aynı yerde çalıştığın kıza facebooktan mesaj atmak? dünya ne hale gelmiş lan

facebookdan mesaj atınca gelen cevabı münazara etmek için yeni bir ekşi duyuru daha açacaksın benden söylemesi

yalandan git bi muhabbet et once

ayrıca
www.youtube.com

öncelikle:

(bkz: abi seviyosan git konuş bence)

yalandan bişey uydur abi, falan bey size yönlendirdi yalnız bu iş uzun de falan. öyle biri olmasın hatta sonradan kız farkedince hoşuna gider belki.

haci once gunaydin, iyi aksamlar afiyet olsun filan ile gir. sonrasinda adim adim muhabbetini kur.

calculus vermis adamsin dert ettigin seye bak.

çay veya sigaraya çıkma anını bekle. sonra saçma sapan bir konudan muhabbet açsan da tanışmış olursun. gerisi gelir zaten.

mühendis kardeş, facebook'dan eklemeden önce kızla 1-2 muhabbet etmiş olman çok önemli, yani farklı şubeler desen anlarım da aynı şube be olum, o kadar da zor olmamalı, en kötü muhabbet mi bulamadın bizim bir arkadaş vardı beğendiği kızın yanına gidip "sen bilmemne lisesi 00 mezunumusun" falan derdi, kız da yutardı zokayı, sonrasında yürürdü muhabbet bunu bile deneyebilirsin, 1-2 cümle edip de eklesen facebook'a çok daha klas bir pozisyonda olursun kızın gözünde...

1.Hiç konuşmadan eklesen, ''mala bak beni eklemiş der ve havaya girer''.

2.Birkaç konuşmadan sonra eklersen, eğer seni beğeniyorsa ''aaaaa beni eklemiş der ve suratında aptal bir gülümseme olur.'' Ama yok seni beğenmezse ''mala bak beni eklemiş der ve havaya girer.''

3.Ben bu kızı tavlamak istiyorum dersen, git tanış muhabbet et, sağda solda karılar kızlarla çekinilmiş olan fotolarını tag'let ve onun seni eklemesini bekle.

üsttekilerin dediği gibi, çay - sigara anında konuş birkaç gün muhabbetini ilerletince "senin facebook varmıydı ya" falan diye gir o şekilde ekle. şimdi eklersen ya da biraz konuşup habersiz eklersen kendini ele verebilirsin.

hocam ne oldu durum? :)

oyunun bir parçası, gündem değiştirmek diye düşünüyorum, böldüler ülkeyi uyutuyorlar milleti diye düşünüyorum hepsi danışıklı dövüş bence...

@basond israil'in türkiye'nin iç siyaset gündemi değişsin diye böyle bir olaya kalkışması çok mantıklı değil zira bu hareketi kendi içinde de çok tepki çekmiştir-çekecektir. anladığım kadarıyla bu işin müsebbibi amerika. ne yapıyor? ortadoğudaki önde gelen iki müttefiki arasındaki problemi ortadan kaldırıp ilişkilerinin normale dönmesini sağlıyor. demek ki yakın zamanda bu bölgede bir hamlede bulunacak ve tüm müttefiklerine burada ihtiyacı var. onlar arasındaki problemler de işine gelmiyor. bekleyip göreceğiz.

hayır zaten türkiyenin gündemi değişsin diye böyle birşey yaptığını düşünmek komik gündem eğişmesi etkilerinden birtanesi ama amaç programlı oyunun bir parçası puzzleda taşları yerine oturtuyorlar yavaş yavaş.

israil güney akdenizdeki petrolü türkiye üzerinden dağıtacak

İsrail açıklama yaptı zaten bu konuda. Özür dilemelerinin ardından Suriye'yi bombaladılar. Ne olur ne olmaz, şimdi biz Suriye'ye dalarken TR ile aramızı iyi tutalım dediler. Kendileride böyle dedi zaten.

tamamen amerikanın menfaati. orda doğuda artan iran-rusya-çin dengesini kırmak. amerikanın en çok muhtaç olduğu iki ülkenin küs kalması ciddi sıkıntı.

israil herzaman turkiyenin en iyi muttefiki olmustur bu degismez.israille turkiye arasinda ciddi bir bag var olmustur hep.

jandarmayı ara söyle. 156

adam görmeyecek şekilde jandarmayı ara, otobüsün nerede olduğunu söyle onlar bulurlar sizi...

ilk nerede mola verileceğini öğren sonra 1550'ye sms at ve durumu yaz. ekiplerin mola yerine gelmesini iste

muavin en azından, durun rahatsız ediyorsunuz falan diyebilir ya, nasıl olur da bişey yapmazlar. biber gazları falan da mı yokmuş.ne yaptınız merak ettim.

jandarma veya polis (bölgeye kim bakıyorsa) ilk durakta olaya müdahale edebilir. ama kadın şikayetçi değilim diyecek, olay kapanacak.

@sttc, eğer evliyseler kadının şikayetçi değilim demesi olayı kapatmaz.

@bacardicola maalesef kapatıyor. Üst komşum karısını evire çevire dövdü, bina inledi, kadın yere kapaklandı, sağa sola vurdu. Polis çağırdım, gelene kadar bunca olay oldu. Ama polis geldiğinde kadın şikayetçi değilim dedi olay kapandı.

hiçbir çözüm olmaz, aksine yapılan her müdahale hayvanatı daha da sinirlendirir, hırsını da kadından alır.

eşe karşı yaralama kamu davasına dönüşür. kadın şikayetçi olmasa karşı taraf cezayı alır.

boun mezunuyum. icki icmem, bar-disco takilmam. namaz kilarim. namaz kil(may)anlara karsi bir on yargim yok. Benim namaz kilmayan arkadaslarim da var:P Bazi arkadaslarim namaz kildigimi bilir, bazilari bilmez. Icki icen arkadaslarim icmeye giderlerse genelde beni cagirmazlar. Beni sevmediklerinden degil benim icmedigimi ve o mekanlara gitmeyi cok sevmedigimi bildiklerinden. yurtdisindan arkadaslarimiz gelirse nadiren icki icilen mekanlara da giderim. icetea'mi icerim. Kopkop olaylarina ise hic gelemem. Unideki en yakin arkadaslarim icen kisiler.

boğaziçi öğrencisiyim, bir inancım yok, kişisel olarak kimsenin namaz kılmasına veya inanmasına karşı değilim, ancak dindar insanların çoğunlukta olduğu bir yerde mutsuz olduğuma inanıyorum. bir arkadaşımın dindar olduğunu öğrensem hislerim değişmez, arkadaşım olmuş sonuçta, ama hiç tanımasam, zaten insanlarla konuşmayı sevmediğimden gidip muhabbet falan etmem herhalde.

Dine bakış açım eleştirel. Dinlerin, kültürel bazı geleneklerin, ahlaki öğretilerin; sağlıklı bir toplum kurmak için insanlara empoze edilen bir ambalaj olduğunu düşünüyorum. İnsanların bilgi eksikliklerinin olduğu dönemlerde, sosyal hayatta kötü ahlakın olmaması için bir ceza mekanizması gerekiyordu. Bilgisiz insanlara yapmamaları gereken davranışları bir korku, yapmaları gereken davranışları da bir ödül ile öğretiyorlardı. Bu ödül ve ceza maddi olamazdı, çünkü sosyal sistemde henüz adalet ve mahkeme gibi yönetim mekanizmaları gelişmemişti. Manevi yönden "iyi" olanı ödüllendirmek ve "kötü" olanı cezalandırmak gerekiyordu. Bu işi yapması için de olmayan bir kavram yaratıldı ve "din, tanrı, sevap, günah" gibi kavramlar oluşturuldu. Böylece cezalandırılan kişi kimseden intikam alamazdı veya ödüllendirilen kişiye kimse çıkarıp da hediye veremezdi. Böylece insanların kendilerini bir davranış kafesi içinde tutabilmesi ve aşırı davranışlar yapması engellendi.

Zaman içinde insanoğlunun ortalama bilgi düzeyi arttıkça bu farkındalık artmaya başladı ve yavaş yavaş dinlere karşı eleştirel bakışların doğru olabileceği kanıksandı.

Bu görüşe karşıt görüş hâlâ daha kuvvetlidir. Yani dünyanın çok büyük bir kısmı dinlerin, Tanrı'nın, peygamberlerin, cennetin, cehhennemin, sevabın, günahın... varlığına inanır. Dinlerin kitaplarında veya uygulamalarında temel şart bu olgulara inanmaktır çünkü. İnananlar da tabi ki kendi dinlerinin sağlam temellere oturduğunu ve en doğru inanış biçimi olduğunu savunur. Fakat her bir dini kitapta yazan cümleler sadece o kitaplarda yer alır ve ikinci bir kaynak tarafından o kutsal kitapta yazılanlar doğrulanamaz. Birden fazla dini kitapta yer alan ortak öğretiler ise aslında hiç bir din var olmasaydı bile olması gereken davranış modelleridir. Örneğin her din yalan söyleme, hırsızlık yapma, kendinden büyüklerine iyi davran, ideal bir aile ortamı oluştur, dürüst ol gibi öğütler verir. Fakat bu olması gereken davranışlar zaten sosyal bir toplumda bulunması gereken temel ahlaki kavramlardır. Bu davranışları uygulamak için de dine ihtiyaç yoktur. Nitekim ateist kişiler arasında da bu davranışlar görülür.

Benim şahsıma dönersek ise; müslümanım. içki içerim, mümkün olduğunca söylememeye çalışsam da yeri geldiğinde yalan söylerim, yılda bir iki gibi namaz kılarım. yakın arkadaşlarım veya ailemden kişilerin dini hareketlerine de karışmam. kimseyi dini inanışına göre yargılamam. Sadece o kişilere hayatlarında bir kez ve sadece konu açıldığında "bu kadar kaptırma kendini, bir gün bildiklerinin yanlış çıkabileceğine de olasılık ver, ileride inanmaktan vaz geçersen bugünlerin için pişman olmanı istemem" derim. Tabi bunu dediğim için bir kamyon laf işitirim ama cevabım sadece şu olur; "seni yargılamıyorum, sana kızmıyorum. sadece en doğru yoldan gitmeni istiyorum. bu yol hangi yol olursa olsun sen seçmelisin, kimse sana bir dini veya dinsizliği seçtirmemeli" diyorum ve konu kapanıyor.

