Giriş
(12)

kaniş cinsi köpeğe isim bulmaca

temizkopat
kaniş cinsi yavru köpeğimize kokoş isimler arıyoruz ama bulamıyoruz, bulamıyoruz ama arıyoruz. bu konuda fikri olan hayır sahipleri kişileri kucaklamak istiyorum ama fikirlerini paylaşmak kaydıyla. ne kadar fikir o kadar kucaklama. bedava yok.
kaniş cinsi yavru köpeğimize kokoş isimler arıyoruz ama bulamıyoruz, bulamıyoruz ama arıyoruz. bu konuda fikri olan hayır sahipleri kişileri kucaklamak istiyorum ama fikirlerini paylaşmak kaydıyla. ne kadar fikir o kadar kucaklama. bedava yok.
0
temizkopat
(04.06.09)
dut =)
0
sarper361
(04.06.09)
peder.
0
radikalherif
(04.06.09)
direk kokoş diyin işte olmuş o.
0
buffy de vampir sayilir
(04.06.09)
patice
0
hayali arkadaş
(04.06.09)
bıdık
0
tulkas
(04.06.09)
proc
0
boshi
(04.06.09)
safinaz
0
uyuzcan
(04.06.09)
haydariye
nonoş
mazbut
0
snickers
(04.06.09)
astra, bella, cleo, mimi, tara, viki, bianca, tai
0
ermanen
(04.06.09)
mehtap,
şehnaz,
mişa,
konkeni, ben de önercektim.
0
pyro clustic flow
(04.06.09)
kimse söylememis herkes beni beklemis;

fifi
0
neronas
(04.06.09)
paris. göbekadını da hilton koyun bence. evet evet paris.
0
zkurmus
(04.06.09)
(10)

filmde oyuncunun sinema perdesi içine girdiği filmler?

anki06
filmde, oyuncunun sinema perdesi içine girdiği filmler??? hatırlayan varsa yazabilir mi acep?
filmde, oyuncunun sinema perdesi içine girdiği filmler??? hatırlayan varsa yazabilir mi acep?
0
anki06
(03.06.09)
Last Action Hero (1993) Arnold Schwarzenegger
0
mario64
(03.06.09)
tam tersinin gerçekleştiği yani oyuncunun sinema perdesinden çıktığı bir film biliyorum; purple rose of cairo.
Bir de garfield'in çizgi filmlerinden birinde garfield çizgi roman sayfasından çıkıyordu.
0
hayali arkadaş
(03.06.09)
craig david'in 7 days klibinde de perdeden çıkıyordu.
0
el magico
(03.06.09)
an american carol'da jfk'i oynayan adam tvye girmişti.
0
sarge
(03.06.09)
videodrome da james woods tv nin içine girmişti..
0
kalim
(03.06.09)
tele yunus vardır evinden televizyona giren..
0
cedilla
(03.06.09)
(bkz: pleasantville)'de bir abi ve kardeşi kendilerini siyah beyaz bir tv dizisinin içinde buluyorlardı. perde değil ama iş görür.
0
akkam karakaz
(03.06.09)
truman show da da buna benzer bişi vardı ama orada gerçi setin dışına çıkıyordu.
0
ground
(03.06.09)
bir korku filmi vardı, elektrik hatlarından ilerleyebiliyordu kötü adam. o da tv'nin içinden çıkmıştı.
0
marido
(04.06.09)
@marido: o Shocker :) Çocuktum ya. Hatırlattın, canlandı anılaaar.
www.imdb.com
0
erci
(21.11.10)
(4)

pet shop'lardaki açık mamalar

hayali arkadaş
Ya da genel olarak kedi maması...Kedime market maması alıyorum ama idrar tıkanıklığı yaptığını duydum, duyuruda da biri yazdı. Profesyonel mamalar ise aşırı pahalı, özellikle benim obur kedim için.Eminönünde falan olanları sormuyorum ama büyük pet shoplarda (içinde veterineri falan olan) açık satıla
Ya da genel olarak kedi maması...

Kedime market maması alıyorum ama idrar tıkanıklığı yaptığını duydum, duyuruda da biri yazdı. Profesyonel mamalar ise aşırı pahalı, özellikle benim obur kedim için.

Eminönünde falan olanları sormuyorum ama büyük pet shoplarda (içinde veterineri falan olan) açık satılan kedi mamaları var, profesyonel mamaların açık hali oldukları iddia ediliyor doğru mudur? Doğru ise yarı yarıyadan bile daha hesaplı o mamalar, onlardan alabilirim.

Profesyonel mama ve market maması arası birşey yok mudur? Cat's choice demişlerdi kullanan ve memnun kalan var mı? Ya da "şu market maması en az profesyoneller kadar iyidir" diyen.
0
hayali arkadaş
(03.06.09)
market maması dediğiniz whiskas mı yoksa kuru mamalardan mı?
0
ozdek
(03.06.09)
market mamaları genelde kediler daha severek yesin diye tuz yoğunluğu yüksek üretilirler ve haliyle ilerleyen yaşlarda böbrek problemlerine neden olurlar. o açık mamalarla market mamaları arasında hiçbir fark yoktur inanın, istisna olarak bazı pet shoplarda profesyonel mama firmalarının paketi patlak veya sorunlu olduğu için defolu sayılan mamalarının açık olarak satılması mümkün ama onu da gerçekten hatırlı müşterilerine saklarlar. eğer profesyonel mamalar sizin için çok pahalıysa bu mamaları alıp kedinizin böbreklerini yoracağınıza kendi hazırladığınız basit mamalarla beslemenizi öneririm.
0
sirena
(03.06.09)
pro mamayı açık satan petshoplarda var. mesela arkadaş pet. napıyorlar da ucuz satıyorlar dersen 12-18 kiloluk paketleri toptan alıyorlar. o sayede kilo başına baya karlı fiyat ediniyorlar.
0
darknum
(03.06.09)
@ozdek:tüm mamaları kastetmiştim, bonnie, whiskas, kite kat vb. Kuru ya da ıslak.

@sirena: içine altın tozu bile koysam evde yaptığım mamaları yemiyor benim kedim. Kaç kere denedim açlıktan ölme pahasına da olsa yemedi.

Vatan caddesi üzerinde büyük bir pet shop var, oranın açık mamaları hakkında bilgisi olan var mı? bana güvenilir göründüler, kutuların üzerinde markalar falan vardı.
0
🌸hayali arkadaş
(03.06.09)
(9)

insanları damgalarken yaftalarken neremizle düşünüyoruz orayı kesebilir miyiz

zombikanı
çok saf bi soru mu sordum emin diilim yani evet mutlaka bi önyargımız oluyo herkese karşı peki bunu yapmama erdemine ulaşabilmenin yolları neler nasıl oluyor
çok saf bi soru mu sordum emin diilim yani evet mutlaka bi önyargımız oluyo herkese karşı peki bunu yapmama erdemine ulaşabilmenin yolları neler nasıl oluyor
0
zombikanı
(03.06.09)
(bkz: empati)
0
sui
(03.06.09)
insanlara saygı duymakla oluyor.
0
bryan fury
(03.06.09)
her tarafa çekilebilecek bi soru sordum fazla dağınık ve tam istediğim şekilde soramadım anca bu kadar oluyo şu halde.her türlü cevaba açığım
0
🌸zombikanı
(03.06.09)
Pratikte insanlara saygı duyan ve empati yapabilenler fazla önyargılı olmuyor evet.

Fakat insanların önyargılı olması engellenemez bir şeydir bana göre. Ne kadar empati yapılırsa yapılsın, ne kadar saygı duyulursa duyulsun illaki farkında olmadan insanları yaftalayabiliriz diye düşünüyorum. Sanırım içgüdülerle alakalı bir durum, insanlar farklı olanları daima tehdit olarak algılayabilir.

Genel anlamda insanları yaftalamam, önyargıda bulunmam ama kimi zaman farkında olmadan yapıyorum.
0
trista
(03.06.09)
kafanla düşünüyorsun. direkt kesmen zor olabilir. ama onun yerine piyano teli bağlayıp yüksek bir yerden atlarsan yüksek ihtimal kopacaktır.
0
mortifera
(03.06.09)
Çnyargılar bize vakit kazandırabildiği için kullanıyoruz, kısa yol tercih etmek gibi. Daha önce çin yemeği yiyip nefret ettiyseniz yeni bir çin yemeğini de denemeye daha az meyilli olursun. ama kısa yolların sosyal durumlarda hazin sonuçları da olabiliyor ayrımcılık gibi. yalan yanlış öğrendiğimiz bir bilgiyi farkında olmadan kullanabiliyoruz.

Bu konu üzerine ben de çok düşünmüştüm şöyle bir yöntem buldum, bir sıfatın ya da niteliğin tanımladığı şey dışında bir şeyler de içerdiğini düşünürsen düşüncenden vazgeçmek gibi. Mesela abartılı süslü püslü bir kadın gördüğünde kafasının çok çalışmayabileceğini düşünebilirsin, o zamana dek gördüğün tüm süslü kadınlar gerçekten boş kafalı olabilir ama o tek kadınla ilgili diğerlerine dayanarak çıkarım yapamazsın bu çıkarımı yapman için sana bu niteliğe ilişkin birşey sunması gerekiyor. sunarsa tamam o hakikaten boş kafalıdır ama sunmayabilir de, önyargılarından bağımsız bir gözlem yapman lazım. Bu sadece olumsuz önyargılar için değil olumlu önyargılar için de geçerli. Gördüğün tüm patagonyalılar yardımsever insanlar olabilir ama yeni tanıştığın bir patagonyalıyı da bu önyargıdan bağımsız değerlendirebilmen gerekiyor. Yani olumsuz görüneni bırakıp olumlu görünendeki önyargılarında ısrarcı olmaman lazım, tutarlılık gerekiyor.

Başka bir yöntem de şu, algı, düşünce ve davranışların merkezi olan beyin her an o kadar büyük bi hızla yeniden yapılanabiliyor ki kişilerin deneyimleri arasındaki farklar kişilikleri arasında çok ciddi farklara yol açabiliyor. İki ikiz bile aynı genleri ve çevreyi paylaşmalarına karşın birbirinden çok farklı olabiliyor. Senin izlerken heyecandan öldüğün, dinlerken coşkudan bayıldığın bir şarkıyı aynı şeyleri hissetmesini bekleyerek birilerine sunduğunda onların nasıl da sıkıntıdan bayıldığına tanık olmuşsundur muhakkak. Kendi dünyamızın merkeziyiz ama kendi algımız dünyanın merkezi değil. Bunu kabul etmek göründüğünden daha zor olsa da kabul edebilirsen çok şey kazanmış olursun.
0
hayali arkadaş
(03.06.09)
"without judgement perception would increase a million times"
(bkz: without judgement)
(bkz: chuck schuldiner)
0
fortisvita
(03.06.09)
insanları zihinlerde putlaştırmamakla da oluyor. birisini zihninde putlaştırıyorsun sonra başkası onu eleştirince bu da adam değil ne bilir aydın düşmanı diye yaftalıyorsun...
0
alkolikfedai
(03.06.09)
beynindeki frontal lobu kesebilirsin mesela, işe yarar. hem frontal lob olmadan da yaşanabiliyor. süper bir koygötünegitsincilik gelir huzura erersin.
0
coffee and cigarettes
(03.06.09)
(11)

çok kahve içmenin zararları?

efexor
günde orta koyulukta 5-6 kahve mesela?
günde orta koyulukta 5-6 kahve mesela?
0
efexor
(02.06.09)
bağımlılık
0
zombikanı
(02.06.09)
kafeinin zararları geçerlidir işte.
0
deckard
(02.06.09)
genel anlamda bağışıklık sistemini yorar..
saç tırnak ve cilt problemleri, mide problemleri ilk aklıma gelenler..
tansiyonla da ilintisi var die biliorum..
0
iloushka
(02.06.09)
hatunsan basenlerde kalcada portakal oluyormus.
0
bryan fury
(02.06.09)
sabah kalktığında "lem uyumak için bir güncüğüm daha olsaydı ne olurdu be" hissi içinden gün boyu gitmez insanın. işin kötüsü akşam eve dönüldüğünde de ertesi sabaha kadar geçer.
0
jack of hearts
(02.06.09)
Hamileysen düşük riskini artırırsın mesela.

İlaç kullanıyorsan onlarla etkileşime girip etkiyi artırma ya da azaltma durumu olabilir.

Gastritini reflünü azdırabilir. Yoksa yapabilir (bundan emin diilim fazla)
0
sui
(03.06.09)
bunu kimse size söylemez kolay kolay çünkü çok az kişi bilir. www.bodytr.com buradaki beslenme uzmanına göre (bana msnden söylediğine göre) kimse söylemeye kolay kolay cesaret edemezmiş ama kahve testesteron üretimini azaltıyormuş. uuu uyanın badiciler :-) yazcam bunları ama okumuyorsunuz ki arakdaş cık cık cık
0
Karluk
(03.06.09)
tuvalette yaşarsın. insan işemekten sıkılıyor yaw
0
argent dawn
(03.06.09)
kalp çarpıntısı.kalpte ritim bozukluğu
0
buffy de vampir sayilir
(03.06.09)
Uyku kalitesini de etkiler o yüzden gece yatmadan 4 saat önce kahveyi kesmek gerekir.

Vücuda alınan herşeyin etki etmesi ve etkisinin kaybolması için belli bir süre geçmesi gerekiyor. Sigara kahvenin bu grafiğini çok hızlandırıyor. O yüzden normalde kafein 4 saat kadar etki ederken, sigara içenlerde 1-2 saate düşebiliyor etkisi, benzer bir şey doğum kontrol hapları için de geçerli.

erowid'de de şunları demişler:


* Increases anxiety and nervousness at high doses or in sensitive individuals [Lieberman 1992, Loke 1988]
* Insomnia, decreased ability to sleep [Smith 2002]
* Caffeine withdrawal can worsen mood [Schuh 1997]
* Caffeine withdrawal causes headaches, flu-like symptoms, feelings of lethargy and reduces motivation [Schuh 1997]
* Increases jaw tension and bruxism [Erowid Self Reports 2000, Ohayon 2001]
0
hayali arkadaş
(03.06.09)
dikkat toplayamama. inanmıyorsan sabah 4 bardak kahve çak sınava gir. sorulardan çok kim öksürdü, kim tıksırdı, şu kızın eteğe bak lan gibi şeyelr düşünüyor insan.
0
ayiadam
(03.06.09)
(3)

kedisevercanlar

iloushka
şimdi gene ben ve gene bi kedi sorusu...hatta bi kaç tane (:1.dün bir arkadaşımın çantasında ceviz yaprağı vardı.benim oğlan ceviz yaprağı yedi bu normal midir?2.hani şu kedi otları var ya onlardan kullanan varmı?ben sprey olanlardan aldım tırmanma tahtası için..tahta dışında her şeyi tırmalıo.ne ya
şimdi gene ben ve gene bi kedi sorusu...hatta bi kaç tane (:

1.dün bir arkadaşımın çantasında ceviz yaprağı vardı.benim oğlan ceviz yaprağı yedi bu normal midir?

2.hani şu kedi otları var ya onlardan kullanan varmı?ben sprey olanlardan aldım tırmanma tahtası için..tahta dışında her şeyi tırmalıo.ne yapabilirim?

3.kedimi aldım alalı profesyonel mama kullanıorum.kısırlaştırdıktan sonra veterinerim hill's in H/D ya da C/D emin deilim ondan kullanın dedi.özelliği üriner sistem hastalıkları için tedavi edici olması.erkek kedilerde kısırlaştırmadan sonra idrar yollarında kristalleşme oluomuş.ööle dedi..ama birinde mecburen başka bi veterinerden aldım mamayı.geçmiş olsun hasta mı kediniz dedi..kafamda soru işaretleri var...ben gene proplan a dönüp light mama mı alsam diorum...yani boşu boşuna ilaçlı mama vermiyim, hastalanınca etkisini göstermez sonra die korkuorum..sizce ne yapayım..bilen varsa aydınlatırsa çok mes'ud olurum..

4.benim oğlan 4 kaplan gücünde..ne yapsa enerji bitmio.yaramazlığı geçtim.ama kendisine zarar verecek die korkuorum artık.özet gerekirse 2 tane çamaşır kurutmalık kırdı, masada duran bardak tlf vs ne bulursa yere atıo evde bardak kalmadı nerdeyse, çelik kapıyı ben dışardayken içten kilitlemiş kancasını gece 1 de kapı kırdırdım, klozeti kırdı değiştirdim, duşa kabinin üstünde o 2 cm bile olmayan platformda yürüo...hani şaşırdım.ne yapabilrim sizce?

baya bi sıraladım ama...idare edin duyurucanlar (:
0
iloushka
(02.06.09)
senin oğlan daha yavruysa yaramazlıkları normal. pek yakında durulucaktır. malak gibi yatmaya başlicaktır. mama konusuna gelince, veteriner ne diyosa doğrudur. her kafadan bi ses çıkar iyice kafan karışır. veterinerin bi bildiği vardır elbet. bi tek ona güvenmelisin bence. yüzyıllardır evde 97548794587 tane kedi baktığımdan tecrübelerime dayanarak söylüyorum bunları. bir de tırmanma tahtası yaramaz kedilere işlemez, onlar muzurluklarından koltukları falan tırmalarlar. yaprak yemesi de karnının ağrıdığını gösterirmiş. gerçi benim kedim bulduğu yaprağa atlıyo, sürekli karnının ağrıdığını zannetmiyorum. tamamen oburluğundan kaynaklanıyodur. merak etme sen.
0
suicides underground
(02.06.09)
1. Kediler hangi bitkilerin kendileri için zararlı olduğunu her zaman olmasa da biliyolar. Benimki balkonda oynarken birçoğunu yemiyo mesela ama sevdiği bitkileri hapır hupur yiyo, iki kere kustu ve yaprak çıkardı ama belki yaprağı yemese de kusacaktı emin değilim. Sonuç olarak kendilerini zehirleyip öldürecek bir bitkiyi yediklerini duymadım en fazla kusup çıkarırlar.

2. O spreylerin bi işe yaramadığını ben de duymuştum. İçinde catnip denen kedi nanesi var sözde ama kimse memnun kalmamış onlardan. Kedi otu denen 2 tür daha var en iyisi ben madde madde yazayım
(a) catnip: kedileri stimüle ediyor(muş), kokladıkları anda miyavlamaya yerlerde yuvarlanmaya başlıyorlarmış. Spreyler dışında bulmak çok zor, bulursanız bana haber verin.
(b) kedi çimi (avenna sativa): çimen gibi bişey, kedilerin yuttukları tüyleri çıkartmalarına ya da sindirmelerine yardımcı oluyor, evde yaşayan kedilere vermek gerekiyor. Tohumlarını bulup yetiştirebilirsiniz, kolay yetişen bi bitki, tipi de çimen gibi. Bir de marketlerde kutuyla da satılıyor yeni yeni ama markette satılanı denemedim.
(c) valerian kökü: berbat kokan bişey ama kediler kokusuna bayılıyor, sakinleştirdiği söyleniyor, kokusuna dayanabilirseniz aktarlarda bulabilirsiniz, kökü kullanıldığı için bitki olarak yetiştirmeniz işe yaramaz, kökünü çıkartmak isteyen kedicik evi toprağa bular, bitki ziyan olur. sizin kediye iyi gelebilir o kadar yaramaz olduğuna göre. (4. sorunun cevabı oldu)

4. pencereden uzak tutun, temkin bilmeyen adrenalin bağımlısı bi kediymiş, dikkat edin. Başka yapıcak bişey yok sanırım
0
hayali arkadaş
(03.06.09)
@elxa

benim oğlan ishal kabız falan deil.çişini yaparken bi sıkıntısı yok, idrar yollarında da bi problem yok.bizim vet önlem amaçlı ilaçlı mama yedirio..ben bunu anlamadım yani..
hills ya da proplan normal mama kullansam mı diom o yüzden..kısırlaştırmadan beri ilaçlı mama alıoruz...
0
🌸iloushka
(03.06.09)
(9)

Kedi Piresi

joelskellington
Yavru bir kedimiz var. İki aylık. On gündür burada. İlk günler eve almadık ama bir haftadır artık dışarda bırakamıyoruz çünkü yan bahçeye hayvan gibi bekçi köpeği geldi.Kedimizin pireleri var. 20 kadarını tırnağımla sıkarak öldürdüm ama 3-5 var hala üstünde. Veterinere götürüp aşılarını yaptırırken
Yavru bir kedimiz var. İki aylık. On gündür burada. İlk günler eve almadık ama bir haftadır artık dışarda bırakamıyoruz çünkü yan bahçeye hayvan gibi bekçi köpeği geldi.

Kedimizin pireleri var. 20 kadarını tırnağımla sıkarak öldürdüm ama 3-5 var hala üstünde. Veterinere götürüp aşılarını yaptırırken dış parazit aşısını da olacaktı ama biraz geç kaldık, finallerdi haftasonuydu derken ancak bugün randevu alabildik veterinerden. Birazdan götürücem işte.

Mesele şu: Bu kedi bikaç gece önce uyurken kapıyı açık bıraktığım için odama girmiş, ayak ucumda uyumuş. Ve biraz önce, battaniyenin üstünde zıplayan bir pire gördüm. Öldürdüm baktım hakkaten pire lan. Bi veteriner "kedi piresi insana geçmez, evi basmaz, kedinin üstünde yaşar" demişti. Şimdi bu biraz önce öldürdüğüm pire, kedinin üstünden hasbelkader yatağa atlamış, yolunu kaybetmiş perişan bir pire miydi yoksa yumurtadan çıkıp beni yiyerek büyümüş bir pire miydi? Ne kadar zamanda ürüyor bu naneler?

