Giriş
(4)

commensurable'un çevirisi

hayali arkadaş
commensurability, incommesurability? türkçesi nedir bunun?
commensurability, incommesurability? türkçesi nedir bunun?
0
hayali arkadaş
(25.10.09)
Commensurability www.biyografi.info
Türkçe Anlamı:
1. uygun/eşit/ölçülebilir, orantıl commensurably orantılı olarak; aynı birim ile ölçülebilen.
2. ölçekdeşlik.


Bence çok saçma ama, böle diyor. Ötekisi olumsuzu olur. Ayrıca matematikte Öklid'in bişileri varmış bu isimde. Zor bi soru oldu. Yarışmacı rkadaşlara başaılar dilerim.
0
belesh
(25.10.09)
ölçekdeşlik diye çevirilmiş türkçeye galiba. kulağa garip geliyo ama alışılır herhalde.
0
🌸hayali arkadaş
(25.10.09)
gecen gun sinifta gecti, ben bagdasirlik/bagdasmazlik dedim hoca cok begendi :)
0
okuryazar
(25.10.09)
uygun değil bence bağdaşırlık, bağdaşmak için sözlük tanımı anlaşmak, uzlaşmak gibi verilmiş, burda anlaşmanın da anlaşmamanın da mümkün olmamasından bahsediyor.
ölçekdeşlik dedim commensurable için de incommensurable sorun oldu şimdi de.
0
🌸hayali arkadaş
(25.10.09)
(2)

Torgay?

lamneth
cengiz aytmatov'un toprak ana'sında geçen TORGAY kelimesinin türkçe karşılığını merak etmekteyim efendim...
cengiz aytmatov'un toprak ana'sında geçen TORGAY kelimesinin türkçe karşılığını merak etmekteyim efendim...
0
lamneth
(25.10.09)
torgay
Serçe.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Torgay Köken: T.
Cinsiyet: Erkek
Serçe, tarla kuşu.
Demiş TDK.

Ayrıyeten Manas Destanında da geçer bu kelime.

"Cakıpım, seni araya araya atım kuş kirazı gibi, bitim Torgay gibi oldu" dedi Bay.
"Ah tövbe" diye Cakıp Tanrı'ya sığında "O günleri Tanrı haber verdiği ya da ruhlardan işaret geldiği zaman uykum kaçıp, oturacak yer bulamadım, kalbim yerinden oynadı, perişan oldum, ağabey hep seni düşündüm, rüyama girdin. Beklediğime değdi, şimdi işte rüyam gerçekleşti...
0
guess
(25.10.09)
benim okuduğum çevirisinde (cem yayınları) doğrudan tarla kuşu diye geçiyordu.
0
hayali arkadaş
(25.10.09)
(3)

Insanlar...

Struttin
Insanların söylüyor olduklarını kayda değer bulmalı mı bulmamalı mı? Her insanın bulunduğu çevre, yaşam biçimine göre belirli karakteristikleri mevcut... Veli'nin vurdumduymazlığı Ali'nin beyninde son derece yanlış bir davranış biçimi olarak yankılanıyorsa bu tamamen onun bakış açısının eseri... Bu
Insanların söylüyor olduklarını kayda değer bulmalı mı bulmamalı mı? Her insanın bulunduğu çevre, yaşam biçimine göre belirli karakteristikleri mevcut... Veli'nin vurdumduymazlığı Ali'nin beyninde son derece yanlış bir davranış biçimi olarak yankılanıyorsa bu tamamen onun bakış açısının eseri... Bu durumda, "diğerleri" kavramını dikkate almamak mı gerekiyor yapacaklarımız doğrultusunda?

Birilerinin sürekli "tecrübe" dayatmasıyla bana yönelttikleri fikir boşalımlarından nefret ediyorum... Falanca insanın yaşamı boyunca beyninde dönen binbir soru işaretinden ötürü gerçekleştiremeyeceği herhangi şeyi gözüm kapalı yapıyor olmam tamamiyle opsiyonel... Eh o zaman şu zırva advicelar neden?
0
Struttin
(24.10.09)
cevaba geçmeden söyleyeyim, umarım kafanın ne kadar dolu ve karışık olduğundan haberin vardır. bu durumdan kurtulmaya çalış, çok basit yaşa zira hayat basit gördüğün kadar basittir..

doğru bir tanedir, ulaşmaya çalışır buna insanlar. herkes farklı bir yol denemeyi seçer ve o labirente girer. çoğu labirentte kaybolur ve doğrunun ne olduğunu karıştırır. doğruyu ararken yanlışı savunur bulurlar kendilerini. tavsiye alma ama tavsiyeleri dinle. tüm o tavsiyeler o tek doğruyu bulmanda yardımcı olur. doğru böyle bir şey zaten, tek başına ulaşman imkansız. her zaman ne yaptığının farkında ol, kimsenin görüşüne körü körüne inanıp onun boyunduruğuna girme.

bak bunlar da birer tavsiye olmuş..
0
dambil
(24.10.09)
İnsanların hakkında ne söylediği önemli değil, senin bunları ne kadar taktığın önemli. Hakkında iyi ve güzel söylenenler seni sevindirmemeli ki kötü söyleyenler olduğu zaman da üzmesin. Sen ne yaptığından emin değilsen, bunu isteyerek yapmıyorsan problem işte oradadır. Unutma ki sana tavsiye veren herkes bir zamanlar edindikleri tecrübelere yani yaptıkları hatalara göre konuşuyorlar, (bunları yazan mmm kişisi de) yani herkesin söylediği aslında kendi gerçekliği içinde doğru ama bu senin gerçekliğin ile örtüşecek diye bir kavram yok, anladın? hata yapmadan neyin senin için doğru, neyin yanlış olduğunu öğrenemezsin, bu yüzden bilfiil tecrübe etmen ve yaptıklarının sonuçları üzerine tefekkür etmen, tecrübe dediğimiz kavramın sende de oluşmasını sağlayacaktır. sevgiyle,
0
money money money
(24.10.09)
doğru söylüyorsun, herkesin bir şekilde aklına takılan birşeydir o.
19 yaşındayken bir seçim yapmıştım o zaman çevremdeki nerdeyse herkes o seçimi yapmamam konusunda beni uyarmıştı şimdi nerdeyse 10 yıl geçti, hatalı bir seçim yaptığımı görebiliyorum ama yine de "keşke onları dinleseydim" değil "bir tesadüf olsaydı da beni o seçimi yapmaktan alıkoysaydı" diyorum. belki bu seçimin çok trajik, geri dönülmez sonuçları olsaydı "keşke dinleseydim" derdim ama bu birşey değiştirmez çünkü çok iyi biliyorum ki beni 19 yaşındayken o seçimi yapmaktan alıkoyabilecek bir argüman yoktu.
üstelik de hatalara değer vermek gerekiyor, hayattaki becerilerimizi arttıran şeyler yanlış seçimler. sorun ve kriz yoksa çözüm ve gelişim de olmuyor.
tabi ki her zaman en doğru kararı almayacaksınız ama yine de kendiniz için en doğru kararı kendiniz alacaksınız. kimsenin hiçbir dediğine kulak asmayın demiyorum, sizi ikna etmiyorsa kimseye üzerinizde bir hak tanımayın.
0
hayali arkadaş
(25.10.09)
(30)

Kedimize isim arayışı :)

kurtluelma
Arkadaşlar yeni bir pisi aldık ve isim arıyoruz kendilerine :) minik pisimiz dişi ve tekir :) yardımcı olur musunuz :)
Arkadaşlar yeni bir pisi aldık ve isim arıyoruz kendilerine :) minik pisimiz dişi ve tekir :) yardımcı olur musunuz :)
0
kurtluelma
(24.10.09)
şurup:)
0
charlesbukowskiineksi
(24.10.09)
uww yirim ben onu yavrııım :) mira diorum ben annesi (parmak ojeli ondan bayan oldugunuzu varsaydim)
0
saturndeki salyangoz
(24.10.09)
kimyon :))
0
ymerdiveni
(24.10.09)
patice
0
hayali arkadaş
(24.10.09)
suşi
0
desdinova
(24.10.09)
ponçik
0
clementine
(24.10.09)
Götelek olabilir.

Serkan Altuniğne'nin bir karikatüründe geçiyordu. Çok sevdim, bütün evcil hayvanlarımın adını götelek koydum.
0
gyroscope
(24.10.09)
"Sündüz" olabilir.
0
Lethe
(24.10.09)
benim kedim olsa adını "zoro" koyardım hiç düşünmeden. ama dişi kediye olmayabilir
0
posteriti
(24.10.09)
mercan olsun. veya ponçik. veya suşi. hmm sütlaç da güzel isim tam yemelik. pek güzelmiş tatlıymış bu yavru bu arada :)
0
zkurmus
(24.10.09)
direkt kiki diye doğdu içime
0
hikaye mesture
(24.10.09)
azman
0
soyleolsayaboyleolsaya
(24.10.09)
çapak
0
quadropol
(24.10.09)
ya da "mandu" cat-mandu gibi :)
0
quadropol
(24.10.09)
"pisst". hani şu kedileri ortamdan kovalamak için çıkarılan ses.

hem eğlenip hem de bi deney yapmış olursun. eğer isme alışırsa süper de geyik çıkar.
0
oem
(24.10.09)
psişik :)
0
ikinoktayedi
(24.10.09)
poşet!
0
gereksiz insan
(24.10.09)
tekirsu :)
0
oilfree
(24.10.09)
Marla tabiki tereddute mahal yok
0
jack of shades
(24.10.09)
resimi görünce aklıma ilk maya geldi :)
0
bagcivan
(24.10.09)
tırtıl
0
milyonda1
(24.10.09)
pıtırık :)
0
pazubant
(24.10.09)
mırıl
0
arso
(24.10.09)
meril
0
ermanen
(24.10.09)
shi aila
(24.10.09)
cezve
0
atrin
(24.10.09)
tütün olabilir zaten tütün rengi kediniz
0
Ayiyogi
(24.10.09)
pisinoza
0
uyuklayankedi
(25.10.09)
euehueh isimler süper :D katıkılarınızdan dolayı hepinize teşekkür ederizz
0
🌸kurtluelma
(25.10.09)
ne koydun adını?
0
charlesbukowskiineksi
(26.10.09)
(9)

kahve-çay dışında ayıltıcı birşeyler?

nihannihannihan
bleaching yaptırdığım için kahveyi hayatımdan çıkarmak zorunda kaldım. ama kahve içmeyince uyandığımdan itibaren başlayan uykulu halim geçmiyo gün boyunca. öss var bi de :( kafamı vermem için, zinde hissedip çalışmaya dikkatimi verebilmem için nası bişeyler önerirsiniz? şimdiden teşekkürler.
bleaching yaptırdığım için kahveyi hayatımdan çıkarmak zorunda kaldım. ama kahve içmeyince uyandığımdan itibaren başlayan uykulu halim geçmiyo gün boyunca. öss var bi de :( kafamı vermem için, zinde hissedip çalışmaya dikkatimi verebilmem için nası bişeyler önerirsiniz? şimdiden teşekkürler.
0
nihannihannihan
(22.10.09)
kafein içeren enerji içecekleri olabilir, en basitinden suda eriyen vitamin olabilir, bir de kafein tableti gibi bir şeyler duymuştum ama Türkiye'de var mı bilmiyorum.
0
whoosie
(22.10.09)
sabahları 15dk lık bir egzersiz işe yarayabilir. dumble falan demiyorum, genç yaştasın, yarardan çok zararı olmasın sonra
0
sttc
(22.10.09)
kahvaltıdan sonra bı bardak redbulu kafaya dik hızlı bi şekilde siksn uyuklamazsın artık.
0
jamswety
(22.10.09)
kahveyi yeni biraktiysan ayilamama hali normaldir. yakinda gecer.
0
wpi
(22.10.09)
doğadan active diye bir olay var ben denemedim ama deneyen bi arkadaş memnun kalmıştı
0
chuck
(22.10.09)
sabah yenilen elma, kahveden daha ayiltici oluyormus.

(bkz: elma )
0
Labyrinthe
(22.10.09)
powerade! kendim denedim, biliyorum. ama bu gibi şeylerin fazla kullanımı zararlıdır.
bu powerade hiç tahmin etmezken bana 4 gün günde 2şer 3er saat uykuyla gün boyu araba kullanmamda fayda etti bu arada.
0
outlawrider
(22.10.09)
yerba mate çayı. ama zayıflatıyor da galiba bi taraftan genellikle o amaçla içiyolar.
0
hayali arkadaş
(23.10.09)
Labyrinthe'nin verdiği cevabı ben de tekrarlamak istiyorum

(bkz: elma)
0
frown
(23.10.09)
(10)

eleştirilme korkusu

hayali arkadaş
eleştirilmekle ilgili ön tıkayıcı bir kaygım olduğunu fark ettim. aslında şöyle değil, karşımda az sayıda insan olduğunda, mail yoluyla düşüncelerimi kolay ifade edip, arkalarında durabiliyorum, bu konuda birçok kişiye göre özgüven sahibi ve cesur olduğumu söyleyebilirim. yalnız iş onları başkaların
eleştirilmekle ilgili ön tıkayıcı bir kaygım olduğunu fark ettim. aslında şöyle değil, karşımda az sayıda insan olduğunda, mail yoluyla düşüncelerimi kolay ifade edip, arkalarında durabiliyorum, bu konuda birçok kişiye göre özgüven sahibi ve cesur olduğumu söyleyebilirim.
yalnız iş onları başkalarının da eleştirisine açacak daha ciddi ya da geniş platformlara taşımaya gelince arkasından gelebilecek eleştirilerden korkuyorum ve görüşlerimi açmıyorum. mesela bazı politik değerlendirme ve önerilerim var, bunları tanıdığım bir sürü insanla paylaşıyorum ama o insanların olduğu bir platformda yayınlamaktan korkuyorum bu yüzden.

fikirlerime ilişkin bir özgüvensizlik olmadığı için fikirlerimi geliştirerek çözebileceğim bir sorun değil sanırım bu. o yüzden başka deneyimleri duymak istedim? beklediğim şey mucize yaratacak bi çözüm önerisi değil hani "bende de vardı ben de şunu farkettim" falan gibi paylaşımlar. ha tabi mucize çözüm önerisi sunana nobel veririm o ayrı.
0
hayali arkadaş
(22.10.09)
osho'nun ego tanımını çok beğeniyorum. ego'nun tamamen dış kaynaklı etkiler ile oluşan bir tür kabuk olduğunu anlatıyor. bize doğduğumuz andan itibaren yapıştırılan yaftaları benlik olarak kabul ediyoruz. sınıflandırmalara göre akıllı, becerikli, dürüst gibi özelliklerimizin derecesini öğreniyoruz en başından. egonun tamamen bu etkilerle oluşmuş bir yapı olduğu düşünülünce bahsettiğiniz hiç mantıksız gelmiyor. tabi ki egomuzu yaratanların onu bozabilme yetisi de var. yakın çevremizin bizim için oluşturduğu kabuğu delmelerini istemiyoruz, bu nedenle savunmasını zayıf bulduğumuz noktaları gizliyoruz.

mesela arkadaşlarla bir bara gidip kadeh tokuşturup biraları kahkalar eşliğinde hüpletiyoruz çoğumuz. ama kimse bunu babaannesiyle yapmıyor değil mi? :) yani örnek acaip olabilir ama mantığı anlaşılmıştır sanırım.
0
kediebesi
(22.10.09)
bu paragrafımda hic bir konu ve kişiyi baz almadan konuşuyorum.

-hangi düşünce, akım, ve felsefeyi savunursan savun, yada hangi işi yaparsan yap, dört dörtlük'de yapsan seni begenmeyen, eleştiri moduna girmiş, seni yaftalayan bireyler ve kurumlar mutlaka olacaktır.

-dogruluğuna inandığın bir objeyi yada düşünceyi sonuna kadar savunabilmeli insan. düşüncelerin yada savundugun şeyler belki yanlıştır lakin, insanların icerisindeki kendini ifade ederek, onlardan gelebilecek tepkilere veya haklı/haksız eleştirilere gögüs gererek bu sorunu aşacagın kanısındayım. bu geliştirebilmen icin, en basiti devamlı konuşan, bencil insanlarla hicbir konu hakkında tartışmaya ortamı yaratma. dinlemeyi bilmezler. dinlemeyi bilmediklerinde mütevellit saglıklı bir tartışma ortamı doğ(a)maz.

- evde savundugun bir konu hakkında, ayna karşışında bu düşüncelerini kendine anlatarak'da kendini geliştirebilirsin. bu saye'de hem kendini her ortam'da konunun özüne inerek, kendini ifade edebilme yönün güçlenir, hem farklı kitleler önünde konuşma yetin, hemde özgüvenin..

- sevgiler :)
0
claimer
(22.10.09)
claimer'a kişisel bir tavrım kesinlikle yok :) sadece yazdıkları şunları düşünmeme sebep oldu. bazı doğrular tartışılmaz ancak insanın belli bir esnekliği olmalı diye düşünüyorum. fikir tartışmalarında bir şeyin doğruluğuna inanıyorsanız tabi ki sonuna kadar savunabilirsiniz buna kimse bir şey diyemez ancak kendinize açık kapı da bırakın derim ben. söylenenleri dinleyin, o an konuşma içinde olmasa da daha sonra değerlendirin ve fikirlerinizi gözden geçirin. sabit fikirli olmayın yani onu demeye çalışıyorum bir ton laf ettim ya. :) insan ancak o şekile gelişir gibi geliyor bana. eleştirilerle, yorumlarla. yoksa olduğumuz yerde sayabiliriz.
0
kediebesi
(22.10.09)
1) Daha yakın çevresi, insanı daha etraflı tanıdığı için ifadelerini daha farklı bir bağlamda, bir bütünlük içinde yorumlayabilir gibime geliyor. Daha az veya yeni tanıyanlar ise, yazanın/konuşanın diğer fikirlerini, kişiliğini, genel altyapısını vb. niteliklerini bilmediği için daha zor ve daha az anlayabilir. Bu nedenle, haklı sayılabilirsiniz. Yani, tam ve doğru anlamayanlardan gelecek ve anlamlı olmayabilecek eleştirilerle uğraşmak zor geliyor olabilir.

2) Bir de, ister sizi tanıyan, ister tanımayan olsun, karşınızdakilerin anlama potansiyeli nihai ölçüdür. Siz daha çok okuyor, araştırıyor ve düşünüyorsanız, onlar bir noktadan sonra tökezleyecekler; bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmaya çalışanlar ise mesnetsiz eleştiriler getirebileceklerdir.

Ben de görüşlerimi çok kişiyle paylaşmam, ama galiba doğru bir tavır değil. "Katılmayanlar da katılmasın, yersiz eleştiriler olursa da yapacak bir şey yok." kıvamına gelmekte fayda var. İnsanlar her ne kadar size katılmasalar veya eleştirseler de, en azından konulara başka açılardan da bakmanın mümkün olduğunu öğrenirler.
0
uyuklayankedi
(22.10.09)
@kediebesi : ben babaannemle'de gayet dogal bir biçimde, bira içebiliyorum. hatta hesabı o ödüyor, nasıl mı? az sonra :) örnegin cok ironi olmuş, gülsem mi aglasam mı bilemedim.

@hayali arkadaş : sen uyma ona, biraz alkollü sanırım :)
0
claimer
(22.10.09)
aynı kişilerin de olduğu bir platform sanal ise durum başka değil ise durum başkadır.

çözümü şu bence- ben ve tanıdığım bir kaç kişide de gözlemlediğim bir şey bu.
bir kaç defa dişini sıkıp kim ne derse desin modunda fikirlerini bahsettiğin platformlarda belirtmen gerekiyor. yahu belirtemiyorum kaygı duyuyorum nasıl yapacağım desen de yap bunu. şu an illaki eleştrileceksin illaki yerin dibine batırılacak bazı dediklerin. ama emin ol söylememekten iyidir.

Fikirlerini bu platformda anlatırken kendinde bir çok eksik fark edeceksin ki en temeli hitap ettiğin insanların hepsinin senin hitap ettiğin arkadaşlarınla aynı dili kullandığı ve senin nasıl bir insan olduğunu bildiği yanılgısıdır. Zamanla bu geçecek ve yavaş yavaş yeneceksin bu kaygıyı.
0
manfool
(22.10.09)
hiç de alkollü değilim bi kere :)
babaanne candır ayrıca.
0
kediebesi
(22.10.09)
@kediebesi-osho'nun tanımı biraz kırılgan bir izlenim verdi bana. evet insanın benlik imgesi büyük ölçüde ilişkileri ve onlardaki algılanan imgelerinden besleniyor ama öz değerlendirme sonucu oluşturulan ve dışardan zarar görmemesi mümkün imgeleri de var insanın kendiyle ilgili. ama benim sorunum için uygun bir tanım yine de.

@claimer-o ayna karşısı işini asla yapamıyorum ben, kendi yüzüme bakınca tüm ciddiyetimi yitiriyorum.

ben babaannemle kadeh tokuşturmak isterim de o istemez herhalde :)

@uyuklayan kedi-iki maddeye de katılıyorum. anlayış farklarının ötesinde tartışma kültüründeki farklar da bazen fikirlerin açıklanmasını engelleyebiliyor, söylediklerine ek yapayım bunu da.

@manfool-yüzmek için suya atlamak lazım tabi, sağol hatırlatma için.
0
🌸hayali arkadaş
(23.10.09)
www.aymavisi.org
bu linki de vereyim de osho benden daha güzel anlatır her zaman. (çeviri bile olsa ki orjinali de nette var, oshonun tüm konuşmaları gibi)
ego kırılgan olmaktan öte öyle güçlüdür ki onu kendimiz zannederiz. :)
0
kediebesi
(23.10.09)
"ego kırılgan olmaktan öte öyle güçlüdür ki onu kendimiz zannederiz. :)"
bu aforizma için teşekkür ederim, başka bir konuda çok işime yaradı :)
0
🌸hayali arkadaş
(24.10.09)
(10)

konulu film (ilaç)

oztokyolu
Sevgili sinemaseverler,bir şekilde herhangi bir ilacı konu alan ya da ilintili filmlerin adlarına ihtiyacım var. mümkünse filmde ilacın rolünü bir satır bile yazsanız yeter. bilmiyorsanız filmin adı da yeter.örnek olarak nuri alçonun gazoza ilaç atması da olabilir, matrix'te neo'ya sunulan haplar da
Sevgili sinemaseverler,

bir şekilde herhangi bir ilacı konu alan ya da ilintili filmlerin adlarına ihtiyacım var. mümkünse filmde ilacın rolünü bir satır bile yazsanız yeter. bilmiyorsanız filmin adı da yeter.

örnek olarak nuri alçonun gazoza ilaç atması da olabilir, matrix'te neo'ya sunulan haplar da olabilir. eternal sunshine'da hafıza silen ilaç, görünmez adam yapan ilaç, lorenzonun yağında ilaç peşinde koşturan anne baba filan. hepsi olur.

nuri alço filmleri için film adı vermenize gerek yok. ilaç konseptinin işlenmesi yeter.
0
oztokyolu
(21.10.09)
a la folie... pas du tout diye bir filmi vardı audrey tautou'nun.