Benim bakış açım da şudur; Ne Tanrı'nın varlığı ne de yokluğu (benim nazarımda) ispatlanamamıştır. Bu dünyayı ancak bir Tanrı yaratır gibi bir bahaneyi de Tanrının varlığı olarak kabul etmem. Bilimin çözümünu bulamadığı her sorunun yanıtını "Allah öyle istedi" diye doldurmam. Bilimin, insanoğlunun, zekanın cevabı bulmasını beklerim. Bu nedenle müslüman olmama rağmen kendimi kaptırmam. Ama Tanrı'nın yokluğu ispatlanmadığı için de inanmamazlık yapmam.

Ayrıca okul adını yazmaya ne gerek var. Bu işin ösym yerleştirmesi ile alakası yoktur.

bilkent mezunuyum. din olayı bana mantıklı gelmiyor. kendime göre ahlaklı şekilde davranıyorum (hırsızlık yapmıyorum, başkalarına zarar vermiyorum, vs.) ve bu bana cennet vaadiyle bir şeyler yapmaktan daha değerli geliyor. kutsal kitapların toplumları düzene sokmak için insanlar tarafından yazılmış şeyler olduğunu düşünüyorum. yaratıcı var mı yok mu emin olamıyorum, bundan asla emin olamayız bence. alkollü ortama girersem, sergi açılışlarına, kokteyllere falan gittiğimde sarhoş olmayacak ölçüde içerim. zaten çoğu zaman kendi aracımla gittiğim için 1-2 kadehten fazla içmem. namaz kılanlara saygı duyuyorum, sonuçta kendi inançlarına göre davranıyor ve karışmak bana düşmez. kendi inançlarını, din konusundaki düşüncelerini bana dikte etmeye kalkmadığı sürece ilişkim zayıflamaz.

sakarya üniversitesi öğrencisiyim.

dinlerin toplumsal birtakım gereklilikler sonucu ortaya çıktığının farkındayım ama dünya üzerinde, gerçek nedeni ekonomik çıkar olan çatışmalar ve savaşlarda kullanılan birer enstrüman olduklarını düşünüyorum.

dindarlık oranının yüksek olduğu, dinin ülke politikasına yön verdiği ve insanların günlük hayatını büyük ölçüde etkilediği ülkelerde görülen geri kalmışlık da somut bir gösterge. doğal olarak, refahı yüksek ve ahlaklı bir topluma ulaşmanın yolunun dine yönelmekten geçtiğine inanmıyorum. kısaca eğitim şart.

bana gelirsek, müslüman değilim. içki içiyorum. namaz kılan arkadaşlarımla aram iyi. mesela muhafazakâr bir esnaftan bir şey alacağım zaman selamun aleyküm derim, gocunmam.

arkadaşımın gece benimle dışarı çıkmasını isterim ama içki içsin diye tek kelime etmem. umre'ye gitmesi konusunda, kendi ibadeti için ne yaptığı beni ilgilendirmez ama şu var, ikna vb. kendi deyimi ile beni "doğru yola" getirmeye çalışması karşısında kibarca siktir çekiyorum. samimiyet de doğal olarak azalıyor.

boğaziçi öğrencisiyim, inancım var ve içki içmem, haftada 1-2 namaz kılarım ve namaz kılanlara sonsuz saygım var. bununla beraber en yakın arkadaşlarımın çoğu içkiyi-karı kızı sevenlerden oluşuyor, beni çağırdıklarında gelirim, partiye vs gitsem orada oturup soda içerim ama yanımdakiler ne içmiş beni hiç rahatsız etmez, etrafımda da millet ne içmiş ne yapmış umrumda değildir. bir kısmı cemaatin içinden olan muhafazakar arkadaşlarım da var, biri dışında onlarla o kadar samimi değilim, ortamda içki içiliyor diye orayı koşarak terkeden adam zaten benimle samimi olmaz.

boğaziçi

bilkent hukuk

okula girdikten sonra dersler acisindan burslu burssuz diye bir sey kalmiyor acikcasi. okula odenen para da senin bilecegin is tabi.

ben bilkent hukuk diyorum.

boğaziçi sosyoloji

tercümanlık yapanları çok. ya da "yönetici asistanı" falan oluyolar

boğaziçi felsefe diyince içim cız ediyor ulan.

neyse, genelde akademiye yöneliyorlar; akademiye yönelmeyenleri okulun kendilerine verdiği ingilizce ve genelde üstüne bir yabancı dil, özgüven, özveri, vizyon vs. gibi şeylerle çok fantastik yerlerde çalışabiliyorlar. mesela thy'de çalışan bir boğaziçi tarih mezunu, unilever'da satış departmanında çalışan bir boğaziçi sosyoloji mezunu tanıyorum.

sosyoloji mezunlarının ik cı olması pek popüler bu aralar.

genel mudur olani var fabrikaya ama sirket ailesinin. kisaca eger kimi kimsesi yoksa ailesinin cevresi genis degilse bir bok olamaz surunur. bogazicinin oyle garip bir bolumden mezun tanidigim var en son aile cevresiyle alakasiz ise girdi 3 sene bos gezdi

madem çok spesifik iş alanları yok.Neden o puanlarla o bölümlere giriyorlar ?

Ben Odtü Felsefe mezunuyum, yüksek lisans yapıyorum. Sonra da ÖYP, asistanlık vs..

@mazungu, kimi kimsesi yoksa nasıl bir bok olamaz sürünür? bu nasıl bir kafa? sen git cerrahpaşa tıp fakültesini bitir ama kendini geliştirmezsen pratisyen hekim olarak kalır yine sürünürsün arkadaşım. git galatasaray hukuk fakültesini bitir, tek olayın sınavlardan 3 hafta önce çalışıp sınıfı geçmekse yine senden bir bok olmaz.

ayrıca özellikle boğaziçi sosyoloji mezunları da son dönemde çokça özel sektöre adam gönderiyor. multinational şirketlerde çalışan mezunların sayısı bayağı yüksek.

öyle boş gezmek gibi bir durum anca bölümü sonuncu bitirirsen falan olur.

konut kredisi.com da çalışıyodu en son bi felsefe mezunu arkadaşım.

genelde işsiz kalıyorlar.

ya birakin bunlari kendini gelistirmeymis sosyolg adam sirkette napacak. ayrica ben sikko bir okulda sikko bolumu bitiren ama sirkette ticaret muduru olan da gordum nasil mi sirket kocasinin yada anasinin babasinin.

cok uluslu sirket kimseyi ise almaz oyle bedavadan sosyolog die. iyiyse zaten yurtdisi falan yapar da digerleri napacak acaba olay o


ayrica odtu felesefe bitiren var papasinin isini yapiyor bi sik yok felesefede falan uydurmayin

hiçbir şey bilmeden atmamak lazım, boğaziçi yönetici yetiştiren bir okuldur. bunu da sadece derslerle değil kulüpleriyle kültürüyle aşılar öğrencisine bu sebeple okul önemlidir bölüm değil. hoca olmazlarsa çoğu yöneticilik yapıyor.

Yazar değilim ama bence mükemmel.

bence iğrenç oldu, rezalet ama yazar arkadaşlarımın hepsi çok beğendi bilemiyorum bir tek ben antikten giriyorum sanırım.

seyir defteri de yok.

bana da başlarda öyle geliyodu ama şimdi alıştım gibi eskisine giresim gelmiyor.

dandik sitedeki her imkan bunda yok ona gıcığım bi tek, tasarıma alıştım sadece.

bence çok daha iyi oldu

tema istiyorum ben, bok gibi geliyo goruntusu normal haliyle, ya temaları uyarlasınlar ya da yeni tema yapsın birileri. antik ftw

evet, bok gibi olmus.

çok hızlı yürüyorsun deme. onun dışında dediğin gibi yap.

çok hızlı yürüyosun deme bence de, kafanda belli bir şablon olmasın doğrudan git yardır...

hastalığın çeşidi ne? kalp ise kardiyoloji, MS ise nöroloji uzmanı bakar. yani genetik uzmanı diye bütün genetik hastalıklara bakan doktor yoktur genelde.

hastalığın cinsine göre ve ayrıca araştırmacının alanına göre, illa tıp doktoru olma şartı da yok mesela als ile ilgili bir soru varsa sizi doğrudan boğaziçi üni. genetik bölümüne yönlendirebilirim. olay tedaviden ziyade genetik tanı ise tıp doktorları da bu işi genetikçilere yönlendiriyor.

çok iyi yapmışsın ne aptallığı.

hayır

aklın daima seçmediğinde olacak.
doğru karar mı zaman gösterecek yaptığın kararın arkasında dur, zamanla gör.

Odtu makinedeyim, buradaki insanlarin yarisi sana yok yav burasi bok gibi diyeceklerdir cunku etrafimdan biliyorum bu adamlar ideal ugruna degil de muhendislik olsun guzel universite olsun diye gelmisler, onceki tercihleri ya elektronik ya baska bir sey. Ama 2de ve 3de baba dersleri gorunce hepsi cil yavrusu gibi dagiliyor, basliyorlar sovmeye. Odtu makina, bu arada a ile yazilir odtude, gonlu makinede olmayana cok ters bolum. isletme ile makina arasinda kaldiysan zamaninda, iyi ki gelmemissin. 3 yil once tum tercihleri makina olan birisi olarak bana sorarsan, cok memnunum. Herkes boyle mi, hayir yarisi pisman.

Sen anladin onu.

2 bölümün de müfredatını iyi bildiğim için konuşuyorum; hayatının en güzel kararını vermişsin. birinde akıl hastanesine yatma ihtimalin vardı, diğerinde türkiye'de okuması en kolay ve en çok para eden bölümde okuyorsun. zaten türkiye'de hangi bölümü bitirirsen bitir temelde yaptığın şey işletmecilik oluyor :)

evet.

adra, düşünme artık bunları hocam. bitti gitti. bırak, sal gitsin. tatmin olmuyorsan çap veya yandal'a falan kastır.

ne aptallığı arkadaş? resmen kıyısından dönmüşsün hatanın.. aynen böyle devam, napacaksın makinede?

not: makine mühendisiyim.

az daha hayatın kararıyormuş. iyi yapmışsın
mühendisim

Çengelköy, çınaraltı.

gülhane sarayburnu kapısından girişte biraz yukarıya doğru çıkınca çok güzel manzaralı çay bahçesi var, Dolmabahçe var, kabataşda mimarsinan üni. yanında var. sahil boyunca çok güsel yerler var iste. :) iyi eğlenceler.

