fadetoreality
Doktor dış kulak iltihabı var diye Siprogut verdi, eczacı o yok, Gentagut vereyim mi diye vana sordu, ben de bilmediğimden ona bıraktım.İkisi farklı antibiyotikmiş, peki nasıl birbirinin yerine verilebiliyor? Geniş spektrumlu mu, yoksa bu tip enfeksiyona neden olan bakteri üzerinde ikisi de mi etkin
Doktor dış kulak iltihabı var diye Siprogut verdi, eczacı o yok, Gentagut vereyim mi diye vana sordu, ben de bilmediğimden ona bıraktım.
İkisi farklı antibiyotikmiş, peki nasıl birbirinin yerine verilebiliyor? Geniş spektrumlu mu, yoksa bu tip enfeksiyona neden olan bakteri üzerinde ikisi de mi etkin? İçeriği farklı olduğundan muadil ilaç olmuyor bunlar, değil mi?
Teşekkürler...
İkisi farklı antibiyotikmiş, peki nasıl birbirinin yerine verilebiliyor? Geniş spektrumlu mu, yoksa bu tip enfeksiyona neden olan bakteri üzerinde ikisi de mi etkin? İçeriği farklı olduğundan muadil ilaç olmuyor bunlar, değil mi?
Teşekkürler...
0
Doktorun dediği iki eczanede yoktu. İşyerime yakın başka eczane de yok, ilkinden almadım ama ikinciden mecbur aldım çünkü baikanyere gidemeyeceğim.
0
eczaci halt etmis ikisi alakasiz ilaclar. gentagut benim vermeyi hic sevmedigim bir ilac cunku ototoksik oldugu icin Kulak zari delikse kulaga cok ciddi zarar verebiliyor. siprogutun böyle bir yan etkisi yok. sizin yerinizde olsam gentagutu asla damlatmaz, siprogutu bir sekilde arar bulurdum.
o tavsiyeyi veren eczaci kalfasinin da Allah cezasini verir ins.
o tavsiyeyi veren eczaci kalfasinin da Allah cezasini verir ins.
0
yakın zamanda doktor bana ikisini beraber vermişti. 3 damla birini, o kulaktayken 3 damla da üzerine diğerini damlat demişti.
daha yeni aldım ben. öyle bulunmayan bir ilaç değil. yakın çevrenize sorun civardaki eczanelere sorsunlar bence.
daha yeni aldım ben. öyle bulunmayan bir ilaç değil. yakın çevrenize sorun civardaki eczanelere sorsunlar bence.
0
Wilhelm
Arkadaslar selam. Capa'dan umraniyeye en yakin nasil giderim ? Marmarayla uskudar'a gecip ordan bi otobuse atlamayi dusunuyorum.Krokiyi ekledim yardimci olabilecek varsa superolur.
Arkadaslar selam. Capa'dan umraniyeye en yakin nasil giderim ?
Marmarayla uskudar'a gecip ordan bi otobuse atlamayi dusunuyorum.
Krokiyi ekledim yardimci olabilecek varsa superolur.
Marmarayla uskudar'a gecip ordan bi otobuse atlamayi dusunuyorum.
Krokiyi ekledim yardimci olabilecek varsa superolur.
0
ikea ya gitmek için üsküdardan 9üd numaralı otobüse binebilirsiniz. Çakmak durağında inip az bişey yürüyeceksiniz.
0
Çakmak'ta inip yürümek biraz zaman alabilir. İkea'nın oralardan taksiye binerseniz 8 veya çevre yolundan giderse 15 lira tutar. Sony'nin yerini bilmiyorlarsa sanayideki Huzur AVM diye sorun.
0
ikea için, çakmak köprüsünde indikten sonra yürümek yerine 20ü veya 11h a binebilirsiniz.
0
AWD
bu bir problem midir,yoksa asıl problem benim 26 yaşında hala ailemle birlikte yaşayan mezun bir işsiz olmam mıdır, yoksa bir cinsel hayatımın olmaması mıdır, tartışılır.ama yukarıdan çok mahrem sesler geliyor.et ete çarptıkça gelen ses, operasyon sırasında yaşanan diyaloglar, refleksler, tepkiler h
bu bir problem midir,yoksa
asıl problem benim 26 yaşında hala ailemle birlikte yaşayan mezun bir işsiz olmam mıdır, yoksa bir cinsel hayatımın olmaması mıdır, tartışılır.
ama yukarıdan çok mahrem sesler geliyor.et ete çarptıkça gelen ses, operasyon sırasında yaşanan diyaloglar, refleksler, tepkiler hepsinin sesi net bir şekilde duyuluyor. bu beni rahatsız etmiyor, hatta insanların mutlu olduğunu bilmek beni mutlu ediyor.hiç bir yuvanın dağılmasını istemem.
sesin kaynağı tam benim odamın üstündeki oda. haftada en az 3 kez(perşembe 21:00 ,cumartesi 22:00,pazartesi 20:30 civarı) oluyor ve ortalama 15 dakika sürüyor.
sorun şu ki,bu sesler akşam 20:30 dan sonra bina sessizliğe büründüğü için aşırı duyuluyor.(aslında sorun hanımefendinin çok ses çıkarması). Bu seslere ailem de tanık oluyor ve bazılarına anlamsız gelecek bir çekingenlik duygusu bende oluşuyor, rahatsız hissediyorum.yani annem babam ben ve genç kız kardeşimin gözlerini tavana dikip baktığı, üst kattan ahhh uuhh ayyy eveet, "lan niye ağlıyosun" , "sokmadım ki" vb. seslerin geldiği bir sahne canlandırın gözünüzde.
inşallah hiç yaşamadıkları kadar uçuk orgazmlar yaşarlar ancak üst kattaki bu kızcağıza bağırmaması gerektiğini nasıl bildirmeli?bu konuda neler yapılabilir?
asıl problem benim 26 yaşında hala ailemle birlikte yaşayan mezun bir işsiz olmam mıdır, yoksa bir cinsel hayatımın olmaması mıdır, tartışılır.
ama yukarıdan çok mahrem sesler geliyor.et ete çarptıkça gelen ses, operasyon sırasında yaşanan diyaloglar, refleksler, tepkiler hepsinin sesi net bir şekilde duyuluyor. bu beni rahatsız etmiyor, hatta insanların mutlu olduğunu bilmek beni mutlu ediyor.hiç bir yuvanın dağılmasını istemem.
sesin kaynağı tam benim odamın üstündeki oda. haftada en az 3 kez(perşembe 21:00 ,cumartesi 22:00,pazartesi 20:30 civarı) oluyor ve ortalama 15 dakika sürüyor.
sorun şu ki,bu sesler akşam 20:30 dan sonra bina sessizliğe büründüğü için aşırı duyuluyor.(aslında sorun hanımefendinin çok ses çıkarması). Bu seslere ailem de tanık oluyor ve bazılarına anlamsız gelecek bir çekingenlik duygusu bende oluşuyor, rahatsız hissediyorum.yani annem babam ben ve genç kız kardeşimin gözlerini tavana dikip baktığı, üst kattan ahhh uuhh ayyy eveet, "lan niye ağlıyosun" , "sokmadım ki" vb. seslerin geldiği bir sahne canlandırın gözünüzde.
inşallah hiç yaşamadıkları kadar uçuk orgazmlar yaşarlar ancak üst kattaki bu kızcağıza bağırmaması gerektiğini nasıl bildirmeli?bu konuda neler yapılabilir?
0
:) Zor durumlar. Aileyle bu tarz bir ortamda kalmak korkulu rüyalarımdandır. Neyse ki yalnız yaşıyorum, apartmanımdakiler de ölüden hallice.
Ya bu işin kolay bi çözümü, hal çaresi yok sanırım. Gidip uyarmak gerekli. Akşam saatlerinde çok sesiniz geliyor aşağıya, biraz daha dikkat eder misiniz falan demekten başka ne yapılabilir ki? Hayvan gibi şiy yapıyosunuz yav da diyemeyeceğine göre.
Ya bu işin kolay bi çözümü, hal çaresi yok sanırım. Gidip uyarmak gerekli. Akşam saatlerinde çok sesiniz geliyor aşağıya, biraz daha dikkat eder misiniz falan demekten başka ne yapılabilir ki? Hayvan gibi şiy yapıyosunuz yav da diyemeyeceğine göre.
0
Geçenlerde bizim üst katta böyle bir olay olmuştu.tüm ev duyup duymamazlıktan gelmiştik.
Babam ertesi gün gidip konuşmuş bana sonradan söylediler ne dediğini bilmiyorum ama bir daha ses gelmedi:)
Bence bu seslerin yüksek sesli şarkı dinlemekten,korna veya inşaat sesinden farkı yok.
Yani insan gibi yaşayamayan maymunları uyarın başka birilerini rahatsız etme hakları yok.
(Bu yazı hafif bir kıskançlık içerir)
Babam ertesi gün gidip konuşmuş bana sonradan söylediler ne dediğini bilmiyorum ama bir daha ses gelmedi:)
Bence bu seslerin yüksek sesli şarkı dinlemekten,korna veya inşaat sesinden farkı yok.
Yani insan gibi yaşayamayan maymunları uyarın başka birilerini rahatsız etme hakları yok.
(Bu yazı hafif bir kıskançlık içerir)
0
Bu kadar medeni olmana gerek yok. Orgazm olurken agzina hakim olamiyorsa baska yerde olsun ya da yastiga bagirsin. Hadi ara sira kendinden gecer cok cilgin sevisirsin de bagirdigini fark etmezsin ama bu olay hep oluyorsa bildigin dusuncesizlik hayvanlik o yuzden denk geldiginiz bir zaman gurultu konusunu acmanizi tavsiye ederim. Kapiya gitme falan yapmayin hos olmaz.
0
bilgisayardan çıkarıp bir not birak kapılarının önüne. "çok sesiniz geliyor :)" gibi.
edit: güvenlik kamerası yoksa tabii
edit: güvenlik kamerası yoksa tabii
0
abi bence hiç bozma, uyarma rahatsız etme devam etsinler.
karısını dövenin, çocuğu zırıldayanın, evde topukluyla gezen manyağın,gitmeyen dev bok yüzünden arka arkaya çekilen sifon sesleri yerine bu sesler çıksın. şanslı insanmışsın ki böyle komşuya denk gelmişsin.
şimdi gidip az sevişin abla ya, abi sen de az yavaş yahu desen utandırsan bu sefer gerilecekler düzenleri bozulacak adam erken boşalacak kadın orgazm olamayacak derken kavgalar başlayacak bu sefer de fırlatılan eşyalar küfürler vs dinleyeceksiniz
hiç dokunma bence.
karısını dövenin, çocuğu zırıldayanın, evde topukluyla gezen manyağın,gitmeyen dev bok yüzünden arka arkaya çekilen sifon sesleri yerine bu sesler çıksın. şanslı insanmışsın ki böyle komşuya denk gelmişsin.
şimdi gidip az sevişin abla ya, abi sen de az yavaş yahu desen utandırsan bu sefer gerilecekler düzenleri bozulacak adam erken boşalacak kadın orgazm olamayacak derken kavgalar başlayacak bu sefer de fırlatılan eşyalar küfürler vs dinleyeceksiniz
hiç dokunma bence.
0
bu olaydaki tek sorun seslerin sadece 15 dakika sürmesi..
15 dakika ne lan :DD gülüyom ama aslında oldukça üzücü.
15 dakika ne lan :DD gülüyom ama aslında oldukça üzücü.
0
benim de başıma geldi böyle bir şey.arkadaşa vizelere çalışmaya gitmiştim.öğrenci evi.
birden malum sesler,karyola gıcırtısı falan.
konsantremiz bozuldu çalışamadık lan.uzun da sürmedi ama.ilk defa olunca şoku kolay atlatamadık tabi.
ama haftanın 3 günü kaldıramazdım herhalde.başta kahkaha atar,zamanla yine mi sevişiyo lan bunlar diye sinirlenirdim.
işin zor hacı.anan babana da yazık kandıramıyor artık seni.çocuk değilsin,biliyorsun neyin ne olduğunu.
birden malum sesler,karyola gıcırtısı falan.
konsantremiz bozuldu çalışamadık lan.uzun da sürmedi ama.ilk defa olunca şoku kolay atlatamadık tabi.
ama haftanın 3 günü kaldıramazdım herhalde.başta kahkaha atar,zamanla yine mi sevişiyo lan bunlar diye sinirlenirdim.
işin zor hacı.anan babana da yazık kandıramıyor artık seni.çocuk değilsin,biliyorsun neyin ne olduğunu.
0
hiçbişi demeyin bence ne güzel sevişiyorlar işte. 15 dk çekiverin o sesleri nolcak. ses çıktığı zaman müzik falan açın.
0
Ne yapabilirsiniz, ne yapmalısınız bilmiyorum. Bizim komşulardan da geliyor bu tip sesler, gidip uyaramadım, sabrediyorum.
Ama "bi şey yapma, bırak sevişsinler" demek de saçmalık. Kimse başkalarının gürültüsünü çekmek zorunda değil, ne gürültüsü olursa olsun.
Ama "bi şey yapma, bırak sevişsinler" demek de saçmalık. Kimse başkalarının gürültüsünü çekmek zorunda değil, ne gürültüsü olursa olsun.
0
Tamam kimsenin sevişmesine karıştığım yok ama üstte de denildiği gibi apartman ise komşularına saygılı olmak zorundasın. Tutup kardeşim az sessiz yapın denilmez ama apartmanda gurultu oluyor filan denilebilir. Ya da kapıya not birakma işinde mantıklı. Kaldi ki küçük bir cocuk da o sesi duyabilir. Şayet benim küçük çocuğum duysa ben gider uyarırım. Psikolojisi bozulmasın.
0
normal bir gürültüymüş gibi değerlendirip gidip konuş. saat de çok geç değil ama yine de dediğin gibi sessizlikten dolayı çok duyuluyor dersin. konuşmalarınız bile duyuluyor deyip durumun ciddiyetini hissettirebilirsin. belki evet, sorun binanın sesi izole etmeyişi.
belki ses için orta bir seviyede buluşursunuz, hepiniz mutlu olursunuz
belki ses için orta bir seviyede buluşursunuz, hepiniz mutlu olursunuz
0
Yalıtım şart. Ayrıca belirli günler ve haftalar seksi de garipmiş memur gibiler resmen. Bırak bağıra bağıra sevişsinler. Susturup 15 dakikalarına mani olmamak lazım. Tabii git konuş. Yalıtım yapsınlar :D
0
bizim eski kiracı çift üst katımızda afedersiniz hayvanlar gibi tepişiyordu seks öncesi. birbirlerini yere çarpa çarpa, güle bağıra yuvarlanıyorlardı girizgah olarak. ama bunlar gece 12 gibi işten döndüklerinden faaliyet bu saatlerde start alıyordu. ev eski, odalar büyük, döşemeler ince, zangır zangır ses oluyor, ev yıkılıyor gibi..
bi gün annem "bazen çok gürültü geliyor, biri birini yerden yere çarpar gibi, biraz dikkat edin pls" dedi. 20'li yaşlardaki adam da "karıma ne yapacağım size düşmez" gibi bi cevap verdi. sonra a.s.a.p. şut tabii.
en makulu annenin kıza kibarca çıtlatması olabilir.
bi gün annem "bazen çok gürültü geliyor, biri birini yerden yere çarpar gibi, biraz dikkat edin pls" dedi. 20'li yaşlardaki adam da "karıma ne yapacağım size düşmez" gibi bi cevap verdi. sonra a.s.a.p. şut tabii.
en makulu annenin kıza kibarca çıtlatması olabilir.
0
fadetoreality
Merhaba,Barsak enfeksiyonu için Nidazol kullandım. Boğazımda şişme gibi hissettiğim şey boyun, omuz ve sırt ağrısı, göğüs sıkışması gibi bir hâl aldı. İlacın yan etkilerinden olabilir diye düşünüyorum. Benzer bir şey yaşayan var mı? Geçmesini mi bekleyeyim, nörolojiye mi gideyim emin olamadım. Nörol
Merhaba,
Barsak enfeksiyonu için Nidazol kullandım. Boğazımda şişme gibi hissettiğim şey boyun, omuz ve sırt ağrısı, göğüs sıkışması gibi bir hâl aldı. İlacın yan etkilerinden olabilir diye düşünüyorum. Benzer bir şey yaşayan var mı? Geçmesini mi bekleyeyim, nörolojiye mi gideyim emin olamadım. Nöroloji dememin sebebi ilaçla ilgili bu tip sıkıntıların nöroloji makalelerinde yazılmış olması, sizin öneriniz varsa duymak isterim.
Teşekkürler...
Barsak enfeksiyonu için Nidazol kullandım. Boğazımda şişme gibi hissettiğim şey boyun, omuz ve sırt ağrısı, göğüs sıkışması gibi bir hâl aldı. İlacın yan etkilerinden olabilir diye düşünüyorum. Benzer bir şey yaşayan var mı? Geçmesini mi bekleyeyim, nörolojiye mi gideyim emin olamadım. Nöroloji dememin sebebi ilaçla ilgili bu tip sıkıntıların nöroloji makalelerinde yazılmış olması, sizin öneriniz varsa duymak isterim.
Teşekkürler...
0
Google'da metronidazole sore neck veya stiff neck yazınca birçok şey çıkıyor, ilacın prospektüsünde de yazıyor zaten.
Şu ana kadar doktora gitmemiş olmamın sebebi de bu zaten, "bu ilaç antibiyotik, omuz tutulması ne alaka?" denecek olması. Zaten tam olarak sıkıntımı anlatamıyorum bile, o kadar garip bir his.
Şu ana kadar doktora gitmemiş olmamın sebebi de bu zaten, "bu ilaç antibiyotik, omuz tutulması ne alaka?" denecek olması. Zaten tam olarak sıkıntımı anlatamıyorum bile, o kadar garip bir his.
0
fadetoreality
Merhaba,Dizüstü bilgisayarımda 3 adet USB portu var, üçünde de SS yazıyor, birinin yanında ayrıca keskin hatlı S, veya ters Z gibi bir şey var, güç simgesi.1) SS sembolü USB 3.0 mı demek?2) Diğer sembolün adı nedir, ne işe yarar?3) Diğer sembollü olan porta mouse takılıyken bilgisayarın şarj adaptör
Merhaba,
Dizüstü bilgisayarımda 3 adet USB portu var, üçünde de SS yazıyor, birinin yanında ayrıca keskin hatlı S, veya ters Z gibi bir şey var, güç simgesi.
1) SS sembolü USB 3.0 mı demek?
2) Diğer sembolün adı nedir, ne işe yarar?
3) Diğer sembollü olan porta mouse takılıyken bilgisayarın şarj adaptörünü takmam veya çıkarmam kısa süreli bir kesintiye sebep oluyor, sanki mouse'u çıkarıp tekrar takmışım gibi Windows'tan çıkarıp takma sesi geliyor. Diğer portlarda bu olmuyor. Bu normal mi, ayarlanır mı?
Teşekkürler...
Dizüstü bilgisayarımda 3 adet USB portu var, üçünde de SS yazıyor, birinin yanında ayrıca keskin hatlı S, veya ters Z gibi bir şey var, güç simgesi.
1) SS sembolü USB 3.0 mı demek?
2) Diğer sembolün adı nedir, ne işe yarar?
3) Diğer sembollü olan porta mouse takılıyken bilgisayarın şarj adaptörünü takmam veya çıkarmam kısa süreli bir kesintiye sebep oluyor, sanki mouse'u çıkarıp tekrar takmışım gibi Windows'tan çıkarıp takma sesi geliyor. Diğer portlarda bu olmuyor. Bu normal mi, ayarlanır mı?
Teşekkürler...
0
Şekilli olan 3.0 , güç simgesi olan da eğer bios dan ayarladıysanız alet kapalıyken bile güç verir. Telefon falan şarj edebilirsiniz çantadayken bile. Sanırım güçle alakalı olduğundan bunu yapması normal. O portu kullanmamaya çalışın şarj aleti dışında.
0
1. SS USB 3.0 demek.
2. diger Z dedigin muhtelen voltaj isareti ama marka model verirsen ne ise yaradigina bakilabilir.
3. muhtemelen bilgisayar sarj adaptoru takinca farkli bir kanaldan elektrik sagliyor o porta o nedenle de o portaki cihaz resetleniyor. bu da windows un ses yapmasina neden oluyor.
2. diger Z dedigin muhtelen voltaj isareti ama marka model verirsen ne ise yaradigina bakilabilir.
3. muhtemelen bilgisayar sarj adaptoru takinca farkli bir kanaldan elektrik sagliyor o porta o nedenle de o portaki cihaz resetleniyor. bu da windows un ses yapmasina neden oluyor.
0
USB Charger+ içeren USB 3.0 bağlantı noktası
(şimşek) simgesiyle beraber USB 3.0 bağlantısına sahip olduğunuzda, cihazınızın USB Charger+ özelliği kullanılabilir demektir. USB Charger+, mobil aygıtları hızlı bir şekilde şarj etmenizi sağlar ve bilgisayarınız uyku, bekleme veya kapanma modunda (seçili modellerde) olduğu zaman bile kullanılabilir.
dlcdnet.asus.com
sayfa 80
(şimşek) simgesiyle beraber USB 3.0 bağlantısına sahip olduğunuzda, cihazınızın USB Charger+ özelliği kullanılabilir demektir. USB Charger+, mobil aygıtları hızlı bir şekilde şarj etmenizi sağlar ve bilgisayarınız uyku, bekleme veya kapanma modunda (seçili modellerde) olduğu zaman bile kullanılabilir.
dlcdnet.asus.com
sayfa 80
0
fadetoreality
Merhaba,6502 sayılı kanunda ve garanti belgesi yönetmeliğinde arızalı bir ürünün iadesi veya değişimi için "ürünün 4 kez arızalanması", "bir yıl içinde 2 kez parça değişimi" gibi şeyler yazmıyor. 1,5 yıl içinde, 6-7 ay arayla iki kez servise gidip parçaları değişen bilgisayarım için Asus teknik serv
Merhaba,
6502 sayılı kanunda ve garanti belgesi yönetmeliğinde arızalı bir ürünün iadesi veya değişimi için "ürünün 4 kez arızalanması", "bir yıl içinde 2 kez parça değişimi" gibi şeyler yazmıyor. 1,5 yıl içinde, 6-7 ay arayla iki kez servise gidip parçaları değişen bilgisayarım için Asus teknik servis çalışanının, Asus destek hattına yaptığım birkaç farklı aramada görüştüğüm kişilerin, Asus'a email ile yazdığımda cevap veren kişinin hepsi farklı şeyler söyledi. tuketici.gov.tr'nin telefon hattı olan 175'i de 3 kez aradım, üçünde de "1 yıl içinde 4, 2 yıl içinde 6 kez arıza olması gerekiyor" dediler.
Haksız yere iade için zorlamak istemiyorum, ama bu ürün de hatalı, çünkü inanılmaz dikkatli kullanmış olmama rağmen durduk yere bozuldu iki kez. Onarıp vermiş olsalar da garanti süresi azaldığından tekrar bozulmasını beklemek istemiyorum, iade etmek istiyorum.
Bu kanunun uygulanışı, yani gerçek iade ve/veya değişim koşulları nedir? Koca internette, kanunda, yönetmelikte "budur" diyen bir şey bulamadım.
6502 sayılı kanunda ve garanti belgesi yönetmeliğinde arızalı bir ürünün iadesi veya değişimi için "ürünün 4 kez arızalanması", "bir yıl içinde 2 kez parça değişimi" gibi şeyler yazmıyor. 1,5 yıl içinde, 6-7 ay arayla iki kez servise gidip parçaları değişen bilgisayarım için Asus teknik servis çalışanının, Asus destek hattına yaptığım birkaç farklı aramada görüştüğüm kişilerin, Asus'a email ile yazdığımda cevap veren kişinin hepsi farklı şeyler söyledi. tuketici.gov.tr'nin telefon hattı olan 175'i de 3 kez aradım, üçünde de "1 yıl içinde 4, 2 yıl içinde 6 kez arıza olması gerekiyor" dediler.
Haksız yere iade için zorlamak istemiyorum, ama bu ürün de hatalı, çünkü inanılmaz dikkatli kullanmış olmama rağmen durduk yere bozuldu iki kez. Onarıp vermiş olsalar da garanti süresi azaldığından tekrar bozulmasını beklemek istemiyorum, iade etmek istiyorum.
Bu kanunun uygulanışı, yani gerçek iade ve/veya değişim koşulları nedir? Koca internette, kanunda, yönetmelikte "budur" diyen bir şey bulamadım.
0
Yönetmelikte süre ve sayı yazmamasının sebebi geçen yıl bu sınırlamaların kaldırılmış olması. Yeni yönetmeliğe göre arızalanıp tamir gören ürün garanti süresi içinde herhangi bir zamanda tekrar arızalandığında herhangi bir süre/sayı sınır olmadan değişim talep edilebiliyor. Yani ikinci kez arızalandığında servisten tamir değil değişim talep etseydin sana yenisini vermek zorundalardı. Ama şu anda bir arızası yoksa bu hakkını kullanamazsın çünkü tamir hakkı olarak kullandın. Ancak garanti süresinde tekrar arızalanması lazım ki servise gönderdiğinde doğrudan değişim talep edebilesin.
0
Kanunda bu da çok net yazmıyor, 11. maddedeki seçimlik haklardan onarım hakkını kullandıysa iade talep edebilir, gibi bir şey yazıyordu. Ancak 11. maddedeki seçimlik hakların hangi durumda ortaya çıktığı çok açık değil.
Sizin dediğiniz gibiyse bile ben iade etmek istediğimi teknik servis çalışanına söyledim, email veya telefon numaralarından ulaş dedi, ben de email attım ve reddedildi dediler. Bu arada bana sorunun ne olduğunu söylemeden onardılar. Yani yine bir usulsüzlük yok mu?
Sizin dediğiniz gibiyse bile ben iade etmek istediğimi teknik servis çalışanına söyledim, email veya telefon numaralarından ulaş dedi, ben de email attım ve reddedildi dediler. Bu arada bana sorunun ne olduğunu söylemeden onardılar. Yani yine bir usulsüzlük yok mu?
0
Öyle bir madde göremedim, şuradan güncel haline bakabilirsin.
www.resmigazete.gov.tr
Ayrıca şurada da bahsettiğim şekilde açıklanmış. www.tuketiciler.org Eğer sen değişim talep etmene rağmen onarım yaptılarsa Madde 9'a uymamış olurlar yine değişim isteyebilirsin ama talebini yerine getirmediklerini kanıtlaman lazım tabi.
www.resmigazete.gov.tr
Ayrıca şurada da bahsettiğim şekilde açıklanmış. www.tuketiciler.org Eğer sen değişim talep etmene rağmen onarım yaptılarsa Madde 9'a uymamış olurlar yine değişim isteyebilirsin ama talebini yerine getirmediklerini kanıtlaman lazım tabi.
0
Kanunen hükmü nedir bilmiyorum, ancak en azından email yazışmalarımız var ve email'da "bana arızaların sebebini, yapılan işlemleri, ikinci arızada iade isteğimi reddettiğinizi yazılı olarak bildirin" gibi bir şey dedim ısrarla, ancak vermiyorlar.
Bilseydim özensiz kullanırdım. Bundan sonra bari ekranı kenarından açayım, belki kalan 6 ayda bir kez daha bozulur da değiştirebilirim :)
Bilseydim özensiz kullanırdım. Bundan sonra bari ekranı kenarından açayım, belki kalan 6 ayda bir kez daha bozulur da değiştirebilirim :)
0
fadetoreality
Merhaba,Babam araba almak istiyor. Jetta 1.2 Comfortline'ı gözüne kestirmiş. Donanımı filan iyi göründü gözüme ama ben anlamam, uzun uzun araştırmaya da vaktim yok.Jetta'nın kötü bir ünü var mı herhangi bir konuda? Örneğin TSI ile ilgili iyi ve kötü şeyler okudum, içime kurt düştü. 60 yaşında adam,
Merhaba,
Babam araba almak istiyor. Jetta 1.2 Comfortline'ı gözüne kestirmiş. Donanımı filan iyi göründü gözüme ama ben anlamam, uzun uzun araştırmaya da vaktim yok.
Jetta'nın kötü bir ünü var mı herhangi bir konuda? Örneğin TSI ile ilgili iyi ve kötü şeyler okudum, içime kurt düştü. 60 yaşında adam, sürekli araba al sat işiyle filan da uğraşamaz.
Onun yerine önereceğiniz başka araba var mı?
Babam araba almak istiyor. Jetta 1.2 Comfortline'ı gözüne kestirmiş. Donanımı filan iyi göründü gözüme ama ben anlamam, uzun uzun araştırmaya da vaktim yok.
Jetta'nın kötü bir ünü var mı herhangi bir konuda? Örneğin TSI ile ilgili iyi ve kötü şeyler okudum, içime kurt düştü. 60 yaşında adam, sürekli araba al sat işiyle filan da uğraşamaz.
Onun yerine önereceğiniz başka araba var mı?
0
hiçbir şey yazmamışsınız ki.
bütçe nedir,
araba ne amaçla kullanılacak,
ayda ortalama ne kadar yol gidecek,
sıfır mı ikinci el mi,
vs vs.
bütçe nedir,
araba ne amaçla kullanılacak,
ayda ortalama ne kadar yol gidecek,
sıfır mı ikinci el mi,
vs vs.
0
Jetta deyince, ona yakın (sınıf ve fiyat olarak) öneriler gelir diye düşündüm. İkinci el değil, sıfır. Genelde şehir içi, evden işe giderken filan, ara sıra da tatile giderken kullanacak. Yılda 10 bin km civarında.
0
bu kadar skandalın üzerine hala vw diyorsanız, kimsenin öneride bulunmamasına şaşırmayın.
golf öneriyorum. hem tok kapı sesi falan.
golf öneriyorum. hem tok kapı sesi falan.
0
Babanız güzel bir tercih yapmış. Jetta'nın söyleyebileceğim tek kötü yanı genelde şirketler kullanıyor. 1.2 TSİ motor (beklentiye bağlı olarak) kötü bir motor değil. Şehir içinde/ dışında gayet yeterli olacaktır. Hatırladığım kadarıyla da sakin kullanımda şehir içi 6-7 litre yakıyordu 100 km de. Comfortline donanım da dolu sayılır.
Alternatifler birazda sizin kullanımınıza ve beklentinize göre değişiyor. Ama yakın fiyat skasında ve aynı sınıfta Skoda Octavia (aynı platformu kullanıyor Jetta ile) ve Ford Focus var. Bagaj çok önemli değil derseniz de Golf veya HB Focusta olabilir.
Başka sorularınız olursa da cevaplamaya çalışırım. Şimdiden hayırlı olsun
Alternatifler birazda sizin kullanımınıza ve beklentinize göre değişiyor. Ama yakın fiyat skasında ve aynı sınıfta Skoda Octavia (aynı platformu kullanıyor Jetta ile) ve Ford Focus var. Bagaj çok önemli değil derseniz de Golf veya HB Focusta olabilir.
Başka sorularınız olursa da cevaplamaya çalışırım. Şimdiden hayırlı olsun
0
geçen sene jetta'nın en boş versiyonunun fiyatı octavia'nın optimal versiyonuyla(çok boş değil ama çok dolu da değil) aynı fiyataydı. 1.6dsg dizel için bu söylediğim. büyük ihtimalle diğer motor seçeneklerinde de aynı durum mevcuttur.
