[]

Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine soru

Size ciddi bir soru soracağım. Başka okullardan cevap verenler de hangi okulda okuduklarını yazarlarsa memnun olurum.

Dine bakışınız nasıl? İçki falan içiyor musunuz? Namaz kılanlara ne gözle bakıyorsunuz? Mesela yakın bir arkadaşınız sizinle gece hayatına geleceğine Umre'ye gidiyor. Ona karşı ne hissedersiniz, ilişkiniz zayıflar mı?

Cevaplar için herkese çok teşekkürler.

 
boun mezunuyum. icki icmem, bar-disco takilmam. namaz kilarim. namaz kil(may)anlara karsi bir on yargim yok. Benim namaz kilmayan arkadaslarim da var:P Bazi arkadaslarim namaz kildigimi bilir, bazilari bilmez. Icki icen arkadaslarim icmeye giderlerse genelde beni cagirmazlar. Beni sevmediklerinden degil benim icmedigimi ve o mekanlara gitmeyi cok sevmedigimi bildiklerinden. yurtdisindan arkadaslarimiz gelirse nadiren icki icilen mekanlara da giderim. icetea'mi icerim. Kopkop olaylarina ise hic gelemem. Unideki en yakin arkadaslarim icen kisiler.


  • crucio  (23.03.13 15:58:18) 
boğaziçi öğrencisiyim, bir inancım yok, kişisel olarak kimsenin namaz kılmasına veya inanmasına karşı değilim, ancak dindar insanların çoğunlukta olduğu bir yerde mutsuz olduğuma inanıyorum. bir arkadaşımın dindar olduğunu öğrensem hislerim değişmez, arkadaşım olmuş sonuçta, ama hiç tanımasam, zaten insanlarla konuşmayı sevmediğimden gidip muhabbet falan etmem herhalde.


  • noluyo yaa  (23.03.13 16:02:09) 
Dine bakış açım eleştirel. Dinlerin, kültürel bazı geleneklerin, ahlaki öğretilerin; sağlıklı bir toplum kurmak için insanlara empoze edilen bir ambalaj olduğunu düşünüyorum. İnsanların bilgi eksikliklerinin olduğu dönemlerde, sosyal hayatta kötü ahlakın olmaması için bir ceza mekanizması gerekiyordu. Bilgisiz insanlara yapmamaları gereken davranışları bir korku, yapmaları gereken davranışları da bir ödül ile öğretiyorlardı. Bu ödül ve ceza maddi olamazdı, çünkü sosyal sistemde henüz adalet ve mahkeme gibi yönetim mekanizmaları gelişmemişti. Manevi yönden "iyi" olanı ödüllendirmek ve "kötü" olanı cezalandırmak gerekiyordu. Bu işi yapması için de olmayan bir kavram yaratıldı ve "din, tanrı, sevap, günah" gibi kavramlar oluşturuldu. Böylece cezalandırılan kişi kimseden intikam alamazdı veya ödüllendirilen kişiye kimse çıkarıp da hediye veremezdi. Böylece insanların kendilerini bir davranış kafesi içinde tutabilmesi ve aşırı davranışlar yapması engellendi.

Zaman içinde insanoğlunun ortalama bilgi düzeyi arttıkça bu farkındalık artmaya başladı ve yavaş yavaş dinlere karşı eleştirel bakışların doğru olabileceği kanıksandı.

Bu görüşe karşıt görüş hâlâ daha kuvvetlidir. Yani dünyanın çok büyük bir kısmı dinlerin, Tanrı'nın, peygamberlerin, cennetin, cehhennemin, sevabın, günahın... varlığına inanır. Dinlerin kitaplarında veya uygulamalarında temel şart bu olgulara inanmaktır çünkü. İnananlar da tabi ki kendi dinlerinin sağlam temellere oturduğunu ve en doğru inanış biçimi olduğunu savunur. Fakat her bir dini kitapta yazan cümleler sadece o kitaplarda yer alır ve ikinci bir kaynak tarafından o kutsal kitapta yazılanlar doğrulanamaz. Birden fazla dini kitapta yer alan ortak öğretiler ise aslında hiç bir din var olmasaydı bile olması gereken davranış modelleridir. Örneğin her din yalan söyleme, hırsızlık yapma, kendinden büyüklerine iyi davran, ideal bir aile ortamı oluştur, dürüst ol gibi öğütler verir. Fakat bu olması gereken davranışlar zaten sosyal bir toplumda bulunması gereken temel ahlaki kavramlardır. Bu davranışları uygulamak için de dine ihtiyaç yoktur. Nitekim ateist kişiler arasında da bu davranışlar görülür.