-----spoiler--------------------

o filmde bunu bir akıl hastanesine yatırıyorlardı. ilaçlar filan veriyorlardı. sonra iyileşip çıktığında odayı temizlemek için biri geliyor. bi bakıyorlar ki, kendisine verilen ilaçlarla adamın resmini yapmış

----------------------------------------


bi de house m.d.'de dr. house'un vicodin bağımlılığı var.
0
kahvegibi
(21.10.09)
robert de niro'nun awakenings'i var. yıllar boyu dış uyarıcılara tepki vermeyen kişiler, bir ilaçla(L-Dopa) düzeliyordu falan.
0
marcelorios
(21.10.09)
---spoiler------
requiem for a dream de yaslı kadının kullandıgı ilaclar, constant gardener da insanlar üzerinde ilac deneylerinin kanunsuz yollardan yapılması, die hard serisinde john mcclean ın sürekli aspirin araması bas ağrıları yüzünden
-------spoiler----
0
keah
(21.10.09)
(bkz: prozac nation)
0
chilar
(21.10.09)
leon'da gary oldman'ın oynadığı stansfield karakteri mevzuya girmeden önce (mevzu?) bi hap atıyodu sanırım. böle boynunu falan kıtlatıyodu omuna kodumun çocuu. ben bilmiyom ama merak da ediyom aslında, ne hapıdır o, ne işe yarar?
0
kelimeyounu
(21.10.09)
robinbook
(21.10.09)
0
portik
(21.10.09)
totally baked-esrarın tıbbi kullanımının propogandasını yapıyor çok iyi bir film.
burda yazılanlar dışında aklıma bir de yıllar önce televizyonda karşıma çıkmış bir film geldi, bir grup aids hastası B52 diye kurgusal bi ilaç kullanıyolardı, filmin adını bilmiyorum ama ilaç konusu çok merkezi bir yere sahipti filmde.
0
hayali arkadaş
(22.10.09)
"Limitless" filmi var. Filmde başarısız bir yazar "NZT" adındaki bir hapı alarak IQ'sunu 4 haneli rakamlara çıkarabiliyordu.
0
foxmulder
(20.11.11)
viagra ve ilaç sektörü ile ilgili bi aşk filmi var
love and other drugs
bi de the constant gardener var afrikada test edilen ilaçlarla ilgili.
0
kediebesi
(20.11.11)
(8)

başlık gelmedi aklıma sadece okuyun

tueio
insanların sizi umursamadığını,ya da eski arkadaşlarınız sizi unuttuğunu,yalnız olduğunuzu hissettiğiniz zaman kendinize ne söyleyip moralinizi yükseltirsiniz
insanların sizi umursamadığını,ya da eski arkadaşlarınız sizi unuttuğunu,yalnız olduğunuzu hissettiğiniz zaman kendinize ne söyleyip moralinizi yükseltirsiniz
0
tueio
(21.10.09)
"bazinga!"
0
blackdog
(21.10.09)
Şu şu şu insanları bir kere daha ararım, şu şu şu insanlara bir kere daha laf anlatırım. Bunu yaptıktan sonra beni geri arayan benledir, lafımı dinlemeyen kendi bilir. Çok kafa yormaya gerek yok.
0
m3mphis
(21.10.09)
bahsettiğin gibi tüm negatif düşünceleri silip içini sevgi ve huzurla dolduracak sihirli bir cümle olduğunu sanmıyorum.böyle durumlarda sığınmak için yanaştığım limanlar genelde değişmez.

south park,dexter,seinfeld izlemek
puding eşliğinde yüksek sesle müzik dinleyip eşlik etmek
yiğit özgür,umut sarıkaya okumak:)
0
tyketto
(21.10.09)
koy götüne hiç birine ihtiyacım yok
0
türk kelekom
(21.10.09)
insanın çevresi kesinlikle ruh hali üzerinde etkili ama tek belirleyen de değil.
kendine birşey söyleyip moralini düzeltmeye çalışmaktansa kendine birşey yapıp daha iyisi kendini başka birşey yapıp (öğrenmek insanı başka birşey yapar mesela) moralini düzeltmeye çalışsan daha iyi olur bence.
0
hayali arkadaş
(21.10.09)
'haftaiçi bi gün' diyorum. park gibiyiz, insanlar gelio oturuyo gidio. haftasonları çok kalabalık, diğer günler sakinliyo. 5 e 2! umursanmamaktan daha kötü bişey var ayrıca, umursamayana umursamadığının farkına vardığınızı hissettirmek. siktiretceksin! ha bak 'siktirsinler' de acaip joker bi kelimedir.
0
eugenick
(21.10.09)
sikeller
0
hikaye mesture
(21.10.09)
öldükten sonra değerim anlaşılacak lan...
0
cereal killer
(21.10.09)
(4)

bir psikiyatr sorusu daha

flying
aramaya inandım aradım olmadı. bir de ben sorayım.uzun uzun ayrıntılara girmeyeceğim. iki yıl sonunda bunlarla mücadele edemeyeceğimi anladım. tek istediğim bu lanet huzursuz uyumalardan, hiçkiriğa bogulmalardan ve konsantrasyon eksikliğinden kurtulmak. salt keder ve mutsuzluk içindeyim. oturup psik
aramaya inandım aradım olmadı. bir de ben sorayım.
uzun uzun ayrıntılara girmeyeceğim. iki yıl sonunda bunlarla mücadele edemeyeceğimi anladım. tek istediğim bu lanet huzursuz uyumalardan, hiçkiriğa bogulmalardan ve konsantrasyon eksikliğinden kurtulmak. salt keder ve mutsuzluk içindeyim. oturup psikoloğa yaşadıklarımı ,hayatımı anlatmak istemiyorum. psikolog olayına inanmıyorum tümden. bunu kimyasal olarak çözüleceğine inanıyorum artık.onun dışında durumumu iyileştirmek için elimden gelenini ben yapıyorum zaten ama görünen o ki yetmiyor. istanbulda nasıl bulurum böyle bir psikiyatrist.ilaç kullanımı konusunda deneyimleri olan var mı. her hafta psikiyatriste gidip para verecek bütcem yok. kira falan anca geçiniyorum.
0
flying
(19.10.09)
ben çapa tıp fakültesi psikiyatri kliniğine gitmeni öneririm,ancak sosyal güvenlik kapsamındamı değilmi bilmiyorum.
0
losencilis
(19.10.09)
psikolugun yaptığı sadece dinlemek dinlerken ve sen anlatırken hatalarını kendi kendine farketmen farkettikçede rahatlaman..jamswety@yahoo dan ulaş bana bi kaç fikir verebilirim belki.
0
jamswety
(19.10.09)
özel hastaneleri araştırsanız??? eğer çalışıyorsanız ve sgk kapsamında iseniz sadece muayene farkı (yaklaşık 20 lira bir şey) ödeyerek psikiyatrist ile görüşebilirsiniz. özel hastane/tıp merkezi gibi yerlerde devlet hastanelerinden daha kısa sürede randevu alabilirsiniz.
0
balik kraker
(19.10.09)
burda paylaştığınız üç belirti travma sonrası stres bozukluğu tablosuna benziyor, bu bozukluğun nörobiyolojik temelleri bile tam olarak ortaya konulmuş değil, kullanılan ilaçlar ise birçok kişide sonuç vermeyebiliyor (bu tüm psikopatolojiler için geçerli, tssb için iki kat geçerli)
o yüzden de eğer gerçekten travmatik bir olayın ardından bunları yaşamaya başladıysanız, travma anısına odaklanan bir tedaviden geçmeniz yararınıza olacaktır. bu konuda iddialı olan emdr gibi teknikler var, çapanın psikiyatri servisinde de bu teknik kullanılıyor. orayla görüşmenizi öneririm.
0
hayali arkadaş
(19.10.09)
(4)

b vitamini - suçluluk

filmarası
house'taydı galiba böyle bişey duydum. b vitamini eksikliği suçluluğa-pişmanlığa neden oluyomuş? doğru mu bu? garip değil mi biraz?
house'taydı galiba böyle bişey duydum. b vitamini eksikliği suçluluğa-pişmanlığa neden oluyomuş? doğru mu bu? garip değil mi biraz?
0
filmarası
(18.10.09)
Doğru olabilir. Bu tür maddelerin eksikliğinde çok ilginç psikolojik problemler ortaya çıkabiliyor.
0
escritor
(18.10.09)
ben de o bölümden sonra araştırmıştım bunu doğruymuş, zaten o dizide doğru olmayan birşey kullanacaklarını sanmıyorum.
sinir sisteminin duygusal işlevlerinden biri işte, önemli bir vitamin eksilince sekteye uğruyor sanırım.
ama spesifik olarak b12 vitamininden bahsediyolar.
0
hayali arkadaş
(18.10.09)
b vitamini = vicdani rahatlık gibi birşey olamaz, olsaydı bazı açıklamalar kolay olurdu gerçi.. misal kenan evrenin gamsızlığını, b vitamini dolu küvette yaptığı güzellik banyolarına bağlayabilirdik deel mi?...

olay bazı vitaminlerin vücutta salgılanan hormonları sekteye uğratması veya arttırmasıyla ilgili.. yani muhtelif vitamin eksikliklerinde sadece suçluluk değil, öz-benlik değerinin düşmesi, kaygı, depresyon gibi olumsuz birçok duyguyu çoşturması sözkonusudur.. filandır, feşmekandır..

bir besindeğerini, direk bir hissiyata indirgemek saçma olur kanaatindeyim. o kadar basit olmamalı bu işler
0
smy
(18.10.09)
b6 ve b12 mutlulukla epey yakından alakalı.
0
kediebesi
(18.10.09)
(1)

ekmeklerin poşetlenmesi...

ocanal
bir ara böyle bir zorunluluk getirilmişti, 2-3 ay ekmekleri kapalı poşetlerle alıyorduk. Sonra birden ne oldu da kimse bunu uygulamamaya başladı. Zorunluluk kalktı mı?
bir ara böyle bir zorunluluk getirilmişti, 2-3 ay ekmekleri kapalı poşetlerle alıyorduk. Sonra birden ne oldu da kimse bunu uygulamamaya başladı. Zorunluluk kalktı mı?
0
ocanal
(16.10.09)
sıcakken poşetliyolardı, ekmekler ıslak hamura dönüşüyodu o poşetlerin içinde. o zorunluluk o yüzden kalktı diye biliyorum ama neden soğuduktan sonra poşetlemek akıl edilememiş onu ben de bilmiyorum.
0
hayali arkadaş
(16.10.09)
(9)

sunumdan önce cesaret toplamak

hayali arkadaş
yarın 3 hocaya karşı hipotezimin deney yapmaya değer olduğunu savunacağım, oldukça önemli benim için. biraz cesaret toplamam lazım, o yüzden sunuma girmeden önce alkol mü alsam yoksa yarım dideral mi atsam diye düşünüyorum. sizce hangisi?
yarın 3 hocaya karşı hipotezimin deney yapmaya değer olduğunu savunacağım, oldukça önemli benim için. biraz cesaret toplamam lazım, o yüzden sunuma girmeden önce alkol mü alsam yoksa yarım dideral mi atsam diye düşünüyorum. sizce hangisi?
0
hayali arkadaş
(30.09.09)
ikisi de değil ,aklının tümüne ihtiyacın olacak .Cesaret verici cümlelerle desteklemek istiyorum.Yaparsın ,aslansın ,kesseler acımaz ,n sin sen
0
sannora
(30.09.09)
Karşındaki herkesi çıplak hayal et.
0
pichoscosama2
(30.09.09)
gerçekten çok kötü durumdaysanız bir iki kaşık passiflora içebilirizsiniz. tamamen bitkisel olduğu için çok zor durumlara girmeyeceğinizi tahmin ediyorum. alkol hem koku hem etkiler açısından iç açıcı olmayan sonuçlara yol açabilir.
0
kahvegibi
(30.09.09)
bence yanına müzik çalarını al ve sana gaz veren bir parçayı içeri girmeden hemen önce dinle. mesela ben requem for a dream theme'ini dinleyince dünyayı kurtaracakmışım gibi geliyor. ya da kan ve gül adlı parçanın giriş kısmı dinleyince... liste uzayıp gider.
0
sethplay
(30.09.09)
daha önce deneyip de sonuçlarını bilmediğiniz şeyleri kullanmayın, uykunuz gelir, mideniz falan bozulur aman diyeyim..
sakinleştirici şeyler dinleyin, şarkı söyleyin, derin nefes falan alın hiç olmadı.
0
aithra
(30.09.09)
sakinleşmek değil aslında benim derdim, cesaret toplamam gerekiyor biraz, biraz da konsantrasyon.
bir arkadaşım tezinin savunmasına biraz alkol alıp girmiş, çok rahatladığını söylemişti.

etkilerini biliyorum aslında ikisinin de, daha önce denedim. ama buna benzer bir durumda denememiştim.
0
🌸hayali arkadaş
(30.09.09)
baileys içsem kokar mı acaba?
0
🌸hayali arkadaş
(30.09.09)
ben 42 saat uyumadan gitmiştim (bkz: 3 günde tez yazmak) yabancı bi dilde sunmuştum tezi bi de, 1 kere takılmamıştım, konuşurken kendime inanamaz haldeydim. böyle bi rahatlık, koyvermişlik. uykusuzluk iyi gelebilir, deneyin. alkolü önermiyorum, onu da denemiştim.
0
eugenick
(30.09.09)
onlarin da insan oldugunu unutma, gerisini koy ver!..
0
ucan sincap
(30.09.09)
(8)

Hareketsiz Yaşam

msb
Selamlar,Daha once olusturulmus, hareketsiz yasantilarimiza dikkat ceken kampanya, brosur vb gibi uygulamalar var mi bildiginiz?
Selamlar,

Daha once olusturulmus, hareketsiz yasantilarimiza dikkat ceken kampanya, brosur vb gibi uygulamalar var mi bildiginiz?
0
msb
(29.09.09)
Yoksa yapalım mı?
0
Karluk
(29.09.09)
@Karluk,

Bir Grafik Tasarim ogrencisi olarak diploma projemde bu konuyu ele almak istiyorum. Henuz arastirmalarimin basindayim. Bilgisayar ve internetin yayginlasmasiyla birlikte hayat kalitemizi dusuren cok buyuk bir sorunsal aslinda. Bir sekilde dikkat cekilmesi gerekiyor.

Bu konuyla ilgili bilgi toplamaliyim.
0
🌸msb
(29.09.09)
"tv'yi kapat,hayatı aç" mı ne? o var
0
aksasu
(29.09.09)
nickeledeon'da bi reklam gösteriyolardı eskiden, işte atari, bilgisayar oyunları, sanal gerçeklik falan filan bunların hiçbirinin gerçek hayattaki deneyimlerle, sokakte basketbol oynamakla boy ölçüşemeyeceğini anlatıyodu çocuklara ama nickelodeon'ın kendi reklamı mıydı, yoksa başka bişeyin miydi hiç hatırlamıyorum
0
hayali arkadaş
(30.09.09)
kalbini sev kırmızı giy var bi de.
0
bryan fury
(30.09.09)
Keşke diploma projeni bitirdikten sonra bizle de paylaşsan sitede falan yayınlasak, valla amerikaya dönecez böyle bi kaç on yıl giderse
0
Karluk
(30.09.09)
@Karluk,

[email protected] adresine bos mail atarsan ilerleyen zamanlarda bu konu hakkindaki bilgilerinden faydalanmak isterim.

Sitende de yayinlariz :) Hatta projeyi bitirdikten sonra gercek hayatta uygulamaya gecirmek icin de cabalarim olacak.
0
🌸msb
(30.09.09)
msb,

e-postayı yolladım ama boş değil, projeyi bitirdikten sonra spor konusunda herkese olduğu gibi sana da destek verip yardım etmekten mutluluk duyarım.
0
Karluk
(01.10.09)
(4)

eski bir hippi şarkısı

hayali arkadaş
bir erkek söylüyordu, "you're old enough for killing but not for voting" gibi bir sözü vardı. başka da birşey hatırlamıyorum
bir erkek söylüyordu, "you're old enough for killing but not for voting" gibi bir sözü vardı. başka da birşey hatırlamıyorum
0
hayali arkadaş
(29.09.09)
The Turtles-Eve of Destruction. Bence bu olsun..

Kaptanın seyir defterine ek: www.youtube.com
0
belesh
(29.09.09)
evet ama benim aradığım sanatçı barry mcguire imiş.
0
🌸hayali arkadaş
(29.09.09)
En birinci ben oldum banne. Linkte yazıyodu ki.
0
belesh
(29.09.09)
haklılığınızı teslim etmeden geçemeyeceğim zira zaten o grubun bi elemanıymış barry
0
🌸hayali arkadaş
(29.09.09)
(8)

felsefeciler ve bilim insanları

hayali arkadaş
sık sık bahsettiğim bir şey var. bir veriyi, bulguyu vb. alıp ondan haddinden fazla sonuç çıkarma hali. misal beynin iki lobu arasındaki asimetriyi, insanla ve hatta toplumla ilgili herşeyi açıklamak hali.ben hep overconclusion derdim ama böyle bir kelime yokmuş maalesef. nedir bunun terminolojik ka
sık sık bahsettiğim bir şey var. bir veriyi, bulguyu vb. alıp ondan haddinden fazla sonuç çıkarma hali. misal beynin iki lobu arasındaki asimetriyi, insanla ve hatta toplumla ilgili herşeyi açıklamak hali.

ben hep overconclusion derdim ama böyle bir kelime yokmuş maalesef. nedir bunun terminolojik karşılığı sevgili epistemologlar?
0
hayali arkadaş
(15.09.09)
temel bilimlerde belli bir çıkarım yaparken elde edilen verilere göre çıkarım yapılır. yani bir bilim insanı deney sonucunda, eğer beynin asimetrisinin toplumdaki olaylara etkisini "ispatlayabiliyorsa" ve başka biliminsanlarının başka ortamlarda başka zamanlarda beynin asimetrisinin topluma etkisini "ispatlayabileceğini" düşünüyorsa makaleye ekler.

yani bu örnek için dünyanın hiçbir ülkesinde 5.sınıf journaller de dahil, hiç bir yer bulamaz makalesini basmak için, anında hakemden geri döner. demek istediğim journallerdeki hakemliğin temel mantığı; bu tarz çıkarımları abartı olsa da olmasa da her zaman engellemektir.

temel bilimlerde böyle bir gelenek yok o yüzden kelimesi de "olmayabilir". felsefe tarafını bilemeyeceğim.
0
efe
(15.09.09)
mantik terminolojisinde "Multiple-conclusion logic" var. bununla alakali olabilir.
0
ermanen
(15.09.09)
@efe, @ermanen- bilimsel yayınlarda yapılan birşey değil aslında kastettiğim. örneğin davranış nörolojisinden bulgu alıp ondan nlp ya da başka bir soytarılık çıkarmak gibi çoğunlukla ticari olan taktiklerden bahsediyorum.
0
🌸hayali arkadaş
(15.09.09)
"ignoratio elenchi" gibi geldi simdi de.
0
ermanen
(15.09.09)
çok kaprisli hissettim kendimi ama hayır o da değil.
şimdi şöyle, amino asit bulundu ya kuyrukluyıldızda, burdan tutup da dünyadaki yaşamın uzayda programlandığını, dnanın uzaylılar tarafından tasarlanan bir kod içerdiğini falan söylemek ve ısrarla bunun bilimsel temeli olduğunu iddia etmek gibi bir örnek
answer for timothy leary :)
0
🌸hayali arkadaş
(15.09.09)
verdiğiniz örnekten frenoloji tadı aldım, ancak genel olarak ismini bilmiyorum..

bir de şöyle bir şey var, belki alakalıdır: en.wikipedia.org
0
moroff
(15.09.09)
armchair theorizing hahah. bu da tutmazsa artik :) wikipedia'daki anlamina bakin ama. sozlukte cok acimasiz yazilmis.

edit: ama sen cikarim yapiyorsun. ya da cikarimdan teori uretiyorsun gibi. coklu cikarim olabilir mi. doh.
0
ermanen
(15.09.09)
bunlardan hiçbiri değil herhalde öyle bir kelime de yok ama bunların hepsi de güzel tanımlarmış. herkese teşekkür ederim.
0
🌸hayali arkadaş
(16.09.09)
(4)

nlp?

paintov
bu nlp adlı program a benim arkadaşım gitmiş işte anlattı felan çok güzel diye bende nedir ne değildir diye sormak istiyorum nasıl bir şeydir?Not:hocası alişan kapalıkaya mış
bu nlp adlı program a benim arkadaşım gitmiş işte anlattı felan çok güzel diye bende nedir ne değildir diye sormak istiyorum nasıl bir şeydir?
Not:hocası alişan kapalıkaya mış
0
paintov
(15.09.09)
kişisel gelişim ile ilgili konferanslar, programlar, kitaplar vs. daha kapsamlı olarak internette bilgiler mevcut. bunun kendi teknikler vardır nlp teknikleri adı altında sanırım telkin tarzı şeyler (bkz: neuro linguistic programming)
0
escritor
(15.09.09)
birkaç uygulamasını okumuştum nlp'nin. genel olarak neuroscience, linguistik, psikoloji gibi birçok disiplinin bulgularını kullanılabilir ve pazarlanabilir hale getirmekten ibaret bir mantığı var.
Benim gördüğüm uygulamalardan biri şuydu. "karşınızdakinin yalan söylediğini anlamak için gözlerine bakın, sağa bakarsa yalan sola bakarsa doğru söylüyo" falan gibi birşey yazmışlar. .beynin sağ lobu ve sol lobu arasında hala tam olarak yerine oturtulmamış bir asimetri var, bu uzun süredir bilinen birşey. ama bu çıkarımı yapana kadar da asimetri dışında bir sürü faktörü hesaba katmak lazım o kadar da kolay değil yani.

hiç tavsiye etmem kısaca.
0
hayali arkadaş
(15.09.09)
öss için mesela hızlı okuma çabuk kavrama gibi ayrıca sağ lobu ve sol lobu aynı anda kullanabilme(çok mu şey istedim acaba ?)
0
🌸paintov
(15.09.09)
para tuzağı.
0
vecihi
(15.09.09)
(10)

bilgisayarı çalar saat olarak kullanmak

hayali arkadaş
mümkün mü? sabah uyanmam gerekiyor, telefonumu kaybettim bulamıyorum. işletim: windows xp
mümkün mü? sabah uyanmam gerekiyor, telefonumu kaybettim bulamıyorum.

işletim: windows xp
0
hayali arkadaş
(11.09.09)
hı hı, tinyurl.com
0
dambil
(11.09.09)
mümkün. bios tan bilgisayarı otomatik açma seçeneği var. bilgisayar kapalı olsa da hoparlorler açık olması lazım. winampı bilgisayarın açıldığı saatten 2-3 dakika sonraya zamanlanmış görevlerden kurun.
0
sokak cocugu
(11.09.09)
dahicocuk
(11.09.09)
bilgisayarı kapatmayacağım zaten sokak cocugu. zamanlanmış görevlere nasıl gireceğim peki?
0
🌸hayali arkadaş
(11.09.09)
denetim masasından girebilirsin ama ben sana jet audio adlı programı öneririm. mp3 oynatıcı bildiğin. istediğin saate kuruyosun alarmı, açılıp playlistin çalmaya başlıyor.

www.cowonamerica.com
0
sokak cocugu
(11.09.09)
ya kardeş böyle çetrefilli işlerle uğraşma boşuna.
git al 1TL ye bi çalar saat.
sabah ötsün dı dı dıdıt, dı dı dıdıt..
0
zeki baba
(11.09.09)
Başlangıca bir mp3 koyarak da halledebilirsin. Döner durur fakat . Elektriklerin kesik olmayacağını nasıl garanti edersin bilmiyorum.
0
gozluklu ispartakus
(11.09.09)
kapıcıya söle zile bassın.
0
jamswety
(11.09.09)
Geç kalmış bir cevap ama, daha sonra da gerekebilir diye: Telekom'un da uyandırma servisi vardı, sabit telefon da işe yarar yani.
0
uyuklayankedi
(12.09.09)
aimp2'nin alarm özelliği var.
0
edge_nabby
(12.09.09)
(7)

isim değiştirmek

hayali arkadaş
çok sık rastlanan bir isim soyadı kombinasyonuna sahip olmak gibi bir sorunum var. işin kötüsü aynı lisans ve yüksek lisans sınıflarında birlikte bulunduğumuz bir adaşım daha var ve bu konuda sorun yaşadığımız oldu, görünen o ki daha da sorun olacak.ismimi değiştirmek istemiyorum aslında ama şöyle K
çok sık rastlanan bir isim soyadı kombinasyonuna sahip olmak gibi bir sorunum var. işin kötüsü aynı lisans ve yüksek lisans sınıflarında birlikte bulunduğumuz bir adaşım daha var ve bu konuda sorun yaşadığımız oldu, görünen o ki daha da sorun olacak.

ismimi değiştirmek istemiyorum aslında ama şöyle K. gibi D. gibi bir kısaltma alsam ikinci isim gibi, mümkün müdür böyle bişey?
0
hayali arkadaş
(09.09.09)
bildiğim kadariyla mahkemeler sadece isim ekleme davalarini kabul etmiyorlar misal adinizi değiştiriceksiniz ki bir isim daha ekleyebilin. yamuluyor da olabilirim.
0
saturndeki salyangoz
(09.09.09)
mümkündür diye biliyorum. en yakın nüfus müdürlüğüne sormanızı tavsiye ederim.
0
melankomik
(09.09.09)
geçerli sebebi bulunmak kaydıyla isim ve soyisim değişikliği mümkündür. ancak ben ne istediğinizi tam anlayamadığım için net birşey söyleyemeyeceğim. yapmak istediğiniz değişiklik tam olarak nedir ? örneğin adınız "ali yılmaz" ise "ali D. yılmaz" mı yapmak istiyorsunuz ? eğer böyle ise bu mümkün değildir peşinen onu söyleyebilirim. ayrıca anlattığınız olay da geçerli bir sebep oluşturmaz bunu da söyleyebilirim.
0
Bigvocate
(09.09.09)
bigvocate-evet tam olarak öyle bişey yapmayı düşünmüştüm. çok saçma buldum bunun mümkün olmamasını..kime ne zararı var ki benim adımın arasına aldığım bir harfin? isim bile değil bir harf sadece bir de nokta.
0
🌸hayali arkadaş
(09.09.09)
ben "ali veli" olan ismini "ali deli veli" yapıp "ali d. veli" diye kullancan sanmıştım. hakim güler valla senin dediğine. böyle bir şey mümkün değil.
0
emrag
(09.09.09)
isim değişikliği ancak çok ciddi durumlarda yapılıyor,hakimi ikna etmeniz gerekir. size kolay ve zararsız gelebilir ancak bugüne kadar tüm resmi kayıtlarınıza isim değiştirildiği bilgisi eklenmeli ayrıca bir ömür isim değişikliğine ilişkin kararı yanınızda taşımalısınız her an eski isminiz hiç alakasız bir yerden çıkabilir, kadınların evlilik ve boşanmada soyadı değişiklikleri bile çok büyük sıkıntılar doğurabiliyor.
0
lizard queen
(09.09.09)
Önce bi bura bak bence.

