Şirkette sizin şartlarınıza uygun pozisyon yoksa ücretsiz izin verelim bi baksın bakalım 6 ay da nasıl geçinirse geçinsin diyemezler. Raporunuza uygun pozisyon istediğinizi aksi halde iş akdinizi haklı nedenle feshetmek istediğinizi içeren bir ihtar çekin. He bir de hukuki yardım alın.

Tazminatın kuş kadar birikir.
5 sene sonra seni işten çıkarmak istediklerinde eline 5 adet asgari ücret geçer.

Sigortani kendin yatirabilir misin peki?

Ayrıca işten ayrılmak istediğinde içeride iznin varsa onun ücreti de asgari ücret hesabından yapılır.

Hayır olmaz. İşverenin yatırması lazım.

Şahıs şirketin varsa bağkur yatırabiliyordun en son

işten çıkarılırsan işsizlik maaşını asgari ücret üzerinden alırsın.
+ tazminat, yıllık izin vs. herşey asgariden hesaplanır.

20lerde ya da 30ların başında emeklilik çok uzak geliyor ama bir noktadan sonra yaklaştığını anlıyorsun.
o gün pişman olmamak için sigortanın asgariden yatmaması lazım.

İşten çıkarılır ve tazminatlarını alamazsan dava açar tanık bulursun asgariden almazsın o kısımları geç. Ana işveren gerçek ücretinden tazminatını ödedi diyelim, dava açmak zorunda kalmadın. Emeklilikte sorun olur, primlerin eksik kalır.

Araç plakasını saklamayandan al.

vavacarsın sıkı kontrol ve denetim süreçleri var. ayrıca belli bir süre arkasında da duruyor arabanın. ancak niş modeller olmayabiliyor.

en ucuz genelde vavacarsta oluyor. alınır. ama daha uygun varsa sahibinden de alırdım ben

ben vava'dan aldım. Alırken sahibinden'deki benzer araçların fiyatına baktım. En ucuzu benim aldığım fiyattan 12 bin lira pahalıydı. Pazarlıkla 10 bin düşse bile vava'nın fiyatına gelmiyordu. Sahibinden'den almak için vava'ya göre en az bi 5-10 bin fiyat avantajı olması lazım. Öteki türlü direkt vava'dan alırım. Eksper derdi yok. Noter derdi yok. Araca 3 ay / 5 bin km mekanik garanti veriyorlar. Kapına kadar da teslim ediliyor. Beğenmezsen 14 günde iade edebiliyorsun. Bu avantajların hiçbiri sahibinden alırken olmuyor. Sahibinden almanın avantajı aracı almadan önce görebiliyorsun ve pazarlık yapabiliyorsun.

Ayrıca ne ilgisi var anlamadım ama vava'da araç plakası gizli değil.

araba vava'da ise oradan almak daha mantıklı. daha güvenli ve biraz için rahat oluyor o kadar para verince. ancak model sayısı sınırlı doğal olarak. kafanızda belli bir model vs varsa bulamayabilirsiniz.

Fiyat farkı çok yoksa kurumsal yerden almak tabi ki mantıklı, ama ben ne olursa olsun eksper yapmadan hiç bir yerden araç teslim almam.

bende araç alacağım, online vavaya bağlandım. bizim iddaamız en düşük fiyat dedi ki doğru ama fiyatta oynamıyor. aynı araç sahibindende 5 bin daha fazla ama onla pazarlık edibildim. fırsatları bekliyorum.

merhaba,

icra dairesi ödenen tutarı, alacaklı vekiline ya da alacaklı şahsa gerekli harçları kestikten sonra aktarır. normalde 3 iş günü içinde aktarmak zorunda ama yoğun yerlerde süreç uzayabiliyor.

Birkaç kere talep gönderip bir kere de icra dairesine gidip reddiyat diye çemkirdiğinde kesintilerden sonra bakiye miktar alacaklı vekili ya da alacaklının hesabına geçer

%10'dan feragat etmen için ortada başka sebepler/çıkarlar var mı? şirket çok çalışmak istediğin bir yerdir, hali hazırda ülkeden sıkılmışsındır ve kolay çıkış sağlıyordur, yan haklar çok iyidir vb.

şöyle bir yoklarım eğer %10 verebiliyorlarsa alırım yoksa çalışmaya başlar 5-6 ay sonra bir maaş güncellemesi görüşmesi isterim.

@duyulmasi gerektigi kadar, hah, tam olarak sormak istediğim bu "yoklama" işinin nasıl yapılacağıydı.

Şimdiye kadar "ya şu parayı verin ya da ben çalışmıyorum" şeklinde pazarlık yaptım hep.

Şirketi de sevdim (çok ekstrem bişeyi yok, ama iyi görünüyor) o yüzden çekiniyorum biraz da.

yapilan teklifin beklentinin altinda geldigini soyleyebilirsin, eger son teklif bu ise dusunmek icin sure isteyebilirsin.

Ücret tekliflerinin beklentinin altında kaldığını ancak istediğin ücrete çıkamayacaklarsa şirketin sağlayacağı ek ödeme/ faydaları değerlendirmek için süre talep ettiğini söyleyebilirsin. Bir de şu var ne vermeyi kabul ettikleri değil fiilen verebilmeleri önemli.

2 daha sıcak bir ton, bence beyazlı grili soğuk renk ağırlıklı mekanda parkenin biraz daha canlı durması tatlı oluyor. üzerine atılan kilim vs'yi de güzel gösteriyor. kapı ve süpürgelik ne renk, beyaz mı?

1 bana daha doğal geldi.

bence daha sıcak bir ton olması lazım, yani 2 ama o bile açık bana göre.

süpürgelik ve kapıların rengi de önemli.

2nin yanindaki bence.

süpürgelik beyaz olacak.
kapı yok.
açık mutfak var.
mutfak ve antre salon ile birleşik gibi, aynı zemin rengi oraya da devam edecek.
mutfak dolapları beyaz olacak.

1'in iki sağı da fena değil gibi :)

açılın ben mimarım.
seçenekler arasından 2. ama duvar ve mobilya renklerinizi göz önünde bulundurarak 2'nin sağındaki diyorum.

herkese çok teşekkürler.

bana kalsa ben de 2'nin sagindakine gidiyorum ama evin diger sakinleri koyu renk asla istemiyor :(

bu arada ek bilgi olarak; dosenecek ev yazlik bir beldede ama yaz kis oturulacak.

1den sola dogru giderken 3.
odayi da minderlerle vs renklendirirsiniz. bence en klas duran parke rengi o dedigim.

mobil: 1den saga" dogru yazacaktim

koltuk: gri
duvarlar: beyaz
gun isigi alan kucuk ve acik mutfakli salon +1
supurgelik, kapilar ve mutfak dolaplari beyaz. mutfak tezgahi koyu renk.

parke 2'nin sagindakinden koyu ve cok guzel duruyor. o olmuyorsa 2.

Sarılık barındıran tonlardan uzaklaşıyoruz modası geçti.
İkisi arasında seçecek isek 1

Mimar değilim ama her boş kaldığımda tlc izlerim. Koyu bir kahverengi yapmalısın bence. Açık renkle özellikle beyazla çok güzel olur. Açık renk yaparsanız duvara bir de şu sessizlik diyen hemşire ablayı asın bence.

Yüzde kaç imar var o bölgede o mühim. Yüzde otuzbeş olsa misal 25 m2 gibi bir taban alani olur (kucukce bi salon).

zannetmem. e-imar uygulaması var. orada emsal oran verilir. örn. oturduğum binanın tabanı 148 m2. arazi 383 m2. yani emsal 0.38.

izmirde buna benzer eski yerleşim gecekondulaşmanın yoğun olduğu yerlerde izmir büyükşehir imar vermiyor. şuurlandırın diyor. yani bunun gibi 70m2 civarı küçük arsaların birleşmesini istiyor. ister satın, ister alın diyor. minimum 350-400m2 de olsun diyor.

arsa hangi belediye sınırındaysa o belediyenin internet sitesinde e-imar diye aratın çıkan sayfaya ada/parsel bilgisini girip bakın. olmadı ilgili belediyenin imar müdürlüğüne gidip bilgi alın.

Arsanın hem imarı hem konumu önemli yani yol çekme mesafeleri vesaire. Yapılabilir gibi durmuyor sanki.

En az 42 m2 temel olmalı yapılaşma için, yani bir yanı 6 bir yanı 7 metre olmalı bina cephesinin.

70 m2 arsa ancak iki tarafı da bitiş nizam ise yapılabilir sanki. Parseli tam bilmeden söylemek çok zor ama bitişik nizam bir bölgede cephe 6-7 metreyse olabilir gibi.

Atıyorum önden 3 arkadan 3 çekilse, ha yok yazarken farkettim de 4-5 metre derinlik kalıyor böyle yapınca.

Ancak hem yanlardan hem arkadan bitişik nizam varsa olabilir sanki.

Ada parseli verin bir bakayım merak ettim.

Neresi olduğuna göre değişir, yazdıkları gibi imar planlarına bakmanız gerekir.