Beykoz sahiline veya göksu kiyilarina da gidilebilir

sabancı öğretmen evi

beşiktaş sahilde bahçeşehir üninin orda çay bahçeleri var.

fındıklı parkı

moda'yı tavsiye ederim.

çınaraltı çengelköy artı1

Dövün

rehber hocasıyla görüşün.bir işe yarayacağını sanmıyorum da denemekte fayda var.

lise 3 öğrencisi dayakla ders çalışmaz.lise 3 öğrencisi inattan ders çalışmamazlık yapmaz sadece başka bahane bulamamıştır.

iki bin onlu yıllarda: "Belki de onun için öylesi daha iyidir" demek çok büyük yanlıştır benim gözümde.

durumunuz varsa;'liseyi iyi notlarla bitirirsen üniversite için seni yurtdışına göndeririz' diyerek motive edin hatta ydışı eğitim danışmanlığı yapan yerlere götürün oradakiler de konuşssun.

çalışkan-akıllı ve güzel bir kız bulup, sizin kardeşle yüzgöz edebilirsiniz, bu şekilde kızdan feyz alıp çalışmaya başlayıp başarılı olan insanlar var.

kişisel fikrim ise;

türkiye'de 3 tane kral okul var zaten, bunların dışında hangi üni'yi bitirirseniz bitirin 1000 tl maaşla ofis işi yaparsınız. zaten bu çocuk marsa da gitse top okulları kazanamaz belli. akademisyen de olamaz. bu sebeple çocuğu özel üniversiteye gönderecek paranız yoksa oto sanayi tarzı-asansör-klima teknisyenliği tarzı bir yere yönlendirebilirsiniz. bu şekilde çok daha rahat-kalifiye ve paralı bir mesleğe kavuşabilir.

ya da lise sonrası çocuğa bir iş açabilirsiniz kırtasiye/restoran tarzı vs.

gates salak saçma konuşma, lise 3'te 5 zayıfı olan arkadaşım odtü makine'de şuan. aynı dönemde benim de 7 zayıfım vardı ben de marmara hukuk'tayım şu an. odtü'deki oğlan son sene ben çalışacağım yapacağım dedi, bana ise herkes senden bir bok olmaz gözüyle bakıyordu. 2 sene sonra muhtemelen hakimlik savcılık stajıma başlarım, ya da master yaparken avukatlık stajımı yaparım. odtü'deki arkadaşım da çok iyi bir yere gelecek, biliyorum.

sakın umutsuzluğa düşmeyin. eğer iyi bir lisedeyse ve ben son sene yaparım diyen tiplerdense bırakın çalışmasın. son sene çalışacak çünkü. eğer bu dediklerimin hiçbiri yoksa,

yurtdışına göndeririz +1

Bi kere baştan ona iPad vs. almakla büyük hata etmişsiniz. İnsanı o kadar meşgul eden, bağımlılık yapan bir cihaz hiç üniversiteye hazırlanan öğrencinin eline verilir mi? Onu ancak "bak güzel bir okul kazanırsan sana iPad/iPhone alacağım" şeklinde motive etmek amacıyla kullanabilirdiniz. Yanlış yapmışsınız...

Ona üniversite bitirenlerin bile eğer ki çok iyi bir üniversitenin iyi bir bölümünden mezun olmadılarsa kolay kolay iş bulamadıklarını söyle. Ha bir de, üniversite mezunlarının bile 1000-1200 liralık maaşlarla çalıştığı bir ülkede, lise mezunlarının en fazla tezgahtarlık, garsonluk gibi işlerde çalışabileceğini söyle. Ha bir de ona hayallerini sor, ne olmak istiyor? Gerçekten böyle hayal ettiği bir meslek var mıdır acaba? Hani belki konservatuvar/güzel sanatlar tarzı bir şey okumak istiyordur. O zaman o yolda destek olmak gerekir.

bu ülkede herkes okumak zorunda mı? kardeşinize bir birey olarak yaklaşmayı deneyin. o'nun da istekleri, hayalleri var.

üniversite okutmaktan ziyade bu topluma yararlı, sağlıklı birey yetiştirmek önemli.

geç kalınmış mı bilmiyorum ama teknik liseye verin, en azından bir meslek edinsin. veya yaz geliyor, tatil süresince araba tamir vs işlerine bakan bir yere çırak olarak yollayabilirsiniz. zaten iş yükünü, o yağı pisliği görünce ve hayatın zorluğu anlayınca okumak isteyecektir. değişmezse fikri hayat o'nun hayatı, kararlar o'nun kararları.

eğer sizi bir ömür suçlamasını istiyorsanız; baskı yapın. illa sizin dediğiniz olsun.

başka bir şey var. dersle ilgisi yok. gece bana danışın şimdi çok meşgulüm

hacı başka bi konuda çok yetenekli mi? ya da istekli? spor, müzik, resim vs?

öyle değilse hazır hayatı üzerinde yetkiniz varken alın elinden her şeyi. ipad falan hikaye, telefonunu bilgisayarını arkadaşlarını... mecburen çalışacak şimdi, sonra size dua edecek.

hiç öyle 'sorunun dibine inin, onu anlamaya çalışın' entelliğine girmeyin hocam. biz böyle gördük, adam akıllı mühendislik okuyoruz işte şimdi. iyi ki de zorla çalıştırmışlar, yoksa benden de bi bok olmayacaktı.

baştan ipin ucunu kaçırmışsınız dönüşü yok.

ipadini elinden almak yerine pekiştirme, ödül yerine kullanabilirsiniz. ders çalışması için öncelikle neden çalışması gerektiğini öğrenmesi gerek. geleceğinden bahsettik demişsiniz ama o yaşlarda ergenler genellikle çok uzak geleceği düşünmüyorlar. o yüzden üniversite ortamını filan gösterin, o geziler işe yarayabiliyor. bir de çocuğun yapabileceğinden uzak hedefler koymayın önüne.

imkanınız varsa kütüphaneye gidin beraber, gözünüzün önünde ders çalışsın, 2 günde 1 gitseniz bile çok yararı olur.

bu arada devamsızlığını incelediniz mi? okuldaki notlar için devamsızlık ve hocanın kanaati notu da önemli.

en çalışmayacağım diye öğrenci beden gücüne dayalı bir iş görünce geri vites yapar. çevremde bununla ilgili bir sürü örnek var. öyle veya böyle bitirsin hele okulu demeden ilk fırsatta bir işe sokun. zorluğu görsün. sabah kalkıp akşama kadar çalışsın. okulun kıymetini anlayacaktır. ve şuna dikkat edin; ite kaka geçmesin okulu başarıyla geçsin. böylece sizin zorunuzla çalışma alışkanlığı kazanacaktır. o yaşlar herkesin havaii olduğu yaşlardır. kolay kolay çalışmazlar.

yurtdışına gönderme meselesine de karşıyım. şöyle ki; rusyadayım. master için geldim. burada bir sürü lisans için gelen çocuklar var. eğitim temelleri olmadığı için normalden 2 kat daha yavaş öğreniyorlar. ve eğitim alışkanlıkları olmadığı için günlerini eğlencede geçiriyorlar. yani yata yata zaman harcıyorlar. yani boş adamı gönderirsen çat pat dil öğrenir gelirler. onun da kimseye hayrı dokunmaz.

Vallahi gates çok mantıklı konuşmuş.

Bu ülkede nedense Odtü Makine kazanmak çok büyük bir emek gerektiriyor gibi bir yanılgı var. Lisede çalışmayıp da (sanki çalışma gerektiren bir şey var da) 8 zayıf bırakan adam ne olacak gelecekte? Firma mı yönetecek, mühendislik mi yapacak?

Okumasın. Ailece toplananın sorun, okuyacak mısın, okumayacak mısın diye.

aklı evvel kardeşiniz büyük ihtimal okumayacağım diyecektir.

Babanız veya gelirini temin eden kişi ise desin ki "madem okumayacaksın, işe girip çalış. bizim sana olan desteğimiz okuduğun için veya okuyana kadar. mezun olur olmaz harçlığın kesilecek, gidip bir işe gir." diyin.

ben de 21 yaşındayım benimde olmadı.herkes normal değil dediğine göre seninki de değil bence.

bu işler tipe falan bakmıyor girişken olmadıkça mümkün değil olmaz.Bunun için sabah akşam kasan var.

Net söylüyorum anormal.

16 yaşından büyük olduğu halde hiç sevgilisi olmamış insanlar normal değildir.

yalnız değilsindir. yani bi sendeğilsin sevgilisi olmayan.

Hiç bu manada girişimin olmazsa olmaz tabi.

normal değil.
ama anormal de diyemeyiz.
arkadaş çevrenizi değiştirin.

normal değil. üniversiteye gidiyorsan bitti bitecek, bir kere bile sevgilin olmadıysa sıkıntı büyük. sonra kızlara ulaşılmaz gibi bakarsın.

rahat ol, kızlı erkekli ortamlara gir, kasıntı olma, istediğin halde olmaması için çok acayip bir şey olman lazım.

bunu sorabileceğin ve en çok normal cevabı alabileceğin yer burasıdır. sanal ortam. tebrikler doğru yerdesin.

sorunun cevabı; günümüzde ilişkilerin umarsızca harcandığı bir zamanda bu yaşa kadar sevgilinin olmaması anormal. fakat bunun birçok sebebi olabilir ki işte bu sebepler de bunu normal olmaya itebilir. sebeplerden kasıt; karakter, tercihler, fiziki ve maddi olanaksızlıklar vb...

üniversitede otu boku eleştiren gerzek arkadaşlarınıza takılacağınıza okulun kulüplerine takılın. kurslara, workshoplara, her şeye katılın. dağ yürüyüşlerine giden forumlarla yürüyüşlere gidin. öküz gibi pc başında oturup hatun kovalamayın. korkunç bir abaza güruh var. onlarla yarışabilmek mümkün değil.

durumun anormal
ama sallamıyorsan olmaması normal

22 yaşındayım. Geçen yıldan beri sevgilim var. Pişmanım. Rahatlığın tadını çıkar, anormal olan biziz :)

şimdi hocam, bu işler kısmet işi bir kere, yani en soğuk, çekingen adama su gibi kız gidip yazıyor ve işler yürüyor ama yakışıklı ve atak bir adam da yıllarca sap takılabiliyor bu sebeple kız konusunda "n yaşındayım hiç olmadı normal mi" tarzı sorular sorma kesinlikle.
bir arkadaşım var, 21 yaşında ve adamın hiç sevgilisi olmadı. adam 2005 yılından beri her gün sürekli yalnızlık ve kız kaldırma muhabbeti yapıp kafa sikiyor. işte bu durum anormal.
ama başka bir arkadaşım var, çocuk gayet iyi hoş, çevresinde sevilen biri, kızlara karşı oldukça rahat ama sev. hiç olmamış, o da 22 yaşında. arada konu açılınca "yok be abi kısmet" diyip kapatıyor. onun gerisi onun problemi veya değil ama bu adam anormal değil benim gözümde.
35 yaşında aradığı mutluluğu bulan insanlar var, o sebeple takılma sen. her şeyin bir zamanı var yani belki hiç de olmaz ama abazanlığa kaçmadan hafif hafif uğraşabilirsin sen de ama olmazsa da olmaz yani çok kasma, çok kastığı için sevgiliye sahip olup da hayatını siken insanlar da var. su akar yolunu bulur...

