[]

Mallık, kerizlik, enayilik, çok sevmenin getirmiş olduğu körlük hakkında

Mallık, kerizlik, enayilik, çok sevmenin getirmiş olduğu körlük sonucu oluşan durum hakkında

Birazdan anlatacaklarım %100 yaşanmış olup, sizlerin önerilerini bekliyorum. Şimdiden teşekkürler.

Şu an 28 yaşındayım. Üniversite okumak için gelmiştim ve tam 10 senedir İstanbul'dayım. Bu süre zarfının büyük çoğunluğu kendi ayaklarımın üzerine durmakla geçti. Yaklaşık 6-7 senedir süreli-süresiz işlerde de çalıştım. Bunun son 3 senesi sevdiğim iş, iyi bir maaş ve sosyal olanakları da güzel olabilecek şekilde gelişti.

Bahsetmiş olduğum işe başlayana kadar hiç kız arkadaşım olmadı. Bu meselenin ise benim açımdan çok fazla detayı vardı. Neden olmamasını ise şöyle özet geçebilirim.
- Yüreğimi kıpırdatmayan bir kişi ile deneyimim olsun diye çıkmanın doğru olmadığını düşünüyorum.
- Bir ilişkinin maddi ve manevi onlarca sorumluluğu olduğunu düşünüyorum. Bundan dolayı da sevdiğim insanla yola çıkarken tek hayalimin huzurlu bir yuva kurmak olduğunun altına çizerim.(Salt olarak vakit geçirmek, gençliğimi yaşamak bana maalesef çok uzak) Özetle bunun için de maddi olarak hazır olmam gerekiyordu.

Yaklaşık 2,5 sene önce bir kız tanıdım. Yüzünü dahi görmeden yazdıklarından dolayı aşık olmuştum. Günlerce, aylarca fotoğrafını paylaşmasını bekledim. Bir gün İstanbul'a geleceğini söyledi. Ben bir şans olur mu diye yüz yüze buluşma teklifi ettim. Kabul etti. Ben onunla buluşmadan önce 1 günlük bir İstanbul planı yaptım. O gelmeden gideceğimiz mekanları tek tek yerinde tespit ettim. O güne özel kıyafetler, hazırlıklar vs... Ve buluştuk. Onu kaldığı adresten aldım. Önce Emirgan Korusu'nda kahvaltı, sonra Otağtepe'de kahve-sohbet keyfi... Her şey mükemmel. Konuştukça konuşuyoruz. İkindi vakti Üsküdar iskeleden ve karaköy'e geçiyoruz. Tünel'den sonrada İstiklal caddesindeyiz. Yemekler, tatlılar, sohbetler derken gece 11 oluyor. Normalde akrabasından akşam 7 için izin alan ve benimle maksimum 1 saat görüşmeye planlayan kız ile çok zor ayrılıyoruz. Ardından İstanbul'da kaldığı sürece 2 kez daha buluşuyoruz. O buluşmalar da en az ilki kadar keyifli geçiyor.

Ben kıza aşık olmuş, çok sevmiştim. Sonra yaşadığı şehre döndü. Uzak mesafe ilişkisi başladı. Bazen o geliyor, bazen ben gidiyordum. Ancak ilişkide problem yoktu. Onun okulu bitirmesi için bir kaç dersi vardı. Ben maddi manevi her anında yanında olmak için çabalıyordum. Ve bunları yaparken de zerre bir beklentiye girmiyordum. Bir gün , artık çalışmak istediğini söyledi. Tek bir işte çalışma hayali vardı. Ve bu iş için ben bağlantılarımı kullanarak bir ihtimal yardımcı olabilirdim. Yöneticilerime durumu açtım. Tek tek kapıları çaldım ve sonunda mülakat için bir gün aldım. Başvurdu. 1 ay sonra çağırdılar ve hayalini dahi zor kurduğu iş için kabul edildi. Bu süreç içerisinde ilk tartışmalar ufaktan yaşanmaya başladı ve çağrıldı günden (bundan benim haberim yoktu) bir gün önce buluştuk(Aniden çağırdı). Halbuki o beni o buluşmaya çağırırken ben onun için 25 farklı doğum günü hediyesi(onunla olamadığım her sene için bir hediye gibi düşünüp) hazırlamak için dükkan dükkan dolaşıyordum. Elimde bir kaç hediye ile yanına gittim ve ayrılmak istiyoruz dedi... Çok çok çok kötü oldum. Herkesin içinde hüngür hüngür ağladım. Çekti gitti. Ben öylece kaldım. Tek başıma bir evde kalıyordum. Kendimi eve atmam ile saatlerce ağladım. Gecenin bir vakti 12. kattan saatlerce baktım. Atlamak ile atlamamak arasında defalarca gidip, geldim.

