Her gün en az 5-6 saat uyku. 4-5 fincan kahve içmeme.

Ben Ritalin kullanıyorum böyle zamanlarda ama düzenli olarak değil çok çok ihtiyacım olduğunda. Ve iki gün üst üste kullanmıyorum hiçbir zaman bünye alışmasın diye. Sadece sınav zamanı 4 5 gün kullanmak yetiyor.

5-6 saat uyuyorum neredeyse her gün. Kahve de normalde de içerdim. Bi ara çarpıntı yaptı azalttım ama değişiklik olmadı. Yine de yarın az içmeye çalışıcam.

Ritalin bu Amerika'da hiperaktif çocuklar için kullanılan şeydi dimi? Reçetesiz alabiliyo muyuz Türkiye'de?

Ahah narkotik eğilimli demiş biri. Şeker gibi insanlar var duyuruda yeminle.

Duyuru açan arkadaşım, ilacın ne olduğunu nasıl olduğunu vs sen araştırırsın diye açıklamaya lüzum görmedim, şöyle bir dipnot geçeyim de "narkotik şube" evimden almasın beni :)) İnsanın kafasına göre alabileceği bir ilaç değil bu, yani almaması gereken bir ilaç daha doğrusu, alanlar da var. Zaten psikiyatriste gidip belirttiğin semptomları ona söylemen gerekiyor, ben öyle yapmıştım. Bunun üzerine o da sadece çok ihtiyaç hissettiğimde kullanmamı salık vererek vermişti bu "kırmızı reçeteli" ilacı.

@fayfim , güzel doktor, canım doktor, acaba tahmin konusunda yetenekli olup olmadığınızı başka arenalarda deneseniz? Zira hiçbiri doğru olmamakla birlikte, arkadaşın duyurusunu fazlasıyla kirletiyor.

yok bence tam aksine bir uzman olarak arkadaşı yanlış tavsiyelerden koruduğumu düşünüyorum.

Işıktan dolayı. Fotoğraf iki boyutlu, derinlik yok. Aynada ise daha gerçekçi görüntü olduğunu sanıyorum. Bir de aynada sağ sol yer değişiyor. Dolayısıyla farklı görüyorsun kendini.

ben öyle görmüyorum şahsen.

www.quora.com

soruna cevap değil gerçi ama paylaşayım izninizle; astigmat gözlüklerimi taktıktan sonra ben aynalara da bakamaz oldum. insanların yüzlerini hep pürüzsüz filan sanıyordum oysa.

kendimi güzel görmeyi aştım aynadaki kendime halleniyorum ben ya.

psikolojik bi açıklaması vardı bunun. insan alışkın olduğu şeyi, yabancı bir şeyden daha çok beğenir sever. aynada görüntümüzü ters görüyoruz ve buna alışıyoruz. fotoğrafta normalini görünce alışkın olmadığımız bi görüntü olduğu için hoşumuza gitmiyor.

evrakta sahtecilik, ağır cezada yargılanmayı gerektiren suç diye biliyorum. m e l t e m doğrular veya yanlışlar.

Taahhüt verdiğinin farkında olarak satın almışsın ama oradaki "bi sıkıntıdan" dolayı imza atmadığın için şimdi çamura yatmanın yolunu arıyorsan: çirkeflik yapmış olursun.

İmza taklit etmek suç ama dolandırıcılık da suç. Seni orada tutup, belki de prosedür ile uğraştırmayarak kendileri senin yerine imza attılar diye onlar yanlış, sen de doğru olmuyorsun.

yaptıkları yasal değil ama taahütlüde belli bir indirim alıyorsun sen o indirimli tarifeyi kullanıyorsun iptal ettirmek istediğinde senden aradaki farkı istiyorlar. yasal olarak suçlular asıl yapmaları gereken sen imzalayana kadar normal tarife işletmeli veya modemi hiç açmamaları gerekirdi. ama ahlaki açıda bakarsak bu konuda çamura yatarsanız siz suçlusunuz.

Yahu çamura yatıcam demedim. Zaten şu an kullanıyorum ve iptal etmek gibi niyetim yok. Ama oldu ki iptal etmek istedim. İmzalamadığım bir şey için bana para dayatmaları doğru mudur? evet taahhüt vererek aldım ama olmayan bir sözleşme ile para ödemek istemesem ben mi dolandırıcılık yapmış olurum yoksa imzalamadığım bir şey için benden para çekmek isteyen avea mi dolandırıcı olur?

yasal olarak onlar ama sen de onların iyi niyetini suistimal etmiş olursun o imza olmadan hattı açamıyorlar o yüzden atmışlardır imzayı.

"evet taahhüt vererek aldım"

kime taahhüt verdin açıklar mısın? hem taahhüt imzalamadım diyorsun hem taahhüt verdim diyorsun.

kafam karıştı. cevap yazıyordum sildim, baştan cevaplayacağım duruma göre. sözlü olarak mı taahhüt verdin?

hakim mal değil.

Taahhütlü paket aldığımı biliyorum. Taahhüt sözleşmesini imzalamadığım için evet sözlü bir taahhüt olmuş oldu.. Arkadaşların karşı çıktı nokta zaten bu.. Evet, etik değil ama başkası yerine imza atmakta hiç etik deği. Acelem yoktu bir gün sonra da gidp imza atabilirdim.. Sonuç itibariyle imza atarak verdiğim bir taahhüt yok!

anladım durumu, tamam.

şimdi, sen imza konusunda çok haklısın.

gel gelelim şimdiye kadar taahhüt sayesinde aldığın indirimlere evet demişsin. yani ortada senin taahhütü kabul ettiğini gösteren örtülü irade beyanı dediğimiz durum mevcut.

imza hakikaten sahte ise, sen yanlış hatırlamıyorsan öncelikle tespit davası açtırıp imzanın sözleşmenin diğer sayfalarındaki imza ile aynı elden çıkıp çıkmadığını bilirkişi vasıtasıyla tespit ettirmelisin.

bilirkişi raporu da imzanın sahteliğini doğrulayacaktır. bu durumda ceza davası açma hakkın olacak özel belgede sahtecilik suçuna dayanarak (tck m.207).

şimdi, anlamanı istediğim durum ise şu: sadece atılan imza sahte, ama ortada böyle bir sözleşme gerçekten var, çünkü bugüne kadar taahhüt sayesinde aldığın indirimlere bir itirazın olmamış ve bu şekilde ödemişsin.

taahhüt yönünde kabulün olduğu için (yukarıda anlattığım üzere), yarı oranında cezai indirim olur (tck m.211).

senin şimdiye kadar bu özel indirimli tarifeye ses çıkarmayıp da, hattını iptal ettirmek istediğin için ses çıkarman iyi niyet göstergesi olarak kabul edilmez. kötü niyetli olduğun düşünülerek sana avea'nın avukatları tarafından dava açılabilir.

düşün taşın. şikayetçi olacaksan karakola gidiyorsun.

edit: imla

Öncelikle imzanın olduğu evrakı indir caps al bi kenarda dursun. Müşteri hizmetlerini ara durumu ozah et ve iptalini iste. Bu arada onlar kaydediyor nasılsa siz de acr gibi prg lar ile kaydet görüşmeyi. Eğer hemen işlem yapmak istemiyorsan bunları bir kenarda muhafaza et. Hemen hareket etmek için c.Savcılığına bir dilekçe ile şikayette bulun.eklere de bunları koy. Onlar suçun nitelendirmesini vs yaparlar.

Sağol meltem.. Şu an karakola ya da iptal etmeye gitmeye niyetim yok.. Sadece böyle bir durumu farkettim ve böyle bir isteğim olursa izlemem gereken yolu öğrenmek istedim.. Haklı da olsam bu konuda imzayı atan şahsım da başını yakmış olucaz.. Hattı da kullanıyorum bir sıkıntım da yok.. Ben bu avea'yı arayayım diyim imza mı taklit etmişler yeni sözleşme gönderin bana.. :)

şikayetçi olmayacaksan hiç bulandırma bence ortalığı.

yalnız taahhütün yenilenme şartlarına dikkat et. eğer avea'yı iptal ettirmek istiyorsan birkaç ay önceden bildirmen gerekiyor olabilir.

Avea'nın avukatları hiç bor şekilde dava acamazlar. Evrakta sahtecilik bağımsız bir suçtur. Siz sözle veya başka bir belge ile aynı şartlarda sözleşmeyi yani taahhudu kabul etseniz bile sizin imzanızın taklit edilmesi suçtur. Başka bir evrak yoksa zaten istediğiniz zaman aboneliği veya taahhüdü iptal edebilirsiniz.

avea'nın avukatları, yukarıda dediğim gibi, indirimlerin kabulü şeklinde açığa çıkan örtülü irade beyanıyla sözleşme kurulmuş olduğu için onlar sözleşmenin (yani taahhüdün) geçersiz olmadığı şeklinde dava açabilirler. ceza davasından bağımsız bir davadan bahsediyorum.

ground yukarıdakini ne düşünerek yazdı bilmiyorum.

sonuç olarak: "avea iyi geçinsin benimle" :) yakarım çıralarını..

Meltem ben bu indirimleri örtülü şekilde kabul ettim. Ama sıradan biri olarak bir bayiiye gidip "bana uygun fiyatta bir paket verin" demiş olsaydım ve oradaki çalışan tarafından bu paket bana verilseydi gene böyle düşünür müydün? Farzet ki indirimli olduğunu bilmiyorum ya da oradaki çalışan tarafından bu konu hakkında bana bilgi verilmedi.. Süreç nasıl işlerdi?

ne sorduğunu anlamadım. imza ile ne alakası var bunun? imza var mı yok mu?

tam olarak ne öğrenmek istiyorsan direkt onu sor, kurgu olay yaratmadan. benim için daha basit olur anlamak. :)

"tipik türk". niyet imzamı taklit etmişler, nasıl ederler falan değil. sistemde bir açık bulup ordan çakallıkla minimum emek harcayıp maksimum kazanç elde etmek. bu arkadaşa yardımcı olmak isteyip gerekli imzaları tamamen almadan kendisi taklit eden mal arkadaşı bir kenara bırakıyorum tabi ki.

bu dava avea'ya da değil, orada imzayı atan asgari ücret alan adama patlar. amacınız 3 kuruş para için yüzde yüz haksız olduğunuz halde o adamcağızı hapse sokmaksa beyninizi bu konuda çalıştırmaya devam edebilirsiniz.

Avea'nın avukatları sana dava açar dedin ya.. Ona istinaden sordum. İmza davasından bağımsız olan dava için konuşuyorum.. Sonuçta indirimli paket aldığımı bilmek durumunda değilim.. Sadece hat sözleşmesi imzalayıp çıkmışım dükkandan.. Böyle bir dava açmaları için tutunacakları dal yok diye düşünüyorum..

cezaların şahsiliği ilkesi gereğince davanın zaten suçu işleyen adama patlaması gerekiyor. avea'nın suçu değil, çalışanın suçu. sahte imza atmayıversin.

sözleşmede neyin ne olduğu, indirimler, haklar, tarifeler, paketler, her bir şey tek tek yazıyor daha sonra "ben bilmiyordum" durumu olmasın diye. imzalanan her belgenin okunduğu kabul edilir. o yüzden de okumadan imza atmayın.

@fayfim sen çok yanlış gelmişssin kardeş.. Kazanç elde etmek isteyen yok. İmzamı nasıl taklit ederler diye bir sorunum yok çünkü etmişler bir kere.. Artı orada çalışan garibana patlayacağını yazmışım. Üçüncü olarak iptal etmek istesem sadece taahhüt iptal bedelini ödemek zorunda kalmamam için nasıl bir yol izleyeceğimi sordum.. Ben ortada maksimum kazanç göremiyorum..

Evet hat sözleşmesini okuyup imzaladım. Ama olmayan taahhüt sözleşmesini okumam mümkün olmadı.. :) neyse şimdiden sıkıldık bu konudan, tipik türk olarak kim uğraşacak şimdi mahkeme şu bu diyorum ve konuyu kapıyorum.. :)

Tüketici kanunu açık ve net sözleşmeyi şart kılar. Hatta sadece sözleşme değil belirli puntolarin altinda sözleşmeyi dahi geçersiz sayıyor. Normal sözleşmeler ile tüketici hukuku sözleşmeleri arasında büyük fark vardır. Yani hic bir şekilde zımni kabul vs gibi yoruma açık bir kapı bırakılamaz.

ground, genel geçer hukuk kuralları tüketici hukuku ile bağdaşmıyor mu yani? bunu mu diyorsun? tüketici hukuku borçlar kanununun üzerinde bir şey mi sana göre?

yargıtay kararı göster, ikna olacağım.

neye dayanarak yazıyorsun bu yazdıklarını? kanun maddesi vb. bir şey belirt.