çok normal bence, benimde ilk sevgilim 24 yaşımda oldu, lise ve ünide hiç birşey olmadı, bu işler kısmet bence

21 yaşındayım benim de olmadı.keşke bi çözümü olsa.ne yazık ki yalnızlık ömür boyu :(

daikin

yapabilirseniz tavana monteli olanından alın. duvara monteliler üstünüze üfler. tavana monteliler duvara üfler.

hocam klima konusunda ihtisas yaptım artık, 3 çeşit klima var; daikin-mitsubishi electric ve diğerleri :)

şaka bir yana biz mitsubishi electric kullanıyoruz ve çok memnunuz, daikin de kullandık bir ara ve o daha da süper hem ısıtmada hem soğutmada. iki marka dışına sakın çıkmayın.

inverter olsun. yoksa dur kalk ananız ağlar.

Bahsedilen gibi mitsubishi iyidir, inverter olması daha da iyidir. Ancak ev için kullanımda salona taktırayım diğer odalara da fayda etsin mantığı pek doğru değildir. Bu yüzden en çok kullandığınız alana yani salona tattırmamış uygun olacaktır. Kaç btu klima taktırmalıyız? Sorusuna ise şöyle yardımcı olmaya çalışayım; örneğin 20 m^2 bir salonunuz var diyelim:
20*4*15*8600= 10320000 yani demek oluyor ki 10000 btu civarında bir klima yeterli olacaktır.

yani ilginçlik derken? orayı biraz açsak, napıyorsun ki öyle diyorlar anlamadım pek.

açıkçası ben hiç uğraşamam mesela. yorar insanı.

kayraya inanma. öyle bir tav olur ki haberi bile olmaz.

hmm benim hoşuma gider değişik yaşanmışlıkları olan bi insan.

ilginçliğin ne yönde olduğuyla ilintili bir durum. bazı ilginçlikler itici yapabiliyor insanı.

değişik ve ilginci tanımlaman lazım.

ikinci soruyu atlamayalım!

değişik: normal biri basketbol ve futbol oynarken değişik biri buz pateni, curling yapıyor
normal biri bir şehirde doğup büyümüşken anormal biri gezmedik, yaşamadık şehir bırakmamış
normal biri ile kahve falı baktırmaya gidilirken anormal biri falına bakıyor+bonus olarak bir kaç fal çeşidi daha biliyor
normal birinin hobileri kitap okuyup film izlemek iken anormal birinin x y z

tam olarak bunlar olmasa bile, örnek teşkil etmesi açısından bir şeyler saçmaladım işte

ilginç yerine anormal kullanmak istedim artık.

@yapma volkan olm her yerde karşıma çıkıyorsun. örnek olarak söyledim.

zaten okuduğunu anlamamışsın boşver

"ilk başlarda, ilk buluşmalarda herkes gibi normal olmalı sonradan mı açılmalıdır?"
herkes gibi olmak derken bu ilginçliklerden bahsetmemek kastediliyorsa, konusu açılırsa bahsedersiniz, özellikle anlatmaya/belli etmeye çalışmaya gerek yok. yalan da söylemeyin tabi "normal" görünmek adına.

"deli ya:)"nın ise bir alt mana barındırdığını düşünmüyorum.
yani siz kime, ne için "deli ya" derseniz size söylendiğinde de aynı şekilde algılayabilirsiniz.

(bkz: ilginçlikler adamı)

ilginç biri olmak iyidir ama hatunlar genelde "deli yaa" tabirini soytarı ya da gey erkek arkadaşlarını gazlamak için kullanırlar.

kadınlara "bayan" diyen bir insan benim nazarımda ilginç olmayı bırak baya sıradan ve ortalamadır. isterse anası ayda doğurmuş olsun.

bence sen bu durumundan bariz bir şekilde memnunsun, sana ay ne kadar ilginçsin, ah deli çocuk muamelesi yapılması hoşuna gidiyor ve bunu duyurmak istiyorsun. yoksa "enteresan and i know it" kafalarında gezer, ne demek istediler acaba hihihi pozlarına girmezdin. gibime geliyor.

çevremdeki ilginç erkeklerin tamamı yalnız, düz adamların da tamamı mankenlerle çıkıyor. yeterli mi ?

istanbul'da yapmaya uğraşacağın çevreyi git yurt dışında yap, en azından değerin olur.

bence master'ı, hele ki yurtdışı master'ını kesinlikle para ve vakit kaybı olarak görme. eğer param-imkanım ve sağlığım varsa hiç düşünmeyip yurtdışına giderim. belki max. 2 yıl kaybedersin ama döndüğünde de çok çok daha kalifiye bir eleman olursun.

koç burcu mu ?

ilgi bekliyor.

abi bildiğin resti çekti bu kadar kolay mı lan bu işler. aslan burcu.

kafayı yemiş. yavaş olsun biraz be bu ne. daha sevgili olmadan cicim aylarını da atlatmış hatun tribi yapıyor.

haklı bence.

amaaan hiç yüz verme, sallama. bitsin başlamadan. kızı uğraştırma.

Duygularından emin olmak istiyordur açılmanın tam zamanıdır

vay anasını...

salla gitsin.

uğraştırır. kaç.

toplum olarak bu ilişki meselelerini götünden anladığımız bir gerçek. yaşlar gençken hep böyle oluyor sanıyorum (hoş çoğunluk yaşlanınca da düzelmiyor) böyle ilişki tanımını birbirine hayatı zindan etmek üzerinden yapıyor insanlar. oysa bu iletişimsizlik ve yalanları getiriyor ilişkiye. bence madem öyle bırak gitsin.

kezban alert.

kız liseli ilgi bekliyor. hem kadın bu entrika arıyor. kaç yaşında? senin yerinde olsam o gelene kadar arayıp sormazdım. sal gitsin, istiyorsa o gelir bulur ve alır seni.

ağır kezban, böyle tipler için ilgi bekliyor vs dedikçe daha da kötü oluyor, tepene çıkıyorlar. bence salla hocam. bir kızla konuşuyosun diye trip atan kız açık net basittir. çok bağlanmadıysan salla.

1.si tabii ki.

Yani eğer öyle vazgeçemem dediğin bir sosyal hayatın yoksa.

2500 maaş İzmir derdim ben de.

Doğu, devlet.

İstanbul (veya başka batı illeri ) 2500 maaş özel sektör diyenlerin hepsi şuanda işsiz ve baba parası yiyor sana söyleyim ben.

1

eğer akşamları çay içip yetenek sizsiniz izlemekten keyif alan biriysen hiç düşünmeden 3000 tl'ye doğuyu seçerdim. doğu o kadar korkulacak bir yer değil. ama ben sosyal bir yaratığım diyorsan batı'da takıl.

1 derim. hem devlet hem de istanbul'a göre daha ucuz yaşayacağın için iyi birikim yaparsın o parayla.

2500. parayı harcayacak yer olmadıktan sonra 500 lira fazla olsa nolur.

mühendissin sanırım?

ben bir memur olarak, istanbul diyorum.

batıda asgari ücret sigortasız ya da doğuda 5000tl+ bile olsa batıda kalırım.

Kesinlikle 1 bence hem devlet memurluğu rahattır hem birikim yaparsın hem ülkeyi tanırsın. Artık doğu eskisi gibi değil çok gelişti her şehirde avm var artı alışveriş de problem değil internetten artık dünyadan herşeyi alıyorsun. Hee canın sıkılırsa alırsın bir araba haftasonu basarsın çevre illere... Evet sosyal hayatın belki az olur ama sanki istanbul'da her gece gang-bang mi yapacaksın kuzum :=) sanki..İstanbul'da trafikte 1 saat eve gitmek için 1 saat işe gitmek için uğraşcaksın... Küçük şehirde 15 dakikada evindesin..
İmza :1 ve 2'yi denemiş 1'i seçmiş ve pişşman olmamış bir user...

İlerde tayin şansın varsa 1 yoksa senin hayat standardına bağlı cevabı

izmir, özel sektör.

nasıl dogu yaa cok enteresan. tabii ki 2500 ve ozel sektor batıda bir yer. batı dediğim de izmir ve istanbul.bunların dışında bir yer ise yine batı değil benim için.

doğuda birikim yapmayı seçerdim. daha sonrasında batıya geçmeye çalışırdım.

tartışmasız 2.

1 tabiki, özel sektörde 40 yaşından sonra kolay kolay tutmazlar.ama devlette 70 yaşında olsan bile kovmazlar.

kızına bağlı

çikolataya bağlı

verişine bağlı

nereden aldığına bağlı

sana bağlı.

Cok mutlu olur, kizin adi asli degil mi? Sirinevlerde oturan?

sen bu şişman çocukla sevgili olan kızı seven, kız tarafından nefret edilen çocuk değil misin?

abi kıza sadece çikolata verme. biralı çikolata ver hem kızın kafası olsun hem de senin işin görülsün. bir nevi çift taraflı mutluluk.

hepsi olsada, anına bağlı

bence verme.

çikolatadan kastın zenciyse çok sevinir, dibi düşer.

bu arada biralı çikolata ne lan?! likörlü değil miydi onlar?

kız arkadaşım "vakko'dan olursa evet" dedi. bilmiyor ki, bu sorunun cevabını yolladıktan sonra hayatını sikecem. vakko çikolataya kanan kızla işimiz yok. neyse. sana cevap: çikolataya üzülen bir kadın ben henüz duymadım, görmedim, bilmiyorum.

etinin bitter portakalli bademlisinyle damak kombinasyonu iyidir. bence mutlu olur.