Benim şahsıma dönersek ise; müslümanım. içki içerim, mümkün olduğunca söylememeye çalışsam da yeri geldiğinde yalan söylerim, yılda bir iki gibi namaz kılarım. yakın arkadaşlarım veya ailemden kişilerin dini hareketlerine de karışmam. kimseyi dini inanışına göre yargılamam. Sadece o kişilere hayatlarında bir kez ve sadece konu açıldığında "bu kadar kaptırma kendini, bir gün bildiklerinin yanlış çıkabileceğine de olasılık ver, ileride inanmaktan vaz geçersen bugünlerin için pişman olmanı istemem" derim. Tabi bunu dediğim için bir kamyon laf işitirim ama cevabım sadece şu olur; "seni yargılamıyorum, sana kızmıyorum. sadece en doğru yoldan gitmeni istiyorum. bu yol hangi yol olursa olsun sen seçmelisin, kimse sana bir dini veya dinsizliği seçtirmemeli" diyorum ve konu kapanıyor.

Benim bakış açım da şudur; Ne Tanrı'nın varlığı ne de yokluğu (benim nazarımda) ispatlanamamıştır. Bu dünyayı ancak bir Tanrı yaratır gibi bir bahaneyi de Tanrının varlığı olarak kabul etmem. Bilimin çözümünu bulamadığı her sorunun yanıtını "Allah öyle istedi" diye doldurmam. Bilimin, insanoğlunun, zekanın cevabı bulmasını beklerim. Bu nedenle müslüman olmama rağmen kendimi kaptırmam. Ama Tanrı'nın yokluğu ispatlanmadığı için de inanmamazlık yapmam.

Ayrıca okul adını yazmaya ne gerek var. Bu işin ösym yerleştirmesi ile alakası yoktur.
  • sinematematikci  (23.03.13 16:06:47) 
bilkent mezunuyum. din olayı bana mantıklı gelmiyor. kendime göre ahlaklı şekilde davranıyorum (hırsızlık yapmıyorum, başkalarına zarar vermiyorum, vs.) ve bu bana cennet vaadiyle bir şeyler yapmaktan daha değerli geliyor. kutsal kitapların toplumları düzene sokmak için insanlar tarafından yazılmış şeyler olduğunu düşünüyorum. yaratıcı var mı yok mu emin olamıyorum, bundan asla emin olamayız bence. alkollü ortama girersem, sergi açılışlarına, kokteyllere falan gittiğimde sarhoş olmayacak ölçüde içerim. zaten çoğu zaman kendi aracımla gittiğim için 1-2 kadehten fazla içmem. namaz kılanlara saygı duyuyorum, sonuçta kendi inançlarına göre davranıyor ve karışmak bana düşmez. kendi inançlarını, din konusundaki düşüncelerini bana dikte etmeye kalkmadığı sürece ilişkim zayıflamaz.


  • kayranin kedisi  (23.03.13 16:25:12) 
sakarya üniversitesi öğrencisiyim.

dinlerin toplumsal birtakım gereklilikler sonucu ortaya çıktığının farkındayım ama dünya üzerinde, gerçek nedeni ekonomik çıkar olan çatışmalar ve savaşlarda kullanılan birer enstrüman olduklarını düşünüyorum.

dindarlık oranının yüksek olduğu, dinin ülke politikasına yön verdiği ve insanların günlük hayatını büyük ölçüde etkilediği ülkelerde görülen geri kalmışlık da somut bir gösterge. doğal olarak, refahı yüksek ve ahlaklı bir topluma ulaşmanın yolunun dine yönelmekten geçtiğine inanmıyorum. kısaca eğitim şart.

bana gelirsek, müslüman değilim. içki içiyorum. namaz kılan arkadaşlarımla aram iyi. mesela muhafazakâr bir esnaftan bir şey alacağım zaman selamun aleyküm derim, gocunmam.

arkadaşımın gece benimle dışarı çıkmasını isterim ama içki içsin diye tek kelime etmem. umre'ye gitmesi konusunda, kendi ibadeti için ne yaptığı beni ilgilendirmez ama şu var, ikna vb. kendi deyimi ile beni "doğru yola" getirmeye çalışması karşısında kibarca siktir çekiyorum. samimiyet de doğal olarak azalıyor.
  • zgrydn  (23.03.13 16:47:30 ~ 16:48:12) 
boğaziçi öğrencisiyim, inancım var ve içki içmem, haftada 1-2 namaz kılarım ve namaz kılanlara sonsuz saygım var. bununla beraber en yakın arkadaşlarımın çoğu içkiyi-karı kızı sevenlerden oluşuyor, beni çağırdıklarında gelirim, partiye vs gitsem orada oturup soda içerim ama yanımdakiler ne içmiş beni hiç rahatsız etmez, etrafımda da millet ne içmiş ne yapmış umrumda değildir. bir kısmı cemaatin içinden olan muhafazakar arkadaşlarım da var, biri dışında onlarla o kadar samimi değilim, ortamda içki içiliyor diye orayı koşarak terkeden adam zaten benimle samimi olmaz.


  • gates  (23.03.13 20:49:14 ~ 21:00:28) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.