0
Bu kadar skandalın üstüne ben de Volkswagen'dan soğudum, ama zaten Jetta iyidir güzeldir demiyorum, skandallar yüzünden almasın mı, alternatifleri nelerdir, onu soruyorum. Yoksa arabadan anlamam.
0
@fadetoreality; pardon, hemen bildiklerimi yazıyorum:
- ford focus; gayet başarılı, kendi segmentinde her kasası tutulmuş bir araç. yenileri de gayet güzel.
- renault megane: artık sadece hb olanları satılmasına rağmen yakıttaki başarısı ile öne çıkıyor.
- citröen c4: fiyat/performans canavarı; özellik bakımından diğerlerine 1 sayfa fark atar. dolu, dopdolu bir araba isteyenler için (p.s. sürücü koltuğunun yanında soğutucu bölme var).
- opel astra sedan: alman sevenler için.
- toyota corolla: uzun süre kullanayım, başım ağrımasın diyenler için.
bonus: alfa romeo gulietta: sürüş zevkine düşkünler için.
p.s. markanın gözümde olan sevimsizliğini sana yansıtmışım, kusuruma bakma.
- ford focus; gayet başarılı, kendi segmentinde her kasası tutulmuş bir araç. yenileri de gayet güzel.
- renault megane: artık sadece hb olanları satılmasına rağmen yakıttaki başarısı ile öne çıkıyor.
- citröen c4: fiyat/performans canavarı; özellik bakımından diğerlerine 1 sayfa fark atar. dolu, dopdolu bir araba isteyenler için (p.s. sürücü koltuğunun yanında soğutucu bölme var).
- opel astra sedan: alman sevenler için.
- toyota corolla: uzun süre kullanayım, başım ağrımasın diyenler için.
bonus: alfa romeo gulietta: sürüş zevkine düşkünler için.
p.s. markanın gözümde olan sevimsizliğini sana yansıtmışım, kusuruma bakma.
0
fadetoreality
Merhaba,Bir elektronik ürün için hangi durumlarda değişim talep etme hakkımız var? Yasal durum hakkında bilgi verebilirseniz sevinirim. Aşağıya biraz gereksiz ayrıntılarla yazdım. Teşekkürler...Yaklaşık 1,5 yıl önce bir bilgisayar aldım. ASUS diye güvenip aldım ve ortalamanın üstünde de bir fiyatı v
Merhaba,
Bir elektronik ürün için hangi durumlarda değişim talep etme hakkımız var? Yasal durum hakkında bilgi verebilirseniz sevinirim. Aşağıya biraz gereksiz ayrıntılarla yazdım. Teşekkürler...
Yaklaşık 1,5 yıl önce bir bilgisayar aldım. ASUS diye güvenip aldım ve ortalamanın üstünde de bir fiyatı vardı (16GB RAMli filan bir şey). Kutuyu açıp incelerken fark ettim ki touchpad yamuk, blueray sesli çalışıyor filan, gidip Bimeks'ten (aldığım mağazadan) değiştirdim. Yaklaşık 1 yıl sonra ekranda temassızlık olmaya başladı, birkaç gün sonra da menteşesi kırıldı, kabloları filan ortaya çıktı. Servise götürdüm, menteşeyi ve kapağı (lcd paneli değil, sadece kapağı) değiştirdiler. Dün yine ekranda temassızlık olmaya başladı, bugün yine servise götürdüm ve değişim istediğimi söyledim. Ancak 4 kez parça değişimi olması durumunda değişim hakkımın olduğunu söylediler. Muhtemelen onarıp verecekler. Bu üründe bir tasarım hatası olduğunu düşünüyorum, çünkü kapak açılıp kapansın diye yapılmıştır, ben de hassas olduğunu düşündüğüm için çok dikkatli kullandım, ya iki taraftan ya da tam ortadan dengeli olarak açıp kapatıyorum. Hatta epeydir korkumdan, çantamda bilgisayar bölmesi olmasına rağmen, kabarcıklı poşetlere sarıp taşıyorum psikopat gibi.
Bir elektronik ürün için hangi durumlarda değişim talep etme hakkımız var? Yasal durum hakkında bilgi verebilirseniz sevinirim. Aşağıya biraz gereksiz ayrıntılarla yazdım. Teşekkürler...
Yaklaşık 1,5 yıl önce bir bilgisayar aldım. ASUS diye güvenip aldım ve ortalamanın üstünde de bir fiyatı vardı (16GB RAMli filan bir şey). Kutuyu açıp incelerken fark ettim ki touchpad yamuk, blueray sesli çalışıyor filan, gidip Bimeks'ten (aldığım mağazadan) değiştirdim. Yaklaşık 1 yıl sonra ekranda temassızlık olmaya başladı, birkaç gün sonra da menteşesi kırıldı, kabloları filan ortaya çıktı. Servise götürdüm, menteşeyi ve kapağı (lcd paneli değil, sadece kapağı) değiştirdiler. Dün yine ekranda temassızlık olmaya başladı, bugün yine servise götürdüm ve değişim istediğimi söyledim. Ancak 4 kez parça değişimi olması durumunda değişim hakkımın olduğunu söylediler. Muhtemelen onarıp verecekler. Bu üründe bir tasarım hatası olduğunu düşünüyorum, çünkü kapak açılıp kapansın diye yapılmıştır, ben de hassas olduğunu düşündüğüm için çok dikkatli kullandım, ya iki taraftan ya da tam ortadan dengeli olarak açıp kapatıyorum. Hatta epeydir korkumdan, çantamda bilgisayar bölmesi olmasına rağmen, kabarcıklı poşetlere sarıp taşıyorum psikopat gibi.
0
"Aynı sorun" tanımını da teknik servis yapıyor herhalde. İlk sorun için menteşe kırığı, ikinci sorun için temassızlık deyip farklı sorun sayabilirler bunları herhalde. Aslında üçü de aynı sorun, kasanın iyi tasarlanmamış olması sebebiyle montaj sorunları. Biraz göz attım da, menteşe ile ilgili sorun yaşayan çok kişi varmış.
0
fadetoreality
Merhaba,24 saatten uzun süredir hıçkırıyorum. Sürekli değil, ancak bir başladı mı bir saatten uzun sürüyor ve birkaç saat sonra tekrar ediyor.Daha önce de birkaç kez böyle bir şey oldu, birkaç gün sonra geçti. Doktora da gittim önce, ama bir şey yapılmadı.Doktor tavsiyesi olan ağıza burna poşet daya
Merhaba,
24 saatten uzun süredir hıçkırıyorum. Sürekli değil, ancak bir başladı mı bir saatten uzun sürüyor ve birkaç saat sonra tekrar ediyor.
Daha önce de birkaç kez böyle bir şey oldu, birkaç gün sonra geçti. Doktora da gittim önce, ama bir şey yapılmadı.
Doktor tavsiyesi olan ağıza burna poşet dayayıp karbondioksit solumak da işe yaramıyor, havasızlıktan gözüm kararmaya, başım dönmeye başlasa bile işe yaramıyor.
Su iç, nefesini tut vs dışında bir öneriniz var mı? Sebebi ne olabilir? Reflü veya yemek borusundaki yırtık gibi bir şey olabilir mi?
24 saatten uzun süredir hıçkırıyorum. Sürekli değil, ancak bir başladı mı bir saatten uzun sürüyor ve birkaç saat sonra tekrar ediyor.
Daha önce de birkaç kez böyle bir şey oldu, birkaç gün sonra geçti. Doktora da gittim önce, ama bir şey yapılmadı.
Doktor tavsiyesi olan ağıza burna poşet dayayıp karbondioksit solumak da işe yaramıyor, havasızlıktan gözüm kararmaya, başım dönmeye başlasa bile işe yaramıyor.
Su iç, nefesini tut vs dışında bir öneriniz var mı? Sebebi ne olabilir? Reflü veya yemek borusundaki yırtık gibi bir şey olabilir mi?
0
reflu den sonraki yazdıgın kısım buyuk ihtimal.
her gün düzenli aç karnına iyi kalite bal ye (iyi kalite,iyi kalite).
her gün düzenli aç karnına iyi kalite bal ye (iyi kalite,iyi kalite).
0
Bir parça simit yerken oldu, galiba iyi çiğnemeden yutmaya çalıştım ve zor geçti, bu arada zarar vermiş olabilir. Ama bu kadar sürmesi ve zaman zaman (birkaç yılda bir) tekrarlaması başka bir sebep olabileceğini düşündürüyor. Üstelik 3 saatten uzun süren hıçkırıkların önemli olabileceği yazıyor bazı yerlerde.
0
Merhaba,
Öncelikle eksisozluk.com
Uzun yıllardır bendede var bu sıkıntı. Bir çözümü yok maalesef çok yollar denedim gitmediğim doktor kalmadı diyebilirim. En sonunda hıçkırık başladığı zaman sakinleştirici kullanmaya başladım. En azından eskisi kadar basınç yaratmıyor bünyemde. Geçmiş olsun.
Öncelikle eksisozluk.com
Uzun yıllardır bendede var bu sıkıntı. Bir çözümü yok maalesef çok yollar denedim gitmediğim doktor kalmadı diyebilirim. En sonunda hıçkırık başladığı zaman sakinleştirici kullanmaya başladım. En azından eskisi kadar basınç yaratmıyor bünyemde. Geçmiş olsun.
0
ilk olarak kalpten şüphelendi doktorum ama bir sıkıntı çıkmadı. daha sonra bir nörolog inceledi, onda da bir problem olmadı. mideden çeşitli aralıklarla üç kere endoskopi oldum. reflü, gastrit, mide fıtığı ve midemde mikrop çıktı. 1 yıl antibiyotik ve çeşitli mide ilaçları kullandım ama, sadece yeme içmem düzene girdi midem rahatladı, hıçkırık aynen devam etmekte. en son olarak uyku kaynaklı olabileceğini düşünerek bir uyku merkezine yatmayı düşünüyorum, çünkü beni genelde uykuda tutmakta.
0
fadetoreality
Merhaba,Annemin telefon faturası epey yüksek geldi. Haberi yokken, SMS ile onay filan vermemişken, haftalık 14TL'lik imüneccim diye bir şeye abone yapılmış, farkında olmadan da birkaç hafta geçmiş. Avea'yı aradıklarında "bizimle ilgisi yok kem küm" demişler, biraz sert konuşunca iptal ettiklerini sö
Merhaba,
Annemin telefon faturası epey yüksek geldi. Haberi yokken, SMS ile onay filan vermemişken, haftalık 14TL'lik imüneccim diye bir şeye abone yapılmış, farkında olmadan da birkaç hafta geçmiş. Avea'yı aradıklarında "bizimle ilgisi yok kem küm" demişler, biraz sert konuşunca iptal ettiklerini söylemişler. İptal ettiklerinden emin değilim, ayrıca bu parayı geri almak istiyorum.
BTK'nın SSS'sinde şöyle bir şey var:
Soru: Onayım olmadan katma değerli hizmet satın aldığım gerekçesi ile hattıma ücret yansıtılmış. Ne yapmalıyım?
Cevap: Talebiniz ya da onayınız olmadan katma değerli bir hizmete üyelik yapılamamaktadır. Ancak talebiniz ya da onayınız olmadan söz konusu hizmete üyelik yapıldığını düşünüyorsanız, mobil cihazınızı sadece sizin kullandığınızdan ve başka birinin hizmete üyelik yapmadığından emin olduktan sonra, şikâyetiniz için hizmet aldığınız işletmeciye başvurabilirsiniz. Aboneler tarafından alınan hizmet ve yansıtılan ücretle ilgili kayıtlar işletmecide tutulması gerektiğinden tarafınıza bilgi verilecek veya herhangi bir hata varsa düzeltilecektir.
Buradan anladığım kadarıyla, BTK bu durum için Avea'ya başvurmamız gerektiğini söylüyor, ancak zaten burada dolandırıcılık yapanlardan birinin Avea olduğunu düşünüyorum.
Ne yapabiliriz, bir öneriniz var mı?
Annemin telefon faturası epey yüksek geldi. Haberi yokken, SMS ile onay filan vermemişken, haftalık 14TL'lik imüneccim diye bir şeye abone yapılmış, farkında olmadan da birkaç hafta geçmiş. Avea'yı aradıklarında "bizimle ilgisi yok kem küm" demişler, biraz sert konuşunca iptal ettiklerini söylemişler. İptal ettiklerinden emin değilim, ayrıca bu parayı geri almak istiyorum.
BTK'nın SSS'sinde şöyle bir şey var:
Soru: Onayım olmadan katma değerli hizmet satın aldığım gerekçesi ile hattıma ücret yansıtılmış. Ne yapmalıyım?
Cevap: Talebiniz ya da onayınız olmadan katma değerli bir hizmete üyelik yapılamamaktadır. Ancak talebiniz ya da onayınız olmadan söz konusu hizmete üyelik yapıldığını düşünüyorsanız, mobil cihazınızı sadece sizin kullandığınızdan ve başka birinin hizmete üyelik yapmadığından emin olduktan sonra, şikâyetiniz için hizmet aldığınız işletmeciye başvurabilirsiniz. Aboneler tarafından alınan hizmet ve yansıtılan ücretle ilgili kayıtlar işletmecide tutulması gerektiğinden tarafınıza bilgi verilecek veya herhangi bir hata varsa düzeltilecektir.
Buradan anladığım kadarıyla, BTK bu durum için Avea'ya başvurmamız gerektiğini söylüyor, ancak zaten burada dolandırıcılık yapanlardan birinin Avea olduğunu düşünüyorum.
Ne yapabiliriz, bir öneriniz var mı?
0
ananın telefonu akıllıysa girdiği bir siteden çıkan reklamdan falan otomatik onay alıyor veya uygulama vs. donanımhaberde konusu vardı onu bir okursun. onay aldığı için hak talep edemiyorsun tek çare mobil ödeme kapatmak. hatta yerinde olsam bimcell hat alırım anana hem ucuz hem mobil ödeme diye bir şey hiç yok. operatörler bu dolandırıcıları besleyip oradan da ekmek yiyorlar ama btk hala mağarada kaldığı için böyle oluyor
0
Hoş bişey değil ama büyük ihtimal bilmeden onay verilmiş. Yani o onay ekranı öyle koca koca onay yazmıyor. Bazen saklayıp başka bir şekle sokabiliyorlar o yüzden tek çare ön ödemeli hat alıp fazla bakiye bulundurmamak. Ayrıca şikayet bir sonuca ulaşmaz ki btk gayet güzel açıklamış. Avea nın çok suçu yok Avea onay butonuna basılıp basılmadığına bakar. İlla hıncını almak istiyorsan o i müneccim denilen servisi Sunan şirketi bul müdürnü döv
0
Onay verilmedi. Onay butonunu bir saniye gösterip otomatik tıklayan JavaScript kodlarının filan varlığını açıklayan bir blog yazısı mevcut hatta. Avea'nın da suçu var, çünkü eğer Avea kendi faturasına başka servislerin ücretinin yansıtılmasına izin veriyorsa kendi üzerinden, örneğin SMS yoluyla, bir onay almak zorunda.
0
fadetoreality
Merhaba,Gözümde nevüs var. 6 ay önce tavsiye üzerine gittiğim doktorun -hastanenin SGK ve özel sigortalarla anlaşması olmasına rağmen- hiçbir kurumla anlaşması olmaması ve muayene ücretinin 400TL olması nedeniyle başka bir doktor veya hastane arıyorum.Ayrıca Dünyagöz'de gözlerimin önceki muayenede ç
Merhaba,
Gözümde nevüs var. 6 ay önce tavsiye üzerine gittiğim doktorun -hastanenin SGK ve özel sigortalarla anlaşması olmasına rağmen- hiçbir kurumla anlaşması olmaması ve muayene ücretinin 400TL olması nedeniyle başka bir doktor veya hastane arıyorum.
Ayrıca Dünyagöz'de gözlerimin önceki muayenede çekilmiş fotoğrafları var, onları gidip isteme ve alma hakkım var mı? Varsa gidip alacağım.
Bahsettiğim doktor bir üniversitede hoca, ama oradan randevu almam imkansız, alabilsem bile muayene, tetkik, sonuç vs için tekrar tekrar gitmek için işyerimden izin alamam, alsam bile gözümün fotoğrafı Dünyagöz'de.
Soru sormaktan çok içimi dökmüş oldum, ama sinir oldum duruma.
Teşekkürler...
Gözümde nevüs var. 6 ay önce tavsiye üzerine gittiğim doktorun -hastanenin SGK ve özel sigortalarla anlaşması olmasına rağmen- hiçbir kurumla anlaşması olmaması ve muayene ücretinin 400TL olması nedeniyle başka bir doktor veya hastane arıyorum.
Ayrıca Dünyagöz'de gözlerimin önceki muayenede çekilmiş fotoğrafları var, onları gidip isteme ve alma hakkım var mı? Varsa gidip alacağım.
Bahsettiğim doktor bir üniversitede hoca, ama oradan randevu almam imkansız, alabilsem bile muayene, tetkik, sonuç vs için tekrar tekrar gitmek için işyerimden izin alamam, alsam bile gözümün fotoğrafı Dünyagöz'de.
Soru sormaktan çok içimi dökmüş oldum, ama sinir oldum duruma.
Teşekkürler...
0
Bahsettiğiniz samuray bey herhalde. Benimde annemden kitle alındı samuray beye yönlendirdiler. Bizde sizin süreçlerden geçeceğiz
0
fadetoreality
Merhaba,Az önce alt komşumuz bıçkın delikanlıyla bir tartışma yaşadık. 1 yıldır gürültülerinden bıkmış haldeyiz. Az önce yine bağırıyordu, yere biraz vurduk, sonra gelip tehdit etti, kapıyı duvarı filan yumrukladı. Ev sahibimiz hukukçu, polisi arayın dedi. Ama polise de güvenmiyorum. Ne yapmalıyız?
Merhaba,
Az önce alt komşumuz bıçkın delikanlıyla bir tartışma yaşadık. 1 yıldır gürültülerinden bıkmış haldeyiz. Az önce yine bağırıyordu, yere biraz vurduk, sonra gelip tehdit etti, kapıyı duvarı filan yumrukladı. Ev sahibimiz hukukçu, polisi arayın dedi. Ama polise de güvenmiyorum. Ne yapmalıyız?
Teşekkürler.
Az önce alt komşumuz bıçkın delikanlıyla bir tartışma yaşadık. 1 yıldır gürültülerinden bıkmış haldeyiz. Az önce yine bağırıyordu, yere biraz vurduk, sonra gelip tehdit etti, kapıyı duvarı filan yumrukladı. Ev sahibimiz hukukçu, polisi arayın dedi. Ama polise de güvenmiyorum. Ne yapmalıyız?
Teşekkürler.
0
Aradık ama polis gelmedi. Çünkü çocuk kapıda durmuyor, küfredip tehdit edip kapıyı yumrukladıktan sonra gitti. Bir daha gelirse tekrar arayın dedi polis.
0
iyide canım benim bir daha geldiğinde sadece kapıyı yumruklamaya geleceği ne malum
0
Videoya çekin bence. Hem gürültüyü hem de kapıya gelip tehdit ettiği anları.
0
Bence caydırıcı çözüm : Kamera.
Eğer gerçekten uğraşmak isterseniz, bence kapının hemen önüne ses kaydı da yapan ve kayıt ettiğini evin içinde veya uzakta bir bilgisayara ileten bir kamera sistemi kurdurun.
Kapıya geldiğinde yaptıkları ve söyledikleriyle kanıt bırakacaktır. Kamerayı kırsa bile görüntüler kalacaktır. Bu durumda polis, avukat vs için altyapı olur sanırım. Kaldı ki bence kamera olayından tırsacaktır. :)
Son olarak apartman yöneticiniz ile görüşün..
Eğer gerçekten uğraşmak isterseniz, bence kapının hemen önüne ses kaydı da yapan ve kayıt ettiğini evin içinde veya uzakta bir bilgisayara ileten bir kamera sistemi kurdurun.
Kapıya geldiğinde yaptıkları ve söyledikleriyle kanıt bırakacaktır. Kamerayı kırsa bile görüntüler kalacaktır. Bu durumda polis, avukat vs için altyapı olur sanırım. Kaldı ki bence kamera olayından tırsacaktır. :)
Son olarak apartman yöneticiniz ile görüşün..
0
Ortadoğuda yaşamanın tatlı sıkıntıları diyelim. Ben uzlaşmacı ve pısırık biriyim, ama ev arkadaşım damarına basabiliyor, ondan da korkuyorum.
0
nihayi çözümden ırak olsa bile polis çağırımının komşunu süregelen eylemlerini azaltma ya da durdurma ihtimali var. böyle bir yönelimden sonra size karşı daha saldırgan olabileceğini mi düşünüyorsunuz?
0
En yakın karakola gidip şikayet edin. Aynı şey başımıza geldiğinde biz de öyle yaptık ve polisler anında olayı halletti. Karakoldan polis memuru "hakkınızda şikayet var" diye arayınca akılları başlarına geliyor.
Son zamanlarda bu tarz gürültü olaylarının artması da hiç iç açıcı değil gerçekten, Allah hepimize sabır versin.
Son zamanlarda bu tarz gürültü olaylarının artması da hiç iç açıcı değil gerçekten, Allah hepimize sabır versin.
0
bu gibi sulh etme durumlarında polis "suç üstü" gibi bir durum aramaz ki. çıkar şikayetçi olduğunuz hane sakinleriyle konuşur.
0
çok arıza bir tipse (ki öyle görünüyor) polise gitmek tabi ki öncelikli seçenek olarak kalsın. can güvenliği ve huzur her şeyden daha önemli.
yine de arıza da olsa bir kez daha (denemişsinizdir mutlaka ama) sakin sakin konuşmayı deneyin, hak etmese bile ricacı olun, empatiye zorlayın onu, kardeşim biz işimizde gücümüzde insanlarız evde huzur bulmak istiyoruz ne olur böyle davranmasan deyin.
yani polise gidecek olsanız bile kan davasına dönüşmesin olay.
yine de arıza da olsa bir kez daha (denemişsinizdir mutlaka ama) sakin sakin konuşmayı deneyin, hak etmese bile ricacı olun, empatiye zorlayın onu, kardeşim biz işimizde gücümüzde insanlarız evde huzur bulmak istiyoruz ne olur böyle davranmasan deyin.
yani polise gidecek olsanız bile kan davasına dönüşmesin olay.
0
Ev arkadaşın da var. Bir dahaki gelişinde dövün. "Eve girmeye çalıştı" dersiniz, ne güzel.
0
soft
Malumunuz araçlar trafikte yayaları böcek olarak görüyor. Yol vermek bir yana durmuş trafikte karşıdan karşıya geçerken dahi ezilme tehlikesi yaşıyorsunuz sürekli. Araç kullanırken diğer araçların yaptıkları da malum, uzun uzun yazmaya gerek yok.Yaya olarak kaldırımda yürürken daracık yerde birden ö
Malumunuz araçlar trafikte yayaları böcek olarak görüyor. Yol vermek bir yana durmuş trafikte karşıdan karşıya geçerken dahi ezilme tehlikesi yaşıyorsunuz sürekli. Araç kullanırken diğer araçların yaptıkları da malum, uzun uzun yazmaya gerek yok.
Yaya olarak kaldırımda yürürken daracık yerde birden önünde duranlar, arkadan hızlıca geldiğin halde önünü kesenler, beşli gruplarla tüm yolu tıkayanlar vs çok fazla salak saçma durumla karşılaşıyor insan.
Bilmem ben mi çok takılıyorum ama gerçekten sinir bozucu insanların medeniyetsizliği.
Yaya olarak kaldırımda yürürken daracık yerde birden önünde duranlar, arkadan hızlıca geldiğin halde önünü kesenler, beşli gruplarla tüm yolu tıkayanlar vs çok fazla salak saçma durumla karşılaşıyor insan.
Bilmem ben mi çok takılıyorum ama gerçekten sinir bozucu insanların medeniyetsizliği.
0
ben anahtarla çiziyordum bi ara, özellikle tam karşıya geçmek tek yol olan bi yerde önümde duran araba, minibüs felan görmeyeyim hemen sevgilimin adını kazıyıp uzaklaşıyorum. ne bok yiyosa yesin, genelde evimin çevresinde olduğu için atarlanan dangalakları da bi güzel pataklıyorum. insanlıktan nasibini almayana başka iyilik yapmanın anlamı yok.
0
oğlum az bile takılıyoruz bence. yaşanmayacak nefes alınmayacak bir yer burası. elbet güzel yerleri var, elbet güzel insanlar var ama o kadar az ki denk gelmiyor.
dün araç kullanıyorum, ufaktan virajlı yol, geliş - gidiş. karşıdan öyle bir geliyor ki afedersin amkodumun çocuğu, resmen canıma kast etti. ara sokak ve virajlı yolun ortasından 80km/h ile geliyor. hemen frenledik karşılıklı, ben 20 ile falan seyrediyordum, çünkü karşıma bi o.ç çıkabileceğinin bilincinde olduğum anlardandı. dalgın ve yorgun değilsem hep bir şeyler çıkabilir, bir şeyler olabilir kafasındayım genelde.
sonra yan yana gelince elini kaldırdı, sanki suçlu benmişim gibi. öyle araba mı kullanılır a.kodumun oğlu dediğim gibi bastı gitti. hayır çarpsa bana gittim ya, gg'yim resmen.
böyle insanların kimseye zarar vermeden duvara falan vurarak farkındalık kazanmaları lazım. hem suçlu hem güçlü insanlar gördükçe yaşadığım yerden de, insanlardan da ayrı tiksiniyorum.
dün araç kullanıyorum, ufaktan virajlı yol, geliş - gidiş. karşıdan öyle bir geliyor ki afedersin amkodumun çocuğu, resmen canıma kast etti. ara sokak ve virajlı yolun ortasından 80km/h ile geliyor. hemen frenledik karşılıklı, ben 20 ile falan seyrediyordum, çünkü karşıma bi o.ç çıkabileceğinin bilincinde olduğum anlardandı. dalgın ve yorgun değilsem hep bir şeyler çıkabilir, bir şeyler olabilir kafasındayım genelde.
sonra yan yana gelince elini kaldırdı, sanki suçlu benmişim gibi. öyle araba mı kullanılır a.kodumun oğlu dediğim gibi bastı gitti. hayır çarpsa bana gittim ya, gg'yim resmen.
böyle insanların kimseye zarar vermeden duvara falan vurarak farkındalık kazanmaları lazım. hem suçlu hem güçlü insanlar gördükçe yaşadığım yerden de, insanlardan da ayrı tiksiniyorum.
0
Ben almanyada yasiyorum, daha gecen hafta nezih bir yerden turklerin yogunlukta oldugu bir mahalleye tasindim. Bisikletle okula giderken kullandigim yolun mesafesi ve yapisi digeriyle birebir ayni. Trafik isigi falan ikisinde de yok. Ama digerinde 5 dakikads okuldayken burda 10 dakikadan fazla suruyor cogu zaman. Cunku bisiklet yolu turkler tarafindan direkt yok sayiliyor.
Bir de gecenlerde bisiklet yolunda kirmizi isikta beklerken onumde, bisiklet yolunda duran yayalara dilililili zil caldim. "Yuruyoz ya iste 2 saniye beklesen patlar misin" dedi bana amca.
Bir de gecenlerde bisiklet yolunda kirmizi isikta beklerken onumde, bisiklet yolunda duran yayalara dilililili zil caldim. "Yuruyoz ya iste 2 saniye beklesen patlar misin" dedi bana amca.
0
Takilmamak mumkun degil. Isin kotusu bu sadece bir trafik sorunu degil, her alanda olan bir kultursuzluk sorunu.
0
@1zenciolmasamda
neresi acaba o güzel yerler? ya da güzel insanlar? ben daha hiç denk gelmedim.
neresi acaba o güzel yerler? ya da güzel insanlar? ben daha hiç denk gelmedim.
0
nerede eski şoförler?
cevap, şoförlerde jenerasyon değiştikçe acelecilik, tahammülsüzlük, artıyor, hoşgörü azalıyor. sonrada böyle oluyor.
cevap, şoförlerde jenerasyon değiştikçe acelecilik, tahammülsüzlük, artıyor, hoşgörü azalıyor. sonrada böyle oluyor.
0
Hem bu konuda denetimlerin ve cezalarin caydirici olmamasi, hem de insanin icindeki kendi disiplin dürtüsü az oldugundan diye dusunuyorum.
Bence de insanlarin medeniyetsizligi vs asiri sinir bozucu, abime bile sinir oluyorum, mal gibi araba kullaniyor pis cahil, binmiyorum onun kullandigi arabaya mesela.
Bence de insanlarin medeniyetsizligi vs asiri sinir bozucu, abime bile sinir oluyorum, mal gibi araba kullaniyor pis cahil, binmiyorum onun kullandigi arabaya mesela.
0
Bu magandalıktan ben de tiksindim artık. Sadece yaya-sürücü meselesi de değil bu, bakkalda, iş yerinde, lokantada, hastanede filan da aynı magandalık başka şekillerde karşına çıkıyor.
0
Milletçe genel olarak öküz ve karşımızdakine tahammülsüzüz bu bir gerçek. Araç kullanırken ayrı, yaya olarak yolda yürürken ayrı, bisiklet kullanırken apayrı sinir yaşıyorum. Sürücü yaya fark etmez, herkes önceliği kendisinde görüyor. Geçen bir sokağa girdim arabayla arkamda da en az 10 tane araç var ve yol tek şerit. Sokak da tek yön. Neyse sokağın diğer ucundan teyzenin biri yardıra yardıra geldi, bana da el kol yaptı "Geri git" anlamında. Ters yönde olduğunu söylesem de "Bana ne ben böyle gidicem" dedi, ellerini kavuşturdu bekledi öyle. Arkada bir sürü insan bekliyor filan. Yemin ederim arabadan inip bir tane ağzına vurasım geldi en sonunda.
Yayalar desen onlar da sütten çıkmış ak kaşık değil. Kendisine kırmızı yandığı halde yola atlayanlar, korna çalınca el kol yapıp küfredenler... Özellikle Mecidiyeköy'de sabahları yolda yürüyen yayalar yüzünden Walking Dead atmosferi ile işe gidiyorum her gün. Bisiklet sürersin, bisiklet yolunun yarısında mangallar sıralanmış, bisikletle geçtin diye sen suçlu olacaksın neredeyse... Herkes kendini dünyanın en önemli insanı olarak görüyor, önce o geçecek geri kalan böcekler beklesin, tüm öncelikler kendilerinde kafasındalar, temel sıkıntı bu.
Yayalar desen onlar da sütten çıkmış ak kaşık değil. Kendisine kırmızı yandığı halde yola atlayanlar, korna çalınca el kol yapıp küfredenler... Özellikle Mecidiyeköy'de sabahları yolda yürüyen yayalar yüzünden Walking Dead atmosferi ile işe gidiyorum her gün. Bisiklet sürersin, bisiklet yolunun yarısında mangallar sıralanmış, bisikletle geçtin diye sen suçlu olacaksın neredeyse... Herkes kendini dünyanın en önemli insanı olarak görüyor, önce o geçecek geri kalan böcekler beklesin, tüm öncelikler kendilerinde kafasındalar, temel sıkıntı bu.
0
@hzne bilmiyorum abi işte. öyle de demesem çok karamsar olacaktım, ki bence de yok.