Emsal olur mu bilmiyorum ama Kuzguncuk'ta 45 metrekare oturumlu bir çok tarihi ev var. 3 kat oluyor genelde.

Tabii onlar tarihi binalar, belki o da bir etken olabilir.

Çok geçmiş olsun. Uzman falan değilim ama bu başlıkta da ağrı konusuna değinenler olmuş: eksisozluk.com

İlk birkaç gün için normal. Herkeste aynı olmasa da...
İstirahat, bol kafein, bol sıvı, ağrı kesiciler.
Yalnız, çalışıyorsanız birkaç gün rapor alın doktorunuzdan.

Bir süre yatacağım gibi duruyor. Sırtım yatmaktan da ağrıyor olabilir. O kadar tempolu çalışmanın üzerine yatma fikri iyi gibi gelmişti ama hiç keyfim yok yani kafamı gövdemden 10 cm yukarı kaldıramıyorum. Hangi noktada bu ağrı anormal sayılır kestiremiyorum :x

Belki biri okur da fikir olur diye yazıyorum. Bugün 6. Gün ve bu geçen sürede be ağrılar çektim bana sorun. Hala da 5 dk dan fazla ayakta duramıyorum, kulaklarım şişiyor sanki. Dün acile gittim serumlar, kas gevşeticiler falan ancak işte kendime geldim. He bir de ben ölüyorum diyorum doktorlar 7-10 gün bu belirtiler normal dedi. “Normal”miş neyseki.

Ayarlar > Gizlilik > Beni kim arayabilir?

Ama sanırım bunlar isimle bulmayı engellemiyor. En temiz yol spesifik bir insanı engellemek.

Spesifik bir insan yok aslında. Benim istediğim mümkün değil mi şimdi

Arama kısmında bulmalarını kapatmak kolay da paylaşmak ister misin?

Şimdi dalga mı geçtiniz? Anlayış farklı, kültür farklı diye bir reklam vardı eskilerden neyse yardımınız için teşekkürler

Kuruluma sağ tikla yönetici olarak çalistirı seç.

Şimdi de cihazı görmüyor.

Böyle de zor olacak ama görmüyor derken kurulumu yaptın ama usb ile bağlantıyı mı görmüyor yoksa başka bir şey mi ?

sitesinden indirmeyi denedin mi sürücüyü?

usb değil kablosuz bağlantı kurmaya çalışıyorum. Ben de çok anlamam bu işlerden.

üreticinin sitesinde, destek bölümünde ya da varsa sizdeki kurulum cd si içinde modele ait pdf kullanıcı kitabi olmalı. orada karsilasacagınız sorunlara ait bilgiler olmalı.

tam olarak sana söyleneni yapıyorum, yaklaşık 10 senedir, her gün. henüz bir sıkıntı yaşamadım

suya tuttuktan sonra solüsyonla da yıkayıp yeni solüsyonu öyle doldurun içiniz rahat etsin =) sonuçta solüsyon da kapağı açıldığı anda sterilitesini kaybediyor

Şimdi kararsız kaldım. Suya tutmayınca lensleri aldıktan sonra içinde kalan kalıntılar gitmiyor. Sonuç itibariyle lensler her halükarda lens solüsyonunun içinde en az 10 saat kalmış oluyorlar.

Aynı sıkıntı bende de var. Ben istiyorum ki tv yi en kısık seste dinleyeyim ama evin diğer ahalisi duymuyor mecbur sesi açmak zorunda kalıyoruz ama ben çok rahatsız oluyorum.

anksiyete bozukluğunda da seslere hassasiyet vardı. özellikle gürültüye dayanamama gibi vs. belki kbb ile alakalı değil de psikiyatriyle alakalıdır.
bi dönem ben de çok hassastım da şimdi o kadar kalmadı bende.

fonofobi diye aratin

babana sorma babandan randevu al :)

ya muhtar sen nediyosun ben catlak seslere tahammul edemiyorum misal biri yanımda telefonda konussun deliyorum offff sinirden dudaklarımı kemiriyorum babana sorsana bi

@fallopian fonofobi aşırı hassaslıkmış. Benim her sese karşı değil, normalden biraz yüksek seslere var hassaslığım.

@mc2 babam bana paralı mı bakcak la yok artık :D

@elimde olsa tamam mıhtar soracam

Daha çok zaman olmadı sen alalı. İlkini 2.5 saatte, sonrakini 6 saatte falan takmıştım. Sonra yarım saat falana düştü. Şimdi en fazla 2 dakika alıyor. Zamanla olacak.

Ben alt kısma koyup gözümü oynata oynata oturmasını sağlıyorum.

lensi iyice parmağının uç kısmına yerleştir, gözünü elinle aç, lensi gözünün orta kısmına yerleştir. bu kadar :)

İlk defasında sol tarafı 30 dk sağ tarafı 15 dkde takmıştım. Püf noktası gözün alt tarafından takıp üste doğru kaydırmak. Şimdi 5 sn falan sürüyor. 3-4 yıldır kullanıyorum.

aychovsky, valla biktim bu lenslerden, firlatip atacagim bir gun. ne cok teferruati varmis boyle :)

devilred, lensi gozune yerlestir kismi bu kadar kolay olmuyor iste bende, parmagimdan dusmuyor ki bir turlu :)

İkisi toplam 20 saniye filan sürüyor. Kapakları açması, temizlemesi, çevirmesi dahil. Ayrıca ayna kullanmadan el yordamıyla takıyorum. Çıkarmak zaten toplam 5 saniye.

Yöntemim şu şekilde:

Sağ elimin orta parmağına lensi tabak şeklinde yerleştirdikten sonra yine sağ elin yüzük parmağıyla gözümü alttan aşağı çekerken, sol elimin orta parmağıyla da göz kapağımı yukarı çekmek suretiyle lendi pıt diye takıyorum.

That's the way, aha aha.

benim takmam 2 saniyemi alıyodur.lensi gözün alt kısmına koyup parmagımla orta kısmına doğru kaydırıyorum

bunlari ben de yapiyorum ama o lens parmagimden goze oturmuyor, kaliyor yerinde.

parmağının iyice uç kısmına yerleştireceksin lensi işte, hatta mümkünse tırnak ucuna. orada çanak şeklini alıyor olacak lens. o zaman hemen kolayca aktarabiliyorsun göze.

sag elimi kullanırım. lensi işaet parmagımın ucuna koyarım gozume gotururum.sag orta parmagım asagıda kaldıgı icin onunla alt goz kapagını asagıya cekerim sol orta veya isaret parmagımla da ust goz kapagını kaldırırım ve lendi yavasca gozume dokundururum o oturur zaten. o oturunca da parmagımı ceker yavasca gozlerimi kapatır acarım

benim 3 sn sürüyo ya. 6. ayım. baslarda 30 sn sürüyodu :D işaret parmagımın üstünde tabak seklinde duruo gözümün üstüne yeterince yaklastırınca mıknatıs gibi cekiyo gibi. ondan sonra yukarı asagı bakıyorum oturuyo yerine. püf noktası temiz olması. her sabah takınca kutuyu bosaltıp sudan gecirip ters ceviriyorum içindeki tüm su süzülmüş oluyo. akşam cıkarırken de içini solüsyon doldurup lensi koyunca hafif hareket ettiriyorum iyice icinde yüzsün lens saga sola yapışıp kuru yeri kalmasın diye. o zmn hem yumusacık hem tertemiz,takmaya hazır oluyo. batmıyo.

ben de takamıyordum, gözüme yapışacağına parmak ucuma yapışıyordu velet. sonra alıştım. yapa yapa alışıyor insan.

Lenslerimi ilk aldığımda çok uzun sürüyordu takmam ama ben de birinin yazdığı tavsiye ile artık 2 sn de takıp çıkarıyorum. Ben de size yazayım. Bilgi paylaştıkça çoğalır. Lensi işaret parmağımın ucuna alıyorum. Orta veya yüzük parmağımla alt göz kapağımı aşağı çekiyorum. Lensi önce göz bebeğinin alt beyaz kısmına yapıştırıyorum ve alt göz kapağım ile yukarı ittiriyorum. Çıkarırken de yine alt göz kapağımı aşağı çekiyorum sonra lensin üzerine parmağımı koyup gözün alt beyaz kısmına lensi çekiyorum oradan da işaret ve baş parmağım ile alıyorum. Anlatması uzun uygulaması 2 sn.

Aynısı başıma geldi, kanal tedavisi olan dişim iltahaplanıp şişti. Kabakulak gibi oldum. Doktora gittim, diş ölmüş çekilmesi gerekiyor, bu saatten sonra dolgu olmaz dediler. Diş hava alsın diye ortasını deldi iğne bile yapmadan, dişin kökü yok hissetmezsin dedi, harbiden hissetmedim hiçbişey. Antibiyotik verdi iltahap varken çekilemez diş diye. Antibiyotik bitince gel dedi. Gitmedim. 10 senedir dişim delik yaşıyorum yiyecek falan kaçıyor. 2-3 yerden kırıldı diş daha sonra iyice ufak bi yer kaldı köke bağlı. Üşenmezsem bi ara gidip çektirecem.

