorum. Gıcık oldum kendime.
E tamam film olduğunun bilincindeyim, "yapma" şeyler yani ordakiler, gerçek diil. Ama düşünemiyorum o an. Belki de düşünürsem hiçbi filmin bi numarası mı kalmaz ne?
Böyle düşünerek izleyenler, keyif alıyo musunuz izlerken?
Öyleyse ben de 10 dk.da bir "sadece bir film bu, sahici diil." diye telkinlerde bulunucam kendime. Diilse aynen devam ederim sanırım. :/
0
Ne güzel işte. Duyguları yoğun yaşıyorsun demek ki. Çoğumuz bunun için film izlemiyor muyuz?
Belki fazla empatiksin.
Belki fazla empatiksin.
0
duygusal, dram tarzı filmleri izlememeye çalışıyorum bu yüzden. hassassınız, bu çok normal ve sevinmelisiniz bunun için. kişisel, ailevi vs sıkıntılarınız da böyle bir tetikleme yapıyor olabilir. ağlamak güzeldir ama utanacak bir şey yok.
0
Fazla empatik olduğumun farkındaydım da filmlerin bu kadar etkilemesiyle bağlayamamıştım, doğru tespit için teşekkürler,
Hassas olduğum da doğru ama aşırı duygusal diilim, sıkıntım ya da dert ettiim bi şeyler yok hayatımda, hatta neşeliyim genelde.
Dediiniz gibi haddinden fazla empati var sanırım, inanılmaz güzel ve bi o kadar da başa bela, of. :)
Hassas olduğum da doğru ama aşırı duygusal diilim, sıkıntım ya da dert ettiim bi şeyler yok hayatımda, hatta neşeliyim genelde.
Dediiniz gibi haddinden fazla empati var sanırım, inanılmaz güzel ve bi o kadar da başa bela, of. :)
0
yalnız değilsin. sadece film değil, dizi izlerken bile gözlerim doluyor benim. scrubs izlerken bile gözlerimin dolduğunu biliyorum :/
ha üstüne üstlük er kişiyim.
duygulanmak erkek kadın demeden herkesin hakkı, özgürce herkesin duygularını gösterebildiği bir dünya düşlüyorum.
ha üstüne üstlük er kişiyim.
duygulanmak erkek kadın demeden herkesin hakkı, özgürce herkesin duygularını gösterebildiği bir dünya düşlüyorum.
0
Aynen devam et. Ben de senin gibiyim. En ufak şeyde şırıl şırıl ağlıyorum, dalga geçiyor insanlar. Ama artık "Defolun öküzler" diyip ağlamaya devam ediyorum hiç utanmadan.
Ne güzel hissediyorsun demek ki bir şeyler. Milleti sallama, içeri de kaçma bundan sonra, istediklerini desinler. Onlar mal oldukları için anlamazlar böyle inceliklerden. Sen kafalarına kafalarına vur inadına.
Ne güzel hissediyorsun demek ki bir şeyler. Milleti sallama, içeri de kaçma bundan sonra, istediklerini desinler. Onlar mal oldukları için anlamazlar böyle inceliklerden. Sen kafalarına kafalarına vur inadına.
0
korku filmlerine aban biraz. belki duyguların dengelenir. mesela hangi filmlere ağladın?
0
@ermanen, kaliteli korku filmi bilmiyorum hiç karşılaşmadım, çok mantık arıyorum belki de. Az önce The Boy in the Striped Pyjamas, dün gece London to Brighton, pazar gece Le Scaphandre Et Le Papillon (yazarken kopya çektim).. falan işte.
0
normalsin. komedi filmlerindeki bazı sahnelerden bile etkilendiğim oluyor. how i met your mother gibi bi diziye ağlamışlığım var. bkz: s06e13 (Bad News)
0
ben de öyleyim. okuduğum kitaba bile ağlarım.
dün akşam "A moment to remember" filmini izledik eşimle, ağlamaktan içim şişti. gözlerim kan çanağına döndü resmen. eşimde sanki maç izliyor havası vardı. kimse ağlamayınca insan kendini tuhaf hissediyor.
en sevmediğim tarafı da film bitince normal hayata dönemiyorum ben. bir kaç saat en azından cenaze sahibi gibi oluyorum.
dün akşam "A moment to remember" filmini izledik eşimle, ağlamaktan içim şişti. gözlerim kan çanağına döndü resmen. eşimde sanki maç izliyor havası vardı. kimse ağlamayınca insan kendini tuhaf hissediyor.
en sevmediğim tarafı da film bitince normal hayata dönemiyorum ben. bir kaç saat en azından cenaze sahibi gibi oluyorum.