ülkeden ülkeye zorlaşıyor diye bir şey yok.

doğru sınavlar standarttır ama mesela speaking aşamasında hoca Türk değil de anadili ingilizce olan biri olduğundan aksanımızı, konuşmamızı beğenmemesi gibi bir durum olur mu acaba diye düşünüyorum.

boğaziçi üniversitesi bu konuda iyi diye biliyorum, ielts kursları oluyor boğaziçinin bence yurtdışı öncesinde ona git.

konuşmada önemli olan berraklık, akıcılık ve doğru telaffuz.

TOEFL, IELST gibi sınavlar için yurtdışında bir kursa para harcamak çok saçma. Çünkü bur tarz kurslar ingilizce öğretmekten ziyade, bu sınavların taktik ve soru türlerini öğretiyorlar. Bu Türkiye'de de pratik ile halledebileceğiniz birşey.

Eğer üniversite, yükseklisans eğitimine gittiğiniz ülkede devam edecekseniz, o zaman kurs ve sınavı o ülkede tamamlamak mantıklı olabilir. Sonuçta dil okulundan, üniversiteye transfer olacaksınız.

Ama sadece sınav eğitimi için yurtdışında bir dil okuluna para yatırmaya hiç gerek yok.

bir sabiti yok, insana göre değişir. kimi hayvan gibi yavşar kıza yazar, kimi dili tutululur cool'a bağlar görmezden gelir her hareketini gözlediği kızı.

bence yakın arkadasın degılse ve hoslanıyorsan, git konus.

böyle keser de keseeer, böyle arada bir baktığında sana baktığını yakalıyorsan ve bu 10-15 kere olduysa hoşlanıyordur.

konuşurken kafanı kaldırıp gözlerine bak. sana bakmıyor da senden öte bi yere bakıyor gibiyse aşıktır.

kesinlikle belli bir cevabı yok, şöyle söyleyeyim bazı erkekler o kadar çekingen/badak/sosyal fobik ki hoşlandığı kızla göz göze gelince kafasını çeviriyor ama sorsanız aşık kıza :), bu sebeple hoşlanan her erkek yavşayamaz. ama standart bir şey isterseniz şu var; mesela erkeği bir yere davet edin. bahanesiz şekilde siz yapın bunu. eğer yaw işim var başka zaman derse umudu kesin ama gelmek için can atarsa belli ki hoşlanıyor.

öyle saçma sapan kimyasal şeyler kullanacağınıza tozu yalayın daha iyi, her 10 kişiden biri kanser artık...

bana tik koymamışsın ya çok komiğime gitti, prontonun spreyinin içinde iyonik halde olmayan flor var, buraya elini kolunu değdirip de ağzına götürürsen vücudunda yıllarca o floru taşıyosun, sana anlatmıyorum bunları da belki görenler falan olur...

prontonun ahşap spreyi olabilir

Ya ahşap için Pronto ürünüdür, ya da şimdilik arabanın içinde kullanılan anti statik ürünlerden biridir. Mesela Atas Plak 2r

Yenibosna

çipetpet ama lezzetsiz çipetpet amatörü eğlendirirsin

haliç hünkar restoran, fiyatlar da çok uygun

lif ve şampuan

şampuan, sabun, kese

lif, kese, saç şampuanı, saç kremi, vücut jeli ve yüz şeysi.

vazelin.

sabun şampuan lif

şampuan , vücut jeli veya sabun lif ile.

şampuan, saç kremi, duş jeli, peeling

şampuan, saç kremi, 2 çeşit duş jeli, yüz peelingi, vücut peelingi, ponza taşı, lif

lif, şampuan, sabun, peeling, saç spreyi, saç kremi, topuk taşı
bebe yağını unutmuşum

Şampuan
Saç kremi
Duş jeli + sabun
Yüz için ayrı bir jel temizleyici

arada sırada bebe yağı

sabun.

hacı şakir beyaz sabun, şampuan

Hiçbir şey, 5-6 yıldan fazladır hiçbir şampuan, duj jeli vs. kullanmıyorum. Sıcak suyla duj alıp / banyo yapıp çıkıyorum. Sadece ellerim için sıvı sabun kullanıyorum. Kel olduğumu belirtmeliyim belki.

ben şampuan artı duş jeli kullanıyorum.

saçlarım uzunken krem kullanıyordum bir de.

şampuan(2 tane), duş jeli, yıkanan saç bakım maskesi, saç kremi, lif kullanıyorum. 3 banyodan birinde de yüz peeling jeli kullanıyorum. arada bir de scrub.

sampuan, su

şampuan, saç kremi, peeling jeli, duş jeli, sabun, saç maskesi.

2 çeşit sampuan 2 çeşit sabun biri saçıma biri vücuduma bir tane de duş jeli.. evet erkeğim.. gay değilim...

2 çeşit şampuan, lif ve duş jeli.

şampuan, vicut jeli, kese.

2 çeşit sabun, 3 çeşit şampuandan biri, arada kese.

saç için şampuandan zeytinyağı sabununa geçtim.
duş jeli.
bir de kuku şampuanı diyelim. malum türkçesi yok.
bir de lif haliyle.

sadece dogal sabun ve bazen cok nadir dalin sampuan. o dedigin zavazingolarin hepsinin camasir deterjanindan farki yok at cope gitsin

duşjeli+kese+şampuan

izmirde bir çok kick-box kursu var.

biber gazı edin. olmadı deodorant taşı yanında. kafalar gidik olduğu için farkı anlamayacaklardır.

Şikayet ettiklerinden yaşlıca olan (kır saçlı, sakallı) aziz abi. Eski bir mahkum. Daha önce defalarca adam bıçaklamış bi herif.
Ama bugün gördüğünü yarın hatırlamıyor, ben kendisi ile defalarca tanıştım; ölüler parkında defalarca şarap içtim ve defalarca tartıştım, kavga ettim.
Yani kafana takma.

adı aziz değildi.

O zaman şu şekilde genelleyelim: "Bu adamlar kolay kolay hatırlayamazlar seni; rahat ol."
Ama Konyalı Metin var. Onu görünce arkana bakmadan kaç. O da hatırlamaz ama anlatmaya başladı mı susturamazsın; gitmeye kalkarsın kolundan tutar, bağırır. Konyalı Metin'e dikkat et.

tek başına yapyacaktın böyle bir şeyi.Adamlar seni tenhada kıstırıp kayabilirler.

belli ki ben yandım. birisi güzel birşey desin de rahatça uyuyım.

3-4 gün o taraflara uğrama, hayatta hatırlamazlar seni

rahat ol hiçbir şey olmaz. karakol, bu adamların sıklıkla uğradıkları bir yer olduğu için bu durumu çok fazla umursayacaklarını düşünmüyorum.

makedonya'ya, bosna hersek'e falan gidebilirsin. tabii bu meblağa pasaport dahil değilse.

neyle gideceğine, ne zaman gideceğine ve birçok şeye bağlı olarak değişir. Daha azıyla da yapabilirsin. örneğin trenle gidersen veya biletini 5,6 ay öncesinden alırsan veya aktarmalı bir uçağa binersen. nerede kalacağına bağlı şehir merkezine birkaç durak mesafede 3 yıldızlı bir otelde kalırsan 600,700Tl ye bile yaparsın. turla gitmeyeceksin, yerini kendin ayarlayacaksın. thy uçuşları avrupada birçok yere 99 euro gidiş dönüş. 250 lira yol yani. 40 euroya otel bulsan 3 günlüğü gene o civarda bir para eder. 100,200 tl de 3 gün ye

ben 600 tl artı 200tl uçak biletiyle balkanlarda 7 ülke gezdim 4 hafta boyunca. couchsurfing tabii ki. yaz olsa otostop da çekilir.

karadağ'a gidebilirsin, budva ve kotor'da kal 3 günlük harika bir program olur, 1000 lira tutmaz bile...

ukrayna git.

kotor ve budva +1. harika yerler.

kılınır niye kılınmasın. "olmaz ben kılamam" diyen de ya gıcıklığına der ya da cahildir.

www.dinimizislam.com

kılınır tabi hocam, namaz senle yüce allah arasında olan bir ibadet, içmedikten sonra içki şişesiyle ne alakası var olayın. aklın orda olmasın yeter...

namazın farzları belli, bence kılınabilir.

ekürileri ile dolaşan liseli kıza yaşıtınsa yazma. aşırı zengin havalı tiki yada ekstrem cool biri değilsen kızın ego tatmin etme araclarından biri olursun. 20 dek sonra skor sayılır.. 18 den önce cıkma tekliflerinin sayısı..

Zoban çok fazla haklı. Ha tabi çok fazla ortak zevikinz falan varsa olabilir de, yan sınıfta görüp tipini beğeniyorsan: o iş olmaz.

facebboktan falan söyle işte. sonra "neden söylemedim" diye içine dert olmasın.

zoban acı ve bir o kadar gerçekleri konuşmuş. derslerine bak çocuk. annen baban o dershaneye ne kadar para döküyor, onları düşün..

merhaba dediğinde cevap vermediyse unut o kızı. seni istemiyor.

bi tane kpss'ci bi eleman vardı aynen senin gibi face falan diyordu. eğer o sensen sana demişlerdi genç, mal gibi facebook'tan ekleme hemen diye cevap vermez tabi. kızın yanına gidip dan dan muhabbet açmadan olmaz bu iş. kızı gördüğün yerde gideceksin yanına, illa tek olduğu bir zaman olur. olmazsa yine yardır nolacak; hiç tanımadığı kıza faceten yazmaktan daha karizmatik bir hareket bence.

he eğer liseliysen, otur ders çalış

çat diye söyle. grupla dolaşıyosa ister yanına git bir şekilde söyle yapamıyorsan facebooktan söyle yeterki söyle işte tutma içinde.

Ona küçük sürprizler yapardım.

Giyim
Ses tonu
Koku
Vücut

Bütün kadınları bunlarla etkileyebilirsin, etkilenmem diyen yalan söylüyordur.

kiz aptalsa para
kiz zekiyse siz etkileyemezsiniz, o etkilenir.