@etna olayın eski şoförlerle alakası tabi var ama bi de artık her önüne gelenin kredi çekip araba alabilmesiyle alakalı bi durum bu. araba lükstü eskiden, epey lükstü yani. şimdi herkesin altında kıyak kıyak arabalar. dolayısıyla para kazanmayı, harcamayı bilmeyen, görgüsüz, eğitimsiz tipler aramızda
@etna olayın eski şoförlerle alakası tabi var ama bi de artık her önüne gelenin kredi çekip araba alabilmesiyle alakalı bi durum bu. araba lükstü eskiden, epey lükstü yani. şimdi herkesin altında kıyak kıyak arabalar. dolayısıyla para kazanmayı, harcamayı bilmeyen, görgüsüz, eğitimsiz tipler aramızda
0
fadetoreality
Merhaba,Arkadaşımın yirmilik dişi alınmış, dikiş atılmış. Antibiyotik vermemişler, ama alması lazım diyenler var. Herkese antibiyotik veriliyor mu, yani unutmuşlar mı?Teşekkürler...
Merhaba,
Arkadaşımın yirmilik dişi alınmış, dikiş atılmış. Antibiyotik vermemişler, ama alması lazım diyenler var. Herkese antibiyotik veriliyor mu, yani unutmuşlar mı?
Teşekkürler...
Arkadaşımın yirmilik dişi alınmış, dikiş atılmış. Antibiyotik vermemişler, ama alması lazım diyenler var. Herkese antibiyotik veriliyor mu, yani unutmuşlar mı?
Teşekkürler...
0
Ben kullanmadım, ilk gün sürekli buz tuttum şişmesini engelledim.
Diğer günlerde bir sıkıntı olmadı.
Diğer günlerde bir sıkıntı olmadı.
0
ben de kullanmamıştım, gerek yok. ama ağız gargarası kullanabilir, listerine çok iş görecektir ağız temizliği konusunda. mümkünse alkollü olanı tercih etsin, ağrıyı da dindirir.
0
bana çekmeden önce vermişti(iltihaplı mıydı neydi) sonrasında sadece "ağrırsa" diye apranax fort yazmıştı onu da 1 kere kullandım.
ha kişiden kişiye değişiyor bazılarının ağzı yüzü şişiyormuş öyle bişey olursa doktora danışın.
ha kişiden kişiye değişiyor bazılarının ağzı yüzü şişiyormuş öyle bişey olursa doktora danışın.
0
Doktorumun söylediği kadarıyla antibiyotik diş enfekteyse, o enfeksiyon vücuda yayılmasın, yayılırsa ağır durumlardan kaçınılsın diye verilir. Arkadaşın doktora gittiğinde dişinde enfeksiyon yoktuysa, ve iyileşme döneminde yara enfeksiyon kapmazsa doktor antibiyotik kullanmasına gerek görmez.
Bu arada @bykush "ağız gargarası kullanılabilir" demiş, ama en azından ilk 24 saat gargara kesinlikle yapılmaz. Sonrasında ne zaman yapılır doktor söyler zaten.
Bu arada @bykush "ağız gargarası kullanılabilir" demiş, ama en azından ilk 24 saat gargara kesinlikle yapılmaz. Sonrasında ne zaman yapılır doktor söyler zaten.
0
antibiyotik önlem amaçlı verebiliyorlar. ben 4 dişte de kullanmadım. ağız temiz tutulduğu sürece sorun olmaz.
0
blues guitar forever
Çevremdeki insanların çoğu epey zengin. Mesela benim 1 yıl para biriktirip yapabilecegim bir aktiviteyi adam istediği an yapıyor. Allaha sukur para sıkıntım yok kendi kendimi idare ediyorum ama mesela bi kız arkadaşım olsa maddi olarak çöküntü yaşayabilirim diye düşünüyorum bazen. bazen zenginlere i
Çevremdeki insanların çoğu epey zengin. Mesela benim 1 yıl para biriktirip yapabilecegim bir aktiviteyi adam istediği an yapıyor. Allaha sukur para sıkıntım yok kendi kendimi idare ediyorum ama mesela bi kız arkadaşım olsa maddi olarak çöküntü yaşayabilirim diye düşünüyorum bazen. bazen zenginlere imreniyorum amk. size de oluyor mu aynısı?
0
Zengin olmak canimi sikmiyor da. TL kazanip dolar harcamak ve o paranin bulundugum yerde xabik bitmesi koyuyor. Yoksa zengin olup ne yapayim?
0
geçen gün vapurdayken biraz canımı sıktı bu durum benim de. muhtemelen hayatım boyunca boğaz'da bir yalı sahibi olamayacağım, diye düşündüm. biraz sıkıldım, geçti.
0
evet bazen. ama fakir olmak da çok zevkli. zengin olsam tanışamayacağım onlarca insanla beraberim. kendi avantajları da var yani fakir olmanın, onlara odaklanıyorum.
0
Hayır. Canımı sıkan şey güvencesizliğin had safhada olması ve pek çok kişinin parasızlık sebebiyle yaşadığı sıkıntılar, temel ihtiyaçlarını karşılayamaması gibi.
0
Zengin de olsak fakir de olsak uzun vadede hepimiz ölüyüz.Farkımız yok.Çok klasik ama çok doğru.
0
Sıkıyor. Ama çok zengin olmamak değil.
İşten atılsam yeni iş bulana kadar en az 2-3 ay geçer, belki biraz idare ederim ama bir ay daha uzasa kirayı ödeyemez patlarım. Yaş 30 oldu, artık iyi bir gitar alayım dedim, dolar yükselince gitarın fiyatı 1500 lira arttı. Sonra daha da yükseldi tabii. Alamıyorum. Araba düşkünlüğüm hiç yok, ama her sabah servis kaçırmaktan, otobüsteki ter kokusundan tiksindim artık. İşe git, okula git, bıktım. Anneannem hasta, gün gün kötüleşiyor, yanına gitmek istiyorum. Böyle bir durumda hiçbir şeye yaramayan saçma sapan işler için günde 10 saat harcıyorum, karşılığında üç kuruş para alayım da kiramı ödeyeyim karnımı doyurayım diye.
Yani zengin olmak değil de, ara vermeksizin çalışmak zorunda olmak, bir hafta ara veremiyor olmak sıktı. Piyangodan yılbaşı ikramiyesi çıksa gidip lüks ev araba gibi şeyler almam, onun yerine şu 8-5 çalışma düzeninden kurtulmaya çalışırım.
İşten atılsam yeni iş bulana kadar en az 2-3 ay geçer, belki biraz idare ederim ama bir ay daha uzasa kirayı ödeyemez patlarım. Yaş 30 oldu, artık iyi bir gitar alayım dedim, dolar yükselince gitarın fiyatı 1500 lira arttı. Sonra daha da yükseldi tabii. Alamıyorum. Araba düşkünlüğüm hiç yok, ama her sabah servis kaçırmaktan, otobüsteki ter kokusundan tiksindim artık. İşe git, okula git, bıktım. Anneannem hasta, gün gün kötüleşiyor, yanına gitmek istiyorum. Böyle bir durumda hiçbir şeye yaramayan saçma sapan işler için günde 10 saat harcıyorum, karşılığında üç kuruş para alayım da kiramı ödeyeyim karnımı doyurayım diye.
Yani zengin olmak değil de, ara vermeksizin çalışmak zorunda olmak, bir hafta ara veremiyor olmak sıktı. Piyangodan yılbaşı ikramiyesi çıksa gidip lüks ev araba gibi şeyler almam, onun yerine şu 8-5 çalışma düzeninden kurtulmaya çalışırım.
0
Benim zenginlik ve fakirliğin olması canımı sıkıyor.
0
Maddi özgürlüğü sağlayacak bir zenginliği istemeyen yoktur sanırım.
0
gelmeyin tünelin ucu bombok yere çıktı. bundan 10-12 yıl önce annem memur, babam işçiydi. şimdi işler değişti. babam doğru yatırımlar yaptı ve bugün hatrı sayılır gayrimenkul yatırımlarımız ve işletmemiz var. fakat görüyorum, babamın eski yakın arkadaşlarından hiç biri yanında yok artık. ben bir devlet üniversitesinde okuyorum. insanların bana bakışları bile değişik. sadece okul zamanları kantinde görüştüğüm bir kaç arkadaşım var okulda. yaptıkları muhabbet fiks araba ve para muhabbeti. inanılmaz sıkılıyorum sorulan sorular karşısında. yani çok da özenilecek tarafı yok bu işin. ya da taşımasını bilmek lazım ben taşıyamıyorum.
0
Wolfware
tuzla veya kartaldan en kolay bayramoğluna nasıl gidebilirim ?
tuzla veya kartaldan en kolay bayramoğluna nasıl gidebilirim ?
0
iskeron
Merhaba arkadaşlar,Akademik makale yazmam gerekiyor ve bu makale için kullanabileceğim online veritabanları,dışarıdan erişimi olan kütüphaneler vb. tarzda bildiginiz siteler var mıdır acaba? Örnek vermek gerekirse https://archive.org tarzında site/siteler arıyorum
Merhaba arkadaşlar,
Akademik makale yazmam gerekiyor ve bu makale için kullanabileceğim online veritabanları,dışarıdan erişimi olan kütüphaneler vb. tarzda bildiginiz siteler var mıdır acaba? Örnek vermek gerekirse archive.org tarzında site/siteler arıyorum
Akademik makale yazmam gerekiyor ve bu makale için kullanabileceğim online veritabanları,dışarıdan erişimi olan kütüphaneler vb. tarzda bildiginiz siteler var mıdır acaba? Örnek vermek gerekirse archive.org tarzında site/siteler arıyorum
0
doaj.org
Açık erişimli olmak zorunda mı? Çünkü malesef hala "kaliteli" yayınların çoğu paralı erişimli olan yerlerden çıkıyor. Ama örneğin Google Scholar'da birçok makale için yazarların kişisel siteleri gibi yerlerden direkt linkler de bulunuyor.
Açık erişimli olmak zorunda mı? Çünkü malesef hala "kaliteli" yayınların çoğu paralı erişimli olan yerlerden çıkıyor. Ama örneğin Google Scholar'da birçok makale için yazarların kişisel siteleri gibi yerlerden direkt linkler de bulunuyor.
0
Paralı erişimi olan yerlerde olabilir.Bundan sonrası içinde yazmam gerekecek olan makaleler için kullanabilirim.Açıkçası ilk defa akademik bir makale yazmaya başladığım için nereden ne kaynağa ulaşabilirim biraz cahil kaldım.Kısacası paralı veya açık erişimli olan tüm tavsiyelere açığım
0
robep
iyi akşamlar dostlar,aranızda zengin olup da sağlık problemi dışında mutsuz olan var mı?lise çağlarında paraya tapan ve parayı her şeyin çözümü olarak görenlerden nefret ederdim ama üniversite biterken yavaş yavaş ben de bunlardan birine evriliyorum. dindar-muhafazakarlar dışında tanıdığım herkes pa
iyi akşamlar dostlar,
aranızda zengin olup da sağlık problemi dışında mutsuz olan var mı?
lise çağlarında paraya tapan ve parayı her şeyin çözümü olarak görenlerden nefret ederdim ama üniversite biterken yavaş yavaş ben de bunlardan birine evriliyorum. dindar-muhafazakarlar dışında tanıdığım herkes parayı her şeyin çözümü olarak görüyor, ben de sağlık dışında(hatta ne dışında, paran olduktan sonra mermiye kafa atsan bile bastırıp parayı en iyi hastanelerde hayata dönüyorsun) ben de öyle düşünmeye başladım. aç değilim, açıkta değilim ama belki okuduğum, gördüğüm, bildiğim hayatlar, istediğim şeyleri yapamamak, bu amına kodumun şehrine(nispeten küçük bir şehirde yaşıyorum) saplanıp kalmak bana çok koyuyor.
standart türkiye koşullarında hayatın fena olmadığını söyleyen herkese istemeden küçümser gözle bakmaya başladım. söyleyenler zenginse size hava hoş, benle benzer koşullardaysa(ki pek yok) onları haddinden fazla iyimser olarak kabul etmeye başladım.
nasıl düşünmek, ne yapmak lazım da bu karamsarlıktan, özentiden, parayataparlıktan kurtulmak lazım?
aranızda zengin olup da sağlık problemi dışında mutsuz olan var mı?
lise çağlarında paraya tapan ve parayı her şeyin çözümü olarak görenlerden nefret ederdim ama üniversite biterken yavaş yavaş ben de bunlardan birine evriliyorum. dindar-muhafazakarlar dışında tanıdığım herkes parayı her şeyin çözümü olarak görüyor, ben de sağlık dışında(hatta ne dışında, paran olduktan sonra mermiye kafa atsan bile bastırıp parayı en iyi hastanelerde hayata dönüyorsun) ben de öyle düşünmeye başladım. aç değilim, açıkta değilim ama belki okuduğum, gördüğüm, bildiğim hayatlar, istediğim şeyleri yapamamak, bu amına kodumun şehrine(nispeten küçük bir şehirde yaşıyorum) saplanıp kalmak bana çok koyuyor.
standart türkiye koşullarında hayatın fena olmadığını söyleyen herkese istemeden küçümser gözle bakmaya başladım. söyleyenler zenginse size hava hoş, benle benzer koşullardaysa(ki pek yok) onları haddinden fazla iyimser olarak kabul etmeye başladım.
nasıl düşünmek, ne yapmak lazım da bu karamsarlıktan, özentiden, parayataparlıktan kurtulmak lazım?
0
hayatımızı sürdürebilmemiz için gerekli para fakat para herşey değil. başka şekillerde de mutlu olabilirsin.
0
Zenginlikle mutluluk paralel gitmiyor. Zaten bu işin sonu yok. Senin zengin gördüğün adamın da kendine göre zengin görüp özendiği kimseler var ve olacak.
0
fakir ve mutsuz olup normal mutsuzluğumun yanı sıra bir de para derdi çekeceğime zengin ve mutsuz olmak isterdim. zenginler için hayat çok mu güzel bilmiyorum ama kesinlikle fakirlere olduğundan daha güzel :(
0
insan fıtratı kesinlike böyledir, elinde olmayan ile mutlu olacağını düşünür. para, sevgili, evlilik, sağlık, eğitim vs. o yüzden kendini bu meseleleri düşünmekten alıkoyup bulunduğun şartlar altında en iyisini sergilemeye çalışmalısın.
ilkokul mezunu zengin bir adamın, üniversite mezunu, para olarak kendinden çok alt kademede çalışan birinin eğitimini kıskandığını görmek beni bu düşünceye sevk etmişti.
ilkokul mezunu zengin bir adamın, üniversite mezunu, para olarak kendinden çok alt kademede çalışan birinin eğitimini kıskandığını görmek beni bu düşünceye sevk etmişti.
0
Teselli gibi olacak ama herkesin derdi var. Para da herşeyi çözmüyor.Bence en önemlisi aile huzuru.
Ama tabi para çok şeyi de çözüyor. Geçenlerde sözlükte popüler olan bir video vardı. m.youtube.com
Parayı da harcamayı bilmek lazım. Davar gibi yaşayan çok zengin var.
Ama tabi para çok şeyi de çözüyor. Geçenlerde sözlükte popüler olan bir video vardı. m.youtube.com
Parayı da harcamayı bilmek lazım. Davar gibi yaşayan çok zengin var.
0
valla hiyerarşi belli, önce fiziksel ihtiyaçlarını doğru düzgün karşılayabileceksin. para her daim mutluluk getirmese de, böyle bir gerçeklik de var. akşam yemeğine para bulamayan, akan çatısını onaramayan adama anlatırsınız yoksa paranın mutluluk getirmediğini.
ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra, lüksü sağlayabilen gelir için ise göreceli yaklaşılabilir bana göre. her zaman mutluluk getirmez, ancak gelmesi için uygun ortamı genelde yaratır.
ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra, lüksü sağlayabilen gelir için ise göreceli yaklaşılabilir bana göre. her zaman mutluluk getirmez, ancak gelmesi için uygun ortamı genelde yaratır.
0
o "zengin" insanların sağlık dışında ne dertleri var bilsen kafayı yersin. elindekiyle mutlu olmayı bilmek lazım. zira konu maddiyatsa her zaman senden daha önde birileri var.
0
mayaa +1 paran olunca kafanı dağıtacak şeyler bulabilirsin ayrıca oyalanırsın.
0
bence güzel. "paran olsa daha fazlasını istersin, yine mutsuz olursun" da fakir tesellisinden başka bir şey değil. bu kişilik özelliğidir. parasızken de mutsuz olursun, zenginken de. ama bu kişilik özelliğine sahip değilsen, eline para geçtiğinde mutlu olabilirsin. para=mutluluk düşüncesi elbette ki sağlıklı değil ama ben param olsa eminim çooook daha mutlu ve farklı yaşardım.
en basitinden, sağlık sorunum için en kral hastaneye ve doktora gidebilirdim. bu benim için eziyet olmaktan çıkardı çünkü arabam da olurdu, atlar giderdim. veya taksi tutabilirdim, otobüsle falan uğraşmazdım. ne bileyim avrupa'da okuyabilirdim, çok kaliteli bir bilgisayar alıp istediğim oyunları en yüksek kalitede oynayabilirdim, vesaire.
bu demek değil ki hep mutlu olacağım. ama şimdikinden mutlu olacağım amk orası kesin. o zaman da "neden havuzlu villamız yok" diye düşünürüm belki ama bunun için oturup üzülmem. şu an parasız olduğum için üzülüyorum. anada bi şey yok babada bi şey yok benim ne bok olacağım belli değil hayatımda bin lirayı bi arada görmedim daha. para iyi, para güzel. kazanmak için kendini kaybetmediğin sürece, para nefis.
ben asosyalliğimden sokağa çıkmıyorum. bıraksalar 170 gün evde kalırım, hiç de aramam sokağı falan. sırf para yüzünden kim milyoner olmak ister'e başvurdum, çağırdılar mülakatına da gittim. düşün parayı ne kadar seviyor ve istiyorum. şimdi kimse "250 bin liran olsa yine mutsuz olurdun sen" demesin, alnını karışlarım. nah mutsuz olurdum.
en basitinden, sağlık sorunum için en kral hastaneye ve doktora gidebilirdim. bu benim için eziyet olmaktan çıkardı çünkü arabam da olurdu, atlar giderdim. veya taksi tutabilirdim, otobüsle falan uğraşmazdım. ne bileyim avrupa'da okuyabilirdim, çok kaliteli bir bilgisayar alıp istediğim oyunları en yüksek kalitede oynayabilirdim, vesaire.
bu demek değil ki hep mutlu olacağım. ama şimdikinden mutlu olacağım amk orası kesin. o zaman da "neden havuzlu villamız yok" diye düşünürüm belki ama bunun için oturup üzülmem. şu an parasız olduğum için üzülüyorum. anada bi şey yok babada bi şey yok benim ne bok olacağım belli değil hayatımda bin lirayı bi arada görmedim daha. para iyi, para güzel. kazanmak için kendini kaybetmediğin sürece, para nefis.
ben asosyalliğimden sokağa çıkmıyorum. bıraksalar 170 gün evde kalırım, hiç de aramam sokağı falan. sırf para yüzünden kim milyoner olmak ister'e başvurdum, çağırdılar mülakatına da gittim. düşün parayı ne kadar seviyor ve istiyorum. şimdi kimse "250 bin liran olsa yine mutsuz olurdun sen" demesin, alnını karışlarım. nah mutsuz olurdum.
0
İşe giderken 15 dakika yokuş çıkmayıp otobüse binmeyip üstüne ter kokusu çekmeyen, arabasının klimasını ve jazz radyosunu açıp rahat rahat takılan insan bunları yaşayan insandan daha mutludur.
Çok zenginlik durumunu bilemiyorum, ama bir minimum var.
Çok zenginlik durumunu bilemiyorum, ama bir minimum var.
0
der meister hislerime tercüman olmuş. sonuna kadar +1
pollyanna'cılıkla hayat nah geçer afedersin. bak ben düşününce gayet minimal şeylerle mutlu olabilen bir insanım ama minimal şeyler bile para ister.
misal evimde çayımı alıp kitabımı okumayı çok severim. ne kadar basit, güzel bir mutluluk değil mi? ama kazın ayağı öyle değil işte. o kitap bile pahalı. ben ayda 3-4 kitaba para ayırabilmek için hesap kitaptan canım çıkarken zengin insan kendine istediği gibi kitap alır, kütüphane döşetir.
yani şu hayatta zevk alınacak küçük şeyler bile fazla paran olunca daha güzel.
pollyanna'cılıkla hayat nah geçer afedersin. bak ben düşününce gayet minimal şeylerle mutlu olabilen bir insanım ama minimal şeyler bile para ister.
misal evimde çayımı alıp kitabımı okumayı çok severim. ne kadar basit, güzel bir mutluluk değil mi? ama kazın ayağı öyle değil işte. o kitap bile pahalı. ben ayda 3-4 kitaba para ayırabilmek için hesap kitaptan canım çıkarken zengin insan kendine istediği gibi kitap alır, kütüphane döşetir.
yani şu hayatta zevk alınacak küçük şeyler bile fazla paran olunca daha güzel.
0
hiçbir zaman çok zengin olmadım, ama yine de kendimden örnek vermek istiyorum.
yurtdışında işçi ailesinin çocuğu olarak büyüdüm. babam postacıydı, annem market çalışanı. ayda bir mc donald's çocuk menüsü dışında dışarıda yemek yemek nedir bilmezdim, her istediğim alınmadı, kutu gibi bir apartman dairesinde kiracıydık. çok da mutlu bir çocukluk geçirdim.
15 yaşında türkiye'ye taşındık. annem ve babam yurtdışında emek emek çalışıp türkiye'de yatırım yaptılar. bodrum katı hariç 5+1 evimiz oldu, ufacık iki kapılı araba yerine jeep'e binmeye başladık. öyle para savuracak bir gelirimiz yoktu ama ortalama üstü yaşıyorduk artık. bunlara sahip olmak lise yıllarımda ekstra bir mutluluk sağladı mı bana? hayır.
üniversitede lisans eğitimim sırasında param bitti dediğim zaman gönderdiler, ama delicesine para harcamadım hiç. durumumuzun fena olmadığını bilen bazı arkadaşlarım buna şaşırdıklarını söylediler hatta. bana hep saçma geldi, iki tane daha eğitimi devam eden kardeşim var, para öyle kolay kazanılan bir şey değil (hak/haram yenilmezse), ailem senelerce zar zor geçindi, sorumsuzca para harcamak ne haddime? yine de o yıllar oldukça mutlu geçirdiğim yıllar oldu.
şimdi yüksek lisans yapıyorum, part time çalışıyorum. elime geçen para çoğu kişinin istanbul'da yaşamaya yetmeyeceğini düşüneceği miktarda. ama para yettiği gibi, 3-5 kuruş arttırıp kenara bile atıyorum. iş-ders arası koşuşturuyorum ve mutluyum. beni mutsuz eden şeyler parayla alınabilecek şeyler değil. toplumun hayatımla ilgili dayatmaları, insan haklarını başka ülkede aramaya giderken denizin ortasında ölen 700 kişi, sevgilimle aramda mesafe olması beni mutsuz edebiliyor. yoksa boğazda bilmem ne kadara yemek yememek, bmw araca sahip olmamak değil. böyle şeylere sahip olmak pek umurumda değil açıkçası. çadırda yaptığım üç günlük tatilden, bir hafta 5 yıldızlı otelde yaptığımdan çok daha fazla keyif alıyorum örneğin.
beklentilerle, harcama alışkanlıklarıyla ve bilinçli tüketimle alakalı. insanlar sıkıldığı için her sene yeni kaban, bot, bilmem ne alıyor. bilmem kaç tane çanta, ayakkabıya sahip. her yeni iphone için sıraya giriyor, aslında hiç de durumları olmadığı halde. ne için? dayatılan tüketim algısı ve buna bağlı mutlu olma imajı için.
daha fazlasına sahip olmak mutluluk getirmiyor. barınma, sağlık, gıda gibi temel ihtiyaçlar elbette önemli. ama karnın doyduktan sonra, ıspanak yemişsin, havyar yemişsin çok da fark etmiyor:)
yurtdışında işçi ailesinin çocuğu olarak büyüdüm. babam postacıydı, annem market çalışanı. ayda bir mc donald's çocuk menüsü dışında dışarıda yemek yemek nedir bilmezdim, her istediğim alınmadı, kutu gibi bir apartman dairesinde kiracıydık. çok da mutlu bir çocukluk geçirdim.
15 yaşında türkiye'ye taşındık. annem ve babam yurtdışında emek emek çalışıp türkiye'de yatırım yaptılar. bodrum katı hariç 5+1 evimiz oldu, ufacık iki kapılı araba yerine jeep'e binmeye başladık. öyle para savuracak bir gelirimiz yoktu ama ortalama üstü yaşıyorduk artık. bunlara sahip olmak lise yıllarımda ekstra bir mutluluk sağladı mı bana? hayır.
üniversitede lisans eğitimim sırasında param bitti dediğim zaman gönderdiler, ama delicesine para harcamadım hiç. durumumuzun fena olmadığını bilen bazı arkadaşlarım buna şaşırdıklarını söylediler hatta. bana hep saçma geldi, iki tane daha eğitimi devam eden kardeşim var, para öyle kolay kazanılan bir şey değil (hak/haram yenilmezse), ailem senelerce zar zor geçindi, sorumsuzca para harcamak ne haddime? yine de o yıllar oldukça mutlu geçirdiğim yıllar oldu.
şimdi yüksek lisans yapıyorum, part time çalışıyorum. elime geçen para çoğu kişinin istanbul'da yaşamaya yetmeyeceğini düşüneceği miktarda. ama para yettiği gibi, 3-5 kuruş arttırıp kenara bile atıyorum. iş-ders arası koşuşturuyorum ve mutluyum. beni mutsuz eden şeyler parayla alınabilecek şeyler değil. toplumun hayatımla ilgili dayatmaları, insan haklarını başka ülkede aramaya giderken denizin ortasında ölen 700 kişi, sevgilimle aramda mesafe olması beni mutsuz edebiliyor. yoksa boğazda bilmem ne kadara yemek yememek, bmw araca sahip olmamak değil. böyle şeylere sahip olmak pek umurumda değil açıkçası. çadırda yaptığım üç günlük tatilden, bir hafta 5 yıldızlı otelde yaptığımdan çok daha fazla keyif alıyorum örneğin.
beklentilerle, harcama alışkanlıklarıyla ve bilinçli tüketimle alakalı. insanlar sıkıldığı için her sene yeni kaban, bot, bilmem ne alıyor. bilmem kaç tane çanta, ayakkabıya sahip. her yeni iphone için sıraya giriyor, aslında hiç de durumları olmadığı halde. ne için? dayatılan tüketim algısı ve buna bağlı mutlu olma imajı için.
daha fazlasına sahip olmak mutluluk getirmiyor. barınma, sağlık, gıda gibi temel ihtiyaçlar elbette önemli. ama karnın doyduktan sonra, ıspanak yemişsin, havyar yemişsin çok da fark etmiyor:)
0
Zenginlerin en büyük avantajı bence üzerlerinde çaresizlik baskısını hissetmemek , kafanın rahat olması , bu bakımdan yediğin içtiğinin önemi yok hayat çok güzel oluyor tabi.
0
şöyle açıklayayım :
daha fazla parası olan böyle bir sistemde her zaman daha mutlu olacaktır. ve evet, tr gibi bir ülkede zenginler için hayat seni rahatsız edecek derecede güzel denebilir, çünkü arada rahatsız edici bir derecede uçurum var. buradaki ülke faktörü önemli, en mutlu ülke istatistiklerine bakarsan büyük ölçüde vergi veren danimarka, isveç gibi ülkelerin en üst sırada olduğunu gözlemlenir.
öte yandan bir insanın maddi durumu ne olursa olsun o insanın nasıl-ne yaşadığını bilemessin.
sen standart türkiye koşullarında hayatın fena olmadığını söyleyen herkese küçümser gözle bakmaya başladığını söylemişsin. bu düşünce durumundan kurtulmak için daha iyisini isteyip onu kovalayabilirsin. başka şekillerle mutlu olabilirsin diyenlere kulak asma. istediğin şekilde mutlu olursun, bu da onu kovalayıp gerçekleştirmekle olur.
daha fazla parası olan böyle bir sistemde her zaman daha mutlu olacaktır. ve evet, tr gibi bir ülkede zenginler için hayat seni rahatsız edecek derecede güzel denebilir, çünkü arada rahatsız edici bir derecede uçurum var. buradaki ülke faktörü önemli, en mutlu ülke istatistiklerine bakarsan büyük ölçüde vergi veren danimarka, isveç gibi ülkelerin en üst sırada olduğunu gözlemlenir.
öte yandan bir insanın maddi durumu ne olursa olsun o insanın nasıl-ne yaşadığını bilemessin.
sen standart türkiye koşullarında hayatın fena olmadığını söyleyen herkese küçümser gözle bakmaya başladığını söylemişsin. bu düşünce durumundan kurtulmak için daha iyisini isteyip onu kovalayabilirsin. başka şekillerle mutlu olabilirsin diyenlere kulak asma. istediğin şekilde mutlu olursun, bu da onu kovalayıp gerçekleştirmekle olur.
0
ne kadar zengin olursan ol hamburgerin tadı değişmez bill gates
ne kadar zengin olursan ol sevişmenin tadıda değişmez.
ne kadar zengin olursan ol doyduysan aynı hissi paylaşırsın
ulaşamadığın ve arzuladığın şeyler aslında ulaştığında seni o kadar da memmun etmeyecektir. temel ihtiyaclarını karşılıyorsan senden kralı yok.
zengin olmak var zengin olmak var tabi bir de.
zengin olup, kendine senin ayırdığın kadar vakit ayıramayan ve senin kendine ayırdığın vakti kıskanan binlerce insan bulabilirsin.
dan bilzerian tarzı bir zenginlikten bahsediyorsak ona imrenmeyecek insan yoktur.
edit:dünyadaki en mutlu insanlar hintlilerdir 80 milyondan fazla fakir insan var (günlük 1 $ ile geçiniyorlar)
ne kadar zengin olursan ol sevişmenin tadıda değişmez.
ne kadar zengin olursan ol doyduysan aynı hissi paylaşırsın
ulaşamadığın ve arzuladığın şeyler aslında ulaştığında seni o kadar da memmun etmeyecektir. temel ihtiyaclarını karşılıyorsan senden kralı yok.
zengin olmak var zengin olmak var tabi bir de.
zengin olup, kendine senin ayırdığın kadar vakit ayıramayan ve senin kendine ayırdığın vakti kıskanan binlerce insan bulabilirsin.
dan bilzerian tarzı bir zenginlikten bahsediyorsak ona imrenmeyecek insan yoktur.
edit:dünyadaki en mutlu insanlar hintlilerdir 80 milyondan fazla fakir insan var (günlük 1 $ ile geçiniyorlar)
0
saglik sorunlari yok ise zenginlik mutluluk getiriyor arkadas ne derse densin. ama zengin insanlarin zenginliklerini devam ettirmek icin harcadiklari caba ise zengin olmayana karsi daha cok komplike bence. onun icindir ki hep zeki insanlar zengin oluyor bu dönen carki daha iyi kavrayabildikleri icin.
0
taltrap
Binlerce sayfa emailim var, is emailleri, bunlari harddiske nasil yedeklerim?
Binlerce sayfa emailim var, is emailleri, bunlari harddiske nasil yedeklerim?