Birinci soru: Evi pire basar mı? Pireler beni yer mi?
İkinci soru: Kedi dış parazit ilacını aldıktan sonra, tekrar pirelenebilir mi? Yani üstündeki pireler eve yumurta falan bırakmışsa, yarın öbürgün, bir ay iki ay sonra tekrar pirelenecek mi bu kedi?
0
joelskellington
(02.06.09)
Bizim kedi yavruyken pireliydi evi bişey basmadı yani veteriner haklı demek ki ben uzman değilim ama :-) ya sonra gittim 5-10 liraya bi bayer toz aldım kararınca döktüm, pirelerin kökünü kazıdım bu tozu iki kere uygulayınca. 1 hafta arayla mı ne uygulamıştım (24 saat sonrasında da yıkıyordum kediyi) pire kapmadı bir daha sonuçta ev kedisi nereden kapacak.

bi de pire yatağa girerse sizi inanın uyutmaz, yer bitirir. yani pire çok pis rahatsız ederdi kesin farkederdiniz.
0
Karluk
(02.06.09)
efendim çocukluğu kedilerden gelen pirelerle yenilerek geçmiş biri olarak söylüyorum ki, kedi piresi insanı deliler gibi yer.

ama yerse anlarsınız yediği yer kızarır, kabarır ve çok kaşınır.

aman dikkat!
0
eyke
(02.06.09)
çarşaflarınızı yüksek sıcaklıkta yıkayın,halıları iyice süpürün, ıslak zeminleri sirkeli suyla silin, kedinizi ilaçlatın. toz veya sprey pire ilacı da kullanabilirsiniz ev için. kedinizi de üstündeki pirelerden temizlemek için sirkeli pamukla silebilirsiniz. geçmiş olsun.
0
turkuazz
(02.06.09)
birinci soruna cevap; pireler evi bir anda basmaz ancak battaniye ustunde gordugun pire battaniyeye yumurta birakmissa ugrasman gerekecek. bizim kediyi pireli gordugum anda evdeki butun battaniye ve halilari yikamistim. daha cok buralara yumurtalarini birakiyorlar.
ikinci soruna cevap; frontline adinda kediler icin bir pire ilaci var. bir kere uyguladin mi bir daha kedinin ustunde tek bir yumurta bile goremezsin ancak biraz once dedigim gibi pireler battaniyeye yumurtlamissa ve kedin battaniyenin ustune cikarsa, yatarsa kedinin tekrar pirelenme olasiligi var. bu yuzden bence butun bu battaniyeleri, nevresimleri yuksek derecede camasir makinesinde yikaman. kolay gelsin.
0
fnac
(02.06.09)
Pire itte, bit yiğitte lafı boş yere söylenmemiştir. Hakikatten pire insanda yaşamaz. Sizi yemez. Defalarca üstelik sokak kedisi besledim biliyorum. Sokak kedilerine pire ilacı neyin yaptırmazdık, kendi habitatlarında yaşayıp giderlerdi. Ama tabii rahatsız oluyor yavrucaklar o yüzden evdeki kedilerimize yaptırıyoruz. Ama dışarı çıkarsa tekrar pirelenir (ilacın etkisi geçince) o ayrı...
0
SiyamkedisiZorro
(02.06.09)
Kedinin pireleri insan kanıyla yeterince beslenip üreyemedikleri için evde kedi varsa sizi tercih etmez.

Benim kedimin damlasını ihmal etmiştik 1-2 ay kadar, tavanlar pire içindeydi, başka yerlerde de vardır tabi ama tavanlar beyaz olduğu için ordakiler daha net görünüyordu. Bana bir zararları olmamıştı. Ertesi gün kediye damla damlattım, evi de elektrik süpürgesiyle temizledim, bir daha görünmediler.

Pire damlası damlattırmanız lazım, kedi henüz yavruysa evde damlatmanız çok zor olabilir. Kedinin yalayamayacağı şekilde ensesine damlatılması lazım, bence bir veterinere götürün hatta birçok pet shop'ta da yapıyorlar. 2 ayda bir tekrarlanması lazım damlanın, biraz geciktirirseniz kedi o kadar kolay pirelenir ki.
0
hayali arkadaş
(02.06.09)
Şimdi veterinerden dönüyorum, damlasını damlattırdım, hatta pire tozu da döktü sağolsun. Kedideki pireler gitti ama yatakta yorganda pire varsa ben bu evi komple yakarım, kedinin girmediği yer yok çünkü, yıkamakla temizlenecek gibi değil kocaman ev : /

Tavsiyeler için sağolun, teşekkür ediyorum. Bişey daha sorucaktım ama unuttum sorarım bi ara
0
🌸joelskellington
(02.06.09)
biz kedinin damlasını damlattıktan sonra evdeki pireler de kaybolmuştu, dediğim gibi insan kanıyla ömürleri kısalıyomuş ve üreyemiyorlarmış, onla ilgili olabilir.
ama ben köşe bucak heryeri çamaşır suyuyla silmiştim, onla da ilgili olabilir,
yine de pire için yorgan yakmayın, birşey olmaz kedi piresinden.

çok endişeleniyorsanız lavantin diye bir bitki var, mezarlıklarda bol bol bulunuyor, aktarlarda da kurutulmuş halde bulabilirsiniz, ondan koyun yatakların üstüne falan, pireleri kaçırıyor.
0
hayali arkadaş
(03.06.09)
kedi piresi diye aratılınca çıktığı için yazma gereği gördüm. genelde sevimli dostlarımızın parazitlerinin bize bulaşmadığı ile ilgili bir kanı var. fakat ilaçlama şirketlerinden bir kişiyle dahi görüşseniz, hamamböceğinden sonra en çok şikayet edilen böceklerden birinin kedi-köpek piresi olduklarını söyleceklerdir. kediler genelde ev dışına çıkmadıkları için ense damlası ile pireden azadeler, ama sokak kedilerinin kulaklarını, boyunlarını ve enselerini tıkır tıkır kaşıdıklarını görüyorsanız bu pireli olduğuna delalettir. aslında bunun hep farkındaydım, fakat çok sevimli bir kediciğe dayanamayıp onu birkaç gün evimde misafir etmiştim. kişisel çözüm çabalarım yeterli olmadı, zira muhtemelen yumurtaları yayıldı etrafa. pireler ölüyor, fakat yumurtaları bir süre sonra kırılıp yeni pireler üretiyor anlaşılan. eğer ayak ve ayak bileğinden dize kadar uzanan kısımda aşı yarasını hatırlatan kızarıklar görüyorsanız, maalesef evinizin pireli olduğuna işarettir. bir an evvel profesyonel yardım almanız gerekiyor. ben evi ilaçlatacağım, ama pirelerin apartmanı salmış olmasından korkuyorum. kediler apartmana giriyor ve ne yazık ki pek bir temizlik yapılmıyor...
0
makinedeki hayalet
(28.06.16)
(6)

belgesel tavsiyesi...

mermer
Daha önce sorulanlarada baktım fakat aradığım cevabı bulamadım hatta onlardan alıntı yaparak soruyorum bu soruyu ; Uzay, mitoloji, ortaçağ vb tarihli konular hakkında leziz belgeseller arıyorum. Mümkünse altyazısı da bulunabilsin.Ayrıca mutlaka izlenmeli diye tavsiye ettiğiniz belgeseller de olur...
Daha önce sorulanlarada baktım fakat aradığım cevabı bulamadım hatta onlardan alıntı yaparak soruyorum bu soruyu ;
Uzay, mitoloji, ortaçağ vb tarihli konular hakkında leziz belgeseller arıyorum. Mümkünse altyazısı da bulunabilsin.Ayrıca mutlaka izlenmeli diye tavsiye ettiğiniz belgeseller de olur...
Arz ederim, teşekkür ederim, amin dinimiz töbe töbe...
0
mermer
(02.06.09)
--Le Peuple Migrateur--
0
blowup
(02.06.09)
(bkz: zeitgeist)
0
bloodorbloom
(02.06.09)
planet earth ve private life of plants
doğa belgesellerinden hiç hazetmeyen bir insan olmama karşın defalarca izledim bu ikisini, yakında yine izliycem.
0
hayali arkadaş
(02.06.09)
ntv kanalında cuma akşam 8'de yayınlanacak bir belgeselin tanıtımını izledim çok güzele benziyor. türkçe adı "yuva" 90 ülkeyle aynı anda bizde de ilk kez gösterilecekmiş. tanıtımı çok ilgi çekiciyidi, ayrıca çok büyük para harcanmış bir yapım anladığım kadarıyla.
0
Karluk
(02.06.09)
carl sagan- cosmos
BBC Documentary - State Of The Planet
Earth Power Of Planet
BBC The Life of Mammals
BBC Wild China
darwin's nightmare
BBC-Attenborough in Paradise
People's Century
Sea Monsters A Walking with Dinosaurs Trilogy
Wild China
Wild Africa
Unutulan Savas Kore
War
NTV Dünyayı Sarsan Günler
ayı adam
bbc life on earth
Religulous
BBC-Parallel Universe
BBC-Wild Weather
Keske Olmasaydi Kanli Istanbul Gunleri
The Silent World - Sessiz Dünya
bbc- how art change the world
My.Country.My.Country
amazing planet
History Channel Biyografi serisi
bbc-wild life special(izlemeden ölme)
0
okocha
(02.06.09)
mutlaka, ama mutlaka izleyin:

(bkz: baraka)
0
trawmatolog
(02.06.09)
(2)

white karo syrup

hayali arkadaş
nedir?ek: nerden alınır?
nedir?

ek: nerden alınır?
0
hayali arkadaş
(01.06.09)
d-glucose (dextrose) bazli misir surubu, normal misir surubundan daha konsantre. normal ve light versiyonunda high fructose misir surubu (kolada kullanilan) da mevcut. beyaz demissin, karo'nun 3 urunu var zaten surup olarak, bunlardan herhalde lite ya da light olanlarini istiyorsun. www.karosyrup.com'ta FAQ da "nationwide" demisler, yani eger turkiye'de ariyor isen dagitimi oldugunu sanmiyorum. kendilerine bir e-mail atip nedir ne degildir sana ozel olarak yollanabilir mi, veya turkiye'de bir butik dukkan getirtiyor olabilir mi, onu sormalisin. eger turkiye'de soul food yapan bir yer var ise onlarda da bulunabilir.
0
bunubenyazdim
(01.06.09)
üflenen köpük balonlardan yapmak için gerekiyor bana yemek için değil.
internette tarifini buldum,çok sağlam dev gibi köpük balonlar yapılabiliyormuş gliserinle karıştırınca. O formülde white diyordu.
0
🌸hayali arkadaş
(01.06.09)
(12)

Kahve Falindan memnun kalmak?

ermanen
"Surda bir kahve fali bakan vardi cok memnun kaldim". Ne demek bu simdi, kahve falindan nasil memnun kaliyorsunuz? Basarili kahve fali bakan ne demek?
"Surda bir kahve fali bakan vardi cok memnun kaldim". Ne demek bu simdi, kahve falindan nasil memnun kaliyorsunuz? Basarili kahve fali bakan ne demek?
0
ermanen
(01.06.09)
fal: geleceğe dair yapılan tahmin
başarı: başarılı olma durumu

hadi bakalım 3 tahmin hakkın var :)
0
mortifera
(01.06.09)
yani atip tuttugun seyler tesaduf olarak dogru cikinca basarili mi oluyorsun? hayir neyi biliyorlar da basarili oluyorlar.
0
🌸ermanen
(01.06.09)
insanın faldan anladığı şeyler farklı da ondan.

" Ay şekerim falcı, erdem adında bir sevgilim olduğunu ve annemin yaşını bildi" diyen biri o falcıyı başarılı buluyor. Zaten bildiği şeyleri falcının bilmesi daha önemli yani bazı fal meraklıları için.
0
clementine
(01.06.09)
kahve falından ne bilinir abi? işte yeni biriyle tanışçan mı, yakınından biri trafik kazası geçircek mi, biri sana fesatlık yapacak mı, uzaylılar tarafından kaçırılıp derinin altına bir şey mi koyacaklar filan falan...
0
mortifera
(01.06.09)
fal bakan kişi o an sizin hayatınızda olan olayları bildiğinde ya da ne biliyim tanıdığınız, bildiğiniz insanların isimlerini soyledığinde inandırıcılıgı artar. sonucta habire gelecekten bahsetse, "su olacak, bu olacak" dese o an ıcın sıze ne ıfade eder kı. ama tutup da "senın calıstıgın sırket bılmemkac harften olusuyor, ıcınde de su harfler var, orda bılmemkım var, senın ayagını kaydırıcak ya da senın terfı etmenı saglıcak" dese mesela, ıyı kahve falı baktıgı -en azından o an ıcın- soylenebılır. sonrasında dedıklerı de cıkarsa o zaman bu ısı gercekten ıyı yapıyor denılebılır. krıterler hem o an sızı ıkna etmesı, hem de gelecek ıcın soyledıklerının cogunun ya da bır kısmının cıkması olabılır mesela.
0
think martini
(01.06.09)
birincisi şimdiyi doğru bilmesi
ikincisi de geleceği doğru tahmin etmesi
bonus: gelecekle ilgili güzel şeyler söyleyip insanın moralini düzeltmesi
bence :) (hiç falcıya gitmedim ama(para veremem o kadar), insanlardan duyduğum kadarıyla
0
kanuniye
(01.06.09)
"falcının bildiği tek şey karşısındakinin ahmak olduğudur" yazıyordu (bkz: dublorün dilemması) adlı romanın biryerinde. bunu biliyorsa başarılıdır derim ben.
0
posteriti
(01.06.09)
kahve lekesine çok benzeyen mürekkep lekeleri gibi belirsiz uyaranlara bakıp ondan anlam çıkartmak psikolojide de kullanılan birşey, rorshach testleri bunun en iyi örneği. Ama projektiftir, karşısındaki ile ilgili değil, algılayan kişinin kendisi ile ilgili bilgi verir.
Bir taraftan da sezgi bilim disiplinleri tarafından da kabul edilen birşey. Damassio isimli bir neuroscientist bu sayede nobel aldı. Örtük olarak öğrenilen ve birçok durumda bilinç düzeyinde değerlendirilemeyen bilginin kullanımı özellikle beyin araştırmacıları tarafından hala üzerinde durulan bir konu. Bir sürü çalışma var bu konuda.
Yani bu mantıkla kişinin karşısındaki ile ilgili bazı şeyleri sezmesi olanaksız değil.
Neyse sonuç olarak bunların hiçbiri kahve falını doğru yapmıyor elbette. Ama uygulayıcılarının çoğu gerçekten birşeyler sallayıp dursalar bile şaşılacak biçimde tutturdukları oluyor.
Kahve falı baktıranların amacı da zaten gelecekteki belirsizlikten yalan yanlış da olsa kurtulma isteği oluyor çoğunlukla. Tanıdığım bir kadın kendisinden 30 yaş kadar büyük bir adamla birlikteydi ve tüm vaktini ve parasını kendisine "ailen sonunda ilişkinizi kabul edecek" diyen falcılarda harcıyordu. Böyle birşey asla olmadı tabi ama o bunu her duyduğunda inanılmaz rahatlıyordu.
Bir taraftan insanlar kendileri ile ilgili birşeyler duymayı da seviyorlar, psikologa sırf bu yüzden giden insanlar olduğu gibi burçlar da böyle bir amaca hizmet ediyor üstelik de sezgi gibi açıklanabilir bir duruma da dayanmıyorlar.

sonuç olarak alan memnun satan memnun :)
0
hayali arkadaş
(01.06.09)
falcılar, zaten bildiğiniz şeyleri size söyleyerek paranızı alan sahtekarlardır. anlam veremediğim bir şekilde bazı insanlar bundan ciddi şekilde etkilenebiliyor.
teorik olarak bir insanın kendi geleceği hakkında öngördüklerinin tutma şansı, herhangi bir falcının öngördüklerinin tutma şansı ile aynıdır.
yani kendi kendinize de sallayabilirsiniz. paranız da cebinizde kalır.

ha falcının biri bir laplace şeytanına sahiptir, ama buna rağmen hala falcılık gibi şeylerle uğraşacak kadar gerizekalıdır. onu bilemem.
( kaos teoremi göz ardı edilmiştir )
0
cruor
(02.06.09)
cinlerle iletişimi kuvvetli demek, başarılı kahve falı bakan.
bir insan geleceği bilemez ve hatta kendi beş duyusu dışındakileri de.
gel gelelim cinler de geleceği bilemez sadece belli tahmin yöntemleri vardır.
herneyse, gereksiz işler.
0
aithra
(02.06.09)
cinlerle ve ruhlarla iyi iletişime geçenler bakıyor.
0
teutonic-terror
(08.02.20)
kahve falı, tarot falı, yıldızname, durugörü, el falı, rüya yorumu, katina aşk falı, su falı, iskambil falı gibi birçok spritüel hizmetleri alabileceğiniz online fal sitesi. ayrıca bu işe yıllarını vermiş tecrübeli falcılar sizinle hiç sıkılmadan ilgileniyor. www.falbahcem.com
0
acemi___rallici
(13.02.20)
(7)

allerjik reaksiyon

hayali arkadaş
bu seneye kadar 3-4 yaşındayken teşhisi konulan zargana balığı ve 18 yaşındayken gittiğim uludağ'da teşhisi konulan soğuk alerjisi dışında alerjik bi durumum yoktu. O zamandan beri hiç zargana balığı yemedim ama soğuk alerjisi de istanbul'da tekrarlanmadı.Buna karşın bu sene her temizlik yaptığımda
bu seneye kadar 3-4 yaşındayken teşhisi konulan zargana balığı ve 18 yaşındayken gittiğim uludağ'da teşhisi konulan soğuk alerjisi dışında alerjik bi durumum yoktu. O zamandan beri hiç zargana balığı yemedim ama soğuk alerjisi de istanbul'da tekrarlanmadı.
Buna karşın bu sene her temizlik yaptığımda hapşırmaya başladım, sanırım toza karşı reaksiyon geliştiriyorum ama daha önce hiç olmamıştı. Şöyle söyleyim üniversite hayatım yerlerde pankart boyamakla geçti ama böyle hapşırdığımı hatırlamıyorum.
Bir sürü bitki yetiştiriyorum, akşamları onları suladıktan sonra ellerim değil ama bitkilere temas etmeyen bölgelerim hatır hatır kaşınıyor,kızarıklık falan olmuyor, bir iki saat içinde geçiyor.
Her ikisi de çok sorun yaratmıyor benim için, çok ağır durumlar olmuyor, kısa sürede geçiyor ama biraz anlama istiyorum ne olup bittiğini.

Bunlar alerjidir herhalde değil mi yanlış düşünmüyorum. Daha önce her iki durumda da hiçbir reaksiyon geliştirmezken neden bu yaşımda (28) böyle saçmalamaya başladığımı açıklayabilecek bir hekim arıyorum. Neuroscience yüksek lisansı yapıyorum, geçen dönem bir nöroimmünoloji dersi almıştım, immünoloji terimlerine çok da yabancı değilim o yüzden anlattıklarınız komplike olur diye düşünmezseniz sevinirim.
0
hayali arkadaş
(01.06.09)
fatih'te mustafa yenigün var. üstad bir hekimdir.. benzer bir dertten muzdarip bir şekilde gittim çok yardımcı olmuştu..
0
slevinkelevra
(01.06.09)
atopik bir bünyeniz var bana kalırsa. ayrıca herhangi bir alerjene daha önce defalarca kez maruz kalmış olmanız o alerjene immünite kazanmış olduğunuzu göstermez. 1000 kez penisilin iğnesi olan insanın 1001. iğnesinde stevens johnson sendromuna yakalanma ihtimali dahi vardır.

ayrıca bildiğiniz üzere ev tozu akarları ve çiçek-polen alerjileri toplumda en sık görülen alerji çeşitlerindendir. yani anlattığınız öykü, özellikle atopik bir insan için pek de şaşırtıcı gelmedi bana.

pankart boyasının ise ev tozu ile bir bağlantısı yok. yani pankart boyamış ve bundan etkilenmemiş birinin yıllar sonra pankart boyasına bile duyarlanabileceğini düşünecek olursak, aynı kişide ev tozu alerjisi gelişmesi hiç de şaşırtıcı olmaz.
0
gonion
(01.06.09)
teşekkür ederim arkadaşlar.