www.tugsanyilmaz.av.tr
0
taipan
(25.11.12)
(16)

kalbime şiş batırıyorlar sanki

emrag
altta çarpıntı olayını görünce bir sorayım dedim. pek sık olmamakla birlikte ara ara sanki kalbime şiş batırıyorlarmış gibi oluyor. ha göğsümden şiş sokmuşsun ha o acı aynı yani. kalp krizi, panik atak bunun gibi bir şey değil sanırım?
altta çarpıntı olayını görünce bir sorayım dedim. pek sık olmamakla birlikte ara ara sanki kalbime şiş batırıyorlarmış gibi oluyor. ha göğsümden şiş sokmuşsun ha o acı aynı yani. kalp krizi, panik atak bunun gibi bir şey değil sanırım?
0
emrag
(09.09.09)
bana da oluyor bazen nefes aldıkça daha çok acıyor falan bikaç dkaika sürüyor.
0
calimdor
(09.09.09)
yaş?
0
ilse
(09.09.09)
basima cok kez geldi ordan biliyorum. sadece soguk alginligi, kas gevsetici ile gecer.
0
demented
(09.09.09)
evet evet banada oluyor aynısı.. yanlız olmadığımı görmek güzel.. öyle bir anda bişey saplanıyor sanki.. anlatsan anlatamazsın çok acaip birşey.. internet'te araştırma yaptım fakat bir sonuca ulaşamadım..
0
synche
(09.09.09)
arkadaşlar hiiiç merak etmeyin eğer anlattığınız gibi sadece zaman zaman ortaya çıkıyorsa ve nefes aldıkca ağrı yapıyorsa, ve evet sanki göğsüne birşey saplanıyormuş hissi veriyorsa bu soğuk algınlığı üşütme yüzünden oluyormuş. Inanın bende küçüklüğümden bu yana bunun için doktora gittim hele ki kücükken aileler bir panik oluyorlar ee bende abartıyordum tabi :) neyse doktorlar birşey bulamadılar hiçbiri, sonunda bir prof. (almanyada) banan bunun soğuk alınganlığından ve işte hafifce üşütmeden oldugunu söyledi. Tabii inanmaktan baska carem de kalmadı. :) içiniz rahat olsun eğer cidden sadece bu anlattıklarınız söz konusu ise. Bu arada sırf bana oluyor sanmıştım, demek yanlız değilmişim. :)
0
Coolius
(09.09.09)
bir iki ekleme yapayım: aniden ortaya cıkıyor, elini göğsünün üstünden cekemiyorsun hareket ettiğinde ağrıyor, özellikle derin nefes aldığında müthiş bir sızı yaşıyorsun...o sıralar hafif hafif nefeslerle geçmesini bekleyeceksin. Zaten çok da uzun sürmüyor bende genelde sadece 1 dakka civarı. Yanımda arkadaşlarım olduğunda bana ölecekmişim gibi bakıyorlar, sanırım ben kendimi o an kalp krizi geçiriyormuş gibi hissettiğimden etrafa da öyle bir izlenim veriyorum.Bu sıralarda daha cok dikkat edin çünkü havalar soğumaya başladı daha da sıklaşabilir bu durumlar.
0
Coolius
(09.09.09)
evet dendigi gibi hemen herkese olur. cesaret edip derin bir nefes alinca geciyor genelde...
0
kurukafa
(09.09.09)
0
nacht des todes
(09.09.09)
ozellikle belli bir donemde sıklaştiysa panik atakda olabilir, ben lise sondayken sinir stres kalbim batiyor elimi goturuyorum nefes kesilior pıtı pıtı atıyordu, sonra doktora gittim muayne etti, elektro kardiyografimidir nedir işte bişeyler yapiştirip ritim ölçtü, bişey bulamayinca ciger röntgeni bile çektirdi, sonunda pisikolojik cikti pasiflora verdiler zamanla azaldi gecti
0
saturndeki salyangoz
(09.09.09)
bir gazetenin sağlık köşesinde şöyle bişey okumuştum (hatırlamıyorum hangi gazete olduğunu) dinlenme halindeyken kalbin ağrıması ancak çok ağır kalp hastalarında görülen birşeymiş, yani o aşamaya gelene kadar tek belirtinin bu olması imkansızdır sanırım.
0
hayali arkadaş
(09.09.09)
tamam simdi herkes de olur da, bir ihtimal baska birsey de olabilir. en azindan kalbinizi kontrol ettirmelisiniz, hicbirseyiniz yoksa bile.
0
ermanen
(09.09.09)
mitral kapak prolapsusu değil. nefes darlığı, çarpıntı, ağrı, halsizlik... yok. 5km koşar 5km yürürüm.

soğuk algınlığı da olamaz ya da sizin dediğiniz başka bir şey. pek hasta olduğum söylenemez çünkü.

uzun süren bir durum değil anlık oluyor. çat çat bi kaç saniyede 2 şiş sokulup çıkartılmış gibi.

hayırlısı bakalım. bi kontrolden geçmekte yarar var dediğin gibi.
0
🌸emrag
(09.09.09)
eforla alakası yoksa (5 km bu boru değil) kalple ilgili olması düşük ihtimal. bir de kalp ağrıları daha çok yaygın, künt ağrılar olur; böyle batma tarzı akla başka şeyler getirir. akciğerlerinizde bi sorun olabilir. veya kas-kemik..
0
dr cucu
(09.09.09)
çürük dişlerin kalpte ciddi sıkıntılara yol açtığını duymuştum.
0
cruor
(10.09.09)
şu dişten çektiğim kadar da hiç bir şeyden çekmedim arkadaş. her yerde bu çıkıyor karşıma.
0
🌸emrag
(10.09.09)
sendeki durum bu olmayabilir ama reflü lü kişilerde de kalp sıkışmasına benzer bir durum yaşanıyor bildiğim kadarıyla.
0
schizophrenia
(13.09.09)
(7)

bo derek miydi o?

hayali arkadaş
çok ünlü bir fotoğraf vardı, saçları ince ince örgülü bi kadın üzerinde tişört elbise gibi bişeyle denizden çıkıyor, giysisi üzerine yapışmış. bo derek değil miydi o kadın? bo derek diye aratınca o fotoğraf dışında herşey çıkıyor.
çok ünlü bir fotoğraf vardı, saçları ince ince örgülü bi kadın üzerinde tişört elbise gibi bişeyle denizden çıkıyor, giysisi üzerine yapışmış.

bo derek değil miydi o kadın? bo derek diye aratınca o fotoğraf dışında herşey çıkıyor.
0
hayali arkadaş
(08.09.09)
müjde ar? www.t-turk.com
0
phonex
(08.09.09)
3432.voxcdn.com

denizden çıkmış buz gibi bo derek

(denizden çıkmamış da olabilir)
0
le7hal
(08.09.09)
www.kisax.com

galeri.milliyet.com.tr

Bunları buldum en yakın. Ama sanki daha farklı bir fotoydu o ya.
0
pathetique
(08.09.09)
şu da olabilir..
galeri.milliyet.com.tr
0
jamswety
(08.09.09)
ursula andress olmasın o james bond'un dr. no filminden?!
0
godot yu hacklerken
(08.09.09)
cevaplar için teşekkür ederim ama bunlardan hiçbiri değil maalesef.

ama öyle bir fotoğraf var di mi siyah beyaz olması lazım hatta? ben rüyamda görmedim umarım.
0
🌸hayali arkadaş
(09.09.09)
(14)

en hafif sigara hangisi?

leon
bu şekilde aradım taradım bi de size sorayım dedim.hepsi zararlı biliyorum ama piyasadaki en hafif sigara (en zararsız denebilir mi karar veremedim) hangisidir?
bu şekilde aradım taradım bi de size sorayım dedim.

hepsi zararlı biliyorum ama piyasadaki en hafif sigara (en zararsız denebilir mi karar veremedim) hangisidir?
0
leon
(07.09.09)
Ben Marlboro menthol içiyorum son birkaç aydır. Içimi çok keyifli ve asla boğazımı tahriş etmiyor.
0
Struttin
(07.09.09)
bazi sigaralarin light'inin light'i var, mesela winston'da vardi, superlight diye, cok hafif.

davidoff light da cok hafif, dumani da az oluyo ama.
0
nawres
(07.09.09)
sigara kutularının yan taraflarında içindeki zifir, nikotin ve karbonmonoksit miktarlarını gösteren bir tablo oluyor, ordan görebilirsin hangisinde neyden ne kadar var?

ama benim makul fiyatlı sigaralar arasında en düşük zifir oranına sahip olduğunu tespit ettiğim sigara turuncu kutulu pall mall. bir arkadaşım da kent içiyor aynı sebepten.

mentollü sigaralar içinse şöyle bişey okumuştum. mentolün nefes açıcı etkisi bronşların daha fazla açılarak dumandaki şeylerin ciğerlere daha çok dolmasına sebep oluyormuş dolayısıyla iyice zararlı imiş.
0
hayali arkadaş
(07.09.09)
O konuda uzmanlar "light sigara daha az zararlıdır" demekten kaçınıyorlar çünkü neticede kansere neden olan-öldüren bir şeyin daha azı daha çoku yoktur. light sigaralar daha az nikotin içerdiği için "günde içilen sigara sayısı ve çekilen duman miktarı" sabitse tabi ki daha az zararlıdır. Yani normal sigara ile aynı miktarda içebiliyorsan. tabi bu pratikte mümkün değil. sen sigaraya direk light ile başlasan bile tiryaki olduğun zaman normal sigara ile vücuduna günde alacağın nikotin neyse yine o olur. daha çok adet içmesen bile daha çok çekersin. bağımlılığı yaratan yanan kurutulmuş ot kokusu ve kağıt değil neticede. Vücuduna aldığın maddeler. o yüzden light, normal, uzun, kısa farketmiyor. tadını, kokusunu sevdiğini içersin.
0
blackdog
(07.09.09)
winston white var laytın laytının laytı bir de kent white var.

hatırladığım kadarıyla zifir:1 nikotin:0.1 karbonmonoksit:2 böyleydi değerleri.

ama bana sorarsan bunlar pek içtiğin hissini bile vermiyor hem hafif hemde sigaradaki ağızlık bölümünde ekstra delikler var.hem içilebilir hemde ağır olmayan ne var dersen winston silver var 6 , 0.5 , 7 değerleri.

turuncu kutulu pall mall'de 5 , 0.4 , 5.
0
layer26
(07.09.09)
bitkisel sigara:
en.wikipedia.org

elektronik sigara:
en.wikipedia.org

seker sigara:
en.wikipedia.org

kretek:
en.wikipedia.org
0
ermanen
(07.09.09)
sigara içen bi arkadaşım söylemişti kent bayağı hafifmiş e bi de lightlar zaten hafif ve de softlar.
0
paintov
(07.09.09)
kent in var bi tane. beyaz kutulu. en hafifi o.
0
bryan fury
(07.09.09)
hiçbiri.
0
aithra
(07.09.09)
kent in gri kutulu slim sigarasından 4 tane içtiğinde piyasadaki en hafif sigaradan 1 tane içmiş kadar zehirleniyorsun. şu ana kadar gördüğüm en hafifi o.
0
safepassage
(07.09.09)
winston white sanırım
0
tatarcan
(07.09.09)
Muratti Line var mis gibi.
0
thechief
(14.01.10)
pall mall turuncu = efendim.xyz
0
imelih
(04.04.18)
tekelden kalan bilgilerim "KENT GRİ" yönünde ben sigara kullanmam. öylesine yakardım ot gibi bişi kokusuda yok. 20 taneyi aynı anda yaksan 1 tane parlament etmez
0
Aşk Adamı
(04.04.18)
(7)

Madonna

Struttin
Sabahın bu saatinde sorulacak soru değil, de insan merak etmeye görsün işte.Madonna neden bu kadar çok seviliyor? Tanrıçalığını geçtim, ben bu kadına 10 dakikadan fazla tolere edemiyorum, şarkılarının sonunu getiremiyorum. Önyargıyı aştı olay yani. Gerçi Justin ile paslaştıkları dual fena olmamış, h
Sabahın bu saatinde sorulacak soru değil, de insan merak etmeye görsün işte.

Madonna neden bu kadar çok seviliyor?

Tanrıçalığını geçtim, ben bu kadına 10 dakikadan fazla tolere edemiyorum, şarkılarının sonunu getiremiyorum. Önyargıyı aştı olay yani. Gerçi Justin ile paslaştıkları dual fena olmamış, hakkını yemeyelim ama son çıkardığı EP'le onun da etkisini yok etmiş bence.

Bilhassa tapınan kesim, küçük çocuklar ile eşcinsellere kadar uzanan geniş bir skala olmasına rağmen, teenagerları anlasam da Gay Pride'a falan mı katılır kendileri her sene kesintisiz? Nedir bu duyulan yüce aşkın kaynağı? Beni birileri aydınlatsa, hiç fena olmaz hani.
0
Struttin
(06.09.09)
ben de çok severim madonna'yı çocukluğumdan beri ve hemen nedenlerinden birkaçını sıralayıveriyim. işine inanılmaz saygısı olan bir kadın, canlı konser kayıtlarını izlersen eğer görürüsün ki bir an bile yerinde durmaz, kareografiyle dans eder ve aynı zamanda şarkılarını da söylemeye devam eder. bu çok büyük bir başarı bence. ayrıca sürekli yeni bir şeyler yapması, denemekten korkmaması ve her kılığa girebilmesi de bence onu çekici kılan şeylerden biri.
0
nobetciokur
(06.09.09)
Madonna'yi herkes bilir cunku, koklu bir gecmisi var, eski sarkilari da cok guzeldir, ayrica albumu en cok satmis bayan sanatci kendisi. Oyunculuk da yapmistir kendisi ve onda da cok basarili olmustur. Her yaptigi iste basariyi yakalamistir, azimle ve elinde geldiginin en iyisini yapiyor. Basarilariyla gundeme geliyor genelde. Konser atmosferi cok iyi. Durusuyla, ducunceleriyle bir ikon haline gelmis, efsane olmus artik kendisi. Son zamanlarda farkli sarkilar yapiyor tabi zamana ayak uydurabilmek icin, genc kesim hareketli sarkilari seviyor. Ben cok seviyorum diyemem ama seviyorum, cocukluk anilarimi da barindiriyor cunku. Madonna iste, soze ne gerek var ki.
0
ermanen
(06.09.09)
@nobetciokur,

Iyi de belki über hırsı ve enerjisi hiperaktifliğiyle entegre halde? Ayrıca koreografi yapıcam derken şarkı söyleyemiyor, sesi yetersiz.
0
🌸Struttin
(06.09.09)
Eskiden bir yerden duyduğunuz parçaların kime ait olduğunu ararsınız ve bulduğunuz zaman tekrar tekrar dinlersiniz ya hani; la isla bonita, vogue, erotica ve daha da öncesinde tüm parçaların kime ait olduğunu bilmezdim ve zaten ünlü olduğu için bildiğim bir insana ait olduğunu öğrenince de "bambaşkaymışsın" denilebilecek birisi olduğunu gördüm. varlığı bile garip bir mutluluk yaşatıyor.

bazı şarkıları da mükemmel sözlere sahiptir. yırtık tavırlarına da bayılıyorum :)
0
tubytube
(06.09.09)
kalıpları yıkmayı seven biri kendisi. o yüzden de seviliyor.
0
darknum
(06.09.09)
o kadar çok istiyo ki insanlar onu sevsin, ona tapsın, deli olsunlar filan, bunu ruhu en derinden çok feci arzuladığından sonuçları da öyle oluyor :)
şu music klibindeki hamile hali çok şahaneydi ama son bir fotoğrafını gördüm yaratık gibi olmuş yazık.

hayatta söylediğim yegane karaoke şarkısı da tabi ki like a virgin di :)
0
kediebesi
(06.09.09)
en parlak zamanlarında (80'ler) şatoda yaşayan bir ünlüden çok artiz olmaya çalışan, emekçi kökenli bir genç kız gibi bir imaj çiziyordu. bence çok sevilmesinin nedeni bu sayede kendisiyle özdeşim kuranların fazla olması. şimdilerde bu taktik yaygın olabilir ama sanırım o zamanlar için yeniydi.
0
hayali arkadaş
(06.09.09)
(8)

öğrenci evi faturaları

imparatorolmayikolaymisandin
gecen sene tuttuğum evde devam edicem. temmuz-ağustos faturaları ödenmedi, eylülde ödenmeyecek..ekimde ödenicek hepsi.. bu faturaların gidişatı ne olur? (su-elektirik)
gecen sene tuttuğum evde devam edicem. temmuz-ağustos faturaları ödenmedi, eylülde ödenmeyecek..
ekimde ödenicek hepsi..
bu faturaların gidişatı ne olur? (su-elektirik)
0
imparatorolmayikolaymisandin
(03.09.09)
Suyu bilmem ama elektriği çok hızlı bir şekilde keserler.1 ay geriden de olsa ödeyin.
0
ercu
(03.09.09)
eğer istanbul'da isen elektriği ödemeye çalış. hemen kesiyorlar. sonra uğraş açtırmak için.
0
mea maxima culpa
(03.09.09)
2 ay geçince kesiliyor elektrik, doğalgazı sallamazlar, adsl telefon kesilmez 3 fatura gelince kesilir.suyu hiç bilmiyorum
0
ilse
(03.09.09)
yer : izmir
0
🌸imparatorolmayikolaymisandin
(03.09.09)
bizim buralarda da en hızlı doğalgazı kesiyolar. bölge bölge farklılaşabiliyor o kurumların çalışma hızı
0
hayali arkadaş
(03.09.09)
denizli'de elektrik faturasını ödemedin mi eve yazı bırakıyorlar 1 haftada ödeyin diye. 1 hafta sonra çat kesiyorlar.
0
emrag
(03.09.09)
izmirde elektrik şöyle yürüyor. faturadaki son ödeme tarihinden sonra bi 10 gün içinde borcu ödemediğinizi gördük ödemezseniz şu gün gelip kesicez diye not bırakıyolar. ki o yazıda yazan günde de kesiyorlar. elektriğiniz kesilmişse eğer, faturayı saat 4e kadar yatırdığınız taktirde elektriğiniz aynı gün açılır. 2 kere kesildi, 2sinde de yatırdığım gün içinde açtılar.(göztepe)

suyu pek kesmiyorlar galba. 3 aydan fazla ödenmemişti mesela eve gittiğimde suyu bulmuştum.

telefon adsl de 3 ay sınırı var diye biliyorum.

ben de 4 aya yakın bi süre fatura ödememiştim. hepsini ödedikten sonra aynı gün evi her şeyiyle kullanabiliyordum. geldiğin gün sabahtan ödersen, akşam da rahat edersin sanırım.
0
niphrodel
(03.09.09)
sürekli evde birileri duruyorsa görevlli geldiğinde "abi öğrenciyiz" ayağına kesilmesini önleyebilirsiniz (cezayı önleyemessiniz) ancak elektrik konusuna geilnce eskişehirde bizimkini zırt pırt kesiyorlardı fatura ödemediğimiz için bizde gidip mühürü kırıp kendimiz açıyorduk ceza falanda ödemedik mühürü kırdık diye.
0
bir zamanlar cocuktum
(03.09.09)
(21)

kertenkele dövmesi/fobisi

hayali arkadaş
10 yıldır hayatım boyunca taşımak isteyeceğim kadar etkilendiğim bir imgeyle karşılaşmadım. lakin dün gece gördüğüm bir rüyadan sonra kertenkele dövmesi yaptırmaya karar verdim. çekincem ise şu, birini çok seversem ve o kertenkeleden deli gibi korkuyor olursa? kertenkele fobisi olan kadın gördüm ama
10 yıldır hayatım boyunca taşımak isteyeceğim kadar etkilendiğim bir imgeyle karşılaşmadım. lakin dün gece gördüğüm bir rüyadan sonra kertenkele dövmesi yaptırmaya karar verdim.
çekincem ise şu, birini çok seversem ve o kertenkeleden deli gibi korkuyor olursa? kertenkele fobisi olan kadın gördüm ama erkek görmedim.
erkekler arasında çok yaygın mıdır bu korku, böyle bişeyin benim başıma gelme ihtimali nedir?

ek: bir de istanbul'da ruhsel dışında tavsiye edebileceği bir dövmeci tanıyan var mı? ressamlığı da olan biri olsa iyi olur çünkü bayağı bi tarif edicem şu tarzda çizilecek, şöyle bir havası olcak, şu renkler kullanılacak falan diye.
0
hayali arkadaş
(27.08.09)
eski çalıştığım yerde kertenkele fobisi olan biri vardı 40lı yaşlarında, öyle ki iş yerine kertenkele girmiş bir sefer ve adam işe gelmemiş gidene kadar.
0
ymerdiveni
(27.08.09)
neyse ki benim için yaşlıymış :)
0
🌸hayali arkadaş
(27.08.09)
ne yani daha hiç tanışmadığınız birinin sevmeme ihtimaline karşı, hayatınızda sizi etkileyen tek imgeden vaz mı geçeceksiniz. pfff yapmayın yaa.
0
pinking of you
(27.08.09)
ayrıca evet pinking'e kesinlikle katılıyorum. sonuçta dövme ile fobinin pek bi bağı yok. kertenkeleniz var diye öpüşmeyeceksiniz vb. gibi bir mantık olamaz sonuçta. hayatınızın sonuna kadar taşıyacağınız bir imge yaptırmışsanız, sevgili kişinin de bunu kabullenmesi ve buna saygı duyması gerekir. aksi hali zaten... şey saçma yani abi...
0
ymerdiveni
(27.08.09)
Ben olsam önce kalıcı dövme ve geçici dövme yani kolpa dövme arasındaki farka bakardım.

Yoksa ben yıllarca bir resmi bedenimde taşımak ister miyim bilemiyorum.

Bu arada ben kertenkeleden korkmuyorum, kuyruğu kopup yeniden çıkan komik bi şeyden niye korkalım ki :-)

Ek: Bu ikinci mesajım duyuru sahibine wink wink yaptığım :-)
0
Karluk
(27.08.09)
pinking of you ve ymerdiveni, haklısınız ama vazgeçeceğimi söylemedim, bir merak diyelim mi buna? istatistik ihtiyacı ya da.
0
🌸hayali arkadaş
(27.08.09)
dövme yaptırmayanın anlayabileceği bi olay değil. 2 ay sonra dövmenizin varlığını unutur birden hatırlarsınız. öyle ömür boyu taşıma bilmem ne gerginliği yaptırana kadar. olduktan sonra sıradan basit ve önemsiz geliyor.
0
bore
(27.08.09)
@karluk: eminim istediğime. 13 yıldır bekliyorum ilk defa bişeye "aha işte bu" dedim.
diğeri hangi başlıktı?
0
🌸hayali arkadaş
(27.08.09)
@bore-hah işte aynen onu istiyorum. bi nevi introjection hedefi.
0
🌸hayali arkadaş
(27.08.09)
@hayali

kolumdaki dövmeyle arada aynada karşılaşıyoruz. selam veriyorum, o da el sallıyor. öyle diyeyim sana. bu bana özgü bir olay değil, eşşehin hamına su kaçırmış koca dövmelerini unutuyor insanlar içlerinden bi kaç tanesi arkadaşım hatta. sadece belki şöyle birşey sıkıntı yaratır. eğer açık alenen ortalıkta ve müstehcen veya çok aykırı bir dövmeniz varsa bayabilir sıkıntı yarattıkça farklı ortamlarda pişmanlık duyabilirsiniz. gizli dövmelerde ise (burada gizliden kast mesela kolun tşörtle kapandığı noktalar) pişmanlık neredeyse sıfır. hatta nacizane tavsiyem karakterinizi bilmem ama, hevesle aleni bir dövme yaptırmayın, gizli dövme olsun. göstermek isterseniz sıyırırsınız. ne b'ileyim buradayım diye bağırmayan dövmeler daha hoş daha estetik. elinin üstüne dövme yaptıranlar var, sırf dövmem var bakın olsun diye. saçma! gizli dövme candır.
0
bore
(27.08.09)
@bore-haklısınız bunları az çok düşündüm aslında, mesleki açıdan da sorun yaratacağı durumlar olabilir zaten ben de kolumun üst kısmına yaptırmayı planlıyorum.
0
🌸hayali arkadaş
(27.08.09)
bahsini ettiğiniz şey cezmi ersöz'ün annelik oyunu bitti'sindeki bir öyküyü hatırlattı. koynunda semender besleyen bir kadın vardı. o öyküyü bi bulup okuyun, belki fikir edinebilirsiniz. ama gerçek kertenkeleyle dövmesi arasında fark olsa gerek tabi (kitap.antoloji.com):

"Sanki bütün bunları kendine söylüyor, kendinle konuşuyor gibiyid. Doğruldu, semenderini su bardağının içinden usulca alıp göğsüne yerleştirdi. Semenderin kulağına yavaşca, 'Sakin ol bebeğim, sakin ol, yok bir şey.' dedikten sonra üstünü giydi. Sonra o da bir sigara yaktı, sonra da bakışlarını gece lambasının gölgelere boğduğu odasının tavanında bir noktaya dikerek konuşmaya devam etti: 'Biliyor musun, fotokopiyle çoğaltılmış gibisiniz. Duygularınız hep önceden kurgulanmış. Bana benzer şeyleri söyleyip sonra da benimle sevişmek isteyen, ama göğsümdeki semenderi görünce hemen hemen aynı tepkileri gösteren o kadar çok erkek oldu ki, artık her şeyden ve herkesten umudumu kestim... Gece aldıkları alkolün etkisiyle benim için ölmek istediklerini söylerler, buradan giderken de cüzdanlarını kontrol ederler, yerinde duruyon mu diye..."
0
boshi
(27.08.09)
@boshi-cezmi ersözü sarhoş edip evire çevire dövme isteğimi kamçıladın.
rüyada kertenkele ilkel ihtiyaçları ve aynı zamanda bunlarla ilgili duyulan kaygıyı simgeliyor. o alıntıyı burdan bakarak okuyunca ilginç oldu.
0
🌸hayali arkadaş
(27.08.09)
kertenkeleden tırsan erkek vardır tabii ki ama kolundaki kertenkele dövmesinden tırsacak adam sayısı oldukça azdır, kayda değmez derim.

kertenkele değil de, genel olarak dövmeden hoşlanmayan / dövmeyi onaylamayan adam popülasyonu bence çok daha büyüktür. insanların reaksiyonunu değerlendireceksen bu daha önemli bence.

benim tavsiyem ise şudur: ömrün boyunca vücudunda taşımak isteyeceğin bir imge varsa yaptır gitsin. beğenmeyen gider, tırsan kaçar, kalan sağlar senindir.
0
burasi kasiyo msn var mi
(27.08.09)
www.cebecizade.com
0
lizard queen
(27.08.09)
önce çakmasını yaptır 3-5 ay çıkmayan dövmeler var biraz deneyip taşıdıktan sonra üstünde bıraktığı etkiye bakarsın hoşuna gittiyse gerçeğini yaptırırsın,baktın sarmadı kirpiye,börtü böceğe dönersin.
0
sirincem
(27.08.09)
aslında kendim isteyip istemediğim konusunda bi soru işareti yok kafamda.
0
🌸hayali arkadaş
(27.08.09)
kertenkeleden korkulur mu yahu, kobradan korkun.
0
ermanen
(27.08.09)
Ben jaguardan kaplandan falan da korkardım sanırım, iyi ki ülkemizde yok. Ama kaplan dövmesi olan insan hiç korkmam. Aslında kaplan da görsem mecburen benim de ona saldırmam ve öyle ölmem gerekeceğinden belki de korkmuyorumdur, ama yok ya korkuyorum yani sadece kaçınca da ağzımıza sıçacağı için kaçmamak lazım her türlü öleceğiz

demek istediğim kişiolu kertenkeleden korksa da dövmesinden korkmayabilir

bu arada hayali arkadaş ikinci mesaj aramızda kalsın winklerim çok sönüktü bilmeye değmez.
0
Karluk
(28.08.09)
@karluk-kaplandan kork zaten bi zahmet
0
🌸hayali arkadaş
(30.08.09)
valla hayvanat bahçesinde gördüğümde doğal olarka korkmadım doğal ortamında görmediğim için de görmeden korkarım demek istemedim ama korkacağımı düşündüğüm için "sanırım" dedim ki zaten korkarım. afedersin ama kaplan falan adamın ağzına sıçar, şansım da olmaz hiç ama mücadele etmeden kimse bilemez ne olacağınıç yok yok "bu uçmuş" demeyin, çünkü kaplanı doğal ortamında görecek adamın elinde mutlaka silahı vardır, ha zaten kaplansa bu adam hindistanın yağmur ormanlarında jaguarsa brezilyad falandır elinde kaması vardır akıllı olsun bi de sivri bıçak alsın yanına pek şansı olmaz ama sokuştursun aslana kaplana kaçınca her türlü sıçar adamın ağzına çünkü bu canlılar

ne diyorduk? yani adamın fobisi olsa bile bu resiminden bile rahatsız olacğaı anlamına gelmez. evet
0
Karluk
(30.08.09)
(3)

büyük örümcek ve böcek sayısındaki artış

başımıellerimin arasınaalıpdüşündüm
merhaba, bu sene içerisinde fark ettim, normalde buraların (ankara) yerlisi olamayacak kadar büyük ve çok sayıda cinsleri çıktı bunların. siz de fark ettiniz mi? nedeni ne olabilir? küresel ısınma diyeceğim ama bu yaz nispeten soğuk geçti? az önce avuçiçi kadar bir kırkayak benzeri bir mahluk öldürd
merhaba,

bu sene içerisinde fark ettim, normalde buraların (ankara) yerlisi olamayacak kadar büyük ve çok sayıda cinsleri çıktı bunların. siz de fark ettiniz mi? nedeni ne olabilir? küresel ısınma diyeceğim ama bu yaz nispeten soğuk geçti? az önce avuçiçi kadar bir kırkayak benzeri bir mahluk öldürdüm, yeni yeni kendime gelmekteyim. böcek fobisine benzer de bir durumum var, düşünün artık. buralardan gidecem valla.

esas soruyu sormamışım, ne yapılabilir bu hayvanları evden uzak tutmak için?

teşekkürler.
0
başımıellerimin arasınaalıpdüşündüm
(27.08.09)
çankaya belediyesi sanırım ücretsiz ilaçlıyordu evleri ama bu sanırım çözüm olarak işe yarıyor önlem olarak yarıyor mu emin değilim
0
argent dawn
(27.08.09)
kuslar azaldigi icindir, mevsim degisikligi yuzunden kuslar yer degistiriyor sanirim. evi temiz tutun, gelmezler.

edit: bir de devekusu yumurtasi diyorlar..
0
ermanen
(27.08.09)
aynı şeyi gözlemledim. hayatımda hiç görmediğim türde garip büyük böcekler gördüm istanbulda, sokakta falan ki tüm böceklerden korktuğum için gördüğüm böcekleri hatırlarım, bunları daha önce görmemiştim.

böceklerden kurtulmanın en ekolojik yolu kedi. siz farkına bile varmadan yiyiveriyo böcekleri,sinekleri. benim size tavsiyem şu, bir daha karşınıza bir böcek çıkarsa üstüne basarak öldürmeyin elektrik süpürgesinin içine çekin sonra da toz halinde satılan böcek ilaçları var onlardan biraz yere döküp onu da elektrik süpürgesiyle süpürün. öldürürken yaklaştığınız kadar yaklaşmak zorunda kalmıyorsunuz böceğe böylece.
0
hayali arkadaş
(27.08.09)
(3)

Ramazan'dan Ötürü Kilo Alma ve Yapılması Gerekenler ?

emresimsek
Sevgili duyuru ekibi;Ramazan başlamadan evvel 84 olan kilom şuan itibariyle 87 ibresini göstermektedir ve bu beni deli eylemektedir etrafımda ki tüm insanlar ramazanda kilo verirken ben neden almaktayım bilemiyorum..Öncelikle son 4 gündür yaşam kriterlerimden bahsedicek olursak sabah 6bucukta yatıp
Sevgili duyuru ekibi;

Ramazan başlamadan evvel 84 olan kilom şuan itibariyle 87 ibresini göstermektedir ve bu beni deli eylemektedir etrafımda ki tüm insanlar ramazanda kilo verirken ben neden almaktayım bilemiyorum..

