hewit
Sevgili matematikciler, beyin fonksiyonlari azalmis ve artik orta yasli olarak degerlendirebilecegimiz, yani yaklasik 20 senedir disiplinli bir egitim hayati olmayan birinin bu konularda kayda deger bir asama kaydetmesi ne kadar surede mumkundur(kayda deger bir asama cok muglak bir tanim ama iste ma
Sevgili matematikciler, beyin fonksiyonlari azalmis ve artik orta yasli olarak degerlendirebilecegimiz, yani yaklasik 20 senedir disiplinli bir egitim hayati olmayan birinin bu konularda kayda deger bir asama kaydetmesi ne kadar surede mumkundur(kayda deger bir asama cok muglak bir tanim ama iste matematik okuyup universite birinci sinifi bitiren biri kadar diyeyim...),vakit cok yok, konsantre ve verimli calisma hali cok nadir. Matematik temeli de pek yok....
yukardakilerin disinda "rastgele ve surekli degisken" konularini da ekleyebiliriz, isimler tam olarak bunlar mi bilmiyorum ama sozlukten baktim boyle cikti, lisan olarak farkli dilde konulari aciklamak durumundayim ama matematik evrensel bir dil sonucta...
yukardakilerin disinda "rastgele ve surekli degisken" konularini da ekleyebiliriz, isimler tam olarak bunlar mi bilmiyorum ama sozlukten baktim boyle cikti, lisan olarak farkli dilde konulari aciklamak durumundayim ama matematik evrensel bir dil sonucta...
0
Temeliniz olmadığı için Türkiye'de iyi bir okulda matematik okuyup birinci sınıfı bitiren bir öğrenci seviyesine gelmeniz uzun zaman alır bence.
Az sayıda ve belli konulara ihtiyaç duyuyorsanız kısa zamanda genel hatlarıyla ve alanınıza göre uygulayabilecek kadar öğrenebilirsiniz. Çok sayıda ve bağlantılı konu diyorsanız, bunun için verimli/düzenli çalışma lazım çünkü kümülatif bir öğrenme süreci lazım.
Az sayıda ve belli konulara ihtiyaç duyuyorsanız kısa zamanda genel hatlarıyla ve alanınıza göre uygulayabilecek kadar öğrenebilirsiniz. Çok sayıda ve bağlantılı konu diyorsanız, bunun için verimli/düzenli çalışma lazım çünkü kümülatif bir öğrenme süreci lazım.
0
bahsettiğiniz konular istatistik konusu. bu kaynak yardımcı olabilir. www.google.com linke tıkladığınızda pdf inecek. bahsettiğiniz konular son 2 ünitede. ne kadar sürede öğrenilebileceği çalışacak kişiye bağlı, ne vakti ne temeli ne konsantresi yoksa ne diyeyim ben şimdi :D
0
@pide, guzel kitapmis tesekkurler, anladigim kadariyla ben bu kitabi yersem ogrenmeyi amacladigim her seyi ogreniyorum. sorumu sorma sekli biraz yaniltici da olabilir, @matlii'nin de dedigi gibi aslinda belli konulari genel hatlariyla ogrensem ve belli basli temel islemlerin mantigini kavrasam yeterli ancak olayi butunuyle ogrenmek daha saglikli olacaktir ilerisi icin, matematik bilmesem de matematik bilmek her zaman iyidir. ben bu kitaba ufaktan bakayim bakalim istatistik ogrenmek kac saat aliyormus, tesekkurler...
0
O halde amaca yönelik veya çalışırken ilginizi çekenlere göre ilerlemeniz en makulu sanırım. Matematik derya deniz çünkü :)
İstatistik için değil ama bazı temel konular, temel dersler için şu siteyi önereyim ben de: tutorial.math.lamar.edu Özellikle Algebra kısmına göz atarsınız temeliniz bayağı iyileşir, genel olarak notlar çok derli toplu diye düşünüyorum.
İstatistik için değil ama bazı temel konular, temel dersler için şu siteyi önereyim ben de: tutorial.math.lamar.edu Özellikle Algebra kısmına göz atarsınız temeliniz bayağı iyileşir, genel olarak notlar çok derli toplu diye düşünüyorum.
0
Sorunuz net değil. Bu konuları öğrenip farklı dilde birilerine mi anlatacaksınız? Öyleyse kolay değil. Binom normalde orta okulda bile anlatılır. Ama problem çözmek zor. Ben size üniversite değil, üniversite hazırlık kitabı öneririm. AYT kitapları olabilir. Süre söyleyemem. Özverinize bağlı.
0
@matlii tesekkurler ona da bakacagim...
@dissendium anlatmam gereken kisi hoca yani birine ogretmeyecegim, konu hakkinda zir cahil olmadigimi gorse gecer not alsam kafi, yuksek not alirsam da ne ala... zira bu yastan sonra sosyal bilimler okumaya basladim ama programin icinde vermem gereken istatistik derseler var gecen seneden beri salliyorum bunlari bir ara ogrenmek gerek iyi kotu...
@dissendium anlatmam gereken kisi hoca yani birine ogretmeyecegim, konu hakkinda zir cahil olmadigimi gorse gecer not alsam kafi, yuksek not alirsam da ne ala... zira bu yastan sonra sosyal bilimler okumaya basladim ama programin icinde vermem gereken istatistik derseler var gecen seneden beri salliyorum bunlari bir ara ogrenmek gerek iyi kotu...
0
nohut
Fransızca mı Arapça mı? Hangisi daha çok tercih ediliyor?
Fransızca mı Arapça mı? Hangisi daha çok tercih ediliyor?
0
konustuklari arapca, arapca degil. Darija diyorlar, yarisi anlaisilir, diger yarisi anlamasi zor.
0
ms brownstone
Ağaç dışında evde yılbaşı temalı ortam yaratmaktır, bir yerlere süs asmaktır falan böyle şeyler de yapıyor musunuz? Sosyal medyada biraz gezince devasa noel babalı aşırıya kaçmış bazı istisnalar olsa da güzel süslenmiş evler gördüm ve bence de yılın en güzel zamanları olduğu için içim açıldı bir mik
Ağaç dışında evde yılbaşı temalı ortam yaratmaktır, bir yerlere süs asmaktır falan böyle şeyler de yapıyor musunuz?
Sosyal medyada biraz gezince devasa noel babalı aşırıya kaçmış bazı istisnalar olsa da güzel süslenmiş evler gördüm ve bence de yılın en güzel zamanları olduğu için içim açıldı bir miktar. Buradan da gelecek cevapları merak ettim. Buyrun evdeki bütün yılbaşı ritüellerinizi anlatın.
Sosyal medyada biraz gezince devasa noel babalı aşırıya kaçmış bazı istisnalar olsa da güzel süslenmiş evler gördüm ve bence de yılın en güzel zamanları olduğu için içim açıldı bir miktar. Buradan da gelecek cevapları merak ettim. Buyrun evdeki bütün yılbaşı ritüellerinizi anlatın.
0
yok yav :/
edit: altta konuya farklı yaklaşımlar olmuş, ben inançsız biriyim ve kültürel olarak da bir sorunum yok benimkisi tembellikten :)
yılbaşı ritüelim 31 aralık gecesi havamda olursam sıcak şarap hazırlamak, bir iki kupa içerken oyun oynayıp uykum gelince yatmak
edit: altta konuya farklı yaklaşımlar olmuş, ben inançsız biriyim ve kültürel olarak da bir sorunum yok benimkisi tembellikten :)
yılbaşı ritüelim 31 aralık gecesi havamda olursam sıcak şarap hazırlamak, bir iki kupa içerken oyun oynayıp uykum gelince yatmak
0
Evet, somine etrafina da bir seyler yerlestiriyoruz.
Olmasa aramam ama esim seviyor.
Olmasa aramam ama esim seviyor.
0
Aile evinde arada yapıyorduk. Şu ışıklardan var işte. Birazı pencereye birazı ağaca şeklinde tabii. Ağaç dediğim de evdeki 1-1,5 metrelik bitki işte. Öyle instagramlık süslemeler değil. Tek başıma uğraşmam da olmasını isteyen biri varsa yardım ederim. Eğlenmek güzeldir.
Ekleme yapayım cevap yazmak yerine. Kültürümüz/geleneğimiz değil falan yorumlarını okuyorum da... Neyse ahahahahahahahah
Ekleme yapayım cevap yazmak yerine. Kültürümüz/geleneğimiz değil falan yorumlarını okuyorum da... Neyse ahahahahahahahah
0
Aile evinde yapıyoduk da sonra ağacımız eskidi mi kırıldı mi bilmiyorum son birkaç senedir yapmıyoruz. Kendi evimde de zaten ev küçük ve tembelim diye uğraşmıyorum ama güzel bi şey yani severim noel(yılbaşı da olur hadi) ağacını
0
Evet. Çocukken de severdim. Annem de çok sever.
Esim zaten noel doneminin hastası olduğu için kesin yapiyoruz.
Esim zaten noel doneminin hastası olduğu için kesin yapiyoruz.
0
15 senedir hiç atlamadan her yılbaşı süslüyorum ve bayılıyorum da, eskiden dolar bu halde değilken aliexpress,alibaba vs gibi sitelerden her sene bir sürü süs alırdım, bu yüzden çok değişik ve güzel süslerim var. hatta tam şu an evde yeni süsler de yapmaya çalışıyorum, bir iki gün içinde de ağacımı süslemiş ışıklarını yakmış olurum, ocak ortasına kadar da kaldırmam. yılın en sevdiğim aktivitesi :)
0
Yılbaşı ritüelim kuru yemiş, kola, çay ve film. Portakal çıkarsa portakal yerim. Bu yıl maalesef hafta sonuna denk geliyor. İşten de kaçamayacağız. Hafta içine gelse iyiydi. Yılbaşı süslemeleri Eski Türkiye'ye ait bir şey benim gözümde. Ben süslemem. Belki bir gün dertsiz olursam, evli ve çocuklu olduğumda çocuklar isterse olabilir.
0
Evet, çam ağacım var zaten terasta hep, onu ışıklandırıyoruz, adventin ilk günü evi advent mumlariyla da süsledik. Evin içini de süslüyoruz. Asiriya kacmali noel babali dir durum yok. Oyle kirmizili mavili renkli isiktir, sesli showdur sevmem.
Bu ayi gecirmenin baska bir yoklu yok, keske ocak ve subat icin de bir kutlama olayi olsa da katilsak.
31.12 icin rituelimiz yok, noel bitince kaldiriyoruz süslemeleri. Acik havada sampanya disinda bir rituelimiz yok.
Bu ayi gecirmenin baska bir yoklu yok, keske ocak ve subat icin de bir kutlama olayi olsa da katilsak.
31.12 icin rituelimiz yok, noel bitince kaldiriyoruz süslemeleri. Acik havada sampanya disinda bir rituelimiz yok.
0
hayir, hic de yapmadim, yurtdisinda yasiyorum, tum sokak bir dekor yapiyorsa biz de ufak bir katkida bulunabiliriz diye dusunuyorum su anda, ama muhtemelen usenmekten bir sey yapmayacagim, tabi gereksiz bir harcama tarafi da var...
0
hayır. nereye koyacağım? ev zaten küçük. ayrıca öyle bir kültürden gelmedim 35 yaşında alışkanlıkları değiştirmek zor oluyor.
0
Bence yilbasi agaci, evi süslemek vs kis aylarini renklendirmeye yardimci oluyor. Genel olarak motivasyonumu yükselttigini de düsünüyorum. Renkli isiklar, simli süsler, yilbasi agaci... Cocuklugumda da evde süs hazirlardim :D Aynen devam...
Yilbasi gecesi ailecek biraraya gelinir,
Yemekler yenir,
sarkilar türküler söylenir,
tatli tatli raki sarap bira ne varsa icilir,
geri sayim yapilip birbirine iyi seneler dilenir.
Yilbasi gecesi ailecek biraraya gelinir,
Yemekler yenir,
sarkilar türküler söylenir,
tatli tatli raki sarap bira ne varsa icilir,
geri sayim yapilip birbirine iyi seneler dilenir.
0
cocukken kardesimle birlikte cam agacimizi susler, cama isiklar asardik; simdi de ben kendi evimde suslemeye devam ediyorum cok asiriya kacmadan. severim boyle seyleri.
0
hayir, gereksiz ve cevre icin kotu bir gelenek. bizden bir gelenek de degil zaten.
gercek agac almak daha iyi gibi duruyor ama yine de onun da sorunlari var. sadece agaci kesmek olarak degil tabii. bunun endustrisi var ve ozel noel agaci yetistiricerleri var. ama onlar da kesme, tasima islemleri, su ve bocek ilaci kullanimi, agaclari geri donusum yontemleri, bunlarin hepsi cevre icin sorun olabilir. ama yetistiricler de agac dikerek (ve her alinan bir agac icin daha cok tohum dikerek) bir yandan cevreye yardim etmeye ve buyuk cam ormanlari olusturmaya da calisiyorlar.
bir de yapay plastik agaclar var. onlarin endustrisi, karbon emilimi cevre icin daha kotu tabii ve cogu insan kullandiktan sonra atiyor. ama bir aile uzun sure yapay bi agaci evinde tutarsa cevre icin daha iyi olur.
daha mantikli yaratici ve cevreye dost noel agaclari da olabiliyor. surda verilmis bikac fikir, saksida cam agaci, DIY agaclar gibi:
zerowastememoirs.com
gercek agac almak daha iyi gibi duruyor ama yine de onun da sorunlari var. sadece agaci kesmek olarak degil tabii. bunun endustrisi var ve ozel noel agaci yetistiricerleri var. ama onlar da kesme, tasima islemleri, su ve bocek ilaci kullanimi, agaclari geri donusum yontemleri, bunlarin hepsi cevre icin sorun olabilir. ama yetistiricler de agac dikerek (ve her alinan bir agac icin daha cok tohum dikerek) bir yandan cevreye yardim etmeye ve buyuk cam ormanlari olusturmaya da calisiyorlar.
bir de yapay plastik agaclar var. onlarin endustrisi, karbon emilimi cevre icin daha kotu tabii ve cogu insan kullandiktan sonra atiyor. ama bir aile uzun sure yapay bi agaci evinde tutarsa cevre icin daha iyi olur.
daha mantikli yaratici ve cevreye dost noel agaclari da olabiliyor. surda verilmis bikac fikir, saksida cam agaci, DIY agaclar gibi:
zerowastememoirs.com
0
öncelikle çam ağacı süslemenin sümerler'e kadar dayandığını ve anadolu geleneği olduğunu söyleyeyim.
dokuma kilimlerde bile ağaç motifi vardır türk el işinde, yani yozlaşmakla falan ilgisi yok bunun.
ailemde süslenir, ben de her zaman süsledim ama bu eve taşınırken nakliyeciler tek başıma biraz zor alabileceğim bir yere koymuşlar, geçen yıl kuramadım o yüzden.
bu hafta sonu yerinden çıkartıp kuracağım.
kültür ve inanç dışında bence çok dekoratif, sıcak, eğlenceli bir şey.
hayatın içinde güzel bir renk oluyor kışın.
dokuma kilimlerde bile ağaç motifi vardır türk el işinde, yani yozlaşmakla falan ilgisi yok bunun.
ailemde süslenir, ben de her zaman süsledim ama bu eve taşınırken nakliyeciler tek başıma biraz zor alabileceğim bir yere koymuşlar, geçen yıl kuramadım o yüzden.
bu hafta sonu yerinden çıkartıp kuracağım.
kültür ve inanç dışında bence çok dekoratif, sıcak, eğlenceli bir şey.
hayatın içinde güzel bir renk oluyor kışın.
0
Rituelim yok. Dini sebeplerle falan degil, minimalist bir insanim. DUrup dururken cikarip bir agac suslemek cok gereksiz geliyor. Beni ozellikle mutlu ya da mutsuz etmiyor o yuzden yapmamayi seciyorum.
Yilbasinda ozel bir sey yapmam. Turkiyedeyken birileriyle bir araya gelip yemek falan yerdik birinin evinde. Eglenceye, otele vs gitmem.
Su anda baska bir ulkede yasiyorum. Insanlar Christmas icin vs hazirlaniyor, isyeri susleniyor, aktiviteler duzenleniyor. Insanlarin mutlu olmasina mutlu oluyorum ama benim icin bir anlami yok. Bu sene de herhangi bir kutlama organize etmeyi ya da katilmayi dusunmuyorum.
Yilbasinda ozel bir sey yapmam. Turkiyedeyken birileriyle bir araya gelip yemek falan yerdik birinin evinde. Eglenceye, otele vs gitmem.
Su anda baska bir ulkede yasiyorum. Insanlar Christmas icin vs hazirlaniyor, isyeri susleniyor, aktiviteler duzenleniyor. Insanlarin mutlu olmasina mutlu oluyorum ama benim icin bir anlami yok. Bu sene de herhangi bir kutlama organize etmeyi ya da katilmayi dusunmuyorum.
0
alperz
Yeni alan kişi kirada oturuyormuş. Ben oturacağım çık dedi. "İyi" dedim "yaz başında çıkarım".Kişi hem ev kredisi hem kira ödemekte zorlandığı için benden bir an evvel çıkmamı istedi. Ben de yaz başından önce çıkamayacağımı söyledim. Kira sözleşmem ağustos'ta eski ev sahibi ile yenilendi. Kirada da
Yeni alan kişi kirada oturuyormuş. Ben oturacağım çık dedi. "İyi" dedim "yaz başında çıkarım".
Kişi hem ev kredisi hem kira ödemekte zorlandığı için benden bir an evvel çıkmamı istedi. Ben de yaz başından önce çıkamayacağımı söyledim. Kira sözleşmem ağustos'ta eski ev sahibi ile yenilendi. Kirada da anlaştık dört aydır yeni kirayı iban'ına gönderdim.
İki avukatla konuştum. Birisi şimdi ihtar çekse mayıs sonunda dava açabilir sen de haziran'da çıkacağın için dava açmakla uğraşmaz dedi.
Diğeri ise bana yeni bir kira dayatabileceğini, kabul etmezsem hemen mahkemeye kira tespiti davası açıp benden yüksek kira alabileceğini söyledi. Ancak ben borçlar konunu da biraz okudum. İnternete de baktım. 5 yıl dolmamışsa böyle bir şey yapamıyor. Bu benim dördüncü yılım.
Şimdi kim doğru söylüyor? Ayrıca ben yeni ev sahibine sizce nasıl bir teklifte bulunayım? Kiram rayicin yarısı civarında şu anda.
Ben kirayı artırmak zorunda değilim. Nitekim ağustos'ta yeni kirayı belirledik. Evden de bana çekeceği ihtarın süresi dolduktan on beş-yirmi gün sonra zaten çıkacağım. O tarihe bir tahliye taahhütnamesi imzalamayı teklif etmek adil olur sanırım. Ne dersiniz?
Kişi hem ev kredisi hem kira ödemekte zorlandığı için benden bir an evvel çıkmamı istedi. Ben de yaz başından önce çıkamayacağımı söyledim. Kira sözleşmem ağustos'ta eski ev sahibi ile yenilendi. Kirada da anlaştık dört aydır yeni kirayı iban'ına gönderdim.
İki avukatla konuştum. Birisi şimdi ihtar çekse mayıs sonunda dava açabilir sen de haziran'da çıkacağın için dava açmakla uğraşmaz dedi.
Diğeri ise bana yeni bir kira dayatabileceğini, kabul etmezsem hemen mahkemeye kira tespiti davası açıp benden yüksek kira alabileceğini söyledi. Ancak ben borçlar konunu da biraz okudum. İnternete de baktım. 5 yıl dolmamışsa böyle bir şey yapamıyor. Bu benim dördüncü yılım.
Şimdi kim doğru söylüyor? Ayrıca ben yeni ev sahibine sizce nasıl bir teklifte bulunayım? Kiram rayicin yarısı civarında şu anda.
Ben kirayı artırmak zorunda değilim. Nitekim ağustos'ta yeni kirayı belirledik. Evden de bana çekeceği ihtarın süresi dolduktan on beş-yirmi gün sonra zaten çıkacağım. O tarihe bir tahliye taahhütnamesi imzalamayı teklif etmek adil olur sanırım. Ne dersiniz?
0
Noterden ihtarname çektiği zaman 6 ay içinde çıkmanız gerekir. Bunu yapmadığı müddetçe çıkaramaz (not: geçmişte evi satılmış biri)
0
Peki usta kirayı artırma konusuna ne diyorsunuz? Borçlar kanununda diyor ki: yeni malik kira sözleşmesinin tarafı olur. eh bizim sözleşmemiz de devam ediyor ve 5 yılı henüz dolmadı. Ayrıca eski ev sahibiyle kirada anlaştık. Dört ay kira gönderdim kendisine.
0
5 yılınız dolmadıysa kirayı karşılıklı anlaşma yolu haricinde mahkemeyle vs artıramaz. evin satılmış olması bir şey değiştirmiyor, kira sözleşmesi aynen devam eder. yeni ev sahibinin yapması gereken ihtar çekip yasal süreyi beklemek. siz de yazın çıkacağım diyorsunuz zaten.
0
Bu arada yaza kadar her türlü kalırsınız ama küçük bir ek yapayım, beni çok aşırı darladılar, ben de zaten aynı şehirde başka bir eve çıkacaktım (yani X ay sonunda düzen değişimi gibi bir durum söz konusu değildi) o nedenle çok uzatmayı da istemedim ev sahibine "Eğer erken çıkmamı bu kadar istiyorsanız taşınma bedelimi & karşı emlakçı harcımı ödeyin, 1 ay sonra çıkayım" dedim. Kabul ettiler ödetip çıktım.
Bir de ikinci avukat her kimse, baya kafası karışık bir arkadaşmış. Ona güvenene sabır diliyorum.
Bir de ikinci avukat her kimse, baya kafası karışık bir arkadaşmış. Ona güvenene sabır diliyorum.
0
Sizin yaz başında çıkma öneriniz makul. Evi satın alırken mevcut kiracıyı anında tahliye edemeyeceğini biliyordu. Bilerek aldı. Kendi sorununu size yüklemeye (kış ortası ev arama ve taşınma) hakkı yok. Hakkaniyet açısından böyle, yasal olarak zaten bir sıkıntı yok. 5 yıldan önce kira tespit davası açamaz, hoş açabilse de şimdi taşınmanızdan daha fazla zararı olmaz.
0
ikinci avukat bence bir diplomasını sorgulasın. sizi şu anda çıkaramaz, kirayı da değiştiremez. hemen çıkarmek istiyorsa taşınma masraflarınızı vs ödesin anca öyle çıkın. tüm kozlar sizin elinizde.
0
5 yıl olayı çıkmadığın durumda adamın kirayı güncellem talebi ile ilgili .
kira kontratı tapuya işli değilse devir gününden itibaren 1 ay içinde yazılı tebligat yaparak sebep göstermeksizin tahliye talebinde bulunabilir. tebligat ulaştıktan sonra 6 ay vaktiniz var.
kira kontratı tapuya işli değilse devir gününden itibaren 1 ay içinde yazılı tebligat yaparak sebep göstermeksizin tahliye talebinde bulunabilir. tebligat ulaştıktan sonra 6 ay vaktiniz var.
0
Kanun gereğince yeni mülk sahibi, eğer kira kontratına istinaden tapuda şerh yoksa, tapu devri yapıldıktan sonra bir ay içinde kiracıya ihtarname göndermelidir. İhtarname gönderildikten sonra eğer kira sözleşmesinin bitimi 6 aydan uzun süreli ise kiracı 6 ay içinde evi boşaltmalıdır. KANUN BU ŞEKİL.
0
O zaman 20 haziran pazartesi tarihli bir tahliye taahhütnamesi imzalamayı teklif edeceğim. çıkabileceğim en erken tarih bu.
sanırım adil ve mantıklı olur. ne dersiniz?
sanırım adil ve mantıklı olur. ne dersiniz?
0
tahliye taahhütnamesi teklif ederek gayet iyi niyetli bir şey yapmış oluyorsun. Daha erken tarih, farklı kira vb. şeyi asla kabul etme. Taahhütname imzalamasan o kıvranır durur, sen şu an onu rahatlatıyorsun o da seni rahat bıraksın o tarihe kadar.
Bu arada sen bunu imzalayınca o ihtarname göndermezse, çıktıktan sonra başkasına kiraya verebilir. Hani cidden oturacak mı bir görelim dersen onun ihtarname göndermesini isteyebilirsin sonra taahhütnameyi imzalarsın vs.
Bu arada sen bunu imzalayınca o ihtarname göndermezse, çıktıktan sonra başkasına kiraya verebilir. Hani cidden oturacak mı bir görelim dersen onun ihtarname göndermesini isteyebilirsin sonra taahhütnameyi imzalarsın vs.
0
Ustam oturup oturmaması beni ilgilendirmiyor. Bu satıştan bağımsız zaten Ağustos'ta ev değiştirecektim. İki ay öne çekmiş oluyorum sadece.
Ama bu bilgi aklımda olsun. Teşekkür ederim.
Ama bu bilgi aklımda olsun. Teşekkür ederim.
0
MADDE 351- Kiralananı sonradan edinen kişi, onu kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut veya işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa, edinme tarihinden başlayarak bir ay içinde durumu kiracıya yazılı olarak bildirmek koşuluyla, kira sözleşmesini altı ay sonra açacağı bir davayla sona erdirebilir.
Kiralananı sonradan edinen kişi, dilerse gereksinim sebebiyle sözleşmeyi sona erdirme hakkını, sözleşme süresinin bitiminden başlayarak bir ay içinde açacağı dava yoluyla da kullanabilir.
Kiralananı sonradan edinen kişi, dilerse gereksinim sebebiyle sözleşmeyi sona erdirme hakkını, sözleşme süresinin bitiminden başlayarak bir ay içinde açacağı dava yoluyla da kullanabilir.
0
baldan kaymak
Sizce de kitap gibi biri değil mi?Siyasi görüşünden çok böyle giyimi, duruşu, konuşması vs. bana çok düzgün biri gibi geliyor.Siz ne düşünüyorsunuz?Not: siyasi görüşünü falan bilmiyorum. Bu sebeple yazmadım.
Sizce de kitap gibi biri değil mi?
Siyasi görüşünden çok böyle giyimi, duruşu, konuşması vs. bana çok düzgün biri gibi geliyor.
Siz ne düşünüyorsunuz?
Not: siyasi görüşünü falan bilmiyorum. Bu sebeple yazmadım.
Siyasi görüşünden çok böyle giyimi, duruşu, konuşması vs. bana çok düzgün biri gibi geliyor.
Siz ne düşünüyorsunuz?
Not: siyasi görüşünü falan bilmiyorum. Bu sebeple yazmadım.
0
0
Görünüşe aldanmamak lazım.
İçişleri bakanlığı döneminde yaşanan faili meçhuller için zamanında "kabulümdür" demişti. Şimdi reddediyor o ayrı. Konu seçim olunca bir ak ve pak görünme ihtiyacı var.
Kadın bir zamanların "Asena"sı. Onun döneminde PÖH ve JÖH'te ülkücülere geçilen kıyaklar muazzam. Hoş o zamanlar ülkücü olmak PÖH ve JÖH'e katılmanın gayrıresmi gereği haline gelmiş.
İçişleri bakanlığı döneminde yaşanan faili meçhuller için zamanında "kabulümdür" demişti. Şimdi reddediyor o ayrı. Konu seçim olunca bir ak ve pak görünme ihtiyacı var.
Kadın bir zamanların "Asena"sı. Onun döneminde PÖH ve JÖH'te ülkücülere geçilen kıyaklar muazzam. Hoş o zamanlar ülkücü olmak PÖH ve JÖH'e katılmanın gayrıresmi gereği haline gelmiş.
0
plutongezegeni ahahahahhaha +1
beni de giyimi boğuyor.
severdim sevmedim şimdi tekrar seviyorum.
imamoğlu ve yavaş için diretmeyi asla bırakmamalı.
beni de giyimi boğuyor.
severdim sevmedim şimdi tekrar seviyorum.
imamoğlu ve yavaş için diretmeyi asla bırakmamalı.
0
nejdet c +1
gecen ilk defa oy verecek biriyle muhabbet ediyordum feminizm, ekoloji ilgi alanlari ancak yeni nesil epey apolitik tabi, kime oy vereceksin deyince bilmiyorum ama belki aksener demisti...
2 3 link yolladim da ilgi alanlariyla ve hayat gorusuyle hic alakasi olmadigini anlamis oldu. demem o ki sizin gibi marketing departmani tarafindan yaniltilan cok var...
gecen ilk defa oy verecek biriyle muhabbet ediyordum feminizm, ekoloji ilgi alanlari ancak yeni nesil epey apolitik tabi, kime oy vereceksin deyince bilmiyorum ama belki aksener demisti...
2 3 link yolladim da ilgi alanlariyla ve hayat gorusuyle hic alakasi olmadigini anlamis oldu. demem o ki sizin gibi marketing departmani tarafindan yaniltilan cok var...
0
hadi ya la
Babam 10 yıl kadar önce iki sağda, iki solda olmak üzere tek sırada dört koltuklu uçakta uçtuğunu iddia ediyor. Muhtemelen Pegasus. Yurtiçi uçuş. Var mı böyle uçak?
Babam 10 yıl kadar önce iki sağda, iki solda olmak üzere tek sırada dört koltuklu uçakta uçtuğunu iddia ediyor. Muhtemelen Pegasus. Yurtiçi uçuş. Var mı böyle uçak?
0
var ama ben turkiye'de rast gelmedim, yurtdisinda Embraer ERJ-190 ile uctum super konforluydu... zamaninda borajet'de varmis...
0
borajet vardı bindim. hatta uçağa kapısındaki merdivenlerle biniliyodu sadece. pervaneli uçaktı
borajet anadolujete bağlıydı
borajet anadolujete bağlıydı
0
lufthansa'da binmistim 10 yil kadar once. dusseldorf - prag arasi.
0
Evet Türkiye’de de vardı. Borajet. Ben de bindim, pervaneli uçaktı. Boeinglere göre daha az kapasiteli ama çok daha konforluydu. Genelde bodrum, antalya, izmir civarına uçuşları vardı.
0
Borajetin iki tip böyle uçağı vardı. Pırpırlı Ate42ler ve emraer 175'ler. İkisiyle de uçtum zamanında.
Anadolujet'le uçmuş olabilir babanız codeshare yapıyorlardır birbirlerinin gitmediği lokasyonlarda. Daha sonra borajet bir şekilde sbknin eline geçti battı vb. Şimdi de sbk amerikada tutuklu yargılanıyor. olaylar olaylar
Anadolujet'le uçmuş olabilir babanız codeshare yapıyorlardır birbirlerinin gitmediği lokasyonlarda. Daha sonra borajet bir şekilde sbknin eline geçti battı vb. Şimdi de sbk amerikada tutuklu yargılanıyor. olaylar olaylar
0
sassot
Epub maddi açıdan daha iyi gibi ama fiziki kitap okuyunca konsantrasyonumun arttığını farkettim siz ne diyorsunuz ?
Epub maddi açıdan daha iyi gibi ama fiziki kitap okuyunca konsantrasyonumun arttığını farkettim siz ne diyorsunuz ?
0
Epub da etkili ama fiziki kitap en etkili en iyisi ve zaten en sağlıklısı
0
Kindle aldım. Son 3-4 senedir körelen kitap okuma alışkanlığım geri geldi. Çok büyük kolaylık.
0
Epub'i PC veya telefonda okuyorsanız konsantrasyon sağlamak zor olur. Okuma kalitesi de düşük olur. E-reader ise mevzu değişir.
0
Grafik içeriği yoğun kitaplar hariç e-kitap bence her halukarda daha iyi, tabi bir e kitap okuyucu kullandığınızı varsayıyorum. Fiziki kitap tam tersi benim konsantrasyonumu bozuyor çünkü kitabın boyutlarına göre tutması vb. daha zor, üztelik ışığa göre konum almak lazım. Arkadan aydınlatmalı bir e-kitap okuyucu tam bir nimet.
0
Kitap okuma alışkanlığını tam edinememiş insanlarda fiziki kitap daha iyi. Nerede kaldığını, ne kadarını okuduğunu, bir oturuşta ne kadar ilerlediğini görmek, kütüphane oluşturmak, okuduklarım, okuyacaklarım bölmeleri yapmak onları motive ediyor.
Ama kitap okuma alışkanlığı zaten olan insanlar için büyük kolaylık. metroda iki durak arasında, ayaktayken bile, tek elle, cepten çıkarıp iki sayfa okuyor olabilmek büyük bir imkan.Fiziki kitapla yapamazsın onu.
Ama kitap okuma alışkanlığı zaten olan insanlar için büyük kolaylık. metroda iki durak arasında, ayaktayken bile, tek elle, cepten çıkarıp iki sayfa okuyor olabilmek büyük bir imkan.Fiziki kitapla yapamazsın onu.
0
her iki şekilde de kitap okuyan birisi olarak gönlüm her zaman fiziki kitaptan yana olmuştur. evet, e-kitap okuyucu büyük rahatlık; çantanda onlarca kitap taşıyorsun, canının istediği an telefonda vakit geçirmek yerine e-kitap okuyucunu çıkarıp okuyorsun, fiziksel ağırlığı yok vs. ama ben şu ana kadar dikkat ettim de e-kitap olarak okuduğum kitaplardan hiçbir zaman tam verimi alamadım kitap okuma tatmini açısından. sanki öylesine, geçiştirmek için okumuş gibiyim o eserleri. fiziki olunca canlı kanlı elimde tuttuğum, hissettiğim ve o an sadece o dünyaya sahip olduğum için daha zevkli ve verimli geliyor bana. hatta biraz saçma olacak belki ama zamanında e-kitap olarak okuduğum kitapların basılı halini alıp rafıma yerleştiriyorum.
0
Kitap okumak için spesifik bir cihaz varsa e ink bir e reader konsantrasyon problemi olmuyor. Bilgisayardan olacak iş değil kitap/çizgiroman okumak mutlaka elde tutmak istiyor insan.
0
parcaliham
Selamlar,Geçen gün arkadaş ortamında konuşulduğu için kafam karıştı, burada sormak istedim.Bir insanın, 'ben siyahi erkeklerle/kadınlarla birlikte olmak istemem' cümlesi kurması ırkçılık mıdır? Yoksa kişisel bir tercihe mi girer?Bir insanın 'ben uzakdoğulu bir erkek/kadınla birlikte olmak isterim' d
Selamlar,
Geçen gün arkadaş ortamında konuşulduğu için kafam karıştı, burada sormak istedim.
Bir insanın, 'ben siyahi erkeklerle/kadınlarla birlikte olmak istemem' cümlesi kurması ırkçılık mıdır? Yoksa kişisel bir tercihe mi girer?
Bir insanın 'ben uzakdoğulu bir erkek/kadınla birlikte olmak isterim' demesi de aynı minvalde düşünülebilir mi?
Son soru... bir insanın 'ben trans biriyle birlikte olmak istemem' demesi ayrımcılığa girer mi?
Bu konuları tam olarak kafamda oturtamadım. Sizlerin düşüncesini ve toplumsal düşünceyi merak ettim.
Teşekkür ederim.
Geçen gün arkadaş ortamında konuşulduğu için kafam karıştı, burada sormak istedim.
Bir insanın, 'ben siyahi erkeklerle/kadınlarla birlikte olmak istemem' cümlesi kurması ırkçılık mıdır? Yoksa kişisel bir tercihe mi girer?
Bir insanın 'ben uzakdoğulu bir erkek/kadınla birlikte olmak isterim' demesi de aynı minvalde düşünülebilir mi?
Son soru... bir insanın 'ben trans biriyle birlikte olmak istemem' demesi ayrımcılığa girer mi?
Bu konuları tam olarak kafamda oturtamadım. Sizlerin düşüncesini ve toplumsal düşünceyi merak ettim.
Teşekkür ederim.
0
Kişisel tercihtir. Sebeplerine göre değerlendirilmesi lazım ama. Derse ki "siyahi/uzakdoğulu/trans kişi insan değil" veya işte kibir göstergesi sözler ederse o ırkçılık, ayrımcılık olur. Ama siyahi kişiyle birlikte olmak istememe sebebi mesela ten rengine bir türlü alışamamaksa, karanlıktan korkmak gibi bir korkum var diyorsa, yakın hissedemiyorum diyorsa bu tamamen kişisel bir durumdur, ırkçılık ya da ayrımcılık olarak değerlendirilemez.