@gonion- affınıza sığınarak bir soru daha sormak isterim. tedavi gerektiren bir durum mudur bu? antihistaminiklerden yarım tanesi 12 saat uyumama sebep oluyor o yüzden kullanmaktansa kaşınmayı ve hapşırmayı tercih ederim. Hep böyle kalacaksa sorun yok benim için, sonuçta 1-2 saat içinde tüm belirtiler geçiyor ama daha beter olacaksa, bitkilere yaklaşamaz hale geleceksem birşeyler düşünmem gerekir sanırım.

pankart örneğini boya ile ilgili olarak değil, saatlerce tozlu yerlerde otururdum anlamında söylemiştim. Boya ile ilgili bir sorunum o zaman da olmadı şimdi de yok (umarım olmaz)
0
🌸hayali arkadaş
(01.06.09)
antihistaminik alman gerekir bence. vücudunun bu alerjenlere karşı reaksiyon göstermemeli. gece yatarken al.. ben 1 yıldır kullanıyorum. başta uyku bombası gibi gelmişlerdi. 1 ay kadar sonra bünye alışıyor şuan onları alsam bile sabahlayabiliyorum bir problem yok.
0
slevinkelevra
(02.06.09)
@slevinkelevra- çok zor uyuyup çok zor uyanıyorum zaten, bazen uyumak için atarax veya unisom gibi antihistaminikleri aldığım oluyo, ertesi gün bi işim ya da dersim varsa muhakkak geç kalıyorum ve gün boyunca kendimi saman çuvalı gibi hissediyorum.
o alışma süresi geçene kadar neler neler kaçırıcam diye düşünüp kaşınmaya ve hapşırmaya karar veriyorum o yüzden. bir de sürekli mi kullanmak gerekiyor o ilacı, sürekli kullanmak ayrı dert, bırakılıyorsa bıraktıktan sonra uyumak ayrı derttir herhalde.

benim merak ettiğim bu alerjilerin daha kötü reaksiyonlara sebep olup olmayacağı; bu kadarı sorun sayılmaz çünkü.
0
🌸hayali arkadaş
(02.06.09)
şimdi tam olarak neye alerjin olduğunu bilmen gerekir. bu iş astıma kadar varabilir o yüzden ihmal etme. egzemaya sebep olabilir yani alerji hafife alınabilecek birşey değil. o yüzden bir doktora gitmelisin.
0
slevinkelevra
(02.06.09)
bütün antihistaminikler uyutur diye bir şart yok. eski jenerasyonların sedatif etkisi daha yüksek, o yüzden 3. jenerasyon bir antihistaminik fevkalede işinize yarayacaktır. misal xyzal'ı önerebilirim, kendim de sıkça kullanırım.

ayrıca atarax için şu kadarını söyleyebilirim, benim bildiğim en kuvvetli antihistaminiktir. sedatif etkisine de bir yerden sonra tolerans gelişiyor zaten.
0
gonion
(02.06.09)
(10)

sardunya budama

hayali arkadaş
sardunya cinsi birkaç bitkim var (normal top sardunya dışında ıtır, ceylangözü gibileri de). İki senedir hiç budanmadıkları için bazıları garip, biçimsiz haller aldılar, dalları çok uzadı sadece uçlarında yaprak var. Hepsi de çiçeklenme döneminde. Budamam şart ama sadece tepede yapraklar olduğu içi
sardunya cinsi birkaç bitkim var (normal top sardunya dışında ıtır, ceylangözü gibileri de). İki senedir hiç budanmadıkları için bazıları garip, biçimsiz haller aldılar, dalları çok uzadı sadece uçlarında yaprak var. Hepsi de çiçeklenme döneminde.
Budamam şart ama sadece tepede yapraklar olduğu için biraz kessem bile yapraksız kalacaklar Bu bitkileri hiç yaprak kalmamacasına budamak ölümlerine sebep olur mu, yoksa yeniden yaprak çıkartırlar mı? internette de hiçbirşey bulamadım bu soruya cevap olabilecek.

kendisi yapan ya da annesinden annaannesinden falan gören vardır belki, sardunyalar yaprakları tamamen budandıklarında yaşayabiliyorlar mı?
0
hayali arkadaş
(01.06.09)
2-3 senede bir budanarak gençleştirilmeliler ama bu sonbahardan sonra olmalı bunu biliyorum
0
Karluk
(01.06.09)
temmuzdan itibaren uygun oluyormuş ona baktım ama dediğim gibi budarsam yaprak kalmayacak üstünde bazılarının. Yine de budamalı mıyım?
0
🌸hayali arkadaş
(01.06.09)
Orasını bilemem şimdi biz bu konuyla ilgili bir site açıyoruz elimdeki mevcut dökümanlar yetersiz gelsi ben sizin için baktım ama sardunya hakkında bilgiler ver ama budamasını vermemişler. bi de bunlar cins cinsmiş yani ingiliz sardunyası falan var ki ufak bakım farklılıkları olabilir sizin ki ne cins acaba?

Ek: Yukarıdaki mesajı nasıl bir türkçeyle hangi alfabeyle yazmışım bende çözemedim :-) kusura bakmayın. Sözün özü şu an bu işten anlayan arkadaşıma ulaşamıyorum ama elimde bir adet çiçekçilik kitabı var ondaki sardunya maddesine de baktım budama bilgisi yok.
0
Karluk
(01.06.09)
Bildiğimiz top sardunya (her pencerede olan), ıtır cinsi olan ve ceylangözü denilenlerden var bende.
Ama sardunya cinslerinin bakımları arasında bir fark yok diye biliyorum, ingilizler yaprakları renkli, değişik kokulu cinsler üretip duruyorlar ama hepsi geranium familyası sonuç olarak. Bir de bazı bodur cinsleri var ama onlarda da bir fark olduğunu zannetmiyorum.
0
🌸hayali arkadaş
(01.06.09)
Temmuza kadar bi çözüm buluruz :-) yakında sırf bu konuya yönelmiş bir site açıyorum sizin sorununuzu da yanıtlamayı üstleniyorum bizden önce siz çoktan yanıt bulursunuz ama olsun.
0
Karluk
(01.06.09)
çok teşekkür ederim ilginize. bir çözüm bulabilecek olsam bulurdum, internette epey araştırdım.

temmuza kadar bekleyeceğim o halde.
0
🌸hayali arkadaş
(01.06.09)
bu arada budarken kestiğiniz dalı toprağa sokup sularsanız kök salıp pek güzel tutuyor.
0
kibritsuyu
(01.06.09)
Yaklaşıyor mevsimi, unuttum sanmayın sardunyalarınızı.
0
Karluk
(15.06.09)
Evet, sardunya yetiştiren hanımlara sordum. Bir kaç hanımın görüşüdür bu, bilimsel olmasa da.

Korkmadan buduyorsunuz, yapraksız da kalsa geri çıkıyormuş diyorlar.

Ek: Aslında tam tepeyi önermiyorlar yani tepoenin bir karış altından itibaren budayın diyorlar ama tepeyi de budarsanız bir şey olmaz diyorlar.
0
Karluk
(17.06.09)
unutmuştum bile ben bu başlığı. tesadüfen gördüm.
unutmadığın için sağol karluk
0
🌸hayali arkadaş
(17.09.09)
(6)

Şiir konusunda tavsiyelerinize ihtiyacım var?!

ataturkiye
Önce bir film skitiyle gireyim konuya.-----`spoyler`------Lanet olası şiiri yazmaya herkesin hakkı var. Evet herkesin hakkı var!-----`spoyler`------1- Bazı çalakalem şiir çalışmalarım var. Genelde özensiz ve düzensizler. Hiçbirini kaydetme gereği duymamıştım şimdiye dek. Tür ve konu sınırı sorunum y
Önce bir film skitiyle gireyim konuya.

-----spoyler------

Lanet olası şiiri yazmaya herkesin hakkı var. Evet herkesin hakkı var!

-----spoyler------

1- Bazı çalakalem şiir çalışmalarım var. Genelde özensiz ve düzensizler. Hiçbirini kaydetme gereği duymamıştım şimdiye dek. Tür ve konu sınırı sorunum yok. Sadece serbest nazım denen şeye ve şiirlerin sürekli aşk üzerine yazılmasına kılım hepsi o.

İlk kez sözlükte kaydettim birkaç denememi. Haiku üzerine. Acep siz sevgili şiir sevenler bir bakıverse de değerlendirse nasıl olmuş diye; oturur sevinirim yani. Ona göre ya şiir yazarım, ya da sonsuza dek şemsiye yapmaya devam ederim.

(bkz: haiku/@ataturkiye) (gırgır için yazdıklarımı elbette kaale almayınız.)

Buraya kadar elinde kadehle ahaha diye gülen laikler gibi gülmediyseniz ikinci sorum sizler için geliyor.

2- Şiirlerimi profesyonel anlamda değerlendirmek istersem ne önerirsiniz? "Konu şu olsun, şu tarzda yaz, Türk edebiyatının şuna ihtiyacı var" vs ya da aklınıza ne gelirse bütün tavsiyelere açığım.

Şiir gibi günler dilerim.
0
ataturkiye
(31.05.09)
abi sanki şiirden çok özlü söz gibi olmuş.
0
alokozay
(31.05.09)
@alokozay; o türün özelliği o yani, 5-7-5 heceye sıkıştırabildiğince anlam yükleme olayı :)
0
🌸ataturkiye
(31.05.09)
blogun varsa oralarda yayınla belki bakarsın gün gelir popüler bir msn nicki olur ne dersin?

entry ca yılın başlıgını açmış yav eki eki eki
0
alokozay
(31.05.09)
@wizard_merlin yapıcı eleştirileriniz için teşekkür ederim.

Evet bir dönem sadece kendim için yazdım ve hepsi yok oldu. Şimdi ise herkes için yazıyorum.

Beni ayıran farklı ne var? İnsanları düşünmeye sevk etmeye çalışıyorum. İmgeler, özlü kelamlar vs kullanarak bahsetmek istediğim noktaya insanların çıkmasını sağlamaya çabalıyorum. Parmak ve yıldız hesabı. Uslübümün çok farklı olduğunu sanmıyorum çünkü gökkubbe altında denenmemiş tür/çeşit yok. Yine de kalıp kullanmamım sebebi 21 yy'da insanların kolaycılığa kaçıp her yazdıkları ölçüsüz şeye şiir demeleridir. Bu da beni yaşadığım zamanda farklı kılıyor. Belki 18. yy için bu böyle değildi orası tartışılır.

Aslen pozitif bilimci olmakla beraber fizolofluk geçmişim de var. O konuda bir eksiğim olduğunu sanmıyorum. En azından düz adamdan farkım var :)

Söyleyiş tarzımı geliştirmeye ve daha melodik yazmaya çalışıyorum. Çünkü bu şiirin özü.

Farklı olmak aslında konu ile mümkün ama herkes aşk ile ilgili yazıyor. Sorun da bu zaten. Dünyada başka konu kalmadı gibi bir şey. O yüzden farklı arayışlar içerisindeyim ve o konularda yazmaya çabalayacağım.

İyi dilekleriniz için teşekkürler.
0
🌸ataturkiye
(31.05.09)
Ben de onlarca şiir yazmış ve bunları yakın zamanda yayınlamayı düşünen biri olarak konu hakkında size yardımcı olabilirim. Ya da beraber bi çözüm üretiriz. Gerçi gelecek şiirlerim eskilerinden daha iyi olacak ama eskileri arasında da güzel olanlar var ben de bi yayınlayayım diyorum.
Adresimi ekleyin ilsadozkan hotmail isterseniz biraz şiirden konuşuruz.
0
Karluk
(31.05.09)
sizin şiirde tercih ettiğiniz biçime uygun mudur bilmiyorum ama türkçe edebiyatın 80 sonrasında doğan kuşakları gerçekçi ve analitik bir açıdan konu etmesi iyi olur, her kuşağın kimliğini, sorunlarını yansıtan edebiyat eserleri var ama bizden 30 yıl sonrasına sadece ekşi sözlük kalacakmış gibi geliyor bana yazılı olarak
0
hayali arkadaş
(01.06.09)
(15)

ucuz alkol

daglien
Şimdi düşündümde, hangi içkiyi alırsak alalım, aynı hesaba geliyor. Mesela ben 5 bira içerim içeceğim zaman. bu ne yapar; 11.5 TL şimdi rakı alsam, bir rakı; 20 TL, ben bu rakıyı 2 dünde bitiriyorum. bu durumda hesap yine aynı oluyor. Yani 5 bira alsam ve ertesi gün yine 5 bira alsam da aynı. 1 gün
Şimdi düşündümde, hangi içkiyi alırsak alalım, aynı hesaba geliyor. Mesela ben 5 bira içerim içeceğim zaman. bu ne yapar; 11.5 TL
şimdi rakı alsam, bir rakı; 20 TL, ben bu rakıyı 2 dünde bitiriyorum. bu durumda hesap yine aynı oluyor. Yani 5 bira alsam ve ertesi gün yine 5 bira alsam da aynı. 1 gün bir rakı alıp 2 gün onu içsem de aynı.
Şaraba gelince, o 2.5 TL olanlardan içmiyorum artık, kesinlikle sizlerde içmeyin içmiyorsanız. Bir ara ucuz diye iyice abanmıştım onlara ama, sağlık açısından normal şaraba göre çok zararlı. O yüzden şarap aldığımda 10 TL ve üzerindekileri alıyorum (gerçi hiç üzerine çıkamadık ya) Bu durumda 1 şişe şarabı da yine 1 günde bitiriyorum. yine hesap 5 bira ile aynı oluyore. Hatta tek bir şişe şarap çok çabuk bittiği için(biraya, yada rakıya oranla) pek tercih etmiyorum. Şişe bitince armut gibi kalıyorum. Bir şişe daha içeyim diyorum bu seferde o şişenin çeyreğini içmeden bayılıyorum. Benim bünyeden dolayıdır belki ama şarap bende en çabuk kafayı bulduruyoru.

Viski'ye felan giç girmedim dikkat ederseniz. Çünkü hem fiyatları çok pahalı hemde, viski içen birisi değilim.

Durumum ortada, bu halde sizce en ucuz(maddi olarak tabiki) hani alkol'ü alaayım?
0
daglien
(31.05.09)
ben de aynı sorunu yaşıyorum dönem dönem.

damak zevkine bağlı olarak daha ucuzlarına meyledebilirsin mesela. örneğin ben şu an dia'nın birasını içiyorum(var böyle bir şey evet), bir efes aşığı olaraktan...e gidiyor yahu serin serin mis...hediyesi 1.45 bu aralar :)
0
tarantinoesque
(31.05.09)
dia bira çok kötü ve 4.2 alkol, yani gene çok ucuz değil..
maddi olarak en karlı alkol çoğunlukla vodkadır, smirnoff falan değil ama diğer vodkalardan takılın bence..
0
erostrada
(31.05.09)
absolut vardı da biz mi içtük? votka da bu sıcaklarda bira kadar bol içiliyor, %50-%50 hesabıyla bir şişe votka da iki gün dayanıyor anca daglien'le benzer oranlarda içtiğimizi göz önünde bulundurarak söylüyorum.

not: dia'ya birinci şişe bitmeden alışılıyor. marmara da efes'in olmasına rağmen idare ederdi mesela, ama hem pahalılaştı hem de tadı mı değişti ne?

not2: amaç sarhoş olmak mı, içkiden maksimum keyif almak mı o konu net belirtilmemiş.

not3: viskiye geçmeyin, abarmayın.

not4: en önemlisini unuttum. marketlerin indirimlerini takip edin. örneğin şok'ta 4lü efes'ler 6 küsür ytl'ye kadar düşüyor bazen.
0
tarantinoesque
(31.05.09)
Efes extra'ya geçmeyi deneyebilirsin.5 bira yetiyorsa 3-4 tane extra yeticektir sanıyorum..
Vodka'yı sek içmiyorsan ucuza türk vodkaları var yetmişlik seni 2 gün götürür sanıyorum ama gene günlüğü 10 kaada gelir ortalama.

o değil de derdin tam olarak sarhoş olmak mı ya da kafanının güzel olması mı onu öğrenmek lazım 5 bira ile bir şişe ortalama fiyatlı sarabın fiyatları denk te birisinde 2.5 lira sıvı alıyorsun birisinde 70cl hem ikisi de bambaska dunyalar,bambaska tatlar..
0
cikrikci
(31.05.09)
derdim şu aslında, öyle hemen lüp lüp içip sarhoş olup gidip yatmak (yada başka bişe yapmak) değil. Yani param olmadığından sizlere danıştım. Hee param olsa ne yapardım; alırdım 8 tane tuborg fıçı'mı 4-6 saat gibi bir süre zarfınca içerdim buz gibi içkimi sakin sakin, takılırdım. derdim bu işte. ama her gün içmekte bizim cüzdana uymuyor. Bende alkolun hemen hemen her türlüsüne alışık olduğumdan, en ucuz yöntem nedir diye hesaplamalar yapıyorum dostlar..
0
🌸daglien
(31.05.09)
Mevsim yaz oldugu icin ekstra bira icmeni tavsiye ederim. Votka konusuna ise temkinli yaklasiyorum, zira erkekligi goturdugu hakkinda soylentiler mevcut malumunuz.
0
msb
(31.05.09)
cevabınız: (bkz: dimitrakopulo)

diğer ucuz şaraplarla karıştırmayınız. en paralı olduğum zamanlarda bile tercihim ondan yana olur. mucizevi bir şarap.
0
egilincecataligozukmeyenentelmuslukcu
(31.05.09)
soruyu bilmiyorum ama fiyat performansın hası istanblue ile oluyor. deneyin alkolik olacaksınız..
0
sürtünme kuvveti
(31.05.09)
tercihiniz ne olursa olsun istanblue olmasın.günde 11 tl içkiye vermek ay sonunda ciddi bir yekün tutuyor aslında.ayda 20 gün alkol tüketimi olduğunu var sayarsak 220tl eder. 11x20 yaparak kaliteli votkalardan 11 şişe alınabilir ki günlük bence gayet yerinde bir çözümdür. (aslında 11 şişe etmemesi gerkiyor evet ama şu sitede gördüğüm şey beni baya mutlu etti =) getir.net )
0
angelofdeath
(31.05.09)
Parasiz zamanlarda bana ilaç gibi gelen bir karışım vardı. Almanlar Dizel derdi buna sanırsam. Bir bira bardağının yarısını bira, üzerine 1 veya 2 ölcek (duble veya tek anlamında, ağız tadına göre) votka, ve kalanına da kola. Hem soguk olur, hem bira ile votka karisimi vurucu etki yapar, hem de kola ile icimi kolaylasir. Ayrica bunu pipet ile icersen de alkolun etkisi daha da artar. Garip garip bakmayin, deneyin gorun :)
0
kamyon
(31.05.09)
(%alkol oranı x ml)/fiyat
en yüksek kırmızı tuborg tu 2003 te
şarap konusunda evet 2.5 liralıklar sirkeden bile kötü ki sirke severim

listesinin 2. sırasında votkalarla promosyonlu rakılar geliyo
0
frtcek
(31.05.09)
ben de kırmızı tuborg diyenlerdenim. ya da istanblue alıp 20 liraya sade gazoz ile karıştırarak içeceksiniz. günde çeyreğin üzerine çıkmayın 4 gün gider. üstüne de 1 tane kırmızı tuborg. 7,5 lira falan oldu sanırsam günlük maliyet .. hakkaten çok masraflıymış bu içki de biz farkedemiyormuşuz. en iyisi biraz para biriktirip toplu olarak free shop tan 4 lü paketlerde satılan 70 lik votkalardan getirttirin yurt dısından gelen tanıdıklarınıza. onların fiyatı uygundu zannedersem. umarım anlık kampanya değildir de 4 şişesi bize 45 liraya gelmişti.
0
ykyt
(31.05.09)
el altından dimitrakopulo satan yerler var kadıköy'de taksim'de. kadıköy'de 4 liraya taksim'de 4,5 liraya satılan yerler var. gayet de güzel şarap bence. tavsiye ederim.
0
eugenick
(31.05.09)
gilbeys votka, 75lik %40 alkol. içimi de yumuşak, 20 ytl civarı benim bildiğim.
0
lhun
(01.06.09)
biz lisedeyken aynı bu sorun üzerine kafa yorup hesaplamıştık bi arkadaşımla, en ucuz alkol vokta çıkmıştı ama o zamandan bu zamana da çok şey değişti tabi tekel özelleşti falan. o zaman sadece tekelin voktası vardı standart.
Ama koladaki karbondioksitin alkolün emilimi üzerinde sizin tercih ettiğiniz anlamda olumlu bir etkisi olduğunu duymuştum, daha az alkolle daha çabuk sarhoş olmayı sağlıyormuş. Bana bunu anlatan çok pis sallamış da olabilir ama o zamanlar sürekli votka kola içerdik.
0
hayali arkadaş
(01.06.09)
(3)

uzun boylu kız - ruh sağlığı ilişkisi

yoldaki isaretler
askerde psikolojimizi ölçmek için bi test yapmışlardı. maddeler var işte, "bazen hayatımı sonlandırmam gerektiğini düşünüyorum", "en yakınımdaki insanların arkamdan planlar yaptığını düşünüyorum" tarzındaa, e/h işaretliyosun. bi madde de "kendimden uzun kızlara ilgi duyarım" idi. ruh bilimleri liter
askerde psikolojimizi ölçmek için bi test yapmışlardı. maddeler var işte, "bazen hayatımı sonlandırmam gerektiğini düşünüyorum", "en yakınımdaki insanların arkamdan planlar yaptığını düşünüyorum" tarzındaa, e/h işaretliyosun. bi madde de "kendimden uzun kızlara ilgi duyarım" idi. ruh bilimleri literatüründe var mı böyle bişey?
0
yoldaki isaretler
(28.05.09)
söz konusu araştırmayı yapan doktorun kişisel bir çalışmasına (tez vb?) yönelik bir soru olabilir.
0
gonion
(28.05.09)
aynı testi bana mediko'da yapmışlardı. uzun süren bir testti ve "uzun boylu kızlara ilgi duyarım" kısmını dün gibi hatırlıyorum. aynı testte şizofreniye yönelik bir sürü soru olduğunu da hatırlıyorum "aniden dinle ilgilenmeye başladım" gibi sorular...