Öncelikle son 4 gündür yaşam kriterlerimden bahsedicek olursak sabah 6bucukta yatıp oglen 2bucukta kalkmaktayım ve 7bucuk sularında iftarımı yaparım fekat çok yogun seyler yemememe ragmen açlık hisseden vücuduma besin girmesiyle kendimi çok aşırı şişmiş hissetmekteyim ardından akşam 11 gibi barfiks-şınav-mekik gibi bilimum evde yapılabilicek egzersizleri yapmamla birlikte gece'de 4 gibi sahurumu yerim..

Eee napıcaz ahali kilo almamak için bi öneriniz varmıdır ki ?
0
emresimsek
(25.08.09)
evde yapılacak egzersizlerin yanı sıra çıkıp koşun, bir de iftarı hafif geçiştirip sahura kadar aralıklarla bir şeyler yiyebilirsiniz. az öğün çok yemektense, çok öğün az yemek daha iyidir. bir de sahurda yemeğe abanmayın, o hem kilo aldırır hem de sağlığınızı tehlikeye sokar..
0
dambil
(25.08.09)
gündüz uykusu uyumanla ilgili olabilir mi acaba? normal uyku düzenin bu değilse vücudun alışmakta zorlanıyor olabilir. benzer bir şeyi kuzenim anlatmıştı, normalde düzenli uyuyan biriyken birkaç ay böyle sabah yatıp öğleden sonra kalkmış, her zamankinden fazla yemememesine karşın çok kilo aldığını anlatmıştı. öte yandan ben her zaman böyle yaşarım, tek başına gündüz uykusu ile değil kişinin alışkın olduğu düzenle ilgili birşey olabilir bu.
0
hayali arkadaş
(25.08.09)
iftardan bir kaç sonra cardio yapabilirsin. saat 10-11 gibi çıkıp min. 30dk tempolu yürüyüş(koşu değil ama) yapmak gayet iyi gelir.
0
roadrunner_merlin
(25.08.09)
(4)

Gazetede bilimsel calisma/makale/arastirma/tez hakkinda yalan haber

ermanen
olabilir mi? Yani kafadan uydurma bilimsel bir habere ornek verebilir misiniz? Calismaya gercekci bir isim verip, gercek bir bilimadaminin ismini vererek hatta?
olabilir mi? Yani kafadan uydurma bilimsel bir habere ornek verebilir misiniz? Calismaya gercekci bir isim verip, gercek bir bilimadaminin ismini vererek hatta?
0
ermanen
(24.08.09)
tam sorduğunu karşılamıyor sanırım ama birkaç yıl önce ecstasy kullanıcılarıyla yapılmış bir nörogörüntüleme çalışmasının sonuçları bayağı ses getirmiş hatta delik deşik beyinlerin resimleri times'a kapak olmuş. diğer hiçbir çalışmayla tutarlılık göstermediği için meselenin biraz üstüne gittiklerinde çalışmayı yapan herifin mdma (ecstasy) ile metanfetamini birbirine karıştırdığını ortaya koymuşlar.

yanlışlık gibi görünüyor ama anti-drug policyler gereği bu tür dezenformasyonlar çok oluyor. esrarla ilgili çalışmaların da birçoğu yalan yanlış.


bir de onun dışında ıspanak hikayesi vardı, hesaplama sırasında bir sıfırı fazla koydukları için yıllar yılı ıspanakta bol miktarda demir olduğuna inandırıldık hikayeymiş baştan aşağı.

sonuç olarak bilimsel görünümlü yanlış bilgilerin yayılması çok zor değil ama hani uydurup yazmışlar mıdır, rastladıysam da hatırlamıyorum öyle bir örnek. bir ara 2000'de "kansere çare bulundu" diye bi haber çıkmıştı, sonra o yalanlandı ama onun da ilaç sektörünün manipulasyonu olduğu söylenmişti.

klinik farmakoloji alanında da epey şaibe dolaşıyor. birkaç yıl önce avrupalı bi akademisyen ilaç firmalarının bilim insanlarına para ödeyip adlarını kullanarak deney, araştırma falan yayınlattığını ortaya çıkarmıştı. söz konusu insanların herhangi bir sürecinde bulunmadıkları yapılıp yapılmadığı bile belli olmayan bir sürü klinik çalışma yayınlarda yer bulmuş sonuç olarak.
0
hayali arkadaş
(24.08.09)
gerçek bir biliminsanının ismini vererek kafadan uydurma haber yapılacağını sanmıyorum açıkçası. varsa da nadirdir örneği geçmişte kalmıştır.

ama atıyorum domates kansere çare imiş, işte londradaki bilmemne üniversitesi prfesörü bilmemkimin yaptığı çalışmaya göre diye başlayan haberlerin kendisi yalan değil ama yorumlanması yalan oluyor çoğu zaman. bir kimyasalın kanserin belli bir çeşidine yol açan zilyon tane enzimin bir tanesinin aktivitesini azalttığı bulunuyor, bu kimyasalında domateste bir miktar olduğu biliniyor, kocaman başlık atıyorlar "domates prostat kanserini önlüyor" diye. bu tarz, besinlerin hastalıklarla ilişkilendirildiği neredeyse tüm haberler yalan sayılabilir.
0
efe
(24.08.09)
türk gazetelerinin internet sitelerindeki uzay haberleri genelde yalan dolan :p
0
deckard
(24.08.09)
1 nisan şakası olarak yapılıyor. bbc'nin uçan penguenleri vardı mesela. türk tvleri ve gazetelerinin yarısı da atladıydı habere...
0
ikinci ihtimal
(24.08.09)
(4)

kürtçe çeviri-kes nema

hayali arkadaş
aşağıda sözlerini yazdığım şarkıda ne diyor? kelime kelime çeviri olmasa da genel olarak neden bahsettiğini bilen bi arkadaş var mı?kes nema li dinyayêtevahî bûne serbestbindestî ne para meêdi de rabin şerm eazadbûn rûmetî yewekhevî aşitî yederbas bûn dem û dewranli me bu derengî yeazadbun rûmetî ye
aşağıda sözlerini yazdığım şarkıda ne diyor? kelime kelime çeviri olmasa da genel olarak neden bahsettiğini bilen bi arkadaş var mı?

kes nema li dinyayê
tevahî bûne serbest
bindestî ne para me
êdi de rabin şerm e
azadbûn rûmetî ye
wekhevî aşitî ye
derbas bûn dem û dewran
li me bu derengî ye

azadbun rûmetî ye
wekhevî aşitî ye
derbas bûn gelek peyman
li me bu derengî ye

welat li benda me ye
niştiman li hêviya me
emê kar bikin bilezînin
azadî nêzî me ye
evîndar im ji bo te
bi peyman û bi sond e
ev warê bav û kalan
em nadin darê zorê
0
hayali arkadaş
(23.08.09)
adı kes nema(kimse kalmadı) imiş. ilk dizesi de: kimse kalmadı bu dünyada.

gerisini bulamadım arıyorum :)
0
cro magnon
(23.08.09)
ben çok aradım internette bulamadım çevirisini
0
🌸hayali arkadaş
(23.08.09)
barıştan başkaldırıştan bahsediyor.dünyada kürtlerden başka tüm milletlerin özgür oldugunu esaretin kürtlerin kaderi olmadıgını özgürlügü kazanmak için calışmak gerektigini soyluyor ve ozgurlugun onur oldugunu yazıyor(kabaca ozetlemek gerekirse)

hatta kelime kelime istiyorsan
kürtlerden başka tutsak kimse kalmadı
herkes ozgur oldu
tutsaklık bizim kaderimiz degil.

artık kalkın ayıp
özgürlük onurdur
eşitlik barıştır.
cok vakit geçti biz geç kaldık.
özgurluk onurdur
esitlik barıştır
cok olay yaşadık artık kalkın yoksa geç kaldık


merak ettim bu şarkı kimin nesi kimin fesi?
0
voodoo 007
(23.08.09)
çok teşekkür ederim voodoo 007, aylardır süren meraktan kurtuldum. ben daha az politik bi şarkı beklemiştim aslında "dünyada kimse kalmadı" diye başladığı için, sanki yalnızlıktan falan bahseden daha duygusal sözleri vardır gibi gelmişti.
koma azad diye bi grubun. ismi kes nema.
şurda da var hala duruyorsa www.youtube.com güzel şarkı tavsiye ederim.
0
🌸hayali arkadaş
(24.08.09)
(7)

yunan adaları

hayali arkadaş
1) vizesiz gidilebilecek olanlar hangileridir?2) yolculuğun en ucuz yolu nedir?
1) vizesiz gidilebilecek olanlar hangileridir?
2) yolculuğun en ucuz yolu nedir?
0
hayali arkadaş
(22.08.09)
mykonos, midilli, rodos, Santorini bunlar benim bildiklerim gemiyle gidebilirsin internetten turlara ulaşabilirsin.
0
escritor
(22.08.09)
Bildiğim kadarı ile vizesiz gidilebilen yunan adası yok, ama türkiye sahiline yakın adalarda konuşlanmış bazı tur firmalarına günlük vize alma hakkı gibi bir şey tanınıyor (İki sene önce Çeşme'den Sakız'a giden günlük tur için 50 TL gibi bir şeydi diye hatırlıyorum) Tam olarak proses nasıl işliyor bilemiyorum ama galiba yetkili tur firmaları haricinde müstakil olarak bu günlük vizeleri almak mümkün değil diye sanıyorum.
0
kilroy
(22.08.09)
bodrumdan da kos adasına tur yapıyolar. tam ortakentin karşısında kalıyor hatta kos.
0
szqnn
(22.08.09)
@szqnn

bodrum'dan kos adasına vizesi olmayan gidemiyor.
0
escritor
(22.08.09)
günübirlik gidilirse vize yok diye biliyorum ben, mesela rodos, meis vs.
0
pinking of you
(22.08.09)
o halde vize almam gerekecek. uzun sürer mi o işlemler? yani ekimde gidebilmek için ne zaman başvursaam iyi olur?

en ucuz yol gemi gibi görünüyor.
0
🌸hayali arkadaş
(22.08.09)
kos adasina bodrumdan vizesiz gunu birlik gidilebiliyormus ama şöyleki 1 gunluk giriş için 60 euro aliyor olabilirler.emin degilim tabii bir arakdasim dediydi.
0
adel
(22.08.09)
(10)

Boşanan insana ne denir?

oldu görüşürüz
Bir arkadaşınız(erkek) eşinden boşanmış. Size de haberi geldi. Bu boşanma iki tarafın da isteğiyle gerçekleşmiş, şartlar filan, fakat sizin arkadaşınızı yine de "teselli" etmeniz gerekiyor. Konuşmayı, dertleşmeyi, "sallaaa" demeyi kastetmiyorum. Kalıp olarak,"`Geçmiş olsun`" mu denir, "Hayırlısı ney
Bir arkadaşınız(erkek) eşinden boşanmış. Size de haberi geldi. Bu boşanma iki tarafın da isteğiyle gerçekleşmiş, şartlar filan, fakat sizin arkadaşınızı yine de "teselli" etmeniz gerekiyor. Konuşmayı, dertleşmeyi, "sallaaa" demeyi kastetmiyorum. Kalıp olarak,

"Geçmiş olsun" mu denir, "Hayırlısı neyse o olsun" mu denir, "Boş ver zaten yaramaz kadındı" mı denir, "Boşanmışsın, üzüldüm" mü denir(bu da herifte gözü olan kadın gibi manidar sanki yav), "Nasip!" mi denir, "Kazağın mübarek olsun" mu denir (Kazak lacoste)

Ne denir? ("Siktir et" anlamındaki şeyler olmaz, çünkü adam üzülmüş sayılır)
0
oldu görüşürüz
(19.08.09)
"dul" denir. başka da bişey denmez.
"-bi duble daha?" belki...
0
babatema
(19.08.09)
"aramiza hosgeldin, gel iki tek atalim" denir.
0
ermanen
(19.08.09)
bekarlığa hoşgeldin de, daha güzel teselli mi olur.
0
bykush
(19.08.09)
sağlık olsun.
0
kemal sunal
(19.08.09)
her seyin hayirlisi, canin sagolsun denir.
0
osuruklu
(19.08.09)
adam dindarsa "Allahın bir bildiği var ki boşanmayı helal kılmış denir"
0
trocero
(19.08.09)
hayırlı olsun,çok fazla düşünüp takılıp kalma kardeşim denir ne dencek başka..
0
sirincem
(19.08.09)
@babatema: asla "dul" denmez. "dul" sadece, eşi ölmüş olanlara denir.

sıfat olarak, "boşanmış"tır o..ama tc nüfus kağıtlarına dahi "bekar" yazıyor artık.

teselli için deneceklere gelince, boilteau'nun dediklerine yüzde yüz katılıyorum.
0
cedilla
(19.08.09)
yok ki onun için bi kalıp. atalarımız pek boşanmıyolarmış ondandır sanırım.

ama "iyi misin?" denir, "konuşmak ister misin?" denir. konuşması ve anlatması cesaretlendirilir. o daha birşey söylemeden durumla ilgili "boşver" falan gibi yargılar verilmez. biraz terapistlik yapılır yani.
0
hayali arkadaş
(19.08.09)
"yaramaz kadındı, kötüydü" falan demeyin sakın. boşandıktan sonra tekrar barışan çok var. siz kötü olursunuz
0
mermaid
(19.08.09)
(7)

hikaye yazarken dikkat edilecekler..

dambil
arkadaşlar şimdi ben böyle bir şeye giriştim de. hikaye içinde hikaye yazıyorum bir nevi. güzel başladı bence. gönül isterdi ki paylaşayım filan ama daha hazır değilim=) vereceğiniz öğütler var mıdır ki hikayeyi kusursuz hale getirecek. yani şunlara şunlara dikkat et, gerisi boş diyebileceğiniz bir
arkadaşlar şimdi ben böyle bir şeye giriştim de. hikaye içinde hikaye yazıyorum bir nevi. güzel başladı bence. gönül isterdi ki paylaşayım filan ama daha hazır değilim=) vereceğiniz öğütler var mıdır ki hikayeyi kusursuz hale getirecek. yani şunlara şunlara dikkat et, gerisi boş diyebileceğiniz bir şeyler? ya da okuduğunuz güzel hikayelerdeki onu güzel yapan unsurları paylaşırsanız çok makbule geçer..

çok teşekkür..
0
dambil
(19.08.09)
bana göre karakterler çok önemli. her karakterin kendine has özellikleri olmalı. birbirinden farklı karakterlerin bir arada olduğu hikayeleri seviyorum ben. :)
0
pragmatist kedi
(19.08.09)
şahsen 1. ağızdan anlatın derim. tanrı moduna(3. kişi) girmeyin.

edit: başladıysanız çok geç tabi. ben hikayelerimi kendim üzerinden yazarım mesela. araya diyaloglar sıkıştırırım. değişik bişey olur benimki. herkesin tarzı farklı.
0
cro magnon
(19.08.09)
kurguda en güzel şeylerden biri okuyucuların gündelik hayatıyla kesişebilmesi, mesela herkesin(veya hedef kitlenin) bildiğimekanlarda geçmesi, oraların hikaye yazıldığı zamanki hallerinin tasvirleri falan ya da ne bileyim bi film bi şarkı falan böyle konuya üsluba uygun.
0
hayali arkadaş
(19.08.09)
bence bir hikayeyi güzel kılan, okuyucunun kendisini zeki hissetmesini sağlaması. yani adam "vay ben bunu anlıyorum, derin konuşmuş ve anlıyorum ulan!" etkisini yaratmasıdır. bu iş için ima ve gönderme yöntemine başvurulabilir. yani biraz kapalı bir anlatım, çok değil ama biraz, hedeflenen okuyucu profilinin kendini özel hissetmesini sağlayacak birşey..
0
cro magnon
(19.08.09)
gerilim ve heyecan arttığında uzun cümleler kullanmayın. anlatım veya replik fark etmez.

düşük cümleler anlatımı pekiştirmez, yüklemi cümle sonunda kullanın. istisnai durumlar, vurgu anlarıdır. vurgular kişinin ağzından çıkan ilk kelimeleridir.

-doğru söyle, adamı sen mi vurdun?

- sana gerçeğ,, söylemek isterdim ama .... yanlıştır.
-hayır/evet. sana kimin vurduğunu/niye vurduğumu söylemek isterdim ama... doğrusu

kanca bulun. hook literatürdeki adıdır. seyirciyi çekecek olay, minik olaylar. salt hikayenin çekici olması yetmez.

uzun sürecek bir hikayede derinlik sağlamak için karakterlerinizi paldır küldür oraya dökmeyin. onlara eksiklikler verin, eksikliklerin nedenini arada baharat misali hikayeye serpiştirin.

karakterlerle okuyucunun özdeşleşmesi için yapılacak bir kaç ayarlama vardır. karakteri tehlike altında göstermek, karaktere acılı bir geçmiş vermek, karakteri başkalarına iyilik yaparken göstermek gibi... bunlar karakterle özdeşleşmeyi sağlar. karakter ne kadar eksikse o kadar benimseriz.

didaktik olmayın. şu yazdıklarım gibi emir buyurmak, ya da okuyucuya bak şu şu önemli, kör gözüne parmak demeyin. okuyucudan bir şey isteyemezsiniz, o zaten size değer verip okumaya başlamış. o nasıl isterse öyle devam eder, bunu kaba saba biçimde değiştiremezsiniz.

okuyucuyu içine katın dedikleri karakter özdeşleşmesi değil, hikayeye kaptırmak anlamında oluyor( ne pis cümle kurdum ama acelem var:)) eylemleri takip edip onların içinde yer alabilmesi için sürgit aksiyondan çok ara noktaları olan bir hikayeniz olmalı. bu sayede okuyucu takipten düşünmeye geçebilir.

aynı türde aynı tip eylemler(devamlı mizah, devamlı hüzün, devamlı kasvet) hikayeyi çekilmez kılar. bir tarzda tepe noktası yaptıktan sonra dinlenme veya bir önceki tarzın etkisini sıfırlama amaçlı karşıt bir tarz eylem yaptırın. komediden sonra hüzün ya da ciddiyet. istisnai durum sekstir. dibine kadar cinsellikle, ölümüne penatrasyonla bir hikayeyi anlatırsanız sonuna kadar okutur. üreme böyle bir şey azizim.

bu saatte aklıma gelen bunlar, bu size bir yeterlilik sağlamıştır umarım.

bu arada ben ayakkabıcı cinim, verdiğim bilginin karşılığını alırım.

hoşunuza gittiyse belirtin, sözlükten size isteğimi belirteyim.

bu da bir çeşit gizem yaratma olayı, bilinmezlik nasıl da heyecanlandırıp kendinize getiriyor değil mi? ama cidden isteğimi belirtirim:)

ekstra bir ekleme. okuyucuya tahmin olanağı sunun. sürppppprüüüzlü son yaparsınız yapmazsınız o sizin bileceğiniz iş ama okuyucu bir eylemi önceden tahmin edebilmek için fake de olsa kerterizler ister.
0
tgc
(19.08.09)
Olabildiğince kısa ve sade yazınız. Tasvirlerle adamı boğmayınız. Hikayede önemli olan olaydır, yani romanda olduğu gibi detaylara girmek yerine tersini yapıp; detaylardan kaçınız.

(bkz: minimal öykü denemeleri)

Tabii bütün hikaye böyle olsun demiyorum. Ama bunların iyileri gibi bir kaç kısa geçiş sürekliliği sağlar.

Not: Ortaokul terkim.
0
oldu görüşürüz
(19.08.09)
surukleyicilik, surpriz son ve filmi yapilabilecek kadar sansasyonel olmasi...

edit: roman yazarken dikkat edilecekler gibi oldu bu yalniz :)
0
ermanen
(19.08.09)
(5)

altyazı çevirmek

hayali arkadaş
çok beğendiğim bi film var türkçe altyazısı hala çıkmadı, ben çevireyim dedim ama çeviri dışında hiçbir kısmını bilmiyorum bu işin.bir inceliği var mıdır? ne bileyim bi programdır bişeydir falan?
çok beğendiğim bi film var türkçe altyazısı hala çıkmadı, ben çevireyim dedim ama çeviri dışında hiçbir kısmını bilmiyorum bu işin.
bir inceliği var mıdır? ne bileyim bi programdır bişeydir falan?
0
hayali arkadaş
(17.08.09)
türkçe altyazısı yoksa kesin ingilizce altyazısı vardır. ingilizce altyazıyı tercüme etsen yeter sanıyorum. gerçi o kadar kolay değil bu işler; ama bir cümleyi üç cümle olarak çevirmezsen sorun olmaz sanıyorum hocam.
0
karacoğlan der ki
(17.08.09)
peki divxplanet dışında nerden altyazı indirilir emniyet içinde?
divxplanetta ingilizcesi bile yok altyazının
0
🌸hayali arkadaş
(17.08.09)
altyazıları: www.opensubtitles.org üzerinde bulabilirsin.
0
cumingsoon
(17.08.09)
çevirmek değil de senkron kısmı kafayı yedirtebilir.
0
sutlu nescafe
(17.08.09)
@ozz- umarım görürsün çok geç fark ettim mesajını.
filmin adı totally baked, bendeki altyazısını format sırasında kaybettim, yenisini de ne ben bulabildim, ne yardım istediğim başkaları.
0
🌸hayali arkadaş
(12.09.09)
(9)

Köpek Bozuk Süt icende?

zeykur valekov
Nolur?
Nolur?
0
zeykur valekov
(16.08.09)
uf olur. içmesin.
0
cro magnon
(16.08.09)
midesi bulanip kusabilir.
0
ermanen
(16.08.09)
cırcır olabilir.
0
osuruklu
(16.08.09)
tamamen sallamasyon bir cvp yazacağım zira daha önce hiç köpek beslemedim. aç kaldıklarında bu hayvancıklar çöpleri kurcalayıp, oralardan beslendiklerine göre, mideleri bizimkinden farklı işliyor olabilir diye düşündüm. yani belki de zararı olmaz. (ama dediğim gibi şu anda salladım)
0
light beam
(16.08.09)
biz nasıl kokusundan ve tadından yiyeceğin bize zarar verecek ölçüde bozuk olduğunu anlayabiliyorsak onlar da anlayabiliyor; hatta kokuyu işlemlemek konusunda bizden daha iyiler.

ben evdeki bozulmuş yiyecekleri sokaktaki hayvanlara veriyorum, bazen yemedikleri oluyor ama çoğunlukla yiyorlar. sanırım bizim "bozuk" limitimizle onlarınki aynı değil.

kısaca hiçbirşey olmaz
0
hayali arkadaş
(17.08.09)
Köpekler için bırakın bozuk sütü, teze süt bile önerilmez. Direk bağırsak enfeksiyonu sebebidir.Hatta daha ilerisi kanlı ishal ile ölüm kaçınılmaz olabilir. Bozuk süt Haliyle daha fazla zararlı olacaktır.
Midelerinin çok iyi çalıştığını düşünmeyin, sokakta gördüğünüz çoğu köpek sağlıklı ömürleri 12-15 sene civarında iken, en fazla 4 bilemedin 5 sene yaşıyorlar, özellikle yedikleri kemikler, bilhassa tavuk kemiklerini sindiremedikleri için bağırsaklarına saplanıp ölümlere yol açıyor.
0
aytaral
(17.08.09)
@ aytaral
kemik de mi vermeyelim yani köpeklere? köpek dedigin kemik yer abi benim gözümde :)
0
🌸zeykur valekov
(17.08.09)
sen bırak o pinpirikleri. köpek olsam kemik yemeden 15 sene yaşayacağıma hemen oracıkta intihar ederim.
0
cro magnon
(19.08.09)
Özellikle tavuk kemiği diye ekledim dikkatinizi çekerim :)
0
aytaral
(19.08.09)
(45)

Sizce??