@neferkitty gittiğim diş hekimi de protez uzmanı. Nereden bulacağım endodonti uzmanı diş hekimini acaba? Zaten moralim çok bozuk dişim çekilirse büyük ihtimal implant yapılması gerekecek. Dişin kurtulup kurtulmayacağına neye göre karar veriyorlar?

@kerim Ben hoşlanmıyorum o şekilde illa sağlam olacak dişlerim ama bir yerden falso veriyor işte genetiği bozuk herhalde.

Kaybedilen davada avukat ve dosya gider masrafları sizin tarafınızdan ödenir diye biliyorum. Bir kaçış yolu yok gibi, eğer daha üst itiraz makamları da zorlanmayacaksa (Yargıtay'dan öte ne var onu bilmiyorum gerçi)

O tamamda 2700 fazla değil mi biraz

red sonucu 1500 tl maktu vekalet ücreti çıkıyor yanlış hatırlamıyorsam. ama zaten dava masraflarını ( harç, bilirkişi ücreti vs) siz karşıladıysanız 1200 tl yargılama gideri bence olmaz.

avukatınız kendi cebinden karşıladıysa onu istiyor olabilir ki istemekte haklı da olur. ama karşı tarafa 1.200 tl ödemezsiniz muhtemelen yargılama gideri olarak.

gerekçeli kararı görmeden yorum yapmak doğru değil, gerekçeli kararı isteyip sonuç kısmından görebilirsiniz hepsini.

maalesef ödenecek diye biliyorum.

Ben kendi avukatıma (toplu tuttuğumuz bir avukattı) herkes adam başı 500 tl ödedi. Bir tek ben kaybettim. Başka da para verilmedi

1500 tl si vekalet ücretidir. Bilirkişi ücreti, tanık gideri Harcı Vs.si de yaklaşık 500 tl olsa bi de temyiz masrafları var o da 250-300 tl olsun hadi. Bana da 2700 fazla geldi.

1500 vekalet
1200 yasal yargılama

500 tl yargılama gideri olarak makul bir rakam.

500'ün üstüne 1200 tl yargılama gideri olmaz. avukatınız ile anlaşmanıza bağlı olarak kendi emeğinin bedelini de talep ediyor olabilir.

Avukatım bu paranın tamamen karşı tarafın avukatına verileceğini belirtti. Hatta ıban karşı taraf avukatına ait

ekstrem durumlar söz konusu olabilir nadiren de olsa. örneğin bilirişiye bir kaç sefer gitmesi ve bilirkişi ücretinin davalıdan tahsili vs gibi.

dosyayı görmeden ancak tahmin yürütülür bu konuda, gerekçeli kararın fotokopisini isteyin hüküm kısmında vekalet ücreti miktarı da yargılama gideri de yazar zaten.

bir de eğer mail değil de icraya koyarak talep etmişse, ekstradan vekalet ücreti ve icra masrafı eklemesi yapmak gerekecektir.

gerekçeli kararı görmeden yorum yapmak zor yani netice olarak.

İcraya koymamış.benim avukat ödeme, icra ile 3500olur onunda yıllık faizş yüzde on zaten diyor.

Gerekçeli karar kimden istenir bu arada

1500-tl'si vekalet ücretidir. Normal davalarda bilirkişi ücretini davacı yani siz ödersiniz ama işe iade davalarında istisna olarak davalı öder ve en az 3 bilirkişi atanır. Bu bilirkişiler için kişi başı 300 ila 500 tl arasında ücret takdir edilmiş olsa 2700 normal gibi görünüyor. Ancak içiniz rahat etsin istiyorsanız ki en doğal hakkınız avukatınızdan ilamı görmek isteyin.

Sözleşmenizi görmede bir şey söylemek zor ancak hiçbir şekilde istifa dilekçesi imzalamayın ve siz işten çıktığınıza ilişkin bir ihtar çekmeyin çünkü istifa gibi işlem görür.

internal audit ne demek

internal audit: firma merkez ve yurtdışı tarafından denetleniyor. işten çıkarmalar sorgulanıyor tek tek. ama istifa edersem benim tercihimmiş gibi gözüküyor.

bu arada ben bir şey talep etmiyorum. sadece ve sadece bu adamların "istifa" gibi gösterip arkamdan dalavere çevirmesine olanak vermek istemiyorum.

benden önceki parttimera da aynısı yapılmış.

"ayrıcalık yapıp sizi çalıştırabilecekleri"nden kasıt, rutin uygulalarının böyle olduğu ve işten çıkarmanın "ayrıcalık" olduğu anlamında bir dalga geçme galiba?

sakın işe gitmemezlik etmeyin, bekledikleri buydu herhalde. üç gün haber vermeden işe gitmeyince işten çıkarmak için haklı sebep elde edecekler. kıdem tazminatını hak ettiniz mi, bir sene doldu mu?

5 aydir calisiyorum, ne geri alim davasi acabilirim, ne kidem tazminati alabilirim. ama derdim de bu degil zaten.

bu olayi gurur meselesi olarak goruyorum, artik herkese bunu yapamamalilar.

çünkü sadece lüks yerlerin tekelinde. bi kaç tane ucuz çin markası gelse gtünü o zaman görürüm o lüks markaların.

abi bi şey diyeyim mi, yaklaşık 50-60 liraya bi kilo suşi yaparsın.

iyi parayı kırıyorlar valla. 25 parça sushiye 28 lira civarı ücret ödediğim günleri hatırlıyorum yurtdışında. buraya geldik durum rezalet... kendimiz yapacağız artık.

çünkü sushi ülkemizde lüks bir yemek olarak görülüyor. kıçı kırık balık halbuki.

Bizim ülkemiz için tutulmayan bir şey de ondan. Bakın her sokak başında kokoreççi var mesela ucuz bir şey ararsanız hem de oh mis kokuyor.

hiç yemedim, ama dedim bir gün ulan yiyem diye fiyatlarını bir öğrendim dedim oha. mayeskuel haklı, bir marka bile gelse afedersin siker atar. ulan sushi denen şeyi resmen hayvani lüks bir şey gibi empoze ediyorlar uyuz oluyorum. evde yapılanı nasıl olur ki acaba ? bilen varsa aydınlatsın.

evde yapılınca cok taze ve güzel oluyor. yedım ama yapmadım yapan kısı bana yaprakları hazır aldıgını gerı kalanı evde hazırladıgını söyledı. TRde lısanlı bır yer var taksımde. neyın lısansıysa artık. orda yedıklerımden kat ve kat daha güzeldı. yosun sarıldıgında dısardakı yeter daha fazla yosun olmasın dedırtırken ev yapımı cok güzel gıttıç dıgerını kagıt/musamba gıbıydı. kusruma bakmasınlar.

konusamıyorum bugğn nıyeyse. ev yapımı benım damak zevkıme daha uygundu ve hafıf nemlı taze yosun kullandıgından gayet ıyı gıttı. dısarda yedıgımde sındıremedım kagıt gıbı cıgnemekten. oysa en bılındık yerde her türünden yedım. orda satılan her türünü denedım galıba.

haftaya ben de deneyeceğim evde yapmayı.

bende de bir heyecan oldu ama ankara'da kim bilir nereden bulunur malzemeleri.

kendin yapsana. çok basit aslında. bizim hesaplamalarımıza göre ki eskişehirde istanbuldan bi tık daha ucuz, evde yapmak çok çok ekonomik ve eğlenceli.
www.cukurcumatimes.com

bunu da ya burda ya sözlükte gördüm. güzel anlatmış.

edit:@ proletarier aller lander vereinigt euch,ankarada metroda var malzemeler. metro gross marketlerde.

Az olan seyin degeri artar. Fiyatlandirma politimasi bundan sebep.

Bir iphone5 kullanıcısı olarak bir telefonu hem sevmek hem nefret etmek arasında gidip geliyorum. Sevgili gibi. Bu yüzden 6yı da almam sanırım. Samsung falan alırım. Bunları da neden yazdım bilmiyorum.

ilk çıktığı günden beri 4s kullanan biri olarak ilk çıktığı gün 6plus aldım.. sonuç memnunum.

Apple İstanbul Yetkili Servisleri locate.apple.com

Anladığım kadarıyla büyükçekmece ve civarına yakın bir yer yok. Ben nerede yaptırabilirim acaba? Normal teknik servislerde yapmıyorlar mı?

anladığım kadarıyla büyükçekmece ve civarında yaptırırsan 'yetkili' servise yaptıramazsın. Normal teknik servis yapar mı bilemem.

Bir teknik servise gidip sordum yapıyorlar ama ben bunun orijinal olup olmadığını nasıl anlarım?

Kimsenin ekranı kararmamış herhalde ne sağlam telefonlarınız ya da ne sağlam sinirleriniz varmış

herhangi bir kargo şirketine verseniz zaten ertesi günü teslim ediyorlar.

Fax çekin. Vekaletname fax halinde kullanılabilir. Zira işlem yapacak mevki zaten noteri arayıp teyit alacaktır.