ömerek

(bkz: ömmek)

kız zekiyse para
kız aptalsa siz etkileyemezsiniz, o etkilenir.

kız aptalsa para
kız zekiyse biraz zaman ve para..

kız aptalsa para
kız zekiyse zeka
kız zenginse zeka

Kanatlarımı yalar, deli gibi çırpar, etrafında zıplar ve hüüüüüü hüüüüüüüü diye öterdim.

kız zekiyse para
kız aptalsa para
kısacası para para para

Tek bildiğim öyle kolay kolay vermedikleri.
Sebebinizin ne olduğunu çok sorgulayacaklardır.

her vize gibi ülkeye giriş çıkış tarihlerini, uçak ve otel rezervasyonlarının çıktılarını soracaklar, bununla beraber gezi amacınızın ne olduğuna bağlı olarak isteyecekleri belgeler olacak. bunları konsolosluğun sayfasından öğrenebilirsiniz. yerleri yapı kredi plazada sanırım. eğer israilde bir tanıdığınız varsa ve sizi ülkeye davet ederse o zaman işiniz çok kolaylaşır, öbür türlü eğer yahudi yahut öğrenci değilseniz kabul şansınız az.

Hem öğrenciyim hem çalışıyorum uluslararası bir şirkette. Uzun dönem Fransa vizem olmuştu yakın zamanda. Bir işe yaramaz mı? O kadar mı imkansız?

vatsınsta var oje reyonunda, markasını hatırlayamadığım, en pahalı, beyaz bişey

biotin kullan çiğ yumurta tüketme

ben 4 sene önce uzatmaya başlamıştım gitardan dolayı ve tırnaklarım hemen kırılıyordu. Tırnak sertleştirici diye birşey kullanmıştım oje gibi sürüyodum bi ay falan kullandım onun etkisinden midir bilmem şimdi baya güçlü :)

her yerde var kalyon diye geçiyor bi sürü çeşidi var ona bak istersen

limonla ovala kalyon sür

b vitamini kompleksi falan kullanabilirsin. ekstra bir şey kullanmana gerek kalmıyor bu durumda. ya da biotin alabilirsin.

Vitamin kullan. Eğer tırnakların kolayca soyulup kırılıyorsa, vücudunda bi eksiklik var demektir. Ben one a day kullanıyorum, tırnaklarım deli gibi uzuyo. Yalnız kötü tarafı vitamin aynı zamanda vücut tüylerini de çabuk çıkarıyo. Her hafta kaş almak zorunda kalabilirsin.

limon+1

sinüzite davetiye çıkaracağın kesin.

Abartmayın ne felci, evin içinde soğuk su ile duş alıyorsunuz sadece.

Buzullarda ne çılgınlıklar yapıyorlar bir bilseniz.

5-10 dakika soğuk su altında kalmaktan hiç bir şey olmaz.

inan bana faydası zararından çoktur.

hassas bir yapın olsaydı şu ana kadar ölmüştün zaten demek ki dayanıklı bi tipsin

sinüziti, gribi vs geçtim

eklem romatizması diye bir şey var kendi içinde bin bir çeşidi olan; kansere kadar götürüyor ve elbetteki hemen ortaya çıkmıyor.

manyaklığın alemi yok.

vücutta ani ısı değişimleri kalp durmasına yol açabiliyor. normalde bir şey olmasa da terli terli aniden soğuk suya girmesen iyi olur.

kalbiniz için çok sağlıklı bir durum değil

iyice kurulanmadan dışarı çıkmazsanız bir sorun olmaz galiba. özellikle saçların iyice kuruması lazım yoksa sinüzit,zatürre olunuyor

benim gibi sinüziti daha önceden beri taşıyan biriysen ve artık rahatsız etmiyorsa çok sorun olmaz.

yaz kış soguk su forever ! ben de bi zararı olmadı yıllardır soguk su ile duş alırım..

hergün soğuk duşa vücudunuzu alıştırrısanız (ve sporda yapıyorsanız), emin olun yaşlanmanızı oldukça geciktirirsiniz.

gerçek olduğunu gösteren bir çok şey gördükten sonra diyorum ki,
korkutmayın insanı çok rica ediyorum

daha fazla konuşmasak. bu bünye korkmaya çok yatkındır zira.

yahu allah diyalektik aşkına, gerçek olsa bu kadar bilimadamı mal mı arkadaş, onlar da oturur laboratuarda tarot bakarlar koca gün. yapma allasen.

1 harften dolayı gerçek olabileceğine inanıyor olamazsın?

bu kadar bilgiyi bilmesi tesadüf olamaz abi yok yani baş harfi söylediği zaman daha ortada flört bile yok hatta tanışma bile yok.

iyide başka örnekleri de var, bende inanmak istemiyorum .

: “göktekiler ve yerdekiler gaybı bilemezler, ancak allah bilir. onlar öldükten sonra ne zaman diriltileceklerinin de farkında değildirler.” (neml,6

tarotçunun olayı tahmindir. bazı varlıklar diğerlerinden daha iyi tahmin yapabilir...

bir harf bilmiş olması sizi gerçekliğine inandırıyorsa eğer şöyle söyleyeyim, bir buçuk sene önce bana da bir adam bakmıştı, o zamanki sevgilimle evlenmeyeceğimi, uzun saçlı bilmemne bilmemne (uzun tarif düşünün burada) biriyle evleneceğimi söylemişti. 7 aydır evliyiz.

isim muhtemelen genel bir isim olabilir, yani birine S harfinden bir erkek deseniz, çok geneldir mesela. 2 çocuk da ortalama zaten.

bu konuyla ilgili netleşmek isterseniz michael shermer'ın "why people believe weird things" kitabını tavsiye ederim.

bı ışık vardı...birisi bana geeel geeel diyordu.

gercek gercek.

böyle ilginç ilgin olaylara girmeyin dedik zorla çekiyorsunuz arkadaş.

sen bi harf dedin di mi?

ben bundan 4 yıl önce hava alanında belki de 200 yaşında bi kadınla karşılaştım. hindistana gidiyordu. bu kadın yolda ölür amacı ne aca bu yaşta hindistanda ne yapacak ki diye düşünürken, kadın bana baktı 200 yaşında değilim güzel kız ama senden çok büyüğüm hindistanda ölmeyeceğim, hinduizmi yerinde öğrenmeye gidiyorum, urduca da öğrenmek istiyorum bakalım dedi. ben hebe hübe ama derken korkma uzat elini dedi. o anki bulunduğum psikolojik sosyolojik jeolojik durumu ortaya döktükten sonra sen çok güzelsin kıymetini bil, ayrıl o kalastan diyerek yanımdan kalktı gitti.

ben 1 ay etkisinden çıkamamıştım.

bana niye böyle rastlamaz ki hep deneme yanılma hep deneme yanılma
inanmayınız.

Kalmadim ama, ets'yi salla.. Booking.com akar, siddetle tavsiye..

halk +1

o parayla 2 kişi karadağda budva kotor gibi harika yerlerde 5 gün tatil yaparsınız orta derecede bir otelde. antalya bodrum siktir et onları ya

tamam o zaman nokta atışı öneriler yapın bari.. (dişisi geldi)
mesela kaş'ta şu pansiyonda kaldım,çok beğendim gibi?
ya da karadağ'da şu otel vs? bi anlatın hele?

karaburun-eco hotel

kesinlikle yurtdışına gidin bence. her şeyinizi ayarlamaya üşenirseniz turla gidin. hem güzel bir yer görmüş olursunuz ki hayatınızın geri kalanında muhtemelen böyle şeylere vaktiniz olmayacak.

urun.gittigidiyor.com

doğrudan satan bir yer görmedim türkiye'de

27 yaşına kadar bu daha ilk aşkınsa, çok acı çekeceksin ve umduğunu bulamayacaksın, şimdiden söyliyeyim. adamı tanımadan da hiçbir şey tavsiye edemem şahsen. adamın derdi başka da olabilir, onu da bilemeyiz.

öyle bir şey deme, zaten kendini adama fazlasıyla ezik ve silik göstermişsin. adamla bir buluşma ayarla ama adamın niyetini de öğren tam anlamıyla, o hemen belli olur zaten, az biraz kendine güvenmeye çalış. ama kafana göre buluşalım sen ayarla diyen adamla da bir aşk düşünemiyorum haberin olsun...

kişiye açılmışsınız, o görüşelim demiş,olmaz demişsiniz, sonra tekrar arayıp görüşelim demişsiniz,o da olur demiş, sonra tekrar görüşelim demişsiniz :) muhtemelen davranışlarınızı dengesiz buluyordur, çok da önemsemek istemiyordur bu yüzden.

üzüldüm be hacılop o ilişkiye başlamana kıza eskiye her şeye biraz pısırık kalmışın sen ama ya neyse daha fazla yazmıyım yeter bu kadar bırkgitsin dönerse senindir diyim son olarak

oha ! durduğun hata.

Maalesef bu iliskide "loser" olan sensin. Biraz pisirik kalmissin ve bu yuzden sana duyulan saygiyi gunden gune eritiyorsun. Kaliteli insanlar eski sevgilileriyle ilgili yatak muhabbetlerini veya huylarini birbirlerine nazire yapmak icin dile getirmezler. Maalesef sevgilin bunun aksini yapmis. Hicbir sey senin kendine duyacagin saygidan onemli degil. Bence ipleri eline al!

sorun sende.sevgiliye çok karışılması taraftarı değilim ama bu durum başka. bu kadar rahat nası olabilmişsin bilmiyorum. kız seni hiçe saymış resmen.

eski sevgilisi istese koşarak dönecek gibi kız.

oha, bu ne olm, ezikliğin bu kadarına pes.

kız eski sevgilim beni kucakta sikmeyi çok seviyodu desin, ve hala telefonda görüşsün onunla, karşı taraf kapatıyım demesine rağmen hala yok önemli değil desin. seni takmadıgı anlamına geliyor. bunlar gizli gizli buluşup sevişirler bile. enayi olma.

fazla geniş gördüm seni , kız sana utanmadan sıkılmadan eski yatak muhabbetlerini anlatıyor , sen de dinliyorsun güzel güzel , pes

şincik bu yatak muhabbetleri siz sevgiliyken mi oldu yoksa ona meriç'lik yaparken mi anlattı?

ikinci olarak bence biraz ayrı kalın. ona direkt söyle ben sevgilinle böyle muhabbet ederken kafam rahat değil. git kafanı boşalt ya bana dön ya da ona. ben çekemem üç kişilik ilişkiyi.

hemen hemen aynı muhabbet bende olmuştu. ben uzak mesafe durumundaydım. biz birbirimize karşılıklı anlatırdık ve resmen dörtlü ilişkimiz vardı. 6 ay sürebildi ancak.

özetle vakit varken resti çek. başka türlü çok acı çekersin.

Modernlik adına mideler ne kadar genişlemiş böyle.