0
medievalman
ankara'da bunlardan sürekli karşılaşmaya başladım. iki tanesi hatta tenhada sıkıştırdı koşarak kaçtım. bir tanesi cevap vermeyince "baksana lan" filan diye üzerime yürüdü.bu adamları şikayet etsek bir sonuç çıkar mı? her yerdeler, rahat rahat gezemez oldum.
ankara'da bunlardan sürekli karşılaşmaya başladım. iki tanesi hatta tenhada sıkıştırdı koşarak kaçtım. bir tanesi cevap vermeyince "baksana lan" filan diye üzerime yürüdü.
bu adamları şikayet etsek bir sonuç çıkar mı? her yerdeler, rahat rahat gezemez oldum.
bu adamları şikayet etsek bir sonuç çıkar mı? her yerdeler, rahat rahat gezemez oldum.
0
bunu yapana "hiç yokmuş gibi" davranırsan problem olmuyor. en azından ben böyle yapıyorum şimdiye kadar bir sıkıntı yaşamadım.
Not: Ayrıca birşey sorabilir miyim diyenler de var tabi. Bakıyorum tipi düzgün değilse sert şekilde soramazsın deyip geçip geçiyorum bu kadar :)
Not: Ayrıca birşey sorabilir miyim diyenler de var tabi. Bakıyorum tipi düzgün değilse sert şekilde soramazsın deyip geçip geçiyorum bu kadar :)
0
bunlar izmir'deki askerlik şubesi etrafında nesilden nesile
sakın ama sakın şikayet etme.at hırsızını bile çalar bu ipneler
sakın ama sakın şikayet etme.at hırsızını bile çalar bu ipneler
0
Bunlar benden para isteyince basıyorum ajitasyonu, abi işte ben de öğrenciyim, kirayı ödeyemedim daha falan. neredeyse onlar bana üzülüp para verecek hale geliyor heheh.
0
Param yok diyince içtiğim sigaraya kadar isteyeni oldu. Kız arkadaşım yanımdayken boyacı çocuk gelip siftah at derken anama kadar sövdü,hiç cevap vermedim bile. Güvenpark'ta oluyor bi de bunlar,adamlar çete gibi resmen,polise söylesen tüyecekler. Hatta şikayet ettin diye senin yüzünü unutmayacaklar,her ordan geçtiğinde salça olacaklar ki arkadaşımın başına geldi. Yani bi çözümü yok gibi,Allah'a emanet yaşıyoruz,katlanıyoruz böyle şeylere.
0
Tenhalardan uzak durup, halka açık yerlerde de hiç umursamadan yürürseniz problem kalmayacaktır. Bu tarz tiplerin amacı hep yıldırıp travma yaratarak birşeyler koparmak üzerine oluyor, daha ötesine insanların içindeyken girişemezler.
0
Para yok deyince inanmıyorlar haliyle. Bir sefer elimdeki içeceği uzattım "istiyosan al, param yok dedim" kurtuldum. Kısa bir süre sonra Mecidiyeköy meydanında birini bıçakladıklarını da duyduk.
Polise şikayet edince yüzünü hatırlayıp intikam alırlar mı bilmiyorum, milyon tane insanla karşılaşıyorlar kalabalık yerlerde. Ama polisin bir şey yapacağını hiç sanmıyorum. Polis anca tipi düzgün, işe okula gidiyor gibi görünenleri seçip kimlik soruyor, ego tatmin ediyor bence.
Polise şikayet edince yüzünü hatırlayıp intikam alırlar mı bilmiyorum, milyon tane insanla karşılaşıyorlar kalabalık yerlerde. Ama polisin bir şey yapacağını hiç sanmıyorum. Polis anca tipi düzgün, işe okula gidiyor gibi görünenleri seçip kimlik soruyor, ego tatmin ediyor bence.
0
tirt adam
Bu konuda izlediğiniz yöntem nedir? Bir konu hakkında kitap arşivi oluşturmam gerekiyor İngilizce ve Türkçe.
Bu konuda izlediğiniz yöntem nedir? Bir konu hakkında kitap arşivi oluşturmam gerekiyor İngilizce ve Türkçe.
0
bookdepository.com kullanıyorum senelerdir, çok memnunum. 7-14 gün arasında geliyor kitaplar.
0
Theseachange, bana gelmedi siparisim. bookdepository'den gelen kitaplar hangi kargo firmasina teslim ediliyor turkiyeye giris yaptiginda, bilgin var mi? ptt diye tahmin ediyorum ama..?
0
fadetoreality
Evde gitar kaydetmek için ses kartı alacağım. Roland Quad Capture ve Line 6 Pod Studio UX2 önerildi. Bunlarla ilgili sorularım aşağıda, ama başka kart tavsiyeniz varsa o da olur.- Hangisi daha iyi?- Aynı anda iki gitar giremiyor galiba, değil mi?- Aynı anda iki gitar girerse iki kulaklık çıkışı da l
Evde gitar kaydetmek için ses kartı alacağım. Roland Quad Capture ve Line 6 Pod Studio UX2 önerildi. Bunlarla ilgili sorularım aşağıda, ama başka kart tavsiyeniz varsa o da olur.
- Hangisi daha iyi?
- Aynı anda iki gitar giremiyor galiba, değil mi?
- Aynı anda iki gitar girerse iki kulaklık çıkışı da lazım, ama yok. Başka bir yolu var mı, line out'tan filan alsak?
- Pod Farm güzel deniyor, ama sırf bu yüzden Pod almaya gerek var mı? Çünkü Amplitube filan da kullanılabilir.
- Midi klavye de alabilirim. Pod'da midi yok, sorun olur mu? Çünkü sanırım midi klavyelerde usb arayüzü var zaten.
- Daha ucuz modeller iş görür mü, öneriniz var mı?
Teşekkürler...
- Hangisi daha iyi?
- Aynı anda iki gitar giremiyor galiba, değil mi?
- Aynı anda iki gitar girerse iki kulaklık çıkışı da lazım, ama yok. Başka bir yolu var mı, line out'tan filan alsak?
- Pod Farm güzel deniyor, ama sırf bu yüzden Pod almaya gerek var mı? Çünkü Amplitube filan da kullanılabilir.
- Midi klavye de alabilirim. Pod'da midi yok, sorun olur mu? Çünkü sanırım midi klavyelerde usb arayüzü var zaten.
- Daha ucuz modeller iş görür mü, öneriniz var mı?
Teşekkürler...
0
- podfarm için almaya gerek yok, amplitube ve guitar rig daha çok kullanıyorum
aynı anda neden iki gitar girişine ihtiyacın var ki, sahnede mi kullanmayı düşünüyorsun ?
bir diğer öneri olarak Focusrite Scarlett 2i2
aynı anda neden iki gitar girişine ihtiyacın var ki, sahnede mi kullanmayı düşünüyorsun ?
bir diğer öneri olarak Focusrite Scarlett 2i2
0
fadetoreality
Merhaba,Alt ve üst katta sürekli müzik, tepinme, bağıra bağıra konuşma ve gülme gibi gürültü yapan muhtemelen üniversite öğrenimlerinin ilk yıllarında delikanlılar var. Okul da dahil hiçbir dertlerinin olmayabileceğini düşünüyorum ve çok özeniyorum. Ancak ben ve ev arkadaşım da hem okuyup hem çalışa
Merhaba,
Alt ve üst katta sürekli müzik, tepinme, bağıra bağıra konuşma ve gülme gibi gürültü yapan muhtemelen üniversite öğrenimlerinin ilk yıllarında delikanlılar var. Okul da dahil hiçbir dertlerinin olmayabileceğini düşünüyorum ve çok özeniyorum. Ancak ben ve ev arkadaşım da hem okuyup hem çalışan insanlarız, müzik açıp idare ederiz diyemiyoruz ve ses varken uyumak da bir şey okumak da mümkün olmuyor. Ses yaptıklarında gidip güzel güzel uyardık, ama her gün aynı şey tekrarlanıyor. Yöneticiye söyledik ama gidip konuştuğunu sanmıyorum, hatta çekiniyor bile olabilir (ayrımcılık yapmak istemem ama çarşaflı filan bir kadıncağız olduğundan bir grup yeniyetme erkeğe diş göstermeye çekiniyor olabilir). Dün ev arkadaşım artık dayanamayıp polisi aradı, ekip gönderiyoruz dediler ama gelmedi.
Ne yapsak? Konuşmakla anlaşamayacağız, çünkü ipini yeni koparmış, sınırsız özgürlüğü olduğunu düşünüp sabaha kadar bağıra bağıra, tepine tepine Playstation oynayan bir grup aşırı özgüvenli insanla karşı karşıyayız.
Bir de, "Kabahatler Kanunu'nun x. maddesine göre apartmanda gürültü yapmak suç teşkil etmektedir" gibi ciddi ve gerçeği yansıtan bir yazı yazıp asayım diyorum girişe. Ne yazsam, fikriniz var mı?
Teşekkürler...
Alt ve üst katta sürekli müzik, tepinme, bağıra bağıra konuşma ve gülme gibi gürültü yapan muhtemelen üniversite öğrenimlerinin ilk yıllarında delikanlılar var. Okul da dahil hiçbir dertlerinin olmayabileceğini düşünüyorum ve çok özeniyorum. Ancak ben ve ev arkadaşım da hem okuyup hem çalışan insanlarız, müzik açıp idare ederiz diyemiyoruz ve ses varken uyumak da bir şey okumak da mümkün olmuyor. Ses yaptıklarında gidip güzel güzel uyardık, ama her gün aynı şey tekrarlanıyor. Yöneticiye söyledik ama gidip konuştuğunu sanmıyorum, hatta çekiniyor bile olabilir (ayrımcılık yapmak istemem ama çarşaflı filan bir kadıncağız olduğundan bir grup yeniyetme erkeğe diş göstermeye çekiniyor olabilir). Dün ev arkadaşım artık dayanamayıp polisi aradı, ekip gönderiyoruz dediler ama gelmedi.
Ne yapsak? Konuşmakla anlaşamayacağız, çünkü ipini yeni koparmış, sınırsız özgürlüğü olduğunu düşünüp sabaha kadar bağıra bağıra, tepine tepine Playstation oynayan bir grup aşırı özgüvenli insanla karşı karşıyayız.
Bir de, "Kabahatler Kanunu'nun x. maddesine göre apartmanda gürültü yapmak suç teşkil etmektedir" gibi ciddi ve gerçeği yansıtan bir yazı yazıp asayım diyorum girişe. Ne yazsam, fikriniz var mı?
Teşekkürler...
0
düzgün bi üslupla gözlerinin içine baka baka sağlam bi azarlayıp diş göstermek gerekir. çekinsinler biraz.
baktın olmuyor üçüncüde son derece sert bi dille, "birader bakın bu yaptığınızın cezası var. rahatsız oluyorum gürültünüzden bir sonraki sefere ben gelmicem direk polis ekiplerini göndericem yazsınlar cezayı." şeklinde uyarılabilir.
yeteri kadar müsamaha göstermişsiniz. ahırda yaşamıyorlar.
baktın olmuyor üçüncüde son derece sert bi dille, "birader bakın bu yaptığınızın cezası var. rahatsız oluyorum gürültünüzden bir sonraki sefere ben gelmicem direk polis ekiplerini göndericem yazsınlar cezayı." şeklinde uyarılabilir.
yeteri kadar müsamaha göstermişsiniz. ahırda yaşamıyorlar.
0
valla yapacak pek bir şey yok insan değillerse. hem alt hem üst komşusu birer hayvan orospu çocuğu olan biri olarak çok çektim ben de. yine de takipteyim belki fikir edinirim.
0
Polisi israrli arayin tekrar tekrar, gelmek zorunda hissederler sonunda. Ayrica apartmanda baska yandas bulun kendinize bu gurultuden rahatsiz olan ve ev sahipleriyle iletisime gecin ogrencilerin. Hatta yoneticiye de israrci olun, gorevini yapmasini ve binanin huzurunu saglamasini telkin edin israrla. Inatci olmak disinda ve baska yontemlerle huzurlarini kacirmak disinda pek bir alternatifiniz yok cunku.
0
Gurultu oldugunda Ariza cikarin. Tekrar oldugunda tekrar cikarin. Es zamanli olarak polisi de arayin.
0
Gidip komşunla ilişki kur ve zorunlu olduğu için değil, yaşadığın durumu sana yaşatmak istemeyeceği için gürültü yapmamasını sağla. Polise ihbar et diyen asosyal, pısırık günümüz gençliği tavsiyelerini ise hiç dinleme. En baştan bu tip sorunların yaşanmasının nedeni tam da o tavır zaten.
Anlaşana kadar inatla, sabırla anlatmak, misafirliğe davet etmek, kişide "ya ayıp ediyorum ben galiba" hissiyatını yaratmak gerekli.
İş inada biniyorsa ve rahatsız olunan şey gülmek, konuşmak gibi temel yaşamsal fonksiyonları da içeriyorsa yapabileceğin bir şey olmaz zira. Gecenin 1inde müzik dinleyen kişiye belki bir iki sefer, gürültüyü ölçmeye yarayacak cihazı olmayan ve aslında teknik olarak da bömyle bir yetisi olmayan polis tarafından para cezası kesilmesini sağlayabilirsin. Ama adam gülüyor, konuşuyor diye bir şikayetten sonuç alamazsın.
Anlaşana kadar inatla, sabırla anlatmak, misafirliğe davet etmek, kişide "ya ayıp ediyorum ben galiba" hissiyatını yaratmak gerekli.
İş inada biniyorsa ve rahatsız olunan şey gülmek, konuşmak gibi temel yaşamsal fonksiyonları da içeriyorsa yapabileceğin bir şey olmaz zira. Gecenin 1inde müzik dinleyen kişiye belki bir iki sefer, gürültüyü ölçmeye yarayacak cihazı olmayan ve aslında teknik olarak da bömyle bir yetisi olmayan polis tarafından para cezası kesilmesini sağlayabilirsin. Ama adam gülüyor, konuşuyor diye bir şikayetten sonuç alamazsın.
0
@rygard: Gülüp konuşmak insani tabii, ama başkalarını rahatsız etmemek gerekir. Yanımızda biri uyuyorken hayvan gibi bağıra bağıra konuşmayız mesela. İnsanlar başkasını rahatsız etmemek zorundadır, ama rahatsız edenlere katlanmak zorunda değiliz. Hatasını söyleyince mahçup olup tekrar etmemeye çalışan insanlardan bahsetmiyoruz ki; magandalık kültürümüzde çok yaygın.
0
işte anlatman gereken ben değilim, çocuklara kendini dinletebilmen, iletişim kurabilmen gerekiyor. Yel değirmenlerini savaşarak indiremezsin. Dostça yaklaş, bu yaptığın yanlış diye üstten konuşma mesela, yaşadığın durumla emptaik bağ kurabilmesine yetecek kadar ilişki kur.
Hayatı kavga dövüşle geçmiş adam olarak yazıyorum bunu.
edit: misal az önce öksürdüğüm için alt komşu beş kez duvara vurdu, tv bile açık değil, utanmıyor da pezevenk. Normal şartlar altında ben ana avrat söverdim, silahı hazırlardım falan. Ama mırıldanarak küfür edip yarın gidip canım niye böyle şeyler yapıyorsun diye konuşmakla yetineceğim. Rahatlıkla diş geçirebileceğim biri olmasına rağmen.
Yeni taşındığım bir şehirdeki yeni evime eski hayatımın alışkanlıklarını taşımamak için çaba gösteriyorum çünkü. Azıcık sabır, biraz da iyi niyet ve empati çözer o işi kısacası.
Hayatı kavga dövüşle geçmiş adam olarak yazıyorum bunu.
edit: misal az önce öksürdüğüm için alt komşu beş kez duvara vurdu, tv bile açık değil, utanmıyor da pezevenk. Normal şartlar altında ben ana avrat söverdim, silahı hazırlardım falan. Ama mırıldanarak küfür edip yarın gidip canım niye böyle şeyler yapıyorsun diye konuşmakla yetineceğim. Rahatlıkla diş geçirebileceğim biri olmasına rağmen.
Yeni taşındığım bir şehirdeki yeni evime eski hayatımın alışkanlıklarını taşımamak için çaba gösteriyorum çünkü. Azıcık sabır, biraz da iyi niyet ve empati çözer o işi kısacası.
0
delifaruk
Orkestralardaki butun yayli, uflemeli, vurmali calgilarin temsili sesleri olsun programda "guitar pro" gibi, notalari motalari girerek bir demo dinletebilsin prgoram, bir senfoniyi komple calabilsin mesela herseyi girdikten sonra. Guitar pro'da electic, acustic vs. gitarlari ekleyip, tablari girip,
Orkestralardaki butun yayli, uflemeli, vurmali calgilarin temsili sesleri olsun programda "guitar pro" gibi, notalari motalari girerek bir demo dinletebilsin prgoram, bir senfoniyi komple calabilsin mesela herseyi girdikten sonra. Guitar pro'da electic, acustic vs. gitarlari ekleyip, tablari girip, ritimi, parmaklarinla yapabildigin bilinen efektleri (bend, let ring vs.) falan ayarlayip komple bir parcayi hazirlayabiliyorsun mesela, klasik muzik icin bunu gibi bir sey ariyorum.
Gunumuz bestecileri nasil yapiyor bu besleme isini, bir yazilim kullaniyorlardir heralde, 19.yy'daki gibi agiziyla "di-di-di diii diit dit" diye mirildanip yardimcisina "yaz evladim sunu" demiyorlar heralde artik? Muzikten anlamam ki ne bileyim:)
Gunumuz bestecileri nasil yapiyor bu besleme isini, bir yazilim kullaniyorlardir heralde, 19.yy'daki gibi agiziyla "di-di-di diii diit dit" diye mirildanip yardimcisina "yaz evladim sunu" demiyorlar heralde artik? Muzikten anlamam ki ne bileyim:)
0
0
Zannedersem "daw" dedigin sey, benim aradigim sey oluyor. Onu soruyorum iste.
0
şimdi bir tane program kuruyosun. sonra bu bahsettiğim eklentiyide kurup amacına ulaşıyorsun en kolay böyle ifade edebilirim. ableton live, fl studio, cubase aklıma gelen ilk digital audio workstationlar. ben kullanım açısından fl studio tavsiye ederim. arayüzü kolay, yeni başlayacak biri için gayet ideal.
tr.wikipedia.org
tr.wikipedia.org
0
Ben gitar tabi girer gibi nota gireyim istiyorum, ona gore calsin program da. Bu nahsettigin programlarla bu mumkun mu?
0
fadetoreality
Bahşiş veriyor musunuz? Ne kadar? Ne kadar olması gerekir?
Bahşiş veriyor musunuz? Ne kadar? Ne kadar olması gerekir?
0
Sahsen ben yasitim olan veya spyle bir bakip benden buyuk gorunen birine bahsis vermeye utanıyorum. Yoksa vermek isterim, kucukse veririm para ustu az ya da cok. Yeri gelir 1 tl yeri gelir 5 tl
0
yemeksepetinden kredi kartıyla sipariş verdiğim için vermiyorum. bazen nakit veriyorum ve para üstü artarsa 2-3 tl almıyorum. özellikle bahşiş vermedim.
0
yaşa göre evet, sıkıntılı bir durum insan kendini kötü hissediyor, küçükse veriyorum ama yaş yakın ya da büyükse veremiyorum..
0
Yemeksepetinden vermiyorum +1
ama mahalle pidecisi falan olursa küçük çırak çocuklara 3-5 bir şeyler atıyorum.
ama mahalle pidecisi falan olursa küçük çırak çocuklara 3-5 bir şeyler atıyorum.
0
%10 veriyorum. bozuk olmayınca da "kusura bakmayın bozuk yok" diyorum, yani neden bahşiş veremediğimi açıklamak zorunda hissediyorum.
edit: cevapları şimdi okudum. ben de yemeksepeti'nden sipariş verip kart ile ödüyorum. bahşiş ile bunun arasında bağ kuramadım. bozuk olur olmaz o ayrı konu.
edit: cevapları şimdi okudum. ben de yemeksepeti'nden sipariş verip kart ile ödüyorum. bahşiş ile bunun arasında bağ kuramadım. bozuk olur olmaz o ayrı konu.
0
kfc çok yerdik eskiden kardeşimle, atıyorum 27 tuttu siz 30 çekin demiştim bir kere ama yaşı odukça geçkin bir beydi. niye dedi ağzının içinde 27 çekti. sonraki bütün kfc siparişlerimizi o bey getirdi ve hepsinde ayrı ayrı utandım. o günden beri yaşça büyükse hiç yeltenmiyorum. yaşıtlarıma da para üstü şeklinde bırakıyorum yine.
0
Ben kartla ödüyorum, o yüzden para üstü olmuyor genelde. Ama varsa 1-2 lira bozuk veriyorum. Tabii babam yaşında adam getiriyor bazen, para vermeye utanıyorum ama verirsem de adamcağızın cebine 1-2 lira fazla girecek diye düşünüyorum. Sık sık eve sipariş verdiğim için de daha fazlası benim için çok olacak. Ne yapayım bilemedim.
@mula: Daha fazlasını çekin dersek kuryeye mi yoksa şirkete mi kalıyor acaba?
@mula: Daha fazlasını çekin dersek kuryeye mi yoksa şirkete mi kalıyor acaba?
0
hiç vermedim, vermem de. x,95 liraysa o 5 kuruşu bile sorarım.
zaten genelde pos getirmelerini isteyip kartla ödüyorum.
zaten genelde pos getirmelerini isteyip kartla ödüyorum.
0
her zaman en az yüzde 10 veriyorum, kartla da online da ödesem 2-3 lirayı bozuk para olarak veriyorum.
Bazen evde bozuk para olmadığından sipariş vermediğim oluyor. Çok dikkat ediyorum bahşişe,
Bazen evde bozuk para olmadığından sipariş vermediğim oluyor. Çok dikkat ediyorum bahşişe,
0
genelde kartla ödediğim için vermiyorum, nakit ödüyorsam da 2-3 lira gibi para üstü kalıyorsa almıyorum.
0
@fade kuryeye kalıyor, işe dönünce ona kasadan veriyorlardı üçü beşi. çünkü fişte tutar belli, ödenen belli. zaten kurye genelde oyle yapinca tesekkur eder.
0
Çekiniyorum ben bahşiş vermeye çünkü onur kırıcı bir durum bana kalırsa. Bir kez 1 lira mı neydi para üstü kalsın demiştim, adam bana benim maaşım var teşekkürler dedi. O günden sonra bir daha asla :)
0
hiç vermedim vermem de. ucan spagetticanavari +1
niye vereyim? bunun bir zorunluluk gibi görülmesi kadar saçma bir şey yok.
zaten genelde online kredi kartıyla ödüyorum yemeksepetinden. kapıda ödeme meselesi geçmiyor hiç yani.
niye vereyim? bunun bir zorunluluk gibi görülmesi kadar saçma bir şey yok.
zaten genelde online kredi kartıyla ödüyorum yemeksepetinden. kapıda ödeme meselesi geçmiyor hiç yani.
0
yemeksepeti'ndeki fiyatlar zaten normalden daha fazla oluyor. bi de bahsis verirsek üç gün bi sey yemememiz gerek. bahsis olayı zaten dünyanın en saçma olayı. isini yapıyor diye neden ekstradan para veriyorum ki adama?
0
O anki ruh halime bağlı. Sipariş ücreti ne olursa olsun 2-3 liradan fazla bahşiş vermem ama. Gerçi param olduğunda sağım solum belli olmuyo, hesap kadar bahşiş bile verebilirim kafam güzelse.
0
%10 bahşiş sadaka gibi oluyor. Bahşiş zengin işi vereceksem 5 tl üstü vermek lazim diye vermiyorum
0
raskolnikov2
http://kutuphane.istanbul.edu.tr/?page_id=9382Rica etsem İstanbul üniversitesi öğrencileri 7.30-9.00 saatlerini oylayabilir mi? Diğer saatlere göre en ideali. Şuan 6.30 da kapatılıyor. Sabahın köründe çıkmak zorunda kalıyoruz. En azından 7.30 olursa 15 dk daha oyalanıp 7.45te okula giriş yapabiliriz
kutuphane.istanbul.edu.tr
Rica etsem İstanbul üniversitesi öğrencileri 7.30-9.00 saatlerini oylayabilir mi?
Diğer saatlere göre en ideali. Şuan 6.30 da kapatılıyor. Sabahın köründe çıkmak zorunda kalıyoruz. En azından 7.30 olursa 15 dk daha oyalanıp 7.45te okula giriş yapabiliriz. Sabah ayazı çok kötü. Üşüyoruz
Rica etsem İstanbul üniversitesi öğrencileri 7.30-9.00 saatlerini oylayabilir mi?
Diğer saatlere göre en ideali. Şuan 6.30 da kapatılıyor. Sabahın köründe çıkmak zorunda kalıyoruz. En azından 7.30 olursa 15 dk daha oyalanıp 7.45te okula giriş yapabiliriz. Sabah ayazı çok kötü. Üşüyoruz
0
6.30 cidden kötü bir saat. dımdızlak kalıyoruz öyle berbat oluyor. bu oylamadan haberdar olmamı sağladığın için teşekkürler.
0
fadetoreality
Son zamanlarda daha çok kafama takılıyor et yememek. Hala yiyorum (malesef), ama hem biraz tiksindiğim durumlar oldu, hem biraz vicdan yapıyorum, hem de yememem gerektiğini düşünüyorum. Bunlar birleşince et yemekten kaçınıyorum. Genelde dışarıda yediğimden ve çok sevdiğimden pide, makarna gibi şeyle
Son zamanlarda daha çok kafama takılıyor et yememek. Hala yiyorum (malesef), ama hem biraz tiksindiğim durumlar oldu, hem biraz vicdan yapıyorum, hem de yememem gerektiğini düşünüyorum. Bunlar birleşince et yemekten kaçınıyorum. Genelde dışarıda yediğimden ve çok sevdiğimden pide, makarna gibi şeylere yöneliyorum.
Özetle, dışarıda yemek yiyorsak ve et yemiyorsak ne yiyelim ki kilo almayalım ve dengeli olsun? Yoğurt, ayran, peynir gibi şeyler iyi mi kötü mü, azıcık protein alacaz diye daha çok yağ mı alıyoruz?
Diyetisyene gidip yaşam biçimimi, kısıtlarımı belirtip program yaptırmaya çalışacağım ama hiçbir şeye yetişemiyorum zaten. Bari bu arada pilav, pide, makarna yemek yerine biraz daha düzgün şeyler seçmeye çalışayım.
Özetle, dışarıda yemek yiyorsak ve et yemiyorsak ne yiyelim ki kilo almayalım ve dengeli olsun? Yoğurt, ayran, peynir gibi şeyler iyi mi kötü mü, azıcık protein alacaz diye daha çok yağ mı alıyoruz?
Diyetisyene gidip yaşam biçimimi, kısıtlarımı belirtip program yaptırmaya çalışacağım ama hiçbir şeye yetişemiyorum zaten. Bari bu arada pilav, pide, makarna yemek yerine biraz daha düzgün şeyler seçmeye çalışayım.
0
dışarıda et yemek ile evde et yemek arasında hijyen açısından fark olabilir fakat biz vejeteryanlar bunun kendimizle değil hayvanlarla ilgili olduğunu düşündüğümüz için et tüketmiyoruz :)
0
proteini sabah kahvaltıda ve akşam eve gelince al. dışarıda sebze ağırlıklı beslen.
0
fadetoreality
Merhabalar,Cuma ve Cumartesi günleri (İstanbul'da) Salon İKSV'de Submotion Orchestra konseri var. Cumartesi düğün var, o yüzden cuma gideceğim. Beraber gidelim, mini zirve tadında olsun istiyorum. Belki öncesinde sonrasında bi kahve/bira içip sohbet etmeye fırsatımız olur.İlgilenirseniz: fadetoreali
Merhabalar,
Cuma ve Cumartesi günleri (İstanbul'da) Salon İKSV'de Submotion Orchestra konseri var. Cumartesi düğün var, o yüzden cuma gideceğim. Beraber gidelim, mini zirve tadında olsun istiyorum. Belki öncesinde sonrasında bi kahve/bira içip sohbet etmeye fırsatımız olur.
İlgilenirseniz: [email protected]
Cuma ve Cumartesi günleri (İstanbul'da) Salon İKSV'de Submotion Orchestra konseri var. Cumartesi düğün var, o yüzden cuma gideceğim. Beraber gidelim, mini zirve tadında olsun istiyorum. Belki öncesinde sonrasında bi kahve/bira içip sohbet etmeye fırsatımız olur.
İlgilenirseniz: [email protected]
0
fadetoreality
Geçen takside duydum, sonra yemek yerken televizyonda duydum filan. Badem'e benzer, yani cıvık Türkçe pop değil. Üflemeliler var trompet filan. Adını uzaktan Gürhan, Günhan, Gürcan, Gürkan gibi bi şeyler okudum ama bulamıyorum. Şu günlerde klibi dönen böyle bir şarkı var mı aklınıza gelen?
Geçen takside duydum, sonra yemek yerken televizyonda duydum filan. Badem'e benzer, yani cıvık Türkçe pop değil. Üflemeliler var trompet filan. Adını uzaktan Gürhan, Günhan, Gürcan, Gürkan gibi bi şeyler okudum ama bulamıyorum. Şu günlerde klibi dönen böyle bir şarkı var mı aklınıza gelen?
0
fadetoreality
Nerelerde reklam var? Gitar efekt programı buldum kurdum, türlü türlü virüsler, malware'lar filan doluştu bilgisayara. Combofix gibi şeylerle temizledim ama gördüğüm reklamlardan şüpheleniyorum.
Nerelerde reklam var? Gitar efekt programı buldum kurdum, türlü türlü virüsler, malware'lar filan doluştu bilgisayara. Combofix gibi şeylerle temizledim ama gördüğüm reklamlardan şüpheleniyorum.
0
duyuruda en üstte, en altta ve ortada var. üstteki ve ortadaki ayno boyutta, alttaki daha fazla yer kaplıyor.
0
@greyfever, adam reklam istemiyorum dememiş. virüs malware bulaştı mı bunları kontrol edecem orjinal reklam yerleri nereler demiş.
@fadetoreality, ne olur nolmaz combofix ile taratın yine de.
@fadetoreality, ne olur nolmaz combofix ile taratın yine de.
0
mavidunya
Merhabalar, şu tarzda ritmik tınıları olan şarkılar var mıdır bildiğiniz?(rock olması tercih sebebidir) http://www.youtube.com/watch?v=6ul-cZyuYq4
Merhabalar, şu tarzda ritmik tınıları olan şarkılar var mıdır bildiğiniz?(rock olması tercih sebebidir) www.youtube.com
0
Ufak bir bilgi paylaşayım: Tını "ses rengi" demektir. Aynı notayı çalan farklı çalgıların, örneğin piyano ve kemanın sesini ayırt etmemizi sağlayan ses özellikleri bütünüdür. Dolayısıyla ritmik tını yerine mesela ritmik yapı desek daha güzel olabilir.
0
sfist
Sayfasina erisemiyorum gunlerdir.Herkeste ayni mi?
Sayfasina erisemiyorum gunlerdir.
Herkeste ayni mi?
Herkeste ayni mi?