Kargoların vip hizmetleri var sanırım onunla hemen ulaştırırsınız ama daha önce de söylemişler vekaletin kullanılabilmesi için faks ile göndermeniz yeterli

şimdi durum şöyle.

pedagojik formasyona kayıt amaçlı gönderilecek evrak. ve muhtemelen gün içerisinde üniversite çok yoğun olduğu için faks olayını kabul etmeyeceklerdir.

otobüs firmalarına sordum, metro otobüsler ile gönderiyor. sanırım en hızlısı bu olur. sabahtan verirsem akşam ellerinde olur evrak ve perşembe günü başvuru yapabilirler.

en kötü ihtimal de faks.

teşekkürler cevaplar için.

bütçe

Okulda kullanabileceği bi kupa olabilir aslında.

Sorun degil butce.

www.raffaello-network.com

kindle
french press
kahve makinası
şal

www.bulabilirim.com

burayı incelemeni tavsiye ederim. Çok değişik ürünler mevcut.

En iyi siz tanırsınız arkadaşınızı ama kış geliyor mutlaka çıkmıştır yeni ürünler. Park Bravodan deri bayan eldiveni alabilirsiniz.

saat en güzel hediye bence günde en az bi kaç kez bakıp seni hatırlıcak .

3a ya da turksat 42e yazan varsa oradan arattır.

turksat 42e yazanda acayip acayip kanallar çıkıyor. Bir de bu tv kendinden uydu alıcılı mıymış neymiş ev halkı olarak üstün teknik bilgimizle içinden çıkamadık.

Showtv'yi açmak kadar basit bir iş. Frekansı gir ara bu kadar.

eksisozluk.com

son sorunun cevabını ben de merak ediyorum yeni 2 kutu alıcam 1 ay takıp devamını askerden sonra takmayı düşünüyorum. bi sakınca olmaz sanırım.

1 aylık lensi minimum 3 ay kullanıyorum ben. olmadığından değil de o lensle samimiyeti kurduktan sonra atıp yeni lens açmak ihanetmiş gibi geliyor. tabii siz böyle yapmayın.

ben de ilk lens takmaya başladığımda üşeniyordum vakit kaybı diyip gözlüğü kapıyordum. ama üşenmeyin. taktıkça alışacaksınız. ilerleyen zamanlarda aynaya bile bakma ihtiyacı duymadan takabileceksiniz.

eskiden haftada bir solüsyonu değiştirirdim. şimdi akıllandım her akşam lensi çıkarmadan solüsyonu yeniliyorum. siz de böyle yapıyorsanız lensin aynı solüsyon içerisinde 1 hafta durmasının sakıncası olacağını sanmıyorum. kaç gün kalabileceğini bilmemekle birlikte ilerleyen zamanlarda lensin kuruyacağını düşünüyorum.

Ben kaptaki solüsyonu 2-3 haftada bir yeniliyorum. Lensi takmadan önce de bi güzel ovalıyorum solüsyonla. Bir çift lensi bir yıla yakın kullandığım oluyor. Tam 30 günün sonunda lens igrenç bi hale geliyor mutlaka atmalısın diye bi şey yok. Bu biraz da tüketimi arttırmak için bi taktik, son kullanma tarihini erken yazarlar ve sen yenisini almak zorunda kalırsın. Çöpe at beni deyip kuruyup batana kadar kullanıyorum yani. 4 yıl oldu bi sorun yaşamadım.

10 yıldır lens kullanıyorum. ilk başlarda zorlanmak normal ama alışırsın.

lensler, solüsyon içinde kullanılmadan 1 ay bekleyebilir. kullanım süresini olarak 1 ay veriliyor . gözlerin lenslerden daha kıymetlidir. batma, yanma durumunda lensi yenilemelisin.

lenslerini yenilerken kullanım süresini hesapla, solüsyonda beklettiğin zamanı düş.

lenslerin kullanim suresi bir aydir. tas catlasa bir bucuk aya kadar esnek kalirlar -ondan sonra batar dururlar gozune. kullanim suresini uzun tutma.

burada lens suyunu birkac haftada bir degistirdigini soyleyen insanlara hayret ettim acikcasi, hic urkmuyorlar mi gozleri mikrop kapacak diye? ben solusyona parmagim degdigi anda bosaltiyorum. yani isterse gunde uc kere olsun, lens suyunu yeniliyorum.

lens kabini da periyodik olarak kaynar su ile yikamak gerek. yikadiktan sonra lens suyunu icinde beklet. aksam olup lenslerini cikarma vakti gelince de o suyu tazele, yeni lens suyu koy.

o solusyonlar buffer solution dedigimiz solusyonlar -belli bir pH degerine sahip, belli bir kompozisyona sahip seyler. kapagini acik birakirsan iceriginde her ne varsa buharlasabilir, mikroplanir, tozlanir, kompozisyon degisir. bu yuzden belli bir kullanim suresi vardir lens solusyonlarinin da.

kullanmiyorsan da en azindan uc gunde bir degistir solusyonu.

normalde haftalık olarak satılan acuvue oasys lens kullanıyorum yaklaşık 4-5 senedir. günlük kullanım süresi ortalama 16 saat (sabah 8 - akşam 12)

lens kabındaki solüsyonu her gün yeniliyorum ve lenslerle kesinlikle uyumuyorum. zaten uyuyunca direk kuruyor lensler ve gözümü de ciddi acıtıyor.

her 1 çift lensi diğer arkadaşların da uyguladığı gibi, batma, bulanma gibi bir durum oluncaya kadar kullanıyorum. genelde 1,5-2 ay gibi bir zamana tekabul ediyor bu da. 2 aya yaklaşınca hiçbir sorun olmasa bile ne olur ne olmaz diye yenisiyle değiştiriyorum.

bence düzgün bir şekilde bakımını yaptıktan sonra üreticilerin söylediği sürelerden biraz daha uzun kullanmak mümkün.

Ben en iyisi bugün bir bakayım yavrular ne durumda diye olmadı bir takayım korkunun ecele faydası yok öğreneceğiz kolayca takıp çıkarmayı. Ama şu solüsyonu değiştirmiyorum yok 1 yıl kullanıyorum diyen arkadaşlar lens dediğin kaç para gözünün değerinin yanında yapmayın etmeyin bence.

Aman ne çok sormuşum. Yıllardır lens kullanan biri olarak kendi sorduğumu okurken sıkıldım. Belki okuyan olur lens kullanmaya çok kolay alışılıyor ve alışınca da bırakılnıyor.

Evet, bende de öyle başlamıştı, önce kaşınmıştı, ben kaşıdıkça kızarıp kabardı, sonra yuvarlak baloncuğumsu şeyler oluştu... Ama tabii sizin de cildiniz kaşındı diye ille zona olacak anlamına gelmiyor. Korkmayın, korkulacak bir şey değil. Çinkolu kremler falan veriyorlar, bikaç gün biraz ağrısı oluyor ama sonra geçiyor, öyle korkulacak bir hastalık değil.

Vücudun her yerinde mi çıkıyor? Hangi aşamada doktora gitmek lazım acaba yani baloncuk dediğiniz şekle kaç günde girer zona olmadıysam bile bu stresle olucam galiba

küçükken erkek arkadaşımda çıkmıştı,ilaç tedavisi ve iğne ile 1-2 haftada geçti. geçmiş olsun.doktora gitmeyi ihmal etme yoksa halsizlik vs yapıyor.

Belki değilimdir inş değilimdir ilk çıktığı nasıl anlaşılır onu merak ediyorum aslında

Hayır, vücudun her yerinde çıkmaz, lokal olarak çıkar. Benim karnımın yanına doğru, yani belimin sağ tarafında çıkmıştı, aşağı yukarı armut büyüklüğünde bir alanda. Daha fazla yayılmadı hiç. Zaten benim bildiğim karın-sırt bölgelerinde çıkar genelde. Sizin nerenizde kaşıntı oldu?

Peki çıkmaya başladığında ağrı oluyor mu? Göğüs altı karın arası bi yerdr işte

Yok, yeni çıkmaya başladığında ağrı yoktu, sadece kaşıntı vardı ilk zamanlar. O kızarıklıklar bu resimdeki gibi baloncuklara dönüştükten sonra ağrısı oluyordu biraz.
namthaoduoc.com

İşte bu baloncuklat korkutucu izi de kalıyor mu? Şuan tırnak izi gibi 3 sıra böyle yuvarlak değil ama bir süredir aşırı stres yaşadığımdan zona ılma ihtimali yüksek

çukurova'da gece yanığı denir. yukarıdaki görsel gece yanığını temsil ediyor. his, yanma şeklinde ise kendi kendine geçiyor maksimum 10 günde, fazla rahatsız etmez. eğer his, batma şeklinde ise uzun sürer ve tedavi gerektirir, asıl zona da budur sanırım.

korkulacak bir durum yok. genel olarak obsesifliğiniz varsa, o zaman korkacak hiçbir şey yok.