Bunu kimseye anlatma, dalga gecerler. el alemin maskarasi olursun :)

Kizin da vur gotune tekmeyi. Terbiyesizin tekiymis.

eski sevgiliyle görüşmek şartlar dahilinde değerlendirilebilir de "en çok kucakta yapmayı severmiş" nedir amk ya, nasıl bir düşünce yapınız var arkadaş.

bence böyle devam. hem threesome falan olur heyecan gelir ilişkinize.(dikkat, ironi barındırır!!)

kız hala onu seviyor seninle de onu kıskandırmak falan için birlikte oluyor olabilir. sana anlattığı şeyler hiç normal değil. ben bırak sevgiliyi arkadaşlarımın yanında bile başkasıyla muhabbet etmem telefonda 2 saat. karşındakine saygısızlık. olağan karşılamam ben, bu ilişkiden hayır gelmez deyip bitirirdim.

öncelikle kendimi gördüm hacı.

buna benzer bir şey gelmişti başıma her şeyi alttan aldım, kız ne diyorsa öyle yaptım, her hareketini mazur görüyordum en son kız beni bırakıp eski elmana geri döndü.

kullanıyor seni. kötü bence. başlamadan ileri gitmeden bitir derim. o ne lan kucakta sever 8 kez gitti bana falan oha

dünyanın en sikko kadını.

sorun sende değil onda.
ayrıca hiçbir erkeğin mezhebi bu kadar geniş olmamalı. bir an önce bitir bence. kız düzelse bile benim midem kaldırmazdı devam etmeye.

hatunu seviyorum falan demişsin buna binayen diyorumki bu kafada gidersen canın çok yanar, yani sevgiliyi bırak fuckbuddy dediğimiz ilişki türünde kız eski erkek arkadaşım beni şöyle bafiliyordu dese siktir git derdim o nasıl bi ilişki amk. kusura bakma ama bu kız ilk fırsatta eskisiyle yatmazsa adam değilim.koşarak uzaklaş.

hocam bu hatunu nasıl sevmişsin evlat olsa sevilmez bu

"en çok kucakta
8 kez geldiği olurmuş" bu kısımları sana 1 aylık bir ilişki de bile anlatması her şeyi açıklıyor.
kendine saygısı olan kızlar zaten genelde bahsetmez,çok sıkıştırsan da üstü kapalı geçiştirir.

önerimi mesaj olarak atıcam.

yemin ederim ilerde param olursa diğer erkekleri eğitmelik kurslar açıcam;herkes piç olsun da bazı çakal kızların oyuncağı olmayalım anasını satiym.

+female demon da haklı bu arada.

hatun leşse olağan karşılaman gerekiyor, ben olsam keyfime bakardım.

erkek adamın mezhebi bu kadar genişlememeli yavrum.
ne yaptın sen bu nası bi mide?
vallaha bi tuhaf oldum okurken.
yüzüna baka baka eskisi ile nasıl olduğunu anlattı mı böyle hakikaten?

ay ben bi hoş oldum valla.

sen hala seviyorum diyorsun bi de?

kusacağım açılın.

8 mi?

Birde ben 8 keze takıldım

İs it possible?

olağan bi durum yok onların ilişkisi resmen bitmemiş sen arada kalmışsın engel gibi çekilsen kavuşacaklar töbe töbe

troll başlığı mı bilmiyorum ama midem bulandı net.

Kesin ve net olanlar; Seni gerçekten sevmediği, sana aşık olmadığı, hala o çocuğa aşık olduğu.

Madem kullanılıyorsun, kullanıldığını anlamamış gibi yapıp sen onu kullan, sen 8 değil, 10 kere git, etinden, sütünden faydalan işte.

gel dokuzu görelim de. sonra arkana bile bakma...o yanmada zamanla geçer boşver.

sevgilisi yoksa neden olmasın herşey olabilir.

arkadaşlarına sorabilirsin çaktırmadan.

ama sevgilisi varsa ve sen hala atak yapmaya devam edersen dilerim tanrıdan ileride evlendiğin kadına başkası aynı şeyi yapar.(bu konuda çok hassasım belirtmek istedim sadece )

bence yok. bence haklıyım.

arkadaşlarına nasıl soracam ki? bu kız milleti herşeyi hemen yayar, dalga geçer, dedikodusunu yapar. sorsam bi arkadaşına anında yayılır gibi geliyor bu bana. bu da ayıp olur kıza karşı.

"bir erkeğin iq su sevgilisine bağlılığıyla doğru orantılıdır" dan sonra okumayı bırakmayı düşündüm ama işt aşk bu saygı duymak lazım. bence yok sevgilisi kaptır gitsin.

direk sorma mesela öyle boş salla dolu gelsin

işte x erkek arkadaşıyla kaç senedir beraber merak ettim gbi

@irrasyonel kedi
böyle saçma şeyleri genelde paylaşıyor kızlar. nedenini bilmiyorum ama paylaşıyorlar işte. ayrıca laf attın ama senin nick de kedi ona ne demeli :)
aşığım ona.

hiç belli olmaz fotosunun olmamasından okulda değildir belki çocuk. saklamak değil de göstermeden yaşayan tipler olabiliyo bazen sen yakınından birinen öğren ya da kendinden öğrenirsin. yoksa engel o zaman olur o iş neden olmasın :)

Oncelikle herkes askini facebookta milletin gozune sokmuyor. Artik facebook olaylarina akrabalar ve aile fertleri de bulastigi icin facebooktan pek bir sey cikartamayabilirsin. Sacma gelebilir ama fotograflarini begenenlerden biseyler cikartabilirsin belki :) Iliskisi olmayan kizlarin fotolarindaki erkek begeni yuzdesi iliskisi olanlarinkine oranla daha fazladir. (boyle de duz adamim)

Kiz cok guzel diyorsun. Cok yakin fotografi yok ama bir ortami var diyosun. Kiz arkadaslariyla cok takiliyorsa uzak mesafe bile olabilir. Bence kendini cok umitlendirme. Ancak kiza ya da arkadaslarina sorarak emin olabilirsin.

Aci : Bunlari sorduguna gore senin is olmaz kardes.
Dost : Ben

bir hevestir geçer ya. aşığım demiş adam. uzaktan tanımayla aşk mı olur len.

@seoman
ben de ona dikkat ediyorum, genelde onun yazdıklarını sadece kızlar bi de bazen 1 2 erkek beğeniyor filan. hatta bir erkek sürekli beğeniyor baktım çocukluk arkadaşı herhalde öyle kanka gibi bişeysi onu anladım.
sanırım doğru söylüyorsun dost.

"bir erkeğin iq su sevgilisine bağlılığıyla doğru orantılıdır " ise bana gerizekalı demiş oluyor bu kız. Sevmedim yengeyi. Olmaz o iş. Keserim o kızı.

facebookunda ilişkisi hakkında bir bilgi yok.
okulda hep sınıftaki arkadaşlarıyla takılıyor(kız arkadaşlarıyla).
bir erkekle öyle çok yakın fotoğrafı yok(sarılmış, yanak yanağa vb. fotosu yok).


ben de bu maddelere uyuyorum, sevgili içerikli bir şey paylaşmıyorum facebookta ama 3 senedir sevgilim var. belki sadece sevgilisi fb kullanmıyordur ya da bu tarz şeylerden hoşlanmıyordur.

kayranın kedisiyle aynı durumdayım, o halde +1

ya gençler napıyoruz ya adam sanki kgb amk, bakmış işte elinden geldiğince ve kızın sevgilisi olma delili yok şu an. tabi ki sevgilisi olma ihtimali de var kızın ama sırf bunu öğrenmek için de ilişkiye 3. kişileri karıştırmaya pek gerenk yok bence. normal git tanış hocam kızla, zaten 2. dkkadan anlayacaktır durumu. baktın ki yüz vermiyor bitireceksin olay bu, fazla zorlamayacaksın...

bence bunda marka önemli.mikrodalgada önemlidir.fazla alt model almayın.

her şeyden önce can güvenliği diyorum...

eve girdi mi ayrılamazsınız artık ondan. arçelikti sanırım bizimki çok memnunuz.

Kenwood diyorlar.

beko arçelik güzel ucuz. 100 tl altındaydı en son mekanik saatli.

samsung da güzel, biz memnunuz en azından

sony'nin var, 70 lira falan. 2 GB. tavsiye ederim.

philips mp3 alma, philips kulaklık alma

tamamdır 4gb lık sony'i 120 liraya 6 taksitle aldım :)

bu tarz sınavlarda ya hoca iyi niyetlidir ya da daha beteri defter kitap bile açık olsa bi bok yapamazsınız demek istemektedir.

O formullerin nerede nasıl kullanılacağını bilmezsen nasıl geçebilirsin ki? en azından formullere bak mantığını anlamaya çalış, kitaptan da destek alırsın.

kitap açık diyorsa kork sadece

neyi nerede bulabileceğini ve onu nerede nasıl kullanabileceğini bilmeden nasıl yapacaksın

renkli yapışkan kağıtlardan al, küçük post it gibi. konu başlıklarını yazıp, ilgili sayfaların kenarlarına yapıştır. çalışmayacaksan da bunu mutlaka yap.

kitap açık istatistik sınavlarında hoca formülleri ezberlemesin fukaralar diyerek böyle yapar. hiç çalışmadan girerseniz, hoca adınıza 50 soyadınıza 50 puan vermeyecekse, kalırsınız.

hocanın derste anlattıklarına bakın, hangi soruda veya veride ne istemiş nasıl bulmuş diye önceden bakıp öyle girin sınava.

yoksa %99 karşına çıkacak olan t tablosu'nun z tablosunun ne olduğunu, ordan ilgili değeri nasıl bulacağını falan sınavda anlayamazsın, yada anlayana kadar süre biter.