ne olduğunu bilmemekle birlikte, kesin standart çağdışı bir testtir diyorum.
0
portik
(28.05.09)
o testin ismi mmpi (minesota multifactor personality invenory gibi bişey) türkiye standardizasyonu yapılmış olan az sayıda kişilik testinden biri. kişilikle ilgili faktörlerden çok bazı psikopatolojik durumlara yatkınlığı ölçüyor. türkiyedeki formatı oldukça sorunlu çünkü revize edildi ve yenisi çıktı ama türkiyede yenisini kullanmak için gerekli ticari ve akademik prosedürler tamamlanmamış olduğundan dolayı eskisi kullanılıyor halen.
türkiyede kullanılan eski formu eşcinsellik hastalık kategorilerinden çıkartılmadan önce geliştirilmiş, o yüzden testin alttestlerinden biri kadınlık erkeklik skalası,kişilerin "eşcinsellik" hastalığına yatkınlığını ölçmeye çalışıyor ve bu ölçüm feci geleneksel önyargılara dayanıyor. tamamıyla kadın kişiliğini submissive, erkek kişiliğini dominant olarak değerlendirerek ölçüm yapıyor.
söz konusu madde de yüksek ihtimalle bu altteste ait bir madde yani uzun kızlara ilgi duyduğunuzu söylediyseniz kadın tarafınıza ilişkin bir + kazandınız demektir.
sivil klinik kullanımında o alttest göz önüne alınmaz fakat askeriyede eşcinsellik pratik açıdan da sorun yaratacak bir durum olduğu için o alttesi gözönüne alırlar ama sanmam ki tek başına o altteste bakarak birinin eşcinselliğine ilişkin çıkarım yapsınlar. zaten eğitim düzeyi yüksek ve geleneksellikten uzak kentli erkeklerin birçoğu da o testte kadınlık açısından yüksek puan alır.
0
hayali arkadaş
(28.05.09)
(6)

converse

baldur2
merhabalar,bu bot tarzı, tek renk converse'lerin ortalama fiyatı nedir, ve aslında nerelerde daha ucuza bulabilirim? bir de bu converselerin 46 numarası ayakta palet gibi durup dışardan çok eğreti görünür mü?
merhabalar,
bu bot tarzı, tek renk converse'lerin ortalama fiyatı nedir, ve aslında nerelerde daha ucuza bulabilirim? bir de bu converselerin 46 numarası ayakta palet gibi durup dışardan çok eğreti görünür mü?
0
baldur2
(27.05.09)
gaziosmanpaşa civarında karayolları mahallesinde fabrika satış mağazası var..
orada 2 ay kadar önce 2 çift converse orjinal 80 TL idi..tabi modeline göre değişio.arkadaşımın aldığı modellerin en pahalısı 80 miş ikisi için o parayı verdi.diğeri de 105 TL ye başka bir çift converse aldı..
naçizane fikrim tiger al (: ben ööle yaptım.
0
iloushka
(27.05.09)
converselerin çok fazla üretilen renkleri (lacivert, kırmızı, bej) bazı yerlerde daha ucuz oluyor, normal ayakkabıcılar yerine supermarketlere bakmayı deneyebilirsin bu renklerle aran iyiyse. sana önerebileceğim yegane yer metro grosmarket, metro kart gerektirmesi gibi alengirli durumlar olsa da bahsettiğim renkleri 60 tl civarına bulabilirsin. özellikle çok büyük ve çok küçük numaralar hep sona kaldığı için belki de daha çok çeşit bulabilirsin.
0
joker the one
(27.05.09)
çok sevmeme karşın ben artık kesinlikle converse almıyorum çünkü en uzun ömürlüsünün ömrü 6 ayı geçmiyo, ne kadar tamir edilmesi mümkün olmayan yer varsa oralardan yırtılıyor. taraklı ve üst kısmı yüksek ayak tipleri ayakkabıyı çabuk eskitir diyolar ama benim ayaklarım bu tarif edilenlere de benzemiyo, en ucuz ayakkabıyı bile bundan daha uzun kullanırım.
0
hayali arkadaş
(27.05.09)
real'de 60 tl miydi neydi şu klasik modelleri.
0
girl in a coma
(28.05.09)
geçen gün arkadaşlar gezerken bir markette 1 tanesi 20 2 tanesi 30 tl yazıyordu ilanda.
kesinlikle çakma ama, insanın gerçeğiyle ayırtedebilmesi için uzunca bir süre incelemesi lazım. normal bir insanın anlaması mümkün değil. bahsettiğim arkadaş 4 tane aldı, üstüne utanmadan bir de kredi kartı çektirdi :D.
bense bedava olsa yine alıp giy(e)mem, o ayakkabımsı şeyi.
0
mumutum
(28.05.09)
metro markette şuan 65 lira beyaz, krem, kırmızı, mavi ve siyah renkleri vardı galiba
0
yok öle bişi
(28.05.09)
(5)

İstanbul'da Su Bitkisi Alabileceğim Yer

dengizik
Özellikle saz, nilüfer gibi geniş alan kaplayan sucul bitkileri İstanbul'da nerede bulabilirim? Avrupa yakasında olursa daha iyi olur. Akvaryumcularda benim istediğim türde bitki yok, eledoa gibi cılız bitkiler var, onlar benim işimi görmez
Özellikle saz, nilüfer gibi geniş alan kaplayan sucul bitkileri İstanbul'da nerede bulabilirim? Avrupa yakasında olursa daha iyi olur. Akvaryumcularda benim istediğim türde bitki yok, eledoa gibi cılız bitkiler var, onlar benim işimi görmez
0
dengizik
(27.05.09)
en yakın bataklığa gidiiniz biraz pis bi iş ve beleş tabi
0
zombikanı
(27.05.09)
fidanlıklara sorabilirsiniz. çevre düzenlemesi yapan yerler var onlar da yardımcı olabilirler.
0
zipirinsan
(27.05.09)
alibeyköy fidanlığında yokmuş, çobançeşme fidanlığına sordum, onlarda saz varmış ama saat 5'te kapatıyolarmış, o yüzden bugün alamam. olmadı haftasonu belgrad ormanındaki bentlerden sökerim :)
0
🌸dengizik
(27.05.09)
beyazıta botanik bahçesi var, akıl almayacak su bitkileri yetiştiriyolar, satın da alabiliyosun.

yalnız hafta içi 4'ten önce gitmen lazım, satış ordaki görevliye bağlı "satmıyoruz" derse biraz ısrar et, fiyat verirse pazarlık yap tamamen keyfekeder yani ordan bitki almak, "ha satmıyolarmış" diyip geri dönme sakın
0
hayali arkadaş
(27.05.09)
beyazıt'taki botanik bahçesi dediğiniz müftülüğün yanındaki botanik anabilim dalının yeri mi? orası aklıma geldi de su bitkisi var mı hatırlıyamıyodum ama haftaiçi saat 4'ten evvel gitmem çok zor, anca o civarda çalışan bi arkadaşımdan rica edicem. çok teşekkürler.
0
🌸dengizik
(27.05.09)
(8)

kedi tüyü yastık

yalnux
bildiğin `kedi tüyü yastık`. yapan var mıdır, olur mu? nasıl olur? evdeki tüy üretici bir işe yarasın.
bildiğin kedi tüyü yastık. yapan var mıdır, olur mu? nasıl olur? evdeki tüy üretici bir işe yarasın.
0
yalnux
(26.05.09)
ay bu varsa bizim evdeki kediden her ay 4-5 yastık çıkar, sizin kediye rakip çıkmak gibi olmasın ama :)
0
su nanesi
(26.05.09)
ilk defa duyuyorum. ilginç olsa gerek ama kılıfın en ufak bir açıgında dagılır ve gercekten cok zararlı bu tür şeyler. bilemedim
ama ilginç.. 2 kediden ayda 3er yastık çıkarsa 1 senede yırtarım.
0
kedi babasi
(26.05.09)
iki kediyi bütün olarak koysanız bile yastık doldurmaz ki.
bir kedinin ömrü boyunca döktüğü tüyleri toplasanız anca 1 yastık eder.
0
hayali arkadaş
(26.05.09)
evdeki 2 köpekten çıkanlarla ben her gün kedi yaparım bir tane.

işe yarıyorsa ben de bileyim...
0
cedilla
(26.05.09)
tüy miktarı sorun değil de, benim de sorduğum zaten nasıl bir kılıf, kumaş kullanılması gerektiği gibi bir şeydi. epey sık dokunmuş falan olmalı herhalde. google'ladım, ama işe yarar bir şey bulamadım, bulan haber versin:)
0
🌸yalnux
(26.05.09)
yastığı bilemem de..şurda bir video var izlemelisiniz :D
kedi tüyünden çanta yapmış direk

www.treehugger.com

ilginç :D
0
afush
(27.05.09)
veterinere gidip kedinin türlerini traşlatırsınız ordan da terziye götürürsünüz ama tabi bu işi yapan bi terzi var mıdır bilmiyorum. video da kadın "spinning wheel" kullanıyordu. türkçesini bilmiyorum:)
0
neira
(27.05.09)
kardeşimin çinçilasını traş ettirdikten sonra 4 yıldır biriktirdikleri tüyünden yastık yaptırcaklar. sanırım bu ay içinde olacak işlem.
şimdiye kadar hiç tamamen kırpılmamıştı, makasla kesilen yumakları biriktirdiler. bu traşla yastık, kıvamına gelir artık.
0
pyro clustic flow
(27.05.09)
(5)

Kedi depresyona mı giriyor ?

joehigashi
Merhaba.. Yaklaşık 1 ay önce anne kedi ve yavrularını dışarıdaki tehlikelerden izole etmek için evimizin boş dairelerinin birine yerleştirdik..Lakin herşey çok güzel giderken, yavrular iyice ayaklandığı şu zamanlar anne kedi tuhaf davranışlar sergilemeye başladı1- Yemek getirdiğimiz zamanlar önceden
Merhaba.. Yaklaşık 1 ay önce anne kedi ve yavrularını dışarıdaki tehlikelerden izole etmek için evimizin boş dairelerinin birine yerleştirdik..Lakin herşey çok güzel giderken, yavrular iyice ayaklandığı şu zamanlar anne kedi tuhaf davranışlar sergilemeye başladı

1- Yemek getirdiğimiz zamanlar önceden hiç kaçmadığı halde bizden kaçma eğilimi içerisinde.. Korkuyor bizden.. önceden kendisi sevdirmek için elimize atlarken şimdi yemeğini yedikten sonra kuytulara kaçıyor.. Acaba kedi dışarı mı çıkmak istiyor ? Daha doğrusu özgürlüğünü mü istiyor ?

2- herşey iyi güzel de 4 tane yavrusu var.. 1.5 aylıklar.. dışarıya salarsak her türlü tehlike ile yüz yüze kalacaklar bu konuda nasıl bir formül tavsiye edersiniz ? Yavrularını elimle alıp götürdüğümde yavrular hala ağlıyor ve annesini istiyor.. Annesi de ne kadar depresyonda olsa da yavrularının peşinden geliyor.. Yani hala ayrılmak istememe söz konusu.. Bütün bunlar ortadayken nasıl bir çözüm bulabilirim ?

3- Anne hala yavrulardan ayrılmayı kabullenemezken benim yavrulara sıcak bir yuva aramam doğru olur mu ? Hani daha anne ne kadar bu hayvanlardan kopmak istemeyecek ?
0
joehigashi
(25.05.09)
bence o yavrular anne sutunden kesildikten sonra, onlara gercek anlamda bakabilecek insanlar bulabilirsen, onlara en buyuk iyiligi yapmis olursun. disari birakirsan anneleri onlari ellerinden geldigince korur belki ama erkek kediler yavru kedileri firsat bulduklarinda oldurebilirler, hayatta kalmalari kolay degil disarida. anne de bu tedirginlik yuzunden oyle davraniyordur belki. umarim hayvanlari oyuncak yerine koymayan kisiler bulabilirsin onlara bakmak uzere. ben de talip olayim diyecegim ama iki erkek kedi var bende de. umarim sanslari yaver gider.
0
npyx
(25.05.09)
dışarı çıkmak istediğini zannetmiyorum anne kedinin, kediler dolaysız yaratıklar, kuytulara kaçıyorsa kuytularda durmak istiyodur dışarı çıkmak istese kapıya koşardı. depresyonda gibi değil de travmatize olmuş gibi geldi o kedi bana. orda yalnızlarken başlarına bi iş gelmiş olabilir mi, belki dışarı çıktı ve başına bişey geldi ya da içeri biri girdi yahut ne bileyim insan olmak zorunda değil kiremit düştü, yandaki evlerden birinde tadilat oldu falan kedi korktu. (bazı kediler çok ödlek oluyor)

yavrular konusunda ise her iki taraf da ayrılmayı istemiyormuş. onlar ayrılmayı kabullenmeden ayırmayın bence, bi bildikleri vardır. zamanı geldiğinde yavrusunu ite ite kendinden uzaklaştıran anne kedi de gördüm, yaklaştığı zaman anneyi döven yavrular da. Onlar bilirler bence zamana bırakın.
0
hayali arkadaş
(25.05.09)
1-yavaş yavaş çocuklarını bırakma aşamasında gibi. özgürlüğünü istiyor oluşu kuvvetle muhtemel.

2+3- yavru kediler 2 aylıkken sütten kesilirler, o zaman sahiplendirebilirsin. hatta şimdiden saip bulmaya çalışmak en akıllıcası. kedigen, minikpati, miyavlar gibi sitelerin forumlarına göz atabilirsin
0
gochebe
(25.05.09)
depresyona girmiştir.
kediler garip canlılar, hani yok aslansın, kaplansın, avcısın falan diyoruz ama bir yere kapatıldığında, yalnızsa, korkuyorlar.
muhtemelen gece olabilir karanlıkta, sesler fln duymuştur, dışarıdan köpekler havlamıştır bir şey olmuştur. ilgi gösterip biraz sakinleştirmeniz lazım. ama anne olduğu için yavrularını koruma güdüsüyle de uzak duruyor olabilir.
bence ne kadar depresyonda da olsa hayvanı sokağa salmamalı ve yavrulardan ayırmamalısınız ne bileyim. daha hazır değiller demekki
0
ilse
(25.05.09)
tam anlamadım ama siz bi yere koymadan önce sokak kedisi idiyse kesinlikle dışarı çıkmak istiyordur. istersen kraller gibi bak. dışarı çıkmak ister. çok çok doğal.
0
cereal killer
(26.05.09)
(5)

oyun önerisi

endiku
şimdi bir aile dostumuzun 3-4 yaşlarında çocukları var. arada sırada bize getirip oyalamamı istiyorlar elimde oyun olmadığı için limonoyun.com vb. gibi online oyun sitelerinden oyunlar açıp oynatıyorum. öncelikle bu yaş grubunda ki bir çocuk iki elini koordineli kullanamadığı için çoğu oyunu oynayam
şimdi bir aile dostumuzun 3-4 yaşlarında çocukları var. arada sırada bize getirip oyalamamı istiyorlar elimde oyun olmadığı için limonoyun.com vb. gibi online oyun sitelerinden oyunlar açıp oynatıyorum. öncelikle bu yaş grubunda ki bir çocuk iki elini koordineli kullanamadığı için çoğu oyunu oynayamıyor haliyle de ben başında beklemek zorunda kalıyorum. düşündüm taşındım bu çocuğa araba oyunlarının gideceğine karar verdim. ama hangi oyunlar? mümkünse içinde serbest gezinti modu olan bir oyun olursa iyi olur. varsa önerebileceğiniz başka oyunlar onlar da kabülümdür.
ps: söylememe gerek var mı bilmiyorum ama bilgisayarda oynayacak.
0
endiku
(25.05.09)
o yaşta bir çocuğun bilgisayar oynaması ve uzun süreli televizyon izlemesi de bilişsel becerilerinin ve dikkatinin gelişimi açısından uygun değil bence.
ama ben bir keresinde bi misafir çocuğa word açmıştım, fontu büyütmüştüm, klavyedeki tuşların aynısının ekranda çıkması çok hoşuna gitmişti.
0
hayali arkadaş
(25.05.09)
disney tv'nin türkçe sitesi var oyun falan tam o yaş grubuna yönelik. baby tv'nin de olabilir bir bakın
0
atrin
(25.05.09)
arkadaşlar ben de katılıyorum bilgisayarın başına oturtmamak lazım o yaştaki çocuğu. ama çocuk sırf bilgisayarda oyun oynamak için geliyor bize. sevdirmiyor bile bilgisayara oturtmyınca.
0
🌸endiku
(25.05.09)
feeding frenzy güzel mouse ile oynandığı için kontrolü klavyeden daha kolay, el göz koordinasyonunun gelişmesine faydası olur diye düşünüyorum
0
kaafinur
(28.05.09)
3-4 yaşındaki çocukları bilgisayar oyunlarından uzak tutmalısınız. Zeka oyunlarını deneyebilirsiniz? Hem çocuğun zihinsel ve motor gelişimine önemli derecede yararlı olacaktır. BambinoYUP ve MiniYUP gibi oyunları hiç duydunuz mu? Denemelisiniz.

www.cocukakademi.com
www.cocukakademi.com
0
angaraydin
(27.04.19)
(21)

nostaljik objeler

portishead
Böyle çocukluğumuzu veya eski zamanları hatırlatan, bulundukları dönemi simgeleyen, görünce gülümsetip ''aa öyle bir şey vardı zamanında di mi' dedirten nostaljik objeler neler olabilir?. Mesela kumbara, tavuklu saat, file (hani şu memurların kullandığı) felan gibi...
Böyle çocukluğumuzu veya eski zamanları hatırlatan, bulundukları dönemi simgeleyen, görünce gülümsetip ''aa öyle bir şey vardı zamanında di mi' dedirten nostaljik objeler neler olabilir?. Mesela kumbara, tavuklu saat, file (hani şu memurların kullandığı) felan gibi...
0
portishead
(25.05.09)
gripin, altin cikolata, leblebi tozu.
ilk aklima gelen bunlar oldu.
0
sourlemonade
(25.05.09)
sulugöz, cin ali kitapları, ayşegül orda burda serisi, pıtırcık serisi, üner ünite dergisi.
0
kriker
(25.05.09)
küçükküçük poşetlerde renkli kolonyalar, meybuz denen bişey vardı poeştlerde meyveli buz, ülker napoliten çikolata, balık kraker, golf yapan lord ve prenses sevgilisi desenli porselen vazo küllük vs takımı, atari, vatkalı bluzlar, emel sayın
0
tehanu
(25.05.09)
arı mayalı silgi, gırgır, commodore 64, hulahop. ilk olarak bunlar geldi aklıma. buldukça yazarım.
0
spirit crusher
(25.05.09)
karton bebekler, merdivenden çıkıp sonra kaydıraktan kayan penguen oyuncağı, tamagotchi
0
merry shelly
(25.05.09)
çocukluğun hangi döneme geliyor bilmiyorum ama benim aklıma gelenlerden biri mabel sakız.
bir de poşet içinde çekirdek vardı açınca heryeri yırtılırdı.cam şişe cola, gazoz ve fanta şişenin üzerinde danseden, oturan farklı figürlü insanlar vardı. anneannenin ya da babaannenin hacıdan getirdiği uzun boylu (yaklaşık 40 45 cm) gelinlikli bebekler vb.
0
kaafinur
(25.05.09)
üstü kadife kaplı küçük toplar ve topaç vardı.
gazetelerin verdiği kartondan evler, arabalar, oyunlar, kuponla porselen takımları..
takunya vardı önceden, kızlar giyerdi. yekke yekke ayakkabılar, bahçıvan tulumları..
bonibon'un ufo şeklinde bi kabı vardı.
büyük radyolar, siyah beyaz televizyon ve çatıdaki anteni..
kahve değirmeni vardı, küçük böyle. eve kahve çekirdek halinde alınır, bunda çekilirdi.
pikap, gramafon..
0
aithra
(25.05.09)
o değil de 2 litrelik pepsi kola şişelerinin altında mavi plastik tas gibi bi şey olurdu @lo4ı3pqcmcwdkf%%%%%^W432lnwddjk
0
o da olabilir
(25.05.09)
kurukafa desenli bandana
0
peki
(25.05.09)
duvara asılan seramik zenci bir kızla oğlan vardı
şemsiye formunda çikolata
telsiz çıkmıştı bir de 80'li yıllarda "breyk breyk arkadaş arıyorum"
sonra alman dağ evi formunda hava durumuna göre kız ya da erkek köylü almanın çıktığı dereceler vardı
yine moda olmuş diyorlar: rubik küpü vardı
yine 80'li yıllarda bulgaristan'dan göçenlerin getirdiği katlanınca küçülen muşamba çantalar vardı
Lee Cooper vardı
Ööööööf, ben yaşlanmışım.
0
SiyamkedisiZorro
(25.05.09)
Unuttum, bir de içinde çiçek olan kolonyalar vardı
kolonyalar bittiğinde doldurulurdu - o doldurma aleti
kadınların saçlarına fön çekilmezdi, sardıktan sonra fanus gibi bir yere sokarlardı kafayı
çiçekli mandal tokalar vardı (öyk!)
0
SiyamkedisiZorro
(25.05.09)
plastikten kara şimşek. tepesinden delip tel geçirirdik uzunca. direksiyonu olurdu o.
0
zeki baba
(25.05.09)
* üstü çizgili platik top vardı bir de. üzerine oturunca yamulurdu. (yumurta) olurdu.
* bir de "mekap" ayakkabılar vardı. ne sağlamdı be.
sonra torsion çıkınca dibimiz düşmüştü.
aldırıncaya kadar ne yalakalık etmiştim bizimkilere.
* haa bir de, gazetelerde ilanı çıkan elektronik yap-boz setler vardı.
onunla zekamızı geliştirirdik aklımız sıra.
* bir de dama gibi bir oyun vardı.
sarı delikli bir yuvarlak. kırmızı çubukları onun üstüne takardık. işimiz bitince de kırmızı çubuklar, o sarı kutunun içine doldurulurdu saklamak için.
* pinokyo/hüdaverdi bisiklet.
* kontra bisikletler(alman)
* cız/meşe/cambilik (kemik, kocabaş)
* ortası fındıklı yuvarlak çikolatalar. (bugünlerde yeniden çıktı)
* huzur/cincibir gazozu
* çekiliş
ohhooooo neler vardı daha bee..
0
zeki baba
(25.05.09)
Cevap yazanlara cok tesekkurler,yıllar sonra yeniden hatırlanan cok guzel seyler yazılmış. Fakat soruyu eksik sorduğumu farkettim. Asıl amacım gecmiste kalan fakat bugun de kullanılabilecek, hala bir fonksiyonu bulunan objeler. Alınıp bugun de kullanılabilsin yani...