Neyse ki zona falan değilmişim

Multi vitamin pharmaton centrum gibi

Ben gingseng ve ginkgo biloba lı bir bitkisel ürün kullandım. İyi gelecek diye içirdi annem.Sadece bu kış hiç hasta olmadım. Onun dışında bir aydınlanma yaşamadım. Pharmaton kullanacağım bir süre. O değil de eczaneye gittiğimde sormuştum adını da hatırlayamadılar sonra gittim sordum tekrar. Bir ilaç varmış bu öss tayfasının falan son 3 ay kullandığı bir ilaç. Çok uzun süre kullanılmıyormuş. Kutu bitince bir hafta ara veriyorsun. Ya bir çözüm bulursanız bana da mesaj atın lütfen. Benim de ihtiyacım var öyle bir şeye .Çok yorgun zihnim. Odaklanamıyorum.

çünkü makinalar tam paraları bozmuyor.
100tl verip abi şuradan 35tl yükle diyemiyorsun.
iki kişi gerektirecek bir yoğunluk var mı orasını bilemem.

Beyaz masa diye bir yer var ama şikayetini ne kadar ciddiye alırlar bilemem

beyazmasa'yı tavsiye etmem ama metrobüsle ilgili şikayetlerin ve bilgilendirmelerin yapıldığı bir sayfa vardı iett'nin sayfasında. bulursanız oraya mutlaka sorun. ben aklıma takılan her şeyi soruyordum. cevaplıyorlar genelde. cevaplayamayacakları sorular da oluyor (günlük yolcu sayıları, en kalabalık istasyon, vs.) onlar için merkeze gidip dilekçe vermeniz gerekiyor öyle cevaplıyorlar.

nax +1, ayrıca beyaz masa şikayetlerine kesin dönüş oluyor orayı deneyebilirsin. kaç gün içinde oluyor şimdi hatırlamıyorum ama durumun nedenini açıklayan bir yazı ile kısa süre içerisinde sana dönerler.

www.otokontrol5664.com

Tramer

satın almak içindiyorsanız türkcel'in numarası var...

vcdyi tak. avseq1.dat dosyasını çalıştır. büyük ihtimalle windows media player açar.

@ykyt bu dediklerinizin hiçbiri olmuyor ne yazıkki @sutlu o dediğiniz nerden çıkıyor anlamadım doğrusu

cd'yi tak, bilgisayarımdan cd'ye tıklayı içini aç, birkaç dosya var, onlardan birinin için avseq isimli dosya olması lazım. ona tıklayın.

edit: cd'yi taktığınızda okumuyorsa cd bozuktur. Ya da cd okuyucu bozuktur.

bilgisayarınızda şöyle bir donanım var değil mi ? :

1.bp.blogspot.com

@who bilgisayarımda cd görünmüyor @brk var tabi

o zaman cd'yi (bkz: cd temizleme yöntemleri ) ile temizleyip tekrar deneyin, görmüyorsa ölüdür.

Şöyle bir ayrıntı verebilirim çalışma sesi geliyor sonra duruyor sonra yine ses geliyor vs

Yemesin bence ...

normalde buzluktaysa bir şey olmaz ama rengi ve kokusu kötüyse yemeyin bence.

merhaba. bu konu da yetkili merci annedir bence. ben olsam anneme sorardım. o da "dondurulup, çözülüp tekrar dondurulmadıysa ye" derdi. arada çözülmediyse ye bence.

@Libertine aynı mantıkla 10 sene sonrada yşyebiliyor olman lazım.konu sağlık ve tavuk zehirlenmesi kötüdür.

tavuk eğer bozulmuşsa zaten öyle pis kokar ki normal bir insan yiyemez. tavuk olayı hassas aman diyim

Bozulmuş olsa kokardı.

ya şu muhabbeti bırakın artık her gördüğümde sinirleniyom 19ocak demişsin sanki 19ocak2010 aq daha 10gün olmuş buzlukta duran şeye nolacak hayret bişeysiniz be

Tek numaralı her cüce, kendisinden bir kısa olan cücenin kafasındaki şapkanın rengini söyler. Çift numaralılar ise, kendisinden bir önce söylenen rengi söyler. Böyle olunca çift numaralıların (yani toplamın yarısı) yaşayacağı kesin olur. Tek numaralılar ise %50 ihtimalle ölür. Böylece %0-50 arası cüce ölür, ortalama %25.

En arkadaki cüce önündeki 9 şapkaya bakıp hangi renk daha fazlaysa onu söyler. En kötü ihtimalle yarısı kurtulur (5 siyah 4 beyaz şapka varsa 5 siyahlı kurtulacak en az)

@yarın bos musun rastgele siyah ve beyaz şapka diyor 5 beyaz 5 siyah şapka demiyor

long live rock n roll + 1, 2, 3, 5, 100 filan

çok haklı kendisi ve de hayran kaldım bu keskin zekaya.

alala anlamadım, neden her cüceye bir numara verip her cüce önündekinin numarasını ve rengini söylemiyor, tek ve çift cüce olmasının anlamı nedir? böyle ilk cüce hariç hepsi yaşar, ilki de yüzde elli yaşar.

cevabı bilmiyorum ama sanki şöyle ki en uzun eleman hepsini görerek cevap vereceği için doğru cevabı verecek(5 siyah 4 beyaz görüyorsa beyaz diyecek) ve yaşayacak e ben 2. en uzun olarak ne cevap verdiğini duyuyorum(diyelim 4 beyaz 4 siyah görüyorum e en uzun olan da beyaz demişti o zaman ben siyahım) ve diğerlerini görüyorum o zaman ben de doğru cevabı vereceğim bu böyle gidecek hepimiz yaşayacağız. o dev akıllı olsun

@douchebag

her cücenin tek bir renk söyleme hakkı olduğunu düşün. bu tür soruların kuralı odur aslında. o hakkı önündeki için harcarsa kendine ne kalacak? ya da kendi için harcarsa zaten önündekini söyleyemez.

@panthera onca

şapka sayısı eşit dememiş?

@yarin bos musun'un mantığı doğru.

5 beyaz 4 siyah olsa beyaz diyecek, 2 beyaz 8 siyah varsa da siyah diyecek. 50% kurtarma oranı var en az, amaç daha iyi oranı yakalamak olmalı.

Toplam şapka ve renk sayısı biliniyorsa daha farklı bir yaklaşım olur bu arada.

@devilred, bu dediğin kural söylenmiyor bilmecede. ve zaten tek renk söylecek birden fazla renk söylemeyecek 9 numaralı cüce mesela 8 beyaz diyecek. 8 numara olduğunu bilen cüce de beyaz olduğunu bilip doğruyu söyleyecek ve bir küçük cücenin rengi ve 7 diyecek.

tamam da toplantı yapıyoruz biz burda en uzun eleman diyemiyor mu ben en uzunum çünkü 9 cüce görüyorum sizde 8 beyaz 1 siyah görüyorum diye sorular sorulmadan önce
edit: özür diliyorum toplantıyı önce yapıyor muşuz

şapkalar 5 siyah 5 beyaz olsaydı bütün cüceleri kurtarabiliyorduk ancak bu durumda en uzun cüceyi %50 feda etmek gerekiyor sanırım

@panthera onca

sırayla soruyor diyor soruda. biraz daha dikkatli okusak .)

@douchebag

yine iki renk söylemiş oluyor bir cüce?

en uzun cüce :)

en uzun olan diğer şapkalara bir bakış atar ve çoğunluktaki ihtimali söyler(her ne kadar kendisi için kötü olan da olsa bu)kahramanca ölür veya yaşar, sonrakiler en uzun olan ne dediyse onu söyler en az 5 cüceyi kurtarmış oluruz. bu da değilse pes ediyorum.
edit: dur dur yahu ilk cevap doğruymuş zaten şimdi okudum beceremedik arkadaş

@yarin bos musun'un mantığı da doğru. Tiklememişsin diye açıklayayım dedim:

En uzun önündeki tüm şapkaları görüyor ve hangi şapkadan daha fazla olduğunu biliyor. Şapka sayılarının rastgele olması önemli değil, en uzun olan, kendi dışındaki bütün şapkaları görüyor neticede. O yüzden en kötü ihtimalle 5 cüceyi kurtarır. Diyelim ki hepsi beyaz, o zaman "beyaz" der (kendi %50 ihtimalle ölür, çünkü en 10 beyaz olabilir ya da 9 beyaz-1 siyah olabilir), sonra hepsi "beyaz" der ve 9'u kurtulur.

Benim yöntemimle @yarin bos musun'un yöntemi, "worst case" senaryo olarak 5 cüce kurtarır. Bende ortalama 7.5 cüce kurtulur. Onunkinde ise duruma göre ortalama değişir; dev, renk sayılarını dengesiz kuruyorsa kurtulma oranı artar. Ama dev renk sayılarını rastgele dağıtırsa (5-5 dağılmış olur ortalama), @yarin bos musun'un yönteminde ortalama 5 cüce kurtulur.