0
alikavazinmahmut
http://t2.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcQPd-ztIs21Qtg65HE14RTbQhdHviDbZmGZYo0pfvItCGXRgM5-damatlığımın rengi bunun gibi aynı.
0
kırmızı renk ayakkabı
kırmızı-beyaz çapraz çubuklu kravat.
şaka değil, 10 sene sonra dua edersin bana.
hadi yengeye selamlar ayaklarınız şişecek babet giysin
kırmızı-beyaz çapraz çubuklu kravat.
şaka değil, 10 sene sonra dua edersin bana.
hadi yengeye selamlar ayaklarınız şişecek babet giysin
0
hiç uğraşmayıp mankenin üzerindeki gibi aynı renkten git dostum, alternatif bulunur da damat olacakmışsın zor iş böyle bir takıma farklı renk/stil kombinasyonları
0
aynı tonlarda bi ayakkabı buldum mesela bugün...
kadifeydi. olur mu öyle?
kadifeydi. olur mu öyle?
0
ayakkabı siyah olur bence ama kravat aynı renk olsun. ki fotoğrafta da ayakkabı siyah sanırım.
0
takımla aynı tonda, mükemmel uyumlu bir ayakkabı bile bulsanız, baştan aşağı tek renk olmak silik görünmenize neden olur.
o yüzden kesinlikle siyah olsun.
hatta fotoğraftakinin benzerini bulmaya çalışın.
bence kravat da fotoğraftaki gibi kalsın, çünkü bu zor bir renk.
kaş yapayım derken göz çıkarılmasın.
o yüzden kesinlikle siyah olsun.
hatta fotoğraftakinin benzerini bulmaya çalışın.
bence kravat da fotoğraftaki gibi kalsın, çünkü bu zor bir renk.
kaş yapayım derken göz çıkarılmasın.
0
ulan acayip risk alasım vardı ama caydırdınız :) siyah rugan bakim en iyisi...
0
sakın siyah bakma derim ben mavi-siyahla uyumlu bi renk degildir
kırmızı güzel bi secenek bence yada chuck bass böyle bi takim giymişmi giymişse ayakkabısı nasılmış o bölümde ona bak derim
kırmızı güzel bi secenek bence yada chuck bass böyle bi takim giymişmi giymişse ayakkabısı nasılmış o bölümde ona bak derim
0
yalnız benim monitörüm mü öyle gösteriyor bilmiyorum, ama bu mavi bir takım değil.
mavi-mor-parlament mavi arası bir renk.
eğer bildiğimiz lacivert olsaydı siyah çok kapatabilirdi ve kırmızıyla daha uyumlu olurdu.
ama bu renk kesinlikle siyahla çok güzel durmuş.
üstelik defilelerde zaten giysiler olabilecek en iyi kombinleriyle sunulur.
yani koskoca modacı adamlar rengi uymayan ayakkabıyla podyuma çıkarmaz o mankeni.
mavi-mor-parlament mavi arası bir renk.
eğer bildiğimiz lacivert olsaydı siyah çok kapatabilirdi ve kırmızıyla daha uyumlu olurdu.
ama bu renk kesinlikle siyahla çok güzel durmuş.
üstelik defilelerde zaten giysiler olabilecek en iyi kombinleriyle sunulur.
yani koskoca modacı adamlar rengi uymayan ayakkabıyla podyuma çıkarmaz o mankeni.
0
yok aga bu topraklarda damatlığa kırmızı gitmez, ha sen bir şekilde gideri olan bir kırmızıyla uyum sağladığını sansan da o kadar kalabalığın gözlerinin kırmızı ayakkabılarına takılmasını istemezsin diye düşünüyorum, rugan-açma deri ama çok şık bir ayakkabı ile öyle bi gider ki
0