Bu arada Zeki Baba'nın bahsini ettiği şu sarı küçük çubuklu kırmızı delikli oyunun adı neydi ve hala bulabilirmiyim bilenler yazarsa çok sevinirim...:)
0
🌸portishead
(25.05.09)
walkman, kaset, yılbaşı ve bayram tebriği, anjesörlü telefon ve jetonu, esem spor ayakkabılar, casio saat, hesap makineli saat, cep aynası,
0
mat couthon
(25.05.09)
çapraz açılan ahşap dikiş kutuları (çok mu eskiye gittim)
uzun boyunlu tombiş gövdeli kalın camdan sürahiler.
jakar/brokar renkli koltuklar ve aynı renkte oya işli yuvarlak sırt yastıkları
0
cedilla
(25.05.09)
futbolcu kartları
troll oyuncağı tinyurl.com
eti puf
sanal bebek
capri-sun
atari
şemsiye çikolata
furby
tipitip sakız
tombi cips
calippo

edit:
solo test o sarı küçük çubuklu kırmızı delikli oyun. ankarada olanlar atakuledeki depo isimli mağazada bulabilirler. ne sevinmiştim bulunca.

edit2:
tangle ve kenex vardı bi de.
0
hardal
(25.05.09)
@portishead oyunun adı solo test olabilir mi?
0
merry shelly
(25.05.09)
laklak vardı bir de.hala var mıdır bilmiyorum.
0
karamell
(25.05.09)
cedilla'nın bahsettiği sürahilerden kardeşim doğumgünümde hediye etti, her görene senin istediğin cümleyi kurdurttu paşabahçeden almış sen de bulabilirsin yani.

ağlayan çocuk resmi, şu yani yusufzar.blogcu.com

annaanne evi klasiği geyik avı gösteren seccade

bu üçünü bulman çok zor olmaz ama bi de yalayınca insanın ağzında iğrenç bi tat bırakan prensesli kuşlu muşlu biblolar vardı görüntüsü şeker gibi, içinde parlak partiküller var. Çok çirkinlerdi ama epey nostaljik.

Bi de eskicileri gez bence, hiç aklına gelmeyen ama o hissi verebilecek şeyler bulabilirsin.
0
hayali arkadaş
(25.05.09)
saat başlarında içinden guguk kuşu çıkan sonra tekrar kafesine giren isveç saatleri Ev şeklindeydi altından ipler sarkıyodu iplerin ucunda da kozalaklar vardı
bulursan bana da haber ver hatta ben epey aradım vaktinde
0
hayali arkadaş
(27.05.09)
(11)

göbek olayı ve liposakşın

noroloji
arkadaşlar ben 55 kilo 170 boyunda bir hanım kızım. ama kendimi bildim bileli göbekliyim ( evet yahu bildiğin göbek) geçen sene 48 kilo olmuştum, hırs yapıp zayıflamıştım ama gitmesini istemediğim bölgelerim incelmişti ama göbeğimden gram bişi eksilmemişti sanki, yüzüm çökmüş kaburgalarım sayılır ha
arkadaşlar ben 55 kilo 170 boyunda bir hanım kızım. ama kendimi bildim bileli göbekliyim ( evet yahu bildiğin göbek) geçen sene 48 kilo olmuştum, hırs yapıp zayıflamıştım ama gitmesini istemediğim bölgelerim incelmişti ama göbeğimden gram bişi eksilmemişti sanki, yüzüm çökmüş kaburgalarım sayılır hale gelmiş olmasına rağmen. yani eskisi gibi değildi ama yine de göbekli bi hatundum. neyse tekrar kilo aldım da durumu toparladım ama bu göbek mevzuu sinirlerimi zıplatıyor. sadece göbekten kilo nasıl verilir? mekik haricinde.( çünkü zaten tam çekemiyorum, hiç bişi olmuyomuş gibi hissediyorum hem de 5. mekikte yoruluyorum sırt bel kendini kaybediyor ağrıdan)
bir de şu liposuction denen olayı herkese yapıyorlar mı? yani git spora beni uğraştırma der mi doktorlar? ki sanki öyle derler gibi hissediyorum. ha onun da riskleri varmış göbek engebeli bir hal alabilirmiş filan. ben bahtsız bedevi olduğumdan kelli başıma o da gelir, tırsmıyor değilim ama şu göbekten de kurtulsam bayram edicem. saat olmuş sabahın 5 i ben hala göbek derdindeyim::) bi yardım edin ya.
0
noroloji
(25.05.09)
Ben bir tıp uzmanı değilim ama yağ aldırma ameliyatlarını ileri vakalarda yapıyorlar diye biliyorum. Ha siz gidip ben aldırıcam derseniz de sanırım doktorlar para kazancağız diyerek sizi şöyle traştan bi uyarırlar ama ameliyatı da yaparlar. Estetik cerrahlar ise bu fırsatı kaçırmaz diye düşünüyorum.

Herkesin anatomik yapısı temelde aynı olmakla birlikte değişik özelliklere sahiptir. Yani bence konuyu büyütmek yerine göbeğinizle de kendinizle de barışın. Ki bence ayva göbek bir hatun kişiye feci yakışır. Yine de ben istemiyorum diyorsanız bir de göbeğinizi kaslandırmayı deneyin hafiften bi de öyle deneiyn bakalım nasıl olcek?

Ayrıca siz genetik olarak yağı en çok göbekte biriktiren biri olduğunuz için liposekşın size kalıcı çözüm sunmaz. Bakın yağ aldırma hangi durumlarda mübahtır derseniz, obezita hatta obezite bile değil morbit obezite olaylarında doğru bir uygulama olabilir.

Size kesinlikle ama kesinlikle önermem.
0
Karluk
(25.05.09)
Yahu allah aşkına çıldırdınız mı? 55 gayet normal bir kilo boyunuza oranla. Liposuction amleiyatının risklerini biliyor musunuz? Vallahi değmez, billahi değmez. Muhtemelen youtube'da vardır, bir liposuction yazıp aratın bence. Kesinlikle yaptırmamuış biri olarak tavsiye etmem, tabii sizin bileceğiniz iş de, fıstık gibi bir kilodasınız ya huuu :)
0
betty puf puf
(25.05.09)
(bkz: venüs tepesi) olmasın o?
0
kibritsuyu
(25.05.09)
1.70 boyunda 55 kilo olan birinde ne kadar göbek olabilir ki? bence kesinlikle liposuction yaptırmayın. çeşitli nefes egzersizleriyle bile karnın düzleştirilebildiğini okumuştum. pilates, callanetics gibi şeylere bir bakın bence.
0
kalimotxo
(25.05.09)
hanim kizimiz simdi soyle oluyor.bu mide denen abdomina kodum kaslari (yanlis anlasilmasin latincesi) iceri dogru buyuyor. yani sen onu iteledikce o daha da iceri kaciyor. cok sonra ince ince kendini gosterir. o nedenle boyun, bilek ve on bacaktaki her diger kucuk kas grubu gibi mide kaslari da diger babatorik kaslara oranla daha cok etki ile harekete geciyor. yani bir omuz ya da gogus kasi 6 veya 8 tekrar ile sippadanak uyarilabiliyorken, kahrolasi mide ve bilek kaslari en az 15 ve uzeri tekrarlar da geldim abi bi saniye! pozisyonunu aliyor.

sizin sikintiniz mekikte 5 tekrari gecemek ise cok buyuk bir sorun degil. 5 tekrari bir donem deneyin. eger boynunuz ve beliniz cok agriyorsa -digerleri gibi bu da saka degil- hareketi yaparken yani one dogru egilirken dilinizi damaginiza yaslamaya ozen gosterin. bu sirtiniza binen yuku yari yariya kesecektir. ve yine aman be uf! hic bi sey oldugu yok. salak sey! deyip beni uzmeyin. caninizi sikan o 5 tekrari ilk hafta her gun 5, daha sonra sayilari artirabildiginiz kadar artirarak yapmaya calisin. bu arada mumkunse kucuk tatli bir cocukken hani ip atlar gibi ayni, adimlarinizi degistirerek 2 ser dakikalik tekarlarla oldunuz yerde ziplamaya calisin. sauna ve diger ivir zivirlari saymazsak bu bilinen en hizli ve normal kalori yakma pratigidir.

bir ay sonra gobegimi kim caldi lan pisler! diye bagirmazsaniz. ben de yakar top oynamayi bilmiyorum...
0
gunlerin kopegi
(25.05.09)
sakın yaptırma, sonuçta hiç takip etmiyor musuni gazetelerde televizyonlarda bas bas bağırıyorlar. o riski almaya değer mi, göbekli ama en azından güzel göbeği olan biri olabilirsin, yanlış operasyonlarda, ölüm riskinden tut, o bölgedeki derinin toparlayamamasına, yağlar alındığı için çukurlu bir görüntü oluşmasına kadar elli milyon risk var..
onu geçtim daha bir hafta olmadı bir yerde kadının biri lipodan sonra 9 ay geçmesine rağmen o iğnemsi şeylerin girdiği yerlerin hala yara ve kırmızı olduğunu söylüyordu bence hiç vücudunu bozmaya değmez...

sonrasında geri dönme şansın da yok, deri sarkarsa kasığa doğru bir yerden kesip deriyi alıyorlarmış ve iz de kalıyormuş... böyle sezeryan gibi...

ben hiç bulaşma diyorum, biraz sporla eritilmeyecek yağ yok
0
ilse
(25.05.09)
Büyük şehirlerden birindeyseniz "power plate" diyecem. Benim hantal göbeğimi çözmiştü.
0
SiyamkedisiZorro
(25.05.09)
sağlığı bozmak için gerçekten güzel bir girişim görüyorum 1.70 55 kg yi
0
modesttiago
(25.05.09)
pilates normal zayıflama ve egzersizle gitmeyen göbeği eritmek için uygulanan bişey bildiğim kadarıyla.
bi arkadaşımda da aynı sorun vardı epey fayda gördüğünü söyledi pilates'ten.
videoları falan da var hem, bir salona gidilip yapılması gerekmiyor.

vücut tipi ile ilgili bişey senin durumun, annem de aynı, 44 kilo olduğu gençlik fotoğraflarında bile göbeği var. Liposuction'ı o da düşünmüştü ama çok riskli olduğunu öğrenmiş vazgeçti, kalbe pıhtı gidebiliyomuş ölümcül olabiliyomuş diyodu.
0
hayali arkadaş
(25.05.09)
ciddi anlamda komik bir olay bu. allah sıhhat versin efendim, zira kaybedince pek de önemli olmadığını anlıyorsunuz bu gibi şeylerin. düzenli spor yapın, hallolur. yüzün. lipoymuş, öeh.
0
ugandareisicumburu
(25.05.09)
liposuction asıl bu durumlarda yapılır. obezlere yapmak tehlikeli liposuctionı.
ama bence ilk önce bir vakum çalışması yapmayı dene. sorununa o da çözüm olabilir. nette bolca örneğini bulabilirsin. misal;
www.youtube.com
0
arnold schwarzeneger
(25.05.09)
(11)

görüşmek istemediğim bir arkadaşım var...

ravioli
okulda tanıştığım, 5-6 yıllık bi arkadaş. ilk bi iki sene sınıfta filan az biraz samimiydik, gerçi sadece ders aralarında filan muhabbet dönüyordu. birkaç defa evlerine gittim, ders çalışmaya, maç izlemeye vs. evlerinde geçirdiğim sayılı saatler içinde gördüm ki pek beni açan bi arkadaş değil. aslın
okulda tanıştığım, 5-6 yıllık bi arkadaş. ilk bi iki sene sınıfta filan az biraz samimiydik, gerçi sadece ders aralarında filan muhabbet dönüyordu. birkaç defa evlerine gittim, ders çalışmaya, maç izlemeye vs. evlerinde geçirdiğim sayılı saatler içinde gördüm ki pek beni açan bi arkadaş değil. aslında çok iyi, en azından bi kötülüğünü görmedim şimdiye kadar ama işte takılabileceğim biri değil. beraberken 10. dakikadan sonra daral geliyor.
bir de görebildiğim kadarıyla hiç arkadaşı yok. ya da beni en yakın arkadaşı olarak görüyor. sürekli bir yerlere çağırıyor, birlikte bir şeyler yapmak istiyor. her seferinde bi bahane üretip sıyırdım kendimi. ama artık bu iş canımı sıkmaya başladı.
bi iki defa msnde engelledim, telefonlarına, mesajlarına cevap vermedim. bu sefer de 'aramızda bi sorun mu var, bilmeden yanlış bir şey mi yaptım' demeye başladı.
işte bu adama 'aramızda bi sorun yok, aramızda hiçbir şey yok' diyesim geliyor da bunu kırmadan, incitmeden nasıl yapmalıyım?
0
ravioli
(25.05.09)
dı keybıl gaaaay

filmini anımsadım doğrusu :-)

Valla çok hassas bir durum ama siz bi yere gitmedikçe zamanla vazgeçecektir herhalde...
0
Karluk
(25.05.09)
senin arkadaşın; kendisinin senin en iyi arkadaşın olmadığının farkında mı?
değilse, bunun farkına varması çok önemli bence. ona (varsa)kendi en yakın arkadaşından çok samimi bir şekilde bahsedebilirsin, durumun farkına varacaktır.
0
mumutum
(25.05.09)
sen onun tek arkadaşı olabilirsin ama o senin tek ve en iyi arkadaşın değil bunu kibarca söyleyebilirsin belki.
0
argent dawn
(25.05.09)
@karluk: hiç vazgeçecek gibi görünmüyor. 1 seneden fazla oluyor görüşmeyeli ve her hafta farklı bi planla geliyor.

@mumutum: ortak okul arkadaşları dışında bildiğim arkadaşı yok. okulun ilk zamanlarında sınıftaki bütün kızlara asılmış, hemen herkes illallah diyor bahsi geçince. erkek arkadaşlarla da bi arası yok.

@argent dawn: evet de işte çok büyüyor gözümde bu olay. bazı zamanlar çok patavatsızlaşabiliyorum. saçma sapan bir şeyler söylemekten korkuyorum.
0
🌸ravioli
(25.05.09)
benzer sorunu "please repeat after me" şeklinde sürekli yaşıyorum. hayır diyemeyen yufka yürekli insan şeysiyiz biz, öyle miyiz neyiz sanki? bence öyleyiz. neyse... eğer ailenizle yaşıyorsanız, bu sıralar biraz ailemle vakit geçirmeliyim dersiniz. aramız bozuk dersiniz ya da ne bileyim desteğime ihtiyaçları var dersiniz. hm eğer yok ailenizle yaşamıyorsanız "sevgiliyi buldu beni sattı" damgasını yemek sizi rahatsız etmeyecekse sevgili bulduğunuz yalanını söyleyin, ona vakit ayırmanız gerektiğini söyleyin.

mesafe araya zamanla giriyor. çat diye olmuyor, olursa da kalp kırıyor. bence bu son sözlerden gayet hoş arabesk şarkı sözü olur. evet böyle.
0
wilwarn
(25.05.09)
evet görüş onunla. ona onunla konuşmak istediğini söyle ve bir yerde buluş. buraya yazdığın son cümlelerini de tekrarla anlar zaten. ha seviyor aşık filan diyecektim( sen kadın mısın bilmiyorum ya :) ) de demişsin zaten; önüne gelen kıza asılıyor filan.
ona onunla sadece bir tanıdık olarak kalabileceğini söyle yeter.
0
radikalherif
(25.05.09)
sorun sizinle ilgili, sizden kaynaklı.

çok açık olarak kendinizi ifade edebilecek bir insan değilsiniz ve boşuna insanları da yoruyorsunuz.

en kolayı bu sorunuzun linkini ilgili kişiye mail ile yollayın. o sizin beceremediğinizi göz açıp kapayıncaya kadar halleder.

selamlar.

----
edit. no offense.
0
can see
(25.05.09)
madem görüşmek istemiyorsunuz bunu açıkça söyleyin. kaybedecek hiçbir şeyiniz yok ki. ne yani bir daha konuşmaz diye mi korkuyorsunuz? zaten istediğiniz de bu :):) rahat olun yani böyle stres yapmaktansa konuşmak ve kurtulmak en iyisi.
0
ara navyah
(25.05.09)
çözüm değil ama çok benzer bir durumda düşündüklerimi aktarıyorum
kendinizi onun yerine koyun, normalde bu insanın sizin verdiğiniz işaretlerden durumu çoktan anlamış olması gerekiyordu, kimse o kadar saf olamaz aptal ayağına yatmak işine gelir. o yüzden sizin onun arkadaşlığınızı istemediğinizi ona söylemeniz onun için yeni birşey olmayacak zaten biliyordur.
Hiç arkadaşı olmaması da zaten doğru düzgün sosyal beceri geliştirememiş olmasından kaynaklanıyordur, sınıftaki tüm kızlara asılmış falan. Ancak ona hayır diyemeyecek kadar nazik birilerine yapışarak sosyalleşebiliyor sanırım. manipülasyon amacıyla zayıflığı kullanmakla gücü kullanmak arasında etik açıdan çok fark yok bence.

Ama siz de kendinizi bu durumdan kurtarmak için birşey yapmalısınız ve elbette sonuçları olacak. Bu durumun böyle kalmasının ve değişmesinin olası sonuçlarını düşünün tartın seçim yapın.

Hatta bence en iyisi ona ne düşündüğünüzü açık açık söyleyin ki belki bi silkinir ve daha makul davranmak zorunda hisseder. İnanın çok büyük bi iyilik yapmış olursunuz kendisine
0
hayali arkadaş
(25.05.09)
bence sana yazıyor.
0
bryan fury
(25.05.09)
etkili bir yöntem olan 'zaafların üzerine gitme' yöntemi bnde işe yaradı. şöyle anlatayım beinde sizin gibi beni pek açmayan bir arkadaşım vardı. kötü biri değil ama dediğin gibiydi.neyse baktım olamayacak(1 sene çektim ama) zaaflarının üstüne gittim.dakik birisi değildi. bir randevu verip 15-20 dk bekletiyordu.geçenlerde yine aynısını yaptı. bende dakik birisi olduğumu ve yaptığının büyük terbiyesizce olduğunu sertçe ifade ettim. kendisi sinirlendi felan ama dediğim gibi büyük tepki verince aramız bozuldu. şu an sadece meraba meraba:)
0
eskili
(28.05.09)
(3)

istanbula yakın yüzülecek yer

hayali arkadaş
istanbul'da veya yakınlarında, denizi temiz ve birine sabahan akşama kadar yüzme öğretmeye uygun (dolayısıyla dalgasız) deniz için nereye gidilir?
istanbul'da veya yakınlarında, denizi temiz ve birine sabahan akşama kadar yüzme öğretmeye uygun (dolayısıyla dalgasız) deniz için nereye gidilir?
0
hayali arkadaş
(24.05.09)
yüzme öğrenecek kişi hepatit taşıyıcısı olduğundan havuz gibi bir seçeneğimiz yok, yazmayı unutmuşum.

poyrazköy karadenizmiş ama, dalgalı olmaz mı?
0
🌸hayali arkadaş
(24.05.09)
silivriyi geçince marmara ereğlisine giderken dallas tatil sitesinin plajı tavsiyemdir. hem dalgasız hem de 1. koy, 2. koy, 3. koy olarak 3 şekilde derinleşiyor.

istanbul yakınlarında demişsiniz diye yazdım. neticede yakın ama bana göre. peki ya size göre? sizce de bence ise şapur şupur yüzün, yüzdürün.
0
wilwarn
(25.05.09)
istanbul'da olması şart değil dediğim gibi ama marmara bölgesi sınırları dışında olmaması lazım.
peki adalarda yüzülecek plaj var mıdır? (heybeliadanın arkasındaki yat limanı olan plaj dışında)
0
🌸hayali arkadaş
(25.05.09)
(3)

erimiş plastik

hayali arkadaş
erimiş plastik(ya da naylon) metal ve toprak yüzeylerden nasıl çıkartılır, seramik kaptakini kaynatıp kazıyayım derken kaşıklara da bulaştırdım, sonuç olarak çıkmadı. üstelik de yıkayayım derken iyice dağıttım. var mıdır plastik eriyiğini çıkartmanın bi yolu?
erimiş plastik(ya da naylon) metal ve toprak yüzeylerden nasıl çıkartılır, seramik kaptakini kaynatıp kazıyayım derken kaşıklara da bulaştırdım, sonuç olarak çıkmadı.
üstelik de yıkayayım derken iyice dağıttım. var mıdır plastik eriyiğini çıkartmanın bi yolu?
0
hayali arkadaş
(24.05.09)
tiner benzin vs söker gibi geliyor ama emin de olamadım şimdi
0
argent dawn
(24.05.09)
selülozik tiner plastiği eritir. yapışan kısmını bolca ıslatarak plastiği oynatmaya başla. yumuşar plastiğin çeşidine göre.oynayınca yerinden yassımtrak bir aletle spatula gibi. dal dibine dibine.
0
ventiquattro
(24.05.09)
teşekkür ederim ikinize de. tiner iyi fikirmiş hiç aklıma gelmemişti.
Erimiş plastik asıl olarak toptak güvecin içinde, güvecin gözeneklerine girip zehir saçmaz di mi?
0
🌸hayali arkadaş
(24.05.09)
(6)

kalıtsal özellikler

soujiro
1)dil yuvarlama, birleşik kulak vs.. gibi değişik kalıtsal özellikler nelerdir?2)eğer annede ya da babada varsa çocukta olmak zorunda mıdırlar?3) ayak işaret parmağının, başparmaktan uzun olmasının kalıtsal olduğunu okumuştum. ama benim bir ayağımınki uzun diğerininki kısa. normalmidir(beyler gangba
1)dil yuvarlama, birleşik kulak vs.. gibi değişik kalıtsal özellikler nelerdir?