Borclar kanunu genel hukumleri genel hukuktur. Tüketici hukuku ya da tuketiciyi koruma kanunu özel hukuktur. Veya tuketiciyi koruma kanunu B.K. dan sonra yayımlanması dahi tkk nın uygulanmasını gerektirir. Kaldı ki bunun için kanun maddesi gosteremem çünkü bu kanun değil hukukun genel ilkeleridir.

biraz sidik yarışına dönse de olay en nihayetinde bilimsel bir tartışma olduğundan şimdiden özür diliyorum. neyse cepten bulabildiğim kadarı ile;

****alıntıdır*******
Özel Kural İlkesi
Hukuk kuralları, yapıldıkları zamanın özellikleri ve yapılış amaçları açısından belli tür ilişkilerin tümünü kapsar tarzda çıkarılabilir. Bunun yanında duyulan ihtiyaç nedeniyle söz konusu ilişkilerin bazı biçimlerine yönelik ayrı ve farklı hükümler içeren düzenlemeler yapıldığına da sıklıkla rastlanır. Eğer bu hukuk kuralları normlar hiyerarşisinde aynı düzeyde yer alıyor iseler aralarında genel özellik ilişkisi vardır. Söz gelimi Borçlar Kanunu, satım sözleşmesiyle pek çok hüküm içerir. Bu hükümler, satım sözleşmesi sayılan bütün ilişkilere uygulanabilir niteliktedir. Bununla birlikte Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, bazı satım sözleşmelerine uygulanan farklı hükümler içermektedir. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un kapsamına giren bir olayda uyuşmazlık çıktığı ve mahkemeye taşındığı durumda, hakim, geçerli ancak farklı hükümler içeren iki ayrı kanundan birini uygulamak durumundadır. İşte özel kural ilkesi, böyle bir durumda daha özel hükümler içeren kanunun uygulanması gerektiğini belirtir. Dolayısıyla hakim, örneğimizdeki olayda Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un hükümlerini uygulamak durumundadır.
Kısaca ifade edecek olursak özel kanun ilkesine göre, aynı düzeyde ve aralarında genel özellik ilişkisi bulunan iki hukuk kuralı çatışığında uygulanacak kural, daha özel düzenlemeler içeren kuraldır.

www.acikogretimadalet.com
*****alıntıdır*****
mobilden yargıtay kararı bulamadım ama yarın mevzuat programından ekleyebilirim.

ground, ben bunu istemedim ki. tüketici kanununda hangi maddede yazıyor yukarıda verdiğin bilgi, onu istedim. bir de varsa yargıtay kararı istedim.

önce maddeyi göster, ondan sonra genel kanun-özel kanun tartışması yaparız. nerede yazıyor tüketici kanununda verilen hizmeti alıp, indirimlerden faydalanıp, sonra "ben böyle bir sözleşme imzalamadım demek serbesttir, zımni irade yoktur" diye?

sidik yarışı diye çirkin bir tabir kullanmana lüzum yoktu. burada amaç doğru bilgi vermek. ben verdiğim bilgiden şüphe duymuyorum. sen benim verdiğim bilginin doğru olmadığını savunuyorsan, savını desteklemek için ilgili kanun maddelerine atıfta bulunman gerekiyor. yanlış biliyorsam ben de öğrenmiş olurum, yanlışımı düzeltirim.

bir de tutup birincil kaynak olan kanun yerine, açık öğretimin websitesinden alıntı yapman doğrusu bana tuhaf geldi. anayasa'da yazıyor zaten özel kanun genel kanun ihtilafı halinde ne yapılacağı. ben ondan bahsetmiyorum. sözleşme kurulurken irade uyuşması aranır. hizmetten faydalanıp, hizmetin bedelini ödeyip sonra da ben böyle bir sözleşme yapmadım diyebilme serbestliği tk'da nerede var?

lütfen direkt olarak tk'ya atıf yaparak bana özel-genel kanun arasındaki ihtilafı göster.

Öncelikle zımni kabul, iyiniyet kötüniyet vs ile ilgili;

T.C. YARGITAY
13.Hukuk Dairesi
Esas: 1999/1427
Karar: 1999/2217
Karar Tarihi: 05.04.1999
ÖZET: Davacılar, davalı ile, devre tatil sözleşmesi yaptıklarını, sözleşmeden caydıklarını öne sürerek, sözleşmenin iptaline, 1370 doların ve ödenmeyen 16 adet senedin iadesine karar verilmesini istemişlerdir. Davacıların 21 adet senetten 5 tanesini ödemiş olmaları ve sözleşmeden cayma tarihine kadar uzunca bir sürenin geçmiş olması, davacıların sözleşmeyi benimsedikleri anlamına gelmeyeceği gibi, sözleşmeyi geçerli hale de getirmez. Olayda MK' un 2. maddesinin uygulanmasını gerektiren koşullar da yoktur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddedilmesi bozma nedenidir.

Tüketici kanununda nerede yazıyor ile ilgili;

T.C. YARGITAY

13.Hukuk Dairesi
Esas: 1999/1427
Karar: 1999/2217
Karar Tarihi: 05.04.1999


DEVRE TATİL SÖZLEŞMESİ - SÖZLEŞMEDEN CAYMA VE İPTALİ - SENETLERİN İADESİNE KARAR VERİLMESİNİN İSTEMİ

ÖZET: Davacılar, davalı ile, devre tatil sözleşmesi yaptıklarını, sözleşmeden caydıklarını öne sürerek, sözleşmenin iptaline, 1370 doların ve ödenmeyen 16 adet senedin iadesine karar verilmesini istemişlerdir. Davacıların 21 adet senetten 5 tanesini ödemiş olmaları ve sözleşmeden cayma tarihine kadar uzunca bir sürenin geçmiş olması, davacıların sözleşmeyi benimsedikleri anlamına gelmeyeceği gibi, sözleşmeyi geçerli hale de getirmez. Olayda MK' un 2. maddesinin uygulanmasını gerektiren koşullar da yoktur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddedilmesi bozma nedenidir.

(4077 S. K. m. 8, 9) gerçi bu kanun değişerek 6502 nolu kanun olarak değişse de özü değişmemiş ve ilgili yargıtay kararının tersine bir durum yoktur.

Son olarak kanun maddesi göstermememi eleştirmişsin ama burada konu zaten kanun değil kanunların birbiri ile uyumsuzluğu ya da hukuki tabirle özel kural ilkesidir. Bu da kanunda yazmaz genel hukuk ilkesidir. Yoksa gidip google amcaya sorararak herkes hukukçu olabilirdi. Burada yorum yapmamız gerekiyor ve yorumu kanunu birebir okuyarak yapamayız. Konumuz kanun metnininin dışında bir konudur. Mesela “kanunu bilmemek mazeret sayılmaz” ilkesi. Bu ilkeyi desteklemek için bir kanun maddesi gösterebilir misiniz? Hayır hiç bir kanunda yazmamasına rağmen hukukta hemen her yerde uygulanan bir “genel ilke”dir. Siz genel genel ilke için kanun maddesi istiyorsunuz ve bu fakülte lisanı ile “fahiş yanlış”tır.
Sidik yarışı konusu hakaret anlamında değildir. Bu platformda eskiden beri (6-7 yıldır) daha çok hukukçu vardı ve bir konuda farklı farklı tartışmalar daha önce de yaşadım. Genelde ben yanılmışsam veya tersi durumda; hemen bir smiley eşliğinde hatadan geri dönülür ve bu duyuruyu okuyan hukukçu olmayan kişilere de bu durum bildirilirdi. Şimdi bu konuyu uzatmadan ben son olarak şunu söylemek istiyorum. Soruya konu durumda taahhüt fiilen olsa da hukuken yoktur (veya ispat edilelemez). Yani arkadaşımız sözleşmeden süre şartına bağlı kalmaksızın cayabilir. Önceki indirimleri de geri alınamaz. Haa bu etik midir değildir. Doğru mudur değildir. Ama konumuz bu mudur değildir.

ground,bu kararların bu olaya uygulanabilirliği yok. ikna olmadım, üzgünüm.

kaldı ki 99 tarihli bunlar. sen de bilirsin ki kanunlar değişti.

kanunu bilmemenin mazeret sayılmayacağının hiçbir kanunda açıkça yazmadığı bilgisi de yanlış. tck'da açık hüküm var.

sonuç olarak görüşayrılığımız var diyelim ve anlaşamayacağımız konusunda anlaşalım bence. kaldı ki ben de iyi niyet kaidelerine göre yorum yaparak sözleşmenin geçerli olduğunu söyledim.

teşekkür ederim araştırdığın için.

Meltem kusura bakma ama sana bir tek laf söyleyeceğim ohaaa çüşşşşş. Modası geçmiş Yargıtay kararı için özür dilerim. Konfüçyüs un bir sözü var; sana ehliyet veren bakkalın ta .... .... 10 yıllık 42 yaşındaki avukata artık boş boş konuşma. Sonucuna şimdiden katlaniyorum. Özet; Bisiktirgitçaykoy.
Edit : gözümüze felan girebilir.

ground, tüh ya, keşke baştan söyleseydin 10 yıllık 42 yaşında avukat olduğunu...

32 yaşında avukat olup, 42 yaşına kadar ölmemeyi başarabildiğine göre verdiğin bilgiler muhakkak doğrudur.

42 yaşıma gelip 20 yıllık avukat olana kadar (ayıptır söylemesi 23 yaşımda avukat oldum) susayım ben.

Sen kazandın pes.

Keçiören Sanatoryum Hastanesi Uyku bozuklukları Merkezine gitmelisiniz. Uyku ölçüm testi için 1 yıla filan gün veriyorlar ama haberiniz olsun (Daha yakın tarihli gün verecek yer yok sanırsam ankarada). Onun dışında KBB / göğüs polikliniklerine (üniversite hastaneleri) gidip doktorlardan bilgi / yardım alabilirsiniz.

@duyulmasi gerektigi kadar görünürde bişey yok, sorduğum Ankarada hanfgi hastaneye hangi bölüme gitmem gerektiği ile ilgiliydi. aynı süreçten geçmiş birileri varsa diye..

kbb'ye gidin.

görünürde bir şey olmaması apne olmadığı anlamına gelmez. apnenin farklı sebepleri olabilir. ilk önce bir kbb uzmanına gidin. burnunuzu kontrol etsin. eğer burun operasyonu sonrasında geçer derse hiç uyku testine girmenize gerek kalmadan 15-20 dklık bir ameliyat ile sağlığınıza kavuşabilirsiniz. aksi takdirde uyku testine girersiniz ve diğer olası sebepleri araştırırlar.

eksisozluk.com bundan başla.

Cak abi kolay cakilirsa da al tabloyu evden tasin:))

Ustunde siva kismi var zaten cak gitsin oraya bisey olmaz.

illa çivi olsun diyorsan beton çivisi alacaksın. öbürleri vurdun mu eğilir.

çak da depremde o da sana çaksın

kolona dokunulmaz. hiçbir ayna veya tablo canınızdan önemli değil.

çivi çakmak yerine iki tarafı da yapışkanlı silikonumsu yapışkanlar var. onlardan kullanabilirsiniz.

o civi o kolona girmez zaten. atar kendisini.

normal çiviler pek kolay çakılmıyor abi, tolgan'ın dediği gibi beton çivisi alman lazım. Diğerleri eğiliyor ve duvarın boyasını mahvediyorsun.

yahu adam kolonu kesip odayı genişletmeyecek. çivi abi çivi diyor. çivi ile kolona ne olacak allahaşkına? zaten çivi dediğin sıvayı geçip taşıyıcı kısma ulaşmaz bile. tut ki ulaştı, normalde sağlam olan kolon, çivi çakıldı diye mi depremde çökecek, sıçayım öyle kolona affedersiniz, aslında dayanıklı iken çiviyle büyün dayanıklılığı gidecekse rahat rahat oturmayayım ben bu tavanın altında. eskaza masa falan taşırken çarparım falan gürzzz diye yıkılıverir.

fayfim kardiyolog. onun uzmanlığı ile cevap vereyim. göğsüne dövme yaptıran adamın, dövme iğnesinin batması ile kalbi ne kadar zedelenirse kolon da o kadar zedelenir.

@kibritsuyu "Sakın 1 Çiviyi Küçümseme. Bir Çivi Bir Nalı, Nal Bir Atı, At Bir Komutanı, Bir Komutan Orduyu, Bir Ordu Koca Bir Ülkeyi Kurtarır" ahhahhaa kolona çivi çakmak çok zordur diye seetim ama aynen bi zarar vermez binaya da.