0
memories
bunların amacı ne? şehirdeki sokak serserilerinden bahsetmiyorum. yurtta olsun kampüste olsun, derste olsun denk geliyorum bazen göz göze bi denk gelsek kafasını çekmeden dik dik bakıyor. özellikle sevgilisi olanları, yanında sevgilisi varken bile uzuuun uzuun bakıyor. sürekli bunu yapan belli başlı
bunların amacı ne? şehirdeki sokak serserilerinden bahsetmiyorum. yurtta olsun kampüste olsun, derste olsun denk geliyorum bazen göz göze bi denk gelsek kafasını çekmeden dik dik bakıyor. özellikle sevgilisi olanları, yanında sevgilisi varken bile uzuuun uzuun bakıyor. sürekli bunu yapan belli başlı tipler var. herkese değil yani bana karşı. amaçları ne bunların? Kalıp olarak desek de hepsinden daha iyi durumdayım hayatından ağırlık kaldırmamış tipler, böyle kasıntı kasıntı yürüyüp kafasını çekmeden bakıyorlar. bi kere ben de çekmeyim kafamı dedim 20 sn boyunca bakmaya devam etti dayanamadım kafamı çektim. ne istiyorlar yani amaç ne? çirkeflik yapsam, derdin ne desem de suçlu ben olucam. napılır böylelerine? çok rahatsız oluyorum.
gayet açık ama yine de edit düşeyim, cinsiyet erkek
gayet açık ama yine de edit düşeyim, cinsiyet erkek
0
bir hayli argo olacak; ama onlara aramızda amsalak diyoruz. çevremde de var böyle tipler. hatun konusunda doyumsuzlar.
0
kavga konusunda sorun yok ama üniversite ortamında böyle bir şeye karışmak, anılmak istemiyorum. daha önce 10'dan fazla sokakta hiç tanımadığım kişilerle kavga yapmak zorunda kaldım ve hiç dayak yemedim. 2 yıldır mma ve 2yıldır bb yapıyorum ama cidden kulağından tutup köşeye çekip neyine güveniyosun amk diyesim var kendimi zor tutuyorum.
0
yanındaki kiz arkadasina baktigini düsünüp efeleniyordur, kiz arkadasi da "ay erkegim beni kiskaniyor herkeslerden" diyerek kendisini öpücükle ödüllendiriyordur.
kendine başka meşgaleler edin, kafan dolu olsun, bu tür ayrintilar daha az dikkatini ceker.
kendine başka meşgaleler edin, kafan dolu olsun, bu tür ayrintilar daha az dikkatini ceker.
0
''hayatında ağırlık kaldırmamış tipler'' kritik ifade. adam %80 hayranlık %20 inanmamakla bakıyor sana.
bi de ''yerim la ben bunu ne ki bu adam iki dambıl kaldırmış'' diyor da muhtemelen tek yumrukta serilecek tip.
cahil cesareti.
bi de ''yerim la ben bunu ne ki bu adam iki dambıl kaldırmış'' diyor da muhtemelen tek yumrukta serilecek tip.
cahil cesareti.
0
Onları ben de anlayamıyorum. Öküzün trene baktığı gibi bakıyorlar. İnsan görmüyolar heralde hacı. Bi gün ben de dövücem böyle birini ama tamamının hırsını birinden çıkarıp günahına girmek de olmaz. Ya sabır deyip geçiyorum sonra.
0
mutley
yakın zamanda bi ev tuttuk ama çeşitli sebeplerle maddi zorluğa girdik. kirayı ödeyemeyecek noktaya gelsek kontrat bitmeden evden çıkabilir miyiz?
yakın zamanda bi ev tuttuk ama çeşitli sebeplerle maddi zorluğa girdik. kirayı ödeyemeyecek noktaya gelsek kontrat bitmeden evden çıkabilir miyiz?
0
1 ay önceden ev sahibine haber verdiğiniz sürece isterseniz 2 aydır o evde oturuyor olun, çıkabilirsiniz tabii ki.
0
ev sahibiyle konuşun durumu, zaten maddi zorluktan haber verip çıkan adamın elini öpmesi lazım. millet ödemiyor, ev sahipleri çıkartamıyor. normalde siz sözleşme süresi bitmeden çıkarsanız ve adam kalan ayları isterse ve dava açarsa hakim o bölgede evin yeniden kiraya verilmesi kaç ay sürüyorsa ona göre bir meblağya hükmeder. Ama sizin maddi müşküliyetinizle ilgili özel bir madde var mıydı hatırlamıyorum bakmak lazım.
0
sözleşmenizi okuyun, sözleşmenizde yazar kaç ay önceden haber vermeniz gerektiği.
1 ya da 2 aydır tahminimce. evden ne zaman çıkacaksanız ondan belirtilen ay kadar önce noterden bildiriminizi yapar, oturduğunuz müddetçe kiranızı öder, sonra da çıkarsınız.
ev sahibiniz anlayışlı biriyse tatlı dille konuşarak anlaşmanız da mümkün tabi.
1 ya da 2 aydır tahminimce. evden ne zaman çıkacaksanız ondan belirtilen ay kadar önce noterden bildiriminizi yapar, oturduğunuz müddetçe kiranızı öder, sonra da çıkarsınız.
ev sahibiniz anlayışlı biriyse tatlı dille konuşarak anlaşmanız da mümkün tabi.
0
@lovein.. yanlış bilgi. kira sözleşmeleri eğer hiç bir sure yoksa 1 yıllıktır ki genelde de 1 yıldır. Yani yasal olarak 1 yıl oturmak zorundasın. Eğer 2. Yıl oturmak istemiyorsan 1 yilin bitmesine 1 ay kala ev sahibine ihtar çekerek 2. Yıla uzamasına engel olabilirsin. Yani şimdi çıkarsan ev sahibi geri kalan ayları senden talep edebilir. O yüzden ev sahibi ile konuşup anlaşmakta fayda var.
Hukukcuyum bu arada.
Edit: alkolün etkisi ile galiba ;) en az 15 gün olacaktı.
Hukukcuyum bu arada.
Edit: alkolün etkisi ile galiba ;) en az 15 gün olacaktı.
0
benım sözlesmem 3 ay öncesınden haber vermem gerektıgını yazıyor. 1 yıllık sözlesmem olmasına ragmen 1 ay önceden haber verdım. olur sorun olmaz dedıler. bu sabah evden cıktım sorun cıkmadan.
sözlesmeler esnetılebılır. ev sahıbı kıracı bulduysa ya da sız onun ıcın bulduysanız sorun cıkarmıyorlar tarıh konularında.
ancak ödeyemeyecek noktaya gelmeyın. yanlıs bılmıyorsam ödeme yapmazsanız sızı evden cıkartıp parayı almak gıbı bır hakları var.
edıt:yaptıgım ıslemın adı tek taraflı feshetmek. sözlesmeyı tek taraflı fes ettım ben teknık olarak.
sözlesmeler esnetılebılır. ev sahıbı kıracı bulduysa ya da sız onun ıcın bulduysanız sorun cıkarmıyorlar tarıh konularında.
ancak ödeyemeyecek noktaya gelmeyın. yanlıs bılmıyorsam ödeme yapmazsanız sızı evden cıkartıp parayı almak gıbı bır hakları var.
edıt:yaptıgım ıslemın adı tek taraflı feshetmek. sözlesmeyı tek taraflı fes ettım ben teknık olarak.
0
kobuzchu kiz
Pek çok duyuru çıkmaya başladı bunun davetiyeleri için. Bu duyuru burda dursun da, isteyenler buraya yazsın madem. Davetiyesi olanlar da yazsın, ne bileyim.(Ben de alırım bir adet davetiye varsa.)
Pek çok duyuru çıkmaya başladı bunun davetiyeleri için. Bu duyuru burda dursun da, isteyenler buraya yazsın madem. Davetiyesi olanlar da yazsın, ne bileyim.
(Ben de alırım bir adet davetiye varsa.)
(Ben de alırım bir adet davetiye varsa.)
0
bilip bilmeden herkes davetiye istemiş. helal valla :)
biraz araştırıp ne olduğunu öğrenin önce.
biraz araştırıp ne olduğunu öğrenin önce.
0
bir davetiyesi olan varsa çok memnun olacağım, sadece computer science için, başka elimi sürmem, söz.
0
@comptrol Her yerde her kitap olmuyor, dolayısıyla da 30$ vermektense $1-$2 vermeye lazım olabilir. Yurtdışında yararlandığım bir kitabı kaç senedir bulamadım; libgen'den girdim, Kiril alfabeli yerlerden çıktım, torrent diye garip virüsler yükledim. Kitaba referans vereceğim sayfa numarasını bulabilmek için (kitap 28 sayfalık bir sözlük) en son Auckland'de bir profesörle e-postalaştım ve ancak öyle bulabildim. Bu lanet olasıca "glossary" 60-70 Pound civarı bir şeydi, o an 5-10 TL'nin, IP'nin ve birtakım başka şeylerin lafı olmazdı. Kitabı da geçen sene aramaktan vazgeçtim. Belki de burada vardır. Belki artık diğerlerinde de vardır da, "Ya olmazsa ve burada varsa" diye elin altında bir hesap durmasının bir sakıncası neden olsun?
Ben de isterem ama acil değil. Belki ileride gerekir deyü.
Ben de isterem ama acil değil. Belki ileride gerekir deyü.
0
ebookoid'in arşivleri buraya mı aktarılmış?
Eğer öyleyse, @comptrol paralı olan kitapların belli kısmı dışarıda bulunmuyor. Eskiden ebookoid'de 0,5 dolara - 1 dolara kitaplar alınabiliyordu yine.
Diğer yerlerde bulunan kitaplar tahminen burada da var ama dedikleri gibi elinin altında böyle bir üyelik olursa, arayıp da bulamadığın kimi kitaplar için en kötü ihtimalle request yapabilirsin..
Davetiye alınır tabi bu arada. :)
Eğer öyleyse, @comptrol paralı olan kitapların belli kısmı dışarıda bulunmuyor. Eskiden ebookoid'de 0,5 dolara - 1 dolara kitaplar alınabiliyordu yine.
Diğer yerlerde bulunan kitaplar tahminen burada da var ama dedikleri gibi elinin altında böyle bir üyelik olursa, arayıp da bulamadığın kimi kitaplar için en kötü ihtimalle request yapabilirsin..
Davetiye alınır tabi bu arada. :)
0
Selam ben de bi davetiye alabilir miyim? Sıra çok uzun gerçi ama olsun ^^
0
Ben de davetiye isterim. En az iki doktora bir master öğrencisi olarak yararlanırız.
Özellikle her yerden linki kaldırılmış, sipariş versem 2-3 aya anca gelecek birkaç kitap için istiyorum.
Özellikle her yerden linki kaldırılmış, sipariş versem 2-3 aya anca gelecek birkaç kitap için istiyorum.
0
acelem yok. en son bile alabilirim bir davetiye. kalsın bir köşede, okulda lazım olur.
edit: tamam teşekkürler. lazım olunca uğraşırız artık. kolay gelsin.
edit: tamam teşekkürler. lazım olunca uğraşırız artık. kolay gelsin.
0
aslında işi kitap sorma şeklinde ilerletsek daha mantıklı olabilirdi ama 7 dolar bi para değil bakınca. o paraya amazondan fasikül alamazsın. sonuç: sıradayım
0
bi davetiye yollayan şu müslümanın hayır duasını alır şu mübarek pazar gecesi tez öncesinde
0
pescador
solcu gardaşlarım yanlış anlamasın, genel görüş anlamında ben de sola yakın bir insanım. ama mesela bugün bizim okulu ışid'ciler basmış, kavga mavga olmuş, olayı sözlüğe aktaran arkadaş BİR DEVRİMCİ ÖĞRENCİ YARALANDI falan yazmış.bu basit bir örnek. her olayda böyle bu adamlar. dünyayı kurtarıyormuş
solcu gardaşlarım yanlış anlamasın, genel görüş anlamında ben de sola yakın bir insanım. ama mesela bugün bizim okulu ışid'ciler basmış, kavga mavga olmuş, olayı sözlüğe aktaran arkadaş BİR DEVRİMCİ ÖĞRENCİ YARALANDI falan yazmış.
bu basit bir örnek. her olayda böyle bu adamlar. dünyayı kurtarıyormuş havaları. bi bana mı eğreti geliyo bu? ya da niye böyle yapıyo bu çocuklar? bir arkadaşımız yaralandı falan dese olmuyo mu ynai? sürekli bi savaş hattındaymış tripleri falan çok ilginç.
bu basit bir örnek. her olayda böyle bu adamlar. dünyayı kurtarıyormuş havaları. bi bana mı eğreti geliyo bu? ya da niye böyle yapıyo bu çocuklar? bir arkadaşımız yaralandı falan dese olmuyo mu ynai? sürekli bi savaş hattındaymış tripleri falan çok ilginç.
0
onlar savaşı çok yanlış anlamış çakma solcular evet bir savaş var ama böyle değil. büyüyünce geçer.
solcu zaten başlı başına benim aklımda bir çakmalık uyandıran bir kavram zaten niyeyse.
solcu zaten başlı başına benim aklımda bir çakmalık uyandıran bir kavram zaten niyeyse.
0
bazen insanlar o anki coskulariya yanlis/abartili/eksik kelimeler secebiliyor kullanabiliyor.
sadece solcularda degil tum herkes icin bu boyle.
sadece solcularda degil tum herkes icin bu boyle.
0
değil. sana komik gelir çünkü solcu değilsin, adamlar inanmışlar da ondan öyle yapıyorlar, "bi arkadaş" demeleri için devrimci olduklarına inanmamaları lazım.
0
@kutsalbok, anlık heyecan değil abi her yerde böyleler. dergilerini falan okuyorum, adamlar silahlanmaktan call of duty oynarmış gibi bahsediyor mesela. nasıl silahlanırız, silahlanırsak ne olur, ne çeşit bir örgütlenme var ya da olacak vs. hiç ama hiçbir şey yok. dükkan yağmalayıp HALKIN HİZMETİNE AÇTIK, KAMULAŞTIRDIK falan diyorlar jsfj ne biliyim devrimcilik bu değil ya
@demet, üniversitede afiş asıp eylemlere katılmak "devrimci" olmak için yeterli mi yani? çatışma bugünlük bitti yazmış mesela adam. sanki her gün ışid'le topla tüfekle çatışıyorlar. arbede çıkıyor, bunlar savaş raporu yazıyor resmen. çok abartıyorlar.
@demet, üniversitede afiş asıp eylemlere katılmak "devrimci" olmak için yeterli mi yani? çatışma bugünlük bitti yazmış mesela adam. sanki her gün ışid'le topla tüfekle çatışıyorlar. arbede çıkıyor, bunlar savaş raporu yazıyor resmen. çok abartıyorlar.
0
Genel anlamda ayakları yere basmayan hayalci insanlar oldukları doğru. Ve komik.
0
@kutsalbok, anlık heyecan değil abi her yerde böyleler. dergilerini falan okuyorum, adamlar silahlanmaktan call of duty oynarmış gibi bahsediyor mesela. nasıl silahlanırız, silahlanırsak ne olur, ne çeşit bir örgütlenme var ya da olacak vs. hiç ama hiçbir şey yok. dükkan yağmalayıp HALKIN HİZMETİNE AÇTIK, KAMULAŞTIRDIK falan diyorlar jsfj ne biliyim devrimcilik bu değil ya
@demet, üniversitede afiş asıp eylemlere katılmak "devrimci" olmak için yeterli mi yani? çatışma bugünlük bitti yazmış mesela adam. sanki her gün ışid'le topla tüfekle çatışıyorlar. arbede çıkıyor, bunlar savaş raporu yazıyor resmen. çok abartıyorlar.
Bu iki paragraf birbiriyle çelişmiyor mu sence de? Yukarıda silahlanmak diyorsun aşağıda afiş asmak, abartıyorlar diyorsun??
Solcularla uğraştığınız kadar hükümetle, sistemle uğraşsaydınız onlar da bu kadar yırtınmak zorunda kalmazlardı. Bir de sola yakın bir insanım diyorsun, kendini yanlış tanımışsın bence.
@demet, üniversitede afiş asıp eylemlere katılmak "devrimci" olmak için yeterli mi yani? çatışma bugünlük bitti yazmış mesela adam. sanki her gün ışid'le topla tüfekle çatışıyorlar. arbede çıkıyor, bunlar savaş raporu yazıyor resmen. çok abartıyorlar.
Bu iki paragraf birbiriyle çelişmiyor mu sence de? Yukarıda silahlanmak diyorsun aşağıda afiş asmak, abartıyorlar diyorsun??
Solcularla uğraştığınız kadar hükümetle, sistemle uğraşsaydınız onlar da bu kadar yırtınmak zorunda kalmazlardı. Bir de sola yakın bir insanım diyorsun, kendini yanlış tanımışsın bence.
0
istanbul üniversitesinde okudum, arada tartışmalar çıkar gruplar birbirine bağırır çağırır özellikle "afişimizi sökmeyin" temalı tartışmalar yaşanırdı. kenarda oturur sigaramı yakar telefondan sözlükte de takip ederdim, zannedersin ki insanlar birbirini öldürüyo ama canlı izliyodum bi bok olduğu yoktu bi ekip bi tarafta diğer ekip diğer tarafta ortalarında da çevik beklerdi. he bazen büyük olaylar olmaz mıydı tabii ki olurdu ama çoğunlukta hikayeden mevzular.
şimdi mezun oldum, tahmin ediyorum yine biri ötekinin afişini sökmüştür filan ya da afişinin üstüne afiş asmaya yeltenmiştir bilmem ne onun üzerine olaylar olaylar. zaten ışidci muhabbeti de bu aralar prim yapıyo.
he sadece solcular mı abartıyo? bence hayır ama solcuların muhabbetleri biraz daha komik geliyo samimi olmak gerekirse.
şimdi mezun oldum, tahmin ediyorum yine biri ötekinin afişini sökmüştür filan ya da afişinin üstüne afiş asmaya yeltenmiştir bilmem ne onun üzerine olaylar olaylar. zaten ışidci muhabbeti de bu aralar prim yapıyo.
he sadece solcular mı abartıyo? bence hayır ama solcuların muhabbetleri biraz daha komik geliyo samimi olmak gerekirse.
0
Sadece solcularda değil bu. Dandik bi ülkenin başbakanına, cumhurbaşkanına dünya lideri demek de böyle.
Üstelik "solcular" derken bişeyCİ olduğunu söylüyorsunuz, devrimci de öyle bi şey. Devrimi savunan, bunun için bi şeyler yapan kişi demek işte.
Üstelik "solcular" derken bişeyCİ olduğunu söylüyorsunuz, devrimci de öyle bi şey. Devrimi savunan, bunun için bi şeyler yapan kişi demek işte.
0
@demet, ne alakası var ya? bir yerde adamlar silahlanalım deyip saçmasapan kafalarına göre konuşuyorlar diyorum, ikinci örnekte okuldaki afişten bahsediyorum. bunlar tamamen farklı iki örnek, niye çelişsin? ayrıca silahlanalım demek mi devrimcilik yani şimdi, bunu ben de diyebiliyorum? anlatmak istediğim şey bu adamların hiç temeli, fikri falan olmadan HADİ ŞUNU YAPALIM gazıyla hareket etmeleri.
ben ne olduğumu, neye tepki göstermem gerektiğini biliyorum. emin ol senin kadar tepki gösteriyorumdur hükümete. hiçbir halt bilmeden millete böyle laf çakmıyor musunuz ayar oluyorum. afiş asıp devrimcilik oynamaya, arbedede yaralanıp kendinize gazi muamelesi yapmaya devam edin o zaman. "solcu" dediğiniz buysa ben zaten kendime solcu demiyorum.
uyuz olduğum tavır bu işte. dünyayı kurtarıyorsunuz sanki amk. biz de mal değiliz görüyoruz memlekette ne olup bittiğini. biz de protesto ediyoruz, biz de kendimizce bir şeyler yapmaya çalışıyoruz ama böyle millete tepeden bakıp kendimize DEVRİMCİ demiyoruz. ilkokulda müzik dersinde flüt çalıp kendinize müzisyen falan da demiş miydiniz?
ben ne olduğumu, neye tepki göstermem gerektiğini biliyorum. emin ol senin kadar tepki gösteriyorumdur hükümete. hiçbir halt bilmeden millete böyle laf çakmıyor musunuz ayar oluyorum. afiş asıp devrimcilik oynamaya, arbedede yaralanıp kendinize gazi muamelesi yapmaya devam edin o zaman. "solcu" dediğiniz buysa ben zaten kendime solcu demiyorum.
uyuz olduğum tavır bu işte. dünyayı kurtarıyorsunuz sanki amk. biz de mal değiliz görüyoruz memlekette ne olup bittiğini. biz de protesto ediyoruz, biz de kendimizce bir şeyler yapmaya çalışıyoruz ama böyle millete tepeden bakıp kendimize DEVRİMCİ demiyoruz. ilkokulda müzik dersinde flüt çalıp kendinize müzisyen falan da demiş miydiniz?
0
hee şimdi anlaşıldı bak sinirlenince asıl düşüncelerin çıktı ortaya, sen adamları resmen kıskanıyorsun be :D bir de siz diye konuşmaya başladın ben örgütlü falan değilim, sadece yapmaya çalıştıkları şeye saygı duyuyorum. o sana saçma gelen şeyler nedeniyle insanlar ömür boyu hapse mahkum oluyorlar bu ülkede ve bunu bile bile yapmayı göze alıyorlar. bir "afiş asmak" sana göre nedir ki? ama insanlar ömürlerini çürütüyor bir afiş asmak yüzünden. başta kardeşlerim yanlış anlamasın dedin sonra içindeki kini kustun nasıl iş bu ben anlamadım? yukarıdan bakan yok, o kadar cesaretin varsa sen de yap kıskanacağına.
"anlatmak istediğim şey bu adamların hiç temeli, fikri falan olmadan HADİ ŞUNU YAPALIM gazıyla hareket etmeleri." bu cümle nasıl bir saçmalık mesela? nerede böyle birşey gördün? temeli, fikri olmadan ne demek? Gerçekten dergilerini hiç okudun mu? okumuş olsan böyle boş keseden sallamazdın çünkü. tabii ki gazlar, tabii ki heyecanlılar, kimi liberaller gibi içleri geçmiş mi olsalardı? o şekilde devrim mi yapılır? dergilerde gaz verirler ama fikirlerini de anlatırlar, seninki algıda seçicilik olmuş.
edit: başlığı açarken herhalde "hadi gelin solculara giydirelim" modundaydın, destekleyenler de olmuş ama aksini savunan çıkınca keyfin kaçtı, niye bu kadar hiddetlendin "değil mi?" diye soru sormuşsun hayır bana göre değil diye cevap veriyorum ben de. senin yaptığın şeylerle onların yaptığı şeylerin aynı olmadığını anladığında kafan rahat edecek bence.
"anlatmak istediğim şey bu adamların hiç temeli, fikri falan olmadan HADİ ŞUNU YAPALIM gazıyla hareket etmeleri." bu cümle nasıl bir saçmalık mesela? nerede böyle birşey gördün? temeli, fikri olmadan ne demek? Gerçekten dergilerini hiç okudun mu? okumuş olsan böyle boş keseden sallamazdın çünkü. tabii ki gazlar, tabii ki heyecanlılar, kimi liberaller gibi içleri geçmiş mi olsalardı? o şekilde devrim mi yapılır? dergilerde gaz verirler ama fikirlerini de anlatırlar, seninki algıda seçicilik olmuş.
edit: başlığı açarken herhalde "hadi gelin solculara giydirelim" modundaydın, destekleyenler de olmuş ama aksini savunan çıkınca keyfin kaçtı, niye bu kadar hiddetlendin "değil mi?" diye soru sormuşsun hayır bana göre değil diye cevap veriyorum ben de. senin yaptığın şeylerle onların yaptığı şeylerin aynı olmadığını anladığında kafan rahat edecek bence.
0
Demet, ben okudum. Çoğunu 16 yaşındayken yazabilirdim. Bak o zaman şunu oku bakalım bu da mı dandik de okuyayım tabii internet linki olursa sevinirim bi dergi almak için bi ton yol tepmeye vaktim yok şu aralar.
0
evet demet, okulda sol bildiri dağıtıp afiş asan çocukları çok kıskanıyorum... çok erişilemez bir konumdalar çünkü, her gün "gelin siz de bize katılın" diyoruz ama hiç iplemiyorlar.
dergilerini de okudum evet. algıda seçicilik falan değil. 100 sayfa varsa 60'ında aynı şeyleri yazıyorlar. sürekli büyük harfler ve ünlem kullanmalar bilmem ne. devrim ergenlerin değil düşünebilen vakur adamların işi. beğenmediğin, içi geçmiş liberal dediğin tipler hiç değilse devrimcilik oynamıyor ve gerçekten bir şeyler yapıyor. hah diyeceksen işte afiş asmak için hapis yatan insanlara devrimci diyeceksin. sağda solda şekil yapıp sokak kavgasında yaralanınca kendini nimetten sayan heyecanlı tiplere değil.
daha kimden bahsettiğimi bile anlamamışsın ama saçmasapan atıp tutuyorsun. ben kimseye neyi inandığımı ya da neci olduğumu ispat etmek veya göstermek zorunda değilim. afiş asmamamın, herhangi bir oluşuma dahil olmamamın sebebi de işte senin gibi afiş asınca kendini nimetten sayan tipitipler. bakkala git ekmek al desek almazsınız amk.
dergilerini de okudum evet. algıda seçicilik falan değil. 100 sayfa varsa 60'ında aynı şeyleri yazıyorlar. sürekli büyük harfler ve ünlem kullanmalar bilmem ne. devrim ergenlerin değil düşünebilen vakur adamların işi. beğenmediğin, içi geçmiş liberal dediğin tipler hiç değilse devrimcilik oynamıyor ve gerçekten bir şeyler yapıyor. hah diyeceksen işte afiş asmak için hapis yatan insanlara devrimci diyeceksin. sağda solda şekil yapıp sokak kavgasında yaralanınca kendini nimetten sayan heyecanlı tiplere değil.
daha kimden bahsettiğimi bile anlamamışsın ama saçmasapan atıp tutuyorsun. ben kimseye neyi inandığımı ya da neci olduğumu ispat etmek veya göstermek zorunda değilim. afiş asmamamın, herhangi bir oluşuma dahil olmamamın sebebi de işte senin gibi afiş asınca kendini nimetten sayan tipitipler. bakkala git ekmek al desek almazsınız amk.
0
@mimikikili bu videoyu sen bana önceden mesaj ile göndermiş miydin ?
0
@demet, öncelikle senin amına koyayım diye giriş yapıp bana düzgün konuşmamı söylüyorsun? beyin komple gitti herhalde.
liberalleri savunmuyorum. devrimin ergen ve heyecanlı adamların işi olmadığını, beğenmediğin liberallerin bu ergenlere kıyasla daha çok uğraştığını söylüyorum. sen bunu liberalleri savunmak olarak algılıyorsan bilemeyeceğim. kaldı ki, siyasi görüşüm sola yakın dedim diye bu liberalleri savunmayacağım anlamına gelmiyor. siyah veya beyaz olmak zorunda değiliz, gri de olabiliriz. liberallerin aq, faşistleeeer, yaşasın gomünizm demediğim için "liberal savunucusu" olduğumu düşünmüş olabilirsin tabii, sizin kafanız öyle çalışıyor çünkü.
örgütlü ol ya da olma, kafa yapısı olarak farkınız yok.
liberalleri savunmuyorum. devrimin ergen ve heyecanlı adamların işi olmadığını, beğenmediğin liberallerin bu ergenlere kıyasla daha çok uğraştığını söylüyorum. sen bunu liberalleri savunmak olarak algılıyorsan bilemeyeceğim. kaldı ki, siyasi görüşüm sola yakın dedim diye bu liberalleri savunmayacağım anlamına gelmiyor. siyah veya beyaz olmak zorunda değiliz, gri de olabiliriz. liberallerin aq, faşistleeeer, yaşasın gomünizm demediğim için "liberal savunucusu" olduğumu düşünmüş olabilirsin tabii, sizin kafanız öyle çalışıyor çünkü.
örgütlü ol ya da olma, kafa yapısı olarak farkınız yok.
0
beyler hepinizin amına koyayım devrime bi şey olmasın. sakin olun lan biraz, bence sakin kafayla oturup genç ve heyecanlı solcuların yaptıklarını ama özellikle internette yazdıklarını kim okusa güler, bu kadar net.
0
@pescador sabahtan beri benimle konuşurken her cümlenin sonuna "amk" ekliyorsun, karşında kadın var ayıp olmuyor mu sence de? onu bile anlatamadım ya neyse, heyecanlı gençlerle uğraşadurun siz, tek derdimiz onlar kaldı çünkü.
0
çok fazla sayıda cümle kurdum ve bunların sadece ikisinin sonunda amk var. ve bu amk'ların ikisi de şahsa küfür değil. buna karşılık sen ne hikmetse "bir kadın olarak" cümlene öncelikle senin amına koyayım diyerek başlamakta sakınca görmüyorsun. ilginç. neyse, konuştuğumuz/tartıştığımız konu bu değil.
0
öncelikle o olayda devrimci bir öğrenci yaralandı zaten. bu cümlede garip olan ne onu anlamadım. sonrasında ise inaanlar inandıkları ve uğruna emek harcadıkları birşeyi anlatırken heyecanlanabilir. bu bazen ayakkabı olur, bazen iş, bazem aşk vs. bunda da garip birşey yok. eleştirdiğin insanların çoğu inandıları şey için hayatlarını riske atıyorlar. burada hayattan kastım 'can güvenliği' değil sadece. eğitim hayatları, kariyerleri, aile yaşantıları vb. ve bu konudan bahsederken ateşli olmaları çok normal. asıl ateşli olmazlarsa gülmek lazım bence.
0
@pescador sen bana deyince sorun olmuyor da "bir kadın olarak" ben sana deyince mi sorun oluyor anlamadım? sen birebir bana söylemiyor olsan bile bana hitaben yazdığın cümlelerin sonuna ekleyince bayağı sinir bozucu oluyor haberin olsun.
@sheridans sonunda beni bir anlayan çıktı.
@sheridans sonunda beni bir anlayan çıktı.
0
bi de şöyle bir durum var. onların heyecanlarını içerenler çok sakin bir ortamdan ve ruh halinden yapıyorlar bunu. ama örgütlü bir insanın bir haftada kaç kere 'karşı grupla' tartıştığını, ayda kaç kere gözaltına alındığını, stantlarının kaç kere dağıtıldığını, afişlerinin kaç kere söküldüğünü bilmek lazım. onlar sürekli heyecnlılar çünkü sürekli adrenalinlerini yükseltecek birşeyler yaşıyorlar. bi de maraş, sivas, berkin derken öfke de hiç bitmiyor haliyle. benim tanıdıklarımdan birçoğunun ailesinde bu devlet tarafından katledilen bir can var. ondan bu sürekli savaşta olma hali. öyle yani
0
benim anlamadığım "bir devrimci öğrenci yaralandı" bu cümleden nasıl "dünyayı kurtarıyormuş havası, savaş hattı tribi" gibi anlamlar çıkarmayı başardın :)
0
hemen altında "bu sadece basit bir örnek, her olayda böyleler" yazdım. onu da okuyaydın keşke. karşıt grupla kavga ediyorlar, DEVRİMCİ YARALANDI oluyor sonra. bunun normali dövüşüyoduk/saldırdılar, arkadaşımız yaralandıdır. anlatmak istediğim şey bu. okulda afiş asarak, karşıt grupla kapışarak DEVRİMCİ olamazsın. insan utanır şunu söylerken. milletin ağzına sakız olmuş kavramlar. ne güzel.
0
Devrimciyim diye gezenlerin hepsi ergendir. Liberalizm siker, bunu da seve seve kabul edecekler devrim falan olmayacağını anlayınca. Belki sesli olarak söylemeyecekler ama kabul edecekler. Aha bu Demet de edecek. Ortamlarda gene sol komünizm Che falan diye gezerler kendi kendilerine.