Birkaç ay böyle geçti. Saçlarımı üçe vurdum. Evimdeki eşyaları yok parasına sattım ve geride her şeyi bırakmak için kendime söz verdim. Arkadaşların yanına çıktım. Bu süreç içerisinde de bir ay geçtikten sonra tekrar konuşmaya başladık. Dişleri ağrıyordu. Kendi cebimden tüm tedavisini karşıladım. Telefona ihtiyacı vardı, gittim iphone aldım. Bu tarz harcamaları ayrılmamızdan önce de yapıyordum. Ancak ayrılık sonra bir daha onu kaybetme adına kendimden daha fazla fedakarlık yapıyordum. Doğumgünlerimiz iki gün araylaydı. Benim doğumgünümde o bana hediyeleri verirken, ben sürpriz yapıp bir hediye verdim. (nikon d7000) Mutlu oldu. İşi için ihtiyacı olacağı, hem de harika bir dslr makinesi olmuştu. İki gün sonra doğum gününde de kendisini özel hissettin diye kolye, kıyafet gibi daha önceden alamadığım bazı şeyleri hediye etmiştim. Ancak bunlara rağmen garip bir mutsuzluk vardı...

Yaklaşık bir 6 ay zaman zaman iyi, zaman zaman da mutsuz bir şekilde bir ilişki yürüdü. Bunların sebepleri arasında benim biriken 17 bin tl borcum oldu. Ancak bu borcun en büyük sebebi, onu biraz daha mutlu edebilirim mi diye, elimden geleni değil de, elimden gelenin fazlasını yapmak yüzünden oldu. Cebime 2 lira giriyorsa, ben 4 lira harcama yapıyordum. Sadece doğum gününde 5 bin tl nin üzerinde harcama yapmışım. Biliyorum bunları okurken beni mallık, kerizlik, enayilik ile suçlayacaksınız... Ama ben de böyleyim işte...

Bu mart ayında bir mesaj attım. Benimle olmaktan mutsuz musun diye.. Cevap olarak evet minvalinde laflar edip, ayrıldık. Aradan 1 ay geçti ve bana mail olarak evleneceğim diye mail attı. Ben de Allah mutlu mesut etsin dedim. Sonra da bende bazı emanetleri olduğunu söyleyip, son bir kez görüşelim dedim. Tamam dedi. Bana hediye ettiği hediyelerin büyük kısmını ona teslim ettim ve arkama bakmadan gittim. Mayıs ayı gibi evine hırsız girdi. Neyse ki kendine bir zarar verilmemişti ve maddi olarak kaybı yoktu. Ben bir şekilde bunu öğrendim ve geçmiş olsun demek için aradım. Şaşırdı. O dönem tekrar konuşmalar başladı. Aynı evde birden fazla kişiyle kalınmadığını, muhitin in kötülüğünden bahsedip duruyordu. Özetle tek başına eve çıkma niyetindeydi ve ben de saf gibi yine koşturmaya başlamıştım. Kendisi evi buldu. Ben o borçlu halimle evinin depozitosunu ayarladım. Tam 1 günde evinde yaşayabilecek şekilde bütün eşya işlerini hallettim vs. Bu dönem içerisinde dönem dönem sadece iletişim halindeydik. Evlilik meselesinin yalan olduğunu anlamıştım. Ancak üstelemiyordum. Kendisi ara ara gündeme getiriyor, ben de üzerinde durmuyordum. Bu arada evin kirası konusunda da ona destek oluyordum. Yaklaşık bu mesele de 3 ay sürdü. Ve artık bu süreçte de soğumaya başladım. Artık kira konusunda benden bir beklentisi olmamasını dile getirdim. Zaten bunca zaman borçları kapatacağım diye uğraşmaktan aylardır maaşımın tamamını bankaya yatırmaktan bıkmıştım.

Bu olaylar yaşanır yaşanmaz, çok kısa sürede evlilik meselesi bu sefer ciddi bir biçimde gündeme geldi. Bir anda bunu istediler. Ben evleneceği kişiyi öğrendim. Aynı iş yerinden bir çocukmuş. Normalde diyelim x semtinden aşağısı olmaz diye talep eden kız gitmiş, bir anda hiç istemediği semtte bile yaşayabilecek kız gelmiş. Belki aklınıza gelir diye şu detayı da paylaşmak istiyorum. Çocuk zengin değil. Yahut daha iyi bir mevkide filan da hiç değil. Hatta ona bunu öğrendikten sonra bir soru sormuştum. Seni taşıyabilecek biri değil diye. O da bana evet deyip, umarım ikimizi de yanıltır diye cevap verdi...

Biliyorum çok uzattım. Bu meseleyi kısmen ailem ile birlikte 3-5 arkadaşım biliyor. Düne bu kadar detaylı olarak kimseye anlatmamıştım. Ancak bir arkadaşıma yine hepsini olmasa da bir kısmını anlattım ve çocuk beyninden vurulmuşa dönüp, bana bir sürü laf söyledi. Özellikle benim kıza verdiğim tüm hediyeleri tek tek istememi söyledi. Eğer vermeye yanaşmazsa, git eşi olacak kişiden bunu talep et filan dedi. tamam %100 malın, enayinin, kerizin önde gideniyim ama bunu yapabilecek bir yapım yok. bana çektirdiği onca acıdan sonra benim de böyle davranmam bana gereksiz geliyor. Ama bir yandan da onca borcu kapatmak için eşek gibi çalışmak ve başka bir adamın çıkıp, ellerinle büyüttüğün bir çiçeği alıp koparması, koklaması insanın zoruna gidiyor.