Rodin
Şimdi bana enayi diyeceğinizi bilerek birşey soruyorum lütfen enayiyi içinizden deyin.Bir kız arkadaşım vardı başka şehirden bu beni 5 kez falan terketti aslında 5'den sonra saymadım desem yeridir yani en son beşi hatırlıyorum şimdi öss'ye hazırlanırken ikimizinde durumu iyiydi ikimizde ham 280 puan
Şimdi bana enayi diyeceğinizi bilerek birşey soruyorum lütfen enayiyi içinizden deyin.Bir kız arkadaşım vardı başka şehirden bu beni 5 kez falan terketti aslında 5'den sonra saymadım desem yeridir yani en son beşi hatırlıyorum şimdi öss'ye hazırlanırken ikimizinde durumu iyiydi ikimizde ham 280 puan falan alıyorduk ve birbirimize sözlerimiz vardı örn.ikimizde istanbulu yazacaktık öss geldi geçti onun sınavı istediği gibi geçti yine yüksek bir puan aldı fakat ben biraz çuvalladım onun içinde istanbul değil ankara yazmak zorunda kalacağımı söyledim ona oda olsun bende gelirim dedi ve bir daha hiç aramadı telefonlara cevap vermedi(uzak olmanın faydası).Yani kısacası yine terketti -tabi daha önceki tüm terketmeleri aynı şekilde oluyordu hiç haber vermeden çekip gidiyordu-fakat babamın babalık yapıp oğlum seni istanbulda özel bir üniversiteye göndermek istiyorum demesi üzerine içimi buruk bi hüzün kapladı.Sizce arasam gelir mi? bana arama demeyin lütfen sizce gelir mi sadece bunu söyleyin zor durumdayım yalvarıyorum.
0
Rodin
(02.08.09)
gelmez. maalesef.
0
trocero
(02.08.09)
gelir mi gelmez mi bilemiyorum ama gelse de sana bi faydası olacagını (iliskinizin devam edecegini) sanmıyorum
0
yasaluyari
(02.08.09)
5 kere terkmiş baska bırıne yaklas sen bence zaten üniv. hayatına giriyorsun,arayıpta kızı kendini üzme bence...
0
charliee
(02.08.09)
Deli misin? arana sakın. salla gitsin.
0
axijazz
(02.08.09)
baskasını bul abi vaktin mı bol sadist mısn nesin.
0
bryan fury
(02.08.09)
gelmez büyük ihtimalle ama benim anlamadığım şey seni bu kadar çok terk eden birine göre hayatını şekillendirmeye çalışman.üniversite seçimi önemli bir karardır az çok gelecekte ne olacağına karar vereceğin bir yerdir. hadi sen kendini düşünmüyorsun bari ondan isteme sana göre üniversite seçmesini. yaptığın bencillikten başka birşey değil bence.
0
burbat
(02.08.09)
yepyeni vakıf üni, yepyeni insanlar.. arama, ara diyene de aldanma. ararsa da sallama. nefis fırsatlar çıkacaktır, karşına. falım manisi gibi oldu ama kendine hakim ol derim.
0
gokriver
(02.08.09)
Ya benim için hiçbirşey yapmıyor zaten o yine istediği yere gidiyor zaten benimde istediğim yerde istanbuldu isteklerimiz paraleldi kimse birbirine bağlı bir seçim yapmadı yani.
0
🌸Rodin
(02.08.09)
universitede yeni, taze bir baslangic yap, ayagina kafana dolama bu kizi. bize arama demeyin diyorsun, iyi de diycek baska bir sey yok ki. hayat 17'sinde zor olmali.

not: bir sure gelmez, okula baslayip, gonlune gore birini bulamazsa gelir ama.
0
pyro clustic flow
(02.08.09)
Lütfen bunu gören herkes cevap versin 11 kilo verdim lan bu dertten.
0
🌸Rodin
(02.08.09)
buna çok yakın bişey yaşadım yıllar evvel.

kız gelmez, gelse de hayır gelmez.
0
rectoa
(02.08.09)
:) sevgilinle aynı üniversiteye gidersen BOK yemiş gibi pişman olursun. her boka karışır. hayattan bezersin
0
mozart
(02.08.09)
aramadan haber vermenin yolu yok mu?

ortak arkadaş olur facebook olur,msn de kişisel iletine yaz bişey yap anlasın madem..hem direk sölemeyince daha darbeli olur(gerçi darbesi mi kalmış artık nese)

ama arama yapma.

not: kilonun hiç bir faydası yok zaten sana=)
0
şehnaztango
(02.08.09)
herkes cevap versin diyorsun da vereceğimiz cevabı da sen seçiyorsun gibi? arama. o ararsa da ilgilenme. okul tercihini bir başkasını düşünerek değil tamamen kendine odaklanarak yap.
0
bigane
(02.08.09)
gelip gelmeyeceğini bilemem ama senin iyiliğin için gelmemeli. bu takıntı hiç iyi değil.
0
pragmatist kedi
(02.08.09)
gelir.
desem mutlu olacaksın ama gelmez. gelmemeli. sen de aramamalısın. hayattaki vereceğin belki de ilk önemli kararda birbirinizi yönlendirmeyin. ikiniz de ileride büyük ihtimalle çok pişman olursunuz. yapmayın etmeyin, çocuk oyuncağı değil bu. hem gönül hem de yerleştirilme işiniz.
0
ceres
(02.08.09)
ararsan gelir ama ARAMA, yaz vakıf üniversitesini git istanbula, istanbul küçük nasıl olsa karşılaşırsınız. sonrasına da o zaman kendin karar verirsin
0
de jure
(02.08.09)
ara, muhtemelen gelir. fakat aramadan önce ne istediğine karar ver. anlattığın kadarından belli zaten bu ilişkinin yürümeyeceği. zira buna benzer bir ilişki yaşadım, aynı şehirde de buluştuk, sonu hüsran. seni epey yıpratır. bana kalırsa git istanbul'a, yeni ufuklara yelken aç. hiç kendini heba etme sonu olmayan bir ilişki için.
0
end of life
(02.08.09)
kilon ideal kiloya ulaştıysa ara. daha ulaşmadıysa az daha ver öyle ara.
0
prodeq
(02.08.09)
Msn ve facebookda engelledi beni.
0
🌸Rodin
(02.08.09)
gelir sonra yine terkeder. sonra yine gelir, yine terkeder. istediğin bu mu gerçekten?
0
yalniz bir opera
(02.08.09)
istanbul yaz nevizadeye ak.ne hatunlar gelip geçecek bi taneye takılmamanı tavsiye ederim.
0
gossamer
(02.08.09)
enayi demicem de deli misin yahu? bu kadar laçka olmaz bi ilişki, 18inde bile olsan. sil msnden facebooktan falan. hangi üniversiteye istiyorsan oraya git.

gelir mi? soruna cevap olarak da zaten gelmesin diyorum. hele aynı üniversitede falan ooff ömrünü yer bu kız senin. tabi başka birini bulup sana tekmeyi basmazsa. ağlak ağlak geçmez üniversite, keyfini çıkaracak şekilde yaşa.
0
quasiromantic
(03.08.09)
kiz gelmez.

ama sen illa istanbul'a gelmek istiyorsan bana mesaj at arada gelir döverim seni. psikopatlik olsa gerek.
0
zeykur valekov
(03.08.09)
ara kesinlikle istanbulda okuyabileceğini söyle. eğer sana bu sayede yaklaşabileceğini düşünüyorsan elinden geleni ardına koyma. onu tekrar kendine ısındırt ve sonunda yaptığı şeyi yani sen istanbul da kalamayacağını söylediğinde terkettiğini ama asıl şimdi bu sebeplerden onu terkettiğğini söyle. ölsende kararından vazgeçme. her zoru gördüğünde seni terkeden birisine yapabileceğin en güzel şey budur. ayrıca doğru cevaplara da tik koy.
0
ykyt
(03.08.09)
uzmanlar sizin için düşündü ve karar verdi: arama!

gönlün neyi nasıl isterse onu yap.bu şekilde tecrübelerinle ilerdeki ilişkilerine yön verebilme yetisini kazanırsın.
0
Ayiyogi
(03.08.09)
seni defalarca terkeden birinden ilerisi için nasıl bir umut beslemektesin çok merak ettim arkadaşım. tut ki geldi, sonra bir daha gitti, sonra bir daha aradın ve yine geldi. bu kişiyle ciddi bir ilişki düşünecek olursan-ki orası muhakkak- ilerde evlenince gitmeyeceğinden nasıl emin olabilirsin? hadi çocuk da oldu diyelim, nasıl güven içinde bir hayat sürebileceksin? bak sana arama demiyorum ama; aradıktan sonrasını da hesap et biraz. mazoşizme kayan bir aşk hayatın var bana göre...
0
trawmatolog
(03.08.09)
yahu hayatının en güzel yıllarını yaşamaya başlayacaksın yakında aman ha böylesine bir kız için ziyan etme üniversite yıllarını, biliyorum şimdi çok basit ve anlamsız gelecek ama emin l daha ne aşklar yaşayacaksın. aman ha böyle 5 kez habersizce seni terk eden bir kız için olası en güzel yıllarını bok edeyim deme, yazık olur...
0
bir zamanlar cocuktum
(03.08.09)
yahu msn ve facebook'ta bile engellemiş diyorsun. daha da bu kızdan bir hayır beklemen mantıklı mı sence? zorla güzellik olur mu? boşver işte. bak ne güzel yeni bir okula başlıyorsun. yeni insanlar, yeni fırsatlar.
panik olma. başka birini bulursun yakında. bol şanslar.
0
killer
(03.08.09)
gelir. ama biraz daha kanını emmeye gelir. gelmesin daha iyi. gönül ferman dinlemiyor herhalde ama ne yap et dinlet yazık yahu gençliğine.
0
geldiler
(03.08.09)
gelmez. hem zaten üniversite demek yeni insanlar yeni fırsatlar demek. mühendislik okumayacaksan yeni kızlar demek hatta
0
posteriti
(03.08.09)
gelir gelmez bırak onu bi kenara. onun yerine 17-18 yaşında bu kadar saf olmak sağlıklı mı onu düşün bence.

(abla nasihati; kızın yerinde olsam diil istanbula cennete gitsen gelmezdim zaten. sıkı dur biraz, piç severiz o yaşlarda, unutma bunu)
0
summer of 1985
(03.08.09)
Ah lise a$kları ah !! Yaz a$kalarına ne kadar benziyorlar değil mi?
0
robinbook
(03.08.09)
kusura bakma ama şu duyuruda da ne enayi aşıklar var lan. aşın oğlum bunları artık. kız vermiş işte sana yolunu, sen de ufak ufak yollan. dönüp bakma arkana. yani anlayamıyorum açıkçası o kız nasıl terkedebiliyor seni 5 kere_? gurur yok mu oğlum sende_? biliyorum ağır laflar bunlar ama akıllan biraz. zaten ayrı şehir ilişkisi zor iş. neyse cık kızılaya git ssk'ya dağıt biraz kafanı. arasan şu an geri gelmez. biraz yaşar hayatını 2-4 sene arası bir sürede döner sana. siktir et bırak bu saf aşık işlerini. az kendini düşün, gururlu ol.
0
ayiadam
(03.08.09)
ne yalvarıyon yav? bak evladım şimdi sen maksimum 18 yaşında falansın ya... abi niye bu derece kafayı taktın bu kıza 5 den sonrasını saymadım ne demek. bi yazdıklarını oku bi oku senin bu kızı tanımadan önceki haline şu yazıyı okutsaydık kendin bile sopayla döverdin sanırım kendini. hayır hani baban istanbul falan diyince az sevinmişsin ya.. abi bu kızla tekrar orda görüşsen nolur görüşmesen nolur? kızlar böyle ezik ezik şeyleri sevmezki? sana neden böyle davranıyor neden bunlara maruz kalıyorsun düşün bi düşün? cok sevdiğinden mi? valla sanmıyorum. kendin demişsin msn den facebookdan sildi engelledi diye. daha ne üstüne gidiyorsun dünyada kız mı yok?? yav bak şu hayatta karşılıklı sevilmek gibi güzel birleş yok ko g.tüne bu tarz takıntılı şeylerin, sizi sevmeyen hatunların. üniversiteni de adam gibi seç ilerde ağlarsın ha zira bikaç aya bu kız hikaye olacak üzülmeyeceksin bile belki ve o zaman işte tek başına kalacaksın o üniversitede. şimdi sececeğin bölüm hayatını belirleyecek ayağını denk al nereyi SEN istiyorsan orayı yaz. aklını başına topla kendine gel!
0
velvet revolution
(03.08.09)
istanbulda hayatini yasa kafayi mi yedin.
0
alkolikfedai
(03.08.09)
gelse bile ki bence gelmez, üniversite bu bir ton yeni insanla tanışacaksınız ilk kendisine birini bulduğunda seni terk eder!
üzgünüm ama böyle...
0
ilse
(03.08.09)
manyak mısın lan istanbulda hayatını yaşa.
0
karapolisnas
(03.08.09)
hepsini boşver,izmir'e gel..
0
natnan
(03.08.09)
kesin gelir sonra kesin gider
0
comf
(03.08.09)
valla ben olsam ilk başta yaklaşır, tekrardan ilişkiye başlar ve sonra terkederdim. o kıza yapılacak en güzel olay budur. hatta bu konudaki obsesifliğimi kullanıp kızın gittiği okuldan bi kızla çıkarak ara sıra kampüsüne gider gözünün önünde takılarak beni defalarca terketmesinin acısını çıkarırdım. daha yapılacak bir sürü şey var da, neyse susayım ben.
0
exexex
(03.08.09)
aramaya kararlısın madem ara o zaman. ya kötü davranacak, ya telefona bile cevap vermeyecek ya da gelecek ama kısa süre içinde yine terk edileceksin. bu gerçeği daha kolay kabullenmeni sağlayacaksa ara.

yalnız babanın seni özel üniversiteye göndermesi konusunda biraz daha düşün. ankara biraz boğucu olabilir ama izmir çok güzel ve rahat bir şehir mesela. ille de istanbulda okumak için ailene o kadar yük olmana gerek var mı? üstelik de bunun seninle olmak istemeyen bir kız dışında geçerli bir sebebi yokken. istanbulun daha masraflı ve pahalı bir şehir olduğunu, babanın okul taksitleri dışında da bir sürü para harcamak zorunda kalacağını düşün. üstelik oldu da okulu uzattın, sınıfta kaldın kendini çok kötü hissedeceksin.

bence vakıf üniversitesine gitme kısaca.
0
hayali arkadaş
(03.08.09)
anlaşılan dengesiz birinden bahsediyoruz. gelip gelmeyeceğini belli olmaz bence; ama gelse bile 3 vakte yine gider. sonra yine aynı şeyler.
0
ksl
(03.08.09)
Bunların hepsi kırıcı ama realist cevaplar,cevapların hiçbirini yanlışlayamayacağım veya doğrulayamayacağım için hepinize tik attım atamadıklarım varsa kusura bakmayın yeni cevaplarda bekliyorum ve hepinizin durumumu az çok anladığınızı tahmin ediyorum herşey için sağolun duyuru tayfası.
0
🌸Rodin
(04.08.09)
sonuç ne şimdi ben merak ettim????
0
velvet revolution
(16.08.09)
(7)

Uyku ve bilgisayar bağımlılığı vs üniversite ve hayat

xyz
20 yaşındayım. Şimdiye kadar çoktan okuduğum 2 yıllık bölümü bitirip, askerliği yarılamış konumda olmam lazımdı. 2 sene üst üste sınıfta kaldım. Kaldığım ilk sene aile anlayışla karşılayıp bana bir şans daha verdiler, tekrardan 1. sınıfı okudum ve yine sınıfta kaldım. Ama bu sefer kaldığımı aileme s
20 yaşındayım. Şimdiye kadar çoktan okuduğum 2 yıllık bölümü bitirip, askerliği yarılamış konumda olmam lazımdı. 2 sene üst üste sınıfta kaldım. Kaldığım ilk sene aile anlayışla karşılayıp bana bir şans daha verdiler, tekrardan 1. sınıfı okudum ve yine sınıfta kaldım. Ama bu sefer kaldığımı aileme söylemedim, söyleyemedim. Eğer söylsem beni okula göndermeyeceklerdi, hakılar da. 2 yıllık okulu 4 yılda okuyacağım. Şimdi ailem beni 2. sınıfa geçtiğimi sanıyorlar ama ben tekrardan 1. sınıfı okuyacağım. Aklım başıma geldi, ama geç geldi. Seneye ailem benden diploma bekleyecek. Ama ben 2. sınıfa yeni geçmiş olacağım(geçebilirsem). Şu lanet bilgisayar, internet ve uyku üçgeninden kurtulmak istiyorum. Kaldığım senelerde sorumlu tabiki benim ama bunların da etkisi büyüktür tabi. Bir diğer faktör de uyku faktörüdür. Vize ve final sınavları zamanında " amaan nasıl olsa kalacağım, yat uyu" diyordum kendime. Malak gibi saat 12 lere kadar yatıp kalkıp kampüse gidip üstelik derse de girmeyip kütüphanede film izliyordum. Üniversitede de hiç arkadaşım da yok. Ya bıraktılar okulu, ya askere gittiler, yada mezun oldular. Şimdi ben okul başladığında, tüm derslere eksiksiz olarak girip, ders çalışıp 2. sınıfa geçmek durumundayım. Diğer ihtimali düşünmek bile istemiyorum. Beni bu; uyku, bilgisayar, internet üçgeninden kurtarıp ders çalışmaya itecek çözümlere ihtiyacım var. Ne yapmam gerekiyor ?
0
xyz
(31.07.09)
evet bişey yapman gerekiyor gibi görünüyor gerçekten. planlı programlı olmak da gerçekten zor birşey. gerekliliklerini yerine getirecek iradeyi gösteremiyorsan kendi kendinin otorite kaynağı olmak zorundasın. derslerin internete girmeni gerektirmiyorsa evindeki interneti kapattır, modemi, bilgisayarı bir arkadaşına ver. olmadı şöyle yap sürekli takıldığın üyelik isteyen internet siteleri, oyunlar falan varsa 12 haneli rakamlı şifreler koy hepsine, bunu da bir kağıda yaz senden başkasında dursun sana vermesin. ya da çok düzenli, belli saatte kalkan belli saatte yatan bir tanıdığın varsa yalvar yakar ayaklarına kapan gelsin senle yaşasın. ya da ödül ceza uygula kendine, işte 3 saat ders çalışırsan 1 film izleme hakkı falan gibi.
okulu 1 sene uzatmak dünyanın sonu değil ama belki sen istemediğin bir bölümde okuyorsundur bunu düşündün mü? hiç merak etmediğin zerre ilgini çekmeyen şeyleri ders diye çalışmak işkenceden farksızdır. bunun üzerine de bir düşün derim.
0
hayali arkadaş
(31.07.09)
sorunun farkına varmak da iyi birşeydir.
profesyonel yardım al, daha hızlı ve sağlıklı atlatırsın bu dönemi.
0
roadrunner_merlin
(31.07.09)
biliyorum yapması zor ama bence en iyisi ailenle oturup bu konuyu ciddi ciddi konusmak. haklısın kızabilirler ama sonucta yine senin iyiliginden yana tercih yapacaklarını dusunuyorum. gercegi saklasanda dedigin gibi bir yıl sonra yine bi konusma yapman gerekecek. en azından bu konusmayı simdi yapsan senin icin en iyisi olur bence.
0
bos luk
(31.07.09)
internetini kapat
0
sirincem
(31.07.09)
Aynı sorun bir tek sende değil.
1.yol Part time bir işe veya staja başla. İnan gaza geliyor insan asla vakit kaybı olmuyor ve okulu bir an önce bitirmek için can atıyor insan. En azından kaldığında ailene keşke çalışmasaydım diyebilirsin.

2.yol okulda fazla vakit geçirmeye bak. Dersten sonra 1 saat kendine 5 sayfa belirle ve devamlı o sayfayı çalış. Anladıkça açılacaksın.
Eğer 2.yolu belirlersen uyku saatlerini kendin belirle. Mesela sabah kalkamama problemin var ise bir gece uykusuz kal ve sabah çık derse git.Akşam 5 e kadar oyalan,uyu ve gecenin bir köründe kalk.Normal uyku saati 8 saat 10 saat uyursan bile gece 3te kalkıyorsun.Biraz asosyal olabilirsin ama mezun ol kimse seni tutamaz. Asosyallik fena bişi değildir.

Her 2 yolda tecrübeyle sabittir ve 15 gün sonra mezun oluyorum(7 senede) Ve bu okulu ben bitirebiliyorsam herkes mezun olur o durumdaydım.
0
chaud
(31.07.09)
*** internet'inden vazgeçme! bunun seni daha mutsuz ve stresli yapması muhtemeldir. mental kısıtlamalar koyabilirsin ama kendine, bu daha etkili olacaktır. "bu konuyu bitirene kadar x forumuna girmeyeceğim," gibi.

*** benim düşünceme göre hiç ders çalışmayıp derslerin tamamına gitmek (hiç devamsızlık yapmamak) ve derse aktif katılım göstermek, sık sık dersi asıp evde çılgın gibi çalışmaktan çok daha etkilidir. derse git, hocayı dinle, not al, sorular sor. kısaca @ztpz +1
0
boshi
(31.07.09)
istanbuldaysanız yardımcı olurum.
0
radikalherif
(01.08.09)
(9)

kendi kedimden tırsıyorum

vejeteryan vampir
Çünkü kendisi bir PİSİkopat. Bebekken aynen böyleydi: (git: 45891) Olgunlaştıkça düzelmesini bekledim- kısırlaştırana kadar her yerimimde kalıcı yara izleri bıraktı. Kısırlaştıktan sonra biraz rahatladı kendisi, ama hala arada heyheyleri geliyor. O zaman gözü kimseyi görmüyor, hiç bir şekilde durdu
Çünkü kendisi bir PİSİkopat. Bebekken aynen böyleydi: (git: 45891) Olgunlaştıkça düzelmesini bekledim- kısırlaştırana kadar her yerimimde kalıcı yara izleri bıraktı. Kısırlaştıktan sonra biraz rahatladı kendisi, ama hala arada heyheyleri geliyor. O zaman gözü kimseyi görmüyor, hiç bir şekilde durdurulamıyor. Burnunu garip biçimde yapıştırıp bırakıyor, saldırı pozisyonuna geçiyor ve "kopartmak" için saldırıya geçiyor. Öyle durumlarda odadan atmaktan ve eğer canımı çok yakmışsa bir odaya 3-5 dakika kapatmaktan başka çarem kalmıyor.

Bitmedi... Geceleri uyurken birden ısırma acısına uyanıyorum. Oysa yanımda sessiz sakin uyuyordu saldırmadan önce??? O an, herhangi bir şey yaptığımdan değil, sadece zarar vermek için saldırıya geçiyor.

Bununla birlikte belirteyim ki, bunu sadece bana yapıyor. Beni annesi olarak görüyor, çok küçükken annesiz kalmıştı, ben büyüttüm yavrucağı. 1 yaşında olmasına rağmen hala arada tşörtümden bir parça bulup cok cok emiyor falan.

Ayak bileklerimde problem var ve durduk yere ayağımı bir ısırması, aylar süren sorunlara sebep olabiliyor. Bu nedenle çok acil yardıma ihtiyacım var.

Bu davranışlar neden olabilir, nasıl vazgeçirebilirim kendisini? Ya da bildiğiniz bir hayvan psikiyatr var mı? :)

Acil yardım lütfen, tişikküler
0
vejeteryan vampir
(31.07.09)
benim eski kedi bu resmen. kısırlaşınca sakinleşiyor kediler ama kısırlaştırma erken dönemde yapılmayınca bu huylar kalabiliyor sanırım, ben öyle gözlemledim. özellikle erkek kedilerde. siz de biraz geç kısırlaştırdıysanız tamamen durulamamış olabilir ve üzülerek söylüyorum kedi söz konusu olduğunda huyunu değiştirebileceğinize inanmıyorum.
0
cereal killer
(31.07.09)
benim kedim sizinkinden daha beter. kollarım şavaştan çıkmış gibi duruyor. henüz 7-8 aylık, ergenliği atlattıktan sonra düzeleceğini tahmin ediyorum.

ben şiddet kullanmak zorunda kalıyorum bir yerden sonra. çünkü tamamen sebepsiz yere hart hart ısırıyor, tırnak geçiriyor. kedinizin cinsi nedir acaba? benimki bildiğin sokak kedisi. sokak kedileri bugünkü cins kedilerden daha vahşi sanırım. öyle olması da normal.
0
cro magnon
(31.07.09)
evet, kendisi erkek. ve evet kendisi sokak kedisi. sanırım genlerinde var yırtıcılık.