0
Bunun sebebi solcular arasındaki üslup farklılığı. Devrimci öğrenci kalıbını kullanalım mı, kullanmayalım mı konusunda bile bazen tartışma çıkabiliyor. Ben olsaydım "Bir üniversiteli cihatçı grupların okula saldırısı sonrasında yaralandı" söylemini kullanırdım.
Onun haricinde, şu üstteki açıklamamı yazdıktan sonra tartışmaya şöyle bir baktım da, bok etmişiniz resmen, küfürler, hakaretler gırla havada uçuşmuş. Duyuru ovası ergen yuvası.
Onun haricinde, şu üstteki açıklamamı yazdıktan sonra tartışmaya şöyle bir baktım da, bok etmişiniz resmen, küfürler, hakaretler gırla havada uçuşmuş. Duyuru ovası ergen yuvası.
0
@i was seni ve senin gibilerin hepsini solcular siksin diyeyim daha da ne diyeyim bilmiyorum. sizin gibi gerzekler için boşuna yırtınıp duruyorlar o konuda hemfikiriz.
www.youtube.com
www.youtube.com
0
şimdi ben sadece basit örnek verdim her olayda öyleler vs. muallak bi kavram. net konuşursan onuda değerlendirelim ama gel kabul et bu örnek gerçekten saçmalık. yani buradan bu anlamı çıkarman abesle iştigal başka birşey değil.
devrimci kelimesine çok ulvi anlamlar mı yüklüyorsunuz orada mı devreler yanıyor anlamadım ki ? devrimci demek en basit haliyle devrimdem yana olan insan demektir. bi grup propaganda faaliyeti yürütür işte afiş asar, bildiri dağıtır dergi/yayın satar vs. diğeri eline silah alır. bunların tamamı devrimci faaliyetler ve bu eylemlerde bulunan arkadaşlar devrimcidir. eğer böyle değilse ne yaparak devrimci olunur bi anlatın hele standartları neymiş bizde öğrenmiş olalım :)
devrimci kelimesine çok ulvi anlamlar mı yüklüyorsunuz orada mı devreler yanıyor anlamadım ki ? devrimci demek en basit haliyle devrimdem yana olan insan demektir. bi grup propaganda faaliyeti yürütür işte afiş asar, bildiri dağıtır dergi/yayın satar vs. diğeri eline silah alır. bunların tamamı devrimci faaliyetler ve bu eylemlerde bulunan arkadaşlar devrimcidir. eğer böyle değilse ne yaparak devrimci olunur bi anlatın hele standartları neymiş bizde öğrenmiş olalım :)
0
devrimcinin tanımı basit: devrim yapan kişiye devrimci denir. yüz yıldır süregelen aktiviteler devrimci mi yapıyor yani sizi? o zaman cemaatin adamlarından ala devrimci yok, onlar da çok uğraşıyor bir şeyler için?
0
@pescador indirgemeciliğin dibine vurdun, ben de sabahtan beri kime birşey anlatmaya çalışıyormuşum, boşa çaba. ekşi sözlükten başka bir de gerçekten dil öğrenmek için kullanılan sözlükler var tavsiye ederim, türkçe ile başlayabilirsin.
0
cevapları tam okumadım da bana da yapmacık gelir o tripler. ama özünde yapmacık değil. daha doğrusu içlerinde olmadığımız için böyle düşünüyoruz işte. sadece solcular da değil esasında, en basitinden bir futbol takımını neredeyse ölümüne sevmek, sahiplenmek de baya saçma ama milyonlar benimle aynı fikirde değil. nitekim onların da içlerinde olsam şu anki gibi düşünmeyecektim büyük ihtimalle. dolayısıyla bize ilginç gelmesi pek bir şey ifade etmiyor. ben de başkalarına yapmacık ve komik gelebilirim misal. bundan doğal şey yok.
0
yani bu durumda senin mantığınla deniz, mahir, ibrahim ve bu mücadelede tanınmış diğer kişiler devrimi gerçekleştirememiş dolayısıyla devrimci değildir ?
bu böyle birşey değil konuyu gerçekten çok yanlış anlamışsın. hele bi kavramları öğren konu hakkında bilgi sahibi ol sonra fikir üretirsin üzerinde tartışır konuşuruz.
bu böyle birşey değil konuyu gerçekten çok yanlış anlamışsın. hele bi kavramları öğren konu hakkında bilgi sahibi ol sonra fikir üretirsin üzerinde tartışır konuşuruz.
0
asfhsafjkas üniversitede bildiri dağıtan, kadıköy'de gazete satan adamlar diyorum herif gelmiş bana mahir diyor deniz diyor ya. tamam birader siz devrimcisiniz, savaşıyorsunuz mücadele ediyorsunuz helal süper böyle devam. siz olmasanız işimiz yaş.
0
amacın anlamak mı dalga geçmek mi bilemiyorum. ama tüm iyi niyetimle anlamak olduğunu umuyorum. olurnedenolmasın çok net şekilde anlatmış aslında. devrim amacıyla faaliyetlerde bulunanlara devrimci denir. devrim yapmasına gerek yok yani. bildiri dağıtmak, afiş asmak, sizin beğenmediğiniz sesleriyle kolluk kuvvetlerine karşı durmak devrimci faaliyetlerdir. ve bu faaliyetlerde bulunan insanlar kendilerine devrimci diyebilir. kendini devrimci olarak adlandıran biri yaralanırsa 'devrimci bir arkadaşımız yaralandı' demekte de bir yanlışlık yoktur. neredeyse herşeyi 'sikmek', 'sikilmek' üzerinden anlatan insanlar olduğu için yorumların çoğunu okumadım. ama silahlı mücadeleden falan bahsedilmiş. türkiye'deki sol örgütlerin kaçını biliyorsunuz, kaçının içinde bulundunuz bilemiyorum. ama Türkiye'de silahlı mücadele veren gruplar da var. ama sen silahlanma fikrini de komik bulmuşsun. afiş asanları komik bulup, devrimcilik öyle olmaz diyorsun. ama silahlananları da komik buluyorsun. kısacası ne dediğini anlamadım ben.
0
Türkiye'de solun (hatta Türk solunun) bir kimliği yok. Her kendine solcuyum diyen barış, özgürlük, kardeşlik, daha aydınlık yarınlar gibi şeyler söylüyor ama kimse ne, ne yapması gerektiğini biliyor, ne de ne istediğini biliyor. Küba'dan Rusya'dan devşirme ideolojilerle bir şeyler yapmaya çalışıyor. Dünya'da hangi sol devrimci lidere bakarsan hepsi 'kendi' halkı için mücadele eden insanlar ama bizimkilere baktığın zaman kürtten çok kürt milliyetçiliği yapıyor.
Kürt solculuğunu ya da milliyetçiliğini (ki şu ortam da ikisi birbirinden farksız) sevmem ancak saygım var. Adamlar kendileri için uğraşıyorlar. Ve bir anlamda ne istediklerini biliyorlar.
Peki Türk solu ne istiyor?
Kürt solculuğunu ya da milliyetçiliğini (ki şu ortam da ikisi birbirinden farksız) sevmem ancak saygım var. Adamlar kendileri için uğraşıyorlar. Ve bir anlamda ne istediklerini biliyorlar.
Peki Türk solu ne istiyor?
0
Son bir şey diycem. Devrimin, özellikle hatta sadece türkiyede ihtiyacı olan tek şey ve bence en faydalı devrimci hareket ne olurdu biliyor musunuz. sade vatandaşa devrim denen şeyin itlik serserilik olmadığını göstermek. yani bildiri meselesi yüzünden kavga edip dikkatleri üstlerine çekmek değil. kendileri bildiri dağıtıyorlar yine kendileri okuyorlar komikler valla. hiç ben sıradan bir insanın bu bildirilerden alıp da okuduğunu görmedim ama daha en başından kendini; sıradan insanların gözünde bu tür gereksiz kavgacı hiçbir sonuca ulaşmayan hareketler peşinde koşan anarşikler olarak gösterirseniz hiçbir amaca ulaşmaz o kavganız siz siz olun efendi olun çayınızı için konusu açıldığında da bu sistemle ilgili eğer üç kuruş bilginiz varsa bildiri dağıtmaya çalışmaktan azıcık kitap okumaya kendinizi geliştirmeye vakit ayırdıysanız işte o zaman o kişilere anlatın, zihinlerine birkaç yeni fikir sokun devrim denen şeyin adımlarını çok yanlış algılamış bu arkadaşlar. halkın iç bilinci oluşmadan bunlar bağıra çağıra bildiri dağıtarak halkı devrim konusunda bilinçlendirip yanlarına alabileceklerini sanıyorlar. sen halkın gözünde anarşiksin olum hangi amca dayı ya da kanka dinler senin lafını sen en başta onların gözünde onlardan değilsin bile sen anarşiksin çünkü sen kendi kendini "gomilist" ilan etmişsin. etme demiyorum ama nasıl edeceğini bil, kendini anarşik gomilist olarak bir kavgada ya da bir eylemde göstereceğine sürekli daha çok insanlara yeni fikirler aşılayan bir sosyalist olarak göster.
biliyorum sik gibi yazdım. ama zaten bu yazdıklarım kimsenin beynine girmeyeceği için burada, çünkü bu işler yazıyla olmaz, tek dertim içimi dökmekti o yüzden pek de umrumda değil anlaşılırlığı falan ikinci kez okumadım bile tek bir kelimeyi. hadi eyvallah.
biliyorum sik gibi yazdım. ama zaten bu yazdıklarım kimsenin beynine girmeyeceği için burada, çünkü bu işler yazıyla olmaz, tek dertim içimi dökmekti o yüzden pek de umrumda değil anlaşılırlığı falan ikinci kez okumadım bile tek bir kelimeyi. hadi eyvallah.
0
devrimcinin ne olduğu konusunda hem fikir olduk sanırım. yayın satışı konusunu küçümsüyor olman maalesef yine bu konuda bilgisizliğinden kaynaklanıyor. şöyle ifade edeyim bu ülkede dergi sattığı için (ki bu dergi mevcut kanunlar nezlinde yasal bi dergidir) öldürülmüş insanlar var. bildiri dağıtırken vurulup felç bırakılmış insanlar var. öldü diyorum ölümden daha ciddi birşey yoktur sanırım ? konunun ciddiyetini anlayabiliyorsun değil mi ? dergi satarken öldü. öldürüldü.
özetin özetini geçiyorum.
bi devrim hareketi temel olarak iki amaç güder. örgütlenmek, mevcut örgütlülük gücü ile düzeni değiştirmek.
şimdi düzeni değiştirme kısmını bi kenara bırakalım.
örgütlenmenin harcı propaganda yapmaktır. tüm siyasi hareketler propaganda faaliyetinde bulunur bu işin temeli bu.
takdir edersin ki devrimci arkadaşların ulusal kanallara reklam verme şansları yok, hazine yardımı almıyorlar. prime time zamanlarda ulusa seslenip dertlerini gayelerini anlatamıyorlar. otobüslerle kitle taşıyıp kumanya dağıtarak miting düzenleyemiyorlar.
dolayısıyla geriye küçümsediğin bildiri/gazete/dergi/afiş belki konser vb. dışında kitle iletişimi topluma ulaşma şansı kalmıyor. ve küçümsediğin bu basit faaliyetleri yaparken/yapmaya çalışırken dahi ölüyorlar.
özetin özetini geçiyorum.
bi devrim hareketi temel olarak iki amaç güder. örgütlenmek, mevcut örgütlülük gücü ile düzeni değiştirmek.
şimdi düzeni değiştirme kısmını bi kenara bırakalım.
örgütlenmenin harcı propaganda yapmaktır. tüm siyasi hareketler propaganda faaliyetinde bulunur bu işin temeli bu.
takdir edersin ki devrimci arkadaşların ulusal kanallara reklam verme şansları yok, hazine yardımı almıyorlar. prime time zamanlarda ulusa seslenip dertlerini gayelerini anlatamıyorlar. otobüslerle kitle taşıyıp kumanya dağıtarak miting düzenleyemiyorlar.
dolayısıyla geriye küçümsediğin bildiri/gazete/dergi/afiş belki konser vb. dışında kitle iletişimi topluma ulaşma şansı kalmıyor. ve küçümsediğin bu basit faaliyetleri yaparken/yapmaya çalışırken dahi ölüyorlar.
0
@sheridans, bu eylemlerin çoğunu içi boş bulduğumu söylemeye çalışıyorum. allah aşkına yani afiş asmak, bildiri dağıtmak kişinin kendini "devrimci" sayabilmesi için yeterli mi? tamam devrim yapmasınlar ama bu kadar basit de olmasın yani devrimci olmak. ben de afiş asarım, ben de bildiri dağıtırım, ben de gazete satarım. bu beni devrimci yapmıyor bence. "devrimci" sıfatını hak etmek bu kadar kolay olmamalı.
diğer arkadaşlar da yazmış zaten, bir şeyler için uğraştığı için takdir etmemizi beklediğiniz insanların çoğu ne için uğraştığından dahi habersiz. aynı şeyleri tekrarlayan, neye neden inandıklarını bile doğru düzgün ifade edemeyen gençler.
benim yazdığım silahlı örgütlerle değil de silahlanma çağrısıyla ilgiliydi. yürüyüş dergisi özellikle. ben hayatımda bu kadar saçma bir dergi görmedim. büyük harfler, ünlemler, her sayfada aynı şeyler, silahlanma ihtiyacından bahsedilmesi ama bu ihtiyacın hiçbir şekilde temellendirilememesi... yani silahlanıyoruz da neden? silahlanıp ne yapıyoruz? adamlar diyor ki silahı alıp mücadele verelim. ya şimdi eline silah alıp polise saldırmayı düşünen adamlar mı devrimci? bunlar mı akıllı, rasyonel?
bu arkadaşlar hayallerde yaşamasa, gazla yaşamak yerine makul düşünse zaten ortaya bir şeyler koyar. afiş asmaktan, mal mal SİLAHLANMALIYIZ!! naraları atmaktan daha faydalı işler yaparlar. gerçekten bir şeyler için emek veren insanları ayrı tutuyorum. benim derdim, ülkücülerle kavga edip savaşa girmiş gibi caka satan, okulda ortam kasan anarşist denyolar. ve kusura bakmayın ama komünist dediğiniz adamların %90'ını bu güruh oluşturuyor memlekette.
n
diğer arkadaşlar da yazmış zaten, bir şeyler için uğraştığı için takdir etmemizi beklediğiniz insanların çoğu ne için uğraştığından dahi habersiz. aynı şeyleri tekrarlayan, neye neden inandıklarını bile doğru düzgün ifade edemeyen gençler.
benim yazdığım silahlı örgütlerle değil de silahlanma çağrısıyla ilgiliydi. yürüyüş dergisi özellikle. ben hayatımda bu kadar saçma bir dergi görmedim. büyük harfler, ünlemler, her sayfada aynı şeyler, silahlanma ihtiyacından bahsedilmesi ama bu ihtiyacın hiçbir şekilde temellendirilememesi... yani silahlanıyoruz da neden? silahlanıp ne yapıyoruz? adamlar diyor ki silahı alıp mücadele verelim. ya şimdi eline silah alıp polise saldırmayı düşünen adamlar mı devrimci? bunlar mı akıllı, rasyonel?
bu arkadaşlar hayallerde yaşamasa, gazla yaşamak yerine makul düşünse zaten ortaya bir şeyler koyar. afiş asmaktan, mal mal SİLAHLANMALIYIZ!! naraları atmaktan daha faydalı işler yaparlar. gerçekten bir şeyler için emek veren insanları ayrı tutuyorum. benim derdim, ülkücülerle kavga edip savaşa girmiş gibi caka satan, okulda ortam kasan anarşist denyolar. ve kusura bakmayın ama komünist dediğiniz adamların %90'ını bu güruh oluşturuyor memlekette.
n
0
@pescador dünyadan bihabersin şu saçmalıklarını okudukça dumurdan dumura koşuyorum arkadaşım yürüyüş'ü çıkaran zaten Türkiye'deki en güçlü silahlı örgütlerden biri, adamlar silahlı mücadeleyi savunuyor. silahlanalım demeyecek de ne diyecek? ayrıca o dergiyi zaten düzenli olarak dağıttıkları insanlar için çıkarıyorlar, o yüzden her sayıda yeniden ne amaç güttüklerini anlatmaları saçma olurdu. nitekim sadece siyasi dergiler değil hiçbir dergi böyle birşey yapmıyor. he sen indirgemecilikten başka birşeyden anlamadığın için sana özel 5 yaşında çocuk dergisi çıkarmaları gerek orası ayrı. arkadaşlar da ciddi ciddi anlatıyorlar yorulmayın boşuna.
0
@demet, arkadaşlar bir şey bildiği için olacak ki anlatmaya çalışıyorlar. PFFF GERİZEKALI YHAA :S tribinden başka bir şeyin varsa, buyur sen anlat seni de dinleyelim. bu ne lan 50. kez oldu aynı şeyleri yazıp duruyorsun. en devrimci sensin git uyu hadi.
0
@pescador anlatıyorlar da senin küçük beynine girdiği yok ki yazık diyorum ben de boşuna uğraşıyorlar. "gerizekalı" demekten başka yaptığım hiçbir açıklamaya cevap veremedin şimdiye kadar, buna ne diyorsun? 50. kez söylüyorum ki belki anlarsın diye.
0
romantik devrimci diyorum ben onlara. sikindirik twitlerle dünyayı kurtaracaklarını zannediyorlar.
bak demet de iyi bir örnek olmuş bahsettiğin gruba burda zaten ^^
bak demet de iyi bir örnek olmuş bahsettiğin gruba burda zaten ^^
0
ahahhaha şu bana laf atan gerzekler de sanırsın ki her allahın günü meclis basıp yönetimi ele geçiriyorlar. kendi yaptıkları da buradan ahkam kesmekten başka birşey değil, milletin tivitlerine laf ediyorlar. sıkıldım valla ciddiyetsizliğinizden, ulan insan en azından çaba gösterenlere saygı duyar be, ama yok anca boş boş konuşun, hiçbir şeyden memnun olmayın, solcular bok, şunlar şöyle bunlar böyle. kendileri de şampiyon, allah ıslah etsin sizi.
0
Bir şey demeyeyim diye çok direndim Demet "@pescador anlatıyorlar da senin küçük beynine girdiği yok ki yazık diyorum ben de boşuna uğraşıyorlar. "gerizekalı" demekten başka yaptığım hiçbir açıklamaya cevap veremedin şimdiye kadar, buna ne diyorsun? 50. kez söylüyorum ki belki anlarsın diye." demişsin ancak pescadorla kavga edip, "bunu nereden çıkardın", "nerden belli" haricinde bir şey demedin ki. Hangi açıklamalardan bahsediyorsun?
0
afiş asmak, bildiri dağıtmak göründüğü kadar basit şeyler değil ne yazık ki. aslında dışarıdan bakınca çok basit görünüyor. öyle de olması lazım. eline sprey boya alıp yazılamaya çıkar herkes, ne var ki bunda?! ama öyle değil işte. arkadaşında bahsettiği gibi ölenler, hapis cezası alanlar, okuldan uzaklaştırılanlar/atılanlar var. en basiti okuldan atılmaksa bile büyük saygıyı hakediyor bence. ve evet, bunları yapanlar devrimci.
çoğu neye inandığını bilmiyor demişsin. kendini solcu olark tanımlayan çok insan vardır, kimlere denk geldin bilmiyorum. denk geldiklerin içinde haklı olabilirsin. ama çok ciddi sol örgütler var bu ülkede. bizim bilmememi onların olmadığı anlamına gelmez. yanlış örnekler üzerinden değerlendirme yapıyorsun bence. hiç kimse gerçekten inanmadan bu yola çıkacak kadar cesur olamaz. hayatını sikip atmak öyle kolay değil (ben de 'sikmek' üzerinden tanımlama yaptım).
bildirilerin amacı tabi ki örgütlenmeyi sağlamak. ama buna illa ki sokaktan geçen insanları örgüte dahil edicez diye bakmıyorlar. bir bildiri öncelikle onları gaza getirmeli. o öfke sıcak tutulacak ki gözaltından çıkınca yemek yemeden yeniden afiş asabilsin. sonrasında bu gruplara yakın olanların dikkatini çekmek lazım. bildiğiniz üzere görünürde çok fazla sol örgüt var. bu jargona hakim olanlar o bildiriler sayesinde hangi örgüt tam olarak ne olduğunu anlıyorlar.
söylenecek çok şey var daha tabi.. ama son olarak bazı söylemler, sloganlar beni de rahatsız ediyor. ama bu durum yapılan eylemleri, harcanan hayatları, katledilen gençleri gözardı etmemize neden olamaz. bir harekete sempati beslemek-beslememek bu kadr basit olmamalı. bir sloganla bir ideoloji eleştirilemez. ama yıl 2014 olmuşken, 70 yaşına gelmiş dedem, 'madımak anması'nda, o sıcağın altında 70 yaşına gelmiş dedem 'katiller halka hesap verecek' diye bağırıyorsa hala doğrudur, trajik bir durum vardır ortada. ama büyük bir umutta vardır. ve insanların bu inanmışlığı dışardan bakanlara komik geliyorsa özür dilerim ama bu onların bok yemesidir.
çoğu neye inandığını bilmiyor demişsin. kendini solcu olark tanımlayan çok insan vardır, kimlere denk geldin bilmiyorum. denk geldiklerin içinde haklı olabilirsin. ama çok ciddi sol örgütler var bu ülkede. bizim bilmememi onların olmadığı anlamına gelmez. yanlış örnekler üzerinden değerlendirme yapıyorsun bence. hiç kimse gerçekten inanmadan bu yola çıkacak kadar cesur olamaz. hayatını sikip atmak öyle kolay değil (ben de 'sikmek' üzerinden tanımlama yaptım).
bildirilerin amacı tabi ki örgütlenmeyi sağlamak. ama buna illa ki sokaktan geçen insanları örgüte dahil edicez diye bakmıyorlar. bir bildiri öncelikle onları gaza getirmeli. o öfke sıcak tutulacak ki gözaltından çıkınca yemek yemeden yeniden afiş asabilsin. sonrasında bu gruplara yakın olanların dikkatini çekmek lazım. bildiğiniz üzere görünürde çok fazla sol örgüt var. bu jargona hakim olanlar o bildiriler sayesinde hangi örgüt tam olarak ne olduğunu anlıyorlar.
söylenecek çok şey var daha tabi.. ama son olarak bazı söylemler, sloganlar beni de rahatsız ediyor. ama bu durum yapılan eylemleri, harcanan hayatları, katledilen gençleri gözardı etmemize neden olamaz. bir harekete sempati beslemek-beslememek bu kadr basit olmamalı. bir sloganla bir ideoloji eleştirilemez. ama yıl 2014 olmuşken, 70 yaşına gelmiş dedem, 'madımak anması'nda, o sıcağın altında 70 yaşına gelmiş dedem 'katiller halka hesap verecek' diye bağırıyorsa hala doğrudur, trajik bir durum vardır ortada. ama büyük bir umutta vardır. ve insanların bu inanmışlığı dışardan bakanlara komik geliyorsa özür dilerim ama bu onların bok yemesidir.
0
demeyeyim demeyeyim diyorum ama zorluyorsunuz ya. kapitalist sistemin komünizmi ve devrimcileri tam olarak çekmek ve göstermek istediği yerdesiniz farkında değilsiniz. siz sanıyor musunuz rahatsız olanlar var afiş asmanızdan, buna bağlı ufak tefek olaylar çıkmasından. aksine bundan memnun gayet toplum üstünde güç sahibi insanlar. ufak tefek kontrol altında tutulabilen muhalif güçler her zaman her sistemde istenmiştir neden bilmiyorsanız da size burada açıklayacak değilim azıcık okuyun arkadaşlar okuyun. özetle bu savunduğunuz şey aslında kapitalist sistemin ekmeğine yağ sürüyor ama farkında değilsiniz. üşenmesem daha doğrusu anlayacağınız düşünsem kalkıp iki kitap karıştırır bağlantılı birkaç alıntı da yapardım ama gerek yok, sadece mekanik materyalist olduğunuzu bilin yeter. ufak devrimci kum havuzunuzda oynayın ki asıl büyük halk kitlesi, işçi kitlesi sizin kum havuzunuza girmesin ayakkabılarını çıkartmak zorunda oldukları için, aman siz çıkmayın o havuzdan büyük kitlelere katılmayın siz havuzunuzda devrimcilik oynayın. siz orada oynayın her seferinde de ezilin ve her seferinde de güç sahipleri bir kez daha ne kadar güçlü olduklarını ve devrimci hareketi istedikleri zaman istedikleri gibi baskılayabildiklerini gösterebilsinler ve halkları bu korkuyla kontrol altında tutsunlar. sizi istiyorlar, siz olmalısınız ki istedikleri zaman ezebilecekleri ve bu şekilde daha büyük halk kitlelerinin ayaklanmasını korkuyla önleyebilecekleri bir araçsınız sadece. sadece matrix izleseniz bile anlardınız be benim şu kadar anlattığım şeyi, bakın kitap okuyun falan demiyorum 3 tane film izleyin az biraz ufkunuz genişler ulan biz böyle yapıyoruz da ya aslında böyleyse dersiniz.
0
en ilginç kısım da (burada yazınlarda da mevcut) sadece solcular vuruluyor, sadece solcular yaralanıyor, sadece solcular ölüyor ya da sadece solcular bir savaş veriyormuş gibi konuşulması.
0
tartışmalar almış yürümüş, hepsini okumadım açıkçası.
ancak şu var, "bir arkadaşımız yaralandı" demek, yaralanan kişinin üniversiteden eş dost olduğu sonucuna vardırır. yani siz bir örgütsünüzdür, çevrenizde size yakın ama sizinle her zaman birlikte hareket etmeyen insanlar vardır. dosttur sadece. bir arkadaşımız yaralandı diyince onlara bir şey olduğu sonucuna varılır.
devrimci devrim yapan kişiye denilmez bu arada. devrim için uğraşan kişiye denir. kelime anlamıyla, cemaat -birkaç adım daha hızlı ve büyük atabilse- devrimci sayılabilirdi belki (bkz. iran'da humeyni devrimi) ancak sol bu kelimeyi sahiplenmeyi misyon edinmiştir. bazı kelimeler böyle anlam kazanırlar. uzun mücadeleler sonucu (mücadele sadece çatışarak olmaz) devrim "halk devrimi" ile aynı anlama gelmiştir buralarda.
afiş yaparak devrimci olunmaz, dergilerinde aynı şeyeri tekrarlayıp duruyorlar, bunlar sadece romantik gibi ithamlar da bana komik geliyor. yani ne sanıyorsunuz anlamıyorum, sizin aklınıza geliyor da bu insanların aklına gelmiyor mu bu konular? örgütlerin mücadele şekilleri "yaptık oldu" şeklinde karara bağlanmaz. kolektif irade ile var olur. vardır bir bildikleri yani.
ancak şu var, "bir arkadaşımız yaralandı" demek, yaralanan kişinin üniversiteden eş dost olduğu sonucuna vardırır. yani siz bir örgütsünüzdür, çevrenizde size yakın ama sizinle her zaman birlikte hareket etmeyen insanlar vardır. dosttur sadece. bir arkadaşımız yaralandı diyince onlara bir şey olduğu sonucuna varılır.
devrimci devrim yapan kişiye denilmez bu arada. devrim için uğraşan kişiye denir. kelime anlamıyla, cemaat -birkaç adım daha hızlı ve büyük atabilse- devrimci sayılabilirdi belki (bkz. iran'da humeyni devrimi) ancak sol bu kelimeyi sahiplenmeyi misyon edinmiştir. bazı kelimeler böyle anlam kazanırlar. uzun mücadeleler sonucu (mücadele sadece çatışarak olmaz) devrim "halk devrimi" ile aynı anlama gelmiştir buralarda.
afiş yaparak devrimci olunmaz, dergilerinde aynı şeyeri tekrarlayıp duruyorlar, bunlar sadece romantik gibi ithamlar da bana komik geliyor. yani ne sanıyorsunuz anlamıyorum, sizin aklınıza geliyor da bu insanların aklına gelmiyor mu bu konular? örgütlerin mücadele şekilleri "yaptık oldu" şeklinde karara bağlanmaz. kolektif irade ile var olur. vardır bir bildikleri yani.
0
ortada yüz yıllık bi sınıf savaşı var, devrimle sonuçlanmış tecrübeler var. dünyanın hemen hemen her ülkesinde bu amaçla kurulmuş/dağılmış irili ufaklı zibilyon tane örgüt var. kongreler, tartışmalar, milyon tane teori/deneyimlenmiş pratik var.
vatandaş gelmiş "matrix izleseniz ne kadar saçma olduğunu anlarsınız" diyor.
sen akıl sağlımızı koru ya zeus :)
vatandaş gelmiş "matrix izleseniz ne kadar saçma olduğunu anlarsınız" diyor.
sen akıl sağlımızı koru ya zeus :)
0
bir de olurnedenolmasın gibi satırlar dolusu yazımı okumayıp aradan tek bir satır alıntı yapan aklı evveller var. halbuki ben matrix örneğini kendisi gibi anlama zorluğu çeken arkadaşlar için anlamalarını kolaylaştıracak bir örnek olsun diye vermiştim, bağlantıyı kursunlar haa desinler azıcık aydınlansınlar diye. neyse matrix güzel dövüş filmi aslanım. sen biraz büyü ya da aklını yorma böyle şeylere üç satır yazı okumaya üşenip gelip burada zibilyon tane deneyimlenmiş pratik var demekle olmuyor. kaldı ki pratikten kastın ne onu da çok merak ediyorum. tabii eğer bir şey kastettiysen.
0
türkiye'de devrimci hareket üzerine; hollywood etkisi ve matrix.
önder yoldaş neo ?
güzel kardeşim sen neyin kafasını yaşıyorsun :)
önder yoldaş neo ?
güzel kardeşim sen neyin kafasını yaşıyorsun :)
0
solculardak heyecan biter belki bir günama, solculara bok atan solcular hiç bir zaman bitmeyecek gibi görünüyor.
0
fadetoreality
Dede, anneanne, büyükbaba, babaanne dörtlüsünden ilk giden babaannem oldu. 11 ay geçti, ben hala rüyamda görüyorum. Ağlayarak uyandığım bile oldu. Küçük filan da değilim, 29 yaşında adamım.Bu kadar etkilenmem normal mi? Doktora mı gideyim, ne yapayım?
Dede, anneanne, büyükbaba, babaanne dörtlüsünden ilk giden babaannem oldu. 11 ay geçti, ben hala rüyamda görüyorum. Ağlayarak uyandığım bile oldu. Küçük filan da değilim, 29 yaşında adamım.
Bu kadar etkilenmem normal mi? Doktora mı gideyim, ne yapayım?
Bu kadar etkilenmem normal mi? Doktora mı gideyim, ne yapayım?
0
ben de bazen görürüm. normal geldi. ama yasını hala sürdürmemeye çalış.
0
Ben de babamı kaybedeli 8 sene oldu hala rüyamda görüyorum, oluyor yani böyle şeyler. Umarım olmaya da devam eder.
0
Ben de görmeye devam etmek istiyorum bir yandan, çünkü çok özledim. Ama sonrasında kendime gelemiyorum, acısı içime oturuyor.
0
dini anlamdan yorumlarsak sizden dua istiyor.psikolojik yorumum ise şudur,belirttiğiniz gibi kendisini çok özlemişsini bu yüzden bilinçaltınızda ve rüyalarınıza giriyor.
0
Eski sevgilim oleli 13 yil oldu hala ara sira gorurum,mutlu olurum.niye endiselendin ki?