Kimle evlenirse evlensin. Zerre umrumda değil artık. Ancak benim bunca sıkıntımın bir karşılığı olmalı... Biz en başından evleneceğiz diye yola çıktık ve ben ne yaptıysam sevgilim değil de, hanımımmış gibi mücadele ettim. Ben ne yapayım aaa dostlar?

 
Siz çiçeği ellerinizle falan büyütmemişsiniz, bir yığın para harcayarak sadece kendinizi böyle bir yanılgı içerisine sokmuşsunuz. Daha baştan itibaren kızın pek umrunda olmadığınız anlaşılıyor. İlk büyük aşkınızı tamamen kendi kendinize yaşamışsınız.

Psikolojik destek alın. Bilhassa şu saçları üçe vurdurma hikayesi falan kendinizi gereksiz yere derbeder aşık yerine koymaya meyiliniz olduğunu gösteriyor. Ama boşuna yapıyorsunuz. Kız şimdi evlenmeyeceğim, tekrar beraber olalım canım dese atlayarak gidersiniz, hiç de umrumda değil falan demeyin. Acaip kerizmişsiniz evet.
  • sanal hayvan  (14.11.12 13:30:39) 
harbi kerizmissin raif efendi, maria icin bile yapilmaz bunlar.

hediyelerini geri al, burdan ucuza satarsin bize.
  • nawres  (14.11.12 13:31:27) 
Seninle görüşüp, sonra tam istediği işi alınca ayrılalım demesi,

HEdiyelerinin enteresan bir şekilde çalınması,

daha çıkmıyorken senin aşırı yüce gönüllü olup kızın evinin parasını ödemen veya yardımcı olman,

üzerine 6 ay daha çıkıp çıkmadığın belirsizken kıza para yağman 17bin borca girmen filan,

ya hayatının sonuna kadar bu eziklikle yaşa, ya da git erkek gibi eşi olacak adamla buluşup kibarca bütün bu olanları anlatıp hediyeleri vb geri iste.
  • efrasiyab87  (14.11.12 13:32:10) 
öncelikle dediğin gibi malmışsın ve enayinin önde gideniymişsin. Kızı parayla satın almaya kalkmışsın ama o önce davranıp seni satın almış. Ben de kız olsam ve böyle bi mal bulsam iliğine kadar sömürürüm. Ayranı yok içmeye tahtaravanla gider sıçmaya hesabıyla davranmışsın. Cebinde paran yokken kirasına kadar vermişsin.

Benim öyle bi yapım yok demişsin, kusura bakma ama senin yapın filan kalmamış arkadaşım. Yüzsüzlüğün en son sınırına dayanıp kıza olmayacak şeylerle yanaşmaya kalkmışsın. Şimdi yapacağın şey arkadaşının dediği gibi "artık buraya kadar , ver bakalım eşyaları ve hediyeleri" diyip söke söke almak. Eğer vermiyorsa her türlü pisliği yapmak.(Kocası , ailesine söylemek) İcabında kirasına kadar ödediğini kocasına söylemek.
  • aspoo  (14.11.12 13:33:33) 
çirkin bi adammısın_? nedir yani senin olayın_?


  • clever  (14.11.12 13:35:27) 
Boş ver dostum hayatına bak. Çalışır ödersin borçları bundan sonra da kız arkadaşın olursa emin olmadan işini gaantiye almadan fedakarlık yapma.

aslında nickini okuyunca insan anlıyor nasıl bi acı çektiğini. benzer olaylar benim de başıma geldi evleniyor şimdi. bana bi beşiktaş forması almıştı bakamıyorum formaya bi arkadaşa verdim sende dursun dedim forma geçince sıkıntım alırım dedim. evleneceği kişi de beşiktaş'lı.

ona kürt mantolu madonnayı okutmuştum sen biraz raif efendiye benziyorsun demişti. boş ver hediye isteme görüşmeyi de kes. hatıralarını sil.

ve inan ki bana bu dünya seni sevmeyen biri için ağlamaya değmez. sevse yanında olurdu. bunca sıkıntının karşılığı tecrübe ve mutlu bi hayat. bundan sonra ilişkin olursa sen mutlu olabilirsin ama o ilk mutsuzluğunda seni hatırlayacak. sen mutlu bi ilişkiye başlarsan onu tamamen unutacaksın. acı çekeceksin doğru. ben evlilik haberini alınca hastaneye düştüm 4 serum verdiler kalbim çok hızlı atıyormuş. hemşire ambulansta bana baktı "gülüyor musun ağlıyor musun" dedi. monaliza oldum yani :)
  • meksi  (14.11.12 13:37:38) 
hayatımda bu kadar keriz bir adam görmedim. ilyas salman'ın canlandırdığı karakterler senin yanında kurnaz kalır.