Kaldı ki konu gönül işleri, duygular meselesi. Kişi sevdaya tutulduğunda uzağı yakını siyahı beyazı görmez.
Kaldı ki konu gönül işleri, duygular meselesi. Kişi sevdaya tutulduğunda uzağı yakını siyahı beyazı görmez.
0
Bana kalırsa bunlar ırkçı ifadeler.
“Türk biriyle birlikte olmak istemem” i ele alalım mesela.
Basit bir örnek:
-X ile birlikte olmak istemiyorum
+Neden?
-Çünkü Türk
Örnekten ayrı olarak Türklerle birlikte olmak istemem dediğinde Türk kümesine dahil olan bütün bireylerle birlikte olmak istemediğini söylüyorsun. Yani bir tercih yapıyorsun esasında yukarıda söylendiği gibi fakat bu tercihinin referans noktası “ırk”. Yani bir insana -ya da Türk kümesine dahil olan bütün insanlara- karşı diğer bütün özelliklerine bakmaksızın, tanımaksızın, yalnızca Türk olmasından ötürü yani etnik kimliğinden ötürü bir tutum belirliyorsun, ve bu eylemin tek referans noktası, belirleyici unsuru etnik kimlik ya da ırk.
Irkçılık kişisel tercihler için bir motivasyon olabilir. Verdiğiniz örnekler ırkçılığa dahildir bana kalırsa.
Irkçılık bir ırkı başka bir ırktan üstün/alçak görme olarak sınırlandırılamaz. Zaten öyle olsa bile “Türklerle birlikte olmak istemem” gibi tercih ifadelerinin altında yatan sebep de Türkleri -bir ırk olarak- kültürel, fiziksel ya da başka bir özellik açısından eksik görme durumu vardır diye düşünüyorum.
Oxford’un tanımı: Irkçılık, farklı bir ırk veya etnik kökene sahip oldukları için diğer insanlara yönelik önyargı, ayrımcılık veya düşmanlıktır.
Bu tanıma göre Türk oldukları için insanlarla birlikte olmak istememe ön yargısına varmak ırkçılık kapsamına girer zannımca.
“Türk biriyle birlikte olmak istemem” i ele alalım mesela.
Basit bir örnek:
-X ile birlikte olmak istemiyorum
+Neden?
-Çünkü Türk
Örnekten ayrı olarak Türklerle birlikte olmak istemem dediğinde Türk kümesine dahil olan bütün bireylerle birlikte olmak istemediğini söylüyorsun. Yani bir tercih yapıyorsun esasında yukarıda söylendiği gibi fakat bu tercihinin referans noktası “ırk”. Yani bir insana -ya da Türk kümesine dahil olan bütün insanlara- karşı diğer bütün özelliklerine bakmaksızın, tanımaksızın, yalnızca Türk olmasından ötürü yani etnik kimliğinden ötürü bir tutum belirliyorsun, ve bu eylemin tek referans noktası, belirleyici unsuru etnik kimlik ya da ırk.
Irkçılık kişisel tercihler için bir motivasyon olabilir. Verdiğiniz örnekler ırkçılığa dahildir bana kalırsa.
Irkçılık bir ırkı başka bir ırktan üstün/alçak görme olarak sınırlandırılamaz. Zaten öyle olsa bile “Türklerle birlikte olmak istemem” gibi tercih ifadelerinin altında yatan sebep de Türkleri -bir ırk olarak- kültürel, fiziksel ya da başka bir özellik açısından eksik görme durumu vardır diye düşünüyorum.
Oxford’un tanımı: Irkçılık, farklı bir ırk veya etnik kökene sahip oldukları için diğer insanlara yönelik önyargı, ayrımcılık veya düşmanlıktır.
Bu tanıma göre Türk oldukları için insanlarla birlikte olmak istememe ön yargısına varmak ırkçılık kapsamına girer zannımca.
0
bahsettiklerinizin hepsi irkcilik ayrimcilik ornekleri, aslinda suriyelilerden sonra turkiye'de halk irkciligin ne oldugunu ogrenmis ve ben irkciyim deyip tutarli bir tavir gosteriyordu yer yer, ancak gelen ilk 3 cevap gosteriyor ki durum hala cok karisik...
muhtemeldir ki kimse irkcilik ve ayrimciliktan tamamen azade degildir, bu soylemlerin nerede nasil hangi sartlar altinda kim tarafindan soylendigi, irkcilik ve ayrimcilik olup olmadigi noktasinda onemlidir, ben birinin cikip taksim meydaninda bosluga dogru bagirdigini varsayiyorum. yoksa baltimore'da bir siyahi ben siyahi insanlarla birlikte olmak istemiyorum diyorsa bu tercih, bunu oradaki beyaz diyorsa bu ayrimciliktir. Bu neden boyledir, neden bir cifte standart* vardir bununla ilgili milyon tane bilgi uluslararasi kaynaklardan edinilebilir.
*cifte standart kavramini olumsuz bir kavram olarak degil notr bir kavram olarak kullaniyorum
muhtemeldir ki kimse irkcilik ve ayrimciliktan tamamen azade degildir, bu soylemlerin nerede nasil hangi sartlar altinda kim tarafindan soylendigi, irkcilik ve ayrimcilik olup olmadigi noktasinda onemlidir, ben birinin cikip taksim meydaninda bosluga dogru bagirdigini varsayiyorum. yoksa baltimore'da bir siyahi ben siyahi insanlarla birlikte olmak istemiyorum diyorsa bu tercih, bunu oradaki beyaz diyorsa bu ayrimciliktir. Bu neden boyledir, neden bir cifte standart* vardir bununla ilgili milyon tane bilgi uluslararasi kaynaklardan edinilebilir.
*cifte standart kavramini olumsuz bir kavram olarak degil notr bir kavram olarak kullaniyorum
0
@but that was just a dream -1 :) Türk biriyle birlikte olmak istemem dersem ırkçılık olur. çünkü sarışın, kızıl tenli, yeşil, mavi, siyah gözlü çok farklı fiziksel özelliklerimiz mevcut. ancak tıpkı -örnek, sallıyorum- "siyah kıvırcık saçlı kadınlarla beraber olmak istemem" bunda veya aynı mantıkla siyahilerden -beraberlik anlamında- hoşlanmamam ırkçılık olmaz bence. tercihtir.
0
ırkçılık değil.
cinsel ilişkide insanlar karşıdaki kişinin pasaportuna değil, fiziksel özelliklerine bakar. eğer bahsedilen konu fiziksel özellikse tercihtir.
cinsel ilişkide insanlar karşıdaki kişinin pasaportuna değil, fiziksel özelliklerine bakar. eğer bahsedilen konu fiziksel özellikse tercihtir.
0
Kimse kimseyi biriyle birlikte olmaya zorlayamaz tabi ki ancak arkada yatan neden önemli. Mesela "Ben bir asyalıyla birlikte olmam çünkü genel olarak çekici bulmuyorum" anlaşılabilir bir durum... Kişi sırf kendisini daha iyi tanımak için bunun nedenlerini anlamaya çalışabilir tabi... Ancak örneğin "Asyalılarla birlikte olmam çünkü saçma sapan şeyler yiyorlar" baya baya anlamsız bir önyargı olurdu. Bu arada ayrımcılık her zaman negatif olmak zorunda değil tabi ki, mesela Asyalıların matematikte çok iyi olması gibi bir klişe önyargı var, pozitif gibi gözükse de bu da bir genelleme ve o gruptan insanlar için rahatsız edici olabilir.
0
Irkçılık ve ayrımcılıktır, ama aynı zamanda kişisel bir tercihtir de. Bunlar illa birbirini dışlayan şeyler olmak zorunda değil.
Konu hakkındaki kafa karışıklığı, ırkçılık hakkında (konunun Hitler'e falan bağlanıp) aşırı negatif bir önyargının olması.
Çünkü herkes -çeşitli derecelerde- ırkçıdır. Hatta bu genetik temelleri olan bi durum, toplu halinde yaşayan canlılarda, topluluğa uyumlulukla alakalı genlere göre seçilim olur, uyumlu olmayanlar belli derecelerde dışlanır (ama tamamen dışlanmaz, çünkü varyasyon da lazım) vs. Toplumun selameti için gerekli bir mekanizma bu.
O yüzden asıl önemli nokta bu mekanizmanın nasıl işlediği.
Mesela ABD'de son zamanlarda çok tartışılan bi konu, üniversiteye kabul işini IQ bazlı ölçüm yapan testlerle yapıyorsan bu ırkçı bir tercih, çünkü IQ genetik bi olay ve bazı ırkların IQ'ları diğerlerine göre düşük. Ama sen toplum olarak sınırlı kaynaklarını en verimli şekilde harcamak istiyorsun, o yüzden bu "kötü" bir tercih değil. Aksini yapıyor olsan toplumun selametini tehlikeye atıyor olurdun.
Aynı şekilde beraber olduğun kişinin sana etkisi negatif olacaksa burada ırk bazlı bir ayrım yapmanda sıkıntı yok. Fakat genelde çok büyük bir etkisi olmadığı için çok karşılaşmıyoruz. Misal yine ABD'de insanların %50'si başka ırktan biriyle birlikte olmuş. Ama iş evliliğe geldiğinde negatif etkisinin daha yüksek olabileceğini düşündükleri için farklı ırktan biriyle evlilik oranı daha düşük, %15 civarında.
Özetle ırkçılıktır ama her ırkçılık "kötü" değildir. Kötü olup olmadığına karar vermek için faydasına zararına bakmak lazım.
Konu hakkındaki kafa karışıklığı, ırkçılık hakkında (konunun Hitler'e falan bağlanıp) aşırı negatif bir önyargının olması.
Çünkü herkes -çeşitli derecelerde- ırkçıdır. Hatta bu genetik temelleri olan bi durum, toplu halinde yaşayan canlılarda, topluluğa uyumlulukla alakalı genlere göre seçilim olur, uyumlu olmayanlar belli derecelerde dışlanır (ama tamamen dışlanmaz, çünkü varyasyon da lazım) vs. Toplumun selameti için gerekli bir mekanizma bu.
O yüzden asıl önemli nokta bu mekanizmanın nasıl işlediği.
Mesela ABD'de son zamanlarda çok tartışılan bi konu, üniversiteye kabul işini IQ bazlı ölçüm yapan testlerle yapıyorsan bu ırkçı bir tercih, çünkü IQ genetik bi olay ve bazı ırkların IQ'ları diğerlerine göre düşük. Ama sen toplum olarak sınırlı kaynaklarını en verimli şekilde harcamak istiyorsun, o yüzden bu "kötü" bir tercih değil. Aksini yapıyor olsan toplumun selametini tehlikeye atıyor olurdun.
Aynı şekilde beraber olduğun kişinin sana etkisi negatif olacaksa burada ırk bazlı bir ayrım yapmanda sıkıntı yok. Fakat genelde çok büyük bir etkisi olmadığı için çok karşılaşmıyoruz. Misal yine ABD'de insanların %50'si başka ırktan biriyle birlikte olmuş. Ama iş evliliğe geldiğinde negatif etkisinin daha yüksek olabileceğini düşündükleri için farklı ırktan biriyle evlilik oranı daha düşük, %15 civarında.
Özetle ırkçılıktır ama her ırkçılık "kötü" değildir. Kötü olup olmadığına karar vermek için faydasına zararına bakmak lazım.
0
Değildir, bir süre önce Twitter’da böyle transfobi tartışması çıkmıştı. Yani istemiyorsa sadece istemiyordur insan. Fobi mobi alakası yok.
0
Irkçılık, ayrımcılık olsa da umrumda değil. Kişisel hayatımda alıp bir ömür boyu benimle yaşayacak kararlarım politik doğruculuk ekseninde veremem. X ırktan biriyle birlikte olmak istememek vs. herkesin kendi tercihidir.
0
Irkçılık vb. değil.
Bir insanın Türklerle evlenmek istememesi Türklerin kültürünü veya insanların fiziksel görüntüsünü beğenmedigi içindir. Bir insan Türkler evrimleşmememiş, insanın alt sınıfında yer alıyor, bu yüzden evlenmem deyorsa bu ırkçılıktır.
Tabii ki genelleme istisna içerir. Türklerle evlenmem deyen bir insan kafasına uygun bir Türkle evlenebilir; fakat isimlendirme, genelleştirme, sınıflandırma bu kusurları içererek hayatı kolaylaştırır;, ön yargılar hayatı kolaylaştırır. Ön yargılar olmadan yani sınıflandırmadan yaşayamayız. Peşinen bazı şeylerden kaçınmalıyız veya yakınlaşmalıyız.
Not: Türküm. Örneğin Bir Hintliyle evlenmem. Bir Hintliyle evlenmem için ön yargımı kırmalı. Türkle evlenmek istemeyen bir kâinat güzeli olursa ön yargısını kırmaya çalışırım.
Bir insanın Türklerle evlenmek istememesi Türklerin kültürünü veya insanların fiziksel görüntüsünü beğenmedigi içindir. Bir insan Türkler evrimleşmememiş, insanın alt sınıfında yer alıyor, bu yüzden evlenmem deyorsa bu ırkçılıktır.
Tabii ki genelleme istisna içerir. Türklerle evlenmem deyen bir insan kafasına uygun bir Türkle evlenebilir; fakat isimlendirme, genelleştirme, sınıflandırma bu kusurları içererek hayatı kolaylaştırır;, ön yargılar hayatı kolaylaştırır. Ön yargılar olmadan yani sınıflandırmadan yaşayamayız. Peşinen bazı şeylerden kaçınmalıyız veya yakınlaşmalıyız.
Not: Türküm. Örneğin Bir Hintliyle evlenmem. Bir Hintliyle evlenmem için ön yargımı kırmalı. Türkle evlenmek istemeyen bir kâinat güzeli olursa ön yargısını kırmaya çalışırım.
0
Bu konu aklıma geçen hafta iki latin arkadaşımla yaptığım konuşmayı getirdi. İkisi de 25-30 yaş arası güzel kadınlar ve Türk erkekleriyle ilişkileri olmuş. Konu bu duruma gelince tekrar bir Türk erkeğiyle birlikte olur musunuz diye sormuştum. Aşağıdaki cevapları vermişlerdi. Hangisi ırkçı, hangisi değiş sana bırakıyorum.
Cevap 1) hayır tekrar bir Türk erkeğiyle birlikte olmak istemem. Ben evlenip, kendi ailemi Kolombiya’da kurmak istiyorum ve bir Türk erkeğinin Kolombiya’da yaşaması, benim geleneklerime alışması ve ayak uydurması zor. Bir erkekten beklediğim şeyler var, latin erkekleri bunu karşılayabilir ancak Türk erkekleri ilişkilerdeki bu beklentimi karşılayamaz.
Cevap 2) Türk erkeklerini fiziksel olarak çekici bulmuyorum, daha sarışın erkekleri tercih ediyorum.
1. Cevapta aslında kişi aslında karşısındakini Türk olduğundan değil, Türk olmanın kültürünü kendi kültürüyle uyuşturamayacağı için söylüyor. İkincisinde ise sorun Türk olması direk. Karşısına sarışın, yakışıklı bir Türk erkeği de çıksa sadece Türk olduğu için reddedecek. Umarım bu durumu tam anlatabilmişimdir.
Cevap 1) hayır tekrar bir Türk erkeğiyle birlikte olmak istemem. Ben evlenip, kendi ailemi Kolombiya’da kurmak istiyorum ve bir Türk erkeğinin Kolombiya’da yaşaması, benim geleneklerime alışması ve ayak uydurması zor. Bir erkekten beklediğim şeyler var, latin erkekleri bunu karşılayabilir ancak Türk erkekleri ilişkilerdeki bu beklentimi karşılayamaz.
Cevap 2) Türk erkeklerini fiziksel olarak çekici bulmuyorum, daha sarışın erkekleri tercih ediyorum.
1. Cevapta aslında kişi aslında karşısındakini Türk olduğundan değil, Türk olmanın kültürünü kendi kültürüyle uyuşturamayacağı için söylüyor. İkincisinde ise sorun Türk olması direk. Karşısına sarışın, yakışıklı bir Türk erkeği de çıksa sadece Türk olduğu için reddedecek. Umarım bu durumu tam anlatabilmişimdir.
0
bunu ne amaçla söylediğine bağlı. salt renginden dolayıysa ırkçılık. konsept önemli. cinsel yönelim ayrı bir şey ama. ne yapsın adam heteroysa homoseksüel biriyle de birlikte olurum mu demek zorunda kalsın. o ayrımcılık değil.
bu biraz algı meselesi. kız çocuk istemem dersen yobaz olursun, erkek çocuk istemem dersen modern bir baba. genel görüş neyi savunuyorsa buna o karar veriyor. tek bir norm yok maalesef.
bu biraz algı meselesi. kız çocuk istemem dersen yobaz olursun, erkek çocuk istemem dersen modern bir baba. genel görüş neyi savunuyorsa buna o karar veriyor. tek bir norm yok maalesef.
0
eskiden olsaydı ırkçılık olduğunu düşünürdüm. ama artık öyle olduğunu düşünmüyorum. belki de buna en büyük etken artık en ufak bir topluluğa olumsuz bir eleştiri dahi olsun yapamamamızdır. bir diğer ve galiba en önemli sebebi de tarihsel açıdan yarası olan topluluğa mensup olanların hassasiyetlerinin hala devam etmesindendir.
çeşitli sebeplerden ötürü bir insan bir kültürü benimsemeyebilir, hayatına dahil etmek istemeyebilir, ilişkisini en az seviyede tutmak isteyebilir.
ben bir karadenizliyim ve doğu kültürüyle hamuru yoğrulmuş birinin "karadenizli biriyle olmak istemem" cümlesi beni yıkmaz, saygı da duyarım ama aynı şekilde kürt ya da doğulu birinden sırf kültürü sebebiyle hoşlanmama veya onun yaşam standartlarını/değerlerini kabul etmeme özgürlüğü bana da ait olmalı. ben kürt biriyle içli dışmak olmak istemezsem (varsayım olarak), bu "bu ülkede kürtlere hiçbir zaman ayrımcılık bitmedi" cümlesini kurdurtmamalı.
azınlığın, çoğunluğun kültürünü tabii olarak sevmemesi doğalsa aynı şekilde çoğunluğun da azınlığın kültüründen kaynaklı onlardan hoşlanmaması aynı derecede doğaldır.
kısacası ben etnik/dini/siyasi/maddi veya manevi açıdan insanları sevme hakkımızın olduğu kadar sevmeme hakkımızın da olduğunu düşünüyor ve savunuyorum. neden japonları çalışkanlıkları için sevdiğimizi düşünüyoruz ve kimse itiraz etmiyor da "ben x'leri şu yüzden sevmiyorum ve hayatımda istemiyorum." dediğimiz zaman ayrımcılıkla suçlanıyoruz? (bakın, burada aynı sebepten suçlanmamak için x yerine gerçekten de sevmediğim toplulukları yazamadım bile.)
çeşitli sebeplerden ötürü bir insan bir kültürü benimsemeyebilir, hayatına dahil etmek istemeyebilir, ilişkisini en az seviyede tutmak isteyebilir.
ben bir karadenizliyim ve doğu kültürüyle hamuru yoğrulmuş birinin "karadenizli biriyle olmak istemem" cümlesi beni yıkmaz, saygı da duyarım ama aynı şekilde kürt ya da doğulu birinden sırf kültürü sebebiyle hoşlanmama veya onun yaşam standartlarını/değerlerini kabul etmeme özgürlüğü bana da ait olmalı. ben kürt biriyle içli dışmak olmak istemezsem (varsayım olarak), bu "bu ülkede kürtlere hiçbir zaman ayrımcılık bitmedi" cümlesini kurdurtmamalı.
azınlığın, çoğunluğun kültürünü tabii olarak sevmemesi doğalsa aynı şekilde çoğunluğun da azınlığın kültüründen kaynaklı onlardan hoşlanmaması aynı derecede doğaldır.
kısacası ben etnik/dini/siyasi/maddi veya manevi açıdan insanları sevme hakkımızın olduğu kadar sevmeme hakkımızın da olduğunu düşünüyor ve savunuyorum. neden japonları çalışkanlıkları için sevdiğimizi düşünüyoruz ve kimse itiraz etmiyor da "ben x'leri şu yüzden sevmiyorum ve hayatımda istemiyorum." dediğimiz zaman ayrımcılıkla suçlanıyoruz? (bakın, burada aynı sebepten suçlanmamak için x yerine gerçekten de sevmediğim toplulukları yazamadım bile.)
0
işteöylebirşey
Bu aralar workaway ya da başka bir oluşum üzerinden yurt dışına çıkan var mı? Öğrenci değilim bu arada ve yeşil pasaportluyum.Paid position /ücret ödenen yerlerde deneyim olan var mıdır?Yakın zamanda gidecek olan varsa size takılıyım mı?
Bu aralar workaway ya da başka bir oluşum üzerinden yurt dışına çıkan var mı? Öğrenci değilim bu arada ve yeşil pasaportluyum.
Paid position /ücret ödenen yerlerde deneyim olan var mıdır?
Yakın zamanda gidecek olan varsa size takılıyım mı?
Paid position /ücret ödenen yerlerde deneyim olan var mıdır?
Yakın zamanda gidecek olan varsa size takılıyım mı?
0
Paid position;saatlik ne kadar veriyorlar, bu işler ne kadar zorlayıcı, dikkatli olmamız gereken şeyler var mı ve deneyimi olan var mı?
YouTube ben de izliyorum bu arada ordan bak diyenler için
YouTube ben de izliyorum bu arada ordan bak diyenler için
0
saatlik ne kadar veriyorlar sorusunun bir cevabi yok, ise ulkeye gore degisir, ulkelerin saatlik minimum ucretlerine bakmak fikir verebilir.
dikkatli olmak gereken seyler; paid position yazan her yer oyle olmayabilir, yazisarak netlestirmek gerekir. bu tip yerlerde yesil pasaportla filan normalde calisamazsiniz, ikili iliskilere gore karsi taraf risk alip sizi calistirmak isterse o ayri. islerin zorlayiciligi da profilde yaziyor zaten, yuz milyon cesit is var, paid position ne kadar zorlayici diye ekstra bir durum yok. Profildeki is size zor geliyorsa, ucretli de zordur ucretsiz de...
dikkatli olmak gereken seyler; paid position yazan her yer oyle olmayabilir, yazisarak netlestirmek gerekir. bu tip yerlerde yesil pasaportla filan normalde calisamazsiniz, ikili iliskilere gore karsi taraf risk alip sizi calistirmak isterse o ayri. islerin zorlayiciligi da profilde yaziyor zaten, yuz milyon cesit is var, paid position ne kadar zorlayici diye ekstra bir durum yok. Profildeki is size zor geliyorsa, ucretli de zordur ucretsiz de...
0
kablelvuku
4 yıldır bir firmada yönetici pozisyonunda çalışıyorum. 5 beyaz yaka ve 3 farklı birim bağlı şu anda bana. 2021 benim için şirkette kırılma noktasıdır. Bu seneden sonra hiçbir şey eskisi kadar güzel ve huzurlu olmadı benim için.Süreç öncelikle yeni bir fabrikaya taşınmak ve yeni bir organizasyonel y
4 yıldır bir firmada yönetici pozisyonunda çalışıyorum. 5 beyaz yaka ve 3 farklı birim bağlı şu anda bana. 2021 benim için şirkette kırılma noktasıdır. Bu seneden sonra hiçbir şey eskisi kadar güzel ve huzurlu olmadı benim için.
Süreç öncelikle yeni bir fabrikaya taşınmak ve yeni bir organizasyonel yapılanma ile başladı. Şirkete yeni alınan IK ve bir anda yaratılan saçma "şef" ünvanı benim için zorlayıcı olmaya başladı.
Öncelikle şef konusuna açıklık getireyim, ilk iş yeri olup sadece 2 yıllık deneyimli mühendislere bir anda şeflikler verildi, daha sonra bu şefler biz müdürler kadar saygı görmediğini belirtip isimlerinin "müdür" olarak değiştirilmesini istediler. Bu da yapıldı, fakat ben ilk büyük hatanın bu olduğunu düşünürüm. Bu konu tamamen şirkete karşı ilk soğukluğumun nasıl başladığı ile ilgili.
Daha sonraki IK konusu için ise şöyle bir giriş yapmam lazım, 4 yıldır maalesef benim birimim hep göze batan birim oldu. Komple birim baştan aşağı değişmiş olsa bile, yeni kişiler gelse eskiler gitse bile bu algı hiç değişmedi. Sebepleri sayıyorum; çok gülüyor olmaları, sigara molalarına çıkmaları, çıkış saatinden 7 dakika önce bilgisayarlarını kapatmaları, odada bir şeye küfür ederken bir gün çaycı abla tarafından bu küfürün duyulması. Vsvsvsvs.
Ik bu yukarıda bahsettiğim her konu için beni çağırdı ve personelime çeki düzen vermem gerektiğini söyledi. Ben de açıkçası böyle eften püften sebeplerle kimsenin canını sıkmayacağımı benim için işlerini zamanında ve doğru yaptıkları sürece problem olmayacağını belirttim her seferinde. Fakat tabii IK 1 yıldır var bu 1 yılda 3 kere falan toplu bir görüşme yaptım personelimle. Ki çok da etkili oldu kendilerine çeki düzen verdiler.
Her neyse son iki olay; Müşterilerin ziyareti sırasında ikram için alınan kurabiyeyi benim personelimden biri odada kimse yokken canı çektiği için tabaktan iki adet almış. Bir şekilde bu IK tarafından duyuluyor. IK ertesi gün yemeyip içmeyip genel müdüre bunu aktarıyor (saat sabah 08:00) genel müdür konuyu bana aktarmasını ve bunun için bir önlem almam gerektiğini söylüyor. IK gelip aynı bu şekilde aktarınca artık patlama noktamı yaşıyorum ve hiçbir şey yapmayacağımı onların annesi babası olmadığımı bildiriyorum. Daha sonra IK 3 hafta bana bu tavrımdan dolayı küs kalıyor. Bu arada bizim şirketimiz şirket kültürü, iletişim vb konularda dışarıdan danışmanlık alıyor.
İkinci konu ise bugün mevzu olan; normalde avanslar ayın 20'sinde yatar fakat şirkette para sıkıntısı yaşanmış ve dün avanslar yatmamış. Personelimden biri IK'ya "X hanım avans ile ilgili bir gelişme var mı, borç gırtlağı geçti" yazmış. Kimse şirketin para mevzusundan falan haberdar değil sadece çıkış saati geldiği ve avans yatmadığı için tedirgin herkes. IK'da bunun ekran görüntüsünü alıp önce genel müdüre daha sonra danışmanlık yaptığımız şirkete şimdi ben napayım diye sormuş. Her ikisi de " kesinlikle yöneticisi ile beraber bu personeli üslup konusunda uyarmalısın" demişler.
Bende bunlar gibi defalarca örnek var. İki aydır iş arıyorum ve istifa etmek istiyorum bu tarz nedenlerden. Fakat bugün IK yarın sabah personelinle görüşelim nasıl yol alacağımıza bakalım dedi. Yarın sabah istifamı verip çıkıp gitmek istiyorum buradan. Fakat bu fevri hareketi yapamayacak kadar da özel hayatımda sorumluluklarım var.
Artık bu tarz problemlerle savaşacak enerjim yok çünkü ben raporlama yapan bir yönetici değil aksine operasyonel bir yöneticiyim yani tüm gün işin içindeyim ve harıl harıl çalışıyorum. Oturayım bugün hangi personel ne iş yapmış, kaç case bitirmiş hmm bunun gelişimi yavaş vs. Tüm iş yükümün arasında personel yönetmek artık bir külfet gibi geliyor bana. Hem de böyle sudan sebeplerle.
Bir akıl mı istiyorum ne istiyorum bilmiyorum ama, en azından biri çıkıp desin ben abartmıyorum sadece bunlar kurumsal olmaya çalışan şirketin saçma dertleri diye.
Süreç öncelikle yeni bir fabrikaya taşınmak ve yeni bir organizasyonel yapılanma ile başladı. Şirkete yeni alınan IK ve bir anda yaratılan saçma "şef" ünvanı benim için zorlayıcı olmaya başladı.
Öncelikle şef konusuna açıklık getireyim, ilk iş yeri olup sadece 2 yıllık deneyimli mühendislere bir anda şeflikler verildi, daha sonra bu şefler biz müdürler kadar saygı görmediğini belirtip isimlerinin "müdür" olarak değiştirilmesini istediler. Bu da yapıldı, fakat ben ilk büyük hatanın bu olduğunu düşünürüm. Bu konu tamamen şirkete karşı ilk soğukluğumun nasıl başladığı ile ilgili.
Daha sonraki IK konusu için ise şöyle bir giriş yapmam lazım, 4 yıldır maalesef benim birimim hep göze batan birim oldu. Komple birim baştan aşağı değişmiş olsa bile, yeni kişiler gelse eskiler gitse bile bu algı hiç değişmedi. Sebepleri sayıyorum; çok gülüyor olmaları, sigara molalarına çıkmaları, çıkış saatinden 7 dakika önce bilgisayarlarını kapatmaları, odada bir şeye küfür ederken bir gün çaycı abla tarafından bu küfürün duyulması. Vsvsvsvs.
Ik bu yukarıda bahsettiğim her konu için beni çağırdı ve personelime çeki düzen vermem gerektiğini söyledi. Ben de açıkçası böyle eften püften sebeplerle kimsenin canını sıkmayacağımı benim için işlerini zamanında ve doğru yaptıkları sürece problem olmayacağını belirttim her seferinde. Fakat tabii IK 1 yıldır var bu 1 yılda 3 kere falan toplu bir görüşme yaptım personelimle. Ki çok da etkili oldu kendilerine çeki düzen verdiler.
Her neyse son iki olay; Müşterilerin ziyareti sırasında ikram için alınan kurabiyeyi benim personelimden biri odada kimse yokken canı çektiği için tabaktan iki adet almış. Bir şekilde bu IK tarafından duyuluyor. IK ertesi gün yemeyip içmeyip genel müdüre bunu aktarıyor (saat sabah 08:00) genel müdür konuyu bana aktarmasını ve bunun için bir önlem almam gerektiğini söylüyor. IK gelip aynı bu şekilde aktarınca artık patlama noktamı yaşıyorum ve hiçbir şey yapmayacağımı onların annesi babası olmadığımı bildiriyorum. Daha sonra IK 3 hafta bana bu tavrımdan dolayı küs kalıyor. Bu arada bizim şirketimiz şirket kültürü, iletişim vb konularda dışarıdan danışmanlık alıyor.
İkinci konu ise bugün mevzu olan; normalde avanslar ayın 20'sinde yatar fakat şirkette para sıkıntısı yaşanmış ve dün avanslar yatmamış. Personelimden biri IK'ya "X hanım avans ile ilgili bir gelişme var mı, borç gırtlağı geçti" yazmış. Kimse şirketin para mevzusundan falan haberdar değil sadece çıkış saati geldiği ve avans yatmadığı için tedirgin herkes. IK'da bunun ekran görüntüsünü alıp önce genel müdüre daha sonra danışmanlık yaptığımız şirkete şimdi ben napayım diye sormuş. Her ikisi de " kesinlikle yöneticisi ile beraber bu personeli üslup konusunda uyarmalısın" demişler.
Bende bunlar gibi defalarca örnek var. İki aydır iş arıyorum ve istifa etmek istiyorum bu tarz nedenlerden. Fakat bugün IK yarın sabah personelinle görüşelim nasıl yol alacağımıza bakalım dedi. Yarın sabah istifamı verip çıkıp gitmek istiyorum buradan. Fakat bu fevri hareketi yapamayacak kadar da özel hayatımda sorumluluklarım var.
Artık bu tarz problemlerle savaşacak enerjim yok çünkü ben raporlama yapan bir yönetici değil aksine operasyonel bir yöneticiyim yani tüm gün işin içindeyim ve harıl harıl çalışıyorum. Oturayım bugün hangi personel ne iş yapmış, kaç case bitirmiş hmm bunun gelişimi yavaş vs. Tüm iş yükümün arasında personel yönetmek artık bir külfet gibi geliyor bana. Hem de böyle sudan sebeplerle.
Bir akıl mı istiyorum ne istiyorum bilmiyorum ama, en azından biri çıkıp desin ben abartmıyorum sadece bunlar kurumsal olmaya çalışan şirketin saçma dertleri diye.
0
Hepsini okudum, sorun sende. Personellerin disiplinsiz. Sigara, küfür, gülme deyince meslek lisesi canlandı gözümde. Hepsini uyarman gerekiyor. Defalarca demişler ama uyarmamışsın. Bilgisayarı 5 dakika önce kapatmalarına takılmaları abartılı sadece.
0
hepsini okudum büyük ihtimalle mühendis yada teknik kökenlisiniz ik ile anlaşamamanız normal.
her şirkette maalesef bu tarz aylak bakallar olacak bunlarla geçinmeyi öğrenmek lazım.
ilk ik uyardığında "aa nasıl olur hemen sizin desteğinizle uslüp eğitim yapmalıyız" diye eften püften bir toplantı organize etseydin İk'nın istediğini (boş görünmemek için yalandan iş uydur) onlara vermiş olacaktınız.
her şirkette maalesef bu tarz aylak bakallar olacak bunlarla geçinmeyi öğrenmek lazım.
ilk ik uyardığında "aa nasıl olur hemen sizin desteğinizle uslüp eğitim yapmalıyız" diye eften püften bir toplantı organize etseydin İk'nın istediğini (boş görünmemek için yalandan iş uydur) onlara vermiş olacaktınız.
0
tum metin nasil zaman israf edilir metni, sinir bozucu. ayrilmak istemenizi anliyorum, yarin alp9900'in dedigi gibi yalandan onlarin hosuna gidecek seyler soyleyin zira gercek anlamda ugrasmaya degmez, zamanla is bulunca cikarsiniz...
0
Belli ki şirketiniz daha kurumsal bir yer olmaya çalışıyor ve siz de dahil çalışanlarınız buna ayak uyduramıyorsunuz. İnsan Kaynakları'na karşı belli konularda çalışanlarınızı korumanız normal ve hatta beklenen bir şey ancak şirket kurumsallaşmaya çalışıyorsa belli bir düzen istenmesi de şaşırtıcı değil. İnsan kaynaklarından zerre hazzetmem ama şeytanın avukatlığını yapmam gerekirse; şirketler belli büyüklüklere ya da seviyelere ulaştıktan sonra çeşitli düzenlemelere ihtiyaç duyuyorlar. Bir çalışanın sizi ezip İK'ya maaş maili atması, personelin gidip çocuk gibi başka bir birime ait kurabiyeleri falan yemesi çok absürd şeyler.
0
İşin çıktısına değil de insanların gülmelerine, sigara molalarına takılan şirketlere kıl oluyorum.
Ama bununla birlikte İK'ya "Borç gırtlağı geçti" diye mail atılmayacağını da bilmesi lazım bir çalışanın.
Her şirkette benzer sorunlar var, o nedenle başka yere geçsen aynı b*kun laciverti olacak. Eğer ekonomik anlamda bir derdin yoksa, İK ile geçin. Tamam uyarıyorum, aa dikkat etmemiştim vs. Kolpala geç. Alp9900+1 diyorum. Ekibin de İK ile iletişime geçeceği zaman bi zahmet önden haber versin sana, üsluba bakıp mail atılsın.
Bu arada yönetici olmanın zor kısmı insan yönetmek. Yoksa operasyonu herkes yapar. O nedenle İK ile şirket arasında dengeyi korumak kıymetli. Ekibini kollamazsan da sorun, kollayıp İK'ya karşı ortaya koyarsan da. Dengeyi bulmak da kolpalarla kolaylaşır gider. %100 dürüst ve net olmak faydalı olmuyo bu zamanlarda.
Ama bununla birlikte İK'ya "Borç gırtlağı geçti" diye mail atılmayacağını da bilmesi lazım bir çalışanın.
Her şirkette benzer sorunlar var, o nedenle başka yere geçsen aynı b*kun laciverti olacak. Eğer ekonomik anlamda bir derdin yoksa, İK ile geçin. Tamam uyarıyorum, aa dikkat etmemiştim vs. Kolpala geç. Alp9900+1 diyorum. Ekibin de İK ile iletişime geçeceği zaman bi zahmet önden haber versin sana, üsluba bakıp mail atılsın.