Diyarbakır'da bina altına market açabilmek için kolonları kesmişlerdi. Çok iyi hatırlarım. 8 katlı binaydı. 2006'da olmuştu bu. Haberlere falan da bina çökmesi olayı çıkmadı Diyarbakır'dan. Demek ki neymiş? Bir binayı ayakta tutan kolonlarındaki güç değil, tuğlalarında var olan asil ruhmuş.

tecrübe deniyor. yani ilk defa kadavra gördüğünde çok hekim adayı bayılıp, kusmuştur ama artık işin ehli olduktan sonra seni beni üç kere söküp takarlar.

korkuyoruz. ama düşünmemeye çalışıyoruz. bir kadın doğum doktorunun tek bir çocuğun hatayla ölümüne neden olması demek 3-4 milyonluk dava demek. yani bu da hayatının sona ermesi anlamına geliyor. yapılacak iş değil aslında gerçekten. alınan riske oranla alınan maaş çok çok çok düşük. amerikada da bu davalar açılıyor ama ortalama bir hekim aylık 20-30 bin dolara varan rakamlarda maaş alıyor. hekimlerin maaşını artırmadan bu tip milyonluk davalar açılmaya devam edilirse cerrah bulamayacaksınız ülkede. nitekim kadın doğum her tus sınavında daha da gerilere düşüyor. insanlar cerrah olmuyor.

anksiyete, panik atak olabilir. her insan korkar ama bazı insanlar abartılı boyutlarda korkar o zaman psikiyatrik yardım gerekebilir.

Fayfim dedigin yalniz du kapiya cikiyor... daha cok kazanalim ki hata yapmaktan korkmayalim?? Cezasi neyse odeyelim hatamizi da yapalim

insanız. herkes hata yapar. her işin de belli bir riski var. hata yapmaktan korkalım ama hatamız bütün hayatımıza mal olmasın. benim 4 milyonum yok. olan doktor da tanımıyorum.

korkutmak gibi olmasın ama, acil servise gidebilirseniz onlar bi baksınlar. kalple ilgili bir şey olabilir sanki.

nefes darlığı?

hayir yok

nefes darlığı olmadıkça çok dert etmeyin. kas ağrısı falan filansa önemli bişey değildir kas yırtığı bile olsa yapacak çok bir şey yok. ama allah korusun pnömotoraks falan da olabilirdi lakin nefes darlığı yoksa çok düşük ihtimal.

damar damar üstüne binmiştir, hafiften ovdurcan onu, sabaha bir şeyin kalmaz, bakmayın alternatif tıp çok ilerledi.

not: evde denemeyiniz.

sağolun arkadaşlar, cumartesiden bu yana geçmediği için biraz panik oldum sanırım. geçmediği gibi sürekli artıyor meret. dün gece gazi tıpa acile gittim EKG ve röntgen çektiler ve kas ağrısı olduğuna kanaat getirdiler. kas gevşetici iğne yaptılar gece iyiydi ama şu an yine dayanılmaz durumda. çekeceğiz gibi görünüyor napalım :) ayakta gezinirken azalıyor gibi.

@orta sahanın rakip yarı alana bakan dilimi

hocam yumurtanın sarısıyla beyazını ayırıp sırtıma bile sürmedim ama hala geçmiyor :)

platform ps4 ise birkaç güne katılma ihtimalim var :)

bi köşede dursun bir iki haftaya belki ben de gelrim

3 benim ama ben de şunu merak ediyordum, 3 ve 4'ün serverlari farklı mı oluyor? Bana xbox ile bile farklı olması mantıklı gelmiyor ama ticari kaygıdan dolayı onu anlıyorum.. 3 ve 4'te de mi ayrılık var yani?

PC ye çıksın gelirim. :)

oluyor bağzı hatunlarda, ph mh felan heralde o.

çok mu canın sıkılıyo yavrum senin?

cevap: normal. anormal bişey olsa(mantar filam) 'normal mi?' demeyeceğin kadar kötü olurdu.

aha duyuruyu gırdın.

sağlığına dikkat eden biri olduğum için, özellikle cinsel sağlığıma dikkat ederim bu arada, insan korkuyor azizim. her çeşit insan var. eydis midir nedir? hayır madem böyle bir şey var, ne olduğunu bil.. dimi ama. o da bilmiyo.. kakk kaakk kaak dedim hemen doktora gidiyoruz.. maskülen biri olduğum için böyle bir konuyu pas geçemezdim :))

ne yani sormayalım mı? bu sitenin amacı insanlara yardımcı olmak değil mi?

müdüründen hoşlanıyor.

dürbünden hoşlanıyor.

arkidişer soru anlaşılmadı galiba.. vajinadan beyaz bir sıvı geldi.. bu sıvı neden gelir? manası nedir? hastalık mı ustalık mı?

mantar muhtemelen.

Hastalık değil. Fazla ayrıntı vermicem sana. Sözde hatun kaldırgacıydın bu kadar genel bir şeyi bile bilmiyosun asfsd

hep böyle soracaksan sor tabi ama bağyanlar hakkında tespit şeyapan sorular sorma e mi? tüm feminikleri toplarım buraya bak.

kadınlarda beyaz sıvı orgazm sırasında değil kayganlaşırken gelir. her kişide gelmez. gelende de her zaman gelmez. adet öncesi daha kıvamlı olur mesela. yediği yemek, susuz kalmak, kullandığı ilaç da etkiler kıvamını, kokusunu, rengini. normal yani.

(bkz: creampie)

dikkat edebildin mi, bacağına batan bir şey var mıydı?

@razvan, creampie o değil.
sorunun yanıtı da, müdüründen hoşlanıyor + seksen9'un yazdıkları işte.

Bu sıvı içerideki kayganlaştırıcı sıvı çok birikmişse gelir. Bu da demektir ki ya seni bilmemkaç saatten beri istiyor ya da o an hormonları coştu. Çok normal bir durum.

amsuyu

Hatun çok zevk almış.müdür falan da dediğine göre beyazı vermiş.
Sonuç olarak bu hatun müdür olmak istiyor.

çişten sonra o organdan en çok gelen sıvıyı sen daha yeni görüp ne olduğunu bilmiyorsan sanırım ilk ilişkini, bakirliğine veda ettiğin geceyi anlattın bize, saol paylaşım için.

abov şaka bir yana aklıma geldi bir anda, dank etti.

nip/ tuck izleyenler bilir. çok ayrıntı vermeden bahsedeyim; dizide bir herif bu bizim doktorlara kendini kadına döndürtürtüyordu ancak sadece yüz ve göğüs estetiği yaptırıp kestirmekle kalmıyordu. üstüne birde delik açtırtıyordu. yani bir çeşit yapay vajina oluşturtuyordu. izleyeli çok aldu ama hani onunla farketmeden ilişkiye girenler vardı.

eğer öyle zahmetli bir operasyon geçirdiyse; senin ki hormonları almayı unutup, fazla uyarılmadan boşalmış olabilir abimiz.

not: hormon işini salladım biraz. hani spermin gelmesi önlenebilir mi, önlüyorlar mı ya da napılıyor çok bilmiyorum ancak o çerçevede türet işte.

@fayfim+1 mantar bence de.

(bkz: geçen yine sevişiyoruz)

istersen elektro ile de başlarsın öyle bir şey yok. hangisi hoşuna gidiyorsa onu al. kurs alarak 3-4 ay sonra aşağı yukarı bütün parçaları kötü de olsa çalabiliyor konuma gelirsin. o yüzden kurs şart. bulunduğun ildeki olanakları araştıracaksın.

türkiyede olsam benim eski gitarı verebilirdim sana aslında. ama kardeşim başında ben yokken hayatta sattırmaz :D

abi aslında elektro da hoşuma gitmiyo. yani gitmiyo değil de... eskisi gibi metal-rock dinlemiyorum. e dinlediğim müziği yapmaya kalksam, elektronik müzik, kursu kaçırdım bi dahaki de teee seneye. beklemek istemiyorum o kadar.

aslında bası çok isterim ama onda da tek başına yapabileceklerin kısıtlıdır sanki. bayılıyorum ben basa. şarkılarda şarkının kendisinden çok bas altyapısını dinlemeye gayret ederim mesela, en boktan şarkıda bile o arkadan giden bas acayip hoşuma gider. ama ben bas çalarsam arkasından gidilecek şarkı olmayacak işte sorun o. kararsız kaldım.

neyse ya elektro çalışayım. SERT ALMAN RİFF'İ atarım bol bol.

150-200 biraz zor da 300-400'e ikinci el bir gitar bak bence. tabi bilen biriyle yap bunu. ilk gitar malum çok hırpalıyorlar hele hele tremolo kolu filan olunca bayağı ırzına geçiyorlar gitarların ama dolaresin 2 küsür olmasından mütevellit türkiye'de gitar fiyatları uçmuş durumda. o yüzden önceliğin temiz ikinci el olsun. ilk ibanez grg 170 dx geliyor aklıma. normalde f/p oranı iyi ama sıfırı olmuş 700 lira. e yuh yani.

çok metalik çalmam dersen squier var. fender'in yandan yemeye çalışan beginner markası. çok metalika sound olayı da mantıklı değil aslında. 300 liralık iki gitar da sana istediğin soundu veremeyecek. zaten sen de çalmayı bilmediğinden o iş hepten yaş. o yüzden öğrenme aşamasında klavye rahatlığına filan biraz daha fazla önem vermeye çalış. squier'in strat'ı var 400'e.

cort'un x-2'si var aynı paraya ama ben çok sevmiyorum. x-6'dan aşağı cort ve grg170'den aşağı ibanez çok mantıklı gelmiyor bana.

ltd'lerin ikinci ellerine bakabilirsin. esp'nin çakması olup taş fırın kalıbında light erkek soundu verirler. çok tatlıdır ama sesleri. klavyeleri de kötü değil.

istanbul'da neredeyse herkes 50 lira fiyat çekiyor ders başına, mahalle arası kurslara gitmen gerek ucuzu için.

üçüncü soru direk çöp.

çıkıyorum şimdi acelem var. aklındakileri sor. bi de amfi meselesine girmemişsin. dikkatlerden kaçmadı.

öptüm bays

hoşuna gitmeyen enstrümanı niye çalmak istiyon lan? git hoşuna gideni öğren. çok ciddi emek vermeden gitar çalmayı öğrenemezsin. senin yapacağın belli bence. gideceksin 50-60 liralık kıytırık bi gitar alıp önce bir kendini deneyeceksin. bakalım yeterli hevesin, azmin var mı diye. varsa yine konuşalım :D

bence önce karar ver yoksa kesin yarım bırakırsın hatta doğru düzgün başlamazsın bile. ucuz klasik gitarla bi dene olayına kesinlikle ama kesinlikle katılmıyorum çok farklı bir alet o ve büyük ihtimalle hiç zevk vermez bana vermiyor mesela. bas gitar konusunda da normal çalışmanın yanında ben açıyorum bir şarkı baslarına eşlik ediyorum falan. elektro gitar için squier'ler iyi bence fiyat performans açısından ama bir sürü zebil gibi insan gitar alıp neredeyse hiç elini sürmeden satıyor sahibinden'de oradan aynı paraya tertemiz çok daha iyi bir gitar almanı tavsiye ederim sıfır almak yerine. ilk başlangıç için ders almadan çok zor bence. çünkü bir şeyi yanlış yapmaya alıştın mı ya da yanlış öğrendin mi sonra o alışkanlığı geri döndürmesi çok daha zor en baştan doğrusunu öğrenmen çok daha iyi olur üstelik ilk başlangıçların kendi kendine çok verimsiz ve yavaş ilerleyeceği de bir gerçek. öyle işte bence bi akustik gitar al.

edit: ilk dersler için de gidip saatine 50-60 bayılmana gerek yok konservatuar öğrencilerinden alacağın dersle profesyonel olarak bu işten para kazananlardan alacağın ders arasında pek bir fark olacağını bile sanmıyorum. tabii başlangıç için.

@prolaiter doğru söylüyorsun da sence şimdi bu adama 500 liralık gitar aldırsak, 3 gün çalıp 2 ay kursa gidip bir kenara bıraksa daha mı güzel olur? bahsettiğin gitarı alıp hiç elini sürmeden satmaya çalışanlardan biri de pescador mu olsun? adama burda satılık gitar başlıkları mı açtıralım :))

1) metal müzik dediğin için söylüyorum, humbuckerlı herhangi bir gitar olur. mümkünse 2. el araştır, ama sadece çok temiz bulursan ve satan kişi güvenilir biri ise al. gitar piyasasında önüne gelen birbirini öpmeye çalışıyor çünkü nedense. 2. el için sahibinden.com, turkrock.com, garaj.org gibi yerlere bakabilirsin. içeriğini falan önerdiğimden değil ama gitar konusunda en geniş ilan panoları bu sitelerde yine.

2. eli özellikle önermemin sebebi bu aralıkta fiyatların cidden düşmesi. üste kalan parayla ufak bir amfi, pedal falan ayarlarsın. ayrıca olur da vazgeçersen aynı fiyata elden çıkarma ihtimalin var. fiyat arttığı için daha fazla marka-model bulabilme şansın var. eğer 0 alacağım dersen cort ve ibanez'in başlangıç modellerini önerebilirim.