8 aylıkken kısırlaştırdım ama sanırım geç kalmıştım. azmıştı kısırlaştırdığımda. hala da ara ara aklına gelip ayağıma yöneldiği oluyor manyağın. acaba tamamen kısırlaşmadı mı ki diye düşünmeden edemiyorum böyle durumlarda. öyle bir ihtimal var mıdır ki? :S
0
🌸vejeteryan vampir
(31.07.09)
yok, kısırlaşmıştır. kısırlaştıktan sonra bi miktar istek kalabiliyor içlerinde hala, mümkün. ama dediğim gibi, genelde erken kısırlaşan kedi uysal, geç kısırlaşansa biraz daha agresif oluyor. yani kısırlaşmadan önce de agresiftiyse tabi. erginliği ve yetişkinliği kısırlaşmadan yaşayınca o davranışlar kaybolmuyor sanırım.
gün içinde bi süre yoğun şekilde kendisiyle oynayıp yormayı deneyebilirsiniz uyurken sizi rahat bırakması için.
0
cereal killer
(31.07.09)
sanki kendisi patron ve o da sizi yola getirmeye çalışıyor. gece ısırması filan kesin onun yerine ayağınızı filan koymuşunuzdur, rahatı bozulmuştur. bazen erkek kediler (alfalar) diğerlerine ne bakıyon lan diye bile girişebiliyor. bilinemiyor :) zor bir şey, kolay gelsin diyorum.
www.kedimveben.com
buradan terapiste danışılabiliniyormuş.
0
kediebesi
(31.07.09)
birkaç yerden duydum bunu kara patili kediler vahşi atalarına daha yakın oldukları için o durduk yere saldırma ısırma huyu hepsinde oluyormuş. benimki de aynı sizin kedi gibiydi, 1 yaşını geçince biraz duruldu ama hala kendini sevdirmez kolay kolay, durduk yere saldırır ayak bileklerini ısırır falan. ben öyle yaptığında odaya kapatıyorum bi 15-20 dakika. işe yarıyor mu derseniz hiçbir işe yaradığı yok zaten bunun bi ceza olduğunu anladığını zannetmiyorum odada takılıyo kendi kendine. belki bunu yapmasam daha çok saldırırdı; şimdi de günde en az bir kere saldırıyor ama en azından odadayken ben emniyette oluyorum.
0
hayali arkadaş
(31.07.09)
reflekslerinizi geliştirin şerefsizin tırnaklarını düzenli olarak ensesinden tutup kesin o saldırdıkça siz de saldırın bi yerden sonra pısırıp kalıyorlar kafamı attırmasın gelir oraya ben alırım aşşağı.

dişi kedimden biliyorum bikaç gündür durduk yere oturan benim bacaklarımı ısırıyodu biraz kapıştıktan sonra tırnaklarını kestik yemiyo artık.
0
yuto
(31.07.09)
O sizi ısırırsa siz de onu ısırın.
0
pichoscosama2
(31.07.09)
aynı odada yatmayın. sizi ısırdığında burnuna 2-3 fiske vurup balkon veya tuvalet gibi bir yerde cezaya bırakın. biraz düzelecektir. bazı huylar bir türlü geçmiyor. benim 1 yaşındaki erkek kedim de ısırarak iletişim kuruyor. can acıtmak değil amacı oynamak ama her dakika da olmuyor ki. o da uyurken gelip ısırabiliyor.

1 yaş daha erken. durulacaktır diyorum.

kısırlaştırma için de tam zamanında yaptırmışsınız. gecikmemişsiniz.
0
mea maxima culpa
(01.08.09)
(13)

Yemek yeme isteğini baskılamak ve neticesinde oluşan gerginlik,stres

ceo07
Herkese iyi günler öncelikle,1.85 boy 92 kilo 28 yaşında erkeğim,92 kiloya 100den indim dikkatli beslenerek ve spor yaparak.Aslında 89a inmiştim ne güzel,ama başlıkta bahsettiğim olay gerçekleti artık 2 ay sonra,insanlar gözümün önünde götürüyor pizzaları,pastaları,hamburgerleri,özellikle misafirliğ
Herkese iyi günler öncelikle,1.85 boy 92 kilo 28 yaşında erkeğim,92 kiloya 100den indim dikkatli beslenerek ve spor yaparak.Aslında 89a inmiştim ne güzel,ama başlıkta bahsettiğim olay gerçekleti artık 2 ay sonra,insanlar gözümün önünde götürüyor pizzaları,pastaları,hamburgerleri,özellikle misafirliğe gittiğimizde(evliyim bu arada),sinemaya gittiğimizde vs... ,onlar hapır hupur yerken ben soda içiyorum,eti form yiyorum,misafirlikteysek meyve yiyorum fln,yani işin özü kendimi frenlemekde zorluk çekiyorum arkadaşlar.Doktor tarafından 85e inmem öğütlendi,vücut kitle indeksim yüksekmiş ve karaciğerimde yağlanma oluşmuş.Size yani benim gibi kendini ağır yemekden uzak tutması gerekenler varsa,nasıl şeyler düşünerek yaparak kendinizi yememenin verdiği gerginlikden uzak tutuyorsunuz,ben bi ara onlar da göt göbek varken,ben zayıflayarak fit oluyorum,istediğim kıyafeti giyebiliyorum fln diye gaza getiriyordum,plajda sıfır göbekle gezicem vs... diye ama dediğim gibi son 1 hafta 10 gündür kilomu 89dan 92e çıkmasına neden olan bi ehhh yeter beee yememek bıktım artık hissiyatı mevcut durumda,çarelerinizi okursam sevinirim,herkese sağlıklı günler...
0
ceo07
(30.07.09)
Ben uzun bir süredir -her zaman iyi olmasa da- sağlıklı besleniyorum. Bir süre sonra hamur işlerini çok az istiyorsunuz zaten, keza abur cuburları. Ben genelde hiç istemem ama haftada bir iki defa belki.

Hamur işlerini kahvaltıda bile zor yiyorum.

Ha beyaz ekmek yiyorum o ayrı bak onu unuttum.


Demek istiyorum ki "alışkanlık" değiştiğinde geriye isteseniz de dönemezsiniz. Ben şu anda hamur işi olsun abur cubur olsun bunları seven insanları anlayamıyor ve nasıl yediklerine hayret ediyorum.
0
Karluk
(30.07.09)
bana hep soda öcü gibi gelmiştir bikaç soruya böyle cevap verdim dayak yiycem yakında ama tutamıyorum kendimi soda mide genişletiyo gazlı falan..
0
yuto
(30.07.09)
geçen gün şunu keşfettim. insanlar gençken böyle umarsızca yaşıyor. aslında bunu stres odaklı düşündüm ilk olarak. insanlar ömür boyu bir şeyleri içine atıp duruyor. sonra gün olup devran dönüp mesela torununun düğünü, mezuniyeti geldiğinde bunu göremiyor çünkü hastalanıp ölmüş oluyor. hayatlarındaki en rahat noktaya ulaştıkları sırada ölen öyle çok insan tanıyorum ki. misal anneannem. çok saçma. bu durumu sizin olaya uyarlamak istedim. ha kendim çok mu iyiyim, yoo göt göbek yerinde hala buzdolabındaki pastayı hayal ediyorum, gidiyorum mutfağa su içip geliyorum. gidiyorum ananas yiyorum. bastır bastır en sonunda patlayıp üç dürüm tantuniyi hüpletiyorum. sonra gelsin savaşçı pozisyonu, gitsin pilates topu. yani ben de sütten çıkmış ak kaşık değilim. ama bunları düşünmek lazım. daha çok genciz. ha uzun yaşamak çok mu mükemmel bişi, orası sizin tasarrufunuz artık. ama ben kendimi böyle sevemiyorum. çok ağır ve hantal hissediyorum. hafif ve kuş gibi olmak istiyorum. dizim, belim, bileğim ağrısın istemiyorum. hele kıyafetlerle zorluk çekmekten nefret ediyorum. size pek bir öneri vermeden kendimi anlattım çoğunlukla, nasılsa herkes başka çareler önerir. sinirim patladı bi an :)
0
kediebesi
(30.07.09)
karşınızdakiler pizza yerken saman gibi bisküvileri yemek çok zor ama bunun alternatifi de bir büyük pizzayı tek başınıza yemek değil ki. bir dilim pizza yeseniz mesela canınız çok istediğinde öyle strese girmezsiniz belki. tüm ani geçişler tüm organizmalar için kötü, günde 6000 kalori alırken 1000 kaloriye düşürmek, sonra istenen kiloya ulaşınca yine 6000 kalori almak hiç kilo vermemekten daha kötüdür kanımca.
0
hayali arkadaş
(31.07.09)
benim de buna benzer bir "gece yeme" problemim vardı. hala üstesinden gelip yeterince sağlıklı beslendiğimi söyleyemem. ancak düzenli olarak kendinizi gazlayarak spor yaptığınızda o harcadığınız emekler boşa gitmesin diye yemekleriniz ve yemek düzeniniz birden bire öyle sağlıklı olmaya başlıyor ve bundan rahatsızlık duymamaya başlıyorsunuz ki insan baya bir şaşırıyor bu duruma.

düzenli olarak spor yapın, bol bol meyve ile beraber su tüketin. elma gibi meyvelerle birlikte içilen su uzun süreli bir tokluk hissi yaratıyor özellikle.
0
majik
(31.07.09)
İnsanların yedikleri, sizin sorununuzu onların da çekeceği anlamına geliyor. Belirli bir yaştan sonra sağlıklı beslenmenin dışına çıkınca "ne yesem yarıyor yeaaaa" tribine giriyorsunuz. O insanların yediklerinin onlar için iyi olmayacağını düşünün. çünkü ne kadar pizza götürürseniz o kadar kolesterol ve kalori demek oluyor. karaciğer yağlanması için öncelikle alkolü kesin, yapamıyorsanız azaltın.

Olay beyinde bitiyor. "onlar yapıyorsa ben de yapıcam bana neeee" mantığını kendi çocuğunuzda görürsünüz ancak. onlar yapıyorsa bu o işin iyi/doğru olduğu anlamına gelmez. öncelikle bunu kabullenmelisiniz.

eğer beyninize hükmetmekte zorluk çekiyorsanız, hipnoz deneyebilirsiniz.yakın bir arkadaşım obeziteden hipnoz ile kurtuldu. veya psikolojik destek alabilirsiniz. ama bence psikolojik destek almanız yine sizi kendi beyninizle baş başa bırakacak.

bu arada su içmiyorsanız çok fazla soda tüketmemenizi tavsiye ederim. çünkü bu sefer de mesanenizdeki taşla uğraşırsınız durduk yere.

son olarak: bol su için. öğün atlamayın ama öğünleri az tutun. ve saat 19:00'dan sonra ağzınıza bir şey koymayın.
0
endless dream
(31.07.09)
bir de şu var. canınız bir şey çekiyorsa bu boş yere olmuyor. tabi alışkanlık büyük rol ama vücudunuzun bir şeylere ihtiyacı olduğunun da bir belirtisi. zamanında şöyle bir liste buldum: www.naturopathyworks.com
ingilizceniz yoksa bile liste halinde olduğundan kelime kelime bakabilirsiniz. soldakiler insanın canının çektiği yemekler, sağında vücudun ihtiyacı, en sağda ise bunu ihtiyacı karşılayacak besinler sıralanmış. bakın solda ne az yiyecek sayılmış ama sağda ne çok seçeneğiniz var :) mesela herkes hamburger yerken siz de az pilav üstü döner yiyebilirsiniz.
0
kediebesi
(31.07.09)
@hayali arkadaş
dediğin şeyi denedim,bi büyük boy pizza yerine,bi dilim yemek şeklinde bi olayı denediğimde,o güzel tadı aldığımda,1-2 derken bakmışım götürmüşüm çoğunu,hiç almasam daha iyi geliyor çoğunlukla,ama güzel yöntem kasıcam artık biraz daha kendimi,diğer arkadaşların da dediği gibi biraz daha sabredip güzel sonuçlarını görünce canım hiç istemez olucak inşallah,bi nevi adaptasyon sürecinden geçiyorum,biraz da yeme içmeye düşkün bi aileden geliyorum,çocukken her pazar illa dışarda mangaldır,brunchdır yer içerdik sınırsızca,tabi o döngüyü kırmak biraz zorluyor,yemek bizim için baya ritüel,önemli bişeydi.şahsen ayıp mı olur bilmiyorum dediğim ama,yemek yemek bana cinsel ilişki kadar zevk veriyor çoğu zaman,ohhh be işte bu diyerek acayip bi zevk alarak yemek yerim yavaş yavaş,yemek yerkenki yaptığım davranışlardan da aşırı keyif alırım,sevdiğim şeyi yiyerek dergi kitap gazete okumak,tv,pc ile uğraşmak,arkadaşlarımla muhabbet gibi,kim sevmez ki aslında,böyle işte,içimi döktüm biraz rahatladım,teşekkür ederim hepinize de
0
🌸ceo07
(31.07.09)
@kediebesi
teşekkür ederim,ingilizcem iyi seviyede,baya işime yaradı,gayet hoş bi liste olmuş,sağol,diğer bütün fikirlerini belirten arkadaşlara da teşekkür ederim,sağlıklı,uzun bi ömür diliyorum herkese
0
🌸ceo07
(31.07.09)
hocam en önemlisi kendini oyaliycak bişeyler bul onu söylemeyi unutmuşum film izle ya da bilgisayara playstationa ver kendini zamanın geçtiğini unut falan bi yerden sonra umursamamaya başlayacaksın.
0
yuto
(31.07.09)
kendinizi böyle bir adaptasyon beklentisine sokmayın bence. bağımlılık tedavisinde de böyle incelikler var. siz de anlatmışsınız yemek yemek sizin için büyük bir keyif kaynağı, hayatınızdaki diğer haz kaynakları ile de güçlü bağlantıları olması da normal. bence insanın gün gelip de çok sevdiği yiyecekleri istememesi çok da sık rastlanan birşey değil.
Daha sağlıklı ve daha gerçekçi bir beklenti bunları dengeli ve aşırıya kaçmadan yiyebilecek olmak bence. Bu başarılması daha kolay bişey.
0
hayali arkadaş
(31.07.09)
zaten kilo vermenin yemek mantığını öğrenmisşiniz. buna göre alternatifler yaratın derim kendinize.

rejimdeyken canım pizza çektiğinde kepekli ya da light tost ekmeklerinin üzerine canımın istediği bilumum malzemeyi koyup elektrikli ızgarada birkaç dakika pişiriyordum (2 dilim ekmek için fırın çalıştırmak mantıksız geldi.) pizzacıların "ay layt bu inanın süper leziz" diye gazladıkları tatsız şeylerden (güya vicdanımızı rahatlatmak için yediğimiz) bin kat iyi.

hatta başkalarına fikir verir belki diye örnek vereyim: pizzacıklar: en alta domates rendesi/sosu/püresi, üstüne peynir, onun da üzerine yeşil biber, diyetinize uyuyorsa bir ince dilim salam ya da bir sosis, en sevdiğiniz baharatlar (benim için kekik&kırmızı biber). aynı mantıkla mis gibi hamburger de yapılabilir. benim gibi bir mayonez&acı sos delisi de çözümü kırmızı biberli yoğurtta buldu. alışınca mayonez tuhaf geliyor insana :)

zararın neresinden dönülse kardır. bozmayın moralinizi de ayrıca. aylarca, yıllarca canı çektiği gibi beslenmeye alışmış bünye illa ki arada yolunu şaşıracak. maksat yolu tamamen kaybetmemek.
0
tarantinoesque
(31.07.09)
Öncelikle, diyet esnasında spor yapmaya karşıyım. Vücut direncini düşürmekle kalmıyor, mızmız ve yeterince tahammül edilemez bir hal alıyorsun ister istemez. (Mevzu bahis 3-5 kg değilse tabii).

2 yıl önce gereksiz stress yüzünden 7 kilo almıştım, takribi 2,5 hafta içerisinde reductil sayesinde (sadece sıvıyla beslenerek) 8 kilo verdim şu an 49,4 kiloyum - boyum 1.74. O esnada yüzmeyi bırakmıştım, çok daha fazla uykum geliyordu vesaire.

Ayrıca kilo alıp vermek doğrudan metabolizmayla alakalı. Ilaçsız, salt irade ve otokontrol dahilinde yapılan rejim önerilerini pek makul bulmuyorum açıkçası...
0
Struttin
(31.07.09)
(7)

gece bilerek kendimi uyandırıyorum

kurtulan adam
tv dinleyerek uyumak çok sevdiğim bişey..tartışma programı falan açarım dinleye dinleye uyurum.yalnız son dönemlerde abartmaya başladım.2 saat aralıklarla falan saati kurup uyanıyorum ve bu eylemi gerçekleştiriyorum.bunu yapan var mı acaba başka?
tv dinleyerek uyumak çok sevdiğim bişey..tartışma programı falan açarım dinleye dinleye uyurum.yalnız son dönemlerde abartmaya başladım.2 saat aralıklarla falan saati kurup uyanıyorum ve bu eylemi gerçekleştiriyorum.bunu yapan var mı acaba başka?
0
kurtulan adam
(30.07.09)
bende tv izlemeden uyuyamam ama her gece bir kere yetiyor bana :)
0
cnonefb
(30.07.09)
2 saatte bir kendini uyandırıyorsan uykunun tüm evrelerini uyuyamamazsın, hepsi de hem bedensel hem de zihinsel olarak gerekli evreler.
0
hayali arkadaş
(30.07.09)
tv dinleyerek uyumak sağlıksız bir olay. doktor değilim ama okuduğum bir çok yazı da bahsediyorlardı. alışkanlığınızı bıraksanız iyi olur
0
nl extreme
(30.07.09)
tvyi birkaç saat sonra kapanmaya kurup uyanmiycak şekilde uyumak en güzeli ve sağlıklısı tabi.
0
yuto
(30.07.09)
heheh deli.
0
bullet-tooth
(30.07.09)
valla ben güne çok daha iyi başlıyorum böyle ya.sanki hiç uyumamışım,bütün günü yaşamışım gibi hissediyorum.
0
🌸kurtulan adam
(30.07.09)
Ben yatmadan önce müzik dinlemeyi çok severim. Geçen sene bunu biraz abartıp müzik dinleyerek uyuyordum. Ama tabi uykum da inanılmaz hafif olduğu için tam olarak uyuyamıyorudm. Yani evet uyuyordum :) ama bilincim uykudaki kadar kapanmıyordu. Hatta bazen biri yanıma gelip soru sorduğunda eğer müzikten duyabilirsem cevap verip devam edebiliyordum. Ta ki mp3 playerım bozuluncaya kadar bunu sık sık yapıyordum. Ama hayatımda hiç o kadar rahat güzel uyuduğumu hatırlamıyorum. Bazen yorucu oluyordu ama daha çok dinlendirici hafifletici oluyordu. Hatta uyandığım anda normal uykudan uyanmış gibi mahmurluk olmuyordu üstümde gayet zinde uyanıyordum.
0
johan sebastian
(30.07.09)
(5)

sürekli mide bulantısı?

pozitif dusunce de kazanir
4-5 gündür sabah uyandığımda midem fena bulanıyor, bulantı akşama kadar daha az şiddetli bir şekilde sürüyor.medpamid denen ilaçtan aldım geçen gün ama halsizlikten başka bir etkisi olmadı.ilaç değil de neler yiyip neler içmeliyim ve hangi yiyecek ve içeceklerden uzak durmalıyım?böyle devam ederse d
4-5 gündür sabah uyandığımda midem fena bulanıyor, bulantı akşama kadar daha az şiddetli bir şekilde sürüyor.

medpamid denen ilaçtan aldım geçen gün ama halsizlikten başka bir etkisi olmadı.
ilaç değil de neler yiyip neler içmeliyim ve hangi yiyecek ve içeceklerden uzak durmalıyım?

böyle devam ederse doktora gideceğim tabiki.
0
pozitif dusunce de kazanir
(30.07.09)
hamile olmadığınızı varsayarak söylüyorum, gece yatarken süt içiyor musunuz? özellikle gece içilen soğuk süt bende o etkiyi yaratır sabahları.
0
eyke
(30.07.09)
akşam yemeğini 7'den önce yemeye çalış, soğan sarmısak vs gibi şeyler yeme, sabah kalkınca su içmeyi dene.

bir de reflü olma ihtimalin de var.
0
roadrunner_merlin
(30.07.09)
zencefili denesene. güçlü bi anti emetik olduğunu söylüyolar.
0
hayali arkadaş
(30.07.09)
kullandığınız herhangi bir ilacın yan etkisi olabilir bulantınızın sebebi..

hafif şeyler yemeye çalışın peynir-ekmek mideyi bastırır derdi annanem mesela.. gazlı içeceklerden uzak durun, sütlü-kahve falan da kötü gelebilir.. bir avuç leblebi yiyebilirsiniz. üniversite birinci sınıftayken botanist bir hocamız badem iyi gelir derdi ama hiç denemedim ben, nedense hiç de iyi gelebilecekmiş gibi görünmüyor yağlı tohumlar..

sonracığıma kekik çayı bana çok iyi gelir midem bulandığında (ki bu oldukça sık gerçekleşen bir olay nickimden de anlaşılacağı üzre:)), zencefili kesinlikle ben de öneriyorum.. adaçayı falan da bulantıyı giderir derler..

ilaç değil demişsiniz ama emedur deneyebilirsiniz, o da uyutur gerçi..
0
bulanti
(30.07.09)
uyku düzeninizin bozulması veya yaşadığınız stres kaynaklı olabilir.bende de böyle bi durum olmuştu kahvaltı falan yapamıyordum ama belli bi saatten sonra öğlen 12 1 civarı hiç bişe yokmuş gibi normal iştahla yemek yiyebiliyordum.doktora gittim kan tahlili falan yapıldı hiç bişey çıkmadı stres kaynaklı dedi doktor.stresten uzak durmak, öğünleri düzgün yemek,düzgün uyuyup uyanmak ve spor yapmak bunlar normale döndürüyor.tabi bendeki gibi mi durum sizde de bilmiyorum
0
8kobe8
(30.07.09)
(15)

Ne yapsam ailem (annem) eleştiriyor.Ne yapmalıyım ?

paulista
artık gerçekten çıldırmak üzereyim arkadaşlar.çevremdeki insanlara oranla daha yetenekli ve başarılı bir kişi olmama rağmen sürekli kıyaslamaya maruz kalıyorum.Fotoğrafçıyım ve normal olarak bir ekipman alıyorum ve 6 ay dırdır dinliyorum.Bakkal dan sakız alıyorum dırdır dinliyorum.Manav dan karpuz a
artık gerçekten çıldırmak üzereyim arkadaşlar.çevremdeki insanlara oranla daha yetenekli ve başarılı bir kişi olmama rağmen sürekli kıyaslamaya maruz kalıyorum.
Fotoğrafçıyım ve normal olarak bir ekipman alıyorum ve 6 ay dırdır dinliyorum.
Bakkal dan sakız alıyorum dırdır dinliyorum.
Manav dan karpuz alıyorum dırdır dinliyorum.
Gerçekten abartmıyorum evin çöpünü atıyorum kadın yine üstüme geliyor.
Artık sus be kadın diyorum ama susmuyor.

Kendimi bildim bileli bu durum böyle ve artık kurtulmak istiyorum.Bir yol gösterin arkadaşlar. :)
0
paulista
(30.07.09)
- tek başınıza eve çıkabilirsiniz.
- annenizi karşınıza alıp neden yahu diye sorabilirsiniz..
0
dambil
(30.07.09)
aile dogu kültüründen, yoksulluktan gelliyorsa normaldir.yapilcak pek birsey yoktur.
0
imparatorolmayikolaymisandin
(30.07.09)
Nasıl durdurabileceğini bilmiyorum ama sakın kendini bir odaya kapatıp, bütün ilişkini kesmeyi deneme. İlgilenmediğini hissettiklerinde anneler daha saldırgan oluyor.
Anneyi durdurmak için konuşmayı da deneyebilirsin, yeterince ikna edici olursan iki hafta kadar huzurlu zaman geçirebilirsin.
0
offred
(30.07.09)
konuşsun dursunlar, sallama. çünkü sen ne kadar taviz verirsen ver, onların istekleri bitmez. onları hiç sallamayan adam alır yürür, kendimi sevdiriyim, sözlerinden çıkmayım diyen yerinde sayar. 100 doğru yapsa, ilk yanlışında eleştirilecek de yine bu uyum sağlamaya çalışandır.sallama, sallamadığını da hissettir.
ahlaki meselelerde filan ailenin dinlenilmesi taraftarıyım, onun dışında dinlememek lazım.
0
canimnicknameyazmakistemiyor
(30.07.09)
@paulista karşına al konuş. ama kendini büyük biri hissettirerek konuş. onların da istekleri olduğunu unutma. isteklerini tamamen anlamaya çalış. ama yeterince konus. 2 saat , 3 saat , 4 saat. utanılacak birşey yok. dünyada sadece tek bir ailede olmaz böyle şeyler. ama bazı şeyleri de bir evlat olarak alttan almaya çalış. tıpkı sevgili gibi düşün. öyle ya da böyle siz birbirinize muhtaçsınız. en azından sevgi olarak.
0
karamuratbenim
(30.07.09)
doğru anne haklısın bu yaptıklarımın hiç birini yapmamam lazım diyip sağ gösterip sol vurabilirsin,durum yaratma durumu..etkili olur denemelisin..
herşeye haklısın deyip haksızlığını gözüne ancak böyle sokulabiliyor.
0
sirincem
(30.07.09)
eve çık yahu, ekipmana yetiyosa ona da yeter heralde varlığın..
0
thefalloftekin
(30.07.09)
beyler öss sözel de dershaneye gitmeden sadece 2 yanlış çıkardım onu da eleştirdi.kadın makine gibi durmadan sallıyor.inanın 3 sene kendime hiç kıyafet almıyım, ama birgün gidip bir tişört alıyım beni yerin dibine sokar.

ruhsal olarak sorunlu bir insan.iyi niyetli ama çekilemez durumda.bazen gerçekten ölse de kurtulsam deme noktasına geliyorum.

galiba en mantıklısı bir an önce kendimi ayrı bir mekana taşımak.ama bu hayat şartları işte.
0
🌸paulista
(30.07.09)
arkadaşlar ne diyorsunuz? Direkt "ayrı eve çık" tavsiyesi biraz acımasız olmuyor mu? Empati yapın. Hatta daha da dramatikleştireyim, "anne ve babanız hayattayken değerini bilip çokça vakit geçirmeye çalışın, onları kaybettiğiniz zaman bu günlerinize yanarsınız" diyeyim. Çok zayıf belki ama... neyse...