Bu arada yönetici olmanın zor kısmı insan yönetmek. Yoksa operasyonu herkes yapar. O nedenle İK ile şirket arasında dengeyi korumak kıymetli. Ekibini kollamazsan da sorun, kollayıp İK'ya karşı ortaya koyarsan da. Dengeyi bulmak da kolpalarla kolaylaşır gider. %100 dürüst ve net olmak faydalı olmuyo bu zamanlarda.
0
Ben de arkadaşlara katılıyorum. Siz günlük yoğunluğunuza odaklanıp, işinizin "iş yönetme" kısmına takılmışsınız ama sizin title'ınız "ekip yönetme"yi de içeriyor. Eski çalıştığım iş yerlerinde koca koca genel müdürler, koca gmy'lere nasıl resmi mail atacaklarını bile öğrettiler teker teker. 45 yaşında mailin sonuna Saygılarımla yazmayı öğrendi adam. Ekibin annesi babası değilim kısmı yanlış, oradaki tüm davranışlar bence de sizi de ilgilendiriyor. Siz tam olarak da ekibinizin babasısınız yani :)
Bu tarz çekişmeler her yerde olacaktır, istifa etmek de kolaya kaçmanızın bir sebebi bence. Bir yönetici baskı altında çalışabilmeli ve yaşadığınız şey baskı bile değil, iki tane ıvır zıvır olay. Şirket kültürü ve kurum kültürü adına danışmanlık alan bir şirketin, uslüba takılması, kurum kültürü oluşturmaya çalışması çok normal. Buna uyum sağlamak zorundasınız.
Bu tarz çekişmeler her yerde olacaktır, istifa etmek de kolaya kaçmanızın bir sebebi bence. Bir yönetici baskı altında çalışabilmeli ve yaşadığınız şey baskı bile değil, iki tane ıvır zıvır olay. Şirket kültürü ve kurum kültürü adına danışmanlık alan bir şirketin, uslüba takılması, kurum kültürü oluşturmaya çalışması çok normal. Buna uyum sağlamak zorundasınız.
0
Bunlar veya benzerleri kurumsal olan, olmayan, olmaya çalışan, olmak üzere olan her şirkette var.
Burada sıkıntı sizin yönetici olmak istemeyişiniz.
Bazen şirketler işini iyi yapan çalışanları yöneticilik vasıflarına, isteyip istemediklerine bakmadan yönetici yapıyorlar. Genellikle çalışanın maaşını artırmak için mecbur kaldıkları bir yöntem bu.
Başka bir şirkette yöneticilik yapsanız konular bunlar olmayacak belki ama farklı şeyler olacak.
Bu arada ofiste küfürlü konuşulması da, gürültülü çalışılması ve kahkahalar atılması da diğer pek çok şey de normal değil. Bunlardan sadece biri olsa belki dikkat çekmeyecekti ama ekibin yöneticisi olan siz de bu konuyu umursamayınca İK da ne çözüm bulacağını şaşırmış olmalı.
Ya yönetici olmaya karar verin ya da ekip yönetmeniz gerekmeyecek bir kariyer yoluna girin derim.
Burada sıkıntı sizin yönetici olmak istemeyişiniz.
Bazen şirketler işini iyi yapan çalışanları yöneticilik vasıflarına, isteyip istemediklerine bakmadan yönetici yapıyorlar. Genellikle çalışanın maaşını artırmak için mecbur kaldıkları bir yöntem bu.
Başka bir şirkette yöneticilik yapsanız konular bunlar olmayacak belki ama farklı şeyler olacak.
Bu arada ofiste küfürlü konuşulması da, gürültülü çalışılması ve kahkahalar atılması da diğer pek çok şey de normal değil. Bunlardan sadece biri olsa belki dikkat çekmeyecekti ama ekibin yöneticisi olan siz de bu konuyu umursamayınca İK da ne çözüm bulacağını şaşırmış olmalı.
Ya yönetici olmaya karar verin ya da ekip yönetmeniz gerekmeyecek bir kariyer yoluna girin derim.
0
esnek, arkadasvari bir yonetici olmaya calisiyorsun guzel ama yaptigin sey aslinda bu degil. gulmeler, kufurler, cocuk cocuk mesajlar, alt tarafi bi kurabiye ama cocuk gibi gidip yemeler ve senin de bu durumu e cani cekmis diye yumusatman. senin elinde su an disiplin sifir, ergen bir kitle var. tabii ki anasi babasi degilsin ama bastan su tavrini degistir demeliydin. bir iki konusmussun ama bence kendini bilmez ve seni umursamaz bi ekibin var. borc girtlagi asti diye ikya mi yazilir yahu. disaridan danismanlik falan alan sirketmis bir de. tabii ki senin ekip goz onunde olur. bence sirketin olusturmaya calistigi kulture uygun bulunmuyor ekibin. bu kadar goz yumduguna gore sen de pek farkli degil misin ekibinden? oyleyse bu da sorun.
herkesin mudur olmasi falan da sacmalik. ben de o ortamda sinirlenirdim ama ben once bu ne bicim ekip diye sinirlenirdim. sen yanlis seye sinirleniyorsun gibi. once ekiple ciddi bi sekilde konus derim. kurabiye canavariyla, girtlak maili sahibiyle ayrica konus. ikya git suslu sozler soyle. sonra ugrasma daha ve is arayisina odaklan
herkesin mudur olmasi falan da sacmalik. ben de o ortamda sinirlenirdim ama ben once bu ne bicim ekip diye sinirlenirdim. sen yanlis seye sinirleniyorsun gibi. once ekiple ciddi bi sekilde konus derim. kurabiye canavariyla, girtlak maili sahibiyle ayrica konus. ikya git suslu sozler soyle. sonra ugrasma daha ve is arayisina odaklan
0
Verilen cevaplara genel olarak katılıyorum. Teknik işler yapan biri olarak bu taraz şeylerle uğraşmamak için yöneticilikten kaçtım hep ama rolünüzün gereği olarak bu durumları yönetebiliyor olmanız gerekiyor. Ben bir de şunu eklemek için cevap yazmak istedim: Eğer bir sürü yöneticilik tecrübesi olmayan kişi müdür olduysa ve şirket kurumsallaşma için danışmanlık alıyorsa müdür üstü yöneticilik pozisyonları da açılacak ve oralara geçmek için de çokça fırsat olacak demektir. İşin operasyonel yönünü zaten bilip yapıyormuşsunuz, bence hem zaman hem de motivasyon olarak tamamen yöneticilik tarafına odaklanın. Operasyonel yetkinliklerin yanında bu soft skills vs boş işler veya faydasız işler gibi geliyor olabilir ama belli ölçeğin üstü için mutlaka gerekiyor. Ekibinizi daha iyi yönetmeyi; İK, diğer departmanlar, C level, third party danışmanlık tarafları vs ile daha iyi ilişkiler kurmayı başarmaya çalışın. Bu şekilde direktör vs olabilirsiniz.
Eğer ben istifa edeceğim, böyle şeyler yapmak istemiyorum diyorsanız müdür olarak gittiğiniz çoğu yerde uğraşacaksınız bu konularla. Daha teknik bir rol bulmanız gerekir.
Eğer ben istifa edeceğim, böyle şeyler yapmak istemiyorum diyorsanız müdür olarak gittiğiniz çoğu yerde uğraşacaksınız bu konularla. Daha teknik bir rol bulmanız gerekir.
0
Gulmek hadi neyse bazen olur ama kufur cok cirkin. Buna musade etmen daha da cirkin oraso meslek lisesi degil.
Ekibine karsi disiplinsizsin maalesef ik hakli. Benim ekibim ik ya oyle mail atsa yerin dibine gecerim. Resmi bir birimden resmi olarak bildirim istemeyi bilmeyen cocuklar resmen calisiyor.
Ekibine karsi disiplinsizsin maalesef ik hakli. Benim ekibim ik ya oyle mail atsa yerin dibine gecerim. Resmi bir birimden resmi olarak bildirim istemeyi bilmeyen cocuklar resmen calisiyor.
0
Eger Insan Kaymaklari (IK) departmaniniz 2 adet biskuvi, 7dk once logoff olmak gibi seylere takmissa cozum basit.
IK cilar oturup kural/prosedur kitabi yazsin, herkes de kendisinden ne istendigini bilsin.ortada yazili kural yoksa yarin da elemanlariniz biskuit icin sizden izin istemeye kalkar.
Danisman sirket de sanirim benzer sey onerecektir siz bu vakalari anlatinca.
Disiplinsiz bir ekip oldugunuzu dusunmuyorum. Tekil olaylar gibi ilk 've ikinci ornek. Ama yine de IK ile aralarinda kalan siz olacagiz icin "elciye zeval olmaz" taktigini uygulayin
IK cilar oturup kural/prosedur kitabi yazsin, herkes de kendisinden ne istendigini bilsin.ortada yazili kural yoksa yarin da elemanlariniz biskuit icin sizden izin istemeye kalkar.
Danisman sirket de sanirim benzer sey onerecektir siz bu vakalari anlatinca.
Disiplinsiz bir ekip oldugunuzu dusunmuyorum. Tekil olaylar gibi ilk 've ikinci ornek. Ama yine de IK ile aralarinda kalan siz olacagiz icin "elciye zeval olmaz" taktigini uygulayin
0
İk'nız danışmanlık alıyormuş. Bu çok güzel bişey. Size gıcıklarından, kendi egolarından vb. bu şekilde davranmıyorlar, objektif olmaya çalışıyorlar. zaten İK'cı da danışmanlık firmasına sormuş.
Şİrketinizde bir dönüşüm var ve herkes kendini geliştirmeye çalışıyor bir şekilde. Ama doğru, ama yanlış.
Siz kendinizi bu şekilde geliştirmek istemiyor olabilirsiniz, ancak bu durumda sürekli kurumsal olmayan küçük ölçekli firmalarda çalışabilirsiniz. Kariyeriniz bir noktada tıkanacaktır.
Kendinizin bu konuda bir eğitiminizin olmadığını, sizin de desteğe ihtiyacınız olduğunu açıkça belirtin ve eğitim almaya bakın.
Personelinizi sizin gözünüzden dinlediğimizde bile (yumuşatarak anlatmışsınız epey) açıkça haksızlar. Bir de kimbilir dışarıdan nasıl görünüyorlardır.
Şİrketinizde bir dönüşüm var ve herkes kendini geliştirmeye çalışıyor bir şekilde. Ama doğru, ama yanlış.
Siz kendinizi bu şekilde geliştirmek istemiyor olabilirsiniz, ancak bu durumda sürekli kurumsal olmayan küçük ölçekli firmalarda çalışabilirsiniz. Kariyeriniz bir noktada tıkanacaktır.
Kendinizin bu konuda bir eğitiminizin olmadığını, sizin de desteğe ihtiyacınız olduğunu açıkça belirtin ve eğitim almaya bakın.
Personelinizi sizin gözünüzden dinlediğimizde bile (yumuşatarak anlatmışsınız epey) açıkça haksızlar. Bir de kimbilir dışarıdan nasıl görünüyorlardır.
0
duyuru
aşı olmaya devam ediyor musunuz, şu ana kadar kaç aşı oldunuz? özel hastanelerde ücretsiz di mi şu an?
aşı olmaya devam ediyor musunuz, şu ana kadar kaç aşı oldunuz?
özel hastanelerde ücretsiz di mi şu an?
özel hastanelerde ücretsiz di mi şu an?
0
en son ocakta asi oldum,(3.) birkac aydir asi olan yahut covid yuzunden kendini kisitlayan birini tanimiyorum, aylardir durum boyle benim cevremde...
0
En son Haziran ayinda 4.asiyi oldum, carsamba gunu bivalent denilen varyant asisini olacagim 5.doz olarak. Amerika’dayim, varyant icin gelistirilen asilar Turkiye’ye gelmedi sanirim. Maske takmaya ve kalabalik ic mekanlarda yemek vs yememeye devam ediyorum. Henuz covid gecirmedim. Seyahatte vs de hizli test kiti tasiyorum, suphelendigimde ya da bagisikligi yasindan ya da kanser vs gibi bir hastaliktan dayi zayif insanlarla gorusecegimde test yapiyorum.
0
ilk aşım haziran 2021 ikincisi temmuz 2021. şimdiki kafam olsa hiç aşı olmazdım. kronik bir rahatsızlığım yok, yaşım genç, covide yakalanmadım
0
5 tane oldum ahahah acip bakmam gerekti kac tane oldugunu hatirlamak icin.
en son 1.5 ay once bivalent olmusum.
herhangi bir hastalik yasamadim 2020 basindan beri.
asi yan etkisi sifir simdiye kadar.
bir tane daha yapsalar onu da olurum.
en son 1.5 ay once bivalent olmusum.
herhangi bir hastalik yasamadim 2020 basindan beri.
asi yan etkisi sifir simdiye kadar.
bir tane daha yapsalar onu da olurum.
0
osuran imam
Kıyafet fiyatları almış başını gitmiş. Daha kötüsü, dünya para verip doğru düzgün bir şey de alamıyoruz. Malum, kış geldi. Kazak alacağım; ama pamuk kazak bulamıyorum. Defacto ve muadillerinde pamuk yok zaten, iki yıkamada allahlarını buluyorlar. Pierre cardin'e falan baktım, yorumlar kötü. Şöyle fi
Kıyafet fiyatları almış başını gitmiş. Daha kötüsü, dünya para verip doğru düzgün bir şey de alamıyoruz. Malum, kış geldi. Kazak alacağım; ama pamuk kazak bulamıyorum. Defacto ve muadillerinde pamuk yok zaten, iki yıkamada allahlarını buluyorlar. Pierre cardin'e falan baktım, yorumlar kötü. Şöyle fiyatı uçuk olmayan, iki yıkamada çökmeyecek kazak nerden bulabiliriz?
0
%100 pamuk kazaklar akşam olmadan çuvala dönüyor üstümüzde. yün, ipek karışımlı olması daha iyi. gap'te indirim var şu sıra oraya bakabilirsiniz.
0
Ben senelerdir ikinci el giyiniyorum ve paramin ne kadar olduguyla alakali bir durum degil bu. hem daha guzel kiyafetler buluyorum hem de daha etik buluyorum. Cok nadir o da belli basli yerlerden yeni alisveris yapiyorum. Ancak tabi bu aliskanligi edinmemde avrupa'da yasiyor olmamin ciddi bir etkisi var, turkiye'de bu kadar kolay ikinci el giyinemezdim sanirim ancak yine ikinci el kiyafet satan dukkanlarin son senelerde bir tik arttigini goruyorum, bence deneyin.
0
bir soru sorcam
şimdi 400 dolar ya da 8000 TL seçenekleri varseçim olmasa dolar artar derdim ama hem önceis hem snrası ekonomi "iyi" gözükür%15lik bir artış olursa 8.000 ortaamayı geçiyor 12 ayda
şimdi 400 dolar ya da 8000 TL seçenekleri var
seçim olmasa dolar artar derdim ama hem önceis hem snrası ekonomi "iyi" gözükür
%15lik bir artış olursa 8.000 ortaamayı geçiyor 12 ayda
seçim olmasa dolar artar derdim ama hem önceis hem snrası ekonomi "iyi" gözükür
%15lik bir artış olursa 8.000 ortaamayı geçiyor 12 ayda
0
Ekonominin tamamen normal olduğu bir dönemde bile eğer Dolar ile kazanmıyorsam asla Dolar demezdim.
0
dolar ile borçlanıp karlı çıkan görmedim pek. aksi senaryoyu onlarca kez gördüm.
0
yabancı kiracı
dolar olarak o teklif etti
acil lazım olsa 30 kuruş makas var
dolarda durunca bozdurup borsada kullanma durumu olmaz gibi
öte yanda herkesin yazdığı gibi önümüzdeki ay bile %10 artış olabilit
dolar olarak o teklif etti
acil lazım olsa 30 kuruş makas var
dolarda durunca bozdurup borsada kullanma durumu olmaz gibi
öte yanda herkesin yazdığı gibi önümüzdeki ay bile %10 artış olabilit
0
secimle ulkenin basina tutankamon bile gelse dolar artacak, o yuzden dolarla almak daha karli...
0
Tabii ki dolar, doların olması gereken rakam 35-40 TL'ler şu an.
Bir müddet zarar etseniz de, sonrasında fazlasıyla kapatırsınız.
Ancak yasal sıkıntı yaşamamak için, sözleşmeyi bir avukata yaptırmakta fayda var. Sonrasında sıkıntı yaşamayın.
.
Bir müddet zarar etseniz de, sonrasında fazlasıyla kapatırsınız.
Ancak yasal sıkıntı yaşamamak için, sözleşmeyi bir avukata yaptırmakta fayda var. Sonrasında sıkıntı yaşamayın.
.
0
1. Kiralamayı TL dışında yapamazsınız.
2. "Ekonomi iyi" veya "ekonomi kötü" ne anlama geliyor sizce ?
3. Bir ülkede döviz kurunun yüksek olması o ülkenin iktisadi seyrinin kötü gittiği anlamına gelmez hatta tam tersi durum olabilir.
4. USD değerinin çok üzerinde. Dünya genelinde dedolarizasyon var ve ABD'de enflasyon patlamış durumda hatta ABD ekonomisi şu an resesyonda bütün dünya hızla ABD parasından vazgeçiyor bizde ise geçmişten gelen geleneksel düşünce hakim ne yazık ki.
5. Gelecekte USD rezerv para olmaktan çıkacak veya USD değerinin bir önemi kalmayacak.
6. USD'yi düşürmek bir meziyet değil hükümet ve MB isterse politika değişikliğine gider faiz artırır ve USD çok kısa sürede düşer hatta enflasyonda düşer pislik halının altına gizlenmiş olur sadece günü kurtarmış oluruz.
2. "Ekonomi iyi" veya "ekonomi kötü" ne anlama geliyor sizce ?
3. Bir ülkede döviz kurunun yüksek olması o ülkenin iktisadi seyrinin kötü gittiği anlamına gelmez hatta tam tersi durum olabilir.
4. USD değerinin çok üzerinde. Dünya genelinde dedolarizasyon var ve ABD'de enflasyon patlamış durumda hatta ABD ekonomisi şu an resesyonda bütün dünya hızla ABD parasından vazgeçiyor bizde ise geçmişten gelen geleneksel düşünce hakim ne yazık ki.
5. Gelecekte USD rezerv para olmaktan çıkacak veya USD değerinin bir önemi kalmayacak.
6. USD'yi düşürmek bir meziyet değil hükümet ve MB isterse politika değişikliğine gider faiz artırır ve USD çok kısa sürede düşer hatta enflasyonda düşer pislik halının altına gizlenmiş olur sadece günü kurtarmış oluruz.
0
Yabancı kiracıya dolarla kiralayabilir arkadaşlar. aksini iddia eden dayanağını göstersin bilelim.
hüküm açık.
hüküm açık.
0
tr'de eger dovizle kira imkanim var ise kesin doviz isterim.
kisa donemde dusse bile uzun donemde illa cikacak..
kisa donemde dusse bile uzun donemde illa cikacak..
0
burnley
Soru başlıkta, buyurun öngörüleri bir görelim...
Soru başlıkta, buyurun öngörüleri bir görelim...
0
turkiye'de birseyleri on gormek cok zor ama ben %5O kk %49 EI %1 diger diyorum simdilik
0
Olacaktır zannımca, hani parti üstü bir konu artık İmamoğlu. Kılıçdaroğlu istemedi diyelim bağımsız olarak çıkıp olmazsa bu ülkede umudu keserim
0
sanmiyorum. bagimsiz aday olmasini da istemem ikinci bir muharrem ince vakasina ihtiyacimiz yok.
0
6'lı masanın adayı olursa 2 yıl sonra siyaseti bırakmak zorunda kalacak (ama o metni takmayıp devam edebilir siyasetçi bunlar :D)
bence kendisi olmak istiyor ama şartlara bağlı.
bence kendisi olmak istiyor ama şartlara bağlı.
0
Yapmazlar. 2 gün önce Kemal kılıçdaroğlu üniversiteme geldi, konuşmasından anladığım ne ekrem'i ne de mansur'u aday yapacağı yönünde. Kendisi aday olacak gibi görünüyor.
0
solcudan, sagcidan, kurtten, turkten, muhafazakardan ateistine her kesimden oy alabilecek bir aday niye aday gosterilmiyor anlamis degilim. her yaptigi hareket basinda elestiriliyor, belediye baskani olarak kimsenin yapmadigi kadar icraat yapmasina ragmen sanki birsey yapmamis gibi iftira atiliyor, garip gercekten. ne chp ne akp imamoglunun aday olmasini net istemiyor bence, sorunuzun cevabi da bence chp catisi altinda olmayacak ama gorecegiz.
0
Yapmazlar. Çünkü Ekrem i en iyi Kk tanıyor. Öyle ağzı laf yapıyor diye beton Ekrem i Cumhurbaşkanı adayı yapmak asrın hatası olur Tayyip i aratır.
0
Katiliyorum Ekrem in tayyip I artacagina ama KK nin secim kazanamamasi artik bilimsel bir gercek, adm hic secim kazanamadi ve aday olursa yine kaybedecek, umarim yanilirim
0
Ekrem ve Mansur'un aday olmaları halinde yerlerine gelecek kişileri AKP'nin çoğunluk olduğu belediye meclislerinin seçeceği gerçeği var.
Tam da seçim öncesi İBB'yi ya da ABB'yi AKP'ye bırakmaya gerek yok. Reklam mecralarının hepsi İBB'nin.
Tam da seçim öncesi İBB'yi ya da ABB'yi AKP'ye bırakmaya gerek yok. Reklam mecralarının hepsi İBB'nin.
0
bence de aday olmak istiyor ama kk aday göstermeyecek.
iki belediye başkanından birinin aday olmasını istiyorum.
kk kazanamaz ama kazanacağını bilsem dahi cb olmasını istemem.
olası bir senaryoda:
mansur yavaş 1.turda kazanır,
imamoğlu 2.turda kazanır.
kk 2.turda bile kaybeder seçimi. diye düşünüyorum.
bence oluşacak senaryo şu:
kılıçdaroğlu rte ince en çok oy toplayacak üçlü olacak.
seçmenimiz ince yerine kk'ya yönelecek.
rte de 2.turda kk'yı tokatlayıp 5 sene daha baskan olacak.
ayrıca bir not:
kk cb olmak istediği için cb adayı olmuyor.
rte'yi 5 sene daha cb yapmak için aday oluyor.
yoksa iki belediye başkanının rte'yi yeneceğini senden benden iyi biliyor kendisi.
iki belediye başkanından birinin aday olmasını istiyorum.
kk kazanamaz ama kazanacağını bilsem dahi cb olmasını istemem.
olası bir senaryoda:
mansur yavaş 1.turda kazanır,
imamoğlu 2.turda kazanır.
kk 2.turda bile kaybeder seçimi. diye düşünüyorum.
bence oluşacak senaryo şu:
kılıçdaroğlu rte ince en çok oy toplayacak üçlü olacak.
seçmenimiz ince yerine kk'ya yönelecek.
rte de 2.turda kk'yı tokatlayıp 5 sene daha baskan olacak.
ayrıca bir not:
kk cb olmak istediği için cb adayı olmuyor.
rte'yi 5 sene daha cb yapmak için aday oluyor.
yoksa iki belediye başkanının rte'yi yeneceğini senden benden iyi biliyor kendisi.
0
Kk adaylığını son dakika açıklayıp oldu bittiye getirmek istiyor. Adam 6 lı masayı da sırf bunun için kurmuş sanırım.
Beni onlar aday seçti manasında.
Beni onlar aday seçti manasında.
0
mirafiori
Ya gidis gelisi dusunmeden bir bilet aldim ama cok erken, normalde Breda'da kalacaktim shuttle falan olacagini dusunup ama yok gibi duruyor. Ulasim icin sadece central ve Best istasyondan otobus gozukuyor. Baska sehirlerden direk baglanti shuttlelari var midir acaba, eindhoven yerine nereden otel ba
Ya gidis gelisi dusunmeden bir bilet aldim ama cok erken, normalde Breda'da kalacaktim shuttle falan olacagini dusunup ama yok gibi duruyor. Ulasim icin sadece central ve Best istasyondan otobus gozukuyor.
Baska sehirlerden direk baglanti shuttlelari var midir acaba, eindhoven yerine nereden otel bakabilirim vs.. Amsterdam veya Breda'da olsa iyi olur cunku konaklama imkanim var ama dedigim gibi ulasim yok gibi. en gec sabah 8'de havalimaninda olmam lazim. Omio hep aktarmali cozumler onerdi acikcasi sabahin o saatinde kis sogugunda ondan ona ugrasmak istemiyorum. Eger yoksa otel bakacam.
Baska sehirlerden direk baglanti shuttlelari var midir acaba, eindhoven yerine nereden otel bakabilirim vs.. Amsterdam veya Breda'da olsa iyi olur cunku konaklama imkanim var ama dedigim gibi ulasim yok gibi. en gec sabah 8'de havalimaninda olmam lazim. Omio hep aktarmali cozumler onerdi acikcasi sabahin o saatinde kis sogugunda ondan ona ugrasmak istemiyorum. Eger yoksa otel bakacam.
0
seneler evvel bende benzer bisey yapmistim, sabah 7-8 gibiydi ucak 5 gibi amsterdamdan alana shuttle vardi, bence internete yazilsa bulunur, oyle bulmustum...
0
VIPCH
ve nedeni...Benimki Havanna. Zaman makinesi ile gecmise gitme hissi cok hostu.
ve nedeni...
Benimki Havanna. Zaman makinesi ile gecmise gitme hissi cok hostu.
Benimki Havanna. Zaman makinesi ile gecmise gitme hissi cok hostu.
0
Stockholm.
Tam noel zamanı gitmiştim, inanılmaz keyifliydi. Masal gibiydi.
Tam noel zamanı gitmiştim, inanılmaz keyifliydi. Masal gibiydi.
0
Cordoba, Ispanya, sosyal yapisi ve sosyallesme pratikleri, buraya ayni sekilde Granada'yi da ekleyebilirim.
Chang Mai, cok kaotik bir huzur hali var, ne oldugunu anlamasan da mutlusun
Santiago de Chile, oldukca siirsel bir yer, insan sanatci olsun diye yapilmis ilham verici bir yer, bu yorumu sosyal yapi degil fiziki yapi uzerinden yapiyorum...
Chang Mai, cok kaotik bir huzur hali var, ne oldugunu anlamasan da mutlusun
Santiago de Chile, oldukca siirsel bir yer, insan sanatci olsun diye yapilmis ilham verici bir yer, bu yorumu sosyal yapi degil fiziki yapi uzerinden yapiyorum...
0
Edinburgh.
Bu da zamanda yolculuk yapmak gibi, aynı zamanda Harry Potter evrenine girmek gibi.
Bu da zamanda yolculuk yapmak gibi, aynı zamanda Harry Potter evrenine girmek gibi.
0
Bilbao yu cok begenmistim.
Italya da brunico diye kucuk bir kasabaya gitmistim orasi mukemmeldi.
Italya da brunico diye kucuk bir kasabaya gitmistim orasi mukemmeldi.
0
çok bir olayı yok ama kültürel olarak Wroclaw'ı pek bir hoşuma gitmişti
gece hayatından ötürü Liverpool gerçekten tatlı bir şehir
noel zamanı Almanyada çirkin şehir yok, bu da güzel bir detay
okyanusu aşınca benim favorim Chicago. hem modern hem tarihi. sokaklar çok güzel, şehrin göbeğinde devasa bir göl. insanlar mutlu. yazı ayrı kışı soğuk da olsa ayrı güzel.
ya bana green card çıksın artık..
gece hayatından ötürü Liverpool gerçekten tatlı bir şehir
noel zamanı Almanyada çirkin şehir yok, bu da güzel bir detay
okyanusu aşınca benim favorim Chicago. hem modern hem tarihi. sokaklar çok güzel, şehrin göbeğinde devasa bir göl. insanlar mutlu. yazı ayrı kışı soğuk da olsa ayrı güzel.
ya bana green card çıksın artık..
0
Viyana ve Kophenhag, sehircilik anlayislari; bircok kosesinin gorsel olarak gozu doyurmasi; yeme-icmenin cok kaliteli olmasi ve de bu alandaki yenicilik anlayislari. Gordugum sehirler arasinda, "Sehrin, orada yasayanlara ait olmasi" anlayisina en yakin yerler olmalari, yasam standartlarinin cok yüksek olmasi.
Tel-Aviv cölde vaha. O cografyada ümit vermesi.
Tel-Aviv cölde vaha. O cografyada ümit vermesi.
0
paris ya sanırım. nedeni ise birçok turistik şehrin turistlerle dolup taşıyor olması ve şehrin yerlilerinin merkezinden kaçması ve günlük hayatın bu şehirlerde sonlanıp bunların artık turist atraksiyonu merkezi haline dönmesi. bu da şehrin ruhunu alıp iskeletini bırakıyor. örneğin roma, brugge falan böyle kentler. çok güzeller fakat doğallıklarını kaybetmişler gibi. yani şehirden çok müze gibiler.
fakat paris'te aslında insanlar yaşıyor. elinde ekmeğiyle eve giden adamı görüyorsun. akşam arkadaşlarıyla çıkıp iki kadeh şarap içen fransızları görüyorsun. tanıdığı kasaptan et alan kadının onunla muhabbetini görüyorsun. yani yaşamaya devam ediyor şehir. 50 yıl önce nasılsa şimdi de öyle. bunu da fransızların kültürel muhafazakarlığına bağlıyorum. gayet güzel bir şeydir. biz ya da italyanlar gibi şuraya da turist gelsin buraya da turist para versin diye kasmamışlar.
viyana, berlin, sydney, new york ve kısmen amsterdam da böyle. ama paris yine de bunlardan daha güzel.
edit: buf-e-kür'de bundan bahsetmiş.
fakat paris'te aslında insanlar yaşıyor. elinde ekmeğiyle eve giden adamı görüyorsun. akşam arkadaşlarıyla çıkıp iki kadeh şarap içen fransızları görüyorsun. tanıdığı kasaptan et alan kadının onunla muhabbetini görüyorsun. yani yaşamaya devam ediyor şehir. 50 yıl önce nasılsa şimdi de öyle. bunu da fransızların kültürel muhafazakarlığına bağlıyorum. gayet güzel bir şeydir. biz ya da italyanlar gibi şuraya da turist gelsin buraya da turist para versin diye kasmamışlar.
viyana, berlin, sydney, new york ve kısmen amsterdam da böyle. ama paris yine de bunlardan daha güzel.
edit: buf-e-kür'de bundan bahsetmiş.
0
Cok uzaga gitmemek lazim. Ben cok sehir gordugum halde yurtdisinda, Turkiye'de gordugum bazi sehirler kadar hayran kalmadim hicbirine. Bu herseyiyle beraber dusunursek, kulturu, yemegi dahil. Hayran kalmak da kriterlere gore tartisilabilir. Sadece turist olarak gidip hayran kalmak, yasayip hayran kalmak da ayri durumlar. Ya da bazi sehirlerde deneyimledigim spesifik deneyimler de hayran kaldigim seyler arasinda olabilir. Hayran kalmak icin sadece goruntusu yetmiyor benim icin mesela. Havana'yi da gordum ve begendim, ama hayran kaldim diyemem ayrintilarini dusunursem.
Mugla (Fethiyesiyle, Bodrumuyla, Datcasiyla vs.) hayran kaldigim yerler arasinda olabilir, gordugum deneyimledigim kadariyla. Karadeniz'in bazi sehirleri, ilceleri de olabilir. Tabii bazi yerlere bozuldu diyebilirsiniz.
Ispanya'da, Costa Brava'da, Calella de Palafrugell de Mugla'nin el degmemis yerleri havasi vermisti. Barselona da belki yasanilir buyuk sehirler arasinda bir cok guzel seyi bir araya getirebilmis (havasini da dusunursek) ama uzun sure yasamak icin cok iyi degil bence. Uzun sure deneyimlediginiz yerlerin hayranlik hissi sonebiliyor.
Berlin'de de hersey bir arada: kultur, multikulturellik, sanat, muzik, yemek, hedonizm ve cabasi. Hayranlik uyandirmadi degil. Almanya'nin diger sehirlerindeki agir hava da yok. Turk kulturune ve yemegine de cok yakin olmak avantaj olabilir.
Not: O kadar yer gordum ama Paris'i gormedim hala. Ama bildigim kadariyla Berlin gibi oldugunu dusunuyorum. Gitmek istiyorum en kisa zamanda.
Mugla (Fethiyesiyle, Bodrumuyla, Datcasiyla vs.) hayran kaldigim yerler arasinda olabilir, gordugum deneyimledigim kadariyla. Karadeniz'in bazi sehirleri, ilceleri de olabilir. Tabii bazi yerlere bozuldu diyebilirsiniz.
Ispanya'da, Costa Brava'da, Calella de Palafrugell de Mugla'nin el degmemis yerleri havasi vermisti. Barselona da belki yasanilir buyuk sehirler arasinda bir cok guzel seyi bir araya getirebilmis (havasini da dusunursek) ama uzun sure yasamak icin cok iyi degil bence. Uzun sure deneyimlediginiz yerlerin hayranlik hissi sonebiliyor.
Berlin'de de hersey bir arada: kultur, multikulturellik, sanat, muzik, yemek, hedonizm ve cabasi. Hayranlik uyandirmadi degil. Almanya'nin diger sehirlerindeki agir hava da yok. Turk kulturune ve yemegine de cok yakin olmak avantaj olabilir.
Not: O kadar yer gordum ama Paris'i gormedim hala. Ama bildigim kadariyla Berlin gibi oldugunu dusunuyorum. Gitmek istiyorum en kisa zamanda.
0
tel aviv'de gencligimi, kuduste yetiskin yaslari, lungern'de yasliligimi gecirebilirim. turkiye iciyse kisin kapadokya yazin kas.
gercekler ise istanbuldan baska yerde yasayamamak
gercekler ise istanbuldan baska yerde yasayamamak
0
dissendium
Bir bağlantı sayesinde bir iş paylaşılıyor sizinle. Maaş 17 bin. Şu anki maaşınızdan fazla. Ama siz bu tip bir şeyi torpil olarak düşünür müydünüz? Ama hak etmediğiniz bir iş değil. Daha önce sektör ve pozisyon olarak tecrübenizin olduğu bir sektör. Gerçekten tecrübeli kişilerin arandığı bir sektör.
Bir bağlantı sayesinde bir iş paylaşılıyor sizinle. Maaş 17 bin. Şu anki maaşınızdan fazla. Ama siz bu tip bir şeyi torpil olarak düşünür müydünüz? Ama hak etmediğiniz bir iş değil. Daha önce sektör ve pozisyon olarak tecrübenizin olduğu bir sektör. Gerçekten tecrübeli kişilerin arandığı bir sektör. Sadece keniniz başvurmadınız. Zaten ilan da yok. Açık pozisyonu size söylüyorlar.
Cevap verenlere teşekkür ederim.
Cevap verenlere teşekkür ederim.
0
network denen şey bu yani torpille ilgisi yok, insanlar bu yüzden networking kasıyor
0
Hayır. Devlet dairesi değilse sorun yok.
İlan açıp tanımadıkları birini almak yerine kim olduğunu bildikleri birini işe almayı tercih etmişler.
İlan açıp tanımadıkları birini almak yerine kim olduğunu bildikleri birini işe almayı tercih etmişler.
0
belli bir seviyeden sonrası referans oluyor artık. sonuçta seni boş otur diye almıyorlar, teknik yeterliliklerin önemli olacak veya belli sorumluluklar için potansiyelin olduğu için alınman değerlendiriliyor diye anlıyorum. her iki taraf için de win win olacak diye düşünüyorsam ben kabul ederdim.
0
Şunu da söyleyeyim. Bir akrabanız çalıştığı yerdeki sorumlu kişiye sizden bahsediyor. O da bu işi yapıyor diyor sizin için. Bahsettiği kişi de pozisyon açılınca sizi soruyor. Bu durumda ne düşünürdünüz?
0
Sıkıntı yok, aynen devam bence de. Networkün çalışmış işte. Hiç bir problem yok bu senaryoda.
0
Ozel sektorde torpil olmaz o referanstir kullanmak mubah. Cunku sen o isi yapamazsan hep senin hem de referans olanin tepesine cokerler.
Fabrika muduruyum cok nadir referans olurum. Referans oldugum kisi de isi yapacak kisidir. Kendime laf getirmem.