2) artık herkes ucuz-pahalı gitar dersi veriyor valla. tabi bu güzel bir şey değil. nota bilmeyen arkadaşım çocuklara gitar kursu veriyordu bir ara. sadece hocayla olmayacaktır zaten çoğunlukla kendi başına çalarak öğreneceksin ama kötü hoca da gitardan soğutuyor gerçekten. tabla ite kaka çalmazsın, ama nota öğrenirsen de fena olmaz. youtube'da teori açısından çok iyi dersler var, bunun dışında tonla gitar metodu var. -birkaç tane önerebilirim bunlardan da- benim tavsiyem genel olarak onları takip etmen olur.

bu demek değil ki hocalar kötüdür, hocayla bir şey öğrenilmez. biraz araştırıp ilk derslerini kesinlikle iyi bir hocadan alman senin yararına olur. giriş, tutuş vs. kısımlarından bahsediyorum temeli sağlam tutmak açısından. bu tarz hataları sonradan düzeltmek çok zor oluyor zira. iyi bir hoca bulursan da onunla devam et kesinlikle. dediğim gibi çok fazla bulunmuyorlar artık.

3) gitar çalmaya klasikten başlanmaz. kaldı mı ya hala ''önce klasikle başla sonra elektroya geçersin''ciler? görüş falan değil o bildiğin uydurma. klasik gitar ve elektro gitar iki ayrı enstrüman. hangisini istersen onu öğren.

yorumları şimdi okudum, bas gitarla yapabileceklerin hiç kısıtlı değil. özellikle de elektronik müzik yapmak istiyorum diyorsun. bas gibi bir altyapı enstrümanını çalışıp ardından elektronik müzik için bahsettiğin kursa gidebilirsin.

çünkü çok güzel. almanca konuşurken aldığım zevki başka dilden alamam :)

Almanca öğreneceğine ispanyolca, çinçe falan öğrenebilirsin bence. Çok işe yaramaz gibi geliyor çünkü zaten dediğin gibi herkes ingilizce konuşuyor.

Weil es ein Privileg ist.

bak mesela almanca bilmiyorum ama üstteki yorumu çözdüm. "çünkü bu bir zorunluluk" demek istedi sanırım. :)

AB içerisinde en yüksek bilinen ana dil desem, böylece Avrupa'da gezen tozan birisiysen daha fazla bu dile sahip insanla iletişim kurabilme imkanı desem ne derece mantıklı olur bilemedim. bana kalırsa Hermann Hesse'yi ana dilinde okuyabilmek ya da Dornenreich gibi aşmış grupların şarkı sözlerini algılayabilmek olurdu.

Kapsama alanında bi rusça değil. Hatta Ermenice bile öğrensen dünyanın her yerinde konuşacak birini bulursun, adamlar her yerdeler.
Privilıc ayrıcalık demek bi de, almancada da böyle mi?

nasil butun almanya ingilizce konusuyor? almanlar kendi dillerini kullanma konusunda gayet tutucudur.

-almanya avusturya da master doktora filan yapacaksan
- birleşmiş milletler yada avrupa birliği alanında iş bulmak istiyorsan ikinci dil olarak almancayı kendine yakın hissediyorsan filan (hani lisede-üniv de seçmeli ders almışındır kolay öğreneceğini düşünüyorsundur filan filan)
-sevdiğinin anadili filansa
-oraya göçeceksen
bunun dışında bi neden göremiyorum.

iş bulabilmen için b2 seviyesi şart gibi bir şey. göçmenlik düşünüyorsan da öğrenmen lazım.
bunun dışında kültürel anlamda güzel ama fransızcayı tercih ederdim.

Almanca bana zor gelmiyor. Aynı dil ailesine ait olduğundan gramatik açıdan çok benzeşiyor. Tabii ki her dil herkese farklı gelebilir. Alman edebiyatını seviyorsan sıkılmadan kitap okuyabilirsin. Mesela ben Fransız edebiyatının ağdasından hiç hoşlanmam. Alman ekolü daha çok hoşuma gidiyor. Türkiye'de en çok yatırımı olan ülke sanırım. (AB ülkelerinden) Para onlarda anlayacağın. Olumlu yönleri bunlar olabilir.

Bütün Almanya'nın İngilizce konuşması senin için özel bir anlam ifade ediyor mu ki? Yani Almanya'da mı yaşamak istiyorsun? Yoksa turist olaraksa İngilizce konuşanı tüm dünyada buluyorsun sonuçta.

Cünkü almanya G-8 ülkesi, avrupa birligini tasiyan bir ülke, türkiyede de en cok alman sirketlerinin yatirimi var, iki ülke arasinda ticaret cok yüksek. Almanca sadece almanya, avusturya, isvicrede degil, cografi olarak türkiyeye yakin dogu avrupa ülkelerindede cok tercih edilen bir dil, özellikle cek cumhuriyeti, macaristan, polonya gibi ülkeler.

Ispanyolaca dünyada en cok konusulan dillerden biri ama türkiyeile ispanya arasinda ticari faaliyetler almanya kadar yüksek degil.

Dezavantaja gelince türkiyede ve almanyada her iki dili türkce-almanca bilen cok insan var o nedenle bu konuda is gücü bakimindan cok arz var.

almanyada calisiyorum herkes ingilizce biliyor ama ingilizce konusmuyor. eger turist isen konusur, ama is yapiyorsan ve almanyada yerlesik isen almanca konusmak icin gayret göstermeni isteyeceklerdir.

Almanya'da yasamak istiyorsan ya da okumak, ogrenmek zorunda degilsin, cunku derslerin yuzde doksan doksani almanci yapilir, cok net.

Onun disinda muhendislik okuyorsan ve ileride buradan cok iyi bi is teklifi alma ihtimalin olabilir, bunu geri cevirecek insan yok herhalde. Onun disinda, "hayat almanca ogrenmek icin cok kisa" kanka, ogrenme tabi. almanlarin ingilizceleri baya iyidir.

Not: dogma buyume almanciyim. ^^

çünkü çok güzel. yani ben çok sevdiğim için mi bilmiyorum ama bana çok güzel geliyor:) ilk yabancı dilim almanca onunda etkisi var. ayrıca tüm almanya ingilizce falan konuşmuyor. bu kanıya nereden vardınız bilmiyorum ama çok çok yanlış. almancayı ciddi anlamda bilen bir insanın başka bir dili öğrenmede zorluk yaşamayacağını da düşünüyorum avantajlı bence.

kitap okumak için almanca öğrenmek istiyorum yae, ben bla blayı ana dilinde okumak için almanca öğrendim yae falan diyenler bi siktirsin gitsin. yaklaşık 2 senedir almanca öğrenmeye çalışıyorum, 15 aydır almanyada yaşıyorum, cin ali kitabını getir önüme koy, okurken uyuz olurum, yarım saatte bir sayfa gidemem.

kolay değil o işler öyle. amk almancası. almanya'da yaşama hayali yoksa hiç boşuna öğrenme hiçbir işine yaramaz.

he canım. bizzat bu yoldan geçmiş, tabiri caizse almanca öğrenmek için kıçını yırtmış benim cevabım objektif değil, sizinki objektif. mesele goethe'nin sınavına girmekse b2 sertifikam var, şuanda sınavına girsem c1'i çok rahat alırım. a1 falan kazığın ucu sadece. gittikçe kalınlaşıyor. ben de ilk başladığımda aa ne güzel kolay dilmiş, fazla zaman yok falan diyordum. öyle olmuyor malesef. öyle bir dil değil almanca. sadece kendi fikrim de değil bu. çevremdeki bütün almanca öğrenmeye çalışan ve belli bir seviyeyi aşmış herkesin ortak kanısı.

he, istisna olarak nedir? almancayı öğrenmeye göreceli olarak erken yaşta başlarsınız, o zaman belki daha kolay öğrenme şansı olur. ama benim gibi 25 yaşından sonra sıfırdan almanca öğrenmeye kalktığınız zaman c1 sınavını veriyorsunuz ama televizyonu açınca çoğunu anlayamıyorsunuz.

şöyle bir düşünüyorum, yarın türkiyeye dönsem ne işime yarar bu dil? mesleğim olmasaydı hiç bir işime. çünkü türkiyede binlerce almancı yaşıyor ve ben 10 sene de almanca kursu görsem burda doğup büyüyen bir gurbetçi kadar almanca öğrenemeyeceğim.

fayfim + 1

Almanya'da, İsviçre'de, Avusturya'da iş bulup çalışmayacaksanız ya da Türkiye'de sırf Almanca bildiğiniz için sizi tercih edecek bir Alman firmasında işe girmeyecekseniz, Almancaya yapacağınız, para, emek, zaman yatırımını İngilizceye yapın. Çok daha kârlı olursunuz. Dünyanın öbür ucunda karşılaştığım Yunanla Almanca anlaşmadım ben, İngilizce anlaştım. Dünyanın öbür ucuyla ticareti Almanca yapmadım, İngilizce yaptım.

@compaditro almanca öğrendiğiniz zaman avusturya, isviçre veya almanya'nın üçünde birden de çalışamazsınız. evet almanca konuşuluyor üç ülkede de(isviçre'nin de tamamı değil sadece belli bir kesimi) ama birbirlerini tamamen anlayamıyorlar. "öz be öz almanlar" avusturya'dakileri bazen anlayamadıklarını anlatıyorlar. seni beni geç. isviçre de aynı şekilde. yahu avusturya'yı falan dahi bırakın bayerisch diye bir olay var. bana almanca kursu hocam söylemişti bayern tarafındaki bazı kasabalardaki almancayı ben bile anlamıyorum, sakın oralara gitme çalışmak için. kitaplarda öğretilen almanca ile sokakta konuşulan almanca çok farklı.

almanca koskocaman bir çukur. mecbur değilseniz hiç başlamayın. compaditro'nun dediği gibi ya ingilizcenizi geliştirin ya fransızca, ispanyolca gibi küresel olarak işinize yarayabilecek diller öğrenin ya da rusça, arapça gibi türkiye'de işinize yarayabilecek diller öğrenin.

Gamer olarak pintipanda ve şefik akkoç var takip ettiğim. Bi de ege sağın var. Onun dışında türk takip etmiyorum

batesmotelpro

hep motosikletle alakalı

www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com

(bkz: sefa emre ilikli)

iphonedo

www.youtube.com

hehe bir arkadaşın kanalı. yeni yeni giriyor bu işlere.

yalan dolan: www.youtube.com
iphonedo: www.youtube.com
batesmotelpro: www.youtube.com
çöpten film: www.youtube.com
educatedear: www.youtube.com
evrim ağacı: www.youtube.com
gnu sohbetleri: www.youtube.com
kamusalmizah: www.youtube.com
yüzyüzeyken konuşuruz: www.youtube.com
torrent günlükleri: www.youtube.com
yalansavar: www.youtube.com

Ressam, oyuncu ya da ic mimar olmak isterdim

Uçak bakım mühendisiyim(tamirci)
Gene Uçak bakım mühendisi olmak isterdim

darwin gibi gezgin bir biyolog bilim adamı ya da çok önemli çalışmalar yapmış prof akademisyen tarzı bişey olmak isterdim ama bu gidişle esnaf olucam:)

sanatla ilgili olmalı. ressam, heykeltıraş gibi. çok iyi olmalıyım ama, öldüğümde hayatım anlatılmalı.

bence insanlar kafalarındaki mesleği oluştururken asla toplumdaki saygınlığını düşünmez. yani o kadar hayallerinin peşinde olan insanlar bunu önemsemez.
neyse ki -uzun yıllar aç kalmama rağmen- çocukluk hayalim olan mesleği yapıyorum. ne olduğunu söylemicem ama :)

tam zamanlı yazarlık.

Ben kutuphanede calismak isterdim ya da kirtasiyem olsun.kitaplari cok seviyorum her yer kitap koksun :)
Ya da cafe pastane tarzi bir yerim olsun guzel kucuk sevimli bir yer.

isletmeci olmak isterdim.

müzikten para kazanmak isterdim. ara ara kazanıyorum ama tüm vaktimi buna ayırmak çok daha güzel olurdu.

antrparantez, şu anki mesleğimden de şikayetçi değilim. sadece en sevdiğim şeyden tam zamanlı para kazanmak güzel olabilirdi.

nörobilimci olmak isterdim

balerin olmak isterdim, küçükken söyledim beni gönderin diye de dikkate almadılar.. şimdi sanat tarihçisiyim.. bunu da isteyerek seçtim tabi

bi de nocturness'in dediklerine katılmakla birlikte ne iş yaptığını çok merak ettim :)

futbolcu. ah ulan ah.

anne olmak isterim. evde tüm gün çocukla oynamak, el işi yapıp öykü okumak sonra pasta yapıp onu süslemek falan böyle şeyler güzel geliyor. ama büyüdüklerinde iş zor.

okuduğum bölümden memnunum, yine psikoloji okurdum. sosyolojiyi tarihi antropolojiyi falan da seviyorum, onlar da olabilir.