  • baldur  (14.11.12 13:41:12 ~ 13:41:54) 
öncelikle şunu belirteyim. birlikte çok özel şeyler yaşadık. birlikteyken çok bir sorun yoktu. yani inek gibi süzme durumu yok. ben yaptım. o istemese de ben yaptım.

bu kadar açık açık yazdıysam, siz de benim samimiyetime inanın lütfen. hırsızlık olayı da %100 doğru. çirkinlik konusuna gelecek olursak. çirkin filan değilim. süper yakışıklı bir adam da değilim. 1,83 boy. 73 kilo. Eli ayağı düzgün, kendini bir çok konuda geliştirmiş, sosyal ortamda sevilen, sayılan birisiyim. sigara, alkol, kumar alışkanlığım yok.
  • raif_efendi  (14.11.12 13:44:54) 
Ayrıca özel mesejdan gelene de cevap olarak, ekleme ihtiyacı hissediyorum.

beni param için sevmedi. sonuçta zengin bir adam da değilim. ortalama bir hayatım var. ben onu sevdiğim için mücadele ettim diyorum. mesele sadece hediyeler değil ki. ona iş bulmam da mı paraya boğmak oluyor? yahut her sıkıntısında yanında olmakda mı paraya boğmak?
  • raif_efendi  (14.11.12 13:47:54) 
bir ekleme ihtiyacı daha.

ben onunla birlikteyken hep şunun söyledim. benim bir çift ayakkabım olsun, senin 10 çift.. ben sana 11. sini almaya hazırım. Akşam eve geldiğimde taşın suyunu kaynatsan ve yemek bu desen, ben oturur, onu içer, elini sağlık derim, demişimdir...

ben sevdim arkadaşlar. hepsi bu. mesele sadece para meselesi değil. lütfen biraz daha beni anlamaya çalışın.
  • raif_efendi  (14.11.12 13:49:51) 
sevmeyi bilmiyorsun raif efendi.


  • nawres  (14.11.12 13:51:51) 
birader tam salak asikmissin kusura bakma. kimsenin sevgisinden emin olmadan yatirim yapma. hem maddi hem manevi. kiz hic bir zaman sana asik olmamis. sadece onun icin olen biten birisini yayinda istemis. ha yaslariniz 35 civari olsaydi ya da kiz biraz erken evlilik guven telasina dusseydi evlenirdiniz bile. kizlar sevdiklerinde asik olduklarinda direk belli ederler. gozlerinden, davranislarindan herseylerinden anlarsin. sana asik olmayan birisine bu kadar baglanman kotu olmus. zamanla normale donersin fakat tahribat hep seninle birlikte olacaktir. gecmis olsun.


  • roadrunnerr  (14.11.12 13:52:05) 
uzuldum haline.
kiza karsi asiri duygu beslemis fakat ayni karsiligi gorememis gibisin. genelde turk insani iliskilerinde, bu bi standarttir. hep bi taraf verirken, diger taraf almaya o kadar cok alisir ki, vermeyi aklindan bile gecirmez.. burda veren taraf sen olmussun.
kiz seni finansal anlamda kullanmis gibi gorunuyor. ne zamanki finansal anlamda birazcik destege ihtiyaci varmis, o zaman seni tekrar hayatina almis gibi yapmis gorunuyor.
bence bu verdiklerini kendine dert etme, verdin gitti. bak burasi cok onemli: insan hayatinda her donem hata yapar.. ama kimse bile bile hata yapmak istemez. sen o anki hislerinin verdigi inancla, dogru oldugunu dusundugun seyleri yaptin, geriye donup bakinca her ne kadar cogu yanlismis gibi gorunse de. hangimizin hayatinda geriye donup baktiginda, hersey %100 dogru ki? sen de buna takilma bence. hayatina devam et. kendine eziyet etmeden.
ve herseyden ote sunu aklindan cikarma raif efendi: 'bu hayati sen yasiyorsun, bu hayat senin hayatin, kimse seni mutsuz edecek kadar degerli degil, en degerlisi sensin.'
  • uyku semesi  (14.11.12 13:58:52) 
www.yenicarsim.com

bi nikon d7000 2.500 falan ediyor raif kardaş ne yaptın sen ?
  • charlotte blanc  (14.11.12 13:59:05) 
Kız resmen senin aşkını harcamış, sana borç olarak geri dönmüş bunlar. Yaşadıkların tecrübe olsun sana abi, bu kadar enayi olmasaydın demeyeceğim, ol enayi ol ama daha önemlisi sevmeyi öğren..