Fabrika muduruyum cok nadir referans olurum. Referans oldugum kisi de isi yapacak kisidir. Kendime laf getirmem.
0
yerine gore devlette bile bu sekilde islemesi mubahtir ama bizim ulkedeki curumuslukten dolayi devlete mesafeli bakilmasini anliyorum, sizin isin torpille uzaktan yakindan alakasi yok eger bilmedigimiz detaylar yoksa(x partinin genclik kollari baskanisinizdir, bundan oturu yaptiginiz network ile ustune cokulmus bir ozel firmada is bulmussunuzdur, vsvs. zaten oyle olsa gelip burada bu soruyu sormazdiniz...)
0
birisi seni müdüre tavsiye etti, müdürde gelsin konuşalım dedi, gittin konuştun adam seni beğenmedi isterse işe almaz. torpil bunun neresinde?
torpil yaptıran kişi; üst seviyedeki kişi, -> kim bilir kim.
torpil'i yapan kişi: orta kademedeki kişi. -> müdür/şirket sahibi/ortak vs.
torpil yapılan kişi; işe girecek olan kişi -> eleman
orta kademedeki kişi müdür vs. bu kişiyi işe alacaksın dendiğinde itiraf hakkı yoktur, ben bunu işe almam diyemez.
özel sektörde birini birine tavsiye edersin, tavsiye edilen kişi görüşmeye çağırılır, görüşülür, karşılıklı olarak bir memnuniyet sağlanırsa iş olur, memnuniyet sağlanmaz ise iş olmaz.
birinde işe alacak olanın seçme şansı var, diğerinde emir demiri keser var.
edit: itiraf hakkı demişim, itiraz olacaktı;
torpil yaptıran kişi; üst seviyedeki kişi, -> kim bilir kim.
torpil'i yapan kişi: orta kademedeki kişi. -> müdür/şirket sahibi/ortak vs.
torpil yapılan kişi; işe girecek olan kişi -> eleman
orta kademedeki kişi müdür vs. bu kişiyi işe alacaksın dendiğinde itiraf hakkı yoktur, ben bunu işe almam diyemez.
özel sektörde birini birine tavsiye edersin, tavsiye edilen kişi görüşmeye çağırılır, görüşülür, karşılıklı olarak bir memnuniyet sağlanırsa iş olur, memnuniyet sağlanmaz ise iş olmaz.
birinde işe alacak olanın seçme şansı var, diğerinde emir demiri keser var.
edit: itiraf hakkı demişim, itiraz olacaktı;
0
başkası senden daha iyiyse ama sen tanıdık vasıtasıyla işi alıyorsan bu torpildir.
Sizin durumda değil bence.
İşveren olarak bakın, hiç tanımadığınız biri yerine aradığınız özelliklere uyan ve güvendiğiniz birinin, iyi diye tanımladığı birini tercih etmez miydiniz? İşte bu referans.
Sizin durumda değil bence.
İşveren olarak bakın, hiç tanımadığınız biri yerine aradığınız özelliklere uyan ve güvendiğiniz birinin, iyi diye tanımladığı birini tercih etmez miydiniz? İşte bu referans.
0
sckxyss
Kardeşim bir arkadaşı var. Çocuk turkiyede yaşıyor. Üniversiteye burada gitmiş, şimdi de yazılımcı olarak çalışıyor. Vatandaşlık da vermişler çocuğa. Doğal olarak askerlik yapması da gerekiyor ve gelecek ay bedelli askerliğe gidecek. Suriyeli olduğu için ve halkın Suriyelilere bakışı malum olduğu iç
Kardeşim bir arkadaşı var. Çocuk turkiyede yaşıyor. Üniversiteye burada gitmiş, şimdi de yazılımcı olarak çalışıyor. Vatandaşlık da vermişler çocuğa. Doğal olarak askerlik yapması da gerekiyor ve gelecek ay bedelli askerliğe gidecek.
Suriyeli olduğu için ve halkın Suriyelilere bakışı malum olduğu için başına bir şey gelmesinden korkuyor. Türkçesi de çok az, kendini de savunamaz kimseye karşı sözlü olarak.
Sormak istediğim bedelli yapan arkadaşlardan birliğinde suriyeli olan var mıydı? Varsa insanların tepkisi nasıldı?
Teşekkürler
Suriyeli olduğu için ve halkın Suriyelilere bakışı malum olduğu için başına bir şey gelmesinden korkuyor. Türkçesi de çok az, kendini de savunamaz kimseye karşı sözlü olarak.
Sormak istediğim bedelli yapan arkadaşlardan birliğinde suriyeli olan var mıydı? Varsa insanların tepkisi nasıldı?
Teşekkürler
0
bedellide daha aklı başında insanlar olduğunu düşünüyorum. ben kısa dönem yaptım orayı asla tavsiye etmezdim. ağlatırlar. o kadar vicdansız insanlar var ki. neyse ki çoğu bedelli parasını verebilecek ekonomik statüde değiller.
0
Bedellide bile ortam çok iyi diyemem. Ama çoğu kişi naif ve zararsız. Sadece sözle sataşan dallamalar olabilir.
0
Hiç bir şey olmaz. Maksimum Türkçe bilmemenin sıkıntısını yaşar belki ama onu da zaten bir zahmet öğrenmesi gerekiyordu, o sıkıntıyı her yerde yaşamaya devam edecek ve yaşamalı da bence.
0
Türkçe bilmeyenin askere alınması herkese normal gelmiş olacak kimse yorum yapmamış. Türkçe bilmeyen asker mi olur? Direkt güvenlik zaafiyeti.
Zaten dil bilmeyenin vatandaş da olmaması lazım bence de, orası ayrı konu.
Zaten dil bilmeyenin vatandaş da olmaması lazım bence de, orası ayrı konu.
0
Habarey +1
Suriyelinin istanbulda bomba patlattigi bir donem de askere suriyeli almak. Nereden bakarsan tutarsizlik…
Mevcut ulke konjukturunde insanlarin isa gibi dostca yaklasacagini beklemek de polyannacilik.
Suriyelinin istanbulda bomba patlattigi bir donem de askere suriyeli almak. Nereden bakarsan tutarsizlik…
Mevcut ulke konjukturunde insanlarin isa gibi dostca yaklasacagini beklemek de polyannacilik.
0
suriyelinin askere alinmasi bir sorun degil zaten kendisi turk vatandasi, sorun dil bilmeyen birinin askere alinmasi, bundan dolayi epey sorun yasayacagini tahmin ediyorum. cok az dil bilen biri nasil vatandas olur nasil askere alinir aklim almiyor, orta seviye dil bilme sarti yok mu bu vatandaslik islerinde, nasil is bu...
0
Hewit burada sorun vatandas olurken dil bilmemesi. Almanyada oturum icin bile en az b2 ye kadar dil kursuna gidiyorsunuz.
Ki suriyelinin vatandas olmasi ve askere gitmesi ulkenin ayri bir sorunu.
Ki suriyelinin vatandas olmasi ve askere gitmesi ulkenin ayri bir sorunu.
0
dediklerinize katılmakla beraber bence bir diğer sorun, adamın türkiye'de yaşayıp türkçe öğrenme ihtiyacı hissetmemesi. yani devlet zorlamıyor hadi okey, sosyal ortam da demek ki artık o kadar alışmış ki adam türkçe öğrenme ihtiyacı bile hissetmiyor, o şekilde yaşayıp gidebiliyor. askere gitmese hiç böyle bir kaygısı olmayacak bile.
zorunlu askerliğe de ölümüne karşıydım ama böyle örnekleri gördükçe keşke bedelli de olmasa da herkesi bi 5 ay askere alsalar diyorum. böyle bir acziyet gerçekten olamaz.
zorunlu askerliğe de ölümüne karşıydım ama böyle örnekleri gördükçe keşke bedelli de olmasa da herkesi bi 5 ay askere alsalar diyorum. böyle bir acziyet gerçekten olamaz.
0
türkçe üzerinden gelenler hangi ülkede yaşıyor ya da ülkenin hangi mahallesinden dışarı çıkmıyor merak ettim.
değil anadil seviyesi türkçe konuşmamak, ikinci dil olarak türkçe konuşan milyonlarca insan bile zayıfsa bullying'e uğrar. iyi türkçeli ama şiveli olsa bile uğrar.
biraz şans gibi. milliyetçi bir ülkede şive yüzünden bile zor duruma düşen sayısız insan gibi biraz zora düşebilir ama alışkındır zaten buna, en azından fiziki bir saldırı yemez askerlikte.
değil anadil seviyesi türkçe konuşmamak, ikinci dil olarak türkçe konuşan milyonlarca insan bile zayıfsa bullying'e uğrar. iyi türkçeli ama şiveli olsa bile uğrar.
biraz şans gibi. milliyetçi bir ülkede şive yüzünden bile zor duruma düşen sayısız insan gibi biraz zora düşebilir ama alışkındır zaten buna, en azından fiziki bir saldırı yemez askerlikte.
0
gezegenim
merhaba,fransa'da bildiğiniz (ucuz ve kaliteli) fransızca öğrenebileceğim dil okulu önerileri yapar mısınız?
merhaba,
fransa'da bildiğiniz (ucuz ve kaliteli) fransızca öğrenebileceğim dil okulu önerileri yapar mısınız?
fransa'da bildiğiniz (ucuz ve kaliteli) fransızca öğrenebileceğim dil okulu önerileri yapar mısınız?
0
ucuz ve kaliteli bu kulvarda cok gecerliligi olmayan bir ikili, alliance france'dan baska bir sey oneremem, piyasadaki okullarin cogu turist avcisi... bazi sehirlerde alliance francaise daha ucuz oluyor oralara bakabilirsiniz sitesinden...
0
Berck
Merhabalar. Eskiden 84 kiloydum, iki yıldır 72'yim.Ve bu son 2 yıllık süreçte hangi tanıdıkla görüşsek, denk gelsek "Sen çok zayıfladın ya, az kilo al" diyorlar, annem de dahil.Ben aynaya bakınca kendimi gayet iyi görüyorum ama insanlar niye bana kilo aldırmaya çalışıyor çözemedim.1.80 boy, 72 kg er
Merhabalar. Eskiden 84 kiloydum, iki yıldır 72'yim.
Ve bu son 2 yıllık süreçte hangi tanıdıkla görüşsek, denk gelsek "Sen çok zayıfladın ya, az kilo al" diyorlar, annem de dahil.
Ben aynaya bakınca kendimi gayet iyi görüyorum ama insanlar niye bana kilo aldırmaya çalışıyor çözemedim.
1.80 boy, 72 kg erkek için zayıf mıdır sizce?
Ve bu son 2 yıllık süreçte hangi tanıdıkla görüşsek, denk gelsek "Sen çok zayıfladın ya, az kilo al" diyorlar, annem de dahil.
Ben aynaya bakınca kendimi gayet iyi görüyorum ama insanlar niye bana kilo aldırmaya çalışıyor çözemedim.
1.80 boy, 72 kg erkek için zayıf mıdır sizce?
0
zayıf değil ama zayıflaşmışsın işte onu diyorlar hem önemli olan boyu, kilosu değil işlevi :)
0
ya klasik sorular veya söylemler bunlar. ya zayıflamışsın ya kilo almışsın ya da askerliği yaptın mı? mal sorular silsilesi. spor yapıyorsan (body hariç) atletik biri gibi olman lazım. onun dışında kafaya takma boşver.
0
180 boya 72 gayet ideal, ben de 180'dim corona doneminde 65'e kadar dustum simdi yine 72'yim kilo almissin diyorlar, subjektif degerlendirlemeler bunlar, 72-75 arasi iyidir bizim boya...
0
Tartıda gördüğünüz sayıya takılmayın. Vücut yapınız, kemik kütleniz ve kas/yağ oranınıza göre değişir o. Siz kendinizi iyi hissediyorsanız boş verin milleti konuşur onlar.
0
aynı boyda ve kilodayım. Zayıf diyorlar. Bir ara kaslı ve 75kg idim o güzeldi. Şimdi daha göbekli ama 72'yim :D
Spor + düzgün beslenme ile 75 civarı olsak en ideali o olacak.
Spor + düzgün beslenme ile 75 civarı olsak en ideali o olacak.
0
logisticsmanager
Şimdi işime arabayla sabahlari 10-15 dk, gün içinde 8-9 dk olan bir yerdeyim Sehrin iki durak dışında haliyle ne tam şehir havası var ne de çok sessiz. Tam arasi.Köpek olduğu için bahceli yer ariyorum. Bir tane var bayadir, şimdi gözüme iyi gelmeye başladı çünkü kira ve bahçe olayi baya iyi (110m2 ö
Şimdi işime arabayla sabahlari 10-15 dk, gün içinde 8-9 dk olan bir yerdeyim
Sehrin iki durak dışında haliyle ne tam şehir havası var ne de çok sessiz. Tam arasi.
Köpek olduğu için bahceli yer ariyorum. Bir tane var bayadir, şimdi gözüme iyi gelmeye başladı çünkü kira ve bahçe olayi baya iyi (110m2 özel bahçe ve ardından sitenin kendi özel bahcesi de var).
Ama günde 30 dk toplam fazla yol yapacağım ve zamanında Türkiye'de günde 2.5 saat yolda geçiren biri olarak şimdi 10dkda eve varmaya o kadar alismisim ki gözüme acayip fazla geldi. Ama saçma olduğunu da biliyorum.
Normalde kiralik aradığım yerlerle arasinda toplamda günlük 10-15 dk falan oynar ama ocd gibi takılı kaldım buna.
Saçma di mi?
Benzin olarak da etkilemez çünkü öğlenleri eve geliyordum (iki saat öğle arasi), şimdi gelmem ya da çok seyrek gelirim. Bu şekilde günlük aynı km oluyor.
isteyip daha bulamadığım yerlerdeki evlerle kira farki 200-300 euro civari.
Tek ciddi fark; şehir merkezine öyle rahat rahat otobüs yok, olur da bir ihtiyac olursa zorlanirim.
Sehrin iki durak dışında haliyle ne tam şehir havası var ne de çok sessiz. Tam arasi.
Köpek olduğu için bahceli yer ariyorum. Bir tane var bayadir, şimdi gözüme iyi gelmeye başladı çünkü kira ve bahçe olayi baya iyi (110m2 özel bahçe ve ardından sitenin kendi özel bahcesi de var).
Ama günde 30 dk toplam fazla yol yapacağım ve zamanında Türkiye'de günde 2.5 saat yolda geçiren biri olarak şimdi 10dkda eve varmaya o kadar alismisim ki gözüme acayip fazla geldi. Ama saçma olduğunu da biliyorum.
Normalde kiralik aradığım yerlerle arasinda toplamda günlük 10-15 dk falan oynar ama ocd gibi takılı kaldım buna.
Saçma di mi?
Benzin olarak da etkilemez çünkü öğlenleri eve geliyordum (iki saat öğle arasi), şimdi gelmem ya da çok seyrek gelirim. Bu şekilde günlük aynı km oluyor.
isteyip daha bulamadığım yerlerdeki evlerle kira farki 200-300 euro civari.
Tek ciddi fark; şehir merkezine öyle rahat rahat otobüs yok, olur da bir ihtiyac olursa zorlanirim.
0
Abi Fransa'da günde 2 saat yol giden adam da var, hatta sunu diyeyim; sehir merkezinde oturdum iki hafta ev ararken. Sabah 25-30 dk, aksam 1 saatte döndüm eve, 7 km mi ne ama deli gibi trafik var. Yaşadığım yerin trafiğini ovecek degilim, ondan sehirden kactim hep zaten :)
Yok vallaha insan alismisken sonra zor oluyor. Bu eve de ilk basta "yok ya uzak" dedim ama simdi hafiften isindim. Süper evler buldum ama 45 dk git, 45 dk gel acayip fazla geliyor. Ama aynı zamanda düzgün bir hayat için de abarti değil gibi geliyor.
Yok vallaha insan alismisken sonra zor oluyor. Bu eve de ilk basta "yok ya uzak" dedim ama simdi hafiften isindim. Süper evler buldum ama 45 dk git, 45 dk gel acayip fazla geliyor. Ama aynı zamanda düzgün bir hayat için de abarti değil gibi geliyor.
0
abartmiyorsun, insan alisiyor, o vakit senin vaktin ve kaybetmek istemiyorsun, istanbul ile karsilastirmanin anlami yok. eger bu evin yeri guzel, cevresi seni mutlu ediyorsa, evden aldigin konfor o sureye degiyorsa yap.
Fransa'da 2 saat yol giden benim, ile de france'da bahceli ev olsun dogayla ic ice olsun diye her gun iki saat harciyorum, degiyor mu bilmiyorum, paris e gitmem gerekmeyen bir bahar gununde degiyor, bahcede domates biber ekerken degiyor, yagmurlu sirret bir gunde degmiyor, herkes kendi hikayesine gore cevap verebilir...
bir de sen montpellier tarafindasi sanirim, misal ben buradaki bu uzun yol deneyimimden sonra montpellier'de calisip Saint-Guilhem-le-Désert'de yasasam bana hic koymaz, hafta sonrai full trekking yaparim mis gibi kirsal alan yol da yarim saat suruyor... hatta sosyal hayatinin vs iyi gelecegini bilsem cok daha uzaga bile gidebilirim ornek pezenas, sete filan...
duzeltme; sete o kadar da uzak degil gerci ama trafik olur muhtemelen : )
Fransa'da 2 saat yol giden benim, ile de france'da bahceli ev olsun dogayla ic ice olsun diye her gun iki saat harciyorum, degiyor mu bilmiyorum, paris e gitmem gerekmeyen bir bahar gununde degiyor, bahcede domates biber ekerken degiyor, yagmurlu sirret bir gunde degmiyor, herkes kendi hikayesine gore cevap verebilir...
bir de sen montpellier tarafindasi sanirim, misal ben buradaki bu uzun yol deneyimimden sonra montpellier'de calisip Saint-Guilhem-le-Désert'de yasasam bana hic koymaz, hafta sonrai full trekking yaparim mis gibi kirsal alan yol da yarim saat suruyor... hatta sosyal hayatinin vs iyi gelecegini bilsem cok daha uzaga bile gidebilirim ornek pezenas, sete filan...
duzeltme; sete o kadar da uzak degil gerci ama trafik olur muhtemelen : )
0
kendi adıma konuşayım, o fazladan 30 dakika'nın 20 dakikası trafikte bekleyerek geçecekse olmasın, yok sürekli hareket halinde olacaksam bana uyar.
trafikte beklemekten nefret ediyorum, uzaklığın bir önemi yok yeterki hareket halinde olunsun.
trafikte beklemekten nefret ediyorum, uzaklığın bir önemi yok yeterki hareket halinde olunsun.
0
esinikaybetmiscorap.
Merhabalar,1. Fransa’ya gidiyoruz, şehir merkezine 6-10km uzaklıktaki otellerde kalmak mı? Yoksa şehir merkexine 1.5 km uzaklıkta mı kalmak? Arada fiyat farkı yaklaşık 3000 farkediyor baktığım otellerde. Metro ağını kullansak çok pahalıya mı gelir?2. Fransa’dan uyguna ne alabiliriz? Çanta, gözlük, e
Merhabalar,
1. Fransa’ya gidiyoruz, şehir merkezine 6-10km uzaklıktaki otellerde kalmak mı? Yoksa şehir merkexine 1.5 km uzaklıkta mı kalmak? Arada fiyat farkı yaklaşık 3000 farkediyor baktığım otellerde. Metro ağını kullansak çok pahalıya mı gelir?
2. Fransa’dan uyguna ne alabiliriz? Çanta, gözlük, elektronik, ayakkabı olabilir.
3. Covid 3. Aşısı olmuştuk 4. Aşıyı isterler mi?
Teşekkürler.
Başka tavsiyeler varsa açığız.
1. Fransa’ya gidiyoruz, şehir merkezine 6-10km uzaklıktaki otellerde kalmak mı? Yoksa şehir merkexine 1.5 km uzaklıkta mı kalmak? Arada fiyat farkı yaklaşık 3000 farkediyor baktığım otellerde. Metro ağını kullansak çok pahalıya mı gelir?
2. Fransa’dan uyguna ne alabiliriz? Çanta, gözlük, elektronik, ayakkabı olabilir.
3. Covid 3. Aşısı olmuştuk 4. Aşıyı isterler mi?
Teşekkürler.
Başka tavsiyeler varsa açığız.
0
en son gittigimde her sehrin kendine ait kartı vardı. bizim istanbul kart gibi. simdi neresine gittiginizi bilmedigim icin ornek olarak o kartlar nispeten buyuk d&r tarzi kitapcilarda satiliyordu. belli bir sayida tramvay ve otobuse binise imkan veriyordu.
www.france.fr
www.france.fr
0
Nereye gidiyorsunuz +1
Ilk sorunuza cevap çok acayip değişebilir. Şehir merkezine araba ile girilemeyen yerler var, arabasız hiçbir şey yapilamayacak yerler var. Metro ağı dediğinize göre paris diye tahmin ediyorum. Eğer paris'se nerede kalacaginiz önemli. Ben paris'te kalmadim, paris'in dışında kalıp metro ile gittim hep. Tatil icin olduğu için çok rush houra dusmezseniz cok paris'te olmaya gerek yok, dışındaki yerlerde kalinimabilir.
Biraz daha bilgi verirseniz tavsiyelerim olur.
Bu arada covid önlemleri kalkti.
Uygun olarak da Türkiye'de uretilmeyip yurtdışında üretilen ne varsa daha uyguna alirsiniz. En basiti airfry bile daha ucuz...
Ilk sorunuza cevap çok acayip değişebilir. Şehir merkezine araba ile girilemeyen yerler var, arabasız hiçbir şey yapilamayacak yerler var. Metro ağı dediğinize göre paris diye tahmin ediyorum. Eğer paris'se nerede kalacaginiz önemli. Ben paris'te kalmadim, paris'in dışında kalıp metro ile gittim hep. Tatil icin olduğu için çok rush houra dusmezseniz cok paris'te olmaya gerek yok, dışındaki yerlerde kalinimabilir.
Biraz daha bilgi verirseniz tavsiyelerim olur.
Bu arada covid önlemleri kalkti.
Uygun olarak da Türkiye'de uretilmeyip yurtdışında üretilen ne varsa daha uyguna alirsiniz. En basiti airfry bile daha ucuz...
0
1 cok farketmez bence 1.5 km uzakta olmak ile 6-10 km uzakta olmak eger o uzakta olan tren duragina yakinsa... haftalik akbil alirsiniz 22.80 filan fiyati, istediginiz yere sinirsiz seyahat edebilirsiniz...
burada soyle bir fark olabilir, ne yonde, yani hangi kasaba'da yahut banliyode olacak bu uzak olan otel... o bolgenin sizi ne kadar memnun edecegi ile ilgili sorunlar olabilir, sonucta kirk yilin basinda bir tatil yaparken biraz daha az cirkin bir yer tercih etmek isteyebilirsiniz...
2 hicbir fikrim yok, ama lojiktikci amcaya katiliyorum
3 oyle bir sinirlama kalmadi bildigim kadariyla...
burada soyle bir fark olabilir, ne yonde, yani hangi kasaba'da yahut banliyode olacak bu uzak olan otel... o bolgenin sizi ne kadar memnun edecegi ile ilgili sorunlar olabilir, sonucta kirk yilin basinda bir tatil yaparken biraz daha az cirkin bir yer tercih etmek isteyebilirsiniz...
2 hicbir fikrim yok, ama lojiktikci amcaya katiliyorum
3 oyle bir sinirlama kalmadi bildigim kadariyla...
0
avatar is back
tr'de bir cok arkadasim kullanmaya baslamisti, yurtdisina geldim burada bazi yerlerde sigara gibi bisey olmus neredeyse. kanada'da uber ile satisi olacakmis.yahu ben kucukken bunun adini duyunca adam oldurmekle ayni hisleri hissederdim bir an da, oyle korkunctu. gerci benim icin hala cok buyuk bisey
tr'de bir cok arkadasim kullanmaya baslamisti, yurtdisina geldim burada bazi yerlerde sigara gibi bisey olmus neredeyse. kanada'da uber ile satisi olacakmis.
yahu ben kucukken bunun adini duyunca adam oldurmekle ayni hisleri hissederdim bir an da, oyle korkunctu. gerci benim icin hala cok buyuk bisey gibi ama bilemedim.
son 3-5 senede bunun artisi mi patladi yoksa tr'de bi an da yayginlasti da biz mi yeni yeni duyduk? nedir bunun olayi?
yahu ben kucukken bunun adini duyunca adam oldurmekle ayni hisleri hissederdim bir an da, oyle korkunctu. gerci benim icin hala cok buyuk bisey gibi ama bilemedim.
son 3-5 senede bunun artisi mi patladi yoksa tr'de bi an da yayginlasti da biz mi yeni yeni duyduk? nedir bunun olayi?
0
Bunun üzerine bir araştırmam ya da yapılmış araştırmayı okumuşluğum yok ama özellikle ABD'nin bazı eyaletleri ve Kanada'da yasallaştıktan sonra dünyanın geriye kalan, yüzü batıya dönük(?) ülkelerinde de bir nebze normalleştiğini düşünüyorum.
İlgili görsel: i.imgur.com
Sen küçükken adını duyunca adam öldürmekle eşdeğer olan esrar değildi muhtemelen. Daha çok eroin, kokain, extasy gibi bağımlılık yapan ve sağlığa çok ciddi olumsuz etkileri olan maddelerdir.
"İngiltere'de The Lancet medikal dergisinin yayınladığı bir araştırmaya göre esrar, tütünden ve alkolden daha az zararlı maddeler arasındadır."
Tütün ve alkolün yasal olduğu ortamda esrarın 'zararlı' diye yasaklı olduğunu sanmıyorum. Daha çok mafyalaşmanın önüne geçmek içindir.
İlgili görsel: i.imgur.com
Sen küçükken adını duyunca adam öldürmekle eşdeğer olan esrar değildi muhtemelen. Daha çok eroin, kokain, extasy gibi bağımlılık yapan ve sağlığa çok ciddi olumsuz etkileri olan maddelerdir.
"İngiltere'de The Lancet medikal dergisinin yayınladığı bir araştırmaya göre esrar, tütünden ve alkolden daha az zararlı maddeler arasındadır."
Tütün ve alkolün yasal olduğu ortamda esrarın 'zararlı' diye yasaklı olduğunu sanmıyorum. Daha çok mafyalaşmanın önüne geçmek içindir.
0
sizin icinden geldiginiz yapiyla alakali ancak esrar hicbir zaman cok radikal bir sey olmadi, hatta gunumuze zaman daha esnek yaklasildigi cok donum var tarihte...
0
bi şey yasaklanınca mafyanın-gayrimeşrunun oyun alanına daha çok giriyor sanki
alkolün abdde yasaklanıp alımsatımının mafyanın eline düşmesi gibi
devlet e*rarı yasallaştırsa ve bir de tekelleştirse, büyük sermayedarlara üretimini satımını havale etse, mafyanın eline düşmekten kurtulur, ör. ~sigara (kaçak yüzde kaç)
niye kimisinde yasal da bizde yasak, bence; kovidde bizde tam kapanma olup isveçte olmaması gibi, öyle istediler, öyle oldu.
bir de uyuşturması haricinde, sigaradan e*rara, e*rardan sentetiklere giden geniş ve herkesçe malum bir patika var. o yolu bir yerde kesmek gerekiyor
alkolün abdde yasaklanıp alımsatımının mafyanın eline düşmesi gibi
devlet e*rarı yasallaştırsa ve bir de tekelleştirse, büyük sermayedarlara üretimini satımını havale etse, mafyanın eline düşmekten kurtulur, ör. ~sigara (kaçak yüzde kaç)
niye kimisinde yasal da bizde yasak, bence; kovidde bizde tam kapanma olup isveçte olmaması gibi, öyle istediler, öyle oldu.
bir de uyuşturması haricinde, sigaradan e*rara, e*rardan sentetiklere giden geniş ve herkesçe malum bir patika var. o yolu bir yerde kesmek gerekiyor
0
kanada'da zaten benim gordugum son 50 senedir defacto legal. milletin dedesi, ninesi iciyormus bunu 80 sene once, yeni bir mevzu degil yani. hatta kanada'nin en buyuk uyusturucu kacakcisi canada post (onlari pttsi) derler, cunku adamlarin domestik hicbir mektubun, kutunun icini acip inceleme yetkisi yok, yasak.
ozetle, bizim yakisikli basbakan geregini yapti, legalize etti simdi catir catir vergi topluyor, her kose basinda dukkan var. sigara almak daha zor diyebilirim.
bir de yeni moda otun faydalari, CBD/THC isleri. yaw Abdurrahman Dilipak bile icin faydasi cok diyor, daha ne diyim hehehe
ozetle, bizim yakisikli basbakan geregini yapti, legalize etti simdi catir catir vergi topluyor, her kose basinda dukkan var. sigara almak daha zor diyebilirim.
bir de yeni moda otun faydalari, CBD/THC isleri. yaw Abdurrahman Dilipak bile icin faydasi cok diyor, daha ne diyim hehehe
0
condom kurşunu
Hiç yıkamadım ama üst baş batıyor mu nasıl oluyor. Uzun sürüyor mu bir de yani yaylana yaylanan yapmamak lazım herhalde belli bir düresi bar sanırım suyun ve köpüğün. Bir de bez falan da oluor mu yoksa yanımızda mı götürmek lazım mikrofiber gibi bişeyi
Hiç yıkamadım ama üst baş batıyor mu nasıl oluyor. Uzun sürüyor mu bir de yani yaylana yaylanan yapmamak lazım herhalde belli bir düresi bar sanırım suyun ve köpüğün. Bir de bez falan da oluor mu yoksa yanımızda mı götürmek lazım mikrofiber gibi bişeyi
0
Dikkat edersen üst baş batmıyor.
Süreyle değil, parayı atınca belli miktar su ve köpük. Yetmezse bir daha para atıyorsun. Ama kuyruk oluyor. Oyalanırsan arkada bekleyen homurdanabilir.
Fırçanı bezini kendin götürüyorsun.
Bez işini kabinden çıkıp kenarda hallediyorsun.
Süreyle değil, parayı atınca belli miktar su ve köpük. Yetmezse bir daha para atıyorsun. Ama kuyruk oluyor. Oyalanırsan arkada bekleyen homurdanabilir.
Fırçanı bezini kendin götürüyorsun.
Bez işini kabinden çıkıp kenarda hallediyorsun.
0
Bazılarında süreli. Önce köpük var. 60 saniye mesela. Sonra da su için para atıyorsun. O da iki dakika falan. Ama su basıncı çok fazla. Dikkat et seni uçurmasın:) ufak ufak su zerrecikleri geliyor üstüne. Bezi sen götüreceksin ama sadece kurutmak için.
0
Acele etmezsen bir çok istasyondaki süreler çok kısa, yıkama için süre kılı kılına yetse de köpük için gevşek davranırsan tüm aracı köpükleyemeyebilirsin.
0
bp'de toplam 7 dk sürüyor. istersen full köpük kullan 7 dk sonra kapanıyor sistem. bu köpüklü kaldı diye durulama açılmaz. sen ayarlıyorsun. fiyatı uygun diye 2-3 tane alıyorum, 7 dk boyunca köpüklüyorum, fırçayla lastikleri iyice parlatıyorum. ikinci kez çalıştırıp duruluyorum. bez vermiyorlar ama fırça olur genelde.
benim gibi ikinci bileti alacaksan ilk köpük aşamasında ikinci biletin ıslanmamasına dikkat et. genelde bar kod olur, ıslanırsa okunmaz, biletin yanar.
benim gibi ikinci bileti alacaksan ilk köpük aşamasında ikinci biletin ıslanmamasına dikkat et. genelde bar kod olur, ıslanırsa okunmaz, biletin yanar.
0
ben su arabayi yukari kaldiranlarda yaptim, o sekil bir sisteme gidersen arabanin altini yikarken ust bas batiyor, onun disinda normal yikmada pek batmalik bir durum yok.
0
daha dün arabayı yıkadık, şansa yaşıyoruz vallahi :P
eğer kabin şeklinde sağı solu çevrili değilse rüzgarı arkanıza alın ki su zerrecikleri üstünüze gelmesin. kabinimsi ise sırtınızı ya da yanınızı kabine, suyun uçuş yönünü dışarıya gelecek şekilde konumunuzu ayarlayın. rüzgarı yemezseniz çok fazla ıslanmıyorsunuz. ama tabi çok basınçlı su olduğu için illa ki minicik zerrecikler havaya dağılıp üstünüze geliyor, ama ıslanmak olarak değerlendirmeyin bunu.
yerler kayabilir, su birikiyorsa-eğim yoksa ayakkabılarınız ıslanabilir, dikkatli olmak lazım.
önce köpük yapın, köpük zaten sulu sulu geldiği için önceden arabayı ıslatmanıza gerek yok.
köpükledikten sonra sağda sola kenara atılmış fırça vardır biyerlerde, onu bulup güzelce fırçalayın arabayı. fırçalanmazsa su ne kadar tazyikli olursa olsun kuş pisliği gibi kurumuş şeyleri tam temizlemiyor, leke kalıyor. fırça yoksa şansınıza küsün.
parayı yüklediğiniz yerin üstünde sayaç var, hem köpük hem de su için kalan sürenizi oradan takip edebilirsiniz. genellikle yetiyor, bir gözünüz sayaçta olsun. yukarıdan yani tavandan başlayıp durulayın ki, yanları temizleyip sonra tavana geçerseniz yanlara gene köpük akıyor doğal olarak.
son not: bizim gittiğimiz yerde köpük 5 tl, su 5 tl. makine 10 tl kabul etmiyor. ya kağıt 5'lik ya da 5 tane madeni 1'lik ile önce köpük alıyorsunuz. köpük bitince ikinci 5 tl ile su alıyorsunuz. para üstü veren makine olmayacaktır muhtemelen, yanınızda bozuk olsun ya da benzinlikte bozdurun.
eğer kabin şeklinde sağı solu çevrili değilse rüzgarı arkanıza alın ki su zerrecikleri üstünüze gelmesin. kabinimsi ise sırtınızı ya da yanınızı kabine, suyun uçuş yönünü dışarıya gelecek şekilde konumunuzu ayarlayın. rüzgarı yemezseniz çok fazla ıslanmıyorsunuz. ama tabi çok basınçlı su olduğu için illa ki minicik zerrecikler havaya dağılıp üstünüze geliyor, ama ıslanmak olarak değerlendirmeyin bunu.
yerler kayabilir, su birikiyorsa-eğim yoksa ayakkabılarınız ıslanabilir, dikkatli olmak lazım.
önce köpük yapın, köpük zaten sulu sulu geldiği için önceden arabayı ıslatmanıza gerek yok.
köpükledikten sonra sağda sola kenara atılmış fırça vardır biyerlerde, onu bulup güzelce fırçalayın arabayı. fırçalanmazsa su ne kadar tazyikli olursa olsun kuş pisliği gibi kurumuş şeyleri tam temizlemiyor, leke kalıyor. fırça yoksa şansınıza küsün.
parayı yüklediğiniz yerin üstünde sayaç var, hem köpük hem de su için kalan sürenizi oradan takip edebilirsiniz. genellikle yetiyor, bir gözünüz sayaçta olsun. yukarıdan yani tavandan başlayıp durulayın ki, yanları temizleyip sonra tavana geçerseniz yanlara gene köpük akıyor doğal olarak.
son not: bizim gittiğimiz yerde köpük 5 tl, su 5 tl. makine 10 tl kabul etmiyor. ya kağıt 5'lik ya da 5 tane madeni 1'lik ile önce köpük alıyorsunuz. köpük bitince ikinci 5 tl ile su alıyorsunuz. para üstü veren makine olmayacaktır muhtemelen, yanınızda bozuk olsun ya da benzinlikte bozdurun.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
SelamlarEn son kullandığım zojirushi yaf48 geçen gün 4 metreden yere düştü ve kapağı kırıldı. Sıcak tutma süresi olarak memnun kalmadığım bir termostu.Bu zamana kadar starbucks termos, contigo, aladdin, pinkah (en iyisi de bu Çinli abilerimizin ürettiği markaydı) ve son olarak zojirushi kullandım.Şi
Selamlar
En son kullandığım zojirushi yaf48 geçen gün 4 metreden yere düştü ve kapağı kırıldı. Sıcak tutma süresi olarak memnun kalmadığım bir termostu.