@devilred: Ortalama %25'imiz ölüyor, o kadar da keskin sayılmaz :/

@MuadDib: Tabii ki bu yöntem daha iyi ama, bu tarz zeka sorularında böyle bir cevap "hile" sayılır. Her cüce sıra kendisine geldiğinde "siyah" ya da "beyaz" diyor, en azından soru böyle sorulmalı.

@douchebag: Mantığın yanlış, @devilred haklı, senin mantığında iki cevap vermiş sayılıyoruz. Kelime oyunu aramaya gerek yok, basit düşün; her cüce sıra kendisine geldiğinde "siyah" ya da "beyaz" diyor, o kadar.

@hazel: En uzun cücenin yaşama olasılığı her türlü %50, onu garantiye alamıyoruz. Kalan 9'u da garanti kurtarma yöntemi yok, @MuadDib ve @douchebag'in cevaplarını geçersiz sayarsak (çünkü cevaplar çift/hileli oluyor). Bir de sorudaki son cümledeki "minimum"u "maksimum" yapman gerekiyor mantıklı olması için.

@panthera onca'nın son cevabı @yarin bos musun'un cevabıyla aynı.

Cevap vermişiz, cevabı anlamayınca beğenilmemiş. Çok ilginç. Her iki yolla da en az %50 kurtarılıyor, varsa dana iyisi bundan yüksek bir oranda adam kurtarmalı?

@yarin boş musun trip atmaya gerek yok. 5 beyaz 5 siyah demiyor soruda. senin cevabın ve mantığın o yüzden yanlış

Arkadaşım;
Şapkaların kaçının siyah kaçının beyaz olduğu belli değil di mi?
ihtimaller:
10 tane aynı renk
9'a 1
8'e 2
7'ye 3
6'ya 4
5'e 5

tamam mı? Buraya kadar da anlaşıldı mı?

En arkadaki herifi boşver. Şimdiki 9 kişi için ihtimaller ne?
9'a 0
8'e 1
7'ye 2
6'ya 3
5'e 4

Yani en kötü ihtimalle 5 tane bir renkten 4 tane diğer renkten oluyor mu? Oluyor.

O zaman en kötü ihtimalle 5 tane aynı renk olanı söylerse en arkadaki, bu 5 kişiyi kurtarıyor mu? Kurtarıyor. 5/10 kaç yapıyor? %50, en kötü ihtimalle %50 kurtuluyor.

Neresini anlamadınız da hala "mantığın yanlış" diyebiliyorsunuz arkadaş?

@MuadDib'den gelen son cevap hepimizin cevaplarını sikip attı. Kesinlikle çalışıyor, hile falan da yok. Mantığı açıklayabilirim rağbet olursa.

Edit: Yok yok yanılmışım. Çözmüyor. "Kaç tane" sorusuna cevap olurdu ama sırasıyla ne olduklarını söylemiyor. En birinci ben oldum yine.

Yine edit: Tekrar yan çizdim. @yarin bos musun'un mesajıyla bu da çalıştı yine: "ilk 3 kişi binary olarak "beyaz" şapka sayısını söyler. Sonra 4. eleman öndekilere bakar ve sayısına göre kendi şapkası için doğru rengi söyler, öndekiler anlar ki o renk bir tane eksildi, böyle böyle devam edip hepsi bilir."

Bir edit daha: Aşağıda @douchebag'in cevabı nihai cevap. En az 9, ortalama 9.5 sağ var.

Alın işte kesin cevap, benim değil, araştırdım biraz:

cüceler şöyle anlaşırlar. en arkadaki en uzun olduğu için hepsini görüyor ya. atıyorum beyaz şapka sayısı tekse kendi şapkası için beyaz der, bir öndeki beyaz şapkaları sayar, çift sayıysa kendi şapkası beyazdır.

4...

2

4 ya da 5 hacı

5

1 veya 2

1 ve ya 2 diğerlerinin kayışları güzel değil, erkek saati kullanan biri olarak kesinlikle 2. yi alırdım ben iyimiş..

2 ya da 5

3 güzel

görünüm olarak 2 özelliklerini bilemiyorum

malım dörtte biri üvey anneye kalan dörtte üçünü de dört kardeş bölüşür. üvey anne ölürse hakkı kızına kalır.

uvey annenin oz kizina paylastirilmaz bence.

@bohr nasıl faydalanamaz. kocasına kalmaz mı dörtte biri?

üvey anne malın %25'ini alır. öz çocuklar kalan %75'i eşit olarak paylaşır. üvey anne ölürse de hakkı kendi öz çocuğuna (varsa çocuklarına) kalır.

devil iyi aciklamis.

yani özetle 4 tane öz kardeş %75'i paylaşırken, tamamen alakasız bambaşka biri %25'e tek başına çöküyor? adaletine sokayım dünya diyorum.

neden tamamen alakasız biri olsun ki? adamın eşi sonuçta.

soruya ek yapıp kafaları karıştırayım.

peki ya öz anne nerede? ölmüş mü, boşanmış mı? onun herhangi bir pay alma durumu var mı? hatta tarla babanın mı, öz anne ile evli oldukları dönemde mi edinilmiş? bunlar sonucu değiştirir mi?

adam öldüğü an kiminle resmi olarak evli ise mirasçılık hakkı onundur bu sebeple adamın önceden evlenmiş olup olmaması eşin mirasçılığı açısından durumu değiştirmez. Kadının eski eşinden olan kızı eğer baba onu evlat edinmişse mirasçı olabilir. Böyle bir husustan bahsedilmediği için anneye mirasın %25'i diğer 4 çocuğa da eşit oranlarda mirasın %75'i kalır. Boşanma değil ölüm söz konusu olduğu için de malın evlilik birliği içinde edinilip edinilmediğinin bir önemi yoktur.

son çıkan kanuna göre evliyken edinilen mallar eşit olarak paylaştırılıyor eşler arasında boşanma durumunda. daha önceki eşten boşanıldıysa çocukları arıza çıkarıp, geçmişe dönük dava çıkarıp annelerinin hakkını da iddia edebilirler. malın ilk evlilik zamanında alındığı ispat edilip de dava kazanılırsa yarısı eski eşe geçebilir. bu durumda miras kalan miktar azalır ama dağılım baba tarafından aynı olur. buna ek olarak öz anne tarafından da pay kazanır çocuklar.

ölme durumunda ne olur bilemedim ama. bu senaryo orada da geçerli olabilir, ama etki etmeyebilir de ölüm durumunda. zaten tüm bunlar benim mantık yürütmem.

Olen adam kadinin (esinin) kizini evlat edinmemis. Tarla olen adamin uzerine. 4 cocuga yuzde 75 dusuyor. Kadin olurse uvey kiza nasil yuzde 25 kaliyor amk? Harbiden adaletine sokayim.

Babadan sonra kadında ölürse %25 5 çocuğa birden kalır yani üvey kız %25' in 5 te 1 ini alır

bence metrobüs kullan metrobüsten indiğin yerde de minibüsler var orada bir de adliye olduğu için sık sık kalkıyo

metrobüste nerde inmem lazım?

incirli-ömür durağında ineceksiniz. indiğiniz yerde üstgeçit var üstgeçitten sağ tarafa doğru yürüyeceksiniz hemen onun altından minibüsler kalkıyor zaten.

denizotobüsünden sonra yürüyerek gidebilirsin ordan direkt giden bişey yok. ya da taksiye binebilirsin yakın bir mesafe zaten.

bakırköy'e giden o minibüslerin bir kısmı bakırköy meydanına gider, bir kısmı zuhuratbaba tarafından capacity'nin önüne gider. aradaki ayrım siz bakırköy meydan yazan minibüslere değil, bakırköy yavuz yazan minibüslere bineceksiniz. carousel arabasına bineceksiniz, binince sorun. carousel mi, diye, araba zuhurat baba camisinin önünden geçerek gider.

liseyi disaridan bitirenler var, aralarinda eminim evli olanlar vardir.

cvp net atılır..

@alcapon, bir yasa vb. bişi var mı bildiğin? arkadaşım merak ediyor da.

atılmaz.

www.konyatv.com.tr

ekliyim; haberin tarihini de merak ettim 2009'danmis. surada da var:
www.bursahakimiyet.com.tr
yok yok bu en son verdigim linkte yokmus google'in azizligine ugradim.

16 yaşındakilerin(aile izniyle)evlenmesine izin veren zihniyet onları okula almaya engel oluyor hem evli hem cahil olsun diye sanırım..cevaba gelince evet evlenirsen okuldan atılırsın..

atılan arkadaşım var..

atılıyor arkadaşım atıldı hatta açıktan bitiriyor

atılır .

nişanlı olduğunu dahi öğrense okul yönetimi atar.

normalde, rehbere girip, kişiyi seçip seçenekler- zil sesi ata gibi bir seçenek ile atayabilmelisin. Eğer bunu uyguluyor ama sorun telefondaki indirdiğin şarkıları bulamamaksa, telefonun music vs isimli klasörüne taşı indirdiğin şarkıları.

işte o tarz bi seçenek bulamadım zil sesi ata gibisinden gurur meselesi yaptım bulmam lazım :)

şöyleymiş. kartvizitler- seçenekler- bilgileri göster- seçenekler - zil sesi
kullanıcı kılavuzu syf. 32 www.nokia.com.tr

ilginiz için teşekkür ederim ama mesela kartvizitin üstüne geliyorum seçeneklere giriyorum orada bilgileri göster diye bi seçenek yok ne yazıkki

bir ihtimal telefon hafızas-sim hafızası ile ilgilii olabilir. sim hafızasındaki numaralara işlem yapmıyordur belki. bir numarayı telefon hafızasına kopyalayıp onda deneyin.

merkeze yakın, hatta merkez sayılır. evlendirme dairesinin arka caddesinin oralar...

nişantaşı-teşvikiye'den de yürüme mesafesidir. yokuştur. cumartesileri pazar gürültüsü olurdu çok, ama hala öyle midir bilmiyorum.