@nocturness
Ben de çocukluk hayalimle ilgili eğitimi alıyorum ama bu tıpın zor olduğu ve sayısal alanda en yetenekli olduğum konu olsa da genel olarak sözelde daha iyi olduğumu değiştirmiyor. Yani şöyle ki 5 yaşımda büyüyünce ne olacaksın diye ilk kez sorulduğundan beri bilim adamı diyorum. Orta okul liseden beri de farmakolog diyorum. Tıp bunun için ilk adım. Ama ilber ortaylı gibi bir tarih profesörü ya da ülkelerin tarihiyle ilgili araştirma yapan bir hoca olsam daha mutlu olurdum çünkü fende de çok iyi olsam da tarih ve coğrafyam çok daha iyi ve çok keyif alırım ikisinden de. Ama hiçbir zaman hayalim bu olmadı çünkü benim için hobi daha çok bu konu.

balerin olmak isterim galiba. hayat koşulları beni de tıp fakültesine sürükledi

makine mühendisiyim.
yine makine mühendisi olmak isterdim.

sinema elestirmenligi, makine muhendisiyim.

3d tasarımcı olmak için yırtındım bayadır, oldum gibi. ilk gerçek işime ptesi başlıcam inş sıçmam :)

eksiduyu.ru

diplomat olmak isterdim.

Oyun tasarimcisi. Ozellikle belirtmek gerekirse dan houser'lik.

@bass solo

Tam sorduğum şey o değil benim. Yukarıda da yazdım çocukluk hayalim olan meslek için eğitim görüyorum ama her koşul eşit oksa daha kolay ve daha eğlenceli bir iş yapabilirdim. Ama bu dünyada şu an ki düşüncemle 100 kez tercih hakkım olsa 100'ünde de bu eğitim hattını seçerdim çünkü 5 yaşından beri hayalim bu.

Glastofest, coachella gibi müzik festivallerinin organizatörlüğü


Rockstar olmak :(

Dilbilimciyim.

şovmen olmak isterdim

çocukluktan beri çok istediğim iki şey vardı, biri bilişsel psikoloji alanında çalışmak diğeri de pastacı olmak. pastacı olacağım bu gidişle.

motorsporlari, tercihen ralli.

dünyaca ünlü bir müzisyen, f1 pilotu, mars'a giden bir astronot ya da plastik cerrah olmak isterdim.
tıp okuyorum, plastikçi olacağım eğer başka bir branşı daha çok sevmezsem.

yazarlık yapardım.
oturur düşünür yazardım.

Farmakolog ol. Doğruyu ortaokulda bulmuşken, yalpalama şindi.

sosyal medya wassap felan ekle

kafasına sert bi cisimle vur, mesela dumbell

@05

çok hevesli de görünmek istemiyorum ya, sosyal medya üzerinden yürümem zaten.

ekle be nolcak kurma öyle kendine kafanda bişeyler takıntı olur sonra

yine bir gün beraber spor yaptıktan sonra çıkışı denk getirip spor sonrası kahve içmeyi ya da yemeği beraber yemeyi teklif et.

off, altı üstü bir insan işte. sıradan, çoğunluktan bir insan... hala birileri şu kıza nasıl yaklaşırım, şu kızla nasıl yatarımın peşinde. bu kadar kafa patlatmaya ne gerek var ya. git niyetini belli et uzaklaşırsa da uzaklaşsın ne olacak yani? böyle çürüyüp gideceksiniz.

@m e l t e m

evet bugün onu yapacaktım ama son anda arkadaşı geldi ben de biraz daha çalıştıktan sonra görüşmek üzere diyerek çıktım. Çok zor tek yakalaması ya.

Guzin abi olarak cevap veriyorum. Isin teknigiyle alakali sunu diyebilirim. Gosterdigim hareketler faydali oldu mu falan diyerek sakalas, fitnessa basladigindan beri bi degisim olup olmadigini sor, bi suredir rastlasiyoruz diyorsun cunku. O sirada kendi gelisiminden falan bahsedersin, soz sagliga ve beslenmeye acilabilir bunla alakali. Fitness acisindan faydali bilgileri tuyolari paylasirsin. Bi gun de cikista beraber bir seyler icmeye falan davet et, portakal suyu falan mesela. Iyi gelir spordan sonra.

O hizli gidip gitmeme, hevesli gozukmeme kaygilarini da bosver hocam. Biri gelip kapiyo sonra. O islerin oyle yurudugune inanmiyorum, pek de rastlamadim. Kizla bogucu olmadan ilgilenirsen, bir seyler ogretirsen iyi vakit gecirtirsen ve arkadaslik edersen sansin daha fazla olur bu tip ortamlarda. Mac sahada kazanilir. Bu kaygilara sahip olursan sahaya inemezsin.

spor yaparken sor o zaman sen de. "bundan sonra ne yapıyorsun, işin var mı?" de.

doluyum derse ısrar etmezsin.

yok derse, "kahve içelim mi/yemek yiyelim mi beraber?" dersin.

ya da şöyle yapabilirsin, şu an aklıma geldi ve bu fikri çok sevdim :)

izlediğin bir filmden sohbet aç. bu aralar ne var vizyonda, iyi bir film var mı diye öyle doğal bir şekilde sor. "şu film iyi diyorlar" derse, "evet, ben de merak ediyordum onu, gidelim mi beraber?" diyebilirsin. :)

edit: düşündüm de, şöyle sorsan daha iyi olabilir:
"ben de merak ediyordum onu, hatta bugün gidebilirim. gelmek ister misin?"

direkt sinemaya gitmeyi teklif etme bence, tutmaz o. ama evet, sipordan sonra ne yapıyorsun olayında bir kahveye davet etmek daha bir kabil.

Sinema olayi bence de olmaz. Dediklerime ek olarak hakikaten biraz degisim varsa "evet degismis/zayiflamis/ fit gibisin" diyebilirsin, onu begendigini gosterir direkt. Yagci ve yapis yapis bir tavir olmadiktan sonra ne kadar az pisirik davranirsan o kadar faydali olur diye düşünüyorum.

sinemaya arkadaşını davet eder gibi davet ettiği müddetçe sinema olayı olur. kasacaksa, gerilecekse o zaman olmaz.

sinemaya git, kıza kolunu at, elini tut demiyoruz. :)

cık sinema olmaz hafız.

degilim+1, onunla ilgili şeyler söylemen alttan alta farkındayım imajı oluşturur ve iyidir. kendine güven abi, şöyle gözükürüm falan filan düşünme o seni çoktan tartmıştır zaten :)

direk sor kahveye falan. uzadıkça başka biri tarafından kapılma riski artıyor. rekabet çetin, rakiplerin yüzlerce.

gelişmeleri haberdar et pls.

bir daha gördüğünde yarın akşam işin yoksa bir şeyler içmek ister misin diye sor. oluru budur.

Ben sonucu bekliyom vercek tavsiyem yok. Gittiğim spor salonu sadece bayanlara ait, öyle terleyen halini gördüğünüz birinden nasıl hoşlanabiliyorsunuz merak etmiyor değilim aslında. Neblim kol kılından bile iğrenen adamlar çıkıyo. Ne diyodum, sonuç bekliyorum evet.

divit denen arkadaş böyle duyurulara bence komik aynı zamanda(bazen) itici cevaplar veriyor, hep tiksiz kalıyor ciddiyetsiz insan:)

bu işin oluru gidip konuşmak net şekilde. bi yerlere davet etmek. spor salonunda başka türlü ilerletemezsin ilişkilerini.

kahve içme güzel olur ama direl söyleme hatun sana kafasının içinde olur demediyse işim var deyip kestirip atar.
hiç bir şey olmuyorsa onun çıkacağı zamanda sende ayarla kendini yanında yürü ufaktan başla muhabbete işi gücü yoksa gelir zaten kahve neyin içmeye.
gelmezse zaten salla.
bi de senden sonra gelene kızın tepkisi ne olmuş ona kötü sana iyi davrandıysa devamı gelir.
ona da iyi davrandıysa işin ilkine göre zor.
bol şans bi de rahat ol ya.

Spor sonrası kahve daveti.

sence? bizim devletten para geri almak mümkün mü sence? buna gerçekten inandın mı?

ben aldım cüzdan bedelimi. dilekçe yazıyorsun ödediğin yere, iban yazıyorsun. hesabına iadesi geliyor. ama o yıl içinde olmalı demişlerdi sanırım. ben aynı takvim yılı için başvurdum. seninki nasıl olur bilemiyorum.

600 herşey dahil,2 kişi

1000 kira
225 yakıt
90 internet
85 elektrik
40 su
15 doğalgaz

2 kişi

13 günlük 1300 tl.

Meddah fotosentez mi yapıyorsunuz?

3 kişi, kişi başı 250 civarı mutfak giderleri hariç

5500 eşim ve ben

edit gelirimiz değil giderimiz bu kadar

Ispartalı toplam 1200, mutfak hariç

tek başıma 2500 lira civarında sanırım. kira hariç.

Hımm

800 kira
20 su
30 elektrik
30 son doğalgaz fatura
15 aidat
Mutfak max 200 desem.

1150 gibi bişi, tek yaşıyom. Merkezi yer olduğundan hayvani kira evet. 60 m2ye veriyom hem de o parayı.

iki kişi

kira: 900 tl
faturalar yaz: 200 tl / kış: 450-500 tl
market: 420 tl

kişibaşı toplam 750-900 tl

sırf ev 2500

2500 civarı

sabit olanlar
800 kira
40 aidat
88 internet
37 d-smart

değişkenler (son fatura)
elektrik 36
doğalgaz 11
su 37

2 kişi

1500 civarı

2 kişi

Isınma aidat elektrik su internet tivibu telefon faturaları toplam 800-900 civarı
Ev araba ve ıvır zıvır kredilerim 5500 civarı
Maaştan hiç kalmıyor hep eksi deyim

kreatinin böbreklerin fonksiyonu ile ilgili bilgi veriyor diye hatırlıyorum, bu durumda kendi kafamıza göre ilaç filan içemeyeceğiniz için düz mantık
bol su (ama gerçekten bol),
böbreği yoracak kadar fazla şeker, proteinden kaçınacak dengeli bir beslenme akla ilk gelen.

alkolden, asitli şeylerden, böbrekte metabolize olup yoracak ilaçlardan filan uzak dur bu sürede, tuz tüketimini de azalt.

Yine de taş, enfeksiyon vs varsa ve düşmeyip de artarsa bilemem.

bol bol su içeceksin. tek yol bu. böbreklerini sulaman lazım.

@fayfim, abi su içince toparlar mı? yani meşrubattan uzak durup böbreklere ver edersek suyu? bi' de ne kadar sürer belirgin bir değişikliğin olması? mümkün olan en yakın zamanda çekilmem lazım çünkü bu MR'ı. bir ay günde 2 litre su içmem gerekecekse işimiz var. atın beni denizlere.

kreatinin'in kendisi değil sorun, onun yükselmesi böbreklerinin yeterince çalışmadığını gösterir. kreatinini vejetaryen beslenerek, aşırı kas aktivitesinden kaçınarak, bol su içerek biraz düşürebilirsin ama bunlar yanıltmaca olur. böbreklerinin fonksiyonel kapasitesini düzeltmez. şu an bir değişiklik yapıp testleri etkileme, normal sağlıklı beslen. doktor başka testlerle böbreklerinin bozuk olup olmadığını, bozuksa ne kadar hasar olduğunu anlamaya çalışacak.

edit: günde zaten 2 litre su içmen gerekiyor normalde, içeceksin mecbur.

günde 1, 1 buçuk litre suyu sağlıklı insana öneriyoruz lan. bir zahmet iç 2 litre su sen de. kimse bir şey diyemez 3 günde 5 günde düzelir diye ama bol su içip az tuz tüketince düzeliyor merak etme.

Gendini ziyan etme diye diye dilimde tüy bitmesinin bi sebebi varmış, bak! Fayfim abin, Lim5 aplan ne diyosa aynen yap.

Tam ''Ulan Allah bilir, o içtiğin sülale boyu kolaların yüzünden olmuştur bu...''

yazacaktım ki, ''Dur lan, ben şunu bi gugıllıyim'' dedim.