Bu zamana kadar starbucks termos, contigo, aladdin, pinkah (en iyisi de bu Çinli abilerimizin ürettiği markaydı) ve son olarak zojirushi kullandım.
Şimdi yeniden termos arayışına girdim, bataklığa düştüm. Fiyatlar almış başını gitmiş. black friday mi beklesem yoksa şimdi mi alsam diye düşünüyorum.
Thermos, stanley daha önce hiç kullanmadığım markalar. Hadi Stanley yine biraz ulaşılabilir fiyatta ama thermos 800 liradan aşağı değil.
Bütçem maks 600-650. Beklenti en azından 5-6 saat kaynara yakın sıcaklıkta korumalı kahveyi.
Ne önerirsiniz?
Bazı model linkleri:
1) zwilling
www.amazon.com.tr
2) www.amazon.com.tr
3) www.amazon.com.tr
En son kullandığım zojirushi yaf48 geçen gün 4 metreden yere düştü ve kapağı kırıldı. Sıcak tutma süresi olarak memnun kalmadığım bir termostu.
Bu zamana kadar starbucks termos, contigo, aladdin, pinkah (en iyisi de bu Çinli abilerimizin ürettiği markaydı) ve son olarak zojirushi kullandım.
Şimdi yeniden termos arayışına girdim, bataklığa düştüm. Fiyatlar almış başını gitmiş. black friday mi beklesem yoksa şimdi mi alsam diye düşünüyorum.
Thermos, stanley daha önce hiç kullanmadığım markalar. Hadi Stanley yine biraz ulaşılabilir fiyatta ama thermos 800 liradan aşağı değil.
Bütçem maks 600-650. Beklenti en azından 5-6 saat kaynara yakın sıcaklıkta korumalı kahveyi.
Ne önerirsiniz?
Bazı model linkleri:
1) zwilling
www.amazon.com.tr
2) www.amazon.com.tr
3) www.amazon.com.tr
0
sunun yurtdisindan gelisi nasil oluyor bilmiyorum ama 4 senedir kullaniyorum. yurtdisindayken almistim. hem kapagi inanilmaz kullanisli. kus gagasi gigi olan agizliklilardan nefret ediyorum bi baya sise kapagi gibi. hem de soguk sicak tutma konusunda efsane
www.amazon.com.tr
www.amazon.com.tr
0
@mekare; kesinlikle ben de tarif ettiğiniz gibi kuş gagası gibi olan, dar ağızlı termosları sevmiyorum. Bu yüzden tasarım da çok önemli.
Dediğiniz markayı ilk defa duydum, teşekkür ederim inceliyorum hemen
Dediğiniz markayı ilk defa duydum, teşekkür ederim inceliyorum hemen
0
zoji hepsini döver zamanında çok araştırdım.
ty.gl
Stanley de contigo da kullandım.
Bunun yanına sıcak tutme ve pratiklik olarak yaklaşamaz bile.
ty.gl
Stanley de contigo da kullandım.
Bunun yanına sıcak tutme ve pratiklik olarak yaklaşamaz bile.
0
www.ebay.co.uk
su markanin buna benzer bir urununu kullaniyorum, hayatimda boyle sacma sey gormedim, bundan 4-5 kat daha pahali urunlerden daha uzun sicak tutuyor, sabah koydugum kahveyi aksam ustu cok sicak oldugu icin bekletip iciyorum, bence uretim hatasi zira boyle bir dayaniklilik absurt. soguk tutmasi da sahane
su markanin buna benzer bir urununu kullaniyorum, hayatimda boyle sacma sey gormedim, bundan 4-5 kat daha pahali urunlerden daha uzun sicak tutuyor, sabah koydugum kahveyi aksam ustu cok sicak oldugu icin bekletip iciyorum, bence uretim hatasi zira boyle bir dayaniklilik absurt. soguk tutmasi da sahane
0
AlsterWasser
tabi aldatmanın sınırları her ilişkiye ve ilişkinin tipine göre değişir ama işte ben sizin görüşünüzü merak ettim.
tabi aldatmanın sınırları her ilişkiye ve ilişkinin tipine göre değişir ama işte ben sizin görüşünüzü merak ettim.
0
Masaj ile aldatma arasında bir korelasyon kuramadığım için “tantra” masajına internetten bakma ihtiyacı hissettim.
Çiftlerin birbirine yaptığı masaj da aşağı yukarı böyle bir şey değil mi zaten ben mi yüzeyselim bilmiyorum ama. Bu masajı profesyonel birisine yaptırmak için özel bir hevesi/isteği varsa yaptırsın yani ne diyeyim. Fakat sonrasında duygularımı aynı şekilde bulamaz. Swh
Çiftlerin birbirine yaptığı masaj da aşağı yukarı böyle bir şey değil mi zaten ben mi yüzeyselim bilmiyorum ama. Bu masajı profesyonel birisine yaptırmak için özel bir hevesi/isteği varsa yaptırsın yani ne diyeyim. Fakat sonrasında duygularımı aynı şekilde bulamaz. Swh
0
normal masaj değil ama tantra masajı tamamen kişinin cinselliğiyle ilgili bir masaj olduğu için cevabım evet.
mutlu sonlu masaj diye basite indirgemek istemiyorum, eğer gerçekten profesyonel ve ne yaptığını bilen biri yaparsa ruhsal bir boyutu da olabilir ama sonuç olarak sonu "mutlu" bitiyor.
hatta bazı çiftler bunu fantezi olarak falan gerçekleştiriyor (partneri tantra masajı yaptırırken izlemek), yani sıradan bir masajdan bahsetmiyoruz.
türkiye'de de tantra masajı yapanlar var bu arada.
edit: tantra masajı direkt yoni masajıyla ve benzerleriyle aynı olmamakla birlikte, cinsel uyanışı hedefleyen bir masajdır, önemli olan o.
yani o anda orgazm ulaşmasanız da, buna giden farklı yollar için beden farkındalığı yaratmaya yöneliktir.
dolayısıyla çoğu direkt vajina ya da penis teması olmadan mutlu sonla biter.
mutlu sonlu masaj diye basite indirgemek istemiyorum, eğer gerçekten profesyonel ve ne yaptığını bilen biri yaparsa ruhsal bir boyutu da olabilir ama sonuç olarak sonu "mutlu" bitiyor.
hatta bazı çiftler bunu fantezi olarak falan gerçekleştiriyor (partneri tantra masajı yaptırırken izlemek), yani sıradan bir masajdan bahsetmiyoruz.
türkiye'de de tantra masajı yapanlar var bu arada.
edit: tantra masajı direkt yoni masajıyla ve benzerleriyle aynı olmamakla birlikte, cinsel uyanışı hedefleyen bir masajdır, önemli olan o.
yani o anda orgazm ulaşmasanız da, buna giden farklı yollar için beden farkındalığı yaratmaya yöneliktir.
dolayısıyla çoğu direkt vajina ya da penis teması olmadan mutlu sonla biter.
0
bir duzeltmeye gideyim bilgim olcusunde;
tantra masaji cinsel olabilir ancak cinsel bolgelere egilmek zorunda degildir, herkes kendi yogurt yiyisine gore tantra masajini deneyimleyebilir, bunun cinsellikle alakasini belirleyen renkler vardir, tantra sex zart zurttan ibaret bir sey degildir her ne kadar her yerde boyle pazarlasalar, yahut insanlarin sadece bu yonu ilgisini cekse de...
mesela gidip lingam masaji alirsaniz bu sadece penisiniz, yahut yoni masaji alirsaniz bu sadece vajinaniza yogunlasacaktir. ancak "tantra masaji mutlu son" vs gibi genellemeler yanlistir. bazi yerlerde bu ticari kaygilarla boyle tanimlaniyor olabilir.
bu kadar.
tantra masaji cinsel olabilir ancak cinsel bolgelere egilmek zorunda degildir, herkes kendi yogurt yiyisine gore tantra masajini deneyimleyebilir, bunun cinsellikle alakasini belirleyen renkler vardir, tantra sex zart zurttan ibaret bir sey degildir her ne kadar her yerde boyle pazarlasalar, yahut insanlarin sadece bu yonu ilgisini cekse de...
mesela gidip lingam masaji alirsaniz bu sadece penisiniz, yahut yoni masaji alirsaniz bu sadece vajinaniza yogunlasacaktir. ancak "tantra masaji mutlu son" vs gibi genellemeler yanlistir. bazi yerlerde bu ticari kaygilarla boyle tanimlaniyor olabilir.
bu kadar.
0
pantepember
İstemek tuhaf mi? Hak değil mi? Ne dusunuyorsunuz?SGK'den bahsediyorum tabii.Yılda bir-iki kez yaptırırım. Bunun için herhangi bir rahatsızlığımın olmasını beklemem. Özel sağlık sigortam olduğu icin devlet hastanelerini neredeyse hiç kullanmam. Yani vergi olarak verdiğimin çok azını geri aliyorum.Bu
İstemek tuhaf mi? Hak değil mi? Ne dusunuyorsunuz?
SGK'den bahsediyorum tabii.
Yılda bir-iki kez yaptırırım. Bunun için herhangi bir rahatsızlığımın olmasını beklemem. Özel sağlık sigortam olduğu icin devlet hastanelerini neredeyse hiç kullanmam. Yani vergi olarak verdiğimin çok azını geri aliyorum.
Bugun ilk kez sağlık ocağında kan tahli yaptırmak istedim ve doktor böyle bir şeyin dünyada örneğinin olmadığını söyledi. Yani muayene sonrası doktorun gerek görmesi halinde kan tahlili yapılmasının gerektiğini söyledi. (Gerci sonunda istediğimi verdi cunki doktorum başka biriydi ve bu doktor asıl doktorumun yerine bakıyordu. Asil doktor dün böyle bir şeyden bahsetmemisti. Hatta bugüne kadar hiçbir doktordan bunu duymamıştım.)
Bense kendi kontrolumu yapıp eksik olan bir şey varsa (B12 mesela) takviyemin dozunu ayarlamak istiyorum. Bunda yanlis olan bir sey var mi?
SGK'den bahsediyorum tabii.
Yılda bir-iki kez yaptırırım. Bunun için herhangi bir rahatsızlığımın olmasını beklemem. Özel sağlık sigortam olduğu icin devlet hastanelerini neredeyse hiç kullanmam. Yani vergi olarak verdiğimin çok azını geri aliyorum.
Bugun ilk kez sağlık ocağında kan tahli yaptırmak istedim ve doktor böyle bir şeyin dünyada örneğinin olmadığını söyledi. Yani muayene sonrası doktorun gerek görmesi halinde kan tahlili yapılmasının gerektiğini söyledi. (Gerci sonunda istediğimi verdi cunki doktorum başka biriydi ve bu doktor asıl doktorumun yerine bakıyordu. Asil doktor dün böyle bir şeyden bahsetmemisti. Hatta bugüne kadar hiçbir doktordan bunu duymamıştım.)
Bense kendi kontrolumu yapıp eksik olan bir şey varsa (B12 mesela) takviyemin dozunu ayarlamak istiyorum. Bunda yanlis olan bir sey var mi?
0
Tibbi oneri degildir...
Ben de sizin gibi dusunuyorum. Dunyada ornegi olmadigi dogru olabilir, ingilterede de GPye gittiginizde bir sikayetiniz yoksa size olumlu yanit vermezler. Cunku 1) o kadar cok tahlil vs opsiyonu var ki, uzman olan biri karar vermek ister 2) her onune gelenin kendi sonucunu kendi yorumlamasini istemezler hakli olarak.
Bence yanlis birsey yok. Ben de senede 1 problem vs olmadan da temel tahlilleri (kolestrol, vs) merak 've takip icin yaptiriyorum. Ama listeyi de cok uzatirsaniz maliyet de fazl olacak. Tibbi olur yazarliginiz varsa kotu bir see degil yaptgniz.
Ben de sizin gibi dusunuyorum. Dunyada ornegi olmadigi dogru olabilir, ingilterede de GPye gittiginizde bir sikayetiniz yoksa size olumlu yanit vermezler. Cunku 1) o kadar cok tahlil vs opsiyonu var ki, uzman olan biri karar vermek ister 2) her onune gelenin kendi sonucunu kendi yorumlamasini istemezler hakli olarak.
Bence yanlis birsey yok. Ben de senede 1 problem vs olmadan da temel tahlilleri (kolestrol, vs) merak 've takip icin yaptiriyorum. Ama listeyi de cok uzatirsaniz maliyet de fazl olacak. Tibbi olur yazarliginiz varsa kotu bir see degil yaptgniz.
0
Devlet hastanelerinde pek uğraşmak istemiyorlar şikayet yoksa çünkü bütün nüfusun bu şekilde sıra al, doktorla görüş, kan alınsın, laboratuvarda işlensin, sonuçları al doktor incelesin. Hepsi hem zaman hem para kaybı demek oluyor.
Bu koruyucu önlem gibi görülüp gerek duyulmuyor.
Özel hastanelerde ise para kazanıyor sonuçta seve seve yapıyorlar.
İmkan olsa 6 ayda bir baktırırım bende.
Bu koruyucu önlem gibi görülüp gerek duyulmuyor.
Özel hastanelerde ise para kazanıyor sonuçta seve seve yapıyorlar.
İmkan olsa 6 ayda bir baktırırım bende.
0
Ülke o kadar zengin olsa, herkese mecburi olarak belirli periyodlarda check up yapılması, hastalıkların önlenebilmesi açısından en güzeli. Ancak o kadar zengin değiliz.
B12 yi örnek vermişsin. Oradan devam edeyim. Herhangi bir hastanenin internet sitesine girip 'Unutkanlık sebepleri'ni sorduğun zaman B12 ye sıra gelene kadar onlarca sebep ortaya çıkıyor. Ancak gıda takviye sektörünün gazlamasıyla kime unutkanım desen hemen B12 ne baktır der.
Herhangi bir emilim problemin yoksa günde 15 dakika öğlen güneşinde kolsuz kıyafetle kalmakla alabileceğin D vitaminini sana dünyanın parasıyla satabilmek için sık sık D vitamini ölçtürmen gerektiği algısı yaratılıyor. Kapitalizm böyle bir şey.
Benzer sebeplerle artık kan tahlili suistimali yaşanan güzel yurdumda Devlet de tedbir olarak D ve B12 tahlil yetkisini ASMlerin elinden almış bulunuyor.
B12 yi örnek vermişsin. Oradan devam edeyim. Herhangi bir hastanenin internet sitesine girip 'Unutkanlık sebepleri'ni sorduğun zaman B12 ye sıra gelene kadar onlarca sebep ortaya çıkıyor. Ancak gıda takviye sektörünün gazlamasıyla kime unutkanım desen hemen B12 ne baktır der.
Herhangi bir emilim problemin yoksa günde 15 dakika öğlen güneşinde kolsuz kıyafetle kalmakla alabileceğin D vitaminini sana dünyanın parasıyla satabilmek için sık sık D vitamini ölçtürmen gerektiği algısı yaratılıyor. Kapitalizm böyle bir şey.
Benzer sebeplerle artık kan tahlili suistimali yaşanan güzel yurdumda Devlet de tedbir olarak D ve B12 tahlil yetkisini ASMlerin elinden almış bulunuyor.
0
bence yanlış olan bi şey yok. her hastalık belirti göstermez. belirti gösterdiğinde çok geç olabilir. o yüzden düzenli test yaptırmak iyidir.
b12-d vitamini eksikliği mesela direkt belirti göstermiyor.
b12-d vitamini eksikliği mesela direkt belirti göstermiyor.
0
dunyada ornegi vardir, tahliller sorunlarin onceden gorulmesinde katki saglayabilirler, yasadigim ulkede doktordan isterim verir, dunyada boyle bir sey yok diye bir geri donus almadim henuz, her ay istemek gibi durumlar olursa bu elbette gercekci degil ve kamu parasini israfa girer ancak senede 1-2 test onleyici olabilir. bu da kamuyu daha yuksek maliyetlerden korur...
0
"Yani vergi olarak verdiğimi çok azını geri aliyorum."
özel sağlık sigortanı tamamlayıcı olarak kullanıyor isen yine sgk'nı kullanmış oluyorsun. hatta tamamlayıcı durumda ilaçların tamamen sgk'dan oluyor.
ben yanlış görmüyorum, sizinle aynı durumdayım. ancak devlet hastanelerinin yoğunluğundan dolayı aile hekimine de hak veriyorum. imkanı olan yaptırmalı
özel sağlık sigortanı tamamlayıcı olarak kullanıyor isen yine sgk'nı kullanmış oluyorsun. hatta tamamlayıcı durumda ilaçların tamamen sgk'dan oluyor.
ben yanlış görmüyorum, sizinle aynı durumdayım. ancak devlet hastanelerinin yoğunluğundan dolayı aile hekimine de hak veriyorum. imkanı olan yaptırmalı
0
direk ben kan tahlili yaptırmak istiyorum derseniz yapmıyorlar.
bir süredir kolestrolüme,t3 üme baktıramadım derseniz veya bu ara çok iştahım açıldı acaba şekerim mi yükseliyor veya son aylarda kilo verdim acaba bir şeyimmi var derseniz çoğu doktor bir kan testlerine bakalım der.
her canı isteyen tahlil yaptırmak isterse başa çıkamazlar hem maliyet hemde hasta yoğunluğu artar.
ama birde çoğu hekim biraz olsun neyi olduğunu bilen hastayı sevmiyorlar. şu şu kasım ağrıyor, şu eklemim sıkıntı var mr çektirseniz demeyeceksin, salağa yatıp ayağım ağrıyor diyeceksin.
bir süredir kolestrolüme,t3 üme baktıramadım derseniz veya bu ara çok iştahım açıldı acaba şekerim mi yükseliyor veya son aylarda kilo verdim acaba bir şeyimmi var derseniz çoğu doktor bir kan testlerine bakalım der.
her canı isteyen tahlil yaptırmak isterse başa çıkamazlar hem maliyet hemde hasta yoğunluğu artar.
ama birde çoğu hekim biraz olsun neyi olduğunu bilen hastayı sevmiyorlar. şu şu kasım ağrıyor, şu eklemim sıkıntı var mr çektirseniz demeyeceksin, salağa yatıp ayağım ağrıyor diyeceksin.
0
her hasta herhangi bir şikayeti olmadan kafasına göre tıbbi tetkik hizmetlerini kullanmaya kalkarsa bunun önü alınamaz. ben de bu aralar çok cips yedim, kolesterolüme baktırayım diye giderim. dolayısıyla bu tarz bir tetkiki doktorun talep etmesi gerekiyor ve doğru olan da bu.
vergilerin ise bir sigorta gibi düşünebilirsin. mesela umarım olmaz ama özel sigortanın sırt çevireceği bir durumda devlet hastaneleri ölene kadar bakıyor sana. bu ay 5 bin vergi ödedim, hemen karşılığını alayım, alamıyorsam da en azından tetkik yaptırayım gibi bir olay yok dünyanın hiç bir yerinde.
vergilerin ise bir sigorta gibi düşünebilirsin. mesela umarım olmaz ama özel sigortanın sırt çevireceği bir durumda devlet hastaneleri ölene kadar bakıyor sana. bu ay 5 bin vergi ödedim, hemen karşılığını alayım, alamıyorsam da en azından tetkik yaptırayım gibi bir olay yok dünyanın hiç bir yerinde.
0
Ekşi duyuruda 'beğen' tuşu olsa (ki olsa güzel olurdu) @roket adam'ın yazdıklarına basardım.
0
6 ayda bir aile hekimine gidip checkup yaptırmak istiyoruz diyoruz, karı koca genel bir kan tahlili yapılıyor.
0
Ben yıllardır bunu yapıyorum aile hekiminde. Bir kere bile yapamayız demediler.
0
Sonuçta doktorların hastanın sağlık hizmeti geçmişine bakma yetkileri var. Son 6-12 ayda hiç kan tahlili yaptırmamışsam hiç sorun çıkarmadan onay vermeli diye düşünüyorum. Yani kan tahlilinin önleyici sağlık uygulaması olarak değerlendirilip rutin bir uygulama haline getirilmesinin doğru olacağını düşünüyorum.
"Önlem" kavramına "önem" verilmeyen bir toplumda yaşıyoruz maalesef.
"Önlem" kavramına "önem" verilmeyen bir toplumda yaşıyoruz maalesef.
0
inheritance
Bu yurt dışında karton kutularda satılan et/tavuk/balık suları bizde de var mı? Bir ara (4-5 sene önce) macrocenterda gördüm sanki ama şimdilerde cam kavanozlar var sadece.
Bu yurt dışında karton kutularda satılan et/tavuk/balık suları bizde de var mı? Bir ara (4-5 sene önce) macrocenterda gördüm sanki ama şimdilerde cam kavanozlar var sadece.
0
0
Bulyon değil. Meyve suyu veya süt kutusunda et suyu olduğunu düşünün.
Şuna benzer: www.woolworths.com.au
Migros ve Carrefourdakiler cam kavanoz.
Şuna benzer: www.woolworths.com.au
Migros ve Carrefourdakiler cam kavanoz.
0
sen sanırım bunu soruyorsun; www.tesco.com
tr'de bu var. www.carrefoursa.com çok denemek istedim çok merak ediyordum tadını ama fırsatım olmadı
tr'de bu var. www.carrefoursa.com çok denemek istedim çok merak ediyordum tadını ama fırsatım olmadı
0
beemaker
Malum ekonomik kriz,pandemi, lojistik krizi, tedarik krizi,mikroçip krizi, Rusya Ukrayna savaşı, hububat krizi, yüksek enflasyon derken kış kapıya dayandı. Avrupa'da korkunç bir enerji krizi var öyle ki geçmişte nükleer enerjiden vazgeçmeyi düşünen, kömürü yasaklayan Avrupa ülkeleri biçare durumda g
Malum ekonomik kriz,pandemi, lojistik krizi, tedarik krizi,mikroçip krizi, Rusya Ukrayna savaşı, hububat krizi, yüksek enflasyon derken kış kapıya dayandı. Avrupa'da korkunç bir enerji krizi var öyle ki geçmişte nükleer enerjiden vazgeçmeyi düşünen, kömürü yasaklayan Avrupa ülkeleri biçare durumda geri adım atmaya başladılar. Avrupa ülkelerinde çift hane açıklanan enflasyon rakamlarının gerçeği yansıtmadığı yapılan enerji zamlarının açıklanan enflasyon oranlarının çok üzerinde olduğu bir gerçek. Artık mızrak çuvala sığmıyor. En son kuzey akım boru hatlarında da sızıntı tespit edildi bu kadar talihsizlik ancak kadersellikle açıklanabilir önümüz kara kış ve Avrupa ülkeleri çaresizce bekliyorlar Avrupa'da elektrik kesimleri ve iflaslar başlamış durumda. Almanya vatandaşlarıni kişi geçirmeleri için Türkiye'ye gönderiyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Şahsi görüşüm bir ay sonra Avrupa ülkelerinde sokaklar hareketlenmeye başlar hatta bu konu sonu gelmez ciddi çatışmalara iç savaşa kadar gidecektir. Avrupa Birliği çatırdıyor.
Şahsi görüşüm bir ay sonra Avrupa ülkelerinde sokaklar hareketlenmeye başlar hatta bu konu sonu gelmez ciddi çatışmalara iç savaşa kadar gidecektir. Avrupa Birliği çatırdıyor.
0
Avrupa'da yasiyorum, dediginiz gibi bir enflasyon var ama gundelik hayati cok etkiledigini soyleyemem. Alt gelir sinifinda olan az bir kesim daha cok etkileniyor tabi ama onun disinda tuketim aliskanliklari pek degismedi, hatta tatil, gezme, seyahat harcamalari milletin pandemide cani sikildigi icin artti. Hukumet de bu kis icin vergileri dusurdu, ssyal yardimlari artirdi ve her haneye enerji faturalarini odemesi icin neredeyse 6 aylik fatura bedeli kadar hibe yapti.
Gecenlerde burada yasam maliyetlerinin artmasi ile ilgili bariscil bir yuruyus yapildi (www.youtube.com ama oyle ic savas, Avrupa Birliginin catirdamasi gibi seyler pek gercekci gelmedi bana.
Gecenlerde burada yasam maliyetlerinin artmasi ile ilgili bariscil bir yuruyus yapildi (www.youtube.com
ama oyle ic savas, Avrupa Birliginin catirdamasi gibi seyler pek gercekci gelmedi bana.
0
Ortada bahsettiginiz gibi bir enerji krizi yok, planlar yapildi ve eger ongorulenin isinda seyler olmazsa bu kis geride kaldi bile, duruma gore onumuzdeki kis zorlanmalar olabilir, dunyanin haline bagli... enflasyon artisi var, yasadigim ulkede yuzde 5 resmi olarak ama bana yansimasi yuzde 10-15 gibi, yasam tarzlarina gore yansimayan veya cok hafif etkileyenler de var cevremde... Avrupa'da dunyanin her yerinde oldugu gibi politik calkantilar var ve insanlari sokaga inmesi yeni degil, bundan sonra da devam edecektir. ortada yasaklanan komure geri donus de yok, zaten hizmette olan bazi santraller bir yil icinde kapanmasi gerekirken sureleri ne olur ne olmaz diye 2 sene civari uzatildi... onun disinda almanya aralikta kapatacagi 2 adet nukleer reaktoru yine kapatacak, ancak ne olur ne olmaz diye sikinti olursa calisabilir durumda bekletecek.
kis gecerken gorecegiz, neler olacagi belli olmaz, fransa nukleer ulkesi ancak nukleer guvenilir bir kaynak degil ne zaman sorun cikacagi belli olmuyor.
enerjiyle ilgili yapilan felaket senaryolarini gercekmis gibi cebe atiyorsunuz sanirim, devletlerin gorevi iyi senaryoyu, normal senaryoyu, kotu senaryoyu ve en kotu senaryoyu planlayip en kotusune hazirlanmaktir, turkiye'de pek olmayan bir sey.
kis gecerken gorecegiz, neler olacagi belli olmaz, fransa nukleer ulkesi ancak nukleer guvenilir bir kaynak degil ne zaman sorun cikacagi belli olmuyor.
enerjiyle ilgili yapilan felaket senaryolarini gercekmis gibi cebe atiyorsunuz sanirim, devletlerin gorevi iyi senaryoyu, normal senaryoyu, kotu senaryoyu ve en kotu senaryoyu planlayip en kotusune hazirlanmaktir, turkiye'de pek olmayan bir sey.
0
Dusundugun su:
Bira7 tarafsiz 've yabanci basin takip edin... ekim ayinda 5 gunlugune tail icin gelen turist almak hukumeti kisi burada gecirsin diye mi gonderiyor sizce.
Bira7 tarafsiz 've yabanci basin takip edin... ekim ayinda 5 gunlugune tail icin gelen turist almak hukumeti kisi burada gecirsin diye mi gonderiyor sizce.
0
Kendi ülkesini süper olağanüstü fantastik diye yazıp avrupa bitti diye yangın yapmak. Umarım bir maaş prim yatar, süper performans.
Avrupa'dan bildiriyorum; bunun aynısını covid dönemi yazan gençler de vardı burada. Onlar sonra o güzel atlarına binip gittiler, utanclarindan yazamiyorlar heralde. Şimdi de Avrupa'da enerji krizi var, Avrupa bitticiler geldi.
Bitmedi abi avrupa falan. Anlıyorum bilgilerinizi böyle a haberden falan alıyorsunuz ama komik duruyor.
Alin bilgi olsun; elektriğe 2020'de 0.09 euro/kwh oduyormusum. Son faturam 0.13. iki senede yüzde 44 artmış.
Gene bilgi olsun tam 1 sene önce 12li bu a kalite yumurta 2.65 euro, su an 2.99.
Siz çok objektif insansiniz, bir bakin bakalim iki senede yüzde kaç artmış elektrik ve 1 sene yumurta kac artmis Türkiye'de.
Tamam abi catirdadik tamam, Türkiye Süper olağanüstü yer. Bütün ekonomik göstergeler süper diyor Türkiye, hatta en modern en özgür çağını yaşıyor.
Maaşı euro yollarsiniz bana, ibani malum kisilerin iletişim merkezi emailine atarim.
Avrupa'dan bildiriyorum; bunun aynısını covid dönemi yazan gençler de vardı burada. Onlar sonra o güzel atlarına binip gittiler, utanclarindan yazamiyorlar heralde. Şimdi de Avrupa'da enerji krizi var, Avrupa bitticiler geldi.
Bitmedi abi avrupa falan. Anlıyorum bilgilerinizi böyle a haberden falan alıyorsunuz ama komik duruyor.
Alin bilgi olsun; elektriğe 2020'de 0.09 euro/kwh oduyormusum. Son faturam 0.13. iki senede yüzde 44 artmış.
Gene bilgi olsun tam 1 sene önce 12li bu a kalite yumurta 2.65 euro, su an 2.99.
Siz çok objektif insansiniz, bir bakin bakalim iki senede yüzde kaç artmış elektrik ve 1 sene yumurta kac artmis Türkiye'de.
Tamam abi catirdadik tamam, Türkiye Süper olağanüstü yer. Bütün ekonomik göstergeler süper diyor Türkiye, hatta en modern en özgür çağını yaşıyor.
Maaşı euro yollarsiniz bana, ibani malum kisilerin iletişim merkezi emailine atarim.
0
speedy
Benim en ufak argoda hesabim kitleniyor. Kimisi ana baci sovuyor bir suru takipcisi var.
Benim en ufak argoda hesabim kitleniyor. Kimisi ana baci sovuyor bir suru takipcisi var.
0
en ufak argoda nasıl hesap kitleniyor hocam? ben senelerdir yardırıyorum bir kez bile hesabım kapanmadı. kimseden de duymadım küfür yüzünden hesap kapandığını. belki birine spesifik olarak küfür ettiyseniz ve şikayet ettiyse ama ortaya edilmiş küfürden hesap kapanmaz twitter'da.
0
@coldegezenkutupayisi kufurden hesap kapama nasil duymadin hocam ya? Twitterin bu politiklari yuzunden her dort kisiden birinin hesabi kapanmistir son 3-4 senede. Ortaya edilen kufur nasil oluyor, onu anlamadim. Guiza'nin bilmemne deyince banliyor, tum takimin bilmemne deyince banlamiyor mu yani.
0
ben de bir kişiye spesifik edilen küfür haricinde küfürden hesap kapanması duymadım hiç. Yani twitterda hesabı olan birine mention olarak ya da alıntılayıp vs küfür edersen ve o kişi uğraşırsa kapanır anca. Yoksa herkes küfür ediyor twitterda, kimsenin de küfürden hesabının kapandığını görmedim ki son 10 senedir twitter'da yaşıyorum neredeyse :d
0
birini direkt olarak hedef almadikca hesap kapanmasi ne duydum ne isittim...(onda da yazdiklari gibi sikayet filan olacak da belki)
0
Benim gozlemim: Icerik onemli degil, yeter ki sikayet olsun. Rize'den adam cikmaz, bu ulke yikilirsa bir Rizeli yuzunden yikilacak gibisinden bir tweet atmistim. Rize bilmemne derneginden biri gormus tweetimi, ekran resmi falan almislar, organize olmus sikayet etmisler twitterda:) Bir hesap oyle gitti benim. Bir tanesi av videosu paylasan avcinin video altina sovmekten, bir tanesi yuzde yuzluk pozisyon kaciran futbolcuya anlik sinirden, agir kufurdu. Avci hadi etiketliydi de futbolcu genel twitti, kimseyi etiketlemedim. Bir tanesi de hesabinizi inceledik spam yapiyormusum, belli bir dusunceyi empoze etmek, yaymaya calismak vs diyordu, spesifik tweet uzerinden degil genel olarak kullanma tarzimdan banlandim, bot falan mi sandi nedir anlamadim. Twitter beni mimledi mi nedir, paso benle ugrasiyor:)
0
Uzun zamandır bu durumu yaşamadım ama şöyle düşünüyorum: şikayet edildiği zaman ilgili gönderiyi twitter inceliyor. Ama o durumda da bu tweeti sil diye tutturuyordu, silene kadar başka hamle yapamıyordum. Silince normale dönüyordu. Birden fazla kez tekrarlanırsa kısıtlanıyordu sanki ama dediğim gibi şikayete bağlı diye düşünüyorum.
0
Benim anarsist anarsist takildigim hedaplarim da kapandi, bi keresinde "telefon vermezsen hesabi acmayiz" gibi uyari da aldim twitterdan. Ama 2009'dan beri acik olan numaramin falan kayitli oldugu bazen saydirip ettigim hesabim icin hic boyle bir sey olmadi. Bence yeni ve kisi bilgisi olmayan hesaplara yapiyorlar bunu. Sizin gorduklerinizin eski hesaplar olduklarini tahmin ediyorum ve sizinkinin de nispeten yeni.
0
but that was just a dream
Merhaba,Ocak ayı için Malaga'ya bilet almış bulunmaktayım. Endülüs'e 3 ya da 4 gün ayırıp Barcelona'ya geçmek niyetindeyiz. Gezmek istediğimiz şehirler: Granada, Cordoba ve Sevilla ancak Malaga'ya da 1 gün ayırsak mı hiç görmeden mi gitsek bilemiyorum. Bu şehirler hakkında genel tavsiyelerinize açığ
Merhaba,
Ocak ayı için Malaga'ya bilet almış bulunmaktayım. Endülüs'e 3 ya da 4 gün ayırıp Barcelona'ya geçmek niyetindeyiz. Gezmek istediğimiz şehirler: Granada, Cordoba ve Sevilla ancak Malaga'ya da 1 gün ayırsak mı hiç görmeden mi gitsek bilemiyorum. Bu şehirler hakkında genel tavsiyelerinize açığım.
uçak sabah 10'da inecek plan:
1. gün havalimanından direkt Granada
2. gün Cordoba
3. gün Sevilla
4. gün Barcelona'ya geçiş.
1 gün fazla ayırıp Malaga'yı da gezelim mi?
Ek olarak her türlü tavsiyeleriniz çok makbule geçer.
Şimdiden teşekkürler.
Ocak ayı için Malaga'ya bilet almış bulunmaktayım. Endülüs'e 3 ya da 4 gün ayırıp Barcelona'ya geçmek niyetindeyiz. Gezmek istediğimiz şehirler: Granada, Cordoba ve Sevilla ancak Malaga'ya da 1 gün ayırsak mı hiç görmeden mi gitsek bilemiyorum. Bu şehirler hakkında genel tavsiyelerinize açığım.
uçak sabah 10'da inecek plan:
1. gün havalimanından direkt Granada
2. gün Cordoba
3. gün Sevilla
4. gün Barcelona'ya geçiş.
1 gün fazla ayırıp Malaga'yı da gezelim mi?
Ek olarak her türlü tavsiyeleriniz çok makbule geçer.
Şimdiden teşekkürler.
0
Bu şehirler birbirine o kadar yakın değiller ki. Birer gün çok a az olur, bütün seyahat yolda geçer.
Barcelona zaten konum olarak oraya baya ters.
Malaga kesin görün diyebileceğim bir yer değil. Ama bence barselona için ayrı gelin
Barcelona zaten konum olarak oraya baya ters.
Malaga kesin görün diyebileceğim bir yer değil. Ama bence barselona için ayrı gelin
0
malaga'yi bosver madem, ancak granada 2 gun arti bir gun cordoba, bundan sonra ya yarim yamalak sevilla yapacaksiniz yahut ona da iki gun ayirip plani esneteceksiniz size kalmis... ek tavsiye vereyim de vaktiniz yok, araba filan kiralayacaksaniz bunlarin ortasinda bir yerde bir otelde vs kalip gunubirlik sehirlere de gidebilirsiniz. ben bunlarin tam ortasinda bir koyde yasiyordum bir ara, granada malaga 1 saatten kisa, cordoba 1.15, sevilla 1.30 suruyordu, ziyarete gelenler gunubirlik o sekilde yapiyorlardi... neyse, bunun disinda granada iki gun, bir gun hakaret resmen...
0
vazovski
Yeni bir ev tuttuk ailece. Tutarken suvtesisati eski uzun süre kullanilmayinca pas akıyor falan dedi emlakçı ve ev sahibi. Şimdi taşındık. Çeşme 2gun acilmayinca gerçekten de paslı akıyor. Baya kahve rengi akıyor. Ev sahibine söyleyeceğim ana muhtemelen masraftan dolayı ben sizi uyarmıştım falan diy
Yeni bir ev tuttuk ailece. Tutarken suvtesisati eski uzun süre kullanilmayinca pas akıyor falan dedi emlakçı ve ev sahibi.