Seni malınla sevmeyecek birini sev..
  • solo  (14.11.12 14:12:38) 
Seven insan enayi olamaz olsa olsa şaşkın olur. Olan olmuş bunu dert yapma. Hayat sana daha uygun olanını mutlaka çıkarıcaktır


  • essoist  (14.11.12 14:22:33) 
seninkine benzer şeyler yaşayan bir arkadaşım vardı. kız çocuğa altın seti bile aldırmıştı kendine hediye olarak.

bu olayda kız başta sevmiş olsa da, zamanla maddi konular çok ortaya çıktığı için bir noktadan sonra senden yararlanma yoluna gitmiş. başlarken böyle bir niyetle başladığını sanmıyorum ama sen abartmışsın panpa.
  • tantunisultansüleyman  (14.11.12 14:57:52) 
vay babam vay.
sen neler yapmışsın.
bence artık çirkinleşmen lazım.
bunun için kıza verdiğin tüm hediyeleri geri iste hemen.
sende nasıl bir kafa var anlamadım ben.
nasıl bir aşk ki bu kıza her seferinde gözün kapalı inanıyorsun.
  • pukay de souza  (14.11.12 15:09:13) 
Ne yazsam, nerden başlasam diye çok düşündüm. En iyisi kısa ve net yazayim dedim:

Hayatinda görüp görebilecegin en bencil insana denk gelmistir. Ahlaki acidan dünyada iki cesit insan vardir: iyi ve kötü insan. Sen kötü insana denk gelmissin. Cünkü bütün kötülüklerin nedeni, bencilliktir demisti bir felsefe hocam.

Gelelim bu durumun duygusal iliskiyle baglantisina.

Sana cok net bir cevap: seversen sikilirsin, sikersen sevilirsin.

28 yasindasin. Hayat yeni baslarken, hatta ve hatta oturmuşken, böyle bir sey yasamak, seni diplere sürükler. sürüklesin, bosver. hayatinin tecrübesini yasadin, sonradan anlayacaksin... Yasin da bunu cabuk anlamaya müsait. Aklini basina topla, cik disina, pencelere, apartmanina disardan bak!

Herkesin ilginc bir hikayesi var buna inan. Seninki de bunlardan bir tanesi. koy bur çekmeceye, sakla. zamani gelince, cikar cikar, bak. ders al. duyurunu da silme ya da kopyasini al. 6 ay sonra falan bir bak. neler göreceksin, neler...

Sevmissindir, dogrudur. Zaten gönül sevince önünde hicbir sey duramaz. Sevmek, vermektir, fedakarliktir. Sen hediyelerle, üstelik düsünceli hediyelerle sevgini göstermek istemissin. ancak karsiligini alamamissin. alacagimizin garantisi yoktur her zaman. bu durumu kabullen. ama bir gün bunlarin karsiligini alacaksin, merak etme.

sen kalkip onun icin, o fizanda diye, fizana da gitsen, onun önüne dünyalari da sersen, benligini dahi teslim etsen, o insan seni sevmiyorsa, sevmez arkadaş. aci ama gercek; seni hiç de sevmeyecek. sen ona güzel seyler vererek, askini besledin. pisman olma, ders al. pismanlik faydasizdir. yaşam ise pragmatik ilerler...

" Yüreğimi kıpırdatmayan bir kişi ile deneyimim olsun diye çıkmanın doğru olmadığını düşünüyorum."

Demissin. Ah be güzel kardesim. O yürek tir tir titrer. Agzina gelir. Yanarsin, donarsin. Ama aşk da bu değil midir zaten? Üstelik gözleri kör eden!!!

İyi ki kisa yazdim he?! :) Hediyeleri isteme. Sakin yapma böyle bir sey... birak o karakteri ve hayatla basbasa kalsin. Böyle bir cirkinligin karsisinda asaletini kaybedersen, sen de ondan farksiz olursun. "Bu yapabilecek bir yapim yok" demissin zaten. Evet, yapma. Seni cok iyi anliyorum bu konuda... Sakin sakin yapma.

Ha bir de son bir elestiri: aslinda belki ondan degil senden kaynakli bu durum. Daha önce de degindigim gibi, sen fazla vericisin. Bu yüzden, yineliyorum, durumu kabullen. Aşk gözü kör eder. Sen de kör olmussun, ama gecti. "Ucuz" atlattin. Bir de evlenseydin böyle bir insanla neler olurdu düsün! Bazen kötüde iyi vardir. Unutma...

Bir yakinim dügünün olacagi günün ögleni ayrildi. ayni senin gibiydi. hediyeler, istedigi her seyi yerine getirmeler falan... sonuc: yeni evdeki buzdolabinda yumurta yok diye her sey iptal. yumurta lan bu. yumurta. bakkalda tanesi 15 kurustu o zamanlar... ama olmayacagi varmis iste. simdi evli, tatli mi tatli bir kizlari var. gecen ablasindan yine dinledim. ölüyorum geberiyorum diye anirmis onu severken. sonra aldi yumurtayi...

Özet: bencil insana denk gelmis ve severken sikilmissin. Kurtuldun diye sevin.