Buyur! Kola naapıyomuş insana bi bak. Böbrek bi gitti mi, bi daha da geri gelmez. Bi gün bi diyaliz merkezini ziyaret et de, ordaki hastaların hâline bi bak istersen. Kola aynı zamanda osteoporoz da yapıyomuş. Efsanenin çöküşünün resmi sebebi bu olsa gerek:

www.ncbi.nlm.nih.gov

@compaditro Associations of Sugar and Artificially Sweetened Soda with Albuminuria and Kidney Function Decline "in Women"

ne demek istiyorsun sen şimdi pescador'a :))

fayfim,

valla dikkat etmemişim abicim. 'soda'ya yani kolaya nası kitlendiyse beynim, gacıları görmemişim. ama şu da var, sigara erkekte akciğer kanseri yapıyo, KOAH yapıyo da, kadında yapmiyo mu?

bilmeyenler için not: soda dediklerinde, kola-gazoz türü zıkkımları kastediyolar. bizde gazlı-şekerli-tatlandırıcılı içecek olarak adlandırılan zehirin ABD'deki adı soda. İngiltere'de ne deniyo bilmiyom. Belki onnar da bunu diyodur.

ben bu kolanın böbrek lanetini yaşadım arkadaşlar 15 yaşımdan beri kola içmem ilk defa yazın bir günde 3-4 bardak olacak şekilde evdeki cola zero'dan içmiştim ve ertesi sabah böbrek ağrısı ile uykumdan uyandım, apandisitim patladı zannettip acile gittim o derece, ordakiler dedi böbrek ağrısı diye.

içmeyin sakın.

düşündüm de sıkıntılı bi konu. alay devam ediyorsa basit olarak sünnetin her yaşta yapılabileceği, bazı kişilerin erken bazılarının ilkokulda olabileceği hakkında kısa bir konuşma yapılabilir sanırım.

böyle konuların akademik eğitimini almamış mıydınız? burada ne kadar pedagog vardır ki sağlıklı cevap verilsin?

cevap: ne yaparsanız yapın ailesinden insan olmak ve sosyal yaşam eğitimi almamış ve hiç bir zaman da almayacak olan çocuklar için elinizden çok fazla şey gelmeyecek.

trumanshow'a hem +1 hem de -1

+1, çünkü bence de müdahale edilmeli, ama fabl gibi, masal gibi bir şeyler sınıfta okunarak, vb. Sınıfta "sünnet, pipi" lafı geçmeden.
Bir de o çocukla bol bol konuşup, onun bir eksiği olmadığı anlatılmalı. Hatta sünnetin ve sünnetsizliğin avantajları-dezavatanjları anlatılmalı ki, neyin ne olduğunu algılayamasa bile iki durumun birbirinden fazlalığı ve eksikliği olmadığını algılayabilsin (mecaz anlamda). Diğer arkadaşları da "Biz sünnet olduk, erkek olduk. Sen erkek olmadın, erkek değilsin" diye dalga geçiyorlardır şimdi onunla. Zavallı çocuk, daha bu yaşta erkek rolü, kadın rolü ile uğraşıyor.

-1, iki şeyden. Çocuklar ne yaparsan yap, en büyük canavarlar. Sen iyiyi öğretmeye çalışırsın, onlar küfür öğrenir. Anne kucağından sonra geldikleri toplumsal yapının içinde keşfettikleri ilk şey kötülük olduğundan ve yeni öğrendikleri şeyleri kullanmayı merak ettiğinden, en çok kötülüğü sömürüyorlar. Henüz empatiyi ya da "insanlık hali"ni keşfetmiş olmuyorlar. Eminim başka bir çocuğun bir sorunu olsa, bu çocuk da sürüye uyup çılgınca dalga geçer. Çocuklar çok ama çok acımasız varlıklar ve düşünmeden, sürü psikolojisi ile hareket ediyorlar. O yüzden öğretmenler "O pencereden atlasa, sen de mi atlayacaksın" sorgulamasını hababam önlerine sunuyor. Yeterince gaza gelirse atlar tabii.

Bizim serviste bir çocuk var, annesi profesör. Kadının ve ev içindeki kimsenin ağzından küfürü geçtim, "salak" çıkmaz. Kız okulda "sıçma" kelimesinin bol bol kullanıldığını öğrenmiş, şimdi sıçmak 7-24 ağzında ve bundan delicesine zevk alıyor. Annesi uanç içinde, söz geçiremiyorlar. Bu yaşta artık aile değil, çevreden öğrenilenler devreye giriyor gibi.

Bir de sınıf içinde dalga geçmenin de uygun olduğunu sanmıyorum. Ancak, herkesin tüm eksiği sınıfta dökülürse adil olur, o da herhalde pedagolojik açıdan uygun değildir.

Ek: Ben de anlamıyorum çocuk psikolojisinden. Sadece manyak olduklarını ve iyi-kötü ayrımı seçemediklerini biliyorum o yaşta.

akademik eğitim alıyoruz da teori pratiği tutmuyor her zaman. @ take me rufee2

hem her meslekten insan var burada, pedagog da vardır belki. sormakla ne kaybederim ki?

yok zaten öyle bir şey yapmam @ aychovsky. sınıf öğretmenlerine paslayıp işin kolayına kaçasım da yok değil ama çocuk benimle konuşurken duyulduğu için vicdan yaptım biraz. eşek sıpası, o da gidip sınıf öğretmenine sormuyor, haftada iki saat gördüğü bana soruyor! :)

fabl iyi fikir. her güne bir masal kitabı vardı evde, ben bu duruma uygun bir masal bulayım oradan. teşekkürler.

buraya soracağına tecrübeli öğretmenlere sorsanız? burdaki zırtopozların(ben dahil) çocuk psikolojisinden anladıklarını sanmıyorum.

7 yaşında sünnet olmayan da çoktur aslında, tek o değildir. olaya sıradan bir linç vakası olarak bakmak lazım. aynı çocuk sürekli huzursuz ediliyor olabilir.

12 yıl lise öğretmenliği yapmış insana verdiler 7-8 yaşındaki çocukları, öğretmenliği baştan öğreniyorum şimdi. @fayfim okulda en tecrübeliler sınıf öğretmenleri ama onlardan da çok garip tepkiler alabiliyorum. geçenlerde bir konuyla ilgili danışayım dedim birine, "düşme üstüne bu kadar, sende koca yok çocuk yok kafa yoracak mesele arıyorsun" dedi, döndü arkasını gitti manyak. ciddiye almıyorlar ki.

kadınlara değil erkeklere sorun hocam :)

müdahale et ama nasıl edersin ben de bilmiyorum açıkçası :/ 7 yaş sünnet için geç değil ki aslında. sınıfta epey vardır bence ama bu olaydan sonra onlar da söyleyemiyorlardır.

ben de geç sünnet olduğumdan bu triplere girmiştim o yaşlarda. işlevini tam bilmediğinden o yaşlarda oluyor öyle sidik yarıştırmalar. kolunu mal girip kırıp platin taktırdığı için hava atan bile gördüm.

sünnetsiz olmanın üzülünecek bir şey olmadığını ve diğerlerini kale almamasını anlat çocuğa yeterlidir. hatta "zaten asıl işlevini 8-10 yıl sonra göreceksin onun. şimdi süs niyetine duruyor. nihihihi." falan diyerek hafif psikolojik travma yaratarak diğer çocukların yarattığı olumsuz etkiyi de bastırabilirsin. hehe.

ben olsam; diğer veletlere farklı sebeplerden ceza da verirdim. zorbalık yapmanın cezasını o yaşta öğrensinler.

Yazık sana.

benim oğlum 7 yaşında oldu sünnet. Geç değil ki 7 yaş. Babası 9 yaşında olmuş :)

Bu yaşlardaki çocuklar çok acımasız. Geçenlerde bizim oğlanın arkadaşının doğum gününe gittik, sihirbaz vardı. Adam şova başlamadan çocuklara, "çocuklaar, ben buraya niçin geldim biliyor musunuuz?" diye sordu. Hepsi birlikte "para içiiin" demesin mi :) Adamcağız mosmor oldu.

Yani bunun gibi örnekler çok. Bence rehberlik servisindeki meslektaşına danışmalısın bu konuyla ilgili.

çocuklar zalimdir.

ben de 10 yasinda oldum lan nolmus?

puanlı zebra ponti adında bir hikaye kitabı var. asıl konuyu bilmiyormuş gibi sınıfta bunu okuyup hikayenin kahramanları ve davranışları hakkında yorum alışverişi yapabilirsiniz.

Eskiden birkaç defa sağ bileğimde çıkmıştım. İnsin diye masaj filan da yapmıştım çeşitli şekillerde. Hepsi geçti. Ama masajla alakası olduğunu sanmıyorum. Kendisi geçiyor.

valla ben davul çalmayı artırdığım dönemler sağ bileğimde oluşmaya başlıyor. bırakınca kayboluyor. yine bir ara ortaya çıktığı dönemde hastaneye gidip şırıngayla çektirdim. çekerlerken acımıyor ama, sonra iki hafta falan rahat kullanamadım bileğimi. ameliyatsız geçici çözüm arıyorsan iğneyle çektireceksin içindeki sıvıyı. bir de bileği sıkıca saran bileklikler var. onlardan alıp üstten baskılanmasını sağlayabilirsin. ama çok da etkili bir yöntem değil.

aldırın gitsin.

ben bununla karşılaşmadım ama ortopedist, benim yanımdaki diğer hastaya bakarken o da aynen böyle bi' şey gösterdi. elinde aha bundan vardı aynı. doktor "ağrı yapıyorsa küçük bi operasyonla alırız onu ya" dedi. bunu söyleyebilirim.

tabii onun elindeki farklı bi şey de olabilir ama çok benziyodu. ağrı yaptığını söyledi. doktor iplemedi bile. ağrı yapıyosa kulaklarından tutar sker atarız dedi.

benimkini almıştı görevli çok üzülmüştüm :(

El bagajlarında 1 litrelik ağzı kilitli torba içinde her biri en fazla 100 ml’lik kaplarda sıvı, jel ve aerosol taşıyabilirsiniz.

100 ml’den büyük kaplardaki sıvı ve benzeri yiyecek ve içecekleri uçak altı bagaja vermelisiniz.

demiş.

parfümde sıkıntı olmaz diye düşünüyorum. belki deodorantı attırırlar. ama sanmıyorum.

stick deodorant alabilirsiniz yanınıza riske girmemek isterseniz.

iyi yolculuklar.

100ml altında, kilitli poşetlerde alabilrsin her şeyi.

içindeki malzemeye bağlı. kolonya 100 ml az olmasına rağmen almamışlardı.

içinde kaldığı değil parfümün büyüklüğü önemli olan. almazlar. benimkini almamışlardı. güzelim parfümümü çöpe atmak zorunda kaldım. siz siz olun ya bagaja verin ya da götürmeyin.

Defalarca cantamda parfumle ucaga girdim, hicbirinde bir sey demediler. Hepsi standart boydu, mini dllerdi. Pet sisede su falan varsa almiyorlar ama onda da birkac defa gozlerinden mi kacti bilmiyorum ucaga goturmeme bir sey demediler. Hepsi yurtdisi ucuslar. Ayrica duty freeden de alip ucaga gitmis olabilirsin, o zaman bagaja da veremezsin? Sans isi.

budapeşte ve zagrep için vizeye ihtiyacın var. dolayısıyla hepsini aynı anda yapma şansın biraz düşük. diğer belgrad için de 1000 lira yeterli olacaktır sanırım. yemeğini falan buradan götüreceksin, 3 gün ekmek arası sarelle yiyeceksin tabi ki.

hostelde kalınır. pegasusla veya skyscanner'dan bulunacak ucuz biletlerle gidilir. ucuz bar ve restoran aranır. bulunduğun şehirde ne kadar ilgini çeken şey varsa hepsini görmek için koştura koştura deli gibi oradan oraya gidilir.

ingiltere> belçika> danimarka

göçmenler için ideal sıralama.

ingilizceden başka yabancı dil yoksa otomatikman ingiltere işte. diğerlerinde yeni bir yabancı dil öğrenmeniz gerekecek. 30 yaşından sonra da sıfırdan yabancı dil öğrenmek çok çok zordur.

sehirler de onemli boyle bir tercihte. hangi sehirleri dusunuyorsunuz?

Muhtemelen başkentler olur.

yalnız oranın vatandaşı ile evli değilseniz, sanırım hiç birisinde 1-2 yıl orada kalarak ne doğacak çocuğunuz, ne de siz vatandaşlık alamazsınız.

(bkz: doğumda vatandaşlık veren ülkeler)

(bkz: britanya'nın köpeğiyim ondan ingilizce yazıyorum)

İngiltere.

www.aksam.com.tr

İngiltere 5, Belçika 3 yıl sonra veriyormuş, ama doğumla vatandaşlık veren bi ABD var galiba o da değişmediyse...)

Bence İngiltere çok gereksiz bir seçenek. Seçenekler Belçika mı Danimarka mı olmalıydı.

Çünkü İngiltere'de çoğu Avrupa devleti gibi her yönden aşağı doğru bir grafik çizmekte. İşsizlik, toplum refahı vs.vs.

Belçika aslında İsviçre ile hemen hemen aynı seviyede. Refah iyi, diğer Avrupa ülkelerinden daha izole, ekonomi düzgün. Bildiğim kadarıyla az da olsa ırkçılık söz konusu.

