Çnyargılar bize vakit kazandırabildiği için kullanıyoruz, kısa yol tercih etmek gibi. Daha önce çin yemeği yiyip nefret ettiyseniz yeni bir çin yemeğini de denemeye daha az meyilli olursun. ama kısa yolların sosyal durumlarda hazin sonuçları da olabiliyor ayrımcılık gibi. yalan yanlış öğrendiğimiz bir bilgiyi farkında olmadan kullanabiliyoruz.
Bu konu üzerine ben de çok düşünmüştüm şöyle bir yöntem buldum, bir sıfatın ya da niteliğin tanımladığı şey dışında bir şeyler de içerdiğini düşünürsen düşüncenden vazgeçmek gibi. Mesela abartılı süslü püslü bir kadın gördüğünde kafasının çok çalışmayabileceğini düşünebilirsin, o zamana dek gördüğün tüm süslü kadınlar gerçekten boş kafalı olabilir ama o tek kadınla ilgili diğerlerine dayanarak çıkarım yapamazsın bu çıkarımı yapman için sana bu niteliğe ilişkin birşey sunması gerekiyor. sunarsa tamam o hakikaten boş kafalıdır ama sunmayabilir de, önyargılarından bağımsız bir gözlem yapman lazım. Bu sadece olumsuz önyargılar için değil olumlu önyargılar için de geçerli. Gördüğün tüm patagonyalılar yardımsever insanlar olabilir ama yeni tanıştığın bir patagonyalıyı da bu önyargıdan bağımsız değerlendirebilmen gerekiyor. Yani olumsuz görüneni bırakıp olumlu görünendeki önyargılarında ısrarcı olmaman lazım, tutarlılık gerekiyor.
Başka bir yöntem de şu, algı, düşünce ve davranışların merkezi olan beyin her an o kadar büyük bi hızla yeniden yapılanabiliyor ki kişilerin deneyimleri arasındaki farklar kişilikleri arasında çok ciddi farklara yol açabiliyor. İki ikiz bile aynı genleri ve çevreyi paylaşmalarına karşın birbirinden çok farklı olabiliyor. Senin izlerken heyecandan öldüğün, dinlerken coşkudan bayıldığın bir şarkıyı aynı şeyleri hissetmesini bekleyerek birilerine sunduğunda onların nasıl da sıkıntıdan bayıldığına tanık olmuşsundur muhakkak. Kendi dünyamızın merkeziyiz ama kendi algımız dünyanın merkezi değil. Bunu kabul etmek göründüğünden daha zor olsa da kabul edebilirsen çok şey kazanmış olursun.
0