P.s. Maria Puder, Raif Efendi'yi hic sevmedi. Raif Efendi de bunu hic göremedi...
  • hiçbirşeyyok  (14.11.12 15:56:24) 
arkadaşlar okuyup, beni dinlediğiniz için teşekkürler. büyük çoğunluk isteme taraftarı. annemle de durumu paylaştım. o da benim böyle yapmamın, doğru olacağını söyledi.

asıl mesele. ben, web sitesi yaparak para kazanan adamım ve müşterinin işini %100 yapsam bile para isterken yüzüm kızarır. O yüzden ayrıldıktan sonra aklımın ucundan dahi geçmeyen bu meseleler, arkadaşımın ağır konuşması sonucunda beni bu noktaya sürükledi.

Kız beni sömürdü veya değil. Ancak şunu anlamanızı isterim. Kendimi kabullendirmek için bu hediyeler alınmadı. Ezik olduğum için değil. Ondan başka bir seçeneğim olmadı için de değil. Arkadaşlar ben sevdim. Aşık oldum. Tamam ilk kez bir kızla çıktım. Ama size yemin ediyorum, ben bu zamana kadar beklettiğim için böyle oldu. Bu zamana kadar onlarca kızla da çıkabilirdim. Bu noktada kendimi anlatıp, böbürlenir gibi gözükmek ve anlaşılmak da istemiyorum.

Ben karşımdaki kişiye, paramla görgüsüzlük de yapmadım. Sadece inandım, güvendim ve onun mutluluğu için koşturdum. Teşekkür için yapmadım. Beklemedim de. Ki mesele onun yüzünü güldürmek için para ile yapılan meseleler de değildi. Duygusallık, romantizm, ince düşünme, sevgi, saygı, samimiyet vs vs... Ben bunların hepsini ona yaşattım. Bunu kendi de defalarca söyledi, hissettirdi.

Tekrar herkese teşekkürler.
  • raif_efendi  (14.11.12 15:59:53) 
millet eleştiriyor ama film olsa bayıla bayıla izleyip haklı çocuk dersiniz bence.

yaşayarak öğrenilecek şeyler listesinde top sıralarda yer alır senin durumun.
  • fukka  (14.11.12 16:13:02) 
komedi diyorum. hiç görmediğin birine sadece yazdıklarından mütevellit 1 günlük istanbul turu ha? o yea baby. sonrasında maddiyata dayalı sözde bir ilişki. Suyundan da koy. hayır, ne zaman bu derece sevdin, ne zaman aşık oldun, ne zaman o aklının gizli köşelerinde saklı kalmış ilişkiyi yaşamaya başladın? Senin özgüven kayış sıyırmış, hatunda bunun emarelerini toplamış. Hediyelerin geri istenmesi konusu ise ayrı bir tiyatro. Bırak yapma. Cezanı çek.


  • dokuzeylul  (14.11.12 16:19:10) 
@dokuzeylul

bu kadar şey anlattım. ilk tanışmada istanbul turu konusundan neden yalan söyleyeyim. tamam inanmayabilirsin ama inanman için ne yapayım?
  • raif_efendi  (14.11.12 16:23:09 ~ 16:23:44) 
sana inanmadım mı demiş ?

yaptıklarının saçmalğından bahsetmiş.

badaksın gördüğüm kadarıyla, üstüne üstlük beta-erkeksin. bunlar birleşince sen de sonunda seni kabul eden birini bulunca yardırmışsın, kız da kullanmış. olay bundan ibaret. hayatına devam etmeye bak ve yaşananları unut.
  • turk kelekom  (14.11.12 16:46:32) 
öncelikle aranızdaki ilişki belki başlarda iki sevgili olarak yürüyordu muhakkak. ancak zamanla bu biraz baba-kız ilişkisine dönmüş gibi gözüktü, ya da abi-kardeş. cinsel ilişkinizin içeriğinden bağımsız olarak, sadece anlattıklarından, o tarz bir ilişkinin varlığını hissettim. yani kızcağızımızın belki de aradığı şey böyle bir ilgidir hayatı boyunca, neden olmasın. ve bunu sende gördüğünde, önce aşk duygusu hissetti, daha sonra ise, zamanla bu aşk, yerini sadece sevgiye bırakmıştır. insanoğlu böyledir, bir insana her istediğini yaptığın takdirde, hatta karşısındaki insana bahsetmemesine rağmen, içten içe birşeyi arzu ettiğinde ve bu arzu ettiği şeyler bir bir gerçekleşirse, bunu gerçekleştiren kişiye karşı kendisini borçlu hisseder, bu borçlu hissetmenin devamında ise, o kişiyi sevgiyi paylaştığı bir insan olarak değil, daha çok hayatını sürdürebilmesi için hem zevk hem de ihtiyaç için istediği herşeyi aldırabileceği insan olarak görmeye başlamıştır. dolayısıyla, bir zaman sonra böyle bir ayrılığın olması gayet doğal. ayrılığın sonrasında dahi, senin destekte bulunman zaten yeni bir ilişkinin başlamasına dahi gerek kalmadan, senden destek alabileceğini görmesini sağlamıştır.