0
Vefat edeli cok uzun bir zaman olmamis,belkide ilk en yakin kaybindi.gayet normal yani.
0
fadetoreality
Söylemesi ayıp bayramda bi Yunanistan'a gidelim dedik. Oradaki harcamalar için ne kadar nakit alsak, ne kadar kredi kartı veya debit kart kullansak? Kredi kartı ve debitin komisyonu, masrafı çok mudur, kullanmak riskli midir?
Söylemesi ayıp bayramda bi Yunanistan'a gidelim dedik. Oradaki harcamalar için ne kadar nakit alsak, ne kadar kredi kartı veya debit kart kullansak? Kredi kartı ve debitin komisyonu, masrafı çok mudur, kullanmak riskli midir?
0
kredi kartında komisyon falan yok ya. nakitten her halükarda daha az risksizdir.
0
Yaninizda nakit olsun, banka karti olsun. Mesela amsterdamda kredi kartiyla dogru duzgun bisi alamadim. Kahveciye giriyorum, visa kabul etmiyoruz diyor adam.
0
Kredi kartı azıcık riskli. Şehir şehir bile kredi kartı kullanım oranı farklılaşıyor. Bazı yerlerde birçok yerde kredi kartı kullanabilirken, bazı yerlerde sadece büyük marketlerde kredi kartı bulabiliyorsunuz. Bulundurabiliyorsanız nakit bulundurun, en kötü kredi kartı ile ödeyip elinizdeki nakit ile kredi kartını kapatırsınız.
0
kredi kartı şöyle hesaplıyor:
harcama yaptığın tutar önce dolara çevrilir sonra tl'ye. euro -> dolar - > tl.
hepsi için banka gişe kuru kullanılır. 2 kez çaktı. yapı kredi üstüne komisyon almıyor. ama işbank alıyor.
bankayı arayıp konuşursan kartın biraz iyiyse harcamalarını euro olarak görme şansına ve ödeme şansına sahipsin. ama o kartların da yıllık masrafı falanı filanı var. baktım değmiyor bile... vazgeçtim.
debit kartlarda da % bilmem kaç komisyon alır. benim hesaplarıma göre kur farkı ve komisyon toplamı %5e falan denk geliyordu. kredi kartı az bişi daha insaflı geldi bana.
kısacası yunanistan'da euro kullanılır, at cebine euroyu gez. bankayı zengin etme.
harcama yaptığın tutar önce dolara çevrilir sonra tl'ye. euro -> dolar - > tl.
hepsi için banka gişe kuru kullanılır. 2 kez çaktı. yapı kredi üstüne komisyon almıyor. ama işbank alıyor.
bankayı arayıp konuşursan kartın biraz iyiyse harcamalarını euro olarak görme şansına ve ödeme şansına sahipsin. ama o kartların da yıllık masrafı falanı filanı var. baktım değmiyor bile... vazgeçtim.
debit kartlarda da % bilmem kaç komisyon alır. benim hesaplarıma göre kur farkı ve komisyon toplamı %5e falan denk geliyordu. kredi kartı az bişi daha insaflı geldi bana.
kısacası yunanistan'da euro kullanılır, at cebine euroyu gez. bankayı zengin etme.
0
debit hiç denemedim ama yurtdışına giderken hem kredi kartı hem de nakit para götürmenizi tavsiye ederim. kredi kartınızdan çekemezler, banka bir nedenden dolayı bloke eder, nakit paranız olmazsa sıkıntı çekebilirsiniz. ben hatta iki farklı kredi kartı götürüyorum. bir kredi kartı, pasaport ve biraz parayı otelde kasaya bırakıyorum. diğer kredi kartı ve kalan parayı yanıma alıyorum. güya riski azaltmaya çalışıyorum.
harcamalar için ne kadar nakit size bağlı. kaç gün kalınacak, kaç kişi gidiliyor vs. 3-4 gün için tek kişi gidecek olsam 1000-1500 euro alırdım yanıma.
harcamalar için ne kadar nakit size bağlı. kaç gün kalınacak, kaç kişi gidiliyor vs. 3-4 gün için tek kişi gidecek olsam 1000-1500 euro alırdım yanıma.
0
Turla gittiğimizden otel parası ödendi. Tura dahil olmayan 150 Euro kadar ek harcama var, bir kısmına gitmeyeceğim (tavernaya 50 Euro vereceğime gider ufak bi bar bulup iki bira içerim, ilginç bi kafe bulup çay içerim daha iyi). Geriye günlük harcamalar kalıyor.
İki kişiyiz. 4 gece, Selanik, Athena, Kavala.
İki kişiyiz. 4 gece, Selanik, Athena, Kavala.
0
tutun kolonyasi
bakıyorum elleri arkadan bağlı 20-25 kişi tek tek enselerinden vurularak öldürülüyor. herkes sıranın kendisine gelmesini sakince bekliyor. ne bağıran var ne de ayağa kalkıp son bir umut kaçarım belki diye koşmaya çalışan.acaba bunun sebebi nedir? acaba birileri benzer şekilde bizi öyle sıraya dizse
bakıyorum elleri arkadan bağlı 20-25 kişi tek tek enselerinden vurularak öldürülüyor. herkes sıranın kendisine gelmesini sakince bekliyor. ne bağıran var ne de ayağa kalkıp son bir umut kaçarım belki diye koşmaya çalışan.
acaba bunun sebebi nedir? acaba birileri benzer şekilde bizi öyle sıraya dizse biz de mi öyle sessizce bekleyecektik?
bu kabullenişin temelinde korkmak mı yatıyor? anlayan aydınlatırsa sevinirim. sağolasınız.
acaba bunun sebebi nedir? acaba birileri benzer şekilde bizi öyle sıraya dizse biz de mi öyle sessizce bekleyecektik?
bu kabullenişin temelinde korkmak mı yatıyor? anlayan aydınlatırsa sevinirim. sağolasınız.
0
Kacmana imkan yok bi kere o ortamda. Olum kabullenilmis. Ayrica kacmak korkaklik belirtisidir. Adamlarin ekmegine yag surmek istemiyordur.
0
1 - Kaçarken onca militan tarafından taranıp delik deşik edilmek, kafadan giren en acısız ölüme vesile olacak tek kurşundan daha cazip değil.
2 - Irak polisi zannediyor olabilirler. Ki bir baskınlarında aynen bu şekilde katliam yapmışlardı.
2 - Irak polisi zannediyor olabilirler. Ki bir baskınlarında aynen bu şekilde katliam yapmışlardı.
0
Kaçmak manasız. Sonuçta yine mıhlanacaklar. Ben de dün onu düşündüm. Madem ki başka çare yok. O zaman başarabildiğin yere kadar küfür edebilirsin, şehadet getirebilirsin (gerçek müslümanın kim olduğunun anlaşılması açısından), tükürebilirsin vs. Sonra da belki böyle yapsalar işkenceye maruz kalmaktan korkuyorlardır; ışid onları o an öldürmekten vazgeçebilir, götürüp her türlü pisliği yaparlar diye düşündüm. Sonra öyle bir handikap hoş olmaz, o zaman belki taşlarlar, bir yerlerini keserler diye düşündüm. Ama ölmek kaçınılmazsa bi süre acı çekmek de çok korkunç olmazdı.
Sonuçta çok net bir yere varamasam da İslam'daki "şehitlik" mertebesini bu işe sebep olarak gördüm. Oradaki adam belki de şehit olacağını düşünüp o yüzden mutlu bile gidiyor olabilir. Ekstra çabalamaya gerek görmüyordur, içinden duasını ediyordur filan.
Sonuçta çok net bir yere varamasam da İslam'daki "şehitlik" mertebesini bu işe sebep olarak gördüm. Oradaki adam belki de şehit olacağını düşünüp o yüzden mutlu bile gidiyor olabilir. Ekstra çabalamaya gerek görmüyordur, içinden duasını ediyordur filan.
0
Çeçen militanların öldürdüğü Rus askerleri de aynen bekliyordu. Herhalde kabullenip bir an önce olsun diye bekliyorlar. Yoksa yanındakinin kanı yüzüne sıçrarken nasıl durabilirsin sakin bir şekilde?
0
daha once bu meksika'daki uyusturucu karteli los zetas'in yaptigi infazlar icin okumustum bunu. bogazlarini kestikten sonra baltayla uzuvlarini ayiriyorlar bu adamlar. isid falan bunlarin yanlarinda mickey mouse kalir. birisi anlatmis, megersem kacmaya tesebbus edenlere bu iskenceleri oldurmeden once yapiyorlarmis. bacaklarini tahta kalaslarla vura vura kirdiklarini gordum.
0
çok infaz videosu izledim neredeyse hepsinde kurban sessizce ölümü bekliyor oluyor. sanırım bir yerden sonra kabulleniyor insan. bitse de kurtulsam moduna geçiyor.
0
denizini arayan marti
Şu an kullandığım bilgisayarda matlab olmadığı için ben yapamıyorum. işlem çok basit, bir tane .mat dosyasının çizdirilip .jpeg olarak kaydedilmesi gerekiyor 2 dk anca alır.
Şu an kullandığım bilgisayarda matlab olmadığı için ben yapamıyorum. işlem çok basit, bir tane .mat dosyasının çizdirilip .jpeg olarak kaydedilmesi gerekiyor 2 dk anca alır.
0
nick @ gmail.com adresine gönderirseniz bi yarım saat sonra bakabilirim.
Edit: Henüz gelmediğinden düzelteyim. [email protected]'a gönderebilirsiniz.
Edit: Henüz gelmediğinden düzelteyim. [email protected]'a gönderebilirsiniz.
0
armagan
Hayrına herkes birer ikişer bir şeyler yollasa da çalma listesi oluştursak bu garibana.
Hayrına herkes birer ikişer bir şeyler yollasa da çalma listesi oluştursak bu garibana.
0
@kmtetrfn
www.eksiduyuru.com
özetle; ders çalışmayı "iğrenç ve insanı hayattan kopartan; bulunduğu yerde hiç bir yaşam belirtisi bulunmayan tehlikeli, karanlık bir dehliz" bulduğum yok :)
www.eksiduyuru.com
özetle; ders çalışmayı "iğrenç ve insanı hayattan kopartan; bulunduğu yerde hiç bir yaşam belirtisi bulunmayan tehlikeli, karanlık bir dehliz" bulduğum yok :)
0
playlist olustrumaya gerek yok hic.
accuradio.com'da textures, concentrate, working hours vs gibi channeller var. begendiklarini mix de yapabiliyorsun.
accuradio.com'da textures, concentrate, working hours vs gibi channeller var. begendiklarini mix de yapabiliyorsun.
0
al hadi al... kaptın gene pırlantayı... köfte senii;
Anouar Brahem - Parfum de Gitane
Aram Khachaturian - Valse from Masquerade
Buika - No Habr
Carlos Santana - Moonflower
Ces - Ausencia
Clint Mansell - Lux Aeterna
Consuelo Luz - Los Bilbilicos
Dave Grusin - San Ysidro
Demis Roussos - Follow me
Dulce Pontes - Cancao do Mar minus
Eleni Karaindrou - By the Sea
Farid Farjad - Gittin
Frederic Chopin Janusz Olejniczak Piano - Nocturne In C-Sharp Minor
Gustavo Santaolalla - Gaucho
Jethro Tull - Bour
John Williams - Gnossienne
Les Respectables - Amalgame
Loyko - Road Of The Gypsies
Oi Va Voi - Ladino Song
Oi Va Voi - Refugee
Oscar Benton - Bensonhurst Blues
Rigmor Gustafsson - If You Go Away
Secret Garden - Nocturne
Sky - To Yelasto Pedi
Vassilis Saleas - The Violent Coloured mountains
kitap okurken dinlediğim müzikler.
Anouar Brahem - Parfum de Gitane
Aram Khachaturian - Valse from Masquerade
Buika - No Habr
Carlos Santana - Moonflower
Ces - Ausencia
Clint Mansell - Lux Aeterna
Consuelo Luz - Los Bilbilicos
Dave Grusin - San Ysidro
Demis Roussos - Follow me
Dulce Pontes - Cancao do Mar minus
Eleni Karaindrou - By the Sea
Farid Farjad - Gittin
Frederic Chopin Janusz Olejniczak Piano - Nocturne In C-Sharp Minor
Gustavo Santaolalla - Gaucho
Jethro Tull - Bour
John Williams - Gnossienne
Les Respectables - Amalgame
Loyko - Road Of The Gypsies
Oi Va Voi - Ladino Song
Oi Va Voi - Refugee
Oscar Benton - Bensonhurst Blues
Rigmor Gustafsson - If You Go Away
Secret Garden - Nocturne
Sky - To Yelasto Pedi
Vassilis Saleas - The Violent Coloured mountains
kitap okurken dinlediğim müzikler.
0
Nordic lounge serisi beni mezun etmisti. Spotifyda filan yok, ama Plej, Cloud filan baslangic icin iyi. Bonobo da iyi gider bu listeye.
0
fadetoreality
Merhaba,Abartılı, abuk sabuk baskısı olmayan, pamuklu, terletmeyen siyah tişört arıyorum. Nereden alınır?Tişörtler hep renkli, zar zor bir tane siyah tişört bulursam da üstünde kocaman seksi bir kız öpücük atıyor mesela. Öyle bir şey giyip işe gidemem. Ayrıca mesaj kaygılı tişörtler, metalci tişörtl
Merhaba,
Abartılı, abuk sabuk baskısı olmayan, pamuklu, terletmeyen siyah tişört arıyorum. Nereden alınır?
Tişörtler hep renkli, zar zor bir tane siyah tişört bulursam da üstünde kocaman seksi bir kız öpücük atıyor mesela. Öyle bir şey giyip işe gidemem. Ayrıca mesaj kaygılı tişörtler, metalci tişörtleri, surf, bilmemne beach yazan tişörtler filan da istemiyorum. Ufak bir baskı olabilir. Çok pahalı olmayan, sıradan bir markanın abartısız bir logosu filan olabilir belki. Yani üstümde dikkat çekici bir şey olmasın istiyorum.
Sadece siyah tişört giyebiliyorum, çünkü aşırı terleme sorunum var. Renkli şeylerin kol altları filan ıslanırsa rengi değiştiğinden giyemiyorum.
Biraz polo yaka tişörtlere sardım, ama onu bulmak bile zor oluyor bazen.
Abartılı, abuk sabuk baskısı olmayan, pamuklu, terletmeyen siyah tişört arıyorum. Nereden alınır?
Tişörtler hep renkli, zar zor bir tane siyah tişört bulursam da üstünde kocaman seksi bir kız öpücük atıyor mesela. Öyle bir şey giyip işe gidemem. Ayrıca mesaj kaygılı tişörtler, metalci tişörtleri, surf, bilmemne beach yazan tişörtler filan da istemiyorum. Ufak bir baskı olabilir. Çok pahalı olmayan, sıradan bir markanın abartısız bir logosu filan olabilir belki. Yani üstümde dikkat çekici bir şey olmasın istiyorum.
Sadece siyah tişört giyebiliyorum, çünkü aşırı terleme sorunum var. Renkli şeylerin kol altları filan ıslanırsa rengi değiştiğinden giyemiyorum.
Biraz polo yaka tişörtlere sardım, ama onu bulmak bile zor oluyor bazen.
0
Mavi'den aldim ben bir tane, daha dogrusu aynisindan uc tane, gecen yazdan beri giyiyorum onu. Bana kalsa baska bir sey giymeyecegim bile. Bak istersen bir.
0
Driclor deneyeyim. Gerçi tek sorun kol altı terlemesi değil, ama en önemlisi o.
Mavi'ye bakıyorum ara sıra ama bir şey bulamadım hiç.
Mavi'ye bakıyorum ara sıra ama bir şey bulamadım hiç.
0
aynı sorun ben de vardı eğer altına atlet giyip atletin kollarını daraltırsan ter atlette kalır tişörtten belli olmaz
0
fadetoreality
Merhaba,Gecen hafta bir notebook aldim. Touchpadi ve optik surucusu sorunlu, ikisi de biraz egri. Touchpadin bir yeri dokunmayi algilasada tiklanmiyor ve bluraydrn disk durdugu anda garip, ciyk diye bir ses geliyor.Gidip bunu degistirmelerini isteyecegim. Hakkim var mi? Ozetle degisim ve iade kosull
Merhaba,
Gecen hafta bir notebook aldim. Touchpadi ve optik surucusu sorunlu, ikisi de biraz egri. Touchpadin bir yeri dokunmayi algilasada tiklanmiyor ve bluraydrn disk durdugu anda garip, ciyk diye bir ses geliyor.
Gidip bunu degistirmelerini isteyecegim. Hakkim var mi? Ozetle degisim ve iade kosullari neler? Yasa da gecen hafta degismis, bugun ogrendim ve incelemeye firsatim yok.
Bana gore soyle riskler var:
- Urun kullanilmis diyecekler, kullanmadan sorunlari anlayamazdim.
- sorunlara ikna olmayacaklar.
- Iade olacaksa Bimeks ceki vermeye calisacaklar.
- Buyuk bir bolumunu Edenred cekleriyle, birazini da kredi kartiyla aldim. Cekle aldigin icin para iadesi yapamayiz diyecekler.
Gecen hafta bir notebook aldim. Touchpadi ve optik surucusu sorunlu, ikisi de biraz egri. Touchpadin bir yeri dokunmayi algilasada tiklanmiyor ve bluraydrn disk durdugu anda garip, ciyk diye bir ses geliyor.
Gidip bunu degistirmelerini isteyecegim. Hakkim var mi? Ozetle degisim ve iade kosullari neler? Yasa da gecen hafta degismis, bugun ogrendim ve incelemeye firsatim yok.
Bana gore soyle riskler var:
- Urun kullanilmis diyecekler, kullanmadan sorunlari anlayamazdim.
- sorunlara ikna olmayacaklar.
- Iade olacaksa Bimeks ceki vermeye calisacaklar.
- Buyuk bir bolumunu Edenred cekleriyle, birazini da kredi kartiyla aldim. Cekle aldigin icin para iadesi yapamayiz diyecekler.
0
Nereden aldığına bağlı elbet sorun çıkaracaklar. Ama hakkın var. İade hakkın da var, yenisiyle değişim de. Çek yerine para vermelerini bekleme.
0
fadetoreality
Merhabalar,Başlıktaki konularda veya olasılık, istatistik, yapay zeka gibi konularda çalışan doktora veya master öğrencisi, mezunu var mı?Tanışalım, network olsun. Paper, blog yazısı, yazılım vs paylaşalım. Belki motivasyon olur, yeterlikler geçilir, tezler yazılır.Var mı kimse?
Merhabalar,
Başlıktaki konularda veya olasılık, istatistik, yapay zeka gibi konularda çalışan doktora veya master öğrencisi, mezunu var mı?
Tanışalım, network olsun. Paper, blog yazısı, yazılım vs paylaşalım. Belki motivasyon olur, yeterlikler geçilir, tezler yazılır.
Var mı kimse?
Başlıktaki konularda veya olasılık, istatistik, yapay zeka gibi konularda çalışan doktora veya master öğrencisi, mezunu var mı?
Tanışalım, network olsun. Paper, blog yazısı, yazılım vs paylaşalım. Belki motivasyon olur, yeterlikler geçilir, tezler yazılır.
Var mı kimse?
0
Akilli algoritmalar calisiyorum, metasezgisel optimizasyon yapiyorum, olur mu? Bir miktar neural network bilgim ve tecrubem de var.
0
Olur tabii. İş yapalım demiyorum zaten. Çevre olsun, beyin fırtınası yapalım. Yarışmalar oluyor mesela, takım olarak katılmak gerekiyor, belki katılırız.
0
cemlemikonusuyorsun
merhabalar. staj için transkriptimi mailde göndermi söylediler. okulun sisteminden gördüğüm kadarını word e mi kopyalıyım nasıl yapiyim?
merhabalar. staj için transkriptimi mailde göndermi söylediler. okulun sisteminden gördüğüm kadarını word e mi kopyalıyım nasıl yapiyim?
0
yazıcıdan çıktısını alıp tarayıcıdan geçirin ve pdf olarak yollayın. ya da Adobe Acrobat'ınız varsa, o sayfayı pdf olarak kaydedip o dosyayı mail eki olarak gönderin.
0
Sistemde yazdır butonu varsa tıklayıp pdf olarak kaydedip onu gönderin. Pdf olarak kaydetme seçeneği yoksa bir sanal yazıcı iş görür, örneğin sourceforge.net
0
html'i indirip pdf'e dönüştürebilirsin. ben öyle yapmıştım valla bir kere. güzel oluyor baya. google'a html to pdf yazınca çıkan ilk site hallediyor.
0
shubulubapshubaptishaluva
canlaryük.lis. tezi yazamıyorum. deneyleri biteli yıl oldu. dataları düzenleneli aylar oldu. ben 6. ayın içindeyim ve introda bir kaç sayfanın önüne geçemedim. yazamıyorum arkadaş. rezil bir döngüye girdim. ne zaman heveslensem biri bir iş istiyor, yapmam gereken başka sorumluluklarım çıkıyor. böyle
canlar
yük.lis. tezi yazamıyorum. deneyleri biteli yıl oldu. dataları düzenleneli aylar oldu. ben 6. ayın içindeyim ve introda bir kaç sayfanın önüne geçemedim. yazamıyorum arkadaş. rezil bir döngüye girdim. ne zaman heveslensem biri bir iş istiyor, yapmam gereken başka sorumluluklarım çıkıyor. böyle tembel biri de olmadım hiç, lisansı bir dönem erken bitirdim arkadaş ben.vicdan azabımdan yüzüm de yok kimseye bahane dahi üretemez oldum. yalnızca söyleniyor ve yine hiç bir cümle yazmıyorum.
siz böyle bir mallığa sürüklendiniz mi hiç? nasıl çıkarım bu saçma döngüden?
yük.lis. tezi yazamıyorum. deneyleri biteli yıl oldu. dataları düzenleneli aylar oldu. ben 6. ayın içindeyim ve introda bir kaç sayfanın önüne geçemedim. yazamıyorum arkadaş. rezil bir döngüye girdim. ne zaman heveslensem biri bir iş istiyor, yapmam gereken başka sorumluluklarım çıkıyor. böyle tembel biri de olmadım hiç, lisansı bir dönem erken bitirdim arkadaş ben.vicdan azabımdan yüzüm de yok kimseye bahane dahi üretemez oldum. yalnızca söyleniyor ve yine hiç bir cümle yazmıyorum.
siz böyle bir mallığa sürüklendiniz mi hiç? nasıl çıkarım bu saçma döngüden?
0
şımarıklığı bırakıyorsun.
sabah kalkıp kahvaltını edip, internetmiş, diziymiş, oyunmuş hepsini kapatıp tezinin başına oturuyorsun. başka bir şeyle de ilgilenmiyorsun.
yok evde yazamıyorsan sabah kalkıp ilk işin laptop ile birlikte kütüphaneye, kütüphane yoksa sessiz bir kafeye gidip başından kalkmıyorsun.
başka yolu yok.
sabah kalkıp kahvaltını edip, internetmiş, diziymiş, oyunmuş hepsini kapatıp tezinin başına oturuyorsun. başka bir şeyle de ilgilenmiyorsun.
yok evde yazamıyorsan sabah kalkıp ilk işin laptop ile birlikte kütüphaneye, kütüphane yoksa sessiz bir kafeye gidip başından kalkmıyorsun.
başka yolu yok.
0
(bkz: procrastination)
Her gün belirli bir sayfa yazmaya şartla kendini. Yazdıkça toparlanır.
Bugünü de boş geçirme akşam kontrol edicem bak. En az 1 sayfa yazmış ol. Hiç olmadı yeni kaynak bul. O da olmadı atıflarını düzelt. İmla hatalarını düzelt. Bi nokta koy. Gelip sorucam bu duyuruda ne yaptın diye. Ona göre.
edit: imla
Her gün belirli bir sayfa yazmaya şartla kendini. Yazdıkça toparlanır.
Bugünü de boş geçirme akşam kontrol edicem bak. En az 1 sayfa yazmış ol. Hiç olmadı yeni kaynak bul. O da olmadı atıflarını düzelt. İmla hatalarını düzelt. Bi nokta koy. Gelip sorucam bu duyuruda ne yaptın diye. Ona göre.
edit: imla
0
Çer çöp ne bulursan yazmaya giriş. Belli ki yazacağın şey kafanda oluşmamış. Taslak çıksın ortaya. Toparlaması kolay. Hatta o kısım bitmiyor, "keşke şunu da ekleseydim" bile diyebilirsin.
0
Valla geldim. Böyle de sözümün eriyim bak.
Bugün tezin için ne yaptın? Söyle bakalım :)
Bugün tezin için ne yaptın? Söyle bakalım :)
0
Kütüphane ve kafe bence de mantıklı.
Bir tez planı iyi olabilir. Başlıklar belli olsun, aklına geldikçe başlıkların altına ekle. Bir bölümü bitirip diğerine geçmek zor olabiliyor, şart değil.
Danışman çok etkili olabilir. Benimki "Saat üçe kadar bu chapter bitecek, gelip bakacağım" deyip zorla yazdırdı. Haftalık veya iki haftalık görüşme korku ile motive edebilir.
Bir tez planı iyi olabilir. Başlıklar belli olsun, aklına geldikçe başlıkların altına ekle. Bir bölümü bitirip diğerine geçmek zor olabiliyor, şart değil.
Danışman çok etkili olabilir. Benimki "Saat üçe kadar bu chapter bitecek, gelip bakacağım" deyip zorla yazdırdı. Haftalık veya iki haftalık görüşme korku ile motive edebilir.
0
her şeyi hazır halde olan 3-4 günlük işi yapmamak için 4 ay sürükledim tezi. içimden yazmak gelmedi. o baskı, o rahatsızlık da cabası. hoca mail atmasın diye dua ediyordum. ama artık kaçışın olmadığını fark edince seve seve(!) yazıyorsun. yazdım, bitti bile. geçirdiğim 2 senelik tez döneminin toplamda 3 haftası kadar sürdü üstelik yazması.
0
aferim qız devilred!
şubapbalupba: devilred bile yazdıysa, senin yazmaman mümkün diil. bile dememin sebebi, buralara gelip nası bitiricem ben bu tezi diye duyurular açması ve bitürlü başına oturamamasıydı. soğna özel mesajdan gırtlak gırtlağa geldik yazma, yazmama konusunda. ama affetti beni kaliba.
basit bir kural koyacan. çok basit! hergün saat 15'e kadar olan zaman, sadece teze ait. feriştahı gelse, öncelik tezde. sabah erken gidecen okula. okula gitmiyosan, evdeysen, sabah erken kalkacan. güpgüzel bi kaavaltı yapacan. masan derli toplu olacak. derli toplu değilse, önce onu hallet hemen.
gendi gendine işler icat etmiycen. mesela o dönemde, devilred buraya, siyah tişörtlerimi nası katlarım ve dolaba nası yerleştiririm ki, bi bakışta hangisinin hangisi olduğunu annayabilirim temalı sorular sormaya kadar vardırdıydı işi.
kafanda tek bi konu olacak. o da tez! sabah hemen oturacan başına ve beyninin en dinlenmiş, kafanın en üretken olduğu saatleri, tezinin en zor kısımlarına harcıyacan. bu, baba makale okuyup özetlemek, anlamak olabilir, ya da sana en zor gelen şey neyse o olabilir. daha az zor olan şeyleri, mesela gugıldan feşmekân arama gibi daha otomatize işleri öğleden sonraya bırakacan.
birinin bi istediği iş, başka sorumluluklar gibi şeyleri de saat 15'ten sonra yapacan.
bu dediğimi üst üste 3 gün sektirmeden yapabilirsen, katettiğin mesafeye sen de şaşırır ve daha bi heveslenirsin. feriştaha da de ki, kusura bakma tez yazıyom. şindi yapamam, ancak saat 15'ten sonra yapabilirim.
şubapbalupba: devilred bile yazdıysa, senin yazmaman mümkün diil. bile dememin sebebi, buralara gelip nası bitiricem ben bu tezi diye duyurular açması ve bitürlü başına oturamamasıydı. soğna özel mesajdan gırtlak gırtlağa geldik yazma, yazmama konusunda. ama affetti beni kaliba.
basit bir kural koyacan. çok basit! hergün saat 15'e kadar olan zaman, sadece teze ait. feriştahı gelse, öncelik tezde. sabah erken gidecen okula. okula gitmiyosan, evdeysen, sabah erken kalkacan. güpgüzel bi kaavaltı yapacan. masan derli toplu olacak. derli toplu değilse, önce onu hallet hemen.
gendi gendine işler icat etmiycen. mesela o dönemde, devilred buraya, siyah tişörtlerimi nası katlarım ve dolaba nası yerleştiririm ki, bi bakışta hangisinin hangisi olduğunu annayabilirim temalı sorular sormaya kadar vardırdıydı işi.
kafanda tek bi konu olacak. o da tez! sabah hemen oturacan başına ve beyninin en dinlenmiş, kafanın en üretken olduğu saatleri, tezinin en zor kısımlarına harcıyacan. bu, baba makale okuyup özetlemek, anlamak olabilir, ya da sana en zor gelen şey neyse o olabilir. daha az zor olan şeyleri, mesela gugıldan feşmekân arama gibi daha otomatize işleri öğleden sonraya bırakacan.
birinin bi istediği iş, başka sorumluluklar gibi şeyleri de saat 15'ten sonra yapacan.
bu dediğimi üst üste 3 gün sektirmeden yapabilirsen, katettiğin mesafeye sen de şaşırır ve daha bi heveslenirsin. feriştaha da de ki, kusura bakma tez yazıyom. şindi yapamam, ancak saat 15'ten sonra yapabilirim.
0
@buzbebek
işten çıktım, gittim bi spor okulunun fitness ve havuz programlarına kaydoldum. bi saat spor yaptım ve en son öğlen bir kase yeşil salata yediğim için şu an başım döner halde uzanıyorum--"
ah evet ben çalışıyorum bir de. öğretim görevlisiyim.evet, bu tembellikle hell yeah <3
@mea maxima, @buzbebek, @alperz, @fedetoreality, @devilred, @compadrito
canlarım hepinizi okudum, siz haklısınız.
yarın bi daha görüşelim..
işten çıktım, gittim bi spor okulunun fitness ve havuz programlarına kaydoldum. bi saat spor yaptım ve en son öğlen bir kase yeşil salata yediğim için şu an başım döner halde uzanıyorum--"
ah evet ben çalışıyorum bir de. öğretim görevlisiyim.evet, bu tembellikle hell yeah <3
@mea maxima, @buzbebek, @alperz, @fedetoreality, @devilred, @compadrito
canlarım hepinizi okudum, siz haklısınız.
yarın bi daha görüşelim..
0
irtibatı koparmayalım.
bir ara beraber bir yemek yiyelim, muhabbet edelim :)
bir ara beraber bir yemek yiyelim, muhabbet edelim :)
0
(bkz: pomodoro tekniği) ben uygulamaya çalışıyorum, gerçi şimdilik somut bir gelişme kaydetmedim zamanı daha iyi yönetme bakımından. ama bence bu benim mallığım ve tekniğin aslında etkili olduğu kanısındayım.
bu arada win8 kullanıyorsanız mağazada timemanage.me diye bir app var, tekniğin uygulanmasını kolaylaştırabilecek oldukça sade, gereksiz ayrıntıdan uzak tutulmuş bir uygulama. deneyebilirsiniz.
bu arada win8 kullanıyorsanız mağazada timemanage.me diye bir app var, tekniğin uygulanmasını kolaylaştırabilecek oldukça sade, gereksiz ayrıntıdan uzak tutulmuş bir uygulama. deneyebilirsiniz.