Ben olsaydım Danimarka'ya giderdim. İskandinavya tamamen farklı bir Dünya ve insan gibi yaşanabilecek bir yer. Tüm iskandinav ülkelerinde yaşamış/yaşayan arkadaşlarım var ve duyduklarımdan çok etkilendim. Ayrıca kendi araştırmalarımla da pek çok şeyi doğruladım ve imkanım olsa o tarafa bir yere gitmeyi çok isterim.

İngiltere, çünkü orada yaşamayı çok isterdim. Edebiyatı, sineması, müzisyenleri, komedyenleri, pub'ları, kasvetli havası yeter. :)

I <3 UK

Kesinlikle Danimarka

DAnimarka'da ingilizce bilmeyen hiç kimseye ratlamadım

Belki yardımı olur ;

www.numbeo.com

hiç gülmedim aksine uyuz oldum kadına

gülmedim.

gülmedim bro.

ama maskeli adama "ee ne var bunda" deyip, adamın zenci olduğunu görünce canavar görmüş gibi ürkmeleri? :((

komik değil utanç verici.

işte abi zaten komik olmayan yer orası; iron man maskesinden değil de adamdan, ten rengi yüzünden korkmaları.

bu asyalilarin alayi irkci, pis zaten.

kurmaca la bu, gülemedim bile :(

gülmedim.

güldüm ama kurmaca.

gayet komik bence. buradan asyalıların tepkisini gerçek zannedenlere de geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum.

beyler adam kore de cok taninan biriymis, tepki o yuzden yani. konu kilit.
twitter.com

Üzücü.

diplomayı da alamaz özelde de çalışamaz. yurtdışı olayı içinse veriyorlar sadece.

Evet bu sene mezun olanlar takır takır diplomalarını aldılar. Bir de süslemişler diplomaları :)

1) mezun oldum, mecburi hizmet yapmadan aldım. herkes alabiliyor artık
2) sağlık bakanlığı onayı var diplomamda
3) hayır yapamıyoruz, sağlık bakanlığı izin vermiyor

1. diploma artık alınıyor. ama geçerliliği yok.
2. bakanlık tecil numarası veriyor, ancak mecburi hizmet yapması zorunlu.
3. resmi olarak çalışamaz.
4. göstermelik diploma alınıyor, geçerlilik yok.

diploma veriliyor. ancak calisma izni verilmiyor.

sağ olun arkadaşlar bilgiler için.

wraith'in kardeşi falan mısın acaba :)

Ekşi de benim için başlık açmamışlar :( Herkesin adına başlık var benim başlığım yok :( Neden benim başlığım yok ?

hoş geldin fake kardeş.

yazarlığı yeni onaylanmış fake hesap şimdi de duyuruda :)

Ben gerçeğim fake değilim, kesinlikle gerçeğim.

Yani.

yaşın 15ten büyükse interneti falan bırakıp kendini geliştirmeye çalışmanı öneririm. sorduğun sorular 15 yaşından büyük birisi için fazlasıyla boş.

ben de caserio mu nedir onun kardeşi olduğunu düşündüm bu arada.

Yaşlandım artık :(

tövbe estağfurullah afedersin :(

ben de tanımıyorum. demek ki insanların gerçekten işine yarayacak bilgilerin veya düşüncelerin yok. boş yazıyorsun ve kız değilsin.

@fayfim,
insanların işine yarayacak bilgi yazabilmek için ne yapmak gerekiyor ? Ayrıca kızlar neden daha çok tanınıyor, kızlar çok bilgili mi oluyor ?

kızlar bebekleri, çocukları seviyor ama senin gibi kazık kadar adamların bebek kadar beyinleri varsa kendilerini rezil ediyorlar işte.

zorlama bence. aç tv'de pepe seyret.

olm sözlükte kaç tane yazar var. durduk yere seni niye tanıyalım ki? futbolcuların zeka türü kadar boş sorular sorarsan ancak mallar listesinde tanınırsın, haberin olsun.

olmaz

o ne demek ya 300 lira ne demek? kurs doktor getirmişti 20 lira vermiştik biz 1-2 sene önce? sağlık ocağı veriyor mu bi araştırın

e sınıfı ehliyetse söz konusu olan kurs doktoru sağlık ocağı falan veremez, vermemeli. göz ve kbb doktoru muayenesi olmadan e sınıfı raporu vermek çok yanlış. yarın öbür gün bir trafik kazasında vebal altına girmek.

ben b için özel bi hastaneden (poliklinik tarzı gibi) geçen sene 35 tl ye almıştım. hangi şehirdesiniz?

Aile hekiminiz verir ucretsiz ben iki hafta once ayni raporu aldim

sürücü kursu yönlendirdiydi beni, 50 verdim diye hatırlıyorum bi polikliniğe

Sağlık ocağının vereceği raporu ehliyet için kabul etmiyorlar. Kursunuzla görüşün, onlar birine yönlendirecektir. Geçen yıl 30 tl vermiştim kursa rapor için, doktoru görmedim bile.. (a2 içindi)

Nerdesin mevkii olarak anadolu yakasında 20 liraya aldım

sağlık raoru ile sağlık kurulu raporu ayrı şeyler. kurul raporu istediklerine emin misiniz? çünkü daha ciddi şeylerde istiyorlar onu. ehliyet için ben 6 sene önce bildiğimiz aile hekimi sağlık raporu almıştım.

aile hekimi ücretsiz veriyor, vermezse de birçok poliklinik ve hastanede 50 tl.

ben de 3-4 ay once 60tl ye aldım. kadıkoy de bahariye de bi ozel poliklinikten.

sağlık ocağından ücretsiz aldım. resmi bi dayanağı yoksa para vermeyin. isterlerse de makbuz fatura falan isteyin rapor vermeye karşılık olarak. vermezlerse şikayet edin.

Bana da 3 yıl önce teşhis kondu ve aynı şekilde ben de ameliyat olmadım. Ağrı sızı yoktu şimdiye kadar ama şu sıralar ara ara sancı girmeye başladı. Hafif de şişmiş orası ama iltahap veya kan yok. Ne yapıcam bilemiyorum.

Ben 7 sene once ameliyat olmustum sonra tekrar nuksetti ama herhangi bi sikayetim yoktu sadece akinti oluyodu. İkinci kere ameliyat olmadim sikerim dedim. Bendede bi problem yok

öğrenciyken oldu bir kere. sonra geçti sandım. 4 sene hiç ağrım sızım olmadı. 4 sene sonra sürekli ağrı ve iltihap olmaya başladı. doktora gittim resmen ağzıma sıçtı. iltihap içeride büyümüş. çok büyümüş hem de. ameliyat oldum. ameliyattan sonra 7 ay falan bir sorun çıkmadı. şimdi yine başladı ağrısı. yine gidicem doktora ama tırsıyorum biraz. diyeceğim o ki hemen gitmen lazım. ne kadar küçükse o kadar kolay oluyor. bir arkadaşımda olmuştu ameliyat. onun dikişi azıcıktı mesela. be daha kolay iyileşmişti benden. ama benim iltihaplı bölgem çok olduğu için daha zor oldu sanırım. ki geçmedi de hala. bu arada ankara'da iyi bir doktor bilen varsa hayrına yazsın.
geçmiş olsun

bende küçük bir üniversite hastanesi olduğu için kabul etmedim
dediğiniz an başınıza gelebilecek her şeyi kabul etmişsiniz.

iyileşir ama sonra yine tekrar edebilir. etmeye de bilir. şans. ne çıkarsa bahtınıza.

kuyruk sokumu kıl dönmesi bildiğin bacaktaki gibi falan değil, dışarıdan giren tüyler, kıllar, pamuklar vs. o yüzden kendi kendine kılın uzayıp iyileşmesini bekleyemezsin. oradaki topak kendine güzel bir yuva yapmış şimdilik uslu oturuyor olabilir ama ileride sığamayıp kendini gösterir. belki de göstermez.

bende yaklaşık 13-14 yıldır kıldönmesi var. çoook uzun yıllardır en ufak şikayetim yok. varlığını bile unuttum. Kıl dönmesinin de kademeleri var. kimininki ağır oluyor Kimininki hafif. Benimkinin hafif olduğunu doktor söylemişti. Bu işin ameliyat dışında kesin tedavisi olmadığı için doktorlar direk ameliyata yönlendiriyorlar. yine de ne olursa olsun arada kontrole gitmekte fayda var.

dede takım çünkü.

Çünkü korkuyor İsmail Kartal. Selçuk'u almasının falan başka sebebi olamaz zaten.

derbi oynanıyor abi ne farka gitmesi? maç besiktas'ın sahasında, fenerbahçe deplasmanda hiç galibiyet almamıs ve besiktas bastırıyor. neden öyle bir risk alsın?

6 yaşımdan beri metal dinliyorum+1
beşiktaş bu sene hareketli, dinamik bir takım, kolayca kontra atak yakalayabiliyor iyi kullanamıyor orası ayrı.
bir diğer ihtimal defansta top çevirme sebebi, 10 kişi kalan beşiktaş'ı birden fazla kişiyle pres yapmaya zorlayarak defans orta saha arası boşluk yaratmak ve bunu kullanmak.

zaten oyle.

sana öyle geliyor.

Tarafsız yorumu kimlere sorsam söyler ?

kalite anlayışını açıklaman lazım.

Kadro olarak açık ve net Fenerbahçe. Oyun olarak pek parlak değil ama kim parlak ki? Dün en parlağını iki dakikada bitirdik işte.

Galiba Bursaspor'u kimse izlemiyor

galatasaray'lıyım ama beşiktaş bence. bütün ligde gökhan töre gibi yardıray bi adam yok mesela.

1- karabük
2- bursa
3- beşiktaş.

@brotha b,
Karabükspor 'un Saint Etienne rövanş maçını seyrettim gerçekten kaliteleri çok düşüktü ?
Bursa 'da GS 'ye 2-0 yenildi ?
BJK ise Arsenal maçının rövanşında çok zorlandı ?

@sonra baksak

genele bakınca bu sonuca varıyorum. maç maç bakmak yanlış bence.

kadro kalitesi olarak bakarsak gs ve trabzon en başta gelir bence.
oyun kalitesi olarak beşiktaş ve bursa
şike yapabilme, hakemleri manipüle edip maç kazanma kapasitesi olarak fenerbahçe

sivas da çok güzel top oynuyor lakin bi türlü sonuca yansıtamıyor.

@i was me but now he s gone,
Sivas 'ın Cicinho 'su var.

@brotha b,
Karabükspor 'un Saint Etienne rövanş maçını seyrettim gerçekten kaliteleri çok düşüktü ?
Bursa 'da GS 'ye 2-0 yenildi ?
BJK ise Arsenal maçının rövanşında çok zorlandı ?

öncelikle kaliteyi nasıl tanımladığınızı anlamadım.

Kağıt üstünde futbolcuların yapabileceklerinden mi bahsediyoruz sezon içindeki performanstan mı? bu ikisi farklı şeyler.

Bursa Gs'ye yenildi kalitesiz, e fener de yenildi. o zaman o da kalitesiz. galatsaray balıkesir'e yenildi balıkesir ikisinden de kaliteli dememiz lazımdı sizin yukarıdaki yorumunuza bakarsak.

eğer kağıt üstünde oyuncuların yapabileceklerini baz alacaksak fenerbahçe.

Ama eğer gerçekleşen oyuna bakacaksak şu anda bursaspor.

melisa çayı bu etkiye sahip diyorlar.

zamanında kırgızistan'da uyku sorunu çektiğim bir zaman oldu. eczaneye gidip bu durumdan bahsettiğimde rus malı bir sakinleştirici-uyku hapımsı birşey verdi. tamamen bitkiselmiş ve içinde melisa özü varmış. arkadaş da benimle beraber meraktan içti evde bir tane. yemin ediyorum sana 3 saat gülmekten çenemiz ağrıdı. öyle bir durum hiç yaşamamıştım, çok acayibime gitti. bi melisa çayını dene.

m.youtube.com

Zarar derken yan etkiden bahsediyorsan malesef oyle bir ilac yok. Yan etkiden cekinmiyorsun soyle aliyim:

en.wikipedia.org

cannabis. en.wikipedia.org(drug)

yok

sevişmek.

istenmeyen gebelik gibi bir yan etkisi olabiliyor ama.

Deparlı koşu. (bkz: runner's high)

Doktorla bir şey konuşulmuyor ki. Kerpetenle laf alıyoruz ağzından. Seni bir an önce postalayıp sıradakini çağırma derdinde adam.