Boğaziçi..Koç üni. burs ya da imkan bakımından belki okurken seni daha rahat ettirir ama ileride yüksek lisans doktora düşünüyorsan kesinlikle boğaziçi

odtü ve koçu bilmem de boğaziçinde cern'den çıkma adamlar var

kontenjanın 10 kişi olmasından ingilizce olmasından ve vakıf ünisi olmasından dolayı koç'u tercih listemde en başa yazmayı düşünüyordum ancak boğaziçi hakkında detaylı bilgim yok. ilerde yüksek lisans için yurt dışı gibi hayallerim var ayrıca. bu ikisi arasındayım.

boğaziçi ve odtü'de de ingilizce değil mi?

benim bildiğim değil yani hiç bi tercih listesinde üni'nin yanında ingilizce yazısını görmedim koç'ta felan yazıyordu

bogazici ve odtü de tüm bölümler ingilizce.

bilkent fizik

Notts bunu öğrendiğim iyi oldu sen hangi üniversiteyi önerirsin?

ben boğaziçi fizikten mezunum. boğaziçinde tüm bölümler %100 ingilizce. koç size yurt, para vererek boğaziçindeki yaşantınıza göre rahat ettirir belki ama sosyal imkanlar açısından boğaziçinin yanından geçemez. keza lokasyonu da bir üniversite öğrencisi için oldukça kötü.

akademik açıdan bakarsak, koçta da boğaziçinde de çok iyi bir kadro var. fakat bölümün büyüklüğü ve kadronun dinamikliği açısından ben yine oyumu boğaziçinden yana kullanırdım. fizik gibi oldukça "geniş" bir alanda ilerlemek istiyorsanız, kadronun büyüklüğü ve dağılımı çok önemli, ilginizi çekebilecek her konuda çalışabileceğiniz birilerinin olması çok büyük avantaj.

Koç bu konuda nasıl bilmiyorum ama boğaziçinde teorik fizik seçen (3. sınıfta ayrılıyor fizik alt programları) öğrenci kalitesi oldukça iyi, siz de o ortamda iyi yerlere gelirsiniz:) Bir çok arkadaşım yüksek lisansa yurtdışında (çok iyi yerlerde) devam ediyor. Boğaziçi fizik'in çok sevdiğim başka bir özelliğiyse: hocalar çok iyi ve rahat insanlar, ben ödevlerin bu kadar ertelendiği, hocaların bu kadar anlayışlı olduğu, sizinle bireysel olarak ilgilendiği, size arkadaş gibi davrandığı başka bir bölüm duymadım..

odtüyü kısaca değerlendirirsek: öneririm. büyük ve iyi bölüm, teknik üniversite imkanları (laboratuvar vs.).. sadece biraz "hantal" bir işleyişi olduğunu duymuştum.

aklınıza takılan başka şeyler varsa mesaj atın, yardımcı olmaya çalışırım.

Bundan yıllar sonra ben neden sevdiğim alana yönelmedim diye pişman olmak istemiyorum işin açıkçası ezelden beri ilgi alanım olan şeylerin çoğunu bu bölümde bulabiliyorum.

klasik türk kızı evlenme isteği.

bana biraz 'onda var bende niye yok,ben de istiyorum' tadında geldi.

kızlar her ne kadar hemcinsleriyle "süper anlaşıyoruz, çok mutluyuz, birbirimiz için ölürüz" imajı vermeye çalışsa da birbirlerini rakip olarak görürler ve sürekli kıskanma hali vardır. kadınların 30-35'e kadar yolu var ama üniversite'de erkek arkadaşı olmayan kızları okulun son yıllarına doğru yavaş yavaş kimse bana çıkma teklif etmeyecek, evde kaldım korkusu sarıyor...

benim de böyle bi arkadaşım var ama kesinlikle kıskançlıktan yok evde kaldımcılıktan yapmıyor bunu. sadece duygulanıyor. bu kadar yani. ben de saçma buluyorum ancak nedir bu karalama tutkusu.

Karalama nerde acaba?

@dieselsingle2: anlamadıysan birazdan buralar kezban dolacak.

legal seks isteği tamamen evlenmek siklerinde bile değildir.. Yanıyorum bakirelikten olabilir

Bence de seks isteğiyle alakalı veya tamamen kıskançlık kaynaklı ilgiyi üstüne çekme isteği de olabilir. Ama tahminim rahat rahat seks isteği yönünde. Yoksa insanlar niye evlenme meraklısı olsun anlamış değilim.

kezbanlik

varoşluk..başka bir açıklaması yok..Eğitim fakültelerinde de o varoş kızlardan tonla var.Her gün bunlara tahammül ediyorum ya beynimi sikeyim.

daha dün anneme bize görücü görmek istediğini söyleyip (sormayın böyle de taşralıyız)
aa sizin kızlardan hiç biri mi öğretmen deil, biz öğretmen olan var sanıyorduk diyen yurdum teyzeleri varken "oğluma öğretmen kız bakıyorum" modası asla bitmez
kısacası sırf ideal gelin adayı olmak için bile öğretmenlik okuyan hatunların olduğu bi memlektteyiz ki o teyseye bu gelin normal son derece anlaşılır. son sınıfta olanın bi üst modeli "devlete de atandım hala görücüm yok" modeli bu yüzden ağlayanı da biliyorum.

egitim fakültesinin son senesi rıfki senesidir, kim kimde kalirsa onunla evlenir ki eskaza birisinden birinin tayini iyi bir yere cikarsa eş durumu tayini yaptirabilsinler.

Nişanlıyken kiraladığımız evin mutfağını yapan iç mimar kız önce bizi biraz konuşturup , sonra resmen ağlamaya başlamıştı. Ben de ilk iki soruyu (ne zaman evleneceksiniz, çalışıyor musunuz) "her halde ne zaman teslim edeceğiyle ilgili" ya da "parayı alıp-alamayacağını anlamaya çalışıyor herhalde" diye ciddi ciddi cevap vermiştim. Üçüncü soru (nereden tanışıyorsunuz) garibime gittiydi de "Türk halkımın haddini bilmezliği" örneği olarak görüp detaysız cevaplamıştım. Kız ağlamaya başladı karşımda, eşimle kalakaldık. Aynı şey emlakçıda da olduydu. O da nişanlıydı biz kiralık ev bakarken. Daha sonra ev satın alırken de aynı emlakçıyla çalışalım dedik. O sırada ben hamileydim. Konuşuyoruz böyle "bak kaç sene oldu, o evi bize siz bulmuştunuz, hadi şimdi de bizi evlendirin" diye kız meğer nişanlısından ayrılmış o dönem içinde önümüzde ağlamaya başladı. İnsan çok kötü oluyor. Dahası gözü kalacakmış gibi hissediyor. Sebebi sinir bozukluğu bence.

sebep: yıkanmış beyinler, koşullanma
mana:yok

dindarların düşük zekalı olduğunu düşünmüyorum.
böyle düşünenlerin düşük zekaya sahip olduğunu düşünüyorum,

arkadaşım verdiğin link ingilizce.hani belki yanlış linki vermişsindir diye söyleyim dedim.

ayrıca seni şuraya yönlendirmek isterim: tr.wikipedia.org

not:dindar falan değilim.

dindar insan araştırmaz tek kaynagı kutsal kitap tır zeki adam araştırır sorgular

tam olarak cevap olmayacak amma biraz önce başıma geldi. tartışırken al bak kuranda öyle bir şey yazmıyor yanlış yapıyorsun dedim. cevap olarak amma bizim hoca var o öyle söylüyor dedi. şimdi bunu diyen şahıs matematik mühendisi. IQ'sü falan gayet yüksektir amma nasıl bu hale geliyorlar anlamıyorum inandığı dinin kitabına değil hoca ya inanıyor. ayırca içlerinden çok zeki olanlar çıkabiliyor amma akıllı olanı görmedim sonuçta zeki olmak ile akıllı olmak farklı şeyler.

gene not edeyim üstün zekalı bir arkadaşlar için: benim görmemiş olmam olmadığı anlamına gelmez benim karşılaşmadığım anlamına gelir. siz karşılaşmışsınızdır onu bilemem.

Çok saçma bi teori. Bürsürü din adamları var bitirmedikleri okul kalmamış. Sen şimdi o adamlara yobaz diyorsun resmen. Ayrıca bütün bilim adamları da ateist değil her halde. Ben şunu anlamıyorum biz allah deyince yobaz oluyoruz tanrı deyince cool oluyoruz. Sorun burda.

son zamanlarda duyuruda birileri çıkıp dindarlıkla ateizmle ilgili atıp tutmaya başladılar. her iki taraf için provakatif hareketler olduğunu düşünüyorum.
Bari burayı dindar -ateist çatışması ortamına çevirmeyin.

Kesinlikle katılıyorum.

hayatımda bunun kadar sikko bir iddia duymadım, gülen cemaatinin 50 milyar dolarlık şirketlerini aptallar yönetebilir mi sence ?

Bir kiş de soruma cevap vermedi ki cevapları tikleyeyim.

@xsades: Cevabın "Kırmızı" demekle eşdeğer. Neye evet?
@basond: İlk cümleyi okudun, bunu sormuyorum.
@error522: Elbette zeki dindarlar da vardır. Ama ben "zeka vs. dindarlık"ı konu alan bir araştırmayı paylaştım. Zaten özel olarak Müslümanlık'la bir derdim yok.
@bluebey: Sen "dindar" ile "zeki"yi karşılaştırdın, ama bunlar aynı kişi olabilir. Doğru karşılaştırma "dindar vs dinsiz" yahut "zeki vs aptal" olmalı.
@sivil admin: Teori değil, araştırma sonucu sunuyorum.
@gates: Ortalamadan bahsediyoruz. Ayrıca iddia değil, araştırma sonucu. Ona cevabımsa; (bu noktaya gelmesini istemiyordum ama) çoğunlukla aptalları yönettikleri için öyledir.

düşük zekalı değilde cahil olduklarını tahmin ediyorum araştırmadıkları için.

@gates

Bu tarz bir üslupla konuşmak hiç hoşuma gitmez ama dayanamadım.

Ulan beyinsiz sen onların dine inandığına gerçekten inanıyor musun ?

Başlıkta belirtildiği inanan aptalların sırtından topladıkları paralarla o zenginliğe ulaştılar ki bence yaptıkları çokta mantıklı.

dinler belli dogmaları kabul etmek üzerine kuruludur.
dinin zekayı körelttiğini düşünmüyorum, ama bu dogmaları sorgulamadan kabul etme eğilimi diğer şeyleri de sorgulamamayı beraberinde getiriyor bence.
bu yüzden sorgulamayan, eleştirmeyen insanlar ortaya çıkıyor.
bunu dindar insanların hepsine mal etmek saçma.
dindar olup sorgulayan insanlar da vardır. ama ne kadar sorgularsan o kadar dinsel dogmalardan kurtulup dinden uzaklaşır insan.
eğitimsiz insan da sorgulamayı vs öğrenmediği için dogmalara inanmaya daha elverişli oluyor ve bu yüzden hem daha dindar hem de dini yanlış bilen yobazlar ortaya çıkıyor.
bence.
ama bu tür şeyler hiçbir zaman tek nedene bağlı gelişmez. zeka dediğin hem genetik hem de çevresel koşullardan etkilenir. çevresel koşullar sadece eğitim değil.