2 yil yasadim. oldukca merkezidir. arabaniz varsa uzak durunuz. onun disinda besiktas a nisantasina, hatta kizarsaniz taksim e ortakoy e falan yurursunuz. ama bizim eve hirsiz girmisti mesela. oralarda oyle seyler oluyo.

neden arabamız varsa uzak duralım peki park mı sorun oluyo?

evet. park yeri bulmak zor. ayrica da yokus bi sokak. ama pazar olarak kurulan yer otoparka cevriliyo hafta ici. kullanabilirsiniz. gerci bana karanlik gelmistir hep.

mecidiyekoy gibi pahali ve merkezi bir semtte oturulabilecek en ucuz semttir. profilo alisveris merkezine uzak sayilmaz. ogrenci populasyonuda az degildir fiyatlar uygun oldugu icin. geceleri cok guvenli denemez ama sadece orasi degil mecidiyekoy icin gecerli. kapindaki arabanin sabah orda olacaginin hic bir zaman garantisi yoktur.

gule gule oturun

daha oturmuyorum ama araştırma yapıyorum. kapımdaki arabanın orda olacağının garantisi olsun isterim ben o kadar da değil. kafam karıştı açıkçası.

belalı bi yer diye biliyorum.metalci ve moğolistanlı bir arkadaşım orada oturuyodu mahallenin apaçileri sudan bir sebepten çocuğun önünü kesip ağız burun dağıtmışlardı.yamulmuyorsam genelde bekar evleri var oralarda.

Merkeze ortalama bir hızla 10 dk. yürüme mesafesinde. Gece bile hareketlidir. Sokaklar pek tekin değil, semtçilik var. "buranın adamıyız halleri" Ama bunu söylerken kendi halinde biri için de sorun olacağını sanmıyorum. Birkaç yıl oturdum, eski ev arkadaşlarım halen orada. Sonuç olarak ev için söylüyorsanız bence istanbul'un en en merkezi yerinde olması çok önemli.

merkezi bir yer ama canımız da önemli yani birilerinin ağzımı burnumu dağıtmasını istemem nacizane..

bakırköy adliyesi orası. bakırköy - osmaniyede.

avrupanın en büyük adliyesi aynı zamanda. dünyanın en büyük adliyeside şuan kartalda bitmek üzere.

hakkaten adliye binası

www.shaunakelly.com

buna takil ve ogren.

icindekiler sayfasini o dedigin gibi manuel yontemle yapmaya kalkarsan sicarsin.

halbuki bu yontemle, tezindeki herhangi bir seyi degistirdiginde, icindekiler sayfasi da otomatik olarak degisir.

her harfin genişliği farklı olduğu için, kendiniz aynı sayıda nokta koysanız da, tab tuşunu da kullansanız hizalamada sorunlar yaşayabilirsiniz. word'ün i.indekile listesi hazırlamak için halihazırda uygulaması var ama en kolay ve basit yöntemi tablo halinde hazırlamak. çıktı aldığınızda tablo kenarlıkları gözükmeyecektir ve listeniz kusursuz olacaktır. bu dandik konuya neden bu kadar ağdalı bir yaklaşımda bulundum ben de bilmiyorum neyse az önce bir arkadaşa gönderdim isterseniz size de örnek bir içindekiler listesi gönderiyim. copy paste yaparsınız, uğraşmazsınız.

vba ile halledilebilir ancak.

gönderin elinizde ne varsa valla

tamam... düşünce gücünü mü deneyelim, bi mail adresi yazar mısınız?

manuel yaparsan sıçmazsın. yani değiştirirsin de başlık öteki sayfaya kayarsa sıçarsın elbet. otomatik yapabilmek için aynı kategorideki her başlığın ayrı ayrı tanınlanmış olması gerekiyor ki "indeks hazırla" dediğin zaman hepsini okuyup hazırlasın. ki her başlığı, ayrı ayrı kategori kategori tanımlamak, elle indeks yazmaktan daha zor. ha belki yazıya ilk başlarken tanımları yapıp, her başlıkta da unutmayıp tanımı seçerseniz olur. ben de tezimin indeksini manuel hazırladım. bunun için tez %100 tamamen bitsin. öteki sayfaya kaymasın. ayrı sayfaya manuel hazırlayın ve kesinlikle kontrol edin.

peki manuel nasıl yapılacak? vba falan gerek yok. paragraf/sekmeler'e giriyorsunuz. sayfa numarasının hizasını sağdan hizalama sekme durağı olarak yazıyorsunuz, "öncü" olarak ....'yı seçiyorsunuz, tamam diyip çıkıyorsunuz. sonracıma başlığı yazıp tab'layınca arayı nokta ile doldurup sağdan sekme durağı yaptığınız yere geliyor. oraya da sayfa numarasını yazıyorsunuz.

büle bak
tiny.cc
yani çevre yoluna çıkıcan
çamlıca bağlantısından gidicen
istanbullu da değilim ki tarifi net yapayım :) acil dedin diye hızla şeyettim.

birşey anlamadım desem haritadan değil de şöyle şurdan girceksin şu sapaktan sapıcaksın diye şeyetsen.yeni sahrakozyatağı o yoldan gitsem mantıklı olcak sanırım.

Malesef benim tarifim biraz karışık olacak:
1. Capitol'le caminin arasında kalan yoldan gir.
2. Yol bitince(100m falan) sola dön.
3. Yol bitince(birkaç yüz metre) sağa dön.
4. İkinci ışıklardan(kaçıncı olduğuna emin değilim diğer arkadaşlar yardım etsin burada)sola dön(yol yokuş aşağı gider).[edit: haritaya baktım. kavşak olan ilk ışıklarmış. Starbucks'a gelmeden.]
5. Yokuşun dibine gelince bir göbek var, oradan sağa dön.
6. Bir iki km sonra büyük bir köprünün altından geçeceksin. Köprüyü geçtikten hemen sonra solda o köprüye giden bir yol var. O yola girmek biraz zahmetli ama en azından ileriden u dönüşü yapıp girebilirsin herhalde.
7. O yolu izleyince ana yola çıkacaksın(E5-D100), Demin bahsettiğim köprü arkanda kalacak.
8. Ana yolu izle(5 km fian), Göztepe çıkışını geç. 3-5 km sonra sağdaki Toyota bayiinin oralarda yan yola gir.
9. Karşına Kozyatağı köprüsü gelecek. Altından geçip hemen tam sağdaki çıkışa gir(Hal tabelası olması lazım, biraz ileride bir sağ çıkış daha var orası değil.)
10. Çıktığın yol epeyce bir döndükten sonra başka bir anayola karışır. İkinci sağ çıkıştan çık(Gene hal levhası vardır)
11. Yüz metre sonra yol bitince sola dön.
12. Yüz metre sonra ilk ışıklarda sola dön.
13. Göbeği doğru geç(solunda shell olması lazım)
14ç İlk ışıklardan sağa dön. Bu yolu hiç sapmadan izlersen Ataşehir merkeze gelirsin.

Kediebesinin yolu daha güzelmiş. Dur onu da tarif edeyim:
1. Capitol'ün önündeki ana caddeye gir(Capitol sağında olsun).
2. İleride yol ikiye ayrılır, sen sola gir.
3. Ankara tabelalarını izle, Boğaziçi köprüsünün çıkışı olan yola karışırsın.(Köprü arkanda kalır)
4. İleride sağda büyük bir çıkış var(Ankara, Ataşehit, Sabiha Gökçen, Formula 1 filan yazar tabelasında)gir oraya.
5. Beş-on km sonra sağda Ataşehir Levhasını görürsün. Sap oradan.
6. Yüz metre sonra sağa Ataşehir gösterir gene. Oradan da sap.
7. Yol bitince sola dön.
8. Şu anda bulunduğun yer batı Ataşehir. Devam edersen köprüyü geçince klasik Ataşehire gelirsin

ilk tarifin sayesinde hayattan soğudum gidesim kalmadı ama ikinci tarifin mantıklı. ikincide sanırım benim dediğim kozyatağı istikametini anlatmışsın. capitolden sonra boğaz köprüsü tarafına sapmayıp düz ankara yazanlara devam edicem sonra da ataşehir yazan tabelayı görürüm heralde.