0
vay arkadaş ben tezi açayım bir telefon gelsin koş bilmemkim hastaneye kaldırıldı.yok böyle şans..
@alperz benim tez teşekkürü bir hoş olacak gibi geliyor şimdiden kulağa:)
@boshi evet win8 kullanıyorum, indiriyorum şu an programı akşam vakit bulursam otururum başına du bakalım
@alperz benim tez teşekkürü bir hoş olacak gibi geliyor şimdiden kulağa:)
@boshi evet win8 kullanıyorum, indiriyorum şu an programı akşam vakit bulursam otururum başına du bakalım
0
öncelikle şunu söyleyeyim: tanıdığım herkesin başına gelen bir şey bu. şu anda bizim masterların hemen hepsi aynı durumda, yanımda yöremde ağlaşıp duruyorlar nihohahahhaa! XD -ben doktoradayım ama merak etme, aynı şeyleri ben de yaşadım :) tuzum kuru derken, bizzat kendim kuruttuğum için kuru-
anladığıma göre sen de sayısal bölümlerden birindesin -deney-data vs- yüksek lisans tezi yazarken dediğim gibi aynı durumda kaldım. aylarca intro'dan öteye geçemedim. genelde yumurta-kapı ilişkisi ile çözülebilecek bir sorun :D bir haftada yazıp bitirmiştim çünkü ehuheuheue :D ama intro'da takılmadım işte orası var. intro önemli intro.. intro... introoooooo.... introintrointro aksdfjşsdf neyse bak: teze intro'dan başlanmaz, yıllarca herkese söyledim! lisans tezi yazarken iki arkadaş kafayı yemiştik, sonrasında introyu atlayıp öyle başlamıştık ama sorunun intro'da olduğunu çözememiştik. yıllar sonra bizzat bendeniz çözdüm bu olayı: tezi "okumaya" intro'dan başlanır, ama "yazmaya" değil. çünkü aslında intro, tüm olaylara giriş niteliğinde, ve sen kitap yazmıyorsun. hele de takıntılıysan -ki herhangi bir şekilde, tez, rapor vs. yazan bir insanda, muhakkak takıntı vardır. yani insan ırkının bir kısmı bildiğin takıntılı- o introdan öteye geçemezsin. roman yazıyor olsan neyse, ama intro olayların girişi kadar toparlandığı bir yerdir de biraz. o yüzden yapacakların şunlar:
- ilk önce literatür çalışması yaptıysan ve yazacaksan -bazı üni.lerde pek istemiyorlar literatürü- onun orta kısımlarını yaz.
- sonra da deney ve sonuçlarını yaz.
- hatta conclusionı bile yaz
- introyu en son yaz.
en temizi budur. ya da toparlayabilirsen introyu ortada yaz. şu zamana kadar bunu kaç öğrenciye tavsiye ettiysem hepsinde de tuttu, ama sende de tutacağını iddia edemem. ama bir sınava çalışmıyorsan ya da öykü, roman yazmıyorsan, tez yazarken en mantıklısı bu. çünkü ana kısımları yazarken, introya -ya da özet kısmına mesela- yapacaklarını beynin arka planda toparlıyor, büyük resmi görmeye başlıyorsun.
bir de şunu öneririm: ayrı bir word dosyası aç -sürekli kaydet ama, sonra kaybolmasın. tecrübeyle sabittir :D - oraya, literatürde okuduklarından ya da diğer bölümleri yazarken "heaa, burası introya olur ya!" diyebileceğin kısımları yaz. böyle not al yani. sonra introda toparlasın.
yani "oyun oynama, dizi izleme" ile olmuyor o işler, çünkü vakit kaybetmek istesen, yani çalışmak istemesen, mal mal tavana bakarak da çalışmazsın, önemli olan içinden gelmesi. muhtemelen neyi nasıl yazacağın konusunda bir tıkanma yaşamışsın, en deneyimli profesörlerin bile başına gelebiliyor bunlar. ve panik de olmuşsun, mantıklı düşünemiyorsun, yoksa şu yukarıda anlattıklarımı kendin de bulurdun zaten :) çünkü arada sakinleşip, ben kendilerine bir şey önermeden bu yöntemlerle çıkıp gelen arkadaşlarım, öğrencilerim de var. önemli olan panik olmamak. ha bir de tabi dizi, film izle demiyorum, izleme de demiyorum, ama masanın başına konsantre ve gaza gelmiş olarak otur. konsantrasyon eksikliğinden de oluyor çünkü bunlar, ki günümüz dünyasında gayet olası şeyler.
aklıma başka bir şey daha gelirse eklerim. iyi çalışmalar, sana ve sınavı, tezi, raporu, sunumu olan herkese :)
anladığıma göre sen de sayısal bölümlerden birindesin -deney-data vs- yüksek lisans tezi yazarken dediğim gibi aynı durumda kaldım. aylarca intro'dan öteye geçemedim. genelde yumurta-kapı ilişkisi ile çözülebilecek bir sorun :D bir haftada yazıp bitirmiştim çünkü ehuheuheue :D ama intro'da takılmadım işte orası var. intro önemli intro.. intro... introoooooo.... introintrointro aksdfjşsdf neyse bak: teze intro'dan başlanmaz, yıllarca herkese söyledim! lisans tezi yazarken iki arkadaş kafayı yemiştik, sonrasında introyu atlayıp öyle başlamıştık ama sorunun intro'da olduğunu çözememiştik. yıllar sonra bizzat bendeniz çözdüm bu olayı: tezi "okumaya" intro'dan başlanır, ama "yazmaya" değil. çünkü aslında intro, tüm olaylara giriş niteliğinde, ve sen kitap yazmıyorsun. hele de takıntılıysan -ki herhangi bir şekilde, tez, rapor vs. yazan bir insanda, muhakkak takıntı vardır. yani insan ırkının bir kısmı bildiğin takıntılı- o introdan öteye geçemezsin. roman yazıyor olsan neyse, ama intro olayların girişi kadar toparlandığı bir yerdir de biraz. o yüzden yapacakların şunlar:
- ilk önce literatür çalışması yaptıysan ve yazacaksan -bazı üni.lerde pek istemiyorlar literatürü- onun orta kısımlarını yaz.
- sonra da deney ve sonuçlarını yaz.
- hatta conclusionı bile yaz
- introyu en son yaz.
en temizi budur. ya da toparlayabilirsen introyu ortada yaz. şu zamana kadar bunu kaç öğrenciye tavsiye ettiysem hepsinde de tuttu, ama sende de tutacağını iddia edemem. ama bir sınava çalışmıyorsan ya da öykü, roman yazmıyorsan, tez yazarken en mantıklısı bu. çünkü ana kısımları yazarken, introya -ya da özet kısmına mesela- yapacaklarını beynin arka planda toparlıyor, büyük resmi görmeye başlıyorsun.
bir de şunu öneririm: ayrı bir word dosyası aç -sürekli kaydet ama, sonra kaybolmasın. tecrübeyle sabittir :D - oraya, literatürde okuduklarından ya da diğer bölümleri yazarken "heaa, burası introya olur ya!" diyebileceğin kısımları yaz. böyle not al yani. sonra introda toparlasın.
yani "oyun oynama, dizi izleme" ile olmuyor o işler, çünkü vakit kaybetmek istesen, yani çalışmak istemesen, mal mal tavana bakarak da çalışmazsın, önemli olan içinden gelmesi. muhtemelen neyi nasıl yazacağın konusunda bir tıkanma yaşamışsın, en deneyimli profesörlerin bile başına gelebiliyor bunlar. ve panik de olmuşsun, mantıklı düşünemiyorsun, yoksa şu yukarıda anlattıklarımı kendin de bulurdun zaten :) çünkü arada sakinleşip, ben kendilerine bir şey önermeden bu yöntemlerle çıkıp gelen arkadaşlarım, öğrencilerim de var. önemli olan panik olmamak. ha bir de tabi dizi, film izle demiyorum, izleme de demiyorum, ama masanın başına konsantre ve gaza gelmiş olarak otur. konsantrasyon eksikliğinden de oluyor çünkü bunlar, ki günümüz dünyasında gayet olası şeyler.
aklıma başka bir şey daha gelirse eklerim. iyi çalışmalar, sana ve sınavı, tezi, raporu, sunumu olan herkese :)
0
Sen daha sürün. Ben perşembe günü teslim edicem benimkini. Bugün 6 kopya yazdırıyorum. Hadi sana hırs olsun. Savunmaya girene kadar sen anca yazarsın :p
Ayrıca pasp +1 giriş-özet en son yazılır.
Ben şöyle yaptım özetle:
Kabaca içindekiler kısmını sınırladık danışmanımla.
Ben bi sürü bi sürü kaynak topladım.Hepsini grupladım kitap, makale, internet kolaylık oldu bana ve tez yazım kılavuzuna uygun düzenledim. Kaynakçam hoop hazır oldu.
Sonra aldım içindekiler kısmındaki başlıkları. Açtım kaynakları yaz babam yaz. Atıflarını yap. Bölümleri bağlayacak bir kaç satırlık paragraflar yazdım.
Sonra araştırma kısmının verilerini tablo yaptım. Yorumladım.
Tez şekillenmeye başladı. Sonuçları ve girişi kafamda toparlayıp bi özet yazdım. En son da giriş kısmında afili cümlelerle tüm bölümleri anlattım. Bin kere kontrol ettim. Ve inş bitecek.
Şimdi sıra geldi savunmaya... Hoca diyo ki 2-2,5 saat sürer. Ben ne yapayım dostlar 2 saat ne sorarlar ne yaparlar ben ölem ya.
Ayrıca pasp +1 giriş-özet en son yazılır.
Ben şöyle yaptım özetle:
Kabaca içindekiler kısmını sınırladık danışmanımla.
Ben bi sürü bi sürü kaynak topladım.Hepsini grupladım kitap, makale, internet kolaylık oldu bana ve tez yazım kılavuzuna uygun düzenledim. Kaynakçam hoop hazır oldu.
Sonra aldım içindekiler kısmındaki başlıkları. Açtım kaynakları yaz babam yaz. Atıflarını yap. Bölümleri bağlayacak bir kaç satırlık paragraflar yazdım.
Sonra araştırma kısmının verilerini tablo yaptım. Yorumladım.
Tez şekillenmeye başladı. Sonuçları ve girişi kafamda toparlayıp bi özet yazdım. En son da giriş kısmında afili cümlelerle tüm bölümleri anlattım. Bin kere kontrol ettim. Ve inş bitecek.
Şimdi sıra geldi savunmaya... Hoca diyo ki 2-2,5 saat sürer. Ben ne yapayım dostlar 2 saat ne sorarlar ne yaparlar ben ölem ya.
0
lütfen bu soruyu ve pasp özellikle sen cevaplarınızı silmeyin. bu soruyu sözlükte tez yazmak başlığına yabıştudum:
eksisozluk.com
eksisozluk.com
0
fadetoreality
Merhaba,16GB RAM ve SSD fazla yok galiba piyasada. O zaman RAM'den mi vazgeçmek lazım, SSD'den mi?Büyük veri işlemem gerekecek, bu nedenle RAM önemli. Ama 8GB RAM + 128GB SSD olan bir şey daha iyi olabilir belki. Siz ne dersiniz?
Merhaba,
16GB RAM ve SSD fazla yok galiba piyasada. O zaman RAM'den mi vazgeçmek lazım, SSD'den mi?
Büyük veri işlemem gerekecek, bu nedenle RAM önemli. Ama 8GB RAM + 128GB SSD olan bir şey daha iyi olabilir belki. Siz ne dersiniz?
16GB RAM ve SSD fazla yok galiba piyasada. O zaman RAM'den mi vazgeçmek lazım, SSD'den mi?
Büyük veri işlemem gerekecek, bu nedenle RAM önemli. Ama 8GB RAM + 128GB SSD olan bir şey daha iyi olabilir belki. Siz ne dersiniz?
0
ÖNCE İŞLEMCİ SONRA RAM SONRA SSD. bu sıraya göre olmalı. işlemciyi değiştiremiyorsan (laptop falansa) ram!e ağırlık ver bence. ayrıca eğer hdd ikiye bölünmüş veya yedek kasadan bağlı harddisk varsa işletim sisteminin olduğu yere sanal bellek kurmayalım ki hızlanalım.
ben şahsen oyun için tercih ettim iyi bir i7 işlemci 16 gb ram ve ssd yi. gayette iyi online oyun oynayabiliyorum.lagsız full kalite olarak.
ama dediğim gibi işlemci iyi olacak başta. adı üstünde işlemci. onun hızı daha önemlidir.
ben şahsen oyun için tercih ettim iyi bir i7 işlemci 16 gb ram ve ssd yi. gayette iyi online oyun oynayabiliyorum.lagsız full kalite olarak.
ama dediğim gibi işlemci iyi olacak başta. adı üstünde işlemci. onun hızı daha önemlidir.
0
Normal kullanım için 4GB ram + 120/128GB SSD bile gayet yeterlidir. İşlemci herşeye etkir kabul ama ben intel T3200 işlemciyle bile gayet akıcı kullanım elde ettim SSD ile. Ram de 3GB'dı. Sana hız nerde lazım o önemli anlıyacağın. Sıfırdan almayacaksan alette darboğaz neresi onu takip edip ona göre yükseltmek makbul.
edit: Bir de ekleyeyim oyun için oyunun açılış hızı hariç hiçbir şeye etkimez SSD. Ram de 8GB dolaylarından sonra olsa da olur olmasa da. Ortalama bir işlemci de yeterlidir. Oyun performansı için en büyük etken ekran kartıdır.
edit: Bir de ekleyeyim oyun için oyunun açılış hızı hariç hiçbir şeye etkimez SSD. Ram de 8GB dolaylarından sonra olsa da olur olmasa da. Ortalama bir işlemci de yeterlidir. Oyun performansı için en büyük etken ekran kartıdır.
0
bence ram ve ssd arasında ssd öncelikli olmalı.
ssd'nin performansa katkısı kullanımda daha bariz göze çarpıyor.
ssd'nin performansa katkısı kullanımda daha bariz göze çarpıyor.
0
günlük kullanım için ssd
oyun için ekran kartı
veri üretim işlemci
ram hepsi karışık. ama 8 gb ram herşeye yeter gibime geliyor
oyun için ekran kartı
veri üretim işlemci
ram hepsi karışık. ama 8 gb ram herşeye yeter gibime geliyor
0
keyfine kalmış bir durum; bende 16gb ram 256gb ssd var misal... veri işleyeceksen daha çok ram'e ihtiyacın var. ssd işlediğin veriye daha sonra ulaşımını hızlandıracak. o sebepten önce ram arttır sonra ssd'ye geç...
0
SSD
depolama birimi uzerine yazilan/okunan bilgilerin cok daha hizli islenmesini saglar. uygulamalarin cok daha hizli yuklenmesi dolayisiyla, isletim sistemi ve kullanacagim programlarin acilis hizini oldukca fazla etkiler, hizlandirir.
mesela win8.1 SSD ile 3 saniyede acilirken, WD raptor HDD ile 11-12 saniyede acilir. mesela office 2013 uygulamalari SSD ile instant acilir. veya photoshop cs5 saniyeler icinde kullanima hazirdir.
RAM
uygulamalarin, islemci tarafindan islenmeye hazir halde tutulugu, islemcinin direk muhattab oldugu veri transfer birimdir. bu birimin erisim hizi ve kapasitesi, uygulamalarin kesintisiz ve hizli calismasini direk etkiler. gunumuz kosullarinda 64bit isletim sisteminde buyuk veri islenmesi de dahil, maksimum performans icin 16gb oldukca yeterlidir. mesela en buyuk ram somuruculerden CS5 Photoshop kendine ortalama 5gb ram ayirilmasini sever. diger tum gundelik islemler icin isletim sistemi ortalama 2gb yer ihtiyaci hisseder.
depolama birimi uzerine yazilan/okunan bilgilerin cok daha hizli islenmesini saglar. uygulamalarin cok daha hizli yuklenmesi dolayisiyla, isletim sistemi ve kullanacagim programlarin acilis hizini oldukca fazla etkiler, hizlandirir.
mesela win8.1 SSD ile 3 saniyede acilirken, WD raptor HDD ile 11-12 saniyede acilir. mesela office 2013 uygulamalari SSD ile instant acilir. veya photoshop cs5 saniyeler icinde kullanima hazirdir.
RAM
uygulamalarin, islemci tarafindan islenmeye hazir halde tutulugu, islemcinin direk muhattab oldugu veri transfer birimdir. bu birimin erisim hizi ve kapasitesi, uygulamalarin kesintisiz ve hizli calismasini direk etkiler. gunumuz kosullarinda 64bit isletim sisteminde buyuk veri islenmesi de dahil, maksimum performans icin 16gb oldukca yeterlidir. mesela en buyuk ram somuruculerden CS5 Photoshop kendine ortalama 5gb ram ayirilmasini sever. diger tum gundelik islemler icin isletim sistemi ortalama 2gb yer ihtiyaci hisseder.
0
Cevaplar için teşekkür ederim.
Matlab gibi programlarda uzun süren testler yapmam gerekecek tez yazarken, daha önceki deneyimlerimden yola çıkarak RAM'in önemli olduğunu biliyorum. Ama SSD'nin getirisini çok iyi bilmiyorum. Bir de, birkaç yıl idare etsin istiyorum, her yıl bilgisayara para ayıramayacağım.
Yeni bir laptop alacağım. Çok performans delisi değilim, hatta yaklaşık 3 yıldır netbook kullanıyorum ve kod yazdım, test yaptım, müzik yazılımı çalıştırdım. Lubuntu'yla filan idare ediyorum, ama yeni aldığım bilgisayar iyi olsun istiyorum tabii.
Photoshop gibi şeylerin rahat kullanılması iyi olur, ama 5 dakikada açılması hoş olmaz.
Bir de şarj sorunu var malesef. Performans arttıkça şarj inip gidiyor.
Matlab gibi programlarda uzun süren testler yapmam gerekecek tez yazarken, daha önceki deneyimlerimden yola çıkarak RAM'in önemli olduğunu biliyorum. Ama SSD'nin getirisini çok iyi bilmiyorum. Bir de, birkaç yıl idare etsin istiyorum, her yıl bilgisayara para ayıramayacağım.
Yeni bir laptop alacağım. Çok performans delisi değilim, hatta yaklaşık 3 yıldır netbook kullanıyorum ve kod yazdım, test yaptım, müzik yazılımı çalıştırdım. Lubuntu'yla filan idare ediyorum, ama yeni aldığım bilgisayar iyi olsun istiyorum tabii.
Photoshop gibi şeylerin rahat kullanılması iyi olur, ama 5 dakikada açılması hoş olmaz.
Bir de şarj sorunu var malesef. Performans arttıkça şarj inip gidiyor.
0
şu an kaç gb ram in var?
bütçen ne kadar?
bu soruların cevaplarına göre daha güzel yorumlanabilir. (cevapların hepsini okumadım yazdıysan sori)
ramin 4 gb nin üzerindeyse kesinlikle ssd. 8 gb yse mesela direkt ssd al.
4 gb yse; 2 gb daha ram alıp bi de üstüne ortalama bi ssd al.
benim tavsiyem de bu. :) 16 gb 120 gb ssd si olan birisi olarak.
madem yeni laptop alıyorsun; sshd li bir model al. tadından yenmez.
bütçen ne kadar?
bu soruların cevaplarına göre daha güzel yorumlanabilir. (cevapların hepsini okumadım yazdıysan sori)
ramin 4 gb nin üzerindeyse kesinlikle ssd. 8 gb yse mesela direkt ssd al.
4 gb yse; 2 gb daha ram alıp bi de üstüne ortalama bi ssd al.
benim tavsiyem de bu. :) 16 gb 120 gb ssd si olan birisi olarak.
madem yeni laptop alıyorsun; sshd li bir model al. tadından yenmez.
0
ben 16 gb ram ve 256 gb ssd'li msi gx70 kullanıyorum, işlemcisi yetersiz sadece ama hız konusunda normal uygulamalarda ve işletim sisteminde çok hızlı. veri işleyeceksen ram önemli tabi, ssd pek bir işine yaramaz.
0
2300TL değerinde çek (Bimeks ve Teknosa'da geçerli sadece). Üstüne de eklerim biraz.
Şu an 2GB RAM'li netbook'um var sadece. Tez yazmaya başlayınca görüntü veya ses verisi işlemem gerekecek. Gerçi teze daha bir yıl kadar var, ama çeklerin ömrü azaldı. Bir de müzik yazılımları filan çalışsın istiyorum.
Şu an 2GB RAM'li netbook'um var sadece. Tez yazmaya başlayınca görüntü veya ses verisi işlemem gerekecek. Gerçi teze daha bir yıl kadar var, ama çeklerin ömrü azaldı. Bir de müzik yazılımları filan çalışsın istiyorum.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
Selamlar.Sabah mı duş alırsınız akşam mı? Neden?
Selamlar.
Sabah mı duş alırsınız akşam mı? Neden?
Sabah mı duş alırsınız akşam mı? Neden?
0
Evden çıkmadan hemen önce. Zaten saç kurutma süresi de oluyor, o sırada diğer hazırlıkları yapıyorum falan. Evden temiz çıkmayı seviyorum.
0
sabah zor uyanıyorum zaten, bi de 2 saat saç kurutması, şekillendirmesi var.
gece alıyorum hep.
gece alıyorum hep.
0
yatmadan ya da dışarı çıkmadan önce. saati hiç önemli değil. akşamüstü 5'te uyuyacaksam 4'te, gece 4'te dışarı çıkacaksam 3'te.
0
kışın kesinlikle akşamdan yapıyorum. sabah duştan sonra dışarı çıkarsam üşütmeyeyim diye. yazın ne zaman eserse.
0
evden çıkmadan önce. evden çıkmayacaksam uyandıktan sonra ya da yatmadan önce fark etmiyor.
0
Aksam iyidir, kurulanmaya daha cok zaman ayirilir ve islak saca veya enseye soguk yiyip hastalanma derdi olmaz.
0
bu aralar gece duş alıp, saçlarımı örüp, topuz yaparak yatıyorum.
toplayınca ıslak saç üşütmüyor, hem de bütün gece nemli kalıyor. bunun da saçıma iyi geldiğini düşünüyorum. (tabii yanılıyor da olabilirim.)
sabak açınca da dalgalı oluyor.
bir de sıcak duş sonrası gece bakımı yapıp uyumak güzel oluyor. yatmadan önce gözlerimi dinlendirmiş oluyorum loş ışıkta. bütün gün bilgisayara bakmaktan pert oluyor gözler.
sabah duş alınca hem işe/okula yetişemiyorum, hem de sürekli saç kurutma makinesi kullanmak saçı yıpratıyor.
toplayınca ıslak saç üşütmüyor, hem de bütün gece nemli kalıyor. bunun da saçıma iyi geldiğini düşünüyorum. (tabii yanılıyor da olabilirim.)
sabak açınca da dalgalı oluyor.
bir de sıcak duş sonrası gece bakımı yapıp uyumak güzel oluyor. yatmadan önce gözlerimi dinlendirmiş oluyorum loş ışıkta. bütün gün bilgisayara bakmaktan pert oluyor gözler.
sabah duş alınca hem işe/okula yetişemiyorum, hem de sürekli saç kurutma makinesi kullanmak saçı yıpratıyor.
0
normalde akşam alırım çünkü baş ağrısı yapıyor duş alıp çıkınca. yazın çok sıcak günlerde sorun olmuyor ama duş alıp çıkarım.
0
yatmadan 1-2 saat önce.
yataga temiz giriyorum boylece, sacim ve vucudum hemen tozlanmiyor ve kirlenmiyor. Yillardir boyle alistim.
yataga temiz giriyorum boylece, sacim ve vucudum hemen tozlanmiyor ve kirlenmiyor. Yillardir boyle alistim.
0
Eve gelir gelmez. Dışarıda duman(kebapçı, kestaneci, arabalar falan), toz toprak her türlü pislik var.
0
fadetoreality
Merhaba,2007'den beri bu 3. veya 4. ağrı atak. Önceki ataklar haftalar veya bir-iki ay kadar sürdü.Sağ şakağım ve ensemin sağ üstünde hızla ağrı başlıyor. Zaman zaman şakağımdan bastırılıyormuş gibi hissediyorum, hatta kafamı da hareket ettiriyorum, sanki itilmiş gibi. Geçen yıllarda ne kadar sürüyo
Merhaba,
2007'den beri bu 3. veya 4. ağrı atak. Önceki ataklar haftalar veya bir-iki ay kadar sürdü.
Sağ şakağım ve ensemin sağ üstünde hızla ağrı başlıyor. Zaman zaman şakağımdan bastırılıyormuş gibi hissediyorum, hatta kafamı da hareket ettiriyorum, sanki itilmiş gibi.
Geçen yıllarda ne kadar sürüyordu hatırlamıyorum, ama bu atakta yarım - bir saat civarı sürüyor. Sanırım daha önce daha uzun süren bir dönem olmuştu.
Gözde sulanma ve kızarıklık ile burunda tıkanma veya akıntı için farkına varabildiğim bir şey yok, çünkü zaten bu iki sorun sık sık oluyor ağrısız dönemlerde de. Işığa ve sese duyarlılık yok, ağrıya bağlı şiddetli bir mide bulantısı yok. Ağrı varken bir şeye odaklanamama, okuduğunu, söylenenleri anlamama var.
2007'de ağrı için nöroloji uzmanına gitmiştim. CT temiz çıktı. Gerilim tipi baş ağrısı dedi. Sonra birkaç kez daha tekrarladı işte. Stresli olduğum dönemlere denk geliyor, ama zaten genelde stresli biriyim.
Ağrının tipi, birkaç yılda bir tekrarlaması, tek taraflı olması, sabit bir ağrı yerine dalgalı seyretmesi ve bazen anlık olarak çok şiddetlenmesi küme tipine daha çok benziyor okuduğum kadarıyla.
Teşhis koyun demiyorum, ama bir tahmin yapmanız mümkün mü? Yine nörolojiye mi gitmeliyim?
2007'den beri bu 3. veya 4. ağrı atak. Önceki ataklar haftalar veya bir-iki ay kadar sürdü.
Sağ şakağım ve ensemin sağ üstünde hızla ağrı başlıyor. Zaman zaman şakağımdan bastırılıyormuş gibi hissediyorum, hatta kafamı da hareket ettiriyorum, sanki itilmiş gibi.
Geçen yıllarda ne kadar sürüyordu hatırlamıyorum, ama bu atakta yarım - bir saat civarı sürüyor. Sanırım daha önce daha uzun süren bir dönem olmuştu.
Gözde sulanma ve kızarıklık ile burunda tıkanma veya akıntı için farkına varabildiğim bir şey yok, çünkü zaten bu iki sorun sık sık oluyor ağrısız dönemlerde de. Işığa ve sese duyarlılık yok, ağrıya bağlı şiddetli bir mide bulantısı yok. Ağrı varken bir şeye odaklanamama, okuduğunu, söylenenleri anlamama var.
2007'de ağrı için nöroloji uzmanına gitmiştim. CT temiz çıktı. Gerilim tipi baş ağrısı dedi. Sonra birkaç kez daha tekrarladı işte. Stresli olduğum dönemlere denk geliyor, ama zaten genelde stresli biriyim.
Ağrının tipi, birkaç yılda bir tekrarlaması, tek taraflı olması, sabit bir ağrı yerine dalgalı seyretmesi ve bazen anlık olarak çok şiddetlenmesi küme tipine daha çok benziyor okuduğum kadarıyla.
Teşhis koyun demiyorum, ama bir tahmin yapmanız mümkün mü? Yine nörolojiye mi gitmeliyim?
0
Şunu belirteyim öncelikle nörolog değlim.hatta henüz doktor bile değilim.4.sınıf öğrencisiyim.
Ama geçen sene baş ağrıları dersinde işlemiştik bunları.dediğiniz ağrı tipi gerilime hiç uymuyor hatta bilakis kümeyi tarifliyor.muhtmelen yeniden nörologa gitmeniz gerekecek ilkinde neden gerilim demiş bilemedim belki tam anlayamadı ya da anlatamadınız şikayetinizi ama tam buraya yazdığınız şekilde yeniden anlatırssanız nörologa tedaviden de daha iyi fayda görürsünüz..
BT değil de bir de mr isterse doktor daha faydalı olucaktır sanırım ama bu doktorun bileceği iş tabi..
Çok geçmiş olsun.
Ama geçen sene baş ağrıları dersinde işlemiştik bunları.dediğiniz ağrı tipi gerilime hiç uymuyor hatta bilakis kümeyi tarifliyor.muhtmelen yeniden nörologa gitmeniz gerekecek ilkinde neden gerilim demiş bilemedim belki tam anlayamadı ya da anlatamadınız şikayetinizi ama tam buraya yazdığınız şekilde yeniden anlatırssanız nörologa tedaviden de daha iyi fayda görürsünüz..
BT değil de bir de mr isterse doktor daha faydalı olucaktır sanırım ama bu doktorun bileceği iş tabi..
Çok geçmiş olsun.
0
Ağrı 5-10 dakika içinde 0'dan 100'e çıkıyor. Başlıyor deyip hastaneye gidene kadar geçer muhtemelen, çünkü bir saat kadar sürüyor.
Birkaç gündür Başlayacağını hissettiğim anda flurbiprofen alıyorum, ama onun etkisiyle mi geçiyor yoksa süresi mi doluyor anlayamadım.
Birkaç gündür Başlayacağını hissettiğim anda flurbiprofen alıyorum, ama onun etkisiyle mi geçiyor yoksa süresi mi doluyor anlayamadım.
0
fadetoreality
Merhaba,1) Kavrulmuş fındığın kalorisi neden çiğ fındıktan daha yüksektir? Yoksa öyle değil midir?2) Haşlanmış nohut konservesinin 100 gramında protein, tuz, yağ, karbonhidrat ve lif haricinde ne olduğu yazılmamış 89,92 gram var. Nedir o?3) Yetişkin bir insan bir öğünde kütle veya hacim olarak ne ka
Merhaba,
1) Kavrulmuş fındığın kalorisi neden çiğ fındıktan daha yüksektir? Yoksa öyle değil midir?
2) Haşlanmış nohut konservesinin 100 gramında protein, tuz, yağ, karbonhidrat ve lif haricinde ne olduğu yazılmamış 89,92 gram var. Nedir o?
3) Yetişkin bir insan bir öğünde kütle veya hacim olarak ne kadar yemek yer / yemeli?
4) Yiyeceklerin / içeceklerin besin öğeleri, enerjisi filan nasıl hesaplanır?
1) Kavrulmuş fındığın kalorisi neden çiğ fındıktan daha yüksektir? Yoksa öyle değil midir?
2) Haşlanmış nohut konservesinin 100 gramında protein, tuz, yağ, karbonhidrat ve lif haricinde ne olduğu yazılmamış 89,92 gram var. Nedir o?
3) Yetişkin bir insan bir öğünde kütle veya hacim olarak ne kadar yemek yer / yemeli?
4) Yiyeceklerin / içeceklerin besin öğeleri, enerjisi filan nasıl hesaplanır?
0
1. Kuruyup gramajı düşüyor, gram başına kalori yükseliyor.
3. Öğün başına hesap yapmak yerine günlük toplam kalori, karbonhidrat, protein vs. hesabı yapman daha doğru olur.
3. Öğün başına hesap yapmak yerine günlük toplam kalori, karbonhidrat, protein vs. hesabı yapman daha doğru olur.
0