Ebeveynlerle aranızda bir nesil farkı ve bu nesil farkının getirdiği görüş ayrılıklarını hoşgörmek, yeni nesil olarak sizin göreviniz. Kaçmaya çalışmak yerine hoşgöreceksiniz. Eleştiriyorlar, dırdır ediyorlar, bunları görmezden gelmek, şayet kendi bildiğinizin doğruluğundan eminseniz, onların söylediğini kafaya takmayayarak bildiğinizi yapmaya devam etmek sizin göreviniz. Anne bu, dırdır eder, kapris yapar, ilgi ister, yaşı ilerledikçe daha da artar hatta bunlar. Sizin bebekliğinizde ve çocukluğunuzda yaptığınız gerizekalılıklara nasıl sabırla tahammül ettilerse sizin de göreviniz onlarla olan ilişinizi dengede tutmak.
0
inshroud
(30.07.09)
Psikikolojik sorunları var gibi görünüyor annenin. Bir uzmana göstermekte yarar var.
0
Kazmapolitan
(30.07.09)
yok kardeş kedi değil bu gitmiyor kadın gitmez. :)
0
🌸paulista
(30.07.09)
yaş kaç? annenizin değil, sizin
0
Ruprect
(30.07.09)
insan bi kere dünyaya geliyor, anne bile olsa her dakikanı zehir eden biri hiç çekilmez. çıkabiliyorsan ayrı eve çık, bu bir kişilik örüntüsü kolay değişen birşey değil, kaçabiliyorsan kaç.
bir arkadaşım var biraz şişmanca. Annesi ile babası da şişman ve kısa boylu insanlar. Annesinin onu bilmemnerdeki iskandinav turistlere benzemiyor diye eleştirdiğine tanık oldum, doktor bu arada kendisi.
Bence annene senden nasıl biri olmanı beklediğini sor, sonra da ondan aldığın genlerle bu beklentilerin neden gerçekçi olmadığını anlat.
0
hayali arkadaş
(30.07.09)
Malzemelerimiz:

Onun bagirislarinin kulaginiza gelemeyicegi kadar uzaktlikta ayri bir ev.

Boyle sapkin bir girisimde bulunuldugu icin annenin arsa varan bagirislarini bir donem daha sineye cekebilmek.

Gerekli olculerde mayistirici maddeler.

Gulmeyi bilen ve gulumseyince baska bir guzel olan normAl kiz-erkek arkadas.

Playstation 3

Ergonomik bir yatak.

Duzgun beslenme.

Bi de tirnaklarini yeme.
0
gunlerin kopegi
(31.07.09)
ya bi şey sorucam menopoz ihtimali yok mu? bu dönemde bir kadın insanüstü derecede dırdırcı, mızmız, ağlamaklı, sinirli vs. olabiliyor. öyle bir durum varsa yapmanız gereken doktora götürmek, bazı hormon testleri yapılıyor sanırım ve duruma göre dengeleyici ilaçlarla rahat atlatması sağlanabiliyor.

ha eğer sağlık durumu olmadığından eminseniz şöyle sölicem, aileniz sizi yetişkin olarak görmüyor.
0
quasiromantic
(31.07.09)
(12)

Tavuk mu yumurtadan kafayı bulur; Kafa mı tavuk yumurtasında bulunur?

babatema
Neden bütün "kafayı bulduran" şeylerin hepsi fiziksel olarak zarar veriyor? yoksa fiziksel olarak zarar verdiği için mi kafa bulduruyor?
Neden bütün "kafayı bulduran" şeylerin hepsi fiziksel olarak zarar veriyor? yoksa fiziksel olarak zarar verdiği için mi kafa bulduruyor?
0
babatema
(29.07.09)
fiziksel olarak zarar veriyorlar iste, beynin nörotransmitter sistemini etkiliyorlar boylece kafamiz allak bullak oluyor.
0
ermanen
(30.07.09)
eğer o kafa bulduran şeyler zarar vermeseydi sen onları içmezdin..
0
Rodin
(30.07.09)
zarar verdiği tartışılıyor, vermeyenleri de varmışmış.
0
alchemistt
(30.07.09)
sen birazcik asit birazcik tuzsun, baz varsa baz da olur. ictigin teraziye tIkIlIyor. dengen bozuluyor. biri demisti, aslinda biz bu halimizle anormaliz de icince normale donuyoruz. belki de cok genel bi kanI. ne bileyim. ama ic iyidir.
0
gunlerin kopegi
(30.07.09)
derinlik sarhoşluğu var mesela. benim bildiğim kötü bir etkisi yok vücuda ama güzel de kafa yapıyor.
benim "hayat böyle kalsa, sonsuza kadar hiç değişmese" dediğim tek kafa modu.
0
burfak
(30.07.09)
doğada bu yok mesela. hayvanların kafa bulmasına neden olan şeyler onlara zarar vermiyor. catnip'in bir kediye zarar verdiğini duymadım hiç :) hatta şu dev kırkayakları korkutup koku bırakmasını sağlayan, böylece hem parazitlerinden kurtulan hem de kafayı bulan maymunlar çok keyifli oluyor :P belki av olma ihtimalleri artıyodur hehe
0
kediebesi
(30.07.09)
bizim bu ülkede bulabildiğimiz kafayı bulduran şeyler aslında o kadar da zarar vermiyor. meth'i araştır birazda gör bak zararlı olmak neymiş. ama bu kafayı bulduran şeyleri bir süre daha içmek istiyorsan methi çok araştırma.
0
ayiadam
(30.07.09)
meth`i cok arastirma, cunku turkiyede de bulunuyor.

soyliycem hayatimda yasadigim en temiz kafa ameliyat olmaya giderken vurduklari o dalgadan sonra yasadigim kafadir. sen koca adam, uzerindeki gotunu acikta birakan o ince entariyle bile hemsirelere sarkmakta bir beis gormuyorsun. amelyatin ertesi gunu adini sordum soylemediler. gece tuvalete gidiyorum ayagaa gittim gizlice ilaclarin durdugu dolaba baktim tanidik bir siseye denk gelirim diye yok bulamadim. cok guzeldi bee gulucukler el de karincalanma falan.
0
gunlerin kopegi
(30.07.09)
zarar vermediği iddia edilenleri de var kafa bulduran şeylerin. ama bir ortalama olarak bakarsan yasal ilaçlar da yasadışı maddeler kadar çok insanın ölümüne sebep oluyor. Esrar mesela tıbbi açıdan çok değerli ve görece en risksiz maddelerden biri.

iki taraflı birşey bu hem organizmanın homeostasisini bozabiliyorlar (kan tablosu değişimleri vb.) hem de vücudun kendini onların varlığına göre yeniden düzenlemeye çalışıyor. Hepsi belli reseptörlerle etkileşime girerek ruh halinde değişime sebep oluyor. Söz konusu reseptörlere bağlanan endojen maddeler de var. Ama sen sürekli dışardan bir etkiyle o reseptörleri uyarırsan sayılarında azalma oluyor. Bu reseptörlere bağlanan endojen maddeler de var. Sen reseptör sayını azalttığın için bu endojen maddeler de hücrelerine daha az etki etmeye başlıyor. Bunun da reseptör tipine bağlı olarak fiziksel bağımlılıktan duygu durum bozulmasına kadar birçok etkisi olabiliyor. Bazı maddeler için (örneğin eroin) bunun etkisi daha şiddetli ve zararlı, bazıları için (örneğin esrar ya da kafein) daha az şiddetli.
0
hayali arkadaş
(30.07.09)
zararı zaten kafayı buldurması..
0
charliee
(30.07.09)
kafa bulduran maddeleri birer "ilaç" olarak kabul edersek; en nihayetinde her ilacın bir yan etkisi vardır. no pain no gain diyelim biz.
0
blackdog
(30.07.09)
bir de ayrıca vücudumuza aldığımız her madde toksiktir. ama vücut bu toksinleri ayırır, süzer, bize gerekli olanı alır, gerisini atar. atamadığı hastalık yapar vs.
0
kediebesi
(30.07.09)
(5)

istanbul açık hava sineması

yazar kasa
daha önce sorulmuş ama anadolu avrupa yakası fark etmez, bildiğiniz açık hava sineması var mı?
daha önce sorulmuş ama anadolu avrupa yakası fark etmez, bildiğiniz açık hava sineması var mı?
0
yazar kasa
(29.07.09)
büyükada'da var.
0
dehri
(29.07.09)
Bostanci cinebonus sinemalarinin orda carrefour un arkasinda, havuz basinda.
0
gunlerin kopegi
(30.07.09)
pazartesi geceleri dalyan kulüpte var.
0
zkurmus
(30.07.09)
bahçeşehirde vardı eskiden belki hala vardır.
0
hayali arkadaş
(30.07.09)
süleymaniy'de (beyazıt)çok ünlü bir mekan var,hatta bütün üniverste geçliği orda, lale bahçesi mekanın adı. orda her akşam saat 9da açık hava sineması var. yalnızca türk filmleri gösteriliyor.( yani en azından en son gittigimde durum böyleydi)
0
öseleköselek
(30.07.09)
(3)

Bir şarkısın sen v2..

dambil
Daha önce de sormuştum ama bilen çıkmamıştı. affınıza sığınarak tekrar deniyorum. aynısını kopi pest yapıyorum."Televizyondaki şarkı yarışmalarına katılan çocukların sorunları isimli bir projeye giriştik. bu konuda sunum filan hazırlayacağız. bu tarz bir programın ise güncel örneği "bir şarkısın sen
Daha önce de sormuştum ama bilen çıkmamıştı. affınıza sığınarak tekrar deniyorum. aynısını kopi pest yapıyorum.

"Televizyondaki şarkı yarışmalarına katılan çocukların sorunları isimli bir projeye giriştik. bu konuda sunum filan hazırlayacağız. bu tarz bir programın ise güncel örneği "bir şarkısın sen".

soruma geleyim yavaştan, bu yarışmaya katılan/katılmış çocuklardan birine nasıl erişebileceğim hakkında fikri olan var mıdır?

çocuklar şurada: www.birsarkisinsen.net aa şu bizim tanıdık şuradan filan erişebilirsin diyebilirsiniz.

ya da bu yarışma hakkında varsa bir bilginiz, çocukların günde kaç saat çalıştığı tarzında sizinle de irtibata geçebilirim.

siz irtibada geçmek isterseniz de seçin beğenin alın:
dambilisevin-_at_-hotmail
dambil-_at_-istanbul[nokta,dot]com

çok teşekkürler şimdiden yardımlarınız için.."
0
dambil
(29.07.09)
burdan ulaşabileceğiniz kişiler tahminimce 5'i geçmez, 2'sinin ailesi izin vermez, 3 kişilik örneklem olmaz (zaten 5 kişi de olmaz)
o yüzden doğrudan program yapımcılarıyla temasa geçseniz daha iyi olur. hatta bence hipoteziniz hakkında da yalan söyleyebilirsiniz akademik bir kısıtlama yoksa. ama ailelere yalan söyleyemezsiniz herhalde, onların da izin vermeme şansı yüksek.
hevesinizi kırmak gibi olmasın ama bence zor bir iş bu.
0
hayali arkadaş
(30.07.09)
program yapımcıları kesinlikle sorularıma vermez gibi geliyor son seçeneğe koydum onları.

ya sadece ufak bir rapörtaj yapmam gerekiyor. field research tadında.

işte sizi günde kaç saat çalıştırıyorlar? yeni okulunuz nasıl? size çalışırken nasıl davranıyorlar vs vs..

teşekkürler cevabınız için..
0
🌸dambil
(30.07.09)
TRT de liseler yarışıyor mu okullar yarışıyor mu öyle bir şarkı yarışması var. bir şarkısın senle eş zmanlı yayınlanıyor,oradaki çocuklara ulaşmanız daha kolay bence.tabi işinize yararsa. istanbul davut paşa lisesinin filan öğrencileri vardı jüri özel ödülü alan.okul aracılıgıyla ulaşabilirsiniz sanırım.
0
öseleköselek
(30.07.09)
(17)

Özlemek..

dambil
selamlar ahali, pek sorasım yoktu fakat dayanamadım gene..özlemiyorum yahu hiçbir insanı. yani yanında vakit geçirmek için sabredemediğim hiç kimse yok. aşık olmamışsındır ondandır filan demeyin lütfen. soruyu yanıtlasanız yeter..insanları özlüyor musunuz? özlüyorsanız neden özlüyorsunuz? bir tür ba
selamlar ahali,

pek sorasım yoktu fakat dayanamadım gene..

özlemiyorum yahu hiçbir insanı. yani yanında vakit geçirmek için sabredemediğim hiç kimse yok. aşık olmamışsındır ondandır filan demeyin lütfen. soruyu yanıtlasanız yeter..

insanları özlüyor musunuz? özlüyorsanız neden özlüyorsunuz? bir tür bağımlılık mı yoksa daha farklı bir şey mi? özlemiyorsanız, çoğunun insan olmadığını bildiğiniz için mi özlemiyorsunuz, yoksa daha farklı nedenler mi var?

teşekkür herkese şimdiden..
0
dambil
(29.07.09)
ben de 1-2 sene öncesine kadar aynen sizin gibiydim. hayatımda benden başka hiç kimsenin varlığına tahammülüm ve ihtiyacım yoktu. ve bu durumdan gayet memnun olduğum için hiç değiştirmek için çaba da sarf etmemiştim. 1-2 senedir ise çok sosyal bir insan oldum. hatta bazı özel dönemler ve zamanlar dışında yalnızlığa gelemiyor ve birileriyle görüşmek istiyorum. belki sizin durum da benzer bir şekilde zamanla geçer diye yazdım bunu. sevgiler.
0
nesilsiz
(29.07.09)
ehehh valla ben de ozlemiyorum:) Ozlemedigim icin de arayip sormuyorum kimseyi. Beni arayan olursa gorusuyoruz.

Cok sorgulamisimdir "Ulan ben odun muyum acaba" diye :) Hele ki "canimm cok ozledim seni minnosum" tepkileri veren insanlari gordukce. Tabi yarin obur gun baba olursam ozlerim belki evladimi.

Bir de kaybettigim yakinimi ozluyorum. Hayatta olan kimseyi ozlemem diyim :)
0
msb
(29.07.09)
ben de özlemiyorum. küçükken annemi özlerdim, o kadar. bi daha kimseyi özlemedim. insanlarla ilgisi yok. sevdiğim insanları da özlemiyorum.
0
cereal killer
(29.07.09)
hiç kimseyi özlemiyorum demek için bu duyguyu hissedebileceğiniz kişilerin teker teker hepsinden yeterince uzak kalmış olmanız gerek, bunu yapmamış olabilme ihtimalinizi tamamen çıkış noktası alarak belki özlersiniz diyorum.
0
jagielski
(29.07.09)
bence ileride bazı sorunlara yol açabilir bu durum yani herkes birileriyle birlikteyken takılırken falan sen tek olursun ve neden diye sorduğunda kendine geç kalmış olabilirsin oyüzden bu soruyu şimdi sorman güzel :) sonuçta özlediğin kadar özlenirsin bu bri gerçek
0
yanntiersen
(29.07.09)
ailemi ozluyorum, cunku cok uzagim.. onun disinda pek kimseyi ozlemiyorum, arkadaslarim zaman zaman aklima gelir tabi, ama bu ozlem midir bilmiyorum. Ozlemek onlara ihtiyac mi duymak yoksa onlari dusunmek mi, hicbiri degil sanki, ozlemek sanki onlar olmadan bu hayatta yalniz kalacagini hissetmek sanirim... agir bir duygu, araya mesafe ve zaman girmesi gerekiyor...
0
ermanen
(29.07.09)
bence kendini biraz zorlasan iyi olur daha sonra birikiyor b.ka sarıyor kafa falan kalmıyor..
0
Rodin
(29.07.09)
Özlem duyamama durumunun tembellikten ve hatta vakitsizlikten kaynaklı olduğunu düşünmekteyim ciddi ciddi, bende de aynı sıkıntılı ve bir o kadar absürd hissiyat mevcut...

Insan doğası gereği, kişiler daha fazla üstüne düşmeye başlıyor sonra. (her ilişkide güç daima az umursayan tarafta olduğundan)...

Basit bir örnek verecek olursak, annen seni haftada 2 gün aramasa tuhaf karşılarsın, bir sorun olup olmadığını anlamak için ona ulaşmak zorunda hissedersin kendini... Fakat bu rutin bir hal aldığı için, özleme fırsatın kalmıyor, buna pay bırakılmıyor. Ikili ilişkilerde de bu böyle, genel bir örnekti yalnızca.
0
Struttin
(29.07.09)
bunu ben de hep merak etmisimdir, bir rahatsizlik oldugunu dusunmuyorum, bir kisilik ozelligi bence. genelle (veya genelin goruldugu haliyle) benzesmedigi icin korkutucu gozukebiliyor sadece. sevdigim, cok sevdigim kisilerden uzak (kimisinden ebedi) kaldim ama ne bileyim hic "simdi 1 dakkacik bile olsa gorsem ne super olur" dedigim bir an olmadi, biraz fazla kabullenici ve biraz rasyonel olmayla alakasi olabilir (yani gorebilecek olsam zaten gorurdum, goremiyorsam demek ki mumkun degil, kafayi bunla mesgul etmenin alemi yok demek gibi). yani evet uzaktaki sevdigim birini gorsem guzel olur, ama goremeyecegime gore oturup onu dert edinmenin anlami yok falan gibi... tabi bu otomatik bir proses yani boyle yapayim diye dusunmuyorum.

sevdigim kisilerle beraber olunca cok mutlu oluyorum evet ama olmadiklari zaman da pek dert olmuyor aklima gelmiyor. insanin kafasini surekli mesgul eden ilgi alanlari olmasi ile alakali olabilir demisler, bende de var ondan o yuzden alakali olabilir, dusunmemistim hic onu.
0
kurukafa
(29.07.09)
ailemi özlüyorum uzakta olduğumda ,hatta 2 ay kadar görmessem gün sayıyorum dönüş tarihi için, birkaç arkadaş dışında kimseyi özlemiyorum.sevdiklerimi değil sadece çok sevdiklerimi daha doğrusu bende alışkanlık yaratmış insanları özlüyorum .akrabaları görmesem aklıma gelmez. alışkın olduğunuz insanlardan uzak kaldığınızda özlersiniz siz de, öyle abartılıcak özlemde değil aslında bu bir iki saat görmek bile yetiyor.altında farklı nedenler aramayın bence , etrafınızdakilerin çocuğunun değersiz olduğunu düşünmek yeterli nedeni teşlik ediyor.
0
zhou hui
(29.07.09)
ben de ozlemiyorum. anlar ve duygular baska tabii, ama onlar da daha cok insanlarla degil, insanlarin o anki halleri ile ilgili ve kimse ozlendigi andaki halini korumuyor.. relativity.
0
bunubenyazdim
(30.07.09)
özlem alışkın olduğun bir şeyden yoksun olmakla oluyor. her şeye kolaylıkla adapte olabiliyorsan hiçbir şeyin eksikliğini hissetmezsin, özlemezsin..
0
surtunme kuvveti
(30.07.09)
ben de yalnızlığımı çok severim yalnız şöyle oluyor mesela biriyle ilgili bişey geliyor gülümsemesi, karekteristik bi sözü falan o anda özlem gibi bişey hissediyorum ama yanında olmak istemiyorum ille de o kişinin. bazı insanlar böyle bişey hissettikleri zaman o insanın yanında olmak istiyorlar. erken çocuklukla, nesne ilişkileriyle, bağlanma biçimleriyle falan ilgili bişey olsa gerek.

ama insanın yaşı ilerledikçe özlem de başka biçimler alıyo sanırım. mesela geçen hafta uzun süredir görüşmediğim lise arkadaşlarımla tatile gittim, onlarla vakit geçirirken beni uzun yıllardır tanıyan, kendimi anlatmak zorunda olmadığım insanlarla olmayı özlediğimi fark ettim. yani insanları değil, onların yanındayken olduğun kişiyi de özleyebiliyorsun ki sanırım bu benim için daha baskın bir özlem.
0
hayali arkadaş
(30.07.09)
tüm hücrelerim adına konuşuyorum:
insanları özlemiyoruz çünkü insanlar yani çoğu insan adilikleriyle ibnelikleriyle hatırımızda
0
demre
(30.07.09)
uzak kaldigimiz donemlerde kiz arkadasimi ve izmir'deki arkadasim tolga abi disinda ben de hic kimseyi ozlemiyorum. hele hele bolumdeki arkadaslari gormek dahi istemiyorum. yaz tatili boyunca bi hal hatir sorulmak icin aranmayip ilk sinav doneminde "oo naber ya, su senin notlari alsam" muamelesi gordugum icin olsa gerek. ibneler.
0
osuruklu
(30.07.09)
belki insanları sevmiyorsundur, insan sevdiği şeyleri özler. ben askerdeyken ne annemi ne babamı özlemiştim. ama misal yiğenlerimi hatırlayıp ağlayasım gelirdi. bir de çiğ köfteyi özlemiştim.

birşeyleri özlememek iyidir bence, kafan bulanmaz en azından.
0
hollowlife
(30.07.09)
bence bu bir huy, yani ozleyen cok seviyor, ozlemeyen okuz gibi bir sey yok. ben sevdiklerime karsi gayet pitircik birisiyim ama o insani gormezsem de aklima gelmez pek. yani hatirlarim, bir sey gorurum aklima gelir o insan anlik olarak ama oyle bir ozlem duygum peydah olmaz. yillardir ailemden uzaktayim ama ozlemem onlari. ozlediklerim var ama,
mesela oldukten sonra babami ozlemeye basladim. bir de asik oldugum insani ozlerim ama hemen oyle kisa surede degil, biraz zaman gecmesi lazim. bu bir mizac, karakter, kisilik ozelligi gibi geliyor bana. goz rengimiz gibi bir sey, kimi insan ozlemiyor ya da baskalarina gore daha az ozluyor. unutkanlik da var bende, simdi dusundum de ondan da olabilir. belki ozlemeyi unutuyoruzdur :s
0
pyro clustic flow
(30.07.09)
(5)

nasıl redaktör olunur?

happy killer
efendim başlıkta da sorduğum gibi: nasıl redaktör olunur?esasen imla ve çeviri hataları olan kitapları okurken sinir olduğum için böyle bir şey istiyorum derindeinternette ilan bulamadım ama yayınevleri/basın bu pozisyon için nasıl bir formasyon arar? mesela ben "odtü işletme mezunuyum, 6 yaşımdan b
efendim başlıkta da sorduğum gibi: nasıl redaktör olunur?

esasen imla ve çeviri hataları olan kitapları okurken sinir olduğum için böyle bir şey istiyorum derinde

internette ilan bulamadım ama yayınevleri/basın bu pozisyon için nasıl bir formasyon arar?
mesela ben "odtü işletme mezunuyum, 6 yaşımdan beri rus edebiyatı okuyorum ulan!" diye gitsem n'olur?
0
happy killer
(29.07.09)
redaktör biraz kıllı bir tanımlama. sizin aradığınız pozisyon (eğer imla ve yüzeysel hata düzeltme ile ilgiliyse sadece) daha ziyade son okumacı/tashihçi olarak adlandırılıyor yayın sektöründe. redaktörün işi sadece typo, düz hata aramaktan biraz daha öteye gidiyor ve editöryal-biçimsel müdahale işlevi de oluyor. evet bunu sormamışsınız ama yayıncılık sektöründe iş bakınacaksanız dikkate almanız gereken bir nokta olabilir.
0
dehri
(29.07.09)
"nasıl olunur?" meselesi için de şunları söylemek mümkün (yayınevi için):

-öncelikle bu yazı/çizi işleriyle alakalı bir geçmişiniz olacak. yazı yayımlatmış, çeviri yapmış, son okuma yapmış bir insan olacaksınız.
-yahut bir konuda uzmanlığınız olacak. işletme mezunuyum demişsiniz, misal bu alanın ingilizce/fransızca/türkçe literatürüne hakimseniz, bu konuda kitaplar devirdiyseniz geçmiş tecrübeniz olmasa da istihdam edilme ihtimaliniz var.
-mümkünse bir bağlantınız, bu camianın içerisinde tanıdıkları olan bir dostunuz olacak.
-edebiyat redaktörü olmak pek öyle dışarıdan gelerek mümkün değil. isim sahibi olmanız gerek.

(bunların hiçbiri son okumacılık için geçerli değildir. o işi yapmak için bir yayınevine gidip türkçe imlanızın çok kuvvetli olduğunu anlatarak iş alabilirsiniz)
0
dehri
(29.07.09)
aslında kafamda şöyle bi sahne var:
masamda oturuyorum
kapıdan biri elinde basılmaya hazır bir kitapla odaya dalıyor
"efendim bunu acil okumanız lazım yoksa batarız"
ben kitabı okuyorum
imla ve typo hatalarını yakalayıp çiziktiriyorum..
mantıksız gelen bir kısım varsa kitabın orjinaline dönüyorum (ingilizce)
gerekirse biçimsel müdahale de yapıyorum

işte ben bu masada oturan kişi nasıl olunur diye soruyorum..

6 yaşımda değil ama 5.sınıfta rus edebiyatı okumaya başladım
ekonomiden psikolojiye belli bir literatüre hakim olduğum söylenebilir
4 yıldır da yazdığı raporlar titiz bir tapajdan başarıyla geçen bir insan evladıyım

(cv verdik duyuruya resmen)
0
🌸happy killer
(29.07.09)
valla sayın paşam siz o zaman daha formel :) bi cv hazırlayın, kariyer hedefi olarak da redaksiyon aşkınızı tasvir edin yollayın yayınevlerine. yapacak bişey yok, karasevda sizinkisi. bi yoklayın bakalım. ama zor.
0
dehri
(29.07.09)
o hatalı kitaplar (rus klasikleri ise özellikle) şöyle bir süreçle yayına verilmiş olabilir. telifi falan olmayan eserler oldukları için yapılmış bir çeviriyi alıp orasıyla burasıyla biraz oynayıp, yeni çeviri yapılmış gibi yayınlayan yayınevleri vardı.Hatta bu işe de "redaksiyon" derlerdi. bir ara bir sürü üniversite öğrencisi bu işi yaparak para kazandı. (tabi yayıncılar daha da çok kazandı) çevirideki cümleleri değiştirirken erkek kahramanı kadın, kadın kahramanı erkek yapacak kadar şuursuz "redaktörler"den bile bahsediliyordu ki birkaç imla hatası bunun yanında ne ki?