2)eğer annede ya da babada varsa çocukta olmak zorunda mıdırlar?

3) ayak işaret parmağının, başparmaktan uzun olmasının kalıtsal olduğunu okumuştum. ama benim bir ayağımınki uzun diğerininki kısa. normalmidir(beyler gangbang muhabbetine girmeyelim:)
0
soujiro
(24.05.09)
dil yuvarlama kalitsal mi?benim bir arkadasim azim etti dilini kiviramazken kivirmaya basladi.
0
şaman
(24.05.09)
2- (git: 68855) cevaplarda anlatılan gen eşleşmesi olayı..
0
dambil
(24.05.09)
1- Ayak parmaklarının ördeğimsi şekilde bitişik olması; saçların alnın tam ortasında öne doğru bi çıkıntı yapması..

2- Eğer y kromozomu belirleyiciyse ve babada varsa çocukta da olmak zorunda.
0
so weit so gut
(24.05.09)
erkeklerde babadan oğula geçen kulak kılı var.
0
the c
(24.05.09)
kalıtım mendel'in anlattığından biraz daha karmaşık sanıyorum.

Mesela o bitişik kulak meselesi ilginç, bende var, kardeşimde var, annemde var. Fiziki antropoloji ile ilgilenen bi arkadaşım bunun sadece arnavutlarda görülen bi özellik olduğunu söylemişti,gerçekten de annemin anneannesinin dedesi mi ne yanı epey uzaktan bi atamız arnavutmuş. Sonra ben rastladığım bitişik kulak memeli herkese sordum, yüzde 100'e yakın oranda ya arnavut çıktılar, ya da boşnak falan gibi arnavutlarla karışması olası olan kökenlerden. Tabi tesadüf de olabilir pekala
0
hayali arkadaş
(24.05.09)
vücudunuzda gördüğünüz herşey bi kalıtsal özellik aslında.. spesifik olmayınca dikkat çekmiyo tabi o ayrı. çekik göz uzakdoğuda var mesela, al sana kalıtsal özellik. benim de babamın da bacakları uzun, abimle benim kafa şekillerimiz aynı gibi.. kimden geçti bilmiyorum, ortaya karışık gibi duruyo..
kalıtsal özellik denen olaylar gayet karışık. matematik gibi kesin kurallar koyulamıyo çoğu zaman çünkü zibilyon tane faktör var. bi de mutasyon denen zımbırtı var.. ohoo.. mendel kuralları en temel kurallar olmakla beraber yeterli gelemeyebiliyor.
0
dr cucu
(24.05.09)
(8)

kedi besleyenler

iloushka
benim kedim hani akciğerler doludur balgam çıkarma gibi sesler çıkarılır ya ööle sesler çıkarıo..bunu çıkarırken de vücudu sarsılıo..yatıodu birden hırlama sesi çıkarır gibi sarsıldı.hani bana kusacakmış gibi geldi.emin deilim ama..sadece anesteziden sonra kusarken görmüştüm onu.gene öyle gibi..ama
benim kedim hani akciğerler doludur balgam çıkarma gibi sesler çıkarılır ya ööle sesler çıkarıo..bunu çıkarırken de vücudu sarsılıo..yatıodu birden hırlama sesi çıkarır gibi sarsıldı.

hani bana kusacakmış gibi geldi.emin deilim ama..sadece anesteziden sonra kusarken görmüştüm onu.gene öyle gibi..ama korktum..bilen varsa cevap verebilir mi?

bi saat önce falan 2-3 parça et yedi (kuşbaşı)..ama hep veriorum.bööle olmamıştı daha önce...
cevaplar için teşekkürler..
0
iloushka
(24.05.09)
Yalandıktan sonra biriken tüyleri yumak şeklinde kusuyorlar zaman zaman, bahsettiğiniz ses de tanıdık geldi.
0
skatheist
(24.05.09)
@ skatheist

benim oğlan bööle duruo duruo ööle yapıo.tam çıkaracakmış gb oluo.
geri yutuo..yapabileceğim bişey var mı?ya da ne yapmalıyım sence?
0
🌸iloushka
(24.05.09)
kusacaktır, etler büyükse kuşbaşı falan... hayvanlar onu bizin gibi çiğneyemiyor direkt bütün yutuyor. benim iki kedim var, biri aynı şekilde et yerse kusuyor, vermiyorum o yüzden.
onun dışında tüyleri sindiremedikleri için kusuyorlar.
mama formatında, macun gibi fln ilaçlar var bu tüyleri kusmak yerine dışkıyla atsınlar diye.
çok uzun tüylü bir kediniz yoksa işe yarıyor, diğerleri yine ayda bir, iki ayda bire düşürüyor.
0
ilse
(24.05.09)
Büyük ihtimalle tüylerini kusacaktır. Sizin elinizden gelen bi'şey yok maalesef o konuda. Kendi başlarına çıkarıyorlar. Zaten görmeseniz daha iyi öyle bi'şey yani. Benim paşa ilk çıkardığında gördüğüm zaman bi' süre kendime gelememiştim:)
0
charlesbukowskiineksi
(24.05.09)
yuttuğu tüyleri kusuyodur, telaşlanmanızı gerektirecek bişey yok. Bazı mamalarda bunu engelleyen katkılar var ama hepsinde de yok bildiğim kadarıyla.
Siz en iyisi kedi çimi yetiştirin onu yesin, mısır çarşısının ordaki çiçekçilerde falan tohumları satılıyo, latince adının avenna sativa olması lazım, ev kedileri toprakta oynayıp çimen yemedikleri için böyle takviyeler yapmak gerekiyor.
Ama uğraşamam derseniz malt alın, macun halinde de hap halinde de satılıyor, mamasına karıştırın.
0
hayali arkadaş
(24.05.09)
fesleğene yazık olacak ama hani şu küçükküçü yapraklı saksıda yteien fesleğenler var ya, onalrdan yerlerse tüyleini kusmalarına yardımcı oluyormuş, yani çim ekmekle falan uğraşamazsanız eger diye
0
tehanu
(24.05.09)
Tek çözümü çim. Hayvan rahatlıyor valla. Bende o sorunu yaşadım bir zamanlar.
0
ne bakiyon kardesimm
(24.05.09)
kedi fesleğeni yemek istemeyebilir ama.
benim hem kedim hem fesleğenim hem başka bitkilerim var, kedim bitkilerin bazılarından yemeyi çok seviyo ama fesleğene hiç bulaşmadı.
0
hayali arkadaş
(25.05.09)
(4)

lustral

tom_riddle
geçenlerde duyuruda biri reçetesiz fln alınıyor demiş. öyle mi gerçekten? reçetesiz satılıyorsa bu ne kadar doğru?ben de reçeteyle alıyorum da, var mı böyle bişey?
geçenlerde duyuruda biri reçetesiz fln alınıyor demiş. öyle mi gerçekten? reçetesiz satılıyorsa bu ne kadar doğru?

ben de reçeteyle alıyorum da, var mı böyle bişey?
0
tom_riddle
(22.05.09)
recetesiz aliyorsunuz, fiyati da 15tl (14.35 gibi bir sey).
0
nochristrequiress
(22.05.09)
reçetesiz satılıyor ancak bütün ilaçlar gibi doktor tavsiyesi ile almak lazım.

ben birkaç hafta oldu yeni başladım. psikiyatrist yazdı.

lustral ve benzeri ilaçları alırken ve bırakırken dikkatli olmak lazım.

misal doktor bana yarım ile başlamamı söyledi. normalde 1 hafta yarım hap aldıktan sonra 1 taneye çıkartılıyor. ama bana 3 gün sonra 1 tane almaya başla dedi. bırakırken de aynı şekilde birkaç gün yarım hap alarak bırakıyorsunuz.

o yüzden hemen 1 tane almayın. @mor oje'nin yaşadıklarını yaşarsınız.
0
mea maxima culpa
(22.05.09)
yok ben çoktan etkili dozlara ulaştım, bundan evvel aylardır kullanıyordum. o yüzden biliyorum tek bi tane ile bişey olmadığını. ama kesinlikle bırakma ve kesme konusunda haklısınız, ben bir kere uzun bi süre almamıştım, sonra annemin zoruyla tekrar başlayınca feci yan etkiler yaşadım, ben de katılıyorum mea maxima culpa'ya.
0
🌸tom_riddle
(22.05.09)
ilacabak.com

bu sitede gösterdiğine göre reductil reçeteye tabi değil ama ne kadar riskli bir ilaç olduğunu biliyorsunuz herhalde.
0
hayali arkadaş
(25.05.09)
(5)

Gözlük ve Lens hakkında

Emvace Inc
Öncelikle herkese selam. Daha önce kaç kere soruldu bilmiyorum ancak şahsım adına bir kez daha sormak istedim soruyu. Şimdi efenim, ben yaklaşık 10 senedir gözlük kullanıyorum. Belki daha da fazla. Gözlerimin numarası sürekli arttı. (miyopum). En son aldığım gözlüklerin numarası 7.5 - 6 gibi birşey
Öncelikle herkese selam. Daha önce kaç kere soruldu bilmiyorum ancak şahsım adına bir kez daha sormak istedim soruyu. Şimdi efenim, ben yaklaşık 10 senedir gözlük kullanıyorum. Belki daha da fazla. Gözlerimin numarası sürekli arttı. (miyopum). En son aldığım gözlüklerin numarası 7.5 - 6 gibi birşey (tam emin değilim) , az biraz astigmatta var. Şimdi aklıma birşey takıldı, her ne kadar inceltilmiş cam dahi olsa, bu taktığım gözlükler beni dışarıdan çok iyi göstermiyor. 7.5 bu boru mu? Bilmiyorum bu düşüncemde ne kadar haklıyım ancak bu kadar kalın camlarla rahat edemiyorum. Yazın lens takmak istiyorum. Bu numararlarla lens takmam mümkün müdür? Yani evet, önem veririm, boşlamam lensleri, ama merak ettim sizler ne düşünüyorsunuz bu konu hakkında. Takan kişilerden veya takan birini tanıyanlardan görüşler bekliyorum.

(Oldu ki taktım lens) Bu kadar uzun süre gözlük takınca burnumda bir iz oluştu, ne kadar süre gerekiyor bu izin geçmesi için? İzi yok etmeyi hızlandırıcak bir etken biliyor musunuz?

Teşekkürler herkese.
0
Emvace Inc
(15.05.09)
Ben 9 yıl gözlük kullandıktan sonra lens'e geçtim ve son olarak da 1 hafta önce kadar ameliyat olup tamamen kurtuldum.
Kişisel fikrimi söylemem gerekirse lens gözlüğe göre daha iyi bir tercihtir. İlk başlarda biraz zorlar belki tak-çıkar yaparken. Bir süre batma yapar ama sonrasında parmaklar ve göz alışınca otomatik olarak yerini bulur. Bakım konusuna gelince elle takıp çıkarıldığı için enfeksiyon riski mevcuttur fakat dkkatli olduğunuzu söylemişsiniz o yüzden sıkıntı çekeceğinizi sanmıyorum. Bir de doktora sormanız daha iyi ama sonradan ameliyat olma düşünceniz varsa kornea kalınlığını düşürdüğü için laserle çizdirme olasılığını düşürüyorMUŞŞŞ. ben 4 sene kullandım böyle bir sorunum olmadı gerçi. O yüzden ne kadar doğrudur bilemiyorum.
Burundaki iz bende çabuk geçti. Epey olduğu için şu kadar gündür diyemem. Ama ekstradan krem, ilaç vs. kullanmadım.
Kolaylık kısmına değinmeye gerek yok sanırım sonuçta gözünüzün üzerindeki ağırlıktan(mecazen) iyidir sanırım.
(reklâm yapar gibi olduğunun farkındayım ama ikisini de uzun süre kullanınca epey bir fikir edinebiliyorsunuz((: )
0
machine head
(15.05.09)
aslında ben de ameliyat olmayı düşünüyordum ancak. hmm..
0
🌸Emvace Inc
(15.05.09)
11 senedir gözlerim bozuk, son 4.5 senedir lens kullanıyorum. benim iki gözümde 6 derece miyop biraz astigmat da var. lenslerle yaşadığım tek sorun bazen bahar aylarında polenden kıldan yünden kaynaklanan alerji durumlarında bi hafta kadar lens takamamam oldu. günlük olarak 7-8 saat civarı lens onun dışında gözlük kullanıyorum. bu alerji meselesi dışında bi sorun yaşamadım. sadece ilk günlerde takıp çıkarırken biraz sorun yaşayabilirsiniz alışınca o da sorun olmuyor. lense alışınca zaten gözlük daha zahmetli gelmeye başlar.
0
posteriti
(15.05.09)
o zaman ameliyat olmak için araştırmalara başlayın, oldu ki olamadınız (mesela ben olamıyorum çünkü kornea kalınlığım yeterli diilmiş :(
size uygun bi lens buldum, ben bundan kullanıyorum gayet de memnunum. dioptrisi 7.5 , aksını, silindiriğini de doktorunuz belirler artık astigmatınıza göre :)

www.lensmarket.com
0
pinking of you
(15.05.09)
ben 10 sene gözlük taktım, gözlüklerimi sevmeme karşın doktor gözlerimin çok ilerlediği gerekçesiyle lens takmamı önermişti, lensi de 10 senedir takıyorum. Gözlükle göz arasında bir mesafe olduğu ve odak noktası sabit durmadığı için ilerlemeyi arttırdığı söylenmişti ama lens takmaya başladıktan sonra da derecem ilerlemeye devam etti. Lens ilk başlarda tuhaf geliyor ama kısa sürede alışılıyor. Ben gayet pasaklı ve titizlikten uzak biri olmama karşın bugüne dek çok büyük bir sorunla karşılaşmadım lensle ilgili. Gözüm 2 ya da 3 kere enfeksiyon kaptı sadece hepsi de damlayla en geç 3 günde tamamen iyileşti.

Ama lense alıştıktan sonra bir daha tekrar gözlüğe alışmanız zorlaşır. Ben şu an gözlükle sadece evin içinde gezebiliyorum, dışarı çıkınca otobüs numaralarını falan okuyamıyorum. O yüzden yazın lens kışın gözlük takmanız zor olur bence.

İzden kastınız gözlük kenarlarının bıraktığı izse o çabuk geçer ama zaten lensi takarken de gözlüğü kullanacaksınız tamamen kurtulmuyorsunuz yani gözlükten. Medecassol diye bi krem var onu kullanabilirsiniz belki daha hızlı geçmesi için. Eğer izden kastınız gözlüğün burnunuzda yarattığı şekil değişikliği ise o kemikte olduğu için geçmiyor, o yüzden uzun süreli gözlük kullananların çoğunun burnunda küçük bi kemer oluşuyor ki bence kötü görünmüyor.

Ameliyat içinse çabuk karar vermeyin. Bazı kaynaklarda 7 dereceden yüksek miyoplara fako uygulanması gerektiği yazıyor, bildiğimiz lasere göre daha zor bi ameliyat ama bazı doktorlar da böyle birşey olmadığını söylüyorlar. Hem zaten gözün ilerlemesi durmadan ameliyat yapılmasını da önermiyolar.
0
hayali arkadaş
(25.05.09)
(1)

sarı kantaron kapsülü

baldur2
merhabalar, bu kapsüller gün içinde hangi zaman dilimlerinde alınmalı? sabah mı akşam mı yatmadan önce mi?
merhabalar, bu kapsüller gün içinde hangi zaman dilimlerinde alınmalı? sabah mı akşam mı yatmadan önce mi?
0
baldur2
(13.05.09)
uyku hali yapacağı için akşam uykuya yakın alınması daha mantıklı.
0
hayali arkadaş
(07.06.09)
(2)

burundan et aldırma olayı bu mudur ?

nickim onbes harf
youtube'da şöyle bir şey gördüm: http://www.youtube.com/watch?v=dqp6ql9DUHg&feature=related acaba burundan et aldırma olayı bu mudur ? yoksa hastalık gibi bişey mi bu ?
youtube'da şöyle bir şey gördüm:

www.youtube.com
acaba burundan et aldırma olayı bu mudur ? yoksa hastalık gibi bişey mi bu ?
0
nickim onbes harf
(08.05.09)
videonun başlığında papilloma geçiyor, şöyle biraz bakınınca epitelyal tümör oluyormuş o. anladığım kadarıyla et değil tümör o. et o kadar büyük olabilir mi onu da bilmiyorum açıkçası.
0
turunun son ornegi
(08.05.09)
zaten et(konka) büyümesinde burundan eti almıyolar sanırım.
benimkini sadece radyofrekansla küçülttüler, tek başına o ameliyat kanlı bıçaklı bi ameliyat değil.
0
hayali arkadaş
(08.05.09)
(19)

alkolik mi oluyorum?

kurtulan adam
işten dönünce 1-2 bira içmek adetim olmaya başladı.açıkçası biraz çekinmeye başladım.hergün 1-2 bira içmek normal midir?
işten dönünce 1-2 bira içmek adetim olmaya başladı.açıkçası biraz çekinmeye başladım.hergün 1-2 bira içmek normal midir?
0
kurtulan adam
(07.05.09)
yaklaşık 10 yıldır hergün en az 6 lı paketlerden içiyorum henüz ölmedim kıçımdan kabakta çıkmadı :)(bkz: anüsteki kabak)
0
soktumbey
(07.05.09)
yok yahu, 1-2 biradan neyin alkolikliği...
0
mortifera
(07.05.09)
alkolik olunmaz da göbeğe dikkat.
0
kibritsuyu
(07.05.09)
uzun vadede ciddi kilo artışına sebep olacaktır.
0
rachel
(07.05.09)
alkolik olunması için 1 bira 2 bira fark etmez kanımca. düzenli bir şekilde içiyorsanız, canınız istiyorsa alkoliksiniz. ha soru "bu yaptığım kötü bir şey mi?" ise o zaman da ne alaka 2 biranın nesi kötü olabilir ki derim.
0
tai
(07.05.09)
"düzenli bir şekilde içiyorsanız, canınız istiyorsa alkoliksiniz"

Bu cok ama cok yanlis bir onerme. Alkolizm kisinin kendisine ve cevresine cok zararli bir hastaliktir ve bundan cok daha ciddiye alinmasi gerekir.

Kurtulan adam, her gun 1-2 bira icmek genelde alkolizm sayilmaz. Ama normalde de sadece ne kadar ve ne siklikta ictigine bakilmiyor, baska kriterler de var. Eger cok ictiginden rahatsiz oluyorsan daha az icmeye karar ver ve kararini uygula.

Ingilizce biliyorsan web'de cok fazla kaynak var alkolizmle alakali. Hatta basit "alkolik miyim?" testleri bulup onlari da yapabilirsin.
0
wpi
(07.05.09)
"Nefes alma Efes al."

aynen devam ;)
0
punkertifo
(07.05.09)
abi aynen devam da şu anda düşündüğüm tek şey eve gidip o 1-2 birayı içmek.rahatlatıyor beni.
0
🌸kurtulan adam
(07.05.09)
ben ve bir kaç arkadaşım her gün işten- okuldan vs çıkınca nargileye gider 1-2 saat nargile içer öyle eve giderdik. Şimdi arkadaşlarımdan biri yeter nargile içtiğim diyip her gün bu sefer arkadaşlarıyla teachers pub'da takılmaya başladılar. hiç bir alkolik durumu da yok.

ben şöyle söyleyeyim zaten. işten çıkıp eve direkt gitmek iyi değil, şöyle 1 saat en az kafayı dağıtacak birşey yapın.
0
darknum
(07.05.09)
alkolik olunacağını sanmıyorum.hani bir aksam içersin ertesi gun gormek istemezsin. gerçek anlamda alkolik insanların gece içip içip ertesi gun daha oglen olmadan aradıklarını duymuştum.
ama karacigerine yazık değil mi. her ne kadar kendi kendini yenileyen bir organ olsa da cok da yuklenmemek gerek.hem durduk yere kilo.
işten sonra insanın canı cok sıkılmış oluyor ve rahatlıyacak birsey arıyor. ben derim ki sevdiginiz birseyle ama sagliga dokunmayan birseyle ugrasin.kafanız dağılsın ha.
0
berrak sudaki kırmızı balık
(07.05.09)
alkolizm diyebilmek için bir sürü kriter gerekiyor olabilir, durum o tanıma girmiyor olabilir dert değil. zaten görünen o ki alkolün kendisine değil, o rutine bağlanmışsın, alışkanlık olmuş. ama içinde bulunduğun durum can sıkıcı bir durum. alkol olmasın mesela kahve olsun, download seyretmek olsun. bunlar gün içersinde sürekli aklına geliyor da ancak bunlara kavuştuğunda oh be dünya varmış diyorsan sık sık, problem budur, "bağımlı"sındır. hele bir de bırakmak isteyip bir türlü bırakamıyorsan sorun büyümüş demektir.

bırakmak istemiyorsan ama hiç bir sakıncası yok bence 1-2 biranın. çeşitlendir derim ben naçizane. her gün bira mı içilir? şarap var, viski var, o var bu var.
0
mojosnik
(07.05.09)
bağımlıysanız alkoliksiniz, bence.
0
aithra
(07.05.09)
şimdilik gayet normal durumdasın bence, hani akşamcı diye tabir edilen...
yalnız o 1-2 bira 3 oluyo bi zaman sonra, sonra 4, 5, 6,...

mesela ben bu aralar 8-10 arasında gidip gelmekteyim :)

ve evet, sen alkolik diilsin (henüz), ama ben öyleyim...
0
uyuzcan
(07.05.09)
sigara bağımlılığı da günde bir-iki taneyle başlıyor. önceleri çok canın istemese de içiyorsun, sonra bir bakmışsın canın istiyor. şimdi günde bir paket içiyorum. allah bilir ileride kaç paket olacak.

her gün içmemenizi öneririm. eğer içmemek için kendinizi zorlamak zorunda kalıyorsanız belki de alkolik olma yolunda ilerlemektesinizdir.
0
cro magnon
(07.05.09)
Yalniz basina mi iciyorsun?