Şimdi taşındık. Çeşme 2gun acilmayinca gerçekten de paslı akıyor. Baya kahve rengi akıyor.
Ev sahibine söyleyeceğim ana muhtemelen masraftan dolayı ben sizi uyarmıştım falan diyecek.
Benim bu durumda yasal bir hakkım var mı bu evi yaptırmak gibi.
Küçük çocuk olduğu için böyle.bir suyu kullanmak istemiyorum.
Not: önceki kiracının da pas nedeniyle banyo bile yapamadığı için taşındıklarıni öğrendim komşulardan.
Şimdi taşındık. Çeşme 2gun acilmayinca gerçekten de paslı akıyor. Baya kahve rengi akıyor.
Ev sahibine söyleyeceğim ana muhtemelen masraftan dolayı ben sizi uyarmıştım falan diyecek.
Benim bu durumda yasal bir hakkım var mı bu evi yaptırmak gibi.
Küçük çocuk olduğu için böyle.bir suyu kullanmak istemiyorum.
Not: önceki kiracının da pas nedeniyle banyo bile yapamadığı için taşındıklarıni öğrendim komşulardan.
0
sorunuza cevap degil ama ev sahibi o kadar ciddi bir uyarida bulunmus ve dinlememissiniz ki, kullanmayinca pas akan musluktan kullanildiginda surekli temiz su mu akacak belli ki tum tesisat olmus. normalde yasanilabilir durumda olmayan bir yer haline gelmisse sorumlulugun ev sahibine aittir, ancak bu saatten sonra bu is cok zor gorunuyor, yeni ev bakmaya baslayin, o surecte de ev sahibine yaptirmasi icin zorlayin bakalim ne olacak.
0
Adam da emlakci da uyarmis. Manasi yaptirmam isine gelirse kirala demek simdi evi kiralayip durumdan sikayet etmek neden? Ortada yalan beyan yok birsey yok.
Avukat degilim yasal durumu bilmem ama yaptigin etik degil.
Avukat degilim yasal durumu bilmem ama yaptigin etik degil.
0
İnsanlar da bir değişik ha. Ev sahibi söylemiş böyle durum var demiş sen neden taşındın o zaman. Hele küçük çocuk var sen neden taşındın.
Tam şark kurnazı ha, ucuz diye taşındı şimdi de bir şeyler tırnaklamaya çalışıyor aklınca.
Neyi yaptırıyorsun bir de eski tesisat sistemi eski evler böyle. Ne yaparsan yap o borular paslanıyor, geçtiğimiz senelerde apartman olarak daire başı onbinlerce lira verdik de tüm apartman içi tesisat kırıldı, dairelere yeni boru çekildi, sonra da daire içi tesisat yenilendi.
Tam şark kurnazı ha, ucuz diye taşındı şimdi de bir şeyler tırnaklamaya çalışıyor aklınca.
Neyi yaptırıyorsun bir de eski tesisat sistemi eski evler böyle. Ne yaparsan yap o borular paslanıyor, geçtiğimiz senelerde apartman olarak daire başı onbinlerce lira verdik de tüm apartman içi tesisat kırıldı, dairelere yeni boru çekildi, sonra da daire içi tesisat yenilendi.
0
Vay mk herkes normallestirmiş durumu. İnsanlık dışı bir durumda yaşamamızın istendiğini düşünmedik. Böyle her açtığımda okul oluk paslı su geleceğini zannetmedim. Kadın uzun süre kullanilmayinca oluyor demişti.
Bu durumdaki bir evde insanların kalması nasıl beklenebilir aklım almıyor açıkçası.
Her neyse kadın geldi gördü durumu, özetle param yok bu iş büyük iş dedi . Nihayetinde bir kaç gün iyice gözlemleyerek kara verelim ben yaninizdayim dedi. Gerekirse ben yaptıracağım kiradan düşeceğim. Herhalde ,20/30k geçmez diye umuyorum. Yine de hepiniz sağolun
Bu durumdaki bir evde insanların kalması nasıl beklenebilir aklım almıyor açıkçası.
Her neyse kadın geldi gördü durumu, özetle param yok bu iş büyük iş dedi . Nihayetinde bir kaç gün iyice gözlemleyerek kara verelim ben yaninizdayim dedi. Gerekirse ben yaptıracağım kiradan düşeceğim. Herhalde ,20/30k geçmez diye umuyorum. Yine de hepiniz sağolun
0
Valla açıkçası baya değişik insanlarmışsınız. Önceden beyan edilmiş bir durumda “bu kadar da olacağını düşünmemiştik” savunması cidden ilginç. Bir de gerekirse gerekirse kiradan düşüp yaptıracağız diyorsunuz kadının durumum yok demesine rağmen. Ha nasıl olsa kontratı yaptık her türlü hak bizim diyorsunuz.
şark kurnazlığı +1
şark kurnazlığı +1
0
söz konusu durum; ayıplı mal. ancak bu durum size bildirilmiş. normalde bu kabul edilmez. ilk aklıma gelen piyasa şartlarının altında bir kira bedeliyle tutulduğu için bu ayıbın gözardı edildiği. malik izni olmadan masraf edip kiradan düşerim derseniz bu sizi haksız yapar. yapabileceğiniz en makul şey filtre taktırmak olur. içme suyu için damacana kullanmak olur.
0
@vazovski ilk olarak bu devirde 20-30k'ya tadilat yapacak usta sokmak bile yetenek ister. İkincisi de su borularının geçtiği her yer kırılacak, yeni boru döşenecek, sonra da o kırılan fayanslar, açılan parkeler kapatılacak. Apartmanda diğer dairelerde de böyle bir durum varsa apartman içi tesisat da yenilenecek. Her türlü bir 100.000 ödeyeceksiniz. Filtre kullanmak da bir yere kadar çözüm.
Ek olarak ahırdan bozma evlerin geniş ferah diye pazarlandığı, kırık dökük evin boya badana gerekiyor diye pazarlandığı bir ülkede ev hakkında böyle bir şey söylendiyse ciddiye almayacak kadar fanusta yaşamanız da inanılmaz.
Ek olarak ahırdan bozma evlerin geniş ferah diye pazarlandığı, kırık dökük evin boya badana gerekiyor diye pazarlandığı bir ülkede ev hakkında böyle bir şey söylendiyse ciddiye almayacak kadar fanusta yaşamanız da inanılmaz.
0
benim de oturduğum evde su tesisatı 1-2 gün kullanılmazsa önce hafif paslı, sarımsı bir su akıyordu, birkaç saniye sonra sonra düzeliyordu.
su tesisatının eski olması, paslı olması başka, musluktan çamur gibi paslı su akması başka.
neden herkesin gömdüğünü anlayamadım.
emlakçı uyarmış da, "önceki kiracı dayanamadı, bu yüzden çıktı, o denli bir pas" dememiş.
"uzun süre kullanılmayınca pas akıyor" dendiğinde, benim eski evimdeki gibi bir durum olduğu düşünülür, musluktan çamur gibi su aktığı değil.
bu zaten eski binalarda hep olan bir şey çünkü.
bu, ısınma sorunu olan evi kiraya vermek gibi bir şey.
anlattığınız durum "biz uyardık" seviyesini aşan bir şey, yani kiralanamaz durumdaki evi kiraya vermişler.
yukarıda söylendiği gibi, çok büyük iş.
ama yani iki ayrı evimde hem boru patladığı için tadilat yaptırdım, hem mutfak yaptırdım.
öyle "cesaret isteyecek" falan bir şey değil.
iyi usta bulursanız tıkır tıkır yapıyorlar ama tabii ki büyük iş, yani yerler falan kırılacak.
ayrıca bir usta çağırıp baktırın, en problemli yeri tespit edip sadece o kısmı da değiştirebilirler işiniz görülsün diye.
benim evde boru patlayınca sadece dirseğe kadar olan kısmını değiştirdiler mesela.
belki o şekilde kurtarılabilir bir tarafı vardır, bir usta getirip sormanız lazım.
tespit için para isteyebilirler yalnız çünkü kamerayla bakıyorlar borulara.
duruma göre olmazsa taşınırsınız.
tabii ki durup dururken üst üste iki kere taşınmanın masrafı da olacak.
iyi düşünün, düzgün bir ustaya danışın.
su tesisatının eski olması, paslı olması başka, musluktan çamur gibi paslı su akması başka.
neden herkesin gömdüğünü anlayamadım.
emlakçı uyarmış da, "önceki kiracı dayanamadı, bu yüzden çıktı, o denli bir pas" dememiş.
"uzun süre kullanılmayınca pas akıyor" dendiğinde, benim eski evimdeki gibi bir durum olduğu düşünülür, musluktan çamur gibi su aktığı değil.
bu zaten eski binalarda hep olan bir şey çünkü.
bu, ısınma sorunu olan evi kiraya vermek gibi bir şey.
anlattığınız durum "biz uyardık" seviyesini aşan bir şey, yani kiralanamaz durumdaki evi kiraya vermişler.
yukarıda söylendiği gibi, çok büyük iş.
ama yani iki ayrı evimde hem boru patladığı için tadilat yaptırdım, hem mutfak yaptırdım.
öyle "cesaret isteyecek" falan bir şey değil.
iyi usta bulursanız tıkır tıkır yapıyorlar ama tabii ki büyük iş, yani yerler falan kırılacak.
ayrıca bir usta çağırıp baktırın, en problemli yeri tespit edip sadece o kısmı da değiştirebilirler işiniz görülsün diye.
benim evde boru patlayınca sadece dirseğe kadar olan kısmını değiştirdiler mesela.
belki o şekilde kurtarılabilir bir tarafı vardır, bir usta getirip sormanız lazım.
tespit için para isteyebilirler yalnız çünkü kamerayla bakıyorlar borulara.
duruma göre olmazsa taşınırsınız.
tabii ki durup dururken üst üste iki kere taşınmanın masrafı da olacak.
iyi düşünün, düzgün bir ustaya danışın.
0
Ev sahibi tamam değiştirelim dese de siz evin içindeyken olacak iş değil, Mutfak banyo tuvalet ve dışarıdan evin içine ve bu bölmelere kadar her yer kırılacak.
İçinde yaşanan evde hiç kolay değil, kaldı ki problem binanın ana kolon tesisatındaysa aynı sorun devam edebilir.
İçinde yaşanan evde hiç kolay değil, kaldı ki problem binanın ana kolon tesisatındaysa aynı sorun devam edebilir.
0
Tam aciklayici olmadan uyardi diye pas icsinler madem. Uzun sureden 2 gunu anlayan super zekalar icin evet tesisati onlar kendi parasiyla degistirsin. Sizin durumunuzda sorumluluk ev sahibindedir, geregi neyse seve seve yapacak. Cok biliyormus madem uzun sure degil 2 gunde pas akiyor bakin ona gore kiralayin deseymis. Evden cikinca borulari yaninizda goturmeyecekseniz yaptirin, kiradan dusun.
0
dahili meddah
Önümüzdeki sezonda faal olacak şekilde bir otel ve otelin bulunduğu alanın içinde ama dışarıya da hitap edecek bir restoran açmayı düşünüyoruz.Hali hazırda içinde bulunan 2 katlı ev 8 odalı otele dönüştürülecek ve bahçe kısmına da restoran yapılacak. Projesi vs her şey hazır. Güzel bir şey olacak gi
Önümüzdeki sezonda faal olacak şekilde bir otel ve otelin bulunduğu alanın içinde ama dışarıya da hitap edecek bir restoran açmayı düşünüyoruz.
Hali hazırda içinde bulunan 2 katlı ev 8 odalı otele dönüştürülecek ve bahçe kısmına da restoran yapılacak. Projesi vs her şey hazır. Güzel bir şey olacak gibi görünüyor.
Sorum daha önce bu işle uğraşan var mı? Nelere dikkat etmemizi tavsiye edersiniz? En büyük riskler neler?
Fikrini paylaşacak arkadaşlara şimdiden teşekkürler
Not : yer İzmir karaburun'da
Hali hazırda içinde bulunan 2 katlı ev 8 odalı otele dönüştürülecek ve bahçe kısmına da restoran yapılacak. Projesi vs her şey hazır. Güzel bir şey olacak gibi görünüyor.
Sorum daha önce bu işle uğraşan var mı? Nelere dikkat etmemizi tavsiye edersiniz? En büyük riskler neler?
Fikrini paylaşacak arkadaşlara şimdiden teşekkürler
Not : yer İzmir karaburun'da
0
ben bu kadar bilgiyle cok birsey soyleyemezdim, bu kurum kimlere hitap ediyor sorusunun cevaplanmasi gerek, ondan sonra belki verilecek tavsiyeler anlamli olur. Kimlere hitap ediyr derken; hangi gelir seviyesi, hangi demografi etc
0
@hewit bölgenin pahalı yerlerinden biri olacak. En pahalısı olmasa da onların bir tık altında gibi düşünün. Muhtemelen orta üst gelir grubu çift ya da aileler tercih edecek.
0
uzun yıllar otelcilik sektöründe çalıştım. sohbet edebiliriz isterseniz. burdan şunlar şunlara dikkat edin veya önemseyin yazamıyorum çünkü detay yok yeterince :).
0
11 yıllık turizmci ve otelci tanıdığı bol biri olarak mesaj atarsanız sohbete ben de açığım.
0
işin biraz mutfak ve teknik kısmıyla ilgili olarak genel birşeyler şeyler yazmak gerekirse;
1-İlk olarak işini düzgün yapan, dürüst, çalışma isteği olan personeller bulmaya çalışın.
2-menüleri belirleyin, tarif reçetelerini hazırlayın, maliyet hesabı yapın, tüm yemekleri hazırlayın, tadım yapın,
3-tedarikçileri araştırın, hangi malzeme nereden temin ediliyor, ne kadar sürede geliyor, ödemeler nasıl yapılıyor (nakit, çek, vade v.b)
4-projeler hazırsa temel mutfak malzemelerine karar verilmiştir diyorum (bulaşık mak, derin dondurucu ve buzdolapları, fırınlar, ocaklar, fritözler) , bunun haricinde mutfak ta yemek hazırlarken pratik olması açısından sebze ve et doğrama, parçalama, dilimleme makinalarına, mikserlere göz atın derim.
5-Mutfak için düzgün bir havalandırma sistemi mutlaka olsun.
6-Otel kısmı için online rezervasyon siteleri ile iletişime geçin.
7-Otel ve restoran genelinde düzgün çeken bir wifi sistemi kurun.
8-Odalarda kartlı giriş, otomatik çalışan havalandırma, ışıklar, merkezi tv sistemi, telefon v.b sistemler olacaksa boru ve kablo altyapsını şimdiden belirleyin.
9- Mutfak kısmı için ekipmanların tüm güçlerini hesaba katarak düzgün bir proje çizdirin.
Tüm cihazların prizleri yanlarında olsun.
Yüksek güç çeken cihazlar için ayrı hat çektirin, sigortası ayrı olsun.
Aydıntlatmaları mümkün mertebe fazla linye yaptırın, kısım kısım açılıp kapatılabilsin.
Pos konulacak noktalar için enerji + cat6 data kablosu çektirin.
Data ve telefon kabloları için ortak bir alan belirleyin burada toplayın tüm kabloları.
10- Mutfak kısmı tavana kadar fayans yapılsın.
daha da yazacak çok şey var da ilk aklıma gelenler bunlar oldu. spesifik birşeyler varsa yeme içme ve teknik kısımlarla alakalı yardımcı olmaya çalışırım.
1-İlk olarak işini düzgün yapan, dürüst, çalışma isteği olan personeller bulmaya çalışın.
2-menüleri belirleyin, tarif reçetelerini hazırlayın, maliyet hesabı yapın, tüm yemekleri hazırlayın, tadım yapın,
3-tedarikçileri araştırın, hangi malzeme nereden temin ediliyor, ne kadar sürede geliyor, ödemeler nasıl yapılıyor (nakit, çek, vade v.b)
4-projeler hazırsa temel mutfak malzemelerine karar verilmiştir diyorum (bulaşık mak, derin dondurucu ve buzdolapları, fırınlar, ocaklar, fritözler) , bunun haricinde mutfak ta yemek hazırlarken pratik olması açısından sebze ve et doğrama, parçalama, dilimleme makinalarına, mikserlere göz atın derim.
5-Mutfak için düzgün bir havalandırma sistemi mutlaka olsun.
6-Otel kısmı için online rezervasyon siteleri ile iletişime geçin.
7-Otel ve restoran genelinde düzgün çeken bir wifi sistemi kurun.
8-Odalarda kartlı giriş, otomatik çalışan havalandırma, ışıklar, merkezi tv sistemi, telefon v.b sistemler olacaksa boru ve kablo altyapsını şimdiden belirleyin.
9- Mutfak kısmı için ekipmanların tüm güçlerini hesaba katarak düzgün bir proje çizdirin.
Tüm cihazların prizleri yanlarında olsun.
Yüksek güç çeken cihazlar için ayrı hat çektirin, sigortası ayrı olsun.
Aydıntlatmaları mümkün mertebe fazla linye yaptırın, kısım kısım açılıp kapatılabilsin.
Pos konulacak noktalar için enerji + cat6 data kablosu çektirin.
Data ve telefon kabloları için ortak bir alan belirleyin burada toplayın tüm kabloları.
10- Mutfak kısmı tavana kadar fayans yapılsın.
daha da yazacak çok şey var da ilk aklıma gelenler bunlar oldu. spesifik birşeyler varsa yeme içme ve teknik kısımlarla alakalı yardımcı olmaya çalışırım.
0
Sektörde tecrübem yok, müşteri ve gözlemci olarak fikirlerimi söylüyorum.
- İsmini kolay söylenen bir şey yapın. Türkçe olması daha da iyi. Bunu "dilimiz yozlaşmasın" sebebiyle değil, insanlar birbirine kolay söyleyebilsin, tavsiye edebilsin diye diyorum.
- Mümkünse işletmenin önüne bir heykel,figür, resim, farklı bir şey koyun. "Ananas heykelinin oradaki restoran, kırmızı filin oradaki cafe" şeklinde insanların aklına kazınsın.
- Restorana bir farklılık getirin. Çok maliyeti olmayan bir farklılık. Atıyorum (ama siz bundan daha iyisini bulun) her müşteriye bir adet salatalık soyup, dikine kesip yanında tuzla verin. Hıyarla, hıyarlıkla ilgili yapacakları birbirinden farksız esprilerin hepsine gülün :)
- İnsanların içeri girmeye korkacağı kadar fazla para harcamayın, çok pahalı görünen yere hem insanlar girmekten çekinir hem de siz o dekorasyonun parası çıksın diye fiyatları artırmak zorunda kalıp kendi işinizi baltalarsınız. Dekorasyona para harcama işini yıllara yayın. Sizin ve müşterilerin tercihlerini öğrendikçe devam edin.
- Güleryüz çok önemli . En beceriksiz bir servis elemanı bile güleryüzü sayesinde müşterinin mekandan mutlu ayrılmasını sağlayabilir. Personel bulmanın kolay bir iş olmadığını tahmin ediyorum ama müşteriye güleryüzlü davranmaya çok önem vermeyi unutmayın. Restoranın arka kısımlarında, mutfakta bu güleryüzün başlayarak müşterilere yansıması en güzeli, elinizden geldiğince siz de çalışanlara o şekilde davranın.
- Konseptinize bağlı, özellikle rahatsız sandalye de seçmek isteyebilirsiniz ama mümkünse rahat, en rahat sandalyeleri seçin. Usta size 40 yıldır sandalye yaptığını, işinde çok iyi olduğunu söylese de mutlaka sandalyeyi kullanacağınız masanın önünde deneyin, test edin. Bazen binlerce lira harcanmış mekanlarda bile sandalye-masanın uzunluğu birbirini tutmuyor, rahatsız ediyor insanı.
- Yüzlerce yemek seçeneği yerine çok daha az ürünü hem daha iyi hem de daha düşük maliyetle üretmeye odaklanın. Vegan-vejetaryen seçeneklerinizin de olduğunu görünür bir yere yazmak iyi bir fikir olabilir. Bir vegan 4-5 kişilik bir grubu restorana getirebilir ve sadık bir müşteri olabilir.
- Cep telefonu şarj etme konusunda bir çözüm getirmenizi öneririm. Telefonu şarjda olan bir müşteri, mutlu bir müşteridir.
- Tuvaletlerin temizliği (özellikle de orta-üst gelir grubuna hitap ediyorsanız) çok önemli. Kadınlar tuvaleti daha da önemli.
Her sektörde tecrübe çok önemli ama hizmet sektöründe çok daha önemli diye düşünüyorum. Öyle bir imkan bulabilirseniz 1-2 ay benzer bir işletmede bedava da olsa çalışın derim.
- İsmini kolay söylenen bir şey yapın. Türkçe olması daha da iyi. Bunu "dilimiz yozlaşmasın" sebebiyle değil, insanlar birbirine kolay söyleyebilsin, tavsiye edebilsin diye diyorum.
- Mümkünse işletmenin önüne bir heykel,figür, resim, farklı bir şey koyun. "Ananas heykelinin oradaki restoran, kırmızı filin oradaki cafe" şeklinde insanların aklına kazınsın.
- Restorana bir farklılık getirin. Çok maliyeti olmayan bir farklılık. Atıyorum (ama siz bundan daha iyisini bulun) her müşteriye bir adet salatalık soyup, dikine kesip yanında tuzla verin. Hıyarla, hıyarlıkla ilgili yapacakları birbirinden farksız esprilerin hepsine gülün :)
- İnsanların içeri girmeye korkacağı kadar fazla para harcamayın, çok pahalı görünen yere hem insanlar girmekten çekinir hem de siz o dekorasyonun parası çıksın diye fiyatları artırmak zorunda kalıp kendi işinizi baltalarsınız. Dekorasyona para harcama işini yıllara yayın. Sizin ve müşterilerin tercihlerini öğrendikçe devam edin.
- Güleryüz çok önemli . En beceriksiz bir servis elemanı bile güleryüzü sayesinde müşterinin mekandan mutlu ayrılmasını sağlayabilir. Personel bulmanın kolay bir iş olmadığını tahmin ediyorum ama müşteriye güleryüzlü davranmaya çok önem vermeyi unutmayın. Restoranın arka kısımlarında, mutfakta bu güleryüzün başlayarak müşterilere yansıması en güzeli, elinizden geldiğince siz de çalışanlara o şekilde davranın.
- Konseptinize bağlı, özellikle rahatsız sandalye de seçmek isteyebilirsiniz ama mümkünse rahat, en rahat sandalyeleri seçin. Usta size 40 yıldır sandalye yaptığını, işinde çok iyi olduğunu söylese de mutlaka sandalyeyi kullanacağınız masanın önünde deneyin, test edin. Bazen binlerce lira harcanmış mekanlarda bile sandalye-masanın uzunluğu birbirini tutmuyor, rahatsız ediyor insanı.
- Yüzlerce yemek seçeneği yerine çok daha az ürünü hem daha iyi hem de daha düşük maliyetle üretmeye odaklanın. Vegan-vejetaryen seçeneklerinizin de olduğunu görünür bir yere yazmak iyi bir fikir olabilir. Bir vegan 4-5 kişilik bir grubu restorana getirebilir ve sadık bir müşteri olabilir.
- Cep telefonu şarj etme konusunda bir çözüm getirmenizi öneririm. Telefonu şarjda olan bir müşteri, mutlu bir müşteridir.
- Tuvaletlerin temizliği (özellikle de orta-üst gelir grubuna hitap ediyorsanız) çok önemli. Kadınlar tuvaleti daha da önemli.
Her sektörde tecrübe çok önemli ama hizmet sektöründe çok daha önemli diye düşünüyorum. Öyle bir imkan bulabilirseniz 1-2 ay benzer bir işletmede bedava da olsa çalışın derim.
0
Aile mekanımız var.
İmkan ve zaman varsa msa'nın restoran işletmeciliği eğitimleri var. Mutlaka gidin. Çok iyi ipuçları ve aklınıza gelmeyecek detayları anlarsınız.
Otelciliği bilmiyorum ama yemek tarafını anlatayım. Bazıları oteli de ilgilendirir gerçi.
-Personel personel personel. Personelin kadar iyisin. Dekorasyon menü vs bir yere kadar. Müşterinin muhatap olduğu adam ya da yemekleri yapan adam iyiyse sorun yok. Değilse geçmiş olsun. Şikayetlerin önünü alamazsınız. Müşteriyi geçtim siz de uğraşırsınız. Personeli çok iyi seçin.
-Gıda işinin en büyük sorunu stoklarının çok çabuk bozulması. Çöpe giden her şey zarar. O yüzden menüyü, haftalık tahmini satışı stokları çok iyi ayarlamak lazım. İyi bir aşçı burada çok işinize yarar.
-Sosyal medyayı önemseyin. Başından itibaren en büyük vitrininiz olacak. Bizim en büyük müşteri kaynağımız instagram.
-Zomato, tripadvisor gibi yerlere direkt girin.
-Otopark işini halledin. En büyük sorunlardan biri bu oluyor:)
İmkan ve zaman varsa msa'nın restoran işletmeciliği eğitimleri var. Mutlaka gidin. Çok iyi ipuçları ve aklınıza gelmeyecek detayları anlarsınız.
Otelciliği bilmiyorum ama yemek tarafını anlatayım. Bazıları oteli de ilgilendirir gerçi.
-Personel personel personel. Personelin kadar iyisin. Dekorasyon menü vs bir yere kadar. Müşterinin muhatap olduğu adam ya da yemekleri yapan adam iyiyse sorun yok. Değilse geçmiş olsun. Şikayetlerin önünü alamazsınız. Müşteriyi geçtim siz de uğraşırsınız. Personeli çok iyi seçin.
-Gıda işinin en büyük sorunu stoklarının çok çabuk bozulması. Çöpe giden her şey zarar. O yüzden menüyü, haftalık tahmini satışı stokları çok iyi ayarlamak lazım. İyi bir aşçı burada çok işinize yarar.
-Sosyal medyayı önemseyin. Başından itibaren en büyük vitrininiz olacak. Bizim en büyük müşteri kaynağımız instagram.
-Zomato, tripadvisor gibi yerlere direkt girin.
-Otopark işini halledin. En büyük sorunlardan biri bu oluyor:)
0
bay b
07/22 yaziyor TETT olarak, bir sey olmus mudur sizce full dolapta durdu? zaten yiyecegim bir cay ya da tatli kasigi.
07/22 yaziyor TETT olarak, bir sey olmus mudur sizce full dolapta durdu? zaten yiyecegim bir cay ya da tatli kasigi.
0
Daha önce açıldı mı? Açılmadıysa zaten bir şey olmamıştır, yağ sonuçta ne kadar bozulacak. Açıldıysa da bi tadına kokusuna bak, rahatsız edici (acılık vs.) bir durum yoksa yapıştır yine.
0
daha once acildi ama kokusu falan gayet yerinde mis gibi hindistan cevizi kokusu geliyor, rahatsiz edici bir sey yok hic.
0
michael_knight
Uzaktayken evin içini izlemek için kameralar var,Peki istediğimde diğer odalara da bakabilmek için uzaktan kumandalı arabalı kamera gibi bir çözüm var mı?
Uzaktayken evin içini izlemek için kameralar var,
Peki istediğimde diğer odalara da bakabilmek için uzaktan kumandalı arabalı kamera gibi bir çözüm var mı?
Peki istediğimde diğer odalara da bakabilmek için uzaktan kumandalı arabalı kamera gibi bir çözüm var mı?
0
odadan odaya gidecek tekerlekli bir kamera, teknik olarak mümkün ancak şarj edemeyeceğiniz için pratikte mümkün değil. kablolu yapsanız, o kablo ile evde gezdiremezsiniz. ben böyle bir ürün görmedim. en pratiği her odaya kamera koymak gibi duruyor.
0
cosmicgadin
Hangisi? Sebepleriyle lütfen.
Hangisi? Sebepleriyle lütfen.
0
Yeni Zelanda
Dünyanın hareketli bölgelerinden izole ancak bilinçli, sosyal olarak uyumlu insanlar yaşıyor. Hayat standartları benim için güzel.
Kanada da başka bir seçenek. Aynı ABD gibi dünyanın diğer bölgeleriyle arasında iki tane okyanus var ama ABD gibi kendi içinde kurtlar sofrası değil. İnsanları daha mülayim.
Yani anlayacağınız gibi benim için en önemli noktayı gününüz toplumsal normlarını yansıtan ancak çok göz önünde olmayan ülkeler oluşturuyor.
Norveç, İsveç gibi ülkeler her geçen gün artan gerilimlerin içinde daha da çok kalmaya başladılar; onun için artık onları saymıyorum.
Dünyanın hareketli bölgelerinden izole ancak bilinçli, sosyal olarak uyumlu insanlar yaşıyor. Hayat standartları benim için güzel.
Kanada da başka bir seçenek. Aynı ABD gibi dünyanın diğer bölgeleriyle arasında iki tane okyanus var ama ABD gibi kendi içinde kurtlar sofrası değil. İnsanları daha mülayim.
Yani anlayacağınız gibi benim için en önemli noktayı gününüz toplumsal normlarını yansıtan ancak çok göz önünde olmayan ülkeler oluşturuyor.
Norveç, İsveç gibi ülkeler her geçen gün artan gerilimlerin içinde daha da çok kalmaya başladılar; onun için artık onları saymıyorum.
0
İsrail/Katar
-Havası güzel.
-Yemekler güzel.
-Deniz/plaj.
-Güvenli (özellikle Katar).
-Haklı refah içinde, görece zengin ülkeler.
-TR'ye yakın.
-İş imkanları gani.
-Havası güzel.
-Yemekler güzel.
-Deniz/plaj.
-Güvenli (özellikle Katar).
-Haklı refah içinde, görece zengin ülkeler.
-TR'ye yakın.
-İş imkanları gani.
0
nasil yasayacagimiza gore
chill bir emekli hayati icin en yasanilir ulke tayland
sosyo politik dinamik ve bu acidan besleyici bir hayat icin fransa
sadece izdirap icin turkiye
chill bir emekli hayati icin en yasanilir ulke tayland
sosyo politik dinamik ve bu acidan besleyici bir hayat icin fransa
sadece izdirap icin turkiye
0
ABD. Her eyaleti bir ülke gibi.
Demokratların azınlıkta olduğu herhangi bir eyalette nispeten rahat yaşayabilirsiniz. Mülteci sorunundan kaçmak daha kolay.
Maaşları yüksek, şehirlerinde başıboş hayvan sorunu yok. Şehirde çalışmak istemeyenler için imkanları çok daha fazla, büyük şirketler kasaba gibi yerlere ofis açabiliyorlar.
Pasaportu çok güçlü, herhangi bir Avrupa ülkesinde haftalarca tatil yapabilirsiniz.
Araba ve yakıt ucuz. Et ucuz. Her türlü dünyaca ünlü müzik gruplarını dinlemek ve çeşit çeşit sosyal aktivite mümkün.
Bu biraz kişisel ama müstakil ev çok yaygın.
Avrupa mülteci cenneti, ayrıca tek tip hükümetler olduğu için halka zorla herhangi bir şeyi dayattırabiliyorlar. Yani Hollanda’nın yaptığı gibi eti yasakladık, tarım yapamazsınız dediklerinde gidebileceğiniz alternatif bir şehir yok. ABD de bu durum daha zor. Eyalet bazlı kararlar veriliyor. Bunaldığınız bir noktada başka bir yere taşınabilirsiniz.
ABD de zengin olmak daha kolay, Avrupa vergi cenneti.
Özetle, Avrupa’ya gidecekseniz Türkiye de kalın daha mantıklı bence. Tek hedefiniz ABD olsun.
Demokratların azınlıkta olduğu herhangi bir eyalette nispeten rahat yaşayabilirsiniz. Mülteci sorunundan kaçmak daha kolay.
Maaşları yüksek, şehirlerinde başıboş hayvan sorunu yok. Şehirde çalışmak istemeyenler için imkanları çok daha fazla, büyük şirketler kasaba gibi yerlere ofis açabiliyorlar.
Pasaportu çok güçlü, herhangi bir Avrupa ülkesinde haftalarca tatil yapabilirsiniz.
Araba ve yakıt ucuz. Et ucuz. Her türlü dünyaca ünlü müzik gruplarını dinlemek ve çeşit çeşit sosyal aktivite mümkün.
Bu biraz kişisel ama müstakil ev çok yaygın.
Avrupa mülteci cenneti, ayrıca tek tip hükümetler olduğu için halka zorla herhangi bir şeyi dayattırabiliyorlar. Yani Hollanda’nın yaptığı gibi eti yasakladık, tarım yapamazsınız dediklerinde gidebileceğiniz alternatif bir şehir yok. ABD de bu durum daha zor. Eyalet bazlı kararlar veriliyor. Bunaldığınız bir noktada başka bir yere taşınabilirsiniz.
ABD de zengin olmak daha kolay, Avrupa vergi cenneti.
Özetle, Avrupa’ya gidecekseniz Türkiye de kalın daha mantıklı bence. Tek hedefiniz ABD olsun.
0
rusya. başkalarından devşirme faşizm yerine bizzat evde yapılmış sağlıklı ve organik faşizmi tercih ediyorum çünkü. normalde sıkı avrupacıydım, ülke fark etmezdi. gel deseler yine giderim herhalde ama siyaset işine hiç girmemem lazım, yoksa nefis dayaklar yerim. ben o yüzden rusya ve ardından balkanlar diyorum. öncelik sırbistan, plase hırvatistan.
herkesin fikrine ve isteğine saygım sonsuz ama ben ABD'yi idealize eden biriyle merhabalaşmanın ötesine geçmem mesela. bi ricası, isteği olursa yardımcı olurum. o kadar.
herkesin fikrine ve isteğine saygım sonsuz ama ben ABD'yi idealize eden biriyle merhabalaşmanın ötesine geçmem mesela. bi ricası, isteği olursa yardımcı olurum. o kadar.
0
bastira bastira soyluyorum kesinlikle commonwealth olamaz, reklami iyi, abartiliyor.
bizim gibi akdeniz insanina, italya, portekiz, fransa gibi ulkeler uygun.
fransizlar cinstir, ispanyollar ve italyanlar ile iyi anlasiriz.
yok avrupa'dan cikmak istiyorum diyorsaniz, ya Amerika (pasifik sahili) ya da Rusya.
obur taraftan haliniz vaktiniz isiniz gucunuz yerinde ise ben olsam turkiye'den en fazla 2 haftaligina tatil icin kacarim, bir nefes alir cukura geri donerim.
bizim gibi akdeniz insanina, italya, portekiz, fransa gibi ulkeler uygun.
fransizlar cinstir, ispanyollar ve italyanlar ile iyi anlasiriz.
yok avrupa'dan cikmak istiyorum diyorsaniz, ya Amerika (pasifik sahili) ya da Rusya.
obur taraftan haliniz vaktiniz isiniz gucunuz yerinde ise ben olsam turkiye'den en fazla 2 haftaligina tatil icin kacarim, bir nefes alir cukura geri donerim.
0
Bence bu konuya mikro ölçekte bakmak lazım. Yani yaşadığın şehir hatta mahalleye göre değişir. Senin beklentilerine göre de.
Yani ABD diyelim mesela. New York'ta yaşayacağın hayatla, New Orleans'taki bir olmayacak. Hatta New York'ta merkezde yaşayanla civarında yaşayan new jersey gibi insanın da hayatı ve mutluluğu farklıdır.
Bu her ülkede böyle. Maddi kaynaklarınız güçlüyse, tuhaf afrika ülkeleri dışında hemen her ülke yaşanılasıdır dünya üzerinde.
Yani ABD diyelim mesela. New York'ta yaşayacağın hayatla, New Orleans'taki bir olmayacak. Hatta New York'ta merkezde yaşayanla civarında yaşayan new jersey gibi insanın da hayatı ve mutluluğu farklıdır.
Bu her ülkede böyle. Maddi kaynaklarınız güçlüyse, tuhaf afrika ülkeleri dışında hemen her ülke yaşanılasıdır dünya üzerinde.
0
Kişiden kişiye çok değişecek bir olay.
Misal para isteyen kişinin gitmek isteyeceği yerler belli. Ha zor duruma düşersen yardım eden yok oralarda ama risk budur.