öyle olmasa bile çeviriden ya da yazımdan sonra redaksiyondan geçmemiş olabilirler. küçük, dar bütçeli bir yayıneviyse bi de redaktöre para vermezler doğrudan basarlar kitabı. Zaten o yayınevlerinde de redaksiyonu ya oranın sahibi ya editörü, ordan birisi üstlenir redaksiyon için ayrıca birini çalıştırmayabilirler.

büyük yayınevlerinde ise bence "türkçe ve imla bilmek" dışında da bir dolu kriterleri vardır. diğer arkadaşlar da yazmışlar zaten.
bence bu iş belli bir alanda ciddi bir uzmanlık gerektiriyor. Mesela tıp çevirilerini redakte edebilir misiniz ki? edebiyatta da çevirisi yapılan eserin yazarı, yazıldığı koşullar, yazıldığı kültür ve coğrafyanın özellikleri falan az buz bir hakimiyet işi değil bunlar. hatta bence bir redaktör çevirisi yapılan dili de çevirmen kadar bilmeli.

o yüzden azmedicem başarıcam derseniz iyi bildiğiniz bir konuda mesela ekonomi kitapları basan yayınevleriyle falan çalışmayı düşünün bence. rus edebiyatı demişsiniz ama sadece suç ve cezanın kaç tane muhteşem çevirisi var türkiyede, bunu düşünürseniz rusçaya ve rus edebiyatına ayrıca da türkçeye hakim kaç tane insan vardır az çok tahmin edebilirsiniz.
0
hayali arkadaş
(30.07.09)
(4)

otisabi nin adı nerden geliyor?

gholeman
sözlük ayzarı olan değil. tahminim yazar olan çizgiroman oladan alınma. yoksa tersi mi? yok canım değildir.ne demek bu otisabi?her alışveriş merkezine gittiğimde merak ediyorum. neden avm çünkü yürüyen merdivenlerin markası otis.alakası var mı?
sözlük ayzarı olan değil. tahminim yazar olan çizgiroman oladan alınma. yoksa tersi mi? yok canım değildir.

ne demek bu otisabi?

her alışveriş merkezine gittiğimde merak ediyorum. neden avm çünkü yürüyen merdivenlerin markası otis.

alakası var mı?
0
gholeman
(28.07.09)
sözlük yazarı olan karikatürden almış. hatta irc'de başkasında görmüş, almış
0
surtunme kuvveti
(28.07.09)
hjfdslk yuruyenmerdiven de tam isabetmıs. otisabi oranın sahibi oluyor. ordan. bilincaltı reklam.
0
bryan fury
(28.07.09)
yauv çok merak ettim. yılmaz aslantürke mail mi atsam :P

aratınca da hep yazar olan çıkıyor. pişti programı falan.
0
🌸gholeman
(28.07.09)
çizgi kahraman olan otisabi 95-96 gibi de vardı. kesinlikle sözlük yazarı olan otisabi ismini ondan almış.
0
hayali arkadaş
(29.07.09)
(21)

bir dövme olarak Atatürk imzası

emcedeltate
bir arkadaşınız yanınıza geliyor. koluna Atatürk ün imzası kalıcı bir şekilde işlettirmiş. ilk dövmesi. ne düşünürdünüz? dövme onu taşıyan kişi için anlamlıdır evet.kardeşim yaptırma planında. burda yazanları bir bir ona okutacağım. lütfen açıklayıcı yazın. olumlu olumsuz hiç farketmez sadece düşün
bir arkadaşınız yanınıza geliyor. koluna Atatürk ün imzası kalıcı bir şekilde işlettirmiş. ilk dövmesi. ne düşünürdünüz? dövme onu taşıyan kişi için anlamlıdır evet.
kardeşim yaptırma planında. burda yazanları bir bir ona okutacağım. lütfen açıklayıcı yazın. olumlu olumsuz hiç farketmez sadece düşündüklerinizi yazın.

kendisi birkaç sozluk yazarından fikir almak istedi. yoksa dövme nin amacını ve anlamını kendisi de biliyormuş.
0
emcedeltate
(23.07.09)
bu soruya bir türkçü farklı yanıt verir, atıyorum bir komunist farklı yanıt verir. varmaya çalıştığınız noktayı anlayamadım sanırım.

ha, bana soracak olursan, hoşuma gitmez. o adama kıt akıllı muamelesi yaparım.
0
cro magnon
(23.07.09)
Atatürk ve devrimleri konusunda pek fikri olmadığını düşünürüm.
0
kurukafa
(23.07.09)
"Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu kafidir (yeterlidir)." mustafa kemal atatürk

o dövmeyi yaptırmak bu lafı eden bir liderin hatırasına saygısızlıktır kanımca. isteyen istediği dövmeyi yaptırsın ona lafımız yok tabi ki. ama niyet vücudu süslemek değil; atatürk'e olan saygıyı ifade etmekse bunun yolu yukarıdaki ikinci cümlede bizzat kendisi tarafından belirtilmiştir. okuyun, öğrenin, anlayın, hatırlayın, savunun.
0
blackdog
(23.07.09)
bir arkadaşım var ülkücü onda görmüştüm, bilmiyorum çok karizmatik buluyorum diye yaptırdım demişti. bir de solcu bir kız tanıyorum harbi harbi solcu, en büyük devrimcilerden biri olduğu için demişti ondan yaptırdım demişti.
0
alkolikfedai
(23.07.09)
şekilci derim.
0
quadropol
(23.07.09)
çok kıro bir şey bence. hani mümkün olsa müslümanın birinin koluna hazreti muhammed ile ilgili bi şey yaptırmasından farklı gözükmüyor benim gözüme.
0
bushwacker
(23.07.09)
insanlar ne der kaygısıyla dövme yaptırılmaz zaten. görsek ne düşünürüz, bence bi önemi yok. içinden geliyorsa bırakın yaptırsın. bence dövme, kişinin kendisi görmek için yaptırması gereken bişeydir. kolunda onu görmekten hoşlanacaksa yaptırsın. atatürk görseydi ne düşünürdü, onun da bi önemi yok. yaptıranan kendisine güzel bişey ifade ediyosa doğrudur. onun anladığı önemlidir.
ne biliyim, bi dikenli tel, bi kurukafa dövmesinin benim için bir anlamı varsa, bütün dünya mal mısın desin, yine yaptırırım sonuçta.
ha zaten insanlar görüp şöyle şöyle düşünsün diye yaptıracaksa dövme yaptırması toptan hatadır.
0
cereal killer
(23.07.09)
bazi dovmeciler* bedavaya yapiyorlar bunu.

sirf sekilcilik gibi geliyor bana. obama'ya sinek oldurdugu icin peta'nin verdigi tepki gibi cig, zorlama geliyor. o dovmeyi yaptirana kadar nutuk'u tekrar okumayi tercih ederim sahsen.
0
osuruklu
(23.07.09)
(söylenmiş ama)bedava yaptırdığını düşünürüm.
bir ara haberlere bile çıktı, adam bedava yapıyormuş atatürk imzası şeklindeki dövmeyi.
ha bir de, sürekli metal gruplarının tişörtlerini giyip sokakta gitar çalıyormuş gibi yapıp yürüyen yavuşak metalcilerden farkı olmaz gözümde.
0
aithra
(23.07.09)
galahad
(23.07.09)
bence normal birşey. bana göre atatürk ün imzası ciddi karizma, çok şekilli. bunun illa bir anlam ifade etmesi gerekmiyor. krolukla veya görgüsüzlükle de alakası yok.
0
birak bu isleri
(23.07.09)
ben önceki yazılmış olanların dışında bir şey düşündüm nedense. bir yandan tabii ki "atatürk sevgisi bunu ne kadar kaldırır" meselesi var, yok değil, ama diğer yandan da şu: sen atatürk'ü bu kadar seviyorsun sayıyorsun çok güzel, ama atatürk seni görseydi üstüne imzanı atar mıydı? ya da sen bunu düşünüyorsan kendini ne kadar önemsiyorsun? bir yandan kendini metalaştırma diğer yandan ise yanlış bir yönde aşırı önemseme. ben bunu görürüm atatürk imzası dövmesinde.
0
calendil
(23.07.09)
'cereal killer' düşündüklerimin aynısnı yazmış,bence kardeşinize burada yazanları bile okutmanın anlamı yok,içinden geldigi ve istediği gibi hareket etsin.
0
öseleköselek
(23.07.09)
Selamı sabahı keserim, meraba meraba o kadar.
0
mabl
(23.07.09)
niye bit dovme olarak Ataturk e olan saygini digerlenine gostermek isteyesin ki? eger illa Ataturk u hatirlatacak birseyler takmak istiyorsan imzali kol saatleri var cok guzel. ben oyle yapiyorum.
0
hollandabocegiilesevismek
(23.07.09)
yarın öbür gün karakola düşerseniz 5. kattan atlayıp intihar etti diye gazetelere çıkmanızı önleyebilir. bu açıdan faydalı bence.
0
386 dx
(23.07.09)
kardeş demişsiniz, daha genç olduğunu varsayarak ideolojilerin yaşla beraber değişebileceğini düşünüyorum. çocuk yarın bir gün dinci/liberal/komünist olacak ama kolundaki yüzünden kendisiyle çatışmaya girecek. yapmasın bence. ya da geçici falan yapsın nebleyim.
0
dr cucu
(23.07.09)
manyak derim çok kısa olarak.
0
likeinme
(23.07.09)
atatürk dirilip görse sopayla döver çatçat diye..
mesela neden türk bayrağı değil, atatürk büstü ya da minimalist bir resmi böyle sırf gölgelerden oluşan filan, niye böyle şeyler değil de imza? başka türlü bakış açıları herhalde.
absurd olsa da ben de şu hapishane dövmelerinden dirsekteki örümcek ağları olayını çok beğeniyorum ama yaptıracağımı sanmam :)
0
kediebesi
(23.07.09)
insanın ideolojik yönelimi 40'lı yaşlarında hatta daha sonrasında bile değişebiliyor. eminim kardeşin oldukça gençtir, hiç o kadar emin olmasın hayatının sonuna kadar o dövmeyi gururla taşıyacağına.
lakin dövme de güzel bişey, estetik bulduğu ya da daha kişisel bir anlamı olan bir şekil yaptırsın bence. pişman olma ihtimali azalır.
bir dövme sanatçısının röportajını okumuştum, ideolojik veya dini simgelerin dövmesini kesinlikle yapmadığını söylemişti mantıklı bence de.
0
hayali arkadaş
(24.07.09)
Bu kadar manyak falan demenize gerek yok o kadar garip bir durum değil bence çünkü gidip atıyorum aslan orumcek vs. yaptıracağına Atatürk'ün imzasını yaptırır burdada kımsenın ona manyak deme hakkı yoktur.
0
tatarcan
(25.07.09)
(18)

değiştiğini hissetmek?

hayali arkadaş
birkaç aydır çok değiştiğimi hissediyorum. Yaptığım hiçbir şeyden haz alamıyorum. Önceden ne bileyim çiçeklerimden biri açtığında, sevdiğim insanlarla vakit geçirdiğimde, evi toplayıp tertemiz yaptığımda duyduğum sevincin hazzın zerresini hissedemiyorum artık. Geçen gün çok yakından olmasa da tanıdı
birkaç aydır çok değiştiğimi hissediyorum. Yaptığım hiçbir şeyden haz alamıyorum. Önceden ne bileyim çiçeklerimden biri açtığında, sevdiğim insanlarla vakit geçirdiğimde, evi toplayıp tertemiz yaptığımda duyduğum sevincin hazzın zerresini hissedemiyorum artık. Geçen gün çok yakından olmasa da tanıdığım ve sevdiğim epey genç birinin ölüm haberini aldım üzülmedim bile, ki daha önce hiç tanımadığım sadece adını bildiğim birinin ölmesi bile haftalarca aklımdan çıkmamıştı. Neyse işte böyle genel bir donukluk halindeyim. Okurken acayip bi hayranlık duyduğum, o heyecanı kaybetmemek için beş sene geçmeden tekrar okumayı kendime yasakladığım bi roman var onun beşinci senesinin dolduğunu hatırladım tekrar okudum hiçbişey hissetmedim. Nerdeyse tanıyamıyorum kendimi. Hani belki dışardan bakılınca fark edilebilecek ya da normal dışı görünebilecek bir durum değil belki benimki ama ben önceden fazlasıyla çoşkulu, neşeli işte böyle gülen gözler filminde falan gözleri dolan bi insandım, hiç bi şey anlamadım bu işten.

Duyuruculara sormak istediğim şey benzer bir deneyimi yaşayan var mı? Varsa anlatabilir mi, geçici midir kalıcı mıdır, nedendir falan?

Depresyondur demeyin işimi gücümü yerine getirmek konusunda hiçbir sorunum yok hatta eskisinden daha düzenli, sorumluluk ve motivasyon sahibi bi insana dönüştüm ona da ayrıca şaşırmakla beraber bi şikayetim yok.
Yaş 28 kadın.
0
hayali arkadaş
(20.07.09)
kadin degilim ama ask ise yarar.
0
gunlerin kopegi
(20.07.09)
ruhun nasir tutmus, torpule kivilcim ciksin, ates alsin bedenin, sonra kullerinden yeniden dogarsin. aslinda zamandir hem suclu hem de herseyin ilaci, sen bu halinle cok dogalsin.
0
ermanen
(20.07.09)
Ben de aynı şeyleri dönemsel olarak yaşıyorum. Her şey solgunlaşıyor, tatsız tutsuz oluyor. Bazen yediklerimin içtiklerimin buna sebep olduğunu düşünüyor olsam da aslında hayatımda hissedilmeden gerçekleşen değişimlerin buna yol açtığını fark ettim. Depresyonla karıştırmak yanlış, onun belirtileri daha ağır.

"Depresyondur demeyin işimi gücümü yerine getirmek konusunda hiçbir sorunum yok hatta eskisinden daha düzenli, sorumluluk ve motivasyon sahibi bi insana dönüştüm ona da ayrıca şaşırmakla beraber bi şikayetim yok."

İlginizi kanalize ettiğiniz ve tüm aklınızı harcadığınız bir iş, diğer önceliklerinizin geri plana düşmesine ve renklerinizin, zevklerinizin 180 derece değişmesine sebep olabilir.
0
tubytube
(20.07.09)
geçmiyor, hatta soğuk ve ters bir insana dönüşüyorsunuz...
yeni şeyler bulmak lazım o da aynı sıkıcılık ve ifadesizliğe dönüşene kadar o yeni şeylerle idare ediyorsunuz
0
ilse
(20.07.09)
aynı durum bende de söz konusu. uzun anlatmama gerek yok sanırım ama depresyon olduğunu sanmıyoum. beyaz bir boşluk var sanki önümde ve umarsız davranıyorum bu boşluğa karşı. içimde bir kıpırtı olması için ne gerekli bilmiyoruma am evet belki aşk.
bunun dışında seyahat etmek de insanın içini kıpırdatır biraz..
2 yıldır çok stresli ve yoğun bir işte çalıştım. bendeki bu değişime bunun neden olduğunu düşünüyorum. belki sende de böle bir rutin durum vardır.
0
goldenbrown
(20.07.09)
@gunlerin kopeği, @goldenbrown- karşıma sayid jarrah bile çıksa aşık olabilirmişim gibi gelmiyo. İlişki yaşamayı istememe değil de duygu ve coşku eksikliği ile ilgili.

@ermanen-şair ruhu törpülemek için bi prosedür de önermiş mi acaba?

@tubytube-işte bana da öyle geliyo. böyle sadece akademik birikimden ibaret düz insanlar olur ya onlar gibi mi olucam diye korktuğum oluyo.

@ilse-evet haklısın. soğuk ve ters miyim bilmiyorum ama daha sert ve saçmalıklara daha az hoşgörü gösterebilen biri oldum. ben bunları "kişilik kazanma" falan gibi yorumlamıştım.
0
🌸hayali arkadaş
(20.07.09)
hepiniz bi güzel ağlayın.
0
starcan
(21.07.09)
Evli degilsiniz sanirim?

Bebek ozlemi olabilir mi acaba onu bir sorgulayin.
0
msb
(21.07.09)
hayır evli değilim. (bebek özlemini cinsellik eksikliği anlamında kullanmadığınızı varsayarak) bebek istemiyorum yani hormonal olarak istiyorumdur belki ama zihinsel olarak istemiyorum.
bebek özleminin böyle bi etkisi mi oluyor?
0
🌸hayali arkadaş
(21.07.09)
Yaşanan sorunlu bir dönem böyle şeyler doğurmuş olabilir , hala sorunlarını aşamamış olabilirsin işe o kadar sarılıyor olmak depresyonda ya da sıkıntıda olmadığın anlamına gelmez , sorunlarından kaçmak için işine daha fazla konsantre olur zamanını ona ayırırsın böylece sorunlarını hatırlamaz ve onlardan uzaklaşırsın. Senin için önceliği olan şeyler değişmiş olabilir eskiden dostlarınla eğlenmek , kitap okumak kendine zaman ayırmak en önemli olaylar iken şu an yerini iş para kariyer gelecek kaygıları almış olabilir. Başka bir sürü şey olabilir. Bende bu tür bir dönem yaşadım benim ki bana göre biraz uzun sürdü bu sebeple kalıcı oldu.
0
JD
(21.07.09)
Bebek özlemiyle cinsellik ihtiyacını nasıl bağdaştırdınız anlayamadım. Her neyse,

Kadınların bir yaştan sonra yoğun bir bebek özlemi hissiyati içerisinde olduğu çevremden edindiğim izlenimdir. Yalnızca bir olasılık olarak sundum sorgulamanız için.
0
msb
(21.07.09)
evlilik hayaliniz varsa, 28 yaş itibariyle normal bir durumdasınız. evlilik hayaliniz yoksa bence cevap basit, monotonluk ve rutinlik canınızı sıkıyor. yeni birşeylere ihtiyacınız var. işinizde olmasa bile sosyal hayatınızda farklı birşeyler yapın. mesela limon'dan zirvelere bir göz atın, belki çok seveceğiniz kişilerle tanışabilirsiniz. daha önce gitmediyseniz, caz, blues konserlerini deneyin, bir dans kursuna gidin, fotoğrafçılara ve ressamlara modellik yapın. vs
0
turkish tekila
(21.07.09)
rutininiz sizi hoşgörülü, zevk alan, mutlu bir insan yapmaz. bir sandalye veya masa değilsiniz ki birkaç testere darbesi sizi istediğiniz forma soksun. yaşayan, düşünen bir varlıksınız. rutin haricinde ne yapıyorsunuz?

manevi yönden ruhunuzu ne kadar doyuruyorsunuz? Müslümanlık, hristiyanlık, budistlik, puta taparlık binyıllardır boşuna var değiller. İnsanlar demek ki birşeyler buluyorlar burada. Ateist olan adam bile ateistlik üzerine manevi yönden kendini doyuruyor.

Sizi bu ale getiren yıllardır doyurmadığınız manevi açlığınızdır.

Gitgide bir mobilyaya dönüşüyorsunuz. çok acı ama böyle.
0
eyke
(21.07.09)
beyin tümörüdür.
0
fspades
(21.07.09)
doğum haritanızı görmek lazım ama ay'ın konumuna göre 28. yaş çok dönüşümsel, sancılı bir yaş olabiliyor. işte, ay'ın konumunu görmek lazım. basit bir heyecan arayışı gibi geldi ama bana.
0
canimnicknameyazmakistemiyor
(21.07.09)
yaşınızla ilgili bence. hemen hemen aynı yaşlardayız, geçen sene ben de aynı şeyleri hissediyordum. kendime farklı uğraş ve amaçlar edindim. beni sıkan şeyleri çıkardım hayatımdan. yaşıma alışamamıştım ama sonra bunu da atlattım.
30 yaş bunalımı ya da benzeri bir şey de denebilir, bilmiyorum ama bu yaş döneminde normal bir durum.
gerçekten büyüyoruz, ondandır.
0
aithra
(21.07.09)
emek verip cevap yazan herkese teşekkür ederim. anladığım kadarıyla kalıcı bir durum bu. maneviyat eksikliği, rutinden sıkılma değil de büyümekle (yaşlanmak desek daha samimi olcak sanki) ilgili birşey olması ihtimali daha yakın geldi bana. insan dünyada yeterince uzun zaman geçirdiğinde eskiden zannettiği kadar özel, farklı falan olmadığını hatta kendini zannettiği kadar güzel bile olmadığını anlıyor. hatta "insan" denilen, "düşünce" denilen, "ideal" denilen şeyler bile eskisi kadar yüce gelmiyor kişiye. maneviyat, anlamlandırma falan da o hayal kırıklığını az da olsa kompanse etme çabaları.
ama belki daha gerçekçi oluyosundur bu da iyi birşeydir.
0
🌸hayali arkadaş
(21.07.09)
normal ya da daha kötü bir tabirle sıradan olduğunuzu anlıyorsunuz da ondan böyleyseniz, üzülmeyin. hepimiz sıradanız :) ama bu düşünce sizi insanlara (size kendinizi özel hissettiren insanlara: arkadaşlar, aile vs.) daha fazla bağlamalıydı :) ..ve hatta kendinizi daha özel ve mutlu olmanızı sağlayacak uğraşlarla uğraşmalıydınız. öyle değil mi?
mesela dans edin. dans ilginizi çekmiyorsa spor yapın vs.
0
aithra
(22.07.09)
(4)

Güveç kullanımının incelikleri?

betty puf puf
Arkadaşlar annem bize hediye olarak süper bir güveç getirmiş. Sırsız ve toprak bir güveç. Nette biraz bakındım. İlk kullanımda kuyruk yağı ile yağlayın diyen var, sütle kaynatın diyen var, yağ gezdirip fırınlayın diyen var. En mantıklı ve pratik sütle olanı geldi bana. Bir bardak suya yarım bardak s
Arkadaşlar annem bize hediye olarak süper bir güveç getirmiş. Sırsız ve toprak bir güveç. Nette biraz bakındım. İlk kullanımda kuyruk yağı ile yağlayın diyen var, sütle kaynatın diyen var, yağ gezdirip fırınlayın diyen var.
En mantıklı ve pratik sütle olanı geldi bana. Bir bardak suya yarım bardak su ölçüsü gördüm bi yerde. Aynen uygulayıp ocağın en küçük gözüne en kısık ateşte koydum kaynamaya. Şimdi bu güveç tam yemeği bitirirken çatlayıp patlamaz, yahut elimde kopmaz di mi?
Ayrıca yemek toprak kokar mı? İçine kum dolar mı?
N ette bu tarz şeyler yazan olmuş da, tırstım ecük.
Teşekkürler.
0
betty puf puf
(16.07.09)
avanos'ta güveci elleriyle yapan adam "hiçbir şey koymayın, hiçbir işlem yapmayın, sıcak suyla yıkayıp direkt kullanın" dedi.
0
kibritsuyu
(16.07.09)
bişi olmaz ye gitsin.
0
dairofo
(16.07.09)
özel bir şey yapmasanızda olur. direk yemeği yapıp, afiyetle yiyebilirsiniz. güveç yemeğin lezzetine lezzet katar...
0
benim de soyleyeceklerim var
(16.07.09)
gözenekli bir yapısı olması dolayısıyla öncesinde yağlanması gerekiyor diye biliyorum. ben güvecimi alıp kasaba gitmiştim yağı o vermişti, hatta kuyruk yağı olmazmış böbrek yağı vermişti sonra bi pide fırınına götürdüm orda fırında beklettiler uzun süre.
yalnız çok zahmetliydi günlerce kül temizledim içinden. hiç yağlamadan oluyorsa ne ala.
0
hayali arkadaş
(16.07.09)
(5)

Kediotu bitkisi hakkında bilgi

joehigashi
Sözlükte bilgi var ama verilen bilgiler beni pek tatmin etmedi.. Bu bitkisel hapı sabahları artık müzminleşen yorgun kalkma modundan kurtulmak için kullanmayı düşünüyorum.. Lakin ucuz bir şeyde olmadığı için bir işe yaramazsa eğer parayı sokağa atmış olurum.. Acaba bu haptan ve bitkiden fayda gören
Sözlükte bilgi var ama verilen bilgiler beni pek tatmin etmedi.. Bu bitkisel hapı sabahları artık müzminleşen yorgun kalkma modundan kurtulmak için kullanmayı düşünüyorum.. Lakin ucuz bir şeyde olmadığı için bir işe yaramazsa eğer parayı sokağa atmış olurum.. Acaba bu haptan ve bitkiden fayda gören birileri var mı ?
0
joehigashi
(12.07.09)
bünyen saglamsa kedi otu bi işe yaramaz ancak pisikolojik etki yapar, ben nasil olsa bitkisel die 3 kapsül icerdim ancak 3 kapsül uyumama yardım ederdi, bilmiyorum belki de ben öküz bünyeliyim ama tavsiye etmiyorum, onu icicegine relax cay vardi bi zamanlar, bi kac fincan ondan ic.
0
saturndeki salyangoz
(12.07.09)
bitkisinin kokusu çok feci. dört yudum sonra bunu içecek hale nasıl geldim diye düşünmeye başlamıştım ben. iyileştirici yanı budur belki de. kısacası insan için değil, bırak kediler nasiplensin. tabi midem sağlam diyorsan o başka.
0
zihuatanejo
(12.07.09)
ben tam da senin kullanmayı düşündüğün sebepten dolayı kullanmıştım çok fayda gördüm. bitkisinin kokusuna katlanmak gerçekten mümkün değil, bazı aktarlar bile kokusu yüzünden satmıyorlar bunu. o yüzden bence haplarından alın.
0
hayali arkadaş
(13.07.09)
@hayali arkadaş

ne şekil kullandın ? Hangi zamanlarda günde kaç defa aldın ?
0
🌸joehigashi
(15.07.09)
markasını hatırlamıyorum ama aktardan almıştım. şişelenmiş haptı, solgar falan gibi bi markadır herhalde.
hapı bile biraz kokuyo.
0
hayali arkadaş
(16.07.09)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.