Is cikisi dostlarla icilen bir-iki birayla eve gidip yalniz basina icilen arasinda cok fark var, bu ayrimi gozetmelisin.

Su anda gunluk iki bira seni rahatlatmaya yetiyor olabilir. Fakat kisa bir sure sonra bu miktar yetersiz gelecek. Farkli alternatifler arayacaksin. Once saraba gececeksin, oradan votkaya kanyaga vs...

Seni anlayabiliyorum, benim de canim sıkkın oldugu donemlerde icmeden uyuyamadigim zamanlar oldu. Fakat her defasinda icme periyodlarini seyrelttim. Ipin ucunu kacirirsan alkolik olursun.

(bkz: alkolizme giris)
0
msb
(07.05.09)
en önemli kriterlerden biri yalnız içmekmiş. psikiyatristim öyle söylemişti. ne kadar seyreltirsen o kadar iyi. bir de o anı beklediğini ve içince de rahatladığını söylemişsin. bence ciddiye alman gereken bir durumla karşı karşıyasın. ne kadar içtiğinin bir önemi yok. ya hemen vazgeç ya da baktın olmuyor profesyonel yardım al. ama acele etmeni öneririm.
psikiyatristle bu konuşmayı yaptığım dönemde her akşam en az bir bira içiyordum. yalnız içiyordum. ve bunları duyunca çok korkup o gün bıraktım. en önemlisi yalnızken rahatlamak, uykuya dalabilmek için vs içmemeye dikkat etmekmiş. sosyal ortamda ya da arkadaşlarla vs içmenin sakıncası olmayacağını söylemişti bana.
lütfen önemse bu durumu.
0
Omayra
(07.05.09)
alkoliklik, alkol problem olmaya basladigi an baslar. yani eger düzenli alkol alimin sagligina ciddi bir sekilde zarar vermeye basliyor, sevdiklerinle arani aciyor ve hayat düzenini bozuyorsa o zaman alkoliksin. yalniz günde 2 birayla bunun olmasi fiziken imkansiz :). takil kafana göre.
0
fspades
(07.05.09)
ben de feci stresli bir sektörde çalıştığım için aynısını yapıyordum iş dönüşü. bazen rakam artıyordu da. evde yalnız içmenin de, iş arkadaşlarıyla, sevgiliyle, dostlarla içmenin de keyfi başkadır bana göre.

şimdi bir süredir çalışmıyorum, haftada bire fiksledim üniversitedeyken olduğu gibi. ha, para olsa her gün bir dörtlü efes götürürüm o ayrı :)

iki 50lik bira yaklaşık 500 kalori bildiğim kadarıyla, yanında cips, çerez, vb. de tırtıklıyorsan bunlar sana döt göbek olarak geri dönüyor o kesin ama...

özetle: normaldir. zevk meselesi.
0
tarantinoesque
(07.05.09)
alkolik olmayabilirsiniz ama risk altında olabilirsiniz.
şu entrynin en altında riskin nasıl hesaplanacağı yazıyo
sozluk.sourtimes.org
0
hayali arkadaş
(08.05.09)
(7)

sonunda aynı kişi çıkması

hayali arkadaş
Bazı kurgularda olur ya farklı sanılan kişiler filmin/romanın/öykünün biryerinde aynı kişi çıkarlar.Bunu tarif eden kelime/kelimeler var mıdır?
Bazı kurgularda olur ya farklı sanılan kişiler filmin/romanın/öykünün biryerinde aynı kişi çıkarlar.

Bunu tarif eden kelime/kelimeler var mıdır?
0
hayali arkadaş
(06.05.09)
daha fiyakalı anlatılabilir heral de ama ben genelde "aa adam şizofren çıktı lan" diyorum. fight club,secret window filan böyledir mesela.
0
posteriti
(06.05.09)
mesela memento da öyledir meğersem adam katildir siz başkası sanarken olaylar bambaşka gelişmiştir.soruya cevap diil tabi içimden geldi. yanlış anladım di mi hep böyleyimben
0
zombikanı
(06.05.09)
spoiler--

identity filminde vardı, orada multiple personality disorder diye geçiyordu bu durum. sorunuzu da tam anlamadım gerçi.

ama favorim hide and seek filmidir.şimdi geldi aklıma.
"çoklu kişilik bozukluğu içeren filmler" gibi tarif edebilirsiniz belki de.
0
pinking of you
(07.05.09)
deckard
(07.05.09)
film adı verip "bu da böyledir mesela" derken spoiler koysanız ne güzel olur.
0
kibritsuyu
(07.05.09)
o kelime 'doppelganger'dır. hayali ikiz diye Türkçe'ye çevrilebilir. Kişi iyiyse doppelganger kötüdür; kişi kötüyse de doppelganger iyidir.
0
vusvuslat
(07.05.09)
psikopatolojik bi durumdan bahsetmiyorum aslında.
biraz daha açayım(şimdi söyleyeceklerime edebiyat ve sinemayla ilgili insanlar kıçıyla gülmekte serbesttir)
fight club'daki gibi örneğin, daha iyi bir örnek gelmedi aklıma. hani mesela kurgudaki durumları ifade eden "foreshadowing" gibi terimler var ya, bunun için de öyle bi terim var mı diye soruyorum

doppelganger da iyiymiş gerçi ama tam benim dediğimi karşılamıyo sanki.
0
🌸hayali arkadaş
(07.05.09)
(2)

Manyetik Rezonans Görüntüleme Sorusu

hayali arkadaş
Bu görüntüleme tekniğinde yüksek derecede manyetizma kullanılıyor değil mi? (1.5 tesla falan diyolar) Peki bu manyetizma kandaki demir nasıl oluyor da bundan etkinlenmiyor bu sorunun cevabını bilen varsa ve beni meraktan kurtarırsa çok sevinicem.
Bu görüntüleme tekniğinde yüksek derecede manyetizma kullanılıyor değil mi? (1.5 tesla falan diyolar) Peki bu manyetizma kandaki demir nasıl oluyor da bundan etkinlenmiyor bu sorunun cevabını bilen varsa ve beni meraktan kurtarırsa çok sevinicem.
0
hayali arkadaş
(06.05.09)
bilesik halinde olmasi muhim degil. hemoglobin, icindeki demirin valans degerine (2+, 3+, 4+) bagli olmak uzere degisen manyetiklige sahip olsa gerek ve aradaki fark da muhtemelen mr ile tespit edilebiliyordur. (usenmeyip aradim tespit edilebiliyormus ve hatta buna gore calisan 'blood oxygen level dependent contrast' adi verilen bir goruntuleme teknigi bile varmis kandaki oksijen seviyesine bagli olarak goruntu ureten)

sorunun "nasil oluyor da kanimiz bu manyetik alan altinda damarlarimizdan fiskirmiyor" ya da "nasil oluyor da kan bir yerimizde toplanmiyor" gibi oldugunu varsayiyorum. birincisi hemoglobinin manyetik susceptibilitysi (bunu alinganlik diye cevirmisler, ben etkilenebilirligi demeyi tercih ederim) metallere kiyasla cok cok cok dusuk olmali. yani bir manyetik alan altinda hemoglobine etkiyen elektromanyetik kuvvet bir metale etkiyene kiyasla cok dusuk. dolayisiyla o manyetik alanlar icinde metal cisimler kendilerine etkiyen kuvvet nedeniyle ucusurken kanimiz damarlarda akmaya devam edebiliyor.

ikincisi de , mri icindeki manyetik alan surekli degil. daha dogrusu surekli olan kimsinin yanisira cok yuksek frekanslarda (RF) degisen bir manyetik alan da var. bu da manyetik alandan etkilenen tum parcaciklarin efektif yer degistirmesini azaltiyor. cok kabaca bir benzetmeyle icine bir tutam toz attigin suyu oylece birakirsan yercekimi nedeniyle tozlarin cokecegini ama calkalarsan bulanik kalacagini goreceksin. burada yercekimi ile manyetik kuvvetleri benzer nitelikte dusunebilirsin. mri icinde aslinda cok kucuk hareketlerle calkalaniyorlar gibi dusunebilirsin.
0
feeling the blanks
(06.05.09)
Anladım dediğini.

Ama yine de hemoglonin rezonansa uğrayarak konumsal da olsa bi değişiklik yapıyor değil mi? Aslında merak ettiğim bu fiziksel değişikliğin sonucunun ne olduğu? Ayrıca sadece fiziksel değişimlerden bahsedilebilir mi?

Ne bileyim kanın akışı üzerinde bir etkisi olabilir bunun. Ya da uzun vadede organizmada bazı olumsuz değişimlere de yol açıyor olabilir. BUnu merak etmiştim.
0
🌸hayali arkadaş
(06.05.09)
(8)

çok su içmek

hayali arkadaş
ben kendimi bildim bileli günde en az 4-5 litre su içiyorum. diabet ya da başka bir kronik hastalığım yok. anneme sormuştum çok küçükken bile çok su içtiğimi söyledi. bu normal bir durum olabilir mi ve çok su içmenin olası riskleri nelerdir bilen var mı?
ben kendimi bildim bileli günde en az 4-5 litre su içiyorum. diabet ya da başka bir kronik hastalığım yok. anneme sormuştum çok küçükken bile çok su içtiğimi söyledi.

bu normal bir durum olabilir mi ve çok su içmenin olası riskleri nelerdir bilen var mı?
0
hayali arkadaş
(05.05.09)
bünyeden bünyeye değişir bu. misal ev arkadaşım bıraksam bir damacan içer günde. bense mecbur kalmadıkça içmem. ortalama bir bardak/gün. fazla bir sorunu yaratmaz size. böbrek taşı kumu gibi bir sorununuz olursa çabuk atlatırsınız. temiz bir bünyeniz vardır büyük ihtimal. başınız çok ağrımaz. normal bir durum bence bu. zaten baştan beri öyleymişsiniz. bundan sonrası tamamen atmasyon belki ilerde çok tuvalete gitmekten prostat olursunuz.

ama malum önümüz küresel ısınma, tükenen temiz su kaynakları falan. benim gibiler hayatta kalırken siz öleceksiniz acılar içinde. :D
0
ayiadam
(05.05.09)
4-5 litre diyerek mübalağa etmiyorsanız zararlı olabilir. bu konuda bir kaç yazı okumuştum ancak biliyoruz ki internet bilgi çöplüğü. zararlı olduğunu söyleyen, hatta beyin kıvrımları arasına su dolup deliliğe yol açabileceğini söyleyen saçmalıklar bile okudum. siz yine de derin bir araştırma yapın derim. iyice kıllanırsanız bir iç hastalıkları uzmanına danışın.

bir iki derleme;

"her insanın kendini zinde hissetmesi için günde 2.5 litre suya ihtiyacı bulunuyor. Eğer vücutta az su bulunursa, kan yoğunlaşıyor ve bu da organlara çok az miktarda oksijen ve besin maddesi taşınmasına neden oluyor. Fakat içtiğiniz su miktarı çok aşırıya kaçarsa, bu da vücut için olumsuz sonuçlar doğurabiliyor. Çünkü böbrekler aşırı çalışır ve sık sık tuvalete çıkmanıza neden olup, vücudunuzdaki kalsiyumun atılmasına neden olur."

"Su bağımlılığı' da hasta ediyor

Belçikalı bilim adamları, fazla su içmenin zehirlenme nedeni olabileceğini, ''su bağımlılığının'', ''uyuşturucu bağımlılığı'' gibi bir hastalık olarak ortaya çıktığını açıkladılar.

Belçika'da yayımlanan haftalık ''Le Generaliste'' isimli dergide, Louvain Katolik Üniversitesi (UCL) araştırmalarının sonuçları yayımlandı. UCL uzmanlarından Dr. Stephane Dujardin yönetiminde yapılan araştırmaların sonuçlarının tıp çevreleri tarafından değerlendirildiği ve ödüllendirildiği ifade edildi.

Aşırı su tüketiminin zehirlenme ve ciddi fiziki sorunlara neden olduğunu belirten uzmanlar, su zehirlenmesinin kandaki sodyum oranının düşmesine (hiponatremi), böbrek arıtma yeteneklerinin aşılmasına, hücrelerde aşırı sulanmaya, beyin ödemine yol açtığını belirtti.

Günde 4 ila 20 litre su içen kişilerin sinir sistemlerinin etkilendiğini, bu boyutta tüketimin krizlere yol açabildiğini, aşırı su tüketiminden kaynaklanan beyindeki dengesizliklerin komaya ve ölüme sürükleyebildiğini anlatan bilim adamları, ''aşırı susama'' (polidipsi) sorununa dikkat çektiler.

Polidipsiden kaynaklanan ''potomani'' hastalarının günde 4 litreden fazla su içme ihtiyacı hissettikleri, ''su bağımlısı'' oldukları üzerinde duran ve bunu ''uyuşturucu bağımlılığına'' benzeten uzmanlar, polidipsi hastalarının yüzde 80'inin şizofreni sorunu yaşadığını bildirdiler.

İştahsız kişilerde, rejim yapanlarda, sporcularda, fazla alkol, kahve, ilaç ve sigara tüketenler arasında daha çok görüldüğü belirtilen potomani hastalarının, aşırı su tüketimiyle, organizmanın ihtiyacı olan mineralleri de imha ettikleri belirtildi.

Uzmanlar, potomani hastalığının tedavi gerektirdiğini, su zehirlenmesi halinde ise acil servislerde yoğun bakıma ihtiyaç olduğunu ifade ettiler."
0
hakkibulut
(05.05.09)
Herşeyin aşırısı zarar der büyüklerimiz. Ben su içmeyengillerdenim. Bazen gün boyunca su içmediğimi farkediyorum. İçeyim diyorum onuda unuyorum.
0
iustitia omnibus
(05.05.09)
soruya soruyla karsilik gibi olacak ama cok merak ediyorum:
4-5 litre suyu icerken ne hissediyorsunuz, yani su size nasil bir tat, his veriyor? mesela beni biraksan 1 litre portakal suyunu bir kerede icerim, tadi cok hos, sekerinden olsa gerek... ama suda nasil bir his aliyorsunuz ki 4-5 litre icebiliyorsunuz?
0
terp
(05.05.09)
@terp

kendini meşrubatlara alıştırmadığında su gayet cazip bir seçenek oluyor. verdiği serinlik yetiyor zaten.
0
yuto
(05.05.09)
@hakkıbulut- bu hastalık çok inandırıcı gelmedi bana. su zehirlenmesi çok su içmekten ziyade suyun atılmaması ile oluşur diye biliyorum. sanki bu yazılanlar "supposed" şeyler, olacağından değil gibi. bir tıpçı ne düşündüğünü yazsa ne güzel olur aslında bu konuda.
bi de ne tedavi önermişler ki? susamayı engellemeleri gerekiyor onun için ne önermişler.

@terp- siz çok susadıktan sonra kana kana su içerken ne hissediyorsanız onu daha sık aralıklarla hissediyorum aslında. mesela dışardan eve gelirken nasıl su içeceğimi hayal ediyorum. 4-5 litre dedim ama 7-8 oluyodur bazen, bardak kullanmıyorum 1 litrelik cam şişelerden biriktirdim bir sürü, onlara koyuyorum suyu, biri bittikten sonra 2 saat geçmeden yine çılgınca susamış oluyorum. tadı olduğundan değil ama dediğim gibi gerçekten susamış oluyorum
0
🌸hayali arkadaş
(05.05.09)
ben ikide bir susuyordum bir gün, arkadaşım şeker hastalığı mı var demişti sende. hani dipnot olsun..fal..fi..tamam sustum.
0
garip biseyler
(05.05.09)
şeker hastası olmadığımdan eminim
0
🌸hayali arkadaş
(05.05.09)
(7)

bu yeşil çay nedir ne değildir?

sql
bunun iyisi-kötüsü var mıdır?ayrıca yağ yakımını hızlandırdığı söyleniyor. ne kadar etkilidir?
bunun iyisi-kötüsü var mıdır?

ayrıca yağ yakımını hızlandırdığı söyleniyor. ne kadar etkilidir?
0
sql
(04.05.09)
yağ yakımını hızlandırması, yeşil çay içtim 30 kilo verdim dedirtecek kadar asla olamaz.
0
compumaster
(04.05.09)
antioksidan falan diyolar ama serbest radikallerin etkisini ortadan kaldıran antioksidanların serbest radikal saldırısı altında olmayan hücrelere ne yaptığını pek söylemek istemiyorlar. bildiğim kadarıyla bu durumda antioksidanlar serbest radikalin verdiği zararı verebiliyor, sigara içmiyorsanız 40 yaşından önce lazım değil yani.

bi de yetiştirilmesi, toplanması, kurutulması falan doğru koşullarda yapılmazsa özellikle yeşil çayın çok zararlı bişey ürettiğini duymuştum (alfatoksin miydi acaba?)

vücutta toplanmış suyu atmayı kolaylaştıran bir etkisi var, yağ yakımını hızlandırmıyorsa bile bu sayede kilo kaybedebiliyor insanlar (tabi o kilolar sudan oluşuyor) ayrıca bu sayede dehidrasyon sonucu hastanelik olanlar da var.
0
hayali arkadaş
(04.05.09)
evet, yeşil çay kalite kalitedir. tozumsu, çer çöplüden (ki bütün poşet yeşil çaylar böyle) tomurcuk şeklinde sarılmış yapraklara kadar yolu var.
0
quasiromantic
(04.05.09)
yağ yakımını hızlandıran mucize bir madde yoktur. kilo vermek için popomuzu yerden kaldırıp hareket etmemiz icap ediyor. düşünün ki amerikan halkının yarısı obezite ile boğuşuyor. böyle kolay bir çözüm var da paraları mı yetmiyor conilerin? :) spor iyidir.
0
hakkibulut
(05.05.09)
spor yapıyorum. ayrıca hergün sabah 30, akşam 40 kadar mekik çekiyorum. daha evvel hap kullanmayı düşündüm ama zararlı olabileceğini söyledikleri için açıkçası endişelendim ve haptan vazgeçtim.

cevaplar için teşekkürler.
0
🌸sql
(05.05.09)
yag yakımını hızlandıran maddeler derken, bunu anlamı sudur: bu maddeleri kullandiktan sonra fiziksel aktivite yaptıgınızda yag yakma asamasına daha cabuk gecersiniz... yoksa yesil cayi icince kendi kendine gitmez o yaglar...

ha yesil cayin yag yakımına etkisi var mi bilmiyorum ama kahvenin var, mutlulugu cok da uzaklarda aramaya gerek yok
0
alpinsamuray
(05.05.09)
ben her sabah 2 kupa limonlu içiyorum. fazla kafeinden dolayı mıdır nedir ikinci kupanın sonrarına doğru çakırkeyfi yapıyor. yağ yakımını bilmiyorum ama aç karnına içilmesi tavsiye ediliyor ve farkedilir derecede metabolizmayı hızlandırıyor.
ps: mısır çarşısından alınma yaprak tavsiye ederim. porselen demlikte yapabilirsiniz.
0
pain
(05.05.09)
(4)

veteriner tavsiyesi

pinkburger
şişli/mecidiyeköy/fulya civarlarında 2 aylık kedimi kontrole götürebileceğim bir veteriner tavsiye edebilir misiniz?
şişli/mecidiyeköy/fulya civarlarında 2 aylık kedimi kontrole götürebileceğim bir veteriner tavsiye edebilir misiniz?
0
pinkburger
(04.05.09)
hangisi olsun, üç tarafta da veteriner biliyorum.
? :)
0
berhudar ol evladim
(04.05.09)
ortaklar caddesinde carrefour'un biraz ilerisinde bir veteriner var, kendi kedileri gibi bakarlar..
0
erostrada
(04.05.09)
kurtuluşta çizmeli kedi diye bi veteriner var, ben çok memnun kalmıştım.
0
hayali arkadaş
(04.05.09)
"pet corner" iyi diyorlar.
ortaklar cad. 47/3b mecidiyeköy
0212 356 02 55-56
0
zen spider
(05.05.09)
(7)

lazerli göz ameliyatı

machine head
şöyle ki; Bugün lenslerimin değişme zamanı geldiği için doktora gittim. Doktor ilerlemenin durduğunu ve artık ameliyat yapılabileceğini söyledi. *Doktorun hata payı var mıdır? yani ameliyattan kısa bir süre sonra ilerleme devam ederse tekrar çizdirme ihtimali de kalmıyor. (eski doktorum başka bir ye
şöyle ki;
Bugün lenslerimin değişme zamanı geldiği için doktora gittim. Doktor ilerlemenin durduğunu ve artık ameliyat yapılabileceğini söyledi.