Ben pek bilmiyorum neresi. Türkiye olmadığından eminim çünkü hayatta baktığım tek şey para değil. Ayda 8-10 bin eurodan aşağıya türk insani ile günlük muhatap olmam. Iki hafta tatilden döndüm, dünya varmış.
Akdeniz ülkeleri insan olarak bize uyumlu katılırım. Misal almanlar ile olan ortamlar bana biraz daha zor geliyor fransiz/ispanyollara falan göre.
Ama nedense hem bana yakın olması hem paranın Çok olması hem Avrupa'da olması hem Türkiye'ye gidiş dönüş kolay olması falan derken İsviçre olabilir. Ama Fransa'da da sorunum yok yani.
Amerika olmadığından da eminim de onu eleştirmek için vakit harcayamam.
Misal para isteyen kişinin gitmek isteyeceği yerler belli. Ha zor duruma düşersen yardım eden yok oralarda ama risk budur.
Ben pek bilmiyorum neresi. Türkiye olmadığından eminim çünkü hayatta baktığım tek şey para değil. Ayda 8-10 bin eurodan aşağıya türk insani ile günlük muhatap olmam. Iki hafta tatilden döndüm, dünya varmış.
Akdeniz ülkeleri insan olarak bize uyumlu katılırım. Misal almanlar ile olan ortamlar bana biraz daha zor geliyor fransiz/ispanyollara falan göre.
Ama nedense hem bana yakın olması hem paranın Çok olması hem Avrupa'da olması hem Türkiye'ye gidiş dönüş kolay olması falan derken İsviçre olabilir. Ama Fransa'da da sorunum yok yani.
Amerika olmadığından da eminim de onu eleştirmek için vakit harcayamam.
0
@romario, herkes insan gibi cevap yazmış, hayret kimse ukalalık yapmamış derken senin ender rastlanacak derecede boş cevabını gördüm. Her soruya böyle kime göre neye göre kafasında, beyin yakan, hiç bir faydaya hizmet etmeyen ve varsayımsal bir şekilde yaklaşmanıza sebep olan beyin fonksiyonlarınızda arıza olduğunu düşünüyorum. Biliyor musun, ortaya savurduğun saçma cümlelerin biraz zıttı olacak ama Avrupa'da 8 sene yaşadım, altımda son model iki arabayla. Garsonluk falan aramıyorum, insanların fikrini öğrenmek için bir soru sordum, bilmişlik taslamalarına meydan açmak için değil. Soru gördüğünde cevap vermek zorunda hissetme kendini olur mu?
0
the sound and the fury
Arkadaşım 200 bin tl bir şebekeye para vermiş ve kaçak yollardan gidecek orada sığınma talebinde bulunacak. Kampta kalacak mış. Fransa kabul ediyor mu herkes böyle gidebilir mi? Sol görüşlü aleviyim kürt üm dediğiniz zaman size iltica hakkı veriyorlar mı? Hangi ülkeler bunu kabul ediyor. Kafaya çok
Arkadaşım 200 bin tl bir şebekeye para vermiş ve kaçak yollardan gidecek orada sığınma talebinde bulunacak. Kampta kalacak mış. Fransa kabul ediyor mu herkes böyle gidebilir mi? Sol görüşlü aleviyim kürt üm dediğiniz zaman size iltica hakkı veriyorlar mı? Hangi ülkeler bunu kabul ediyor. Kafaya çok takıyorum bu ülkede kalırsam 1 seneye cesedim çıkar. Bu dincilerin ülkesinde daha yaşamak istemiyorum.
0
Hayır vermiyorlar.
Bu kadar kolay değil tabiki.
Ben yakın süreçte iki kere iltica duydum;
Babasi fetocu. Baba İsviçre kaçmış, kız kanada.
Diğeri gay. Ailesi doğulu, öldürmek istiyor. Erkek arkadaşı ile Fransa kaçıyor.
Solcu diye iltica eden taaa 80'lerde darbe dönemi var. Başka hiç sol görüşlü, alevi, Kürt diye kaçana denk gelmedim.
Bu kadar kolay değil tabiki.
Ben yakın süreçte iki kere iltica duydum;
Babasi fetocu. Baba İsviçre kaçmış, kız kanada.
Diğeri gay. Ailesi doğulu, öldürmek istiyor. Erkek arkadaşı ile Fransa kaçıyor.
Solcu diye iltica eden taaa 80'lerde darbe dönemi var. Başka hiç sol görüşlü, alevi, Kürt diye kaçana denk gelmedim.
0
Iltica talep sebebi solculuk, alevilik ve kurtluk mu sadece? Yani sadece bu kimliklere sahip olmak mi? Hayir, kabul etmezler. Bu kimlikler dolayisiyla veya legal/insani/kimlik temelli faaliyetleri veya varligi dolayisiyla gordugu somut bir baski varsa, fiziksel siddet, hukuki/idari tacizler, tehdit, hedef gosterilme, iskence, kotu muamele, ajanlik dayatmasi vs vs o zaman evet kabul alma ihtimali yuksek. Birinin bunlari yasamasi icin evinde oturmamis, sadece kimligine sarilmamis, bir seylere sesini cikarmis olmasi gerekiyor. Ben solcuyum kurtum bu yeterli bi sebep deyip iltica edemezsiniz. Ilticaya sebep baskiyi kanitlamaniz gerekiyor.
0
bence bu bir çeşit fomo. herkes gidiyor, ben kaldım düşüncesi. iltica ederek gidilen ülkede tutunmanın kolay olduğunu sanmıyorum. yani sonuçta o ülkeye diğer yollardan direkt gidemiyorsan iş, ev gibi en temel konular sorun diye gidemiyorsundur. e bu sorunlar olmasa daha rahat göç edilir.
0
Hayır arkadaşınız dolandırıcılık şebekesine para kaptırmış durumda. Fransaya veya başka bir Avrupa ülkesine gidip ben şuyum ben buyum diyip iltica edemiyorsunuz. Hadi alıp götürseler bile Fransa tarafından deport edilirsin. Ben kürt oldugum için baskı görüyorum dediginiz zaman bunu kanıtlamanız lazım. Kanıtlı bir hikayeniz olması lazım. Haksızlığa ugradıgınızı gösteren AB insan hakları komisyonu tarafından dikkat çekmiş bir durumunuz olmalı. Hele ki Fransa mülteciler konusunda katı kuraları olan bir ülkeyken daha da zor. Bu işler böyle anlattığınız gibi olsaydı memlekette kürtü alevisi solcusu transı kalmazdı hepsi yurtdışındaydı. Şebekeye kaptırdıgınız pare ile kalırsınız sonra giden o para yüzüne Türkiyede ki geri kalan hayatınızı daha da zorlaştırırsınız.
0
Geçen gün buna benzer bir arkadaşım Almanya'ya gitti. Sağlam şebekeler parayı sonra alır. Eğer öyleyse denenir.
0
Senelerdir su kafayı cozemedim.
Bulgaristan da depomun karşısı mülteci kampı.adı kamp ama kimse o alanda durmuyor,çarşıda denk geliypruz kaçak geçerken yakalananlarla,mültecilerle.verdiği parayı bir kenara bırakalım bir şekilde fransaya kadar varabilir.çokca giden biliyorum.mülteci meselesine gelince o kısım çok zor.orada kaçak olup hiç bir yere kıpırdayamayan çok kişi var.birisiyle tanışmıştım.3 yıla yakın kaçak kalmış ama bir turlu evrak yapamamış,fransız bir kadınla evlenebilmek için geriye kaçak şekilde türkiye ye dönmeye çalışıyordu.
Bu kafayı çözemedim deme sebebimde şu ,bu paraya herhangi birisi resmi bir şekilde fransaya rahatlıkla varabilir.sadece doğru evrak hazırlaması gerekiyor.bu kadar riskli bir yola girmek büyük saçmalık.bildiğin canıyla bahis yapıyor adam.yolu açık olsun.
Bulgaristan da depomun karşısı mülteci kampı.adı kamp ama kimse o alanda durmuyor,çarşıda denk geliypruz kaçak geçerken yakalananlarla,mültecilerle.verdiği parayı bir kenara bırakalım bir şekilde fransaya kadar varabilir.çokca giden biliyorum.mülteci meselesine gelince o kısım çok zor.orada kaçak olup hiç bir yere kıpırdayamayan çok kişi var.birisiyle tanışmıştım.3 yıla yakın kaçak kalmış ama bir turlu evrak yapamamış,fransız bir kadınla evlenebilmek için geriye kaçak şekilde türkiye ye dönmeye çalışıyordu.
Bu kafayı çözemedim deme sebebimde şu ,bu paraya herhangi birisi resmi bir şekilde fransaya rahatlıkla varabilir.sadece doğru evrak hazırlaması gerekiyor.bu kadar riskli bir yola girmek büyük saçmalık.bildiğin canıyla bahis yapıyor adam.yolu açık olsun.
0
Sıra sizin kürt ve alevi olmanıza gelene kadar önce afrika’nın %84.8ini fransa’ya taşımak gerekir. o yüzden yasal yollardan iltica biraz zor.
0
sebeke icin iyi is, hicbir halt yapmayip parayi cebe atiyorlar, kampta kalacakmis, la fransa'da kamp mi var? cok buyuk ihtimal talebi kabul edilmez, yillarca surunur durur...
ote yandan @limonlu eksi'nin dedigi gibi deport edilmesi de cok dusuk ihtimal, arafta kalir senelerce...
not; fransa'da "illegal" kamplarda cokca calismis biri
ote yandan @limonlu eksi'nin dedigi gibi deport edilmesi de cok dusuk ihtimal, arafta kalir senelerce...
not; fransa'da "illegal" kamplarda cokca calismis biri
0
iltica bambaşka bir hadise, bence unut onu, niye kabul etsinler.
Fransa ya da diğer Avrupa ülkeleri hakkında benim pek olumlu düşüncelerim yok açıkçası. Onların da aynı oranda dincileri var, ırkçılar, hanzoları var vs. Fransa'da 30 yıldır yaşayanlar var hala hepsi temizlikçilik dönercilik falan yapıyor, orada doğan Türk neslin üniversite bitirme oranı %3 gibiydi, adamlar Türkleri üniversitelerine bile almıyor, iyi işlere de almazlar. Paran varsa iyi yaşarsın, ırkçılıktan çok etkilenmeyebilirsin ama kimsenin kucak açtığı falan yok neticede.
Fransa ya da diğer Avrupa ülkeleri hakkında benim pek olumlu düşüncelerim yok açıkçası. Onların da aynı oranda dincileri var, ırkçılar, hanzoları var vs. Fransa'da 30 yıldır yaşayanlar var hala hepsi temizlikçilik dönercilik falan yapıyor, orada doğan Türk neslin üniversite bitirme oranı %3 gibiydi, adamlar Türkleri üniversitelerine bile almıyor, iyi işlere de almazlar. Paran varsa iyi yaşarsın, ırkçılıktan çok etkilenmeyebilirsin ama kimsenin kucak açtığı falan yok neticede.
0
Geçmiş olsun büyük ihtimalle dolandırıldı.
Bir defa sığınma talebi falan bunlar kolay işler değil, hele Avrupa'da hiç değil.
Bunun için geldiğiniz ülkede siyasi ya da toplumsal sebeplerle hayati tehlikenizin olması gerek ve bunu kanıtlayabilmelisiniz. Hadi böyle bir durum var, ondan sonraki süreç de ülkeden ülkeye değişmekle beraber kolay bir hayat değil. senin iltica başvurunun sonuçlanması çok uzun zaman alabilir. O süreçte saçma sapan bir hayatta yaşarsın.
Bu tarz anlamsız girişimlerin çoğu deport olarak geri dönüyor ülkeye. Bir de üstüne ilerde legal olarak gitme şansınız da azalıyor. Daha fenası yukarda yazılan başvurunun uzun süren değerlendirme aşaması. Yıllarca elinizde bir çalışma izni olmadan, kampın dışına çıkamadan suriyelilerle, ukraynalılarla, afrikalılarla aynı yerde çok düşük standartlarda yaşama ihtimali.
Şu anda bir de ukraynalılar akın etti avrupa'ya ve bazıları iltica başvurusu yapıyor. Hem ülkelerin göçmen kontenjanını dolduruyorlar. Hem de ülkelerin göçmen ofisinin yükünü artırıyorlar.
Bir defa önce bu kafadan çıkın bir sakinleşin. Hayatınıza rutininize bakın.
Ha illa ki farklı bir ülkede yaşamak istiyorsanız gidebileceğiniz onlarca yasal yol varken böyle anlamsız işlere kalkışmayın.
1-İş arama vizesi. Mesleğinizi bilmiyorum ama bir meslek sahibi olarak iş bulmayı deneyebilirsiniz. Çoğu avrupa ülkesi meslek sahibi insanlara iş aramak için o ülkede kalmanıza müsaade eden "iş arama vizesi" veriyor. Kaldığınız süre boyunca geçiminizi sağlayacak maddi kaynağınız varsa bunu deneyebilirsiniz.
2-İş bulmak. Türkiye'de onlarca profesyonel acenta var. İşkur var. Bunlar üzerinden yurtdışında iş bulabilirsiniz. ya da linkedin vs üzerinden niteliklerinize uygun işlere başvurup şansınızı deneyin. ama dolandırıcılara dikkat edin. Bunun da maalesef dolandırıcısı var. Göstermelik şirket kurup insanları dolandıran yerler var.
3-Ankara anlaşması. Eğer bir mesleğiniz varsa bunu avrupa'da kendi şirketinizi açarak yapabilirsiniz. Atıyorum yazılımcısın. Ben hollanda'da şahıs şirketi kurarak yazılım işleri yapacağım diyebilirsin. Ya da oto tamircisisin. Mesleğini belgeleyebiliyorsun bir de. O zaman gidip orada bir dükkan açabilirsin. Ya da dükkana sermayen olmayabilir. Kendine şahıs şirketi kurup, freelance olarak büyük firmalara fatura karşılığı hizmet verebilirsin. Ama bunun için çok iyi bir iş planı ve Türkiye'de o mesleğin icracısı olduğunu göstermen önemli.
4-Eğitim. Yukardakilerin hiçbiri yok mu? O zaman lisans, yüksek lisans ya da doktora programlarına bak ve başvurunu tamamla. Bazı ülkeler dil okullarına da vize veriyor. O süreçte belki bir iş bulursunuz.
5-Konut. Bazı ülkeler konut alanlara oturum veriyor.
6-Karadağ gibi AB adayı ülkeler. 200.000 TL'yi kaçakcıya vereceğine karadağ gibi ülkelerde ufak bir dükkan için sermaye yapılabilir. Karadağ özellikle turistik açıdan gelişen bir yer ve çok türk işletmeci var. Kahveci, butik, dondurmacı, otel açan.
Özetle çıldırmayın:)
Bir defa sığınma talebi falan bunlar kolay işler değil, hele Avrupa'da hiç değil.
Bunun için geldiğiniz ülkede siyasi ya da toplumsal sebeplerle hayati tehlikenizin olması gerek ve bunu kanıtlayabilmelisiniz. Hadi böyle bir durum var, ondan sonraki süreç de ülkeden ülkeye değişmekle beraber kolay bir hayat değil. senin iltica başvurunun sonuçlanması çok uzun zaman alabilir. O süreçte saçma sapan bir hayatta yaşarsın.
Bu tarz anlamsız girişimlerin çoğu deport olarak geri dönüyor ülkeye. Bir de üstüne ilerde legal olarak gitme şansınız da azalıyor. Daha fenası yukarda yazılan başvurunun uzun süren değerlendirme aşaması. Yıllarca elinizde bir çalışma izni olmadan, kampın dışına çıkamadan suriyelilerle, ukraynalılarla, afrikalılarla aynı yerde çok düşük standartlarda yaşama ihtimali.
Şu anda bir de ukraynalılar akın etti avrupa'ya ve bazıları iltica başvurusu yapıyor. Hem ülkelerin göçmen kontenjanını dolduruyorlar. Hem de ülkelerin göçmen ofisinin yükünü artırıyorlar.
Bir defa önce bu kafadan çıkın bir sakinleşin. Hayatınıza rutininize bakın.
Ha illa ki farklı bir ülkede yaşamak istiyorsanız gidebileceğiniz onlarca yasal yol varken böyle anlamsız işlere kalkışmayın.
1-İş arama vizesi. Mesleğinizi bilmiyorum ama bir meslek sahibi olarak iş bulmayı deneyebilirsiniz. Çoğu avrupa ülkesi meslek sahibi insanlara iş aramak için o ülkede kalmanıza müsaade eden "iş arama vizesi" veriyor. Kaldığınız süre boyunca geçiminizi sağlayacak maddi kaynağınız varsa bunu deneyebilirsiniz.
2-İş bulmak. Türkiye'de onlarca profesyonel acenta var. İşkur var. Bunlar üzerinden yurtdışında iş bulabilirsiniz. ya da linkedin vs üzerinden niteliklerinize uygun işlere başvurup şansınızı deneyin. ama dolandırıcılara dikkat edin. Bunun da maalesef dolandırıcısı var. Göstermelik şirket kurup insanları dolandıran yerler var.
3-Ankara anlaşması. Eğer bir mesleğiniz varsa bunu avrupa'da kendi şirketinizi açarak yapabilirsiniz. Atıyorum yazılımcısın. Ben hollanda'da şahıs şirketi kurarak yazılım işleri yapacağım diyebilirsin. Ya da oto tamircisisin. Mesleğini belgeleyebiliyorsun bir de. O zaman gidip orada bir dükkan açabilirsin. Ya da dükkana sermayen olmayabilir. Kendine şahıs şirketi kurup, freelance olarak büyük firmalara fatura karşılığı hizmet verebilirsin. Ama bunun için çok iyi bir iş planı ve Türkiye'de o mesleğin icracısı olduğunu göstermen önemli.
4-Eğitim. Yukardakilerin hiçbiri yok mu? O zaman lisans, yüksek lisans ya da doktora programlarına bak ve başvurunu tamamla. Bazı ülkeler dil okullarına da vize veriyor. O süreçte belki bir iş bulursunuz.
5-Konut. Bazı ülkeler konut alanlara oturum veriyor.
6-Karadağ gibi AB adayı ülkeler. 200.000 TL'yi kaçakcıya vereceğine karadağ gibi ülkelerde ufak bir dükkan için sermaye yapılabilir. Karadağ özellikle turistik açıdan gelişen bir yer ve çok türk işletmeci var. Kahveci, butik, dondurmacı, otel açan.
Özetle çıldırmayın:)
0
"bu paraya herhangi birisi resmi bir şekilde fransaya rahatlıkla varabilir" denmis de, 200bin tl, 10bin avro ediyor ki bu malesef para degil. Bankada 10bin avro gosterebilse bile bugunun turkiyesinde issiz gucsuz bir adamin vize alma olasiligi 6/49 tutturmasi gibi birsey olur.
Iltica meselesine gelince, kimseye tavsiye etmem. En merhametli ulkelerde bile ustunden silindirle gecerler, bir sekilde 5-10 sene harcayip sonuca ulasilabilsen bile sen artik sen olmaktan cikarsin..
Iltica meselesine gelince, kimseye tavsiye etmem. En merhametli ulkelerde bile ustunden silindirle gecerler, bir sekilde 5-10 sene harcayip sonuca ulasilabilsen bile sen artik sen olmaktan cikarsin..
0
Arkadaşlar teşekkür ederim, arkadaş şu an fransa'da vardı kampta. Gidenler çok iyi diyormuş o da öyle gitti, bakalım hakkında hayırlısı olsun ben de düşünüyorum gitmeyi iltica Fransa'ya her şeyi geride bırakmak istiyorum.
0
iyi deneme ama bunu yiyen çıkmaz herhalde. İlyas salman'ın filmindeki gibi olay. Parayı maho'ya mı veriyoruz? Gardaş burası munih mi
www.youtube.com
www.youtube.com
0
sassot
18 yaşında ve 9 dil biliyor. 1 ayda İspanyolca öğrendiğini söylüyor. Gerçek mi bu yav ben hiçbir şey anlamadım. Ve dilleri de kendi kendine öğrendiğini söylüyor. Bu zamana kadar biz mi yanlış şeyler yaptık? Açıkçası kızın yalan söylemek için bir sebebi de yok, anladığım kadarıyla da gayet güzel konu
18 yaşında ve 9 dil biliyor. 1 ayda İspanyolca öğrendiğini söylüyor. Gerçek mi bu yav ben hiçbir şey anlamadım. Ve dilleri de kendi kendine öğrendiğini söylüyor.
Bu zamana kadar biz mi yanlış şeyler yaptık? Açıkçası kızın yalan söylemek için bir sebebi de yok, anladığım kadarıyla da gayet güzel konuşuyor dilleri siz ne diyorsunuz ?
youtube.com
Kanalın adı : İclal
İclal dağcı yazarsanız çıkıyor.
Bu zamana kadar biz mi yanlış şeyler yaptık? Açıkçası kızın yalan söylemek için bir sebebi de yok, anladığım kadarıyla da gayet güzel konuşuyor dilleri siz ne diyorsunuz ?
youtube.com
Kanalın adı : İclal
İclal dağcı yazarsanız çıkıyor.
0
Evet mümkün. Bilhassa bir kaç dile sahip olduktan sonra yeni bir dil öğrenmek daha hızlı oluyor dillerin yapısının birbirine benzediğini keşfediyorsunuz ve belki bu kişi ispanyolcaya yakın Latince, İtalyanca veya Fransızca gibi dilleride biliyor bu yüzden daha da hızlı öğrenmiş olabilir.
0
Doğru olması muhtemel, örneğin o 9 dilin içinde italyanca da varsa diğer bildiği dillerin getirdiği yatkınlıkla yapılabilir.
Ama dil bilmekten kastedilen şey önemli. 1 ayda bir dilde yetkin olamazsınız. Ancak o dilin konuşulduğu ülkede hayatta kalabilecek kadar öğrenebilirsiniz. Eğer yeteneğiniz de varsa bu "hayatta kalma" kısmını çok fazla devrik cümle kurup ezbere kalıplarla konuşmadan yapabilirsiniz. Bu kişinin "dokuz dil bilmekten" kastettiği de büyük ihtimalle bu.
Bir ayda bundan daha ilerisini yapmak için anadil altyapısı gerekli. Anadili Türkçe olan biri bir ayda Azerbaycanca ya da Kırım Tatarcasını oldukça ilerletebilir. Anadili örneğin İspanyolca olan biri bir ayda İtalyancasını oldukça geliştirebilir. Anadili İngilizce olan biri Flemenkçe'de, Fince konuşan birinden daha fazla şey öğrenir. Yani sizin sorunuzda bu kişinin hangi dillerde yetkin olduğu da önemli.
Ama dil bilmekten kastedilen şey önemli. 1 ayda bir dilde yetkin olamazsınız. Ancak o dilin konuşulduğu ülkede hayatta kalabilecek kadar öğrenebilirsiniz. Eğer yeteneğiniz de varsa bu "hayatta kalma" kısmını çok fazla devrik cümle kurup ezbere kalıplarla konuşmadan yapabilirsiniz. Bu kişinin "dokuz dil bilmekten" kastettiği de büyük ihtimalle bu.
Bir ayda bundan daha ilerisini yapmak için anadil altyapısı gerekli. Anadili Türkçe olan biri bir ayda Azerbaycanca ya da Kırım Tatarcasını oldukça ilerletebilir. Anadili örneğin İspanyolca olan biri bir ayda İtalyancasını oldukça geliştirebilir. Anadili İngilizce olan biri Flemenkçe'de, Fince konuşan birinden daha fazla şey öğrenir. Yani sizin sorunuzda bu kişinin hangi dillerde yetkin olduğu da önemli.
0
1 ay bana kalırsa biraz kısa ama yukarıdaki arkadaşların yazdığı gibi bir durum var. öncesinde hangi dilde ne kadar bilgisi olduğu önemli.
yoksa tamamen alakasız bir şekilde sıfırdan 1 ayda zorlasanız a2.1 falan olursunuz herhangi bir dilde en fazla. o da zorlarsanız.
dillerin içinde bulunduğu dil ailesindeki yakınlık ve benzerlik seviyesine göre öğrenme hızlanabiliyor evet. genelde bu iş böyle yapılıyor zaten ağaç tırmanıyorsunuz bir devi. dil ağacı. bir de üç dört dilden sonra dil öğrenme daha da kolaylaşabiliyor benim de araştırdığıma göre.
ama bazı polygotlarda şöyle bir şey var ben artık gerçek polyglot bir de wanna-be polyglot diye ayırıyorum.
bazıları gerçekten yetkin seviyede dili kullanacak kadar öğreniyor. insan saygı duyuyor hayret ediyor.
bazıları ise (bu kız için demiyorum onu tanımıyorum aratmadım da) ilginç bir şekilde belli bir seviyede öğreniyor her dili. her dilde yetkinliği aynı seviyede. öğreniğin X dilinde A B C diyebiliyor ama D diyemiyorsa diğer dillerde de en fazla A B C diye biliyor ama sonra çıkıp ben polygolotum haa diyor. biraz gösterme oluyor o.
yoksa tamamen alakasız bir şekilde sıfırdan 1 ayda zorlasanız a2.1 falan olursunuz herhangi bir dilde en fazla. o da zorlarsanız.
dillerin içinde bulunduğu dil ailesindeki yakınlık ve benzerlik seviyesine göre öğrenme hızlanabiliyor evet. genelde bu iş böyle yapılıyor zaten ağaç tırmanıyorsunuz bir devi. dil ağacı. bir de üç dört dilden sonra dil öğrenme daha da kolaylaşabiliyor benim de araştırdığıma göre.
ama bazı polygotlarda şöyle bir şey var ben artık gerçek polyglot bir de wanna-be polyglot diye ayırıyorum.
bazıları gerçekten yetkin seviyede dili kullanacak kadar öğreniyor. insan saygı duyuyor hayret ediyor.
bazıları ise (bu kız için demiyorum onu tanımıyorum aratmadım da) ilginç bir şekilde belli bir seviyede öğreniyor her dili. her dilde yetkinliği aynı seviyede. öğreniğin X dilinde A B C diyebiliyor ama D diyemiyorsa diğer dillerde de en fazla A B C diye biliyor ama sonra çıkıp ben polygolotum haa diyor. biraz gösterme oluyor o.
0
akhenaten +1
ben ispanyolca ve ingilizce bildigim icin girdigim fransizca seviye sinavinda b1 cikmistim halbuki A0 olmam gerekirdi.
ben ispanyolca ve ingilizce bildigim icin girdigim fransizca seviye sinavinda b1 cikmistim halbuki A0 olmam gerekirdi.
0
joehigashi
Az evvel bir a101 şubesinde aldığım bardağı alışveriş arabasında ters bir hareket yapmam sonucu çatlattım. Kasiyer arkadaşa bu tarz durumlarda iade mi oluyor yoksa biz mi ödüyoruz diye sorduğumda size ait dedi pazarlığını yapmadan parasını ödedim.Bir kaç sene önce yine tamamen benim hatam sonucu 6'l
Az evvel bir a101 şubesinde aldığım bardağı alışveriş arabasında ters bir hareket yapmam sonucu çatlattım. Kasiyer arkadaşa bu tarz durumlarda iade mi oluyor yoksa biz mi ödüyoruz diye sorduğumda size ait dedi pazarlığını yapmadan parasını ödedim.
Bir kaç sene önce yine tamamen benim hatam sonucu 6'lı sodaları kırmıştım migrosta. Parasını ödemek için sodaları alışveriş arabasına koyduğumda reyon görevlisi arkadaş "hiç sorun değil beyefendi böyle durumlarda biz iade kabul ediyoruz" dedi ve parasını almadılar.
Bu işin standartı nedir acaba bu tarz durumlarda prosedür marketten markete değişiyor mu ?
Bir kaç sene önce yine tamamen benim hatam sonucu 6'lı sodaları kırmıştım migrosta. Parasını ödemek için sodaları alışveriş arabasına koyduğumda reyon görevlisi arkadaş "hiç sorun değil beyefendi böyle durumlarda biz iade kabul ediyoruz" dedi ve parasını almadılar.
Bu işin standartı nedir acaba bu tarz durumlarda prosedür marketten markete değişiyor mu ?
0
çok uzun yıllar önce GİMA'da çalışmıştım. orada da hiç müşteriden aldığımızı hatırlamıyorum.
bu tür patlak çatlakları tedarikçi firmaların çoğu sorgusuz sualsiz iade alırdı zaten. yani migros da iade ediyor onları. bu biraz da kar marjına ve marketin gücüne bakıyor sanırım.
bu tür patlak çatlakları tedarikçi firmaların çoğu sorgusuz sualsiz iade alırdı zaten. yani migros da iade ediyor onları. bu biraz da kar marjına ve marketin gücüne bakıyor sanırım.
0
Ben de bir kere yerel bir süpermarkette yoğurt kabını düşürüp patlatmıştım parasını vermeden. Kasiyere onun da parasını alın dediğimde kabul etmemişti. Sanırım biraz değişken. :)
0
standartta mağaza o ürünü iade geçiyor firmaya.
şöyle düşün, paletlerde gelen sodalardan en köşedeki grup kırılmış. bunu reyona bile koymadan iade keseceklerdi.
a101cilerin farklı olduğunu sanmıyorum. mağazaya kâr olarak işlemek üzere müşteriye yansıtıyorlar anlaşılan.
şöyle düşün, paletlerde gelen sodalardan en köşedeki grup kırılmış. bunu reyona bile koymadan iade keseceklerdi.
a101cilerin farklı olduğunu sanmıyorum. mağazaya kâr olarak işlemek üzere müşteriye yansıtıyorlar anlaşılan.
0
kaziklanmissiniz biraz, arkadas da bilmedigi bir konuda risk almak istememis, bu isin uluslararasi kaidesidir, dukkan icinde olan dukkan icinde kalir, en modern bati toplumlarindan en kaotiklere kadar bu boyle, orta afrika cumhuriyetindeki koy bakkallari haric olabilir.
0
ucuzluk marketlerinde "parasını bizden keseler" kafası var, bilgisizlik mi çakallık mı bilmiyorum. Mesela kasada fiyat farklı çıktığında etikette gördüğünü(düşük) ödersin, ona bile "bizden alırlar" diye duygu sömürüsü yapanlar duydum.
Fakat market değil atıyorum Paşabahçe'de yüzlerce liralık bardağı kırdığımızı varsaysak, bilemiyorum Altan.
Fakat market değil atıyorum Paşabahçe'de yüzlerce liralık bardağı kırdığımızı varsaysak, bilemiyorum Altan.
0
teşekkürler cevaplar için
3 harfli ucuzluk marketlerde hep bir kaos var özellikle yaşadığım yerdeki a101'de en üst noktada bu durum. kasiyer arkadaşlar belki haklı sebeplerle hep kendilerini koruyorlar. Haklı sebepler diyorum bu marketlerde artık bölge müdürü mü her ne karın ağrısı ise ne zaman gitsem müşterileri güleryüzle karşılamaya çalışan bir kasiyeri onca insan içinde azarlıyordu. ayrıca sözlükte de müdürlerinin satış yapmak için çalışanlara ne kadar baskı kurduklarını okuyoruz. zaten neredeyse her ay farklı çalışanları görüyorum kimse dayanamıyor kolay kolay hep bir çalışan silkülasyonu. O yüzden ısrar etmedim 20 liralık şey için.
3 harfli ucuzluk marketlerde hep bir kaos var özellikle yaşadığım yerdeki a101'de en üst noktada bu durum. kasiyer arkadaşlar belki haklı sebeplerle hep kendilerini koruyorlar. Haklı sebepler diyorum bu marketlerde artık bölge müdürü mü her ne karın ağrısı ise ne zaman gitsem müşterileri güleryüzle karşılamaya çalışan bir kasiyeri onca insan içinde azarlıyordu. ayrıca sözlükte de müdürlerinin satış yapmak için çalışanlara ne kadar baskı kurduklarını okuyoruz. zaten neredeyse her ay farklı çalışanları görüyorum kimse dayanamıyor kolay kolay hep bir çalışan silkülasyonu. O yüzden ısrar etmedim 20 liralık şey için.
0
Migrosta cam bir eşyaya bakarken elimden düşüp kırılmıştı, ucuz birşey değildi. Ben büyük parçaları en azından yerden kaldırayım diye hamle yaparken görevli "beyefendi biz hallederiz" dedi, barkodu verin parasını kasada ödeyeyeyim dediğimde "ödemenize gerek yok, iyi alışverişler" demişti.
0
Acil kan
Tweety'nin "bir kedi gördüm sanki."ydi. peki sylvester'ınki neydi (:
Tweety'nin "bir kedi gördüm sanki."ydi. peki sylvester'ınki neydi (:
0
nundu
Bugünkü Türkiye-Fransa basketbol maçı sırasında Buğrahan Tuncer'in iyi performansı sayesinde twitterda öğrendim kendisini. O kim falan diyince oha bilmiyo musun gibi bir tepki aldım. Sonra baktım oynadığı dizilere de hiç takip ettiğim diziler değil. Mesela bu tarz dizilerden bildiğim kadın oyuncu El
Bugünkü Türkiye-Fransa basketbol maçı sırasında Buğrahan Tuncer'in iyi performansı sayesinde twitterda öğrendim kendisini. O kim falan diyince oha bilmiyo musun gibi bir tepki aldım. Sonra baktım oynadığı dizilere de hiç takip ettiğim diziler değil. Mesela bu tarz dizilerden bildiğim kadın oyuncu Elçin Sangu vardı, ünlülük kıyası yaparsak hangisi daha ünlü :d
Yani dalgası bi yana, popüler kültürde yeri olan biri mi diye merak ettim.
Yani dalgası bi yana, popüler kültürde yeri olan biri mi diye merak ettim.
0
ikisini de googleladim, fotograflar tanidik gelmedi, imdb'lerine baktim, oradan da tanidik bir sey cikmadi, benim icin unlu degiller ama turkiye populer kulturu icin referans olabilecegimi sanmiyorum.
0
Ünlü ama bence bir olayı yok. Elçin Sangu'nun da bir olayı yok. Bu kişiler bir iki diziyle popüler olmuş kişiler.
0
Eda Ece yener. Ben de pek kimseyi tanımam, TV izlemem, magazin takip etmem ama eda eceyi biliyorum. Elçin Sangu yu da bilmiyor degilim ama Eda Ece more than
0
@dissendium
olayları olup olmaması değil ya mevzu, sadece Türkiye çapındaki bilinirliğini merak edip kıyas olarak kendi bildiğim bir figürü kullandım :d ayrıca Elçin Sangu çok güzel bi kadın bence mesela Eda Ece'yi o kadar güzel bulmadım dsjjds
olayları olup olmaması değil ya mevzu, sadece Türkiye çapındaki bilinirliğini merak edip kıyas olarak kendi bildiğim bir figürü kullandım :d ayrıca Elçin Sangu çok güzel bi kadın bence mesela Eda Ece'yi o kadar güzel bulmadım dsjjds
0
Ben tanımıyorum. Hepsinin isimleri birbirine benziyo zaten eda ece sanki 100 tane daha varmış gibi
0
hkaan
Ben mi yanlış görüyorum yoksa yıllık üç dolara abonelik mi veriyorlar? Skillshare.com
Ben mi yanlış görüyorum yoksa yıllık üç dolara abonelik mi veriyorlar? Skillshare.com
0
ben de 3 dolar görüyorum
şirket pc vpn fransaya bağlı orada da 3 dolar çıkıyor
alayım :D
summer50 kodu ile 1.5 dolar oluyor ahhaa
şirket pc vpn fransaya bağlı orada da 3 dolar çıkıyor
alayım :D
summer50 kodu ile 1.5 dolar oluyor ahhaa
0
bende de yıllık 3 dolar çıkıyor. yalnız şöyle bir gariplik. içeriklere bakmak istiyorum ama otomatik checkout sayfasına yönleniyor.
0
VPN'i degistirip aylik 3 euro daha dogrusu summer50 ile aylik 1.5 euro (senelik 18 euro) seklinde gorup almis bulunduk bakalim bir gaz. Daha once aylik 13 kanada dolari olarak gosteriyordu.
0
bende de 3 dolares görünüyor. summer50 ile 1,50 usd. Ödeme sonunda planı iptal ederseniz 1 sene soonraya %65 indirim verip fiyatı fixliyor. Deneyelim :)
0
buenas
Merhaba. Eylül 3 gidiş Eylül 9 dönüş olacak şekilde Tayland'a başım alıp gitmek istiyorum. Bileti uygun şekilde nerden alabilirim. Bangkok, Phuket Pattaya nereye gideyim. Yol haritası çizebilir mi giden bilen birileri acaba?