Aslında ilaçlar büyük oranda işe yaradı ama nedense boyun çevremde ve yüzümde tekrar etti. Endişelendiğim için kremi yüzüme diğer bölgelere oranla az miktarda ve kısa süre sürmüştüm. Boyun bölgeme ise neredeyse hiç sürmemiştim. İki bölgede de nüksetti. Kremi doğru kullanamadığım için mi böyle oldu acaba...

betnovate yüze fazla sürmemek lazım. bir kere sürsen ölür müsün, ölmezsin.

onun haricinde allerjinin tedavisi allerjenden uzak kalmaktır. hapı içersiniz, geçer ama yarın yine toza maruz kalınca yine kızarır. gayet normal.

klibi izlersen etkisi x5 oluyor.

www.youtube.com

www.youtube.com

sabaha kadar dinle

www.youtube.com

ya da

www.youtube.com

şu sahne eşliğinde dinler misin?
www.youtube.com

bir şarkı vardı arabesk tarzı olabilir dinleyenler hep intihar ediyordu adını bilemedim şimdi sakın onu dinleme.

diğer arkadaşlara kendilerini etkileyen güzel parçaları bizlerlede paylaştığı için teşekkür edelim:)

serge gainsbourg
www.youtube.com

cem adrian
www.youtube.com

Bu geceyi @evet soyadım gercekten mucuk isimli arkadaşın şarkısıyla geçirdim, diğer şarkılar diğer gecelere. Herkese çok teşekkür ederim.

@derz dolgusu Bu akşam ölürüm, beni kimse tutamaz diyorsun sen :)

@hobareyy Yabancı olması sorun değil. Teşekkürler :)

www.youtube.com

tr pek bilmiyorum malesef, ama fd yalnızlığım sana emanet şarkısı olabilir pekala, iç karartıcıdır. bu şarkı da güzel ama dinle ya :)

he bi de @bir fincan kahve ile film izlemek in attığı videoda çok ağır six feet under spoilerı var. diziyi izlememiş olanların açmasını tavsiye etmem ^^

erkan oğur - pencereden kar geliyor.

hava da soğuk zaten , iyi gider.

kimse bilmez - mehmet güreli

ben seni çok sevdim - cem adrian

bana ne yaptın - cem adrian

nereye gidiyorsun - cem adrian & halil sezai

reserved

@montauq Ooo o türkü için kar yağmasını bekliyorum. Kar yağmasa bile havada kar kokusu olmalı. Geçen kış ayından beri dinlemedim sanırım.

gitmem gerek bu şehirden .anında depresyon

Yusuf Taşkın- ağla sevdam

Ağır Roman'ın soundtrackidir. Duvara Karşı'da da Sibel'in en can alıcı sahnesinde çalar. Ölmeli şarkı.

www.youtube.com
(bkz: (bkz: baba zula)
(bkz: yansımalar)

www.youtube.com

Alpha - Sometime later

ben pek meyve yiyen biri değilim.

kilit nokta bu. meyve yiyin yoksa hasta olursunuz. dışardan c vitamini alma işlerini geçin. sağlığınızı düşünüyorsanız bir zahmet oturun, meyve sebze tüketin.

grip olmak istemiyorsanız aşı vurulmayı da düşünebilirsiniz.

brokoli, bezelye ve kırmızı biberde de c vitamini var. onlardan yiyebilirsiniz. vitamin takviyeleri pek işe yaramıyor, zararları da var, bence kullanmayın. ayrıca c vitamini soğuk algınlığına yakalanma şansınızı azaltmaz, yakalandığınızda daha hafif ve çabuk geçmesini sağlar.

C vitamini istiyorsan yesil biberde portakaldan daha fazla c vitamini var. Maydanozda da oyle.

Ekmek arasi vitamin sandvici yap bence. Bol yesil biber, bol maydanoz, ustune de limon sık. Bi de zeytin koy. Çogüzel oluyor.

itici oluyorlar. ha belki 40 yılda bir,bir şeye sinirlenir yada geyik muhabbetinde 1-2 kelime eder eyv ama şu erkek gibi olma niyetindekiler baya itici oluyor.

çok itici geliyor. nasıl bir aile'de yetiştiklerini merak edip ortamdan uzaklaşıyorum.

Üniversitedeyken zırt pırt a. koyayım diyen bir kız vardı.iğreniyordum kendisinden.neyle koyacan nereye koyacan ???

iğrenç.

çok çirkin bi durum. ki erkeğe de yakışmıyor.

doğada güzellik ve zarafetin temsilcisi olan kadında durum ister istemez daha da kötü duruyor ama.

Böyle hocamlı, abili, eyvallahlı konuşan kızlar, yerli yersiz küfür eden kızlar, facebook'ta paylaştığı fotoğraflarda nah işareti, orta parmak yapan kızlar ve türevleri beni iğrendiyor. Devasa bir iticilik.

kadınına, bağlam'a ve neyi, nerde, nasıl söylediğine göre değişir. çekici de olabilir, itici de.

ben öyle konuşmuyorum, ama konuşanlara karşı özel bir kinim gıcığım yok. yerine göre çok yakışabilir veya hiç yakışmayabilir, sakil durabilir.

kadınlar neden güzellik ve zerafetin temsilcisi olmak zorunda onu da anlamıyorum :)
küfür etmenin çok erkeksi görülmesi ve kadınlar bu alana girince hemen tepki verilmesinin de ilginç bir konu olduğunu düşünüyorum, buradaki tepkiler de o yönde.
mesela sözlükte bir tip vardı s..erim yerine a..arım diyordu ahah. trolldü diyebilirsiniz ama yine de komikti ve birçok kişiyi çileden çıkarmıştı. erkekler çok sert tepki gösteriyor bu tarz şeylere, işaretledikleri bölgelere kadın girince gözleri dönüyor sinirden :)

ben bunun "alanıma girmek" meselesi olduğunu da düşünmüyorum. yersiz küfür etmek erkekte de itici duruyor. fakat "eyvallah, hocam" falan gibi laflar erkeksi hareketler, kadına yakışmıyor. nasıl ki ben arkadaşım osman'a "canım" diye hitap edersem iğrenç olur, o hesap. erkekler erkeksi hareketlerde bulunsun, kadınlar kadınsı.

göz dolduran futbolcu +1

arkadaşlarıma canımı geçtim, şekerim, güzelim, cicim falan şeklinde hitap edersem hem sopa yerim hem de gay derler. kim böyle arkadaşlarına şekerim diye hitap eden bir erkek ister? kadınsı hitaplar, kadınsı sözler. moruk, hacı, bro falan da aynı şekilde erkeksi sözler işte. abla değil abi diyesim gelir öyle kadınlara. olağanüstü itici yani. küfürler de buna dahil.

yakismiyor, ne küfür, ne kabalik.

kadına da erkeğe de aynı şekilde yakışmayan şeyler. cinsiyet ayırt etmeye lüzum yok, kabalık kabalıktır.

Leş olduklarını düşünüyorum.

anında soğuma sebebi

1) fanatik gibi futbol izleyen kadınlar (futbol izlemesi güzel ama her hafta hakemlere federasyona yardıaran var)

2) küfürlü konuşan kadınlar

3) birbirlerine " aaabbiii" diyen kadınlar

aşırı tiksindirici görünüyor benim gözümde. zaten onlar da benden tiksiniyor. müthiş uyumluyuz.

hayatımda hiç küfür etmemiştim; ne zaman evlendim ve eşim yanımda küfürle konuşmaya başladı (başkalarına, ters giden işlere) son bir iki haftadır ben de sinirlendiğimde falan küfrettiğimi fark ettim. kendimden rahatsız olduğum gibi hiçbir kadına da yakıştırmıyorum. çirkin duruyor.

Oha o nasıl doktor, kendin nasıl gıda alerjini tespit edeceksin?

Ben 2 sene önce bol midyeli ve karidesli bir yemekten birkaç gün sonra vücudumda kızarıklıklarla doktora gittim. Ürtiker (kurdeşen) olmuşum, senin de öyle bir sorunun olabilir. Alerji testi yaptı ve neye alerjim varsa tek tek tespit etti. Kan veriyorsun, tek tek çeşitli gıda maddelerine ne derece hassasiyetin var grafik halinde görüyorsun. Benim deniz kabuklularına karşı epey yüksekti.. Ankara Bayındır Hastanesi - Pınar Öztaş, muayene olmanı tavsiye ederim.

doktor doğru söylemiş ne kadar alerji testi yapılsa da o testlerde herşey yok. iki kez alerji testi yaptırdım iki testte de portakal yoktu ama benim portakala alerjim var soyarken ellerim kızarır ve kaşınır. bunları ben test edip buluyorum. köri sosu yedikten bir gün sonra kollarımda kırmızı kabarcıklar çıkıyor mesela. her şeyin testi yapılamaz siz dikkat edeceksiniz.

alerji testi yaptırabilirsiniz. ama neye alerjiniz olduğunu nihayetinde siz bulacaksınız.

alerji testleri elbette bilgi verebilir ama aslolan kişinin kendini takibi.

kardeşimde de çikolata alerjisi vardı. doktora falan götürmedik. çikolata vermeyince sorun çözülüyordu çünkü :)

Geçen ay medikal park'ta alerji testi yaptırdım. Testte 30-40 kadar alerjen kullanıyorlar. Eğer sendeki alerjiye bunlardan biri sebep oluyorsa orda çıkıyor. Ama listedekiler dışında bir şey sepeb oluyorsa onu tespit etmek güç. Ev tozu alerjisi çıkmıştı bende.

yani kimi insan 7 bira içebilir kimisi içemez. alkol koması diye bir şeyin varlığından haberdarsınız değil mi?

Yağlı şeyler yiyebilirsin, iddiadan önce, emilim azaltır böylece.

Yarım çay bardağı zeytinyağı için.

tuvalete işemeye gittiğinde kusarsan nasıl farkedecekler? çaktırmadan 2-3 bira da bir elinde kustur kendini (kafam bu sefer buna çalıştı kusura bakmayın.)

Öncesinde bi şey yemesen daha rahat halledersin. Yani yemek yiyip de zart diye bi saat sonrasında içmeye çalışma. Ayrıca içerken de bi şey yeme bence, cipsle falan şişirme kendini. Sigara içiyorsan sigarayı az iç, çünkü kafan daha kolay iyi olur, kusma ihtimalin artar. Bi de benim çok içilecek günlerde yaptığım bir uygulama bi tane aspirin almak. İçtikten sonra da yatmadan önce bi tane daha alıyorum, ertesi günüm daha rahat geçiyor. Ayrıca biralar olabildiğince soğuk olsun.
7 birayı içersin 2.5 saatte, çok çok fazla değil. Ben kadın halimde 6 bira içiyorum allahıma şükür.

metpamid iç. mide bulantını azaltır, kusmazsın.

gerçi 7 bira içicem diyorsun, alkolle almak çok da iyi bir fikir olmayabilir.

önlerinde işeyeceğim, lokasyon yıldız parkı; gizli kusuş yalan yani :) komadan haberdarım ama endişe edeceğim bir miktar değil gibi. sigara kullanmıyorum, yeşilay 4 ever. biralar soğuk olursa içimi zorlaşır diye ortalama dış mekan sıcaklığında tutulan biraları tercih etmeyi düşünüyorum. bir de başlangıçta hızlı içip sonra yavaşlamak mı, ortalama standartlarda seyir mi daha sağlıklı olur; muğlak biraz.

metpamid'i araştıracağım, büyük bir risk taşımıyorsa değermiş mide rahatlığı için. bir de önceki gün/o gün spor yapmış olsam (yüzme/koşu) nasıl etkiler, bir fikri olan varsa onu da alabilirim.

Dış mekan sıcaklığındaki bira mideni bulandırır ama. Ortalama bi seyir tutturursan bence kafanın iyi olma olasılığı düşer. Gerçi ben hiç yapamam onu, yavaş başlayıp hızlı devam ediyorum, sonradan açılıyorum.

zeytinyağı +1

zeytinyağı yeter. içmeden 15 dakika önce.

yaklaşık 20 dakikada bir bira demek, sıkıntı olmaz.
hızlı içme, 20 dakikada bir bitirecek tempoyla iç işte. gençken bundan çok daha ağırlarını yaptım, bir de ben bizim grubun kötü içeniydim:)
çok soğuk olursa mideni üşütürsün, ama sıcak da içilmez, makul davran. ben olsam midye tava veya fıstık tercih ederdim. çok zayıf falan değilsen komaya da girmezsin.

zeytinyağı yıllardır duyduğum bir şey de, yarım çay bardağı mıdır bunun ideali? bir içsem +/-'si ne olur?

o gün dışarı sıcaklığı 12-15°C olacak sanırım, biralar şişe olacağından sıcaktan soğuk, soğuktan sıcak olurlar gibi. içişi hızlandırmak da mühim, soğuk bira beni yavaşlatabilir diye düşünüyorum ama bakacağız.

bu kadar hazırlık yapsam 2 saatte 10 birayı deviririm.

içmeye başlamadan 2-3 saat önce yemeyi içmeyi kes. her bira arası birer ikişer yuvarlamak için midye dolma al yanına bitti gitti. tatava yapma çak geç. :)

robin bey neler söylüyorsunuz; ciddiyseniz sizi bet office'imize alalım.