hediyeler almışsın zamanında, bu harcamalar sana yüklü bir borç olarak geri dönmüş. fakat ne yazık ki, hediyeleri gidip de geri istemek yakışık almayacaktır. anlıyorum borcun var fakat her insan yaptığı hatanın cezasını hafif ya da ağır çekmelidir. senin hayatında yaptığın bu hataların cezası da o borçlar. dolayısıyla hediyeleri geri istemek yerine, bir şekilde borcunu ödemek için çözümler aramaya koyul.

onun dışında, hediyeleri geri istediğin takdirde, unutman gereken bir insana, ilişki esnasında aldığın tüm hediyeleri görerek, tekrar o günlerin geri gelmesini istemen mümkün olacaktır. bu da sadece sana zarar verir. maddi olarak rahatlatır, ancak manevi olarak uzun vadede zarar vereceği aşikar. dolayısıyla hediyeleri geri istemeyip, kesinlikle bu kişiyle irtibatı bir an önce kesmelisin. telefon, mail, ona ait ne varsa hayatından çıkarıp, atmalısın. mümkünse kendi telefon numaranı dahi değiştirebilirsin. hem 28 yaşındasın, yaşayacak daha farklı anların olacak, çok daha iyi ya da kötü deneyimlerin olacak. bunu da hayatın boyunca yaşayabileceğin kötü deneyimlerden biri. bu yaşadıklarının sonucunda, hayata, insanlara, aşka, vefaya ve duygulara karşı bakış açının değişmesi gerekiyor, ki ister istemez değişmiştir bile.

özetle, şu saatten sonra, senin onunla alakalı ne varsa kafandan silip, ne hediye geri alıp ne de başka birşey yapmaman gerekiyor. kendi hayatına odaklan, kendine odaklan, işine odaklan, başka insanlar tanı, ki şüphesiz tanıyacaksın da. önemli olan, kendine olan saygını ve inancını kaybetme. onunla yaşadıkların senin için sadece bir anı olarak kalsın, geçsin gitsin.
  • soso  (14.11.12 17:44:22) 
Mallık, kerizlik, enayilik degil, bunun adi "delusion". Kendi kendine bir ruya tasarliyor ve kendini o ruyaya inandiriyorsun. Bu ruya, aklinin ve mantiginin onune geciyor. Deyim yerindeyse, "kendi kendine beyin yikama" da diyebiliriz buna. Tabii o ruyadan nemalanan taraf da, seni kullaniyor bu arada.

Olaya iyi tarafindan bakalim: Bi daha boyle bir sey yapmazsin. Tecrubelisin artik. Eh, tecrube de bedava elde edilen bir sey degil. Kimi daha az bedel oduyor, kimi daha cok. Su veya bu konuda tecrubeliyim diyen birisi, o tecrubeyi kazanmak icin maddi ve manevi bedeller odemistir. Bedel odemeden tecrube sahibi olunmaz. Kim ki, "Bedel odemeden tecrube sahibi oldum" diyosa, bil ki yalan soyluyordur. "Ancak benim bunca sıkıntımın bir karşılığı olmalı..." demissin ya, iste karsiligi, bu tecruben. Yoksa, hakime gidip "Evlenme vaadiyle beni kandirdi ve elimden su kadar liralik hediye aldi" dersen, ne cevap alirsin bilmiyorum. Hediyeleri geri iste. Isterken, "Cocuklar Gulsun Diye dernegine bagislayacagim" dersin.

"Elinle cicek buyutmek" ifadesi, hala romantizm pesinde oldugunu gosteriyor. Artik aramiza donmelisin.
  • compadrito  (14.11.12 18:09:10 ~ 18:10:04) 
cevaplar arasında gerçekten çok güzel yazanlar var. okuyucu olarak bana bile çok çok faydalı düşünceler. kendi adıma onlara teşekkür ederim.

*******

yaşadıkların yakından tanıdığım (kadın) birinin yaşadıklarına çok benziyor.
kendinin olmadığı halde sevdiğinin olması için çabalamaların, koşturmaların,vs..
o yüzden seni o kadar iyi anlıyorum ki..

sevmişsin..
tam da raif efendi gibi sevmişsin hatta..
ve sahip olduğun her şeyi vermek istemişsin..
"ben"den önce "sen" demişsin..

bundan sonra her karşına çıkana şüpheyle yaklaşacaksın, güvenemeyeceksin ve bahsettiğin kadar çoğu geçtim, normal bir ilişki yürütecek kadar bile sevemeyeceksin. ama, hayatının tecrübesini kazanmış oldun..

maddi olarak kaybettiklerini unut. verilen şeyler geri istenmez. ama ayrılmalarda çok ciddi büyük pahada hediyeler varsa geri verilmemesi de o kişinin ayıbıdır bence (bana sorsan, her şeyi geri veririm).

gerçekten çok düşük seviyeli bir yapıya sahipmiş karşındaki. ve ne yazık ki bu yaptıkları da (kendi çıkarı için senin borçlara girmene göz yumması) onun yanına kalmaz, çıkar aheste aheste.

onu ve onunla ilgili her şeyi hayatından çıkar. temiz bir sayfa aç ve hayatına öyle devam et.

umarım gerçek maria puder'ini bulursun..