Merhaba. Eylül 3 gidiş Eylül 9 dönüş olacak şekilde Tayland'a başım alıp gitmek istiyorum. Bileti uygun şekilde nerden alabilirim. Bangkok, Phuket Pattaya nereye gideyim. Yol haritası çizebilir mi giden bilen birileri acaba?
0
eylülde taylanda gidilmez. eylül ayı en çok yağış alan aydır tayland için. araştırın. taylanda türkiyede kışken gidilir. öte yandan ucuz alacağınız bilet aktarmalı olacaktır aktarma da en az 16 saat sürer. 6 gün için 16+16 saat yol çekilmez. süreyi uzatmanız lazım. mantıksız bir plan.
0
bu sartlarda ve eylulde sakin gitmeyin. ne maliyetine ne cektiginiz yola deger. tek diyecegim bu. bahsedilen yagmur hafife alinacak gibi degil denizden zevk almaniz imkansiz
0
bir iki ayin bile yetmeyecegi bir yere 6 gunlugune gitmek biraz hamallik olacaktir, bangkok phuket pattaya diye de gezerseniz ulkeyi tanimadan bol bol instagram fotosu biriktirip donersiniz...
0
Tayland'a Türkiye'de kışken gidilir +1
Rota farketmez ama denizde yüzmek önemliyse Bangkok + Phuket
Çok da önemli değilse Bangkok + Pattaya şeklinde öneririm.
Bir de yöresel yemek yiyemeyip aç kalırsan Bangkok'da Siam Paragon'un yemek bölümünü, Pattaya'da Central Festival'in en üst katındaki Türk restoranını öneririm.
Rota farketmez ama denizde yüzmek önemliyse Bangkok + Phuket
Çok da önemli değilse Bangkok + Pattaya şeklinde öneririm.
Bir de yöresel yemek yiyemeyip aç kalırsan Bangkok'da Siam Paragon'un yemek bölümünü, Pattaya'da Central Festival'in en üst katındaki Türk restoranını öneririm.
0
dissendium
Ya üniversiteden bir arkadaş var. Çocuk birkaç bin lirayla otostop çeke çeke, çadırda uyuyarak, simitle beslenerek İstanbul'dan İzmir'e gitti. Yazıya İngilizce kelime sıkıştırmayı sevmem ama güzel bir "challenge" oluyor. Şu hayata bir kere geldik, böyle plansız bir şeyler denemeden ölmek istemiyorum
Ya üniversiteden bir arkadaş var. Çocuk birkaç bin lirayla otostop çeke çeke, çadırda uyuyarak, simitle beslenerek İstanbul'dan İzmir'e gitti. Yazıya İngilizce kelime sıkıştırmayı sevmem ama güzel bir "challenge" oluyor. Şu hayata bir kere geldik, böyle plansız bir şeyler denemeden ölmek istemiyorum. Sizin var mı bu şekilde maceralarınız? Tavsiye eder misiniz?
0
otostop çeke çeke bir tatil macerası arayarak plansız bir şekilde ölmek istemem açıkcası :D dinleyince hikayeler güzel ama bu tarz şeyler korkunç geliyor günümüzde bana
0
"Çocuk birkaç bin lirayla otostop çeke çeke, çadırda uyuyarak, simitle beslenerek İstanbul'dan İzmir'e gitti."
Bu cümle hiç cezbetmedi inan. Hikayesini dinlesem de rezillik derim içimden.
"challenge" olacak bir şey düşünsem 100 tane fikir gelir aklıma, ama yukarıdaki değil.
Bu cümle hiç cezbetmedi inan. Hikayesini dinlesem de rezillik derim içimden.
"challenge" olacak bir şey düşünsem 100 tane fikir gelir aklıma, ama yukarıdaki değil.
0
Yakin bi arkadasim universite doneminde otostopla bursa'dan cikip antep'e maras'a filan gidiyordu. Ben de hep takilmak istemistim ama denk gelmedi bi turlu. 8-9 sene oncesi
0
Otostop değil de bisikletle uzun yola çıkmayı hep düşünmüşümdür.
Otostop benlik değil ama, tanımadığım insanın arabasına hayatta binmem diye bir koşulum yok ama binince muhabbet edemem, garip bir ortam oluşur :D öyle bir insan değilim.
Sadece 2-3 arkadaş bisikletlerle şehir değiştirip bir orman ya da sahil kampı yapmak isterdim.
Benim en maceralı tatilim bir arkadaşımla ansızın karar verip ertesi gün bodruma gitmekti. Çok da güzel olmuştu.
Otostop benlik değil ama, tanımadığım insanın arabasına hayatta binmem diye bir koşulum yok ama binince muhabbet edemem, garip bir ortam oluşur :D öyle bir insan değilim.
Sadece 2-3 arkadaş bisikletlerle şehir değiştirip bir orman ya da sahil kampı yapmak isterdim.
Benim en maceralı tatilim bir arkadaşımla ansızın karar verip ertesi gün bodruma gitmekti. Çok da güzel olmuştu.
0
Oyle oyle sili'ye kadar gittim, yolda buldugum ufak tefek seylerden para kazanarak(okyanusu ucakla gectim ama onu da tekneyle gecebilir isteyen)...
kadin olayina gelince, kiz arkadasim vietnam'dan avrupa'ya gitti tek basina....
not; seneler sonra 2 hafta once otostop yapayim dedim, pek ise yaramadi yol kenarinda uyudum, kismet.... : )
tavsiye konusu; benimki gibi buyuk hikayeler tavsiye edilmez, cok uzun bir surec, hayatin kendisi gibi, hoslugu da nahoslugu da var, icinde varsa neden olmasin... istersen arkadasinin yaptigini yaparak ,baslayabilirsin... zira benim gibi cepte 300-400 euroyla guney amerika'nin ortasina dusersen yolun epey uzun olacak demektir...
kadin olayina gelince, kiz arkadasim vietnam'dan avrupa'ya gitti tek basina....
not; seneler sonra 2 hafta once otostop yapayim dedim, pek ise yaramadi yol kenarinda uyudum, kismet.... : )
tavsiye konusu; benimki gibi buyuk hikayeler tavsiye edilmez, cok uzun bir surec, hayatin kendisi gibi, hoslugu da nahoslugu da var, icinde varsa neden olmasin... istersen arkadasinin yaptigini yaparak ,baslayabilirsin... zira benim gibi cepte 300-400 euroyla guney amerika'nin ortasina dusersen yolun epey uzun olacak demektir...
0
Çok büyük bir macera olmasa da interrail yaptım. Trende garda uyudum. Çok güzeldi.
0
Perişan tatili gibi geldi bana.
Ben Almanya’ya gittiğimde hiç aklımda yokken ufak bi Avrupa turu yapmıştım. Ana tren istasyonundan geçerken dur ya diğer ülkelere tren ne kadar diye sormaya gitmiştim. Görevliyle en erken nerelere tren varsa orası için rez yaptırmıştık. Normalde aşırı planlı programlı insanım benim için hiç bilmeden görevli kadının her dediği şehire tamam demek zor bir şeydi normalde.
Ben Almanya’ya gittiğimde hiç aklımda yokken ufak bi Avrupa turu yapmıştım. Ana tren istasyonundan geçerken dur ya diğer ülkelere tren ne kadar diye sormaya gitmiştim. Görevliyle en erken nerelere tren varsa orası için rez yaptırmıştık. Normalde aşırı planlı programlı insanım benim için hiç bilmeden görevli kadının her dediği şehire tamam demek zor bir şeydi normalde.
0
Tavsiye ederim ama challange oldugu icin degil.
Merakli bir insan degilseniz ve gezmek istemiyorsaniz, gezmek zorunda degilseniz.
Yirmilerin basindayken param yoktu, Avrupa´daydim. Bir sürü sehri gidip gormemek ve deneyimlememek yerine otostop, couch-surfing, workaway vs. hangi secenek varsa hepsini kullandim. Hepsini de cok büyük bir istekle ve merakla yaptim. Simdi yapmam.
Ayni sehirlere simdi gidiyorum, üzerinden yillar gecmis. Rahatca ve parayla da gezmek gayet güzel. Böyle de yapilacak bir ton sey var.
Parasiz ve az konforla da yapilacak bir ton sey vardi. Daha önce gittigimde daha az zevk almamistim kesinlikle. Otostop vs. yük gelmiyordu ve cok daha fazla zamanim vardi.
Simdi yapmaktan hoslandigim seyler degisti. Bu halime, kendime otostop cekip ve couchsurfing yapip dolasmayi tavsiye etmem. Challange mi kalmamis? 5 günde 10 iyi restaurant challange yaparim.
Merakli bir insan degilseniz ve gezmek istemiyorsaniz, gezmek zorunda degilseniz.
Yirmilerin basindayken param yoktu, Avrupa´daydim. Bir sürü sehri gidip gormemek ve deneyimlememek yerine otostop, couch-surfing, workaway vs. hangi secenek varsa hepsini kullandim. Hepsini de cok büyük bir istekle ve merakla yaptim. Simdi yapmam.
Ayni sehirlere simdi gidiyorum, üzerinden yillar gecmis. Rahatca ve parayla da gezmek gayet güzel. Böyle de yapilacak bir ton sey var.
Parasiz ve az konforla da yapilacak bir ton sey vardi. Daha önce gittigimde daha az zevk almamistim kesinlikle. Otostop vs. yük gelmiyordu ve cok daha fazla zamanim vardi.
Simdi yapmaktan hoslandigim seyler degisti. Bu halime, kendime otostop cekip ve couchsurfing yapip dolasmayi tavsiye etmem. Challange mi kalmamis? 5 günde 10 iyi restaurant challange yaparim.
0
zalbarath
Öldükten sonra ne olacağının tamamen belirsiz olması rahatsız etmiyor mu sizi? En ufak bir ipucu dahi yok. Bazıları sonsuz hiçliğe karışacağız diyor ama bu da kesin değil bence.Not: Benim de dini inancım yok sadece diğer inançsız insanlar bu durumla nasıl başa çıkıyor onu öğrenmek istiyorum.
Öldükten sonra ne olacağının tamamen belirsiz olması rahatsız etmiyor mu sizi? En ufak bir ipucu dahi yok. Bazıları sonsuz hiçliğe karışacağız diyor ama bu da kesin değil bence.
Not: Benim de dini inancım yok sadece diğer inançsız insanlar bu durumla nasıl başa çıkıyor onu öğrenmek istiyorum.
Not: Benim de dini inancım yok sadece diğer inançsız insanlar bu durumla nasıl başa çıkıyor onu öğrenmek istiyorum.
0
yoo etmiyor beni, öldükten sonrasıyla ilgilenmiyorum. sadece sevdiklerimin ölmesine üzülüyorum. eğer yakında öleceğimi bilirsem bir hastalıktan filan o zaman da kötü hissederim. yoksa ölümün kendisiyle ve sonrasıyla ilgili bir derdim yok, var olmayacağımı ve dolayısıyla her şeyin sıfırlanacağını düşünüyorum. o açıdan öldükten sonrası problem değil. hiçbir şey olmazsa zaten haberim bile olmaz. olacaksa da (ki inanmıyorum) sonsuzluk var demek ki, ilginç olur.
0
etmiyor. evren aklimin alamayacagi kadar buyuk ve zaman kavrami cok genis. 80 yillik omrumle burada bir kum tanesiyim. gunumuz teknolojisi ve bilimi ile evrenin sirrini kimse cozemeyecek. o yuzden sallamiyorum ne olacagini.
0
inancsiz insanlar, bilinc durumunun maddi bir sey olduguna, maneviyatin da yalnizca bu maddiyatla(organizmayla) birlikte (kurgusal olarak) var olduguna inaniyor. yani sen olunce bilincin de bedeninle birlikte topraga karisiyor ve "ruh" diye bir sey yok. dolayisiyla endise edecek bir sey de yok.
0
@idexo
Sizin dediğiniz şey materyalizm oluyor. O da bir görüş, doğru olabilir tabii.
Sizin dediğiniz şey materyalizm oluyor. O da bir görüş, doğru olabilir tabii.
0
kardeşim ölüm varken islam hariç bütün ideolojiler ve yaşam tarzları kadüktür, iyi birer müslüman olmaya çalışın sünnetullaha uygun ve fitne ortadan kalkıncaya ve Allah'ın dini yeryzüne hakim oluncaya kadar mücadele edin der ayette yüce Allah
0
Doğumdan öncesi nasıl rahatsız etmiyorsa ölümden sonrası da rahatsız etmiyor ikisinin de aynı olduğunu düşünüyorum. Bilimsel olarak insanın da bir enerji olduğu var olan enerjinin de yok olmayacağı ancak form değiştireceği söylenir var ama var olan enerji yok olmayacağı gibi yoktan da enerji var olamaz, böyle düşünürsek nasıl ki doğum öncesi ne olduğumuzla ilgili bir fikrimiz yok bilinçli olarak, öldükten sonra da aynı şey olacak.
0
Uyuyup rüya görmek ya da narkoz aldığımdaki bilinçsizlik ne kadar rahatsız ediyorsa o kadar rahatsız ediyor.
Yakınlarımda ölüm durumu yaşamadım ama önceki kedim öldüğünde de kendimi ona güzel bir hayat sunabildiğimi bildiğim için sakinleştirip kabullendim. Genel olarak hayatımı da bu şekilde yaşıyorum. Az insan, sevdiğim insanlar, olabildiğince mutlu olup mutlu etmeye odaklanıyorum. Birlikte geçireceğimiz zamanı güzel değerlendirmeye çalışıyorum.
Yakınlarımda ölüm durumu yaşamadım ama önceki kedim öldüğünde de kendimi ona güzel bir hayat sunabildiğimi bildiğim için sakinleştirip kabullendim. Genel olarak hayatımı da bu şekilde yaşıyorum. Az insan, sevdiğim insanlar, olabildiğince mutlu olup mutlu etmeye odaklanıyorum. Birlikte geçireceğimiz zamanı güzel değerlendirmeye çalışıyorum.
0
oncelikle ben inancli, inancsiz kimsenin olum sonrasini gercekten dusundugunu veya dusunebilecegini sanmiyorum. olum sonrasini 25 yasinda oturdugun yerden bir kavram olarak dusunmek ayri, olumle gercekten yuzlesmek ayridir. yarin beyninizde tumor oldugunu ogrenseniz, olumun gozbebeginin icine baksaniz o zaman hakikaten olum sonrasini dusunursunuz.
bence inancsiz insanlar bu soruyu oteliyor sadece. inancli olanlar da kendini avutuyor. buyuk bir bilinmezligin icindeyiz ve herkes kendine bir hikaye anlatip bu bilinmezlikten siyirmak zorunda. kiminin benimsedigi hikaye din, kimininse materyalizm. cok farkli olsalar da ortak olduklari nokta ikisinin de bir anlati olmasi.
sonuc olarak yasamin ve bilincin gercekligi o kadar guclu ki, inancli aslinda gulerek karsilamasi gereken olum karsisinda titreyerek gider. inancsiz da gercekten bu kadar anlamsiz olabilir mi diye yasami boyunca oteledigi bir soruyla gider.
bence inancsiz insanlar bu soruyu oteliyor sadece. inancli olanlar da kendini avutuyor. buyuk bir bilinmezligin icindeyiz ve herkes kendine bir hikaye anlatip bu bilinmezlikten siyirmak zorunda. kiminin benimsedigi hikaye din, kimininse materyalizm. cok farkli olsalar da ortak olduklari nokta ikisinin de bir anlati olmasi.
sonuc olarak yasamin ve bilincin gercekligi o kadar guclu ki, inancli aslinda gulerek karsilamasi gereken olum karsisinda titreyerek gider. inancsiz da gercekten bu kadar anlamsiz olabilir mi diye yasami boyunca oteledigi bir soruyla gider.
0
Başınıza sert bir darbe aldığınızda bile şoka girip etrafta olup bitenin farkında olmuyorsunuz. Solunumunuz, kalbiniz beyniniz durup tamamen kimyasal değişime uğrayıp çürüdükten sonra nasıl bir şey olabilir ki? Ben de bunu hiç mi hiç anlamıyorum açıkçası. Çok ileri düzeyde bir tozpembe bakış açısı gibi geliyor bana.
Hiç genel anestezi aldınız mı? Eğer aldıysanız ölümden sonrasını kafanızda canlandırmanız daha rahat olacaktır.
Bunun karşısımda ne yapıyorum? Yaşadığım her anın kıymetini bilip hayatımdan zevk almaya bakıyorum. Eğer hayatınız boyunca "nasılsa ölümden sonrası var" diye yaşarsanız ölüm gerçeğini uzun bir süredir kabullenmiş insanların hayata bakışını canlandırmanız zor olabilir belki, bilemiyorum.
Benim gözlemlediğim kadarıyla belli bir yaştan sonra, daha doğrusu sevdiği birilerini kaybedip onları tekrar göreceğine inanıp bununla avunmuş insanlar, sevdiği kimseyi kaybetmeden önce inancını kaybedenlerden daha zor yaşıyor bu algısal geçişi. Sanırım işin içine bir de bu kişileri bir daha hiç göremeyeceklerini kabullenmek zorluğu geliyor, aynı insanlar için ikinci kere ölüm acısı yaşıyorlar.
Hiç genel anestezi aldınız mı? Eğer aldıysanız ölümden sonrasını kafanızda canlandırmanız daha rahat olacaktır.
Bunun karşısımda ne yapıyorum? Yaşadığım her anın kıymetini bilip hayatımdan zevk almaya bakıyorum. Eğer hayatınız boyunca "nasılsa ölümden sonrası var" diye yaşarsanız ölüm gerçeğini uzun bir süredir kabullenmiş insanların hayata bakışını canlandırmanız zor olabilir belki, bilemiyorum.
Benim gözlemlediğim kadarıyla belli bir yaştan sonra, daha doğrusu sevdiği birilerini kaybedip onları tekrar göreceğine inanıp bununla avunmuş insanlar, sevdiği kimseyi kaybetmeden önce inancını kaybedenlerden daha zor yaşıyor bu algısal geçişi. Sanırım işin içine bir de bu kişileri bir daha hiç göremeyeceklerini kabullenmek zorluğu geliyor, aynı insanlar için ikinci kere ölüm acısı yaşıyorlar.
0
hiçbir dine inanmıyorum ama bir yaratıcının var olduğunu düşünüyorum. ruh ölümsüz bir şey. farklı bedenlerde farklı zamanlarda tekrar tekrar dünyaya geliyoruz, her seferinde manevi olarak biraz daha yükselerek tanrıya yaklaşmaya çalışıyoruz.
anlattıklarımı merak ederseniz biraz kabala ile ilgili.
anlattıklarımı merak ederseniz biraz kabala ile ilgili.
0
ha, diyalektik açısından konuşacak olursak atomların toprağa havaya karışacak ve oradan binlerce milyonlarca başka canlının organizmasına girecek. yani atom bazında ölümsüzsün, ama tüm bunlar olurken seni sen yapan bilincin var olmayacak. yani yok olacaksın.
0
@idexo +1
Bilinç denen şey beynin işlediği elektrik sinyalleri, beyin durunca bilinç bitiyor.
Bilinç denen şey beynin işlediği elektrik sinyalleri, beyin durunca bilinç bitiyor.
0
Hayyam’ın “Ben düşündükçe var dünya; ben yok, o da yok.” Cümlesindeki gibi… ölümden sonrasının bilinç açısından hiçlik olduğunu düşünüyorum ve bu beni rahatsız etmiyor.
0
kazan dogurdu hikayesi gibi bakiyorum ben, yani dogurduguna inaniyorsun da öldüğüne mi inanmiyorsun gibi :) boyle dusununce rahatsiz etmiyor. soylendigi gibi dogumdan oncesini (hatta dogumdan 3-4 yil sonrasini bile) hatirlamiyorken ölümden sonrasi neden dusundursun ki? bir cesit bilinc kaybi. ha yanilirsak da ilginc bir sey olur gercekten :) onu o zaman dusunuruz artik :)
0
bu konu ilginizi çekiyorsa şu kitabı okumanızı öneririm. bildiğim kadarıyla türkçe çevirisi de var.
www.goodreads.com
www.goodreads.com
0
Agnostiğim. Hayyam'dan bir alıntıyla girmek istemiştim ama aynı alıntı zaten verilmiş :) Bana kalırsa kutsal olduğu ileri sürülen inançların tasvir ettiği öte dünya ölüm ile birlikte hakim olacak bilinçsizlikten daha ürkütücü. Cehennemden hiç bahsetmeye bile gerek yok (ki bkz: eksisozluk.com) fakat anlatılan o sonsuz cennet tasviri bile aşırı sıkıcı. Böylesine sıkıcı bir ortamda bulunmak istemezdim sanırım, ki dünyada cennete gidebilmek için yapılanları düşündüğümüzde o ahalinin dolduracağı yerde ben bulunmasam daha makul. Başa dönersem, korkudan ziyade mutlu olduğumu bile söyleyebilirim. Sonsuz bilinçsizliği her daim tercih ederim.
0
harmanyeri
Merhaba, Normal (cam olmayan) damacana sağlıksız mı?
Merhaba,
Normal (cam olmayan) damacana sağlıksız mı?
Normal (cam olmayan) damacana sağlıksız mı?
0
Plastigin getirdigi riskler elbette var, cam geridonusum acisindan da daha makul diye biliyorum... Yine de hem kendiniz hem cevreniz icin yapabileceginiz en dusuncesiz sey tek kullanimlik petler almak olur yukaridaki arkadasin dedigi gibi....
0
sağlıksız demeyelim de cam plastikten normal şartlarda daha sağlıklı.
cam damacana 15lt plastik 19lt. buna rağmen cam damacana daha pahalı. aslında cam damacananın depozitosunu da sen ödüyorsun, firmaya bir maliyeti yok. değişken maliyet ikisinde de aynı, su. cam olunca ağırlığından az bir miktar yakıt masrafı var, o kadar. örneğin hayat su cam damacana 15lt 44 lira şu anda. 1 lt su 3 lira. insanların artık sağlık düşünecek hali kalmadı.
biraz bu işler kartelleşti gibi geliyor. marketing yorumu da doğru. arıtma alsan 1 litreye 10 litre boşa su atılıyor, çevreye daha büyük zarar. her yerden sıkıştırılıyoruz. demokratik haklarımız o kadar erozyona uğradı ki, kendimizi savunmayı, sesimizi çıkarmayı bile düşünmüyoruz.
cam damacana 15lt plastik 19lt. buna rağmen cam damacana daha pahalı. aslında cam damacananın depozitosunu da sen ödüyorsun, firmaya bir maliyeti yok. değişken maliyet ikisinde de aynı, su. cam olunca ağırlığından az bir miktar yakıt masrafı var, o kadar. örneğin hayat su cam damacana 15lt 44 lira şu anda. 1 lt su 3 lira. insanların artık sağlık düşünecek hali kalmadı.
biraz bu işler kartelleşti gibi geliyor. marketing yorumu da doğru. arıtma alsan 1 litreye 10 litre boşa su atılıyor, çevreye daha büyük zarar. her yerden sıkıştırılıyoruz. demokratik haklarımız o kadar erozyona uğradı ki, kendimizi savunmayı, sesimizi çıkarmayı bile düşünmüyoruz.
0
Genelde bu isten anlayanlar musluk suyunun daha saglikli oldugunu soyluyor.
Musluktan en fazla ishal olursun damacanadan ne olacagin belli degil diyorlar.
Musluktan en fazla ishal olursun damacanadan ne olacagin belli degil diyorlar.
0
plastik damacanayla devam edilecekse en azından bpa free damacanalarla devam etmek daha mantıklı olacaktır.
şu anda şebeke suyu içilebilir bir şehirde oturduğum için damacana kullanmıyorum. kullansam cam damacana kullanırdım.
şu anda şebeke suyu içilebilir bir şehirde oturduğum için damacana kullanmıyorum. kullansam cam damacana kullanırdım.
0
Kaleci Saçlı Forvet
Genel olarak Avrupa sinemasının özel olarak da İspanyol sinemasının hayranıyım, hangi türü olursa olsun izlemeye çalışırım sizin de izleyip beğendiğiniz "abi şunu kaçırma gözünü seveyim üzülürsün, İspanyol sinemasının nadide bir örneğidir bu" dediğiniz bir film varsa öğrenmek isterim. Teşekkür ederi
Genel olarak Avrupa sinemasının özel olarak da İspanyol sinemasının hayranıyım, hangi türü olursa olsun izlemeye çalışırım sizin de izleyip beğendiğiniz "abi şunu kaçırma gözünü seveyim üzülürsün, İspanyol sinemasının nadide bir örneğidir bu" dediğiniz bir film varsa öğrenmek isterim. Teşekkür ederim.
0
balade triste de la trompeta
ama tuhaf film, sadece bana guzel olabilir, gordugum en kaotik film...
ama tuhaf film, sadece bana guzel olabilir, gordugum en kaotik film...
0
Hocam benim en sevdiğim filmlerden biri La Grande Bouffe isimli filmdirfjhghj tuhaf filmlerin en önde gideni olabilir, teşekkür ederim :)
0
İçlerinde ispanya- arjantin ortak yapımlı olanlar var, sorun olmaz herhalde.
Mar Adentro (2005)
Relatos Salvajes (2014)
Los lunes al sol (2002)
Even the Rain (2010)
todo sobre mi madre (2000)
Mar Adentro (2005)
Relatos Salvajes (2014)
Los lunes al sol (2002)
Even the Rain (2010)
todo sobre mi madre (2000)
0
Placido
Celda
Mientras dure la guerra
La Voz Dormida
Tacones lejanos
Calle Mayor
Mujeres al borde de un ataque de nervios
Bienvenido Mr Marshall
Muerte de un ciclista
Durante La Tormenta
El Verdugo
Madres paralelas
El Buen Patron
Celda
Mientras dure la guerra
La Voz Dormida
Tacones lejanos
Calle Mayor
Mujeres al borde de un ataque de nervios
Bienvenido Mr Marshall
Muerte de un ciclista
Durante La Tormenta
El Verdugo
Madres paralelas
El Buen Patron
0
adwokat
Rengi şekli şemali farklı niye acaba?https://ibb.co/9tyW3k3
0
Kesin sahtedir ya da gerçektir diyemem, ama farklı yıllarda basılmış dolarların görünüşlerinin farklı olduğunu biliyorum.
0
üstteki yeni, alttaki eski dolar. İkisi de geçiyor, bankalar hala ikisini de veriyor veya kabul ediyor. (eski dediğim de 90'lar 2000'lerin başı falan. Bakarsan üstlerinde basım yılı yazar zaten-2009 ve 2006'ymış seninkiler)
Ben hep alttaki gibi sanırdım geçen yıllarda üssteki yeni halini görünce afallamıştım. Eskisi hep filmlerden bildiğimiz yeşil dolar işte.
Ben hep alttaki gibi sanırdım geçen yıllarda üssteki yeni halini görünce afallamıştım. Eskisi hep filmlerden bildiğimiz yeşil dolar işte.
0
usttekini cesitli ulkelerde kabul etmezler, asya, guney amerika'daki bazi yerler. ekonomisi tam entegre yerlerde ikisinin de gecerliligi vardir.
duzeltme; bazi ulkelerde kabul etmedikleri eski olani, ustumu altimi karistirmisim...
duzeltme; bazi ulkelerde kabul etmedikleri eski olani, ustumu altimi karistirmisim...
0
Alttaki eski versiyon. 3-4 sene önce bile bazı bankamatikler kabul etmiyordu onu. İşin garibi sen para çekerken eskisini veriyor, para yatıracağın zaman ise sadece yenisini kabul ediyordu. TEB bankamatikleri çok yapardı bu pisliği
0
ikisi de geçerli. fakat döviz büroları eskisini bozarken bıdı bıdı yapıyor ben bunu başkasına satamam diye. düşük fiyata bozmayı teklif eden bile var. kurtulmaya bakın, biraz yıpranıp para sayma makinesinden de geçmezse, ne kadar geçerli ve tedavülde olursa olsun kimseye veremiyorsunuz, bozamıyorsunuz, bankadaki dolar hesabınıza bile yatıramıyorsunuz.
0
jonas
Merhaba. Gece yatağa girince yaklaşık ne kadar sürede uykuya dalıyorsunuz?Benim uykuya dalışım 1,5 saatleri buluyor. Kafayı yastığa koydu mu 5 dakikada gidenlere çok imreniyorum gerçekten.Sürenizi yazarken kolay uykuya dalış tavsiyeleriniz de varsa şayet, onları da ekleyebilirsiniz...
Merhaba. Gece yatağa girince yaklaşık ne kadar sürede uykuya dalıyorsunuz?
Benim uykuya dalışım 1,5 saatleri buluyor. Kafayı yastığa koydu mu 5 dakikada gidenlere çok imreniyorum gerçekten.
Sürenizi yazarken kolay uykuya dalış tavsiyeleriniz de varsa şayet, onları da ekleyebilirsiniz...
Benim uykuya dalışım 1,5 saatleri buluyor. Kafayı yastığa koydu mu 5 dakikada gidenlere çok imreniyorum gerçekten.
Sürenizi yazarken kolay uykuya dalış tavsiyeleriniz de varsa şayet, onları da ekleyebilirsiniz...
0
kitabı elime aldıktan 20 dk sonra uyuyorum max. başucuna kitap koy ve zorla kendini okumak için.
0
Uyumadan önce BBC, CNN okurum. Sonra Youtube. Yeter deyip telefonu bıraktıktan sonra 20 dakika falan sürüyordur. Biraz gözleri yormak iyi gelebilir. Müzik de olabilir. Bir de yatak, oda rahatsız edici olmayacak. Yastık çok önemli. Bunları bir değerlendirin.
0
bir şeyler izleyerek uyumanızı gönül rahatlığıyla öneremeyeceğim çünkü sağlıksız olduğunu iddia eden birçok çalışma mevcut ama ben hep bir şeyler izleyerek uyuyorum, o da yaklaşık 25-30 dakika alıyor yatağa geçtikten sonra. izlediğim içeriğin soft içerik olmasına dikkat ediyorum, aşırı merak edeceğim veya gerilimli bir şey seçmiyorum. genelde çizgi film veya belgesel izleyerek çok rahat uyuyorum. ertesi gün izlediğim bölümün 20. dakikasına geri sararak epey çizgi film bitirdim :)
0
bir saat. 5 dk saga dönerek yatarim, sonra 5 dk sola. sonra bir daha saga, bir daha sola vs... en sonunda bir ara uyuyakaliyorum iste.
0
5 dakika. her sabah 6'da kalkan moruğum. gün içi uyuklama ihtiyacı oluyor ama.
gençlikte kıpır kıpır oluyor insan hele bir de kafada dolaşan aşk meşk iş güç mevzuları varsa daha da zor.
duş ve kitap okuma iyi geliyor. ekrana bakmak ters etki yapabiliyor.
bir de nefes tekniği vardı onu uygulayabilirsiniz.
onedio.com
gençlikte kıpır kıpır oluyor insan hele bir de kafada dolaşan aşk meşk iş güç mevzuları varsa daha da zor.
duş ve kitap okuma iyi geliyor. ekrana bakmak ters etki yapabiliyor.
bir de nefes tekniği vardı onu uygulayabilirsiniz.
onedio.com
0
5 dakika sonra uyurum genelde. ama kafaya bişeyler takmışsam sabaha kadar bile uyuyamıyorum. en güzeli gamsız hayat...
0
hissediliri bir kaç dakika olup, takribi 2-3 dakika (watch uyku takip uygulaması öyle diyor)
yastığa kafamı koymam yeterli. Uyumak için ek bir uğraş ya da ritüele gerek duymuyorum.
yastığa kafamı koymam yeterli. Uyumak için ek bir uğraş ya da ritüele gerek duymuyorum.
0
2 dakika falan sürüyor. bazen yatağa kafamı koyduğum gibi uyuduğum da oluyor. sabahları da zınk diye kalkarım yataktan. kendimi bildim bileli böyle. androidim sanırım.
0
Uykum geldiginde kafami yastiga koyuyorum ve eger cok sacma bir donemde degilsem asagi yukari ayni saatlerde uyuyup uyanirim. Uyumam 1 dakika suruyor mu ondan bile emin degilim saniyelerle ifade edilebilir belki...
eger tamamen bekar hayatina baglamissam birseyler izlerken uyuyabiliyorum, 10-15 dakika suruyor ama cok saglikli oldugunu dusunmuyorum
genelde rahat uyuyorum yani, ama sabaha kadar uyuyamadigim cok stresli borkac gece hatirliyorum, uzun hayat yolunda normal...
eger tamamen bekar hayatina baglamissam birseyler izlerken uyuyabiliyorum, 10-15 dakika suruyor ama cok saglikli oldugunu dusunmuyorum
genelde rahat uyuyorum yani, ama sabaha kadar uyuyamadigim cok stresli borkac gece hatirliyorum, uzun hayat yolunda normal...
0
Gün içindeki yorgunluğa ve aktiviteye bağlı olarak değişiyor. Spor yaptığım günler ya da alkol aldığım günler çok kolay uyuyorum ama stres sebebiyle uyuyamıyorsam uyku için meditasyon sesi açıyorum, 10. dakkasına kalmadan uyumuş oluyorum.
0
spor yaptığım günler 5-15 dk. stresli olduğum günler bir kaç saat.
oda serin olmalı. yazın klimayla odayı 25 dereceye getirip öyle yatıyorum.
öncesinde odayı havalandırmak lazım. bir de karanlık olmalı. tavandan yere inen motorlu perdelerim var. zifiri karanlık oluyor.
oda serin olmalı. yazın klimayla odayı 25 dereceye getirip öyle yatıyorum.
öncesinde odayı havalandırmak lazım. bir de karanlık olmalı. tavandan yere inen motorlu perdelerim var. zifiri karanlık oluyor.
0
rewlack
Süper bişey aramıyorum, migros carrefour standartlarında bişey yeter.Veya şunu kesin alma tadı berbat dediğiniz bişey varsa o da olur.Thankz.
Süper bişey aramıyorum, migros carrefour standartlarında bişey yeter.
Veya şunu kesin alma tadı berbat dediğiniz bişey varsa o da olur.
Thankz.
Veya şunu kesin alma tadı berbat dediğiniz bişey varsa o da olur.
Thankz.
0
Gordons (aromasız sade olanı) 35 lik küçük şişe 168 liraydı iki gün önce baktığımda
Varsa beefeater da olur fakat onun fiyatı bir miktar daha fazla olur
En kötü gordons al 10 lira daha ucuz diye başka markalara yerli markalara bakma
Varsa beefeater da olur fakat onun fiyatı bir miktar daha fazla olur
En kötü gordons al 10 lira daha ucuz diye başka markalara yerli markalara bakma
0
Sunu kesin alma tadi kotu denebilecek bir cin yok bana gore. Gordons galiba en ucuzu ve bence gayet iciliyor mis gibi. Kokteyl olarak tabii tonikle limonla falan en azinda
0
Gordons ucuz ve icilebilir.
Ama ben beefeater tercih ediyorium, bir tık daha fazla ama ciddi fark olursa gordons olur.
En ucuzu gilbeys heralde, hayatımda içmedim onu.
Ama ben beefeater tercih ediyorium, bir tık daha fazla ama ciddi fark olursa gordons olur.
En ucuzu gilbeys heralde, hayatımda içmedim onu.
0
cherry rocher iciyorum son donemde, gayet memnunum turkiye'de var mi yok mu bilmiyorum ama varsa bombay yahut beefeather'den pahali degil. bulundugum yerde klasik marketlerde satiliyor o yuzden yazdim.
urun tam olarak bu; www.boutique-cherry-rocher.com
ben buna 21 veriyordum ama demek ki kazik yiyormusum, ogrendigim iyi oldu.
bu yoksa tanqueray ve bombay tarafindayim, konuya son 1-2 senedir ilgi gosteriyorum o yuzden cok aman aman bir bilgi-gorgum yok.
urun tam olarak bu; www.boutique-cherry-rocher.com
ben buna 21 veriyordum ama demek ki kazik yiyormusum, ogrendigim iyi oldu.
bu yoksa tanqueray ve bombay tarafindayim, konuya son 1-2 senedir ilgi gosteriyorum o yuzden cok aman aman bir bilgi-gorgum yok.
0