*Doktorun hata payı var mıdır? yani ameliyattan kısa bir süre sonra ilerleme devam ederse tekrar çizdirme ihtimali de kalmıyor. (eski doktorum başka bir yere taşındığından tanımadığım bir doktora gittim bu yüzden şüphelerim var)
*Bana cuma hallederiz pazar pazartesi tamamen geçmiş olur gibi birşey dendi. Özetlersek komplikasyonları nelerdir? Uzun süre yaşam faaliyetlerimi aksatır mı(okul vs.)?

ve bu konuda verebileceğiniz (yaşayan bilenlerden mümkünse) her türlü tavsiye değerlendirilecektir.
Şunu da belirteyim doktorla tekrar konuşacağım ve başka doktora da başvuracağım tabii de bir ön bilgim olsun diye yorumlarınızı alayım dedim. Teşekkürler şimdiden.
0
machine head
(04.05.09)
Şimdi yanlış anlaşılacak ama,önce çevrenizdeki doktorların gözlük (ameliyat yapanların çoğunda lens) kullanım oranına ve milletvekili gibi üst düzey kişilerin kullanım oranlarına bakarsanız bu sorularınız hakkında daha net cevaplar bulunabilir.
Cevap olarak verilen işte benim yaşımdan dolayı,gözümün uygunluk durumundan dolayı gözlük kullanıyorum bahaneleri bahaneden ibarettir.
0
optisyen
(04.05.09)
bu ameliyatı daha önce olmuş ve tüm komplikasyonlarını bilen biri olarak söyleyebilirim ki:
- bu bir ameliyattır, yani risk her zaman vardır her ameliyatta olduğu kadar.
- doktor, LASIK için uygun olduğunuzu gözünüzün topoğrafyasını çıkartıp kornea kalınlığınızı ölçtükten sonra söylemiştir (öyle olması gerekir) eğer bu incelemeler yapıldıysa ve olabilirsiniz deniyorsa olabilirsiniz.
- bu tür müdahaleleri güvenmediğiniz veya tanımadığınız bir doktora yaptırmak sakıncalıdır. Doktorun hakkında ne tür bir geribesleme alıyor sunuz? çevrenizde onun hastaları var mı? Kaç vaka yapmış? Hangi hastanede ve hangi teknoloji ile yapılıyor (Piyasada 5-6 yıllık Teknolas laser ler de var Wavefront teknolojisi de var hangisi?)
- Yaşınız kaç? İlerleme büyümenin durması ile birlikte durur, yaşınız 20 nin üzerinde mi? Bu ameliyatı olup sonra göz numaralarınız değişirse neticesi iyi olmaz mutsuz olursunuz.
- Doktorunuzun size ameliyattan önce tüm komplikasyonları anlatması gerekir, anlatmadıysa ve göz bebeğinizi büyüterek damlalı muayene yapmadıysa uzak durun derim.
- Her şey yolunda giderse ameliyat 5-10 dakika sürer ve masadan bambaşka bir insan olarak kalkarsınız, görüşünüz her geçen saat daha da iyileşir ve gözlüklerinizden kurtulursunuz. Problem çıkarsa revizyon yapılması gerekebilir her şey çok çok ama çok kötü giderse (epitel yürümesi, free flab yada lost flab gibi) çok çok ciddi komplikasyonları da olabilir.
- yaşam kaliteniz ameliyattan sonra bariz şekilde iyileşir. Ama kontakt sporlardan (basketbol, judo, karate vs) uzak durmanız gerekir.
Kısaca budur, başka sorularınız da olursa sözlükten mesaj atın cevap vereyim.
0
justaddwater
(04.05.09)
Ben 26 yaşımda oldum. Normalde her 1~1,5 senede gözlük camlarım değişirken; son 2 senede değişklik olmamıştı. Açıkcası ben biraz buna güvendim, doktor da muayene ettikten sonra ameliyata uygun olduğumu ve eğer numaralar sıfırlanmazsa veya ilerleme olursa, bir kez daha ameliyat olabileceğimi söyledi. (Kornea kalınlığım ikinci bir ameliyat için uygunmuş.)

Ben Wavefront/Lasik oldum. İlk gün sadece, gözler ışığa aşırı duyarlı olduğundan rahat edemedim. Onun dışında yanma batma vs. olmadı.

Fakat, ismini tam bilmiyorum (lasek ya da intralease) onu olanlar (Korneası yeterli kalınlıkta olmayanlar) onların iyileşme süreleri 3-4 günü buluyormuş. Yanma, batma oluyormuş. Artı çok göz kuruluğu yaşıyorlarmış. Bir süreliğine. Ben de o derece bir kuruluk yok, sadece çok bilgisayar başında vs. kalırsam çok oluyor. (Göz yaşı damlası kullanıyorum)

Bana sorarsan bu ameliyatın en büyük eksisi gece görüşü. Ben hala ışıkların etrafında hare görüyorum. Bu da özellikle yorgunken ve araba kullanırken görüşümü kısıtlıyor. Kısıtlıyor derken, çok daha fazla dikkat etmem gerekiyor. Örneğin, karşıdan gelen arabanın farlarının etrafında oluşan hare, benim yolumun görüşünü kapatıyor. (Şehirlerarası ve aydınlatması olmayan yollarda) Ayrıca kapalı havada ve aydınlatılmış ortamlarda yine çok net göremiyorum. Fakat gün ışığında, açık havada görüş çok çok iyi.

Bir bak. Artılarını ve eksilerini tart. Sana göre hangisi daha ağır geliyorsa ona göre hareket et. Mesela sabah uyanıp da, gözlük olmadan banyoya gidip, traş olurken aynaya bakınca suratını net görebilmek güzel birşey. Tabii gözlüğü olmayan adama veya gözlük takmamış adama bunlar gayet basit ve saçma gelecektir.

Ha bir de benim doktorum ve bazı kişiler de "Bu bir estetik ameliyat" lafını kullanıyorlar. Ben katılmıyorum. Gözlüklüyken mal gibi bir tipsen, gözlüğü çıkarınca da aynı malsın. Burada konu gözlük/lens engelinden kurtulmak. Gözlüğünü/lensini kaybettiğinde göremiyorsan, araç kullanamıyorsan (Güvenli bir şekilde), bu bir engeldir. Geçmiş olsun...
0
sheba and the albino girls
(04.05.09)
Doktorların muayenehanelerinde yapılan lazer ameliyatlarından kaçının çünkü kullanılan aletlerin teknolojileri genellikle daha eski oluyor. Eski teknolojide hem hata payı daha yüksek hem de kötü sonuçlar olabiliyor.

Ben dünya göz hastanesi feneryolu kliniğinde oldum (şimdi İstanbul Cerrahi Hastanesini öneriyolar) ameliyattan sonra gözlerim ilk başta acıdı ve ışığa karşı çok hassaslaştı, ameliyattan 30 dk sonra ilk muayene yapıldı, sorun olmadığı için eve gittim. Evde biraz uyuduktan sonra kalktığımda hiç bir sorun yoktu.

Ameliyattan sonra ilk 1 hafta enfeksyon riskine karşı bir ilaç kullanılıyor, bir de ilk ay göz kuruluğuna karşı suni göz yaşı. 1 ay sonra kontrollerde sorun olmazsa başka bi şey kullanılmıyor...
0
selimse
(04.05.09)
@optisyen
evet farkındayım fakat ilkokul 2den bu yana gözlük olsun lens olsun kullanıyorum ve artık yük olmaya başladı benim için.

@justaddwater
araştırmalar için yarın ayrıca çağırdı ve uygunluğunun test edileceğini falan belirtti. doktora karşı şüphe derken de genel olarak söyledim. fazlasıyla önyargılı olmamdan ileri gelen bir şey bu. yoksa doktorun icraatlerini falan bildiğimi söyleyemem. yaş 23. zaten eski doktorum da ilerlemenin yavaşladığını ve yakında ameliyat için uygun olabileceğimi söylemişti bir kaç sene önce. bu yüzden içim biraz daha rahat. komplikasyonları da dediğim gibi uygunluğunu test ettikten sonra anlatacak sanırım. aksi durumda ben de taraftar olmam elbette.

@sheba and the albino girls
bu durum ben gözlük/lens kullandığımda da ışığa hassaslıktan olsa gerek vuku bulmakta. ama dikkate alacağım yine de.

@selimse
ameliyat muayenehanede olmayacakmış

genel olarak cevaplamış olayım hem ALMAN hastanesinde ameliyatın yapılacağı söylendi.
böyleyken böyle. eksiği fazlası varsa tekrar uyarırsınız sanırım.
cevaplar için de tek tek teşekkür ederim.
0
🌸machine head
(04.05.09)
daha önce yaşadığım deneyimlere dayanarak söylüyorum ki bence kesinlikle cerrah olmayan bir göz doktoruna da muayene olun.

ben bahçelievler göz hastanesini öneririm bu konuda. cerrah olmamasına dikkat edin.
0
hayali arkadaş
(04.05.09)
kocam 2004, ben 2002'de bu ameliyatı olduk. benimki biraz mecburiydi, eşiminki gözlük ve cam yenilemekle hemen hemen aynı fiyata geleceği için mantıklıydı.

ben de sheba & albino girls gibi gece araba kullanırken sorun yaşıyorum (ışıkların etrafında haleler oluyor), loş ortamlarda televizyon seyretmekte zorluk çekiyorum. ama gündüz herşey süper.

eşim gece de gündüz de mükemmel görüyor, ikimizin de miyop dereceleri aynı sayılırdı (0.25 fark sol gözde, 0.50 fark sağ gözde) bende 0.25 astigmat hala var, onda hiç yoktu.

iki ameliyatı da aynı doktor yaptı (veni vidi/emrullah taşındı). ikimiz de sabah olduk ameliyatı, eşim akşam maç seyredebildi, ertesi sabah işe gitti, benim gözlerim güneşe ve ışığa çok hassas olduğu için ben 2 gün evde oturdum.

hepsine değer diyorum. benim gzölerim artık 5.5 numara olmuştu ve retina yırtılması yüzünden sık sık lazerle dikiş attırıyordum. gözümün resmen şekli değişmişti. retina yırtılması ihtimali olanlara tavsiye etmiyorlar bu ameliyatı, ama benim sol gözümde ameliyat öncesi zaten 187 dikiş olduğu için, koptuğu yerden kopsun teah düşüncesiyle gittim, 2002'den beri yırtılma olmadı (nazar değdirmeyin len acıyo lazerle dikiş atarkene).
0
zkurmus
(04.05.09)
(10)

en komik married with children bölümü?

beatlephan
Size göre en komik Married With Children bölümü hangisi?
Size göre en komik Married With Children bölümü hangisi?
0
beatlephan
(04.05.09)
tabii ki al bundy ve ailesinin tatile çıktıkları bölüm. lower village(köyün adını hatırlamıyorum) al'ı öldürmek istiyordu, bunlar da upper village'e kaçıyorlardı hani.

@beatlephan, evet o :)
0
deckard
(04.05.09)
ben de 6 ay önce bitirmiştim tüm sezonları ama şu an net değil kafamda. O bahsettiğin bölüm İngiltere bölümü değil miydi ya? Bunlar ingiltere'ye gidiyorlar Bundy'nin ataları falan var orda, sonra iki grup da bunları öldürmek istiyor bunlar bi oraya bi buraya gidiyorlar, o zaman lanetlenmiş bundy'nin ataları vs?
0
🌸beatlephan
(04.05.09)
frank capra nin it s a wonderful live ini yaptiklari bölüm, al bundy olmasa nasil bir hayatlari olurmus bölümü.
0
atmacaged
(04.05.09)
- al ve steve'in araba modifiyesi ile uğraştıkları bölüm
- evin köpeğinin kısırlaştırılmasının söz konusu olduğu bölüm
0
turkish tekila
(04.05.09)
- "if i only had a hummer" ve "lost episode" efsanedir. bir de adini hatirlamiyorum lakin kelly ve bud'in araba aldiklari bolum de gayet basarilidir.
0
polifonik osuruk
(04.05.09)
peg'in yemek yaptığı al'in de sürekli seks istediği bölümü diyorsun sanırım. o süperdi cidden :) bölüm adlarını araştırıyorum ya çok fazla güzel bölüm var.
0
🌸beatlephan
(04.05.09)
Married ... with Aliens
www.imdb.com
(bkz: married with aliens)

Uzaylıların yakıtı biten uzay gemileri için galaksideki en güçlü yakıt olan Al Bundy'nin çoraplarını çaldıkları bölüm..
0
underdose
(04.05.09)
1. marcy'nin nikah yüzüğünü bir striptizcinin donunda kaybettiği bölüm.
2.hep birlikte yemeğe çıktıkları ve lüks restoranı al'in ayak kousu ile alt ettikleri bölüm.
3.peg bundy'nin kızının ev ekonomisi dersi için evkadını olmayı anlattığı bölüm.
0
linuswithnoblankets
(04.05.09)
hepsi ayrı komiktir ama en begendiğim
yaz gelince evlerinde klima olmadığı için bundy ailesinin supermarkette yaşadığı 2 bölümdü.
0
joepiscopo
(04.05.09)
al bundy'nin bahçedeki tavşanla mücadele ettiği bölüm.

ama ne sezonunu ne bölümün adını hatırlıyorum
0
hayali arkadaş
(04.05.09)
(3)

filmin adı?

hayali arkadaş
6-7 sene önce cnbc-e'de küçük bir kısmını izlemiştim. david lynch filmlerine benziyor biraz, ürpertici bir havası var.bir de okul kraliçesi falan sarışın güzel bir kız, yanında da aklı başında bir arkadaşı vardı. disko gibi biryere gittiler orda birşeyler oldu.bu kadar hatırlıyorum.
6-7 sene önce cnbc-e'de küçük bir kısmını izlemiştim. david lynch filmlerine benziyor biraz, ürpertici bir havası var.

bir de okul kraliçesi falan sarışın güzel bir kız, yanında da aklı başında bir arkadaşı vardı. disko gibi biryere gittiler orda birşeyler oldu.

bu kadar hatırlıyorum.
0
hayali arkadaş
(03.05.09)
nasıl şeyler oldu ?
0
chak 666
(03.05.09)
@chak 666: korkunç şeylerdi ama ayrıntılarını çok net hatırlamıyorum. sanki kızı birilerine satıyorlardı sanki sanki. emin değilim

@irbat: pek stephen king öyküsü gibi değildi. david lynhch gibi daha çok
0
🌸hayali arkadaş
(03.05.09)
Okul kraliçesi değil ama sarışın, güzel kız. Diskoda tanıştığı kişi güzel Lilja'mızı pezevenklere satıyordu.

(bkz: Lilja 4-ever)
0
bitti
(03.05.09)
(6)

obez kedi

hayali arkadaş
iki aydır görmediğim arkadaşlarım eve geldiler ve kedimi çok şişman buldular. evet epey tombik ama her gün gözümün önünde olduğu için iki ayda ne kadar şişmanladığını fark etmemişim sanırım. kedilerin şişmanlığı kediler için ne aşamadan sonra risk yaratır onu öğrenmek istiyorum ona göre diyete girec
iki aydır görmediğim arkadaşlarım eve geldiler ve kedimi çok şişman buldular.
evet epey tombik ama her gün gözümün önünde olduğu için iki ayda ne kadar şişmanladığını fark etmemişim sanırım.
kedilerin şişmanlığı kediler için ne aşamadan sonra risk yaratır onu öğrenmek istiyorum ona göre diyete girecek.

bir de kediye diyet yaptırılırken nelere dikkat edilmesi gerekir? mamaların üstünde kilosuna yaşına göre günlük ihtiyacını gösteren tablolar var, benimki kesinlikle orda söylenenden daha fazla yiyordu.

o miktarlarda mama versem biraz zayıflar mı? yoksa daha mı az mama vermem gerekir?

not: sanırım 6 kiloya yakın.
0
hayali arkadaş
(03.05.09)
ohaa bence sen artık bu kediyi sadece suyla besle
0
semakocoz
(03.05.09)
yüksek bir yerden atlamaya kalktığında bacak kemiklerine aşırı ağırlık bindiğinden çıkık oluşabilir hatta eklem yerlerinden geri dönüşü olmayacak hasarlar alabilir. acilen verteriner denetiminde diyete sokun.
0
bloodorbloom
(03.05.09)
@bloodorbloom-ben de böyle ihtimallerde korkuyorum, ordan oraya atlamayı çok seviyor.
@emininsel- ben de aynı şeyi planlıyorum o yüzden semirttim, ama böyle şişmanken eti çok yağlı olurmuş, biraz toparlansın artık afiyetle...

@elanor marin ve elxa- tam olarak 5.5 kilo şu an, haziranda 2 yaşına girecek. başka bir sorunu olduğunu sanmıyorum çünkü hakikaten çok yiyordu ama veterinere gideceğim.
0
🌸hayali arkadaş
(03.05.09)
@snowflake- kesinlikle çok yakışıyo patileri bile tombullaşıyor, çok tatlı oluyolar:))
benim mıncık sokak kedisi ve kısır değil. çok iri yarı da sayılmaz, dişi zaten. beden kitle endeksi epey fazla sanırım.

light mamaları ilk gördüğümde çok saçma bulmuştum ama şimdi tırıs tırıs gidip alıcam galiba, çünkü dün eskisi gibi istediği zaman mamasını önüne koymadım, triplerde şu an.
en azından miktarı aynı tutmam lazım ilişkimiz açısından.

peki veterinerler dışında biryerde satılır mı bu diyet mamalar? en yakın veteriner bile bana çok ters.
0
🌸hayali arkadaş
(03.05.09)
kaburgalarına dokunduğunuzda kemiklerini hissedebiliyorsanız panik yapacak bir durum yok demektir. fakat kemikler hissedilmiyorsa bıyıklının diyete ve egsersize ihtiyacı vardır. ama şunu da unutmayın, ev kedilerinin senelik kilo alma/verme döngüleri sokak kedilerinden biraz daha farklı olabiliyor. benim kedim de yazın başına vermesi gereken kiloları yazın sonuna doğru veriyor hep ve kışın da sonunda alıyor. yani yaz gelecek zaten kilo verecek merak etmeyin. hazır mamaların dışında, eğer kediniz ev yemeklerinden, sebzelerden hoşlanıyorsa bu yönde beslemeniz vitamin açısından da yararlı olabilir. Kedi için tuzsuz pişirebilirsin yemekleri. hazır mamalar kediler için abur cubur besleyiciliğinde çünkü.
0
mayathecat
(03.05.09)
@mayathecat- kemiklerini hissediyorum ama biraz bastırmam gerekiyo hemen elime gelmiyolar.
aslında fabrika yapımı ve ev yapımı mama konusunda kafam karışık, profesyonel mamalar aşırı pahalı, ev yapımı mama için de kedinin ihtiyacı olan herşeyi doğru oranda içermediğini söyleyenler var. ev yapımı mamaya güvenebilsem çok kolay hazırlarım aslında epey vaktim var. bildiğin bir kaynak var mı ev yapımı tarifler için dememekte fayda var.

bi de benim küçük hanım önüne konulan şey maması değilse katiyen yemiyo, bizim tabaklarımızdan yemek yiyo, bardaklarımızdan süt içiyo ama kabına koyduğumuzda yemiyo. zaten ona süt, yumurta falan vermek istersek kabına değil sehpaya koyuyoruz.

bu sayede belki daha az da yiyebilir biraz kurtulur ağırlıklarından.
0
🌸hayali arkadaş
(03.05.09)
(10)

Sabırtaşı yazarlar arasında dikkat çekenler

godless killing machine
Bu yazarlar arasında kaliteli şeyler yazanlar, hatta bir adım ileri giderek söyleyeyim, badilere eklenebilecek olanlar var mı?Sabırtaşı yazarlar gelip ben varım falan demesinler. Çaylak ediyorlarmış öyle diyenleri.
Bu yazarlar arasında kaliteli şeyler yazanlar, hatta bir adım ileri giderek söyleyeyim, badilere eklenebilecek olanlar var mı?

Sabırtaşı yazarlar gelip ben varım falan demesinler. Çaylak ediyorlarmış öyle diyenleri.
0
godless killing machine
(03.01.09)
var heralde yani, niye olmasin ki? eski nesillerin buraya nick yazmasini mi istiyorsun?
0
ermanen
(03.01.09)
ben bir nick söylerim, sen "yok lan iyi yazmıyor o" dersin. görece.
0
rectoa
(03.01.09)
zaten herkesin kendi fikrini sordum. siz verin fikri, aramızdan çıkın mevzubahis yazarla benim =)

eski nesil yeni nesil farketmez, sabırtaşı yazar olarak dikkatinizi çeken güzel yazanlar var mı? basit bi soru aslında ama?
0
🌸godless killing machine
(03.01.09)
tabi daha beğenerek takip ediyoruz mertebesine ulaşmış bir sabırtaşı yok.

bekliyoruz hatta onların aksine okuyoruz da..

bir de şey var. arada denk geliyorsun aa ne güzel yazmış diyorsun. dalgınlıkla bugün e tıkladığında bir daha bulamıyorsun entry i.
0
dambil
(03.01.09)
ahah gezinirken entry sini beğendiğim yazarı buldum..

xena

tanımam etmem bu arada aman yanlış anlaşılmasın..
0
dambil
(03.01.09)
schizomehmet

galiba eski yazarlardanmış kendisi son akınla yeniden gelmiş. ben sevdim yazdılarını, badi ettim.
0
hevipeyra
(04.01.09)
sofestai
gözüme çarpanlardan.
0
flawless victory
(04.01.09)
(bkz: chingachgook)

başka sözlüklerde de yazar, aynı zamanda moderatörlük yapıyor. genelde tespit yapar işetir adamı, ancak din konusunda az obsesiftir.
0
galahad
(04.01.09)
sarissa da fena değil gibi. yeterince objektif olabiliyor.
0
hikaye mesture
(04.01.09)
kaknem
sözlükte uzun süredir rastladığım en iyi yazar.
0
hayali arkadaş
(03.05.09)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.