çünkü piyasada o kadar çok sahte raif efendi'ler ve maria'lar var ki...



***
bir de söylemeden duramayacağım (ama kimseye karşı kişisel tavrım yok, lütfen yanlış anlaşılmasın); kişinin kendisine bir takım sıfatlar yakıştırmasıyla üçüncü kişilerin de aynı şeyi yapması aynı şey değildir. ayıptır. o kişinin kendisiyle olan bağı/ilişkisi/samimiyeti(ne derseniz artık) ile üçüncü kişiler arasındaki ilişkisi bir mi de o cüreti kendinizde buluyorsunuz anlayamadım. yakışmıyor diyeceğim ama herkes kendisine yakışan şekilde ifade ediyor düşüncelerini tabi..
  • holy diver  (14.11.12 19:12:53) 
öncelikle büyük geçmiş olsun. bu kız, sen hediyelerini geri istesen de sana iade edecek gibi gözükmüyor. bir daha ki ilişkilerinde de böyle pahalı hediyeler almaman ve büyük harcamalar yapmaman senin yararına olacaktır. Ama sen bir sonraki sevgiline ya da bu kız sana geri dönse yine bu kıza aynı harcamaları yapacaksın o ayrı... hayırlı başarılar.


  • pascaldiscoda  (14.11.12 19:32:52) 
böbreğinin gitmediğine şükret, kız insaflıymış.


  • kirkbir  (14.11.12 20:35:08) 
@dirildimde geldim

Bek gözel didin abim de, 17 bin lira borcla, AVM'ye gidip nasil "Tanrim beni bastan yarat!" denebiliyor?
  • compadrito  (14.11.12 21:15:28) 
vay anasını neler var ya. biz de gerçek değildir bu adamlar idare eder durumdakileri kaçırmayalım bari filan diyoruz.

hediyeleri isteme. neye malolmuş olursa olsun sen onları içtenlikle ve mutlu etmiş olmak için aldınsa ki öyle diyorsun, şimdi iş borç ödemeye gelince, kız terkedince dur geri alayım bunları kurtarayım olmaz. seven için, sevilenin sefası da cefası da boynunun borcu. alırken düşünecektin bu iş olmazsa ayrılırsak bana koyar mı bu fotoğraf makinesini almış olmak diyecektin. geçmiş gitmiş artık.

değişme, piç olma. herkes gibi olmak, devrin adamı olmak zorunda değilsin. sadece bir daha ki sefere şunu bil, seni seven kadın, seni öyle bir maddi sıkıntıya sokacak hediyeleri asla kabul etmez. yok ne gerek vardı hayatta olmaz filan diyip de neyse madem bu seferlik alayım vs değil bak, kesinlikle kabul etmez. kendimden biliyorum. sonunda onu mutsuz edecek hiç bir şey beni mutlu etmez çünkü.

bence güzel bi insansın. acı çekmek istemiyorum dersen anlarım ama yine de değişme bence.
  • yassa leyn  (15.11.12 01:00:57) 
böyle bir şeyi kendi senden istemedikçe neden yaptın sana minnet duymasını falan mı istiyosun ya da o bana bakar diyip senden vazgeçmez gibi bi fikirle mi yaptın bunları sevdim yaptım dersin biliyorum ama biraz başka şeyler var gibi hediyelerini geri istemen parasal olarak sana yararsa iste yoksa napıcan daha para harcama yeter kıza kendi borcunu harcını bitir yarın öbürsügün ailen olcak senin de onlara biriktir


  • nunishuris  (15.11.12 11:07:32) 
raif kardeş, enayiliği filan geçtim boşver onu da, ne yap ne et o hediyelerin hepsini çatır çutur al kızdan, senin öyle bir yapın yoksa ben senin için yaparım ama d7000'i ucuza vereceksin bana :d kız vermezse kocasına söyleyeceğini söyle her şeyi odü patlar garanti, belki sen istemiyorsun ama o hediyeleri geri aldığında kendini keriz hissetme katsayın çok düşecek, ayrıca al yani ıphone ne amk ?


  • gates  (15.11.12 21:28:21) 
Özür dileyerek yazıyorum ama ona iş buldum, şu hediyeleri aldım (modeline kadar), şöyle para verdim, tedavisini yaptırdım falan diyorsun da,bunları zaten dediğine göre isteyerek, severek yapmışsın, ne gerek var burada çarşaf çarşaf yazmaya, listeleyip göze sokmaya? Sadece para gücüyle yapılabilecek şeylerden bahsetmiş olman tuhaf bence. Tamam insan çok sevince her şeyi yapar, helal olsun ama dememişsin ki bana öyle bir bakardı ki nefesim kesilirdi ya da saçlarını okşarken sonsuza kadar sürsün isterdim o an. Ne mübarek, ne müthiş adamsın densin mi istiyorsun sana? Bazen bir minik öpücük o nikon d7000 midir nedir ondan daha değerlidir.


  • zuppa  (16.11.12 22:46:46) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.