Ben her zaman ilk yolu izlerim. Hiç trafik derdi olmaz. Bir de ikinci tarif 3. maddede yanlışlıkla köprü yönüne sapmaktan tırstığım için o yolu hiç kullanmadım. Ama köprü tarafına değil Ankara yönüne saparsan bir daha problem çıkmaz. Tabelalar gayet güzel yolu gösteriyor zaten. Yanlız bazen(son bir iki aydır) o formula 1 yazan sapaktan sonraki kısımda anormal trafik olabiliyor.

bak solda türkçe tarif var ona göre gidersin işte
tinyurl.com
sırf harita değil beyav

edit: link bozuktu, düzelttim.

İkinci tarifte değişiklik var:
7. Yol bitince sola dön. Sonra 3. sola dön.

yanlışıkla köprü yoluna sapmaktan sen yolu bildiğin halde tırsıyosan ben hiç bilmeden büyük ihtimalle köprü yoluna sapabilirim. boğaz köprüsüne capitolü geçince sağa giriş var bahsettiğin o mu? bir de oralarda çamlıca şile falan yazıyodu sanırım ben mi yanlış hatırlıyorum. kesin karıştırıcamkimbilir ataşehir diye nereye giderim..

öncelikle arabanız ş.içi 100km'de kaç lt yakıyor bilmiyorum fakat tahmin olarak 7.5 litre dersek. (7.5)x3.25(benzini lt fiyatı)x56km/100 olarak hesaplayabilirz. böylece aracınız 7.5 lt yakıyorsa 13.5 lira eder. 8 lt yakıyorsa 14.5 lira eder.. sonuc olarak 13-15 lira arası bir malieti olur size..

1.2 otomatik korsa 7.5 lt yakar mı yahu 4-5 litre anca yakar diye düşünüyorum. 8-10 liraya tamam gibi o iş.

teşekkür ederim hesabınız için..ben de 16 küsür hesaplamıştım pek bi fark yok anlaşılan..

bu araba 8-10 lira yaksa 56 km de tuvalete bile onla giderim o kadar az yaktığını düşünmüyorum ..

Evet haklıymışsınız. Kuzeni aradım şimdi honda'da çalışıyor o da. Vaktiyle opel de çalışmıştı. 8-9 lt yakar 1.2 olmasına aldanma dedi. Bu da canım fenerbahçelinin hesabını doğruluyor.

genel olarak milletimizde şöyle bir yanılgı var. motor ne kadar küçükse, o kadar az yakar.
halbuki işin aslı öyle değildir. opel corsa nereden baksan 1000 kilo vardır. o arabaya 1.2 motor küçük gelip çekemiyeceği için benzine saldıracak motor.
mesela renault clio 1,5 dizeli örnek alalım. araba 930 kilo, üstünde 1,5 dizel motoru var. bu araba k.çekmece' den kaynarca' ya 25 tl' ye gidip geldi. demekki küçük motor az yakar diye bişey yok. küçük motor ancak hafif araba da tasarruf sağlar.

soruna gelecek olursak, 8 lt' den aşağı yakmaz.

yani sonuç olarak ben buna 16 yakıyo dersem sanırım aşağı yukarı doğru bi tahmin olacaktır değil mi.masraf olarak yazacağım da çalıştığım yere o yüzden bu derdim..

evet siz 16-17 yazın, zaten trafik sıkışırsa falan yakıt tüketimi artar. 17 yazın kafanız rahat olsun :)

Bilgisayarin wireless suruculerini yuklediniz mi?

girdiğine göre yüklenmiştir.ben atmadım formatı.girip düşüyo zaten sürekli.

girdigine gore yuklenmemiste olabilir. bir daha kontrol edin isterseniz.

istanbul, 7/24, akp

samsunda 20 sene kadar yaşadım, kırıkkalede 4 sene okudum, gebzede 4 sene yaşadım, 2 senedir de istanbuldayım. hiçbirisinde sınırlama yok. hepsi de akp.

ankara 7/24, akp

isparta, 2:00 - 3:00 (sonra kapatiyor adamlar, acik dursa durur aslinda), akp.

edirne, 7/24, chp
istanbul, bahçelievler, 7/24, akp

@assert h, sana mesaj yazayım dedim, aktif değilmişsin. ben mi yanlış biliyorum? denizli'de saat 24:00 te bitmiyor mu içki satışı? herkes serbest deyince afalladım bi anda :)

izmir, 7/24, chp

ankara'nın geneli, 7/24, akp
ankara'nın çankaya'sı, 7/24, chp
ankara'nın keçiören'i, gece 11'e kadar, ısrar edene zabıta dayağı, akp

denizli'de ben de gece 12den sonra pek acik yere rastlayamiyorum. belki tek tuk vardir da gormus degilim. anca iste barlar, gece klupleri falan var biliyorsundur onlari da.

@jugador; hiç bir yerde tekel olma zorunluluğu yok, tapdk'den gerekli satış iznini alan herkes satabilir, isminin "tekel" olarak geçmesi gerekmiyor. senin dediğin gibi büfeler, marketler satabiliyor. sadece bir kısmı bu izni almak için (ki kendisi ayrıca bir maddi külfettir) uğraşmıyor, satmıyor. dolayısıyla bu iznin alınmasında insiyatif tamamıyla dükkan sahibinde.

eğer ki dışarıdan -bu belediye olur, oraların kabadayısı olur, mafya geçinen tipler olur- "ben satmayacaksın dedim mi satmayacaksın arkadaşım" gibi tehditler alınmadığı sürece, içki satış saati de dükkan sahibine bağlıdır, kanunda "şu şu saatte kapanacaktır" diye bir hüküm yoktur (eğlence yerlerinden değil perakendecilerden söz ediyoruz tabii ki). ben de istanbul'da oturuyorum, bulunduğum bölgede bir seven-eleven büfesi dışında 12'de içki satan açık yer bulmak zor. etrafımızda büfe, market, bakkal da istediğiniz kadar var. bir gün eve geç bir saatte geri döndüğümde açık olan birine girip "abi sen bu saate kadar açık olmazdın hayırdır" diye sormuştum, o da bir tartışma programına takıldığını, kaçırmamak için eve gitmeidğini söylemişti. adam o saatte dükkanda televizyon seyrediyordu.

dolayısıyla herhangi bir saat uygulamasının kanunda bir yeri yok. ne var ki bazı belediyeler istedikleri şekilde içtihat ortaya sürüp, bunun hakkında (minarenin kılıfını hazır ederek) yaptırım yapabiliyorlar.

edirne 7/24 demişler ama yanlış edirne 24/365 chp,

ankara çankaya 7/24 chp
ankara etimesgut 24:00 hatta 23 falan da olabilir. başkanını bilmiyorum. açık mekan kalmıyor çünkü hiç.

@ayiadam; etimesgut belediye başkanı akp'den.

www.serhatkemalyilmaz.net

kayseri (ama öğrenci mekanı), gece 12'ye kadar açık olduğunu gördüm sadece, Abdullah Gül, gerekirse akp

çanakkale, 7/24, chp

bu olayın belediye ile çok ilgisi yok. çanakkale'de belediye hangi partiden olursa olsun 7/24 alkol satışı olacaktır. biraz da orada oturanların talepleri ile alakalı bu.

konya, 7/24 , doğduğumdan beri saadet son seneler akp.

tekel bayii disinda bir seyler karalamak gerekirse; istanbul'da normal ickili mekanlarin ruhsati 02'ye kadardir. bazi ruhsatlar 04'e kadar, bunlara pavyon ruhsati deniyor ama 06'ya kadar acik olan az sayida ruhsatlilar da var.

Aydın 7/24 Akp'ydi Dp'ye geçti...

antalya'da yaşıyorum artık ama;

eskişehir, 7/24 (şehrin göbeğinde olan tren istasyonunda ve civarında 24 saat açık bayiiler var), dsp

@ocanal

konya'da adam akıllı meyhane tarzı olmayan bir içkili yer yok ki içki satışı 7/24 olsun...mutlaka cevap bekliyorum. varsa biz de bilelim diye :)

bu olaya şehir bazında bakmak yanlış bence bırak şehri ilçelerde hatta mahallelerde bile farklılık oluyor.hele de söz konusu şehir istanbulsa.

@artikbenimdebirvolvomvar

doğru haklısın konya'da içkili mekan pek yok ama içki satan yer yeteri kadar var. Meyhane tarzında olmayan benim bildiğim bir iki birane var. Onları da biliyorsundur heralde ama gözlemlerime dayanarak söylüyorum gece-gündüz içki satışı yapılıyor en azından. Benim gördüğüm 7/24 çalışan yerler var.
Bir de olayın böyle bir yüzü var o ayrı bir konu tabi;
www.konyahaber.com

aldıgın yere gotur ?

iyice paketleyip kargoyla gonder?

kargo uzun iş hemen yaptırmak istiyorum o yüzden sordum.

Kadiköyde inci pc var yazıcıoğlunun karşısında gold pc nin hemen yanında. Laptop tamiri konusunda inci pc yi tek geçerim. Adamlar işi biliyor. Yetkili servis en iyisidir ama götüremiyorsan orayı öneririm.